Türk Dili I, 3. Hafta Yeryüzündeki Diller

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 10

3.

Hafta

YERYÜZÜNDEKİ DİLLER

Yeryüzünde ne kadar kavim varsa o kadar dil olduğu söylenebilir. Bugün


yeryüzünde konuşulan dillerin sayısını tespit etmek de güçtür. Henüz tam olarak
tanınmayan kabileler ve onların birbirleriyle anlaştığı diller de söz konusudur.
Bugün yaşamayan dilleri de göz önünde bulundurursak yeryüzünde yaklaşık üç
binden fazla dilin olduğu tespit edilmiştir. Bu dillerin bir kısmıyla ilgili henüz
yeterli araştırmalar bile yapılmamıştır.

Yeryüzündeki dillerin sınıflandırılmasıyla ilgili çeşitli çalışmalar çok


eskiden beri yapılmıştır. Özellikle 14. yüzyılda karşılaştırmalı dil çalışmaları
başladığından buyana bu sınıflandırmalar artmıştır.

Ele geçirilen en eski Sümerce metinler, 5500 yıl öncesine kadar uzanır.
Türkçe’nin en eski ürünleri ise 7-8. yüzyıllara ve tarihsiz metinlere göre de
ancak 5-6. yüzyıllara kadar götürülebilmektedir. Halbuki ilk insanların bundan
bir milyon yıl kadar önce yaşadığı ileri sürülmektedir. Bütün bunlar dikkate
alındığında dille ilgili yazılı metinlerin geçmişi pek eskiye gitmediği görülür.

Yeryüzünde bugün yaşayan diller birbirleriyle ya da daha önceki dillerle


karşılaştırıldığında bir kısım dillerin kendi aralarında benzerlikler taşıdığı
görülmüştür. Hatta bazı araştırmacılar bütün dillerin tek bir kayaktan geldiğini
ve diller arasında sıkı bir akrabalık olduğunu iddia etmişlerdir.

Bütün dillerin tek bir kaynakta çıkıp çıkmadığı tartışılsa da en azından bir
kısım dillerin başlangıçta tek bir dil olduğu kabul edilmektedir. Bu diller
"akraba diller" olup bunların oluşturduğu topluluğa "dil ailesi" adı verilir.

Yeryüzündeki diller, yakınlık ve benzerlikleri; ya köken (menşe, kaynak)


ya da yapı (morfolojik) bakımından karşımıza çıkmaktadır.

I. Dillerin Kökenlerine Göre Sınıflandırılması

1
Kökenleri aynı olduğu düşünülen yani başlangıçta tek bir kol olduğu
düşünülen bu diller bilinmeyen bir dönemde aynı ana dile bağlanabileceği kabul
edilmektedir. Aynı dil ailesinden olduğu tespit edilen bu diller arasında ses,
şekil, cümle yapısı, kelime hazinesi gibi çeşitli bakımlardan benzerlikle
araştırılmış ve birçok benzerlik ortaya konmuştur.

Dil ailesi terimi, köken akrabalığı bulunan dilleri ifade etmek için
kullanılır. Bir dil ailesini oluşturan dillerin henüz farklı dillere ayrılmadan
önceki devresindeki ana dile ait metinler henüz ele geçmemiştir. Ancak yukarıda
belirtilen hususlarda benzer ve ortaklıkların bulunması, bu dillerin bilinmeyen
bir dönemde konuşulan ortak bir ana dilden kaynaklandığını göstermektedir.
Ancak, bu tür benzerlikler, akraba dileri konuşan milletlerin aynı soydan geldiği
anlamına gelmez. Dil ailesi terimi dillerin birbirleriyle yakın ilişkisini ifade eder.
Aynı soydan gelen ve dilleri akraba olan milletler bulunduğu gibi, soy
bakımından birbiriyle hiç ilişkisi olmayan fakat aralarında kültür ilişkisi
görülen milletler de vardır. Hint-Avrupa dil ailesi içinde yer alan diller,
birbiriyle soy bağı bulunmayan birçok millet tarafından konuşulmaktadır. Bu
dilin Avrupa kolunda yer alan ve Fransızca konuşan Fransızlarla Hint kolunda
yer alan ve Farsça konuşan Farsların ırk bakımından bir ortaklıkları yoktur.

Yeryüzünde çeşitli millet, kavim ve kabile tarafından konuşulan irili


ufaklı birçok dil olduğu halde bunların oluşturduğu dil ailelerini sayısı pek fazla
değildir. Yeryüzündeki dilleri köken bakımından şu şekilde sınıflandırabiliriz:

1. Hint-Avrupa Dilleri Ailesi

Bugün Avrupa’dan Hindistan’a kadar geniş bir alanda yaşayan milletlerin


dillerinin oluşturduğu dil ailesidir. Bu diller üzerinde karşılaştırmalı olarak
birçok araştırma yapılmış ve aralarında akrabalık olduğu kesin olarak ortaya
konulmuştur.

2
Çok geniş bir coğrafyaya yayılmış olan ve bünyesinde birçok dili
barındıran bu dil ailesinin biri Avrupa’da biri Asya’da olmak üzere iki büyük
kolu vardır.

1.1. Asya Kolu

Hint-İran Dilleri (Arî Diller):

Hint kolu: Urdu dili, Hint dilleri ile ölü dillerden Sanskritçe.

İran kolu: Farsça, Tacikçe, Afganistan ve Pakistan’da konuşulan


Peştunca, Kafkaslar’da konuşulan Osetçe.

Hint-Avrupa dil ailesinin en doğusunda Çin Türkistan’ında ortaya


çıkarılan ölü dil Toharca ile Kafkasya’da konuşulan Ermenice, Asya kolunda
bulunan fakat herhangi bir kola dahil olmayan Hint-Avrupa dillerindendir.

1.2. Avrupa Kolu

1.2.1. Roman Dilleri. Bu kola giren dille Roma'da ve İtalya'nın orta


kesimlerinde konuşulan ve zamanla bir kültür dili olan Latince (Latium)'den
doğmuştur. 476'da Batı Roma İmparatorluğunun yıkılmasından sonra Fransızca,
İtalyanca, Portekizce, İspanyolca, Romence gibi diller doğmuştur.

1.2.2. Slav dilleri.

Doğu kolu: Rusça, Ukraynaca;

Güney kolu: Bulgarca, Sırpça, Hırvatça, Boşnakça, Makedonca,


Slovence;

Batı kolu: Lehçe (Polonya'da), Çekçe, Slovakça.

3
1.2.3. Germen dilleri:

Batı Germence: İngilizce, Almanca, Felemenkçe.


Kuzey Germence: İskandinav dilleri olarak bilinir. İsveççe,
Norveççe, Danca, İzlandaca. Gotça (ölü dillerdendir).

Bugün İrce ve İskoç Galcesi olmak üzere iki kola ayrılmış olan eski
Keltçe, Yunanca ve Arnavutça bağımsız Avrupa dilleri olarak kabul
edilmektedir.

2. Hami-Sami Dilleri

Bu dil ailesi adını Nuh Peygamber'in oğulları Ham ve Sam'dan almıştır.


Orta Doğu, Arap Yarımadası ve Kuzey Afrika gibi değişik coğrafi bölgelerde
yaşayan bir kısım kavim ve kabilelerin dilleridir.

2. 1. Sami Dilleri.

Doğu kolu: Akkadca.

Batı kolu: İbranice (İsrail'in resmi dili), Aramice, Arapça,


Habeşçe (Etiyopya).

2. 2. Eski Mısır dilleri: Heyeroglif yazılı metinlerden bu dilin çok


eski bir dil olduğu anlaşılmaktadır. Daha sonraki dönemde Kopt (Kıptî) adıyla
bilinen bu dil 17. yüzyıldan sonra ölü bir dil halini almıştır.

2. 3. Berberî dilleri. Somali, Libya, Cezayir ve Tunus'ta konuşulan


diller.

3. Çin-Tibet Dilleri

Çin ve Tibet dillerin yer aldığı dil ailesidir. Bu dil ailesinin geçmişi
milattan önce 14. yüzyıla kadar uzanır. Çince, Burma dili, Tibetçe bu dil
ailesinin en büyük kollarıdır.

4
4. Bantu Dilleri

Orta ve Güney Afrika’nın çeşitli bölgelerinde konuşulan Swahili, Zulu,


Çuana, Kongo, Maugo gibi dillerden oluşan bir dil ailesidir.

5. Kafkas Dilleri

Kafkasya, coğrafi bakımdan küçük olsa da birbirinden farklı birçok dilin


konuşulduğu bir bölgedir. Bu dillerin ses ve cümle yapılarında diğer dil
ailelerine göre büyük farklılıklar görülmektedir. Kafkas dilleri içerisinde yer
alan dillerden bazıları şunlardır: Gürcüce, Lazca, Abhazca, Çerkezce,
Çeçence, Lezgice.

6. Ural-Altay Dilleri

Ural ve Altay olmak üzere iki koldan meydana gelen bu diller arasındaki
benzerlik ve yakınlıklar diğer dil ailelerindeki kadar kuvvetli değildir. Bu iki kol
arasındaki benzerliklerin daha çok yapı bakımından olduğu görülür.

6. 1. Ural dilleri. 19. yüzyılda yapılan çalışmalar Ural dillerinin


akrabalığını güçlendirecek yeni verilere ulaşılmıştır. Kendi içinde iki kola
ayrılır:

A. Fin-Ugor Kolu: Bu da kendi içinde ikiye ayrılır:

1. Ana Fin Dilleri: Fince, Estçe, Çeremisçe, Lapça, Livce,


Vostyakça, Mordvince.

2. Ugor Dilleri: Ostyakça, Vogulca, Macarca.

B. Samoyed Kolu. Samoyed dilleri.

5
6. 2. Altay Dilleri: Türkçe, Moğolca, Mançu-Tunguz dilleri, Korece,
Japonca.

Altay Dilleri adıyla bir araya gelen bu dillerin köken akrabalığına mı


yoksa bir kültür akrabalığına mı bağlanacağı konusunda Altayistler henüz tam
olarak görüş birliğine varamamıştır.

Altay dilleri, yaygın görüşe göre Türkçe, Moğolca, Mançuca ve


Tunguzca, daha az kabul gören bir görüşe göre de Korece ile Japoncayı da
içine alan bir dil ailesidir.

Altay dil ailesinin kolları arasında akrabalığı oluşturan önemli ortak


özellikler vardır.

Altay dillerinin ortak özellikleri şu şekilde sıralanabilir:

1. Yapı bakımından eklemeli dillerdir.


2. Yapım ve çekim ekleri sona getirilen eklerle yapılır. Kelime kökünde
herhangi bir değişme olmaz. Çok zengin bir ek sistemi vardır.
3. Kelimelerde eril, dişil gibi cinsiyet ayırımı yoktur.
4. Kelimeye belirlilik kazandıran artikeller (harf-i tarifler) yoktur.
5. Sayı sıfatlarından sonra gelen isimlere bazı özel durumlar dışında
çokluk eki getirilmez (dört ev, altı çocuk gibi).
6. Diller arasında aynı şekilden kaynaklandığı tespit edilen bir kısım
ortak ekler vardır. Bu özellik Moğolca ile Türkçe arasında daha
belirgindir.
7. Altay dillerinde kelime başında l, r, ñ sesleri bulunmaz.
8. Tamlamalarda asıl unsur sonda, yardımcı unsur başta bulunur. Cümle
kuruluşunda da özne genellikle başta ve fiilden önce gelir.

II. Dillerin Yapılarına Göre Sınıflandırılması.

Dillerin yapı benzerlirlerine göre sınıflandırılması, 19. yüzyıldan itibaren


yapılmaya başlanmıştır. Dili oluşturan kelime ve eklerin kuruluş ve
işleyişlerindeki benzerliklerine göre yeryüzündeki diller üç gruba ayrılır:

6
1. Tek Heceli Diller (Yalınlayan Diller)

Bu grupta yer alan dillerde kelimeler tek heceden ibarettir. Tek heceli
dillere Çince ve Tibetçe örnek verilmektedir. Kelimelerin çekimli şekilleri
yoktur. Kelimelerden eklerle yeni kelimeler türetilmez.

Cümlenin anlamını kelimelerin söz dizimindeki sıralanışı belirler. Tek


heceden oluşan kelimeler de birbirine çok benzediği için kelimelerdeki anlam
farklılıkları da vurgu ve tonlamayla sağlanır. Kelimeler hiçbir değişikliğe
uğramadan cümle içinde yer değiştirmek ve başka kelimelerle yan yana gelmek
suretiyle de farklı anlamlar kazanırlar. Kelimeler herhangi bir değişikliğe
uğramadan cümle içinde yer değiştirmek ya da başka kelimelerle yan yana
gelmek suretiyle yeni anlamlar kazanmış olur. Bazı kavramların
karşılanabilmesi için kelime birleştirmeleri de yapılmaktadır. Bu grubun en
belirgin örnekleri Çince ve Tibetçe’nin dışında bazı Himalaya ve Afrika dilleri
ile Vietnamca, Siyamca, Baskça ve Endonezya dilleri de tek heceli diller
grubuna girmektedir.

2. Eklemeli Diller (Bağlantılı Diller, Bitişken Diller)

Bu gruptaki dillerde tek veya çok heceli köklerle bu köklere getirilen ekler
vardır. Kelime köklerine anlamı etkileyen ya da çeşitli görevleri olan ekler
getirilir. Bu ekler kelimenin başına ya da sonuna eklenebilir. Kelimeler ister
yapım ister çekim eki alsın kökte bir değişiklik olmaz. Köklerle ekler
birbirlerinden kolaylıkla ayırt edilebilir. Türkçe'nin de içinde bulunduğu
Eklemeli Dillere Moğolca, Mançuca, Tunguzca, Macarca, Samoyetçe ile Güney
ve Orta Afrika'da konuşulan bazı diller de girmektedir.

3. Çekimli Diller (Bükümlü Diller).

Bu gruba giren dillerde Bazı ekler kullanılmakla birlikte kelime


türetilirken ya da çekim yapılırken kelime kökünde de değişikler olur. Kökler
çekim sırasında değişerek yeni anlam kazanır ya da bir görev üstlenir.

7
Çekimli dillerin bazılarında ünlüler değişirken bazılarında ünsüzler de
değişir. Ünsüz değişikliği çoğu zaman kökün asli şeklini tanınmaz kılar. Sadece
ünlü değişikliği olan dillerde kökteki ünsüzler korunduğu için kelimenin kökünü
tespit etmek mümkündür. Mesela Arapça olan kâtib (yazan, yazıcı) kelimesinin
kökü "ktb", maktûl (öldürülen, öldürülmüş) kelimesinin kökü "ktl",
mahkeme (yargılama yapılan yer) kelimesini kökü ise "hkm" ünsüzlerinden
oluşmaktadır. Arapça'dan başka Sami dil ailesinde yer alan İbranice, Habeşçe,
Berberice gibi diller de bu gruba giren dillerdendir.

Yeni kelime türetirken ya da çekim sırasında kökteki seslerin


değişmesinin yanı sıra bazı sesler de köke ilave olabilmektedir. Almanca,
İngilizce, Fransızca vb. dillerle Kafkas Dilleri bu tür değişiklerin olduğu
dillerdendir.

Kaynakça:

Prof. Dr. Yakup Karasoy v.dğr., Üniversiteler için Uygulamalı Türk Dili
ve Kompozisyon Bilgileri, Konya 2009
Prof. Dr. Musta Özkan v.dğr., Yüksek Öğretimde Türk Dili: Yazılı ve
Sözlü Anlatım, İstanbul 2006.
Rekin Ertem-İsa Kocakaplan, Üniversitelerde Türk Dili ve Kompozisyon,
İstanbul 2010

8
9
10

You might also like