Fahri Can Ve Antep Milli Mucadelesindeki

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 21

TARİHTEN GÜNÜMÜZE

AYINTAB - GAZİANTEP

Gazİantep 2018
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları - 23

ULUSLARARASI GAZİANTEP TARİHİ SEMPOZYUMU


MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE GAZİANTEP
Bildiri Metinleri Kitabı

Editörler :
Prof. Dr. Ahmet GÜNDÜZ
Dr. Öğr. Üye. Murat ÇELİKDEMİR
Araş. Gör. Selim OSRAK
Murat DAĞ (Gaziantep Büyükşehir Belediyesi)

Hazırlayan / Yapımcı:
Gazikültür A.Ş.

Grafik - Baskı:
Dumat Ofset Matbaacılık San. ve Tic. A.Ş.
Bahçekapı Mah. 2477 Sokak No: 6
Şaşmaz - Etimesgut / ANKARA
dumat@dumat.com.tr

Basım Tarihi: 2018

ISBN : 978-605-81237-6-2

Bu kitapta yayınlanan yazıların ve fotoğrafların sorumluluğu yazarına aittir.


Bütün Yayın Hakları Saklıdır. Copyright © 2018
Yazılı izin alınmadan fotoğraf ve metinler hiçbir şekilde kullanılamaz.
Tarihten Günümüze Ayıntab - Gaziantep III

TAKDİM
1 Fatma ŞAHİN / Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı
SEMPOZYUM AÇILIŞ KONUŞMASI
5 Prof. Dr. Ahmet GÜNDÜZ Düzenleme Kurulu Adına
OSMANLI ÖNCESİ AYINTAB
9 Eyyûbiler Döneminde Ayıntab
Yunus Emre TANSÜ - Özgür YÜCEL
27 Memlûk Hâkimiyeti, Gaziantep’in Sosya Ekonomisine Etkisi
Sinan DOĞAN
47 Bedreddîn Mahmud El-Aynî’nin Ayıntapla İlgili Notları
Prof. Dr. İlyas GÖKHAN
61 Gaziantepli Bir Âlim Olan
Bedrüddîn El-Aynî’nin İtikadî Görüşleri
Doç. Dr. Mahmut ÇINAR - Yunus ERASLAN
79 Antepli Tarihçi el-Aynî’nin
Memlûk Devleti’ndeki Yeri ve Önemi
Fatma AKKUŞ YİĞİT
OSMANLI DÖNEMİNDE AYINTAB
95 Evliya Çelebi Seyahatnamesine
Göre Ayıntab’ta Sosyal-Kültürel Hayat
Nurettin GEMİCİ
121 Girit Seferi’nin Ayntab Sancağı’na Yansımaları (1645-1669)
Semiha Zehra ÖZHARAT
139 49 Numaralı Antep Şer’iyye Sicili (H. 1109/M. 1697-1698)
İbrahim SOLAK - Betül ÇİFTÇİ
155 Osmanlı Devleti’nin 17. Yüzyılda Ayntâb Sancağı’ndan Talep
Ettiği Avarız-ı Divaniye Türü Yükümlülüklerden Avarız Akçesi
Hasan ARSLAN
185 18. Yüzyılda Antep ve Çevresinde Eşkıyalık Olayları
Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK
215 Osmanlı Devleti Döneminde Gaziantep 1849 Tarihli Antep
İcmal Nüfus Defteri ve Antep’in Nüfusu
Yılmaz KURT
IV Tarihten Günümüze Ayıntab - Gaziantep

229 XIX. Yüzyılda Antep (Ayıntab) Örneği Üzerinden


İllet-i Kolera ile Mücadele
Yrd. Doç. Dr. Ercüment TOPUZ
249 19. Yüzyıl Sonlarında Misyoner Bir Hemşirenin
Ayıntab Hastanesi Anıları
Fettah KUZU
271 Bir Kent, İki Salgın: Antep’te 1848 ve 1890 Kolera Epidemileri
İsmail YAŞAYANLAR
285 Gaziantep’e Demiryolunun Gelişi
İhsan Seddar KAYNAR
305 Osmanlı Son Dönemi’nde Halep Vilayetindeki Öğretmen
Okulları: Antep Öğretmen Okullarının Durumu
Memet YETİŞGİN
Sevim CEYLAN DUMANOĞLU
327 1889-1920 Arası Antep Polis Teşkilatının Genel Durumu
General Status of Antep Police
Organization Between 1889-1920
Muzaffer ORHAN - Mustafa ASLAN
355 Amerikalı Kadın Misyoner Myra A. Proctor’un
Aintab (Antep) Faaliyetleri
Füsun ÇOBAN DÖŞKAYA
387 Amerikan Misyonerlerinin Antep’teki Faaliyetleri
Mehmet BİCİK
441 1919. Yılında Kuzey Azerbaycan ve
Doğu Anadolu’da Ermeni Mezalimi
Vidadi UMUDLU
461 Gaziantep’in Araban-Beydilli Köyü’nde Yaşayan Beydili
Türkmen Aşiretine Mensup Aileler (19. Yüzyıl Ortalarında)
Zeynel ÖZLÜ
489 I. Dünya Savaşı’nda Antep’e Muhacir İskanı
Burcu KURT
501 I. Dünya Savaşı ve İşgal Yıllarında Antep’te Amerikalı
Misyonerlerin Faaliyetleri
Mustafa ÇABUK
515 Doğu Türkistan’dan Gaziantep’e Yer Adlarının Göçü
Doç. Dr. Kürşat YILDIRIM
Tarihten Günümüze Ayıntab - Gaziantep V

MİLLİ MÜCADELEDE AYINTAB


525 Antep’in Kurtuluş Mücadelesinin İki Önemli İsmi Karayılan ve
Şahin Bey’e Edebiyat Penceresinden Bir Bakış
Bülent ARI - Ömer Faruk KADAN
543 Antep Savunması’nın Halk Diline Yansıması
Reflection of Antep Defense to the Folk Language
Hasan KARACA
551 Antep’in Fransızlar Tarafından İşgaline Mustafa Kemal Paşa ve
Heyet-i Temsiliye’nin Tepkileri
Osman AKANDERE
575 Milli Mücadele’de Antep Etrafındaki Mücadelenin
Tarihi Kökenleri Üzerine
Prof. Dr. Tuncer BAYKARA
583 Kıbrıs’tan Antep’e Kurulan Şer ve İhanet Köprüsü;
Fransız Üniformalı Ermeniler
Ulvi KESER
653 Suriye’nin İşgalinden Sonra Antep’e Gelerek Direniş
Mücadelesine İştirak Eden Polisler
Ali DİKİCİ
695 Mustafa Kemal Paşa’nın Güney Siyaseti ve Antep
Cengiz MUTLU
715 Antep Harbinde Kadın ve Çocukların Rolü
Arzu DEREKÖYLÜ
731 Antep Savunması Kahramanı Karayılan’ın
Kimliği ve Faaliyetleri
Faruk SÖYLEMEZ
747 Gaziantep’e Değer Katan Bir Şahsiyet:
I. Dönem TBMM’de Antep Milletvekili
Mehmet Yasin Sani Kutluğ Bey ve Faaliyetleri
Hande KONCA
779 Antep’in İşgali ve Kurtuluşuna Dair Bazı Gazetelerde
Yayınlanan Haberlere İlişkin Değerlendirmeler
İsmail ÖZÇELİK
797 Bir Antep Savunması Mücahidi Portresi: Leblebici Ballı Ali
İsmet SARIBAL
VI Tarihten Günümüze Ayıntab - Gaziantep

811 Gaziantep’e İstiklal Madalyası Verilmesi ve


TBMM’de Yapılan Çalışmalar
Mukaddes ARSLAN
833 Resmi Belgelere (1904-1905-1906 Doğumlular) ve
Şehitliklerdeki Levhalara Göre İstiklal Harbinde
Şehit Düşen Çocuklar (Gaziantep Örneğinde)
Necat ÇETİN
849 Fahri Can ve Antep Milli Mücadelesi’ndeki Faaliyetleri
Ramazan Erhan GÜLLÜ
863 Milli Mücadele Dönemi Gaziantep’te Fransızlar Nezdinde
Bulunan Esirler ve Şehre Yapılan Yardımlar
Volkan AKSOY
883 Gaziantep Savunmasında Nizip Kuvay-i Milliyesinin Rolü
Yaşar BÜYÜKOĞLU - Selim OSRAK
923 Milli Mücadele’de Antep ve Savunması:
I. TBMM Açık Celselerinden Yansımalar
Zeki ÇEVİK - Yücel YİĞİT
977 Ankara İtilafnamesinin Türk Basınındaki Yansımaları
Selim OSRAK
CUMHURİYETTEN GÜNÜMÜZE GAZİANTEP
993 1927 Nüfus Sayımına Göre Gaziantep’in Nüfusu ve
Nüfus Özellikleri
Doç. Dr. Ünal TAŞKIN
1009 Cumhuriyet’in İlk On Beş Yılında
Gaziantep’te Trahom ve Mücadele Faaliyetleri
Sadet ALTAY
1043 Atatürk’ün Gaziantep Ziyaretinin Basındaki Yansımaları
Özlem TAŞKIRAN
1053 Cumhuriyet Döneminde Gaziantep’e Yapılan Yatırımlar
(1927-1950)
Yrd. Doç. Dr. Metin KOPAR
1067 Cumhuriyetten Günümüze Gaziantep ABD İstihbarat
Belgelerinde Gaziantep’in Sesi “Gazi Sancak”
Gazetesinden Sesleniş
Prof. Dr. Esat ARSLAN
Tarihten Günümüze Ayıntab - Gaziantep VII

1091 Serbest Cumhuriyet Fırkası Gaziantep Teşkilatı ve Faaliyetleri


Mehmet PINAR
1107 Gaziantep Valisi Akif İyidoğan’ın
1934 Yılında Antakya Ziyareti
Yrd. Doç. Dr. Süleyman HATİPOĞLU
1123 1935 Nüfus Sayımına Göre Gaziantep Vilayet Merkezi’nin
Demografik Özellikleri
Yalçın DOĞAN
1137 Gaziantep’in 1939-1950 Yılları Arasında
Ekonomi Alanındaki Gelişmeleri
Gaziantep’s Developments About Economic Between
1939-1950 Years
Yrd. Doç. Dr. Süleyman ÜNÜVAR - Zeynep YILDIZ ÖZLÜ
1165 1940-1951 Yılları Arasında Gaziantep'te Açılan
Halkodalarının Okuma-Yazma Faaliyetleri
Nuri YAVUZ - Abdullah KARA
1185 Gaziantep Şehrinin Gelişim Sürecinde
Siyaset Kurumunun Etkisi
Mehmet BİÇİCİ
1227 1954 Seçimleri Öncesinde
Gaziantep’te Muhalif Bir Gazete: Işık
Mehmet Serkan ŞAHİN
GAZİANTEP'İN KÜLTÜREL ve
SOSYO EKONOMİK DURUMU
1253 Gaziantep'te Sosyal ve Kültürel Yaşam Cumhuriyetin
İlk Yıllarında Gaziantep’te Sosyo-Ekonomik Durum
Zeynel ÖZLÜ
1275 Antep ve Urfa’nın Kurtuluş Mücadelesinin
Aktarımında Türkü ve Ağıtların Yeri
Ömer Faruk KADAN - Bülent ARI
1291 Göç Politikası Stratejisi Olarak Çok Kültürel Kavram
Doç. Dr. Altynai KALZHANOVA
1299 Gaziantepli Karikatür Sanatçısı İsmail Gülgeç ve
İnce Memed Çizimleri
Yrd. Doç. Dr. Ayhan ÖZER - Arş. Gör. İbrahim YILDIZ
VIII Tarihten Günümüze Ayıntab - Gaziantep

1315 Antep Savunması ve Kahramanlarının Plastik Sanatlara Yansıması


Yrd. Doç. Dr. Ayhan ÖZER - Arş. Gör. İbrahim YILDIZ
1343 Kent Dinamiklerini Sosyal Medya Verileri ile Anlamak:
Gaziantep Örneği
Yrd. Doç. Dr. Bayram Oğuz AYDIN - Arş. Gör. İbrahim YILDIZ
1361 Gaziantep Ağzı ve Bu Ağızla İlgili Yapılan
Çalışmalar Üzerine Bir Değerlendirme
Ercan ALKAYA
1385 Batı Versiyonu İçerisinde Antep ve Maraş Ağzı Köroğlu Destanı
Naile ASKER
1401 Gaziantep Tarihi Kutnu Kumaşının Geleneksel Kullanımı
Yrd.Doç.Dr. Nazan Avcıoğlu KALEBEK
Şerife UZER
Dilan OĞRAK
1411 Al Kızı veya Alkarısı - Gaziantep ve Azerbaycan Halk İnançlarında
Şebnem HÜSEYNOVA
1423 Ayıntab Mevlevihanesi ve Şeyhleri
Ayintab Mawlavi Lodge’s and Their Sheikhs
Yüksel BAYIL
1437 Gaziantep Folkloru, Mitolojisi Gaziantep Folklore, Mythology
Fidan GASIMOVA
1457 Bugünkü Tiyatronun Yüzyıllık Senaryosundaki Usta Oyuncula-
rından Gertrude Bell’in Gaziantep ve Çevresindeki Faaliyetleri
Doç. Dr. Halil ERDEMİR
Prof. Dr. Hatice PALAZ ERDEMİR
1475 Mümbit Hilal’in Yıldızı Karkamış’ta Arkeolojik Kazılar ve
Yurtdışına Kaçırılan Kalıntılar
Prof. Dr. Hatice PALAZ ERDEMİR
Doç. Dr. Halil ERDEMİR
1491 Saklı Konak Bakırcılar Müzesi ve Müzede Yer Alan Osmanlı
Dönemi Eserlerin Sanat Tarihi Açısından Önemi
H. Kamil BİÇİCİ
1517 Osmanlı’nın Son Zamanlarından Cumhuriyet Türkiye’sinin İlk
Yıllarına Gaziantep’te Toplum ve Ekonomi Üzerine Tespitler
Cihan ÖZGÜN
Tarihten Günümüze Ayıntab - Gaziantep 849

Fahri Can ve Antep Milli


Mücadelesi’ndeki Faaliyetleri
Ramazan Erhan GÜLLÜ*

Özet

Milli Mücadele sırasında, önce Gebze-İzmit yöresinde daha sonra da


Antep’te direnişte aktif rol almış kişilerden birisi olan Dr. Fahri (Can),
mesleği itibariyle verdiği sağlık hizmetleri yanında işgal karşıtı örgütlen-
melere de önemli katkılarda bulunmuştu. İttihat ve Terakki mensubu olan
Dr. Fahri (Can), İttihatçılar ve Kuva-yı Milliye içinde “Küçük Doktor”
lakabıyla tanınmaktaydı. General Gouraud komutasındaki birliklerin An-
tep’i tamamen kuşattığı dönemde Antep’e gelmiş ve şehrin düşüşüne kadar
mücadele içinde aktif olarak yer almıştı. Antep’in tesliminden sonra da
bazı Kuva-yı Milliye mensuplarıyla birlikte şehirden ayrılarak Selahattin
Adil Paşa’nın kolordusuna dâhil olmuş ve mücadeleye orada devam etmiş-
ti. Bu tebliğde Dr. Fahri Can’ın Antep’e gelmeden önceki faaliyetleri ile
Antep’teki çalışmaları ve Antep Milli Mücadelesi ile ilgili görüşleri ince-
lenecektir. Sonraki yıllarda yazdığı çeşitli yazılarla Milli Mücadele ile ilgili
hatıralarını anlatan Fahri Bey’in kimi yetkililerle ilgili eleştirileri ve müca-
deleye dâir yorumları Antep’te yaşananların anlaşılmasına ciddi katkılar
sunacak mâhiyettedir.

* Yrd. Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi.
850 Tarihten Günümüze Ayıntab - Gaziantep

Abstract

Dr. Fahri Can and His Services During the National Struggle
in Aintab

Dr. Fahri (Can) was one of the people who played an active role in
resistance in Gebze-İzmit region and then Aintab in National Struggle.
He has made important contributions to the anti-occupation organiza-
tions as well as the health services he gave as an honorary profession. Dr.
Fahri (Can), a member of CUP, was known as “Little Doctor” among the
Unionist and Kuvva-ı Milliye. He arrived when General Gouraud’s encir-
cled Aintab and actively took part in the struggle until the city fell. After
the surrender of Aintab, he left the city together with some of the members
of the National Army and joined the army of Selahattin Adil Pasha and
continued there in battle. In this paper, the activities of Fahri Can before
his arrival in Aintab will be examined with his service in Aintab and his
views on the Aintab National Struggle. In the writings of Fahri Bey about
the memories of the National Struggle in the following years, along with
his various writings, criticism of some authorities and comments about the
struggle are serious enough to contribute to the understanding of the chain
of events in Aintab.

Giriş

1896 yılında Yemen’in San’a şehrinde doğan Fahri (Can) Bey, II. Ab-
dülhamit tarafından sürgün olarak Yemen’e gönderilmiş olan eski Mülkiye
kaymakamlarından Necip Bey’in oğludur. İlk ve orta öğrenimini San’a ve
Akka’da tamamlamış, daha sonra İstanbul’a gelerek Üsküdar İdadisi’ne de-
vam etmiştir. Yükseköğrenimini de 1917 yılında Tıbbiye’de tamamlayarak
doktor olmuştur. Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla, önce öğrenci son-
ra da doktor olarak çeşitli askerî hastanelerde görev yapmıştır. İstanbul’a
geldikten sonra İttihat ve Terakki Partisi’ne resmen dâhil olmuş, çalışmala-
rını İttihatçılarla birlikte sürdürmüştür. Mondros Mütarekesi imzalandığı
sırada Bakteriyolojihane’de görev yapmaktayken, birçok İttihatçı gibi so-
Tarihten Günümüze Ayıntab - Gaziantep 851

ruşturma ve takibata uğradığı için İstanbul’dan ayrılarak Gebze’de hükü-


met tabibliği yapmıştır. Bu görevi sırasında Giresun Hükümet Tabibi ile
becayiş yapılmış ancak Giresun’a gitmediği için istifa etmiş kabul edilerek
görevden uzaklaştırılmıştır. Aynı sıralarda hakkında tutuklama kararı çı-
karıldığını öğrenince şehir merkezinden ayrılarak, Karakol Cemiyeti üyesi
arkadaşlarıyla birlikte silahlı mücadeleye dâhil olmuştur1.

Fahri Can, Gebze’ye gelmeden önce İttihat ve Terakki’nin önde gelen-


lerinden olan Kara Kemal tarafından Yenibahçeli Şükrü ve Dayı Mesut’la
tanıştırılmıştı. Bundan sonraki çalışmalarını, İttihatçıların mütareke son-
rası faaliyetlerini yürüttükleri “Karakol Cemiyeti”nin önde gelenleri olan
bu kişilerle birlikte sürdürmüştü. Cemiyet mensupları tarafından Dr. Fahri
bundan böyle “Küçük Doktor” müstear ismiyle anılacaktı2. Dönemle il-
gili anlatılarda, Dr. Fahri’nin mütarekenin başlarından itibaren Mustafa
Kemal Paşa ile de tanışıklığı olduğu, en baştan itibaren onun başlattığı
mücadelenin destekçisi olduğu da ifade edilmektedir3.

Dr. Fahri Gebze’de bulunduğu sırada, Gebze bölgesi açısından o sı-


radaki en büyük problem Şile civarından gelerek bölgeye saldıran Rum
çeteleriydi. Bölgede Birinci Dünya Savaşı yıllarından beri faaliyette olan
ve mütareke sonrası Müslüman ahaliye saldırılarını artıran Rum çeteleri
oldukça güçlü durumdaydılar4. “Yeniköy Çeteleri” olarak da adlandırılan
bu Rum çetelerine karşı ahalinin çaresizliği ve askerî güçlerin yetersizliği
karşısında bir önlem olmak üzere seyyar kuvvetler teşkil edilmesi için çalı-
şılmış ve Dr. Fahri’nin de gayretleriyle, bölgede eşkıyalık yapan Müslüman
1 - Fethi Erden, Türk Hekimleri Biyografisi, İstanbul 1948, s. 58-59. Fahri Can, sonraki yıllarda özellikle Yakın
Tarihimiz dergisinde yazdığı yazılarla Milli Mücadele dönemi hatıralarını anlatmıştır. Bu tarihlerde yaşadıklarını
anlattığı bazı yazıları için bkz. Fahri Can, “Kuva-yı Milliye Ruhu”, Yakın Tarihimiz, Cilt: I, Sayı: 8, İstanbul 1962, s.
249-250.; Fahri Can, “Birinci Dünya Harbinden Sonra İlk Millî Kuvvet Nasıl Kuruldu?”, Yakın Tarihimiz, Cilt: I,
Sayı: 11, İstanbul 1962, s. 334-335.
2 - Metin Özata, Atatürk ve Tıbbiyeliler, İzmir 2009, s. 247-248.
3 - Hatta “Küçük Doktor” rumuzunu da kendisine bizzat Mustafa Kemal Paşa’nın verdiği ifade edilmektedir.
Taylan Sorgun bu hususu şu şekilde anlatır: “… Doktor Fahri genç yaşlardan itibaren İttihat ve Terakki’nin Üs-
küdar Ocağı’na kaydolmuştur. İttihat ve Terakki’ye sadâkatle bağlı olanlardan sadece birisidir. Doktor Fahri zaten
(mütarekeden) hemen birkaç gün sonra ileride Anadolu yolunu Gebze’den tutacak olan Yenibahçeli Şükrü Bey’in
teşkilâtında çalışmaya başlayacak, Mustafa Kemal Paşa da kendisine bir rumuz verecektir. Küçük Doktor … Bu şifre
adı olacaktır.”, Taylan Sorgun, Mütareke Dönemi ve Bekirağa Bölüğü, İstanbul 1998, s. 33.
4 - Bölgedeki Rum çeteleri ve bu çetelere karşı yapılan mücadeleler hakkında bkz. Murat Aydoğdu, “Birinci Dünya
Savaşı ve Mütareke Döneminde Şile-Yeniköy Rumları”, Güneydoğu Avrupa Araştırmaları Dergisi, Sayı: 17, İstanbul
2010, s. 113-156.
852 Tarihten Günümüze Ayıntab - Gaziantep

“Kara Arslan” çetesi millî kuvvetlerin tarafına çekilerek Rumlara karşı kul-
lanılmıştı. Yine o sıralarda İstanbul’dan, Anadolu’da yapılacak mücadele
için Anadolu’ya geçmek isteyenlerin gidişlerini sağlamak amacıyla da Fahri
Bey ve arkadaşları çalışmalar yapmaktaydılar5.

Antep’e Gelişi ve Antep’teki Faaliyetleri

Bölgedeki Rum çetelerinin yanı sıra iç isyanlara karşı da faaliyette bulu-


nan Fahri Bey ve arkadaşları, o sırada Düzce’de çıkan isyanın bastırılmasına
destek olmak için de Düzce’ye gitmişlerdi. İsyanın bastırılmasının ardın-
dan, dağılan isyancıları etkisiz hale getirmek için yapılan takip çalışmaları
sırasında Fahri Bey Ankara’ya gitmiş, Ankara’da bulunduğu sırada Antep’e
destek için yapılan hazırlıklara katılarak oradan Antep’e geçmişti. Kendisi
sonraki yıllarda kaleme aldığı yazılarında Antep’e gelişini şu şekilde anlat-
mıştır:

“… Alemdağı’ndan Düzce’ye kadar uzayan vatan parçasında çalışıyor


ve sık sık muhtelif düşmanlarla döğüşüyoruz. Ekseriya kendi âlemimizden
başka dünyadan haberimiz olmuyor, arada bir haber toplamak için kıya-
fet değiştirerek kasabalara gönderdiğimiz arkadaşlar veya oralardan gelen
köylülerin getirdikleri ajanslardan bir şeyler öğreniyorduk. Bu ajanslarda
değişmeyen bir madde vardı:

- Düşman Antep’i bombardıman etmeğe devam etmiştir.

Antep, müstahkem bir kale değildi. Demek düşman açık şehri bombar-
dıman ediyordu. Fakat bu ne bitmez bombardımandı, Yarabbi!

İkinci Düzce İsyanı … Ben rahmetli Dayı Mesut’la Adapazarı’na gidi-


yorduk. Rahmetli Çolak İbrahim Bey kuvve-i seferiyesi de Sarı Efe Edib’in
kuvvetleriyle cenuptan ve şarktan yürüyerek Hendek’te buluştuk. İsyan
esas itibariyle bastırıldı. Fakat dağlara çekilen müteferrik âsi gruplarının
toplanıp ezilmesi lâzımdı ki bu sırada Yunanlılar Uşak’ı işgal etmişler, Garb
5 - Metin Özata, a.g.e., s. 248-251. Fahri Can’ın, Yeniköy çetelerine karşı Kara Arslan çetesini millî kuvvetlerin tara-
fına çekme çabaları hakkında kendi anlatımı için bkz. Fahri Can, “Birinci Dünya Harbinden Sonra İlk Millî Kuvvet
Nasıl Kuruldu?”, Yakın Tarihimiz, Cilt: I, Sayı: 13, İstanbul 1962, s. 394-395.
Tarihten Günümüze Ayıntab - Gaziantep 853

Cephesi, Düzce mıntıkasındaki bütün silâhlı kuvvetlerin Sarıköy’de top-


lanması emrini verdi. Bunun üzerine ben de Nallıhan – Beypazarı üzerin-
den Ankara’ya geldim. İlgililerle temasım neticesinde, Antep yolu görün-
dü. Zaten yerimde duramıyordum. Heybem de aşım da hazır. Derhal yola
çıktım …

Altımda seklâvî bir kısrakla Maraş üzerinden Antep dolaylarına geldim.


Dokuzuncu Fırka Kumandanı Hayri Bey, Pazarbaşı Nuri Bey beraberdik
ve Beylerbeyi köyüne konakladık. Antep hemen hemen mahsur bir halde
idi. Hacıbaba tepesi denilen mevki elimizde olduğundan küçük bir gediği-
miz varmış. Kılavuz Emin’le ancak gece karanlığında geçilebilirmiş. Gece
yarısından sonra yola çıktık. Bütün dikkatimize rağmen, hayvanın çıkar-
dığı ses yüzünden düşman ateşine maruz kaldım ve çok şükür kısrağın
ayağında küçük bir yara ile gediği aştım ve şehre girdim.”6

Antep’te silahlı çatışmalar başlamadan kısa süre önce Kılıç Ali Bey, Si-
vas’tan Mustafa Kemal Paşa tarafından görevlendirilerek bölgeye gönde-
rilmiş ve Sivas Kongresi’nde alınan karar uyarınca bütün Millî Müdafaa
cemiyetleri birleştirildiği gibi Antep’teki teşkilatlar da Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti’ne bağlı olarak tek çatı altına alınmış, Kılıç Ali Bey de müdafaa-
nın başına geçmişti7. Ayrıca Antep’te şehir içinde çatışmaların başlamasıyla
birlikte Şeyh Camii, savaş hastanesi olarak hazırlanmıştı. Dr. Fahri Bey de
Antep’e geldikten sonra buradaki kadroya katılmış, Sağlık Müdürü Şaha-
beddin Bey’in idaresinde, diğer doktorlar Mecit Barlas ve İbrahim Söyle-
mez’le birlikte çalışmaya başlamışlardı. Ayrıca Eczacı Nuri Bey’le birlikte
hastabakıcı ve pansumancılardan oluşan küçük bir ekip de onlarla birlikte
çalışmaktaydılar8.

Dr. Fahri Bey’in Antep’teki sağlık çalışmaları sırasında en fazla uğraştı-


ğı husus (kendisinin de sonradan yazdığı hatıralarında sık sık bahsettiği),
6 - Fahri Can, “Kuvâ-yi Milliye Hatıraları – Gaziantep’te Zehirli Ekmeğin Dinmeyen Hıçkırığı”, Dün ve Bugün,
Sayı: 2, İstanbul 1955, s. 4.
7 - Kılıç Ali Bey’in Antep ve Maraş’taki faaliyetleri hakkında bkz. Ramazan Erhan Güllü, “Millî Mücadele’de Güney
Cephesinde Kılıç Ali Bey’in Faaliyetleri”, Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 16, Sayı: 2, Gaziantep
2017, s. 490-507.
8 - Ali Nadi Ünler, Türk’ün Kurtuluş Savaşında Gaziantep Savunması, İstanbul 1969, s. 50.
854 Tarihten Günümüze Ayıntab - Gaziantep

halkın kuşatma yüzünden yaşadığı kıtlık esnasında zerdali çekirdeğinden


ekmek yapılarak yenmesi ve zehir içeren zerdali çekirdeği dolayısıyla şe-
hirde yayılan “hıçkırık hastalığı”ydı. Fahri Bey, şehirdeki açlık dolayısıyla
zerdali çekirdeğinden ekmek yapılması önerisinin, Müdafaa-i Hukuk He-
yet-i Merkeziyesi tarafından kendisine getirildiğini, bu çekirdekteki zehirli
maddeyi bildiğini ancak çaresizlik yüzünden bu şekilde ekmek yapılma-
sına onay vermek durumunda kaldığını ifade eder. Çaresizce yapılan bu
ekmek dolayısıyla yaşanan hastalığın kendisi dâhil neredeyse tüm şehre
yayıldığını anlatır9.

Şehir içinde devam eden çatışmalar sırasında Dr. Fahri (Can) silahlı
çatışmalara da iştirak etmiş ve değişik cephelerde görevler almıştır. Fahri
Bey’in Antep’e gelişi, Fransız General Gouraud komutasındaki birliklerin
Antep’i tamamen kuşattığı dönemlere denk gelmekteydi. Özellikle şehir-
deki meşhur Kuva-yı Milliyeciler Arslan ve Kartal beylerle birlikte hareket
eden Fahri Bey, çoğunlukla onlar tarafından yürütülen çalışmaların içinde
yer almaktaydı. Çatışmalarda da yer almakla birlikte Fahri Bey’in en çok
uğraştığı husus askerlerin ve ahalinin moralinin yüksek olmasını sağlama-
ya çalışmaktı. Onun varlığı ve mücadelesi, Antep’te yaşananların ülkenin
diğer bölgelerince de takip edildiğinin ve desteklendiğinin göstergesiydi.

9 - “… Şehirde yiyecek hiç bir şey kalmamıştır. Bütün canlı hayvanlar – tâbirimi hoş görünüz – bilâ tefrik-i cins ve
mezhep kesilip yenmiştir, hem de âzamî idare ile. Herkes birer avuç fıstıkla yirmi dört saat kifaf-ı nefs etmiştir. Siper
yolları fıstık kabuklarından, muhteşem villâların çakıl döşeli yollarına benzemiştir. Nihayet bu da bitmiştir. Müda-
faa-i Hukuk Heyet-i Merkeziyyesi bana geldiler ve:
- Hekimbaşı, vaziyeti biliyorsun. Son bir çaremiz kaldı ama, bunun kararını ancak sen verebilirsin.
- Ne gibi?
- Elimizde büyük bir stok acı zerdali çekirdeği var. Bununla ekmek yapabilir miyiz?
- Yahu bu çok zehirli bir maddeyi havidir, olmaz.
- Başka hiç bir şeyimiz yok.
Uzun uzun konuştuk, nihayet havuzlarda müteaddit defalar suda bırakıp bir tecrübe etmeğe karar verdik. Denize
düşen yılana sarılır.
Zerdali çekirdekleri kurutulup, öğütüldükten sonra, güzelce yoğrularak, fırına verildi. Çıkan ekmeği de, has somun
niyetine kemâl-i âfiyetle (!) yenildi. İstersen yeme …
Her akşam gibi gece yarısından sonra hücreme yatmağa geldim. Bir hıçkırık başladı. Ne yaptımsa para etmedi. Sabahı
ettim. Geyreklerim âdeta yara gibi acıyordu. Sabah vizitasına çıktım. Her zaman on beş, yirmiyi geçmeyen hasta
adedi, uzun, kuyruk halinde uzuyordu.
En öndekine soruyorum:
- Hık, nen var çocuğum, Hık.
Oraya mahsus şive ile ve her kelime arasında bir hık çekerek:
- Vallahi hekimbaşı, ben de anlıyamadım, başım dönüyor, gözlerim kararıyor, bacaklarım titriyor.
Benden başlayarak kuyruğun sonuna kadar bir hık’tır gidiyor.
Kendi hıçkırmamda, birdenbire aklıma gelmiyen sebebi buldum: Acı zerdali çekirdeği ekmeği …”
Fahri Can, Gaziantep’te Zehirli Ekmeğin Dinmeyen Hıçkırığı, s. 5.
Tarihten Günümüze Ayıntab - Gaziantep 855

Anteplilerle ilişkilerini ve müdafaa sırasındaki faaliyetlerini yine kendisi


şöyle anlatır: “Birçok Anteplinin ve bilhassa eşraf ve ağniyanın vebadan
kaçar gibi, şehri terk ederek bizim için yabancı bir diyar olan Halep’e kaç-
malarına mukabil, benim uzaklardan onlara hizmete gelmekliğim kadirşi-
nas Anteplilerin beni çok sevmelerine sebep oldu. Öğleden sonraya kadar
hastanede çalışır, ondan sonra da her gün bir ayrı cephede beraber çakmak
çakardık.”10

Antep’te silahlı çatışmaların başlamasından itibaren birçok cephede


Fransız güçleriyle savaş devam etmiş, sürekli şehrin çevresini kuşatarak,
Antep’in dışarıyla bağlantısını kesip teslime zorlamak için çalışan Fransız-
lar, yaklaşık on bir aylık bir mücadele sonrası bu amaçlarına ulaşmışlardı.
Fransız birlikleri ile birlikte yerli Ermeniler tarafından oluşturulan cephe-
ler ve onlar tarafından yapılan saldırılar da şehri savunan Kuva-yı Milli-
ye’yi oldukça zor durumda bırakmıştı. Neticede şehirde açlığın dayanılmaz
boyutlara ulaşması üzerine, Kuva-yı Milliye birlikleri bir huruç hareketi ile
Fransız cephelerinden birini yardıktan sonra şehri terk etmişler ve kalan
ahali ile şehir 8 Şubat 1921 günü Fransızlara teslim olmuştu11.

Kuva-yı Milliye’nin Fransız cephesini yararak şehri terk etmesiyle Dr.


Fahri Bey de Antep’ten ayrılmıştır. Kuva-yı Milliye’nin çıkışı sonrası An-
tep’in teslimini sonraki yıllarda yine kendisi şu şekilde anlatmıştır: “Ku-
va-yı Milliye, Fransız cebhelerini yarıb çıktıktan sonra dahildeki menfi
ruhları daha evvelden malûm olan bazıları düşmanla temas ederek şehri
teslim şartlarını kararlaştırıyorlar. Şartların bir maddesi Eskikaleye beyaz
bayrak çekilmesidir. Fakat hiçbir dükkân hiçbir evden bunu tedarik etmek
mümkün olamıyor. Nihayet hastanedeki kefenlik bezden kesiliyor ve bay-
rak diye bu kefen dikiliyor”12.

10 - Fahri Can, Gaziantep’te Zehirli Ekmeğin Dinmeyen Hıçkırığı, s. 4. Fahri Can’ın Antep Milli Müdafaasından
bahsettiği başka yazıları için bkz. Fahri Can, “Antebin Uğurlu Kâhini”, Yakın Tarihimiz, Cilt: I, Sayı: 12, İstanbul
1962, s. 381-382.; Fahri Can, “Gaziantep Müdafaasından Bir Sahife”, Yakın Tarihimiz, Cilt: IV, Sayı: 52, İstanbul
1963, s. 398-399.
11 - Ramazan Erhan Güllü, Antep Ermenileri (Sosyal, Siyasi ve Kültürel Hayat), İstanbul 2010, s. 378-382.
12 - Fahri Can, “Kefen Bayraklı Kale”, Cumhuriyet, 25.12.1950, s. 4.
856 Tarihten Günümüze Ayıntab - Gaziantep

Antep Müdafaası Hakkında Bazı Görüşleri

Dr. Fahri Can, Millî Mücadele’nin ardından yazdığı çeşitli yazılarla


mütarekenin ardından yaşadığı olayları ve işgallere karşı verilen mücadele-
leri anlatmıştır. Çok fazla olmamakla birlikte Antep Müdafaası hakkında
da yazıları bulunmaktadır. Bu yazıların önemli bir kısmı, Cumhuriyet dö-
neminde İttihatçıların yayın organı olarak bilinen Yakın Tarihimiz dergi-
sinde yayımlanmıştır. Zira Fahri Can, kendisine “İttihatçı mısınız?” diye
sorulduğunda, “Elhamdülillah” diye cevap verecek derecede koyu bir İtti-
hatçıdır. Antep’le ilgili yazılarında, bu hususla ilgili net bilgiler yer almasa
da bazı konulara hiç değinmemesinden veya yazılarındaki imalarından,
Antep’teki kimi yetkililere yönelik eleştirileri anlaşılmaktadır. Bu eleşti-
rilerinin en açık ve sert olanı dönemin 2. Kolordu Komutanı Selahattin
Adil Paşa’ya yöneliktir. 1951 yılında Tarih Dünyası dergisinde yazdığı bir
makalede Fahri Can, Antep’in teslimi öncesi Kuva-yı Milliye’nin yaptığı
huruç harekâtı sırasında yaşanan bazı olumsuzluklardan dolayı Selahaddin
Adil Paşa’yı suçlamıştı. Fahri Can’a göre, “Salâhaddin Âdil Paşa, Gazian-
tep müdafilerine yardım va’dinde bulunarak onları bir yarma hareketine
sevk etmiş ve en cesur elemanların şehadetine sebep olmuştu.” Dışarıdan
kendilerine destek verileceği ümidiyle başlatılan huruç hareketi esnasında
bekledikleri desteği göremeyen Kuva-yı Milliye birlikleri ilk teşebbüs son-
rası ya geri dönmüşler ya da şehit olmuşlardı13. Fahri Can’ın yazısı üzeri-
ne dergi, Selahaddin Adil Paşa eğer Fahri Bey’in iddialarına cevap vermek
isterse onun cevabını da yayımlayacaklarını yazmıştı. Ancak Selahaddin
Adil Paşa, Fahri Can’ın yazısına karşılık herhangi bir açıklama yapmamış,
onun yerine – yine Antep Müdafaası içinde yer alan, Fahri Bey’i tanıdığını
ifade ederek, ondan “aziz kardeşim” diye bahseden ve döneme dair eserleri
de bulunan - Sahir Üzel dergiye yolladığı bir makale ile Fahri Bey’e cevap
vermişti. Sahir Üzel, öncelikle Antep Harbi’ni vesikalara dayalı olarak yaz-
ma gayretinde olan birisi olduğu için Fahri Can’ın yazısını önemsediğini

13 - Fahri Can, “Gaziantep Müdafaası ve Salahaddin Adil (Paşa)”, Tarih Dünyası, Sayı: 24, İstanbul 1951, s. 1014-
1017, 1030. Sonraki yıllarda yazdığı başka yazılarda da Fahri Can, Selahattin Adil Paşa’ya ve kolorduya karşı aynı
eleştirilerde bulunmaya devam edecektir. Fahri Can, “Gaziantep Müdafaasından Bir Sahife”, s. 399.
Tarihten Günümüze Ayıntab - Gaziantep 857

vurguluyordu. Ayrıca Fahri Can gibi dönemi yaşayan birçok kişinin Sela-
hattin Adil Paşa’ya karşı benzer eleştirilerde bulunduklarını da hatırlatıyor-
du. Ancak bunun, savaşın sıcaklığı içerisinde duyulan, detaylara çok vâkıf
olunmadan ortaya çıkmış bir düşünce olduğunu belirtiyor ve ardından 2.
Kolordu’nun kuruluş süreci ve kolorduya bağlı birliklerin durumu hakkın-
da bilgi veriyordu. Kolordunun birçok yokluk ve imkânsızlık içinde teşkil
edildiğini ve derme çatma birliklerle faaliyet yürütmek zorunda kaldığını
anlatan Üzel, kolordunun o şartlarda herhangi bir savaşa iştirak etmesinin
dahi mümkün olamayacağını ifade ediyordu. Batı cephesinden de bir bir-
liğin Antep’e yönlendirilmesi mümkün olmadığından, şehre beklenen des-
tek sağlanamamıştı. Bu yüzden birçok problemle karşılaşılmakla birlikte,
şehirdeki Kuva-yı Milliye birlikleri başarılı sayılacak bir direniş ve sonra da
şehirden çıkış hareketi yapmışlardı. Sahir Üzel bu durumun daha hayırlı
olduğunu düşünüyor, Antep’te kolordudan destek almadan verilen müca-
delenin daha “gururlu” bir durum olduğunu söylüyordu. Kısacası Üzel’e
göre, Selahattin Adil Paşa yardım yapabilecek bir durumda olmadığı için
mecburen Antep’e istenen desteği sağlayamamıştı14. Yazısını da, “aziz kar-
deşim Fahri Can’ın, kahramanlık kadar hakikatlerin de hayranı olduğunu
pek iyi bilirim. Tarihin bu realitelerini kabul ve kanaatlerini tashih buyur-
malarını rica ederim” diyerek bitirmişti15.

Ancak Fahri Can, Sahir Üzel’in itirazlarını kabul etmemiş ve aynı der-
gide daha önceki yazısıyla aynı başlığı taşıyan yeni bir yazı kaleme ala-
rak kendisinin de iddialarını vesikalarla ortaya koyduğunu ifade etmiş ve
“yazımda hiçbir zan ve istidlâle dayanan şahsî bir takdir mevcut değildi”
demişti. Selahattin Adil Paşa’nın kendi telgrafı ile sabit olduğu şekilde,
Fransız hattını yarmak için belli bir noktaya taarruz edeceğini ifade etme-
sine rağmen bunu yapmadığını belirtiyor, “bizim de başka bir dileğimiz
yoktu. Sahir Bey’in dediği gibi biz kolordunun gelip bizimle omuz omuza
dövüşmesini asla beklemedik” diyordu. Kolordunun durumunu iyi bildik-

14 - Sahir Üzel, “Gaziantep Müdafaası ve Selahattin Adil Paşa”, Tarih Dünyası, Sayı: 28/29, İstanbul 1952, s. 1183-
1185.
15 - Sahir Üzel, a.g.m., s. 1203.
858 Tarihten Günümüze Ayıntab - Gaziantep

lerini, kendilerini buna göre hazırlamaya çalıştıklarını ifade ediyor, Sahir


Üzel’in kolordunun savaşa dâhil olmamasını daha faydalı bulan yorumunu
ise sert sayılacak sözlerle eleştiriyordu. Benzer sözleri kendisine sonradan
Selahattin Adil Paşa’nın da söylediğini, ona verdiği benzer cevapları da an-
latıyordu. Fahri Can’ın haklı olduğu anlaşılan en temel nokta, “mâdem
yapamayacaktınız, neden yarma hareketine destek vereceğinizi söyleyerek,
destek beklentisi ile başlayan saldırıda birçok müdafinin ölümüne neden
oldunuz” sorusu idi. Kendisi ısrarla buna işaret ediyor ve son anda yapılan
bu hatanın savaş esnasında verilmeyen kayıpların huruç harekâtı esnasında
verilmesine neden olduğunu belirtiyordu16.

Fahri Can’ın, Selahattin Adil Paşa gibi açıktan olmasa da dolaylı olarak
eleştirdiği (veya ima ettiği) diğer bir yetkili de Kılıç Ali Bey’di. Kılıç Ali,
Mustafa Kemal Paşa tarafından Sivas’tan Maraş ve Antep’e gönderilmiş,
bölgedeki millî kuvvetlerin sorumluluğu ona verilmişti. Bu durum aynı
zamanda tüm millî teşkilatların Sivas’ta alınan karar gereğince Müdafaa-i
Hukuk Heyet-i Merkeziyesi’ne bağlanmaları kararının bölgede uygulanı-
şı anlamına gelmekteydi. Birçok bölgede olduğu gibi Antep’te de İttihat-
çılar tarafından teşkil edilen müdafaa cemiyetleri artık sadece Müdafaa-i
Hukuk Cemiyeti’ne bağlı olacaklardı. Yine diğer bölgelerde olduğu gibi
Antep’te de İttihatçılar bu karara uymuşlardı. Ancak sonraki yıllarda Kılıç
Ali’den “Gaziantep Kahramanı” şeklinde bahsedilmesi, savaşa katılan diğer
kişilerce çeşitli eleştirilere neden olmuştu. Fahri Can da Selahattin Adil
Paşa’yı eleştirdiği yazılarından birinde, bu durumu ima ederek şöyle yaz-
mıştır: “… Son söz olarak şu ciheti arz ederim ki (Gaziantep kahramanı)
sadece ve sadece Anteb’in öz çocukları Memikler, Ökkeşler, İncolardır. Pek
aziz silah arkadaşlarımın hayatta olanlarına en derin hürmetlerimi, aziz
şehitlerle ebediyete göçenlere en engin tazimlerimi, huzurlarında eğilerek
arz ederim.”17

Fahri Can’ın bu sözleri, Kılıç Ali’ye karşı da bazı eleştirilere sahip oldu-
ğunu akla getirmektedir. Ancak bu hususta açıktan bir yazı kaleme alma-
16 - Fahri Can, “Gaziantep Müdafaası ve Salâhattin Âdil (Paşa)”, Tarih Dünyası, Sayı: 30/31, İstanbul 1952, s.
1217-1219.
17 - Fahri Can, “Gaziantep Müdafaasından Bir Sahife”, s. 399.
Tarihten Günümüze Ayıntab - Gaziantep 859

mıştır. Bununla birlikte yazılarında Kılıç Ali Bey’den (olumlu anlamda da)
hiçbir şekilde bahsetmemiştir. İttihatçı olmasına rağmen, Mustafa Kemal
Paşa’ya da her zaman bağlı olan Fahri Can’ın, Antep Müdafaası ile ilgili
olarak Kılıç Ali’ye veya sonradan ona karşı gösterilen yoğun ilgi ve tevec-
cühe karşı olumsuz bir tavrının olduğu anlaşılmaktadır.

Antep’ten Ayrılışı ve Sonraki Hayatı

Huruç hareketi ile Antep’ten ayrıldıktan sonra Fahri Bey, kendilerine


vaat ettiği desteği vermediği gerekçesiyle sert şekilde eleştirdiği Selahattin
Adil Paşa’nın emrindeki kolorduya katılarak mücadeleye devam etmiştir.
Aynı şekilde Antep’te birlikte görev yaptıkları Arslan ve Kartal beyler de
Selahattin Adil Paşa’nın kolordusuna dâhil olmaktan çekinmemişlerdi.
Yaşanan olayı kişisel husumete çevirmemiş, mücadeleyi hep birlikte sür-
dürmeye devam etmişlerdi. Kolordudaki çalışmalarından sonra Fahri Bey,
Cide Hastahanesi Başhekimliği’ne atanmış, oradaki altı aylık vazifesinden
sonra da Ankara’da yeni kurulmakta olan Adli Tıp Müessesesi Müdür Ve-
killiği’ne getirilmişti. Daha sonra yeniden İstanbul’a dönmüş ve 1940’lı
yıllara kadar İstanbul’da adlî tabip olarak görev yapmıştı. Bu tarihlerde
tabipliği bırakarak Deniz Yolları İşletmesi’nde çalışmaya başlamış, 20 yıl
kadar da burada görev yaptıktan sonra emekli olmuştu. Uzun süre “Hürri-
yet Büyüklerimiz ve Hürriyet Şehitleri’ni Anma Cemiyeti”nin başkanlığını
da yapan ve hayatı boyunca birçok gazete ve dergide Mütareke ve Milli
Mücadele dönemlerine dair yazılar kaleme alan Dr. Fahri Can, İstanbul’da
vefat etmiştir18.

Sonuç

Dr. Fahri Can’ın, Milli Mücadele sırasında hem Gebze-İzmit bölge-


sindeki hem Antep’teki hem de sonraki faaliyetleri, kendisinin kişisel gay-
retleri kadar İttihatçıların Milli Mücadele’deki etkisi ve rolü açısından da
önemli ve dikkate değerdir. Ülke genelinde Müdafaa-i Hukuk hareketinin
oluşumunda İttihatçıların önemli rollerinin olduğu bilinmektedir. Fakat

18 - Dr. Fahri Can’ın Antep’ten ayrıldıktan sonraki hayatı hakkında bkz. Fethi Erden, a.g.e., s. 60.; Metin Özata,
a.g.e., s. 267-268.
860 Tarihten Günümüze Ayıntab - Gaziantep

İttihatçılar bu faaliyetleri açıktan yürütmedikleri gibi özellikle Sivas Kong-


resi sonrası Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğindeki Heyet-i Temsiliye’ye
bağlı olarak çalışmaya da devam etmişlerdir. Dr. Fahri Can’ın Antep’teki
mücadeleye katkısını da İttihatçıların Milli Mücadele’deki faaliyetleri çer-
çevesinde değerlendirmek doğru olacaktır. Antep’teki İttihatçılarla birlikte
genel anlamda Milli Müdafaa’yı yürütenler için dışardan gelen bu tür des-
tekler, kendisinin de çeşitli yazılarında ifade ettiği gibi önemli bir moral
anlamına gelmiştir. Hayatı hakkında daha kapsamlı çalışmalar yapılması,
Antep Müdafaası hakkında da yeni bilgilere ulaşılmasını sağlayacaktır.

Kaynakça

AYDOĞDU, Murat, “Birinci Dünya Savaşı ve Mütareke Döneminde


Şile-Yeniköy Rumları”, Güneydoğu Avrupa Araştırmaları Dergisi, Sayı: 17,
İstanbul 2010, s. 113-156.
CAN, Fahri, “Kefen Bayraklı Kale”, Cumhuriyet, 25.12.1950, s. 4.
, “Gaziantep Müdafaası ve Salahaddin Adil (Paşa)”, Tarih Dünyası,
Sayı: 24, İstanbul 1951, s. 1014-1017, 1030.
--------------, “Gaziantep Müdafaası ve Salâhattin Âdil (Paşa)”, Tarih
Dünyası, Sayı: 30/31, İstanbul 1952, s. 1217-1219.
--------------,, “Kuvâ-yi Milliye Hatıraları – Gaziantep’te Zehirli Ekme-
ğin Dinmeyen Hıçkırığı”, Dün ve Bugün, Sayı: 2, İstanbul 1955, s. 4-5.
--------------,, “Kuva-yı Milliye Ruhu”, Yakın Tarihimiz, Cilt: I, Sayı: 8,
İstanbul 1962, s. 249-250.
--------------,, “Birinci Dünya Harbinden Sonra İlk Millî Kuvvet Nasıl
Kuruldu?”, Yakın Tarihimiz, Cilt: I, Sayı: 11, İstanbul 1962, s. 334-335.
--------------,, “Antebin Uğurlu Kâhini”, Yakın Tarihimiz, Cilt: I, Sayı:
12, İstanbul 1962, s. 381-382.
--------------,, “Birinci Dünya Harbinden Sonra İlk Millî Kuvvet Nasıl
Kuruldu?”, Yakın Tarihimiz, Cilt: I, Sayı: 13, İstanbul 1962, s. 394-395.
--------------,, “Gaziantep Müdafaasından Bir Sahife”, Yakın Tarihimiz,
Cilt: IV, Sayı: 52, İstanbul 1963, s. 398-399.
Tarihten Günümüze Ayıntab - Gaziantep 861

ERDEN, Fethi, Türk Hekimleri Biyografisi, İstanbul 1948, Çituri Bira-


derler Basımevi.
GÜLLÜ, Ramazan Erhan, Antep Ermenileri (Sosyal, Siyasi ve Kültürel
Hayat), İstanbul 2010, IQ Kültür-Sanat Yayıncılık.
--------------,, “Millî Mücadele’de Güney Cephesinde Kılıç Ali Bey’in
Faaliyetleri”, Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 16, Sayı:
2, Gaziantep 2017, s. 490-507.
ÖZATA, Metin, Atatürk ve Tıbbiyeliler, İzmir 2009, Umay Yayınları.
SORGUN, Taylan, Mütareke Dönemi ve Bekirağa Bölüğü, İstanbul
1998, Kamer Yayınları.
ÜNLER, Ali Nadi, Türk’ün Kurtuluş Savaşı’nda Gaziantep Savunması,
İstanbul 1969, Kardeşler Matbaası.
ÜZEL, Sahir, “Gaziantep Müdafaası ve Selahattin Adil Paşa”, Tarih
Dünyası, Sayı: 28/29, İstanbul 1952, s. 1183-1185, 1203.

Dr. Fahri Can Antep Müdafaası Sırasında

Tarih Dünyası, Sayı: 28/29, İstanbul 1952, s. 1183.

You might also like