Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 2

BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU - Stefan Zweig

Kitap ölmüş bir kadının âşık olduğu adama yazmış olduğu bir mektuptan oluşuyor. Sadece bir mektup
kadının tüm hayatını, adama olan aşkını ve onun aşkı uğruna yaptıklarını okuyucuya anlatıyor. Kız 13
yaşında henüz çocukken aynı apartmanda oturan bir adama âşık oluyor. Arada bir karşılaşsalar da
adam onun farkında değildir. Küçük kız sürekli adamın yolunu gözler ve ona olan aşkı kendisi ile
birlikte büyür. Aradan yıllar geçer o küçük çocuk genç bir kız olur fakat aşkı hala devam etmektedir.
Başka bir yere taşındıkları halde ne yapıp edip adamın yakınlarına taşınır. Sürekli onu takip eder, aşkı
ile yanıp tutuşurken onu rahatsız etmeden uzaktan izler. Tek isteği adamın onu fark etmesidir. Nihayet
bir gece adam onu görür ve o geceyi birlikte geçirirler. Bu gecenin sonunda adam yine kendi
yaşantısına devam eder. Fakat genç kız ondan hamile kalmıştır. Adama herhangi bir sorumluluk
yüklememek için hamileliğini ona söylemez. Çocuğunu tek başına ve çok zor şartlar altında dünyaya
getirir.

Kadın artık sadece oğlu için yaşamaktadır. Çocuk adamın bir parçası olduğu için artık tüm amacı
oğluna iyi bir hayat yaşatabilmektir. Bu uğurda para karşılığı erkeklerle birlikte olmaya başlar. Onunla
evlenmek isteyen çok iyi talipleri olduğu halde o aşkına sadık kalmaya kararlıdır. Bir gece âşık olduğu
adamla tekrar beraber olma şansını yakalar. Adam onu yine tanımaz ve gecenin sabahında ona para
verir. Kadın yine de gerçekleri adama anlatmaz çünkü onu istemediği bir sorumluluğu almaya mecbur
etmek istememektedir. Bu uğurda çok acılar çeker ve oğlu 11 yaşına geldiğinde onu kaybeder.
Kadının hayattaki tek tesellisi de böylece elinden uçup gitmiştir. Oğlunun öldüğü gece kadın âşık
olduğu adama kitabın konusu olan mektubu yazar. Bu mektupta her şeyi baştan sona kaleme alır.
Adamı ilk gördüğü andan o güne kadar olan her şeyi açık yüreklilikle yazar kadın. Bu mektup ancak
kendisi öldüğünde adama verilecektir. Tüm hayatı boyunca adama varlığını belli etmediği gibi ölürken
yazdığı mektupta da adını yazmaz. Onca karşılaşma ve yaşanana rağmen adam onu fark etmediği için
kadın mektubunda sürekli olarak; "Sen beni hiç tanımadın." sözünü tekrar eder. Fakat adama hiç sitem
etmez ve suçlamaz.

Romanın son bölümü şu şekilde değiştirilebilir: …Bu uğurda çok acılar çeker ve yıllar sonra verem
hastalığına yakalanır. Hastalık gün geçtikçe ağırlaşır ve oğlu için endişelenmeye başlar. O gittikten
sonra oğlunun yapayalnız kalmasından korkar. Hasta haliyle çareler aramaya çalışır. İyileşmek için
doktor doktor gezer ancak kimse çare bulamaz. Yetim çocuklara bakan iyi bir yurt bulur ancak
çocuğunun sevgisiz kalmasından çok korkar. Aklına çocuğun babası gelir ancak babayı böyle bir ağır
sorumluluğun altında bırakmak istemez. Çeşitli yollar aramaya devam eder ancak son ve tek çarenin
babaya, yıllarca aşkını sakladığı adama ulaşmak olduğunu anlar. Hastalık artık çok ağırlaşır. Yanan
mumun ışığını söndürmeye bile mecali kalmaz ancak oğlu için gücünü toparlar; kalemini kâğıdını alır
ve kitabın konusu olan mektubu yazmaya başlar. Mektupta yıllardır içinde sakladığı o aşkı salıverir ve
cesurca aşkını itiraf eder. Yıllarca birbirlerine denk gelmelerini anlatır ve adamın her defasından onu
tanıyamamasından bahseder. Sonra çocuğu anlatır, hastalığından bahseder. Mektubun son satırlarında
da onu sevdiğini son kez söyler, “Sen beni hiç tanımadın.” der ve elveda eder. Çocuğunu çağırır ve
mektubu almasını ister. Oğluna mektupta yazan adrese gitmesini ve mektuba çok iyi bakmasını
tembihler. Çocuğu hazırlar, eşyalarını koyar ve ona da elveda eder. Artık huzura kavuşabilirdi. Âşık
olduğu adamın kalbine güvenir ve bu dünyada oğluna iyi bakabilecek, ona sevgisini kendisinin yaptığı
gibi bahşedebilecek tek insanın o olduğuna inanır. Artık ne tanrıya inanır ne de ayin ister. O sadece
sevdiği adama inanır. Sessizce ve huzurla son nefesini verir. Bilinmeyen, tanınmayan kadın artık
sonsuz huzura kavuşmuştur.
Çocuk mektubu annesinin yazdığı adrese götürür ve tanımadığı babasıyla ilk defa karşılaşır. Adam
başta şaşırır sonra çocuğu içeri alır ve mektubu okur. Aralıksız, neredeyse soluklanmadan mektubu
okur ve bitirdiğin de eli titrer bir şekilde mektubu masaya bırakır. Çocukla göz göze gelirler ve o anda
kadını tam olarak hatırlar. Gözlerinin ışıltısını hatırlar. Adamın gözleri dolar, titrer. Çocuğa tekrar
bakar ve dayanamaz, çocuğa sarılır. Çocuk ne olduğunu anlamaz ama adam çıplak bir gerçekle karşı
karşıdır ve çocuğu ne olursa olsun koruyacağının sözünü verir. Bilinmeyen o kadının anısını sevgili
oğlu ile yaşatacaktır.
İlayda Kıraç
10/C 141

You might also like