İlk Öğretmenim

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 3

İLK ÖĞRETMENİM

KİTAP
DEĞERLENDİRMESİ

AD- SOYAD: KADİR İNDİBAY


NUMARA: 200105031
EĞİTMEN: EMİNE ÖZLEM YİĞİT
|
Kırgız halkının eğitim ve öğretime önem vermeyen bir toplum olduğu görülüyor Kırgız halkı
değişim ve dönüşümü kabullenmekte zorlanıyor. Baktığımızda bu tüm milletler için böyle
olabilmektedir Yeniliklere karşı çıkılır ve yapılan yeniliklerin kolay kolay kabullenilmediğini
görüyoruz Bu Atatürk Türkiye’sinde de böyle olmuştur Atatürk’ün yaptığı yeniklikler
kabullenilmemiş birçok isyan oluğunu görüyoruz. Bunun yanında bu toplumun tarım ve
hayvancılık temel geçim kaynakları olduğunu görüyoruz

Eğitimin sadece yönetenlerin işidir, halkın çiftçilikle ilgileneceğini söylüyorlar Eğitim bu


toplum için bir anlam ifade etmiyor Hatta Düyşen çocukları topladığında eğitim verecekte ne
olacak görüşünün hâkim olduğunu görüyoruz. Hiç şüphesiz bu düşünceler bana Ortaçağ
Avrupa’sındaki burjuvazi düşüncesini hatırlatıyor Toplum eğitim-öğretime karşı olduğu gibi
cahiliye devrinden kalma geleneklere de sahip Toplumda kızların okuması da hoş görülmüyor
Kız dediğin evinde oturup kocasını bekleyecek ve ona çocuk doğuracak mantığı var Yani
toplumda kızın misyonu evde oturup kocasını beklemek ve ona çocuk vermektir Ne yazık ki
bunu günümüz Türkiye’sinde de görmemiz halen mümkün… Öte yandan toplumda bir rejim
değişikliğinden de söz etmek gerekiyor Çünkü yönetim SSCB’nin eline Geçmesiyle
yetiştirilecek insan tipi de ona göre belirleniyor Artık Kırgız halkı SSCB’nin ideolojisi neyse
okullarda da bu idealiyle uyumlu olan ideolojiyle çatışmayacak şekilde eğitim veriliyor Hatta
Lenin öldüğünde o gün Düyşen’in üzgün olması ve tüm çocukların görmedikleri biri için
tören gibi bir şey yapması da buna örnektir

Toplumun eğitim ile ilişkisini Ahmet Eşkicumalı hocamızın sözleriyle özetlemek gerekirse:
Her toplum daima bir değişim süreci içindedir. Toplumsal yapılar, kurumlar ve ilişkiler
sürekli olarak değişmektedir. Bu değişimin hızlı ve yavaş olduğu dönemler olduğu gibi, çoğu
zaman değişimin yönü de açık değildir. Değişimin hızlı olduğu dönemler özellikle devrimler
ve rejim değişikliklerinin olduğu dönemlerdir

Okulların durumuna baktığımızda eğitim-öğretime gerekli önem ve özen gösterilmediği için


okul gibi bir kurumun varlığından bahsetmekte zordur. Bu durumda Kırgız toplumunda örgün
bir eğitimin varlığından bahsedemiyoruz. Çünkü örgün eğitimin varlığından söz edebilmemiz
için devlet tarafından desteklenen, okul öncesi, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite gibi eğitim
kademlerini varlığından söz edebilmeliyiz. Kitabımızdan yaptığım analizlere göre bu
kurumların varlığından söz edemiyoruz

Dikkat çeken bir diğer nokta da öğretmenin toplumdaki rolüdür Düyşen adlı karakterin tam
olarak öğretmen yeterlikleri taşımamasına rağmen öğrencileri toplayıp kendi emeğiyle bir
okul inşa etmesidir. Örneğin kendisi de harfleri tam bilmemesine rağmen çocuklara sayıları
harfleri öğretiyor yani öğretmen çocuklarla birlikte hem öğreniyor hem öğretiyor ancak
buradaki oklun da tam olarak okul niteliğini taşıdığını söylemek zordur. Çünkü oturacak
sıraları, yazı yazacakları bir tahtaları-tebeşirleri kısacası eğitim öğretimim gerçekleştirilmesi
için gerekli ekipmanların olmadığını görüyoruz hatta bu kitabımızda şöyle belirtilmiştir: Hele
o soğuk samanlıkta oturup ders dinlememiz. Nefesimiz buz kesiyor. Yüzümüz de ellerimiz de
elbiselerimiz de donuyordu. Sobanın başına nöbetleşe geçiyor, ısınıyorduk. Düyşen’i böyle
dinliyor, öğrettiklerini bellemeye çalışıyorduk… Okulun fiziki şartlarının da bir eğitim
öğretim ortamı için uygun olmadığını görüyoruz.

Düyşen adlı karakterin fedakâr bir öğretmen olduğunu görüyoruz kış evsinlerinde
öğrencilerinin kimini sırtına kimini omzuna alması onlar için soba yakması ve dahi canını
tehlikeye atması bunlara örnektir Günümüzde öğretmenler öğrencilerinin dersleriyle bile
doğru dürüst ilgilenmezken kitabımızda belki bir kardeşin bile birbirine yapmayacağı şeyleri
bir öğretmenin öğrencilerine yaptığını görüyoruz

Düyşen ’in hedefi (yani toplumda öğretmen ne yapmak istiyor?) baktığımızda ise öğrencileri
eğitip Sovyetler Birliğinin devamını sağlamaktır Bunun yanında onun tek amacı öğrencilerini
iyi bir eğitim almasıdır Altınay Süleymanova bunun en iyi örneğidir Başlangıçta içine
kapanık olan bu kız belki de akıbeti diğer kızlar gibi olacakken( yani küçük yaşta evlenip,
çocuk doğurmak vb.) öğretmeninin hayatına dokunmasıyla bambaşka birine dönüşüş ve yıllar
sonra köyüne bir profesör olarak geri dönmüştür. Bir öğretmen öğrencilerini eğitirken
öğrencisinden bir çıkar bekleyerek eğitmez ve öğretmez İleri de öğrencilerinin iyi yerlere
geldiğini görmek ülkeye bir şeyler kattığını görmek bir öğretmemenin en gurur duyacağı şey
olacaktır. Çünkü o öğrenci o öğretmenin eseridir çünkü gençler öğretmenlerin eserleridirler.
(Kendim bir öğretmen adayı olarak duygu ve düşüncelerimi tarif etmek istedim)

You might also like