Siyaset Biliminin Temelleri, Prof. Gaetano Mosca

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 1

‘’Aristo’yla Platon arasında benzerlikler eksik değildir: İkisi de medeni bir kavim için tek

siyasal teşkilat olarak Yunan Site Devletini mümkün sayarlar, ikisi de etik bir kıstas kabul
ederler ki iktidar bunun sayesinde haklı hale girer ve idare edilenlerin yararına olarak icra
edildiğinde, kanuni bir nitelik edinir.’’
(Prof. Gaetano Mosca, Siyaset Biliminin Temelleri, ss.51, Ankara 2013)
Burada temel alacağımız ifade ‘‘idare edilenlerin yararına olarak icra edilme’’dir. Aslında
temel bazda ele alacağımız altı yönetim şekli vardır. Bunlar iyi yönetimler ve kötü yönetimler
olarak ikiye ayrılmaktadır ve bu yönetimler: bir kişinin yönetimi, az sayıda kişilerin yönetimi
ve herkesin yönetimi şeklinde vardır. Aslında bu üç durumda iyi ve kötü yönetimlerin
varlığından bahsedilmektedir. Burada sormamız gereken asıl soru ise iyi ve kötü olan
yönetimleri nasıl tanımlayacağımızdır. Özü itibari ile bir çıkar ilişkisini ortaya koyabiliriz.
Burada yönetici herkesin çıkarını düşünüp hareket ediyorsa bu iyi yönetimdir fakat yönetici
sadece kendi çıkarı için çalışıyor ise kötü yönetimdir. Dolayısıyla yukarıda da belirttiğim üç
durumu buraya uyarlarsak, tek kişinin yönetimini monarşi ve tiranlıktır. Farkı ise monarşide
kralın tek kişi olarak herkesin çıkarını düşünmesi sonucu iyi yönetim olması, tiranlıkta ise
bunun tersi olup kendi çıkarını gözetmesi itibari ile kötü yönetim olması. Az sayıda kişilerin
yönetimi için de aynı durum vardır. Burada ise Aristokrasi ve Oligarşi vardır. Belli bir grubun
tüm toplumun çıkarını gözetmesi Aristokrasi, sadece kendi çıkarını düşünmesi ise Oligarşidir,
kötü yönetime örnektir. Bir diğer yönetim şekli ise herkesin yönetimidir. Burada ise Demokrasi
ve Anarşi vardır. Herkes herkesi düşünerek hareket ediyorsa Demokrasidir. İyi yönetimdir.
Herkesin kendisini düşünmesi ise Anarşidir. Kötü yönetime örnektir. Sonuç olarak burada iyi
olanın Monarşi, Aristokrasi ve Demokrasi olduğudur. Ayrı bir parantez daha açmak isterim.
Alıntıda da bahsi geçen düşünürler aslına bakarsak demokrasiyi de çok beğenmezler.
Demokrasiyi aslında anarşi olarak görürler ve en iyi yönetim şeklinin politeia (cumhuriyet)
olduğu kanaatindedirler. Nedeni ise iyi yönetim türlerini içinde barındırdığı içindir.
‘’Polybios’a göre insanlar siyasi hayatlarının ilk safhalarında ataerkil bir monarşi ile
yönetilmişlerdir. Monarşik devler eninde sonunda soysuzlaşıp tiranlık haline gelmiş; bunun
üzerine aristokrasi ayaklanmış ve sonunda oligarşik bir hükümet kurmuştur. Sonra, halk
sınıflarının başkaldırması üzerine demokrasiye; oradan da, iç kargaşalıklar yüzünden son
olarak yine tiranlığa geçilmiş ve bu dönem böylece yeniden başlamıştır. Başka bir deyişle,
Polybios’a göre bütün hükümet biçimleri eninde sonunda soysuzlaşıp bozulmaya
mahkumdur’’ (Prof. Gaetano Mosca, Siyaset Biliminin Temelleri, ss.54, Ankara 2013)
Temelinde Aristo’nun ortaya çıkarmış olduğu iyi ve kötü yönetimler konusunu daha sonrasında
da ele alan düşünürler olmuştur. Polybios’u örnek gösterebiliriz. Burada Roma örneğini
verebiliriz. Polybios’a göre bu sistemler bir şekilde devir daim başa dönecektir ve başarısız
olacaktır başka bir değişle ise iyi yönetimlerin bozulması ve kötü yönetimlerin otomatik bir
şekilde gün yüzüne çıkmasıdır. Roma ise burada anayasasında monarşi, aristokrasi ve
demokrasiyi ölçülü bir şekilde topladığından bu süreçten etkilenmemiştir. Elbette ki sadece bu
siyasal yönetimlerle sağlanmıştır diyemeyiz. Roma’nın bunları kendine göre uyarlayıp sahaya
çıkarması da önem arz etmektedir. Dolayısıyla bu bölümde de bahsettiğim şey Roma’nın iyi
yönetimleri kullanarak (ortak iyiyi temel alarak) bir şekilde ayakta durmayı başarmasıdır.

You might also like