Professional Documents
Culture Documents
Ilkçağ Felsefe Tarihi
Ilkçağ Felsefe Tarihi
Ilkçağ Felsefe Tarihi
S.1 Mantık ve Diyalektik ’in kurucusu olan Parmenedis'ten aldığı panteizmi ilerleterek Evreni çok katı
bir panteizm şeklinde yorumlayan düşünür kimdir?
Antropomorfizm, Antik Yunan dini inançlarınca insani vasıfların tanrıya atfedilmesidir. Xénophanes
yalancılık, dolandırıcılık, zina gibi insana has kötü huyların tanrıya atfedilmesiyle tanrının değerinin
düşeceğini söyler. Xénophanes vahdaniyet (monoteizm) inancına sahiptir. Tanrı insanların üstündeki
en güçlü ve kudretli olan ise tek olmak zorundadır. Tanrı çok olursa kudretli olmaz. Her dilediğini
yapamaz , insanlığa hükmedemez.
S.3 Atomun bölünemez olduğunu düşünen ve maddeyi madde olarak kullanan ilk materyalist filozof
kimdir?
Net olan bir şey vardır ki bir insan da dahil bütün varlıklar değişiyor. Bu değişim zıtların savaşı ile
meydana geliyor yani varlık anlamında bir savaş var, bu savaş zıtlar arasında geçmektedir. Fakat ona
göre hayat dediğimiz şey bu savaşın sonucunda ortaya çıkmaktadır. Yani zıtlar kendi arasında
savaşmazsa hayat denilen şey ortaya çıkmaz. Mesela gece ile gündüz birbirine zıt kavramlardır. Gece
ile gündüz savaş halinde olmazsa hayat olmaz. Gece ile gündüz arasındaki savaşın tek bir kazananı
yoktur. Savaşı gece kazanırsa ve gündüz hiç olmazsa hayat ilerleyemez. Bu nedenle hem geceye hem
de gündüze ihtiyaç vardır. Herakleitos da diyor ki varlık iradesinde oluş ve yok oluş mücadele
halindedir. Bunların varlığı hayatın varlığını ortaya çıkarır.
Pozitif bilimlerden insan ölçü değildir nesne ölçülür. Bu cümlede nesne tamamen değişkendir aynı
nesne kişiden kişiye göre değişir. Örneğin su, soğuktan gelen birisi için sıcak, sıcaktan gelen birisi
içinde soğuk olabilir. Bir kişinin iyi dediği şeye başkası kötü diyebilir. Bu iki bakış açısı farklı olmasına
rağmen ikisi de doğrudur. Bu şekilde ki değerlendirmeleri yapan kişiler insan oldukları için her şey
insandan insana göre değişir. Bu anlayışa da rölativizm yani görecelik denir. Bu tarz düşünce aslında
doğrudur. Ahlâkî bakımdan herkesin hayatına hiç kimse karışamaz. Herkesin hayatı kendine. İnsanlar
istediği şekilde düşünebilir hareket edebilirler. Herkes özgürdür. Fakat hiç kimse bir başkasının
özgürlüğünü kısıtlayacak kadar da özgür değildir.