Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 20

KATEGORİ ADI: 100 Temel Eser

ESER ADI: Çalıkuşu


YAZAR ADI: Reşat Nuri Güntekin
KELİME ADET: 1080
Pek küçük yaşındayken annesi ölen Feride, babası da sınır sınır dolaşan bir subay
olduğu için büyükannesinin yanında büyümüştür. Okul çağına gelince Feride’yi
İstanbul’daki bir Fransız kız yatılı okuluna yollamışlardır. Feride neşeli, zeki, çok asi, ele
avuca sığmaz çok hareketli bir kızdır. Fırsat buldukça bir erkek gibi ağaçlara tırmanıp
daldan dala atladığı için öğretmenlerinden biri onu çalıkuşuna benzetmiş, sonra da bu
benzetme onun adı olarak kalmıştır.
Babasının da ölmesi üzerine Feride’nin, yakını olarak sadece bir teyzesi kalmıştır.
Feride, okulun büyüklü küçüklü tatillerini her zaman teyzesinin evinde geçirmektedir. Bu
teyzenin Kamuran adlı, Feride’den büyük bir oğlu vardır. Kamuran Feride’ye karşın ağır
başlı, kız gibi bir erkektir. Bu yüzden Feride sürekli onunla dalga geçmektedir. Fakat
bunların arasında Kamuran, Feride’yi farkında olmadan büyük bir aşkla sevmeye
başlamıştır. Bu sevgi bir süre sonra karşılıkta görür. Feride de Kamuran’a karşılık
vermektedir. Feride’nin teyzesi de bu durumu çok istediği için Feride okulunu bitirdikten
sonra iki gencin evlenmeleri kararlaştırılır. Düğün hazırlıkları tamamlanmak üzereyken,
bir gün kadının teki çıka gelir ve Feride’ye Kamuran’ın Avrupa’da bulunduğu sırada
orada bir kızla aşk yaşadığını söyler. Bu durum hiçbir şeyi umursamaz gibi görünen
Feride’yi çok derinden etkilemiştir. Feride bunun sonucunda gururuna yenilir ve derhal
teyzesinin evinden uzaklaşır, yolunu izini kaybettirir. Bu yüzden evlenme de
gerçekleşemez.
Feride nereye gideceğini düşünürken onu çok seven sütannesi aklına gelir ve oraya
gider. Sütannesi onu görünce çok sevinmiştir. Feride bir süre sütannesinin evinde kalır.
Bu arada oraya buraya başvurur bir iş için, çünkü sütannesini daha fazla rahatsız
edemeyeceğini ve yanındaki paranın da ona çok fazla yetmeyeceğini bilmektedir.
Başvurularının sonunda Anadolu’da bir ilkokul öğretmenliği elde eder. Şimdi o hayat
dolu hiçbir şeyi umursamayan genç kız artık bir öğretmen olmuştur. Feride Anadolu’yu
hiç yadırgamaz. Zeyniler adlı bir köyde öğretmenliğe başlar. Zeyniler köyü Anadolu’nun
çok ücra bir köşesindedir. Bu köyde Feride yaptığı her şeyi günlüğüne yazmaya başlar.
Bir zamanların hayat dolu asi genç kızı şimdi hayatı tanıma yolundadır. İster istemez
ağır başlı olmayı öğrenmiştir. Ama başına gelen bunca şeye rağmen kötümser değildir.
O köydeki fakir, üstü yırtık pırtık olan öğrencilerini çok sevmiştir. Öğrencilerinin her
biriyle ayrı ayrı ilgilenmek ona büyük bir zevk vermektedir. Öğrencileri arasında Munise
adında ortada kalmış, annesi kötü yola düşmüş bir kız vardır. Annesi yüzünden köylüler

1
kızı da hiç sevmiyorlardır. Feride, Munise’ye acır ve onu evlatlık alır. Feride çok mutlu
olmuştur, aynı zamanda Munise de çok sevinmiştir bu olaya.
Bir süre sonra Zeyniler köyü okulu da kapatılır. İşsiz kalan Feride başka bir yerde
öğretmenlik yapmak için başvurmak amacıyla ile gider. Milli Eğitim Müdürlüğü’nde eski
bir okul arkadaşına rastlar ve onunla Fransızca konuşur, Milli Eğitim Müdürü de bu olayı
görünce, Feride’yi merkezde kız öğretmen okulunda Fransızca öğretmeni olarak
görevlendirir. Feride fiziksel olarak çok güzel bir kızdır ve bu fiziksel güzelliğinin burada
çok fazla göze çarpması Feride’yi endişelendirir. Ayrıca Feride’nin öğretmenlik yaptığı
okuldaki müzik öğretmeni de Feride’ye karşı büyük bir aşk duymaktadır. Fakat bu aşk
bir ümitsiz vakadır. Ayrıca şehirde büyük dedikodulara da yol açmıştır. Feride’nin
burada peşine birçok erkek düşmüştür. Bu durum ise Feride’yi endişelendirmektedir. Bu
yüzden tayinini ister. Böylece birkaç yer dolaşır. Bir sürede İzmir’de varlıklı bir ailenin
kızlarına da özel ders verir. Fakat Feride’nin gittiği her yerde fiziği ve güzelliği başına
dert açmaktadır. Feride’nin bu güzelliği ve yalnızlığı çok kişinin dikkatini çekmektedir.
Feride daha Zeyniler’de iken bir askerin yaralanması ve oraya getirilmesi sırasında
Doktor Hayrullah Beyle tanışmıştır. Doktor, Feride’ye bu kadar güzel bir kızın böyle bir
yerde ne aradığını, kesinlikle bir aşk meselesi yüzünden gelmiş olduğunu söylemiş,
Feride ise bunu reddetmiştir. Yıllardan sonra tekrar Kuşadası’nda buluşurlar. Bu sırada
Feride’nin okulu kapatılıp hastaneye çevrilmiştir. Feride artık doktorum himayesine
girmiştir. Bir hasta bakıcı gibi doktora yardım etmiştir. Doktor Feride’yi ve artık büyümüş
olan Munise’yi kendi öz kızları gibi sevmektedir. Ancak bu sırada doktor bir gün ağır
hastalığı olan birine bakmaya gittiği zaman Munise ağır bir şekilde hastalanır. Doktor
dönene kadar kız yavaş yavaş, acı çeke çeke ölür. Munise’nin nezle sanılan hastalığı
kuşpalazıdır. Feride, Munise’nin ölmesinden sonra kendini kaybedecek şekilde
hastalanır. Günlerce doktorun evinde yatar. İyileştiği sıralarda doktor Hayrullah Bey ne
kadar yaşlı olursa olsun ikisi için bir söylenti çıkmıştır. Bu da o zamanın şartlarından
dolayı olmuştur. Kasabayı türlü dedikodular alıp götürmektedir. Bekar bir erkeğin evinde
genç, güzel ve bekar bir kadının olması çok fazla dedikoduya yol açmıştır. Doktor bu
dedikodulardan kurtulmak için çok pratik bir yol bulmuştur. Feride’yi de zorla ikna
ederek evlenmişlerdir. Ancak tabi ki bu evlilik sadece kağıt üzerindedir ve dedikoduların
bitmesi içindir. Feride doktoru babası gibi sevmektedir.
Doktor, Feride’nin defterini bulmuş ve baştan sona kadar okumuştur. Feride’nin her
şeye rağmen Kamuran’ı sevdiğini öğrenmiştir. Gizli araştırmalar yapar. Kamuran bu
zaman içinde evlenmiş ve eşi ölmüştür. Şimdi dört yaşlarındaki çocuğu ile
yaşamaktadır. Doktor, Kamuran’a bir mektup yazar ve bu mektupta Kamuran’a bütün
olan biteni anlatır. Feride ise bu sırada defterinin kaybolduğunu sanmaktadır ve defterini
bütün aramalarına karşın bulamamıştır. Doktor yazdığı mektupla defteri ve bazı
belgeleri paket haline getirmiştir. Feride’ye ölümünden sonra bu paketi Kamuran’a

2
götürmesini vasiyet etmiştir. Doktor zaten oldukça yaşlıdır bu yüzden kısa bir süre sonra
da ölür.
Feride, doktorun ölümünden sonra, hem paketi teslim etmek hem de çok özlediği
teyzesini görmek üzere, Tekirdağ’a teyzesinin yanına gider. Niyeti orda fazla
kalmamaktır. Paketi teslim edip bir iki gün kalıp Kuşadası’na geriye dönmektir.
O günlerde ne rastlantı ki dinlenmek için Kamuran’da Tekirdağ’a gelmiştir. Feride
paketin içinde neler bulunduğunu bilmemektedir. Bu içinde neler bulunduğunu bilmediği
paketi teslim eder. Ama doktorun öldüğünü onlardan gizlemiştir. Böylece Kuşadası’nda
doktorun yaşadığı bahanesiyle zorlanmadan geriye dönebileceğini ummaktadır. Fakat
umduğu gibi olmaz teyzesi bu paketi Feride gitmeden bir gün önceden Kamuran’a verir.
Kamuran o gece kardeşiyle birlikte defteri okur. Böylece, Feride’nin kendisini hala
sevmekte olduğunu anlar. Hem de doktorun tembihlerini öğrenir. Kendisiyse, Feride
gittiğinden beri Feride’yi unutamamıştır ve hala sevmektedir. Feride, yeterince kaldığını
ve geri dönmesi gerektiğini söyleyerek yola çıkmak üzere hazırlanır.
Feride hayatla çok didişmiş ve artık bu gücünü yitirmiştir. Artık doktorun da
olmadığı Kuşadası’na gitmek onun da hiç işine gelmemektedir. Kuşadası’na dönmek,
Feride’yi çok fazla üzmüştür. Ama bu durumunu etrafındakilere hiç belli etmemektedir.
Bunu etrafındakilerin anlamasını istemez. Feride’yi götürecek araba kapıya yaklaşır.
Fakat bu bir oyundur. Kamuran ve kardeşinin hazırladığı bir oyundur. Feride arabaya
yaklaştığı zaman arabadan birden Kamuran iner ve Feride’yi kucaklar. Zaten tüm ev
halkı da Feride’nin tekrar yuvadan uçmasını istemiyorlardır. Bunun için tüm ev halkı
elbirliği yapmıştır. Feride’nin tüm istemiyormuş gibi davranmaları, olmaz demeleri falan
boşadır. Kırık dökük kelimelerle bu oyundan kurtulmaya çalışmıştır ama nafile,
kurtulamamıştır. Çünkü, Kamuran artık kararlıdır ve ikinci bir gaflete düşmeyecektir.
Kamuran Feride’ye de onu bir daha kaybetmeyi göze alamayacağını ve onu şu an bile
deliler gibi sevdiğini söyler. Çalı kuşu, gizli bir mutlulukla ve huzurla kendini Kamuran’ın
kollarına atar.

OKUMA HIZINIZ = ( 1080 / ...... sn. ) 60 =


Okuma hızınızı bulmak için: Metni kaç saniyede okuduğunuzu formüldeki saniye
alanına yazın ve sonucu hesaplayın.

3
ANLAMA ORANI TESTİ
1) Feride kimin yanında büyümüştür?
A) büyükbabasının B) büyükannesinin C) teyzesinin D) halasının E) amcasının
2) Kim Feride’yi çalıkuşuna benzetmiştir?
A) büyükannesi B) annesi C) babası D) dadısı E) öğretmeni
3) Feride Anadolu’da kendine ne iş bulmuştur?
A) Hemşirelik B) Ebelik C) Öğretmenlik D) Bakıcılık
4) Feride ...... ilgi çektiği için endişelenmektedir.
A) güzelliği B) parası C) kızı D) evi
5) Feride merkezde ne öğretmeni olmuştur?
A) Türkçe B) Almanca C) Edebiyat D) Fransızca
6) Munise hangi hastalıktan ölür?
A) kolera B) kuşpalazı C) nezle D) kızamık
7) Ferdide kiminle evlenir?
A) Kamuran’la B) Hayrullah Bey’le C) Öğretmeniyle
8) Doktor Feride’ye Kamuran’a vermesi için ne bırakır?
A) para B) tapu C) paket D) yüzük
9) Doktor nerede ölmüştür?
A) Kuşadası’nda B) Zeyniler’de C) Ankara’da
10) Feride en sonunda kime kavuşmuştur?
A) Doktora B) Öğretmenine C) Munse’ye D) Kamuran’a

CEVAP: 1. B 2. E 3. C 4. A 5. D 6. B 7. B 8. C 9. A 10. D

ANLAMA ORANI = (......./10) 100 = %


Anlama oranızı bulmak çn: Çözmüş olduğunuz soruların doğru cevaplarını noktalı alana
yazın ve sonucu hesaplayın.
4
SERBEST OKUMA SERBEST OKUMA

1. Binlerce yıldır önemli bir ticaret ve 2. "Satılmıyor" gerekçesiyle şiir dizisini


yönetim merkezi olan başkent, nedense yayından kaldıran büyük yayınevlerine
turistik bir gezi için gelmez aklımıza. her gün yenileri ekleniyor. Sayısız şiir
Oysa Cumhuriyet tarihinin önemli dergisinin çıktığı, antolojilerin, yıllıkların
eserleri, camileri, kale içindeki tarihi peş peşe sökün ettiği bir dönemde
evleri, eğlence için ünlü caddeleri, üstelik. "Bir antoloji yüz şiir kitabına
birbirinden popüler restoranları, parkları bedeldir." deniyor adeta. Tadımlık olan
ve alışveriş merkezleriyle hiç de turistik doyumluk olanın yerine geçer oldu.
açıdan hayal kırıklığı yaratacak bir şehir Ancak, şiir kitaplarının yeterince
değil. Ayrıca çevresindeki ören yerleri satmıyor oluşu sadece şimdiye özgü bir
Hattuşaş, Yazılıkaya, Alacahöyük ve durum değil. Has şiir, her zaman az
Gordion'la da oldukça turist çekiyor. satılmadı mı? Eskiden de öyleydi; ama
Şehre yaklaşık 100 kilometre medyatik olmak, popüler olmak bugün
mesafedeki Beypazarı ise son olduğu kadar prim yapmıyordu, göz
zamanlarda yaptığı atakla gezginlerin boyamıyordu.
yeni duraklarından biri olmaya aday.
Bu parçada aşağıdakilerden
Bu parçada asıl anlatılmak istenen hangisine değinilmemiştir?
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yeni şiir kitaplarında okurun, aradığı
A) Son yıllarda en fazla turist çeken tadı bulamadığına
illerimizden biri de Ankara'dır. B) Yayıncıların ticari kaygılarla şiir kitabı
B) Ankara sadece siyasetin ve yayımlamak istemediğine
diplomasinin merkezi değil, zengin C) Antolojilerin, şiir kitaplarına tercih
kültüre sahip bir kenttir de. edilmeye başlandığına
C) Ankara çevresindeki ören yerleri D) İyi şiirin her dönemde alıcısının az
sayesinde çok sayıda turistin ilgi olduğuna
odağıdır. E) Günümüzde medyatik olana daha
D) Siyasetin ve yönetimin merkezi olan çok ilgi duyulduğuna
Ankara turistik açıdan da çok zengin bir
ilimizdir.
E) Ankara Cumhuriyet tarihinin şaşırtıcı
terkipleriyle dolu zengin bir yönetim
merkezidir.

5
BLOK OKUMA BLOK OKUMA

3. İnsanoğlu bir gün virgülü kaybetti ve 4. Tarih boyunca, aşağı yukarı her


söyledikleri birbirine karışmaya kültürde seramik sanatının, toplumsal
başladı. Noktayı kaybettiğinde kimlikle hayati bir bağı olmuştur.
düşünceleri uzayıp gitti, onları bir araya Yunancadan gelen seramik sözcüğü her
getiremedi. Bir gün ünlem işaretini biçimdeki kil anlamındadır. Bu
kaybetti; sevincini, öfkesini, tüm malzemenin kalitesi sayesinde,
duygularını yitirdi. Bir başka gün soru müzelerin çoğunda, tarih boyunca
işaretini kaybetti; soru sormayı unuttu o sanatçıların kendilerini toprakla nasıl
zaman da. Derken bir gün iki noktayı ifade ettiklerini görebiliriz. Seramik
kaybetti ve kimseye bir açıklama sanatında kullanılan teknikler, tarih
yapamaz oldu. Yaşamının sonuna öncesi dönemlerden günümüze dek,
geldiğinde elinde yalnızca tırnak değişmeden gelmiştir. Kuşkusuz bu
işareti kalmıştı; içinde de başkalarının denli köklü bir geleneğe, zengin ifade
düşüncesi vardı yalnızca. olanaklarına ve yenilik potansiyeline
sahip bir başka el sanatı daha yoktur.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi
vurgulanmaktadır? Bu parçada seramikle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine
A) Bilgi alışverişinde, noktalama değinilmemiştir?
işaretlerinin önemli bir rolü vardır.
A) Sanatçılara kendilerini ifade etmede
B) Doğru düşünmede noktalama geniş olanaklar sunduğuna
işaretlerinin payı büyüktür.
B) Yeniliklere açık, geleneksel bir el
C) Noktalama eksikliği, iletişimi sanatı olduğuna
güçleştirir.
C) Toplumsal değişmelerden
D) Doğru bir anlatım, dilbilgisi etkilendiğine
kurallarına uymakla mümkündür.
D) Toplumsal yapıyı yansıtıcı nitelik
E) Noktalama yanlışlığı anlam taşıdığına
bulanıklığına yol açar.
E) Kullanılan tekniklerin her dönemde
niteliğini koruduğuna

6
İLK KELİME-SON KELİME İLK KELİME-SON KELİME

5. Klasik roman, kendi içinde dört 6. Bizim evde yazmak, defter tutmak


dörtlük bir dünyadır. Onun bu kendi adeta günlük yaşamın ayrılmaz bir
kendine yeterliliği, entelektüel seviyesi parçasıydı. Babam inci gibi bir eski
birbirinden farklı kitlelerce yazı ile Yahya Kemal'in şiirlerini
okunabilmesine olanak verir. Oysa defterine yazardı, sonra da onları bize
modern roman, klasik romanın bu okurdu. Ağabeyim, kilitli bir hatıra
kendi başınalığını kırar. Oradaki defterine eski Türkçe ile anılarını
karakterler, olaylar ya da diyaloglar salt yazardı. Bense ilkokul beşinci sınıfta,
kendilerinden kaynaklanmaz. Modern tarih kitabından özetler çıkarır, bunları
roman, birçok farklı anlatıdan esinlenir özene bezene temize çeker ve sınıfta
ve oralardan alınan parçalarla kendini arkadaşlarıma, çalışmaları için ödünç
var eder. Modern roman, dış verirdim. Galiba, yazma tutkusu bana,
referanslarını değersiz olmaktan ben farkına varmadan, ailem tarafından
çıkarıp hayati bir öneme kavuşturur. enjekte edilmişti.
Okurundan belli bir entelektüel
yoğunluk ve zihinsel çaba ister; onda Bu sözler aşağıdaki sorulardan
bilmece çözme ve oyun oynama isteği hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
uyandırır. A) Yazmak size göre yaşamda bir iz
bırakmak mıdır?
Bu parçada aşağıdakilerden B) Sizde yazma düşüncesi ne zaman
hangisine değinilmemiştir? oluşmaya başladı?
A) Klasik romanla modern roman C) Başarılı olmanızda yaşadıklarınızı
arasında önemli yapısal farklılıklar yazmanızın rolü var mıdır?
olduğu D) Kendi ailenizin romanını yazmayı
B) Klasik romanın kendi içerisinde bir düşündünüz mü?
bütünlüğe sahip olduğu E) Anı, geçmiş yaşantıları paylaşma
C) Modern romanın kendi dışındaki ihtiyacının bir ürünü müdür?
anlatılardan yararlanma yoluna gittiği
D) Klasik romanların daha kalıcı ve
daha kolay okunur olduğu
E) Modern romanları okumanın belli bir
zihinsel uğraş gerektirdiği

7
SIÇRAYARAK OKUMA SIÇRAYARAK OKUMA

7. Şairler kitapları satılmadığı ya da az. 8. İnsan, doğduğu saatten öleceği .


.satıldığında bugün olduğu kadar. .saate kadar severek, kavga ederek, .
.gocunmuyor, yayınevleri de bunu. .cephelerde çarpışarak, hastalanarak.
.bugün olduğu kadar şairin başına. .yaşar. Yaşadıkları, o istese de.
.kakmıyordu. Şiir doğası gereği küçük. .istemese de varlığındaki derin.
.yayınevlerinde, daha az renkli olduğu . .kuyularda birikir. Birikenleri bir sonuca.
.İçin az satılan dergilerde hayat . .varmak amacıyla sıraladığında da.
.buluyordu. Şairler daha mutluydu. ."yaşam tarihi"nin belirdiğini görür. Bu.
.eskiden, hatta birdenbire çok . .insanlardan biri, yüreğinden yükselen.
.satılmaya başlayanlar kendilerine. .fokurtularla, bu fokurtuları .
.kuşkuyla bakıyorlardı. Has şiirden, iyi. .değerlendiren bir yeteneğin itmesiyle.
.şiirden uzak düştükleri, popüler şeyler. .yazarlığa soyunursa, kuyularında.
.yazmaya başladıkları vehmine. .birikenlere ve başkalarının .
.kapılıyorlardı. Bugün öyle değil; ne. .biriktirdiğine uzanmak durumundadır. .
.kadar satarsan o kadar değerlisin. .
Bu parçada asıl anlatılmak istenen
.Şiirin doğasına aykırı olsa da böyle bu.
aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsan düşüncesi, doğumla ölüm
Bu parçada aşağıdakilerden
arasında değişebilen bir özellik taşır.
hangisine değinilmemiştir?
B) Bir sanatçının yapıtlarında anlattığı
A) Yayınevlerinin, şiir kitaplarının az ya
şeylerin kaynağı, yaşadıklarından çok,
da çok satılmasını bugünkünden farklı
kendi yaratma gücüdür.
değerlendirdiğine
C) Yaşamın zenginleşmesi, yüzyıllar
B) Eski şairlerin daha başarılı ve kalıcı
boyu oluşan kültür birikimiyle
şiirler yazdığına
gerçekleşir.
C) Günümüzde çok satmamın bir başarı
D) Her yazar yaşamdan edinilen bilgi ve
ölçütü sayıldığına
birikimle beslenir.
D) Şiirin, küçük yayınevlerinde ve az
E) Bir sanatçının başarısı, yaşadığı
satılan dergilerde yer almasının şiirin
günlerin hakkını verebilmesine bağlıdır.
yapısıyla ilgili olduğuna
E) Eski şairlerin şiirin kalitesi konusunda
daha duyarlı olduğuna

8
ZİGZAG OKUMA ZİGZAG OKUMA

9. Edebiyat eğitimi ta başından beri 10. Cemal Süreya, benim aşağı yukarı


yanlış yolda bizde. Yetişme bütün öykülerimde kendi yaşadıklarımı,
çağındakileri edebiyattan soğutucu, kendi serüvenimi anlattığımı söylüyor.
okuma isteklerini kırıcı bir programımız Onun bu sözlerinde, bir doğrunun
var. Genelde edebiyat dersleri, edebiyat üzerine gidilmesinden çok öykülerimin
tarihi biçiminde uygulanıyor. Türkoloji içeriğine yöneltilmiş bir eleştiri var. Bunu
bölümünde yetişen öğretmenler, Divan da bir kusur gibi göstermek istemiştir.
edebiyatı dönemine, "aruz"a takılıp Oysa Tolstoy, Dostoyevski, Gorki,
takılıyor. Uygulama derslerinde, bir Steinbeck, Kazancakis ve bizden Sait
türlü Cumhuriyet dönemi edebiyatına Faik, Orhan Kemal, Tarık Dursun K.,
gelemiyorlar... Demir Özlü gibi yazarlar, hem
yaşadıklarını, hem de yaşamın geniş
Bu parçanın bütününde vurgulanmak havuzunda toplanan insanlığın ortak
istenen aşağıdakilerden hangisidir? birikiminden seçtiklerini koymuşlardır
roman ve öykülerine. Şimdi bunlar
A) Okullardaki edebiyat programlarının kusurlu yazarlar mıdır?
tüm dönemleri kapsamadığı
B) Edebiyat tarihi derslerinin verimsiz ve Bu parçada yazar aşağıdakilerden
sıkıcı geçtiği hangisine karşı çıkmaktadır?
C) Gençlerin ilgisini çekmeyen ezberci
bir edebiyat eğitimi verildiği A) Roman ve öykünün sadece düş
D) Edebiyat eğitimi programlarının dar gücüyle oluşturulmasına
kapsamlı ve çok klasik olduğu B) Yaşamı olduğu gibi ele alan
E) Edebiyat eğitimine gereken önemin yazarların hor görülmesine
verilmediği C) Eleştirilerde eserden çok, kişiliğin
hedef alınmasına
D) Yaşamını sanatına yansıtan
yazarların küçümsenmesine
E) Edebiyat yapıtlarının içeriklerine göre
değerlendirilmesine

9
OVAL ZİGZAG OVAL ZİGZAG

11. 12. yüzyılda, süslenecek metinin 12. Ben, toplumsal ve bireysel


yaşamlarımızdaki durumları, yaşamın
içeriğiyle uyumlu minyatürler yapılmaya
gürültü patırtısını, uğultusunu, bulanık
başlandı. Baskı makinesinin bulunuşuna ve duru akışlarını atılgan, okuru allak
kadar Avrupa'da çok güzel ve görkemli bullak eden, hop oturtup hop kaldırtan
minyatürler yapıldı. Bundan sonra bir dille anlatmayı görev edinmiş biriyim.
minyatür daha çok madalyonların Bu nedenle çevreme baktığımda beni
üzerine portre yapmak için kullanıldı. izleyebilen ya da yaşamın bereketini
17. yüzyıldan sonra fildişi üzerine öyküleştirmek amacıyla benim kadar
didinen bir kimseyi göremiyorum. Bu
yapılan minyatürler yaygınlaştı. Daha
yüzden bana yakın hiç kimse yoktur
sonra minyatür sanatına karşı ilgi bizde; ama dünyada benim yakınlarında
azalmakla birlikte, dar bir sanatçı olmak istediğim yazarlar çoktur.
çevresinde geleneksel bir sanat olarak Bunların en başında
sürdürüldü. da Dostoyevski gelir.

Bu parçada minyatürle ilgili olarak Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri


söyleyen sanatçıyla ilgili bir özellik
aşağıdakilerin hangisinden söz
değildir
edilmemiştir? A) Dinamik ve çarpıcı bir üslupla
A) Her zaman aynı nesneler üzerine yazmayı ilke edine
yapılmadığından B) Değerinin zamanla anlaşılacağını
B) Nitelik değiştirerek varlığını düşünme
yüzyıllarca sürdürdüğünden C) Başarılı yabancı yazarlara imrenme
C) Kendisine duyulan ilginin zamanla D) Öykülerinde yaşamdan değişik
azaldığından kesitler sunma
D) Yapıldığı yüzyılı farklı özellikleriyle E) Kendi alanındaki yazarların uğraşını
yansıttığından küçümseme
E) Bir dönem, verilen örneklerin çok
etkileyici olduğundan

10
BÜTÜNÜ GÖR BÜTÜNÜ GÖR

14. Ne zaman bir roman yazsam birileri,


13. Edebiyatımızın daha da gelişmesi
en çok da annem, "Şöyle bir aşk romanı
için sanatçılar, işçinin, köylünün
yazsana!" derdi. Hep günün birinde ana
yaşamına daha çok katılmalı; oradan
teması aşk olan bir roman yazmayı
edinecekleri zengin izlenimlerle yeni
düşünmüştüm. "Zamanın Manzarası"
yapıtlar oluşturmalı. Köy yaşamının
öyle çıktı ortaya. Ama bizim gibi
verilmesinde son yıllarda bir ölçüde
yazarlar, insanın yazgısını merak eden,
başarılı olunmuş; ancak işçi yaşamı
o tür konularla akrabalık kurmuş
henüz yeteri kadar ele alınmamıştır.
yazarlar, aşkı da yazsalar, yanına başka
Genç sanatçıların buna yönelmeleri çok
bir sürü konu koyuyorlar.
yerinde olacaktır. Ancak, bu sorunlara
eğilecek sanatçıların estetik titizliklerini
Bu parçadan, aşağıdaki yargıların
artırmaları gerekiyor. Bu noktada açık
hangisine ulaşılabilir? 
verenler, ne topluma ne de edebiyata
A) Romanlar genellikle okurun
yararlı olabilirler.
beklentilerine göre biçimlenir.
B) Sıradan okurlar, aşk romanlarından
Bu parçanın bütününde
daha çok hoşlanırlar.
aşağıdakilerden hangisi
C) Sadece aşk temasını işlemek güçlü
vurgulanmaktadır?
romancılara özgüdür.
A) Genç sanatçıların toplumsal
D) Romancının asıl görevi insanın
sorunlara duyarsız kaldıkları
kaderini araştırmaktır.
B) Estetik kaygıdan yoksun eserlerin,
E) Romanı tek bir konu üzerine kurmak
kalıcı olamayacağı
yazarın elinde değildir.
C) Emeği anlatma amacı taşımayan
eserlerin edebi değerinin olmadığı
D) Sanat değeri tartışılan eserlerin,
topluma yarar sağlamayacağı
E) Edebiyatın, toplumsal sorunları
gündeme tutmada önemli bir işlevi
olduğu
CEVAPLAR:

1. D 2. A 3. C 4.C 5.D 6.B 7.B


8. D 9. D 10. D 11. D 12.B 13.D
14. E

11
ANA DÜŞÜNCE, KONU, MADDE1
BAŞLIK SORULARI SORU 1
En genel yargı, çıkarılabilen Romanda, uzun süre yurdundan ayrı
yargı, anlatılmak istenen yargı, kalmış iki kişinin geri dönüşü anlatılır,
vurgulanmak istenen düşünce, İkisi de geri döndüklerinde vatanlarına
hangisine yabancılaşmıştır. Çocukluklarına,
gençliklerine ait anılar, zaman içinde
değinilmiştir/değinilmemiştir = belleklerinde korunmadığı için yok
Ana düşünce olmuştur. Tekrar kavuşulan resimler,
günlükler, evler, sokaklar da anlamlarını
çoktan yitirmiştir. Çünkü, bambaşka bir
yerde yaşam sürerken, anılan
ÇÖZÜM TEKNİĞİ: Ana düşünceye
çağrışman mekânlardan uzakta bellek
kısa yoldan ulaşmak için;
beslenmez, dolayısıyla boşalır. Belleği
1. “Bu nedenle, sonuç olarak, çünkü, canlı tutan, karşılıklı ilişkilerle bu anıların
zira, dolayısıyla, oysa, tam tersine, son tazelenmesidir.
olarak…” gibi bağlayıcı öğelerin
bulunduğu cümlelere odaklan! Bu parçada asıl anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
2. Baştan ve sondan ikişer cümle
okuyup seçeneklerle ilişkilendir, ana A) Geçmişte yaşananların canlı kalması,
düşünceyi kısa yoldan bulman %90 onların aynı ortamda anımsanmasına,
kolaylaşır. paylaşılmasına bağlıdır.

3. Bir parçada tanık gösterilmişse tanık B) Memleketinden yıllarca ayrı kalmış


ne diyorsa ana düşünce odur. kişiler, geri geldiklerinde çevrelerine
uymakta sıkıntı çekerler.
4. Bir parçada örnekleme varsa örneğin
öncesindeki cümle ana düşüncedir.
C) Koşullar değiştikçe eski izlenimlerin
yerini yenileri alır,

D) Olayların insanlar üzerinde


yaratacağı etki ortamdan ortama değişir.

E) Üzerinden zaman geçtikçe eski


yaşantılar unutulur.

12
SORU 2
Ben, herkesin alışkın olmadığı, farklı bir
evde büyüdüm. Babam ve ağabeyim MADDE 2
profesyonelce olmasa da resimle
SORU 1
ilgileniyorlardı. Dayım da odasında
sürekli bir şeyler yazardı. Yani evin Batı edebiyatında doğa, ilk aşamada
içinde resim, kitap, dergi hep vardı. soyut bir düşünce, zamansız ve
Böyle bir havayı soluyunca insan mekânsız bir ideal gibidir. Klasiklerin
kendiliğinden sanata ilgi duyuyor. doğaya uygunluk kuralında böyle bir
Dolayısıyla birçok sanat dalına olan doğa düşünülmüştür. Daha sonra
ilgim, eğitimimin evde başlamış romantiklerde doğa somuttur; zaman ve
olmasından kaynaklanıyor. Çünkü mekân içindedir. Edebiyat her anlattığını
insan, evinde ne görüyorsa onu yapıyor. doğada bir yere yerleştirmeye, insanın
Ben de yaşama, yıllardır bir ressamın, duyduklarını, düşündüklerini doğayla
yazarın gözüyle bakıyorum. karıştırmaya başlar. Bu devirde doğa,
duygulara göre değer kazanan,
Bu parçada asıl anlatılmak istenen
yaşamak sevincinden çok duymak ve
aşağıdakilerden hangisidir?
düşünmek kaygısı uyandıran bir
âlemdir.
A)Sanatta başkaları örneksenerek
başarılı olunabilir. Bu parçadan çıkarılabilecek sonuç
B) Resim, küçük yaşta başlanıldığında aşağıdakilerin hangisidir?
başarı kazanılabilecek bir sanat dalıdır.
A) Edebî akımlar, doğayı kendilerine
C) İnsanın yetişmesinde, yakın çevre
özgü bir anlayışla ele almıştır.
önemli bir etkendir.
D)Çocukları sanata B) Doğa, her dönemde edebiyatın en
yönlendirilmesinde ailenin yol önemli kaynaklarından biri olmuştur.
göstermesi gerekir. C) Sanatçının doğaya karşı tavrı eserine
E) Çocuklar, yeteneklerini geliştirmeleri yansır.
için yüreklendirilmelidir.
D) Doğa, insanın duygu, düşünce ve
beğenileri üzerinde etkili olmuştur.
E) Doğayı somut bir kavram olarak
değerlendiren romantikler olmuştur.

13
SORU 2 MADDE 3
Karşıdan Boğaz’ın karşı sırtlarına
bakıyorum; bomboş ve ağaçsız. SORU 1
Burası İstanbul, burası şehirlerin şehri
İstanbul’un kendinden de meşhur Don Kişot ve Don Kişotluk üstüne
Boğaz’ı… Şimdi İstanbul’a şehir demek şimdiye değin ciltler dolusu yazı yazıldı
için bile bin şahit ister, işte şu denizlerin ve hâlâ yazılıyor. Ünlü bir filozof, “İnsan
en mavisi, en yeşili; bomboş, ağaçsız, bu yapıtı hayatında üç kez
kısacası sahipsiz sırtların önünde okumalıdır: Duyguların hemen
çırpınıp duruyor. Rüzgârların en tatlısı, kolaylıkla harekete geçtiği gençlikte,
şarkıların en tatlısını söylemek için mantığın egemen olmaya başladığı
ağaç dalları arıyor, boşu boşuna. orta yaşta, her şeye felsefe açısından
bakıldığı yaşlılıkta.” diyor. Bu
Yazar bu parçada aşağıdakilerin
sözleriyle yapıtın klasik bir yapısının
hangisinden yakınmaktadır?
olduğunu belirtiyor.
A) İstanbul’daki aşırı nüfus artışından
Bu parçada sözü edilen yapıtla ilgili
B) İstanbul Boğazı’nda yeşilliğin yok
olarak asıl anlatılmak istenen
edilmesinden
aşağıdakilerden hangisidir?
C) İstanbul’da hava kirliliğinin, şehri A) Roman türünün ilk ve temel örneği
yaşanmaz duruma getirmesinden olduğu
B) Tadına, eleştirel bir okumayla
D) Eski yaşam tarzının kaybolmasından
varılabileceği
E) Denizden gereği gibi C) İnsanoğlunun değişik hâllerini
yararlanamamaktan yansıttığı
D) Düş dünyası geniş okurlara
seslendiği
E) Yaşamın farklı dönemlerine özgü
bakış açılarıyla okunmasının gerekliliği

14
SORU 2
MADDE 4
SORU 1
Eskiden beğendiğim şiirlerde şimdi bir
Artık kitap seçerken ince eleyip sık
tat bulamıyorum, buna karşılık eskiden
dokuyorum. Belki doğru bir şey değil bu
beğenmediklerim de şimdi bana bir
yaptığım. Ama ne çare, gönlüm böyle
güzel gözüküyor. Öyledir şiirler: Gün
istiyor. İnce söz avlama merakım
olur beğenir, gün olur beğenmezsin.
yüzünden çoğu kitabın mumu
Kişinin düşünceleri, kanıları gibi
sönüveriyor elimde. Altını çizecek,
beğenisi de günden güne değişir. Bu
cazibesine şapka çıkartacak cümleler
nedenle bir kimseye “En beğendiğiniz
bulamayınca kanım bir türlü kaynamıyor
şiir, en beğendiğiniz dizeler
o kitaba. Ne televizyon kanallarındaki
hangisidir?” diye sormak doğru
açıkoturumlar, söyleşiler, ne radyo
değildir; gününe bakar, saatine
programları ne de başka sohbetler…
bakar…
Sarmıyor hiçbirisi konuşmanın ortasına
Bu parçada anlatılmak istenen hoş düşecek bir ince söze tesadüf
aşağıdakilerden hangisidir? etmedikçe.
A) Zaman içerisinde, kişinin şiir
zevkinde değişiklikler olabilir. Yukarıdaki parçaya göre yazarın kitap
B) Bir kişinin beğenisi zaman içinde seçerken titiz davranmasının sebebi
gelişip olgunlaşabilir. aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kitapların eskisi kadar güzel
C) Her okurun kendine yakın bulduğu yazılmadığını düşünmesi
ozanlar ve şiirler vardır. B) Okumaya değer kitapların
D) Bir ozanın bütün şiirlerinin aynı günümüzde çok az olması
düzeyde olması düşünülemez. C) Her kitapta altı çizilebilecek, etkili bir
söz bulmaya çalışması
E) Beğenisi gelişmiş okuyucu, iyi şiiri, D) Televizyon ve radyo
kötüden kolayca ayırabilir. programlarındaki sohbetlerin kitaplardan
daha faydalı olması
E) Kitapların bir bölümünü okuduktan
sonra kitaptan sıkılması.

15
SORU 2

Sevgi, insanın kendini düşünmesinden KONU


başka bir şey değildir. İnsanoğlundaki
her duygu kendini düşünmekten ÇÖZÜM TEKNİĞİ: Bu tür sorularda;
kaynaklanır. Anamızla babamızı, 1. Giriş cümlesine odaklanın.
kardeşlerimizle çocuklarımızı
düşünürken de, severken de 2. Sonuç cümlesine odaklanın.
kendimizi düşünmüş, kendimizi 3. Yönlendirici sözcüklere odaklanın:
sevmiş olmuyor muyuz? Hepimiz iki önemli olan, işte bu yüzden, oysa, ama,
büyük korkunun, ölüm korkusu ile çünkü, açıkçası, işin temelinde, bana
yalnızlık korkusunun zincirlerine kalırsa, yeter ki, ancak, kısacası,
vurulmuş değil miyiz? Bu korkuları bir öyleyse, o halde, demek ki, denilebilir ki,
başımıza taşıyamadığımız için, onları bence, tam tersine, bu açıdan bakılırsa,
unutabilmek için türlü duyguları öyle ki…
yaratmışız. Sevgi de kendimizi avutmak
için ortaya çıkan bir duygudur.
Sınavlarda paragrafın konusuyla ilgili
sorular aşağıdaki şekillerde
yöneltilmektedir:
Bu parçada asıl anlatılmak istenen
düşünce aşağıdakilerden hangisidir?  Bu paragrafta aşağıdakilerin
A) Sevgi insanların kendini hangisi üzerinde durulmaktadır?
düşünmesinden kaynaklanan bir  Bu parçada aşağıdakilerin
duygudur. hangisinden söz edilmemiştir?
B) Her insan birilerini sevmek ve birileri  Bu paragrafta aşağıdakilerin
tarafından sevilmek ister. hangisine değinilmemiştir?
C) Sevgi insandaki ölüm ve yalnızlık  Bu paragrafta aşağıdakilerin
korkusunu hafifletir. hangisi tartışılmaktadır?
D) Annemiz, babamız, kardeşlerimiz ve
çocuklarımız en sevdiğimiz kişilerdir.
E) İnsanın gerçek anlamda sevebilmesi
için korkularından kurtulması gerekir.

16
SORU 1 SORU 2
Sanatta ustalık, sanıldığı gibi bir
Her geçen gün okullarımızda daha sanatçının tek başına oluşturduğu bir
çok proje yapılmaktadır. Bu da
nitelik değildir. Gerçekte bu, yüzyıllar
okullarımızda girişimci ruhu ön plana
çıkarmaktadır. Böylece yeni nesil bilgiyi boyunca bu alanda gösterilen çabaların
depolayan değil, bilginin yolunu öğreten ve sürdürülen çalışmaların sonucudur.
bir paradigmaya sahip olacaktır. Önemli Bu yönden, bir sanatçının kendinden
olan da budur. Mevcudu yüklemek artık önce verilmiş ürünleri iyice özümlemesi
eğitim sistemlerinde pek bir anlam ifade gerekir. Bunu yaparsa ilk yapıtlarında
etmemektedir. Her beyin bir proje olursa
bile belirli bir çizginin üstüne çıkar. Bu
her alanda çok hızlı bir ilerlemeye imza
atacağız. Bu da mutlu ve aydın bir çizgi, zamanla, kendinden sonrakilere
toplum olarak modern dünyada örnek olabilecek biçimde gelişir ve
yerimizi almak demektir. özgün bir nitelik kazanır. Öyleyse hiçbir
sanatçı, kendisinden önce ortaya
Bu paragrafın konusu hangi konmuş yapıtlara sırt çeviremez.
seçenekte doğru olarak verilmiştir?
Bu parçada asıl anlatılmak istenen,
A) Okullar bilginin yuvası kabul edildiği aşağıdakilerden hangisidir?
için bilginin gücü okullarda ortaya A)Sanat alanında belirli bir düzeye
gelmek, geçmişteki birikimleri
çıkmaktadır.
değerlendirmeyi gerektirir.
B) Okullarımızda gün geçtikçe daha çok B)Bir sanat yapıtı, birçok sanatçının
proje yapılmaktadır. Bu da birçok olumlu ortak çalışmasıyla ortaya çıkar.
C)Yeteneksiz bir sanatçı, başarılı
sonucu beraberinde getirmektedir.
yapıtları taklitten öteye geçemez.
C) Çağdaş toplumlarda bilgi büyük bir D)Sanatçılar, kendilerinden öncekilerin
güç olarak kabul edilmektedir. ele aldığı sorunlar üzerinde durmalıdır.
E)Başarılı sanatçılar, birbirlerini
D) Modern dünyada yer edinmek için
eleştirmekten kaçınırlar.
bundan sonra çok daha fazla proje
üretmemiz gerekir.
E) Mutluluğun anahtarı her zaman
devamlı ve planlı çalışmaktan geçer.

17
PARÇANIN BAŞLIĞI
ÇÖZÜM TEKNİĞİ: Düşünce
yazılarında başlık ararken parçanın SORU 2
“önce son cümle”sini anlayarak “ilk
cümle”yle bütünleştirip hangi seçeneğin Sanatın amacı, kişinin düşüncesini,
duyarlığını geliştirmek; ona, dünyaya
bu iki cümlenin özeti olduğunu
ve insanlara insanca bakma, sezme,
belirlemeye çalışın.
kavrama gücü kazandırmaktır. Sanat
DİKKAT: Başlık seçerken başlığın ana ürünlerine ilgi duymayan, hayali
işlemeyen, başkalarının acılarına,
düşünce ile bağlantılı olması gerektiğini
dertlerine ortak olmayan bir bilim adamı,
unutmayın.
bir yargıç, bir yönetici düşünelim; ne
yararı olur bunların toplumlarına,
insanlığa? İnsanın, insan sevgisiyle
SORU 1 yoğrulmadığı toplumlarda bütün
yönleriyle ilkellik egemen olmaz mı?
Hayatın ayrı edebiyatın ayrı olduğu
bir dünya düşünemiyorum. Hayatın Yukarıdaki parça için en uygun başlık
her alanında edebi bir terennüm bir aşağıdakilerden hangisi olabilir?
şekilde söz konusudur. Yalnız
kaldığımızda en büyük dostlarımız A) Sanat ve Düş Gücü
yalnızlık kokan şiir kitapları değil mi? B) Sanat ve İnsan 
Peki ya kafamızı dinlendirmek C) Sanat ve Yaratıcılık
istediğimizde bir doğa romanından daha D) Sanatın Gelişimi
çok ne yardımcımız olabilir. Biliyorum, E) Sanatın Doğuşu
edebiyat yaşamın rengi yaşam da
edebiyatın ta kendisidir. Gerisini
düşünemiyorum bile.

Bu paragraf için en uygun başlık


hangi seçenekte doğru olarak
verilmiştir? Sorulan soruya yanıt
A) Hayat ve Edebiyat olan paragraf
B) Edebiyatın Gücü
C) Hayatın Anlamı ÇÖZÜM TEKNİĞİ:
D) Edebiyat ve Doğa
E) Yaşam ve Dünya Bu tür soruların yanıtları genellikle ana
düşünce ve konuyla ilgilidir. Önce
paragrafın ana düşüncesini ve
konusunu bulunuz. Parçanın giriş ve
sonuç cümlelerini iyi anlamaya çalışın.

18
*Anlayarak Hızlı Okumaya bağlı
olarak genel kültür birikiminizi
yükseltirsiniz,
SORU 1 *Okumak sizin için daha eğlenceli bir
hale gelir,
Ben zaten yazma isteği olan bir
çocuktum. Sürekli yazıyordum. SORU 2
Üniversiteye gelince, Sait Faik'i
tanıyınca çok sevdim. Bana yazma Tüm sanatların birtakım ortak
isteği, yazma coşkusu verdi. Öykülerini özellikleri olduğu gibi, birbirinden
ezbere bilirdim neredeyse. kesin biçimde ayrılan yönleri de
Öykülerimde etkisi, izleri vardır vardır. Şiir ile müzikte, bütün öteki
elbette; dünyalarımızın çok ayrı sanatlardan bazı öğeler bulunmaktadır.
olmasına rağmen... Şiir ve müzik, birçok özellikleriyle
birbirine yakın olan sanatların başında
Bu sözler aşağıdaki sorulardan
hangisine karşılık söylenmiş olabilir? gelmektedir. Şiir gibi müzik de
yorumlanabilir, ama anlatılamaz.
A) Sait Faik'in öykücülüğünü nasıl
Bu parça, aşağıdaki sorulardan
değerlendiriyorsunuz?
B) Öykülerinizde Sait Faik'in etkisi, izleri hangisinin karşılığı olabilir?
var mı? A) Şiir, bazı durumlarda müzikten
C) Sait Faik'i ne zamandan beri
yararlanabilir mi?
tanıyorsunuz?
D) Okuma alışkanlığını çocuk yaşta mı B) Size göre şiirle müziğin öteki
edindiniz? sanatlardan farkı var mıdır?
E) Okur, olay öyküsünü daha mı çok
seviyor? C) Çağımızda sanatların birbirinden
etkilenmesi konusunda ne
düşünüyorsunuz?

Anlayarak hızlı okuma neler kazandırır? D) Şiir ve müzikte anlam konusunda ne


düşünüyorsunuz?
*Basitçe ve seri bir
şekilde öğrenebilirsiniz, E) Sizce şiirde söyleyiş mi önemlidir,
anlam mı?
*Okuduklarınızı anlama
oranını artırabilirsiniz,
*Vaktinizi daha tutumlu kullanmış *Okurken beyninize daha aktif ve seri
olursunuz, bildirimler gider,
*Yavaş okuma korkunuzu *Başarı oranınız artar,
yener, kendinize güveninizin
arttığını fark edersiniz, *Sınavlarda zaman problemini
ortadan kaldırır,

19
*Dikkat ve konsantrasyon seviyeleri
yükselir,
*Okunanları özümseme ve değerlendi
rme becerisi kazanılır.

20

You might also like