Professional Documents
Culture Documents
HIZLI OKUMA 9 - Çalıkuşu
HIZLI OKUMA 9 - Çalıkuşu
1
kızı da hiç sevmiyorlardır. Feride, Munise’ye acır ve onu evlatlık alır. Feride çok mutlu
olmuştur, aynı zamanda Munise de çok sevinmiştir bu olaya.
Bir süre sonra Zeyniler köyü okulu da kapatılır. İşsiz kalan Feride başka bir yerde
öğretmenlik yapmak için başvurmak amacıyla ile gider. Milli Eğitim Müdürlüğü’nde eski
bir okul arkadaşına rastlar ve onunla Fransızca konuşur, Milli Eğitim Müdürü de bu olayı
görünce, Feride’yi merkezde kız öğretmen okulunda Fransızca öğretmeni olarak
görevlendirir. Feride fiziksel olarak çok güzel bir kızdır ve bu fiziksel güzelliğinin burada
çok fazla göze çarpması Feride’yi endişelendirir. Ayrıca Feride’nin öğretmenlik yaptığı
okuldaki müzik öğretmeni de Feride’ye karşı büyük bir aşk duymaktadır. Fakat bu aşk
bir ümitsiz vakadır. Ayrıca şehirde büyük dedikodulara da yol açmıştır. Feride’nin
burada peşine birçok erkek düşmüştür. Bu durum ise Feride’yi endişelendirmektedir. Bu
yüzden tayinini ister. Böylece birkaç yer dolaşır. Bir sürede İzmir’de varlıklı bir ailenin
kızlarına da özel ders verir. Fakat Feride’nin gittiği her yerde fiziği ve güzelliği başına
dert açmaktadır. Feride’nin bu güzelliği ve yalnızlığı çok kişinin dikkatini çekmektedir.
Feride daha Zeyniler’de iken bir askerin yaralanması ve oraya getirilmesi sırasında
Doktor Hayrullah Beyle tanışmıştır. Doktor, Feride’ye bu kadar güzel bir kızın böyle bir
yerde ne aradığını, kesinlikle bir aşk meselesi yüzünden gelmiş olduğunu söylemiş,
Feride ise bunu reddetmiştir. Yıllardan sonra tekrar Kuşadası’nda buluşurlar. Bu sırada
Feride’nin okulu kapatılıp hastaneye çevrilmiştir. Feride artık doktorum himayesine
girmiştir. Bir hasta bakıcı gibi doktora yardım etmiştir. Doktor Feride’yi ve artık büyümüş
olan Munise’yi kendi öz kızları gibi sevmektedir. Ancak bu sırada doktor bir gün ağır
hastalığı olan birine bakmaya gittiği zaman Munise ağır bir şekilde hastalanır. Doktor
dönene kadar kız yavaş yavaş, acı çeke çeke ölür. Munise’nin nezle sanılan hastalığı
kuşpalazıdır. Feride, Munise’nin ölmesinden sonra kendini kaybedecek şekilde
hastalanır. Günlerce doktorun evinde yatar. İyileştiği sıralarda doktor Hayrullah Bey ne
kadar yaşlı olursa olsun ikisi için bir söylenti çıkmıştır. Bu da o zamanın şartlarından
dolayı olmuştur. Kasabayı türlü dedikodular alıp götürmektedir. Bekar bir erkeğin evinde
genç, güzel ve bekar bir kadının olması çok fazla dedikoduya yol açmıştır. Doktor bu
dedikodulardan kurtulmak için çok pratik bir yol bulmuştur. Feride’yi de zorla ikna
ederek evlenmişlerdir. Ancak tabi ki bu evlilik sadece kağıt üzerindedir ve dedikoduların
bitmesi içindir. Feride doktoru babası gibi sevmektedir.
Doktor, Feride’nin defterini bulmuş ve baştan sona kadar okumuştur. Feride’nin her
şeye rağmen Kamuran’ı sevdiğini öğrenmiştir. Gizli araştırmalar yapar. Kamuran bu
zaman içinde evlenmiş ve eşi ölmüştür. Şimdi dört yaşlarındaki çocuğu ile
yaşamaktadır. Doktor, Kamuran’a bir mektup yazar ve bu mektupta Kamuran’a bütün
olan biteni anlatır. Feride ise bu sırada defterinin kaybolduğunu sanmaktadır ve defterini
bütün aramalarına karşın bulamamıştır. Doktor yazdığı mektupla defteri ve bazı
belgeleri paket haline getirmiştir. Feride’ye ölümünden sonra bu paketi Kamuran’a
2
götürmesini vasiyet etmiştir. Doktor zaten oldukça yaşlıdır bu yüzden kısa bir süre sonra
da ölür.
Feride, doktorun ölümünden sonra, hem paketi teslim etmek hem de çok özlediği
teyzesini görmek üzere, Tekirdağ’a teyzesinin yanına gider. Niyeti orda fazla
kalmamaktır. Paketi teslim edip bir iki gün kalıp Kuşadası’na geriye dönmektir.
O günlerde ne rastlantı ki dinlenmek için Kamuran’da Tekirdağ’a gelmiştir. Feride
paketin içinde neler bulunduğunu bilmemektedir. Bu içinde neler bulunduğunu bilmediği
paketi teslim eder. Ama doktorun öldüğünü onlardan gizlemiştir. Böylece Kuşadası’nda
doktorun yaşadığı bahanesiyle zorlanmadan geriye dönebileceğini ummaktadır. Fakat
umduğu gibi olmaz teyzesi bu paketi Feride gitmeden bir gün önceden Kamuran’a verir.
Kamuran o gece kardeşiyle birlikte defteri okur. Böylece, Feride’nin kendisini hala
sevmekte olduğunu anlar. Hem de doktorun tembihlerini öğrenir. Kendisiyse, Feride
gittiğinden beri Feride’yi unutamamıştır ve hala sevmektedir. Feride, yeterince kaldığını
ve geri dönmesi gerektiğini söyleyerek yola çıkmak üzere hazırlanır.
Feride hayatla çok didişmiş ve artık bu gücünü yitirmiştir. Artık doktorun da
olmadığı Kuşadası’na gitmek onun da hiç işine gelmemektedir. Kuşadası’na dönmek,
Feride’yi çok fazla üzmüştür. Ama bu durumunu etrafındakilere hiç belli etmemektedir.
Bunu etrafındakilerin anlamasını istemez. Feride’yi götürecek araba kapıya yaklaşır.
Fakat bu bir oyundur. Kamuran ve kardeşinin hazırladığı bir oyundur. Feride arabaya
yaklaştığı zaman arabadan birden Kamuran iner ve Feride’yi kucaklar. Zaten tüm ev
halkı da Feride’nin tekrar yuvadan uçmasını istemiyorlardır. Bunun için tüm ev halkı
elbirliği yapmıştır. Feride’nin tüm istemiyormuş gibi davranmaları, olmaz demeleri falan
boşadır. Kırık dökük kelimelerle bu oyundan kurtulmaya çalışmıştır ama nafile,
kurtulamamıştır. Çünkü, Kamuran artık kararlıdır ve ikinci bir gaflete düşmeyecektir.
Kamuran Feride’ye de onu bir daha kaybetmeyi göze alamayacağını ve onu şu an bile
deliler gibi sevdiğini söyler. Çalı kuşu, gizli bir mutlulukla ve huzurla kendini Kamuran’ın
kollarına atar.
3
ANLAMA ORANI TESTİ
1) Feride kimin yanında büyümüştür?
A) büyükbabasının B) büyükannesinin C) teyzesinin D) halasının E) amcasının
2) Kim Feride’yi çalıkuşuna benzetmiştir?
A) büyükannesi B) annesi C) babası D) dadısı E) öğretmeni
3) Feride Anadolu’da kendine ne iş bulmuştur?
A) Hemşirelik B) Ebelik C) Öğretmenlik D) Bakıcılık
4) Feride ...... ilgi çektiği için endişelenmektedir.
A) güzelliği B) parası C) kızı D) evi
5) Feride merkezde ne öğretmeni olmuştur?
A) Türkçe B) Almanca C) Edebiyat D) Fransızca
6) Munise hangi hastalıktan ölür?
A) kolera B) kuşpalazı C) nezle D) kızamık
7) Ferdide kiminle evlenir?
A) Kamuran’la B) Hayrullah Bey’le C) Öğretmeniyle
8) Doktor Feride’ye Kamuran’a vermesi için ne bırakır?
A) para B) tapu C) paket D) yüzük
9) Doktor nerede ölmüştür?
A) Kuşadası’nda B) Zeyniler’de C) Ankara’da
10) Feride en sonunda kime kavuşmuştur?
A) Doktora B) Öğretmenine C) Munse’ye D) Kamuran’a
CEVAP: 1. B 2. E 3. C 4. A 5. D 6. B 7. B 8. C 9. A 10. D
5
BLOK OKUMA BLOK OKUMA
6
İLK KELİME-SON KELİME İLK KELİME-SON KELİME
7
SIÇRAYARAK OKUMA SIÇRAYARAK OKUMA
8
ZİGZAG OKUMA ZİGZAG OKUMA
9
OVAL ZİGZAG OVAL ZİGZAG
10
BÜTÜNÜ GÖR BÜTÜNÜ GÖR
11
ANA DÜŞÜNCE, KONU, MADDE1
BAŞLIK SORULARI SORU 1
En genel yargı, çıkarılabilen Romanda, uzun süre yurdundan ayrı
yargı, anlatılmak istenen yargı, kalmış iki kişinin geri dönüşü anlatılır,
vurgulanmak istenen düşünce, İkisi de geri döndüklerinde vatanlarına
hangisine yabancılaşmıştır. Çocukluklarına,
gençliklerine ait anılar, zaman içinde
değinilmiştir/değinilmemiştir = belleklerinde korunmadığı için yok
Ana düşünce olmuştur. Tekrar kavuşulan resimler,
günlükler, evler, sokaklar da anlamlarını
çoktan yitirmiştir. Çünkü, bambaşka bir
yerde yaşam sürerken, anılan
ÇÖZÜM TEKNİĞİ: Ana düşünceye
çağrışman mekânlardan uzakta bellek
kısa yoldan ulaşmak için;
beslenmez, dolayısıyla boşalır. Belleği
1. “Bu nedenle, sonuç olarak, çünkü, canlı tutan, karşılıklı ilişkilerle bu anıların
zira, dolayısıyla, oysa, tam tersine, son tazelenmesidir.
olarak…” gibi bağlayıcı öğelerin
bulunduğu cümlelere odaklan! Bu parçada asıl anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
2. Baştan ve sondan ikişer cümle
okuyup seçeneklerle ilişkilendir, ana A) Geçmişte yaşananların canlı kalması,
düşünceyi kısa yoldan bulman %90 onların aynı ortamda anımsanmasına,
kolaylaşır. paylaşılmasına bağlıdır.
12
SORU 2
Ben, herkesin alışkın olmadığı, farklı bir
evde büyüdüm. Babam ve ağabeyim MADDE 2
profesyonelce olmasa da resimle
SORU 1
ilgileniyorlardı. Dayım da odasında
sürekli bir şeyler yazardı. Yani evin Batı edebiyatında doğa, ilk aşamada
içinde resim, kitap, dergi hep vardı. soyut bir düşünce, zamansız ve
Böyle bir havayı soluyunca insan mekânsız bir ideal gibidir. Klasiklerin
kendiliğinden sanata ilgi duyuyor. doğaya uygunluk kuralında böyle bir
Dolayısıyla birçok sanat dalına olan doğa düşünülmüştür. Daha sonra
ilgim, eğitimimin evde başlamış romantiklerde doğa somuttur; zaman ve
olmasından kaynaklanıyor. Çünkü mekân içindedir. Edebiyat her anlattığını
insan, evinde ne görüyorsa onu yapıyor. doğada bir yere yerleştirmeye, insanın
Ben de yaşama, yıllardır bir ressamın, duyduklarını, düşündüklerini doğayla
yazarın gözüyle bakıyorum. karıştırmaya başlar. Bu devirde doğa,
duygulara göre değer kazanan,
Bu parçada asıl anlatılmak istenen
yaşamak sevincinden çok duymak ve
aşağıdakilerden hangisidir?
düşünmek kaygısı uyandıran bir
âlemdir.
A)Sanatta başkaları örneksenerek
başarılı olunabilir. Bu parçadan çıkarılabilecek sonuç
B) Resim, küçük yaşta başlanıldığında aşağıdakilerin hangisidir?
başarı kazanılabilecek bir sanat dalıdır.
A) Edebî akımlar, doğayı kendilerine
C) İnsanın yetişmesinde, yakın çevre
özgü bir anlayışla ele almıştır.
önemli bir etkendir.
D)Çocukları sanata B) Doğa, her dönemde edebiyatın en
yönlendirilmesinde ailenin yol önemli kaynaklarından biri olmuştur.
göstermesi gerekir. C) Sanatçının doğaya karşı tavrı eserine
E) Çocuklar, yeteneklerini geliştirmeleri yansır.
için yüreklendirilmelidir.
D) Doğa, insanın duygu, düşünce ve
beğenileri üzerinde etkili olmuştur.
E) Doğayı somut bir kavram olarak
değerlendiren romantikler olmuştur.
13
SORU 2 MADDE 3
Karşıdan Boğaz’ın karşı sırtlarına
bakıyorum; bomboş ve ağaçsız. SORU 1
Burası İstanbul, burası şehirlerin şehri
İstanbul’un kendinden de meşhur Don Kişot ve Don Kişotluk üstüne
Boğaz’ı… Şimdi İstanbul’a şehir demek şimdiye değin ciltler dolusu yazı yazıldı
için bile bin şahit ister, işte şu denizlerin ve hâlâ yazılıyor. Ünlü bir filozof, “İnsan
en mavisi, en yeşili; bomboş, ağaçsız, bu yapıtı hayatında üç kez
kısacası sahipsiz sırtların önünde okumalıdır: Duyguların hemen
çırpınıp duruyor. Rüzgârların en tatlısı, kolaylıkla harekete geçtiği gençlikte,
şarkıların en tatlısını söylemek için mantığın egemen olmaya başladığı
ağaç dalları arıyor, boşu boşuna. orta yaşta, her şeye felsefe açısından
bakıldığı yaşlılıkta.” diyor. Bu
Yazar bu parçada aşağıdakilerin
sözleriyle yapıtın klasik bir yapısının
hangisinden yakınmaktadır?
olduğunu belirtiyor.
A) İstanbul’daki aşırı nüfus artışından
Bu parçada sözü edilen yapıtla ilgili
B) İstanbul Boğazı’nda yeşilliğin yok
olarak asıl anlatılmak istenen
edilmesinden
aşağıdakilerden hangisidir?
C) İstanbul’da hava kirliliğinin, şehri A) Roman türünün ilk ve temel örneği
yaşanmaz duruma getirmesinden olduğu
B) Tadına, eleştirel bir okumayla
D) Eski yaşam tarzının kaybolmasından
varılabileceği
E) Denizden gereği gibi C) İnsanoğlunun değişik hâllerini
yararlanamamaktan yansıttığı
D) Düş dünyası geniş okurlara
seslendiği
E) Yaşamın farklı dönemlerine özgü
bakış açılarıyla okunmasının gerekliliği
14
SORU 2
MADDE 4
SORU 1
Eskiden beğendiğim şiirlerde şimdi bir
Artık kitap seçerken ince eleyip sık
tat bulamıyorum, buna karşılık eskiden
dokuyorum. Belki doğru bir şey değil bu
beğenmediklerim de şimdi bana bir
yaptığım. Ama ne çare, gönlüm böyle
güzel gözüküyor. Öyledir şiirler: Gün
istiyor. İnce söz avlama merakım
olur beğenir, gün olur beğenmezsin.
yüzünden çoğu kitabın mumu
Kişinin düşünceleri, kanıları gibi
sönüveriyor elimde. Altını çizecek,
beğenisi de günden güne değişir. Bu
cazibesine şapka çıkartacak cümleler
nedenle bir kimseye “En beğendiğiniz
bulamayınca kanım bir türlü kaynamıyor
şiir, en beğendiğiniz dizeler
o kitaba. Ne televizyon kanallarındaki
hangisidir?” diye sormak doğru
açıkoturumlar, söyleşiler, ne radyo
değildir; gününe bakar, saatine
programları ne de başka sohbetler…
bakar…
Sarmıyor hiçbirisi konuşmanın ortasına
Bu parçada anlatılmak istenen hoş düşecek bir ince söze tesadüf
aşağıdakilerden hangisidir? etmedikçe.
A) Zaman içerisinde, kişinin şiir
zevkinde değişiklikler olabilir. Yukarıdaki parçaya göre yazarın kitap
B) Bir kişinin beğenisi zaman içinde seçerken titiz davranmasının sebebi
gelişip olgunlaşabilir. aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kitapların eskisi kadar güzel
C) Her okurun kendine yakın bulduğu yazılmadığını düşünmesi
ozanlar ve şiirler vardır. B) Okumaya değer kitapların
D) Bir ozanın bütün şiirlerinin aynı günümüzde çok az olması
düzeyde olması düşünülemez. C) Her kitapta altı çizilebilecek, etkili bir
söz bulmaya çalışması
E) Beğenisi gelişmiş okuyucu, iyi şiiri, D) Televizyon ve radyo
kötüden kolayca ayırabilir. programlarındaki sohbetlerin kitaplardan
daha faydalı olması
E) Kitapların bir bölümünü okuduktan
sonra kitaptan sıkılması.
15
SORU 2
16
SORU 1 SORU 2
Sanatta ustalık, sanıldığı gibi bir
Her geçen gün okullarımızda daha sanatçının tek başına oluşturduğu bir
çok proje yapılmaktadır. Bu da
nitelik değildir. Gerçekte bu, yüzyıllar
okullarımızda girişimci ruhu ön plana
çıkarmaktadır. Böylece yeni nesil bilgiyi boyunca bu alanda gösterilen çabaların
depolayan değil, bilginin yolunu öğreten ve sürdürülen çalışmaların sonucudur.
bir paradigmaya sahip olacaktır. Önemli Bu yönden, bir sanatçının kendinden
olan da budur. Mevcudu yüklemek artık önce verilmiş ürünleri iyice özümlemesi
eğitim sistemlerinde pek bir anlam ifade gerekir. Bunu yaparsa ilk yapıtlarında
etmemektedir. Her beyin bir proje olursa
bile belirli bir çizginin üstüne çıkar. Bu
her alanda çok hızlı bir ilerlemeye imza
atacağız. Bu da mutlu ve aydın bir çizgi, zamanla, kendinden sonrakilere
toplum olarak modern dünyada örnek olabilecek biçimde gelişir ve
yerimizi almak demektir. özgün bir nitelik kazanır. Öyleyse hiçbir
sanatçı, kendisinden önce ortaya
Bu paragrafın konusu hangi konmuş yapıtlara sırt çeviremez.
seçenekte doğru olarak verilmiştir?
Bu parçada asıl anlatılmak istenen,
A) Okullar bilginin yuvası kabul edildiği aşağıdakilerden hangisidir?
için bilginin gücü okullarda ortaya A)Sanat alanında belirli bir düzeye
gelmek, geçmişteki birikimleri
çıkmaktadır.
değerlendirmeyi gerektirir.
B) Okullarımızda gün geçtikçe daha çok B)Bir sanat yapıtı, birçok sanatçının
proje yapılmaktadır. Bu da birçok olumlu ortak çalışmasıyla ortaya çıkar.
C)Yeteneksiz bir sanatçı, başarılı
sonucu beraberinde getirmektedir.
yapıtları taklitten öteye geçemez.
C) Çağdaş toplumlarda bilgi büyük bir D)Sanatçılar, kendilerinden öncekilerin
güç olarak kabul edilmektedir. ele aldığı sorunlar üzerinde durmalıdır.
E)Başarılı sanatçılar, birbirlerini
D) Modern dünyada yer edinmek için
eleştirmekten kaçınırlar.
bundan sonra çok daha fazla proje
üretmemiz gerekir.
E) Mutluluğun anahtarı her zaman
devamlı ve planlı çalışmaktan geçer.
17
PARÇANIN BAŞLIĞI
ÇÖZÜM TEKNİĞİ: Düşünce
yazılarında başlık ararken parçanın SORU 2
“önce son cümle”sini anlayarak “ilk
cümle”yle bütünleştirip hangi seçeneğin Sanatın amacı, kişinin düşüncesini,
duyarlığını geliştirmek; ona, dünyaya
bu iki cümlenin özeti olduğunu
ve insanlara insanca bakma, sezme,
belirlemeye çalışın.
kavrama gücü kazandırmaktır. Sanat
DİKKAT: Başlık seçerken başlığın ana ürünlerine ilgi duymayan, hayali
işlemeyen, başkalarının acılarına,
düşünce ile bağlantılı olması gerektiğini
dertlerine ortak olmayan bir bilim adamı,
unutmayın.
bir yargıç, bir yönetici düşünelim; ne
yararı olur bunların toplumlarına,
insanlığa? İnsanın, insan sevgisiyle
SORU 1 yoğrulmadığı toplumlarda bütün
yönleriyle ilkellik egemen olmaz mı?
Hayatın ayrı edebiyatın ayrı olduğu
bir dünya düşünemiyorum. Hayatın Yukarıdaki parça için en uygun başlık
her alanında edebi bir terennüm bir aşağıdakilerden hangisi olabilir?
şekilde söz konusudur. Yalnız
kaldığımızda en büyük dostlarımız A) Sanat ve Düş Gücü
yalnızlık kokan şiir kitapları değil mi? B) Sanat ve İnsan
Peki ya kafamızı dinlendirmek C) Sanat ve Yaratıcılık
istediğimizde bir doğa romanından daha D) Sanatın Gelişimi
çok ne yardımcımız olabilir. Biliyorum, E) Sanatın Doğuşu
edebiyat yaşamın rengi yaşam da
edebiyatın ta kendisidir. Gerisini
düşünemiyorum bile.
18
*Anlayarak Hızlı Okumaya bağlı
olarak genel kültür birikiminizi
yükseltirsiniz,
SORU 1 *Okumak sizin için daha eğlenceli bir
hale gelir,
Ben zaten yazma isteği olan bir
çocuktum. Sürekli yazıyordum. SORU 2
Üniversiteye gelince, Sait Faik'i
tanıyınca çok sevdim. Bana yazma Tüm sanatların birtakım ortak
isteği, yazma coşkusu verdi. Öykülerini özellikleri olduğu gibi, birbirinden
ezbere bilirdim neredeyse. kesin biçimde ayrılan yönleri de
Öykülerimde etkisi, izleri vardır vardır. Şiir ile müzikte, bütün öteki
elbette; dünyalarımızın çok ayrı sanatlardan bazı öğeler bulunmaktadır.
olmasına rağmen... Şiir ve müzik, birçok özellikleriyle
birbirine yakın olan sanatların başında
Bu sözler aşağıdaki sorulardan
hangisine karşılık söylenmiş olabilir? gelmektedir. Şiir gibi müzik de
yorumlanabilir, ama anlatılamaz.
A) Sait Faik'in öykücülüğünü nasıl
Bu parça, aşağıdaki sorulardan
değerlendiriyorsunuz?
B) Öykülerinizde Sait Faik'in etkisi, izleri hangisinin karşılığı olabilir?
var mı? A) Şiir, bazı durumlarda müzikten
C) Sait Faik'i ne zamandan beri
yararlanabilir mi?
tanıyorsunuz?
D) Okuma alışkanlığını çocuk yaşta mı B) Size göre şiirle müziğin öteki
edindiniz? sanatlardan farkı var mıdır?
E) Okur, olay öyküsünü daha mı çok
seviyor? C) Çağımızda sanatların birbirinden
etkilenmesi konusunda ne
düşünüyorsunuz?
19
*Dikkat ve konsantrasyon seviyeleri
yükselir,
*Okunanları özümseme ve değerlendi
rme becerisi kazanılır.
20