Download as doc, pdf, or txt
Download as doc, pdf, or txt
You are on page 1of 80

OTOMOBİLDEYKEN BAŞINIZA GELEBİLECEK ACİL DURUMLARDA

NE YAPMALI?

KAYMANIN KONTROLÜ

Araçlarda kayma lastiklerin yeri tutmamasından dolayı meydana


gelir.

Kaymanın önlenebilmesi çeşitli faktörlere bağlıdır: Aracın önden


veya arkadan çekişli olması; kaymaya neden olan yol yüzeyinin
kaplı olduğu malzeme veya üzerine yayılmış olan materyalin cinsi
(kum, yağ, kar, çiğ, vs.) kaymanın şiddetini ve yönünü etkiler.
Bunlar araçta başlayan kaymayı önleme açısından önemlidir.

Arkadan çekişlilerde: Arkadan çekişli araçlarda kayma aracın arka


kısmının sağa veya sola savrulmasıyla meydana gelir. Aracın arka
kısmı, ön kısma doğru hareket ederek bazı hallerde tamamen
dönmesine ve kontrolün tümüyle kaybolmasına yol açar. Bu gibi
durumlar, virajlara, aracın yeri tutma limitlerinin çok üstünde
girildiğinde veya viraj içinde kuvvetli fren yapıldığında meydana
gelir.

Araçtaki kaymayı kontrol altına almak için: Ayağınızı gaz


pedalından çekin. Kesinlikle frene dokunmayın. Kayma anı frenden
dolayı meydana gelmiş ise Ayağınızı fren pedalından çekin.
Debriyaja basmayın ve direksiyonu çok hafif bir şekilde tutun.

Direksiyonu aracın arka kısmının kaydığı yöne doğru çevirin.


Aracın arkası sağa doğru savrulmuş ise direksiyonu sağa doğru
çevirin. Direksiyonu çok fazla turda kaymanın olduğu tarafa doğru
çevirmekte iyi değildir. Araç bu kez ters yöne savrulabilir. Bu
yüzden direksiyondaki hareketler kontrollü ve yumuşak olmalıdır.

Önden çekişlilerde: Önden çekişli araçlarda kaymaya aracın çok


hızlı ve ani gazlamalarla -sert hız artırmakla- veya virajlarda ani
sürat yükseltilmesiyle meydana gelir.

Bu durumda: Debriyaj ve fren pedallarından uzak durun


(Dokunmayın). Aracın direksiyonunu dönmek istediğiniz yöne
doğru yavaşça çevirin ve sert hareketlerden sakının. Aracı
durdurmaya çalışmayın, gaz pedalına yavasça basıp çekerek aracın
öne olan ivmesini kontrol altına alın.

Dört tekerlek çekişlilerde: Dört tekerde kayma genel olarak ani


fren yapımı esasında meydana gelir. Kaygan zemin üzerinde ani
fren aracın tekerleklerinin kilitlenmesine ve aracın kilitlenmesine
neden olur.
Kontrol altına alabilmek için: Fren pedalından ayağınızı çekin,
aracın tekerleklerinin dönmesini sağlayın. Debriyaj pedalına
dokunmayın.
Direksiyon hakimiyetini tekrar ele aldığınızda, direksiyonu düz
tutarak aracı normal konumuna getirin. Frenleri yavaş bir biçimde
pompalayarak aracın durmasını sağlayın.

HAREKET HALİNDEKİ ARACIN ÖN CAMININ KIRILMASI

Hareket halindeki araçlarda, özellikle süratli hareket eden


araçlarda ön camın kırılması kazaya neden olabilir: Cam kırıldıktan
sonra öne doğru kaybettiğiniz görüs açısını tekrar kazanmaya
çalışın. Elinizle camı kırıp görüşü sağlamaya çalışmayın.
Aynalardan yararlanarak aracınızı yolun sağ tarafına park etmeye
çalışın. Sağ tarafa aracı park ettikten sonra, flaşörleri açın ve
dikkatlice aracın dışına çıkın. Aracın cama yakın olan kalorifer ve
havalandırma deliklerine gazete kağıdı koyarak cam
parçacıklarının bu kısımlara düşmelerini önleyin. Gazete kağıdı
yoksa bez parçası da kullanabilirsiniz. Sonra krikonun arka kısmı
ile camı içerden dışarı doğru kırın. Bu işlem üst köşelerden ortaya
doğru yavaşça yapılmalıdır. Cam lastiğini dikkatlice çıkarıp
temizledikten sonra, yeniden kullanılabileceği için bagaja koyun.
Gazete kağıdına birikmiş cam parçalarını bir naylon torba içine
koyun ve en yakın çöp bidonuna atın. Bu durumda takabileceğiniz
bir gözlük varsa ne iyi. Öylece en yakın cam tamircisine kadar
gidin. Bu arada ihmal edilmemesi gereken bir husus, kalorifer
deliklerinin elektrikli bir süpürgeyle temizlenmesidir. Ne kadar
dikkat edilirse edilsin, deliklere cam parçacıkları düşmüş olabilir.

YÜKSEK HIZLA LASTİK PATLATMASI

Patlayan, arka lastiklerden biriyse, arabanın arkası sağa veya sola


doğru kaymaya başlar. Ön lastiklerden biri patlamışsa, mümkün
olduğu kadar fren yapmamaya çalışın. Ön lastiklerden biri
patladığı zaman araç lastiğin patladığı yöne doğru kuvvetlice
çekilir. Bu durumda direksiyonla, aracı düz bir doğrultuda tutmaya
çalışın ve yavaş frenleme ile durmasını sağlayın.

DERİN SUDAN GEÇMEK

Taşmış dereler, nehirler veya büyük su birikintilerinin içinden


geçerken aracınızın hızını kesin. Aracın geçtiği kısımdaki suyun
derinliği önemlidir. Genel olarak araçlar, radyatör pervanelerinin
alt kısmına kadar suya girebilirler. Normal olarak radyatör
pervanesinin yerden yüksekliği 25-30 santimetre arasındadır. Bu
mesafe aracın tekerleklerinin orta noktası ile lastiklerin yere
değdiği nokta kadardır. Bu ölçümlerden de anlaşılacağı gibi
mütevazi bir aile otomobili 25-30 santimlik bir su birikintisinden
geçebilecek yetenektedir. Bu noktanın üstüne su geldiği takdirde,
su damlacıklarını kuvvetli bir sprey gibi motorun üstüne püskürtür.
Bu su bombardımanı bujilerin ve distribitörün ıslanmasına neden
olur ve araç stop eder. Tam su birikintisinin ortasında da kalır.
Suya 1 veya 2. vitesle girin. Böyle yapıldığında su lüzumsuz olarak
sağa sola sıçramaz. Sürat yavaş fakat aracın devri yüksek olmalı.
Sudan geçiş sırasında vites değiştirmeyin. Geçtikten sonrada
frenleri kontrol edin. Frenler sık ve kesik basılarak kontrol
edilebilir.

ARAÇLARDA YANGIN

Araçlardaki yangının önüne geçilmezse, büyük bir trajedi meydana


gelebilir. Buharlaşmış benzin tutuşarak deponun alev almasına
neden olur. Bir süre sonrada araç infilak edebilir. Araçta duman
tespit edildiği an durdurulmalı. Sonra anahtar üzerinde kontak
kapatılmalı. Direksiyonun kilitlenmemesine dikkat edilmeli. Aksi
halde, gerektiği takdirde aracın itilmesi mümkün olmaz. Bütün
yolcular dikkatlice dışarı alınmalı. Motor kaputu kısmı olarak
açılmalı. Böylece alevlerin büyümesi önlenmiş olur. İmkan varsa
akü kutup başı sökülmeli. Yangın söndürücü varsa kullanılmalı;
yoksa, battaniye veya oto kılıfından yaralanılmalı. Bu örtüler
alevlerin oksijen alıp büyümesini önleyecektir. Hava almayan alev
söner. Olay kum zemin üzerinde meydana gelmişse, alevin üzerine
kum atılarak söndürülebilir.

HEMZEMİN GEÇİTLERDEN GEÇERKEN

Tren yollarının kara yoluyla kesiştiği geçitlerde çok dikkatli olmak


gerekir. Sağa sola bakıp oyalanmadan karşıya geçin. Büyük bir
hızla üzerinize gelen trenin durabilmesi için oldukça uzun bir
mesafeye ihtiyaç vardır. Araç geçit içinde stop edip kalmışsa
hemen yolcuları indirin ve emin bir noktaya geçmelerini sağlayın.
Aracı iterek karşıya geçmek mümkün değilse, birinci vitese takın
ve kontağı açıp kapayın. Bu şekilde aracın ileri doğru hareketini
sağlarsınız. Bu şekilde de hareket ettirmek mümkün değilse, en
yakın aracın halatla sizi çekmesini sağlayın.

OTOMOBİL KULLANIRKEN

Genelde sürücüler otomobillerine gereken önemi göstermezler. Bu


nedenle uzun vadede araçta meydana gelen tahribat, daha önemli
boyutlara ulaştığı için, hem emniyet açısından hem de ekonomik
açıdan daha büyük masraflar yaratarak tehlike oluşturur. Bazı
konularda dikkat edilmesi gereken hususları saymak
gerekirse ;Otomobilin periyodik kontrolü sırasında göstergelerin
(benzin, yağ, hararet göstergesi gibi) doğruluk payı saptanmalı ve
eksilen sıvılar yenilenmelidir.Otomobili uzun süre kızgın güneşin
altında bırakmak son derece tehlikelidir çünkü camların kapalı
olması iç sıcaklığı arttırıp ön paneli deforme eder. Aynı zamanda
bu sıcaklık kapı ve cam kenarlarındaki lastiklerde deformasyon ve
çatlamalar meydana getirerek suyun otomobile sızmasına neden
olur. Bunu en aza indirmek için sıcak günlerde camları biraz açık
bırakmak, lastikleri vazelinlemek gerekir.Otomobili sıcaktan
korumak için bilinenin aksine ağaçlıklı bir yere parketmek son
derece sakıncalıdır. Çünkü bitkilerden dökülen polen ve benzeri
maddeler otomobilin boyasına zarar verir.

ANİ SİS BASKINI

İlk sis tabakasına rastlar rastlamaz alınacak önlem ayağı gazdan


çekip mutlaka vitesi küçültmektir. Bunu başka hiçbir alternatifi
yoktur, aksi takdirde kendinizi çok büyük bir tehlikenin içine atmış
olursunuz. Hızınızı azaltıp görüş mesafesinde yolunuza devam
edebilirsiniz.Klimalar ufak bir kompresör yardımı ile işler ve motor
gücü kaybına sebep olur. Ani akselerasyon gerektiren durumlarda
kapatılırsa, güç kaybı önlenmiş olur.

KAZA ANINDA

Otomobilden çıkmadan önce kendinizin güvende olduğundan emin


olun.Kaza yerinden sonra değil önce ve diğer araçların sizi
görebileceği bir yerde durulmalıdır.Diğer araçları uyarmak için
dörtlü flaşörler yakılmalı ve kaza eğer gece meydana gelmiş ise
farlar da yakılarak kaza yeri aydınlatılmalıdır.

Eğer yaralı varsa ilk önce ambulans daha sonra da polis


çağırılmalıdır.Kontak kapatılmalı ve kaza geçiren araç etrafında
sigara ve benzeri mamuller içilmemelidir.Eğer bir yangın durumu
söz konusu ise müdahaleye önce yolcuların bulunduğu bölgeden
başlanmalıdır. Daha sonra yangının başladığı yere ve en son da
yakıt deposuna müdahalede bulunulmalıdır.

GECE YOLCULUĞU SIRASINDA

Takip mesafesi 3 saniyeye çıkarılmalıdır. Kesinlikle uykulu ve


alkollü halde yola çıkılmamalı eğer gerekiyorsa araç güvenli bir yer
park edilip dinlenilmelidir. Eğer karşıdan uzunlarını yakmış bir araç
geliyorsa kesinlikle cevaben uzunlar yakılmamalı, kısa aralıklarla
selektör yaparak yavaşlayın ve farlara bakmak yerine yolun orta
sağına bakın.
YAĞMURLU HAVADA

Silecekleri çalıştırmaktan kaçınılmamalı, eskimesini engellemek


için ön cam tamamen kapandıktan sonra çalıştırılmamalıdır çünkü
bilinen görüşün aksine sileceklerin lastikleri çalışarak eskimez.
Görüşünüzün kapandığı bir, iki saniye bile son derece vahim
sonuçlar doğurabilirSilecekler sollama esnasında son hızda
çalıştırılmalıdır.Kalorifer sistemi ve arka cam rezistansları
çalıştırılmalı gerekirse bir bez ile ön cam silinerek görüş alanı
yaratılmalıdır.

Gündüz dahi olsa kısa farlar yakılmalıdır.Kısa aralıklarla araç


güvenli bir yerde durdurularak ön, arka farlar, stoplar, sinyaller ve
fren lambaları silinmelidir.Su birikintilerine girildikten sonra
ıslanan fren balatalarını kurutmak için kısa bir süre frene hafifçe
basılmalıdır.Araca binmeden önce ıslanan ayakkabıların acil bir
durumda fren pedalından kaymasını engellemek için bir bezle
taban kısmı silinmelidir.Yağmurlu havalarda gaza gereğinden fazla
basmak, sert bir şekilde frene basmak, ani bir şekilde direksiyonu
çevirmek ve debriyajdan ayağın hızlıca çekilmesi kayma hareketini
daha kolay başlatacağından bu hareketlerden özellikle
kaçınılmalıdır.Yağmurun ilk yağdığı an yol yüzeyinde birikmiş olan
toz ve yağlar yolu daha da kayganlaştıracağı için bu dakikalarda
hız yavaşlatılmalı ve ani hareketlerden kaçınılmalıdır.Sağanak
yağmur esnasında oluşan su birikintilerine girerken aquaplaning
(su yastığı üstünde kayma) olayı oluşur. Bu durumlarda direksiyon
sıkıca tutulmalı ve hız kesmek için ayak gazdan çekilmeli, frene
çok yavaş basılmalı (eğer ABS varsa sonuna kadar basılmalıdır) ve
ani haraketlerden kaçınılmalıdır.Özellikle lastiklerinizin dış
derinliği 3 mm'den az ise öndeki aracın lastik izleri takip edilerek
kayma riski azaltılabilir.

KAYMA ESNASINDA

Eğer yokuş çıkarken geriye doğru kaymaya başlarsanız ayağınızı


yavaş yavaş gaz pedalından çekin ve zemine tutunma sağlanınca
yavaş yavaş tekrar basın.Kayarken savrulmayı engellemek için
direksiyonunuzu kayma yönüne doğru çevirin, kesinlikle
tekerleklerin kızaklamasına sebep olacak şekilde frene basmayın,
unutmayın dönmeyen ön tekerleklere yön verilemez. Eğer
kızakladıysanız hemen fren basıncını azaltın ve tekerleklerin
dönmesini sağlayın ama sakin ayağınızı frenden tam olarak
çekmeyin (ABS varsa sonuna kadar basmak gereklidir)Unutmayın
sizi probleme sokan neyse problemden çıkaracak da odur. Gaza
gereğinden fazla basmışsanız ayağınızı gazdan çekin, frene çok
bastıysanız frendeki basıncı azaltın, direksiyonu sert bir şekilde
çevirmişseniz direksiyonu yumuşatın, ayağınızı debriyajdan sert
çekmişseniz tekrar debriyaja basın.

YOLA ÇIKMADAN ÖNCE

Lastik havalarının tam ve dış derinliklerinin en az 3mm olup


olmadığı kontrol edilmelidir.Ön ve arka emniyet kemerlerinin
çalışıp çalışmadığı kontrol edilmelidir.Sinyallerin ve farların çalışıp
çalışmadıkları kontrol edilmeli eğer aralarında çalışmayan varsa
kesinlikle tamir edilmeden yola çıkılmamalıdır.Camlar, sinyaller ve
farlar temiz olmalı, görüş tam sağlanmadan yola
çıkılmamalıdır.Araçta boşta eşya olmamalıdır. Bunlar ani bir fren
esnasında ciddi yaralanmalara sebep olabilir ya da meşguliyet
vererek tek başlarına birer kaza sebebi olabilirler.Araçta yangın
söndürücü ve ilkyardım çantası bulundurmadan yola
çıkılmamalıdır.Kalorifer sisteminin çalıştığından ve hava
kanallarının (özellikle ön) açık olduğundan emin olmadan yola
çıkılmamalıdır. Özellikle yağmurlu havalarda kalorifer sistemi ve
rezistanslar görüşü sağlamada önemli bir etkendir.Silecek suyu,
yağ seviyesi, akü su seviyesi kontrol edilmeli eğer eksikse
tamamlanmalıdır.
__________________________________________________
_____________

YENİ ARAÇ SATIN ALMA KARARINI VERİRKEN

Yeni araç alimi her ne kadar kolay gözükse de zor bir karar. Alacak
kisi, daha önce hiç otomobil sahibi olmamissa, verilecek karar
daha da zor. Alici, tipe ve cinse göre degisik alternatiflerle karsi
karsiya kalir.

Saticilarin sunduklari seçenekleri içeren paket çok cazip ve


ekonomik gelebilir. Bu arada ihtiyaç duyulmayacak özellikler de
satin alinmis olur. Yani paket ekonomik olabilir, ama istemedigimiz
özellikler için bosuna para vermis oluruz.

Araç alirken ilk seçenek; standart ve temel özelliklerin bulundugu


pakettir. Ihtiyaç duyulacak kisimlar ise daha sonra tek tek satin
alinabilir. Tabii ileride arabaniza uyum ve ilave fiyat farki sizi
sikintiya sokabilir.

Alinacak araba için ödeme gücünüzü ve bütçenizi en bastan tespit


edin. Saticilar ile görüsülmeden önce fiyatlari ve arabalari
arastirin. Bu arastirmada standart paket ve ilave özelliklere dikkat
edin. Bütün bu konular size pazarlik asamasinda yardimci
olacaktir.

Içinden isitmali deri koltuklu bir otomobil almak istiyorsaniz


bunun kararini önceden verin, aksi takdirde ikna kabiliyeti yüksek
saticilarin ve çarpici plazalarin etkisi altinda kalabilirsiniz.

Almayi düsündügünüz otomobilin ikinci el piyasasini arastirin. Bir


ay sonra satmak isterseniz satabilecek misiniz? Degeri nedir? Air
conditioning ve daha kuvvetli motor için ödenen paralar sizi
pisman ettirmez, ama lüks kisimlar, yani pahali müzik ve isitmali
koltuk gibi bölümler ikinci el piyasasinda degerlerinin çok altinda
islem görürler.

1. Ne tür bir araç alacaksınız


2. Kullanılmış araç alımında dikkat edilecek diğer hususlar
3. Almayı düşündüğünüz otomobile bakmaya gitmeden önce
4. Alacağınız araca karar verip almaya gittiğinizde yapabileceğiniz
kontroller
- Püf noktaları
- İç - Dış - Kaporta
- Motor (Çalışmazken)
- Motor (Çalışırken)
- Sürüş testi
5. Otomobil kredisi alınırken dikkat !
- Kredi tutarı
- Faiz
- Taksit
- Vade
- Kredi sözleşmesi

1. NE TÜR BİR ARAÇ ALACAKSINIZ?

Kullanilmis araç alan kisiler, yapabilecekleri ödemenin miktarini


önceden hesaplar ve ona göre seçim yaparlar. Uygun fiyatin
yaninda emniyet, güvenilirlik, konfor da birinci planda olacaktir.

Aracinizi almadan önce isteklerinizi ve kararlarinizi belirlemeniz,


seçiminizi kolaylastiracaktir.

* Otomobili ne amaçla kullanacaksiniz?,


* Kaç yil süreyle kullanacaksiniz?
* Sigorta, bakim, onarim ve kullanma masraflari da dahil olmak
üzere ayiracaginiz para ne kadar olacaktir?

Çevrenizde almak istediginiz otomobili kullanan tanidiklariniz


varsa onlarin bu araba hakkindaki görüslerini alin ve su soruyu
sorun:

* Bugün yine tercihiniz bu mu olur?


Alacaginiz araca yapacaginiz sigortanin yillik giderini ögrenin.
Ayrıca, her sigorta sirketinin hizmeti farkli oldugu için özelliklerini
inceleyin.
Alacaginiz aracin fiyatini, Web sitelerinden yaklasik olarak
ögrenebilirsiniz.

2. KULLANILMIŞ ARAÇ ALIMINDA DİKKAT EDİLECEK DİĞER


HUSUSLAR

1. Krediye ihtiyaciniz varsa, kosullari önce kendi kaynaklarinizla


arastirin. Saticinin size önerdigi kosullarla karsilastirin. Pesin
vereceginiz kisim ile faiz oranini., aylik ödemeleri ve kefil gibi
diger kredi geri ödeme kosullari ile ilgili bilgileri belirleyerek satin
alma görüsmesine gidin. Aylik ödeme hesabi konusunda bu sitenin
finansman bölümünden destek alabilirsiniz.
2. Arabanin size son maliyetinin ne olacagini belirleyin. Bu
maliyetin içine arabanin satis fiyatini, vergi, sigorta ve faizi de
ekleyin.
3. Görüsüne, tecrübesine güvendiginiz bir tanidiginiza almak
istediginiz tür arabayi gösterin ve onun fikrini alin.
4. Çok iyi okuyup anlamadan hiçbir belgeyi imzalamayin.
Imzalayabileceginiz belgeler arasinda ileride dogabilecek tarzda
bir bosluk olmamalidir. Size söylenen, garanti vs özelliklerin
imzalayacaginiz dokümanin içinde olup olmadigini arastirin.
5. Pesin ödemeniz gereken kaparo veya depozit gibi tutarlarin,
vazgeçmeniz durumundaki kosullarini yazili bir anlasma haline
getirin.
6. Almaya karar verdiginizde, en son teknik kontrol için
güvendiginiz bir tamirciye arabayi gösterin. Basta vereceginiz
expertiz ücreti sizi problemli araç almaktan koruyabilir.
7. Bazi otomobillerin parçalari zor bulundugundan bunun size uzun
vadedeki maliyeti her zaman daha fazla olur. Bu tür giderlere hazir
olmalisiniz.

3. ALMAYI DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ OTOMOBİLE BAKMAYA GİTMEDEN


ÖNCE:

Eski elbiselerinizi giyin: Yeni elbiselerinizi kirletmekten


çekindiğiniz için onlardan çok daha pahalıya malolacak arızaları
göremeyebilirsiniz. yanınızda ellerinizi silecek bez ya da kağıt
havlu alın

Diğer gerekli malzemeler:

* Cep feneri
* Bulabilirseniz küçük bir mıknatıs
* Küçük bir not defteri
* Kalem Ekteki çeklist'in (kontrol listesi) fotokopileri
* Bulabilirseniz bir "Buji Anahtarı"

4. ALACAĞINIZ ARACA KARAR VERİP ALMAYA GİTTİĞİNİZDE


YAPABİLECEĞİNİZ KONTROLLER

Otomobilin motorundan şanzımanına, kaportadan döşemesine


kadar dikkatle inceleyin. Mümkünse satın almaya bir otomobil
tamircisi ile gidin.
Otomobilin çalıntı olup olmadığını anlamak için motor ve şase
numaralarını, ruhsattaki motor ve şase numaraları ile karşılaştırın.
Çalıntı otomobil aldıysanız ödediğiniz paradan olacağınız gibi,
çalmadığınızı ispatlayana kadar uğraşmanız gerekecektir.

Otomobili mutlaka deneyin. Tanıdığınız bir tamirci veya


kaportacıya götürüp kontrol ettirin. Kaza geçirip sonradan
toplanmış olabilir.
Vergi numarası uygulaması sayesinde artık ruhsatı üzerinize
almamak gibi bir durum söz konusu değildir. Yine de aykırı
uygulamalar olabilmekte. Bunun için mutlaka Ruhsat sahibi ile
anlaşmaya çalışın.

Otomobil sahibi ile anlaştığınızda, otoyu ücretini ortaklaşa


ödeyeceğiniz bir otoparka teslim edin. Trafik Şube Müdürlüğü'nden
otomobilin hilesiz olup olmadığını öğrendikten sonra, otomobilin
sahibi ile birlikte otomobili çözün.

Son zamanlarda rent a car şirketlerinden kiralananlar oto


pazarında satılmakta. Bu otomobilleri alan kişiler ise mağdur
durumda kalabiliyorlar.Bu nedenle otomobilin sicilini araştırmadan
asla kaparo vermeyin.

4.1. PÜF NOKTALARI

* Her zaman otomobile bakmaya gündüz gidin!


* Yağmursuz bir hava işinizi daha da kolaylaştıracaktır.
* Eğer mümkünse otomobilin geceyi geçirdiği yere gitmeyi tercicih
edin, bu size ilk çalışmadaki sorunları gösterecektir.
* Satıcıya otomobil hakkında hiçbir şey sormaktan kaçınmayın.
* Kontrol için yeterli zaman ayırın, aceleci davranmayın
* Deneme sürüşünü mümkünse 20-50 kilometre hızla bir duvar
boyunca yapın, Duvardan yankkılanan ses alışılmamış gürültüleri
duymanıza yardımcıı olacaktır. Eğer bir aracınız varsa bu kontrolü
daha önceden kendi arabanızla test edip kulağınızı eğitebilirsiniz.
* Satıcıyla randevulaşmışsanız 15 dakika önce gidin, otomobil için
yapılan hazırlığı görmüş olursunuz. Mümkünse size yardımcı
olacak bir arkadaşınızı yanınıza alın
4.2. İÇ - DIŞ GÖRÜNÜŞ - KAPORTA

1. Otomobilin etrafında gezerek pas çürük ve boya hatalarını


görmeye çalışın, ağır hasar görmüş bir arabayı dahi onarmak
mümkündür. Ancak mükemmel onarım her zaman mümkün
değildir.
2. Otomobile her iki tarafından boylu boyunca bakın otomobilin
üstündeki yansımalar bozuk olmayan kesintisiz bir hat izlemelidir.
Onarım görmemiş bir otomobil, çıtaları düz bir hat izliyor ve boya
üzerindeki yansımalar düzgün değildir.
3. Onarım görmüş bir otomobil; kaporta üzerindeki yansımalar
düzgün değil. Otomobilin kapı ile çamurluk aralarında üst ve alt
aralıklarına dikkat edin üst ve alt aralıklar arasında fark
olmamalıdır.
4. Arabanin kaportasinin üzerindeki her hangi bir bölümde pas
olup olmadigini arastirin.
5. Cam kenarını ve kapı açma kollarını/kilitlerini gözden geçirin;
buralardaki boya hatalarını ya da kauçuk/metal aksam üzerindeki
boya kalıntılarını bulmaya çalışın, bu tür izler otomobilin tekrar
boyandığını gösterir.
6. Otomobilin üzerinde bulunun sticker'lara (sitikır) dikkat edin,
altında çürümüş bir bölümü kamufle etmek için kullanılmış olabilir.
7. Sızıntıları kontrol edin. Test sürüşü esnasında mümkünse
otomobili yıkatın. Ya da hortum tutun. Böylelikle otomobilin
camlardan ve bagajdan su alıp almadığını kontrol edebilirsiniz.
Camların su alması camların değiştirilmiş olması dışında büyük bir
kazanın da işaretçisi olabilir.
8. Camlar ve farlar üzerindeki çizgi ve çatlaklari arastirin. İleride
daha büyüyecek hasarlar var mi?
9. Kapıları açıp kapı iç kenarlarında kilit aksamı, elektrik kablo
tesisatı kapı fitili gibi yerlerde boya izleri arayın.
10. Kapilarin standart açilis ve kapanislarini inceleyin. Her hangi
bir sürtünme olup olmadigini inceleyin. Aksakliklar önceki bir
hasarin uzantisi olabilir.
11. Kaputu açıp kaput bağlantı menteşelerindeki cıvata kenarında
boya sıyrılma veya yer değiştirme izlerine bakın.
12. Çamurluk ağızlarına, marşpiye altına paslar için bakın.
13. Kontagi kapatip vites kutusundaki yagi inceleyin. Koyu renkte
ve kokulu olmamalidir.
14. Arabanin altina bakin, motorun bulundugu yerde her hangi bir
akinti veya leke olmamalidir.
15. IsItma sistemi, havalandirma ve radyoyu deneyerek kontrol
edin.
16. Iç dösemeyi kontrol edin.
17. Kilometre saatini inceleyin. Asiri yipranmis koltuklara ragmen,
kilometre saati az bir kilometreyi gösteriyorsa, saatle oynanmis
demektir.
18. Mıknatısınızı otomobilin değişik yerlerine (özellikle köşelerine
ve tavanına) yapıştırın; mıknatısın değişik çekim gücü
gösteriyorsa, bu boyanın altında macun tabakası olduğunu ve
aracın onarıma girdiğini gösterir.
19. Otomobilin dört köşesine gidip yukarıdan aşağıya sallamaya
çalışın ve bırakın sağlıklı bir süspansiyon (amortisörler) 1-2 kez
yukarı aşağıya hareket ettikten sonra duracaktır.
20. Aynı akstaki lastiklerin hepsi (ön arka çiftler) aynı marka ve
model olmalıdır.
21. Otomobile dışardan bakın düz bir zeminde öne-arkaya veya
sağa sola yatık duruyorsa yine süspansiyon sisteminde sorun
vardır.
22. Lastiklerin üzerindeki asinmayi inceleyin. Bazi bölümlerdeki
daha fazla asinma, ön süspansiyonlardaki bozukluktan da
kaynaklanabilir.

4.3. MOTOR (ÇALIŞMAZKEN)

1. Kaputu, motor çalıştırmadan açıp motora ve kablo demetlerine


dikkatlice bakın yağ sızıntılarını ve sonradan bantlanmış kabloları
tespit etmeye çalışın, sonradan bantlanmış kablolar gelişi güzel
yapılmış onarımları işaret eder.
2. Yağ kapağını açın ve fenerinizle içeriyi görmeye çalışın içerideki
parçalar yağlı fakat kurumsuz, temiz olmalıdır.
3. Yağ çubuğunu çekip ucundaki yağın rengini kontrol edin yağ
eğer yeni ise koyu sarı olması çok önemli değildir. Çubuğun
ucundaki yağı parmaklarınızın arasında ezip içinde çok küçük
metal parçalar olup olmadığını hissetmeye çalışın; eğer metal
parçalar hissederseniz motorun durumu sağlıklı değildir.
4. Motor kayışlarını ve su seviyesini kontrol edin. Bunu yapmak
için radyatör kapağını açmanız gerekecektir. Bu koşullarda
motorun soğuk olduğundan emin olun; sıcak su yanıklara yol
açabilir.

4.4. MOTOR (ÇALIŞIRKEN)

1. Motoru çalıştırın; kolay çalışıp çalışmadığını kontrol edin, 3-5


dakika gaza basmadan çalıştırın bu sırada olağandışı sesleri
dinleyin.
2. Arabanin motoru kolay ve gürültüsüz çalismalidir. Kullanim
sırasinda motor Isındıktan sonra, sesini dinleyin ve anormal bir
ses olup olmadigina bakin.
3. Daha sonra 1 dakika yarım gaz verip egzozdan çıkan gazın
rengine bakın;
- Mavi renkli gaz motorun yağ yaktığını ve onarıma girmesi
gerektiğini gösterir (bu durum satıcı tarafından daha yoğun bir
motor yağı 30 numara-konarak veya bir motor katkısı konarak
berteraf edilebilir ancak bu durumda da buji kontrolü size gerçeği
söyleyecektir.)
- Siyah renkli duman motorun gereğinden fazla yakıt tükettiğini
gösterir; motor ve yakıt sistemi bakımsızdır.
- Yoğun beyaz duman silindirlere su karıştığını gösterir, motorun
açılması gerekmektedir.
4. Beyazimsi renkteki veya beyaz köpüklü motor yagi önemli bir
motor probleminin sinyali olabilir.
5. Motor eğer soğuksa az miktarda beyaz duman ve bir miktar su
damlaması normaldir. Çünkü zaten benzinin yanmasıyla bir miktar
su oluşur.
6. Motor ısındığında rolantide motorun normalin üstünde sarsılıp
sarsılmadığını kontrol edin Eğer sarsılıyorsa düzensiz ateşleme
veya yakıt kesintisi olmaktadır. Ateşleme sistemi veya yakıt
sistemi bakımı gerektirir.
7. Motora gaz verdiğinizde egzozdan gelen sesi dinletin patlat
susturucu veya egzoz sızıntılarını belirlemeye çalışın.

4.5. SÜRÜŞ TESTİ

1. 1.vitesi takın ve el frenini bırakmadan otomobili yavaşça


hareket ettirmeye çalışın otomobil hareket ederse el freni
çalışmıyordur buna dikkat edin. Hareket etmezse el frenini indirip
hareket edin. Olağan dışı bir sarsılma olursa debriyajınızda bir
sorun var demektir.
2. Otomobili hareket ettirdikten sonra hızlanmadan önce henüz 1.
vitesteyken yavaşça frene basıp frenlerin çalışıp çalışmadığına
bakın. Çalışmıyorsa el freni ile durmaya çalışın.
3. Motor ısındıktan sonra, otomobili durdurun ve fren pedalını
olabildiğince aşağı itin. Pedalın 4 cm'den daha fazla alçalmaması
gerekiyor. En az 1 dakika ayağınızı pedalda tutun. Eğer bu esnada
pedal daha fazla alçalacak gibi görünüyorsa, otomobilin çok ciddi
bir fren problemi olabilir.
4. Otomobilin gaz pedalı aşınmışsa; bu otomobilin uzun yolda sık
kullanıldığına işaret eder. Aşınma fren pedalındaysa şehir içi
kullanımın ağırlıklı olduğu anlaşılır.
5. Düz ve emniyetli bir yolda arabayi kullanirken, degisik hiz
seviyesinde fren yapin ve tekrar hareket edin. Araba kolay bir
sekilde süratlenmeli ve titresimsiz bir sekilde sürüklenmeden ve
savrulmadan durmalidir.
6. Otomobili sürün ve sesini başta belirtildiği gibi dinlemeye
çalışın, olağan dışı vuruntu, gıcırtı, tıkırtı gibi sesleri tespit etmeye
çalışın.
7. Tek seferde 180 derecede dönüş yapabileceğiniz bir yer bulun
ve dönerken akslardan gelen sesi dinleyin aks uçları aşınmışsa
dönerken tıkırtılar gelecek, otomobil düzeldiğinde bu tıkırtılar
kesilecektir.
8. Degisik hizlarla dönüs yapmayi deneyin. Asiri yatma veya
tutukluk, amortisörlerde veya ön takimlardaki bozukluktan
kaynaklanabilir.
9. Düz bir hatta giderken kontrollü bir şekilde direksiyonu bırakın
otomobil sağa sola çekerse rot ayarında bir sorun vardır. Düz bir
hatta seyrederken direksiyon düz değilse rot ayarı gerekmektedir.
Düzgün bir yolda hızlandığınızda otomobil ve direksiyon titriyorsa
lastiklerin balansı bozulmuştur, balans ayarı gerekmektedir. Aynı
şekilde hızlandığınızda otomobil sağa sola sapıyor ve direksiyonu
kontrol etmekte güçlük çekiyorsanız arka lastiklerden biri inik
olabilir ya da ön takımda (rot ve rotiller, akslar, salıncak burçları)
sorun vardır. Rot ve balans ayarları bozuk bir otomobili bu ayarları
yaptırmadan almayın birçok durumda ayar bozukluklarına bozuk
bir parça neden olmaktadır.

5. OTOMOBİL KREDİSİ ALIRKEN DİKKAT !

Hiç otomobil kredisi almadiysaniz veya daha önce almis olsaniz


bile bu konuda önemli ipuçlarindan birkaçina sahip olmak
istiyorsaniz, bu bölüme göz atmanizi tavsiye ederiz.

Bazi teknik faktörlerin bilinmesi ve hatirlatilmasi, finansman


kararina nasil ulasacaginiz ve finansman maliyetini nasil
düsüreceginiz konusunda size yardimci olacaktir. Faiz tutarinin
olusumunda etken olan bu temel unsurlarin bilinmesi ve
hatirlanmasi, sizin kararlarinizi kolaylastiracak ve finansman
maliyetinizi bütçenizin elverdigi seviyelere getirecektir.

5.1. KREDİ TUTARI

Ihtiyaciniz olan kredi tutarini, kredi görüsmesinden önce


belirleyin. Alacaginiz araç, bu aracin size maliyeti, mevcut
aracinizin satisindan elde edeceginiz gelir ve ödeyebileceginiz en
yüksek pesinat tutari vs. bütün unsurlarin basta bilinmis olmasi
size büyük avantaj saglayacaktir.

Araci alirken, sizden istenen minimum pesinat kismini mümkün


oldugu kadar yüksek tutmaya ve bunu da kendi öz
kaynaklarinizdan karsilamaya çalisin. Bu size, düsük kredi tutari
nedeniyle daha az bir finansman maliyeti yükleyecektir. Alim
maliyetinin %100'ünü borç alarak karsilamaniz, genelde tavsiye
edilen ve tercih edilen bir yöntem degildir. Araç alim maliyetinin
kendi sahsi kaynaklarinizdan karsilamaya çalisacaginiz kisminin,
en azindan araci satin aldiginizda size teklif edilen pesinat tutari
kadar olmasina dikkat etmekte fayda vardir.
Ayrica, aldiginiz kredinin para cinsi ( ABD dolari, Alman Marki,
Japon Yeni vs. olmasi halinde ) ve bunun geri ödenmesi sirasindaki
özel ve genel ekonomik sartlar ile kredinin erken ödemesi
konusundaki size sunulan ilave maliyetler de ayrica dikkat
edilmesi gereken önemli unsurlar arasindadir.

5.2. FAİZ

Piyasadaki kredi alabileceginiz kuruluslarin size teklif ettikleri faiz


oranlarini ve kredi ile ilgili diger sartlari birbirleri ile mukayese
edin. Mümkün oldugunca çok bankayi arastirin. Böylece piyasada
geçerli faiz orani ve sartlar konusunda genel bir görüs elde
edersiniz. Eger kullanilan finansal terimlere yakin degilseniz, bu
sayede yakinlasmis da olursunuz.

Araci satin aldiginiz satici da size kredi olanaklari sunabilir. Bu


sebeple otomobil saticisi ile görüsmeden önce sizin bankaya
ödemeniz gereken en düsük yillik nihai faiz oranini belirlemis
olmaniz yarariniza olacaktir.

Faiz oranlari hakkindaki diger bazi ipuçlari da sunlardir:

Birkaç bankanin faiz oranlarini karsilastirdiginizda, oranlar ayni


temelde olmalidir. Bazen ilan edilen faiz oranlari masraf ve zorunlu
giderleri içermeyerek sadece basit faiz oranini gösterir. Masraf ve
diger kanuni ilaveleri (mesela KKDF, BSMV vs.) eklediginizde
ortaya çikan gerçek ve nihai faiz orani, ilan edilen oranlardan bir
hayli yüksek seviyelere çikabilir. Bu bakimdan en iyi karsilastirma
yöntemi, bu oranlari yillik nihai faiz orani haline dönüstürüp
mukayese etmektir.

Oranlari yillik nihai oran haline dönüstürmek için de;

Size teklif edilen basit oranlarin üzerine, ilave edilebilecek her


çesit masraf ve zorunlu giderleri ekleyerek nihai faiz oranini bulun.

Buldugunuz nihai faiz oranini da yillik hale dönüstürün. Sadece


yillik bazdaki nihai rakamlari karsilastirmaya tabi tutun.

Ayrica, vadenin degismesi de faiz oranlarini dogrudan etkileyen


unsurlardan biridir. Karsilastirma yaptiginiz faiz oranlari, kredi
teklif eden kuruluslarin ayni vadedeki faiz oranlari olmalidir.

5.3. TAKSİT

Aylik taksit tutarini, bütçenizin elverdigi en yüksek seviyeye


getirin. Bu size, daha kisa zamanda kredi geri ödemesi nedeniyle
daha az faiz ödeme imkani saglayacak ve finansman giderlerinizi
azaltacaktir.

Aylik kredi geri ödeme taksitlerinin seviyesi asagidaki faktörlere


baglidir:

* Faiz oranlari ne kadar yüksek olursa, aylik ödemeler de o oranda


yükselecektir.
* Borç tutarinin yüksekligi aylik ödemeyi yükseltecektir.
* Geri ödeme süresi ne kadar kisalirsa aylik taksit tutari da o
kadar yükselecektir.
* Unutmayin, aylik taksit tutarinizi düsük tutmanin bir çok yolu
olmasina ragmen, ödemeniz gereken faiz tutarini düsürmenin tek
yolu, düsük faiz orani ve düsük borç tutaridir.

5.4. VADE

Kredinin vadesini olabildigince kisa tutun ve uzun vadeli araç


kredisinden sakinin. Bu da gene vadenin kisaligi sebebiyle size
daha az toplam faiz tutari ödeme sansi yaratacaktir. Diger bir
deyisle, aylik taksitler vadenin uzunlugu sebebiyle daha düsük
görünebilir, fakat nihai finansman maliyeti tutar olarak size daha
fazlaya gelecektir.

5.5. KREDİ SÖZLEŞMESİ

Kredi sözlesmesini imza asamasina geldiginizde, sözlesmedeki her


maddeyi çok iyi okuyun. Sözlesmedeki anlamadiginiz maddeleri ise
bankaciniza veya size kredi imkani sunan kisiye çekinmeden
mutlaka sorun.

Kredi sözlesmesini imzaladiginiz andan itibaren sözlesme süresi


içinde kredi kurulusuna karsi kanuni bir taahhüt altina girmis
oluyorsunuz. Kredi geri ödemesi tamamlanana kadar
taahhüdünüzü yerine getirmek zorundasiniz. Getiremez durumuna
düsmemeniz için, tüm geri ödeme kosullarini iyi anlamis olmaniz
sizin yarariniza olacaktir.

__________________________________________________
______________

İKİNCİ EL SATARKEN BUNLARA DİKKAT

Araç alım satımları internetin yaygınlaşması ile beraber oldukça


kolay ve maliyeti düşük hale geldi. Gazete gazete ilan arama,
galeri pazar dolaşıp araç inceleme günlerinden sonra internet
ortamında oluşan araç havuzlarıyla ne istediğini bilen bilinçli geniş
kitleler araç alımı ve satımı yapmaktalar. Peki en kısa yoldan en
doğru sonuca nasıl ulaşabilirsiniz? İkinciel araç alımından sonra
ikinciel araç satmanın püf noktalarınıda sizin için derledik:

1. Pazarı inceleyin
2. Aracınıza fiyat biçmek
3. Aracınızı hazırlayın
4. Aracınızı pazarlayabilmeniz
5. Güven ortamı
6. Alıcıyla anlaşmak
7. Satışı sonuçlandırmak

1. PAZARI İNCELEYİN

* Aracınız ikincielde değeri olan bir araç mı?


* Bu araçlara talepler nasıl?
* Aracınız çok mu değerli?
* Veya aracınızın kinciel piyasası yok denecek kadar az mı?
* Aracınızı satabilmeniz için fiyatmı kırmanız gerekiyor?

Önce bilinmesi gerekenlerle başlayalım;

* Vagon araçlar genellikle küçük boyutlarda mal taşıması yapan


çiçekçiler, tamirciler gibi meslek gurupları tarafından tercih
edilmektedir.
* 4 Çekişli ve performans açısından güçlü araçlar gençler
tarafından tercih edilmektedir. Araçların kullanım durumları ve
yıpranmaları araçlar arası fiyat farkını doğurmaktadır.
* Üstü açık araçlar ve motosikletler yaz aylarına doğru değerini
kazanırken, kışla birlikte pazardaki sirkülasyonu yavaşlar.
* Pick-up, kamnyonet, panelvan gibi araçlar mal taşıması yapılan
şirketler tarafından tercih edildiğinden pazarda devamlı alıcı
bulabilen, rekabet açısındanda çok uygun fiyatlara inebilen
araçlardır. Araçların kullanım oranları ve amaçları fiyatları
etkileyen en önemli unsurdur.
* Koleksiyon araçları satışı en zor araçların başında gelir,
genellikle bu araçları fiyatlandırmak zordur, araç sahipleri
araçlarına çok değer verdiğinden fazla fiyata satmak isteyebilirler
ayrıca alıcı seçme durumu söz konusu olabilir. Kimi
koleksiyoncular ise araca değer vereceğini, iyi bakacağını
düşündüğü doğru insanlara arçları çok uygun fiyatlarla
satmaktadırlar.Aracınızı satmadan evvel ilk yapmanız gereken
internette ilan verilen otomobil ilanlarını inceleyerek kafanızda bir
fiyat belirlemeniz olacaktır. Aracınızın model yılına sahip diğer
aynı model araçların satış fiyatlarından, verilmiş ilan sayısına
aracınızın pazardaki ikinciel değerini anlayabilirsiniz.
2. ARACINIZA FİYAT BİÇMEK

Aracınıza fiyat biçerken ilk dikkat etmeniz gereken aracınızın


fiyatının diğer araç fiyatlarıyla rekabet edebilecek düzeyde
olmasıdır. İlk vereceğiniz fiyat satmak isteiğiniz fiyatın pazarlık
payı kadar üzerinde olmalıdır, eğer aracınızı satmak istediğiniz
fiyattan satışa verirseniz yapılan pazarlık sonucu aracınızı düşük
bir fiyata satmanız muhtemel olabilir. Fiyatlandırmada bir diğer
önemli nokta büyük firmaların, marketlerin vb. Ticari şirketlerin
ürünlerini pazarlamada uyguladığı psikolojik politikadır. Aracınızın
fiyatı 20 milyar ise ve siz fiyata 19 milyar 950 milyon yazarsanız
aracınızın talebi 20 milyarlık fiyata gelecek talepten daha fazla
olacaktır.

3. ARACINIZI HAZIRLAYIN

Aracınızı satışa çıkarmadan önce aracınızın görünümünü


olabildiğince iyileştirmeniz gerekmektedir.

Aracınızın görünümünü iyileştirmek için yapabilecekleriniz;

* Aracınızı yıkayın ve cilalayın, dış görünüş her zaman için ilk


dikkati çeken olgudur,
* Aracınızı inceleyin, araçda vuruk, çizik motorda kulak tırmalayan
ses olmamasına dikkat edin.
* Aracın bakımlarını elinizden geldiğinde kendiniz yapın, aracın
bakımı için ne kadar az para harcarsanız aracı satmak için
fiyatınızı istediğiniz oranda düşük tutabilirsiniz.
* Aracın kompartımanını temiz ve mümkün olduğunca ilk
halindeymiş gibi tutun, alıcı araca bindiğinde ve test için aracı
sürmeye başladığında sizin evinizdeymiş yada kişisel bir
mekanınızdaymış gibi hissetmesin, bırakın araç kendininmiş gibi
aracı sürsün.
* Fren balataları, çamur birikintileri dahil tekerlek bölümünlerini
çok iyi temizleyin, lastikleri parlatın.
* Camları içten dıştan, aynaları temizleyin.
* Gösterge panelinde toz dahi olmayacak şekilde temizleyin,
küllükler boş ve temiz olmasına özen gösterin.
* Aracınızın yapılmış tüm servis bakımlarını alıcıya gösterin,
değişen onarılan bakım yapılan parçaların hepsini bildirin, araç
alım satımında en önemli konulardan biri dürüstlük ve güvendir.
* Aracın bakıma, yağ değiştirmeye ihtiyacı varsa alıcı gelmeden
önce bunları halledin, araç lımı yapacak kişiler alacakları aracın
sorunsuz, uğraştırmayacak olmasına özen gösterirler.

4. ARACINIZI PAZARLAYABİLMENİZ
Artık aracınız çok iyi görünüyor ve hiç bir mekanik sorunu yok,
şimdi sıra aracınızı satabilmek için pazarlama kısmına geçmek.
Genelde araç satış ilanı için gazete ilanları kullanılır, pahalı ama
sonuç getiren bir yoldur. İnternetten ilan vermek masrafsız olduğu
kadar verdiğiniz gazete kadar sonuç verebilecek bir yoldur.
İnternet üzerinden ilan verirken bilgilerin düzenine ve
doğruluğuna dikkat etmeniz alacağınız sonuçta etkili olacaktır.

Aracınızı satmakta kullanabileceğiniz bazı yollar:

* Online otomobil ilanı siteleri,


* Günlük gazeteler,
* Otomobil pazarları,
* Dergiler, Haftalık çıkan tüketici ve ilan gazeteleri,
* Eş, dost, arkadaş yardımıyla
* Araç camına "Satılık" yazmak,
* Aracınızı satmak üzere bir galeriye bırakmakBu yolların hepsinde
yaratıcılığınızı kullanmanız en önemli unsur, önemli olan en doğru
ve ucuz yoldan sonuca gidebilmeniz.

5. GÜVEN ORTAMI

Araç alım satımında alıcılar her zaman için satıcıların güvenilir,


dürüst olmasına özen gösterir. Karşılıklı güven yapacağınız alım -
satım anlaşması için olmazsa olmaz bir şarttır. Alıcının bütün
sorularını eksiksiz yanıtlamak güvenortamına zemin yaratabilecek
durumların başında gelir. Gerçek alıcılar araçla test sürüşü yapmak
isteyebilir, eğer alıcının ehliyeti varsa araca beraber binebilir, alıcı
aracı sürerken sizde araçla ilgili sorulara daha rahat yanıt verebilir
aracın performansını alıcıya gösterebilirsiniz.Bazı alıcılar araçları
almadan evvel kendi ustasına gösterirken bazıları aracın servis
raporlarını yeterli bulmaktadır. Eğer alıcı aracı kendi ustasına
göstermek isterse ustasını araca baktırmak için getirmesinde veya
sizin araçla ustaya gitmenizde hiçbir sakınca yoktur.

6. ALICIYLA ANLAŞMAK

Araca bakmaya geldiler, test sürüşü yaptılar her şey tamam sıra
fiyatta anlaşmaya geldi. Bazıları pazarlık sevmesede illaki başına
gelecek bir durumdur.

"Aracı beğendim, ama..." Aracın fiyatından hoşnut olmamanın en


belirgin tanımlaması olan bu cümleyi alıcı size söylüyorsa eğer
aracın fiyatını yüksek bulmuş demektir.

"Aracı beğendim, ama..." bir süre sessizlik olur eğer aracı satmak
istiyorsanız "Ne kadar fiyat düşünüyorsunuz?" gibi cümlelerle
alıcıya satış yörüngesine geri çekebilirsiniz.

"Oluru Nedir?" Aracın fiyatını yüksek bulmanın daha keskin bir


tanımlaması olan bu cümleyi alıcı sarfettikten sonrası size kalmış.
Eğer aracı satmaya ihtiyacınız varsa son teklifinizi yapın.

"Teklifim budur, Kabul mü?" Alıcı sizden daha atik çıktı ve


pazarlığa ağırlığını koyarak kendi fiyatını sundu, pazarlığın bundan
sonraki akibeti sizin pazarlık kabiliyetinize kalmış.

"Tamam mı? Devam mı?" İşte sert kayaya çarptınız, çok kesin bir
teklifle karşı karşıyasınız, alıcı blöf yapıyor olabilir ama son fiyatını
size bildirerek fazla bir artış yapmayacağının sinyallerini veriyor.
Blöf olduğunu düşünürseniz yapmanız gereken teşekkür edip fiyatı
kabul edemeyeceğinizi bildirmektir, eğer gerçek alıcı ise yarın sizi
gene arayacaktır..

7. SATIŞI SONUÇLANDIRMAK

Trafik belgesinde fenni muayenesi tamam, trafik sigortası ödenmiş


TR plakalı aracınızı sattığınız zaman aracın devri için gerekli
evraklar;

* Noter satış senedinin aslı


* Trafik ve tescil belgelerinin aslı
* Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi aslı
* Devir Zeyilnamesi aslı
* Egzost Muayene belgesi aslı
* Alıcı şirket ise Oda sicil kayıt sureti aslıdır.Unutmayınız ki doğru
alıcı ile araç satış işlemleriniz basit ve hızlı olacaktır.

__________________________________________________
___________

BİLİNÇLİ İLK YARDIM HAYAT KURTARIR

Kaza yada hayati tehlike durumunda olay yerine sağlık ekipleri


gelene kadar mevcut imkanlarla yapılan tıbbi olmayan ilaçsız
müdahaleye ilkyardım denir.

1. İlk yardımın amacı nedir?


2. Solunum yolunun açılması nasıl olur?
3. Kanamayı Durdurmak
4. Kalp masajı nasıl yapılır?
5. Bayılmalarda ilk yardım nasıl yapılmalıdır?
6. Burkulmada İlkyardım
7. Çıkıklarda İlkyardım
8. Organ Kopması
9. Şok Durumuna Müdahale
10. Trafikte Öfke Boyutunun Tespiti
11. Kırığı olan, ya da kırık şüpheli kazazedeye ilkyardım
uygularken, aşağıdaki ilkelere uymak gerekir

1. İLK YARDIMIN AMACI NEDİR?

İlk yardımın amacı kişinin;

* Hayatta kalmasını sağlamak


* Sağlık durumunun kötüye gitmesini engellemek
* Kaza sonucu oluşabilecek sakatlıkları önlemektir.

İlk yardımı yapan kişi en iyi sonucu alabilmek için sakin olmalı ve
panic yapmamalı, hastayı sakinleştirmeli, en kısa zamanda sağlık
kuruluşları, itfaiye ve güvenliğe haber vermek için çevresindeki
kişilerden yardım istemeli.

İlk yardımın temel esasları nelerdir?

* Solunum yolunun açılması


* Yapay solunum
* Kalp masajıdır.

2. SOLUNUM YOLUNUN AÇILMASI NASIL OLUR?

* Ağızdaki yabancı maddeler çıkartılmalıdır.


* Bazı durumlarda kişinin bilinci kapalı olabilir. Kişinin bilincinin
kapalı olduğu durumlarda dil arkaya doğru düşüp havayolunu
tıkayabilir. Bu durumda baş geriye itilir ve çene yukarı kaldırılır ve
böylece soluk yolu açılmış olur.

Yapay solunum nasıl yapılır?

Yapay solunum solunumu duran kişiye uygulanan acil ilk yardım


yöntemidir.

* İlk olarak hasta sırt üstü biçimde sert bir zemine yatırılır.
* Ağız içindeki yabancı maddeler çıkartılır.
* Çene yukarı kaldırılarak baş hafifçe arkaya itilir.
* Ağızdan ağıza solunum yapma durumunda burun kapatılır.
Burundan solunum yapma durumunda ise ağız kapatılır.
* Sunni solunumu yapacak olan kişi derin bir soluk alarak,
solunum yapacağı kişinin ağzına yada burnuna ağzını yerleştirerek
hastanın göğsünün şişmesine yetecek şiddette soluk verilir.
3. KANAMAYI DURDURMAK

Kanamayı durdurmak için kullanılan ilkyardım yöntemleri sırayla;

1. Kanayan yer üzerine doğrudan baskı yapmak,


2. Kanayan damarın kalpten geliş yolu üzerindeki özel noktalara
baskı yapmak,
3. İlk iki yöntemle kontrol edilemeyen özel durumlarda, turnike-
boğucu sargı yapmaktır.

İç Kanamalarda İlkyardım

İç kanamada ilkyardımcı kanamanın varlığını dışarıdan göremez.


Büyük kemik kırıkları, kafaya gelen darbeler, tüm vücudu etkileyen
kazalarda, dıştan izlenebilen kanama olsun ya da olmasın, iç
kanamadan şüphe edilmelidir.

* Huzursuz kazazede, görme


* İşitme sorunları, uyuklama hali
* Soğuk, soluk, nemli cilt
* Karında sertlik ve bastırmakla ağrı
* Vücutta yaygın sıyrık, morluk, şişlikler
* Halsizlik
* Susuzluk hissi
* Sayısı artmış ancak zayıf solunum ve nabız varsa iç kanama
düşünülmelidir.

İç Kanama Düşünülen Kazazede İçin Yapılacaklar:

1. Şok ile mücadele et (ayakları yüksek olarak yatır, ısıt)


2. Hızlı naklet

Not: Bu yayın Ankara Tabip Odası İlkyardım Eğitimi Komisyonu


İlkyardım Eğitimi Kursu Ders Notlarından Alınmışır

4. KALP MASAJI NASIL YAPILIR?

* Kalbin durmuş olduğu durumlarda hemen kalp masajı


yapılmalıdır.
* İlk olarak hasta sert bir zemine yatırılıp bir yanına diz
çökülmelidir.
* Hastanın yarası içindeki yabancı cisimlere kesinlikle
dokunulmamalıdır.
* Daha sonra göğüs kemiğinin üçte bir alt ucuna bir el yerleştirilir,
diğer el bunun üstüne konulur.
* Parmaklar kesinlikle hastaya temas etmemelidir.
* Kollar dik tutularak sabit ve düzenli bir biçimde göğüse 4-5 cm
bastırılır.
* Dolaşım başlayana kadar arada nabız control edilir ve dakikada
60 kez tekrarlanır.

5. BAYILMALARDA İLK YARDIM NASIL YAPILMALIDIR?

* Hastanın elbiseleri gevşetilir.


* Sırtüstü yatırılarak ayakları yukarı kaldırılan hastanın beynine
kan gitmesini sağlamak için hasta şok pozisyonunda bekletilir.
* Hastaya uyarıcı kokular koklatılmalıdır.
* Hastanın kendisine gelmesi beklenir.
* Hasta kendine geldiği zaman su veya çay gibi sıvı gıdalar hasta
zorlanmayacak şekilde az miktarda içirilmelidir.

6. BURKULMALARDA İLKYARDIM

Eklem bağlarının kopması, ya da kısmen zedelenmesine burkulma


denir. Ağrı, hassasiyet, şişlik ve morluk görülebilir. Zorlanan eklem
buz torbası ve benzer uygulamalarla soğutulur. Varsa, elastik
bandaj uygulanarak şişlik önlenmeye çalışılır. Zedeli eklem
kullanılmadan ve hareket ettirilmeden, mümkünse yukarıda
tutularak taşınır.

7. ÇIKIKLARDA İLKYARDIM

Bir eklemi meydana getiren kemiklerden birinin, bir dış etki


sonucu normalde bulunduğu yerden ayrılmasına çıkık denir. Eklem
bağlarının normalde izin vermeyeceği bir harekete zorlanan kemik
bağları, aralayarak ya da yırtarak yerinden uzaklaşır.

* Eklemin ve vücut uzantısının görünümünde bozukluk


* Ağrı nedeniyle kısıtlanmış ya da tamamen ortadan kalkmış
hareket
* Hassasiyet ve şişlik görülmesi çıkık düşündürmelidir.

Çıkmış bir kemiği, eklem boşluğuna ancak yetkili ve deneyimli bir


kişi yeniden yerleştirebilir. Yetkisiz kişilerce yapılan denemeler ise
damar-sinir sıkışmalarına, eklem bağlarının düzelemeyecek ölçüde
tahrip olmasına, sık sık çıkığın tekrar etmesine (alışkanlık çıkığı)
neden olabilir. İlkyardımcın görevi, yetkili ve deneyimli bir
sağlıkçıya ulaşana kadar çıkık eklem bölgesini hareketsiz hale
getirmektir. Bu amaçla askı, atel ve sargı uygulamaları yapılır.

8. ORGAN KOPMASI

Kasıt, ya da kaza sonucu ortaya çıkacak organ kopmasına


ilkyardımcının müdahalesi iki yönlü ve hızlı olmalıdır. Kanama
kortrolü kadar, nakil ve ulaşılacak merkezin bilgilendirilmesi de
önemlidir. Diğer ilkyardım uygulamalarından farklı olarak, organ
kopmasında, kazazede ve kopmuş organın ulaştırılacağı sağlık
merkezinin damar- sinir cerrahisi yapılabilecek nitelikte olması
gerekmektedir. Soğuk ortamda taşınan kopmuş organ canlılığını
daha uzun süre koruyacak, birleştirme sonrası, işlev de daha iyi
korunacaktır.

Organ kopmasında ilkyardım uygulalamalrı öncelikle ABC kontrolü


ile başlar. Daha sonra kazazede yatar pozisyona getirilir., bilinci
açıksa sırtüstü, kapalı ise yan güvenli pozisyonda tutulur.

Kopma, eğer tek tek kemikli bölgelerin uzağında meydana gelmiş


ise kolun ve bacağın vücuda yakın kısımlarından turnike uygulanır.
Daha sonra kopan organ temiz, su geçirmez plastik bir torba ya da
kaba konulup ağzı kapatılır. Daha sonra bu torba veya kap buzdolu
bir kap ya da torbaya konur. Kazazede ve kopan organ aynı araçla
nakledilir.

9. ŞOK DURUMUNDA MÜDAHALE

Aşırı kanamalar, ishal, yanıklar, kusma, kalp krizi, aşırı korku ve


heyecan, allerjik olaylar, aşırı ağrılı olaylar şok nedeni olabilir.

Şok belirtileri:

* Soğuk, soluk, nemli deri


* Eller ve ayaklarda soğuma, his kaybı
* Nabız sayısında artma, nabızın zayıflaması
* Solunumun sayıca artması, ancak yüzeyselleşmesi
* Göz kararması, halsizlik
* Bulantı, kusma
* Huzursuzluk
* Aşırı susuzluk hissi, ağızın kurumasıdır.

Başlangıçta açık ya da bulanık olabilen bilinç, zamanla kapanabilir.


Şokla mücadelede temel ilke, kan kaybı varsa daha fazla kaybın
önlenmesi, mevcut kanın daha hayati organlarca kullanılması için
uygun pozisyon verilmesidir.

Şok pozisyonu için kazazede, bilinci açıksa sırtüstü, bilinci kapalı


ise, yan güvenli pozisyonda yatırılır. Daha sonra ayakları 30 cm
yukarı kaldırılır. Üzeri battaniye ile örtülür ve 112'ye haber verilir.

10. TRAFİKTE ÖFKE BOYUTUNUN TESPİTİ

Trafikte insan davranışı ile ilgili çalışmacılar tarafından kullanılan


ve Trafikte Öfke Boyutu diye isimlendirilen muayenede sürücünün,

1.
Trafikte sürekli öfkelenme hali
2. Trafikte engellendiğinde öfkelenme: (önündeki araç yeşil ışıkta
hareket etmez ise,park etmek için hazırlanır iken başka biri park
ederse,Öndeki araç egsozundan kötü duman çıkarırsa, ,öndeki
geniş araç görüşünüzü engelliyor ise...gibi)
3. Tehlikeli araç kullanma: (Yol koşullarına göre çok hızlı araba
kullanma,Arkadaki araçın tampona değecek kadar yakın
sürme,sürekli şerit değiştirme,çapraz aradan öne geçme,kırmızı
ışıkta geçme,hız sınırının üstünde gitme,sağdan geçme....gibi)

4. Trafikte saygısız davranma: (Araç kullanma biçimine bağırma


kızma,küfür etme,korna çalma,sıkıştırma,inatlaşma,hata yapmaya
zorlama,silah çekme,gece farlarını kısmama, sürekli uzun farlarını
yakma....gibi)
5. Yol koşullarına veya olumsuz fiziki koşullarda öfkelenme: (Araç
derin çukura girdiğinde,yol yapımı esnasında,öndeki araç çakıl
fırlatdığında,araç birden trafikte sıkıştığında,yolda sürekli olarak
tümsekler varsa...gibi)
6. Trafikte yavaşlamak zorunda kalındığında öfkelenme

11. KIRIĞI OLAN, YA DA KIRIK ŞÜPHELİ KAZAZEDEYE İLKYARDIM


UYGULARKEN, AŞAĞIDAKİ İLKELERE UYMAK GEREKİR

* Kazazedenin oturması ya da sağa sola kımıldamasına izin


verilmez, kırık şüpheli bölge hareketsizleştirilmeden taşıma
yapılmaz.
* Kaza ortamında hayatı tehdit eden bir zararlı etkenin
bulunmadığı her durumda kırığa müdahale bulunduğu ortamda
yapılır.
* Açık kırıklarda görünen kemik parçasını içeri sokmaya, kemik
uçlarım birleştirmeye, kol ya da bacakta bozulmuş şekli
düzeltmeye çalışmamak gerekir.
* Boyun kırıklarında hatalı taşıma ve gereksiz hareketler omurilik
zedelenmesi sonucu tüm vücutta felçle sonuçlanabilir. Boynun
desteklenmesi ve hareketsizleştirme hayati önem taşır.
* Tespit işlemi, kırık kemikleri ilgilendiren iki eklemin sert-uzun
bir cismin yardımıyla hareketsiz hale getirilmesidir. Bu amaçla
kullanılacak standart malzemenin bulunmadığı yerlerde
ilkyardımcı pratik çözümler aramalıdır. Bir dal parçası, katlanmış
gazeteler, karton kutular, baston ya da şemsiye atelle tespitte,
kazak-ceket gömlek vb. eşyalar askı ile tespitte, kemer, kravat,
gömlek kolu gibi eşyalar sargı olarak kullanılabilir. Hiçbir malzeme
bulunamaz ise kazazedenin sağlam bacağı kırık bacağa atel olabilir
__________________________________________________
_________

JANTLARIN PERFORMANS YAKIT TÜKETİMİNE ETKİLERİ

Türkiye jant pazarının önde gelen firmalarından CMS Jant ve


Makine Sanayii A.Ş. Kalite Kontrol Şefi Bülent Kantar, jantların
performans, yol tutuşu ve yakıt tüketimine etkilerini değerlendirdi,
jantlarla ilgili en çok merak edilen soruları cevapladı.

1. Jant alırken öncelikle neye dikkat edilmesi gerekir?


2. Jantların otomobilin performansına ve yol tutuşuna katkısı
nedir?
3. Hafif metal jantların araç hakimiyetini artırırken, yakıt
tüketimini düşürdüğü doğru mu?
4. Kalitesiz jant kullanmanın zararları nelerdir?
5. Kaç çeşit jant vardır?
6. Tek parçalı ve çok parçalı jantlar arasındaki farklar nelerdir?
7. Hasar gören jant kullanılabilir mi?
8. Jant üzerinde herhangi bir onarım yapılabilir mi?
9. Doğru jant ölçüsü hangi parametrelere göre belirlenir?
10. Jant montajı kime yaptırılır?
11. Yeni jantta, eski bijon somunları kullanılabilir mi?
12. Jantın üzerindeki ET harfi neyi simgeler?
13. Jantın temizliği nasıl yapılmalıdır?

1. JANT ALIRKEN ÖNCELİKLE NEYE DİKKAT EDİLMESİ GEREKİR?

Jant alırken dikkat edilmesi gereken en önemli unsur, üreticilerin


belirlediği değerlerin dışına çıkılmamasıdır. Beğendiğiniz jantın
aracınıza uyumlu olup olmadığını aracınızın üretici firmasına
sorarak ya da jant servislerinde bulunan jant uygulama tablolarına
bakarak bulabilirsiniz. Türkiye'de hem yerli, hem de ithal birçok
jant markası var. Bunlar arasında seçim yaparken, jantların TSE
standartlarına uygunluk belgesini dikkate almalısınız. Avrupa'da
geçerli olan standart normlar DIN ile ifade edilir.

2. JANTLARIN OTOMOBİLİN PERFORMANSINA VE YOL TUTUŞUNA


KATKISI NEDİR?

Çoğumuz jantları otomobilin çekiciliğini arttıran dış görünüm


unsurlarından biri olarak biliriz. Ancak jantlar, sadece otomobilin
görünümüne değil, performansına ve yol tutuşuna önemli katkıda
bulunur. Otomobil teknolojisinde kısa sürede yaşanan baş
döndürücü gelişmeler, motor ve karoser kadar jantların
tasarımında da kendini gösteriyor.
Özellikle jantın ağırlığı, ölçüleri, konstrüksiyonu ve dizaynında
yapılan değişiklikler, otomobillerin performansını ve yol tutuşunu
önemli ölçüde arttırıyor.

Bununla birlikte, son yıllarda yapılan araştırmalar jantın, fren


sisteminin soğutulmasında da etkili olduğunu gösteriyor. Bu
nedenle jant hazırlanırken, mümkün olduğunca dayanıklı ve aynı
zamanda kollu tasarım olmasına dikkat ediliyor. Otomobil yol
alırken, jantın rotasyonuyla sirküle edilen hava, kolların arasından
fren diskine iletiliyor ve böylece frenlerin daha verimli olması
sağlanıyor.

3. HAFİF METAL JANTLARIN ARAÇ HAKİMİYETİNİ ARTIRIRKEN,


YAKIT TÜKETİMİNİ DÜŞÜRDÜĞÜ DOĞRU MU?

Hafif metal jantlar, yapısal özellikleri ve tubeless lastiklerle


uyumları neticesinde, araç denge ve direksiyon hakimiyetine
olumlu yönde katkıda bulunur. Alüminyum ve titanyum gibi
metallerden üretildikleri içinse, saçtan üretilen jantlara göre daha
hafiftirler. Bu nedenle alüminyum jantlar, araç toplam ağırlığını
azaltır ve yakıt ekonomisine katkıda bulunur.

4. KALİTESİZ JANT KULLANMANIN ZARARLARI NELERDİR?

Kalitesiz bir jant, darbelere dayanıklı olmadığı taktirde ölümcül


kazalara neden olabilir.

5. KAÇ ÇEŞİT JANT VARDIR?

Çelik ve hafif metal alaşımlı olmak üzere iki gruba ayrılan jantlar,
motor sporlarından elde edilen tecrübelerle geliştiriliyor. Böylece
daha sağlam ve uzun ömürlü olması sağlanıyor. Jantlar,
alüminyum, çelik, titanyum, magnezyum ve son alarak da karbon
fiber malzemesinin de katılımıyla farklı ağırlık ve dayanıklılıkta
üretiliyor. Jantlar, tek ya da çok parçalı olabiliyor.

6. TEK PARÇALI VE ÇOK PARÇALI JANTLAR ARASINDAKİ FARKLAR


NELERDİR?

İki veya üç parçadan oluşan çok parçalı jantlar, her türlü


otomobilde kullanılabilir. Ayrıca tamir edilebiliyor olması nedeniyle
tek parçalıya göre çok daha avantajlıdır. Herhangi bir darbe
nedeniyle çok parçalı jantın kenarı hasar gördüğünde, sadece o
parçanın değiştirilmesi mümkün. Ancak tek parçalı bir jant zarar
gördüğünde yapılabilecek tek şey, yenisiyle değiştirmek!

7. HASAR GÖREN JANT KULLANILABİLİR Mİ?


Uluslararası Lastik ve Jant Teknik Kurumu'nun (ETRTO)
tavsiyesine göre, hasar görmüş bir jant kullanılamaz.

8. JANT ÜZERİNDE HERHANGİ BİR ONARIM YAPILABİLİR Mİ?

Jant üzerinde kaynak, doğrultma, talaş kaldırma, boyama, bijon


somunu veya göbek deliğini büyütme ve eksen kaydırma işlemleri
kesinlikle yapılamaz.

9. DOĞRU JANT ÖLÇÜSÜ HANGİ PARAMETRELERE GÖRE


BELİRLENİR?

Otomobilin motor gücü, ağırlığı ve büyüklüğü gibi unsurlar, jant


ölçülerinin belirlenmesinde büyük rol oynuyor. Yüksek güç üreten
bir motorun gücünü yola aktarabilmesi için çekişinin iyi olması,
bunun için de lastik yüzeyinin uygun genişlikte olması gerekiyor.
Dolayısıyla lastikle jant genişliği uyumlu olmalı. Küçük sınıftaki
otomobiller için 12 inçten başlayan jant çapı, büyük ve yüksek
performanslı otomobillerde 20 inçe kadar çıkıyor.

10. JANT MONTAJI KİME YAPTIRILIR?

Jantın montajı, uygun makine ve ekipmanlara sahip servislere


yaptırılmalıdır.

11. YENİ JANTTA, ESKİ BİJON SOMUNLARI KULLANILABİLİR Mİ?

Bijon, havsa açıları her jantta farklı olacağından jantla birlikte


verilen orijinal bijon somunları kullanılmalıdır.

12. JANTIN ÜZERİNDEKİ ET HARFİ NEYİ SİMGELER?

Uluslararası olarak ET harfleriyle simgelenen ofset değeri, jant


dikey ekseninin ofset yüzeyine olan uzaklığını ifade ediyor.

13. JANTIN TEMİZLİĞİ NASIL YAPILMALIDIR?

Jantın temizliği, su ve normal deterjan kullanılarak yapılır. Sert


olmayan bir fırça veya süngerle jant üzerindeki yağ ve benzeri
izleri çıkarabilirsiniz. Metal, çözücü (solvent) katkılı temizleyiciler
ve aşındırıcı malzemeler ile jantınızın kaplamasına zarar
verebilirsiniz. Jantları, sert cisimlerin darbelerinden koruyunuz ve
kaldırım kenarlarına çarpmaktan kaçınınız.

__________________________________________________
___________
KARLI GÜNLER İÇİN ÖNLEMLER

HAVA ŞARTLARI HAKKINDA ÖNCEDEN HAZIRLIK YAPIN

* Radyatör suyuna mutlaka antifriz koydurun ya da var olan


antifrizin değerini ölçtürüp ilave yaptırın.
* Meteorolojiden alınan hava tahmin raporlarını kış aylarında daha
çok dikkate alın.
* Don tehlikesi veya kar yağma ihtimali varsa silecek suyuna
donmayı önleyici kimyasal maddelerden ilave edin. Böylece silecek
suyu depolandığı yerin dışında borularda da donmaz.
* Silecekleri yukarı kaldırarak cama yapışmasını önleyin.
* Mümkünse aracınızı kapalı garaja alın.
* Yoğun kar yağışı veya don ihtimali varsa patinaj zincirini bir an
önce alın, yoksa zinciri karaborsadan almak zorunda kalırsınız.
* GSM telefonunuzun araç şarj cihazını yanınıza almayı ihmal
etmeyin. Ya da yedek bataryanız varsa yanınıza alın.

KARLI VE BUZLU YOLLARDA YAPMANIZ GEREKENLER

* Mecbur kalmadıkça aracınızla bu tür hava şartlarında yola


çıkmayın. Siz ne kadar tedbir alırsanız alın, sizden başka sürücüler
aynı duyarlılığı göstermeyebilir.
* Eğer aracınızla çıkmanız şartsa geceden uygun bir yere park
edin. Park ettiğiniz yer bir rampanın bitimi olmasın, sabah rampa
buz tutmuş olabilir ve zorlanabilirsiniz.
* Aracınızın camlarını ve dış dikiz aynalarını mutlaka kardan ve
buzdan arındırın. Kar ve buz görüşünüzü engelleyeceği gibi
özellikle ön camda sileceğin hareketlerini engeller ve dikkatinizin
dağılmasına neden olur.
* Motoru çalıştırdıktan sonra tam olarak ısınmasını bekleyin. Kış
şartlarında soğuk motor problem yaratabilir.
* Aracın kaloriferini açarak iç mekanın ısınmasını sağlayın. Aracın
iç ısısı uygun sıcaklığa gelince aracınızı hareket ettirin. Yeterli
sıcaklık sağlanmadan yola çıktığınızda mont, manto benzeri kalın
giysilerinizi çıkartmak istmeyebilirsiniz. Kalın kıyafetler manevra
kabiliyetinizi azaltacağından, tehlike yaratabilir.
* Camları da kalorifer yardımı ile ısıtarak buğu yapmasını
engelleyin.
__________________________________________________
___________

MOTORUNUZ SU KAYNATIRSA

Otomobillerin can damarı olan soğutma sistemleri hakkında


bilinmeyenleri ve acil durumlarda yapılması gerekenleri Ford
Otosan Yetkili Servisi Doğan Otomotiv'den Servis Atölye Şefi
Mustafa Eroğlu'na sorduk.

1. Motor niçin hararet yapar?


2. Su kaynatma nedir?
3. Araçlar neden özellikle yaz aylarında su kaynatır?
4. Motor hararet yaptığında ya da su kaynattığında ne yapılması
gerekir?
5. Hararete rağmen yola devam etmek sakıncalı mıdır?
6. Soğutma sistemini ilk günkü performansında tutabilmek için
kullanıcıların nelere dikkat etmesi gerekir?
7. Soğutma sisteminin bakımı hangi sıklıkla yapılmalıdır?
8. "Daha fazla antifriz, daha iyi soğutma sağlar" yargısı doğru
mudur?
9. Kaç tip soğutma sistemi vardır?

1. MOTOR NİÇİN HARARET YAPAR?

Motorun hararet yapması sorunu, soğutma sistemindeki


arızalardan kaynaklanır. Soğutma sistemi, ideal motor sıcaklık
değerlerini sağlamak için motor soğukken motoru ısıtma, sıcakken
de motordaki fazla sıcaklığı almak üzere soğutma işlemini yerine
getiren sistemdir.

Bu sistemin görevini yerini getirmesini engelleyen pek çok faktör


vardır: Soğutma sıvısının azalması, radyatör peteklerinin kireçten
veya dış pislikten dolayı tıkanması, termostatın veya fanın
bozulması, fan müşirinin arızalanması, motor bloğu üzerindeki su
tıpasının delinmesi, vantilatör kayışında ve devirdaim
pompasındaki sorunlar.

2. SU KAYNATMA NEDİR?

Soğutma sıvısının eksikliğinden dolayı yeteri kadar soğuyamayan


motor aşırı ısınarak hararet yapar ve su kaynatır. Motorun su
kaynatması, motor soğutma sıvısının azaldığını gösterir. Soğutma
sıvısının azalması, buharlaşma ya da sızıntıdan olabileceği gibi
motorun soğutma sıvısının tüketmesi de söz konusu olabilir.
Soğutma sıvısının azalmasının başlıca nedenleri arasında sıvı
iletim borularındaki çatlamaları, hortumların eklem yerlerindeki
kelepçelerden ve devirdaim pompasından sızıntıları sayabiliriz.
Radyatör hortumları ve radyatör kapağı da sızıntıların sık
görüldüğü bölgelerdir. Motorun soğutma sıvısını tüketmesi ise
bozuk bir ana conta ya da motor bloğundaki bir çatlaktan veya
silindir kapağı contasının yanmasından meydana gelebilir.

3. ARAÇLAR NEDEN ÖZELLİKLE YAZ AYLARINDA SU KAYNATIR?


Soğutma sisteminde arıza olan araçlar yaz-kış su kaynatır. Ancak
su kaynatma sorununun yaz aylarında kış aylarına oranla daha sık
yaşandığı da bir gerçek. Bunun sebebi, yazın sıcakların etkisiyle
artan buharlaşma. Yazın soğutma sıvısı buharlaşarak, azalır ve
motor su kaynatmasına neden olur. Yaz aylarında yüksek
sıcaklıklarla birlikte ısınan hava, radyatördeki sıvının soğumasını
sağlamakta yetersiz kalmaya başlar. Sıkışık trafik ve "dur-
kalk"larla birlikte radyatöre hava alımı azalır ve motor sıcaklığı
yükselmeye başlar. Bu sırada soğutma işlemini yerine getirmek
için fan daha fazla çalışarak radyatörde bulunan sıvıyı soğutmaya
çalışır. Aracınızdaki soğutma sıvısının seviyesinde bir eksiklik ya
da daha başka bir problem yoksa soğutma sistemi görevini aynen
yerine getirmeye devam eder. Aksi takdirde ise, motorun su
kaynatması kaçınılmazdır.

4. MOTOR HARARET YAPTIĞINDA YA DA SU KAYNATTIĞINDA NE


YAPMASI GEREKİR?

Aracınızın hararet göstergesinde ibre, kırmızı ya da "hot" olarak


gösterilen bölgeye yaklaşıyorsa, derhal klimayı kapatmalısınız.
Klima çalışırken motora giden havayı ısıtır. Bu nedenle klimanın
kapatılması motorun soğumasına yardımcı olur. İbre ilerlemeye
devam ediyorsa veya kaputunun üstünde su buharı görürseniz,
aracınızı hemen uygun bir yere çekip, motoru durdurmalı ve aracı
soğumaya bırakmalısınız. Kaputu açarak, motorun soğumasına
yardımcı olabilirsiniz. Motor soğutma sıvısı seviyesi kontrol
edilmeli eğer eksikse tamamlanmalıdır.

Sıvı tamamlama işlemi mutlaka motor soğuduktan sonra yapılmalı.


Motor sıcakken yapılacak bir sıvı eklemesi basınçlı sudan ve
buhardan oluşabilecek yaralanmalara neden olabileceği gibi, sıcak
bir motora yapılacak sıvı eklemesi motor bloğunda çatlamaya
kadar varan kalıcı zararlar oluşturabilir.

Ancak böyle bir sorunla karşılaştığınızda herhangi bir müdahalede


bulunmadan önce firmanızın yol yardım ya da acil servis
telefonlarını aramanızı öneririz.

Bunun mümkün olmadığı durumlarda ise motor soğuduktan sonra


en yakın servise ulaşılıncaya kadar düşük devirde ve hızda
gitmelisiniz.

5. HARARETE RAĞMEN YOLA DEVAM ETMEK SAKINCALI MIDIR?

Hararet yapan bir motor eğer aynı şartlarda kullanılmaya devam


edilirse avans vuruntusu yapmaya başlar.Avans vuruntusu,
soğutma sisteminin çalışmadığını gösterir. Buna rağmen hâlâ yola
devam edilmeye çalışıldığında ise motor kilitlenmesine yani piston
sıkışmalarına neden olunabilir. Avans vuruntusunu duymaya
başladığınızda yapmanız gereken, otomobili durdurup, teknik
servisle irtibata geçerek profesyonel bir yardım almak.

6. SOĞUTMA SİSTEMİNİ İLK GÜNKÜ PERFORMANSINDA


TUTABİLMEK İÇİN KULLANICILARIN NELERE DİKKAT ETMESİ
GEREKİR?

Aracınızın soğutma sisteminin ilk günkü performansını


koruyabilmesi için soğutma sıvısının düzeyi, hortum ve borularda
çatlak olup olmadığı devamlı kontrol edilmeli. Radyatör
hortumlarının üzerindeki çatlakları çıplak gözle görmek zor olduğu
için radyatör hortumlarını elle kontrol etmelerini tavsiye ederim.
Hortumlar aşırı yumuşak ya da aşırı sertse aracınızı derhal bir
yetkili servise götürmelisiniz. Hortum kelepçelerinde ve eklem
yerlerinde oluşan pas veya beyaz lekelere de dikkat etmekte fayda
var. Çünkü bu bölgelerdeki sorunlar sistemde sızıntı olduğuna
işaret eder.

7. SOĞUTMA SİSTEMİNİN BAKIMI HANGİ SIKLIKLA


YAPILMALIDIR?

Soğutma sistemi her bakım periyodunda mutlaka kontrol


edilmelidir. Soğutma sistemindeki antifriz aynı zamanda pas
önleyici özelliğe sahip olduğundan soğutma sistemindeki antifriz
yaz ve kış kullanılmalıdır. Antifriz içerisindeki korozyon (pas)
önleyici katkı maddeleri zamanla etkilerini kaybeder. Bu nedenle
soğutma sistemindeki antifriz mavi antifriz ise 6 yılda, turuncu
antifriz ise 10 yılda bir değiştirilmelidir. Antifriz değişimi
esnasında kullanılan suyun "saf su" olmasına özellikle dikkat
edilmeli.

8. "DAHA FAZLA ANTİFRİZ, DAHA İYİ SOĞUTMA SAĞLAR" YARGISI


DOĞRU MUDUR?

Kesinlikle hayır. Antifriz, motor soğutma suyunun normalde izin


vermeyeceği sıcaklık derecelerinde motorun güvenle çalışabilmesi
için motor soğutma suyuna eklenen, suyun kaynama noktasını
yükselten, donma noktasını ise düşüren kimyasal bir katkıdır.
Normalde aracın bulunduğu bölgenin iklim ve coğrafi şartlarına
bağlı olarak; yüzde 20 ila yüzde 60 arasında değişen oranlarda
motor soğutma suyuna eklenir. Bu oranın üzerine çıkılması, suyun
soğutma kabiliyetini düşürür ve kayıplara neden olur.

9. KAÇ TİP SOĞUTMA SİSTEMİ VARDIR?


Motorlarda hava soğutmalı ve sıvı soğutmalı olmak üzere iki farklı
sistem kullanılır. Hava soğutmalı motorlarda ısınan motor hava ve
soğutma yağı tarafından soğutulur. Sıvı soğutmalı motorlarda ise,
soğutma işlemi motorun içindeki kanallarda dolaşan sıvı (su,
antifiriz karışımı) tarafından sağlanır. Günümüzün modern
motorlarında hava soğutmalı sistemler sıkışık trafik ortamlarında
yetersiz kaldığı için artık yerini daha modern bir sistem olan su
soğutmalı sistemlere bıraktı.
__________________________________________________
_______________

OTO MÜZİK SİSTEMLERİ

Oto müzik sistemlerinin seçiminde ve montajında dikkat edilmesi


gerekenleri, 38 yıllık deneyimi ve pekçok uluslararası ödülü olan
Oto Müzik Merkezi Ticaret A.Ş. yetkililerine sorduk. Merkezin
kurucusu Şükrü Okçu'nun oğlu Savni Okçu'ya göre, alınan sistemin
kalitesinden çok, doğru montajı önemli.

1. İyi bir oto müzik sisteminin olmazsa olmazları nelerdir?


2. Müzik sistemi alınırken nelere dikkat etmeli?
3. Daha kaliteli ses için otomobilin orijinal radyo-teybini
değiştirmek zorunlu mu?
4. Araç sahibinin dinlediği müzik türü, oto müzik sistemi seçiminde
ne derece etkili?
5. Hangi tür müziğe hangi hoparlör kullanılmalı?
6. Araçların arka cam içi panellerine hoparlör yerleştirmek doğru
mu?
7. Otomobilin orijinalliği bozulmadan müzik sistemi nasıl
yenilenebilir?
8. Yenilenen müzik sistemini başka bir araca aktarmak mümkün
mü?
9. Direksiyondan kumanda sonradan taktırılabilir mi?
10. Sonradan çoklu CD çalar taktırırken dikkat edilmesi gerekenler
nelerdir?
11. Eski otomobillere CD çalar taktırmak mümkün mü?
12. Otomobilde mp3 dinlemek için neler yapılabilir?
13. Müzik sistemleri için verilen garantiler nelerdir?
14. Yeni jenerasyon otomobillerde karşılaşılan en büyük güçlükler
neler?
15. Distribütörlüğünü yaptığınız markalar nelerdir?
16. Oto Müzik Sistemleri ile ilgili bazı terimler

1. İYİ BİR OTO MÜZİK SİSTEMİNİN OLMAZSA OLMAZLARI


NELERDİR?
İyi bir sisteme sahip olmak için ilk olarak belirli niteliklere sahip
bir radyo-teyp almak gerekiyor. Herşeyden önce, ön ve arka
hoparlörlere bağımsız kumanda edilebilmeli (Fader yapılabilmeli).

Bass ve Treble (kalın ve ince) seslerine de bağımsız olarak


kumanda edilebilmeli. Kendi içinde en az 4x30 Watt gücünde bir
amfi çıkışı (Hipower) olmalı. İlave bir amfi ile sistemin her zaman
kuvvetlendirebileceği düşünülerek, ekstra amfi çıkışının olmasına
dikkat edilmeli.

Otomobilde kaliteli müzik dinlemek için, kesinlikle CD player'a


sahip olmak gerekiyor. Bu nedenle alınacak radyo-teybin bagaj
disk çalar çıkışı da olmalı. Bu sayede bagaja monte edilecek bir CD
player'ı teybin üzerinde bulunan bir düğmeden kontrol ederek,
istenilen diski rahatlıkla dinlemek mümkün oluyor. Kullanılan
bagaj diskleri, genellikle 6, 10 ya da 12 adet disk çalma
kapasitesine sahiptir.

Bu sistem tamamlandıktan sonra, sıra hoparlörlerin seçimine


geliyor. Eğer bütçe kısıtlıysa, orjinal hoparlörler kullanılarak
sistem tamamlanabiliyor. Hoparlörler monte edilirken, otomobilin
kendi yuvalarını kullanmak yeterli.

2. MÜZİK SİSTEMİ ALINIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?

Sistemi kurmaya başlarken üç önemli faktörü göz önünde


bulundurmak gerekir:

* İstenilen performans
* Otomobildeki elverişli alan
* Bu iş için ayrılan bütçe

Kuracağınız sisteme en uygun ürünü seçmelisiniz. Kurduğunuz


sistemin basit olmasına önem göstermeli, gereksiz ekstra ürün
kullanmamalısınız.

Bir müzik sistemi kurarken ilk önce plan yapmalı ve her zaman
kurmuş olduğunuz sisteme daha sonra ilaveler yapabileceğinizi
unutmamalısınız.

Unutmayın, hiçbir zaman daha çok ilave, daha çok kaliteli ve


yüksek ses elde etmeniz anlamına gelmez.

3. DAHA KALİTELİ SES İÇİN OTOMOBİLİN ORJİNAL RADYO-


TEYBİNİ DEĞİŞTİRMEK ZORUNLU MU?

Günümüzde fabrika çıkışında bir dizi standart ve sökülmesi güç


parçalarla teslim edilen otomobillere farklı aksesuar ve
donanımların ilave edilmesi gittikçe zorlaşıyor.

Örneğin SRS Hava Yastığı Sistemi bulunan bir otomobile satış


sonrası, performans direksiyon sistemi ilave etmek hemen hemen
olanaksız. Benzer bir sorun da OEM (Orjinal Equipment
Manufacturer), otomobil ses sistemlerinde yaşanıyor. OEM
otomobil ses sistemlerinin sorunu zannedildiği gibi radyoların
değiştirilmesi değildir. Bu çok kolay bir iştir ve radyo/teyp/CD
kombinasyonunda, bu değişikliğin getirdiği görüntü bozukluğu
haricinde bir sorun yaşanmaz.

Burada karşılaşılan asıl zorluk hoparlörlerde ve bunları çalıştırmak


için gerekli olan gücün sağlanamamasından karşımıza çıkar.
Aracınıza, fabrika çıkışında monte edilmiş mevcut
AM/FM/kaset/CD sisteminiz, dışarıdan ortalama bir fiyatla satın
alabileceğiniz piyasa ürünleri kadar iyidir.

4. ARAÇ SAHİBİNİN DİNLEDİĞİ MÜZİK TÜRÜ, OTO MÜZİK SİSTEMİ


SEÇİMİNDE NE DERECE ETKİLİ?

Kaliteli müzik sisteminin anahtarı; hoparlördür! Araç sahibinin


dinlediği müzik, hoparlör seçiminde son derece etkili. Çünkü her
hoparlörün kendi karakterine uygun olarak iyi çaldığı bir müzik
türü vardır.

Bazı hoparlörler mekanik ses verirler, bazısı çok fazla echo yapar,
bazısı ise çok donuk ve baslı ses verir. Müşteri sevdiği müzik
türünü en kaliteli dinleten hoparlörü seçmesi için montajcıya
müzik tercihleri hakkında detaylı bilgi vermeli ve mutlaka önerilen
hoparlörü almadan önce bir şekilde dinlemelidir.

5. HANGİ TÜR MÜZİĞE HANGİ HOPARLÖR KULLANILMALI?

Dünyada yüzlerce marka değişik hoparlör var. Çoğu hoparlör


markası tek veya iki farklı müziğe odaklanmıştır. Mesela klasik ve
slow müziği iyi çalar. Ama techno müziği çaldığı zaman ses
bozulmaya başlar.

Techno müzik çalan hoparlör ise, slow müzik çaldığında çok sert
bir ses verdiği için rahatsız olursunuz.

Bununla birlikte distribütörlüğünü yaptığımız MB Quart marka


hoparlörlerin en büyük özelliği ise her türlü müziğe uyumlu olması.
Zira bu marka Amerika'da bütün otomobil müzik sistemleri ile ilgili
profesyonel yarışmalarda en yüksek dereceyi elde eden markadır.
6. ARAÇLARIN ARKA CAM İÇİ PANELLERİNE HOPARLÖRLER
YERLEŞTİRMEK DOĞRU MU?

Eskiden bu uygulama çok yaygındı. Ancak bu bölümler artık


hoparlör takmaya elverişli değil. Çünkü bu bölümlerin iç
taraflarında darbe emici sac kafesler var. Görevleri, arkadan
vurma esnasında süspansiyon vazifesi görerek aracın katlanmasını
önlemek. Eskiden Doğan, Şahin tarzı arabalarda o paneller kesilip
oralara hoparlör takılıyordu.

Bugünkü otomobillerde o paneli kesmek, cinayet! O sacı kesip aynı


yerlere 25-30 cm'lik hoparlör koyarsanız, otomobil arka veya yan
darbe aldığında arka kapıları buruşacak ve açılmayacaktır. Yani
otomobildeki mukavemet yok olacaktır. Ayrıca müzik açısından
arkadan gelen ses, makbul değil. Önemli olan sesin önden gelmesi.
Bir konsere gittiğiniz zaman ya da evinizde müzik dinlediğinizde
müzik hep önden gelir. Öne yerleştirilen hoparlörler daima daha iyi
performans verir.

7. OTOMOBİLİN ORJİNALLİĞİ BOZULMADAN MÜZİK SİSTEMİ


NASIL YENİLENEBİLİR?

Müzik sistemleri, oldukça pahalı uğraşlar. Bu nedenle kısıtlı


bütçeler için de çok aşamalı sistemler bulunuyor. Kısacası ucuz bir
sistemle başlayıp, eklemelerle bu sistemi kusursuz hale
getirebilmek mümkün. Bu noktada en önemli konu, montaj. İyi bir
montajcı müzik sistemini otomobili kesip biçmeden, otomobili
tahrip etmeden kurmak zorunda. Burada devreye bilgi, beceri,
deneyim ve ustalık giriyor. İyi bir müzik seti yaratmak adına
araçlarının tahrip olmaması için otomobil sahiplerinin araçlarını
ustalık ve becerilerine güvenmedikleri montaj atölyelerine teslim
etmemeleri gerekiyor.

Distribütörlüğünü yaptığımız bir American firması olan Rockford


Fosgate, dünyada üretilen tüm orjinal otoların radyo-teyplerine
birebir uyan bir amfi sistemi geliştirdi. Geliştirilen bu amfi sistemi
sayesinde, hoparlörlere yapılan küçük bir müdahale ile eşsiz
kalitede ses elde etmek mümkün oluyor.

8. YENİLENEN MÜZİK SİSTEMİNİ BAŞKA BİR ARACA AKTARMAK


MÜMKÜN MÜ?

Aynı taşınırken evdeki müzik setini alıp başka bir eve götürmek
gibi, müşteri bizim taktığımız müzik setini alıp başka bir araca
takabiliyor. Araç sahibi, otomobilini satmaya karar verdiyse
taktığımız sistemi söküp, otonun orijinal sistemini yerine sıfır
hasarla takıyoruz. Böylece araç eski haline geldiği için satılırken
değer kaybetmiyor.

9. DİREKSİYONDAN KUMANDA SONRADAN TAKTIRILABİLİR Mİ?

Direksiyondan kumanda, arabanın orijinal sistemiyle beraber


satılan bir donanım. Sonradan yaptırma imkanı yok. Bu kumanda
sayesinde arabanın radyo-teybini direksiyondan açıp kısabiliyor ve
radyo kanalı değiştirebiliyorsunuz. Bu konuda önemli bir nokta,
otomobilin orijinal teybinin değiştirilmesi halinde direksiyondan
kumandanın kullanılamaz hale gelmesi. Piyasada "interface"
denilen adaptörler sayesinde bazı marka teypleri direksiyondan
kumanda ile kullanma imkanı var ama çok kısıtlı.

10. SONRADAN ÇOKLU CD ÇALAR TAKTIRIRKEN DİKKAT EDİLMESİ


GEREKENLER NELERDİR?

Otomobilin orijinal CD çalarını taktırmak gerekiyor. CD çaları


herhangi bir yerden değil, mutlaka otomobili üreten firmadan
alınması gerekiyor. Çünkü aynı marka ve model bile olsa, üretici
firmadan almadığınız CD otomobile birebir uymuyor. Bunun nedeni
firmanın CD üzerinde kendine özel değişiklikler yapması. Firmalar
otomobil sahiplerini, CD çaları sadece kendilerinden almaya
mecbur bırakıyor. Bu yüzden de fiyatları normal CD'lere oranla iki
misli oluyor.

11. ESKİ OTOMOBİLLERE CD ÇALAR TAKTIRMAK MÜMKÜN MÜ?

Eski otomobillerde teybin CDçıkışı yoksa "FM modülatörlü" diye


tanımlanan CD çalarlar var. Bagaj CD'si ama, öne gelen ve kibrit
kutusundan biraz daha büyük bir görüntü ünitesi var. Onun
üzerinden şarkı ve CD değiştiriyorsunuz. Sesini de FM
frekansından 88.3 veya 88.9'a ayarlayıp oradan dinliyorsunuz.
Yani sanki arabanın içinde bir radyo istasyonu varmış gibi
bagajdan size yayın yapıyor. Bu CD çalarlarda ses, CDdeğil radyo
kalitesinde oluyor. Ama başka bir çözüm yok. Bugün Doğan'a da,
Renault 12'ye de, bu şekilde CD çalar takabilirsiniz.

12. OTOMOBİLDE MP3 DİNLEMEK İÇİN NELER YAPILABİLİR?

Walkman tarzı portatif mp3'leri özel adaptörler sayesinde


otomobilinizin teybine takabilirsiniz. Ayrıca sadece otomobiller için
üretilmiş mp3'ler de var. Oto Müzik Merkezi olarak ithal ettiğimiz
M-Station marka oto mp3, 3000 şarkı kapasiteli. Aynı oto radyo-
teybi gibi altı kızaklı olduğu için istendiğinde çıkarıp, yanınıza
almak mümkün. Evinizdeki bilgisayardan download ettiğiniz
şarkıları mp3'ün hafızasına kaydederek arabanızda
dinleyebiliyorsunuz. Bu mp3'ün fiyatı 1.000 ile 1.250 Dolar
arasında değişiyor.

13. MÜZİK SİSTEMLERİ İÇİN VERİLEN GARANTİLER NELERDİR?

Oto Müzik Merkezi olarak yaptığımız montajlarda ömürboyu


garanti veriyoruz. Bir sertifika ile müzik tesisatını yaparken
arabaya hiçbir şekilde zarar vermediğimizi ve herhangi bir arıza
halinde ömürboyu montaj garantisi verdiğimizi beyan ediyoruz.
Garanti kapsamında arızalar ücretsiz olarak tamir ediliyor.

14. YENİ JENERASYON OTOMOBİLLERDE KARŞILAŞILAN EN BÜYÜK


GÜÇLÜKLER NELERDİR?

Müzik sistemleri artık arabalara çok entegre olmuş durumda.


Sisteme ilave bir amfi eklemek inanılmaz güç. Bunu yaparken
arabanın en ufak bir kablosuna zarar verseniz, araba bir daha
çalışmayabilir. Böyle bir arıza garanti kapsamı dışına çıkacağı için
otomobil sahibi çok güç durumda kalacaktır. Dolayısıyla teknolojiyi
çok yakından takip etmek gerekiyor.

Bu nedenle günümüzde müzik tesisatı yapan montajcı sayısı hızla


azalıyor. Amerika'da her yıl 300-500 montaj dükkanı kapanıyor.
Türkiye'de birkaç sene öncesine kadar çok fazla montaj atölyesi
vardı. Şimdi montajcı sayısı bakımından on sene öncesinin
rakamlarına döndük. Sadece bu işi en iyi bilenler ayakta
kalabiliyor.

15. DİSTRİBÜTÖRLÜĞÜNÜ YAPTIĞINIZ MARKALAR NELERDİR?

Dünyanın en ünlü markalarıyla çalışan Oto Müzik Merkezinin,


distribütörlüğünü yaptığı firmalar arasında Rockford Fosgate, MB
Quart, Dynaudio, Lightning Audio, Necvox, Lanzar, Pyle, Xtant,
Scosche, bulunmaktadır.

16. OTO MÜZİK SİSTEMLERİ İLE İLGİLİ BAZI TERİMLER

HOPARLÖR: Kaliteli bir oto müzik sisteminin temeli iyi bir


hoparlörden geçer. Monte esnasında dikkat edilmesi gereken
husus, otomobilinizdeki hoparlör yerlerine uygun ebatlarda
hoparlör takılmasıdır. Montajcı mutlaka otomobilin kendi hoparlör
yuvalarını kullanmalı, bu yuvalar içine olabilecek en büyük ebatta
hoparlör monte etmelidir.

SUBWOOFER: 20-100 hz arasındaki frekans bandındaki sesler, bas


sesler olarak tanımlanır. Bu frekans bandındaki sesleri veren
hoparlöre subwoofer adı verilir.
Subwoofer müziğin içinde olan alt basları verir. Arabanıza
subwoofer takmazsanız, arabanızın kapılarına takılı olan
hoparlörlerden gerekli olan dip bas sesleri istediğiniz gibi
duyamazsınız. Kaliteli müzik dinlemek için bagaja küçük dahi olsa
mutlaka bir subwoofer taktırmak gerekir. Müziğin içindeki
kontrabası, bas gitarı duyabilmeniz için subwoofer'a ihtiyaç vardır.
Müzik dinlerken subwooferı duymakla kalmaz aynı zamanda
hissedersiniz de.

MID BAS: 100 Hz ile 300 Hz arasındaki sesleri verebilen


hoparlörlere mid bas hoparlörler denir.

MIDRANGE: 300 hz ile yaklaşık 3 Khz arasındaki sesleri veren


hoparlörlere midrange hoparlörler denir.

TWEETER: Yaklaşık 3 Khz ve üstündeki sesleri veren hoparlörlere


tweeter denir.

AMFİ: Amfi ses gücünü ve kalitesini artırmaya yarar. Eğer


otomobilin Orijinal radyo/teybine bağlanmak isteniyorsa bu çıkışa
uyumlu olması gerekir.

Anfi gücüne karar verirken dikkat etmeniz gereken en önemli şey,


anfinin gerçek watt değeridir. Bunun için amfinin üzerindeki değil,
kataloğunda yazılı olan değerler esas alınmalıdır. Bazı marka
amfilerin üzerinde 2x100 Watt yazar ama gerçekte 2x25 Watt'tır.
İkisi aslında aynı. Ancak aynı otomobilde SAE ile HP beygiri gibi
ikisinin hesaplanış şekli farklıdır. Otomobilin normalde voltajı araç
giderken 12 Volt seviyesindedir. Ama genellikle amfilerin üzerinde
14.4 Volt'taki değeri yazılır.

Amfiler iki, dört veya beş kanal çıkışına sahiptir. İleride


doğabilecek ihtiyaçlarınızı göz önünde bulundurarak bazı ekstra
özelliklere uyumlu bir amfi tercih etmenizde fayda var. Bu ekstra
özellikler arasında crossover, bas ve tiz ayarı, mono çıkış yer
alıyor.
CROSSOVER: Crossover amfiden çıkıp hoparlöre giden frekansları
düzenleyen bir cihaz. Dünyada her şeyi çok iyi çalabilen bir
hoparlör olsaydı, crossover'a ihtiyaç duyulmayacaktı. İyi bir müzik
sistemi için insan kulağının duyduğu frekansları düz (flat) bir
şekilde kulağa vermek gerekiyor. Bunu gerçekleştirebilmek için 2
veya daha fazla hoparlöre ihtiyaç duyulur. Hoparlörlerle beraber
crossover kullanırsak, crossover her hoparlöre ihtiyacı olduğu
frekansı yollayarak kulağımızın bütün frekansları doğru almasına
yardımcı olur. Crossover sayesinde her hoparlöre doğru sinyal
gider. Böylece hoparlörler de doğru frekans bandında daha kaliteli,
temiz, güçlü çalar. Üst düzey kalitede bir ses sisteminde mutlaka
crossover bulunması gerekir.

Aktif ve pasif olmak üzere iki çeşit crossover vardır. Aktif


crossover radyo-teyp veya cd çalar ile amfi arasına bağlanır. Pasif
crossover ise amfi ile haporlör arasına bağlanır. Genelde aktif
crossover daha çok tercih edilir. Amfiden önce bağlandığı için
amfinin çıkarmış olduğu gücü hoparlörün daha iyi almasını sağlar.

Hi-Fi (High Fidelity): Hi-Fi İngilizce "yüksek sadakat" anlamına


gelen High Fidelity kelimesinin kısaltmasıdır. Müziği doğal ve
kaliteli dinlemek anlamında kullanılır. Bazı hoparlörler müziğe
kendi karakterlerine göre yorum yaparlar. Bazısı biraz daha tizli
çalar, bazısı daha midli. Gerçek Hi-Fi'ciler müziği olabildiğince
doğal dinlemeye çalışır.
__________________________________________________
__________

OTOMOBİL TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ

Otomotiv sektörünün son teknolojiyi kullanmasıyla ortaya çıkan


birbirinden donanımlı araçlar, daha fazla konfor ve güvenlik
sunmanın yanı sıra sürücülerin bilmek zorunda oldugu bazı
elektronik kısaltmaları da beraberinde getiriyor.

Türkiye'de bundan 10 yıl önce genellikle sade donanımlı


otomobiller kullanan sürücülere, özellikle son 5 yıldır adeta
teknoloji harikasına dönen araçlar daha büyük sürüs keyfi
yasatırken, bir yandan da otomobillerin elektronik donanımlarını
en iyi sekilde ögrenmenin zorunlulugunu getiriyor. Sürüs
güvenligini en üst seviyeye çıkaran ve daha önceleri genellikle üst
sınıf otomobillerde görülmesine alısık olunan elektronik
donanımların, alt sınıftaki modellerde de yaygınlasmaya baslaması
sonucu, bir süre öncesine kadar ''AC (Air Condition)'', ''ABS
(Antiblock Brake System), ''EBD (Electronic Brake Distributor)''
gibi terimlere asina olan sürücüler, artık ''ESP'', ''BAS'', ''MSR'',
''ASC+T'' gibi kısaltmalarla da sıklıkla karsılasıyor.

Otomobil modellerinde kullanılan ve sürücülerin ögrenmek için


neredeyse sözlük yardımına ihtiyaç duyacagı bazı elektronik
donanımların kısaltmalarının anlamları şöyle:

1.A-Stunu, 2.Abat vent, 3.Abaxial, 4.ABC (Active Body Control),


5.ABS (Anti Block System), 6.AC (Air Conditioner), 7.ADB
(Automatische Differantial Bremse), 8.Adezyon, 9.Aerodinamik,
10.AFS (Active Fahrwerks Stabilierung), 11.Akıcılık Derecesi
(Vizkozite), 12.Aks, 13.Akselerasyon, 14.Aktarma Organları,
15.Aktif Güvenlik Sistemleri, 16.Akümülatör, 17.ALB (Anti Lock
Brakes), 18.Alternatör, 19.Alt Ölü Nokta (A.Ö.N), 20.Ampermetre,
21.Amortisör, 22.Ana Yataklar, 23.Antifriz, 24.Aquaplanning,
25.ASC+T (Automatische Stabilitäts Control+Traktion), 26.ASR
(Anti Schlupf Regelung), 27.Atalet, 28.Ateşleme Avansı,
29.Ateşleme Bobini, 30.Ateşleme Noktası, 31.Ateşleme Sıçraması,
32.Ateşleme Sırası, 33.Ateşleme Sistemi, 34.Atmosferik Basınç,
35.AWD (All Wheel Drive), 36.AWS (All Wheel Steering),
37.Autodimming, 38.Ayarlama, 39.Bakır Kurşun Yataklar,
40.Balanst Rezistör Değerleri, 41.Balata (Fren Pabuçları), 42.BAS
(Brake Assist System), 43.Basınçlı Kapak, 44.Baskı Yatağı,
45.Batarya, 46.Benzin, 47.Benzin Motorları, 48.Benzin Yanması,
49.Beraber Çalışma, 50.Beygir Gücü, 51.Bileşik Yağlar, 52.Bi-
Xenon, 53.Biyel Civataları, 54.Biyel Kepi, 55.Biyel Muylusu,
56.Biyel Yatağı, 57.Biyeller, 58.Boğazlı Karter, 59.Boxer Motor,
60.Buhar Tamponu, 61.Buji, 62.Buji Arızaları, 63.Buji Sıcaklığı,
64.Buji Tırnak Aralığı, 65.Burç, 66.Burç Açıcı Zımba, 67.Cabriolet
(Cabrio), 68.CBC (Cornering Brake Control), 69.CD, 70.CDI
(Common-rail Direkt Injection), 71.Command, 72.Combi,
73.Common Rail, 74.Compact, 75.Conta, 76.Conta Yapıştırıcısı,
77.Coupe, 78.Cruise Control (Otomatik Hız Kontrol), 79.CVT
(Continuosly Varible Transmission), 80.CVVT, 81.Çamur Perdeleri
(Tozluklar), 82.Çamurlu Tortu, 83.Çan Ağzı, 84.Çap Kumpası,
85.Çapak, 86.Çapraz Kuşaklı Lastik, 87.Çapraz Tip Kardan Mafsalı,
88.Çarpmalı Yağlama Sistemi, 89.Çekiş Mili, 90.Çektirme,
91.Çevrim, 92.Çıkış Mili, 93.Çivili Lastik, 94.Çizilmiş Yüzey, 95.Çok
Amaçlı Gresler, 96.Çok Levhalı Kavrama, 97.DBC (Dynamische
Bremsen Control), 98.Debriyaj, 99.Değişken Supap Zamanlaması,
100.Deselerasyon, 101.Deterjan Katıklar, 102.Detonasyon,
103.Devir Göstergesi, 104.DIN (Deutsches Institut für Normung),
105.Dıştan Yanmalı Motorlar, 106.Diferansiyel, 107.Diferansiyel
Dişlisi, 108.Dinamo, 109.Dinamometre, 110.Dingil, 111.Dingil
Uzaklığı, 112.Diod, 113.Direksiyon, 114.Direksiyon Dişlileri,
115.Direksiyon Simidi, 116.Diskli Fren, 117.Dispersan Katıklar,
118.Distribütör, 119.Distribütör Kapağı, 120.Distribütör Tablası,
121.Distronic, 122.Dişli Çarklar (Dişli), 123.Dişli Oranı, 124.Dişli
Yağları, 125.Diyagram Verimi, 126.Dizel Çevrimi, 127.Dizel
Motoru, 128.DOHC (Double Over Head Camshaft), 129.Donma
Noktası (Yakıt), 130.Döner Pistonlu Motor (Rotary-Wankel Motor),
131.Dönüş Dairesi Çapı, 132.Dörtlü Karbüratör, 133.Dört Zamanlı
Motorlar, 134.Düz Silindir Kapaklı Motor, 135.DRIVE-BY-WIRE,
136.DSC (Dynamic Stability Control), 137.DSP (Dynamic Shift
Program), 138.EAS (Elektronik Active Steering), 139.EBD
(Electronic Brake Distributor), 140.EBV, 141.ECE (Economic
Commission for Europe), 142.ECOTEC, 143.EDLS, 144.Egzoz Gazı
Çevrimi (EGR), 145.Egzoz Borusu, 146.Egzoz Manifoldu, 147.Egzoz
Patlaması, 148.Egzoz Supapı, 149.Egzoz Zamanı, 150.Eğrilik Açısı,
151.Eksenel Gezinti, 152.Elastisite, 153.Elcode, 154.Elektrik
Sistemi, 155.Elektrik Yakıt Pompası, 156.Elektrolit, 157.Elektronik
Ateşleme Sistemi, 158.Elektronik Yakıt Enjektörü, 159.Elektrot
Aralığı Karbon İle Kısa Devre, 160.Elektrot Göbeğinde Kısa Devre,
161.El Freni, 162.Emme Manifoldu, 163.Emme Manifoldu Ayarı,
164.Emme Stroku, 165.Emme Subabı, 166.Emme Zamanı,
167.Emniyet Kemeri, 168.Emniyet Kemeri Çeşitleri, 169.Emniyet
Kemeri Yükseklik Ayarı, 170.Endüksiyon Bobini, 171.EPS (Elektro
Power Steering), 172.Erken Ateşleme, 173.ESP (Electronic
Stability Program), 174.Ezilebilir Bölüm, 175.ETC, 176.Fakir
Karışım, 177.Filtre, 178.Filtre Yağ Dolaşım Sistemleri, 179.Fosil
Yakıtlar, 180.FPS, 181.Fren, 182. Fren Ayarı, 183.Fren Balataları,
184.Fren Boşalması, 185.Fren Diski, 186.Fren Kampanası,
187.Fren Pabuçları (Balata), 188.FSI, 189.F Tipi Motor, 190.Gaz
Basınçlı Isı Göstergeleri, 191.Gaz Kelebeği, 192.Gaz Pedalı,
193.Gaz Türbünü, 194.GDI (Gasoline Direkt Injektion), 195.Geç
Enjeksiyon, 196.Genleşme Tapası, 197.Geri Tepme, 198.Geri Vites
Dişlisi, 199.Gerilim Regülatörü, 200.Gres Yağı, 201.Grip, 202.Grup
Dişlisi, 203.Güç, 204.Güç Stroku, 205.Hacimsel (Volümetrik)
Verim, 206.Hareket Nakil Sistemi, 207.Hava Basıncı, 208.Hava
Boğazı, 209.Hava Filtresi, 210.Hava Soğutmalı Motor, 211.Havalı
Süspansiyon, 212.Havasını Alma, 213.HB (HatchBack), 214.HDI,
215.Head-Up-Display, 216.Helezon Yay, 217.Hesselman Motoru,
218.Hibrit Motor, 219.Hidrolik, 220.Hidrolik Basınç, 221.Hidrolik
Fren, 222.Hidrolik Supap İticisi, 223.Isı Göstergeleri, 224.Isı
Kontrol Supabı, 225.Isı Transferi, 226.İçten Yanmalı Motor,
227.İçten Kısa Devre, 228.İki Devreli Fren, 229.İki Silindirli
Motorlar, 230.İki Zamanlı Çevrim, 231.İki Zamanlı Motorlar,
232.Immobiliser, 233.İntegral (Monokok Gövde), 234.Intercooler,
235.İrtifa Etkisi, 236.İstikamet Çubuğu, 237.İş Zamanı,
238.İvmelenme, 239.Jet Memesi, 240.Jikle, 241.JIS (Japanese
Industrial Standart), 242.Kam Mili, 243.Kapalı Tip Havalandırma
sistemi, 244.Kapı Emniyet Kilidi, 245.Kapı Emniyet Mandalı,
246.Kapı İçi Güvenlik Çubukları, 247.Kapış Pompası,
248.Karbüratör, 249.Kardan Mafsalları, 250.Kardan Mili, 251.Kare
Motor, 252.Karoser, 253.Karter, 254.Katalitik Çevirici,
255.Katalitik Konvertor, 256.Katalizör, 257.Katalizör ve Katalizatör
Arasındaki Fark, 258.Katık, 259.Kavrama, 260.Kavrama Mili,
261.Kitlesel Güç (Güç Ağırlığı), 262.Kokpit, 263.Kompresör
(Turbo), 264.Kompresyon Kaçağı, 265.Kompresyon Freni,
266.Kompresyon Segmanları, 267.Kontak Anahtarı, 268.Kontrol
Paneli, 269.Kontrol Rölesi, 270.Koruyucu Kılavuz, 271.Köpük
Filtre, 272.Krank Mili, 273.Krank Muhafazası, 274.Kurs (Piston
Yolu), 275.Kurs Hacmi, 276.Kurşun Tetra-Etil, 277.Kuru Gömlek,
278.Kutup Başları, 279.Kuşak, 280.Külbütör Manivelası,
281.Külbütör Mili, 282.KW, 283.Lamine Cam 284.Layer, 285.Lastik,
286.Lastik Yanağı, 287.Lenz Kanunu (Transformatör),
288.Liftback, 289.LPG, 290.L Tipi Supap Mekanizması, 291.L Tipi
Motor, 292.Malafa, 293.Manifold, 294.Mantar Tipi Supap, 295.Mayi
Kavrama, 296.Marş Motoru, 297.Mekanik Avans Sistemi,
298.Mekanik Verim, 299.Merkez Pompası, 300.Meksefe, 301.Metal
Yorulması, 302.Mikrometre, 303.Minivan, 304.Monokok (İntegral)
Gövde, 305.Motor, 306.Motor Ayarı, 307.Motor Çeşitleri, 308.Motor
Durdurulduktan Sonra Ateşleme, 309.Motor Yağı, 310.Motor
Yağının Görevleri, 311.Motor Yatağı, 312.Motor Güçleri, 313.Motor
İç Gücü, 314.Motor Faydalı Gücü, 315.Motor Supapları, 316.Motor
Yağı SAE Sınıflandırılması, 317.Motor Vuruntusu, 318.Motorin,
319.MPV (Multi Purpose Vechile), 320.Navigasyon,
321.Nightvision, 322.OHC, 323.Oktan, 324.Otomatik Vites
(Transmission), 325.Oto Termik Piston, 326.Oval Piston, 327.Oval
Taşlanmış Piston, 328.Overdrive (Ekonomi Vitesi), 329.Panelvan,
330.Panhard Kolu, 331.Pasif Güvenlik, 332.Patinaj, 333.Pats,
334.PDC (Parktronic; Park Distance Control), 335.Pinyon,
336.Piston Kolu Yatağı, 337.Piston Pimi, 338.Piston Segmanı,
339.Piston Vuruntusu, 340.Pitman Kolu, 341.Platinler,
342.Pnömatik, 343.Port, 344.Prem-Air, 345.PSM (Porsche Stability
Management), 346.Quattro, 347.Radyatör, 348.Radyal Lastik,
349.Real-Time Çekiş Sistemi, 350.Regülatör, 351.Roadster,
352.Roll-Over-Bar, 353.Rölanti Devri, 354.Rot, 355.RPM,
356.Rulman, 357.Rüzgar Tüneli, 358.SAE, 359.SAV (Sports Activity
Vehicle), 360.SDI (Saugdiesel Direct Injection), 361.Sedan,
362.Segman, 363.Segman Ağız Aralığı, 364.SeleSpeed,
365.Senkromeç, 366.Servo, 367.Setan Sayısı, 368.SIA Hacmi,
369.SideBag, 370.SIPS, 371.Sıkıştırma Oranı, 372.Sıkıştırma
Zamanı, 373.Silindir, 374.Silindir Bloğu, 375.Silindir Çapı,
376.Silindir Hacmi (CC), 377.Silindir Kapağı, 378.Silindir
Gömlekleri, 379.Silkeleme, 380.Sinyal Lambası, 381.Sis Lambası,
382.SLS, 383.SOHC, 384.Solenoid, 385.Space Frame,
386.Speedster, 387.Sports Wagon, 388.SRS, 389.Station Wagon,
390.Steptronic, 391.Stop Lambası, 392.Strok, 393.Su Dağıtım
Borusu, 394.Su Gömleği, 395.Su Pompası, 396.Su Yastığı,
397.Supap, 398.Supap İticileri, 399.Supap Kılavuzu, 400.Sunroof,
401.Superselect, 402.Susturucu, 403.SUV (Sport Utulity Vehicle),
404.SuperSharged, 405.Süspansiyon, 406.Şamandıra Kabı,
407.Şasi, 408.Şarj, 409.Taban Diş Deseni, 410.Taokmetre (Motor
Devir Göstergesi), 411.Tamburlu Frenler, 412.Targa, 413.TAS
(Travel Assist System), 414.Tekleme, 415.Termostat,
416.Tozluklar (Çamur Perdeleri), 417.TC (Traction Control),
418.TCS, 419.TDI, 420.Tiptronic, 421.Titreşim Damperi, 422.Tork,
423.TPC, 424.Transistör, 425.TS (Twin Spark), 426.Turbo,
427.Türbülans, 428.Twinspark, 429.V Motor, 430.V-8 Motor,
431.Valf, 432.VANOS (Variable Nockenwellen Steuerung),
433.Vario-Dach, 434.Venturi, 435.Vites Kutusu, 436.Viskozite,
437.Volan, 438.VTEC, 439.VVT-I (Varible Valve Timing-
Intelligent), 440.Wankel (Rotary), 441.Wankel Motor, 442.Whips,
443.Xenon,

A-SÜTUNU: Otomobilin orta gövdesinin önünde yükselen, tavanı


taşıyan sağ ve sol köşede bulunan ve içinde pasif güvenlik unsuru
destekleri olan sütun.

ABAT-VENT: Speedster otomobillerde kullanılan alçak ön cam veya


rüzgar kesici çıkıntı.

ABAXIAL: Dingil harici yapı.

ABC (Active Body Control): Otomobilin yanlara, öne ve geriye


doğru kasılmasını engelleyen Mercedes patentli hidro-elektronik
sistem.

ABS (Anti Block System): Sert frenajda veya kaygan zemin


üzerinde tekerleklerin kilitlendiğini sensörler yardımı ile algılayan,
milisaniyeler içinde fren disklerinin tekerleklerin tutunma işlemi
başlayıncaya kadar sıkılıp boşaltılmalarını ve bu sayede sürücünün
en zorlu şartlarda bile direksiyon hakimiyetini korumasını
sağlayan elektronik sistem. Ani frenajlarda cisimden kurtulmaya
olanak sağlayan ABS birçok otomobil markası tarafından standart
ve isteğe bağlı olarak kullanılıyor.

AC (Air Conditioner): Klima sisteminin kısaltmasıdır.

ADB (Automatische Differantial Bremse): Standart kilitli


diferansiyellerin elektronik devreli bir versiyonu.

ADEZYON: Sıvıların veya madenlerin birbirlerine yapışmasını


sağlayan kuvvete adezyon denir.

AERODİNAMİK: Hareketli bir cismin hava akımı içindeki


davranışının incelenmesine aerodinamik denir. İlk olarak uçakları
incelemek için geliştirilmiştir. Modern otomobillerin şekilleri
yuvarlaklaştırılarak hava otomobilin çevresinden kolayca
geçebilmektedir. Bu da havadan kaynaklanan sürtünmeyi azaltır.
Bu sayede otomobilin dengeli yol alması ve yakıt tüketiminin
azalması sağlanır.

AFS (Active Fahrwerks Stabilierung): Temel olarak ABC ile aynı


işlevi görür. Sistem Citroen Xantia Activa'da kullanılmaktadır.

AKICILIK DERECESİ (Vizkozite): Bir sıvının dar bir boğazdan


akabilmesine o sıvının akıcılık derecesi denir. Bu, belli bir
hacimdeki sıvının belli bir çaptaki delikten akma zamanıdır.
AKS: Otomobil eksenine dik, tekerleri taşıyan bir veya birden fazla
tekerleği barındıran bir mildir.

AKSELERASYON: Otomobilin hızlanması.

AKTARMA ORGANLARI: Motor gücünü tekerleklere aktaran


organlardır. Pek çok parçadan oluşur ve motor gücünü tekerleklere
şanzıman üzerinden aktarır.

AKTİF GÜVENLİK: Otomobilin kaza pozisyonuna girmesini


engellemeye çalışan ve güvenliği arttıran elemanların tümü. ABS
ve BAS sistemlerine sahip frenler, yol tutuşu maksimize eden ESP,
gelişmiş süspansiyon sistemi, iyi durumdaki lastikler gibi faktörler.

AKÜMÜLATÖR: Akümülatörler elektrik enerjisini kimyasal enerji


halinde depo eder, devrelerine elektrikli alıcılar bağlandığı zaman
bu kimyasal enerjiyi tekrar elektrik enerjisine dönüştüren
araçlardır. Motorun hareketinden elektrik üreten parça olan
alternatör, motor çalışmazken elektrik üretemez. Bu nedenle
akümülatöre ihtiyaç duyulur. Motor çalışmadığı zamanlar
kullanılmak üzere elektrik enerjisi depolar.

ALB (Anti Lock Brakes): ABS'nin ilk ve basit şekli. Kızaklayan


tekerlekleri hızlı ritimde bırakıp tekrar tutan fren sistemi.

ALTERNATÖR: Alternatif akım üreten ve düşük motor hızlarında bir


dinamodan daha yüksek enerji üreten jeneratör. Şarj
dinamolarının aksine dalgalı (alternatif) akım meydana getir.
Bisiklet dinamolarına benzer bir biçimde çalışarak elektrik üretir.

ALT ÖLÜ NOKTA (A.Ö.N): Pistonun silindir içinde inebildiği en alt


noktada, yön değiştirmek için bir an durakladığı yerdir. Kısaca
A.Ö.N. olarak belirtilir.

AMPERMETRE: Aküye girip çıkan akım miktarını ölçen ve gösterge


tablosunda bulunan bir ölçü aleti.

AMORTİSÖR: Otomobilde yayları frenleyerek ani yaylanmaları


önleyen ve sarsıntıları azaltan düzenek.

ANA YATAKLAR: Ana yataklar, motorda krank milini taşıyan


yataklardır.

ANTİFRİZ: 0 derece ve altında radyatör suyuna katılarak suyun


donmasını önleyen kimyasal madde. Antifriz ayrıca radyatörü ve
soğutma sistemini pas ve korozyondan korumak amacıyla da
kullanılır.

AQUAPLANING: Su birikintilerinden geçerken lastiklerin


profilinden suyun kenara çıkamamasından kaynaklanan aracın
lastiklerinin yerle ile temasının kalmaması sonucunda suya girdiği
yönde veya tam olarak savrularak hareket etmesi.

ASC+T (Automatische Stabilitäts Control+Traktion): BMW'de


kullanılan elektronik çekiş kontrol sistemi olup, sürekli arka
tekerleklerin durumunu gözlemleyerek bir kayma olup olmadığını
denetler. Arka tekerleklerde bir kayma olursa ASC+T devreye girip
frenleri ve motoru kontrol ederek otomobilin yolda kalmasını
sağlar.

ASR (Anti Schlupf Regelung): Kaygan yol koşullarında özellikle


kalkış anında otomobilin patinaj yapmasını engelleyen sistem.

ATALET: Bir cismin herhangi bir hareket yönüne veya hız


değişikliğine karşı gösterdiği dirençtir.

ATEŞLEME AVANSI: Silindirde sıkıştırılan yakıt-hava karışımının


ateşlendikten sonra tamamen tutuşabilmesi için gereken süredir.

ATEŞLEME BOBİNİ: Ateşleme sisteminde transformatör gibi görev


yaparak batarya voltajını binlerce voltaja yükseltir. Bu yüksek
voltaj bujinin tırnakları arasında kıvılcım meydana getirir.

ATEŞLEME NOKTASI: Motorinin sıkıştırılma sonucunda silindir


kafasındaki sıcak gazların içine püskürtüldüğü anda kendiliğinden
ve hemen ateş alma sıcaklık noktasına ateşleme noktası denir.

ATEŞLEME SIÇRAMASI: Yanlış bujinin karışımı tutuşturmasına


ateşleme sıçraması denir. Ateşleme sıçraması genellikle buji veya
distribütör kapağının ya da tevzi makarasının hatalı oluşundan
meydana gelir.

ATEŞLEME SIRASI: Motor silindirlerinin ateşlenme sırası veya


silindirlerde güç zamanının meydana geliş sırasıdır.

ATEŞLEME SİSTEMİ: Silindirlerde sıkışan hava-yakıt karışımının


yakılabilmesi için bujilere yüksek voltajlı kıvılcım sağlayan sistem.
Batarya, ateşleme bobini, distribütör, kontak anahtarı, kablolar ve
bujiler bu sistemin parçalarıdır.

ATMOSFERİK BASINÇ: Dış hava ağırlığının aşağıya doğru basma


kuvvetine atmosferik basınç denir.
AWD (All Wheel Drive): 4 tekerlekten çekiş sistemi. Bu tip
otomobillerde motor gücü dört tekerleğe birden aktarılır.

AWS (All Wheel Steering): Direksiyonun dört tekerleği birden


yönlendirebildiği sistem.

AUTODIMMING: Dikiz aynalarında kullanılan duyarlı aynanın ışığı


daha yoğun kırarak, kararması.

AYARLAMA: Motorun en iyi şekilde çalışabilmesi için yapılan motor


ayarları.

BAKIR KURŞUN YATAKLAR: Genellikle dizel motorlarında yaygın


bir şekilde kullanılan yatak çeşididir.

BALANST REZİSTÖR DEĞERLERİ: Elektronik ateşleme sistemi iki


rezistör ile korunur. Bunlar, 0,55 ohm olan normal devre direnci ile
5.ohm olan yardımcı devre direncidir.

BALATA (FREN PABUÇLARI): Yarım daire şeklinde kavis verilmiş


metal bir parça. Üzerine ısıya karşı oldukça dayanıklı olan balata
perçinlenmiştir. Frene basıldığı zaman bu balata kampanaya
sürterek frenleme etkisi gösterir.

BAS (Brake Assist System): Panik frenlemede fren hidroliği


içindeki basıncı arttıran ve her tekerde eşit fren gücünün
oluşmasını sağlayan sistem.

BASINÇLI KAPAK: Suyun kaynamasını ve kaybını önleyen,


soğutma sistemini basınç altında çalıştıran supaplı bir kapaktır.

BASKI YATAĞI: Debriyaj pedalına basıldığında, baskı parmaklarını


bastırarak motor ile güç aktarma organlarını birbirinden ayıran
mekanizmadır.

BATARYA: Elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depo eden ve


akım kaynağı olarak kullanan düzenek.

BENZİN: Ham petrolden elde edilen ve otomobillerde yakıt olarak


kullanılan bir hidrokarbondur.

BENZİN MOTORLARI: Buji ile ateşlenen, benzin veya benzin türevi


yakıt kullanan motorlara benzin motorları denir.

BENZİN YANMASI: Benzin-hava karışımı silindir içinde sıkıştırma


zamanı sonunda, bujinin meydana getirdiği kıvılcım neticesinde
düzenli olarak yanmaya başlar. Hiçbir zaman patlamaz. Normal
yanma bujide başlar ve sonra bir alev dalgası halinde ateşleme
odasını kat eder.

BERABER ÇALIŞMA: Çok silindirli motorlarda genellikle silindirlerin


ikişer ikişer beraber çalışmasıdır. Örnek olarak dört silindirli bir
motorda, birinci silindir ile dördüncü silindir pistonları ikisi beraber
ve üçüncü silindir ile ikinci silindir de beraber çalışır.

BEYGİRGÜCÜ: Motor tarafından üretilen gücün birimi. 0, 7457 kw'a


eş değerdir.

BİLEŞİK YAĞLAR: Bu tip yağlar genellikle ince yağlar olup, SAE


numarası yüksek yağların özelliklerini karşılamak için içlerine bazı
kalınlaştırıcı katıklar katılmış yağlardır.

BI-XENON: Bi-Xenon farlar, günümüzün en gelişmiş ve en güçlü


far teknolojilerinden biridir. B-xenon ismi, uzun ve kısa farlar için
iki ayrı xenon ampul kullanılmasından gelmektedir. Xenon farın
dalgaboyu ve dolayısıyla maviye yakın olan rengi güneş ışığına çok
yakın olduğu için, gece sürüşünde karşıdan gelen sürücünün
gözünü almaz ve yansımayı en aza indirir. enon gazının içinden
geçen ışık, 70 mm çapındaki hareketli lensten yansıyarak geniş ve
uzun mesafeli "uzun far" etkisini yaratır. Bu farlar günümüzde bir
çok otomobilde standart ve isteğe bağlı olarak sunulur.

BİYEL CIVATALARI: Biyel cıvataları, biyel kepini biyel başına


bağlayan cıvatalardır.

BİYEL KEPİ: Biyel ile biyel muylusu arasındaki bağlantıyı sağlayan


parçadır.

BİYEL MUYLUSU: Biyelin krankta bağlandığı yüzeydir.

BİYEL YATAĞI: Biyel başında bulunan, içinde krank mili biyel


muylusunun döndüğü yataktır.

BİYELLER: Piston ile krank mili biyel muylularını birleştiren


parçalardır.

BOĞAZLI KARTEL: Yanlardan üst kartele, önden ve arkadan kavis


biçiminde, ön ve arka ana yatak kepine oturan kartellere boğazlı
kartel denir.

BOXER MOTOR: Silindirlerin aynı, genellikle tam yatay, düzlemde


(180 derece) karşılıklı olarak çalıştığı, otomobile ekstra denge
sağlayan motor.
BUHAR TAMPONU: Karbüratöre doğru olan benzin akışının, yakıt
sistemindeki benzinin buharlaşması nedeniyle gecikmesi veya
durmasıdır.

BUJİ: İki elektrod ve porselenden oluşan parça. Silindir içindeki


sıkışmış hava-yakıt karışımı, bujinin elektrotları arasında oluşan
yüksek voltajla ateşlenir.

BUJİ ARIZALARI: Buji arızaları genellikle motora göre uygun


sıcaklıkta buji kullanmamaktan, bujinin yanlış yerleştirilmesinden
veya motordaki ateşleme sistemi ya da yakıt sistemi arızasından
meydana gelir. Genellikle görülen buji arızaları, üst porselenin
çatlamış veya kırılmış olması ve burun porseleninin çatlak veya
kırık olmasıdır.

BUJİ SICAKLIĞI: Silindir içine emilen benzin-hava karışımının


yanma zamanında meydana getirdiği ısı enerjisi yaklaşık olarak
2000 - 2500 derece arasındadır.

BUJİ TIRNAK ARALIĞI: Bataryalı ateşleme sisteminde buji tırnak


aralığı genellikle 0,6 - 0,8 mm arasındadır.

BURÇ: Yatak görevi gören silindir bir parçadır.

BURÇ AÇICI ZIMBA: Burçları bulundukları yerde sıkıştırmak için


kullanılan alettir.

CABRIOLET (Cabrio): Normal dört kişilik binek otomobillerin üstü


tümüyle açılabilen karoser tipi.

CBC (Cornering Brake Control): Arka akstaki frenlerin optimal


kullanımını sağlayan yardımcı fren sistemi. Fren sisteminin içinde
hidroliğin en doğru şekilde dağılımını sağlar.

CD: Hava direnci katsayısı. Bir otomobilin ne kadar hava direnciyle


karşılaşacağını gösterir. Hava sürtünmesi azaldıkça otomobilin
yakıt tüketimi de azalır. Otomobil firmaları bu katsayıyı azaltmak
için yeni tasarımlar geliştiriyor.

CDI (Common-rail Direkt Injection): Bosch tarafından geliştirilen


dizel yakıtın yaklaşık 1350 bar basınç ile yanma odasına
püskürtülmesini sağlayan sistem. Mercedes'in kullandığı bu sistem
diğer markalar tarafından TDI (Audi, VW, Seat, Skoda), JTD (Fiat),
veya DTI (Opel) olarak adlandırılır.

COMAND: Yeni nesil otomobillerde navigasyon sistemi, telefon,


saat, TV alıcısı, radyo, kaset ve CD çalardan oluşan müzik
sisteminin hepsine kumanda eden sistem.

COMBİ: İnsan taşımacılığında kullanılan ticari araçlara verilen ad.

COMMON RAIL: Dizel motorlarda daha yüksek basınç sağlayan ve


performans/ekonomi oranını ideale yaklaştıran enjeksiyon
sistemi. Common-rail sisteminde "kütük" adı altındaki bir
dağıtıcıdan silindirlere yakıt gönderiliyor. Common-rail sisteminde
her enjektörden silindirin o anlık ihtiyacı kadar motorin geçiyor.
Böylece yakıt tüketimi azalıyor ve performans artıyor.

COMPACT: Orta sınıf otomobillerin karoser biçimi için kullanılır.

CONTA: Motorda, birleştirilen parçaların arasına sızdırmazlık


sağlaması için konulan, çeşitli malzemelerden yapılan plakalar.

CONTA YAPIŞTIRICISI: Contalara sürülen yapıştırıcı bir maddedir.

COUPE: Yanında tek kapısı olan otomobil tipi.

CRUISE CONTROL (Otomatik hız kontrol): Sürücünün ayağını


gazdan çekmesine olanak tanıyarak, otomobili belli bir hızda
tutabilen bir sistemdir. Bu sistemde, araç ayarlanmak istenilen
hıza ulaştığında ilgili sistem ile ilgili bir düğmeye basılır ve ayak
gaz pedalından çekilir. Sistem devreden çıkarılmak istendiğinde
tekrar gaza basmak ya da ilgili düğmeye tekrar basmak yeterlidir.

CVT (Continuosly Varible Transmission): Sürekli değişken


şanzıman olarak adlandırılan bu sistemde dişli çemberleri
birbirlerine bir çelik bantla bağlı bulunur. Böylece kademesiz bir
vites kontrolü sağlanır.

CVVT: Elektronik olarak değişken supap zamanlaması ile çalışan


motor.

ÇAMUR PERDELERİ (TOZLUKLAR): Oynak parçalara toz ve pislik


girmesini önleyen, kauçuktan yapılmış koruyucular.

ÇAMURLU TORTU: Karterin içinde zamanla biriken toz, pislik, yağ


ve su karışımı olan oldukça yapışkan bir tortudur.

ÇAN AĞZI: Aşınmış olan silindirik bir parçanın daha fazla aşınmış
olan tarafıdır.

ÇAP KUMPASI: Mil çapını, delik iç çaplarını ve parça kalınlıklarını


ölçebilen bir ölçü aletidir.
ÇAPAK: Madeni bir yüzeyden kesici aletle kesilen küçük metal
zerreciklerdir.

ÇAPRAZ KUŞAKLI LASTİK: Katlardaki iplikler diyagonal olarak


yerleştirilmiş lastik.

ÇAPRAZ TİP KARDAN MAFSALI: Bu mafsallar esas olarak birbirleri


ile 90 derecelik açı yapacak şekilde bir istavrozla tutturulmuş olan
ve ana şafta bitişik olan iki kelepçeden meydana gelmiştir. Çapraz
tip mafsalın yağlama işlemi mafsalın yapımına bağlıdır.

ÇARPMALI YAĞLAMA SİSTEMİ: Çarpmalı yağlama sistemi, yağ


pompasının karterdeki motor yağını yağ çanağına basarak, çanağı
daima dolu bulundurması şeklinde çalışır.

ÇEKİŞ MİLİ: Gücü doğrudan tekerleklere aktarır.

ÇEKTİRME: Bir paçanın diğerinden hasar yapmadan çıkarılmasında


kullanılan bir tamir takımıdır.

ÇEVRİM: Bir motorda iş elde etmek için tekrarlanmadan meydana


gelen olayların toplamına bir çevrim denir. Dört zamanlı
motorlarda bir çevrimin tamamlanabilmesi için pistonun dört
hareketine (krank milinin iki tam devir yapmasına) gerek vardır.
Dört zamanlı motorlarda bir çevrim, Krank milinin 720 derecelik
dönüşü ile tamamlanır.

ÇIKIŞ MİLİ: Gücü tekerleklere aktarır. En büyük viteste giriş


miliyle çıkış mili aynı hızda döner, böylece otomobil hızlı gider.

ÇİVİLİ LASTİK: Karlı ve buzlu yolda kullanım içindir. Ayrıca yarış


otomobillerinde kullanılır.

ÇİZİLMİŞ YÜZEY: Çizilmiş ya da kanal açılmış yüzey. Silindir


yüzeylerinin pistonla beraber aşağı yukarı hareket eden atıklarla
veya zımpara taneleri yardımıyla çizilmesi gibi.

ÇOK AMAÇLI GRESLER: Lityum sabunlu greslerdir. Orta kıvamda,


suya dayanıklı olduğundan aracın her yerinde kullanılabilir özelliğe
sahiptir.

ÇOK LEVHALI KAVRAMA: Bir tür debriyaj kavrama şeklidir. Bu tür


debriyajda, değişik işleten ve işleyen diskler kullanılmaktadır.
Önemli olan her işleten diskin uygun yük miktarını işleyen disklere
aktarması ve bütün işleyen disklerin dönüşlerine aksettirilmesidir.
Bu tür debriyaj, binek otomobilleri mekanik vites
mekanizmalarında görülmemekle beraber otomatik vites
mekanizmalarında ana unsuru oluştururlar.d/d

DBC (Dynamische Bremsen Control): BAS'ın (Brake Assist System)


-yani panik frenlemede fren hidroliği içindeki basıncı arttıran ve
her tekerde eşit fren gücünün oluşmasını sağlayan sistemin-
BMW'de kullanılan versiyonu.

DEBRİYAJ: Pedalla harekete geçirilen ve motorla vites kutusunun


bağlantısını keserek vites değiştirilmesini sağlayan sistem.

DEĞİŞKEN SUPAP ZAMANLAMASI: Değişken supap zamanlaması,


motor işletim sisteminin hangi devire göre hangi supap
zamanlamasının kullanılacağını belirlenmesi ve her devirde en
verimli çalışmayı sağlamasıdır. Böylece motor düşük devirlerde az
yakıt tüketirken yüksek devirlerde de iyi bir performans sunuyor.

DESELERASYON: Araçların duruncaya kadar yavaşlaması.

DETERJAN KATIKLAR: Bu katıklar yağın yıkayıcı ve temizleyici


özelliğini sağlar. Motor içindeki pislikler genellikle yakıt ve
yağların bıraktıkları kül, karbon, kurum ve is gibi kalıntıları içerir.
Deterjan katıkları gerek soğukta, gerek sıcakta bu kurumların ve
birikintilerin oluşumuna engel olarak motoru temiz tutar.

DETONASYON: Karışımın buji tarafından ateşlenmesinden sonra


yanmanın düzensiz olarak gerçekleşmesine detenasyon denir.
Karışımın ani yanması sonucu yükselen basıncın oluşturduğu
vuruntu çok şiddetli olursa, motor parçaları yıpranır.

DEVİR GÖSTERGESİ: Sürücüye motorun krank milinin dakikada


kaç devir yaptığını bildirir.

DIN (Deutsches Institut für Normung): Tüm ölçümlerde kullanılan


Alman endüstri normu, 1 DIN= 1.12 SAE

DIŞTAN YANMALI MOTORLAR: Dıştan yanmalı motorlar


otomobillerde kullanılmayan bir motor çeşidi olup, yakıtın dışarıda
bir yerde yakılması ile üretilen ısı enerjisini mekanik enerjiye
dönüştüren makinalardır.

DİFERANSİYEL: Otomobil viraj alırken iç ve dış tekerleklerin farklı


hızlarda dönmesini sağlayan dişli çark sistemi.

DİFERANSİYEL DİŞLİSİ: Tekerleklerin değişik hızlarda dönüşünü


sağlayan diferansiyel kutusundaki dişli düzeneği.

DİNAMO: Mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirerek bataryayı


şarj eden elektrik sisteminin bir parçası.

DİNAMOMETRE: Motorun çıkış gücünü ölçen cihaz.

DİNGİL: Tekerleklerin üzerinde döndüğü çubuk.

DİNGİL UZAKLIĞI: Direksiyonun düz tutulduğu durumda, ön ve


arka aks arasındaki uzaklık.

DİOD: Transistörlü ateşleme sisteminde kullanılan parçalardır.


Diodlar, bir voltaj rölesi gibi görev yaparak, transistörü aşırı
voltajın etkisinden korur.

DİREKSİYON: Bir aracı istenilen tarafa yöneltmek için ön


tekerleklerin sağa veya sola istikametlerini değiştiren
mekanizmaya direksiyon sistemi denir.

DİREKSİYON DİŞLİLERİ: Direksiyon dişlileri, direksiyon simidinin


dönme hareketini doğrusal harekete çevirerek aracın ön
tekerleklerine ileten, direksiyon milinin ucuna yerleştirilmiş olan
dişlilerdir.

DİREKSİYON SİMİDİ: Aracı istenilen yöne çevirmeye yarayan,


direksiyon milinin ucunda bulunan yuvarlak bir parçadır. Güvenli
bir sürüş için direksiyonu iki elle ve saat 9:15 pozisyonunda
tutunuz.

DİSKLİ FREN: Bisiklet frenine benzer. Frene basılınca pistonun


hareketiyle bataryalar tekerleğe bağlı diske sürtünür ve tekerlek
yavaşlar.

DİSPERSAN KATIKLAR: Bu katıklar, deterjan sayesinde motorun


içinden çözülen pisliklerin etrafını sararak ateşleme odasına,
supap odalarına, yağ kanallarına, filtre elemanlarına ve motor
çeperine yapışmasını önler. Çok küçük parçalar halindeki pisliğin
yağ bünyesinde askıda kalması özelliği dispersan katığı sayesinde
sağlanır.

DİSTRİBÜTÖR: Bujilerin doğru zamanda ateşlemelerini sağlamak


için onlara elektrik dağıtımı yapan sistem.

DİSTRİBÜTÖR KAPAĞI: Genellikle bakalitten imal edilen bir


kapaktır. Kapak içinde, ateşleme bobininden gelen yüksek voltajın
bujilere iletilebilmesi için motor silindir sayısı kadar eşit aralıklı
madeni uçlar bulunmaktadır.

DİSTRİBÜTÖR TABLASI: Platin takımı ve kondansatörü üzerinde


taşır. Mekanik avanslı distribütörde sabit olarak gövdeye
bağlanmıştır.

DISTRONIC: Radar destekli bilgisayarlı cruise control sistemi.


Önde yaklaşılan aracın hızının kendi hızından az olduğunu belli bir
mesafede algılayan sistem, motoru sıkıştırarak veya fren yaparak
otomobili yavaşlatıyor. Önü boşalınca da otomobili programlı
hızına tekrar çıkarıyor.

DİŞLİ ÇARKLAR (DİŞLİ): Dişleri olan ve birbirini harekete geçiren,


yuvarlak makine parçaları.

DİŞLİ ORANI: Birbirlerinin dönmesini sağlayan iki di? şlinin veya


milin dönme oranlarıdır.

DİŞLİ YAĞLARI: Hassas olarak işlenmiş dişli yüzeylerinde


kullanılan yağlardır. Bu tür diş yüzeylerinde korozyona ve yağın
kalınlaşmasına neden olacak maddelerin meydana gelmemesi için
dişli yağlarının kimyasal stabiliteye sahip olmaları gerekmektedir.

DİYAGRAM VERİMİ: Endikatör diyagramından ölçülen işin, teorik


çevrim diyagramından ölçülen iş oranına diyagram verimi denir.

DİZEL ÇEVRİMİ: Dizel motorlarda motorin, silindire emilerek


sıkıştırılmasının ardından püskürtülür ve daha sonra sıkıştırılan
havanın sıcaklığı ile tutuşur. Dizel motorlarda bu şekilde
gerçekleşen çalışma düzenine dizel çevrimi denir.

DİZEL MOTORU: Dizel motoru, dizel çevrimine göre çalışan bir


motordur.

DOHC (Double Over Head Camshaft): Her silindir sırasının üstünde


bulunan çift eksantrik mili.

DONMA NOKTASI (YAKIT): Yakıtın katılaştığı veya donduğu ısı


derecesine donma noktası denir. Bu ise yakıtın soğuk havada
kullanılabilme oranını gösterir. Özellikle motorin soğuk havalarda
kristalleşerek donabilir.

DÖNER PİSTONLU MOTOR (ROTARY-WANKEL MOTOR): 1954


senesinde Felix Wankel tarafından geliştirilmiş bir motor türüdür.
Bu motorda silindir geometrik elips biçimi şeklindedir. Bu motorun
çalışma prensibi kısaca, yakıt odasına sahip blok içinde üçgen
şeklinde bir döner pistonun dönerek, silindir içinde değişik yakıt
hacimleri ve sıkıştırma oranları meydana getirmesidir.

DÖNÜŞ DAİRESİ ÇAPI: Aracın dönebileceği en küçük dairenin dış


çapıdır. Küçük otomobiller için bu çap daha küçük olur.

DÖRTLÜ KARBÜRATÖR: Dört boğazlı karbüratöre dörtlü karbüratör


denir.

DÖRT ZAMANLI MOTORLAR: Dört zamanlı Otto motoru


prensiplerine göre geliştirilmiş olan dört zamanlı çalışma sistemi
olan motorlardır. Bu dört çalışma zamanı emme, sıkıştırma, iş
(güç, yanma, genişleme) ve egzoz olarak sıralanır.

DÜZ SİLİNDİR KAPAKLI MOTOR: L tipindeki motor, düz silindir


kapaklı motordur.

DRIVE-BY-WIRE: Otomobildeki direksiyon simidi ile fren ve gaz


pedalları hareketlerini bilgisayar kontrollü elektronik sistem
üzerinden inanılmaz bir hızda mekaniğe ve hidroliğe aktaran
sistem.

DSC (Dynamic Stability Control): ESP ile aynı prensipte, dört


tekerleğin yola en güvenli şekilde basmasını sağlayan sistem.
Elektronik stabilite sistemi ağırlıklı olarak BMW'de kullanılır.

DSP (Dynamic Shift Program): Şanzıman ayarlarını sürücünün


kullanım tarzına göre değiştiren gelişmiş otomatik şanzıman.EAS
(Elektronik Active Steering): Ön tekerleklerin ani direksiyon
hareketleri sebebiyle yol tutuşu bozmasını engellemeye çalışan
aktif direksiyon sistemi.

EAS (Elektronik Active Steering): Ön tekerleklerin ani direksiyon


hareketleri sebebiyle yol tutuşu bozmasını engellemeye çalışan
aktif direksiyon sistemi.

EBD (Electronic Brake Distributor): Fren gücünün dört tekerlekte


eşit olmasını sağlayan hidrolik dağılım destek sistemi.

EBV: Fren hidroliğinin basıncını ve dağılımını kontrol eden supap


sistemi.

ECE (Economic Commission for Europe): Avrupa Birliği ülkelerinde


kullanılan yeni norm.

ECOTEC: GM'in geliştirdiği çevreci ve ekonomik özelliklerde


teknoloji sağlayan motor.

EDLS: Özellikle arkadan itişli otomobillerde, tekerleklerin eşit


güçte dönmesini sağlayan elektro-mekanik diferansiyel kilit
sistemi.
EGZOZ GAZI DEVİRDAİMİ SİSTEMİ (EGR): Dizel araçlarda bulunan
ve egzoz gazındaki is parçacıklarını yakalamak için ek bir
sistemdir.

EGZOZ BORUSU: Motordan çıkan yanmış gazları dışarı atar.

EGZOZ MANİFOLDU: Motor silindirlerinde yanmış olan gazların


dışarıya atılmasını sağlayan, bir seri borudan yapılmış motor
parçası.

EGZOZ PATLAMASI: Sistemdeki bir kaçak, ateşlemenin rötarda


olması ya da düşük oktanlı yakıt nedeniyle egzozdan gazların
patlayarak çıkması.

EGZOZ SUBABI: Egzoz zamanında açılarak yanmış egzoz gazlarının


silindirden dışarı atılmasını sağlayan supap.

EGZOZ ZAMANI: Egzoz supabının pistonun alt ölü noktadan üst ölü
noktaya doğru yaptığı strok sırasında açılarak, yanmış gazların
silindirlerden dışarıya atılmasıdır.

EĞRİLİK AÇISI: Oto tekerleğinin yerden yükseliş açısı.

EKSENEL GEZİNTİ: Bir milin iki ucuna doğru yapmış olduğu


harekete eksenel gezinti denir.

ELASTİSİTE: Araçların ara hızlanması, performanslarındaki


esneklik.

ELCODE: Otomobile binerken veya indikten sonra, çok değişken


formüllerle uzaktan kumanda şifresi (data-check) yaratan "kontak
anahtarı", aynı zamanda motoru da "kilitleyebiliyor".

ELEKTRİK SİSTEMİ: Otomobillerin elektrik sistemlerinde ateşleme


bobini, distribütör, regülatör, batarya, şarj dinamosu, marş motoru
ve kablolar yer alır.

ELEKTRİKLİ YAKIT POMPASI: Kamyon, otobüs gibi genellikle ağır


hizmet tipi araçlarda bulunan elektrikli yakıt pompası, aracın
bataryasından veya şarj dinamosundan aldığı akımla çalışarak,
yakıt deposundan karbüratöre yakıt aktarır.

ELEKTROLİT: Bataryadaki asit ve saf su karışımı.

ELEKTRONİK ATEŞLEME SİSTEMİ: Bataryalı ateşleme sistemi


parçalarına ek olarak, distribütörde manyetik ünite ve kontrol
ünitesi ile donatılmış sistemdir. Elektronik ateşleme sistemi,
manyetik alandaki değişmelerin meydana getirdiği elektrik akımı
prensibine dayanır. Bu sistemde birbirine temas eden hiçbir parça
yoktur. Klasik ateşleme sisteminde görülen platin ve meksefe,
ateşleme sisteminde yer almaz. Bu sistemde motor ateşleme
zamanı fabrikada ayarlanır ve bu ayar hiçbir şekilde aracın yaptığı
kilometre arttıkça değişmez, sabit kalır.

ELEKTRONİK YAKIT ENJEKTÖRÜ: Emme borularına, motorun


devrine, ısısına ve gaz verme durumlarına göre yakıt iletimini
kontrol eden aygıt.

ELEKTROT ARALIĞI KARBON İLE KISA DEVRE: Ateşleme odasında


meydana gelen karbon depozitlerinin, buji elektrotları arasında
kısa devre meydana getirmesidir.

ELEKTROT GÖBEĞİNDE KISA DEVRE: Ateşleme odasında meydana


gelen depozitlerin, porselen göbek ile bujinin madeni kısmı
arasında kısa devreye neden olmasıdır.

EL FRENİ: El ile çalıştırılan, otomobil park edildiğinde hareket


etmesini önleyen, genellikle arka frenlere bağlı fren sistemi.

EMME MANİFOLDU: Karbüratörden motorun silindirlerine yakıt-


hava karışımının akışını sağlayan, bir seri borudan yapılmış motor
parçası.

EMME MANİFOLDU AYARI: Emme manifoldunun iyi bir performans


gösterebilmesi için gerekli olan ayardır. Emme manifoldu belli bir
hacim ve uzunlukta yapılmalıdır.

EMME STROKU: Emme zamanında, üst ölü noktadan alt ölü noktaya
doğru olan piston stroku sırasında silindire hava-yakıt karışımının
girmesidir.

EMME SUBABI: Emme zamanında açılarak silindirlere hava-yakıt


karışımının girmesini sağlayan supap.

EMME ZAMANI: Pistonun üst ölü noktaya yaklaşmasıyla birlikte


emme supabının açılmasına, emme zamanı denir.

EMNİYET KEMERİ: Araçlarda sürüş anında sürücü ve yolcuların


güvenliklerini sağlamaya yönelik bir sistemdir. Emniyet kemerinin
görevini en iyi şekilde yapabilmesi için, alt bölümünün iki tarafta
leğen kemiğinin üzerinden ve üstte de omuzun üzerinden
geçmelidir.
EMNİYET KEMERİ ÇEŞİTLERİ: Aktif gergili emniyet kemeri
sistemlerinde Emniyet kemerindeki boşluğu almak için (özellikle
kışın kalın giysiler giyildiğinde) bir algılayıcıya bağlı bir gergi
sistemi, devreye girerek yolcu emniyet kemeri üzerine
yüklenmeden önce kemeri gerer. Böylece yolcunun hareketi en aza
indirgenir. İki tip gergi sistemi vardır; yaylı ve ateşlemeli. Yaylı
tip; algılayıcıdan gelen uyarı sonucunda bir yay tetiklenir ve
emniyet kemeri gerilir. İkinci tipte ise hava yastığında olduğu gibi
bir ateşleme mekanizması kullanılır. Darbe uyarısı geldiğinde bir
gaz ateşlenerek emniyet kemeri gerilir. Bu sisteme "piroteknik" de
deniliyor.

EMNİYET KEMERİ YÜKSEKLİK AYARI: Emniyet kemerinin farklı


boylardaki insanlara göre ayarlanabilmesini sağlar.

ENDÜKSİYON BOBİNİ: Endüksiyon bobini, 6-12 voltluk batarya


voltajını bujide tırnak aralığını atlayacak kadar yüksek voltaja
çıkaran oto transformatörüdür.

EPS (Elektro Power Steering): Hidrolik destekli ve hıza duyarlı


elektrik motorlu direksiyon sistemi.

ERKEN ATEŞLEME: Yanma odasına sıkıştırılmış olan karşımın buji


kıvılcımı ile yakılmadan, kendi kendine yanmaya başlamasına
erken ateşleme denir. Erken ateşlemenin başlıca nedeni, yanma
odalarında fazla karbon birikintilerinin oluşmuş olmasıdır.

ESP (Electronic Stability Program): Otomobilin savrulma ihtimaline


karşı dört tekerleğin dönüşünü sürekli kontrol eden sensörler ile
gerektiğinde tek bir tekerleğe bile fren yaptıran ve amortisörlerin
hareketini de kontrol eden sistem.

EZİLEBİLİR BÖLÜM: Aracın kaza anında ezilebilecek bölümlerine


verilen ad. Bu bölümler kaza anında açığa çıkan enerjinin büyük
bölümünü yutar, kalan enerjiyi ise otomobilin gövdesinde
yolculara zarar vermeyecek biçimde yönlendirir.

ETC: Elektronik çekiş kontrol ve düzeltme sistemi.

FAKİR KARIŞIM: Motorların çeşitli yük ve hızlarındaki yakıt-hava


karışımının fakir karışım halinde bulunmasıdır. Fakir karışım,
benzinin birim ağırlığının havaya nazaran daha az oranlarda
olması ve yanma işlemi için gerekli oranda oksijen ile
birleşememesidir.

FİLTRE: Hava filtresi, motora giren havayı süzerek toz ve


pisliklerden arındırır. Yağ filtresi genellikle motor karterinin
altında olan ve motor yağını süzerek toz, pislik ve artıkların
yağlama sistemine karışmasını önleyici bir filtredir.

FİLTRE YAĞ DOLAŞIM SİSTEMLERİ: Basınç ayar supabı ile


düzenlenen yağ dolaşım sistemleri, kısa devreli sistem ve tam
akışlı sistem olarak ikiye ayrılır.

FOSİL YAKITLAR: Milyonlarca yıl önce ölen hayvan ve bitkilerin


çürümesiyle oluşan kömür, petrol gibi yakıtlara genel olarak
verilen ad.

FPS: Birçok otomobilde sadece küçük bir yangın tüpü şeklinde,


yarış otomobillerinde ise çeşitli noktalara çelik borular içinden
söndürücü gaz püskürten yangın önleme sistemi.

FREN: Hareketli aracın hızını azaltan veya tamamen durduran


düzenek.

FREN AYARI: Periyodik olarak fren balatalarına ve genel fren


sistemine yapılan ayarlardır.

FREN BALATALARI: Fren pedalına basıldığı anda fren kampanasına


sürterek yavaşlama ve durma etkisi yaratan parçalardır. Fren
balataları yarım daire şeklinde kavis verilmiş metal parçalarıdır.

FREN BOŞALMASI: Balataların aşırı ısınmasından dolayı frenlerin


tutmaması.

FREN DİSKİ: Hidrolik fren sistemlerinde tekerlerdeki fren tablasına


takılır. Merkez pompasından gelen hidrolik basınç, fren diskindeki
pistonları etkileyerek fren pabuçlarını açar ve frenleme için
kampana iç yüzeyine temas ettirir.

FREN KAMPANASI: Araç tekerlerine takılan madeni parça. Dönen


tekerleri frenlemek için fren pabuçları kampana iç yüzeylerine etki
yaparak kampanaları yavaşlatır veya durdurur.

FREN PABUÇLARI (BALATA): Yarım daire şeklinde kavis verilmiş


metal bir parça. Üzerine ısıya karşı oldukça dayanıklı olan balata
perçinlenmiştir. Frene basıldığı zaman bu balata kampanaya
sürterek frenleme etkisi gösterir.

FSI: Doğrudan enjeksiyon gerçekleştiren, fakat yüksek oktanlı


benzinlerle çalışan motor (WV Grubu'nda sıkça kullanılmaktadır).

F TİPİ MOTOR: Bazı supapları silindir kapağında, bazıları silindir


bloğunda bulunan bir tip motor.
GAZ BASINÇLI ISI GÖSTERGELERİ: Gaz basınçlı ısı göstergesi bir
ısı tüpü, gösterge kadranı ve bunları birbirine bağlayan ince
borulardan oluşur.

GAZ KELEBEĞİ: Karbüratör karışım boğazının alt kısmında bulunan


yuvarlak bir disk. Ekseni etrafında dönerek silindirlere giden
karışım miktarını arttırır veya azaltır.

GAZ PEDALI: Motorun ve dolayısıyla otomobilin hızını denetleyen


pedal.

GAZ TÜRBÜNÜ: Bir tür içten yanmalı motor. Yanma sonucu


meydana gelen basınç, türbün kanatlarına etki ederek türbün
milini döndürür.

GDI (Gasoline Direkt Injektion): Mitsubishi Motors tarafından


geliştirilen sistem direkt olarak benzini yanma odasına püskürtür.
Bu sistem düşük yakıt tüketimi ve yüksek performans sağlar.

GEÇ ENJEKSİYON: Egzozdan kara duman çıkmasına neden olan,


yakıtın geç gelmesi durumudur. Üst ölü noktanın 12 derece
sonrasında gerçekleşen enjeksiyon, geç enjeksiyon olarak kabul
edilir.

GENLEŞME TAPASI: Genleştikten sonra istenilen ölçüde yerine


oturan bir tapadır.

GERİ TEPME: Karışımın erken tutuşması durumunda yanmanın


karbüratörden geri çıkmasına, geri tepme denir.

GERİ VİTES DİŞLİSİ: Geri viteste giriş mili ile çıkış milinin arasına
geri vites dişlisi olarak adlandırılan ek bir dişli çark girer. Çıkış mili
ve tekerlekler ters yöne döner.

GERİLİM REGÜLATÖRÜ: Alternatör ile elde edilen doğru akımın


ayarlanması işleminde kullanılan bir parçadır.

GRES YAĞI: Akışkan bir yağ ile kalınlaştırıcı bir maddenin, katı ile
yarı akışkan arasında yapı değişikliği gösterdiği bir yağdır. Gres
yağlarında akışkan kısım genellikle petrol esaslı mineral bir yağ
veya sentetik bir akışkan olup, kalınlaştırıcı kısım ise metalik bir
sabundur.

GRIP: Yol tutuş. Kaymama.

GRUP DİŞLİSİ: Vites kutusu içinde bütün vites dişlilerinin


bağlantılı olduğu dişli grubu.

GÜÇ: Yapılan işin birim zamana olan oranına denir.

GÜÇ STROKU: Güç strokunda hava-yakıt karışımı yanarak pistonu


aşağıya doğru iter ve motor güç üretir.HACİMSEL (VOLÜMETRİK)
VERİM: Emme zamanında silindirlere normal sıcaklık ve normal
basınç altında girmiş olan karışım hacminin, silindire olan oranına
hacimsel verim denir. Bu verimin artması, motor gücünün
artmasını sağlar.

HACİMSEL (VOLÜMETRİK) VERİM: Emme zamanında silindirlere


normal sıcaklık ve normal basınç altında girmiş olan karışım
hacminin, silindire olan oranına hacimsel verim denir. Bu verimin
artması, motor gücünün artmasını sağlar.

HAREKET NAKİL SİSTEMİ: Hareket nakil sistemi şaft, kardan


mafsalı ve kayıcı mafsal gibi parçalardan oluşur. Bu sistemler,
motor gücünün şanzımandan (vites kutusu) diferansiyele
nakledilmesinde kullanılır.

HAVA BASINCI: Havanın bir cisim üzerine uyguladığı kuvvet.


Basınç havanın küçük bir hacme sıkıştırılmasıyla artar.

HAVA BOĞAZI: Karbüratörde motora giren havanın geçtiği boru


şeklindeki kısım.

HAVA FİLTRESİ: Motora giren havayı süzmek için karbüratör hava


boğazının başlangıcına takılan bir çeşit süzgeç.

HAVA SOĞUTMALI MOTOR: Silindirlerin ve silindir kapağının hava


ile soğutulduğu motor tipi. Silindirlerin ve silindir kapağının dışına,
daha iyi soğutma sağlamak için ince hava kanatçıkları yapılmıştır.

HAVALI SÜSPANSİYON: Range Rover'ın süspansiyonunda güçlü


amortisörler ve yalpa çubukları vardır. Ancak yaylar yerine basınçlı
havayla dolu pnömatik silindirler kullanılır. Bu silindirler bozuk
yolların neden olduğu titreşimlerin çoğunu yutar.

HAVASINI ALMA: Kapalı bir hidrolik ya da soğutma sistemindeki


havanın çıkartılması işlemi.

HB (HatchBack): Bagaj çıkıntısı olmayan arkası yere dik inen 3


veya 5 kapılı otomobil.

HDI: Çok yüksek basınçla enjeksiyon gerçekleştiren dizel motor


teknolojisi (Peugeot ve Citroen marka dizel otomobillerde
kullanılan kısaltmadır)

HEAD-UP-DISPLAY: Gösterge tablosundaki hız ve devir datasını ön


cama rakamlar ile yansıtma sistemi.

HELEZON YAY: Çelik telden yapılmış olan, yaylanabilen bir yaydır.

HESSELMAN MOTORU: Dizel esasına göre çalışır. Fakat sıkıştırma


oranı düşüktür. Ateşleme, benzin motorlarında olduğu gibidir.

HIBRID MOTOR: İki farklı enerji sisteminin birbirini desteklediği,


genellikle yakıt ile çalışanın asıl çekişteki elektrikli motorun
bataryalarını şarj ettiği çift motor sistemi.

HİDROLİK: Güç aktarımında sıvı kullanan sistemlere verilen genel


ad. Otomobillerin fren sistemlerinde kullanılır. İlk hidrolik
sistemlerde su kullanılıyordu. Bugün ise su kadar çabuk donmayan
sıvılar ve yağ kullanılmaktadır.

HİDROLİK BASINÇ: Fren balatalarını çalıştırmak için tekerlek


silindirleri içinde oluşan basınca, hidrolik basınç denir.

HİDROLİK FREN: Fren pedalına basıldığı zaman, fren pabuçlarının


hidrolik basınçla fren kampanasına sürtmesini sağlar.

HİDROLİK SUPAP İTİCİSİ: Supap boşluğunu sıfıra indirerek supap


sesini azaltan, yağ basıncıyla çalışan bir supap iticisi.

ISI GÖSTERGELERİ: Otomobillerde bulunan ısı göstergeleri, gaz


basınçlı ve elektrikli ısı göstergeleri olmak üzere ikiye ayrılır. Isı
göstergeleri, motor ve radyatör içindeki sıcaklık derecelerini veren
göstergelerdir.

ISI KONTROL SUPABI: Isı kontrol supabı, motor soğuk iken


açılarak sıcak egzoz gazlarını emme manifoldu etrafındaki ısıtma
odasına gönderir. Bu supaplar, emme manifoldlarında bulunur.

ISI TRANSFERİ: İçten yanmalı motorlarda meydana gelen ısının


motor parçaları üzerinde toplanmasıdır. Bu istenmeyen ısının bir
kısmı, su kanallarında bulunan su tarafından havaya iletilir.

İÇTEN YANMALI MOTOR: Dıştan yanmalı motorların aksine, yakıtı


doğrudan doğruya silindirler içinde yakan ve üretilen ısı enerjisini
piston biyel mekanizması ile krank miline ileten motorlara, içten
yanmalı motorlar denir. İçten yanmalı motorlar yakıt cinsine göre
dört çeşittir. Bunlar ise benzin, dizel, gaz-türbin ve L.P.G. gaz
motorlarıdır.
İÇTEN KISA DEVRE: Termostatın kapalı olduğu zamanlarda, suyun
silindir kapağı ve silindir bloğu arasında dolaşımını sağlayan bir
sistemdir.

İKİ DEVRELİ FREN: İki devreli fren sisteminde ön ve arka


tekerlekler birbirinden ayrı iki fren devresine bağlıdır. Bu sistemde
fren merkez silindiri tek olmasına rağmen, içinde ön ve arka
tekerleklere etki eden iki ayrı fren silindiri vardır. Frene
basıldığında merkez fren silindir pistonu tek hareket yapmasına
rağmen, ön ve arka tekerleklere birbirinden ayrı iki piston ile etki
eder. Ön ya da arka tekerleklerden birinin devresinde arıza olması
durumunda, sağlam fren devresi aracın frenlemesini sağlar. Bu
sistem tek devreli fren sistemine göre daha güvenlidir.

İKİ SİLİNDİRLİ MOTORLAR: Silindirleri karşılıklı yatay bir düzlem


üzerinde bulunan motorlardır. Bu motorlar otomobillerde çok az
kullanılır.

İKİ ZAMANLI ÇEVRİM: İşin, iki piston strokunda meydana geldiği


motor çevrimidir.

İKİ ZAMANLI MOTORLAR: Bu motorlara aynı zamanda karterden


doldurmalı motorlar denir. İki zamanlı motorlarda esas olan iki
zaman, sıkıştırma ve iş zamanıdır. Bu sistemde piston her üst ölü
noktaya çıkışında sıkıştırma, her alt ölü noktaya doğru hareketinde
ise iş (genişleme) yapar.

IMMOBILISER: Hırsızlığa karşı motorun elektronik işletim


sistemini kilitleyerek aracın çalışmasını engelleyen bir şifreli
koruma sistemi.

İNTEGRAL (MONOKOK) GÖVDE: Otomobilin ana parçalarını bir


arada tutmaya yarayan çerçeveye şasi denir. Modern
otomobillerde genellikle şasi araç gövdesiyle birliktedir. Buna
integral ya da monokok gövde denir.

INTERCOOLER: Turbonun kullanıldığı motorlarda, emme


manifolduna pompalanan havanın sıcaklığı, hem turbonun egzoz
sistemi ile iç içe olmasından hem de basınç uygulanan gazların
ısınmasından dolayı artar. Isınarak yoğunluğu azalan ve verimi
düşen bu sıcak havayı soğutarak motora veren sisteme intercooler
adı verilir. Intercooler çalışma prensibi aslında bir çeşit
radyatördür. Aralarındaki fark; radyatörde suyun, intercoolerda ise
havanın soğutulmasıdır.

İRTİFA ETKİSİ: İrtifa, deniz seviyesinden daha yukarı


yüksekliklerde suyun kaynama noktasının değişmesidir. Bulunulan
yüksekliğe göre radyatör suyunun kaynama sıcaklığının
değişmesine, irtifa etkisi denir.

İSTİKAMET ÇUBUĞU: İstikamet çubukları tekerlek sarsıntılarının


direksiyon kutusuna intikalini önleyen araçlar olup, boru veya
çubuk şeklinde yapılmışlardır.

İŞ ZAMANI: Motorda yanma sonunda meydana gelen basınç ile


pistonun üst ölü noktadan alt ölü noktaya doğru itilmesine iş
zamanı denir.

İVMELENME: İvmelenme bir otomobilin hızını ne kadar çabuk


artırabildiğini gösterir. İvmelenme, duran bir otomobilin saatte
0'dan 100 km hıza kaç saniyede çıktığı ile ölçülür.

JET MEMESİ: Düzgün yakıt akımı sağlayan ve karbüratörde yer


alan parça.

JIKLE: Karbüratörde, motor soğukken hava boğazına giren havayı


kısıtlayan ve bu yüzden oluşan kısmi bir vakumla karbüratör
fıskiyesinden yakıtın akışını arttıran, dolayısıyla hava-yakıt
karışımını zenginleştiren bir düzenek.

JIS (Japanese Industrial Standart): DIN ile aynı seviyedeki Japon


endüstri normu.

KAM MİLİ: Bir dişli ya da zincir yardımıyla hareketini krank


milinden alan, her silindirin emme ve egzoz supaplarını çalıştıran
mil.

KAPALI TİP HAVALANDIRMA SİSTEMİ: Genellikle ağır hizmet tipi


araçlarda kullanılan bir havalandırma sistemidir.

KAPI EMNİYET KİLİDİ: Çarpışma sırasında kapının açılmasını


önleyen mekanizma.

KAPI EMNİYET MANDALI: Kapının içerden ve dışardan açılmasını


önleyen tertibat.

KAPI İÇİ GÜVENLİK ÇUBUKLARI: Yan çarpmalarda yolcuları


korumak için kapıların içine yerleştirilen sağlam çelik çubuklar.

KAPIŞ POMPASI: Karbüratörde kapış devresinin gaz kelebeğine


bağlanmış parça. Gaz kelebeğine ani olarak basıldığı zaman
karışımı zenginleştirir.
KARBÜRATÖR: Hava-yakıt karışımını motorun ihtiyacına göre
muhtelif oranlarda ayarlayan ve yakıtı atomize eden bir
düzenektir.

KARDAN MAFSALLARI: Bu parçalar, şanzıman ile diferansiyelin


aynı eksende bulunmamasından dolayı değişik açı altında devir
nakletmekte kullanılırlar.

KARDAN MİLİ: Güç aktarma organlarında hareketi, vites


kutusundan diferansiyele ileten mil.

KARE MOTOR: Piston stroğu ve silindir çapı eşit motor.

KAROSER: Şasiye monte edilen, aracın saçtan yapılmış kısmı. Bu


kısımda pencereler, kapılar, koltuklar, yolcu ve motoru koruyan
kısımlar bulunur.

KARTER: Genellikle çelik saçtan yapılan, motorun alt tarafında


bulunan, krank muhafazasının altını kapatan ve yağa depoluk eden
parça.

KATALİTİK ÇEVİRİCİ: Egzozdan çıkan zararlı gazları azaltır.


Örneğin nitrik oksitleri azot ve suya çevirerek zararsız hale getirir.

KATALİTİK KONVERTÖR: Motordan çıkan zararlı maddeleri zararsız


maddelere dönüştürmek için araçlara takılır. Seramikten yapılan
ve gözenekleri katalitik etki sağlayan maddelerle (katalizör) kaplı
katalitik dönüştürücünün içinden geçen egzoz gazları reaksiyona
girerek zararsız maddelere dönüşür. Dönüştürücüye NOx (Azot
Oksit), CO (Karbon monoksit) ve HC (Hidrokarbonlar) olarak giren
maddeler reaksiyon sonucunda canlılara zararsız N2 (Azot), CO2
(Karbon dioksit) ve H2O (su) olarak egzozdan dışarı verilir. Bazen
performans artırmak için katalitik dönüştürücünün iptali gündeme
gelmektedir. Bu işlem araca ek güç sağlasa da çevreyi kirletmesine
neden olduğu için kaçınılması gerekir.

KATALİZÖR: Kimyasal reaksiyonları hızlandıran ya da oluş


biçimlerini değiştiren madde. Otomobillerin egzoz sistemlerinde
kirliliği azaltmak için kullanılır.

KATALİZÖR VE KATALİZATÖR ARASINDAKİ FARK: Katalizör,


katalitik etki sağlayan maddeye, katalizatör ise katalitik etki
sağlayan cihaza verilen addır. Katalitik konvertör yerine katalitik
dönüştürücü kelimesi kullanıldığında aralarındaki fark daha kolay
anlaşılır.

KATIK: Katıklar genelde benzin ve yağ katıkları olarak ikiye


ayrılırlar. Benzine katılan katıklar, genelde benzinin oktan sayısını
yükseltmek ve yakıt deposundaki pas, tortu ve korozyonu önlemek
amacıyla kullanılır. Madeni yağlara katılan katıklar ise, yağın
dayanıklılık özelliğini ve performansını arttırmaya yöneliktir.

KAVRAMA: Krank mili ve güç aktarma organlarını birleştiren ve


ayıran düzenek.

KAVRAMA MİLİ: Üzerinde kavrama balatalı diskinin geçmesi için


açılmış kama olukları ve uç tarafında vites kutusu grup dişlilerini
çeviren bir mil.

KİTLESEL GÜÇ (GÜÇ AĞIRLIĞI): Motorun bir beygir gücü başına


düşen ağırlığına, o motorun kitlesel gücü veya güç ağırlığı denir.
Motorun ürettiği gücün bir kısmı, kendi ağırlığını taşımak için
harcanır.

KOKPİT: Otomobillerde sürücünün oturduğu kısma kokpit denir.

KOMPRESÖR (TURBO): Turbo sistemlerine bazı üreticiler


tarafından verilen ad. Bu sistemde doğrudan krank miline bağlı
olarak çalışan basınçlı hava sistemi sayesinde motorda rölantiden
itibaren daha yüksek güç ve tork elde edilir.

KOMPRESYON KAÇAĞI: Yanma odasında sıkışan hava-yakıt


karışımının veya yanmış gazların, segmanların arasından kartere
sızması.

KOMPRESYON FRENİ: Motorun kompresyon gücünden


yararlanılarak yapılan frendir. Bu fren çeşidi özellikle ağır
taşıtlarda kullanılmaktadır. Bu sistemde egzoz manifoldu içinde
bulunan bir valf mekanik bir kol aracılığı ile kapatılarak, egzoz
gazlarının silindir ateşleme odasından basınçla atmosfere
çıkmasına engel olunur. Silindir içinde kalan bu yanmış gazlar,
kompresyon freni yaparak aracın yavaşlamasını sağlar.

KOMPRESYON SEGMANLARI: Pistonun üst tarafında bulunan


segmanlar. Silindirdeki kompresyonu tutacak ve kaçakları
önleyecek şekilde yapılmıştır.

KONTAK ANAHTARI: Kontak anahtarı, çevrildiği zaman ateşleme


ve marş devresine elektrik akımı göndererek aracın çalışmasını
sağlar. Aynı şekilde araç çalışır durumda iken kontak anahtarı
çevrildiğinde, ateşleme ve marş sistemine giden akım kesilerek,
araç durdurulur.

KONTROL PANELİ: Sürücünün önünde bulunan ve üzerinde


otomobille ilgili çeşitli bilgiler içeren göstergeler olan panele
verilen ad.

KONTROL RÖLESİ: Alternatör ile elde edilen doğru akımın


ayarlanması görevini gören regülatörün bir parçasıdır.

KORUYUCU KILAVUZ: Krank muylusunun çizilmesini önlemek için


biyel civatalarına takılan bir parçadır.

KÖPÜK FİLTRE: Köpük filtre, sünger tipinde delikli köpükten


yapılmıştır. Yağlı yapısı sayesinde hava içindeki tozları tutar.

KRANK MİLİ: Pistonların ileri geri hareketini dönme hareketine


çeviren mil.

KRANK MUHAFAZASI: Üst kartel de denir. Krank milinin içinde


döndüğü motorun alt kısmı. Üstünde silindir bloğunun alt tarafı,
altında kartel bulunur.

KURS (PİSTON YOLU): Pistonun alt ölü nokta ile üst ölü nokta
arasında aldığı yola denir.

KURS HACMİ: Pistonun alt ölü noktadan üst ölü noktaya kadar
silindir içinde yaladığı hacme, kurs hacmi denir.

KURŞUN TETRA-ETİL: Yanmanın verimini arttırmak ve benzinin


oktan sayısını yükseltmek için benzine katılan bir maddedir.

KURU GÖMLEK: Silindir bloğunda bulunan silindirik yuvalarına sıkı


bir şekilde geçirilen, ince çeperli çelik veya dökme demir
gömleklerdir.

KUTUP BAŞLARI: Akümülatörün dış tarafında üzerinde ( + ) ve ( - )


işaretleri bulunan, akümülatörden pozitif ve negatif elektrik
akımlarının verildiği güç noktalarıdır.

KUŞAK: Lastiğin değişik katmanlarına kuşak ya da kat adı verilir.

KÜLBÜTÖR MANİVELASI: Kam hareketinin yönünü değiştirerek,


supaba ileten maniveladır.

KÜLBÜTÖR MİLİ: Külbütör mili çelik alaşımdan yapılmış, içi


boşaltılmış ve iki başına özel tapalar takılmış düz bir mildir.

KW: Kilowatt, motorun güç değerini elektrik gücü olarak gösterir.


1 kW= 1.34 ECE= 1.35 PS (DIN)
LAMİNE CAM: Ön cam saydam bir plastik tabakasının iki yüzüne
cam kaplanmasıyla yapılmıştır. Bu tip camlara lamine cam adı
verilir. Lamine cam bir darbe aldığında küçük parçalar halinde
kırılıp dağılmaz.

LAYER: Bakır ve çelik gibi metallerden yapılmış, ince madeni


levhalardır. Yatak keplerinde yatak boşluklarını artırmak için
kullanılır.

LASTİK: Otomobil lastikleri, otomobilin yol üzerinde gidişini


sağlayan temel parçalardır.

LASTİK YANAĞI: Otomobil lastiğinin yan yüzüne, lastik yanağı


denir.

LENZ KANUNU (TRANSFORMATÖR): Şiddeti değişen bir manyetik


alan içinde hareket ettirilen iletkende elektrik akımı meydana
gelir.

LIFTBACK: Arkasındaki belli belirsiz bagaj çıkıntısına doğru eğilen


arka cama sahip olan ve bagaj kapağı arka cam ile birlikte yukarı
açılan otomobil tipi.

LPG: Sıvılaştırılmış halde bulunan petrol gazına LPG denir.

L TİPİ SUPAP MEKANİZMASI: L tipi supap mekanizması olan


motorlarda supaplar yanma odası ve silindirlere ters dönmüş
şekildedir. Bu tip supap mekanizması, bütün supapların bir tek
kam mili ile çalıştırılmasını mümkün kılar. Supap iticileri, kam
milinden aldığı hareketi doğrudan doğruya supap saplarına
ileteceği için supapların daha sessiz çalışmaları sağlanır.

L TİPİ MOTOR: Motor supaplarının silindir bloğunda olduğu bir


motor çeşididir.

MALAFA: Bir eksen üzerinde bulunan parçaları, aynı eksende tutan


bir mildir.

MANİFOLD: Üzerinde çeşitli açıklıklar bulunan kapalı bir boru ya da


kanal sistemi.

MANTAR TİPİ SUPAP: Mantar tipi supap, otomobil motorlarında


kullanılan mantar şeklinde bir supaptır.

MAYİ KAVRAMA: Mayi debriyaj veya mayi volan olarak da


adlandırılabilen mayi kavrama, hidrolikle çalışan bir mekanizmadır
ve mekanik debriyajın gördüğü görevi görür.
MARŞ MOTORU: Motora ilk hareketi verebilmek için gereken
enerjiyi sağlayan elektrik motoru.

MEKANİK AVANS SİSTEMİ: Mekanik olarak işleyen avans


sistemidir. Bu sistemde görev yapan iki ağırlık vardır. Bu ağırlıklar,
motor dönme hızı çoğaldıkça santrifüj kuvveti yardımıyla açılırlar.

MEKANİK VERİM: Motorda esas güç olan faydalı gücün, iç güce


oranıdır.

MERKEZ POMPASI: Hidrolik fren sisteminde fren pedalına basıldığı


zaman hidrolik basıncının geliştiği hidrolik yağı ile dolu silindir.

MEKSEFE: Platinlerin yanmasını önleyen distribütör içindeki bobin.

METAL YORULMASI: Bir metalin çatlaması ya da karıncalanması


durumudur. Bu şekildeki bir arıza, birçok kereler tekrarlanan etki
sonucunda meydana gelir.

MİKROMETRE: Hassas ölçüm yapabilen bir ölçü aletidir. Genellikle


parçaların iç ve dış çaplarını ölçme işleminde kullanılır.

MİNİVAN: Minibüslerin en küçük ve lüks şekli, van tipi iri otomobil.

MONOKOK (İNTEGRAL) GÖVDE: Otomobilin ana parçalarını bir


arada tutmaya yarayan çerçeveye şasi denir. Modern
otomobillerde genellikle şasi araç gövdesiyle birliktedir. Buna
monokok ya da integral gövde denir.

MOTOR: Aracın hareketi için gerekli gücü sağlayan makinadır.


Hareket için gerekli güç, motorda yakıtın yanması sonucunda
ortaya çıkar. Motorlar bu şekilde, ısı enerjisini mekanik enerjiye
çevirirler.

MOTOR AYARI: Bir araç üzerindeki motora, belli aralıklar dahilinde


yaptırılması gerekli olan ayarlamalardır.

MOTOR ÇEŞİTLERİ: İçten yanmalı motorlarda sekiz adet motor


çeşidi vardır. Bu motorlar; sıra silindir, v-silindir, karşılıklı silindir,
baş aşağı silindir, baş aşağı v-silindir, x-silindir, çift v-silindir ve
yıldız motor olarak adlandırılmaktadır.

MOTOR DURDURULDUTAN SONRA ATEŞLEME: Kontak anahtarının


kapatılmasından sonra, motorun çalışmaya devam etmesi
durumudur. Bu şekilde buji ile ateşleme olmadığı halde, araç
çalışmaya devam eder. Bunun başlıca nedeni ise, yanma odasında
fazla karbon birikintisinin olmasıdır. Bunun dışında soğutma
sisteminin arızalı oluşu, sıcaklığın yüksek olması, yakıt kalitesinin
düşük olması (oktan sayısının az olması) gibi nedenler, kontak
kapatıldığı halde motorun çalışmaya devam etmesine neden olur.

MOTOR YAĞI: Motor içine konan, gerek petrol hammaddesinden


gerekse de sentetik olarak üretilen yağdır. Motorun işlev görüp,
tam bir performans göstermesi ancak teknik ve rasyonel bir
yağlama ile mümkündür.

MOTOR YAĞININ GÖREVLERİ: Motor yağının başlıca görevleri


motoru yağlamak, kompresyonu tutmak, motoru soğutmak ve
motoru temizlemektir.

MOTOR YATAĞI: Motor yatağı, dönerek hareket eden motor


parçalarını gerekli durumda tutar. Motor yatağı ayrıca, motorda
meydana gelen mekanik kuvvetler oranında yüzeyine binen yükleri
bozulmadan taşır.

MOTOR GÜÇLERİ: Motorlarda iç güç (indike güç) ve faydalı güç


olmak üzere iki çeşit güç bulunmaktadır.

MOTOR İÇ GÜCÜ: Silindirlere girmiş olan karışımın yanması ile


meydana gelen ısı enerjisinin mekanik enerjiye dönüşmesi,
motorun silindirleri içinde olmaktadır. Motorun silindirleri içinden
veya piston üzerinden alınan güce iç (indike güç) denir.

MOTOR FAYDALI GÜCÜ: Faydalı güce aynı zamanda efektif güç ve


fren gücü de denir. Bu güç, motorun gerçek gücüdür. Silindirler
içinde elde edilen iç güçten, motorun çalışması için harcanan
gücün çıkarılmasından sonra, motorun volanından veya
kasnağından ölçülen bir güçtür.

MOTOR SUPAPLARI: Motordaki çalışma zamanının sırasını ve


devam süresini ayarlayan parçalardır.

MOTOR YAĞI SAE SINIFLANDIRMASI: SAE rumuzu "Society of


Automotive Engineers", (Otomotiv Mühendisleri Derneği)
kelimelerinin baş harflerinden meydana gelmiştir. SAE
sınıflandırmasında yağlar, kalınlıklarına göre en çok yedi sınıfta
toplanır. Bu sınıflandırmanın yağların kalitesi ile ilgisi yoktur.

MOTOR VURUNTUSU: Motorda, ana ve biyel yatakları vuruntusu


olmak üzere iki çeşit yatak vuruntusu görülür. Yatak vuruntusu
ana yataklarda, rölanti ve rölantinin üzerindeki devirlerde
derinden gelen boğuk bir vuruntu şeklinde gerçekleşir.
MOTORİN: Motorin, dizel motoru yakıtıdır. Ham petrolün birinci
kuledeki damıtılması sırasında, 200 - 380 derece arasında
kaynama aralığından alınan üçüncü ana ürün, motorindir.

MPV (Multi Purpose Vehicle): Ticari kullanıma da dönüştürülebilen


çok amaçlı binek araç. Van sınıfı araçların tümüne MPV denilebilir.
Micro MPV'den macro MPV'ye kadar bir çok çeşidi vardı.

NAVİGASYON: Uydulardan gelen konumlandırma sinyallerini,


içindeki bölge ve yol haritası ile birlikte değerlendirerek sürücüye
yön bulma konusunda yardım eden sistem.

NIGHTVISION: Ön cama yansıtılan infrarot kamera görüntüsü ile


farlarınız kapalıyken bile karanlıkta gidebildiğiniz GM'in yeni
enfraruj gece görüş sistemi.

OHC: Silindir sırasına dik yer alan eksantrik mili.

OKTAN: Motor yakıtının vuruntuya dayanma yeteneğinin ölçüsü.

OTOMATİK VİTES (TRANSMİSYON): Vites değiştirme işlemine


gerek olmayan otomatik sistemdir. Otomatik vitesin sadece ileri,
geri, boş ve park gibi seçenekleri vardır. Araç hareket ettirilmek
istendiğinde, sadece sürüş (drive) vitesine almak yeterlidir. Bu
aşamadan sonra otomatik vites, gidilen hıza göre vites değiştirme
işlemlerini otomatik olarak ayarlar. P araç park edildiğinde
tekerlekleri kilitlemek içindir. R geri vitestir. D normal sürüş
vitesidir.

OTO TERMİK PİSTON: Oto termik piston, motor soğuk iken piston
vuruntusu olmasını engeller. Motor ısındığı zaman piston pim
yuvasında bulunan çelik parçalar, pistonun pime dik yönde
genleşmesini sınırlandırır. Piston bu yönde ancak çeliğin genleşme
katsayısına uygun biçimde genleşir. Bu şekilde motor soğuk iken,
piston vuruntusu önlenmiş olur.

OVAL PİSTON: Genellikle alüminyum alaşımından yapılan bu


pistonlarda piston başı silindirik olup, piston eteğinden 0,50 - 0,70
mm küçüktürler. Oval pistonlar, motorun rejim sıcaklığında yüksek
performans sağlar.

OVAL TAŞLANMIŞ PİSTON: Isı ile etkileşiminde tam bir dairesel


şekil alan, oval bir pistondur.

OVERDRİVE (EKONOMİ VİTESİ): Düşük yakıt tüketimi sağlayan


vites. Bazı araçların beşinci vitesi (ya da varsa altıncı vitesi) aracın
hızını artırmak için değil yakıt tüketimini düşürmek için
tasarlanmıştır. Örneğin, 4. viteste 100 km/s hızda giderken araç
4000 d/devirde ise, 5. viteste 300 devire iner. Normal beşinci
vitesten farkı, son hıza dördüncü viteste ulaşılmasıdır. Örneğin, 94
model Şahin'de kullanım kitapçığındaki bilgilere göre 4. viteste son
hız 160 km/s. Ama beşinci viteste araç ancak 155 km/s son hıza
ulaşabiliyor. Bu beşinci vitese "overdrive" denir.

PANELVAN: Mal taşımacılığında kullanılan ticari araçlara verilen


ad.

PANHARD KOLU: Arka dingilin sağı sola hareket etmesini önler.

PASİF GÜVENLİK: Bir kaza gerçekleştiği anda ve sonrasında,


yaşam kabini içindeki yolcuların en az yara ve darbe ile
kurtulmalarını amaçlayan araç güvenlik sistemlerine verilen ad.
Sürücü ve yolcuların el ve kafalarını çarpabileceği bölgelerde
yumuşak malzeme, aktif kafalıklar, omur koruma sistemi WHIPS,
aktif gergili emniyet kemerleri, airbag, sidebag'ler, yan cam hava
yastıkları IC, kapı içi çelik barlar, gövdenin darbe emici katlanma
bölgeleri...

PATİNAJ: Tekerlekler yolu iyi tutamadığı zaman, özellikle kaygan


ve buzlu yollarda oluşan kayma.

PATS: Amerikan otomobillerindeki immobilizer içeren alarm


sistemi.

PDC (Parktronic; Park Distance Control): Otomobilin tampon


hizasında ses dalgaları ile boşluk kontrolü yaparak çalışan park
yardım sistemi.

PİNYON: Çoğu otomobilde düz dişli - pinyon sistemi kullanılır.


Direksiyon milinin ucundaki küçük dişli çarka pinyon denir. Pinyon,
ileri geri hareket edebilen düş dişliyi hareket ettirir. Düz dişli
tekerlekleri sağa, sola çeviren rotlara bağlıdır.

PİSTON KOLU YATAĞI: Piston kolunun krank miline bağlanan


ucundaki yatak.

PİSTON PİMİ: Piston ile biyel kolunu birleştirir.

PİSTON SEGMANI: Piston üstündeki yuvalara oturan ve silindir


gömleği ile piston arasında geçirmez bir tabaka oluşturan bir ucu
açık yaylı halka.

PİSTON VURUNTUSU: Silindire göre fazla aşınmış pistonun, silindir


yuvalarına çarpmasıyla meydana gelen boğuk vuruntu.
PİTMAN KOLU: Sektör dişli mili ile tekerleklere hareket ileten yön
çubuğunu birleştiren koldur. Direksiyon hareketini tekerleklere
iletirken ileri-geri hareket eder.

PLATİNLER: Distribütör içinde yer alan, krank milinin dönüşü ile


açılıp kapanan ve bujilere kıvılcım veren ateşleme devresini açıp
kapayan kontak plakaları.

PNÖMATİK: Basınçlı gazla çalışan sistemlere verilen genel ad.


Örneğin günümüzde kullanılan lastikler basınçlı hava ile dolu
olduklarından pnömatik lastik olarak anılır.

PORT: Supaplarda, hava-yakıt karışımının ve yanmış gazların


geçtiği delik.

PREM-AIR: Radyatörden gelen hava içindeki zararlı ozon gazlarını


filtre eden ve oksijen oranını arttıran sistem.

PSM (Porsche Stability Management): Porsche patentindeki bir tür


ESP.

QUATTRO: Audi patentli otomobillerdeki elektronik destekli 4


tekerlekten çekişi sistemi.

RADYATÖR: Motordaki sıcak suyu soğutarak motora geri gönderir.

RADYAL LASTİK: Katlarındaki iplikler bir yanaktan diğerine janta


dik olarak giden lastik.

REAL-TIME ÇEKİŞ SİSTEMİ: Normalde ön tekerleklerde olan çekiş,


bir patinaj durumunda çekiş gücünü otomatik olarak arka
tekerleklere de ileten sistem.

REGÜLATÖR: Elektrik sisteminde dinamonun çıkış voltajını ve


akımını kontrol ederek dış devreyi aşırı voltajdan ve dinamoyu
aşırı akımdan koruyan düzen.

ROADSTER: Küçük üstü açık (fakat tente ile kapatılabilir) iki veya
2+2 kişilik otomobil.

ROLL-OVER-BAR: Cabrio, Roadster ve Speedster otomobillerde


olası bir "takla" kazası anında arka taraftan yükselen koruma
barları.

ROLANTİ DEVRİ: Gaz kelebeği serbest durumda iken motorun


yüksüz ve boş viteste çalışma devri.
ROT: Direksiyon sisteminde pitman kolunu tekerlere birleştirir.

RPM: Motorun 1 dakikadaki devri.

RULMAN: İçinde çelik bilyeler bulunan ve şaftın sarsılmadan


dönmesini sağlayan yuvarlak parça.

RÜZGAR TÜNELİ: Aerodinamik çalışmalarında yararlanılan bir


tünel. Bu sayede bilim adamları değişik hızlardaki havanın
otomobilin çevresinde nasıl yol aldığını izleyebilir. Modern rüzgar
tünellerinde değişik hava koşulları da yaratılabilir. Örneğin tünele
basınçlı su verilerek otomobilin sağanak yağmurda su alıp
almadığına bakılır. Tüneldeki rüzgarın hızı saatte 150 km'ye
çıkabilir.

SAE: Society of Automotive Engineers (Amerikan normu)

SAV (Sports Activity Vehicle): Sportif özellikleri çok öne çıkarılmış,


iri, arazi tipli binek araç.

SDI (Saugdiesel Direct Injection): VW'nin turbo olmayan direkt


enjeksiyonlu dizel motorlarında kullanılan bir sistemin ismi.

SEDAN: Dört kapılı, bagaj uzantısı çok belirgin, binek otomobil tipi.

SEGMAN: Piston üzerindeki yuvalara oturan ve silindir gömleği ile


piston arasında geçirmez bir tabaka oluşturan bir ucu açık yaylı
halka. İki çeşidi vardır. Kompresyon segmanları yanma odasındaki
kompresyonun kaçmasını önler, yağ segmanları silindir
duvarındaki fazla yağı sıyırarak yanma odasına çıkıp yanmasını
önler.

SEGMAN AĞIZ ARALIĞI: Segman silindire takıldığı zaman ağızları


arasında kalan kısım.

SELESPEED: Manuel şanzımanı elektro-hidrolik bir düzen ile yarı


otomatiğe çeviren ve direksiyon üstünden kumanda da sağlayan
sistem.

SENKROMEÇ: Vites değiştirilmesini kolaylaştıran, iki dişlinin


hareketini ayarlayan vites kutusundaki parça.

SERVO: Emme manifoldunun emme gücünden yararlanarak ayak


freninin çalışması sırasında fren pedalının gücünü kontrol eden
aygıt.
SETAN SAYISI: Benzinlerdeki oktan sayısının dizel karşılığı.

SIA HACMİ: Santimetreküp (cc) olarak belirtilen, yanma odasının


tavanına doğru, pistonun silindir içinde hareket ettiği hacim.

SIDEBAG: Yan kapıların içinden veya koltuk omuzlarından açılan


havayastıkları.

SIPS: Yandan gelecek darbelere karşı koruma sistemi (Volvo


patentli). Ön koltukların altında enlemesine ve B direklerinde
diklemesine bulunan yüksek dayanıklığı olan çelik barlar ile yan
havayastıklarının oluşturduğu sistem.

SIKIŞTIRMA ORANI: Pistonun silindir içinde en aşağıdayken


üstünde kalan hacmin, en üst konumdayken üstünde kalan hacme
oranı.

SIKIŞTIRMA ZAMANI: Pistonun silindir içindeki en alt konumundan


en üst konumuna ulaşıncaya kadar geçen zaman. Bu sırada
supaplar kapalı ve hava-yakıt karışımı sıkışmaktadır.

SİLİNDİR: Motorda pistonun içinde aşağı yukarı hareket ettiği


boru şeklindeki yapı.

SİLİNDİR BLOĞU: Motorun esas gövdesi. İçine ve dışına diğer


motor parçaları takılır. Motorun silindirleri ve krank muhafazasının
üst kısmı burada bulunur.

SİLİNDİR ÇAPI: Bir silindirin standart çapı.

SİLİNDİR HACMİ (CC): Silindirin hacmi cc yani, santilitre


(santimetreküp) olarak belirtilir. Bir motorun silindir hacmi 1.6
litre denildiğinde aslında bu yuvarlak bir rakamdır. Gerçek rakam
1598 cc ya da 1580 cc olabilir. Örneğin 4 silindirli bir motorda dört
silindirin hacimleri toplamını gösterir. Silindirin taban alanı ile
strokunun, yani bir silindirin taban alanı ile yüksekliğinin
çarpılmasıyla bulunur. Daha fazla tork elde etmek ya da daha
yüksek devirli yapmak gibi amaçlarla hacim aynı kalarak,
motordaki silindirin çapı ve stroku daha büyük ya da daha küçük
yapılmaktadır.

SİLİNDİR KAPAĞI: Silindirlerin üstünü örten parça. Su gömlekleri


ve l tipi motorlarda supaplar burada bulunur.

SİLİNDİR GÖMLEKLERİ: Silindir duvarlarını oluşturacak şekilde


silindir bloğuna takılan silindirik parçalar.
SİLKELEME: Zayıf yakıt karışımı nedeniyle motorun yaptığı
silkeleme hareketi.

SİNYAL LAMBASI: Diğer sürücülere otomobilin ne tarafa


döneceğini bildirir.

SİS LAMBASI: Sisli ve yağışlı havalarda aracın diğer sürücüler


tarafından görülmesini sağlar.

SLS: Lüks otomobillerde ve Off-road araçlarında kullanılan, aracın


yüksekliğini otomatik olarak ayarlayan sistem.

SOHC: Silindir sırası başına üstte tek egzantrik milinin kullanıldığı


düzen.

SOLENOID: Marş motorunu çalıştıran bir elektrik anahtarıdır.


Kontak anahtarının çevrilmesiyle akümülatördeki elektrik solenoid
üzerinden marş motoruna gider.

SPACEFRAME: Uzay modüllerinin inşasında kullanılmış, hafif


alüminyum alaşım gövde ve şasi yapısı.

SPEEDSTER: Bütünüyle sportif kullanım için tasarlanmış, A-


sütunları ve ön camı tam olarak bulunmayan, iki kişilik küçük üstü
açık otomobil.

SPORTSWAGON: Tavan çizgisi arkaya doğru biraz alçalarak devam


eden, uzun Hatchback tarzı, sportif vagon otomobil tipi.

SRS: Olası bir kazada havayastığı ve aktif gergili emniyet


kemerlerinin birlikte çalışmasını, gaz pedallarının ileriye doğru
katlanmasını sağlayan tüm ek güvenlik sisteminin ismi.

STATIONWAGON: (SW; Break; Avant, Kombi) Tavan çizgisi en arka


noktaya kadar yatay devam eden, çok geniş bagaj imkanı sunan
vagonet tarzı araç tipi.

STEPTRONIC: Otomatik şanzımandaki ileri viteslerin kademelerinin


manuel olarak belirlenmesini sağlayan sportif otomatik sistem.

STOP LAMBASI: Arkadaki sürücüye fren yaptığını bildirir. Bazı


otomobillerde arka camın içinde ek bir stop lambası bulunur.

STROK: Pistonun silindir içindeki en alt konumundan en üst


konumuna kadar aldığı yol.

SU DAĞITIM BORUSU: Motor soğutma sisteminde egzoz supapları


ve fazla ısınan kısımların etrafında sürekli su akışını sağlayan
boru.

SU GÖMLEĞİ: Silindirin aşırı ısınmasını önler.

SU POMPASI: Motor soğutma sisteminde radyatörle su ceketleri


arasında su devir-daimini sağlar.

SU YASTIĞI: Lastikle yol arasında kalan su, ince ve kaygan bir


tabaka oluturur. Bu olaya su yastığı (kaması) denir. Bu durumda
otomobil yolu tutamaz ve denetimden çıkar. Modern lastikler su
yastığı oluşumunu önleyecek biçimde tasarlanmıştır.

SUPAP: Motora hava yakıt karışımının girişini ve yanmış gazların


motordan çıkışını denetleyen parça.

SUPAP İTİCİLERİ: Motor bloğunun üst kısmında yer alan, motor


supaplarını açıp kapayan, hareketini krank milinden alan kam
miline bağlı silindirik kol. Kam mili dönerken, kam çıkıntısı supap
iticisinin altına geldiği zaman supaplar açılır.

SUPAP KILAVUZU: Supapın takıldığı ve içinde aşağı-yukarı hareket


ettiği, silindir kapağına veya silindir bloğuna takılan silindirik
parça.

SUNROOF: Otomobilin tavanındaki genelde cam veya şeffaf


materyallerden üretilen açılabilir parça, açılır tavan.

SUPERSELECT: Japon ve Amerikan "truck"larında kullanılan en


gelişmiş 4x4 kontrol sistemi. Çekiş gücünü değişik
kombinasyonlarda dağıtan sistemde sadece; arka tekerleklere
veya ön ile arka tekerlekler arasında belli oranda veya ön ile arka
tekerlekler arasında eşit veya arazi vitesiyle birlikte ideal dört
çekişli orana güç dağılımı gerçekleşiyor.

SUSTURUCU: Egzoz sisteminde, içinden egzoz gazları geçen ve


gazların sesini azaltan sistem.

SUV (Sport Utulity Vehicle): Sportif hobi amaçlı araçlar için


kullanılan genel tanımlama, hafif arazi aracı. Örneğin, Honda HR-V
veya Toyota RAV4.

SÜPERŞARJÖR: Motora daha çok hava yakıt karışımı pompalayarak


otmoobilin daha hızlı gitmesini sağlar. Sürücü tarafından
çalıştırılıp durdurulabilir.

SÜSPANSİYON: Otomobil süspansiyonları yolculuğu daha konforlu


hale getirir. Tekerlekler yollardaki çukur ve tümseklerden
geçerken yukarı aşağı hareket eder. Süspansiyon sistemi,
tekerleklerdeki titreşimlerin otomobilin gövdesine ulaşmasına ve
gövdenin kontrolsüz olarak hareket etmesine engel olur. Ayrıca
tekerleklerin yolla temasını sağlamaya da yardımcı olur. Modern
süspansiyonlarda yay ve amortisör yerine hidrolik silindirler
kullanılır. Bütün tekerleklerin yüksekliği otomobildeki merkezi bir
bilgisiyara bağlı olarak silindirler tarafından denetlenir. Aktif
süspansiyon otomobilin doğrultu kontrolünü önemli ölçüde
iyileştirir.

ŞAMANDIRA KABI: Karbüratörde benzine depoluk eden kap.

ŞASİ: Otomobilin motor, gövde panelleri gibi ana parçalarını


taşıyan, genellikle çelikten yapılmış iskelet.

ŞARJ: Dinamo ya da alternatör tarafından üretilen ve aküde


depolanan akım verimi.

TABAN DİŞ DESENİ: Yolla lastik arasındaki su, toz, kir ve karı
dışarı atar ve yolu daha iyi tutmaya yardımcı olur.

TAKOMETRE (Motor devir göstergesi): Krank milinin dakikada


yaptığı devir sayısını sürücüye bildiren gösterge.

TAMBURLU FRENLER: Tamburlu frenlerde disk yerine metal bir


tambur bulunur. Fren balataları tamburun içindeki eğimli fren
pabuçları üzerine oturur. Tamburla pabuç arasında bir boşluk
vardır. Sürücü fren yapınca pabuçlar hidrolik sistem tarafından
dışarı itilir ve tambura değer. Böylece tekerlekler yavaşlar.

TARGA: A- ve B-direkleri arasındaki tavanı çıkarılabilen ve yarı


üstü açık olabilen otomobil tipi.

TAS (Travel Assist System): Bu sistem bağlı olduğu GSM hattı


sayesinde kaza ve arıza hallerinde markanın merkezine GPS'te
belirlediği koordinatlarla birlikte yardım mesajı gönderiyor.

TEKLEME: Motorun bir veya birkaç silindirindeki ateşlemenin


kusurlu olması ya da hiç olmamasından kaynaklanır.

TERMOSTAT: Körüklü bir aygıttır. Soğuk havalarda ve motorun ilk


çalışması sırasında soğutma suyuna kısa devre yaptırarak motorun
erken ısınmasını sağlar.

TOZLUKLAR (ÇAMUR PERDELERİ): Oynak parçalara toz ve pislik


girmesini önleyen, kauçuktan yapılmış koruyucular.
TC (Traction Control): ASR ile aynı görevi yapan bir sistem. ABS
yardımı ile yeri geldiğinde fren uygulayarak çekişin başarısını
artırırı.

TCS: Çekişin veya itişin olduğu herhangi bir tekerleğin boşa


dönmesini engelleyen kontrol sistemi.

TDI: Turbo beslemeli dizel enjeksiyon sistemi.

TIPTRONIC: Vites geçişlerine manuel olarak da kumanda


edilmesini sağlayan elektronik kontrollü şanzıman sistemi.

TİTREŞİM DAMPERİ: Krank milinin burulma titreşimlerini önlemek


için krank miline takılan parça.

TORK: Döndürme kuvveti, kuvvet ile döndürme kolu uzunluğunun


çarpımına eşittir.

TPC: Jant içlerindeki gelişmiş sensörler ile çalışan elektronik lastik


basınç kontrol sistemi.

TRANSİSTÖR: Elektrik anahtarı gibi kullanılan elektrik düzeni. Bazı


ateşleme sistemlerinde platinlerin ömrünü artırmak için kullanılır.

TS (Twin Spark): Alfa Romeo'nun silindir başına 2 buji kullanılan


modellerine verilen ad.

TURBO: Motora atmosferik basıncın üzerinde hava vererek küçük


hacimlerden büyük güçler alınmasını sağlayan, gücünü egzoz
gazının fiziksel etkilerinden alan bir çeşit pompa.

TÜRBÜLANS: Hava-yakıt karışımının silindirdeki hızlı dönüş


hareketi.

TWIN SPARK: Daha etkili patlama için ateşleme odasının tepesinde


iki bujinin bulunma prensibi.

V MOTOR: Silindirleri V şeklinde iki eğik düzlem üzerinde bulunan


motorlar.

V-8 MOTOR: Silindirleri V şeklinde, iki eğik düzlem üzerinde dörder


dörder sıralanmış motorlar.

VALF: Silindir başındaki gaz geçiş supaplarına verilen isim. Diğer


adı supaptır. 8V ve 16V gibi işaretler otomobilin kaç supaplı (valf)
olduğunu gösterir. 8V dört silindirli bir motorda 8 supap
bulunduğunu yani her silindire iki supap düştüğünü (1 emme, 1
egzoz supabı) gösterir. Dört silindirli motor için kullanılan 16V (ya
da 16 supap) ifadesi ise o motorda silindir başına 4 supap (2
emme, 2 egzoz) bulunduğunu gösterir. 24V ise altı silindirli bir
motorda silindir başına 4 supap bulunduğunu gösterir.

VANOS (Variable Nockenwellen Steuerung): BMW tarafından


gerçekleştirilmiş değişken zamanlı supap, supap iticileri ve
eksantrik kontrol sistemi. Bu sistem, emme ve egzoz
manifoldlarındaki gaz akışını da kontrol ediyor.

VARIO-DACH: Tavanın A-sütunları arkasındaki parçaları


değiştirilerek, bir Cabrio, bir Coupe, bir Sedan ve hatta bir
StationWagon olarak kullanım amacı ve tipi değiştirilen araç
konsepti.

VENTURİ: Karbüratör hava boğazındaki daraltılmış kısım. Havanın


hızını artırarak vakum meydana getirir ve havanın içine benzin
karışmasını sağlar.

VİTES KUTUSU: Sürücüye değişik hız seçenekleri sunar. Vites


kutusunda birçok dişli çark bulunur. Bunların birbirleriyle değişik
şekillerde çalışmaları sonucu, beş hatta bazen altı değişik hız elde
edilir. Değişik yol koşullarında değişik kuvvet ve hızlar
kullanıldığından bir otomobilde farklı viteslerin olması gerekir.

VİSKOZİTE: Sıvıların akmaya karşı gösterdikleri direnci anlatan


terim. Örneğin kalın bir yağın viskozitesi ince bir yağın
viskozitesinden daha fazladır.

VOLAN: Hareketini krank milinden alan düzenek

VTEC: Honda'nın Formula 1 teknolojisinden normal motorlara


yansıttığı değişken zamanlı eksantrik mili kontrol sistemi, ki bu
sistem motor hacmi başına güç oranlamasında rekora sahip.

VVT-I (Varible Valve Timing-Intelligent): Değişken zamanlı supap


kontrol sisteminin Toyota patentli şekli. Motorun performansını
artırır ve gereksiz yere yakıt tüketimini engeller.

WANKEL (ROTARY): Yaklaştığı duvarlarda patlama yaparak dev


silindir bloğu içinde dönen yuvarlak kenarlı tek bir üçgen piston
sisteminden oluşur.

WANKEL MOTOR: Rotorlu bir motor çeşidi. Üç kanatlı rotoru oval


bir gövdede merkezden kaçık (eksantrik) olarak döner.
WHIPS: Arkadan gelecek kaza darbelerinde ön koltukları alttan ön
yukarıya doğru kaydırarak, sürücü ve yanındakinin boynundan
omuruna zedelenme ortaya çıkarmayan, salıncak hareketi içeren
bir sistem.

XENON: Yüksek basinçli ksenon gaziyla ve küçük lensler ile çok


güçlü isik veren far teknolojisi

You might also like