Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 16

Özet

Depremler Uygarlık tarihi boyunca insanlığa verdiği can ve mal kayıplarının oranı en yüksek olan doğal
afetlerden biridir. Bu yüzden özellikle deprem kuşağında bulunan ülkemizde, yapı tasarımlarının önemli bir
kısmını depremsellik kontrol etmektedir. Yapıların depremlere dayanıklı olması ve depremlerin yapılarda
yarattığı zararların en aza indirilmesi için gerekli yapım kurallarını belirleyen "Türkiye Bina Deprem
Yönetmeliği" 2018 yılında Resmî Gazete' de yayınlanmış ve yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmeliğin büyük bir
bölümü yapıların, ülkemizde sıklıkla ve etkin olarak görülen deprem afetine karşı can kaybını önleyecek ve mal
kaybını en aza indirecek şekilde tasarlanması, hesaplanmasına ilişkin kuralları içermektedir. Ülkemizde
kullanılan bu yönetmeliğin yanında depreme dayanıklı tasarım amacıyla yapıya etkiyen deprem yüklerinin
belirlenmesinde, dünyanın her yerinde farklı pek çok yönetmelik ve standartlar düzenlenmiştir. Düzenlenmiş
olan bu yönetmeliklerde farklı koşullar ve farklı formülasyonlar kullanılmaktadır. Yönetmeliklerdeki bu
çeşitliklerin özellikle bulundukları ülkenin, bölgenin ekonomik kalkınmışlık seviyesi, depremsellik ve zemin
koşullarındaki farklılıklardan kaynaklandığı düşünülebilir. Bu çalışmada Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği
(TBDY 2018), TS 500-2000 ile hasar sınırları ve önlemleri ile Avrupa Birliği Deprem Yönetmeliğindeki
(Eurocode 8), FEMA-356, FEMA-440 ve ATC-40’ daki hasar tanımları ve alınabilecek önlemler yönünden
karşılaştırılacaktır.

Anahtar Kelimeler: TBDY 2018, TS 500-2000, Eurocode 8, FEMA-356, FEMA-440, ATC-40

Abstract

Earthquakes are one of the natural disasters that have the highest proportion of life and property losses to
humanity throughout the history of civilization. Thus, especially in our country, which has the earthquake zone,
seismicity has been affected a significant part of the design of buildings. Construction rules required for
constructions to be resistant to earthquakes and to minimize the damages caused by earthquakes have been
published as "Turkey Building Earthquake Regulation", which determines the necessary construction rules for
buildings to be resistant to earthquakes and to minimize the damage caused by earthquakes, was published in the
Official Gazette in 2018 and entered into force. A large part of this regulation includes the rules for designing
and calculating structures in a way that will prevent loss of life and minimize property loss against earthquake
disasters, which are frequently and effectively seen in our country. In addition to this regulation used in our
country, many different regulations and standards have been regulated all over the world in determining the
earthquake loads acting on the structure for the purpose of earthquake resistant design. Different conditions and
different formulations are used in these regulations. It can be thought that these variations in the regulations are
caused by the differences in the economic development level of the country, region, seismicity and ground
conditions. In this study, the Turkish Building Earthquake Code (TBDY 2018), TS 500-2000 and damage limits
and measures will be compared in terms of damage definitions and measures to be taken in the European Union
Earthquake Code (Eurocode 8), FEMA-356, FEMA-440 and ATC-40.

Keywords: TBDY 2018, TS 500-2000, Eurocode 8, FEMA-356, FEMA-440, ATC-40

1. Giriş

Yerkabuğu içindeki fay hatlarının kırılmaları nedeniyle ani ve şiddetli bir biçimde oluşan
titreşimlerin dalgalanma hareketi şeklinde yayılarak içerisinden geçtikleri ortamları ve yer
üstünü sarsma olayına deprem denir. Deprem, insanın güvenle üzerinde durduğu ve yaşamını
sürdürdüğü toprağın da oynayacağını ve bu toprak zemin üzerinde bulunan tüm yapılarında
hasar görüp, insan hayatını sona erdirecek şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğal afettir.
Depremler oluşmadan önce bazı ikazlar verse de, hala insanoğlunun elinde deprem
oluşumunun önceden tahmini konusunda yeterli sonuçlar bulunmamaktadır. 1975 yılında Çin’
de meydana gelen bir depremde birkaç saat önceden ön uyarı yapılarak on binlerce insanın
yaşamı kurtarılmıştır. Bunun yanında sonra oluşan birçok deprem için yapılan ön uyarının
doğru çıkmadığı görülmüştür. Güvenilir bir uyarı sisteminin günümüzde mevcut olmaması,
yapıların depreme karşı dayanıklı düzenlenerek, depremin etkilerinden korunmamız gereğini
ortaya çıkarmaktadır. Deprem hareketi, yer kabuğunda oluşan bir titreşim olduğu için yapısal
elemanlarda zamana bağlı bir yer değiştirme hareketi meydana çıkararak dinamik bir etki
oluşturur [1].

Yapı dinamiğinin ana konularından biri de deprem hareketinin sık ve şiddetli oluğu
bölgelerde bu hareketin incelenmesidir. Depreme dayanıklı yapı tasarımının önemli
ilkelerinden biri yapı taşıyıcı elemanlarının iyi düzenlenmesi ve yeterli dayanımda olması
diğeri ise depremin yapıda oluşturması beklenen muhtemel kesit zorlanmalarının yeterli
yaklaşıklıkla tahmin edilerek karşılanmasıdır [2].

Deprem etkisi yapıları alışılmışın ötesinde zorlayarak yapının imalatındaki hata ve


kusurları ortaya çıkarır. Bir deprem kuşağı içinde bulunan ülkemizde her gün aletlerin
kaydettiği ve insanlar tarafından hissedilemeyen çok sayıda deprem meydana gelmektedir.
Yer hareketini inceleyen sismoloji bilimi için bu kayıtlar önemli olmakla beraber deprem
mühendisliği açısından bu kayıtların şiddetli olanlarının yapıda ve yapısal elemanlardaki
dinamik etkileşim sonucu meydana getirdiği hasarın boyutu ve derecesi önemlidir [3].

Ülkemizin tümünde deprem etkisinin varlığı kabul edilmiş ancak şiddetini göstermek
amacıyla koordinatlar girilerek o zeminin özelliklerini yapay zekâ yöntemiyle
belirlenmektedir [4].

2. Materyal ve Metot

TS 500-2000

Betonarme yapıların yapısal çözümleme ve kesit hesabının amacı, yapının kullanım


süresi boyunca kullanım amacına uygun davranmasını sağlamaktır. Yapı ve yapı elemanları,
yapım ve kullanım süresi içinde yapıyı etkileyebilecek tüm yük ve şekil değiştirmeler altında
belli bir güvenliği sağlayacak ve kullanımı bozmayacak biçimde tasarlanmalıdır. TS 500-
2000’ de tanımlanan amaca yönelik hesapların, bilimsel kurallara, deneysel verilere ve geçmiş
deneyimlere dayandırılması gerekir. Betonarme yapılar için yapılan hesaplar, ancak öngörülen
malzeme dayanımlarının sağlanması ile geçerli olur. Malzeme dayanımlarının öngörülenden
çok değişik olması durumunda, elde edilen sonuçlar geçerliliğini yitirir.

6.2 - YAPI GÜVENLİĞİ

6.2.1 – Genel

Tasarımda, yapının kullanım süresi boyunca, hem yıkılmaya karşı gerekli güvenlik
sağlanmalı, hem de çatlama, şekil değiştirme, titreşim gibi olayların yapının kullanımını ve
zaman içinde dayanıklılığını etkileyebilecek düzeye ulaşması önlenmelidir. Bunu sağlamak
amacıyla, yapı üzerindeki yük etkileri, belli oranlarda büyütülerek, malzeme dayanımları da
belli oranlarda küçültülerek tasarımda göz önüne alınmalıdır. Bu oranların belirlenmesinde
istatistik veriler esas alınır.

6.2.2 - Sınır Durumlar Yöntemi


Yukarıda tanımlanan yapı güvenliğinin sağlanabilmesi amacıyla, kullanım süresi boyunca
karşılaşılabilecek önemli sınır durumlar, (i) taşıma gücü sınır durumu ve (ii) kullanılabilirlik
sınır durumu ayrı ayrı incelenmelidir.

6.2.3 - Taşıma Gücü Sınır Durumu

Yapı elemanlarının her birinin Madde 6.2.5 de belirtilen biçimde azaltılmış malzeme
dayanımları (tasarım dayanımları) kullanılarak hesaplanan taşıma gücü değerlerinin, Madde
6.2.6 da belirtilen biçimde artırılmış tasarım yükü ile hesaplanan iç kuvvet değerlerinden
hiçbir zaman küçük olmadığı kanıtlanacaktır: Rd ≥ Fd (6.1)

6.2.4 - Kullanılabilirlik Sınır Durumu

Yapı elemanlarından her birinde kullanım yükleri altında oluşacak şekil değiştirme, yer
değiştirme ve çatlamaların, Bölüm 13 de belirtilen yöntemlerle hesaplanan değerlerinin, aynı
bölümde verilen sınır değerleri aşmayacağı gösterilmelidir.

6.2.5 - Malzeme Katsayıları

Malzeme dayanımlarının istatistik dağılımı göz önünde bulundurularak, hesaplarda


kullanılacak "tasarım dayanımı" değerleri, Bölüm 3 de tanımlanan karakteristik malzeme
dayanımı değerlerinin "malzeme katsayısı" diye adlandırılan 1,0 veya 1,0 den büyük
katsayılarla bölünmesiyle elde edilir. Taşıma gücü sınır durumu için beton ve çelik hesap
dayanımları aşağıda verilmiştir.

Beton: fcd = fck /γmc fctd = fctk /γmc (6.2)

Çelik: fyd = fyk /γms Yerinde dökülen betonlar için γmc = 1,5 alınacaktır. Bu katsayı, ön
dökümlü betonlar için 1,4 alınabilir. Ancak, betonda nitelik denetiminin gerektiği gibi
yapılamadığı durumlarda, bu katsayı tasarımcının kararı ile 1,7 alınır. Donatı çeliğinin tüm
sınıfları için γms=1,15 alınacaktır. Kullanılabilirlik sınır durumu için hesap yapılırken, gen
ellikle malzeme katsayıları 1,0 alınmalıdır.

6.2.6 - Yük Katsayıları ve Yük Birleşimleri

Yük etkisinin karakteristik değeri Fk, kullanım süresince bu değerden büyük değerler elde
edilmesi, ancak belli bir olasılıkla mümkün olan değerdir. Bu standartta karakteristik yük
etkileri, TS 498 ve TS ISO 9194 ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından düzenlenen
"Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik" de öngörülen yük etkileridir.

Tasarımda, yapıya etkimesi olasılığı bulunan tüm yük birleşimleri dikkate alınmalıdır.
Hesaplarda genellikle karşılaşılan yük birleşimleri aşağıda verilmiştir.

a. Yalnız düşey yükler için,

Fd = 1,4G + 1,6Q (6.3)

Fd = 1,0G + 1,2Q + 1,2T (6.4)


Denklem 6.4 deki T, sıcaklık değişimi, büzülme, farklı oturma vb. şekil değiştirmeler ve yer
değiştirmeler nedeniyle oluşan yük etkisidir. Bu yük birleşimi, bu tür etkilerin ihmal
edilemeyeceği durumlar da göz önüne alınmalıdır.

b. Rüzgar yükünün söz konusu olduğu durumlarda, Denklem 6.3 ve Denklem 6.4 ile birlikte,

Fd = 1,0G + 1,3Q + 1,3W (6.5)

Fd = 0,9G + 1,3W (6.6)

c. Depremin söz konusu olduğu durumlarda, Denklem 6.3 ve Denklem 6.4 ile birlikte,

Fd = 1,0G + 1,0Q + 1,0E (6.7)

Fd = 0,9G + 1,0E (6.8)

d. Yanal toprak itkisi bulunan durumlarda, Denklem 6.3 ve Denklem 6.4 ile birlikte,

Fd = 1,4G + 1,6Q + 1,6H (6.9)

Fd = 0,9G + 1,6H (6.10)

e. Akışkan basıncı bulunan durumlarda, bu basınç 1,4 yük katsayısıyla çarpılarak içinde
hareketli yük bulunan tüm yük birleşimlerine eklenir.

f. Yukarıda Madde 6.2.4 de belirtilen kullanılabilirlik sınır durumu hesaplarında, bütün yük
katsayıları 1,0 alınır.

TBDY 2018

TBDY(2018)’e göre Betonarme Kesitlerin Hasar Sınırları ve Hasar Bölgelerinin


Belirlemesi

TBDY(2018)’de Sünek elemanlar için kesit düzeyinde üç hasar durumu ve hasar sınırı
tanımlanmıştır. Bunlar Sınırlı Hasar (SH), Kontrollü Hasar (KH) ve Göçme Öncesi Hasar
(GÖ) durumları ve bunların sınır değerleridir. Sınırlı hasar ilgili kesitte sınırlı miktarda elastik
ötesi davranışı, kontrollü hasar kesit dayanımının güvenli olarak sağlanabileceği elastik ötesi
davranışı, göçme öncesi hasar durumu ise kesitte ileri düzeyde elastik ötesi davranışı
tanımlamaktadır. Gevrek olarak hasar gören elemanlarda bu sınıflandırma geçerli değildir
(TBDY,2018).

Binanın tepe yer değiştirme istemine kadar yatay yükün artırılması ile betonarme
kesitlerde meydana gelen iç kuvvetlerin ve/veya şekil değiştirmelerin Tablo 2’de tanımlanan
birim şekildeğiştirme sınırları ile karşılaştırılması sonucunda, kesitlerin hangi hasar
bölgelerinde olduğuna karar verilir. Elemanın en fazla hasar gören kesiti eleman hasarı olarak
tanımlanır. Kritik kesitlerinin hasarı SH’ ya ulaşmayan elemanlar Sınırlı Hasar Bölgesi’nde,
SH ile KH arasında kalan elemanlar Belirgin Hasar Bölgesi’nde, KH ile GÖ arasında kalan
elemanlar İleri Hasar Bölgesi’nde, GÖ’ yü aşan elemanlar ise Göçme Bölgesi’nde yer alırlar
(Şekil ….).
Şekil 1 Kesit hasar sınırları ve hasar bölgeleri (TBDY,2018)

Yapının hasarına göre gerekli önlemler alınmalıdır. TBDY 2018’ de eleman ve sistem
güçlendirmesi şeklinde 2 farklı türle yapılabileceğini görmekteyiz. Hasarlı yapının hasar
seviyesine ve yetersiz kalan elemanlarına, Kolonların Sarılması (Betonarme Sargı, Çelik Sargı
veya Lifli Polimer (LP) Sargı), Kolonların Eğilme Kapasitelerinin Artırılması, Kirişlerin
Sarılması (Dıştan Etriye Ekleme veya Lifli Polimer (LP) Sargı), Bölme Duvarların
Güçlendirilmesi, Yerinde Dökme Betonarme Perdeler eklenerek, Yeni çerçeveler eklenerek
ve betonarme sistemin kütlesini azaltılması (üst katların iptal edilerek kaldırılması, mevcut
çatının hafif bir çatı ile değiştirilmesi, çatıda bulunan su deposu vb. tesisat ağırlıklarının
zemine indirilmesi, ağır balkonların, parapetlerin, bölme duvarların, cephe kaplamalarının
daha hafif elemanlar ile değiştirilmesi) gibi bazı önlemler alınabilir.

Eurocode’da hedeflenen performans düzeyleri

Eurocode’da taşıyıcı elemanlar için üç farklı hasar sınırı tanımlanmıştır.

 Minimum Hasar Bölgesi (Limit State of Damage Limitation) (DL),

 Belirgin Hasar Bölgesi (Limit State of Significant Damage) (SD),

 Göçme Öncesi Hasar Bölgesi (Limit State of Near Collapse) (NC).

Minimum Hasar Bölgesi (DL): Binada hafif derecede hasar söz konusudur. Taşıyıcı
elemanların yanal dayanımları ve rijitlikleri korunmakta olup elemanlarda ciddi bir
plastikleşme söz konusu değildir. Taşıyıcı olmayan elemanlarda hasarlar söz konusu olabilir
fakat bu hasarlar kolayca onarılabilir. Kalıcı yer değiştirmeler ihmal edilecek kadar küçüktür.
Binanın güçlendirilmesine gerek yoktur. Belirgin Hasar Bölgesi (SD): Binada orta derecede
hasar söz konusudur. Taşıyıcı elemanlarda yanal dayanım ve rijitlik kaybı olup düşey taşıyıcı
elemanlar düşey yükler altında yük taşıyabilir durumdadır. Taşıyıcı olmayan elemanlar hasar
görmüştür fakat bu elemanlar düzlemi doğrultusuna dik olarak yıkılmamıştır. Orta derecede
kalıcı yer değiştirmeler söz konusudur. Bina orta derecedeki artçı depremlerde ayakta
kalabilecek vaziyettedir. Binanın güçlendirme işlemi ekonomik değildir. Göçme Öncesi Hasar
Bölgesi (NC): Binada ileri derecede hasar söz konusudur. Taşıyıcı elemanlarda ciddi yanal
dayanım ve rijitlik kaybı olmasına rağmen düşey taşıyıcı elemanlar düşey yükler altında yük
taşıyabilir durumdadır. Taşıyıcı olmayan elemanlar hasar görmüştür ve büyük bir kısmı
yıkılmıştır. İleri derecede kalıcı yer değiştirmeler söz konusudur. Bina göçme sınırında olup
orta şiddetli bir depremde yıkılabilir durumdadır.

Eurocode’da yukarıda açıklanan her hasar sınırı öngörülen depremler Çizelge 3.14’te
verilmiştir.

Çizelge 3.14 : Depremin istatistiksel olasılığı (EN 1998, 2005).

Hasar Bölgesi 50 Yılda Aşılma Olasılığı Ortalama Dönüş Periyodu


Minimum Hasar Bölgesi (DL) % 20 50 yıl
Belirgin Hasar Bölgesi (SD) % 10 475 yıl
Göçme Öncesi Hasar Bölgesi (NC) %2 2475 yıl

3.4.3 FEMA’da hedeflenen performans düzeyleri

Deprem etkisi altında yapıdan beklenen performansın sadece taşıyıcı sistem


performansı olmaması gerektiği ve kullanıma ara verilmesi, ekonomik kayıplar gibi sorunlara
yol açacak diğer hususların da yapının performansının bir parçası olduğu görüşü
doğrultusunda FEMA’da hedeflenen bina performansı; Bölüm 3.4.3.1’de tanımlanan yapısal
elemanlar için deprem performans düzeyleri ve aralıkları ve Bölüm 3.4.3.2’de tanımlanan
yapısal olmayan elemanlar için deprem performans düzeyleri ve aralıklarının
birleştirilmesiyle elde edilir. Sonrasında Bölüm 3.4.3.3’te bina performans düzeyleri ve
aralıkları tanımlanacaktır. 3.4.3.1 Yapısal elemanlar için deprem performans düzeyleri ve
aralıkları FEMA’da yapısal elemanlar için deprem performansları belirlenirken dört farklı
sınır durum tanımlanmıştır (Çizelge 3.15).

 Kullanıma devam performans düzeyi (Immediate occupancy structural performance


level) (S-1),

 Can güvenliği performans düzeyi (Life safety performance level) (S-3),

 Göçmenin önlenmesi performans düzeyi (Collapse prevention structural


performance level) (S-5),

 Yapısal performansın hesaplanmadığı durum (Structural performance not


considered) (S-6)

Kullanıma devam performans düzeyi (S-1): Binanın taşıyıcı sisteminde dayanım ve


rijitlik kaybı söz konusu olmamıştır. Yapı; depremden sonra herhangi bir müdahale görmeden
kullanılmaya devam edebilir.
Can güvenliği performans düzeyi (S-3): Binanın taşıyıcı elemanlarında yapısal
hasarlar meydana gelmiştir. Bununla beraber binanın kısmi veya toptan göçmesi söz konusu
değildir. Yapının güçlendirilmesi uygundur, fakat güçlendirmenin ekonomik açıdan
düşünülmesi gerekmektedir.

Göçmenin önlenmesi performans düzeyi (S-5): Binada ciddi seviyede hasar söz
konusudur. Yapının yanal rijitliği ve dayanımında önemli azalmalar vardır, buna rağmen bina
düşey yükleri taşımaya devam etmektedir. Artçı depremlerin etkisinde binanın toptan göçme
ihtimali söz konusudur. Binanın güçlendirilmesi teknik ve ekonomik açıdan mümkün değildir.

Yapısal performansın hesaplanmadığı durum (S-6), binaya ait performansın


hesaplanmadığı, binanın göçme durumunda olduğu durumdur. Yapısal elemanlar için
hedeflenen performans aralıkları iki farklı şekilde tanımlanmıştır (Çizelge 3.15).

 Hasar kontrolü performans aralığı (Damage control structural performance range)


(S-2),

 Sınırlı güvenlikli performans aralığı (Limited safety structural performance range)


(S-4).

Hasar kontrolü performans aralığı (S-2), can güvenliği performans düzeyi (S-3) ile
kullanıma devam performans düzeyi (S-1) arasında kalmaktadır.

Sınırlı güvenlikli performans aralığı (S-4), göçmenin önleme performans (S-5) ile can
güvenliği performans düzeyi (S-3) arasında kalmaktadır.

Çizelge 3.15 : Yapısal elemanların performans düzeyleri (FEMA-356, 2000).

Performans Düzeyi Performans Aralığı Performans Düzeyi Tanımı


S-1 Kullanıma Devam
S-2 Hasar kontrolü performans aralığı
S-3 Can güvenliği performans düzeyi
S-4 Sınırlı güvenlikli performans aralığı
S-5 Göçmenin önlenmesi performans düzeyi
S-6 Yapısal performansın hesaplanmadığı durum

Yapısal elemanların performans düzeylerine bağlı olarak bina göreli kat yerdeğiştirme
sınırları Çizelge 3.16’da verilmiştir.

Çizelge 3.16 : Bina için göreli kat yerdeğiştirme sınırları (FEMA-356, 2000).

Göreli Kat Yerdeğiştirmesi Performans Düzeyleri


S-1 S-3 S-5
Maksimum toplam yerdeğiştirme oranı %1 %2 %4
Maksimum elastik ötesi yerdeğiştirme oranı İhmal edilebilir. %1 %4
3.4.3.2 Yapısal olmayan elemanlar için deprem performans düzeyleri ve
aralıkları

Yapısal olmayan elemanlar; mimari elemanlar, mekanik elemanlar, elektrik tesisatları,


kaplama ve benzer malzemeler, su tesisatı, havalandırma sistemleri, yangın sistemleri,
aydınlatma ve benzeri taşıyıcı olmayan olarak sıralanabilir.

Yapısal olmayan elemanlara ait performans düzeyleri ve ilgili simgeleri Çizelge


3.17’de verilmiştir.

Çizelge 3.17 : Taşıyıcı olmayan elemanlar için performans düzeyleri (FEMA-356,


2000).

Performans Düzeyi Performans Düzeyi Simgesi


Kullanıma devam performans düzeyi N-A
Hemen kullanım performans düzeyi N-B
Can güvenliği performans düzeyi N-C
Azaltılmış hasar performans düzeyi N-D
Yapısal performansın hesaplanmadığı durum N-E

Kullanıma devam performans düzeyinde (N-A), deprem sonrasında yapısal olmayan


elemanlarda hasar meydana gelmemiştir.

Hemen kullanım performans düzeyinde (N-B) deprem sonrasında yapısal olmayan


elemanlarda küçük hasarlar meydana gelmiştir fakat kolaylıkla onarılabilir.

Can güvenliği performans düzeyinde (N-C), deprem sonrasında yapısal olmayan


elemanlarda can güvenliğini tehlikeye atmayacak hasarlar meydana gelmiştir.

Mekanik ekipmanlarda onarım gerektirmektedir.

Azaltılmış hasar performans düzeyinde (N-D), deprem sonrasında yapısal olmayan


elemanlarda büyük hasarlar meydana gelmiştir. Fakat bu hasarlar sonucunda yapısal olmayan
elemanların can güvenliğini tehdit edecek şekilde düşmesi söz konusu değildir.

Yapısal performansın hesaplanmadığı durumda (N-E), yapısal elemanlarda ciddi


hasarlar meydana gelmiş ve performans değerlendirmesi yapılmamaktadır.

3.4.3.3 Bina performans düzeyleri ve aralıkları

Yapısal ve yapısal olmayan elemanların performans düzeyleri bu bölümde


birleştirilerek yapının tümüne ait, binaya ait, performans düzeyleri ve aralıkları belirlenmiştir
(Çizelge 3.18).
,

Yapısal Olmayan Yapısal Elemanların Performans Düzeyleri ve Aralıkları


Elemanların Performans S-1 S-2 S-3 S-4 S-5 S-6
Düzeyleri
N-A 1-A 2-A Tavsiye Tavsiye Tavsiye Tavsiye
(Kullanıma edilmiyor edilmiyor edilmiyor edilmiyor
Devam)
N-B (Hemen 2-B 3-B Tavsiye Tavsiye Tavsiye
Kullanım) edilmiyor edilmiyor edilmiyor
N-C 1-C 2-C 3-C (Can 4-C 5-C 6-C
Güvenliği)
N-D Tavsiye 2-D 3-D 4-D 5-D 6-D
edilmiyor
N-E Tavsiye Tavsiye Tavsiye 4-E 5-E (Göçmenin Yapı göçer
edilmiyor edilmiyor edilmiyor önlenmesi)

Çizelge 3.18’de görüldüğü gibi çizelge köşegeninde kalan performans düzeyleri


FEMA tarafından tavsiye edilirken; köşegen dışında kalan durumlar, yapısal elemanların veya
yapısal olmayan elemanların ağır hasar aldığı durumlar, FEMA tarafından kullanılması
önerilmeyen bina performans düzeyleridir.

3.4.3.4 Hedeflenen bina performans düzeyleri ve aralıkları

Performans hedefinin belirlenmesinde, depremin meydana gelme olasılığı ve depremin


etkisinin önemi çok büyüktür. Bu nedenle FEMA tarafından hedeflenen bina performansı için
öngörülen depremler ve depremlerin olma olasılığı Çizelge 3.19’da verilmiştir.Çizelge
3.19’da; BSE-1, temel güvenlik depremi 1, (Basic safety earthquake 1); BSE-2; Temel
güvenlik depremi 2, (Basic safety earthquake 2)’yi ifade etmektedir.

Çizelge 3.19 : Depremin istatistiksel olasılığı (FEMA-356, 2000).

Deprem Türü 50 Yılda Aşılma Olasılığı Ortalama Dönüş Periyodu


50 Yılda Aşılma Olasılığı %50 % 50 72 yıl
50 Yılda Aşılma Olasılığı %20 % 20 225 yıl
BSE-1 (50 Yılda Aşılma Olasılığı % 10 474 yıl
~%10)
BSE-2 (50 Yılda Aşılma Olasılığı %2 2475 yıl
~%2)

BSE-1; tasarım depremi olarak da isimlendirilebilir, yeni yapılacak binalar için


kullanılan depremdir. BES-2; maksimum deprem olarak da nitelendirilebilir, elli yılda aşılma
olasılığı çok düşük (~%2) olan depremdir. Şekil 3.9’da yatay kuvvetyerdeğiştirme ilişkisi,
performans düzeyleriyle birlikte verilmiştir.

Şekil 2 Yapısal performans düzeyleri ve yerdeğiştirme (Yılmaz, 2006).


Hedeflenen bina performansları; öngörülen deprem etkisi altında binanın göstereceği
performans olarak tanımlanabilir. Yapısal ve yapısal olmayan elemanlara ait hasarlar göz
önünde bulundurularak bina performans düzeyleri; 1-A, 1-B, 3-C, 5-E olmak üzere dört ana
performans düzeyi olarak belirlenmiştir (Çizelge 3.18). Bu performans düzeylerinin deprem
etkisi ile olan ilişkisi, diğer bir deyişle hedeflenen bina performansları, Çizelge 3.20’de
verilmiştir. Şekil 3.10’da performans-deprem etkisi maliyet ilişkileri verilmiştir. Deprem
sonrası yüksek performans beklenen binaların yapım maliyetin arttığı görülmektedir. Ana
köşegende bulunan performans düzeyleri, a, f, k, p; normal öneme sahip binalar (ev, işyeri
v.b) için; o, j, e; önemli binalar için; i, n ise çok önemli binalar için kullanılmaktadır (Celep,
2004). m ise en büyük depremde kullanıma devam performansı sergilemektedir bu nedenle
çok üst düzey binalar için, bir anlamda yıkılmaz bina için, kullanılmalıdır.

Çizelge 3.20 : Hedeflenen bina performansları (FEMA-356, 2000).

Deprem Türü Kullanıma Devam Hemen Kullanım Can Güvenliği Göçmenin


Performans Performans Performans önlenmesi
Düzeyi (1-A) Düzeyi (1-B) Düzeyi (3-C) Performans
Düzeyi (5-E)
50 Yılda Aşılma a b c D
Olasılığı %50
50 Yılda Aşılma e f g h
Olasılığı %20
BSE-1 (50 Yılda i j k l
Aşılma Olasılığı~
%10)
BSE-2 (50 Yılda m n o p
Aşılma Olasılığı~
%2)

Şekil 3 Bina performans ve deprem etki düzeyi (Celep ve Kumbasar, 2004).


3.5 Betonarme elemanların hasar sınırları

Betonarme elemanların yönetmelikçe hesaplanan elastik ötesi deprem istemi, yine


ilgili yönetmeliklerce belirlenen eleman üst hasar sınırları ile karşılaştırılarak betonarme
elemanların performansları belirlenir ve elemanın değerlendirmesi yapılır. Fakat betonarme
elemanların performanslarının ve hasar sınırlarının ifade edilmesi yönetmeliklere göre
farklılık göstermektedir. Bu farklılıklar aşağıda sıralanmıştır.

 TBDY 2018; beton ve çeliğin birim şekil değiştirmelerine göre,

 Eurocode 8; elemanda eksen dönmesine (chord rotation) göre,

 FEMA; kesit dönmesine (rotation) göre hasar sınırlarını ifade etmektedir.

Ayrıca yönetmeliklerce belirlenen hasar (şekil değiştirme, eksen dönmesi, dönme) üst
sınırları elemanlara göre farklılıklar göstermektedir. Hasar üst sınırları, TBDY 2018’de, tüm
taşıyıcı betonarme elemanlar için geçerlidir. Eurocode 8’de betonarme kolon, kiriş ve perdeler
için; FEMA 356’da betonarme kolon, kiriş ve kolon-kiriş birleşim bölgeleri için ayrı ayrı
hasar üst sınırları verilmektedir.

3.2.1. Kapasite spektrumu yöntemi (ATC 40 Yaklaşımı)

Kapsamı betonarme binalar ile sınırlıdır. Mevcut yapıların incelenmesine yönelik


hazırlanmıştır. Günümüzde yeni yapılacak yapıların incelenmesi için de kullanılmaktadır. Yöntemin
esası, deprem etkisi altında yapıda oluşması beklenen performans seviyesinin belirlenmesi ve bu
seviyenin kontrol edilmesidir. Yöntem, kapasite eğrisinden üretilen kapasite spektrumu ile tasarım
depremine karşılık çizilmiş talep spektrumu veya azaltılmış, yani doğrusal olmayan davranışı dikkate
almak üzere spektral azaltma katsayıları ile çarpılmış talep spektrumunun kesişim noktasının
(performans noktası) bulunması üzerine kuruludur. Yapıda hangi deprem seviyesi esas alınacak ve bu
depreme karşılık ne gibi hasarlar oluşacak ve yapı nasıl bir performans gösterecektir? Bu sorulara
karşılık “Bina Deprem Performans Amacı” tanımlanır.

3.2.1.1. Performans seviyeleri

Gözönüne alınan depremde oluşacak hasar ve yapının deprem sonrası kullanımına ne şekilde
devam edebileceğine bağlı olarak performans seviyeleri tanımlanır. Performans seviyeleri, yapısal
elemanlarda ve yapısal olmayan elemanlarda olmak üzere iki şekilde tanımlanmıştır. Yapısal
elemanlar, binanın taşıyıcı sistemini oluşturan kolon, kiriş, perde gibi birincil elemanlar ile ana taşıyıcı
sistem dışındaki tali elemanlardan oluşmaktadır. Bu elemanlarda, deprem sonrasında meydana
gelebilecek hasar miktarına göre çeşitli performans durumları öngörülmektedir. Tablo 3.1’de bu
performans seviye ve aralıklarına ilişkin tanımlar verilmiştir.

Tablo 3.1: Yapısal Performans Seviye ve Aralıkları

Performans Düzeyi Performans Aralığı Performans Düzeyi Tanımı


SP-1 Hemen Kullanım Performans Seviyesi
SP-2 Hasar kontrolü performans aralığı
SP-3 Can güvenliği performans düzeyi
SP-4 Sınırlı güvenlikli performans aralığı
SP-5 Yapısal Stabilite Performans Seviyesi
SP-6 Yapısal Performansın Gözönüne Alınmadığı Durum

Hemen Kullanım Performans Seviyesi (SP-1): Çok hafif taşıyıcı sistem hasarına karşılık gelir.
Bina, deprem öncesindeki düşey ve yatay yük taşıyıcılık özelliklerini ve kapasitesini hemen hemen
aynen korumaktadır. Yapısal hasarlardan kaynaklanan bir yaralanma sözkonusu değildir. Bina deprem
sonrasında sınırsız olarak kullanıma açıktır. Hasar Kontrolü Performans Aralığı (SP-2): Deprem sonrası
hasar durumunun, hemen kullanım ile can güvenliği performans seviyeleri arasında kalan performans
aralığıdır. Hasarın belirli ölçüde sınırlandırılması yanında can güvenliği de sağlanmaktadır. Deprem
yönetmeliklerinde, 50 yıllık bir süre içerisinde aşılma olasılığı %10 olarak tanımlanan depremde
öngörülen performans seviyesi bu aralığa düşer.

Can Güvenliği Performans Seviyesi (SP-3): Deprem sonrasında taşıyıcı sistemde önemli ölçüde
hasar olmasına karşın, yerel veya toptan göçme söz konusu değildir. Binanın toptan göçmeye karşı
kapasitesi hala bulunmaktadır. Deprem sırasında yapısal hasarla ilgili olmayan yaralanmalar olabilir.
Sınırlı Güvenlik Performans Aralığı (SP-4): Can güvenliği ile toptan göçmenin önlenmesi performans
seviyeleri arasında kalan aralıktır. Bir binanın güçlendirilmesinde can güvenliğinin tam olarak
sağlanması durumunda göz önüne alınabilir. Yapısal Stabilite (Göçmenin Önlenmesi) Performans
Seviyesi (SP-5): Bu seviye, taşıyıcı sistemin güç tükenmesi sınırında bulunmasına karşılık gelir. Deprem
sonrası sistemde önemli hasar meydana gelmiş olup binanın taşıyıcı elemanlarında kapasitenin
yitirilmesi söz konusudur. Can güvenliği sınırı aşılmış olduğu için artçı depremlerle birlikte, güç
tükenmesi sınırındaki yapı toptan göçme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Yapının düşey yük taşıma
kapasitesi halen mevcuttur. Hasarın çok fazla olması nedeniyle binanın mutlaka güçlendirilmesi
gerekmektedir. Yapısal elemanlarda tanımlanan performans seviyelerinin benzeri, yapısal olmayan
elemanlar için de tanımlanmıştır. Binanın taşıyıcı olmayan elemanlarında deprem etkisinde meydana
gelecek muhtemel hasara ve deprem sonrası kullanımına bağlı olarak tanımlanan performans
seviyeleri Tablo 3.2’de gösterilmiştir.

Tablo 3.2: Yapısal Olmayan Performans Seviyeleri

Performans Seviyesi Tanım


NP-A Kullanıma Devam Performans Seviyesi
NP-B Hemen Kullanım Performans Seviyesi
NP-C Can Güvenliği Performans Seviyesi
NP-D Azaltılmış Hasar Performans Seviyesi
NP-E Yapısal Olmayan Performansın Göz önüne
Alınmadığı Durum

Binadaki taşıyıcı elemanlar ile taşıyıcı olmayan elemanların performans seviyelerinin bir
birleşimi olarak “bina performans seviyeleri” tanımlanır. Binadaki performans seviyelerine ilişkin
bilgiler Tablo 3.3 te gösterilmiştir.
Tablo 3.3: Bina Performans Seviyeleri

Yapısal Olmayan Yapısal Elemanların Performans Düzeyleri ve Aralıkları


Elemanların Performans SP-1 Hemen SP-2 Hasar SP-3 Can SP-4 Sınırlı SP-5 Yapısal SP-6
Düzeyleri Kullanım Kontrolü Güvenliği Güvenlik Stabilite Gözönüne
Alınmadı
NP-A Kullanıma Devam 1-A 2-A
(Kullanıma
Devam)
NP-B Hemen Kullanım 1-B (Hemen 2-B 3-B
Kullanım)
NP-C Can Güvenliği 1-C 2-C 3-C (Can 4-C 5-C 6-C
Güvenliği)
NP-D Azaltılmış Hasar 2-D 3-D 4-D 5-D 6-D
NP-E Göz önüne Alınmadı 3-E 4-E 5-E (Yapısal
Stabilite)

Kullanıma Devam Performans Seviyesi (1-A): Binanın yapısal ve yapısal olmayan


elemanlarındaki hasar miktarı, kullanımı engelleyecek seviyede değildir. Yedek sistemlerin devreye
girmesi ile kullanıma devam edilebilir.

Hemen Kullanım Performans Seviyesi (1-B): Bu seviye, önemli yapılar için öngörülen bir
seviyedir. Binanın hacimleri ve sistemleri kullanılabilecek durumdadır. Bina içindeki eşyalarda hasar
görülmesi muhtemeldir.

Can Güvenliği Performans Seviyesi (3-C): Yapısal olan ve olmayan elemanlarda hasar
meydana gelebilir. Ancak bu hasar sonrasında yaralanma söz konusu olsa da can güvenliği tehlikesi
yoktur. Bu seviye, günümüz yönetmeliklerinin yeni binalar için öngördüğü performans seviyesinden
biraz daha düşük olarak tanımlanmıştır. Taşıyıcı sisteminde önemli bir kapasite halen kalmış
durumdadır.

Yapısal Stabilite Performans Seviyesi (5-E): Deprem sonrasında binanın yatay yük taşıma
kapasitesi tamamen tükenmiştir. Sistem sadece düşey yük altında taşıyıcılığını sürdürebilir. Artçı
depremler ile birlikte yapıda güç tükenmesi meydana gelebilir. Binada, taşıyıcı olan ve olmayan
elemanlardan dolayı can güvenliği tehlikesi mevcuttur. Bina rölatif kat ötelemeleri öngörülen
sınırların çok üstüne çıkmıştır.

Bina Performans Seviyesi (3-D): Taşıyıcı elemanlarda can güvenliği ve taşıyıcı olmayan
elemanlarda azaltılmış hasar seviyelerinin birleşimidir. Yönetmeliklerde esas alınan ve 50 yıllık süre
içerisinde aşılma olasılığı %10 olan deprem için verilen deprem kuvvetlerinin %75 ini alarak yapılan
güçlendirme müdahalesinin böyle bir performans seviyesini sağlaması öngörülür.

Bina Performans Seviyesi (3-B): Bu seviyede, taşıyıcı sistemdeki hasar binanın kullanımına
engel olmamaktadır. Bu tür performans seviyesinin bütün bir bina için öngörülmesi yerine, binanın
kontrol merkezi ve bilgisayar merkezi gibi belirli hacimleri için kabul edilmesi uygun olabilir [ Celep ve
Kumbasar, 2004 ].
ATC 40’a göre yapılacak hesaplarda, grafik bir prosedür sayesinde yapının kapasitesi yapıdaki
deprem talebi ile karşılaştırılmaktadır. Deprem talebinin belirlenebilmesi için öncelikle elastik
spektrum eğrisinin tanımlanması daha sonra bunun talep spektrumuna dönüştürülmesi gerekir.

3. Sonuçlar

Bu çalışmada Türk Deprem Yönetmeliği (TBDY 2018), TS 500-2000 hasar sınırları


ve önlemleri ile Avrupa Birliği Deprem Yönetmeliğindeki (Eurocode 8), FEMA-356, FEMA-
440 ve ATC-40’ daki hasar tanımları ve alınabilecek önlemler karşılaştırılmıştır.
Tüm bu değerlendirmeler ve incelemeler ışığında şu sonuçlar elde edilmiştir;

Lineer olmayan analiz yöntemleri ile yapı talebi hesabında ATC 40 ve FEMA 356
aynı performansa dayalı metodu kullanmaktadır. İki standartta yapıların kuvvet-şekil
değiştirme davranışını tahmin etmek için artımsal itme eğrisi kullanılmaktadır. Fakat bu iki
standardı birbirinden ayıran hesap farklılığı ise yer değiştirme isteminin hesaplanmasındadır.
FEMA 356 da katsayı yöntemi ile hesap yapılırken, ATC 40 da kapasite spektrum yöntemi ile
hesap yapılmaktadır.

You might also like