Professional Documents
Culture Documents
Dehan Z Ke Fedin
Dehan Z Ke Fedin
Dehan›z› Keflfedin
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 3
DEHANIZI
KEfiFED‹N
Tarihin En Devrimci On Akl›
Gibi Düflünmenin Yollar›
Michael J. Gelb
BOYNER YAYINLARI
Bilgeli¤e eriflene,
Akl› bulana ne mutlu!
Daha de¤erlidir mücevherlerden,
Dileyece¤in hiçbir fley onunla k›yaslanamaz.
Yollar› sevinç yollar›d›r,
Evet, bütün yollar› esenli¤e ç›kar›r.1
—MICHAEL J. GELB
1
Kutsal Kitap, Kitab› Mukaddes fiirketi, Yeni Yaflam Yay›nlar›, ‹stanbul, 2. Bas›m, fiubat 2002, s. 788.
(Süleyman’›n Özdeyiflleri 3:13,15,17)
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 7
‹Ç‹NDEK‹LER
ÖNSÖZ / ... 9
TEfiEKKÜR / ... 11
G‹R‹fi: Devlerin Omuzlar› Üstünde / ... 12-35
-1-
Platon
Bilgelik Sevginizi Derinlefltirin / ... 36-65
-2-
Brunelleschi
Perspektifinizi Geniflletin / ... 66-97
-3-
Kolomb
Dikey Gidin: ‹yimserli¤inizi,
Hayal Gücünüzü ve Cesaretinizi Güçlendirin / ... 98-123
-4-
Kopernik
Dünya Görüflünüzde Devrim Yap›n / ... 124-149
-5-
I. Elizabeth
Gücünüzü Dengeli ve Etkin Olarak Kullan›n / ... 150-179
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 8
-6-
Shakespeare
Duygusal Zekân›z› Gelifltirin / ... 180-213
-7-
Jefferson
Mutlulu¤u Aray›n ve Özgürlü¤ünüzü Yüceltin/ ... 214-247
-8-
Darwin
Gözlem Gücünüzü Gelifltirin ve Aç›k Fikirli Olun / ... 248-279
-9-
Gandhi
Ruhun, Akl›n ve Bedenin Uyumunu
Sa¤lamak için Manevi Deha ‹lkelerini Uygulay›n / ... 280-317
- 10 -
Einstein
Hayal Gücünüzün
Dizginlerini Sal›verin / ... 318-349
ÖNSÖZ
9
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 10
narak, belli alanlarda baflar›y› garanti eden Tanr› vergisi bir meziye-
ti ya da do¤ufltan gelen bir yetene¤i temsil etmeye bafllam›flt›r. Öte
yandan, bireysel deha kavram›n›n temelden kusurlu oldu¤unu ve on
sekizinci yüzy›l sonlar› ile on dokuzuncu yüzy›l bafllar›n›n Romantik
fikirlerinden biri olmaktan öteye geçemedi¤ini savunanlar da olmufl-
tur. Gelgelelim, en yetenekli insanlar› bile bozguna u¤ratm›fl engelle-
ri aflabilen kiflilerdeki t›ls›m› ilk fark edenler Romantiklerdir asl›nda.
Deha tarihinin, Shakespeare taraf›ndan saptanan genel bir e¤ilimi
vard›r: Devrimci bir dâhi olabilmek için, belki biraz da deli olman›z
gerekebilir.
Deha hakk›nda konuflurken ak›l almaz metaforlara baflvurmak-
tan kaç›n›lamayaca¤›na inan›l›r. Bu belki de sadece bir klifleden iba-
rettir. Ama bence de¤ildir. Dehay› anlamak, tarihsel flartlar›n, kültü-
rel ortam›n ve baflka unsurlar›n fark›nda olmay› gerektirse de deha
her zaman bireyseldir. Yine de onu kolayca tan›mlay›p, sözcüklerle
formüle edemeyiz. Fakat (bu ifl bazen yüzy›llar alsa da) gördü¤ümüz
veya hissetti¤imiz zaman dehay› tan›yabilir ve hayal gücümüzü kul-
lanarak onun anlafl›lmas› güç niteli¤ini kavrayabiliriz.
Kendimize Kopernik’in, Brunelleschi’nin ya da Einstein’›n insa-
nüstü dehalar›n› örnek almaya kalk›flmak delilik midir? E¤er tüm bu
büyük dâhilerin devrimci görüfllerini gelifltirirken temel dikkat ve
azim ilkelerini uygulad›klar›n› hesaba katarsak, hay›r, de¤ildir. Da-
has›, kitle iletiflim kültürünün çirkin ve uyumsuz yap›s› karfl›s›nda,
bu sayfalarda kiflisel deha, güzellik ve do¤ruluk aray›fl›na verilen
önem, hayat›m›z› estetik, entelektüel ve ahlaksal aç›lardan zenginlefl-
tirebilir.
Tabii ki hepimiz Michael Gelb’in seçimlerini elefltirmekte özgü-
rüz, ama onun kitaba dahil etti¤i kiflilerin örnek al›nacak yanlar› ol-
du¤unu da kabul etmek zorunday›z. Bu dâhilerin hepsini gözü kapa-
l› örnek alabilece¤imiz söylenemese de, baflarabilece¤imize inand›¤›-
m›z takdirde neler yapabilece¤imizin en güzel kan›t›d›r onlar.
—Martin Kemp, Oxford Üniversitesi, Sanat Tarihi Profesörü
10
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 11
TEfiEKKÜR
11
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 12
G‹R‹fi
12 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 13
G‹R‹fi 13
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 14
14 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 15
G‹R‹fi 15
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 16
16 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 17
G‹R‹fi 17
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 18
t›¤›m bir muhabir, size de tan›d›k gelebilecek bir endifleyi dile getir-
di. “Basketbolü seviyorum, ama ne yaparsam yapay›m asla Michael
Jordan gibi olamayaca¤›m,” dedi. “O halde Leonardo gibi, Einstein
gibi ya da I. Elizabeth gibi olmay› kim geçirebilir akl›ndan?” Onu ga-
yet iyi anl›yorum. Yaflam›n herhangi bir alan›nda dehay› incelerken
kiflinin kendini de¤ersiz hissetmesi normaldir. E¤er kendimi do¤ru-
dan do¤ruya Michael Jordan’la k›yaslarsam, basketbol sahas›ndaki
cesaretim bir anda yok olup gider. Halbuki Jordan’› kendimle k›yas-
layaca¤›ma, onun basketboldaki ustal›¤›n›n kifliye özel yanlar›ndan
baz›lar›n› (oyuna odaklan›fl›n›, tak›m arkadafllar›na dikkatini, defan-
sa karfl› hareket edifl tarz›n› ve kariyeri boyunca performans›n› tüm
düzeylerde gelifltirme azmini) kendime örnek alacak olursam, ondan
esinlenerek kendi performans›m› yükseltebilirim.
Leonardo da Vinci yarat›c›l›k için neyse, Michael Jordan da bas-
ketbol için odur. Leonardo’nun rol modelleri Leon Battista Alberti
ve Filippo Brunelleschi idi; Michael’sa kendine Julius Erving ve Elgin
Baylor’› örnek alm›flt›. Gözünü yükseklere dikmifl basketçiler için ha-
z›rlanacak bir k›lavuz kitap, mutlaka Michael’la bafllamal›d›r, sonra
di¤er efsanevi oyuncular›n özelliklerini tan›tarak devam edebilir: Dr.
J. ve Elgin Baylor’›n ak›flkan hareketini, Bob Cousy’nin top tutuflu-
nu, Bill Russell’›n defans›n›, Magic Johnson’›n pas veriflini, Karl Ma-
lone’un vücudunu kullan›fl›n›, Larry Bird’ün dengesini ve Cheryl
Miller’›n mükemmel at›fl tarz›n›.
Bu kitap, tarihin 盤›r açan ölümsüz düflünürlerinden kurulu
devrimci-dâhi düfl tak›m›ndan dersler alman›z› sa¤layacak olan reh-
berinizdir. Tamam› y›ld›zlardan oluflan bu tak›m› bir araya getirmek
için, tarihin en sars›c› fikir, keflif ve bulufllar›n›n pefline düfltüm. Dü-
flünce, eylem ve yarat›m alanlar›nda, pratik ve yararl› olman›n yan›
s›ra orijinal de olan, belli bir bireye mal edilebilen, 盤›r açan bulufl-
lar arad›m. Elbette, 盤›r açan her büyük bulufl, karmafl›k bir etkile-
flim, çaba ve flans buluflmas›n›n eseridir. En ileri, yarat›c› ve orijinal
düflünceler, tarihsel flartlar›n, eski dâhilerin, ak›l hocalar›n›n ve iflbir-
likçilerin, buluflu yapan kifli üzerindeki etkileri sonucu do¤ar. Bu sü-
recin “kifliye özel” yanlar› inkâr edilemese de, devrimci deha kavra-
m›ndaki en önemli unsurlar›n tespiti mümkündür.
18 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 19
G‹R‹fi 19
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 20
20 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 21
G‹R‹fi 21
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 22
22 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 23
G‹R‹fi 23
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 24
24 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 25
G‹R‹fi 25
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 26
26 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 27
F F F F F F F F F F F F F F F F F F F
* Ayd›nlanma dâhilerinden biri olan ve listemizdeki on dâhiyi az farkla takip eden Francis Bacon, matba-
an›n, barutun ve m›knat›sl› pusulan›n “tüm dünyan›n görünümünü de¤ifltirdi¤ini” gözlemlemiflti. Bu üç dev-
rimsel buluflun üçü de (makarnay› söylemeye bile gerek yok!) Çin’den ç›km›flt›r. E¤er Ming imparatoru 1433
y›l›nda donanmas›n› geri çekmeyip, bir izolasyon politikas› bafllatmasayd›, bu kitap belki de çok farkl› harf-
lerle, Çince olarak yaz›lacakt›.
G‹R‹fi 27
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 28
2
Zeitgeist [Alm.]: Zaman›n ruhu, bir devrin karakteristi¤i olan genel entelektüel ve kültürel ortam, bir
dönem ya da ça¤›n "düflünce iklimi". (ç.n.)
28 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 29
KISTASLARLA ‹LG‹L‹
B‹RKAÇ SORU
Listede neden sadece bir kad›n ve beyaz ›rktan olmayan tek bir kifli var?
Deha potansiyeli, erkeklere, kad›nlara ve her ›rktan tüm insanlara
eflit biçimde bahfledilmifltir. Dehay› gelifltirme f›rsat›ysa tabii ki her-
kese eflit biçimde paylaflt›r›lmam›flt›r. Ve tüm engellere karfl›n yete-
neklerini gelifltirmeyi baflaran pek çok kad›n ve az›nl›k, hak etti¤i iti-
bar› görmemifltir. Bu kitapta k›sa yaflamöykülerine yer verilen büyük
dâhilerin, esinlendirici fikirleriyle herkese ulafl›p yard›mc› olmalar›n›
diliyorum. Cinsiyet ya da ›rk, kitaba dâhil edilen dâhilerin seçimin-
de k›stas olarak kullan›lmam›flt›r. I. Elizabeth ile Gandhi ise, bir hak-
kaniyet ifadesi olarak de¤il, seçilmeye lay›k olduklar› için seçilmifller-
dir.
Ya ‹sa ve Buda?
Dinlerin oluflumunu sa¤lam›fl ilahi esin kaynaklar› olarak görülen
G‹R‹fi 29
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 30
Ya Leonardo da Vinci?
Bir kitab›m s›rf ona ayr›lm›flt›!
BU K‹TAPTAN
EN ‹Y‹ NASIL FAYDALANIRSINIZ?
3
‹ngilizcedeki "genius" sözcü¤ü, hem "deha" hem de "dâhi" manas›na gelir. Dolay›s›yla, "Discover Your
Genius" bafll›¤›, hem "Dehan›z› Keflfedin" hem de "Dâhinizi Keflfedin" fleklinde alg›lanabilir. (ç.n.)
30 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 31
G‹R‹fi 31
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 32
32 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 33
G‹R‹fi 33
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 34
34 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 35
G‹R‹fi 35
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 36
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 37
Platon
(yaklafl›k olarak, ‹Ö y. 428-348)
—JOHN KEATS
37
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 38
38 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 39
—PLATON
Ö⁄RETMEN VE Ö⁄RENC‹
PLATON 39
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 40
PLATON RÖNESANSI
40 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 41
PLATON 41
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 42
42 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 43
n› hiç çeviremiyorlar.”
Platon, tutsaklar›n k›s›tlanm›fl görüflünü tarif etmeyi sürdürür.
Onlar›n “gerçekli¤i”, arkalar›nda yanan bir ateflin ma¤ara duvar›na
yans›tt›¤› gölgelerle s›n›rl›d›r. Platon sonra flöyle der: “Zincirlerinden
kurtar›l›p ›fl›¤a kavuflturulduklar› takdirde onlara neler olaca¤›n› dü-
flünün.” Mahkûmlar ›fl›¤›n parlakl›¤›na uyum sa¤lamakta ve önceki
“gölge-gerçekli¤i”nin yan›lsamalar›n› yenmekte güçlük çekerler.
“Gölge-gerçekli¤i”, ›fl›k dünyas›n›n basit bir yans›mas› oldu¤u mah-
kûmlarca bilinmeyen bir âlemdir. Keza bizim âlemimiz de Biçimler
Dünyas›’n›n s›n›rl› bir yans›mas›ndan ibarettir.
Platon’a göre, korkusunu yenen, zincirlerini k›ran ve ›fl›¤› ara-
mak için ma¤aradan ç›kmay› göze alan kifli, filozof olur. Filozofa güç
verense, bilgelik, iyilik, do¤ruluk ve güzellik sevgisidir. Platon’un
ma¤aradan kaçan ve ‹yi biçiminin ›fl›¤›n› gören do¤ru filozofu, ay-
d›nlanmaya giden yolu öbürlerine de göstermek için geri döner.
SEVG‹N‹N GÜCÜ
—PLATON
PLATON 43
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 44
44 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 45
DO⁄UNUN PLATON’U
(‹.Ö. 551-479)
‹ÇTEK‹ DEHA
PLATON 45
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 46
46 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 47
PLATON 47
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 48
Baflar›lar›n›n Özeti
48 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 49
PLATON VE S‹Z
PLATON 49
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 50
F F F F F F F F F F F F F F F F F F F
PLATON:
B‹LGEL‹K SEVG‹N‹Z‹ DER‹NLEfiT‹R‹N
KEND‹N‹Z‹ DE⁄ERLEND‹R‹N
50 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 51
ALIfiTIRMALAR
—PLATON
MERAK ED‹N
Merak duygusu, “fiu flu yerde bulundum, flu flu ifli yapt›m” gibi söylemlerle dolu bir
dünyada, ço¤u zaman naif ve “demode” bulunur. Oysa merak (“wonder”), harika
(“wonderful”) sözcü¤ünün kökü ve felsefi soruflturman›n bafllang›ç noktas›d›r.
Webster, wonder sözcü¤ü için flu eflanlaml›lar› öneriyor: hayranl›k, takdir, afalla-
ma, hürmet, flaflk›nl›k, hayret ve huflu.
Defterinize, sizi hayret, hürmet ve huflu duygular›yla dolduran on harika fley-
den, an›lardan, hayallerden, gözlemlerden, düfllerden ya da deneyimlerden olu-
flan bir liste yap›n.
Merak duygusunu her gün yaflamak, akl›n›z› hep aç›k fikirli kalmaya ve ya-
flamdan ald›¤›n›z hazz› ço¤altmaya davet etmenin fevkalade bir yoludur. fiair Sa-
muel Taylor Coleridge, merak duygusu için “tüm insani alg›lar›n yaflama gücü ve
birincil etmeni” demifltir. Yirminci yüzy›l dâhisi Buckminster Fuller’in sözleriyle,
“Naif olmaya cesaret edin!”
PLATON 51
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 52
—PLATON
52 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 53
PLATON‹K SEVG‹:
GÜZELL‹K VE ROMANT‹K AfiK
Platon’a göre, ‹yi’nin en üstün biçimi günefl taraf›ndan temsil ediliyordu. Hem Sok-
rates hem de Platon, bilgeli¤i ve iyili¤i ›fl›¤a eflit tutarlard›. Sokrates bize flöyle söy-
lüyor:
“Akl›n karanl›k yerine ›fl›¤› görmesi için, tüm ruhun bu de¤iflken dünyaya s›rt
çevirmesi gerekir, ta ki gözü gerçekli¤i ve iyi dedi¤imiz o üstün görkemi seyre dal-
4
Emily Dickinson, fiiirler, çev. Selahattin Özpalab›y›klar, ‹yi fieyler Yay›nc›l›k, ‹stanbul, 1994, s. 81.
PLATON 53
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 54
may› ö¤renene kadar. Dolay›s›yla, tam olarak bu etkiyi do¤urmay› amaçlayan bir
sanat da pekâlâ olabilir.”
fiair Ted Hudges, böyle bir sanat› uygulad› ve ö¤retti. Ö¤rencilerini, sizin de
hoflunuza gidebilecek basit bir ›fl›k meditasyonuyla fliir yazmaya haz›rlad›. Karan-
l›k, sessiz bir odada rahatça oturun. Bir masan›n üstüne basit bir mum koyun ve
yak›p alevini seyredin. Bak›fl›n›z› gevflek ama sabit tutun. Konsantrasyonunuzu
kaybetti¤iniz zaman alevin ›fl›¤›na dönün. Kendinizi yarat›c›l›k gerektiren herhan-
gi bir ifle haz›rlamak için harika bir uygulamad›r bu. Eskiz çizmeden, resim yapma-
dan ya da fliir yazmadan önce ›fl›k meditasyonu yapmay› deneyin.
‹nsana ilham veren bir di¤er ›fl›k meditasyonu da, güneflin do¤uflunu ve ba-
t›fl›n› ayn› gün içinde seyretmektir. Elbette, Platon’un bizi aramaya yöneltti¤i ›fl›k
içimizdedir. Çandogya Upaniflad’da ifade edildi¤i gibi: “Yeryüzündeki her fleyin
ötesinde, yüksek, en yüksek göklerin ötesinde parlayan bir ›fl›k vard›r. O ›fl›k, kal-
binizde parlayan ›fl›kt›r.”
54 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 55
PLATON 55
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 56
100 SORU
56 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 57
PLATON 57
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 58
caklarla ilgili bölümü buldum. ‹stersem durabilece¤imi biliyordum, ama durmak ye-
rine sonuna kadar dayanmaya karar verdim. Çünkü, kendime de söyledi¤im gibi,
bütün söylenenleri yaparsam NE olaca¤›n› sahiden merak etmekteydim. Bir ya-
n›m, bu al›flt›rmadan çok derin ya da beklenmedik bir fley ç›kaca¤›na inanm›yor-
du.
“Hakikaten de, 88. sorudan 89. soruya geçerken ani ve çok belirgin bir de¤i-
flim oldu. ‘Yaflam prati¤inin yan› s›ra neyin önemi vard›r?’dan, ‘Ifl›k nerededir, güç
ve ilahiyat kayna¤› (her fleyin bafllang›c› ve ilham›) nerededir?’e geçtim. Bunu yaz-
d›¤›m s›rada, bedenimin de bir tür de¤iflime u¤rad›¤›n›n fark›ndayd›m. Sanki ha-
lüsinasyon gördüren bir ilac›n etkisi alt›ndaym›fl ya da çok farkl› bir ruh haline gi-
riyormufl gibiydim. Kalemimin güncemin sayfalar› üzerindeki bask›s›n› hisseder-
ken, bir an için, asl›nda benden ayr› bir fleyin ya da birinin ya da bir enerjinin, yaz-
ma iflini benim yerime sürdürdü¤ü, kalemimi benim yerime hareket ettirdi¤i hissi-
ne kap›ld›m.
“O zaman hayal meyal kendime flöyle dedim: ‘Bu ben de¤ilim, flu anda...
içimden bir fley geçiyor.’ De¤iflik bir bilinç hali yaflam›fl olabilece¤ime inan›yorum.
“Düflününce, sorular›n içerik aç›s›ndan nas›l de¤iflti¤ini, zihnimi meflgul
eden egoist düflüncelerden ve ola¤an kayg›lardan ç›k›p, sonunda mistik bir dene-
yüstü ruh halini yans›tt›¤›n› görmek çok ilginç. ‹flin ilginç yan›, derin tabir etti¤im
bu sorulardan daha önce de haberdard›m ve isteseydim baz›lar›n› yazm›fl da ola-
bilirdim, ama bu süreçten geçmifl olmad›¤›m için, gözüme yapmac›k görünüyor-
lard›.
“Benim için bütün bunlar, herhangi bir projeye at›lmam›za izin vermemizin,
kendi kendimizi denetlemeyi ve utan›p s›k›lmay› bir tarafa b›rak›p, yapmakta ya da
araflt›rmakta oldu¤umuz fleye kendimizi kapt›rmam›z›n, her deneyimi (kliflelerin
ötesine geçerek, kay›ts›zl›¤› ve vurdumduymazl›¤› aflarak) mümkün oldu¤unca
dolu dolu yaflamam›za ‹Z‹N VERMEM‹Z‹N ne inan›lmaz derecede önemli oldu¤u-
nu gösteriyor. ’Yaflamak’ BU olsa gerek, öyle de¤il mi?”
100 soru al›flt›rmas›n› yaparak “bilgelik sevginizi derinlefltirmeyi” deneyin.
Sonra da Roben’›n yapt›¤› gibi, bu süreçten ö¤rendiklerinizi güncenize not edin.
‹flte, bir kez daha, direktifler:
Defterinize, sizin için önemli olan yüz soruyu listeleyin. Dikkate de¤er buldu-
¤unuz sürece, her çeflit soruyu listenize katabilirsiniz: “Nas›l para biriktirebilirim?”
ya da “Daha fazla nas›l e¤lenebilirim?”den tutun, “Varoluflumun anlam› ve amac›
nedir?” ya da “Yaradan’a en iyi nas›l hizmet edebilirim?”e kadar.
Listenin tamam›n› bir oturuflta yap›n. Çabuk çabuk yaz›n. Yaz›m ve gramer
58 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 59
Ayd›nlanma ça¤› filozoflar›ndan John Stuart Mill, incelenmifl bir hayat yaflaman›n
önemine dair Platonik kavram› flu sivri sözlerle savunurdu: “Tatmin olmam›fl bir in-
san olmak, tatmin olmufl bir domuz olmaktan iyidir; tatmin olmam›fl bir Sokrates
olmak, tatmin olmufl bir ahmak olmaktan iyidir. Ve o ahmak ya da domuz, farkl›
görüflteyseler, bunun sebebi onlar›n sorunun sadece kendilerine ait olan k›sm›n›
bilmeleridir. Karfl›laflt›rman›n öbür taraflar› (insan ve Sokrates) ise her iki k›sm› da
bilirler.”
Baflka bir deyiflle, Sokratik/Platonik bir perspektiften bak›ld›¤›nda, bilgisizlik
mutluluk de¤ildir ve yaflamlar›m›zda ahlakl›l›¤› soruflturmak, bizi rahats›z etse bi-
le, incelememizin en önemli önceli¤ini oluflturur.
Ahlak dünyan›z›n durumunu, izleyen yollarla araflt›r›n.
Suyu kimin keflfetti¤ini bilmiyorum, ama o kiflinin bir bal›k olmad›¤› kesin. Bal›klar
nas›l suya gömülüp kalm›flsa, bizler de reklam, pazarlama ve medya taraf›ndan
öyle bir kuflat›lm›fl›z ki, duyular›m›z onlar›n ahlak bilincimiz üzerindeki etkilerini al-
g›layamayacak kadar körelmifl olabilir.
Kendinize Sorun
PLATON 59
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 60
Yirminci yüzy›l filozoflar›ndan Georgiy Gürciyev, pek çok insan›n, Platon’un ma¤a-
ra metaforunda tasvir edilene benzer bir “gölge âlemi”nde yaflamakta oldu¤una
dikkat çekmifltir. “‹nsan uykudad›r,” diye yazm›fl ve “öz-an›msama” ad›n› verdi¤i
60 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 61
GÖRÜNTÜ VE GERÇEKL‹K
Gerçek nedir? Görüntü nedir? Aradaki fark› nas›l anlar›z? Bu üç soru, felsefeyi do-
¤urmufltur. Platon ve Sokrates’ten önce, “Sokrates öncesi” filozoflar›, gerçekli¤in
görüntülerden esas itibariyle farkl› oldu¤u görüflündeydiler. Parmenides gerçekli-
¤in “tek” ve de¤iflmez oldu¤u varsay›m›n› do¤ru kabul ederken, Herakleitos onun
“ak›fl” oldu¤unu öne sürüyordu. Gerçeklik, Pythagoras için “müzik”, Thales için
“su”ydu, Demokritos’a göreyse “atomlar”dan olufluyordu.
Platon’un felsefenin babas› olarak taçland›r›lmas›n›n sebebi k›smen, Sokra-
tes öncesi fikir bollu¤unu ö¤retmeni Sokrates’in ö¤retileriyle sentezleyebilmesine
dayan›r. George Mason Üniversitesi etik felsefesi profesörü Roger Paden’›n aç›k-
lad›¤› gibi:
“Yunanl›lara göre, yaln›zca görüntüleri bilen kifli esas itibariyle bilgisizdir ...
Felsefede ilk ad›m, yaflamda da oldu¤u gibi, görüntülerin genellikle yan›lt›c› oldu-
¤unu kavramakt›r. ‹kinci ad›m, arkalar›nda bir gerçeklik oldu¤unu kavramakt›r.
Üçüncüsü, o gerçekli¤i bilmektir. Sonuncusuysa, görüntüleri altlar›nda yatan ger-
çeklikle ba¤lant›l› olarak anlamakt›r. Bunu ma¤ara hikâyesine ba¤larsan›z göre-
ceksiniz ki, Platon’a göre görüntülerin arkas›ndaki sabit gerçeklik, tek bir ‹yi biçi-
minden türemifl biçimlerdir. Görüntüler biçimlerin gölgesidir ve biçimlerle ba¤lant›-
l› olarak de¤erlendirilmeleri gerekir.”
Görüntüyü gerçeklikten ay›rt etmeyi ö¤renmek, felsefi aray›fl›n özünü olufltur-
du¤u gibi, günlük yaflamdaki bilgeli¤in de temelidir. “Görüntü ve gerçekli¤i” bir gü-
nünüzün temas› yap›p, ikisi aras›nda en çok göze çarpan z›tl›klara yönelik gözlem-
PLATON 61
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 62
lerinizi kaydedin. Görüntü/gerçeklik ayr›m›, bir tak›m elbiseden tutun, bir tebessü-
me kadar her fleyi görmek için kullanabilece¤iniz güçlü bir mercektir.
‹fi YAfiAMINDA PLATON
5
T. S. Eliot, Çorak Ülke, Dört Kuartet ve Baflka fiiirler, çev. Suphi Aytimur, Adam Yay›nlar›, ‹stanbul,
2000, s. 155.
62 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 63
PLATON 63
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 64
Platon, do¤ruluk, güzellik ve iyilik sorular›n› ele alan diyaloglar›yla, Bat› felsefe ge-
lene¤inin tonunu belirledi. Dört k›s›ml› kontrpuan tekni¤ini, yani melodiyi adeta sö-
zel bir diyalog gibi paylaflan dört ses sanat›n› gelifltiren Barok dönemi bestecileri
(özellikle Johann Sebastian Bach) bu gelene¤in üstün yorumcular›ndand›r. Mese-
la Bach’›n Brandenburg Konçertolar›’n›, “Viyolensel için Eflliksiz Alt› Süit”ini ya da
Re Minör Tokata ve Füg’ünü dinleyerek, düzen ve güzelli¤in kâinattaki önemini
anlatan bu güçlü müzikal söylemlerin tad›na var›n.
Platon’un kusursuz toplumu ulafl›lamaz bir ideal olarak kald›, ama bu ideal,
Bach’›n enfes müzi¤inde yaflamay› sürdürüyor. Bach’›n ölümünden alt› y›l sonra
Mozart do¤du ve bu inan›lmaz harika çocuk, alt› yafl›na geldi¤inde çoktan bir dizi
müthifl beste yapm›fl ve konser vermiflti. Hiç flüphe yok ki, Mozart’›n müzi¤i do¤-
rudan do¤ruya Platon’un saf güzellik âleminden uyarlanm›fl gibidir. Örne¤in, Mo-
zart’›n Klarnet ve Orkestra için La Majör Konçerto’su, Platonik bilgelik soruflturma-
s›n›n harikulade bir müzikal ifadesidir. Klarnet ile orkestra aras›ndaki karfl› konul-
maz diyalogu dinlerken, do¤ruluk ve güzelli¤in özüne yaklaflt›¤›n›z› hissetmekten
kendinizi alamazs›n›z.
BRUNELLESCHI’YE GEÇERKEN
64 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 65
PLATON 65
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 66
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 67
Filippo
Brunelleschi
(1377-1446)
Perspektifinizi Geniflletin
67
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 68
yüz hatlar› do¤ru verilmiyordu. Brunelleschi’nin profilini o güçlü, kartal gagas› gibi
k›vr›k burnuyla gözümde canland›rmak zorundayd›m. Bunun için, hem yo¤unluk
hem de do¤all›k içeren birkaç Raffaello portresine bakt›m.
Kiflinin perspektifini geniflletmesi konusundaki kendi yorumumu aktarmak
için, üstlenilen büyük bir iflin tamamlan›fl›n› görmekte olan bir bak›fl›, çelik gibi bir
kararl›l›k ve bu ifli olduran bir yüreklilik yans›tan bir yüze yerlefltirmem gerekiyor-
du.—Norma Miller
68 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 69
—GIORGIO VASARI,
M‹MAR, RESSAM VE HEYKELC‹LER‹N YAfiAMLARI (1568)
FILIPPO BRUNELLESCHI 69
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 70
BRUNELLESCHI: MICHELANGELO’NUN
KAHRAMANI
70 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 71
DIVINO INGENIO:
SORUNLARA YARATICI ÇÖZÜMLER BULMAK
FILIPPO BRUNELLESCHI 71
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 72
72 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 73
la d›flar› ç›karmak zorunda kald›lar. Bundan sonra bir süre için ne-
reye gitse, insanlar “‹flte bak, deli adam,” diye ba¤›rd›lar.
FILIPPO BRUNELLESCHI 73
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 74
—FILIPPO BRUNELLESCHI
74 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 75
HAYALDEN GERÇE⁄E
FILIPPO BRUNELLESCHI 75
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 76
76 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 77
n›z ki, onu çantada keklik görüyoruz. Ama Rönesans’tan önceki y›l-
lar boyunca, ressamlar gerçek dünyada gözlemledikleri alan derinli-
¤inin ayn›s›n› resimlerine yans›tmay› hiç dene-
memifllerdi. On üçüncü ve on dördüncü yüzy›l›n Brunelleschi, Rönesans
Brunelleschi’yi de flüphesiz etkilemifl olan öncü mimarisinin babas› ol-
Floransal› ressamlar› Cimabue ve Giotto’nun makla kalmad›. Sanat
baz› denemeleri hariç, Rönesans öncesi sanat tarihinin bir di¤er çok
yap›tlar›n›n ço¤u, gerçek dünyadan çarp›c› de- önemli keflfi de ... ona
recede farkl›, derinliksiz bir görüfl alan›n› resme- mal edilebilir ... pers-
der. pektifin keflfi. ... Sanat-
King’e göre, “Filippo genellikle perspektifin ç›lara bu problemin ma-
mucidi olarak, matematiksel perspektif kanun- tematiksel çözümünü
lar›n› keflfeden (ya da yeniden keflfeden) kifli ola- sunan kifli Brunelleschi
rak görülür.” Görsel temsildeki bu bulufl, ilk oldu. Bu keflfin ressam-
bak›flta s›radan görünse de, Rönesans’›n güçlen- lar aras›nda yaratt›¤›
heyecan muazzam ol-
dirilmifl birey kavram› hakk›nda çok fley anlat›r.
mufltur herhalde.
Perspektifi dünyan›n daha do¤ru bir temsilini
—PROFESÖR SIR ERNST
yaratmak için kullanmak, bir ressam›n kendi GOMBRICH. THE STORY OF
tanr›sall›¤›n› ileri sürmesiyle birdi. Tanr›’n›n ART (SANATIN ÖYKÜSÜ)
eseri olan dünyay› bu kadar benzer biçimde ye-
niden yaratma gücü daha evvel ressamlara hiç verilmemiflti. Resmi
yap›lan nesnenin gözlenmekte oldu¤u belli bir noktan›n (kaçma nok-
tas›n›n yerini belirleyen perspektifin) gündeme gelifli, ortaça¤ stan-
dartlar›n›n s›radan ölümlülere ba¤›fllad›¤› güçlerden daha tanr›sal
gözlem güçlerini bütün insanl›¤a ba¤›fllam›flt›r.
FILIPPO BRUNELLESCHI 77
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 78
78 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 79
YEN‹ BENL‹K
FILIPPO BRUNELLESCHI 79
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 80
80 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 81
Baflar›lar›n›n Özeti
FILIPPO BRUNELLESCHI 81
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 82
BRUNELLESCHI VE S‹Z
82 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 83
F F F F F F F F F F F F F F F F F F F
BRUNELLESCHI:
PERSPEKT‹F‹N‹Z‹ GEN‹fiLET‹N
KEND‹N‹Z‹ DE⁄ERLEND‹R‹N
FILIPPO BRUNELLESCHI 83
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 84
ALIfiTIRMALAR
M‹MAR‹ B‹L‹NC‹
84 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 85
FILIPPO BRUNELLESCHI 85
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 86
Ma¤ara
A¤aç evi
K›z›lderili çad›r›
Büyük Piramitler
Parthenon
Chartres Katedrali
Center Hall Colonial House
Versailles Saray›
Japon Ryokan
fielale Evi
ABD Capitol Binas›
New York City ve Bilbao’daki Guggenheim Müzeleri
Empire State Binas›
Los Angeles’taki Getty Müzesi
86 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 87
New York Times, geçenlerde dot.com piyasas›n›n çöküflünü konu alan bir yaz› di-
zisi yay›nlad›. Makalelerden biri, yeni iflsiz kalm›fl bir reklam müdürünün hikâyesi-
ne yer veriyor, adam›n bir zamanlar yüksekten uçan ‹nternet patronundan ald›¤›
binlerce de¤ersiz hisseyle ortada kal›fl›n› anlat›yordu. Akflamüstlerini civardaki bir
barda kendini avutarak, ans›z›n belirsizleflen gelece¤ini kara kara düflünerek ge-
çirmeye bafllam›flt›. “Hem kendime hem de bütün bu olanlara lanet ediyorum,” di-
ye hay›flan›yordu. “Akl›m olsayd› flimdi bir mimar olurdum.” Bir gecede ‹nternet
milyoneri olma, baflka türlü oldukça ulafl›lmaz görünen baflar›ya daha kolay yol-
dan, daha çabuk ulaflma hayalleri, pek çok kifliye hüsranla biten hayaller sundu.
Ça¤dafl kültür, maddi baflar›ya çok büyük de¤er yüklüyor. Bitmek bilmeyen bir te-
levizyon reklam› silsilesi, çok az çabayla k›sa sürede elde edilmifl büyük mali ka-
zançlar› örnekliyor. Ama k›sa yoldan zengin olma düflleri ço¤unlukla sonuçsuz
kal›yor.
H›z ça¤›nda yaflamam›za ve ayn› zamanda birden çok ifl yapmay› ö¤renmek
zorunda olmam›za karfl›n, bizi baflar›l› bir yaflam›n klasik baz› unsurlar›ndan uzak-
laflt›rmaya çal›flanlara kanmamal›y›z. Brunelleschi, ›srarc›l›k, sadakat ve çal›flkan-
l›k gibi modas› geçmifl ama güvenilir meziyetlerin de¤eri konusunda bize çok
önemli bir ders veriyor.
Brunelleschi’nin Roma’daki kapsaml› araflt›rmalar›, ömür boyu sürecek bir
projenin haz›rl›k aflamas›yd›. Kubbe inflaat› A¤ustos 1420’de bafllad› ve Brunel-
leschi’nin 1446’daki ölümünden hemen önceye kadar devam etti. Bu denli uzun
süreli projeler o dönem için tipikti, ama günümüz ifl ortam›ndaki uzun vadeli pro-
jelerle mukayese edilemez, çünkü art›k yirmi alt› gün bile uzun süre say›lmaktad›r.
Yine de, büyük ifller günümüzde bile vakit al›r ve dikkatli, kesintisiz konsant-
rasyon, en iyi sonuçlara ulaflmakta hayati önem tafl›r.
Dünyan›z, yaflant›n›z ve uzun vadeli amaçlar›n›z hakk›nda düflünmeye biraz
vakit ay›r›n. Defterinizi kullanarak, afla¤›daki sorulara iliflkin düflüncelerinizi dile
getirin.
FILIPPO BRUNELLESCHI 87
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 88
N‹HA‹ PERSPEKT‹F
Floransa’daki Museo dell’Opera del Duomo’da, Brunelleschi’nin
gerçek ölüm maskesini görebilirsiniz. Capomaestro’nun yüzünde,
haf›zalardan kolay kolay silinmeyen, alayc› bir tebessüm vard›r. Bel-
ki de bir di¤er “olanaks›z” proje üzerine düflüncelere dalm›fl gibidir.
Brunelleschi’nin, yüksek ideal ve önceliklerine tutkuyla ba¤l› bir ha-
yat yaflad›¤› çok aç›kt›r. Yaflam›n›n sonuna gelmifl insanlarla yap›lan
görüflmeler neredeyse istisnas›z olarak flunu gösterir: Bu kifliler geri-
ye dönüp yaflamlar›na bakt›klar› zaman, en büyük piflmanl›klar›n›n,
önceliklerine hizmet etmeyen al›flkanl›k ve davran›fllardan kaynak-
land›¤›n› görürler. ‹nsanlar, hemen her zaman ve her yerde, ölüme
yaklaflm›fl olman›n esinledi¤i genifl perspektifi yaflamlar› boyunca ko-
ruyabilmifl olmay› arzularlar.
Ço¤u kifli, keflke sevdiklerimle daha çok vakit geçirseydim, tut-
kular›m› keflfetmeye ve araflt›rmaya, hayat›n tad›n› ç›karmaya daha
çok vakit ay›rsayd›m, diye düflünür. Kendi ölüm maskenizin yüzün-
deki ifadeyi hayal etmek, hayat›n›z hakk›nda flimdiden düflünmenizi
sa¤lar, onu de¤ifltirme f›rsat› hâlâ elinizdeyken.
88 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 89
Bir projeye bafllarken, ço¤umuz bize baflkalar› taraf›ndan verilen ya da zaten eli-
mizde olan araçlar› kullan›r›z. Marangozlar çekiç, testere ve tornavidalarla çal›fl›r,
yat›r›m analistleri ise bilgisayarlar, özel yaz›l›mlar ve mali modeller kullan›r. Ama
kimi zaman, iflin bafl›nda sa¤lanan araçlar ifl için yetersiz kal›r ve amaçlar›m›za
ulaflmam›za sözümona yard›mc› olacak düzeneklerin bize koydu¤u s›n›rlar içinde
kendimizi engellenmifl hissetmeye bafllar›z.
Brunelleschi bu soruna yeni bir perspektif öneriyor. O, düfllerini gerçeklefltir-
mek için yeni araçlar gelifltirmiflti: üçboyutlu mekân›n gerçe¤e uygun resimlerini
yapmaya yarayan grafik araçlar, binalar› t›pk› Romal›lar gibi infla etmeye yarayan
oransal ve üslupsal araçlar ve Santa Maria del Fiore kilisesinin kubbesinin yerlefl-
tirilmesi gereken yerdeki derin uçurum üzerine köprü kurmaya yarayan yap›sal
araçlar. Filippo’nun yarat›c› çözümler bulmaya duydu¤u istek, dehas›n›n özünü
oluflturuyordu. Onun yaklafl›m› sizin de iflinize yarayabilir.
FILIPPO BRUNELLESCHI 89
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 90
90 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 91
FILIPPO BRUNELLESCHI 91
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 92
Çok önemli bir toplant›n›n ortas›nda, herkesin bir anda susup, bü-
tün kafalar›n salona girmekte olan kahve arabas›na çevrildi¤ini fark
etti¤iniz oldu mu? Herkes neden kahve arabas›na bakmak üzere ba-
fl›n› çevirir? Bundan bir iki dakika sonra, bir havaland›rma sistemi-
nin ›srarl› gürültüsünü ya da bir saatin tiktaklar›n› kolayl›kla kulak
ard› edebildi¤inizi hiç gözlemlediniz mi? Beyniniz bu sesleri nas›l
duymazdan gelir? Ve çalar saatiniz sabahlar› sizi nas›l uyand›r›r?
Tüm bu sorular›n cevab›, beyninizin, milyonlarca y›l süren evri-
mi boyunca, çevrenizdeki ani de¤iflimlere tepki vermeye ve ›srarl›
uyar›lar› kulak ard› etmeye koflullanm›fl olmas›d›r. Tüm bu tepkiler,
beyin sap›n›zdaki karmafl›k, serçeparmak büyüklü¤ünde bir sinir a¤›
olan retiküler formasyon taraf›ndan koordine edilir. Retiküler for-
masyon, bilinçli müdahaleniz olmaks›z›n, sizi çevrenizdeki en ivedi
uyar›lara dikkat etmeye otomatik olarak yönlendirecektir, kap›n›n
t›klat›l›fl› ya da çalmakta olan bir telefonun sesi gibi.
Günlük hayattaki en büyük zaman israf›, ivedi ama “amaçl›” olmayan etkin-
liklere enerji sarf etmekten kaynaklan›r. Pek çok toplant› ve telefon konuflmas› bu
kategoriye girer. Elbette, pek çok ivedi etkinlik ayn› zamanda önceliktir: son teslim
tarihi iyice yaklaflm›fl, önemli bir prezantasyon üzerinde çal›flmak, bodrumunuz-
daki s›z›nt›y› gidermek ya da tehlikeli bir ev kazas› geçiren çocu¤unuzu hastaneye
götürmek gibi.
Bununla birlikte, en önemli önceliklerimizden pek ço¤unu gözden kaç›r›r›z,
çünkü onlar “retiküler” alarm zilleri çalmazlar. Planlama oturumlar›, iliflki kurma ve
e¤itsel programlar gibi ivedi olmayan önceliklere yeterince vakit ay›rmak için
kendimizi bilinçli olarak disipline etmemiz gerekir. Ne tuhaft›r ki pek çok kifli,
zaman ve stres yönetimi konusundaki seminerlere kat›lamayacak kadar meflgul
6
Retiküler formasyon (a¤s› oluflum): Beyin sap›ndaki nöronlar›n uzant›lar›ndan oluflan, uyku ve uyan›kl›k
hali, dikkat, bilinç gibi ifllevleri denetleyen sinir a¤›. (ç.n.)
92 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 93
FILIPPO BRUNELLESCHI 93
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 94
‹fi YAfiAMINDA BRUNELLECHI
94 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 95
FILIPPO BRUNELLESCHI 95
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 96
KOLOMB’A GEÇERKEN
96 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 97
FILIPPO BRUNELLESCHI 97
04- Kristof Kolomb 2/9/05 18:11 Page 98
04- Kristof Kolomb 2/9/05 18:11 Page 99
Kristof Kolomb
(1451-1506)
99
04- Kristof Kolomb 2/9/05 18:11 Page 100
Claude Debussy, La Mer (Deniz) adl› yap›t›nda, geleneksel müzik dizileri gibi to-
nal bir merkezi bulunmayan, benzersiz tam ton dizisi kullan›m›yla, bir “dikey gidifl”
gerçeklefltirdi. Bu müzik, Kolomb ile mürettebat›na yabanc› olmayan bir hissi ak-
tar›r: karay› görmeden denizde yüzme hissi. Debussy, al›fl›lm›fl›n d›fl›ndaki bu di-
ziyi bestelerinde kullanarak güzel müzik yapmay› baflaran ilk besteciydi. Onun
flehvetli güzelli¤inin tad›n› ç›kar›n ve kula¤›n›z tan›d›k müzikal bölgeler ararken,
kaybolmuflluk duygusuna teslim olun. Bu görkemli parça, arka plandaki yanardö-
ner orkestra düzeniyle, sonsuz dalgalar›n rezonans›n› ustal›kla uyand›r›r.
Debussy ile bir okyanus deneyimi yaflad›ktan sonra, Antonin Dvorák’›n Yeni-
dünya Senfonisi olarak da bilinen Mi Minör Dokuzuncu Senfoni’sini dinleyin. Dvo-
rák’›n baflyap›t› olan bu beste, insan ruhunun fethedilemez iyimserli¤ine bir arma-
¤and›r. Dramatik ve renkli orkestrasyon kullan›m›yla, Dvorák sizi yeni armonik
dünyalar› keflfe götürür. Al›flt›¤›n›z bir k›y› fleridine “dikey gitmek” için cesaretinizi
toplamaya çal›fl›rken, bu ilham verici müzi¤e kulak kabart›n.
KOPERN‹K’E GEÇERKEN