Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 100

01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 1

Dehan›z› Keflfedin
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 3

DEHANIZI
KEfiFED‹N
Tarihin En Devrimci On Akl›
Gibi Düflünmenin Yollar›

Michael J. Gelb

Çeviren: Handan Balkara


01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 4

BOYNER YAYINLARI

Eski Büyükdere Caddesi, Park Plaza 22, Maslak-‹stanbul


Tel: (212) 345 09 00
e-mail: by@boyner-holding.com.tr
web: www.boyner-holding.com.tr

Orjinal Ad› ve Yay›mc›s›: Discover Your Genius


Harper Collins, New York

©2002 by Micheal J. Gelb

Türkçe Yay›n Haklar› Akçal› Telif Haklar› Ajans›


taraf›ndan sa¤lanm›flt›r.

1. Bas›m: Mart 2003, ‹stanbul


2. Bas›m: Aral›k 2004, ‹stanbul
ISBN: 975-7004-38-3

Yay›n Yönetmeni: Gülflen Heper

Kapak: Rafineri Reklamc›l›k


Dizgi, Bask› ve Cilt: Altan Matbaa Ltd.
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 5

Örnek yaflamlar›yla flu kutsal sözleri hayata geçiren


annem ve babam Joan ve Sandy Gelb’e:

Bilgeli¤e eriflene,
Akl› bulana ne mutlu!
Daha de¤erlidir mücevherlerden,
Dileyece¤in hiçbir fley onunla k›yaslanamaz.
Yollar› sevinç yollar›d›r,
Evet, bütün yollar› esenli¤e ç›kar›r.1

Talmud flöyle der: "Öteki dünyada, her birimizden, Tan-


r›’n›n yeryüzüne sundu¤u ve bizim tad›n› ç›karmay› red-
detti¤imiz tüm iyi fleyler için hesap vermesi istenecek."
Bu büyük karakterlerin bilgeli¤ini, yukar›da sözü edilen
sorguyu mümkün oldu¤unca k›sa tutmak için kullan-
man›z› dilerim.

—MICHAEL J. GELB

1
Kutsal Kitap, Kitab› Mukaddes fiirketi, Yeni Yaflam Yay›nlar›, ‹stanbul, 2. Bas›m, fiubat 2002, s. 788.
(Süleyman’›n Özdeyiflleri 3:13,15,17)
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 7

‹Ç‹NDEK‹LER

ÖNSÖZ / ... 9
TEfiEKKÜR / ... 11
G‹R‹fi: Devlerin Omuzlar› Üstünde / ... 12-35

-1-
Platon
Bilgelik Sevginizi Derinlefltirin / ... 36-65

-2-
Brunelleschi
Perspektifinizi Geniflletin / ... 66-97

-3-
Kolomb
Dikey Gidin: ‹yimserli¤inizi,
Hayal Gücünüzü ve Cesaretinizi Güçlendirin / ... 98-123

-4-
Kopernik
Dünya Görüflünüzde Devrim Yap›n / ... 124-149

-5-
I. Elizabeth
Gücünüzü Dengeli ve Etkin Olarak Kullan›n / ... 150-179
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 8

-6-
Shakespeare
Duygusal Zekân›z› Gelifltirin / ... 180-213

-7-
Jefferson
Mutlulu¤u Aray›n ve Özgürlü¤ünüzü Yüceltin/ ... 214-247

-8-
Darwin
Gözlem Gücünüzü Gelifltirin ve Aç›k Fikirli Olun / ... 248-279

-9-
Gandhi
Ruhun, Akl›n ve Bedenin Uyumunu
Sa¤lamak için Manevi Deha ‹lkelerini Uygulay›n / ... 280-317

- 10 -
Einstein
Hayal Gücünüzün
Dizginlerini Sal›verin / ... 318-349

SONUÇ: Ba¤lant› Kuruyorum, Öyleyse Var›m / ... 350-361


01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 9

ÖNSÖZ

Michael Gelb, her zamanki sürükleyici üslubuyla, bizi on dâhinin te-


mel niteliklerini araflt›rmaya ve ilkelerini uygulamaya davet ediyor.
Bu ola¤anüstü bireylerin her biri dünyay› de¤ifltirmifltir. Gelb de bizi
onlardan ilham alarak hayata bak›fl›m›z› de¤ifltirmeye ça¤›r›yor.
Gelb’in tan›tt›¤› dâhiler, do¤rulu¤a ve güzelli¤e duyduklar› yo¤un
tutkudan güç alm›fllard›. Mesela gökyüzünü yeniden flekillendiren
Kopernik’i ele alal›m: Eski kozmolojik görüflü koruma çabalar› evre-
ni çirkin ve uyumsuz bir yap›ya mahkûm ederken, Kopernik’in yeni
kuram›yla çizdi¤i tablo, kendi ifadesiyle “son derece güzel ve uyum-
lu bir semavi düzeni” ya da “kusursuz bir tap›na¤›” yans›t›yordu.
Bafl›m›z› çevirip, çevremize baflka bir aç›dan bakt›¤›m›z zaman
her fley ne kadar da farkl› görünür. Bunu hepimiz hayretle tecrübe et-
miflizdir. Tarih genellikle tek bir istikamette ilerler. Baz› dâhilerse,
bafl›m›z› çevirip etraf›m›za bakmam›z› ve çevremizi bambaflka aç›lar-
dan görmemizi sa¤larlar. Mesela Leonardo, sürülmüfl bir tarladaki
pulluk izlerinin birleflir gibi göründü¤ü nokta olan “kaçma noktas›”
denen fleyin, biz tarlan›n yan›nda yürüdükçe bizimle birlikte hareket
etti¤ini fark etmifltir. Dâhi kifli, bak›fl aç›m›z› de¤ifltirmekle kalmaz,
dünyay› kendisiyle ayn› perspektiften görmemizi de sa¤lar.
Dâhiler, muhteflem bir kavray›fl, sezgi, ilham, düflünce ya da
inanç yoluyla, her fleyi farkl› bir perspektiften görür ya da alg›larlar.
Onlar›n yeni perspektifi, karfl› konulmazl›¤› zamanla ortaya ç›kan
öyle farkl› bir görüfl aç›s› sa¤lar ki, bir daha hiçbir fleyi eskisi gibi gö-
remeyiz. Onlar›n görüfl aç›s›, bizimkinden çok daha genifl bir alan›
kapsar. Bu ola¤anüstü baflar›n›n s›rr›, dâhilerin ayr›nt›lar aras›nda
ba¤lant›lar kurup, s›¤ bir bak›fl aç›s›yla görülemeyecek derin iliflkile-
ri keflfedebilmelerinde yatar.
Bafllang›çta “d›fl kaynakl› bir koruyucu ruh” olarak tan›mlanan
(ve “üretmek ya da do¤urmak” anlam›na gelen genare kökünden tü-
reyen) deha (genius) kavram›, Rönesans’ta yepyeni bir anlam kaza-

9
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 10

narak, belli alanlarda baflar›y› garanti eden Tanr› vergisi bir meziye-
ti ya da do¤ufltan gelen bir yetene¤i temsil etmeye bafllam›flt›r. Öte
yandan, bireysel deha kavram›n›n temelden kusurlu oldu¤unu ve on
sekizinci yüzy›l sonlar› ile on dokuzuncu yüzy›l bafllar›n›n Romantik
fikirlerinden biri olmaktan öteye geçemedi¤ini savunanlar da olmufl-
tur. Gelgelelim, en yetenekli insanlar› bile bozguna u¤ratm›fl engelle-
ri aflabilen kiflilerdeki t›ls›m› ilk fark edenler Romantiklerdir asl›nda.
Deha tarihinin, Shakespeare taraf›ndan saptanan genel bir e¤ilimi
vard›r: Devrimci bir dâhi olabilmek için, belki biraz da deli olman›z
gerekebilir.
Deha hakk›nda konuflurken ak›l almaz metaforlara baflvurmak-
tan kaç›n›lamayaca¤›na inan›l›r. Bu belki de sadece bir klifleden iba-
rettir. Ama bence de¤ildir. Dehay› anlamak, tarihsel flartlar›n, kültü-
rel ortam›n ve baflka unsurlar›n fark›nda olmay› gerektirse de deha
her zaman bireyseldir. Yine de onu kolayca tan›mlay›p, sözcüklerle
formüle edemeyiz. Fakat (bu ifl bazen yüzy›llar alsa da) gördü¤ümüz
veya hissetti¤imiz zaman dehay› tan›yabilir ve hayal gücümüzü kul-
lanarak onun anlafl›lmas› güç niteli¤ini kavrayabiliriz.
Kendimize Kopernik’in, Brunelleschi’nin ya da Einstein’›n insa-
nüstü dehalar›n› örnek almaya kalk›flmak delilik midir? E¤er tüm bu
büyük dâhilerin devrimci görüfllerini gelifltirirken temel dikkat ve
azim ilkelerini uygulad›klar›n› hesaba katarsak, hay›r, de¤ildir. Da-
has›, kitle iletiflim kültürünün çirkin ve uyumsuz yap›s› karfl›s›nda,
bu sayfalarda kiflisel deha, güzellik ve do¤ruluk aray›fl›na verilen
önem, hayat›m›z› estetik, entelektüel ve ahlaksal aç›lardan zenginlefl-
tirebilir.
Tabii ki hepimiz Michael Gelb’in seçimlerini elefltirmekte özgü-
rüz, ama onun kitaba dahil etti¤i kiflilerin örnek al›nacak yanlar› ol-
du¤unu da kabul etmek zorunday›z. Bu dâhilerin hepsini gözü kapa-
l› örnek alabilece¤imiz söylenemese de, baflarabilece¤imize inand›¤›-
m›z takdirde neler yapabilece¤imizin en güzel kan›t›d›r onlar.
—Martin Kemp, Oxford Üniversitesi, Sanat Tarihi Profesörü

10
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 11

TEfiEKKÜR

Bu büyük dâhileri sizin için hayata döndürürken, anlafl›l›rl›¤› hata-


s›zl›kla birlefltirme zorunlulu¤uyla karfl› karfl›yayd›m. Dan›flmanlar-
dan oluflan ola¤anüstü bir "deha heyeti"nin yard›m› olmasayd› bu-
nu asla baflaramazd›m. Afla¤›da adlar›n› s›ralayaca¤›m de¤erli ayd›n-
lara elefltiri ve katk›lar›ndan dolay› teflekkürü borç bilirim:

Profesör Roger Paden


Profesör Jacqueline Eales
Piero Sartogo
Profesör Roy Ellzey
Profesör Jill Shepherd
Profesör Carole Fungaroli
Dr. Win Wenger
Büyük Üstat Raymond Kene, O.B.E.
Profesör Martin Kemp

Büyük Üstat Raymond Kene, O.B.E. ve Canterbury Üniversite-


si’nden Profesör Jacqueline Eales, "deha heyeti"nde yer ald›klar› gi-
bi, bu projeye derin ve kapsaml› bir akademik araflt›rma deste¤i sa¤-
lam›fllard›r.
"Deha al›flt›rmalar›" ekiplerinin çal›flmas›n› düzenleyen Audrey
Ellzey’ye de özel olarak teflekkür ederim.
Bobbi Sims, Dr. Roy Ellzey, Dr. Sheri Philabaum, Laura Sitges,
Paul Davis, Michele Dudro, Karen Denson, David Owen, D’jengo
Saunders, Lin Kroeger, Annette Morgan, Bridget Belgrave, Roben
Torosayn dahil, al›flt›rma çal›flmalar›na kat›lan ve geribildirim sa¤la-
yan herkese minnettar›m.

11
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 12

G‹R‹fi

Devlerin Omuzlar› Üstünde

S iz de dâhi olma potansiyeliyle do¤dunuz. Hepimiz öyle do¤duk;


inanmazsan›z herhangi bir anneye sorun.
1451 y›l›nda ‹talyan liman› Cenova’da çiçe¤i burnunda bir anne,
do¤an ilk bebe¤inin gözlerinde o potansiyeli gördü. O¤lunun beynin-
deki 100 milyar nöronun k›v›lc›mlar saçan gücünün günün birinde
üzerinde yaflad›klar› gezegenin fleklini yeniden tan›mlayaca¤›n› bile-
mezdi oysa. Bundan ony›llar sonra, varl›kl› bir Polonyal› tacirin ka-
r›s›, ayn› fleyi kendi bebe¤inin gözlerinde fark etti. Halbuki o¤lunun
büyüdü¤ü zaman kuraca¤› ba¤lant›lar›n evrene yepyeni bir düzen ge-
tirece¤ini tahmin etmesine hiç olanak yoktu. Üç yüzy›l ve bir okya-
nus ötede, toprak ve imtiyaz sahibi bir kad›n, çocu¤unun gözlerinde
gördü¤ü ›fl›¤›n, Klasik, Rönesans ve Ayd›nlanma düflüncesinin özü-
nü kavrama ve sentezleme (ve gelecek yüzy›llar boyunca geçerlili¤ini
koruyacak olan kiflisel hürriyet kavram›n› yeniden icat etme) kapasi-
tesinin ilk par›lt›lar› oldu¤undan habersizdi.
Çok az›m›z dâhi oldu¤umuzu iddia edebiliriz. Oysa hemen her
anne ya da baba, yeni do¤an bebe¤inin gözlerine bakt›¤› o ilk an gör-
dü¤ü deha k›v›lc›m›ndan bahseder. Onu sizin anneniz de gördü. An-
neniz fark›na varmam›fl da olsa, iflledi¤ini gördü¤ü yeni do¤mufl be-
yin, yukar›da sözü edilen bebe ak›llar›nkiyle ayn› mucizevi potansi-
yeli paylafl›yordu.
Henüz herhangi birinin bu gezegen ve sakinleri hakk›ndaki fikir-
lerini kökünden de¤ifltiremediyseniz bile, uzun y›llar önce Kristof
Kolomb’un, Mikolaj Kopernik’in ve Thomas Jefferson’›n anneleri ta-
raf›ndan gözlemlenen deha k›v›lc›m›n›n ayn›s›n› tafl›yarak dünyaya
geldiniz. Özgün tasar›m› itibariyle insan beyni, engin bir bellek, ö¤-
renme ve yarat›c›l›k potansiyeli bar›nd›r›r. Sizinki de öyle... Hem de
sand›¤›n›zdan çok daha fazla. ‹nsan beynini eflsiz bir yarat›c› öz-an-
lat›m kumafl› dokumaya haz›r “büyülü bir dokuma tezgâh›” olarak
tan›mlayan büyük nörolog Sir Charles Sherrington’a göre, beyindeki

12 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 13

100 milyar nöron, insan psikolojisinin basit bir gerçe¤idir.


Ama bu güç, etkileyici oldu¤u kadar ele geçirilmez de olabilir ve
onu ortaya ç›karman›n tek yolu, potansiyelimizi gelifltirmeyi, bilgiyi
ö¤renen ve ba¤lant›lar kuran bu yüz milyar nöronu mümkün oldu-
¤unca etkili ve yarat›c› yöntemlerle kullan›ma sokmay› bilmekten ge-
çer. Kendili¤inden oluflan bir süreç de¤ildir bu. Sahip oldu¤umuz
güçten sonuna kadar yararlanmay› ö¤renmek zorunday›z, kullan-
makta oldu¤umuzdan fazlas›na sahip oldu¤umuzu körü körüne ka-
bul etmemiz gerekse bile.
Bereket versin, bu ifli yaln›z bafl›m›za yapmam›z gerekmez. Ta-
rih, insan beyninin potansiyel gücüne herkesi ikna etmeye yetecek sa-
y›da entelektüel dev üretmifltir. Hepimizce bilindi¤i üzere, onlar›n
keflif ve bulufllar›, yaflamakta oldu¤umuz dün-
yay› flekillendirmifltir. Ancak, zihinsel emekleri- Biz hepimiz, bebe
nin meyvelerinden ötürü onlara teflekkür borçlu dâhilerdik.
oldu¤umuz gibi, kendi eflsiz Tanr› vergisi yete- —THOMAS MANN
neklerimizi keflfetmek için kendi beyinlerimizi
nas›l kullanaca¤›m›z konusunda da tarihin en devrimci dâhilerinin
rehberli¤ine baflvurup onlardan ilham alabiliriz. Çünkü bu büyük
dâhiler, t›pk› co¤rafya, astronomi ve devlet yönetimi alanlar›nda bi-
ze yol gösterdikleri gibi, kendi potansiyelimize giden yolu da ayd›n-
latabilirler. Onlar›n ulaflmay› baflard›klar› emsalsiz doruklar›n ayn›-
s›na talip olmam›z gerekmez; o doruklar çoktan fethedilmifltir nas›l
olsa. Ama içimizden hangimiz, neredeyse her gün, evrenimizi yeni-
den yap›land›rmak, dünyam›z› yeniden tan›mlamak ya da iliflkileri-
mizi yeniden gözden geçirmek zorunda kalmay›z? Asl›na bak›l›rsa,
bireyselli¤imizin geliflmesini ve ifade bulmas›n› sa¤layan dinamikler-
dir bunlar.
Kendi eflsiz deham›z, bizler planl› bir çaba göstermeden ortaya
ç›kmaz; özenli bir kiflisel geliflim plan› için kollar› s›vamam›z› gerek-
tirir. Bizi tat, düflünce ve duygunun en düflük ortak paydas›na do¤ru
sürükleyen bir dünyada, içimizdeki en iyi özellikleri ortaya ç›karmak
için alabilece¤imiz her türlü yard›ma ihtiyac›m›z vard›r. Bir düflünün:
Beyniniz, dünyadaki en güçlü ö¤renme ve yarat›c› sorun-çözme siste-
midir. Ama ço¤unlukla, beyinlerimizin iflleyifli hakk›nda bildikleri-

G‹R‹fi 13
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 14

miz, arabalar›m›z hakk›nda bildiklerimizden daha azd›r. Do¤al ola-


rak, arabalar kullan›m k›lavuzlar›yla sat›l›r, ama beyinlerimizin kul-
lan›m k›lavuzu yoktur. Okullarda bile ço¤umuz, tarih, matematik,
edebiyat ve di¤er konular› çal›flmaya, hepsinden önemli olan konu-
yu, “ö¤renmeyi ö¤renme” kavram›n› anlamaya ve uygulamaya ay›r-
d›¤›m›zdan daha fazla vakit ay›r›r›z.
Tarihin devrimci dâhiler olarak tan›mlad›¤› bireyler, do¤ufltan
sahip olduklar› zihinsel güçleri büyük ölçüde kontrol alt›na almak-
tan daha iyi bir ifl baflarm›fllard›r. Baflar›lar›n›n bir k›sm›, ö¤renme
yollar›n› sezgisel olarak kavrayabilmelerine dayan›r. Ö¤renmek iste-
di¤iniz her fleyi ö¤renebilirsiniz ve nas›l ö¤renece¤inizi bildi¤iniz za-
man baflarabildiklerinize kendiniz bile flaflars›-
Ö¤renim ve genel an- n›z. Dehan›z› Keflfedin’de, kendiniz için bu an-
lamda do¤ruluk ve gü- lay›fl› gelifltireceksiniz. Ve tarihin en devrimci
zellik aray›fl›, hayat›m›z dâhilerinin ilkelerini uygularken, zamanla zihin-
boyunca çocuk kalma- sel yeteneklerinizi gelifltireceksiniz.
m›za olanak tan›yan bir Görelilik Kuram›’n› do¤uran zihinsel etkinli-
etkinlik alan›d›r. ¤in avantajlar›ndan yararlanarak, içinizdeki ya-
—ALBERT EINSTEIN rat›c›l›¤›n dizginlerini sal›verdi¤inizi hayal edin.
Ya da evrim kuram›n› do¤uran hassas gözlem
ve aç›k fikir kombinasyonu ile ifl ortam›n›z› de¤erlendirdi¤inizi. Ya
da Bat› felsefesinin tümünü üretmifl olan bilgi ve do¤ruluk sevgisinin
ayn›s›yla hayatta yol ald›¤›n›z›.
Bu düflünce devrimlerini gerçeklefltiren bireyler, bizi bekleyen
hayat s›navlar›yla bo¤uflurken örnek alaca¤›m›z modeller olarak ko-
lektif belle¤imizde yer etmifllerdir. Sizin akl›n›z-
‹nsanl›k tarihinde ilk la onlar›nki aras›ndaki fark, sand›¤›n›zdan daha
kez, insan ›rk›n›n deha- küçüktür ve do¤ufltan gelen kapasitenin bu fark
s› herkesin tasarrufuna üzerindeki belirleyicili¤i, tutku, dikkat ve strate-
aç›kt›r. jiden daha azd›r. Kald› ki, tutku, dikkat ve stra-
teji, sonradan gelifltirebilecek özelliklerdir. Har-
—JEAN HOUSTON, PH.D.,
THE POSSIBLE HUMAN vard biyologlar›ndan Edward O. Wilson, tari-
AND JUMP TIME’IN YAZARI hin büyük dâhileri için flöyle yazar: “Onlar sap-
lant›l›yd›lar; için için yanarlard›. Ama ayn› za-
manda, hepimizin durmaks›z›n akl›m›zdan geçirdi¤imiz, ço¤u nite-

14 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 15

liksiz düflünceler aras›ndan dikkate de¤er olanlar›n› seçebilecek ka-


dar isabetli ve sezgisel bir kavray›fla sahiptiler. Kulland›klar› yetenek
belki sadece nicel aç›dan daha büyüktü; ama onlar›n bulufllar›, bafl-
kalar›na nitel aç›dan yeni gözüktü. Ölümsüz bir flöhrete dönüflebile-
cek kadar etki ve kal›c›l›k kazand›lar; fakat bu sihirle olmad›, ilahi
güçlerle olmad›, onlardan daha az yetenek sahibi kiflilerin daha kü-
çük ölçülerde paylaflt›klar› güçlerde nicel bir üstünlük sa¤lad›klar›
için oldu. Baflka herkesten yükseklerde uçmalar›n› sa¤layacak kalk›fl
h›z›na ulaflt› onlar.”
Dehan›z› Keflfedin’de, tarihin en büyük dâhilerinden on tanesi-
nin dünyay› de¤ifltirmek için ihtiyaç duyduklar› “kalk›fl h›z›”na nas›l
ulaflt›klar›n› ö¤reneceksiniz. Hepimizin gayet iyi bildi¤i devrimci fi-
kirleri do¤uran “dikkate de¤er düflünceler”i nas›l yakalad›klar›n› gö-
receksiniz. Pratik al›flt›rmalar yoluyla, onlar›n 盤›r açan düflünme il-
kelerinin, kendi üstünlüklerinizi hayata geçirmenize nas›l yard›mc›
olabilece¤ini keflfedeceksiniz. Bu on ola¤anüstü bireyi tan›d›kça, in-
san potansiyelinin s›n›rs›zl›¤›n› sezer gibi olacaks›n›z. Kendi geliflim
tutkunuzu ateflleyecek, mesleki baflar›n›n ve kiflisel tatminin yeni
yüksekliklerine uçmaya hevesleneceksiniz. En önemlisi, baflkalar›n›n
yaflamlar›n› ve ak›llar›n› inceleyerek, tamamen ve sahiden kendiniz
olmay› ö¤reneceksiniz.
Hayat›n›z boyunca baflkalar›n› kendinize örnek ald›n›z. ‹lk kez
anneniz taraf›ndan keflfedilen o potansiyel dâhi, çok geçmeden anne-
si gibi bak›yor, annesi gibi gülümsüyor, baflkalar›n› taklit ederek ki-
flili¤ini gelifltirmenin yollar›n› ar›yordu. Taklit yoluyla ö¤renmek, in-
sanlar dahil pek çok canl›n›n zihinsel gelifliminde merkezi önem ta-
fl›r. Ne var ki, yetiflkinli¤e ad›m att›kça eflsiz bir avantaj kazan›r›z:
Kimi ve neyi taklit edece¤imizi kendimiz seçeriz. Art›k yetersiz kalan
modellerin yerini alacak yeni modelleri de bilinçli olarak seçebiliriz.
Dolay›s›yla, bizi potansiyelimizin fark›na varmam›z› sa¤layacak bi-
çimde esinlendirecek ve yönlendirecek ideal rol modeller seçmemiz-
de yarar vard›r.
Çocuklu¤umdan bu yana, deha kavram› beni büyülemifltir. Za-
manla mesle¤im ve yaflam tutkum halini alm›fl bir ilgi alan›d›r bu:
kendi deha potansiyellerini keflfetmeleri için baflkalar›na yol göster-

G‹R‹fi 15
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 16

mek. Belki de gelmifl geçmifl en büyük dâhi olan Leonardo da Vin-


ci’nin yaflam›n› ve yap›tlar›n› incelemeye y›llar›m› adamama da ayn›
tutku sebep olmufltur. Leonardo tüm zamanlar›n muhteflem Mona
Lisa ve Son Akflam Yeme¤i tablolar›n› yaratt›¤› gibi, bilyeli yataklar,
vites de¤ifltirme mekanizmalar›, sualt› dal›fl donan›mlar› ve en inan›l-
maz›, bir paraflüt tasar›m› yapm›flt›, hem de insano¤lunun uçmay›
baflarmas›ndan uzun zaman evvel... (Büyük düflünmek diye buna de-
rim ben!) Leonardo’nun inan›lmaz hayal gücü ve “büyük düflünme”
yetene¤i, deha derslerini kendi yaflam›ma katma ve ö¤rencilerime afl›-
lama tutkumu ateflledi.
Bu tutkunun ifadesi olan How to Think Like Leonardo da Vin-
ci (Leonardo da Vinci Gibi Düflünmek), dünyan›n dört bir yan›nda-
ki okurlar›n, tarihin bu yüce flahsiyetine, akl›n ve ruhun bu hakiki
devine, modern yaflam›n zorluklar›n› aflmalar›na yard›mc› olan kifli-
sel bir rehber olarak sahip ç›kmalar›n› sa¤lad›. Leonardo’nun eflsiz
dehas›n›, inceleyip benimseyebilecekleri yedi farkl› ilkenin toplam›
olarak ele alan okurlar bu üstün dâhiyi yaln›zca kendilerine ait bir
rol model haline getirebildiler.
fiimdiye kadarki yaflant›n›zda size esin kayna¤› olmas› ve yol
göstermesi için, siz kimi seçtiniz? En büyük kahramanlar›n›z, en et-
kili rol modelleriniz kimler oldu? E¤er yedi da Vinci ilkesini anlay›p
uygulama sürecine çoktan bafllad›ysan›z, seçti¤iniz rol modellerin
hayat›n›z üzerinde ne derin bir etkisi olabilece¤ini flimdiden biliyor
olmal›s›n›z. Da Vinci’nin gerçek bir takipçisi olarak, di¤er rol model-
lerden ö¤renebileceklerinizi keflfetmeye de haz›rs›n›z demektir. Ken-
dinizi Leonardo ile s›n›rlaman›za hiç gerek yok; ne de olsa, bir dâhi-
nin en ay›rt edici özelliklerinden biri de kendinden evvelki büyük dü-
flünürlerin düflünce ve davran›fllar›n› benimseyebilmesidir. Mesela
Albert Einstein’›n yata¤›n›n üzerinde, “devlerin omuzlar› üstünde
durursak” daha uza¤› görebilece¤imizi söyleyen Sir Isaac Newton’›n
bir portresi as›l› dururmufl. Peki biz kimin omuzlar› üzerinde durma-
l›y›z? Bu kitap, afla¤›daki üç sorudan yola ç›k›larak haz›rland›:

F Leonardo’dan baflka, insanl›k tarihinin en devrimci ve


盤›r açan düflünce dâhileri kimlerdir?

16 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 17

F Bu büyük dâhilerin her birinden ö¤renebilece¤imiz temel ders


nedir?
F Giderek h›z kazanan de¤iflimin, s›n›r tan›mayan materyalizmin
ve kültürel kaosun ortas›nda, bu büyük dâhilerin bilgece
ilkelerini, kendimizin ve çocuklar›m›z›n hayat›na daha fazla
mutluluk, do¤ruluk ve iyilik katmak için nas›l uygulayabiliriz?

Dehan›z› Keflfedin, size dünyan›n en devrimci, en etkili dâhile-


rinden onunun emsalsiz gücünü kazand›racak. fiayet bu pragmatik
tarih yaklafl›m› sizin için yeniyse, çok hofl bir sürprizle karfl›laflacak-
s›n›z demektir: Tarihin 盤›r açan en büyük düflünürlerinin ya-
flamöykülerine ve yap›tlar›na kendinizi kapt›rarak, akl›n›z› ve ruhu-
nuzu besleyip zenginlefltireceksiniz. “Onlar›n omuzlar› üstünde dur-
may›” ö¤rendikçe, Mark Twain’in flu cümlesinin do¤rulu¤unu keflfe-
deceksiniz: “Gerçekten büyük olan insanlar, sizin de büyük olabile-
ce¤inizi hissettirirler.”

DÂH‹ DÜfi TAKIMINIZ

‹zleyen sayfalarda, tarihin en ilginç on insan›n› tan›ma f›rsat› bula-


caks›n›z. Bu ola¤anüstü bireylerden her biri, sizleri öykünmeye ve
günlük hayat›n›za katmaya davet etti¤im özel bir “deha” niteli¤ini
temsil ediyor.
Her bir dâhi, hayat›nda ve yap›tlar›nda rol oynayan anahtar il-
keye aç›klama getiren k›sa bir yaflamöyküsüyle tan›t›l›yor. Daha son-
ra bu ilkenin sizinle ne alakas› oldu¤unu araflt›r›yoruz. Bunu, söz ko-
nusu ilkenin halihaz›rdaki etkisini ölçen “kendini de¤erlendirme” so-
rular› ve yirmi birinci yüzy›l›n ifl dünyas›ndaki potansiyel uygulama
alanlar›n›n de¤erlendirildi¤i özel bir bölüm takip ediyor. En önemli-
si, her bir ilkede ustalaflman›z› ve bu ilkelerin y›llara meydan okuyan
gücünü kendi günlük hayat›n›za katman›z› sa¤layacak bir dizi pratik
al›flt›rmadan yararlanmaya da f›rsat bulacaks›n›z.
K›sa süre önce kendisiyle Dehan›z› Keflfedin’in ilkelerini paylafl-

G‹R‹fi 17
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 18

t›¤›m bir muhabir, size de tan›d›k gelebilecek bir endifleyi dile getir-
di. “Basketbolü seviyorum, ama ne yaparsam yapay›m asla Michael
Jordan gibi olamayaca¤›m,” dedi. “O halde Leonardo gibi, Einstein
gibi ya da I. Elizabeth gibi olmay› kim geçirebilir akl›ndan?” Onu ga-
yet iyi anl›yorum. Yaflam›n herhangi bir alan›nda dehay› incelerken
kiflinin kendini de¤ersiz hissetmesi normaldir. E¤er kendimi do¤ru-
dan do¤ruya Michael Jordan’la k›yaslarsam, basketbol sahas›ndaki
cesaretim bir anda yok olup gider. Halbuki Jordan’› kendimle k›yas-
layaca¤›ma, onun basketboldaki ustal›¤›n›n kifliye özel yanlar›ndan
baz›lar›n› (oyuna odaklan›fl›n›, tak›m arkadafllar›na dikkatini, defan-
sa karfl› hareket edifl tarz›n› ve kariyeri boyunca performans›n› tüm
düzeylerde gelifltirme azmini) kendime örnek alacak olursam, ondan
esinlenerek kendi performans›m› yükseltebilirim.
Leonardo da Vinci yarat›c›l›k için neyse, Michael Jordan da bas-
ketbol için odur. Leonardo’nun rol modelleri Leon Battista Alberti
ve Filippo Brunelleschi idi; Michael’sa kendine Julius Erving ve Elgin
Baylor’› örnek alm›flt›. Gözünü yükseklere dikmifl basketçiler için ha-
z›rlanacak bir k›lavuz kitap, mutlaka Michael’la bafllamal›d›r, sonra
di¤er efsanevi oyuncular›n özelliklerini tan›tarak devam edebilir: Dr.
J. ve Elgin Baylor’›n ak›flkan hareketini, Bob Cousy’nin top tutuflu-
nu, Bill Russell’›n defans›n›, Magic Johnson’›n pas veriflini, Karl Ma-
lone’un vücudunu kullan›fl›n›, Larry Bird’ün dengesini ve Cheryl
Miller’›n mükemmel at›fl tarz›n›.
Bu kitap, tarihin 盤›r açan ölümsüz düflünürlerinden kurulu
devrimci-dâhi düfl tak›m›ndan dersler alman›z› sa¤layacak olan reh-
berinizdir. Tamam› y›ld›zlardan oluflan bu tak›m› bir araya getirmek
için, tarihin en sars›c› fikir, keflif ve bulufllar›n›n pefline düfltüm. Dü-
flünce, eylem ve yarat›m alanlar›nda, pratik ve yararl› olman›n yan›
s›ra orijinal de olan, belli bir bireye mal edilebilen, 盤›r açan bulufl-
lar arad›m. Elbette, 盤›r açan her büyük bulufl, karmafl›k bir etkile-
flim, çaba ve flans buluflmas›n›n eseridir. En ileri, yarat›c› ve orijinal
düflünceler, tarihsel flartlar›n, eski dâhilerin, ak›l hocalar›n›n ve iflbir-
likçilerin, buluflu yapan kifli üzerindeki etkileri sonucu do¤ar. Bu sü-
recin “kifliye özel” yanlar› inkâr edilemese de, devrimci deha kavra-
m›ndaki en önemli unsurlar›n tespiti mümkündür.

18 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 19

Elbette, sizin kendi on kiflilik devrimci dâhi listeniz farkl› isimler


içerebilir. Benim amac›m, “kesin” bir liste oluflturmak de¤il, dehan›n
ilkörneklerini inceleyerek kendi dehan›z› keflfetmenize yard›mc› ol-
mak. Bu projenin geliflimi süresince, dâhi düfl tak›m› hakk›nda top-
lumun çeflitli kesimlerinden insanlar›n fikrini al›rken, listeye kimleri
dahil etmem gerekti¤i konusunda hararetli tart›flmalarla karfl›laflt›m.
‹nsanlar listeye dahil etmedi¤im birine ›srarla arka ç›kt›klar› zaman
çok mutlu oluyorum. Asl›na bakarsan›z, istisnai kiflilerden oluflan
kendi listenizi yapman›n ve bu kiflilerin en iyi niteliklerini özümseme-
yi amaçlaman›n size kazand›rabilece¤i çok fley var.
Ama önce, size düflünmeyi ö¤retecek olan düfl tak›m›n› takdim
etmeme izin verin. Bunlardan üçüyle, yeni do¤mufl bebekler olarak
zaten tan›flt›n›z. ‹flte her bir dâhi için araflt›raca¤›m›z ilkelerle birlik-
te, tak›m›n tamam›:

Platon (yaklafl›k olarak, ‹Ö y. 428-348): Bilgelik Sevginizi


Derinlefltirin

Bilgelik sevgisi (felsefe) ve bu sevginin do¤ruluk, güzellik ve iyilik


aray›fl›nda kendini gösterifli, izleyen sayfalarda tan›yaca¤›n›z tüm bü-
yük dâhilerin yaflamlar›n› dokuyan ipliktir. ‹lk dâhimiz olan Platon,
bu muhteflem kumafl›n babas›d›r. Bir fleyin tan›m›n› her sordu¤unuz-
da ya da varl›klar›n özünü her merak etti¤inizde, Platon’un etkisini
ifade ediyor olursunuz. E¤er kendinizi bir idealist olarak görüyorsa-
n›z, ona sonsuz teflekkür borçlusunuz. Daha ziyade kuflkucu bir ya-
p›n›z varsa, o zaman idealizmi onun öncülük etti¤i anlamda sorgulu-
yorsunuz demektir. Platon’un dünya görüflümüz üzerindeki etkisini
abartmak zordur. Platon’un ö¤retmeni olan Sokrates’in bilgeli¤ini,
asl›nda Platon’un yaz›lar› vas›tas›yla biliriz. Büyük ‹skender’in ö¤ret-
meni ve tarihin en güçlü ve etkili düflünürlerinden biri olan Aristote-
les ise, Platon’un ö¤rencisidir.
Platon, size kendi ad›n›za düflünmeyi, ö¤renmeyi ve kendinizi ge-
lifltirmeyi esinleyen temel sorular› gündeme getirmifltir. “Ö¤renmeyi
ö¤renme” bilgisi, sahip olabilece¤imiz belki de en önemli bilgidir ve

G‹R‹fi 19
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 20

Platon’un ebedi bilgeli¤i bu bilginin geliflimi için ideal bir bafllang›ç


noktas›d›r.
Platon bizi sadece kiflisel geliflimle de¤il, onun ötesiyle de ilgilen-
meye davet eder, daha iyi bir dünya yaratma olas›l›klar›n› düflünme-
ye ça¤›r›r. E¤er içinde bulundu¤unuz kültürün ve bu kültürün önder-
lerinin ahlak de¤erlerindeki tutars›zl›k sizi rahats›z ediyorsa, iyilik ve
adalet sizi derinden ilgilendiriyorsa, e¤itimin daha iyi bir toplum ya-
ratman›n bafl koflulu olmas› gerekti¤ine inan›yorsan›z, o zaman siz
flimdiden Platon gelene¤ine uygun düflünüyorsunuz demektir.

Filippo Brunelleschi (1377-1446): Perspektifinizi Geniflletin

Floransa Katedrali’nin kubbesinin mimar› olan Brunelleschi, bugün


Rönesans ad›n› verdi¤imiz bilinç de¤ifliminin de mimar›d›r. Röne-
sans, klasik güç idealinin ve bireysel potansiyelin yeniden do¤ufludur.
Brunelleschi’nin Duomo’su, ziyaretçilerini tüm gücün göklerde sakl›
oldu¤unu huflu içinde kabul etmeye zorlayan evvelki Gotik katedral-
lerin nakletti¤i dünya görüflüne panzehir oluflturur. Brunelleschi,
görsel perspektifin gerçek mucididir ve Alberti, Donatello, Masaccio,
Michelangelo ve Leonardo üzerinde etkili olmufltur. Brunelleschi, he-
define ulaflabilmek için kiflisel perspektifini de geniflletmek ve koru-
mak zorundayd›. Kubbesini tamamlamay› ve mekân anlay›fl›m›z› te-
melinden de¤ifltirmeyi, çok büyük siyasal ve kiflisel engelleri aflarak
ve gündelik sorunlara dâhiyane çözümler bularak baflard›.
Brunelleschi’nin dehas›, perspektifinizi geniflletmenize, baflka hiç
kimsenin gözünde canland›ramad›¤› bir fleyin hayalini kurman›za ve
iflin sonunda sizi bekleyen ödüle odaklanarak bu hayalinizi gerçek-
lefltirmenize yard›mc› olabilir. E¤er perspektifinizi koruma fikrinin
size cazip geldi¤i oluyorsa, e¤er küçük meselelerin içine s›k›fl›p kald›-
¤›n›z› fark ediyorsan›z, Filippo Brunelleschi mutlaka tan›man›z gere-
ken bir kiflidir.

20 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 21

Kristof Kolomb (1451-1506): Dikey Gidin: ‹yimserli¤inizi,


Hayal Gücünüzü ve Cesaretinizi Güçlendirin

Platon ve Brunelleschi mecazi belirsizlik denizlerine cesaretle aç›l›r-


ken, Kolomb da bilinmeyen bir denizde dehas›n›n pefline tak›l›p ger-
çek bir maceraya at›ld›. Keflif seferlerine ç›kan ço¤u kâflifin karaya
mümkün oldu¤unca yak›n seyrederek k›y› fleridine paralel rotalar iz-
ledi¤i bir ça¤da Kolomb, k›y›ya tam dik aç› oluflturan bir istikamet-
te, bilinmeyene bal›klama dalarak, herkesçe bilinen kefliflerle sonuç-
lanan bir yolculu¤a ç›kt›.
Kolomb’un dehas›, gerçeklefltirilmemifl düflünüzün peflinden git-
meyi size esinleyebilir. O düfl, yeni bir kariyer, yeni bir iliflki, sakl›
kalm›fl bir yetene¤i gelifltirme ya da dünyan›n baflka bir bölgesinde
yaflama iste¤i olabilir. Kendinizi huzursuz, engellenmifl ya da al›flkan-
l›¤›n emniyetli k›y› fleridinden s›k›lm›fl hissetti¤iniz olduysa, Ko-
lomb’un inan›lmaz iyimserli¤i, hayalperestli¤i ve derin cesareti, yafla-
m›n bilinmeyen sular›na aç›lman›za yard›mc› olacakt›r.

Mikolaj Kopernik (1473-1543): Dünya Görüflünüzde Devrim


Yap›n

Polonyal› astronom Kopernik’in 1530 y›l›nda yay›nlanan Göksel


Kürelerin Dönüflleri adl› yap›t›, klasik bir paradigma farkl›laflmas›na
(dünyay› anlamam›za yarayan temel de¤erlerde esasl› bir de¤iflime ya
da tersyüz olufla) yol açt›. Kopernik, dünyan›n hareketsiz bir günefl
etraf›nda döndü¤ü do¤rultusundaki kuram›n› büyük bir dikkatle ha-
z›rlay›p sunarak, 1.400 y›ld›r insanl›k bilincine egemen olan klasik
astronomik görüflün (hareketsiz ve tepsi gibi düz dünyam›z›n evrenin
merkezi oldu¤u düflüncesinin) y›ld›z›n› söndürmüfltür.
Kopernik’in radikal biçimde farkl› bir evreni kavramlaflt›rmak-
taki dehas›, bugün oldu¤undan daha geçerli olamazd›. Günümüzde,
bilgisayar teknolojisi, iletiflim, genetik, jeopolitik alanlar›ndaki ve ye-
ni ekonomideki radikal geliflmeler dünyam›zda gelecek birkaç ony›l

G‹R‹fi 21
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 22

içinde ard› ard›na devrim yapmay› vaat ederken, paradigmalar al›fl›l-


mad›k ölçüde h›zl› ve çarp›c› bir farkl›laflma gösteriyor. Bu de¤iflim
ve dönüflüm ça¤›na kolayl›kla uyum sa¤layamamaktan korkuyorsa-
n›z, Kopernik ve dehas› size hitap edecektir.

Kraliçe I. Elizabeth (1533-1603): Gücünüzü Dengeli ve Etkin


Olarak Kullan›n

Son birkaç ony›l›n en derin paradigma farkl›laflmas›n›n arkas›ndaki


itici güç, kad›n haklar›ndaki ilerlemedir. ‹ngiltere Kraliçesi I. Eliza-
beth’in çarp›c› yükselifli ve hükümdarl›¤›yla bafllayan uzun bir süreç-
tir bu. Genellikle “erkeksi” (çevresini etkileme, ifl bitiricilik ve gerek-
ti¤inde sald›rgan davranma gibi) ve “kad›ns›”(öneriye aç›kl›k, rakip-
lerine empati ve halk›na duyarl›l›k gibi) tabir edilen becerileri üstün-
de toplayan Elizabeth, erkeksi ve kad›ns› güce iliflkin geleneksel kav-
ramlar bütünleflmesinin ilkörne¤ini oluflturur.
Elizabeth hepimize gücümüzü evde ve iflte ak›ll›ca kullanman›n
yollar›n› gösterir. E¤er bireysel gücünüzü art›rma aray›fl› içindeyseniz
ya da mesleki ve kiflisel iliflkilerinizde erkeksi ve kad›ns› güçler
aras›nda denge kurmakta zorluk çekiyorsan›z, Elizabeth ve hüküm-
darl›¤› size günümüzde bile yank› bulan eflsiz ve esinlendirici dersler
sunacakt›r.

William Shakespeare (1564-1616): Duygusal Zekân›z› Gelifltirin

Bat› felsefesinin büyük k›sm› nas›l Platon’dan kaynakland›ysa, tiyat-


romuzun, edebiyat›m›z›n ve kendimizi anlay›fl›m›z›n da Kraliçe Eli-
zabeth döneminin en meflhur flahsiyeti olan Shakespeare’e dayand›¤›
söylenebilir. Shakespeare, yap›tlar›nda insana özgü bütün duygu ve
düflünceleri kendisinden önce ve sonra hiç kimsenin yapamad›¤› gibi
yakalar, insan ruhunun derinliklerini hem evrensel hem de ebedi bir
üslupla araflt›r›r. ‹nsan deneyiminin özünü takdir etmekteki eflsiz ye-
tene¤i, dehas›n›n merkez noktas›nda yer al›r. Karakterlerinden pek

22 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 23

ço¤unun da (ço¤u kez baflar›dan ziyade trajediyle) yerine getirmeye


çal›flt›¤› bir misyondur bu. Shakespeare bunu hem birey içi (“Kendi-
ne karfl› dürüst ol”) hem de kiflileraras› zekây› (“Hepinizi tan›yo-
rum!”) gelifltirerek yapar (ve karakterleri de yapmaya çal›fl›r).
Kiflinin kendini tan›mas› ve baflkalar›yla etkin biçimde çal›flmay›
bilmesi “bu son derece hareketli ve bafl döndürecek kadar h›zl› za-
manlarda” daha bile önemlidir. E¤er kendinize karfl› dürüst olmaya
çal›fl›yorsan›z, baflkalar›n› daha iyi anlamak istiyorsan›z, gündelik
hayat›n dram› sizi büyülüyorsa ve e¤er “tüm dünyan›n bir sahne” ol-
du¤unu bilip, rollerinizi hakk›yla oynamak istiyorsan›z, fiair sizin
can dostunuz olacakt›r.

Thomas Jefferson (1743-1826): Mutlulu¤u Aray›n ve Özgürlü-


¤ünüzü Yüceltin

Eski Yunan bireysel güç idealinin yeniden do¤uflu ‹talyan Rönesan-


s›yla bafllad›ktan sonra, demokratik ve cumhuriyetçi devlet sistemle-
ri taraf›ndan kutsal say›l›p koruma alt›na al›nana kadar neredeyse üç
yüzy›l geçti. Pek ço¤u kelimenin tam manas›yla devrimci olan bir di-
zi dâhi taraf›ndan dile getirilen bireysel hürriyet, eflitlik ve adalet ide-
alleri, en mükemmel ifadesini Amerika Birleflik Devletleri’nin do¤u-
flunda buldu. Kurucu Babalardan, Ba¤›ms›zl›k Bildirgesi’nin yazar›
Thomas Jefferson, hürriyetin en büyük ispat›n› miras b›rakt›.
Jefferson, Virginia Üniversitesi’nin kurucusu olarak, herkesin
e¤itim gücünden gelen iç özgürlü¤e kavuflturulmas›na yard›mc› olun-
mas›nda önder görevi üstlendi. Ayr›ca, insanlara din özgürlü¤ü tan›-
yan ilk yasan›n benimsenmesine de ön ayak oldu. Rönesans insan›-
n›n çok yetenekli bir modeli olan “Monticello bilgesi” bize potansi-
yelimizi kullanmay› ve özgürlü¤ümüzü yüceltmeyi esinler. E¤er “ya-
flam›n›zdan, hürriyetinizden ve mutluluk aray›fl›n›zdan” sonuna ka-
dar yararlanmaya çal›fl›yorsan›z, Thomas Jefferson’› daha yak›ndan
tan›may› kendinize borçlusunuz demektir.

G‹R‹fi 23
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 24

Charles Darwin (1809-1882): Gözlem Gücünüzü Gelifltirin ve


Aç›k Fikirli Olun

T›pk› Jefferson gibi, kariyerinde ilerlemesini sa¤layan büyük bir mi-


rasa konan Darwin’in üniversitedeki t›p ve teoloji çal›flmalar›n›, Pa-
sifik’te flora ve fauna üzerine incelemeler yaparak geçirdi¤i befl y›ll›k
bir araflt›rma gezisi izledi. Bu gezinin en önemli dura¤› Galapagos
Adalar› oldu. Darwin, o s›ralar geçerli olan dünya görüflünü (yeryü-
zündeki yaflam›n, her fleye kadir olan Yaradan’›n anl›k ve de¤iflmez
bir yarat›m› oldu¤unu) yeniden do¤rulamas› beklenirken, tarihin en
etkili kitaplar›ndan biri olan The Origin of Species by Means of Na-
tural Selection (Do¤al Seçme Yoluyla Türlerin Kökeni) adl› yap›t›n-
da dile getirdi¤i farkl› bir sonuca vard›.
Darwin’in evrim kuram›n› do¤uran kapsaml›, itinal› ve ayr›nt›l›
gözlemleri, dünyaya peflin hükümlerden uzak ve tarafs›z bir gözle
bakman›n gücünü kan›tlar. Darwin, aç›k fikirlili¤in, de¤iflime kucak
aç›p gelece¤i yaratan bilincin harikulade bir örne¤idir. Keflifleri var
eden süreci araflt›rd›kça, Darwin örne¤ini bilincinizi gelifltirmekte,
de¤iflimle bafla ç›kmakta ve gelece¤inizi yaratmakta kullanmay› ö¤-
reneceksiniz.

Mahatma Gandhi (1869-1948): Ruhun, Akl›n ve Bedenin


Uyumunu Sa¤lamak için Manevi Deha ‹lkelerini Uygulay›n

Hint ba¤›ms›zl›¤›n›n lideri olan Mahatma Gandhi ve fliddetten uzak


protestolarla sergiledi¤i ahlaksal ikna örne¤i, Martin Luther King,
Nelson Mandela ve Dalay Lama önderli¤indeki insan haklar› hare-
ketlerini etkilemifltir. Gandhi’ye göre, siyasal eylem ve maneviyatç›-
l›k birbirinden ayr› düflünülemezdi. Gandhi bir Hindu kültüründen
gelmesine ra¤men, dünyan›n tüm önemli manevi geleneklerini ince-
lemiflti. ‹sa’n›n, Buda’n›n ve Bhagavadgita’n›n ideallerini sentezleyip
prati¤e geçirmesi, sahip oldu¤u derin manevi dehan›n göstergesidir.

24 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 25

Gandhi bir defas›nda, hayat›n›n tek amac›n› “kendisini gerçek-


lefltirmek” olarak tan›mlam›flt›. Bu kavram ona göre “Tanr›’yla yüz
yüze gelmek” demekti. Onun muazzam karizmas›n›n ya da “ruh gü-
cünün”, Tanr›’yla çok yak›n bir iliflki içinde oldu¤unu gösterdi¤i ko-
nusunda herkes hemfikirdir. ‹nand›klar›n› söyledi¤i ve söylediklerini
yapt›¤› için olsa gerek, Gandhi’nin ruhu, akl› ve bedeni mükemmel
bir uyum içindeydi. Amaçlar›n›z ne olursa olsun, Gandhi örne¤inde-
ki zihinsel, fiziksel ve ruhsal uyum, kendinize daha dürüst olman›z›
sa¤layabilir.

Albert Einstein (1875-1955): Hayal Gücünüzün Dizginlerini


Sal›verin

Einstein, Özel Görelilik Kuram›’n›n 1905’te yay›mlanmas›n›n ard›n-


dan bütün dünyada flöhret kazanmaya bafllam›fl olsa da, 1919’a ka-
dar süperstarl›¤a tam olarak ulaflamam›flt›r. 1919’da oluflan günefl
tutulmas› s›ras›nda ›fl›¤›n sapma derecesini ölçen ‹ngiliz araflt›rmac›-
lar›n bulgular›, onun öngörüleriyle tam bir tutarl›k gösterdi. ‹ngiliz
Kraliyet Akademisi baflkan›, Einstein’›n kuram›n›n “düflünce tarihi
boyunca elde edilmifl baflar›lar›n en büyüklerinden biri, belki de en
büyü¤ü oldu¤u” yorumunda bulundu. Bu kuram›n etkisi öyle derin-
di ki, Londra Times, onu “bugüne de¤in fizik düflüncesinin temeli
kabul edilmifl hemen her fleyin üstüne sünger çekecek ... yepyeni bir
evren felsefesi,” gibi hat›r› say›l›r bir övgüyle tan›tt›.
Einstein, dehas›n›n s›rr›n›n, sorunlara çocuklar gibi, hayal gücü-
nü kullanarak bakabilmesi oldu¤unu do¤rulam›flt›. O buna “birlefl-
tirme oyunu” diyordu. E¤er dalg›n dalg›n bir fleyler karalamaktan ya
da gündüz düflleri kurmaktan hofllan›yorsan›z, Einstein’›n ad›mlar›-
n› takip etmeye haz›rs›n›z demektir. Belki hayal gücünüzü karmafl›k
sorunlar›n çözümünde kullanman›n yollar›n› ar›yorsunuz. Belki gün-
lük yaflant›n›zdaki ciddi meselelerin yönetimine daha zahmetsiz ve
e¤lenceli bir yaklafl›m getirmeyi düfllüyorsunuz. E¤er ev ve ifl
hayat›n›za daha fazla yarat›c›l›k katmak isterseniz, dâhi cephaneli¤i-
nizin kap›lar›n› Einstein’a mutlaka aç›n.

G‹R‹fi 25
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 26

Sizi, en çok ilham ald›¤›n›z dâhilerin yaflamöykülerine ve ö¤retileri-


ne kendinizi kapt›rmaya davet ediyorum. Leonardo üzerindeki çal›fl-
malar›m, hayat›m›n en zengin deneyimlerinden biri oldu, Dehan›z›
Keflfedin için yapt›¤›m araflt›rma da öyle. Bu kitapta anlat›lan tüm
insanlar›n, siz onlar hakk›ndaki bilgilerinizi ar-
Tarihin uzun seyri içinde t›rd›kça giderek daha da ilginçleflti¤ini görecek-
en çok önem tafl›yan fley, siniz.
duygu de¤il, özgünlüktür. Ama ayn› zamanda, önderlerimizin her kusu-
—EDWARD O. WILSON runu teflhir etmeye pek merakl› olan kültürü-
müzde s›kça yaz›l›p çizildi¤i gibi, içlerinden hiç-
birinin mükemmel olmad›¤›n› da anlayacaks›n›z. Tan›yaca¤›m›z dev-
rimci dâhiler, toptan tüketime sunulmufl de¤ildirler. Biz daha ziyade
kendi hayat›m›z› zenginlefltirmek ad›na, bu dâhilerce ortaya konulan
örneklerin ve yap›tlar›n en güzel taraflar›n› tespit etmeyi amaçlaya-
ca¤›z. Benim hedefim, bu son derece karmafl›k bireylerden her biri-
nin özünü size sunmak. Einstein bu çaban›n standard›n›, “Her fley,
daha basit de¤il, mümkün oldu¤unca basit k›l›nmal›,” sözleriyle be-
lirlemiflti.
Öyle umuyorum ki, yaflamöykülerinin hepsini okumak ve arafl-
t›raca¤›m›z ola¤anüstü bireylerin orijinal yap›tlar›n› incelemek iste-
yeceksiniz. Ve en önemlisi, yaflam›n›za daha çok mutluluk, güzellik,
do¤ruluk ve iyilik katmak için, bu sonsuz bilgeli¤i özümseyeceksiniz.
Cicero, Sokrates’e flöyle yazm›flt›: “[O] felsefeyi göklerden indirdi ve
onu insano¤lunun kentlerine ve evlerine afl›lad›.” Gelin biz de dev-
rimci dâhilerimizin bilgeli¤ini göklerden indirip onu kendi yaflamla-
r›m›za, bugüne afl›layal›m.

26 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 27

F F F F F F F F F F F F F F F F F F F

DÜfi TAKIMININ SEÇ‹M‹NDEK‹


KISTASLAR

ETK‹ EVRENSELL‹⁄‹. Seçilen on dâhiden dokuzu Bat›l› da olsa, b›-


rakt›klar› etki aç›s›ndan hepsi evrenseldir. Bat› kültürü*, izleyen say-
falarda k›sa yaflamöykülerine yer verilen devrimci dâhilerin de k›smi
katk›lar›yla, flimdiye dek dünya üzerindeki en bask›n etki oldu¤unu
kan›tlam›flt›r. Sizi bu görüfle ikna edebilmek için seçim k›staslar›n›
aç›kça belirlemem gerekti¤i kan›s›nday›m. Bat› kültürünün bask›n
etkisi, sözgelimi Platon ve ö¤rencisi Aristoteles zamanlar›na ve bu ki-
tab›n ‹ngilizce yaz›lm›fl oluflunun I. Elizabeth’e çok fley borçlu oldu-
¤u gerçe¤ine kadar uzand›r›labilir.

AKLA YAKIN SEBEPLERLE B‹R B‹REYE MAL ED‹LEB‹LEN,


OR‹J‹NAL, DEVR‹MSEL, ÇI⁄IR AÇAN BULUfiLAR. Kendinizi
bundan yaklafl›k 6.000 sene önce yaflam›fl bir “Einstein”›n yerine ko-
yun. Bir gün, flans eseri, afl›nm›fl kaya parçalar›n›n bir yamaçtan afla-
¤› yuvarland›¤›n› fark edersiniz. Ertesi gün, yine flans eseri, çürümüfl
bir a¤aç kütü¤ünün ayn› yamaçtan yuvarland›¤›na flahit olursunuz.
O gece rüyan›zda, kaya parças›yla a¤aç kütü¤ünün durmaks›z›n yu-
varland›klar›n› görürsünüz. “fiimdi anlad›m!” ifadesinin eski dildeki
karfl›l›¤›n› m›r›ldanarak uyan›rs›n›z, çünkü akl›n›za parlak bir fikir
gelmifltir: Dev tafl parçalar›n› tafl›mak için a¤aç kütüklerinden yarar-
lanarak, tanr›lar›n›za kutsal bir tap›nak infla edebilirsiniz! Çok eski
zamanlardan bu yana, yarat›c› bireyler baflkalar›n›n göremedi¤i ba¤-
lant›lar kurarlar. Bu ba¤lant›lardan baz›lar› öyle orijinal ve güçlü
olur ki, dünyay› de¤ifltirir.
Do¤al olarak, atefli ilk olarak kimin kontrol alt›na ald›¤›n›, bir
pulluk yapmay› kimin baflard›¤›n› ya da tekerle¤i kimin icat etti¤ini

* Ayd›nlanma dâhilerinden biri olan ve listemizdeki on dâhiyi az farkla takip eden Francis Bacon, matba-
an›n, barutun ve m›knat›sl› pusulan›n “tüm dünyan›n görünümünü de¤ifltirdi¤ini” gözlemlemiflti. Bu üç dev-
rimsel buluflun üçü de (makarnay› söylemeye bile gerek yok!) Çin’den ç›km›flt›r. E¤er Ming imparatoru 1433
y›l›nda donanmas›n› geri çekmeyip, bir izolasyon politikas› bafllatmasayd›, bu kitap belki de çok farkl› harf-
lerle, Çince olarak yaz›lacakt›.

G‹R‹fi 27
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 28

bilemeyiz. Kültürel evrime ve sistemler kuram›na yönelik modern gö-


rüfller, kendi Zeitgeist’›n›2 aflm›fl bir bireyin flan›na methiyeler düzme-
den evvel durup düflünmemizi sa¤lar. Bununla beraber, bu kitaptaki
on flahsiyetin, elde ettikleri baflar›larla ve 盤›r açan, devrimsel bulufl-
lar›yla dünyay› de¤ifltirmifl, ola¤anüstü yarat›c› kifliler olduklar› çok
aç›kt›r. Onlar, bize esin verip yol gösterebilen ola¤anüstü bireyleri ve
zamana meydan okuyan ilkörnekleri temsil ederler.

AMACINIZA UYGUNLUK. Shakespeare, “difl a¤r›s›na sab›rla kat-


lanabilen bir filozofun henüz dünyaya gelmedi¤ine” dikkat çekmiflti.
Baflka bir deyiflle, felsefe ve fikirler esinlemek güzeldir, ama bunlar›n
gerçek hayata uygulanabilirli¤i hangi boyuttad›r? Bu dâhi listesinin
seçimindeki en önemli k›stas›m, onun sizin için geçerli olan pratik
de¤eridir.
Yak›ndan tan›yaca¤›n›z inan›lmaz dâhilerden biri olan Thomas
Jefferson, Yararl› Bilginin Geliflimi için Amerikan Felsefe Derne¤i’ni
örgütlemiflti. Bu kurumun tüzü¤ünde flunlar yazar: “Bilgi salt spekü-
lasyonla s›n›rl› kald›¤›nda çok az ifle yarar: Ama spekülatif do¤rular
prati¤e geçirildi¤i zaman, deneylere dayand›r›lm›fl kuramlar yaflam›n
ola¤an amaçlar›na uyguland›¤› zaman, böylece ... yaflam sanatlar›
kolaylaflt›r›ld›¤› zaman ve tabii ki insano¤lunun ço¤al›fl› ve mutlulu-
¤u art›r›ld›¤› zaman; bilgi gerçekten yararl› hale gelir.”
Dehan›z› Keflfedin’in yaklafl›m›, prati¤i temel al›r. Deneyime,
“yaflam›n ola¤an amaçlar›na” dayan›r. Kitab›n öncelikle dikkat etti-
¤i husus, size “yaflam sanatlar›nda” hazine de¤erinde bir rehberlik
sunmak ve mutlulu¤unuzu art›rmakt›r.

Maddi, manevi ve ahlaki,


toplumdan ald›¤›m›z tüm de¤erli fleylerin geçmifli,
say›s›z nesil geriye, belli baz› yarat›c› bireylere
dayand›r›labilir.
—ALBERT EINSTEIN

2
Zeitgeist [Alm.]: Zaman›n ruhu, bir devrin karakteristi¤i olan genel entelektüel ve kültürel ortam, bir
dönem ya da ça¤›n "düflünce iklimi". (ç.n.)

28 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 29

KISTASLARLA ‹LG‹L‹
B‹RKAÇ SORU

Listede neden sadece bir kad›n ve beyaz ›rktan olmayan tek bir kifli var?
Deha potansiyeli, erkeklere, kad›nlara ve her ›rktan tüm insanlara
eflit biçimde bahfledilmifltir. Dehay› gelifltirme f›rsat›ysa tabii ki her-
kese eflit biçimde paylaflt›r›lmam›flt›r. Ve tüm engellere karfl›n yete-
neklerini gelifltirmeyi baflaran pek çok kad›n ve az›nl›k, hak etti¤i iti-
bar› görmemifltir. Bu kitapta k›sa yaflamöykülerine yer verilen büyük
dâhilerin, esinlendirici fikirleriyle herkese ulafl›p yard›mc› olmalar›n›
diliyorum. Cinsiyet ya da ›rk, kitaba dâhil edilen dâhilerin seçimin-
de k›stas olarak kullan›lmam›flt›r. I. Elizabeth ile Gandhi ise, bir hak-
kaniyet ifadesi olarak de¤il, seçilmeye lay›k olduklar› için seçilmifller-
dir.

Sir Isaac Newton’› nas›l oldu da listenize almad›n›z?


Newton’› Einstein’la eflit önemde bir devrimci dâhi olarak görüyo-
rum ve Newton da ayn› temel deha niteli¤ini, hayal gücünü ve “bir-
lefltirme oyunu”nu ortaya koymufltur. Ancak, son k›stas›, yani
“amac›n›za uygunluk” k›stas›n› temel alarak Einstein’› seçtim, çün-
kü o daha yak›n geçmiflte yaflam›fl oldu¤u için, tan›nmas› daha kolay
bir flahsiyettir.
Yine de ikisi aras›nda seçim yapmak çok zor oldu, t›pk› Koper-
nik’i Galileo’ya, Thomas Jefferson’› ise Benjamin Franklin’e tercih
etmenin kolay olmad›¤› gibi. Böyle bafla bafl yar›flanlar söz konusu
oldu¤unda, ikinci gelenler hakk›nda da birer parça ya da altbölümü
kitaba ilave ettim, yani Newton’a Einstein bölümünde, Galileo ile
Kepler’e de Kopernik bölümünde de¤iniliyor. Benjamin Franklin ise
Thomas Jefferson bölümünde kapsaml› olarak ele al›n›yor.

Ya ‹sa ve Buda?
Dinlerin oluflumunu sa¤lam›fl ilahi esin kaynaklar› olarak görülen

G‹R‹fi 29
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 30

flahsiyetler üstünde durmaktan kaç›nmaya karar verdim. Neden mi?


Eh, ben oldukça küstah biri say›l›r›m ama Tanr›’n›n O¤lu Gibi Dü-
flünmek adl› bir kitap yazacak kadar de¤il.

Neden hiç müzisyen yok? Beethoven ve Mozart’› nas›l atlayabildiniz?


Müzi¤i çok severim ve Mozart, Beethoven, George Gershwin, Ella
Fitzgerald ve daha pek çok müzisyenin birer dâhi oldu¤u görüflünde-
yim. Ama müzik, tarihin uçsuz bucaks›z kapsam› içinde, lokomotif
olmaktan ziyade ayna vazifesi görür; Kopernik, Jefferson ve Einste-
in gibi dâhiler taraf›ndan yarat›lm›fl bilinç de¤iflimlerini yans›t›r. Be-
ethoven, Dokuzuncu Senfoni’de özgürlü¤ün sesini yakalam›flt›r, ama
Jefferson insanlar› gerçekten özgürlefltirmek için çok daha fazlas›n›
yapm›flt›r.
Bununla birlikte, müzik o kadar önemlidir ki, müzisyen ustalar-
dan oluflan harika bir ekibin yard›m›yla, 盤›r açan düflünürlerimiz-
den her biri için birer müzik parças› seçtim. Kuvvetle tavsiye etti¤im
bu parçalar›, düfl tak›m›ndaki dâhileri keflfederken dinlemenin hoflu-
nuza gidece¤ini umuyorum.

Ya Leonardo da Vinci?
Bir kitab›m s›rf ona ayr›lm›flt›!

BU K‹TAPTAN
EN ‹Y‹ NASIL FAYDALANIRSINIZ?

Dehan›z› Keflfedin bafll›¤›, maksatl› bir çifte anlam içermektedir.3 Ki-


tab›n amac›, hem kendi deha potansiyelinizi keflfedip ortaya ç›kar-
man›za, hem de size en çok ilham veren “dâhi” ya da “dâhiler”i kefl-
fetmenize yard›mc› olmakt›r.

3
‹ngilizcedeki "genius" sözcü¤ü, hem "deha" hem de "dâhi" manas›na gelir. Dolay›s›yla, "Discover Your
Genius" bafll›¤›, hem "Dehan›z› Keflfedin" hem de "Dâhinizi Keflfedin" fleklinde alg›lanabilir. (ç.n.)

30 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 31

Önce Kitab›n Tamam›n› Gözden Geçirin

Dâhiler dünyas›nda yapaca¤›n›z bu yolculuktan en iyi flekilde fayda-


lanmak için, ifle kitab›n tamam›n› gözden geçirerek bafllay›n. Dâhi
portrelerine dal›p gitmeye zaman ay›r›n (afla¤›daki aç›klamalar› dik-
kate al›n) ve tüm dâhilerin ortak üstünlüklerini sezinlemeye çal›fl›n.
Sonra, e¤er s›rayla okumak kolay›n›za geliyorsa, kronolojik olarak
düzenlenen bölümleri bafl›ndan bafllayarak okuyun. Ama bölümden
bölüme atlayarak devrimci dâhilere cazip buldu¤unuz herhangi bir
s›ralamayla yaklaflmaktan da çekinmeyin. Dilerseniz en çok merak
etti¤iniz dâhiden bafllay›p, onu bu maceradaki hareket noktan›z ya-
pabilir, onun yaflam›na ve bilgeli¤ine bal›klama dalmay› tercih ede-
bilirsiniz.

PORTRELER‹ UZUN UZUN SEYRED‹N

Herhangi bir bölüme bafllamadan evvel, bölüm bafl›ndaki dâhi port-


resini birkaç dakikal›¤›na dikkatle inceleyin. On dâhinin bu sayfalar-
da yer alan resimlerini haz›rlama görevi, özellikle bu kitap için, ya-
zar taraf›ndan ressam Norma Miller’a verildi. Miller’›n Time dergi-
sinin kapa¤›n› süsleyen portreleri, insana huflu veren, ruhlu canl›l›k-
lar›yla tan›n›r. Ressam, bu orijinal suluboya resimlerin her birinde,
deha niteli¤ini yakalamak ve onu sizin için hayata döndürmek gibi
cesaret isteyen bir ifle kalk›flm›flt›r.
Norma’n›n bu resimlerin yarat›m süreci konusundaki yorumla-
r›, alaca¤›n›z hazz› ve esini art›raca¤› umuduyla afla¤›da sunulmufl-
tur:
“Her portre kendine özgü zorluklar› beraberinde getirdi¤i halde,
hepsinin yarat›m süreci için geçerli olan benzerlikler vard›. ‹lk zor-
luk, kendimi denetlemekten, yani ortaya ç›kan portrenin söz konusu
kifliye benzeyip benzemedi¤i konusunda endiflelenmekten vazgeç-

G‹R‹fi 31
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 32

mekti. Art›k yaflamayan birinin portresini yaparken izlenen en do¤-


ru yol budur. Nihayetinde ortaya bir çehre ç›kana dek, resmini yap-
makta oldu¤um kiflinin içinden çal›flt›¤›m söylenebilir. Portre res-
saml›¤›n›n en büyüleyici yanlar›ndan biri de fludur: Resmi yap›lan ki-
fliye hayat veren unsur, yüz hatlar›n›n gerçe¤e uygunlu¤u de¤il, kifli-
nin ‘aura’s› ve ruhudur.
“Bir portre ö¤retmeni olarak, ö¤rencilerimin k⤛da kondurduk-
lar› her iflaretin tan›d›k bir fleyi and›rmas›na ihtiyaç duyduklar›n› s›k
s›k gözlemlerim. Yapt›klar› portrenin olabildi¤ince k›sa süre içinde
flekillenmesini istediklerinden, ço¤unlukla ana hatlar› çizip içini dol-
durmaya, yani d›fltan içe do¤ru çal›flmaya e¤ilim gösterirler. Asl›nda
bunun tam tersi yap›lmal›d›r: ‹çten çal›fl›lmal›d›r. D›fl her zaman si-
hirli yollarla kendi bafl›n›n çaresine bakar. Çok geçmeden, dehaya
özgü kiflisel özellikleri yans›tabilen hiçbir spesifik yüz karakteristi¤i-
nin bulunmad›¤›n› anlad›m. Asl›na bakarsan›z, dehay› aktarmak için
pek çok kiflisel özelli¤i bir araya getirmek gerekiyordu, hatta bu özel-
liklerden baz›lar› birbiriyle çeliflir nitelikteydi: muziplik ve ciddiyet,
iyimserlik ve korku ya da özgürlük ve sorumluluk gibi. Bu paradok-
sal durumlara kafa yorarken, dâhi tak›m›ndaki eflsiz, karmafl›k ka-
rakterleri, tan›mlanmas› zor bir anlay›flla görmeye bafllad›m. Vurgu
kiflinin ‘ruhu’ üzerinde topland› ve ruh da gözlerden yay›lmaz m› za-
ten? Hatta, dâhileri daha iyi ‘tan›d›kça’, bizim onlara nas›l bakt›¤›-
m›z de¤il, onlar›n bize ve dünyaya nas›l bakt›klar› beni daha çok il-
gilendirmeye bafllad›.”

Kendini De¤erlendirme Sorular› Üzerinde Düflünün

Belli bir bölüme nas›l var›rsan›z var›n, al›flt›rma k›sm›na geçmeden


evvel birkaç dakikan›z› ay›r›p, bölümdeki kendini de¤erlendirme so-
rular› üzerinde düflünün. Kendinizi de¤erlendirirken, sorulara kesin
yan›tlar vermeniz ya da yazman›z gerekmez; belki onlara biraz kafa
yormak ve akl›n›za süzülmelerine izin vermek isteyebilirsiniz. Bir bö-
lümün al›flt›rmalar›n› tamamlad›ktan sonra, kendini de¤erlendirme

32 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 33

sorular›na geri dönün ve cevaplar›n›zda al›flt›rmalar›n a盤a ç›karm›fl


olabilece¤i herhangi bir de¤ifliklik olup olmad›¤›n› araflt›r›n.

Al›flt›rmalardan Keyif Al›n

Dâhi al›flt›rmalar›ndan baz›lar› zahmetsiz ve e¤lenceliyken, baz›lar›


da kendiniz hakk›nda uzun uzun düflünmenizi gerektirir. Size en ca-
zip gelenlerle bafllay›n ve onlar› sunulduklar› s›rayla yapmaya kendi-
nizi mecbur hissetmeyin. Al›flt›rmalardan keyif almak ve onlar› arafl-
t›rmak için gereken h›z› ve ritmi kendiniz belirleyin. Kitab› bas›lma-
dan önce okuyan bir okur, al›flt›rmalar› koca bir kutu Belçika çiko-
latas›na benzeterek, flöyle bir yorumda bulunmufltu: “Hepsini birden
yiyemiyorum, ama her gün bir tanesini ambalaj›ndan ç›kar›p a¤z›ma
atmay› iple çekiyorum!”

Bir Deha Güncesi (Defteri) Tutun

Catherine Cox, dehan›n zihinsel özellikleri üzerine yap›lm›fl klasik


bir çal›flmas›nda, tarihin en büyük dâhilerinden 300’ünü inceledi.
Resim, edebiyat ve müzikten tutun, bilim, askerlik ve siyasete kadar
her alandaki dâhilerin, belli baz› ortak özellikler gösterdi¤ini bulgu-
lad›. En dikkat çekici bulgusu, dâhilerin fikirlerini, gözlemlerini,
duygular›n›, fliirlerini ve sorular›n› özel defterlere ya da dostlar›na ve
ailelerine yazd›klar› mektuplara kaydetmekten keyif ald›klar›n› kefl-
fetmesi oldu.
Dolay›s›yla, araflt›raca¤›m›z bütün büyük dâhilerin yapt›¤› fleyi
yap›p, onlar›n dünyas›nda yolculuk ederken fikirlerinizi, derin dü-
flüncelerinizi ve gözlemlerinizi kaydedece¤iniz bir defter tutun. Ayn›
defteri, kendini de¤erlendirme sorular›na verdi¤iniz karfl›l›klar› kay-
detmek ve kitaptaki al›flt›rmalar› uygulamak için de kullanabilirsiniz.
‹fliniz gere¤i yazman›z gerekiyorsa ya da ö¤renciyseniz, bunu
muhtemelen s›ral› ve düzenli bir tarzda yapman›z isteniyordur. Ço-
¤u patron, bir ifl plan› haz›rlarken ya da gider pusulas› doldururken
akl›m›z› serbest b›rak›p yarat›c›l›¤›na izin vermemizi söylemez. Oysa
deha defterinizde, tam olarak bunu yapmaya özendiriliyorsunuz. Bil-

G‹R‹fi 33
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 34

ginler Leonardo da Vinci’yi, asla dizin ya da içerik bölümleri ekleme-


di¤i defterlerinin görünürdeki da¤›n›kl›¤› dolay›s›yla elefltirirlerdi.
Leonardo’nun notlar›nda, uçan kufl ve akan su çizimleri, bir kedinin
anatomisi hakk›nda gözlemler, espriler, düfller ve al›flverifl listeleri
yer al›rd›, üstelik hepsi de ayn› sayfada. Araflt›raca¤›n›z büyük dâhi-
lerin ço¤u gibi Leonardo da, ça¤r›fl›m sürecinin do¤al ak›fl›na (Eins-
tein’›n savundu¤u birlefltirme oyununa) sezgisel olarak güvenirdi. Bu
serbest oyunu her bir devrimci dâhiden ald›¤›n›z esinle deneyin. Size
ilham veren fikir ve görüfller, siz onlar› kaydeder ve düflünürken ru-
hunuza daha derin bir düzeyde nakflolmaya bafllayacak.

Dâhi Al›flt›rmalar›n› Araflt›racak bir Grup Oluflturun

Workshop kat›l›mc›lar›ndan ço¤u ve Dehan›z› Keflfedin program›yla


tan›flt›r›lan baflkalar›, dâhileri daha derinlemesine araflt›rmak ve al›fl-
t›rma notlar›n› karfl›laflt›rarak deha niteliklerini özümsemek için tar-
t›flma gruplar› oluflturmaktan hoflland›klar›n› bildirmifltir. Bu kitap-
ta, kendi “deha salonlar›n›za” ev sahipli¤i yaparken dikkate alabile-
ce¤iniz baz› öneriler bulacaks›n›z. Do¤rulara ulaflmak için modern
yöntemlere baflvurmaktan çekinmeyin. Dâhileri ve özelliklerini arafl-
t›rmak amac›yla e-posta gruplar› oluflturmak, co¤rafi k›s›tlamalar›n
yarat›c› potansiyelinizi s›n›rlamas›n› önleyebilir. ‹nternet de önemli
ve ilginç bir bilgi bollu¤unun kayna¤› olabilir.

Dâhilerle Hayali Diyaloglara Girmeyi Deneyin

Büyük dâhilerle aran›zda hayali diyaloglar kurarak, dâhiyane düflün-


celerin hayat›n›zdaki etkisini derinlefltirebilirsiniz. Geçmiflin (ya da
gelece¤in) dâhileriyle “söyleflmek” son derece e¤lenceli ve genellikle
epey ayd›nlat›c›d›r. Dâhi diyaloglar›n›zdan en iyi flekilde faydalan-
mak için, ald›¤›n›z “karfl›l›klar›” defterinize kaydedin.
Tarihin en devrimci düflünürleri listesinin güçlü adaylar›ndan
Niccolo Machiavelli (1469-1527), fikirlerinden pek ço¤unu geçmiflin
büyük dâhileriyle kurdu¤u hayali diyaloglar sayesinde gelifltirmiflti.
Zarif giysilere bürünen Machiavelli, düzenli olarak çal›flma odas›na

34 DEHANIZI KEfiFED‹N
01- Giriş 2/9/05 17:50 Page 35

çekilip, tarihin büyük dâhilerine sorular›n› yöneltir ve ald›¤› karfl›l›k-


lar› kaydederdi. Machiavelli flöyle der:
“Onlar›n kendilerini nas›l gelifltirdiklerini anlamak için, tan›n-
m›fl kiflilerin eylemlerini araflt›r; onlar›n zafer ve yenilgilerinin sebep-
lerini de incele ki, do¤rular›n› taklit edip, yanl›fllar›ndan kaç›nabile-
sin.
“Hepsinden öte, tan›nm›fl kiflilerin yapt›¤›n› yap. Onlar, kendile-
rinden evvel övgü ve ün kazanan, elde ettikleri baflar›larla hâlâ haf›-
zalardan silinmeyen insanlar› örnek alm›fllard›r. Mesela Büyük ‹s-
kender’in Aflil’i, Sezar’›n da ‹skender’i taklit etti¤i söylenir.”
Machiavelli diyalog sürecini flöyle aç›kl›yor:
“Tozlu çamurlu ifl k›yafetlerimi ç›kar›r, asil ve kutsal kiflilere ya-
rafl›r giysilere bürünürüm. Lay›¤›yla giyinip kufland›ktan sonra, o bil-
ge adamlar›n kadim huzuruna ç›kar, orada çok s›cak karfl›lan›r, tek
g›dam olan ve sadece bana ihsan edilen ilgileriyle beslenirim. Onlar-
la konuflmaya ve onlara eylemlerinin sebeplerini sormaya utanmam
ve onlar da bana insanca cevap verirler. Böyle dört saat geçirebilir ve
hiç yorgunluk duymam; dertlerimi unutur, ne yoksulluktan çekinir,
ne ölümden korkar›m. Kendimi onlar›n rehberli¤ine teslim ederim.
Ve Dante anlafl›lan› hat›rda tutmadan bilim [anlama] diye bir fley
olamayaca¤›n› söyledi¤i için, bu konuflmalarda geçen bafll›ca husus-
lar› not alm›fl›md›r.”
fiimdi, Bat› felsefesinin babas› Platon ile, dâhi diyalogumuza bafl-
layal›m.

G‹R‹fi 35
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 36
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 37

Platon
(yaklafl›k olarak, ‹Ö y. 428-348)

Bilgelik Sevginizi Derinlefltirin

Güzellik do¤ruluktur, do¤ruluk da güzellik...

—JOHN KEATS

B ir an için, sizi en derinden etkilemifl olan ö¤retmenlerinizi


düflünün. Muhtemelen, ya çok de¤er verdi¤iniz bir fleyin özünü
görmenize yard›mc› olmufl, ya bu konuya kal›c› bir sevgi beslemeni-
zi sa¤lam›fl ya da belki, size bugün hâlâ yüceltti¤iniz idealler afl›la-
m›fllard›r. Hayat›n›zda bu denli etkili ö¤retmenleriniz olacak kadar
flansl›ysan›z, onlar› hat›rlad›¤›n›z zaman içinizde uyanan s›cakl›k ve
minnet hislerini bilirsiniz, çünkü onlar, olmak istedi¤iniz kifliyi olma-
ya giden yola sizi sokmufl kiflilerdir.

Bu resim, Raffaello’nun Atina Okulu adl› muhteflem yap›t›ndaki Platon tasvirinden


yola ç›k›larak çizildi. Raffaello, Platon’un buna benzer biri olmas› gerekti¤ini dü-
flünmüfl. Efsaneye göre Raffaello, Platon’u resmederken model olarak Leonardo
da Vinci’yi kullanm›fl. Ben de büyük filozofun bu ilk tasvirini bafllang›ç noktam ka-
bul ettim. Platon’un ayn› anda hem gözlemliyor hem de düflünüyor gibi görünme-
sini istedim, zira bilgeli¤i temsil eden bir süreçtir bu.—Norma Miller

37
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 38

O ö¤retmenler ve içinizde tutuflturduklar› atefller, kökenleri ilk


devrimci dâhimize dek uzand›r›labilen ö¤retim ve ö¤renim gelene¤iy-
le de ilk tan›flt›r›l›fl›n›zd›. Eski Yunanl›lar›n kültürel bilgelik sevgisi-
nin timsali olan Platon, efsanevi entelektüel ustal›klara sahip bir ö¤-
retmenler ve ö¤renciler zincirine dahildir. Bu zincir Sokrates’le bafl-
lar. Sokrates Platon’un ö¤retmenidir ve Platon da sonradan bilgeli¤i-
ni Aristoteles’e aktarm›fl, Aristoteles ise Büyük ‹skender’in ö¤retme-
ni olmufltur. Ama Platon, bu büyük üstatlar›n en büyü¤üdür. Günü-
müzde üzerimizdeki etkisi fark edebilece¤inizden çok daha fazlad›r:
Örne¤in, yukar›da de¤inilen gözde ö¤retmenlerin birlikte an›msan-
d›klar› fleylerden pek ço¤u (bir fleyin özünü aray›fl, ideallerin yüceltil-
mesi, hatta ö¤renme sevgisi) bize Platon’dan gelir. E¤er, Charles Fre-
eman’›n The Greek Achievement’ta yazd›¤› gibi, Yunanl›lar “Bat›
Uygarl›¤›’n›n kromozomlar›n›” temin ettiyse, o zaman Platon da
DNA’y› dizmifltir.
Platon, Bat›’n›n entelektüel diyalog ziyafeti için sofray› kurmufl-
tur. Bir yirminci yüzy›l filozofu, Platon sonras› Bat› felsefe gelene¤i-
ni “ekseriyetle Platon’a ilifltirilmifl dipnotlar›n tamam›” diye tan›m-
layacak kadar ileri gitmifltir. Beni bu kitab› yazmaya iten temel dü-
flünce, siz dahil her birimizin, uyand›r›l›p beslenerek manevi ve yara-
t›c› yeteneklerimizin tam bir ifadesine dönüfltürülebilecek ilahi bir k›-
v›lc›ma sahip oldu¤umuz fikridir. Bu fikir bile Yeni-Platonik bir var-
say›md›r. Leonardo da Vinci, defterine flunlar› yazd›¤›nda, özünü
Platon’dan alan bir kavram› dile getiriyordu: “Bilme arzusu iyi in-
sanlar için do¤ald›r,” ve “Çünkü asl›nda büyük sevgi, sevilen fleyin
büyük bilgisinden do¤ar.” Asl›nda Platon, klasik bilgeli¤in merkezi
etkisiydi. Kald› ki, klasik bilgeli¤in yeniden do¤uflu, Leonardo’nun
simgeledi¤i Rönesans’a damgas›n› vurmufltur.

38 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 39

Ruhun bir gözü vard›r,


ki o göz on bin bedensel gözden daha k›ymetlidir,
çünkü o, tek bafl›na do¤rulu¤u gördürebilir.

—PLATON

Ö⁄RETMEN VE Ö⁄RENC‹

Platon’un siyasal ba¤lant›lar› güçlü, seçkin bir ailenin çocu¤u olarak


dünyaya gelifli, Peloponnesos Savafl›’n›n bafllamas›na yak›n bir tari-
he rastlad›. Savafl, Platon yirmili yafllar›n›n bafllar›na gelene dek
memlekette devam eden siyasal çalkant› ortam›n› iyiden iyiye k›z›fl-
t›rd›. Atina’daki oligarfli yanl›s› ve demokrat hizipler aras›ndaki
amans›z mücadele, bafllang›çta siyasete at›lmaya yönelen Platon’un
akl›n› bafl›na getirdi. Platon, “Tiksintiyle doldum ve zaman›n kötü-
lü¤ünden geri çekildim,” diye yazd›.
Platon’un amcalar› ve a¤abeyleri, o do¤madan evvel Sokrates’le
çal›flm›fllard›, dolay›s›yla Platon’un bu üstad›n ö¤retilerine henüz ço-
cukken teslim edildi¤ine kesin gözüyle bakabiliriz. Ve Platon’u ilk tak-
dir eden de Sokrates’ti herhalde. ‹.Ö. 469’da Atina’da do¤an Sokrates,
hayat›n› öncelikle ahlaksal iyilik ve do¤ruluk aray›fl›na adam›flt›.
Dostlar›ndan biri Delphoi’deki Medyum’a “Yeryüzünde Sokra-
tes’ten daha bilge biri var m›?” diye sordu¤unda, Medyum flu yan›t›
vermiflti: “YOK.” Sokrates, ça¤›n›n en bilge adam› olarak görülme-
nin mahcubiyetini, bu ay›r›m› en önemli bilgisinin do¤rulanmas› flek-
linde yorumlayarak yendi: kendisinin bilgisiz oldu¤u bilgisi. Med-
yum’un niyetinin, iyilik ve do¤ruluk esaslar›ndan ne vahim biçimde
bihaber olduklar›n› kavramalar›n› sa¤layarak, kendisini ve di¤erleri-
ni iyili¤e ve do¤rulu¤a yöneltmek oldu¤una inand›. Sokrates’in “uz-
man” ya da hatta “ö¤retmen” s›fat›n› bile reddedip, kendini bir “fi-
kir ebesi” olarak tan›mlamas› çok derin bir entelektüel alçakgönül-
lülü¤ün göstergesiydi.

PLATON 39
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 40

Elefltirel ve aç›k fikirli akl›n soruflturma süreci, Sokratik yaklafl›-


m›n çekirde¤ini oluflturur. Sokrates, Delphoi’deki Apollon tap›na¤›
medyumunun “Kendini bil” emrini özümsemiflti. Sokrates’in “‹nce-
lenmemifl yaflam, yaflanmaya de¤mez” fleklindeki ikaz›, bütünlük ve
ayd›nlanma arayan herkes için geçerli olan hareket noktas›d›r. Sok-
rates, mutlulu¤un d›fl dünyada elde edilen baflar›lar, maddi varl›k ya
da statü vas›tas›yla de¤il, kiflinin ruhunu besleyen bir hayat yaflana-
rak kazan›laca¤›na inan›rd›.
Sokrates, en iyi ö¤rencisini Platon’da buldu, ancak Atina’daki
demokrat hükümet ‹.Ö. 399’da Sokrates’i ölüme mahkûm edince,
iliflkileri k›sa ömürlü oldu. Platon bu yarg›y› “korkunç bir suçlama,
ona yöneltilebilecek en son suçlama, dinsizlik suçlamas›,” fleklinde
yorumlad›. Atina’n›n kendisinde yaratt›¤› düfl k›r›kl›¤› son haddine
var›nca kenti terk eden Platon, çal›flmalar›n› y›llarca yurtd›fl›nda sür-
dürerek, çareyi felsefede (kelime anlam›yla, “bilgelik sevgisi”nde)
arad›. [“Felsefe” (philosophy) sözcü¤ü, Yunanca köklerden (“sev-
me” anlam›na gelen philein ile “bilge” anlam›na gelen sophia’dan)
gelir.] Platon, “yasalar ve ahlak anlay›fl› dehflet verici bir h›zla koku-
flurken,” diye yazd›, “topluma ya da bireye adalet getirilmesi yolun-
daki tek umudun do¤ru felsefede yatt›¤› inanc›na ... kendimi art›k
mecbur hissediyorum.”

PLATON RÖNESANSI

Pico della Mirandola, 1486’da, yirmi üç yafl›ndayken, çarp›c› yap›t›


“‹nsan Onuru Üzerine Söylev”i sunarak, Platon rönesans›n›n en bü-
yük ruhani liderleri aras›ndaki konumunu belirlemifl oldu. Yarat›l›fl
üzerine Yeni-Platonik bir perspektif içeren “Söylev”, 500’ü aflk›n y›l
önce ilk sunuldu¤unda oldu¤u gibi bugün de, insan potansiyelini in-
celeyenlere esin kayna¤› olur. Pico bu yap›t›nda, biz insanlar›n, di¤er
yarat›klardan farkl› olarak, hayattaki konumumuzu belirleme po-

40 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 41

tansiyelimizin s›n›rs›z oldu¤unu öne sürer. fiöyle yazar:


“Ne belirli bir yer, ne bir biçim, ne de sana vermifl oldu¤umuz
özel bir ifllev, yaln›zca sana aittir, Ey Adem; ve bu nedenle, arzulaya-
ca¤›n yer, biçim ya da ifllevler hangileriyse onlar›, kendi arzu ve yar-
g›na göre, elde edecek ve sahipleneceksin. Di¤er yarat›klar›n tan›ml›
do¤as›, taraf›m›zca dikte edilen s›n›rlar içine hapsedilmifltir. Hiçbir
s›n›rla k›s›tlanmam›fl olan sense, seni ellerine teslim etti¤imiz kendi
hür iradenle, kendi yarad›l›fl›n› kendin belirleyeceksin.
“Seni dünyan›n merkezine yerlefltirdik ki, oradan dünyada ne
varsa her fleyi daha kolay inceleyebilesin. Seni ne göksel ne yersel, ne
ölümlü ne ölümsüz k›ld›k ki, tercih edece¤in biçim hangisiyse o biçi-
me kendini sokabilesin. Vahfli hayvanlar› kapsayan daha afla¤› varl›k
biçimleri aras›na inebileceksin; yeniden do¤arak kendi ruhunun yar-
g›s›ndan ç›k›p, ilahi güçleri kapsayan daha yüksek varl›klara dönü-
flebileceksin.”

B‹R B‹LG‹ FELSEFES‹

Platon’un bilgelik sevgisini en iyi flekilde anlaman›n yolu, onun siya-


sal, e¤itimsel ve ahlaksal felsefelerinin tümünü dayand›rd›¤› temel
bilgi felsefesi üzerinde dikkatle durmaktan geçer. Elbette, Platon’un
gelifltirdi¤i ve meflhur diyaloglar›nda ifade etti¤i fikirleri tam olarak
anlamak, ömür boyu sürecek ciddi bir araflt›rma gerektirir. Bununla
beraber, Platon’un en önemli fikri ve bu fikri aç›klamak için seçti¤i
ünlü metafor, onu çok da yetersiz olmayan bir bak›flla görmenize
olanak tan›r.
Platon’a göre, yaflad›¤›m›z dünya, onun Biçimler Dünyas› diye
adland›rd›¤› daimi ve de¤iflmez bir idealler âleminin solgun yans›ma-
s›d›r. Günlük dünyam›zsa sürekli de¤iflim halindedir ve içindeki her

PLATON 41
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 42

fley, Biçimler Dünyas›’ndaki hakiki özün geçici bir yans›mas›ndan


ibarettir. Örne¤in, elinizde tuttu¤unuz fley bir kitapt›r, ama bunun
tek sebebi “kitap olma”n›n ebedi özünü ya da
Yeni-Platonculara göre, biçimini biliyor olman›zd›r. Ayn› flekilde, bir el-
benlik dünya ile ayn› may› ya da kediyi de “elma olma”n›n ya da “ke-
yap›y› paylaflt›¤› için, di olma”n›n ideal biçiminin yans›mas› olarak
kifli kendini bilirse dün- tan›rs›n›z.
yay› da bilebilir. Biçimler Dünyas›’n›n hiyerarflik bir düzeni
—PROFESÖR ROGER PA- vard›r. Güzellik, Do¤ruluk ve ‹yilik, hiyerarfli-
DEN, YEN‹-PLATON‹K B‹L- nin en tepesinde yer al›r. Platon, do¤umdan ön-
GEL‹K SEVG‹S‹ ÜZER‹NE ce bütün insan ruhlar›n›n saf güzellik, do¤ruluk
ve iyilik dünyas›na eriflimi oldu¤una, ama insan-
lar›n do¤arken “unuttu¤una” inan›r. Filozofun misyonuysa, unut-
mufl oldu¤umuz güzellik, do¤ruluk ve iyili¤e geri giden yolu göster-
mektir.

Kusursuz bir daire hayal edin.


Kusursuz bir dairenin biçimini kavrayabiliriz ve daire, biçimsel olarak
pi r kare (π r2) olarak tan›mlanabilir.
fiimdi bir daire çizin. Kusursuz bir daire çizemeyeceksiniz. Leonardo ve
Michelangelo bile kusurlu daireler çizerdi. Bir bilgisayar da kusursuz bir daire
çizemez, çünkü pikselleri kusursuz de¤ildir.
Bununla beraber, bizler kusursuz bir dairenin ideal biçimini do¤um
öncesinden biliriz, derdi Platon.

Platon, Devlet’in yedinci kitab›nda, Biçimler Dünyas›’n› ve bu


dünyan›n günlük yaflant›m›zla iliflkisini en ünlü metaforuyla aç›klar:
“‹nsan›n ayd›nlan›fl›n› da, cehaletini de, gözünüzde afla¤› yukar› flu
flekilde canland›rman›z› istiyorum. Yeralt›nda bir oda düflünün, bir
ma¤aray› and›r›yor ve yeralt›nda uzunca bir mesafe boyunca uzan›p
gün ›fl›¤›na ç›kan bir de girifli var. Bu odada, çocukluklar›ndan beri
orada tutsak yaflayan adamlar oturuyor. Kollar› ve boyunlar› öyle s›-
k› ba¤lanm›fl ki, yaln›zca dümdüz karfl›lar›na bakabiliyor ve bafllar›-

42 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 43

n› hiç çeviremiyorlar.”
Platon, tutsaklar›n k›s›tlanm›fl görüflünü tarif etmeyi sürdürür.
Onlar›n “gerçekli¤i”, arkalar›nda yanan bir ateflin ma¤ara duvar›na
yans›tt›¤› gölgelerle s›n›rl›d›r. Platon sonra flöyle der: “Zincirlerinden
kurtar›l›p ›fl›¤a kavuflturulduklar› takdirde onlara neler olaca¤›n› dü-
flünün.” Mahkûmlar ›fl›¤›n parlakl›¤›na uyum sa¤lamakta ve önceki
“gölge-gerçekli¤i”nin yan›lsamalar›n› yenmekte güçlük çekerler.
“Gölge-gerçekli¤i”, ›fl›k dünyas›n›n basit bir yans›mas› oldu¤u mah-
kûmlarca bilinmeyen bir âlemdir. Keza bizim âlemimiz de Biçimler
Dünyas›’n›n s›n›rl› bir yans›mas›ndan ibarettir.
Platon’a göre, korkusunu yenen, zincirlerini k›ran ve ›fl›¤› ara-
mak için ma¤aradan ç›kmay› göze alan kifli, filozof olur. Filozofa güç
verense, bilgelik, iyilik, do¤ruluk ve güzellik sevgisidir. Platon’un
ma¤aradan kaçan ve ‹yi biçiminin ›fl›¤›n› gören do¤ru filozofu, ay-
d›nlanmaya giden yolu öbürlerine de göstermek için geri döner.

SEVG‹N‹N GÜCÜ

[Güzellik] öncesiz-sonras›z, üretilmemifl ve yok edilemezdir;


ne artmaya ne de azalmaya tabidir ... Tüm di¤er fleyler
onun bir kat›l›m›yla güzeldir ...
‹lahi ve saf olan budur ... güzelin kendisi.

—PLATON

PLATON 43
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 44

Platon’un ayd›nlanmada böylesine merkezi bir yer verdi¤i sevgi kav-


ram›, bugün fütursuzca dilimize dolad›¤›m›z sevgiden farkl›d›r. Pla-
ton “bilgelik sevgisi”nden söz ederken gerçek sevgiyi kasteder. Tut-
kulu bir güzellik, do¤ruluk ve iyilik sevgisi, Platon’a göre ma¤aradan
ç›kman›n yoludur. Yunanl›larca “Eros” olarak bilinen bu sevgi gü-
cü, fiziksel arzularla ve kiflisel duygularla bafllayabilir, ama zamanla
daha evrensel ve manevi bir boyut kazan›r. (Dolay›s›yla, ça¤dafl
“Platonik iliflki” ifadesi, bir iliflkinin cinselli¤e dayal› olmad›¤›n› ak-
la getirmek için tipik olarak kullan›lmakla birlikte, asl›nda saf do¤-
ruluk, güzellik ve iyilik aray›fl›na ve bunlar›n ortak kabulüne dayal›
bir dostlu¤u anlat›r.)
Sevgi, Platon’un dünyas›nda kat› kurallarla ifade edilir. Disiplin-
li çal›flma ve yo¤un muhakeme e¤itimi, do¤ru bilgiyi anlaman›n ön-
koflullar›d›r. Yine de, ‹yi biçimine ulaflmak isteyenlere Platon taraf›n-
dan önerilen sürecin, romantik bir gerdek birleflmesini and›ran yön-
leri de vard›r. ‹yi biçimiyle birleflmeyi tan›mlarken flöyle yazar: “E¤er
sevdal›, birleflece¤i fleye uyum sa¤larsa, sonuç keyif, haz ve tatmin
olur. Sevdal› sevdi¤iyle birleflti¤i zaman huzura erer, s›k›nt›s›ndan
kurtulur, rahata kavuflur.” fiölen’de ise Sokrates’in a¤z›ndan konu-
flarak, “insan›n sevgiden daha iyi bir yard›mc›y› kolay kolay bulama-
yaca¤›n›” vurgular.

44 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 45

DO⁄UNUN PLATON’U
(‹.Ö. 551-479)

Konfüçyüs olarak bilinen Kongfuzi, Çin felsefesinin babas›d›r. Onun


bilgelik sevgisi konusundaki ö¤retisi o kadar etkiliydi ki, sunuluflun-
dan iki bini aflk›n y›l sonra Komünistler taraf›ndan yasakland›. Pla-
ton gibi o da, erdemin, toplumsal düzenin ve e¤itimin do¤as›yla ilgi-
lenen bir idealistti. Alt›n Kural formülü (“Kendine yap›lmas›n› iste-
medi¤in fleyi, baflkas›na yapma”) insan düflüncesinde devrimsel bir
geliflmeyi temsil eder. H›ristiyanl›¤›n do¤uflundan befl yüz y›l evvel,
“‹yili¤e iyilikle karfl›l›k vererek teflekkür et; ama kötülü¤ün öcünü al-
maktan sak›n,” ilkesini ö¤retmifl ve Çin yurttafllar›n› “komflunu ken-
din gibi sev” ilkesini uygulamaya davet etmiflti. Konfüçyüs bu ilkele-
re vahiy ya da gizemcilikle de¤il, muhakemeyle ulaflm›flt›.

‹ÇTEK‹ DEHA

Platon, en parlak baflar›s›na Atina’ya döndükten sonra imza att›: ‹.


Ö. 379 y›l›nda, Bat› dünyas›n›n ilk üniversitesi olan Akademia’y›
kurdu. E¤er Platonculuk bir din olsayd›, ö¤renim ve ö¤retim bu di-
nin tap›nma biçimleri, Akademia da tap›na¤› olurdu. Akademia’ya
girmek için, bugün ilk ve ortaö¤retim dedi¤imiz e¤itimin baflar›yla
tamamlanm›fl olmas› gerekiyordu. Uzmanl›k konular›na iliflkin bilgi-
ler müfredat kapsam›na al›nm›fl olmakla birlikte, Platonik e¤itimin
as›l amac› insan ruhunun özünde var olan bilgiyi ö¤renciye “an›m-
satmak”t›.
Platon, en önemli bilginin ö¤rencinin içinde zaten mevcut oldu-
¤u sonucuna varm›flt›. Dolay›s›yla, ö¤retmenin rolü, ba¤›ms›z olarak
düflünmeyi sa¤layan Sokratik sorgulama yöntemiyle, ö¤rencinin ken-
di içindeki bilgiyi kavramas›n› kolaylaflt›rmakt›. Örne¤in Platon’un
“Menon” bafll›kl› Diyalog’unda, Sokrates genç bir köle çocu¤a

PLATON 45
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 46

Pythagoras teoremi hakk›nda sorular sorar. Hiçbir geometri e¤itimi


almam›fl olan çocuk, bafllang›çta yanl›fl yan›tlar verir. Ama Sokra-
tes’in soru silsilesi, çocu¤un hatal› sonuçlara vard›¤›n› çok geçmeden
kavramas›n› sa¤lar. En nihayet, Sokrates’in sorular› çocu¤u proble-
min do¤ru çözümüne yöneltir. Sokrates bunun üzerine, çocu¤un ge-
ometri bilgisinin do¤ufltan var oldu¤u ve kendisinin bir ö¤retmen
olarak de¤il, yaln›zca bir “hat›rlatma ebesi” olarak rol oynad›¤› so-
nucuna var›r. Platon’un sav›na göre, ustal›kl› bir sorgulama yoluyla
ö¤rencinin geometri kan›tlar›n› keflfetmesi sa¤lanabilece¤i gibi, erde-
mi, adaleti ve güzelli¤i kavramas› da sa¤lanabilir.
Platon “daha önce asla mevcut olmayan bilgileri akla yerlefltire-
bileceklerini söyleyenler taraf›ndan savunulan e¤itim kavram›n› red-
detmemiz gerekti¤ini...” vurgular. Platon’a göre, bilinmeye de¤er her
fley zaten biliniyordur ve ruh taraf›ndan an›msan›p uyand›r›lmas› ge-
rekmektedir.
Platon’un ruh kavram›, hiyerarflik olarak düzenlenmifl üç k›s›m-
dan oluflur: fiziksel (“bedensel arzular”), yarat›c› (“tutkular”) ve en-
telektüel (“ak›l”). Platon’un ideal toplumu da ayn› yap›lanmayla üç
s›n›fa ayr›l›r: el iflçileri (fiziksel), sanatç›lar ve askerler (yarat›c›), filo-
zoflar ve toplum bekçileri (entelektüel). Burada, onun kat› s›n›f sis-
temine ve ressamlarla flairlerin y›k›c›l›k potansiyeli tafl›yan etkilerin-
den dolay› sansürlenmesi gerekti¤i yolundaki hatal› önerisine yönel-
tilen anlafl›labilir itirazdan tutun, yard›msever bir kral ve elit “bekçi-
ler” önderli¤indeki ideal devlet kavram›n›n ça¤lar boyu mutlakç› ve
otoriter e¤ilimleri hakl› ç›karmak için kötüye kullan›ld›¤› suçlamas›-
na kadar, modern dünyan›n Platon’a yöneltti¤i tüm elefltirilerin te-
melini buluruz.
Gerçi Platon’un Devlet’ini dikkatle okuyanlar›n, onun ideal top-
lumun önderleri için flart kofltu¤u eksiksiz e¤itim, ahlaksal güvenilir-
lik ve özveri üzerine koydu¤u vurguyu gözden kaç›rmalar›na olanak
yoktur. Ayr›ca Platon, yaflad›¤› ça¤da geçerli olan kanaatlerin tam
tersine, kad›nlar›n da toplum bekçileri ve filozof kraliçeler olmaya
hak kazanabilece¤ine inan›yordu! Devlet hakk›nda yap›lm›fl tüm
elefltirilerin en adili, Platon’un ideal bir toplumu savunurken olanak-
s›za yeltendi¤i için suçlu oldu¤u görüflüdür. Aristoteles’in ifadesiyle:

46 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 47

“Bir ideal tasarlarken diledi¤imiz her fleyi varsayabiliriz, ama ola-


naks›zl›klardan kaç›nmam›z gerekir.”
Platon, felsefenin babas› olarak, bilgelik sevgisinin zamana kar-
fl› koyan ilkörne¤i konumundad›r. Aristoteles Devlet’teki ideal top-
lum yap›s›n› sorgulad›¤› halde, Platon’u her fleye karfl›n ideal bir ö¤-
retmen olarak görmüfltür. Aristoteles flöyle yazm›flt›r:

Ad› kötülerin dudaklar› aras›ndan ç›kmamas› gereken


o eflsiz adamdan
Övgüyle de olsa bahsetmeye hakk› yoktur onlar›n—
O ki erdemli olan›n mutlu oldu¤unu
Sözle ve eylemle
Aç›kça ortaya seren ilk kiflidir
Ne yaz›k ki hiçbirimiz ona denk olamay›z.

PLATON 47
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 48

Baflar›lar›n›n Özeti

F Platon, Bat› felsefesinin babas›d›r.

F Mant›ksal “tan›m” kavram›n› o önermifltir.

F Modern üniversitenin temelini atm›fl, üniversiteye haz›rl›k için


ilk ve ortaö¤retim fikrini formüle etmifltir.

F Muhakeme ve ba¤›ms›z düflünce sürecini desteklemifl ve e¤itim


kavram›n›, ö¤renciyi bilgiyle doldurmaktan ziyade, ö¤rencinin
bilgisini ortaya ç›karmak fleklinde tan›mlam›flt›r.

F Sanatç›lar konusunda Devlet’te sergiledi¤i kat› tutuma karfl›n,


Platon’un Diyalog’lar› onun edebiyat alan›ndaki dehas›n›
gözler önüne serer. Felsefe Ansiklopedisi’nde iflaret edildi¤i
gibi: “Yunan düzyaz›s›, Platon’un yaz›lar›nda doruk noktas›na
ulaflm›flt›r. Esnekli¤i, zengin söz da¤arc›¤›, kolay konuflma dili
ve belagat›, mizah›, kinayeleri, a¤›rl›¤›, aç›k sözlülü¤ü, zarafeti
ve ara s›ra nükseden gaddarl›¤›, metafor, benzetme ve mitteki
ustal›¤›, k›vrak karakter tahlili ve di¤er nitelikleri, onu bu
alanda da rakipsiz k›lm›flt›r.”

F Sokrates’in ö¤retilerini dünyaya o kazand›rm›fl ve Aristoteles’in


ö¤retmeni olmufltur.

48 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 49

PLATON VE S‹Z

Bu kitab› seçmifl olman›z›n sebebi belki de kendi bilgelik sevginizdir.


Sizi bilginizi art›rmaya ve kendinizi gelifltirmeye iten fley bu sevgidir
ve ona sahip olman›n de¤erini bu kitab› okurken daha iyi anlayacak-
s›n›z. ‹zleyen sayfalarda yer alan kendini de¤erlendirme sorular›nda
ve al›flt›rmalarda kendi yaflam›n›z› Sokrates ve Platon gelene¤ine uy-
gun biçimde inceleme f›rsat› bulacaks›n›z, ama sonra, Rönesans dö-
nemi Yeni-Platoncular›n›n ruh haliyle yol alaca¤›z, bilgelik sevgisin-
den kaynaklanan taflk›n duygulara biraz daha a¤›rl›k vererek yani!
Bafllamadan önce, Platon’un günümüz dünyas›na uygulanabilir-
li¤indeki ilginç ironinin fark›na varal›m. Platon, gerçekli¤in sabit
kald›¤› ve tan›ml› yap›s›n› korudu¤u görüflündeydi. “‹yi yaflam”›n bu
yap›ya itaat edilerek keflfedilmesi gerekti¤ine inan›yordu. Eski dü-
flünceden modern düflünceye geçiflin can al›c› noktas› fludur: ‹nsanl›-
¤›n dikkati, hiyerarflik, tekbiçimli, dura¤an mutlaklar dünyas›ndan,
çeflitli, dinamik, belirsiz görelili¤in “matrislenmifl” dünyas›na do¤ru
kaym›flt›r. Kuvantum fizi¤i, özellikle de Nobel Ödüllü Werner He-
isenberg’in ünlü “belirsizlik ilkesi”, “mutlaklar›” art›k kolayl›kla
göz ard› edebilen bir dünyan›n simgesidir. Modern dünya Platon’un
verdi¤i yan›tlardan pek ço¤unu reddetmifltir, ama Platon’un sordu¤u
temel sorular (“Erdem nedir ve nas›l gelifltirilebilir?” “Ruhu besleyen
bir flekilde nas›l yaflanabilir?”) günümüzde belki de her zamankinden
daha anlaml›d›r. Nitekim Werner Heisenberg bile, hayattaki en
önemli amaçlar›ndan birinin “Platon’un sordu¤u müthifl sorular› dü-
flünerek huzurla meditasyon yapmak” oldu¤unu yazacak kadar etki-
lenmiflti ondan.
Lütfen kendi meditasyonlar›n›za bafllamadan önce, afla¤›daki
kendini de¤erlendirme sorular› üzerinde derinlemesine düflünün. Bu
Platonik temalara kafa yorun ve ard›ndan da, al›flt›rmalar› tamamla-
d›ktan sonra kendini de¤erlendirme sorular›na geri dönüp, karfl›l›k-
lar›n›zda herhangi bir de¤iflim olup olmad›¤›n› araflt›r›n:

PLATON 49
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 50

F F F F F F F F F F F F F F F F F F F

PLATON:
B‹LGEL‹K SEVG‹N‹Z‹ DER‹NLEfiT‹R‹N
KEND‹N‹Z‹ DE⁄ERLEND‹R‹N

B Mutlulu¤um, iflimdeki baflar›ma dayan›r.

B Mutlulu¤um, baflkalar›n›n beni nas›l gördü¤üne dayan›r.

B Mutlulu¤um, mali baflar›ma ve maddi zenginli¤ime dayan›r.

B Mutlulu¤um, ruhumu beslemeye dayan›r.

B ‹yilik kavram›na yönelik ak›lc› bir perspektifim, ahlak


konusunda güçlü bir düsturum var.

B Hofluma gitmese de, ahlak kurallar›na ve kanunlara sayg›yla


ba¤l›y›m.

B Erdemin kendi kendini ödüllendirdi¤ine inan›r›m.

B Güzelli¤in özünü her gün arar›m.

B Kendim ve baflkalar› hakk›nda, irdeleyici, s›nay›c› sorular


sorar›m.

B Akla dayal› bir yaflam felsefem var.

B Yaflam›m› (felsefemi, de¤erlerimi ve topluma olan katk›m›)


araflt›rmac›, elefltirel bir gözle incelerim.

B Hangi ilkeler için can›m› feda etmeye istekli olabilirim?

50 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 51

ALIfiTIRMALAR

PLATON G‹B‹ DÜfiÜNÜN /


B‹LGEL‹K SEVG‹N‹Z‹ DER‹NLEfiT‹R‹N

Yaflam oyun gibi yaflanmal›d›r.

—PLATON

MERAK ED‹N

Merak duygusu, “fiu flu yerde bulundum, flu flu ifli yapt›m” gibi söylemlerle dolu bir
dünyada, ço¤u zaman naif ve “demode” bulunur. Oysa merak (“wonder”), harika
(“wonderful”) sözcü¤ünün kökü ve felsefi soruflturman›n bafllang›ç noktas›d›r.
Webster, wonder sözcü¤ü için flu eflanlaml›lar› öneriyor: hayranl›k, takdir, afalla-
ma, hürmet, flaflk›nl›k, hayret ve huflu.
Defterinize, sizi hayret, hürmet ve huflu duygular›yla dolduran on harika fley-
den, an›lardan, hayallerden, gözlemlerden, düfllerden ya da deneyimlerden olu-
flan bir liste yap›n.
Merak duygusunu her gün yaflamak, akl›n›z› hep aç›k fikirli kalmaya ve ya-
flamdan ald›¤›n›z hazz› ço¤altmaya davet etmenin fevkalade bir yoludur. fiair Sa-
muel Taylor Coleridge, merak duygusu için “tüm insani alg›lar›n yaflama gücü ve
birincil etmeni” demifltir. Yirminci yüzy›l dâhisi Buckminster Fuller’in sözleriyle,
“Naif olmaya cesaret edin!”

PLATON 51
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 52

GÜZELL‹⁄‹ SEYRE DALIN

. . . ve nihayet . . . tek bir bilim göründü,


ki o bilim her yerdeki güzelli¤in bilimidir.

—PLATON

Felsefi soruflturman›n amac›, sorgulayarak, seyre dalarak ve derinlemesine düflü-


nerek, evrensel yarat›c› zekây› do¤rudan idrak etmektir. Platon’a göre, do¤ruluk,
iyilik ve güzellik iç içe geçerek kusursuz bir kumafl oluflturur. Aralar›nda en kolay
alg›lanabileni, güzelliktir.
Platon’un yazd›¤› gibi:
“Yanl›fls›z yol alacak kifli ... güzel biçimleri alg›lamaya gençli¤inde bafllama-
l›d›r ... bundan güzel düflünceler ç›karmal›d›r; ve çok geçmeden, bir biçimin güzel-
li¤inin bir di¤erinin güzelli¤ine yak›n oldu¤unu ve her biçimdeki güzelli¤in tek ve
ayn› oldu¤unu kendili¤inden anlayacakt›r.”

F fiimdiye dek görmüfl, dokunmufl, hissetmifl, tatm›fl, düflünmüfl, koklam›fl,


iflitmifl ya da herhangi bir flekilde alg›lam›fl oldu¤unuz en güzel fleylerden on
tanesinin bir listesini yaparak, yaflam›n›zda “Güzel”in ne anlama geldi¤ini
araflt›r›n. Listeniz güzel buldu¤unuz her fleyi kapsayabilir: Mesela bir resmi,
bir yüzü, bir müzik parças›n›, bir günbat›m›n›, bir çiçe¤i, bir dokunuflu, bir
kavram› ya da bir pastay› içerebilir!
F Listenizi yapt›ktan sonra, bu fleylerden her birini neyin güzel k›ld›¤›na iliflkin
düflüncelerinizi, bir iki cümleyle anlat›n.
F Sonra örneklerinizde ortak unsurlar aray›n.
F fiimdi de, güzelli¤in özü konusundaki kendi tan›m›n›z›, birkaç cümleyle ya da
belki bir iki m›srayla ifade etmeyi deneyin.

52 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 53

Platonik güzellik soruflturmas›n›n Emily Dickinson imzal› ifadesi flöyle:


Ölene dek sars›n Güzellik beni
Güzellik ac›s›n bana isterim
Ama bugün versem son nefesimi
4
Gözünün önünde öleyim derim—

PLATON‹K SEVG‹:
GÜZELL‹K VE ROMANT‹K AfiK

Aflk yaflam›n›z› zenginlefltirirken güzelli¤i takdir duygunuzu derinlefl-


tirmenin harika bir yolu, partnerinizde alg›lad›¤›n›z (ya da an›msad›-
¤›n›z) derin güzelli¤i enine boyuna düflünmek veya ifade etmektir.
Ço¤u insan âfl›k oldu¤u zaman sevgilisinin adeta içini görüp ondaki
güzelli¤in özüne ulafl›r. Ama sonra, hayat› biriyle paylaflman›n bas-
k›lar› artt›kça, o ilk ilham zamanla kaybolup gider. Hakiki romantik
aflk, güzelli¤i dünyevili¤in ortas›nda, merak duygusuyla an›msamak
ve yüceltmektir. Sevdi¤iniz birini gözünüzde canland›r›n ve sonra da,
size göre Güzellik biçiminin bu kiflide kendini nas›l gösterdi¤ini yaz›-
ya dökün. Sonra, düflüncelerinizi basit bir kart üstünde toparlay›p
partnerinize verin. Baflkalar›ndaki güzelli¤i görme yetene¤inizi güç-
lendirdikçe, onlar›n da sizdeki güzelli¤i görmekten kendilerini ala-
mad›klar›n› fark edeceksiniz.

IfiIK MED‹TASYONU YAPIN

Platon’a göre, ‹yi’nin en üstün biçimi günefl taraf›ndan temsil ediliyordu. Hem Sok-
rates hem de Platon, bilgeli¤i ve iyili¤i ›fl›¤a eflit tutarlard›. Sokrates bize flöyle söy-
lüyor:
“Akl›n karanl›k yerine ›fl›¤› görmesi için, tüm ruhun bu de¤iflken dünyaya s›rt
çevirmesi gerekir, ta ki gözü gerçekli¤i ve iyi dedi¤imiz o üstün görkemi seyre dal-

4
Emily Dickinson, fiiirler, çev. Selahattin Özpalab›y›klar, ‹yi fieyler Yay›nc›l›k, ‹stanbul, 1994, s. 81.

PLATON 53
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 54

may› ö¤renene kadar. Dolay›s›yla, tam olarak bu etkiyi do¤urmay› amaçlayan bir
sanat da pekâlâ olabilir.”
fiair Ted Hudges, böyle bir sanat› uygulad› ve ö¤retti. Ö¤rencilerini, sizin de
hoflunuza gidebilecek basit bir ›fl›k meditasyonuyla fliir yazmaya haz›rlad›. Karan-
l›k, sessiz bir odada rahatça oturun. Bir masan›n üstüne basit bir mum koyun ve
yak›p alevini seyredin. Bak›fl›n›z› gevflek ama sabit tutun. Konsantrasyonunuzu
kaybetti¤iniz zaman alevin ›fl›¤›na dönün. Kendinizi yarat›c›l›k gerektiren herhan-
gi bir ifle haz›rlamak için harika bir uygulamad›r bu. Eskiz çizmeden, resim yapma-
dan ya da fliir yazmadan önce ›fl›k meditasyonu yapmay› deneyin.
‹nsana ilham veren bir di¤er ›fl›k meditasyonu da, güneflin do¤uflunu ve ba-
t›fl›n› ayn› gün içinde seyretmektir. Elbette, Platon’un bizi aramaya yöneltti¤i ›fl›k
içimizdedir. Çandogya Upaniflad’da ifade edildi¤i gibi: “Yeryüzündeki her fleyin
ötesinde, yüksek, en yüksek göklerin ötesinde parlayan bir ›fl›k vard›r. O ›fl›k, kal-
binizde parlayan ›fl›kt›r.”

POTANS‹YEL‹ TAKD‹R ED‹N VE DESTEKLEY‹N

Platon’un en parlak ö¤rencisi olan Aristoteles, felsefi potansiyel kavram›n› formü-


le etmifltir. Aristoteles’e göre kozmosa hâkim olan güç, her fleyin olmas› gereken
fleyi olma e¤ilimidir. Aristoteles (baflka pek çok konuda ö¤retmeniyle ayn› fikri pay-
laflmasa da), her fleyin Biçim’ine sad›k kalarak geliflti¤i varsay›m›yla Platon’a sa-
d›k kalm›flt›r. Dolay›s›yla, insan spermi ve yumurtas› potansiyel bir bebektir ve pa-
lamut da potansiyel bir mefle a¤ac›d›r.
Bahar›n ilk dönemlerinde, Platon’un do¤um yeri olan Atina yak›nlar›ndaki ge-
nifl ayçiçe¤i tarlalar› boflmufl gibi görünür. Oralar› ilk kez ziyaret edenler tarlalarda
hiçbir fley göremezler. Oysa çiftçiler çoktan milyonlarca tohum ekmifllerdir. Do¤ru
koflullar sa¤land›¤› takdirde bu tarlalar›n sapsar›, kocaman ayçiçekleriyle dolup ta-
flaca¤›n› önceden görür onlar. Çiftçi için, ayçiçekleri gözle görülemeden önce bile
“var”d›r, çünkü çiftçi tohumlar›n potansiyelini ve tamamen çiçek açmalar› için ge-
reken koflullar› bilir.
Kendi ruhunuzda henüz tamamen çiçek açmam›fl tohumlar var m›? Afla¤›da-
ki konulardan biri üzerine on dakikal›k bir bilinç ak›m› al›flt›rmas› yaparak, keflfe-
dilmemifl potansiyelinize biraz ›fl›k tutun.

54 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 55

F Ruhumun tamamen çiçek açmas› için gereken “do¤ru koflullar” nelerdir?


F Benim ne olmam gerekiyor?
F Benim gerçek potansiyelim ...
F Benim gelifltirilmemifl en güçlü yetene¤im ...

B‹L‹NÇ AKIMI ALIfiTIRMASI


NASIL YAPILIR?

Bilinç ak›m› al›flt›rmas›, potansiyelinizi keflfetmenize ve destekleme-


nize yard›mc› olan fevkalade bir yöntemdir. Herhangi bir konuyu
derinlemesine araflt›r›rken, bilgelik sevginizi ifade etmek için bu yön-
temi kullanabilirsiniz. Bilinç ak›m› al›flt›rmas›n›n temel kural›, dü-
flünce ve ça¤r›fl›mlar› gelifligüzel ve düzeltmeksizin yazmakt›r.
Etkili bir bilinç ak›m› al›flt›rmas› yapman›n s›rr›, kaleminizi dur-
madan hareket ettirmektir. Kaleminizi k⤛ttan hiç ay›rmay›n. Ya-
z›m yanl›fllar›n›z› veya gramerinizi düzeltmek için ara vermeyin. Dur-
maks›z›n yaz›n.
Bilinç ak›m› yöntemiyle yazmak, bir sürü saçmal›k ve gereksiz
tekrar do¤urur, ama kifliye derin bir sezgi ve anlay›fl kazand›rabilir.
S›rf safsata yaz›yor gibi görünseniz dahi hiç ald›r›fl etmeyin. Düflün-
ce sürecinizin al›flkanl›k haline gelmifl, yüzeysel yanlar›n› aflmakta ol-
du¤unuzun iflaretidir bu. Siz azmettikçe, kaleminizi k⤛ttan ay›rma-
dan yazmaya devam ettikçe, ard›nda sezgisel zekân›z›n ›fl›ldayaca¤›
bir pencereyi sonunda mutlaka açacaks›n›z. fiair’in slogan›n› akl›n›z-
dan ç›karmay›n: “Sarhofl yaz, ay›k düzelt.”
Özel bir defteri s›rf bilinç ak›m› al›flt›rmalar›na ay›rmak isteyebi-
lirsiniz.
Bilinç ak›m› al›flt›rmalar›ndan her birine asgari vakit ay›r›n. Sez-
gisel akl›n›z› harekete geçirmek için belki en az befl dakikaya ihtiya-
c›n›z olacak.
Her bir bilinç ak›m› al›flt›rmas›ndan sonra on dakika mola verin.
Sonra defterinize geri dönüp, yazd›klar›n›z› yüksek sesle okuyun.

PLATON 55
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 56

Sizi en çok etkileyen sözcük ya da cümleleri iflaretleyin.


Temalar, sezgiler, fliir bafllang›çlar› ve araflt›r›lacak baflka soru-
lar aray›n.

Kendi potansiyelinizi takdir etti¤iniz ve gelifltirdi¤iniz gibi, etraf›n›zdaki kiflile-


rin Tanr› vergisi yeteneklerini görmeye ve desteklemeye de çal›fl›n. Eflinizin ya da
bir di¤er yak›n›n›z›n potansiyelini takdir ve teflvik ediyor musunuz? Ya çocuklar›-
n›z›n? ‹fl arkadafllar›n›z›n? Ö¤rencilerinizin? De¤er verdi¤iniz tüm insanlar› birer
birer akl›n›zdan geçirip, onlar›n potansiyellerini keflfedin. Yapabilece¤iniz ya da
belki yapmaktan kaç›nabilece¤iniz herhangi bir fley, onlar›n geliflimini kolaylaflt›ra-
bilecek bir fley var m›? Bu konudaki düflüncelerinizi not edin.
Modern Olimpiyat oyunlar›m›z, bize eski Yunan uygarl›¤›ndan miras kalm›fl-
t›r. Alt›n olimpiyat madalyalar› sahiplerini buldu¤u zaman, kazananlara her defa-
s›nda baflar›lar›n›n s›rr› sorulur. Neredeyse istisnas›z olarak, “Bunu, bana her za-
man inanan [anneme, babama, antrenörüme, ö¤retmenime, a¤abeyime, arkada-
fl›ma, ruhani liderime, vesaire] borçluyum,” diye yan›tlarlar. En iyi antrenörler, ebe-
veynler ve arkadafllar, etraflar›ndaki kiflilerin potansiyelini gören ve onlar›n d›flar›-
dan destek almadan belki de asla bilemeyecekleri fleyleri içlerinde keflfetmelerine
yard›mc› olan kiflilerdir. Etraf›n›zdakilerin potansiyeline inanarak, en iyi özellikleri-
ni onlara siz esinleyin.

100 SORU

Platon ve ö¤retmeni Sokrates için, sorgulama süreci bilgeli¤i derinlefltirmenin


anahtar›d›r. Leonardo da Vinci “bilme arzusunun iyi insanlar için do¤al oldu¤unu”
vurgularken, temelde Platonik bir idealin “yeniden do¤uflu”nu ya da “rönesans”›n›
ifade ediyordu. Leonardo da Vinci Gibi Düflünmek’te yer alan en sevilen ve en et-
kili al›flt›rmalardan birinde, bilinç ak›m› yöntemiyle 100 soru yazman›z istenir. Bu
al›flt›rma, bilgelik sevginizi derinlefltirmenin can damar›na iner ve dolay›s›yla eli-
nizdeki kitapta “yeniden do¤mufltur”. Roben Torosayn’›n “deha güncesi”nden bir
al›nt›, size bu al›flt›rmada yol gösterecek:

56 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 57

“Dün gece hayat›m›n en ilginç ve garip deneyimini yaflad›m. Hatta halüsinas-


yon gördü¤ümü sand›m. Her fley Leonardo da Vinci Gibi Düflünmek’i okurken ve
Yüz Soru al›flt›rmas›n› denemek istedi¤ime karar verdi¤im zaman bafllad›. Çok
önemli oldu¤u anlafl›lan direktifler, aynen flöyleydi:
“ ‘Defterinize, sizin için önemli olan yüz soruyu listeleyin. Dikkate de¤er bul-
du¤unuz sürece, her çeflit soruyu listenize katabilirsiniz: “Nas›l para biriktirebili-
rim?” ya da “Daha fazla nas›l e¤lenebilirim?”den tutun, “Varoluflumun anlam› ve
amac› nedir?” ya da “Yaradan’a en iyi nas›l hizmet edebilirim?”e kadar.
“ ‘Listenin tamam›n› bir oturuflta yap›n. Çabuk çabuk yaz›n. Yaz›m ve gramer
kurallar›na ya da ayn› soruyu farkl› sözcüklerle yinelememeye dikkat etmeyin.
(Tekrarlanan sorular sizi ortaya ç›kan temalar konusunda uyaracakt›r.) Neden yüz
soru? ‹lk yirmi küsur soru, hemen akl›n›za gelenlerdir. Sonraki otuz ya da k›rk so-
ruda, genellikle temalar ortaya ç›kmaya bafllar. Listenizin ikinci yar›s›n›n son k›s-
m›ndaysa, beklenmedik ama derin kefliflerde bulunman›z olas›d›r.’
“Sonunda beklenmedik ya da derin bir soruya ulafl›p ulaflmayaca¤›m› özellik-
le merak ediyordum, çünkü sorular›m› flimdiden bildi¤ime emindim. Bafllang›çta,
‘Benim için do¤ru olan› nas›l bulabilirim?’ ve ‘Dikkatimin bu kadar kolay da¤›lma-
mas›n› nas›l sa¤lar›m?’ gibi sorular›m vard›. Pek çok soru, daha fazla denge ve
uyuma ulaflma iste¤im etraf›nda dönüyordu. Bir di¤er tema da, kendi narsisizmimi
nas›l yenebilece¤imdi.
“Bir sayfay› yirmi soruyla doldurduktan sonra çoktan yorulmufltum. Saat de
geç olmufltu (bafllad›¤›mda akflam 11:20 s›ralar›yd›) ve sabah yoga yapmak için
saat 7:10’da kalkmam gerekiyordu. ‘Hepsini bir oturuflta yapmam gerekmez. Ne-
den gereksin ki?” diye düflündüm. Ama s›rf söylenenleri harfi harfine yaparsam
neler olaca¤›n› görmek için dahi olsa kurallara elimden geldi¤ince ba¤l› kalma fik-
ri hofluma gitmiflti. Minik bir deney yapar gibiydim. Bunun üzerine, yazar›n bir bil-
di¤i oldu¤una güvenip, onun belki de gerçekten makul sebeplerle 100 soru hedef-
lemifl olabilece¤ini varsayarak, bakars›n sonunda bir fley keflfederim umuduyla
devam ettim.
“47. soruya geldi¤imde, her zamankinden derin bir soru patlak verdi: ‘Bir dâ-
hi gibi, baflkalar›n›n yarg›lar›na hiç ald›r›fl etmeden, yaln›zca elimdeki sorunla ilgi-
lenerek yaflamak için, ruhumun derinliklerine nas›l inebilirim?’ Baz› d›rd›rc› tema-
lar da düzenli olarak yineleniyordu, ‘Kendime, zaman›m› koruyacak kadar nas›l
sayg› duyabilirim?’ gibi. 60. sorudan sonra, yani dört sayfa doldurduktan sonra,
sorular yeniden zorlaflt›. Çok yorulmufltum ve daha fazla devam edemeyece¤imi
düflünüyordum. Direktifleri yeni bafltan okudum ve 100 sorunun son yar›s›nda ola-

PLATON 57
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 58

caklarla ilgili bölümü buldum. ‹stersem durabilece¤imi biliyordum, ama durmak ye-
rine sonuna kadar dayanmaya karar verdim. Çünkü, kendime de söyledi¤im gibi,
bütün söylenenleri yaparsam NE olaca¤›n› sahiden merak etmekteydim. Bir ya-
n›m, bu al›flt›rmadan çok derin ya da beklenmedik bir fley ç›kaca¤›na inanm›yor-
du.
“Hakikaten de, 88. sorudan 89. soruya geçerken ani ve çok belirgin bir de¤i-
flim oldu. ‘Yaflam prati¤inin yan› s›ra neyin önemi vard›r?’dan, ‘Ifl›k nerededir, güç
ve ilahiyat kayna¤› (her fleyin bafllang›c› ve ilham›) nerededir?’e geçtim. Bunu yaz-
d›¤›m s›rada, bedenimin de bir tür de¤iflime u¤rad›¤›n›n fark›ndayd›m. Sanki ha-
lüsinasyon gördüren bir ilac›n etkisi alt›ndaym›fl ya da çok farkl› bir ruh haline gi-
riyormufl gibiydim. Kalemimin güncemin sayfalar› üzerindeki bask›s›n› hisseder-
ken, bir an için, asl›nda benden ayr› bir fleyin ya da birinin ya da bir enerjinin, yaz-
ma iflini benim yerime sürdürdü¤ü, kalemimi benim yerime hareket ettirdi¤i hissi-
ne kap›ld›m.
“O zaman hayal meyal kendime flöyle dedim: ‘Bu ben de¤ilim, flu anda...
içimden bir fley geçiyor.’ De¤iflik bir bilinç hali yaflam›fl olabilece¤ime inan›yorum.
“Düflününce, sorular›n içerik aç›s›ndan nas›l de¤iflti¤ini, zihnimi meflgul
eden egoist düflüncelerden ve ola¤an kayg›lardan ç›k›p, sonunda mistik bir dene-
yüstü ruh halini yans›tt›¤›n› görmek çok ilginç. ‹flin ilginç yan›, derin tabir etti¤im
bu sorulardan daha önce de haberdard›m ve isteseydim baz›lar›n› yazm›fl da ola-
bilirdim, ama bu süreçten geçmifl olmad›¤›m için, gözüme yapmac›k görünüyor-
lard›.
“Benim için bütün bunlar, herhangi bir projeye at›lmam›za izin vermemizin,
kendi kendimizi denetlemeyi ve utan›p s›k›lmay› bir tarafa b›rak›p, yapmakta ya da
araflt›rmakta oldu¤umuz fleye kendimizi kapt›rmam›z›n, her deneyimi (kliflelerin
ötesine geçerek, kay›ts›zl›¤› ve vurdumduymazl›¤› aflarak) mümkün oldu¤unca
dolu dolu yaflamam›za ‹Z‹N VERMEM‹Z‹N ne inan›lmaz derecede önemli oldu¤u-
nu gösteriyor. ’Yaflamak’ BU olsa gerek, öyle de¤il mi?”
100 soru al›flt›rmas›n› yaparak “bilgelik sevginizi derinlefltirmeyi” deneyin.
Sonra da Roben’›n yapt›¤› gibi, bu süreçten ö¤rendiklerinizi güncenize not edin.
‹flte, bir kez daha, direktifler:
Defterinize, sizin için önemli olan yüz soruyu listeleyin. Dikkate de¤er buldu-
¤unuz sürece, her çeflit soruyu listenize katabilirsiniz: “Nas›l para biriktirebilirim?”
ya da “Daha fazla nas›l e¤lenebilirim?”den tutun, “Varoluflumun anlam› ve amac›
nedir?” ya da “Yaradan’a en iyi nas›l hizmet edebilirim?”e kadar.
Listenin tamam›n› bir oturuflta yap›n. Çabuk çabuk yaz›n. Yaz›m ve gramer

58 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 59

kurallar›na ya da ayn› soruyu farkl› sözcüklerle yinelememeye dikkat etmeyin.


(Tekrarlanan sorular sizi ortaya ç›kan temalar konusunda uyaracakt›r.) Neden yüz
soru? ‹lk yirmi küsur soru, hemen akl›n›za gelenlerdir. Sonraki otuz ya da k›rk so-
ruda, genellikle temalar ortaya ç›kmaya bafllar. Listenizin ikinci yar›s›n›n son k›s-
m›ndaysa, beklenmedik ama derin kefliflerde bulunman›z olas›d›r.

‹NCELENM‹fi HAYATI YAfiAYIN

Ayd›nlanma ça¤› filozoflar›ndan John Stuart Mill, incelenmifl bir hayat yaflaman›n
önemine dair Platonik kavram› flu sivri sözlerle savunurdu: “Tatmin olmam›fl bir in-
san olmak, tatmin olmufl bir domuz olmaktan iyidir; tatmin olmam›fl bir Sokrates
olmak, tatmin olmufl bir ahmak olmaktan iyidir. Ve o ahmak ya da domuz, farkl›
görüflteyseler, bunun sebebi onlar›n sorunun sadece kendilerine ait olan k›sm›n›
bilmeleridir. Karfl›laflt›rman›n öbür taraflar› (insan ve Sokrates) ise her iki k›sm› da
bilirler.”
Baflka bir deyiflle, Sokratik/Platonik bir perspektiften bak›ld›¤›nda, bilgisizlik
mutluluk de¤ildir ve yaflamlar›m›zda ahlakl›l›¤› soruflturmak, bizi rahats›z etse bi-
le, incelememizin en önemli önceli¤ini oluflturur.
Ahlak dünyan›z›n durumunu, izleyen yollarla araflt›r›n.

MEDYADA SAKLI AHLAKSAL FELSEFEY‹ ‹NCELEY‹N

Suyu kimin keflfetti¤ini bilmiyorum, ama o kiflinin bir bal›k olmad›¤› kesin. Bal›klar
nas›l suya gömülüp kalm›flsa, bizler de reklam, pazarlama ve medya taraf›ndan
öyle bir kuflat›lm›fl›z ki, duyular›m›z onlar›n ahlak bilincimiz üzerindeki etkilerini al-
g›layamayacak kadar körelmifl olabilir.

Kendinize Sorun

Ahlaksal kapasitemin oluflmas›nda ve korunmas›nda reklam ve pazarlaman›n ro-


lü ne olmufltur? Bu beni flimdi nas›l etkiliyor? De¤erlerimi ve davran›fllar›m› nas›l
flekillendirmeyi hedefliyor? Reklam ve pazarlama, çocuklar›m›n ahlaksal geliflimi-
ni nas›l etkiler? Televizyonunuzda birkaç kanal zaplayarak her bir kanal›n ahlak-
sal içerik ya da mesaj›n› çabucak anlamaya çal›fl›n.
Sonra, okudu¤unuz dergilerde, yoldan geçerken gördü¤ünüz billboard’larda

PLATON 59
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 60

ya da sevdi¤iniz radyo veya televizyon flovlar›nda yer alan reklamlardan herhan-


gi birinin alt›nda yatan ahlaksal mesajlar› güncenize yaz›n ya da bir arkadafl›n›zla
konuflun.
Bu tür etkiler ruhunuzu nas›l etkiliyor?

Profesör Paden flunu vur-


ERDEMLE ‹L‹fiK‹N‹Z‹ ‹NCELEY‹N
guluyor: “Platon’a göre,
hiçbir yersiz iyilik ya da
“Etik” sözcü¤ü, Yunancada “karakter” ya da “al›fl›lagelmifl
anlams›z güzellik yoktur.
yaflam flekli” anlam›n› tafl›yan ethos sözcü¤ünden gelir.
Platon’a göre, iyilik kifliyi
Platon ve Aristoteles, kiflinin kendine rol modeller seçip
iyi k›lmaya yard›mc›
onlar›n ilkelerini uygulamak yoluyla karakterini gelifltirme-
olur, güzelli¤e maruz kal-
si gerekti¤i sonucuna varm›fllard›. Platon da, Aristoteles
maksa gerçe¤e yöneltir.
de, erdemin toplumsal bir ortamda ö¤renildi¤ini düflünü-
Her ikisi de bizi daha iyi
yordu. Onlar, iyi bir karakterin geliflimini teflvik eden top-
insanlar yapar ve siste-
lumsal flartlar›n sa¤lanmas› gerekti¤i kan›s›ndayd›lar.
matik bir flekilde aranma-
Erdem aray›fl›nda size yol göstermesi için afla¤›daki
lar› gerekir.”
sorular üzerinde düflünün:

En önemli erdeminiz nedir ve onu nas›l edindiniz?


En önemli ay›b›n›z nedir ve onu nas›l edindiniz?
Erdemi gelifltirmek için ne okumal›, ne dinlemeli, televizyonda ne seyretmelisiniz?
Erdemli olmadan mutlu olmak mümkün mü?
Çocuklar›n›z›n erdemli olmalar›n› nas›l sa¤layabilirsiniz?
Erdem için rol modelleriniz kimlerdir?
Onlar›n en çok hangi erdemlerine hayranl›k duyars›n›z? Neden?
Akl›n›za gelen daha iyi rol modeller var m›?
Anti-rol modelleriniz kimler? Hangi ay›plar› örnekliyorlar?
Sizi daha büyük bir erdemlili¤e yöneltmesi için çevrenizi nas›l de¤ifltirebilirsiniz?

TEMA ARAfiTIRMASI: MA⁄ARADAN KAÇIfi

Yirminci yüzy›l filozoflar›ndan Georgiy Gürciyev, pek çok insan›n, Platon’un ma¤a-
ra metaforunda tasvir edilene benzer bir “gölge âlemi”nde yaflamakta oldu¤una
dikkat çekmifltir. “‹nsan uykudad›r,” diye yazm›fl ve “öz-an›msama” ad›n› verdi¤i

60 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 61

bir uygulamay› savunmufltur.


Gürciyev’in öz-an›msamay› teflvik etme yollar›ndan biri de, daha bilinçli olma-
y› özendirecek bir tema çal›flmas› yapmakt›r. Tema çal›flmas›, içinizdeki dehay›
uyand›rmak için kullanabilece¤iniz güçlü bir araçt›r. Günlük bir tema seçip, göz-
lemlerinizi defterinize yaz›n. Gün boyu akl›n›zdan geçen düflünceleri not alabilir ya
da uyumadan önce sakin sakin defterinize kaydetmek üzere akl›n›zda tutabilirsi-
niz. Do¤ru, objektif gözlemlerde bulunmay› hedefleyin. Spekülasyon, kan› ve ku-
ramlar da olur, ama somut gözlemler en zengin kaynaklar› sunar.
Tema çal›flman›za, ma¤ara metaforunu günlük yaflamda araflt›rarak baflla-
y›n. Kendinize sorun: Bilincimi gündelik bazda körelten al›flkanl›k ve etkiler neler-
dir? Ve bu “körelme” bedenimde kendini nas›l gösterir?

GÖRÜNTÜ VE GERÇEKL‹K

Gerçek nedir? Görüntü nedir? Aradaki fark› nas›l anlar›z? Bu üç soru, felsefeyi do-
¤urmufltur. Platon ve Sokrates’ten önce, “Sokrates öncesi” filozoflar›, gerçekli¤in
görüntülerden esas itibariyle farkl› oldu¤u görüflündeydiler. Parmenides gerçekli-
¤in “tek” ve de¤iflmez oldu¤u varsay›m›n› do¤ru kabul ederken, Herakleitos onun
“ak›fl” oldu¤unu öne sürüyordu. Gerçeklik, Pythagoras için “müzik”, Thales için
“su”ydu, Demokritos’a göreyse “atomlar”dan olufluyordu.
Platon’un felsefenin babas› olarak taçland›r›lmas›n›n sebebi k›smen, Sokra-
tes öncesi fikir bollu¤unu ö¤retmeni Sokrates’in ö¤retileriyle sentezleyebilmesine
dayan›r. George Mason Üniversitesi etik felsefesi profesörü Roger Paden’›n aç›k-
lad›¤› gibi:
“Yunanl›lara göre, yaln›zca görüntüleri bilen kifli esas itibariyle bilgisizdir ...
Felsefede ilk ad›m, yaflamda da oldu¤u gibi, görüntülerin genellikle yan›lt›c› oldu-
¤unu kavramakt›r. ‹kinci ad›m, arkalar›nda bir gerçeklik oldu¤unu kavramakt›r.
Üçüncüsü, o gerçekli¤i bilmektir. Sonuncusuysa, görüntüleri altlar›nda yatan ger-
çeklikle ba¤lant›l› olarak anlamakt›r. Bunu ma¤ara hikâyesine ba¤larsan›z göre-
ceksiniz ki, Platon’a göre görüntülerin arkas›ndaki sabit gerçeklik, tek bir ‹yi biçi-
minden türemifl biçimlerdir. Görüntüler biçimlerin gölgesidir ve biçimlerle ba¤lant›-
l› olarak de¤erlendirilmeleri gerekir.”
Görüntüyü gerçeklikten ay›rt etmeyi ö¤renmek, felsefi aray›fl›n özünü olufltur-
du¤u gibi, günlük yaflamdaki bilgeli¤in de temelidir. “Görüntü ve gerçekli¤i” bir gü-
nünüzün temas› yap›p, ikisi aras›nda en çok göze çarpan z›tl›klara yönelik gözlem-

PLATON 61
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 62

lerinizi kaydedin. Görüntü/gerçeklik ayr›m›, bir tak›m elbiseden tutun, bir tebessü-
me kadar her fleyi görmek için kullanabilece¤iniz güçlü bir mercektir.

Platon’a göre, bilinmeye de¤er her fley zaten biliniyordur ve an›msa-


n›p uyand›r›lmas› gerekmektedir. Bu Platonik kavram, T. S. Eliot’un
“Dört Kuartet” adl› yap›t›ndan al›nan flu m›sralarda flairane bir dil-
le ifade edilmifltir.

Geri kalmayaca¤›z araflt›rmaktan


Ve bütün araflt›rmalar›m›z›n sonu
Yola ç›kt›¤›m›z yere varmak
Ve oray› ilk kez tan›mak olacakt›r.5

‹fi YAfiAMINDA PLATON

Warren Bennis, liderli¤i konu alan klasik çal›flmas› On Becoming a


Leader (Bir Lider Olabilmek) adl› yap›t›nda, s›rad›fl› liderlerdeki or-
tak özelli¤in kendilerini kiflisel geliflime adamalar› oldu¤unu belirti-
yor. Baflka bir deyiflle, onlar yaflamlar›n› bilgelik sevgilerini derinlefl-
tirmeye ve Sokrates’in kuvvetle önerdi¤i incelenmifl hayat› yaflamaya
adam›fllard›r. En iyi liderler, ö¤renmeye aç›k olma özelli¤ini kendi
davran›fllar›nda örnekleyerek, “ö¤renen kurulufllar” infla ederler.
Platon’un filozof bir kral ya da kraliçe ideali, modern demokra-
tik devlet yönetimi felsefemizle uyuflmasa da, flirket liderli¤i için ola-
¤anüstü bir metafordur. H›zl› bir de¤iflim içindeki kurulufllar›n lider-
leri, temel yeterliklerin koruyucusu ve ideallerin (ya da biçimlerin),

5
T. S. Eliot, Çorak Ülke, Dört Kuartet ve Baflka fiiirler, çev. Suphi Aytimur, Adam Yay›nlar›, ‹stanbul,
2000, s. 155.

62 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 63

kurumsal vizyonun ve ahlaksal bütünlü¤ün savunucusu olmal›d›rlar.


Ve Sokratik sorgulama yoluyla, insanlar› bu idealleri gerçeklefltirme-
ye yöneltmelidirler. En etkili liderler, bir fikirler demokrasisini teflvik
ederek, entelektüel sermayeyi kuruluflun her düzeyinde araflt›r›p or-
taya ç›kararak, bilgece kararlar alanlard›r.
Çevrenizdeki entelektüel sermayeye yat›r›mda bulunman›n yolu,
tabii ki, sorular sormakt›r. Sokratik yöntem, liderler için son derece
etkili bir tekniktir ve yetkilendirme sanat›n›n esasl› bir uygulamas›-
d›r. Etkili liderler, uygun çözümler ortaya ç›kana dek dikkatle seçil-
mifl sorular sorarak insanlara yol göstermekte, onlar› daha kapsam-
l› mesele ve sorunlara do¤ru yönlendirmekte ustad›rlar. Faydal› fikir-
leri överler; hatal› olanlar›ysa, dikkatle seçilmifl sorular sormay› sür-
dürerek düzeltirler. Genellikle, bir tart›flmay› idare eder gibi ya da
tüm yan›tlar› bilir gibi gözükmezler, oysa ço¤unlukla bilirler. Plato-
nik lider, insanlar› kendi kendilerine düflünüp neticeye varmaya yön-
lendirir ve böylece, üretilen çözümlerin itibar ve gururunun paylafl›l-
mas›n› sa¤lar.
Du Pont’un birinci baflkan yard›mc›s› Ed Bassett, Platon’un ifliy-
le iliflkisini flöyle yorumluyor: “H›zla de¤iflen bir ortamda liderlik
yapman›n s›rr›, incelenmifl hayat› bizzat yaflamay› taahhüt etmektir.
Kuruluflumuz son yirmi y›l süresince çarp›c› bir evrim geçirdi, ama
çekirdek de¤erlerimiz hep sabit kald›. ‹flyerimiz çok daha çeflitlendi,
teknolojilerimiz neredeyse tan›nmayacak hale geldi, ama yapt›¤›m›z
fleyin (müflterilerimizin en önemli ifl sorunlar›n› çözme iflinin) özü hiç
de¤iflmedi. Liderler, taktiklerde esnek ve yarat›c› olmay›, kültür ve
tarz de¤iflimlerine ayak uydurmay› ö¤renmeli ve ayn› zamanda, yol
gösterici ahlak ilkelerine, sanki Platonik ideallermifl gibi ba¤l›
kalmal›.”

PLATON 63
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 64

PLATON’UN MÜZ‹⁄‹: DO⁄RULUK VE GÜZELL‹⁄‹N SESLER‹

Platon, do¤ruluk, güzellik ve iyilik sorular›n› ele alan diyaloglar›yla, Bat› felsefe ge-
lene¤inin tonunu belirledi. Dört k›s›ml› kontrpuan tekni¤ini, yani melodiyi adeta sö-
zel bir diyalog gibi paylaflan dört ses sanat›n› gelifltiren Barok dönemi bestecileri
(özellikle Johann Sebastian Bach) bu gelene¤in üstün yorumcular›ndand›r. Mese-
la Bach’›n Brandenburg Konçertolar›’n›, “Viyolensel için Eflliksiz Alt› Süit”ini ya da
Re Minör Tokata ve Füg’ünü dinleyerek, düzen ve güzelli¤in kâinattaki önemini
anlatan bu güçlü müzikal söylemlerin tad›na var›n.
Platon’un kusursuz toplumu ulafl›lamaz bir ideal olarak kald›, ama bu ideal,
Bach’›n enfes müzi¤inde yaflamay› sürdürüyor. Bach’›n ölümünden alt› y›l sonra
Mozart do¤du ve bu inan›lmaz harika çocuk, alt› yafl›na geldi¤inde çoktan bir dizi
müthifl beste yapm›fl ve konser vermiflti. Hiç flüphe yok ki, Mozart’›n müzi¤i do¤-
rudan do¤ruya Platon’un saf güzellik âleminden uyarlanm›fl gibidir. Örne¤in, Mo-
zart’›n Klarnet ve Orkestra için La Majör Konçerto’su, Platonik bilgelik soruflturma-
s›n›n harikulade bir müzikal ifadesidir. Klarnet ile orkestra aras›ndaki karfl› konul-
maz diyalogu dinlerken, do¤ruluk ve güzelli¤in özüne yaklaflt›¤›n›z› hissetmekten
kendinizi alamazs›n›z.

BRUNELLESCHI’YE GEÇERKEN

Yunanl›lar, derin bilgelik sevgilerini mimarileriyle ortaya koydular.


Atina’daki Parthenon tap›na¤›, ça¤›n mimarl›ktaki en büyük dâhisi
olan Phidias taraf›ndan tasarlan›p infla edilmifltir ve Atina’n›n koru-
yucu tanr›ças› Pallas Athena’ya ithaf edilmifl bir an›tt›r. Yunan mito-
lojisine göre Zeus’un bafl›ndan do¤an Athena, üstün tanr›sal bilgeli-
¤i temsil eder. Platon’un bilgelik sevgisini derinlefltirme ilkesi, bu ki-
taptaki 盤›r açan düflünürlerin dünyas›na yapaca¤›n›z yolculu¤un
tükenmez kayna¤›d›r. Platon, tan›flmak üzere oldu¤unuz tüm dâhile-
ri etkilemifltir. Platonik bilgelik, iyilik, do¤ruluk ve güzellik aray›fl›,
uygarl›¤›m›z›n hayati gücü, doyurucu bir yaflam›n ve zamana karfl›

64 DEHANIZI KEfiFED‹N
02- Platon 2/9/05 17:51 Page 65

koyan gençli¤in s›rr›d›r.


Bat› Roma ‹mparatorlu¤u’nun y›k›l›fl›ndan sonra Avrupa, bilge-
lik sevgisinin dogma taraf›ndan ciddi biçimde k›s›tland›¤› bir milen-
yuma katland›. S›radaki devrimci dâhimiz pek çok kifli için ayd›nla-
r›m›zdan en az tan›nan›d›r. Ancak, Rönesans diye bilinen bilinç dö-
nüflümüne sahne olacak bir bilgelik tap›na¤› tasarlay›p infla ederek,
dünyay› temelinden de¤ifltirmifltir.

PLATON 65
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 66
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 67

Filippo
Brunelleschi
(1377-1446)

Perspektifinizi Geniflletin

Bireyin keflfi, on beflinci yüzy›l bafllar›nda,


Floransa’da yap›ld›. Hiçbir fley bu gerçe¤i de¤ifltiremez.

—SANAT TAR‹HÇ‹S‹ KENNETH CLARK

D ünyan›n en büyük Gotik katedrallerinden birinin sivri tepeli


kulesi alt›nda hiç durdunuz mu? Bunun nas›l bir duygu oldu-
¤unu tahmin edebilir misiniz? E¤er sizin deneyiminiz de benimkine

Bafllang›çta, resmini yapmakta en çok zorlanaca¤›m dâhinin Brunelleschi olaca¤›-


n› düflünmüfltüm, çünkü onu bir türbana sar›nm›fl halde profilden göstererek, san-
ki bir Romen paras›na aitmifl izlenimi uyand›ran portresi ve tabii ki ünlü ölüm mas-
kesi d›fl›nda, hakk›nda hiç malzeme yoktu. Ama ben onu canl› istiyordum ve an-
lad›m ki, güvenilir bir resmin yoklu¤u hayal gücümü atefllemiflti.
Birkaç gün Rönesans portrelerini inceledikten sonra, Brunelleschi’nin çehre-
si hayalimde yavafl yavafl belirmeye bafllad›. Flémalle’li Usta’ya mal edilen ve
Adam ad›n› tafl›yan 1430 tarihli portrede, türban büyük bir incelikle iflleniyor, ama

67
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 68

benzerse, hissedece¤iniz fley huflu, tevazu ve kiflisel eziklik olacakt›r.


Fransa’daki Chartres Katedrali’ne ilk ziyaretimi hat›rl›yorum da,
onun o flahane nefine ad›m att›¤›m an, heybetli tonozlar›n yan›nda
kendimi cüce gibi hissetmeme karfl›n akl›m ve ruhum yukar›ya do¤ru
ok gibi f›rlam›fl, kutsall›¤›n görkemi beni adeta ezip geçmiflti. Bundan
k›sa süre sonra Floransa’y› ziyaret ettim ve Chartres Katedrali’nden
birkaç yüz y›l sonra tasarlan›p infla edilen Santa Maria del Fiore Ka-
tedrali’nin muhteflem kubbesi alt›nda dikildim. Bu göksel flemsiye ta-
raf›ndan kuflat›lm›flken, dizlerimin üstüne çökmekten ziyade, dimdik
ayakta durmak geldi içimden. Bireysel gücün ve potansiyelin Röne-
sans’ta yeniden do¤uflu hakk›nda okumufl oldu¤um her fleyin özünü
yepyeni ve daha içgüdüsel bir anlay›flla kavramaya bafllad›m.
Bu iki katedralin insana hissettirdikleri aras›ndaki fark, rastlant›
olamayacak kadar büyük bir tezat oluflturur ve s›radaki dâhimizin,
yani Floransa Katedrali’nin kubbesini (Rönesans dedi¤imiz gerçek ve
mecazi perspektif genifllemesini simgeleyen “Duomo”yu) tasarlay›p
infla eden Filippo Brunelleschi’nin eseridir. Brunelleschi, bu kubbe sa-
yesinde, Gotik katedral mimarisinin ezici oranlar›nda ifade bulan ve
bütün gücün göklerde sakl› oldu¤u mesaj›n› ileten ortaça¤ kaidesini
de¤ifltirmifltir. Onun yerine, bireyin göksel ihtiflama kat›l›m›n› yücel-
ten bir mekân anlay›fl› yaratm›flt›r.
Leonardo’nun Alt›n Oran’› ve Michelangelo’nun Davud’u kadar
iyi bilinmese de, Brunelleschi’nin bu eflsiz eseri, Rönesans’›n bireyde-
ki ilahi gücü yüceltiflinin somut bir ifadesidir. Ama Brunelleschi’nin
dehas›, Floransa Duomo’sunun devrimsel tasar›m›yla s›n›rl› de¤ildir.
Bir mimarl›k tarihçisi taraf›ndan, aya insan göndermenin on beflinci

yüz hatlar› do¤ru verilmiyordu. Brunelleschi’nin profilini o güçlü, kartal gagas› gibi
k›vr›k burnuyla gözümde canland›rmak zorundayd›m. Bunun için, hem yo¤unluk
hem de do¤all›k içeren birkaç Raffaello portresine bakt›m.
Kiflinin perspektifini geniflletmesi konusundaki kendi yorumumu aktarmak
için, üstlenilen büyük bir iflin tamamlan›fl›n› görmekte olan bir bak›fl›, çelik gibi bir
kararl›l›k ve bu ifli olduran bir yüreklilik yans›tan bir yüze yerlefltirmem gerekiyor-
du.—Norma Miller

68 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 69

yüzy›ldaki teknolojik eflde¤eri kabul edilen kubbenin mühendisli¤i ve


konstrüksiyonu bile tek bafl›na, bireyin (ve özellikle de, kubbenin ta-
mamlan›fl›n› çok zor kazan›lm›fl kiflisel bir zafer olarak gören Brunel-
leschi’nin) gücünün ispat›d›r. Klasik perspektif ve oran anlay›fl›na yö-
nelik sezgileriyle, ça¤a damgas›n› vuran bireysel güç kavram›n›n gör-
sel yap›tlara aktar›lmas›n› sa¤lamakla kalmam›fl, Rönesans’›n de¤eri
abart›lamayacak sanatlar›n›n tümü üzerinde etkili olmufltur.

GÖKYÜZÜNE MEYDAN OKUMAK

Yap›n›n ne kadar güzel oldu¤una gelince, o kendi kendisinin tan›¤›d›r ...


Atalar›m›z›n, bu yükseklikte binalar› hiç infla etmedikleri gibi, gökyüzüne
meydan okuma riskini de asla göze almad›klar› güvenle iddia edilebilir.
Brunelleschi’nin dehas› öyle etkileyiciydi ki, onun Tanr› taraf›ndan mi-
marl›k sanat›nda devrim yapmak üzere gönderilmifl oldu¤unu söylemek hiç
yanl›fl olmaz.

—GIORGIO VASARI,
M‹MAR, RESSAM VE HEYKELC‹LER‹N YAfiAMLARI (1568)

OR‹J‹NAL RÖNESANS ‹NSANI

Arkadafllar› aras›nda Pippo olarak tan›nan Filippo Brunelleschi, t›p-


k› Leonardo da Vinci gibi, hali vakti yerinde bir noterin o¤luydu.
Ama Pippo’nun, haflmetli bir güzelli¤e sahip olan Leonardo’nun ter-
sine, Vasari’nin dedi¤i gibi, “ah›m flah›m bir fizi¤i yoktu ... boyu
1.60’dan uzun de¤ildi, çukur bir çenesi ve kemerli bir burnu vard›.”
Ancak Brunelleschi, vasat görünümüne ra¤men Rönesans’›n babas›-
d›r.
Rönesans, ilham›n› Platon’la Aristoteles’in yaflad›¤› klasik ça¤-
larda aram›flt›r. Dolay›s›yla Platon da, bilgelik sevgisinin üstün tim-

FILIPPO BRUNELLESCHI 69
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 70

sali olarak, Rönesans döneminde ayr› bir hufluyla el üstünde tutul-


mufltur. Hakiki Rönesans insan›, bilgelik sevgisini çok say›da meflgu-
liyetle, genifl bir u¤rafl yelpazesi içinde ilgi ve yetenek gelifltirerek bes-
lerdi. Onlar, ça¤›n sanatç›lar›, mucitleri, tasar›mc›lar› ve mühendis-
leri olarak, hem bireyin potansiyelini yücelten yeni Rönesans bilinci-
ni, hem de yeni-Platonik magus (sanat ve bilim s›rlar›ndaki ustal›¤›
sayesinde çevresine egemen olup kontrolü ele geçiren bilge kifli) ide-
alini özümsemifllerdi.

BRUNELLESCHI: MICHELANGELO’NUN
KAHRAMANI

Ortaça¤larda, sanatç›lar anonimdi. Ortaya koyduklar› yap›tlar›n bü-


tün itibar› do¤rudan Yüce Yaradan’a atfedilirdi. Rönesans’ta, sanat-
ç›lar yap›tlar›n› imzalamaya bafllad›lar. Leonardo, Michelangelo ve
Raffaello gibi flahsiyetler süperstar oldular. Rönesans’›n bu büyük
dâhilerine gösterilen hürmet, Michelangelo’nun 1564’teki ölümün-
den sonra bütün Floransa halk›n›n onun cenazesini görmek istemesi
üzerine yaflanan sahnelerle gözler önüne serildi. S›radan insanlar›n ve
yönetimi elinde bulunduran Medici ailesinin yan› s›ra, kentin tüm
ressam, heykelci ve mimarlar› da, son yolculu¤unda onun tabutuna
efllik ettiler. Michelangelo’nun cenaze töreni için haz›rlanan muhte-
flem süslemelerin, flehre ak›n eden binlerce kifliyi hoflnut etmek için
haftalarca kald›r›lmamas› gerekti.
Ölmeden evvel Michelangelo’ya nereye gömülmek istedi¤i sorul-
du. Son arzusu, Floransa Katedrali yak›n›ndaki Santa Croce Kilise-
si’ne defnedilmek oldu. Böylece, ruhu cennete yükselirken yeryüzün-
de görece¤i son fley Brunelleschi’nin Duomo’su olacakt›.

70 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 71

Brunelleschi, ideal Rönesans insan›n›n tipik bir örne¤iydi. Bafl-


lang›çta kuyumculuk, teknik ressaml›k ve heykelcilik yapan Brunel-
leschi, daha sonra klasik sanat ve mimarl›k konusunda kendini yetifl-
tirmek üzere Roma’ya gitti. Pippo ve himayesi alt›ndaki Donatello,
Roma’da geçirdikleri 1401 ile 1420 y›llar› aras›nda Pantheon’u ve
di¤er eski yap›lar› incelediler. Önceleri casus olmalar›ndan flüphele-
nildi. Sonradan “hazine avc›lar›” olarak tan›nmaya baflland›lar, ki
asl›nda bir bak›ma da öyleydiler zaten. Bulduklar› hazine maddi ol-
maktan çok entelektüeldi gerçi. Bu dönemde Brunelleschi, Brunel-
leschi’s Dome’un yazar› Ross King taraf›ndan Leonardo da Vinci’nin
ters yaz›s›yla karfl›laflt›r›lan gizli bir flifre kullanarak, gözlemlerine
iliflkin notlar tuttu.
Roma ve Bizans tarzlar›n› kendi gözleriyle görmek, Brunellesc-
hi’nin yaln›zca estetik anlay›fl›n› etkilemedi. Roma’da yapt›¤› göz-
lemler, Floransa’n›n önde gelen matematik kuramc›lar›ndan ve ast-
ronomlar›ndan biriyle kurdu¤u dostluk sayesinde edindi¤i matema-
tik bilgisinin de katk›s›yla, Brunelleschi’ye klasik perspektif ve oran-
lar sistemini yeniden keflfederken ihtiyaç duyaca¤› temeli kazand›rd›.
Brunelleschi, bu temelden yola ç›karak, dünyan›n en büyük kubbesi
unvan›n› sonraki befl yüzy›l boyunca koruyacak olan yap›t›n›n tasa-
r›m ve konstrüksiyonunu mümkün k›lan hayali kurdu ve gereken be-
cerileri ö¤rendi.

DIVINO INGENIO:
SORUNLARA YARATICI ÇÖZÜMLER BULMAK

1418 y›l›nda, yap›m›na 1296’da bafllan›p yar›m b›rak›lan Floransa


Katedrali’nin kubbesi için bir tasar›m yar›flmas› aç›ld›. Brunelleschi,
Floransa’da düzenlenen yar›flmalara hiç yabanc› de¤ildi. Bundan y›l-
lar evvel, kuyumculuk yapt›¤› günlerde, Floransa’daki Vaftizha-
ne’nin tunç kap›lar›n›n tasar›m› için aç›lan bir yar›flmaya kat›lm›flt›.
Yar›flmada, yedi yar›flmac›dan dörder deneme maketi istenmiflti. Ya-
r›flmac›lar bir sene emek verdikten sonra, bu göreve yaln›zca Brunel-
leschi ile Lorenzo Ghiberti lay›k bulundu. Ama Filippo, bafl rakibi

FILIPPO BRUNELLESCHI 71
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 72

Ghiberti ile ortak olmaktansa, yar›flmadan çekilmeyi ye¤ledi. K›sa


süre sonra Brunelleschi, dikkatini yeniden mi-
Brunelleschi’nin elde mari mekâna yöneltti ve böylece Floransal› raki-
etti¤i baflar›n›n hâlâ en biyle bir kez daha yar›flmak zorunda kald›.
flafl›rt›c› olan yan›, Kubbe yar›flmas›, kazanana 200 alt›n flori tu-
onun plan›n› gerçeklefl- tar›nda müthifl bir ödül vadediyordu. Ross
tirmeyi fiilen baflarm›fl King, ödülün dolgunlu¤unu flöyle aç›kl›yor:
oldu¤u gerçe¤idir. Yak- “Santa Maria del Fiore’nin eksik kalan kubbesi,
lafl›k befl yüzy›l süresin- ça¤›n en büyük mimari bulmacas› haline gelmifl-
ce, Avrupal› ve Ameri- ti. Pek çok uzman, kubbenin yap› üstüne otur-
kal› mimarlar onun tulabilece¤ine hiç ihtimal vermiyordu. Kubbe-
izinden gittiler... E¤er nin ilk tasar›mc›lar› bile, projelerinin nas›l ta-
Brunelleschi yeni bir
mamlanabilece¤i konusunda fikir vermeyi bafla-
ça¤›n mimarisini yarat-
ramam›fllar, günün birinde Tanr›’n›n bu ifle bir
mak istediyse, bunu ke-
çözüm bulaca¤› yolunda dokunakl› bir inanc›
sinlikle baflard›.
dile getirmekle yetinmifllerdi...
—PROFESÖR SIR ERNST
GOMBRICH. THE STORY OF Kubbenin konstrüksiyonuna neden olanaks›z
ART (SANATIN ÖYKÜSÜ) gözüyle bak›l›yordu? Çünkü, kilisenin sekizgen
duvarlar› elli befl metre yüksekli¤indeydi ve ara-
lar›nda neredeyse k›rk üç metre geniflli¤inde bir aç›kl›k vard›! Duvar-
lar›n inceli¤i ve estetik kayg›lar, payanda kemer kullan›m›n› düflünü-
lemez hale getiriyordu. Bu derin uçurum üzerine köprü kurman›n tek
yolu, düflünülemezin ötesine, salt deha âlemine geçmekti.
Katedral yetkililerine, hepsi de geleneksel kemer kal›b› kurma
tekni¤ini (merkezi bir iç yap› iskelesinin ve destek sisteminin kullan›-
m›n›) temel alan düzinelerce baflvuru geldi. Brunelleschi ise ak›l al-
maz derecede köktenci ve cesur bir tasar›m sunmufltu. Merkezi des-
te¤i saf d›fl› b›rak›p, kubbeyi matematiksel aç›dan hassas bir karfl›t
materyal güç dengelemesi yoluyla yükseltmek için, çift çerçeve bal›k-
s›rt› duvarc›l›k kullanmay› öneriyordu.
1420’de, ça¤›n en büyük mimarlar› baflvurular› de¤erlendirmek
üzere Floransa’da topland›lar, ama fikrini aç›klama s›ras› Brunellesc-
hi’ye geldi¤inde, onun son derece tart›flmal› olan plan›na güldüler.
Brunelleschi fikrini savunurken öyle celallendi ki, insanlar onun z›r-
valad›¤›n› düflündüler. Oday› terk etmeyi reddetti¤i zaman, onu zor-

72 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 73

la d›flar› ç›karmak zorunda kald›lar. Bundan sonra bir süre için ne-
reye gitse, insanlar “‹flte bak, deli adam,” diye ba¤›rd›lar.

Rönesans’ta hakaret de bir sanat biçimiydi. Brunelleschi’nin


rakipleriyle ve elefltirmenlerle aras›nda geçen tart›flmalar, karfl›l›kl›
olarak yaz›lm›fl afla¤›lay›c› sonelerden al›nan afla¤›daki parçalarda
dile getirilmifltir.
Giovanni Acquettini, Brunelleschi’ye flöyle yazm›flt›:

Seni dipsiz p›nar, cehalet kuyusu,


Seni sefil hayvan, geri zekâl› seni,
Belirsiz fleylerin görünür k›l›nabilece¤ini zannedersin:
Senin simyan bir ifle yaramaz halbuki.

Brunelleschi ise ona flöyle karfl›l›k verdi:

Bilge kifliler için, var olan hiçbir fley


Görünmez kalmaz; bilgin müsveddelerinin
Bofl hayallerini paylaflmaz onlar.
Do¤ada sakl› olan› keflfedenler
Yaln›zca sanatç›lard›r, de¤il aptallar.

Böylesine büyük bir bozgundan sonra pes etmeyi onuruna yedi-


remeyen Brunelleschi, kararl› çal›flmalar›na sab›rla ve dikkatle de-
vam etti. Bilirkiflilerin onun kafas›ndaki fikri henüz anlayamad›kla-
r›n› fark ederek biraz umutlanmakla birlikte, öbür tasar›mc›lar›n k›s-
kançl›¤›na ve Floransa sakinlerinin kaypakl›¤›na da katlanmak zo-
rundayd›. Ama Brunelleschi’nin kendine güveni tamd›. Bilirkiflilere
flöyle dedi: “Onu [kubbeyi] baflka türlü yükseltmenin imkâns›z oldu-
¤una sizi temin ederim. Dilerseniz bana gülebilirsiniz, ama flayet dik
kafal› de¤ilseniz flunu anlamal›s›n›z ki, bu ifl baflka türlü ne yap›lma-

FILIPPO BRUNELLESCHI 73
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 74

l›d›r, ne de yap›labilir... Tonozlu yap›n›n tamamlanm›fl halini flimdi-


den zihnimde canland›rabiliyorum ve bunu yapman›n benim aç›kla-
makta oldu¤umdan baflka hiçbir yolu olmad›¤›na eminim.”
Bir toplant› daha düzenlendi ve Brunelleschi, bir yumurtay› yas-
s› bir mermer parças› üstüne dik olarak oturtmalar›n› isteyerek, ra-
kip mimarlar› s›nad›. Bunu yapabilen kifli, kubbeyi infla edebilecek
kadar zeki olmal›yd›. Herkes s›rayla denedi ve baflaramad›. S›ra ken-
disine gelince, Brunelleschi yumurtay› al›p dip taraf›n› mermere vu-
rarak k›rd› ve böylece dik durmas›n› sa¤lad›. Tüm mimarlar›n “onu
biz de yapabilirdik” diye yak›nmalar› üzerine Brunelleschi, planlar›-
n› anlasayd›lar kubbesini infla etmifl de olabileceklerini söyleyerek,
cevab› yap›flt›rd›.
Sonunda Brunelleschi galip gelmiflti. Planlar› onaylanm›fl ve kub-
beyi infla etmekle görevlendirilmiflti. Ama nefret etti¤i rakibi Ghiber-
ti dahil üç di¤er adam›n bafl›na baflmimar (capomaestro) olarak ata-
n›nca, sevinci kursa¤›nda kald›. Brunelleschi yine de kubbe inflaat›n›n
bafl›na geçti. Ustal›¤› öyle büyüktü ki, yetkilileri kubbe inflaat›n›n s›r-
lar›n› yaln›zca kendisinin bildi¤ine inand›rmay› nihayet baflard›. Filip-
po tüm rakiplerinin vazgeçilebilir oldu¤unu kan›tlayarak, kendisin-
den baflka herkesin yetkisinin de ücretinin de azalt›lmas›n› sa¤lad›.

Tonozlu yap›n›n tamamlanm›fl halini flimdiden zihnimde


canland›rabiliyorum . . .

—FILIPPO BRUNELLESCHI

74 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 75

HAYALDEN GERÇE⁄E

Elbette, ifli al›p düflmanlar›n› gözden düflürmek sadece bafllang›çt›.


Brunelleschi hayalini gerçe¤e dönüfltürmenin bir yolunu bulmak zo-
rundayd›. Kocaman mermer parçalar›n›n inflaat yerine tafl›nmas›,
sonra da yerden kald›r›l›p, onlarca metre yükseklikte dengede tutul-
mas› gerekiyordu. Brunelleschi, bunu baflarmak için bir yandan saati
saatine uymayan iflçilere söz geçirmeye çal›fl›rken, bir yandan da iti-
bar›n› sars›p aya¤›n› kayd›rmak isteyen rakipleriyle mücadele etmek
zorundayd›.
Onu bekleyen muazzam zorluklara ve pek çok bozguna katlana-
bilmesinin tek yolu, kubbe tamamland›¤› zaman oluflacak güzel tab-
loyu akl›ndan hiç ç›karmamak oldu. En kötü bozgunlar›ndan biri de
Badalone fiyaskosuydu. (Badalone “canavar” anlam›na gelir.) Bru-
nelleschi’nin deniz canavar›, kubbe için gereken mermerin nakliyat›-
n› daha ucuza ç›karmak niyetiyle tasarlad›¤› dev bir gemiydi. Kesin
tasar›m› bilinmemekle birlikte, Brunelleschi’ye 1421 y›l›nda dünya-
n›n ilk icat patentini kazand›racak etkileyicilikteydi. 100 ton beyaz
mermerden oluflan ilk yükünü Piza’dan Floransa’ya tafl›maya haz›r
olana kadar, aradan yedi sene geçti. Gemi, yolculu¤un yaln›zca k›rk
kilometrelik k›sm›n› tamamlayabildi ve tonlarca k›ymetli mermeri de
beraberinde nehrin dibine sürükleyerek batt›. De¤erli kargoyu kur-
tarma çabalar› sonuçsuz kald› ve Brunelleschi projede hayli büyük
bir itibar kayb›na u¤rad›.
Kubbenin tamamlanm›fl halinin hayaliyle yaflayan Brunelleschi,
hayalini gerçe¤e dönüfltürecek baflka düzenekler icat etmeyi sürdür-
dü. ‹nflaat malzemelerinin tafl›nmas› için tasarlad›¤› ilginç öküz vin-
ci, daha baflar›l› oldu. Makara ve f›ç›lar yard›m›yla, öküz gücüyle ça-
l›flan bir makineydi bu. Yirmi küsur y›l çal›flt›r›larak yaklafl›k 32 mil-
yon kilo mermer, tu¤la ve tafl kald›ran öküzler için özel bir tahta
platform infla edilmiflti.
Brunelleschi kubbesini baflar›yla tamamlad›¤› zaman, öncelikle
mühendislik becerilerinden dolay› övgü ya¤muruna tutuldu. Mühen-
dis (“engineer”) ve dâhiyane (“ingenious”) sözcükleri, ayn› kökten,
Latince’deki ingenium sözcü¤ünden türemifltir. Floransa belediye

FILIPPO BRUNELLESCHI 75
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 76

yetkilisi Carlo Marsuppini, Brunelleschi’yi “divino ingenio”sundan


dolay› övdü. Ross King, bu övgünün, “bir mimar ya da heykelt›rafl›n
yap›tlar›n› üretirken ilahi güçlerden ilham ald›¤› yolundaki yorumla-
r›n kayda geçen ilk örne¤i” oldu¤unu belirtir.
Brunelleschi’nin, hayaline ve hayalini gerçeklefltirme arzusuna
ba¤l› kalarak, mimarl›k ve yap› tarihinde bir di¤er ilki daha baflard›-
¤› söylenebilir. Tan›nm›fl mimar Piero Sartogo’nun sözleriyle: “Ta-
rihte, Pippo’dan evvel, önce tasarlay›p sonra infla edebilen biri olma-
m›flt›. Halbuki günümüzde normal olan› budur. Ondan evvel, dene-
me yan›lma ve yaparak ö¤renme yöntemleri kullan›l›rd›. ‹nsanl›k ta-
rihinde bir binay› do¤ru dürüst tasarlay›p, sonra da infla eden ilk ki-
fli o olmufltur.” Brunelleschi’nin, biçim ve icraat aç›s›ndan dengi bu-
lunmayan Duomo’su, Rönesans’›n güçlendirilmifl birey anlay›fl›n›n
an›t›d›r.

YEN‹ B‹R MEKÂN KAVRAMI

Duomo, Rönesans’›n üçboyutlu mekân kavram›nda devrim yapm›fl-


t›r. “Yunanl›lar an›tlar infla ettiler, ama mekân yaratmad›lar. Roma-
l›larsa kemer ve kubbelerle mekân yaratt›lar, ama nispeten etkisiz-
ce,” diye aç›kl›yor Sartogo, “Brunelleschi, daha az malzemenin daha
fazla kapal› alan yaratabilece¤ini inan›lmaz bir flekilde gösterdi. Bi-
çimin yap›sal bir unsur oldu¤unu gözler önüne serdi.”
Ama Brunelleschi’nin mekân kavram›m›z üstündeki en temel et-
kisi, onun üçboyutlu yap›tlar›yla s›n›rl› de¤ildi; üç boyutu ikiboyut-
lu bir formata aktarmak için perspektifi kullanmas›, belki daha bile
etkiliydi. “Brunelleschi, üçboyutlu bir nesneyi temsil ve kontrol et-
menin yolunu buldu,” diyor Sartogo. “Perspektif onun arac›yd›.”
Ross King, perspektifi, “bir nesnenin belli bir noktadan görüldü-
¤ü zaman verdi¤i ayn› göreli konum, boyut ya da mesafe izlenimini
uyand›rmak için, üçboyutlu nesneleri, ikiboyutlu bir yüzey üzerinde,
uzaklaflt›kça küçülen bir görünümle temsil etme yöntemi” olarak ta-
n›ml›yor.
Bizler perspektifin görsel temsildeki kullan›m›na o kadar al›flk›-

76 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 77

n›z ki, onu çantada keklik görüyoruz. Ama Rönesans’tan önceki y›l-
lar boyunca, ressamlar gerçek dünyada gözlemledikleri alan derinli-
¤inin ayn›s›n› resimlerine yans›tmay› hiç dene-
memifllerdi. On üçüncü ve on dördüncü yüzy›l›n Brunelleschi, Rönesans
Brunelleschi’yi de flüphesiz etkilemifl olan öncü mimarisinin babas› ol-
Floransal› ressamlar› Cimabue ve Giotto’nun makla kalmad›. Sanat
baz› denemeleri hariç, Rönesans öncesi sanat tarihinin bir di¤er çok
yap›tlar›n›n ço¤u, gerçek dünyadan çarp›c› de- önemli keflfi de ... ona
recede farkl›, derinliksiz bir görüfl alan›n› resme- mal edilebilir ... pers-
der. pektifin keflfi. ... Sanat-
King’e göre, “Filippo genellikle perspektifin ç›lara bu problemin ma-
mucidi olarak, matematiksel perspektif kanun- tematiksel çözümünü
lar›n› keflfeden (ya da yeniden keflfeden) kifli ola- sunan kifli Brunelleschi
rak görülür.” Görsel temsildeki bu bulufl, ilk oldu. Bu keflfin ressam-
bak›flta s›radan görünse de, Rönesans’›n güçlen- lar aras›nda yaratt›¤›
heyecan muazzam ol-
dirilmifl birey kavram› hakk›nda çok fley anlat›r.
mufltur herhalde.
Perspektifi dünyan›n daha do¤ru bir temsilini
—PROFESÖR SIR ERNST
yaratmak için kullanmak, bir ressam›n kendi GOMBRICH. THE STORY OF
tanr›sall›¤›n› ileri sürmesiyle birdi. Tanr›’n›n ART (SANATIN ÖYKÜSÜ)
eseri olan dünyay› bu kadar benzer biçimde ye-
niden yaratma gücü daha evvel ressamlara hiç verilmemiflti. Resmi
yap›lan nesnenin gözlenmekte oldu¤u belli bir noktan›n (kaçma nok-
tas›n›n yerini belirleyen perspektifin) gündeme gelifli, ortaça¤ stan-
dartlar›n›n s›radan ölümlülere ba¤›fllad›¤› güçlerden daha tanr›sal
gözlem güçlerini bütün insanl›¤a ba¤›fllam›flt›r.

Brunelleschi’nin ikiboyutlu bir tahta üzerinde gerçek mekân›n gö-


rüntüsünü yaratma yolundaki ilk giriflimini, sanatç›n›n biyografisini
yazan Antonio Manetti anlat›r. Brunelleschi, alt›gen Floransa Vaftiz-
hanesi’nin bir duvar›n› dikkatle ölçtü, sonra da duvar›n resmini tah-
ta bir panel üstüne boyad›. Paneldeki resmin kaçma noktas›na bir
delik aç›p, önüne de bir ayna yerlefltirdi. Böylece, Vaftizhane’nin

FILIPPO BRUNELLESCHI 77
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 78

karfl›s›ndaki Floransa Katedrali’nin giriflinde, yani düzene¤in yerlefl-


tirildi¤i yerde duran izleyiciler, tek gözleriyle resmin arkas›ndaki de-
likten aynaya bakabileceklerdi. Resmin aynadaki yans›s›, resmin ve
Vaftizhane’nin tek ve ayn› oldu¤u ve izleyenin gerçek Vaftizhane’yi
görmekte oldu¤u izlenimi yarat›yordu.

Perspektif kullan›m›, her ne kadar on beflinci yüzy›l için yeni ve


devrimsel de olsa, asl›nda ayn› tekniklere yüzy›llar önce yer vermifl
olan ve Rönesans’ta büyük sayg› gören klasik ça¤a dayan›r. Kaçma
noktas› ilkesinin yeniden keflfini Brunelleschi’ye mal eden King, “Bu
ilke Yunanl›lar ve Romal›lar taraf›ndan biliniyordu,” diyor, “ama
pek çok di¤er bilgi gibi, zamanla unutulmufltu.” Pippo’nun Duomo
yar›flmas› s›ras›nda kritik bir zamanlamayla sergiledi¤i yumurta nu-
maras›n›n da, klasik bilgelikteki ustal›¤›ndan kaynakland›¤› ileri sü-
rülür. Nazenin görünüflüne karfl›n, dibine ve tepesine eflit derecede
kuvvet uyguland›¤› zaman parçalanmaya karfl› koyan yumurtan›n
hayret verici gücü klasik matematikçi ve mühendisler taraf›ndan in-
celenmiflti. Bunu bilen Brunelleschi, mükemmel kubbesini tasarlar-
ken büyük olas›l›kla yumurta kabu¤unun fleklinden ilham alm›flt›.
O dönemde Floransa sanatsal etkinliklerin büyük heyecan yarat-
t›¤› bir kentti. Brunelleschi’nin perspektif alan›ndaki bulufllar›, Do-
natello, Masaccio ve perspektifin geometrik formüllerini bilimsel
olarak sisteme ba¤layan Alberti dahil di¤er sanatç›lar taraf›ndan sü-
ratle benimsendi. Onlar da, bugün Rönesans’la ba¤daflt›rd›¤›m›z pek
çok resmin yarat›c›s› olan Leonardo, Michelangelo ve Raffaello’yu
dikkate de¤er ölçüde etkilediler.

78 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 79

Oxford Üniversitesi sanat bölümü baflkan› ve Visualizations: The Na-


ture Book of Art and Science adl› kitab›n yazar› Martin Kemp, Bru-
nelleschi’nin “eninde sonunda hemen her sanatsal, bilimsel ve tekno-
lojik faaliyet alan›nda görsel hayal ürünlerinin aktar›m›n› etkileyecek
olan bir resim tarz› oluflturdu¤una” inan›yor. “Televizyon ve bilgisa-
yarlar›m›z›n ekranlar› ard›ndaki gizli mekân kutular›na bakt›¤›m›z
zaman, Brunelleschi’nin hayalinin uzak vârisleri oluyoruz,” diyor.

YEN‹ BENL‹K

Brunelleschi’nin efsanevi muzipliklerinden biri bile, Rönesans Floran-


sa’s›nda bireyin yeni keflfedilmifl önceli¤ine tercüman olmaya yeter. El-
de etti¤i baflar›lar›n boyutu onun her zaman çok çal›flt›¤› izlenimini
uyand›rsa da, Ross King’e göre Brunelleschi, “taklitçilik, muziplik,
oyunculuk ve flakac›l›k yetenekleriyle Floransa’da ün salm›flt›.” Pippo
koca bir afacand› ve onun en ünlü muzipli¤i, yöresel anekdot tarihine
“fliflko marangozun hikâyesi” olarak geçmifltir.
1409 s›ralar›, takma ad› il Grasso, yani “fiiflko Adam” olan Ma-
netto ad›nda bir marangoz Brunelleschi’ye herkesin önünde hakaret
edince, Brunelleschi de ona özenle haz›rlanm›fl bir eflek flakas› yapma-
ya karar verdi. Hemen harekete geçen Brunelleschi, birkaç kifliyi daha
flakas›na ortak olmaya raz› etti. Bunlar il Grasso’ya sanki Matteo
ad›ndaki baflka bir Floransal›ya dönüflmüfl gibi davranacaklard›.
Derken, talihsiz il Grasso, Matteo’ya ait bir borç yüzünden hap-
se at›ld› ve ertesi gün Matteo’nun iki erkek kardefli, para cezas›n› öde-
mek üzere hapishanenin yolunu tuttular. ‹l Grasso’dan baflka herkes,
hapishane arkadafllar› dahil, flakada rol al›yordu. Kendi erkek kardefl-
leri bile ona sanki Matteo’ymufl gibi davran›yordu. Derken Matteo ç›-
kageldi ve o da il Grasso’ya dönüflmüfl oldu¤unu iddia etti. Oyun öy-
le kusursuzdu ki, il Grasso kendisiyle Matteo’nun birbirlerine dönüfl-
müfl olduklar›na enikonu inand›.
Brunelleschi ve arkadafllar›n›n bu oyunu oynamaktan ald›klar›

FILIPPO BRUNELLESCHI 79
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 80

haz, onu sonuna kadar götürebildikleri gerçe¤i ve bunun o dönemin


ünlü bir hikâyesi haline gelifli, bize bireyin Rönesans’ta ortaya ç›kan
rolünün, yaln›zca sanatç›lar taraf›ndan de¤il, herkesçe benimsendi¤ini
hat›rlat›r.

KUBBE: BEYN‹N S‹MGES‹


Kubbe neden böylesine popüler bir biçimdir? Kubbe biçimi, Buck-
minster Fuller’in jeodezik kubbelerinde, Venedik’teki ünlü Salute ki-
lisesinde, ‹stanbul’daki Ayasofya’da, ABD’deki Capitol’de, Ulusal
Galeri’de ve Kongre Kitapl›¤›’nda, Thomas Jefferson’›n Monticel-
lo’sunda ve Londra’daki St. Paul Katedrali’nde kendini gösterir. ‹n-
giliz hükümetinin bafllang›ç meridyeni Greenwich’te yeni milenyuma
hürmeten s›n›r tafl› olarak seçti¤i biçim kubbe olmufltur. Belki de bu
sorunun cevab›, ‹ngiliz saray flairi Ted Hughes’›n The London Times
için yazd›¤› bir makalede ileri sürdü¤ü gibi, bilinçalt›nda kubbenin
(tüm duygular›n, bilgilerin ve ö¤renmenin befli¤i ve bizi di¤er yara-
t›klardan ay›ran dürtünün merkezi olan) insan beynini temsil ediyor
olmas›d›r.

1446 y›l›n›n bahar aylar›na girildi¤inde, kubbenin “göksel biçimi”


tamamlanm›flt›. Kubbe, Floransa baflpiskoposu taraf›ndan resmen kut-
sand› ve müthifl kutlamalar yap›ld›. Böylece Brunelleschi de, gerçekleflen
hayalinin tad›n› ç›karabildi, ta ki 15 May›s 1446’da, k›sa süren bir has-
tal›k dönemi sonras›nda hayat›n› kaybedene kadar. Sevgili katedralinde,
baflyap›t›n› infla etmek için ony›llarca tafl›tm›fl oldu¤u mermerler kadar
basit bir mermer parças›ndan yap›lm›fl mezar›na defnedildi. Bütün Flo-
ransa onun arkas›ndan yas tuttu. Mezar› üstündeki Latince kitabede flu
sözcükler yaz›l›yd›: Corpus Magni Ingenii Viri Phillippi Brunelleschi Fi-
orentini (“Burada Floransal› büyük dâhi Filippo Brunelleschi’nin naafl›
yatmaktad›r”). Buna flunu da ekleyebiliriz: quis nostram perspectivam ad
infinitum expendavit (“perspektifimizi sonsuza dek geniflleten adam”).

80 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 81

Baflar›lar›n›n Özeti

F Brunelleschi, Rönesans’›n babas›yd›. Alberti, Masaccio,


Donatello, Leonardo, Michelangelo ve Raffaello’yu derinden
etkiledi.

F Brunelleschi, sanat ve tasar›mda perspektif ilkelerine yönelik


eksiksiz bir anlay›fl gelifltiren ve aktaran ilk kifli oldu.

F 1420 ile 1436 y›llar› aras›nda, Floransa Katedrali’nde, o


zamana kadar bilinen en büyük kubbeyi tasarlad› ve infla etti.
Kubbenin büyüklü¤ü, ancak yirminci yüzy›lda, çelik ve beton
gibi inflaat malzemelerinin kullan›lmaya bafllanmas›yla afl›labildi.

F Klasik mimarinin canland›r›lmas›na (Yeni-Klasik ak›ma)


öncülük etti. Bu ak›m o zamandan bu yana Bat› yap› sanat›n›
etkilemektedir.

F Bir mühendis olarak tasarlad›¤› makineler ça¤›n o kadar


ötesindeydi ki, on dokuzuncu yüzy›la kadar kullan›ld› ve öyle
yüksek bir hayal gücünün ürünüydü ki, aralar›ndan baz›lar›
sonradan yanl›fll›kla Leonardo da Vinci’ye mal edildi.

F Bafllang›çta kuyumculuk ve oymac›l›k yapan Brunelleschi,


Rönesans insan›n›n modeli haline geldi. Mimarl›k ve
mühendislikte oldu¤u kadar, resim ve heykelde de uzmand›.

F Bilinen ilk icat patenti baflvurusunda bulundu ve patenti ald›.


Patentler, bireysel bulufllar› kârl› hale getirdi ve muazzam bir
yarat›c›l›¤a esin kayna¤› oldu.

FILIPPO BRUNELLESCHI 81
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 82

BRUNELLESCHI VE S‹Z

Brunelleschi’nin hikâyesi, size iflinizi gücünüzü b›rak›p mimar olma-


y› ya da dev bir kubbe infla etmeyi esinlemek niyetiyle anlat›lmad›.
Rönesans’›n yarat›c› çözümler üreten bu özgün yenilikçisini kendini-
ze örnek alarak, hayat s›navlar›na daha farkl› bir gözle bakabilir,
kendi gelece¤inizin mimar› olman›z› sa¤layabilecek yeni yollar (yeni
perspektifler) bulabilirsiniz. Brunelleschi bize amaç ve düfllerimizi
gözümüzde nas›l canland›rabilece¤imizi gösterir. Büyük projesine,
baflarmak istedi¤i fleyin net bir hayalini kafas›na koyarak bafllam›fl-
t›r. Büyük mimarlar toplant›s›nda söyledi¤i gibi: “Tonozlu yap›n›n
tamamlanm›fl halini flimdiden zihnimde canland›rabiliyorum...”
Onun zaferi, sonucu ak›lda tutarak ifle bafllaman›n gücünü orta-
ya koyar. Brunelleschi baflar›y› zihninde tüm ayr›nt›lar›yla canland›r-
m›fl ve bu nihai hayali, karfl›laflt›¤› engel ve talihsizliklere ra¤men ko-
rumufltur. Yaflamdaki proje ve planlar›n›za, ulaflmak istedi¤iniz so-
nucu zihninizde canland›rarak bafllar ve aksiliklere ra¤men genifl bir
perspektifi korursan›z, kendinize inanman›n ve hayat s›navlar›n› afl-
man›n kolaylaflt›¤›n› görürsünüz. Capomaestro da, büyük Romal›
imparatorluk flairi Vergilius’un flu sözlerinden ilham alm›flt›: “Çün-
kü baflarabileceklerine inananlar baflaracaklard›r.” E¤er Brunellesc-
hi’nin dehas›n› özümseyecek olursan›z, en önemli öncelik ve emelle-
rinizin genifl perspektifini daraltan “küçük engelleri” kolayl›kla aflar-
s›n›z.
fiimdi lütfen afla¤›daki kendini de¤erlendirme sorular› üzerinde
uzun uzun düflünün.

82 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 83

F F F F F F F F F F F F F F F F F F F

BRUNELLESCHI:
PERSPEKT‹F‹N‹Z‹ GEN‹fiLET‹N
KEND‹N‹Z‹ DE⁄ERLEND‹R‹N

B Bir projeye bafllarken, her fleyden önce onun baflar›yla


tamamlanm›fl halini zihnimde canland›r›r›m.

B Perspektifimin gereklerine stres alt›ndayken bile öncelik veririm.

B Kendi fikirlerime inanc›m vard›r.

B Bozgunlar›n beni rotamdan ç›karmas›na izin vermem.

B Muhalefet, kararl›l›¤›m› güçlendirir.

B Gerekirse do¤açlama çözümler üretebilirim.

B Kendime bir hedef belirledi¤im zaman, o hedef baflar›yla


gerçekleflene dek sab›r ve azimle çal›fl›r›m.

B Entelektüel perspektifimi geniflletmek isterim.

B “S›n›rs›z” düflünebilir ve sonra da gerçek yaflam sorunlar›na


yarat›c› çözümler getirebilirim.

B Mimarinin dünya görüflüm üstündeki etkisini anl›yor ve takdir


ediyorum.

FILIPPO BRUNELLESCHI 83
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 84

ALIfiTIRMALAR

BRUNELLESCHI G‹B‹ DÜfiÜNÜN /


PERSPEKT‹F‹N‹Z‹ GEN‹fiLET‹N

M‹MAR‹ B‹L‹NC‹

Brunelleschi, Duomo’nun yan› s›ra, muhteflem Pazzi fiapeli’ni, Santa Spirito ve


San Lorenzo kiliselerini, tarihçi Daniel Boorstin’in “ilk hakiki Rönesans binas›” ola-
rak nitelendirdi¤i Innocenti Hastanesi’ni tasarlam›flt›. Boorstin, Brunelleschi’nin
Michelozzo ve Michelangelo üzerindeki derin ve dolays›z etkisine ek olarak, b›rak-
t›¤› miras›n “her k›tada ... ve ... Amerika’da, say›s›z ilin adliye binalar›nda ve pos-
ta ofislerinde, büyük emellere azmetmifl devlet adamlar› taraf›ndan yapt›r›lan bi-
nalarda, Monticello’da, Capitol Hill’de” ölümsüzleflti¤ine iflaret ediyor. Mimari me-
kân kavram›n›n babas› olan Brunelleschi’nin mimari üzerinde muazzam bir etkisi
vard›r.
Tüm sanatlar aras›nda, günlük yaflamlar›m›z üzerinde en etkili olan› mimari-
dir. Mimari etraf›m›z› kuflat›r ve iyi ya da kötü, bizi derinden etkiler. Mimari anlay›-
fl›n›z› ve zevkinizi derinlefltirmek, kültüre ve yaflam kalitesine bak›fl aç›n›z› genifl-
letmenin fevkalade bir yoludur.

M‹MARLI⁄IN YILDIZLARI: ‹LK ONUNUZ

Dünyan›n en be¤endi¤iniz on binas›n›n bir listesini oluflturmakla bafllay›n. Her bi-


rini neden be¤endi¤inize kafa yorun. Her bir yap› sizi duygusal aç›dan nas›l etkili-
yor? Mekân›n yarat›l›fl fleklini, onu geçmiflte kimin ve hangi amaçlarla kulland›¤›-
n› ve bugünkü ifllevini düflünün. En be¤endi¤iniz binalar ve mimarlar› hakk›nda da-
ha çok fley ö¤renmeye çal›fl›n. Örne¤in, Atina’daki Parthenon art›k dünyaca ünlü
bir turistik mekân. Oysa iki bin befl yüz y›l önce, dünyan›n en büyük güçlerinin kül-
türel ve dinsel merkeziydi. K›vançl› mimar Phidias’›, eserini Atina liderlerinin be¤e-
nisine sunarken hayal edin. Yabanc› delegasyonlar›n bu muhteflem yap›ya bakar

84 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 85

bakmaz hufluyla ürperdiklerini gözünüzde canland›r›n. Sokrates, Platon ve Aristo-


teles’in, halka aç›k yerlerde, Atinal› izleyicileri k›vrak belagatlar›yla büyüleyerek
çektikleri nutuklar›n tad›na var›n. Bundan böyle tarihi bir binay› her ziyaret etti¤i-
nizde bu yöntemi uygulay›n ve geçmiflte orada yaflam›fl olan insanlardan neler ö¤-
renebilece¤inizi düflünün. Listenizi arkadafllar›n›zla tart›fl›p karfl›laflt›r›n.

M‹MAR PIERO SARTOGO’NUN


DÜNYANIN ‹LK ON YAPISI OLARAK
SEÇT‹KLER‹
1. Brunelleschi’nin Duomo’su.
2. Katsuro Saray›, Kyoto, dört yüzy›l yafl›nda ama hâlâ bütünüyle
modern ve günümüze ait.
3. fielale Evi, Frank Lloyd Wright.
4. Piazza di Pienza, Rossolino.
5. Sant’Ivo alla Sapienza - Roma/Borromini (Parthenon ve
Ayasofya gibi, bu kilise de bilgeli¤e adanm›flt›r: Sapienza!).
6. Büyük Cami, Cordoba.
7. Utrecht House, Rotveld.
8. Akropolis’te Parthenon’un önündeki Eniteo.
9. Savoi Villas›, Le Corbusier.
10. Laurentine Kütüphanesi, Floransa, Michelangelo.

FILIPPO BRUNELLESCHI 85
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 86

M‹MAR‹ ‹fiKENCELER: NEFRET ETT‹⁄‹N‹Z ON YAPI

En be¤endi¤iniz binalar›n bir listesini yapt›ktan sonra, en sevmediklerinizi listele-


meyi deneyin. Görmüfl oldu¤unuz en çirkin, uyumsuz ve berbat yap›lar hangileri-
dir? Onlar› bu kadar kötü yapan nedir? Dünyan›n en kötü binalar› hakk›ndaki gün-
cel bir tart›flma için, nefret uyand›ran ilk on mimarl›k yap›t›n›n bir listesini de içe-
ren www.bbvh.nl/hate/fprojects.html adresindeki web sitesine göz at›n.

M‹MAR‹ ve B‹L‹NÇ: ONLAR NE DÜfiÜNÜYORLARDI?

Mimari, bilinci flekillendirir ve ayn› zamanda, onu yans›t›r elbette.


Brunelleschi’nin Duomo’su, Rönesans’›n bireysel güç ve kudret bilincinin ku-
sursuz bir simgesidir.
Birkaç anahtar sözcük kullanarak, afla¤›daki yap›lar› kullanan ya da yaratan
insanlar›n bilinci hakk›ndaki en iyi tahmininizi çabucak yaz›ya dökün:

Ma¤ara
A¤aç evi
K›z›lderili çad›r›
Büyük Piramitler
Parthenon
Chartres Katedrali
Center Hall Colonial House
Versailles Saray›
Japon Ryokan
fielale Evi
ABD Capitol Binas›
New York City ve Bilbao’daki Guggenheim Müzeleri
Empire State Binas›
Los Angeles’taki Getty Müzesi

Bir arkadafl›n›zdan ayn› h›zl› sözcük-ça¤r›fl›m al›flt›rmas›n› yapmas›n› isteyin


ve sonra da yapt›¤›n›z tahminleri karfl›laflt›r›n.

86 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 87

UZUN VADEL‹ DÜfiÜNEREK PERSPEKT‹F‹N‹Z‹ GEN‹fiLET‹N

New York Times, geçenlerde dot.com piyasas›n›n çöküflünü konu alan bir yaz› di-
zisi yay›nlad›. Makalelerden biri, yeni iflsiz kalm›fl bir reklam müdürünün hikâyesi-
ne yer veriyor, adam›n bir zamanlar yüksekten uçan ‹nternet patronundan ald›¤›
binlerce de¤ersiz hisseyle ortada kal›fl›n› anlat›yordu. Akflamüstlerini civardaki bir
barda kendini avutarak, ans›z›n belirsizleflen gelece¤ini kara kara düflünerek ge-
çirmeye bafllam›flt›. “Hem kendime hem de bütün bu olanlara lanet ediyorum,” di-
ye hay›flan›yordu. “Akl›m olsayd› flimdi bir mimar olurdum.” Bir gecede ‹nternet
milyoneri olma, baflka türlü oldukça ulafl›lmaz görünen baflar›ya daha kolay yol-
dan, daha çabuk ulaflma hayalleri, pek çok kifliye hüsranla biten hayaller sundu.
Ça¤dafl kültür, maddi baflar›ya çok büyük de¤er yüklüyor. Bitmek bilmeyen bir te-
levizyon reklam› silsilesi, çok az çabayla k›sa sürede elde edilmifl büyük mali ka-
zançlar› örnekliyor. Ama k›sa yoldan zengin olma düflleri ço¤unlukla sonuçsuz
kal›yor.
H›z ça¤›nda yaflamam›za ve ayn› zamanda birden çok ifl yapmay› ö¤renmek
zorunda olmam›za karfl›n, bizi baflar›l› bir yaflam›n klasik baz› unsurlar›ndan uzak-
laflt›rmaya çal›flanlara kanmamal›y›z. Brunelleschi, ›srarc›l›k, sadakat ve çal›flkan-
l›k gibi modas› geçmifl ama güvenilir meziyetlerin de¤eri konusunda bize çok
önemli bir ders veriyor.
Brunelleschi’nin Roma’daki kapsaml› araflt›rmalar›, ömür boyu sürecek bir
projenin haz›rl›k aflamas›yd›. Kubbe inflaat› A¤ustos 1420’de bafllad› ve Brunel-
leschi’nin 1446’daki ölümünden hemen önceye kadar devam etti. Bu denli uzun
süreli projeler o dönem için tipikti, ama günümüz ifl ortam›ndaki uzun vadeli pro-
jelerle mukayese edilemez, çünkü art›k yirmi alt› gün bile uzun süre say›lmaktad›r.
Yine de, büyük ifller günümüzde bile vakit al›r ve dikkatli, kesintisiz konsant-
rasyon, en iyi sonuçlara ulaflmakta hayati önem tafl›r.
Dünyan›z, yaflant›n›z ve uzun vadeli amaçlar›n›z hakk›nda düflünmeye biraz
vakit ay›r›n. Defterinizi kullanarak, afla¤›daki sorulara iliflkin düflüncelerinizi dile
getirin.

Günü kurtarma anlay›fl›, çevremde kendini nas›l gösteriyor? Bu soruyu bir


haftal›k teman›z yap›n. Gazete haberlerinde, dostlar›n›z ve ifl
arkadafllar›n›zla aran›zda geçen konuflmalarda, televizyon, radyo ve di¤er
kitle iletiflim araçlar›nda örnekler aray›n.

FILIPPO BRUNELLESCHI 87
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 88

Bir projeye ay›rd›¤›m en uzun zaman ne kadard›?


Uzun vadeli amaçlar›m neler? Kiflisel ve mesleki yaflant›n›zdaki en önemli uzun
vadeli amaçlar›n›z üzerine on dakikal›k bir bilinç ak›m› al›flt›rmas› yapmay›
deneyin.

N‹HA‹ PERSPEKT‹F
Floransa’daki Museo dell’Opera del Duomo’da, Brunelleschi’nin
gerçek ölüm maskesini görebilirsiniz. Capomaestro’nun yüzünde,
haf›zalardan kolay kolay silinmeyen, alayc› bir tebessüm vard›r. Bel-
ki de bir di¤er “olanaks›z” proje üzerine düflüncelere dalm›fl gibidir.
Brunelleschi’nin, yüksek ideal ve önceliklerine tutkuyla ba¤l› bir ha-
yat yaflad›¤› çok aç›kt›r. Yaflam›n›n sonuna gelmifl insanlarla yap›lan
görüflmeler neredeyse istisnas›z olarak flunu gösterir: Bu kifliler geri-
ye dönüp yaflamlar›na bakt›klar› zaman, en büyük piflmanl›klar›n›n,
önceliklerine hizmet etmeyen al›flkanl›k ve davran›fllardan kaynak-
land›¤›n› görürler. ‹nsanlar, hemen her zaman ve her yerde, ölüme
yaklaflm›fl olman›n esinledi¤i genifl perspektifi yaflamlar› boyunca ko-
ruyabilmifl olmay› arzularlar.
Ço¤u kifli, keflke sevdiklerimle daha çok vakit geçirseydim, tut-
kular›m› keflfetmeye ve araflt›rmaya, hayat›n tad›n› ç›karmaya daha
çok vakit ay›rsayd›m, diye düflünür. Kendi ölüm maskenizin yüzün-
deki ifadeyi hayal etmek, hayat›n›z hakk›nda flimdiden düflünmenizi
sa¤lar, onu de¤ifltirme f›rsat› hâlâ elinizdeyken.

88 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 89

SORUNLARA KUCAK AÇARAK PERSPEKT‹F‹N‹Z‹ GEN‹fiLET‹N

Brunelleschi, sonu gelmeyen sorunlarla bo¤uflurken, devrimsel bir hayali de koru-


yabilmiflti. Yaflam›n, sorunlara yarat›c› çözümler bulmay› gerektiren bir al›flt›rma
oldu¤u fikrine de muhtemelen kat›l›rd›. Lütfen mutlu olmak için tüm sorunlar›n›z-
dan kurtulaca¤›n›z günü beklemeyin, çünkü o gün hiç gelmeyecek. Beklemek ye-
rine, sorunlar›n›za yönelik perspektifinizi geniflleterek, gerçek mutlulu¤a ulafl›n.
Sorunlar›n›z, onlara yarat›c› bir gözle bakt›¤›n›z zaman, ö¤renifl ve uyan›fl kaynak-
lar›, kiflili¤inizi ve insanl›¤›n›z› güçlendirme f›rsatlar› olabilir.
Sorun (“problem”) sözcü¤ü, “öne” anlam›na gelen pro ile “sermek” anlam›na
gelen ballein köklerinden türemifltir. Çözüm (“solution”) ve çözme (“solving”) söz-
cükleri ise, “halletmek” anlam›na gelen solvere kökünden gelir. Yani, sorun çözme
(“problem solving”), öne serilen durumu halletme sanat›d›r!
Hem özel hem de mesleki hayat›n›zdaki en büyük sorununuzu yazarak anla-
t›n. Sonra bu sorunlara capomaestro’nun perspektifinden bakarak, her birinden
alabilece¤iniz üç dersi ve bu dersleri uzun vadeli kiflisel gelifliminizde kendi yara-
r›n›za nas›l kullanabilece¤inizi not edin.

YEN‹ ARAÇLAR BULARAK PERSPEKT‹F‹N‹Z‹ GEN‹fiLET‹N

Bir projeye bafllarken, ço¤umuz bize baflkalar› taraf›ndan verilen ya da zaten eli-
mizde olan araçlar› kullan›r›z. Marangozlar çekiç, testere ve tornavidalarla çal›fl›r,
yat›r›m analistleri ise bilgisayarlar, özel yaz›l›mlar ve mali modeller kullan›r. Ama
kimi zaman, iflin bafl›nda sa¤lanan araçlar ifl için yetersiz kal›r ve amaçlar›m›za
ulaflmam›za sözümona yard›mc› olacak düzeneklerin bize koydu¤u s›n›rlar içinde
kendimizi engellenmifl hissetmeye bafllar›z.
Brunelleschi bu soruna yeni bir perspektif öneriyor. O, düfllerini gerçeklefltir-
mek için yeni araçlar gelifltirmiflti: üçboyutlu mekân›n gerçe¤e uygun resimlerini
yapmaya yarayan grafik araçlar, binalar› t›pk› Romal›lar gibi infla etmeye yarayan
oransal ve üslupsal araçlar ve Santa Maria del Fiore kilisesinin kubbesinin yerlefl-
tirilmesi gereken yerdeki derin uçurum üzerine köprü kurmaya yarayan yap›sal
araçlar. Filippo’nun yarat›c› çözümler bulmaya duydu¤u istek, dehas›n›n özünü
oluflturuyordu. Onun yaklafl›m› sizin de iflinize yarayabilir.

FILIPPO BRUNELLESCHI 89
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 90

Ev ya da ifl hayat›n›zdaki en önemli iki projeyi, yazarak k›saca anlat›n. Her


birinin yan›na, bu projede karfl›laflt›¤›n›z üç temel engel ya da engellenmifllik his-
sini s›ralay›n. Afla¤›daki sorular› her bir proje için ayr› ayr› ele al›n:

Bu projeye getirebilece¤im, esas itibariyle farkl› bir yaklafl›m var m›?


Durumu de¤ifltirecek ne yapabilir, ö¤renebilir ya da edinebilirim?
Bu sorunu çözmeme yard›mc› olacak yeni araçlar› nas›l yapabilir ya da elde edebilirim?

Ola¤an çözümlerin s›n›rlar›n› zorlay›n, iyice düflünün.

Virginia’daki özel bir e¤itim kurumunda müzik ö¤retmenli¤i yapan Elizabeth,


Brunelleschi’nin yeni araçlar yaratma yetene¤ini özellikle esinleyici buluyor. Ken-
disinden önceki iki müzik ö¤retmeninin ans›z›n görevden ayr›l›fllar›n› anlat›rken
gülüyordu: Ö¤retmenlerden biri banka veznedarl›¤› yapmak üzere istifa etmifl,
öbürü de kofla kofla, 盤l›k 盤l›¤a kaç›p gitmiflti. Elizabeth yeni dersli¤ine ilk girdi-
¤inde, çocuklar masalar›n üstünde geziniyor, pencerelerden atlay›p d›flar› kaç›yor-
lard›. Derslikte, k›r›k ukuleleler, plastik blok flütler ve antika bir teyp gibi, 1950’ler-
den kalma enstrümanlar bulmak, Elizabeth’i iyice umutsuzlu¤a sürükledi. Bunun
üzerine o da, capomaestro’nun gelene¤ine uygun olarak, do¤açlamaya baflvurdu.
Önce ö¤retim müfredat›n› yeniden yazd›. Sonra, s›n›rl› bütçesiyle harcama
yaparak, kullan›lm›fl bir CD-çalar sat›n ald› ve bir müzik kütüphanesi kurmak için
yöredeki müzik dükkânlar›ndan ba¤›fl toplad›. Yavafl yavafl, derslikteki enstrü-
manlar› yeniledi, kullan›lm›fl bir elektro gitar ve bir davul seti sat›n ald›. Do¤açla-
maya devam eden Elizabeth, çocuklar için müzikaller yazmaya ve yönetmeye
bafllad›. Dekor ve sahne oluflturmak için, el becerileri ve sanat s›n›flar›yla iflbirli¤i-
ne girdi ve yöredeki eski eflya sat›fllar›ndan kostümler sat›n ald›. Elizabeth, ö¤ren-
cilerindeki de¤iflimi flöyle anlat›yor: “Bu çocuklarda, otizmden dikkat eksikli¤i
sendromuna kadar her fleye rastlan›yor, dolay›s›yla yarat›c› çözümler üretmeden
onlara yaklaflma flans›n›z yok. Ö¤retim müfredat›n› yenileyerek perspektifimi der-
hal genifllettim ki, çocuklar›n gerçek gereksinimlerine daha uygun seçenekler su-
nabileyim. Onlar›n ilgisini çekmem ve derse kat›l›mlar›n› sa¤lamam gerekti¤ini he-
men anlam›flt›m, ama bu ifl, mevcut araçlarla baflar›lamazd›. Bunun üzerine ben
de iflime yarayabilecek yeni araçlar buldum.

90 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 91

“Sonuçlar heyecan vericiydi. Çocuklar ö¤renmeye tutkuyla ba¤land›lar ve


yön de¤ifltiren yarat›c›l›klar›, yaramazl›ktan müzikallere kayd›. Elbette, Brunellesc-
hi’nin tonlarca mermeri kald›rmak için öküz vinci icat ediflinden çok daha basit bir bu-
lufltu bu; ama bir hayali gerçeklefltirmek için do¤açlamaya baflvurma fikri ayn›yd›.”

ÖNCEL‹KLER‹ HATIRLAYARAK PERSPEKT‹F‹N‹Z‹ GEN‹fiLET‹N

En önemli öncelikleriniz nelerdir ve bu öncelikler, neye ne kadar vakit ay›raca¤›-


n›z konusundaki gündelik seçimlerinizi nas›l etkiliyor? Sizin için gerçekten önemli
olan fleyleri ay›rt edemeyecek kadar meflgul ve zaman bask›s› alt›nda oldu¤unu-
zu hissetti¤iniz oluyor mu? En önemli yaflam amaçlar›n›z› ve önceliklerinizi hat›r-
lamak, perspektifinizi geniflletmenin anahtar›d›r.
Yaflam amaçlar›n›z› ve önceliklerinizi günlük yaflant›n›za yans›tmak, farkl›
öncelik düzeyleri aras›ndaki ve öncelik ile ivedilik aras›ndaki fark› ay›rt etmeyi ge-
rektirir. Bir toplant›ya geç kal›yorken, telefonunuz ve faks›n›z ayn› anda çal›yorken
ve biri kap›n›z› t›klat›yorken, perspektif gözetmek zordur. Her fley çok h›zl› oluflu-
yormufl gibi görünür ve öncelikleri unutup çevrenizdeki en ivedi uyar›lara karfl›l›k
verme tuza¤›na düflmeniz kolayd›r.

FILIPPO BRUNELLESCHI 91
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 92

RET‹KÜLER FORMASYONUNUZU6 ALT EDEREK


PERSPEKT‹F‹N‹Z‹ GEN‹fiLET‹N

Çok önemli bir toplant›n›n ortas›nda, herkesin bir anda susup, bü-
tün kafalar›n salona girmekte olan kahve arabas›na çevrildi¤ini fark
etti¤iniz oldu mu? Herkes neden kahve arabas›na bakmak üzere ba-
fl›n› çevirir? Bundan bir iki dakika sonra, bir havaland›rma sistemi-
nin ›srarl› gürültüsünü ya da bir saatin tiktaklar›n› kolayl›kla kulak
ard› edebildi¤inizi hiç gözlemlediniz mi? Beyniniz bu sesleri nas›l
duymazdan gelir? Ve çalar saatiniz sabahlar› sizi nas›l uyand›r›r?
Tüm bu sorular›n cevab›, beyninizin, milyonlarca y›l süren evri-
mi boyunca, çevrenizdeki ani de¤iflimlere tepki vermeye ve ›srarl›
uyar›lar› kulak ard› etmeye koflullanm›fl olmas›d›r. Tüm bu tepkiler,
beyin sap›n›zdaki karmafl›k, serçeparmak büyüklü¤ünde bir sinir a¤›
olan retiküler formasyon taraf›ndan koordine edilir. Retiküler for-
masyon, bilinçli müdahaleniz olmaks›z›n, sizi çevrenizdeki en ivedi
uyar›lara dikkat etmeye otomatik olarak yönlendirecektir, kap›n›n
t›klat›l›fl› ya da çalmakta olan bir telefonun sesi gibi.

Günlük hayattaki en büyük zaman israf›, ivedi ama “amaçl›” olmayan etkin-
liklere enerji sarf etmekten kaynaklan›r. Pek çok toplant› ve telefon konuflmas› bu
kategoriye girer. Elbette, pek çok ivedi etkinlik ayn› zamanda önceliktir: son teslim
tarihi iyice yaklaflm›fl, önemli bir prezantasyon üzerinde çal›flmak, bodrumunuz-
daki s›z›nt›y› gidermek ya da tehlikeli bir ev kazas› geçiren çocu¤unuzu hastaneye
götürmek gibi.
Bununla birlikte, en önemli önceliklerimizden pek ço¤unu gözden kaç›r›r›z,
çünkü onlar “retiküler” alarm zilleri çalmazlar. Planlama oturumlar›, iliflki kurma ve
e¤itsel programlar gibi ivedi olmayan önceliklere yeterince vakit ay›rmak için
kendimizi bilinçli olarak disipline etmemiz gerekir. Ne tuhaft›r ki pek çok kifli,
zaman ve stres yönetimi konusundaki seminerlere kat›lamayacak kadar meflgul

6
Retiküler formasyon (a¤s› oluflum): Beyin sap›ndaki nöronlar›n uzant›lar›ndan oluflan, uyku ve uyan›kl›k
hali, dikkat, bilinç gibi ifllevleri denetleyen sinir a¤›. (ç.n.)

92 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 93

ve stresli olmaktan yak›n›r. ‹vedi olmayan önceliklere gerekti¤ince zaman


ay›rmak, sizi kriz yönetiminden zamanla kurtar›rken, perspektifinizi de geniflletir.
Günlük etkinliklerinizi ivedilik ile öncelik dengesini yans›tan bir flekilde
de¤erlendirirseniz, yaflam›n›z›n yönetimini kolaylaflt›rabilirsiniz.
Önünüzdeki hafta, afla¤›daki etkinlik kategorilerinden her birine ay›rd›¤›n›z
vaktin yüzde oran›na iliflkin bir çetele tutun.

1. Kategori. ‹vedi öncelikler: Krizler, acil durumlar ve zamana duyarl› projeler.


2. Kategori. ‹vedi olmayan öncelikler: Planlama, iliflkiler gelifltirme, yarat›c›
düflünme, e¤itim ve kendini yenileme.
3. Kategori. ‹vedi, düflük öncelikli etkinlikler: Pek çok telefon konuflmas›,
toplant›lar, raporlar, vb.
4. Kategori. ‹vedi olmayan, düflük öncelikli etkinlikler: Çöp posta okumak,
düflünmeden televizyon seyretmek ve genel bofl ifller.

Pek ço¤umuz, 1, 3 ve bazen 4 numaral› kategorilerdeki etkinliklere çok


zaman harcay›p, 2 numaraya yeterince vakit ay›rmay›z. 3 ile 4’ü asgariye indirip,
1 ile 2’yi dengeleyerek perspektifinizi geniflletebilirsiniz.
Brunelleschi, mekân bilincimizde devrim yapt›¤› gibi, modern “zaman yöneti-
mi” kavram›na da öncülük etmifltir. Biyografi yazar› Manetti, ilk do¤ru yaz saati
uygulamas›n›n icad›n› ona mal ediyor. Duomo inflaat›n›n iflçileri de, tarihte ilk kez
altm›fl dakikal›k saat prensibine göre ücret ödenenler aras›nda yer al›yorlard›.
Günümüzde zaman yönetimi, bir özyönetim ifllevidir ve özyönetimin anahtar› da,
önceliklerinizi hat›rlayabilmeniz ve onlara öncelik verebilmeniz için perspektifinizi
geniflletmektir. Üstünüze düflen iflleri yönetmenin yan› s›ra, zaman›n›z› da yönet-
ti¤inizden emin olun. ‹vedi olaylar›n sizi yönetmesine izin verirseniz dikkatiniz
da¤›l›r ve zaman›n›z yetersiz görünür. Durup nefes almay› ve düflük öncelikli
etkinliklerden kaç›nmay› hat›rlarsan›z, zaman›n›z da, seçim özgürlü¤ünüz de
artar.
Önceliklerinizi hat›rlamay› öncelik haline getirin. Önceliklerinizi hat›rlamak ve
korumak, amaçlar›n›z› ve de¤erlerinizi hayata geçirmenin anahtar›d›r. Her gün
yapt›¤›n›z küçük seçim ve kararlar, yaflam›n›z›n kalitesini belirler.
fiu al›flt›rmay› deneyin: Önümüzdeki hafta süresince, her yeni güne
“Yaflam›mda gerçekten önemli olan ne?” sorusu üzerine bir iki dakika düflünerek
bafllay›n. Sonra, her günün sonunda bir iki dakika ay›r›p kendinize flunu sorun:

FILIPPO BRUNELLESCHI 93
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 94

“Bugün yapt›klar›m en önemli önceliklerimi ne kadar iyi yans›tt›? En önemli


oldu¤una inand›¤›m önceliklere daha çok yer vermek için, yar›n ne gibi önlemler
alabilirim?”

‹fi YAfiAMINDA BRUNELLECHI

Brunelleschi, farkl› mizaçlarda insanlardan oluflan bir iflgücünü yir-


mi befl küsur y›l yönetti ve onlar›n üretkenli¤inden en iyi flekilde ya-
rarland›. Capomaestro olarak sürdürdü¤ü görevi boyunca, iflçi so-
runlar›yla karfl›laflt›. Emri alt›ndaki duvarc› ve marangozlar, kubbe-
deki görev mahallerini terk edip uzun ö¤len paydoslar› yapmakta ›s-
rar ediyorlard›. Brunelleschi, yerden onlarca metre yükseklikte ye-
mek ve flarap servisi yap›lmas›n› mümkün k›lan bir plan gelifltirdi.
Böylece iflgücünün mutlulu¤unun ve kubbe inflaat›na olan ilgisinin
devaml›l›¤›n› sa¤lad›¤› gibi, bu yemek servisi girifliminden kâr bile el-
de etti. (‹flçilerine kolayl›k olsun diye, “gökyüzü tuvaletleri” de infla
ettirdi.) Brunelleschi, her iki taraf için avantajl› yönetim stratejileri
uygulamakta oldu¤u gibi, amaçlar›na ulaflmas›n› sa¤layacak yeni
teknolojilere yat›r›m yapmakta ve ilginç öküz vinci gibi yeni düze-
nekler icat etmekte de ustayd›. Brunelleschi, günlük zorluklar karfl›-
s›nda kiflinin hayal ve amaç önceli¤ini korumas›n›n flahane bir örne-
¤ini sunar.
Lehrer McGovern Bovis’in eski baflkan› Jim D’Agostino, inflaat-
larda beton döktü¤ü günlerden, milyar dolarl›k bir inflaat yönetimi
firmas›n› idare etti¤i günlere, diflini t›rna¤›na takarak geldi. Jim,
New York kentinin siluetini oluflturan binalar›n önemli bir k›sm›n›n
inflaat›na yard›mc› oldu ve Metropolitan Sanat Müzesi’nin onar›m›-
na nezaret etti.
K›sa süre önce, kariyer de¤ifltirerek perspektifini geniflletmeye
karar verdi. Jim, Brunelleschi’den ald›¤› ilham› flöyle yorumluyor:
“Yüksekokuldan sonra, aile mesle¤imiz olan konstrüksiyon ifline

94 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 95

döndüm. E¤itim ve deneyimim duvarc›l›k zanaatlar›na yönelik oldu-


¤u halde, tamamlanm›fl bir binay› oluflturan her fleye ilgi duyuyor-
dum. Bereket versin, seksenli y›llar›n bafl›nda Philadelphia’daki ilk
yüksek binam›n konstrüksiyonu s›ras›nda, iflin her yönüyle (tasar›m,
mühendislik ve inflaat ustalar›n›n gözetimiyle) tan›flma f›rsat› bul-
dum.
“Brunelleschi benim için her zaman gerçek bir esin kayna¤› ve
rol model olmufltur. ‹lk gerçek ‘tasar›m inflaatç›s›’ olarak, genel tab-
loyu ‘enine boyuna’ (lojistik, mühendislik, malzeme ve iflgücü yönle-
riyle) görebiliyor ve hepsini bir araya getirebiliyordu. Bugün bu yak-
lafl›m, büyük ve karmafl›k projelerde çok ra¤bet görmektedir.
“Brunelleschi’nin sorunlara yarat›c› çözümler bulmaktaki ustal›-
¤›, bir kuyumcu, heykelci ve teknik ressam olarak kazand›¤› tecrübe-
den her zaman yararlanmas›na ve kendi hayalini ad›m ad›m gerçek-
lefltirirken baflkalar›n›n bilgisine de baflvurmas›na dayan›yordu. Gü-
cünü sürekli ö¤renimden alan bu hayalci yaklafl›m, benim ulaflmaya
çabalad›¤›m fleydir.
“Bir Rönesans insan› olarak, Brunelleschi her zaman yeni çözüm
ve yaklafl›mlar peflindeydi. Brunelleschi örne¤i, kiflinin hayalcilik, ›s-
rarc›l›k ve çal›flkanl›kla potansiyelini ortaya koyabilece¤ini kan›tlar.
‹nflaat iflinin tüm cephelerinde durmaks›z›n çal›flarak geçirdi¤im otuz
y›l sonras›nda, kendime yeni bir hayal ve perspektif gelifltiriyorum.
Epey tecrübe kazand›¤›m bir alan› terk edip, çok az tan›d›¤›m yeni
alanlara el atmak beni hiç korkutmuyor. Perspektifimi geniflleterek,
iletiflim dan›flmanl›¤›, kayak e¤itmenli¤i, rafting rehberli¤i, heykelci-
lik ve flarap üreticili¤i gibi ilgi alanlar›m aras›nda denge kurmay›
amaçl›yorum. Bütün bunlar›n, daha fazla aile yaflant›s›yla birlikte,
farkl› ve daha uyumlu yönlerde kendimi gelifltirmemi sa¤layaca¤›
umudunday›m.”

FILIPPO BRUNELLESCHI 95
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 96

KUBBEN‹N SES‹N‹ D‹NLEY‹N

Brunelleschi’nin dâhiyane oran kullan›m›, Roma’daki papal›k korosuyla çal›flm›fl


olan Flaman besteci Guillaume Dufay’yi (yaklafl›k olarak 1400-1474) derinden et-
kilemiflti. Dufay, kubbe konstrüksiyonunun temel ald›¤› matematiksel oranlar›, Nu-
per Rosarum Flores adl› bir kilise müzi¤i parças›na uyarlad› ve bu parça, kubbe-
nin 25 Mart 1436’daki tamamlan›fl›nda çal›nd›. Nefin uzunlu¤u, transept kavufla-
¤›n›n geniflli¤i, apsisin uzunlu¤u ve katedral kubbesinin yüksekli¤i aras›ndaki
oranlar, Dufay’nin güzel ve armonik bestesine bütünüyle yans›t›lm›flt›.
Dufay bestelerinin kay›tlar›n› bulmak zordur. Capomaestro’nun miras›ndaki
ruhu Johann Pachelbel’in Re Majör Kanon’unu dinleyerek de uyand›rabilirsiniz.
Pachelbel’in basit sekiz notal›k ilahi bestesi, Brunelleschi’nin ilahi kubbesinin se-
kizgen yap›s›n› yans›t›r.
Duomo’yu seyre dalarken Dufay ya da Pachelbel’in müzi¤ini dinlemeyi dene-
yin. Floransa’ya gidemedi¤iniz takdirde Duomo’nun bir foto¤raf›n› bulun ve kolay-
ca görebilece¤iniz bir yere as›n. Bu fevkalade baflyap›ta bakarken müzi¤i dinleyin
ve Duomo’yu ses perspektifinden tecrübe edin.
Sonra, mimari bilinci konusundaki ilk iki al›flt›rmaya geri dönüp, listenize ald›-
¤›n›z farkl› yap›lar›n seslerini hayal edin. En armonik olanlar› hangileri? Ofisinizin
ve evinizin seslerini “m›r›ldanmay›” deneyin. Birden fazla duyuya yer veren bir
perspektif, dünyan›zdan daha çok haz alman›z› sa¤layan bir yarat›c›l›k s›rr›d›r.

KOLOMB’A GEÇERKEN

Brunelleschi’nin arkadafl›, matematikçi ve astronom Paolo Toscanel-


li, kubbenin kusursuz geometrisini gelifltirmekte Filippo’ya yard›mc›
olmufltu. Toscanelli, co¤rafya, kartografi ve keflif alanlar›na da tut-
kulu bir ilgi beslerdi. Kubbe tamamlan›r tamamlanmaz, Toscanelli
onun üzerinde bir dizi deney yapt› ve bu deneylerin sonuçlar› do¤rul-
tusunda, denizyoluyla bat›ya do¤ru gidilerek Do¤u’ya ulaflman›n
mümkün olabilece¤ini ileri sürdü. (Toscanelli, deneylerinden birinde,
kubbenin tepesine özel olarak imal edilmifl tunç bir disk yerlefltire-
rek, Floransa Katedrali’ni kocaman bir günefl saatine dönüfltürmüfl-
tü. Diskteki delikler, günefl ›fl›¤›n›n süzülüp flapellerden birine strate-

96 DEHANIZI KEfiFED‹N
03- Filippo Brunelleschi 2/9/05 18:11 Page 97

jik olarak yerlefltirilmifl tafl bir ölçe¤e ulaflmas›na olanak sa¤l›yordu.)


Toscanelli bu devrimci fikri destekleyen haritalar ve çizelgeler yay›m-
lad› ve Portekizli bir arkadafl›na mektup yaz›p, bu fikri s›nayacak bir
keflif seferi düzenlenmesini önerdi. Toscanelli’nin mektubu, Kristof
Kolomb ad›nda hayalperest bir deniz kaptan›n›n eline geçti. Brunel-
leschi’nin kubbesinin tepesinden yap›lm›fl gözlemlere dayanan bu
mektup, Yenidünya’ya yapt›¤› dört seyahatin dördünde de Kolomb’a
efllik edecekti.

FILIPPO BRUNELLESCHI 97
04- Kristof Kolomb 2/9/05 18:11 Page 98
04- Kristof Kolomb 2/9/05 18:11 Page 99

Kristof Kolomb
(1451-1506)

Dikey Gidin: ‹yimserli¤inizi,


Hayal Gücünüzü ve Cesaretinizi
Güçlendirin

Tarihte onun yapt›¤›n›n benzerini yapm›fl bir insana


henüz rastlanmad›.

—KOLOMB’UN SEVILLA KATEDRAL‹’NDEK‹ MEZARI


ÜSTÜNDEK‹ YAZIT

U zun zamand›r kabul gören geleneksel görüfllerle cesurca


çeliflen bir kuram gelifltirdi¤inizi farz edin. Kuram›n›z do¤ru ç›-
karsa, size sonsuz bir güç, zenginlik ve flöhret kazand›rma potansiye-

Kolomb, incelemifl oldu¤um çeflitli portrelerinde çok farkl› biçimlerde yorumlan-


m›flt›. Onun gözlerini do¤rudan do¤ruya izleyene bakt›rd›m, çünkü cesaret, afl›l-
mas› zor bir sorunla yüz yüze gelebilmeyi gerektirir! ‹yimserlik benim için sessiz ve
içli bir duygudur. ‹flte bu yüzden, Kolomb’un da içli ve düflünceli bir tebessümü var,
geçici bir mutluluk gülümseyifli de¤il. fiapkas›n›n sert hatlar› ise, fleklini Kolomb’un
yelkenlerini flifliren rüzgârdan ald›.—Norma Miller

99
04- Kristof Kolomb 2/9/05 18:11 Page 100

line sahip. Aksi takdirde, görece¤iniz karfl›l›k büyük olas›l›kla afla¤›-


lanma, mali çöküntü ya da hatta ölüm olacak. Kuram›n›z›n do¤rulu-
¤una güveniyor ve onu, fikirlerini çürütmekte oldu¤unuz kiflilerin hiç
görmedi¤i gizli bilgilerle destekleyebiliyorsunuz. Öte yandan, kura-
m›n›z›n do¤rulu¤unu ispat edebilmeniz için, sa¤layabilece¤inizden
çok daha fazla iflgücüne, mali kayna¤a ve ekibinize kelimenin tam
manas›yla dünyan›n sonuna kadar peflinizden gitmeyi esinleyecek li-
derlik becerilerine ihtiyac›n›z var. Ayr›ca bu ifli sonuna kadar götü-
rebilmek için kendi can›n›z› ve baflkalar›n›n can›n› tehlikeye atmak-
tan da çekinmemeniz gerekiyor. Ama gereken deste¤i size sa¤layabi-
lecek bir avuç sermayedardan ço¤u teklifinizi geri çevirmifl.
On beflinci yüzy›l hükümdarlar›n›, karayoluyla daha evvel defa-
larca izlenmifl olan rotay› takip ederek do¤uya do¤ru gitmek yerine
Atlas Okyanusu’nda bat›ya do¤ru yol alarak servet bulanabilece¤ine
inand›rmaya çal›fl›rken, üçüncü dâhimiz Kristof Kolomb’un karfl›
karfl›ya kald›¤› durum kabaca buydu. O zamanlar Atlas Okyanu-
su’nun bat› aç›klar›, bilinmeyen bir bofllukla (ya da daha kötüsüyle)
s›n›rl› bir okyanus ›ss›zl›¤› olarak görülüyordu. Ama Kolomb, Bru-
nelleschi’nin Floransa’daki camias›ndan gelen fikirlerden güç alarak,
‹spanya kral› ve kraliçesi Fernando ile Isabel’in deste¤ini kazanmay›
baflard›. 1492’de, masraflar› ‹spanya krall›¤› taraf›ndan karfl›lanan
üç gemi ve canlar›n› onun ellerine teslim etmifl denizcilerden oluflan
mürettebat›yla birlikte, Atlas Okyanusu’nun bilinmeyen sular›na
korkusuzca at›ld›.
O, baz›lar›n›n iddia etti¤i gibi, deli miydi? Tek yapt›¤›, on birin-
ci yüzy›l Viking kâflifi Leif Eriksson’›n rotas›n› izlemekten mi ibaret-
ti? Yoksa asl›nda hayalperest bir dâhi miydi? Sonraki seferlerinde
delilik alametleri gösterdi¤i, ama bunlar›n o ilk ve ünlü seyahatinde
sergiledi¤i davran›fllardan büyük ölçüde farkl› oldu¤u kolayl›kla is-
patlanabilir. Asl›nda Eriksson’a öykünüyorduysa bile, Kolomb’un
bunu amaçlam›fl olma ihtimali çok zay›ft›r, çünkü yaz›lar›nda Vi-
king’e hiç de¤inmez. Bundan ony›llar sonra (ya da yüzy›llar evvel) ne
yaflanm›fl olursa olsun, Kolomb Eylül 1492’de, tüm deha alametle-
riyle birlikte ‹spanya k›y›s›ndan bat›ya do¤ru denize aç›ld›. Ve bunu,
yaln›zca dünyan›n tepsi gibi düz olmad›¤›na inanmaya cesaret etti¤i

100 DEHANIZI KEfiFED‹N


04- Kristof Kolomb 2/9/05 18:11 Page 122

z›lar›n› korkutan bir ifl tarz› sunuyor. Bu ‘yenidünya’n›n do¤uflunda


yaflanan travmalara karfl›n, gelece¤in bu oldu¤u ve müflterilerimin
hemen flimdi de¤iflme cesaretini kendilerinde bulduklar› takdirde çok
daha iyi bir konuma ulaflacaklar› bence çok aç›k. Kolomb’un Fer-
nando ile Isabel’in huzurunda konuflabilmek için potansiyel mütte-
fiklerinin dilini ve lehçesini ö¤renmifl olmas› çok hofluma gidiyor. Sa-
t›fl da aynen bu demek: müflterilerinizin dilini konuflmay› ö¤renmek.
‹nsanlar›n en önemli sorunlar›ndan baz›lar›na çözüm bulmalar›na
yard›mc› olabildi¤im için kendimi çok flansl› say›yorum. ‘Dikey gi-
difl’in müflterilerim için gelece¤in yaklafl›m› oldu¤u ve dolay›s›yla bi-
zim baflar›m›z›n da kaç›n›lmaz oldu¤u kan›s›nday›m.”

KOLOMB: YEN‹ B‹R MÜZ‹K DÜNYASI

Claude Debussy, La Mer (Deniz) adl› yap›t›nda, geleneksel müzik dizileri gibi to-
nal bir merkezi bulunmayan, benzersiz tam ton dizisi kullan›m›yla, bir “dikey gidifl”
gerçeklefltirdi. Bu müzik, Kolomb ile mürettebat›na yabanc› olmayan bir hissi ak-
tar›r: karay› görmeden denizde yüzme hissi. Debussy, al›fl›lm›fl›n d›fl›ndaki bu di-
ziyi bestelerinde kullanarak güzel müzik yapmay› baflaran ilk besteciydi. Onun
flehvetli güzelli¤inin tad›n› ç›kar›n ve kula¤›n›z tan›d›k müzikal bölgeler ararken,
kaybolmuflluk duygusuna teslim olun. Bu görkemli parça, arka plandaki yanardö-
ner orkestra düzeniyle, sonsuz dalgalar›n rezonans›n› ustal›kla uyand›r›r.
Debussy ile bir okyanus deneyimi yaflad›ktan sonra, Antonin Dvorák’›n Yeni-
dünya Senfonisi olarak da bilinen Mi Minör Dokuzuncu Senfoni’sini dinleyin. Dvo-
rák’›n baflyap›t› olan bu beste, insan ruhunun fethedilemez iyimserli¤ine bir arma-
¤and›r. Dramatik ve renkli orkestrasyon kullan›m›yla, Dvorák sizi yeni armonik
dünyalar› keflfe götürür. Al›flt›¤›n›z bir k›y› fleridine “dikey gitmek” için cesaretinizi
toplamaya çal›fl›rken, bu ilham verici müzi¤e kulak kabart›n.

122 DEHANIZI KEfiFED‹N


04- Kristof Kolomb 2/9/05 18:11 Page 123

KOPERN‹K’E GEÇERKEN

Edward O. Wilson, büyük bilim adamlar›n› normdan ay›ran özelli¤i


tan›mlarken Kolomb metaforuna baflvuruyor:
“... Bilim adam›, büyük baflar›lara ulaflmak istiyorsa, karay› gör-
mekten bir süreli¤ine vazgeçerek mavi sulara aç›lacak kadar kendin-
den emin olmal›d›r. Unutulmufl bildirilerdeki dipnotlar›n, yetenekli
ama p›s›r›k insanlar›n isimleriyle dolup taflt›¤›n› akl›ndan ç›karma-
mal›d›r. Öte yandan, meslektafllar›n›n büyük ço¤unlu¤u gibi k›y›ya
yak›n durmay› seçecek olursa, normal bilim için gereken optimum
zekâ olarak tan›mlamak istedi¤im özelli¤e sahip olmak zorundad›r:
Yani yap›lmas› gerekeni yaparken s›k›nt› çekmeyi göze alacak kadar
olmasa da, ne yap›lmas› gerekti¤ini görebilecek kadar zeki olmal›-
d›r.”
Kolomb Yerküre’nin haritas›n› yeniden çizmek üzere yola koyu-
lurken, ayn› ça¤›n genç bilginlerinden Mikolaj Kopernik, dönemin
bilime yönelik “normal” yaklafl›m›ndan s›k›lm›flt›. Yetenekli ve ken-
dine güvenen bir bilim adam› olarak, astronominin kemikleflmifl var-
say›mlar›na “dikey gitti” ve kozmosun haritas›n› yeniden çizdi. Bu
süreçte, paradigma farkl›laflmas›n›n en üst modelini yaratt›. Gökle-
rin kâflifi Kopernik, 盤›r açan düflünürlerin bafl›nda gelir ve de¤iflimi
zarafetle kucaklamay› hedefleyen herkesin esin kayna¤›d›r.

KRISTOF KOLOMB 123

You might also like