Professional Documents
Culture Documents
Tasavvuf Ve Kabalasssss
Tasavvuf Ve Kabalasssss
Kabalistlerin ve Mutasavvıfların
Temel Kaynaklarından Alıntılar
KABALA ve TASAVVUF
ef
- “Sizin ilâhınız bir tek ilâhtır. O’ndan başka ilâh yoktur.”
Kur’an-ı Kerim / Bakara sûresi, 163 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
ef
- “İki âlemde de Tanrı’dan başka kimse yoktur.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, VI. cilt, 1023
-“De ki: Hepsi Allah’tandır.” (Nisâ, 4/78). Yâni Allâh’a mensûb olan iyi-
likler ile, senin nefsine ait olan kötülüklerin hepsi Allah katından çı-
kar. Çünkü, aslında hayırdır. Ve her ne kadar sana göre kötü ise de, ilâhî
isimlerin icâbından olduğu için hayırdır.
Muhyiddîn İbnu’l Arabî / Fusûsu’l-Hikem, s.420
- “Her şeye tevhîd nazarıyla bak da Hakk’tan gayrı bir şey görme. Ak-
lın başında oldukça gaflete düşüp de Allah’ı unutma. Tevhîd denizinde
yüz, seyr-i sülûk et, sakın balık gibi denizden gâfil olma. Görmüyor mu-
sun? Cenâb-ı Hakk her şeyi ihâta etmiştir (kuşatmıştır). Neye bakarsan
onda Hakk’ın esmâ ve sıfatını müşâhede et. Bütün gayretini tevhîdin
hakîkatine erişmek için seferber et. Yaptığın işleri de kendinden bilme,
zirâ bütün fiilleri halkeden ancak Allah’tır.”
Niyazi Mısrî / Mısrî Niyazî Dîvânı Şerhi
4
KABALA ve TASAVVUF
ef
- “Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır.”
Kur’an-ı Kerim / Tevbe, 71 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
ef
- “Sizden biriniz kendi nefsi için arzuladığı bir şeyi mümin kardeşi için
de istemedikçe kâmil mümin olmaz.”
Hadis / Buhari, İman, 7
5
KABALA ve TASAVVUF
6
KABALA ve TASAVVUF
ef
- “Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak
komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik
edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.”
Kur’an-ı Kerim / Nisa, 36 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
ef
- “Amellerin en üstünü Allah için sevmektir.”
Hadis / Nesâî, “Sünnet”, 2
7
KABALA ve TASAVVUF
-Ben gelmedim yalan dünya davası için, benim işim sevgi için.
Yaradanın evi -mekânı- gönüllerdir, gönüllere girmeye geldim
8
KABALA ve TASAVVUF
ef
- “Allah’ın sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsan et.”
Kur’an-ı Kerim / Kasas, 77 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
ef
-İlim okumak, bilmek; kendi özünü bilmektir.
Kendi özünü bilmez isen, bir hayvandan betersin.
9
KABALA ve TASAVVUF
-“Yarın, öbür gün diye diye şu yankesici nefis, ömürleri aşındırır durur.
Bütün ömrün, bugündür ancak, başka gün değil; sen şu düzenbazın va-
desine inanma. Kemerini çöz varlıktan; hizmet kemerini kuşan da şu
yabancı nefisten kurtul gitsin.”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, VI. cilt, s.172
-“Bedenle nefis ölmedikçe gönülle can arınmaz. Benim bütün işim gü-
cüm bu arılığa ulaşmaya çalışmak.”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, VII. cilt, s.258
-“Ey niyetlenenler, yola düşenler, sizi doğru yola sevk edene ulaşın, ona
kavuşmak için düşün yola, aşın yolları: Araştırın sizi kutluluğa ulaştıra-
nı, nerededir o ulu, nasıl buluşursunuz onunla.”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, I. cilt, s.168
10
KABALA ve TASAVVUF
ef
- Gitti çokluk, geldi birlik, oldu başbaşalık dost ile,
Hep Hak oldu cümle âlem, pazar şehri kalmadı.
- Dosttur bizi sevgi yoluna davet eden, sevgi dolu sözlerle bize konuşan
Dostdur bizi okıyan, üstümüze şakıyan
Yunus Emre / Dîvân-ı Yûnus Emre, s.48
11
KABALA ve TASAVVUF
12
KABALA ve TASAVVUF
6- “Kusur görendedir.”
“Eğer kişi dost sevgisine sahipse, sevginin kuralı, dos-
tunun hatalarını değil, erdemlerini görmeyi istemek-
tir. Dolayısıyla, eğer kişi dostunda bazı hatalar görür-
se, bu dostunun hatalı olduğundan değildir, ancak
gören hatalıdır, yani onun dost sevgisi kusurlu olduğu
için, dostunda hatalar görmektedir.”
Rabaş, Makale no: 17, “Dostların Önemine Dair”
ef
- “Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın.”
Kur’an-ı Kerim / Hucurat, 12 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
ef
- İbni Mes’ûd, bir gün kendisine bir adam getirilerek, «Bu, sakalından
şarap damlayan falanca kişidir» denildiğini, bunun üzerine kendisinin
de şu cevabı verdiğini bildirmektedir:
“Biz ayıp ve kusur araştırmaktan menedildik. Kendiliğinden bir kusur
veya ayıp ortaya çıkarsa biz onun gereğini yaparız.”
Hadis / Ebû Dâvûd, Edeb 37
ef
13
KABALA ve TASAVVUF
14
KABALA ve TASAVVUF
15
KABALA ve TASAVVUF
ef
- “Sizden biriniz kendisi için sevip arzu ettiği şeyi kardeşi için de sevip
arzu etmedikçe gerçek anlamda iman etmiş olmaz.”
Hadis / Buhârî, Îmân 7; Müslim, Îmân 71-72. Ayrıca bk. Tİrmizî, Kıyâmet 59;
Nesâî, Îmân 19, 33; İbn Mâce, Mukaddime 9
- “Nefsimi elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, bir kişi hayırdan ken-
disi için istediğini, kardeşi için de istemedikçe mükemmel bir şekilde
îman etmiş olmaz.”
Hadis / İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar
Yayıncılık: 1/113
16
KABALA ve TASAVVUF
ef
- “ Kendine karşı nasıl davranılmasını istiyorsan, sen de başkalarına
öyle davran.”
Hz. Hasan / İmam Caferi Sadık Buyruğu, s. 335
17
KABALA ve TASAVVUF
18
KABALA ve TASAVVUF
ef
ef
- “…İnsanların mahiyeti, düşüp kalktığı ve beraber yaşadığı insanlardan
anlaşılır.”
Hz. Ali / İmam Caferi Sadık Buyruğu, S. 335
- “…Çünkü kötü yılan, insanın yalnız canını alır. Kötü arkadaşsa insanı
cehenneme sürer, orasını adama durak eder.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, V. cilt, 2635
20
KABALA ve TASAVVUF
ef
- “And olsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık. Onları karada ve denizde
taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları
yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.”
Kur’an-ı Kerim / İsra, 70 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
ef
- “Sen kendini küçücük et kemik sanırsın, oysa sende âlem-i ekber giz-
lidir.”
Hz. Ali / Işık Eri Hacı Bektaş Veli, s.136
21
KABALA ve TASAVVUF
- “…Dünyanın özü, içi sensin, sen; geri kalanı hep kabuk; insan kabuk-
larla gelişir, semirir mi hiç?”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, II. cilt, s.463
22
KABALA ve TASAVVUF
ef
- “Yeryüzü Rabbinin nuruyla aydınlanır.”
Kur’an-ı Kerim / Zümer, 69 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
ef
- Şu halde varlıkların kemendi (yoklukları çekip varlık âlemine getiren)
ihtiyaçtır. Tanrı’nın ihsanı, ihtiyaç miktarınca zâhir (görünür/zuhur
eder) olur. Yürü, çabuk ihtiyacını artır da Tanrı’nın kereminden cö-
mertlik denizi coşsun.
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, II. cilt, 2879/2880
23
KABALA ve TASAVVUF
24
KABALA ve TASAVVUF
ef
- “Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu
yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi.”
Kur’an-ı Kerim / Ahzab, 72 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
ef
26
KABALA ve TASAVVUF
ef
- “Ey insanlar! Rabbinizden size bir öğüt ve kalblerde olana şifa, ina-
nanlara doğruyu gösteren bir rehber ve rahmet gelmiştir.”
Kur’an-ı Kerim / Yunus, 57 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
ef
- “Bizi tutsak ettin şu nefse, fakat kötülüğü emreden nefsin de beyi sen-
sin, bizi bey yap da onu kul et bize.”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, 5, s.15
- “De ki: Hepsi Allah’tandır.” (Kur’an-ı Kerim / Nisâ, 78). Yâni, Allâh’a
mensûb olan iyilikler ile, senin nefsine ait olan kötülüklerin hepsi Allah
27
KABALA ve TASAVVUF
katından çıkar. Çünkü, aslında hayırdır. Ve her ne kadar sana göre kötü
ise de, ilâhî isimlerin icâbından olduğu için hayırdır.
Muhyiddîn İbnu’l Arabî / Fusûsu’l-Hikem, s. 420
-“Şehvete kul olan, Tanrı indinde köleden, esir olmuş kullardan beter-
dir. Çünkü köle, bir sözle sahibinin kulluğundan çıkar, hür olur. Şehvete
kul olansa tatlı dirilir, acı ölür. Şehvet kulu, Tanrı’nın rahmeti, hususi bir
lütuf ve nimeti olmadıkça kulluktan kurtulamaz.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, I. cilt,3815/3816/3817
-“… Nefis kötülük ile emreder.” Fakat Hak emrinde hakîmdir. Bundan
dolayı insan-ı kâmilden çıkan fiiller, görünüşte çirkin bile olsa, râzı ola-
nın fiili olduğundan mutlaka kendisinden râzı olunan olur.”
Muhyiddîn İbnu’l Arabî / Fusûsu’l-Hikem, S.407
28
KABALA ve TASAVVUF
ef
- “En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua edin ve O’nun
isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları bırakın.”
Kur’an-ı Kerim / Araf, 180 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
- “De ki: “(Rabbinizi) ister Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın.
Hangisiyle çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler O’nundur.”
Kur’an-ı Kerim / İsra, 110 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
29
KABALA ve TASAVVUF
14- “Bana kalbinde bir iğne ucu kadar yer aç, sana dünya-
ları bahşedeceğim.”
“… Bana bir iğne deliği kadar bir delik aç, ben sana yüce
kapıları açayım.”
Zohar, Emor,129
ef
ef
-“Kul(um) bana bir karış yaklaştığı zaman, ben ona bir arşın yaklaşı-
rım; o bana bir arşın yaklaşınca ben ona bir kulaç yaklaşırım; o bana
yürüyerek geldiği zaman, ben ona koşarak varırım.”
Hadis / Buhârî, Tevhîd 50. Ayrıca bk. Müslim, Zikir 2, 3, 20-22, Tevbe 1; Tirmizî,
Daavât 131; İbn-i Mâce, Edeb 58
ef
-Allah dileyene vermiştir aşk varlığını
Kime bir zerre aşk verse, Hakkın varlığı ondadır
30
KABALA ve TASAVVUF
ef
- “Ama kim Rabbinin azametinden korkup da kendini kötülükten alı-
koymuşsa, varacağı yer şüphesiz cennettir.”
Kur’an-ı Kerim / Nâziât, 40-41 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
31
KABALA ve TASAVVUF
ef
- “Kulunun tövbe etmesinden dolayı Allah Teâlâ’nın duyduğu memnu-
niyet, sizden birinin ıssız çölde kaybettiği devesini bulduğu zamanki
sevincinden çok daha fazladır.”
Hadis / Buhârî, Daavât 4, Müslim, Tevbe 1, 7, 8
ef
-“Tanrı, bizi bunun için meydana getirdi. ‘İnsanları ancak bana ibadet
etsinler diye yarattım, cinleri de’ dedi.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, VI. cilt,51
32
KABALA ve TASAVVUF
ef
- “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir
topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.”
Kur’an-ı Kerim / Âl-i İmrân, 104 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
ef
- “Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: Ben kulumun beni düşündüğü gibiyim.
Beni zikrettiği zaman onunla beraberim. Eğer beni yalnız başına anar-
sa, ben de onu yalnız anarım. Şayet beni bir toplulukla beraber anarsa,
ben de onu daha hayırlı bir topluluk içinde anarım.”
Hadis / Buhârî, Tevhîd 15, Müslim, Zikir 2, 19, 50, Tevbe 1
-“…Yol, nasıl yoldur? Gidenlerin ayak izleri ile dopdolu bir yol. Dost na-
sıl dosttur? Rey ve tedbir bakımından merdivene benzeyen, seni aklı
ile her an irşat edip yücelten dost. Tutalım ki ihtiyatlısın da seni kurt
kapmadı. İyi ama topluluk olmadıkça o neşeyi bulamazsın ki. Yalnız
olarak bir yolda neşeli neşeli giden kişinin neşesi, dostlarla, yoldaşlarla
33
KABALA ve TASAVVUF
giderse birken yüz olur. Eşek, ağır canlı olduğu halde dostu ile giderse
neşelenir kuvvet bulur. Kervandan ayrılıp yalnız yol almaya kalkışan
eşeğe o yol, yüz kere daha uzar, o derece yorulur.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, VI. cilt,510
34
KABALA ve TASAVVUF
ef
- “Biz insanı en güzel şekilde yarattık.”
Kur’an-ı Kerim / Tîn, 4 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
- “Ey inananlar! And olsun ki, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe ka-
vuşmayı umanlar ve Allah’ı çok anan kimseler için Resulullah (Allah’ın
Elçisi) en güzel örnektir.”
Kur’an-ı Kerim / Ahzab, 21 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
ef
35
KABALA ve TASAVVUF
36
KABALA ve TASAVVUF
ef
- “And olsun ki, biz insanoğullarını şerefli kıldık, onların karada ve de-
nizde gezmesini sağladık, temiz şeylerle onları rızıklandırdık, yarattık-
larımızın pek çoğundan üstün kıldık.”
Kur’an-ı Kerim / İsra, 70 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
37
KABALA ve TASAVVUF
ef
-“Sen Tanrı huylusun, sende O’nun sıfatları var. Sen bir kişi olamazsın,
binlerce varlıksın sen. Bir yardımınla, bir lütfunla herkesi gamdan da
yursun, arıtırsın, suçtan da. Herkes yolunu yitirmiş, herkes kıbleden
yüz çevirmiş. Fakat ne gam? Sonunda herkesi de arar bulursun sen.”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, VII. cilt, s.576
38
KABALA ve TASAVVUF
39
KABALA ve TASAVVUF
ef
“Şüphesiz ki, Allah her yüzyılın başında bu ümmete dinî işlerini yenile-
yecek bir müceddid gönderecektir.”
Hadis / Ebu Davud, Melahim, 1.
40
KABALA ve TASAVVUF
ef
41
KABALA ve TASAVVUF
“Sonra onu düzenli bir şekle sokup, içine kendi ruhundan üfürdü. Ve
sizin için kulaklar, gözler ve gönüller var etti. Siz pek az şükrediyorsu-
nuz!”
Kur’an-ı Kerim / Secde, 9 (Elmalılı Hamdi Yazır Meali)
42
KABALA ve TASAVVUF
ef
ef
43
KABALA ve TASAVVUF
ef
ef
- “Peygamber’in (sav) huzuruna (Havazin kabilesinden) birtakım esir-
ler gelmişti. Bunların içinde emzikli bir kadın vardı (Çocuğunu kaybet-
mişti). Göğsüne biriken sütü sağıyor, çocuklara veriyor, emziriyordu. Bu
kadın, esirler arasında bir çocuğa rastlamış, hemen onu alıp sinesine
basmış ve derin bir şefkatle çocuğu emzirmeye başlamıştı. Bu yüksek
şefkat sahnesini görünce Peygamber bize:
- “Şu kadının kendi çocuğunu ateşe atacağını düşünür müsünüz?” dedi.
Biz de:
- “Hayır, elinden geldikçe, gücü yettikçe atmaz.” dedik.
- “İşte Yüce Allah kullarına karşı bu kadının çocuğuna olan şefkatinden
daha merhametlidir.” buyurdu.
Hadis / Buhari, Edeb, 28
ef
-“ … Sanatkâr sanatını nasıl sevmez ki? Biz, hiç kuşkusuz O’nun sanatı-
nın ürünleriyiz. O bizim yaratıcımız olduğu kadar rızkımızın ve masla-
hatımızın da yaratıcısıdır. Allah bir peygamberine şöyle vahyetmiştir:
44
KABALA ve TASAVVUF
‘Ademoğlu! Eşyayı senin için, seni kendim için yarattım. Senin için ya-
rattığım eşyada kendim için yarattığım gayeyi telef etme. Ey Ademoglu!
Şanım üzerine yemin olsun ki ben seni severim, senin üzerindeki hak-
kım karşısında, sen de beni sevmelisin.”
Muhyiddîn İbnu’l Arabî, Fütühat-Mekkiye,C.17/S.14
45
KABALA ve TASAVVUF
-“Tanrı, lütfetti mi o lütuf, can gibi sana karışır, seninle bir olur. Adeta
sen o olursun; o, sen olur.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, VI. cilt,3166
-“Hiç şüphe yok ki, şu âlemin yaratılışında bir maksat ve sebep vardır.
Bir mutlu kimse vardır ki, bu sarayın içi dışı, onun için döşenmiştir. Geri
kalan ne varsa onun uyruğu, onun kölesidir. Her şey onun içindir.”
Şems-i Tebrizî / Makalat S-76
46
KABALA ve TASAVVUF
ef
- “İnanıp salih ameller işleyenler için Rahmân, (gönüllere) bir sevgi ko-
yacaktır.”
Kur’an-ı Kerim / Meryem sûresi, 96 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
ef
ef
47
KABALA ve TASAVVUF
-“Kendimizden vazgeçersek suyla aynı renge gireriz. Biz, bir ağacın dal-
larıyız, hepimiz de kapı yoldaşıyız.”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, I. cilt, s.291
48
KABALA ve TASAVVUF
49
KABALA ve TASAVVUF
ef
ef
50
KABALA ve TASAVVUF
-“Beden atının üstünde titreyip durma, in, ondan daha yürük bir yaya
kesil: Tanrı bedene binmeyene kanat ihsan eder.”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, II. cilt, s.312
-“Dünya bir tuzak, dilek-istek de yem; onun tuzağına koşma, yem hava-
sına düşme. Onun tuzağından kurtuldun mu gökyüzüne ayak bas, gök-
ten başka bir eşiğe ayak basma.”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, III. cilt, s.277
51
KABALA ve TASAVVUF
-“Çocuğun gözü, eşek gibi ahırdadır. Akıllı adamsa gözünü işin sonuna
diker. Akılsız, ahırdaki otu tatlı görür. Akıllı, ahırdaki hayvanın nihayet
kasap elinde telef olacağını görür, bilir.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, III. cilt,3741/3742
-“Bir an gelir, insanı eşek gösterir, bir an gelir eşeği şaşılacak bir adam
şekline bürür! İşte senin içinde böyle bir sihirbaz gizlidir. Vesveselerde
daimî bir sihir kudreti vardır!”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, III. cilt,4073
-“İnsana nurdan başka bir yiyecek yoktur. O candan başka bir şeyle
beslenip yetişmez insan. Bu yiyecekleri yavaş yavaş azalt, çünkü bunlar
eşek gıdasıdır, hür adamın gıdası değil! Bunları azalt da asıl gıdayı al-
maya kabiliyetin olsun, nur lokmalarını yiyesin.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, IV. cilt,1955/56/57
52
KABALA ve TASAVVUF
53
KABALA ve TASAVVUF
ef
- “De ki: ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?’ Ancak akıl sahipleri
öğüt alırlar.”
Kur’an-ı Kerim / Zümer sûresi, 9 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
ef
-“Tanrı ile oturup kalkmak isteyen kişi veliler huzurunda otursun. Veli-
lerin huzurundan kesilirsen helâk oldun gitti. Çünkü sen küllü olmayan
bir cüzüsün.”
Mevlânâ / Mesnevi-i şerif 2.cilt beyit:2163)
-“Tanrı emrini, Tanrı’ya ulaşmış birisinden sor, öğren. Her gönül, Tanrı
emrini anlayamaz.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, I. cilt,2229
54
KABALA ve TASAVVUF
-“Yürü, bir gönül ehlinin gönlünde yer tut. Katre bile denizde inci olur,
mercan kesilir. Her zerrenin oynayışı, kendi aslıyladır, kim, kime mey-
lederse o olur gider.”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, V. cilt, s.41
-“Allah için olsun, bir başka aşka düşmeyin; can meclisinde başka bir
düşünceye dalmayın. Başka bir dost seçmek, başka bir işe girişmek, ol-
mayacak bir küfürdür; din meclisinde kâfirlerin mezhebine girmeyin.”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, VII. cilt, s.15
55
KABALA ve TASAVVUF
56
KABALA ve TASAVVUF
ef
ef
- “Kim ilim tahsil etmek için bir yola girerse, Allah o kişiye cennetin
yolunu kolaylaştırır.”
Hadis / Müslim, Zikr 39. Ayrıca bk. Buhârî, İlim 10; EbûDâvûd, İlim 1; Tirmizî,
Kur’ân 10, İlim 19; İbniMâce, Mukaddime 17
- “Allah, hakkında hayır dilediği kimseye din hususunda büyük bir an-
layış verir.”
Hadis / Buhârî, İlim 10, Humus 7, İ’tisâm 10; Müslim, İmâre 175, Zekât 98, 100.
Ayrıca bk. Tirmizî, İlim 4; İbniMâce, Mukaddime 17
57
KABALA ve TASAVVUF
- “İlim tahsil etmek için yolculuğa çıkan kimse, evine dönünceye kadar
Allah yolundadır.”
Hadis / Tirmizî, İlim 2
ef
-“Bir Pîr ele geçirdin mi hemen teslim ol; Mûsâ gibi Hızır’ın hükmüne
girip yürü. Pîrin eli, kısa değildir, gaiptekilere de erişir. Onun eli, Tanrı
kabzasından başka bir şey değildir ki.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, I. cilt,2969/2975
-“İki üç ahmakla oturup durma da böyle bir yoldan kalma. Can huyları-
nı da Tanrı erlerinde ara, dünya huylarını da.”
Mevlânâ / Dîvân-ı Kebîr-7 s-416
-“Ustaya müracaat etmeksizin bir sanat tutan kişi şehre de alay mevzuu
olur, köye de! Doğuda da, batıda da anasız, babasız bir insan doğması
pek nadirdir. Bir işe girişen, çalışan kişi mal kazanır. Ama nadir olarak
bir adam, bir hazine de bulabilir.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, III. cilt,590/591/592
58
KABALA ve TASAVVUF
-”Temiz olmayan bir şey, su ile temizlenir. Bir şeyi temizlemek için mut-
laka bir su gerekir. Sanat ve meslek, öğretmen veya usta olmadan öğre-
nilemez. Allah’ı tanıma ise (bunlardan) daha zordur ve işlerin en değer-
lisidir, her şeyin üzerindedir. Bu işin de bir usta olmadan kendiliğinden
öğrenilmesi mümkün olamaz. Yüce Allah, büyüklüğü ile bu önemli iş
için de ustalar buldu, öğretmenler gönderdi.”
Hacı Bektaş Veli / Hacı Bektaş Veli Külliyatı s-451
60
KABALA ve TASAVVUF
ef
-“İşte sana da, emrimizle, bir ruh (kalpleri dirilten bir kitap) vahyettik.”
Kur’an-ı Kerim / Şûra sûresi, 52 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
61
KABALA ve TASAVVUF
- “Sen kendini küçücük et kemik sanırsın, oysa sende âlem-i ekber giz-
lidir.”
Hz. Ali / Işık Eri Hacı Bektaş Veli, s.136
-“Can gözü burakına (manevi binek) binip de yola düşenler, can gözünü
açıp da yolculuğa koyulanlar, bulutsuz, tozsuz o Ay yüzlüyü seyredip
dururlar. Şehvet tohumlarını ateşe verirler, şu aşılması zor, kurtulması
güç tuzak yerinden bir koşuda kurtulurlar, bir seğirtmede geçer gider-
ler. Şu sağır tabiatın gürültüsünden geçerler, o yana giderler de konak-
ları meclis olur, o tarafın gül bahçeleri olur.”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, II. cilt, s.333
-“Bilgi sahibi oldun amma varlık yüzünden oldun; varlık gözünü bırak,
varlığı görme de yürü, can gözünü aç, can gözüyle gör”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, II. cilt, s.157
-“Yürü, can gözünü aç da âşıklara bir iyice bak: Onlar, gönül gibi alt-
üst olmuş bir topluluktur, can gibi başsız ayaksız bir topluluk. Hepsi de
kazançsız çalışıp çabalamada. Hepsi de tencere gibi kaynayıp coşmada.
Hepsi de perdesiz, örtüsüz; hepsinin de gönlü, onun hükmüne karşı bir
siper halinde, ne gelirse kabul etmiş.”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, I. cilt, s.85
-“Sen Tanrı nurusun. Canı, Tanrı’ya kuvvetle çeker durursun. Halksa ve-
him ve şüphe karanlıklarındadır.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, V. cilt,23
62
KABALA ve TASAVVUF
-“Ey oğul! Tanrı, kimlerin gönül gözünü açtıysa bu cebri (zorlama) on-
lar anlar.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, I. cilt,1466
63
KABALA ve TASAVVUF
-“İşte ey okuyucu, biz sana Hakk’a ulaştıran gayet geniş bir yol açtık.
Sen basiret gözü (kalp gözü) ile bakıp ahadiyyet cemâlini, âlemin bütün
görünme yerlerinde ve bu sûretlerde müşahede et! Ve âlemin çokluk
sûretleri gözüne perde olmasın!”
Muhyiddîn İbnu’l Arabî / Fusûsu’l-Hikem, S.502
64
KABALA ve TASAVVUF
65
KABALA ve TASAVVUF
29- Dua
“Dua, bütün bir dua olmalıdır, yani kalbin en derinliğin-
den. Bu, şu demektir: Kişi yüzde yüz bilir ki, Yaradan’ın
kendisinden başka dünyada ona yardım edecek kimse
yoktur.
Peki, kişi Yaradan’ın kendisinden başka ona yardım
edecek kimsenin olmadığını nasıl bilecek? Kişi bu bi-
linci, eğer kendi tasarrufundaki tüm güçleri kullanıp
başarılı olmazsa, özellikle talep eder. Böylece kişi “Ya-
radan için” koşuluna gelmek için bu dünyada mümkün
olan her şeyi yapmalıdır. Ve daha sonra kalbinin tüm
derinliklerinden dua eder ve Yaradan onun duasını
duyar.”
Baal HaSulam, “Şamati-5”
ef
66
KABALA ve TASAVVUF
ef
ef
- “Ey akılları ihsan eden Tanrı, feryada yetiş. Sen bir şey dilemezsen hiç
kimse dilemez.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi,VI. cilt,1438
-“Bizi tutsak ettin şu nefse, fakat kötülüğü emreden nefsin de beyi sen-
sin, bizi bey yap da onu kul et bize.”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, I. cilt, s.310
-“Her zerreye, lütfunla bir başka güneş ver, lütuf ve ihsan güneşini her-
kese tam olarak doğdur. Duayı tatlılaştır bize, dua, ağzımıza süt gibi,
bal gibi tatlı gelsin, amin diyene de lütfet, onu, herkesin iyiliğini ister
bir hale getir.”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, I. cilt, s.310
67
KABALA ve TASAVVUF
-“Ey muhabbet ihsan eden muhabbetli Tanrı, böyle sağlam bir kilidi, se-
nin fazlından başka kim açabilir? Biz kendimizden vazgeçer, yüzümüzü
sana tutarız. Çünkü sen, bize bizden yakınsın. Bu dua da senin öğret-
menledir, senin ihsanındandır. Yoksa külhanda (kor ateş) nasıl olur da
gül bahçesi yetişir?”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, II. cilt,beyit:2447/48/49
-“Ey duaları duadan önce duyan, muratları istenmeden veren Tanrı, gö-
nüle her an yüzlerce kapı açarsın.”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, V. cilt,beyit:309
68
KABALA ve TASAVVUF
-“Eğer bir kimsede, hem iyilik libası hem de manevî olgunluk olursa o
zaman nur üstünde nur olur. Senin gönlünde kendimi evvelce gördü-
ğüm gibi göremiyorum. Allah gönlünde bizi şirin göstersin, dua edelim.
Dostlara da tavsiye edelim ki, dua etsinler. Bundan sonra işimiz bu ola-
caktır.”
Şemsi Tebrizî / Makâlât, s.41
69
KABALA ve TASAVVUF
ef
-“Allah sana bir sıkıntı verirse, onu O’ndan başkası gideremez. Sana bir
iyilik dilerse O’nun nimetini engelleyecek yoktur. O’nu kullarından di-
lediğine verir. O, bağışlayandır, merhametlidir.”
Kur’an-ı Kerim / Yûnus sûresi, 107 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
-“O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah’ın kulları-
yız ve biz O’na döneceğiz, derler.”
Kur’an-ı Kerim / Bakara sûresi, 156 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
70
KABALA ve TASAVVUF
-“Her can ölümü tadacaktır. Bir imtihan olarak size iyilik ve kötülük ve-
ririz. Sonunda Bize dönersiniz.
Kur’an-ı Kerim / Enbiya sûresi, 35 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
-“İnsanın başına bir sıkıntı gelince Bize yalvarır. Sonra katımızdan ona
bir nimet verdiğimiz zaman: ‘Bu bana bilgimden dolayı verilmiştir’ der.
Hayır; o bir imtihandır, fakat çokları bilmezler.”
Kur’an-ı Kerim / Zümer sûresi, 49 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
ef
ef
71
KABALA ve TASAVVUF
-“Her cüz’e de, diğer bir cüz’e meyil verdi. İkisinin birleşmesinden bir
şey doğar, bir şey vücut bulur. Gece de böylece gündüzle sarmaş dolaş
olmuştur. Geceyle gündüz, sureta birbirlerine aykırıdır ama hakikatte
birdir. Geceyle gündüz görünüşte birbirine zıttır, düşmandır; fakat her
ikisi de bir hakikatin etrafında dönmekte, ağ kurmaktadır. İşini gücünü
başarıp tamamlamak için her biri, canciğer gibi öbürünü ister. Çünkü
gece olmayınca insanın geliri, kuvveti olmaz. Bu gelir olmayınca da
gündüzler neyi harceder?”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, III. cilt,4416/17/18/19/4420
-“Kötü renkli gecede çok iyilikler vardır. Âb-ı hayat, karanlıkların eşidir,
karanlıktadır.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, I. cilt, 3690
-“Dert, eziyet müşkül bile olsa gene ümidini kesme ey gönül, çünkü
gayb âleminden o derde, o eziyete karşılık, elbette bir lütuf, bir ihsan
belirir.”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, II. cilt, s.239
72
KABALA ve TASAVVUF
-“Ve eğer “ilim” olmasa idi, hiçbir şey idrak olunmaz idi. Ve “ışık” olma-
sa idi, vücudi aynlar kendilerini örten karanlık içinde kalır idi. Örne-
ğin gece karanlığında, ışık olmadıkça odamızın içindeki eşyayı görmek
mümkün değildir. Bundan dolayı “izafî vücud” ile Hakk’ın mutlak vücu-
du idrak olunur.”
Muhyiddîn İbnu’l Arabî / Fusûsu’l-Hikem, S.482
73
KABALA ve TASAVVUF
74
KABALA ve TASAVVUF
ef
-“And olsun ki, biz insanoğullarını şerefli kıldık, onların karada ve de-
nizde gezmesini sağladık, temiz şeylerle onları rızıklandırdık, yaratık-
larımızın pek çoğundan üstün kıldık.”
Kur’an-ı Kerim / İsrâ sûresi, 70 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
ef
-“Yürü, ‘Tanrı eli, onların elleri üstündedir’ sırrı sana verildi. Tanrı eli
gibi sebepsiz, vesilesiz rızık saç.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, V. cilt, 2795
75
KABALA ve TASAVVUF
-“Neden Âdem’in yaratılışı kırk sabah sürdü, yavaş yavaş o balçığı insan
haline getirdi? Tanrı, senin gibi aceleci değildir, a ham adam. Sen, şimdi
sıçrayıp koştun; çocuk olduğun halde kendini şeyh göstermedesin.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, VI. cilt, 1216-1217
-“Gönlü sır deliğinden başını çıkarsın, açık gözü önü ve sonu görsün.
Önce cansızlar ülkesine geldi; cansız oluştan nebat/bitki haline ulaştı.
Yıllarca nebat halinde ömür sürdü; savaştan dolayı cansızlık halini ha-
tırlamaz. Nebat halinden hayvanî hale geçince, nebat hali hiç hatırına
gelmez. Bunun cüz’î/parça aklı, o küllî/bütün akıldandır; bu gölgenin
hareketi, o gül dalındandır. Gölgesi, sonuçta kendinde yok olur; o za-
man istek ve arayışın sırrını bilir. Bildiğin yaratıcı, yine onu hayvanî
halden insanlığa çekip götürüyordu.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, IV. cilt, 3635/36/37/38/42/43/45
76
KABALA ve TASAVVUF
-“Sen Tanrı huylusun, sende O’nun sıfatları var. Sen bir kişi olamazsın,
binlerce varlıksın sen. Bir yardımınla, bir lütfunla herkesi gamdan da
yursun, arıtırsın, suçtan da. Herkes yolunu yitirmiş; herkes kıbleden
yüz çevirmiş. Fakat ne gam? Sonunda herkesi de arar bulursun sen.”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, VII. cilt, s.576
77
KABALA ve TASAVVUF
78
KABALA ve TASAVVUF
79
KABALA ve TASAVVUF
ef
-“Gökleri ve yeri gerçekle yaratan O’dur ki ‘Ol’ dediği gün (an) hemen
olur; sözü gerçektir. Sura üfleneceği gün hükümranlık O’nundur. Görül-
meyeni de görüleni de bilir. O Hakim’dir, haberdardır.”
Kur’an-ı Kerim / En’âm sûresi, 73 (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
ef
80
KABALA ve TASAVVUF
-“Tanrı da dış âlemde görünmez, baş oynatmaz ama buna karşılık içine
öyle bir zevk verir ki, çalışıp çabalar, akla hizmet edersen aklın sana ya-
pacağı şey şudur: Seni doğru yola ulaştırır; bu yola ulaşma vesilelerini
arttırır. Tanrı sana açıkça baş sallamaz ama seni başlara başbuğ yapar!
Tanrı, sana gizlice öyle bir şey verir ki bütün dünyadakiler sana secde
ederler.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, III. cilt, 3484/3485/3486/3487/3488
81
KABALA ve TASAVVUF
ef
ef
-“Aşkta konuşma yoktur, inleyiş yeter sana; âşıkı kurtaran, ancak sabır-
dır, sabır.”
Mevlânâ / Divan-ı Kebir, VII. cilt, s.44
82
KABALA ve TASAVVUF
-“Bir adam ekin ekince ambarı boşalır ama bu işin iyiliği, tarlada belli
olur. Fakat tohumu ambara kor, biriktirirse zaman geçtikçe bitler, fa-
reler, o tohumu yiyip bitirirler. Bu cihan tamamen fânidir; aradığını
sebatlı, kararlı âlemde ara! Sûretin sıfırdan ibarettir; dilediğini mâna
âleminde.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, I. cilt,2239/2240/2241
-“Bunun için sabır, güç bir şey değildir. Sabret, sabır, güçlüklerin, sıkın-
tıların anahtarıdır. Bu pusudan sabır ve ihtiyat etmeksizin kimse kur-
tulmadı. Sabır da ihtiyatın eli ayağıdır.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, IV. cilt,212/213
-“Sonra yine kendi kendisine dedi ki: ‘Dur hele, sabır daha iyi. Sabır,
adamı maksadına çabucak ulaştırır.
Sormazsam iş daha çabuk anlaşılır. Sabırlı kuş, bütün kuşlardan daha
iyi uçar.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, IV. cilt,1846/1847
84
KABALA ve TASAVVUF
ef
85
KABALA ve TASAVVUF
ef
86
KABALA ve TASAVVUF
ef
-“Hiç şüphe yok ki, şu âlemin yaratılışında bir maksat ve sebep vardır.
Bir mutlu kimse vardır ki, bu sarayın içi dışı, onun için döşenmiştir. Geri
kalan ne varsa onun uyruğu, onun kölesidir. Her şey onun içindir. “
Şems-i Tebrizî / Makalat S-76
88
KABALA ve TASAVVUF
37- “… İlahi Takdir bizi sona getirmek için iki yolla sarıp
kuşatmıştır:
Istırap Yolu, ki bizi bu yolda bilinçsizce geliştirir.
Manevi İlim Yolu, bu da bizi ıstırap ve zorlama olmadan
bilinçli geliştirir.
Ve elbette ki nesilde birey daha gelişmiş olduğundan
halkın korkunç ıstıraptan kendisini kurtarmak, bilinç-
lenmek ve gönüllü olarak gelişmek için ki bu manevi
gelişimin yoludur, fiziksel özgürlüklerinden vazgeçe-
rek kendilerini bireyin disiplinine boyun eğdirip onun
sunduğu kural ve çarelere uymaktan başka seçeneği
yoktur.”
Baal HaSulam, “Özgürlük”
ef
89
KABALA ve TASAVVUF
ef
-“İyi dostun yüce göklere gitti, kötülük dostunsa yerin dibine geçti. Ara
yerde sen kalakaldın, yardımsız, yardımcısız, kervandan arta kalan ve
sönmeye mahkûm ateşe döndün. Ey baba yiğit dost, yukarıdan, aşağı-
dan münezzeh olanın eteğini tut.”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, III. cilt,342/343/344
90
KABALA ve TASAVVUF
ef
91
KABALA ve TASAVVUF
ef
92
KABALA ve TASAVVUF
ef
93
KABALA ve TASAVVUF
-“Bu âlem halkı, hikmet hazineleri gizli kalmasın, meydana çıksın diye
yaratılmıştır. Ben bir hazineydim dedi Tanrı, hem de gizli, bunu duy da
cevherini kaybetme, meydana çıkar!”
Mevlânâ / Mesnevî-i Şerif Tercümesi, IV. cilt,3027/3028
94
KABALA ve TASAVVUF
95
KABALA ve TASAVVUF
ef
96
KABALA ve TASAVVUF
97
KABALA ve TASAVVUF
ef
98
KABALA ve TASAVVUF
ef
-Dersini aklından (alma arzusu/nefs) alırsan bil sana yol gösterici ol-
maz
Dersini var Hak’tan al ki ilmi sana yol göstersin
99