WORD SYNONYMS
a while - a period of time
abandon - desert, leave behind
abundant - a lot
accelerate - speed up
accomplish - carry out, achieve
accumulate - collect
accurate - correct
activate - turn on, make active
advance (v) - make progress, go
forward
amend - improve
annoy - bother, irritate
annual - yearly, every year
anxious - eager; worried
appreciate - be grateful
approach - come toward
arrive - come, reach
assemble - put together
at last - finally
authority - power
authorize - approve, give
permission
avoid - stay away
back (n) - rear
be fond of - to like
beautiful - pretty
beside - next to, alongside
besides - moreover, in addition
blind - can't see
brief - short (time)
bring up - mention
broke (adj) - no money
busy - occupied
call off - cancel
can - be able to
capability - ability
change - alter, modify
check (v) - examine, inspect,
look into
cheer up - make happy
close (v) - shut, seal
clumsy - awkward
companion - buddy, friend
conceal - hide
consider - think over
construct (v) - erect, build
courteous - polite
cruel - very mean, unjust
damage - harm
ANLAMI
bir süre - bir süre
terk etmek - geride bırakmak
bolluk - çok
hızlandırmak - hızlandırmak
başarmak - gerçekleştirmek,
başarmak - toplamak
doğru - doğru
etkinleştir - aç, etkinleştir
ilerlemek (v) - ilerlemek, ilerlemek
değiştirmek - iyileştirmek
rahatsız etmek - rahatsız etmek, rahatsız etmek
yıllık - yıllık, her yıl
endişeli - istekli; endişeli
takdir etmek - minnettar olmak
yaklaşmak - yaklaşmak
varmak - gelmek, ulaşmak
bir araya getirmek - bir araya getirmek
sonunda - nihayet
yetki - güç
yetkilendirmek - onaylamak, izin vermek
kaçınmak - uzak durmak
geri (n) - arka
düşkün olmak - hoşlanmak
güzel sevimli
yanında - yanında, yanında
ayrıca - ayrıca, ayrıca
kör - göremiyorum
kısa - kısa (zaman)
gündeme getirmek - bahsetmek
kırdı (adj) - para yok
meşgul - meşgul
ara - iptal et
mümkün olabilir
yetenek - yetenek
değiştirmek - değiştirmek, değiştirmek
kontrol et (v) - incelemek, incelemek, incelemek
neşelenmek - mutlu etmek
kapat (v) - kapat, mühürle
sakar - garip
refakatçi - arkadaş, arkadaş
gizlemek - gizlemek
düşünmek - üzerinde düşünmek
inşa etmek (v) - dikmek, inşa etmek
kibar - kibar
zalim - çok kaba, adaletsiz
zarar - zarar
tehlike - tehlike, risk
veri bilgisi
sağır - duyamıyorum
danger - hazard, risk
data - information
deaf - can't hear
decide - choose, make up your
mind
decrease - reduce, be less
demand (v) - ask for, require
dense - heavy, thick
depressed - feeling sad
destroy - wreck
disagreement - argument,
quarrel
disappear - vanish
discard - throw away
disease - illness
dismount - get off of something
disturbing - worrying
don't bother - never mind
drizzle - light rain
dull - not sharp; boring
duplicate - copy
eligible - qualified
emphasize - stress, point out
empty - vacant
enable - make able
encounter - run across, run into
endure - withstand, tolerate
enough - sufficient
equal - the same
erratic - irregular
establish - build
eventually - ultimately
exact - precise
excellent - very good
exhaust (v) - use up, run out of
exhausted - used up, very tired
fabric - cloth, material
faith - trust, belief
faithful - loyal
fasten - join, connect, attach
fatal - deadly, lethal
fight - combat
figure out - solve, find an
answer
find - locate
find out - discover, learn
fit (adj.) - in shape
fluctuate - increase and
decrease
fluid - liquid
for instance - for example
karar ver - seç, kararını ver
azaltmak - azaltmak, daha az olmak
talep (v) - istemek, talep etmek
yoğun - ağır, kalın
depresif - üzgün hissetmek
yıkmak - yıkmak
anlaşmazlık - tartışma, tartışma
ortadan kaybolmak
atmak - atmak
hastalık - hastalık
demonte - bir şeyden kurtulmak
rahatsız edici - endişe verici
zahmet etme - boşver
çiseleyen yağmur - hafif yağmur
donuk - keskin değil; sıkıcı
çoğalt - kopyala
uygun - nitelikli
vurgulamak - stres, işaret etmek
boş - boş
etkinleştirmek - mümkün kılmak
karşılaşmak - koşmak, rastlamak
dayanmak - dayanmak, tahammül etmek
yeterli - yeterli
eşit - aynı
düzensiz - düzensiz
kurmak - inşa etmek
sonunda - nihayetinde
kesin - kesin
mükemmel - çok iyi
egzoz (v) - tükendi, tükendi
bitkin - tükenmiş, çok yorgun
kumaş - kumaş, malzeme
inanç - güven, inanç
sadık - sadık
tuttur - katıl, bağla, ekle
ölümcül - ölümcül, öldürücü
dövüş - dövüş
çöz - çöz, bir cevap bul
bul - bul
öğrenmek - keşfetmek, öğrenmek
fit (sıf.) - formda
dalgalanma - artış ve azalma
sıvı - sıvı
örneğin - örneğin
özgürlük bağımsızlık
donmak - buz olmak
işlev (n) - amaç
komik - mizahi
öfkeli - çok kızgın
fırın - çok sıcak bir fırın
donatmak - tedarik etmek, sağlamak
freedom - liberty
freeze - become ice
function (n) - purpose
funny - humorous
furious - very angry
furnace - a very hot oven
furnish - supply, provide
get - obtain, acquire
get ready - prepare
glance - quick look
grip - grasp, grab
gripe - complain
guard - protect, defend
handicap - disability
handle (v) - hold, operate,
manage
harsh - severe
hate - dislike, can't stand
have to - must
helicopter - chopper
huge - very big
illegal - against the law
include - involve
indicate - show
inflate - fill with air
inform - alert, notify
injection - shot
installations - military bases or
posts
instructions - directions
intend - want, mean, plan
jot down - take notes
joy - happiness
keep on - continue
lawful - legal
least - minimum
lecture - speech
let - allow, permit
lie - deceive, be dishonest
location - site, place
look for - search
lubricate - grease
made up of - consist of
main - chief, principal
make sure - ensure, verify,
confirm
mandatory - compulsory
materials - supplies
maybe - perhaps, possibly
mess up - make a mistake
method - way, technique
almak - elde etmek, elde etmek
hazır ol - hazırla
bakış - hızlı bakış
kavramak - kavramak, kavramak
yakınmak - şikayet etmek
gardiyan - korumak, savunmak
handikap - sakatlık
kolu (v) - tutun, çalıştırın, yönetin
sert - şiddetli
nefret - sevmeme, dayanamam
zorunda - zorunda
helikopter - helikopter
çok büyük - çok büyük
yasa dışı - yasaya aykırı
dahil etmek - dahil etmek
belirtmek - göstermek
şişirmek - hava ile doldurmak
bilgilendirmek - uyarmak, bildirmek
enjeksiyon - atış
tesisler - askeri üsler veya direkler
talimatlar - yol tarifi
niyet etmek - istemek, demek, plan yapmak
not al - not al
Sevinç mutluluk
devam et - devam et
yasal - yasal
en az - minimum
ders - konuşma
izin ver - izin ver, izin ver
yalan - aldatmak, dürüst olmamak
yer - site, yer
ara - ara
yağlamak - gres
oluşur - oluşur
ana - şef, müdür
emin olun - emin olun, doğrulayın, onaylayın
zorunlu - zorunlu
malzemeler - gereçler
belki - belki, muhtemelen
karışıklık - bir hata yapmak
yöntem - yol, teknik
minör - küçük, hafif
görev - amaç, görev
nem - rutubet, ıslaklık
yine de - neyse
hoş - hoş
normal - düzenli, sıradan
sayısız - çok
amaç - amaç, hedef
gözlemlemek - izlemek
bazen - bazen
minor - small, slight
mission - goal, duty
moisture - dampness, wetness
nevertheless - anyway
nice - pleasant
normal - regular, ordinary
numerous - many
objective - goal, target
observe - watch
occasionally - sometimes
often - frequently
operate - function, work
orders - instructions,
commands
origin - beginning
overcast - cloudy
pants - trousers, slacks
penetrate - pierce, go through
perform - do, carry out
pick out - select, choose
precipitation - rain, snow, sleet,
hail
prefer - would rather
produce (v) - generate
promise - pledge, vow
put off - postpone
raise - lift up
raw - uncooked, not processed
realize - notice, become aware
reject - refuse, turn down
relaxed - calm
release (v) - let go, discharge
remove - take off, take out,
take away
repair (v) - fix
represent - stand for
required - needed
rescue - save from danger
reside - live, inhabit
respond - react, answer
rest (v) - relaxed
return - go back, give back, get
back, send back, etc.
right away - immediately
rip - tear
role - part, job
rush - hurry
rust - oxidize
satisfied - happy, pleased
saturated - soaked
say - state, declare
sık sık
işletmek - işlev, çalışmak
siparişler - talimatlar, komutlar
köken - başlangıç
kapalı - bulutlu
pantolonlar - pantolonlar, pantolonlar
nüfuz etmek - delmek, geçmek
gerçekleştirmek - yapmak, yürütmek
seç - seç, seç
yağış - yağmur, kar, sulu kar, dolu
tercih - tercih ederim
üretmek (v) - üretmek
söz vermek - söz vermek, yemin etmek
ertelemek - ertelemek
yükseltmek - yukarı kaldırmak
çiğ - pişmemiş, işlenmemiş
farkına varmak - farkına varmak, farkına varmak
reddet - reddet, geri çevir
rahat - sakin
serbest bırak (v) - bırak, boşalt
kaldır - çıkar, çıkar, çıkar
onarmak (v) - düzeltmek
temsil etmek - temsil etmek
gerekli - gerekli
kurtarmak - tehlikeden kurtarmak
ikamet - yaşamak, yaşamak
cevap ver - tepki ver, cevap ver
dinlenme (v) - rahat
geri dön - geri dön, geri ver, geri al, geri gönder, vb.
hemen - hemen
yırtmak - yırtmak
rol - bölüm, iş
acele et - acele et
pas - oksitlemek
memnun - mutlu, memnun
doymuş - ıslanmış
say - devlet, beyan
görünmek - görünmek, benzemek
sıra - sıra (n)
ciddi - şiddetli; şaka değil
kurmak - kurmak, hazırlamak
gerekir - gerekir
utangaç - ürkek, sessiz
kardeşler - erkek ve kız kardeşler
sinyal - işaret, gösterge
uykulu - uykulu
akıllı - akıllı, akıllı
çözüm - bir soruna cevap
eş - karı koca
açlıktan - çok aç
buhar - buhar
seem - appear, look like sıkışmış - kibirli, kibirli
sequence - order (n) teslim et - teslim et, teslim et
serious - severe; not joking tedarik (v) - sağlamak, sağlamak
set up - establish, prepare ilgilenmek - ilgilenmek
should - ought to devralmak - kontrolü üstlenmek
shy - timid, quiet katılmak - katılmak
siblings - brothers and sisters öğretmek - eğitmek, talimat vermek
signal - sign, indication öğretmen - eğitmen
sleepy - drowsy gergin - sıkı, baskılı
smart - clever, intelligent gerisi - kalan her şey
solution - answer to a problem fırlat - çıkar, fırlat, fırlat
spouse - husband or wife minik - çok küçük
starving - very hungry tahammül - koymak
steam - vapor
stuck up - arrogant, conceited
submit - turn in, hand in
supply (v) - provide, make
available
take care of - look after
take over - assume control
take part in - participate
teach - train, instruct
teacher - instructor
tense - tight, pressured
the rest - all that's left
throw - eject, launch, toss
tiny - very small
tolerate - put up with
trouble - problems
truthful - honest
try - attempt
try out - test
turn off - shut off
turn on - switch on
under - below, beneath,
underneath
upset - unhappy
visit - drop by, drop in
vital - necessary, crucial,
essential
voided - invalid, canceled
wait - hold on
weird - strange, unusual
worn out - old, used, in bad
condition
wound (n) - injury