Professional Documents
Culture Documents
Kanon Ödev 2
Kanon Ödev 2
Kanon Ödev 2
21703916
Harold Bloom’un Batı Kanonu’nu incelediği eserinin giriş kısmı olan “Kanon İçin Bir Ağıt”
bölümünde Harold Bloom ağırlıklı olarak Batı Kanonu’nun bireysel estetiğe dayandığını
savunurken, Batı Kanonu’nu belli bir sosyal zümrenin oluşturduğu ve kanonik eserlerin toplumsal
ahlakı şekillendirme görevi olduğu iddialarına karşı çıkar. Harold Bloom’a göre Batı Kanonu
seçicilik ilkeleri aşırı sanatsal ölçütlere dayandığı ölçüde seçkindir(p.29) Estetik değeri anlamanın
yegane yönteminin bireyin kendisi olduğunu savunan Bloom, yüksek öğretim kurumlarının estetiği
eleştirir. Her güçlü edebi özgünlüğün kanonlaştığını iddia eden Bloom, Milton’ın Kayıp Cennet’inin
bir Marksist olan William Empson tarafından muhteşem olarak adlandırılmasının sebebi olarak
eserin estetik gücünü gösterir. Kanonik yazarların sınırlanmaya karşı direndiklerini ve büyük
edebiyatın, zamanının politik doğrucu girişimleri karşısında kendi kendine yeterliliği konusunda
ısrar edeceğini düşünen Bloom şöyle söyler “Kanonsal eserler yaratabilenler, yazdıklarını, ne kadar
örnek alınası eserler olursa olsun, herhangi bir toplumsal programdan daha geniş olarak
görürler”(p.34) Estetik değerin bir eseri kanonlaştıran en önemli etken olduğunu savunan Bloom’a
göre “Kanona sadece estetik güçle girilir, o da öncelikle bir karışımla ortaya çıkar: mecazi(imgesel)
dile hakim olma, özgünlük, bilişsel güç, bilgi ve dil coşkusu. Batı Kanonu ne olursa olsun toplumsal
kurtuluş için bir program değildir”(p.35) Batı Kanonu’na ‘ahlaki erdemin somutlaştığı’ yer anlamı
yüklemenin en büyük yanlış olduğunu iddia eden Bloom, Kanonik eserin bireysel oluşu ve bireye
katkısını şu sözlerle açıklar “Batı’nın en büyük yazarları hem bizim değerlerimizi hem de kendi
değerleri dahil olmak üzere bütün değerleri altüst ederler. Eğer toplumsal, politik ve kişisel ahlaki
dönüşeceğimize inanıyorum. Herhangi bir ideolojiye hizmet için okumak, okumak değildir. Estetilk
gücün kabülü, kendimizle nasıl konuşacağımızı ve kendimize nasıl katlanacağımızı öğrenmemizi
sağlar. Kanonik yazarların gerçek faydası, kişinin iç benliğinin büyümesine yardım etmesidir.
Kanonu derinlemesine okumak bir kişinin daha iyi ya da daha kötü bir insan olmasını, daha yararlı
ya da zararlı bir yurttaş olmasını sağlamaz. İnsan zihninin kendisi ile olan diyaloğu öncelikle
toplumsal bir gerçeklik değildir. Batı Kanonu’nun bir kişiye verebileceği tek şey kişinin tek
başınalığı, son kertede kendi ölümlülüğüyle karşılaştığı yalnızlığını doğru bir şekilde
söyleyen Bloom “Batı Kanonu’nun estetik gücü ve otoritesini, teşvik etmiş olabileceği tinsel, politik
ve hatta ahlaki sonuçlardan ayrı tutmak gerektiğini vurgular”(p.42) Batı Kanonu’nun estetik ve
bireysel olduğunu söyleyen Bloom, kanonun amacını şöyle açıklar “Batı Kanonu politik ya da
ahlaki olmayan bir ölçü standardı yerleştirmek için vardır. Kanon bireysel düşüncenin imgesidir.
Batı Kanonu’nun meşru öğrencisi estetik anlayışın zor hazlarından hoşlanır, politik bir erdemin
bireysel estetik deneyimle ilgili tüm hafızamızı aştığını iddia edenlerin ısrarlı çağrıları da dahil
olmak üzere kolay hazları reddederken bilgeliğin bize öğrettiği, yürümemiz gereken gizli yolları
deneyimlemeleri değil kendi acıları ve fantazilerini görüp, yüzleştiklerini söyleyen Bloom kanonik
eserleri şu sözüyle yüceltir “Shakespear ve ardından Kanon bizi tamamen icat etmiştir, Shakespear
Harold Bloom’un sözleri ışığında Kanonik eserleri incelediğimizde onların siyasi doktrin
bulabileceğimiz, insanı odak alan edebi değeri yüksek eserler olduğunu farkederiz. Kanonik
eserlerin bireyi odak alıp, öğretisel dil yerine sanatsal dil kullanması onları ölümsüz kılar. İnsanların
kendi hayatlarına uyarlayabileceği ve/veya yaşanan durumla empati kurabileceği eserlerin tarihte iz
bıraktığını düşünürsek, bu iz bırakmış eserler arasında edebi değeri daha yüksek olan zümre Batı
Kanonu’nu oluşturmuş gözüküyor. Türk Edebiyatı’ndan örnek verecek olursak, en kanonik Türk
eserlerinin başında gelen İnce Memed sınıfsal bir çatışmayı konu almasına rağmen bunu didaktik bir
dille yapmaz, edebi değerinin yüksek oluşu sebebiyle birçok dile çevrilmiştir, okurlar hangi
toplumdan olursa olsun içinde kendi çevrelerine ait bir parça bulur. Bugün İnce Memed’i okuyan
ABD’li bir okur ağanın zalim yönetimine başkaldıran gençle, ABD’nin vahşi kapitaliz
koşullarından muzdarip Amazon çalışanını bağdaştırabilir. Benzer sömürü düzeni içinde insani
olmayan koşullarda hayatta kalmaya çalışan dünyanın heryerinden vatandaş kendi hikayesiyle
bağıntı kurduğu için bu eser kanoniktir. Aynı şekilde Hamlet okuyan bir okur, eserdeki insanların
gösterilmiştir. İnsanlar kendi durumlarıyla bağlantı kuramayacakları veya kursalar bile dil
bakımından estetik gücü düşük eserleri okumaktan kaçınabilirler bu nedenle kanonik eser edebi
gücü yüksek bir biçimde yazılan, bireyin dünyasına odaklanan zamandan bağımsız eserlere denir.
Bloom’un Batı Kanonu bizi iyi insan yapmaz sözünü söylemesinin nedeninin kanona edebi
merkezli Batı Kanonu okurları kanonik eserleri iyi insan olmak için okumasa bile farklılıklara karşı
istemsiz bir hoşgörü edinirler. Kanonik eserlerde genelde karakterler yüzeysel anlatılmaz ve kimse
siyah veya beyaz derecesinde iyi/kötü değildir. İnsanların kusur sayılabilecek özelliklerinin,
hayatın içinde farklı bir renk olduğu fikrini özümseyeceklerinden, kanonik eser okurlarının
farkedilmeden kazanılmış bir hoşgörü içinde olabileceklerini tahmin ediyorum. Buna ek olarak, çok
fazla kanonik eser okuyanların, eserlerdeki birçok hayatı kahramanlarla birlikte yaşadığından,
makam, mevki, para gibi dünyevi hırsların peşinde koşmayıp, manevi hazları arayacaklarını
düşünüyorum.
Reference
Bloom, Harold.The Western Canon: The Books and School of the Ages.1st Riverhead ed. New York: Riverhead Books,
1995. Print.