Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 23

T.

C
KAFKAS ÜNİVERSİTESİ
DEDE KORKUT EĞİTİM FAKÜLTESİ
İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMI

Matematiği Günlük Yaşama Transfer Etmede Matematiksel


Modellemenin Etkisi

TEZ ÖZETİ ÖDEVİ

HAZIRLAYAN: RABİA KARABAĞ


BÖLÜM: İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMENLİĞİ
SINIF:3
NO: 190444020

DERS SORUMLUSU
DR. ARŞ. GÖR. SERKAN COŞTU
GİRİŞ

PROBLEM DURUMU

Günümüzde bilim ve teknolojinin hızına yetişilememesi, yaşamda birçok değişim ve gelişime sebep
olmuş eğitimin de kendini paralel şekilde bu duruma adapte etmesini mecbur kılmıştır. İnsanların
eğitimden bekledikleri şeyler sürekli değiştiği için eğitimde farklılaşmalar yaşanmış, yeni çözümler
üretilmiştir. Matematikteki eğitim bakımından etkili çözüm yolu yaratabilen, günlük hayattaki
olaylarla bağlantısını fark eden ve matematiğe sempati duyan insanların oluşması amaçlanır.
Örüntüleri ve ilişkileri bulabilen, olayların sebeplerini araştıran öğrenen öğrenci için çözümü direkt
vermek yerine nasıl ulaşacağına kendisinin vardırılması önemlidir.

Matematik eğitimde öğrenciler; Matematiksel sözcük ve düzenleri kavrayıp aralarında bağlantı


oluşturabilecek gerçek hayata uygulayabilecek, model oluşturup bağlantı kurabileceklerdir. Bu durum
dünya genelinde matematikte modellemeye ve bilgilerin gerçek hayata transferine değer verildiğini
göstermektedir.

Bireyler edindikleri bilgileri nasıl kullanabileceklerini bilmemekte bu da bize matematiksel


modellemenin önemini göstermektedir. Bu sayede öğrenci günlük hayattaki bağlantısını görme imkânı
bulur. Matematikte yapılan çalışmaların genel kısmı matematiğin anlaşılması ve yorumlanması, bireye
öğretilme şekli üzerine yoğunlaşmıştır. Bu durum değişik eğitim teknikleriyle ilgili çalışmaların daha
az olmasına sebebiyet vermiştir. Günlük hayattaki problemlerin her birinin başka özellikleri
olduğundan birey kendi görüşüyle yorumladığı problemi kavramakta ve çözmekte sıkıntı çekebilir.
PISA sınavı matematikteki modelleme bazı aşamalarıyla alakalıdır. Dünya genelinde uygulanan PISA
sınavında ülkemizin yaşadığı sıkıntının sebebi olarak bu durum gösterilebilir.

Türkiye gibi başka ülkelerde benzer sıkıntıyı yaşamaktadır. Almanya’daki bireyler matematiği gerçek
hayat durumlarına uygulamada sıkıntı yaşamış modelleme yapmanın bunu düzeltebilme durumu
konuşulmuştur. Bireylerin farklı durumlarla karşılaşınca sıkıntı yaşamalarına örnek olarak bir şeyler
satan çocukların bu esnada hızlı ve yanlış olmayan işlemler yaparken okula geldikleri zaman aynı
işlemleri yapamadıkları görülmüştür. Okulda yapamadıkları problemleri gerçek hayatta yapabilmeleri
gerçek hayat ve okuldaki dersler arasında bağlantı kuramamalarından kaynaklanmaktadır. Modelleme
ile ilgili uygulamalar okul dersi ve gerçek hayat durumları arasında köprü olabileceği görülmüştür.

Sınıfta öğrenilenlerin günlük yaşama aktarılması matematikte öğrenilenlerin ne derece anlaşıldığı ile
alakalıdır. Modelleme etkinliklerinde;

Birey problem çözerken problemle alakalı düşünme durumlarını tekrar ele almalı
Bireyler kendilerince kontrol ettikleri sürekli inceleyip hataları tashih ettiklerini söylemeye
cesaretlendirilmeli

Bireylerin üzerinde çalıştıkları modeller paylaşılır ve tekrar kullanılacak şekilde olmalı ,durumları
gerçekleştiği zaman modelin ilerlemesi kavramın mantıklı kısımlarını ele alır. Çoğunlukla bu ilerleme
orta veya altı bireylerce gerçekleştirilebilir. Yani matematiksel modelleme sınıfta kavratılanların
günlük yaşama aktarımını yapabilir. Matematikçileri modellerle uğraşmaya iten neden öğrencilerin
matematiksel idrak ve kavramada eksil olamamaları bu yeteneğine sahip olmalarını sağlamaktır.

Çağımızda birçok alanda teknolojik bilgisi yüksek, modelleme tasarlayabilen ve donanımlı kişilere
gereksinim vardır. Tüketen yerine üreten bireyler yetiştirmeyi amaç edinen eğitim kurumlarındaki
bireyler için modelleme ön plandayken, önceki senelerde bu durumun tersi olarak sözel durumlara
daha çok yer verilmiştir. Fakat sözel durumların problemlere çözüm üretme yeteneğini ilerletmediği
tespit edilmiştir.

Modelleme etkinlikleri geleneksellikten uzaktır. Geleneksel problemler doğal değildir ve günlük


hayatta rastlanılmaz. Bir araştırmacı eskiden bu tarz problemin programdaki kazanımı öğretse bile
okulun dışında kullanabilmeye fayda sağlamadığını söylemiştir. Matematiksel modellemelerde
problem gündelik hayattan seçilir ve bireyler çözülmesi zor olan problemleri çözmeye ve başka
durumlarda kullanmak için bağlantı bulmaya çalışırlar.

Matematiksel modellemede önemli olan yeteneklerin işverenlerin önem verdikleri özellikleri


anımsattığı görülmüştür. Çözülmesi zor durumları kavratan, işlerinde uzman kişilerle diyaloga
girebilen, hızla ilerleyen teknolojiye ayak uydurabilen kişiler yetenekli kişilerdir.

Uzman matematikçilerin tüm bireyleri manalı öğrenmelere katacak, matematiğin hayatın ayrılmaz
kısmı olduğunu sezdirecek, matematiği sevdirip, etkili teknikler bulmaya ihtiyaç vardır. Bu teknikler
bireyleri meslek hayatı ve teknolojiyi kapsayacak biçimde olmalıdır. Modellemeler bu tarz ihtiyaçları
giderebilecek özellikte, işlevsel bir araç vasfıyla matematikçilerin kullanmasına uygun niteliktedir.

MATEMATİKSEL MODELLEME

Bireylere yararlı olacak bilgilere olan ihtiyacın artması geçmiş bilgilerle ilişki kurarak manalı
öğrenmenin öneminin kavranmasıyla matematikçiler günlük hayatta matematiğin daha aktif
kullanılması amacıyla daha farklı teknikler bulmaya çalışmışlardır. Böylece günlük hayatla bağlantılı
zengin ve realist yaşam içeren modellemeler geliştirilmeye çalışılmaktadır.

Model ve Modelleme

Model kavramı problem çözme aşamasındaki soyutlaştırma ve genelleştirme kısımlarını anlatan


çizemleri içerir. Modelleme problemin modele hizmet eden kısmı ilen model ise modellemenin son
parçasını gösterir. Model çözülmesi zor olan düzenleri kavramak amacıyla zihinde var olan yapılardır.
Modeller düzenlerin yapılarına yoğunlaşarak çoklu gösterim araçlarıyla gösterilirler.

Modellerin ortak olan nitelikleri:

 Model genelde modelin gösterdiği amaçlarla alakalıdır. Amaç bir sistem, obje, zaman dilimi
olabilir.
 Model direkt görülemeyen ölçmenin mümkün olmadığı amaçla alakalı bilgi edinmek için
kullanılan araçtır. Bu yüzden ölçekleme modelleri bilimsel model sayılmaz.
 Model gösterdiği amaçla direkt etkileşim içine girmez. Bu yüzden fotoğraf model olarak ele
alınmaz.
 Model amaca uygun teşbihe dayanır ve uzmanların modellenen amaçlanan kavramla alakalı
çalışmalarınca varsayımlar elde etmelerini sağlar.
 Model genelde amaçtan bariz şekilde değişiklik gösterir. Model basit hale getirilir, hedefe
bağlı kalarak bazı detaylar dışta kalabilir.
 Model yaparken amaç ve modeldeki benzer ve farklı yönler modelin simgeledikleriyle alakalı
fikir yürütme imkânı vermelidir.

Haritalar basit bir modele örnek olarak verilebilir. Kaliteli bir model kullanılabilir olmalıdır.
Modellerin yararlı olma, gerçek hayat durumlarına çözüm bulma ihtiyacı vardır. Problem için
şekillendirilen modeller az veya çok kullanılır olabilir. Kimse doğruluğu hakkında bir şey diyemez.
Mesela şu model doğru bu model yanlış denemez.

Modeller normatif model ve tanımlayıcı model olarak ikiye ayrılmaktadır. Tanımlayıcı model ise
kendi arasında 3 e ayrılmaktadır. Bunlar tahmin modelleri, açıklayıcı modeller ve anlatan modellerdir.

Modeller bilimsel olan-olmayan modeller, görünüş açısından modeller, kullanışlılık açısından


modeller olarak ayrılmıştır. Okulda çocukların izlenmesi, konuşmalar yapılması ve edinilen bilgilerin
çalışmalarla onaylanması ile sınıflandırma örneği verilmiştir:

Ölçeklendirme modelleri: Çoğunlukla oyuncağa benzer , dış yapıları göstermede kullanılır. Dış
özellikleri detaylı gösterirken içyapıyı da gösterir.

Pedagojik analojik modeller: bilgiyi amaçla bölüştüğü için analojik ismini alır. Görülemeyen şeyleri
birey için öğretmenin kavratması amacıyla kullanılmasından dolayı pedagojik ismini alır.

Simgesel veya sembolik modeller: kimyada kullanılan işaretlerdir.

Matematiksel modeller: fiziksel nitelikler eşitlik ve grafikler aracılıyla gösterilebilir.


Teorik modeller: kuramsal kökenlere dayalıdır.

Haritalar, diyagramlar ve tablolar: basit şekilde kavramayı sağlayan yollardır.

Kavram-süreç modelleri: bir objeden ziyade zamanı veya kavramı gösterirler.

Simülasyonlar: anlaşılır olmayan süreyi gösterir.

Zihinsel modeller: bilişsel bir süreçtir zihinde yer alır. Eksiktir değişkenlik gösterebilir.

Senteze dayalı modeller: bireylerin sezgiye dayalı modeli ve rehberlerinin gösterdiği model
birleşimiyle oluşur.

Modeller bilimin, hayatın tüm kısmında etkili şekilde yer alırlar. Bireyler de tecrübelerine dayalı
çeşitli modeller oluştururlar. Alışveriş merkezlerinde, havacılık mühendisliğinde, tarımda, atmosfer
biliminde modeller kullanılır. Modeller gerçel şeyleri kolaylaştırmaya ihtiyaç duyabilir, zorluk
çıkardıklarında bu modeller tercih edilebilir. İstatistiksel modeller anlaşılır olmayan sistemleri
kolaylaştırmak amacı ile çeşitli biçimlerde somutlaşabilirler.

Bireylerin tecrübe etmesi ile karşılarına çıkan tuhaf sistemlerin anlaşılabilmesi için üretilen modeller
ile uzmanların üzerinde uğraştıkları anlaşılır olmayan sistemlerin modelleri arasında benzeyen şeyler
vardır.

Matematiksel Modellemenin Tanımı

Matematiksel modelleme günlük hayatta rastlanılan olayların matematiksel şekilde gösterilmesidir. Bu


süreçte matematikten farklı bir durum seçilir ve ilişkilerin gösterilmesi, analiz edilmesi, yorumlama
süreçlerinden oluşur. Matematiksel modellemenin sürekli olması her zaman daha iyi bir çözüm
içermesinden kaynaklanır.

Modelleme somutla soyut arasında düşünülür. Karmaşık olayla başlanır, problem oluşturulur, model
yapılır. Çözüm yapılır, yorumlanır, uygunluğu kanıtlanır. Uymayan bir şey varsa tekrar gözden
geçirilir.

Modellemedeki geçişlere detaylı bakıldığında;

Anlaşılması zor olaylardan günlük yaşam ifadelerine geçişte, günlük yaşam probleminden
matematiksel modele, matematiksel modelden çözüm yoluna geçişte, çözüm yolundan günlük yaşam
manasına , çözüm yolunun günlük yaşam manasından modelin incelenmesi gibi olayların bulunduğu
saptanmıştır.
Modelleme Becerileri

Matematiksel beceri kişinin matematiksel şeyleri uygun olaylara entegre edebilme becerisidir.
Matematiksel modelleme becerisi ise günlük hayata uygun ilişkileri bulma ve bu ilişkileri matematiğe
dönüştürerek bunları yorumlama, kanıtlama ve analiz kabiliyetleri manasına gelir.

Modelleme kabiliyetleri iki çerçevede incelenir. İlki bu kavramı farklı mertebeleri simgeleyen,
kabiliyetleri kapsayan olarak ele alırken ikincisi bu kavramı modelleme dönüşümünün her kısmında
sonraki kısma geçmek amacıyla bireyde olması gerekli olan alt kabiliyetlerle açıklanmıştır.

Modelleme yeteneği aşamalarının doğrudan değil de bireylerin modellerle uğraşırken incelenebileceği


söylenmiştir. Modelleme yeteneğinin artması üç aşamada olur: birinci aşama modellemeyi kavrama
seviyesi, ikinci aşama bağımlı olmayan modelleme aşaması( problem bağımlı olmadan çözülür),
üçüncü aşama ise modelleme için ileri seviye düşünme aşamasıdır ( her şey gayet iyi şekilde
kavranmıştır).

Matematiksel modelleme yeteneğinin alt yetenekleri şu şekildedir: Hakiki problemi kavrama ve bunun
üzerine model oluşturma yeteneği, hakiki modelin matematiksel olanını oluşturma yeteneği,
matematiksel modeli kullanarak problemleri çözümleme yeteneği, çözümlenen cevapları hakiki bir
olay içinde yorumlama yeteneği, cevabın geçerli olup olmadığını inceleme ve kanıtlama yeteneğidir.

Farklı Matematiksel Modelleme Perspektifleri

Matematiksel modelleme 5 farklı yaklaşımdan oluşmaktadır.

Gelişmeci Yaklaşım: Sorunu bulma ve modelini oluşturma çalışmalarının bireylerin zihinsel


faaliyetlerini arttıracağını söyler.

Eleştirel beceri yaklaşımı: bireylerin matematiğin daha çok ön planda olduğu yerde dilediği gibi
davranma becerisinin arttırılmasını söyler.

Kullanılabilirlik: bireylerin farklı durumlarda matematiği kullanabilmelerini söyler.

Matematiğin resmi yaklaşımı: modellerin matematiğin çerçevesine odaklandığını söyler.

Matematiği öğrenmeyi sağlama yaklaşımı: modellemenin bireylerin becerilerini artırmalarını


desteklediğini söyler.

Realisttik modelleme perspektifine göre matematiksel modelleme günlük hayatta matematiğin


kullanışlı çalışmalarını gösterir. Modelleme matematik ilerleyişini değil aslına uygun çözüm bulma
olarak ele alınır. Bu yeteneğe sahip olan öğrencilerin problemlere çözüm yolu bulmada iyi, gelecek
vadeden kişiler olacağını söylemişlerdir.
Epistemolojik modelleme perspektifine göre modelleme GME ile ele alınır. GME sınıftaki
matematiğin işe yararlığını ele alır, günlük hayat olaylarından alınan bir kısmı düzenleme sürecidir.
Yatay ve dikey matematikleştirme olarak ele alınır.

GME modelleme perspektifine göre model günlük hayattan değil bu olaylardan oluşan etkinlikleri
düşünmeden oluşur. Günlük hayat ilişkilerini somutlaşmadan uzaklaştırmak değil tam tersi olayları
düzene sokmak amaçlanır.

Sosyoeleştirel perspektifi ise matematiğin insanlar arasındaki konumuna odaklanır ve modellerin


insanlar arasındaki görevi ile alakalı düşünmenin önemine odaklanır.

Bağlamsal modellemeye göre bilindik yöntemlerden ziyade gerçek hayat sorunlarıyla ele alınan ve
fark gözetmeyen başka sorunlar için uygulanabilecek modelle farlı bir nitelik katılabileceğini
söylemişler, çoğu çalışmayı olduğu yerden daha ileri taşıyabileceğini göstermişlerdir.

Matematiksel Modelleme Etkinlikleri

Araştırmalar incelendiğinde sözel olarak kullanılan problemin cevabı bulma yeteneğini geliştirmediği
bulunan cevabın bireyler için manasının olmadığını ve günlük hayat sorunlarının ele alınmadığı tespit
edilmiştir. Bilindik kelimelerle bireyi oyalamayan günlük hayat durumlarına yönelten modelleme ile
ilgilenmektedir. Modelleme sıradanlığın ötesinde açık uçlu olmakla beraber geniş kapsamlıdır. Bireyin
manalı sonuçlar çıkardığı kendi modellerini oluşturup kapsamını arttırdıkları sonuç bulma etkinliğidir.

Model oluşturma etkinlikleri düzenlemede önemli hususlar şunlardır:

Gerçeklik prensibi: bireyler tecrübelerini kullanarak olaydan mana çıkarabilecekler mi?

Model yapılandırma prensibi: hedef bireyleri manalı yapı oluşturmaya yönlendiriyor mu?

Kendi kendini değerlendirme prensibi: öz değerlendirme yaptırıyor mu?

Yapıyı belgelendirme prensibi: olay bireylerin fikirlerini dışarı çıkarmalarını sağlıyor mu?

Yapıyı genelleme prensibi: model aynı nitelikteki diğer olaylarda işe yarıyor mu?

Basitlik prensibi: çözüm bulma süreci basit mi?

Modellemeye günlük hayat durumuna uygun olan büyük ayak problemi örnek verilebilir. Bunun bir
kazı alanında farklı bir dinozor çeşidine ait olduğu ve resimleri kullanılarak hızını bulma çalışmasını
içermektedir. Modellemenin eğitimdeki hedefi matematiksel şemalar bulmalarını sağlamak ve
matematiğin anlaşılabilir yönünü göstermektir. Bunlar bireye sağlam iletişim yeteneği kazdırarak
matematikle alakalı düşünceleri bulup keşfetmelerine yardımcı olur.
Modelleme etkinliklerinin karakteristik nitelikleri:

Birden çok çözüm yoluna izin veren , bilgi düzeyini önemsemeden tüm bireyleri katacak şekilde
hazırlanabilir.

Günlük hayat matematiksel düşünceleri bulmada ve ileriye taşımada bireyleri desteklediği için rutin
çözümlerden ayrılır.

Öğretmenlere bireylerin iyi ve kötü olduğu noktalarla alakalı bilgi edinmelerine yardım eder.
Çocukların alaka kapsamlarında ilerletilir

Belirlenmiş bir yanıtı olmadığı için tüm bireyler bazı aşamalarda iyidir.

Bireyler üzerinde uğraştıkları modelleri farklı şekillerde dışarıya gösterirler.

Modelleme Etkinlikleri ve Geleneksel Problem Çözme Etkinlikleri

Rutin olmayan problemler çözümleri kolay olmamasından dolayı rutin olanlardan ayrılır. Standart
sözel problemler birden çok işlemsel çalışmayı gerektirirken standart olmayanları ise işlemlerden
ziyade farklı koşulların dikkate alınmasını ele alır, modellemelerle cevabı bulunabilir. Ezberden uzak
olması sebebiyle problem çözerken daha başarılı olmak için bu tarz olaylarla karşılaştırılmalıdırlar.

Sözlü problemlere bakıldığı zaman;

Matematiğin gerçek hayatla bağlantılı olduğu problemler.

Gerçek hayattan cümlelerin olduğu yapay problemler

Diğer alanların kelimelerini kullanan hakikiliğin dikkate alınmadığı problemler

İlginç problemler

Günlük hayattan hakiki problemler

Diğer alanların hakiki uygulamaları halindeki problemler

Yukarıdaki maddelerden dört tanesine kitaplarda fazlaca denk gelinir ve çözümüne ulaşmak için rutin
yöntemler kullanmak yeterlidir. Fakat bireyleri günlük hayata uygun yetiştirmeye hitap etmezler.
Maddelerden diğer iki tanesi ise öbürleri gibi kolay değildir ve hakiki uygulamaları bulunur.

Geleneksel problem çözme uygulamalarında bilgi ve amaç arası kuvvetli bir yöntem varken
modelleme uygulamalarında amaç net bir çözüm yolu bulmak değil de çözümü genişletmedir.

Model ve modelleme yöntemi için çözüm üretmeye yaklaşımı arasındaki farklar :


Çalışmalarda çoğunlukla çözüm yolu anlaşılır olmadığında verilenenlerden istenileni oluşturma süreci
tanımlanır.

Matematik çalışmalarında çoğunlukla problemi çözenler bilgiyi işleyen kişi gibi görünür.

Geleneksel çalışmalara göre günlük hayat problemini çözümlemek farklı adımlarda gerçekleşir.

Gelenekselde verilenden istenilene giderken bireylerin kafası karışır ve cevap bulması istenir.
Modellemede ise çok az kafaları karışır.

Eğitimciler günlük hayat problemi çözümünde sözel problemlerin yetersiz kaldığını söylemiş,
modellemenin ise bu konudaki eksikliği daha iyi kapattığını kanıtlamışlardır.

Modelleme Etkinlikleri ve Grup Çalışması

Geleneksel problem çözme etkinliklerinde hedeflenen sadece bir çözüm olduğu ve bölüşmeye ihtiyaç
olmadığından toplumsal yönü güçsüzdür. Modellemede ise model yapmanın bölüşülebilir olması ve
toplumsal bağı güçlendirmek için kullanışlı olması grup çalışmasında yer almasını gerekli kılar.

Modelleme etkinlikleri bireylerin grupça çalıştığı, fikir alışverişinde bulunduğu, birbirlerini


dinledikleri, takım halinde çalıştıkları manalı matematiksel fikirler oluşturdukları etkinliklerdir.

Modelleme Etkinliklerinde Öğretmenin Rolü

Öğretmenler bireylerin bilgi düzeylerini fark ederek onların gereksinimi olan tecrübeleri daha iyi
tasarlayabilirler.

Bireylerin farklı yöntemleri bulmalarına destek olur, problemi anlayarak çözmeleri için ihtiyaç
duydukları bilgiyi keşfetmelerini ister, materyalle çalışılmasını sağlar, bireylerin ihtiyacı olan
problemleri odağa alır, İşbirlikli kavramasına destek olur, kendi tecrübelerini kullanması için imkân
tanır, bireyi önce gerçek hayattan problem daha sonra dört işlemle karşılaştır, bireyin gerçek yaşam
ilişkilerini algılamasına destek olur.

GÜNLÜK YAŞAMDA MATEMATİK

Matematik insanların geneli tarafından gerçek hayatla alakası olmayan bir şey olarak görülmektedir.
Sınıfın dış kısmında matematiğe nerelerde rastlarız ve onu kullanırız sorusuna markette para öderken,
bir şeyler hesaplarken tarzı cevaplar verilmiştir. Oysaki matematik gündelik hayatın tam içerisindedir
ve her yerinde yer almaktadır. Ücret öderken, sayım yaparken, raflara bir şeyler dizerken, kilo vermek
amaçlı spor yaparken yani her yerde matematik yer almaktadır.
Matematikle doğa incelendiğinde matematiğin doğanın içinde yer aldığı ve kuvvetli bir bağa sahip
oldukları görülmektedir. Gündelik yaşamdaki matematik incelendiğinde sayıların çok fazla yer aldığı
saptanmıştır. Buna rağmen bireylerin büyük bir kısmının bu durumdan haberi olmadıkları
görülmüştür. Bu durumun aşılması için çözüm yolları bulunmalıdır.

OKUL MATEMATİĞİNİN GÜNLÜK YAŞAMA TRANSFERİ

Gündelik hayat bilgisi büyük ve küçüklerin gündelik hayatlarında sahip oldukları gerçek hayattaki
hareketlerine yardımcı olan bu yetenekleri kapsayan bilgi çeşididir.

Pratik ve okul hayatında görülen matematik arasında bağlantı kuran üç kavram vardır:

İlki gündelik olma durumudur. Gündelik olma durumu her bir birey için başka manaya gelebilir. Bu
durum tartışmaya açık olsa da bireylerin hareketleri tecrübeleri, alakaları ve uğraşlarından biri
gündelik olabilme durumunu tutabilir ve bu da bireylerin akademik matematikle bağlantı kurması
açısından önemli hale getirir. Kurulan bu bağlantılar matematiksel anlamların ilerleyişi ve bireye
anlamlandırabilmesi açısından destek olur.

İkincisi matematize etmedir. Uygulamadan günlük yaşam olaylarına geçirilen bir kısmı yönetme
sürecidir. Matematiğin amaçladığı şey bireyin gündelik yaşama matematiksel çözün yolu bulmalarıdır.
Matematize etmede bireyler matematiksel kuramları tekrar yapılandırırlar. Bunlar yatay ve dikey
olarak ayrılır. Dikey olan kapsamlı problemi matematiksel duruma getirirken yatay ise matematiksel
kavramı ileri düzeye taşımayı amaçlar.

Üçüncüsü ise bağlam tanıdıklığıdır. Hayatı her zaman daha basit yapmamakla birlikte bireylerin
gelişmesi için faydalı olan, matematiği kavramada gündelik dilin önemini ele alır. Bilindik günlük
yaşam etrafında kurulan modellemelerle uğraş içinde olan bireyler için gerçek yaşamla matematik
arasında ilişki kurmak basittir.

Gelecekteki öğretmenler günlük yaşamdaki matematiği tanıyacak, tecrübeleri araştıracak biçimde


hazırlıklı olmalıdırlar bu sayede onların örnek olacağı bireyler de hayatta yer alam matematiği
kavrayacaklardır.

Matematik okuryazarlığı hayattaki görevini kavrama, köklü temele ilişkin matematiksel kararlar
verme, matematikle uğraşma gibi amaçlar edinir. Bunu ilerletmek için bireylerin dikkatlerini çeken
değişik gündelik hayatı içinde bulunduran etkinliklerle uğraşmak gerekir ve bireyler bu sayede
matematik ve dünya arasında ilişki oluştururlar.
ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ

Günlük hayatta bilgi edinmenin, geçmiş bilgilerle ilişki kurarak ezberden uzak manalı olarak
yapılması bireyin bilgiyi hayatta etkin uygulanabilmesini sağlar. Matematik ders programında da
gerçek hayatta matematiği uygulayabilme ihtiyacı üzerinde durulmuştur. Matematiksel modelleme
günlük hayat ihtiyaçlarını karşılayabilecek niteliktedir ve gerçek hayata aktarım yeteneğini ilerletmek
hedeflenmiştir. Sınıf içinde öğrenilenlerin hayata aktarımına fayda sağlaması, bireylere bu yeteneğin
edindirilmesi amacıyla gerekli yöntemlerin saptanmasına destek olması beklenmektedir. Türkiye’de
bu anlamda az çalışmanın yapılmasının konuya ayrı bir önem katacağı düşünülür.

ALT PROBLEMLER

Modelleme çalışmalarının uygulandığı ekiplerle, uygulanmayan ekiplerin gerçek hayatta karşı karşıya
geldikleri problemler karşısında matematikten faydalanma seviyeleri arasında manalı fark var mıdır?

Bu çalışmaların uygulandığı ekiplerle uygulanmadığı ekiplerin gerçek hayatta matematiksel dili ele
alma seviyeleri arasında manalı fark var mıdır?

Bu etkinliklerin uygulandığı ekiplerle uygulanmayan ekiplerin matematikle gerçek hayatı


bağdaştırabilme seviyeleri arasında manalı fark var mıdır?

SINIRLILIKLAR

Çalışma bireylerin matematiği gerçek hayata uygulama yeteneği, matematiği gerçek hayatta
uygulama, gerçek hayatta matematiksel dili uygulama ve bağdaştırma ile sınırlanmaktadır.

TANIMLAR

Matematiksel Modelleme: Günlük hayattaki konu veya olayın matematiksel şekilde gösterildiği,
modelleme yapılarak bunun üzerinde matematiğin faydalarını kullanıp daha sonra günlük hayat için
işlevselliğini inceleyip sıkıntıların iyileştirildiği tekrara giden bir süreçtir.

Matematiksel Modelleme Etkinlikleri: Uygulama ekibinde hocanın okulda kullandığı, günlük hayattan
ele alınan, anlaşılır olmayan problem üzerinde bireylerin minik ekiplerle işbirlikli şekilde model
oluşturdukları , farklı araçlarla sunum yaptıkları etkinliklerdir.

Matematik Dersinde Öğrenilenleri Günlük Yaşama Transfer Etme Becerileri: Günlük hayatta denk
gelinen olayda matematikten yeterince faydalanabilme, edindiği bilgileri uygun dilde uygulayabilme
ve bağdaştırabilme yeteneğidir.
İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Bu bölümde araştırmaya konu olan matematiksel modelleme ve okul matematiğinin gerçek yaşamla
ilişkilendirilmesiyle ilgili çalışmaların özetine yer verilmiştir. Bunlar 4 başlık altında toplanmıştır.

‘‘MATEMATİK EĞİTİMİNDE MATEMATİKSEL MODELLEMENİN KULLANIMI,


MODELLEMENİN PROBLEM ÇÖZME İÇİN GETİRDİĞİ FARKLI YAKLAŞIMLAR VE
MODELLEMENİN ÖĞRETİMİ İLE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR’’

English ve Watters (2004), yaptıkları araştırmada model oluşturma etkinliklerini öğretmen ve


öğrencilere uygulamışlardır. Yapılan etkinlikler öğrencilerde özgüveni arttırmış ve fikirlerini dile
getirmede daha cesaretlendikleri görülmüştür. Kavramsal bilgide zorluk yaşayan öğrencilerde bu
bilginin öğrenilmesine yardımcı olduğu görülmüştür. Öğrenciler etkinlikler sayesinde problem kurma,
anlam oluşturma, hipotez oluşturma ve matematiğe çevirme durumlarıyla meşgul oldukları
gözlemlenmiştir. Bu etkinliklerin erken yaşlarda öğrencilerde problem çözme becerilerinin gelişimi ve
matematiksel düşüncelerin gelişiminde etkili olduğu ispatlanmıştır.

Biembengut (2006) küçük yaşlardaki çocuklarda modelleme ve uygulamaya yönelik çalışmasında,


çocuklar günlük hayatta karşılaştıkları durumlar aracılığıyla oluşturdukları düşünce ve zihin
imajlarının kavramayı başlattığını bunun da anlamlandırmayı, anlamlandırmanın da zihinsel bir
modeli sonuç verdiğini ifade etmiştir. Buradan hareketle çalışmasını yapmıştır. Yaptığı çalışma
sonucunda modelleme etkinliklerinin planlamasının zor olmadığını ve bu etkinliklerin farklı olaylar
veya algılanan bilgilerin semboller ve mesajların anlamlandırmada ve temsil edilmesinde etkili
olduğunu belirtmiştir. Çünkü bu etkinlikler öğrencilerde günlük hayat durumunu temsil edecek ve
çözecek ilişki ve bağlamlar oluşturmakta, oluşturdukları bu bağlamı yorumlayacak matematiksel dili
kullanmalarına imkân tanıyan süreçler barındırmaktadır.

Mousoulides, Pittalis ve Christou (2006)’nun ortalama kavramını öğretmek için düzenledikleri


matematiksel modelleme etkinliklerinden otantik modelleme problemleriyle çalışmaları, araştırma için
önceki matematik bilgilerini kullanmaları ve böyle ortalama kavramını anlaşılmasını sağlamayı
beklemişlerdir. Çalışma Kıbrıs’ta 6.sınıf öğrencileriyle yapılmıştır. Öğrencilerle “yaz kampı işi” ve
“ilaç endüstrisi altın ödülü” adlı kırkar dakikalık iki modelleme etkinliği yapılmıştır. Öğrencilerin
matematik modelleme etkinlikleri ile önemli bir yönünde grup içinde yer alan tartışmalar sayesinde
iletişim ve sosyal etkileşimin olduğu bunun doğal sonucu olarak bu süreçlerine maruz kaldıkları için
bunlarda gelişim olmuştur.

Swan, Turner, Yoon ve Muller (2006), modelleme etkinliklerinin öğrencilerin matematiksel araçları
kullanışını, matematiksel dilini ve soru sorma, sorulan sorulara cevap verme kapasitelerini
geliştirdiğini göstermek için bir çalışma yapmıştır. Yapılan etkinlikler sonucunda matematiksel bilgiyi
bir bütün olarak aldığını, matematiğin içindeki ve dışındaki bağıntıları daha güçlü bir şekilde
kurdukları gözlemlenmiştir.

Maaß (2005) günlük hayattaki olayları modelleme etkinlikleri sayesinde eğitme entegre etmenin
etkilerini göstermek için yaptığı çalışmaya bakıldığında öğrencilerin matematiğe olan yaklaşımları
okuldaki günlük matematik eğitiminde modellemenin araç olarak kullanımını büyük ölçüde etkilediği
belirtilmiş, ve bu etkinin olumlu yönde olduğu dile getirilmiştir. Çalışmanın başka bir sonucu eğitimin
erken dönemlerinde matematiksel modelleme etkinliklerinin kullanımının gerekli olduğu ve bunun
sayesinde çocuklarda matematiksel zihin becerilerinin gelişiminin daha arttığı vurgulanmıştır.

Kaiser ve Schwarz (2006) çalışmalarında, eğitimde matematiksel modelleme üzerine düzenleme ve


matematik ve matematik öğretmenliği bölümlerinde yapılan seminer incelemesi yapmışlardır.
Matematiksel modelleme etkinliklerinin okular da uygulanmasının mümkün olduğu görülmüştür. Bu
etkinliklere her düzeyden öğrencinin katılabileceği görülmüştür. Bu etkinliklerin grup şeklinde
yapılması olumlu bulunmuştur. Seminere katılanlar etkinlikleri gerçeğe yakın bulmuşlardır.

Bonotto (2001) çalışmasında ilkokul dördüncü sınıf öğrencileriyle matematiksel bilgiyi kendilerinin
yapılandırmasında günlük yaşamdaki nesnelerin etkisini araştırmıştır. Bu etkinlik için alış veriş
faturalarını kullanılmıştır. Araştırma sonucunda günlük hayattaki nesnelerin kullanımı matematiksel
bilgiyi kazandırmada etkili bir yöntem olduğu görülmüştür. Öğrenciler yatay ve dikey matematize
etmeye tanık oluyorlar ve bu etkili oluyor. Bu etkinliklerin yeni bilgilerin ortaya çıkmasında önemli
etkisi vardır.

Zawojewski ve Lesh (2003) geleneksel okul matematiği programlarında resim çiz, onu taklit et,
problemin daha basit bir versiyonunu dene gibi problem çözme tekniklerini öğrencilerde matematiksel
bilgi ile durum arasında bağ kurmaya yardımcı olmasının üzerine etkisi incelenmiştir. Bunlar
sonucunda öğrenciler matematiksel bilgi ile gerçek durumlar arasında daha kolay bağlaştırma yaptığı
gözlemlenmiştir.

Carlsen, Larsen ve Lesh (2003) beş yıl boyunca araştırdıkları, yüksek öğretimde öğrenim gören
öğrencilerin değişiminin oranını ve birbiriyle ilişkili olarak değişim gösteren iki farklı niceliğin
araştırılması ve model ve modelleme yaklaşımının etkilerini tartışmışlardır. Araştırma sonucunda
öğrencilerin anlayışlarını ve akıl yürütmelerini sözlü ifade etme, arkadaşlarına geri dönüt verme ve
alma, öğrencilerin çözümlerinin akla yatkın olana kadar geliştirmeleri gerektiğine ve çözüm bulana
kadar yeterli sürenin verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Lingefjärd (2006) yaptığı çalışmada matematiksel modelleme etkinliklerinin nasıl yapılması gerektiği
konusu üzerinde durmuştur. Çalışma sonunda modelleme etkinliklerinin geleneksel yöntemlerle
öğretilmesi zor olduğu, matematiğin gerçek yaşamdaki varlığıyla ilişkiler kurup ve bunlarla ilgili
tartışma ortamları için fırsatların sunulması gerektiği belirtilmiştir.
Kertil (2008), geleneksel eğitim alan öğretmen adaylarının modelleme etkinlikleri uygulama sürecinde
asıl ortaya çıktığını ve bu becerilerin farklı çalışma ortamlarında ne gibi farklılıklar gösterdiğini ortaya
koymak amacıyla bir devlet üniversitesi öğrencileriyle bir çalışma yapmıştır. Çalışma sonunda bu tür
etkinliklerin uygulanabilmesi için öncelikle öğretmenlerin bu etkinliklerin gereklerini yerine
getirebilecek donanıma sahip olması gerektiği ve öğretmen yetiştirme programlarında buna yönelik bir
etiğinim olması gerektiği ortaya konulmuştur.

Keskin (2008), yaptığı araştırmada bir devlet üniversitesinin ortaöğretim matematik öğretmenliği
bölümünde okuyan öğretmen adaylarının modelleme bilgi ve becerilerini, matematiksel modelleme ile
ilgili görüşlerini araştırmıştır. Araştırma sonucunda öğretmen adayları matematiksel modelleme
etkinliklerine derslerinde yer vermeleri gerektiğini, bir ders olarak değil de tüm derslerin içinde
matematiksel modellemeye yer verilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Buna yönelik projelerin
gerçekleştirilmesi yararlı olacağını dile getirmişler.

‘‘2.2. MODELLEME SÜRECİNİN VE MODELLEME BECERİLERİNİN YAPISI İLE İLGİLİ


ARAŞTIRMALAR’’

Yoon (2006), modellemede kullanılan düşünceyi açığa çıkarma ifadesini daha anlaşılır hale getirmek
ve model ve modellemedeki bazı kavramlara tutmak için “düşünceyi açığa çıkarma” etkinliklerini
konu alan bir çalışma yapmıştır. Çalışma sonunda öğrencilerin model ortaya koyma etkinlikleriyle
matematiksel modellerin, onların matematiksel düşünceleriyle ilgili fikir veren zengin ve önemli bir
bilgi kaynağı olduğunu gözlemlemiştir. Bunun yanında modelleme ile ilgili kavramların tutarlı bir
şekilde kullanılmadığından bir karışıklık doğurduğunu da dile getirmiştir.

Sriraman (2005) modelleme etkinliklerinin kavramlarını algılanışı üzerine yaptığı çalışmada


kavramıyla ilgili kafalarındaki karışıklıkları, anlayışlarının çeşitliliğini ve tercihlerini incelemiştir.
İnceleme sonunda modelleme etkinliklerinin yapısının sınıfta öğretimi karmaşık olduğu kadar 68
öğrencilerin bu yapı ile ilgili anlayışlarında da farklılıklar bulunduğu sonucuna varılmıştır. Bunun
dışında dünya genelinde de anlayış farklılıklarının da olduğu belirtilmiş, çok faydalı olan modelleme
kavramlarının nasıl olacağı konusunda tamamen birlik sağlanmasını beklemenin mümkün olmadığı
belirtilmiştir.

Güneş, Gülçiçek, Bağcı (2004), matematik eğitiminde önemli bir yere sahip olan modellerin ne
olduğu, fen bilimlerindeki ve matematikteki rolleri, niçin ve nasıl kullanıldıkları incelemek için
öğretim elemanlarının görüşlerine başvurmuşlardır. Yapılan görüşmeler sonunda bir olgunun birden
fazla modelle temsil edilmesi konusunda olumlu kabullere sahip olmalarına karşın, modellerin temsil
ettikleri gerçekleri ne derece yansıtması gerektiği ile ilgili belirgin bir kanıya sahip olmadıkları
belirtmişlerdir. Yeni bilgiler ışığında ise modellemelerin güncellenmesi gerektiğini vurgulamışlardır.
Modelleme etkinliklerini daha iyi tanımaları gerektiğini de belirtmişlerdir.
Maaß (2006) araştırmasında modelleme becerileri nelerdir sorusuna cevap aramıştır. Çalışmanın
sonucu düşük seviyeli öğrencilerin bile modelleme becerilerinin geliştiği belirtilmiştir. Modelleme
becerileri tek bir adımda gerekli olan becerilerden fazla olduğu belirtilmiştir. Bu beceriler; Üst bilişsel
modelleme becerileri. Modelleme süreci ile ilişkili kanıtlama yapabilme ve bu kanıtları yazabilme
becerisi. Gerçek modelden matematiksel modeli kurma becerisi. Matematiksel modeldeki
matematiksel soruları çözme becerisi.

Henning ve Keune (2004), modelleme kavramını incelemek ve modelleme becerileri için bir seviye
modelini tanıtmak amacıyla yaptıkları çalışmalar yapılmış ve bu beceriler örneklendirilmiştir.
Araştırma sonucunda beceriler; modellemeyi tanıma ve anlama düzeyi becerileri, bağımsız modelleme
düzeyi becerileri, modelleme üzerine üst-düşünme seviyesi becerileri olarak 3 düzeyde toplanmıştır.

‘‘ MATEMATİK EĞİTİMİNDE MODEL KULLANIMI İLE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR’’

Olkun, Şahin, Akkurt, Dikkartın, Gülbağcı (2009), ilköğretim öğrencilerinin rutin olmayan sözel
toplamsal bir problemi çözerken modelleme ve genelleme sürecini incelemek amacıyla bir çalışma
yapmışlardır. Araştırma sonucunda öğrencilerin bu tür problemlerde başarılarının oldukça düşük
olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca öğrenciler problemle karşılaştığında modellemeden yararlanmalarına
rağmen seviye arttıkça modellemeden uzaklaşarak, akıl yürütmeden aritmetik işlemler yaparak sonuca
gitmeye çalıştığı gözlemlenmiştir.

Kartallıoğlu (2005), “İlköğretim 3 ve 4.Sınıf Öğrencilerinin Sözel Matematik problemlerini


Modellemesi: Çarpma ve Bölme İşlemi” adlı çalışmasında öğrencilerin sayısal olarak verilmeyen
problemleri çözerken kullandıkları stratejileri ve bu stratejilerin nedenlerini ortaya koymayı
amaçlamıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda öğrenciler problemlere çözüm ararken ilk ilk olarak işlem
kullanmayı tercih ettikleri ama işlem seçiminde zorlandıkları bunda zorlananların şekil kullanma
yoluna başvurduğu belirtilmiştir. İlk olarak şekil değil de işlem yolunu seçmelerinin nedenini şekil
kullanmaya alışık olmadıklarını, şekil çizerken zorlandıklarını ya da ihtiyaç duymadıkları olarak
belirtmişlerdir. Ayrıca öğrencilerin bazen yanlış işlemi seçtiği de görülmüştür.

Kaf (2007), modellerle cebir öğretimi ve modellerin kullanılmadığı cebir öğretimi yapıldığında
öğrencilerin cebir öğretimine etkisinin incelendiği bir araştırma yapmıştır. Araştırma sonunda
matematiksel modelleme etkinliklerinin kullanılması cebir konusunun öğrenilmesinde istatistiksel
olarak anlamlı bir fark bulunmuş ama cinsiyet bazında bakıldığında anlamlı bir farkın olmadığı
belirtilmiştir.
‘‘OKUL MATEMATİĞİ VE GÜNLÜK YAŞAM ARASINDAKİ İLİŞKİ İLE İLGİLİ
ARAŞTIRMALAR’’

Pollak (1969), matematik öğretimi ve matematiğin uygulamaları arasında nasıl bir ilişkinin olduğunu
araştırdığı çalışmasında, öğrencilerin eğitimlerinde ders kitaplarında sıkça karşılaştıkları sözlü
problemleri incelemiş ve kullanılan problemlerin hangilerinin doğru hangilerinin yanlış olduğunu
tartışmıştır. Çalışma sonuncunda bu problemlerin gerçekle uyumunun sağlanmasında bazen güçlükler
görülmüş ve başka bir alandaki problemi formüle etmenin matematiğin kendisini keşfetmek gibi
önemli bir etkisi olduğu belirtilmiştir.

Arcavi (2002), okul matematiği ile günlük hayat matematiği arasında köprü oluşturan 3
kavrama(gündelik olma, matematize etme ve bağlam tanıdıklığı ) dikkat çekmiş ve bunları inceleyen
bir çalışma yapmıştır. Çalışma sonunda okul matematiği ile günlük hayat matematiğiyle
ilişkilendirmek için bu üç kavramın incelenmesi gerektiğine ve bunların anlamlandırılması gerektiğini
dile getirmiştir. Öğrencilerin farklı matematiksel pratiklere bakışlarını gözden geçirme ve sorgulama
gereksinimini ortaya koyduğunu belirtmiştir.

Naresh (2008), araştırmasında okul matematiği ile iş yeri matematiği arasındaki ilişkiyi incelemek için
bir otobüs bileti satıcısının akılsal matematik etkinliklerini incelemiştir. Araştırmacı biletçinin
kullandığı zihinsel hesaplamaları ve bu hesaplar sırasında kullandığı yöntemleri incelediğinde iş
yerinde kullandığı matematiğin okul matematiğinin düşüncelerine ve geçerli sistemle uygun bilginin
birleşmesinden oluştuğu sonucuna varmıştır.

Boaler (2001), 2 yıl boyunca yaptığı çalışmada öğrencilerin, bir kısmına matematiksel modelleme
eğitimi uygulanırken diğer kısmına geleneksel yöntemlerle eğitim verilmiştir. Etiğim sonunda
öğrencilerin ulusal matematik sınavından aldıkları puanlar karşılaştırılmıştır. Sınav sonuçlarına
bakıldığında belli bir yolun izlenerek çözüme ulaşılan sorularda geleneksel eğitim alan öğrencilerin
ama farklı düşünme süreçlerinden geçerek çözüme ulaşılan sorularda ise modelleme etkinliklerini
yapan öğrencilerin daha başarılı olduğu gözlemlenmiştir. Öğrencilerle yapılan görüşmelerde
geleneksel yöntemlerle eğitim alan öğrenciler matematiğin günlük hayattan kopuk olduğu
belirtmişlerdir, matematiksel modelleme eğitimi uygulanan öğrenciler ise bunların iç içe olduğunu dile
getirmişlerdir.

Erturan (2007), öğrencilerin matematik başarıları ile günlük yaşamda matematiği kullana bilme
dereceleri arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Yapılan araştırma sonucunda öğrencilerin günlük yaşamdaki
matematiğin farkında olduğu fakat sınıf içindeki matematik konularını günlük yaşamın içine transfer
edemedikleri görülmüştür.

Akkuş (2008), ilköğretim matematik öğretmeni adaylarının matematiksel kavramları günlük yaşamla
ilişkilendirme düzeylerini not ortalaması, öğretim yılı ve matematiğe karşı öz yeterliklerine göre
incelemiştir. Öğretim yılına göre ilişkilendirmenin değiştiği görülmüş ve 4.sınıflardailişkilendirme
düzeyinin daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Matematiğe karşı öz yeterlikle matematiği günlük
yaşamla ilişkilendirme düzeyi arasında anlamlı bir fark görülmemiştir. Matematiği günlük yaşamla
ilişkilendirme düzeylerinin artırılması için özel öğretim derslerinin içeriğinde matematik ve günlük
yaşam, matematik ve diğer disiplinler gibi ilişkili konulara değinilmesi önerilmiştir.

YÖNTEM

Bu bölümde araştırmanın deseni, araştırmanın katılımcıları, veri toplama araçları, verilerin nasıl
toplandığı ve verilerin analizinde kullanılan istatistiksel yöntem ve teknikler açıklanmıştır.

ARAŞTIRMANIN TÜRÜ VE DESENİ

Bu araştırama matematiksel modelleme etkinliklerinin, öğrencilerin öğrenmiş oldukları matematiksel


bilgiyi gerçek yaşama transfer etme becerilerinin gelişimi üzerindeki etkisini incelemek amacıyla
yapılan yarı deneysel bir çalışmadır. Araştırma kontrol grupları ve bunlarla beraber deney
oluşturularak ön test-son test kontrol gruplu yarı deneysel desenine göre düzenlenmiştir. Her iki içinde
etkinlik öncesi ve sonrası testler yapılarak ölçme sonuçları alınmıştır.

Bu çalışmada 6A, 7B olmak üzere iki kontrol grubu ve 6B, 7C olmak üzere iki deney bulunmaktadır.
Deney grubu bir dönem boyunca modelleme etkinliklerine maruz kalacak bir öğretim süreci izlenmiş,
kontrol grubu ise bu etkinliklere değil de geleneksel bir öğretim süreci izlemiştir. İki grup içinde
araştırmacı tarafından geliştirilen öğrencilerin matematiği günlük yaşama transfer edebilme
düzeylerini belirleme düzeylerini belirleyecek bir test uygulanmıştır.

Çalışmada, nicel yöntemlerle toplanan verilerle beraber nitel verilerden de yararlanılmıştır. Bundaki
amaç nicel verileri desteklemek ve oluşan farkların nedenleri daha iyi belirlemektir. Bir dönem
boyunca öğrenciler gözlemlenmiş ve dönem sonunda öğrencilerle görüşmeler yapılmıştır.

ARAŞTIRMA GRUBU

Araştırma Ankara’nın bir ilçesinde bulunan bir ilkokulda yapılmıştır. Bu okul alt sosyo-ekonomik
durumdaki öğrencilerin devam ettiği bir okuldur. Araştırma için kullanılan gruplar 2008–2009 öğretim
yılındaki, 6. ve 7. sınıf öğrencileri arasından seçilmiştir. 8.sınıflardan öğrenci alımı olmamıştır. Bunun
nedeni onlarla daha önceden bir pilot çalışmasının yapılmış olmasıdır. Deney ve kontrol gruplarının
oluşturulduğu sınıflarda genel olarak cinsiyet, sınıf mevcudu ve başarı oranları benzerlik
göstermektedir.
Sonuç olarak bakıldığında birbirine benzer gruplar alınmaya çalışılmıştır. Kontrol gruplarını 6A
şubesinde 34, 7B şubesinde 24 olmak üzere toplam 58 öğrenci; Deney gruplarının 6B şubesinde 34,
7C şubesinde 24 olmak üzere toplam 58 öğrenci bulunmaktadır. Toplamda ise 116 öğrenci araştırmaya
katılmıştır. Bunlardan 59’u kız, 57’si erkektir.

ARAŞTIRMANIN DEĞİŞKENLERİ

Araştırmada iki değişken var bunlar; bağımlı ve bağımsız değişkenlerdir.

Bağımlı Değişken

Araştırmacının geliştirdiği Öğrencilerin Günlük Yaşam Matematik Testinden almış oldukları puanlar
bu çalışmanın bağımlı değişkenidir.

Bağımsız Değişken

Araştırmada kullanılan modelleme etkinlikleri bağımsız değişkendir.

VERİ TOPLAMA ARAÇLARI

Veriler araştırmacının geliştirdiği Günlük Yaşam Matematik Testi ve öğrencilerle yapılan görüşmeler
aracılığıyla toplanmıştır.

Ölçme Aracının Özellikleri

Araştırmacının geliştirdiği Günlük Yaşam Matematik Testi 7 tane açık uçlu problem durumu, 1 tane
matematiksel ifadelerin kullanımını öngören, öğrencilerin odalarını tarif etmeleriyle ilgili soru ve
okuldaki matematiği günlük yaşamla ilişkilendirmekle ilgili 3 soru olmak üzere toplam 11 sorudan
oluşmaktadır. Bu 11 soru için e ortalama madde ayırıcılık indeksi 0,59 olarak bulunmuştur. Ortalama
güçlükte bir test olduğunu söyleyebiliriz.

Ölçme Aracının Geçerliği

Testin geçerliğini belirlemek için uzman görüşleri yöntemine kullanılmıştır. Uzmanlarla yapılan
görüşmeler sonunda 2. soruda değişikliğe gidilmiş, bazı maddeler ifade ediliş biçimi bakımından
düzeltilmiştir.

Ölçme Aracının Güvenirliği

Ölçmede kullanılan testin güvenirliğini bulmak için Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı hesaplanmış
ve 0,79 olarak bulunmuştur. Bu sayı güvenirlik için kullanılabilir bir sayıdır.

Madde İstatistikleri

Görüşmeler
Görüşmelerde 3 farklı sınıflandırma mevcuttur. Bunlar; “yapılandırılmış”, “yarı yapılandırılmış” ve
“yapılandırılmamış’’ şeklindedir. Bu çalışmada ise yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır.

UYGULAMA

Araştırma 4 grup üzerinde yapılmıştır. Araştırmacının geliştirdiği test 6. ve 7. sınıf öğrencilerine 2008
– 2009 bahar döneminin başlangıcında uygulama öncesinde ön test olarak ve aynı test uygulama
bittikten sonra son test olarak uygulanmıştır. Testler uygulanırken öğrencilere teste başlamadan önce
gerekli bilgilendirmeler yapılmıştır. Araştırmaya katılan bütün grupların derslerine aynı öğretmen
girmiş ve araştırma süresi boyunca öğrencilere aynı program aynı ders sürelerinde verilmiştir.

Deney Gruplarındaki Öğretim Süreci

Araştırma süresi boyunca deney gruplarına günlük yaşamdan bazı problemler ve problemlerin
matematiksel düşünmeyle değişkenlerinin belirlenmesi ve bu değişkenler arasındaki ilişkilerin
matematiksel ifadelere aktarılması gibi beceriler gerektiren problem çözme etkinlikleri olan
matematiksel modelleme etkinlikleriyle çalışmışlardır. Çalışma öncesinde bu etkinlikler 8.sınıflarla
beraber pilot uygulama şeklinde yapılmıştır.

Kontrol Grubundaki Öğretim Süreci

Kontrol grubunda modelleme etkinliklerine yer verilmemiştir. Bu grupla dersler MEB ders kitabına
bağlı bir şekilde işlenmiştir. Bunun yanında öğretmen merkezli olan geleneksel bir eğitim
uygulanmıştır. Modelleme dışındaki etkinlikler iki grupta da aynı şekilde bir ders işlemiştir.

VERİLERİN ANALİZİ

Araştırmadaki nicel veriler Günlük Yaşam Matematik Testi ile toplanmış ve SPSS 16 paket programı
kullanılarak bilgisayar ortamına aktarılmıştır. Elde edilen nicel veriler arasında fark olup olmadığı
SPSS 16 paket programı kullanılarak bağımsız gruplar t-testi ile test edilmiştir.

Araştırmadaki nitel veriler modelleme etkinlikleri sırasında kaydedilen video görüntüleri ve


çalışmaların bittiği dönemin sonunda deney grubu öğrencileriyle yapılan görüşmeler aracılığıyla elde
edilmiştir. Bu veriler daha sonra bilgisayar ortamına aktarılmıştır. Nitel verilerin analizinde içerik
analizi ve betimsel analiz kullanılarak incelenmiştir. Betimsel analizde elde edilen sonuçlar özetlenip
yorumlanmıştır.
BULGULAR VE YORUMLAR

NİCEL BULGULAR VE YORUMLAR

‘‘Modelleme etkinliklerinin kullanıldığı öğrencilerle modelleme etkinliklerinin kullanılmadığı


öğrencilerin gerçek hayatta karşılaştıkları problemlerde matematikten yararlanma düzeyleri
arasında anlamlı bir fark mıdır?’’

Öğrencilere yapılan test sonucunda elde edilen verilen analiz edildiğinde modelleme etkinliklerinin
kullanıldığı öğrencilerle modelleme etkinliklerinin kullanılmadığı öğrencilere bakıldığında 6. sınıf
düzeyinde matematiği gerçek hayat problemlerinde kullanma düzeyleri arasında anlamlı bir fark
yarattığı söylenebilir.

Öğrencilere yapılan test sonucunda elde edilen verilen analiz edildiğinde modelleme etkinliklerinin
kullanıldığı öğrencilerle modelleme etkinliklerinin kullanılmadığı öğrencilere bakıldığında 6. sınıf
düzeyinde olduğu gibi 7.sınıf düzeyinde de matematiği gerçek hayat problemlerinde kullanma
düzeyleri arasında anlamlı bir fark yarattığı söylenebilir.

Böyle olmasının bir nedenlerinden biri öğrencilerin modelleme etkinlikleriyle çalışırken üstbilişsel
düşünme becerilerinden yararlanmaları olabilir. Sonuç olarak öğrencilerin gerçek hayat
problemlerinde matematiği kullanma düzeyleri modelleme etkinlikleri kullanımı ile birlikte
artmaktadır.

‘‘Modelleme etkinliklerinin kullanıldığı öğrencilerle modelleme etkinliklerinin kullanılmadığı


öğrencilerin günlük yaşamında matematik diline yer verme düzeyleri arasında anlamlı bir fark
mıdır?’’

Öğrencilere yapılan test sonucunda elde edilen verilen analiz edildiğinde modelleme etkinliklerinin
kullanıldığı öğrencilerle modelleme etkinliklerinin kullanılmadığı öğrencilere bakıldığında 6. sınıf
düzeyinde matematiği gerçek hayatlarında matematik diline yer verme düzeyleri arasında anlamlı bir
fark oluşturduğu söylenebilir.

Öğrencilere yapılan test sonucunda elde edilen verilen analiz edildiğinde modelleme etkinliklerinin
kullanıldığı öğrencilerle modelleme etkinliklerinin kullanılmadığı öğrencilere bakıldığında 6. sınıf
düzeyinde olduğu gibi 7.sınıf düzeyinde de matematiği gerçek hayatlarında matematik diline yer
verme düzeyleri arasında anlamlı bir farka neden olduğu söylenebilir.

Bu farkın nedeni olarak modelleme etkinliklerinin kullanıldığı gruplarda sosyal etkileşimin yüksek
olması olabilir. Grupla beraber çalışan öğrenciler matematiksel modelleme etkinlikleri sürecinde etkili
iletişim ve takım çalışmasının temellerini oluştururlar. Öğrenciler fikirlerini kendi grup arkadaşlarına
ve diğer gruplara açıklamak ve ikna etmek için matematiksel dili kullanırlar sürekli olarak bununda
onlarda matematiksel dilin gelişmesine yardımcı olduğu düşünülmektedir.
‘‘Modelleme etkinliklerinin kullanıldığı öğrencilerle modelleme etkinliklerinin kullanılmadığı
öğrencilerin matematik ve günlük yaşamı ilişkilendirebilme düzeyleri arasında anlamlı bir fark
mıdır?’’

Öğrencilere yapılan test sonucunda elde edilen verilen analiz edildiğinde modelleme etkinliklerinin
kullanıldığı öğrencilerle modelleme etkinliklerinin kullanılmadığı öğrencilere bakıldığında 6. sınıf
düzeyinde grupların matematik ve günlük yaşamı ilişkilendirebilme düzeyleri arasında anlamlı bir fark
oluşturduğu söylenebilir.

Öğrencilere yapılan test sonucunda elde edilen verilen analiz edildiğinde modelleme etkinliklerinin
kullanıldığı öğrencilerle modelleme etkinliklerinin kullanılmadığı öğrencilere bakıldığında 6. sınıf
düzeyinde olduğu gibi 7.sınıf düzeyinde de grupların matematik ve günlük yaşamı ilişkilendirebilme
düzeyleri arasında anlamlı bir farka neden olduğu söylenebilir.

Bu şekilde bir sonucun elde edilmesinde modelleme etkinliklerinin; öğrencilere matematiğin gerçek
yaşamdaki çok farklı yönlerini fark etme ve anlama açısından mükemmel bir yol olması ve dünyayı
anlamada araç olarak matematiğin kullanılması, soyut yapıda olan matematik arasında bir köprü inşa
etmelerine olanak veriyor olması gibi özelliklerinin etkili olduğu söylenebilir.

Bunların yanında matematiksel modelleme etkinliklerinde, gerçek yaşamdan alınan problemlerle


uğraşan, ilişkileri kurabilen, buradaki örüntüleri gören, nasıl davranması gerektiğini bilen, kararlarını
kendisi veren “öğrenen” için matematiğin yaşamın bir parçası haline gelmesi vb. nedenlerden ötürü
öğrenci matematikle günlük hayatın unsurları arasındaki ilişkiyi görmeyi kolaylaştırabilir.

Araştırma sonuncunda elde edilen bulgulara dayanarak modelleme etkinlikleriyle çalışan öğrencilerin
okul matematiğini yaşamlarına daha kolay transfer edebildikleri söylenebilir. Modelleme etkinlikleri
matematiksel bilginin kavramsallaştırılması için çok uygun bir araç oluşu öğrenilen matematiğin
gerçek yaşama transferi üzerinde olumlu bir etki yaratmaktadır.

Araştırmacının geliştirdiği Günlük Yaşam Matematik Testi’nin alt boyutlarından aldıkları puanların
ortalamalarına bakıldığında, 6. sınıftaki öğrencilerin ortalamalarının 7.sınıflara göre düşük olduğu
görülmektedir. Bunun böyle çıkmasının sebebi 7.sınıf programının etkinliklere daha fazla olanak
sağlamasıdır ve sonuç beklenen doğal bir sonuçtur.

NİTEL BULGULAR VE YORUMLAR

Öğrenciler modelleme süresi boyunca yoğun bir şekilde matematiksel araçlardan yararlanmaya
çalışmışlardır. Bunu yaparken de kavramları ezbere değil de yerine uygun ve anlamlandırarak
kullanmaları ve bu durumun kavramsallaştırılmasına yardımcı olması, okulda öğrenilen matematiksel
bilginin gerçek yaşamda kullanımını kolaylaştırıcı bir etkiye sahip olabilir. Buna ek olarak öğrenciler
modellerini sürekli gözden geçirdikleri, eksik kısımları tamamlamaya çalıştıkları ve bunun içinde ıkça
üstbilişsel düşünme becerilerine başvurdukları gözlemlenmiştir. Üstbilişsel düşünme becerilerini
kullanmaları günlük yaşam durumlarında matematikten yararlanma düzeylerini olumlu yönde
etkilemiş olabilir. Öğrencilerin etkinlikler süresince sürekli iletişim içinde olmaları matematiksel dilin
unsurlarını kullanmaları onların günlük yaşamda matematiksel dili kullanma becerileri üzerinde
olumlu bir etki yapmış olabilir.

Görüşmeler

Öğrencilerle yapılan görüşmeler sonucunda genel olarak modelleme etkinlikleri ile çalışmalarının
onlara matematiğin günlük hayattaki yerlerini görmelerine büyük faydası olduğunu dile getirmişlerdir.
Bunun zihinlerindeki yapıları geliştirdiğini de söyleyebiliriz. Modelleme etkinlikleriyle çalışan
öğrenciler farklı günlük hayat problem durumlarında matematikten yararlanılabileceğini yaparak
yaşayarak görmüş ve böylece yaşam ve matematik arasındaki güçlü ilişkiyi fark edebilmişlerdir.

SONUÇLAR VE ÖNERİLER

SONUÇLAR

Dünyada ve ülkemizde matematik eğitim dünyasının amaçlarında biri öğrencilerin okulda görmüş
oldukları matematiği şimdiki ve gelecekteki hayatlarında kullanma ve kapasitelerini geliştirmesi
üzerinde durulmaktadır. Dünyayı anlamak için matematiksel bilgi önemlidir. Gerçek hayat içindeki
matematiği anlamak ve bunu kullanmak günümüzde çok büyük öneme sahiptir. Ülkemizde de 2004
yılından beri bu gereksinim üzerinde durulmuş ve bunun arttığı belirtilmiştir. Araştırmada öğrencilerin
sınıf içindeki matematik konularını günlük yaşamın içine transfer etmekte zorlandıkları düşüncesiyle
matematik derslerindeki kavramların günlük yaşamın içinden örneklerle desteklenmesini sağlayacak,
onları yaşamın içinden problem durumlarıyla mücadele etmeye zorlayacak modelleme etkinliklerinden
yararlanılmıştır. Bu şekilde hareket ederek matematiğin günlük içinde olduğunu gösterecek ve bunlar
arasındaki ilişkilerin öğrencilerin kendisinin görmesini sağlamak amaçlanmıştır.

Çalışmada kullanılan testten elde edilen puanlar incelendiğinde modelleme etkinliklerinin kullanılması
öğrencilerin yaşamda karşılaştıkları problemlerde matematikten yararlanarak çözümler bulması
düzeyini artırabileceği sonucuna varılmıştır. Bu sonuç daha önce yapılan bir çok çalışmanın sonucuna
paralel olarak beklenen bir sonuçtur.

Öğrencilerin gerçek yaşamda matematiği kullanabilir olması sadece matematik dersindeki konuları
günlük yaşamla ilişkilendirebilmesi üzerinde etki etmez bununla beraber iletişiminde de matematik ve
matematik eğitiminin önemli bir parçası olarak kullanır. Matematik sayesinde farklı bakış açısına
sahip olan öğrenciler bunları fikirlerini dile getirirken de uygular, kendi başlarına kuramadıkları
bağlantıları kurmalarını sağlar. Bu çalışma da matematiksel modelleme etkinlikleri aracılığıyla,
öğrencilerde anlaşmazlık karşısında arkadaşlarını ikna etmeye çalışırken daha iyi bir matematik
anlayışı kazanmalarına vb. bir gelişime zemin hazırlamıştır. Araştırmada modelleme etkinliklerinin
kullanıldığı deney gruplarında gerçek yaşamlarında matematik dilini kullanma düzeylerinde gelişimin
bu etkinliklerin kullanılmadığı gruplardan anlamlı derecede fazla olduğu görülmüştür. Modelleme
etkinliklerinin sosyal yönünün fazla olmasından dolayı bu beklenen bir sonuçtur.

6. ve 7.sınıflardaki deney gruplarına bakıldığında etkinliklerin matematiği günlük yaşama transfer


etme üzerine etkisi bakımından programdan ve sınıf düzeyinin farklı olmasından kaynaklanan bir fark
bulunamamıştır. Araştırmada elde edilen bir sonuçta etkinliklerin kullanıldığı gruplarda günlük
yaşamda karşılaşılabilecek problem durumlarında matematikten yararlanma düzeylerindeki artışın,
matematiği günlük yaşamla ilişkilendirme ve matematik dilini günlük yaşamda kullanma
düzeylerindeki artıştan daha az olmasıdır. Bu becerinin kazandırılması için daha fazla zaman ve çaba
sarf etmesi gerektiği kanaati oluşmuştur. Öğrencilerin etkinlikler süresince matematiksel dili çok
kullandıkları görülmüştür. Bunun doğal bir sonucu olarak bu dili günlük yaşamlarına da aktarmaları
beklenebilir.

Öğrencilerden bazıları daha önceden de matematik ile günlük hayat arasındaki ilişkilerin farkında
olduklarını ama etkinliklerle beraber bunun daha fazla geliştiğini ve geniş bir alana yayıldığını
belirtmişlerdir. Her problemin farklı bir bağlamda olmasının bunu kolaylaştırdığını dile getirmişlerdir.
Çalışma da gözlenen bir diğer sonuçta matematik başarısı düşük olan öğrencilerin etkinlik uygulama
sürecinin büyük bir kısmına etkin olarak katılmış olmalıdır.

ÖNERİLER

Matematik ile günlük hayat arasındaki ilişkileri ortaya koymak için sadece geleneksel sözel
problemler yeterli olmamaktadır. Bundan dolayı öğrencilerin günlük yaşamlarında matematiği etkin
bir şekilde kullanabilmeleri için matematik derslerinde matematiksel modelleme etkinliklerine daha
fazla yer verilmelidir. Bunlara programlarda geniş bir tanınmalıdır.

Günlük yaşamda matematiksel dilin gelişmesi için modelleme etkinliklerinin grup çalışmaları şeklinde
ve çalışmalarını sınıf arkadaşlarına sunmalarına fırsat verecek şekilde tasarlanmasına özen
gösterilmelidir.

Öğrencilerin matematik ile günlük hayat arasındaki bu ilişkileri daha iyi ve olumlu bir şekilde
oluşturabilmeleri için bu tür etkinliklere daha erken yıllarda tanıştırılmalıdırlar.

KAYNAKÇA:

DORUK, B. K., & Aysun, U. M. A. Y. (2010). Matematiği günlük yaşama transfer etmede matematiksel
modellemenin etkisi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 41(41).

You might also like