Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 360

aptal olmasaydı, ne yapar eder, onu Düşünce Polisi'ne

ihbar ederdi. Ama Katharine'i o sırada asıl aklına düşü­


ren, öğleden sonranın boğucu sıcağında alnının terlemiş
olmasıydı. Julia'ya, on bir yıl önce yine yakıcı bir öğle­
den sonra olanı ya da daha doğrusu olamayanı anlatma­
ya başladı.
Evlenmelerinin üzerinden üç dört ay geçmişti. Kent
dolaylarında çıktıkları bir toplu doğa yürüyüşünde yolla­
rını kaybetmişlerdi. Aslında öbürlerinden yalnızca bir­
kaç dakika geride kalmalarına karşın, yanlış yola sapmış­
lar, sonunda kendilerini eski bir kireçtaşı ocağının kıyı­
sında bulmuşlardı. Dibinde iri kaya parçalarının bulun­
duğu, on beş yirmi metrelik dik bir çukurun başındaydı­
lar. Ortalıkta yolu soracakları hiç kimse yoktu. Katharine,
kaybolduklarını anlar anlamaz çok tedirgin olmuştu. Yü­
rüyüşteki şamatacı kalabalıktan bir an uzak kalmak bile
onda bir suçluluk duygusu uyandırmıştı. Geldikleri yol­
dan çabucak geri dönmek, ötekilerin gittiği yönü bir an
önce bulmak istiyordu. Ama tam o sırada Winston'ın gö­
züne, altlarındaki sarp kayalığın çatlakları arasında bit­
miş yabani çiçekler çarpmıştı. Aynı kökten çıkan bir çi­
çek öbeği iki renkliydi, mor ve kiremit rengiydi. Win­
ston, daha önce hiç böyle bir şey görmemiş olduğundan,
gelip görmesi için Katharine' e seslenmişti.
"Baksana, Katharine! Şu çiçeklere bak. Şu dipteki
öbek. Görüyor musun, iki ayrı renkteler!"
Katharine, tam oradan uzaklaşırken öfkeyle geri
dönmüş, kayalığın başına gelip eğilerek Winston'ın gös­
terdiği yere bakmıştı. Winston biraz gerisinde duruyor,
düşmesin diye belinden tutuyordu. O anda birden ne
kadar yapayalnız olduklarını fark etmişti. Ortalıkta hiç
kimse olmadığı gibi, ne bir yaprak hışırtısı duyuluyordu
ne de bir kuş sesi. Böyle bir yerde gizli bir mikrofon bu­
lunması olasılığı çok düşüktü; kaldı ki, mikrofon olsa
163
Parti'nin dünya görüşü, onu hiç anlayamayan insanlara çok
daha kolay dayatılıyordu. (. ..} Her şeyi yutuyorlar ve hiçbir
zarar görmüyorlardı çünkü tıpkı bir mısır tanesinin bir kuşun
bedeninden sindirilmeden geçip gitmesi gibi, yuttuklarından
geriye bir şey kalmıyordu.

George Orwell'in kült kitabı Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, yazarın
geleceğe ilişkin bir kabus senaryosudur. Bireyselliğin yok edildiği,
zihnin kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere dö­
nüştürüldüğü totaliter bir dünya düzeni, romanda inanılmaz bir
hayal gücüyle, en ince ayrıntısına kadar kurgulanmıştır. Geçmişte
ve günümüzde dünya sahnesinde tezgahlanan oyunlar düşünüldü­
ğünde, ütopik olduğu kadar gerçekçi bir romandır Bin Dokuz Yüz
Seksen Dört. Güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyen bir başyapıttır;
yalnızca yarına değil, bugüne de ilişkin bir uyarı çığlığıdır.

[an Yayınları, bu "bütün zamanların kitabını" Celal Üster'in özenli


çevirisiyle okura sunmaktan kıvanç duyuyor.

■ .

26 TL
KDV DAHİL

c> canyayinlari.com '11 twitter.com/canyayinlari f facebook.com/canyayinevi 9 789750 718533

You might also like