Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 6

DERLEME

ALZHEİMER HASTALIĞI PATOFİZYOLOJİSİ: DENEYSEL


VE GENETİK BULGULAR
13 / Özel Sayı 3 / 2010 (21-26) ÖZ
13 / Suppl 3 / 2010 (21-26)
Alzheimer hastalığının patogenezi ile ilgili elde edilen güncel bilgiler, pa-
tololoji, genetik, in vivo ve in vitro deneysel çalışmaların katkıları ile olmuştur.
Esen SAKA
Bu çalışmalar amiloid beta peptidi (Aβ) ve tau proteinlerinin hastalığın pato-
genezinde anahtar moleküller olduğunu göstermiştir. Bu moleküller agregatlar
oluşturarak ya da daha büyük olasılıkla oligomer yapılar halinde hastalığa özgü
nörodejenerasyona yol açmaktadır. Yeni genetik ve deneysel çalışmaların, has-
talıkla ilişkili yeni genler, moleküller ve yolakları keşfetmesi ve hastalığın pato-
genezini daha iyi anlamamıza yardım etmesi beklenmektedir.

Anahtar Sözcükler: Alzheimer hastalığı/genetik; Demans; Amiloid beta-


Protein/genetik; Tau proteinleri/genetik

REVIEW ARTICLE

PATHOPHYSIOLOGY OF ALZHEIMER’S DISEASE:


EXPERIMENTAL AND GENETIC FINDINGS
ABSTRACT
The current knowledge on the pathogenesis of Alzheimer’s disease is de-
rived from studies on pathology, genetics ,and in vivo and in vitro experimental
studies. These studies point amiloid beta peptide (Aβ) and tau as key molecules
for the pathogenesis of the disease. These molecules either as aggregates that
they form or most probably as oligomers lead to the disease specific neuro-
degeneration. New genetic and experimetal studies are expected to disclose
novel putative genes, molecules and pathways and further help our better un-
İletişim (Correspondence)
derstanding of the disease

Esen SAKA
Key Words: Alzheimer Disease/genetics; Amyloid beta-Protein/genetics;
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
tau Proteins/genetics
Nöroloji Anabilim Dalı
06100 Ankara

Tlf: 90 312 3051806


Faks 90 312 3093451
e- posta: serefnur.ozturk@noroloji.org.tr

21
PATHOPHYSIOLOGY OF ALZHEIMER’S DISEASE: EXPERIMENTAL AND GENETIC FINDINGS

Alzheimer hastalığına (AH) uygun yaklaşım, hastalığın masında bir bozukluk olduğu düşünülmektedir (3,6). İnsan
etkin tedavisi, ve hatta önlenebilmesi için hastalık patofiz- Aβ’sı, monomerler, dimerler, trimerler, tetramerler, dode-
yolojisinin bilinmesi esastır. Bu zamana kadar elde edilen camerler, diğer oligomerler, protofibriller ve matur fibriller
bilgilerde, insan çalışmaları yanı sıra deneysel çalışmaların gibi farklı formlarda bulunabilmektedir. Amiloid plakların
da önemli katkıları olmuştur. Alzheimer hastalarının otopsi yapısında ise matur fibriller bulunmaktadır. AH’larında ya-
materyallerinden elde edilen veriler hastalığın patolojisinde pılan patoloji çalışmalarında amiloid plaklar olmazsa olmaz
amiloliod plak ve nörofibriller yumakların varlığını ve bu pa- patolojik bulgulardır ve hastalığın patogenezinde Aβ oluşu-
tolojik agregatların belirli dağılım paterni ve yoğunlukta bu- munun hastalığın patogenezini başlattığı düşünülmektedir.
lunduklarını göstermiştir (1). Parenkimal lezyonlar yanı sıra Bu hipotez “amiloid kaskad hipotezi” olarak tanımlanır (3).
serebral amiloid anjiopati hastalık patolojisine eşlik edebil- Ancak otopsi çalışmalarında amiloid plakların yoğunluğu ile
mektedir. Nöron ve sinaps kaybı hastalığın diğer vazgeçilmez kognitif yıkım arasında bir ilişkinin varlığı gösterilememiştir.
patolojik bulgularıdır. Moleküler çalışmalar amiloid plakların Bu hipotez zaman zaman sorgulansa da, aşağıda “AH’nın
ana komponentinin amiloid beta (Aβ), nörofibriller yumak- deneysel modelleri ve öğrettikleri” alt başlığında tartışılacağı
ların ise tau proteini olduğunu göstermiştir (2,3). Bu protein- gibi amiloid plakların kendisinden çok, monomerlerinin ya
lerin oluşum ve işlenmelerinde AH beyninde diğer bireylere da oligomerlerinin hastalık patogenezinde rol oynadığı dü-
göre bazı farklılıkların varlığı gözlenmiş ve bu farklılık ayrıntılı şünülmektedir.
olarak incelenmiştir. Deney hayvanlarında yapılan çalışma- Alzheimer hastalığı ve tau
ların da katkısı ile daha çok Aβ fazlalığının, hem oligomerik,
Tau proteini, mikrotubullerin organizasyonu ve stabili-
hem de agregatlar oluşturan Aβ’nın hastalık patogenezinde
zasyonunda rol alan ana proteinlerdir. Hücre iskeleti prote-
önemli rolü olduğunu göstermiştir (3,4) . AH genetiği ile ilgi-
inlerinden olan mikrotubuller ise, hücre morfolojisinin sağ-
li çalışmalarla da -ailevi AH’da saptanan mutasyonların Aβ
lanması; akson ve dendritlerdeki transportu sağlamaktadır.
oluşumu ile ilişkili genlerde olması ve hatta hastalığa yatkın-
Tau proteini dolayısı ile hücre morfolojisinin korunması ve
lık oluşturabilecek genetik değişikliklerin de Aβ biyolojisi ile
aksonal transportta rol almaktadırlar. Tau proteininin ayrıca
yakın ilişki göstermesi- bu gözlemler desteklenmiştir.
nöronlarda ve diğer hücre nükleuslarında DNA ve RNA ile
Bu derlemede hastalık patofizyolojisi ile ilişkilendirilen etkileşime girdiği ve nükleolar yapının oluşmasında da işlev
genetik ve deneysel bulgular alt başlıklar altında özetlene- gördüğü de öne sürülmektedir (2,7).
cektir.
Santral sinir sisteminde 6 farklı izoformu olan tau pro-
Alzheımer hastalığı ve aβ teinin geni 17. Kromozomdadır. Protein sentezlendikten
sonra fosforilizasyon ve nitrasyonun da içinde olduğu farklı
Aβ, “amiloid precursor protein” (APP) nin bazı enzimler
sentez sonrası değişikliklere uğrar. Bu proteinin hiperfosfo-
aracılığı ile proteolizi sonucu oluşur. Bu işlev nöronal akti-
rilizasyonu, ve hatta nitrasyonu AH patogenezinde rol oy-
vite tarafından regüle edilmektedir; ve proteoliz γ-sekretaz,
nayan bulgularındandır (2). Hiperfosforilizasyona uğrayan
β-sekretaz (BACE1 ya da asp2 ya da memapsin2) ya da
tau proteini, mikrotubullere bağlanamamakta, kendileri-
α-sekretaz (“TNFα-converting enzyme”=TACE) enzim ak-
ne bağlanarak ikili helikal filamenler ve düz filamenler gibi
tiviteleri tarafından sağlanmaktadır (3,5). α-sekretaz enzimi
AH’nın karakteristik patolojik özelliklerini oluşturmaktadırlar.
APP’yi transmembran bölgesinden 12 aminoasit uzaklıkta-
Bu tau içeren agregatların AH semptomatolojisi ile iyi ilişki
ki noktadan keser. Bu kesim sonrasında, uzun, çözünebilir
gösteren lokalizasyonlarda (entorrhinal kortex, hipokampus,
α-APPs fragmanı oluşur ve fragman ekstraselüler aralığa salı-
parahipokampus, amygdala, kortikal asosiasyon alanları ve
nır. α-sekretaz enzimine alternatif olarak APP, β-sekretaz en-
buralara projekte olan subkortikal çekirdeklerde) yer aldıkları
zimi ile de, bu sefer proteinin amino terminaline 16 amino-
bilinmektedir (1).
asit daha yakın bölgeden kesilebilir. Bu durumda ise β-APPs
oluşur. α-sekretaz ya da β-sekretazla kesimi takiben, ikinci Ancak tau protein patolojisi, bazı fronto-temporal de-
kesilme işlemi γ-sekretaz tarafından gerçekleştirilir. İlk kesilme mans tipleri, kortikobazal ganglionik dejenerasyon, progresif
α-sekretaz tarafından gerçekleşti ise p3 fragmanı, β-sekretaz supranüklear palsi gibi pek çok sayıda diğer dejeneratif has-
tarafından gerçekleşti ise Aβ peptidi oluşur. γ-sekretaz en- talıklar da bulunabilmektedir. Hatta bunlardan kromozom 17
zimi aynı zamanda oluşan Aβ peptidinin uzunluğunu belir- ile ilişkilendirilen ve parkinsonizm ile giden frontotemporal
lemektedir. Burada özetlenen süreçler normal kişilerde yer demans hastalığında tau gen mutasyonunun varlığı ve otozo-
almakta; Alzheimer hastalarında ise Aβ peptidini oluşturan mal dominant geçiş gösterdiği bilinmektedir (8). Buna karşı-
yol daha aktif olmaktadır ya da Aβ temizlenme mekaniz- lık, AH’da tau genininde genetik bozukluk gösterilememiştir.

22 TURKISH JOURNAL OF GERIATRICS Supplement 3, 2010


ALZHEİMER HASTALIĞI PATOFİZYOLOJİSİ: DENEYSEL VE GENETİK BULGULAR

Alzheimer Hastalığında tau hiperfosforilasyonuna yol 14. kromozomda bulunan Presenilin 1 ve 1.kromo-
açan kilit kinaz aktivitesi tam bilinmemektedir. Ancak, bir zomda bulunan Presenilin 2 genlerindeki otozomal domi-
serin-threonin kinaz olan CDK5, içinde tau’nun da bulundu- nant mutasyonlar, ailevi AH’nın bilinen diğer iki nedenidir.
ğu pek çok hücre iskelet proteinlerini, sinaptik proteinleri ve Presenilin 1’de 178, presenilin 2’de ise 14 farklı mutasyon
transkripsiyon faktörlerini fosforlamaktadır ve AH’da CDK5 tanımlanmıştır (11). Mutasyonlar genelde tek nükleotid yer
hiperaktivasyonunun tau hiperfosforilizasyonu ve nörodeje- değiştirmesi şeklindedir ve proteinin transmembran bölge-
sinde ve bunu saran hidrofilik bölgede kümelenmiştir. Pre-
neratif proseste rol oynadığı öne sürülmektedir (9). CDK5
senilinler fonksiyonel olarak γ-sekretaz enzim aktivitesi ile
hiperaktivasyonun ise Aβ aracılıklı olabileceği düşünülmek-
ilişkili oldukları için, bu mutasyonların da Aβ42 miktarını
tedir. Tau fosforilizasyonunda önemli olduğu düşünülen bir
artırarak ya da Aβ40 miktarını azaltarak AH patogenezini
başka protein de GSK-3β’dir. Diğer yandan ise, tau’nun de-
başlattığı düşünülmektedir (13).
fosforilizasyonunda rol oynayan proteinler, örneğin protein
fosfotaz 2A, prolyl izomeraz Pin 1’de AH patogenezinde rol Otozomal dominant geçişli erken başlangıçlı AH’a
oynayabilir (10). neden olan ve yukarıda özetlenen genlerdeki mutasyonlar
tam penetrans göstermektedir; bir başka deyişle mutasyo-
AH patogenezinde tau hiperfosforilizasyonun mikrotü- nu taşıyan bireylerde hastalık %100 görülmektedir. Hastalık
bül stabilitesi ve fonksiyonunu bozması yanı sıra toksik fonk- başlangıç yaşları değişkende olsa 20’li yaşlar kadar erken
siyon kazanımının da rolü olduğu bilinmektedir: örneğin tau olabilmektedir.
agregatları apopitozu indüklemektedir. Ancak, Aβ’ya benzer
Daha sık görülen, geç başlangıçlı AH’da ise çevresel
bir şekilde, tau proteinin oluşturduğu agregatlardan daha faktörler yanı sıra multipl genetik risk faktörlerinin varlığı ön-
çok, oluşturdukları tau oligomerlerinin nörodejenerasyon ve görülmektedir. Genetik faktörlerden yalnızca Apolipoprotein
bellek bozukluğu ile ilişkili olduğu da düşünülmektedir (2). E (ApoE)’nin ε4 alelinin tüm çalışmalarda tutarlı bir şekilde
Alzheimer hastalığında genetik bulgular hastalık için risk faktörü olduğu gösterilmiştir (15). Bu ge-
nin bilenen sık alelleri ε2, ε3, ve ε4 dür. Tek ε4 aleli taşıyan
Erken başlangıçlı, otozomal dominant geçişli, aile- kişilerde hastalık riski 2-4 kat, iki ε4 aleli taşıyanlarda ise or-
vi AH’da bu zamana kadar üç farklı gende mutasyonların talama 12 kat artmaktadır (16). ε4 aleline sahip olanlarda
varlığı ortaya konmuştur. Bunlardan biri bir dizi proteolitik hastalık yaşı da daha erken olmaktadır (17). ε2 aleli ise has-
enzim aktivitesi sonrası Aβ peptidini oluşturan APP genidir. talığa karşı koruyucu özellik göstermektedir. ApoE kolesterol
21. kromozomda bulunan bu gende otozomal dominant transportu, metabolizması, ve depolanmasında rol oynayan
geçiş gösteren, 77 AH ailesinde 20’den fazla farklı mutas- bir serum proteinidir. Bu protein amiloid plaklarda yüksek
yon saptanmıştır. APP mutasyonları nadirdir ve AH’larının oranda bulunur ve Aβ peptidine bağlanabilme özelliği gös-
%0.1’inden daha azında görülmektedir. Bu mutasyonla- terir (6). ApoE ε4 allel varlığının doza bağlı olarak artmış
Aβ plak yükü ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Bu etkinin, in
rın, yerleşim yerine göre, artmış β-sekretaz aktivitesi ile Aβ
vitro çalışmaların da telkin ettiği gibi Aβ agregasyonunu ar-
oluşumunu artırarak, protofibril oluşumuna daha yatkın
tırarak ya da temizlenmesini azaltarak olduğu düşünülmek-
Aβ oluşumuna neden olarak, ya da daha amiloidojenik Aβ
tedir (6,18) Bir başka deyişle ε4 aleli diğer alellerden daha
formunun (Aβ42) oranını artırarak AH’na neden oldukları
fazla Aβ agregasyonuna neden olmakta, buna karşın daha
gösterilmiştir (11). APP ve oluşturdukları ürünlerin dozunun az etkin Aβ temizlenmesini sağlamaktadır. ApoE’nin taunun
AH patofizyolojisinde önemini gösteren bir genetik bulgu ise artmış fosforilizasyonu ve tau birikiminde de rolü olduğu dü-
APP lokusunun duplikasyonun yine otozomal dominant ge- şünülmektedir.
çişli erken başlangıçlı AH’a neden olmasıdır (12). Benzer şe-
Genom çapında asosiyasyon çalışmaları (GWA) ise clus-
kilde, Down sendromunda da (trizomi 21) APP lokusunu da
terin geni (CLU apolipoprotein J geni, APOJ), komplement
içeren 21. kromozomun bir bölümünün normalden fazlalığı
C3b protein reseptör geni (CR1) ve phosphatidylinositol-
söz konusudur. Down Sendromlu hastalarda, artmış Aβ40
binding clathrin assembly proteini kodlayan genin (PICALM),
ve Aβ42 üretimi vardır ve hastalar erken yaşta Alzheimer AH için risk faktörü olduğunu göstermişlerdir (11). Bu genler
Hastalığı için tipik olan nöropatolojik değişiklikleri geliştirir- tarafından kodlanan proteinlerden CLU’nun AH beyninde
ler (13). Ayrıca, APP geninin otozomal resesif geçiş gösteren ekspresyonu artmıştır ve amiloid plakların yapısında bulu-
iki daha nadir mutasyonu iki farklı ailede tanımlanmıştır. Bu nur. Bu proteinin Aβ42 peptidinin agregasyonunu önlediği
mutasyonlardan en azından biri Aβ40 ve 42’nin azlığı ile git- ve Aβ temizlenmesinde hem kan beyin bariyeri düzeyinde
mektedir (11,14). hem de glial hücreler tarafından endositozunda rol alarak

TÜRK GERİATRİ DERGİSİ Özel Sayı 3, 2010 23


PATHOPHYSIOLOGY OF ALZHEIMER’S DISEASE: EXPERIMENTAL AND GENETIC FINDINGS

etkin olduğu düşünülmektedir (11). CR1 ise kompleman de kognitif bozukluğun geliştiği görülmüştür (20). Bu zama-
aracılığı ile Aβ temizlemesinde görev almaktadır. PICALM’ın na kadar özetlenen bulgulara göre, APP transgenik fare mo-
patofizyolojideki rolü ise tam aydınlatılamamıştır ancak APP delleri APP’nin anormal işlenmesinin ve çözünebilir Aβ’nın
trafiği ve Aβ oluşumu ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. hastalığın patogenezinde ve belki de yaşa bağımlı nöronal
disfonksiyonu hızlandırmada patolojik rol oynadığını göste-
AH risk faktörü olarak tanımlanan diğer pek çok genin
rerek AH patogenezinin aydınlatılmasına katkıda bulunmak-
ise hastalıkta önemli bir risk faktörü olduğu tutarlı bir şekilde
tadır (4).
gösterilememiştir ya da yalnızca bazı etnik gruplarda göste-
rilebilmiştir. Aβ trafiğinde önemli olduğu düşünülen SORL1 Aβ’nın nasıl ve ne yolla patolojik özellik gösterdiği yine
(sortilin-related receptor) genetik varyantları, Aβ temizlen- bir takım APP transgenik fare modelleri kullanılarak çalışıl-
mesinde rol aldığı düşünülen α2 makroglobulin ve düşük- mıştır. Bu çalışmalarla, Aβ’nın etkileştiği çok sayıda protein
densiteli lipoprotein reseptör-ilişkili protein 1 (LRP1) bun- tanımlanmıştır ve Aβ’nın sinaptik iletiyi bazı hücre içi sinyal
lardandır. Ayrıca genom çapında çalışmalarda, kromozom iletim yollarını etkileyerek değiştirdiği öne sürülmektedir (4).
6,9,10 ve 12’de henüz genleri tanımlanmamış aday bölgeler Bazı araştırma sonuçları ile de desteklenen bir hipoteze göre
tutarlı bir şekilde işaret edilmiştir. ise, Aβ sinaptik eksitatör aktiviteyi kontrol etmektedir: düşük
konsantrasyonlarda presinaptik fasilitasyona neden olmak-
AH Deneysel Modelleri Ve Öğrettikleri
ta; yüksek konsantrasyonlarda ise postsinaptik depresyona
Alzheimer hastalığının iyi bir deneysel modelinden has- neden olmaktadır (21). Aβ’nın sinaptik iletinin kontrolünde
talığın klinik özelliklerinin, patolojik, nörokimyasal bulguları- fizyolojik bir rolü olduğu; ve artmış ya da azalmış konsant-
nı geliştirmesi beklenilir. Ancak insanda tipik AH oluşturan rasyonlarda fizyolojinin bozulup, patolojik özelliğin kazanıl-
insan mutasyonlarının oluşturulduğu hayvan modelleri de dığı düşünülmektedir. Bunu destekler şekilde, anormal de-
dahil olmak üzere bu özelliklerin ancak bazıları taklit edilebil- recede düşük Aβ seviyesinin olduğu APP, presenilin 1 ya da
miş, hastalığın tüm özelliklerini barındıran bir hayvan modeli BACE1-eksik fare modellerinde sinaptik ileti bozukluğunun
halen geliştirilememiştir. olduğu saptanmıştır (22-24). Diğer yandan yüksek seviyede
Aβ’nın glutameterjik sinaptik iletiyi hem glutameterjik dend-
Bu modellerden APP transgenik fare modellerinde
ritik çıkıntıları azaltarak, sinaptik glutamat alımını engelleye-
amiloid plak birikimi görülmekte ancak nöron kaybı ve nö-
rek, hem de reseptör sayısını azaltarak ya da desensitizasyo-
rofibriller yumaklar gelişmemektedir. Bellek bozukluğunun
nuna neden olarak bozduğuna dair bulgular da vardır (25).
gelişmesi değişkendir. Öğrenme-bellek testlerinde bozukluk
Ayrıca, Aβ, GABArjik disfonksiyona da neden olabilmekte-
görülebildiği gibi, yoğun plak patolojisine rağmen öğrenme
dir. Bu etkilerin Aβ’nın ion kanalları (örn. L tipi Kalsiyum
kusurunun gelişmemesi de mümkündür. Bu fare modeli pek
kanalı) üzerine etki göstermesi ya da hücre membranında
çok özelliği ile transgenik olmayan yaşlı farelerin özellikleri-
delikler oluşturarak ion değişikliklerine neden olması ya da
ni göstermesi nedeniyle daha çok doğal yaşlanma mode-
RAGE, α-7-nAChR gibi özgün reseptörler aracılığı ile gerçek-
li ya da presemptomatik AH modeli olarak da yorumlan-
leşebileceği düşünülmektedir. Aβ ilişkili sinaptik fonksiyon
maktadır (4). Örneğin APP transgenik fare modellerinden
bozukluğu nöronal aktiviteyi nöronal döngüler ve nöronal
birinde yapılan FDG-PET çalışmasında transgenik yetişkin
ağlar düzeyinde de etkilemektedir. Buna bir örnek artmış
farelerin transgenik olmayan farelerden daha erken yaşta ve
Aβ’ya kronik maruz kalan transgenik farelerde nöronal senk-
amiloid plak oluşturmadan AH’a benzer şekilde limbik ve
ronizasyonun artması ve epileptik aktivitenin görülmesidir
asosiasyon korteksinde hipometabolizma gösterdiği görül-
(21). Aβ’nın tüm bu sinaptik, nöronal döngüler ve nöronal
müştür (19). Bir başka APP transgenik fare modelinde ise
ağlar düzeyinde olan değişikliklerin kognitif bozukluğa ne-
transgenik olmayan farelerden daha erken yaşta bellek bo-
den olabileceği öne sürülmüştür.
zukluğunun geliştiği ve bunun APP artmış ekspresyonunun
azaltılması ya da Aβ’ya karşı antikor verildiğinde önlendiği Presenilin transgenik fare modellerinde özgün fenotip
gösterilmiştir (4). Bu çalışmalarda amiloid plaktan bağımsız görülmez iken Presenilin ve APP mutasyonlarının beraber
bir takım fonksiyonel değişikliklerin izlenmesi aslında agrege geliştirildiği transgenik farelerde ise APP transgenik fare mo-
olan değil de çözünebilir olan Aβ’nın daha toksik olabileceği dellerine benzer bulgular görülmekte ancak amiloid plak pa-
düşüncesini öne sürmektedir Bunu destekler şekilde, APP tolojisi daha belirgin olmaktadır. Aβ’ya bağlı görülen sinaptik
transgenik fare modellerinden izole edilen bir Aβ oligomeri- ve nöron ağları düzeyindeki değişiklikler (örn sinaptik kayıp,
nin (Aβ*56) düzeyinin, farelerde kognitif bozukluk derecesi glutamaterjik ileti azalması), bu çift transgenik farelerde daha
ile ilişkili olduğu ve hatta bu oligomerlerin normal farelere fazla görülmektedir (25). Yine GABAerjik fonksiyon değişik-
intraserebral enjeksiyonu ile verilmesi sonrası bu farelerde liği bu modelde de gösterilmiştir.

24 TURKISH JOURNAL OF GERIATRICS Supplement 3, 2010


ALZHEİMER HASTALIĞI PATOFİZYOLOJİSİ: DENEYSEL VE GENETİK BULGULAR

İnsan tau gen mutasyonlarının (Frontotemporal de- 4. Ashe KH, Zahs KR. Probing the biology of Alzheimer’s
mansta görülen) ya da normal insan tau geninin aşırı ekpre- disesase in mice. Neuron 2010; 66: 631-45.
se edildiği transgenik fare modelleri ise AH’da görülen nöro-
5. Cirrito CR, Yamata KA, Finn MB, et al. Synaptic acti-
fibriller yumak patolojisin taklidine olanak sağlamıştır. Mu-
vity regulates interstitial fluid amyloid-β levels in vivo.
tant tau proteinin eksprese edildiği modellerde ilk bir yılda,
Neuron 2005;48:913-22.
insan tau proteinin eksprese edildiği farelerde ise ortalama
18 aylık iken kortikal NFY patolojisinin gelişmektedir. NFY 6. Kim J, Basak JM, Holtman DM. The Role of apolipop-
patolojisi geliştiren bu farelerde hemen her zaman öğrenme- rotein E in Alzheimer’s Disease. Neuron 2009;63;287-
bellek kusuru görülmektedir. Tau transgenik fare modelle- 303.
rinde NFY yoğunluğu ile hücre ölümü ve bellek kusurunun
transgenik tau ekspresyonu üzerine yapılan bazı değişikler 7. Sjöberg MK, Shestakova E, Mansuroğlu Z, Maccioni
sonrası birbiri ile ilişkisiz hale gelmesi, NFY değil de özel tau RB, Bonnefoy E. Tau protein binds to pericentromeric
monomer ya da multimerlerinin hastalık patogenezi ile ilişkili DNA: a putative role for nuclear tau in nucleolar orga-
olduğu düşüncesini ortaya koymuştur (4,26). Tau’nun nö- nisation. J Cell Sci 2006;119:2025-34.
ron kaybı yanında sinaptik disfonksiyona da neden olarak 8. Ludolph AC, Kassubek J, Landwehrmeyer BG, et al.
patogenezde rol aldığı düşünülmektedir. Bununla uyumlu Reisenburg Working Group for Taupathies with Par-
olarak bazı presinaptik proteinlerin tau transgenik fare mo- kinsonis. Taupathies with parkinsonism: clinical spect-
delinde azaldığı gösterilmiştir. rum, neuropathologic basis, biological markers, and
Hem APP ve hem de tau mutasyonlarını taşıyan trans- treatment options. Eur J Neurol 2009;16:297-309.
genik farelerde NFY patolojisinin yalnız tau transgenik far- 9. Crews L, Masliah E. Molecular mechanisms of neuro-
lere göre daha yoğun olduğu görülmüştür. Bu bulgularAβ degeneration in Alzheimer’s disease. Hum Mol Genet
patolojisinin tau patolosini tetiklediği lehine yorumlanmak- 2010;19:R12-R20.
tadır (4).
10. Wang JZ, Liu F. Microtubule associated protein tau in
APP, tau ve presenilin (bu üç genin beraber) transgenik development, degeneration and protection of neurons.
fare modelleri patolojinin gelişim sırasını göstermeye yar- Prog Neurobiol 2008;85:148-75.
dımcı olumştur öncelikle amiloid plakların takiben tau pato-
11. Bettens K, Sleegers K, Van Broeckhoven C. Current
lojisin geliştiğini ve yoğun tau patolojisi gelişmeden kognitif
status on Alzheimer’s disease molecular genetics: from
bozukluğun ortaya çıkmadığını göstermiştir (2,4,9).
past, to present, to future. Hum Mol Genet 2010;19:R4-
Sonuçta, transgenik fare modelleri genel olarak hastalık R11.
patogenezinde Aβ’nın daha çok başlatıcı ancak tau patolo- 12. Rovelet-Lecrux A, Hannequin D, Raux G, Le MN, et
jisinin hastalığı oluşturduğu hipotezini desteklemektedir (4). al. APP locus duplication causes autosomal dominant
Ayrıca ApoE4, diğer genetik yatkınlık faktörleri, α-sinüklein, early-onset AD with cerebral amyloid angiopathy. Nat
vasküler faktörler, inflamasyon, oksidatif stres, mitokondri Genet 2006;38:24-6.
fonksiyon bozukluğu gibi mekanizmaların da patogenezde
yeri yadsınmamalıdır. 13. Selkoe DJ: Alzheimer’s disease: Genes, proteins, and
therapy. Physiological Reviews. 2001; 81:701-66.
KAYNAKLAR
14. Di Fede G, Catania M, Morbin M, et al. A recessive
1. Braak H, Braak E. Neuropathological staging of mutation in the APP gene with dominant negative ef-
Alzheimer’s disease changes. Acta Neuropathol fect on amyloidogenesis. Science 2009;80:1473-7.
1991;82:239-59.
15. Strittmatter WJ, Saunders AM, Schmechel D, et al.
2. Meraz-Rios MA, Lira-De Leon KI, Campos-Pena V, De Apolipoprotein E:high avidity binding to beta-amyloid
Anda-Hernandez MA, Mena-Lopez R. Tau oligomers and increased frequency of type 4 allele in late-onset
and aggregation in Alzheimer’s disease. J Neurochem familial AD. Proc Natl Acad Sci 1993;90:1977-81.
2010;112:1353-67.
16. Corder EH, Saunders AM, Strittmatter WJ, et al. Gene
3. Haass C, Selkoe DJ. Soluble protein oligomers in neu- dose of apolipoprotein E type 4 allelle and the risk of
rodegeneration: lessons from the Alzheimer’s amyloid Alzheimer’s disesase in late onset families. Science
β-peptide. Nature reviews 2007; 8:101-12. 1993;261:921-3.

TÜRK GERİATRİ DERGİSİ Özel Sayı 3, 2010 25


PATHOPHYSIOLOGY OF ALZHEIMER’S DISEASE: EXPERIMENTAL AND GENETIC FINDINGS

17. Roses AD. Apolipoprotein E alleles as risk factors in tic plasticity in mice lacking amyloid precursor protein.
Alzheimer’s disease. Annu Rev Med 1996;47:387-400. Neuropharmacology 1999;38:349-59.
18. Ma J, Yee A, Brewer HB, Das S, Potter H. Amyloid- 23. Saura CA, Choi SY, Beglopoulos V, et al. Loss of pre-
associated proteins alpha 1-antichymotrypsin and
senilin function causes impairments of memory and
apolipoprotein E promote assembly of Alzheimer beta-
synaptic plasticity followed by age-dependent neuro-
protein into filaments. Nature 1994; 372:92-4.
degeneration. Neuron 2004;42:23-36.
19. Hsiao KK, Borchelt DR, Olson K, et al. Age-related CNS
disorder and early death in treansgenic FVB/N mice 24. Laird FM, Cai H, Savonenko AV, et al. BACE1, a ma-
overexprtessing Alzheimer amyloid precursor proteins. jor determinant of selective vulnerability of the brain
Neuron 1995;15:1203-18. to amyloid-beta amyloidogenesis, is essential for cog-
20. Lense S, Koh MT, Kotilinek L, et al. A specific amyloid- nitive, emotional, and synaptic functions. J Neurosci
beta protein assembly in the brain impairs memory. 2005;25:11693-709.
Nature 2006; 440: 352-7.
25. Palop JJ, Mucke L. Amyloid-β-induced neuronal
21. Palop JJ, Chin J, Roberson ED, et al. Aberrant exci-
dysfunction in Alzheimer’s disease: from synapses toward
tatory neuronal activity and compensatory remode-
neuronal Networks. Nat Neurosci 2010;13:812-8.
ling of inhibitory neuronal circuits in mouse models of
Alzheimer’s disease. Neuron 2007;55:697-711. 26. Santacruz K, Lewis J, Spires T, et al. Tau supression in
22. Seabrook GR, Smith DW, Bowery BJ, et al. Mecha- a neurodegenerative mouse model improves memory
nism contributing to the deficits in hippocampal synap- function. Science 2005;309:476-81.

26 TURKISH JOURNAL OF GERIATRICS Supplement 3, 2010

You might also like