(2017 1) Fenahuyluspazo

1 ocak 2018 köpek yılına girilmesi
2018'i "dünya ekşici yılı" ian etmemiz gerektiğini ayyuka çıkaran realite.
31.12.2017 21:27 fenahuyluspazo
yıl sonunda dolar 4 tl olacak
kalkınma bakanlığı makroekonomik beklentilerinde 2020 yılında doların 4,02 tl olmasi
bekleniyor. artık eski dönem sadece bir hayal. 4'ten aşağı inmesi uzun yillar alacak.
öğretmenlerin en niteliksiz topluluk olması
kamu personeli her zaman böyledir, işi garanti olduğu için körelir. vereceksin odunu, riski; bak
nasıl kalifiye oluyorlar.
türkiye'nin her anlamda yeni bir kamu politikasına ihtiyacı var. 2019'dan sonra buna
geçeceğiz zaten, şuanda oy falan kaygısıyla pek dillendirilmiyor bu. kamu personelinin işi
garanti olmayacak, işten çıkarılması mümkün hale gelecek. performans sistemine geçilecek. o
zaman göreceğim...
hüseyin nihal atsız
hayatımda en büyük keyif aldığım şey komünistlerle ırkçı-tengrici dangoz sürüsünün birbirine
girmesi adsadasdas.
bu başlığı mütemadiyen takip ederim bu sebeple, keyfime keyif katıyor.
rıza nur'un manevî evlâdı, mustafa kemal'i hicvetmek ve küfretmek için oyunlar yazmış nihal
atsız denen herifin de böyle bir güzelliği oluyor bana. ikinci güzelliği, osmanlıları sevmesi ve
hürmet etmesidir.
29.12.2017 17:29 ~ 17:30 fenahuyluspazo
roboski katliamı
tek bir şey söylemek istiyorum: devletler, insanların kurduğu ve icâd ettiği, yine onlar tarafından
idare edilen mekanik varlıklardır. organik değillerdir. ''türk devleti'' denen şeyin başında,
senin benim gibi kanlı canlı, hata yapabilme ihtimali olan, hatta kimi zaman cani, geri zekâlı,
kötü niyetli insanlar bulunabilir ki; bunlara da literatürde ''hükûmet'' deniyor. hükmediyor
yani bu, neye hükmediyor, devlet aygıtına...
devlet yalnızca iyilikle mâlûl organik bir yaratık değil. nasıl amerika bir gün uyanıp, ''bugün
biraz da savaş yapayım'' diye vietnam'a saldırmadıysa, bunun arkasında devrin politik
atmosferi, hükûmet icraatları falan varsa, türkiye cumhuriyeti devleti de aynen öyledir.
devletler, insanlığın mutluğunu ve saadetini, ferdî hürriyetini temin ve garanti etmek için
vardır. bunu da hukuk vasıtasıyla garanti eder. kanunsuz iş yapamaz. kafasına göre insan infaz
edemez. ederse, hesap vermek, özür dilemek durumunda kalır. failleri cezalandırır ve maktul
yakınlarına da diyetini öder.
türkiye sicili temiz bir ülke de değil bir de yani, şu devlet fetişistliğini bırakın. fetişisti
olduğunuz devletin size karşı dönmesi, bir iktidar değişikliğine bakar.
halk özel harekat
bana bir milis kuvvetinden ziyâde, bomboş bir dernek gibi görünen gruplaşma örneği. adamlar
silahlananları üyeliklerinden çıkardıklarını deklare etmişler, nasıl milis kuvvetiyse. zaten
akp'nin böyle bir vizyonu olduğunu da düşünmüyorum ben, akp daha çok devletin
kurumlarını, emniyeti, bilhassa da özel harekâtı kendisine bağlamayı ve ağır silahlarla
donatmayı düşünüyor.
siz hayatınızda milis kuvveti görmemişsiniz...

28 aralık 2017 fenerbahçe doğuş real madrid maçı
obradovic'e yazan üçüncü maç filan bu. adam formsuz filan değil, takıntılı. hoş bu kadar başarılı
olsam ben de takıntılı olurdum herhalde...
jelko obradoviç
ya senin getirdiğin ve 1 milyon euro arti antic'i verdirip 4 yıllık kontrat bağladığın guduric'ine
sokayim. kızılyıldız'da bile rol oyuncusu olamayan adamı alıp getirdin, madrid maçında
sportmenlik dışı faulden tut top kaybına kadar her halti yapmasina rağmen 15 dakika süre
veriyorsun. ismi gürhan olsa yeşil giresun'a karşı son dk baskı yapmak için alırdın anca.
egehan ismi egehanic değil diye kenarda çürüyor, ilk hatasında pancara dönüşüp 10 maç
oynatmiyorsun.
bıktım bu huylarindan.
kapitalizm
asgaride tuttuğu ve bir yanılsamayla ''demokratik'' görünümü verdiği siyasî katılımı, insanların
müşahede ederek sisteme karşı harekete geçmesine mâni olmak için, sun'î bir refah ve zevk
toplumu yaratan ve insanları uyuşturan iktisadî model. bu sistemde insanî veya fıtrî bir gaye,
maksad veya mefkûre bulunmaz. ulaşılabilecek, tarihin aktığı, bir şeyler uğruna zevklerin
feda edilebileceği herhangi bir şey de yoktur. hiçbir şey yoktur...
insanların belirli üç kişiden birini seçip sistemi ''demokratik'' addetmesi oldukça acayip bir
şeydir, bunu hiç anlayamamışımdır. bunu sorgulamamamız için cinsel hürriyet gibi ajanlar
vasıtasıyla, zevkleri sömüren tüketim toplumları kurulmuştur. huxley'in meşhur romanı da
bunun üzerinedir. huxley, basit şekilde insanların saçma sapan bir kültürden kurulu, acı değil
zevk ile kontrol edilebildikleri bir ortamın parçası olduklarını anlatır.
amerikalı araştırmacı neil postman da günümüzün gitgide cesur yeni dünya'ya benzediğini
iddia etmişti bir kitabında.
28.12.2017 16:31 ~ 16:33 fenahuyluspazo
bütün masum erlerin kafasının kesilecek olması
yanlış bir önerme.
masum erlerin değil ama o ''masum er'' zırvalamasını yapan çok sayıda kriptonun ''bileti''
kesilecek, bundan emin olabilirsiniz.
''masum'' ermiş... bir dahakinde delikanlı olup ''masum'' dediğiniz eratı, subayı falan müdafaa
edin sokakta o hâlde, ekşi'ye sığınmayın. yüzlerce insanı öldürmüş, mermileri bitene kadar da
teslim olmamış bir güruh ''masum'' değildir, olayla irtibatı olmadığı anlaşılanlar zaten tahliye
de edildiler. 2 saat boyunca köprüde ''ordu yönetime el koydu'' diyen askerin neresi
masummuş?
28.12.2017 15:55 ~ 15:58 fenahuyluspazo
yobazlardaki ağaç nefreti
yo, müslümanlar doğayı ve ağacı sever.
kapitalizm sevmez.
gelişmekte olan ülkeler için müslüman olsun olmasın, doğal alanların imara açılması vesaire
tabiî bir zorunluluktur. köprü yapacaksın, yol yapacaksın, hes yapacaksın, nükleer santral
yapacaksın, bilmem ne yapacaksın. bir noktadan sonra, türkiye belirli bir sermaye birikimini
sağladığında, bu talan son bulacak.
tabiî siz davar olduğunuz için bunları anlamamanız son derece normal. türkiye avrupa'daki
onlarca ülkenin takriben yarım asır evvel geçtiği yoldan geçiyor. bu taşralılık, kasabalılık
bittiğinde bunlar da bitecek. sosyoekonomik bir mesele tamamen.
28.12.2017 15:51 ~ 15:53 fenahuyluspazo
iyi parti
yüce divan'da yolsuzluktan 216 yıl ile yargılanan koray aydın'ı da bünyesine katarak yolsuzlukla
mücadelede çığır açan parti. birileri kelle alınmasın diye kendisini beraat ettirdi, o birileri
şimdi de almış buraya koymuş.
27.12.2017 14:31 ~ 14:32 fenahuyluspazo
ezanın sesini ilk kez duyan brezilyalı kadın
nasip işi bunlar. kimi burnunun dibindeki hakka düşmanlık eder, kimi binlerce kilometre öteden
onu arar ve bulur.
ruhunda bir his anteni olana ne mutlu, olmayana ise ne yazık...

tayyip erdoğan'ın isteyip yapamayacağı şey
kendisinin istediği, lakin kaderin ve allah'ın müsaade etmediği herhangi bir şey.
allah'ın nasip ettiği her şey oldu, olur ve olacak da.

yazar olmak
sanırım kafamda sürekli oluşan bir fikir kirliliğini buraya dökebilmek için yazar oldum ben... sait
faik'in meşhur bir sözü vardır ya, ''yazmasaydım mecnun olacaktım'' diye, hakikaten öyle.
insan kafasındaki şeyleri bir yerlere geçirme ihtiyacı duyuyor. yüzyıllar evvel yaşasaydım,
onlarca defter bitirirdim.
petrol bitince arapların ne yapacağı sorunsalı
bae ve katar gibi ülkeler bunun farkında oldukları için digital marketing, inovasyon gibi alanlara
yöneliyorlar. meselâ en azından popüler spor kulüpleri satın alıyorlar, çevreci şehirler
kuruyorlar, milyar dolarlar harcayıp yapay zeka firmalarına ortak oluyorlar veya ne bileyim,
yeni enerji kaynakları araştırmak için eşek yüklü fonlar ayırıyorlar. hizmet sektöründe zaten
aşmış markaları var; bilhassa hava taşımacılığında: işte qatar airways, emirates airline, bunlar
dünyanın en lüks ve popüler vip taşımacılık icrâ eden markaları.
bu konuda geri zekâlı olan iki ülke var: kuveyt ve suudîler. suudîler tüm parasını ve
hayallerini iran'ı yok etmek ve onun doğal kaynaklarına çökmek üzere kurguluyor.
ekonomileri yavaş yavaş babayı almaya başladı. amerika'ya tek kalemde 350 milyar dolarlık
silah siparişi geçiyorlar, millî gelirlerinin yüzde 10'unu savunmaya harcıyorlar. ki, geçenlerde
ruslara da sus payı olarak s-400 siparişi geçtiler.
suudîler iç savaşla parçalanacak ama ötekilere bir şey olmaz muhtemelen. zaten bae ve katar,
enteresan bir şeriat/batı kanunları kombinasyonu uyguladığından, millet orada yaşamaya can
atıyor avrupa'da. suudîler bu konuda çok katı ve bir çekiciliği de yok. meselâ cidde bugün
fransızlarda olsa, dünyanın en güzel sahillerinden birine sahiptir, bir sürü turist çeker. ama
dediğim gibi özellikle bae'ye hiçbir şey olmaz; çünkü yakın amerikan müttefiki olmasının
yanında, kendisi müthiş bir de soft power'a sahip. son günlerde eski cia, kgb ajanlarından
müteşekkil bir casusluk ağı inşa ettiklerine dair haberler çıktı. bae'nin bir de internette geniş
bir hacker/troll organizasyonu vardır.
çok bae yalıyormuşum gibi oldu, farkındayım.

26.12.2017 16:22 ~ 16:26 fenahuyluspazo
suudi kanalının osmanlıya sömürgeci demesi
doğru değildir zira o zamanlar suudiler denilen bedevîlerin sömürülecek hiçbir şeyleri yoktu,
çölde hac kafilelerine saldırıp yağma ettikleri mallarla geçinirlerdi. hatta bunlar sırf bunu
yapmasın diye osmanlı bunlardan vergi almak şöyle dursun, bunlara el altından para verirdi.
1910'ların başında çıkardıkları isyanları da şerif hüseyin bastırmıştı.
askerlikten muaf olmalarını saymıyorum bile. böyle sömürgeciliğe can kurban. ceddimizi
seviyoruz.
26.12.2017 16:18 ~ 16:19 fenahuyluspazo
bin odalı sarayda yaşayan insan
böyle komikliklerle yargıdan yırtacağını zanneden akıllı (!) beyanı.
bir ss'le ihbara bakar, siciline cumhurbaşkanına hakaret eklenir; bunlar umumiyetle tatbiki
geri de bırakılmayan suçlar, girersin yatarsın.
24.12.2017 14:53 ~ 14:54 fenahuyluspazo
türkiye'de yapılan tecavüz araştırması
polislerin yüzde 66'sı ''bazı kadınlar tecavüze uğramayı hak ediyor'' demiyor, yüzde 33'ü böyle
söylüyor; yüzde 66 istatistiği ''kadınların giyimlerinin erkekleri tecavüze sevk ettiği'' fikrini
destekleyenlerin istatistiği. evvelâ bu yanlışı düzeltelim.
ikincisi, bu araştırma 1999'da yapılmış ve amerika'daki verilerden falan da çok farklı bir
sonuç çıkmamış. bugünlerde çok daha düşük çıkacaktır. neredeyse çeyrek asır evvelinin bir
araştırması bu. bugünkü konuymuş gibi koymak nasıl bir kafa yapısıdır acaba.
23.12.2017 23:50 ~ 23:52 fenahuyluspazo
yozgat'ta üniversite öğrencisine tecavüz edilmesi
yozgatlılar default olarak sapık ve âdi suçlara yatkın olarak dünyaya geldikleri için şaşırılmaması
gereken bir hadise. siz ekşiciler hakikaten ruh hastasısınız. kim niye böyle bir iğrençliğe
meyyal olsun?
ekşiciler yine gaza gelmişler ama bunu yapan da allah bilir yozgat'a okumaya gelmiş bir
üniversite öğrencisi falandır; böyle şeylerde islâmiyet'e, muhafazakârlığa, allah'a falan
küfretme imkânı buldukları için bu camia gaza gelir, sonra böyle şeyleri yapanın alkolik
üniversite öğrencileri olduğu açığa çıkar, herkes susar, bir sonraki olayı bekler.
iki tane de denk getirdiler mi tüm müslümanlara küfrederler yine işte. geçen gün hıristiyan bi
kızcağızı sizin orrrrrrrrrrrrrrrrrr evladı bir köpeğiniz öldürmedi mi evine götürüp? nerede
yaşandı onu da herkes biliyor, taşına toprağına kurban olacağınız bir yer. terbiyesizlik
yapmayın.
23.12.2017 23:16 ~ 23:20 fenahuyluspazo
aykut kocaman
bugün itibariyle fenerbahçe'yi şampiyon yapan hocadır. iki transfere bakıyor sadece...
bir de dangalakça bir iki takıntısını bırakmalı, yoksa futbolu onun kadar iyi bilen adam
olduğunu sanmıyorum bu ülke sathında.
23.12.2017 21:58 ~ 21:59 fenahuyluspazo
nabil dirar
skor taraftarı fenerbahçelileri ortaya çıkaran adam. herif maçta iki tane asist yaptı. birinde ilk
yarıda gollük kesti culyano vuramadı, ötekinde kaç metreden top attı valbuena boş kaleye
serkan'ın üzerine vurdu.
onlar gol olsa ''dirar ağbi'' diye konuşacaktınız. fıstık gibi kanat oyuncusu. ne bekliyorsunuz
kanat oyuncusundan? koşu mesafesi var, orta kalitesi var, fizik var. ne istiyorsunuz, herkesi
çalımlayıp 90'a takmasını falan mı?
23.12.2017 21:56 ~ 21:57 fenahuyluspazo
1999 yılı tekel ürünleri fiyatları
ya şimdi küfür etmeyeyim diyorum da kendimi tutamıyorum. yarraque fakirleştiniz. amk nankör
köpekleri ya. ''rakı indeksi''yle mi ölçüyorsunuz fakirleşip zenginleşmenizi? dolara endeksli
rakı fiyatı ne aq, dalga mı geçiyorsunuz insanlarla? hükûmetin tüketilmesin diye üzerine vergi
bindirdiği, zarurî değil/lüks tüketim malllarına asgari ücret mi endekslenir?
dünya üzerindeki tüm zenginleşme verileri; gdp per capita, ppp gibi parametrelere bakılarak
ölçülür. türkiye 2007'den bugüne yüzde 80'den fazla iktisadî zenginleşme sağladı. çünkü
hepimiz asgari ücretli değiliz. çünkü eskiden gece taksi şoförlüğü yapan öğretmenler artık ilk
fırsatta soluğu roma'da alıyorlar. çünkü 2007'de tatilde uludağ'a gidip kayak yapan adam,
bugün tayland sahillerini keşfedecek müreffehlik seviyesine geldi. ayıp lan...
sokayım rakınıza.
15.12.2017 16:21 ~ 16:22 fenahuyluspazo
ak-saray
amerika'nın londra büyükelçilik binasının bir milyar dolara mâl olduğu düşünüldüğünde, burası
''gezi üniversitesi'', orası da guantanamo üniversitesi olmalı herhâlde sadasdsa. hele bir de
fransızların 4,5 milyar euro harcadığı bir savunma bakanlığı binası var; orayı da fransız vergi
mükellefleri israf diye yıkacakmış. aylık masrafı hesaplanamıyor. sonuna 0 eklerken
klavyedeki 0 tuşu bozulmuş çünkü...
rahat olun yakında aylık masrafları yüz milyonlara çıkacak. tüm başbakanlık personeli falan
lağvedilecek ve oralara taşınacak, yerleşecek. türkiye'nin yeni idarî, siyasî merkezi burası.
ulusal kütüphanesi, camisi, bilmem nesi, her şeyi var, yeni inşaatlar da yapılacak. o bin odalı
sarayda kalmıyor adam, yandaki köşkte kalıyor. idarî merkez binası orası. çankaya köşkü
neymiş, peh. insan bir yere baktı mı biraz şatafat, güzellik görmek ister. elin devlet başkanları,
senatörleri, vekilleri; versailles'larda, buckingham'larda, bourbon'larda, versailles'lerde,
qurinale'larda takılıyor. başkentimiz istanbul olsaydı; başbakanı beylerbeyi'ne,
cumhurbaşkanını dolmabahçe'ye falan atabilirdik. ankara'da ne var, hiçbir şey yok. lazımdı
böyle bir şey. bir saray değil, yaşayan bir külliye tipinde yapılmasını da manalı buluyorum,
milletin ulaşamadığı ''resepsiyonist, fraklıların yeri'' çankaya köşkü başka, içinde camisi,
zikiri, kur'an tilaveti olan külliye başka.
kendi kendini meşrulaştırıyor burası. bu açıdan arkasında da büyük bir propaganda zaferi de
var.
14.12.2017 19:53 ~ 20:00 fenahuyluspazo
iyi parti
türkiye siyasetinin çıkmazda olduğunun kanıtı.
üç beş tane adam var, bunlar dönüp dolaşıp kendilerine ''merkez partisi'' dedikleri bir parti
kuruyorlar. bu akşener'in kaçıncı ''merkez'' partisi? macron'dan ötürü gaza gelinmiş, belli.
parti programlarına baktım, kötü değil dili falan. bazı güzel noktalara temas edilmiş. ama o
yazı karakterleri, fontları falan aşırı dandik. resmî sitesi amatörce. kurucular kurulundakilerin
resimleri telefondan çekilmiş sadasda, tutun bir stüdyo çektirin, çok mu zor. biraz özenin bir
şeyler yaparken ya. devlet idare edeceğiz diyorsunuz.
14.12.2017 19:37 ~ 19:39 fenahuyluspazo
15 temmuz'da erdoğan'ı ilk karşılayanlardanım
bu kişi katliamı yapan kişi değil, bu dosyadaki sanıkların hemen hepsi katil zanlisinin bir dönem
aynı günlük dairede kaldığı yabancı uyruklu kişiler, mülteciler falan.
muhtemelen olayla alakası yoktur çoğunun. savcılık hepsini içeri attı, bir yıldır tutuklular.
bazıları türkçe bile bilmiyor.
hemen vurmayin yani.

rte hakkında suç duyurusunda bulunan vatandaş
vatana ihanet dışında vazifesiyle alâkalı cezâî mesuliyeti olmayan cumhurbaşkanı hakkında dava
açma girişiminde bulunarak, kamu gücünü ve adaleti boşu boşuna meşgul ettiğinden hakkında
adlî işlem yapılması gereken bir vatandaşı içeren bir abeslik bu.
görevi başındaki bir cumhurbaşkanı, devletin başını temsil eder ve dokunulmazdır;

sorgulanamaz, ifadeye çağrılamaz, adliyeye çıkartılamaz. hiç hukuk teorisi falan okuyan
olmadı mı, fransa'da da 2000'lerin başında yaşanmıştı bu olay, cumhurbaşkanına kimse
dokunamadı görevi boyunca.
gündeme gelmek için daha akıllıca yollar bulabilirsiniz.

14.12.2017 16:23 ~ 16:28 fenahuyluspazo
arap ayaklanması
yalanlarla dolu bir hadisedir. 1910-11'de hicaz'da ayaklanma bastıran şerif hüseyin'in sonradan
canının derdine nasıl düştüğünü, arap milliyetçiliğini eski bir ittihâdcı subayın nasıl
başlattığını, 15 bin kişilik bir grubun nasıl ''arap isyanı'' olarak yaftalandığını bilmeyenlerin bu
meseleye bakışı çok sathî olur.
buraya ve buraya bakarak meseleyi kavrayabilirsiniz.

ittihat ve terakki cemiyeti
türkiye'nin tüm kadim sorunlarının hangisinin üzerinden bir taşı kaldırsanız, ardından bir ittihâdcı
bulaşığı çıkıyor. ermenilerle önce anlaşıp katledenler, arapları itc'ye alıp sonra atanlar, şerif
hüseyin'i önce mekke emiri yapıp sonra öldürmekle tehdit edenler hep aynı adamlar. arap
isyanının başındaki aziz el mısrî adındaki subay, eski bir ittihâd ve terakki mensubudur ve
balkan savaşlarında savaşmıştır. 1913'te enver paşa ile kavga ederek el-ahd isimli pan arabist
örgütünü kurmuştur.
bugünkü ittihâdcı torunları ''jön türk''leri çok sevdikleri hâlde, kendi içlerinden çıkan ''jön
arap''lara küfür ediyorlar. biz hepsine küfrediyoruz. bu bizi tutarlı yaparken, jön türk'çüleri
aptal yapıyor.
türkiye'nin nisbî yakın tarihi bunların aptallıkları, yalancılıkları, ihanetleri, cehaletleri ve

beceriksizlikleri ile doludur. italyan casuslarını birinci dünya savaşında iaşe memuriyetine
getirip, bu adamın çaldığı milyonlarla ülkeden kaçmasına göz yumanlar bunlardır. memleketi
nazırların bile haberi yokken koskoca dünya harbine sokanlar bunlardır. bugün türkiye'nin
başına ermeni meselesini açan bunlardır. bu heriflerin yaptığı tek müspet bir hareket dahi
yoktur. çünkü hepsi şerli ve bozuk şahsiyetlerdir. umumî kâidedir ki, bir sürü şerli insan bir
yere toplansa, hayırlı bir işi gerçekleştirmek için uğraşsalar, neticesinde o iş şer olarak
tahakkuk eder.
itc'nin tarihi de bundan ibarettir.

13.12.2017 16:18 ~ 16:21 fenahuyluspazo
ekrem buğra ekinci
söylediği her şeyde haklı olan kendisinden başka bir insan tanımadım. gazi osman paşa, büyük bir
müdâfaa üstâdı olmakla birlikte, teçhizat açısından düşmana karşı son derece üstün bir
orduyla savunma harbi verdi. osmanlı ordusundaki top ve tüfekler, italya'dan, almanya'dan,
britanya'dan yeni alınmış tüfeklerdi; ruslarınki ise kırım savaşı'ndan kalma silahlardı. bu
savunması böyle mümkün oldu. 19. asırda dünya çapında onlarca askerî deha varken, osman
paşa'nın bunlar arasında esamesi dahi okunmaz. iyi ve liyakatli bir kumandandı, bu ayrı bir
şey; adama ''19. yüzyılın en büyük kumandanı ve kahramanı'' demek farklı bir şey.
ikincisi; fahreddin paşa tam bir ittihâdcı dalkavuğuydu. adana'da on binlerce ermeniyi
öldürdü. suriye'ye gönderildi. suriye'de mahkeme heyetini tehdit edip, kapatılan dosyalara
birer birer idam cezası verdirten cemal paşa'nın haksız yere insanları öldürtmesini kendisine
gelip tenkid edenlere, ''cemal paşa babamı assa sesimi çıkarmam'' dedi. abdülhâmid'in
istanbul'da tuttuğu şerif hüseyin'i mekke emiri yapıp arap isyanı çıkartan ittihâdcılara bu denli
bağlılığı, ateşkes ilan edildikten sonra boş yere medine'yi müdafaa etmeye devam ederek
askerini kırdırtmasına mâni olmadı. normalde bunu başkası yapsa aptallık diyecek olanlar,
yapan sırf bir ittihâdcı olduğu için kahramanlık diye göklere çıkartırlar. hâlbuki fahreddin
paşa ingilizlere tek bir mermi dahi sıkmamış, bedevîlerle savaşmıştır. nasıl bir çöl aslanıysa...
üçüncüsü; şerif hüseyin meşrutiyet devrinde paşa olmuştur. onu paşa siz yaptınız. adamın ismi
de şerif hüseyin paşa... ağlamayın boşuna.
ittihâdcılar memleketin başındaki her belayı kendileri açmışlardır. sonra da düzeltmeye

çalışırken daha da bozmuşlardır. ama bu ''bozucu'' işlerini de memlekete kahramanlık diye
yutturmayı iyi bilirler. ermeni hınçak komitesiyle sultanı indirmek için anlaşma yaparken
iyidir, sonra adana'da 30.000 ermeniyi öldürürken de kahramandır. ben ne anladım bu işten.
meselâ medine kuşatmasının komutanı aziz el mısrî eski bir ittihâdcıdır; enver paşayla kavga
ettiği için arap milliyetçisi olmuştur. bunları bilip de ittihâdcı birine kuşku ile bakmayan
adamın kafası zerre çalışmıyordur.
13.12.2017 16:03 ~ 16:07 fenahuyluspazo
süleyman soylu'nun fethullah gülen'i övmesi
o zamanlar aranan bir suçlu olmadığı için hiçbir sorun teşkil etmeyen hareket. bürokrasi, asker,
yüksek yargı ve medya akp'ye direnirken fetö ılımlı islâm gibi batıya da göz kirpan söylemleri
ile akp'ye bu odakları tasfiye etme fırsatı verdi. gayet başarılı da olundu. bi noktadan sonra bu
odak iktidara cephe olunca olanlar oldu, mesele bundan ibaret. ben asla akp'yi fetö
politikasında suçlamam. tek haneli iq'su olmayan her muhafazakâr hükümetin yapacağını
yaptılar.
fetö akp'ye cephe alınca koşa koşa adamın kucağına koşan onlarca kemalist medyacı, subay
ve hatta bir chp genel başkanı var. fetö'cü darbeyi bağdat caddesinde alkislayan bir kemalist
güruh var. hayatınız allah düşmanlığı ile gecmeseydi, bunlara zerre lüzum kalmazdı. kimseyi
suçlamazsınız. fetö politikasinin ve sinsiliginin mimari bir anlamda sizsiniz.
11.12.2017 23:46 ~ 23:48 fenahuyluspazo
neven spahija
maccabi'de gözden düşmüş eski yıldızlar ve role player'lar ile iki amerikalı skorer guardı kombine
ederek kurduğu kimya çok başarılı olan koç. muhtemelen f4 yapmaya yetmeyecek ama
top8'de güzel beş maç izletip mutadı olduğu üzere son periyota kafa kafaya girip maçı
kaybedecektir, nisan'da editlerim.
1975 yılında konya stadyumu'nda çekilen fotoğraf
yine yapılması çok kolaydır. kanun zoru ve polis icbârı ile bunlar yine yapılabilir. zaten
hanımefendilerin suratlarından ne kadar memnun oldukları anlaşılabilir bu fotoğraftan da.
hayaletle ilişkiye giren kadın
ayvayı yiyen kadın, birkaç seneye intihar edecektir muhtemelen. zira eğer sallamıyorsa ve kafayı
sıyırmış değilse, bu mahlûkâtın ne olduğu az çok belli.
ozan tufan
herif ali çamdalı gibi oynarken banko ilk 11'di, birkaç maç iyi oynadı, hemen kesik yedi.
ersun yanal
tam bir balon.
adam gitti, trabzonspor 6 haftada 16 puan aldı ama şuan 7. sırada. aldırdığı adamların yarısını
hiç oynatmadan gönderdi; ibanez'ler falan. şu heriften hiçbir cacık olmaz; modern futbolu
bilmiyor, bir futbol mantığı yok, karakteri desen; 3-0'tan kendi evinde maç verip transferler
takıma alışmadı falan diyebilecek kalibrede.
fenerbahçe'de elde ettiği başarı tamamen tesadüf, buna adım gibi eminim.
aykut kocaman
kendisinin bu takımı savunma falan oynatmadığını defaatle yazdım. fenerbahçe possession
oyunu, alan hâkimiyeti oyunu oynuyor. zaten şuanda ligin en çok gol atan takımıyız.
fenerbahçe'yi kendi alışılagelen tarzının çok dışında oynattı sene başında. forvette janssen,
sağda culyano, solda valbuena, orta sahada ise josef, ozan, dirar üçlüsünden iki tanesi rakip
yarı alanda baskı yaparak oynuyordu. her fenerbahçe atağında dirar sağ tarafa yaklaşıyor, sağ
iç gibi kalıyor veya bekin önünden bindiriyor, ozan ya da josef'ten biri de ceza sahasına
giriyordu. bekler de rakip sahada olduğu için fenerbahçe sene başından bu yana kontra
ataklardan bir sürü gol gördü kalesinde saçma sapan. çünkü iki stoper ve geride kalan tek ön
libero dışında fener yarı alanı bomboştu. bunu sırf sosyal medyadaki mal taraftara ''değiştim''
diyebilmek için yaptı, buna eminim, böyle saçma sapan bir sistem oynatmazdı çünkü aykut
hoca, zira elindeki materyal bunu yapabilmek için kafi değil. valbuena, josef, ozan, dirar,
culyano orta sahasıyla bu yapılmaz. o da son haftalarda bundan vazgeçti ve fenerbahçe en
azından pozisyon vermemeye başladı, yine gol yiyoruz ama sakarlıktan. yakında geçecektir.
stoperlerin performansı da iyiden iyiye arttı. neustadter falan, adam cannavaro gibi son dört
beş maçtır. valbuena'nın kesilmesi gayet doğal ve mantıklı bir karar, zaten alınması da bana
göre hataydı. defansı 0 bir adam ve arkasında ismail var, tam bir kâbus. aldığı topları ezmesi
de cabası. fenerbahçe'nin sol öne bir oyuncu alması lazım, valbuena 30 dakikalık bir hamle
oyuncusu olur ancak bu saatten sonra. yerini sürekli kaybediyor zira.
tabiî fenerbahçe'nin yükselişinin ana sebebinin aykut kocaman olmadığı malum, aziz başgan 6
maçlık prim koydu, herkes köpek gibi koşturuyor sağa sola. futbolcu camiası böyle, primler
yükselince performans da tavan yapıyor.
şuanda tenkid edebileceğim şeyi, mehmet topal takıntısı. eğer mehmet topal'ı oynatmaya
devam ederse fenerbahçe transfer falan yapmasın orta sahaya. al mehmet topal'la oyna,
madem bayılıyorsun; takımı finansal açıdan zorlama. inanamıyorum şu fetişine ya. aykut'ta
cidden böyle takıntılar vardır; meselâ beş altı hafta önce ozan'ı kimse istemezken ısrarla
oynattı, oynattı, ''türkiye'nin en iyi çift yönlü oyuncusu'' falan dedi; adam iyi oynamaya
başladı, iki haftada bir gol atıyordu, şimdi de oynatmıyor, gırtlağına yapışsan oynatmaz.
kamuoyunun dediğinin tersini yapmak adamda bir fantezi halini almış. bak sana söylüyorum
hocam, mehmet topal'dan memnunsan al oynat hep, transfer falan isteme. bu kadar netim.
isla'yı falan koyabilirsin top taşımak için orta sahadan, bari onu yap.
kocaman kesinlikle çok iyi bir antrenör, iyi de bir teknik direktör. sadece bazı takıntıları var.
onun oyunu anladığı gibi ben de anlıyorum, bam güm futbolu artık bitti. merkezin tutulması
bugünkü en iyi formül. chelsea'ye bak: bakoyoko-kante. manchester united'a bak: pogba-
matic. liverpool'a bak: emre can-wijnaldum. bayern münih'e gelelim: javi martinez-vidal.
mentalite çok doğru ama josef-topal da olmaz orası yani. orada ya ozan ya da isla-eljif'ten bir
tanesi oynamalı.
09.12.2017 16:22 ~ 16:33 fenahuyluspazo
kader kavramının anlaşılmaması sorunsalı
pek olası bir durum değil.
zira islâm âlimleri anlaşılsın diye her şeyi yapmışlardır: (#58807682).

ali palabıyık
ali palabıyık'ı beğenirim, çünkü fenerbahçeliyim. türkiye'nin açık ara en başarılı hakemi. cüneyt
çakır'cılar, mete kalkavan'cılar ağlamasın.
yap şovunu kral.

vladimir putin
kendisine halk desteği yüzde 70'lere dayanmış vaziyette. rus halkı putin'i seviyor. türkiye'de de
erdoğan'ın kemalizmle kavgası olmasaydı aynı desteği o da görürdü. bu tür memleketlerde
ilerlemenin güçlü, karizmatik ve otoriter liderlikle olacağına dair yaygın bir kanaat var çünkü.
demokrasi bir anglosakson rejimi. bizimle alâkası yok. rusların mutlakiyet deneyimi bizden
dahi ötededir.
youtube
başımıza bir sürü gerzek veledi sardığı ve zengin ettiği için asla affetmeyeceğim platform.
kapitalizmin en dangalakça formu hayatımıza girdi resmen bu meret yüzünden.
08.12.2017 17:02 ~ 17:09 fenahuyluspazo
bedri gencer
türkiye'deki üç beş münevver ve entelektüel simâdan bir tanesi.
allahü teâla hepimizi kendisi gibi salih zatlarla tanıştırsın, onlarla da cennetinde buluştursun,
birlikte haşretsin. hakikaten bu çok büyük bir nimet, şimdi imanı muhafaza, sünnete uygun
yaşam ancak böyle mümkün. modern dönemde kadim dünyayla irtibatlı insanların, size allah'ı
anımsatan eşhasın yanında bulunun. bedri hoca, bunlardan bir tanesidir. bir yerde yakaladınız
mı, bırakmayın.
eh, biraz bunalacaksınız hocam, seveniniz bol...

üniversite öğrencisinin başarısızlık nedenleri
hocalarla şahsî dostluk kurmamak. meseleyi bir ilim değil, meslek icâbı olarak algılarsanız,
neticesi tabiatıyla böyle olur. eskiden talebeler ve hocalar, birbirleriyle dost olurlar;
misafirliklere giderler, oturur sohbet ederler, birbirleriyle hediyeleşirler, bayram seyranlarda
kart atarlardı. şimdi talebelerin işi çok, hocalarıyla muhabbet etmek yerine kafelere
gidecekler, hocaların da işleri başlarından aşkın, memuriyet mesaileri bitti mi okulda ne işleri
var...
şimdi en fazla facebook'tan ekleşiyor, okulda dersler dışında hemen hiç konuşmuyor (zaten
derste de hoca konuşur genelde), hayatınızda bir daha görüşmüyorsunuz bile. böyle bir
ilişkide talebe hocasından zerre istifâde edemez, zira aralarında ilişki mekaniktir. hâlbuki ilim,
sûdurdan sûdura geçer; göğüsten göğüse, yani kalpten kalbe... dünyadaki en komik umumî
kabul, ''söz uçar yazı kalır'' anlayışıdır. yazı kalır da, okuyup tekrar bakan kim var allah
aşkına? önce sevmek, sonra dinlemek ve anlamak gerekir bir şeyi öğrenebilmek için...
üniversite, bölüm değil; hoca seçmek gerekir aslında.

08.12.2017 00:10 ~ 00:13 fenahuyluspazo
kent
tarihsiz ve ruhsuz yerleşim yeri. sokakları ''12. sokak'' falan diye başlayan yerler kenttir. fakat
istanbul bir şehirdir, zira sokaklarına ismini veren bir tarihi ve ruhu vardır. şehirle kent aslında
çok farklı şeyler. biri bir organizma, diğeri ise mekanizma.
üniversite tercihi yapacaklara tavsiyeler
yapma.
hakikaten yapma. git terzi ol, türkiye'de üniversite okuyan geri zekâlı sürüsünden çok daha
müreffeh bir hayat yaşarsın. türkiye'de üniversite sayısı bir elin parmakları kadardır. ötekiler
sadece gençlerin her taraftan serbestçe alkol alabilmek ve ailelerinden ırak kafalarına göre
yaşayabilmek için geldikleri liselerdir. türkiye'de lisans talebeleri bırakın ingilizceyi, türkçe
dahi bilmiyorlar. fakat gittiğim kırtasiyelerde bile üniversite son sınıf öğrencisinden daha
kültürlü adamlarla karşılaşıyorum. çünkü ilim bir sevda işidir, hasbî bir meseledir. şimdi bu
satırları okuyan nice üniversite öğrencisi ''hasbî ne?'' diye google'da bir sekme açtı bile
meselâ. işte buna literatürde kültürel çöküş deniyor. bizim bir dilimiz, kültürümüz var mı
artık? bana göre yok. ''kanaatimce'' yazamayıp nurullah ataç'ın birkaç on yıl evvel uydurduğu
''kanımca''ya dört elle sarılan bir dilin yaşaması mümkün değildir. eskiler anlatır, bir yabancı
profesör türkiye'ye gelmiş de türkçe öğrenmeye başlamış. işini ilerletmiş. akabinde ise
bırakıvermiş. görenler suâl etmişler, ''ya falanca, sen hani türkçe öğreniyordun'' diye de,
''türkçeyi söktükten sonra biraz eski kitap karıştırdım, hiçbir şey anlamadım, demek ki bu dil
sürekli değişiyor, 50 sene sonra bambaşka bir hale gelecek dili n'apayım'' demiş. çünkü
dilimizin, kavramlarımızın, düşünce metodlarımızın ırzına geçildi. yakında türkçe diye
''pattern'' falan diye kelimeleri yutturmaya çalışabilirler bize, zira akademide bolca konuşur
züppeler böyle ''bilmem ne pattern'i'' falan diye.
size basit bir şey söyleyeyim; üniversitelere yazılmadan önce adam gibi bir türkçe öğrenin.
birkaç yüz kelimelik vokabüler ile sözde ''ilim yuvası''na geliyorsunuz. üniversiteyi bir şekilde
bitiriyorsunuz. günümüz türkçesi sizin yüzünden iğrenç ve hiçbir şey ifade edemeyen bir hale
geldi. binlerce mefhumumuz unutulmaya yüz tuttu. kütüphanelerden eski basım eserleri alın,
okuyun, bilmediğiniz kelimeleri de google'dan bakarak öğrenin, üzerine yazın. yemin billah
yalnız şunu yapmanız bile ilmî kudretinizi yaşıtlarınızın önüne geçirir. zira insan soyut
fikirleri ancak aklındaki kavramlar yardımıyla tahlil edebilir. binlerce kelime bilmeyen hiç
kimse orijinal bir fikir vücuda getirmek şöyle dursun, akıcı bir şekilde yazı dahi yazamaz.
meselâ bir üstteki yazar hiç alınmasın, bir dönem müelliflik icrâ etmiş, böyle bir üslûbu ben
hayatta okumazdım.
hülâsa: adam gibi okuyacaksanız tercih edin. istanbul'u tercih edin. ilim sevdalısı iseniz iibf,
hukuk falan okuyun; meslek için okuyacaksanız sizin bileceğiniz iş, istidâdınıza göre seçin.
kâbiliyetiniz varsa, baba mesleğiniz varsa, ticarethâneniz varsa, hiç okumayın bile. en fazla
işletme okuyup dil öğrenin, o da askerlik ve şahsî gelişim için.
eskiler bu konuda daha şanslıydı. daha muhafazakâr bir ülkeydik, her yerde fuhşiyât bu denli
âleni değildi, insanları işinden gücünden alıkoyan televizyon, internet falan ya yaygın değildi
ya da hiç yoktu. insanlar vakitlerini ilimle, sevdikleri insanlarla birlikte geçirirlerdi. o sebeple
eski dönemden gelme taşralılar türkiye'de fikir ve yazın hayatına damga vurmuşlardır.
bunların çıkardıkları yüzlerce dergi, türkiye'de siyasî hayatı bile değiştirdi. şimdiki talebelerin
aklı sözde her şeye eriyor da, fikrini sorsan söyleyemiyor. lazım gelen medenî cesareti ortaya
koysa ifade edemiyor.
''üniversite diploması yok zaaa xd'' dediğiniz erdoğan alayınızdan beş kat daha kaliteli türkçe
konuşuyor, oturun ağlayın.
07.12.2017 23:38 ~ 23:43 fenahuyluspazo
comic sans kullanan profesor
nicki gülümseten yazar.
muhammed bin salman
müslümanların evlatlarına neden hazret-i peygamberin mübarek isimlerini koymamaları
gerektiğini gösteren bir şahsiyet.
zira o mübarek ismi koyuyorsun, böyle âdi bir tip oluyor. bu vebal büyüktür; şimdi ben bu
herife hak ettiği hâlde sövemiyorum bile, o mübarek ismi taşıyor çünkü. fakat söven çıkar illa,
hazret-i peygamberin mübarek isimlerine sövdürüyorsunuz işte...
recep tayyip erdoğan'ın ayasofya'yı ibadete açması
şimdi tam zamanı...
hazır kudüs falan millet sinirliyken bir gazla açarız, dünya amme efkârı da başka işlerle
meşgul şu aralar, en azından biraz soft power göstermiş oluruz sağa sola karşı. ayasofya
hilafetin merkeziydi, erdoğan'ın islâm dünyasında itibarı çoktur; amerikan köpekleri bae ve
suud'a karşı insanlarda bir ümit ateşini yakmak dahi başarı olur. bu hamle, bunu getirebilir.
reyis, duy sesimi. hain danışmanlarına kanma. beni dinle. beni dinleyen kazanır, hep söylerim.
edit: yaw israil'den bana ne, ben kendi derdimi düşünüyorum. ayasofya benim derdim...
06.12.2017 22:35 ~ 07.12.2017 00:38 fenahuyluspazo
simone pianigiani
siena kariyeri sonrası kurduğu takımlar planlama açısından fecaat olan italyan antrenör. jordan
theodore, andrew goudelock, dairis bertans, vladimir micov gibi oyuncularla ön alanda çok
yumuşak kalıyor. pota altı oyuncuları zaten dışarıdan şut atsınlar diye alınmış skorer, potayı
pek koruyamayan uzunlar. bu kadroya bir değil üç top gerekiyor; 90 atarlarsa 100 yerler. öyle
de oluyor nitekim.
fenahuyluspazo uçurulsun kampanyası
umrumda olmayan kampanya.
sözlüğünüz zekerimde bile değil, bu sözlüğün yarısı beni tanıyor, kimliğim bir sır değil yani.
bu kadar hırs yapmanın gereği yok... isteyen atsın, bana ne. bu sözlükten çok adamla tanıştım,
oturdum; tabiî dört ayaklilar ile tanismadim hiç, o yüzden muhtemelen sizinle
görüşmemişizdir.
cihatçı veya selefi değilim, maturidî bir hanefîyim. ama evet, allah'a ve müslümanlara
küfredenlerin zihniyetinin en büyük düşmanıyım, onları da başarısız kılmak boynumuzun
borcu. sizin derdiniz bu satırların sahibi kral gitse de biz allah'a küfretsek ama işte,
mukadderat...
tsk'ya siyasal islâm ordusu deyip müslümanlara âlenen küfredenler beni ifşa edeceklerine,
kendi akibetlerinden korksunlar.
dusmanimiz bol ama dostumuz da çok, ağır topları daha çıkartmadık bu sözlükte...
06.12.2017 00:03 ~ 00:53 fenahuyluspazo
tsk komuta kademesinin sabah namazı kılması
müslümanlar ibadet etmek için bir takım kâfir eşhasa sormayacaklarından, gayet tabiî olan bir
vakâ.
siz bize soracaksınız bir şey yaparken. doğrusu öyle.
naş naş şimdi, rahatsız olan tacikistan'a falan gitsin.

ekşi itiraf
benim de bi kalbim var allah'sizlar
nabil dirar
dünyanın en iyisi...
ben beğeniyorum bu adamı abi. topla fazla oynamadigi zaman on numara kanat oyuncusu.
yapamadigi ne var?
pastafaryanizm
dünya kadim ve eski rayına oturduğunda yüksek yerlerden atarak imha edeceğimiz dangalak
sürüsünün, imanla dalga geçmek maksadıyla kurduğu din.
biz derken, hıristiyanlar yapacak bunu. çok kalmadı. insanların dangalaklığa ve sululuğa
tahammülü olmadığı günlere çok uzak değiliz.
03.12.2017 18:35 ~ 18:36 fenahuyluspazo
trt world
yaw he he trt world'de çalışan kimse ingilizce bilmiyor, bir tek ekşi sözlük yazarları ingilizce
bilirler bu ülkede. benim takip ettiğim kadarıyla trt world'de çalışan bildiğim, gördüğüm
gençlerin arasında ingilizce bilmeyen hiç kimse yoktu, siz gördüyseniz söyleyin bilelim.
twitter hesabı, youtube sayfası falan da gayet profesyonelce idare ediliyor. tek sorunu
reuters'ı, bbc'yi falan zaten geçiyorum, russia today'e yaklaşacak kadar dahi etkileşim
alamaması. zamanla olur inşallah.
veya reis talimat versin, trt world'ü rt etme seferberliği falan başlatalım. bilmiyorum veya
kendisi de rt edebilir. kaç milyon follower'ın var reis bir şeyler yap.
bir çomarın seyir defteri
(bkz: kes lan kültür travestisi)
hilal kaplan'ın muhaliflere abd'nin itleri demesi
doğru bir beyan.
öylesiniz çünkü. değil misiniz? sadece abd'nin değil; icâbında rusya'nın, ırak'ın, fetö'nün iti de
olursunuz. geçmişte oldunuz da. it olmak sizde bir âdet, rahatsızlık halini almış artık, o
arsızlığa ermişsiniz. yarın erdoğan'ı ben devirmeye kalksam, benim de itim olursunuz. bağdat
caddesinde darbecileri alkışlayan kimdi? fetö'nün peşine takılan çok kemalist paşalarınız,
adem huduti falan neden darbeye kalkıştı? bu itlik sizde var olan, default bir cevher olduğu
için.
en azından kendinizle barışık olun bence...

01.12.2017 14:11 ~ 14:12 fenahuyluspazo
altair ibn la ahad
sözlükten atılmasına bir ay verdiğim, herkese ana avrat küfür eden bir zavallı.
edit: zaaaa, yazdığım gün atılmış asdasdsadas.

01.12.2017 14:03 ~ 19:10 fenahuyluspazo
akp'li olmanın inkar edileceği gün
beni bulun da beni yargilayacak hakimin götune cubbesini sokayim o gün dediğim, bir ıslak hayal
ürünü gün.
30 kasım 2017 kılıçdaroğlu'nun yeni belge sinyali
güzel haber, eğleneceğiz yine.
asdasdadas, onu medyaya verebilecek misin bari... faks falan çek bari ajanslara ya, teknolojiyi
takip edemiyor olsan da bunu yap meselâ.
30.11.2017 17:02 ~ 17:03 fenahuyluspazo
emmanuel macron
gittiği her afrika ülkesinde tuhaf tuhaf hareketler yapan nezaketsiz herif.
yalnız bunun afrika'daki gittiği her yerde milleti aşağılamasına, "sizi sömürmesek götünüzde
don dahi olmazdı" gibi laflar etmesine rağmen, söyleşi yaptığı üniversite öğrencileri bunu
protesto etmek yerine alkışlıyor.
ben türkiye'deki üniversitelilerin aptal olduğunu düşünüyordum, sanırım yanılmışım, bu daha

beynelmilel bir fenomen.
abdulkadir es sufi
insanların imanı aradığı vakit bulamamasının imkansız olduğunu gösteren sufi. siz imanı
ararsanız, kurban olduğum hemen ihsan eder. zira insanların kalpleri o'nun elindedir.
yoksa bu iskoçyalı nere, iman nere... ama adam çoğumuzdan çok daha müslüman. zira onu
aradı, bulmak için bayağı çaba harcadı; ya biz?
mustafa cumhur ersümer
zamanında ecevit'in talimatıyla dsp'li vekillerin oylarıyla yüce divan'a düşmekten kurtulmuş,
akp'nin gelişiyle devr-i sâbık yapılınca yüce divan'a verilmiş ve hapis cezası almasına rağmen
cezası ertelenmiş siyasetçi.
stanislav gustavovich strumilin
tarihte bazı adamlar vardır; mübalağa edersek neredeyse kendi ülkelerinde bile meşhur
değillerdir, fakat bunları neredeyse nebî kabul eden tipler sebebiyle bir takım üçüncü dünya
ülkelerinde, az gelişmiş memleketlerde kıymetli her söz kendisinden sâdır olmuş tipler
muamelesi görürler. ülkemiz adına konuşmak gerekirse, bunlardan en meşhurları
kemalistlerin öncüleri ittihâdcıların ünlü ettiği gustave le bon'dur. memleketi fransa'da dahi
pek ciddiye alınmayan bir şahsiyet olan le bon, türkiye'de çok sevilmiş, ittihâdcılar bunun
eserlerini hemen tercüme etmişlerdir. le bon'un bugünkü dünya çapındaki ünü farklı bir
mevzudur, o dönem için konuşuyorum.
bir ikinci misal de, aha bu adamdır. bu tiplerden bahsedilince marksist amerikalı yazarların
falan ''sscb 20 yıl sonra amerika'yı üretimde, gdp'de geçecek'' vesaire dedikten sonra 10 yıla
kalmadan sscb'nin cehennemin dibine yuvarlanışı geliyor adadadas.
türkiye ab'ye girerse almanya-fransa sarsılır
doğru beyanat.
türkiye 80 milyonluk nüfusu nedeniyle ab yürütme/yasama organlarında almanya ile birlikte

en çok delegeye, dolayısıyla da ağırlığa sahip ülke olacak. yine aynı nedenle bütçeden eşek
yüküyle para alacak. adamların ürettiği her şeyi biz yiyeceğiz, ab başına da bi türkü geçirdik
mi demeyin keyfimize sdagdxa, milyonlarca adam da dağılır schengen bölgesine, işte size bir
neo pax ottomana...
elbette, türkiye bugün dünyanın en ileri ülkesi olsa almanya yine almak istemez ab'ye bizi,
tarihte hangi egemen egemenliğinden vazgeçmiş ki...
26.11.2017 00:31 ~ 00:34 fenahuyluspazo
kore savaşı
insanlık düşmanı totaliter komünist idarelere karşı, tüm medenî dünya halklarıyla birlikte,
hürriyetperver blokta (en azından ismen) mücadele ettiğimiz harb. bu harbe iştirak, birleşmiş
milletlerin kararıyla alındı ve bir hata falan değildi. en azından bizim açımızdan; zira türkiye
bugün dahi korelilerce soylu bir karar vermekle övülür.
ecdâdımız gibi, mazlum bir millet uğruna ölüme yürümüş şehidlerimizin ruhu şâd olsun,
gazilerimizle birlikte allah mükâfatlarını versin. bugün türkiye'nin uzakdoğu'da bir dostu
varsa, onların sayesindedir. bugün aynısı olsa, tekrar gereğini yapmak şanlı tarihimizin ve
millî hislerimizin gereği olur. bu millet her zaman birilerine umut ışığı olmuştur. böyle şeyler
genetiktir, öyle kolay kolay silinmez.
25.11.2017 19:29 ~ 19:32 fenahuyluspazo
robert paxton
faşizmin anatomisi tam bir klasiktir. juan linz'le birlikte okunursa insanın ufkunu açar.
cizre
fıstık gibi bir yer, nehir kenarı falan; bildiğin bir turizm cenneti.
türkiye'nin potansiyeli öyle büyük ki aslında...

yerli otomobil
bu otomobil mutlaka yapılmalı. en azından kafayı ''yerli ve millî bilmem ne'' ile falan bozmuş
siyasetçilerimiz, bürokratlarımız makam araçlarını bmw'den, audi'den, mercedes'ten ''yerli ve
millî'' aracımıza geçiriyor mu onu görürüz, milyonlarca lira tasarruf demek olur bu. ithalat
düşer en azından. ülkedeki araç ithalatının motoru devlet kurumları bu ülkede.
ateist olacağım diye korkuya kapılmak
imanın zarafetinden ve kâmil olmasındandır. ancak gafiller, allah'ın bir nimeti ve lütfu olan
imanını kaybetmekten korkmaz. imanın gitmesinden korkan adam bundan emindir; zira iman
bir başa konan bir kuştur, ziyadeleşmezse bir kafanı çevirişinde uçabilir.
allahü teâla dilediğini doğru yola iletir, dilediğini de saptırır; lakin dünyada imanı aradığı
hâlde bulamayan kimse yoktur, allah bizim gibilere aramadığı hâlde imanı ihsân etti.
kıymetini bilelim.
24.11.2017 14:54 ~ 14:55 fenahuyluspazo
cenaze sahibinin taziyede yemek verme saçmalığı
insanlar uyumadan, gece vakti yollara düşer ve çevre illerden gelirler; aç, yorgun ve bîtâb olurlar.
gidip pidecide oturamayacakları, cenaze evinde taziye ile meşgul olacakları için cenaze sahibi
ve belediye bu insanlara yemek dağıtır. ev sahibi ister kendi alsın veya aldırsın veya
komşuları alsın bu böyledir. saçma bir âdet falan değildir, her haltı abarttığınız için bunu da
abartıyorsunuz. kafanız da fazla çalışmıyor. kimse cenazeye geliyorlar diye birilerine yemek
hazırlamıyor zaten. eskiden köylerde taşrada zaten herkes birbirini tanır yemek getirirdi, şimdi
mahalle kültürü yok oldu; adamın cenazesi varken aşağıda düğün yapılıyor.
modernizmin her nimetinden faydalanıyorsunuz, külfeti de bu.

24.11.2017 14:42 ~ 14:44 fenahuyluspazo
1.86 boyunda zeki yakışıklı zengin akp'li erkek
hepinizi ağına düşürür, köpek dahi eder de; şimdi konuşmayayım.
meral akşener
dyp, akp, mhp, reformist ülkücülük ve merkez partilerinden sonra şimdi de 2019'da chp ile
birlikte hareket edeceğini beyan eden nato'cu.
kariyerini marksist parti'den ovacık belediye başkanı adayı olarak sürdürmesini bekliyorum
ileride, ne de olsa washington'dan eline tebligat geliyor, onları yapıyor, partisinin bi önemi
yok. 2002'deki erdoğan'ı görüyorum bu kadında, bu ülkenin makus talihi hiç mi
değişmeyecek?
24.11.2017 14:18 ~ 14:19 fenahuyluspazo
black friday
yarın bugünkü satış hacmini gördüğünüzde gözlerinize inanamayacağınız, ''ekonomik kriz var len
mq'' derken milletin köpek gibi alışveriş yaptığını göreceğiniz gün; fiyatların ortalama düşüşü
de yüzde 10 bile değilken hem de.
benim bi tanıdık var, adam 10 senedir falan batık, vergisini ödemez bir şey yapmaz. oğluna
bmw kiralıyor, yurtdışına gezmeye gönderiyor, sonra da bize dönüp ''ekonomik kriz var ondan
battım'' diyor, keşke biz de senin gibi batsak.
çok eli bol bir ekonomik kriz yaşıyoruz herhâlde asfadasda.

yerli malı uçak gemisi
ekşi sözlük hakikaten gün geçtikçe dangalaklaşıyor. neymiş, millî değilmiş; ispanyol
menşeliymiş. tüm savunma sanayi sektörü şokta şuanda. bunu nasıl tespit ettin yaw, hakikaten
bravo.
türkiye bu gemiyi ispanya'dan alıp lisans altında üretmiyor veya direkt satın almıyor.
tasarımını satın alıyor, alt sistemlerini ve silahlarını, her türlü yazılımını yerlileştirip, kendi
isterleri doğrultusunda geliştiriyor ve gemiyi öyle inşa ediyor. bunu eleştiren dangalaklar,
türkiye'nin altay tankını güney kore'nin k2 black panther'iyle veya atak taarruzî helikopterini
italyanların agustawestland'ıyla aynı zannediyor. hâlbuki dış görünüşleri, yani tasarımları
dışında hiçbir ortak özellikleri yok; hemen her şeyleri farklı. türk mühendisleri agusta'yı orta
sınıf bir helikopterden ağır bir terminatöre çevirdi. çünkü sadece tasarımı aynı, onda da
değişiklik yaparız, yaptık da; bu değişikliklerin tüm fikrî ve mülkî hakları da bizde. işte ''yerli
ve milli olmak'' denilen şey budur. istediğimiz yere satarız.
he güney kore'den geliyor çeliği he. çelik oradan gelince ne oluyorsa. bugün tüm parçaları
belirli bir yerde üretilen bir uçak, gemi, tank falan yok. almanlar tank yapıyor; top namlusunu
kendi iç pazarından, paletini başka bir yerden alıyor. amerika f-35'i birçok partnerle birlikte
yapıyor. amerika'da ''f-35 yerli ve millî değil, gövde parçaları türkiye'de imal ediliyor'' diyor
mudur; zannetmiyorum, çünkü orada bu kadar salak adam yok.
23.11.2017 16:51 ~ 16:53 fenahuyluspazo
ziraat bankası'nın ülkeden kaçmayın temalı reklamı
vatanseverlere ve müslümanlara yönelik bir reklam. ekşiciler niçin üzerlerine alınmış ki...
sizi ırgalayan bir şey yok; ötüken'den selanik'e tüm dünya emrinize amâde. rica ederim
güzellikle gidiniz... gerçi almazlar, burada kadro bekleyen eğitim fakülteliler nereye kaçıyor
afadas.
23.11.2017 15:43 ~ 15:46 fenahuyluspazo
burçlara inanan insanları yok etme butonu
işe yaramayacak bir buton, zira hakikat yok edilemez.
burçlar zaten insan karakterine tesir eder, dinî olarak da ilmî olarak da böyledir.
kircheherly
evet maaşlıdır, maaşını da ben ödüyorum.
defolun gidin ötede havlayın şimdi. ulan bu siteye birisi geliyor, bir şey deyince hemen
auwwwwwwwww diye koşturuyorsunuz. milleti size linç ettirmeyeceğim. gel sana da maaş
bağlayalım, çeneni tut yeter ki gereksiz herif.
kafası çalışan müslüman bir arkadaşımız. kuyruğunuza basmaya geldi.

22.11.2017 16:56 ~ 16:57 fenahuyluspazo
22 aralık 2016 ışid'in 2 askerimizi şehit etmesi
olenlerden biri şehit, öteki zaten isid'liydi.
allah mekanını cennet etsin.

kun tug bolgil kok kurikan
(bkz: hepinizi göndereceğim)
üniversite öğrencisi
türkiye'de umumî konuşmak gerekirse, yüzde beş ila yüzde on arasındaki belirli bir kitle harici
komple kımıl zararlısı olan bir güruh. hatta bunlar lise talebelerinden dahi daha kötü
durumdalar, zira liselilerin en azından tasmasını aileleri tutuyor. bunların ekseriyeti şehirleri
dışında üniversite okudukları için tasmalarından tutan da yok ne yazık ki, nereye gitseler orayı
ifsâd ediyorlar. çekirge sürüsü nasıl geçtiği yeri talan ederse bunlar da öyleler. tek katkıları,
şehir ekonomilerini canlandırmaları ve sun'î olarak işsiz sayısını düşük göstermeleri. yoksa
üniversite okumalarından ne kendileri ne de memleketleri herhangi bir hayır görmeyecek.
çoğu doğru düzgün adâb-ı muaşeret kurallarını bilmiyor; bir hocayla nasıl konuşulur, derse,
kitaba, dersin yürütücüsüne nasıl saygı gösterilir; haberleri yok. yazıları çivi yazısı gibi.
''sınavda şu 50 sayfadan mes'ulsünüz'' deseniz, suratları asılıyor. çünkü üniversiteye okumak,
memlekete ve ailelerine hayırlı birer evlâd/vatandaş olmak için gelmemişler; gittikleri yerin
ahlâkını bozmak ve türlü türlü iğrençlikler yapmak için gelmişler.
yabancı dil zaten hak getire de türkçe de bilmiyorlar. bunların yazdıkları sınav kağıtlarını
okuyan adamın hakikaten geleceğe dair ümidi kırılır. birkaç yüz kelime ve mefhum ile
yazan/konuşan bir insanın entelektüel olması mümkün değildir. üniversiteler, entelektüel
yetiştirir, meslek erbabı değil. bir üniversite mezununun pek çok konuda sathî malûmâtı
olmalı. bizim mezunlarımız ise daha kendi bölümlerinden bihaber. adam tarih mezunu ünlü
alman şansölyesi bismarck'ı bilmiyor. siyaset mezunu olsa, ''şansölye ne demek'' diye
soracaktı.
gençler eğlensin diye yapılan bahar şenliklerinde olan şey ne sanat ne harsî bir faaliyet ne de
entelektüel zevklerin iç içe geçtiği bir şey; tamamen hedonist saçmalıklar silsilesi. bir
üniversiteli için şenlik kavramının ilmî ve kültürel bir maksad taşıması gerekirken, bunlar
illegal yollarla kampüsten içeri uyuşturucu ve içki sokmaya çalışır. çalıların arasında
hayvanlar gibi çiftleşir. her türlü adâb, ahlâk, hukuk ve mukaddesat kuralına karşı kayıtsızdır.
bir o vardır bu âlemde, bir de zevkleri... buna karşı çıksanız size de cephe alırlar. sağda solda
çıktıkları turlarda gittikleri mekânlarda dev bir çöp dağı bırakırlar. lakin hepsi birer doğayı
müdafaa neferidir. daha önce de yazmıştım, anadolu insanı şehrinde üniversite istememekte
haklıymış, bunu söylemek zorunda kaldığım için üzgünüm fakat vaziyet böyle.
alicenâb devletimiz bunlara her türlü teşviği sağladığı, neredeyse beleş bir hayat yaşattığı
hâlde, bunlar okullarını mümkün mertebe uzatmaya çalışır. hele erkek olanları hakikaten
büyük arsızdır. ''devlet bana o kadar masraf etti, okuyayım da iki hayırlı ameliyeye imza
atayım'' gibi bir taşralı küçük bürokrat idealizmi bile yok bu adamlarda. şu hiçbir şey
bilmeyen halleriyle, üniversite okumamaları gerektiği aşikârken okuyup, kendilerini bu hale
sırf ''üniversite ortamı'' (bundan aslında anlaşılması gereken tüm dünyada ilim, irfan falanken
türkiye'de seks, alkol gibi şeyler anlaşılır) sebebiyle sokmalarının bedelini devlete yüklemeye
çalışırlar; sanki devlet onlara iş bulmak gibi bir mükellefiyete sahipmiş gibi.
bugün türkiye'de zanaatkârlar ve bilhassa teknik işlerde çalışanlar ayda 6, 7 milyar para
kazanıyor. ciddiyim. işinde muvaffak olanları gerçekten böyle. türkiye'de kaç tane tesisatçı
kaldı? kaç tane fırıncı olacak on sene sonra? bugün bu işlere yürüyen, zanaatini eline alan
kazanır; benden söylemesi. sonra abileriniz ablalarınız gibi, okul öncesi öğretmenlik okuyup
öğretmenlik sınavlarında 70 puanı aşamaz, branşınızdaki soruların yarısını yapamadığınız
halde ''devlet bize kadro vermiyor'' diye sağa sola söverken bulursunuz kendinizi. devlet sana
neden kadro versin allah'ın vasat herifi.
bugün üniversiteler kalitesiz insanlar yetiştirme merkezi gibi bir duruma gelmiştir türkiye'de.
üniversiteye giren anadolu çocukları ne hale geliyorlar, bizzat müşahede ettim. bunları eline
odunu alacaksın, döve döve adam edeceksin de işte 21. yüzyıl ponçikliği... yapamıyoruz.
demem o ki; dünya kadın ve erkek dolu. böyle salak salak şeyler için kendinizi heder etmeyin.
kafanız çalışıyorsa okuyun. okuduğunuz şeyi de adam gibi okuyun. ne adamlar görüyoruz
anasını satayım ya. valla ağlıcam şuan.
21.11.2017 17:49 ~ 18:42 fenahuyluspazo
rte'nin tayyip dede diyen kıza efendim demesi
video çok şirin ve güzel, erdoğan'ın danışmanları pr'ı biraz olsun öğrendiler sanırım.
ama şu teşkilatlardan topladıkları gerzekler sürüsünü oradan atmak için daha ne bekliyorlar
anlamıyorum, tribün gibi slogan atıyor herifler.
asistan öğrenci ilişkileri
bunların yaşça genç ve erkek olanlarıyla fazla yüz göz olunmaması herkesin yararınadır. zira
böyle bir durumda duygusal ilişkinin maksadı umumiyetle not/cinsellik skalası arasında
salınır. iğrenç, rezil ve etik dışı bir durumdur. taraflardan biri saf ve temiz duygu besliyorsa
(bu genelde kız tarafı oluyor), kullanılır ve bir kenara atılır.
eskiden anadolu insanının şehirlerinde "ahlâkımızı bozacaklar" deyû üniversite istememesine

anlam veremezdim, lakin fakültelerde harcadığım altı sene boyunca tüm akademi camiasından
tiksinir hale geldim.
ne yapılması gerektiğini biliyorum, hasbelkader elime bir kuvvet geçerse de yapacağım, emin
olun my fellow anatolian people.
o kadar öğretmene iş bulamayız
devletin insanlara iş verme gibi bir yükümlülüğü yok zaten. işi kendi yeteneğinle bulursun,
yaratırsın. devlet özel sektör mantığıyla yönetilmedikçe bu vasat ve silik herifler sözlük
köşelerinden maaşlı işlerinde çalışarak (daha doğrusu yatarak) artistlik yapmaya devam
edecekler. öğretmenlik fakültelerinde okuyanların kahir ekseriyeti vasat ve silik tipler. kendi
branşlarında sınav yapıyorsun, soruların yarısını yapamıyorlar. bu halleriyle de kadro isteyip;
senenin yarısında yatacakları ve hakkını vermeyecekleri binlerce kâimenin peşine düşüyorlar.
ananız güzeldi tabiî ''garanti meslek abi öğretmenlik okuyalım, zaten aptalız, puanımız buraya
yetiyor, seçim dönemi atanırız'' derken.
öğretmenlik ayağa düşmüş diyorlar bi de aadadasa, eskiden öğretmenler açlıktan ölmemek

için hafta sonları taksi şoförlüğü yapardı, şimdi tarifeli uçuşla roma'dan fotoğraf atıyorlar ama
yine akp yaranamamış saafsad.
ben bu ülkenin bürokrasi/kamu politikasını yönetmeye talibim. ey sevgili hükûmet

kurmayları, bu kardeşinizin sesini duyun. şuanki bürokrasinin yarısını işten atıp aynı işi daha
kısa zamanda yaptırırım. kamu harcamalarını en az yüzde 10 azaltırım; o parayla yeni
beştepe'ler yaparız. öğretmenlerin kalitesini 10 yılda almanya seviyesine çıkartırım. yabancı
dil bilmeyen kimya öğretmeni dahi olmaz. bunlara fazla yüz veriyorsunuz.
19.11.2017 17:18 ~ 17:22 fenahuyluspazo
kadın börek yapmasını bilmiyorsa o aile dağılır
yalan olduğu ortaya çıkalı yıllar olan beyanat, fakat üzerinde hala espri kasılıyor.
hakan şükür'ün amerika'da çekilen yeni görüntüleri
bizi enterese etmeyen görüntüler.
hakan şükür bir tercih yaptı ve bunun bedelini sürgüne giderek ödedi. orada ne yapacağı bizi
zerre ilgilendirmiyor. allah daha çok versin.
norveç kürdü
sözlükte başta kürdler, araplar ve çingeneler olmak üzere belirli etnisitelere kin kusmayı ve
hakaret etmeyi meşrû addeden bir kitlenin varlığını bir kez daha kem gözlere sokan başlık. bir
milleti sevmemek, hatalarını söylemek falan başka bir şey, her haltta dalga geçmek,
iğrençleşmek, millî kültürleri ve tarihleri ile alay etmek farklı bir şeydir. birincisi şahsî bir
tercih, ikincisi ise bir suç ve aptallık alâmetidir.
bu beyaz türklerin kendilerini mukayese edip üstün görebildikleri yegâne ırklar, bu talihsiz iki
millettir.
18.11.2017 14:55 ~ 14:56 fenahuyluspazo
abd dizisinde fetö darbe yapmadı propagandası
bunun pr'la, davamızı avrupa ve abd'ye anlatmakla alâkası yok. adamların işine şimdilik bu
geliyor da ondan böyle davranıyorlar.
bu dediğiniz şey, faile suçunu anlatmak gibi bir şeydir. adam zaten fail.
arnavut denilince akla gelenler
keçi inadı, kabalıkları ve namuslarına olan düşkünlükleri.
gerçi sonuncusu artık hiçbir millette kalmadığı gibi arnavutlarda da kalmadı.

17.11.2017 20:55 ~ 20:56 fenahuyluspazo
kyk bursunda dönen büyük şerefsizlik
bu türkiye'de devletin hemen her kurumunda dönüyor ki. bana tanıdık adam bulun, istediğiniz
herhangi birini devlet bursuyla ingiltere'ye master'a yollayalım. bu işler böyle.
nato'nun atatürk ve erdoğan'ı hedef yapması
nato'nun iğrenç bir hareketi. türkiye'nin çin'den rusya'ya uzanan hatta bir denge politikası
oynaması onlar için büyük sıkıntı tabiî. illa uysal bir köpek istiyorlar; buldular da gerçi: iyi
parti.
türkiye ne dış politikası sürdürüyor lan? türkiye ne yaptı avrupa'ya? en yüksek faizi verdi,
avrupalı yatırımcı eşek gibi kâr ediyor, mülteci sorunundan kurtardı, vaat edilen yardımları
almamasına rağmen ilgili anlaşmaları uygulamaya devam etti, avrupa/abd ittifakı türkiye'yi
suriye'de sattı, türkiye buna ses çıkarınca türkiye mi suçlu oldu? sokak ağzıymış; hollanda
insanımızı dövdü, amerika pyd'ye silah verdi, avusturya'da her gün ırkçı bi kanun/karar
meclisten geçiyor, nato girit'te olası bir türk saldırısına karşı prova yapıyor, bunu abartıp
türkiye'yi düşman ülkeler safına koyuyor, bunda suçlu türk makamları mı?
türkiye ne yaptı acaba avrupa'ya? türkiye şuan sınırları açsa avrupa iki yıl içinde nazizme
teslim olur. avrupa'yı bu yükten kurtaran türkiye neden suçlu olsun? fetö'cülerin hakkından
geldi, suriye'de bağımsız kürt devletinin önünü kesti de ondan.
safınızı iyi seçin. işin sonunda ebediyete kadar lanetle anılmak olacak zira.
17.11.2017 19:37 ~ 19:39 fenahuyluspazo
kadir mısıroğlu'nun atatürk'le alay etmesi
kadir mısıroğlu'nun alay etmekte haklı olduğu vak'a. orada atatürk'le değil, atatürk'ün dangalakça
ve komik bir işe alet edilmesiyle dalga geçiyor haklı olarak.
yalnız bu olay alay edilmeyecek gibi değil ashdasdadasda.

16.11.2017 18:24 ~ 18:25 fenahuyluspazo
bir kere yemeyle bağımlılık yapan şeyler
soslu tavuk döner, kararınca sirkeye bulanmış ve işlenmiş, en zararlısından salatalık turşusu, yine
inanılmaz zararlı olan bilimum şarküteri ürünü.
bunlara müptelâyım ve bırakamıyorum.

abide-i hürriyet
cahiller ve aptallar için bir abide-i hürriyet, işin aslını bilenler için ise bir utanç müzesi.
(bkz: ali kabuli bey/@fenahuyluspazo)

15.11.2017 14:10 ~ 14:15 fenahuyluspazo
atatürk'e ölüm fetvası verenin okula ismini vermek
mustafa sabri efendi çok büyük bir âlimdi. kelama, eş'arîliğe dair yazdıkları, resmen manevî bir
cihâd mertebesindedir. mustafa kemal'in cumhuriyete dair fikirlerini bildiğinden vahidüddin'e
''onu anadolu'ya göndermemesini'' rica etse de vahidüddin onu dinlememiş, akılsızlığının
cezasını da sürülerek ödemiştir. zira vahidüddin bu mevzuda bir rapor hazırlatmıştı, rapordaki
ifadeler de mustafa sabri'yi destekliyordu; cumhuriyet ilan edilirken o raporu veren adamın
akıbetini de bir ara yazarım buraya.
adam neticede bir din adamı, bu dine çok hizmet etti; dinî bir okula da ismi verilmesi abes
olmamalı. zira burası da atatürkiye değil, türkiye. mustafa kemal'le kavga eden bir sürü
adamın ismi hanlarda, katlarda yaşıyor. mustafa kemal'in astırdığı ismail canbulat'ın adını
taşıyan köşk falan var meselâ. müslümanların hangi âlimin adını nereye vereceğine siz
karışamazsınız. ismini çankaya köşküne koymadık zira, islâmî tedrisat veren bir okula
koyduk.
ki zaten mustafa sabri mustafa kemal'i sevmez fakat ölüm fetvasını veren o değildir,
dürrizâdedir.
edit: korkaklar kaldırmış. ne diyeyim allah müstehakınızı versin.

15.11.2017 14:06 ~ 18:13 fenahuyluspazo
kırklareli müftü yardımcısının atatürk açıklaması
şu din adamlarının ünlü ve meşhur olma, bir tarafa göz kırpma telaşından da artık gına geldi.
mustafa kemal'i seviyor olabilirsin, sevmiyor da olabilirsin de buna dinî bir delil getirme
fantezisi nedir anlamıyorum.
sosyal medyada da var bunlardan, adam ilahiyatçı; millete yobaz diyor. kendi sanki harbiye
mezunu, talat aydemir'in yolunda.
agacin gokyuzuyle birlestigi yer
senelerdir tanıdığım, çok akıllı ve kafası çalışan bir beyefendi. hakkında söyleyebileceğim tek
kusur maalesef, affedersiniz mutezile.
15.11.2017 14:00 ~ 14:01 fenahuyluspazo
turgay güler'in izmir marşını söylemesi
ak parti iktidarının eninde sonunda paramparça olacak olmasının en önemli nedeni, yeni rejimin
çakma ''entelektüel'' sacayaklarının böyle tiplerden müteşekkil olması. bunlar entelektüel falan
değil de, rejim bunlara böyle muamele edince kendilerini kanaat önderi falan zannedip, böyle
kanallarda ''aydınlanma'' yaşıyorlar işte.
inşallah ileride commandante che guavera t-shirtleri giymek, kırmızı bere takmak falan
zorunda kalmazsınız, ne diyeyim. fikir namusu çok mühim bir şeydir, bunu kimseye
öğretememişiz.
ismail saymaz
tam bir anadolu çocuğu. bu milletin evlâdını nerede görsem tanırım, fikirleri ne olursa olsun
''bizden''dir bu adam. o sebeple kusurlarını mazur görüyor ve affediyorum, kendisine
bildiriniz.
borussia dortmund
takriben üç sene evvel, galatasaray'la seyrantepe'de oynanacak bir şampiyonlar ligi maçı öncesi
tüm dortmund takımı kadıköy'den beşiktaş'a vapurla geçmiş, salak salak etrafta gezmişlerdi,
başlarında da klopp vardı. ben de okuldan çıkmıştım, tam vize dönemiydi, çok net hatırlarım.
hatta gerizekâlı bi kadın da o gün vapura binmeden evvel bunu fırsat bilip, ''turkey is not a
democracy anymore'' falan demişti adamlara sagasfasa.
veee dortmund takımı maça çıkmaz... reus berkin elvan t-shirtini giyer, kagawa ''vallahi sizi
sileceğiz'' diyerek bashar assad maskesi takar.
böyle saçma sapan bir anıyı hafızamda bıraktıkları için olayın kahramanlarına şükranlarımı
sunuyorum.
13.11.2017 19:07 ~ 19:09 fenahuyluspazo
kabak sevmeyenlerin dinden çıkması rezaleti
yanlış anlaşılmış bir vaziyet. her zaman derim, dini layığıyla bilmeyenler, ne olduğunu bilmeden
bir şeylerin üzerlerine atlıyorlar. hâlbuki, önce bir bilene sormak gerekir.
bu olay böyle değil, bir adam sırf peygamber seviyor diye, inat için ben kabak sevmiyorum
diyor, bu sebeple dinden çıkıyor. zaten böyle bir hal içerisinde bulunan kimseler dışında
irtidad vakası gerçekleşmez, ben de sevmem kabak. bunu söyleyen adam, alay manasına,
istihfaf maksadıyla söylüyor; yani tabiatı itibariyle sevmediğinden değil. bu sebeple küfrüne
hükmediliyor, fakat adam tövbe edip ölümden kurtuluyor.
tafsilat: cami'ul mütûn, ahmed ziyaeddin gümüşhânevî.

13.11.2017 16:40 ~ 18:34 fenahuyluspazo
muhammet fatih safitürk
şehid olmasının üzerinden bir yılı aşkın zaman geçmiş bir vatan evlâdı. bilenler bilir, kendisinin
vefatının ardından pek muhterem validesi ve babasının, rahmetli oğulları safitürk'ün çerçeveli
fotoğrafıyla evlerinde çekilmiş bir fotoğrafları var. işte bu fotoğraf.
bu fotoğraf, benim çalışma odamı süslüyor. ne uğruna çalıştığımı, ne uğruna mücadele

ettiğimi, her motivasyonum düştüğünde bana hatırlatıyor. bu vatanı ve sahiplerini çok
seviyorum, onlar adına durmaksızın çalışmak ve mücadele etmek gerek. bu millete verdiğim
ve sadakatle arkasında duracağım yegâne söz budur.
inşallah, bir gün bizlerin de dünyada adı böyle şanı büyük kahramanların arasında anılır,
ahirette de onları sevdiğimiz gibi, onlar arasında haşrediliriz. zira hadis-i şerif der ki; ''kişiler,
sevdikleriyle beraberdir.''
12.11.2017 16:53 ~ 19:17 fenahuyluspazo
sokakta röveşata çeken adamın sözlükçülere mektubu
ben bu milletin her mensubuna ferd ferd aşığım. görüldüğü üzere, saf ve temiz insanlara sahibiz.
hamaset olsun diye söylemiyorum, hakikî hislerim bunlar. en son rahmetli olan bir büyüğün
akrabasının, ''hayatta çok şey gördü, çok şey yaşadı diyorsunuz da; bu kadın hayatında deniz
bile görmemişti'' demesini işittiğimde çok üzülmüştüm. halen böyle bir kitlenin ülkemizde
yaşadığı belli.
insanımıza hizmet etmek, hayallerini gerçekleştirmek bizlerin aslî vazifesi olmalı.

elon musk
adam dünyanın en büyük vizyonerlerinden birisi, türkiye'de münakaşa mevzuu olan meseleler ise
anıtkabir'e gidişi ve hamamda kendisini keseleyen tellala bıraktığı bahşiş.
vallahi de billahi de hiçbir şeyi hak etmiyorsunuz.

sokakta röveşata çeken adam
çok keyifli bir video ya, sabah sabah tebessüm ettirdi bayağı asdsfda. insan aslında ne kadar tatliş
bir varlık...
iktidar olursak sarayı üniversite yapacağız
bu konularda bayağı sağlam bir ünlem içeren meşhur bir el hareketi var, bu sözün sahipleri bunu
iyi bilir.
ne yazık ki bu harekete muhattap olmaları için 1 buçuk sene geçmesi gerekecek, keşke hemen
verebilsek.
oğlunun katilini affeden baba
adam rahat bir şekilde can versin veya müebbet hapis yatsın diye kendisini affettiğini, vicdan
azâbı çekmemesi gerektiğini telkin eden bir müslümanı içeren video. herkes günahlarının
bedelini ödeyecek, bu adam cezasını da çekecek. ama en azından şuan kalbinde bir ümit ışığı
yandı. bu ışığı herkes yakamaz, yakmak da bir müslümana nasib oldu.
hoş, siz bunu nereden anlayacaksınız...

teyitorg
kemalistlerden insanlık bekleyenleri ayyuka çıkarmış oluşum. kemalistler çekirge sürüsü gibidir,
tek olduklarında üstlerine basıp geçersin, bir araya geldiklerinde ise sırf haklı olarak "mustafa
kemal'in böyle bir sözü yok" dediğin için seni ingiltere'den fon almakla suçlarlar. ama ingiliz
biri atatürk'ü övdü mü o kişinin milliyeti değerini yitirir. yanlarındaki avrupa bir medeni
kuvvet iken, karşılarındaki batı emperyalist bir düşmandır. bu yamyam sürüsüne makul
delillerle bir şey anlatabilmek imkansiza yakın. hakikatleri neredeyse bir asırdır aynen bu
tavırla iğdiş etmiş bi güruh bunlar. 7/24 twitter'da büyükelçi moore'u yalayan sanki
kemalistler değil. kafaya takmayip yola devam etmek gerekir.
iki hafta sonra erdoğan'a laf sokunca aynen bir tilki gibi geri dönecekler nasıl olsa kürkçü
dükkanına.
11.11.2017 10:57 ~ 11:01 fenahuyluspazo
ismail kahraman
adam gibi adam. akp içindeki en sağlam adamdır, taksim'e cami yapılmasına müsaade edilmedi
diye bürokratların altından girip üstünden çıkmıştı bakanlığı döneminde. şimdi yapılıyor, kral
adamsın ismail kahraman ağabey. biz seni hep iyi anacağız, çünkü dürüst ve delikanlısın.
10.11.2017 15:36 ~ 15:37 fenahuyluspazo
isviçre çakısına celal şengör adı verilmesi
güzel troll, bunu yiyenler çıkar ama bu sözlükte asagfasfa.
doğ ey güneş erit taştan adamı
sene-i devriyesinde bir kez daha hatıra gelen bir eylemin merkezinde yer alan şiir.
türk kadınlarının % 91'inin kendini güzel sanması
türkiye sathındaki genç nesli şöyle bir süzdüğüm zaman türk genç kadınları zaten güzeller, garip
bir durum değil bu. ayrıca kendini belirli bir skalanın üzerinde güzel/yakışıklı falan bulmayan
bir insanın da hayatı zehir olur.
10 kasım 2017 cuma namazı hutbesi
bu kemalistler bir acayip. allah'tan, islâm'dan, müslümanlardan; dünya üzerindeki her türlü
sadakat içeren değerden ve mukaddesattan nefret ederler, islâmiyet'e olan küfürleri ise
katmerlidir; lakin kendileri gibi olmayan müslümanlar da kendileri ne yapıyorlarsa aynısını
yapsın isterler.
zaten insanları kanun ve mahkeme icbârıyla 10 kasım törenlerinde ayağa dikiyorsunuz,

mustafa kemal'in aslında o saatte ölmediğini herkesin bilmesine karşın ''9'u beş geçe öldü''
diye mesai saatleri içinde ideolojik şov yapabilmek için sirenler çalıyorsunuz, mustafa
kemal'le alâkalı en ufak bir şey söyleyenin üzerinde demokles'in kılıcı gibi sallanan bir kanun
var; ama derdiniz müslümanların hutbesi.
ne bekliyorsunuz; kur'an'a ''gökten indiği sanılan'', ayetlere ''safsata'' diyen birini

müslümanların hayırla anmasını mı? mustafa kemal değil türkiye'yi, dünyayı bile kurtarmış
olsa dahi, islâmiyet'i en ufak bir şekilde bilen herkes camilerde mustafa kemal'in adının
anılmasının abes olduğunu bilir.
daha ne istiyorsunuz anlamıyorum. camilere de mi kanun getirip balans ayarı çekeceksiniz?

10.11.2017 13:43 ~ 14:01 fenahuyluspazo
10 kasım 2017 cuma namazı hutbesi
diyanetin hazırlayacağı, islâm ile ilgili olacak ve kafirlerin karismaya yetki ve salahiyetinin
olmadığı hutbe. diyanet de umarım kendinden beklediğim saçmalığı yapmaz.
pedofili
doğal bir cinsel yönelim olarak kabul edileceği günler çok uzakta değil:
http://www.independent.co.uk/…x-abuse-a6965956.html
suudi arabistan
suudi arabistan'ın bahsettiği ''ılımlı islâm'' ile bizdeki ''ılımlı islâm'' aynı şey değil. suudiler
vehhâbîdir, bu inançlarını yaymak için eşek yüküyle de para harcadılar. ulusal güvenlik
algıları şiîleri her yerde yok etmek, iran'ı etkisizleştirmek ile sınırlı. bu sebeple amerika doğal
müttefikleri ve silah sağlayıcıları. fakat suudilerin parası tükeniyor. körfezdeki diğer ülkeler
akıllıca turist çekebilmek için manyakça paralar harcayıp acayip şehirler kurarken; dijital
yatırım, yeni nesil hizmet yeteneklerinin değerleneceği dördüncü evre kapitalizme yönelik
para harcama, futbol takımı satın alarak marketing yapma, hiçbir şey yapamıyorlarsa bile lüks
hizmet verebilen havayolları markaları yaratma yoluna giderken, suudiler gdp'lerinin yüzde
10'unu sağdan soldan manyak gibi silah almaya harcıyorlar. dünyada amerika'dan sonra
savunmaya en çok para harcayan ülke. yemen'de başarılı olamadıkları gibi, semirttikleri
suriye selefîleri de iran'ın şiîlerine mağlup oldu. kurdukları koalisyondaki koordinasyon
katar'la kavgaları yüzünden dağıldı. mısır'ın ne halt ettiği belli değil. suudiler avrupa'ya
amerika'ya eğitim alsınlar diye gönderdikleri prenslerin ingilizce öğrenip hatunlarla yatta
viski yudumlamak dışında bir şey bilmediğini de fark ettiler. içlerinden sadece biri bir
şeylerden anlıyor, o da muhammed bin selman. abd de onu yeni partneri olarak seçti.
atlantiğin yeni dönem islâm politikası islâm'ı protestanlaştırma üzerine kurulu. artık selefîliğe
falan tahammül edilmeyecek. bu konuda üç partner seçildi: fethullah gülen, mısır
cumhurbaşkanı sisi ve muhammed bin selman. yaşanan darbe suudilerin muhtemel bir iç
savaş öncesi son durağı. para bittiğinde susturulan kitleler ayaklanacak. 2030 vizyonu diye bi
belge yayınladılar, beş para etmez. petrol kuyularının üzerinde oturuyorlar ama benzin artık
parayla satılıyor. adamlar bunu görüyor ve manyak gibi silahlanıyor. suudi arabistan'ın
vehhâbistan, şiistan, merkezî bir idare örgütü ve bm gözetimindeki holy cities (mekke,
medine) olarak bölüneceğine dair planlar kamuoyuna bile sızdı. bunlar ''şeytanî planlar'' falan
değil, eşyanın tabiatı gereği böyle olacak.
talat aydemir
insanları öldürerek (her ne kadar bu iradeyi göstermekte tereddüt etse de) devlete el koyma
hülyâsındaki subaylara ''bu yanlış'' dediği için ismet inönü'nün heykelini müslümanların
dikmesi gerektiğini söyleyecek kadar bayağılaşan davarların ''kahraman'' subayı.
ismet inönü çok büyük demokratmış zira darbeyi engellemiş. eh, bir zahmet. lakin ismet
inönü'nün darbe karşıtı kesilmesinde iki âmil vardır; birincisi hür dünyanın desteğini
kaybetmemek, ikincisi ise kendi canının gitmesine müsaade etmemek. 1950'de de darbe
olacaktı, ismet inönü ona da bu saiklerle mâni oldu.
kemalistlerin enteresan bir kafa yapısı var; kendileri darbe yapmayınca, insanları haybeye
öldürmeyince, halkın kendilerine minnet duymasını bekliyorlar. darbenin, adam öldürmenin,
hükûmet devirmenin devlete, millete ve insanlığa karşı bir suç olduğunu anlayamıyorlar.
tarihteki tüm darbecileri bu sebeple severler, sayarlar. hâlbuki askerin vazifesi bu değildir;
bunu herkes bilir.
''askerin sizi devirip asmasına müsaade etmedi'' diye adamlar taptıkları ismet paşa'ya bile
sövüyor asafgafasfsa. cumhuriyet mitinglerini babam yaptı zaten. neyse, geçti o günler.
türk ordusunu bu çizgiye getirerek devletin ve milletin tapulu sahibi olduğunu zannetmesine
sebep olanların tarihte kimler olduğu da aşikâr zaten. bu bir avuç küçük çocuğu bir araya
toplayarak; onların kendilerini birer napoleon, julius sezar, enver paşa falan zannetmelerine
sebep olan eğitim bu insanları talat aydemir gibi tipler yapıyor. talat aydemir'e göre ülkenin
başına kendisi geçerse her şey muhteşem olacaktı zira her şeyin en iyisini o biliyordu. hâlbuki
hiçbir meselede orijinal bir fikri olmayan bir ihtilâl taklitçisinden başka bir şey değildi;
karısının kuaförde ''kocam hepsinin kafasına sıkacak'' demesini bile öngöremeyip karısına
ihtilâl fikirlerini anlatacak kadar kafası çalışıyordu işte.
bizim kahraman subaylara değil, kahraman devlet adamlarına ve fikir insanlarına ihtiyacımız
var.
08.11.2017 14:52 ~ 14:56 fenahuyluspazo
2002'deki alım gücü vs 2017'deki alım gücü
dangalakca bi versus.
lan gerizekalı, şu zam almış bu zam almış diye hesap yapıyorsun bir sabit gelirli olarak, sabit
geliri olmayan, gelirini sattığı mahsulden, hayvandan, hizmetten, esyadan kazanan adam senin
maaşına zam bekledigin gibi ilgili ürünlere zam bekler, o da fazla kazanmak ister, fiyatlar bu
yüzden her zaman makul bir oranda dünyanın her yerinde artar. 15 sene önce ekmeğin 25
kuruş olmasıyla "ekmek parametresi" üzerinden "2002'de ekmek daha ucuzmus, demek ki
ekonomik vaziyet daha iyiymis" diye düşünen adam cidden davardir, bu bi de ilan ediyor. bi
de mal mal bi indeks icâd etmiş "rakı indeksi", temel tüketim mali dahi olmayan, üzerine
alinamasin diye bilinçli olarak vergi koyulan bi maldan indeks yapmış, bravo aq.
bi ekonomiyi sağlıklı değerlendirmek için dünyanın her yerinde gdp per capita, satın alma
paritesi, gini katsayısı gibi objektif parametrelere bakilir; türkiye'de ise ekmek fiyati, çeyrek
altın kaç imiş ona bakılıyor. dangalak misiniz nesiniz aq, tüik yalan söylüyorsa siktir git
uluslararası kuruluşlarin verilerine bak, burada mal mal kafa sikme.
06.11.2017 23:00 ~ 23:08 fenahuyluspazo
fethullah gülen cemaati
bunlardaki midesizliği ben hiçbir ideolojik kampta görmedim. çıkarlarına aykırı bir şey olur,
anında dümeni kırarlar; bir bakarsın milliyetçi, bir bakarsın hardcore müslüman, bir bakarsın
demokrat sol partili, bir bakarsın ak partili, bir bakarsın eylem yapan komünistlerin yanında,
bir bakarsın bilmem ne. sizde zerre şeref ve haysiyet duygusundan eser var mı lan? bir
seçimde erbakan bunları kızdırdı, yol vermedi diye topluca dsp'ye vermişlerdi, sonra da 28
şubat olmuştu ama sonra ''28 şubat üzerimizden geçti ühüh'' diye ağladılar. bu denli enik
bunlar.
bunlardan biri gezi olaylarında reisçiydi, erdoğan aşığıydı, o zamanlar twitter bu kadar politik
değilken böyle bir irade ortaya koymuştu. aradan 1 yıl geçti, ali ismail korkmaz tweetleri
atmaya başladı, islâm'da adam öldürmek yokmuş. o hüküm erdoğan'la cemaatin arasının
bozulduğu o bir senede mi indi allah'ın davarı seni. sonra da amerika'ya kaçtı tabiî, orada bir
badem bıyıklıya veriyordur.
bu köpekler nefretim ya, bir bok söyleyince de hemen bharara'ya şikâyet etmek için tweet
atıyorlar. amerika bunlarla dolu. fetö'cü sitelerin bir milyondan fazla takipçisi var. içeriden
salınanlar da hala fetö'cü. bundan daha fazlası da kripto. bu köpeklere pogrom yapmak
gerekiyor da işte modern dünya müsaade etmiyor. ah 15. yüzyılda olacaktık...
06.11.2017 22:11 ~ 07.11.2017 00:26 fenahuyluspazo
kasım 2017 sonar seçim anketi
(bkz: sonra akp yüzde 49 mq)
abd'den rusya'ya türkiye'yi bölüşelim teklifi
rusya bu teklifin en son muhattabı olduğunda ''hasta adam'' dediği osmanlı imparatorluğu kendi
devletinden daha uzun müddet yaşamıştı (1917-1923) sagasfafa, ondan bu topa girmemeleri
normal bence.
türkiye'nin gelişimi önündeki 4 engel
1) bu ülkedeki gençlerin kahir ekseriyetinin gerizekâlı olması
2) bu ülkedeki gençlerin kahir ekseriyetinin gerizekâlı olmasına karşın utanmadan, sıkılmadan
ekşi sözlük gibi platformlarda akıllı geçinerek; islâm, din, sosyoloji, ekonomi, siyaset gibi
hakikaten zekâ ve kabiliyet gerektiren alanlarda ahkâm kesmeleri; hâlbuki bunlar iki davarı
bile güdemezler
3) bu ülkedeki gençlerin mal olmanın ve kendisini zeki zannetmesinin yanında bir de hain
meşrepli yetiştirilmesi
4) vatansever gençlerin bunlardan daha da aptal olması.
bu başlıkta çomarmış gibi yazıyoruz
kültür travestisi adındaki türün bolca bulunduğu başlık. bu tür endemiktir ve türkiye'ye hastır,
başka yerde yaşayamaz.
yeni akm projesi
erdoğan'ın resmen, ''alın da gözünüz mimari görsün aq fakirleri'' diyerek 1930'larda kalanlara
verdiği tarihî bir ayarı içeren proje. turşusunu kuracaktınız ama olmadı, buraya da gelmezsiniz
artık.
bakar mısınız siz vatan haini can dündar mısınız
illegal silah ticareti lahey'e kadar gidermiş, uluslararası suçmuş, bunu haber yapmak suç değilmiş,
bunu yapan da çomarmış.
1) hiçbir yere gitmez. dünyanın son 50 yıllık tarihi 'illegal' silah ticaretinden ibarettir. size
göre ''amerika yapınca iyi, türkiye yapınca kötü'' olduğu için size kötü bir şey gibi geliyor;
rusya taliban'la ortak çalıştığını açıklayınca hiçbir şey illegal silah ticareti olmuyor veya
pyd'ye amerika silah verince. türkiye devleti çıkarları gereğince, istediği bir takım örgütlere
silah vermiştir, ileride de verecektir.
2) uluslararası suç falan değil, istediğime silah veririm; sana mı soracağım?
3) devletin gizli belgelerini ifşa etmek her yerde suçtur, bunu devlet sana ifşa etmen için
vermediği müddetçe
4) can dündar mahkemeye verdiği savunmasında, ''bu silahların nereye gittiğini bilmiyorum''
dedi mi demedi mi? bilmediği şeyi yazması yalan ve iftira mıdır değil midir?
5) ''ülkeni bu kadar seviyorsan yurtdışında n'apıyorsun''dan başka argümanı olmayan bir avuç
gerizekâlısınız; hiçbir orijinal fikriniz yok. sizin taptığınız her adam yurtdışında, size de vize
verseler götünüzü yere vura vura kaçarsınız, en büyük hayaliniz türkiye'den siktir olup
gitmek. ama biz siktir edince de kızıyorsunuz.
şimdi amerikan bayrağına sarılıp uyuyun can dündar abiniz gibi. coniler yukarıdan size fıstık
atar, yere eğilir yalar vize falan kaparsınız belki, haydi koçlarım.
06.11.2017 21:08 ~ 21:40 fenahuyluspazo
ömer muhtar
bu dünyada son bir müslüman kalıncaya ve nefesini verinceye kadar, yazdığı kahramanlık destanı
dilden dile anılacak, gönülden gönüle aksettirilecek, ismi şükran ve muhabbetle anılacak olan,
büyük bir mücadele insanı ve allah dostu.
ne zaman ismi hatrıma gelse gözlerim dolar.

sanat
her türevindeki en önemli örnekleri ya monarşist devirlerdeki ilâhî bir gaye uğruna veya totaliter
rejimlerin kuracakları şahsî/küllî kültleri meşrûlaştırmak maksadıyla verilmiştir.
kapitalist sanat kadar dangalakça bir şey yok. beş para etmez bir ucuzculuk. çünkü bir
mefkûresi yok. ötekiler ya yeryüzündeki cenneti kuracak bir rejimleri olduğuna veya sanatın
anlamının gâibdeki ilahı aramak olduğuna inanmışlardı. bunlar para kazanmaya inanıyor.
03.11.2017 14:53 ~ 14:54 fenahuyluspazo
çar da bizimdir lenin de diyen rus
ideolojik problemleri olan ortalama bir rustur. birbirini tereddüt etmeden doğramış, nefret dolu iki
gruba da sahip çıkma peşindedir, zira tarafını seçmeye korkar.
03.11.2017 14:40 ~ 14:42 fenahuyluspazo
namaz
en çok gençler arasında kılmayı severim. beşiktaş'ta okuduğum vakitler, cuma namazını kılmak
için yalnızca bir bölümü açık tutulan, vakti zamanında sultan hâmid-i sânî'nin yıldız
sarayından selamlığa çıktığı hamidiye camiinde kılardım, fakat dediğim gibi sadece bir kısmı
açıktı zira cami dibindeki saat kulesi ile birlikte restorasyondaydı. yakın zamanda açılmıştı
hatırladığım kadarıyla.
davutpaşa'da okurken ise kampüs içine inşa edilen çok şık ve zarif bir camiide kılardım. sırf
talebeler ve beni yetiştiren hocalarım arasında kılabileyim diye, cuma günleri boş boş okula
gittiğim olurdu. bana bundan daha heybetli gelen ve ümit veren bir tablo yoktur. gençlerin
namaz kılması, hakikaten büyük bir olaydır.
tabiî artık belli bi yaşa geldik, birinci sınıflarla, hazırlık okuyanlarla aramızda belli bir yaş
farkı var. bunları namaz kılarken görünce seviniyorum. namazdan evvel gelip, kenarda kur'an
okuyanların yanına çömelip başlarını okşayasım, sonra da cebimden lolipop çıkartıp veresim
geliyor.
vücudum halen genç olabilir, lakin ruhumuz yaşlı işte, n'apalım.

03.11.2017 14:00 ~ 14:01 fenahuyluspazo
kırışık gömleği kazakla kamufle eden erkek
hakkımda çıkarılacak böyle bir şayiaya dayanamayacağım için terleme bahanesiyle üzerimdeki
kazağı bir anlığına muhakkak çıkartır, bir süre öyle etrafta dolanır, ütülü ve kolalanmış,
tertemiz yumoş kokan gömleğimi herkese gösterir, sonra tekrar giyerim.
sokakta açık giyinen bir kadına tecavüz etmek
internet meme'lerinde bolca kullanılan, salak salak yaptıkları çevirilerle ünlü olan, bomboş bir
projenin ürünü olan saçmalık.
(bkz: memri tv)

31.10.2017 22:21 ~ 22:23 fenahuyluspazo
dindar kitlenin sözlükte ne işi olması
seni rahatsız etmek için aslanım. daha dur sen. sizi psikolojik harp manyağı yapacağım burada.
ikinci olarak da, bu lanet siteyi kapatana kadar, burada misler gibi suallerine yanıt arayan
onlarca müslümana ulaşabiliyorum. bu da büyük bir konfor.
üçüncüsü, senin gibi ne islâm medeniyetinin inkişafında ne de batı medeniyetinin

maddiyatında zerre katkısı olmayan, bilakis iki tarafa da çöreklenip onlardan bir asalak gibi,
parazit gibi beslenen tipler bana ne yapacağımı söyleyemez. adı tuğberk olan hiç söyleyemez
zaten asafags.
31.10.2017 20:52 ~ 20:55 fenahuyluspazo
şeddeli diktatör arayanlar geçmişlerine baksınlar
türkiye tarihinde formel olarak iki diktatör vardır; bir tanesi; bunu söylemek mahkemece suç
isnad edilerek örtbas edilmeye çalışılır, lakin kendi kafasına göre rejim değiştirirken muhalif
vekillerin evine kolluk kuvveti gönderip meclise sokmayacak kadar diktatördür (ki hakkında
''dahi diktatör'' diye kitap yazıldığı için ''diktatör'' sıfatıyla anılması bir sorun teşkil etmemeli
olsa gerek); ötekisi ise hakkında atış serbest olduğu için isim vermek rahattır: millî şef ismet
inönü. kenan evren darbeci olduğu için liste dışıdır.
türkiye'deki yegâne diktatörler bunlardır. tarihe de böyle geçmişlerdir. isteyen beğensin,

isteyen beğenmesin. adnan menderes bir diktatör olmadığı gibi, siyasî olarak chp'den kopmuş
bir atatürkçüdür. atatürk'ün bizzat partisine aldırdığı adamdır. yalan mı? zaten demokrasi
anlayışının kıt olması da chp'li olmasından ötürüdür. o dönemde adnan menderes chp için
stefan löfven kalibresinde bir adam sayılır tüm o gaddarlıklarına rağmen. sokakta adam
döverek oyunu zorla bir partiye aktaran bir zihniyetin partisi için gizli oy falan çok büyük ileri
adımlardı.
31.10.2017 20:11 ~ 20:17 fenahuyluspazo
31 ekim 2017 metin uca'nın ahlaksız paylaşımları
eski popülaritesini kaybedenlere twitter güzel bir manevî mastürbasyon olanağı sunuyor ne yazık
ki. aynı şekilde twitter'da, ekşi'de falan da gerçek hayatlarından farklı karakterde yazılar yazan
tipler var; bugünün insanların çift karakterli gibi bir şey. hastalıklı insanlar türüyor.
metin uca da bunlardan biri. bi de bunlara maruz kalıyorsun artık. kendi iraden dışında önüne
düşüyor. bir nevi haşerât.
yaptığı komik olmadığı gibi, dangalakça üstelik, bir zekâ kırıntısı da içermiyor. ister
müslüman olsun ister olmasın bana ne de, ben onun dangalaklığıyla muhatap olmak
istemiyorum. meselem bu.
31.10.2017 20:07 ~ 20:09 fenahuyluspazo
cinsel ilişki teklifini reddeden erkek
cinsî perhizin aklını başından almadığı milyonlarca normal erkekten bir tanesidir. bir üstünlük
emaresi olmadığı gibi, yüksek dereceli bir otokontrol de gerektiren bir iş değildir.
galatasaray ile aramızda suni puan farkı var
galatasaray'la aramızda sun'î puan farkı değil, bala bağlı puan farkı var. volkan demirel orta
sahadan çekilen üç şutu elinden kaçırmasa şuan galatasaray'la aramızdaki puan farkı 3 falandı,
onu da kayseri'yi yenip kapatıyorduk.
balon patladı.
aykut kocaman
''galatasaray'ın fikstürü şimdi zorlaşıyor, puan kaybedecekler'' şeklindeki demecinden sonra
galatasaray'ın iki maçta beş puan bıraktığı hoca, nam-ı diğer nostradamus.
şampiyon olacağız.
29.10.2017 21:34 ~ 21:35 fenahuyluspazo
29 ekim 2017 gökyüzündeki atatürk silüeti
atatürk'ten çok spider-man'e benzeyen bulut kümesi.
marko guduriç
obra'nın "memleketimin takımına para ayarlayayım da kızılyıldız bir sene daha euroleague'e renk
katsın" mentalitesi ile aldırdığı oyuncu.
bogdan bize geldiğinde partizan'ın ana skoreri ve jenerasyonunun süper starıydı. fenere
gelmeden de nba yapabilirdi. bu ise kızılyıldız gibi bir takımda dahi yan rol alan bir rotasyon
oyuncusu. fenerbahçe buna 1 milyon euro para ve antic'i verdi.
guduric iyi olur, kötü olur, orası artık koçun işi. ama ben takımı sırplarla doldurup
yetiştirmekten sıkıldım yani. egehan'ın da bu adam kadar potansiyeli var, adam oynamıyor,
gidip guduric alıyoruz.
yok abi yerli antrenör olmadan oyuncu çıkmayacak bu ülkede. adam kendi ülkesinin çöpünü
burada adam edecek diye elimizdeki cevher mortingen olacak.
iyi parti
meral akşener kendisi gibi türk sağının tüm kullanılıp atılmış adamları partisine boca etmiş. eski
ülkücüsünden tut millî görüşçüsüne, liberal görünümlü fetö'cüsünden tut, 90'larda doğru yol
partisi çizgisine bağlı mefkûresiz kapitalistlere kadar, her adamı toplamış.
yurtta sulh konseyinin silahsız kanadının teşkil edilmiş hali, işte bu partidir. yalnız
söyleyeyim, bu adamların anlaşabilmesine imkân yok. bir uzlaşma partisi bu, başarılı
olurlarsa herkes susar, ilk başarısızlıkta da dağılacaklar. türkiye böyle partileri çok gördü,
erdoğan karşıtlığından başka ortak bir noktaları yok. balyoz sanığı emekli denizciyle fetö
sanığı asker aynı partide sagasfa.
saatlerikuranbenim
adım gibi eminim ki çerkesim diye kendini kafkas asilzâdesi sanan bir kadın bu nickin sahibi ve
muhtemelen poligami meselesindeki haklı, ilmî ve ses getiren itirazımıza cevap veremediği
için koca parasıyla aldığı iphone'dan buraya entry girip bize hakaretamiz şeyler yazıyor.
ayıp böyle şeyler. bunlara tevessül etmeyin.
edit: kendisinden ve sevgili eşinden özür diliyor, bu çirkin yorumum için merhametlerine
iltica ediyorum.
<3
24.10.2017 19:31 ~ 26.11.2019 00:46 fenahuyluspazo
melih gökçek
hey gidi melih gökçek. koskocaman bir troll'dün. aslında son dönemlerdeki yatışın olmasaydı ve
milletin vergilerini ankapark, ankara kanalı gibi bomboş fikirlerine gömmeyip, önceki
dönemlerdeki icraatlarına devam etseydin, sonun böyle olmazdı. adam canı sıkıldıkça
solcularla twitter'da kavga edip duruyordu, odtü'ye girip adam falan tokatlıyordu asagasfa. bu
ülkenin muhalif tayfasının hak ettiği bir muhataptı da, işte kader...
23.10.2017 19:56 ~ 19:57 fenahuyluspazo
barcelona
muhteşem silüeti ile göz kamaştıran tarihî bir şehir.
tek bir fotoğraftan binlerce anlam çıkartan twitter'ın kamil ahalisi için kâfi bir vesika olsa
gerek.
23.10.2017 19:43 ~ 19:44 fenahuyluspazo
recep tayyip erdoğan
kalpleri birbirine ısındıran ancak allah'tır. birisi birinin gönlüne girmişse, insan onun hatasını da
görmez, günahını da. görürse de tevil eder, ''aslında niyeti şuydu da, şöyle oldu'' falan der.
hayattaki en boş iş, böylelerinin günahlarını söyleyip de milleti ondan soğutmaya çalışmaktır.
sanki bu insanlar onun günahkâr olduğunu bilmiyor. ama seviyorlar. sevmelerinin de
sebebi var.
siyaset bazen manasız kalır.
müminlerin kalplerini birbirlerini ısındıran allah'a şükürler olsun.

23.10.2017 19:35 ~ 19:36 fenahuyluspazo
tek eşliliğin erkek doğasına aykırı olması
biyolojik olarak erkeğin tek eşli olması israftır, kadının çok eşli olması ise lüzumsuzdur.
erkeklerin yüzlerce kadını dölleme kapasitesi varken, kadınların gebeliği belirli sürelerle
kısıtlı olmakla birlikte, çoğu gebelik hayatlarını riske atar. verimli oldukları yaşlar kısıtlıdır.
bu sebeple kadınların çok eşli olması biyolojik olarak gereksizdir, şu oldukça basit gerçeği
inkâr etmekten vazgeçelim. tarih boyunca erkeklerin çok kadınla ilişkiye girmesi; gerek
metres olsun, gerek cariye/köle olarak olsun, gerekse birden fazla eş olarak olsun; çoğu dinde
ve hukuk sisteminde tabiî bulunmuş iken, kadınların birden fazla eşe sahip olması ölüm
cezasına çarptırılmıştır. eski türkler başkasının eşiyle zina yapan adamı iki ata bağlayıp
bunları aksi yöne koşturarak parçalarlardı. ha eski türklerde tek eşlilik olmasının nedeni de
göçebe olmalarıdır. yerleşik hayata geçince en büyük hanımcı hazarlar olmuştur meselâ. tek
eşli adam kalmadığı söylenir (abartıyorum). neyse, şimdi feministler diyecek ki ama tarih
öncesi bilmem ne kabilesinde poliandri varmış da, bilmem ne. bunu görmezden gelmemize
yarayacak birkaç söz vardır: ''hüküm galibe göredir, nadire göre değil'', ''istisnalar kâideyi
bozmaz'' gibi anonim sözler tam olarak böyle şeyleri anlatmak için vardırlar. kadınların bir
yuva tesis edip yavrularını koruması, biricik tarihî ve biyolojik vazifeleridir. kapitalizmin son
150 yılda kadınlara yüklediği yeni anlamlar bu hakikati asla değiştirmeyecek. isterlerse
dünyayı kadınlar yönetsin, bilinen insanlık tarihi böyle seyretmişse, normal olan şey budur;
bugün olan değil.
bundan ötürü elinde imkân olan erkekler kapitalizmin çizdiği tek eşliliği aşıyor. başka
kadınlarla düşük bir hayat yaşıyor, evlenmiyor falan filan. zira tek eşlilik doğal falan değildir.
bilakis, günümüzdeki yoksunluk hissinin, cinsel suçların en mühim sebebidir. batı toplumları
bunu cinselliği özgürleştirerek, zaten iyi olan ekonomileriyle insanlara asgari düzeyde hayat
temin edebilecek müşterekleri vererek aşabiliyor. fakat doğu toplumları, müslümanlar vesaire
aşamıyor. çünkü en tabiî hakları ellerinden alındı. dinin, hukukun müsaade ettiği şeylere
kapitalist ekonomi müsaade etmiyor diye yapamıyorlar. veyahut yeteri kadar zengin değiller.
bu da göreli bir yoksunluk yaratıyor. o yapıyorsa ben neden yapamıyorum, o da yapmasın,
böyle işin aq şeklinde.
bu da eşittir cinsel suç, sokaktaki sevgilileri dövme, kız kardeşiyle gezen çocuğu bıçaklayan
ağabey şeklinde tezahür ediyor.
istediğinizi düşünün, lakin hakikat budur. insan psikolojisi basittir. kapitalizm cinselliği
özgürleştirmek istiyorsa, buna da müsaade edecek. buna müsaade etmiyorsa, o zaman
cinselliği eskiden olduğu gibi kapalı kapılar ardında yaşatacak. bu ikisini de yapmıyorsa
cinsel suçları önlemek için sağa sola koşturmaya devam edecek. eşyanın tabiatı böyledir.
boşuna dememişler, ''biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar''.
ayrıca şunu da ekleyeyim; feodal dönemde çok eşliliğe müsaade edilmesine rağmen, soylarını
sürdürmek için fazla çocuğa sahip olması gereken erkekler dışında (krallar falan) çok eşli
adam sayısı hiçbir zaman fazla olmamıştır. çünkü insanlar her yönden bir cinsellik
bombardımanına maruz kalmamaktadırlar. bugün ise öyle değil. bugün hem sağdan soldan
cinsellik, cinsellik, seks, seks, kadın, kaslı erkek diye televizyondan, internetten cinsellik
bombardımanına tutuluyoruz, hem de kapitalizm bize tek eşli kalacaksın diyor. ben kitap
alacağım siteye giriyorum, siteye kapitalizm kadın götü koymuş. evet koymuş, bilmem ne iç
çamaşırları. sen o kadın götünü benim isteğim, arzum dışında oraya koyuyorsun, beni ona
maruz bırakıyorsun, ondan sonra da ''çok eşlilik çok kötü bir şey azizim'' diye yukarıdan
ahkâm kesiyorsun. öyle olmaz kapitalizm kardeş, benim gibi dürüst olacaksın. ya insanları,
bilhassa müslümanları cinsellik bombardımana uğratmaktan vazgeç ya da insanları tek
eşliliğe zorlama. ulan ryan gosling blake lively'i bulana kadar kaç tane hatunla gezdi ya, ona
tek eşlilik hoş tabi. ama sen bunları bizim gözümüze gözümüze sok, ondan sonra da bana da
aynı şeyi dayat, olmaz, adil değil, kabul etmiyorum, saygı da duymuyorum.
çok eşli yaşayan hıristiyan mormonları da saygı ve hürmetle anıyorum.
edit: herifin adı da ryan reynolds'mış.

22.10.2017 15:00 ~ 24.10.2017 20:10 fenahuyluspazo
teknolojik tekillik
dünya ve insanlık, ortaya çıktığı andan itibaren, bilinen tarih döneminde (yani yazının icâdıyla
birlikte) üç aşağı beş yukarı aynı kaldı. hukuk sistemleri benzerdi, üretim biçimleri ve tarım
usûlleri benzerdi, siyasî örgütlenişler şehir krallıkları, bunların oluşturdukları konfederal
yapılar, feodal derebeyler derken merkezî imparatorluklara dönüşerek uzun süre sabit kaldı,
kadınların giyinişi kuşamı dünyanın neresine giderseniz gidin çok farklı değildi, dinî inanışlar
pagan çağından sonra semâvî dinlerin zuhuruyla aynılaştı. sonra bir anda insanlığın bilinen
tarihinde gerçekleşmeyen tekâmül ve değişim son iki buçuk asır içerisinde birden zirveye
çıktı. artık hayatın ilmî, sosyal ve iktisadî her alanındaki her türlü gelişmeyi, değişimi yıllık
değil, günlük, hatta saatlik olarak takip ediyoruz. kurulduğu günden beri aynı kalan her şey,
son dönemde sürekli değişiyor; inançlarımız, fikirlerimiz, ahlâk tasavvurlarımız, giydiğimiz
kıyafetler, her şey. en basitinden şöyle bir şey söyleyeyim, 70 ila 100 yıl önceye kadar
dünyada çocuk kıyafeti diye bir şey yoktu. çocuklar, büyük kıyafetlerinin küçük
boyutlardakini giyerdi. illa ki görmüşsünüzdür eski resimlerde, çocuk var misal, kafasında fes,
belinde kemeri, ceketli kravatlı oturuyor falan. bugün çocuklara ayrı unisex kıyafetler
yapılıyor ve bu eski kafalı insanlar için cidden sinir bozucu bir şeydir. eskilerin sürekli takım
elbise giymesi de bu sebeptendir misal, adam çocukluktan beri giymiş onu. ya da 100 sene
önceye kadar tamamen kapalı kıyafetler ile denize girebilen kadınlar, bugün neredeyse
üstlerine bir şey giymeyecekler. bu son asırda cidden bu kadar ne oldu da hayatımız tamamen,
külliyen değişiyor. ne oldu peki?
şu oldu: ekonomik altyapı tamamen değişti. artık ekonomi, insan için değil, ona karşı işleyen
bir şey durumuna geldi. kapitalizmi bulan insanlar basitçe şunu düşünmüşlerdir: bugün
kölelerimiz var, biz onlara bakmak zorundayız, ihtiyaçlarını karşılamak zorundayız, bu
oldukça masraflı olmakla birlikte bu kölenin parasını ödeyip hür olma riski de var, isyan etme
riski de. bunu ortadan kaldıracağız, artık kölelik olmayacak. yerine, kiralık işçi usûlü iş
akitleri yapacağız. bunlar fabrikalarda çalışacak. asgari bir ücret vereceğiz. adam işten çıktı
mı, yenisini alacağız. bu da maliyetleri aşağı çekecek. daha yüksek seviyede ürün çıkaracağız
ve en sonunda serbest piyasada tam istihdama ulaşacağız ve tüm insanlığa yetecek kadar mal
ortaya çıkartacağız. ama tabiî bunu insanlara vermeyeceğiz, biz yiyeceğiz zaa xd. adam smith
denilen adamın mantığı tamamen bundan ibarettir, kölelik pahalı, zaten bunlar mal oluyor, biz
fabrikada adam eğitelim de işçi yapalım diyor herif.
her türlü aksiliğe rağmen, kapitalizm dünya tarihinde eşi benzeri olmayan bir istihdam
yarattığı ve görülmedik miktarda mal ve zenginlik ürettiği için mazur görüldü ve başarılı
addedildi. lakin aynı şekilde kapitalizm, iki dünya savaşına yol açan, emperyalizmi
körükleyen temel saik olmakla birlikte, bugün de insanı, insaniyeti ve dünyayı tehdit eder hale
geldi. zira kapitalizm, tabiatı itibariyle sürekli genişlemek isteyen bir sistemdir. asla doymaz,
doyamaz. doyarsa kapitalizm ölür. bugün 1 lira kâr eden bir şirket, yarın 0,9 lira kâr ediyorsa,
o şirket başarısızdır ve uzun vadede batması muhakkaktır. bugün devletler için dünya
savaşları çıkarmak daha zor olduğu için küreselleşme, iletişim, internet falan diye şeyler
bulundu. sözde bu yumuşak güç ile devletler birbirini etkileyecekti. fakat bunlar, insanlarda
''göreli bir yoksunluk'' yarattı. meselâ, çirkin bir adam olabilirsin. eşin de çirkin olabilir. paran
olmayabilir. yaşadığın şehirden pek dışarı çıkamamış olabilirsin. ama bunlara sahip olan
herkesi ama herkesi kapitalizm görmeni istiyor. bugünkü ahlâk anlayışımız, kapitalist
ekonominin tek eşli (ve ideal olarak iki çocuklu, fazlası mahzurlu) aile anlayışına göre
şekillenmiştir, feodal dönemde bu böyle değildi. doğuda eş tek olmazdı, batıda tek eş olsa bile
metres tutulur veya köle edinilerek cinsel ilişkiye girilirdi. bugün bunlar yok, yasak. ama
kapitalizm bunları hukuk vasıtasıyla yasaklamakla birlikte, talihin pek güzel davranmadığı
insanlardaki göreli yoksunluk hissini yok edemiyor. zira gerekli materyallere sahip olan kadın
ve erkekler bu sınırları aşabiliyor, fakat başkaları aşamıyor veya çeşitli ahlâkî sebeplerle
aşmıyor. işte bu, göreli yoksunluk demektir ve bir noktada bir patlama yaratacaktır. bugün,
güvenlikteki tüm profesyonelleşmelere ve ilerlemelere rağmen, dünyada en çok suçun
işlendiği tarih dilimi içerisinde yaşıyoruz. insanlar mutlu olamıyor. her şeyden şikâyet ediyor.
eskiden ''azıcık aşım, kaygısız başım'' diye bir darb-ı meseli olan bu millet, tecavüzde ve
sahtekârlıkta zirveye oynuyor. avrupa'da da birkaç butik ülke dışında durum çok farklı değil.
onlarda da zaten intihar oranları müthiş derecede yüksek. çünkü insanlarda bir yaşam
mefkûresi kalmamış. eskiden insanlar fakir olduklarını bilseler de ötekilerin zenginliklerini
burunlarının dibinde görmezlerdi. bundan ötürü de hayattan keyif almaya devam edebilirlerdi.
şimdiyse öyle değil; televizyon, internet vasıtasıyla bunlara resmen maruz kalıyoruz. insanlar
instagram yüzünden tribe girip intihar ediyor.
her neyse, ben nereye gelmeye çalışıyorum? şuraya: kapitalizm, artık insanlık için değil,
sadece kendisi için çalışıyor. teknoloji de öyle. teknoloji insana karşı işleyen bir yapı haline
geldi. teknoloji, biz insanların ihtiyacı olduğu için gelişmiyor artık, kapitalizm için, kâr
piyasası için çalışıyor. bugünkü istatistikî veriler gösteriyor ki, dünyadaki fabrikalarda
üretilen tüm ürün miktarı, yeryüzündeki her insanın asgari müştereklerini temin etmeye kâfi
geliyor. tüketilemeyecek kadar mal üretecek kapasitemiz var. iş verimliliğini arttırmaya, yeni
teknolojiler geliştirmeye, endüstri 4.0'a geçmeye falan insanlığın şuanda hiç ihtiyacı yok.
fakat kapitalizmin, sermayenin ve şirketlerin var; bu sebeple insanlık değil, sermaye
kazanıyor, onların dediği ve istediği oluyor. bu da bize ileride yeryüzünün yüzde 80'inin
buzdolabının yaydığı radyasyon yüzünden kanser olmasıyla geri dönecek.
kısacası, teknoloji artık fıtrî değil. insanların gayesi uğrunda işlemiyor. meselâ günümüzde
humanistic technology diye bir tabir var. ''fıtrî, hümanistik teknoloji'' manasına tekabül ediyor.
bu da günümüzdeki teknolojinin insanlığa uygun olmadığının ikrarı demektir. misal; feodal
teknolojinin sembolü, sabandır. saban, insana bağımlı bir teknolojidir. alırsın eline, işlersin
toprağını. ama buhar makinesinden itibaren başlayan teknolojik silsiledeki yapay zekâ,
elektronik devreler vesaire, bunlar insana bağlı bir teknoloji midir? sümerlerden beri binlerce
yıldır toprağı işleyen insanlık, saban yüzünden kanser olmamıştır. ama cep telefonu yüzünden
olmuştur. insanlığa verdiği bunca zarara karşın, teknoloji gelişmeye devam edebiliyorsa, bu
onun artık özerk olarak işlediği neticesini doğurur. örneğin insanlık neden attan inip arabaya
binmiştir? arabalar ilk çıktığı vakitler, atlardan daha süratli değildi. o halde insanlığın arabaya
ihtiyacı o zaman için vardı da, bu ihtiyaç görülerek bu icâd yapılmıştır denilebilir mi? veyahut
1800'lerde tekstil makinelerinde üretilen tüketilemeyecek derecede fazla olan ipeğin
stoklanması sorunuyla karşılaşan ingilizler, hindistan'da kumaş dokuyan 20.000 hintlinin sağ
elini keserken niyetleri neydi; insanların daha çok kumaşa mı ihtiyacı vardı? buhar makinesi
olmasa, dünyada kumaş kıtlığı mı yaşanacaktı veya çıplak mı gezilecekti? yoo, dünyada
insanlara kumaşın yetmediği hiçbir dakika yaşanmamıştı. demek ki, teknolojiye bizim
ihtiyacımız yoktu, iktisadî altyapının ihtiyacı vardı. fakat bu insanlığın pahasına yapıldı.
öyle ki daha bu durumu rousseau 1750'de fark etmiş, discourses on the sciences and arts
adıyla bir eser kaleme alarak bilimin, tekniğin inkişafının insanlığın saadetine esasen hiçbir
katkıda bulunamayacağını anlatmıştır. bugün ise 2050'lere yaklaşırken insanlık hiçbir ders
almamış ki, beynime çip takayım da evrimin bir üst skalasına yükseleyim, ölümsüz olayım,
makineleşeyim falan diye abuk subuk fikirlere kapılarak kendini ''vizyoner, ilerici'' ilan etmiş.
transhümanizm, teknolojik tekillik gibi kavramlar, bugün vardığımız son nokta ve insanlıktan
çıkmadan evvelki son durağımızı ifade ediyor.
teknoloji bizim ihtiyaçlarımıza göre ilerlemediği gibi, artık bizi de tehdit ediyor. bizi
insanlıktan çıkarmaya, kendisine dönüştürmeye çalışıyor. çünkü ekonomik sistemimizin
temeli olan kapitalizm doymuyor ve kendi ürününü bize dayatmak adına sınırları zorluyor.
bizi de günün birinde iphone genel merkezinden update edebileceği bir tür hibrid mahlûklara
dönüştürmek niyetinde. mutluluğumuzu, akıl sağlığımızı kaybettiğimiz gibi, biyolojik
varlığımız da artık tehdit altında. ne düşündüğümüzü dahi bilemediğimiz, her şeyin filmlerle,
kitaplarla, basınla empoze edildiği günümüzde yakında bedenimize dair tasarruflarımız bile
elimizde olmayabilir.
burada durup düşünmeliyiz; hakikaten eski çağlardaki insanlardan mutlu muyuz? daha uzun
yaşamamız, daha mutlu olduğumuz anlamına mı geliyor? elimizde akıllı telefon olması, at
yerine arabaya binmemiz, şirketimizin bize sigorta yapması; sabah erkenden kalkıp tarlasını
eken, sonra öğlen evine gidip bir güzel yatan, sonra kalkıp ailesiyle ilgilenen, laga luga yapan,
kahvede nargile çeken bir 17. yüzyıl osmanlı köylüsünden bizi daha mu saadetli kılıyor?
bugün belki geçmişte insanları öldüren pek çok hastalıktan ölmüyoruz, ameliyatlarımız daha
acısız ama insanı yavaş yavaş öldüren kanser gibi hastalıklar bugün her haneyi vururken,
geçmişte kan insan öldürmüştür? geçmişte pek çok köleler bile hallerinden memnun iken,
bugün nice beyaz yakalılar neden süper lüks yaşantılarında buhrana girip uyuşturucudan
ölüyorlar?
insanlığın saadeti, politik ve ekonomik strüktürün tadilinde yatıyor, saçma sapan yapay zekâ
projeleriyle, uzayda kamplarda değil. insan insan olarak kalmadığı müddetçe, mutlu olması
mümkün değildir.
edit: bir şey anlaşılmamış. isveç'te insanların az çalışarak çok kazanması, müthiş müreffeh bir
yaşam sürmesi gibi şeyler, elbette ki kapitalizmin nimetidir. lakin bu, başka yerlerdeki fakirlik
pahasına gerçekleşiyor. birilerinin zengin olması demek, birilerinin fakir olması demek. bu da
isveçlilerin suçu değil tabiî ki, sistem böyle çalışıyor. onlar da hakkını veriyor. fakat benim
dediğim şey zaten bu değil.
avrupa bacon'dan beri kendi kendine işleyebilecek, evrensel olduğu iddia edilebilecek bir
düzen arayışındaydı ve bunu bilim ve teknoloji vasıtasıyla inşa etmeyi başardı. weber, bu
sebeple modern dünya için ''büyüsü bozulmuş'' tabirini kullanır. ikinci anahtar kavramı ise,
''demir kafes''tir. az buçuk sosyolojiye merakı olanlar demek istediğimi anlamışlardır.
weber'den pierre bourdieu'ya kadar pek çok batılı düşünür; modern dönemde amaçların
araçlara, ideallerin gerçeklere, niteliğin niceliğe, özün şekle kurban gittiğini zaten esefle dile
getiriyor. misal ülkemizde çokça bilinen bir medeniyet tarihçisi olan will durant, ''bugün
kültürümüz yüzeysel ve bilgimiz tehlikeli; zira biz mekanizmalarda zengin lakin mefkûrelerde
fakiriz'' derken tarih sahnesi 1929 idi. bu söz, 1945'te batılı bilginin atom bombasına
dönüşmesinde kendisini gösterdi.
bu basit açıklama, insanlığın gdp per capita'lar, asgari ücretler, çalışma saatleri ile
ölçülemeyeceğinin kanıtı ve hülâsasıdır.
22.10.2017 14:32 ~ 23.10.2017 19:07 fenahuyluspazo
haşdi şabi'nin türkiye'yi tehdit etmesi
bakıyorum da iş şiîlere gelince ekşi sözlük etnik kökenlerini keşfetmiş, türkmen de türkmen diye
havalara girmişler; iş sünnî türkmenlere gelince onlar el kaide'ci falan filan diye rus ayısı
zekeri yalanıyordu burada.
haşdi şabi bu ülkenin dostu falan değildir, isterse mete han'ın soyundan insin. türkiye'nin
şanssızlığı bölgedeki sünnîlerin can düşmanı kürdler, şiîlerin ise kendi soyundan türkmenler
olması. böyle saçma sapan bir konjonktürde izlenecek tek politika eline gücü alıp hepsini
birden ezmektir ama işte 21. yüzyıl facts... şu olaylar 15. yüzyılda olacaktı, sefer-i
hümâyun'da 300.000 kürd, sünnî, şiî, türk adam keser noktayı koyardı fatih sultan mehmet
han'ım da işte...
22.10.2017 13:22 ~ 13:23 fenahuyluspazo
euro 2024 aday şehirler
bu turnuvanın kurban bayramına denk gelmesi tarihin garip bir cilvesi. alamayacağımız kesin de,
hasbelkader rüşvet falan verip alırsak muazzam görüntüler yaşanabilir. stadyumun çevresinde
kurban keser, maça gelmiş ispanyollara kavurma, pilav ve ayran ikram eder, çocuklarının
yüzüne de kurban kanı süreriz. işte medeniyetler ittifakı denen şey de tam olarak bu değil
midir sagaffsa.
ayrıca bu turnuvaları almak sanıldığı kadar iyi bir şey değildir. bir sürü gerizekâlı ile uğraşılır,
bir sürü masraf yapılır, bu masraflar da elde edilen gelire değmez muhtemelen. brezilya böyle
battı. gerçi biz stadyumları toki'ye yaptırdık, ortalama masraf 150 milyon lira civarı. katar
meselâ iki tane stadyumuna 1,2 milyar euro harcıyor hahaha.
22.10.2017 12:53 ~ 12:57 fenahuyluspazo
başlangıç
vasat bir transhümanizm ve dinlerarası diyalog propagandası içeren roman.
dan brown'ın kitaplarını lisedeyken çok severdim. kitapları çok sürükleyici gelirdi. belki de
zaten o yaş grubuna hitâb eden kitaplar yazıyordur; çünkü o dönemde brown'ın çıkmış tüm
kitaplarını edinip okumuştum ve beğenmediğim hiçbir romanı olmamıştı, ben
üniversitedeyken de cehennem adlı kitabı çıkmıştı, zerre beğenmemiştim; bugün en son
romanını, origin'i de aldım, okudum, kitap beni sürükledi ve bomboş bir noktaya getirip olayı
bağladı. klasik batılı romancıların yanlış dönemde doğduğuna hayıflanmamak elde değil. dan
brown gibi bir adamın birbirinin yazdığı kopya kitapların dünya çapında bu kadar satması,
gerçekten nahoş bir durum.
tamam, din-bilim çatışması hayli çetrefilli ve ilgi çekici bir konu ama sıkılmadın mı sevgili
dan? bir de müthiş entelektüel bir konuyu dile getiriyormuş gibi kitabın sonunda o son derece
uyuz, roman dünyasının rambosu hüviyetindeki, gereksiz derecede mükemmel robert langdon
karakterini sağduyunun sesi olarak orta yollu konuşturman, üst perdeden milyarlarca inananı
olan semâvi dinlerin geleceği hususunda papazlara, hahamlara, ulemaya falan öğütler vermen
yok mu... kimsin oğlum sen ya. bu cür'eti nereden buluyorsun acaba yani... yok efendim
dinler asla yok olmayacakmış da, çok farklı şekillerde ''evrensel bir inanca'' ulaşacakmışız
ama bu bugünkü gibi bir din olmayacakmış, tipik bir tradisyonalist öğreti retoriği. dünyada
çok var bunlardan, rene guneon, frithjof schuon gibi tiplerin tüm dünya dinlerindeki hakikati
toparlayıp yeni bir umumî inanç kümesi ortaya koymak azmi zaten geçen yüzyılda tecrübe
edildi. hayır şov yapmak istiyorsan geçtiğimiz aylarda ölen peter berger gibi din
sosyologlarını oku ve onların görüşlerinden faydalan bari de, söylediklerinin bir kıymeti ve
derinliği olsun. öyle yaptığın reklam anlaşmalarına göre bir macerasında blackberry, ötekinde
iphone ve harris ceket giyen langdon'ı konuşturarak yapma. bir de mal bir fizik müptelâsı
kilise müdürü papaz mı ne koymuşlar oraya, ''evrimle barışmalıyız, hıristiyanlığı kurtaracak
tek formül bu'' falan diyor. inanma o zaman aq, siktir git ya. sen inanacan diye kutsal dediği
kitabı mı değiştirecek millet.
--- spoiler ---

kitapta anlatılan şey hülâseten şu: kirsch diye fütürist, transhümanist, teknoloji manyağı,
militan ateist olan bir süpermilyarder ''sizin sonunuzu getiren bilimsel bir keşif yaptım
zaaaaaa xd'' nidalarıyla dinlerarası diyalog çalışmaları yürüten üç bomboş ve soft din
adamının yanına gider. bunlardan birisi muhafazakâr bir ispanyol psikopos, ötekisi
budapeşte'de yaşayan bir macar yahudisi olan haham efendi ve birleşik arap emirliklerinde
takılan, aslında vehhâbî olması gerekirken saçma bir şekilde bu grubun içindeki en light ve
açık görüşlü adam olan bir islâm âlimidir. hatta psikopos buna ''muhterem ulema'' falan diyor,
ulan kitabı çeviren arkadaşta mı dan brown'da mı bir sorun var bilmiyorum da âlim dururken
ulema diye bu mefhumun çoğul manasıyla tercüme yapmak (veya kitabı yazmak) nasıl bir
kafanın ürünü, anlamadım. neyse, bu kirsch denen arkadaşımız elon musk'la falan takılan bir
arkadaştır ve gelip buluşunu bu din adamlarına anlatır, bir ay sonra da halka açıklayacağını
söyler. ama yalan söyler, iki üç gün içinde halka açıklamak için bir duyuru yapar. tabiî ki ve
tabiî ki, muhteşem bir insan olan robert langdon da harvard'dan bu elemanla arkadaştır, hatta
hocasıdır, buna ders falan vermiştir. işte bu adam robert langdon'ın konferansında tam keşfini
açıklayacakken vurulur ve ölür. robert langdon ve bunun açıklama yaptığı ispanya'daki bi
müzenin müdürü hanımefendi de ilmî meraklarının tesiri ve arkadaşlarının son arzusunu
gerçekleştirmek maksadıyla, bu buluşu dünyaya açıklamaya and içerler.
buradan sonrası ağır spoiler içerir
oradan oraya koşuşurlar. bu fadıl denen arkadaşımız dubai çöllerinde ölür, ilk müslümanlar
ölür zaten hep. veya asyalı/zenci/gözlüklü erkekler, hiç şaşmaz. sonra haham. sırrı bilen bir
psikopos kalmıştır. o da kitabın sonunda krala vermek hasretiyle yanıp tutuşan bir gey çıkıyor.
ayrıca kitabın sonlarına doğru bu kirsch'in kanser olduğunu da öğreniyoruz. meğerse tüm olay
ve ölümler, bunun tasarladığı winston adındaki bir yapay zekânın kirsch'in duyurusunun yüz
milyonlarca kişi tarafından izlenmesi için yapılmış bir tertip imiş. bu winston, efendisinin
ateizmin galip gelmesi için canla başla çalıştığını bildiğinden (çünkü bu krisch denilen
adamın annesi zinadan gebe kalmış ve günahlarının kefaretini ödemek için kiliseye kapanıp
kendini asmış), yaratıcısının arzusuna mukabil onu canlı yayında, daha önceden irtibata
geçtiği ve ''tanrıyı kurtarması için kirsch'i öldürmesi gerektiğini'' söylediği fanatik bir kilise
mensubu olan bir donanma subayına öldürterek, ''lol, işte din bu xd'' demek ve bu cinayetle
dünyada bu gelişmeye olan rağbetin artmasını sağlamak maksadıyla bu işleri gerçekleştirmiş.
bu donanma subayı da bir ateistin kendisini bir kilisede patlattığı bir saldırıda ailesini
kaybediyor, bu adam da bir kirsch fanı çıkıyor, asagafda olaya bak. kitabın sonunda winston
kendisini siler ve tüm kanıtları yok eder.
peki tüm kitabın sizi sürüklediği müthiş keşif ve sır nedir? şu: fizik yasaları ve kimyasal
süreçler aslında abiyogeneze müsaade ediyormuş, tanrıya ihtiyaç yokmuş, miller-urey deneyi
sadece birkaç on yıl geçtiği için başarısızmış, aslında milyarlarca yıl beklersek orada bir canlı
oluşacakmış, bunu yapmak için bu arkadaş bir süper bilgisayar yapmış ve beklemiş,
simülasyonda birkaç milyar yıl sonra canlılar oluşmuş, bu simülasyonu gelecekte de
sürdürmüş ve homo sapiens'in türü tükenmiş, insanlar 2050'li yıllarda yarı cyborg-yarı insan
türevi makine-insanlar olarak evrim geçiriyormuş. 2100'lü senelerde insanlar 2020'lere bakıp
zaa xd diyecekmiş falan. kitabın başında vaat edilenle sonunda karşılaştığımız şey oldukça
vasat. alien serisinin yaradılış hikâyesi bile daha makul ve heyecanlı aq.
--- spoiler ---
geçenlerde uluslararası çevrelerde oldukça vasat bulunan, fakat ülkemizde köpek gibi kitapları
satan israilli bir arkadaşın homo deus adındaki ikinci kitabındaki tezlerin ikrarı kitap. adam
bugünün bu trendi artık böyle diye onu okuyup hemen yazmış kitabı resmen.
21.10.2017 22:11 ~ 22:15 fenahuyluspazo
aykut kocaman
savunma falan oynatmayan hoca. fenerbahçe tipik bir possession oyunu oynuyor. possession
oyunu türkiye'de anlaşıldığı gibi ''topa sahip ol, gıygıygıy sağa sola ver'' oyunu değildir. topa
sahip olmaktan maksad, maçı rakib yarı alanda oynamaktır. oyunu oraya yığmak, topa
mümkün olduğunca sahip olarak rakibe vermemek, nihayetinde bir gedik bulup pozisyona
girmektir. bu oyunun faydası, rakib alana yerleşildiği için rakibi önde karşılamaya olanak
tanımasıdır. fenerbahçe stoperleri hariç tüm takımla ileride oynuyor tüm seneden beri.
advocaat'ın o saçma sapan topu direkt lens'e veya alper'e atıp ileri taşıma futbolundan sonra
oyuncular bunu bir süre uygulayamadılar haliyle. fenerbahçe modern bir futbol oynamaya
çalışıyor, mümkün olduğunca önde pres yapmaya çalışıyor. zaten aykut kocaman ileride ön
tarafı daha iyi parsellemek için 4-4-2'ye geçmeyi düşünüyor, fakat o zaman orta saha dörtlüsü
ozan, giuliano, josef, dirar gibi bir dörtlü olacak, valbuena'ya yer kalmayacak, bundan ötürü
erteliyor.
türkiye'de ne yaptığı belli iki üç takımdan biri fenerbahçe. sürekli kanat bindirmeleriyle orta
yapmadan, içeri top doldurmadan, beklerini ceza sahasına sokup içeri pas verdiriyor (orta
değil) fenerbahçe, bu kanat oyunlarını fener'de en son yine aykut kocaman yapmıştı. solda da
hasan ali kaldırım yerine sol ayağını asgari düzeyde kullanabilen bir adam olsa fenerbahçe
eşek yüküyle gol atar. şuanda gayet doğru futbol oynuyoruz, çünkü ne yapmaya çalıştığımız
belli.
fakat işte türkiye'de büyük takımlar içeride ha hu yaparak, önde basarak anadolu takımlarını
kilitliyorlar, burada futbol farklı oynanıyor.
fenerbahçe'nin ikinci yarıyı domine edeceğini düşünüyorum. galatasaray'ı orada yenmek zor,
sonuç fikrimi değiştirmeyecek.
ersun yanal
her zaman paragöz, teknik taktiği hiç bilmeyen, oyuncu ilişkileri kötü bir hoca olmuştu. fener'den
gönderilmesi şerefsizceydi ve yanlıştı, bu farklı bir şey. ama fenerlilerin gözündeki o ersun
yanal balonunun patlamasına sevindim nihayet. bana göre ligin en iyi kadrolarından birine
sahip trabzonspor'u evinde dahi orta sıra takımlarından beş, altı gol yiyen bir takıma çevirdi.
aldığı oyuncuların yarısını oynatmıyor. stoper olarak aldığı adamı sol beke koyuyor. zaten
kötü bir orta saha oyuncusu olan okay'dan stoper yapma fetişine düştü. bir de utanmadan
takımın başında kalmaya çalışıyor. ulan beceremedin, dünyanın parasını kazandın, bari git de
insanlar sana saygı duysun. neymiş transferler geç gelmiş. en uyuz olduğum insan tipi.
git teknende oyna şimdi.

timurlenk
garip bir adamdır. bir yandan müslümandır. izmir'i haçlılardan temizlemiştir, hurûfîleri tarih
sahnesinden silmiş, hepsini teker teker bulup öldürerek islâmiyet'e büyük hizmet etmiştir. şah-
ı nakşibend tekkesinin yanından geçtiği zaman, içeridekilerin tekkedeki halı ve kilimleri
çırparak havalandırdığını müşahede edince, bunların arasına koşup ''biz allah dostlarının
yanındaki toz zerreleri kadar dahi kıymetli değiliz, bırakınız da bereketleneyim'' demiş,
oradaki kiri, tozu ve pasağı sırf islâm âlimlerine olan hürmetkârlığından bereket kabul
etmiştir. şüphesiz bu hareket, sadakat dolu bir imanın tezahürüdür. yıldırım bayezid'le savaşır
lakin ona kötü söz de söyletmez, onu ''büyük bir islâm mücahidi'' olarak över. osmanlılarla
savaşması başlıbaşına bir kabahat olmakla beraber, osmanlıların devletini başlarına
yıkmamıştır. hâlbuki ona mâni olacak hiç kimse yoktu.
lakin bir taraftan da savaştıkları hep müslümanlardır. altın orda devletini yıkarak rus
knezliğini güçlendirmesi, türklüğün ve müslümanlığın başına şuanda bile bela olan rus
ayısının kafkasya'ya pençe atmasına sebebiyet vermiştir. gittiği yerlerde doğru dürüst bir
nizam kuramamış, hemen başka bir cihangirlik sevdasına düşmüş, bu da devletinin vefatını
takiben parça pinçik olmasına sebep olmuştur. demek ki tirmurleng, iyi bir asker olsa da
devlet adamlığı askerliği kadar yoktur.
müslümanlar dahil, kafasını bozan herkese türlü türlü işkenceler yaptırdığı, kimini toprağa
gömdüğü, kimisine tecavüz ettirdiği, berikine verdiği sözleri tutmadığı vesaire tarihte
cildlerce anlatılır.
işte timur, böylesine acayip bir insandır. bir an evliya mertebesinde menkıbelerini okursunuz,
müthiş insaflı ve zeki birisidir; bir anda yaptığı mezalimler rusun, ermeninin türklere
yaptıklarını geçer. bu iki zıt karakteri telif etmek oldukça güçtür.
büyük ihtimalle, iki taraftan birisi ağır yalan söylüyor.

ikinci abdülhamit
tarihte yaptığı onlarca orospu çocukluğu ile ünlü türk medyasının yine bir orospu çocukluğu ile
kendisine iftira atılan osmanlı padişahı.
yahu, ben böyle basının harbiden ağzına tüküreyim. biliyorsunuz bir kitap yayınlandı, kitapta
da osmanlıların ünlü yahudi banker ailesiyle ilişkileri anlatılıyor. buraya kadar her şey güzel.
fakat kitabın reklamını yapacağım, tirajımı arttıracağım, gündem olacağım diye gazeteler
şerefsizlik, köpeklik yapıyorlar. osmanlıların kırım savaşı'nda ingiltere'de meskûn
bankalardan aldıkları borçları, sanki padişah gidip rothschild'in malikânesinde siyah torbaya
sarıp almış gibi bir intibâ oluşturmaya çalışıyorlar, hâlbuki osmanlı hükûmeti, britanya
hükûmeti üzerinden ingiltere bankasına borçlanmıştı. osmanlılar bir alman firmasından tüfek,
top, mühimmat almış; başlık şu: ''osmanlılar rothschild ailesine bilmem kaç milyon frank
ödeme yapmış!'', yapma yaw... o devirdeki silah tüccarlarının hemen hepsinin banka sahibi
tüccarlar olması osmanlıların suçu mu? dünyadaki her tarafa silah satan bu şirketlerin, borç
veren bu bankaların osmanlılara silah satıp borç para vermesi çok mu acayip?
ikinci olarak abdülhamid döneminde, talat paşa'nın ilgili kararnâmeyi lağvetmesine kadar
hiçbir yahudi belirli bir müddetten sonra filistin ve hicaz'da legal olarak oturamamıştır,
bırakın ev, arsa almayı. sultan hâmid devrinde filistin'e gidecek olan bir yahudi, maruzatını
bildirmek koşuluyla ancak belirli bir süre için, hacı olmak gibi bir maksadla filistin'e
girebilirdi. bu kararnâme 1882'de çıktı. yahudilik davasının ünlü simaları onlarca kere
istanbul'a gelip padişahla görüştüler, bir netice de elde edemediler. avrupalılar bu kararların
kalkması için çok çalıştılar. çünkü oraya kendi vatandaşları olan iş adamları da gidiyordu.
osmanlılar bir ara gaza gelip bunu da yasakladı, lakin avrupalılar kapitülasyonları bahane edip
bunları kaldırttı. sonra yine geldi vesaire. fakat en nihayetinde, avrupalıların desteğiyle
yahudiler, yerel yöneticilere ve yabancı sefirlere para verip orada küçük küçük yerleşim yeri,
köyler kurmayı başardılar. bunların hepsi yasaktı. osmanlı imparatorluğu bunları dışarı
atamadı, çünkü yabancı konsoloslar ilgili belgeleri vermedi, işbirliğini reddetti. oradan ingiliz,
amerikalı, alman yahudi iş adamlarını kulağından tutup dışarı atmak, büyük bir diplomatik-
askerî kriz demekti.
tarihi yahudi işbirlikçiliğinden ibaret ittihatçılar bu mücadeleyi anlayamazlar. şimdi de

yalancılık yapıyorlar. zaten bunların taptıkları talat paşa da yahudiydi fakat götü yahudiyim
demeye yemediği için bektaşîyim derdi.
ayrıca bir sikik ittihatçı da padişah kıbrıs'ı disraeli'ye peşkeş çekti demiş sagafaa. padişah
kıbrıs'ı ingiltere'ye kiraladı, vermedi, kıbrıs hukuken osmanlılara ait olarak kaldı; bunun
sayesinde de senin taptığın o hürriyet kahramanı dediğin, aslında katmerli bir orospu çocuğu
olan midhat paşa'nın çıkardığı 93 harbindeki ayestafanos anlaşmasının pisliğini temizledi;
doğu anadolu'yu rus celladından kurtardığı gibi, savaş tazminatını da düşürmeye muvaffak
oldu. kıbrıs'tan vergi almaya da devam etti.
sizi nasıl yetiştiriyorlar amk fanusta falan mı.

18.10.2017 18:40 ~ 18:42 fenahuyluspazo
deniz baykal
allah yardımcısı olsun. burada şifa dilemiyorum, inşallah ölür gibi saçma sapan şeyler yazanlar
kendini ne sanıyor acaba, bir de "sevmiyorum lakin şifa dilerim" diyerek aklinca lütuf
yaptığını zanneden tipler var.
neyin kafasını yaşıyorsunuz cidden anlamak mümkün değil. sen kimsin ya, beğenmiyorsan
yazmazsin. gelip manifesto ilan ediyor: "şu sebepten dolayı sevmiyorum lakin bu süreçte
yanındayım" falan, sanki uluslararası bir krizde partisi adına pozisyon belirliyor hıyar.
17.10.2017 21:51 ~ 23:26 fenahuyluspazo
yerli ve milli uçak projesinin iptal edilmesi
bu proje zaten ölü doğmuş vasat bir projeydi. tasarımlar satın alınıp yerlileştirilecekti, kabul
edilen tasarım bölgesel yolcu uçağı olabilmek için çok küçüktü vesaire... bu proje
gerçekleşseydi büyük ihtimalle hiçbir ticarî başarı sağlanamayacaktı.
zarardan dönmek dahi kârdır. bu işe başlamak hataydı ve bu da seçim propagandası için
yapıldı. hâlbuki gerek de yoktu. sanki halkımız bölgesel yolcu uçağı maketine sarılıp uyuyor
geceleri.
2017 ekonomik krizi
cihangir burjuvalarından ''sokak öfkesi, milyonların seli'' falan bekleyen tiplerin olduğu başlık.
zaten bu sözlükte 2013'ten beri her yılda ekonomik kriz çıkıyor, aslında var ama yok, geliyor
ama yolda kaldı, geldi ama hissetmedik, hissediyoruz ama katar para veriyor, katar parayı
kesti ama inşaat sektörü büyüdü, emlak balonu patlıyor, patlayacak, patlayayazdı, patladı
lakin duyamadık diye kafa sikmekten bıkmadınız. lakin ben işin orasında değilim. zaten 2020
yılında 20. yüzyıl iktisadî metodlarıyla büyüyen bir ülkede ekonominin sağlıklı gitmesi
mümkün değil de, twitter'da her sikime ''15 temmuz demokrasi ve şehitler bilmem nesi'' diye
espri kasmaktan başka hiçbir meziyeti olmayan asalak gerizekâlı gençliğin burada ekonomik
kriz hakkında yorum kasması benim kafamı bozuyor. sen siktir git önce sigortalı bir işe gir aq
salağı. ötekilere bir şey demiyorum, onlar mutlaka piyasayı biliyor da konuşuyordur, şahsî
kanaatleridir. ama esas meselem bu değil.
mevzu şu: burjuvadan devrimci bir hareket beklenemez. hele korkak ve sünepe türk
burjuvasından hiç beklenemez. burjuvanın devrimciliği 19. yüzyılda sona erdi. türkiye'de de
kemalizm asker desteği olmadan, cumhurbaşkanlığı makamının gücünü kullanamadan,
yüksek yargı mensuplarını arkasına alamadan kocaman bir hiçtir, 0'dır, hükmü de yoktur.
cumhuriyeti kuran kadro devrimci değil, fırsatçıydı. kartlarını kimse açık oynamaya cesaret
edemedi. lenin bir devrimcidir misal, adam açık açık çar'a babanın düşmanlarını şey edeceğiz
dedi, fırsatını bulduğunda devrimini yaptı, rusya'nın çar'a bağlı insanları da cesurdular, onlar
da kurdu ordusunu, nihayetinde kızıl komünistler galebe çaldı ve gayelerine ulaştılar. lenin
çar'ın yaveri olmak için kırk takla atmamıştır meselâ. türkiye'de kemalizm ne yaptı?
''padişahım padişahım'' diye peşinde gezdikleri adamı katakulliye getirerek, ''kaç yoksa seni
öldüreceğiz'' diye telgraf çektiler, sonra da ''kaçtı işte vatan haini'' dediler. kemalizm tarihte
delikanlı mıydı, devrimci miydi de şimdi devrimci olacakmış... gezi'de tecrübesiz bir hükûmet
ve halk vardı misal; fakat buna rağmen ukrayna'da, mısır'da, brezilya'da yaşananlar burada
yaşanmadı. çünkü kemalizm, bir orta sınıf ideolojisi olmakla birlikte, türkiye'de alt sınıflar
müslümandır. kemalizmle kimliksel bir problemi vardır. bilakis, orta sınıflaşan müslümanlar
gâvurlaşır, kemalistleşir. zaten son 15 yılda bolca gördük ülkecek bunları. saydığım ülkelerde
ise tüm toplumsal unsurlar bu mücadeleye destek verdi, üstelik ordudan, emniyetten veya
yargıdan destek alındı. türkiye'de şuan bunların hiçbiri mümkün değil. kemalizm kurşununu
gezi'de, emniyet-yargı 17-25 aralık'ta, asker 15 temmuz'da attı. merminiz bitti. bizde ise bi bu
kadar yerin altında var.
yani türkiye'de herhangi bir kitlesel hareket asla akp kadrosunun ana kemik müslüman
damarından güç alan halk kitlesinden büyük olamayacak. kürdlerle kemalizm sorunlu bir
ilişkiye sahip, müttefik olamazlar; ülkücüler için de aynı sorun var. ayrıca ülkücüler
bölünecektir. üstelik devlet, böyle bir harekete hiç olmadığı kadar hazırlıklı. terör eylemleri,
gayri nizami harp, darbe girişimi ile pişmiş bir hükûmet, sadat gibi de facto olarak
kullanılmaya hazır çeşitli pmo'lar, devlete tamamen bağlanmış özel harekât ve çevik kuvvet,
yeni atamalarla konumu sağlamlaştırılan bir askeriye var. yakında polislere taarruz
helikopterleri de alınacak, 18,7 milyar tl ek kaynak ayrıldı bu alımlar için önümüzdeki
dönemde. bugün kemalizmin tüm kalelerine girilmiş, hepsi de zaptedilmiştir. twitter'da yılmaz
özdil rt eden aptal ve işsiz gençlikten başka bir gücünüz yok. her sene ekonomiyi
durduruyorsunuz sözde bu ülkede, ki bu potansiyelin sizde var olduğuna inanıyorum ben
şahsen, lakin elinizde pek bir şey göremiyorum.
türkiye'de kemalizmi kurtaracak yegâne formül askerî bir darbedir. veya erdoğan'ın ölmesi,
hasbelkader başkanlık seçimini kaybetmesi falandır. yoksa kemalizm erdoğan'ı yenemez.
zaten bağdat caddesinde fetö darbesini alkışlayan kemalistler bunun gayet farkındaydı. darbe
girişiminde bizzat yer alan adem huduti, akın öztürk falan de gayet kemalist-ulusalcı kimliğe
sahip adamlardır. bu gerçeğin en baştan kemalistler farkında. ama kendilerine itiraf
edemiyorlar. kürdlerin 2014'teki eylemlerinde düştükleri hal malum, üstelik kürdlerin canı hiç
de kemalistler kadar tatlı değildir...
o sebeple şov yapmayalım lütfen. şov yapana kıl oluyorum. asarız, keseriz, şöyle yaparız,
deviririz, düşürürüz. yapamazsın kardeşim. elinde hiçbir enstrüman kalmadı. nasıl yapacaksın
anlat da bilelim. yeni nesil genç subaylar da kariyerist zaten, ideolojik zeminleri 0. oradan da
umudu kesin.
17.10.2017 19:36 ~ 19:41 fenahuyluspazo
nabil dirar
gayet iyi bir oyuncu. dirar orta sahaya geliyor, topu alıyor sağa sola dağıtıyor, gerektiğinde orta
sahanın sağ içine geçerek josef ve ozan'la birlikte defansın önünü üçlüyor, aldığı topla hızlı
çıkıyor veya isabetli uzun top atıyor, klas bir oyuncu zaten, alır verir şut atar, adam geçer, pas
oyununu iyi oynar.
nabil dirar bu ligin en faydalı oyuncularından birisidir fenerbahçe'nin sistemi için. adamın sağ
kanatta oynadığı her maç fenerbahçe'nin isla-dirar kanadı işliyor. soldan zerre akın geliyor mu
valbuena oynamasına rağmen? dirar gibi ikiye biri çok iyi oynayan kaç tane kanat oyuncusu
var bu ligde?
bizim insanımız kanat oyuncusunun sadece speed'ine bakar, fifa'cıyız işte.

16.10.2017 20:01 ~ 20:02 fenahuyluspazo
fsm 2017 istanbul'unu görse söyleyeceği ilk söz
istanbul'u bizanslılar almış falan der, mini etekli birkaç insana salça olurdu muhtemelen, sen
zımmî misin, cizyeni verdin mi falan derdi. sonra da feministlerin saldırısıyla şehid olurdu.
iktisadi ve idari bilimler fakültesi
yapay zekânın inkişafı vasıtasıyla tarihten ilk silinecek olan iş kollarına eleman yetiştiren (aslında
yetiştiremeyen) bölümleri barındıran fakülte. acilen bu ülkenin top level birkaç üniversitesi
haricinde kapatılması gerekiyor. zaten bir süre bu üniversiteler de kendiliğinden bu bölümleri
kaldıracaktır.
bunu nereden anlayabilirsiniz, muhasebecilik mesleğinin ölmesinden misal. artık programlar

var, bir gerizekâlı bile muhasebe kaydı tutabilir. yakında işletmecilere de kalmayacak.
bürokratlığın ölmesine ise henüz var.
16.10.2017 19:48 ~ 19:49 fenahuyluspazo
işsizlik yok iş beğenmiyorlar
doğru olan önerme. bugün türkiye'de standart bir üniversite mezunu yds'den asgari 60 alacak
kadar dahi ingilizce bilmiyor, ikinci yabancı dil falan zaten sıfır. meslekî bilgi teorik olarak
kalmış, staj falan deseniz, iş tecrübesi deseniz hak getire. zorunlu stajlar dahi sallamasyon
usûl yapılıyor, gençlerin kendisini yetiştirmekten anladığı 9gag'deki ingilizce caps'leri google
translate ile çevirip ''oha, anladım lan'' diyerek esprinin hak ettiğinden fazla gülmek ve dan
brown'ın romanlarını okumaktan ibaret; yalansa yalan deyin. üniversite mezunu gençler daha
doğru dürüst gramer kâidelerine uyamıyor, sorulan bir soruyu mülâkatta anlayamıyor,
gereksiz yere heyecanlanıp üst üste hatalar yapıyor, özgüveni yok, var da dangalakça şeylerde
özgüvenli, karşı cinse yürümede falan, ciddi meselelere dair orijinal bir bakış açısı yok, iki
kelimeyi yan yana getiremiyor, hasbelkader getirse 200-300 kelimeyle konuşup yazabiliyor.
konuşup yazamasa, anlasa o da iyi, edebiyat öğretmeni adaylarının dahi paragraf sorularında
aldıkları puanlar yerlerde, açın alan bilgisi sorularını ve bunların standart sapmalarına bakın,
en yüksek olanlar paragraf soruları, çünkü adam bir soruyu anlamaya çalışırken başı ağrıyor,
yapamıyor. zira kelime dağarcığı birkaç yüz mefhumu karşılamaktan ibaret bir insanın aklı da
o kadar çalışır. bu adamın bir el emeği, zanaati olmadığı gibi, ehliyet falan alayım, işte ileri
sürüş tekniklerini öğreneyim de bari bir şoför olayım mentalitesine de sahip değil. yani
kendisine direkt kariyer mesleği seçmek istiyor arkadaş.
misal geçen bir üniversite mezunu hanım kızımızı duydum, ''bismarck ne?'' diye sordu. evet,
aynen bunu sordu. adam bismarck'ı bilmiyor değil; bismarck'ın bir insan olduğundan habersiz.
ben de 10 yaşındayken hitler'i birden fazla insan zannederdim, aynı şey.
ve yukarıdaki tipleme, ki elinizi sallasanız 25 tanesine 100 metrekare alan içerisinde çarpar,
kendisine sorulan ne kadar maaş istersin sorusuna asgari 3000 liradan kapıyı açıyor. cumartesi
mesaiye kalmam, altıma araba kiralayacaksınız diyor. dolayısıyla bu ülkedeki işsizlik
problemi sun'îdir; ne işverenler eleman bulabiliyor ne de iş arayanlar iş. beklentiler ve elde
olanlar çok farklı çünkü. elbette burada köle arayan firmaların da büyük fırsatçılığı var ama
herkes firmasında en iyi elemanı görmek isterken o ''en iyi eleman'' ülke sathında doğru dürüst
yok. üniversiteler birer diplomalı işsiz fabrikası gibi. sonra da devlet işsizliği azaltmak için 5
milyon kadrolu memur çalıştırıyor. sanki rusya burası. ben o 5 milyon adamın yaptığı işi 1
milyon kişiye yaptırırım. ama kalan 4 milyon da açlıktan geberecek, bu ülke böyle bir ülke.
kimsenin doğru dürüst bir becerisi yok. vergi müfettişleri gece gündüz yatıyorlar. ayda 6500
lira inderegandi. sonra bürokrat. kıçımın bürokratları...
ha bu demek değildir ki devlet suçsuz. akp hükûmetleri işsizlik sayısını aşağı çekmek için
ülkeyi sikimsonik bölümlere açtıkları neredeyse yüz binlik kontenjanlar ile doldurduğu gibi,
böyle bir kitlenin de filizlenmesine yol açtı. herkes üniversite okumamalı, kendimize karşı
dürüst olmalıyız.
zaten ben size bir şey söyleyeyim; çocuklarınızı ya ticaret/sanat okullarına ya da bir zanaate
verin. sen terzi misin, oğlunu da terzi yap. okursan belki bir şey olamazsın ya da vasat birisi
olursun, fakat işinde iyi bir terzi olsan cumhurbaşkanına takım elbise dikersin. bu da zekâyla,
yetenekle falan değil, emekle kazanılır. zanaatte emeğin kadar değerlisindir. diğer
mesleklerde böyle değildir.
ama merak etmeyin, devr-i iktidarımızda bunların hepsi düzelecek. acil eylem planlarımız
hazır. 657 numaralı kanun değişecek, performansı düşen memuru sürmeyeceğiz, idam edec,
pardon, işten çıkartacağız. üniversiteler sınıflandırılacak. kontenjanlar yarıya indirilecek.
insan zekâsını, yorum kalibiyetini, basit hesaplamaları ölçen modern bir sınav sistemi
getirilecek. kurbağa kalbi kapakçığının ne tarafta olduğunu ezberleyen değil, dağarcığında
2000 kelime olan, a sayısı 2 iken 4'e çıktı demek ki yüzde 200 arttı diyen adam değil,
kafasından üç basamaklı işlem yapabilen adamlar üniversiteye girecek. iibf'ler kapatılacak.
anadolu liseleri ve süper liseler geri dönecek. gördüğünüz gibi 2071 hedefleri için hazırız.
2040'lara gelmeden seçilirsem bunları çözerim. zaten türkiye'de üniversite mezunları
koyundur, çok güzel güderim sizleri.
16.10.2017 19:38 ~ 19:54 fenahuyluspazo
16 ekim 2017 hepsiburada rezaleti
böyle şeylerle uğraşmayacaksınız. tüketici hakem heyetine yasal süresi içerisinde
başvuracaksınız, lehinize sonuçlanacak ve paranızı alacaksınız. ne sikliyorsunuz satıcıyı falan.
14 gün içerisinde yasal olarak istediğiniz şekilde, bahanesiz iade edebilirsiniz ürünü. yok
kutusu açılmış, monitöre ellenmiş; böyle şeyler sizi ırgılamaz. istersen açıp oyun yüklersin,
hızından memnun kalmaz yine iade edersin.
bu salakları hiç sallamayın ve kanunî haklarınızı kullanın.

16.10.2017 18:39 ~ 18:40 fenahuyluspazo
çipras'ın f-16 ile ege denizi üstünde uçması
yalan haberdir.
çünkü feys'te solcu üniversiteli arkadaşlarım paylaşmıştı, bu çipras f-16'ları satıp parasını
halka dağıtmış, ateist ve entelektüel, karısıyla ortalıkta öpüşen gayet modern bir beyefendidir
(gerçi evli değillerdi galiba, neyse). böyle şeyler yapmaz. yalancı akepe medyasını kınıyorum.
hem böyle bir şey olmuşsa da suçlusu akepe ve bizim militarist, milliyetçi, islâmcı, diktatör,
teröristlere destek veren cumhurbaşkanımız erdoğan'dır. evet, kendisi bunların tekmili
birdendir ve uçağı düşürmediği için suçludur. düşürse, yine suçlu olurdu çünkü kendi çıkarı
için ülkeyi bölmeye ve savaş çıkarmaya çalışıyor olurdu. nitekim rusya krizinde olduğu gibi.
orada da suçluydu misal. özür dilerken de suçluydu tabiî, nerede kaldı itibarımız? bugün
idlib'e girmemiz yanlış olduğu gibi, girmememiz de yanlıştır. çünkü akepe...
ne diyordum ben, heh: yetmedi mi bu kadar kan? sen başkan olamayacaksın!

13.10.2017 23:11 ~ 14.10.2017 11:10 fenahuyluspazo
ateist biriyle sakın tartışmaya girmeyin
islâm'ın şeref müessesine tastamam oturan açıklama.
çünkü müslümanlar izzetli insanlardır, kâfirlere hesap vermezler, onlara üstten bakarlar.
bugün müslümanların kaybettiği belki de en önemli şey, eskilerin islâmî izzetidir. islâm
peygamberine utanmadan, arlanmadan, kendisini zerre tehdit altında hissetmeden haşa
''pedofili'' yakıştırması yapan tiplere müslümanlar izahât çekecek, tekmil verecek değil; bu
bizim inandığımız dinin izzet ve şeref anlayışına ters düşer. değil bunlara izahât vermek,
islâm'ın bu tipler hakkındaki hükmü zaten bellidir.
biz kâfirlerle tartışmayız. küffar ehlinden bir şeyler öğrenmek isteyen suâl eder, müslümanlar
cevaplar. bilmeyenler, bilenlere sorar; eşyanın tabiatı budur. lakin bir işi bilmeyenler,
biliyormuşçasına ahkâm keser, hakaret ederse; orada duracaksınız. orada müslümanların size
bir şey deme borcu yok. en fazla, müslümanlara yönelik bir açıklama yapılır. zira zındık
taifesinin maksadı umumiyetle sorularına cevap almak değil, bağcıyı dövmek oluyor.
13.10.2017 23:06 ~ 23:08 fenahuyluspazo
meral akşener
2019'da türkiye siyasetinden bir daha girememek üzere silinecek olan nato güdümlü siyasetçi.
erdoğan'ın erdoğan olabilmesi için üç dönem bekledik, onu getirenler seni de getirdiğinde
aynı şeyleri yapman için seni bekleyecek vaktimiz yok.
metal gear solid v the phantom pain
metal gear evreni, hakikaten çok güzel kurgulanmış, modern dünyanın ''ajanlık meseleleri''ni
oldukça güzel ve farklı yansıtan, karakterleri akıllıca yazılmış, adeta film gibi bir evrendir.
film dünyasında star wars, the lord of the rings, harry potter falan neyse oyun dünyası için de
metal gear serisi odur. bence kojima, ridley scott'un son alien filmiyle yarattığı efsanenin içine
sıçması gibi, metal gear'ın içine de kendisi sıçmış.
oyun, bir ''oyun'' olarak gayet iyi. ama içeriği bir metal gear oyununa göre yetersiz. hikâyesi
sırf bir plot twist yapabilmek üzerine yazılmış ve bence oyun tarihinin en gereksiz
twist'lerinden birisi olmuş, öyle ''vay canına'' dedirtmiyor, daha çok ''bu ne şimdi aq''
diyorsunuz. yani zayıf kalmış denilebilir. ve bu zayıf twist uğruna bilinen metal gear
evreninin tarihi de değişti. karman çorman bir şey oldu.
oyunun içeriğine konami ile kojima kavga ettikleri için fazla tenkid getiremem çünkü adam
istediği gibi yapamamış belli ki. oyun tam bitmemiş. ama yine de senaryosunun saçma olduğu
gerçeği de değişmiyor. skull face'in oldukça dandik bi motivasyonu var, metal gear
evrenindeki en saçma sapan kötü adamlardan biri.
o sebeple zaten bu oyunu metal gear'ı pek bilmeyenler çok sevdi, zaten sağlam bir oyun; fakat
bu oyunu alacağım, metal gear evrenindeki boşluğu öğreneceğim, muhteşem seriye muhteşem
final falan diye coşanlar beğenmedi haliyle.
ian fleming
ikinci dünya savaşı'nın sonunda martin bormann'ın ''james bond operasyonu'' denilen bir harekâtla
kurtarılmasında mühim bir yer tuttuğu söylenen eski deniz istihbarat subayı ve müellif. bir
komplo teorisi olmakla beraber, bormann'ın şahsî evraklarına ve kendisine ihtiyacı olan
müttefiklerin, nazilerin yağmaladığı altınları ve türlü zenginlikleri sovyetlerden korumak için
böyle bir operasyona lüzum gördüğü, eski bir deniz subayı olan john christopher ainsworth
davis'in anılarında anlatılıyor.
bormann'ın latin amerika'da yaşadığı defalarca dile getirilen bir şayiaydı. elbette doğruyu
hiçbir zaman bilemeyeceğiz.
12.10.2017 15:41 ~ 15:42 fenahuyluspazo
yaş büyüdükçe tadı kaybolan şeyler
her şey. çocukken beş yediğimiz şampiyonlar ligi maçlarından dahi aldığım keyfi ispanya'da final
four izlerken alamıyorum. küçükken insana pek çok şey büyülü geliyor. büyüdükçe o büyü
bozuluyor. max weber dahi der günümüz dünyası için: ''büyüsü bozulan dünya''. akıl eriyor
çünkü artık, bilim var, teknoloji var, bilmem ne var...
aynı kâide bizler için de geçerlidir.

the colombus dispatch
aq bir şey diyeceğim;
birincisi, bu adam dikkatliyse zaten ifşa olmaz. ifşa olması için birisinin ya gerizekâlı olması
ya da kimliğini buradaki insanlarla paylaşacak kadar raad olması gerekiyor. beni tanıyanlar
var misal bu sözlükte, etse etse onlar ifşa eder. başkası nereden bilecek, bulacak. bu adam da
gerekli önlemleri almışsa kimse ifşa edemez.
ikincisi, bu adamı böyle ifşa edemiyorsanız, dava edeceksiniz. çoğunuzun buna götü yemiyor
çünkü kendi kimliğiniz de açığa çıkacak. alayınız burada allah'a, peygambere
küfrediyorsunuz. bu sebeple kendi suç unsurlarınız açığa çıkmasın diye ifşa olmamış birisini
dava etmek için hiçbir çaba sarf edemezsiniz.
üçüncüsü, ekşi'deki herhangi bir yazar bir avukat tutsa, 15 günlük bir çalışmayla bu sitede
yazı yazan herkesi dava edebilir, kimsenin elinin ayarı yok çünkü burada. herkes birbirine
şekil şükul yapıyor da, yaptıkları en fazla düşene bir tekme atmak, biri ifşa oldu mu hebele
hübele üzerine yükleniyorlar, furkan bölükbaşı'nı da ondan evvel kimsenin götü dava etmeye
yememişti. ifşa olduktan sonra bir anda suç unsurları ortaya çıktı tabiî ya, ondan davalar
havada uçuştu. çünkü bizim insanımız korkaktır. hasmı yere kapaklanmadan yumruk
sallayabilen delikanlı pek azdır. siz de korkaksınız.
o yüzden şov yapmayın. en uyuz olduğum şey. nereye girsem birileri müslümanları dava
etmekle tehdit ediyor. adamın entry'lerine bakıyorsun namaz kılanlar domalıyor falan yazmış.
et de gör ebeninkini.
10.10.2017 18:59 ~ 23:49 fenahuyluspazo
9 ekim 2017 rte'nin rusya'ya resti
rest falan değil, yarım asırlık karadeniz politikamızın ikrarı olan açıklama.
gerizekâlı mısınız amk? türkiye rusya'dan iki füze alacak diye kadim karadeniz siyasetini mi
değiştirecek? putin bize füze satacak diye ypg'yi desteklemekten, astana'ya çağırmaktan,
ermenistan'ın karabağ işgaline destek vermekten vazgeçiyor mu?
aptal mısınız nesiniz ya. bilmediğiniz meselelerde bari konuşmayın. dost olmayı, dost
olacağınız kişinin her dediğine ''he'' demek zanneden bir grup akıl fukarası asosyal liseli-
üniversiteli davar sürüsünüz, intermediate ingilizcenize sokturmayın şurada.
09.10.2017 20:47 ~ 20:48 fenahuyluspazo
euroleague 2017-2018 sezonu
final four'a kalmalarını beklediğim favori takımlarımın; fenerbahçe doğuş, olympiakos, baskonia
ve cska moskova olduğu organizasyon. evet, real madrid'in bu yıl coaching'teki sıçışı ile
birlikte baskonia'nın arkasında kalacağını düşünüyorum. tabii normal sezon sıralaması farklı
olursa bu takımlar birbirleriyle de eşleşebilir ama bu riski alırım yani. gerçi baskonia da bu yıl
ilk koçluk deneyimini yaşayacak olan euroleague efsanesi pablo prigioni ile çalışacak ama
ben gitsem laso'dan iyi coaching yaparım.
peki neden böyle düşünüyorum, şu sebeple: olympiakos'un pivot pozisyonu dışında hiçbir
eksiği yok, muhteşem bir takımlar: sakallının yanında bu yıl bambeg'den şutör ve kreatif bir
oyuncu olan strelnieks'i aldılar. uzun rotasyonuna kim tillie gibi avrupa'nın en verimli
uzunlarından birini eklediler. nba'den hollis thompson'ı getirdiler ki, adam sixers'ta
rotasyondaydı yani. tek sorunları khem birch'ün yerini dolduramamaları. cska moskova yine
hücum gücü yüksek, tempolu ve yaratıcı bir takım kurdu, ligin bir bölümünü sürklase
edeceklerdir. fenerbahçe doğuş, bana göre ligin bir numaralı şampiyonluk adayı, normal
sezonu lider bitireceğini düşünüyorum. bana göre takımda eksik bir yer yok. baskonia belki
kim tillie gibi en önemli oyuncularından birini kaybetti ama nba'den veteran forvet carlos
delfino'nun yanında janis timma gibi büyük ihtimalle seneye nba'in yolunu tutacak bir
saykoyu getirdiler. aldıkları pivot poirier çok iyi transfer. tek sorunları guard bölgesinde
huertas ve granger ikilisinin ne yapacağı. ikisinin de sağı solu belli olmuyor.
geçen sene favorim olduğunu yazdığım olympiakos finalde fener'e karşı babayı aldı. bakalım
bu yıl aynı başarıyı gösterebilecek miyim.
yıldırım demirören
seni o makama getirenler, türk futbolunu şike sürecinden uefa'daki bağlantılarınla kurtar diye
getirdi. beceremedin ya, yaptın diyelim. ikincisi, yine seni o makama getirenlerin yaptığı fatih
terim operasyonuyla euro 2016'ya güç bela kaldın, günü kurtardın. ama şimdi seni yukarıdan
kurtaracak kimse kalmadı. lucescu işiyle her şeyi eline yüzüne bulaştırdın. herkes kendi
derdine düştü. takke düştü, kel göründü.
defolup gideceksin.
fatih terim
önüne gelene yenilen, hiçbir oyun planı olmayan, kendi millî takımında oyuncuların birbirine
silah çektiği, kimi neden savunduğu belli olmayan, 3 saat süren sikko sikko toplantılar yapıp
hiçbir şey anlatmayan, karaktersiz, beş para etmez, futbol aklı milenyum öncesinde kalmış bir
teknik direktör. 2018 dünya kupasına türkiye gidemiyorsa, müsebbibi fatih terim'dir. üçlü,
beşli savunma oynatacağım diye her maç 5-6 farklı oyuncuyla sahaya çıkıyordu herif. en
büyük başarısı içeride finlandiya'yı falan yenmek. bir de imparator falan diyorlar. imparator
olduğu yıllar 10 sene önceydi.
bir de diyorlar ki primcileri takımdan atmışmış. lan primciler euro 2016'da çıkıp ''benim
annemi ağlatıyorlar ühühühüh'' derlerken bu arkadaş neredeydi? savunmadı mı? euro
2016'dan sonra da bunları yine oynatmadı mı? fatih terim'i çete yemişmişmiş. fatih terim devri
geçmiş bir adamdır. her numarası türkiye'de söker.
aşın şu herifi artık. birisi gelecekse abdullah avcı gibi taktisyen adamlar olmalı.
ahmet vefik paşa
hemen hemen tüm osmanlı dönemi türkçüleri gibi sabetayist olan paşa. türkçülüğü yahudilerin
kurmuş olduğu bir realitedir türkiye'de. dertlerine ne geldiyse...
05.10.2017 01:27 ~ 01:28 fenahuyluspazo
buhurizade mustafa ıtri efendi
alman klasik bestekârı bach ile hemen hemen aynı dönemde yaşamıştır, aralarında 50 yıl bile yok.
bach'ın da ıtrî'nin de 1000'e yakın çalışması olduğu biliniyor. fakat bach'ın bestelerinin,
çalışmalarının hemen hepsi bugün elimizde iken ıtrî'nin bugün bildiğimiz besteleri vesaire 45'i
dahi bulmuyor.
niye? üstelik osmanlılar gibi bir arşiv devletinde.
bu soruya dürüstçe cevap verebildiğimiz zaman pek çok konu hallolacak bu ülkede.
mimar sinan
aslen bir istihkâm subayıdır.
2 askerin ölümü sonrası istifa eden bakan
siyasî sorumluluğu nedeniyle istifa etmeyen, koalisyon hükûmetinin ortakları tarafından sertçe
tenkid edildiği ve bunlara verecek bir yanıtı olmadığı için istifaya zorlanan bakan.
her haltta istifa etmek marifet değildir. tabiî türkiye gibi, hiçbir siyasî mesuliyeti olmadığı
hâlde, geçiş hükûmetinin bakanlarına dahi ''istifa edecek misiniz?'' diye sorulduğu bir ülkede
böyle şeylerin kutsanması kadar doğal bir şey yok.
04.10.2017 18:44 ~ 18:46 fenahuyluspazo
afganistan'da taliban'ın ilk bildirisi
böyle şeyler en son 28 şubat döneminde para ediyordu ya, hala ediyor mu diye kendime
sorduğum 'sözde' bildiri.
bir kere taliban hanefîdir, kuşlu muşlu bildiri yapmaz. iyi sallamış bu metnin yarısını kim
sallamışsa. ben de sallayabilirim böyle, çok bir mesele değil.
başörtülü kara harp okulu öğrencisi
bu hususta birkaç şey söylemek istiyorum;
1) yazdığınız her şey, fikirleriniz, düşünceleriniz, müslümanların, yani bu ülkenin kahir

ekseriyetini oluşturan, daha siz tohum bile değilken ''hilafeti kurtaracağız, padişahı
kurtaracağız'' diye ölen anadolu insanı için hiç hükmündedir. sokağa sıçılan bir bok kadar
kıymeti yoktur.
2) müslümanların ne yapıp yapamayacağına yalnızca müslümanlar karar verebilir. kemalizm

falan veremez. bu kadının kara harp okulunda başörtüsüyle öğrencilik yapması, kemalizmin
artık bir hükmünün kalmadığının, müslümanların hür olduğunun işaretidir.
3) ''müslüman olan bir kadının askeriyede olması ne kadar doğru?'' suâlinin muhatapları siz
olamazsınız, biz oluruz. bunlar şuanki davamız için tâli meselelerdir. önce müslümanlar hür
olacak, önce müslümanlar hâkim olacak, önce müslümanlar sizin sun'î tasallutunuzu yerle bir
edecek, sağda solda, ekşi'de böyle bir güzel kudurtacak, galip olacak; ancak ondan sonra
''ideal'' sistemimizi inşa etmeye başlayabiliriz. o bugünün meselesi değil. şuanda laik bir
devlette yaşıyoruz ve kadınlar istedikleri her meslekte olabilir; müslüman kadınlar da,
müslüman olmayan kadınlar da, başı açık kadınlar da başı kapalı kadınlar da.
müslüman kadınlar araba kullanmasın, okula gitmesin, üniversitede okumasın, askerlik

yapmasın, hakim olmasın, her şey size kalsın.
yok ya...
önce pastayı biz alacağız, sonra ideal dağıtımını kendi aramızda hallederiz. bi uzayın bakayım
şimdi siz hafiften, mekânın sahibi geldi.
2 ekim 2017 ankara mucizesi
haberler doğruysa bursa ve ankara gibi iki şehri mahveden belediye başkanlarından kurtuluyoruz.
başkanlık sisteminin faydaları.
ganyotçu ebubekir öztürk'ten izmir marşına küfür
valla bu sözlükte biri namaza domalmak dedi hiçbir şey olmadı, buna da olmamalı. adam goygoy
yapıyor, işgüzarın biri alıp koymuş yüklemiş sağa sola, başı yandı adamın. benim feysbuk
mesajlarımda da millete küfür hakaret var, ifşa olsa ceza mı alacağım yani?
2019'un rte'nin gireceği son seçim olması
aynı zamanda muhaliflerini mağlup edeceği son seçim olacaktır.
istiklal marşı'nı okuyamayan görevli
amerikalıların da yarısı bilmez. zaten bestesi berbat olduğu için doğru düzgün söylemek mümkün
değildir. düz şiir olarak okusa söyler de, bestesi karıştırıyor işi.
mühim bir mesele değil.

bakara 178'deki hukuk skandalı
böyle saçma sapan bir sonuç bu ayetten çıkmaz. zira islâm hukukunda böyle bir şey yok. islâm
âlimleri bunu böyle anlamamış, demek ki sen davarsın. bilmediğini bilene sormak yerine
ekşi'de komiklikler şakalar yaparak 31 çekiyorsun.
doğrusu şudur: bir hür yanlışlıkla bir köleyi öldürse, değerini tazmin eder; gidip de o adam
gelip senin kendi köleni öldürmeni istemez. ayrıca mes'ul olduğundan hapis, sopa gibi ta'zir
cezası alır. bilerek öldürse, o da kısas edilerek öldürülür. açın herhangi bir fıkıh kitabını bu
hükümleri görürsünüz.
demek ki anlamadığımız meselelerde şov yapmayacağız. başkalarına soracağız. burası gibi bir
deli platformunda kimse anlamaz ama biraz ciddi ve oturaklı bir yerde adamı mekândan
kovar, bir de dayak atarlar. yaptım, oradan biliyorum.
01.10.2017 18:32 ~ 18:36 fenahuyluspazo
ali kabuli bey
31 mart vakası sırasında ingilizci olmasıyla bilinen prens sabahaddin'in padişahı tahttan indirmek
için yaptığı planı tatbik safhasına getirmeye çalışırken mürettebatının isyanıyla karşılaşmış ve
tutuklanarak yıldız sarayı önüne getirilmiş, süngülenerek öldürülmüş olan bahriye subayı.
olay şudur ki, prens sabahaddin bu karışık ortam sırasında donanmadaki korvet komutanları;
avnullah korveti kumandanı enver bey, hamidiye zırhlısı süvarisi vasıf bey ve asar-ı tevfik
muhribi komutanı ali kabuli bey ile anlaşmış; bu vechile saraya birkaç top attırarak askerin
mukavemetini kıracak, böylece iktidarı ele geçirecek planı kafasında kurmuştur. sonradan bu
işitilmiş, mürettebat olayı anlamış ve ali kabuli bey ihanetinin cezasını canıyla ödemiştir.
halbuki sarayını topa tutarak öldürtmeye çalıştığı padişah ölümüne mani olmaya çalışmıştı.
bugün matah bir iş yapmış gibi abide-i hürriyet'te yatar.

01.10.2017 17:13 ~ 15.11.2017 14:16 fenahuyluspazo
hüseyin cahit yalçın
31 mart vakasında bulgar, yunan ve ermeni çeteleri hareket ordusuyla birlikte istanbul'a girip hacı
hoca vurup, cami yakmaya başladıklarında zevkten dört köşe olmuş, ''hıristiyanları askere
almak gerek, çünkü lazım olduğunda bunlar hoca vurabiliyor'' diye acayip bir laf etmiştir.
bugün ise biz bu pespaye herifin isimlerini okullara falan veriyoruz, heyhat.
01.10.2017 15:11 ~ 02.10.2017 19:35 fenahuyluspazo

(2017 1) Fenahuyluspazo

Uploaded by

Copyright:

Available Formats

You might also like

(2017 1) Fenahuyluspazo

Uploaded by

Document Information

Original Title

Copyright

Available Formats

Share this document

Share or Embed Document

Sharing Options

Did you find this document useful?

Is this content inappropriate?

Copyright:

Available Formats

(2017 1) Fenahuyluspazo

Uploaded by

Copyright:

Available Formats

1 ocak 2018 köpek yılına girilmesi

bu başlığı mütemadiyen takip ederim bu sebeple, keyfime keyif katıyor.

siz hayatınızda milis kuvveti görmemişsiniz...

ruhunda bir his anteni olana ne mutlu, olmayana ise ne yazık...

allah'ın nasip ettiği her şey oldu, olur ve olacak da.

çok bae yalıyormuşum gibi oldu, farkındayım.

hemen vurmayin yani.

görevi başındaki bir cumhurbaşkanı, devletin başını temsil eder ve dokunulmazdır;

gündeme gelmek için daha akıllıca yollar bulabilirsiniz.

buraya ve buraya bakarak meseleyi kavrayabilirsiniz.

türkiye'nin nisbî yakın tarihi bunların aptallıkları, yalancılıkları, ihanetleri, cehaletleri ve

itc'nin tarihi de bundan ibarettir.

ittihâdcılar memleketin başındaki her belayı kendileri açmışlardır. sonra da düzeltmeye

zira islâm âlimleri anlaşılsın diye her şeyi yapmışlardır: (#58807682).

yap şovunu kral.

eh, biraz bunalacaksınız hocam, seveniniz bol...

üniversite, bölüm değil; hoca seçmek gerekir aslında.

siz bize soracaksınız bir şey yaparken. doğrusu öyle.

naş naş şimdi, rahatsız olan tacikistan'a falan gitsin.

en azından kendinizle barışık olun bence...

edit: zaaaa, yazdığım gün atılmış asdasdsadas.

ben türkiye'deki üniversitelilerin aptal olduğunu düşünüyordum, sanırım yanılmışım, bu daha

türkiye 80 milyonluk nüfusu nedeniyle ab yürütme/yasama organlarında almanya ile birlikte

türkiye'nin potansiyeli öyle büyük ki aslında...

modernizmin her nimetinden faydalanıyorsunuz, külfeti de bu.

çok eli bol bir ekonomik kriz yaşıyoruz herhâlde asfadasda.

kafası çalışan müslüman bir arkadaşımız. kuyruğunuza basmaya geldi.

allah mekanını cennet etsin.

eskiden anadolu insanının şehirlerinde "ahlâkımızı bozacaklar" deyû üniversite istememesine

öğretmenlik ayağa düşmüş diyorlar bi de aadadasa, eskiden öğretmenler açlıktan ölmemek

ben bu ülkenin bürokrasi/kamu politikasını yönetmeye talibim. ey sevgili hükûmet

gerçi sonuncusu artık hiçbir millette kalmadığı gibi arnavutlarda da kalmadı.

yalnız bu olay alay edilmeyecek gibi değil ashdasdadasda.

bunlara müptelâyım ve bırakamıyorum.

(bkz: ali kabuli bey/@fenahuyluspazo)

edit: korkaklar kaldırmış. ne diyeyim allah müstehakınızı versin.

tafsilat: cami'ul mütûn, ahmed ziyaeddin gümüşhânevî.

bu fotoğraf, benim çalışma odamı süslüyor. ne uğruna çalıştığımı, ne uğruna mücadele

insanımıza hizmet etmek, hayallerini gerçekleştirmek bizlerin aslî vazifesi olmalı.

vallahi de billahi de hiçbir şeyi hak etmiyorsunuz.

hoş, siz bunu nereden anlayacaksınız...

zaten insanları kanun ve mahkeme icbârıyla 10 kasım törenlerinde ayağa dikiyorsunuz,

ne bekliyorsunuz; kur'an'a ''gökten indiği sanılan'', ayetlere ''safsata'' diyen birini

daha ne istiyorsunuz anlamıyorum. camilere de mi kanun getirip balans ayarı çekeceksiniz?

ne zaman ismi hatrıma gelse gözlerim dolar.

vücudum halen genç olabilir, lakin ruhumuz yaşlı işte, n'apalım.

(bkz: memri tv)

üçüncüsü, senin gibi ne islâm medeniyetinin inkişafında ne de batı medeniyetinin

türkiye'deki yegâne diktatörler bunlardır. tarihe de böyle geçmişlerdir. isteyen beğensin,

ayıp böyle şeyler. bunlara tevessül etmeyin.

siyaset bazen manasız kalır.

müminlerin kalplerini birbirlerini ısındıran allah'a şükürler olsun.

çok eşli yaşayan hıristiyan mormonları da saygı ve hürmetle anıyorum.

edit: herifin adı da ryan reynolds'mış.

--- spoiler ---

buradan sonrası ağır spoiler içerir

git teknende oyna şimdi.

büyük ihtimalle, iki taraftan birisi ağır yalan söylüyor.