Lakhes Inceleme PDF

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 9

LAKHES’E DAİR BİR İNCELEME

(Numan Ali Şahin)


LAKHES’E DAİR BİR İNCELEME
Kitap Kimliği:
Kitap Adı: Lakhes
Yazar: Platon
Kitap Kalınlığı: 72 sayfa
Yayıncı: Say Yayınları
Yayın Yılı: 2012

Lakhes’e Genel Bir Bakış:

Platon( MÖ 428/7 veya 424/423 – MÖ 348/7), Antik Yunan’da


zamanın köklü bir ailesinde dünyaya gelmiştir. Küçüklüğünden
beri gramer, müzik ve spor eğitimi almış; güreşe ve özellikle de
felsefeye ilgili olmuştur. Bu nedenle de ailesinden kalma bütün
serveti, bilinen ilk üniversite olan Akademia’yı açmaya ve
felsefe yapmaya ayırmıştır.

Platon, doğduğu yer olan Atina’yla yetinmeyip Antik Mısır,


İskenderiye, Sicilya, Güney İtalya ve daha birçok yeri gezmiş; o
bölgelerdeki felsefi oluşumlardan etkilenmiştir. Dünyanın
birçok yerinden topladığı bu felsefe birikimi ve kendi felsefi
görüşleriyle beraber Akademia’da insanlarla tartışmış ve
yaşadığı yerde büyük bir etki bırakmıştır. Ayrıca yazdığı
kurgusal metinlerle de Dünya Felsefe ve Teoloji Tarihi’ne
büyük bir etki bırakmış, yazdığı kurgusal metinlerin tahminen
hepsi günümüze kalabilmiştir.

Lakhes ise yine Platon’un kurgusal metinlerinden birisidir.


Kitap “Lysimakhos” ve “Meleisas”ın çocukların eğitimi
konusunda “Lakhes” ve “Nikias”a danışmasıyla başlar.
Çocukların eğitiminde spor, kılıç kullanma ve dövüşmenin
öneminden bahsedeceklerdir. Bu sırada Lakhes arkadaşlarına
Sokrates’in de bu konularda bilgili olduğunu ve ona da
danışılabileceğini söyler. Sokrates’in de olaya dâhil olmasıyla
birlikte muhabbet artık felsefi bir boyutta ulaşır ve ilk aşamada
silah kullanma gibi faaliyetlerin bilgi niteliği taşıyıp taşımadığı
tartışılır. Sokrates her zaman olduğu gibi tartışmada önce
diğerlerinin konuşmalarını dinler ve ona göre pozisyon alır.

Nikias ile Lakhes arasında başlayan “silah kullanmayı


öğrenmenin epistemolojik değeri” üzerine açılan tartışmayla
Lakhes’in ilk konusu ortaya çıkar. Nikias bunun değerli ve
öğrenilmesi gereken bir bilgi olduğunu belirtir. Bunu üzerine
Lakhes ise tam tersine silah kullanmayı öğrenmenin ya bir bilgi
olmadığını ya da değersiz bir bilgi olduğunu savunur. Çünkü
ona göre bu kavram öğrenilse bile öğrenildiği halde “diğer
bilgiler” gibi uygulanabilir olmadığını anlatır. Çünkü ona göre
değerli bir bilgi bir tartışma veya herhangi bir yerde rahatlıkla
uygulanabilirken silah kullanma bilgisi öğrenilse bile
uygulamada çürük çıktığını söyler.

En sonunda Sokrates’e danışırlar ve Sokrates burada konuyu


tekrardan dolandırır ve cevap vermek yerine farklı bir tartışma
ortaya koyar: “Bir bilginin kıymetli olup olmadığını bulabilmek
için çoğunluğa mı uyulmalıdır yoksa o işin ehline mi
sorulmalıdır?”. Sokrates’e göre bir işin ehli kâhir ekseriyetin
aksine bile konuşsa dinlenmeli ve üstüne düşünülmelidir.
Ayrıca bir bilgi doğru kişilerden öğrenilmelidir. Diğerleri de ona
bu konuda tamamen katılırlar ve bu tartışma konusu kapanmış
olur.

“Lakhes”’in belki de en dikkat çeken bölümü olan “erdem”


konusu açılır. Sokrates, Lakhes’ten “erdem”i tanımlamasını
ister. Ayrıca erdemin tanımlanmasının büyük bir iş olacağından
sadece silahla dövüşmek erdemin hangi bölümüne dâhilse o
bölümü tanımlamasını ister. Bu bölümün cesaret olduğunu
kararlaştırırlar.

Lakhes’e göre bir insan yerinde kalıp kımıldamadan savaştıysa


o kişi cesurdur. Bunun üzerine Sokrates, İskitlerin kaçarak
savaşma stratejisinden bahseder ve Lakhes’e bunun bir
cesaret örneği olup olmadığını sorar. Lakhes bunun da bir
cesaret örneği olduğunu söyler. Bunun üzerine Sokrates
konuyu daha da genişletir ve Lakhes’e hem acıya hem nefse
hem düşmana hem de korkuya karşı konulan cesaretin ,yani
tüm cesaretlerin, ne olduğunu sorar ve nasıl
tanımlayabileceğini sorar. Mesela hız nedir? Hem koşuda hem
enstrüman çalmada hem konuşmada hem düşünmede olan bir
şeydir. O zaman hıza ortak bir tanım getirecek olursak “ses
koşu ya da diğer şeylerde kısa sürede çok şey başarmaktır”
diyebiliriz. Sokrates aynı şekilde cesaret kavramını Lakhes’ten
tanımlamasını ister. Bunun üzerine Lakhes düşünür ve cesareti
“ruhun metaneti” olarak adlandırır. Fakat Sokrates’e göre bu
gayet eksik bir tanımlamadır. Ve akıllara yeni bir soru düşürür:
Her türlü metanet cesaret midir? Ardından Lakhes, metanetin
akıllıca olanının cesaret olduğunu belirtir. Peki metanet nasıl
akıllıca olur? Mesela savaşa giden ve akıllıca savaşan bir asker
var ve bu asker kendi ordusunun gücünün düşman
ordusundan daha fazla olduğunu biliyor. Peki böyle bir akıllık
sergileyen asker mi daha cesurdur yoksa sayısı ve gücü daha az
olan diğer tarafın savaşan bir askeri mi? Lakhes diğer taraftaki
askerin daha cesur olduğunu söyler. Ama diğer asker
bahsettiğimiz askere göre daha az akıllıca davranmış olur.
Lakhes’in iyice kafası karışır.

Sokrates devam eder. Aynı şekilde ata binmeyi bilen birisi ata
binerse mi daha cesur olur yoksa bilmeyen birisi mi? Lakhes
bilmeyen birisinin binmesinin daha cesurca olduğunu söyler.
Bu ise az önce yapılan tanıma yine uymaz. Bunun üzerine
Sokrates, Nikias’ı çağırmayı önerir. Ardından tartışmaya Nikias
da katılır. Nikias’a göre cesaret nelerden korkup
korkmayacağımıza dair bilgidir. Sözgelimi ölüm döşeğindeki bir
insan için ölmek ya da yaşamaktan hangisinin daha yararlı
olduğunu bilen ,bu bilgiye erişen, ve söyleyebilen kişi cesurdur.
Lakhes’e göre Nikias’ın dedikleri tamamen safsatadan
ibarettir. Sokrates olaya dâhil olur ve Nikias’a hayvanların
cesur olup olmadığını sorar. Eğer cesurlarsa demek ki
hayvanların çok engin bir bilgisi var demektir şayet değillerse o
zaman bir aslan ile bir hamamböceği ya da ceylan aynı
cesarete sahiptir. Nikias ise hayvanların hiçbirinin cesur
olmadığını, yaptıkları şeylerin ise tamamen cahil cesareti
olduğunu söyler. Sokrates ise belki de kitaptaki en sofistike akıl
yürütmesi olan “erdem ve erdeme dair kısımlar” ile çoklu inşa
yapar. Sokrates erdemin belirli kısımları olduğunu belirtir.
Bunların adalet, ölçülülük vb. şeyler olduğunu söyler. Bunlar
Nikias tarafından kabul edilir. Sokrates şimdi ise nelerden
korkulup nelerden korkulmayacağına bakmalarını söyler. Ona
göre korkulacak şeyler korku verenler korkulmayacak şeyler
ise korku vermeyenlerdir. Korku verenler geçmişteki veya
şimdiki korkular değildir, sadece geleceğe dair korkulardır. Zira
korku bir kötülüğün beklenmesidir. Korkulmayacak şeyler ise
geleceğe dair olan iyi beklentilerdir. Yani cesaret gelecekteki
iyilik ve kötülüklerin bilgisidir. Bu noktada Nikias’a fikri sorulur
o da katıldığını söyler. Ona göre de cesaret bu şeylerin
bilgisidir.

Sokrates çoklu inşanın ikinci kısmına geçer ve bilginin çeşitli


konularıyla incelendiğinde, geçmişe, şimdiki haline ve
gelecekte nasıl olması gerektiğine göre farklı farklı olmadığını
ve hepsinde ortak olduğunu söyler. Sağlık konusundaki bilgi
geçmiş, şimdiki ya da gelecek zamana yönelik olarak birdir.
Buna da hekimlik denir. Savaş noktasında komutanın bilgisi her
şeyi kapsar; kâhinliğin önünde boyun eğmez, ona emreder.
Çünkü savaşta ne olduğunu ya da olacağını kâhinden iyi bilir.
Yasalara göre kâhin komutana değil, komutan kâhine emreder.
Nikias bunu da kabul eder. Sokrates söylediklerini toparlar ve
inşayı tamamlar. Biraz önce korkulup korkulmayacak şeylerin
“gelecekteki” iyi veya kötü şeyler olduğu söylenmişti. Ardından
geçmişte ya da her nerede olursa olsun her şeyi anlayanın tek
bir bilgi olduğu söylenmişti. O halde cesaret sadece nelerden
korkulup korkulmayacağının bilgisi değildir. Çünkü cesaret
sadece gelecekteki iyilik ve kötülüklerin bilgisi değil, diğer
bilgilerde de olduğu gibi bütün iyilik ve kötülüklerin bilgisi olur.
Nikias bunları da kabul eder ve kendi kendini çürütür.

Sokrates ise zaten geçmişteki ve gelecekteki her türlü iyilik ve


kötülüğün bilgisine sahip olan bir insan aynı zamanda da
erdeme de sahip olduğunu ve böyle bir insanın adalet ve
dindarlık kavramlarına da sahip olduğunu söyler. Ve böylece az
önce cesaretin erdemin sadece bir parçası olduğunu söyleyen
tartışmacılar kendi fikirlerini çürütmüş olurlar. Kısacası
Sokrates’in de kabulüyle cesaretin ne olduğunu bulamazlar.

En sonunda ise Sokrates ve Lysimakhos eksikliklerini fark


ederek çocuklarını eğitmeden önce eğitmeye kendilerinden
başlamaya ve kendilerine bir öğretmen bulmaya karar verirler.
Ertesi gün sabah buluşmak üzere ayrılırlar.

KİTABIN AVANTAJI:
Kitap okuyucularının birçok konuda sorgulamalarını sağlıyor ve
onları içerdiği konu hakkında düşündürmeyi sağlıyor. Kişilerin
bilişsel becerilerinin ve tartışma becerilerini geliştiren bir eser.

KİTABIN EKSİKLİĞİ:
Daha fazla konuya değinilebilirdi. Fakat bu hâliyle de oldukça
ideal.

You might also like