Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 20

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ

SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ

İKTİSADİ DÜŞÜNCE

DOÇ. DR. ERTUĞRUL KIZILKAYA

0
ORTAÇAĞDA İKTİSADİ DÜŞÜNCE

Ortaçağ ekonomisi tarıma dayalıydı.

Tarımsal ve kentsel alanlarda politik ve ekonomik yetki aynı


kesimlerde toplanmıştı: kırsal kesimde toprak sahipleri,
kentlerde loncalar.

Alım satım koşulları gelenek, görenek ve yasalarla


belirlenmişti.

1
ORTAÇAĞDA İKTİSADİ DÜŞÜNCE

Tarım işçileri toprağa serflik sistemi ile bağlıydı ve başka bir


iş seçme şansı yoktu, üstelik bu durum babadan oğula
geçiyordu.

Sistemde “adil fiyat” ve “adil ücret” geçerliydi. Dolayısıyla


“değer” ile ilgili düşünceler ahlaki nitelik taşıyordu.

2
ORTAÇAĞDA İKTİSADİ DÜŞÜNCE

Malikane esasen kendi ihtiyaçlarını da karşılayabilen bir


üretim merkezidir. Bir şato ve çevresindeki topraklardan
oluşan malikanenin amacı köylünün güvenliğini, aristokrat
sınıfın ise otoritesini ve geçimini sağlamaktı.

Kanun ve düzen yalnızca malikane sınırları içinde söz


konusuydu.

3
ORTAÇAĞDA İKTİSADİ DÜŞÜNCE

Malikanelerin dikkati çeken 3 özelliği vardı:

Ekonomik ve politik çevrelerin birliği

Serflik

Yüksek derecede kendine yeterlilik

4
ORTAÇAĞDA İKTİSADİ DÜŞÜNCE

Malikane sisteminde meslek seçimi, ticari girişimler, ürünler,


hayvan yetiştirilmesi gibi konularda karar almaya gerek
yoktu. Bunlar geleneklerle belliydi. Hangi ürünün ne zaman,
nereye ekileceği, yeni doğan çocuğun ne iş yapacağı vb.

Malikane sistemi kapalı bir sistemdi. Bu açıdan bakıldığında


çok önemli bir özellik olarak kendine yeterlik (otarşi) söz
konusuydu. Ekonomik düzen, pazarlardaki fiyatların etkisi ile
değil, malikane içindeki geleneklerle sağlanıyordu.

5
ORTAÇAĞDA İKTİSADİ DÜŞÜNCE

Ekonomik düşüncelere ilk çağlarda olduğu gibi, daha çok


felsefi ve ahlaki düşünceler arasında yer verilmiş; ancak bu
düşüncelerde büyük ölçüde dini inançlara bağlı kalınmıştır.

Gerçekten, bu dönemin en büyük özelliğini inanç ve bilimin


ayrılmamış olmasında görmek mümkündür.

6
ORTAÇAĞDA İKTİSADİ DÜŞÜNCE

Doğal Hukuk:

Thomas Aquinas doğal hukuku (Lex Naturalis) doğanın


bütün canlılara dayattığı kurallar olarak tanımlamaktadır.

Bu kapsamda, skolastik doktorların izledikleri yöntem


aracılığıyla normatif değer yargılarından pozitif analitik
teorilere yönelmişlerdir.

7
ORTAÇAĞDA İKTİSADİ DÜŞÜNCE

Rekabet:

Esasen ortaçağda rekabet kavramı söz konusu değildir.

Monopoller çok yaygındır. Ticaret toplumsal bir olay olarak


değerlendirilmektedir.

8
ORTAÇAĞDA İKTİSADİ DÜŞÜNCE

Adil Fiyat:

Trampa ekonomisinden parasal ekonomiye geçiş ile birlikte


malların fiyatlarının ne olması gerektiği konusu ciddi biçimde
gündeme getirilmiştir.

Ortaçağ düşünürleri ise adil fiyat kavramını kullanmaya


devam etmişlerdir.

Örn: Aquinas

9
ORTAÇAĞDA İKTİSADİ DÜŞÜNCE

İktisadi Değer:

Son dönem skolastikleri özellikle bir fayda değer teorisi


üzerinde durmuşlardır.

Dikkat çeken isim olan Luis Molina, malların maliyeti ile


değişim değeri arasında bir bağ olmadığını ileri sürmüştür.

10
ORTAÇAĞDA İKTİSADİ DÜŞÜNCE

Adil Ücret:

Aquinas bir kimseye işi ve/veya emeği için ücret ödemenin


adil bir davranış olacağını ileri sürmektedir.

Langenstein ise emeğin sahibine yüklenen maliyeti


karşılayacak ve ruhsal/bedensel gereksinimleri karşılayacak
bir fiyat (ücret) ödenmesi gerekmektedir.

11
ORTAÇAĞDA İKTİSADİ DÜŞÜNCE

Para:

Ortaçağın başlangıcında para ile ilgili herhangi bir ciddi


görüş ileri sürülmemiştir denilebilir.

Bunun temel nedeni ise takas ve kendine yeterli (otarşik)


üretim tarzıdır.

Nicolas Oresme, özellikle paranın değerinde hükümdarların


yarattığı değişiklikler üzerinde durmuştur.

12
ORTAÇAĞDA İKTİSADİ DÜŞÜNCE

Mülkiyet:

Aquinas, özel mülkiyetin ana gerekçesinin maddi zenginliğin


toplum yararı doğrultusunda en iyi biçimde
değerlendirilmesini sağlayan bir yöntem olması olduğu iddia
etmektedir.

Aquinas özel mülkiyet ile Hıristiyanlık tarafınsan önemsenen


ortak kullanım (dayanışma) kavramını bağdaştırmaya
çalışmaktadır.

13
ORTAÇAĞDA İKTİSADİ DÜŞÜNCE

Faiz:

Ortaçağ düşünürleri parayı bir mübadele aracı olarak


görmektedirler.

Dolayısıyla paranın bir şey üretebilmesi için ilave emek


gerekmektedir. Yani kendi başına para verimli değildir, bu
çerçevede bir bedel karşılığında ödünç verilmesi mümkün
olmamalıdır.

14
ORTAÇAĞDA İKTİSADİ DÜŞÜNCE

Aquinas, para ödünç verme işlemlerinin tamamen bir satış


işlemi olduğunu ileri sürmektedir.

Her alışverişte olduğu gibi bu tip işlemlerde de adalet veya


eşitlerin değiştirilmesi ilkesi uygulanmalıdır.

Ancak Aquinas, bazı durumlarda faiz ödenebileceğini kabul


etmektedir.

15
ORTAÇAĞDA İKTİSADİ DÜŞÜNCE

Buna göre; ödünç verenin bu ödüncü vermiş olmaktan


dolayı uğramış olduğu kayıpların karşılanması (damnum
emergens) ve ödünç verenin ödünç verdiği için mahrum
kaldığı kazancın karşılanması (lucrum cessans)
durumlarında faiz ödenmesi gerekecektir.

16
ORTAÇAĞDA İKTİSADİ DÜŞÜNCE

8nci ve 10ncu yüzyıllarda eski Yunan filozoflarının yapıtları


Arapça'ya çevrilmiştir. Farabi ve İbni Rüşd gibi İslam
düşünürleri antik Yunan felsefesi ile İslâm felsefesini
yorumlayarak tartışmışlardır.

Ortaçağda Hıristiyan aleminde olduğu gibi, Arap ve İslam


dünyasında da dini inanç ve düşünceler ekonomik yaşama
nüfuz etmiştir

17
ORTAÇAĞDA İKTİSADİ DÜŞÜNCE

1332-1406 tarihleri arasında yaşamış olan İbni Haldun


yaşadığı zamana göre çok ileri sayılabilecek düşünceler ileri
sürmüştür.

Örneğin, bilim ile inancın ayrılması gereği üzerinde durmuş;


bilimin sebep-sonuç ilişkisine dayandığını ifade etmiştir.

18
ORTAÇAĞDA İKTİSADİ DÜŞÜNCE

İbni Haldun nüfus artışının ekonomik ve siyasal güç


bakımından etkilerine değinerek, bir ülkenin diğer ülkelere
nazaran üstünlüğünü sağlayan sebepler arasında nüfus
fazlalığının önemi belirtmiş;

Bir devletin gücünün ordusu ile maliyesine dayandığına


işaret ederek, sağlam bir devlet maliyesi kurulması için
uyulması gereken hususları açıklamıştır.

19

You might also like