Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 3

MUKADDİME

Mütercimin Önsözü

Ruhu'l-beyan tefsirini tercüme etmeyi mukadder ve müyesser kılan Rabbime Hamdü senalar olsun.
Hayatları bizim için âb-ı hayat olan Efendimiz (s.a.v.) hazretlerine ve birer yıldız gibi önümüzü aydınlatan
ashabına ve Nuh Aleyhisselâm'ın gemisi gibi bizleri sahili selâmete çıkaran ehli beytine salât-ü selâm
olsun.Ruhu'I-beyân tefsiri, gerçekten ihlâs. aşk, vecd ve tasavvuf ehli tarafindan büyük bir zevk ve heyecan ile
okunan bir tefsirdir.
Bu kıymetli esere talebeliğimden beri hayranimdır. Bu sebeple on cildin tamamını baştan sona iki defa okuma
fırsatını buludum. Aslında Tefsir okumanın zevki bir başkadır. Bu sebeple Arapça tefsirlerden, Ebu's-Suud
Tefsirini, Hazin, Bağâvî, Semerkandî, Şeyhzâde, Elcemel, Ibni kesir, Kurtubî tefsirlerini baştan sona okumak
imkânı buldum. Ayrıca Fütuhat-ı Mekkiye, Hılyetül evliya, Câmiu Kerâmatil evliya, Tabakâtülkübra ve İhya-i
Ulumiddiyn gibi kıymetli tasavvuf ağırlıklı eserleri arapçalarından okumak da nasip oldu. Türkçe tefsirlerden
Elmalılı tefsirini ve Hülasatül beyan'ı tamamen okudum. !8 ciltlik İslam Alimleri ansiklopedisini Ve 12 ciltlik
Evliya ( lar) ansiklopedisini de baştan sona okumak fırsatını buldum. Fakat bütün bunların içinde bana en büyük
zevki ve feyzi Rûhu'l-beyan tefsiri vermiştir. Bu sebeple olsa gerek, bu tefsiri tercüme edip bütün müslümanların
istifade etmelerini arzu ediyor idim.
Ruhu'I-beyân tefisiri, sohbet erbabının ve vaizlerin ellerinden düşürmedikleri, çok önemli bir kaynaktır. Bu
tefsiri okuduğunuz zaman, gerçekten hayatınız değişecektir. Allah'ın emirlerini ve Resulünün sünnetini Allah
dostlarının gerçek hallerini yani tasavvufu daha güzel anlayacak ve büyük bir ihlas ve takvaya sahib olacaksınız.
İsmail Hakkı Bursevî Hazretleri, bu mübarek tefsirini Arabî ve Fârisî bir lisân ile yazdı. Bu mübarek tefsirinin
tam tercümesinin olmaması büyük bir eksiklikti. Bu mübarek tefsirin, eksiksiz tercüme edilmesi büyük bir
ihtiyaca cevap vereceğine inanıyorum.
Tercümede şunlara dikkat ettim:Âyet meallerini. Elmalı tefsirinden aldım. Metne sâdık kaldım.
Tefsirin metni ile tercümesini karşılaştırmak ve böylece Arabça-lannı ilerletmek isteyenlere imkan sağladım.
Tefsirde bulunan her kelimenin manâsını yazdım. Eksik tercüme etmedim. Açıklanması gereken yerlerde
parantez açtım. Tercüme ile metni inceleme imkanı hazırladım. Mümkün mertebe konuşulan dil ile yazdım.
tefsirde geçen, âyet-i kerimelerin kıraati (okunuş farklılıkları), belagat, nahiv, sarf ve iştikak ilimlerinin
İstılahlarını ilmî dil ile yazdım. Yani fiile, yüklem, faile özne demedim. Uydurukça kelimeleri koymadım. Çünkü
bu bilgiler, âlet ilimlerinden nasibi olanlar içindir. Alet ilimlerinden nasibi olmayanlar, zaten gramer ve edebiyat
ile ilgili İstılahları bilmezler. Eğer uydurukça yazmış olsaydım, her iki sınıf da bu güzel bilgilerden mahrum
olacaklardı.
İstılahları olduğu gibi bıraktım. Bilhassa tasavvufî İstılahları değiştirmedim. Âyet-i kerimeleri harekeli koydum.
Hadis-i şeriflerin ve kibâr-ı kelâmların Arabî metinlerini yazdım. Hadis-i şeriflere hareke koydum. Hadis-i
şeriflerin tahriç ve tahkiklerini yaptım.
Tahkik için kaynak kitablann yanısıra elektronik kitablardan da yararlandım: Bilhassa el-Muhaddis, Mevsûatü'1-
hadîs-i şerif, Mektebetü'1-hadîs-i şerif, Tetimmetü'l-kitab, Elfîyye, El-Fıkhu ve Ulûmuhâ. et-Tefâsir, Camiu'l-
Meâcimü'l-luğah ve her biri yüzlerce cilt kitab içine alan benzeri CD'lerin çok faydasını gbrdüm.
Arabî beyitlerin Arabça ve Türkçelerini; Fârisî beyitleri ise sadece tercümelerini koydum. Tercümelerini düz
yazı olarak yazdım.
Tercümelerde hangi sayfanın nerede bittiğini belirttim. (Mesela; (1/33) demek Ruhulbeyan'm aslının 1. cildinin
33. Sahifesinin tercümesi burada tamam oldu demektir.) Çünkü, tefsirin Arapça bir sayfalık metni, Türkçe
ortalama üç sayfa kadar tutmaktadır. Böyle olunca Ruhu'l-beyan tefsirinin tercümesi, yirmi cilt olacak inşallah.
Ruhu'l-Beyan tefsirinin tercüme edilmesi için, maddî ve manevî desteklerini esirgemeyen, baştan sona yaptığım
tercümeyi okuyarak tashih ve redakte eden Sayın Abdülkadir Dedeoğlu'na ve yardımcısı Mustafa Kayan'a
sonsuz teşekkürlerimi arzederim. Bu tercümeye Muhterem Abdülkadir Dedeoğlu'nun teklif ve teşyikleriyle
başladım. Benden maddî ve manevi hiçbir desteğini esirgemedi. Allah kendisinden razı olsun. Böyle güzel bir
hizmette bulunma vazifesini bana vermeseydi, sadece Ruhu'l-Beyanı okumakla yetinecektim. Onu tercüme etme
hizmetinden mahrum kalacaktım.
Yine bu tercümemde bana yardımcı olan, Doç. Dr. Sayın Ahmed Bedir, Mehmed Başbuğ, Ahmed Yüncü,
Ahmed Duran, M. Cemil Yavuz, Mehmed İlk ve Mehmed Güneş beylere teşekkürlerimi arzederim.
Bu tercümeyi kendilerine borçlu olduğum, saygıdeğer hocalarım, başta Hüseyin Mertek, Mahmud Gürhan,
Osman Kurtulmuş ve Yunus Kar hocalarım olmak üzere beni okutan bütün hocalarıma sonsuz şükranlarımı
arzederim. Bu tercümeyi hocalarıma borçluyum. Hocalarım, onların hocaları ve hocaların hocası olmasaydı, bu
tercüme olmayacaktı. Allah bizleri, âlim ve evliyanın şefaatinden mahrum etmesin. Tercümeyi kusursuz
yaptığım iddiasında değilim. Kusursuz kitap Allanın kitabıdır. Kusurlarımı bulup bana söyleyen herkese
minnettar kalırım. Bütün hata ve kusurlar benden, bütün güzellikler ve muvaffakiyet Allahü Teala'dandır.
Beni okutmak ve yetiştirmekten başka maksatları olmayan ve tek dilekleri Kur'an-ı Kerim'i okuyup anlamam ve
Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin hadislerine manâ verebilmem olan rahmetli anne ve babama borçluyum.
437

Allah'ın Nusreti Gelirse

"Yok, vazgeçmezlerse," Kâfirler, hakkı kabullenmekten yüz çevirirlerse, "artık bilin ki Allah sizin mevlânız."
Sizin yardimcınizdır. Ona güvenin! Kâfirlerin düşmanlıklarına aldırış etmeyin!
"Ne güzel mevlâ,"
Kendisine güvenen ve kendisini Mevlâ bilenleri asla zayi etmez.
ne güzel nasîr/yardımcı
Allâhü Teâlâ hazretlerinin yardım ettiği kişiyi kimse mağlûb edemez! (3/345) 438

Cihâdın Fazileti

Bu âyet-i kerimede cihâda teşvik vardır. Hadis-i şerifte şöyle buyuruldu:


-"Allah yolunda bir an (düşmana karşı) durmak, kadir gecesini, hacerül-esvedin yanında kıyam ile geçirip ihya
etmekten daha hayırlıdır..." 439

Beş Şey

Ve Muâz bin Cebel (r.a.) hazretlerinden rivayet olundu. Buyurdular: -"Efendimiz (s.a.v.) hazretleri bizden ahid
(söz) aldılar. Kim beş şeyden birini yaparsa, o kişi Allâhü Teâlâ hazretlerinin tazmininde olmuş olur:
1- Kim bir hastayı ziyaret ederse,
2- Kim bir cenazeyle beraber çıkarsa,
3- Allah yolunda gazaya çıkarsa,
4- Bir imamın (devlet başkanı veya idarecinin) huzuruna girip; bununla ona tazirde bulunmak veya tevkîr
(imama yardımda bulunmayı) murad ederse...
5-Veya evinde oturur... Kendisi insanlardan selâmet bulup, zarar görmez ve insanlar da ondan zarar
görmezlerse..." 440

Allah Yolunda Ölenler

Ebû Hüreyre {r.a.) hazretlerinden rivayet olundu. Buyurdu: Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdu:
-"Kim hacca gitmek üzere çıkar da (daha haccetmeden) vefat ederse, o kişi için kıyamete kadar haccın ecri ve
sevabı vardır!
Kim umre yapmak için (evinden) çıkar da, (umre yapmadan) vefat ederse, o kişi için kıyamete kadar umre sevabı
vadir.
Kim Allah yolunda savaşmak üzere, evinden çıkar da (daha savaşa girmeden) vefat ederse, o kişi için tâ
kıyamete kadar gâzîiik sevabı vadır." 441

İslâm Dinine Yardım Etmek

Akıllı kişiye düşen vazife, kendisi için mümkün olan sebeplerle, din-i mübîn-i İslâm'ın ihyâsı {islâm dininin
insanlar arasında yayılması ve yaşanması) için çalışmaktır. Erbabın Rabbi tarafından vaad edilen nusret İslâm
dinine yardım etmekle vaki olur. Onda asla mahlûka iltifat etmemelidir;. Çünkü'bunlar, aciz kapısında akarlar.
Hususiyetle istidadı fısk tarafından olduğu zaman... Bu zamanın vali ve idarecilerinin yaptıkları gibi.;. Zira heyır,
hayır ehline, şer ehlinden ve düşmanlardan bile gelir. Ne güzel söylemişler:
Din yolunda hizmet eden kişi, Dinsizlerden meded isteme! Batan balık, Sabahlığın ışıklarını istemektedir... 442

437
İsmail Hakkı Bursevi(k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 9/840-841.
438
İsmail Hakkı Bursevi(k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 9/841.
439
Kenzul-Ummâl: 10570, bu manada hadis-i şerifte varid oldu:
Allah yolunda savaşmak için bir saat savaş saffında kıyam etmek (ayakta durup savaşmak) altmış yıl geceleri kıyam ile {sabaha kadar nafile
ibâdetle geçirmekten) daha hayırlıdır." Câmius-Sağîr: 6165,
İsmail Hakkı Bursevi(k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 9/842.
440
Camiu's-Sağîr; 3960,
İsmail Hakkı Bursevi(k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 9/842.
441
Mecmeu'z-Zevâid: 5274,
İsmail Hakkı Bursevi(k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 9/842-843.
442
İsmail Hakkı Bursevi(k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 9/843.
Nefse Karşı İlâhî Yardım

Sonra bil ki: (Hakikaten en büyük) nusret (ve ilâhî yardım) en büyük düşmanın olan nefsine karşı Allâhü Teâlâ
hazretlerinin, senin nefsinin nevasını kahretmesi ve iştahlarını bastırması suretiyle sana yardım
etmesidir. Zira nefislerde (iç âlemlerde) mülk kapısının açılmasına (kurtuluşa) sebeptir ve âfâkta (hariçte de)
mülk kapılarının açılmasının yoiudur. Melekûtte de böyledir...
-"Dostum, nefsin hevâ-ü hevesinden geçî
Hak Teâlâ hazretlerini talep eden gönül adamları, Hep nefıssiz olarak ilerlediler..." 443

İşârî Manâlar

Bu âyet-i kerimede şu işaretler vardır:


"Ve siz de, onlara clhad edin,"
Nefis kâfirlerine ve hevâ-ü hevesine karşı sıdk-u samimiyet kılıcıyla savaşın...
"ortalıkta bir fitne kalmayıncaya kadar,"
Nefis ve hevâ-ü heves kalmayıncaya kadar... Nefis ve onun hevâsi, sizin hakikî âleme vâsıl olmanıza mânidirler.
"Ve din tamamıyla Allah'ın dini
oluncaya..."
Vucûdü kaplayıp mevcudu kaybetmek, cömerdin delilidir.
"Eğer vazgeçerlerse,"
Nefsin muamelelerinden, vasıflarının değişmesinden vazgeçer, kalbler ve ruhlar taat ve uygun hareket eder ve
nefis, hükümlerin altında mutmain olmakta olurlarsa.
"her halde Allah amellerini.
Onun ubudiyetinde (ona kulluk etmekte) ve onu sıdk-u samimiyetle istemekte olduğunuz amellerinizi,
"basîr'dir, (görür)
Ona hiçbir şey gizli kalmaz. Hatta bir çekirdek içi, miskâli zerre kadar olan çalışmalarına bile sevap verir.
"Yok, vazgeçmezlerse,"
Eğer onlar haklardan yüz çevirir, şehvetlere yönelir ve haz almaya başlarlarsa,
"artık bilin ki,"
Ey kalbler ve ruhlar
"Allah sizin mevlânız."
Hidâyette ve nefsi kahretmek ve . hevasını bastırmak konusunda size yardım eder...
"Ne güzel mevlâ,"
Sizin veliniz olan sizin kendisine hidâyet bulmanızı sağlayan Allah ne güzel mevlâdır...
ne güzel nasîryyardımcı...
Sizi kendisinden kesen ve koparan her şeyi def etmekte size yardım eder..
Bil ki: isimler ve sıfatların manâlarından istifâde edilen hakikatlerin nurları, nefis, hevâ, şeytan ve benzerlerine
karşı mukabelede bulunan kalbin askerleridir. Tıpkı zulmetin, hevâ-ü heves ve ona ait olan alçak manâlardan
istifâde edilen manâlardan olduğu gibi... Kalb, o nurla kendisini nefsin eserlerinden korur. Harp iki toplumun
arasında değişir. (Bazen o, bazen de bu kazanır....)
Allâhü Teâlâ hazretleri, kuluna yardım etmeyi murad ettiği zaman, ona nur askerleriyle imdatta bulunur. Her ne
zaman zulmet, onun üzerine hücum ederse, onun için nur kıyam eder; o zulmeti giderir... Ondan zulmetin ve
ağyarın maddelerini keser. Bu durumda hevâ için bir mecal, şehvetler, kötü ahlak için bir mekâl (herhangi bir
söz) ve hâl kalmaz.
Te'vilât-ı Necmiyyede de böyledir.
Şerh-i Hikem-i Atâiyyede de böyledir.
Allâhü Teâlâ hazretlerinden bize meded kılmasını, hayırlı kullarına imdâd buyurduğu şeylerle, feyzinin
nurlarının dalgalan ve yağmurunu yağdırmasını temenni ederim...
Dokuzuncu cüz, binyüzbir (1101) senesinin Rabiu'l-evvel ayının ortalarında tamam oldu.
Bu dokuzuncu cüz'ün tercümesi,
Allâhü Teâlâ hazretlerinin, inayeti,
Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinin şefaati,
Pirân-i izam (k.s.) hazerâtının himmetleri
ve mü'minlerin dualarıyla 12 Ağustos 2005 tarihinde mübarek Reğâib kandilinde tamam oldu...
Darağun köyü- Siverek- Şanlıurfa
Tashihin Bitişi: 15 Ağustos 2005, Receb-i şerif 10 1426 A.D. 444

443
İsmail Hakkı Bursevi(k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 9/843-844.
444
İsmail Hakkı Bursevi(k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri, Fatih Yayınevi: 9/844-845.

You might also like