Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 267

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ,

ÖNEMİ, TARİHÇE, KURULUŞLAR


✓ Yaşam, insanın en kutsal hakkı olmasına karşın, dünyada yılda
yaklaşık iki milyon işçi iş hastalıkları ve iş kazaları nedeni ile yaşamını
yitirmektedir.

✓ İş hastalıkları ve iş kazalarının neden olduğu maddi kayıpların


maliyeti en ileri ülkelerde dahi çok büyük rakamlara ulaşmaktadır.

✓ Ülkemiz dahil çoğu ülkede çalışanlara ilişkin yeterli ve sağlıklı


veritabanının oluşturulamamış olduğu düşünülürse, eldeki sayıların
gerçeği tam anlamı ile yansıtmadığı, kayıpların çok daha ürkütücü
olduğu ortadadır.

ILO çalışmalarından, şu önemli noktalar ortaya çıkmıştır:

Çalışan işçi sayısına göreceli ölüm oranı, ülkelerin gelişmişlik


derecesi ile ters orantılı değişmektedir. Aynı tür tehlikeli işlerde
çalışan işçiler arasındaki ölümler karşılaştırıldığında, geri kalmış
ülkelerdeki ölüm sayısı 10 ila 100 kat daha fazladır.
En fazla etkilenen kişiler, en az koruma altında ve en kötü
şartlarda çalışan kadınlar, çocuklar ve kaçak işçilerdir.
İş hastalıkları ve kazalar, özellikle tarım, maden ve inşaat
alanlarında yoğundur. Dünyadaki işçilerin %50’si bu alanlardaki
işlerde çalışmakta olup, aynı zamanda bunlar, en çok bildirimsiz ve
kaçak işçinin çalıştığı alanlardır. Söz konusu tehlikeli sektörlere,
balıkçılık, gemi işleri de dahil olmuştur.
Hastalanan veya ölen kişilerin büyük çoğunluğu, küçük ve orta
ölçekli işyerlerinde çalışmaktadır.
• İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin hesaplara klasik muhasebe
tekniği ile bakıldığında bunlar gider olarak görülür.
• Aynı anlayış, çok yakın tarihe kadar bakım için de söz
konusu idi.
• Bakımsızlık nedeni ile yitirilen üretken süre, arızalanan
makine ve aygıtların uğradıkları hasarlar, geç sevkiyattan
doğan tazminat, pazar kaybı vb. nin maliyeti
hesaplanmaya başlanınca akılcı bakım giderlerinin,
sanılanın tersine, getirisinin olduğu ortaya çıktı.
• Artık, iş hastalıkları ve kazalarının doğrudan ve dolaylı
maliyeti büyük önem kazanmıştır.
İş kazasının işçiyi yakından etkileyen ve maliyetini işçinin doğrudan
ödediği sonuçlar

Yaralanma veya hastalığın neden


olduğu acı çekme

Gelir kaybı

Bir olasılıkla işini kaybetme

Sigortalı olmadığında, tedavi


giderlerini karşılama
aksi takdirde yetersiz tedavi
❑ İş hastalıkları ve kazalarından kayıplı çıkan yalnızca işçiler değildir.
İşverenlere olan maliyeti de çok büyük boyutlara ulaşabilir. Maliyeti
oluşturan kalemler:
Tedavi ve diğer giderler nedeni
ile yapılan ödemeler ve tazminat

İş gücü kaybı

Üretimdeki duraklama veya


yavaşlama

İş verimindeki olası azalma ve


kalite düzeyinin düşmesi

Hasar gören makine, tezgah,


aygıt, vb.nin onarımı veya
yenilenmesi

Diğer çalışanların üzerindeki


olumsuz etkiler

Yasal yükümlülük ve
sorumluluklarla karşı karşıya
kalma
➢ Ortaya çıkan zararların doğrudan veya dolaylı ama her
zaman bir toplumsal maliyeti vardır.
➢ Örneğin SGK bizlerin kurumudur ve iş kazası nedeni ile
yaptığı her ödeme, bir bölümünü hukuksal yoldan geri
alsa bile sonuçta topluma yüktür.
➢ Şöyle ki: SGK, tüm tedavi, yardım vb. giderleri üstlenir. Bu
kişinin emekli oluncaya kadar daha 15 yıl çalışabileceğini
varsayarsak, devlete vergi ve işveren primi ile katkıda
bulunacak bir kişi, devletten para alır duruma geçmiştir.
➢ Gözden kaçırılmaması gereken en önemli zarar, kişilerin
“toplumun eline bakar” duruma gelmesinin yarattığı
sosyal sorunlardır. Bu tür kişilerin sayısının artması,
toplumsal huzursuzluğu artırmaktan başka işe yaramaz.
Tarihsel Gelişmeler
• İş hastalıklarına duyulan ilgi, antik Yunan’dan başlar.

• Hippokrat (MÖ 460-370) madenlerdeki kurşun zehirlenmesi


üzerinde durmuştur.

• Romalı Pliny (MS 23-77) kurşun ve kükürtün zehirli etkilerini ele


almış ve çalışma ortamındaki tehlikeli tozlara karşı çalışanların
korunması amacıyla maske yerine geçmek üzere başlarına torba
geçirmelerini önermiştir.

• MS 2. Yüzyılda, Yunanlı doktor Galen kurşun zehirlenmelerinin


patalojisini ve bakır ocaklarındaki asit buharlarının zararlarını
incelemiştir.
▪ Rönesansın (MS 1500-1800) açtığı çığır, iş hastalıkları ile ilgili
çalışmaları da etkilemiştir.
▪ Ulrich Allenberg (1473) iş hastalıkları (cıva ve kurşun
zehirlenmesi) ve sağlık üzerine eserler yazmıştır.
• De Re Metallica adlı kitabında, G. Agricola (1494-1555),
madenlerdeki sağlıksız koşulları ve kazaları ele alarak,
madencilerdeki hastalıkları tanımlamış ve havalandırma gibi
önlemlerin üzerinde durmuştur.
• Paracelsus (1493-1541), "Her madde zehirdi ve zehir olmayan
madde yoktur. Zehir ile ilacı ayıran dozdur." diyerek toksikolojinin
temelini atmıştır
• Geçmişteki çalışmalar arasında, endüstriyel tıbbın babası olarak
anılan Bernardino Ramazzini’nin (1633-1714) De Morbis
Artificum Diatriba (İşçilerin Hastalıkları) adlı kitabının özel yeri
vardır. Kitapta, günümüzdeki hastalıklar şaşılacak isabetle
tanımlanmaktadır. Ramazzini’yi eşşiz kılan şu evrensel kuralıdır:
İş hastalıkları işyeri ortamında incelenir; hastane
koğuşlarında değil....
• Konuya ilişkin yasal düzenlemelerin dönüm noktası, Percival
Pott’un baca temizleyicilerinin yakalandığı kanser hastalığı üzerine
yapmış olduğu çalışmalar sonucu, İngiliz Parlamentosu’nun 1788’de
kabul ettiği Baca Temizleyicileri Yasası’dır.

• Bu yoldaki en etkili mevzuat, 1833’de kabul edilen İngiliz


Fabrikaları Yasası’dır, denilebilir. Söz konusu iki yasanın temel
özellikleri, önlemden çok, tazminatı gündeme getirmeleridir. Ancak,
bu yasalar konunun diğer Avrupa ülkeleri tarafından da ele
alınmasında etkili olmuşlar ve iş güvenliğine ilişkin çalışmalara ve
fabrikalarda revirlerin kurulmasına yol açan diğer yasal
düzenlemelerin gerekçesini oluşturmuşlardır.

• Dr. T. Percival’ın (1704-1788) kaleme almış olduğu işçilerin çalışma


koşulları, konunun toplumsal boyutlarının ele alınmasında etkili
olmuştur.
❖ Sanayi Devrimi ve Rusya’daki Bolşevik İhtilali,
çalışanların sorunlarına tüm ileri ülkelerin eğilmesine
neden olmuştur.
❖ Bu nedenle, 19. Yüzyıl ve 20. Yüzyılın başları çok hızlı
gelişmelere sahne olmuştur.
❖ İlk gelişmelerde, işçilere ödenecek tazminata ilişkin
düzenlemeler önemli yer tutar.
❖ Tazminat konusunda 1811’de İsviçre ile başlayan yasal
düzenlemeler, Almanya (1882), İngiltere (1897- kapsamı
artırıcı) ile sürmüştür.
❖ ABD’deki ilk yasal düzenleme 1906’da demiryolu işçileri
ile başlamış ama Mississippi Eyaleti’nde 1948 yılına kadar
gecikmiştir.
• İSG ye yönelik çalışma ve çabaların tarihçesine bakıldığında, üç
dönem göze çarpar:
1. Endüstri Devrimi’nden, 1890 lı yılların başına kadar olan dönem
2. 1890 lı yılların başından, II. Dünya Savaşı sonuna kadar olan
dönem ve
3. 1960 lı yıllardan günümüze kadar gelen dönem
• II. Dünya Savaşı'nı izleyen uzun yıllar sonrasında iş sağlığı ve
güvenliğine ilişkin gelişmelerde önemli farklılıklar ortaya çıktı.
• Tüm endüstri dallarındaki hızlı teknolojik gelişme ve ilerlemeler,
geleneksel tehlikelerin ve bunlardan doğan risklerin daha dikkatle
ele alınmasına yol açtı.
• Öte yandan, yeni teknolojiler bilinmeyen veya alışık olunmayan
riskleri de birlikte getirdi. Bu yüzden, bu dönemde iş kazaları ve
ölümlerin artmış olması şaşırtıcı değildir.
Günümüzde İSG ile ilgili Uluslararası Kuruluşlar

✓ Uluslararası Çalışma Örgütü- ILO (1919)


(International Labour Organization)
✓ Dünya Sağlık Örgütü- WHO (1946)
(World Health Organization)
✓ Avrupa Komisyonu İş Sağlığı ve Güvenliği
Ajansı (OSHA-EU)
(The European Agency For Occupational Safety
and Health Act Work)
✓ İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı (OSHA-USA)
Uluslararası Çalışma Örgütü- ILO
(International Labour Organization)
❑ Kuruluşu: 1919
❑ Üye ülke sayısı: 220
❑ Merkezi Cenevrede’ dir.
❑ 189 Sözleşme (Convention) ve 202 Tavsiye kararı (Recomendation)
vardır.
❑ Anayasamızın 90’ıncı maddesine göre, Ülkemiz tarafından
onaylanan ILO sözleşmeleri kanun hükmünü taşımaktadır
❑ Birleşmiş Milletler kuruluşları arasında yalnızca ILO üçlü yapıya
sahiptir (İşçi-İşveren-Hükümet temsilcileri).
❑ Her üye ülke, iki hükümet temsilcisi, bir işveren ve bir işçi
temsilcisi ile konferansa katılma hakkı vardır.
❑ Türkiye ILO’ya 1932 yılında üye olmuştur. ILO Ankara Ofisi ise
1976 yılında açılmıştır.
ILO'nun Dört Temel Stratejisi:

1. Çalışma yaşamında standartlar, temel ilke ve haklar


geliştirmek ve gerçekleştirmek,

2. Kadın ve erkeklerin insana yakışır işlere sahip


olabilmeleri için daha fazla fırsat yaratmak,

3. Sosyal koruma programlarının kapsamını ve etkinliğini


artırmak,

4. Üçlü yapıyı ve sosyal diyalogu güçlendirmek.


• ILO'nun Hedefleri:

• İstihdam ve işsizliğin önlenmesi,


• Çalışma saatleri,
• Uygun asgari ücret,
• İş dışındaki hastalık ve kazalardan korunma,
• Çocukların, gençlerin ve kadınların korunması,
• Yaşlılıkta ve maluliyette koruma,
• Göçmen işçilerin haklarını korunması,
• Eşit işe eşit ücret,
• Örgütlenme özgürlüğü,
• Mesleki eğitim ve sürekli eğitim.
Bazı ILO Sözleşmeleri:
Zorla Çalıştırma Sözleşmesi (29)

Sözleşmede zorla ya da zorunlu çalıştırmanın her tür biçimine son verilmesini


öngörmekte ancak askerlik hizmeti, mahkumların belirli bir denetime göre
çalıştırılmaları, savaş, yangın ve deprem gibi olağanüstü durumlarda gerek
duyulan çalıştırma biçimleri için istisna tanınmaktadır.

Örgütlenme Özgürlüğü ve Örgütlenme Hakkının Korunması Sözleşmesi


(87)

Bütün işçi ve işverenlerin, önceden izin almaksızın ve serbestçe kendi


örgütlerini kurma ve bu örgütlere katılma haklarını güvence altına almakta ve
bu örgütlerin resmi görevlilerin müdahalelerinden bağımsız serbestçe işlev
görebilmelerini sağlayacak güvenceler getirmektedir.
Örgütlenme ve Toplu Sözleşme Hakkı Sözleşmesi (98)

Sendika ayrımcılığı gözetilmesine, farklı kesimlerin örgütlerinin birbirlerinin


çalışmalarına müdahale etmelerine karşı ve toplu sözleşme düzeninin
geliştirilmesine yönelik önlemler getirmektedir.

Eşit Ücret Sözleşmesi (100)

Erkek ve kadınların, eşit işlerde eşit ücret ve sosyal haklara sahip olmalarını
öngörmektedir.

Zorla Çalıştırmanın Yasaklanması Sözleşmesi (105)

Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve


eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma,
işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve grevi
katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklamaktadır.
Ayrımcılık (İstihdam ve Meslek) Sözleşmesi (111)

İş verme, eğitim ve çalışma koşullarının düzenlenmesinde ırk, renk,


cinsiyet,din, siyasal görüş, ulusal kimlik ve sosyal köken temelinde ayrımcılık
yapılmasının ulusal politikalarla önlenmesi, fırsat ve uygulama alanında
eşitliği geliştirme çağrısında bulunmaktadır.

İş Sağlığı ve Güvenliği ve Çalışma Ortamına İlişkin Sözleşme (155)

Özellikle iş sağlığı ve güvenliği politikalarını düzenlemektedir. Sözleşmenin 2.


maddesindeki tanımlar şu şekildedir.

“Ekonomik faaliyet kolları” terimi, kamu hizmetleri dahil olmak


üzere, işçi çalıştırılan bütün kolları kapsar.
“İşçiler” terimi, kamu çalışanları dahil olmak üzere istihdam edilen
bütün kişileri kapsar.
“İşyeri” terimi, işçilerin, işleri nedeniyle gitmeleri veya bulunmaları
gereken ve işverenin doğrudan veya dolaylı kontrolü altında bulunan
bütün yerleri kapsar.
“Düzenlemeler” terimi, yetkili makam veya makamlarca kanun gücü verilen
bütün hükümleri kapsar.
“Sağlık” terimi, işle bağlantısı açısından, sadece hastalık veya sakatlığın
bulunmaması halini değil, aynı zamanda, çalışma sırasındaki hijyen ve
güvenlik ile doğrudan ilişkili olarak sağlığı etkileyen fiziksel ve zihinsel
unsurları da kapsar.

İş Sağlığı Hizmetlerine İlişkin Sözleşme (161)

İş sağlığı hizmetlerinin yerine getirilmesine ilişkin hususları düzenler.


Sözleşmede İş sağlığı hizmetlerinin oluşturulması
✓ Mevzuat ile; yada,
✓ Toplu sözleşmeler veya ilgili işçiler ve işverenlerin üzerinde anlaştığı başka
bir şekilde; veya,
✓ Yetkili makamın ilgili işçi ve işverenlerin temsilcisi olan kuruluşlara
danışarak belirlediği herhangi bir şekilde
yapılacaktır denilmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO)
(World Health Organization)
➢1946 Yılında kuruldu.
➢WHO Anayasası’ nın yürürlüğe girdiği 7 Nisan, Dünya
Sağlık Günü olarak kutlanır.
➢1948’ de WHO’ ya üye olan Türkiye, Avrupa Bölgesinde
51 Devletle birlikte üyeliğini sürdürmektedir.
➢Amacı: Bütün halkların sağlığını, dünyada barış ve
güvenliğini sağlamaktır.
➢WHO Ana Tüzüğünün 9. Maddesi, Dünya Sağlık
Örgütü’nün çalışmalarını belirlemektedir.
• Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün Görevleri:

✓ Sağlık alanında uluslararası nitelik taşıyan çalışmalarda yönetici ve


koordinatör makam sıfatıyla hareket etmek,
✓ BM, İhtisas Kuruluşları, sağlık idareleri, meslek grupları ve keza
uygun görülecek diğer örgütlerle fiili bir işbirliği kurmak ve
sürdürmek,
✓ Hükümetlere, istek üzerine, sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi
için yardım yapmak,
✓ Uygun teknik yardım yapmak ve acil durumlarda, hükümetlerin
istekleri ya da kabulleri ile gereken yardımı yapmak,
✓ Epidemiyoloji ve istatistik hizmetleri de dahil olmak üzere gerekli
görülecek idari ve teknik hizmetleri kurmak ve sürdürmek,
✓ Epidemik, pandemik hastalıkların ortadan kaldırılması yolundaki
çalışmaları teşvik etmek ve geliştirmek
✓ Gerektiğinde diğer ihtisas kuruluşları ile işbirliği yaparak
kazalardan doğan zararları önleyebilecek önlemlerin alınmasını
teşvik etmek,

✓ Hastalıkların, ölüm nedenlerinin kamu sağlığı uygulama


metotlarının uluslar arası tanımlamalarını belirlemek ve ihtiyaca
göre yeniden gözden geçirmek,

✓ Teşhis yöntemlerini gerektiği kadar standart hale getirmek,

✓ Sağlık bakımından aydınlatılmış bir kamuoyu oluşumuna yardım


etmek,

✓ Sağlığın geliştirilmesine katkıda bulunan bilim ve meslek grupları


arasında işbirliğini kolaylaştırmak
Avrupa Komisyonu İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı- OSHA
(The European Agency For Safety and Health At Work)

o OSHA’nın kuruluş amacı: Avrupa Birliğinde işyerlerinin daha


sağlıklı, güvenli ve üretken olmalarına katkıda bulunmaktır.
o Ajansın merkezi Bilbao-İspanya’dadır.
o AB bünyesinde, İSG alanında bilgi ve deneyimlerin
geliştirilmesi, toplanması, paylaşılması ve analizini
amaçlamaktadır.
o 25 üye ülke devlet, işçi ve işveren temsilcileri ile (üçlü yapı)
Ajansın Yönetim Kurulunda temsil edilmektedir.
o OSHA ‘nın Türkiye’deki irtibat birimi ; İş Sağlığı ve Güvenliği
Genel Müdürlüğüdür.
İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı (OSHA-USA)
• 1970 yılında ABD'de yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası
ile düzenleyici mevzuatı hazırlayıcı ve bu mevzuatın gereklerinin
yerine getirildiğini izleyen OHSA (İş Sağlığı ve Güvenliği İdaresi)
kuruldu.
• Her türlü teknik yardım ve araştırmayı yapmakla NIOSH (The
National Institute for Occupational Safety and Helath-Ulusal İş
Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü) ve NACOSH (The National Advisory
Committee for Occupational Safety and Helath-İş Sağlığı ve
Güvenliği konusunda Ulusal Danışma Kurulu) oluşturuldu.
• OSHA-USA’nın kuruluş amacı, işyeri güvenliği ve işçi sağlığı
hakkındaki yasal düzenlemeleri (mevzuatı) çıkarmaktır.
Ülkemizde İş Sağlığı ve Güvenliğinin Tarihsel Gelişimi

• Osmanlı İmparatorluğu’nda sanayileşme 16. ve 17. yy’da başlar.


• Bu dönemde küçük el aletleri, çinicilik, dokumacılık ağırlıklıdır.
• 1850 yıllarında askeri amaçlı üretimlerin yanı sıra daha çok el tezgahları
olarak gelişmeye başlayan sanayileşme sonraları kömür ocakları ve
madenler, demir yolu yapımı ve tütün işletmelerinin katılımları ile
sürmüştür.
• Bu dönemde çalışma koşulları oldukça ağır olup günde 16 saate kadar
çıkmıştır.
• Ereğli havzasındaki kömür ocaklarında çalışan işçiler kısa sürede
pnomokonyoza yakalanarak üretim düşmüştür.
• 1865 yılında Madeni Hümayun Nazırı Dilaver Paşa tarafından bir tüzük
hazırlanmıştır. Ancak padişah tarafından onaylanmadığı için bir tüzük
niteliği kazanamamış olan ve 100 maddeden oluşan Dilaver Paşa
Nizamnamesi, çalışma koşullarına ilişkin olarak getirdiği düzenlemeler
yanında, madende bir hekim bulundurulmasını da hükme bağlamıştır.
• Tanzimat'tan sonraki ikinci önemli belge olan Maadin
Nizamnamesi, genellikle iş güvenliğini ilgilendiren önemli
hükümler getirmiştir (1869).
Bu tüzüğün getirdiği yenilikler ve Önemli hükümleri;
• İşveren iş kazasının oluşmasını önlemek için gerekli önlemleri
alarak iş güvenliğini sağlamak zorundadır,
• Kazaya maruz kalanlara veya ailesine mahkeme tarafından
hükmedilecek tazminat işveren tarafından ödenecektir,
• Kaza, işverenin kötü yönetim ve denetimi veya gereken önlemlerin
yasalara uygun olarak yerine getirilmemiş olması nedeniyle
meydana gelmiş ise, işveren ayrıca 15-20 altın tutarında tazminat
ödeyecektir,
• Havzada her işveren, diplomalı bir hekim çalıştırmak ve eczane
bulunduracaktır.
Cumhuriyet döneminde
 1926 yılında Borçlar Yasası ile işverene, iş kazaları ve meslek
hastalıklarından doğan hukuki sorumluluk getirmiştir.
 1930 yılında yürürlüğe giren 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha
Yasası’nın 7. kısmı İş sağlığı ve güvenliği yönünden bugün
bile çok önemli olan hükümler getirmiştir. 180. maddesi ise
işyerlerine sağlık hizmeti götürecek iş yeri hekiminin
çalıştırılmasına ve diğer revir, hastane gibi kuruluşlara ilişkin
düzenlemeleri içermektedir.
 8 Haziran 1936’da kabul edilen 16 Haziran 1937’de yürürlüğe
giren ve çalışma yaşamının birçok sorunlarını kapsayan 3008
sayılı İş Kanunu ile ülkemizde ilk kez iş sağlığı ve güvenliği
konusunda ayrıntılı ve sistemli bir düzenlemeye gidilmiştir.
3008 sayılı iş Kanunu 8 Haziran 1936 tarihinde kabul edilmiş,
16 Haziran 1937 tarihinde yürürlüğe girmiş ve 1967 yılına
kadar uygulamada kalmıştır.
 İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğine yönelik çalışmaların tek elden
yürütülmesi amacıyla 28 Ocak 1946’da 4841 Sayılı Çalışma
Bakanlığı kuruluş yasası çıkarılmıştır.
 3008 sayılı İş Yasası yerine 1967’de 931 Sayılı İş Yasası çıkartılmış
ancak Anayasa Mahkemesi tarafından usul yönünden bozulmuştur.
 1971 yılında 1475 Sayılı İş Kanunu yürürlüğe konulmuştur.
 1475 Sayılı İş Kanunu ve buna bağlı olarak çıkarılan tüzüklere; iş
kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi amacıyla işyerlerinde
işçi sağlığı ve iş güvenliği kurullarının kurulması öngörülmüş, 16
yaşını doldurmuş çocukların ağır ve tehlikeli işlerde
çalıştırılmayacağı, hangi işlerin ağır ve tehlikeli işlerden sayılacağı
belirlenmiştir.
 2003 yılında birçok yeni düzenleme getiren 4857 Sayılı İş Kanunu
yürürlüğe girmiştir.
 2012 yılında 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
yürürlüğe girmiştir.
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda;

▪ İşyerlerini tehlike sınıflarına ayırma, işverenlerin mesleki risk


analizi yapma ve gereken önlemleri alma yükümlülüğü,

▪ Uygulamayı denetleme yükümlülükleri ile çalışanların iş


sağlığı ve güvenliği açısından eğitilmeleri,

▪ İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının çalıştırılma


yükümlülükleri, bunların görevleri, eğitimleri ve işçi
temsilciliği gibi durumlar getirilmiştir.

.
Türkiye’de Mevcut İş Sağlığı ve Güvenliği Sistemi
1. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB)
1.1 İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü (İSGGM),
1.2 İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürlüğü (İSGÜM),
1.3 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Eğitim Merkezi
(ÇASGEM)
1.4 İş Teftiş Kurulu Başkanlığı (İTK),
1.5 Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (SGK),

❑ ÇSGB haricinde iş sağlığı ve güvenliği faaliyetleri veya iş sağlığı ve


güvenliği bölümleri bulunan kamu kurum ve kuruluşları
2. Sağlık Bakanlığı
2.1Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü,
2.2 Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğü
3. Çevre ve Orman Bakanlığı
3.1 Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü,
4. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
4.1 Ölçüler ve Standartlar Genel Müdürlüğü,
4.2 Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü
5. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
5.1 Maden İşleri Genel Müdürlüğü,
5.2 Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanlığı
6. Türk Standartları Enstitüsü (TSE)
7. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)

8. Üniversiteler
❑ Kamu kurum ve kuruluşları dışında işçi ve işveren kuruluşları ile
meslek örgütleri, dernek ve vakıflar da iş sağlığı ve güvenliği ile
doğrudan ve dolaylı olarak ilgilenirler.
 Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK)
 Türk Metal Sanayicileri Sendikası (MESS)
 Türkiye Kimya, Petrol, Lastik ve Plastik Sanayii İşverenleri
Sendikası (KİPLAS)
 Türkiye İnşaat ve Tesisat Müteahhitleri İşveren Sendikası (İNTES)
 Türkiye Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS)
 Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
 Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu
 Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ)
 Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ)
 Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK)
 Türk Tabipleri Birliği (TTB)
 Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB)
 3146 Sayılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun’da İş Sağlığı ve Güvenliği Genel
Müdürlüğü (İSGGM)’nin görevleri şu şekilde belirtilmiştir:

✓ İş sağlığı ve güvenliği konularında, mevzuatın uygulanmasını sağlamak


ve mevzuat çalışması yapmak,
✓ Ulusal politikalar belirlemek, bu politikalar çerçevesinde programlar
hazırlamak,
✓ Ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirliği ve koordinasyonu
sağlamak,
✓ Etkin denetim sağlamak amacıyla gerekli önerilerde bulunmak,
sonuçlarını izlemek,
✓ Standart çalışmaları yapmak, normlar hazırlamak ve geliştirmek,
✓ Üretilen ve ithal edilen kişisel koruyucu donanımların piyasa gözetimi ve
denetimini yapmak, bu hususlarda usul ve esasları belirlemek,
✓ İş sağlığı ve güvenliği ile iş kazaları ve meslek hastalıklarının
önlenmesi konularında inceleme ve araştırma çalışmalarını
planlamak, programlamak ve uygulanmasını sağlamak,
✓ Faaliyet konuları ile ilgili yayın ve dokümantasyon çalışmaları
yapmak ve istatistikleri düzenlemek,
✓ Mesleki eğitim görenler, rehabilite edilenler, özel risk grupları ve
kamu hizmetlerinde çalışanlar da dahil olmak üzere tüm çalışanların
iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı korunmaları amacıyla
gerekli çalışmaları yaparak tedbirlerin alınmasını sağlamak
✓ İşyerindeki sağlık ve güvenlik risklerini önlemek ve koruyucu
hizmetleri yürütmek üzere görevlendirilecek işyeri hekimleri, iş
güvenliği uzmanları ve diğer görevlilerin iş sağlığı ve güvenliği ile
ilgili eğitim ve belgelendirme usul ve esaslarını belirlemek,
İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi Müdürlüğü (İSGÜM)

✓ Türk Hükümeti ve ILO arasında yapılan anlaşmayla Uluslararası Çalışma


Koşullarını ve Çevresini İyileştirme Programı (PIACT) çerçevesinde,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel
Müdürlüğünün alt birimi olarak 1968 yılında kurulmuştur.
✓ Avrupa Birliği tarafından desteklenen ve Türkiye’de İş Sağlığı ve
Güvenliğinin Geliştirilmesi (İSAG) Projesi ile İSGÜM’ün binası tamamen
yenilenmiş, laboratuvarlar modern cihaz ve ekipmanla donatılmış ve teknik
personele yurt içi ve yurt dışında teknik eğitimler verilmiştir .
✓ Proje kapsamında, sanayi yoğunluğu dikkate alınarak Kocaeli
Üniversitesinin de katkılarıyla İSGÜM Kocaeli Bölge Laboratuvarı
kurulmuştur
İSGÜM Tarafından İş Sağlığı ve Güvenliği Konularında Verilen
Hizmetler:

✓ İşyeri havasından toz numunesi alma ve değerlendirme,

✓ Hava akım hızı ölçümü,

✓ Kişisel gürültü maruziyet ölçümü,

✓ El-kol titreşimi kişisel maruziyet ölçümü,

✓ Tüm vücut titreşimi kişisel maruziyet ölçümü,

✓ Aydınlatma ölçümü,
İş Teftiş Kurulu Başkanlığı (İTK)

Görev ve yetkilerinden bazıları:


▪ Çalışma hayatı ile ilgili mevzuat çerçevesinde programlı veya program dışı
teftiş, inceleme ve soruşturma yapmak,
▪ Kayıt dışı istihdamla mücadele etmek, bu amaçla sektörel analizlere dayalı
denetimleri yürütmek ve bu konularda alınması gerekli tedbirleri önermek,
▪ Çalışma hayatı ile ilgili mevzuatın uygulanmasını izlemek.,
▪ Çalışma şartları, çalışma ortamı, çalışma ilişkileri, iş kazaları ve meslek
hastalıkları, kayıt dışılık, iş sağlığı ve güvenliğine yönelik ihlaller ve benzeri
risk kriterlerine dayanarak işyerleri ve sektörler düzeyinde analizler yapmak
▪ Müfettiş sayısı ve Kurulun diğer kaynakları göz önünde bulundurularak
denetlenecek sektörleri her yıl için belirlenecek esaslara göre sınıflandırmak
suretiyle riskli sektörlerdeki işyerlerinin denetimine öncelik vermek.
▪ Denetim sonuçlarına ilişkin istatistikleri tutmak, derlemek, değerlendirmek
ve yorumlamak
 Teftiş görevi, ÇSGB’ye bağlı, iş müfettişleri tarafından yerine getirilir.
 İş müfettişleri görevlerini, doğrudan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanına
bağlı olarak İş Teftiş Kurulu Başkanlığı bünyesinde yerine getirirler.
 İş Teftiş Kurulu; iktisat, maliye, işletme, çalışma ekonomisi, hukuk, tıp,
mühendislik, mimarlık formasyonuna sahip iş müfettişlerinden oluşan
oldukça zengin bir meslek grubudur.
 İş müfettişliği unvanı tek olmakla birlikte, Kurul bünyesinde hem sosyal
bilimler eğitimi almış hem de mühendislik, mimarlık, tıp v.b. eğitimi almış
müfettişler görev yapmaktadır.
 Çalışma ortamından kaynaklanan yani iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili
riskler, mühendislik, tıp v.b. eğitimi almış iş müfettişleri tarafından teftiş
edilmektedir.
 Çalışma koşulları ile ilgili riskler ise sosyal bilimler eğitimi almış iş
müfettişleri tarafından teftiş edilmektedir.
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ TEMEL PRENSİPLERİ

❑ İş Sağlığı ve İş Güvenliği, işyerlerinde, işlerin yürütülmesi sırasında,


çeşitli nedenlerden kaynaklanan, sağlığa zararlı durumlardan korunmak
amacı ile yapılan sistemli ve bilimsel çalışmalardır.
❑ İş Kazası, Ulusal mevzuatta iş kazası, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası Kanununun 13. maddesinde tanımlanmıştır. Ancak
buradaki tanım hukuki bir tanım olup İş Sağlığı ve İş Güvenliği tanımında
belirtilen önleme ve korunma amaçlı teknik bir tanım değildir.
❑ Uluslararası Çalışma Örgütüne ( ILO) göre iş kazası, önceden
planlanmamış, bilinmeyen ve kontrol altına alınamamış olan etrafa zarar
verebilecek nitelikteki olaydır.
❑ Dünya Sağlık Örgütüne (WHO) göre, önceden planlanmamış çoğu
kişisel yaralanmalara makinelerin ve araç gereçlerin zarara uğramasına,
üretimin bir süre durmasına yol açan bir olaydır.
➢ İş sağlığı ve iş güvenliği çalışmalarının iki temel boyutu vardır:

1. İş Hekimliği

▪ Çalışanların sağlığının yapacakları işle ilgisini araştırmak (Örneğin; daha


önce akciğer rahatsızlığı geçirmiş bir kişinin tozlu bir işte çalıştırılmaması
gibi),

▪ İşyeri ortamında oluşabilecek bazı risklere karşı alınacak tıbbi koruma


yöntemlerini uygulamak (örneğin; tetanos aşısı uygulaması vb. gibi),

▪ İşyerindeki çalışmalar esnasında sağlık sorunu olanların hastalıklarının


teşhis ve tedavisi ile hastalığın yapılan işle ilgisini araştırarak gerekli
önlemleri almak
2. İş Güvenliği

✓ Bu kapsamda yapılan çalışmalar daha çok işin teknik-mühendislik tarafını


oluşturan çalışmalarıdır.

✓ İşyeri ortamındaki sağlık ve güvenlik risklerinin saptanması, bununla ilgili


ölçümler yapılması (örneğin; işyeri ortam havasında, işyerinde kullanılan
çeşitli kimyasal maddelerin ölçümü, işyerinde yapılan işler esnasında
ortama yayılan ve sağlığa zararlı olduğu bilinen tozların ölçümü, makine ve
tezgahlardan kaynaklanan gürültünün düzeyini belirlemek üzere yapılan
ölçümler gibi)

✓ İşyeri ortamında saptanan sağlık ve güvenlik risklerinin kontrol altına


alınması seklindeki uğraşılar.
❑ Her iki grup çalışmalar birbirini tamamlayıcı niteliktedir ve her
ikisi birlikte işçi sağlığı ve iş güvenliğinin bütününü oluşturur.

❑ Çalışma şartları, çalışan kişinin bedensel ve ruhsal sağlığını


doğrudan veya dolaylı olarak etkileyebildiğinden, iş güvenliğinin
sağlanması ile toplumun mutluluğu arasında bir ilişki kurmak
mümkündür

❑ İşverenler; maddi ve manevi menfaatleri nedeniyle,


Çalışanlar; doğrudan etkilenen kişiler olarak,
Devlet ise, vatandaşlarının sağlığını ve mutluluğunu düşünmek
zorunda olduğu için

İş Sağlığı ve İş Güvenliği konusu ile yakından ilgilenmek


gereklidir.
İş sağlığı ve İş güvenliğinin 3 amacı vardır:

❖ Çalışanların korunması
❖ İşletmenin korunması
❖ Üretim güvenliğinin sağlanması

➢ Kazalar, 5 temel faktörün arka arkaya sıralanması sonucunda meydana


gelir. Bu faktörlerden biri olmadıkça bir sonraki meydana gelmez. Söz
konusu 5 faktöre “kaza zinciri” denir.

1. İnsanın tabiat şartları karşısında zayıflığı: İnsanın tabiat şartları


karsısında yaratılıştan gelen zayıflığı kazaların ilk temel sebebidir.
İnsanlar doğal olaylar ve güçler karşısında bu kadar zayıf olmasaydı
kazalar olmazdı.Bu sebeple kazalar tam olarak önlenemez.
2. Kişisel kusurlar: Dikkatsizlik, önemsemezlik, sinirlilik, ihmal gibi kişisel
özürler kazaların ikinci nedenidir. Bu kusurlar insanın yanlış ve gereksiz
bir hareket yapmasına veya bir güvenlik tedbirini yeterince almamasına
sebep olabilir.
İnsanları bu kusurları eğitim ve disiplinle kısmen önlenirse de iş güvenliği
bilimi kişisel kusurların psiko-sosyal ve çevresel etkiler nedeni ile de ne
zaman ortaya çıkacağı bilinmeyeceği için bu konu ile uğraşmaz ve insanı
kusurlu bir varlık olarak kabul eder.
3. Güvensiz Hareket-Güvensiz Durum: İnsanın şahsi kusurlarının bir kazaya
sebep olması için tehlikeli şekilde hareket etmesi gerekir. Ancak yalnız
başına tehlikeli harekette bir kazaya sebep olmaz. Kazanın meydana gelmesi
için birde tehlikeli durumun bulunması şarttır. Kaza ancak bu iki hususun
aynı anda üst üste gelmesi hallerinde oluşur.
4. Kaza Olayı: Yukarıda belirtilen 3 faktörün arka arkaya dizilmesi kazanın
olması için yeterli olmaz. Önceden planlanmayan ve bilinmeyen zarar
vermesi muhtemel bir olayın meydana gelmesi gereklidir. Şu halde
yaralanma veya zararın meydana gelmesi yani kazanın bütün unsurları ile
gerçekleşebilmesi için “kaza olayı” da mevcut olmalıdır.
5. Yaralanma (Zarar veya Hasar): Bir kazanın yasal kaza tanımındaki
durumuna gelmesi için “yaralanma” (zarar veya hasar) safhasının da
bulunması gereklidir. Bu husus kaza zincirinin son halkasıdır.
Örnek: Bir eksantrik preste çalışan işçi presi ayak pedalı ile kumanda etmekte
ve kalıp bölgesine şekillendirilecek malzemeyi eliyle vermekte iken
elinin kalıp bölgesinde kalması sonucu parmaklarının kopması ile
yaralanmıştır. Kaza zincirine göre olayın 5 temel nedeni:
1. İnsanın tabiat İnsan parmağı, pres kalıplarında meydana gelen sıkıştırma
şartları karşısında kuvvetine karşı dayanacak güçte değildir. Dolayısıyla örnekteki
zayıflığı gibi bir olayda kalıplara bir şey olmamakta ancak işçi
yaralanmaktadır.
2. Kişisel Kusurlar İşçinin, eli tehlikeli bölgede (kalıp bölgesi) iken ayak pedalına
basması çalışırken dikkatsiz olması sonucudur. İşçinin kusuru
olmasa elini tehlikeli bölgeye sokmayacak ve kaza olmayacaktır.
3. Güvensiz hareket- İşçinin, eli tehlikeli bölgede (kalıp bölgesi) iken ayak pedalına
Güvensiz durum basması güvensiz harekettir. Preste, kalıp bölgesine el girdiğinde
presin hareketini durduracak sensör tertibatının olmaması veya
presin “çift el butonları” ile çalıştırılabilir özellikte olmaması
güvensiz durumdur.
4. Kaza olayı İşçi, elini kalıp bölgesine soktuğunda presin pistonu harekete
geçerek işçinin elinin üzerine inmesi gereklidir.

5. Yaralanma (Zarar İşçinin elinin kalıp bölgesinde kalarak parmaklarının kopmasıdır.


veya Hasar)
• Bir işletmede, fabrikada, iş kolunda yürütülecek iş güvenliği
çalışmalarında ve iş güvenliği problemlerinin çözümünde dikkate
alınması gereken 10 temel kural vardır. Bu 10 kurala iş güvenliği
temel prensipleri (Heinrich iş güvenliği ilkeleri) denir.
1. Tehlikeli hareket ve tehlikeli durumların önlenmesi: İş güvenliği
bilimi, kazaların önlenmesi çalışmasında kaza zincirinin 3. halkası
olan tehlikeli hareket ve tehlikeli durumu asli faaliyet alanı olarak
benimser.
Kaza zincirinin 3.halkası olan tehlikeli hareket ve tehlikeli durum
zincirin en zayıf halkasıdır. Çünkü 1 ve 2. halkalar insan ile ilgili
hususlardır ve iş güvenliği bilimi insan ile uğraşmanın etkili
sonuçları olmayacağını kabul eder.
Bu nedenle iş güvenliği sorumlularının ilk yapacağı tehlikeli hareket
ve tehlikeli durumları tespit ederek bunları ortadan kaldırmaya
çalışmalıdırlar.
2. 1931 yılında W. H. Heinrich tarafından geliştirilen Domino teorisi ‘ne göre iş
kazalarının % 88’i tehlikeli hareketlerden, %10’u tehlikeli durumlardan, % 2’si
kaçınılmaz ve sebebi bilinmeyen) hareketlerden kaynaklanır. Dolayısıyla iş güvenliği
sorumlularının özellikle tehlikeli hareketler üzerinde yoğunlaşmaları gerekmektedir.
TEHLİKELİ HAREKETLER

Emniyetsiz çalışma
Gereksiz hızlı çalışma
Emniyet donanımını
kullanılmaz duruma sokma
Alet ve makineleri tehlikeli
şekilde kullanma
Emniyetsiz yükleme,
tasıma, istifleme
Tehlikeli yerlerde çalışma
Şaşırma, kızgınlık, üzgünlük,
telaş, şakalaşma vb.
Kişisel koruyucu donanım
kullanmamak
TEHLİKELİ DURUMLAR

Uygun olmayan koruyucular

Koruyucusuz çalışma
Emniyetsiz yapılmış alet ve
makineler
Yetersiz- bakımsız bina, alet
ve makineler
Kusurlu alet, makine,
teçhizat kullanma
Yetersiz havalandırma

Emniyetsiz yöntem ve şartlar


3. Kaza sonucu meydana gelebilecek zararın büyüklüğü kestirilemez, bu
tamamen tesadüflere bağlıdır: Yapılan çalışmalar ile kazayı hafif atlatmak
değil, kazayı meydana getiren sebeplerin ortadan ortadan kaldırılmasının
doğru olacağına işaret edilmektedir. Yapılan istatistikler, kazaların
%50’sinin kolayca önlenebileceğini, %48’inin ancak etüd ve metotlu bir
çalışma ile önlenebileceğini, % 2’sinin de önlenmesinin mümkün
olamayacağını göstermiştir.

4. Ağır yaralanma ya da ölümle neticelenen her kazanın temelinde 29


Uzuv kayıplı ve 300 yaralanma meydana gelmeyen olay vardır. (1-29-
300 Oranı): 1-29-300 kuralının önemli bir özelliği de bir işletmede
olabilecek kazalar hakkında önceden tahmin yapma imkanını sağlamasıdır.
İş kazaları istatistikleri yapılan işyerlerinde önceki yıllara göre elde edilen
“kaza sıklığı” ve “kaza ağırlığı” oranları değerleri, bir sonraki yıl için
yaklaşık tahmin olanağı verir.
Kaza Piramidi
5. Tehlikeli hareketlerin nedenleri: İşçinin bünyeden ve yaradılışından
gelen şahsi kusurları (dikkatsizlik, laubalilik, umursamazlık) bilgi ve
ustalık yetersizliği, fiziki yetersizlik ve fiziki çevre gibi nedenlerle insan
önce güvensiz koşulları oluşturmakta, sonra bu koşullar nedeniyle kaza
yapmakta veya meslek hastalığına uğramaktadır.

6. Kazalardan korunma metodu: Bunun için 4 ayrı yöntem vardır.


6.1 Mühendislik ve revizyon: Risk değerlendirmesini içerir. Bu bağlamda;
✓ Tehlikelerin belirlenmesi,
✓ Tehlikelerin değerlendirilmesi
✓ Risklerin derecelendirilmesi,
✓ Kontrol önlemlerinin uygulanması,
✓ Denetim, izleme ve gözden geçirme.
6.2 İkna ve teşvik:
✓ Eğitim ve öğretim çalışmaları,
✓ Çeşitli yarışmaların düzenlenmesi,
✓ Uyarı levhaları ve afişler,
✓ Ödüllendirme/Özendirme.
6.3 Ergonomiden yararlanma: Yapılacak işe uygun isçi temini ve
çalışanların biyolojik özellikleri ile kabiliyetlerine göre makine, tesis ve
aletleri geliştirmek şeklinde ergonomi biliminin gereklerinden yararlanma
6.4 Disiplin kuralları: İş güvenliğini sağlamada en son başvurulacak çözüm
yolu disiplin tedbirlerine başvurulmasıdır.
Bu ilkede belirtilen dört çalışma şekli aynı zamanda bu konudaki önem ve
öncelik sırasını belirler. Örneğin koruyucu tertibatı yapılmamış bir makinede
ikna ve teşvik bir anlam taşımaz.
Bu iki çalışma tarzı ile netice alınamıyorsa o zaman ergonomik çalışma
yapılmalı işçiye daha uygun çalışma alanı sağlanmalı, daha uygun alet ve
gereç verilmelidir. Bu yapıldıktan sonra da disiplin önlemleri uygulanmalıdır.
7. Kazalardan korunma yöntemleri ile üretim, maliyet, kalite kontrolü
metotları benzerlik ve paralellik arz eder. Bu prensip işyerlerinde
kaliteli, ucuz mal elde etmek ve üretimi artırmak için gerekli çabaların İş
güvenliği faaliyetleriyle birlikte ele alınabileceğini göstermektedir. İyi ve
ucuz mal üretmek ve üretimi artırmak için uygulanan yöntemler iş
güvenliğini de arttırır. Bir başka ifade ile üretim hatalarını önleyici tedbirler
iş güvenliğini de sağlamalıdır.

8. İş güvenliği ile ilgili çalışmalara, konulacak kurallara ve alınacak


tedbirlere üst düzey yöneticileri katılmalı ve sorumluluğa ortak
olmalıdırlar: İş Güvenliği çalışmaları, sadece işyerinde bu amaçla
görevlendirilen personelin gayret ve çabaları ile sınırlı olmamalıdır.
Özellikle üst düzey yöneticilerin iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarına ilgi
duymaları ve destek olmaları, diğer çalışanların iş sağlığı ve güvenliği
çalışmalarına pozitif katkısını artıracağı gibi, üst düzey yöneticilerin kendi
koydukları kurallara örnek teşkil edecek şekilde uymaları da teşvik edici
bir neden olacaktır.
9. Formen, ustabaşı ve benzeri ilk kademe yöneticiler kazalardan
korunmada en önde gelen personeldir: Bu prensipte; işyerinde
isçiye en yakın yani işçinin muhatap olduğu ilk kontrol elemanının
(formen) iş güvenliği kurallarını yerine getirdiği takdirde bu
davranış, birlikte çalıştığı diğer işçileri en fazla etkileyebilecek bir
örnek oluşturacaktır.

10. İş güvenliği çalışmalarına yön veren insani duyguların yanında,


iş güvenliğinin sağlanmasında itici rol oynayan iki mali faktör
vardır:
I. Güvenli bir işletmede üretim artıp maliyet düşecektir.
II. Kazalarda meydana gelen zarar, yapılan ödemelerin yaklaşık 5
katı olacaktır.
İŞ KAZALARI
❑ İş Kazası, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununun 13. maddesine göre;
a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle veya görevi
nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa
yürütmekte olduğu iş veya çalışma konusu nedeniyle işyeri
dışında,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak
işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini
yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) Emziren kadın sigortalının, çocuğuna süt vermek için ayrılan
zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere
gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya
sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan olaydır.
❖ Meslek Hastalığı:

❖ 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 14.


maddesine göre, meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin
niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları
yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal
özürlülük halleridir.

❖ İş kazası ya da meslek hastalığı sonucunda, meslekte kazanma gücü


kaybının oranı ne olursa olsun, beden tamlığının korunması ilkesi
nedeniyle, sigortalının işvereni hakkında maddi ve manevi tazminat davası
açması hakkı mevcuttur.

❖ Açılacak davanın, Borçlar Kanunu hükümlerine göre, akde muhalefetten


doğan davalarda olduğu gibi, 10 yıllık zaman aşımı suresi içinde, İş
Mahkemelerine başvurularak açılması gerekmektedir.
İş kazası nedeniyle ortaya çıkan tazminatlar

1. Manevi Tazminat :

• İşçinin, işverenden isteyebileceği manevi tazminat, 818 sayılı


Borçlar Kanununun 47. maddesine göre, cismani zarara uğrayan
kişiye veya bu nedenle vefat eden kişinin ailesine, çekilen acı, elem
ve ıstırapları hafifletmek amacıyla, hakimin takdir edeceği uygun bir
miktar paradan ibaret olup, matematiksel yönden herhangi bir hesabı
gerektirmemektedir.

2. Maddi Tazminat:

• İşçinin, işverenden isteyebileceği maddi tazminat ise daima


matematiksel yönden hesaplamayı gerektiren ve zararın gerçek
miktarını bulmaya ve karşılamaya yönelik bir tazminat çeşididir.
Maddi tazminat üç çeşittir.
2.1. Rücu Tazminatı:
➢ Sosyal Güvenlik Kurumunun da, işveren ve üçüncü şahıslar hakkında, 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 21. ve 23.
maddelerine göre rücu tazminatı davası açma hakkı bulunmaktadır.
➢ Rücu tazminatının esası, SGK tarafından, sigortalıya veya hak sahiplerine
yapılmış olan yardımlar tutarının ve eğer gelir bağlanmışsa, bu gelirin peşin
sermaye değerinin, kastı veya kusuru bulunan işverenden ya da üçüncü
şahıslardan geri alınmasıdır.
2.2. İş Göremezlik Tazminatı:

➢ Bu tazminat, Borçlar Kanununun 46. maddesi ile tanımlanmıştır. Buna göre,


cismani bir zarara uğrayan kimsenin, iş göremezliği ölçüsünde çalışmasının
aksayacağı ve bu nedenle maruz kalacağı zarar ve ziyanın, kendisini
çalıştırandan isteyebileceği prensip olarak kabul edilmiştir.
➢ İş kazası veya meslek hastalığı sonucunda, meslekte kazanma gücünü az veya
çok kaybeden bir işçinin, kaybı ile ilgili gerçek zararını, kendisinin olayda tam
kusurlu olması dışında, işverenden talep etmeye hakkı bulunmaktadır.
2.3. Destekten yoksun kalma tazminatı

• Bu tazminat, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, ölen


kimsenin destek olduğu kişiler tarafından işverenden istenebilecek bir
tazminat türüdür.

• Bu kişiler tarafından, işverenden tazminat istenebilmesi için, destek


durumundaki işçinin ölümü ile yardım gören kişilerin para ile ölçülebilecek
bir zarara uğramış olmaları gerekmektedir.

• Bu durum, Borçlar Kanununun 45. maddesinin 2. fıkrasındaki, “Ölüm


neticesi olarak, diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum
kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir” hükmü
ile düzenlenmiştir.
İş kazası istatistikleri: 1998 yılında Cenevre’de gerçekleştirilen 16.
Uluslararası Çalışma İstatistikçileri Konferansında (ICLS) alınan ilke kararında
aşağıdaki istatistik terimlerinin göz önüne alınması kararlaştırılmıştır:
Konferansta, iş günü kaybına neden olan mesleki yaralanma olayları için
aşağıdaki hususların dikkate alınacağı belirtilmiştir.
✓ İş kazası istatistiklerinin oluşturulmasında kullanılan sayısal değerler
arasındaki farklılıklar, karşılaştırmalı ölçüm değerlerinin dikkate alınmasıyla
anlamlı hale getirilmektedir. Bu ölçüm değerleri, kaza sıklık oranı, kaza
ağırlık oranı ve kaza olabilirlik oranıdır.

1. Kaza Sıklık Oranı (Accident Frequency Rate) :


Takvim yılı içerisindeki ölümlü ve/veya ölümlü olmayan (1 günden fazla
istirahat gerektiren) mesleki yaralanmaların toplam sayısının, aynı yıl
içerisinde referans grupta yer alan isçilerin çalışma saatlerinin toplamına
bölünmesiyle elde edilen değerin 1.000.000 katsayısı ile çarpılmasıyla
hesaplanır.
Örnek: 850 işçinin çalıştığı bir işletmede, bir yıl içerisinde bir günden fazla
istirahat ve/veya tedavi gerektiren toplam 100 adet iş kazasının
meydana geldiği varsayılsın. Kaza sıklık oranı nedir?

• Hesaplanan değerin anlamı (49), söz konusu işletmede, 300 iş gününde


beher milyon insan-saat çalışma suresi başına, 49 adet kaza meydana
geldiğini gösterir.
• 1997 yılı için kaza sıkılık oranı (frekans oranı); Türkiye: 15,01;
İspanya: 10,42; Japonya: 3,71; A.B.D.: 3,46’dır.
• Kaza sıklık oranının yüksek olduğu iş kollarının başında yer altı
madenciliği ve inşaat sektörü gelmektedir.
2. Kaza Ağırlık Oranı (Accident Severity Rate) :
• Takvim yılı içerisindeki ölümlü ve/veya ölümlü olmayan mesleki
yaralanmalardan dolayı toplam kayıp gün sayısının, aynı yıl içerisinde
referans grupta yer alan işçilerin çalışma saatlerinin toplamına
bölünmesiyle elde edilen değerin 1.000 katsayısı ile çarpılmasıyla
hesaplanır. Kaza ağırlık oranı, aşağıdaki formüle göre hesaplanır
Örnek: 850 işçinin çalıştığı bir işletmede, bir yıl içerisinde kazalardan
dolayı kaybedilen gün sayısının 3000 olduğu varsayılsın.
Kaza ağırlık oranı nedir?

▪ Hesaplanan değerin anlamı (14,7) işletmede, 300 iş gününde beher


1000 adam-saat çalışma suresi başına kazalardan dolayı 14,7 gün
kaybedildiğini gösterir.
Örnek: 850 işçinin çalıştığı işletmede, bir ay içerisinde meydana
gelen 6 iş kazasından biri sürekli iş göremezlik olmak üzere
birinde 3 ay, birinde 3 gün, birinde 15 gün ve diğerlerinde
birer gün istirahat ve tedavi geçmiştir. Kaza ağırlık oranı
nedir?

▪ Hesaplanan değerin anlamı (37,3) işletmede, bir ayda (30 iş


gününde) beher 1000 adam-saat çalışma suresi başına kazalardan
dolayı 37,3 gün kaybedildiğini gösterir.
3. Kaza Olabilirlik Oranı (Accident Incidence Rate) :

✓ Takvim yılı içerisindeki ölümlü ve/veya ölümlü olmayan mesleki


yaralanmaların toplam sayısının, aynı yıl içerisinde referans grupta yer alan
isçilerin toplam sayısına bölünmesiyle elde edilen değerin 100.000
katsayısı ile çarpılmasıyla hesaplanır.
✓ Bu oran, istatistik verilerinin elde edilmesi ve değerlendirilmesi açısından
daha basit ve sade bir oranı temsil etmektedir.

Kaza olabilirlik oranı, aşağıdaki formüle göre hesaplanır:


Örnek: 850 işçinin çalıştığı bir işletmede, bir yıl içerisinde 100 iş
kazası meydana gelmiştir. Kaza olabilirlik oranı nedir?

▪ Hesaplanan değerin anlamı (11.764) işletmede, bir yılda (300 iş


gününde) beher 100.000 işçi başına kazalardan dolayı 11.764 iş
kazası meydana gelebileceğini gösterir.
İş Kazaları ve Meslek Hastalıklarına İlişkin
SGK Verileri (2011)
▪ 11.000.000 çalışana ilişkin verilerden hareketle 2011 yılında 69.227
iş kazası yaşanmış, 697 meslek hastalığı tespit edilmiştir.
▪ 69.227 iş kazasından 1.700’ü iş kazaları sonucu, 10’u meslek
hastalıkları sonucu olmak üzere toplam 1710’u ölümle
sonuçlanmıştır.
▪ Faaliyet grupları bazında sıralama yapıldığında, 2011 yılında en
fazla iş kazasının 9 bin 217 (yüzde 13,3) kaza ile Kömür ve Linyit
çıkartılması faaliyetinde yaşanmıştır. Bunu 7 bin 268 (yüzde 10,5)
kaza ile Makine ve Teçhizatı Hariç Fabrikasyon Metal Ürünleri
İmalatı, 5 bin 272 (yüzde 7,6) kaza ile Ana Metal Sanayi
izlemiştir.
▪ En fazla iş kazasının yaşandığı iller sıralamasında ilk üç sıra:
İstanbul (9 bin 303), İzmir (7 bin 852) ve Manisa (5 bin 629)’dır. Bu
illeri 5 bin 450 kaza ile Bursa, 4 bin 738 kaza ile Kocaeli izlemiştir.
▪ Yaşanan iş kazalarının % 80’nini oluşturan en önemli nedenleri;
• Bir veya birden fazla cismin sıkıştırması, ezmesi, batması ve
kesmesi,
• Düşen cisimlerin çarpıp devirmesi,

• Kişilerin düşmesi,

• Makinelerin sebep olduğu kazalardır.

▪ İş kazaları sonucu oluşan yaranın vücuttaki yeri bakımında


sınıflandırmaya göre parmaklar 15 bin 133 yaralanma ile ilk
sırada, bunu 14 bin 346 ile eller takip etmiştir.
▪ 2011 yılında iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu gerçekleşen
geçici iş göremezlik süresi, bir önceki yılın verilerine göre yaklaşık
yüzde 17 oranında artış ile 1 milyon 772 bin 900 olmuştur. Bunların
yaklaşık 59 bini hastanede yatarak tedavi şeklinde geçirildi.
▪ En çok iş kazası;
 Yaş gruplarına göre dağılımda 25-29 yaş grubundakilerde,
 İşyerinde çalışan sigortalı sayılarına göre 1-3 arası işçi çalıştırılan
işyerlerinde,
 İşçinin son işveren nezdindeki çalışma süresine göre 3 ay-1 yıl arası
kıdemlilerde,
 İşe başlanıldıktan sonra 3. iş saatinde yaşanmıştır.

▪ 2011 yılında iş kazalarında en yüksek ölüm 304 ile “Bina İnşaatı”


faaliyet grubunda bunu 194 ile Kara Taşıma ve Boru Hattı Taşımacılığı,
148 ile Özel İnşaat Faaliyetlerinde meydana gelmiştir.
 İş Kazası Bildirim Süresi:

✓ 5510 Sayılı Genel Sağlık Sigortası, Madde 13’te, iş kazasının;


ilgili yerin kolluk kuvvetlerine derhal, Kuruma da (SGK) en
geç kazadan sonraki 3 iş günü içerisinde bildirilmesi
gerekmektedir.

✓ Yine aynı Kanun’da iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki


yerlerde meydana gelmesi halinde, bildirim yükümlülüğünün
iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlayacağı
belirtilmektedir.
✓ Örnek: Kocaeli’de bir işyerindeki kalfanın araç bakımı yaparken
24.11.2008 tarihinde gözünden yaralanması olayının
27.11.2008 tarihi de dahil Kuruma bildirilmesi gerekmektedir.
✓ Örnek: Bir işçinin, işvereni tarafından İzmir’de yolda kalan
aracın tamiri için görevlendirilmesi üzerine yolda 24.11.2008
tarihinde geçirdiği trafik kazasını işverenin 01.12.2008 tarihinde
bilgi sahibi olması durumunda 03.12.2008 (dahil) tarihine kadar
Kuruma bildirim yapılması gerekecektir.
✓ 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun
21. maddesine göre; “iş kazasının, bu Kanunda belirtilen sürede
işveren tarafından Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirim tarihine
kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik
ödeneği, Kurumca işverenden tahsil edilir “ denilmektedir.
• İş Kazaları nedeniyle işyerlerinin uğradığı doğrudan (görünen) ve
dolaylı (görünmeyen) kayıpları bulunmaktadır.
Doğrudan Kayıplar

Makine ve teçhizat
hasarları

İlk yardım, doktor, ilaç ve


tedavi gibi tıbbi masraflar

Tazminat giderleri

Mahkeme giderleri
Dolaylı Kayıplar

İşgücü kayıpları

İşgünü kayıpları

Üretim kayıpları

İtibar ve prestij
kayıpları

İşlerin ya da
siparişlerin
yetiştirilmemesi nedeni
ile doğan kayıplar
İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürü
İSG KÜLTÜRÜ
Konunun Öğrenme Konunun
Genel Amacı Hedefleri Alt Başlıkları

İSG’nin temel İSG’ne bütünsel yaklaşım


prensiplerini İşyerinde risk önleme
Katılımcıların; kültürü
öğrenmek
«İSG’nin Temel Güvenlik kültürünün önemi
Prensiplerini ve Güvenlik kültürünü ve günlük yaşamdaki yeri
Güvenlik anlamak ve İSG’nin işletme
işletmeye yönetimindeki yeri
Kültürünün
faydalarını Güvenlik kültürünün
Önemini oluşturulması ve devamının
Kavramak.» öğrenmek sağlanması
Güvenlik Güvenlik kültürünün
oluşturulmasında ulusal
kültürünün kurum ve kuruluşlara
oluşturulmasını ve düşen görevler
sürdürülmesi İSG temel prensipleri
sağlamak İSG Yaşam Boyu Öğrenme
İSG KÜLTÜRÜ

1.İlgili tarafların katkısıyla gelişebilir


a) Devlet
b)İşverenler
c) Çalışanlar
 Meslek Örgütleri
 Sendikaları
 Üniversiteler

2.Düzeltmekten çok koruyucudur


3.Multidisiplinerdir (İHE-İGU…vb)
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN SAĞLANMASI

DEVLET

Meslek Örgütleri
Üniversiteler
Sendikalar

İŞVEREN ÇALIŞANLAR
İSG KÜLTÜRÜ

DEVLET
1.Herkesin İSG hizmeti almasının sağlanması
2.Güvenilir bir kayıt sisteminin kurulması
3.İş kazalarının bilimsel analizi
4.Kayıt-dışı istihdamın önlenmesi
5.Sosyal güvenliğin desteklenmesi
6.Gelir dağılımı adaletsizliğinin azaltılması
7.Yaşanabilir bir asgari ücretin saptanması
8.Kamu sağlık hizmetlerinin düzenlenmesi
9.Hekim iş müfettişi istihdamı
10.İşçi Sağlığı Enstitülerinin kurulması/yaygınlaştırılması
11.Yasalarda çalışanların korunması
İSG KÜLTÜRÜ

İŞVEREN
1.Üretim süreçlerinde “Önce verimlilik” yerine “Önce insan” yaklaşımının
benimsenmesi
2.Risk değerlendirme-yönetimi yaklaşımını benimseme
3.Çalışanın İSİG hizmetlerinden yararlanmasını sağlama
4.İşyeri sağlık ve güvenlik birimlerinin desteklenmesi
5.İlk ve acil yardım hizmetlerinin organizasyonu
6.Çalışanların eğitimi
7.Veri akışının sağlanması
8.İş kazalarının bilimsel analizi
İSG KÜLTÜRÜ

ÇALIŞAN

1.İşyeri, iş kolu ile ilgili bilgi sahibi olunması


2.Risk değerlendir-yönetimi süreçlerine katılması
3.İş güvenliği etkinliklerine katılma (eğitim…vb)
4.KKD’nı kuralına uygun biçimde kullanılması
İSG KÜLTÜRÜ

Üniversiteler

1.Güvenilir bir kayıt sistemi kurulmasına bilimsel altyapı


2.İSG alanında çalışacak insan gücünün temel-mezuniyet sonrası eğitimleri
3.İSG ile ilgili araştırmalar ve akademik ortam
4.İş sağlığı iş güvenliği – Sosyal politikalara katkı
İSG KÜLTÜRÜ

Meslek Odaları

1. İSG alanında çalışacak insan gücünün yetiştirilmesi ve istihdam edilmesi


süreçlerine katkı
2. İSG alanında çalışacak insan gücünün mezuniyet sonrası sürekli eğitiminin
organizasyonu
3. İş kazalarının bilimsel analizine katkı
4. İSG Sosyal politikalarına katkı
İŞYERİ HEKİMİ

Görevleri
 Çalışanların sağlığının, yapacakları işle ilgisini araştırmak ve belirlemek,
 İşyeri ortamında oluşabilecek bazı risklere karşı alınacak tıbbi koruma
yöntemlerini uygulamak,
 İşyerindeki çalışmalar esnasında sağlık sorunu olanların hastalıklarının
teşhis ve tedavi etmek,
 Meslek hastalığı ve işle ilgili hastalıkların teşhisini araştırmak ve gerekli
önlemleri almak
İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI

Görevleri
 İşyeri ortamındaki sağlık ve güvenlik risklerinin
saptanması, bununla ilgili ölçümler yapılması,
 Risklerin kontrol altına alınmasını sağlayacak teknik
ve mühendislik çalışmalarını yapmak. Risk analizi…
İSG KÜLTÜRÜ

İş Sağlığı Güvenliği Çalışmaları

«İşyerlerinde işlerin yürütülmesi sırasında oluşan;


1. Sağlığa zarar verecek koşullardan,
2. Güvenliği tehlikeye düşürecek durum ve davranışlardan korumak,
3. Üretimin devamlılığını sağlamak ve verimliliği arttırmak amacıyla
yürütülen
……………..sistemli ve bilimsel çalışmalara İSG çalışmaları denir.»
İSG HİZMETİLERİNİN TEMEL AMACI
İŞLETMEYİ-İŞYERİNİ KORUMAK
TÜM ÇALIŞANLARI KORUMAK Acil Durum Planları, Risk Değerlendirmesi,
Sağlık & Güvenlik (Sağlık ve Güvenlik Sağlık ve Güvenlik Planları, Yönetim Planları
hizmetleri)

ÜRETİMİ-VERİMLİLİĞİ-KALİTEYİ ARTIRMAK
Plan-Prosedür-Talimat-Form-İzleme-Ölçme-Değerlendirme
Yöntemlerini Hazırlamak ve Uygulamak

1-) İŞ KAZALARI (Hasar-Zarar) 2-) MESLEK HASTALIKLARI 3-) ÜRETİMİN DURMASI


Önlemek
İŞ GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜ

TEHLİKE

«Çalışma çevresinin fiziki kusurları ve insanların hatalı


davranışları gibi, çalışma ortam ve koşullarında var
olan, ya da dışarıdan gelebilecek ama kapsamı
belirlenmemiş, maruz kimselere, işyerine ve çevreye
zarar ya da hasar verme potansiyelidir.»
İŞ GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜ

RİSK

«İşyerinde meydana gelebilecek, maruz


kimselere veya çalışma çevresine zarar
ya da hasar verici nitelikteki bir olayın,
meydana gelme ihtimali ile zarar
verme derecesin bileşkesidir.»
İŞ GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜ

TANIMLAR

(Ramak Kala) Olay-Vaka:


«Oluşum tarzı itibariyle bir kaza olmasına rağmen
sonuçları neticesinde yaralanma, zarar veya hasarın
meydana gelmediği durumdur.»

Kaza:
«Ölüme, hastalığa, yaralanmaya, hasara veya diğer
kayıplara sebebiyet veren istenmeyen olaylardır.»
İŞ GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜ

TANIMLAR

İş Kazası:
İLO: «Önceden planlanmamış,
bilinmeyen ve kontrol altına
alınamamış olan etrafa zarar
verebilecek nitelikteki olaylardır.»
KAZA ZİNCİRİNİN 5 TEMEL FAKTÖRÜ YAKLAŞIM
Kaza zincirini oluşturan halkalardan biri olmadıkça diğeri oluşmaz ve kaza meydana gelmez!

5 Zarar-Hasar
«Kişi-İşletme»
Yaralanmanın (zarar/hasar)
meydana gelmesi Kaza Olayı 4
«Hedef; Kazayı Erken Fark Etmek
En Az Zararla Atlatmak» Zarar-Hasar oluşmamış
Tehlikeli Hareket «Ramak Kala Olay»
«Hedef; Takip-Kayıt-Analiz»
3 Tehlike Durum %98

Tehlikeli hareket-durumun Kişisel Kusurlar


aynı anda olması %0,5-1 2
«Hedef %100 Önlemek» Zayıflığın Kişisel Boyutu
Psikososyal ve Çevresel
İnsan Tabiat Şartları Faktörlere Bağlı
Karşısında Zayıftır «Hedef; Eğitim ve Öğretimle
1 «İnsanın Zayıflığı» Kısmen Önlemek»
Kazalar tam önlenemez!
%0,5-1
«Hedef; Yoktur»
İG PROBLEMLERİNİN ÇÖZÜMÜNDE 10 KURAL
1 Tehlikeli hareket ve tehlikeli durumların önlenmesi gerekir

İş kazalarının %88’ini tehlikeli hareket, %10’u tehlikeli durum, %2’si sebebi bilinmeyen
2
nedenlerdir

3 Kaza sonucu meydana gelecek zararın büyüklüğü kestirilemez, bu tamamen tesadüfe bağlıdır

4 Ağır yaralanma/ölümle neticelenen her kazanın temelinde 1/29/300 oranı vardır

5 Tehlikeli hareketlerin nedenleri incelenmelidir

6 Kazalardan korunma metotlarına uyulmalıdır

Kazalardan korunma yöntemleri ile üretim, kalite kontrolü metotları benzerlik ve paralellik arz
7
eder
İG ile ilgili çalışmalara, kurallara ve alınacak tedbirlere üst düzey yönetici katılmalı-sorumluluğa
8
ortak olmalı

9 Formen, ustabaşı ve benzeri ilk kademe yöneticiler kazalardan korunmada en önemli personeldir

10 İG çalışmalarına yön veren insani duyguların yanında, itici rol oynayan 2 mali faktör var
İŞ GÜVENLİĞİ BİRİNCİ PRENSİBİ

Prensip-1

«Tehlikeli Hareket ve Tehlikeli Durumların


Önlenmesi»
Kaza zincirinin üçüncü halkası en zayıf halkadır. İG
birinci ve ikinci halkalarda (eğitim ve disiplin yoluyla)
etkin sonuç elde edemeyeceğini kabul eder.
İş güvenliği, kazaların önlenmesinde «Tehlikeli
Hareket ve Tehlikeli Durumları» düzeltmeyi hedef
alır.
KAZA ZİNCİRİ
Yaralanma «Zarar-
Hasar»

Kaza Olayı

Tehlikeli Hareket Tehlike


Durum
Tehlikeli hareket ve durumun
aynı anda olması gerekir.
«İSG’nin Hedefi…» Kişisel Kusurlar

İnsanın Tabiat Şartları


Karşısında Zayıflığı
«İnsanla İlgili»
İŞ GÜVENLİĞİ İKİNCİ PRENSİBİ

Prensip-2

«İş kazalarının %88’ini tehlikeli hareket, %10’u


tehlikeli durum, %2’si sebebi kaçınılmaz ve
bilinmeyen nedendir.»
Bu prensip iş güvenliği önlemlerinde, tehlikeli hareket
ve tehlikeli durumların önemli olduğunu
göstermektedir.
İŞ KAZALARI NEDENLERİ (% ORANLARI)

90
%88 Tehlikeli Hareket
80

70
!
60

50 88
40

30

20
İŞ
KAZASI 10 10
0
2
Tehlikeli Hareket Tehlikeli Durum Sebebi Bilinmeyen

%10 Tehlikeli Durum %2 Sebebi Bilinmeyen


TEHLİKELİ HAREKETLER – DURUMUNLAR
TEHLİKELİ HAREKETLER TEHLİKELİ DURUMLAR
1.Emniyetsiz çalışma (vaziyet alma), 1.Uygun olmayan KKD kullanma,
2.Gereksiz şekilde hızlı çalışma, 2.Koruyucusuz çalışma,
3.Emniyet donanımını kullanılmaz hele 3.Kusurlu alet, makine, techizat
getirme, kullanma,
4.Alet ve makineleri tehlikeli şekilde 4.Emniyetsiz yapılmış alet-makineler
kullanma, 5.Yetersiz ve bakımsız bina, alet ve
5.Emniyetsiz taşıma, yükleme, istifleme makine
yapma, 6.Yetersiz ve/veya fazla aydınlatma
6.Tehlikeli yerlerde çalışma, 7.Yetersiz havalandırma
7.Şaşırma, kızgınlık, üzgün, telaş, 8.Emniyetsiz yöntem-şartlar
şakalaşma,
8.KKD kullanmama,
İŞ GÜVENLİĞİ ÜÇÜNCÜ PRENSİBİ

Prensip-3

«Kaza Sonucu Meydana Gelecek Zararın Büyüklüğü


Kestirilemez, Bu Tamamen Tesadüflere Bağlıdır.»
Bu prensip İSG’nin yaptığı faaliyetlerdeki amacının;
kazayı hafif atlatmak değil, kazayı meydana getiren
sebepleri ortadan kaldırılmaya dönük olması
gerektiğini söylemektedir.
«Kazaların %50’i kolayca, %48’i metotlu çalışmayla
önlenebilir, %2’si ise önlenemez)
OLUŞANZARAR

Kolayca Önlenir Metotlu Çalışmayla Önlenir


Önlenemez

%50 %2 %48
İŞ GÜVENLİĞİ DÖRDÜNCÜ PRENSİBİ

Prensip-4

«Ağır yaralanma ya da ölümle neticelenen her


kazanın temelinde 29 uzuv kaybı, 300 yaralanma
olmayan (ramak kala) olay vardır.»
Bu prensibe göre her hafif atlatılmış ve her oluşan
küçük kaza, daha sonra meydana gelebilecek büyük
kazanın habercisidir. Takibi tahmin imkanı sağlar
Bu prensipten özellikle «ramak kala» olayların
nedenlerinin iyi incelenmesi ve ortadan kaldırılması
gerektiği anlaşılmaktadır.
HER KAZANIN TEMELİNDE (1/29/300 Oranı)

Uzuv Yaralanmalı Olay

Yaralanma Meydana
Gelmeyen Olay 29
(Ramak Kala Olay!)
300 KAZA

Ağır Yaralanma / Ölüm


İŞ GÜVENLİĞİ BEŞİNCİ PRENSİBİ

Prensip-5

«Tehlikeli Hareketlerin Nedenleri?»


İşçinin şahsi kusurları (dikkatsizlik, laubalilik,
umursamazlık), Bilgi ve ustalık yetersizliği, Fiziki
yetersizlik, Uygunsuz mekanik şartlar ve fiziki çevre
İnsan önce güvensiz koşullar oluşturmakta, sonrada
bu koşullar nedeniyle kaza yapmakta veya meslek
hastalığına yakalanmaktadır.
Kaza kusur oranlarının belirlenmesinde tehlikeli
hareketlerin nedenleri incelenmelidir.
TEHLİKELİ HAREKETLERİN NEDENLERİ

İşçinin şahsi kusurları


«dikkatsizlik, laubalilik,
Bilgi ve ustalık yetersizliği
umursamazlık»

Tehlikeli
Hareketlerin
Nedenleri

İşyerinin fiziki yetersizlikleri,


Uygunsuz mekanik koşullar
İŞ GÜVENLİĞİ ALTINCI PRENSİBİ

Prensip-6

«Kazalardan Korunma Metodu»


Risk Değerlendirmesi Yapılmalıdır;
1.Tehlikelerin tanımlanması
2.Tehlikelerden kaynaklanan risklerin
değerlendirilmesi
3.Riskleri önlemek/azaltmak için kontrol tedbirlerinin
belirlenmesi
4.Kontrol tedbirlerin uygulanması
5.Gerekli kontrollerin sağlanması
İŞ GÜVENLİĞİ YEDİNCİ PRENSİBİ

Prensip-7

«Kazalardan Korunma Yöntemleri ile


Üretim ve Kalite Kontrolü Metotları
Arasında Benzerlik ve Paralellik
Vardır.»
Bu benzerlik kalite yönetim
sistemlerinde daha net görülmektedir.
İŞ GÜVENLİĞİ SEKİZİNCİ PRENSİBİ

Prensip-8

«İş Güvenliği İle İlgili Çalışmalara, Kurallara ve


Alınacak Tedbirlere Üst Düzey Yönetici Katılmalı ve
Sorumluluğa Ortak Olmalıdır.»
İSG çalışmaları sadece işyerinde bu amaçla
görevlendirilen personele sınırlı kalmamalıdır.
Özellikle üste düzey yönetim ve orta düzey yönetim
İSG desteklemelidir.
İŞ GÜVENLİĞİ DOKUZUNCU PRENSİBİ

Prensip-9

«Formen, Ustabaşı ve Benzeri İlk Kademe Yöneticiler,


Kazalardan Korunmada En Önde Gelen Personeldir.»

Bu prensip işçiye en yakın ilk kontrol elemanının iş


güvenliğini sağlamadaki önemini, eğitim, teşvik, ikna
ve disiplin çalışmalarının hangi seviyede gerekli
olduğuna işaret etmektedir.
KAZALARDAN KORUNMA METODU
MUHENDİSLİK ERGONOMİ DİSİPLİN
İKNA VE TEŞVİK
REVİZYON «İŞ-İŞÇİ UYUMU» KURALLARI

Tehlikeli durumların Eğitim ve öğretim Yapılacak işe uygun İş güvenliğini


bilinmesi, çalışmaları, işçi temini ve sağlamada en son
çalışanları biyolojik başvurulacak çözüm
Tehlikeli durumların Çeşitli yarışmaların özellikleri ile yolu, disiplin
analizi, düzenlenmesi kabiliyetlerine göre tedbirlerine
makine, tesis ve başvurulması,
Tedbirlerin alınması, Uyarı levhaları ve aletleri geliştirmek,
afişler,
Tedbirlerin
uygulanması Propaganda,

Gerekli kontrollerin Ödüllendirme ve


sağlanması, özendirme,
İŞYERİNDE GÜVENLİK KÜLTÜRÜ

İşyeri
Güvenlik
Kültürü
İŞ GÜVENLİĞİ ONUNCU PRENSİBİ

Prensip-10
«İG Çalışmalarına Yön Veren İnsani Duyguların Yanında,
İG’nin Sağlanmasında İtici Rol Oynayan 2 Mali Faktör
Vardır.»
1. Güvenli bir işletmede üretim artar, maliyet düşer,
2. Kazalarda meydana gelen zarar, İSG için yapılan
ödemelerin 5 katıdır,

«Önlemek Ödemekten Daha Ucuz ve Daha İnsanidir»


İG SAĞLANMASINDA TEMEL KURALLAR
ÖNLENEMEYEN DURUMLARIN KÖTÜ
İSG’Yİ TEHDİT EDEN DURUMLARI İSG TEHDİT EDEN FAKTÖRLERİ
SONUÇLARINI
«ORTADAN KALDIRMAK» «ZAMANINDA SAPTAMAK» «EN AZA İNDİRMEK»

Proaktif (Önlem Almak) Olma Tehlikeli olan biri durumun; İş kazaları ve meslek
 Ortadan kaldırmak, tehlike olasılığı çok düşük hastalıklarına yönelik olarak
 Engel olmak; düzeye indirilemiyorsa, KKD kullanılması gerekir.
• Duyarlı olmak, tehlikeli durumların ve
• Tehlikeleri görmek, gelişmelerin izlenmesi, Kişisel koruyucuların
• Bilgi ve deneyimli olmak kazaların önlenmesi açısından kullanılmasına bağlı kazalardan
büyük önem kazanır. korunma,
Reaktif (Sonradan Tepkisel)
Meslek hastalıkların
«Örnek; Doğalgaz boru hattı ve önlenmesinde periyodik
kokulandırma işlemi» muayenelerin yapılması,
PROAKTİF VE REAKTİF YAKLAŞIMLAR

Odak Merkezi (En Proaktif)

Etki Alanı (Proaktif)


Target

İlgi Alanı (Reaktif)


İŞLETME YÖNETİMİNDE İSG KÜLTÜRÜ
İNSAN ÜRETKENLİK
KALİTE TEDARİK
KAYNAKLARI MALİYET

Rekabet Üretkenlik Kalite Zamanında üretim

İşletme rekabet «İnsan-teknoloji- Belirlenen üretim Kaliteli bir ürün


için; iyi personel yönetim» usullerine sıkı “zamanında
yetiştirmelidir. stratejilerinin bir bağlılığı, ayrıntılara üretilendir”
fonksiyonudur. dikkati ve işleri
En yetenekli işçiler doğru şekilde Kazalar, yangınlar,
kaza sonucu Güvenlik ve sağlık, yapmayı gerektirir. patlamalar gibi
yaralanınca üretim ve insan durumlar, üretimi
şirketin rekabet üzerinde doğrudan İSG artırma, aynı kısmen ya da
edebilme gücü etkiye sahiptir... zamanda kaliteyi tamamen
zayıflar… de artırır… durdurur.

Tedarik zamanında
gerçekleşmez.
RİSK DEĞERLENDİRMESİ
VE
KONTROLU
❑Günlük hayatta tehlike ve risk kavramları birbirinin yerine
sıklıkla kullanılmaktadır. Gerçekte ise, tehlike ve risk aynı şey
değildir. Her iki kavramın anlamları arasında farklılık
bulunmaktadır, iş sağlığı ve güvenliği açısından bu iki kavram
şöyle tanımlanabilir:
❑Tehlike: Çalışma çevresinin fiziki kusurları ve insanların hatalı
davranışları gibi, çalışma ortam ve koşullarında var olan, ya da
dışarıdan gelebilecek kapsamı belirlenmemiş olan durumların
kişilere, işyerlerine ve çevreye zarar ya da hasar verme
potansiyelini ifade eder.
❑Risk: Belirli bir tehlikeli olayın meydana gelme olasılığı ile bu
olayın sonuçlarının ortaya çıkardığı zarar ve hasarın şiddetinin
bileşkesidir.
Risk=Olasılık x Şiddet
❑ Olay: Kazaya neden olan veya kazaya sebep potansiyele sahip istenmeyen
durum.
❑ Kaza: Yaralanmaya, sağlığın bozulmasına veya ölüme sebep olan olaydır
(TS 18001).
❑ Ramak kala: Ölüme, hastalığa, hasara ya da diğer kayıplara sebep
olmayan olaylardır (TS 18001).

Risk = İ x D
İ: İhtimal; D: Zararın derecesi
Tehlike: Güvenlik halatı
olmadan ve emniyet
kemeri takılmadan
yüksekte çalışma.
Risk: Denge kaybı ya da
kayma sonucu düşme:
Sonuç: Ölüm ya da ağır
yaralanma (sürekli iş
göremezlik).
Tedbir: Çalışma alanına
güvenlik halatı çekilmeli,
çalışan işçi emniyet
kemeri takmalı ve kendini
güvenlik halatına
bağlamalı.
❑ Risk Değerlendirmesi
• Risk analizi veya değerlendirilmesi ile ilgili çok farklı tanımlar
ve yöntemler vardır:
• BS 8800 (İngiliz Standardı)’e göre risk analizi metodu; riskin
büyüklüğünün tahmin edilmesini ve riskin kabul edilebilir olup
olmadığını tanımlanmasını kapsayan süreç.
• TS OHSAS 18001’e göre risk analizi metodu; tüm
proseslerde, riskin büyüklüğünü tahmin etmek ve riske
tahammül edilip edilemeyeceğine karar vermek.
• TS 1050’ye göre risk analizi metodu; belirlenen tehlikelerin
sistematik yolla gözden geçirilmesine imkan veren bir dizi
mantık adımıdır.
• ILO’ya göre risk analizi metodu; işteki tehlikelerden ortaya
çıkan sağlık ve güvenlik risklerini değerlendiren bir prosestir.
• Kabul edilebilir/katlanılabilir risk: Kuruluşun Yasal zorunluluklara ve
kendi İş Sağlığı ve Güvenliği politikasına göre, tahammül edebileceği
düzeye indirilmiş risk (TS18001).
veya
İşin yapılması ve yürütümü sırasında oluşan risk yada risklerin, tanımlanmış
bir zaman aralığı süresince, kabul edilemez düzeyin dışında kalma yeteneği.
Risk algılama
Risk Değerlendirme Adımları

1. Tehlikelerin belirlenmesi
(tespit edilmesi)

2. Risklerin belirlenmesi

3. Risklerin derecelendirilmesi

4. Kontrol önlemlerinin
uygulanması

5. Denetim, izleme ve gözden


geçirme
Tehlike Kaynakları
1. Fiziksel Tehlikeler

Titreşim

Gürültü

Yetersiz havalandırma

Aşırı ısı, nem ve hava hareketleri

Yetersiz veya aşırı aydınlatma


Radyasyona maruz kalma
X-ışınları, radyoaktif maddeler)

Kızılötesi ve morötesi ışınlar


2. Kimyasal Tehlikeler

Toksik gazlar

Asitler

İnert tozlar

Fibrojenik tozlar

Toksik tozlar
Kansorejik tozlar

Alerjik tozlar
3. Elektriksel Tehlikeler

Topraklanmamış tezgahlar veya


el aletleri

Kırık, yıpranmış el aletleri

Elektrik ve aydınlatma tesisatının


periyodik kontrolünün yapılmaması

Yıpranmış ve hatalı onarılmış el aletleri

Yüksek gerilim ile çalışmalarda


kurallara uyulmaması
Topraklamanın periyodik kontrolünün
yapılmaması

Zeminin yalıtılmaması
4. Mekanik Tehlikeler

Pürüzlü, engebeli veya kaygan işyeri


zemini

Hareketli makine parçaları


Hareketli araç ve makineler

Keskin veya yüzeyi çıkıntılı malzeme ve


parçalar Sabit ve seyyar merdivenler

Asansörler
Sıcak veya soğuk yüzeyli malzeme ve
parçalar Basınçlı kap veya hatlar

El aletleri Kaldırma ve taşıma araçları

Uygun olmayan korkuluklar Hatalı istifleme

Malzeme düşmesi veya yuvarlanması Alçak ve dar geçitler


5. İşyeri Ortamından Kaynaklanan Tehlikeler

İşyeri zemini

Yetersiz geçitler

Yetersiz çıkış yerleri

Yetersiz iş alanlı

Düzensiz iş yeri

Merdivenlerde korkuluk olmaması

Duşların ve tuvaletlerin temiz


olmaması
Tehlikelerin belirlenmesinde göz önüne alınacaklar
Üretim bilgileri Çalışanlardan elde edilen İSG bilgileri
Üretim bilgileri ve proses akış şemaları Sağlık taramalarının kayıtları
Makine ve ekipman bilgileri Sağlık ve ilk yardım raporları
Malzeme envanterleri (ham maddeler, Kaza ve ramak kala olaylarının kayıtlan
ürünler ve alt ürünler, kimyasallar,
atıklar vb.)
İşyerinin İSG politikası Bakım-onarım, arıza ve duruş kayıtları
İSG mevzuatı ve diğer şartlar Fiziksel, kimyasal ve biyolojik etmenler
Malzeme güvenlik bilgi formları Elektrik kullanımı
Yangınla mücadele bilgileri Faaliyete özgü tipik tehlike ve riskler
Benzer işletmelerde olmuş olan kaza ve Literatür taraması
olaylar

TS 18001:2008 standardının tehlike tanımlaması, risk değerlendirmesi ve


kontrollerin belirlenmesi ile ilgili maddesine göre; kuruluşun tehlike tanımlaması ve
risk değerlendirmesi için metodolojisi, reaktif (düzenleyici) değil proaktif olmasını
sağlamak üzere, kapsamına, yapısına ve zamanlamasına göre tarif edilmelidir.
• Risk değerlendirme çalışmalarının yapılma zamanları

İşe başlama ve ara verme aşamalarında

İşyerinin olağanüstü durumlarında

İş kazası,
meslek hastalığı veya herhangi bir olay
sonrasında

İşyerinde bir değişiklik olması durumunda

Temizlik ve bakım zamanlarında

Düzenli aralıklarla
Risk kontrol önlemlerinin hiyerarşik düzeni:

1. Tehlikeleri ortadan kaldırılmak (eliminasyon)


2. Tehlikeli olanı daha az tehlikeli olanla değiştirmek (ikame)
3. Mühendislik önlemlerini uygulamak (otomasyon, tecrit/izolasyon,
uzaklaştırma, havalandırma, ergonomik yaklaşımlardan yararlanma)
4. İdari önlemler/işaretler/uyarılar (çalışma süreleri, işyeri düzeni,
eğitim ve öğretim, planlı bakım-onarım, mental riskler, monotonluk,
iletişim, denetim-disiplin)

5. Kişisel koruyucu donanımlar kullandırma


Risk kontrol önlemlerinin hiyerarşik düzenine örnek:

1. Teknolojisi eski olan ve çift el kumanda yada fotosel tertibatı


yapılamayan presin kullanımdan kaldırılması
2. Proses içerisinde kullanılan toksik veya çabuk yanıcı bir çözücünün, toksik
olmayan ve parlama noktası yüksek bir çözücü ile değiştirilmesi
3. Boyahanede kullanılan boyaların daha az tehlikeli (su bazlı gibi) boyalarla
değiştirilmesi mümkün olmuyor ise kapalı sistem boya kabini kullanılarak
tehlike izole edilebilir
4. Çalışma süreleri, işyeri düzeni, eğitim ve öğretim, bariyerler, uyarıcı
levhalar

5. Emniyet kemeri, baret, maske, eldiven gibi kişisel koruyucu donanımların


kullanılması
Riskin büyüklüğünü hesaplamada etkili olan faktörler

Riske maruz kalan kişi sayısı

Riske maruz kalma ile tesirleri


arasındaki ilişki
Maruziyet tipi, sıklığı ve süresi

İnsan ve güvenlik
fonksiyonlarının güvenilirliği

Güvenlik tedbirlerinin işlemez


hale getirilme imkanları

Güvenlik tedbirlerinin idame Yasal mevzuatlar


etlirilebilme kabiliyeti Çalışanların eğitimi ve
yetkinlikleri
Yetki ve sorumluluklar
 Risk değerlendirme çalışmalarının işyerinde kim ya da kimler
tarafından yürütüleceği önemli bir konudur. Bu konuda uzmanlarca
ortaya konulmuş farklı görüşler bulunmaktadır.
 Bazıları risk değerlendirme çalışmalarının her zaman ekip halinde
yürütülmesi fikrini savunurken diğerleri ise risk değerlendirme
çalışmalarının yapılacağı işletmenin özelliğini dikkate alarak birey
ya da takım tarafından yürütülmesi gerektiğini ileri sürmektedirler.
 Her iki görüşte doğru olmasına rağmen ikinci görüş daha esnek ve
uygulanabilir bir görünüm sergilemektedir.

Birey yaklaşımının yararları:

✓ Çabuk netice alınmasını sağlar,


✓ Kişinin meslektaşları tarafından yönlendirilmesini engeller,
✓ Bireyin kendisini bir takımın parçası olarak hissetmesini sağlar,
✓ Maliyeti düşüktür.
Birey yaklaşımının olumsuz tarafları:

 Teknik uzmanlık gerektirir,


 Yönetimin “İSG, İş Güvenliği Departmanının İşidir”
anlayışının değişmesi gereklidir,
 Birey yaklaşımının tek boyutlu olması yetersizlik getirebilir,

 Katılım sağlanamadığından insanlar tehlikelerin kendi


bölümlerinde olmadığını düşünürler,
 Bireylerin farklı kavrama seviyeleri değerlendirmeyi
etkileyebilir,
Takım yaklaşımının yararları:

 Gerekli bilgi tüm çalışanlar tarafından sağlanabilir.


 Herkesi tatmin edecek sonuçlar elde edilebilir.
 Katılanlara aidiyet ve işbirliği ruhu kazandırır
 Yöneticilerin katılımı, sonuçlara çalışanın da sahip çıkmasını sağlar.

Takım yaklaşımının olumsuz tarafları:


 Takım çalışmalarından netice daha geç alınabilir.
 Takım içi etkileşim sonucu etkileyebilir

 Çalışılması gereken zaman ve maliyet yüksek olur.


Risk Değerlendirme Yöntemleri

 Matris Yöntemi
 Kontrol Listesi (Check-List)
 Güvenlik Denetimi (SafetyAudit)
 Neden-Sonuç Analizi (Cause-Effect Analysis)
 Olursa Ne Olur Analizi (What If Analysis)
 İş Güvenliği Analizi (Job Safety Analysis - JSA)
 Birincil Risk Analizi (Preliminary Risk Analysis - PRA)
 Ön Tehlike Analizi (Preliminary Hazard Analysis - PHA}
 Hata Ağacı Analizi (FaultTree Analysis-FTA)
 Olay Ağacı Analizi (EventTreeAnaiysis-ETA)
 Hata Türleri ve Etkileri Analizi (Failure Modes and Effects Analysis - FMEA)
 Tehlike ve İşletilebilme Çalışması (Hazard and Operability Studies - HAZOP)
❑ Matris Yöntemi (L-Tipi Matris Yöntemi)
✓ Kullanımı kolay ve uygulaması en yayın metotlardan birisidir. Bu metot
diğer birçok metodun temelini teşkil eder.
✓ Bu metot basit olması dolayısıyla tek başına risk analizi yapmak zorunda
olan analistler için idealdir.
✓ Ancak değişik prosesler içeren veya birbirinden çok farklı akım şemasına
sahip işlerin hepsi için tek başına yeterli değildir ve analistin birikimine göre
metodun başarı oranı değişir.
✓ Bu tür işletmelerde özellikle acil önlem alınması gerekli olan tehlikelerin
tespitinin yapılabilmesi için kullanılmalıdır.
✓ Bu metot ile öncelikle bir olayın gerçekleşme ihtimali ile gerçekleşmesi
halinde sonucunun derecelendirilmesi ve ölçümü yapılır.

✓ Riskin tanımlanması: R = İ x D şeklindedir.


R: Risk skoru İ: İhtimal D: Zararın derecesi
Riskin Ortaya Çıkma Olasılığı (İ)

Ortaya Çıkma Sıklığı


Ortaya Çıkma Olasılığı
Nicel Değer Nitel Değer
1 Yılda bir Çok küçük dereceli olasılık
2 Üç ayda bir Küçük dereceli olasılık
3 Ayda bir Orta dereceli olasılık
4 Haftada bir Yüksek dereceli olasılık
5 Her gün Çok yüksek dereceli olasılık
Zararın Derecelendirilmesi (D, Riskin Şiddeti)

Nicel Nitel Değeri Derecelendirme


Değeri
1 Çok Hafif İş saati kaybı olmayan, ilk yardım gerektiren

2 Hafif İlk yardım gerektiren küçük yaralanmalar

3 Orta En az üç gün istirahat gerektiren yaralanmalar

4 Ciddi Ciddi yaralanma, meslek hastalığı, uzuv kaybı

5 Çok Ciddi Birden çok ölümlü, ölümlü veya sürekli iş görememezlik


Risk Matrisi (R, Risk Puan Tablosu)

ŞİDDET
Risk Puanı
Çok ciddi Ciddi Orta Hafif Çok hafif
5 4 3 2 1

Çok yüksek 25 20 15 10 5
5
O Yüksek 20 16 12 8 4
L 4
A
S Orta 15 12 9 6 3
I 3
L Düşük 10 8 6 4 2
I 2
K
Çok düşük 5 4 3 2 1
1
Risk Skoru-Yapılacak Eylem

Risk skoru Yapılacak Eylem


Katlanılmaz Belirlenen risk kabul edilebilir bir seviyeye düşürülünceye kadar
riskler iş başlatılmamalı eğer devam eden bir faaliyet varsa derhal
15, 16, 20, 25 durdurulmalıdır. Gerçekleştirilen faaliyetlere rağmen riski
düşürmek mümkün olmuyorsa, faaliyet engellenmelidir.
Dikkate değer Belirlenen riskleri düşürmek için faaliyetler başlatılmalıdır. Risk
riskler azaltma önlemleri zaman alabilir.
8, 9, 10, 12
Katlanabilir Acil tedbir gerektirmeyebilir. Ancak mevcut kontroller
riskler sürdürülmelidir.
1, 2, 3, 4, 5, 6
 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılan
yönetmelik 29 Aralık 2012 tarih, 28512 sayılı Resmi
Gazete’de yayınlanmıştır.

 Yönetmeliğin amacı “MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin


amacı, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden yapılacak
risk değerlendirmesinin usul ve esaslarını düzenlemektir.”
şeklinde belirtilmiştir.

 Söz konusu Yönetmelik, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği


Kanunu kapsamındaki işyerlerini kapsamaktadır.
❑ 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun kapsamı ve istisnaları
MADDE 2 – (1) Bu Kanun; kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve
işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler
de dahil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın
uygulanır.
(2) Ancak aşağıda belirtilen faaliyetler ve kişiler hakkında bu Kanun
hükümleri uygulanmaz:
a) Fabrika, bakım merkezi, dikimevi ve benzeri işyerlerindekiler hariç Türk
Silahlı Kuvvetleri, genel kolluk kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı
Müsteşarlığının faaliyetleri.
b) Afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetleri.
c) Ev hizmetleri.
ç) Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi
yapanlar.
d) Hükümlü ve tutuklulara yönelik infaz hizmetleri sırasında, iyileştirme
kapsamında yapılan işyurdu, eğitim, güvenlik ve meslek edindirme faaliyetleri.
▪ Risk değerlendirmesinin yapılma zorunluluğu, 6331 sayılı İş Sağlığı ve
Güvenliği Kanunu “MADDE 10 – (1) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği
yönünden risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmakla yükümlüdür. Risk
değerlendirmesi yapılırken aşağıdaki hususlar dikkate alınır:…” gereğince
zorunludur.

 Ayrıca İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği


“MADDE 5 – (1) İşveren; çalışma ortamının ve çalışanların sağlık ve
güvenliğini sağlama, sürdürme ve geliştirme amacı ile iş sağlığı ve
güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.
(2) Risk değerlendirmesinin gerçekleştirilmiş olması; işverenin, işyerinde iş
sağlığı ve güvenliğinin sağlanması yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
(3) İşveren, risk değerlendirmesi çalışmalarında görevlendirilen kişi veya
kişilere risk değerlendirmesi ile ilgili ihtiyaç duydukları her türlü bilgi ve
belgeyi temin eder.” denilmektedir.
 İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği, yapılacak risk
değerlendirmesinin, işverenin oluşturacağı ekip tarafından gerçekleştireceğini
belirterek, bu ekibin kimlerden oluşacağını da belirtmektedir (Madde 6).

İşveren veya işveren vekili

İşyerinde sağlık ve güvenlik hizmetini yürüten


iş güvenliği uzmanları ile işyeri hekimleri
İşyerindeki çalışan temsilcileri
(İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalara
katılma, çalışmaları izleme, tedbir alınmasını
isteme, tekliflerde bulunma ve benzeri konularda
çalışanları temsil etmeye yetkili çalışan)

İşyerindeki bütün birimleri temsil edecek şekilde


belirlenen ve işyerinde yürütülen çalışmalar, mevcut
veya muhtemel tehlike kaynakları ile riskler konusunda
bilgi sahibi çalışanlar
İşyerindeki destek elemanları
(Asli görevinin yanında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili
önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım
ve benzeri konularda özel olarak görevlendirilmiş uygun
donanım ve yeterli eğitime sahip kişi)
➢ Risk değerlendirmesinin yapılması esnasında;
➢ İşveren, ihtiyaç duyulduğunda bu ekibe destek olmak üzere
işyeri dışındaki kişi ve kuruluşlardan hizmet alabilir.
➢ Risk değerlendirmesi çalışmalarının koordinasyonu işveren
veya işveren tarafından ekip içinden görevlendirilen bir kişi
tarafından da sağlanabilir.
➢ İşveren, risk değerlendirmesi çalışmalarında görevlendirilen
kişi veya kişilerin görevlerini yerine getirmeleri amacıyla araç,
gereç, mekan ve zaman gibi gerekli bütün ihtiyaçlarını
karşılar, görevlerini yürütmeleri sebebiyle hak ve yetkilerini
kısıtlayamaz.
➢ Risk değerlendirmesi çalışmalarında görevlendirilen kişi veya
kişiler işveren tarafından sağlanan bilgi ve belgeleri korur ve
gizli tutar.
➢ Söz konusu Yönetmelik, Madde 10’da riskin nasıl kontrol edileceği belirtilmiştir.

MADDE 10 – (1) Risklerin kontrolünde şu adımlar uygulanır.

a) Planlama: Analiz edilerek etkilerinin büyüklüğüne ve önemine göre sıralı hale


getirilen risklerin kontrolü amacıyla bir planlama yapılır.

b) Risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması: Riskin tamamen bertaraf edilmesi, bu


mümkün değil ise riskin kabul edilebilir seviyeye indirilmesi için aşağıdaki adımlar
uygulanır.
1) Tehlike veya tehlike kaynaklarının ortadan kaldırılması.
2) Tehlikelinin, tehlikeli olmayanla veya daha az tehlikeli olanla değiştirilmesi.
3) Riskler ile kaynağında mücadele edilmesi.

c) Risk kontrol tedbirlerinin uygulanması: Kararlaştırılan tedbirlerin iş ve işlem


basamakları, işlemi yapacak kişi ya da işyeri bölümü, sorumlu kişi ya da işyeri
bölümü, başlama ve bitiş tarihi ile benzeri bilgileri içeren planlar hazırlanır. Bu
planlar işverence uygulamaya konulur.
ç) Uygulamaların izlenmesi: Hazırlanan planların uygulama adımları
düzenli olarak izlenir, denetlenir ve aksayan yönler tespit edilerek gerekli
düzeltici ve önleyici işlemler tamamlanır.

(2) Risk kontrol adımları uygulanırken toplu korunma önlemlerine, kişisel


korunma önlemlerine göre öncelik verilmesi ve uygulanacak önlemlerin
yeni risklere neden olmaması sağlanır.

(3) Belirlenen risk için kontrol tedbirlerinin hayata geçirilmesinden sonra


yeniden risk seviyesi tespiti yapılır. Yeni seviye, kabul edilebilir risk
seviyesinin üzerinde ise bu maddedeki adımlar tekrarlanır.
 Yine söz konusu Yönetmelik, Madde 12’de risk değerlendirmesinin yenilenme
zamanı belirtilmiştir.

MADDE 12 – (1) Yapılmış olan risk değerlendirmesi; tehlike sınıfına göre çok
tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli işyerlerinde sırasıyla en geç iki, dört ve altı yılda
bir yenilenir.

(2) Aşağıda belirtilen durumlarda ortaya çıkabilecek yeni risklerin, işyerinin


tamamını veya bir bölümünü etkiliyor olması göz önünde bulundurularak risk
değerlendirmesi tamamen veya kısmen yenilenir.

a) İşyerinin taşınması veya binalarda değişiklik yapılması.


b) İşyerinde uygulanan teknoloji, kullanılan madde ve ekipmanlarda değişiklikler meydana
gelmesi.
c) Üretim yönteminde değişiklikler olması.
ç) İş kazası, meslek hastalığı veya ramak kala olay meydana gelmesi.
d) Çalışma ortamına ait sınır değerlere ilişkin bir mevzuat değişikliği olması.
e) Çalışma ortamı ölçümü ve sağlık gözetim sonuçlarına göre gerekli görülmesi.
f) İşyeri dışından kaynaklanan ve işyerini etkileyebilecek yeni bir tehlikenin ortaya çıkması.
❑ Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de kuruluşlar daha
kaliteli, daha ucuz mal ve hizmet üretmek için arayışlar
içindedirler.
❑ Ürün ve hizmetlerin gerçekleştirilmesi esnasında da insan ve
çevre sağlığını bozmamanın yolları aranmaktadır Bunun
sonucu olarak bütün dünyada gelişmişlik ve kültür düzeyi
farklılıklarını en aza indirerek tüm işletmelerin ortak bir
paydada üretim yapabilmelerini sağlamak ve bu konuda
uluslar arası denetime açık olabilmek için Yönetim
Sistemlerine geçiş sureci hızlanarak sürmektedir.
❑Bu çerçevede özellikle 3 yönetim anlayışı öne çıkmaktadır.
Bunlar;
TS EN ISO 9001-2000
Kalite Yönetim Sistemi

TS EN ISO 14001 Çevre


Yönetim Sistemi

TS (OHSAS) 18001 İSG


Yönetim Sistemi
 Yönetim Sistemi Modelleri:Deming tarafından geliştirilen
“Planla – Uygula – Kontrol Et – Önlem Al”
kavramlarını içeren sürekli iyileştirme döngüsü ile uygulanır.

PUKÖ :

DEMING SARMALI
Tüm yönetim sistemlerinin
temelinde sürekli iyileştirme
prensibi yer alır.
TS (OHSAS) 18001 İSG Yönetim Sistemi

 OHSAS 18001, İngiliz Standartlar Enstitüsü (BSI) tarafından


yayınlanmış olan "İş Sağlığı ve Güvenliği" standardıdır.

İlk olarak
18001:1999 yayınlandı.

Son revizyon
18001:2007
 Bu Standart, iyi bir İSG yönetim sisteminin genel
prensiplerine baz oluşturmak, tüm yönetim sistemine
en iyi şekilde entegrasyonu sağlamak ve verimliliği
artırmak amacı ile tasarlanmıştır. Standart;

✓ İSG risklerini asgari düzeye indirmesi,


✓ İş Performansının geliştirilmesi,
✓ Kuruluşun imajının iyileşmesine yardımcı olur.
❖ Bu standart ile ürün ve hizmet güvenliğini
sağlamak amaçlanmamıştır.
0. Giriş

1. Kapsam

2. Atıf Yapılan Standartlar

3. Terimler ve Tarifler

4. İSG Yönetim Sistemi Şartları


➢ Standardın “Giriş kısmında, standardın genel bir tanımı yapılmaktadır.
➢ Kuruluşun (şirketin) İSG konusunun, kuruluşla entegre olmuş bir yönetim
sistemi ile icra edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
➢ Her tipte ve büyüklükteki kuruluşa uygulanabilir nitelikte olması
amaçlanan bu standart “PUKÖ” döngüsü üzerine kurulmuştur.
 Standardın “Kapsam” bölümünde; söz konusu standardın,
aşağıda belirtilenleri yapmayı hedefleyen her kuruluşa
uygulanabilir olduğu belirtilmiştir.
 Standardın 2. maddesinde “Atıf yapılan standartlar ve/veya
dokümanlar”, 3. maddesinde ise konuyla ilgili “Terimler ve
tarifler” verilmiştir.
➢ 4. İSG Yönetim sistemi şartları

4.1 Genel Şart


Kuruluşun, standardın bütün şartlarına uyan bir yönetim sistemini kurması,
dokumante etmesi ve sürdürmesi gerektiği belirtilmiştir.
4.2 İş Sağlığı ve Güvenliği Politikası
4.3 Planlama
4.3.1 Tehlike tanımlama, risk değerlendirme ve kontrollerin
belirlenmesi
 Kuruluş, tehlike tanımlaması ve risk değerlendirmesi yaparken önceliklerin
belirlenerek dokümante edilmesini ve kontrollerin uygulanmasını
sağlamalıdır.
 Kontrolleri belirlerken veya
mevcut kontrollerde değişiklik Ortadan kaldırma

yaparken yandaki hiyerarşi


içerisinde risklerin
Yerine koyma
azaltılması düşünülmelidir.

Mühendislik kontrolleri

İşaretler/uyarılar ve/veya diğer idari kontroller


(çalışma izni verme, prosedür oluşturma, eğitim
gibi)

Kişisel koruyucu donanım


4.3.2. Yasal ve diğer şartlar
4.3.3. Hedefler ve programlar
4.4 Uygulama ve işletme
4.4.1. Yapı ve sorumluluk
4.4.2. Eğitim, bilinç ve yeterlilik
4.4.3. İletişim, katılım ve danışma
4.4.4. Dokümantasyon

4.4.5. Doküman ve veri kontrolü


4.4.6. İşletme kontrolü
4.4.7. Acil durum ve tepki
4.5. Kontrol ve düzeltici faaliyet
4.5.1. Performans ölçümü ve izleme
Kuruluş, İSG performansını düzenli bir şekilde izleme ve ölçme
için gereken prosedürleri oluşturmalı, uygulamalı ve
sürdürmelidir.

4.5.2. Kazalar, olaylar, uygunsuzluklar, düzeltici ve önleyici


faaliyetler
Kuruluş, kazalar, olaylar, uygunsuzluklar, düzeltici ve önleyici
faaliyetler konusunda inceleme yapmak, kaydetmek ve analiz
etmek için prosedürler oluşturmalı, uygulamalı ve sürdürmelidir.
4.5.3. Kayıtlar ve kayıtların yönetimi
4.5.4. İç Denetleme

4.6. Yönetimin gözden geçirmesi


İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KURULLARI
❑ İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları Hakkındaki yönetmelik (Resmi Gazete
Tarihi: 18.01.2013 Sayısı:28532), Madde 4’e göre;
Madde 4-(1) Elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve altı aydan fazla süren
sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde işveren, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili
çalışmalarda bulunmak üzere kurul oluşturur.
(2) Altı aydan fazla süren asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hallerde;

a) Asıl işveren ve alt işverenin çalışan sayıları ayrı ayrı elli ve daha fazla ise asıl
işveren ve alt işveren ayrı ayrı kurul kurar. İş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerinin
yürütülmesi ve kurullarca alınan kararların uygulanması konusunda işbirliği ve
koordinasyon asıl işverence sağlanır.

b) Bir işyerinde sadece asıl işverenin çalışan sayısı elli ve daha fazla ise bu durumda
kurul asıl işverence kurulur. Kurul oluşturma yükümlülüğü bulunmayan alt
işveren, kurul tarafından alınan kararların uygulanması ile ilgili olarak
koordinasyonu sağlamak üzere vekaleten yetkili bir temsilci atar.
c) Alt işverenin çalışan sayısı elli ve daha fazla, asıl işverenin çalışan sayısı
ellinin altında ise işyerinde kurul alt işverence oluşturulur. Asıl işveren alt
işverenin oluşturduğu kurula işbirliği ve koordinasyonu sağlamak üzere
vekaleten yetkili bir temsilci atar.

ç) Asıl işveren ve alt işverenin çalışan sayıları ayrı ayrı ellinin altında ve
toplam çalışan sayısı elliden fazla bulunduğu durumlarda ise koordinasyon
asıl işverence yapılmak kaydıyla, asıl işveren ve alt işveren tarafından
birlikte bir kurul oluşturulur. Kurulun oluşumunda üyeler 6 ncı maddeye
göre her iki işverenin ortak kararı ile atanır.

(3)Asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmayan ve aynı çalışma alanında


birden fazla işverenin bulunması ve bu işverenlerce birden fazla kurulun
oluşturulması halinde işverenler, birbirlerinin çalışmalarını etkileyebilecek
kurul kararları hakkında diğer işverenleri bilgilendirir.

(4) İşverenler, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun kurul kararlarını


uygular.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu aşağıdakilerden oluşur.

İşveren veya işveren vekili

İş güvenliği uzmanı
Çalışan temsilcisi, işyerinde birden çok
çalışan temsilcisi olması halinde baş
temsilci
İşyeri hekimi

İnsan kaynakları, personel, sosyal işler


Bulunması halinde sivil savunma uzmanı veya idari ve mali işleri yürütmekle görevli
bir kişi

Bulunması halinde formen, ustabaşı veya


usta
✓ İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulunun başkanı işveren veya işveren vekili,
kurulun sekreteri ise iş güvenliği uzmanıdır.

✓ İş güvenliği uzmanının tam zamanlı çalışma zorunluluğu olmayan


işyerlerinde ise kurul sekretaryası; insan kaynakları, personel, sosyal işler
veya idari ve mali işleri yürütmekle görevli bir kişi tarafından yürütülür.

✓ Kuruldaki İş güvenliği uzmanı, İşyeri hekimi, İnsan kaynakları, personel,


sosyal işler veya idari ve mali işleri yürütmekle görevli kişi ve bulunması
halinde sivil savunma uzmanı işveren veya işveren vekili tarafından atanır.

✓ Birden fazla iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin bulunduğu


işyerlerinde işveren tarafından görevlendirme yapılır.

✓ İş güvenliği uzmanının görevlendirilmesinde o işyerinin tehlike sınıfına


uygun uzmanlar arasından birisi görevlendirilir.
İşyerinin niteliğine uygun bir iş sağlığı ve güvenliği iç yönerge taslağı hazırlamak, işverenin veya işveren
vekilinin onayına sunmak ve yönergenin uygulanmasını izlemek, izleme sonuçlarını rapor haline getirip
alınması gereken tedbirleri belirlemek ve kurul gündemine almak
İş sağlığı ve güvenliği konularında o işyerinde çalışanlara yol göstermek

İşyerinde iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tehlikeleri ve önlemleri değerlendirmek, tedbirleri belirlemek,


işveren veya işveren vekiline bildirimde bulunmak
İşyerinde meydana gelen her iş kazası ve işyerinde meydana gelen ancak iş kazası olarak
değerlendirilmeyen işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğratma potansiyeli olan olayları veya meslek
hastalığında yahut iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili bir tehlike halinde gerekli araştırma ve incelemeyi
yapmak, alınması gereken tedbirleri bir raporla tespit ederek işveren veya işveren vekiline vermek
İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği eğitim ve öğretimini planlamak

İşyerinde yapılacak bakım ve onarım çalışmalarında gerekli güvenlik tedbirlerini planlamak ve bu


tedbirlerin uygulamalarını kontrol etmek
İşyerinde yangın, doğal afet, sabotaj ve benzeri tehlikeler için alınan tedbirlerin yeterliliğini ve ekiplerin
çalışmalarını izlemek
İşyerinin iş sağlığı ve güvenliği durumuyla ilgili yıllık bir rapor hazırlamak
❖ İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu, ayda en az bir kere toplanır. Ancak
kurul, işyerinin tehlike sınıfını dikkate alarak, tehlikeli işyerlerinde bu
sürenin iki ay, az tehlikeli işyerlerinde ise üç ay olarak belirlenmesine karar
verebilir.
❖ Kurulun toplantı gündemi, yeri, günü ve saati toplantıdan en az kırk sekiz
saat önce kurul üyelerine bildirilir.
❖ Ölümlü, uzuv kayıplı veya ağır iş kazası halleri veya özel bir tedbiri
gerektiren önemli hallerde kurul üyelerinden herhangi biri kurulu
olağanüstü toplantıya çağırabilir. Bu konudaki tekliflerin kurul başkanına
veya sekreterine yapılması gerekir.
❖ Kurul, üye tam sayısının salt çoğunluğu ile işveren veya işveren vekili
başkanlığında toplanır ve katılanların salt çoğunluğu ile karar alır.
Çekimser oy kullanılamaz. Oyların eşitliği halinde başkanın oyu kararı
belirler.
❖ Her toplantıda, görüşülen konularla ilgili alınan kararlar için tutanak
düzenlenir. Tutanak, başkan ve üyelerce imzalanır. İmza altına alınan
kararlar herhangi bir işleme gerek kalmaksızın işverene bildirilmiş sayılır.
İmzalı tutanak ve kararlar sırasıyla özel dosyasında saklanır.
 İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu, çalışmaktan kaçınma hakkı
taleplerinde belirlenen süre dikkate alınmaksızın (ayda en az
bir kere) acilen toplanır. Toplantıda alınan karar çalışan ve
çalışan temsilcisine yazılı olarak tebliğ edilir.

 Çalışmaktan kaçınma hakkı: Çalışanların; ciddi ve yakın


tehlike ile karşı karşıya kalmaları durumunda kurula, kurulun
bulunmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun
tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar
verilmesini talep edebilir.
Kurul acilen toplanarak, işveren ise derhal kararını verir ve
durumu tutanakla tespit eder. Karar, çalışana ve çalışan
temsilcisine yazılı olarak bildirilir.
 İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu, yapacakları tekliflerde,
bulunacakları tavsiyelerde ve verecekleri kararlarda işyerinin
durumunu ve işverenin olanaklarını göz önünde bulundururlar.

 Kurul üyeleri, görevleri nedeniyle işyerlerinin yapım ve üretim


teknikleri, ticari sırları ve ekonomik durumları hakkında
gördükleri ve öğrendiklerini gizli tutmak zorundadırlar.

 Çalışanlar sağlık ve güvenliğin korunması ve geliştirilmesi


amacıyla iş sağlığı ve güvenliği kurullarınca konulan kurallar,
yasaklar ile alınan karar ve tedbirlere uymak zorundadırlar.
 ILO’nun 155 ve 187 sayılı sözleşmelerinde İş Sağlığı ve Güvenliği
alanındaki sorunların sosyal tarafların katılımı ile ulusal bir politika ve
program çerçevesinde belirlenerek çözümlenmesi öngörülmektedir.

 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile birlikte Ulusal İş Sağlığı ve


Güvenliği Konseyi kurulması yasal dayanağa kavuşturulmuştur.

 İlgili Kanun’un 21. maddesinde Konseyin amacı, oluşumu ve karar yeter


sayıları düzenlenmiş, çalışma usul ve esaslarının Bakanlıkça
belirleneceğine yer verilmiştir.

 Konseyin kurulması sonrası Bakanlık uygulama esaslarını gösteren Ulusal


İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi Yönetmeliği (Resmi Gazete 05.02.2013)
yayınlamıştır.
MADDE 21 – (1) Ülke genelinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili politika
ve stratejilerin belirlenmesi için tavsiyelerde bulunmak üzere Konsey
kurulmuştur.

(2) Konsey, Bakanlık Müsteşarının başkanlığında aşağıda belirtilen


üyelerden oluşur:

a) Bakanlık İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü, Çalışma Genel


Müdürü, İş Teftiş Kurulu Başkanı ve Sosyal Güvenlik Kurumu
Başkanlığından bir genel müdür.

b) Bilim, Sanayi ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik, Enerji ve Tabii


Kaynaklar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Kalkınma, Milli Eğitim ile Sağlık
bakanlıklarından ilgili birer genel müdür.

c) Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından bir yürütme kurulu üyesi, Devlet


Personel Başkanlığından bir başkan yardımcısı.
ç) İşveren, işçi ve kamu görevlileri sendikaları üst kuruluşlarının en fazla
üyeye sahip ilk üçünden, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden, Türkiye
Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonundan, Türk Tabipleri Birliğinden,
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinden ve Türkiye Ziraat Odaları
Birliğinden konuyla ilgili veya görevli birer yönetim kurulu üyesi.

d) İhtiyaç duyulması halinde İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürünün


teklifi ve Konseyin kararı ile belirlenen, iş sağlığı ve güvenliği konusunda
faaliyet gösteren kurum veya kuruluşlardan en fazla iki temsilci.
(3) İkinci fıkranın (d) bendi kapsamında belirlenen Konsey üyeleri, iki yıl
için seçilir ve üst üste iki olağan toplantıya katılmaz ise ilgili kurum veya
kuruluşun üyeliği sona erer.

(4) Konseyin sekretaryası, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünce


yürütülür.
(5) Konsey, toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir. Oyların
eşitliği halinde başkanın oyu kararı belirler. Çekimser oy kullanılamaz.

(6) Konsey yılda iki defa olağan toplanır. Başkanın veya üyelerin üçte
birinin teklifi ile olağanüstü olarak da toplanabilir.

(7) Konseyin çalışma usul ve esasları Bakanlık tarafından belirlenir.

❑ Üçlü temsile dayanan konsey, devlet temsilcileri ile sosyal tarafların


temsilcilerinden oluşmaktadır.
❑ Konsey, 14’ü devlet temsilcisi ve 8’i sosyal taraf temsilcileri olmak üzere
22 üyeden oluşmaktadır.
Konseyin Görevleri

❑ Konsey, genel olarak, iş sağlığı ve güvenliği alanında ulusal politika ve


stratejilerin belirlenmesinde görüş ve önerilerde bulunmakla görevlidir. Bu
çerçevede;
✓ Konseyde alınan kararların uygulanmasını tavsiye etmek,

✓ İhtiyaç ve öncelikleri dikkate alarak eylem planlarının belirlenmesinde


öneriler geliştirmek,
✓ Çalışanların ve işverenlerin iş sağlığı ve güvenliği konularında eğitimleri,
bilinçlendirilmeleri ve güvenlik kültürünün oluşturulması için görüş
bildirmek,
✓ İş sağlığı ve güvenliği konularında araştırma projeleri önermek ve
gerektiğinde çalışma grupları kurmak,
✓ İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarını izlemek, ülke çapında seminer ve
konferans gibi faaliyetler planlamak
✓ Bakanlık ve diğer kurumlar arasında koordinasyon ve işbirliğine katkı
sağlamak,
✓ Konsey üyelerinin temsil ettikleri kurumlarda, konsey kararlarının ve
mevzuatın uygulanmasını izlemek, görüş ve önerilerde bulunmak,
✓ Her yıl bir önceki yılın faaliyet raporunu Konsey sekretaryasına
iletmektir.

➢ Konsey’in görevleri dikkatle incelendiğinde, Konsey izlemek ve


önerilerde bulunmakla görevli kılınmıştır.
➢ Konsey kararlarının icrai bir nitelik taşımaması nedeniyle Konsey’in bir
danışma organı niteliği taşıdığı söylenebilir.
➢ Ancak Konsey’in tavsiye niteliğindeki kararlarının icra organlarına yol
göstermesi ve ulusal stratejilerin oluşturulması bakımından yapıcı olacağı
söylenebilir.
İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI, GÖREV, YETKİ ve
SORUMLULUKLARI
İş güvenliği uzmanı: İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere
Bakanlıkça yetkilendirilmiş, iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip, Bakanlık
ve ilgili kuruluşlarında çalışma hayatını denetleyen müfettişler ile
mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik
eleman (teknik öğretmenler, fizikçi, kimyager veya biyolog unvanına sahip
olanlar ile üniversitelerin meslek yüksekokullarının iş sağlığı ve güvenliği
programı mezunları) olan kişilerdir.
❑ İşveren, çalışanları arasında yukarıda belirtilen niteliklere sahip çalışanı,
işyerinin tehlike sınıfı ve çalışan sayısını dikkate alarak iş güvenliği uzmanı
olarak görevlendirir.
❑ Çalışanları arasında belirlenen niteliklere sahip personel bulunmaması
halinde, bu yükümlülüğünü ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden veya
yetkilendirilmiş toplum sağlığı merkezlerinden hizmet alarak yerine getirebilir
 İşveren, görevlendirdiği kişi veya hizmet aldığı kurum ve
kuruluşlar tarafından iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuata
uygun olan ve yazılı olarak bildirilen tedbirleri yerine getirir.

 İşveren, yerine getirilmeyen hususlar varsa gerekçesi ile


birlikte talepte bulunan kişiye yazılı olarak bildirir ve bu
yazışmaların işyerinde düzenli olarak arşivlenmesini sağlar.

 İşveren, iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri ile ilgili maliyeti


çalışanlara yansıtamaz.

 İş güvenliği uzmanlarından; (C) sınıfı belgeye sahip olanlar az


tehlikeli sınıfta, (B) sınıfı belgeye sahip olanlar az tehlikeli ve
tehlikeli sınıflarda, (A) sınıfı belgeye sahip olanlar ise bütün
tehlike sınıflarında yer alan işyerlerinde çalışabilirler.
➢ Birden fazla iş güvenliği uzmanının görevlendirilmesinin
gerektiği işyerlerinde, sadece tam süreli olarak görevlendirilen
iş güvenliği uzmanının, işyerinin tehlike sınıfına uygun
belgeye sahip olması yeterlidir.

İş güvenliği uzmanlarının görevleri;

✓ İşyerinde yapılan çalışmalar ve yapılacak değişikliklerle ilgili


olarak tasarım, makine ve diğer teçhizatın durumu, bakımı,
seçimi ve kullanılan maddeler de dahil olmak üzere işin
planlanması, organizasyonu ve uygulanması, kişisel koruyucu
donanımların seçimi, temini, kullanımı, bakımı, muhafazası ve
test edilmesi konularının, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına
ve genel iş güvenliği kurallarına uygun olarak sürdürülmesini
sağlamak için işverene önerilerde bulunmak.
✓ İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirleri işverene
yazılı olarak bildirmek.

✓ İşyerinde meydana gelen iş kazası ve meslek hastalıklarının


nedenlerinin araştırılması ve tekrarlanmaması için alınacak önlemler
konusunda çalışmalar yaparak işverene önerilerde bulunmak.

✓ İşyerinde meydana gelen ancak ölüm ya da yaralanmaya neden


olmayan, ancak çalışana, ekipmana veya işyerine zarar verme
potansiyeli olan olayların nedenlerinin araştırılması konusunda
çalışma yapmak ve işverene önerilerde bulunmak.

✓ İş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapılmasıyla


ilgili çalışmalara ve uygulanmasına katılmak, risk değerlendirmesi
sonucunda alınması gereken sağlık ve güvenlik önlemleri
konusunda işverene önerilerde bulunmak ve takibini yapmak.
✓ Çalışma ortamının gözetiminin yapılması, işyerinde iş sağlığı
ve güvenliği mevzuatı gereği yapılması gereken periyodik
bakım, kontrol ve ölçümleri planlamak ve uygulamalarını
kontrol etmek.

✓ İşyerinde kaza, yangın veya patlamaların önlenmesi için


yapılan çalışmalara katılmak, bu konuda işverene önerilerde
bulunmak, uygulamaları takip etmek; doğal afet, kaza, yangın
veya patlama gibi durumlar için acil durum planlarının
hazırlanması çalışmalarına katılmak, bu konuyla ilgili
periyodik eğitimlerin ve tatbikatların yapılmasını ve acil
durum planı doğrultusunda hareket edilmesini izlemek ve
kontrol etmek.
✓ Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin ilgili
mevzuata uygun olarak planlanması konusunda çalışma
yaparak işverenin onayına sunmak ve uygulamalarını yapmak
veya kontrol etmek.
✓ Çalışma ortamıyla ilgili iş sağlığı ve güvenliği çalışmaları ve
çalışma ortamı gözetim sonuçlarının kaydedildiği yıllık
değerlendirme raporunu işyeri hekimi ile işbirliği halinde
hazırlamak.
✓ Çalışanlara yönelik bilgilendirme faaliyetlerini düzenleyerek
işverenin onayına sunmak ve uygulamasını kontrol etmek.
✓ Gerekli yerlerde kullanılmak amacıyla iş sağlığı ve güvenliği
talimatları ile çalışma izin prosedürlerini hazırlayarak
işverenin onayına sunmak ve uygulamasını kontrol etmek.
✓ İşyeri hekimiyle birlikte iş kazaları ve meslek hastalıklarıyla
ilgili değerlendirme yapmak, tehlikeli olayın tekrarlanmaması
için inceleme ve araştırma yaparak gerekli önleyici faaliyet
planlarını hazırlamak ve uygulamaların takibini yapmak.
✓ Bir sonraki yılda gerçekleştirilecek iş sağlığı ve güvenliğiyle
ilgili faaliyetlerin yer aldığı yıllık çalışma planını işyeri
hekimiyle birlikte hazırlamak.
✓ Bulunması halinde üyesi olduğu iş sağlığı ve güvenliği
kuruluyla işbirliği içinde çalışmak.

✓ Çalışan temsilcisi ve destek elemanlarının çalışmalarına destek


sağlamak ve bu kişilerle işbirliği yapmak.
İş güvenliği uzmanlarının yetkileri;

➢ İşverene yazılı olarak bildirilen iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili


alınması gereken tedbirlerden hayati tehlike arz edenlerin, iş
güvenliği uzmanı tarafından belirlenecek makul bir süre içinde
işveren tarafından yerine getirilmemesi halinde, bu hususu işyerinin
bağlı bulunduğu çalışma ve iş kurumu il müdürlüğüne bildirmek.

➢ İşyerinde belirlediği hayati tehlikenin ciddi ve önlenemez olması ve


bu hususun acil müdahale gerektirmesi halinde işin durdurulması
için işverene başvurmak.

➢ Görevi gereği işyerinin bütün bölümlerinde iş sağlığı ve güvenliği


konusunda inceleme ve araştırma yapmak, gerekli bilgi ve belgelere
ulaşmak ve çalışanlarla görüşmek.

➢ Görevinin gerektirdiği konularda işverenin bilgisi dahilinde ilgili


kurum ve kuruluşlarla işyerinin iç düzenlemelerine uygun olarak
işbirliği yapmak.
İş güvenliği uzmanlarının yükümlülükleri:

 İş güvenliği uzmanları, bu Yönetmelikte belirtilen görevlerini yaparken,


işin normal akışını mümkün olduğu kadar aksatmamak ve verimli bir
çalışma ortamının sağlanmasına katkıda bulunmak, işverenin ve işyerinin
meslek sırları, ekonomik ve ticari durumları ile ilgili bilgileri gizli tutmakla
yükümlüdürler.
 İş güvenliği uzmanları, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin
yürütülmesindeki ihmallerinden dolayı, hizmet sundukları işverene karşı
sorumludur.
 Çalışanın ölümü veya maluliyetiyle sonuçlanacak şekilde vücut
bütünlüğünün bozulmasına neden olan iş kazası veya meslek hastalığının
meydana gelmesinde ihmali tespit edilen iş güvenliği uzmanının yetki
belgesinin geçerliliği altı ay süreyle askıya alınır. Bu konudaki ihmalin
tespitinde kesinleşmiş yargı kararı, malullüğün belirlenmesinde ise 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 25 inci
maddesindeki kriterler esas alınır.
 İş güvenliği uzmanı, görevlendirildiği işyerinde yapılan çalışmalara ilişkin
tespit ve tavsiyeleri ile faaliyetlerini, işyeri hekimi ile birlikte yapılan
çalışmaları ve gerekli gördüğü diğer hususları onaylı deftere yazar.
İş güvenliği uzmanlarının çalışma süreleri:

 10’dan az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan


işyerlerinde çalışan başına yılda en az 60 dakika.

Diğer işyerlerinden;

1) Az tehlikeli sınıfta yer alanlarda, çalışan başına ayda en az


6 dakika.
2) Tehlikeli sınıfta yer alanlarda, çalışan başına ayda en az 8
dakika.
3) Çok tehlikeli sınıfta yer alanlarda, çalışan başına ayda en
az 12 dakika.
➢ Az tehlikeli sınıfta yer alan 2000 ve daha fazla çalışanı olan
işyerlerinde her 2000 çalışan için tam gün çalışacak en az bir iş
güvenliği uzmanı görevlendirilir.
Çalışan sayısının 2000 sayısının tam katlarından fazla olması
durumunda geriye kalan çalışan sayısı göz önünde bulundurularak
belirtilen kriterlere uygun (çalışan başına ayda en az 6 dakika) yeteri
kadar iş güvenliği uzmanı ek olarak görevlendirilir.

➢ Tehlikeli sınıfta yer alan 1500 ve daha fazla çalışanı olan


işyerlerinde her 1500 çalışan için tam gün çalışacak en az bir iş
güvenliği uzmanı görevlendirilir.
Çalışan sayısının 1500 sayısının tam katlarından fazla olması
durumunda geriye kalan çalışan sayısı göz önünde bulundurularak
belirtilen kriterlere uygun (çalışan başına ayda en az 8 dakika) yeteri
kadar iş güvenliği uzmanı ek olarak görevlendirilir.
 Çok tehlikeli sınıfta yer alan 1000 ve daha fazla çalışanı olan
işyerlerinde her 1000 çalışan için tam gün çalışacak en az bir
iş güvenliği uzmanı görevlendirilir.
Çalışan sayısının 1000 sayısının tam katlarından fazla olması
durumunda geriye kalan çalışan sayısı göz önünde
bulundurularak belirtilen kriterlere uygun (çalışan başına ayda
en az 12 dakika) yeteri kadar iş güvenliği uzmanı ek olarak
görevlendirilir.
İŞ HUKUKU

✓İş Hukuku, çalışanlar ile çalıştıranlar arasındaki ilişkileri düzenleyen kamu


hukuku dalıdır.

✓Çalışanlar bağımlı ve bağımsız çalışanlar olarak ikiye ayrılır.

✓Bağımsız çalışanlar, kendi adına çalışanlardır.

✓Bağımlı çalışanlar kavramına ise, işçiler dışındaki memurlar ve


sözleşmeli personel de dahil olmasına rağmen, İş Hukuku sadece işçilerle
işverenler arasındaki ilişkileri düzenlemektedir.
✓İş Hukuku, kendi içinde iki ana dala ayrılmaktadır:
▪ Bunlardan biri, tek bir işçinin çalışma koşulları ve haklarına göre hüküm ve
düzenlemelerin yer aldığı Bireysel (Ferdi) İş Hukuku
▪ Diğeri ise; işçilerin grup halindeki sendika kurma, örgütlenme, toplu iş
sözleşmesi yapma gibi faaliyetlerinin düzenlendiği Kollektif (Toplu) İş
Hukukudur
 Ferdi İş Hukuku alanındaki en temel kanun 4857 Sayılı İş
Kanunu’dur.
İş Kanununda Yer Verilen Ana Kavram ve Tanımlar :
İşçi: Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi denir.
İşveren: İşçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan
kurum ve kuruluşlara işveren denir.
İş İlişkisi: İşçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir.
İş Sözleşmesi: Bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın
(işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir.
İşyeri: İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve
olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir.
 İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı
bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile
dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım,
beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da
işyerinden sayılır.

İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş


organizasyonu kapsamında bir bütündür.

İşveren Vekili: İşveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin


yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir.
İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden
doğrudan işveren sorumludur.
 Asıl İşveren-Alt İşveren İlişkisi; Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal
veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir
bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık
gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu
işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında
kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl
işveren, alt işverenin işçilerine karsı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan,
iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden
doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.

 Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya


devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde
çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel
olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı isleme dayandığı kabul
edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi
sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle
uzmanlık gerektiren isler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.
 Aşağıda belirtilen işlerde ve iş ilişkilerinde 4857 Sayılı İş Kanunu
hükümleri uygulanmaz;
a) Deniz ve hava taşıma işlerinde,
b) 50'den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı
işyerlerinde veya işletmelerinde,
c) Aile ekonomisi sınırları içinde kalan tarımla ilgili her çeşit yapı işleri,
d) Bir ailenin üyeleri ve 3 üncü dereceye kadar (3 üncü derece dahil)
hısımları arasında dışarıdan başka biri katılmayarak evlerde ve el
sanatlarının yapıldığı işlerde,
e) Ev hizmetlerinde,
f) Çıraklar hakkında,
g) Sporcular hakkında,
h) Rehabilite edilenler hakkında,
ı) 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanununun 2 nci maddesinin tarifine
uygun üç kişinin çalıştığı işyerlerinde.
Ancak;

a) Kıyılarda veya liman ve iskelelerde gemilerden karaya ve karadan gemilere


yapılan yükleme ve boşaltma işleri,
b) Havacılığın bütün yer tesislerinde yürütülen işler,
c) Tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve
fabrikalarda görülen işler,
d) Tarım işletmelerinde yapılan yapı işleri,
e) Halkın faydalanmasına açık veya işyerinin eklentisi durumunda olan park
ve bahçe işleri,
f) Deniz İş Kanunu kapsamına girmeyen ve tarım işlerinden sayılmayan,
denizlerde çalışan su ürünleri üreticileri ile ilgili işler,
Bu Kanun hükümlerine tabidir.
İş Sözleşmesi

✓ İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın


(işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir.
✓ Süresi bir yıl ve daha fazla olan iş sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması
zorunludur.
✓ Yazılı sözleşme yapılmayan hallerde işveren işçiye en geç iki ay içinde
genel ve özel çalışma koşullarını, günlük ya da haftalık çalışma süresini,
temel ücreti ve varsa ücret eklerini, ücret ödeme dönemini, süresi belirli ise
sözleşmenin süresini, fesih halinde tarafların uymak zorunda oldukları
hükümleri gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlüdür.
✓ Süresi bir ayı geçmeyen belirli süreli iş sözleşmelerinde bu fıkra hükmü
uygulanmaz.
✓ İş sözleşmeleri belirli veya belirsiz süreli yapılır.
✓ Nitelikleri bakımından en çok otuz iş günü süren işlere süreksiz iş, bundan
fazla devam edenlere sürekli iş denir.
✓ İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz
süreli sayılır.
✓ Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir
olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi
arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir.
✓ Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste
(zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren
belirsiz süreli kabul edilir.
Sözleşmenin Feshi
➢ Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa
bildirilmesi gerekir.
➢ İş sözleşmeleri;
a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa
yapılmasından başlayarak iki hafta sonra,
b) İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer
tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,
c) İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer
tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra,
d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak
sekiz hafta sonra,
Feshedilmiş sayılır.
➢ Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında
tazminat ödemek zorundadır. İşveren bildirim süresine ait ücreti peşin
vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir
Feshin geçerli sebebe dayandırılması
▪ Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan
işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin
yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin
gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
▪ İşveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve
kesin bir şekilde belirtmek zorundadır.
▪ Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli
iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle
feshedilemez.
▪ İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya
gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin
tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir.
▪ Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir.
 İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel
yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan
çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak
bildirmek suretiyle yapabilir.

 Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde


yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz.

 İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin


geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin
bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle
iş sözleşmesini feshedebilir.
İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı

o Süresi belirli olsun veya olmasın işçi, aşağıda yazılı hallerde iş


sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin
feshedebilir:

I. Sağlık sebepleri:
 a) İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir
sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa.

 b) İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren


yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa
tutulursa.
II. Ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:

 a) İşveren iş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı


noktalarından biri hakkında yanlış vasıflar veya şartlar göstermek yahut
gerçeğe uygun olmayan bilgiler vermek veya sözler söylemek suretiyle
işçiyi yanıltırsa.

 b) İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna


dokunacak şekilde sözler söyler, davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel
tacizde bulunursa.

 c) İşveren işçiye veya ailesi üyelerinden birine karşı sataşmada bulunur


veya gözdağı verirse, yahut işçiyi veya ailesi üyelerinden birini kanuna
karşı davranışa özendirir, kışkırtır, sürükler, yahut işçiye ve ailesi
üyelerinden birine karşı hapsi gerektiren bir suç işlerse yahut işçi hakkında
şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnad veya ithamlarda bulunursa.
 d) İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından işyerinde cinsel
tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli
önlemler alınmazsa.

 e) İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme


şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse.

 f) Ücretin parça başına veya iş tutarı üzerinden ödenmesi kararlaştırılıp da


işveren tarafından işçiye yapabileceği sayı ve tutardan az iş verildiği
hallerde, aradaki ücret farkı zaman esasına göre ödenerek işçinin eksik
aldığı ücret karşılanmazsa, yahut çalışma şartları uygulanmazsa.

III. Zorlayıcı sebepler:


 İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını
gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa
İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı

 Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hallerde iş


sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin
feshedebilir:

I- Sağlık sebepleri:
 a) İşçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut
içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa veya sakatlığa uğraması
halinde, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü veya bir
ayda beş iş gününden fazla sürmesi.

 b) İşçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve


işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğunun Sağlık Kurulunca
saptanması durumunda.
II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:

 a) İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri


için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların
kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan
bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması.
 b) İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve
namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması,
yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda
bulunması.
 c) İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.
 d) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin
başka işçisine sataşması, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış
olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması.
 e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak,
işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan
davranışlarda bulunması.
 f) İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası
ertelenmeyen bir suç işlemesi.
 g) İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın
ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden
sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.
 h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı
halde yapmamakta ısrar etmesi.
 ı) İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye
düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan
makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin
tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması.
 İşveren; ekonomik, teknolojik, yapısal ve benzeri işletme, işyeri veya işin
gerekleri sonucu toplu işçi çıkarmak istediğinde, bunu en az otuz gün
önceden bir yazı ile, işyeri sendika temsilcilerine, ilgili bölge müdürlüğüne
ve Türkiye İş Kurumuna bildirir.

İşyerinde çalışan işçi sayısı:

a) 20 ile 100 işçi arasında ise, en az 10 işçinin,


b) 101 ile 300 işçi arasında ise, en az yüzde on oranında işçinin,
c) 301 ve daha fazla ise, en az 30 işçinin,

İşine bir aylık süre içinde aynı tarihte veya farklı tarihlerde son verilmesi toplu
işçi çıkarma sayılır.
 Fazla çalışma ücreti
 Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi
nedenlerle fazla çalışma yapılabilir.
 Fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati
aşan çalışmalardır.
 Denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama
çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile, bazı
haftalarda toplam kırkbeş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma
sayılmaz.
 Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat
başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir.
 Fazla saatlerle çalışmak için işçinin onayının alınması gerekir.
 Fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamaz.
 Gerek bir arıza sırasında, gerek bir arızanın mümkün görülmesi halinde
yahut makineler veya araç ve gereç için hemen yapılması gerekli acele
işlerde, yahut zorlayıcı sebeplerin ortaya çıkmasında, işyerinin normal
çalışmasını sağlayacak dereceyi aşmamak koşulu ile işçilerin hepsi veya bir
kısmına fazla çalışma yaptırılabilir.

 Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde işyerlerinde çalışılıp


çalışılmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmeleri ile kararlaştırılır.
Sözleşmelerde hüküm bulunmaması halinde söz konusu günlerde
çalışılması için işçinin onayı gereklidir.

 Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışılan her gün için bir günlük
ücret ödenir.
İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi

 a) Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara ondört günden,
 b) Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara yirmi günden,
 c) Onbeş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmialtı günden,

Az olamaz.

➢ Ancak onsekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki
işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olamaz.
Çalışma süresi
 Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırkbeş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa
bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır.

 Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan
günlerine, günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilir.

 Bu halde, iki aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık
çalışma süresini aşamaz.

Telafi çalışması
 Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra
işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin
önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile
kendisine izin verilmesi hallerinde, işveren iki ay içinde çalışılmayan süreler için telafi
çalışması yaptırabilir. Bu çalışmalar fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmaz.

 Telafi çalışmaları, günlük en çok çalışma süresini aşmamak koşulu ile günde üç saatten
fazla olamaz. Tatil günlerinde telafi çalışması yaptırılamaz.
Aşağıdaki süreler işçinin günlük çalışma sürelerinden sayılır:
 a) Madenlerde, taşocaklarında yahut her ne şekilde olursa olsun yeraltında veya su
altında çalışılacak işlerde işçilerin kuyulara, dehlizlere veya asıl çalışma yerlerine
inmeleri veya girmeleri ve bu yerlerden çıkmaları için gereken süreler.
 b) İşçilerin işveren tarafından işyerlerinden başka bir yerde çalıştırılmak üzere
gönderilmeleri halinde yolda geçen süreler.
 c) İşçinin işinde ve her an iş görmeye hazır bir halde bulunmakla beraber
çalıştırılmaksızın ve çıkacak işi bekleyerek boş geçirdiği süreler.
 d) İşçinin işveren tarafından başka bir yere gönderilmesi veya işveren evinde veya
bürosunda yahut işverenle ilgili herhangi bir yerde meşgul edilmesi suretiyle asıl
işini yapmaksızın geçirdiği süreler.
 e) Çocuk emziren kadın işçilerin çocuklarına süt vermeleri için belirtilecek süreler.

 f) Demiryolları, karayolları ve köprülerin yapılması, korunması ya da onarım ve


tadili gibi, işçilerin yerleşim yerlerinden uzak bir mesafede bulunan işyerlerine hep
birlikte getirilip götürülmeleri gereken her türlü işlerde bunların toplu ve düzenli
bir şekilde götürülüp getirilmeleri esnasında geçen süreler.
 İşin niteliğinden doğmayıp da işveren tarafından sırf sosyal yardım amacıyla
işyerine götürülüp getirilme esnasında araçlarda geçen süre çalışma süresinden
sayılmaz.
Ara dinlenmesi
 Günlük çalışma süresinin ortalama bir zamanında o yerin gelenekleri ve
işin gereğine göre ayarlanmak suretiyle işçilere;

 a) Dört saat veya daha kısa süreli işlerde onbeş dakika,


 b) Dört saatten fazla ve yedibuçuk saate kadar (yedibuçuk saat dahil) süreli
işlerde yarım saat,
 c) Yedibuçuk saatten fazla süreli işlerde bir saat

Ara dinlenmesi verilir.


 Bu dinlenme süreleri en az olup aralıksız verilir.

 Ancak bu süreler, iklim, mevsim, o yerdeki gelenekler ve işin niteliği göz


önünde tutularak sözleşmeler ile aralı olarak kullandırılabilir.
Gece süresi ve gece çalışmaları

✓ Çalışma hayatında "gece" en geç saat 20.00'de başlayarak en erken saat


06.00'ya kadar geçen ve her halde en fazla onbir saat süren dönemdir.

✓ İşçilerin gece çalışmaları yedibuçuk saati geçemez.

Çalıştırma yaşı ve çocukları çalıştırma yasağı

▪ Onbeş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak, ondört


yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış olan çocuklar, bedensel,
zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına
devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler.

▪ Temel eğitimi tamamlamış ve okula gitmeyen çocukların çalışma saatleri


günde yedi ve haftada otuzbeş saatten fazla olamaz. Ancak, onbeş yaşını
tamamlamış çocuklar için bu süre günde sekiz ve haftada kırk saate kadar
artırılabilir.
İşverenlerin ve İşçilerin Yükümlülükleri :

 4857 sayılı İş Kanununun 77. maddesine göre, işverenler, işyerlerinde iş sağlığı ve


güvenliğinin sağlanması için gerekli her turlu önlemi almak, arac ve gereçleri
noksansız bulundurmak, isçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her
türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İş Kanununun 78. maddesine göre çıkarılan
ve Avrupa Birliğinin 89/391 sayılı çerçeve direktifini uyumlaştıran İş Sağlığı ve
Güvenliği Yönetmeliğine göre ise, işverenlerin yükümlülükleri aşağıdaki gibi
tanımlanmıştır:

 1) İşveren, işle ilgili her konuda işçilerin sağlık ve güvenliğini korumakla


yükümlüdür.
 2) İşverenin, iş sağlığı ve güvenliği konusunda işyeri dışındaki uzman kişi veya
kuruluşlardan hizmet alması bu konudaki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
 3) İşçilerin is sağlığı ve güvenliği konusundaki yükümlülükleri, işverenin
sorumluluğu ilkesini etkilemez.
 4) İşveren, işçilerin sağlığını ve güvenliğini korumak için mesleki risklerin
önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dahil gerekli her turlu önlemi almak,
organizasyonu yapmak, araç ve gereçleri sağlamak zorundadır.
 5) İşveren, sağlık ve güvenlik önlemlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi
ve mevcut durumun sürekli iyileştirilmesi amaç ve çalışması içinde olacaktır.
 6) İşveren, sağlık ve güvenliğin korunması ile ilgili önlemlerin alınmasında
aşağıdaki genel prensiplere uyacaktır:
a) Risklerin önlenmesi,
b) Önlenmesi mumkun olmayan risklerin değerlendirilmesi,
c) Risklerle kaynağında mucadele edilmesi.
d) İşin kişilere uygun hale getirilmesi için, özellikle işyerlerinin tasarımında, iş
ekipmanları, çalışma şekli ve üretim metotlarının seçiminde özen gösterilmesi,
özellikle de monoton çalışma ve önceden belirlenmiş üretim temposunun
hafifletilerek bunların sağlığa olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi.
e) Teknik gelismelere uyum sağlanması,
f) Tehlikeli olanların, tehlikesiz veya daha az tehlikeli olanlarla
değiştirilmesi,
g) Teknolojinin, is organizasyonunun, çalışma şartlarının, sosyal ilişkilerin
ve çalışma ortamı ile ilgili faktörlerin etkilerini kapsayan genel bir önleme
politikasının geliştirilmesi,
h) Toplu korunma önlemlerine, kişisel korunma önlemlerine göre öncelik
verilmesi,
ı) İşcilere uygun talimatların verilmesi.
FİZİKSEL RİSK ETMENLERİ
-GÜRÜLTÜ-
İşyerlerinde çalışanlar açısından büyük risklere neden olabilecek fiziksel risk
etmenleri;

Gürültü

Titreşim

Termal Konfor

Aydınlatma

Radyasyon

Basınç
• Gürültü genel olarak, istenmeyen ve rahatsız edici sesler olarak tanımlanır.
• Endüstrideki gürültü ise; işyerlerinde çalışanların üzerinde fizyolojik ve
psikolojik etkiler bırakan ve iş verimini olumsuz yönde etkileyen sesler
olarak tanımlanmaktadır.
• Endüstrideki başlıca gürültü kaynakları;

Klima sistemleri

Soğutma sistemleri

Kompresörler

Pompa ve kollektörler

Havalandırma boruları

Fanlar
 Gürültüyü meydana getiren ses, maddeden oluşan bir ortamda (katı, sıvı ve
gaz) moleküllerin sıkışıp genleşmesinden meydana gelen ve madde içinde
yayılabilen bir titreşim olayı ve bir enerji biçimidir.

 Ses, titreşen bir maddenin titreşimlerinin maddenin içinde bulunduğu ortam


molekülleri taralından taşınması, kulağa kadar gelmesi ve kulak tarafından
algılanması sonucunda oluşan bir olgudur.

 Ses mekanik dalga olduğu için yayılması için bir ortama ihtiyaç
duymaktadır. Ses dalgaları ortamda sıkışma ve genleşme şeklinde boyuna
ilerleyen dalgalardır.

 Sesin bir boyu, periyodu, frekansı ve hızı bulunmaktadır.

 Dalga boyu, bir ses dalgasının oluşması için sesin aldığı yol olup ardı ardına
gelen iki sıkışma veya iki genleşme arasındaki uzaklığı ifade eder.

 Bir dalga boyu için geçen zamana periyot ve saniyedeki titreşim sayısına
ise frekans denir. Frekansla dalga boyunun çarpımı ise sesin hızını verir.
 Diyapazonun oluşturduğu ses, saf ses olarak bilinir, yani sıkışma ve
gevşemeler diyapazonda düzgün aralıklarladır.

 Diyapazonda oluşan ses düzgün bir sinüzoidal eğri oluşturur.

 Diyapazona bir kere kuvvetli, bir kere de yavaş vurulduğunda


diyapazonun hava moleküllerinde meydana getirdiği sıkışma ve
genleşmeler farklı olduğundan, duyulan sesler de farklıdır. Sıkışma
ve genleşme arasındaki basınç farkına ses basıncı denir.

 Basınç birimi Bar dır. Bar, bir santimetrekareye 106 dyn'lik bir
kuvvetin etkisiyle meydana gelen basınçtır.

 Ses basıncı çok küçük olduğundan Bar'ın milyonda biri olan


mikrobar kullanılır.

 Ses kaynağından bir metre uzaklıktaki ses basıncı, sesin gücü denir.
 Gürültüyü meydana getiren sesleri üç türde tanımlanır.

1. Subsonik sesler
2. İşitilebilen sesler
3. Ultrasonik sesler

Subsonik sesler; frekansı 20 Hz.'den düşük olan seslerdir.

İşitilebilen sesler; yaklaşık olarak, frekansı 20 Hz. ile 20 kHz


arasında olan seslerdir.

Ultrasonik sesler; frekansı 20 kHz.'den daha yüksek olan


seslerdir.
✓ Gürültünün insanlar üzerinde fiziksel, fizyolojik, psikolojik ve
performans etkileri vardır.

Fiziksel etkiler: Geçici ve kalıcı işitme kayıpları


Fizyolojik etkiler: Kan basıncında artma, dolaşım bozuklukları,
solunumda hızlanma, kalp atışlarında yavaşlama ve ani refleksler
Psikolojik etkiler: Davranış bozuklukları, aşırı sinirlenme ve stres
Performans etkileri: İş veriminde düşme, konsantrasyon bozukluğu,
hareketlerde yavaşlama

✓ Birden bire şiddetli bir gürültünün etkisinde kalındığında ise; kan


basıncının yükselmesi, dolaşım bozukluğu, solunum hızının değişmesi,
terlemenin artması ve stres görülebilir, Performansta gerileme, dolayısı
ile iş veriminde azalma da meydana gelebilir.
✓ Gürültünün insan üzerindeki fizyolojik (işitme kaybı) etkileri
birden çok etkene bağlıdır. Bunlar;

- Gürültüyü meydana getiren sesin şiddeti,


- Gürültüyü meydana getiren sesin frekans dağılımı,
- Gürültüden etkilenme suresi,
- Gürültüye karsı kişisel duyarlılık,
- Gürültüye maruz kalanın yaşı,
- Gürültüye maruz kalanın cinsiyeti.

✓ Gürültüyü meydana getiren sesin şiddeti önemli olmakla


birlikte, hiçbir zaman tek başına esas ölçü değildir
 Sağlıklı bir insan kulağı, 20 μPa ile 200 Pa arasında bulunan ses
şiddetlerine ve 16 Hz. ile 20000 Hz frekans aralığındaki seslere duyarlıdır.
Kulak bu geniş aralıkta rahatça duyar. 20 μPa şiddetindeki sese işitme
eşiği, 200 Pa şiddetindeki sese de ağrı eşiği denir.
 Duyma aralığı 107 basamaklı sayısal bir skala içerir. İşte bu çok geniş
sayısal aralıktaki ses basıncını daha dar aralıktaki sayısal bir ifade ile
tanımlamak için desibel birimi kullanılır.
 Pratikte gürültü (ses) ölçü birimi desibeldir. Desibel bir kazanç birimi (bir
fizik terimi) olup, logaritmik bir ifadedir.
 Ses şiddeti uzaklığın karesi ile orantılı olarak düşer. Uzaklık iki katına
çıkarsa ses şiddeti 6 dB azalır.
 20 μPa, 0 dB'e; 200 Pa, 140 dB'e karşıt gelir. Bu nedenle desibel cinsinden
0 dB'e işitme eşiği, 140 dB'e de ağrı eşiği denir.
 Endüstride yüksek gürültüye bir süre maruz kalan kişilerde geçici algı tipi
bir işitme kaybı görülebilir.
 Bu etkilenme uzun süre olursa, işitme kaybı devamlı (kalıcı) olur ve kulak
kaybettiği duyma yeteneğini artık geri kazanamaz.
 Kalıcı işitme kaybı her iki kulakta simetrik olarak oluşur ve devreleri
şunlardır:

1. devre: İşitme kaybının farkında olunmadığı devredir. Ancak odyometrik


inceleme ile tanısı konur. Günlük konuşmaların frekansı 500-2000 Hz
arasında iken bozukluk 4000-4500 Hz arasındadır.
2. devre: Kalıcı işitme kaybı ilerledikçe bozukluğun frekans yayılımı
genişler. Fısıltılar güçlükle duyulur.
3. devre; Bozukluğun frekans yayılımı çok genişler. Normal konuşmalar
duyulmaz olur.
❑ Odyoloji, kişilerin işitme kayıplarını tespit eden, işitme kaybının derecesini
ve türünü tayin eden ve gerektiği durumlarda rehabilitasyonunu yapan
bilim dalıdır.

❑ Odyometri, işitme alanı ve işitme eşik değerini tespit etmek için yapılan
ölçümlere diğer bir deyişle işitme duyusunun ölçülmesi için yapılan
işlemlere denir.

❑ Odyometrik ölçümlerde kullanılan cihazlara odyometre denir. Odyometre


elektrik enerjisini hassas olarak değişen miktarlarda ses enerjisine
dönüştüren elektronik bir cihazdır.

❑ Gürültünün işitme duyusu üzerindeki etkisi odyometre ile ölçüldüğünde


elde edilen sonuç grafiğine odyogram denir.
❖ Ortamlarda oluşan ses seviyelerini objektif olarak değerlendirebilmek için
ölçüm aletlerine (mikrofon) filtreler takılmış ve bu filtreler ile çeşitli
frekans değerlerindeki ses seviyeleri farklı olarak kaydedilmiştir. Ses
ölçme cihazlarında A, B, C ve lineer ölçme konumları vardır.

❖ Bunlardan A skalası insan kulağının duyma eğrisine göre kalibre edilmiştir.


Bir başka ifade ile A skalasındaki ölçme, insan kulağının duyduğu değerdir.

❖ B skalası telefon şirketleri tarafından kullanılan skaladır.

❖ C skalası ise tüm seslerin ölçmesinde kullanılan bir skaladır.

❖ Ayrıca, cihazlarda bulunan lineer skalası da, frekans analizi yapılmak


istendiğinde kullanılan bir skaladır.
 Bir işyerinde gürültüye karşı alınacak teknik korunma yöntemleri aşağıdaki
şekilde sıralanabilir:

Gürültü kaynağında alınması gereken önlemler:

▪ Kullanılan makinelerin gürültü düzeyi düşük makineler ile değiştirilmesi,

▪ Gürültülü yapılması gereken işlemin daha az gürültü gerektiren işlemle


değiştirilmesi,

▪ Gürültü kaynağının ayrı bir bölmeye alınması.


Gürültülü ortamda alınması gereken önlemler:

▪ Makinelerin yerleştirildiği zeminde gürültüye ve titreşime karşı yeterli


önlemlerin alınması,

▪ Gürültü kaynağı ile gürültüye maruz kalan kişi arasına gürültüyü önleyici
engellerin koyulması,

▪ Gürültü kaynağı ile gürültüye maruz kalan kişi arasındaki uzaklığın


artırılması,

▪ Sesin geçebileceği ve yansıyabileceği duvar, tavan, taban gibi yerlerin ses


emici malzemelerle kaplanması.
Gürültünün etkisinde kalan kişide alınması gereken önlemler:

▪ Gürültüye maruz kalan kişinin sese karşı iyi izole edilmiş bir bölme
içine alınması,
▪ Gürültülü ortamdaki çalışma süresinin kısaltılması,
▪ Gürültüye karşı etkin kişisel koruyucuların kullanılması.
 Gürültüye karşı kullanılan kulak koruyucuların kullanımında dikkat
edilmesi gereken hususlar şunlardır;

✓ Kulak koruyucuları gürültüsüz bir yerde temiz elle takılmalı ve


çıkartılmalıdır,
✓ Alıştırma programı sonunda kulak koruyucusunu kullanmakta halen güçlük
çekiliyorsa durum işyeri hekimine bildirilmelidir,
✓ Kulak koruyucuları yıprandığında, sertleştiğinde veya şekilleri
bozulduğunda yenisi ile değiştirilmelidir,
✓ Kulak koruyucusu kullanılarak gürültünün kontrol altına alındığı yerlerde
koruyucuyu kısa bir süre bile çıkarmak sakıncalıdır,
✓ İşçilerdeki kulak koruyucularının duymayı zorlaştırdığına dair inanç
yanlıştır. Çünkü kulak koruyucuları yüksek frekanslı sesleri alçak frekanslı
seslerden daha çok tutar ve alçak frekans bölgesinde olan insan sesleri daha
iyi işitilir. Bu nedenle, koruyucu kullananlar karşılıklı konuşmada
birbirlerini daha iyi duyarlar.
Çalışanların Gürültü İle İlgili Risklerden
Korunmalarına Dair Yönetmelik

En yüksek ses basıncı (Ptepe): C-frekans ağırlıklı anlık gürültü basıncının


tepe değerini,

Günlük gürültü maruziyet düzeyi (LEX, 8saat) [dB(A) re. 20 µPa]: TS 2607
ISO 1999 standardında tanımlandığı gibi en yüksek ses basıncının ve anlık
darbeli gürültünün de dahil olduğu A-ağırlıklı bütün gürültü maruziyet
düzeylerinin, sekiz saatlik bir iş günü için zaman ağırlıklı ortalamasını,

Haftalık gürültü maruziyet düzeyi (LEX, 8saat): TS 2607 ISO 1999


standardında tanımlandığı gibi A-ağırlıklı günlük gürültü maruziyet
düzeylerinin, sekiz saatlik beş iş gününden oluşan bir hafta için zaman
ağırlıklı ortalamasını
Maruziyet eylem değerleri ve maruziyet sınır değerleri:
✓ En düşük maruziyet eylem değerleri: (LEX, 8saat) = 80 dB(A)
veya (Ptepe) = 112 Pa [135 dB(C) re. 20 µPa] (20 µPa referans
alındığında 135 dB (C) olarak hesaplanan değer).
✓ En yüksek maruziyet eylem değerleri: (LEX, 8saat) = 85 dB(A)
veya (Ptepe) = 140 Pa [137 dB(C) re. 20 µPa].
✓ Maruziyet sınır değerleri: (LEX, 8saat) = 87 dB(A) veya (Ptepe) =
200 Pa [140 dB(C) re. 20 µPa].
 Maruziyet sınır değerleri uygulanırken, çalışanların maruziyetinin
tespitinde, çalışanın kullandığı kişisel kulak koruyucu donanımların
koruyucu etkisi de dikkate alınır.
 Maruziyet eylem değerlerinde kulak koruyucularının etkisi dikkate
alınmaz.
 Günlük gürültü maruziyetinin günden güne belirgin şekilde farklılık
gösterdiğinin kesin olarak tespit edildiği işlerde, maruziyet sınır değerleri
ile maruziyet eylem değerlerinin uygulanmasında günlük gürültü maruziyet
düzeyi yerine, haftalık gürültü maruziyet düzeyi kullanılabilir. Bu işlerde

a) Yeterli ölçümle tespit edilen haftalık gürültü maruziyet düzeyi, 87 dB(A)


maruziyet sınır değerini aşamaz.

b) Bu işlerle ilgili risklerin en aza indirilmesi için uygun tedbirler alınır.


Maruziyetin önlenmesi ve azaltılması

MADDE 8 – (1) İşveren, risklerin kaynağında kontrol edilebilirliğini ve teknik


gelişmeleri dikkate alarak, gürültüye maruziyetten kaynaklanan risklerin
kaynağında yok edilmesini veya en aza indirilmesini sağlar ve 8, 9, 10 ve 11
inci maddelere göre hangi tedbirlerin alınacağını belirler.
(2) İşveren, maruziyetin önlenmesi veya azaltılmasında, Kanunun 5 inci
maddesinde yer alan risklerden korunma ilkelerine uyar ve özellikle;
a) Gürültüye maruziyetin daha az olduğu başka çalışma yöntemlerinin
seçilmesi,
b) Yapılan işe göre mümkün olan en düşük düzeyde gürültü yayan uygun iş
ekipmanının seçilmesi,
c) İşyerinin ve çalışılan yerlerin uygun şekilde tasarlanması ve düzenlenmesi,
ç) İş ekipmanını doğru ve güvenli bir şekilde kullanmaları için çalışanlara
gerekli bilgi ve eğitimin verilmesi,
d) Gürültünün teknik yollarla azaltılması ve bu amaçla;
1) Hava yoluyla yayılan gürültünün; perdeleme, kapatma, gürültü emici
örtüler ve benzeri yöntemlerle azaltılması,
2) Yapı elemanları yoluyla iletilen gürültünün; yalıtım, sönümleme ve benzeri
yöntemlerle azaltılması,
e) İşyeri, işyeri sistemleri ve iş ekipmanları için uygun bakım programlarının
uygulanması,
f) Gürültünün, iş organizasyonu ile azaltılması ve bu amaçla;
1) Maruziyet süresi ve düzeyinin sınırlandırılması,
2) Yeterli dinlenme aralarıyla çalışma sürelerinin düzenlenmesi,

hususlarını göz önünde bulundurur.


(3) İşyerinde en yüksek maruziyet eylem değerlerinin aşıldığının tespiti
halinde, işveren;
a) Bu maddede belirtilen önlemleri de dikkate alarak, gürültüye
maruziyeti azaltmak için teknik veya iş organizasyonuna yönelik
önlemleri içeren bir eylem planı oluşturur ve uygulamaya koyar.
b) Gürültüye maruz kalınan çalışma yerlerini uygun şekilde işaretler.
İşaretlenen alanların sınırlarını belirleyerek teknik olarak mümkün ise
bu alanlara girişlerin kontrollü yapılmasını sağlar.
(4) İşveren, çalışanların dinlenmesi için ayrılan yerlerdeki gürültü
düzeyinin, bu yerlerin kullanım şartları ve amacına uygun olmasını
sağlar.
(5) İşveren, bu Yönetmeliğe göre alınacak tedbirlerin, Kanunun 10
uncu maddesi uyarınca özel politika gerektiren gruplar ile kadın
çalışanların durumlarına uygun olmasını sağlar.
Kişisel korunma
MADDE 9 – (1) Gürültüye maruziyetten kaynaklanabilecek riskler, 8
inci maddede belirtilen tedbirler ile önlenemiyor ise işveren;
a) Çalışanın gürültüye maruziyeti 5 inci maddede belirtilen en düşük
maruziyet eylem değerlerini aştığında, kulak koruyucu donanımları
çalışanların kullanımına hazır halde bulundurur.
b) Çalışanın gürültüye maruziyeti 5 inci maddede belirtilen en yüksek
maruziyet eylem değerlerine ulaştığında ya da bu değerleri aştığında,
kulak koruyucu donanımların çalışanlar tarafından kullanılmasını
sağlar ve denetler.
c) Kulak koruyucu donanımların kullanılmasını sağlamak için her türlü
çabayı gösterir ve bu madde gereğince alınan kişisel korunma
tedbirlerinin etkinliğini kontrol eder.
MADDE 10 – (1) Çalışanın maruziyeti, hiçbir durumda maruziyet sınır
değerlerini aşamaz. Bu Yönetmelikte belirtilen bütün kontrol tedbirlerinin
alınmasına rağmen, 5 inci maddede belirtilen maruziyet sınır değerlerinin
aşıldığının tespit edildiği durumlarda, işveren;

a) Maruziyeti, sınır değerlerin altına indirmek amacıyla gerekli tedbirleri


derhal alır.

b) Maruziyet sınır değerlerinin aşılmasının nedenlerini belirler ve bunun


tekrarını önlemek amacıyla, koruma ve önlemeye yönelik tedbirleri gözden
geçirerek yeniden düzenler.
FİZİKSEL RİSK ETMENLERİ
-TİTREŞİM-
❑ Titreşim (vibrasyon): Mekanik bir sistemdeki salınım hareketlerini
tanımlayan bir terimdir.

❑ Bir başka ifade ile; Potansiyel enerjinin kinetik enerjiye, kinetik enerjinin
potansiyel enerjiye dönüşmesi olayına titreşim (vibrasyon) denir.

❑ Titreşimin özelliğini, frekansı ve şiddeti belirler.

❑ Endüstride bir çok titreşim kaynağı vardır. Titreşim araç, gereç ve


makinelerin çalışırken oluşturdukları salınım hareketleri sonucu meydana
gelir. Çalışmakta olan ve iyi dengelenmemiş araç ve gereçler genellikle
titreşim oluştururlar.
➢ Titreşimi, insan sağlığı üzerindeki etkisi bakımından iki fiziksel büyüklüğü
ile tanımlamak mümkündür. Titreşimin frekansı ve titreşimin şiddeti.

➢ Titreşimin frekansı: Birim zamandaki titreşim sayısına titreşimin frekansı


denir. Birimi Hertz (Hz)’dir. İnsanlar, 1Hz. ile 1000 Hz arasındaki
titreşimleri algılarlar.

➢ Titreşim Şiddeti: Titreşimin oluştuğu ortamda titreşimden ileri gelen


enerjinin hareket yönüne dikey, birim alanda, birim zamandaki akım
gücüne titreşimin şiddeti denir. Birimi (W/cm2) ‘dir.

Rezonans: Belirli bir frekansta titreşen bir sistemin, aynı frekanstaki dış
titreşimin tesirinde kalarak yüksek genlikle titreşmesi olayıdır.
Sönümleme: Fiziki sistemlerde dıştaki uyarıcının tesiriyle titreşen cisimler,
uyarıcı etkisini kaldırdığı takdirde, genliğini yavaş yavaş küçülterek sıfıra
indirir. Bu olaya sönümlenme denir.
Endüstride titreşim kaynakları

Genellikle el ve el parmaklar ile kollara Tüm vücudun, etkisi altında kaldığı titreşim
ulasan titreşimleri oluşturan titreşim kaynakları
kaynakları
Taş kırma makineleri Traktör ve kamyon kullanımı
Kömür ve madencilikte kullanılan Dokuma tezgahları
pnomatik çekiçler
Ormancılıkta kullanılan taşınabilir Yol yapım, bakım ve onarım makineleri
testereler, parlatma ve rende makineleri
Çelik konstruksiyonlu yapılarda titreşime
sebep olan makina ve tezgahlardır
Bütün vücut titreşimi: Vücudun tümüne aktarıldığında, çalışanın sağlık ve
güvenliği için risk oluşturan, özellikle de bel bölgesinde rahatsızlık ve
omurgada travmaya yol açan mekanik titreşimdir.

El-kol titreşimi: İnsanda el-kol sistemine aktarıldığında, çalışanın sağlık ve


güvenliği için risk oluşturan ve özellikle de damar, kemik, eklem, sinir ve kas
bozukluklarına yol açan mekanik titreşimidir.

Maruziyet eylem değeri: Aşıldığı durumda, çalışanın titreşime


maruziyetinden kaynaklanabilecek risklerin kontrol altına alınmasını
gerektiren değeridir.

Maruziyet sınır değeri: Çalışanların bu değer üzerinde bir titreşime kesinlikle


maruz kalmaması gereken değeridir.
Çalışanların Titreşimle İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmeliğe
göre;

Maruziyet sınır değerleri ve maruziyet eylem değerleri

a) El-kol titreşimi için;

1) Sekiz saatlik çalışma süresi için günlük maruziyet sınır değeri: 5 m/s2.
2) Sekiz saatlik çalışma süresi için günlük maruziyet eylem değeri: 2,5 m/s2.

b) Bütün vücut titreşimi için;

1) Sekiz saatlik çalışma süresi için günlük maruziyet sınır değeri: 1,15 m/s2.
2) Sekiz saatlik çalışma süresi için günlük maruziyet eylem değeri: 0,5 m/s2.
Titreşimin kontrolü için uygulanan metotlar

▪ Dinamik denge ile titreşimin yoğunluğunu azaltmak,


▪ Titreşim olan kısımlardaki hareketi veren bölgenin gücünü azaltmak,
▪ Dakikada dönme hızını azaltmak ve çalışma döngüsünün süresini arttırmak,
▪ Titreşim yapan kısmın titreşim yayılın miktarını azaltmak, o kısmın emme
kapasitesini artırarak bağlı olduğu bölgeyi sağlamlaştırmak,
▪ Sallantı hareketini, dönme hareketine çevirmek,
▪ Ani duruşlarda frenleme yerine aralıklı frenlemeyi tercih etmek,
▪ Silindirik dişlileri helozonik dişlilere ve metal dişlileri mümkün olan diğer
tip dişlilere çevirmek,
▪ Kullanılan materyalin karakterine göre aletin şekil ve hızını tasarlamak,
▪ Çalışılan makine ve materyali sabit tutacak uygun sistemler
tasarlamak,
▪ Elektrikli makineleri elektrodinamik, magnetodinamik ve
aerodinamik güçlere göre tasarlamak,
▪ Makine ve ekipmanların uygun noktalarında uygun emme
bağlantıları geliştirmek,
▪ Fan pervanelerini uygun tasarlamak,
▪ Hava boşaltım ve çekim sistemlerini uygun tasarlamak ve gaz
veya sıvı boru sistemlerini titreşim kaynağı olmaktan çıkarmak,
▪ Bakım ve onarım personelini, yağlama, ayarlama, aşınan
kısımların değiştirilmesi ve düzenli bakını yapılması konusunda
eğitmek,
Titreşimin şiddetlenmesini, yayılmasını ve
yankılanmasını kontrol için uygulanan metotlar

▪ Makinenin yerleşimini (emme tabanı üstünde) duvar ve


zeminden izole etmek,
▪ Taban bağlantılarına ve yerleşim noktalarına anti-titreşim
materyali ara parçaları yerleştirmek,
▪ Titreşim yapan makineleri diğer kısımlardan ayırarak yerleşim
esnasındaki diğer kısımlarla ve çalışma odasıyla temas halinde
olmamasına dikkat etmek,
Ekipman yüksek seviyelerde titreşim yayıyorsa

▪ Uzaktan kumanda ile iş belli bir mesafeden kontrol edilmeli,


▪ Uzaktan kumandalı ekipman yerleştirilirken en az sayıda işçinin
etkilenebileceği şekilde ayarlama yapılmalı.

✓ Eğer titreşim sınırları tehlike sınırlarının altına düşürülemezse,


işçilere anti-titreşimli çalışma platformları ve stantları
sağlanmalıdır
Titreşim ölçümünde dikkat edilmesi gerekenler hususlar
▪ Titreşim ölçümlerinde, titreşim düzgün ise; ivmenin etkin değeri
m2/s cinsinden oktav bantları ile ölçülür,
▪ Titreşim, insan vücudunun titreşimle temasta olduğu
noktalardan ölçülür,
▪ Lokal titreşimde ölçüm, elle tutulan veya aletin çalışan kısmı
üzerinden, tüm vücut titreşiminde, oturulan veya ayakta durulan
noktalardan ölçülür
▪ Titreşim, vücuda yayıldığı nokta veya bölgeye en yakın yerden
ölçülür. Eğer iletim esnasında bir engel veya diğer faktörler,
etkili ise bunlar ölçüm esnasında göz önünde bulundurulur,
▪ Ölçen ve analiz eden cihazlar her ölçümden önce uygun şekilde
kalibre edilmelidir. Ayrıca, bu cihazlar belli aralıklarla test
edilmeli ve kalifiye elemanlarca kalibre edilip saklanmalıdır.
FİZİKSEL RİSK ETMENLERİ
-TERMAL KONFOR-
❑ Termal konfor deyimi, genel olarak bir işyerinde çalışanların büyük
çoğunluğunun sıcaklık, nem, hava akımı gibi iklim koşulları acısından
gerek bedensel, gerekse zihinsel faaliyetlerini sürdürürken belirli bir
rahatlık içinde bulunmalarını ifade eder.
❑ Kapalı bir ortam içerisinde termal konfor rahatlığının hemen farkına
varılmaz, ancak bir sure geçtikten sonra hissedilmeye başlanır. Eğer termal
konfor koşulları mevcut değilse önce sıkıntı hissedilir daha sonra
rahatsızlık duyulur.
❑ Bir işyerinde termal konfor denilince; O işyerinin atmosferinin sıcaklığı,
nemi, hava akım hızı ve radyant ısı akla gelmektedir
❑ Çalışma ortamlarındaki ısı etkilenmeleri ve konforsuz ortam şartları, iş
kazalarının artmasına ve üretimin azalmasına bir başka değişle verimin
düşmesine sebep olmaktadır

You might also like