Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 12

İSİMLERİN CEMİ (ÇOĞUL) HALİ

İsimlerin cemi  (çoğul) hali üç türlüdür:


1) Cemi Müzekker Sâlim (müzekker için)
2) Cemi Müennes Sâlim (müennes için)
3) Cemi Mükesser (düzensiz çoğullar için)
1) CEMİ MÜZEKKER SÂLİM
a) Müzekker bir ismin fâil ya da mübtedâ haber gibi merfû (ötre) olması gereken
durumlarda müfred (tekil) ismin sonuna (ُ‫ن‬
َ ‫و‬-) takısı eklenir. Kelimenin başında harf-i tarif
olursa o kelime marife, olmazsa nekredir.
‫ اَلْمعلِّم‬öğretmen ُ َُ ُ ِّ‫اَلْ ُم َعل‬
‫مو َن‬ öğretmenler (ma’rife)

‫ اَلْ ُمْؤ ِم ُن‬mü’min ‫ُمْؤ ِم ُنو َن‬ müminler (nekre)

.‫إىل الْ َم ْد َر َس ِة‬ ِّ


َ ‫َجاءَ الْ ُم َعل ُمو َن‬ Öğretmenler okula geldi.
Mef’ûl b. gayr-i sarih       Fâil          Fiil
 

َ َّ‫الشا‬      ‫ َش ِر ُبوا‬      ‫سو َن‬


.    ‫ى‬ ُ ‫اَلْ ُم َد ِّر‬ Öğretmenler çay içti.
                                                     Mef’ûl b.      Fiil              Mübtedâ                 

                                                      Haber (fiil cümlesi)          

.‫لصاِئ ُم صاَبٌِر‬ َّ َ‫ا‬ Oruçlu sabırlıdır. .‫ُه ْم َم ْشغُولُو َن‬ Onlar meşguldür.

‫اِئ ُمو َن‬ ‫لص‬


َّ َ‫ا‬ Oruçlular sabırlıdır. .‫َأْنتُ ْم َس ِريعُو َن‬ Siz hızlısınız.

.‫صاَبُِرو َن‬
.‫اَْل ُم َهْن ِد ُسو َن َكثِ ُريو َن‬ Mühendisler çoktur. .‫حَنْ ُن َم ْسُؤ ولُو َن‬ Bizler mesulüz.

.‫ص َل الْ ُم ْش ِرفُو َن‬ َ ‫َو‬ Yöneticiler geldi.    


               
Müslümanlar namaz kıldı. .‫صلَّى الْ ُم ْسلِ ُمو َن‬َ
.‫س‬ِ ‫صل الْ ُمساَفُِرو َن َْأم‬
Yolcular dün geldi.
َ َ ‫َو‬
Müslümanlar Mekke’yi .َ‫َفتَ َح الْ ُم ْسلِ ُمو َن َم َّكةَ َو َد َخلُوها‬
fethettiler ve oraya girdiler.
Gazeteciler mektupları ne ‫الص َح ِفيُّو َن اخْلِطاَباَ ِت ؟‬
َّ ‫َمىَت َْأر َس َل‬
zaman gönderdiler?
Onları iki hafta sonra . ِ ‫وعنْي‬
َ ُ‫ُأسب‬
ْ ‫َْأر َسلُوهاَ َب ْع َد‬
gönderdiler.
Mühendisler büroya otobüsle .‫ب بِاحْل اَفِلَ ِة‬
ِ َ‫ر َج َع الْم َهْن ِد ُسو َن ِإىَل الْمكْت‬
َ ُ َ
döndü.
Çocuklar bayram ِ ِ‫اََأْلطْفاَ ُل مسرورو َن بِالْع‬
.‫يد‬ ُ ُْ َ
(dolayısıyla) sevinçlidir.
Oruçlular sofranın .‫اَلصاَِّئ ُمو َن َح ْو َل الْماَِئ َد ِة‬
etrafındadır.
Öğretmenler ikindiyi .‫صَر يِف الْ َم ْس ِج ِد‬ْ ‫صلَّى الْ ُم َد ِّر ُسو َن الْ َع‬
َ
mescidde kıldı.
Yolcular mescidde bekledi. .‫اِْنتَظََر الْ ُمساَفُِرو َن يِف الْ َم ْس ِج ِد‬
Mühendisler dün yolculuk ‫س‬ِ ‫اَلْ ُم َهْن ِد ُسو َن ساََف ُروا َْأم‬.
yaptı.
b) Müzekker bir ismin mecrûr (esreli) veya mansûb (üstün) okunması gereken durumlarda müfred
(tekil) ismin sonu esre yapılarak (‫ )يِن‬takısı eklenir. Yani mansûb ve mecrûr halleri aynıdır:
َ
ِِ ِ
‫ني‬
َ ‫اَملُْْؤ من‬ müminler
َ ‫ اَلْ ُم َعلِّم‬öğretmenler (marife)
‫ني‬
ِ ‫اَ َّ ِئ‬ ِ
‫ني‬
َ ‫لصا م‬ oruçlular
َ ‫ ُم ْسلمنِي‬müslümanlar (nekre)
Okulda öğretmenleri gördüm. .‫ني يِف الْ َم ْد َر َس ِة‬ ِ
َ ‫ت الْ ُم َعلِّم‬ ُ ‫اه ْد‬
َ ‫َش‬
ِِ ِِ
Camide müslümanlarla beraber namaz kıldım.
َ ‫ َم َع الْ ُم ْسلم‬  ‫ يِف الْ َمسجد‬ ‫ت‬
.‫ني‬ ُ ‫صلَّْي‬
]2[
َ
.‫ني‬ ِ ِ
Adil öğretmenlere teşekkür etti.
َ ‫َش َكَر عاَد ٌل الْ ُم َد ِّرس‬
.‫ني‬ ِِ َّ ُ‫ض اللَّه‬
Allah namazı müslümanlara farz kıldı.
َ ‫الصالََة َعلَى الْ ُم ْسلم‬ َ ‫َفَر‬
.‫ين‬ ِِ ‫ِئ‬
َ ‫َش َكَر الْقاَ ُد الْ ُمجاَهد‬
Komutan savaşçılara teşekkür etti.

.‫ني‬ ِ ِ ِ
Müdür öğretmenleri karşıladı.
َ ‫ا ْسَت ْقبَ َل الْ ُمد ُير الْ ُم َد ِّرس‬
Öğrenciler oyuncuları kulüpte gördü. .‫ني يِف الناَِّدي‬ ِ
َ ِ‫ب الالَّعب‬ ُ َّ‫شاَ َه َد الطُّال‬
2) CEMİ MÜENNES SÂLİM
a) Müennes bir ismin çoğul ve merfû olması gereken durumda müfred ismin sonuna  ‫آت‬
ُ
getirilerek çoğul yapılır. Eğer ismin sonunda tâ-i te'nis (müennes tâ’sı) varsa kalkar.
ُ‫ اَخْل الَة‬teyze
َ ‫ اَخْل اَالَت‬teyzeler (marife)
ُ
ُ‫اَلْ ُم َعلِّ َمة‬ bayan öğretmen
ُ ‫اَلْ ُم َعلِّ َم‬
‫ات‬ öğretmenler

ُ‫اَلْ ُمسلِ َمة‬ müslüman ‫ت‬ ِ


ُ َ‫اَلْ ُم ْسلما‬ müslüman (bayanlar)

ُ‫اَلْ ُمْؤ ِمنَة‬ mümin (bayan) ‫ت‬ ِ


ُ َ‫ألْ ُمْؤ منا‬ mümin (bayanlar)

ٌ‫جَمَلَّة‬ dergi
ٌ َّ‫جَمَال‬
‫ت‬ dergiler (nekre)
         
Cümle Örnekleri:
Bayan öğretmenler okula geldi. .‫ىل الْ َم ْد َر َس ِة‬ِ‫جاء ِت الْمعلِّمات ا‬
َ ُ َ َُ َ َ
Ben mü’minim. .ٌ‫َأناَ ُمْؤ ِمنَة‬
 
.‫ت‬ ِ
Onlar mü’minlerdir.
ٌ َ‫ُه َّن ُمْؤ منا‬
ِ
Sizler mü’minlersiniz. .‫ت‬ ٌ َ‫َأْننُت َّ ُمْؤ منا‬
ِ
Sizler öğrencilersiniz. .‫ت‬ ٌ َ‫ طاَلبا‬  َّ ‫َأْننُت‬
ِ ِ ‫ح‬
Öğrenciler geldi (müe). .‫ت‬ُ َ‫ضَرت الطاَّلبا‬ َ َ
.‫ت‬ ِ
Kızlar yolcudur.
ٌ َ‫ت ُمساَفرا‬ ُ َ‫اَلْبَنا‬
.‫ت‬ ِ ِّ ‫ت‬ ِ ‫َذهب‬
Öğrenciler gitti.
ُ َ‫الت ْلميذا‬ ََ
ِ
Kız çocuklar oturdu. .‫ت‬ُ َ‫َجلَ َست الطِّْفال‬
Kızlar balığı yedi. .‫ك‬ َّ ‫ت َأ َك ْل َن‬
َ ‫الس َم‬ ُ َ‫اَلْبَنا‬
b) Müennes bir ismin çoğulunun mansûb (üstünlü) ya da mecrûr (esreli) olması gereken durumda
müfred ismin sonuna  ِ  
‫آت‬ getirilerek çoğul yapılır. Yani mansûb ve mecrûr halleri aynıdır.
Yanılarak mansûb durumunda üstün hareke konmamalıdır:
  ٌ‫خالَة‬
َ den ‫َخاالَ ٍت‬   ُ‫ اَلْ ُم ْسلِ َمة‬den ِ ‫اَلْمسلِم‬
‫ات‬ َ ُْ
ُ‫ اَلْ ُم َعلِّ َمة‬den ِ ‫اَلْمعلِّم‬
‫ات‬   ُ‫ املْؤ ِمنَة‬den ‫ات‬ِ َ‫الْمْؤ ِمن‬
َ َُ ُ ُ
 
Okula bayan öğretmenlerle gittik. .‫ات‬ِ ‫َذهبنَا إىل الْم ْدرسِة مع الْمعلِّم‬
َ َ ُ َ َ َ َ َ َ َْ
Öğretmenleri okulda gördüm. .‫ات يف الْ َم ْد َر َس ِة‬ ِ ‫شاَه ْدت الْمعلِّم‬
َ َُ ُ َ
.‫ب والْ َم َجالَّ ِت‬ ِ
َ ُ‫َمىَت َقَرَأ عاَد ٌل الْ ُكت‬
Adil kitap ve dergileri ne zaman okudu?

.ً‫ب واْل َم َجالَّ ِت لَْيال‬ ِ


َ ُ‫َقَرَأ عاَد ٌل اْل ُكت‬
Adil kitap ve dergileri geceleyin okudu.

  Bu şekildeki cemilerde cemi ismin şekli düzenli olduğu ve değişmediği için sâlim denmiştir.
Doktor, bayan hastaları muayene etti. .‫يب الْ َم ِريضاَ ِت‬ ِ َ ‫فَ َح‬
ُ ‫ص الطَّب‬
Doktor, kız öğrencileri muayene etti. .‫الت ْلميِذاَ ِت‬ ِّ ‫ب‬ ِ َ ‫فَ َح‬
ُ ‫ص الطَّبي‬
(Bayan) doktor, kız öğrencileri muayene etti. .‫الت ْلميِذاَ ِت‬ ِّ ُ‫ت الطَّبيِبَة‬ ِ ‫فَحص‬
َ َ
(Bayan) öğretmen kız öğrencilere nasihat etti. .‫الت ْل ِميذاَ ِت‬ ِّ ُ‫ت الْ ُم َعلِّ َمة‬ِ ‫نَصح‬
ََ
Hemşire işine neşe içinde başladı. .‫َأت َع َملَهاَ يِف نَشاَ ٍط‬ ْ ‫ضةُ بَ َد‬ َ ‫اَلْ ُم َمِّر‬
Hemşireler işlerine neşe içinde başladılar. .‫ت بَ َدْأ َن َع َملَ ُه َّن يِف نَشاَ ٍط‬ ُ َ‫اَلْ ُم َمِّرضا‬
Adam ve oğlu yeşillikleri (sebzeleri) taşıdılar. .‫ضَرواَ ِت‬ ْ َ‫اَ َّلر ُج ُل َو ْابنُهُ مَحَالَ اخْل‬
Öğretmen öğrencilere teşekkür etti. .‫اَلْ ُم َد ِّر َسةُ َش َكَر ِت الطاَّلِباَ ِت‬
‫ب ِإىَل الْ َمطاَ ِر ؟‬ ‫ِئ‬
َ َ‫َم ْن َْأر َس َل احْلَقا‬
Çantaları hava alanına kim gönderdi?

.‫ت‬ ِ
(Bayan)Yolcular.
ُ َ‫اَلْ ُمساَفرا‬
.‫ب‬ ‫ِئ‬
َ َ‫ماَذاَ َْأر َس ْل َن ؟ َْأر َس ْل َن احْلَقا‬
Ne gönderdiler? Çantaları gönderdiler.

‫ب؟‬ ‫ِئ‬
َ َ‫َمىَت َْأر َس ْل َن احْلَقا‬
Çantaları ne zaman gönderdiler?

Onları iki saat sonra gönderdiler. . ِ ‫َْأر َس ْلنَهاَ َب ْع َد ساَ َعَتنْي‬


‫ب؟‬ ‫ِئ‬ ‫ِإ‬
َ َ‫ىَل َأيْ َن َْأر َس ْل َن احْلَقا‬
Çantaları nereye gönderdiler?

Onları hava alanına gönderdiler. .‫َْأر َس ْلنَهاَ ِإىَل الْ َمطاَ ِر‬
Onlar hemşiredirler. .‫ت‬ٌ َ‫ُه َّن مُمَِّرضا‬
(Bayan) öğretmenler tatilde yolculuk yaptı. .‫ت يِف الْعُطْلَ ِة‬ ِ
ُ َ‫ساََفَرت الْ ُم َد ِّرسا‬
Bizler meşhuruz. .‫ت‬ ٌ َ‫حَنْ ُن َم ْش ُهورا‬
Onlar öğretmendirler. .‫ت‬ٌ َ‫ُه َّن ُم َد ِّرسا‬
Sizler hastasınız. .‫ت‬ٌ َ‫َأْننُت َّ َم ِريضا‬
Mühendisler apartmanların önünde oturdular. .‫س الْ ُم َهْن ِد ُسو َن َأماََم الْعِماَراَ ِت‬ َ َ‫َجل‬
Öğretmen öğrencilerin arasında durdu. .‫الت ْل ِميذاَ ِت‬ِّ َ ‫ت الْ ُم َعلِّ َمةُ َبنْي‬ ِ ‫و َق َف‬
َ
İşçiler bisikletlerle geldiler. .‫ص َل الْعُماَّ ُل بِالدَّراَّجاَ ِت‬ َ ‫َو‬
.‫بالسياَّراَ ِت‬
َّ ‫ت َذهَنْب َ ِإىَل احْلَديَِق ِة‬
ُ َ‫الت ْلميِذا‬ ُ َ‫ اَلْ ُم َد ِّرسا‬: ‫قاَ َل الْ ُمديُِر‬
ِّ ‫ت َو‬
Müdür (şöyle) dedi: Öğretmenler ve öğrenciler bahçeye arabalarla gittiler.
3) CEMİ MÜKESSER (Kırık Çoğul)
Müfredin (tekil halin) şekli bozularak yapılan çoğullardır. Belli bir kâidesi yoktur.
Araplardan işittiğimiz gibi kullanılır veya sözlüklere bakarak tesbit edilir. Dolayısıyla
murabdırlar. Yani merfû, mansûb, mecrûr durumlarında kelimenin sonunda zâhir (açıkça
görünen) hareke alırlar.
           Müfred                  Cem
‫اب‬ ِ
ٌ َ‫كت‬ kitap ‫ب‬ٌ ُ‫ُكت‬ kitaplar

‫َر ُج ٌل‬ adam ٌ ‫ِر َج‬


‫ال‬ Adamlar
 
‫ِع ْل ٌم‬ ilim ‫وم‬
ٌ ُ‫عُل‬ ilimler
‫َو َر ٌق‬ kağıt ‫اق‬
ٌ ‫ْأو َر‬ kağıtlar

ُ‫اَلْ َم ْرَأة‬ kadın


ُ‫ِّساء‬
َ ‫اَلن‬
kadınlar

‫اَ ِّلت ْل ِمي ُذ‬ öğrenci ‫اَلتَّالَِمي ُذ‬ öğrenciler

ِ
‫ب‬ُ ‫اَلطاَّل‬
öğrenci ‫ب‬ُ َّ‫اَلطُّال‬ öğrenciler (üniversite)

‫ت‬ُ ‫اَلْبِْن‬ kız ‫ات‬


ُ َ‫اَلَْبن‬ kızlar

‫َقلَ ٌم‬ kalem ‫اََأْلقْالَ ُم‬ kalemler

‫اَجْلَبَ ُل‬ dağ ‫ال‬ُ َ‫اَجْلِب‬ dağlar

ٌ‫َم ْد َر َسة‬ ‫س‬ ِ


ُ ‫اَلْ َم َدار‬
okul okullar

Görüldüğü gibi hangi ismin sâlim hangi ismin mükesser olduğunu kendimiz tesbit edemeyiz.
Cümle örnekleri:
.‫وس‬ ِ ِ
َ ‫ُّر‬ ُ ‫فَه َم التَّالَمي ُذ الد‬
Öğrenciler dersleri anladı.

Adam oğullarına öğretti. َّ ‫َعلَّ َم‬


.ُ‫الر ُج ُل َأبْناَءَه‬
Peygamberler gitti. .ُ‫ب اَأْلنْبِياَء‬َ ‫َذ َه‬
.‫الرجاَ َل يِف الْ َمطاَ ِر‬ ِ
Adamları hava alanında bekledim. ِّ ‫ت‬ ُ ‫ا ْنتَظَْر‬
.‫ض‬ ِ َّ ‫خلَق اللَّه‬
Allah yerleri ve gökleri yarattı.
َ ‫اَأْلر‬
ْ ‫السماَواَت َو‬ ُ َ َ
Babalar mektuplarını yazdılar. .‫اَآْل باَءُ َكتَبُوا َرساَِئلَ ُه ْم‬
.‫س‬ ِ
َ ‫ض ُروا املَالَب‬ َ ‫َأح‬ْ ‫اَلْ ُم َد ِّر ُبو َن‬
Antrenörler elbiseleri getirdiler.

Okuldaki arkadaşların kimlerdir? ‫ص ِدقاَءُ َك يِف الْ َم ْد َر َس ِة ؟‬ ْ َ‫َم ْن ا‬


Mahalledeki arkadaşların kimlerdir? ‫ص ِدقاَءُ َك يِف احْلَ ِّى ؟‬ ْ َ‫َم ْن ا‬
İki çocuk dün yolculuk yaptı. .‫س‬ ِ ‫ساََفَر الْ َولَداَ ِن َْأم‬
‫عو ِديَِّة ؟‬ ُّ ‫ص َل احلُجاَّ ُج ِإىَل‬
ُ ‫الس‬ َ ‫ف َو‬َ ‫َكْي‬
Hacılar Suudi (Arabistan)a nasıl vardılar?
.‫الس ُف ِن‬ َّ ‫عو ِديَِّة باِحْل اَفِالَ ِت َو‬
ُّ ‫السياَّراَ ِت َو‬ ُّ ‫ص َل احلُجاَّ ُج ِإىَل‬
ُ ‫الس‬ َ ‫َو‬
Hacılar Suudi (Arabistan)a otobüslerle arabalarla ve gemilerle vardılar.
‫َأخ َذ احلُجاَّ ُج َم َع ُه ْم يِف َس َف ِر ِه ْم؟‬
َ َ‫ماَذا‬
Hacılar yolculuklarında beraberlerine ne aldılar?
ِ ِ‫ص َدقَةٌ ِميِّن لِْل ُف َقراَِء و الْمساَك‬
. ‫ني‬
]3[
َ ‫َه َذا الْماَ ُل‬
َ َ
Bu mal fakirler ve yoksullar için benden sadakadır.
.‫َأل التَّالَميِ َذ َع ْن ُم ْسَت ْقبَلِ ِه ْم‬
َ ‫س َس‬
ُ ‫اَلْ ُم َد ِّر‬
Öğretmen öğrencilere gelecekleri hakkında sordu.

KONULARLA İLGİLİ AYETLER
ِ ‫ب و فَ َّجرناَ فِيهاَ ِمن الْعي‬ ٍ ‫ت ِم ْن نَ ِخ‬
ٍ َّ‫جعلْناَ ِفيهاَ جنا‬
.‫ون‬ُُ َ ْ َ ٍ َ‫يل َو َأ ْعنا‬ َ ََ
/YÂSÎN, 34). Biz orda (yeryüzünde) hurmadan ve üzüm bağlarından (oluşan) bahçeler yaptık ve (yine) orada pınarlar fışkırtt
çlı bahçe, bahçeler, cennet ٌ َّ‫ َجنَّةٌ ج َجنا‬kıldı, yaptı
‫ت‬
‫ب‬ٍ َ‫َأعنا‬
ْ ‫بج‬ ِ
m, üzüm bağı
ٌ َ‫ عن‬hurma
ar, su pınarı ‫ اَلْعُيُو ُن‬ ‫ اَلْ َعنْي ُ ج‬fışkırttı, kaynattı
... ‫الْ َق َم َر قَ َّد ْرناَهُ َمناَ ِز َل‬
/YÂSÎN, 39). Aya (birtakım) yörüngeler (menziller) tayin ettik.
ََ
(Burada ‫ الْ َقمر‬kelimesi önemi vurgulamak için öne geçmiş mef’ûldür).
dir etti, tayin etti, ölçüp biçti. (Mef’ûl, fiilden önce geldiğinde, fiilde ona dönen bir zamir bulunur).

nzil, yörünge. ‫ج َمناَ ِز ُل‬


ِ ‫م فِي ِظالَ ٍل َعلَى اَأْلراَِئ‬0 ‫م و َأ ْزواَج ُه‬
... ‫ك‬ ْ ُ َْ
/YÂSÎN, 56). Kendileri (onlar) ve eşleri gölgelerde tahtlar üzerinde...
ge, gölgelik ‫ِظلٌّ ج ِظالَ ٌل‬ eş, zevce ‫ج َْأزواَ ٌج‬
uk, taht, yatak, divan, üzerine oturulan her çeşit eşya ُ ‫ج اََأْلراَِئ‬
‫ك‬
...‫ْحياَ َة‬
َ ‫ت َوال‬
َ ‫خلَ َق ال َْم ْو‬..
َ
/MÜLK, 2).  ...ölümü ve hayatı yarattı..
attı ‫َخلَ َق‬ ölüm ‫ت‬
.‫لََق ْد َخلَ ْقناَ اِإْل نْساَ َن ِم ْن ُسالَلَ ٍة ِم ْن ِطي ٍن‬
/MÜ’MİNÛN, 12). Andolsun biz insanı, çamurdan (süzülüp, çıkarılmış) bir özden yarattık.

dolsun, gerçekten, hakikaten. (Baştaki lâm yemin ifade eder. ‫ قَ ْد‬ ise mâzî fiilin önünde tahkik (pekiştirme),
vetlendirme görevi yapar.
‫ني‬ ِ
ur ٌ‫ط‬ öz, hülasa, süzme, döl, nutfe

0...َ‫الس ْم َع َواَأْلبْصاَ َر َواَأْلفِْئ َدة‬ َ ْ‫َأن‬..


َّ ‫شَأ ُكم َو َج َع َل لَ ُك ُم‬
/MÜLK, 23). (O ki), sizi yarattı, size (işitecek) kulak, (görecek) gözler ve (hissedecek) gönüller verdi.
ak ‫لس ْم ُع‬
َّ َ‫ا‬ yarattı, inşa etti

ül ُ‫اَلْ ُفؤاَ ُد ج اََأْلفِْئ َدة‬ göz ‫ج اََأْلبْصاَُر‬


.. ‫ْم ِع ْن َد اللَّ ِه َو ِإنَّماَ َأناَ نَ ِذ ٌير‬ ِ ‫ِإ‬
ُ ‫ نَّماَ الْعل‬..
/MÜLK, 26). (De ki:) İlim ancak Allah’ın katındadır, (yanındadır), ben ancak bir uyarıcıyım.
cı ‫نَ ِذ ٌير‬ Allah’ın katında (yanında) ‫ِعْن َد اللَّ ِه‬ ancak, yalnız, (hasr edatı)

.ً‫َخلَ ْقناَ ُك ْم َأ ْزواَجا‬


/NEBE, 8). Sizi çift çift (çiftler olarak) yarattık.
    eşler, çiftler

.0ً‫م ُسباَتا‬0ْ ‫َج َعلْناَ َن ْو َم ُك‬


/NEBE, 9). Uykunuzu bir dinlenme yaptık.
u ‫َن ْو ٌم‬ istirahat rahatlık, sükûnet, ölüm ‫ت‬
ُ
.0ً‫َو َج َعلْناَ اللَّْي َل لِباَسا‬
/NEBE, 10). Geceyi bir örtü yaptık.
ı, yaptı, yarattı ‫َج َع َل‬ elbise, örtü

.ً‫َو َج َعلْناَ النَّهاَ َر َمعاَشا‬


/NEBE, 11). Gündüzü bir geçim kaynağı kıldık.
m kaynağı, geçim sağlama vakti

.ً‫ ِشداَدا‬0ً‫َو َبَن ْيناَ َف ْوقَ ُك ْم َس ْبعا‬


/NEBE, 12). Ve üstünüzde yedi sağlam (gök) bina ettik.
am ‫ِشداٌَد‬ yedi ‫َسْب ٌع‬ bina etti, yaptı

.‫ض‬
َ ‫اَأْلر‬ ِ َّ ُ‫و ِسع ُكر ِسيُّه‬
ْ ‫السمواَت َو‬ ْ َ َ
BAKARA, 255). Onun (Allah’ın) kürsüsü gökleri ve yeri kuşatmıştır.
e aldı, kapladı, (sardı, kuşattı)

‫ت‬
ُ َ‫لسموا‬
َّ َ‫لسماَءُ ج ا‬
َّ َ‫ا‬ taht, sandalye, koltuk, kürsü ‫ٌّي‬
.‫ َعلَّ َمهُ الْبَياَ َن‬. ‫ َخلَ َق اِإْل نْساَ َن‬. ‫ َعلَّ َم الْ ُق ْرآ َن‬. ‫اَ َّلر ْح َم ُن‬
RAHMÂN, 1, 2, 3, 4). Çok merhametli (Allah) Kur’ân’ı öğretti, insanı yarattı, ona açıklamayı öğretti.
merhametli (Yalnız Allah’a ıtlak edilir)

uşmak, düşünceleri dile getirmek ‫الْبَياَ َن‬ öğretti

‫ض َع ال ِْميزاَ َن‬
َ ‫السماَ َء َر َف َعهاَ َو َو‬
َّ ‫َو‬
/RAHMÂN, 7). Göğü (Allah) yükseltti ve mîzanı (dengeyi) o koydu.
. (Semâi müennes olan bu kelime burada öne geçmiş mef’ûldür. Kendinden sonra gelen fiilde ona dönen bir zamir
dır). ُ‫ء‬
du, hüküm koydu ‫ض َع‬
َ ‫َو‬ yükseltti, kaldırdı

ü, denge, tartı ‫َن‬


.‫ض َعهاَ لَِأْلناَِم‬
َ ‫ض َو‬
َ ‫اَأْلر‬
ْ ‫َو‬
/RAHMÂN, 10). Yeri mahlûkat için koydu (yarattı).
k, mahlûkât ‫اََأْلناَُم‬ arz, dünya, yer, toprak ‫ض‬
ُ
ٍ ‫ُك َّل يوٍم ُهو فِي َش‬
.‫ْأن‬ َ َْ
/RAHMÂN, 29). Her gün O (Allah) bir iştedir.
gün. (‫ل‬ ٍ
َّ ‫ ُك‬den sonra gelen ismin esre olduğunu hatırlayınız.) ‫وم‬
al, durum (ehemmiyetli ve büyük işler için kullanılır)

.‫ين‬ ِ ْ َ‫َك َّذب‬


َ ‫ت عاَ ٌد ال ُْم ْر َسل‬
/ŞUARÂ, 123). Ad (milleti)[4] peygamberleri yalanladı.
gamber, elçi ‫ُل‬
.‫ين‬ ِ ْ َ‫َك َّذب‬
َ ‫ود ال ُْم ْر َسل‬
ُ ‫ت ثَ ُم‬
/ŞUARÂ, 141). Semud (milleti de) peygamberleri yalanladı.
0َ ‫َأصبَ ُحوا ناَ ِد ِم‬
.‫ين‬ ْ َ‫َف َع َق ُروهاَ ف‬
/ŞUARÂ, 157). Akabinde onu (mucize deveyi) kestiler, arkasından pişman oldular.
man ‫ناَِد ٌم‬ oldu ‫َأصبَ َح‬
ْ kesti
ِ َ ْ‫قاَلُوا ِإنَّماَ َأن‬
َ ‫س َّح ِر‬
.‫ين‬ َ ‫ت م َن ال ُْم‬
/ŞUARÂ, 185). Sen ancak büyülenmişlerdensin dediler.
ak َ‫ِإمَّن ا‬ büyülenmiş ‫َّحُر‬
   
ِ
َ ‫فَ َج َعلْناَ ُه ْم َسلَفاً َو َمثَالً لآْل خ ِر‬
.‫ين‬
/ZUHRUF, 56). Onları sonrakiler için bir geçmiş ve (ibret için) bir örnek kıldık.
rakiler
َ ‫اَآْل خ ِر‬
‫ين‬ misal, örnek ‫َمثَ ٌل‬ geçmiş

ِِ ِِ ِ
َ ‫ل اللَّهُ َسكينَتَهُ َعلَى َر ُسوله َو َعلَى ال ُْمْؤ من‬0َ ‫ثُ َّم َأْن َز‬
.‫ين‬
TEVBE, 26). Sonra Allah Resûlü ve müminler üzerine sekînetini (sukûnet ve huzur duygusunu) indirdi.
.ٌ‫اِنَّماَ ال ُْمْؤ ِمنُو َن اِ ْخ َوة‬
/HUCURAT, 10). Mü’minler ancak kardeştirler.
deş ٌ‫اِ ْخ َوة‬
.‫ين‬ ِ ِ َ َّ‫اِن‬
َ ‫ك لَم َن ال ُْم ْر َسل‬
/YÂSÎN, 3). Sen şüphesiz peygamberlerdensin.
.‫ ال ُْم ْر َسلُو َن‬0َ‫اِ ْذ جاَ َءها‬
/YÂSÎN, 13). Hani onlara (şehir halkına) peygamberler gelmişlerdi.
i, bir zamanlar

.‫ين‬ ِ ِ ِ ِ
َ ‫ غَ َف َر لي َربِّي َو َج َعلَني م َن ال ُْم ْك َرم‬...
/YÂSÎN, 27). Rabbim(in) beni bağışladı(ğını) ve beni ikram edilenlerden kıldı(ğını)[5] (keşke bilselerdi)...
m edilen ‫ الْ ُمكَْر ُم‬bağışladı ‫ل‬
.‫ فَِاذاَ ُه ْم ُمظْلِ ُمو َن‬... ‫َو آيَةٌ لَ ُه ُم اللَّْي ُل‬
]6[

/YÂSÎN, 37). Gece de onlar için bir işarettir.. Birden onlar karanlıklara gömülmüşlerdir.
  karanlıkta kalan

de bakmışsın onlar. [( َ‫ )اِذا‬yanında zamirle yer aldığı zaman izâ fücâiyye dediğimiz “bir de bakmışsın,  birden, ‫ْم‬
zın” manasını verir, (‫ )فَاِذاَ ُهو‬bir de bakmışsın o, (‫ )فَاِذاَ ُهم‬bir de bakmışsın onlar gibi] . 
َ ْ
.‫ص َد َق ال ُْم ْر َسلُو َن‬ ِ ِ
َ ‫ َو‬...  0َ‫قاَلُوا ياَ َو ْيلَناَ َم ْن َب َعثَناَ م ْن َم ْرقَدنا‬
/YÂSÎN, 52). (İşte o zaman) “Eyvah! Yazıklarolsun bize, kabrimizden bizi kim kaldırdı? .. (Demek) peygamberler d
lediler” derler.

lan yer, mezar ‫َم ْرقَ ٌد‬ eyvah, yazıklar olsun bize (tabir) َ‫ا‬
ru söyledi ‫ص َد َق‬
َ diriltti, kaldırdı

.‫ُه ْم فِيهاَ خاَلِ ُدو َن‬


A’RÂF, 42). Onlar (inanıp iyi işler yapanlar) orada (cennette) ebedîdirler.
edî ‫خاَلِ ٌد‬

ِ
َ ‫َو َج َع َل الظُّلُماَت َو الن‬
.‫ُّور‬
EN’ÂM, 1). Karanlıkları ve aydınlığı yarattı.
 
 
‫قَ ِد ٌير‬. ‫اللَّهُ َعلَى ُك ِّل َش ْىٍء‬       ‫َو‬ ٌ‫نَ ِذير‬ ‫و‬
َ
Haber Câr-mecrûr Mübtedâ İsti’naf Ma’tûf Harfu Atıf

           (başlangıç) harfi  

                     
(5/MÂİDE, 19). Muhakkak ki size bir müjdeleyici ve
bir uyarıcı gelmiştir. Allah herşeye kâdirdir.
uyarıcı ‫نَ ِذ ٌير‬ müjdeleyici
ِ
ٌ‫بَشري‬ kâdir, gücü
yeten
 

  ALIŞTIRMALAR  
1. Aşağıdaki kelimeleri üçer defa yazınız.
  çocuklar ٌ ‫َأطْ َف‬
‫ال‬ ‫ ِط ْفل‬çiçekler ٌ ‫ْأز َه ٌار‬ ٌ‫َز ْهَرة‬
‫ب‬ ِ
  köpekler
ٌ َ‫كال‬ ‫ب‬ٌ ‫ َك ْل‬tarlalar ‫ول‬
ٌ ‫ُح ُق‬ ‫َح ْق ٌل‬
  elçiler ‫ُر ُس ٌل‬ ٌ ‫ َر ُس‬peygamberler ُ‫اََأْلنْبِياَء‬
‫ول‬ ُّ ‫اَلنَّيِب‬
  çocuklar ‫َْأوالَ ٌد‬ ‫ َولَ ٌد‬dersler ‫وس‬
ٌ ‫ُد ُر‬ ‫س‬ ٌ ‫َد ْر‬
  kadınlar
ٌ‫ن َساء‬
ِ ٌ‫ اِ ْمَرَأة‬öğrenciler ‫تَالَِمي ُذ‬ ‫تِْل ِمي ٌذ‬
(küçük) çocuklar ‫ِصْبياَ ٌن‬ ٌّ ‫صيِب‬
َ kalemler ‫َأقْالٌَم‬ ‫َقلَ ٌم‬
ِ ‫َدفَاتُِر‬
  öğrenciler ‫ب‬ٌ َّ‫طُال‬ ‫ب‬ٌ ‫ طاَل‬defterler ‫َد ْفَتٌر‬
  bir kimse ‫َأح ٌد‬
َ hemen, biran evvel ً‫َف ْورا‬
                
2. Aşağıdaki cümleleri ikişer defa yazınız.
  Onlar mü’mindirler. .‫ُه ْم ُمْؤ ِمنُو َن‬  

  Siz mü’minsiniz. .‫ ُمْؤ ِمنُو َن‬ ‫َأْنتُ ْم‬  

  Bizler mü’minleriz. .‫حَنْ ُن ُمْؤ ِمنُو َن‬  

  Mü’minler secde etti. ‫س َج َد الْ ُمْؤ ِمنُو َن‬.


َ  

‫ني ؟‬ ِِ ِ ْ‫َأ َأن‬


  Sen mü’minlerden misin?
َ ‫ت م َن الْ ُمْؤ من‬ َ  
‫حِل‬ ِ
  İyi bayanlar secde etti. .‫ت‬ُ َ‫َس َج َدت الصاَّ ا‬  
ِ
  Hocalar konuştu. .‫ت‬ ْ ‫تَ َكلَّ َمت‬
ُ َ‫اُأْلستاَذا‬  

.‫الر ْحلَ ِة‬


ِّ ‫ت َذهَنْب َ يِف‬ ِ
  Kız öğrenciler gezide gitti.
ُ َ‫اَلطاَّلبا‬  

‫ت؟‬ ِ ِّ ‫َأت‬ ِ ‫ماَذاَ َقر‬


  Kız öğrenciler ne okudu?
ُ َ‫الت ْلميذا‬ َ  

َ‫صة‬ ِ
َّ ‫ت الْق‬ ِ ِ ‫ َقر‬.
 
Kız öğrenciler hikayeyi
ُ َ‫الت ْلميذا‬ِّ ‫َأت‬ َ  
okudular.
‫ت‬ ِ ِّ ‫َأت‬ ِ ‫ َقر‬ ‫هل‬
 
Kız öğrenciler hikayeyi okudular
ُ َ‫الت ْلميذا‬ َ َْ  
mı?
َّ ‫الْ ِق‬
‫صةَ ؟‬
  Evet, onu okudular. .َ‫ َقَرْأهَن ا‬، ‫َن َع ْم‬  

  Onlar öğretmene sordular. َ‫ه َّن َسَألْ َن الْ ُم َعلِّ َمة‬.


ُ  

  O’na çok sordular. .ً‫َسَألْنَهاَ َكثِريا‬  

Kız öğrenciler odanın önünde beklediler.


ُ َ‫الت ْلميِ ذا‬
‫ت َأم اََم‬ ِّ ‫اِْنتَظَ َر ِت‬  
.‫الغُْرفَِة‬
  Çocuklar top oynadılar. .‫َأْلوالَ ُد لَعِبُوا الْ ُكَر َة‬
ْ َ‫ ا‬ 
  Öğrenciler odaya girdiler. .َ‫ َد َخ َل التَّالَِمي ُذ الْغُْرفَة‬ 
  Adamlar girdiler sonra çıktılar. ‫الرجاَ ُل مُثَّ َخَر ُجوا‬ ِّ ‫د َخ َل‬. َ  

Kadınlar girdiler ve oturdular. .‫ت النِّساَءُ َو َجلَ ْس َن‬ ِ َ‫ دخل‬ 


  ََ
  Müslümanlar mescitte ne yaptı? ‫مو َن ِيف الْ َم ْس ِج ِد ؟‬ ِ
ُ ‫ماَذاَ َف َع َل الْ ُم ْسل‬
‫مو َن ؟‬ ِ ‫ِإ‬
ُ ‫ ىَل َأيْ َن هاَ َجَر الْ ُم ْسل‬ 
  Müslümanlar nereye hicret etti?

Müslümanlar Habeşistan’a ve Medine’ye ‫مو َن ِإىَل احْلَبَ َش ة َو‬ ِ‫ه اَجر الْمس ل‬
hicret etti.
ُ ْ ُ ََ
.‫الْ َمدينَ ِة‬
  Şehirden ne getirdin? ‫ت ِم َن الْ َمديِنَ ِة ؟‬ َ ‫ض ْر‬ َ ‫َأح‬
ْ َ‫ ماَذا‬ 
ِ ‫الصح‬ ِ
  Birkaç dergi ve gazete getirdim. ‫ف‬ ُ ُّ ‫ض الْ َم َجالَّت َو‬ َ ‫ت َب ْع‬ ُ ‫ض ْر‬ َ ‫َأح‬.
ْ
.‫ب‬ِ ُ‫ض الْ ُكت‬ ِ ِ
Baba kütüphaneden birkaç kitap
َ ‫اَأْلب م َن الْ َمكْتَبَة َب ْع‬ ُ ‫َأخ َذ‬ َ
]7[
 
aldı.

 
Çalışkanlar işlerinde başarısız mı ‫ َه ْل فَ ِش َل الْ ُم ْجتَ ِه ُدو َن يِف َع َملِ ِه ْم‬.
]8[

oldu?

 
İnsanlar ihlaslıları amelleriyle .‫َأعماَهِلِ ْم‬
ْ ِ‫ني ب‬ ِِ
َ ‫س الْ ُم ْخلص‬ ُ َّ‫ف النا‬
َ ‫َعَر‬
(işleriyle) tanıdılar.
               
3.  Aşağıdaki Arapça cümleleri harekeleyip tercüme ediniz.(Cevaplar için üzerine tıklayınız)
‫حقوهلن – من قتل الكالب ؟ االطفال قتلوا الكالب‬ َّ ‫أين ذهبت النساء صباحاً ؟ النساء ذهنب إىل‬
‫ هذه املرأة طبيبة‬،‫ َم ْن هذه الْ َمرَأةُ ؟ َهل هي طبيبة ؟ نعم‬-‫ مىت كتبتم درسكم ؟ كتبنا درسنا اآلن‬-
‫َأْلوالَ ُد‬
ْ َ‫ من قط ف ه ذه األزه ار؟ ا‬-‫ أكلن ا الطع ام م ع أح د‬,‫ ه ل أكلتم الطع ام م ع أح د ؟ نعم‬-
.‫قطفوها‬
4.  İsimlerin tesniye ve cemisiyle ilgili beşer cümle kurunuz.
5. Yukarıda verilen ayetleri ikişer defa manası ve kelimeleri ile birlikte defterinize yazıp mealine
bakarak Arapça’sını söyleyinceye kadar çalışınız.


[1]
    Başına harf-i cer gelmeyen zarfların daima üstün olduğunu, zaten mübtedâ ile şibh-i
cümle arasında uyum olmadığını hatırlayınız.
[2]
   ( ‫ )يِف‬harf-i cerinin bulunduğu mekan bildiren mef’ullere mef’ûlün fîh denir.

    (‫ني‬ِ ِ ِ
ُ ‫ني ج اَلْ َمساَك‬
ُ ‫ )اَلْم ْسك‬yoksul
[3]

[4]
   Topluluk ve millet isimlerinin müennes olduğunu hatırlayınız.

[5]
   (‫ ) َغ َفَر‬bağışladı fiili (‫ ) ِل‬harf-i ceri ile kullanılır. Harf-i cerli fiillerin cer harfi asli manasında
tercüme edilmez. Fiilin parçası olarak kabul edilir.

   Burada da (‫ )آيٌَة‬kelimesi vurgu için öne geçmiş haberdir (‫ل‬ َّ


ُ ‫ )اللْي‬kelimesi de muahhar
[6]

mübtedâdır.

[7]
  (‫ض‬
ُ ‫ )َب ْع‬birkaç, bazı. (‫ ) ُك ُّل‬gibi önüne geldiği kelimeyi esreler. Son harfinin harekesi cümlede
fâil, mef’ûl ya da mecrûr oluşuna göre değişir.

[8]
   (‫ )فَ ِشل‬başarısız oldu
َ

You might also like