Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 24

SALGIN GÜNLERİNDE COVID-19 SINIFLARI ORTADAN

DAYANIŞMA VE MÜCADELE KALDIRDI MI?


Bugün yapılması gereken, dayanışma Öyle ya, çok ünlü bir futbolcu da enfekte
ağlarının sayılarını artırmak, daha fazla oluyor, bir fabrika işçisi de. Ama nasıl?
emekçiyle doğrudan iletişim ve ortak Zengin ve ünlü kişi, yurt dışı seyahati
davranma yetisini geliştirmektir. Bu bakımdan, sırasında veya bir tatilde veya pahalı bir
tüm Türkiye İşçi Partisi üye ve dostlarının, bir spor salonunda enfekte olurken; bir işçi
kitle faaliyeti türü olarak ağlar kurması veya çalıştığı sırada fabrikada, işine gitmek için
işlevli olabileceklerin de içinde yer almaları bindiği otobüste, çalıştığı markette yüzlerce
büyük önem taşımaktadır. S. 10-11 müşteriye hizmet ederken enfekte oluyor. S. 6-7

ÇarkBaşak
Bütün ülkelerin işçileri, birleşin! Nisan 2020 Sayı 12

YAŞAMAK İÇİN SOSYALİZM


SOSYALİZM İÇİN
ÖRGÜTLÜ MÜCADELE
Yaşadığımız tüm zorluklarla; işçi sınıfımızın acısının, öfkesinin bir parçası ve işçi sınıfının öncü-
sü olmanın sorumluluğunu duyarak mücadele edeceğiz. Bu gerici düzen, bu soygun ve yağ-
ma düzeni, ayakta kalabilmek için halkımızı hurafelerle kör bir cehalete mahkum etmeye ça-
lışıyor. Bunun karşısında insanlığın binlerce yılda yarattığı tüm değerlerle dim dik duracağız.
Emekçileri işsizliğe, yoksulluğa mahkum edenlerle, virüsün “insafına” terk edenlerle işimiz,
ekmeğimiz ve canımız için dövüşeceğiz…
Emekçi halkımızın yalnızlığa, çaresizliğe itildiği bu dönemde, yaşadığımız tarifi mümkün ol-
mayan acılar, düzene karşı bilinçli ve çok daha örgütlü bir öfkeye dönüşmeli, bu ölüm-kalım
savaşından galip çıkmalıyız.
PARTİ’DEN HABERLER
İlerici Kadınlar Meclisi,
8 Mart İçin Alanlardaydı!
İlerici Kadınlar Meclisi; İstanbul,
Ankara, İzmir, Antalya, Çorlu
ve daha birçok ilde 8 Mart için
alanlardaydı.
Tekirdağ’ın Süleymanpaşa
İlçesinde Etkinlik Yaptık
Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde
Merkez Komite Üyesi Ekim Nehir’in
katılımı ile “Kentlileşen Toplumun Yeni
Yüzü ve Mücadele Olanakları” etkinliği
düzenlendi.

Mersin İl Örgütü’müzde Etkinlik


TİP Merkez Komitesi Üyesi Can Soyer’in katılımıyla “Sosyalizmin Çıkış Yolu:
Eşiği Aşmak, Kitlelerle Buluşmak” söyleşisi Mersin İl Örgütü’müzde gerçekleşti.

Halkla Dayanışıyoruz!
İstanbul’un çok sayıda ilçesinde, mahallesinde ve Çorlu’da yurttaşların ihtiyaçları-
nın karşılanmasına dönük yerel dayanışma inisiyatiflerinin duyurusu yapıldı.

Mültecilere Yardım Ankara İl


Malzemelerimizi Örgütü’müzde
Ulaştırdık Etkinlik

Parti heyetimiz Edirne’de TTB’yi ziyaret etti ve ar- Ankara İl Örgütü’müzde Ebru Pektaş’la “Kadının Kur-
dından sınıra giderek mültecilere yardım malzemeleri tuluşu” konulu söyleşi gerçekleştirildi
ulaştırdı.

Hatay İl Örgütü ve İlerici Kadınlar


Defne İlçe Örgütü Meclisi’nden
Açılışlarımızı Yaptık Yazarlık Atölyesi

Hatay İl Örgütü ve Defne İlçe Örgütü bina açılışlarımız İlerici Kadınlar Meclisi’nin düzenlediği yazarlık atölyesi
Barış Atay’ın katılımıyla gerçekleştirildi. online olarak başladı.

Çark Başak - Nisan 2020 / Sayı: 12


Sahibi: Türkiye İşçi Partisi adına Genel Başkan Erkan Baş Sorumlu Müdür: Can Soyer
Adres: Caferağa Mah. General Asım Gündüz Cad. No: 37 Yeğiner Apt. B Blok K: 2 D: 4 34710 Kadıköy/İstanbul
Matbaa: Uniprint Basım San. ve Tic. AŞ. Ömerli Mah. Hadımköy-İstanbul Cad. No: 159 34555/İstanbul Tel: 0212 798 2840
YAŞAMAK İÇİN SOSYALİZM
SOSYALİZM İÇİN ÖRGÜTLÜ MÜCADELE
İnsanlık tarihinin eşine az rastlanır dönemlerinden Tek bir emekçinin bile kendisini yalnız ve çaresiz
birinden geçiyoruz. hissetmemesi her Türkiye İşçi Partisi üyesinin ön-
Kâr, daha çok kâr üzerine kurulu kapitalist sistemin celikli sorumluluğudur.
insanlığın en temel ihtiyaçlarını bile giderebilecek Olağanüstü dönem devrimciliğine
halinin kalmamış olmasıyla birleşen koronavirüs çağrı yapıyoruz.
salgını, ülkemizi ve tüm dünyayı tam anlamıyla ki- Yaşadığımız süreci doğru kavrayarak başlayabiliriz.
litlenmeye doğru sürüklüyor.
Dünya ve özel olarak ülkemiz, halkımız sadece bir
Çark-Başak’ın matbaada basılmayan bu sayısında virüsle savaşmıyor.
konuyu çeşitli boyutlarıyla ele alan yazılarımız var.
Kapitalist düzenin topun ağzına yerleştirdiği mil-
Öyle sanıyoruz ki, önümüzdeki günlerde ve yonlarca emekçi, yoksul insanımız, iktidarlar tara-
Çark-Başak’ın önümüzdeki sayılarında da konuyu fından neredeyse sadece birer rakam olarak görülü-
çok boyutlu olarak tartışmaya devam edeceğiz. yor. Onların, her akşam yayınlanan istatistiklerde,
Bugüne kadar yaşadıklarımızdan birçok açıdan rakamlarla ifade ettikleri bizim insanlarımızdır.
farklı olan yeni bir mücadele döneminin içinde ol- Süreci sadece izlemek ve/veya sadece kendimizi,
duğumuzu en başa yazarak başlayabiliriz. yakınlarımızı korumak devrimcilerin kabul ede-
Türkiye İşçi Partisi, sermaye iktidarlarının otoriter- bileceği bir şey olamaz. Elbette her birimiz hem
leşme eğilimlerinin bir zorunluluk olarak arttığını kendimizi hem yakınlarımızı koruyacağız, ancak
daha önce işaret etmişti. Bu yeni kriz ile birlikte, bu bunun toplumsal sorumluluğumuzun küçük bir
doğrultuda kendilerince yeni çözümler arayacak- parçası olduğunu hiç aklımızdan çıkarmayacağız.
larını, daha da otoriterleşerek süreci aşmaya çalışa- Yaşadığımız tüm zorluklarla; işçi sınıfımızın acısı-
caklarını öngörmek zor değil. nın, öfkesinin bir parçası ve işçi sınıfının öncüsü ol-
Bu taraftan baktığımızda ise yüz yılı aşkın süredir manın sorumluluğunu duyarak mücadele edeceğiz.
emekçilerin iktidarını amaçlayan bizlerin mücade- Bu gerici düzen, bu soygun ve yağma düzeni,
lesini verdiğimiz yeni bir dünyayı kurmanın ola- ayakta kalabilmek için halkımızı hurafelerle kör bir
naklarının açığa çıkmasını sağlayabilecek, yani en cehalete mahkum etmeye çalışıyor. Bunun karşı-
olumsuzundan en olumlusuna “bütün mümkünle- sında insanlığın binlerce yılda yarattığı tüm değer-
rin kıyısında” diyebileceğimiz bir aşamadayız. lerle dim dik duracağız.
Bununla birlikte dünyanın hızla ve kendiliğinden Emekçileri işsizliğe, yoksulluğa mahkum edenlerle,
komünizme doğru evrileceği gibi yorumlarının virüsün “insafına” terk edenlerle işimiz, ekmeğimiz
da gerçekçi olmadığının altını çizmekte yarar var. ve canımız için dövüşeceğiz…
Zira neo-liberal şarlatanlığın tükenişini yaşıyoruz Emekçi halkımızın yalnızlığa, çaresizliğe itildiği
ama sermayenin bu sürecin bedelini de bize ödet- bu dönemde, yaşadığımız tarifi mümkün olmayan
mek istediği daha şimdiden ortaya çıkmış durumda. acılar, düzene karşı bilinçli ve çok daha örgütlü bir
Bu krizin sonunda kaldığımız yerden devam ede- öfkeye dönüşmeli, bu ölüm-kalım savaşından galip
meyeceğimizi, çok şeyin değişeceğini elbette söy- çıkmalıyız.
leyebiliriz ama önemli bir ekle, nihai sonucu mü- Yoldaşımız Nazım’ın dizeleriyle bitirelim…
cadele belirleyecek.
“Acayipleşti havalar,
Bu dönemin mücadele biçimi, araçları, dili vb. üze- bir güneş, bir yağmur, bir kar.
rine şimdiden hızlı yanıtlar vermenin zor olduğunu Atom bombası denemelerinden diyorlar.
da eklemek durumundayız. Bildiklerimizin, ezber- Stronsium 90 yağıyormuş
lerimizin döneme yanıt vermekte yetersiz kalacağı- ota, süte, ete,
nı kabul etmek, bir çaresizlik olarak değil devrimci umuda, hürriyete,
iddia ve iradeye çağrı olarak görülmek durumunda. kapısını çaldığımız büyük hasrete.
Değiştirilemez, değiştirilmesi teklif bile edilemez Kendi kendimizle yarışmadayız, gülüm.
ilkelerimize yaslanarak dönemin görev ve sorum- Ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz,
luluklarını üstlenerek bir adım daha ileri çıkmaya ya dünyamıza inecek ölüm.”
çalışacağız. Başlangıç noktamız ise, iktidarın yal-
nızlığa ve çaresizliğe terk ettiği emekçilerin, halkın
en geniş kesimlerinin; “dayanışma ağları” ile örgüt-
lü hale gelmesi.
ÇarkBaşak
Nisan 2020 Sayı 12 ÇarkBaşak
GÜNDEM

COVID-19 PANDEMİSİ:
YİNE HER ŞEY KAPİTALİZMİN SUÇU MU?
Defne Esen

Gıda üretiminde de, kentleşmede de doğaya, bitkiye, hayvana, insana zarar vermemek gibi bir öncelik
olmayınca, virüslerin en ölümcül şekilde evrilebileceği ve kitlelere bulaşabileceği üretim tesisleri ve
kentler inşa ediliyor. Aklın ve bilimin ışığıyla öngörülebilen pek çok tehlike için önlem almak ve
politika üretmek yerine binlerce, hatta milyonlarca insanın canını, sağlığını kaybetmesi göze alınıyor;
kriz yönetiyormuş gibi pozlar verilirken sermaye düzeni insanları çiğneyerek yoluna devam ediyor.

Yeni koronavirüs, bilinen kısaltmasıyla CO- İnsan sağlığını hiçe sayan


VID-19 tüm gündemimizi, hayatımızı kapladı, endüstriyel tarım anlayışı
biçimlendirdi, esir aldı. Ülkemiz daha önce çok ki- Yıllardır bu konu üzerine çalışan evrimsel Biyolog
şinin öldüğü iş cinayetleri, kitlesel katliamlar, belli Rob Wallace, Alman Sosyalist Dergi Marx21’de
bir bölgede hayatın olağan akışının devam edeme- yayınlanan röportajında COVID-19 salgını ve-
diği deprem, sel gibi felaketleri görmüş olsa da tüm silesiyle bu soruyu yanıtlıyor. Wallace’a göre,
ülkeyi etkilemesi, günlük yaşamı kökten değiştir- endüstriyel tarım ve hayvancılık, birkaç yoldan
mesi, ekonomik sonuçları ve sürecin belirsizliği pandemiler için altyapı oluşturuyor. Sanayileşmiş
açısından COVID-19 pandemisinin bizim için bir ülkeler/gıda pazarındaki çokuluslu şirketler az ge-
ilk olduğu söylenebilir. Toplumsal sorumlulukları- lişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin topraklarını
mızı yerine getirmeye, kendimizi ve sevdiklerimizi ve kaynaklarını sömürmek için bu ülkelerin ara-
korumaya çalışırken yaşananları bütünlüklü kavra- zilerine büyük tarım tesisleri ve çiftlikler kuruyor.
yabilmek için de sunulanın ötesinde bir bakış geliş- Bu çiftlikler normal şartlarda bulunduğu yerleşim
tirmemiz gerekiyor. Bu yazıda COVID-19 özelin- yerinin kapasitesinin veya ihtiyacının üzerinde
de virüs salgınlarını ortaya çıkaran veya pandemi üretim yapan büyük yerler olduğu için daha fazla
haline gelmelerini kolaylaştıran altyapısal sebepleri, “verim almak” amacıyla ekolojik dengeyi gözet-
kapitalizmin ve gericiliğin bu gibi krizlerle ilişkisi- meyen yöntemlerle üretim yapılıyor. Örneğin;
ni incelemeye çalışacağım. hayvanlar genetik monokültürle, yani seri üretime
Kitlesel ölümlere yol açan salgın hastalıklar insanlık ta- uygun şekilde yetiştiriliyor, üretiliyor ve bu, doğal
rihi için yeni bir mesele değil. Dünya tarihini şekillen- koşullarda bir patojenin (hastalık yapan mikroorga-
diren, üzerine kitaplar yazılan pek çok salgın olduğunu nizma) bir canlıdan diğerine geçişini yavaşlatacak
biliyoruz. Ancak bilim ve teknolojinin, tıbbın bunca doğal bağışıklık sistemi bariyerlerini zayıflatıyor.
ilerlemesine, bulunan yeni ilaçlara ve aşılara rağmen Ayrıca üretilen ürünler küresel pazarda satıldığı
salgınların ne ortaya çıkmasını ne yayılmasını engelle- için, çok uzun yıllardır kendi ekolojik ortamında
yebiliyoruz, hatta gittikçe daha sık ve daha küresel bir evrimleşmiş olan patojenler doğal olmayan yollarla
sorun olarak karşımıza çıkıyor. Peki ama neden? başka fiziksel ortamlara taşınmış ve yayılmış olu-
yor. Endüstriyel üretimin olduğu yerdeki iş hac-

4
ÇarkBaşak Nisan 2020 Sayı 12

GÜNDEM

mi ve kalabalık nüfus, bir patojenin bulaşıcılığını ve derste öğretilen bir meslek etiği prensibi vardır: “pri-
öldürücülüğünü arttıracak şekilde evrimleşmesi için mum non nocere” yani, “öncelikle, zarar verme”. Bu
sürekli yüksek riskli bir ortam anlamına geliyor. An- prensip sadece nostaljikı ve Latince olduğu için değil,
cak, kâr odaklı gıda üretimi, insan sağlığını o kadar toplumcu politikaları bir yerden taşıyabilecek isabetli
umursamıyor ki milyonlarca insanı öldürecek bir bir dayanak sunduğu ve kapitalizmin yapmadıkları-
patojenin ortaya çıkıp yayılmasına sebep olacak ko- nı da bize gösterdiği için değerli. Bu bakış açısının
şulları oluşturup bunu kabul edilebilir bir risk olarak sadece sağlık veya tıpla ilgili olmadığını COVID-19
görebiliyor. (1, 2) pandemisi özelinde de bir kez daha gördük.
Gericileşmenin rolü Pandemi bize neleri gösterdi?
Kapitalizmin bizi hasta etmesi elbette sadece endüst- Gıda üretiminde de, kentleşmede de doğaya, bitkiye,
riyel tarımla sınırlı değil. Kentleşme, çalışma koşul- hayvana, insana zarar vermemek gibi bir öncelik ol-
ları, sağlık sistemi, eğitim gibi pek çok ana başlık mayınca, virüslerin en ölümcül şekilde evrilebileceği
doğrudan ve dolaylı olarak insan sağlığını etkiliyor. ve kitlelere bulaşabileceği üretim tesisleri ve kentler
Ancak ben hastanelerdeki sağlık hizmeti veya bilim inşa ediliyor. Aklın ve bilimin ışığıyla öngörüle-
dışı tedaviler gibi doğrudan etkilere değil, bilim düş- bilen pek çok tehlike için önlem almak ve politika
manlığı ve gericilik üzerinden dolaylı etkilere değin- üretmek yerine binlerce, hatta milyonlarca insanın
mek istiyorum. Sosyal medya ve televizyon ekranları; canını, sağlığını kaybetmesi göze alınıyor; kriz yö-
herkesin, her söylemini “bilgi” diye pazarlayabildiği netiyormuş gibi pozlar verilirken sermaye düzeni in-
bir alan haline geldi ve elbette kapitalizm bunu kul- sanları çiğneyerek yoluna devam ediyor. Bilim virüs
lanıyor. Halkı bilimden, sorgulamaktan, akıldan ve kapınızda diyor, bize önceden sipariş edilmiş testler,
kendisi için iyi olanı aramaktan uzaklaştırmak için koruyucu ekipman ve hazırlanmış bir sağlık sistemi
her yolu deniyor. Dindar ve kindar bir nesil özlemin- değil, kaynayan ve buharlar çıkaran dolu bir tence-
de dile gelen gericilik, sadece “Biz camiye gitmeye reyi küçük bir kapakla kapatmaya çalışırken elimizi
devam edeceğiz” diyen vatandaşta değil, sermayenin yakmak düşüyor.
ihtiyaçları doğrultusunda kimi zaman aşı karşıtlığın- Bütün bunlardan nereye varacağız? Öncelikle, CO-
da, kimi zaman da, “Virüsleri Allah gönderdi” diyen VID-19 pandemisini yalnızca el yıkama, maske tak-
Bilim Kurulu üyesi suretinde karşımıza çıkıyor. ma, evde kalma gibi düzenin de sırtımıza yükledi-
Her daim gericilerin hedef tahtasında olan “evrim”, ği bireysel görevlere sıkışmış bir gündem olmaktan
pandemi tartışmalarında önemini kanıtlamaya devam biraz çıkarmayı amaçlıyoruz. Bir yandan hayatta
ediyor. Virüslerin evrilerek daha öldürücü ve daha kalmak için güncel ve yakıcı talepler doğrultusunda
bulaşıcı hale gelebilmesi veya yeni ortaya çıkan bir mücadele ederken ilk kez yaşadığımız bu deneyimi
patojen için yeni aşı üretimi gibi pandemiyi bütün- de bugüne kadarki politik bakışımız ve tarihsel mü-
lüklü olarak kavramaya yardımcı olacak tüm başlıklar cadelemiz içinde doğru şekilde konumlandırıp kavra-
evrimden besleniyor. mamız gerekiyor. Bu yazının bunun için bir deneme,
Gericiliğin, hayatın her alanına yayılması ve bilimsel zaman içinde kolektif biçimde yapacağımız daha de-
düşüncenin zayıflaması, niteliğin ve derinliğin azal- rinlikli ve kapsamlı değerlendirmeler için de müteva-
masını beraberinde getiriyor ve yalnızca karikatürize zı bir katkı olmasını umuyorum. Düzenin acımasızlı-
“dinciler” değil, sadece sosyal medyadan veya kendi ğı bunca görünür ve tüm muhataplarınca mecburen
yakın çevresinden beslenen ve soru sormayı unutan, hissedilir hale gelmişken, eğitimden sağlığa, kentten
gösterilenin bir adım ötesini düşünmeye ne niyeti ne gıdaya her şeyin “toplumcu”sunu ellerimizle kurma-
mecali kalmış kitleler yaratıyor. yı hayal eden bizlerin, anlamak ve dönüştürmek için
daha fazla emek vermemiz gerekecek.
Kapitalist sağlık sistemi kâr odaklı işler ve piyasalaş-
1-https://www.polenekoloji.org/koronavirus-nereden-gel-
tırabildiği sağlık hizmetlerini, yani tetkik ve tedaviyi di-ve-bizi-nereye-surukleyecek/
önceler. Kamucu/toplumcu sağlık örgütlenmesi ise 2-https://www.marx21.de/coronavirus-agribusi-
“koruyucu hekimliğe”, yani hastalığın oluşmasını ness-would-risk-millions-of-deaths/
önlemeye öncelik verir. Tıp fakültesinin ilk günü, ilk

5
Nisan 2020 Sayı 12 ÇarkBaşak
GÜNDEM

COVID-19 SINIFLARI ORTADAN KALDIRDI MI?


Pınar Dinç - İşçi Bürosu

Mutlaka dayanışma içerisinde olmalıyız ama bu dayanışmanın sınıf farkının üzerini örtmesine izin
vermeyecek şekilde örgütlenmemizi yapmalıyız. Sistemin patronları nasıl koruduğunu her zamankinden
daha çok gösterelim. Nitekim işçi sınıfı da her zamankinden daha çok bunu anlamaya açık durumda.

Koronavirüs salgınının pandemi ilan edilmesi ve ülke- “Patronun ücretsiz izne çıkarma hakkı var mı?”
mizde de yayılmaya başlaması ile birlikte virüsün zen- “Ücretli iznim yıllık izinden düşülebilir mi?”
gin-fakir tanımadığı, bu anlamda sınıfları da ortadan kal-
“Çalışmak istemiyorum ama patron zorluyor buna hakkı
dırdığı söyleniyor.
var mı?”
Örnek olarak ise birtakım zenginlerin de virüsü kapması
“Çalışmadığım için beni işten çıkarmaya hakkı var mı?”
gösteriliyor. Öyle ya, çok ünlü bir futbolcu da enfekte
oluyor, bir fabrika işçisi de. Ama nasıl? Bu ve benzeri birçok soru sosyal medyada; solcu, devrim-
ci pek çok avukat tarafından yanıtlanıyor. Bizler de yanıt-
Zengin ve ünlü kişi, yurt dışı seyahati sırasında veya bir
lıyoruz, yanıtlamaya da devam edeceğiz. Bunda hiçbir sa-
tatilde veya bir emekçinin belki bir yıllık gelirini bir gün-
kınca yok ama cevap verirken cevaplarımız “4857 Sayılı İş
de ödediği bir spor salonunda enfekte olurken; bir işçi
Kanunu’nun ... maddeleri gereği hakkın şu, patron bunu
çalıştığı sırada fabrikasında, işine gitmek için bindiği oto-
yapamaz”dan mı ibaret olmalı ve cevaplarımız bundan
büste, evinde sipariş ettiği bilmem hangi marka elbiseyi
ibaret olursa ne ile karşılaşırız?
bekleyen müşteriye kargosunu götürürken, çalıştığı mar-
kette yüzlerce müşteriye hizmet ederken enfekte oluyor. Büyük resme bakalım ve soruyu öyle yanıtlayalım
Yani sınıfları ortadan kaldırması bir yana, virüsü kapma Her gün toplu taşıma araçları kullanarak işyerine gidi-
koşulları bile sınıfsal farklılığın derinliğini gösteriyor. yorsunuz, işyerinde onlarca belki yüzlerce işçi ile temas
Peki neden bu söylemler? halindesiniz; belki bir kuryesiniz ve evine paket götür-
düğünüz insanlar elinize kolonya döküyor elleriniz yara
Çünkü bu somut durumdan doğacak sınıf öfkesi ancak
bere içinde kalıyor; belki enfekte oldunuz ve evinize gi-
böyle dizginlenebilir. İşçinin isyan etmek yerine, “Zengin
diyorsunuz, sevdiklerinize de virüs bulaştırıyorsunuz. Bu
olan da hastalanıyor” diye düşünmesi, sermaye sınıfının
tabloya rağmen kendinize “Patron izin vermiyor, çıksam
işine geliyor.
param yok, normal zamanda olsa ertesi gün iş arardım,
Peki ya hala çalışan işçilerin bizlere sordukları soruları na- şimdi iş de arayamam, mecburen çalışacağım” diyorsu-
sıl yanıtlamalıyız? Cevaplarımız sadece yasal düzenleme- nuz.
lerdeki kanun maddelerini sıralamaktan mı ibaret kalmalı?
Yani yaşamak için çalışmanız lazım ama çalışırsanız yaşa-
Yoksa daha da ötesine götürmeli miyiz?
yamayabilirsiniz!
Bir avukat olarak bu yazıyı yazarken her gün belki onlar-
Bu ikilemi yaşatan patronlar sizce de her şeyi yapmaz mı?
ca, yüzlerce soruya cevap veriyorum.
Büyük resimdeki sorunun cevabı bu soruda saklı diye dü-
Soruları özetleyelim, daha doğrusu birkaç soru örneği şünüyorum. Peki bu cevabı işçinin, emekçinin de verebil-
üzerinden verilen cevaplara ve bu cevapların fiilen biz- mesini nasıl sağlayacağız?
leri-işçileri hangi noktalara götürebileceğine örneklerle
Yine de bir hukukçu olarak birkaç örnekle soruları cevap-
bakalım:
layayım, daha da somutlaştırayım:

6
ÇarkBaşak Nisan 2020 Sayı 12

GÜNDEM

Patron zorla ücretsiz izne çıkarabilir mi? kullanman gerekiyor. Ancak kendi durumunda olanlarla
Hayır. Bizim İş Kanunu’muz işçinin ücretsiz izne çıkarıl- birlikte hareket edersen kazanabilirsin”i de anlatmak önem
masını işçinin onayına bırakmıştır. Yani, “Kabul etmiyo- kazanıyor.
rum” diyebilirsiniz. Buraya kadar sosyal medyada yayılan Peki bunları yaparken ya dayanışma? Bizler, tüm işçiler ve
cevabı gördünüz ama biz devam edelim çünkü sonrasına emekçiler birbirimize yardım ederek mi bu süreci aşacağız?
bakmak gerekiyor. Çünkü sosyal medyada belki bu kısmı Sadece işçilere, emekçilere ve evlerinden çıkamayan yaşlıla-
göremiyoruz ama işçi sorularına devam ediyor. ra gıda yardımı götürerek mi atlatacağız her şeyi?
“Patrona ‘Kabul etmiyorum’ dedim. İşten çıkarmaya hakkı Sağlık emekçilerini alkışlamak mı? Sağlık emekçilerini ya-
var mı?” Öyle ya herkes, “Hakkı yok” diyor. şamlarını ortaya koyacak biçimde kişisel koruyucu dahi
İşte işçiden gelen bu ikinci soruya, ezberden kanun madde- vermeden çalıştıran sistemi protesto etmek mi? Evet sağlık
si sıralayarak cevap veremeyiz. Burayı sistemin sermayeye çalışanlarını alkışlamalıyız belki ama bu alkışların sağlık ça-
verdiği sınırsız hakları örnekleyerek anlatmak gerekiyor. lışanlarının çalışma koşullarındaki eksikliklerin üzerini ört-
Hepsini sıralamaya gerek yok. Salgın ile ilgili geçen haf- mesine de izin vermeyelim.
ta açıklanan, muhalefetin de desteklediği pakette sermaye Devlet sermayeyi rahatlatacak her türlü önlemi almak ile
sınıfının korunmasından öte bir şey olmaması örneğin en meşgul olsun, çalışmak zorunda bıraktığı işçiye “sokağa
tazesi. çıkma” desin, biz işçiler ve emekçilere ile kısıtlar içinde, ne
İşçiye şunu demek gerekiyor, “Evet kanun sana bu hakkı yapacağını bilmez halde, birbirimizle dayanışmaktan başka
verir ama patron buna rağmen ücretsiz izni kabul etmedi- çözüm kalmasın.
ğin için seni işten atar. Çünkü yine bizim o ‘sevgili’ kanun- Dayanışmayalım mı?
larımız; ‘ patron seni haksız olarak işten atarsa git dava aç
Bizim kültürümüz bu, elbette her durumda dayanışmayı
tazminatını al’ der.”
öne çıkaracağız. Mahaller bazında dayanışma ağları kura-
Evet şimdi ne yapacağım bir işçi olarak? “Hadi davamı aça- cağız. Bunların büyümesi, yetkinliğinin artması için elimiz-
yım her ne ise üç beş sene sonra alacağımı alırım, yarın da iş den gelenin fazlasını yapacağız. Çok da doğru yapacağız.
ararım” diyebilir miyim? Diyemem. Bunları yaparken yakın zamanda pek çok işyerinin kapa-
Dava açacak param yok, bu parayı borç harç isteyebilme nacağını, büyük bir işsiz ordusu ile karşı karşıya kalacağı-
ihtimalim sıfır çünkü herkes aynı durumda. Yarın iş araya- mız ihtimalinin güçlü olduğunu da bileceğiz. Tam da bu
mam çünkü işyerleri kapalı ve her yerde işçiler işten atılıyor. sebeple dayanışmanın yanı sıra neler yapılabilir? Bu daya-
Devam edelim. nışma içerisinde yaşamlarına dokunduğumuz insanları ne-
reye taşıyacağız? Bu kurduğumuz ilişkilerin devamlılığını
İş bırakma hakkım var mı? nasıl sağlayacağız? Soruları üzerine şimdiden kafa yormamız
Var. İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası 13. Maddesi gereği çalış- gerekiyor.
mama hakkın var. Patron zorla çalıştırabilir mi? Hayır. Ama Gelecek günlerde işlerine yeniden dönebilenler için; ücret-
yine sonrasını görmek için devam edelim. lerin daha da düşürülmesi, çalışma saatlerinin “telafi çalış-
Cevaplar aynı, patron işten atar; kanun, git dava aç, der; işçi ması” adı altında uzatılması, daha esnek, daha güvencesiz
dava açamaz; iş arayamaz; belki bir şişe kolonya yardımı ile çalışmanın yaygınlaşacağı açık. Bunlar olurken iktidarın boş
evinizde hiçbir gıda maddesi olmadan ve önünüzdeki gün- durmayacağı, daha da otoriterleşeceği, “ölümü gösterip sıt-
leri sayarak sevdiklerinizle ölümü beklersiniz. Hastalık kap- maya razı edecek” politikalar üreterek işçiyi, emekçiyi sus-
mamışsanız da açlıktan ölebilirsiniz. turmanın yollarını arayacağı, bu anlamda iktidarın da kendi
Elbette işçilere yasal haklarını anlatmaktan geri durmama- cephesinde durduğu zemini daha da sağlamlaştırma yolları
mız gerekiyor. Anlatmaya çalıştığım bunları derken mü- arayacağı ve aslında görünen kötü tabloyu fırsata çevirmeye
cadeleyi sadece hukuki bir zemine sıkıştırmamak, işçilere çalışacağı da açıktır.
haklarını anlatırken fiili durumu, onları nelerin beklediğini Yani mutlaka dayanışma içerisinde olmalıyız ama bu daya-
ve gerçeği tüm çıplaklığı ile de anlatabilmektir. Aksi halde nışmanın sınıf farkının üzerini örtmesine izin vermeyecek
yarın bu işçiler “Hani patronun hakkı yoktu, işten atıldım” şekilde örgütlenmemizi yapmalıyız. Sistemin patronları na-
diyecektir. sıl koruduğunu her zamankinden daha çok gösterelim. Ni-
Hukuk kimin hukuku? tekim işçi sınıfı da her zamankinden daha çok bunu anlama-
ya açık durumda. Hukuki hakları anlatalım ama çözümün
Bu nedenle bugün ve her dönemde, hukuki mücadeleyi
sadece buradan olamayacağını ve hatta bugün adliyelerde
anlatırken bu hukukun hangi zemine oturduğunu ve “pat-
iş yapılamazken bunun hiç olamayacağını anlatalım. Bu
ronun olmayan hakkı”nı nasıl “olur” kıldığını, bunun ze-
tablodan çıkan öfkenin önünü kesmeyelim, bu öfke sağlık
mininin sistem tarafından nasıl hazırlandığını da anlatmak,
emekçilerinin alkışlanması ile ve biz sosyalistlere sevgi du-
işçinin üretimden gelen gücüne vurgu yapmak gerekiyor.
yulması ile sönümlenip normalleşmesin. Bu öfke artık he-
Örneğin, “Evet çalışmama hakkın var, bunu genelleştirerek
defini bulsun.

7
Nisan 2020 Sayı 12 ÇarkBaşak
KADIN

DÜNYANIN YARISIYIZ,
EŞİTLİKTEN YANAYIZ
Kadın Koordinasyonu

Her kurumun, her kadının mücadele yöntemleri başkadır, dayandığı zemin başkadır. Atölyeler, film
gösterimleri, söyleşi, panel ve sempozyumlar, sokak eylemleri, kadın işçilerin grevleri vs. kesinlikle
biri diğerinin ne önemini ne de yapılabilirliğini sorgulatabilir. Feminist olan, olmayan; sosyalist olan,
olmayan her ırk, din, dil ve sınıftan kadının yaşadığı ortak sorun; erkek egemen sistem tarafından -farklı
biçimlerde de olsa- sistematik olarak eziliyor olmaktır. Bizim mücadelede doğru bulduğumuz zemin
ise kadın mücadelesinin örgütlü bir şekilde, bütünlüklü bir perspektifle verilmesidir.

Yıllardır mücadele alanlarımızda andığımız oy olan bu tartışmaların kimin yararına olacağı ve


hakkı için mücadele eden Sufrajetler, Dominik kimin için nasıl sonuçlanacağı olmalıdır diye
Cumhuriyeti’nde faşizme karşı mücadele eder- düşünüyoruz.
ken devlet şiddetiyle hayatını kaybeden Mira- Herkesten, her şeyden izole edilerek İstanbul
bel Kardeşler, daha iyi çalışma koşulları için - Bakırköy’de yaptırmak istedikleri mitingi bu
greve başlayan dokuma işçilerinden çoğunlu- yıl Kadıköy’de gerçekleştirmiş olduk. İstanbul
ğunu kadınların oluşturduğu 129 işçinin yakı- dışında ise Ankara, İzmir, Eskişehir, Çorlu,
larak katledilmesi sonucu 8 Mart’ı bize arma- Mersin, Antep ve Antalya’da 8 Mart miting-
ğan eden işçi kadınlar yolumuza hep ışık tuttu. lerine ve gece yürüştlerine katıldık. “Krize,
Bu yıl da 8 Mart hem Kadıköy’de yapılan Ka- Şiddete, Savaşa Karşı Direnerek Güçleniyo-
dın Buluşması (Gündüz Mitingi) hem de Tak- ruz” diyen Antalya Meclisimizin pankartındaki
sim’de yapılan “Feminist Gece Yürüyüşü” ile “savaşa” kelimesinin polis tarafından kesilerek
tüm Türkiye’de örgütlenen çeşitli buluşma- pankartın alana alınması ise savaşa karşı olan
lar, miting ve eylemlerle görkemini sergiledi. biz kadınların karşısında savaş yanlılarının ol-
Toplumun en dirençli ve en sağlam zemininde duğunun en net göstergesidir. İstanbul’da bir
mücadele eden kadınların haklarını ellerinden miting kürsümüz olmadı belki ama kadınlar
almak isteyenlere bir kez daha gücümüzü, rıhtımı renkleriyle, talepleriyle, sözleriyle dol-
inancımızı ve saldırılar karşısındaki direncimi- durdu, görünür oldu. Bizler de İlerici Kadınlar
zi göstermiş olduk. Meclisi olarak “Söz Sırası Bizde! Krize, Şid-
Bunu nasıl yaptık? dete Karşı Direnerek Güçleniyoruz” diyerek
açtığımız pankartımızla Kadıköy Bahariye
Kadın hareketinin birbirine dirsek atmasından
Caddesi’nden yürüyüşe başladık ve Kadıköy
çok dayanışmayı öne çıkarmasından, birlikte-
sokaklarında sloganlarla, alkışlarla yürüyerek
liğin gücüne inanmasından gördük. Lakin bu
rıhtımdaki miting yerimizi almış olduk. Ak-
demek değildir ki farklarımız yok! Elbette ki
şamında ise Gezi’nin kazandırdıklarıyla her yıl
vardır ve var olmaya da devam edecek. Mühim
katılan sayısı artarak yoluna devam eden “Fe-

8
ÇarkBaşak Nisan 2020 Sayı 12

KADIN

minist Gece Yürüyüşü”ne kadınlar için hayati daha da açıldığı, çocuk istismarının kurum-
önem taşıyan 6284 Sayılı Ailenin Korunması sallaştığı; LGBTi+ nefretinin yükseldiği, çevre
ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair katliamlarının yapıldığı; özetle sömürünün,
Kanun’a işaret ettiğimiz “6284!” ve “Direnerek baskının ve ezilmenin arttığı; yaşamımızı, ya-
Güçleniyoruz” dövizlerimizle katıldık. Polisin şam alanlarımızı tehdit eden bu otoriterleşme-
Gezi’den sonra Taksim’i yasaklı bölge ilan et- ye karşı ihtiyacımız olan sosyalizmdir.
mesi gelenekselleşen “Feminist Gece Yürüyü- Kadınlar bu mücadelenin
şü’nü durdurmaya yetmedi. Taksim işçilerin, neresinde olacaklar?
emekçilerin, gençlerin, kadınların, plaza çalı-
Kadın mücadelesi topyekün bir mücadeledir.
şanlarının, annelerin direniş yeridir. Yasaklı 1
Yukarıda bahsettiğimiz düzenin değişmesi
Mayıs’larda barikatları yıkarak tekrar kazanan-
herkesin kurtuluşu için esastır. Ancak bu ka-
ların yeridir. O barikatlar yıkıldığında herke-
dınlar ve LGBTi+ bireyler için mücadelenin
sin koştuğu yerdir. Taksim, Gezi’de daha önce
son bulacağı anlamına gelmemektedir. Bu
sokaklara çıkmamış olanların da eylem alanı
düzeni yıkacağız! Aynı zamanda bu düzenin
olmuştur. Elbette ki yıllardır yapılan kadın ey-
yarattığı toplumsal ilişki biçimlerini, toplumsal
lemi de yapılmaya devam edilecektir.
ilişkiler tarafından belirlenen rolleri, sorumlu-
Birer kazanıma dönüşen meydanlar da so- lukları ve statüleri, cinsiyete dayalı iş bölümü-
kaklar da haklar da yıllarca oluşturulan iddialı nü de yeniden inşa edeceğiz. Sistemi yıkmak
duruşlar, direnişler, ısrarlarla ve çeşitli eylem bu nedenle tek başına yeterli olmayacak, ona
birlikleriyle olagelmiştir. Bu bazen birbirine bağlı tüm unsurlara da son vermek gerekecek-
benzeyenlerin birlikteliğinden bazen de bir- tir. Kapitalizmin toplumsal olarak en fazla oto-
birine benzemezlerin birlikteliğinden güç riterleştiği alanlardan birinde; toplumsal cinsi-
bulmuştur. Kuşkusuz hiçbir şey kendiliğinden yet eşitliği mücadelesinde bu otoriter baskıyı,
oluşmamıştır, hep itici bir güç olmuştur ve peşinden de kapitalizmin kendisini yıkmak
ardından biriktirerek çoğalmıştır. İşte bu top- için mücadele ediyoruz, edeceğiz.
lumsal muhalefetin tüm bileşenlerinin yararına
Bu yolda her kurumun, her kadının mücadele
olagelmiştir.
yöntemleri başkadır, dayandığı zemin başka-
Sosyalizm fikri güncelliğini koruyor: dır. Atölyeler, film gösterimleri, söyleşi, panel
Yaşamak için sosyalizm! ve sempozyumlar, sokak eylemleri, kadın iş-
Neoliberalizmin egemen olduğu günümüzde çilerin grevleri vs. kesinlikle biri diğerinin ne
sermaye birikiminin genişletilerek sürdürebil- önemini ne de yapılabilirliğini sorgulatabilir.
mesi için topluma yönelik saldırılar da artmak- Feminist olan, olmayan; sosyalist olan, olma-
ta ve meşru görülmektedir. Bu nedenle top- yan her ırk, din, dil ve sınıftan kadının yaşadığı
lumun olası tepkilerine karşı devlet her daim ortak sorun; erkek egemen sistem tarafından
tetikte durmaktadır; toplum üzerindeki baskısı -farklı biçimlerde de olsa- sistematik olarak
daha da artmakta, otoriterleşmektedir. Bu bas- eziliyor olmaktır. Bizim mücadelede doğru
kı aygıtının karşısında ise ezilenlere, sömürü- bulduğumuz zemin ise kadın mücadelesinin
lenlere, tahakküm altına alınmak istenenenlere örgütlü bir şekilde, bütünlüklü bir perspektifle
düşen görev ise örgütlenmektir. Çin’de başla- verilmesidir. Her ne gerekçeyle olursa olsun
yıp neredeyse dünyanın her yerine yayılan ko- örgüt düşmanlığı yapan aklın karşısında olmak
ronovirüs bizleri de tehdit etmeye başladığında gerekir.
devletin aldığı ilk önlemin; işçiler, emekçiler, Politik bir mücadele hattını örmenin ve bunun
yoksul halk yerine, sermayedarları koruma al- için gerekli zeminleri oluşturmanın kadın kur-
tına almak olduğunu unutmayalım. tuluşuna sağlayacağı katkı hayati önemdedir.
Yaşam standartlarının giderek kötüleştiği, iş- Bunun öncülüğünü yapacak olanlar ise örgüt-
sizliğin arttığı, yoksulluğun kalıcılaştığı, kitle- lü kadınlardır. Hayatın yarısıyız ve haklarımızı
sel göçlerin yaşandığı, kadına yönelik şiddetin alıncaya, tam eşitlik sağlanıncaya kadar da bu
arttığı, ücret ve gelir dağılımındaki makasın mücadeleden geri atmayacağız.

9
Nisan 2020 Sayı 12

ORTA SAYFA

SALGIN GÜNLERİNDE DAYANIŞMA


VE MÜCADELE
Doğan Ergün

Bugün yapılması gereken, dayanışma ağlarının sayılarını artırmak, daha fazla


emekçiyle doğrudan iletişim ve ortak davranma yetisini geliştirmektir. Bu bakımdan,
tüm Türkiye İşçi Partisi üye ve dostlarının, bir kitle faaliyeti türü olarak ağlar kurması
veya işlevli olabileceklerin de içinde yer almaları büyük önem taşımaktadır.

Yalnız Türkiye değil tüm dünya halkları, 2. Dünya Konferanslarımızda ağlar


Savaşı’ndan bu yana en zor, en karanlık dönemle- Öte yandan, içinden geçtiğimiz günler, Türkiye
rinden birini yaşıyor. Koronavirüs salgını, ölçek ba- İşçi Partisi’nin kuruluşundan bu yana sürekli dile
kımından düşünüldüğünde dünya tarihinin en ciddi getirdiği bir örgütlenme biçiminin de ne kadar ya-
felaketlerinden biri. Bu satırlar yazıldığında Tür- şamsal olduğunu gösterdi: Dayanışma ağları.
kiye’de hastalık nedeniyle hayatını kaybedenlerin Geçen yıl düzenlediğimiz İşçi Konferansı’nda Daya-
sayısı Sağlık Bakanlığı tarafından 168 olarak, top- nışma Ağları konusunda şu ifadeler yer alıyordu:
lam vaka sayısı ise 10.827 olarak açıklanmıştı. Resmi “Biz bir şey yapmasak da, kendiliğinden bu kesimler
rakamların, asla gerçekleri yansıtmadığını bilsek de, arasında (gri yakalılar) dayanışma ağları oluşmakta-
bu istatistik dahi Türkiye’nin dünyada vaka sayısı- dır. Bu ağların siyasal bir içerikte olmadığı kuşkusuz
nın en sert şekilde arttığı ülke olduğunu gösteriyor. belirtilmelidir. Ama kimi zaman birbirlerine iş bul-
ma, kimi zaman bir bilgisayar yazılımı öğretme, kimi
Henüz yeterli test yapılmadığı halde…
zaman borç verme, evi paylaşma gibi farklı biçim-
Salgının başlaması, yayılması ve emekçiler üzerin- lere bürünmektedir. Sosyal medyayı da yoğun ola-
deki etkilerine baktığımızda karşımıza o tanıdık kirli rak kullanan ve bu dayanışma biçimlerini de bir araç
yüzüyle kapitalizm çıkıyor. Özellikle son 30-40 yılda olarak işlevlendiren bir kesimden söz etmekteyiz.
neoliberal politikaların da etkisiyle doğanın büyük bir Hatta birçok dayanışma ağı sadece sosyal medyada
vahşetle talan edilmesi, doğal yaşama müdahale, bes- örgütlüdür. Bu tip dayanışma ağlarında en çok gelen
lenme alışkanlıklarının değişmesi gibi gerçekleri kay- sorulardan birisi ise iş yerlerinde karşılaşılan sorunlar
nak olarak görebiliyoruz. ve bu konudaki hukuk başta olmak üzere bilgi deste-
ği gelmektedir.
Salgının başlamasının ardından bir çarpan etkisi de
Mutlaka dayanışma ağları ve mutlaka ağlar arasında
sağlık sistemi oldu. Dünyanın pek çok ülkesinde,
koordinasyon/dayanışma/işbirliği. Dayanışma ağla-
neoliberalizmin etkisiyle kurulan sağlık örgütlen-
rının belli bir biçimi yoktur. Ancak Türkiye İşçi Par-
mesi, halkın sağlığını korumaktan ziyade bu alan-
tisi’nin yapması gereken tüm bu ağları ortaklaştıran
da da “kâr maksimizasyonu” odaklıydı. Ve nihayet, biçimler bulması, kimi zaman bu ağları işçi sınıfının
öldürücü vuruş, emek rejimi alanında oldu. Bir diğer kesimleriyle de buluşturmasıdır.”
yandan “evde kal” çağrıları yapılırken, bir yandan
Yine geçen yıl düzenlediğimiz Utkan Adıyaman
da emekçiler, sağlıksız koşullarda çalışmak zorunda Konferansı’nda ise dayanışma ağlarının öneminden
bırakıldı. Emekçi aileleri açısından adeta bir “kırım” şu sözlerle bahsettik:
yaşandı, yaşanıyor.
“Sosyalist hareketin toplumsal muhalefetle ilişkilen-

10
ÇarkBaşak
ORTA SAYFA

me zemini, yerelliklerde ve emek mücadelesin- Siyasetten veya emek karakterinden tamamen soyut-
de filizlenen halk ve işçi meclisleri ile dayanışma lanmış ağların düzen açısından, pekâlâ, biriken tepki-
ağları üzerinden kurulmalıdır. Türkiye İşçi Partisi yi soğurma işlevi göreceği açıktır. Siyasi ölçekte iste-
kuruluşunun hemen ardından söz konusu ağ ve diğini yapan iktidar, yapısal veya politik gündemlere
meclislerin kurulması için ilk adımları atmıştır, an- kulağını tıkamış ağlardan, kimi tıkanıklıkları aşmak
cak henüz bu adımlar yeterince olgunlaşamamıştır. için fayda sağlamak isteyebilir.
Örgütsel yapısının yerleşmesi için zamana ihtiyaç Dahası, yine yukarıdaki boşlukları olan bir ağ çalış-
duyulsa da eksikliği görülen esas unsur, öncü par- masının ister istemez “yardım kuruluşu” düzeyinde
tinin halkın örgütlülük düzeyini yükseltmeye ve kalması da beklenmelidir.
bu türden ağlarla siyasal bir ilişki kurmaya yönelik
Yapacağımız ‘aşı’
girişimlerinde ısrarcı olmasıdır. Türkiye İşçi Parti-
si halkın sorunlarını açığa çıkarmak, onlara sahip Öyleyse, Türkiye İşçi Partisi’nin ve üyelerimizin/
çıkmak ve halkı siyasete çekmek için söz konusu dostlarımızın, bu ağlara hemen şimdi birkaç aşı
ağ örgütlenmelerine daha fazla eğilmelidir.” birden yapmaları gerekiyor.

Evet, dayanışma ağlarının öneminden bu şekil- Birincisi, mahalli düzeyde de olsa ağ örgütlenme-
de bahsetmiş ve gerek Çark Başak’larda, gerekse lerinin mutlaka emekçilerin sorunlarını gündem-
teorik yayın organımız Komünist’te meselenin, lerine almaları şart. Herhangi bir ilçe/mahalle/semt
emekçi sınıfların örgütlenmesi ve iktidar mücade- dayanışmasında evinden dışarıda çalışmak zorunda
lemiz açısından önemini vurgulamıştık. kalan emekçiler, işsiz kalanlar hakkında talepler
üretmek, onların sesini yükseltmek öncelikli gö-
Türkiye İşçi Partisi, söz konusu örgütlenme modelini
revlerden biri olmalı.
yalnızca güncel bir ihtiyaç olarak değil, halkın kendi
iktidar aygıtını yaratması için bu modele tarihsel bir Dayanışma ağlarının sigortası olacak bir ikinci
misyon yükleyerek de yaklaşmıştır. adım ise İşçi Bürosu’nun öncülüğünde hayata ge-
çen emek alanındaki örgütlenmeler. Bunların sa-
Görev: kurmak ve büyütmek
yısının artması ve daha çok yoldaşımızın bu alanda
Gelelim bugüne… faaliyet yürütmesi, yukarıdaki handikapı aşmamı-
Korona günlerinde, pek çok alanda dayanışma faa- zın bir diğer güvencesi olacak.
liyetlerinin örgütlendiğine tanık oluyoruz. Üçüncüsü, dayanışma ağlarını doğaları gereği bir
Aralarında TİP üyelerinin de olduğu çok sayıda tarafında “yardım derneği” bir tarafında ise “mü-
yurttaşımız, öğretmen-öğrenci dayanışması, 3 bo- cadele örgütü” kutupları bulunan birer sarkaç gibi
yutlu yazıcılar kullanarak sağlık emekçileriyle da- düşünülmeli ve mümkün olduğunca ikincisine
yanışma, korona mekanlarının düzenlenmesi gibi doğru çekilmeye çalışılmadır. Mücadele örgütüne
faaliyetler örgütledi. Bunların yanı sıra, kimileri- doğru çekilmeli ancak kapsayıcı karakter asla göz
ni TİP’in öncülüğünde kimileri ise kendiliğinden ardı edilmemeli.
veya farklı örgütsel ağırlıklarla pek çok mahalli ve Dördüncü olarak, ağlar arasındaki koordinasyonun
sektörel dayanışma ağının kurulduğuna tanık ol- oluşmasının önemini belirtmek gerekir. Ağların,
duk, oluyoruz. Bugün yapılması gereken, bu sayıyı pek çok kesimin ihtiyaçlarını karşılayacak talepler
artırmak, daha fazla emekçiyle doğrudan iletişim etrafında ortak ses çıkarabilmesi, iktidar karşısında
ve ortak davranma yetisini geliştirmektir. Bu ba- bir odağın oluşmasının da kapılarını açacaktır.
kımdan, tüm Türkiye İşçi Partisi üye ve dostla-
Zor günlerden geçiyoruz ve maalesef daha zorlarına
rının, bir kitle faaliyeti türü olarak ağlar kurması
da hazırlıklı olmalıyız. Saray Rejimi, bu zor günleri,
veya işlevli olabileceklerin de içinde yer almaları
kendi faşizan karakterini daha da pekiştirerek, daha
büyük önem taşımaktadır.
otoriter yöntemlerle, doğrudan baskıyla ve emekçi-
Olası riskler leri birbirlerine düşman ederek geçirmeye çalışacak.
Ağ tipi örgütlenmenin riskleri, olası negatif yön- Bu dönemi, bizi sosyalizme yaklaştıran bir dönem
leri var mıdır? olarak kazanmanın yolu ise dayanışmanın ve müca-
Elbette olduğu söylenebilir. delenin yükseltilmesinden geçiyor.

11
Nisan 2020 Sayı 12 ÇarkBaşak
GÜNDEM

MOSKOVA MUTABAKATI’NIN ARDINDAN:


İDLİB’DE YENİ DENGE!
Hakan Güneş - Uluslararası İlişkiler Bürosu

Gündemin küresel salgınla farklılaşması yaza kadar mevcut durumun korunacağını gösteriyor. Ancak
AKP yönetiminin siyaseten Esad’ı “devrilmesi gereken bir katil” olarak değerlendirmesi ve aynı
değerlendirmede tüm NATO üyesi ülkelerle mutabık olması, Moskova’da varılan anlaşmanın en
önemli fay hattı olarak duruyor.

Suriye’nin İdlib bölgesinde şubat başından iti- dondurulmayacağı, Astana sürecinin istikbali,
baren hızlanan askeri çatışmalar şubat ayı so- Türkiye’nin Suriye Ordusu’nun 2018 ateşkes
nunda çok sayıda Türkiyeli ve Suriyeli askerin hattına geri çekilmesi talebine ilişkin Rusya’nın
ölümüyle sonuçlanan kısmı bir savaşa dönüştü. tutumu yanıtı aranan öncelikli sorunlardı. Pu-
Çatışmanın İdlib sahasının sınırlarını aşıp daha tin-Erdoğan görüşmesinden Türkiye’nin NA-
kapsamlı bir hale gelmesi hatta belki başka TO’yu göreve çağırması, göçmen krizi ve ikili
bölgesel güçlerin de katılması ile genişleme- ilişkilerin yeni dengesinin ne şekilde kurulaca-
si ihtimal dahilinde idi. AKP’nin son 10 yılda ğına dair bazı ipuçlarının alınıp alınmayacağı
şiddeti giderek artan militarist ve müdahaleci konuları da ilk gruptaki acil soruları izleyen
siyaseti Azez, Afrin ve Fırat’ın Doğusu operas- önemli başlıklardı.
yonlarında olduğu gibi ilerlemedi. Rusya’nın
Belirli bir diplomatik nezaketin korunmasına
ağırlığını koyması ve Suriye ordusunun ağır
rağmen, görüşmenin iki devlet başkanı ara-
kayıplara karşın mevzilerini elde tutması so-
sında bugüne dek yapılmış en gergin görüşme
nucunda Ankara, Moskova’da masaya oturdu
olduğu dikkatlerden kaçmadı. Putin, askerlerin
ve bir mutabakata imza attı. Çatışma sürecinin
ölümünden duyduğu üzüntüyü “tek bir insa-
hemen öncesindeki durumu, Erdoğan’ın “kır-
nın bile ölümü trajedidir” cümlesi ile politik bir
mızı çizgiler” ile anlattığı beklentilerini ve so-
üzüntü değil, insani bir üzüntü bağlamına yer-
nunda imza attığı metnin içeriğini kısaca açık-
leştirdi. Ardından Ankara’nın iddialarını basın
ladıktan sonra oluşan yeni statükonun ne kadar
önünde yalanlayarak 33 askerin öldürüldüğü
kalıcı olabileceğini çözümlemeye çalışacağız.
noktada TSK askeri varlığının Suriye tarafın-
Mutabakat’tan hemen önce dan bilinmediğinin altını bir kez daha çizdi.
Bir hafta önce perşembe günü itibarıyla Tür-
27 Şubat Perşembe günü sert ve riskli bir evre-
kiye’nin başlattığı askeri operasyonları kaste-
ye giren İdlib krizinin birinci haftasında bek-
derek, “bu süre zarfında maalesef Suriye ordu-
lenen kritik görüşme 5 Mart’ta Moskova’da
sunun kayıpları, ciddi kayıpları olmuştur” diye
gerçekleşti. Görüşme sürerken sahada TSK ile
devam eden Putin, sözü olayların tekrarlan-
Suriye Ordusu arasında devam etmekte olan
maması için bu toplantının önemine bağladı.
askeri harekâtların geçici de olsa dondurulup
Bu cümlesi ile de Suriye ordusunun yeniden

12
ÇarkBaşak Nisan 2020 Sayı 12

GÜNDEM

kontrol altına aldığı Seraqib’e askeri inzibatını te tampon bölge oluşturacakları düşünülünce
yerleştirerek Türkiye’nin yeni bir ileri harekât yeniden hızlıca çatışmaların ya da savaşın baş-
yapmasına izin vermeyeceğini ortaya koydu lamayacağını öngörebilirdi. Gündemin ko-
ve Rusya’nın saha tutumunda kararlı olacağını ronavirüs salgını nedeniyle değiştiği şartlarda
gösterdi. Nitekim rekor uzunluktaki heyetler cihatçı grupların TSK’ya yönelik kimi saldırı-
arası görüşmeden de bu havanın tam bir izdü- ları olsa da esas olarak geride bırakılan bir ayda
şümü çıktı. Suriye ve Türkiye orduları karşı karşıya gel-
mediler. Ancak bu sorunların bittiği anlamını
Mutabakat çerçevesi:
taşımıyor. En az iki nedenle idlib’de kurulan
Erdoğan’nın kırmızı çizgilerinin morlaşması!
yeni denge kırılmalara açık duruyor:
Yapılan basın açıklamasında Putin, “Rusya’nın
Öncelikle durumun kendisi Suriye açısından
Hmeymim üssüne yapılan sayısız saldırıyı”,
sonsuza dek kabul edilemeyeceğine göre Su-
İdlib’deki “radikallerin çatışmayı tetikleyecek
riye ordusunun saha kontrolü ve Rusya’nın
faaliyetleri”ne dair vurguları yaptıktan sonra
cihatçı mevzilerine yönelik operasyonları Tür-
Astana Süreci’nin devam edeceğini ifade etti.
kiye’nin bölgedeki varlığını ve konumlanışını
Putin 6 saati aşan bir toplantının ardından “or-
her seferinde riskli hale getirecektir. AKP’nin
tak bir belgede anlaştıklarını ve varılan nokta-
yeni-Osmanlıcılık ve İhvancılık karışımı tutu-
nın İdlib’de ateşkese ve Suriye Arap Cumhu-
mu da bu tabloyu daha riskli halde tutmaktadır.
riyeti ile çatışmalı taraflar arasındaki sorunların
Zira Türkiye’nin ılımlı muhalif olarak tanım-
barışçıl çözümüne vesile olacağına” inandığını
ladığı güçler ile İdlib sahasında BM tarafından
duyurdu.
terörist olarak tanımlanan unsurlar arasında
Erdoğan’ın konuşması ise son bir haftada üs- zincirleme bir işbirliği mekanizması vardır ve
tüne basa basa vurguladığı pek çok noktadan yeniden Şam ve Moskova’yı Ankara ile karşı
geri adım attığını yansıtan bir içerikle geldi. karşıya getirebilir.
Öte yandan son gelişmelerin ana sorumlusu-
İkinci olarak hem iç politikadaki prestij kaybı
nun “rejim” olduğunun altını çizmekten de
hem de ilk başta gelmeyen Batı/NATO des-
geri durmadı. Türk-Rus İlişkilerinin derinliği
teğinin yavaş da olsa artıyor olması Erdoğan’ı
ve önemi cümlelerini, İdlib’deki insani dram
yine riskli bir askeri maceraya atılmaya sevk
ve mülteci basıncı gibi başlıklarla tamamlaya-
edebilir. Bu iki neden kendi başlarına da bi-
rak İdlib’de “yeni bir statü”nün kaçınılmaz hale
rer risk oluşturuyor ama bir arada oldukların-
geldiğini belirten Erdoğan’ın konuşması 2018
da daha da tehlikeli, maceracı adımlara zemin
ateşkes sınırlarını artık temel almayacağının
oluşturabilir.
beyanı oldu.
Gündemin küresel salgınla farklılaşması yaza
Nitekim dışişleri bakanlarının basınla paylaş-
kadar mevcut durumun korunacağını gösteri-
tıkları mutabakat metninin en öne çıkan yani
yor. Ancak AKP yönetiminin siyaseten Esad’ı
saatler içinde (5 Mart geceyarısı 24:00 itibarıy-
“devrilmesi gereken bir katil” olarak değerlen-
la) ateşkesin yürürlüğe gireceği maddesi idi.
dirmesi ve aynı değerlendirmede tüm NATO
Diğer iki maddede ise M4 Karayolu’nun kuzey
üyesi ülkelerle mutabık olması, Moskova’da
ve güneyinde altışar kilometrelik (toplamda 12
varılan anlaşmanın en önemli fay hattı olarak
km) bir güvenlik koridorunun oluşturulması,
duruyor.
burada Türk-Rus ortak devriyelerinin teşkili
ve bunun detaylarının teşkiline dair usulü içe- Türkiye, Suriye’nin tüm bölgelerinden koşul-
riyordu. suz çekilmediği sürece, Batılı müttefikleri için
kullanışlı bir saha gücü olarak kendini pazarla-
Yeni denge sürdürülebilir mi?
mayı bırakmadığı ve yeni-Osmanlıcı yayılmacı
Birkaç günde yeniden çatışmaya dönen daha emellerinden vaz geçmediği sürece yapılan her
önceki ateşkeslerden farklı olarak bu kez or- mutabakat sonunda kırılmaya mahkumdur.
tak devriyelerin genişçe bir koridorda birlik-

13
Nisan 2020 Sayı 12 ÇarkBaşak
GENÇLİK

GELECEĞİMİZİ KURTARMAK
Öğrenci Bürosu

“Partili devrimci bir gençlik kuşağı” yaratmak iddiası, her düştüğümüzde daha büyük bir inatla kalkıp
yeniden denemek anlamına geliyor bizim için. Sosyalist Devrimci Gençlik, geri çekiliş döneminde bu
iradenin, öğrencilere ve gençliğe yönelik politikaları üreterek kitlelerle temas etmesini temsil ediyor. Bu
kuşak, gençliğin sorunlarına karşı dışarıdan söz söyleyen değil içeriden müdahale eden, “siz” dilini değil
“biz” dilini kullanan, öğrencileri dayanışma ve eşitlik temelinde bir araya getirmeyi amaçlayan, dinamik
ve katılımcı bir yapıyı kurma ve tüm Türkiye gençliğine armağan etme sınavını veriyor.

Zaman değişiyor ve biz ilerliyoruz… ne karşı doğal olarak biriken tepkiyi yönlendirebile-
cek bir devrimci müdahaleyi aradık, arıyoruz. Çün-
Günümüzde sermaye sahiplerinin zenginliğinin
kü bu müdahale tek bir anda değil, bugünde sürekli
özelleştirmeler ve metalaştırma yollarıyla arttırıl-
kendini yeniden üretebilecek bir nitelikte olmalı.
ması sadece ekonomik alanı değil, sosyal ve siya-
si alanı da yeniden üretme ihtiyacını doğuruyor. “Partili devrimci bir gençlik kuşağı” yaratmak id-
Toplumsal eşitsizlik sürekli artarken ve toplumun diası, her düştüğümüzde daha büyük bir inatla kal-
geniş kesimleri yoksullaştırılırken bu düzenden bi- kıp yeniden denemek anlamına geliyor bizim için.
reysel kaçış arayanları da, bu düzene karşı hep bir- Sosyalist Devrimci Gençlik, geri çekiliş döneminde
likte reaksiyon verenleri de görüyoruz. bu iradenin, öğrencilere ve gençliğe yönelik po-
litikaları üreterek kitlelerle temas etmesini temsil
Son yıllarda, Türkiye sosyalist hareketini kitleler
ediyor. Partili devrimci gençlik kuşağı, gençliğin
içinde, kitlelerle birlikte siyaset yapabilecek ve düze-
sorunlarına karşı dışarıdan söz söyleyen değil içeri-

14
ÇarkBaşak Nisan 2020 Sayı 12

GENÇLİK

den müdahale eden, “siz” dilini değil “biz” dilini kul- Öğrencilerin yığınlar halinde siyasete
lanan, öğrencileri dayanışma ve eşitlik temelinde bir katılmasının aygıtını üretmek, birlikte
araya getirmeyi amaçlayan, dinamik ve katılımcı bir politika üretmekten ve birlikte öncülük
yapıyı kurma ve tüm Türkiye gençliğine armağan etmekten geçiyor. Şeffaf bir yapıyı ve
etme sınavını veriyor. katılımcı karar alma süreçlerini oluşturmak
bu konuda ilk esaslarımızdan birisi.
Bugün Türkiye’de öğrencilerin hassas noktaları sü-
rekli yeni zamlarla tazelenen yemekhaneden ulaşıma
merkeziyetçiliği daha zorunlu kılıyor. Buna sahip ol-
gündelik pahalılığın yaşamayı her geçen gün daha
madan, bugün ihtiyaç duyulan geniş kitlelerin siya-
fazla zorlaştırması. Her üç öğrenciden ikisinin okur-
sete katılım aracının üretilemeyeceğini, üretilse dahi
ken çalışmak zorunda olması ve güvencesizlik gençleri
yalnızca birbirinden kopuk ve tekil örneklerden öte-
daha çok yalnızlaşmaya itiyor. Bu yalnızlaşmanın so-
ye geçilemeyeceğini düşünüyoruz. Yalnızca belirli
nucunda gençlikte mutsuzluk ve stres git gide artıyor;
hak gaspları dolayımıyla ortaya çıkan, adeta saman
bu ülkenin gençleri ileride iyi bir gelecek sahibi ola-
alevi gibi parlayıp müdahale edilmediğinde sönme-
bileceğine, huzurlu bir yaşam inşa edebileceğine olan
ye de mahkum olan gündemler bize ihtiyacımız olan
inancını hızla (ve gerçekçi sebeplere dayanarak) yitiri-
ateşlemeyi sağlasa da, uzun yol yapmamız için yeterli
yor. Bugünün gençliğine sunulan tabloda işsizlikten,
olmayacak. Bu sebepten, tekil tekil ortaya çıkan dire-
güvencesizlikten, geleceksizlikten başka bir şey yok.
nişler arasında siyasal bir örüntünün kurulması başlıca
Bahsedilen mücadele örgütünü yaratma sınavı, ayrıca görevlerimizden.
genç kadro adaylarının da sınavı olarak okunabilir.
Bahsi geçen siyasete katılım aygıtını üretmek, neoli-
Çünkü Sosyalist Devrimci Gençlik’in çizdiği kadro
beralizmin siyaset alanını çürütme ve dönüştürme sü-
tipolojisi, örgütün ortak gündem ve hedefleri doğ-
recine karşı güçlü ve kitlesel bir karşı koyuş anlamına
rultusunda çevresindeki insanları da harekete geçire-
gelecektir. Karamsarlığa, sınav stresine ve yoksulluğa
bilmeye dayanmaktadır. “Saksıda devrimci yetişmez”
itilen ve bundan kaçış olarak yurtdışına çıkmak ya da
sözünden anladığımız, bir devrimcinin kendisini
kariyerizme teslim olmak dışında bir çare göremeyen
sınadığı alanın yalnız ve ancak (türlü zorluklara ve
gençliğe bir alternatif sunabilmek, büyük bir güç ve
engellere gebe olan) yaşamın kendisi olduğudur.
odaklanmayı gerektiriyor. En geniş öğrenci kesimle-
Öğrencilerin yığınlar halinde siyasete katılmasının rinin ortaklaşacağı en basit sorunlarına odaklanan bu
aygıtını üretmek, birlikte politika üretmekten ve mücadele odağına günlerdir aldığımız dönüşler, kır-
birlikte öncülük etmekten geçiyor. Şeffaf bir yapıyı dığımız buzun arkasında uzun ve meyve bahçeleriyle
ve katılımcı karar alma süreçlerini oluşturmak bu ko- dolu bir yol olduğunu gösteriyor.
nuda ilk esaslarımızdan birisi. Doğrudan bizim gibi
Bu yolun bir noktasında, Saray Rejimi’nin yıkılaca-
düşünmeyen insanlarla bir araya gelerek zorlu karar
ğını ve yeni dönemin aralanacağını biliyoruz. Yeni
alma süreçlerine birlikte dahil olmak, bugünün ko-
dönemde öğrencileri temsil edebilecek yapıyı kur-
şullarında belki de siyasetimizi, ikna ediciliğimizi ve
mak için bugünden mücadele bayrağını yükseltmek,
sözlerimizin gerçekliğini en çarpıcı biçimde ortaya
tepkileri bir araya getirmek ve sorunların çözüme
koyabileceğimiz fırsat anlamına geliyor.
kavuşması için yürümemiz gereken yoldayız. Bu
Bizi öğrencilik ve öğrenci olmanın problemleri pay- yolu mümkün olduğunca fazla arkadaşımızla yürü-
dasında bir araya getiren ilkelere sahip çıkmak ve yebilmeyi hedefliyoruz. Şimdiden öngöremediğimiz
ortak hedeflere sadakat göstermekse kolektiviteyi birçok problemi ve engeli, geleneğimizin ve müca-
oluşturmanın bir ön koşulu olarak beliriyor. Bu iki delenin her alanında edindiğimiz birikimle aşacağız.
yaklaşım, sanılacağının aksine bizi demokratik mer- Geleceğin mücadelesini yaratacağız, geleceğimizi
keziyetçi bir karaktere zorunlu olarak götürüyor, bu kurtaracağız!

15
Nisan 2020 Sayı 12 ÇarkBaşak
GENÇLİK

İZMİR’DE LİSE ÇALIŞMASINI YÜKSELTİYORUZ


İzmir Lise Birimi

Şimdiden bir sonuca varmak hatalı olabilir fakat yukarıda ifade ettiklerimiz bizim için son derece
önemli. Senelerdir (sayıca kalabalık olduğumuz zamanlarda bile) bu kadar farklı okuldan, farklı
tipolojideki liselilerle bağ kuramamıştık. Bu sene ilk defa bunu başarabildik ve çalışmamızın çok daha
büyüyeceğini/yayılacağını düşünüyoruz.

İzmir lise çalışması olarak bu seneye başlarken par- Aynı zamanda tüm çalışmamızı koordine edecek,
timizin kitleselleşme hedefiyle orantılı bir planlama kitleselleşirken partili, sosyalist ve devrimci kimliği-
yaptık. İlk olarak İzmir’de 4-5 senedir sürdürdüğü- mizin de yaygınlaşmasını sağlayacak ve çalışmamıza
müz lise çalışmamızı değerlendirerek başladık. öncülük edecek 6 liseli arkadaşımızı partili yaptık ve
Kısaca bahsedersek: bize göre, geçtiğimiz yıllarda lise birimimizi oluşturduk.
yaptığımız çalışma kitleselleşme hedefinden uzak Bu çalışmayı gerçek anlamda yapabilmek için de
ve yalnızca kendi örgütümüzü büyütme amacı iki anahtar kelimemiz vardı: düzen ve hareket. Her
güdüyordu. Genellikle planlarımız “yalnızca” aile- sene çalışmamızın en aksamadan hareket ettiği za-
si veya çevresi sayesinde kendisini solcu/sosyalist/ man 1 Mayıs öncesiydi. Çünkü 1 Mayıs öncesi her-
devrimci şeklinde nitelendiren liselileri bulmak ve kes örgütlenme ve yeni insanlarla tanışma hedefiyle
örgütlemek üzerine kuruluydu. Yaptığımız et- hareket ediyordu. Biz de mümkün olduğunca tüm
kinlikler çoğunlukla salt siyasi içerikler taşıyor ve sene boyunca 1 Mayıs öncesinde olduğu gibi dü-
zenli ve hareket halinde olmayı hedefledik.
birkaç kişiyi örgütlemekten başka geri dönüşü ol-
muyordu. İlk etkinliğimiz iklim aktivisti Greta Thunberg’in
milyonlarca kişi tarafından izlendiği ve iklim/çevre
Bu sene yukarıda anlattığımız 4-5 yıllık çalışmamı-
konusunun sosyal medyada gündem olduğu za-
zı aşan bir fikir ve strateji oluşturmaya karar verdik.
manda “Felaketin Eşiğinde Dünya” etkinliği oldu.
Bunun için öncelikle en önemli hedefimiz kitle-
İklim/çevre mücadelesi kapitalizm var olduğu sürece
selleşmek olacak ve tüm çalışmalarımızı buna göre güncelliğini kaybetmeyecek ve aynı zamanda sosya-
planlayacaktık. listlerin de yakından takip etmesi, üzerine çalışmalar
Buna göre 1.5 ayda bir salt siyasi içerikli olmayan, yapması gereken bir konu. Dolayısıyla ilk etkinliği-
daha fazla ilgi çekebilecek, güncel konular üzerine mizi iklim/çevre üzerine gerçekleştirip şimdiye ka-
yoğunlaşan etkinlikler düzenleyecektik. Bununla be- dar temas etmediğimiz ve hatta etmemizin olanağı
raber düzenli olarak gündem tartışmaları, Devrimci olmayan birçok liseliyle temas etmeyi başardık.
dergisi satışları, eğitimler, meclis toplantıları yapacak İkinci etkinliğimizi de hepimizin yaşamını derin-
ve bunların hepsinin bir sonucu olarak ilk dönemin den etkileyen internet/sosyal medya üzerine ger-
sonunda büyük bir etkinlik düzenleyecektik. çekleştirdik. Özellikle gençlerin günlerinin büyük
çoğunluğunda internete bağlı yaşadıklarını düşü-

16
ÇarkBaşak Nisan 2020 Sayı 12

GENÇLİK

nürsek yine iklim/çevre gibi üzerine çalışma yapma- görüşmeler yaptık. Okul okul etkinliğimize gelmek
mız gereken bir konuydu. Sosyal medya ve internet isteyen insanlardan WhatsApp grupları oluşturduk ve
üzerine derinlemesine tartışmalar gerçekleştirdik bu bu gruplar etkinlikten sonraki okul meclislerimizin
da bizim de birçok konuda fikir sahibi olmamızı sağ- ilk adımı oldu. Etkinliğimizin kalabalık geçmesini de
ladı. Bu etkinliğimiz de çalışmamızın büyümesinde esas olarak bu çalışmamız sağladı.
önemli bir rol oynadı. Amacımız en temelde etkinliğimizden İzmir’deki
Tüm bunlarla beraber düzenli Devrimci satışları, lise yüzlerce liselinin haberinin olmasını sağlamaktı. Bu-
meclisleri toplantıları, gündem tartışmaları gerçekleş- nun için Instagram’dan her gün etkinliğimizi tanıtan
tirdik ve çalışmamızın sürekli hareket halinde kalma- ve dikkat çekici tasarımlar/görseller paylaştık. Etkin-
sını sağladık. liğimize birkaç gün kala ise takipleştiğimiz tüm lise-
Dönem sonuna doğru gelirken yaklaşık 4-5 aydır lilere samimi bir dille mesaj atarak çağırdık.
üzerine düşündüğümüz ve planlarını yaptığımız Aynı zamanda etkinlik gününü de ciddi bir şekilde
“Gençlik Nereye Gidiyor?” kampanyamızın çalış- planladık. Sunucu arkadaşımızın elinde tutacağı kart-
masına başladık. Dönem boyunca yaptığımız tüm lardan, görevli arkadaşlarımızın giyeceği tişörtlere
çalışmaların finali olacağı için bir şekilde risk almak kadar her şeyi kurumsal/profesyonel görünmesine
ve büyük bir salon tutmak istedik. “Gençlik Nereye özen gösterdik.
Gidiyor?” etkinliğimiz, liselilerin dikkatini çekebile- Sonuçta emeğimize değen bir etkinlik gerçekleştirdik.
cek bir müzik grubunun küçük bir konser verdiği ve
Etkinlikten sonra hiç vakit kaybetmeden yarı yıl
aynı zamanda nitelikli bir profesörün konuşmacı ol-
tatili boyunca 40’a yakın insanla iletişim kurduk ve
duğu; gençlerin, liselilerin durumunu tartışacağımız
İzmir’de gerçek bir Lise Meclisleri çalışması oluştur-
bir etkinlik olacaktı.
maya başladık. Şimdiden daha önce bulunmadığımız
“Gençlik Nereye Gidiyor?” başlığını seçmemizin en birçok okulda meclisler kurma şansımız var. Haliha-
önemli sebebi şu: hem yaşlıların gençleri iğnelemek zırda meclisimizin olduğu okullarda ise meclislerimi-
için kullanması sebebiyle esprili bir boyutu vardı hem zi genişletiyoruz.
de bir o kadar ciddi ve tartışılması gereken bir soruy-
Şimdiden bir sonuca varmak hatalı olabilir fakat yu-
du. Bu çalışmamızın 3 ayağı vardı.
karıda ifade ettiklerimiz bizim için son derece önem-
Birincisi, Instagram çalışması. Şimdiye kadar nere- li. Senelerdir (sayıca kalabalık olduğumuz zamanlar-
deyse tüm etkinliklerimizin afişini hazırlayıp sosyal da bile) bu kadar farklı okuldan, farklı tipolojideki
medyadan paylaşıyorduk ve birkaç istisna dışında hiç liselilerle bağ kuramamıştık. Bu sene ilk defa bunu
geri dönüş olmamıştı. Bu sefer Instagram’ı kullanma- başarabildik ve çalışmamızın çok daha büyüyeceğini/
ya karar verdik çünkü özellikle liselilerin çok fazla yayılacağını düşünüyoruz.
vakit geçirdiği bir uygulama. Instagram’dan sayfamı-
Buradaki anahtarın insanlarla hayatlarında var olan
zı açtıktan sonra etkinliğimizin afişini ve logosunu
güncel konular üzerinden bağ kurmak olduğunu
kullanıp duyuruya başladık. Aynı zamanda İzmir’de-
düşünüyoruz. Çünkü iklim yakıcı bir sorunken ne-
ki birçok okulun sayfasını ve o sayfaları takip eden
redeyse (birkaç örnek dışında) sosyalistlerin bu alana
liselileri takip ettik. Toplamda 500’den fazla liseliyle
dair yaptığı hiçbir çalışma yok. Biz geçen senele-
takipleşmeye başladık. Bu da yüzlerce liselinin etkin-
re kıyasla bu ve buna benzer konularla ilgilenmeye
liğimizden haberdar olmasını sağladı.
başladık ve çalışmamızı bunun üzerine kurduk. İlk
İkincisi, okul önlerinde broşür dağıtımı. İzmir’de ne- defa insanların hayatlarına, onların sorunlarına temas
redeyse hiçbir sol örgütün bağ kuramadığı Bornova etmeye başladığımızı düşünüyoruz. Aynı zamanda
Anadolu Lisesi, Atatürk Lisesi, Karşıyaka Anadolu sosyal medyayı, bir kampanyası organize ettiğimizin
Lisesi gibi köklü okulların önlerinde broşürlerimizi farkına vararak daha önce tecrübe etmediğimiz şekil-
dağıtmaya karar verdik. Bu da birebir birçok liseliy- de kullanmamız da yararlı oldu.
le temas etmemizi sağladı. Broşürlerimizi dağıtırken
Sonuç olarak İzmir’de lise çalışması olarak önemli bir
Instagram çalışmamız sayesinde birçok liseliden “ben
adım attığımızı düşünüyoruz. En kısa vadede hedefi-
bu etkinliği görmüştüm” tepkisi aldık.
miz bu adımı büyütecek, yaygınlaştıracak bir örgüt-
Üçüncüsü, lise örgütümüzün organik bağ kuracağı sel yapı oluşturmak. Bunun için de yazının en başında
insanlardı. Bu çalışmayla da şimdiye kadar bulun- bahsettiğimiz fikirden ve stratejiden ödün vermeden,
duğumuz her okulda aktif olarak broşür dağıtımı ve ısrarla ve inatla çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

17
Nisan 2020 Sayı 12 ÇarkBaşak
ÖNERİYORUZ

GENÇLERLE BAŞ BAŞA:


SOSYALİZM


Kitap, bir arkadaşının torununun (Taylan)
sosyalizmle ilgili sorularına Çulhaoğlu’nun verdiği
yanıtların, aslında karşılıklı sohbetin, bir ürünü
OKUYORUZ

olarak ortaya çıkıyor. Çulhaoğlu ve Taylan, yer yer


sosyalizmin ilkesel ve tarihsel kökenlerine iniyor,
yer yer sosyalist hareketin güncel sorunlarına dair
tartışmalar yürütüyor.

“Bence de haklısın ama nasıl olacak bu iş?”, “Ta- şıyor. Kitap, bir arkadaşının torununun (Tay-
mam, aranıza katılayım ama nereden başlamam lan) sosyalizmle ilgili sorularına Çulhaoğlu’nun
gerekiyor?”, “Başlangıç olarak anlayabileceğim verdiği yanıtların, aslında karşılıklı sohbetin,
ve sıkılmayacağım bir kitap yok mu?” bir ürünü olarak ortaya çıkıyor. Çulhaoğlu ve
Bu cümlelerden birini veya birkaçını sosyalist Taylan, yer yer sosyalizmin ilkesel ve tarihsel
mücadeleye katılmak isteyip de kurmamış olan kökenlerine iniyor, yer yer sosyalist hareketin
ya da mücadeleye katmak istediği kişilerden güncel sorunlarına dair tartışmalar yürütüyor.
duymayan yoktur. Gerçekten çok mu zor hem Çulhaoğlu ve Taylan’ın sohbeti “sosyalist kime
yukardaki sorulara cevap verebilecek hem de denir, komünist ile farkı nedir? Devrimci kime
akıcı ve anlaşılabilir bir kitap yazmak? Bu ki- denir?” gibi sorular ile başlıyor. Sohbetin bu ka-
taptan önce Karl Marx’ın, “Kapital”in ilk cildi dar temelden başlaması, kitap boyunca bu kadar
için yazdığı önsözdeki gibi bir savunmayla “bir temel düzeyde devam ettiğini düşündürmemeli.
şeyi öğrenmek için fazlaca emek vermek gerek- Çulhaoğlu, kimi noktalarda sosyalist hareketin
tiğini, bu işlerin çok basit olmadığını” söyleye- sorunlarına ışık tutan belirli açılımlar da yapı-
bilirdik. Kuşkusuz Marx haklı, ancak sosyalist yor. Bu müdahaleler için ise önsözde bizi uya-
düşünceyle sıcakkanlı bir tanışmaya da kimse, rıyor: “Sosyalizme ilişkin bunca farklı yorum ve
hayır demez herhalde. duruş varken, insanın zülfü yare dokunmaya-
Metin Çulhaoğlu, Yordam Kitap’ın özenle ha- yım, kimse alınmasın gibi duyarlılıklara fazlaca
zırladığı Gençlerle Baş Başa serisine, Sosyalizm mahkum olması, ancak harcıalem şeyler söylen-
konulu kitapçığı ile katkısını sundu. Sosyalizm mesi gibi bir risk de barındırır.”
konusuna artık “üretim tarzının alt iki bileşe- Bu uyarının kitap boyunca gerekliliğinin çok az
ni, üretici güçler ve üretim ilişkileri ile başla- hissedilmesi ise kitabın başka bir inceliğini gös-
yıp, üretici güçlerin belirli bir aşamaya gelerek termektedir. Çulhaoğlu kitabın hiçbir noktasın-
üretim ilişkilerini değişmeye zorladığı” bir top- da olmaması gerekeni, olması gerekenin önüne
lumsal düzen olarak başlamak zorunda değiliz. koymuyor. Sosyalizmin ne olmadığı meselesi-
“Taylan’ın anarşist Egesu ile olan polemikli ve nin, sosyalizmin ne olduğu sorusunun önüne
duygusal ilişkilerinden” ya da “annelerimizin geçmesine izin vermiyor.
evin çamaşırını sosyalist Türkiye’de bir çama- Çulhaoğlu’nun kaleme aldığı, zengin ve merak
şırhaneye teslim etmeye razı olup olmayacağın- uyandırıcı bu “serüven”, bugüne kadar okudu-
dan” da konuyu açabiliriz. ğunuz kitaplardan izler bulacağınız ve bundan
Kitap akıcı ve anlaşılır olduğu kadar, 200 yıl- sonra okuyacağınız kitaplarda izlerine rastlaya-
lık bir tarihi yoğunlaştırarak bir kaba dökmenin cağınız, size, birçok sorunun cevabını daha da
ağırlığını da taşıyor. Bu yönü kitabı hem salt derinleştirmeyelim, dedirtecek ve sosyalizmle
gençlere dönük bir kitap olmaktan çıkarıyor oldukça zengin bir “tanışma fırsatı” verecektir.
hem de bir başlangıç kitabı olmanın ötesine ta-

18
ÇarkBaşak Nisan 2020 Sayı 12

ÖNERİYORUZ

BİR YALNIZLIK EZGİSİ

“12 YIILIK ESARET”


Köle sahiplerinin acımasızlığı, siyahilerin
insan yerine konmaması, maruz kalınan
işkenceler gibi detayları, bazı sahnelerde
İZLİYORUZ

sert görüntüler kullanmaktan çekinmeden


gözler önüne seren bu film, filmi
günümüz dünyasından izleyen biri için
ırkçılığın absürtlüğünü ve yanlışlığını
ortaya koyuyor.


Yaşamak ve hayatta olmak arasındaki farkı açıkça
gözler önüne seren bu filmde, özgür doğan fakat Yeri gelmişken çoğumuzun Grup Yorum’dan
sonradan kaçırılıp satılarak köleleştirilen Solomon duyduğu, “Haziranda Ölmek Zor” şarkısı da Hüsnü
Northup’ın hikayesini izliyoruz.
Arkan’a aittir ve yine aynı yıllarda, aynı “illegallik”le
DİNLİYORUZ

Amerika’nın kölelik tarihine ilişkin gerçekçi detaylar


barındıran film, 1853 yılında Solomon Northup’ın dinlenmiştir.
aynı isimdeki kendi anılarını yazdığı kitaptan uyar-
Eski bir albümü paylaşıyoruz bu sayımızda.
lanmış. Köle sahiplerinin acımasızlığı, siyahilerin
insan yerine konmaması, maruz kalınan işkenceler Hüsnü Arkan’ın “Bir Yalnızlık Şarkısı”…
gibi detayları, bazı sahnelerde sert görüntüler kullan- Hem albümdeki şarkılar burada anılmayı
maktan çekinmeden gözler önüne seren bu film, fil- hak eden şarkılar hem de sol kültüre mal ol-
mi günümüz dünyasından izleyen biri için ırkçılığın muş kültürel ögeleri diri tutmakta yarar var.
absürtlüğünü ve yanlışlığını ortaya koyuyor. Efendi- Albüm 1991’de Kalan Müzik’ten çıkmış görünse
lerin yaptıklarının yanlış olduğunun düşünülmemesi, de evveliyatı eskiye dayanıyor. İzmir’de, 1980’ler-
siyahilerin bir mal olarak görülmesi; başarılı senaryo de, düzenin baskısına direnmeye çalışan solculardan
yazımı ve oyuncuların özverisi ile izleyiciye güçlü
hemen herkes bilir. Albümdeki şarkıların çoğu; işçi
bir şekilde yansıtılıyor. Filmin hikayesinin değerinin
yanı sıra filmin varlığının kattığı bazı değerler de var. sınıfı, sol, sosyalizm sözcüklerini kullanmanın bile
Yani filmin yapılma amacı ve filmi izleyince filmden risk oluşturduğu 80’lerin karanlık yıllarında el altın-
aldığınız mesaj. Günümüzde de karşımıza çıkan ırk- dan edinilen, doldurma Hüsnü Arıkan kasetinden
çılığın bu acımasız kökenlerini gördüğünüzde; dışa- dinlenmiştir. Yeri gelmişken çoğumuzun Grup Yo-
rıda, internette karşılaştığınız ırkçı ya da ırkçı eğilim- rum’dan duyduğu, “Haziranda Ölmek Zor” şarkısı
li davranış ve düşünceler dikkatinizi hemen çekiyor da Hüsnü Arkan’a aittir ve yine aynı yıllarda, aynı
ve size oldukça rahatsız edici geliyor. “illegallik”le dinlenmiştir.
Film, bundan 200 yıl sonra bugün yaşanan ırkçı ak- “Bir Yalnızlık Şarkısı” albümünün, müzik marketler-
siyonların üstüne nelerin gelişeceğine, onların bu de kaydının kaldığını zannetmiyoruz ama internet-
günlere baktığında nasıl hissedeceğine dair bir fikir
teki ücretli ya da ücretsiz müzik sitelerinden, youtu-
veriyor. Dolayısıyla izleyiciye, tarihten örneklerini
doğrudan göstererek bir bilinç katmayı başardığını be’dan rahatlıkla bulunup dinlenebiliyor.
söyleyebiliriz. Umuda en fazla ihtiyaç duyduğumuz Covid-19
Filme sinema sanatı açısından baktığımızda da aldığı günlerinde, albümde yer alan “Nereye Uçar Turna-
ödülleri sonuna kadar hak etmiştir diyebiliriz. İçeri- lar?” şarkısından bir dizeyi de şuraya bırakalım: “Bak
ğinden bağımsız olarak iyi üretilmiş bir film olduğu- işçi tulumu giymiş umut!”
nu söylemek yanlış olmaz. Görüntü estetiğini sağ-
larken yaşanan tüm çirkinlikleri de yumuşatmadan
vermeyi başarabilmiş bir film, 12 Yıllık Esaret. 19
Nisan 2020 Sayı 12 ÇarkBaşak
GÜNDEM

NEDEN
Sedat Köse Muğla - Öğrenci

Bu çarpık düzenin yegane panzehiri sosyalist devrimdir. Bu durumda iki seçenek var: Ya örgütlü sosyalist
mücadeleye katılacağız ya da dolaylı veya doğrudan düzenin devam etmesine destek vereceğiz.

Neden TİP sorusundan önce neden sosyalizm sorusunu cevaplamak istiyorum.


Kısaca kapitalist üretim ilişkilerin hakimiyeti altındaki memleketimizde, emeği üretenler, işçiler bu bozuk sis-
temin doğası gereği her gün daha da fakirleşirken yine bu sistemin doğası gereği emeğin sömürücüsü sermaye
sahipleri her gün zenginliğine zenginlik katmaktadırlar. Bu sistemin memleketimizdeki uygulayıcısı, gerici,
faşist, mezhepçi, cinsiyetçi AKP hükümeti eliyle çelişkiler keskinleşmekte ve artmaktadır.
Bu çarpık düzenin yegane panzehiri sosyalist devrimdir. Bu durumda iki seçenek var: Ya örgütlü sosyalist
mücadeleye katılacağız ya da dolaylı veya doğrudan düzenin devam etmesine destek vereceğiz. İşte ben de bu
koşullarda kendimi sosyalist mücadele içerisinde konumlandırmaktayım.
Sosyalist devrim mücadelesi içerisinde neden TİP sorusuna gelince; sayılabilecek birçok nedenlerden kısaca
bazıları; partinin şeffaf ve demokratik merkeziyetçi oluşu, parti bağımsızlığına sahip olması dolayısıyla kendi
programını, politikasını ve eylemlerini oluşturabiliyor oluşu, sekter olmayışı, diğer devrimci-ilerici kurumlar ile
dayanışma içerisinde oluşu, politika ve eylemlerinde üyelerin, halkın ve devrimin yararını düşünerek anarşist ve
provokatör eylemlere girmeyerek devrimci tutum içerisinde oluşu ve son olarak partinin önümüzdeki süreçte
sosyalizm mücadelesinin en temel ve kitlesel partisi olacağı gerçekliği.

Barış T.

Bir emekçi olarak benim için mücadele eden insanların olduğu yere destek vererek artık kendimin de bir
şeyler yapması gerektiğini düşündüm.

Türkiye’nin içinden geçtiği koşulları incelediğimiz zaman, en büyük eksiğin emekçileri bünyesinde toplayabi-
lecek, onların ihtiyaçlarını iyi kavramış ve çözümün ne olduğu noktasında somut bir plan ortaya koyabilecek bir
partinin ihtiyaç olduğunu uzunca bir zamandır düşünüyordum. İnsanlığın kurtuluşunun sosyalizm olduğuna
inanan bir birey olarak, partinin her emekçi için tartışmasız en önemli araç olduğunu bilerek, güncel mesele-
lerin yanında tarihsel anlamda da doğru hareket ettiğini düşündüğüm için Türkiye İşçi Partisi’ne üye oldum.
Yoldaşların hem meclisten, hem sokaklardan samimi bir şekilde çağrı yaptıklarını düşünüyorum. Bir emekçi
olarak benim için mücadele eden insanların olduğu yere destek vererek artık kendimin de bir şeyler yapması
gerektiğini düşündüm. Hep birlikte, bu samimiyet ve inançla güzel günler için mücade etme fırsatı verdiği için
partiye ve yoldaşlara teşekkür ederim.

Ramazan Yasak Malatya Mehmet Erkek Gaziantep - Esnaf

Değerin birkaç despota değil,


emeğe verilmesi için TİP’teyim. Her şeyden önce Türkiye işçi sınıfını örgütlemek için bu-
radayım. Ayrıca; ülkedeki sosyalist cenahın dağınıklığını
Emeğe, emekçiye eziyetin ve haksızlığın
toparlayacak siyasi bilince sahip kadroların TİP’te olduğu-
en üst noktaya ulaştığı bu azgın çağda,
alın teriyle ıslanmış örs ve çekici tutan nu düşündüğüm; olmazsa olmazımız olan gençlik ve ka-
o kutsal nasırlı ellerin mücadelesinde bir dın çalışmalarını öne çıkardığı, güçlü bir komünist yapıyı
nefer olmak... Tarihin tozlu sayfalarını oluşturmayı kendine ilke edindiği; yoldaşlık kavramının
emeğin ışıltısıyla yığanların yanında yer içini doldurduğu ve “yaşamak için sosyalizm”i hedeflediği
almak.. Değerin birkaç despota değil,
için Türkiye İşçi Partisi’ne üye oldum.
emeğe verilmesi için TİP’teyim. Tip’le
birlikte emekçilerin yanındayım.

20
ÇarkBaşak Nisan 2020 Sayı 12

N TİP ?
Bekir Aydoğan Aksaray - Yazılımcı

İnandığım devrimi yapmak, inandığım adaleti sağlamak, inandığım geleceği kurmak, inandığım varlık
anlayışını yaymak için komünist oldum.

En aşırı bencillik, en ufak bozgunda gönüllü köleliğe dönüşür” - Dostoyevski


Hayata taşrada, kenar mahallede, bir işçi ailesinin en küçük çocuğu olarak başladım. Belki de bir şans… Çok
erken zamanda bunun bir rastlantı olmadığını, birileri ve o birilerinin kurup sürdürdüğü yapı nedeniyle bana ve
benim gibi milyarlara dikta edilen yaşamın daima başkalarının hep tüketmesi için üretmek, hep keyif alması için
acı çekmek ile kurgulandığını fark ettim. İşte burada, tam bu noktada düşmanla karşı karşıya iken kapitalizm
insana “reddedebileceği” bir teklif sunuyor: Ya düzene uy ve sınıf atlamak için sunulan kısıtlı ve sahte yarışlara
katıl ya da nihayetinde aşağılanmak, nefret edilmek, iftiralara maruz kalmak, hatta ölmek pahasına örgütlen ve
mücadeleye giriş.
Hayatımı sadece doğruları söylemekle geçirmek için komünist olmadım.
Sonu gelmez ve yararsız sohbetler ile akşamları keyiflendirmek, birilerinin benim yerime benim inandıklarımı
gerçekleştirmesini dilemek, insan emeğini sömürenleri tanrılara havale etmek, ilkel bir dürtü olan bir gruba
aidiyet ihtiyacını gidermek için komünist olmadım.
İnandığım devrimi yapmak, inandığım adaleti sağlamak, inandığım geleceği kurmak, inandığım varlık anlayı-
şını yaymak için komünist oldum.
İşte burada yine bir başka seçim karşılıyor insanı; sistemin muhalefet ihtiyacını gidermek rolü üstlenen örgütler
mi, devrimi gerçekleştirebilmek için yeni ve güçlü metotları kurgulayan ve uygulayan mücadeleci örgütler mi?
Tüm bu olay, kavram ve yargılamaların nihayetinde yol ve inançlarımın benzeştiğini düşündüğüm Türkiye İşçi
Partisi’nde yoldaş olmak; bildiklerimi bildikleriniz ile çoğaltmak, sınıf bilincini ve mücadeleci şuuru örgütlüce
yayabilmek için partiye dahil olmak istiyorum.

Şerzan Özkaya Antalya - Öğrenci

Türkiye’de 18 yılı aşkındır süren AKP rejimine son verip Türkiye’ye sosyalizmi getirebilecek tek partinin Tür-
kiye İşçi Partisi olduğuna inandığım için üye olmaya karar verdim.

Azat Orakçı Mersin - Öğrenci

Türkiye Cumhuriyeti’nde işçilerin, emekçilerin sömürüsüne karşı durmak, modern köleliğe dur diyebilmek,
işçi ve emekçi insanların hakkını son damlasına kadar savunmak için Türkiye İşçi Partisi saflarında yerimi aldım.

Ömer Kocabaş Malatya - Sağlık Çalışanı

Yılların getirdiği emeğe sahip çıkma zamanıdır yoldaşlar. Kapitalizmin giderek daha da saldırgan hale geldiği
günümüz dünyasında tarih boyunca sınıfsız bir toplum için hayatlarını dahi feda edenlerden artık bayrağı teslim
alma zamanıdır yoldaşlar. Değişen proleter emek anlayışını canlandırma zamanıdır yoldaşlar. Her türlü haksız-
lığa ve sömürüye karşı gel, TİP’te birleşelim.

21
Nisan 2020 Sayı 12 ÇarkBaşak
GÜNDEM

ÇEVRİMİÇİ OLANAKLAR VE GÖREVLER


Propaganda Bürosu

Meydanlarda örgütlenme faaliyetleri yürütemiyor, bildiri dağıtamıyor, masa açamıyor, sesimizi


sokaklarda duyuramıyoruz. Ancak içinde bulunduğumuz çağın sağladığı teknolojik olanaklar, bir süre
sokaklardan çekilmek zorunda kalsak bile kitlelere kolaylıkla ulaşmamızı sağlıyor.

Koronavirüs salgını yaşamımızı birçok açıdan et- ter etiket kampanyalarına mutlaka katılınmalıdır.
kilediği gibi, partimizin de pratik faaliyetlerini ve Salgın felaketiyle birlikte, yayıncılık faaliyetlerimi-
kitlelere sesleniş biçimini doğrudan etkiledi. Sosyal zin güncellenmesi ihtiyacı da doğmuştur. İnternet
mesafelenme ve hijyen koşulları gereği zorunlu kullanımının radikal biçimde yaygınlaşmasıyla,
haller dışında sokakta bulunmamamız gerektiğin- hem sosyal medya, hem de video habercilik, sesli
den sokak faaliyetlerimizin sınırlandığı bir gerçek- habercilik gibi mecralar daha değerli hale gelmiştir.
tir. Meydanlarda örgütlenme faaliyetleri yürütemi- Temel yayın organımız İleri Haber de bu değişime
yor, bildiri dağıtamıyor, masa açamıyor, sesimizi ayak uydurmaya çalışmaktadır.
sokaklarda duyuramıyoruz. Ancak içinde bulun-
İleri TV’yi geçen ay faaliyetine başladı. Youtube
duğumuz çağın sağladığı teknolojik olanaklar, bir
yayınları, podcast ortamına da taşınarak, sesli ha-
süre sokaklardan çekilmek zorunda kalsak bile kit-
bercilik çalışması başlatıldı. Gelinen aşamada yeni
lelere kolaylıkla ulaşmamızı sağlıyor.
ihtiyaçlarla karşı karşıyayız ve bunları tüm üye ve
Sosyal medya, kuşkusuz bu dönemde elimizdeki en dostlarımızla sırtlandığımızda sesimiz çok daha ge-
güçlü araçtır. Twitter, Facebook ve Instagram üze- niş kesimlere ulaşacaktır:
rindeki TİP (@tipgenelmerkez) ve TİP-TBMM
- Haber kaynaklarımızı, ağımızı yurt içinde ve dı-
(@tiptbmm) hesapları partinin gündeme ilişkin
şında artırmamız yüksek önemdedir. Haber değe-
görüş ve söylemini, Meclis’teki basın toplantılarını,
ri taşıdığını düşündüğümüz tüm olaylar, özellikle
Genel Kurul konuşmalarını düzenli olarak paylaş-
kendi çevremizdeki gelişmeler, İleri Haber emek-
maktadır. Düzenli paylaşımlar sayesinde, partinin
çileriyle paylaşılmalıdır.
merkezi sosyal medya hesaplarının takibi ve görü-
nürlüğü her geçen gün artmaktadır. Bununla bir- - Yayın ve içeriklerimizin daha fazla kişiye ulaştı-
likte parti paylaşımlarının her üç platformda da tüm rılması, özellikle İleri TV Youtube kanalının abone
üyelerce aksatılmadan beğenilmesi ve paylaşılması, sayısının artırılması, sosyal medyadan, paylaşım ve
özellikle seslenme kanallarımızın yalnızca sosyal beğeniler, İleri Haber Telegram kanalına yeni abo-
medyaya daraldığı bugünlerde her zamankinden neler kazanmak tüm üye ve dostlarımızın kolayca
de önemli ve gereklidir. hayata geçirebileceği, siyasi örgütlenme için çok
değerli adımlardır.
TİP merkez hesapları dışında kurduğumuz daya-
nışma ağlarına ait çeşitli sosyal medya hesapları - Köşe yazıları takip edilmeli, paylaşılmalı ve birim
bulunmaktadır. Bunların her birinin başta Twit- toplantılarında gündem haline getirilmelidir. Çev-
ter olmak üzere her platformda takibi ve paylaşımı remizdeki aydın ve uzmanlardan İleri Görüş’e yazı
yapılmalıdır. Dayanışma ağlarımızın ya da ağların yazabilecek, İleri TV’de röportaj yapılabilecek olan-
içinde olduğu çeşitli platformların başlattığı Twit- lar da İleri Haber çalışanlarına mutlaka iletilmelidir.

22
ÇarkBaşak Nisan 2020 Sayı 12

1 SORU 1 CEVAP

SORU Türkiye İşçi Partisi, dayanışma pratiklerini ve bu


amaçla hareket eden ağ tipi oluşumları neden

CEVAP önemsiyor? Dayanışma ağlarının siyasal ve toplumsal


faaliyetlerinden ne bekliyor?

TİP, ister yerel ister sektörel ister tematik olsun, emekçi yurttaşların yan yana geldiği,
elbirliği yaptığı ve birbirleriyle dayanışma içerisinde olduğu ağ tipi örgütlenmelerin,
siyasal mücadelenin araçlarından biri olduğunu düşünmektedir.

Türkiye İşçi Partisi açısından dayanışma düşün- Neoliberal saldırganlık arttıkça, mülksüzleştiri-
cesi ve pratiği, kendi başına hümanist bir yakla- len, hizmetleri metalaştırılan ve yalnızlaştırılan
şımdan kaynaklanmamaktadır. TİP’in dayanışma emekçiler için hem geçim hem de mücadele
düşüncesine ve pratiğine yönelik yaklaşımı, ka- imkanları son derece daralmaktadır. Dolayısıyla,
pitalizmin güncel yönelim ve niteliklerinin çö- mümkün olan her alanda ve her biçimde emek-
zümlenmesinden beslenmektedir.
çiler arasındaki dayanışma ilişkilerinin geliştiril-
Neoliberal sermaye birikim biçimi, emek sömü- mesi son derece önem kazanmış görünmektedir.
rüsünün yanı sıra, kamu varlıklarının ele geçi- Üstelik, bu tür dayanışma pratikleri, sadece geçim
rilmesi yoluyla toplumun mülksüzleştirilmesini sorunlarına yönelik değil, aynı zamanda kolektif
getirmektedir. Geleneksel ve doğal açılardan kimliklerin yaratılması ve mücadele imkanlarının
tüm insanlığa ve topluma ait olması beklenen artırılması amacına da hizmet etmelidir.
kaynaklar, kâr güdüsüyle hareket eden sermaye
tarafından ele geçirilmektedir. Bu açılardan bakıldığında, TİP, ister yerel ister
sektörel ister tematik olsun, emekçi yurttaşların
Ayrıca, neoliberal model, toplumsal ilişkileri içeri-
yan yana geldiği, elbirliği yaptığı ve birbirleriyle
sinde tüm alanların metalaşmasını dayatmaktadır.
dayanışma içerisinde olduğu ağ tipi örgütlenme-
Daha önce piyasa ağına dahil edilmemiş ve bu ne-
denle de alınır-satılır bir meta haline getirilmemiş lerin, siyasal mücadelenin araçlarından biri oldu-
olan tüm alanlar, hızla piyasalaştırılmakta ve kâr ğunu düşünmektedir. TİP, bu ağların yaratılması
amaçlı faaliyetlerin konusu haline getirilmektedir. ve yaygınlaştırılması kadar, farklı ağların buluş-
masını ve ülke çapında ortak bir mücadele kültü-
Son olarak, neoliberal birikim biçimi, emeğin
rüne sahip olmasını da önemsemekte; ayrıca, bu
hem üretim sürecinde hem de yeniden üretim
sürecinde parçalanmasını getirmektedir. Bu, üre- tür ağ örgütlülüklerinin yardımlaşma pratikleri-
tim süreçlerinin birbirinden kopuk işletme bi- nin ötesine geçerek siyasal ve toplumsal talepler
rimlerine devredilmesinde olduğu kadar, emek- ekseninde harekete geçmesini beklemektedir.
çilerin işgünü dışında kalan vakitlerindeki sosyal Kısacası, TİP açısından dayanışma pratikleri ve
ilişkilerinin zayıflamasını da yaratmaktadır. Bu
ağları, öncelikle emekçilerin neoliberal saldırgan-
durum sonucunda, birçok emekçi geleneksel,
lık karşısındaki birliğini sağlamanın araçlarından
ailevi veya kentsel birliktelik biçimlerinden mah-
biridir. Ayrıca, yine TİP açısından dayanışma
rum bırakılmaktadır. Sendikalar gibi örgütlen-
ağları, halkın öz örgütlülüğü olarak değerlen-
melerin de zayıflamasıyla birlikte, bir emekçinin
gündelik yaşamı tamamıyla güvencesizlik ve yal- dirilmekte ve ortak bir mücadele kimliğinin ve
nızlık tarafından kuşatılmış olmaktadır. kültürünün zeminleri olarak görülmektedir.

23

You might also like