Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 27

DAYANIŞMA AĞLARI, ERKEK VURUYOR,

BUGÜNDEN YARINA DEVLET KORUYOR


Ülkenin salgınlı ya da salgınsız günlerinin Kadınlar, çocuklar, cinsiyet kimliği ve
siyasette, üretimde, gündelik yaşamda her yönelimi nedeniyle ayrımcılığa maruz
daim nesne olarak görülen halk kesimlerinin bırakılan dezavantajlı grupların lehine bir
dayanışma pratikleri içerisinde nesne tane bile tedbir almadan sadece hapishane
olmaktan çıkıp dayanışma kolektifinin kapasitelerini azaltmak için yapılan
öznelerinden biri haline dönüşmesi tahliyelerle onların can güvenliği hiçe
önemsenmesi, üzerinde durulması gereken sayılmaktadır. S. 10-11
bir olgudur. S. 16-17

ÇarkBaşak
Bütün ülkelerin işçileri, birleşin! Mayıs 2020 Sayı 13

YÜRÜYORUZ GÜZEL GELECEĞE


Bu düzen işçinin alın teriyle sefahat süren yüzde 1’in düzenidir!
İşçiler, emekçiler, emeğiyle geçinenler yüzde 1’in düzenine teslim olmayacak!
Aydınlık, sağlıklı, eşit ve özgür günler işçi sınıfının elleriyle yeşerecek!

Yaşasın 1 Mayıs!
Ankara Ankara - Dikmen Antalya Artvin - Hopa

Gaziantep Hatay İzmir İzmir - Bornova

İstanbul - Ataşehir İstanbul - Avcılar İstanbul - Bakırköy İstanbul - Beşiktaş

İstanbul - Beykoz İstanbul - Beylikdüzü İstanbul - Caferağa İstanbul - Esenyurt

İstanbul - Fatih İstanbul - GOP İstanbul - Güzeltepe İstanbul - İkitelli

İstanbul - Kadıköy İstanbul - Kartal İstanbul - Merter İstanbul - Nurtepe

İstanbul - Okmeydanı İstanbul - Sancaktepe İstanbul - Sarıgazi Mersin

Muğla Sakarya Sinop Tekirdağ - Çorlu

Çark Başak - Mayıs 2020 / Sayı: 13


Sahibi: Türkiye İşçi Partisi adına Genel Başkan Erkan Baş Sorumlu Müdür: Can Soyer
Adres: Caferağa Mah. General Asım Gündüz Cad. No: 37 Yeğiner Apt. B Blok K: 2 D: 4 34710 Kadıköy/İstanbul
Matbaa: Uniprint Basım San. ve Tic. AŞ. Ömerli Mah. Hadımköy-İstanbul Cad. No: 159 34555/İstanbul Tel: 0212 798 2840
YÜRÜYORUZ GÜZEL GELECEĞE
İşçiler, emekçiler, işsizler, yoksullar, kadınlar, Kardeşler,
gençler, Türkiye’nin tüm zenginliğini üretenler; 1 Mayıs 2020 dünya işçi sınıfının birlik, mücadele
hayatın her alanında, günün her anında her şeyi ya- ve dayanışma gününde hakkımız olan taleplerimizi
ratan, kara toprağa, soğuk demire can verenler, işçi bir kez daha seslendiriyoruz:
sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma gününüz, 1
Mayıs kutlu olsun. Kriz veya salgın bahanesiyle işten çıkarmalar koşul-
suz yasaklanmalıdır.
Kardeşler,
İşçilerin sendikal örgütlülüklerinin önündeki her
Bugün dünya ikiye bölünmüş durumda: Bir yanda türlü yasal ve fiili engel kaldırılmalıdır.
servetleri arşa ulaşmış yüzde 1’lik patronlar sınıfı,
diğer yanda ekmeğini taştan çıkarmaya zorlanan Grev yasaklarına kesin olarak son verilmelidir.
yüzde 99’luk işçi sınıfı. Kıdem tazminatı dokunulmaz kılınmalıdır.
Yüzde 1’lik patron sınıfı, insan onuruna yaraşma- Asgari ücret vergi dışı bırakılmalı, patron sınıfın-
yacak ücretlerle, sigortasız ve güvencesiz çalışma dan servet vergisi alınmalıdır.
şartlarıyla, karşılığı ödenmemiş fazla mesailer ve Gelir kaybına izin vermeden haftalık çalışma süresi
angaryalarla, işyerinde tehditlerle, tacizlerle, mob- 30 saate düşürülmelidir.
binglerle bizleri çalıştırarak her gün daha fazla zen- Koronavirüs salgını boyunca yaşamsal olanlar dı-
ginleşiyor. şında tüm sektörlerde iş durdurulmalı, tüm çalışan-
Yüzde 1’lik patron sınıfı, beslediği siyasetçilere çı- lara ücretli izin verilmelidir.
karttırdıkları yasalarla, satın aldıkları medya kuru- Salgın boyunca tüm yurttaşların gıda, ilaç, dezen-
luşlarıyla, hukuku ve haklarımızı hiçe sayarak, sır- fektan, maske gibi temel ihtiyaçları ücretsiz karşı-
tını devletin polisine ve mahkemelerine dayayarak lanmalıdır.
bizleri kölece çalışma koşullarına ve yoksulluğa razı
etmeye uğraşıyor. Salgın bahanesiyle işçi çıkartan, ücretsiz izin daya-
tan veya işçilerini zorla çalıştıran tüm şirketler ağır
Yüzde 1’lik patron sınıfı, bizlerin yarattığı zengin- şekilde cezalandırılmalıdır.
liklere el koyarak, emeğimizi, alın terimizi sömüre-
rek, insan haysiyetini ve hürriyetini ayakları altında Kardeşler,
ezerek bizleri sefalete sürüklerken kendileri zevk ve Haykırdık, haykırıyoruz, haykıracağız:
şatafat içinde, lüks ve bolluk içinde yaşıyor. Bu düzen sömürü ve açlık düzenidir!
Kardeşler, Bu düzen yoksulluk ve zulüm düzenidir!
Ülkemiz 18 yıldır gerici, piyasacı, işbirlikçi bir ik- Bu düzen işçinin alın teriyle sefahat süren yüzde
tidar tarafından yönetiliyor. Bu süre zarfında, ülke- 1’in düzenidir!
mizin yıllar içinde biriktirdiği ve emekçilerin alın
İşçiler, emekçiler, emeğiyle geçinenler yüzde 1’in
teriyle üretilmiş tüm değerler patron sınıfına peşkeş
düzenine teslim olmayacak!
çekildi. Tek arzuları ülkemizin ucuz işgücü, yüksek
işsizlik, sigortasızlık, sendikasızlık ve güvencesizlik Aydınlık, sağlıklı, eşit ve özgür günler işçi sınıfının
cenneti olmasıdır; yani ülkemizin patronlar için elleriyle yeşerecek!
cennet, işçiler için cehennem olmasıdır. Bu Düzen Bizi Öldürür! Yaşamak İçin Sosyalizm!
Buna izin vermeyeceğiz! Tarih boyunca olduğu Haklılığımız her geçen gün, yaşanan her olayda ol-
gibi bugün de sömürüye, yoksulluğa, baskı ve zul- duğu gibi salgın hastalıkla boğuştuğumuz şu gün-
me direneceğiz. lerde de bir kez daha apaçık ortaya çıktı.
Ülkemizin bir salgın döneminden geçtiği bugün- İnsanlık bu virüs salgınını yenecek bilgiye, biriki-
ler, patron sınıfının işçi düşmanlığını bir kez daha me ve güce sahiptir.
gözler önüne seriyor. Daha şimdiden on binlerce Şimdi haklı olanın güçlenmesi için çalışıp birlikte
emekçi işinden edildi, bir o kadarı da ücretsiz izin güzel geleceğe yürüme zamanıdır.
dayatmasına maruz kaldı. Her gün milyonlarca işçi,
tıkış tıkış servislerde, otobüslerde, metrolarda işe 2020 1 Mayıs’ını bu inanç ve kararlılıkla kutluyor,
gitmek zorunda bırakılıyor. Ölümcül bir salgının milyonlarla birlikte yeniden sokaklarda, coşkulu
kol gezdiği iş yerlerinde çalışmaya zorlanıyor. kutlamalar yapacağımız günlere olan inançla tüm
yoldaşlarımızı selamlıyoruz.
Tek cümleyle: AKP iktidarı ve patron sınıfı, ülke-
mizin işçilerini ve emekçilerini ölümcül virüsün Yaşasın 1 Mayıs!
önüne yem olarak atmıştır.
Buna boyun eğmeyeceğiz! İnsanca çalışma hakkı-
mızı olduğu kadar sağlık ve yaşama hakkımızı da
bu düzene teslim etmeyeceğiz. ÇarkBaşak
Mayıs 2020 Sayı 13 ÇarkBaşak
GÜNDEM

SALGIN NELERİ DEĞİŞTİRECEK?


Genel Merkez Bürosu

Salgın koşullarında gündeme gelen hukuksuzlukların kalıcılaşması bu bakımdan önemli


bir risktir. Esnek ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaşması, ücretlerin baskılanması, işten
çıkarmaların artması gibi durumlar salgın sonrasında da sürdürülebilir. Bu nedenle işçi sınıfı
için bir tür kıyamet sonrası sürece gireceğimiz öngörülebilir.

Dünyada Covid-19 salgını başlayalı beş ayı, ülke- kısası tüm bu koronavirüs krizi süreci sınıf çeliş-
mizde ise ilk vaka resmen açıklanalı yaklaşık iki ayı kilerini daha da belirgin kıldı. Ancak bu kriz mev-
geride bıraktık. Bu birkaç ay bile, içinden geçtiği- cut durumu gözler önüne sermek dışında, sistemin
miz dönemin sıradan bir dönem olmadığını, poli- özsel niteliklerinde değil ama kimi görüngülerinde
tik, ekonomik ve toplumsal etkilerinin salgın sırası önemli değişiklikler yaratacağının sinyallerini şim-
ve sonrasında da süreceğini gösterdi. diden veriyor.
Yeni tip koronavirüs salgınının dünya ölçeğine Kâr odaklı kitlesel üretim ve tüketimin, doğanın
yayılması ve kriz sürecinin neredeyse hiçbir ül- talanının yarattığı felaketler çağımızın sıradanlaşan
kede başarıyla yönetilememesi birçok kesim tara- olayları haline gelmektedir. Yalnızca geçtiğimiz yıl
fından kapitalizmin sorgulanmasına neden oldu. içinde yaşadığımız devasa yangınlar, buzullardaki
Kapitalizmin irrasyonelliği, insanı değil yalnızca büyük erimeler gibi, aşırı iklim olayları bunlara ör-
piyasanın çıkarını öncelediği ve insanlığı uçuru- nektir. İklim krizi gibi doğrudan olmasa da dolaylı
ma sürüklediği açığa çıktı. Neoliberal politikaların olarak koranavirüs salgınını yaratan koşullar peka-
yıllar içinde sağlık, eğitim, vb. en temel hizmetleri la ciddi bir gıda krizini, kitlesel açlık ve ölümleri,
özelleştirerek yaşamımızı nasıl da tehlikeye attığı çeşitli başka felaketleri de doğurabilir. Kapitaliz-
deşifre edilmiş oldu. Öte yandan kimlerin evde ka- min acımasız kâr ve fayda mekanizmasının, tüm
labilme lüksünün bulunduğu, kimlerin sokaklarda, bu felaketleri sıradanlaştırıp dev tekellerin yeni kâr
fabrikalarda, ofislerde çalışmaya zorlandığı, gerekli ve büyüme aracı haline getirmekte ve bu değişimi
ve gereksiz işler ayrımı gün yüzüne çıktı. Sözün toplumsal ilişkilere uygulamakta tereddüt etmeye-

4
ÇarkBaşak Mayıs 2020 Sayı 13

GÜNDEM

ceği kesindir. Örneğin bugüne kadar sisteme “ayak lere yükleyen neoliberal rejimler bu koşulları hem
bağı” olduğu düşünülen, sosyal devlet politikalarıyla politik hem ekonomik bir avantaja çevirme gayre-
kapitalist devlete mali yük olarak görülen yaşlıların, tindedir. Dolayısıyla salgın sonrasındaki süreçte daha
yoksulların, “zaten hasta olanların” ıskartaya çıkarı- fazla otoriterleşme ve faşizmi yükseltme olasılığı cid-
lacağı yeni Malthusçu, öjenik etik, neoliberal kapita- diye alınmalıdır.
lizm tarafından “normalleştirilmektedir”. Salgın koşullarında gündeme gelen hukuksuzlukların
Yıllar yılı terk edilen sosyal politikalar emekçileri ve kalıcılaşması bu bakımdan önemli bir risktir. Esnek
geniş yoksul kitleleri kriz karşısında daha kırılgan ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaşması, ücretlerin
hale getirmiştir. Temel sağlık ve yaşam gereksinimle- baskılanması, işten çıkarmaların artması gibi durum-
rinin bile karşılanamadığı çok boyutlu bir krize dave- lar salgın sonrasında da sürdürülebilir. Bu nedenle işçi
tiye çıkarılmıştır. Emek sürecinde sendikasızlaştırma- sınıfı için bir tür kıyamet sonrası sürece gireceğimiz
nın, taşeronlaştırmanın, güvencesizliğin norm haline öngörülebilir.
getirdiği bireyselleşme ve toplumun atomizasyonu Bu yeni süreç, eş zamanlı olarak emek sürecindeki
mevcut krizi derinleştirmiştir. Bu noktada emeğin örgütlenmenin, yukarıda dikkat çekmeye çalıştığı-
yeniden üretiminde yaşanan kimi değişikliklere de mız gibi emeğin yeniden üretim sürecindeki siyasal
yakından bakmak gerekmektedir. pratiklerle bütünleştirilmesi gerektiğini bir kez daha
Emeğin yeniden üretim sürecinde gıda teminin- gözler önüne sermiştir. Gıda temininden dayanışma
den bakım hizmetlerine yük, tümüyle bireysel ola- pratiklerine, kolektif bakım pratiklerinden koopera-
rak emekçi ailesinin omuzlarına yıkılmıştır. Kadının tifler kurmaya, var olanları ortaklaştırmaya geniş bir
sömürüsü ve ezilmesi ise bu mekanizmanın görün- siyasal gündelik faaliyet, yeni bağ biçimlerinin yara-
meyen yüzüdür. Yeniden üretimin, piyasanın kâr tılması, tüm bunların iktidara karşı güç mevzisi ola-
mekanizmasının dışında var olabileceği geleneksel rak politik bir kimlikle inşa edilmesi günün devrimci
dayanışma biçimleri yıllar içinde tümden tasfiye ol- görevidir. Diğer bir deyişle dayanışma faaliyetleri
muş, emekçi ailesinin tüketimi piyasanın insafına yalnızca temel ihtiyaçların temini, gıda, para yar-
terk edilmiştir. Söz gelimi kentli işçi ailesinin bir dö- dımı düzeyinde kalmamalı, yeni toplumsal bağların
nem “köyden kente erzak temini” gibi geçim stra- kurulmasına öncülük edecek, sol, kamucu bir politik
tejileri özelleştirilen, dahası ortadan kaldırılan tarım kültürü inşa edecek yapıda olmalıdır. Bu sayede kalı-
politikalarıyla yok edilmiştir. cılaşarak halkı temsil eden, devletin karşısına bir güç
Emekçiler bir uçta keyfi sosyal yardım politikalarının olarak çıkabilecek ikili iktidar örneği kurulabilir.
politik baskısı, diğer uçta “hayat pahalılığının” siste- Emekçileri, kadınları, gençleri, işsizleri, bakım talep
matik şiddeti arasında sıkıştırılmıştır. Son zamanlarda eden yaşlıları topyekun seferber edecek bir toplum-
ülkemizde örneklerini gördüğümüz gibi burada hava sal-politik bağın yaratılması ertelenemez bir mücade-
delikleri oluşturmaya çalışan girişimler de engellen- le konusu olarak önümüzdedir.
meye çalışılmaktadır. Muhalif belediyelere dönük Bu çerçevede partimizin salgın sırasında ve sonrasın-
yasakçı müdahaleler Saray Rejimi’nin bu konudaki da yapması gereken, sosyalizmi işaret etmek ve halkı
kırmızı çizgilerini gösterir niteliktedir. İktidar, ken- düzene karşı öfkesini kalıcı hale getirecek biçimde
dinden başka hiçbir özneye alan bırakmamak, tüm örgütlemektir. Bunun günümüz konjonktürüne en
kontrolü baskıyla tek elde toplayabilmek için en basit uygun aracı ise dayanışma faaliyetleridir. Salgın ön-
yardımlaşma faaliyetlerini, ekmek dağıtımlarını bile cesinde başlattığımız dayanışma ağları, bugün eski-
gözü kara biçimde engellemektedir. sinden daha gerçek ve zorunlu bir iş haline gelmiştir
Dahası kriz karşısında çaresiz bırakılan kitleler hızla ve çalışmalarımız aksatılmadan, tüm hızıyla sürdürül-
devlet otoritesi ve denetimi talep eder bir pozisyona melidir.
itilmektedir. Krizi bizzat yaratan ve yıkımı emekçi-

5
Mayıs 2020 Sayı 13 ÇarkBaşak

UTKAN’IN
İZİNDE
Engin Deniz

Utkan’ın bu dönemde, Gezi’de ortaya çıkan dayanışmacı pratiklerle ilgili toplantılarda


defalarca gündem açtığını ve üzerine derinlemesine tartışmalar yürüttüğünü hatırlıyorum.
Örgütü tartışırken de, dışa dönük diğer pratikleri tartışırken de temel olarak Utkan’ın
kafasında tek bir soru vardı aslında: Nasıl kazanabiliriz?

Utkan aramızdan ayrılalı bir yıl oldu. Onu harika kan’ın varlığı kısa sürede bölgemizde önemli bir
bir dost yapan özelliklerini ve bizde iz bırakan fark yaratmaya başlamıştı bile.
anılarını anlatmak kişisel sohbetlere kalsın, biz Ancak kısa süre sonra bizim TKP’mizin bölün-
burada onun devrimci mücadeleye katkılarından me sürecine girmesiyle dışa dönük örgütlü faa-
bahsedelim şimdi. Sonuçta, bir devrimcinin ar- liyetlerimiz-doğal olarak-kesintiye uğramış ve
dından söylenecek en güçlü sözler onun yaptık- önümüzde yeni bir mücadele gündemi açılmıştı:
ları ve fikirleriyle ilgili olanlardır. Yoldaşını kazanmak! Ayrışma sürecinde yerelde
Utkan’ı Gezi Direnişi hala yerelimizde toplumsal ve ihtiyaç olan başka bölgelerde gece gündüz
coşkusunu tam olarak kaybetmemişken tanıdım koşturdu. Doğrularına dört elle sıkıca sarılan,
(Bölgemize tam o dönemde gelmişti). Bu neden- sonuna kadar gidebilecek, kararlı bir devrimci
le hafızamda Utkan’la ilgili ilk fotoğraflar, Sarı- olduğuna ilk olarak o günlerde şahit oldum.
gazi’deki Gezi günlerine ait olanlardır. Bir önce- Çekmeköy-Sancaktepe Bölgesi olarak diğer ta-
ki gece Sarıgazi sokaklarında yaşananlar üzerine rafa oranla güçlü çıkmıştık ayrışmadan. Ancak
espriler yaparken, gazdan kızarmış gözlerinin mut- neredeyse her yerde olduğu gibi moral bozuk-
lulukla parladığına defalarca şahit olmuşumdur. luğu ve motivasyon kaybı nedeniyle hareket
İlk tanışmamızdaki soğuk duruşu nedeniyle ben- edemez duruma gelmiştik. Partinin büyük bir
de uyandırdığı intiba, direnişteki coşkusu ve yol- bölümü istifa etmiş ya da uzaklaşmıştı.
daşlarıyla kurduğu yakın ilişkilere tanık oldukça Ayrışma sürecinde ne olmadığımızı net olarak ta-
tam tersi yönde değişti. rif etmiştik; fakat tam olarak ne olacağımızı, nasıl
Disiplinli yapısı, güçlü insan ilişkileriyle Ut- yapacağımızı tarif etmemiştik. Ancak 12. Kong-

6
ÇarkBaşak Mayıs 2020 Sayı 13

rede ortaya çıkan irade bize yeni pratikler dene- daha çok inandırıyordu yaptığımız işe.
yimlemek için ihtiyacımız olan cesareti vermişti. Bu çalışma, basit bir dernek kuruluşu olmasından
Dayanışma çalışmalarının ön açıcı olabileceği öte yeni bir çalışma tarzına geçiş anlamına geli-
fikrini tartışmaya başladığımız bir dönemde bir yordu. Derneğin kuruluş ve yerleşme sürecinde
ayrışma daha yaşadık. karşılaştığımız en önemli sorun eski tarz, parti
Bu ayrışmanın bölgemiz açısından üye sayısı ve binası merkezli çalışmadan, açık toplumsal alan
moral açısından ilkine göre daha olumsuz sonuç- çalışması yapmaya geçiş süreci oldu.
ları oldu. Dahası, parti binası bu ayrışma sürecin- Utkan’ın öncülük ettiği uzun tartışma toplantıla-
de kapanmıştı. rı ve yerinde müdahaleleriyle yeni tarzda çalışma
Kongreler yapılmıştı ancak varlıkların paylaşılma zamanla yerli yerine oturdu. Böylelikle Çekme-
görüşmeleri sürüyordu henüz. Hepimiz kaygılı köy Dayanışma Derneği (ÇDD) kendi yerelli-
bir bekleme halindeyken, o günlerden birinde ğinde bir çekim merkezi olmayı başardı. ÇDD,
Utkan aradı, “Hoca acil görüşmemiz lazım” dedi. dört yılı aşkın süredir çalışmalarını sürdüren, çok
İki saat sonra birlikte parti binası için yer bakma- sayıda yoksula yardım elini uzatmış, ağırlıkla ka-
ya başlamıştık bile. dınların söz sahibi olduğu, politik duruşuyla da
Çekmeköy’de öne çıkan bir dernek olarak bugün
Aidat gelirlerimiz azaldığı için izbe eski bir han-
yoluna devam ediyor.
da bir büro tutup çalışmalara başladık. Kısa sü-
rede küskün olan yoldaşların bir kısmını da ka- ÇDD’nin yol almaya başlamasıyla birlikte özgü-
zanarak yol almaya başlamıştık. Ancak Utkan’ın venimiz arttı ve bir sonraki adım olarak bölge-
asıl derdi parti binası tutmak değildi elbette. O mizde ikinci bir derneğin kuruluş faaliyetlerine
örgütsel olarak toparlanıp yeni toplumsal çalış- başladık. Sarıgazi’nin Çekmeköy’den farklı özel-
malar yapmayı planlıyordu. likler ve dinamikler taşıması nedeniyle bu bölge-
de Gezi Kültürevi adıyla dayanışma çalışmaları-
Utkan’ın bu dönemde, Gezi’de ortaya çıkan da-
nı örgütleyeceğimiz yeni bir mekan açtık. Gezi
yanışmacı pratiklerle ilgili toplantılarda defalarca
Kültürevi de kısa süre içerisinde özellikle gençler
gündem açtığını ve üzerine derinlemesine tartış-
arasında, bir çekim merkezi haline gelmeyi başar-
malar yürüttüğünü hatırlıyorum. Örgütü tartı-
dı. Henüz kurulduktan birkaç ay sonra başlattığı
şırken de, dışa dönük diğer pratikleri tartışırken
yaz okulu faaliyetlerine onlarca öğrenci katıldı.
de temel olarak Utkan’ın kafasında tek bir soru
vardı aslında: Nasıl kazanabiliriz? Bu çalışmalarda başarı elde etmemizde, Utkan’ın
örgütsel olarak öncülüğünün yanında toplumsal
Sosyalist solun Türkiye’deki zayıf, belirli alanlar-
önderlik karakterinin de etkili olduğunu vur-
da sıkışmış pozisyonu üzerine yürüttüğü tartış-
gulamak gerek. Onun öğretmen arkadaşları ve
malar, onu Anadolu tarihindeki ilk halk isyanla-
velileri arasında kazandığı devrimci saygınlık,
rını araştırmaya kadar götürmüştü. Konu üzerine
onların bu çalışmalara çeşitli şekillerde destek
fikirler olgunlaştıkça yazmaya da başladı. Komü-
vermelerinin önünü açmıştı.
nist ’in altıncı sayısında yer alan “Yerelleşme ve
Dayanışma Çalışmaları Ekseninde Bir Çıkış Stra- Gezi Kültürevi’nin kısa süre sonra onlarca polis
tejisi” başlıklı ortak yazıda bu fikirler bütünlüklü ve zırhlı araç eşliğinde basılması ve kapatılması,
olarak ifade edilmeye çalışılmıştı. aslında kazanmaya başladığımız toplumsal başa-
rının önünü erkenden kesmeyi hedefleyen açık
İkinci ayrışmayla birlikte özellikle Çekmeköy
bir devlet operasyonuydu.
Bölgesi’nde önemli bir güç kaybına uğradık.
Gezi Kültürevi kapatıldıktan sonra Sarıgazi’de
Bizler moral bozukluğu içerisinde planlarımızı
hemen Parti binası tutmuş, kazandığımız dostları
unutmuş, nerede yanlış yaptığımızı tartışmaya baş-
ve ilişkileri oraya davet etmiştik. Tüm bu yerel
lamıştık ki, Utkan bir kez daha bayrağı yükseltti.
çalışmalardan sonra Utkan, Parti merkezinde işçi
Çekmeköy’de bir dayanışma derneği fikrini or- çalışmalarıyla ilgili sorumluluk almış ve hepimi-
taya attığında birçoğumuzun kafasında ilk etapta, zin bildiği üzere Parti’mizin işçileşmeşi yolunda
gücümüz yeter mi, yapabilir miyiz, hemen şimdi önemli bir çaba göstermişti.
mi, gibi sorular oluşmuştu. Ama daha biz tartışır-
Utkan artık fiziken aramızda olmasa da devrim-
ken Utkan bazı problemleri çözmeye başlamıştı
ci pratiği ve fikirleriyle hala bize yol göstermeye
bile! Bu çalışma için bağış yapabilecek arkadaşla-
devam ediyor.
rının listesini yapmış, bazı yerlerden de eşya ko-
nusunda yardım sözü almıştı. O adım attıkça bizi Sevgiyle, özlemle…

7
Mayıs 2020 Sayı 13 ÇarkBaşak
GÜNDEM

BİR KEZ DAHA TBMM ÇALIŞMALARIMIZA DAİR…


Mine Aydemir

Bizim meclis çalışmalarında bulunan vekil ve/veya danışman arkadaşlarımız ülkemizde


sosyalizm mücadelesine daha fazla katkı yapılabilecek bir eylem, etkinlik vb. varken
yüzlerini TBMM çalışmalarına dönmezler. Ancak birer komünist olarak üstlendikleri her
türlü sorumluluğu da en iyi biçimde yerine getirmek için ellerinden gelenin fazlasını yapmaya
çalışırlar.

TİP’in geniş kamuoyunun gündemine en fazla yeni olduğunu ve önümüze koyduğumuz hedef-
girdiği başlıkların daha ziyade TBMM çalışmaları lere ulaşamadığımızı da eklememiz gerekir, dola-
olması, Parti’mizin TBMM çalışmalarına dair tüm yısıyla ortaya çıkan görece başarıyı bizim başarı-
dostlarımızın ve yoldaşlarımızın net bir bakışa sahip mızdan çok, sosyalist hareketin geride kalan uzun
olmasının önemini artırıyor. Okumaya başladığınız yıllardaki başarısızlığı olarak da ifade edebiliriz.)
yazı da bu konuda iki yanlış uca doğru savrulma- İkinci ve daha nesnel olan boyut ise genel olarak
lara izin vermeyecek bir bakışın yerleşmesine katkı Türkiye’de siyasetin ve özel olarak ise siyasal ve
olması umuduyla konuya ilişkin bir kez daha kimi toplumsal muhalefetin sıkışmasıyla ilgilidir. AKP/
hatırlatmalar yapmak amacıyla kaleme alınmıştır. Saray Rejimi bugün daha ziyade baskı ve şiddeti et-
Parlamento neden öne çıkıyor? kin biçimde kullanarak iktidarını koruyabilmekte-
Birisi öznel diğeri nesnel iki temel nedenden söz dir. Sokaktaki muhalefet son yılların en geri düze-
edebiliriz. yine çekilmiş durumdadır. Basın tümüyle denetim
altına alınmış, basit bir sosyal medya paylaşımının
Türkiye sosyalist hareketi 60’lı yılların TİP dene- bile “terör” kapsamında suç olarak değerlendirmesi,
yiminden sonrada TBMM’de çeşitli biçimlerde var saldırıya uğraması olağanlaşmıştır.
olmaya çalıştı. Farklı partilerin çatısı altında kendi-
lerini sosyalist olarak tanımlayan vekillerin varlığı- Bu baskı ortamında geniş kitlelerin sözlerini söy-
nın yanı sıra tüzük ve programlarından sosyalizm leyebilecekleri, iktidara karşı bir direniş çizgisinin
hedefine işaret eden partilerin üyesi ve/veya yöne- -tüm eksiklerine rağmen- yansıtılabildiği neredey-
tici olan milletvekilleri de oldu. Ancak hiç birinin se tek yer TBMM’dir. Bu iki başlık TBMM’nin
bugün Parti’mizin ulaştığı etkinliğe ulaşamadığı- muhalefet güçleri için önemini geçmiş yıllara göre
nı söyleyebiliriz. Özetle sosyalistler 60’lı yıllardan objektif olarak artırmıştır.
sonra ilk kez TBMM’yi gerçek bir mücadele alanı TİP’in parlamento faaliyetlerinin anlamı ne?
haline getirmeyi başardılar ve bu doğal olarak ilgi Bu soruya verilecek yanıt özetle 4 artı 1 başlıkta
çekiyor. (Parti’mizin bu deneyiminin henüz çok özetlenebilir.

8
ÇarkBaşak Mayıs 2020 Sayı 13

Parlamentoların devrimci amaçlar için kullanımının leri her türlü sorumluluğu da en iyi biçimde yerine
temelinde teşhir faaliyeti vardır. Burjuvazinin ege- getirmek için ellerinden gelenin fazlasını yapmaya
men olduğu toplumsal düzende TBMM’de alınan çalışırlar.
kararların esası sermaye sınıfının ihtiyaçlarının gö- Parti’mizin parlamento çalışmalarına şu anda var olan
rülmesidir. Bu gerçeğin mümkün olan en etkili ve en iş hacminin binde 1’ine bile denk düşmeyen bir kad-
yaygın ölçekte teşhiri devrimci bir görevdir. Genel rosal güç ayrılmıştır. Bu alanın olanakları bu sınırlı
olarak burjuva iktidarların, kapitalist düzenin teşhiri güçle en etkin biçimde kullanılmaya çalışılmaktadır.
de bu kapsamda ele alınabilir. Bunlar çalışmamızın Doğrudan bu alanda görevli olmayan arkadaşlarımı-
birinci ayağıdır. zın ise sadece bu çalışmayı izlemesi ve herhangi bir
Çalışmamızın ikinci ayağı, iktidar tarafından günde- yurttaş gibi sadece “beğenmesi” kabul edilebilir bir
me getirilen ve genellikle belirgin bir halk düşman- şey değildir.
lığı barındıran yasal düzenlemelerin mümkün oldu- “Parlamento çalışmaları bugün vardır, yarın yoktur.”
ğunca engellenmesi, engellenemediği noktada halkın
direncini artırma ve toplumsal muhalefetin örgütlen- Her bir yoldaşımızdan beklentimiz bu süre içinde or-
mesi için zaman kazandırmak üzere geciktirebildiği taya çıkan olanakları, hemen yarın kullanılamaz hale
kadar geciktirmektir. geleceğini düşünerek mümkün olan en etkin biçim-
de değerlendirmesidir.
Bir diğer hedefimiz toplumsal her tür soruna dair
devrimci bir perspektifle sosyalistlerin somut çözüm Bu kapsamda:
önerilerini ve hedeflerini olabildiğince geniş kesim- 1-TBMM bünyesinde sürdürülen çalışmaların halkın
lere, sade bir dille aktarmak ve sosyalizmi gerçek bir en geniş kesimlerine taşınması bu başlıkların en ba-
seçenek olarak gündeme taşıyabilmektir. sit olanı ve açık söyleyelim en az emek isteyenidir.
Ve elbette en önemlisi, parlamenter tüm olanakları Yapılan açıklamaların, Genel Kurul konuşmalarının,
halkın kendi örgütlenmelerini inşa etmek üzere de- kanun tekliflerinin, soru önergelerinin kısacası tüm
ğerlendirmektir. faaliyetin mümkün olan en geniş kesimlere ulaştırıl-
ması için hepimizin yapabileceği bir katkı vardır. TİP
Artı 1 diye eklediğimiz başlık ise bugün ve Türki- açısından parlamento tüm emekçilere seslendiğimiz
ye’deki siyasal süreçle ilgilidir. AKP/Saray iktidarı, bir kürsüdür, bu kürsüden söylenen her sözün tüm
TBMM’yi tümüyle işlevsiz kılmayı da amaçlayan yurttaşlarımıza ulaştırılması parti üyelerinin öncelikli
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” adını verdik- görevleri arasındadır.
leri dönüşümü gerçekleştirirken pek çok yalan söy-
lemişti. Geldiğimiz noktada hileyle de olsa istediği 2- Halkın gerçek sorunlarının TBMM’de gündem-
Anayasa değişikliğini hayata geçirmiş durumda ve leştirilmesi aynı anlama gelmek üzere, birim ve ko-
AKP’nin bu dönüşümü hayata geçirirken halka anlat- mitelerimizin sürdürdüğü çalışmaların parlamento
tıkları ile bugün yaşananlar arasında bırakalım tutarlı- olanakları kullanılarak desteklenmesi için parti ör-
lığı, benzerlik bile yoktur. Bu durumun sürekli olarak gütlerimizin sürekli olarak MK’ya bilgi ve taleplerini
gündeme getirilmesi de görevlerimiz arasındadır. iletmesi gerekmektedir. Her parti üyesi, sürdürdüğü
örgütlenme ve dayanışma faaliyetlerinin TBMM’ye
Esas olan, hepimize düşen… de taşınmasından, işçi kardeşlerimizle paylaşılmasın-
Şu gerçeğin tüm yoldaşlarımız tarafından bilinmesi dan sorumlu olmalıdır.
gerekir. Parti’mizin TBMM’deki varlığının yarattığı 3- TİP, parlamento olanaklarını devrim ve sosyalizm
olanakların önemli bir bölümü, Parti’nin örgütlenme mücadelesine katkı sağlamak üzere kullanmaya çalış-
çalışmalarında kullanılmak üzere MK’nın ve daha maktadır. Bunun en somut karşılığı bu süreçte TİP’in
özel olarak Örgüt Bürosu’nun inisiyatifine sunul- ve öncülük ettiği, parçası olduğu tüm halk örgütleri-
muştur. TBMM çalışmalarımıza tam zamanlı olarak nin mücadelelerinin büyümesi ve kalıcılaştırılmasıdır.
emek koyan yoldaşlarımızın sayısı sanılandan çok
çok azdır. Sonuç olarak, Parti’miz Türkiye sosyalist hareketinin
gerçek bir siyasal güç haline gelmesi, işçi sınıfının ve
Bunları yakınmak veya şikayet etmek için değil bu emekçi halkımızın temsiliyetini üstlenmesi için; bu
yönelimin ardındaki siyasi ve ideolojik bütünlüğün kapsamda devrimci bir zeminde yeniden kuruluşu
anlaşılması için yazıyorum. Parti, TBMM çalışma- hedefleyerek çıktığı yolculukta önemli bir aşamayı
larına olması gerekenden bir gram fazla anlam yük- geride bırakmıştır. Yıllardır yakınına bile varılama-
lemediği için bu çalışmanın doğal olarak sunduğu mış ölçüde ciddi olanaklarla buluşmanın eşiğine ka-
olanakların da mümkün olan en azını kullanıp, orta- dar gelinmiştir. Gelinen aşamada görev tüm partili
ya çıkan “artı-değeri” başka alan çalışmalarına katkı arkadaşlarımızın, birimlerimizin ve komitelerimizin-
koymak için değerlendirmeye çalışıyor. dir. Bu olanakları geliştirmek ve değerlendirmek sa-
Bizim meclis çalışmalarında bulunan vekil ve/veya dece TİP’in değil bir bütün olarak devrimci-sosyalist
danışman arkadaşlarımız ülkemizde sosyalizm mü- hareketin mücadeleyi yeni bir aşamaya sıçratmasını
cadelesine daha fazla katkı yapılabilecek bir eylem, sağlayabilir.
etkinlik vb. varken yüzlerini TBMM çalışmalarına Bu fırsatı kaçırmamamız gerekir.
dönmezler. Ancak birer komünist olarak üstlendik-

9
Mayıs 2020 Sayı 13 ÇarkBaşak
KADIN

ERKEK VURUYOR, DEVLET KORUYOR


Kadın Koordinasyonu

Türk Ceza Kanunu’nda “Kadına yönelik şiddet” diye bir suçun olmamasıyla birlikte, iktidarın
“Kadına yönelik şiddet infaz indirimi kapsamı dışındadır” söylemi gerçeği yansıtmamaktadır.
Kadınlar, çocuklar, cinsiyet kimliği ve yönelimi nedeniyle ayrımcılığa maruz bırakılan
dezavantajlı grupların lehine bir tane bile tedbir almadan sadece hapishane kapasitelerini
azaltmak için yapılan tahliyelerle onların can güvenliği hiçe sayılmaktadır.

“5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin öğrenciler, avukatlar, yerel yöneticiler, siyasi
İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda tutsaklar bu paketten hariç tutulmaktadır. Kas-
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ten yaralama, kasten öldürme, işkence, eziyet,
“İnfaz paketi” olarak bildiğimiz kanun, 15 Ni- kötü muamele, nefret ve ayrımcılık, intihara
san 2020 tarihinde Resmi Gazete’ de yayım- yönlendirme, terk, cinsel saldırı, çocukların
lanarak yürürlüğe girmiştir. İnfaz paketinde, cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki,
bazı suçların infaz sürelerinde indirime giden cinsel taciz, tehdit, şantaj ve cebir gibi suçları
kalıcı düzenlemelerin yanı sıra, mahkûmların işleyenleri kapsamaktadır. Değişiklikler uya-
kapalı cezaevlerinden açık cezaevlerine geçişi- rınca cezalarını açık cezaevlerinde çekmekte
ne ve açık cezaevlerinden de “izin” adı altında olan siyasi tutsaklar hariç tüm mahkûmlar 31
tahliyesine imkân veren geçici düzenlemeler Mayıs 2020’ye kadar izinli sayılacak, bu izin
de bulunmaktadır. Siyasetçiler, gazeteciler, gerekli olması hâlinde 31 Kasım 2020’ye kadar

10
ÇarkBaşak Mayıs 2020 Sayı 13

KADIN

Salgın süresince evde kalmaları geri çekti. Berfin Özek’in yaşadığı korkuyu
istenen kadınların, çocukların, anlamak yerine ona sırt dönen kadın örgütleri
LGBTİ+ bireylerinin ve dezavantajlı ve kamuoyundan birtakım unsurlar Berfin’in
grupların yaşadıkları şiddet sarmalı psikolojisini anlamak ve yorumlamaktan yana
düşünülmeden bir de üstüne üstlük yeni eksik kaldılar.
tip koronavirüs önlemleri kapsamında Sıralasak daha birçok örnek de gösteriyor ki
getirilen infaz paketi onların hayatlarını yasadan yararlanarak dışarıya çıkanlar benzer
tehlikeye atmaktadır. suçları işlemeye devam edecek. Bu yasayla bir-
likte kadınlar, çocuklar, dezavantajlı gruplar
uzatılabilecektir. Özetlemek gerekirse, cinsel için Türkiye daha da güvensiz bir yer olacak.
dokunulmazlığa karşı suçlar, kadına yönelik Salgın süresince evde kalmaları istenen kadın-
fiziksel şiddet, kadın cinayetleri veya cinaye- ların, çocukların, LGBTİ+ bireylerinin ve de-
te teşebbüsten hüküm giymiş olanlar da dâhil zavantajlı grupların yaşadıkları şiddet sarmalı
açık cezaevinde olan tüm mahkûmlar salıveri- düşünülmeden bir de üstüne üstlük yeni tip
lecektir. koronavirüs önlemleri kapsamında getirilen
Türk Ceza Kanunu’nda “Kadına yönelik şid- infaz paketi onların hayatlarını tehlikeye at-
det” diye bir suçun olmamasıyla birlikte, ik- maktadır.
tidarın “Kadına yönelik şiddet infaz indirimi Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
kapsamı dışındadır” söylemi gerçeği yansıtma- başta olmak üzere tüm ilgili kurum ve kuru-
maktadır. Kadınlar, çocuklar, cinsiyet kimliği luşlar kadına, çocuğa, LGBTİ+ bireylerine
ve yönelimi nedeniyle ayrımcılığa maruz bıra- yönelik şiddetle ilgili acil eylem planı oluştur-
kılan dezavantajlı grupların lehine bir tane bile malıdır. Bu plan içerisinde olması gerekenler;
tedbir almadan sadece hapishane kapasitelerini
*Devlet, tarafı olduğu İstanbul Sözleşmesi uya-
azaltmak için yapılan tahliyelerle onların can
rınca her türlü olağanüstü halde dahi kadına
güvenliği hiçe sayılmaktadır. Kadına yönelik
yönelik şiddetle mücadelede yükümlülük sa-
fiziksel şiddetten bir iki ay kapalı ceza evinde
hibidir. 6284 sayılı kanun, hiçbir ihmale veya
kalmış bir hükümlü, getirilen kalıcı infaz in-
keyfiyete yer bırakmaksızın salgın süresince de
dirimi sürelerinden de yararlanarak doğrudan
kadın, LGBTİ+ ve çocuklar öncelik alınarak
dışarı çıkabilir, “izin” şeklinde düzenlenen
ivedi ve etkin bir şekilde uygulanmalıdır.
bu salıverme ile izinden dönmez ise bir cezai
yaptırımının olmayacağı gibi, “iznini” 7 aya *İnfaz Yasası ile salıverilecek olan kadına yöne-
kadar uzun bir süre de uzatabilir. “İzin” adı lik şiddet ve cinsel istismar faillerinin sistematik
altında çocuğun cinsel istismarı, cinsel saldırı olarak etkin bir şekilde takibi yapılmalı, yeni
ve kadına yönelik şiddet suçlarının failleri olan tip koronavirüs nedeniyle faillere verilen “iz-
binlerce erkeğin, şiddete maruz kalan kadın- nin” bir “tahliye” anlamına gelmemesi için fail
lar, çocuklar ve cinsiyet yönelimi nedeniyle üzerinde denetim tedbirleri uygulanmalıdır.
ayrımcılığa maruz kalan dezavantajlı gruplar *Salgın döneminde kadınların hastane ve kara-
açısından hiçbir koruyucu ve önleyici tedbiri kollara erişmekteki yaşadığı güçlükler ortadan
içermemektedir. Tahliye edilen hükümlülerin kaldırılmalıdır. Sığınak ve acil barınma ihtiyaç-
tekrar aynı suçu işlediği, bu tedbirsizlik ve alı- larının karşılanabilmesi amacıyla sığınak olarak
nan kararların yanlışlığını açık olarak göster- kullanılabilecek mekânların sayısı ve kapasitesi
mektedir: Nitekim Antep’te eşi Rukiye Aslan’ı acilen artırılmalıdır. Sığınaklarda gerekli sağlık
boğazından yaraladığı için cezaevine giren tedbirleri yoğun bir şekilde uygulanmalıdır.
Müslüm Aslan’ın tahliye olmasının ardından 9 *Kadına yönelik şiddet için toplumsal cinsiyet
yaşındaki kızını döverek öldürmesi tüm dehşe- kökenli, çok dilli, 7/24 erişime açık “Acil Yar-
tiyle zihinlerimizden silinmeyecektir. Zira evi- dım Hattı” kurulmalı, cinsel şiddet kriz mer-
ne giderken eski erkek arkadaşı Casim Ozan kezleri açılmalı; kadınlara, çocuklara, cinsiyet
Çeltik tarafından yüzüne kezzap atılan Berfin kimliği ve yönelimi nedeniyle ayrımcılığa ma-
Özek, ona bu zararı veren kişinin kanunla dı- ruz bırakılan dezavantajlı gruplara yönelik sos-
şarıya çıkacağı bilgisinin ardından şikâyetini yal, psikolojik ve hukuki destek verilmelidir.

11
Mayıs 2020 Sayı 13 ÇarkBaşak
GÜNDEM

KORONAVİRÜS GÜNLERİNDE
1 MAYIS
İşçi Bürosu

Bir yandan korona günlerinde işçilerin maruz kaldığı haksızlıklar, yaşanan mağduriyetler nedeniyle
biriken öfke, artan geçim ve gelecek kaygısı güçlü bir eylemlilik ihtiyacını hissettirirken bir yandan
pandemi dinamikleri fiziksel olarak bir araya gelmeden mücadeleyi sürdürmenin yollarını bulmayı
zorunlu kıldı. Sosyal medyanın hayatımızdaki yeri arttıkça mücadelemizdeki yeri zaten artmıştı,
pandemi koşullarıyla birleşince elbette ki en kitlesel bir araya geliş internet üzerinden olacak.

Pek çoğumuzun “ilk kez 1 Mayıs’ta alana çıkama- müze, taleplerin en kalabalık ve en yüksek sesle dil-
yacağım” diye hayıflandığı, kimimizin yine İşçi lendirildiği günler hep 1 Mayıslar oldu. Ülkemizin
Bayramı’nda çalışmak zorunda olduğu özgün bir 1 Mayıs tarihine bakınca da, sadece hak mücadele-
1 Mayıs öncesinde bu satırlar yazılıyor. İnsanların sinin dillendirildiği bir gün değil, düzen ile sol ara-
birbirinden fiziksel olarak uzak durmak zorunda sındaki kavganın keskinleştiği bir gün görüyoruz.
olduğu ancak birlikte hareket edemeyişimizin sağ- Ancak, 1 Mayıs deyince akla gelenin sadece düze-
lığımıza mal olduğu günlerden geçiyoruz. Bomba- nin yapabildikleri değil, bizim mücadele inadımız,
ların patladığı, insanların sokağa çıkmaya korktuğu yaratıcılığımız ve ısrarımız ile başardıklarımız ol-
zamanlarda bile en kitlesel birlikteliğimizi göre- ması gerektiğini düşünüyoruz.
bilmek için heyecanla beklediğimiz, yüzümüzü
1 Mayıs’ın engellenemeyeceği düşüncesini dos-
döndüğümüz 1 Mayıs alanlarına bu sene uzaktan
ta düşmana gösteren güncel ve tarihsel örneklere
bakmak zorunda kalmanın üzüntüsünü yaşıyoruz.
boğulmadan, eşitlik ve özgürlük için mücadele
Nesnellik bizi ilk defa sıkıştırmıyor kuşkusuz. edenlerin bir araya gelip söz söylemenin bir yo-
Dünya’da ve ülkemizde 1 Mayısların tarihi yasak- lunu mutlaka bulacağını her dönemeçte yeniden
lamaların, baskıların, mücadelenin tarihidir aynı gördüğümüzü söylemekle yetinelim ve günümüze
zamanda. Emekçilerin yüz yılı aşkın süre önce 8 gelelim.
saatlik iş günü için başlayan mücadelesinden günü-

12
ÇarkBaşak

Korona’nın ülkemize girdiği ve hayatımıza sirayet


ettiği ilk günden beri, daha haftalar aylar öncesinden
1 Mayıs’ı nasıl kutlayacağımız meselesi hepimizin ak-
lına gelmişti. Bir yandan korona günlerinde işçilerin
maruz kaldığı haksızlıklar, yaşanan mağduriyetler
nedeniyle biriken öfke, artan geçim ve gelecek kay-
gısı güçlü bir eylemlilik ihtiyacını hissettirirken bir
yandan pandemi dinamikleri fiziksel olarak bir araya
gelmeden mücadeleyi sürdürmenin yollarını bulma-
yı zorunlu kıldı. Sosyal medyanın hayatımızdaki yeri
arttıkça mücadelemizdeki yeri zaten artmıştı, pan-
demi koşullarıyla birleşince elbette ki en kitlesel bir
araya geliş internet üzerinden olacak. 1 Mayıslarda
omuz omuza yürümek, slogan atmak, marşlar söyle-
mek özlemiyle dolan bizler için tam istediğimiz gibi
olmasa da, mevcut koşullar yüzünden boşvermeyip
sesini sözünü emekçilerle buluşturmak isteyenleri ve
bir çıkış ararken gözü bize takılanları göreceğimiz bir
gün olacak bu yıl 1 Mayıs.

Öte yandan, her şeyin dijital görüntülerden ibaret


olduğu yanılsamasından çıkmak için aynı zaman-
da bir fırsat sunuyor emek mücadelesi ve 1 Mayıs.
“Hayat eve sığar” sloganı telefon ekranlarına sığıyor
ancak yasak sırasında çalışmak zorunda olan işçiler
eve değil yataklar konulan şantiyelere sığdırılıyor,
bunu biliyor, görüyor, söylüyorduk. Üzerine tam
da bugün, pandemi gölgesindeki 1 Mayıs’a bir de
işçi düşmanı iktidarın gölgesi daha sabah saatlerinde Her sene değişmeyen, doğru bir söylemimiz vardır,
düştü. Temsili bir heyetle Taksim’e çelenk bırakarak önemli olan 1 Mayıs’ın 2 Mayıs’a ne devrettiğidir
anma yapmak isteyen DİSK’e polis saldırdı ve DİSK deriz, geleneği bozmayıp bu temayla bitirelim. Ola-
Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve yoldaşlarımızın da ara- ğanüstü koşullarda yaşamaya ve mücadele etmeye
sında olduğu 20’ye yakın kişi gözaltına alındı. Hayat çalışıyoruz. Korona günlerinin gösterdiği, öğrettiği,
ne zaman normale dönecek diye soran milyonlarca değiştirdiği çok şey var. Sınıfın durumu ve mücadele
insana da düzenin normalinin ne olduğu hatırlatılmış olanakları üzerine daha çok konuşacağız ve yazacağız
oldu. Sokağa çıkma yasağı bahane edilerek yitirdiği- belli ki, ancak dünyanın işçilerin emeğiyle döndüğü
miz canlar anısına ellerimizde taşıdığımız karanfillere gerçeğinin berraklaştığını görerek, çaresizliğe mah-
saldırıp, fiziksel mesafeyi koruyarak yapılacak sem- kum edilmiş milyonların umudu aramasının uzak
bolik bir yürüyüşe izin vermeyip işçileri, sendikacı- bir ihtimal olmadığını bilerek önümüze bakmalıyız.
ları itiş kakış gözaltına alanlar gerçekte kimden yana Sokaklarda yan yana gelemesek de sokağa çıkama-
olduklarını, virüsün değilse de siyasi iktidarın taraf dığı için dertlenen, çalışmak zorunda olan, köşesine
olduğunu tüm açıklığıyla göz önüne serdi. DİSK’e çekilmeyip her türlü mecrada insanlarla buluşmaya
uygulanan bu engellemenin koronavirüsün bulaşma- çalışan tüm emekçilerin kutladığı, heyecanlandığı,
sına yönelik bir tedbir olmasıyla hiç ilgisi olmadığını öfkelendiği bir 1 Mayıs olması dileğiyle. İşçi Bayramı
da göstermiş oldu. kutlu olsun.

13
Mayıs 2020 Sayı 13 ÇarkBaşak
GÜNDEM

1 Mayıs 2019 Bakırköy kürsüsünden, inşaat işçileri adına söz alarak sözünü; “çalışırken ölmek istemiyoruz” diye
bitiren ve zorla çalıştırılırken coronavirüs nedeniyle aramızdan ayrılan Hasan Oğuz’un anısına...

‘ÇALIŞARAK YAŞAMAK YA DA SAVAŞARAK ÖLMEK’


Nazır Kapusuz - İşçi Bürosu

Bizlere insanın doğal bir evriminin sonucu gibi sunulan, kitleler önünde meşrulaştırılan
kapitalist sistemin akıldışılığının billurlaştığı bir dönemi şimdi değerlendiremeyeceksek ne
zaman değerlendireceğiz?

Coronavirüs etkilerinin nereye kadar gidebileceği- fikir vermesi için kanıtlanmış bir istatistiği hatırla-
ni henüz kestiremiyoruz. Ancak şimdiden insanla- tabiliriz: Sendikasız bir işçinin iş cinayetinde ölme
rın yaşamlarını etkilemeye başlamış özellikle belirli ihtimali sendikalı işçiye göre 6 kat fazla.
bir birikimi olmayan emekçileri daha da çaresiz Emekçilerin daimi virüsü: işsizlik ve yoksulluk
bırakmaktadır.
İnsanların işe gitmelerinin önemli bir nedeni ör-
Kapitalist iktidarın ilk aklına gelen ise yine “patron- gütsüzlük ama bir nedeni de çaresizlik. İşe gitme-
ları kurtaracak” çözüm paketleri açıklamak oldu. diklerinde gelirlerini güvenceye alacak herhangi
Örgütsüzlük virüsü yayıyor bir düzenleme yok. İşe gitmediklerinde işten çıka-
İşin vahim yanı ise bu paketlere ilk destek 26 iş- rılma riski yüzde yüz yani virüse yakalanma riskin-
veren örgütü ile imzaya koşanın işçi örgütleri olan den daha yüksek. Haliyle Soma maden işçilerinin
Hak-İş ve Türk-iş olmasıydı. “Patronlar kurtulursa, sözleri hala güncel. “Ya yerin altında ölüm, ya ye-
işçiler kurtulur, herkes kurtulur” mantığını yaymak rin üstünde açlık”
iktidara kapitalistlerin verdiği bir görev ancak işçi Temel talep olan herkese “ücretli izin” yerine “üc-
sınıfının verdiği görevleri yapacak özneler oldukça retsiz izin”, zoraki “yıllık izin”, “işten çıkarma” gibi
sınırlı. birçok seçeneği patronlar rahat rahat kullandılar.
Covid-19’un risk gruplarını hep okuduk; yaşlılar, İşçilere verilen güvence ise sahte bir “işten çıkarıl-
kronik hastalığı olanlar vb. sağlık temelli risk grup- ma yasağı” oldu. Aslında bu yasal düzenleme, işçi-
ları. Ancak DİSK Araştırma Merkezi’nin yaptığı leri zoraki “ücretsiz izin”e çıkarma hakkını patron-
Covid-19 Araştırması’nın 2’ncisi; DİSK üyesi işçi- lara veriyor. Bunun karşılığında ise işçilere “ayda
ler arasında vaka oranının Türkiye ortalamasının 3 1.170 TL’ye geçin” deniyor.
katı olduğunu ortaya koydu. İşçilere verilen bir hakmış gibi yansıtılan başka bir
Bu oran sendikalı işçiler arasında bile bu kadar uygulama ise, “kısa çalışma ödeneği”. Bakanın yap-
yüksekken daha örgütsüz ya da kayıt dışı çalışan- tığı açıklamaya göre, patronlar üç milyona yakın
lar içerisindeki oranlarını varın siz düşünün. Ancak işçi için başvuru yaptı. Ama bunun bile uygulan-
masında sömürünün yeniden yeniden üretildiğini

14
ÇarkBaşak Mayıs 2020 Sayı 13

GÜNDEM

öğreniyoruz. Kısa çalışma ödeneği, bir işyerinin ta- fazla beton üreten ülkeler ya da dünyanın en büyük
mamen veya en az 1/3 oranında iş günü azalması beton firmalarına sahip ülkelerdir. Milyarlarca met-
durumunda İşsizlik Fonu’ndan verilen bir destek. reküp beton üretme kapasitesine sahip bu ülkeler
Ancak birçok işyeri hem bu ödenekten 15 gün fay- havaalanlarında birbirlerinden yüz maskesi kapabil-
dalanıyor hem de işçilerini hala 30 gün normal dü- mek için birbirlerine düzenbazlıklar yapmışlardır.
zende çalıştırıyor. Olan ise işçinin maaşına oluyor. Amerika, Çin, Rusya, Türkiye, İtalya, Fransa, İn-
Çünkü bu ödenek brüt maaşın (üst sınırı asgari üc- giltere, İspanya, Hindistan, İran, Arabistan, Brezilya
retin %150’sini aşmamak kaydıyla) %60’ını kapsa- yine virüsle adları anılan ancak silah üretimi ya da
dığı için işçilerin toplamda maaşına göre %10-%20 ihracatında en üst sıraları alan ülkelerdir. Bu ülke-
arasında ücret kaybına uğradıkları görülmekte. Yani lerin silah harcamaları için yaptıkları ar-ge harca-
işçinin fonu işçilere değil patronlara fayda sağlıyor. malarının belki de yüzde biri sağlık cihazları için
Ama sömürü bunla bitmiyor. Sektörlerin birçoğu yapılmamaktadır.
gerçek anlamda kontak kapatma noktasına gelmesi- Bu kapitalist merkezlerin adlarını yeniden yeniden
ne rağmen bazı sektörlerde de satışlar 3-4 kat artmış saymaya gerek yok ama bu ülkelerin “yavaşlaması”
durumda. Özellikle market, kargo ve sağlık sektör bile atmosfere karbondioksit salınımını %30 azalt-
çalışanları, sömürünün odağı haline geldi. Artan iş mıştır. Kuzey kutbundaki ozon tabakası deliğinden
yükü günde 14 saatlere ulaştı. Haftalık izin günleri bu yana ilk defa kısmi de olsa kapanma görünmüş-
sokağa çıkma yasağına sayıldı. Kargo çalışanları da tür.
artık sokağa çıkma yasağı olan günlerde bile sömü-
Virüs doğal, doğal olmayan kapitalizm
rülmesi için özel izin verilmiş emekçi kesimi konu-
muna geldi. Bizlere insanın doğal bir evriminin sonucu gibi su-
nulan, kitleler önünde meşrulaştırılan kapitalist sis-
Dayanışma: mahallelerden, işyerlerine ama en
temin akıldışılığının billurlaştığı bir dönemi şimdi
çok dünyayla
değerlendiremeyeceksek ne zaman değerlendirece-
Emekçilerin hakkı, sağlık nedeniyle çalışmama ğiz?
haklarını kullanabilmek olmalıyken bu hak sadece
Dayanışma, beton ve silaha ayrılan kaynaklarla dün-
Birleşik Metal Sendikası’nın çabalarıyla 10 fabrikada
yadaki herkesin (kapitalistlerin bile) daha sağlıklı ve
kullanılabiliyor. İşçi sınıfının geri kalanı örgütsüz,
güven içerisinde yaşayabileceğini gösterebilmektir.
yalnız ve en çaresizleri ise intiharı çözüm olarak gö-
rüyor. Dayanışma, salgın sırasında cirosu 4 kat artan mar-
ket patronlarının, izin günlerini bile hesaplayıp
Dönem tam da kapitalist sistemin kendi iç dinamik-
emekçileri günde 14 saat çalıştırmasının yüzüne tü-
leri gereği aslında “normal” işleyen bu düzenlerinin,
kürebilmektir.
akıldışılığını tüm toplum kesimlerine göstermek ol-
malıdır. Dayanışma, dünyanın bu kadar çok ve akıldışı tü-
keterek değil, eşit bir şekilde paylaşarak, daha az
Bu gösterme çabasının gerçekleşebileceği yer ise
çalışarak, hızlı yaşamadan da insanlığın bir geleceği
“dayanışma”dır. Dayanışmayı bir yardımlaşma,
olduğunu gösterebilmektir.
“derdi olanın çaresi olma” gibi algıladığımız gün bu
faaliyetlerimiz başlamadan bitecektir. Dayanışmayı Yoksa kapitalist iktidarlar için sorun hiçbir zaman
bir mücadele aygıtı gibi algılamamız gerekmekte- kaynak sorunu olmamıştır. Örneğin bu salgın dö-
dir. Dayanışmayı gelecekte yaratmayı düşündüğü- neminde işçilerin kendi fonunda 132 milyar TL
müz toplumun nasıl olabileceğine dair fikir verecek, varken, işsiz kalanlara bu fondan 7 milyar patronlara
esin kaynağı olacak (ve hatta kendimizi de gelişti- ise 43 milyar ayırmak bir kaynak sorunu değil bir
receğimiz) bir laboratuvar gibi görmemiz gerekir. tercih sorunudur.

Çin, Amerika, İtalya, İran, Türkiye, Fransa, Bre- Bu tercihleri, dayanışma mücadelesiyle ve zorla de-
zilya vb. bu ülkeleri yan yana yazdığımızda aklını- ğiştireceğiz.
za yine virüs gelecektir ama bu ülkeler dünyada en * Paul Mason’un Yordam Kitap’tan çıkan kitabının adı

15
Mayıs 2020 Sayı 13 ÇarkBaşak
GÜNDEM

DAYANIŞMA AĞLARI, BUGÜNDEN YARINA


Ekim Nehir - Örgüt Bürosu

Tekel’den ve özellikle Gezi’den dayanışma pratiklerine aşina olan geniş bir sol toplamın mevcut durumda
hızla organize olmasında şaşılacak bir şey yok. Fakat bu kez dayanışma pratiklerinde daha farklı ve
nitelikli bir yan olduğunu görmek gerek. Ülkenin salgınlı ya da salgınsız günlerinin siyasette, üretimde,
gündelik yaşamda her daim nesne olarak görülen halk kesimlerinin dayanışma pratikleri içerisinde nesne
olmaktan çıkıp dayanışma kolektifinin öznelerinden biri haline dönüşmesi önemsenmesi, üzerinde
durulması gereken bir olgudur. Halkın kendi kararlarını alıp uyguladığı bir yapının nüvesi olarak
görülmeli ve desteklenmelidir.

Dayanışma, tarihsel ve politik olarak bizE ait bir mücadele araçlarının inşa edilebilmesi, onların bir
kavram. Kapitalizmin adeta bir deprem gibi bütün parçası olması nedeniyle önemli. Bu anlamda ‘her
toplumsal yapıları ve tekil insan yaşamını alt üst şey demek olmasa bile’ dayanışmanın kendisinin de
edip bir sistem inşa etmeye başladığı günlerden bu bir mücadele biçimi olması önemsenmelidir. Da-
yana özellikle böyle. Büyük kitleleri mahrum bıra- yanışmanın dışlananlar, sömürülenler, yok sayılan-
kan mekanizmaya karşı bir arada durmak, ortak çı- lar arasında olması da bununla ilgilidir. Dayanışma
karlar/ihtiyaçlar etrafında örgütlenmek yani hayat- egemenlerin değil, ezilenlerin ve mahrum bırakı-
ta kalmak, hak ettiğini almak ve yaşamaya devam lanların pratiğidir.
etmek için yapılan bütün pratikler birer dayanışma
Dayanışmanın içeriği her şey olabilir ve dayanış-
örneği. Beslenmekten, barınmaktan, eğlenmekten,
maya toplumun çok çeşitli kesimleri ihtiyaç duya-
sağlıklı yaşamaktan, oy vermekten ve gelecekten
bilir: devletin gadrine uğrayıp işten atılmış akade-
kısmen veya tamamen mahrum bırakılanların bü-
misyenler de çocuğunu tedavi ettiremeyen mahalle
yük oranda kendiliğinden bir araya gelmesi her
komşusu da sınava hazırlanmak için öğretmene
şey demek olmasa bile daha tanımlı ve karmaşık
ihtiyaç duyan öğrenciler de… Dayanışma pratik-

16
ÇarkBaşak Mayıs 2020 Sayı 13

GÜNDEM

lerinin ölçeklerinin birbirinden oldukça farklı olabil- birlikte kitap okuyup tartışan, ihtiyaç sahibi ailelere
mesi de bununla ilgili. Haksızlığa, zorbalığa uğrayan, gıda ulaştırılmasını sağlayan ve organize eden bir
mahrum bırakılan tek bir insan da olabilir, büyük içeriğe ve yaygınlığa ulaştı. Bu ilerleme, karşılanma-
toplumsal kitleler de hatta bir ülke de. Sovyetler Bir- sı gereken fakat karşılanmayan ihtiyaçların artması
liği’nin çökmesinden sonra ABD saldırganlığıyla baş kadar dayanışma faaliyetinin bir grup gönüllü insa-
başa kalan, yıllardır ABD ablukası altında büyük bir nın çabası olmaktan çıkıp ihtiyaç sahiplerinin de bu
mücadeleyle sosyalizmde ısrarını sürdüren Küba’ya pratiğin öznesi olmasıyla mümkün oldu. Kendisine
karşı her ülkeden milyonlarca devrimcinin gösterdiği maske verilen yurttaşın maske üretimine katılması,
dayanışma böyledir. gıda ulaştırılan kişinin organizasyona dahil olması
dayanışmaların nitelik değiştirmesinde en büyük et-
Dayanışma zorunluluğundan
kenlerden biri oldu.
‘dayanışma ağları’na doğru
Tekel’den ve özellikle Gezi’den dayanışma pratikleri-
Koronavirüs salgınının Türkiye’ye ulaşması ve ilk
ne aşina olan geniş bir sol toplamın mevcut durumda
vakaların açıklanmasıyla birlikte insanların virüs-
hızla organize olmasında şaşılacak bir şey yok. Fakat
ten korunmaları ve virüsü yaygınlaştırmamaları için
bu kez dayanışma pratiklerinde daha farklı ve nitelikli
devlet tarafından ilk alınan önlemlerden biri evde kal
bir yan olduğunu görmek gerek. Ülkenin salgınlı ya
çağrısı oldu. Çalışanlar ve işe gitmek zorunda olanlar
da salgınsız günlerinin siyasette, üretimde, gündelik
dışındaki herkesin eve kapanması hastalığın yayıl-
yaşamda her daim nesne olarak görülen halk kesimle-
maması açısından mantıklı görünse de birkaç sorun
rinin dayanışma pratikleri içerisinde nesne olmaktan
vardı. Birincisi, eğer virüs insan temasıyla yayılıyorsa
çıkıp dayanışma kolektifinin öznelerinden biri haline
insanlar neden işe gidiyordu, bu onları da riske at-
dönüşmesi önemsenmesi, üzerinde durulması gere-
mak anlamına gelmiyor muydu? İşe gidenler evlerine
ken bir olgudur. Halkın kendi kararlarını alıp uygu-
virüs taşımayacak mıydı? Neden hayati alanlar hariç
ladığı bir yapının nüvesi olarak görülmeli ve destek-
bütün işyerleri kapatılmıyordu? İkincisi, evde kalmak
lenmelidir. Nesne olmaktan özne olmaya giden bu
zorunda olan ve yalnız yaşayan yaşlılar ve hastalar
dönüşüm, tek tek yurttaşların o ‘kutuplaşma’ denen,
ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaktı? Üçüncüsü, salgın
yok sayan, hürmetsiz davranan, tehdit eden, parmak
nedeniyle işyerleri kapanan veya işten atılıp eve ka-
sallayan egemen siyasi iklimin yok sayılan kutbunda
panan insanlar ne yiyecek ne içecekti?
olduğunu idrak etmesiyle de ilgilidir. Halk ihtiya-
İşte Koronavirüs salgınının başlamasıyla birlikte ilk cı olduğu, yardım etmek istediği, yakıcı ihtiyaçları
dayanışma deneyimleri buralarda başladı. Dışarı- gidermek istediği kadar rejimin karşısında durmak
ya çıkamayan ve ilaçlarını nasıl alacağını bilemeyen için de dayanışma faaliyetlerinin içinde yer almıştır.
hastalara, dışarıya çıkması riskli olan fakat alışveriş Kuşkusuz bu radikal bir sistem ve rejim sorgulaması
yapması gereken yaşlılara bu ihtiyaçlarını karşılamak değildir nitekim şu aşamada öyle olması beklenme-
amacıyla organize olan yerel gönüllüler dayanışma melidir.
faaliyetlerini başlatmış oldu. Devletin ve yerel yöne-
Bu dayanışmaların kendi kararlarını alan ve uygu-
timlerin çözmesi gereken fakat çözmedikleri bu tür
layan, alanını koruyan, kendi iç kültürünü ve poli-
sorunların giderilmesi, kamu kurumlarının bırak-
tik iklimini yaratmış birer mücadele yapıları haline
tıkları boşlukların doldurulması amacıyla başlayan
dönüştürülmesi görevi bizdedir. Dayanışma ağları,
mütevazı çabalar bu kadarla kalmadı. Farklı yerellik
bugün olduğundan daha fazla salgın sonrası Türki-
ve iş kollarında örgütlenme çağrıları yapan, olumlu
ye’nin mücadele araçlarından birisi olacaktır. Bu ne-
yanıtlar alarak genişlemesine devam eden “dayanışma
denle dönüştürme sürecinin, daha fazla içinde olarak,
ağlarına” dönüştü. İstanbul başta olmak üzere ülke-
daha çok emek vererek gerçekleşebileceği unutulma-
nin birçok yerinde yurttaşlara ve sağlık çalışanlarına
malıdır.
maske, siperlik üreten, öğrencilere online ders veren,

17
Mayıs 2020 Sayı 13 ÇarkBaşak
GENÇLİK

lmaz
#AçlıklaSınavO

NEREDEYDİK, ŞİMDİ NEREDEYİZ?


Öğrenci Bürosu

Pandemi sürecinde bir dezavantaj olan “sosyal medyaya daralma” halini bir avantaja çevirerek online
toplantılarla, içeriklerle ve farklı eylemlerle repertuarımızı zenginleştirdik. Önümüzdeki günlerde ise
online seminerlerle merak edilen ve mesleki hayatımızla ilgili konuları ele alacağız.

2020 yılı öğrenciler için Türkiye’deki ekonomik idam ve kafa kesme sahnelerinin gösterilmesinden,
krizin faturasını ödeyerek başladı. Birçok şehirde branşında yetersiz bazı “öğretmenlerin” -hepsi de-
yapılan ulaşım ve yemek zamları geçinmekte zaten ğil neyse ki- televizyondan ders anlatmasına kadar
zorlanan öğrencilerde ciddi tepkilere yol açtı. He- uzaktan eğitimin başladığı daha ilk gün EbaTV
men ardından çeşitli yerlerde yükselen protestolar skandalını hatırlıyorsunuzdur. AKP, “kendi rekla-
ve öğrenci direnişleri bazı geri adımları attırdı. mını” hiç bu kadar iyi yapmamıştı. Biz, liseliler için
yayınlanan uzaktan eğitim derslerinde anlatılan bi-
Bu noktada Öğrenci Sendikası, “Bir yerde ka-
lim ve akıl dışı içerikleri, “Doğrusunu Anlatıyoruz!”
zanmak yetmez, yemekhane ve ulaşım bütün öğ-
diyerek ürettiğimiz videolarla düzeltiyoruz, öğren-
rencilere en düşük fiyattan sağlanmalıdır” fikriyle
cilere doğruyu ve gerçeği duyurmaya çalışıyoruz.
“Açlıkla Sınav Olmaz!” kampanyasını başlattı. Top-
lanan 50 bine yakın imza ve yakalanan çok sayıda Uzaktan eğitim sistemine erişmenin zorluğu da he-
bağlantıyla birlikte yola çıktığı niceliğin yaklaşık saba katıldığında, öğrenciler üniversite sınavına ha-
üç katı kadar öğrenciye ulaştı ve karar alma me- zırlık sorularını soracak öğretmenlerinden mahrum
kanizmalarını güçlendirme çalışmalarını yaparken kaldılar. Öğrenci Sendikası ise, “Sadece X yalnız
pandemiyle karşılaştı. kalsın!” diyerek başlattığı çalışmada öğretmenlerle
öğrencileri bölümlerine göre bir araya getirecek
Şuanda neler mi oluyor? Üniversitelerde ve lise-
Whatsapp ağları oluşturdu ve tüm gruplarda yüz-
lerde eğitim uzaktan eğitim biçiminde yapılmaya
lerce son sınıf öğrencisi liseli toplandı. Öğretmen
çalışılıyor. Ancak bu noktada da yetersiz, niteliksiz
Dayanışması’nın da büyük desteğiyle arkadaşları-
bir yöntem sürdürülüyor. Ortaokul öğrencilerine

18
ÇarkBaşak Mayıs 2020 Sayı 13

GENÇLİK

mız her gün her saat, çözemedikleri soruları öğret- Bütün bu çalışmaların odaklandığı iki nokta vardı:
menlerimize sorabiliyor.
İlki, Öğrenci Sendikası’nın kullandığı diliyle, ya-
Üniversitelerde ise durum daha farklı. En büyük pısıyla ve yeni üyeleriyle öğrencilerin bir temsilcisi
problem, AKP’nin tüm öğrenciler eşit (ve iyi) koşul- haline gelmesiydi. Yön verdiğimiz tüm kazanımlar
larda ve imkânlarla yaşıyormuş gibi kararlar alması. bu iddiamıza bizi en çok yakınlaştıracakların başında
Uzaktan eğitim sisteminin teknik altyapı zayıflığı bir gelmektedir. Herhangi bir sorun yaşayan öğrencile-
yana, evinde bilgisayarı ya da tableti olmayan binler- rin, ilk önce bizi etiketlemeye, bize ulaşmaya ve bi-
ce öğrencinin her geçen gün ödevlerini yapamadığı, zim fikrimizi sormaya başlaması yürüdüğümüz yola
sisteme giremediği için şikayet etmesiyle karşılaşıyo- olan güvenimizi arttırmaktadır. Bu süreç onlarca
ruz. Öğrencilere canları istediğinde internet hediye yeni sendikalıyla tanışarak, yola çıktığımızın yaklaşık
ediyorlar, o internet kısa bir süre sonra tükendiğinde üç katı arkadaşla birlikte, ilerlemektedir.
ise hiçbir yetkiliden ses seda çıkmıyor. İkinci nokta ise, pandemi sürecinde Öğrenci Sen-
Üniversitelerde sınav takviminin ve dönemin akıbe- dikası’nın çalışan öğrencilere seslenerek emekçi bir
tinin ne olacağına dair rektörlüklerin yaşadığı kafa karakter kazanmasıdır. Çünkü öğrenciler sadece
karışıklığı ise son bir haftadır öğrencilerin tüm gün- “geleceğin emekçileri” değil, bugünün de emekçi-
demini belirliyor. Bazı üniversiteler 1 haftada öğ- leridir. Kafeler, mağazalar, atölyeler, özel dersler ve
anketörlük başta olmak üzere her üç öğrenciden ikisi
rencilerin hem vize hem final sınavlarına girmesini
öğrenciyken de çalışmak zorunda kaldığı için emek-
istiyor, bazıları daha salgın zayıflamamışken okula
çilerin sorunlarına ortak olmaktadır. Ayrıca pandemi
gelmesi gereken tarihi duyuruyor. Sistem bir düzen-
süreci, kapitalizmin vahşi yüzünü ortaya çıkartmış ve
den o kadar yoksun ki, bazen bizim dikkat çektiğimiz
emekçileri para için feda etmeye hazır olduğunu ge-
saçma ve çelişkili durumları, kararları o üniversitenin
niş halk kesimlerine göstermiştir. Bu sebeple, bütün
rektörü sosyal medyada beğeniyor.
öğrencilerin sorunlarını kapsayan toplumsal konulara
Öğrenci haklarında çeşitli kazanımlar da elde ettik. yüzümüzü daha çok döneceğiz.
30 Nisan’da öncülük ettiğimiz iki üniversitede talebi-
***
miz kazanımla sonuçlandı. İlkinde Dokuz Eylül Üni-
versitesi öğrencilerine haber dahi verilmeden Spor Öğrenci Sendikası’nın katılımcı yapısının olum-
Bilimleri Fakültesi’nin İzmir’e bir saatten daha uzak lu sonuçlarından biri, öğrencilerin hakları, emek ve
bir mevkiye taşınması engellendi. İkincisinde ise Na- özgürlük eksenli bir örgütsel yapının kurulmasının
mık Kemal Üniversitesi’nde Öğrenci Sendikası’na “örgütlenme korkusu”nu yıkmakta başarılı olabile-
“ithal oluşum”, öğrencilerin taleplerine de “kuru gü- ceğini görmemiz oldu. İnsanlar genel anlamda “ör-
rültü” diyen ülkücüyü paylaşan rektöre; üniversitenin gütlü davranmayı” birçok açıdan eleştiriyor, örgüt-
öğrencilere dayattığı akademik takvim iptal ettirildi lülükten hala çekiniyor. Ancak Öğrenci Sendikası
ve ödev ile notlandırma sistemi kabul ettirildi. örneğinde gördük ki bir öğrenciye örgütlülük onun
ilgisini çekecek şekilde sunulduğunda örgütlülüğün
Görüldüğü gibi pandemi, öğrenci mücadelesinin yo- zorunluluk olduğunun hissedilmesi de mümkün hale
lunu kesmedi çünkü sorunlarımız; yurtlar, ödemeler, geliyor, örgütlülüğe dair önyargısı daha kolay kırı-
uzaktan eğitim gibi konularda; devam ediyor. İm- labiliyor. Kampanya öncesinde örgütlü davranmaya
kânlarımızı seferber ederek ve bu süreçte yeni bağ- çeşitli gerekçelerle soğuk bakan birçok arkadaşımız,
lantılar kurarak bir sınıftan tutun bütün öğrencileri kampanyadaki talepleri elde etmenin yolunun müca-
etkileyen en geniş sorunlara kadar birçok konuyu dele etmekten geçtiğini gördüğünde örgütlülüğü bir
hızla gündeme aldık. Bir dezavantaj olan “sosyal zorunluluk olarak kavradı ve sokağa her çıktığında
medyaya daralma” halini bir avantaja çevirerek onli- toplanan yüzlerce imza ile mücadelenin atmosferine
ne toplantılarla, içeriklerle ve farklı eylemlerle reper- kapıldı. Bu, bizim yakın dönemimize dair çıkarttığı-
tuarımızı zenginleştirdik. Önümüzdeki günlerde ise mız önemli bir derstir. İşte bu ve bunun gibi birçok
online seminerlerle merak edilen ve mesleki hayatı- dersleri en iyi şekilde özümseyip, öğrencilerin tümü-
mızla ilgili konuları ele alacağız. ne seslenen ve tümünün sahiplendiği bir Öğrenci
Sendikası’nı hep birlikte yaratacağız.

19
Mayıs 2020 Sayı 13 ÇarkBaşak
GÜNDEM

KORONAVİRÜS KARŞISINDA DÜNYA:


ÜLKELER, STRATEJİLER VE SİSTEMLER
Hakan Güneş - Uluslararası İlişkiler Bürosu

BM üyesi 194 ülke ve üye kabul edilmemiş artı 20 kadar ülkenin tamamında hükümetler ikiye
ayrıldılar: Salgın önleme ve tedavi stratejilerinde sermaye ve kâr merkezli bakanlar ve bakmayanlar.
Bu noktada sosyalist Küba’nın yanına en fazla İzlanda, Yeni Zelanda gibi birkaç ileri sosyal demokrat
hükümeti ekleyebiliriz ama listenin çok da uzun olmadığı malum.

5 ay önce başlayan ve son 3 aydır küresel ölçeğe düşürdü onu? Küba tüm bunlar karşısında gerçek-
sıçrayan Koronavirüs salgını koşullarında başarılı ten en iyi sınav veren ülke mi? Peki ya Türkiye,
ve başarısız örnekler tartışılıyor. Bu tartışma sadece tüm bu tablo içinde nerede duruyor?
sağlık altyapıları ve salgın karşısında izlenen önlem,
Şimdi salgın tecrübesinin çeşitli aşama ve veçhe-
koruma ve tedavi stratejilerini değil bir bütün ola-
lerine bakarak öncelikle “başarılı ülke” kavramı-
rak ülkelerin sosyoekonomik sistemlerini de masa-
nın evrimine ve çeşitliliğine bakalım: İlk günlerde
ya yatırmaya vesile oluyor. Zira yamalı bohça gibi
salgının bir ülkeden başka bir ülkeye yayılmasını
bir konuda görece başarılı olan ülkelerin başka bir
önlemek konusunda zamanında, etkin ve kapsamlı
yerden nasıl felakete kapı araladığı daha iyi görü-
önlem alanlar başarılı, bunu geç yapanlar başarısız
lüyor. Almanya çok mu iyi mücadele ediyor yoksa
sayıldılar. Salgın hız kazanırken etkin erişilebilir
Çin mi? Kapitalizmin kaleleri olan ABD ve İngil-
test yapabilenler başarılı bunu geciktiren ya da ya-
tere neden başarısız oldular? Avrupa’da sağlık siste-
pamayanlar başarısız sayıldılar. Ardından salgın tüm
minin en kamucu nitelikte olduğu Fransa’da neden
dünyayı sardığında kişi başına düşen yatak sayısı ve
ölüm oranları yüksek? Keza sosyal-demokrasinin
yoğun bakım üniteleri başta olmak üzere hastane
en gelişkin örneklerinden sayılan İsveç’in başarılı
kapasiteleri iyi olan ülkeler başarılı gurubuna dahil
sayılan grafiği birden neden başarısızlar kümesine
edildiler. Salgın ilerleyip ölüm sayıları artınca bu

20
ÇarkBaşak Mayıs 2020 Sayı 13

GÜNDEM

kez vaka sayısı içinde ölüm oranları düşük olanlar ba- zannedilen Çin değildir. Çin’de örneğin yükseköğ-
şarılı diğerleri başarısız sayıldılar. Tüm dünya değişik retim Türkiye’den bile daha pahalıdır. Sağlık hizmet-
düzeylerde izolasyon ve sokağa çıkma kısıtlamaları ve leri ise en fazla Türkiye’deki kadar ücretsizdir. Buna
karantinalar uygulamaya başladığında da izolasyonun sosyalizm demek isteyen diyebilir elbette. Burada asıl
temel sosyal haklar ve ücretler ile ilgili kısımları ve konu Çin’in korona günlerinde tüm dünyaya üretim
sosyal destek programları öne çıkmaya başladı. Bazı yapan fabrikalarında işçilerinin haklarını koruyup ko-
ülkeler gıda üretim ve dağıtım zincirleri bakımından ruyamadığıdır. Şubat ayından itibaren Çin’de üretim
kötü sınav verirken bazıları maske dahi üretemeyen yavaşlamış birçok işyerinde işe gelmemesi istenen iş-
üretim yapılanmalarını sorgulamaya başladılar. Gö- çilere Türkiye’deki gibi işçinin aldığının çok altında
rüldüğü üzere salgının değişik aşamalarında başarı kısa çalışma ödeneği uygulanmıştır. İşyerlerinin çoğu
uygulama anlayışları da değişiklik gösteriyor. Üstelik yıllık izinleri bu dönemde kullandırtarak karantina
süreç devam ettiği için daha da gösterecek. sonrasına işçinin tatil hakkını gasp etmiştir vb.

Bu tablo bize aynı zamanda başarılı bir sağlık sistemi Küba’da ise bunların hiçbirisi görülmez. Evet, Küba
ve salgınla mücadele stratejisinin ne kadar çok kat- endüstri, sanayi ve örneğin barınma olanakları açı-
manlı ve kapsamlı olduğunu gösteriyor. Öte yandan sından çok gelişmiş bir model değildir ama tam is-
insanların ya da insanlığın beklentisi son derece sade: tihdam, ücretsiz sağlık, insan ve doğa merkezli bir
Salgına yakalanmamak, yakalananınca tedavi edilmek planlama için son derece gelişmiş bir başarı hikaye-
ve tüm bu süre zarfında iş ve aş kaygısı taşımamak. sidir. Belki bunlar kadar önemli diğer özelliği de tüm
olanaklarını dünyada ihtiyaç duyan halklarla ücretsiz
BM üyesi 194 ülke ve üye kabul edilmemiş artı 20
paylaşmasıdır. Birçok Latin Amerika ülkesine ve en
kadar ülkenin tamamında hükümetler ikiye ayrıldı-
son İtalya’ya gönderdiği tıbbi destek bunun en açık
lar: Salgın önleme ve tedavi stratejilerinde sermaye
kanıtıdır. Amerika, Çin, Rusya ya da başka ülkelerden
ve kâr merkezli bakanlar ve bakmayanlar. Bu nok-
farklı olarak yeni tip koronavirüsün aşısını bulduğun-
tada sosyalist Küba’nın yanına en fazla İzlanda, Yeni
da bunu tüm insanlıkla ücretsiz ya da maliyeti karşı-
Zelanda gibi birkaç ileri sosyal demokrat hükümeti
lığında paylaşacağını bildiğimiz tek ülke de Küba’dır.
ekleyebiliriz ama listenin çok da uzun olmadığı ma-
lum. Üstelik kâr merkezli bakanlar da kendi içinde Yazının başında belirttiğimiz gibi salgın ilerledikçe
maliyeti tümüyle çalışan ve yoksul kesimlere çıkar- koronavirüsle mücadelede neyin başarılı olduğu fikri
tanlar ve daha dengeli davranarak orta vadeli bir çıkış de değişmiştir. Değişmeyen tek şey ise insanların son
arayanlar olarak ikiye ayrılabilir. “Dengeli” kapitalist derece basit olan sağlıklı ve güvenceli yaşam talep-
politikalara Almanya ve Kanada gibi ülkeleri örnek leridir. Bu talep tek bir konuda başarı hikayesi yazıp
verebilecek isek faturayı tümüyle işçi sınıfı ve yoksul- bunu pazarlamakla karşılanacak türden değildir. Bazı
lara çıkartanlara da en başta Türkiye’yi (daha doğrusu hükümetler diğerleri üretemediği halde kendisinin
AKP hükümetini) örnek verebiliriz. Sosyal politika- maske üretebildiği ile övünürken başka bazıları tüm
ları birçok kapitalist ülkeden daha iyi durumda olan işyerlerine destek kredileri vermekle övünebiliyor.
ve gelir dağılımı ve sosyal sağlık sistemi ile öne çı- Ama günün sonunda devasa bir sorun karşısında pro-
kan İsveç ise başarısı kesin olmayan “sürü bağışıklığı” paganda yeterli olmayacaktır: nitekim bu hükümet-
stratejisinin bedelini ödeyenler listesinin en çarpıcı lerin, ihtiyaçların karşılandığı, güvenceli ve sağlıklı
örneği olarak öne çıkıyor. bir sistemleri var mı sorusuna yanıt vermeleri oldukça
güç. Yaşamak için hesap makinesi, kar oranları, ma-
Çin ise pek çok çelişik tartışmanın odağında. Kimileri
liyet düşürme vb değil, kamucu ve insancıl kriterlerle
Çin’in her şeye karşın sosyalist bir sağlık sistemi ol-
düşünülen sistemlere ihtiyaç olduğu çok çok açık.
duğunu zannederek onun ilk başlardaki etkin önlem-
Üstelik tüm dünyada.
lerini bir başarı, ardından da bu başarıyı sosyalizmin
bir başarısı olarak tanımlaya gittiler. Oysa Çin pek Yaşamak için sosyalizm ve enternasyonalizm!

21
Mayıs 2020 Sayı 13 ÇarkBaşak

‘kızıllara’ ve Yahudilere karşı ‘düzeni sağlayan’ mili-


tanları ile Nazi Partisi (NSDAP) merkezi bazı serma-
yedarlar tarafından finanse edilir.
Hitler 1933’te şansölye olunca KPD’nin cevabı fabri-
ka ve mahallelere barikatlar kurmak olur. Parti yasa-
dışı ilan edilir, barikatlar ezilir ve tutuklama-infazlar
dönemi başlar. Bu süreç benzer dönemlerde ve bir-
çok ülkede, yükselen sınıf hareketine karşı içerdeki
faşist hareketin finanse edilmesi halinde aynen devam
eder, komünist partiler yasadışı ilan edilir.
Buraya kadarki kronoloji önemli. Çünkü birinci sa-
vaştan sonraki pazar kavgasında sermaye sınıflarının
önce kendi ülkelerindeki işçi sınıfına ve onların par-
tilerine saldırısı faşist harekete büyümek için önemli
fırsatlar sunmuştur. Ayrıca sermaye birikiminde ‘el
koyma’ için yine faşist hareketten daha kullanışlı ak-
tör yoktur. Nazilerin Polonya’ya saldırısı 2. Dünya
Savaşı’nı başlatır.
Georgi Dimitrov’un faşist propaganda makinesini
darma duman ettiği ünlü Leipzig savunmasıyla fa-
‘Sene 1941 değİl artık, şizmin sınıfsal temeli ifşa edilir. Komintern bu de-
ğerlendirmelerle birlikte tüm ülkelerde sınıfın ön-
cülüğünde ulusal cepheler kurulmasını kararlaştırır.
sene 1945’ Antifaşist hareket savaşa hazırlanmaktadır.
Fırat Kurtal Hitler’in Sovyetler Birliği’ni bitirmek üzere cepheyi işçi
sınıfının iktidarına yöneltmesiyle fiilen artık iki cephe
vardır. Naziler Sovyet topraklarında hızla ilerlerler, geç-
OKW Başkanı Generalfeldmarschall tikleri her yerde ölüm, yıkım ve yağma bırakırlar.
Wilhelm Keitel Almanya’nın kayıtsız Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutluk, Yugoslavya,
şartsız teslim olduğu anlaşmayı imzalar. Fransa, İtalya ve daha birçok ülkede antifaşist halk
Moskova’da 9 Mayıs sabahıdır o gün ve orduları kurulur. Partizan birlikleri oluşturulur ve
faşistler ezilmiştir! sabotajlar başlatılır. Köprüler, demiryolları kullanıla-
50 milyona yakın diye geçiyor kaynaklarda. Hani maz hale getirilir, silah depoları boşaltılır, şehirlerde
tam olarak 50 milyon olmasını engelleyen belki bir Nazi askerlerine suikastler başlar.
milyon, belki bin insan var ve onlar artık tarih ki- İki kritik kent Sovyetler’in teslim olması için Hitler’in
tapları için istatistik, küsurat. Tek bir ölümle yaşanan önündedir: Moskova ve Stalingrad. Moskova savun-
acıyı düşünüp onu 2. Dünya Savaşı’nda ölen insan ması kırılamaz ve Stalingrad’a yıldırım harekatı yapı-
sayısıyla çarpın; işte savaşın sonucu budur. 2. Dünya lır, şehrin ön kısımlarına kadar girilir. Stalingrad bir
Savaşı insanlık tarihindeki en kanlı savaştır. dönüm noktası olur; kanalizasyonlardan, avlulardan,
Birinci savaştan dağılarak çıkan Almanya’nın ulusal pencerelerden sürekli saldırılar olur. Partizanlar rahat
silkinişi ve ayağa kalkışı sermaye birikimine el koyma vermez. Nazi ordusunun dinlenecek vakti olmaya-
ve yine askeri propaganda ile gerçekleştirilmeye çalı- caktır çünkü saldırının ne zaman ve nereden geleceği
şılır. Siyaset sahnesinde eski askerler çarpışırken sana- asla belli olmaz. Stalingrad önleri artık faşist bataklı-
yinin yeniden inşa edilmesine girişilir. İçerde, güçlü ğıdır. Şehir Kızıl Ordu taarruzuyla temizlenir ve bu
Almanya toplumunu bozan etkenlere karşı mücadele saatten sonra dünya tarihi tamamen değişecektir.
edilmelidir, en başta da komünistlerle… Güçlü sendi- Sene 1941 değil artık, sene 1945: Ayı, inine kadar ko-
kalar örgütlemiş, işçi mahallelerine yerleşmiş ve aynı valanır ve orada iki büklüm edilir.
zamanda parlamentoda da kıran kırana kapışan Al-
Sermaye sınıfı ve faşistler o sabah İdriska Tümeni’nin
manya Komünist Partisi (KPD) topun ağzındadır. Bir
taraftan da, 1921’den beri hızla gelişen, işsiz gençlere Reichstag’a diktiği kızıl bayrağı asla unutmadı, unut-
kooperatifler aracılığıyla istihdam sağlayıp sokakta masın!

22
ÇarkBaşak Mayıs 2020 Sayı 13

ÖNERİYORUZ

çarpıcı araştırma ve değerlendirmelerle birlikte işliyor.


Yapay zekâ insan aklına kıyasla ne kadar gelişmiş du-
rumda, yakın gelecekte ne kadar gelişebilir? Robotlar

‘YAPAY ZEKÂ’YA kendi aralarında oluşturdukları diller ile iletişim kura-


rak insanlığa karşı “örgütlenebilir” mi? Robotlar insan
yönlendirmesi olmadan öğrenebilecek duruma gele-
bilecek mi, taklit etmenin ötesinde kendi kurgularını
GENÇ BAKIŞ yaratabilecek mi?
Tüm bu sorulara yakın geçmişimizde internet ve tek-
noloji ile az-çok ilgili herkesin bildiği ya da en azın-
dan duymuş olduğu örneklerle yanıtlar veren Özalp,


yapay zekânın sanıldığının aksine hala çok sınırlı bir
kapasiteye sahip olduğunu işaret etmekle birlikte, bi-
Yapay zekâ nedir, nasıl yaratılır, ne işe limsel ve teknolojik ilerlemelerin bu sınırları her geçen
gün genişlettiğini de ifade ediyor. Her şeyde olduğu
yarar, nasıl çalışır? Bilgisayarlar nasıl ça- gibi yapay zekâda da hiçbir şey olduğu gibi kalmıyor,
OKUYORUZ

lışır, makineler kodları nasıl okur? Sorular değişip dönüşüyor. Bununla birlikte yapay zekânın
soruları kovalarken Özalp, bugün gelişkin hala yoğun bir şekilde insan yönlendirmesine ve “tak-
lit etmeye” ihtiyacı olduğunu da belirtiyor. Bu taklit
ifadelerini akıllı telefon uygulamalarında, etmenin kötü sonuçları da olabiliyor elbette: Kendi-
sesli komut sistemi ile çalışan dijital asis- sine tweet atan gerçek kullanıcılardan “öğrenen” ro-
tanlarda ve daha nice aygıtta bulan yapay botlar ırkçı ve nefret dolu söylemlerle hakaretler savu-
rabiliyor, sadece ten rengi koyu olduğu için bir arama
zekânın doğuşunu ve gelişimini bilimsel motoru, siyahi birini bir hayvana benzetebiliyor...
bir pencereden sunuyor. Bize bir yenisi gerek: kolektif zekâ
Yordam Kitap, geçen haftalarda duyurduğu Gençlerle
Ufkumuzu açan değerlendirmelerden ve cevaplardan
Baş Başa serisinin ilk üç kitabını, Gençlerle Baş Başa:
sonra Özalp, bir de işin “öteki boyutuna” göz atıyor:
Kapitalizm (Jean Ziegler), Gençlerle Baş Başa: Sosya-
İnsanın kolektif iradesinin ve aklının, bugün her şey-
lizm (Metin Çulhaoğlu) ve Gençlerle Baş Başa: İklim
den daha çok ihtiyaç duyulan şey olduğuna işaret edi-
Krizi ve Ekolojik Yıkım’ı (Fikret Başkaya) yayınla-
yor. Zekâ denildiğinde genellikle akılda oluşan tekil
mıştı. ÇarkBaşak’ın önceki sayısında Metin Çulhaoğ-
çağrışımın tersine kolektif bir zekânın pek çok sorunu
lu’nun kaleme aldığı Gençlerle Baş Başa: Sosyalizm’i
çözücü bir işleve sahip olabileceğine değinen Özalp,
köşemize taşımıştık, şimdiyse serinin dördüncü kita-
Wikipedia ve benzeri platformları örnek göstererek
bını tanıtıyoruz: Erkin Özalp’in değerli çalışmaları ve
insanlığın ortak birikimini yaratmak ve geliştirmek
araştırmaları sonucunda kaleme aldığı Gençlerle Baş
için herhangi bir maddi çıkar beklenmeksizin bir ara-
Başa: Yapay Zekâ...
ya gelişlerin hem bilimi, hem teknolojiyi ortak amaç-
Yapay zekânın sınırlarına düşülen notlar larımız doğrultusunda kullanmanın en iyi yöntem
olduğunu savunuyor. Kitabın son bölümü, kolektif
Özalp, kitabında yapay zekâ denince bir gencin aklına zekâya duyulan ihtiyaca ve bunun karşısında bir güç
gelebilecek en temel sorulardan başlayarak bir yolcu- olarak konumlanan “teknoloji devleri”nin hem serma-
luğa çıkartıyor bizi: Yapay zekâ nedir, nasıl yaratılır, yeyi elde tutma, hem de bilgiyi yalnızca sermayenin
ne işe yarar, nasıl çalışır? Bilgisayarlar nasıl çalışır, ma- kapısını açabildiği, halkın erişiminin oldukça kısıtlı
kineler kodları nasıl okur? Sorular soruları kovalarken olduğu bir şey olarak muhafaza etme çabalarına deği-
Özalp, bugün gelişkin ifadelerini akıllı telefon uygu- niyor. Ve elbette ekliyor: Tekeller ve devasa şirketler
lamalarında, sesli komut sistemi ile çalışan dijital asis- varken olmaz, ya bilgi özgür olacak ya da sermaye...
tanlarda ve daha nice aygıtta bulan yapay zekânın do-
ğuşunu ve gelişimini bilimsel bir pencereden sunuyor. Erkin Özalp’in doğru cevaplar kadar doğru soruları da
içermesi için titizlikle çalıştığını okuduğunuzda fark
Kitap, elbette yapay zekânın teknik boyutlarına ilişkin edebileceğiniz bu kitap, Gençlerle Baş Başa: Yapay
kimi açıklamalardan ve kodların mantığından ibaret Zekâ, sadece gençler tarafından değil, yapay zekâyı ve
değil. Yapay zekânın doğuşundan bu yana gelişim “teknolojik yarınımızı” merak eden herkes tarafından
seyri içerisinde bir çeşit “insanlığın potansiyel düş- okunmalı. Yordam Kitap aracılığıyla kitaplığımıza bir
manı” olarak görüldüğüne işaret eden Özalp, birçok başka ufuk açıcı eser de böylece eklenmiş oluyor...
bilim kurgu filminde-romanında anafikir olarak işle-
negelen “Yapay zekâ insan aklına üstün gelebilir, in- Yordam Kitap, Gençlerle Baş Başa: Yapay Zekâ,
sana düşman tutumlar geliştirebilir mi?” sorusunu da Erkin ÖZALP, Nisan 2020

23
Mayıs
Nisan 2020 Sayı 13
12 ÇarkBaşak

?
GÜNDEM

NEDEN TİP
Murat Ay Tekirdağ - İşçi

Bu korkunç sistemde TİP’i, işçilerin, emekçilerin, köylülerin, kısacası tüm ezilenlerin sesi olarak gördüm.

Ben bir sosyalistim. Türkiye İşçi Partisi ile tanışana kadar bağımsız bir sosyalisttim. Bunun sebebi ise birçok sol
oluşumun milliyetçi, etnik köken ayrımı yapan, sahte ve egemen sınıfın çıkarları doğrultusundaki politikalarıy-
dı. Yalnız bireysel mücadele de tek başına yeterli değil, bu sebeple örgütlü mücadele kararı aldım. Kapitalizm
bizleri iliklerimize kadar sömürüyor. İnsani haklarımızı vermeyen, ellerinden gelse yiyecek ekmeğimizi bile ala-
cak olan burjuvazi, otoriterlikten güç almakta ve sömürgecilikten beslenmektedir. Bu korkunç sistemde TİP’i,
işçilerin, emekçilerin, köylülerin, kısacası tüm ezilenlerin sesi olarak gördüm. Bu sebeple, sınıf mücadelesi ile
düzenin değişeceğini düşünen biri olarak kitlesel mücadeleye TİP saflarında katılmaya karar verdim.

Erencan Kamen Tekirdağ - Öğrenci

Uzun süredir aradığım sosyalist yapıyı Türkiye İşçi Partisi’nde somutladım. Sosyalizmi savunuyorum ve TİP
benim savunduğum değerlerle doğrudan örtüşen bir parti. Bu sebeple TİP içerisinde mücadele etmeye karar
verdim.

Baran Orhan Bursa - Öğrenci

Partili yoldaşlarımızın verdiğimiz bu mücadeledeki davranış ve tutumları gösteriyor ki;


Türkiye İşçi Partisi, sınıfının gücünü ve sesini layığıyla temsil etmektedir.
Yıllardır dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de insanca yaşamak için faşizme ve emperyalizme kar-
şı verilen onurlu mücadele karakterini TİP muhafaza ediyor. Türkiye İşçi Partisi, emekçi sınıfının öncüsü olma
potansiyeline sahiptir. Bunun yanı sıra TİP Genel Başkanı Erkan Baş ve Genel Başkan Yardımcısı Barış Atay’ın
başta mecliste olmak üzere, her alanda emekçi halkı temsil ederken sergiledikleri mücadeleci ruh ve bir bütün
olarak partinin görüntüsü, partili yoldaşlarımızın verdiğimiz bu mücadeledeki davranış ve tutumları gösteriyor
ki; Türkiye İşçi Partisi, sınıfının gücünü ve sesini layığıyla temsil etmektedir.
Ve ben bugün gururla söyleyebilirim: “Ben bir Türkiye İşçi Partisi üyesiyim!”

Kamber Çelik Gaziantep - Emekli

Türkiye İşçi Partisi’nin halk ile bütünleşerek genci, kadını, işçiyi örgütleyerek komünist bir güç olmak için gerçekten çaba
sarf ettiğini görüyorum. Ülkemizde dağınık olan sol, sosyalist güçlerin bir çatıya ihtiyaç duyduklarını biliyorum. Bu anlamda
Türkiye İşçi Partisi’nin bu çatıyı oluşturabileceğine inandığımdan dolayı Türkiye İşçi Partisi’ne üye oldum.

Selman Deniz Muğla/Milas - İş Güvenliği Uzmanı

Emekçi halkın hakkının gasp edilmesine; sağlıklı ve insancıl bir ortamda emekçilerin çalışmalarını
yürütememesine; herkesin kendi özgür düşüncesini dile getirememesine; eşit, adil, demokratik haklara el
konulmasına karşı ortak paydada mücadele ruhunu yükseltip taçlandırmak için Türkiye İşçi Partisi’ne üye oldum.
Toplumların birbirinden farklı sınıflardan oluştuğu gerçeğini özel bir derinlikle anlamak için hangi sınıfın
iktidar ve ülke yönetimlerinde olduğunu ve asıl gücün hangisinde olması gerektiğinden yola çıkılması ge-
rekmektedir. Özellikle kapitalist rejim, proletaryanın emeğini sömürmeye devam ettiği sürece proletaryanın
kendi kendini yönetme ve emeğinin sömürülmesine dur demenin zamanı geldiğinin farkına varılması gerekir.
Özellikle proletarya emeğinin sermaye tarafından pervasızca sömürüldüğü apaçık ortada iken ve ağır koşullarda
çalıştırmayı esas alan baskıcı zihniyete karşı her bireyin dur demesinin artık vaktinin geldiğini, hatta geçtiğini
görmek gerekir. Bu yüzden emekçi halkın hakkının gasp edilmesine; sağlıklı ve insancıl bir ortamda emekçile-
rin çalışmalarını yürütememesine; herkesin kendi özgür düşüncesini dile getirememesine; eşit, adil, demokratik
haklara el konulmasına karşı ortak paydada mücadele ruhunu yükseltip taçlandırmak için Türkiye İşçi Partisi’ne
üye oldum.

24
ÇarkBaşak Mayıs 2020 Sayı 13

Mete Özer Eskişehir - Öğrenci


NEDEN TİP
Orta ya da alt sınıf bir ailede yetiştiyseniz, çocukluğunuzdan itibaren etrafınızdaki olayları gözlemleyip bir
?
şekilde içinde olduğunuz dünyanın farkına varmaya başlarsınız. Bu farkındalık ailenizden başlayıp, yakınlarınız
ve sosyal çevrenizi daha yakından tanımanızı ve bu insanların etrafında dönen yaşam mücadelesini yavaş yavaş
anlamanızı sağlar.
İşten yorgun, halsiz gelen ve çocuğunu öpemeden uyuya kalmış bir anne, kredi taksitlerinin faizlerini bile zar
zor ödeyebilmek için 2 vardiya çalışan, bazı geceler işten eve gelemeyen bir baba, üniversite harcını ödeyeme-
diği için eğitim hakkı elinden alınmış bir öğrenci, hastaneye verecek parası olmadığı için tedavi olamayıp bacağı
kesilen bir komşu… İşte çevrenizde olan bitenler bu ve bunun gibi çeşitli sıkıntılardan ibaret ise… Belirli bir
sınıf için inşa edilmiş düzenin içinde yaşadığınızı benim gibi bir süre sonra siz de fark edeceksiniz. Bütün dünya
adına, hak ettiğiniz gibi yaşamak için elinizden geleni yapmak isteyeceksiniz.
Birkaç ay öncesine kadar kendimi “apolitik” bir insan olarak nitelendirmiştim. Ülkemizin içinde olduğu siyasi
durum sebebi ile siyasete ve politikaya karşı bir uzaklık hissediyordum. Ne kadar uğraşırsak uğraşalım bu düzen
ve zihniyetin değişmeyeceği, kanısındaydım. Ta ki Erkan ve Barış yoldaşlarımızın TBMM TV’deki konuş-
masını izleyene kadar. Neredeyse düşüncelerime tamamen tercüman olmuşlardı ve itiraf etmeliyim ki mecliste
olup tam da ülkemizi bu hale getiren insanların yüzlerine karşı bu söylemlerini dile getirmeleri beni bu konu-
da yüreklendirmişti. Daha sonra parti hakkında ufak bir araştırma yaptıktan sonra üye olmaya karar verdim.
Üye olmama sebep olan özelliklerden başka biri ise birçok sosyalist ve komünist parti gibi toplantılarını sadece
birbirleriyle “entelektüel” bilgilerini yarıştırmak için yapmayan bir örgütü olduğunu gözlemlediğim içindir.
Programı net olan, kendini tanıtmayı ve ülke çapında örgütlenmeyi hedeflemiş, sosyal medya ve diğer mecraları
iyi bir şekilde kullanan bir parti olması da partimin heyecan verici ayrı bir özelliği.
Oldukça haklı olarak gördüğüm bu sebeplerden dolayı TİP içinde örgütlenmeye karar verdim.
İnsanca, özgürce, eşit bir şekilde yaşamanın tek şartı sosyalizm ve sosyalizm için en büyük adım: Örgütlenmek-
tir. Erkan yoldaşımızın da söylediği gibi “Yaşamak için sosyalizm!”

Zülâl Küçüktaş Muğla - İş Güvenliği Uzmanı

Nazım Hikmet ile tanıştığımda on iki yaşındaydım. 12 Eylül’ün


“Selâm yaratana! hemen ertesi idi. Babamın kömürlüğe sakladığı kitapları bul-
Tohumların tohumuna, serpilip gelişene selâm! muştum. Okudukça büyüdüm, büyüdükçe içimdeki emeğin sö-
Bütün yemişler dallarınızdadır. mürüsüne olan öfke de büyüdü… Ve bütün hayatım, kişiliğim,
Beklenen günler, güzel günlerimiz ellerinizdedir, aklım, ruhum böyle şekillendi.
haklı günler, büyük günler, Yıllar geçtikçe bu ülke topraklarında ve dünyada işçinin, köylü-
gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan, nün, emekçinin, etnik kökeni farklı diye ötekileştirilen halkların
ekmek, gül ve hürriyet günleri. hak gasplarına ve hatta yaşam gasplarına şahit oldum. Öfkem ve
kavgam da büyüdü…
Türkiye işçi sınıfına selâm! Yüksek sesle SOSYALİZM demenin, vatan hainliğine eşdeğer
Meydanlarda hasretimizi haykıranlara, sayıldığı bir ülkede siyaset yapmanın zorluklarıyla yüzleştim.
toprağa, kitaba, işe hasretimizi, Hiçbir zaman teslim olmadım. Hakkımı yedirtmedim, kimsenin
hasretimizi, ay yıldızı esir bayrağımıza. de hakkına tecavüz etmedim.
Bugün geldiğim noktada, 52 yaşındayım ve mücadelenin ölün-
Düşmanı yenecek işçi sınıfımıza selâm! ceye kadar devam edeceğine inananlardanım.
Paranın padişahlığını,
Neden mi TİP? İşte tam da bu yüzden.
karanlığını yobazın
ve yabancının roketini yenecek işçi sınıfına selâm! Yurttaş, emekçi, yoldaş olmanın gururuyla ve onuruyla tam ol-
mak istediğim yerdeyim.
Türkiye işçi sınıfına selâm! Ve yine Nazım Usta’nın dizeleriyle Merhaba yoldaşlar:
Selâm yaratana!” “Ve dövüşebilirim…
Doğru bulduğum, haklı bulduğum, güzel bulduğum her şey ve herkes için.
Yaşım başım buna engel değil!”

25
Mayıs 2020 Sayı 13 ÇarkBaşak

SORU Türkiye İşçi Partisi ekonomik krizlerin nedenlerine


ve sorumlularına dair ne söylüyor? Ekonomik krizler

CEVAP kaçınılmaz mıdır? Ekonomik krizlerde hepimiz aynı


gemide mi oluruz? Krizler nasıl önlenebilir?

Krizde, hepimiz aynı gemide değilizdir; işçiler ve emekçiler kriz dalgaları karşısında
savunmasızken, patronlar kendi rahat köşelerinde servet biriktirmeye devam ederler.

Türkiye İşçi Partisi sık sık yaşanan ekonomik gibi, sadece işçiler ve emekçiler kaybeder. Ser-
krizlerin kader olduğunu veya önlenemeyeceği- mayesini alıp kenara çekilme ve suların durul-
ni düşünmemektedir. TİP’e göre krizler, mevcut masını bekleme şansı olan patron sınıfı ise, zarar
kapitalist düzenin zorunlu sonuçlarındandır ve görmemek bir yana, fayda bile sağlar. Her şey-
her kriz burjuvazinin daha da zenginleşip güç- den önce, kriz anında on binlerce emekçi işsiz
lenmesine yaramaktadır. kalmıştır ve işsizler ordusunun büyüklüğü çalı-
şanların ücretlerini düşürmek için en kullanış-
Kapitalizm, üretim araçlarının patron sınıfı tara-
lı bahanedir. İkincisi, kriz ortamına dayanacak
fından özel mülk haline getirildiği bir sistemdir.
sermayesi olmayan küçük işletmeler ve küçük
Bu sistemde serveti yaratan kâr, emekçilerin sö-
üreticiler hızla batar ve onların pazardaki yerini
mürülmesi yoluyla elde edilir. Neyin üretilece-
büyük sermayenin işletmeleri ve markaları dol-
ği, ne kadar üretileceği, üretilenlerin toplumun
durur. Krizde, hepimiz aynı gemide değilizdir;
hangi kesimlerine sunulacağı gibi konularda
işçiler ve emekçiler kriz dalgaları karşısında sa-
karar hakkı üretenlerde, yani işçi ve emekçilerde
vunmasızken, patronlar kendi rahat köşelerinde
değildir. Bütün bunlara patron sınıfı karar verir.
servet biriktirmeye devam ederler.
Patron sınıfı, bu kararı verirken toplumun ihti-
yaçlarını değil, daha fazla kâr elde edip edemeye- Bu nedenle, ekonomik krizler kapitalizmde ka-
ceğini düşünür. çınılmazdır. Ekonomik krizlerin sorumluları da
başta patron sınıfı ve onların çıkarlarını temsil
Bu nedenle, kapitalizmde sürekli biçimde aşırı
eden burjuva siyasetçileridir. Her kriz, siyasetçi-
üretim krizleri patlak verir. Kâr getirdiği düşü-
lerin halkın cebinden toplanmış vergileri patron
nülen metalar o kadar çok üretilir ki, bir anda
sınıfına aktarmasının bahanesi haline getirilir ve
piyasadaki fazlalık nedeniyle o metanın kâr oranı
işçiler bir kez de bu yolla soyulmuş olur.
düşer. Böyle olunca da patron sınıfı hemen ser-
mayesini alarak kenara çekilir, on binlerce işçi iş- Bu düzen alın yazısı, krizler de kader değildir.
ten çıkarılır, küçük işletmeler ve küçük üreticiler Üretim araçlarının birkaç kişinin mülkiyetinde
rekabet baskısına dayanamaz ve büyük sermaye değil de tüm toplumun ortak mülkiyetinde oldu-
tarafından yutulurlar. İşler normale dönünce, ğu ve üretimin merkez bir planlama çerçevesin-
patron sınıfı sermayesini yeniden yatırıma sokar de toplumun ihtiyaçlarına göre biçimlendirildiği
ve yeniden sadece kâr elde etmek için üretimi sosyalizmde bu tür krizleri önlemenin yolları
zorlar. Bu süreç, birbirini izleyen krizler biçi- bulunur. Sosyalizm, patron sınıfının ve onların
minde devam eder. siyasi temsilcilerinin yarattığı ekonomik krizlere
karşı halkı korumanın tek yoludur.
Ancak, bütün bu krizlerde, görmüş olduğumuz

26
6 MAYIS 1972

Yusuf’a, Deniz’e, Hüseyin’e Sözümüz

DEVRİM OLACAK!

You might also like