Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 20

Harun D - Çarpıcı Adım

www.CepSitesi.Net

Çarpıcı Adım

Sevdiğin Kızın Kalbini Fethetmenin Temel İlkeleri

Merhaba...
Eğer sen de benim gibiysen şu anda “Bu da neyin nesi?
Birlikte olmak istediğim kızla ilgili bana ne yardımı
olabilir ki?” diye düşünüyor olabilirsin. Yine de bu kızı
gerçekten istediğini biliyorsun ki buraya kadar geldin. İyi
ki de geldin, çünkü ben bu raporu, bir zamanlar benim
yaşadıklarımı yaşayanların, “Ben seni arkadaş olarak
seviyorum” ya da “Olmaz” cevabı yerine “Ben de seni
seviyorum” cevabını alabilmeleri için hazırladım.
Bütün bunlar “o”nunla tanışmamla başladı.
Yıllar öncesiydi. Orta 3’e daha yeni geçmiştim. O güne
kadarki hayatımı tek kelimeyle özetlemek gerekirse
“futbol” diyebiliriz. “Kızlar” denilen varlıklar doğrusu o
zamanlarda pek ilgimi çekmiyordu. Ta ki o güne kadar...
Okulun ilk günüydü. Her sene olduğu gibi önce herkes
bahçede toplanmıştı ve tören yapılmıştı. Daha sonra
hepimiz yeni sınıflarımızın yolunu tutmuştuk. Orta 3’lerin
sınıflarının olduğu koridora geldim ve kendi sınıfımı
bulmak için kapılardaki şube isimlerine bakarak
koridordan yürümeye başladım. 3A, 3B, 3C derken
üzerinde 3D yazması gereken kapının önüne geldim.
Kapının önünde “o” duruyordu...
Kumral kıvırcık saçları, anlamlı anlamlı bakan badem
gözleri ve şirin mi şirin gülüşünü görür görmez bana bir
şeyler olmuştu. Önce yüzümün kızardığını hissettim, sonra
mideme bir ağrı girdi. Bütün bunlara rağmen ona
“Merhaba, burası 3D değil mi?” diye sormayı başardım.
Tabii bu arada elimi ayağımı nereye koyacağımı
bilemiyordum. “Evet!” diyerek gülümsedi. “Sen de mi
bizim sınıftansın?” diye sordum. Öyleymiş. “O zaman ben
Harun”, “Ben de Melis.” “Memnun oldum”, “Ben de.”
“Sınıfta görüşürüz.”
Kalbimin hem yerinden fırlamasına hem de sıcacık
hissetmesine neden olan bu kısa sohbetten sonra sınıfa
girip kendime oturacak bir yer bulmayı başardım. Birkaç
dakika sonra zil çaldı ve herkes sınıfa gelmeye başladı. Bir
de ne göreyim, Melis sınıftan içeri girdi, benim oturduğum
sıranın olduğu bölüme geldi, biraz yürüdü ve pat diye
önüme oturdu. Kalbim yine küt küt atmaya başlamıştı ve
az evvel yaşadığım hissi bana tekrar yaşatıyordu.
Senin de tahmin edebileceğin gibi, bu kalp atışları
burada bitmedi. Sonraki 2 yıl boyunca Melis’le aynı
sınıftaydım ve onu gördüğüm her zaman buna benzer
yoğun duygular yaşıyordum, çünkü:
Ona aşıktım...
Evet, sana Melis’le bu heyecanlı tanışmadan sonra
onunla konuştuğumu, duygularıma onun da karşılık
verdiğini ve mutlu bir beraberlik yaşadığımızı söylemeyi
gerçekten çok isterdim. Ne yazık ki işler tam olarak böyle
yürümedi.
Tabii onunla bir sürü kez konuştuk, çünkü önümdeki
sırada oturuyordu. Hatta tüm cesaretimi toplayıp ona karşı
duygularımı bile açtım. Ne yazık ki cevap çok acıydı:
“Sen benim için cok değerlisin Harun. Ama ben seni bir
arkadaş
olarak seviyorum. Senin gibi değerli bir dostu kaybetmek
istemiyorum. ” Tabii bunun benim üzerimde yarattığı etki
tam bir hayal kırıklığıydı. Onu gerçekten çok seviyordum
ve onun da beni çok sevmesini istiyordum, fakat ne
yapmam gerektiğini gerçekten bilmiyordum. Kendimi
kaybolmuş ve çaresiz hissediyordum. Uzunca bir süre
geceleri sıkıntıdan uyuyamadığımı ve her gece bir umutla
dua ettiğimi hatırlıyorum.
İlginç olan, Melis’in bir çok kez bana bir sevgili kadar
yakın davranıyor olmasıydı. Gözlerime anlamlı anlamlı
bakar, benim ne kadar özel olduğumdan bahseder, başını
omzuma koyup uyur, dışarıda beni bir şeyler yapmaya
davet ederdi. Akşamları çoğu kez telefonda uzun uzun
konuşurduk.
Tabii bütün bunlar beni umutlandırıyordu. “Sonunda!”
diyordum, “Sonunda benim onu ne kadar sevdiğimi anladı
ve aşkıma karşılık veriyor.” Bu düşünceleri en yakın
arkadaşlarımla yaptığım “gaza getirme” konuşmaları takip
ederdi. “Harun, git oğlum konuş, bitir işi.”
Bu şekilde iki kere daha, önceki hayalkırıklıklarını
unutup tekrar yanına gidip konuşmuştum. İkisinde de
sonuç hezimetti. Bana aynı şeyi tekrarlıyordu: “Ben seni
arkadaş olarak seviyorum. Lütfen bunu zorlama Harun.”
Çektiğim acıyı herhalde kelimelerle anlatamam.
Aslında bu acı daha sonra olanlarla kıyaslayınca çok da
fazlaydı diyemem, çünkü Melis ona yaptığım üçüncü
tekliften sonra benimle eskisi kadar çok konuşmamaya ve
sınıfta da önüme oturmamaya başladı. Artık çok
gerekmedikçe bana “Merhaba” bile demiyordu. Bu durum
beni ciddi anlamda yaralıyordu. Yanına gidip konuşmayı
denediğimde bana “Bir şey yok. Aramızda bir sorun yok”
deyip geçiştiriyordu.
Bu dönemde üzerimde o kadar ağır bir yük
hissediyordum ki, derslerimi ve arkadaşlarımı da ihmal
etmeye başlamıştım. Artık genelde tek başıma kalmak
istiyordum ve üzüntü içinde içten içe ağlayıp duruyordum.
O dönemde delirmek üzere olduğumu söyleyebilirim.
Ne yazık ki kötü haberler bunlarla da son bulmadı. Bu
olaylardan 2 hafta kadar sonra öğle tenefüsü sonunda
sınıfa gidiyordum ki Melis’i gördüm. Yanında büyük
sınıflardan bir çocuk vardı. Gülüyorlardı. O an beynimden
vurulmuşa döndüm. Ne yapacağımı bilmiyordum. O
adama tekme tokat dalmak istiyordum ama bunun bir
sonuç getirmeyeceğini biliyordum. Sınıfa gelir gelmez
Melis’in yanına gittim ve onun kim olduğunu sordum.
Bana büyük sınıflardan çok iyi bir çocuk olduğunu
söyledi. Başka da bir şey demedi. Sonraki günlerde
rakibimin tehlikesini farkedip Melis’in yanında daha çok
olmaya ve onunla tekrar arkadaş olmaya çalıştım. İşte tam
o günlerde bir sohbetimiz sırasında bana bu çocuktan çok
hoşlandığını ve onunla çıkmak istediğini söyledi.
Bütün bunlar olurken tabii ki benim yüreğim kan
ağlıyordu, ama ona bir şey söyleyemiyordum, çünkü o
kararını vermişti. Sonuçta o çocukla çıkmaya da
başladılar. Ben de yine yanlızlık ve acı hisleriyle başbaşa
kaldım. Artık hiç umudum kalmamıştı. Yine de onu o
kadar seviyordumki, bir çok kez yeni çıkmaya başladığı
bu gerizekalı hakkında şikayetlerini dinleyip onu teselli
etmeye çalıştım.
Üzerimdeki yükü düşünebiliyor musun? Sırılsıklam
aşık olduğun kız bir başkasıyla çıkıyor ve sen onunla
ilişkisi hakkında sana dert yanmasını dinliyorsun. Doğrusu
bu yükün altından artık kalkamıyordum. Bir ara evden
kaçmayı ve bu diyarlardan kaybolup gitmeyi bile
düşündüm.
İşte tam bu zamanda hayatımda önemli yeri olan bir
olay yaşadım. Bir gün dayım bize yemeğe gelmişti.
Yemek sonrasında yeni bilgisayarımı ona gösteriyordum.
Derken gözlerime baktı ve bana sordu: “Harun, evlat senin
neyin var? İyi görünmüyorsun.” Dayım örnek aldığım ve
çok sevdiğim bir insandır. Dolayısıyla ondan kolay kolay
bir şey saklayamazdım. Dayanamayıp ona bütün olanları
anlattım. Gülümsedi.
Hehe. Kız durumları ha... Neden bana gelip söylemedin
oğlum? Ne yapacağına beraber karar veririz.” dedi.
“Nasıl yani?” dedim.
“Sen ne yapacağını bilmiyorsun. Onun için de kızı
başkasına kaptırdın. Dayın ne güne duruyor oğlum?“
Daha sonra olayın dışarıdan tam olarak nasıl
gördüğünü, yapılması gerekenleri ve bunun yerine benim
yaptıklarımı teker teker bana anlattı. Doğrusu dedikleri
aklıma çok yatmıyordu, çünkü dediklerini yaparsam kızı
tamamen kaybedeceğimi düşünüyordum. Yine de dayıma
güvenmeye ve dediklerini yapmaya karar verdim.
Gerçekten de insanlar çoğu zaman bir durumda sıkışıp
kaldıklarında, kara kara düşünüp sürekli aynı şeyi
yapmaktan ve işler iyice kötüye gittiğinde dualarla
“Lütfen düzelsin, lütfen düzelsin” demekten öteye
gidemiyorlar. Şu anda bu raporu okuduğuna göre sen de
olaylara dışarıdan bakan kişilerin durumu her zaman daha
net ve objektif gördüklerinin farkındasın. Hele olayı
değerlendiren kişi dayım gibi konusunun uzmanı bir
kişiyse, onu sorgulamadan dediğini yapmak her zaman en
iyi sonuçları veriyor. İşte ben dayımın tavsiyelerine
uyduğumda tam olarak bunu yaşadım.
Birkaç hafta içinde Melis, önce erkek arkadaşından
ayrıldı, sonra bana tekrar yakınlaşmaya ve benim onun
için ne kadar özel olduğumu söylemeye başladı. Tabii bu
sefer durumlar farklıydı. Dayım ne derse birebir aynısını
yapıyordum ve onun sözünden ne olursa olsun
çıkmıyordum. Aslında “yap” dediklerini niye dediğini
kesinlikle anlamıyordum ama neticede Melis’in ilgisini
tekrar bana çevirmekte işe yarıyorlardı. Önemli olan da
buydu, ne olduğunu anlamam değil.
Tam bu noktada hayatımın hatasını yaptım ve “Dayım
farkında değil, ama artık harekete seçmenin zamanı seldi”
diyerek bir kez daha Melis’e onu ne kadar sevdiğimi, onun
benim herşeyim olduğunu söyleyerek benimle çıkması için
ona ısrar ettim. Bu hamlemin işe yarayacağından
emindim, ama işler beklediğimin tam tersi şekilde gelişti.
Bir kız asla sadece sen onu çok seviyorsun diye seninle
birlikte olmayı kabul etmez. Ben daha ne olup bittiğini
anlamadan Melis benden uzaklaştı ve dayımın çizdiği
yolun dışına çıktığım için ben de bir kez daha kırık bir
kalple yapayalnız kalakaldım. Tahmin edeceğin gibi,
dayım bana demediğini bırakmadı ve bir daha da bana
böyle bir konuda yardım teklif etmedi.
O günlerden bugünlere epeyce zaman ve bir sürü
tecrübe geçti. Bundan birkaç yıl önce artık dayımın bana
fikirler verirken tam olarak nasıl düşündüğünü çok daha
iyi ve net olarak anlamaya başladım. Hatta onun hala
bilmediği pek çok şeyi biliyorum.
Yıllar sonra, Melis’le sokakta karşılaştık. Birlikte bir
cafede oturup bir şeyler içerek sohbet ettik. Artık roller
değişmişti, bir kızın karşısındaki erkeğe ilgisini belli eden
davranışların çoğunu sergileyerek defalarca “Harun, sen
ne kadar değişmişsin” deyip durdu. İstesem kolayca
onunla birlikte olabilirdim, ama doğrusunu istersen,
zamanında onu gözümde fazla büyüttüğümü fark ettim,
artık Melis benim ilgimi çekmiyordu.
Tabii ki bu noktaya gelmem kolay olmadı. Bu süreçte
dünyadaki kızları anlama, baştan çıkarma, ikna psikolojisi
vs vs. ile ilgili kaynakların çoğunu çalıştım ve hatta yurt
dışında bazı seminerlere dahi katıldım. Bütün bu sürede
tabii ki birçok şey öğrendim, ama bunun yanında çok haz
etmediğim şeyler de gördüm.
Amerika’da seminerlerine katıldığım ve bizzat
tanıştığım bir “Kız Tavlama Uzmanı”nın kızlarla arası
gerçekten mükemmeldi. Yani bir ortama girip (bir market
ya da cafe) orada gözüne kestirdiği en güzel kızla
konuşmaya başlayıp o kızı hızla kendine bağlayabiliyordu.
Yine de hayatının çok mutlu ve keyifli olduğunu
söyleyezdim. Çünkü tek amacı kızlan yatağa atmaktı.
Aynı şekilde başka ülkelerde de bir çok uzmanla
tanıştım. Bunların kimileri nispeten daha mutlu insanlardı,
ama çoğu kendi değerlerini kaç kızla beraber olduklarıyla
ölçüyordu.
Herneyse, bu kişilerin beğenmediğim bir sürü
özellikleri olsa da faydalanabileceğim bir sürü de
becerileri vardı. Bir kere, kızların yanında çok rahattılar ve
inanılmaz keyifli ve etkileyici bir konuşma tarzları vardı.
Konuştukları zaman karşısındaki kızlar kulak kesilip
onları dinliyordu. Ayrıca, “Arkadaş kalalım” gibi tepkileri
de hemen hemen hiç almıyorlardı.
Yıllar içinde tüm yaklaşımların kötü yanlarını
törpüleyerek, işe yarayan taraflarını topladım, kendi
tecrübelerimi de bunlara ekledim ve sonrasında zamanında
benim yaşamış olduklarımı yaşayan birçok kişiye yardım
ettim...
Bu raporda, hoşlandığın ama bir türlü bir araya
gelemediğin o kıza yaklaşımında yaptığın hataları
farketmeni ve onun kalbinin anahtarını elinde tutmanı
sağlayacak ilk adımları beraber atacağız. Unutma, bu
adımları anlamandan çok uygulaman önemli.
Öncelikle eğer kız sana “Ben seni arkadaş olarak
seviyorum” ya da benzeri bir cevap verdiyse:
1- ISRARI KESMELİSİN
Kızla ne kadar bir araya gelmek istersen iste, eğer kız
sana “hayır” cevabı verdiyse kesinlikle ısrar etmemelisin.
Eğer bu kız sana karşı bir çekim hissediyor olsaydı
sana “hayır” değil “evet” cevabını verirdi ve çıkıyor
olurdunuz. Belki de çoğu zaman yaptığı hareketlere,
söylediklerine baktığında “Harun, eminim bu kız benden
hoşlanıyor, ama bir türlü olmuyor” diyorsun, ama ne kadar
acı gelse de eğer kız senden hoşlanıyor olsaydı cevabı
“evet” olurdu.
Eğer böyle bir durumda ısrara devam edersen, hem
ondan tekrar tekrar “hayır” cevabını alırsın, hem de her
seferinde kızın kafasında bu “HAYIR” düşüncesinin
güçlenmesine neden olursun. Eğer ısrarı çok arttırırsan
sana seninle bir daha görüşmek istemediğini bile
söyleyebilir
Bütün bunların nedenini anlaman aslında çok kolay.
Düşün ki birisi kapına gelip sana bir mutfak robotu
satmaya çalışıyor. Sen de diyorsun ki “Hayır teşekkür
ederim istemiyorum, lazım değil.” Bunun üzerine bu adam
“Ama beyefendi, bir dakika bunun şu özelliğini gördünüz
mü, bu özelliğini gördünüz mü , bakın indirim yapacağım“
diye devam etse ne yaparsın? Muhtemelen nezaket gereği
onu biraz daha dinlersin ama “Dediğim gibi, ihtiyacım
yok” da dersin. Peki bu adam ısrarı kesmezse?
En sonunda “Hadi kardeşim, yallah!” der ve kapıyı
suratına kapatırsın.
Şimdi bir de şöyle düşün: Aynı mutfak robotunu
televizyonda görseydin ve yavaş yavaş bu robot hoşuna
gitseydi? Hatta çevrendeki insanların da bu mutfak
robotunu almaya istekli olduklarını görseydin... Birinin
ayağına gelip sana robotu satması bir yana, robotu almak
için sen evden çıkıp dükkana kadar giderek paranı onlara
kendi elinle verirdin. Tüm bu çabaya rağmen sonunda
mutlu da olurdun. Niye? Çünkü onu gerçekten istiyorsun.
İşte kızlarla da durum aynı. Yapmamız gereken bu kıza
cazip görünmeye başlamanı ve seni istemesini sağlamak.
Ona bir sokak satıcısı gibi zorla satış yapmaya çalışmak
değil, çünkü bu olsa olsa senden daha da uzaklaşmasına
neden olur.
Şimdi gelelim ikinci temel hataya:
2- YALVARMAK
Israrın bir başka türü de kıza yalvarmaktır. “Bak ben
seni ne kadar çok seviyorum, senin için ölebilirim bile,
ama sen bunu anlamıyorsun...” Ne yazık ki yalvarmak
kızla elinde en ufak bir şansın bile varsa bunu yok etmek
için yegane yoldur. Neden mi? Çünkü yalvardığın zaman
sana olan saygısını yitirmesine neden olursun. Bir
zavallıya bırak aşık olmayı, saygı bile duymaz. Onun için
eğer kıza seninle beraber olması için yalvarıyorsan bunu
hemen KES. Yalvararak onu elde etme şansın %1 bile
değil, hatta her seferinde onu kendinden bir adım daha
uzaklaştırdığını garanti edebilirim.
Bir kızın bir erkekte neler aradığını daha iyi biliyor
olsan demek istediklerimi daha iyi anlardın. Ne yazık ki
bu konu burada bir iki maddede anlatılacak kadar basit bir
konu değil. Yine de şunu aklında tut: Kızlar saygı
duyabilecekleri, özgüven ve özdeğer sahibi, hatta
kendilerinden daha üstün ve kendilerini yanlarında
güvende hissedebilecekleri erkekleri isterler. İlerde bu
konuyu detaylı olarak anlatacağım.
3- HAYATININ MERKEZINE KIZI KOYMAK VE
BUNU ONA BELLI ETMEK
Bir kızı hayatının merkezine koyman, onu hayatındaki
en değerli şey yapman demektir. Bir anlamda onu
kendinden bile değerli yaptın diyebiliriz. Peki, buradaki
sorun nedir?
Bir kıza değer vermende tabii ki sakınca yok. Sorun
ona aşırı değer yüklemenden kaynaklanıyor. Özellikle bu
kızı henüz iyi tanımıyorsan, ona aşırı derecede değer
vermen yapabileceğin en büyük yanlışlardan biridir.
Neden mi? Çünkü iyi tanımadığın birine aşırı değer
verdiğinde, bu hem onu gözünde mükemmelleştirmene ve
onun eksik taraflarını görememene, hem de onun
yanındayken aşırı panik ve hata yapmaktan korkar bir
halde olmana neden olur. Dahası, onu hayatının merkezine
koyup hayatındaki en değerli şey yaptığında bu onu “aşırı
istemene” ve onun gözünde cazibeni yitirmene neden olur.
Ne yazık ki insanoğlu elde edemediğini ister ve sen kızı
aşırı istediğinde onun için çok kolay elde edilebilir biri
olursun. Böyle olduğunda sana karşı bir çekim hissetmesi
neredeyse imkansızdır. Eskiler boşu boşuna “kaçan
kovalanır” dememişler.
Onun için şunu fark etmen gerekiyor: Bu kızdan
gerçekten çok hoşlanıyor olsan dahi, bunu sürekli ona belli
edersen, seni her aradığında yanında olursan ve ona sana
verdiği değerden daha fazla değer verirsen, onunla bir
şeyler yaşama şansını neredeyse sıfıra indirdin demektir.
Kızın rahatlayıp başkalarına yönlenmesine sebep
olabileceğini düşünüyor olsan bile, senin değerini
anlaması için kendini bir iki adım geri çekmen gerekiyor.
Böyle yapman en kötü ihtimalle onu kendinden daha da
uzaklaştırmana engel olur.
4- KIZA NASIL ÇIKMA TEKLİFİ EDECEĞİNİ
BİLMEMEK VE BU YÜZDEN KAFASI KARIŞIP
KALMAK
Eğer sen de henüz hoşlandığın kıza ondan hoşlandığını
söylemediysen ve bunu nasıl yapacağını kara kara
düşünüyorsan; DUR. Doğrusu bu bugüne kadar aldığım
sorular arasındaki en yaygın olanlarından biri.
Şimdi bu çıkma teklifi meselesini bir irdeleyelim.
Sen bu kızla ya tanışıyorsun, onunla sohbetin var ve
ona ondan hoşlandığını nasıl söyleyeceğini düşünüyorsun,
ya da henüz onla tanışmıyorsun ve tanışmanızı ondan
hoşlandığını söyleyerek yapmayı planlıyorsun.
İki durum da fiyasko olmaya açık durumlar.
Birinci durumda kıza nasıl teklif yapacağını düşünüp
durman bir şey yapmamana ve kızın sana karşı hissettiği
bir şey varsa bile kararsızlığın ve kendine güvensizliğinle
bunun yokolmasına neden olabilir. Üzerinde bu stresi
yaşaman gayet normal, çünkü seni kabul etme veya
reddetme seçimini kızın ellerine veriyorsun. Buradaki en
temel hata, kararı yüzde yüz kızın vereceğini kabul ediyor
olman. Halbuki bir kızla bir erkek çıkıyorsa, bu iki tarafın
da karar vereceği bir şey olmalıdır. Bu kararı tamamen
kızın eline teslim ediyor olman yukarıda bahsettiğim gibi
kolay elde edilebilir hale düşmene ve onun gözünde
cazibeni yitirmene neden olabilir. Bunun için böyle bir
durumda yapabileceğin en iyi şey, bu kızla dışarıda birebir
görüşmek, orada doğru adımları atmak ve sonunda kızla
fiziksel bir yakınlaşma ile ilişkine başlamandır. Böyle bir
durumda son hamleyi yine sen yaparsın, ama yakınlaşma
adımlarını birlikte atarsınız.
Yine de bütün bunlara geçmeden önce kızın senden
hoşlandığının sinyallerini bilmen ve alman gerekiyor.
Yoksa reddedilmek kaçınılmaz.
Aynı şey bir kızla ondan hoşlandığını söyleyerek
tanışmak istiyorsan da geçerli. Burada farklı olan, henüz
karşındakini tanımadan ona ondan hoşlandığını söylüyor
olman. Burda birçok farklı senaryo olabilir. Bu kız seni
fark etmemiş bile olabilir, ya da fark etse de “Dur bakalım
daha, bu çocuk bir anda üzerime geldi, daha beni
tanımadan nasıl benden hoşlandı?” diye düşünüp kendini
geri çekmeye başlayabilir. Sonuç yine yukarıda
bahsettiğim maddeyle benzerdir. Sen daha kızı tanımadan
ona aşırı değer yüklediğin için, kendini kovalayan onu da
kaçan pozisyonuna sokarsın. Halbuki istediğimiz, iki
tarafın da birbirine doğru yaklaşmak istediği bir ortam
yaratmak.
Şimdi bugün bahsedeceğimiz beşinci ve son hataya
gelelim. Yani:
5- DURUMUN İÇİNDEN ÇIKMAK İÇİN NE
YAPMAN GEREKTİĞİNİ BİLMEMEK VE DOĞRU
ADIMLARI ATMAYA BAŞLAMAMAK
Hoşlandığın ama aşkına karşılık vermeyen o kızın sana
ilgi duymasını ve seninle beraber olmak istemesini
sağlamak gerçekten de çok kolay bir şey değildir. Ama bu
demek değil ki bu konunun çözümü yok. Sırasıyla doğru
adımları atarak, kızın kalbini kazanmak için en ufak bir
şansın bile varsa hedefine ulaşabilirsin. Ama bunun için,
ne pahasına olursa olsun adımları uygulamaya hazır
olmalısın.
Her halükarda sana şunu garanti edebilirim: Eğer bu
kıza bugüne kadar davrandığın gibi davranmaya devam
edersen, onun da sana bugüne kadar davrandığı gibi
davranacağından yani “Biz sadece arkadaşız” cevabını
vereceğinden emin olabilirsin.
Yazıyı buraya kadar okuduğuna göre sen de doğru
adımların hepsini atıp bu işi sonuca ulaştırmak
istiyenlerdensin. Onun için şimdi doğru kullanıldıklarında
çok etkili olduklarını defalarca gördüğüm ve hoşlandığın
kızı sana doğru çevirmekte etkili olacak bazı tekniklerden
bahsedeceğiz.
Bunlardan ilk etapta senin için en önemli olan ve
atlamaman gerekeni:
1- ARKADAŞ KALIBINDAN ÇIKMAK’tır.
Arkadaş kalıbından çıkmak ne demektir? Kızı bugüne
kadar senin hakkında kafasına koyduğu “Biz sadece
arkadaşız” kategorisinden çıkarması demektir.
Peki bunu neden yapmaya çalışıyoruz?
Çünkü onun kafasında bu kalıptan çıkıp, gözünde
cazipleşmenin bir yolunu bulamazsan ömür boyu da
uğraşsan sana karşı bir şey hissetmesini sağlama şansın
yok. İşte bu yüzden sürecin ilk adımı, onun kafasındaki bu
düşünceyi kırmaktır.
Birazdan bunu nasıl yapacağımızı göreceksin, ama
öncelikle şunu bilmelisin: Şimdi anlatacağım teknik şu
anda bulunduğun mantığa göre doğru görünmüyor olabilir,
ama bu işe yaramadığı anlamına gelmez. Öğreneceğin
teknik kadın psikolojisi, beyin bilimi ve iletişim
araştırmalarının harmanlanmasıyla ortaya çıktı, dolayısıyla
ilk başta neden olduğunu anlamasan bile uygulamalısın.
Peşinde olduğun, ama sana istediğin cevabı vermeyen
kızın seni arkadaş kategorisinden çıkarıp sana farklı
bakabilmesini sağlayacak en etkili yol, artık senin de onu
arkadaş olarak gördüğünü ona belli etmek, hatta açıkça
söylemektir. Şaşırtıcı, değil mi? Ona “Artık ben de seni
arkadaş olarak görüyorum” dediğinde, her şey
mahvolabilir ve senin onu sevmediğini düşünüp
başkalarına açılabilir diye düşünüyorsun, değil mi?
O zaman şunu fark etmelisin: Kabul etmek istesen de
istemesen de ne yazık ki bu kız şu an senden hoşlanmıyor.
Bu da şu anlama geliyor; eğer hoşuna giden birini bulursa
zaten sen ne kadar ona sevgini belli etsen de onunla
çıkmaktan çekinmeyecektir. Bunu benim hikayemde
gördün; Melis gitti ve ben ona aşıkken başkasıyla çıktı.
Çevrende bunun pek çok örneğini bulabilirsin.
Peki, neler oluyor burada? Açıklayayım: İnsanlar
birisini tanıdıkça aklında o kişiye dair bir imge
oluşturmaya başlarlar. Bu imgeyi tanıştıkları kişinin
davranışları, düşünceleri, hayata bakışı, o kişiye nasıl
davrandığı vs vs. gibi şeyler oluşturur.
Mesela yeni tanıştığın birisi, sürekli espriler yapan,
eğlenen, gülen, pozitif biriyse onun hakkında zihninin
oluşturacağın imge “neşeli biri” imgesidir. Aynı şey bir
kızla bir araya geldiğinde de geçerlidir. Seninle her
görüşmesinde kafasında senin nasıl birisi olduğuna ve
senden ne gibi davranışlar beklemesi gerektiğine dair
kafasında bir takım imgeler belirir.
Bu durumda eğer sen kızla her buluştuğunda ona
anlamlı sözler eden, gözlerinin içine “Ah melek gibi valla”
diye melül melül bakan bir tablo çiziyorsan, kafasında
oluşacak olan imge “Bu çocuk benden hoşlanıyor”
imgesidir. Ne yazık ki eğer onun da senden hoşlanmasını
sağlayacak adımlara hakim değilsen bu imge o da senden
hoşlanmaya başlamadan kafasında oluştu demektir. İşte
sorun da tam olarak burada ortaya çıkıyor. Sıralamada
hata yaptığında, yani o senden hoşlanmadan senin ondan
hoşlandığın imgesi kafasında oluştuğunda doğal olarak
sana vereceği tepki Ben sana karşı bir şey hissetmiyorum”
olacaktır.
Seni bu kategoriye koyduktan sonra senden ne
bekleyeceğini bilir. Senden beklentisi, her bir araya
gelişinizde ona ondan ne kadar hoşlandığını belli etmen ve
aradan çok geçmeden “Seni çok seviyorum, lütfen
çıkalım” diye çıkagelmendir. Atacağın adımları çok kolay
tahmin edebilir olduğunda kendini sana önceden “hayır”
demeye hazırlar. Sen ona her ısrar edişinde kafasındaki
“hayır” sesi giderek yükselir ve çok ısrar edersen
“Başkasını seviyorum. Seni istemiyorum. Beni rahat
bırak!” bile diyebilir. Yukarıda ısrarla ilgili bahsettiklerimi
hatırla. Aynı şeyden bahsediyoruz.
Şimdi kıza “Artık ben de seni arkadaş olarak
görüyorum” demenin ve hareketlerini de buna göre
değiştirmenin onun üzerinde yaratacağı etkiye bir bakalım.
Sen de farkındasın ki bu kızın senin hakkında şu anda
sahip olduğu imge “Bu çocuk benden hoşlanıyor. İyi
çocuk ama ben istemiyorum, çünkü ona karşı bir şey
hissetmiyorum.”
Israrla üzerine gitmek ve kafasındaki bu imgeyi
güçlendirmek yerine, bu imgeyi tamamen kafasından
silmeliyiz. Ona “arkadaş kalalım” dediğinde olabilecek iki
şey vardır ve bu kızla şu anda aranın nasıl olduğuna bakar:
1- Eğer sana bir kez “hayır” dediyse ve sen üzerine
ısrar etmeyip bunun yerine onunla “ona aşık olan bir dost
olmak” yoluna gittiysen, ona “Ben de fark ettim ki ben de
seni iyi bir arkadaş olarak seviyorum, gerçekten böylesi
daha iyiymiş, canım arkadaşım” dediğinde bir tarafı “Oh...
Buna sevindim” derken öteki tarafı “Ne oldu da birden
bana olan ilgisini yitirdi???’ diye düşünmeye başlayacaktır
Burada en önemli olan şey, bu arkadaşlık havasını
bütün hareket ve davranışlarına yansıtmandır. Yani şöyle
düşün: Yakın bir erkek arkadaşınlayken nasıl davranırsın?
Rahatsındır, karşındakiyle dalga bile geçersin, ve en
önemlisi ona hayatının anlamı oymuş ve sürekli onun
yanında olmalıymışsın, onu aramalıymışsın gibi
davranmazsın. Bu kıza da aynı tavırlar içine girmelisin.
Bunu ilk etapta zorlanarak yapıyor olsan bile, onun
kafasındaki yanlış imgeyi ancak böyle silebileceğini ve
sana karşı öngörülerini kırıp, kalkanlarını ona ancak böyle
indirtebileceğim fark etmen gerekiyor. Eğer bunu fark
edersen, atman gereken adımları çok daha kolay
atabilirsin. Eğer böyle yapınca kız senin önünde özellikle
başka erkeklerle konuşuyorsa veya başka erkekler
hakkında sana yorumlarda bulunuyorsa, buna üzülmen
veya moralinin bozulması yerine sevinmelisin! Neden mi?
Çünkü bu kızın senin bu davranışından dolayı afalladığını
ve seni kıskandırmak için çaba harcadığını gösteriyor.
Böyle durumlarda kesinlikle bozuntuya vermemelisin.
Yani herhangi bir şekilde rahatsız olduğunu ona belli
etme. Rahatsız olursan bu ona, senin ona “senden
hoşlanmıyorum” desen de halen hoşlandığını gösterir ve
seni tekrar “ama ben ondan hoşlanmıyorum” kategorisine
almasına neden olur. Dediğim gibi burada öğrendiklerin
insan psikolojisinin en derinlerine inen bilgiler içeriyor.
Onun için bunları dikkatle oku.
2- Diyelim ki sen bu kıza ısrarı kesmedin ve kız
sonunda “Git başımdan!” gibi bir şeyler diyerek senden
uzaklaştı. Böyle bir durumda ona “Ben de seni arkadaş
olarak sevdiğimi fark ettim, biz gerçekten iyi birer arkadaş
olmalıyız, ben seninle ne kadar iyi bir arkadaş
olabileceğimi fark ettim” dediğinde büyük ihtimalle kızın
kafasında vereceği tepki “Oh be! Kurtuldum. Sonunda
peşimi bıraktı, anladı” olacaktır. Bu tepki her ne kadar
kötü bir tepkiymiş gibi görünse de, emin ol ki sen ona
sürekli ısrar ediyorken senin hakkında kafasında oluşan
tiksinti hissinden iyi bir durumdur. Bu durumdan sonra
yukarıda bahsettiğim gibi ona tam bir arkadaş gibi
davranmaya başlarsan, buna açık olma ihtimali yüksektir,
çünkü bu dediğimi yaparak kalkanlarını indirmesini ve
senden sürekli kaçmaya çalışmak yerine seninle tekrar
konuşmaya başlamasını sağlamış olacaksın.
Tabii ki her şey burada bitmiyor. Yine de yukarıda
bahsettiğim “arkadaş kategorisinden çıkmak” adımı seni
doğru yöne götürecek ilk ve en önemli adım. Sonraki
adımları da doğru şekilde attığında kızın zihninde “Aman
Allahım! Ben acaba büyük bir şans mı teptim? Galiba ona
karşı bir şeyler hissediyorum. Ne yapacağım?” şeklinde
düşüncelerin oluşma olasılığını ciddi anlamda arttıracağız.
Şimdi hem bu kızla hem de diğer insanlarla
konuşmalarında insanların seni daha dikkatle
dinlemelerini, söylediklerine daha çok önem vermelerini,
senin liderliğin altına girmelerini ve dışarıdan bakanların
da konuşmayı senin grubun lideri olduğunu düşünmelerini
sağlayacak önemli bir teknikten bahsedeceğiz. Bu tekniği
hem kızla konuşurken hem de kızın seni
arkadaşlarınlayken dışarıdan gördüğü durumlarda
hakkındaki düşüncelerini değiştirmesi için kullanabilirsin.
“EĞİLME, GERİ ÇEKİL” TEKNİĞİ
Aslında bu konuyu da birçok şeyi öğrendiğim gibi,
insanları gözlemleyerek öğrendim.
Günün birinde epeyce dolu bir cafede arkadaşlarımla
oturuyordum. Arkadaşlarım kendi aralarında koyu bir
ekonomi sohbeti yapıyorlardı, ben de bunu fırsat bilerek
biraz etrafı incelemeye karar verdim. Ortamda bir sürü
erkek erkeğe, kızlı erkekli, kız kıza oturan grup vardı.
Onları gözlemleyip nasıl bir ruh halinde oldukları ve
konuşmayı kimin yönlendirdiğine dair bilgiler edinmeye
çalışıyordum.
Önce kızlara bir göz gezdirdim, gayet hararetli ve
hareketli bir biçimde bir şeyler tartışıyorlardı. Sonra
erkeklere baktım; içlerinden biri biraz daha ağır hareket
eden oturaklı bir tip gibiydi, diğerleri ise daha canlıydılar.
Son olarak dikkatimi kızlı erkekli gruba verdim. O grupta
yanlış hatırlamıyorsam 3 erkek , 4 de kız vardı ve 3
erkeğin üçü de kızlarla flört modunda sohbet ediyordu. Bu
3 erkekten birisi diğerlerinden tamamen farklıydı. Diğer
adamlar konuştukları kızın dikkatini kendinde tutmak için
çırpınıp dururken bu adam çaba sarfetmeden kızın
dikkatini üzerine toplamıştı ve konuşmayı da o
yönlendiriyordu.
Onu daha yakından incelemeye ve diğer adamlardan
farkının ne olduğunu düşünmeye başladım. İlk etapta
gözüme çarpmamıştı, ama inceledikçe ondaki kilit özellik
ortaya çıkıyordu. Adam bu özelliği sayesinde hem kızla
diğer tiplerden çok daha iyi iletişim kuruyordu, hem de
dışarıdan sanki o kızın peşinden koşuyor gibi değil, kız
onun peşinden koşuyor gibi bir görüntü ortaya çıkıyordu.
Yan masalara bakınca bir anda farkettim ki o masalarda da
konuşmayı yönlendiren kişilerde bu özelliğin birebir
aynısı var, kız veya erkek olması farketmeksizin!
Neydi bu insanları farklı kılan bu özellik?
Bu özellik adamın kızla konuşurken, geriye yaslanmış,
kıza ve konuşmaya hakim bir şekilde oturuyor olmasıydı.
Diğer adamlara bakınca bu fark çok daha netleşiyordu.
Onlar kızların burnunun dibindeydi ve kızın dediklerini
dinlemesi için yalvarır gibi kıza doğru eğilip onun ilgisini
üzerlerinde tutmak için çabalıyorlardı. Bu arkadaşınsa
böyle bir hali yoktu. O geriye yaslanmış, anlattığı şeyi
kimsenin dinleyip dinlememesini önemsemiyormuşçasına
anlatmaya devam ediyordu. Burada durum diğerlerinin
tam tersiydi. Adam geriye yaslandığı için kız öne doğru
yaklaşmak zorunda kalmıştı.
Bu durum kız konuşurken de aynıydı. Bu adam geri
yaslandığı için kız öne eğilerek ona dediklerini
dinletmeye, yani bir anlamda adamın ilgi ve dikkatini
üzerinde tutmaya çalışıyordu.
Etraftaki diğer gruplara tekrar bakınca bu gözlemimin
ne kadar doğru olduğunu fark ettim. O gruplarda da
konuşmayı yönlendiren tip, geriye yaslanmış bir şekilde,
karşındakine kendini dinletmek için öne eğilmeden,
kendinden emin bir şekilde konuşmasını sürdürüyordu.
Gözlemim netti ve işe yaradığına dair sinyaller de çok
kuvvetliydi, ama ben yine de bu gözlemi kendim de
denemeye ve işe yarayıp yaramadığını görmeye karar
verdim. En yakınımda arkadaşlarım vardı, dolayısıyla
onlar kobaylarım oldular.
Konuştukları konunun ne olduğunu yakaladıktan sonra
bir noktada konuşmaya girdim ve geriye yaslanıp sesimi
onlara dinletmek için yükseltip tizleştirmeden, yani hafif
alçak bir sesle konuşmaya başladım. Bir de baktım ki,
hepsi pür dikkat beni dinliyorlar ve beni anlamak için öne
doğru eğiliyorlar. Bunu görmem, dediklerime olan
güvenimi iyice arttırmıştı. Bu sayede daha rahat ve
kendinden emin konuşabilmeye başladım. Tabii bunlar
güzeldi ama, sonra fark ettiğim şey daha da güzeldi.
Konuşmamın ortasında fark ettim ki, etraftaki kızlar da
içinde bulunduğum grupta lider görüntüsü çizdiğim için
bana bakmaya başladılar. Tıpkı benim “bu adam da ne var
da bu kız bu adamın üzerine bu kadar gidiyor?” dediğim o
adamla ilgilendiğim gibi.
Bu bilgiyi daha sonra bir çok ortamda uyguladım ve
özellikle kızlar üzerinde ciddi anlamda işe yaradığını
gördüm. Bu yaklaşım bir çok kızın senden hoşlanmasını
sağlayacak kilit nokta bile olabilir, çünkü sohbetleri
yönlendirebilmek ve karşındakinin senin liderliğin altına
girmesini sağlamak gerçekten çok etkili şeylerdir.
Senden bu hafta boyunca bu bilgiyi kullanmanı, kızlarla
konuşurken nasıl durduğuna, kıza doğru eğilip
eğilmediğine, ona kendini dinletmek için sesini yükseltip
yükseltmediğine dikkat etmeni istiyorum. Eğer bu konuda
hata yapıyorsan bunları düzelt. Diyaloglarında rahatça geri
yaslanmaya ve gerektiğinde sesini alçaltıp karşındakinin
dikkatini tamamen kendine çekmeye başla.
Buradaki en önemli adım kendini öne doğru yaslanırken
ya da çabalamaya başlarken yakaladığında geri yaslanmak
ve daha alçak bir sesle konuşmaya devam etmektir. Bunu
yaparsan kısa sürede bu beceriler otomatikleşir ve fazla
çaba sarfetmeden istediğin kıza kendini dinletebilmeye
başlarsın. Tabii ki, konuşma konusunda öğreneceğin daha
pek çok egzersiz var.
Son olarak, sana hayatımda sık sık gözlemlediğim ve
dehşet önemli olduğunu düşündüğüm bir konudan
bahsetmek istiyorum.
Çoğunlukla insanlar bir şeyi çok fazla istediklerinde
onu elde etmek için ellerinden geleni yapacaklarına dair
kendilerine sıkı bir söz veriyorlar. Bunun yaygın örneği
diyet yapmak isteyenler. Sorunu düzeltmeleri gerektiğini
fark ettiklerinde “yaz geldiğinde fazla kilolarından
kurtulacaklarına ve iyi bir vücuda sahip olacaklarına” ant
içiyorlar. Doğrusu ilk hafta her şey çok da iyi gidiyor.
Doğru yemekleri yiyorlar, egzersiz yapıyorlar ve
motivasyonlarını yüksek tutuyorlar. Ne yazık ki ikinci ve
üçüncü haftadan sonra bu kişilere bir şeyler olmaya
başlıyor ve aralara abur cubur almaya, egzersizleri
atlamaya ve motivasyonlarını düşürmeye başlıyorlar.
Sonra bir de bakıyorlar ki yaz gelmiş ve değişen hiçbir şey
olmamış.
Neden mi? Çünkü onlar inanılmaz bir enerjiyle
başladıkları yolculuğun ikinci haftasında yavaşladılar ve
atmaları gereken adımları atmadılar.
Senin de aynı hataya düşmeni istemiyorum, çünkü tam
olarak bu hatadan dolayı birçok kişi hoşlandığı kızı geri
Sevdiğin Kızın Kalbini Fethetmenin Temel İlkeleri
kazanmalarına ramak kala direkten döndüler, zamanında
benim de yaşadığım gibi.
Artık sen bu önemli detayı da fark ettiğine göre, elini
tutmasını istediğin o kızı geri kazanmak için önünde engel
kalmadı demektir.
Kaybedecek zaman yok, öğrendiklerini hayata geçir ve
doğru adımları atmaya hemen başla...
Tekrar görüşene kadar kendine ve sevdiğine iyi bak!
Sevgiler,
Not: Yakında sana göndereceğim maillarda çok etkili bazı
teknikler öğreteceğim. Önümüzdeki günlerde alacağın
mailları okuduğunda öncelikle o kızın sana bakışını çok
kısa bir zamanda kökten değiştirecek olan Primer
Çekicilik Faktörü ve her durumda akıcı ve etkileyici
konuşabilmeni sağlayacak olan Politikacı Tekniği’ni
kullanmaya başlayacaksın. Bu teknik ve yaklaşımlar, daha
sonraki adımların kusursuz olmasını sağlamak için gerekli
zemini oluşturuyor.
Bandrol Uygulamasına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin
5.Maddesinin İkinci Fıkrası Çerçevesinde Bandrol Taşıması Zorunlu
Değildir.
………SON……
Buraya Yüklediğim EBookları Download Ettikten 24 Saat Sonra Silmek
Zorundasınız.
Aksi Taktirde Kitabin Telif Hakkı Olan Firmanın Yada Şahısların Uğrayacağı
Zarardan Hiç Bir Şekilde Sitemiz Sorumlu Tutulamaz ve Olmayacağım.
Bu Kitapların Hiçbirisi Orijinal Kitapların Yerini Tutmayacağı İçin Eğer
Kitabi Beğenirseniz
Kitapçılardan Almanızı Ya Da EBuy Yolu İle Edinmenizi Öneririm.
Tekrarlıyorum Sitemizin Amacı Sadece Kitap Hakkında Bilgi Edinip Belli Bir
Fikir Sahibi Olmanız Ve Hoşunuza Giderse Kitabi Almanız İçindir.
Benim Bu Kitaplar Da Herhangi Bir Çıkarım Ya Da Herhangi Bir Kuruluşa
Zarar Verme Amacım
Yoktur.
Bu Yüzden EBookları Fikir Alma Amaçlı Olarak 24 Saat Sureli
Kullanabilirsiniz. Daha Sonrası
Sizin Sorumluluğunuza Kalmıştır.
1)Ucuz Kitap Almak İçin İlkönce Sahaflara Uğramanızı
2)Eğer Aradığınız Kitabı Bulamazsanız %30 Ucuz Satan Seyyarları
Gezmenizi
3) Ayrıca Kütüphaneleri De Unutmamanızı Söyleriz Ki En Kolay Yoldur
4)Benim Param Yok Ama Kitap Okuma Aşkı Şevki İle Yanmaktayım
Diyorsanız
Bizi Takip Etmenizi Tavsiye Ederiz
5)İnternet Sitemizde Değişik İstedğiniz Kitaplara Ulaşamazsanız İstek
Bölümüne Yazmanızı
Tavsiye Ederiz
Bu Kitap Bizzat Benim Tarafımdan By-Igleoo Tarafından
www.CepSitesi.Net - www.MobilMp3.Net - www.ChatCep.Com -
www.İzleCep.Com
Siteleri İçin Hazırlanmıştır. EBook Ta Kimseyi Kendime Rakip Olarak
Görmem
Bizzat Kendim Orjinalinden Tarayıp Ebook Haline Getirdim Lütfen Emeğe
Saygı Gösterin.
Gösterinki Ben Ve Benim Gibi İnsanlar Sizlerden Aldığı Enerji İle Daha İyi
İşler
Yapabilsin. Herkese Saygılarımı Sunarım .
Sizlerde Çalışmalarımın Devamını İstiyorsanız Emeğe Saygı Duyunuz Ve
Paylaşımı
Gerçek Adreslerinden Takip Ediniz.
Not Okurken Gözünüze Çarpan Yanlışlar Olursa Bize Öneriniz Varsa Yada
Elinizdeki
Kitapları Paylaşmak İçin Bizimle İletişime Geçin.
Teşekkürler. Memnuniyetinizi Dostlarınıza Şikayetlerinizi YönetimeBildirin
Ne Mutlu Bilgi İçin Bilgece Yaşayanlara.
By-Igleoo www.CepSitesi.Net

You might also like