Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 2

Köprü: 20. yüzyılın manifestolu ilk ekspresyonist grup.

Paul Cézanne: Doğadaki her şeyin geometrik bir şekille yansıtılabileceği düşüncesi ile kübizmin ilk evresini etkileyen isim.

Ekspresyonizm: Sanatçının asıl görevi kendi iç dünyasını gözlemlemektir. Ekspresyonistler renklerden ve geometrik şekillerden faydalanmışlardır.
Ekspresyonistlerin soyutlamacı bir tavrı vardır. Ekspresyonistler sert bir üsluba sahiptir.

Fütüristlerin edebiyatı canlandırmak için başvurdukları yöntemler: Çağa uygun yeni temalara yer vermek. Sanatçıyı özgür bırakmak. Geleneksel
yapıyı terk etmek. Şiirin klasik yapısını kırmak

Tristan Tzara: Rumen asıllı Fransız şair ve yazar, dadacılık hareketinin kurucularından biridir. Dadaizmin ilk metinleri olarak kabul edilen Bay
Antipyrine’in Gökyüzündeki İlk Serüveni, Yirmi Beş Şiir ve Dada Manifestosu da şair tarafından kaleme alınmıştır.

Milan Kundera: "Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği", "Gülünesi Aşklar" ve "Kimlik" romanlarının yazarı.

François Dufrêne: Ultra letrist olarak nitelendirilen ve "ses şiirinin" öncüsü kabul edilen kişi

Manyetik Alanlar: Gerçeküstücülüğün iki önemli ismi Andre Breton ve Phillippe Soupault’un 1920’de birlikte kaleme aldıkları, ilk gerçeküstü yapıt
olarak kabul edilen eser.

Oneirik: "Uyanıkken düş görme; rüyalarla ilgili olan" anlamındaki terim.

Varoluşçuluğa göre, insan varoluşunu oluşturan öğeler: Sorumluluk, İrade, Bırakılmışlık, Özgürlük

Bulantı: Romanın kahramanı 35 yaşlarında, bekar ve yalnız yaşamakta olan Antoine Roquentin'dir. Roquentin işinden ayrılmış, kira geliriyle yaşamını
sürdürmektedir. 19. Yüzyıl aristokratlarından Marquis de Rollebon’un hayatını anlatan bir eser üzerinde çalışmaktadır. Roman onun tuttuğu günlüklerden
oluşur. Bu günlüklerden, çevresindeki şeylere nasıl yabancılaştığı, giderek herkesten ve her şeyden nasıl uzaklaştığı görülür. İ̇nsanın yabancılığı, seçme
zorunluluğu, varoluş kaygısı bu eserde başarıyla işlenir.

Var olmayı unutan kişi kendini sıradan dünyaya, işlerin gidiş sekliyle ilgili kaygılara teslim etmiş ve “ötekiler"in dünyasında kaybolmuştur. Heidegger
bunu “otantik olmayan varoluş” olarak nitelendirir.

Kierkegaard’ın dört temel özgürlük tanımı: Zorlayıcı bir dış güçten muaf olma. İsa ve onun bağışlayıcılığına bağlı özgürlük. Kendini bilme. Seçme
özgürlüğü
Kierkegaard’a göre kaygı Seçimlerinde özgür olmanın bir göstergesidir.
Kierkegaard’a göre insanın seçme özgürlüğü olmasının koşulu “Tanrının varlığı”dır.

Alçaklığın Evrensel Tarihi: Borges, eleştirmenlerce ilk büyülü gerçekçi örnekçe olarak benimsenen, eski masalların ve gerçek yaşamöykülerinin yapısını
bozup kurmaca ile gerçekliği iç içe geçirerek yeniden öyküleştirdiği eser.

Büyülü gerçekçilik: Mit, masal ve efsanelere yer verir. Resimde Yeni Nesnellik terimiyle de karşılanmıştır. Batıl inanışlarla Avrupa akılcılığını yan yana
sunar. Akla ve moderniteye karşı bir kuşku içerir.

Massimo Bontempelli: Edebiyat eleştirisi alanında büyülü gerçekçilik terimini ilk kez kullanan kişi

Gerçeküstücülüğün büyülü gerçekçiliğe kaynaklık etmiş olduğu söylenebilir

Sömürgeci ve yerliler arasındaki karşıtlıklar nedeniyle Büyülü gerçekçilik, Latin Amerika’da asıl gücüne kavuşur ve düşsel ile gerçek olanın doğallıkla
yan yana sunulmasına dayanır.

Büyülü gerçekçi roman: Düşlem ve gerçekliğin melez bir birleşimidir. Törensel gelenekler ve halk söyleminden yararlanır. Olaylar yazar tarafından
yansız ve dengeli biçimde anlatılır. Cin, peri, hayalet gibi doğaüstü varlıklara yer verir.

Yüzyıllık Yalnızlık: Büyülü gerçekçiliğin bir biçem olarak görülmekten çıkıp bir edebiyat akımı olarak değerlendirilmeye başlanması bu eserin
yayınlanmasından sonra gerçekleşmiştir.

Baudrillard, “simülakra” kavramı ile hepimizin belli taklitleri kullandığı, taklit edilebilecek bir orijinalin de bulunmadığı bir dünyayı anlatmak ister. Artık
öykünme ya da benzetmeye karşılık içeren bir gerçek alanı bulunmaz, yalnızca taklitlerin olduğu bir düzey söz konusudur.

Tevfik Fikret: Parnas şiirinin etkisiyle Servet-i Fünûn şiirini şekil olarak üst noktaya taşımıştır. Şiirlerinde kişisel izleklere sıklıkla rastlanmıştır. Rübab-ı
Şikeste, Rübabın Cevabı, Şermin ve Halûk’un Defteri adlı eserleri vardır.

Ahmet Hamdi Tanpınar: Romanlarında Doğu ve Batı kültürlerini kaynaştırma çabası görülür. İstanbul sokakları, Kurtuluş Savaşı öncesi çaresizliğinin
Türk insanına yansıması, büyük yıkımlar sonrası gençliğin başkalaşması ve bunalımı gibi konuları ele alır. Saatleri Ayarlama Enstitüsü ve Huzur adlı
romanlarında Jean-Paul Sartre’ın temsil ettiği felsefenin izleri açıkça görünür.

Huzur: Ahmet Hamdi Tanpınar’ın varoluşçu felsefeye göndermeler yaparak; benlik, özgürlük, sorumluluk, kaygı gibi kavramlara yer verdiği eser.

Şamanizm ve Dede Korkut öyküleri: Anadolu büyülü gerçeklik akımının temel göndergeler.

Postmodernizmi hazırlayan koşullar: Sömürge sonrası dönemde Batı merkezli hümanist düşüncenin sorgulanması. Elektronik iletişim sistemlerinin
icadı ve yaygınlaşması. Feminist düşüncenin gelişmesi

Postmodernizmin temel dayanağı: Modernizm ve Aydınlanma’nın varsayımlarına duyulan kuşkudur.


Lyotard’a göre modernizmden postmodernizme geçişin ana nedenleri: Büyük anlatıların çöküşü. Toplumun heterojenleşmesi. Değişen üretim ilişkileri
ve enformatik devrim.

Lyotard'ın öne sürdüğü “büyük anlatı” kavramı: Teoloji, Hümanizm, Geleneksel tarih, Aydınlanma

Postmodern melezleşme: Sınırların ortadan kalkması, yüksek ile alçak arasındaki farklılıkların ortadan kaldırılması postmodern durumun özelliğidir.
Edebiyat gazetecilikle, belgesel melodramayla birleşir.

Postmodern sanatçıların özneye yükledikleri nitelik: Çok yönlü ve dağınık olması

Postmodern yazarlar: Paul Auster, Chuck Palahniuk, Italo Calvino

Postmodern anlayışa sahip Türk yazar ve eserleri: Yusuf Atılgan-Anayurt Oteli / Oğuz Atay-Tutunamayanlar / Bilge Karasu – Kılavuz / Latife
Tekin-Sevgili Arsız Ölüm / Orhan Pamuk - Masumiyet Müzesi

Fecr-i Ati şairi Ahmet Haşim’de “simgecilik” akımının etkilerini görmek mümkündür.

İntibah - Namık Kemal: Tanzimat döneminde roman türünün ve romantik romanın ilk örneği sayılır. Zengin bir takım mirasyedi gencin ahlaki
yozlaşmasını göstererek, toplum ahlakının düzeltilmesine işaret eder. Ali Bey ve Mahpeyker romanın başlıca kişilerindendir.

Romantizm: Tanzimat edebiyatında öne çıkan akım

Hüseyin Rahmi Gürpınar: Yazdığı ilk eserlerinde Fransız romantizminin etkilerini taşısa da, daha sonraki eserlerinde gerçekçi ve doğacı akımların
özelliklerini yansıtır. İlk romanı “Şık” alafranga bir yaşam sürdürmek isteyen Satırzade Şöhret Beyin saflıkla dolu öyküsünü anlatır. Çok sayıdaki
romanları arasında Mürebbiye ve Kuyruklu Yıldız Altında İzdivaç adlı romanları da mevcuttur.

You might also like