Professional Documents
Culture Documents
Okculuk Kavsname
Okculuk Kavsname
Okculuk Kavsname
0 532 570 41 12
Editör
Resimleme
Zafer Karakuş
Yapım - Tasarım
Dağıtım
Baskı
ISBN
İçindekiler
Tarihin en eski devirlerinden beri ordu-millet anlayışına sahip olan Türklerde ok atmak, ata binmek, kılıç kullanmak kül-
türel yapının oluşumunda da en önemli etkenler arasında yer almıştır. Bozkır kültür içerisinde istiklal kavramının bir ifa-
desi olarak kollanılan “ok” teşkilat yapılanma için de kullanılmıştır. Türklerin İslâm medeniyeti içerisinde de üstlendikleri
görevler içerisinde okçuluk ateşli silahların ortaya çıktığı XVII. yüzyıla kadar bir savaş sanatı aracı olarak ilgi görmüştür.
Türk savaşçılarının yanlarından ayırmadıkları ok ve yay ile ilgili zaman içerisinde birçok eserin yazılmış olduğunu bili-
yoruz. Bu eserlerin günümüze aktarılması, tanınması ve araştırılmasına yönelik çalışmalarında artarak devam etmesi
kültür, tarih, dil ve askerî alanlardaki çalışmalar içinde kıymetli görülmektedir. Birçoğu risale şeklinde yazma kütüphana-
lerimizde bulunan eserlerin günümüz Türkçesi ile anlaşılmasını sağlayarak ilgilileri ile buluşturması oldukça önemlidir.
Bu çalışmamızda Kavsname türünde yazılmış “Mecmua-i Resâ’îl” adlı bir Mecmua kitabının içerisinde yeralan ve ön
kısımlarında farklı bilgilerin bulunduğu bir eseri esas aldık. Mecmua-i Resâ’îl’de sayfa 105 a ile 141 b yaprakları arasın-
da otuz üç bâb’tan oluşmuştur. Eseri orijinal şekli yanında latinize edilmiş hali ve günümüz Türkçesine yakın anlamları
verilerek oluşturmaya çalışıltık. Metinleri minyatür ve farklı görselerle de destekleyerek sunmayı hedefledik. Kültür dün-
yamıza zenginlik katacağını ümit ettiğim eserin hatalarının mazur görülmesi en büyük temennimdir.
Çalışmalarım sırasında desteklerini gördüğüm Kıymetli arkadaşım Talat Sünnetcioğlu’na ve Hocam Prof.Dr. Mikail
Bayram’a teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim. Ayrıca çalışmalarından yararlandığım değerli akademisyen Rifat Gür-
gendereli ‘nin bu eserle ilgili çalışmalarından da oldukça yararlandığımı ifade ederek kendisine teşekkürlerimi sunarım.
Çalışmak bizden, başarı Allah’tandır.
Zafer Karakuş-Konya-2020
GİRİŞ
Türkler İslâmiyeti kabul etmeleriyle başlayan süreçte önceki yaşantılarında var olan birçok özelliklerini de geliştirerek
daha geniş alanlara hâkim olmuşlardır. Bu meziyetleri içerisinde önemli bir yere sahip olan okculuk yüzyıllardır Türk
milletinin yaşam biçimin şekillenmesinde ve kültürel yapısının gelişiminde rol oynamıştır. Kur’an-ı Kerim’de Enfâl Suresi
17.1 ayette geçen “remy” (atmak) fiili ile irtibatlandırılması ve Hz. Peygamber’in ”ok atmayı öğrenip, öğretmenin“ öne-
mini belirttiği birçok “Hadis-i Şerifinin bulunması okçuluğu müslümanlar arasında öne çıkartılmıştır. Bu nedenle de ok-
çuluk hakkında bu sanatın inceliklerini anlatan birçok eser meydana getirilmiştir. Bu eserlerin başında ise, Ok atmanın
âdâbı, menzilleri ve okçulara dair bilgi veren Kavsnameler gelmektedir.
Kavsname, Arapça’da kavs (yay) kelimesine Farsça nâmenin (mektup, kitap) eklenmesiyle oluşmuş bir birleşik kelime-
dir. İran ve Türk yazılı kültüründe okçulukla ilgili eserler genellikle “kavsnâme” adıyla bilinmektedir.
“Amacı okçuluğu teşvik yanında nazarî bilgiler de vermek olan Türkçe “kavsnâme”leri iki grupta ele almak mümkündür.
Birinci gruptaki eserler ok atmanın önemi ve sevabı, ok atmakla ilgili âyet ve hadisler, Hz. Âdem’den başlayarak
peygamberler ve ashaptan meşhur ok atıcıları, ok atmanın ve yay tutmanın âdâbı ve usulleri, ok atmanın şekilleri ve
çeşitleri, ok atıcılarının kullandığı aletler ve ok menzillerinden bahsetmektedir. Mehmed Yûnus ed-Dervâzî’nin Kitâb-ı
Kavsnâme (yazılışı 1070/1660; Hacı Selim Ağa Ktp. Kemankeş Emîr Hoca, nr. 495, 496), Kemankeş Prizrenli Mustafa
Efendi’nin Kavsnâme (Süleymaniye Ktp. Reşîd Efendi, nr. 1027 [istinsahı 1104/1693], Lala İsmâil, nr. 559 [istinsahı
1150/1737], Âşir Efendi Hafîdi, nr. 254; TSMK, Hazine, nr. 620), Mehmed Hafîd Efendi’nin 1145’te (1732) telif ettiği
Kavsnâme (Fezâil-i Remy, Süleymaniye Ktp., Mehmed Hafîd Efendi, nr. 255; İstanbul Arkeoloji Müzesi Ktp., nr. 1582),
Mehmed b. Şeyh Mustafa’nın Kavsnâme (Umdetü’l-mütenâzilîn, Millet Ktp., Ali Emîrî Efendi, Tarih, nr. 911) ve Mahmûd
b. Mehmed Ezherî’nin Kavsnâme (TSMK, Revan Köşkü,)bu gruba dâhildir.
İkinci grupta yer alan eserler okçuluk müsabakalarına katılan kişilerin isimleri, atış mesafeleri, menziller, menzil taşları
ve sahipleri, atıcıların hünerleri, ok atış yerleri (İstanbul, Edirne, Bursa, Gelibolu ve Üsküp gibi) hakkında bilgiler ihtiva
eder. Kemankeş Mustafa Paşa’nın adı geçen eserinden farklı diğer bir Kavsnâme’si ile (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi,
nr. 1879; Millet Ktp., Ali Emîrî Efendi, nr. 913) müellifi bilinmeyen Kavsnâme-i Menzilât (Hacı Selim Ağa Ktp. Kemankeş
Emîr Hoca, nr. 497) adlı eserler de bu gruptandır.
Bunların yanında ele aldığı konular aynı olmakla birlikte adında “kavs” kelimesi geçmeyen eserler de bulunmaktadır.
XV. yüzyıl Çağatay şairi Yakīnî’nin manzum ve mensur karışık Ok Yay Münâzarası (Levend, s. 141), Kâtib Abdullah
Efendi’nin Kānunnâme-i Rumât ve Tezkire-i Rumât (İÜ Ktp. TY, nr.224). Seyyid Halil Hasîb’in Tuhfetü’l-Hasîb (yazılışı
1133/1721), kemankeş ve hattat Berberzâde Mustafa Efendi’nin Hâzâ Tomar-ı Sâhib-i Menâzil-i Meydân-ı Tîrendâzî
(yazılışı 1203/1789; bk. Kahraman, s. 253, Geyveli Hüseyin’in Kevserü’l-hayât ve meclisü’r-rumât, Seyyid Mehmed Vâ-
hid’in Minhâcü’r-rumât, Mustafa Kânî Bey’in Telhîs-i Resâilü’r-rumât (İstanbul 1263), Ağazâde Ahmed Kânî’nin Oknâme
adlı eserleri bu grupta yer alır2dir.
1
Kur’ân-ı Kerîm. http://www.kuranikerim.com/melmalili/enfal. htm Erişim Tarihi: 12 Şubat 2019-21.37
2
http://islam-portal.com/ansiklopedi/dia/ayrmetin.php-idno=250070.htm erişim:03.01.2020.23.10
Çalışmamıza esas olan eser de bir Kavsname’dir.3 Müellifi ve yazılış tarihi belli değildir. Edirne Selimiye Kütüphanesi el
yazmaları Bölümü’nde “Mecmua-i Resâ’îl” başlığı altında, 533/7 demirbaş numarası ile kayıtlıdır. Dili Türkçe, yazı çeşidi
nesihtir.
Ölçüleri: 142x197, 93x150’dir. Satır sayısı 11’dir.Kavsnâme’nin orjnal nüshası bir mecmua içerisinde bulunmaktadır.
Mecmua’nın ön kısımlarında farklı bilgilerin yer aldığı bir kaç risalede vardır.
Kavsname Mecmua’nın 105a-141b yaprakları arasındadır.
Otuz üç bâb’tan oluşmuştur.
Fihrist kısmı sonradan eklenmiştir.
Fihristi ekleyen kişi kırmızı mürekkeple başlıkları metin üzerinde de numaralandırarak belirtmiştir.
Kavsname başlığı yazısı biraz siliktir.
Kavsname’nin içeriği ile ilgili dikkat çeken özellikler şunlardır:
-Risale bir terkipten oluşmuştur.
- Eser kaynak olarak Murhif bin ‘Abdü’l-kerîm ‘in “Kitâbü’r-remy” adlı eserini kullanmıştır.
Öncelikle Hz.Muhammed’e ait hadisler ve ravilerden bahsetmektedir. Kavsname’de peygamber (s.a.v) den rivayet edil-
miş hadislerde 23 râvinin adı geçmektedir. Bu râvilerin adları şunlardır: ‘Ömer Ebû ‘Ali Hemedânî, ‘Âmir oğlu ‘Uyeyne,
Sa‘îd, Sa‘d bin Ebî Vakkâs, Ebû Usâme, Ebû Hureyre, Ayâs bin Seleme binne’l-ekvâ, Hâtim bin İsmâ‘îl, Halîd bin
Yezîd, Ebî ‘Abdullâh bin ‘Ubeyd, Câbir bin ‘Abdullâh, İbn ‘Abbâs, ‘Amr bin Şu‘ayb, Mücâhid, ‘Ukbe, ‘Atâ bin Rümâh,
Ebî Necih, Leys ibnü’l-Hâris, Ya‘kûb, Abdurrahmân, Abdullâh bine’l-Ezrâk, ‘Avf ibnü’l-Hasan, Kays ibni’l-Sehl” dir.
Eser hakkinda buradaki bilgilerden başka bir malümata ulaşılmamıştır. Bu nedenle bu eserin bir başka eserle bizleri
tanıştırması bakımından da önemi bulunmaktadır.
-Kavsnameyi kaleme alan müellif eseri bir sistem içerisinde özetlerken kendi anlayışını ve uygulamalarını da belirtmiş-
tir. “Bencileyin” gibi ifadeler kullanmış olması müellifin de bir ok üsdadı olduğunu göstermektedir. Sekizinci bâbda ve on
ikinci bâbda bu açık bir şekilde ifade edilmiştir.
-Okculuğun dini temellerini ayet ve hadislere dayandırılışını, düşmana karşı cihat etmede ok ve yayın önemini, Hz.A-
dem’den Hz.Muhammed’e ok ve yayın kullanılış serüvenini, Hz.Muhammed’in okçuluğa verdiği önem anlatılmaktadır.
Mudaddisler için de kıymetli bilgiler taşımaktadır.
Ebû Hâşim el-Bâverdî, Tâhir-i Belhî, İshak er-Reffân, Abdurrahman et-Taberî, Ebû Ca‘fer el-Hîrevî, Ebû Mûsâ Harrâs,
Behrâm b. Bâbek, Kadı Muhiddin gibi müelliflerin arasında4 bu müellifin ismi geçmemektedir.
Risalenin başlangıç bölümü diğer Kavsnamelerdeki gibi başlamaktadır.
Bölüm başlıklarını günümüz Türkçesi ile aktarırken bölümler için uygun başlıklar kullanarak değişiklikler de yaptık.
Toplamda otuzüç babdan oluşan Kavsnâme, babların içerdiği konuların kolay anlaşılması için tarafımızca başlıklandırılmıştır.
(Bu arada ” beyan kılur” ifadesini bir sorunun açıklaması şekline getirmeyi daha uygun bulduğumuzu belirtmeliyim.)
Bölümler:
3
Eser hakkında daha önce Rifat Gürgendereli‘de bir çalışma yapmış, eseri ilim âlemine tanıtmıştır.
4
-Peygamber (s.a.v.) Ok AtmayI Öğrenip Öğretmeyi Önermiş midir? ,Ok Atmanın Fazileti Nelerdir?, Ok Atmayı Terk
Etmenin Günahı var mıdır?, Yayın Kullanılması Ne Zaman Başlar? Arabî Yay Nedir?, Ok, Yay ve Putaya Ne Kadar Ya-
kın Olmalıdır?, Yarışmada Oku Önce Kim Atmalıdır?, Ok ve Yay ve Malzemeler ile Namaz Kılmak Caiz midir?, Yayın
Arapça Sıfatları Nelerdir?, Okun Sıfatları Nelerdir?, Yayı Kirişleme ve Gerginleştirme Şekilleri Nasıldır?, Oturmak
Nasıl Olmalıdır?, Ok Tutuş Şekilleri Nasıl Olmalıdır?, Ok Kirişe Nasıl Yerleştirmelidir?, Oku Çekmek Nasıl Olur?, Yay
Çekmek Nasıl Olmalıdır?, Hedefe Atış Şekilleri Müdare kılma, Ok Atma Kusurları Nelerdir?, Atıcıların Özellikleri
Nelerdir?, Ok ve Yayın Ağırlığı ve Boyu Nasıl Olmalıdır?, Okun ve Yayın Ölçüsü Ne Olmalıdır?, Atıcıya Gerekli Mal-
zemeler Nelerdir?, Okun Uzağa Atılması Nasıl Olmalıdır?, Kirişin Bileğe Değmesi Neden Olur?, Kirişin Balparmağa
Dokunması Neden Olur?, Başparmağın Derisinin Soyulması Neden Olur?, Tırnak Kırılması Neden Olur?, Kirişin
Kulağa Vurma Nedenleri Nelerdir?, Sol Elin Başparmağını Sıyırma Nedenleri Nelerdir?, Sağ Elin Başparmağının
Ağrıması Nedenleri Nelerdir?, Kirişin Sakala Vurma Nedenleri Nelerdir?, Ok Atmanın Yöntemleri Nelerdir?, Uzağa
Atma Hareketleri Nelerdir?, Son Söz
Bölümlerinden oluşmaktadır.
-Bu Bölümlerde ise 16 okçu ve eser müellifinin adı geçmektedir:
Bunlar arasında belki de isimleri ilk kez bu eserde bulunan üsdatların varlığına da şahit olmaktayız. “Murhif bin
‘Abdü’l-kerîm, Dâvûd İbn-i Huseyn, Ebu’l-Hasan, Ebû ‘Ubeyde, Muhammed ibni Hâlid, İshâkü’r-Reffâ, Ebû Hâşim,
Edhem, Seyfü’l-mücâhidîn Ebü’l-Eşbâl, Behrâm-ı Cûr, Sa‘îd ibni Hafîfü’l-Semerkandî, Ebî ‘Abidillâh, Erdeşir, Kadı
Muhlis,Tâhir-i Belhî, Ebû Hâşim Bâverdî.” Isimleri geçen ok üsdatlarıdır.
Çalışmada en dikkat çekici olan özellik kullanılan teknik terimler ile ilgili kodlamalardır.
Ok atma ve oku kirişe koyma gibi aşamalar da Otuzüç ukd,(s.24.a),yetmişdokuz ukd,(s.24a),otuz dokuz ukd (s.25a),
otuzsekiz ukd (25b)şeklinde ok tutus, kirişe bağlayış şekillerinden bahsetmesidir.
Eser dil zenginliği bakımından da oldukça önemlidir. ”Bilgil ki, bilesin ki, bilmelisin” şeklinde kullanılan eserin dil ve imla özel-
likleri ve söz varlığı incelenmemiştir, Elimizde bulunan nüshanın aslı, latinize edilmiş şekli ve bugünkü anlamına yönelik bir
çalışma yapılmıştır.5 Risale karşılaştırmalı bir şekilde okunarak bügünkü Türkçeye anlam verilerek aktarılmıştır. Bu alanda
metodolojik bir metin kritiğine gidilmemiş, bazen cümleler düzenlenirken anlam farklılıklarına zorunlu olarak gidilmiştir.
Mürhif bin Abdülkerim’in kullandığı kaynakça oldukça dikkat çekicidir.
Özellikle bir konu hakkında var olan bütün görüşleri vermesi ve dinlediği, duyduğu ve okuduğu materyalleri referans
olarak kullanması önemlidir. Dâvûd İbn-i Huseyn, Ebu’l-Hasan, Ebû ‘Ubeyde, Muhammed ibni Hâlid, İshâk er-Reffâ, Ebû
Hâşim, Edhem, Seyfü’l-mücâhidîn Ebü’l-Eşbâl, Behrâm-ı Cûr, Sa‘îd ibni Hafîfü’l-Semerkandî, Ebî ‘Abidillâh, Erdeşir, Kadı Muh-
lis, Tâhir-i Belhî, Ebû Hâşim Bâverdî. Gibi üsdatların eserlerinden, tekniklerinden veya anlayışlarından örnekler vermiştir.
Bu eserin önce kaleme alındığı bilinen Kavsnameler olduğu muhakkaktır.
Eserde hadis kaynakları ve raviler belirtilirken 5.a da olduğu gibi ravisi belirtilmeyen hadislere de yer verilmiştir.
Eser içerisinde anlam verilemeyen yerler dip notlarda belirtilmiştir.Ayrıca okunamayan veya farklı okunabilecek
kelimeler (*) şeklinde gösterilmiştir.
5
Rifat Gürgendereli http://turkishstudies.net/DergiTamDetay.aspx?ID=8270&Detay=Ozet erişim 14.02.2019, saat 15.00
Bab beyan kılur peygamber aleyhi’s-selâm emr kıldu
bab beyan kılur okı nice dutmak gerek bab okı nice
Bismillahirrahmanirrahim
Peyamber (s.a.v.) ok atmayı öğrenip, öğretmeyi emr etmiştir. Bu konuda birçok hadis rivayet edilmiştir.
Abdullah rivayeteder. Haris oğlu Ömer Ebû Ali Hemedanî o da Amiroğlu Uyneye ‘den rivayet ettiği bir Hadis-i Şerifte Pey-
gamber (s.a.v.)’in minberde iken “onlar için hazırlık yapınız“6 ayetini okudu. Âyetde geçen kuvveti Peygamber (s.a.v.)
“Biliniz ki kuvvet ok atmaktır’, biliniz ki kuvvet ok atmaktır’, biliniz ki kuvvet ok atmaktır”7 diyerek, üç kez “ok atmak”
şeklinde tefsir etmiş ve ok atmaya büyük önem vermiştir.
6
Kur’an-Enfal -60
7
Hadis
atası Sa’d bin Ebu Vakkas’dan ve Sa’d İbn Ebi Vakkas
8
Hazret-i Sad, cennetlik oldukları Peygamber Efendimiz tarafından müjdelenen on sahâbîden biridir.
9
Hadis
10
Ebu Hureyre, çok hadis rivâyet eden meşhur sahâbîdir. Adı, Abdurrahman b. Sahr; künyesi, Ebû Hureyre ‘dir.
11
Hadis
Ayas bin Seleme bin Ekva rivayet kılur atasından
12
Seleme b. el-Ekva’ (r.a.) Eshâb-ı kiramın ileri gelenlerindendir.
kabilesinden idi dedi kim Emruva beni İsmail in ebaküm
Yine bir başka Hadis-i Şerif’te Cabir bin Abdullah’dan rivayet edilmiştir. Peygamber (s.a.v.) “Kim ok atmak için çocuğu-
nu eğitirse o kişi düşmanını yener.” buyurmuştur.
BAB OK ATMAGUN FAZILETIN BEYAN
İbn-i Abbas13 Peygamber (s.a.v.)’in “Ok atmak ve at yarıştırmak benim hoşuma gider.” dediğini rivayet etmiştir.
Halid bin Yezid14 rivayet etmiştir ki: “Ben atıcı kişiydim, bir gün Ukbe bin Amir (r.a.)15 bana uğradı. Dedi ki: “Ya Halid,
Peygamber (s.a.v.)’in söylediklerini gel sana da haber vereyim mi ?” dedi. “Bir ok sebebi ile Allahu Te’âlâ üç kişinin
cennete gireceğini söylemiştir. Biri ok yapan kişi ki yaparken hayr kastetmiş olmalıdır. Birisi ok atan kişi ve birisi
de demreni yapan kişidir” diye belirtmiştir.16
13
Resûlullah efendimizin amcası Abbâs’ın oğlu olup, tefsir, hadîs, fıkıh ve diğer ilimlerde mütehassıs idi. İsmi, Abdullah bin Abbâs.
14
Yezîd ibn’ül-Haris Hazretleri hakkında Ansiklopedik bir bilgi mevcut değildir. Bu Sahabe Efendimiz “Bedir Ashâbı” dediğimiz, Bedir Savaşı’na iştirak eden mübarek Sahabe Efendilerimiz’den sadece bir
tanesidir.
15
Ukbe Bin Amr (r.a), Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin Medine-i Münevvere’ye hicretinden sonra İslâm’la şereflendi. Sahabe.
16
Nesâî, 25/Cihâd, 26 (h. No: 3148) “Allah tek bir ok sebebiyle üç kişiyi cennete koyar: Oku yapan; yeter ki bunu hayır maksadıyla yapmış olsun, oku atan ve okun ucuna sivri demir yapan kişi.
ve kale aleyhi’s-selâm irmura ve erkbuva vela
termuva ehayyis
17
Hadis Ravilerinden, Tâiflidir. Tâbiîndendir. Fıkıh ve hadis âlimidir. Amr bin Âs’ın (r.a.) torunu Şuayb’ın oğludur.
Peygamber didi ki bize oynamak yokdur. Bir kişi
18
Hadis Ravilerindendir. Ebü’l-Haccâc Mücâhid b. Cebr el-Mekkî el-Mahzûmî (ö. 103/721)Tâbiîn neslinin önde gelen müfessirlerindendir.
19
Hadis Ravilerindendir.
ya’ni her nesne ki mumiz enikle oynar ol batıldur
20
Tâbiîn’in kibârındandır. Babası Ebû Rebâh’ın ismi “Müslim”dir
21
Cabir bin Abdullah hazretleri, Ensâr-ı kirâmın büyüklerindendir. İkinci Akabe anlaşmasında babası ile idi “radıyallahü teâlâ anhümâ”. Bedir ve Uhud’da küçük idi.
22
Gahel ifadesi için kullanıldı.
rivayet kılur ider ki hayr erişti biza kim peygamber
23
Hadis Ravilerindendir.
yoluna gazaya kasd idüb şunun gibi dir ki
24
Hadis Ravilerindendir.
25
(Ayn ve mim) harfleri bir övgü ve dua ifadesi olarak “aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm” yerine kullanılmıştır.
ol kişi içün mertebesi yüce ola BAB
26
Mısır’ın önde gelen muhaddis ve fakihlerindendir.
27
Kur’an’ı güzel okuyan hafız sahabilerdendir.
ve her gece ikisi bölüşürler idi her birisi şerh
28
Hadis Ravilerindendir.
BAB IBTIDANI EL-KAVS biline * ki
Bir kerkes vardı. Onun bir balık dostu vardı. Her irte*
4. Bölüm: Yayın Kullanılması Ne Zaman Başlar?
Allah Tealâ Hz. Adem Peygamber (a.s) ‘e bir yay verdi. Bu yay uçmak (cennet) ağacından idi ve yanında da altı ok ver-
mişti. Her okun ölçüsü Hz. Adem Peygamber (a.s) avcuyla dokuz tutamdı. Hz. Adem Peygamber (a.s) önce bir ok attı.
Ok hedefine ulaşmadı. Hz. Adem Peygamber (a.s) buna çok üzüldü. O uçmaktan yani Allah huzurundan yeni gelmişti.
Attığı okun hedefinde bir karga var idi. Bazı rivayetlerde ise hedefteki ab denilen bir kuştu. Ona attı. Bir rivayet daha
vardır ki o gerges29 idi. Bu gerges’in de balık dostu vardı.
29
Akbaba
buyurdu ki men terk er-remmi ba’dan ilmi fehu
30
‘Irta’ sözcüğüne anlam verilemedi, gündüz olsa gerek.
ölü olurdu.Geldi Âdem peygemberün başına
Arabî yayı ilk önce İbrahim Halilullah yaptı. Bir tane oğlu İsmail için, bir tane kendisi için ve bir tane de oğlu İshak için
yaptı. Bunların nasıl kullanılacağını onlara öğretti. Ok atmayı sürekli yaptılar.
FARSÎ YAY NEDIR?
Farisî31 yayı ilk önce Kenanoğlu Nemrud yaptı. Ok yirmi dört aşamalıdır; üçte biri sakıt32dır, hesaba katılmamalıdır. Bu
nedenle yay açıklığı kabzayla kiriş arasındadır. Püsküllüsü ise otuz altı bahis olur. Ne zaman ok çekilse; her aşaması
tamamlanmalıdır.
31
Acem-İran
32
Gereksiz
bir terazünün mecmu’na eczası cami olsa celi olmasa
33
evc de okunabilir, ölçü olarak alınabilir.
üç oldu Davud bin Hassıyyn ider cahiliyet zamanında
34
Ravi ile ilgili bilgi edinilememiştir.
bir ok ata attı. Andan Hüseyn diledi ki anuniçün
35
Murhif ibn-i Abdülkerim, Ok üzdazıdır. Kitabü’r-Remy isimli bir eser yazdığı, bu eserde zikrediliyor. Eser ve müellifle ilgili bilgi bulunamamıştır.
bunun caiz olmağından Tanrı Te’âlâ’nın kuludur ve
eadde ve ellehum
ma estetatüm min kuvvete yani bir kulun kuvvetten
ve ok atmaktan
ve dahi atlar durib yer kalmakda Tanrı’nın ve sizin ve
düşmanunuz
korkutasız deyu emr eyledi. Ok, yay ve at yaraklama-
ğa At
yarıştırmağa rihân dirler ve nizâl dirler şol mal ki
ögdül korlar ana sebk dirler ve cual* dirler. At yarış-
tırmak
hükmi ok yarıştırmak hükmi gibidir. Ögdül çıkaran
kişi ikisunun
gayri olsa ya ikisinden birisi olsa caizdir. Muhalil* söz
eğer ikisi bila mal çıkarsa ihtiyaç olur. Muhalelli yani
helal
kılıcıya muhalil ol kisiya dirlerki ikisinden bile geçsa
ikisinden
bile mal ala. Eger geru kalursa nesne virmeye. Bu ik-
raren* kangısı kim
Buna bir başka delilde “Tanrı Tealâ’nın sözüdür. Şöyle ki “Onlara karşı gücünüz yettiği kadar ok atın (kuvvet) ve savaş
atları hazırlayın. Onlarla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilme diğiniz fakat Allah’ın
bildiği diğer düşmanları korkutursunuz.” diye emr etmiştir.
Ok, yay ve at yarıştırmaya “rihan” ya da “nuzal” derler. Öyle ki bu yarışlara ödül de koyarlar. Ona “sebk” veya “cule”
derler. At yarıştırmanın dinen hükmü, ok yarıştırmak gibidir. Yarışta ödül belirlemek yarışacakların istekleri ile
yapılmalıdır. Ödül kararı verilince bundan dönülmemelidir. Yarışacak iki kişi birbirine “kimin ki geri kalırsa geri kalana
hiçbirşey vermemelidir” diye kural belirlenmelidir.
1. geçse geri kalanından belki mal ala.Biline ki
muhallil olan kişünun yay
2. beraber ola. Ol iki kişünun yayına eger mahallen
olan küşinun
3. yay kuvveti artuk olsa ol iki kişinun yanında bu
hükm batıl
4. olur. Ögdül haram olur. Anuniçün ki kimar olur.
Vehm-i
5. muhallün at yoğruk* olsa ol egnük* yanında batıl
olur
6. delil* bu sure Resûllullah hadisdür. men edhal
kosan
7. bin kuvvesin vehuve yaminan yesbukuha fethu
komar van
8. lem yamen felisen bekmar yani her kim ki yaynı iki
yay arasında
9. muhalil kılsa hal bu olsa ki bunların oku kendi
okundan
10. geçmekden emin olsa kimar olur. Eger emin
olmasa kimar olmaz
11. her vakit ki muhallilun yayı ol ikinün yanında kavi
olıcak
Bu sözleşmede ” kim geçerse geçsin geri kalandan mal almalıdır.” kararına uyulmalıdır. Yarışmak için sözleşen iki
kişinin yayları aynı özellikte ve denk olmalıdır. Yarışacak iki kişinin yaylarının kuvvetleri farklı olmamalıdır. Eger farklı
ise ödül verilmemelidir. O zaman bu yarış değil kumar olur. Ve yarışan yarışmacıların ikisinin de atışa hazır ve aynı
özelliklerde olmasına dikkat edilmelidir, denklik yoksa yarış geçersiz olur. Buna delil olarak Peygamber (s.a.v.) ’ın “her
kim ki yarış için sözleşir, aralarında iki yay bulundurlar, atış yapanın yayın attığı oku kendi okunun geçeceğini bilse
bu kumardır. Eğer emin olmasa kumar olmaz. Her zaman atış yapan yayların ikisi de sağlam olmalıdır.” hadisi
gösterilebilir.
kimar olsa ma’lûm oldu ki muhallilun yay ol kişinün
Yarışmalarda uyulacak esaslar önceden bilinmelidir. Ok ve yay putaya ne kadar yakın olmalıdır.
Hedefe ne kadar yakın olunduğu bilinmelidir. Atış yapılacak menzil bilinmelidir. Puta ile atış yapılan mesafe bilinmelidir.
Ödül ne kadardır ve neden oluşmaktadır, bilinmelidir.
Ok yarışında geride kalıp atış yapılsa dahi, uzak atan kabullenilmelidir. Bilinmelidir ki yarış için anlaşanlar yarış sonunda
ortaya konan ödülü almasa yanlış yapılmış olur.
bazı ulema dir ki kankısı kim üstad olsa evvel ata
evvel atsun dirsa ol ata her birisi niraya diler isa dura
caiz değil eger yay sinsa yerine ayruk yay komak caizdir.
7. Bölüm: Yarışmada Oku Önce Kim Atmalıdır?
Yarışmalarda oku önce kimin atacağı önemlidir. Bazı alimler der ki kim üstad ise öncelikle atışı o yapmalıdır çünki
örf ve adet kuralı budur. Bazı alimler ise öncelikle üstaz atarsa kibir oluşabilir bundan sakınılmalıdır derler. Hatta atış
yapan birisi hasta olsa bu haliyle atış yapayacak olsa bu durum ona zarar verebilir. Aldığı ödüller eleştirilebilir. Kavga
çıkmaması için hemen oklar bırakılmalıdır. Eğer ödül bir farklı kişinin olursa o kişi ‘kim öncelikle atsın’ derse o atmalıdır.
Atıcılardan her biri nerede isterse orada durabilir. Farklılık36 olmamalıdır. Ok atmada bu kural geçerli iken, at yarıştır-
mada bu uygulama terstir. At yarıştırmada at belirlemek şarttır çünkü atın biri sakatlansa ya da ölse yerine başka at
koymak uygun değildir. Fakat yayın atışı hedefe ulaşamamakta ise yerine başka yay koymak uygundur.
36 tefavüt
anunucün ki ok atmakda asıl atıcıdır alet ana tabirdir.
iki yay götürse ondan ögdül konsa iki yay birdir nev’i iş
yay getürmek caiz değil. Eger iki yay iki nev’i iş olsa
Atıcıların sağ ve sol elleriyne ok atarken zarar gelmemesi için giydikleri malzemeler vardır.
Bunlar Madrabe37 ve esabi38 gibi adi deriden dikilmiş malzemelerdir. Madrabe öyle bir malzemedir ki atıcılar onu sol
ellerine giyerler. Böylece ok başparmağa zarar vermez. İranlılar ona kutban derler.
Esabi öyle malzemedir ki sağ ellerine giyerler. Kirişi çekmek için kullanırlar. Ona küstenban derler. Atıcı bu malzemelerle
namaz kılabilir. Bu malzemeler adi deriden ise ve eğer madrabe karın derisinden yapılmış ise onu kullanarak namaz
kılmak uygun olmaz. Bilinsin ki fil kemiğinden yüzük kullanılsa onunla namaz kılınabilir. Bunu Ebû Hanife ve Ebû Yusuf
ve İmam Muhammed39 anlayışlarında yüzük “kemikten olsa silah sayıldığı için namaz kılmak uygundur, demişlerdir.
Nitekim40 Seleme bin Ekva’dan rivayet edilir ki; peygamberden işittim ki
37
Okun başparmağa zarar vermemesi için deriden yapılmış, sol ele giyilen malzeme.
38
Okcukarın kirişi çekmek için sağ ellerine giyilen malzeme.
39
Mezhep imamları
40
nitaki
ya Resûlullah eva salli ve alli ve kavs-u vel-kuran yani
41
Peygamber (s.a.v) Tirkeşin hayvan derisinden yaıplması nedeniyle, temiz olayacağına işaret etmiştir.
42
Ok çantası
43
Akbaba
kerahiyyet olur ol şol silahdır ki adı evvelakin
44
kaftan
45
Deri malzemeler
46
Eser hakkında bilgiye ulaşılamadı.
Necis-i edeb riayet etmekde. BAB FEVAÜDÜ’L KAVS
VEMA FEME BİL- İRBETİDE*
Bu Bölüm yayın Arapçadaki sıfatlarını açıklar. Yaya kavs denir. Çoğuluna kavvas veya kıyas derler.Yayın kenar yönüne
siy’e derler. Yayın kiriş duracak yerine kuzr derler. Kiriş bağlanacak ucuna çekince zufr derler. Siy’enin arka tarafı-
na ukar derler. Yayın atıcıya bakan yönün ahirinde visal katına rükbe derler. Rükbeden kabzaya kadar olan yerine
beytü’l – kavs derler ve kabzaya ucsü’l-kavs derler. Ayrıca siy’enin boynunun kavuştuğu yere ibrencak denir. Yayın
yukarı salına beytül-haml (tutma yeri) ve beytü‘l-ala ve beytü’r-remy derler. Salın aşağısına beytü’l-aksar ve beyt-ü’l-
esfel ve beytü’l iskat (yayın aşağı tarafı) derler. Yayın atıcıya bakan kısmına ünsiyü’l-kavis derler. Düşmana karşı gelen
yanına vahşi’l- kavs derler. Yayın avazına hasab derler. Kirişe vetr veya şır’a derler.
Düşmana yanışan mukabil yanına vahşi’l-kavs* dirler.
Yayun
avazına hesab dirler. Kirişe veter* dirler ve şehra*
dirler.
BAB EL NEFUTU’L- SEHM YANI OKUN SIFATLARIN
BEYAN
KILUR. Oka sehm* dirler ve kadeh* dirler ve rişak*
diler
ve nüşşab ve beline ve mermat* dirler ve alli* dirler.
Gezine fuk*
dirler. Gezun iki yanına şehrha*dirler. Bilina kuzz
*dirler. Bilinun
gezden yakağı ucuna itba dirler. Yelek durduğu yere
hakr * dirler.
Okun yelekden girusına zefere* dirler. Dahi ana rusna*
yani
ortasına meten* dirler İnce yerina mired* dirler. Demren
girdiği
yere reyat dirler üstündeki singere resane * dirler ve
risaf
dirler. Demrine nasilı* dirler. Okun demrine fetr* ve
kitbe* dirler.
10. Bölüm: Okun Sıfatları Nelerdir?
Okun özellikleri şu şekildedir: Oka sehm, kadeh, rişak, nişab, neble, mirmat ve ille derler. Gezine fevk derler. Gezin iki
yanına şehreha derler. Beline kuzzah derler. Belinin gezden yana ucuna itba’ derler. Yeleğin durduğu yere hakr derler.
Okun yelekden gerisine zefre derler. Dahi ona rusna yani ortasına metn derler. İnce yerine mirde derler. Demrenin gird-
iği yere rağt derler. Üstündeki sinire resfe derler ve risaf derler. Demrine nasl derler. Okun demrine fetr ve kitbe derler.
Enli uzun demrine mişkas derler. İnce uzun demrine sidve derler.Ortasındaki büyük demrine şil derler.Okun yeleğinin
Kamı kamına ya da arkası arkasına olan yerine lugab derler. O bir hatadır. Birinin kamı birinin arkasına olsa ona luvam
derler. O da hatadır.
inlü uzun demirina mişkas* dirler. İnce uzun demirine
Ok atmanın temeli yedi şekildedir. Son aşama ise üç kısımdır. Öncelikle yedi temel adım şunlardır: intisab, tevfik, kafle,
kabza, itimad, (iflat) fetha, bişşimal.
İntisab : kaim durmak,
Tevfik : gezlemek,
Kafle : kilitlemek,
Kabza : tutmak,
itimad : direnmek,
iflat : şaşmak,
fetha-i bişşimal : sol eliyle açmak.
İşte bu aşama son aşamadır.Son aşama üç kısımdır: tizlik, rastlık ve eşit olmaktır. Yani oku tam çekmektir, denk
geldiğine bakmak ve zihnen atışı tamamlamak önemlidir.
yani tam çıkmakdır. Dürüstlük* birle ve nazar
kılmakdır rast
fikirle BAB-I KEYFIYET EL IYATAR YANI yayı nice
kirişlemek
gergin beyan kılur .Bilmek gerek ta hacet vaktinde
maksud
Bilinmelidir ki yay ihtiyaç anında istediğiniz gibi hazır olmalıdır. Yayı gergin kirişlemek ok atmak için her zaman olması
gereken bir özelliktir.
Kirişlemenin on çeşiti vardır.
Birinci Çeşiti:
- Yayın kabzası sol elle tutulmalıdır. İbrancak47 parmakların altında olmalıdır.
- Yayın aşağı tarafı yayın atıcıya bakan yönünü sol ayağın baş parmağı ve yanındaki parmağını ve orta parmağın altında
tutup ve yayın yukarı tarafını dizin üstüne koyulmalıdır.
-Sağ el yayın yukarı tarafına kabzanın karşıya bakan kısmına48 koyulmalıdır.
-Şehadet parmağı yayın atıcıya bakan yönünün sağ tarafında ve başparmağını yayın atıcıya bakan yönünün sol tarafın-
da tutulmalıdır.
47
Kabzanın tam ortasında boynuzların birleştiği iç kısımda çelik, küçük bir kemik veya fildişi parçası.
48
ukarı
çekesin senükünle siy’e atasın. Baş barmakla ve bal
49
- ikinci çeşitten sonra üç ve dört numaralandırılmamış, sonradan satır kenarına not alınmıştır.
Altıncı nev’i oldur ki kalkan altında oturmuş olasın
düşman
bilmiya ki yayun ya sıkımıdır* ya kırılmış iki ayağın
üzerine muhkem
oturasın. yayun iki bağrını iki oyluğun arkasına
döşiyasın.
50
At yuları anlamı verildi.
51
Anlam verilemedi.
ya’ni ne kat’i yumşak. Ol üç ki kati ola. Biri sol dizdir.
52
akd
53
Farsçada başparmak ve altmış anlamına gelen
54
Farsçada üç
iki omuzdur. bu dörtden dört işler hasıl olur.
55
Anlam verilemedi
56
Okçu üsdatlarından biri.
ve eger bundan ayrıksı oturmak dilersen sol ayagun
üzerine
57
-Matematikcilerin rakamları yazışları burada ok tutuşları ile benzetilerek tutuş şeklini bir kodlamaya dönüştürmüştür.( sekizbin üçyüz, otuzsekiz… gibi.)
baş barmagun dirnagı üsdina koyasın. Kalan
barmaklarınu
Bilinmeli ki oku kirişe bağlamada üç usul öne çıkmaktadır. Birinci olarak oku kirişe bağlama şekli; kirişe oku koyup
başparmağını tırnağı üstüne koyarak yapılır. Kalan parmaklarını ona sıkıca birleştirilerek yapılır. Otuzüç ukd ider gibi. Bu
oku kirişe bağlamanın en doğru şeklidir. Bu Ebu Ubeyde Muhammed bin Halit‘in58 önerdiği uygulamadır.
İkinci olarak oku kirişe bağlama şekli ise; kirişi baş parmağın ucuna yakın bir yere koyarak yapılır. Balparmağı kirişinin
dış yanında başparmağın üzerine koyarak yapılır. Bunu iki dudağını balparmağın ucundaki boğumuna gelene kadar
koyularak gerçekleştirilir. Bencileyin59. Otuzüç ukd gibi yapmalısın. İshak e’r - Refa’nın60 da uygulaması budur.
Üçüncü olarak oku kirişe bağlama şekli ise; kirişi başparmağının ucuna koyup ve balparmakla başparmak hareketli
halde yapılan bağlamadır. Hareket ettirebilirsin.
Bunu yaparken parmaklar biraz açık tutulmalıdır. Yetmiş dokuz ukd yapar gibi.
58
Bir okçuluk üsdadıdır.
59
Mürhif bin Abdülkerim bu uyğulamayı benimsemiştir.
60
İshak er-Reffa burada İshak er-Refa şeklinde yazılmış olup Kütab-ı ilmü’n-Nuşşab’ta “İshak er-Reffa” şeklindedir. Bkz.Zafer Karakuş, “Okculuk İlminin Kitabı.” 2018, Konya, s.
ve yumşaklığıyla ve gegizlığıyla gerek andan şişmek
gerek tam çekmek
oldur ki demren kabzanun yarısına erişa biline ki*
her kişi temam
çekmese ol ayb kavidir üstad Muhlis did ki her kim
temam
çekmıya atıcılar aynı kendiye kırmıyalar Murhif bin
Abdülkerim ider
bıyık üsdüne çekmek cemi mezheblerin yegdigidir.*
Ebu’l- Hasan göz
üstüne çekdi.Kulak yumuşağına degin Tahir-i Belhi
ve İshak er-Refa
ve Ebu Hişam ve ekser üstadlar Edhem dahi
bunlardandır ve Seyuf
ü’l- Mücahidin Ebu’l-Eşbal cemi’in bıyıkk üsdina
çekmeği ihtiyar iddiler.
Oku uzağa atmak için çabucak yumşak bir şekilde gezliyerek birden şaşmak61 gerektir.
Çekişi tam yapmak için demreni kabzanın yarısına ulaştırmak gerekir. Bilinmelidir ki atıcı olan her kişi oku tam çekmezse
o büyük hata yapmış olur. Üstad Muhlis62 “Atıcılar yayı kendileri kurmazsa o zaman kirişi de tam çekemez”demiştir.
Mürhif bin Abdülkerim oku bıyık üstünden çekmek tüm ok üsdatlarının ortak tercihidir, der. Ebu’l- Hasan63 göz üzerin-
den çekmiştir. Tahir-i Belhi64 ve İshak er-Refa65 ve Ebu Haşim66 ve ekser üstadlar Edhem67 ise kulak yumuşağına doğru
çekmişlerdir. Seyufü’l- Mücahidin Ebu’l-Eşbal68 dahil bunların tamamı bıyık üstünden çekmeği tercih edenlerdendir.
Behram69 ise ağzının üzerine çekenlerdendir. Sonra bu usülü terk etti ve kaburğaları (ege) altından ve gögüsden yana
çekmiştir.
Biz70 ise bıyık üzerinden çekmeği Hadis-i Şerifleri esas aldığımızdan dolayı tercih ettik.
61
Atış yapmak
62
Ok üsdatı, hakkında bilgi edinilememiştir.
63
Ok üsdatı, hakkında bilgi edinilememiştir.
64
Tahir Belhi burada Zahir-i Belhi şeklinde yazılmış olup Kütab-ı ilmü’n-Nuşşab’ta “Tahir Belhi” şeklindedir. Bkz Okculuk ilminin kitabı.
65
İshak er-Reffa hakkında bilgi edinilememiştir.
66
Ebu Haşim-i Bâverdî, Tâhir-i Belhî, İshaki’r-Reffâ’dır. Yaşadıkları dönemde okçulukta çok meşhur olmuş kişilerdir. Bu meslekte hiç kimse bunların derecesine şimdiye kadar ulaşamamıştır.
67
Ok üsdatı, hakkında bilgi edinilememiştir.
68
Ok üsdatı, hakkında bilgi edinilememiştir.
69
-Behram-ı Gur” ya da Behram Gor olarak da bilinen efsanevi bir Sasani hükümdarıdır
70
Çalımayı yapan müellif.
ortasıdır ve amma ma’ni oldur ki yayun içinden dışından
görünmega kolay olur ve rast olur ve hem ekser
üstadlardan
böyle gördük. Biline ki nazar kılmak yayun taş
yanından gerek murad
bundan oldur ki bu yanu görine ve yüzü aşağıda ola.
Yayun
içinden dışından bile bakmak hoş olur. Said bin Hafif
el Semerkandi
eydür bu Ebu Hişam ve Ebu Abdullah mezhebdür.
BAB-EL TALAK
yani şaşmak belli ki küşad kılmak atıcılar ortasında
gizlü nesnedir.
Bahisler çok olmuşdur. Beyan kılalım faidesin
göresin. Biline ki
Çekiş anı konusunu açmak atıcılar arasında pek açık konuşulmayan bir konudur. Bahisi çok yapılmıştır. Bunu açıklay-
alım ki faydasını da görelim: Bilinmelidir ki sağ dirsekle sol kabza ortasındadır. Bundan maksat sağ elinin balparmağını
başparmağın üstüne koyarak atış yapılır. Tutuş şekli otuz dokuz akd gibi olmalıdır.
71
Okçu, üsdat, hakkında bilgi edinilememiştir.
72
Okçu, üsdat, hakkında bilgi edinilememiştir.
73
Okçu, üsdat, hakkında bilgi edinilememiştir.
kirişlemekdir. Kirişlemegün aslı beş avaz hasıl olmakdır.
Yayla
kiriş arasında ANDAN sonra elini otuz sekiz akd ider
gibi
duta. Her vakıt ki böyle kılsa akd aslını red etmış
olursın.
74
- küşad (açma)
75
- eskiden kullanılan, 68 santimetreye eşit bir uzunluk ölçüsü.
76
- Şaşar anı, atış anı, oku çekme anı, bırakma anı, dönüşü olmayan an.
Evvel tekbir içinde ulema didi ki dürst ve kati atmak
özelliğiyle
ve yumşaklıgıyla ve sol elün fethina muvafık olmagla
hasıl olur
ve dürst dutub çekmegle hasl olur bu nesne tamam
olmaz
illa alet muvafık olmagla BABÜ-L-MEDARAT * FI
TALEBÜL-ALAMET*
Beyan kılur medara* kılmağa alamet taleb kılmak
içinde Mürhef bin
Abdülkerim ider. Bunda bahs ukuşdur. Birinciler didi
ki taleb kılgagdır ki
başına aşagayını urasın. Eger urmazsan kagir *okun
yolunda ola
ve birinciler didi ki sol yanın taleb kıl kioku atasın-
dan bilesin
birinciler didi ki merara sag yana gerek şöyle kim
bize yakınola ok
yutanın soluna düşer ya el yüzden ırak ola bütünün
sag yanına
düşer.Ya bıyık altından şişeler ok alamet üstünde
düşa. Ya bıyık üstünden
Öncelikle ulema fikir birliği ile dedi ki; “doğru ve kesin atmak; uzunluğuyla ve yumşaklıgıyla sol elin bırakışına uygun
olmalıdır ve doğru tutub çekmekle atış gerçekleşir. Bu şekilde de çekiş tamamlanmış olmaz illa alette atışa uygun
olmalıdır” demişlerdir.
Mürhif bin Abdülkerim hedefe atış şekillerini de açıklar. Hedefe atış şekillerinde esas olan anlayış, zekadır.77 Atış üsdat-
larından birinciler78 de genel anlayış hedefe doğru başı aşağıya doğru tutulmakdır. Eger vurmazsan bile okun yolunda
olmalıdır ve sol yanına yönelmelisin ki oku vardığı yerde bulasın.
Birincilere göre ise hedef sağ yana gelmeli şöyle kim bize yakın olmalı. O zaman ok putanın soluna düşer.
El yüzden uzak olmalıdır. Putanın sağ tarafına düşer. Eger bıyık altından çekilirse, ok vücut üstünde düşer.
77
ügüş
78
Öncekiler, eskiler
şişeler ok alamet altında düşa işbu müddeare* ve sağ
eliledir.
ve anma şunlar ki müddeare sol elledir dirler. Beyan
kıldılar atmak mikdarı
79
Müdârâ: Okçu, ok yapıp satan.
80
Ölçü birimi
dirler ki müdara küllisini kişnuk cisimdür ne sag
deprede ve ne sol.
Mürhif bin Abdülkerim ider. İşbu sözlerde benim
katımda andan yıgrak
yokdur ki demrun üzerine akd idesin cismunla
müdara kılasın.
Mukaddem atıcılar dahi bunu ihtiyar itdiler Hüseyin
oğlu Muhammed mezhebi budur.
BAB-I TECRID EL SEMMEN BEYAN KILUR. Ok
kurtarmağı ayıplardan
Mürhif bin Abdülkerim ider. Hafif Semr kendi
kitabında okudum. Rivayet
kıldı. Erdeşir’dan eydir ki; ok bulunduğu on beş
nesneden hasıl
Ok atmada yapılan hatalar ile ilgili Murhif bin Abdülkerim derki “Semerkandî’nin kitabında okudum, okuduklarımı ak-
tarayım: Erdeşir’82 ifade etmiştir ki; ok atmada yanlışlıklar on beş unsurun bir araya gelmesiyle oluşur.
Bunlardan dördü kirişdedir.Birisi yaydadır. Dördü okdadır. Altısı atıcıdadır. Biri yaydadır. Yayda bulunan çelikten kaynak-
lanan hatadır. Oku oluşturan dört temel unsurdan kaynaklanan hatalar ise şunlardır: okun üç yeleğinden ikisi ağır, biri
hafif83 olursa, ya da iki yelek hafif biri ağır olursa veya demren ağır olup ağaç
81
Okçu, üsdat, hakkında bilgi edinilememiştir.
82
Ok üsdadıdır. İran şahlarından Erdeşir-i Bagbekan.
83
-Yeyni, süratli, hızlı anlamlarıda vardır.
ağır olmakdır.Ol dört ki kiriştedür. Dunc * kıyık olmakdır.
Hadsüz ya dar olmakdır. Hadsüz kiriş uzun olmakdur.
Hadsüz
kısa olmakdır. Ama şol altı nesne ki içindedir. Kiriş
gögsa dokunmakdur.
Bal barmağla gezi kısmakdır ki ok zahmetle boşana
ya serçe barmak dibini
sağına soluna bükmekdir ki yayını kemer eyliya
yahud yay bura ya oku
bura ya kirişi bura. İş bu sırları Hafif-i Semerkandi
kitabında buldum.
Beş nesne ve dahi varki ne Hafif ne Erdeşir anmıştır.
Ok eğri
olmakdır. Demren yürüse girdiği yir kıyık olub demren
eginmekdür.
Gez kıyık olmakdır.Yadarolmakdır. Ya yelek kopmak-
dır. Atıcı sakınsun bu nesnelerden
Seyfü’l-Mücahidin rahmetullah bana haber verdi ki
okun hareketi üç nev’idir.
Evvel oldur ki elden çıkduğunda bu teine varınca çe-
likenur ikinci oldur ki
çıkacak yollanur yaru yola degin çün yaru yola vara
doğrukdur. üçüncü
hafif olursa ya da demren hafif olup, ağaç ağır olursa atışta hata oluşur.
Kirişten kaynaklanan dört hata ise; Tonçun kısa olmasıdır. Kirişin sınırsız ya da dar olmasıdır. Kirişin sınırsız ve uzun
olmasıdır. Kirişin sınırsız ve kısa olmasıdır. Ama okun atılışında yapılan hatalardan son altı tanesi atıcıdan kaynakl-
anmaktadır; Kirişin gögüse dokunmasıdır. Balparmakla gezi kısmak; ok atılınca elden çıkışında okun zorlanması ya
serçe parmak dibini sağına soluna bükülmesi ki yayını kemer şekline getirir yahud yayın atış sırasında burkulması, ya
okun atış sırasında burkulması ya kirişin atış sırasında burkulmasıdır.” İşte bu sırları Hafif es-Semerkandî’nin kitabında
buldum. Bunların dışında beş etken daha var ki bunları ne Hafif ne de Erdeşir anmıştır. Bunlar ise; okun eğri olmasıdır.
Demren çekildiği zaman mesafe kısa olursa demren eginir.* Gezin kısa olmasıdır. Ya da dar olmasıdır veya yeleğin
kopmasıdır. Atıcı bu tür etkenlerden de kendini korumalıdır ki ok atmakta hata yapmasın.
oldu ki iliği doğru gider sonunda bulunur yaru yola değin
Kiriş ötmesinin nedenleri vardır. Birinciler kirişin bağlandığı yerden salınması ile oluşur derler. Birinciler bu söz isabet-
li bir söz değildir dedimişlerdir. Sesin meydana gelme nedenini; kiriş oluşturulduğu malzeme, eğirilmesi ve kendini
salıp baygınlaşmasından dolayıdır diye açıklamışlardır. Birinci üsdatlar kiriş sesinin katı ve iniltisinin katı olmasını hoş
gördüler.
84
Okçu üsdadı
85
Bu kısıma anlam verilemedi.
ağırını bilin ki atıcı yayı Arabi ola. Vacibdir ki anun
Atıcı yayı, Arap yayı olmalıdır. Onun uzunluğu atıcı karışıyla altıbuçuk karış olması gerekir.
Ve kuvve atıcıdan aşağı olmalıdır. Üçte biri kadar olmalı fazla olsa atış tam gerçekleşmiş olmaz. Bilinmelidir ki Arabî
yayın ağırlığı yüzyirmi rıtıl86 olmalıdır. Her rıtıl yüzotuz dirhem olmalıdır. Ölçüsü budur. Yay kabzasından asılmalıdır.
Demren kabzaya ulaşmalıdır. Esasen yay yüz rıtıl olmalıdır. Ok demrensiz on dirhem olmalıdır. Eğer elli rıtıl olsa, ok beş
dirhem olmalıdır. Demrensiz. Kadı Muhlis87 bu ölçüyü belirtmiştir. Demren okun onda biri kadar olmalıdır. Yelek ağırlığı
demrenin üçte biri olmalıdır. Kiriş ağırlığı okun yarısı kadar olmalıdır. Seyfü’l- Mücahidin88 ’e sordum: Dedi ki ok yayın
onda biri kadar olmalıdır. Demreniyle. Demren okun onda biri kadar olmalıdır. Benim anladığım kadarıyla bu iş bu kad-
ardır. Bununla ilgili halk arasında farklı inanışlar da dolaşmaktadır.
86
Rıtıl : 130 dirhem,1 dirhem 3.12 gram bu hesaba göre 120 rıtıl x 3.12=15.600 gram bir Arabi yay ağırlığı olmalıdır,denilmekte buradaki ölçülendirme farklı hesap edilmiştir.Ok 10 dirhem olmalı ise bir
ok 31.2 gram olmalıdır.Ok yayın onda biri olmalı ise yay 312 grm olmalı şeklinde bir hesap yapılmıştır.
87
-Fasl başlığı altında Kadı Muhlis’in ok ölçüleri anlatılmıştır.
88
Müellif, ok hakkındaki bu ağırlık ve uzunluk bilgilerini Seyfü’l-Mücâhidîn’e de sormuş ve oka ait bu bilgileri başkalarından da işitmiştir.
biri kadar gerek ben işittim ki bu iş bu kadardır dahi
halkaların
Atıcının kullandığı okun ölçüsü ile ilgili Behram Cur der ki: “okun ölçüsü iki şekilde olmalıdır: biri atıcının koluna göre ölçü,
diğeri baldırına ölçüdür,” der.
Tahir Belhi ise: “okun uzunluğunun ölçüsünün atıcının koltuğu altından başlayıp orta parmağı ucuna kadar olmalıdır”
der.
Ebû İshak el-Refa ise: “okun ölçüsünün atıcının kuvvetiyle çekebileceği uzunlukta kendi tecrübesi ile belirlenmeli,” der.
Müellif Mürif bin Abdülkerim’ de uzuvlarının izin verdiği kadar olmalı, diyerek Ebû ishak ‘ı benimser.
bir hemiyan içinde ola. Bir kicek muvaık kaftan ola
ve bir
Bir de atıcıya gerekli olan malzemeler neler olmalıdır? sorusunun cevapını verelim: Bilinmelidir ki “ Yayın iki kirişi ol-
malıdır, düzelmiş tirkeşine asılmış olmalıdır. Bir bıçağı, bir egesi olmalıdır. Bir kiriş koyacak yeri olmalıdır. Bunların tama-
mı bir yerde olmalıdır. Bir küçük uygun kaftanı olmalıdır. Ve bir kalkanı olmalıdır, bir ok doğrultacağı olmalıdır. İki adet
yüzüğü (enguştuvan-zihgîr) olmalıdır. Atıcılar bu aletlerin tamamını asla yanlarından ayırmamalıdırlar. Bu malzemelerin
ne zaman, nerede gerekeceği bilinmez. Bilinmelidir ki “alet olmazsa yetenek ortaya çıkmaz”.89
89
“Kem aletten kemâlât olmaz.”
Çekmegün bir kez olsun ve katı ok bir nicaga erişesa
saşasın
elünü gögsüngle nefesünü çıkarmagla ve gönlünü
hazır kıl atmağun
yıllıla* alsun ve katı ki binila* kılsın kimsa geçmeya
işallahu Te’âlâ.
BAB BEYAN KILUR KIRIŞ BİLEĞİNA DOKUNMAĞI
BIRKAÇ SEBEBI VAR
Okun uzağa atılmasının nasıl yapılacağı iyi bilinmelidir. Oku yüksek bir yerde, nemsiz bir günde, verev durarak atmak
gerekir. Ok ne çok yükseğe ne de çok alçağa atılmamalıdır. Sol parmağını istediğin yerden tarafa çeviresin. Sağ ayağının
üstüne yüklenesin. Sol dizine bağlıyasın. Bir temastan* engüştüvanıla sıkı olmalıdır. İçi kuvvet almamalıdır. Yayını Hek-
im Ebû Abdullah90 tutuşu gibi tutmalısın. Sol elinin baş parmağı ucunu kaşının hizasına denk getirmelisin ki sakın okun
yukarıya gitmesin. Yoksa seyri az olur ve aşağıdan da atılmamalıdır. Oku çekmeyi bir kez de gerçekleştirmelisin ve ok
bir yere sapmadan hedefe ulaşsın. Elini gögsünle nefesünü çıkarmadan ve gönlünü hazırlayarak ve emin bir şekilde
atmalısın ki seni Allah’ın izni ile seni kimse geçemesin.
90
Hekim Ebû Abdullah: yay tutuşu örnek alınan okçu ustası
irişmek kati sevkden olur bir kahil getirmekden yay
katısından
olur ve göğüs şişmekden olur. Hazar kılsun bu
nesnelerden.
BAB BAL BARMAK KAVLAMAK Bal barmağı kirişle
dırnak
üstünden denk çekmek olur. Eğer tiz götürse kavla-
maz ve dahi çekerken
yay arasına gira başını dik duta ve yanını dik duta ve dahi
yayun aşagı yanı yabana egmekden olur. Çün aşağı
yanı yabana egile
yukaru yanı içeru girer. Anda sakalını urar. Sakunasun.
BAB EL SEMNEM*
24. Bölüm: Kirişin Balparmağa Dokunması Neden Olur?
Kirişin başparmağa değmesinin nedenleri vardır: bunlar havanın çok soğuk olması, yayın sert olması ve göğsü şişirme-
kten olur.Bu durumlardan kendini korumalısın.
Balparmağın kavlaması kirişin balparmağın ve tırnak üstünden çekilmesiyle olur. Eğer kiriş tez bırakılırsa kavlamaz ve
kavlama kirişi çekerken elin kiriş üstüne düşmesinden olur. Atıcılar balparmağın kavlamasından sakınmalıdır.
SOL ELÜNÜN BAŞ BARMAGIN SIYIRMA: Yilin katı-
sından olur. Ağruk
şişmekden olur. Gez aşağı itmekden olur. Baş bar-
mak katısından olur.
Kabza güksik barmaklar diyi cem olmakdan olur.
Kabza incesinden olur.
ve eti ve sevk katı olmakdan olur ve kabza-i sesut
dudub muhakem
muhkem baglamakdan olur. BAB SAG ELÜN BAŞ
BARMAĞI AĞRIMAĞI
Kiriş et üstüna kalmakdan olur. Boynundan ırak yera
kiriş erekabçı*
üsduna çıkmakdan olur ve engüştuvaneden olur.
BAB KIRIŞ
SAKAL URDUĞU: Başin aşağı eğmekden olur ki salkal
kirişle
yay arasına gira başını dik duta ve yanını dik duta ve
dahi
yayun aşagı yanı yabana egmekden olur. Çün aşağı
yanı yabana egile
yukaru yanı içeru girer. Anda sakalını urar.Sakuna-
sun. BAB EL SEMNEM*
26. Bölüm: Tırnak Kırılması Neden Olur?
Tırnak kırılması kirişin parmak uçlarıyla değil tırnak üstünden çekilmesinden olur.
Parmakların gevşek tutulması ve sağ elin üç parmağını üstten yummaktan, parmak bendelerinin etli olmasından ve
zihgirin uzun olmasından meydana gelir.
Bu tür hatalar atıcının tırnaklarının kırılmasına neden olur.
Atıcılar bunlardan da sakınmalıdırlar.
27. Bölüm: Kirişin Kulağa Vurma Nedenleri Nelerdir?
Kirişi bırakırken gevşek bırakmak, yayın eğik olması ve başın oynatılması kirişin kulağa vurmasına neden olur. Oku yer-
leştirirken dikkatli olmalı, atıcı yayı kendine dayamalıdır. Oku yerleştirken yayı kendine dayandırırsa ve başını oynatırsa
kiriş omuza gelir ve kulağa çarpar, o zaman da bir acı oluşur. Bunu yapmayı sürdürmek ağrı ve yaralanmanın artmasına
neden olur. Usta atıcılar bundan da sakınmalıdırlar.
Kirişin sol elin başparmağını sıyrılması nedenleri arasında; okun yelek kısımının sert olması, igrak şişmesi91, kızağın
itmesi, başparmağın sıkı durması, kabzada yüzük parmağın bulunmasından olur. Kabzanın ince olması, Kabzanın çok
soğuk ya da sıcak olması gibi olumsuzluklar sayılabilir. Vassı ve sevük92 sıkı tutulmasından da olur ve kabzayı sert tut-
up oku sıkı bağlamaktan da olur.
91
Anlam verilemedi
92
Anlam verilemedi
29. Bölüm: Sağ Elin Başparmağının Ağrıması Nedenleri Nelerdir?
Sağ elin başparmağı; kirişin başparmak eti üzerinde kalması sonucu, boyundan uzak yere kirişi çekmek ve engüştu-
vane93 zihgir (yüzük) kullanımının yanlışlığı nedeniyle ağrır.
Kirişin sakala vurması kusurunu gidermek için atıcının atış sırasında başını esnetmemesi yani başını dik tutması gere-
kir. Böyle yapmazsa sakal kirişle yay arasına girer.Bunu önlemenin yolu atıcının başını ve yayını dik tutması ve yayını
aşağıya eymemesidir. Eğer yay aşağıya egilirse o zaman yukarı tarafta sakal kirişle yayın arasına girer.Bu davranıştan
sakınlılmalıdır.
93
zihgîr
OK NE MEZHEBCE ITÜLÜR: Ma’lûm gerek kabzalarda
ne kabzadır.
Yarışacak olanların ok atma yöntemleri nedir? Bilmek gerekir. Kabza nasıl olmalıdır? Bilmek gerekir.
Said bin Hafif ‘in ok atmakta kendini geliştirmek için tercih ettiği yöntemler şöyledir: Nişan alınan yerin, uzaklığı ve
kısalığı bilinmelidir. Atış için oturulacak yer bilinmelidir. Menziller bilinmelidir. Hangisi atışta üsdatdır bilinmelidir. Çöme-
lerek yere oturmalıdır. Yarışma sırasında ok üsdatlarının yapmaları gerekenler bellidir. Her biri kendi menzili ve mertebe-
sine yönelmelidir. Ve belli bir anda birlikte atış yerine gelinmelidir. Kesinlikle birlikte orada toplanılmalıdır. İkindi namazını
kıldıktan sonra birlikte atış yerine varılmalıdır. Mikdarlı mikdarınca kendilerinden üstad kişinin yerine varmalılar. O an-
dan sonra hiç kimse atış yapmamalıdır. Üstaz ile tanışmadan önce kimler atış yapmışsa bilinmelidir. Üstazlarda kimin
mezhebince attalar o da bilinmelidir.
ve dahi bunların oklarunun menzili iki nisan ortasın-
da ne kadardır
ma’lûm ola iş bu daire oklar düşecek yere kıldılar
şununüçün
ki nazar kılub hükm itdiler. Bunların atdığına taki
galib kimdir maglub
kimdir Ma’lûma ola. Okları on bahş kısmet kıldılar
bir ok
Ok atarken oku bırakma hareketleri var mıdır, yok mudur diye merak edenler bilmelidir ki oku bırakmada üç tarz hareket
vardır. Bunlardan biri; Tahir Belhi ve anasine bağlı olanların uygulamalarıdır ki, oku bırakırken hareket etmemeli, dik
durmalı ve sağ eli hareket ettirmelidir, derler. Atışta ise oku bırakmada sıçramayı önerirler. Şöyleki oku bırakırken yayın
tutma yerini sıçratarak hareket ettirilmesini önerirler.
Ebû Hâşim Baverdî94‘de der ki yayı silkeleyerek koltuğuna yaklaştırmamızı, belin hareket ettirilmesini ve sol elin dik dur-
masını, hareket etirmemesini önermektedir.
94
Ebû Hâşim Baverdî: ok üstadı
koltduğuna irişa hareketlerde yagrağı oldur ki bilek
hareket
vakıta ki bir kişi uzun yaylu ola boynu kaim ola kulacı
tamam ola ve barmakları uzun ola. Ol kişi murabba
talim
kılmak gerek. yani dördil kabza onunçün ki barmakları
uzun
olacak kabza üsdina dolanur elini müdevver kılmak
kolay olur
ve dahi nazarı dışardan ola iki göziyle anuniçinki
boynu kaim
uzun olacak yumuşak olur nişane nazar kılmak ge-
niz* olur ve dahi
viruduna* şöylekim sol omuz nişana mukabil ola
çekmeği
Atıcıların vücut yapıları yay çekmede ve ok atmada etkilidir. Şöyle ki yapısı sert bir kişi uzun yaylı ve uzun boylu olmalıdır.
Kolları özürsüz olmalıdır. Parmakları uzun olmalıdır. Parmakları uzun olan atıcılar için murabba95 öğrenmesi gereklidir.
Yani dörtlü kavrayışla kabza tutuşu parmakları uzun olanlar tarafından yapılmalıdır, parmaklar kabza üstüne dolanma-
lıdır. Böylece elini yuvarlaması kolay olur ve bakışı dışardan olmalı ki gözüyle hedefine bakmalıdır. Yayı daima uzun ve
yumşak olmalıdır. Böylece hedefe bakış açısı geniş olur ve dahi diri durmalıdır. Sol omuz hedefe karşı tutulmalıdır. Kiriş
sağ omuzunun ucuna kadar çekmelidir. Bunun nedeni kolu uzun ve göğüsü geniş olan kişinin geniş yay ve uzun ok
kullanmasının daha uygun olmasındandir.
95
Dörtlü tutuş tekniği
baş vacib dizin virev dura anunüçün ki tamam çekmek
96
Verev yan durmak,
kabzasınun iç yanında gerek.kimün ki cismi kısa olsa
barmakları
tamam olsa gögsi kıyık boynı kısa olsa ol kişi iç
yanından
hem daş yanında nazar kıla. Ana murabba kabza
muvafıkdır. Atarken
nişana mukabil dura ve hem agızna çeke. Kimün ki
boynu tamam olsa
ve cism kısa olsa göğsü kıyık olsa elleri kısa olsa ve hem
barmakları tamam olsa iki gözüyle dısardan baka ve
murabba kabza
nisana karsu dura, kulak yumuşağına ceka. Bu sözün
beyanı her terkib
itse ki pençesi kıyık ola. Barmakları tamam ve yumu-
şak ola. Nazarı
anun taş yanından gerek iki göz ile bile kimün ki
gögsi yassı ola
ve kulacı tamam ola omuz başına çekmek muvafıktır
ki eyu ola ve dahi
kimun ki orta terkiblü ola. Kabzı içinden ve dışından
nazar kıla.
Bu kişiler kabzasının iç yanından bakması gerekir. Kimin ki boyu kısa olsa, parmakları tam olsa, gögüsü geniş olsa,
boyu kısa olsa, ol kişi hem iç yanından hem de dış yanından hedefe bakabilir. Ona dörtlü tutuş kabza uygundur. Hedefe
karşı durmalıdır. Ve ağızna doğru oku çekmelidir.
Kimin ki boyu eksiksiz olsa ve vücutu kısa olsa göğsü geniş olsa, elleri kısa olsa ve parmakları tam olsa, iki gözüde
dışardan bakarak hedefe yönelebilir. Bu tür atıcılar dörtlü tutuş kabza kullanmalıdır. Hedefe karşı durmalıdır. Kulak yu-
muşağına doğru çekmelidir.
Buraya kadar söylenen sözlerin ortaya koyduğu sonuç şudur: atıcının pençesi geniş ve parmakları tam ise yumuşak
olmalıdır.Hedefe bakışı dış yandan yapmalı ve iki göz ile bakmalıdır.
Kimin ki gögüsü yassı ola ve kolları normal ölçüdedir o omuz başından çekmeklidir ki o da hedefini ortalaya bilsin. O da
kabza içinden ve dışından hedefe bakabilir.
BİTTİ
İNDEKS
Kaynaklar
Bir, A., Kaçar, M. ve Acar, Ş. (2005). Ottoman distance archery, bows and arrows. Arch. Int. d’Histoire des Sciences, 55,
435-457. Çağbayır, Y. (2007). Ötüken Türkçe sözlük C.1-5. İstanbul: Ötüken Neşriyat. Derleme Sözlüğü (2009). C. I-VI.
Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. Devellioğlu, F. (2006). Osmanlıca-Türkçe ansiklopedik lugat. Ankara: Aydın Kitabevi.
Feyizli, H. T. (2015). Feyzü’l-Furkân Kur’ân-ı Kerîm ve tefsirli meali. İstanbul: Server İletişim. Genç, İ. Kılıç, A. Aksoyak,
İ. H. (2014). Dede Korkut kitabı han’ım hey C.I-II. Ankara: TOBB. Gülensoy, T. (2007). Türkiye Türkçesindeki Türkçe
sözcüklerin köken bilgisi sözlüğü. Ankara: Türk Dili Kurumu Yayınları. Gülsevin G. (2011). Eski Anadolu Türkçesinde
ekler. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. Gülsevin, G. Boz, E. (2010). Eski Anadolu Türkçesi. Ankara: Gazi Kitabevi.
Gürgendereli, R. (2015). Bir okçuluk risâlesi: Kavsnâme. Turkish Studies, 10/8, 1313-1324. Kemankeş Mustafa Efendi
(2010). Kavsnâme (haz. Hanifi Vural - Yaşar Metin Aksoy). Tokat: Taşhan Kitap Yayınları. Köktekin, K. (2011). Eski An-
adolu Türkçesi. Erzurum: Fenomen Yayınları.
18Rabbim bana öğretmeseydi, Allah’ı bilmezdim. Acluni, Keşf, 472, No: 164.
1104* TAED 56 Necip Fazıl ŞENARSLAN
Kuçşuzade, M. (2015). Sünnette spor. International Journal of Science Culture and Sport, Special Issue 4, 396-403.
Metin, T. (2014). Selçuklularda okçuluğa genel bir bakış. Tarih Okulu Dergisi, XVII, 131-153. Mustafa Kânî Bey (2010).
Telhîs-i Resâilât-ı Rumât (Okçuluk Kitabı) (haz. Kemal Yavuz - Mehmed Canatar). İstanbul: İstanbul Fetih Cemiyeti.
Özkan, M. (1995). Türk dilinin gelişme alanları ve Eski Anadolu Türkçesi. İstanbul: Filiz Kitabevi. Şahin, H. (2011). Eski
Anadolu Türkçesi. Ankara: Akçağ Yayınları. Tarama Sözlüğü (2009). C. I-VI. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. Timur-
taş, F. K. (2012). Eski Türkiye Türkçesi. İstanbul: Kapı Yayınları. Yücel, Ü. (1999). Türk okçuluğu. Ankara: Atatürk Kültür
Merkezi Başkanlığı Yayınları.
Vasiliev, A. A. (1943). Bizans İmparatorluğu Tarihi. (A. M. Mansel, Çev.), Ankara: Ankara Maarif Matbaası. • Veronıque, S.
(2016). Tarihçiler.(E. Bildirici, Çev.), İstanbul: İletişim Yayınları. • Wittek, P. (2013). Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğuşu.
(F. Berktay, Çev.), İstanbul: Pencere Yayınları. • Yazıcı, N. (1992). İlk Türk İslam Devletleri Tarihi. Ankara: Ankara Üniver-
sitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları. • Yıldız, H. D. (1988). Abbasîler. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (Cilt. 1, s.
31-48) içinde. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları. • Yılmaz, K. (2013). Postmodernist Tarih Yaklaşımı: Postmod-
ernizmin Tarih Eğitimi İçin Doğurguları. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, (34), 197-209. • Yiğit, İ. (1995).
Emeviler. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (Cilt. 11, s. 87-104) içinde. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları.
• Yiğit, İ. (2004a). Mevâlî. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (Cilt. 29, s. 424-426) içinde. İstanbul: Türkiye Di-
yanet Vakfı Yayınları. • Yiğit, İ. (2004b). Memlükler. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi ( Cilt.29, s.90-97) içinde.
İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları. • Yolalıcı, M. E. (2009). Türk Tarihinin Kaynaklarına Genel Bir Bakış. Uluslararası
Sosyal Araştırmalar Dergisi,1(3), 471-484.
BİBLİYOGRAFYA:
Wensinck, el-MuǾcem, “remy” md.; Müslim, “İmâret”, 167; Ebû Dâvûd, “Cihâd”, 23; Süleyman Kâni İrtem, Türk Keman-
keşleri, İstanbul 1938, tür.yer.; Halim Baki Kunter,
KAYNAKÇA:
AYANOĞLU, İsmail Fazıl; Ok Meydanı ve Okçuluk Tarihi, Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları, 1975
ERZURUMİ, Hüseyin b. Ahmed, Hülasa Okçuluk ve Atıcılık, Haz: H. İbrahim Delice, İstanbul, Kasım 2003
YÜCEL, Ünsal; Türk Okçuluğu, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, 1. Baskı, Ankara 1999
KAHRAMAN, Atıf; Osmanlı Devletinde Spor, Kültür Bakanlığı Yayınları, Yayımlar Dairesi Başkanlığı Başvuru Kitapları
Dizisi, 1. Baskı, Ankara 1995