Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 4

NAZLI KILAN ERMUT

Merhaba Mutluluk Liderlik ve Gelişim İnsan Kaynakları Yönetimi Kısa Denemeler

Bir Sorum Var Podcast Ben İletişim

24 Bir Konferansın Ardından -1 “Sevgili


Mar

Dilek Öğretmen”
23 Mart 2016’da Power of Happiness grubu tarafından
İstanbul’da düzenlenen İş’te Mutluluk – Zor Zamanlarda
Mutlu Olma Sanatı başlıklı konferansa katıldım. Tam da
benim üzerinde epey çalışıp kafa yorduğum konulara
yönelik olduğu için orada olmak da çok ilgimi çekmişti.

Konferansın teması “resilience” yani tam da Türkçe


karşılığı olmadığını düşündüğüm ve birden çok kelimeyle
bana anlamlı gelen bir temaydı. Birden çok kelime ile
diyorum, çünkü bence çok kapsamlı bir sözcük, esneklik, vaz geçmeme, tekrar ayağa kalkma, güçlü ve kararlı
olma, yapabilir olduğunu hissetme gibi bir çok destekleyici özelliği içinde barındıran bir sözcük resilience. Bence
her birimizin içimizde bir yerlerde yakalayıp, bulup çıkarıp, bir an önce de kullanmaya başlamamızın önemli
olduğunu düşündüğüm bir kelime.

Konferansta konuşulanlardan söz etmek de istiyorum, çünkü kendime aldığım bir çok not ve üzerinde çalışmaya
karar verdiğim fikir vardı gün boyu, ama bugün değil. Bugün daha önce sosyal medya aracılığı ile farkına
vardığım, o gün de beni çok etkileyen, ama dün dinlediğimde güç veren, umut veren, içimi ısıtan, tutkuyu, sevgiyi,
bağlılığı, yaratıcılığı, yani şu bangır bangır bağırdığımız insan olmanın nasıl bir şey olduğunu tam anlamıyla
gösteren sevgili Dilek Öğretmen’den, Dilek Livaneli’den söz etmek istiyorum. Çünkü onu duymayan varsa ben de
duyurayım istiyorum, bir kişi yaptıysa herkes yapabilir, hepimize örnek olsun istiyorum, hepimizin içinde o
tutkunun yakalanmasının çok değerli olduğunu biliyorum.

Konuşmalarından onu tanıdığım kadarıyla anlatacağım Dilek Öğretmeni. Samsun’un Çarşamba ilçesinde,
Kumköy İlkokulu’na müdür yetklili öğretmen olarak atanmasının ardından bize dün anlattıklarından bende
kalanlardan söz edeceğim kısaca, sonra da diyeceğim ki araştırın internetten Dilek Öğretmeni, bakın inceleyin,
insan isterse neler yapabiliyor sıkı sıkıya tutunduğu ve inandığı ve içinde anlamı keşfettiği bir şeyler için.

Dilek Öğretmen kocaman bir hayalle çıkmış yola, köyleri cazip hale getirmek. Ardından da köy okulunu cazip hale
getirmek üzere çalışmaya başlamış hayaline giden yolda. Yaptıkları saymakla bitmiyor, bir yerlerde konuşurken
duyarsanız, mutlaka gidin dinleyin veya izlemediyseniz 20 dakika ayırın ve “Bir Dilek Yetmez” başlıklı TEDX
konuşmasını internetten bulup izleyin, içindeki tutkuyu ve heyecanı görmenin en iyi yolu bu.

Öyle güzel cümleler söyledi ki dün bize. Dedi ki, bilgiye ulaşmasını teknolojiyle sağladık çocukların, ama asıl
gülümsemelerini sağlayarak sevgiye ulaşmalarını, mutlu olmalarını sağladık. Dedi ki, köy okulunu köyün yaşam
alanı haline getirdik, iletişim, komşuluk ilişkileri güçlendi. Anneleri okula çektik, okulumuza anne eli değdirdik
dedi. Ben ilkokul öğretmeniyim, çocuklara ilkleri yaşatmalıyım dedi. Onları hem sanat, hem kültür, hem spor, hem
bilim, hem doğa, hem eğlenceyle tanıştırdığını anlattı. Engellilerle projeler yaparak çocuklarda bu konuda
farkındalık yarattıklarından söz etti. Her şeye ragmen çocuklardan öğreneceğimiz çok şey var diyerek çok güzel
bir mesaj verdi.

Sonra hayalini destekleyen Kadın ve Yaşam projesinden söz etti.Köyde okuma yazma bilmeyen kadın kalmadı
dedi, kadınlara aile eğitimleri verdirdik dedi, köye opera getirdik dedi, kadınlar gününde kadınlarımız şiir yazıp, şiir
okudular dedi. Kadınlarımıza meslek edindirme atölyesi düzenledik, bir meslekleri oldu, para kazandılar dedi.

Dilek öğretmenin yaptıklarını dinlerken konuşma boyunca kalbimin gümbür gümbür çarpmasını, gözlerimin
dolup dolup boşalmasını, tutkunun ve yürekteki heyecanın davranışa geçmiş halini görmenin verdiği mutluluğun
nasıl bir şey olduğunu anlatamam. Salonca ayakta alkışladık onu ve başardıklarını. Dilek Öğretmen gerçekten bir
köye ilkleri yaşatan bir öğretmen. Dilek Öğretmen konferansın teması olan hani şu benim bir sürü kelimeyle
tanımladığım resilience’ın ayaklı örneği bana göre.

Bireysel lider olmak, sevdiği işi yapan ve/veya işini seven çalışan olmak, ilişkileri farkındalıkla yönetmek, sabit
değil de gelişimi destekleyen zihin yapısından bakmak gibi üzerinde konuştuğumuz bir sürü konuya çok güzel bir
örnek sevgili Dilek Öğretmen. Ama hepsinin ötesinde, insan potansiyeli dediğimiz şeyin nasıl bir şey olduğunu ve
açığa çıktığında neler olabileceğini anlatan gerçek bir hikaye.

Eminim her birimizin içinde de kendi alanlarımızda ilkleri yaşatma potansiyeli var. Önemli olan bu tutkunun ve
inancın ortaya çıkması, önemli olan kararlılıkla tutkuyu ve o güçlü inancı davranışa dökmek ve harekete geçmek.
Kendi hayallerimizi net bir şekilde tanımlamak, yani o hayali gerçekten hayal etmek, gözümüzün önünde görmek
ve ona ulaşmaya yürekten inanmak. Galiba anahtar burada.

This entry was posted on 24 Mart 2016, in LİDERLİK VE GELİŞİM, MUTLULUK, İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ and tagged kararlılık,
mutluluk, resilience, tutku. Bookmark the permalink.

Yorum bırakın

← Bahar, umut ve gelecek Bu Hafta İçin Bir Hikaye →

BİR CEVAP YAZIN

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


İsim *

E-posta *

Web sitesi

Yorum gönder

Yeni yorumları bana e-posta ile bildir.

Eposta yoluyla yeni yazıları bana bildir.


This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

SON YAZILAR

S4B3; En son ne zaman gökyüzüne baktınız?

S4B2; Meltem Ferendeci Özgödek’le “Bugünden geleceğe insan yönetimi nasıl yol almalı?

S4B1; Pencereden içeri bakıyor muyuz?

S3B16; Neden istifa edilir?

S3B15; Beklentinin sonuca etkisi nedir?

Mart 2016
P S Ç P C C P
  1 2 3 4 5 6

7 8 9 10 11 12 13

14 15 16 17 18 19 20

21 22 23 24 25 26 27

28 29 30 31  
« Şub
 
Nis »

BU BLOĞU TAKİP ETMEK İÇİN


BU BLOĞU TAKİP ETMEK İÇİN..

Bu bloğu takip etmek ve yeni yazılar yayınlandığında haberdar olmak için lütfen e-posta adresinizi girin.

E-posta Adresi

Takip Et

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

You might also like