Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 6

KURTULUŞ SAVAŞI DÖNEMİ EĞİTİM ALANINDAKİ GELİŞMELER 11.

HAFTA

Kurtuluş Savaşı dönemi eğitiminin temel özellikleri

1.Kurtuluş mücadelesi, eğitimi derinden etkilemiş, eğitim de bu mücadeleye katkıda bulunmuştur.


2.Savaşın en yoğun olduğu bir zamanda Ankaraʹda bir eğitim kongresi toplanmış, burada Mustafa
Kemal Atatürk çok önemli bir konuşma yapmıştır. Bu olayın eğitim tarihimizde büyük değeri vardır. O,
konuşmasında, yeni bir insan tipi yetiştirilmesi gereği üzerinde durur. Bu millî bir eğitim almış,
öncelikle millî varlığını koruması kendisine en temel değer olarak öğretilmiş bir insan tipidir.

3.Halkın millî kurtuluş davası yolunda bilgilendirilmesi amacıyla halk eğitimi çalışmaları yapılmıştır.

Millî uyanış ve örgütlenmeye öğretmenlerin katkısı

1.Mitingler

 İzmirʹin işgalini izleyen günlerde, Fatih, Üsküdar, Kadıköy, Sultanahmet, Darül‐fünun mitinglerinin
düzenleyicileri ve konuşmacıları arasında özellikle öğretmenler görülmektedir: Halide Edip,
Nakiye Hanımlar, Hüseyin Ragıp, İsmail Hakkı, Mazhar, İhsan, Selim Sırrı, Emin Âli, Mehmet Âli,
Selâhattin, Muslihittin Âdil, Âkil Muhtar Beyler.
 21 Mayısta yapılan Darüifünûn mitingini ele alırsak, bu, hemen hemen yalnızca bir öğretmenler
mitingi olmuştur.
 Anadoluʹda düzenlenen protesto mitinglerinde, öğretmenler genellikle, etkisi çok daha fazla olan
ulemâ sınıfının arkasında bir etkinlik göstermişlerdir.
 TBMM kurulduktan sonra hükümet, öğretmenlere, yer yer halkı istiklâl mücadelesi konusunda
aydınlatma, isyancıları nasihatla doğru yola getirme gibi görevler vermiştir.

2.Kongreler ve TBMM

 Kongresine (23 Temmuz‐7 Ağustos 1919) katılan elliden fazla delege arasında 5 öğretmen vardır.
Sivas Kongresine (4‐11 Eylül 1919) katılan otuzdan fazla delege içinde de yalnızca bir öğretmen
görülüyor.
 23 Nisan 1920ʹde açılan TBMMʹnde 337 kadar mebus arasından 30 kadarı öğretmendir.
 Kongreler okul binalarında toplanmış, TBMM sıraları Ankara okullarından sağlanmış, Ankaralı bazı
öğretmenler Mecliste konuşulanları kaydetmek için zabıt kâtipliği de yapmışlardır.

Cephede öğretmenlerin etkisi

 Kurtuluş Savaşında bazı öğretmenlerin cepheye koşarak düşmanla mücadele ettiklerini,


bazılarının şehit düştükleri bilinmektedir.
 Özellikle 1921 başlarında düzenli ordu kuruluncaya kadar, öğretmenlerden yer yer Kuva‐yı
Milliye (millî kuvvetler) denen millî direniş için silâhlı örgütlenme ve mücadeleye katılanlar çoktur.
 Bazı yerlerde de öğretmenler gece asayiş için nöbet tutup gündüz de derslerine girmişlerdir.
 Ancak, cephede fiilen çarpışan öğretmenler gönüllü öğretmenlerdir. Çünkü 7 Mart 1921 tarihli
bir kanun, öğretmen, öğrenci ve medrese mensuplarının askerlik görevlerini tecil etmiştir
(ertelemiştir).
İşgal altındaki bölgelerde okul ve öğretmenlerin durumu

 İstanbulʹda öğretmenler ve eğitim baskı altına alınmıştır. Bu baskının bazı yönleri özetle
şöyledir:
 Maarif Nezareti, İttihat ve Terakki Fırkasına mensup olmakla suçladığı bazı öğretmenleri
azletmiştir.
 İstanbul Darülmuallimîni mezunları, ʺmillî harekete katılırlar ʺ korkusuyla Anadolu’ya
atanmamıştır.
 1920 Nisan ‐ Temmuz aylarında Maarif Nazırlığı yapan Rumbeyoğiu Fahrettin, okul
kitaplarından Türk sözcüğünün çıkarılıp Osmanlı sözcüğünün konmasını istemiştir.
 Maarif Nezareti, öğretmen ve öğrencilerin, Anadoluʹda doğup gelişen millî hareketle
ilgilenmelerini engellemeye çalışmıştır.
 İstanbul dışındaki işgal bölgelerinde işgalciler öğretmenler ve okullara açıkça ya da sinsic
yıldırma politikası uygulamışlardır.
 Yunanlılar da, işgalleri altındaki bölgelerdeki okulların bazılarını 1921‐1922 ders yılında
kapatmışlar, öğretimi sürdürenlerin programlarındaki Tarih dersinde değişiklik yapmışlar,
Malûmat‐ı Vataniye dersini de kaldırmışlardır. Ayrıca, her derece okullara Yunanca koyup bu
dersten sınıf geçme zorunluluğu getirmişlerdir.

Kurtuluş Savaşı döneminde eğitimde kurtuluş bilinci

 Kurtuluşu sağlama ve hür yaşama bilinci okullara girmiştir.


 ilkokullarda çocuklar ʺMilliyetçiler (Kemalistler)ʺ gibi giyinmekteydi ve yurt sevgisi üstüne
şiirler okmaktaydılar.
 Bazı Sultanî öğrencilerinin cepheye gitmek istedikleri, kızların hastabakıcılık yapmak için
başvurdukları görülür.
 Millî hareketin önderleri, özellikle Mustafa Kemal ve Kâzım Karabekir, millî heyecanın
öğrenciler tarafından da teneffüs edilebilmesi için okullara sık sık ziyaretler yapmışlardır.

Kurtuluş Savaşı döneminde eğitimin İdarî teşkilâtlanması

 Kurtuluş Savaşı yıllarında iki Eğitim Bakanlığı vardı: Ankaraʹda TBMM Hükümetinin Maarif
Vekâleti, İstanbulʹda Osmanlı Hükümetinin Maarif Nezareti.
 23 Nisan 1920ʹde TBMM açıldıktan sonra Hükümet 3 Mayısta kurulmuş ve Bakanlıklara,
Osmanlı Hükümetinden farklı ve daha anlamlı olarak Vekâlet adı verilmişti.
 Maarif Vekâletinin merkez teşkilâtı ilk kuruluşunda bir‐iki oda içine yerleşmiş üç beş
memurdan oluşuyordu.
 Kurtuluş Savaşı yıllarındaki TBMM Hükümetlerinin Maarif Vekilleri şunlardır:
  Dr. Rıza Nur : Mayıs‐Aralık 1920  Hamdullah Suphi : Aralık 1920‐Kasım 1921  Mehmet
Vehbi : Kasım 1921‐Kaşım 1922  İsmail Safa : Kasım 1922‐Mart 1924
 O dönemin bazı Osmanlı Maarif Nazırları şunlardır:  Ali Kemal : Mart‐Mayıs 1919  Sait :
Mayıs 1919‐Mart 1920  Abdurrahman Şeref: Mart‐Nisan 1920  Rumbeyoğlu Fahrettin :
Nisan‐Temmuz 1920  Hadi Paşa : Temmuz‐Ekim 1920  Sait : Ağustos 1921‐Ekim 1922 1
Kasım 1922ʹde Saltanatın kaldırılması ile Maarif Nezareti tarihe karışmıştır
1921 Maarif Kongresi ve önemi

 15 Temmuz 1921ʹde Ankaraʹda toplanan Maarif Kongresi, yurdun her tarafından gelen
250ʹden fazla erkek ve kadın öğretmeni biraraya getirmiştir.
 Kongreyi Mustafa Kemal, cepheden gelerek açmış ve çok önemli bir açılış konuşması
yapmıştır.

1.Mustafa Kemalʹin Kongreyi açış konuşması

 Mustafa Kemal, Kongreden ʺTürkiyeʹnin millî maarifini kurmasını ʺ ister ve ʺmillî maarifi
açıklar: ʺŞimdiye kadar takip olunan tahsil ve terbiye usûllerinin milletimizin gerileme
tarihinde en önemli bir etken olduğu kanaatındayım. Onun için bir millî terbiye programından
bahsederken, eski devrin batıl inançlarından ve doğuştan sahip olduğumuz özelliklerle hiç
İlgisi olmayan yabancı fikirlerden, Doğudan ve Batıdan gelebilen tüm etkilerden tamamen
uzak, millî ve tarihî özelliğimizle uyumlu bir kültür anlıyorum.
 Mustafa Kemal, çocuklara, gençlere neler öğretilmesi gerektiğini de belirtir: ʺOnlara özellikle
varlığı ile, hakkı ile, birliği ile çatışan tüm yabancı unsurlarla mücadele lüzumu ve millî fikirleri
kendinden geçerek her zıt fikre karşı şiddetle ve fedakârca koruma gereği telkin edilmelidir. ʺ
 Kemal, bu konuşmasında öğretmenleri ʺgelecekteki kurtuluşumuzun saygıdeğer öncüleri ʺ
olarak tanımlamıştır.

Atatürk’ün eğitimimizin durumuna ilişkin başlıca gözlem ve teşhisleri:

 “Bu memlekette eskiden beri bilgisizlik devam ediyor. Eski idareler, bu bilgisizliği sürdürmeyi
kendi devamları için gerekli görüyorlardı. Bu memlekette cehaleti süratle ortadan kaldırmak
lazımdır. Başka kurtuluş yoktur”.
 “Milleti, yüzyıllarca başkalarının hırs ve faydalanma aracı kılan en büyük düşmanı bilgisizliktir.
Milleti yüzyıllarca kendi benliğine “sahip” yapmayan, milleti yüzyıllarca kendi hakkında
ihtiyatsız bulunduran hep bu bilgisizliktir”.

Atatürk’ün eğitimimiz için önerileri, istekleri, talimatları:

 “Bir millet, irfan ordusuna malik olmadıkça, muharebe meydanlarında ne kadar parlak
zaferler elde ederse etsin; o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuyla
sağlanabilir. İrfan ordusunun değeri de siz öğretmenlerin değeri ile ölçülecektir”. 
 “Muallimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakar muallim ve mürebbileri, sizler yetiştireceksiniz,
yeni, nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakarlığınız
derecesiyle oranlı bulunacaktır”.
 Gelecek nesiller Türkiye’nin bağımsızlığını koruyacak, cumhuriyeti koruyup yükseltecek
biçimde yetiştirilmelidir.
 Eğitim milli , bilime dayalı ve laik olmalıdır.
 Eğitim işe yarar, üretici ve hayatta başarılı olacak insanlar yetiştirmelidir.
 Eğitim çocuğa hürriyet vererek, yeni nesillere de fazilet,fedakarlık, düzen, disiplin, kendine ve
milletimizin geleceğine güven duygularını geliştirmelidir.
 Eğitim toplumu cehaletten kurtarmalı , onun bilgi ve ahlak düzeyini yükseltmeli, kabiliyetlerini
ortaya çıkarıp geliştirmelidir.
1921 yılı ortalarında vekalet, bir yasa tasarısı hazırlamıştır.

Bu tasarıya göre:
 İlkokullar altı yıldan dört yıla indirilip, bu dört yıl sonunda bir yıl da isteğe bağlı öğretim yapılacaktı.
 Köy bünyeli işçi mektepler kurulacaktı.
 Orta öğretimde ilköğretim gibi dört yıl olacaktı.
 Anadolu’da yüksek öğrenimin, üniversitenin temeli Maarif Vekaleti, 3 Aralık 1921’de başlanılmasını
planladığı “Ali Dersler” programının Bakanlık Özel Kalemine yaptırılmasıyla başlanmıştır

2.Kongrenin çalışmaları ve yankıları


 Ele alınan başlıca konular şunlardır:
  İlkokul ve orta öğretim programları, köy öğretmeni yetiştirilmesi.
 Kongre, bir sonuca varmasa da, öyle bir zamanda toplanmış olması ve Mustafa Kemalʹin
önemli açış konuşmasıyla eğitim tarihimizde önemli bir yer tutar.

Kurtuluş Savaşı döneminde azınlık ve yabancı okulların durumu


 Rum okulları, çevrelerini Rumlaştırma, Yunan işgalini kolaylaştırma, Trabzon ve çevresinde bir
Pontus Rum Devleti kurulması amaçlarını güdüyorlar ve öğretmenleri bu yolda büyük çaba
harcıyorlardı.
 Bu öğretmenler, Rum din adamlarıyla el ele çalışıyorlardı.
 İstiklâl Mahkemeleri, TBMM Hükümetinin kontrolündeki bölgelerde zararlı eylemleri görülen
Rum öğretmenleri cezalandırmış, Maarif Vekâleti de bazı bölgelerde bu okulları kapatma yoluna
gitmiştir.
 Yabancı okullar ve öğretmenleri de bu dönemde zararlı eylemlerini daha şiddet‐le
sürdürmüşlerdir.
 Merzifonʹdaki Amerikan Koleji Türkçe öğretmeni Zeki Bey, okulun haince eylemlerini Hükümete
bildirdiği için öğretmenler ve öğrencileri tarafından şehit edilmiştir.
 Özellikle Abdülhamit döneminde son derece güçlenen yabancı okullar ve azınlık okulları, Millî
Mücadele döneminde artık kendi Devletlerinin Türkiye’yi parçalamak için dayanacakları kültürel
ve ekonomik ortamı hazırlamış bulunuyorlardı.
 Mart 1921 ʹde Anadoluʹdaki tüm yabancı okullar kapatılmıştır.

Kurtuluş Savaşı döneminde halk eğitimi çalışmaları


 Memleketin bazı isyan bölgelerinde, isyancıları doğru yola getirmek için kurulan nasihat
heyetleriʹnde ve daha genel olarak, halkı Millî Mücadelenin amaçları hakkında aydınlatmaları
için görevler vermiştir.
 Kurtuluş Savaşı döneminde halk eğitimi çalışmalarının temel özelliği, halkı millî dava yolunda
bilgilendirmek, birleştirmek olmuştur.
 Mehmet Âkifin bu konudaki çalışmaları önem taşır. O, büyük saygınlığı bulunan güçlü bir şair
ve düşünür olduğu için, Kurtuluş Savaşı yıllarında giriştiği halkı aydınlatma çabalarında çok
etkili olmuştur.
 Aralık 1921ʹden itibaren, halkın ve memurların bilgilendirilmesi için, Ankaraʹda önde gelen
aydınlar tarafından Serbest Âlî Dersler adıyla, Tarih, Türk ve Batı Edebiyatı, Eğitim, Hukuk,
İktisat, Sosyoloji alanlarında herkese açık ders ve konferanslar verilmiştir
Kâzım Karabekirʹin Türk eğitim tarihindeki yeri

 Kâzım Karabekir Paşa (1882‐1948) Mekteb‐i Harbiye mezunudur. I. Dünya Savaşında ve Kurtuluş
Savaşında Doğu Cephesi komutanı olarak Doğu Anadoluʹda büyük zaferler kazanmış, Millî
Mücadeleye ilk desteği sağlayanlardan ve Atatürkʹün en yakın arkadaşlarından değerli bir
komutandır. Onun Türk eğitim tarihinde de yer tutması, eğitimle ilgili eserleri, fikirleri ve
uygulamaları nedeniyledir.
 Eğitimle ilgili başlıca eserleri şunlardır: Çocuk Davamız, Şarkılı İbret, Öğütlerim.
 Karabekir, disipline, ciddiyete, bedenî güce, ahlâkî ve fikrî ilerlemeye dayanan bir eğitim anlayışı
savunmuştur
 Ona göre fakirlikten kurtulmak cehâletten kurtulmakla mümkündür. Bunun için ilkokullar
bulundukları çevrenin şartlarına göre öğretim yapmalı, köy eğitimi köylününihtiyaçlarına göre ve
tarımsal gelişmeyi sağlayacak biçimde düzenlenmelidir.
 Köy çocukları bazı merkezlerde toplanarak sanat ve tarım eğitiminden geçirilmelidir.
 Makinalaşmalı, şirketler kurulmalıdır.
 Eğitimin yaygınlaştırılması taşrada kurulacak kültür merkezleri (üssülhareke) kanalıyla olabilir.
 Orta öğretim, yüksek öğretime hazırlamaktan çok meslekî ve teknik eğitime ağırlık vermeli ve iş
adamı yetiştirmelidir.
 Ders kitapları ve dil Arapça ve Farsçanın etkisinden kurtarılmalıdır

BİRİNCİ HEYET-İ İLMİYE


 Bakanlığın Maarif Heyet-i İlmiyesi’nin 15 Temmuz 1923’te başlayan toplantısı, hazırlık dönemi
Cumhuriyet eğitiminin en olumlu çalışması, Maarif Şuralarının bir çeşit başlangıcıdır. Artık cephe
savaşı kazanılmış, eğitim savaşına başlanacaktır. Burada Türkiye’nin bütün eğitim sorunları
inceden inceye konuşulmuştur.
 Birinci Heyet-i İlmiye toplantısı sonucu kurumları temsil etmek amacıyla üyeler seçilmiş ve birçok
alanda incelemelerde bulunmuştur.
Alınan karlar şunlardır:
 İlköğretim 6 yıldır.
 Maarif Vekaleti’nden başka bakanlıklar ilköğretim yaptıramaz. Yabancılar dahil bütün özel
okullar Maarif Vekaleti’nin denetimi altındadır.
 Küçük köyler için seçilecek yerlerde “Leyli Köy Mektepleri” (Yatılı bölge okulları gibi) kurulup
gezici öğretmenler tahsis edilecek

İkinci Heyet-i İlmiye Toplantısı :


 Bu toplantının amacı Türk eğitim sistemini yeni devlet düzenine uydurmak eğitim binasını
yeniden kurup laik bir eğitim zihniyeti yerleştirme çalışmalarıdır.

İkinci heyet-i ilmiyenin aldığı kararlar şöyledir:


 Mecburi öğretim bir yıl kısaltılıp beş yıl olmalıdır.
 Lise öğretimi de altı yıl olup ilk üç sınıfına “kısmi evvel” kalan üç sınıfa da “kısm-i sani “ denilip kız
liselerimizin de öğretim süresi erkek liselerine eşit olması kabul edildi.
 Kız ve erkek lise programları aynı olup yalnız ilk kısımda kızlar bazı meslek dersleri göreceklerdir.
 Öğretmen okullarının öğretim süresi beş yıla çıkartılıp programa içtimaiyat dersi eklenecekti
 İstanbul erkek muallim mektebinin yüksek kısmının Darülfünun’a bağlanıp “yüksek muallim
mektebi” adını alması kabul edildi.
 Bakan vasıf Bey in eğitimin aşağı tabakalara inebilmesi için “idareyi hususiye” vergisinin
kaldırılması kabul edilmiştir.
 Liselerin üst sınıfları için yarışma usulü kitap yazdırılmaması bu sınıfların ders kitaplarının
uzmanlara yazdırılıp tercüme ettirilmesi kararlaştırılmıştır.

Üçüncü Heyet-İ İlmiye Toplantısı


 26 Aralık 1925 – ocak 1926 tarihleri arasında Maarif Vekili Necati Bey başkanlığında, başkanlık
ileri gelenlerinden önemli liselerin müdürlerinden ve müfettişlerden oluşan 19 kişilik bir heyet
halinde toplanmıştır.

Alınan kararlar:
 Devlet ve il bütçelerinden maarife ayrılan parayı en verimli bir şekilde kullanıp, okulları, okumak
için başvuran bütün çocukları alabilecek şekilde genişleterek önlemleri almak.
 Liselerin azaltılıp, öğretmen okulları ve meslek okullarının belirli merkezlerde toplanması ve
kuvvetlendirilmesi.
 Yatısız orta okullarda karma eğitimi yapılıp stajyer öğretmenlere meslek eğitiminin verilmesinin
sağlanması.
 Öğretmenlerin terfileri için yasal temeller konulup, eğitim ve öğretim işleriyle meşgul olacak bir
milli talim ve terbiye dairesi kurmak.
 Genel itibariyle Cumhuriyet dönemi eğitiminin temel özellikleri şunlardır:
 Dönemin siyasal, ekonomik, hukuki, kültürel değişmeleri gerçekleştirildiğinde toplumun yüzde
onu bile okur-yazar olmadığı için bunların kitlelere benimsetilmesi ve kökleşmelerinde eğitiminin
bulunabileceği rol her zamankinden fazla anlaşılmış ve eğitime bu nedenle önem verilmiştir.
(Akyüz, 2001)
 Atatürk “Başöğretmen” ünvanıyla ders verip sayısal bakımdan önemli gelişmeler sağlamıştır.
 1924’te çıkartılan Tevhid-i Tedrisat (Öğretim birliği) kanunu ile tüm okulların Maarifvekaletine
bağlanmasıyla medreseler kapatılmış, böylelikle eğitimin laikleştirilmesi ve demokratikleştirilmesi
sağlanmıştır.
 Tarih ve dil konularında milli bir amaca yönelmeye başlanmakla beraber bu hedef doğrultusunda
1 Kasım 1928’de Latin harfleri kabul edilmiştir.
 İlkokul öğretmenlerin maaşları 1948’den itibaren devlet bütçesinden ödenmeye başlanarak köy
için eğitim ve öğretmen konusunda önemle durulmuştur.
 Halk eğitimine, eğitim bilimlerine, eğitim sorunlarına ve milli eğitim politikası gibi pek çok konuda
kararlar alınmıştır.

You might also like