Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 7

KİTABIN AKABİNDE ÖĞRETİLEN “HİKMET”

NEDİR?

Hikmet kelimesi, H-K-M kökünden türemiş


bir mastardır. H-K-M kökünün sözlükteki başlıca
anlamları şunlardır:
a) Düzeltmek ve yoluna koymak için bir
şeye engel olmak: Hayvanlara
vurulan geme onları engelleyici
anlamında “hakeme” denir.
“Hakemtu’d-dâbbete” cümlesi, “Hayvanı
gem vasıtası ile engelledim”; mezid
olarak “Ahkemtu’d-dâbbete” cümlesi ise,
“Hayvanı gemledim” anlamına gelir.
Yine aynı fiilin kullanıldığı
“Hakemtu’s-sefîhe ve ahkemtuhû”
ifadesi, “Sefihi (iradesiz, rezil, müsrif ve
beyinsizce hareket eden kişi)
engelledim.” mâniasında kullanılmıştır.
b) İşi sağlam yapmak, sağlamlaştırmak.
c) Adaletle hükmetmek.
d) Mahkemeye çıkmak.
e) Sözde ve fiilde isabetli olmak, her şeyi
yerli yerine koymak.1

“Hikmet” kelimesinin yapısına/sığasına


baktığımızda, “fi’letun” vezninde gelmektedir.
Arapça gramer kitaplarında “fi’letun” vezni, isim
olarak mastar bina-i nev’i şeklinde geçmektedir.
“Hikmet” kelimesi de “hkm” maddesinden
türetilerek, “fi’letun” veznine konmuş bir çeşit
mastar olarak göze çarpmaktadır. Bu mastar yapısı

1
Hakan Uğur- Kur’an’da Hikmet Kavramı -Tefsirlere Göre Hikmet
Ayetleri.
itibariyle, eylemin keyfiyetini (nasıllılık veya
durum) açıklayan bir kalıp olarak karşımızda
durmaktadır. Bir başka tabirle söylemek
gerekirse, mütekellim (konuşan kişi),
konuşmasında geçen failin eylemini dile
getirdikten sonra, bu eylemin nasıl bir şekilde
meydana geldiğini ya da eylemin, hangi durumla
kendisini ilişkilendirerek varlık sahasına çıktığını
ifade etmek istiyorsa, bu mastar çeşidini
kullanmaktadır.2

َ َ‫َويُ َع ِّل ُم ُه الْ ِّكت‬


‫اب َوالْ ِّح ْْكَ َة َوالتَّ ْو ٰري َة َو ْ ِّاْل ْ ْٖني َل‬
Diyanet Vakfı Meali
(Melekler, Meryem'e hitaben İsa hakkında
sözlerine devam ettiler:) Allah ona yazmayı,
hikmeti, Tevrat'ı, İncil'i öğretecek.3

Al-i İmran Suresi’nin 35. ayetinden itibaren


Hz. Meryem’in doğuşu ve doğduktan sonraki
hayatı, Hz. Zekeriyya’nın hayatı, meleklerin Hz.
Meryem’e, Hz. İsa’nın doğuşunu müjdelemeleri ve
onun özelliklerinden bahsetmeleri, Hz. Meryem’in
de bu habere hayret etmesi hikâye edilmektedir.
Bu ayette, melekler Hz. İsa’yı anlatmaya devam
etmekte, O’na Kitab, hikmet, Tevrat ve İncil’in
öğretileceği anlatılmaktadır.
Hikmet kelimesi, Kur’an-ı Kerim’de on
dokuz ayette yirmi defa geçmektedir. Bu ayetlerde
geçen “hikmet” kelimeleri, bulundukları ayetlere
göre değişik şekillerde yorumlanmıştır.

2
İbrahim GÜNAYDIN- Mâturîdî’nin Te’vîlâtu’l-Kur’ân’ında Hikmet
Kavramı
3
3/ Âli İmran 48
Müfessirlerin yukarıdaki ayette geçen
hikmetle ilgili olarak yaptıkları başlıca yorumlar
şunlardır:
a) Hikmet Sünnet anlamına gelir. Ayette Hz.
İsa’nın vahyin uygulanmasından ibaret olan
Sünneti kastedilmiştir. Bu görüş, ilk dönem
müfessirlerinden Taberî ve İbn Atıyye’ye aittir.
b) Hikmet ilim öğrenmek ve bu ilim
doğrultusunda güzel ahlâka sahip olmak anlamına
gelir.

Hikmet kelimesinin geçtiği ayetlerde


yapılan yorumlar genel olarak şu şekildedir:
a) Hikmet Allah’ın indirdiği ilahi
kitapların manalarını anlamaktır.
Taberî, İbn Kesîr…
b) Râzî’ye göre ise ayetteki 4 hikmet
nazari ve ameli ilimler manasındadır.
c) Aynı ayette Nesefî’ye göre hikmet,
sağlam ve doğru söz manasına gelir.
d) M. Abduh’a göre ayette geçen “kitab”
kelimesi hem Kur’an hem de kitabet
yani yazmak anlamında olabilir.
Hikmet ise, bir şeyin sırrını ve
faydasını bilmek demektir.
e) Taberî, Zemahşerî, Kurtubî, Beydâvî,
Nesefî, İbn Kesîr, Bikâî, Suyûtî, Bursevî,
Elmalılı, İbn Âşûr gibi müfessirlere
göre ayette5 geçen hikmet, nübüvvet
anlamına gelir. Râzî’ye göre ayette
geçen hikmet, her bir şeyi en güzel ve
doğru bir şekilde yerli yerine koymak

4
Mâide 5/110.
5
Bakara 2/251.
anlamına gelir ki bu da ancak
nübüvvetle mümkün olur.
f) Hikmet kendisine hiçbir fesadın
karışamayacağı sağlam söz anlamına
gelir.6 Bu, İbn Atıyye ve Şevkânî’ye ait
bir yorumdur.
g) İbn Zeyd, "Kur'an'ın ayetlerinin ilmi”
bir başkası ise, ''Kur'an hakikatlerini
anlamak" manalarını vermişlerdir.7

Sözlükte “bir şeye engel olmak, işi sağlam


yapmak ve sağlamlaştırmak, sözde ve fiilde isabetli
olmak ve her şeyi yerli yerine koymak” gibi
anlamlara gelen hikmet kelimesi öğretilen kitap ile
anıldığından, hikmetin kitabet (yazı) ile alakalı
olduğu çıkarımı bize en muhtemel mana olarak
görünüyor. Müfessirlerin hikmet kelimesine
“isabetli söz” manasını vermeleri de bu yorumu
destekliyor.
Hikmet kavramının, insanı istenmeyen
davranıştan alıkoymak anlamına gelen ve 'önledi'
manasını ifade eden hakeme fiilinden türediğini
göz önüne alınca anlaşılıyor ki, hikmetin yapısında,
öğretmek ve tatbikata koymak vardır.
Tefsirlerde ve meallerde yukarıda
görüldüğü gibi kitap kelimesi için “yazı yazmak”
anlamı verilmiştir. Ondan sonra gelen hikmet
kelimesinin yazı ile alakalı olduğunu söylemek çok
uzak bir yorum olmayacaktır. Ayrıca Tevrat ve İncil
kelimelerinin yazılı bir kitabı işaret ettiği ortak
kabuldür. Bizce Tevrat ve İncil kelimeleri o
kitaplarının yazısının adıdır ki bu konu ilerde

6
İsrâ 17/39.
7
Râğıb el İsfahânî- El Müfredât
gelecektir. Dolayısıyla “Kitap, Tevrat ve İncil”
kelimeleri arasında geçen hem de öğretilen bir şey
olan hikmet kelimesi “dilin yazıya dökülürken
doğru, yerli yerinde yapılmasını” ifade eden imlâ
kuralları da denilen bir anlamda olması hikmet için
verilen anlamlar içinde öne çıkıyor.
Hikmet kelimesinin tek başına anlamının
“yazını kuralları veya imla kuralları” anlamına
geldiğini söylemiyoruz. Dilcilerin verdiği “sözde ve
fiilde isabetli olmak” anlamının üst bir anlam
olduğunu ve bağlama göre anlam sahasının
belirlendiğini söylüyoruz. Spor müsabakalarında
veya mahkeme salonlarında karar verenlere
hakem ve hâkim denilmesi “sözde ve fiilde isabetli
olmak” anlam sahası sebebiyledir. Dolayısıyla
yazının öğretildiği ve yazılı eserlerin mevzu bahis
olduğu yerde hikmet; bu işlerin doğru yapılması
için gereken bilginin kendisidir.
Kur’an’da geçen hikmet kelimesinin Sünnet
anlamı taşıdığı ve özellikle “kitab” kelimesinden
sonra gelen “hikmet” kelimesi ile Hz. Muhammed
(a.s.) veya Hz. İsa (a.s.) için kullanıldığı yorumu
yapılmıştır. Bu yorumu biraz açmak gerekirse Hz.
İsa’nın sünneti ne olabilir diye sorulabilir. Zira
yeme içme gibi günlük işlerin veya herkesin yaptığı
şeylere sünnet denilmediği bilinen bir durumdur.
Dolayısıyla Hz. İsa’nın sünneti olsa olsa yine kitap
ve İncil konularının ortasında bu konular ile alakalı
olsa gerektir.
Kur’an’da “hikmet” kelimesi, on yerde
“kitap” kelimesiyle birlikte olmak üzere, yirmi defa
geçmektedir. Bu geçen yerlerde, üç defa “mülk”,
birer defa da mevzia, hayır ve ayet kelimeleriyle
birlikte kullanıldığı görülmektedir. Hikmet
kelimesinin çoğunlukla kitap kelimesiyle beraber
geçmesi tezimizi güçlendiriyor.
Dolayısıyla Kur’an’da hikmet kelimesi tek
bir manayı işaret etmemekte, geçtiği farklı
ayetlerde farklı nitelikleri ifade edilmektedir. Ama
hepsi için geçerli olabilecek “sözde ve fiilde isabetli
olmak” anlamıdır.
Bunun yanı sıra müfessirlerce verilen
çeşitli manalarında kelimeye verilen “sözde ve
fiilde isabetli olmak” manasına dâhil olduğunu
söyleyebiliriz. Çünkü hikmetin, söz ve fiilinde
mükemmel olmak, yaptığını eksiksiz bir şekilde
yapmak manasına gelen “ihkâm” kelimesinden
geldiği bilinen bir tespittir.
Mesela ayet kelimesine Kur’an’da çeşitli
anlamlar verilmiştir. Hiçbiri bu kelimenin temel
anlamını boşa çıkarmaz. Kelimenin esas anlamı
“sabit alamet” demektir. Bu kelime rasüller ile
geçtiğinde onların rasul olduklarının alameti
anlamına geliyor.8 Kelime kitap ile veya Hurûfu
Mukatta’a ile geçtiği zaman “yazının alametleri”
yani harflere tekabül eden sembol ve işaret
anlamına geliyor. Kısaca kelimenin bir üst anlamı
var bir de bağlam ile bunun işaret ettiği anlamlar
vardır.
Kısaca diyoruz ki Mîzân (ölçü) ile
kastedilen dilin ölçüleridir. Hikmet (sözde isabetli
olmak) ile kastedilen yazının kurallarıdır.

8
Mucize diyorlar bunun için fakat Kur’an’da mucize kelimesi bu
anlamda geçmez.

You might also like