Mali Haklar - Veya Kullan - M Hakk - N - Devralanlar - N Fikir Ve Sanat Eserleri Kanunu Kapsam - Nda Korunmas - (#557491) - 701361

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 20

Ercoşkun Şenol / Hacettepe Hukuk Fak. Derg.

, 3(1) 2013, 45–64

Mali Hakları veya Kullanım Hakkını Devralanların


Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Kapsamında
Korunması

Araştırma

H.Kübra ERCOŞKUN ŞENOL*


*Arş. Gör., Erzurum Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Medeni Hukuk ABD.
(Res. Asst., Erzurum Atatürk University Faculty of Law, Department of Civil Law)
(E-posta: kubra.ercoskun@atauni.edu.tr)

ÖZET

F ikir ve sanat eserleri üzerindeki haklar, FSEK’in 5. bölümünde düzenlenen hukuk ve ceza davalarıyla koruma
altına alınmıştır. Özel hukuk bakımından fikir ve sanat eserleri üzerindeki hakların ihlali halinde tecavüzün
ref’i (FSEK m. 66-68), tecavüzün men’i (FSEK m. 69), tazminat (FSEK m. 70/1-2) ve temin edilen kârın devri
(FSEK m. 70/3) davalarını açabilmek mümkündür.
Eser sahibinin hakkına yönelik bir ihlal karşında bu davalara müracaat edebileceği açıktır. Ancak bir mali
hakkın veya kullanılmasının devri halinde, devralan kişilerin bu hakka yönelik bir ihlale karşı, FSEK’de düzenle-
nen bu davaları açıp açamayacakları Kanun’da yeterli açıklığa kavuşturulmadığı gibi bu hususta öğretide de bir
fikir birliği bulunmamaktadır. Bu çalışmada bahsettiğimiz soruna ilişkin öğreti görüşleri ve uygulama kararları
ayrıntılı bir biçimde incelenecek ve sonuç bölümünde lege feranda çözüm önerisi sunulacaktır.

Anahtar Kelimeler
Fikri mülkiyet, mali hak, devir, lisans sözleşmesi, eser sahibi

ABSTRAC T

THE PROTECTION OF THOSE TAKING OVER THE FINANCIAL RIGHTS OR USAGE RIGHTS
WITHIN THE CONTEXT OF LITERARY AND ARTISTIC WORKS

R ights over intellectual and artistic works has been put under protection by civil and criminal lawsuits that
arranged on 5. part of LIPR. In case of abuse of rights over intellectual and artistic works in termsof private
law, it‘s possible to present a case of revocation of aggression (66-68 item of LIPR), prohibition of aggression
(69 item of LIPR), indemnity (70/1-2 item of LIPR) and supplied profit transfer (70/3 item of LIPR). It‘s clear
that applying to these lawsuits in the face of aggression for right of author. But in case of transfer of a financial
right or using, in the face of a aggression for this right by assignees, there isn‘t a consent about they whether
present a case or not that arranged in LIPR in a respect or a doctrine and hasn‘t clarified this matter in the
law. Doctrine views and application decisions related to mentioned problem in this study will be considered
detailedly and will be offered a lege feranda solution on conclusion part.

Keywords
Intellectual property, financial right, transfer, agreement of licence, author
46 Ercoşkun Şenol

GİRİŞ manevi, bir diğer kısmı ise mali nitelik taşırlar5. Bu

F ikir ve sanat eserleri üzerindeki fikri haklar1


5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu
(FSEK) kapsamında düzenlenmiş ve koruma altına
nedenle eser sahibinin eseri üzerindeki hakkının
çift karakterli olduğunu söylememizde bir sakınca
bulunmamaktadır6.
alınmıştır. Bu Kanunun tanımlar başlıklı 1/B mad- Eser sahibinin manevi hakları FSEK’de es-
desinin a bendinde eser kavramı, sahibinin hususi- eri umama arz yetkisi (m. 14), eser sahibi olarak
yetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sa- tanıtılma yetkisi (adın belirtilmesi yetkisi, m. 15/1),
natlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi eserde değişiklik yapılmasını men etme (m. 16, 17/1)
fikir ve sanat mahsulleri şeklinde tanımlanmıştır. ve eserin aslına -orjinaline- ulaşabilme hakkı (eser
Kanundaki bu tanımdan yola çıkarak bir ese- sahibinin zilyetle malike karşı hakları, m. 17/2) olarak
rin yaratıcısının (sahibinin) özelliğini taşıması; yani sayılmıştır7. Öğretide ve uygulamada eser sahibinin
bağımsız bir fikri çalışmanın ürünü olarak sahibi- manevi haklarının sınırlı sayıda olduğu kabul edilme-
nin yaratıcı gücünü yansıtabilmesi ve Kanunda ktedir8. Manevi haklar, eser yaratmanın gayrimaddi
belirtilen eser gruplarından birine dâhil olması nitelik arz eden yönünü teşkil eder ve eser sahibinin
gerektiğini söyleyebiliriz2. kişiliğine sıkı sıkıya bağlıdır9.
Bir fikir ve sanat eserinin sahibi, FSEK m. Eser sahibinin mali hakları ise, eseriyle olan
8/1’de de kısaca ifade edildiği gibi onu meydana mali ve ekonomik bağlarına ilişkindir. Eser sahibi
getiren kişidir. Bir fikir veya sanat eserini meyda- bu hakları çerçevesinde eserin mali getirilerinden
na getiren kişi, eserin meydana getirilmesiyle bir- tek başına yararlanır ve üçüncü şahısların haksız
likte kendiliğinden eser sahibi statüsünü kazanır yararlanma girişimlerini engelleyebilir10.
ve buna bağlı olarak eseri üzerindeki hakları do-
ğar3. Eser sahibinin eseri üzerindeki hakları mut- 113; AYDINCIK, 2006, s. 11; AYİTER, 1981, s. 4, 112.
lak nitelikte4 olduğu gibi, bu haklarının bir kısmı Bununla birlikte fikri ürünlerin eşya niteliğinde oldukları kabul
edilmediğinden, bunlar üzerindeki haklar da ayni hak olarak kabul
edilmez; fakat sahibine sağladığı yetkiler bakımından ayni hakla-
1 Fikri haklar öğretide ve uygulamada “telif hakları” olarak da ra yakın etkiler doğururlar. BAŞPINAR, Veysel/KOCABEY, Doğan,
adlandırılmaktadır. TEKİNALP, Ünal, Fikri Mülkiyet Hukuku, 5. İnternette Fikri Hakların Korunması, Yetkin, Ankara, 2007, s. 100;
Basım, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2012, s. 10. TEKİNALP, 2012, s. 7.
2 Bu konular hakkında ayrıntılı bilgi için bakınız; AKSU, Mus- 5 Öğretide bu ayrımın tamamen teorik olduğu zira bu hakların
tafa, Bilgisayar Programlarının Fikri Mülkiyet Hukukunda kullanılmasının çoğu kez birbirine bağlı olduğu, bazı hallerde bu
Korunması, Beta, İstanbul, 2006, s. 69-76; EREL, Şafak N., Türk haklardan birine karşı yapılan tecavüzün ister istemez bir diğerini
Fikir ve Sanat Hukuku, 3. Basım, Yetkin, Ankara, 2009, s. 51-56; de etkileyebileceği savunulmaktadır. EREL, 2009, s. 135; AYİTER,
YARSUVAT, Duygun, Türk Hukukunda Eser Sahibi ve Hakları, 3. 1981, s. 112-113; AYDINCIK, 2006, s. 28; ÖZTAN, 2008, s. 280-281;
Basım, Güryay Matbaacılık, İstanbul, 1984, s. 48-56; USLU, Ra- ARSLANLI, 1954, s. 78.
mazan, Türk Fikir ve Sanat Hukukunda Eser Kavramı, Seçkin,
6 TEKİNALP, 2012, s. 9, 160; AYDINCIK, 2006, s. 13; GENÇ-
Ankara, 2003, s. 34-50; ATEŞ, Mustafa, Fikir ve Sanat Eserleri
ARIDEMİR, 2003, s. 7.
Üzerindeki Hakların Kapsamı ve Sınırlandırılması, Seçkin, An-
kara, 2003, s. 56-61; ATEŞ, Mustafa, Fikri Hukukta Eser, Turhan 7 Bu başlık altında düzenlenmemiş olsa da FSEK m. 58‘de
Kitapevi, Ankara, 2007, s. 26-29; TEKİNALP, 2012, s. 103-132. düzenlenen eser sahibinin cayma hakkının da manevi hakları
arasında bulunduğu ve bu hakkın FSEK m. 14/3‘e paralel olduğu
3 AYİTER, Nuşin, Hukukta Fikir ve Sanat Ürünleri, S Yayınları,
ileri sürülmektedir. EREL, 2009, s. 191-192; AYDINCIK, 2006, s.
Ankara, 1981, s. 112; AYDINCIK, Şirin, Fikri Haklara İlişkin Lisans
28-29.
Sözleşmeleri, İstanbul, Arıkan, 2006, s. 11; DALYAN, Şener, Bilgi-
sayar Programlarının Fikri Hukukta Korunması, Şeçkin, Ankara, 8 TEKİNALP, 2012, s. 162; DALYAN, 2009, s. 114; SULUK, 2004,
2009, s. 113; SULUK, Cahit, Yeni Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu s. 79; AYİTER, 1981, s. 114; AYDINCIK, 2006, s. 27; EREL, 2009, s.
Telif Hakları ve Korsanlıkla Mücadele, Hayat, İstanbul, 2004, s. 135, 136. Aksi görüş; ARSLANLI’ya göre FSEK kapsamında korunan
47; ARSLANLI, Halil, Fikri Hukuk Dersleri II: Fikir ve Sanat Eser- eser sahibinin manevi hakları, Türk Medeni Kanunu kapsamında
leri, Sulhi Garan Matbaası, İstanbul, 1954, s. 37; ÖZTAN, Fırat, Fikir korunan kişilik hakları arasında benzerlik bulunmaktadır ve bu
ve Sanat Eserleri Hukuku, Turhan Kitapevi, Ankara, 2008, s. 279- nedenle manevi hakları, kişiliğin korunmasına dair hükümlerle
280; TEKİNALP, 2012, s. 12, 149; EREL, 2009, s. 86. genişletmek mümkündür. ARSLANLI, 1954, s. 79-80. ÖZTAN’da
FSEK m. 13/3’de bazı eserler bakımından getirilen kayıt ve tescil teknik gelişmeler nedeniyle hakların tüketici bir biçimde
imkânı ispat ve takip kolaylığı sağlamak amacıyla öngörülmüştür. sayılmasını isabetsiz bulmaktadır. ÖZTAN, 2008, s. 280. Aynı
Bu kayıt ve tescilin yaptırılması mecburi olmadığından eser yönde; KAYPAKOĞLU, Serhat, Bilgisayar Programlarının Hukuki
sahipliğine bağlı hakların doğması bakımından kurucu bir etkiye Korunması, İpekçi Yayıncılık, İzmir, 1997, s. 73.
sahip değildir. 9 KARAHAN, Sami/SULUK, Cahit/SARAŞ, Tahir, vd., Fikri Mül-
4 GENÇ-ARIDEMİR, Arzu, Türk Hukukunda Eser Sahibinin kiyet Hukukunun Esasları, Seçkin, Ankara, 2011, s. 113; AYDINCIK,
Çoğaltma ve Yayma Hakları, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2003, s. 2006, s. 30; DALYAN, 2009, s. 115; EREL, 2009, s. 190.
7; TEKİNALP, 2012, s. 7; ÖZTAN, 2008, s. 280; DALYAN, 2009, s. 10 KILIÇOĞLU, Ahmet, Sınai Haklarla Karşılaştırmalı Fikri Ha-
Hacettepe Hukuk Fak. Derg, 3(1) 2013, 45–64 47

FSEK m. 20’ye göre: “Henüz alenileşmemiş sahipleri genellikle gerekli sermaye ve örgütten
bir eserden her ne şekil ve tarzda olursa olsun yoksun oldukları için tek başlarına hareket ede-
faydalanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir. bilecek durumda değillerdir. Bu nedenle eser sa-
Alenileşmiş bir eserden eser sahibine münhasıran hipleri bu imkânlara sahip olan kişilerle işbirliği
tanınan faydalanma hakkı, bu Kanunda mali hak yapmak, onlarla hukuki ilişkiye girmek zorunda
olarak gösterilenlerden ibarettir...”,11,12. kalmaktadırlar.
Mali haklar FESK’de işleme hakkı (m. 21), ço- Bu durumu nazara alan kanun koyucu FSEK’te,
ğaltma hakkı (m. 22), yayma hakkı (m. 23), tem- eser sahibinin mali hakları üzerinde bazı hukuki iş-
sil hakkı (m. 24) ve elektronik araçlarla umuma lemler yapabilmesine de imkân tanınmıştır (FSEK
iletim hakkı (m. 25) olarak sayılmıştır. Bunların m. 48 vd.). Bu imkânlar tasarruf işlemi niteliğin-
dışında FSEK m. 45’de düzenlenen pay ve takip deki mali hakkın veya hakkın kullanılmasının dev-
hakkının da mali haklara dâhil edilmesi gerektiği ridir (FSEK m. 48-49). Ayrıca mali hakları veya
savunulmaktadır13. Manevi haklarda olduğu gibi bunları kullanma yetkisini devretme hususunda
mali hakların da FSEK’de sınırlı biçimde sayıldığı şahsi borç doğuran taahhüt işlemleri yapmak da
kabul edilmektedir14. mümkündür (FSEK m. 50-51).
Mali haklar, her ne kadar eser sahiplerinin Fikir ve sanat eserleri üzerindeki haklar,
eserlerinden iktisaden yararlanabilmelerine FSEK’in 5. bölümünde düzenlenen hukuk ve ceza
münhasır bir biçimde olanak sağlasalar da, eser davalarıyla koruma altına alınmıştır. Özel hukuk
bakımından fikir ve sanat eserleri üzerindeki
klar, Turhan Kitapevi, Ankara, 2006, s. 219, 237; TEKİNALP, 2012, hakların ihlali halinde tecavüzün ref’i (FSEK m.
s. 180; DALYAN, 2009, s. 121; AYDINCIK, 2006, s. 36; EREL, 2009, 66-68), tecavüzün men’i (FSEK m. 69), tazminat
s. 123; BAŞPINAR/KOCABEY, 2007, s. 108. (FSEK m. 70/1-2) ve temin edilen kârın devri (FSEK
11 FSEK m. 7/1‘e göre, hak sahibinin rızasıyla umuma arz edilen m. 70/3) davalarını açabilmek mümkündür.
bir eser alenileşmiş sayılır. Alenileşme kavramı hakkında ayrıntılı
bilgi için bakınız; ATEŞ, Mustafa “Fikir ve Sanat Eserlerinin Ka-
Eser sahibinin hakkına yönelik bir ihlal kar-
muya Sunulması: Alenileşmemiş ve Yayımlanmamış Eserler Fikri şında bu davalara müracaat edebileceği açıktır.
Hukuka Göre Korunmaz mı?”, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, Ancak bir mali hakkın veya kullanılmasının devri
Yıl:2006, Cilt:23, Sayı:3, s. 229-234.
halinde, devralan kişilerin bu hakka yönelik bir
12 FSEK’in bu hükmü, böyle bir ayrım yapılmasına gerek olmadığı
ihlale karşı, FSEK’de düzenlenen bu davaları açıp
gerekçesiyle eleştirilmektedir. EREL, 2009, s. 157; ÖZTAN, 2008,
s. 352; AYİTER, 1981, s. 126. EREL’e göre, aleniyet kazanmamış bir açamayacakları Kanun’da yeterli açıklığa kavuş-
eser, henüz sahibinin gizlilik çevresinden çıkmadığı için, kişisel turulmadığı gibi bu hususta öğretide de bir fikir
gizliliğin ve şahsiyetin korunmasına ilişkin hükümler çevresinde
birliği bulunmamaktadır. Bu çalışmada bahset-
korunmalıdır. EREL, 2009, s. 103. Aynı Yönde; ARSLANLI, 1954, s.
43. Ateş’e göre ise, fikri hukuk sistemimizde, kamuya sunulmamış tiğimiz soruna ilişkin öğreti görüşleri ve uygula-
bir eserin bu kapsamda korunmayacağına dair açık ve kesin hü- ma kararları ayrıntılı bir biçimde incelenecek ve
kümler olmadığı gibi, alenileşmemiş ve yayımlanmamış eserle- sonuç bölümünde konuya ilişkin lege feranda bir
rin de bu kapsamda korunabilmesine imkân veren düzenlemeler
mevcuttur. ATEŞ, 2006, s. 245-251. Kılıçoğlu ise, eserin umuma
çözüm önerisi sunulacaktır. Ancak bu incelemeye
arzının; yani alenileşmesinin eser sahibine tanınan manevi bir hak kolaylık sağlaması bakımından öncelikle mali hak-
olduğunu ve bu hakkın ihlali halinde FSEK’de öngörülen davaların lar üzerindeki hukuki işlemlere ve yukarıda saydı-
açılabileceğini ileri sürerek alenileşmemiş ve yayımlanmamış bir
ğımız dava türlerine kısaca değinilecektir.
eserin fikri hukuk alanında korunmayacağını söylemenin isabetli
olmayacağını savunmaktadır. Kılıçoğlu, 2006, s. 123. Aynı yönde;
AYİTER, 1981, s. 107. 1. MALİ HAKLAR ÜZERİNDEKİ HUKUKİ
13 YASAMAN, Hamdi “Fikri Haklarda Tazminat İle İlgili Bazı İŞLEMLER
Sorunlar”, Prof. Dr. Ömer Teoman’a 55. Yaş Günü Armağanı
1.1. GENEL OLARAK
Cilt:1, (der. A. Kendigelen), Beta, İstanbul, 2002, s. 808; ÖZTAN,
2008, s. 392; TEKİNALP, 2012, s. 198; SULUK, 2004, s. 105-107; Mali haklar eser sahibinin eserinden ekonomik
KILIÇOĞLU, 2006, s. 251; AYİTER, 1981, s. 144; EREL, 2009, s. 157, fayda sağlayabilmesinin aracıdır. Ancak sırf bu
187; ARSLANLI, 1954, s. 94; AYDINCIK, 2006, s. 36. ARSLANLI ise haklara sahip olmak, eser sahibine ekonomik bir
bu hakkın mali haklara dahil olmadığını; ancak mali haklara bağlı
bir semere biçimde ele alınması gerektiğini savunmaktadır. ARSL-
menfaat sağlamaz; bunun için hakların en iyi şe-
ANLI, 1954, s. 113. kilde değerlendirilmesi gerekir. Örneğin edebi
14 TEKİNALP, 2012, s. 180; ÖZTAN, 2008, s. 351; SULUK, 2004, bir eser, teknik araçlar vasıtasıyla en az hata ile
s. 79; DALYAN, 2009, s. 114; ARSLANLI, 1954, s. 94; AYDINCIK, çoğaltılmalı; çoğaltılan nüshalar, tüketimin en çok
2006, s. 27, 35; AYİTER, 1981, s. 125; EREL, 2009, s. 157.
48 Ercoşkun Şenol

yapıldığı yerler başta olmak üzere geniş bir alana da ilgili manevi hakların devir ve intikali şeklinde
dağıtılmalı ve eser, en iyi biçimde tanıtılarak ko- düşünmek gerektiği de ileri sürülmektedir19. Bu
layca ulaşabileceği bir şekilde tüketiciye sunulma- görüştekilere göre işleme, yayma, temsil ve uma-
lıdır. Ancak gerekli sermaye ve örgütten yoksun ma iletim haklarının devri halinde, FSEK m. 14/1 ve
olan eser sahipleri genellikle tek başlarına hare- 15/1’de belirtilen manevi hakların da gerekli oldu-
ket edebilecek durumda değillerdir. Bu nedenle ğu ölçüde mali hakkı devralana intikal ettiği kabul
bu imkânlara sahip olan kişilerle işbirliği yapmak, edilmelidir.
onlarla hukuki ilişkiye girmek zorunda kalırlar. FSEK m. 19/1, FSEK m. 14 ve 15’de belirtilen
Bu durumu nazara alan kanun koyucu FSEK’te, manevi hakların kullanılması için üçüncü kişilere
eser sahibinin mali hakları üzerinde bazı hukuki bu hususta yetki verilebileceğini kabul etmemi-
işlemler yapabilmesine imkân tanımıştır (FSEK m. ze imkân tanımaktadır20. Öğretide eser sahibinin
48 vd.). Bu imkânlar tasarruf işlemi niteliğindeki15 bu manevi hakları kullanmak üzere bir başkası-
mali hakkın devri veya hakkın kullanılmasının (li- na yetki vermesinin, taraflar arasında yalnızca
sans, kanundaki ifadesiyle ruhsat) devridir (FSEK bir temsil ilişkisi doğurduğu savunulsa da21, bazı
m. 48-49). Bunun dışında mali hakları veya bun- yazarlar, haklı olarak, bu yaklaşımın hukuki du-
ları kullanma yetkisini devretme hususunda şahsi rumu dogmatik bakımdan tam açıklamadığını
borç doğuran taahhüt işlemleri yapmak da müm- belirtmektedirler22.
kündür. Bu işlemler Kanunda “sözleşme” olarak Mali haklar sağlararası hukuki işlemlere konu
ifade edilmiştir (FSEK m. 50-51)16. olabildikleri gibi eser sahibinin ölümünden sonra
Sözleşme ve tasarrufların konusunu yalnız- onun terekesine dâhil olarak, miras hukuku kural-
ca eser sahibinin mali hakları oluşturabilir. Eser ları uyarınca mirasçılarına intikal ederler (FSEK m.
sahipliğinin devri mümkün olmadığı gibi, manevi 63/1). Bu hakların ölüme bağlı tasarruflara konu
hakların da sözleşme ve tasarruflara konu olma- olmaları da mümkündür (FSEK m. 63/2). Manevi
ları mümkün değildir. Zira eser sahipliği, bir eser hakların sağlararası işlemlere devri ve intikali
yaratmadan doğan manevi yetkilerin ve mali hak- mümkün olmadığı gibi, bu haklar, eser sahibinin
ların bütününü ifade eder. Bir eserin sahibinin onu ölümünden sonra da onun terekesine dâhil olmaz
meydana getiren kişi olduğu kabul edildiğine göre ve miras hukuku kuralları uyarınca intikal etmez-
(FSEK m. 8/1), eser sahipliğinin toptan devri kabul ler. Ancak manevi haklar kişilik haklarından farklı
edilmez17. Manevi haklar ise, bir eser yaratmanın olarak eser sahibinin ölümüyle sona ermezler. Bu
gayrimaddi nitelik arz eden yönünü teşkil eder ve hakları eser sahibinin ölümünden sonra kullana-
eser sahibinin kişiliğine sıkı sıkıya bağlıdır18. Bu bilecek kişiler FSEK m.19’da sınırlı bir biçimde sa-
nedenle manevi hakların da üçüncü kişilere devri yılmıştır. Ancak bu hükme göre belirlenecek kulla-
mümkün değildir. FSEK’de de, eser sahipliğinden nım yetkisinin miras hukuku ve mirasçılık sıfatıyla
doğan hakların sağlararası işlemlerle devredile- hiçbir ilgisi bulunmamaktadır23.
bilme imkânı yalnızca mali haklar bakımından ön-
19 EREL, 2009, s. 287; 294; AYİTER, 1981, s. 201; ARSLANLI,
görülmüştür (FSEK m. 48). Ancak öğretide dev-
1954, s. 171.
redilen mali haklardan yararlanabilmek için ilgili
20 ÖZTAN, 2008, s. 551; DALYAN, 2009, s. 115; EREL, s2009.
bazı manevi hakların kullanılmasının da zorunlu 190-191; AYİTER, 1981, s. 206; AYDINCIK, s. 31; TEKİNALP, s. 164.
olduğu, bu nedenle mali hakların devir ve intikali- Bu hükme göre, eser sahibi bu hakların kullanılış şeklini belir-
lememiş ve bu hususta herhangi bir kişiye yetki vermemişse, bu
ni esas itibariyle mali hakların ve ona bağlı olarak
hakların kullanılması ölümünden sonra vasiyeti tenfiz memuruna;
bu tayin edilmemişse sırasıyla sağ kalan eşi ile çocuklarına ve
15 Eser sahibi veya mirasçılarının mali haklardan kamu yararına mansup mirasçılarına, ana - babasına ve kardeşlerine aittir (FSEK
vazgeçmeleri de (FSEK m. 60), mali haklara son verici etkisi itibari- m. 19/1).
yle bir tasarruf işlemidir. 21 TEKİNALP, s. 164; EREL, 2009 s. 294; AYDINCIK, s. 31; AYİTER,
16 Görüldüğü gibi FSEK, mali hakların veya bu hakların 1981, s. 206.
kullanılmasının devri hususunda taahhüt ve tasarruf işlemi ayrımı 22 AKSU, Mustafa “Eser Taratıcısının Eseri Üzerindeki Manevi
yapmış ve yalnızca taahhüt işlemini sözleşme olarak adlandırmıştır. Hakları (Eser Yaratıcısı Kişilik Hakkı) ile Genel Kişilik Hakkı İlişkisi
Hâlbuki tasarruf işlemi de aslında bir sözleşmeden ibarettir. Üzerine Bir Deneme”, Prof. Dr. Rona Serozan’a Armağan Cilt:1,
17 TEKİNALP, 2012, s. 228-229; ÖZTAN, 2008, s. 552. On İki Levha, İstanbul 2010, s. 153.
18 AYDINCIK, 2006, s. 30; DALYAN, 2009, s. 115; EREL, 2009, s. 23 TEKİNALP, 2012, s. 162, 226; EREL, 2009, s. 248; KILIÇOĞLU,
190. 2006, s. 222, 265; Aksu’ya göre, burada eser sahibinin ölümüyle
Hacettepe Hukuk Fak. Derg, 3(1) 2013, 45–64 49

Sözleşme ve tasarruflara konu olabilmeleri dan doğru olsa da FSEK’in açık hükümleri karşı-
bakımından mali haklar birbirlerinden tamamen sında bu görüşe katılabilmek mümkün değildir28.
bağımsızdırlar. Zira FSEK’de mali hakların birbir-
lerine bağlı olmadıkları ve bunlardan herhangi bi- 1.2. TASARRUF İŞLEMLERİ
rinin kullanılmasının diğerlerine etki etmeyeceği 1.2.1. Tasarruf İşlemlerinin Türleri
açıkça düzenlenmiştir (FSEK m. 20/1). Ayrıca bu 1.2.1.1. Mali Hakkın Devri
Kanunda mali haklara dair sözleşme ve tasarruf- FSEK m. 48/1 uyarınca eser sahibi veya mirasçı-
ların yazılı bir biçimde yapılması ve konuları olan ları kendilerine kanunen tanınan mali hakları süre,
hakların ayrı ayrı gösterilmesi24 de şart kılınmış- yer ve içerik itibariyle sınırlı veya sınırsız bir şe-
tır (FESK m. 52). Bu durumda örneğin; çoğaltma kilde, karşılıklı ya da karşılıksız olarak başkalarına
hakkının tek başına devri, bu hakkı devralan kişiye devredebilirler29.
eserin çoğaltılmış nüshaları üzerinde yayma hak- Devir işlemi mutlaka yazılı bir biçimde yapıl-
kını bahşetmeyecektir. Gerçi çoğaltma ve yayma malı ve devre konu olan haklar bu işlemde ayrıca
hakları arasında sıkı bir bağlılık bulunmaktadır. ve açıkça gösterilmelidir (FESK m. 52).
Zira çoğaltma hakkının kullanılması çoğu halde Öğretide mali hak geçerli bir biçimde
tek başına bir anlam ifade etmemektedir. Bu hak devredildiğinde, hakkın eser sahibinin veya
genellikle yayma hakkıyla beraber kullanılınca mirasçılarının malvarlığından çıkarak, hakkı
hedeflenen amaca ulaşabilme imkânını sağlaya- devralan kişinin malvarlığına gireceği ileri
bilmektedir. Fakat aralarındaki sıkı bağa rağmen sürülmektedir30. Bu nedenle bir mali hakkı devra-
bu iki hak FSEK’de ayrı ayrı düzenlenmiştir ve lan kişi, devir işleminde öngörülen şartlar çerçe-
çoğaltma hakkını devralan bir kişi, ayrıca yayma vesinde ondan tıpkı eser sahibi gibi yararlanma
hakkını da devralmamışsa çoğalttığı nüshaları pi- hakkını elde eder31. Bu çerçevede üçüncü kişilerin
yasaya sürme yetkisine sahip değildir25. Aslında ve hatta hakkı devraldığı kişilerin de bu haktan ya-
aralarındaki sıkı bağa rağmen çoğaltma ve yayma rarlanmalarını yasaklayabilir32.
haklarının Kanun’da ayrı ayrı düzenlenmiş olması FSEK’de mali hakların birbirlerine bağlı olma-
eser sahibinin lehinedir. Zira bu sayede çoğaltma dıkları ve bunlardan herhangi birinin kullanılma-
hakkını teknik bakımdan diğerlerine nazara daha sının diğerlerine etki etmeyeceği açıkça düzen-
gelişmiş bir kişiye devredebilecek, yayma hakkı lendiğinden (FSEK m. 20/1), mali haklar tamamen
ise, dağıtım organizasyonu daha iyi olan başka bir devredileceği gibi kısmen de devredilebilirler.
kişiye devredebilecektir26. Yine haklardan her birinin farklı kişilere devri de
Buna karşın öğretide, işleme ve yayma husu-
sundaki mali hakların kullanımı çoğu kez eserin 28 AYDINCIK, 2006, s. 39 ve dn. 198.

çoğaltılmasını da gerektirdiğinden, bu hakları dev- 29 Ancak FSEK m. 57/1’e göre, bir eserin aslının veya çoğaltılmış
nüshaları üzerindeki mülkiyet hakkının devri, aksi sözleşmede ka-
reden eser sahibinin, işin niteliğinden aksi anlaşıl- rarlaştırılmış olmadıkça, mali hakkın veya hakların devri anlamına
madıkça bu hakkını da devretmiş sayılması gerek- gelmemektedir.
tiği savunulmaktadır27. Her ne kadar pratik bakım- 30 YILDIRIM, Fadıl M., Standart Bilgisayar Program Devir
Sözleşmeleri (Paket Yazılım Sözleşmeleri), Türkiye Bilişim Vakfı,
İstanbul, 1999, s. 55; TEKİNALP, 2012, s. 230; ÖZTAN, 2008, s.
birlikte manevi hak gerçekte sona ermemekte ve sadece man-
552, 559; DALYAN, 2009, s. 201; AYİTER, 1981, s. 206; AYDIN-
evi hakkı kullanma yetkisi yasada belirtilen kişilere yasa gereği
CIK, 2006, s. 42; EREL, 2009, s. 302; ARSLANLI, 1954, s. 173.
geçmektedir. Aksu, 2010, s. 154.
Ancak öğretide eser sahibinin hakkının niteliği gereği böyle bir so-
24 Bu şekil şartı öğretide “munzam şekil şartı” olarak nuca varılamayacağı da ileri sürülmektedir. Bu görüştekilere göre,
adlandırılmaktadır. TÜYSÜZ, Mustafa, Fikir ve Sanat Eserleri devredilen bir mali hakkın eser sahibinin malvarlığından tamamen
Kanunu Çerçevesinde Fikri Haklar Üzerindeki Sözleşmeler, Yet- çıkarak devralanın malvarlığına girdiğini söyleyebilmek mümkün
kin, Ankara, 2007, EREL, 2009, s. 319; KILIÇOĞLU, 2006, s. 284; değildir. BEŞIROĞLU, Akın, Düşünce Ürünleri Üzerinde Haklar:
AYDINCIK, 2006, s. 96; ARSLANLI, 1954, s. 176; AYİTER, 1981, s. Fikri Hukuk - Sınaî Haklar, Beta, İstanbul, 2004, s. 498-500;
217. AYDINCIK, 2006, s. 43-44.
25 ÖZTAN, 2008, s. 362, 363; AYDINCIK, 2006, s. 38. 31 DALYAN, 2009, s. 202; EREL, 2009, s. 302.
26 ÇELIK, Abdullah, Fikir ve Sanat Eserleri Üzerindeki 32 DALYAN, 2009, s. 202. Mali hakkı devralanın yasaklama
Çoğaltma ve Yayma Haklarının İhlali İhlalin Sonuçları, Seçkin, (men) yetkisi bazen mali hakkın konusundan daha geniş olabilmek-
Ankara, 2011, s. 37-38. tedir. Örneğin; bir eseri çoğaltma ve yayma hakkını devralan kişi,
27 EREL, 2009, s. 162; DALYAN, 2009, s. 126; KAYPAKOĞLU, bu eserin toplama eser şeklinde düzenlenecek başka bir eser içeri-
1997, s. 74. sinde yer almasına engel olabilir. Örnek için bakınız; EREL, s. 302.
50 Ercoşkun Şenol

mümkündür. Örneğin bir bilgisayar programının Mali hakkın devrinde olduğu gibi, kullanma
çoğaltma hakkının bir kimseye yayma hakkının yetkisinin devrini de süre, yer ve içerik itibariyle
da başka bir kimseye devredilmesi mümkün ve sınırlandırılabilmek mümkündür. Bir mali hak li-
geçerlidir. Hatta belirli bir mali hak süre, yer veya sansa konu edildiğinde bu hak, lisans verenin mal-
içerik itibariyle sınırlandırılarak farklı kişilere de varlığında kalmaya devam edecek; ancak maddi
devredilebilir. bir malın ürün kirasına verilmesinde veya intifa
Devralan, mali hakları devir işleminde belirti- hakkına konu edilmesinde olduğu gibi, mali hakkı
len şartlar altında kullanmak zorunda olduğu gibi, kullanma ve semerelerinden yararlanma yetkisi
bu haklarını kullanırken eser sahibinin manevi lisans işleminde öngörülen şartlar çerçevesinde
haklarını da gözetmek mecburiyetindedir33. Mali lisans alana geçecektir38.
hakların kullanılması eser sahibinin manevi hak- Bu durumda lisans sözleşmesinin konusunu,
larını ihlal ediyorsa, eser sahibi önceden izin ver- eser sahibinin münhasır bir biçimde sahip oldu-
miş olsa bile, her zaman için bu duruma müdahale ğu mali haklarından bir veya bir kaçının kullanın
etme hakkına sahiptir (FSEK m. 14/3, 16/3). yetkisinin lisans alana verilmesi oluşturmaktadır.
Mali hakkın devri öğretide, alacağın temliki Eser sahibinin münhasır haklarının kullanılması-
gibi, soyut ve ayni etkili bir tasarruf işlemi sa- na izin verme lisans sözleşmesinin karekteristik
yılmaktadır34 . Ancak eser sahibinin haklarının edimini oluşturmasına rağmen, bununla beraber
daha iyi korunabilmesi bakımından devrin se- başka hak ve yükümlülükler de bu sözleşmenin
bebe bağlı sayılması gerektiğini savunanlar da konusunu oluşturabilir39. Buna karşılık lisans ala-
mevcuttur35 . nın borcu sözleşmede öngörülen mali hak ya da
Mali hakkı devralan kişi, eser sahibinden veya hakları kullanması karşılığında belirli bir ücret
mirasçılarından yazılı bir biçimde izin alarak hak- ödemesidir. Ancak ücret, lisans sözleşmesinin zo-
kını üçüncü kişilere devredebilir (FESK m. 49/1). runlu bir unsur değildir40.
Bu tür devirler FESK’te “devren iktisap” şeklinde FSEK, lisansı tam ve basit lisans olmak üzere
adlandırılırken, mali hakkın eser sahibinden veya ikiye ayırmaktadır41. Buna göre lisans, mali hak sa-
mirasçılarından devralınması ise “asli iktisap” hibinin başkalarına da aynı ruhsatı vermesine en-
şeklinde adlandırılmıştır36. gel değilse basit lisans, yalnız bir kimseye mahsus
olduğu takdirde tam (münhasır) lisanstır (FESK m.
1.2.1.2. Mali Hakkı Kullanma Yetkisinin Devri 56/1).
(Ruhsat-Lisans Verme) Münhasır lisansta, lisans sahibi, mali hakkı
FSEK, eser sahibinin veya mirasçılarının eser kullanma yetkisine sahip olabilmek bakımından
üzerindeki mali haklarını tamamen veya kısmen tektir. Yani mali hak sahibi lisansa konu olan hakkı
devredebileceklerini öngördüğü gibi, yalnızca bizzat kendisi kullanmayacağı gibi, bu yetkiyi bir
kullanma yetkisini devredebilmelerine de mü-
saade etmiş ve bu işlemi ruhsat verme olarak Lisans Sözleşmeleri ve Rekabet Hukuku Düzenlemelerinin
Lisans Sözleşmelerine Uygulanması, Beta, İstanbul, 2002, s. 31,
adlandırmıştır (FSEK m. 48/2). Burada gayri
dn. 121; YASAMAN, Hamdi, Marka Hukuku: 556 Sayılı KHK Şerhi
maddi bir hakkın kullanım yetkisinin başkasına Cilt:2, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2004, s. 735.
bırakılması söz konusu olduğundan, bu işlemin Ancak buradaki sözleşme terimi FSEK’deki anlamıyla değil, borçlar
hukukundaki anlamıyla algılanmalıdır.
uygulamada yerleşmiş adıyla lisans sözleşmesi
38 TEKİNALP, 2012, s. 230; DALYAN, 2009, s. 203-204; EREL,
olduğu açıktır37.
2009, s. 303-304; AYİTER, 1981, s. 211; AYDINCIK, 2006, s. 47.
39 DALYAN, 2009, s. 204.
33 EREL, 2009, s. 303; DALYAN, 2009, s. 202; AYDINCIK, 2006,
s. 43. 40 AYDINCIK, 2006, s. 47; AYİTER, 1981, s. 211; DALYAN, 2009, s.
204.
34 AYİTER, 1981, s. 206; ARSLANLI, 1954, s. 177.
41 FSEK’te zorunlu lisansa (m. 9/2, 10/2) ve kanuni lisansa (m.
35 EREL, s. 303.
43/2, 47/1) ilişkin düzenlemeler de bulunmaktadır. Bir kişi, kanun-
36 Aslen iktisap ve devren iktisap terimlerinin genel anlamları dan doğan bir yetkiye dayanarak mahkemeye müracaatla karşı
düşünüldüğünde FSEK’in terim seçimi konusunda ne denli özensiz tarafı lisans sözleşmesi yapmaya zorlama hakkına sahipse bu li-
davrandığı görülebilecektir. sanslara zorunlu lisans denir. Ancak mahkeme hükmüne ihtiyaç
37 ONGAN, Burak, Sınai Haklara İlişkin Lisans Sözleşmelerinde olmaksızın bir kanun hüküm gereği lisans verilmesi söz konusu ise,
Tarafların Hukuki Durumu, Seçkin, Ankara, 2007, s. 17; AYDINCIK, bu durumda kanuni lisanstan söz edilir. Bu konu hakkında ayrıntılı
2006, s. 46-47; OKTAY-ÖZDEMIR, Saibe, Sınaî Haklara İlişkin bilgi için bakınız; TEKİNALP, 2012, s. 230-230.
Hacettepe Hukuk Fak. Derg, 3(1) 2013, 45–64 51

başkasına da tanıyamaz ve bu nedenle mali hakkı hakkı devralan kişilere karşı da ileri sürülebil-
kullanma imkânı yalnızca lisans sahibine aittir42. melidir. Zira FSEK’te tam lisanslar bakımından
Basit lisansta ise lisans veren, bu lisansı aynı bir ayni hak olan intifa hakkına yapılan atıf bunu
yer ve zaman bakımından başkalarına da verebi- gerektirmektedir46.
leceği gibi, lisans konusu hakkı bizzat kendisi de
kullanabilmektedir43. 1.2.1.2.1. Lisans Hakkının Devri ve Alt Lisans
Erel, FSEK’in münhasır ve basit lisansa ilişkin Mali hakkı devralan kişi, eser sahibinin veya mi-
düzenlemesini öğretideki diğer yazarlardan farklı rasçılarının yazılı izniyle hakkını devredebildiği
bir biçimde anlamaktadır. Bu yazara göre, lisans gibi, aynı koşullar altına gerek basit ve gerekse
verme mali hakka özgü kullanma ve yararlanma münhasır lisansa sahip olan kişi de lisansını üçün-
yetkilerinin ya tamamen ya da kısmen devri şek- cü kişilere devredebilir (FESK m. 49/1).
linde olabilir. Bu yetkiler tamamen bir kişiye dev- Lisansın devri FSEK’te açıkça düzenlenmiş
redilmişse, artık lisans alanın durumu fiilen mali olmasına rağmen, lisans alanın, üçüncü kişilere
hak sahibinin durumundan farksız hale gelir. Bu lisans hakkı tanıyıp tanıyamayacağına ilişkin hiç-
takdirde mali hakkın kullanılması devir işleminde bir düzenleme bulunmamaktadır. Öğretide lisan-
kararlaştırılan süre zarfında yalnızca lisans sahi- sın devrine kıyasen, ilk lisans verenin yazılı izniyle
bine ait olur ki; FSEK’te tam ruhsat kavramıyla ifa- üçüncü kişilere alt lisans verilebileceği ileri sürül-
de edilmek istenen husus da budur. Buna karşılık mektedir47. Ancak Alman Hukukunda olduğu gibi
kullanma yetkilerinin çeşitli bakımlardan bölüne- bizim hukukumuzda da alt lisans verebilme hakkı-
rek devri de mümkündür. FSEK, bu tür lisansları nın yalnızca münhasır lisans sahiplerine tanınma-
basit ruhsat olarak adlandırmaktadır44. sı ve münhasır lisans sahiplerinin de yalnızca ba-
FSEK’e göre aslolan basit lisanstır. Zira bura- sit lisans verebileceğinin kabul edilmesi gerektiği
da kanun veya sözleşmeden aksi anlaşılmadıkça savunulmaktadır48.
her lisansın basit sayılacağı açıkça düzenlenmiştir Ancak kanaatimizce mevcut hukuk siste-
(FSEK m. 56/2). Bu durumda sözleşmede lisansın mimiz bakımından bu sorunun çözümü FSEK
münhasır olduğu açıkça belirtilmemişse ve yorum m. 56/3’de aranmalıdır. Zira bu hükümde basit
yoluyla da böyle bir sonuca varılamıyorsa, lisan- lisanslar hakkında hâsılat (ürün) kirasına, mün-
sın basit olduğu kabul edilecektir. hasır lisanslar hakkında ise, intifa hakkına dair
Yine FSEK’e göre basit lisanslar hakkında hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu
Borçlar Kanunun hâsılat (ürün) kirasına, münhasır nedenle basit lisanslar hakkında Türk Borçlar
lisanslara ise, Medeni Kanunun intifa hakkına iliş- Kanunu’nun (TBK) 366. maddesinin hükmü 49,
kin hükümleri niteliklerine uygun düştüğü ölçüde münhasır lisanslar hakkında da Türk Medeni
kıyasen45 uygulanacaktır (FSEK m. 56/3).
Hakkın kullanılmasının devri, hakkın kendi-
sinin devrini engellememektedir. Ancak hakkın 46 EREL, 2009, s. 307; DALYAN, 2009, s. 208.
kullanımı tam lisans ile devredilmişse bu lisans, 47 HIRSCH, Ernst, Fikir ve Sanat Hukuku, Ar Basımevi, Ankara,
1948, s. 223; KARAHAN/SULUK/SARAÇ vd., 2011, s. 117; ARKAN
ise, lisans sözleşmesinde, açıkça veya zımni olarak, alt lisans ver-
42 TÜYSÜZ, 2007, s. 97; YILDIRIM, 1999, s. 56; ÖZTAN, 2008, ilemesine müsaade edilen hallerde lisans alanın, alt lisans vermeye
s. 562; AYDINCIK, 2006, s. 59. Ancak öğretide lisans işleminde yetkili olduğunu kabul etmektedir. ARKAN, Azra, Mukayeseli Hu-
açıkça yer verilmek kaydıyla lisans verenin de mali hakkı kuk, Uluslararası Düzenlemeler ve Türk Fikri Hukuk Alanında
kullanabileceği ve bunun lisansın inhisariliğine zarar vermeyeceği Eser Sahibinin Haklarına Bağlantılı Haklar, Vedat Kitapçılık,
de ileri sürülmektedir. AYDINCIK, 2006, s. 59; KARAHAN/SULUK/ İstanbul, 2005, s. 234.
SARAÇ vd., 2011, s. 117. Aksi Görüş; ÖZTAN’a göre bu durumda lis-
48 AYDINCIK, 2006, s. 60, 69-70. Alman Fikri Haklar Kanununda
ans basit lisansa dönüşür. ÖZTAN, 2008, s. 562.
münhasır lisans sahibinin bu yetkisi açıkça ifade edilmiştir (UrhG §
43 YILDIRIM, 1999, s. 56; ÖZTAN, 2008, s. 563; AYDINCIK, 31 (3)).
2006, s. 60-61; TÜYSÜZ, 2007, s. 96-97.
49 Bu hükme göre: “Kiracı, kiraya verenin rızası olmaksızın
44 EREL, 2009, s. 305. DALYAN’a göre FSEK’in düzenlemesi kiralananı başkasına kiraya veremeyeceği gibi, kullanım ve işletme
her iki yorum tarzına da ulaşmaya imkân verecek niteliktedir. DA- hakkını da başkasına devredemez. Ancak kiracı, kiralananda bulu-
LYAN, 2009, s. 205-206. Ancak kanaatimizce EREL’in görüşüne nan bazı yerleri, kiraya veren için zarar doğuracak bir değişikliği
katılabilmek mümkün değildir. gerektirmemek koşuluyla kiraya verebilir.
45 DALYAN, 2009, s. 206; EREL, 2009, s. 305-306; TÜYSÜZ, Kiracının, başkasıyla yaptığı bu kira sözleşmelerine, alt kiraya
2007, s. 98-99. ilişkin kurallar, kıyas yoluyla uygulanır.”
52 Ercoşkun Şenol

Kanunu’nun (TMK) 806. maddesinin50 hükmü altına girdiği ve sözleşmenin feshinden göreceği
kıyasen nazara alınmalıdır. zararın çoğu kez sözleşmenin karşı tarafınkinden
çok daha ağır olacağı savunulmaktadır54.
1.3. SÖZLEŞMELER (TAAHHÜT İŞLEMLERİ) Sözleşme ileride meydana getirilecek bir veya
FSEK anlamında sözleşme, bir mali hak üzerinde birkaç esere ait mali hakların devri taahhüdünü
tasarruf işlemi yapma taahhüdüdür. Bu taahhüt, içeriyorsa, eser sahibinin sözleşme serbestîsini
mali hakkı veya kullanım hakkını devralacak olana, kısıtlayan bir durum söz konusu olmadığından,
hakkın kendisine devri konusunda şahsi bir talep FSEK m. 50/2’deki hükmün uygulama alanı bula-
hakkı sağlar51. Mali hakkın veya kullanım hakkının mayacağı ileri sürülmektedir55.
devri için öncelikle bir taahhüt işlemine gerek FSEK, sözleşmenin tek taraflı irade beyanıyla
vardır. Taahhüt işlemi ve tasarruf işlemi ard arda ortadan kaldırabilmesi imkânının yanı sıra, kendi-
yapılabileceği gibi, farklı zamanlarda yapılmaları liğinden hüküm ifade edecek bazı sona erme ne-
da söz konusu olabilir. İleride meydana getirile- denlerine de yer vermiştir. FSEK m. 50/3’e göre:
cek veya tamamlanacak eserler üzerinde tasarruf “Eser tamamlanmadan önce, eser sahibi ölür veya
işlemi yapmak mümkün olmadığından (FSEK m. tamamlama kabiliyetini zayi eder yahut kusuru
48/3), bu durumda genellikle bir taahhüt işlemi olmaksızın eserin tamamlanması imkânsız hale
yapılmakta (FSEK m. 50/1) ve eser tamamlanınca gelirse zikri geçen taahhütler kendiliğinden mün-
bu taahhüde uygun olarak tasarruf işlemi yapıl- fesih olur. Diğer tarafın iflas etmesi veya sözleş-
maktadır. Eserin tamamlanmasına rağmen taah- me uyarınca devraldığı mali hakları kullanmaktan
hüt veren tasarruf işlemini yapmaktan kaçınırsa, aciz duruma düşmesi yahut kusuru olmaksızın
mahkemenin bu hususa ilişkin olarak vereceği kullanmanın imkânsız hale gelmesi hallerinde de
hüküm kurucu nitelikte olacak; yani hüküm, mali aynı hüküm caridir.” Bu hüküm öğretide haklı ola-
hakkı veya kullanım hakkını devredenin iradesi rak eleştirilmekte ve bunun yayım sözleşmesinde
yerine geçerek, hakkın veya kullanım yetkisinin kendiliğinden sona erme sebeplerini düzenleyen
doğrudan devrini sağlayacaktır52. TBK m. 500’e56 yollama yapılmasının daha uygun
Eser sahibi ileride meydana getireceği her tür olacağı savunulmaktadır57.
veya aynı türden bütün eserleri üzerindeki mali Gelecekte yapılması veya tamamlanması dü-
haklarına ilişkin taahhüt işlemleri yapabilir. Ancak şünülen eserler taahhüt işlemlerine konu olabilse-
bu tür bir işlemin eser sahibine yüklediği ağır yü- ler de, ileride çıkarılacak mevzuatın eser sahibine
kümlülüğü nazara alan kanun koyucu, hem eser tanıması muhtemel mali hakların devrine veya
sahibine hem de sözleşmenin karşı tarafına bir yıl bunların başkaları tarafından kullanılmasına iliş-
sonra hüküm ifade etmek üzere, yapacakları bir kin olarak yapılan bir taahhüt geçersizdir (FSEK
ihbarla sözleşmeyi feshedebilme imkânı tanımıştır m. 51/1). Yine ileride çıkarılacak bir mevzuatla
(FSEK m. 50/2). Öğretride buradaki fesih hakkının mali hakların kapsamlarının genişletilmesinden
herhangi bir şarta tabi kılınamayacağı ve hakkın veya koruma sürelerinin uzatılmasından doğacak
kullanılmasının zorlaştırılamayacağı ileri sürül- yetkilerden vazgeçmeyi yahut bunların devrini
mektedir53. Yine öğretide bu fesih hakkının yal-
nızca eser sahibine tanınması gerektiği; zira onun 54 EREL, 2009, s. 296.
fikri yaratıcılıkla ifa edilebilecek ağır bir taahhüt 55 AYDINCIK, 2006, s. 52; EREL, 2009, s. 299; TEKİNALP, 2012,
s. 222.
50 Bu hükme göre: “Sözleşmede aksine hüküm yoksa veya du-
56 Bu hükme göre: “Eser sahibi eseri tamamlamadan önce
rum ve koşullardan hak sahibince şahsen kullanılması gerektiği
ölür veya tamamlama yeteneğini yitirir ya da eseri tamamlaması
anlaşılmıyorsa, intifa hakkının kullanılması başkasına devredile-
kendi kusuru olmaksızın imkânsız duruma gelirse, sözleşme
bilir.
kendiliğinden sona erer. Ancak, sözleşmenin tamamı veya bir
Bu takdirde malik, haklarını, devralana karşı doğrudan doğ-
bölümünün yerine getirilmesi mümkün ve hakkaniyete uygun bu-
ruya ileri sürebilir.”
lunursa hâkim, sözleşme ilişkisinin devam etmesine ve bunun için
51 DALYAN, 2009, s. 211; AYDINCIK, 2006, s. 48; ÖZTAN, 2008, gereken değişikliklerin yapılmasına karar verebilir.
s. 573; EREL, 2009, s. 295. Yayımcı iflas ederse yayımlatan, eseri başka bir yayımcıya ve-
52 ÖZTAN, 2008, s. 573; DALYAN, 2009, s. 212; EREL, 2009, s. rebilir; ancak, iflas anında henüz muaccel olmamış borcun yerine
295; AYDINCIK, 2006, s. 50. getirileceği konusunda güvence gösterilmişse, yayımlatan eseri
53 EREL, 2009, s. 297; AYİTER, 1981, s. 215; ARSLANLI, 1954, s. başka bir yayımcıya veremez.”
178; DALYAN, 2009, s. 212; AYDINCIK, 2006, s. 52. 57 EREL, 2009, s. 298.
Hacettepe Hukuk Fak. Derg, 3(1) 2013, 45–64 53

öngören sözleşme hükümleri de geçersizdir (FSEK korumaya yönelik davalardan biri olarak kabul
m. 51/2). edilebilir62.
Taahhüt işlemiyle tasarruf işleminin ayrıl-
dığı hallerde, taahhüt işlemindeki bir sakatlığın 2.1. TECAVÜZÜN REF’İ DAVASI
tasarruf işlemini de sakatlayıp sakatlamayaca- (SALDIRININ DURDURULMASI DAVASI)
ğı öğretide tartışmalıdır. Bu tartışmanın temel FSEK m. 66/1’e göre: “Manevi ve mali hakları
noktası tasarruf işleminin sebebe bağlı olup ol- tecavüze uğrayan kimse tecavüz edene karşı
madığının kabulüdür. Bir görüşe göre, alacağın tecavüzün ref’ini dava edebilir.” Ref kelimesi
temliki, mali hakların veya bunların kullanılma- “kaldırmak” anlamına gelmektedir. Bu dava
larının devrine ilişkin işlemlere de uygulanaca- sayesinde manevi veya mali hakları hukuka aykırı
ğından (FSEK m. 53), tasarruf işlemleri de ala- bir biçimde saldırıya uğrayan, mevcut saldırının
cağın temliki gibi sebepten soyuttur58 . Ancak kaldırılmasını; daha doğru bir deyişle saldırıya son
taraflar, mali hakkın devrini, kararlaştırdıkları verilerek, bertaraf edilmesini talep edebilecektir.
hukuki sebebin mevcut olması veya gerçekleş- Bu davanın açılabilmesi için saldırıda
mesi şartına bağlayarak işlemi sebebe bağlı bulunanın kusurunun varlığı aranmamaktadır
hale getirebilirler59. Bu görüşe karşın, taahhüt (FSEK m. 66/3). Saldırı, hizmetlerini ifa ettikle-
ve tasarruf işlemlerinin eser sahibinin manevi ri sırada bir işletmenin temsilcisi veya müstah-
menfaatlerini yakından ilgilendirdikleri ve bu demleri tarafından gerçekleştirilmişse bu dava,
nedenle ister birlikte isterse ayrı ayrı yapılmış işletme sahibine karşı da açılabilmektedir (FSEK m.
olsunlar, sebebe bağlı olduklarının kabul edil- 66/2). Aslında burada, TBK m. 66‘da düzenlenen
mesi gerektiği de ileri sürülmektedir60. adam çalıştıranın sorumluluğuna ve TMK m.
50‘de düzenlenen tüzel kişinin organlarının
2. MALİ HAKLARININ KORUNMASI eylemlerinden sorumluluğuna paralel bir
Fikir ve sanat eserleri üzerindeki haklar, FSEK’in düzenleme getirilmiştir. Bu halde de saldırıda
5. bölümünde düzenlenen hukuk ve ceza dava- bulunanların veya aleyhine dava açılacak işletme
larıyla koruma altına alınmıştır. FSEK, fikir ve sahibinin kusurunun varlığı aranmayacaktır
sanat eserleri üzerindeki manevi ve mali hak- (FSEK m. 66/3)63. FSEK’te hâkimin saldırıda
ların ihlali halinde özel hukuk bağlamında şu bulunanın kusurunun bulunup bulunmadığı ve
davaların açılabilmesine imkân tanımıştır: te- eğer varsa bunun ağırlığını tespit etmesi gerektiği
cavüzün ref’i davası (FSEK m. 66-68), tecavü- belirtilmişse de bu tespit, saldırının durdurulması
zün men’i davası (FSEK m. 69), tazminat dava- davası bakımından değil, bu dava kapsamında
sı (FSEK m. 70/1-2) ve temin edilen kârın devri alınacak önlemler bakımından önem taşımaktadır
davası -vekâletsiz iş görmeden kaynaklanan (FSEK m. 66/4)64. Ancak bu ifadeden saldırıda
dava- (FSEK m. 70/3) 61 . FSEK’in 5. bölümünün
dışında olmakla beraber m.15/3’de düzenlenen 62 Bu dava, bir eserin kimin tarafından meydana getirildiğinin
eser sahibinin tespiti davası da, gerçek eser ihtilaflı olduğu hallerle sahipli bir eserin aslında kendisi tarafından
sahibini belirleme amacında olduğundan, hakkı meydana getirildiğinin iddia edildiği hallerde açılır. FSEK’te her
ne kadar bu davanın bir tespit davası olduğu belirtilmiş ise de,
öğretide, bu davanın bir eda davası olduğu savunulmaktadır. Zira
58 ÖZTAN, 2008, s. 569; AYİTER, 1981, s. 207; TEKİNALP, mahkemenin kararı yalnızca bir hukuki olguyu tespit etmekle kal-
2012, s. 232; ARSLANLI, 1954, s. 177. Ancak taahhüt ve tasar- mamakta, eserin sahipliğini de davayı kazanan kişiye vermektedir.
ruf işlemleri birleştirilmişse bu ikisi bir bütün teşkil edeceğinden, TEKİNALP, 2012, s. 308.
birindeki sakatlık diğerini de etkileyecektir.
63 Ancak işletme sahibinin sorumlu olması, mali hakkı ihlal eden-
59 ÖZTAN, 2008, s. 566; AYİTER, 1981, s. 207. leri sorumluluktan kurtarmaz. Bu durumda hem işletme sahibi
60 EREL, 2009, s. 296; AYDINCIK, 2006, s. 49. hem de saldırıyı gerçekleştiren kişi müteselsilen sorumlu olurlar
61 Hak sahibinin korunması amacıyla açılacak bu davaların (TBK m. 61). GENÇ-ARIDEMİR, 2003, s. 178.
etkinliğini artırabilmek için FSEK’te iki imkân görülmüştür. Bunlar- 64 TEKİNALP, 2012, s. 311, 319; KILIÇOĞLU, 2006, s. 385. Aynı
dan ilki, teminat koşuluna bağlı olmaksızın ihtiyati tedbir talebi (m. yönde; Yargıtay HGK, 15 Aralık, 2010, E: 607/K: 663, www. hu-
77); ikincisi ise, FSEK’te öngörülen davaların sonunda alınan hü- kukturk.com, (erişim tarihi 16.05.2012). Bu hüküm kapsamında
kümlerin ilanını isteyebilmektir (m. 78). DURGUT, Ramazan “Fikir alınabilecek tedbirlerin neler olabileceği hükümde açıkça
ve Sanat Eserleri Kanunu Kapsamında Tazminat Davaları”, Prof. düzenlenmediğinden, hâkim somut olayın durumuna göre gereken
Dr. Hüseyin Ülgen’e Armağan Cilt:I, Vedat Kitapçılık, İstanbul, her türlü tedbirin alınmasına karar verebilecektir. Kılıçoğlu, 2006,
2007, s. 1075, dn. 2. s. 385.
54 Ercoşkun Şenol

bulunanın kusurunun bulunmaması halinde, ted- olmaktan ziyade subjektif bir hesaplamanın yapıl-
bir alınmasına karar verilemeyeceği gibi bir sonuç ması gerektiği; yani hakkı saldırıya uğrayanın iste-
da çıkarılmamalıdır. Zira hâkim, bu hükümde gös- yebileceği veya diğer eserleri için almakta olduğu
terilen diğer unsurları da (eser sahibinin manevi bedelin nazara alınması gerektiği savunulmakta-
ve mali hakları, saldırının kapsamı ve saldırının dır. Toplumda oldukça tanınan bir sanatkârın ger-
durdurulması halinde saldırıda bulunanın çekten korunabilmesi kanaatimizce de ancak böy-
uğrayabileceği muhtemel zararları) nazara alıp, le bir bakış açısıyla sağlanabilecek niteliktedir69.
bunların toplamından bir sonuç çıkararak karara İkinci imkân tercih edilirse, FSEK hükümleri naza-
varacaktır65. ra alınarak belirlenecek rayiç bedelin de aslında
Saldırının durdurulması davası bakımından subjektif bir yaklaşımla tespit edilmesi gerektiği
saldırıda bulunanın kusuru aranmadığı gibi, saldı- savunulmaktadır70. Bu nedenle öncelikle eser sa-
rıya uğrayanın zararının varlığı da aranmamakta- hibinin kendi eserleri arasındaki rayiç bedel naza-
dır. Zira bu dava zararın giderilmesi amacıyla de- ra alınacak; fakat eser sahibinin böyle bir çıkarım
ğil, zararın doğmaması ya da artmaması amacıyla yapmaya imkân verecek başka eserlerinin bulun-
açılmaktadır. Yani; bu dava bakımından önem ta- maması halinde objektif bir belirme yapılacaktır.
şıyan tek unsur, saldırının objektif olarak hukuka Tekinalp ise, bu hükmün hak sahibine seçimlik
aykırı teşkil etmesidir66. bir imkân tanımadığını ileri sürmektedir. Yazara
göre bu maddenin 5728 sayılı Kanunla değiştiril-
2.1.1. Mali Haklara Saldırı Halinde Davanın meden önceki halinde71 “emsal veya rayiç bedel”
Konusu talebi, uğranılan zarara bağlanmıştı. Yapılan de-
Manevi haklara saldırı halinde açılacak sal- ğişiklikten sonra zarar unsuru metinden çıkarıl-
dırının durdurulması davası FSEK m. 67’de mıştır. Bu nedenle hükmün son haline göre esas
düzenlenmişken, mali haklara saldırı halinde olan, varsayımsal sözleşme yöntemidir. Hak sahi-
açılacak davanın konusu m. 68’de düzenlenmiştir. bi, daha önce ölçü alınabilecek sözleşmeler yap-
68. maddenin 1. fıkrasına göre, gerekli izin mamışsa, ölçü yokluğu nedeniyle rayiç usulüne
alınmaksızın bir eseri işleyen, çoğaltan, çoğaltıl- başvurmak gerekir72.
mış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü Öğretide bu hükümdeki bedelin bir tazminat
işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla değil, hak sahibine ödenmesi gereken kanuni bir
umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahiple- ceza olduğu savunulmaktadır73. Bilindiği gibi FSEK
riyle sözleşme yapılmış olması halinde kendilerin-
den istenebilecek bedelin veya FSEK hükümleri 69 ÖZTAN, 2008, s. 648; DALYAN, 2009, s. 232; BAŞPINAR/KO-
uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç CABEY, 2007, s. 268-269.
Yargıtay’a göre ise: “Somut olayın özelliğine göre varsayımsal
kat fazlası istenebilir67. Bu hükümde her ne kadar sözleşme bedeli tayin edilirken eser sahibinin bilimsel/sanatsal ye-
“FSEK hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç be- terliliği, üretim kapasitesi gibi subjektif nitelikleri eserin beğeni öl-
del” ifadesine yer verilmiş olsa da, FSEK’te rayiç çüsü, sayfa sayısı estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen
hakkın türü, coğrafi kapsamı ihlal süresi ihlalin yapıldığı vasıta bu-
bedelin tespiti usulüne ve tespitte kullanılacak kri-
nun geniş halk kitlelerine ulaşımı bibi objektif kriterler, sözleşme
terlere ilişkin hiçbir hüküm bulunmamaktadır. yapılsaydı istenebilecek bedelde dikkate alınacaktır.” Yargıtay 11.
Öğretideki bir görüşe göre, bu hükümde Hukuk Dairesi, 22 Kasım 2012, E: 5434/K: 10736, www.hukukturk.
com.tr, (erişim tarihi 16.05.2012).
mali hakları saldırıya uğrayan şahsa iki imkân
70 ÖZTAN, 2008, s. 648; DALYAN, 2009, s. 232; GENÇ-
sunulmuş olup, dilediğini seçmesine imkân
ARIDEMİR, 2003, s. 189.
tanınmıştır68. Birinci imkân tercih edilirse objektif
71 Bu hükme göre “Eser, eser sahibinin izni olmadan çevrilmiş,
sözleşme dışı veya sözleşmede belirtilen sayıdan fazla basılmış,
65 KILIÇOĞLU, 2006, s. 386; DALYAN, 2009, s. 228. diğer biçimde işlenmiş veya radyo-televizyon gibi araçlarla
66 ÖZTAN, 2008, s. 634; DALYAN, 2009, s. 228; EREL, 2009, s. yayınlanmış veya temsil edilmiş ise; izni alınmamış eser sahi-
331; ARKAN, 2005, s. 275. bi, sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya
67 Öğretide de haklı olarak ifade edildiği gibi hükümde geçen emsal veya rayiç itibariyle uğradığı zararın en çok üç kat fazlasını
“en çok üç kat fazlasını isteyebilir” şeklindeki ifade, “üç katını isteyebilir. Bu bedelin tespitinde öncelikle ilgili meslek birliklerinin
isteyebilir” şeklinde anlaşılmalıdır. ÖZTAN, 2008, s. 649. görüşü nazara alınır.”

68 ÖZTAN, 2008, s. 647-648; DALYAN, 2009, s. 232; Yargıtay 11. 72 TEKİNALP, 2012, s. 318-319.
HD, 25. Ocak 2010, E: 2008-8996/K: 2010-757, www.kazancı.com. 73 TEKİNALP, 2012, s. 319; ÖZTAN, 2008, s. 649; YASAMAN,
tr, (erişim tarihi 16.05.2012). 2002, s. 811.
Hacettepe Hukuk Fak. Derg, 3(1) 2013, 45–64 55

m. 68/1’e dayanarak talepte bulunabilmek için benzeri araçların imhası76 veya üretim maliyet
ne davacının zararı ne de davalının kusuru aranır. fiyatını geçmeyecek uygun bir bedel karşılığında
Ancak hakka yönelik saldırı davacının bir zararının kendisine verilmesi ya da saldırıda bulunan kişi ile
doğmasına neden olmuşsa ve bu zarar, FSEK m. arasında sözleşme olması durumunda isteyebile-
68/1 uyarınca yapılan taleple karşılanamıyorsa, ceği miktarın üç kat fazlasını talep edebilmesidir77
davalının kusuru ve zararın miktarı ispatlanarak (FSEK m. 68/2). Hükmün devamında bu hususun,
ayrıca bu zararın tazminini talep edebilmek de izinsiz çoğaltanın hukuki sorumluluğunu ortadan
mümkündür74. kaldırmayacağı da hükme bağlanmıştır (FSEK m.
Ayrıca FSEK’e göre hak sahibi bedel talep etti- 68/2)78.
ğinde, saldırıda bulunana karşı onunla bir sözleş- Tekinalp’e göre, 68. maddenin 2. fıkrasında
me yapmış olması durumunda sahip olabileceği öngörülen üçüncü seçenek, hak sahibiyle saldı-
bütün hak ve yetkileri ileri sürebilecektir (FSEK m. rıda bulunan arasında bir sözleşme bulunmasına
68/6). Bu hükümde sözleşme ile kastedilen taraf- rağmen, saldırıda bulunanın eseri sözleşmede ön-
lar arasındaki fiili bir sözleşme değil, farazi (fiktif) görülen sayıdan fazla üretmesi halinde söz konu-
bir sözleşmedir75. Zira 68. maddenin 1. fıkrasında su olur79. Ancak öğretideki diğer yazarlar FSEK’in
“sözleşme yapılmış olması halinde” denilerek bu bu hükmünü mevcut bir sözleşmenin varlığına ve
farazi sözleşmeye işaret edilmiştir. saldırıda bulunanın eseri sözleşmede öngörülen-
FSEK m. 68/2-3’de ise, izinsiz olarak çoğaltı- den daha fazla sayıda çoğaltmasına bağlamamak-
lan eser nüshalarının, çoğaltmaya yarayan film, tadırlar. Gerçekten burada ifade edilmek istenen,
kalıp ve benzeri araçların, özel hukuk hükümleri- hak sahibinin saldırıda bulunanla sözleşme yap-
ne göre nasıl bir işleme tabi tutulacakları düzen- mış olması halinde isteyebileceği bedelin üç katını
lenmiştir. Bu düzenlemede izinsiz çoğaltılan nüs- talep edebileceğidir80. Ayrıca taraflar arasında bir
haların satışa çıkarılmış olup olmamalarına göre sözleşmenin varlığına rağmen eserin, sözleşmede
bir ayrıma gidilmiştir. öngörülenden daha fazla sayıda çoğaltılması ha-
İzinsiz çoğaltılan nüshalar satışa linde de hak sahibinin dilerse sözleşmeye aykırılık
çıkarılmamışsa, yalnızca çoğaltma hakkı ihlal hükümlerine dilerse de FSEK’te öngörülen hü-
edilmiş olacaktır. Bu durumda hak sahibine üç kümlere başvurabileceği unutulmamalıdır.
seçimlik hak tanınmıştır. Bu haklar çoğaltılmış Yine Tekinalp’e göre, üçüncü seçeneğin tercih
nüshaların, çoğaltmaya yarayan film, kalıp ve edilmesi halinde, saldırıda bulunanın sözleşme
ücretinin üç katı tutarında bir bedeli hak sahibi-
ne ödemesi şartıyla çoğalttığı nüshaları kanuni
Yargıtay ise bu bedeli “mali haklar tazminatı” olarak nite-
lendirmektedir. Yargıtay 11. HD, 16 Haziran 2003, E: 787/K: 6343.
Karar için bakınız: SULUK, Cahit /ORHAN, Ali, Uygulamalı Fikri
76 Öğretide çoğaltmaya yarayan vasıtaların saldırıda bulunanın
Mülkiyet Hukuku Cilt:2, , Arıkan, İstanbul, 2005.
veya saldırıya iştirak edenlerin mülkiyetinde bulunduğu sürece
74 TEKİNALP, 2012, s. 319; DURGUT, 2007, s. 192-193; ÖZTAN, imhaya müsait olduğu, üçüncü şahısların mülkiyetinde olan
2008, s. 649-650; ARKAN, 2005, s. 278. çoğaltma vasıtalarının bu duruma aldırmadan imha edilemeyeceği
Ancak YASAMAN, saldırının durdurulması davasının tazminat savunulmaktadır. TEKİNALP, 2012, s. 321; ÖZTAN, 2008, s. 653;
talebinden tamamen bağımsız olduğunu, bu nedenle 68. madde- DALYAN, 2009, s. 234; EREL, 2009, s. 341; ARKAN, 2005, s. 278;
de öngörülen bedelle birlikte maddi tazminatın da talep edebile- GENÇ-ARIDEMİR, 2003, s. 192.
ceğini ve bu maddi tazminattan 68. maddede öngörülen bedelin
77 Bu halde de saldırı da bulunanın kusuru ve aşan zararlar ispat-
indirilmemesi gerektiğini savunmaktadır. YASAMAN, Hamdi, Fikri
lanmak koşuluyla bu bedelin yanı sıra tazminat talebinde buluna-
ve Sınai Mülkiyet Hukuku: Fikir ve Sanat Eserleri Endüstriyel
bilmek mümkündür. KILIÇOĞLU, 2006, s. 396.
Tasarımlar Patentler İle İlgili Makaleler - Mütalâalar - Bilirki-
şi Raporları, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2006, s. 189; YASAMAN, 78 Bu durumda saldırıda bulunanın çeşitli kanunlardan doğan
2002, s. 818-819. sorumlulukları sona ermeyip, devam eder. TEKİNALP, 2012, s.
322; ÖZTAN, 2008, s. 660; Arkan, s. 280; GENÇ-ARIDEMİR, 2003,
75 ÖZTAN, s. 2008, 650; KILIÇOĞLU, 2006, s. 395. Yargıtay 11.
s. 196.
Hukuk Dairesi, 22 Kasım 2002, E: 5434/K: 10736; Yargıtay HGK,
20, Mart 2002, E: 11-176, K: 214; Yargıtay 11. HD, 24 Kasım 2010, E: 79 TEKİNALP, 2012, s. 321-322. TEKİNALP’e göre aynı hüküm bil-
1188/K: 11996; Yargıtay 11. HD, 25 Şubat 2010, E: 2008-11423/K: gisayar programının izinsiz tekrarı izinsiz yeniden iletimi; oyunun,
2010- 2165, www.kazancı.com.tr, (erişim tarihi 16.05.2012). filmin, dizinin sözleşmedeki süreyi başar şekilde oynatılması halin-
Yasaman’a göre saldırıda bulunanın bu hükümden yararlanma de de uygulanır.
imkânı yoktur. Yani; o, farazi sözleşmenin külfetlerine katlanacak 80 EREL, 2009, s. 343; ÖZTAN, 2008, s. 660; GENÇ-ARIDEMİR,
ve nimetlerinden yararlanamayacaktır. YASAMAN, 2002, s. 811. 2003, s. 196.
56 Ercoşkun Şenol

koşullar çerçevesinde ticaret mevkiine koyabilir81. Nihayet FSEK m. 68/5’de fıkrasında hak
Yasaman ise, ceza niteliğindeki bir ödemenin hu- sahiplerinden birinin, ikinci ve üçüncü fıkralar
kuka aykırı bir eylemi hukuka uygun hale getire- uyarınca talepte bulunması halinde, Ceza
meyeceği için, saldırıda bulunanı hak sahibi olarak Muhakemesi Kanununun el koymaya ilişkin
kabul etmenin mümkün olmadığını ileri sürmüş; hükümlerinin delil elde etmek amacı dışında
ancak bu nüshaların akıbetinin ne olacağı husu- uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır.
sunda bir fikir beyan etmemiştir82.
Eserin çoğaltılmış nüshalarının ve çoğaltmaya 2.1.2. Mali Hakları Devralanların Saldırının
yarayan araçların imhasının veya uygun bir bedel Durdurulması Davası Açıp Açamayacakları
karşılığında devrinin talebi, saldırının durdurul- Sorunu
masına imkân verebilecek niteliktedirler. Ancak FSEK m. 66‘ya göre “mali hakları tecavüze
davacının saldırıda bulunan kişi ile arasında söz- uğrayan kimse” saldırıda bulunana karşı
leşme olması durumunda isteyebileceği miktarın saldırının durdurulmasını dava edebilir. FSEK
üç kat fazlasını talep etmesi bu kapsamda düşü- m.68/1‘e göre ise, mali haklara saldırıda
nülemeyeceği gibi, bu talebi bir tazminat olarak bulunulması halinde talepte bulunabilecek kişi
nitelendirmek de mümkün değildir. Zira saldırıda “hak sahibi”dir. Bu durumda bir eser üzerindeki
bulunanın kusurunun varlığı halinde haksız fiil mali haklar devredilmediği müddetçe, saldırının
hükümleri uyarınca istenebilecek tazminat FSEK sona erdirilmesi davasını açma hakkı, eser
m. 70/2’de ayrıca hükme bağlanmıştır. Burada ise, sahibine ve onun ölümü halinde bu hakları
talepte bulunabilmek adına saldırıda bulunanın miras yoluyla kazanan mirasçılarına aittir. Ancak
kusuru varlığı aranmadığı gibi, talep sınırı zarar mali hak geçerli bir biçimde üçüncü kişiye
miktarıyla da sınırlandırılmamıştır. Bu nedenle devredilmiş ve saldırı devredilen mali hakka
öğretide “bedelin üç katı” bedel ödenmesi, saldı- yönelik olarak gerçekleştirilmişse, davacı sıfatı,
rıda bulunanı caydırmaya yönelik kanuni bir ceza mali hakkı devralan kişilere ait olacaktır86. Zira
olarak nitelendirilmektedir .
83
bu durumda devredilen mali haklar eser sahibi-
İzinsiz çoğaltılan nüshalar satışa çıkarılmışsa nin malvarlığından çıkıp, devralanın malvarlığına
çoğaltma hakkının yanı sıra yayma hakkı da ihlal dâhil olmaktadır. Hatta eser sahibinin veya
edilmiş olmaktadır84. FSEK m. 68/3’e göre, “İzinsiz mirasçılarının devrettikleri mali hakkı kullanmaya
çoğaltılan kopyalar satışa çıkarılmışsa hak sahibi, devam etmeleri veya başkalarının kullanmalarına
tecavüz edenin elinde bulunan nüshalar hakkında müsaade etmeleri de mali hakka yönelik bir saldırı
ikinci fıkradaki şıklardan birini kullanabilir.” teşkil edecek ve mali hakkı devralan bunlara karşı
Görüldüğü gibi çoğaltılmış nüshaların imhasını da saldırıya son verilmesi davası açabilecektir87.
veya maliyet fiyatını aşmayacak uygun bir bedelle Bunun yanı sıra eser sahibi, belli bir mali hak-
devrini istemek, yalnızca saldırıda bulunanın kını devretmiş olmakla birlikte o mali hakkın se-
elinde bulunana nüshalar bakımından mümkündür. merelerinden, hakkı devralanla birlikte yararlan-
Nüshalar üçüncü kişilere satılmışsa, artık bu maktaysa kendisine de dava hakkının tanınması
nüshaların devri veya imhası talep edilemez85. gerektiği ileri sürülmektedir88.

81 TEKİNALP, 2012, s. 322. Aynı Yönde; Başpınar/Kocabey, s. s. 341. ÖZTAN ise, satışın izinsiz çoğaltma ve yaymaya iştirak
270; ÖZTAN, 2008, s. 660; GENÇ-ARIDEMİR, 2003, s. 196; EREL, niteliği taşımadığı sürece, hak sahibinin, saldırıda bulunanın elin-
2009, s. 343; Yargıtay, 11. HD, 7 Temmuz 1987, E: 1836/K: 4331. den çıkan nüshalar bakımından yalnızca sözleşmenin varlığı halin-
Karar için Bakınız; SULUK/ORHAN, 2005, s. 787. de talep edebileceği miktarın üç katını isteyebileceğini ileri sür-
82 YASAMAN, 2002, s. 811. mektedir. ÖZTAN, 2008, s. 661. Aynı yönde; KAYPAKOĞLU, 1997,
83 TEKİNALP, 2012, s. 305. YASAMAN, 2002, s. 811. ÖZTAN, s. 157-158.
2008, s. 649. Ancak bu cezanın bir özel hukuk cezası olduğu 86 ÖZTAN, 2008, s. 623-624; ARKAN, 2005, s. 281; DALYAN,
unutulmamalıdır. 2009, s. 236-237; KARAHAN/SULUK/SARAÇ vd., 2011, s. 117;
84 EREL, 2009, s. 341. EREL, 2009, s. 334; TEKİNALP, 2012, s. 323; GENÇ-ARIDEMİR,
2003, s. 175, dn. 553; ARSLANLI, 1954, s. 209.
85 EREL’e göre çoğaltılan nüshalar saldırıda bulunanın elinden
tamamen çıkmışsa, artık hak sahibinin bunlara ilişkin olarak bir 87 KARAHAN/SULUK/SARAÇ vd., 2011, s. 117; EREL, 2009, s.
talep hakkı mevcut değildir. Bu durumda çoğaltmaya yarayan 334; AYİTER, 1981, s. 254; KAYPAKOĞLU, 1997, s. 150; GENÇ-
araçların imhası veya devri ya da farazi sözleşme hükümleri ARIDEMİR, 2003, s. 175-176, dn. 553.
uyarınca telif ücretinin üç katının tazminin isteyebilir. EREL, 2009, 88 ÖZTAN, 2008, s. 624. Kendisine yalnızca bir veya birkaç
Hacettepe Hukuk Fak. Derg, 3(1) 2013, 45–64 57

Mali hakkı devralanın bu davada ileri süre- lisans verene ve gerekse de üçüncü kişilere karşı
bileceği talepler, mutlaka kendi hakkıyla sınırlı ileri sürebileceği ve hakkı kullanmasını engelleyen
olmalıdır. Örneğin; yayma hakkını yalnızca Doğu müdahale ve tasarruflara karşı bizzat dava açma
Anadolu Bölgesi için devralan kişi, Marmara böl- yetkisine sahip olduğu kabul edilmelidir. Hatta
gesinde haksız dağıtım yapılması halinde bu da- hakkı korumak için dava açmadığı takdirde doğa-
vayı açamamalıdır. Bir edebi eserin bin nüsha ile cak mali zarardan da duruma göre eser sahibine
sınırlı olarak çoğaltma ve yayma hakkını devralan, veya mali hak sahibine karşı sorumlu olmalıdır.
izinsiz çoğaltılan nüshalar bu sayıyı aşıyor olsa Bu görüşü savunanlar, lisans verilmiş olmasına
bile, ancak bin tanesinin kendisine devrini veya rağmen, mali hakkın özü itibariyle eser veya hak
imhasını talep edebilmelidir (FSEK m. 68/2). Yine sahibinin malvarlığında kalmaya devam edece-
çoğaltma ve yayma hakkı sınırlı bir biçimde devre- ğinden, onların da ayrıca dava açmalarında hiçbir
dilmiş olup da, haksız çoğaltma ve yayımın takdir sakınca bulunmadığını ileri sürmektedirler. Ancak
edilecek değeri mali hakkın sağlayabileceği isti- bu durumda mahkemenin vereceği hükümden ilk
fadeyi aşıyorsa, bu aşan kısmın kendisine öden- etapta lisans alan yararlanacaktır. Örneğin; FSEK
mesini mali hak sahibi değil, yalnızca eser sahibi m. 68/2 uyarınca maliyet fiyatını aşmamak koşu-
talep edebilmelidir89. luyla çoğaltılmış nüshaların ve çoğaltmaya yara-
yan film, kalıp ve benzeri araçların uygun bir be-
2.1.3. Lisans Alanların Tecavüzün Ref’i Davası del karşılığında davacıya teslimine hükmedilmişse,
Açıp Açamayacakları Sorunu uygun bedeli bizzat ödenmiş olması şartıyla devir,
Mali hakları kullanma yetkisinin devredildiği hal- çoğaltma ve yayma hakları üzerinde lisans sahibi
lerde lisans alanın saldırıya son verilmesi davası olan kişiye yapılmalıdır91.
açıp açamayacağı hususunda FSEK’te hiçbir hük- Erel, bu görüşünün doğruluğunu FSEK m.
me yer verilmediği gibi, bu konuda öğretide de bir 68/4‘e dayandırmaktadır92. Bu hükme göre:
fikir birliği bulunmamaktadır90. Aslında öğretideki “İkinci ve üçüncü fıkraların eser sahibinden başka
tartışmaların temel noktası, lisansın sahibine sağ- hak sahiplerince uygulanabilmesi için eser sahi-
ladığı hakkın ayni tesirli olup olmadığına ilişkindir. binin bu Kanunun 52 nci maddesine uygun yazılı
Erel tarafından savunulan görüşe göre, lisans ver- çoğaltma izni aranır.”
me ayni tesirleri olan bir tasarruf işlemidir. Bu ne- Daha önce de değindiğimiz gibi Erel, FSEK’in
denle lisans sahibinin sahip olduğu yetkileri gerek münhasır ve basit lisansa ilişkin düzenlemeleri-
ni öğretideki diğer yazarlardan farklı bir şekilde
mali hak devredilmiş olmasına rağmen, devralan, devir konusunun
anlamaktadır. Bu yazara göre, lisans verme, mali
dışında bırakılan mali hakları da kullanmaya çalışırsa, eser sahi-
bi veya mirasçıları ya da ilgili mali hakkı devralan diğer üçüncü hakka özgü kullanma ve yararlanma yetkilerinin
kişiler bu duruma müdahale ederek, devralana karşı tecavüzün ya tamamen ya da kısmen devri şeklinde olabilir.
durdurulması davası açabilirler. Bu durumun aynı zamanda taraf- Bu yetkiler tamamen bir kişiye devredilmişse, ar-
lar arasındaki sözleşmenin ihlali sayıldığı ve bu durumda davacının
dilerse sözleşmeye aykırılık hükümlerine başvurabileceği de
tık lisans alanın durumu fiilen mali hak sahibinin
unutulmamalıdır. KILIÇOĞLU, 2006, s. 375-376; GENÇ-ARIDEMİR, durumundan farksız hale gelir. Bu takdirde mali
2003, s. 173. Ayrıca devredilen bir mali hakkın üçüncü kişiler hakkın kullanılması devir işleminde kararlaştırılan
tarafından ihlali aynı zamanda manevi haklara da bir saldırı teşkil
süre zarfında yalnızca lisans sahibine ait olur ki;
ediyorsa, eser sahibinin veya mirasçılarının da manevi haklarını
koruyabilmek adına bu davayı açabilecekleri kabul edilmelidir. ÖZ- FSEK’te tam ruhsat (münhasır lisans) kavramıyla
TAN, 2008, s. 642-625; DALYAN, 2009, s. 237; EREL, 2009, s. ifade edilmek istenen husus da budur. Buna karşı-
334.
lık kullanma yetkilerinin çeşitli bakımlardan bölü-
89 EREL, 2009, s. 343; ÖZTAN, 2008, s. 657, 660.
nerek devri de mümkündür. FSEK, bu tür lisansları
90 Markalara, patentlere ve endüstriyel tasarımlara ilişkin
basit ruhsat (lisans) olarak adlandırmaktadır93.
lisansların sahibine dava hakkı tanıyıp tanımadığı bu hakların
özel olarak düzenlendiği kanun hükmünde kararnamelerde (KHK) Görüldüğü gibi yazar, basit ve münhasır lisans ba-
açıkça düzenlenmiştir. (556 sayılı Markaların Korunması Hakkında kımından tümsellik ve kısmîlikten başka esaslı bir
KHK m. 21/6; 551 sayılı Patent haklarının Korunması Hakkında KHK
m. 148; 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında
91 EREL, 2009, s. 304-305, 334. Aynı yönde ARSLANLI, 1954, s.
KHK m. 60) Bu konu hakkında ayrıntılı bilgi için bakınız; Ongan,
174.
s. 128-132. Bunlara benzer bir hükme FSEK’te de yer verilme-
si, farklı görüş uygulamaların ortaya çıkmasını engelleyebilmek 92 EREL, 2009, s. 334.
bakımından daha doğru olurdu. 93 EREL, 2009, s. 305.
58 Ercoşkun Şenol

fark görmediği için, bu iki lisans türü arasında da münhasır ve basit lisans arasında bir ayrıma git-
bir ayrım yapmamış ve her ikisi için de aynı görü- mektedir. Bu görüştekilere göre, münhasır lisans,
şü benimsemiştir. sahibine lisansa konu olan hakkı kullanma ve ya-
Tekinalp de lisans verme işleminin ayni etkile- rarlanma yetkisi vermekle birlikte aynı zamanda
re sahip bir tasarruf işlemi olduğunu kabul etmek- savunma (men) hakkı da tanır. Lisans sahibi bu
le birlikte, saldırının durdurulması davası açma son hakkını üçüncü kişilere ve hatta eser sahibi-
hakkının lisans sahibine tanınmaması gerektiği- ne karşı da kullanabilir. Yani bu tür lisansta lisans
ni, aksi bir kabulün mali hak sahibinin gelecekte- veren, lisans konusu mali hakkın kullanılması-
ki haklarını ihlal edebileceğini ileri sürmektedir. nı üçüncü bir kişiye devretmemek ve kendisi de
Yazara göre lisans sahibine yalnızca maddi tazmi- bu hakkı kullanmamak yükümlülüğü altındadır96.
nat davası açabilme hakkını tanımak daha adil bir Basit lisansta da lisans sahibi lisans konusu hak-
çözüm olacaktır94. kı kullanma ve yararlanma yetkilerine sahiptir.
Öğretide lisans sözleşmesinden doğan hak- Ancak münhasır lisansın aksine basit lisans, sa-
kın ayni bir etkisinin bulunmadığı da ileri sürül- hibine savunma (men) hakkı tanımaz. Zira basit
mektedir95. Bu görüştekilere göre, lisans sahibi lisans sahibi, sözleşmenin kurulması esnasında
üçüncü kişilerin hakkını ihlal eden eylemlerine aynı hakkı kendisinin yanı sıra başkalarının da
karşı saldırıya son verilmesini dava edemeyecek kullanabileceğini kabul ettiğinden, artık üçüncü
ve yalnızca mali hak sahibine başvurarak ondan kişilerin bu hakkı kullanmalarına engel olamaz.
gerekli önlemleri almasını talep edebilecektir. Bu durum basit lisansın sahibine sağladığı hakkın
Yani lisans, sahibine (yalnızca lisans verene kar- mutlak niteliği ile bağdaşmıyor gibi gözükse de;
şı ileri sürülebilecek) şahsi bir hak sağladığından, lisans sahibi, hak sahibinin veya üçüncü kişilerin
saldırı halinde dava açma hakkı münhasıran mali aynı hakkı kullanabileceklerini en baştan kabul et-
hakkın sahibine aittir. Lisans işleminin amacına tiğinden, üçüncü kişilerin izinli veya izinsiz olarak
ulaşabilmesi için, lisans alanın haklarını başkaları aynı hakkı kullanmaları hiçbir şekilde onun mutlak
tarafından ihlal edilmeden kullanabilmesi gerekir. hakkını zedelememektedir97.
Bu nedenle hakka yönelik bir saldırı halinde lisans Bu görüştekiler, görüşlerinin doğruluğunu
veren, eser veya mali hak sahibi sıfatıyla duruma basit lisanslara hâsılat (ürün) kirasına, münhasır
müdahale etmelidir. Lisans verenin lisans konusu lisanslara ise intifa hakkına ilişkin hükümlerin uy-
mali hakkı koruması onun akdi bir yükümlülüğü gulanacağını öngören FSEK m. 56/3’e dayanarak
olduğundan, lisans alanın başvurusuna rağmen ispatlamaya çalışmaktadırlar98.
saldırıya son verilmesini dava etmemesi akde ay-
kırılık teşkil edecek ve bu nedenle lisans verenin 2.1.3.1. Yargıtay’ın Konuya İlişkin Görüşü
sorumluluğuna gidilebilecektir. Ancak taraflar Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 1999 tarihli bir ka-
aralarında anlaşarak lisans alana, saldırılara karşı rarına göre, tam ruhsat sahibinin fiilen mali hak
dava açma yetkisi tanıyabilirler ve hatta onu bu sahibinden farkı yoktur. Ancak FSEK, ruhsat sa-
hususta yükümlü kılabilirler. hibinin tecavüzün ref’ini talep edip edemeyeceği
Görüldüğü gibi bu görüşte de münhasır ve hususunda bir hüküm getirmemiştir. Ruhsat, dokt-
tam lisans arasında hiçbir ayrım yapılmamış, her rinde tasarruf işlemi olarak kabul edildiğine göre,
ikisi içinde aynı esas benimsenmiştir.
Bu husustaki bir diğer görüş ise, lisans ver- 96 ÖZTAN, 2008, s. 562; AYDINCIK, 2006, s. 59; KAYPAKOĞLU,
1997, s. 151. Ancak öğretide lisans işleminde açıkça yer verilmek
me işleminin ayni tesirleri olan bir tasarruf işle-
kaydıyla lisans verenin de mali hakkı kullanabileceği ve bunun
mi olduğunu kabul etmekle birlikte, doğru olarak lisansın inhisariliğine zarar vermeyeceği de ileri sürülmektedir
AYDINCIK, 2006, s. 59; KARAHAN/SULUK/SARAÇ vd., 2011, s. 117.
94 TEKİNALP, 2012, s. 234; 323. Aksi Görüş; ÖZTAN’a göre bu durumda lisans basit lisansa dönüşür.
ÖZTAN, 2008, s. 562.
95 AYİTER, 1981, s. 213-214, 254; YILDIRIM, 1999, s. 56; ARKAN,
2005, s. 233-234, 281; HIRSCH, 1948, s. 223. OKTAY-ÖZDEMIR’ 97 AYDINCIK, s. 62; TÜYSÜZ, 2007, s. 117; KAYPAKOĞLU, 1997, s.
de sınai haklara ilişkin lisans sözleşmelerin mutlak değil, şahsi hak 151.
verdiğini savunmaktadır. OKTAY-ÖZDEMİR, Saibe “Fikri Değerler 98 AYDINCIK, 2006, s. 62. Aksi görüş; YILDIRIM’a göre bu dü-
Üzerindeki Haklar İle Bunlara İlişkin Verilen Lisansın Hukuki zenleme yalnızca kanunen öngörülen bir kıyasen uygulama haline
Niteliği”, Prof. Dr. Ergun Özsunay’a Armağan, Vedat Kitapçılık, işaret etmektedir. Yoksa münhasır lisansa ayni etki sağlamak gibi
İstanbul, 2004, s. 593-598. bir amaç söz konusu değildir. YILDIRIM, 1999, s. 56.
Hacettepe Hukuk Fak. Derg, 3(1) 2013, 45–64 59

ruhsat sahipleri tecavüzün önlenmesi ve tazmi- hangi şartlarda dava açabileceği özel olarak dü-
nat davası açabilirler. Hatta açmadıkları takdirde zenlenmiştir. Sözleşmede bulunan anılan bu özel
doğacak zarardan mali hak sahibine veya eser hükmün davacıyı bağlayacağı kuşkusuz olup, bu
sahibine karşı sorumlu olabilirler99. Ancak aynı hüküm itibariyle, davacının lisans verenden izin
daire 2006 tarihli bir kararında, FSEK m. 68/1’e almaksızın dava açma hakkı bulunmamaktadır.”
göre talepte bulunmanın eser sahibine veya mali
hakkı eser sahibinden geçerli bir biçimde devra- 2.2. TECAVÜZÜN MENİ DAVASI
lan kişilere ait olduğunu; lisans sahiplerinin ise bu (SALDIRININ ÖNLENMESİ DAVASI)
maddeye dayalı olarak dava açma haklarının bu- Saldırının önlenmesi davası, manevi ve mali hakla-
lunmadığını içtihat etmiştir. Yargıtay bu sonuca, ra karşı gerçekleştirilmesi muhtemel bir saldırının
lisans verilmesine rağmen, lisans konusu hakkın önlenebilmesi amacıyla açılabilecek bir davadır.
halen lisans verende kalmaya devam ettiği gerek- Ayrıca gerçekleşmiş bir saldırının devam etme-
çesiyle varmıştır100. Yine aynı daire 2007 tarihli bir sinin ya da tekrarlanmasının muhtemel olduğu
kararında 68. madde uyarınca talepte bulunma hallerde de bu davanın açılabilmesi mümkündür
hakkının eser sahibine veya eser sahibinden mali (FSEK m. 69/1).
hakları devralan kişiye ait olduğunu ve ruhsat sa- Başlamış ve devam eden bir saldırının varlığı
hibinin zararlarının karşılanmasını açacağı maddi halinde durdurma davasıyla saldırının doğurduğu
tazminat davasında (FSEK m. 70/2) isteyebilece- sonuçlarla birlikte ortadan kaldırılması, önleme
ğini belirtmiştir101. davası ile de ya muhtemel bir saldırı tehlikesinin
Yargıtay, lisans sahibinin hakkına yönelik sal- ya da saldırının tekrar suretiyle devamının ön-
dırı nedeniyle maddi tazminat talep edebileceğini lenmesi amaçlanmaktadır. Yani amaçları birbi-
kabul etmekle beraber, bu yöndeki bir davanın rinden farklı olduğu için gerekli koşullar mevcut
açılmasını lisans verenin iznine bağlayan sözleş- olduğu sürece bu iki davanın birlikte açılabilmesi
me hükümlerini de geçerli kabul etmektedir. Bu mümkündür103.
yöndeki bir karara102 göre: “Davacı ile dava dışı Bu dava bakımından da önemli olan tek şey,
yabancı uyruklu şirket arasındaki 21.11.1997 tarihli muhtemel saldırının objektif olarak hukuka aykırı
lisans sözleşmesi içerik itibariyle; dava konusu olmasıdır. Ancak saldırının önlenmesi davası, dur-
eser de dahil olmak üzere bir kısım eserlerin durma davasından farklı olarak mali ve manevi
çoğaltma hakkının, FSEK.nun 48/2. fıkrasına göre, haklara yönelik saldırı tehlikesi bakımından ayrı
Türkiye›de inhisari kullanım yetkisinin devrine iliş- ayrı ele alınmamıştır.
kin olup «mali hakların devri söz konusu olmadı- Bu davada mahkeme, eser sahibinin manevi
ğından» davacı bu lisans sözleşmesine dayalı ola- ve mali haklarını, saldırının veya saldırı tehlikesi-
rak FSEK.nun 70/2. fıkrasına dayalı olarak haksız nin kapsamını, saldırıda bulunanın kusurun olup
fiil tazminatı isteyebilir. olmadığını, varsa ağırlığını ve saldırının önlenme-
Ne var ki, 21.11.1997 tarihli lisans sözleşme- si halinde saldırıda bulunan uğraması muhtemel
sinin 8/4. maddesinde; lisans verenin telif hak- zararlarını değerlendirip durumun gereklerini göz
larının ihlali halinde lisans alan davacının kendi- önüne alarak saldırının önlenmesi için gerekli gö-
liğinden harekete geçemeyeceği ve izinsiz dava receği tedbirlerin alınmasına karar verir (FSEK m.
açamayacağı hüküm altına alınmıştır. Böylece, 66/4, 69/2). Mahkemenin vereceği bu tedbirlere
mali hakların sahibi olan dava dışı şirket ile da- örnek olarak; saldırıda bulunan ya da bulunması
vacı arasında akdedilen sözleşmeye konulan muhtemel olan kişiye bir işin yapılmasını ya da
özel hüküm ile davacının üçüncü kişiler aleyhine
103 TEKİNALP, 2012, s. 326; ÖZTAN, 2008, s. 667; DALYAN,
99 Yargıtay, 11. HD, 11 Mart 1999, E: 1998-9958/K: 1999-3423, 2009, s. 241; EREL, 2009, s. 344; ARKAN, 2005, s. 278. Yargıtay,
www.hukukturk.com.tr, (erişim tarihi: 16.05.2012). davacının saldırının durdurulması davasında bedel talebinde
bulunduğu hallerde, taraflar arasında sözleşme yapılmış gibi bir
100 Yargıtay 11.HD, 20 Ocak 2006, E: 2005-166/K: 2006-330,
durumun doğduğunu ve bu nedenle yasallaşan bir faaliyet nede-
www.kazancı.com.tr, (erişim tarihi: 16.05.2012).
niyle artık saldırının önlenmesi talebinde bulunulamayacağını içti-
101 Yargıtay 11. HD, 20 Kasım 2007, E: 200-6776/K: 2007-14566, hat etmiştir. Yani Yargıtay’a göre bedel talebi ile birlikte saldırının
www.kazancı.com.tr, (erişim tarihi: 16.05.2012). önlenmesi dava edilemeyecektir. Yargıtay, 11. HD, 7 Temmuz
102 Yargıtay 11. HD, 6. Şubat 2006, E: 2005-1101/K: 2006-994, 1987, 1836/4131; Yargıtay 11. HD, 31 Ekim 2003, 11539/10196, www.
www.hukukturk.com.tr, (erişim tarihi: 16.05.2012). kazancı.com,tr, (erişim tarihi: 16.05.2012).
60 Ercoşkun Şenol

yapılmamasını emretmek veya izinsiz çoğaltılan FSEK m. 70/1 manevi hakların ihlali nedeniyle
nüshaları veya çoğaltmada kullanılan araçları açılabilecek tazminat davasına ilişkindir106. İkinci
ihtiyati tedbir kapsamında geçici olarak zapt et- fıkrada ise, mali hakları ihlal edilenin, saldırıda
mek yahut bu nüshaları bozmak ya da imha etmek bulunanın kusurunun varlığı halinde haksız fiille-
gösterilebilir104. re ilişkin hükümler çerçevesinde tazminat talep
FSEK m. 69 bu davayı “eser sahibinin” aça- edebileceği düzenlenmiştir. Aslında FSEK’de böy-
bileceği düzenlenmiştir. Ancak böyle bir sınır- le bir düzenleme yapılmamış olsaydı da TBK m.
lamaya gitmenin hiçbir makul gerekçesi, bulun- 49 ve devamında düzenlenen haksız fiillere ilişkin
mamaktadır. Zira kapsam ve sonuçları daha ağır hükümler uyarınca maddi ve manevi tazminat
olan saldırının durdurulması davası sadece eser davaları açılabilirdi.
sahibi tarafından değil, hak sahibi tarafından da Bu çerçevede bir mali hakkın hukuka aykırı
açılabilmektedir. 69. maddenin ifadesine rağmen, bir biçimde ihlali halinde, maddi veya manevi107
Kanunun sisteminde bir ahenksizlik yaratmamak bir zarar ortaya çıkmışsa ve doğan zararla ihlal
için bu dava bakımından da aynı esası benimse- eylemi arasında uygun illiyet bağı varsa, tazminat
mek gerekir105. Bu halde bir eser üzerindeki mali talebinde bulunmak mümkündür. Ancak bunun
haklar devredilmediği müddetçe, saldırının önlen- için ihlalde bulunanın kusurlu olması şarttır (TBK
mesi davası açma hakkı eser sahibine ve onun ölü- m. 49). Kusurun derecesi tazminat miktarının be-
mü halinde bu hakları miras yoluyla kazanan mi- lirlenmesinde nazara alınacak unsurlardan birisi-
rasçılarına aittir (FSEK m. 63, 69/2, 68/4). Ancak dir (TBK m. 51/1). Ancak koşulları oluşmuşsa adam
mali hak geçerli bir biçimde üçüncü kişiye devre- çalıştıranın kusursuz sorumluluğuna ilişkin düzen-
dilmişse, önleme davası, mali hakkı devralan kişi leme burada da geçerli olacağından, işletme sa-
tarafından açılacaktır (FSEK m. 69/2, 68/4). hibinin kusuru olmasa da, çalışanlarının eylemle-
Kabul ettiğimiz görüş çerçevesinde münhasır rinden dolayı sorumluluğuna hükmedilebilecektir
lisansta, hem lisans veren ve hem de lisans alan (TBK m. 66).
dava açma hakkına sahiptir; ancak dava lisans ve- Tazminat talebinde bulunan zararını ve zarar
ren tarafından açılsa da alınan hükümden yararla- verenin kusurunu ispat yükümlülüğü altındadır
nacak olan lisans sahibidir. Basit lisansta ise dava (TBK m. 50/1).
açma hakkı münhasıran lisans verene aittir.
2.4. VEKÂLETSİZ İŞ GÖRMEYE DAYANAN
2.3. TAZMİNAT DAVASI TALEPLER
Bir eserden doğan hakların hukuka aykırı bir Fikri haklara yönelik olarak gerçekleştirilen bir
biçimde ihlali halinde meydana gelen zararın gi- saldırı, hak sahibinin bir zararına yol açmışsa
derilmesine yönelik olarak açılabilecek tazminat maddi ve manevi tazminat davalarıyla bu zara-
davaları FSEK m. 70‘de düzenlenmiştir. Saldırının rın giderilmesi amaçlanır. Bunun dışında FSEK m.
durdurulması veya önlenmesi davaları, eserden
106 Bu hükme göre “Manevi hakları haleldar edilen kişi, uğradığı
doğan hakların saldırıya uğraması halinde, bu manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesi için dava aça-
saldırıdan kaynaklanan hukuka aykırı sonuçları bilir. Mahkeme, bu para yerine veya bunlara ek olarak başka bir
bertaraf etmek ya da saldırıyı önlemek amacıyla manevi tazminat şekline de hükmedebilir.” Görüldüğü gibi Kan-
undaki düzenleme manevi hakların ihlali halinde yalnızca manevi
açılmaktadır. Oysa tazminat davası eserden doğan tazminat açılmasına olanak verebilecek biçimdedir. Ancak manevi
hakların ihlali nedeniyle hak sahiplerinin uğradığı hakların ihlali durumunda manevi bir zararın yanı sıra maddi bir
maddi veya manevi zararların tazmin edilmesine zararın doğabilmesi de ihtimal dâhilindedir. Öğretide 70. madde-
nin 1. fıkrasının ifadesine rağmen mali hakların ihlali halinde genel
yöneliktir. Bu nedenle diğer davaların açılmış
hükümlere göre maddi tazminat talep edilebileceği ileri sürül-
olması, kural olarak, tazminat davası açmaya mektedir. Gerçekten genel düzenleme mevcutken, ayrıca özel
engel değildir. Hatta tazminat talebi bu davalarla olarak bu davanın açılabilmesinin öngörülmesine gerek yoktur.
birlikte ileri sürülebilmektedir. TEKİNALP, 2012, s. 304; DURGUT, 2007, s. 1082; ÖZTAN, 2008,
s. 673; KILIÇOĞLU, 2006, s. 217-218; DALYAN, 2009, s. 246.
107 Mali hakların ihlali halinde maddi tazminat davası açılabileceği
104 DALYAN, 2009, s. 243; EREL, 2009, s. 344; GENÇ-ARIDEMİR, gibi koşulları oluşmuşsa manevi tazminat davası da açılabilir.
2003, s. 199. TEKİNALP, 2012, s. 304, 333; DURGUT, 2007, s. 1095-1096; ÖZ-
105 ÖZTAN, 2008, s. 666; TEKİNALP, 2012, s. 326; DALYAN, TAN, 2008, s. 675; EREL, 2009, s. 347; KILIÇOĞLU, 2006, s. 219;
2009, s. 242; EREL, 2009, s. 344; ARKAN, 2005, s. 287-288. ARKAN, 2005, s. 293; GENÇ-ARIDEMİR, 2003, s. 199-200.
Hacettepe Hukuk Fak. Derg, 3(1) 2013, 45–64 61

70/3‘de mali ve manevi hakların ihlali halinde, bu kalır111.


hakları saldırıya uğrayanın tazminattan başka te- FSEK m. 70/3‘ün son cümlesinde saldırıya uğ-
min edilen kârın kendisine verilmesini de isteyebi- rayanın tazminattan başka temin edilen kârın ken-
leceği hükme bağlanmıştır. disine verilmesini talep ettiği hallerde, FSEK m.
Görüldüğü gibi bu talep, saldırıda bulunanın 68 uyarınca saldırının durdurulması davasında ta-
kusurunun varlığına bağlanmadığı gibi, hak lep edilen bedelin indirileceği hükme bağlanmıştır.
sahibinin mahrum kaldığı kâr miktarıyla da Bilindiği gibi bu hükümde “sözleşme yapılmış ol-
sınırlandırılmamıştır. Ayrıca 3. fıkrada bu talebin saydı istenebilecek bedel” ile çoğaltılmış nüsha ve
tazminattan ayrı olarak talep edilebileceği de çoğaltmaya yarayan film, kalıp gibi gereçlerin bir
açıkça düzenlenmiştir. Bu halde temin edilen kârın “bedel” karşılığında devredilmesinden söz edil-
devri, tazminat niteliği taşımamaktadır108. Aslında mektedir. Burada iki bedel talebine yer verildiği
burada vekâletsiz iş görmeye dayanan bir talep için 70. maddede bu ikisinden hangisine gönder-
söz konusudur109. Kendi menfaatine yapılmamış me yapıldığını tespit etmek gerekir. Öğretideki bir
olsa bile iş sahibinin (fikri hakları saldırıya görüşe göre 70. maddede her iki bedel de kaste-
uğrayanın) iş görmeden doğan faydaların kendi- dilmiş olup, indirilecek bedelin tayini hak sahibinin
sine verilmesini talep edebileceği TBK m. 530‘da yapacağı seçime göre belirlenecektir112. Bu konu-
açıkça düzenlenmiştir. Bu imkân sayesinde da savunulan bir diğer görüşe göre ise, indirilecek
saldırıda bulunanın hak etmediği kârı kendisine bedelle kastedilen, çoğaltılmış nüsha ve çoğalt-
saklaması önlenebilecektir. maya yarayan film, kalıp gibi gereçlerin davacıya
70. maddenin 3. fıkrasının ifadesinden her tür- devredilmesi durumunda karşılığında ödenmesi
lü tazminat talebinin yanı sıra temin edilen kârın gereken bedeldir113. Buna karşın indirilmesi ge-
devrinin de talep edilebileceği bir sonuca varılabi- reken bedelin üç kat fazlaya ilişkin bedel olduğu
lirse de, aslında burada tazminatın türüne göre bir da savunulmaktadır114. Kanunun lafzına bakılarak
ayrım yapılmalıdır. Öncelikle saldırıya uğrayanın birinci görüş lehine bir yorum yapmak mümkün
hiçbir zarar uğramadığı hallerde de karın devrini olduğu gibi, saldırıya uğrayanı daha iyi koruyabil-
talep edebileceği belirtilmelidir. Ancak manevi bir mek bakımından ikinci görüşe katılmak uygundur.
zararın varlığı halinde, manevi tazminat talebiyle Üçüncü görüş ise, hak sahibinin zararına olduğun-
temin edilen kârın talep edilebilmesi ayrı işlevlere dan bu görüşe katılmamız mümkün değildir.
sahip bulunduğundan, diğer koşullar da mevcutsa,
111 ÖZTAN, 2008, s. 678; TEKİNALP, 2012, s. 334; DURGUT,
hem manevi tazminatın hem de temin edilen kârın
2007, s. 1094-1095; DALYAN, 2009, s. 248; ARKAN, 2005, s. 296.
birlikte talep edilmesi mümkündür110. Yine hem fii- Ancak öğretide temin edilen karın devriyle mali hak sahibinin fiili
li zararın tazminini hem de temin edilen karı devri- zararı veya mahrum kaldığı karı karşılanabiliyorsa, ayrıca maddi
ni birlikte istemek mümkün olmalıdır. Çünkü bu iki tazminata hükmetmenin mümkün olmayacağı da savunulmaktadır.
Bu görüştekilere göre, bu durumda malvarlığında tazmini gerekti-
talep tamamen farklı amaçlara hizmet etmektedir. ren bir sebep kalmamış olacaktır. Ancak zarar temin edilen kârla
Ancak maddi zarar yalnızca yoksun kalınan kar karşılanamıyorsa ayrıca maddi tazminat talep edebilmek müm-
şeklinde ortaya çıkmışsa bu durumda hem bu za- kündür. YASAMAN, 2002, s. 816; BAŞPINAR/KOCABEY, 2007, s.
271; KILIÇOĞLU, 2006, s. 403; AYİTER, 1981, s. 263. Ancak kanaa-
rarın hem de temin edilen karı devrini birlikte ta-
timizce fiili zararla yoksun kalınan kâr arasında hiçbir ayrım yap-
lep etmek mümkün olmamalıdır. Zira temin edilen mayan bu görüşe katılabilmek FSEK m. 70/3’ün ifadesi karşısında
kazancın iadesiyle birlikte artık ortada bir zarar mümkün değildir.
kalmayacağından maddi tazminat talebi konusuz 112 DALYAN, 2009, s. 248-249; EREL, 2009, s. 349.
113 TEKİNALP, 2012, s. 335.
114 ARKAN, 2005, s. 296; KILIÇOĞLU, 2006, s. 403. Yargıtay’ın
bu konuya ilişkin bir kararına göre: “…davacının FSEK m. 68‘de
108 ÖZTAN, 2008, s. 677; ARKAN, 2005, s. 295-296; DURGUT,
açıklanan telif tazminatı isteminde bulunabileceği, bilirkişinin
2007, s. 1094; TEKİNALP, 2012, s. 334; BAŞPINAR/KOCABEY,
hesapladığı telif tazminatının 141,00 TL olduğu, temin edilen kâr
2007, s. 271; DALYAN, 2009, s. 248.
ile telif tazminatının birlikte istenmesi durumunda ise, bunlardan
109 TEKİNALP, 2012, s. 334; DALYAN, 2009, s. 248; ÖZTAN, yalnızca birinin tahsiline karar verilebileceği, temin edilen kâr
2008, s. 677; EREL, 2009, s. 349; YASAMAN, 2002, s. 816; AR- miktarının ise 185,00 TL olarak belirlendiği, şu hale göre temin
KAN, 2005, s. 295; KILIÇOĞLU, 2006, s. 402. edilen kâr miktarı, telif tazminatı miktarından fazla olduğundan,
110 TEKİNALP, 2012, s. 334; DURGUT, 2007, s. 1094; ÖZTAN, yalnızca temin edilen kârın hüküm altına alınmasının mümkün
2008, s. 678; ARKAN, 2005, s. 296; GENÇ-ARIDEMİR, 2003, s. bulunduğu…” Yargıtay 11. HD, 25 Şubat 2010, E: 2008-11423/K:
206. 2010- 2165, www.kazancı.com.tr, (erişim tarihi: 16.05.2012).
62 Ercoşkun Şenol

SONUÇ tanınmaması gerektiğini, aksi bir kabulün, mali


Fikir ve sanat eserleri üzerindeki fikri haklar 5846 hak sahibinin gelecekteki haklarını ihlal edebile-
sayılı Kanun (FSEK) kapsamında düzenlenmiş ve ceğini de ileri sürenler vardır. Bu görüştekilere
koruma altına alınmıştır. Bir fikir ve sanat eseri- göre, lisans sahibine yalnızca maddi tazminat da-
ni meydana getirenin bu Kanunda işaret edilen vası açabilme hakkını tanımak daha adil bir çözüm
haklara sahip olduğunu ve hakkına yönelik bir ih- olacaktır. Yargıtay’da lisans sahibinin hakkına yö-
lal karışında yine bu Kanunda öngörülen davaları nelik bir saldırı karşısında yalnızca tazminat dava-
açabileceğini söylememiz mümkündür. sı açabileceğini içtihat etmektedir.
Eser sahibi veya mirasçıları, kendilerine ka- Bu görüşe karşın, lisans verme işleminin ta-
nunen tanınan mali hakları süre, yer ve içerik iti- raflar arasında şahsi bir borç ilişkisi doğurduğunu
bariyle sınırlı veya sınırsız bir şekilde, karşılıklı ya kabul edenler, ne münhasır ne de basit lisans sahi-
da karşılıksız olarak başkalarına devredebilirler binin FSEK’te öngörülen davaları açabileceklerini
(FSEK m. 48/1). Bu takdirde devredilen mali hak, kabul etmezler.
eser sahibinin malvarlığından çıkarak devralanın Bu husustaki bir diğer görüş ise, lisans ver-
malvarlığına gireceğinden, hakka yönelik saldırı- me işleminin ayni tesirleri olan bir tasarruf işlemi
lar karşısında gereken davaları açabilme hakkı da olduğunu kabul etmekle birlikte, kanaatimizce de
devralana ait olacaktır. doğru olarak münhasır ve basit lisans arasında
FSEK, eser sahibinin veya mirasçılarının eser bir ayrıma gitmektedir. Münhasır lisans, sahibine,
üzerindeki mali haklarını tamamen veya kısmen lisansa konu olan hakkı kullanma ve ondan yarar-
devredebileceklerini öngördüğü gibi, yalnızca kul- lanma yetkisi vermekle birlikte aynı zamanda sa-
lanma yetkisini devredebilmelerine de müsaade vunma (men) hakkı da tanır. Lisans sahibi bu son
etmiş ve bu işlemi ruhsat verme olarak adlandır- hakkını üçüncü kişilere ve hatta eser sahibine kar-
mıştır (FSEK m. 48/2). Öğretide lisans sözleşmesi şı da kullanabilir. Yani bu tür lisansta lisans veren,
olarak adlandırılan bu işlemin, basit ve münhasır lisans konusu mali hakkın kullanılmasını üçüncü
olmak üzere iki türü bulunmaktadır. Münhasır li- bir kişiye devretmemek ve kendisi de bu hakkı kul-
sansta, lisans sahibi, mali hakkı kullanma yetkisine lanmamak yükümlülüğü altındadır. Basit lisansta
sahip olabilmek bakımından tektir. Yani mali hak da lisans sahibi, lisans konusu hakkı kullanma ve
sahibi lisansa konu olan hakkı bizzat kendisi kul- yararlanma yetkilerine sahiptir. Ancak münhasır
lanmayacağı gibi, bu yetkiyi bir başkasına da tanı- lisansın aksine basit lisans, sahibine savunma
yamaz ve bu nedenle mali hakkı kullanma imkânı (men) hakkı tanımaz. Zira basit lisans sahibi, söz-
yalnızca lisans sahibine aittir. Basit lisansta ise leşmenin kurulması esnasında aynı hakkı kendi-
lisans veren, bu lisansı aynı yer ve zaman bakı- sinin yanı sıra başkalarının da kullanabileceğini
mından başkalarına da verebileceği gibi, lisans kabul ettiğinden, artık üçüncü kişilerin bu hakkı
konusu hakkı bizzat kendisi de kullanabilmektedir. kullanmalarına engel olamaz. Bu durum basit li-
Mali hakları kullanma yetkisinin devredildiği sansın sahibine sağladığı hakkın mutlak niteliği ile
hallerde lisans alanın saldırıya son verilmesi da- bağdaşmıyor gibi gözükse de; lisans sahibi, hak
vası açıp açamayacağı hususunda FSEK’te hiçbir sahibinin veya üçüncü kişilerin aynı hakkı kullana-
hükme yer verilmediği gibi, bu konuda öğretide bileceklerini en baştan kabul ettiğinden, üçüncü
de bir fikir birliği bulunmamaktadır. Aslında öğ- kişilerin izinli veya izinsiz olarak aynı hakkı kullan-
retideki tartışmaların temel noktası, lisansın sahi- maları hiçbir şekilde onun mutlak hakkını zedele-
bine sağladığı hakkın ayni tesirli olup olmadığına memektedir. Ancak yine de taraflar aralarında an-
ilişkindir. laşarak basit lisans sahibinin de üçüncü kişilerin
Lisansın ayni tesirli bir tasarruf işlemi oldu- lisans konusu hakka yönelik saldırına karşı, dava
ğunu kabul edenler, hem münhasır hem de basit açabilme yetkisine sahip olduğunu kararlaştırabil-
lisans sahibinin FSEK’te öngörülen davaları aça- meleri mümkündür.
bileceklerini kabul ederler. Buna karşın lisans ver- Ayrıca unutulmamalıdır ki; mali hakkı devrala-
me işleminin ayni etkilere sahip bir tasarruf işlemi nın veya savunma hakkını haiz lisans sahiplerinin
olduğunu kabul etmekle birlikte, saldırının dur- bu davalarda ileri sürebilecekleri talepler, kendi
durulması davası açma hakkının lisans sahibine hakkıyla sınırlıdır.
Hacettepe Hukuk Fak. Derg, 3(1) 2013, 45–64 63

Son olarak belirtmeliyiz ki; markalara, patent- Sahibinin Haklarına Bağlantılı Haklar, Vedat
lere ve endüstriyel tasarımlara ilişkin lisansların Kitapçılık, İstanbul, 2005.
sahibine dava hakkı tanıyıp tanımadığı bu hak- ARSLANLI, Halil, Fikri Hukuk Dersleri II: Fikir ve Sanat
ların özel olarak düzenlendiği kanun hükmün- Eserleri, Sulhi Garan Matbaası, İstanbul, 1954.
ATEŞ, Mustafa, Fikir ve Sanat Eserleri Üzerindeki
de kararnamelerde açıkça düzenlenmiştir. 556
Hakların Kapsamı ve Sınırlandırılması, Seçkin,
sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun
Ankara, 2003. (2003)
Hükmünde Kararnameye göre aksi sözleşmede
ATEŞ, Mustafa, “Fikir ve Sanat Eserlerinin Kamuya
kararlaştırılmamışsa, inhisari lisansa sahip olan Sunulması: Alenileşmemiş ve Yayımlanmamış Eserler
kişi, üçüncü bir kişi tarafından marka sahibinin Fikrî Hukuka Göre Korunmaz mı?” Banka ve Ticaret
markadan doğan haklarına, tecavüz edilmesi Hukuku Dergisi, Yıl:2006, Cilt:23, Sayı:3, s 227-253.
durumunda, marka sahibinin bu KHK uyarınca (2006)
açabileceği davaları, kendi adına açabilir. İnhisari ATEŞ, Mustafa, Fikri Hukukta Eser, Turhan Kitapevi,
olmayan lisans sahiplerinin, dava açma hakla- Ankara, 2007. (2007)
rı yoktur (m. 21/6). Markaya tecavüz dolayısıyla AYDINCIK, Şirin, Fikri Haklara İlişkin Lisans Sözleşmeleri,
dava açma hakkı olmayan bir lisans alan, noter Arıkan, İstanbul, 2006.
vasıtasıyla yapacağı bir bildirimle, gereken dava- AYITER, Nuşin, Hukukta Fikir ve Sanat Ürünleri, S
Yayınları, Ankara, 1981.
yı açmasını marka sahibinden isteyebilir. Marka
BAŞPINAR, Veysel / KOCABEY, Doğan, İnternette Fikrî
sahibinin, bu talebi kabul etmemesi veya bildiri-
Hakların Korunması, Yetkin, Ankara, 2007.
min alındığı tarihten itibaren üç ay içinde, gerekli
BEŞIROĞLU, Akın, Düşünce Ürünleri Üzerinde Haklar:
davanın açılmaması halinde, lisans alan yaptığı Fikrî Hukuk - Sınaî Haklar, 3. Basım, Beta, İstanbul,
bildirimi de ekleyerek, kendi adına dava açabilir. 2004.
Lisans alan, ciddi bir zarar tehlikesi karşısında ÇELIK, Abdullah, Fikir ve Sanat Eserleri Üzerindeki
ve söz konusu sürenin geçmesinden önce, ihti- Çoğaltma ve Yayma Haklarının İhlali ve İhlalin
yati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep Sonuçları, Seçkin, Ankara, 2011.
edebilir. Lisans alan, dava açtığını marka sahibi- DALYAN, Şener, Bilgisayar Programlarının Fikrî Hukukta
ne bildirir (m. 21/7)115. Bu düzenlemeye benzer Korunması, Seçkin, Ankara, 2009.
düzenlemeler 551 sayılı Patentlerin Korunması DURGUT, Ramazan, “Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu
Hakkında KHK’nın 148. maddesinde ve 554 sayı- Kapsamında Tazminat Davaları”, Prof. Dr. Hüseyin
Ülgen’e Armağan Cilt:I, Vedat Kitapçılık, İstanbul,
lı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında
2007, s. 1075-1095.
KHK’nın 41. maddesinde yapılmıştır.
EREL, Şafak N., Türk Fikir ve Sanat Hukuku, 3. Basım,
Bunlara benzer bir hükme FSEK’te de yer ve-
Yetkin, Ankara 2009.
rilmesi, bu konuda farklı görüş ve uygulamaların GENÇ - ARIDEMİR, Arzu, Türk Hukukunda Eser Sahibinin
ortaya çıkmasını engelleyebilecek ve bu sayede Çoğaltma ve Yayma Hakları, Vedat Kitapçılık,
lisans sahibi tam bir korumaya kavuşabilecektir. İstanbul, 2003.
HIRSCH, Ernst, Fikrî ve Sınaî Haklar, Ar Basımevi, Ankara,
1948.
Yararlanılan K aynaklar KARAHAN, Sami / SULUK, Cahit / SARAÇ, Tahir vd, Fikri
Mülkiyet Hukukunun Esasları, 3. Basım, Seçkin,
Ankara, 2011.
AKSU, Mustafa, Bilgisayar Programlarının Fikrî Mülkiyet
KAYPAKOĞLU, Serhat, Bilgisayar Programlarının Hukuki
Hukukunda Korunması, Beta, İstanbul, 2006.
Korunması, İpekçi Yayıncılık, İzmir, 1997.
AKSU, Mustafa, “Eser Taratıcısının Eseri Üzerindeki Manevi
KILIÇOĞLU, M. Ahmet, Sınaî Haklarla Karşılaştırmalı
Hakları (Eser Yaratıcısı Kişilik Hakkı) ile Genel Kişilik
Fikri Haklar, Turhan Kitapevi, Ankara, 2006.
Hakkı İlişkisi Üzerine Bir Deneme”, Prof. Dr. Rona
OKTAY-ÖZDEMIR, Saibe, “Fikri Nitelikteki Sınai Değerler
Serozan’a Armağan Cilt:1, On İki Levha, İstanbul,
Üzerindeki Haklar ile Bunlara İlişkin Verilen Lisansın
2010, s. 121- 158. (2010)
Hukuku Niteliği”, Prof. Dr. Ergun Özsunay’a
ARKAN, Azra, Mukayeseli Hukuk, Uluslararası
Armağan, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2004, s. 571-
Düzenlemeler ve Türk Fikri Hukuk Alanında Eser
598. (2004)
OKTAY-ÖZDEMIR, Saibe, Sınaî Haklara İlişkin Lisans
115 Marka lisansı sözleşmesi hakkında ayrıntılı için bakınız; ÖZEL, Sözleşmeleri ve Rekabet Hukuku Düzenlemelerinin
Çağlar, Marka Lisansı Sözleşmesi, Seçkin, Ankara, 2002.
64 Ercoşkun Şenol

Lisans Sözleşmelerine Uygulanması, Beta, İstanbul,


2002. (2002)
ONGAN, Burak, Sınai Haklara İlişkin Lisans
Sözleşmelerinde Tarafların Hukuki Durumu, Seçkin,
Ankara, 2007.
ÖZEL, Çağlar, Marka Lisansı Sözleşmesi, Seçkin, Ankara,
2002.
ÖZTAN, Fırat, Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku, Turhan
Kitapevi, Ankara, 2008.
SULUK, Cahit, Yeni Fikir ve Sanat Esereleri Kanunu Telif
Hakları ve Korsanlıkla Mücadele, Hayat, İstanbul,
2004.
SULUK, Cahit/ ORHAN, Ali, Uygulamalı Fikri Mülkiyet
Hukuku Cilt:2, Arıkan, İstanbul, 2005.
TEKİNALP, Ünal, Fikrî Mülkiyet Hukuku, 5. Basım, Vedat
Kitapçılık, İstanbul, 2012.
TÜYSÜZ, Mustafa, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu
Çerçevesinde Fikri Haklar Üzerindeki Sözleşmeler,
Yetkin, Ankara, 2007.
USLU, Ramazan, Türk Fikir ve Sanat Hukukunda Eser
Kavramı, Seçkin, Ankara, 2003.
YARSUVAT, Duygun, Türk Hukukunda Eser Sahibi ve
Hakları, 3. Basım, Güryay Matbaacılık, İstanbul, 1984.
YASAMAN, Hamdi, “Fikri Haklarda Tazminat İle İlgili Bazı
Sorunlar”, Prof. Dr. Ömer Teoman’a 55. Yaş Günü
Armağanı Cilt:1, Beta, İstanbul, 2002, s. 805-819.
(2002).
YASAMAN, Hamdi, Marka Hukuku: 556 Sayılı KHK Şerhi
Cilt:2, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2004. (2004).
YASAMAN, Hamdi, Fikri ve Sınaî Mülkiyet Hukuku: Fikir
ve Sanat Eserleri Endüstriyel Tasarımlar Patentler
İle İlgili Makaleler – Mütalâalar - Bilirkişi Raporları,
Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2006. (Mütalâalar)
YILDIRIM, M. Fadıl, Standart Bilgisayar Program Devir
Sözleşmeleri (Paket Yazılım Sözleşmeleri), Türkiye
Bilişim Vakfı, İstanbul, 1999.
www.hukukturk.com.tr
www.kazancı.com

You might also like