Professional Documents
Culture Documents
593783
593783
M.MERVE BİLMEN
Programı: İç Mimarlık
EYLÜL 2019
Scanned with CamScanner
İÇİNDEKİLER
ÖZET iii
ABSTARCT iv
RESİM LİSTESİ v
1.GİRİŞ 1
1.1.Araştırmanın Amacı Ve Kapsamı 1
1.2.Araştırmanın Yöntemi 1
2.MİMARLIKTA BİYOMİMİKRİ 2
2.1.Kavram Olarak “Biyomimikri’nin Tanımı Ve Etimolojisi 2
2.2.Biyomimikriyi Etkileyen Bilimler ve Tasarım Yaklaşımları 4
2.3.Biyomimikri Tasarım Yöntemleri 6
2.3.1.Biyomekanik Açıdan Biyomimikri 8
2.3.2.Biçimsel Biyomimikri 9
2.3.3.Fonksiyonel Biyomimikri 11
2.3.4.Dokusal Biyomimikri 12
2.3.5.Renk Biyomimikrisi 13
2.3.6.Malzeme Biyomimikrisi ve Strüktürel Biyomimikri 14
2.3.7.Sürdürülebilirlik ve Biyomimikri 14
2.4.Biyomimikrinin Mimarlık Üzerindeki Etkisi 15
3.ANTONİ GAUDİNİN ESERLERİNDE BİYOMİMİKRİ ETKİSİ 22
3.1 Casa Vicens 22
3.2. El Capricho 27
3.3. Pavilions Of Te Güell Estate 30
3.4. Casa Botines 33
3.5. Casa Calvet 35
3.6. Sagrada Familia 40
4.MİCHAEL PAWLYN’IN ESERLERİNDE BİYOMİMİKRİ ETKİSİ 43
4.1.Eden Projesi 44
4.2.Sahara Forest Projesi 46
4.3.Biyomimikri Ofisi Projesi 48
4.4.Mobius Projesi 50
5. 21. YY’DA BİYOMİMİKRİ ÖRNEKLERİ 52
5.1. 21.yy’da Mimari Tasarımda Biyomimikri Etkisi 55
5.1.1. Milwaukee Sanat Müzesi: Santiago Calatrava 55
i
5.1.2. Gherkin Kulesi, Londra 57
5.1.3. Katar Belediye İşleri ve Tarım Bakanı (MMAA) Binası 59
5.1.4. William McDonough’un Geleceğin Gökdeleni 60
5.1.5. King Fahad Milli Kütüphanesi(Suudi Arabistan) 62
6.SONUÇ 64
KAYNAKÇA 67
İNTERNET KAYNAKLARI 70
EKLER 74
ii
MİMARLIKTA BİYOMİMİKRİ KAVRAMI
21.YY’A YANSIMASI
ÖZET
Doğa ve insan varlığının başından beri ayrı olarak düşünülemez. İnsanoğlu doğanın
içerisinde var olmuştur ve doğanın şartlarını gözlemleyerek, onu taklit ederek
şartlarını iyileştirmiştir. Doğa sahip olduğu düzeni ve kendi içinde işleyen kusursuz
sistemi ile insanlık tarihinin her döneminde taklit edilen, akıl danışılan bir unsur
olmuştur. Doğadaki canlıların yaşayışları, sistemleri, insanoğluna her zaman yol
gösterici olmuştur ve olacaktır.
Fransız ihtilalinden önceki dönemlerde doğaya öykünme daha çok biçimsel iken
teknolojinin gelişmesi ve hayat şartlarının da iyileşmesi ile doğadaki canlıların
sistemleri, hücresel yapıları incelenip en küçük yapı taşlarına kadar işleyiş
mekanizmaları araştırılıp taklit edilmeye başlanmıştır. Sistem bu şekilde olunca
doğanın sistemini birebir taklit eden tasarımlar ortaya çıkmıştır ve ekolojiye yararlı,
sürdürülebilir tasarımlar tasarlanmaya başlamıştır.
Tarihin ilk çağlarından bu yana doğaya öykünme bu kadar büyük bir değişim ve
gelişme göstermiştir, ilerleyen teknoloji ile hayatımızın birçok yerinde doğanın
etkilerini görmeye devam edeceğiz.
iii
THE CONCEPT OF BIOMIMRICITY IN ARCHITECTURE
ABSTARCT
Nature and human existence cannot be considered separately since the beginning.
Mankind has existed in nature and he has ameliorated his conditions by observing the
conditions of nature and imitating it. Nature has been imitated and consulted in every
period of human history with its system and its perfect system. The lives and systems
of living beings in nature have always been guiding and guiding human beings.
In the periods before the French Revolution, while the emulation was more formal,
the development of technology and the improvement of living conditions began to
simulate the systems of living things in nature, their cellular structures and the
mechanisms of functioning up to the smallest building blocks. As a result of this
system, designs that mimic the system of nature have emerged and useful and
sustainable designs have been designed for ecology.
Since the first ages of history, emulation has shown such a great change and
development, with the advancing technology, we will continue to see the effects of
nature in many parts of our lives.
iv
RESİM LİSTESİ
v
Resim 30.Casa Botines ........................................................................................................... 34
Resim 31.Casa Botines Demirden Şekillendirilmiş Bitki Motifleri ........................................35
Resim 32.Casa Calvet Bal Peteğinden Esinlenilmiş Gözetleme Deliği. (2019) ........................ 36
Resim 33.A.Gaudi'nin Casa Calvet'te İnsan Bedeninden Esinlenerek Tasarladığı Sandalyeler
Ve Eskizleri. (Casa Calvet, 2017) ............................................................................................ 36
Resim 34.A.Gaudi'nin İnsan Bedeninden Yola Çıkarak Casa Calvet İçin Tasarladığı Meşe
Oturma Birimi. (Casa Calvet, 2017) ....................................................................................37
Resim 35. A.Gaudi'nin Casa Calvet'te Doğadan Etkilenerek Tasarladığı Ayna Çerçeveleri.
(Casa Calvet, 2017) ...........................................................................................................37
Resim 36. Casa Calvet Restoran Kısmında Kapılarda Ve Camlardaki Vitraylarda Görülen
Doğadan Yaprak Ve Çiçek Desenleri ...................................................................................... 38
Resim 37. Casa Calvet İç Mekanda Demir Ferforjelerde Kullanılan Bitki, Yaprak Desenleri.
(Casa Calvet, 2017) ...........................................................................................................38
Resim 38.Casa Calvet İç Mekan Bitki Motifleri. (Casa Calvet, 2017) ....................................39
Resim 39. Casa Calvet Cephe Tasarımı Ve Doğadan Etkilenilmiş Bitki Motifleri ...................39
Resim 40. Sagrada Familia Genel Görünüşü .......................................................................... 40
Resim 41.Sagrada Familia Orman Konseptli İç Tasarımı (Sagra da Familia) ........................... 41
Resim 42.Cephede Ve İç Mekanda Doğadan Bitki Motifleri ................................................41
Resim 43.Yapıda Kullanılan Vitraylar, Çiçek Motifleri, Sedir Yaprakları, Kuş Motifleri ..........42
Resim 44. Eden Projesi ( Https://Gaiadergi.Com ) ..............................................................45
Resim 45.Eden Projesi İç Mekan ( https://gaiadergi.com) ...................................................46
Resim 46.Sahra Orman Projesi Tuzlu Su Soğutmalı Sera ....................................................... 47
Resim 47.Sahra Orman Projesi ( https://www.saharaforestproject.com) ............................48
Resim 48.Biomimikrikri Ofis Projesi ( http://www.exploration-architecture.com) ...............49
Resim 49.Biomimikri Ofis Projesi İç Mekan ( http://www.exploration-architecture.com) ....49
Resim 50.Mobius Projesi ( ( Http://Www.Exploration-Architecture.Com) ...........................50
Resim 51.Lily çarkı. (Schoenfeld).......................................................................................53
Resim 52. Daniel Nocera'nın yapay yaprak cihazı. (Saracco, 2016) ....................................... 54
Resim 53. Okaliptüs çiçeği, sokak lambası tasarımı ............................................................55
Resim 54. Santiago Calatrava'dan Milwaukee Sanat Müzesi (Calatrava'nın Yükselen
Pavyonu, 2010) ...................................................................................................................... 56
Resim 55. Calatrava’nın Milwaukee müzesi için tasarım eskizleri .......................................57
Resim 56. Gherkin formuyla rüzgarın hızını keser ...............................................................57
Resim 57. Gherkin kulesi cam dış cephesi. (Yavuz, 2010) ...................................................58
Resim 58. Katar Kaktüs projesi. (Katar'dan Kaktüs Gökdelen Tasarmıı, 2010) .....................59
Resim 59. William McDonough tarafından tasarlanan Treescraper projesi. (William Mc
Donough's Treescraper, 2010)...........................................................................................61
Resim 60. King Fahad Milli Kütüphanesi (Philip Stevens, 2014) ..........................................62
vi
1. GİRİŞ
İnsanoğlu varlığının başından beri yaşama ayak uydurmak için ve hayatta kalabilmek
için doğayı gözlemlemiş, doğayı taklit ederek yaşam alanı şartlarını iyileştirmiş ve
yaşamayı öğrenmiştir. Çoğu filozofa göre taklit, insanın tinsel olarak edindiği
içgüdüdür. İnsanlığın başından beri en iyi akıl hocası ve ilham kaynağı olan doğa,
yüzyıllardır tasarım, sanat, felsefe ve mimaride yoğun bir şekilde etkisini
göstermektedir.
19.yy’da sanayinin gelişmesiyle insan ve doğa ilişkisi farklı bir boyut kazanmaya
başlamıştır, bu ilerleyiş 20.yy başlarında Artnouveau akımıyla devam etmiştir. 20.yy
sonlarına doğru doğadan etkilenerek tasarım yapmak “biyomimikri” biçimsel etkiden
çok yaradılış sistemlerini taklit etmeye doğru boyut değiştirmiştir.
Çalışma kapsamında 20.yy başları Artnouveau dönemi mimarı Antony Gaudi ile
20.yy sonları mimarı Richard Buckminster Fuller eserlerinde biyomimikri etkisi
incelenmiştir.
Çalışmanın amacı, 2 farklı biyomimikri yöntemiyle tasarım yapmış olana aynı çağ
mimarlarının eserleri üzerinden biyomimikrinin sürekli bir değişim ve gelişim
içerisinde olduğunu göstermek ve teknolojik im
1
kanların da gelişmesi ile sonsuz bir gelişime gireceğini ve ilerleyen yüzyıllarda da
tasarımda akıl hocası olarak doğaya başvurulacağını göstermektir.
Verilerin elde edilmesi amacıyla konuyu doğrudan ya da dolaylı olarak ele alan
literatür incelemesi yapılarak yazılı ve çizili kaynaklara ulaşılmıştır. Konu ile ilgili
dokümanlar, tezler, kitaplar, makaleler, dergiler, internet ortamı, seminerler ve
bildiriler taranarak öncesinde yapılmış olan araştırma ve değerlendirme
çalışmalarının analizi yapılmıştır. Epistemolojik bakış açısıyla yapılmış bir çalışma
olmuştur. Veri analizleri için tablo ve grafiklerden yararlanılmıştır. Nitel araştırma
yöntemiyle yapılan bu çalışmada verilerin elde edilmesi ve çözümlenmesinde örnek
çalışma yöntemi kullanılmıştır. Seçilen örnekler üzerinde yapılan araştırmada
karşılaştırma yöntemi yardımıyla birden fazla yapı üzerinden değerlendirmeler
yapılmıştır.
1
2. MİMARLIKTA BİYOMİMİKRİ
“Milyonlarca yıllık evrimden sonra, doğa neyin çalıştığını, neyin uygun olduğunu ve
neyin uzun ömürlü olduğunu öğrenmiştir.” M.J.Benyus. (Benyus, 2002)
Yani biyomimikri; “Doğa kendi düzenini varlığın başından beri kusursuz bir şekilde
sürdürüyorsa, bu başarıyı yakalıyorsa, insan hayatına neden onu örnek almayalım?”
düşüncesiyle ortaya çıkmış bir bilim dalıdır diyebiliriz. Problemlere çözümler
getirebilmek için doğanın çalışma mekanizmasını, biçimlenişini, dokusunu,
döngüsünü inceleyip onlardan yararlanarak sorunlara cevaplar bulan bir bilim dalıdır.
Biyos-hayat, mimesis-taklit etmek demektir, diğer bir deyişle, hayatı, yaşamı taklit
ederek yeni buluşlar yapmasıdır.
Biyomimetik; doğadaki bir canlının renk, doku, işlev veya biçimsel olarak tam
anlamıyla ya da kısmen taklit edilmesi olarak tanımlanmaktadır. (Kuday, 2009) .
2
alabileceğini fark etmeye başladığı zaman biyomimetik bilimin ilk adımları atılmaya
başlanmış.
19.yüzyılın sonundan beri bir bilim olarak kabul görüp ,biyomimikri adı altında
ortaya konulan eserler incelense de doğadan etkilenerek tasarlamak tarih öncesi
çağlara kadar dayanmaktadır.
3
2.2. Biyomimikriyi Etkileyen Bilimler ve Tasarım Yaklaşımları
4
Genetik mühendisi ve mimar, tasarım oluşturmak için ortak bir çalışmayla süreci
planlarlar. Bu sebeple genetik biyomimikri için önemli bir bilim dalıdır.
"Geleceğin mimarları duvar işçilerini değil, genetik mühendislerini yönetecektir.
Genetikçilerin geliştirebilecekleri bitkisel dokularla kendi kendine gelişen büyüyen
binalar... her yıl evinizdeki duvarları yeniden boyamak zorunda kalmayacaksınız.
Binalar doğadaki canlılar gibi kendi kendini yeniliyor olacak. Kendi ekosistemini
kuran formlar kararlı bir biçimde inşa edilecekler... mimar yalnızca her şeyi üretecek
bu zinciri programlamak zorunda." (Alberto Estévez, 2003)
Genel çerçeveden değerlendirilirse, biyomimikrinin fen bilimleri, sosyal bilimler,
sürdürülebilirlik alanıyla etkileşimi vardır.
Fen bilimlerinden sınıflandıracak olursak; biyoloji temelli (biyomimikri) yani tarım
alanında ve tıp alanında yapılan çalışmalardan etkilenen, mühendislik (biyomimetik-
biyonik) temelli yani malzeme, mimarlık ve yapı, bilişim teknolojileri alanında
yapılan çalışmalardan etkilenerek yapılan çalışmalardır. Sosyal bilimlerden ise;
ekonomi alanında, psikoloji alanında, kültür alanında yapılan çalışmalar mevcuttur.
Sürdürülebilirlik alanında ise daha kapsamlı çalışmalar vardır. Neredeyse her
disiplinde sürdürülebilirlik alanında araştırmalar ve çalışmalar mevcuttur.
J.Benyus (Benyus, 2002) , biyomimikri kavramını ortaya koyduğu zamandan
itibaren, doğa ile ilgili verdiği bütün tasarım örneklerinde doğanın yaşayışını ve
işleyişini taklit eden, sağlıklı ve uzun ömürlü olan tasarım fikirleri sunmuştur. Bu
sebeple de yaptığı incelemeler sonucunda doğanın çalışma biçimini özümseyerek bir
prensip listesi oluşturmuştur:
∙ Doğa güneş ışığı üzerinden işler.
∙ Doğa ihtiyacı kadar enerji kullanır.
∙ Doğa biçimi işleve uydurur.
∙ Doğa her şeyi geri dönüştürür.
∙ Doğa işbirliğine teşvik eder.
∙ Doğa çeşitliliğe dayanır.
∙ Doğa yerel uzmanlık ister.
∙ Doğa kendindeki aşırılıkları kontrol altında tutar.
∙ Doğa gücünün sınırlarını yoklar.
Doğada var olan canlıların birbiri ile mutualist bir ilişkisi vardır. Birisi için atık olan
diğer canlılar için hayat kaynağı olabiliyor, bu şekilde birbirlerinin hayatlarından
fayda sağlayarak iki tarafın da hayatını devam ettirmesi mümkün oluyor.
5
Reed‟den yapılan alıntıya göre; Danimarka, Kalundborg‟da mühendisler doğanın
atık değerlendirme yönteminden yararlanarak endüstriyel bir ekosistem
oluşturmuştur. Bu ekosistemde birinin sürecinden çıkanı düşük maliyetli girdi olarak
kendi sürecinde kullanan kömür yakmalı güç istasyonu, petrol rafinerisi, ecza
bitkileri ve alçı üreticisi, su, elektrik ve ısı dağıtım istasyonları ve çiftlikler
bulunmaktadır (Boğa, 2013)
“Insan zekâsı…Doğanın keşiflerinden daha güzel, daha basit ya da daha direkt bir
keşfe asla imza atamayacak. Çünkü doğanın keşiflerinde ne bir şey eksiktir ne de bir
şey fazladır.” (Leonardo Da Vinci)
Doğa, karşılaşılması mümkün olan her türlü tasarım problemi için gerekli çözümü
içerisinde barındırır. Yaradılışından gelen mükemmel dengesi, düzeni, uzun süreli
devamlılığı doğayı tasarım problemlerine cevap arama noktasında eşsiz bir kaynak
yapıyor.
Biyomimikri incelenerek yapılan tasarımlarda biçimsel biyomimikri ağırlıktayken
zamanla organizmaların, canlıların sistemleri, hareket mekanizmaları, refleksleri
incelenerek yapısal olarak ta taklit edilmeye başlanmıştır. Bu noktada teknolojinin
gelişmesi en büyük etken olmuştur. Görünenin ardı da incelenip, doğanın sistemi
taklit edilmeye başlanmıştır. Canlıların yapısı taklit edilerek yapılan tasarım aynı
zamanda biçimsel biyomimikriyi de kapsamıştır, sebebi ise yapı ve biçimin birbirini
tamamlayan unsurlar olmasıdır. Carlo Santulli ve Carla Langella’nın da belirttiği gibi
doğayı taklit etmek sadece doğanın geometrisinin ve morfolojisinin basit bir taklidi
değil aynı zamanda işlevi yerine getirme ve yapısal avantajları elde etme amaçlı
biçimin taklit edilmesidir. (Boğa, 2013)
Doğada gözlemlenen bu oluşumların "ölçek", "işlev" ve "oluşum süreçlerinin, insan
yapımı strüktürlerden farklı oluşu, çok sayıda mimara ve mühendise esin kaynağı
olduğunu düşündürmektedir (Sorguç, 2007). Örneğin; Topluluklar halinde yaşamayı
öğrenen insanoğlu, barınma gereksinimi ile birlikte doğadaki oluşumları
gözlemlemiş, salt doğadan elde ettiği malzemeleri kullanmamış, aynı zamanda
bilinçli ya da bilinçsiz doğadaki yapılaşmaları gözlemleyerek ya da taklit ederek ilk
bina yapma tekniklerini geliştirmeye başlamıştır.
6
Var olan tasarım problemlerine doğada cevap bulmak için sistemli bir çalışma
gerekmektedir ki doğru araştırmayla doğru cevaba kısa sürede ulaşılabilsin. Bu
sistemli çalışmanın izlemesi gereken yolu kısaca şöyle sıralayabiliriz;
1.Problemin belirlenmesi
3.Doğayı gözlemleme
▫Biçimsel taklit
▫Fonksiyonel taklit
▫Ekosistem taklidi
Her canlının kendine özgü incelenecek, örnek alınacak özelliği vardır. Doğadaki
canlıların farklı ekosistemlerde, farklı yaşayış şekilleri ve biyolojik yapıları ile
yaşamlarını devam ettirmeleri, doğada meydana gelen olaylara karşı mukavemet
geliştirmiş olmaları, birbirleri ile mutualist bir ilişki içerisinde varlıklarını
sürdürmeleri doğanın incelenmesi ve akıl hocası olarak kabul edilmesinin temelini
oluşturmuştur.
Ancak doğadaki çeşitlilik bir yandan avantaj olarak görünse de aynı zamanda
dezavantaj olarak ta görülmektedir. Çünkü çeşitlilik artınca problem için çözüm
aranacak alan da artmaktadır, böylece biyolojik çeşitlilikten dolayı probleme cevap
bulunması için araştırma alanı fazla olup çözümün bulunması zorlaşmaktadır.
Özellikle biyoloji ve alt başlıkları bu konunun bilinçli ve sistemli incelenmesine,
Uygulanmasına zemin hazırlamıştır. Biyomekanik ile ilgili mevcut bulunan
araştırmalara detaylı alt başlıklar ilave edilerek araştırma sürecinde probleme çözüm
bulmak kolaylaştırılmış ve canlıların mekanizmalarını taklit edebilme imkânı
genişletilmiştir. (Kuday, 2009)
7
2.3.1. Biyomekanik Açıdan Biyomimikri
8
Resim 1.Lonardo Da Vinci’nin Uçan Canlılardan Etkilenerek Tasarladığı Uçuş Aracı
(Ornithopter) Eskizleri. (Fuller, 2019)
9
İç mekânlar strüktürden yola çıkarak zemin, duvar ve tavan düzlemleri ile tanımlanır.
Mekânı oluşturan düzlemlerin oluşturulmasında strüktür biçimi ayakta tutan yapı
olmasından dolayı önemlidir.
Doğadan etkilenerek yaptığı tasarımlarla bilinen Art nouveau dönemi mimarı Antoni
Gaudi eserlerinde biçimsel Biyomimikri örnekleri görülmektedir. Yapılarının cephe
tasarımlarında ve bilhassa iç mekan tasarımlarında iskelet analojisi üzerinden
yapılmış tasarım örnekleri mevcuttur. Aynı zamanda Gaudi, yapılarının
strüktürlerinin yanında bezemelerinde de doğal dünyadan esinlenmiş, bitkisel
motifler, organik ve eğrisel biçimlenişler kullanmıştır.
10
ilgileniyorum. Benim dünyam, Amory Lovins, Janine Benyus, James Watson’ın
dünyası gibi. Ben bir bilim adamı değilim. Beklide olabilirdim, fakat ben
içgüdülerime güvendiğim bir dünyada çalışıyorum. Yani ben 21. yüzyıl teknoloji
çevirmeniyim teknolojiyi günlük olarak kullandığımız ürünlere çeviriyor ve doğal bir
şekilde ilişkilendiriyorum. Bizler bir şeyler geliştirmeliyiz ki insanların algılarını
genişletebilmek ve yeryüzünden çıkardığımız materyallere saygı gösterebilmek ve
onları günlük kullandığımız materyallere çevirebilmek için.”
Ross Lovegrove, teknolojiyi geliştirme konusundaki yenilikçi yaklaşımlarında
doğadan ilham alıp, biçimsel olarak da işleyiş olarak da doğayı incelediğini
açıklamıştır.
Yüzyıllar boyunca tasarım alanında, bilim alanında, teknoloji alanında başvurulan ve
incelenen kaynak doğa olmuştur. Mimari tasarımlarda da sıkça başvurulan doğa,
daha yaşanabilir mekânlar tasarlamaya ve doğa gibi üretmeye yol açmıştır.
Tasarımcıların tasarımlarında doğanın işleyişinin yanında, doğanın biçimlenişini de
taklit etmeleri sıkça gözlemlenir. Bunun sebebi olarak ise, insanoğlunun doğanın
sunduğu imkânları kendi suni ortamında da araması ve içgüdüsel olarak doğadan
gözlemledikleri formları, biçimleri hayatlarına yansıtması olarak düşünülebilir.
Bu sebeple insan yapımı ve doğal yapıların aynı çevresel şartlara maruz kaldığı
düşünülerek gelecek yüzyıllarda yapı kabukları ve strüktür çözümlerinde biyolojik
verilere başvurulmaya devam edilecektir.
Fonksiyon, Türk Dil Kurumun’a göre, işlev demektir. Tasarımda fonksiyon ise,
tasarlanan ürünün tasarlanma amacı olan işlevi yerine getirerek ihtiyaca hizmet
etmesidir.
11
çıkıntılı yüzgecin verimliliği büyük oranda arttırdığını keşfetmiştir. Balinaların
sürtünmeyi azaltan yapılarından yola çıkarak rüzgâr türbinleri tasarlanmıştır, böylece
daha az enerji harcayarak daha fazla verim elde edilmesi sağlanmıştır.
12
2.3.5. Renk Biyomimikrisi
13
2.3.6. Malzeme Biyomimikrisi ve Strüktürel Biyomimikri
14
17.yy’ da Victor Horta, 18.yy’da Antoni Gaudi tasarımlarında doğadan yararlanan
mimarlardan olmuşlardır.Teknolojinin gelişmesi ile ilham alınacak noktalar artmış,
yararlanılabilecek kaynakların sonsuzluğu farkedilmiştir.
Doğadan ilham almak, sonrasında “Organik Mimari” ile daha uyumlu bir formata
dönüşmüştür. Modern mimaride, Frank Lloyd Wright’ın da belirtiği gibi “Biçim ve
İşlev Bir” sözüyle doğanın bunun en güzel örneği olduğunu söyleyebiliriz.
Doğa Korkusu Doğayı Taklit Doğadan İlham Kaynak Olarak Doğayı İnceleme Biyomimikri
Doğa bütün insanların sorularına, araştırmalarına en doğru cevabı veren tek mihenk
taşıdır.
15
“Gezegendeki arkadaşlarımız (bitkiler-hayvanlar-mikroplar) 3.8 milyar yılı askın
süredir sabırla donanımlarını kusursuzlaştırıyorlar, karayı ve denizi yasama uygun
evler haline getirebiliyorlar. Bundan daha iyi modelimiz olabilir mi?”
Aristo’ya göre, sanat doğayı taklit eder ve doğadan fikirler edinir. Mimarlık bir sanat
olduğu için doğayı taklit etmeli, doğadan ilham almalıdır. (Dezurko, 1951)
Biyomimikri ;mimarlıkta ve iç mimarlıkta sadece bir şekil kaynağı olarak değil aynı
zamanda bir tasarım stratejisi ve sürdürülebilir tasarımlar oluşmasını sağlayacak bir
tasarım yöntemi olarak yararlanılan bir bilim dalıdır.
16
Resim 5.Doğa Ve Mimarlık Benzeşimleri Üzerine Örnekler
17
iklimlendirilmesinde doğal süreç ve kuvvetlerin kullanılmasında, son olarak da enerji
korunumlu ve çevrimli, atıkların tekrar kullanılmasına olanak veren, kaynakları
tüketerek değil kaynak üreterek yapılı çevrelerin oluşturulmasında. Mimarlık
alanında yukarıda özetlenen beklentilerin gerçekleştirilebilmesi, kuşkusuz
günümüzde her alanda tartışılan ve beklenen sürdürülebilir bir çevre için çok büyük
katkılar sağlayacaktır. (Sorguç, 2007)
Sydney Opera Binası ile ödül alarak büyük bir başarıya imza atan Jorn Utzon yapıyı
tasarlarken doğayı esin kaynağı olarak kullanmıştır.
18
Resim 7.Sydney Opera Binası Ve Esin Kaynağı Olan Deniz Kabukları . (Sanat ve
Matematik, 2017)
İngiltere’deki ünlü yapıt Kristal Saray Joseph Paxton adındaki bir sera mimarı
tarafından tasarlanmıştır. Bu demir ve camdan oluşan, ağır malzemelerle hafif ve
zarif bir görünüm kazandırılan tasarım da biyomimikriye yani doğadan etkilenerek
yapılan tasarıma örnektir. Çünkü mimar kuvvetli malzemelerle hafif bir görünüm
kazandırdığı tasarımını Victoria Amazonica isimli bir nilüfer çiçeğinden esinlenerek
yapmıştır. Nilüferin bu türünden etkilenmesinin sebebi, zarif bir görünümü olan bu
çiçeğin oldukça ağır yükleri bile taşıyabilecek kadar güçlü, büyük yapraklarının
19
olmasıdır. Bu yaprakların damar yapıları kaburgaya benzer, bu yüzden binanın
tasarımında kullandığı ağır demirlerden kaburga şeklinde bir dizlimi gerçekleştirerek
mukavemeti yüksek fakat hafif bir görünüm kazanmasını sağlamıştır tasarımın.
20
Resim 10.Münih Olimpiyat Stadı Ve Yusufcuk Böceğinin Kanadı. (Şahin, 2015)
21
3. ANTONİ GAUDİNİN ESERLERİNDE BİYOMİMİKRİ ETKİSİ
1852 yılında İspanya’da doğmuş olan ünlü Katalan mimar Antoni Gaudi ya da adının
uzun haliyle Antoni Plàcid Guillem Gaudí i Cornet İspanya’daki eserleriyle ünlü
olup Art Nouveau sanat akımının da öncüsü olarak bilinmektedir. Barselona’nın en
ünlü eserlerinin mimarıdır. Mimari tasarımlarını büyük ölçüde doğadan etkilenerek
yapmıştır. En önemli özelliği doğayı gözlemlemesi ve analiz etmesidir.
Doğaya hayran olduğu için belli geometrik şekillerden çok doğada gördüğü organik
formları eserlerinde kullanmayı tercih etmiş, böylece doğadan kopuk olmayan özgün
tasarımlar ortaya koymuştur. Doğayla sürekli iç içe olduğu için bu kadar çok gözlemi
vardır çünkü ağır bir Romatizma tedavisi görmüştür ve bu yüzden sık sık doğayla bir
arada bulunmuştur Bu sırada doğaya hayran kalmıştır ve düzenini incelemiştir, kendi
analizlerini yapmıştır.
“Atölyemin hemen dışındaki ağaç benim akıl hocam.” sözüyle de doğaya olan
hayranlığını dile getirmiştir.
Dini inanışı noktasında çok hassas olan A.Gaudi , Katolik kiliseleri üzerine de
oldukça hassas çalışıp ,eserlerinde dini yapılara da yer vermiştir.
1
Müdejar (mağribi) sanatı İspanya’nın çeşitli bölgelerinde çokça rastlanan Fas sanatının nadide
örneklerindedir. Gotik, Rönesans tarzı süsleme ve bezeme hatlarına benzetilmektedir. Üzerinde İslam
sanatının etkisi oldukça büyüktür.
22
kullanmıştır. Müdejar üslub çoğunlukla Barselonalı mimarların kullandığı bir
üsluptur. Casa Vicens ile müdejar üslubu tekrardan gün yüzüne çıkartmıştır.
Tasarımında tuğlalar ve çinilere çokça yer vererek iki malzemenin bir araya gelişini
dengeli bir biçimde yansıtmayı başarmıştır.
Birçok eserinde olduğu gibi evin çoğu kısmını doğada bulunan canlılardan yola
çıkarak tasarlamıştır. Evin bahçe kapısının motifini palmiye yaprağından esinlenerek
oluşturmuştur.
Resim 11. Casa Vicens Ana Giriş Kapısı Palmiye Motifi.(Casa Vicens,)
Doğaya önem verdiği için müstakil bir yazlık olarak tasarlanan evin bahçesinde
yapay bir şelale ve ünlü Santa Rita çeşmesi konumlandırmıştır.
Yapı yığma yapı olarak inşa edilmiştir. Yüzeyler doğayı mekanın içinde tekrardan
canlandıracak şekilde renkli seramiklerle kaplanmıştır. Büyük bir kısmını doğadan
yola çıkarak tasarlamış olan A.Gaudi, farklı çeşitlerde canlıların etkilerini
yansıtmıştır. Yemek odasında ocağın yanına rüzgar estikçe hava akımı ile hareket
eden yapay kuş yerleştirmiştir. Evin dış mekânında da iç mekânında da doğadan
birçok bitki ve hayvan motifine yer vermiştir.
23
Resim 12.İç Mekanda Yaş Sıvayla Duvara İşlenmiş Bitki Motiflerine Örnekler.
CITATION Cas17 \L 1055 (Casa Vicens)
24
Resim 14. İlk Katta Bulunan Yüzey Bezemelerinde Bulunan Bitki Motifleri.
Evin inşaatını gerçekleştirirken evin çevresinde keşfettiği bir çiçek türü olan Fransız
kadife çiçeğini (Tagetes patula) çinilerinde sigara odasında kullanmıştır, böylece
dönemin oryantalist bakış açısını odaya yansıtmıştır.
25
Resim 16. Casa Vicens Giriş Kat Koridorundan Bir Görünüm. (Casa Vicens)
26
3.2. El Capricho
A.Gaudi hep tasarlamak için doğanın harika bir kitap olduğunu savunmuştur. Her
tasarımında olduğu gibi El Capricho’da da doğadan esinlenmiştir.
Yapı uzun, dar, eğimli bir arazide inşa edilmiştir. Bodrum kat, giriş katı ve 1.kat
olmak üzere 3 kattan oluşan yapının en yüksek kısmında denizi gören ince saat
kulesinin kapısını konumlandırmıştır.
27
Büyük balkonda pencerenin yukarı doğru kıvrılan demir çubuklarına yere sabit olan
bir demir çubuk hafifçe dokunarak dışarı hoş bir ses çıkarmasını sağlayacak şekilde
tasarlamıştır. Yapının ismi El Capricho (kapris) olsa da duyulan müzik özgürlük ve
fantezi tarzının kombinasyonu olan bir müzikal hissettirmektedir.
28
Resim 20. Yapının Cephesinde Ay Çiçeğinden Yola Çıkılarak Tasarlanmış Parlak
Seramikler Kullanılmıştır. (Elcaprichodegaudi)
Bu yapıyı en iyi anlatan özelliği kulesi ve doğadan esinlenerek tasarımına taşıdığı ay
çiçeği desenli seramikleridir.
Resim 21.El Capricho Giriş Kapısında Sütun Başlıklarındaki Taş Oyma Palmiye
Yaprakları.(Nieto)
29
Resim 22. A.Gaudi'nin Müzik Odası İçin Tasarladığı Vitraylar.(Juan, 2014)
30
Yapı Jacint Verdaguer’in şiirsel bir anlatımla anlattığı “ Hesperides’in Bahçeleri”
ndeki efsanelerden yola çıkarak tasarlanmıştır.
Yapının tasarımının yola çıkış noktası olan “Hesperides’in Bahçesi” edebi eserinde
Herkül’ün altından meyveleri ejderha Ladon tarafından korunan bahçeden kurtarması
gibi efsanelere yer verilmektedir. Eserin efsanelerinden yararlanan A.Gaudi yapının
ana giriş kapısında altından portakalları ve ejderhayı stilize etmiştir ve demirden
işlenerek girişe konumlandırmıştır.
2
Trencadis, farklı farklı seramik parçalarının bir araya getirilmesiyle uygulanan mozaik tekniğidir. Bu
seramik kaplama tekniği Katalanca bir sözcüktür.
31
Resim 25.Efsanede Geçen Altından Portakallar Ve Ejderhanın Demirden İşlenerek
Ana Girişe Uygulanması. (Jackson, 2016)
Esinlendiği yazara ithafen demirden lirler tasarlamıştır. Böylece eserin yazarı Jacint
Verdaguer i unutmamış, tasarımında yer vererek ölümsüzleştirmiştir. Eserdeki
ejderhanın demirden uygulamasını kapıda yansıtan A.Gaudi ,ejderha ilk
tasarladığında renkli ve gözleri camdandır, demirden mekanizma ise kapının açılıp
kapanmasını sağlamaktaydı fakat zamanla aşınmıştır. Efsanedeki portakal ağaçlarını
sütunların üzerinde kullanmıştır ve doğayı efsaneyle ilişkilendirmiştir.
32
Resim 27.A.Gaudi Kendi Stilini Yansıtan Renkli Mozaşkleri Ve Parabolik Yayları
Tasarımında Kullanmıştır. (Jackson, 2016)
Yapının farklı kullanımlar için 7 kademesi vardır. Bodrum kat kiler, ambar olarak
kullanılmış, giriş kat mağaza olarak, ilk kat sahiplerinin evleri, iki ve üçüncü katlar
33
konaklama için kiralıktır, son kat ise depo ve çalışanların konaklama yeri olarak
ayrılmıştır.
Yapının duvarları taşıyıcı duvarlar olarak inşa edilmiştir. Cephe granite benzeyen gri
taşla kaplanmıştır. Binanın dik gelen küt hatlarını kesip ovallik katmak için ve ışığın
içeri girmesini sağlayabilmek için, dikdörtgene benzeyen planın 4 köşesi de silindirik
kulelerle bitirmiştir.
34
Kapılar ,başında şehrin adını akıllara getiren hayvan olan aslan heykelinin bulunduğu
etkileyici demir ızgaralarla kapanmıştır. Bir Antoni Gaudi tasarımı olan Casa botines
de Gaudi imzası olan doğadan esinlenilmiş lirleri, heykelleri barındırmaktadır.
Doğaya hayran olan ve onu gözlemleyerek eserler ortaya koyan mimar Antoni Gaudi
Casa Calvet’te de doğadan etkilendiği formlara yer vermiştir. Kapıların gözetleme
deliğini bal peteğinden yola çıkarak tasarlamıştır.
35
Resim 32.Casa Calvet Bal Peteğinden Esinlenilmiş Gözetleme Deliği. (2019)
Yapı hem sahiplerinin evi hem de iş yeri olarak tasarlanarak 6 kata bölünmüştür ve
ona göre bir işlev dağılımı düzenlenmiştir. Bodrum kat iş yeri, ilk kat ailenin evi ve
diğer katlar ise kiralık olarak ayrılmıştır. Aydınlatma kaygısıyla A.Gaudi büyük bir
merdiven kovası tasarlamış ve diğer boşlukla birleştirmiştir.
36
Resim 34.A.Gaudi'nin İnsan Bedeninden Yola Çıkarak Casa Calvet İçin Tasarladığı
Meşe Oturma Birimi. (Casa Calvet, 2017)
37
Resim 36. Casa Calvet Restoran Kısmında Kapılarda Ve Camlardaki Vitraylarda
Görülen Doğadan Yaprak Ve Çiçek Desenleri.
Resim 37. Casa Calvet İç Mekanda Demir Ferforjelerde Kullanılan Bitki, Yaprak
Desenleri. (Casa Calvet, 2017)
38
Resim 38.Casa Calvet İç Mekan Bitki Motifleri. (Casa Calvet, 2017)
Resim 39. Casa Calvet Cephe Tasarımı Ve Doğadan Etkilenilmiş Bitki Motifleri.
39
3.6. Sagrada Familia
Sagrada Familia’nın yapımı 1882 ‘de başlamıştır. A.Gaudi ölmeden önceki zamana
kadar devasa Sagrada Familia katedrali için çalışmış ve bir kaza geçirerek öldüğü
için projesini tamamlayamamıştır. Bir diğer adı “Fakirlerin katedrali” olan Sagrada
Familia tamammen bağış paralarıyla yapılmıştır. Şuanda da hala inşası süren yapı,
A.Gaudi’nin izlediği tasarım yoluyla tamamlanacaktır.
40
Resim 41.Sagrada Familia Orman Konseptli İç Tasarımı (Sagra da Familia)
41
Resim 43.Yapıda Kullanılan Vitraylar, Çiçek Motifleri, Sedir Yaprakları, Kuş
Motifleri.
42
4. MİCHAEL PAWLYN’IN ESERLERİNDE BİYOMİMİKRİ
ETKİSİ
Doğa kendi düzenini kendi içinde sağlar ve en verimli şekilde sahip olduğu
kaynaklarını değerlendirerek kendi sorunlarını kendisi çözer. Kaynaklarını israf
etmeden yararlanabileceği kadarını kullanır ve sürekli daha fazla verim sağlar.
Doğadan etkilenerek tasarım yapmanın, biyomimikrinin ilk eserlerini Leonardo Da
Vinci’nin kuş kanadından yola çıkarak tasarladığı uçan aracında gözlemlemek
mümkündür. Da Vinci doğada gözlemlediği bir canlının hareket sistemini taklit
ederek doğadan yararlanırken, tarihin büyük bir kısmında mimaride estetik açıdan ve
form açısından doğaya akıl danışılmış ve doğa taklit edilmiştir. Tasarımda doğaya
akıl danışmak sadece estetik açıdan değil, daha çok doğanın işleyişi ve sistemini
inceleyip taklit edilmesiyle olur. Doğanın sistemlerinin incelenmesiyle daha derinlere
inilerek doğanın döngüsü, düzeni incelenip kendi içindeki işleyişini üretilen
tasarımlara uygulayarak hiçbir şey israf olmadan, sürdürülebilir, uzun ömürlü yapılar
oluşturulması amaçlanmıştır. Doğadan etkilenerek tasarım yapmak bu şekilde
zamanla ekolojik dengeyi sağlamak,doğaya zarar vermeyecek yapılar üretmek ve
sürdürülebilir uzun ömürlü tasarımlar üretmeye yönelmiştir.
43
Melbourne’da “Yeşil şehirler konferansı” buluşmasında konuşan Pawlyn; “Benim
yaptığım araştırmalara göre, önümüzdeki yıllarda karşılaşmamız gereken zorlukları
çözmemize yardımcı olacak en iyi çözüm kaynaklarından birinin biyomimikri
olacağını düşünüyorum” dedi ve ekledi “Biomimicry'nin mevcutta bulunan ve
kullanıcılarını memnuniyetsiz eden yapılara karşı “geleneksel sürdürülebilirliğin”
ötesine geçme konusunda sunabileceği çok fazla geliştirme yöntemleri vardır.”
44
yapılan eğitimlerle ziyaretçilerin doğayla aralarındaki bağı kavramalarını sağlamak
amaçlanmaktadır. (Eden Project, 2019)
Eden Projesi, tam anlamıyla 17 Mart 2001 tarihinde açılmıştır. Kısmen, Binyıl
Komisyonundan 43 milyon sterlin hibe ile finanse edilmiştir ve toplam maliyeti 86
milyon sterlini bulmuştur. (Blewitt, 2004) İlk çalışma yılında yaklaşık iki milyon
ziyaretçinin ilgisini çekmeyi başarmıştır.
45
Eden projesi, ziyaretçilerini sürdürülebilirlik konusunda bilinçlendirmek için bir
eğitim merkezi niteliğindedir. (Blewitt, 2004) Gelenlerin ilgisini çekip doğayla ilgili
bilgilendirmeyi amaçlayan proje Disneyland gibi bir tema parkı, Beamish gibi bir
açık hava müzesi veya Kew gibi bir botanik bahçesi değildir. İnsanları doğal
dünyaya bağlayarak, doğanın güzelliklerini sunup sürdürülebilir tasarım konusunda
bilgilendiren bir doğal eğitim merkezidir.
Sahra orman projesi, çöl bölgelerinde bulunan ekonomik aktiviteleri birbiri ile
bağlantılı olan ülkeler için tasarlanmıştır. Konseptin temelinde tuzlu suyu iç
kısımlara getirmek amaçlanmıştır.(Ek-2) Projenin hedefleri,
46
- Gıda yetiştiriciliği ile rekabet ederek enerji amaçlı biokütle yetiştirmek,
- Çöl topraklarını yeniden yeşillendirmektir.
47
Resim 47.Sahra Orman Projesi ( https://www.saharaforestproject.com)
Kısacası, Sahra Orman Projesi, yüksek kaliteli sebzelerin üretimde gerekli koşulları
sağlamak için tuzlu su kullanan tuzlu su soğutmalı seralar içermektedir. Fotovoltaik
paneller tesis elektrik tesisatları için güç sağlamaktadır. Tuzdan arındırma ünitesi,
sera ve açık bitki örtüsü için gerekli suyu sağlamaktadır. Tesis ayrıca tuz üretimi için
tuz havuzlarının yanı sıra Ar-Ge faaliyetlerine izin veren modern laboratuvar ve
teknik tesisleri de içermektedir.
Bina düşük enerji maliyeti olan bir yapı olarak tasarlanmıştır. Yapı iki aşamadan
oluşmuştur. Yapının strüktür aşamasını canlıların kemik yapısından yola çıkarak
yapılan tasarım oluştururken, sürdürülebilirlik aşamasını botanik bitkilerin havayı
etkin kullanımı göz önüne alınması oluşturmaktadır.
48
Resim 48.Biomimikrikri Ofis Projesi ( http://www.exploration-architecture.com)
49
Daha fazla sıcaklık kontrolü için, bina tasarımında, mimoza pudica ve epifitik
antoryum gibi yağmur ormanlarının dip kısımlarında yaşayan güneşışığını en ekin
şekilde kullanan bitkilerden yararlanılmıştır.
Mobious projesi enerji üretimini, gıda üretimini ve su arıtımını sinerjik bir döngüde
birleştirmektedir. Doğanın sonsuz döngüsünü yansıtan kesintisiz bir çizgi ile
tasarlanan bina kentsel alanlarda bulunan atıkların çoğunu kompost ve anaerobik
yöntemlerle dönüştürebilmektedir. Atık kahve çekirdeklerinden mantar
yetiştiriciliğinin yanı sıra yapının bünyesinde sera, restoran, balık çiftliği, yiyecek
pazarı bulunmaktadır.
.Balık çiftliği,
50
.Kahve çekirdeği kullanılarak mantar yetiştiriciliği,
Mobius Projesinin en yenilikçi, yaratıcı yanı; besin üretimi, enerji üretimi, su arıtma
döngülerinin birbirine bağlı olarak gerçekleştirilmesidir.
51
5. 21. YY’DA BİYOMİMİKRİ ÖRNEKLERİ
Bazen doğa, tasarımı hiç beklenmedik şekilde etkilemiştir. İlk zamanlar doğa sadece
gözlemlenip, taklit edilirken şimdi doğanın birebir aynı işleyişinde, incelenen
özelliğinin kopyası niteliğinde ürünler, tasarımlar oluşturulmaktadır. Örneğin,
doğadan etkilenerek tasarım yapılan ilk zamanlara bir bal peteğinin yapısındaki
doluluk ve boşluklar incelenerek bu örüntüden yola çıkılarak bir tasarım
yapılacakken, 21.yy’da peteğin dokuları, birbirine bağlanma yapısı teknolojiden
yararlanarak makro ölçekte incelenip aynı sağlamlık ve yapıda bir ürün elde
edilebilmektedir. Bu şekilde yapılan tasarımların sağlamlığı, doğaya uyumu ve uzun
ömürlülüğü, sürdürülebilirliği sağlanmış oluyor. Teknolojinin büyük desteği ile
biyomimikri boyut değiştirmiştir ve bu şekilde doğada görülenin ötesinde sistemler
incelenerek, doğanın işleyişi, düzeni, mükemmel uyumu taklit edilebilmektedir, bu
sayede süreklilik, geri dönüşüm, sağlamlık, doğaya uyum sağlanabilmektedir.
52
alarak Kalla zambağının yapısına da benzettikleri için “Lilly Çarkı” adını
vermişlerdir.
53
Resim 52. Daniel Nocera'nın yapay yaprak cihazı. (Saracco, 2016)
54
Resim 53. Okaliptüs çiçeği, sokak lambası tasarımı.
55
Resim 54. Santiago Calatrava'dan Milwaukee Sanat Müzesi (Calatrava'nın Yükselen
Pavyonu, 2010)
56
Resim 55. Calatrava’nın Milwaukee müzesi için tasarım eskizleri.
Milwaukee Sanat Müzesi’nde kanatların açılıp kapanma zamanları güneşin
durumuna yanıt olarak gerçekleşip, gölgeleme yapmak için tasarlanmıştır.
Yaygın olarak “The Gherkin” adıyla bilinen St Mary Axe, Londra’da ticari amaçla
kullanılan bir gökdelendir. Norman Foster tarafınan, İsviçre Re şirketi için
tasarlanmış, yapının inşaatı 2003 yılında tamamlanmıştır. 180 metre yüksekliğindedir
ve toplam 41 katı vardır. Şehrin her yerinden görünme imkânı olan yapı, kornişona
benzeyen formundan ötürü “Gherkin(kornişon)” adı ile bilinmektedir.
57
Yapının formu altta dar iken orta kısımlara doğru genişleyip sonrasında yukarı doğru
çıkarken tekrar daralmaktadır, bunun sebebi ise, organik formlu olan yapının
yüzeylerine temas eden rüzgar hızını yavaşlatıp, kübik bir yapıya göre çok daha az
etkilenmesini sağlamaktır. (Foxlin, 2010)
Yapının en belirgin özelliği olan altıgen dış cephe örtüsünün asıl ilham kaynağı ise
“Venüs çiçeği” veya “Venüs sepeti” olarak bilinen bir sünger çeşididir. Su
ortamında yaşayan bir canlı olan Venüs süngerinin dış kabuğu camsı ve parlak bir
kafesten oluşmaktadır. Süngerin yapısında bulunan bağsistemi incelenerek dışkabuğu
yapılan yapının ince kafes işçiliği sayesinde gerilmeler bütün bir yapıya çeşitli
yönlerde dağılmasını sağlanmıştır. Süngerin bağ sistemi ve camsı parlak kafesi ve
sistemi taklit edilerek son derece sağlam, dayaıklı ve heykelsi bir yapı tasarlanmıştır.
58
5.1.3. Katar Belediye İşleri ve Tarım Bakanı (MMAA) Binası
• Pencerelerdeki güneş gölgeleri, kaktüsün suyu tutmak için gündüz yerine gece
terlemesine maruz kaldığı gibi, ısıya cevaben açılıp kapanır.
• Proje, atık su yönetim sistemi, suyu koruyan ve minimum atık verimine sahip
işlemleri takip eden bitişik botanik kubbesinde ekosistem seviyesine uzanmaktadır.
Resim 58. Katar Kaktüs projesi. (Katar'dan Kaktüs Gökdelen Tasarmıı, 2010)
59
5.1.4. William McDonough’un Geleceğin Gökdeleni
Ağaç gökdelen (Treescraper) adı ile anılan yapı 1977'de İrlanda'da ilk güneş
enerjisiyle çalışan evi inşa eden ve sonrasında da ekolojik, yeşil mimari üzerine
eserler veren William McDonough tarafından tasarlanmıştır. Mimarın tasarladığı
ekolojik yapı, “Ağaç gökdelen” ,bir ağacın gerçekleştirebileceği birçok işlevi yerine
getirebilecek şekilde tasarlanmıştır. Sürdürülebilir tasarıma kusursuz bir örnek olan
ve doğa dostu olan yapı, oksijen üretebiliyor, enerji üretebiliyor, mevsimlere göre
değişkenlik gösterebiliyor. Doğayı inceleme ve taklit etme bilimi olan
Biyomimikri’nin 21.yy’da boyut değiştirdiğini en iyi gözlemleyebileceğimiz
yapılardan birisidir “Ağaç gökdelen”. Teknoloji geliştikçe ve imkanlar genişledikçe
doğadan etkilenme yöntemi yeşil mimariye ve ekolojik yapılar oluşturmaya doğru
evirilmiştir. Tasarımda amaç geleceğe yönelik, kaynak tasarrufu sağlayabilen, kendi
enerjisini üretebilen, geri dönüşüm sağlayabilen, sağlıklı yapılar üretmek olmuştur.
Mimar gelecek için de yeşilden, doğadan, ağaçlardan ilham alarak yapılar üretilmesi
gerektiğini, ancak onların işleyişlerini taklit ederek tasarlanan yapılarla geleceğe
sağlıklı ve kaynak tasarruflu, uzun ömürlü yapılar bırakılabileceğini savunmaktadır.
(habitat, 2008)
60
Resim 59. William McDonough tarafından tasarlanan Treescraper projesi. (William
Mc Donough's Treescraper, 2010)
Aerodinamik bir forma sahip olan yapı, dış cephe formu sayesinde rüzgârın etkisini
kesme özelliğine sahiptir. Binanın batı cephesi yeşil alan olarak tanımlanmaktadır,
yeşil çatılar ve atriyumların olduğu bölümdür.
Yapının ıslak hacimlerinde oluşan atık suları geri dönüştürülerek binanın yeşil alan
sulamalarında kullanılabilmektedir ve tekrar bahçede oluşan atık su ıslak hacimler
içerisinde kullanılabilmektedir. Yapının güney cephesinde bulunan 100.000fit kare
fotovoltaik panel sayesinde güneş ışığını elektriğe dönüştürerek kendi elektriğinin
%40’ını kendisi üretebilmektedir. Aynı zamanda yapı içerisinde kullanılan bütün
mobilya v.b. ürünler geri dönüştürülebilir malzemelerden üretilmiştir. (habitat, 2008)
Yapının geri döşüm sağlayabilecek şekilde tasarlanması, ekolojik mimariye destek
olmasında en önemli özelliklerden birisi olmuştur. (Partners, 2007)
61
5.1.5. King Fahad Milli Kütüphanesi(Suudi Arabistan)
62
Cephede çelik kablolar yardımıyla yapılmış olan sistemde sadece% 7 bir güneş
penetrasyon oranına ulaşılmaktadır. Riyad’da sıcaklıkların 50 ° C ulaştığı
hesaplanarak mevcut dış mekan sıcaklığının büyük bir kısmının soğurularak iç
mekanı etkilemesi bu sayede engellenmiştir.
63
6.SONUÇ
Doğa, canlıların varlığının en başından beri kendi döngüsünde ve düzeninde
sorunsuz bir şekilde varlığını sürdürmüş ve barındırdığı canlılara mutualist bir düzen
sağlamıştır. Kendi içinde var olan canlıların ihtiyacı olan her şeyi kendi içinde
sağlaması ve kendi kendine yeten bir düzenin olması her zaman hayranlık uyandıran
bir durum olmuştur. Hayvanların, bitkilerin, organizmaların parçası oldukları bu
doğa düzeninde varlığını sürdüren bir diğer canlı türü de insanlardır. Doğanın
düzenine hayran kalan insan da aynı düzeni yakalayabilmek ve aynı dengede
yaşayabilmek için varlığının başından beri doğayı gözlemlemiş ve doğanın dengesini
yakalayabilmek için çabalamıştır.
İlk başlarda doğadan ilham alarak tasarım yapmak içgüdüsel olsa da sonrasında
bilinçli hale gelmiştir. İnsanlar en başarılı ekosistem mühendisleridir. Doğal yaşam
alanlarını paylaştıkları diğer canlıların hayatta kalma sistemlerini ve döngülerini
inceleyerek kendi yaşam kapasitelerini arttırmanın yöntemini öğrenebilirler. İlk
çağlarda doğadan akıl alarak varlığını sürdürmeye çalışan insanoğlu zaman ve
teknoloji ilerledikçe araştırmalarını ve gözlemlerini derinleştirmek için araştırma ve
gözlem merkezleri kurmuştur. Derinlemesine araştırmalar yapılmaya başlandık sonra
ise doğadaki canlılar, yaşayışları, davranışları araştırmacılar için başvurulan bir
kaynak niteliğinde olmuştur.
Doğada görünen örümceğin sadece bir örümcek olmadığını aynı zamanda eşsiz ağ
sistemi olan bir akıl hocası olduğu görülmüştür. Doğayı doğru düzende hayatta
kalmak ve kaliteli bir hayat sürmek için kaynak seçen araştırmacılar yıllar boyunca
doğadan gözlemledikleri sistemleri ve tasarım fikirlerini insan hayatına uygulamak
için sayısız araştırmalar ve yenilikler yapmışlardır.
64
“Biyomimikri”yi bulmuştur, bunu bilimi ve felsefeyi doğadan öğrenme bilimi olarak
açıklamıştır.
65
tasarım problemlerine çözüm bulmak yolunda hızlı, kalıcı, işe yarar çözümler
bulmayı sağlayacaktır.
Meydana gelen çağ ve zamansal değişimlerle Biyomimikri tasarımı için önemli olan
kıt kaynaklar ve zorlayıcı koşullarla mücadele edebilecek dayanıklı yapılar üretmek
olmuştur. Doğadan alınan ilhamlarla, doğal kaynak yönetimi ve bahsi geçen
problemlere yanıt aramak, sistemsel problemleri çözüp ekolojik dengeye ve
sürdürülebilirliğe destek olabilecek tasarımlar ortaya konmaya başlamıştır.
66
KAYNAKÇA
A.Dinçer. (2011). Yayımlanmamış Yüksek Lians Tezi. Konutlarda Mekân Tasarımı Kriterlerinin
Grel Algılama Açısından İncelenmesi. İSTANBUL, TÜRKİYE: Haliç Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü.
Alberto Estévez, A. A.-M. (2003). Genetic Architectures / Arquitecturas Geneticas . Santa Fe:
Lumen Books.
Bayav, D. (2009). Leonardo Da Vinci’de Sanat, Bilim ve Etkileşim. Trakya Üniversitesi Sosyal
Bilimler Dergisi, 123-142.
Blewitt, J. (2004). The Eden Project – making a connection. museum and society (s. 175-
189). University of Exeter.
Boğa, M. (2013, haziran). Tasarımda Doğal Analoji: Endütri Ürünleri Tasarımı Öğrencilerinin
Yaklaşımı Üzerine Bir Çalışma. Yüksek Lisans Tezi. İSTANBUL: İstanbul Teknik
Üniversitesi.
Foxlin. (2010, Mart24). Lord Foster's Naturel İnspiration, Gherkin Tower. London.
67
Fuller, J. (2019, 04 19). Leonardo da Vinci's Complex Ornithopter (c. 1505).
science.howstuffworks:
https://science.howstuffworks.com/transport/flight/classic/ten-bungled-flight-
attempt2.htm adresinden alındı
Hawsawi, H. I. (2016, July). Nature Inspired Interior Design Principles in the Hot Arid Climate
of Saudi Arabia . Arizona State University.
Institute, B. (2012). Hunting & Gathering For Ideas. ABD: Biomimicr 3.8 İnstitute.
Mansour, D. H. (2010). Biomimicry a 21th Century Design Strategy Integrating With Nature
in a Sustainable Way. University of Dammam, Collage of Design, Interior Design
department .
Marshall, A. (2009). Wild Design: Ecofriendly Innovations Inspired By Nature. North Atlantic
Books, California., 26.
Pawlyn, M. (2016, 2 26). Biyomimikri ve Biyomimetik Ofis Binası. (İnterface, Röportaj Yapan)
68
Sahara Forest Project. (2019). SFP Ürdün Klasörü. Sahara Forest Project:
www.saharaforestproject.com adresinden alındı
Satish K. Ameta, S. A. (2016). The Artificial Leaf: A Step Towards Mimicking Photosynthesis.
Pasific University Journal of Science and Technolohy, 30-37.
Tüzcet, Ö. (1967). Form ve doku-texture : formun dokusu üzerine bir deneme ve mimari
ifade. İTÜ Mimarlık, 79.
Wiggins, P. (2017, 04 04). What Does Rococo Mean in Relation to Antique Furniture? the
spruce: https://www.thespruce.com/rococo-antique-furniture-4125877 adresinden
alındı
Yavuz, F. (2010, Nisan 13). Tom Dyckhoff, Building Design'a Soruyor: "Siz Delirdiniz mi?".
http://www.mimarizm.com/haberler/tom-dyckhoff-building-design-a-soruyor-siz-
delirdiniz-mi_116649?PageNo=2 adresinden alındı
69
Yıldız, H. (2012, Ocak). Endüstri Ürünleri Tasarımı Kapsamında Biyomimetik Tasarımın Yeri
ve Metodolojisi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ.
Zülal Nurdan Erbaş Korur, Y. D. (2013). Genetik Biliminin Mimarlık Disiplini Üzerindeki
Etkileri. Beykent Unıversity Journal of Science and Engineering, 11-25.
İNTERNET KAYNAKLARI
Antoni Gaudi Sagrada Familia (Tarih Yok). 01 05, 2017 Tarihinde Sagradafamilia:
Http://Www.Sagradafamilia.Org/En/Architecture/ Adresinden Alındı
Biçer, S. (2010, 01 22). Utzon'un Zarif Görünüşlü Fakat Kaprisli Tasarımı. 12 26, 2016
Tarihinde Arkitera: Http://V3.Arkitera.Com/H49297-Utzonun-Zarif-Gorunuslu-
Fakat-Kaprisli-Tasarimi.Html Adresinden Alındı
70
Casa Vicens. (Tarih Yok). 01 04, 2017 Tarihinde Casa Vicens:
Http://Www.Casavicens.Es/İnfo/Pıctures_En.Pdf Adresinden Alındı
Erdoğan, B. (2014, 12 02). Uzaydan Görünen Sanat Eserleri. 12 07, 2016 Tarihinde
Bilgiustam: Http://Www.Bilgiustam.Com/Uzaydan-Gorunen-Sanat-Eserleri/
Adresinden Alındı
Gustave Courbet’in “The Wheat Sifters” Eseri. (2014, 05 09). 12 06, 2016 Tarihinde
Resimbiterken: Https://Resimbiterken.Wordpress.Com/2014/05/09/Gustave-
Courbetin-The-Wheat-Sifters-Eseri/ Adresinden Alındı
Güell Pavilions And Garden. (Tarih Yok). 01 05, 2017 Tarihinde Wmf: Güell Pavilions And
Garden Adresinden Alındı
Juan, J. M. (2014, 03 19). Gaudi'nin Fikri Ve "El Capricho". 01 05, 2017 Tarihinde
Cosasdearquitectos: Http://Www.Cosasdearquitectos.Com/2014/03/La-İdea-
Arquitectonica-De-Gaudi-Y-Sus-İnicios-En-El-Capricho/ Adresinden Alındı
Keskin, G. (2008, Ekim). Mimarlıkta Doğanın En İyi Fikirlerinden Öğrenmek*. Aralık 12, 2016
Tarihinde Arkitera:
Http://V3.Arkitera.Com/Spotlight.Php?Action=Displayspotlight&Id=146&Year=&Aıd
=2677 Adresinden Alındı
71
Mezopotamya Uygarlıklarında Heykel Sanatı. (2016, 09 21). 12 04, 2016 Tarihinde
Edebiyatvesanatakademisi: Http://Www.Edebiyatvesanatakademisi.Com/Heykel-
Sanat-Uygarliklar/Mezopotamya-Uygarliklarinda-Heykel-Sanati-19174.Aspx
Adresinden Alındı
Onur, İ. (Tarih Yok). Le Corbusier ‘İn Statik Anlayışı. 12 30, 2016 Tarihinde Mimaronurozden:
Http://Mimaronurozden.Com/Category/Mimari-Blog/ Adresinden Alındı
Paleolitik (Eski Taş Çağı) Dönem Sanatı. (2015, 12 17). 12 04, 2016 Tarihinde Sanat Ve
Felsefe: Https://Sanatvefelsefe.Wordpress.Com/ Adresinden Alındı
Sahara Forest Project. (2019). Sfp Ürdün Klasörü. Sahara Forest Project:
Www.Saharaforestproject.Com Adresinden Alındı
Saint George The Dragon Slayer2. (2016, 04 23). 15 01, 2017 Tarihinde Slideshare:
Http://Www.Slideshare.Net/Michaelasanda/Stgeorge2 Adresinden Alındı
Sema-Tawy, L. K. (2014, 11 7). Lotus Çiçeğinin Antik Çağlar Ve Modern Fizik İle İlişkisi. 12 04,
2016 Tarihinde Ancientstartech:
Http://Ancientstartech.Blogspot.Com.Tr/2014/11/Lord-Kelvins-Sema-Tawy.Html
Adresinden Alındı
Sümer Silindir Mühürleri. (2011, 05 21). 12 04, 2016 Tarihinde İnsan Ve Evren:
Https://İnsanveevren.Wordpress.Com/2011/05/21/Sumer-Silindir-
Muhurleri/#More-1923 Adresinden Alındı
Şahin, E. (2015). Hayvanlardan İlham Alınarak Üretilen Teknolojik Ürünler. 30 12, 2016
Tarihinde Http://Www.Webtekno.Com/İnternet/Dogadan-İlham-Alinarak-Uretilen-
Teknolojik-Urunler-L333.Html Adresinden Alındı
Tatari, B. (2016, 04). Dünyayı Güzelleştiren Akım :Art Nouveau. 12 06, 2016 Tarihinde
Tempomag: Http://Www.Tempomag.Com.Tr/Detail/Dunyayi-Guzellestiren-Akim-
Art-Nouveau Adresinden Alındı
72
Tuncer, M. (2016, 03 2016). Rönesans Dönemi Mimarisi. 12 06, 2016 Tarihinde Sanat
Karavanı: Http://Sanatkaravani.Com/Ronesans-Donemi-Mimarisi/ Adresinden
Alındı
http://www.aksamuzeri.com/2009/03/katardan-kaktus-gokdelen-tasarimi.html adresinden
alındı
73
EKLER
74
The Sahara Forest Project in 10 sentences
2. While society still strives to realize that sustainable solutions must replace the traditional
extractive use of resources, the Sahara Forest Project demonstrates the potential for
restorative practices.
3. SFP is designed to utilize what we have enough of to produce what we need more of, using
deserts, saltwater and CO2 to produce food, water and energy.
4. The Sahara Forest Projects is not too good to be true and it is not rocket science, but an
innovative solution founded on the premises that we need a more holistic approach towards
tackling challenges related to energy, food and water security.
6. Sahara Forest Project combines solar thermal technologies with technologies for saltwater
evaporation, condensation of freshwater and modern production of food and biomass
without displacing existing agriculture or natural vegetation.
7. The best physical locations for a SFP-facility are low-lying, arid and sunny areas that normally
has little agricultural activity or natural vegetation.
9. By establishing a commercial viable way to bring saltwater into the desert The Sahara Forest
Project works as an enabling technology, allowing for a wide variety of businesses to develop
alongside it.
10. SFP makes it possible to go green by black numbers at the bottom-line, as the project
profitably creates much needed resources while providing ecosystem-services.