Turkiye'de Klasik Gitarin Konservatuvara Girme Sureci

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 6

TURKIYE’DE KLASIK GITARIN KONSERVATUVARA GIRME SURECI

Giris
Gitar herzaman müzik kültüründe gerek solo olarak, gerekse grup içerinde kullanılmış fakat
hemen her zaman toplumlar tarafından beğeni ile kabul edilmiş bir enstrümandır.
Gitarın genel kullanılış biçimi kültürel olarak farklılıklar gösterse de (pop, caz, blues, folk
vs.) klasik gitar kültürü bütün dünyada ortak bir ekol olarak kabul edilmiş ve tek bir çatı altında
gelişmiştir.
Bu bağlamda klasik dönemde bu enstrümana eserler yazarak altın çağını yaşatmış klasik
gitar bestecileri Fernando Sor ( 1778-1839), Ferdinando Carulli (1770-1841) gibi isimlerin ve
döneminde klasik gitarı sahneye taşıyan büyük virtüöz Andres Segovia’nın (1893-1987) önemi çok
büyüktür.
İspanyol gitar yapımcısı Antonio Torres’in de (1817-1892) klasik gitara modern gounumunu
kazandırıp şu andaki yapısına temel oluşturması da klasik gitarın tüm dünyada aynı şekilde kabul
görmesine on ayak olmuştur.
Antonio Torres’in oluşturduğu biçimiyle klasik gitar öncelikle İspanya’da baş göstermiş
daha sonra avrupa ülkelerine yayılarak oradan tüm dünyaya dağılmış ve kabul görmüştür.
Bu çalışmada klasik gitarın Türkiye’de yayılma süreci incelenmiş. Konservatuvara, bir
enstrüman bölümü olarak kabul edilene kadar ki dönem konu alınmıştır.

Araştırmanın amacı
Bu araştırmada klasik gitarın ülkemizdeki geleceğini ve gelişimini kavrayabilmek adına
hangi aşamalardan geçerek konservatuvara girdiği araştırılmış ve şu sorulara cevaplar aranmıştır :
1 . Ülkemiz yerel çalgıları içerisinde sayılmazken gitar enstrümanı ülkemize nasıl giriş yaptı ?
2. Genel olarak gitar enstrümanı toplum tarafından nasıl karşılandı, kimler tarafından kullanıldı ?
3 . Klasik gitar özelinde gitar ülkemizde nasıl ortaya çıktı ve nasıl icra edildi?
4. Klasik gitar nasıl yaygınlaştı ve eğitim kurumlarında nasıl yer buldu ?

YÖNTEM
Bu araştırmada kaynak taraması ve alan çalışması metodu kullanılmış ve araştırmacı
ülkemizdeki klasik gitar tarihinin başlangıcına uzanan hikayeleri olan gitaristlerle özel görüşmeler
sonucunda bu çalışmayı derlemiştir.
Katılımcılar :
1) Türkiye’deki ilk klasik gitar hocası Andrea Paleologos’un halen hayatta olan iki öğrencisi olan
Sayın Raffi Arslanyan ve yunan gitarist Sayın Kıriakos Mitrokotsaş,
2) İlk defa türk gitarist olarak sahnede klasik gitar resitali veren Sayın Bekir Küçükay,
3) Türkiye’de konservatuvarda ilk hoca olarak görev yapan Sayın Erdem Sökmen,
4) Perdesiz gitarın Türkiye’deki duayeni Sayın Erkan Oğur,
4) İlk jenerasyon klasik gitar hocalarından Ziya Aydıntan’ın yeğeni olan Sayın Selim Aydıntan.

VERİLERİN TOPLANMASI VE ANALİZİ


Araştırma sorularına yanıt aranmasında, önceden hazırlanmış sorularla görüşme tekniği
kullanılmıştır. Bekir Küçükay, Erdem Sökmen, Raffi Arslanyan ve Erkan Oğur ile yapılan
görüşmeler İstanbul’da, Kıriakos Mitrokotsaş ile yapılan görüşmeler Atina’da gerçekleştirilmiştir.
Yüz yüze görüşme imkanı olmadığı için Selim Aydıntan ile yapılan görüşmeler ise internet
üzerinden yapılarak soru – cevap şeklinde yürütülmüştür.
Katılımcılara gitarı ilk olarak nerede ve nasıl gördükleri sorulmuş, aldıkları gitar eğitimini
açıklamaları istenmiş ve enstrümanla ilgili hayat yolları anlaşılmaya çalışılmıştır.

BULGULAR

GİTARIN TÜRKİYE’DE İLK GÖRÜNME DÖNEMLERİ


Yapılan araştırmalar sonucunda köy enstitülerinde gitar eğitimine rastlanmamış fakat gitar
enstrümanının ülkemizde ilk olarak 1920 li yılarda görülmeye başlandığı bilgisine ulaşılmıştır. 1928
yılındaki Galatasaray Lisesi öğrencileri tarafından kurulan « İz-caz » isimli grupta klasik gitarın
kullanımı açıkça görülmektedir. 1 Grup üyesi ve kurucularından Semih Argesö o günleri şu şekilde
betimlemektedir :
“Orkestrada evvela dört kişi vardı. Piyanıştımız, ulusal marşımızın bestecisi Zeki Bey’in
oğlu Vedat Zeki idi. Sonra iki keman ilave ettik. Derken viyolonsel geldi, kadro büyüdü. Dinleyici
önüne ilk çıktığımız gün kadromuzu daha da büyüttük: İki viyolonsel, iki gitar ve akordeon vardı o
2
gün sahnede; bir de Mukadder banco çaldı. Sadece kontrbasımız yoktu, eksiğimiz oydu.”

İlk elektro gitar ise 1950 li yıllarda Deniz Harp Okulu öğrencileri tarafından okulun gemisi
olan Savarona vasıtasıyla Stockholm’deki bir görev sırasında gizlice ülkeye getirilmiş ve daha sonra
ülkede yaygınlaşmıştır.3

1 İz-Caz | PİNA İZCİLİK KULÜBÜ (wordpress.com)


2 Memleketin ilk okul topluluğu: İz-Caz – musikimani.com (archive.org)
3 Müzikle Dolu 60 Yıl – 2 - POPSAV
Türkiye’de görülen farklı akustik, elektro ve klasik gitar çeşitleri günden güne ülkedeki
nüfusun dikkatini çekmeye başlamış ve telli çalgılara sempatisi olan Türk toplumu bu enstrümanı
beğenerek kabul etmiştir.
Bu noktada Bekir Küçükay’ın 1973 yılı cıvarlarında ilk gitarını nasıl keşfettiği önemli bir
örnek oluşturabilir. Küçükay babasının avukat olması sebebiyle ailesiyle görev yeri olarak
yaşadıkları ilçelerden birinde, balkondan sokağa bakarken elinde bir enstrümanla geçen bir çocuk
görmüş ve dışarı çıkarak çocuğa bu enstrümanın ne olduğunu sormuştur. Daha sonra bunun bir gitar
olduğunu söyleyen çocuktan, enstrümanı satabileceğine dair olumlu cevap alan Küçükay, ailesi
sayesinde bu gitarı satın almıştır. Fakat hiç bir metod ve kaynak olmadığından dolayı akord
sistemini bilmeyen Küçükay, enstrümanı saz düzeneğine göre akord etmeye başlamıştır.
Araştırmacıyla yapılan görüşmeler sırasında anlatılanlara göre, daha sonra tesadüfi olarak bir
tanıdığı vasıtasıyla türkçe yazılmış bir gitar metodu bulan Küçükay, akord sistemini öğrenme firasti
bulmuş ve enstrümanı olması gerektiği gibi akordlamıştır.
Benzer bir başlangıç Erkan Oğur için de yaşanmıştır. Oğur, 10 yaşlarındayken yaşadığı şehir
olan Elazığ’da makine satan bir mağazanın vitrininde, aksesuar olarak sunulan bir enstrüman
görmüş ve bunun gitar olduğunu farketmiştir. Bu gitar daha sonra anlayacağı üzere çelik telli bir
akustik gitardır. Ailesine bu gitarı almak için ısrar etmiş, aldıktan sonra ise gitarın kalitesiz olması
sebebiyle çalamayarak geri iade etmiştir. Fakat Bekir Küçükay ile olan akord sorunu benzerliğinden
Oğur da bahsetmektedir. Başlangıçta enstrümanı hangi akord sistemi ile çalacağını bilemediği için,
alışmış olduğu saz akordunu gitar için kullanmıştır.
Bu iki anekdot, belirtilen dönemde gitarın ülkede var olduğu fakat yeterli sayıda eğitici ve
öğretici kaynak olmadığı için, toplumda gitarla ilgilenen kişilerin bu dönemde gitarla ileriye yönelik
yeterince çalışma yapamadıklarını göstermiştir.

ANDREA PALEOLOGOS VE ILK KLASIK GITAR DERSLERININ BELIRMESI

Andres Paleologos italyan ve yunan asıllı bir aileden gelen İstanbul’da doğmuş bir
müzisyendir. Babası orkestra şefi olan Paleologos, 7 yasında keman ve ilerleyen yaşlarında
mandolin ve gitar çalmayı öğrenmiştir. Dinlediği gitar plakları sayesinde hayatını gitara adamaya
karar vermiştir. (Uluocak : 2015)
Paleologos’un öğrencileri ile ve diğer gitar hocaları ile yapılan birebir görüşmeler
neticesinde Türkiye’deki en eski klasik gitar hocasının Andrea Paleologos olduğu bilgisine
ulaşılmıştır. Bu dönemde kendisinden özel dersler alan Raffi Arslanyan’ın belirttikleri
doğrultusunda Paleologos yabancı hocalarla da çalışarak ve konserler vererek kendini geliştirmiş ve
gitarı ülkemizde yayma hedefini kendine amaç olarak belirlemiştir. Öğrencisi Kıriakos Mitrokotsas
‘in anlattiklarina gore yasadigi donemde alti dil bilmekte ve muntazam bir yazi stili ile ogrencilerine
egitim vermektedir.

RAFFI ARSLANYAN, ZIYA AYDINTAN VE IKINCI KUŞAK GITAR DERSLERININ


BELIRMESI

RAFFİ ARSLANYAN

Raffi Arslanyan 1944 yılında İstanbul’da doğmuş ve küçük yaşta Andrea Paelologos’tan özel
gitar dersleri almaya başlamıştır. Kendisi ilk başta dersleri çok önemsemediğini fakat daha
sonrasında dinlediği bir klasik gitar kaydıyla - Paleologos’unkine benzer bir durumla- gitarı çok
büyük bir şevkle çalışmaya başladığını belirtmiştir. Daha sonrasında hayatını gitara adayan Raffi
Arslanyan, 1967 yılında Galata Kulesinde 365 gün boyunca her akşam gitar çaldığını belirtmiştir.
Kendisini dinleyen TRT müdürü radyoda çalması için davette dahi bulunmuştur.
Daha sonrasında gitar performanslarına ara vererek tanıştığı kişilerle klasik gitar dersleri
yapmaya başlamış ve araştırmacıyla yaptığı söyleşilerde 40 yıl boyunca yüzlerce öğrenciyle çalışma
fırsatı bulduğunu belirtmiştir.
İstanbul Konservatuvarı’nda gitar bölümü açma teklifi almış fakat bu öneriyi derslerinin
yoğunluğundan dolayı kabul etmediğini vurgulamıştır.

ZİYA AYDINTAN

Ziya aydintan kucuk yaslarda mandolin calmaya baslamis, Ankara Musiki Muallim
mektebi’nde ogretmenlik egitimine basladiktan sonra 1929 yilinda mezun olmustur. Istanbul’da
yasadigi gunlerde bir muzik magazasinda Andrea Paleologos ile tanismis ve bircok muzisyenin
bulusma mekani olan bu muzik magazasinda unlu gitaristlerin plaklari ve gitar metodlarini edinme
imkani bulmustur. (OZTUTGAN : 2016)
Aydıntan Ankara’ya dönerek edindiği gitar bilgilenirini çeşitli kurum ve kuruluşlarda
gönüllü olarak gitar dersleri vererek öğrencileriyle paylaşmıştır. Gitar orkestraları kurmuş ve
içlerinde Türkiye’deki ilk gitar metudu olan « Gitar Metodu 1 » isimli metodun da olduğu birçok
klasik gitar metodu yayınlamıştır. Bu metotda ilk kez türk müziği eserlerinden klasik gitar için
düzenlenen eserler de görülmektedir.
BEKİR KÜÇÜKAY VE İLK TÜRK KLASİK GİTAR RESİTALLERİ

Araştırmacının Bekir Küçükay ile yaptığı görüşmeler sonucunda Türkiye’de verilen ilk türk
gitar resitallerinin Küçükay tarafından verildiği ve Ahmet Kanneci’nin de aynı dönemde çeşitli
resitaller verdiği anlaşılmıştır. Bekir Küçükay konser verdiği ilk yıllarda Cumhurbaşkanlığı Senfoni
Orkestaşı Sahnesi’nin tıkabasa dolup taştığı ve seyircilerin salonun dışından dahi konseri
izlediklerini belirtmiştir. Bu durum türk dinleyişinin klasik gitara olan ilgisini ve sevgisini açıkça
ortaya koymaktadır.

ÜÇÜNCÜ KUŞAK GİTARİST ERDEM SÖKMEN VE KLASİK GİTARIN


KONSERVATUVARA GİRMESİ

Akordeon ve bandoneon müzisyen bir babanın oğlu olan Erdem Sökmen, abisinin de gitar
çalmasının sebebiyle gitara başlamak istemiştir. Araştırmacıyla yapılan görüşmelerde TRT de
yayınlanan gitar programlarını dinleyebilmek için bazen okula gitmediğini belirtmiştir. Gitar
çalmak isteyen Sökmen’in ailesi İstanbul’da bir gitar hocası aramış ve Raffi Arslanyan’ı
bulmuşlardır. Erdem sökmen 1969’da 12 yasında Raffi Arslanyan’dan klasik gitar dersleri alarak
gitara başlamıştır. Şimdiki adının Mimar Sinan Devlet Konservatuvarı olduğu, o zamanki adıyla
İstanbul konservatuvarına kompozisyon bölümüne öğrenci olarak girmiştir. Daha sonrasında okula
İtalyan asıllı Carlo Domeniconi isimli gitarist bir hoca getirtilmesiyle birlikte, diğer hocaların da
teşvikiyle Sökmen gitar bölümünde de öğrencilik yapmış ve iki bölümden de mezun olma şansı
yakalamıştır.
Döneminde Raffi Arslanyan’a sunulan konservatuvarda gitar bölümü açma şansı Erdem
Sökmen tarafından kullanılmış ve İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda gitar golümü açarak
Türkiye’deki ilk konservaruvar bünyesindeki gitar hocası olmuştur.

SONUÇLAR
1920 li yıllarda ülkemizde görülen gitar enstrümanı İstanul’da öncelikle liselerde
yaygınlaşmakla beraber daha sonra tüm ülkede kendini göstermiş ve halk tarafından kabul
görmüştür. Rock, caz, pop, blues gibi müziklerde de kullanılan gitar, klasik gitar özelinde de
dinleyici ve çalıçı kitlesini yavaş yavaş bulmuş ve araştırmacının katılımcılarla yaptığı görüşmeler
sonucunda bu oluşumun uzun yıllar boyunca kişisel çabalar ve gönüllü eylemler ile devam ettiği
gözlemlenmiştir. Bu noktada, zamanında nota veya enstrüman dahi bulmakta güçlük çeken
gitarırtlerin olduğu bir dönemden, konservatuvarda bölüm açılmasına uzanan bir yolda oldukça
çaba sarfedildiği açıktır.

KAYNAKÇA

AYDINTAN Ziya, 1999, Gitar Metodu 1, Ankara : Evrensel Yayinevi


KANNECI, Ahmet. 2001. Gitar İçin Beste Yapmış Türk Bestecilerinin Eğitimi ve Yapıtlarının
Uluslararası Gitar Repertuarındaki Yeri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Gazi
Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
OZTUTGAN Kaan , 2016, Bir gitaristin gozunden Ziya Aydintan, Pegem Akademi
ULUOCAK Soner, 2015, Türkiye’de Cumhuriyet’in İlk Elli Yılında Klasik Gitar Eğitimi:
Paleologos ve Öğrencileri,  Sahne ve Müzik , (1) , 60-80

İNTERNET KAYNAKLARI

- https://pinaizcilikkulubu.wordpress.com/izcilik-bilgileri/genel-kultur/iz-caz/
- https://web.archive.org/web/20190427184622/http://musikimani.com/memleketin-ilk-okul-
toplulugu-iz-caz/
- https://popsav.org/yazilar/muzikle-dolu-60-yil-2/

GÖRÜŞMELER

- Bekir Küçükay ( İstanbul Devlet Konservatuvarı gitar bölümü öğretim görevlisi)


- Erdem Sökmen ( İstanbul Devlet Konservatuarı gitar bölümü öğretim görevlisi)
- Erkan Oğur (Perdesiz gitarın Türkiye’deki kurucusu ve yorumlayıcısı)
- Raffi Arslanyan ( Andrea Paleologos’un öğrencisi)
- Kıriakos Mitrkotsaş ( Andrea Paleologos’un öğrencisi)
- Selim Aydıntan (Ziya Aydıntan’ın yeğeni)

You might also like