Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 2

10. SINIFLAR – 1.

ÜNİTE ÇALIŞMA KAĞIDI


Allah İnancı ve İnsan
İnanmak insanda bir ihtiyaçtır. İnsan, her zaman ve her yerde yüce, kudretli ve ulu bir varlığa sığınma, ona güvenme
ve ondan yardım dileme ihtiyacı hissetmiştir. Yüce bir varlığa inanmak, bir inanca sahip olmak insanın temel
özelliklerindendir. Bu sığınma, güvenme ve yardım dileme duyguları, yüce yaratıcıyı arama isteğinden doğar. Bu
arayış onu, yüce bir yaratıcıyı bulmaya ve ona inanmaya yönlendirir.

**İslam inancına göre de Yüce Allah (c.c.), insanı inanma duygusu ve ihtiyacıyla yaratmıştır. “fıtrat” kavramı, insanın
doğuştan yüce bir yaratıcıya inanacak şekilde yaratıldığını ifade etmektedir.

Allah’ın Varlığı ve Birliği


Günümüze kadar Allah’ın (c.c.) varlığı ve birliği ile ilgili pek çok delil ortaya konmuştur. Bu delillerden bir kısmı sadece
Allah’ın (c.c.) varlığını, bir kısmı birliğini, bir kısmı ise her ikisini de ispat etmek için ortaya konan delillerdir. İslam
âlimleri tarafından da kullanılan bu deliller özellikleri itibariyle genellikle aşağıdaki gibi sınıflandırılmaktadır:

Sırf akıldan çıkarılan deliller: Ontolojik delil

**Ontolojik delil, insanda bulunan Mükemmel Varlık / Ekmel Varlık fikrinden hareketle Allah’ın (c.c.) varlığını ispat
etmeyi amaç edinen felsefi bir delildir. Bu delil, dış gerçekliğe yani âleme dayalı verinin dışında zihni bir ispat delili
olup en yetkin varlık tasavvuru üzerine kurulmaktadır. Ekmel Varlık delilini İslam düşüncesinde ilk kullanan kişi
Farabi’dir.

Dış âlemden çıkarılan deliller: Kozmolojik delil ve teolojik delil

**Kozmolojik deliler arasında en çok bilineni ise Allah’ın (c.c.) hem varlığı hem de birliğini ispatlamak için kullanılan
Gaye ve Nizam Delili ’dir. Bu delile göre evrende bir düzen vardır ve bu düzende her varlık belirli bir gayeye yönelik
olarak yaratılmıştır. O zaman bu düzen kendiliğinden meydana gelmemiştir, dolayısıyla da bir yaratıcısı vardır. O da
Yüce Allah’tır (c.c.). Evrendeki varlıkların mükemmel bir düzen ve ahenk içinde işleyişi onun varlığının kanıtıdır.

İnsanın manevi ve ruhi âleminden çıkarılan deliller: Dini tecrübe delili ve ahlak delili

Yüce Allah’ın (c.c.) pek çok ismi vardır. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) bir hadisinde Allah’ın (c.c.) 99 ismi olduğu
bildirilmekle beraber bu sınırlama için değil, en meşhur isimler olması sebebiyledir. İslam bilginleri Allah’a (c.c.) ait
yüzlerce isim belirlemişlerdir. Halk arasında daha çok Yüce Allah’ın (c.c.) en güzel isimleri ( Esmâü’l – Hüsna ) olarak
99 ismi bilinir.

Allah’ın Sıfatları
Zati Sıfatlar
Yüce Allah’ın (c.c.) zati sıfatları, onun varlığını ve hakikatini, diğer bütün yaratılmışlardan farklı olan niteliklerini
bildiren özelikleridir. Zati sıfatlar sadece Allah’a (c.c.) aittir.

Vücud: Var olmak anlamına gelir. Allah (c.c.) vardır ve varlığı zorunludur.

Kıdem: Ezeli olmak, başlangıcı olmamak anlamına gelir.

Beka: Varlığının sonu olmamak, ebedi olmak anlamına gelir.

Vahdaniyet: Yüce Allah’ın (c.c.) zat, sıfat ve fiillerinde bir ve tek olması, eşi, benzeri ve ortağının bulunmaması
anlamına gelir. Zıttı ise şirktir. (Allah’a zat, sıfat ve fiillerinde ortak koşmak)

Muhalefetün lil Havadis: Yüce Allah’ın (c.c.) hiçbir varlığa benzememesi anlamına gelir. Yüce Allah (c.c.) zat, sıfat, fiil
ve hükümlerinde sonradan yaratılan hiçbir şeye benzemez.

Kıyam bi Nefsihi: Varlığı kendiliğinden olmak, var olmak için bir başka varlığa ihtiyaç duymamak anlamına gelir. Allah
(c.c.) var olmak için bir başka yaratıcıya, mekâna, zamana, sebebe ihtiyaç duymaz.
Subuti Sıfatlar
Yüce Allah’a eksiksiz, sınırsız ait olan sıfatlardır. İnsanda ise sınırlı, geçici ya da eksik olarak bulunan sıfatlardır.

Hayat: Diri ve canlı olmak anlamına gelir. Yüce Allah ezeli ve ebedi hayata sahip, her şeye can verendir.

İlim: Bilmek anlamına gelir. Yüce Allah (c.c.) geçmişi, hâli, geleceği, açık ve gizli her şeyi bilir. Onun ilmi artmaz,
eksilmez, sınırsız ve ezelidir.

Semi: İşitmek anlamına gelir. Yüce Allah (c.c.), gizli - açık, yavaş - yüksek her şeyi işitir. O, hiçbir vasıta ve şarta ihtiyaç
duymaksızın duyar ve işitir.

Basar: Görmek anlamına gelir. Allah (c.c.) hiçbir şart ve araca bağlı olmaksızın yakın - uzak, gizli- açık, küçük - büyük,
karanlık ve aydınlıktaki her şeyi görür.

İrade: Dilemek anlamına gelir. Bu evrende olmuş ve olacak her şey, Yüce Allah’ın (c.c.) dilemesi ile olmuş ve olacaktır.

Kudret: Gücü yetmek anlamına gelir. Yüce Allah’ın (c.c.) her şeyi yapmaya ve yaratmaya gücü yeter. Onun gücünün
yetmeyeceği hiçbir şey yoktur.

Kelam: Söylemek, konuşmak anlamına gelir. Yüce Allah’ın (c.c.) konuşması vahiy yoluyladır. Allah’ın (c.c.)
peygamberlere bildirdiği vahiyler, indirdiği ilahi kitaplar onun kelam sıfatının bir ifadesidir.

Tekvin: Yaratmak anlamına gelir. Yüce Allah’ın (c.c.) canlıları yaşatması, rızıklandırması, öldürmesi, tabiat olaylarının
meydana gelmesi vb. her şey tekvin sıfatının sonuçlarıdır.

Kuran-ı Kerim’de İnsan ve Özellikleri


İslam’a göre insan iki yönlü bir yapıya sahip, olumlu ve olumsuz özellikleri olan bir varlıktır. Bir taraftan nankör,
aceleci, maddeye düşkün olma gibi olumsuz niteliklere sahip iken diğer taraftan şükreden, sabırlı, paylaşan bir
özelliğe sahiptir. Ancak Kur’an’a göre bu özellikler insanda doğuştan potansiyel olarak vardır. İnsan doğuştan iyi veya
kötü olarak gelmez. Bunları yapabilme kabiliyeti ile dünyaya gelir. Kur’an’da olumlu-olumsuz özellikleri belirtilirken,
insanın kötü özelliklerini bilip bunları kontrol altına alması, iyi özelliklerinin de farkında olup bunları geliştirmesi
öğütlenir.

İnsanın Allah ile İrtibatı


Kişinin içtenlikle kararlılıkla, ümidini kesmeden, Allah’ın emir ve yasaklarına göre yaşaması, ibadet etmesi, dua
etmesi, tövbe ve istiğfar etmesi ve Kuran-ı Kerim okuması gibi.

**Kur’an-ı Kerim’i anlamını düşünerek, anlamına göre sesi yükseltip alçaltarak, ağır ağır tane tane okumaya tertil
denir.

**Kişinin günah eylemlerinin çirkinliğini fark edip bunlara pişman olduktan sonra geçmiş günahları için Allah’tan
bağışlanma dileğinde bulunmasına tövbe denir.

**Samimi olarak yapılan tövbede; günah olan davranışı terk etmek, kul hakkı varsa hak sahibiyle helalleşmek, işlenen
günahtan dolayı pişmanlık duymak, aynı günahı bir daha işlememeye kararlı olmak gerekir.

You might also like