Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 281

www.bizimkosemiz.

com
runaway

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
I. BÖLÜM
RÜYALAR VE GÖLGELER
1
Yine o rüyalardan biri. Sadece üç taneler, iki tanesi
hoş, biri şiddet dolu. Hepsinin ardından yatakda yapayalnız
uyanıyoru m.

Bu gece gördüğüm kocamla ilgili olan. Şöyle bir şey:


boynumu öptüğünü söyleyebilir ve en yalın haliyle bıra-
karak öyküyü burada noktalayabilirim. Ama bu, kelimenin
tam anlamıyla yalan olur.
Ona boynumu öpmesi için yalvardığımı söylemek en
dogrusu. Vücudumdaki her bir hücreyle, alev alev yanan
her parçamla yalvarıyorum ona ve öptüğünde dudakları dualarıma
yanıt olarak cennetten bana gönderilmiş bir melekti
dudakları.
O zamanlar on yedi yaşındaydım, o da öyleydi. Körlüklerin,
karanlıkların olmadığı zamanlardı. Sadece tutku, keskin
köşeler ve insanın ruhunu acıtacak kadar şiddetli yanan
aleş vardı.
Sinemanın karanlığında ö n e eğildi aman Tanrım) ve bir
an tereddüı etlikten sonra (aman Tanrım) tulkuyla titredim
ama sakin görünmeye çalıştım ve aman Tanrını aman tanrım

• Cody Mcfadycn GÖLGE ADAM • 5


rım aman Tanrını... boynumu öptü. Cennetteydim ve.o anda
biliyordum hayatımın geri kalanını onunla geçireceğimi.
Sonsuza kadar onunla kalacaktım.
Hayatımın erkeğiydi. Tanıdığım çoğu insan hiçbir zaman
hayatlarının aşklarını bulamadılar. Bu konuda yazılmış
kitaplar
okudular, hayal kurdular ya da fikri görmezden geldiler.
Ama ben benimkini buldum. Onu bulduğumda on yedi
yaşındaydım ve beni bırakmasına izin vermedim. Ne kollarımda
öldüğü o gün, ne ben çığlıklar atarken ölüm onu
benden söküp aklığında. Ne de şimdi.
O günlerde Tann'nın adı acı çekmek anlamına gelmiyordu:
Aman Tanrım, aman Tanrım, aman Tanrım - onu o kadar
özlüyorum ki...
On yedi yaşındayken boynuma kondurulmuş olan öpücüğün
hayaleliyle uyanıp artık on yedi yaşında olmadığımı
hatırlıyorum. Onun yaşlanmadığını... Onun hiç
yaşlanmayacağını...
Ölüm, onu sonsuza kadar otuz beş yaşında saklıyor.
Benim içinse o hep on yedi yaşında, öne eğilmiş, mükemmel
zamanlamayla boynumu öpen çocuk olarak kalacak.
Yaşıyor olsa yanımda uyuyor olacağı yerdeki boşluğa
uzanıyorum ve uzandığım anda da ani bir acı dalgası vücudumu
sarıyor, öyle ki beni de alması, bu acıya son vermesi
için ölüme yalvarıyorum. Dualarım yanıtsız. Elbette rüyanın
etkisi azalıp nefes alışverişimin düzelmesiyle beraber

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
acı da azalıyor.
Onun hayatımda olmasıyla ilgili bütün detayları özledim.
Sadece güzel olanları değil. lUilün saçmalıklarını da. güzel
taraflarını özlediğim kadar özlüyorum. Sabırsızlığını,
öfkesini,
beni kızdıran, o patronluk taslayan bakışını. Arabanın
deposunu doldurmayı sürekli unutmasının, bir yere gideceğim
zaman depoyu hep boş bulmanın beni çıldırtışını özlüyorum.
Mirini kaybetmek üzerine düşündüğünüzde böyle olacağım
kavramıyorsunuz. Şimdi anlıyorum bunu. Sadece çiçekleri
ve öpücükleri özlemiyor insan ama bütün bir birlikte
yaşama deneyimini özlüyor. Başarısızlıkları, sorunları, hatla
gecenin bir yarısı umutsuzluk içinde uyanmayı. Şimdi burada
olmasını, onu öpüyor olmayı dilerdim. Şimdi burada olmasını
ve ona ihanet ediyor olmayı isterdim. Her iki seçenek
de kabul edilebilir, onun hayatta olacağı her seçenek
kabul edilebilir.
İnsanlar bazen, cesaretlerini topladıklarında, sevdiğin birini
kaybetmenin nasıl olduğunu soruyorlar. Onlara zor olduğunu
söyleyip konuyu kapatıyorum.
Onlara çarmıha gerilmeye benzediğini söyleyebilirim.
Çoğu gün hiç durmaksızın çığlık atmak istediğimi, şehirde
öylece ağzım kapalı yürürken beynimin bu çığlıklarla dolu
olduğunu söyleyebilirim. Onlara her gece aynı rüyayı gördüğümü
ve her sabah onu yeniden kaybettiğimi anlatabilirim.
Ama neden günlerini mahvedeyim ki? Onlara zor olduğunu
söylüyorum ve bu yanıt onları tatmin etmeye yetiyor.
Bu, üç rüyadan biri ve titreyerek yataktan fırlamama neden
oluyor.
Boş odaya bakıp aynaya koşuyorum. Aynalardan nefret
etmeyi öğrendim. İnsanlar bunun normal olduğunu
söyleyeceklerdir:
Hepimizin bunu yaptığını, kendi yansımamızı
mikroskop altına yatırıp kusurlara odaklandığımızı... Güzeller
güzeli kadınlar aynada kendilerine bakıp hala aramaktan
yüzlerinde kırışıklıklar oluştururlar, kıskanılacak ölçüde
çekici
gözlere ve vücutlara sahip genç kızlar saçları yanlış
6 • Cotly Mcfatlycn GÖLGE ADAM -
renkte olduğu için ya da burunlarının fazla büyük olduğunu
düşündüklerinden ayna karşısında ağlarlar. Kendimizi
başkalarının
gözlerinden görüp yargılamak insanoğlunun lanetlerindendir.
Bunun büyük bir l>edel okluğuna katılıyorum.
Ama insanlar aynaya baktıklarında benim gördüğümü
görmüyorlar. Kendime baktığımda şunıı görüyorum:
Dikkat çekici bir yaram var. Neredeyse birkaç milim
genişliğinde;
alnımın ortasından, saç çizgisinden başlıyor,
doğrudan aşağı iniyor ve neredeyse mükemmel bir dik

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
açıyla sola kıvrılıyor. Sol kaşım yok, onun yerini yara izi
almış
durumda. Şakağımdan geçip yanağıma doğru iniyor,
burnuma yaklaşırken ikinci kez kıvrılıp çeneme ilerliyor ve
boynumun biraz aşağısında, yaka hattının hemen üzerinde
sona eriyor.
Garip bir iz. Yüzüme bir taraftan bakacak olursanız her
şeyin normal olduğunu düşünüyorsunuz oysa diğer taraf
bütün felaketi gözler öniine seriyor.
Herkes günde en az bir kez aynaya bakar ya da başkalarının
gözlerinde kendi yansımasını görür. İnsanlar ne
bekleyeceklerini
bilirler, başkalarının kendilerine baktıklarında
ne göreceklerini, neyin görüleceğini bilirler. Ben artık ne
beklemem gerektiğini bilmiyorum. Aynaya baktığımda karşımda
bir yabancı var. Çıkartamadığım bir maskenin altından
bana bakıyor.
Aynanın karşısında, aynı şimdi olduğu gibi çıplak durduğumda
geri kalanını görebiliyorum. Üzerimde sigara izi büyüklüğünde
yaralar var. Vücudumun hemen her yerini kaplıyorlar.
Diğer yara izleriyse göğüslerimin çevresinden vajinama
kadar iniyor.
Yara izleri sigara büyüklüğünde çünkü onları yapan sigaraydı.
I'ğer tüm bunları bir tarafa bırakabilirseniz hoş bir göı
Oııiüm var. Ufak tefek, 1.65 boyundayım, zayıf olmasam ela
lormuırı yerinde. Kocam, batlarımın mükemmel olduğunu
söylerdi. Benimle beynim, kalbim ve ruhumdan sonra öpüli'si
göğüslerim ve kalp şeklindeki popom için evlenmiş.
Koyu renk kıvırcık saçlarım belime kadar uzanıyor.
Saçlarımı da severdi.
Benim için yara izlerine bakmak zor. Onları yüzlerce,
belki binlerce kere gördüm. Ama hâlâ aynaya baktığımda
bu lek onları görüyorum. Asla alışamayacağım. Bazı şeyler
mümkün değildir.
Onlan kocamı ve kızımı öldüren adam yaptı. Sonradan
benim tarafımdan öldürülen adam.
Bu konuyu düşününce beynimde bir boşluk oluşuyor.
Devasa, karanlık, hissiz bir boşluk. Jölenin içinde boğulmak
gibi.
Önemli değil. Buna alıştım.
Hayatım artık böyle.
Asla on dakikadan uzun uyumuyorum ve bu gece bir daha
ııyuyamayacağımı biliyorum.
Birkaç ay önce, yine böyle bir gece giin doğumuna ikiüç
saat kala uyandığımı hatırlıyorum. Gecenin o saatlerinde,
03:00 ve 06:00 arasında uyanıktanız dünyada geriye kalan
tek kişi sizmişsiniz gibi hissedersiniz. O gece de rüyalardan
birini gördüğümden yeniden uykuya dalamayacağımı
biliyordum.
O şafak vakti üzerime bir tişört ve eşofman altı geçirip
spor ayakkabılarımı da giydikten sonra dışarı çıktım. Koştum.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
koştum, kostüm, gecenin karanlığında üzerimdeki li8
• Cody Mcfadyen GÖLGE ADAM • 9
şört terden vücuduma yapışana kadar durmadan koştum.
Ter vücudumdan akıp ayakkabılarıma dolmaya başladığında
da koşmaya devam ellim. İyi hissetmiyordum, nefes alışverişim
iyice kontrolden çıkmıştı, ciğerlerim sabahın soğuk
havası nedeniyle acı çekiyorlardı yine de durmadım. Ellerimi
ve kollarımı daha hızlı sallayıp, bacaklarımı daha çok
açarak daha da hızlı koştum. Acıya aldırmadan.
Mide asidi tarafından ele geçirilmiş olarak iki büklüm
halde Vadi'deki dükkânlardan birinin önünde durdum. Birkaç
sabah hayaleti yanımdan geçerken bana baktılaısa da
hemen kafalarını çevirip uzaklaştılar. Doğrulup dudağımı
ısırarak dükkânın kapısına doğru yalpaladım.
"Bir paket sigara istiyorum," dedim dükkân sahibine,
yalpalayışımı kontrol altında tutmaya çalışarak.
Yaşlı, ellilerinde zannedersem Hintli bir adamdı.
"Hangisinden olsun?"
Soru kafamı karıştırdı. Yıllardır sigara içmemiştim. Adamın
arkasındaki raflara göz gezdirdim. Bir zamanlar çok
sevdiğim Marlboro paketleri dikkatimi çekti.
"Marlboro. Kırmızı."
Paketi alıp bana uzam. O zaman ter içinde olduğumu ve
üzerimde hiç para olmadığını fark ettim ama utanmak yerine
öfkeye kapıldım.
"Cüzdanımı unutmuşum," dedim hışımla. Ona ya bana
sigaraları vermesi ya da komik duruma düşürmesi için meydan
okuyordum.
Bir an yüzüme, baktı. Sanırım yazarların "hamilelik dönemi"
diyecekleri türden bir sessizlik oldu. Sonra rahatlamış
göründü.
"Koşuyor muydun?" diye sordu.
"livet - ölü kocamdan kaçmak için koşuyordum. Kendini
öldürmekten iyidir, değil mi?..."
Kendi söylediğim kelimeler kulağıma başkasının ağzın
dan çıkmış gibi geliyorlardı. Fazla yüksek sesle, fazla
titrek,
lazla öfkeli. Ama adam ondan beklediğim gibi rahatsız edici
lıalta sert bir duruş takınmak yerine daha da yumuşadı,
yüzünde anlayışlı bir ifade belirdi. Acıma değildi bu.
Kafasını
salladıktan sonra tezgahın arkasından alabilmem için sigara
paketini uzattı.
"Karım Hindistan'da öldü. Amerika'ya gelmeyi planladığımız
tarihten bir hafta önce. Sigaraları al, gelecek sefere
ödersin."
Bir an hiç kımıldamadan durup adama baktım. Ardından
sigaraları kapıp koşabildiğim kadar hızlı koşarak oradan
kaçtım. Gözlerimden yaşlar boşalıp yanaklarımı ıslatmadan
önce uzaklaşmak istiyordum. Sigara paketini elimde sıkı sıkı
tutup ağlayarak eve kadar koştum.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Dükkânın yerinin benim yoluma ters düşmesine karşın
artık sigara alacağım zaman asla başka bir yere gitmiyorum.
Şimdi oturmuş masanın üzerindeki sigara paketinden bir
iane çıkartıp yakmak üzereyken dükkân sahibini hatırlayıp
gülümsüyorum. Sanırım bir parçam o ufak tefek adamı doğru
yerde, tam ihtiyacınız olan zamanda doğru Kirde bir şefkat
gösteren bir yabancıyı sevebileceğiniz gibi seviyor.
Kalpte yer eden türde, derin bir sevgi bu ve o adamın adını
hiç öğrenmesem bile onu ölene kadar hatırlayacağım.
Dumanını içime çektikten sonıa sigaraya bakıyorum. Sigaranın
kiraz rengi ucu yatak odamın karanlığında parlıyor.
Sanırım sinsilik bu ve benzeri lanetlenmiş şeylerin kaçınılmaz
özelliği. Bağımlılıkların zayıf anlarınızı kollamaları tek
başına yeterince kötü olsa da asıl sorun nikotin bağımlılığı
10 • Cody Mdadyen
değil de bazı durumların sigarasız yaşanamaması. Örneğin
sabah kahvesinin yanına ya da hayaletlerle dolu bir evde
yalnız gecelere en iyi eşlikçi sigaradır... Sigarayı yeniden
bırakmam
gerektiğini biliyordum. Bir kere daha bu alışkanlığın
içime demir atmasını istemiyordum. Ve yine biliyordum
ki bırakamayacaktım. Bırakamayacağımın Jarkındaydım.
Bana tek kalan onlar; uzun zamandır1 bana nazik davranılan
tek anın, rahatlık hissinin ve güç kaynağının kâğıda
sarılmaları.
Nefes verip dumanın dağılışını izledim. Orada burada
hafif hava akımlarına kapılıp süzülerek kayboldu. Hayat gibi,
diye düşündüm. Hayat da aslında duman gibi, kendimizi
o öyle olmadığına inandırıyoruz. Tek gereken sert bir
rüzgâr ve her şey dağılıp gidiyor. Geride anılar olarak
kendilerini
gösteren silik kokularından başka hiçbir şey bırakmayarak
yok oluyor.
Bütün bağlantılara gülerken aniden öksürük tutuyor. Sigara
içiyorum, hayat duman ve benim adım Smoky. Srnoky
Barreıt. Gerçek adım bu. Annem "çok havalı" olduğunu düşündüğü
için bana dumanlı anlamına gelen bu adı vermiş.
Boş evimin ortasında karanlıkta gülerken (aynı daha önce
olduğu gibi) kişi tek başına gülünce kahkaha sesinin kulağa
ne kadar delice geldiğini düşünüyorum.
Bu bana sonraki iki-üç saat boyunca düşünecek bir konu
sağlıyor - deli olmayı kastediyorum. Ne de olsa yarın
büyük gün.
FBI'daki işimin başına geri dönmek mi yoksa ağzıma silahı
sokup İTeynimi uçurmak ııu istediğime karar vermem
gereken gıin.
2
£ £ _ âlâ o üç rüyayı görüyor musun?"
I 1 Bana atanan deli doktoruna güvenme neden-
J L J L lerimden biri de bu tavır: Akıl oyunları oynamıyor,
olguların etrafında dönmüyor ya da arka yolları kullanarak

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
düşüncelerime sızmaya çalışmıyor. Doğrudan kalbe
saldırıyor. Ne kadar yakınsam ve beni iyileştirme çabalarına
karşı koysam da bu tavrına saygı duyuyorum.
Adı Peter Hillstead ve Freııd klişesinden ne kadar uzak
olunabilirse o kadar uzak. Görünüşü televizyonda gördüğünüz
psikiyairistlere benzemiyor. 1.85 boyunda, koyu renk
saçlı, mankenler gibi yakışıklı ve arzu uyandıran bir vücudu
var. Ama en vurucu yanı gözleri. Daha önce hiçbir kumralda
görmediğim türde elektrik mavisi gözleri var.
Film yıldızı görünüşüne rağmen bu adamla aramda bir
şeyler geçtiğini hayal edemiyorum. Onunla olduğunuzda
cinselliği düşünmüyorsunuz. Kendiniz üzerine düşünüyorsunuz.
Hastalarıyla gerçekten ilgilenen ender rastlanır doktorlardan
biri o ve onun yarımdayken bundan asla şüphe
etmiyorsunuz. Onıınlayken asla zihninizin başka yerle
12 • CtKİy Mcfadyen GÖLGE ADAM - 13
olduğu hissine kapılmıyorsunuz. IHitün dikkatini size veriyor,
o küçük ofisindeki en önemli şey sizmişsiniz gibi
hissettiriyor.
Bütün bu özellikler benim yakışıklı terapiste aşık
olmamı engelliyorlar. Onunlayken onu bir erkek olarak
göremiyor
insan; çok daha değerli bir şey olarak, kendi ruhunun
aynası olarak görüyor.
"Aynı üç rüya," diye yanıtlıyorum.
"Dün gece hangisini gördün?"
Rahatsız olduğum için koltukta kımıklanıyonım. Bunu
fark ettiğini bildiğimden ne anlama geldiğini düşündüğünü
merak ediyorum. Elimde değil, zihnim her zaman olasılıkları
hesaplayıp seçenekleri tartıyor.
"Matt'in beni öptüğü rüyayı."
Kafasını sallıyor. "Sonrasında yeniden uyuyabildin mi?"
"Hayır." O bir şeyler söylememi beklediği halde konuşmayı
burada kesiyorum. En işbirlikçi günlerimden biri değil.
Dr. Hillstead bana bakıp ellerini kavuşturuyor. Üzerinde
yol ayrımına geldiğinin bilincinde olan insanların havası
var. Hangi yolu seçerse seçsin dönüşü olmayacağının farkında.
Burun kemerini ovuşturduktan sonra içini çekerek
arkasına yaslanmasından önce neredeyse bir dakika geçiyor.
"Smoky, meslektaşlarım arasında hakkında iyi şeyler düşünülen
biri olmadığımı biliyor muydun?"
Hem bu düşünceye, hem de bu düşünceyi benimle paylaşıyor
olmasına şaşırıyorum. "Hayır, bilmiyordum," diye
yanıtlıyorum onu.
Gülümsüyor. "Bu doğru. Mesleğimle ilgili tartışmalı
düşüncelerim
var. Bunlardan en tenteli de beynin sorunlarıyla
ilgili hiçbir gerçek bilimsel çözüme' sahip olmadığımıza
inanmanı."
Ikına nasıl tepki vermeliyim? Deli doktorum bana seçtiği
mesleğin akıl hastalıkları konusunda çaresiz olduğunu

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
söylüyor. Güven verici olduğu söylenemez. "Bu düşünceyi
neden takdir etmediklerini anlayabiliyorum."
Kısa sürede uydurabildiğim en iyi yanıt bu.
"Beni yanlış anlama, mesleğimin akli sorunlara hiçbir yanıtı
olmadığını söylüyor değilim."
Ve bu cümle, terapistime güvenme nedenlerimden bir
diğeri. Nerdeyse geleceği görüyor ya da zihninizden geçenleri
okuyor olduğunu zannedeceğiniz kadar zeki. Beni korkutmuyor.
Onu anlıyorum - yetenekli bir sorgulama görevlisinin
de benzer yeteneklere sahip olması gerekir. Sizin
söylediğinize tepki olarak karşınızdaki insanın ne düşündüğünü
tahmin edebilmeniz gerekir.
"Hayır, kastettiğim şu: Bilim bilimdir. Kesindir. Yerçekimi
bir objeyi yere bıraktığında onun lıer zaman düşeceğini
söyler. İki aıtı iki her zaman dört eder. Değişmezlik bilimin
temelinde yer alır."
Üzerine biraz düşündükten sonra kafamı sallıyorum,
"Durum böyleyken benim mesleğimde ne yapılıyor?"
Eliyle basit bir hareket yapıyor. "Zihnin sorunlarına yaklaşma
yöntemimiz ne? Kesinlikle bilim değil. En azından şimdilik.
Henüz iki artı iki dört eder noktasına ulaşmadık. Eğer
ulaşsaydık kapıdan giren her hastayı tedavi etmiş olurduk.
Eğer depresyon halinde A,J3 ve C'yi uygulamam gerektiğini
bilseydim ve A,B ya da C her zaman işe yarasalardı tüm
sorunlar
çözülürdü. Mesleğimin yeni ve sabit kuralları olurdu;
psikiyatri bilim haline gelirdi." Gülümsüyor. Zayıf bir
gülümseme,
halta biraz hüzünlü. "Ama her hastayı tedavi edemiyorum.
Yarısını bile tedavi edemiyorum." Bir an sessiz
kaldıktan sonra başını sallıyor. "Öyleyse bu meslek tam ola14
• Cody Md'adyen
GÖI.GE ADAM • 15
rak nedir? Bilim değil. Deneyebileceğin yöntemler koleksiyonu.
Önceden, birden fazla vakada işe yaramış çözümleri
alıp tekrar denemeye değeceklerini varsayarak yeni hastaya
uyguluyorsun. Hepsi bu. Bu görüşlerimi sık sık herkesin
ortasında
dile getirdiğimden meslektaşlarım benden çok hoşlanmıyorlar."
O beklerken söylediklerini tartıyorum. "Neden olduğunu
anlayabiliyorum," diyorum ona ve devam ediyorum, "Federal
Büro nun bazı bölümlerinde bazen imaj sorunsalı çözüm
arayışının önüne geçebiliyor. Sanırım diğer deli doktorlarıyla
senin anındaki sorun da böyle bir şey."
Yeniden gülümsüyor. Yoğun, sıcak bir gülümseme. "Her
zamanki gibi doğrudan olguların pıagmatik merkezlerine
iniyorsun Smoky. En azından seninle ilgisi olmayan konularda."
Gülümsüyorum. Bu Dr. Hillstead'in favori tekniklerinden.
Normal bir diyalogu bir anda ruhunuzu deştiği bir tartışmaya
dönüştürebiliyor - ve her şey olağan görünmeye
devam ediyor gözünüze. Aynı az cince bana fırlattığı Scud

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
füzesi gibi: analitik bir zihnin var Smoky ama onu kendi
sorunlarını
çözmek için kullanmıyorsun. Ah! İşte bu acıttı.
"Ama, başkaları benimle ilgili ne düşünürlerse düşünsünler,
işte buradayım. FBI ajanlarını kapsayan vakalarla ilgilenmek
söz konusu olduğunda en güvenilen psikiyatristlerdcn
biri. Neden böyle dersin?"
Yine bana bakıp yanıtımı bekliyor. Bu konuşmanın başka
bir yere gideceğinin farkındayım. Dr. Hillstead lafı asla
yuvarlamaz. İyi bir karşılık bulmaya çalışıyorum.
"Kğer tahmin etmem gerekirse, işinizde iyi olduğunuz
için derim. Benim mesleğimde iyi iş her zaman iyi görünen
işin önüne geçer."
Yine o hüzünlü gülümseme.
"Bu doğru. Ben sonuç alıyorum. Ortalıkta övünerek dolu,',(
lığım ya da yalağa yatmadan önce kendime ne kadar halika
biri olduğumu söylememe neden olan başarılar değil
bunlar, ama doğru."
Bunları başarılı profesyonellerin kendini beğenmiş
havalarından
uzak, yalın bir dille söyledi. Ne söylediğini anlıyorum.
Bunun alçakgönüllülükle ilgisi yok. Konuya teorik açıdan
yaklaşacak olursak olması gereken aslında bu. Örneğin
İnsanlara silahlar konusunda ne kadar iyi olduklarını
sorarsanız,
onların size dürüst bir yanıt vermelerini umarsınız,
liğer berbatlara bunu bilmeniz gerekir, onlar da sizin
bilmenizi
isterler çünkü kurşun yalancıyı da dürüstü de aynı
hızla öldürür. Yola çıkamadan önce yanınızdaki insanların
güçleri ve zayıflıklarıyla ilgili olarak her şeyi bilmeniz
gerekir.
Hillstead onunla yola çıktığımı bildiği için kartlarını açık
oynuyor. Birimiz çuvallarsa ikimiz birden çuvallarız. Kafamı
salladığımda devam ediyor.
"Askeri organizasyonlarda önemli olan budur. Sonuç
.11ıp alamadığın. FBI'ı askeri bir organizasyon olarak
düşünmem
sence garip mi?"
"Hayır. Bu bir savaş."
"Askeri organizasyonlardaki en büyük sorunlar nelerdir
biliyor musun?"
Artık sıkıldığımdan geçiştiriyorum. "Hayır."
Bana onaylamayan bir bakış atıyor. "Yanıt vermeden önce
düşün Smoky. Beni başından savma."
Azarı sindirip boyun eğiyorum. Yanıt verdiğimde sesim
güçsüz çıkıyor. "Tahminimcc kişisel sorunlar."
Parmağını bana doğrultuyor. "Aynen öyle. Peki neden?"
14 • Cody Md'adyen GÖI.GE ADAM • 17
Yanıt anında zihnimde oluşuyor, aynı bazı davalarla uğraşırken
yanıtların' bütün açıklıklarıyla zihnimde belirmeleri

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
gibi. Gerçekten düşündüğüm zamanlarda beynim kendi
kendine çözümlere ulaşabiliyor sanki. "Gördüklerimiz
yüzünden."
"Tam olarak değil. Bu da sorunun bir parçası olsa da ben
asıl meseleyi 'gör, yap, kaybet' olarak adlandırıyorum."
Konuşurken
parmaklarıyla maddeleri sayıyor. "Adalet kuvvetlerindeki
sizler insanoğlunun en kötü hallerine şahit oluyorsunuz,
yapabileceklerinin en dehşet vericilerini görüyorsunuz.
Kesik insan parçalarını incelemekten kimi zaman başka
bir insanı öldürmeye kadar hiçbir insanın yapmak zorunda
bırakılmaması gereken işleri yapmanız gerekiyor. Manevi
değerleriniz zarar görüyor, kendinizden bir parçayı tüm
bunları yaşarken kaybediyorsunuz. İyimserliğinizi,
masumiyetinizi,
bazen de ortağınız ya da aileniz gibi daha gerçek
şeyleri..."
Bana ne olduğunu anlayamadığım bir bakış atıyor. "Ben
bu noktada devreye giriyorum. Bu sorunlar yüzünden. Ama
aynı sorunlar benim işimi yapmam gerektiği biçimde yapmamı
engelliyorlar."
Kafam karışmış olsa da anlattıkları ilgimi çekiyor. Ona
bakarken devam etmesini işaret ediyorum ve o omuz silkerek
konuşmasını sürdürüyor. Bu omuz silkmede kendi "gör,
yap, kaybet"! var ve ben benim oturduğum yerde oturan diğer
hastaların neler hissetmiş olduklarını, kimler olduklarını
merak etmeye başlıyorum. Dinlemek zorunda olduğu diğer
gizemler neler? Ofisten çıkarken hangi hikâyeleri zihninde
evine götürüyor?
Ona bakarken bu sahneyi gözümde canlandırmayı deniyorum.
Dr. Hillsıead, evinde, koltuğunda otururken. Onunla
ilgili temel bilgilere sahibim çünkü hastası olmadan önce
hakkında üstünkörü bir araştırma yapmıştım. Hiç evlenmemiş,
Pasdadena'da iki katlı, beş yatak odalı bir evde yaşıyor
Spor bir Audi kullanıyor -doktorumuz arada bir hız
yapmayı seviyor, kişiliğine dair önemli bir ipucu bu. Ama
Kim bunlar yüzeysel gerçekler. Hiçbiri evine girip arkasından
kapıyı kapattığında zihninden neler geçtiğini açıklamaya
yetmez. O mikrodalga fırında yemek pişiren türden bir
bekâr mı? Yoksa biftek pişirip iyi hazırlanmış yemek masasında
bir kadeh kırmızı şarap eşliğinde Vivaldi dinleyerek
yemeyi sevenlerden mi? Hey, belki de eve girdikten sonra
ayağına topuklu ayakkabılar geçirip kadın elbiseleri giyerek
kendi kendine dans ediyordur.
Bu düşünceler beni eğlendiriyorlar. Bugünlerde beni
neşelendiren şeylere sıkı sıkıya sarılma alışkanlığı
geliştirdim.
Yeniden bana söylediklerine konsantre olmayı deniyorum.
"Normal bir dünyada senin yaşadıklarını yaşayan biri asla
geri dönmezdi Smoky. Eğer ortalama bir işi olan sıradan
bir insan olsan silahlardan, katillerden ve ölülerden sonsuza

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
dek uzak dururdun. Oysa benim görevim sana bunlara
clönebilmen için yardım etınek. Benden beklenen bu. Hasar
görmüş zihinleri alıp onları yeniden savaşın ortasına
yollamamı isliyorlar. Fazla melodramatik oldu belki ama
söylediklerim doğrıı."
Konuşmaya devam etmeden önce öne eğilince sonuna
geldiğimizi anlıyorum. Her ne söylemeyi planladıysa artık
söyleyecek.
"Neden bıı amaçla çalışmaya razı olduğumu biliyor musun?
İnsanları, en başta onları yaralayan şeyin ortasına göndermeye
çalışmayı neden kabul ettiğimi biliyor musun?"
14 • Cody Md'adyen GÖI.GE ADAM • 18
Duruyor. "Çünkü hastalarımdan yüzden doksan dokuzunun
istediği bu."
Kafasını sallayarak yeniden burun kemerini ovalıyor.
"Gördüğüm zihnen hasar görmüş bütün kadın ve erkekler.
yeniden savaşa dönebilmek, için onları onarmamı istiyorlar.
İşin aslı sizlerin zihinlerinizin tam olarak nasıl İşlediğini
kavrayamasam da gerçekten ihtiyacınız olan şey çoğunlukla
işe dönmek oluyor. Dönmeyenlere ne olduğunu
biliyor musun? Bazen hayatları yolunda gidiyor ama çoğu
zaman alkolik oluyorlar. Bazıları da kendilerini öldürüyor."
Bu son kısmı söylerken gözlerime bakıyor ve bir anlık
paranoyayla onun zihnimi okuyabildiğini düşünüyorum. Bu
konuşmanın nereye gittiği konusunda hâlâ hiçbir fikrim
yok. Dengem bozuluyor, tedirgin leşi yorum ve başladığımızdan
çok daha rahatsız hissediyorum. Tüm bunlar rahatsız
edici. Rahatsız olmaya verdiğim tepki İrlanda usulii, anne
tarafımdan: Kızmak ve başkasını suçlamak.
Masasının sol tarafına uzanıp daha önce fark etmediğim
ince bir dosyayı alıyor, önüne yerleştirip açıyor. Göz
attığımda
şaşkınlıkla dosyanın üzerinde benim adımın yazdığını
görüyorum.
"Bu senin kişisel dosyan, Smoky. Bir süredir bende ve
birden fazla kez baştan sonra okudum." Sayfaları çevirerek
yüksek sesle özetliyor. "Smoky Barrett. 1968 doğumlu, kadın.
Kriminoloji mezunu. 1990'da FBI'a girmiş, Quantico'dan
sınıf birincisi olarak mezun olmuş. 1991'dc Virginia'daki
Siyah Melek davasına atanmış. Masa başı bir görevle."
Kafasını dosyadan kaldırıp gözlerime bakıyor. "Ama işler
böyle gitmedi değil mi?"
Neler olduğunu hatırlayarak kafamı sallıyorum. Yirmi iki
yaşındaydım ve tam bir çömezdim. Ajan olmak konusunda
hevesli, büyük bir davanın parçası olduğum için heyecanlıydım,
Bana masa başı bir görev vermiş olmaları umurumda
bile değildi. Toplantılardan birinin ardından davayla ilgili
bir detay aklıma takılmıştı. Tanık ifadelerinden biri doğru
görünmüyordu. Uykuya daldığımda dava hâlâ zihnimde dönüyordu
ve sabah 04:00'da ani bir aydınlanmayla uyandım.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
(İlerleyen yıllarda iyice alışacaktım bu tür epifanilere.)
Keşli
iliğim detayın davanın çözülmesini sağlayacak kadar
önemli olduğu ortaya çıktı. Doğru yöne pencere açmak gibiydi.
Ufak, unutulabilir bir detay yatağımın altındaki bezelye
haline gelmiş ve bir katilin yüzüne kapının kapanmasını
sağlamıştı.
O zaman buna şans diyerek kedini küçürıısedim. Asıl
saııs, davaya bakan Ajan Jones'un ender rastlanır nitelikte
patronlardan olmasıydı. Sizin başarınızı çalmayıp tam tersine
yaptıklarınızı takdir edenlerdendi. Çömez bir kadın ajan
bile olsanız hak ettiğiniz iltifatı alırdınız. Hâlâ yeni
olduğumdan
bir süre daha masa başı işlerde tutuklum ama kariyerim
hızlandırılmıştı.
Beni ABD dahilindeki aşırı şiddet içeren suçların analizini
yapan NCAVC için yetiştirdiler. FBFa bağlı olan bu bölüm
Ajan Jones'un dikkatli bakışları altında suçların en
korkunçlarıyla
ilgileniyordu.
"Üç yıl sonra NCAVC'a atanmışsın. Biraz hızlı değil mi?"
"Normalde bir ajanın NCAVC'a atanmadan önce on yıl
FBI deneyimi olması beklenir." Abartmıyorum, bu doğru.
Okumaya devam ediyor.
"Birkaç davayı daha çözdükten ve övgü dolu gelişme raporları
aldıktan sonra 1996'da NCAVC'm Los Angeles sorumluluğuna
terli ettin. Yerel ofisi etkin hale getirdin ve polis
kuvvetiyle ekibinin arasını düzelterek senden önceki yö20
• Cocly Mcfadyen GÖLGE ADAM • 21
neticinin bozduğu ilişkileri onardın. Bazıları bu göreve
atanmanın rütbenin indirilmesi olduğunu düşündüler ama
doğruyu söylemek gerekirse çok zor bir görevin altından
kalkmıştın. Asıl parlamaya başladığın yer orası oldu."
Zihnim o günleri hatırlıyor. Parlak en doğru kelime gerçeklen
de. 1996 yılı hiçbir şeyin yanlış gidemeyeceği yıldı.
1995Jin sonunda kızım olmuştu, LA ofisine atanmıştım, bu
kariyerim için önemli bir adımdı. Matt ve ben her zamankinden
de daha mutlu ve güçlüydük. Her sabah heyecan
içinde, enerji dolu uyandığım yıllardandı.
O zamanlar yatağın kenarına uzandığımda, onu yanımda,
olması gereken yerde bulabiliyordum.
Bugün ve burada olmayan her şeydi o zamanlar. Bana o
günleri hatırlattığı için Dr. Hillstead'e öfkelenmeye
başlıyorum.
Karşılaştırma yapmama neden olarak bugünü benim
için daha da boş ve acı verici hale getirmesi canımı yakıyor.
"Bir yere varacak mı bu konuşma?"
Elini kaldırıp beni susturuyor. "Biraz daha dayan. LA ofisinde
işler çok iyi gitmiyordu. Sana işleri düzeltmen koşuluyla
ne istersen yapabileceğini, dilediğin ajanları seçebileceğini
söylediler ve sen de ABD genelindeki ofisleri taradıktan

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
sonra üç ajan seçtin. O zaman bu üç kişinin sıra clışı halta
yanlış seçimler oldukları düşünülmüştü. Ama sonunda
doğruluklarını ispatladılar öyle değil mi?"
Bu, diye geçiriyorum içimden, beni küçümsemek. Öfkeli
olduğum halde sesimi çıkartmadan kafa sallıyorum.
"Aslında, senin takımın FBl'ın en iyilerinden."
"En iyisi." Kendime engel olamıyorum. Takımımla gurur
duyarım ve onlar söz konusu olduğunda alçakgönüllü
davranmaktan
hoşlanmam. Ayrıca, işin doğrusu bu. NCAVC'nin
11 MI Angeles ofisi ya da bilinen adıyla "Ölüm Merkezi" işindi
iyidir. Her zaman. Hepsi bu.
"Doğru." Parmaklarını saçlarının arasında dolaştırıyor.
' Miı yığın çözülmüş vaka. Daha fazla iltifat. Bazıları FBI'ın
hıifyiııa getirilecek ilk kadın yönetici olabileceğini bile
düşülıüyı
ular."
Bütün bunlar doğru. Neden olduğunu bilmesem de doktorun
bütün bu başarıları sayıp dökmesi beni öfkelendiriyor
İyice kızdığımın farkındayım öyle ki taşma noktasına
geldiğini bile söylenebilir ve eğer konuşmaya devam ede-
1 el< olursa sinir krizi bile geçirebilirim.
"Ama dosyandaki bir detay dikkatimi çekti. Aleş etmekteki
ustalığın. "
Kafasını kaldırıp bana baktığında yine neden olduğunu
bilmeyerek aptallaşmış hissediyorum. İçimde büyüyen bir
duygu var — korku. O konuşmasına devam ederken iskemlenin
kollarına yapışıyorum.
"Dosyana göre dünyadaki en iyi yirmi nişancıdan birisin,
hu doğru mu Smoky?"
Duygusıızlaşmış halde gözlerimi terapistimin gözlerine
dikiyorum. Öfke yok oldu.
Ben ve silahlar. Söylediği her şey doğru. Başkalarının su
içlikleri ya da bisiklete bindikleri kadar rahatça bir silah
alıp
ateş edebilirim. Tamamen içgüdüsel, her zaman öyleydi.
Aleş etmeyi becermek için dahi olmanız gerekmiyor. Hiçbir
zaman ateş etmeyi öğreteceği bir çocuğa sahip olmayı arzulayan
bir babam olmadı. Aslında babam silahlardan hiç hoşlanmaz.
Bu benim kendi kendime geliştirdiğim bir yetenek.
Sekiz yaşındaydım ve babamın Yeşil Bereliler'den biri
olarak Vietnam'da savaşmış bir arkadaşı vardı. İşte o tam bir
silah del isiydi. San Eerııando Vadisindeki tenha bir bölge22
• Cocly Mcladyen GÖLGE ADAM • 23
de uyduruk bir evde yaşardı. Aslında orası adamın ruh haline
son derece uygundu çünkü fiziksel olarak zinde görünse
de içten içe ölü olduğunu hissederdiniz. Öyle olduğu
halde bugün bile anıda bir gözlerinde beliren o parıltıyı
hatırlıyorum.
Silahlar söz konusu olduğunda aniden yirmi yaş
gençleşir ve hayat dolardı.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Adı Dave'di ve babamı San Bemardino'nun çok tekin olmayan
taraflarından birindeki bir atış müsabakasına sürüklemeyi
başarmıştı. Babam bu seyahati kısa tutabilme umuduyla
olsa gerek l)eni de yanında götürdü. D a ve, babama
birkaç el ateş ettirirken ben bir kenarda durmuş küçük bir
kız için aşırı büyük olan koruyucu kulaklıkları takmış halde
onları izliyordum. Her ikisinin de silahlan tutuşlarını ve
ateş
edişlerini izlerken büyülenmiştim. Ateş etmek beni kendine
çekiyordu.
"Deneyebilir miyim?" diye araya girdim.
"Bunun iyi bir fikir olduğunu zannetmiyorum tatlım," dedi
babam.
"Hadi ama, Rick. Onun için bir yirmi ikilik bulurum. Kızın
birkaç el ateş etmesine izin ver."
"Lütfen, baba?" Kafamı kaldırıp yüzüme olabildiğince
yalvaran bir ifade yerleştirerek babama baktım. Sekiz
yaşındayken
bile insanları nasıl ikna edeceğim konusunda fena
olmayan fikirlerim vardı. Beni süzerken zihninde düşüncelerin
birbiriyle çatıştıklarını yüzünden okuyabilirdiniz. Sonunda
omuz silkli.
"Tamam. Ama sadece birkaç atış."
Dave gidip yirmi ikiliği getirdi. Elimden biraz biiyiik olan
ufacık bir silahtı ve hep birlikle alış kulvarının yanına
gittik.
Dave silahı doldurup elime verdi: babamla beraber arkama
geçip ne yapacağımı izlemeye koyuldular.
Iİndeki hedefi görüyor musun?" diye sordu. Kafamı salhv.
ıuik onayladım. "Neresini vurmak istediğine karar ver
ıİlli «ll^iıı kadar düşünebilirsin. Tetiği yavaşça çek. Asılma
\ ı ıl.ı .ıııi hareketler yapma çünkü bunlar nişanını
bozabiliı
I lıızır mısın?"
.'¿¡iniyorum onu yanıtladım ama doğruyu söylemek gerekli
'ıi' söylediklerini ancak yarım yamalak dinleyebilmiştim.
•il.ılı elimdeydi ve içimdeki bir şeyler yerine oturmuştu
ılnjjnı bir şeyler. Orada olması gereken bir şeyler. İnsan
>ı>'İdindeki hedefe baktım ve gözüme hiç de uzak görünmedi
Yakın, ulaşılabilirdi. Silahı doğrulttum. Derin bir nefes
.ılılıııı ve tetiği çektim.
Kurşunun küçük elimdeki tabancanın ucundan çıkarken
\ .11allığı tepkime beni şaşırtmış ve heyecanlandırmıştı.
"Vay be!" dediğini duydum Dave'in. Hedefe göz attığımda
kalasının tam ortasında, tam da olmasını istediğim yerde
ulak siyah bir delik olduğunu gördüm.
"Seıı doğuştan atıcısın genç bayan," dedi bana. "Tekrar
dene."
Bir buçuk saat boyunca ateş etme denemelerini sürdürdüm.
Bu denemelerin yüzde doksanında nişan aklığım yerim
umurdum. Ve günün sonuna geldiğimizde hayatımın

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
sonuna kadar silahların benim bir parçam olacaklarını
biliyordum.
Bir de ateş etmekte çok iyi olacağımı.
Babam silahlardan hoşlanmayan biri olmasına karşın 1XÎııı
destekledi. Sanırım bu yeteneğin benim bir parçam olduğunu
kabullenmiş; istese bile beni silahlardan
uzaklaştıramayacağını
anlamıştı.
Gerçek? Korkutucu ölçüde iyiyim. Bunu kendime saklıyorum
ve atış alanları da dahil olmak üzere başkalarının izledikleri
zamanlarda gösteri yapmamayı tercih ediyorum.
24 « Cocly Mcfadyen GÖLC.K ADAM • 25
Ama yalnızken? Ben bir tür Annie Oakley'im. Bir mumu
fitilinden
vurabilir havaya fırlattığınız elmalarda delikler açabilirim.
Bir keresinde bir atış yarışmasında ateş etmek için
kullandığım elimin üzerine bir pinpon lopu koydum ve hedefin
fırlatılmasını bekledim. Hedefi fırlattıklarında bana kalan
birkaç saniyelik süreçte elimin üzerindeki pinpon topunu
havaya fırlattım, silahımı çektim hem hedefi hem pinpon
topunu vurdum ve üstelik topun parçaları yere düşmeden
onları yakalayabildim. Aptal bir numara ama aynı zamanda
etkileyici olduğunu kabul etmelisiniz.
Dr. Hillstead beni izlerken aklımdan geçen bunlardı.
"İyi ateş ettiğim doğru," diyorum.
Dosyayı kapatıyor. Ellerini önünde birleştirip bana bakı- •
yor. "Sen sıra dışı bir ajansın. Kesinlikle Büro'nun
tarihindeki
en başarılı kadın ajanlardan birisin. En kötülerini
avlıyordun.
Altı ay önce avladığın adamlardan biri, Joseph Sands
senin ve ailenin peşine düştü, kocanı gözlerinin önünde
öldürdü
sana işkence ve tecavüz etti ve kızını katletti. İşleri
onun aleyhine çevirip Sands'ı öldürebilmiş olmak ancak
insanüstü
bir başarı olarak tarif edilebilir."
Artık tamamen duyarsızlık zırhımın içine saklanmış durumdayım.
Tüm bunların nereye gittiğini bilmediğim gibi
umursamıyorum da.
"Senin karşında, iki artı ikinin her zaman dört etmediği
bir mesleğin mensubu olarak ve eşyaların her zaman yerçekimi
kurallarıyla tammlayamayacağını iddia ederek, senden
bıı karmaşaya geri dönmeni istemem gerekiyor. "
Yüzündeki ifade o kadar dürüst bir duygudaşlık yüklü ki
kafamı çevirmek zorunda kalıyorum çünkü en ufak bir duyguyu
hissetmek bile beni paramparça etmeye yetecek.
"I l/un /.unvandır bu işi yapıyorum Smoky. Ve yeterince
ıı un Miredir benim hastamsın. Bir tür önsezi geliştirdiğim
•ılylriH'hıliı ya da senin tabirinle hareketleri doğru yo-
HilHİıim.ı.-.mı öğrendiğim. Sana içgüdülerimin bana ne söylt

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
(İlklerini söyleyeceğim. Bence sen işe dönüp dönmemekle
Kendini öldürmek arasında karar vermeye çalışıyorsun."
Aniden yere inen bakışlarım doktorun bu istemsiz harelu'llen
haklı olduğu sonucunu söküp almasına neden oluyu
Duygusuzluk bir çığlık halinde parçalanırken oyuna
e Ilı ildiğimi anlıyorum. Hem de büyük bir ustalıkla oyuna
liclir'İklim. Olguların çevresinden dolaştı, üstlerini örttü,
ıleııjtrıni bozduğunu fark etmememi sağladı ve en sonunda
- tlriOrüeii darbeyi indirdi. Tam kalbe, hiç tereddüt etmeden.
Ve İşe yaradı.
"liğcr içindekileri dürüstçe ortaya dökmezsen sana yardım
edemem Smoky."
Yeniden aynı bakış, gerçekçi ve dürüst ve şu an benim
Içlıı iyi; gözleri sanki ruhumu omuzlarından tutup
olabildiğince
güçlü biçimde sarsıyor. Yaşların yanaklarımdan aşağı
•»üzüldüklerini hissediyorum. Ama öfke tam olarak çözülmeme
engel oluyor. Sorgu odalarında benim yüzlerce suçluyu
kırdığım gibi beni kırmak istediğini fark ettiğim anda
yeni duvarlar örüyorum. Boşversene sen.
Bunu yaptığımı hisseden doktor gülümsüyor.
"Tamam Smoky önemli değil. Son bir şey."
Masanın çekmecelerinden birini açıp plastik delil
torbalarından
birini çıkartıyor. Önce içinde ne olduğunu anlamıyorum
ama anladığımda titrememe ve terlememe yol açıyor.
Silahım. Yıllardır kullandığım, Joseph Sands'ı vurduğum
silah.
26 • Cody Mcfadyen
Gözlerimi ondan alamıyorum. Silahımı avucumun içi gibi
bilirim. Siyah ölümcül bir Glock. Ağırlığını, elimde tutarken
bana verdiği hissi ve hatta nasıl koktuğunu. Torbanın
içindeki silahın görüntüsü benim için heyecan verici olduğu
kadar korkutucu da.
Dr. Hillstead torbayı açıp silahı çıkartıyor. Silahı
çıkarttıktan
sonra masanın üzerine yerleştiriyor. Arlık gözleri yeniden
benim üzerimde. Ama bu sefer bakışı sert bir bakış.
Keskin. Oyalanmayı bıraktı. Onun en iyi atışı zannettiğim
şeyin sıradan bir deneme atışı olduğunu keşfetmek üzereyim.
Benim anlamadığım ama görünüşe göre onun anladığı
nedenlerle beni kıracağını varsaydığı şey bu: Kendi silahım.
"Kaç kere bu silahla ateş ettin Smoky? Bin keıe? On bin
kere?"
İyice kurumuş olan dudaklarımı ıslatıyorum. Yanıt
vermeyeceğim.
Gözlerimi Glock'tan alamıyorum.
uEğer onu şimdi alacak olursan seni yeniden aktif göreve
getirmelerini önereceğim; eğer istediğin buysa."
Yanıt verebilecek durumda değilim, gözlerimi hâlâ silahtan
ayıramıyorum. Bir parçam hâlâ Dr. Hillstead'in ofisinde

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
olduğumuzun farkında, ofisinde olduğumuzun, karşılıklı
oturduğumuzun, farkında. Ama zihnimin diğer tarafında
içinde sadece benim ve silahın yer aldığı yeni bir dünya
var. Zihnimde kalbimin atışları dışında hiçbir şey duyamadığım
garip sessizlik oluşuyor.
Kurumuş dudaklarımı ıslatıyorum yeniden. Uzan ve al şu
silahı diyorum kendi kendime. Doktorun da dediği gibi. on
binlerce kez kullandın onu. Glock senin elinin bir uzantısı;
uzanıp onu almak aynı nefes almak ya da göz kırpmak gibi
bir relleks senin için.
GÖI.GE ADAM • 27
Ml.ılı önümde duruyor ama ellerimi iskemlenin kollarındım
luildııamıyorum.
Ilodl. Al şu silahı." Sesi sertleşiyor. Kaba değil ama ıs-
111« I
İ llerimden birini iskemlenin kolundan kaldırmayı ve bul.
ılılldlğim biitiin gücü kullanarak öne uzatmayı başarı yo-
Hiııı İ lim bana karşı koyuyor ve tüm bunlar olurken zihnimin
hâlâ analitik ve sakin kalmayı başarmış olan parçası
Imiiııııt benim başıma geldiğine inanamıyor. Benim için
neıi'deyse
bir refleks olan bıı hareket ne zaman yapıp yapaı.
ı >• ım en zor iş haline geldi?
Alnımdaki ter damlalarının farkındayım. Bütün vücudum
ıllılyor ve gözlerim karmaya başladı. Nefes almakta zorluk
- eldyoı um ve panik duygusunun zihnimi ele geçirmek iizeır
olduğunu fark ederek klostrofobik olarak tarif edebileceğim
bu duygu yoğunluğundan kendimi kurtarmaya çalışıyorum.
Öne uzattığım kolum kasırga ortasında kalmış bir
ıığaç dalı gibi titriyor. Kaslarım spazm geçirmek üzere ve
lı.illa derimin altında yılanlar var gibi hissediyorum. Elim
silaha
milim milim yaklaşıyor ve tam üzerine gelinceye kadar
İslerin o ana kadar aslında o kadar da kötü olmadığını
anlıyorum.
Asıl sorun şimdi başlıyor, dimin titremesi kontrol
edemediğim kadar fazla ve hatla bütün vücudum silahın
üzerinde duran elime eşlik etme yolunda. Her tarafım ler
içinde.
İskemleden fırlayıp çığlık alıyorum. İskemle odanın diğer
tarafına uçuyor.
Illlerimi kafama vurarak çığlık almayı sürdürüyorum ve
tam lııçkıra hıçkıra ağlamaya başladığım anda anlıyorum;
doktor yapacağını yaptı. Beni kırdı. Beynimi açiı. zihnimde
dolaşan ne varsa kusmamı sağladı. Bunu bana yardım et28
• Cody Mcfadyen
inek için yapmış olması içimi rahatlatmıyor, hem de hiç.
Çünkü şıı anda hissettiğim tek şey acı. Acı, acı, acı.
Masasından uzaklaşıp sol taraftaki duvarın dibine çöküyorum.
Bunu yaparken kendi kendime konuştuğumun farkındayım
ama ne söylediğimden emin değilim. Kendi sesim

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
kulağıma korkunç geliyor, liti sesi duymak her zaman olduğu
gibi ürpertici - benzerlerini pek çok kez duyduğum
için ne olduğunu biliyorum. Hâlâ sağ olduklarını fark eden
kurbanların sesi bu. Sevdikleri her şeyin yok olmuş olduğunun
bilincine vardıklarında çıkarttıkları ses. Bunu annelerden,
kocalardan, arkadaşlardan onları cesetleri teşhis etmeleri
için morga götürdüğümde ya da benim dudaklarımdan
ölüm haberini aldıklarında defalarca duydum.
Kendimi utanmış hissetmem gerekirdi ama zihnimde
utanç için yer yok. Acı her yeri kaplıyor.
Dr. Ilillstead bana doğru ilerliyor. Elimi tutmayacak ya
da bana dokunmayacak -terapistler temastan kaçınmayı
tercih ederler. Ama varlığını yakınımda hissediyorum. Ona
olan öfkem belki de beni bu acı dalgasından kurtarabilecek
tek şey.
"Konuş benimle Smoky neler oluyor?"
Sesi, soruya öylesine içten bir hava katıyor ki içimde
yepyeni bir acı dalgası oluşuyor. Tamamen yıkılmış olarak
hıçkırıklar arasında konuşmayı başanyorum.
"Bu şekilde yaşayamam, bu şekilde yaşayamam, bu şekilde
yaşayamam Matt'siz. Alexa'sız, sevgisiz, hepsi gitmişken
ve—"
Dudaklarım 'O* şeklinde kasılıp kalıyor. Kafamı kaldırıp
tavana baktıktan hemen sonra bir elimle saçlarımı yakalayıp
kendimden geçmeden hemen önce kökleriyle beraber bir
tutam kopartıyorum. Delilik mi? Adını siz koyun.
3
Bir şeytanın bu kadar yumuşak bir sesle konuşması
garip görünebilir. Neredeyse beş metre uzunluğunda,
kırmızı gözleri ve ağlayan ağızlarla kaplı bir ka-
I i n var. Derisi yakılmış eşyaların dönüştükleri türden" bir
si-
\ .«lı Ama sesi yumuşak, konuştuğunda Güneyli aksanıyla
Konuşuyor.
"Kıllıları yemeyi severim," diyor baştan çıkarıcı bir sesle.
Kaderlerinde cennete gitmek olanları yemenin üzerine
yoktur."
Çıplak halde ince olmalarına karşın kırılmaları imkânsız
gümüş zincirlerle yatağıma bağlanmışım. Kendimi, kendisini
yanlışlıkla H. P. Lovecraft hikâyelerinden birinin içinin
bulan uyuyan giizel gibi hissediyorum. Dudaklarımda kahı.
ıınaıım yumuşak öpücüğü ile değil alevlerle uyanmışım.
Sesim yok, gırtlağıma ipek bir eşarp tıkılmış.
Seylan yatağın kenarında durmuş konuşurken bana bakıyor.
Sahipleniri bir görüntüsü var ve bana olan bakışlarından
yakaladığı geyiği ödül olarak gören avcılarıııkine benzer
bir gururla beni sahiplendiğini anlıyorum.
30 • Gcxly Mcfadyen
Elinde tuttuğu asker bıçağını sallıyor. Koca hantal
ellerindeki
bıçak küçücük görünüyor gözüme.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Ama ben Rıhlarımı iyi pişmiş ve baharatlı severim! Seninkinde
bir şeyler eksik... Belki bir tutam dehşet verici acı?"
Gözleri iladesizleşiyor ve açık ağzının kenarından akan
siyah tükürük çenesini aşıp göğsüne damlıyor. Şeytanın bunun
kesinlikle farkında olmaması korku verici. Derken sivri
dişlerini göstererek gülümsüyor ve pençelerinden birini
oyunbaz bir edayla bana doğru sallıyor.
"Yanımda başka biri daha var sevgilim. Benim tatlı
Smoky'm."
Kenara çekilip prensimi görmemi sağlıyor. Derin uykudan
onun öpücükleriyle uyanmam gerekirdi. Matt'im. On
yedi yaşımdan beri tanıdığım adam. Bir insan bir diğerini ne
kadar iyi tanıyabilirce o kadar iyi tanıdığım; ne kadar
sevebilirce
o kadar sevdiğim adam. Çıplak ve bir iskemleye bağlanmış.
Uzun zorlu bir dayak yediği belli. Acı verici ama bilinçli
olarak öldürmeyen bir dayak. Bu tür dayaklar insana
sonsuz gelirler. Umudu öldürür vücudu hayatta tutarlar.
Gözlerinden biri patlamış, burnu kırılmış ve dudakları
açıldığında
gördüğüm kadarıyla dişlerinden bir kısmı dökülmüş.
Çenesinin çatlamış olduğunu talimin ediyorum. Sands,
Matt'in üzerinde bıçağını kullanmış. Sevdiğim ve öptüğüm
ve taptığım yüzünün her yanında ufak ama derin kesikler
var. Göğsüne doğru kesikler büyüyor. Ve kan. Her yer kan
içinde. Matt nefes alıp verdikçe ağzından ve burnundan kan
damlıyor. Şeytan kanla işaretleyerek Matt'in karnı üzerinde
lik-tak-to oynamış. X lerin arasında yan yana duran üç O
işaretinden 'O ların kazandığını anlıyorum.
Matt, sağlam olan gözünü hana doğrultuyor. Umutsuzluğu
her halinden öyle belli ki korku içerinde litrivorıım. k-
GÖI.GE ADAM • 31
jkiiılııİMİmden kaynaklanan bir titreme bu, ruhumun derinı.
ı I. ılın I« İK I şeyin daha da kötüye gideceğinin farkındayım
I lOııyamızı yok edebilecek kadar güçlü bir kasırganın
MII ı ıiııd.ı tıkılıp kaldık. Öylesine güçlü bir öfkeyle
doluyum
I ı I ı I M IM 'İrinin kaybetmek üzereyim. Bilinçli kalmak
için çakı
kın ıyorum ama çok yorucu. Dehşet verici bir deliliğin
ı lii'imI' yeraltı mağarasının zifiri karanlığında çıkış yolu
luılıiMİvian acizim. Ruhun çöküşü.
Mlı hayvan gibi gerinmeye çalışıyorum. Çığlık almak geı
lyoı İçlinden, gırtlağınızı kanatacak, kulak zarlarınızı
patlaiı.
ık ııinlen bir çığlık. Zincirlerimi o kadar güçlü çekiyo-
M I M I ki gümüş, bileklerimi kesiyor. İstediğim tek bir şey
var:
iıiı İllerden sıyrılıp şeytanı çıplak ellerimle öldürmek.
< inini sadece ölmesini istemiyorum - onun tamamen
yok olmasını isliyorum. Tanınamayacak hale gelene kadar

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
parçalamak, onu şeytan yapan atomları birbirinden ayırmak
M1 loza dönüştürmek istiyorum.
Aıııa zincirler çok güçlü. Kırılmıyorlar. Gevşemiyorlar bili
Şeytan biitün bu çabalarımı eğlenerek izliyor; bir eli
M.ıli ın kafasında ne zaman pes edeceğimi görmek için l>eklly<
>r.
(>ıuın kahkahaları ve canavar kafasını salkımaları yüzünü
çevreleyen onlarca ağzın protesto çığlıkları atmalarına
neden oluyor. Yeniden konuştuğunda sesi öncekinden
laikli.
İşte böyle! Pişir ve bekle, fırına ver ve soğut." Göz kırpış.
"Kahraman bir ruha tat kazandırmak için üzerine biraz
umutsuzluk eklemek gibisi yoktur..." Bir duraksamanın ardından
sesi sapıkça bir pişmanlıkla doluyor: "Tüm bunlar
için kendini suçlama Smoky. Kahramanlar da bazen kaybeder."
32 ° Cody Mdadycn
Yeniden Matt'e baktığımda yüzündeki ifade ölmeyi istememe
neden kadar olacak korkunç ama tek gözündeki bakışla
korku, acı ya da dehşet yok. Aksine sevgi dolu. Tek
bir an için dahi olsa şeytanı bıı yatak odasından ibaret olan
dünyamızdan itmeyi başardı ve geriye sadece ikimiz kaldık.
Uzıın bir evliliğin size getirilerinden biri de tek bir
bakışla
iletişim kurabilme yeteneğidir. O tek.bakış sayfalar dolusu
sözcüğün anlatamayacağını anlatır. Kendi ruhunuzu
partnerinizin ruhuyla birleştirirken -eğer birleştirmeyi
isterseniz
- geliştirdiğiniz bir yetenektir. Matt bana o bakışlardan
birini atıp o tek güzel gözüyle iiç şey söylüyordu: Üzgünüm,
seni seviyorum ve... elveda.
Dünyanın sonunun gelişini izlemek gibiydi. Ortalığı
ateşler kaplamamıştı ama gittikçe büyüyen gölgelerin soğukluğu
üzerimize düşmüştü. Karanlık sonsuza kadar devam
edecekti.
Olanları şeytan da hissetmiş görünüyor. Bir kahkaha attıktan
sonra kuyruğunu ve pençelerini sallayarak garip bir
zafer dansı yapmaya koyuluyor.
"Alili - amore. Aşk ne kadar tatlı. Benim için Smoky'ye
senin ölümünü izlettirmek dondurmamın tepesindeki kiniz
olacak. Ölümüne sevmek dedikleri bu olsa gerek."
Odanın kapısı açılıp kapanıyor. İçeri giren kimseyi görmüyorum
ama görüş alanımın dışında bir noktada ufak tefek
karanlık bir figür var anık. Onunla ilgili bir şeyler içimin
umutsuzlukla dolmasına neden oluyorlar.
Matt gözîinii kapattığında yeniden dehşete kapılıp
gözyaşlarına
boğuluyorum.
Bıçak saplanıyor. Matt'iıı çığlıkları. Darbe sesleri. Kan.
Avazım çıktığı kadar bağınyorum ama beyaz allı prensim
ölüyor. Beyaz atlı prensim ölüyor...
CJÖl.GK ADAM • 33

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
ı mlıl alarak uyanıyorum.
I iı l lılKirad'in ofisindeki kolluğa uzanmışını. Yanımda diz
. M| mil», ve kelimelerle beni yatıştırmaya çalışıyor.
Kesinlik-
|ı I• ııı.ı d<>kıınmııyor.
'..ikin ol Smoky. Hepsi geçti. Sadece bir rüyaydı.
Buraılıi'ıiıı,
güvendesin."
Uluyorum ve ter içerisindeyim. Gözyaşlarını yüzümde
luimmuş.
"Ivı inisin?" diye soruyor. "Geri geldin mi?"
Yıl/üne bakamıyorum. Koltukta doğruluyorum.
Hana bunu neden yaptın?" diye fısıldıyorum oııa. Deli
ılı»Idoıumurt önünde bundan sonra güçlüymüşüm gibi dav-
. Ilınmayacağım. Beni parçaladı ve hâlâ çarpan kalbimi çilelim
lı- tutuyor.
Bana hemen yanıt vermek yerine ayağa kalkıp bir iskemle
çektikten sonra koltuğun yakınlarında bir yere getiıİp
oturuyor. Hâlâ onun yüzüne bakamasam da bana baktığını
hissediyorum. Kanatlarını çırpıp içeri girmeye çalışırken
sürekli cama çarpan kuş gibiyim. Israrcı.
Bunu yaptım çünkü yapmak zorundaydım." Bir an ses-
•az kalıyor. "Smoky neredeyse on yıldır FBI ve polis
kuvvetlerinden
insanlarla çalışıyorum. Sizler çok güçlü malzemeıleıı
yapılmış insanlarsınız. Bu ofiste insanoğlunun en iyi
niteliklerine
şahit oldum. Kendini adama, cesaret, onur, görev
bilinci. I'lbettç kötülük ve yozlaşma da gördüğüm oklu ama
onlar istisnaydılar. Çoğunlukla güce şahit oldum. İnanılmaz
güce. Karakter gücii, ruhun gücii..." durup iç çekiyor.
"Benini
mesleğimde ruhla ilgili tartışmalara girmememiz gerekir.
Dahası ruha inanmamamız gerekir. İyi ve kötii? Bunlar
3-1 • Cocly Mcfadyen GÖl.GK ADAM « 35
kavramdırlar, tanımlama değil." Acıklı bir ifadeyle bana
bakıyor.
"Ama aslında sadece kavram değiller, öyle değil mi?"
Ellerime bakmayı sürdürüyorum.
"Sen ve senin gibiler gücünüzü hunharca ve dikkatsizce
kullanıyorsunuz. Bu yüzden de en büyük korkunuz bu gücün
tükenmesi. Aynı Samson ve saçı gibi. Eğer kırılır ve bana
içinizi açarsanız gücünüzün kaynağını kaybedeceğinizi
ve asla geri alamayacağınızı zannediyorsunuz." Yeniden
sessiz ve bu seferki uzun bir sessizlik. Zihnim boş ve
umutsuzum.
Sonra kaldığı yerden sürdürüyor konuşmasını.
"Uzun zamandır bu işi yapıyorum Smoky ve sen tanıştığım
en güçlü insanlardan birisin. Rahatlıkla söyleyebilirim ki
geçmişte tedavi ettiğim insanlardan hiçbiri senin
yaşadıklarını

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
atlatmayı başaramazdı. Hem de hiçbiri."
Kafamı kaldırıp ona bakmayı başarıyorum çünkü benimle
dalga geçip geçmediğinden emin değilim. Güçlü mü?
Güçlü hissetmiyorum, zayıf hissediyorum. Ona baktığımda
gözlerini benden kaçırmıyor. Yüzündeki ifade benim için
tanıdık. Kan içindeki olay mahallerine böyle bakardım.
Parçalara
ayrılmış cesetlere. Bakar ve gözlerimi o vahşetin üzerinden
kaçırmazdım. Dr. Hillstead'in bana aynı şekilde baktığını
gördüğümde onun yeteneğinin bu olduğunu ani iyonun:
İnsan ruhunun parçalanmışlığına gözlerini kaçırmadan
bakabilmek. Ben onun olay mahalliyim ve asla iğrenip kafasını
çevirmeyecek.
"Ama dayanamayacak hale geldiğinin de farkındayım
Smoky. İki seçeneğim olduğu anlamına geliyor bu: Parçalanıp
ölmeni izleyebilir ya da seni bana açılıp yardım etmeme
izin vermeye zorlayabilirim. Ben ikincisini seçiyorum."
Söylediklerinin gerçek olduğunu bana karşı dürüst davrandığını
biliyorum. Yüzlerce yalan söyleyen suçluyla ıığ-
#tliıl İl 11 I lykuında bile yalanı tespit edebilirim. Doğruyu
söylllyni
\ ınlıııı eline isteği konusunda içlen.
Allık lop senin sahanda. Ayağa kalkıp çekip gidebilirsin
ı ı t lıi bu noktadan devam ederiz." Yeniden gülümsüyor
•MIM gülümsemesi yorgun. "Sana yardım edebilirim Smoky,
m ı gerçekten yardım edebilirim ama yaşadıklarını hiç
yanMiıiMimv
kılaıııam. Hayalın boyunca acı çekmeyeceğine
il* .m/ veremem ama bana izin verirsen sana yardım edebilirlin
"
I )ı »Klorun yüzüne bakarken duyguların içimde birbirlerini
rııiliklerini algılayabiliyorum. O haklı. Ben dişi bir Samı
m uin, o erkek bir Delila; tek fark bana saçımı kesmesinin
ı ıııııııı yakmayacağını söylüyor olması. Benden ona daha
hin e kendimden başka hiç kimseye güvenmediğim biçimli.'
güvenmemi istiyor.
'Ve,,?' dive sorduğunu duyuyorum içimdeki sesin. Karşılık
olarak gözlerimi kapatıyorum. Evei, Matt.
"Tamam Dr. Hillstead, deneyeceğim."
Ikınıı söyler söylemez doğru olanı yaptığımı anlıyorum
(.ıluku ıiıremcnı kesiliyor.
Acaba benimle ilgili söylediklerinde haklı mıydı; güçlü
ıılduğıım konusunda...
Yaşamaya devam edecek gücüm var mı?
Willshire'daki Los Angeles FBI ofislerinin önünde
dururken kafamı kaldırıp binaya baktığım zaman
içimde uyanmasını beklediğim duyguların
hiçbiri yerlerinde yoklar.
Hem de hiçbiri.
Şu anda ait olduğum yer burası değil; hatta binanın bile
beni yargıladığını hissediyorum. Cam ve çelik karışımı

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
yüzüyle bana tepeden bakıyor. Demek siviller böyle
görüyorlar...
Onlara baskı yapan ve hatta biraz aç bir şey gibi.
Camdan giriş kapısındaki yansımamı süzdükten sonra içeri
giriyorum. Takım elbise giyecektim ama başarılı olmam
adına verilen bir garanti gibi duracaktı. Su an için böyle
iddialarım yok. Kararsızlığımın göstergesi olarak kol
pantolon.
gömlek, düz tabanlı ayakkabılar ve hafif bir makyajda
karar kıldım. .Şimdi hepsi çok uygunsuz geliyor ve kaçmak
istiyorum. Kaçmak, kaçmak, kaçmak... Duygular dalgalar
halinde bana çarpıyorlar. Korku, tedirginlik. öfke.
ııınut.
GÖLGE ADAM • 37
I »ı I llllstead terapi seansını tek bir komutla bitirdi:
Gidip
iıitvimını gör.
Itu senin için sadece bir iş değildi Smoky, bir hayat tardıydı
Seni sen yapan şeylerden biriydi. Katılmıyor musun?"
Kvet, Haklısın."
çalıştığın insanlardan bazıları arkadaşın değil mi?"
• Jıııuz silkiyorum. "İkisi en yakın arkadaşlarım. Benimle
11 •ııuvıııayı denediler ama..."
İlli kaşını kaldırıp bana baktığı zaman yanıtın ne olduğunu
bildiğini anlıyorum.
Ama hastaneden çıktığından beri onları görmemeyi terı
ılı eltin."
I la.-.ianede bir mumya misali bandajlara sarılıyken beni
/ly nete gelmişlerdi. Ama ben o sırada hayatta olmamayı
dilemekle
ve nasıl olup da hayatta kaldığımı sorgulamakla
ıııe-.guldüm. Yanımda kalmak istedilerse de onlara gitmelerini
söyledim. Telefon açtıklarında karşılarına telesekreterim
t.ıkiı ve hiçbirini geri aramadım.
"Maşlarda kimseyi görmek istemiyorum. Ve sonra..." ne
si Eyleyeceğimi bilmiyorum.
Sonra ne?" diye ısrar ediyor.
Omuz silkıikten sonra elimle yüzümü işaret ediyorum.
Beni bu şekilde görmelerini istemedim. Yüzlerinde acıma
ıladesi görecek olursam dayanabileceğimi düşünmüyorum.
Buna katlanamam."
Biraz daha konuşuyoruz ve silahımı yeniden elime alabilmem
yolunda atmam gereken ilk adımın gidip arkadaşlarımla
konuşmak olduğunu söylüyor.
İşle buradayım.
Dişlerimi sıkıp içimdeki İrlanda inatçılığına tutunmaya
çalışarak kapıdan giriyorum.
3B • Cody Mcfadyen GÖI.GH ADAM - 39
Kapılar sessizce arkamdan kapandıklarında bir an için
kendimi mermer zemin ve yüksek lavan arasında hapsolmuş.
açık arazide yakalanmış tavşan gibi açığa çıkmış hissediyorum.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Sırada güvenliğin metal detektörleri var. Aralarından
geçip kimliğimi gösteriyorum ama görev başındaki
nöbetçi yüzümdeki yara izlerini gördüğünde beri zaten
alarm vaziyette bekliyor.
"Gidip Ölüm Merkezi'ndeki çocuklarla ve şefle görüşeceğim,"
diye açıklıyorum ona nedense bir şeyler söylemem
gerektiği hissine kapıldığımdan.
Bana umrunda olmadığımı belli etmek istercesine nazik
bir gülümsemeyle bakıyor. Kendi kendime küfrederek lobideki
asansörlere ilerlerken kendimi daha da aptal hissediyorum.
Sonunda hiç tanımadığım birisiyle asansörü paylaşmak
zorunda kalıyorum ki saklamaya çalışsa da beceremediği
bakışlarını yüzümdeki yara izlerinde dolaştırdığından kendimi
daha da rahatsız hissetmeme neden oluyor. Bunu görmezden
gelmek için elimden geleni yapıyorum ve ineceğim
kata geldiğimizde kalbim deli gibi çarparak kendimi hızla
asansörden dışarı atıyorum.
"Kendini topla Barret." diye azarlıyorum kendimi. "Nötre
Dame'ın kamburu gibi görünürken insanların nasıl
davranmalarını
bekliyorsun ki? Saçmalamayı kes."
Kendi kendime konuşmak çoğu zaman işime yarar ve
bıı da bir istisna değil. Daha iyi hissederek koridordan
ilerleyip
bir zamanlar benim ofisim olan odanın kapısının
önünde duruyorum. Yeni kazandığım güven duygusu yok
olup. korku eski tahtına kuruluyor. Bu kapıdan sayamayacağım
kadar çok kez içeri girdim. Silahımı çektiğimden çok
• I ılm I ı/la kez. Şimdi yaşadığım duygu da terapistin masa-
.,ııiıla duıan silaha uzanırken yaşadığım korkunun bir ben-
<ı ıi, biı derece düşüğü.
Hııaklığım hayal bu kapının ardında. O hayata ait olan
in mi.ıı da. Beni yeniden kabul edecekler mi? Yoksa canav
ıı maskesinin arkasında saklanan parçalanmış bir zavallı
IMI görecekler? Belki de nazikçe çekip gitmemi isterler.
Arlanın
döndüğümde beni yakan acıma dolu bakışları iizerimı|
n hissedecek miyim?
Ilıı sahneyi yüzlerce versiyonuyla zihnimde canlandırılıııı
I'anik içerisindeyim. Geldiğim yola tedirgin bir bakış
ılıyorum. Asansörün kapısı hâlâ açık. Tek yapmam gereken
«i i|»tıklayıp kaçmak. Kaçmak ve kaçmayı sürdürmek. Hiç
.luımadan. Kaç. kaç, kaç, kaç... Buradan uzaklaşmak, bir
I nikel Maılboro almak, eve gitmek ve karanlıkta oturup sigara
içmek.
Nedensizce ağlamak, yara izlerime bakmak ve yabancıların
nezaketi üzerine düşünmek. Tüm bunları düşünürken
I içindeyim. Sigara içmek isliyorum. Yalnızlığımın ve acımın
güvenliğini istiyorum. Çıldırmaya devam edebilmek
Içlıı yalnız bırakılmak istiyorum...
... ve o anda Malt'i duyuyorum.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
C İÜ liiyor.
İler zaman sevdiğim aydınlık soğuk rüzgârları andıran
yumuşak kahkahası bu. Benimle dalga geçiyor. Yapmayı en
sevdiği şeylerden biri de buydu, küçük dCışürmeksizin dalga
geçmek.
"Çok yorgunum." diye mırıldanıyorum.
Sesimin inandırıcı çıkması için çaba harcasam da titreyen
çenem ve terlemiş avuç içlerim bunu imkânsız kılıyor.
ÎO - Coc.lv Mcfcdyen
Gülümsemesini hissedebiliyorum; nazik ve kendini beğeni
miş ve aslında orada olmayan gülümsemesini.
Kahretsin.
"Tamam tamam..." diye mırıldanıyorum hayalete kapı '
kolunu çevirirken.
Onu zihnimden uzaklaştırıp kapıyı açıyorurp.
Bıı süre içeri girmeden öylece duruyorum. Korkum
sal" ve açık; ayrıca midem bulanıyor. 'Büyük kötü
olay' gerçekleştiğinden beri hayatımla ilgili nefret
- iti)-,lın her şeyin kalbi burası. Sürekli belirsizlik. Oysa
kendimle
İlgili en sevdiğim özelliklerden biri de kararlılığımdı.
Menlin için her zaman basitti: Karar ver ve yap. Artık: iiğer
ıs/e/ c(>cr. bayır evet bayır belki, git gel belki, eğer
eğer... Ve
hepsinden önemlisi korkuyorum...
Gerçeklen çok korkuyorum. Hiç sona ermeyecckmiş gil-
l Korku içinde uyanıyorum, korku içinde ortalıkta dolaşıyorum,
.korku içinde uykuya dalıyorum. Ben bir kurbanım.
Ihından nefret etsem de kaçamıyorum ve kaçınılmaz olarak
eski günlerde hiçbir çaba hareamaksızın sahip olduğum
kesinliği
ve kırılmazlığı özlüyorum.
Ne kadar iyileşirsem iyileşeyim o kesinliğin asla geri
gelmeyeceğinin
bilincindeyim. Asla.
"Kendini lopla Baırel," diyorum yeniden.
Yapmayı alışkanlık haline getirdiğim ikinci bir sev de
merak etmek. Harekete geçmeksizin geçersem neler olacağını
merak ediyorum.
12 • Cndv Mcfadyen
"Öyleyse değiş." diye mırıldanıyorum kendi kendime.
Alili evet - bir de yeni geliştirdiğim yüksek sesle kendi
kendime konuşma alışkanlığı var.
"Sen iyice kalayı üşüttün Barrel," diye yanıtlıyorum kendimi.
Derin bir nefes alıp içeri giriyorum.
Büyük bir ofis değil. Sadece dördümüz, masalar ve
bilgisayarlar,
ufak konferans odası, telefonlar. Ölülerin fotoğraflarıyla
kaplı bir beyaz tahta var. İçerisi akı ay önce burada
olduğumdan farklı görünmese de kendimi ayda yü iti yormuş
gibi hissetmeme engel değil.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Derken onları görüyorum. Callie ve Alan birbirleriyle konuşup
beyaz tahtalardan birini işaret ediyorlar. James her
zamanki yerinde bütün soğukluğuyla önündeki masanın
üzerinde açık duran dosyaya odaklanmış. Arkasını dönüp
beni ilk gören Alan oluyor. Beni görünce şaşkınlıktan gözleri
büyüyor ve ben bu bakışı acıma dolu bir bakışa tercih
ettiğimden kendimi iyi hissediyorum.
Yüksek sesle bir kahkaha atıyor.
"Smoky!"
Sesi neşeyle dolu ve o anda anlıyorum.
Artık kurtuldum.
ı
u K: ahretsin tatlım bundan sonra Cadılar Bayramı
için kostüm alman gerekmeyecek." Bu konu-
.şan Callie. Cümleyi söylerken ses tonundaki
ıl.ıy< ılıktan ne düşündüğünü rahatça anlayabiliyorsunuz.
Ilıı şekilde hemen konuya girmiş olması içimi rahatlatıyor,
ligeı başka bir şey söyleseydi büyük ihtimalle gözyaşlarına
İM »ğulurdum.
Callie uzun boylu, zayıf, güzel bacaklı bir kızıl. Süper
modellere benziyor. Yolda yürürken kafanızı çevirip
baktırınız,
filmlerde karşınıza çıkan o çekici insanlardan biri; çok
ıszıın süre ona bakmak güneşe bakmaya benziyor. Otuzlarının
sonlarında, kriminoloji ve adli tıp alanlarında yüksek
lisans yapmış zeki ve sosyal biri. Çoğu insan onu korkutucu
bulur. İyi tanımadığınız zaman Callie'nin aldırışsız halta
/alim olduğu intihasına kapılmak kolay. Oysa gerçekte sevgi
dolu biridir, en azından bizlere karşı. Sadık, oturmuş bir
karakteri olan ve düşüncelerini söylemekten asla kaçınmayan
etkileyici bir kadındır Callie. Biraz kaba olsa da her zaman
dürüsttür; gözlemlerinde açıksözlü davranır ve politik
4 4 • Cocly Mcfadyeıı (¡ÖI.GK ADAM • 45
oyunlar oynamaktan hoşlanmaz. Aslında hiçbir sosyal]
oyundan hoşlanmaz. Ayrıca arkadaşım dediği herkes için
kendini kurşunun önüne atar.
Calli'nin en hayranlık uyandıran özelliklerinden biri de
sadeliğidir. Ne görüyorsanız odur. Durumlara uygun maskeler
kullanmaz; kendini beğenmişliğe inanmaz ve kendini
beğenmişlere karşı sabrı yoktur. Büyük ihtimalle bu onu iyi i
tanımayan insanların kafasını karıştıran özelliklerinden. '
Kğer sizinle dalga geçmesinden hoşlanmıyorsanız bile bunu
ona söylemeniz bir anlam ifade etmez. Sizin ne hissettiğini- !
zi göz önünde bulundurarak kendini değiştirmeyecektir.
Zaten kendisiyle alay etmekten anlamayan insanlardan da
hoşlanmaz; hep şöyle söyler: '"Hğer kendinle dalga
geçemiyorsan
benim işime yaramazsın."
Joseplı Sands olayının ardından beni bulan Callie'ydi.
Çırılçıplaktım,
kanıyordum, çığlık çığlığaydım ve kendi kusmuğumla

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
kaplanmıştım. Evime girdiğinde her zamanki gibi
öldürmek üzere hazırlanmıştı ama beni görür görmez kollarına
alıp ambulans gelene kadar bana sarılarak yanımda
beklemekte tereddüt etmedi. Kendimden geçmeden önce
son hatırladığım şeylerden biri de onun kan içinde kalan
giysileri.
"Callie..."
Bu onaylamayan tavır, genelde sessiz ve ciddi olan
Alandan geliyor. O. ¡riyan korkutucu görünüşlü bir zenci.
İriyan demek de yeterli değil aslında devasa demek daha
doğru olur. Onun görünüşü birden fazla şüphelinin sorgulama
odasında altlarını ıslatmalarına neden olmuştur. Burada
ironi, elbette. Alan ın tanıdığım en nazik, en sevecen insan
olmasında yatıyor. İler zaman hayranlık duyduğum
sonsuz görünen bir sabrı w- ilham verici bir çalışma biçimi
|Vtiı I »• İllinin üzerinden tekrar tekrar geçmekten asla
yorulun
w İM ı parçayı en ufak detayına kadar inceler. Bir kanlın
i- tindeyken hiçbir şey onun canını sıkamaz. Detaylaıı
v ıl al uııaklaki ustalığı sayesinde pek çok davayı çözdük.
Um ıiı.ııııızda en yaşlısı, kırklı yaşların ortalarında ve
FBPa
leillltıı.nlan önce on yıl boyunca I.os Angeles Cinayet Masaı
inli dedektif olarak görev almış.
I Jetken başka bir ses düşüncelerimi bölüyor. "Senin buı
ıd.ı ne i'«in var?"
I i',« ı hoşnutsuzluk bir müzik enstrümanı olsaydı bu
•ıdaııı bıı orkestra olurdu. Bana hitap ediş, cümleyi söyleyiş
Iı lukça kaba; içinde Callie'nin cümlesinde olan içtenlik
\« >k Bu soru James'ten geliyor. Biz onu Ornen filminde
ıi'VItmın oğlunun adı olan Damien ismiyle çağırıyoruz.
ı ı .'IlıkU* arkasından konuşurken. Aramızda en gencimiz o,
iııhleı e yirmi sekiz yaşında ve tanıyıp tanıyabileceğiniz se-
\'||nıes| en zor insan. Sizi zorluyor, uçurumun kenarına gelı
iır kadar itiyor ve son darbeyi indirmekten de kaçınmıyın
l lğer birini kızdırmayı çok istesem James'i onun üzerine
salardım.
Ne yazık ki James bir dahi. Liseden on beş yaşında mezun
olmuş, sınavlarda harika notlar almış ve ülkedeki bti-
Hlıı üniversitelere kabul edildiği halde kriminoloji okumayı
leu ılı edip dört yılda üniversiteyi ve yüksek lisansı
tamamlıiıııış.
Doktorasını bitirdikten hemen sonraysa en baştan
beri yapmak istediğini yapıp FBl'a girmiş.
başıma bunlar gelmeden önce onun hikâyesinin aramızdaki
en etkileyici hikaye olduğunu düşünürdüm. James on
ıkı yaşındayken genç kadınlara işkence etmekten hoşlanan
bir seri katil ablasını öldürmüş. Kızı gömdükleri gi'ın James
büyüdüğünde FBl'a katılmaya karar vermiş.
•i6 • Gody Mcfadycn GÖLGli ADAM • 47
Aramızda en içine kapanık olan o. Çoğu zaman hayatta;

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
tek bir şey için yaşadığını düşünüyorum: Katilleri yakalamak.
Asla espri yapmaz, asla gülümsemez, asla üzerinde
çalıştığımız dava dışında bir şeyle ilgilenmez. Nelerden
hoşlandığı,
nelerden hoşlanmadığı ya da tutkularının neler olduğunu
anlamamıza yol açacak hiçbir ipucunu bizimle paylaşmaz.
Ne tür müzikten hoşlandığını, ne tür filmleri izlemeyi
sevdiğini hatta film izlemeyi sevip sevmediğini bile
bilmiyorum.
Onu işe yarar ve etkili bir araç olarak görmek aşırı kolay
olurdu ama hayır, Jamcs'te yanlış zamanlarda keskin tarafını
gösteren bir düşmanlık var. Düşüncesizliğinin büro içinde
bir efsane haline geldiğini söyleyebilirim. Başkalarının
rahatsız olmalarının onu mutlu ettiğini iddia edemem ama
kimsenin ne düşündüğünü ya da hissettiğini hiç umursamadığını
söyleyebilirim. Bence James ablasını öldüren adam
gibi canavarların varolduğu bu dünyaya sonsuza kadar kızgın
kalacak. Yine de kabalıkları için onu affetmek kolay değil,
bahanesi ne olursa olsun bazen çok can sıkıcı.
Ne var ki James'in hepimizinkinden önemli ve hatta işimiz
için vazgeçilmez bir yeteneği daha var. Kimi zaman benim
de becerebildiğim bir şey olsa da, bu konuda asla onun
kadar ivi olmadım. James katillerin zihnine girebiliyor.
Karanlık
yerlere dalıp gölgeleri tarayarak kötülüğü anlayabiliyor.
Bunu ben de yapabiliyorum. Davalara kendilerini bizim
kadar kaptıran ve hayatlarını katilleri kovalayarak geçiren
insanlar için bu alışılmadık bir özellik değildir. Peşine
düştüğümüz insanlarla zihnen iyice yakınlaştığımız bu
süreçlerde
insan ruhunun karanlığım kavramak kaçınılmaz
olur. Ama hiçbirimizin bu işi onun kadar iyi becerdiğini iddia
edemem. Bir dava üzerinde olmadığımız zamaıılardayiftıl
Jilliır'» İn yanında olmak ancak çırılçıplak Alaska'da olim
ıl luıdıir eğlencelidir.
•«i ni gördüğüme sevindim," diye yanıtlıyorum,
lıiı pislik gibi davranma," diye çıkışıyor Alan, James'e.
hım ellerini göğsünde kavuşturup soğuk korkusuz bilini
11 lııl.ılıyor. Bu James'in kendimi hayranlık duymak zoıııım11
lir. .elliğim özelliklerinden biri: 1.60 boyunda ufak teli
1« İmi olsa da onu korkutmak neredeyse imkânsız. Hiçbir
• , lıu kimse onu tedirgin etmiyormuş gibi görünüyor.
".Sadece soru sordum," diye karşılık veriyor Akın'a.
kahveni içip çeneni kapatmaya ne dersin?"
Sakinleştirmek için elimi Alan'ın omzuna koyuyorum,
ı ")nemli değil."
hu süre için birbirlerine öfkeli bakışlar atmayı sürdi'ırü-
\ mi.ıı Pes eden Alan oluyor. James bakışlarıyla burada ne
I <lıı var sorusunu tekrarladıktan sonra içeri girdiğimde
okuvı
u olduğu dosyaya geri dönüyor.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Dzgüniim/' diyor Alan beni teselli etmek istercesine,
ı iülümsüyoıunı. Alan'a. James'in İni Daıııien tavırlarının
aı .m lam da ihtiyacım olan şey olduğunu nasıl anlatabilirim?
< )nun bu tavırları "her şeyin eskisi gibi olduğu' hissi
veriyorlar.
James'in hâlâ sinirime dokunuyor olması benim
İçin rahatlatıcı.
Konuyu değiştirmeye karar veriyorum. "Yeni neler var?"
(>l!si boydan boya yürüyüp masaların üzerlerine ve beyaz
tahtaya göz atıyoruz. Burada olmadığım süre boyunca
İşleri Callie yürüttü - yürütecek ve bana yanıt veren de ilk
o oluyor.
"Son zamanlar isler sakin tatlım." Callie insanları tatlım
diye çağırmayı sever. Dedikodular doğruysa kavga ederlerken
bir keresinde şefe bili- tatlım diye hitap etmiş. Bu aldıI
s • Cody Mcfadycn C.OKii: ADAM • İV
rışsızlığı bürodaki çoğu insanı sinir ediyor olsa da gelece|
parlak olan ajanlardan.
"Elimizde hiç seri katil yok, iki kaçırılmayla ilgileniyoruz.]
Bir de kapanmamış davalara göz alıyoruz." Gülümsüyor!
"Sanırım bütün kötü adamlar senin izin aldığını duyup tati-j
le çıkmaya karar verdiler."
"Kaçırılmalarda işler nasıl gidiyor?" Kaçırılan çocuklar
yüklendiğimiz davalardandır. FBI'daki bütün ajanları öfke-]
lendiren türde davalardır bunlar çünkü ender olarak parayl
la ilgili olduklarını biliriz. Cinsellikle, acıyla veya ölümle
iÎ-j
gilidirler çoğunlukla.
"Birini canlı diğerini ölü bulduk."
Tahtalara ve üzerlerindeki resimlere aslında hiçbir şey
görmeksizin bakıyorum.
"En azından ikisini de bulmuşsunuz," diye mırıklanıyo-;
rum. Çoğunlukla bu tür davalarda hiçbir sonuca ulaşılmaz.
Hiç haber olmamasının iyi haber olduğunu düşünen kişiler
kaçırılmış bir çocuğun ailesinin nasıl hissettiğini asla
anlayamazlar.
Bu tür davalarda haber olmaması insanın ruhunu
yiyip bitiren kanser gibidir.
Yıllar boyunca çocuklarıyla ilgili bir gelişme olup olmadığını
öğrenmek için düzenli olarak ofise uğrayan ailelerle
ilgilendim. Yıldan yıla zayıfladıklarını, içlerinde bir
şeylerin
öldüğünü gözlemleme fırsatım oldu. Saçları grileşti.
gözlerindeki
umul ışığı yok oldu ve insanlıklarından bir parçayı
kaybettiler. Kaçırılma davalarında çocuğun ölüsünü dahi
bulmak önemlidir. En azından yas tutabilmelerini sağlayan
bir kesinliği beraberinde getirir.
Callie'ye dönüyorum. "Patron olmak nasıl?"
Bana klasik Callie gülümsemesi ile bakıyor. "Biliyor musun
tatlım lıen doğuştan aristokratım ve şimdi bir tacım da var."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
I A!'"' kahkahasına engel olamıyor.
• u n bu köylülere aldırma," eliyor Callie olabildiğince
İlintili« İtli edayla.
v ı lıeıı de gülüyorum. Daha uzun bir süre gülebileceği-
| mi - ıııueinıedigiıııden kahkahalarım beni şaşırtıyor. Ama
| l İ H ' . IM * * M H - I I I gerekenden daha uzun süre
kahkaha atıyo-
1 Hım M İM si iğimde gözlerimden yaşlar aktığını görmek bej
ııl Imikuluyor.
İMilııeisin," diye mırıldanıyorum yüzümü silerken,
ı iıMiı dilerim."
Ilıin.ı /ayıf bir gülümseme ile bakıyorlar.
fil/l gördüğüme sevindim çocuklar. Tahmin edemeye-
11 }|im.' kadar."
I )r\ adam Alan bana doğru gelip kocaman kollarını çevıı
ıııe doluyor. Bir an için karşı koysam da pes edip ona sanlıyı
ıı , başımı göğsüne yaslıyorum.
"Biliyoruz Smoky," diyor bana. "Biliyoruz."
Kollarından sıyrılmama izin verdiğinde Callie bir.adım
• mı çıkıp onu kenara iliyor.
"Bıı kadar duygusallık yeter. Hadi yemeğe çıkalım. Ve
liıtyıı demeyi aklından bile geçirme."
Yeniden yaşların gözlerime dolduklarını hissettiğimden
knnıışınak yerine kafa sallamakla yetiniyorum. Callie
çantacını
kaptıktan sonra beni kolumdan yakalayıp kapıya doğru
sürüklüyor. "Bir saat içinde dönerim," diye sesleniyor
dikerlerine.
Dışarı çıkıyoruz ve kapılar arkamızdan kapanır
kapanmaz gözlerimden yaşlar boşalıyor.
Callie bir kolunu omzuma atıyor.
"Damien'ın önünde ağlamak islemeyeceğini biliyordum
liillıın."
50 • Cody Mcfadycn
Ağlamayı sürdürürken kahkahalara boğuluyorum. Bani
uzattığı mendili aldıktan sonra onun gücünün benim z a y ii
lığımı bastırmasına izin veriyorum.
7
Sııhvvay, sandviç dükkânının içinde otururken Callie
ilin juıııbo boy sandviçi yiyişini hayranlıkla izliyo-
,» • ıııııı İler zaman bu kadar çok yemesine karşın nasıl
lilll|i ı lıi hiç kilo almadığını hep merak etmişimdir.
Tanıdığım
luilıin kadınlardan daha fazla yer ama bir kilo bile almaz.
haftanın yedi günü her sabah sekiz kilometre koştuğu
ılıl*ıtinüUrek olursa bu o kadar şaşırtıcı olmaya ela bilir.
Sandviçini büyük bir keyifle mideye indiriyor. Parmağına
bulaşan sosları büyük bir zevkle yalarken yan masada
ıılınan iki yaşlı kadından onaylamayan bakışlar yiyoruz,
ı alile hayalın yanı başından geçip gitmesine izin vermez,
una karışır. Ona bakarken gülümsüyorum ve gülümsediğiıııl

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
görünce parmağını sallayarak beni azarlamaya başlıyor.
t atlım, seni buraya sana ne kadar kızgın olduğumu söylemek
için çağırdım. Telefonlarıma yanıt vermiyorsun, eıııaıllerime
karşılık yazmıyorsun... Bu kabul edilemez
Sııioky. Ne kadar berbaı hissediyor o l u r s a n ol."
Biliyorum, Callie. Çok üzgünüm. Çok çok çok üzgünüm
52 • Gody Mcfadycn
Yüzüme bakıp söylediklerimde içlen olup olmadığımı«
tartıyor. Daha önce suçlulara böyle baktığını gördüm ve şu l
an için bu bakışı hak eniğimi kabul etmek zorundayım«
Doğruyu söylediğime karar vermiş olacak ki en çekici gü- I
Jümsemelerinden biri beliriyor yüzünde.
"Özrün kabul edildi. Şimdi asıl soruya gelelini: Nasılsın? »
Lütfen doğruyu söyle."
Gözlerimi kaçırıp yemeğimle oynamaya başlıyorum. Ne 1
yanıt vereceğime emin değilim. Ama kelimeler ağzımdan I
dökülüyorlar.
"Bugüne kadar mı? Kötü. Çok kötü. Her gece kâbus g ö -1
riiyorum. Depresyondayım ve her şey gittikçe daha da kö- I
tiileşiyor."
"Kendini öldürmeyi düşünüyordun öyle değil mi?"
Dr. Hillstead'in ofisinde hissettiğime benzer bir duygu 1
beni boğazımdan yakalıyor ama nedense daha fazla utanı- j
yorum. Callie ve ben her zaman yakın olduk ve aramızda- 1
ki ilişki sevgiye dayanıyor. Ama bu sevginin dışavurumu j
hiçbir zaman başımızı birbirimizin omzuna koyup ağlamak I
olmadı. Hğer Callie'nin bana acımasına izin verecek olursam I
bana duyduğu saygının azalmasından ya da yok olmasın- j
dan korkuyorum. Yine de ona yalan söylemeyeceğim.
"Kveı, intihar elmeyi düşündüm."
Görmediğim birine ya da bir şeye bakarak tek söz söv- j
lemeden kafasını sallıyor. Yine deja vu hissine kapılıyorum;
bu anı da Dr. I lillstead'in ofisinde yaşamıştım. Callie hangi
yoldan gitmesi gerekliğine karar vermeye çalışıyor.
"Smoky intihar etmeyi düşünmüş olman zayıf olduğunu
göstermez. Zayıftık tetiği çekmek olurdu. Ağlamak, kâbus ;
görmek, depresyonda olmak, kendini öldürmeyi düşünmek
GÖLGK ADAM • 53
lıııııl tını hiçbiri seni zayıf yapmaz. Sadece acı çektiğin
aıılllllıııı
ı gelir. Ve herkes acı çeker, Süpermen bile."
I Ne söyleyeceğimi bilemez halde ona bakıyorum. Bunla-
II ınvlı'iniş olması garip çünkü bu tür konuşmalar normaldi-
ı dille nin yapacağı şeyler değil. Benim için sürpriz oldu.
\ Hinden gülümsüyor.
Depresyonu yenmen gerekiyor Smoky. Sadece kendin
Iı IM değil benim için de." İçkisinden bir yudum alıyor. "Sen
M Um birbirimize benziyoruz. Biz hep başarılıydık. Yolıı-
IDlI/ıl çıkan her şeyi aşmayı başardık. Yaptığımız işte iyiyiz
İnilti etsin kafamıza ne koycluysak elde etmedik mi?"
I illi konuşamaz halde kafamı sallıyor.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Sana bir şey söyleyeceğim tatlım, felsefi bir şey." İçeceğini
masaya bırakıyor. "İnsanlar hep aynı saçma şeyleri söy-
|ı ıkı Masum doğar sonradan lanetleniriz. Çocukluğumuz
luı kere bitlikten sonra hiçbir şey eskisi kadar iyi olmaz,
falım
l'ilaıı. I ler zaman bunların saçmalık olduğunu düşünmüşündür.
Watts'da yaşayan hangi çocuğa istersen sor. Hepimi/
Norıııan Rockvvell'inkine benzer çocukluklar yaşamıyonı
Hayalın adaletsiz olduğunu öğrenmek değil asıl meseli
eaıııınızın yanabileceğini keşfetmek. Bu söylediklerim
nenin için bir anlam ifade ediyor mu?"
I ACI," demeyi başarıyorum.
birçok insanın canı çocukken yanıyor. Sen ve ben - biz
aııslıydık. Çok şanslı. İşimiz nedeniyle canı yanan insanlaıı
gördük ama bizim canımız yanmadı.
(»ineğin kendine bak. Hayalının aşkını buldun, harika
bir çocuğun oldu ve çok başarılı bir. FBI ajanıydın. Bir kadın
olmana karşın herkes geleceğinin parlak olduğunu söylüyordu.
Ya ben? Benim için de isler kötü gitmedi." Kafasını
«ki yana sallıyor. "Krkekler konusunda her zaman şans54
B Cocly Mcfadyen GÖLGE ADAM • 55
lıydım ve yaptığım işte iyiyim. Gerçekten iyi bir FBI
ajanıyım."
"Öylesin," diye onayladım.
"Ama tatlım hepsi bu. Senin benim daha önce hiçbir trajik
deneyimimiz olmamıştı. Bu bakımdan birbirimize benziyordıık.
Derken kurşunlar uçuşmaya başladı. Ve bu olduğunda
artık korkusuz davranamazdım çünkü korkmuştum, j
Hayatımda ilk kez gerçekten korkmuştum."
Konuşmanın nereye gideceğini anlamaya çalışıyorum.
"O günden beri de korkuyorum. Çünkü sen benden daha
iyisin Smoky. Iier zaman öyle oldun. Ve eğer bu senin
başına gelebildiyse benim de başıma gelebilir." Arkasına
yaslanıp ellerini masanın üzerine koyuyor. "Hepsi bu."
Callie'yi uzun zamandır tanırım. Zihninin derinliklerinde
kendine saklamayı tercih ettiği duygular olduğunu bilecek
kadar uzun süredir. Bu duygularla ilgili gizem onu
çekici kılan detaylardandır. Gücünün bir parçası olduğunu
bile söyleyebiliriz. Şimdi perde bir saniyeliğine açıldığında
kendimi onu çıplak görmüş gibi hissediyorum. Güven
duygusunun özü bu ve dizlerimin üstüne çökmeyi istememe
neden olacak kadar sarsılmış durumdayım. Uzanıp eli- ]
ni tutuyorum.
"Klimden geleni yapacağım Callie. Tek söz verebileceğim
bu."
O da benim elimi sıktıktan sonra geri çekiliyor. Perde
yeniden kapandı.
"Acele et liiıfen. Kendini beğenmiş davranmaktan hoşlanmıyorum
ve bir an evvel geri gelip şu yöneticilik işini
benden alman lazım."
Arkadaşıma bakarken gülümsüyorum. l)r. Hillstead hana

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
güçlü biri olduğumu söylemişti ama is güçlü olmaya gelcli-
Hllıılr benim kahramanım Callie'dir. O umursamazlığın kralı
»« ıhlıı, Kafamı sallıyorum.
Ihı dakika içinde dönerim," diyorum. "Lavaboyu kullanıldım
la/mı."
kalımı karışık halde kendimi kadınlar tuvaletine atıyoııım
İnsan içinde olmanın en iyi taraflarından biri de bahane
uydurup gözlerden sakınma şansı yaratabilmenizdir.
Kı inlimi toparlamam uzun sürmeyecek. Yüzümü yıkadıkı
m i »ma kafamı kaldırıp yanlışlıkla aynaya baktığımda
görılllldeıiın
yeniden canımı yakıyor. Dışarı çıkmalıyım.
Aıııa lanı tuvaletten çıkarken Callie'yi görüyorum ve
görılıllUim
manzara bana durmamı söylüyor.
« • henüz benim farkımda değil. Dikkati elinde tuttuğu
lıll yeye odaklanmış. Yana kayıp onun beni göremeyeceği
l«lı konum aldıktan sonra izlemeye başlıyorum.
ı allie üzgün görünüyor. Sadece üzgün de değil - yıkıl-
1)11$.
Onu daha önce kaba, nazik, öfkeli, kindar, savsak ve
lııın.ı benzer pek çok şekilde gördüm. Ama asla böyle demi
Asla. Bir şekilde bu halinin benimle hiçbir ilgisi olmadıkını
biliyorum.
Hinde tuttuğu her neyse acı verdiği belli. Buna şalıit olduğum
için şaşkınını. Şahit olmanı planlanmamış yani bu
İliklide izlemekle arkadaşımın özel hayatına müdahale ediynı
sayılabilirim.
sn an aklından ne geçiyorsa özel bir konu olduğuna da
eminim. Callie onu bu şekilde görmemi istemezdi. Dünyaya
gösterdiği tek bir yüzü olabilir aıııa o yüzün hangi par-
« aranı öne çıkartacağını kendi seçiyor ve bu gördüğüm her
neyse onu bana göstermeyi seçmedi.
56 • Codv .Mcfadven GÖLGE ADAM - 57
Ne yapacağıma karar vermek için tuvalete geri dönme
min lıemen ardından yan masadaki yaşlı kadınlardan birli
nin içeri girmesi can simidim oluyor. Kadının ellerini
yıkarken
aynadan bana baktığını fark ettiğimde kararımı veriyorum.
"Hanımefendi," diyorum. "Bana bir iyilik yapabilir misij
niz?"
"Senin için ne yapabilirim hayatım?"
"Dışarıda bir arkadaşım var..."
"Korkunç yemek yeme alışkanlıkları olan mı?"
Ahh.
"Evet hanımefendi."
"Ne olmuş ona?"
Tereddüt ediyorum. "Düşüncelerine dalmış görünüyor!
ve ben aniden yanına gidip onu rahatsız etmek istemiyorum..."
'Özel bir an yaşadığını düşünüyorsun, seninle paylaşa
mak istemediği bir şey belki?"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Ani ve mükemmel kavrayışı duraksamama neden oluyor.
Onu ne kadar yanlış yargılamışım. Önyargılı tarafı g ö -j
züme batmıştı oysa şimdi nazik bakışlarında bu garip tavrımı
anlayışla karşılayan bir bilgelik görüyorum.
"i;.vct hanımefendi," diyorum alçak sesle. "Tanıdığım eri
sevgi dolu insanlardan biridir, her zaman bu kadar kaba
değildir."
"Pek çok büyük insan yemek yerken eminim ki korkunç
görünürlerdi. Önemli değil. Beş on saniye İnekledikten sonra
dışarı çıkabilirsin."
Teşekkür etlerim." Bunu gerçeklen kastediyorum: bunu
gerçekten kastettiğimi biliyor.
! ı ı im »li'lirn çıktıktan sonra kısa bir süre bekleyip arka-
I ıı> ı MI ı.ıkıvonını. Dışarı çıktığımda karşımdaki manzara
ol-
{İMİ'i ı I-imik Vaşlı kadın masamızın yanında durmuş Cal-
||ı \ ı ı inliyor.
|l.ı,-ı insanlar sakince yemek yemekten hoşlanır." dediitiı.
ı duyuyorum kadının. Azarladığı zaman karşısındakini
Itl'dııın ıkiaıı çok ulandırma yeteneğine sahip olduğu belli.
Allın m dr bunu iyi becerirdi.
ı alili şaşkın şakın kadına bakıyor. Fırtına bulutlarının
Hftliıılı lığını hissediyorum. Aceleyle yanlarına gidiyorum.
• ıililr," diyorum "Artık kalksak iyi olacak."
ı a 'ılı kadına öfke dolıı bir bakış atıyor,
ı ıillıe," diye ısrar etme ihtiyacı duyuyorum. Bana bakıp
I ıl ı mı salladıktan sonra güneş gözlüklerini takıp ayağa
M İM v<>r.
A. rleyle dışarı çıkıyoruz. Kapıdan çıkmak üzereyken arl
ııu.ı (kulüp baktığımda yaşlı kadının bana gülümsediğini
e ıi'Üyoıunı.
Vabaııcıların nezaketleriyle ilgili acı tatlı düşünceler
yelliden
/ilmimi işgal ediyor.
ı allie. kaynayan bir kazan gibi olduğundan dönüş yolu
ıılılııkça eğlenceli. Yaşlı yarasalar ve kırış kırış
insanlarla il-
I'IİI bir şeyler mırıldandığını ve 'elilisi mıımya' diye
hakaret
Plllğini duyuyorum.
«Hoparka geldiğimizde arabamın yakınma park ediyoruz
lUıgünlük bu kadarının yeterli okluğuna karar verdini.
Amirlerimi başka bir /aman ziyaret edeceğim.
I'eşckkürler. Callie. Alan a yakında yeniden uğrayacağımı
söyle. Sadece merhaba elemek için bile olsa."
>S • CiKİy Mcfadyen
"Elbette söylerim taılıın ama bundan sonra sakın telcfon-l
larıma karşılık vermemezlik etme. O gece seni seven hcrke-il
si kaybetmedin. Bizler senin arkadaşlarınız ve sana öner
veriyoruz. Bunu unutma."
Ben yanıt veremeden önce uzaklaşıyor. Klasik Callie tav-fl

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
n. Yeniden her şeyin eskisi gibi... Arabaya bindiğim zaman]
önceki gece haklı olduğumu anlıyorum. Gerçekten gün bu-1
gündü. Ve işe dönmekle beynimi uçurmak arasında bir
çim yaptım.
Gerçi nasıl beynimi uçurabilirdim ki? Daha silahımı eli-J
me bile alamıyorum.
8
Kabuslardan oluşan bir gece geçiriyorum. Şeytan kılığındaki
Joseplı Sands'm ve kanlar içinde bana gü-
- lüınseyen Matt'in görüntüleri elimdeki kâğıt parça-
HHiıi bakarken acı çeken Callie'nin görüntüsüne karışıyor ve
Miıuu '.ilahını çekip yaşlı kadının kafasını uçurduğunu görü-
> Minin Dudakları kan kırmızı. Onu izlediğimi gördüğünde
11 ıııa göz kırpıyor.
I rl<"lorum sesiyle titreyerek uyanıyorum. Saate oak. Sakilim
beşi. Beni arayan kim olabilir ki? İzne ayrıldığımdan
İM al sahalını erken saatlerinde arayan kimse olmamıştı.
/İlinim hâlâ kâbusun ağırlığı nedeniyle bulanık durumdu
Ama gözümün önüne gelen sahneleri bir uırafa ilip teli'lona
uzanıyorum.
"Alo?"
lelelöıum diğer ucundaki kişi bir an yanıt vermiyor,
'.ı >ıııa Callie'nin sesi.
"Selam lailım. Seni uyandırdığım için üzgünüm ama...
İ limizde seni ilgilendiren bir şey var."
"Ne? Ne oldu?"
6 0 • Cotly Mcfadycn GÖLGE ADAM • 61
Callie hemen yanıt vermediği için öfkeleniyorum; öfke-1
lenince de telefonu tutan elim titremeye haşlıyor. "Kahret-1
sin. neler olduğunu anlatacak mısın?"
uAnnie King'i hatırlıyor musun?"
Sesim acımasız. "Onu hatırlamak mı? Kİ betle onu hatırlı-!
yorum. Benim en yakın arkadaşlarımdan biri on yıl önce ]
San Francisco ya taşındı hâlâ altı yedi ayda bir telefonlaşı-
\
tiz. Onun kızının vaftiz anncsiyiın. Yani evet. onu hatırlıyo-
i
rum. Neden?"
Callie yeniden sessizleşiyor. "Kahretsin," diye fısıldadığı-1
nı duyuyorum. Sesi midesine yumruk yemiş gibi çıkıyor.!
"Onun yakın arkadaşın olduğunu bilmiyordum. Sadece ta-j
nıdığın biri olduğunu düşünmüştüm."
Endişe bütün vücudumu sarıyor. Endişe ve tahmin. Ne-1
ler olduğunu anladım, en azından anladığımı sanıyorum 1
ama inanmak için Callie'nin söylediğini duymam lazım.
"Anlat bana."
"O ölmüş Smoky. Dairesinde öldürülmüş. Kızı hayatta j
aıııa katatonik durumda."
Elim hissizleştiği için telefonu düşürmekten korkarak ko-1
nuşuyorum. "Şimdi nerdesin Callie?"
"Ofiste. Olay yerine gitmek için hazırlanıyoruz, bir buçuk

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
saat içinde özel jetle yola çıkacağız."
Callie'nin ses tonundan bana söylemediği bir şeyler olduğunu
anlıyorum.
"Ne saklıyorsun?"
Bir tereddüt ve bir iç çekiş. "Katil senin için bir mesaj bı-
:
raknıış tatlım."
Zihnim donuyor. Callie'nin söylediklerini algılamaya
çalışıyorum.
"Sizinle ofisle buluşacağım." dedikten sonra o itiraz
edemeden telefonu kapatıyorum.
Ayağa kalkmadan önce kendimi toparlamayı denediğim
¿mu in diliminde ağlamayı deniyorsam da gözlerimden bir
ıl ımla blk- yaş akmıyor. Nedense böylesi daha acı verici.
ı 'li f vardığımda saat daha altı. Los Angeles'ta sabahın er-
I • ıı (¡tulleri arabayla yolculuk etmek için en uygun
saaıler-
• liı Yollar tenha olur. O saatte araba kullananlarının
çoğunun
ya başı beladadır ya da belaya girecektir. Sabahın erki
il .a.itlerini iyi bilirim. Sabah sesinde defalarca ölülerle
dulu olay mahallerine yolculuk etlim. Aynı şimdi olduğu gibi
Ve ofise giderken tek düşünebildiğim Annie oldu.
Aıınie ile on beş yaşımdayken tanıştım. O zamanlar okulun
uııigo kızlanndandı, hızlı yaşamayı sever maç aralarındı
MI içerdi. Nomıalde okul hiyerarşisi içinde bizim yollarımı/
in kesişmesi imkânsızdı. Ama kader araya girdi, en azındın
ben her zaman kader olduğunu düşündüm.
Adet kanamam başladığında matematik dersinin ortasınıkıydım
ve elimi kaldırıp izin aldıktan sonra çantamı kapıp
tuv alete koşmam gerekti. Ortalıkta kimsenin olmayacağını
umuyordum. Adet görmeye başlayalı sadece sekiz ay ol-
111110111 ve hâlâ utanç verici buluyordum.
t uvalete girdiğimde bomlX)ş olduğunu görünce içim rahatladı.
Kabinlerden birine ginniş ve peclimi çıkarmıştım ki
blı burun çekiş sesi duydum. Nefesimi tutup dinlemeye
bıinlutlıın. Burun çekme sesleri hıçkırıklara dönüştü. İki
kabin
ölemde biri ağlıyordu.
Oldum.olası başkalarının acı çektiğini görmek bana acı
Vi'litılşiir. Küçükken veteriner olmayı bile düşünmüştüm
• ııukıi yaralı bir kuş. köpek, kedi ya da acı çeken başka ne
bulursam onları alıp eve götürme ihtiyacı duyuyordum. Ço6
2 • Cfıdy .Mcfadyen
GÖLGE ADAM • 63
ğıı zaman ben onları eve götürene kadar yaşamazlardı. Anvj
bazen de yaşarlardı ve bu başarı beni çabalanma sürdürme!
ye yönlendirdi. Ailem önceleri bunun sevimli olduğunu dili
şündüyse de veterinere yaptığımız onlarca yolculuğun arJ
dmdan sıkıldılar. Ama ne kadar sıkılmış olurlarsa olsunlafl
asla cesaretimi kırmadılar.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Büyüdüğüm zaman insanlar da ilgi alanıma girmeye başı
ladı. Biri dayak yediği zaman her ne kadar araya girip kavi
gayı durduracak kadar güçlü olmasam da olayın ardındara
mutlaka gidip dayak yiyen çocukla ilgilenirdim. Çaniamdi
ufak bir ilkyardım çantası bile vardı. Sekizinci sınıfların
kahl
ramanı olduğum bile söylenebilirdi.
Bunu nasıl açıklayacağımı bilmiyorum. Dersin oriasındîfl
elimi kaldırıp adet gördüğüm için izin istemek beni yerim
dibine soksa da insanların arkamdan 'hemşire Smoky' diyq
dalga geçmeleri beni hiç rahatsız etmiyordu. Beni FBI'a ge-J
tiren özelliklerimden birinin de bu olduğunu biliyorum!
Acının kaynağına inmenin gerekli okluğunu düşünürüm ve]
acının kaynağı acı vermekten hoşlanan suçlulardır.
Nasıl biri olduğumu anladığınıza gere iki kabin ötemde
ağlayan biri olmasına dayanamayacağımı da tahmin etmiş-]
sinizdir. İşimi bitirip aceleyle dışarı ç»k:ım ve ağlama
seslerinin
geldiği kabinin kapısına gidip tıklattım.
"İyi misin?"
Hıçkırıklar kesildi.
'Git başımdan. Beni yalnız bırak."
Xe yapmak istediğime karar vermeye çalışarak bekle4
dini.
"Canın mı yanıyor?"
"Hayır! Beni rahat bırak."
Mudilimle etmem gereken herhangi bir fiziksel yara
ollllılılıl'ntı
Kavradığımdan bana söylediğini yapmak üzereydim
lıl blı şey beni durdurdu. Kader. Yeniden seslendim.
^ ıiulım edebileceğim bir şey olmadığına emin misin?"
Kilimi* yardım edemez."
Yeniden hıçkırıklar. Kimse on beş yaşındaki bir genç kız
tllhl uyuyamaz. Kimse. O yaşta kızlar bütün kalpleriyle, hat
ıil m 'tona ermek üzereymişçesine ağlarlar.
Ilıidl. O kadar da kötü olamaz."
linkini birtakım sesler geldiğini duydum ve kapı anilini
ıi*. ildi Karşımda yüzü kızarmış olsa da çok güzel oldulin
h. ı halinden belli olan sarışın bir kız duruyordu. Onu
lıı ıiK iı tanıdım ve benden istediği zaman gitmiş olmayı dili
dlııı Annie King. Amigo kız. O kızlardan biri. Bilirsiniz işli
, I >1111111 havada, mükemmel olduklarını düşünen ve gü-
• ı İliklerini başkalarını aşağılamakta kullanan kızlar. O
zamıuıl.
n böyle düşünüyordum. Annie öfke içindeydi.
'Sen ne bilirsin ki?" Sesi öfke doluydu ve karşısında bir
n k ben olduğumdan bütün bu öfkeyi bana yönlendirmişti,
ı »ı»»t bakarken o kadar şaşkındım ki öfkelenecek halim yoklu
Deıkeıı aniden ağlamaya başladı.
İç çamaşırlarımı herkese göstermiş. Bana söylediği onı
,ı güzel şeyden sonra nasıl böyle bir şey yapar?"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Ne? Kim - ne iç çamaşırı?"
Biiy.cn özellikle lisede bir yabancıyla konuşmak dalıa
kolaydır.
O da tuvalette sadece ikimizin olduğu o anda benimle
konuştu. Takımın oyun kurucusu David Raybuın'le altı
ıiydıı çıkıyorlardı. Yakışıklı ve zeki bir çocuktu üstelik
Annie
İle gerçekten ilgileniyor gibi görünüyordu. Birkaç aydır
Anllle'yi
'sevişirken sonuna kadar gitmek' için zorluyordu ama
Annie karşı koymuştu. Aıııa oğlan o kadar içten görünüyor64
• Ccxly Mcfadycn GÖLGE ADAM • 65
du ve o kadar romantikti ki birkaç gün önce Annie pes etmişti.
David nazik, ilgili ve dikkatliydi. Sevişmeleri bittikten
sonra birbirlerine sarılmış yatarlarken bu anı hatırlamak için
iç çamaşırını alıp alamayacağını sormuştu Annie'ye. Bunun
ikisi arasında bir sır olacağını söylemişti. Baştan çıkarıcı,
aynı
zamanda da romantik bir sır. Şimdi bir yetişkin olarak geriye
dönüp baktığım da bütün bu olaylar o.kadar aptalca görünüyor
ki gözüme. Ama on beş yaşında ysanız...
"Bugün antrenmandan sonra sahadan ayrılıyordum ki
hepsinin bir araya toplandıklarını gördüm, takımdaki bütün
oyuncular.'David de onlarlaydı ve hepsi parmaklarıyla beni
gösterip pis yüz ifadeleri yapıyorlardı/
Yeniden ağlamaya başlamak üzereydi ardından ne geleceğini
anlamıştım.
"İç çamaşırımı havaya kaldırdı. Aynı bir zafer eşyası gibi.
Sonra bana gülümseyip göz kırptı ve koleksiyonunun en iyi
parçası olacağını söyledi.''
Ve işte yeniden ağlamaya başlamıştı. O kadar sarsılıyordu
ki bir süre sonra bana yaslanmak zorunda kaldı. Bir an
tereddüt ettiysem de kollarımı çevresine dolayıp onu teselli
etmeye başladım. Kulağına düzenli olarak her şeyin yoluna
gireceğini mırıldanıyordum.
Birkaç dakika sonra hıçkırıkları kesildi ve beni itip yüzünü
sildi. Utandığı için yüzüme bakamıyordu.
"Hey, bir fikrim var," dedim. Hani bazen aniden aklınıza
gelir ve o anda bunun yapılabilecek en doğru hareket olduğunu
bilirsiniz ya, işte öyle.
"Hadi buradan çıkalım. Okulu asalım."
Şaşkınlık içinde bana baktı. "Birlikte mi?"
Kafamı sallayıp gülümsedim. "Evet. 1 lem bir günlük tatili
kesinlikle hak ediyorsun."
I lor zaman bu fikrin ona da bir anda doğru gelmiş oldufiıımı
düşünmüşümdür. Ne de olsa o sırada benim adımı
d ıhi bilmiyordu.
"Tamam."
İsle böyle tanıştık. İlk esrarını o gün içti (benim yanım-
• Iı vardı) ve bir hafta sonra amigo kızlığı bıraktı. David
Rayboın'dan

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
intikam aldığımızı söyleyebilmeyi isterdim. Ama
blı pislik olmakla ün yapmış olmasına karşın kızlar ona aşık
• •İmayı sürdürdüler ve o da koleksiyonuna eklemek üzere
lı, çamaşırlarını toplamaya devam etti. Başarılı bir oyun
kumruydu,
bu sayede üniversitede burs kazandı ve sonra da
pınlesyonel oldu. Bazıları bunun dünyada adalet
olmadığıgöstergesi
olduğunu söyleyebilir ama sonuçta Annie ve
beni bir araya getiren de o oldu.
Aynı askerlerin ve ergenlerin bağlandığı molekiiler seviyede
birbirimize bağlandık. Okul dışındaki bütün zamanııııı/
ı birlikte geçiriyorduk. O benim esrar içmeyi bırakmamı
hngladı, ben onun yeniden erkeklerle çıkabilecek cesareti
loplamasını sağladım. Beş yaşımdan beri yanımda olan kö-
| M iğim Buster öldüğünde yanımdaydı; onun babaannesi
öldüğünde
ben onun yanındaydım. Kısaca birlikte büyüdük.
Annie ve ben iki insanın paylaşabilecekleri en derîn
ilişiklerden
birine sahiptik: Çocukken başlayan arkadaşlığımız
yetişkinliğimizde de devam etli. Bu tür deneyimleri ve anıları
mezara kadar yanınızda taşırsınız.
Sonra olanlarsa herkesin başına gelenle aynı hikâye. Liseden
mezun olduk. Ben daha o zamandan Matt'leydim. O
bir oğlanla tanışıp üniversiteye gitmeden önce onunla ülkeyi
dolaşmaya karar verdi. Ben doğrudan IJCLA'ye gittim.
I lerkesin yaptığını yaptık. Sonsuzuna kadar temasımızı ko66
• Cody Mcfadyen GÖLGE ADAM • 67
partmayacağımıza yemin ettik sonra kendimizi hayatın akışına
kaptırıp yılda bir iki kez konuşur olduk.
Bir gün dersten çıkıyordum ki... tam karşımdaydı. Vahşi,,'
güzel ve etkileyici görünüyordu. Kendimi akortsuz bir Gib-j
son gitar gibi hissettim.
"İşler nasıl üniversiteli?" diye sordu.
Yanıt vermek yerine koşup ona sarıldım. Yemeğe gittiği-•
mizde bana maceralarını anlattı. Ceplerinde beş kuruş ol-1
madan neredeyse elli eyaleti dolaşmışlardı ve olabilecek!
bütün farklı yerlerde sevişmişlerdi. Bunları anlatırken yü-|
zündeki hınzır gülümsemeyi fark ettim. Elini masanın üze-j
rine koydu.
"Şuna baksana."
Baktım ve nişan yüzüğünü gördüğümde de benden bek-]
lediğini tahmin ettiğim gibi hayranlık dolu bir çığlık attım.
\
Kıkırdayarak gelecekten ve onun düğün planlarından bahsettik.
Ben onun baş nedimesiydim, o da benim. O Robert'laı
beraber San Francisco'ya taşındı, ben Matt'le beraber Los
Angeles'ta kaldım. Hayatlarımız tamamen değiştiyse de her
altı yedi ayda bir birbirimizi aramayı alışkanlık haline
getir-:

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
dik.
Robeıt uyuz bir herifti, sonunda da cnu terk etti. Büroda
işe başladığım yıllarda bilgisayarda Robert'ın ne durumda
okluğunu kontrol etmiştim, sersefil bir hayat sürdüğünü
keşfetmeyi umuyordum. Bunun yerine araba kazasında öldüğünü
öğrendim. Annie bana bunu neden anlatmadı hâlâ
bilmiyorum.
Büroda yükselmeye başladığım yıllarda gittikçe daha az
konuşur hale geldik. Artık yılda en fazla bir kere
telefoıilaşıyorduk.
Kızının vaftiz annesi olmayı kabul ettim ama utanaıak
söylüyorum ki çocuğu sadece bir kez gördüm; oysa benimkini
hiç görmedi. Ne söyleyebilirim ki yıllar geçip gitti.
Mazılan yanlış davrandığımızı düşünebilirler. Açıkçası kimin
ne düşündüğü umurumda değil. Tek bildiğim ister altı
ıiydıl bir konuşalım ister iki yılda bir aramızda hiçbir şeyin
di dişmemiş olduğu.
Yaklaşık üç yıl önce babası öldüğünde bir hafta işten
1/İli alıp ona yardıma gittim. En azından denedim. Onu
gördüğüm
anda sarsıldığımı hatırlıyorum: Acı çekmek ve yaşlanmak
onu güzelleştirmişti. Cenazeden sonraki gece, kızını
yatırdıktan sonra yanıma gelip saatlerce ağladı.
Matı öldüğü zaman ondan hiç haber almadım. Neden
alamadığını merak etmiyorum çünkü Annie'nin haberleri
İzlemekten ya da okumaktan nefret ettiğini biliyorum. Bu
yil/den büyük ihtimalle Mattan ölümünden haberi olmadı.
Ben de arayıp kocamın öldüğünü haber vermedim.
Ofise giderken Annie'yi ve onun ölümüne verdiğim tepkiyi
düşündüm, üzgün hissediyordum ama olmam gerektiği
kadar yıkılmış değildim.
()l'ise yeni varmıştım ki bir anda gençliğime dair her şeyi
kaybettiğimi fark ettim. Gençlik aşım, gençlik arkadaşım.
Hepsi gittiler. Belki Matt ve Alexa'yı kaybetmek o kadar
ağırdı ki bu yüzden Annie'nin ölümii bana vermesi gerektiği
kadar acı vermemişti.
Belki daha fazla acı çekemeyeceğim bir noktaya gelmiştim.
"Burada ne işin var Smoky?"
lîski şefim Joııes. Resmi adı artık adı yönetici yardımcısı
Jones. Onu burada görme beni şaşırttı. Kendisini işine ver68
• Cody Mcfadycn GÖLGE ADAM • 69
mişliğinden şüphe ettiğim için değil, burada olması
gerekmediğinden.
Bu davayla ilgili bu kadar önemli olan ne?
"Callie bana haber verdi efendim. Bana Annie King'den
ve katilin benim için bir mesaj bıraktığından bahsetti. Ben
de onlarla gidiyorum."
Kafasını iki yana sallıyor.
"Hayır gitmiyorsun. Kesinlikle olmaz. Arkadaşın olduğu
için bu davanın on metre bile yakınına gelemeyecek olmanı
bir tarafa bırak henüz işe dönmene de izin verilmedi." •

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Callie ne konuştuğumuza kulak kabartmaya çalışıyor. Jones'ıın
kimsenin merakını tatmin etmeye niyeti yok. Bana
arabasına doğru yürümemizi işaret ediyor. Diğerleri Van
Nuys Havaalanı'na gitmek üzere ana kapının önünde
toplanırlarken
biz park yerine ilerliyoruz. Jones bir sigara yakıyor.
"Bir tane de ben alabilir miyim efendim?"
Şaşkınlıkla bir kaşını kaldırıyor. "Bıraktığını sanıyordum."
"Yeniden başladım."
Paketi bana uzattığında içinden bir tane çıkartıp yakıyorum.
"Dinle Smoky. İşlerin nasıl yürüdüğünü bilirsin. Terapistinle
konuştukların ikinizin arasında kalsa da ayda bir.kez
bize rapor vererek ne durumda olduğunu anlatıyor."
Kafamı sallıyorum. Bunun doğru olduğunu biliyorum ve
bu hareketin de haklarımı «ihlal anlamına geldiğini de
düşünmüyorum.
Bu noktada özel hayatımdan çok FBI ajanı
olarak olup olmadığım önemli. Ya da elime bir silah verip
veremeyecekleri.
"Raporun dün elime geçti. Doktorun hâlâ işe dönmeye
hazır olmadığını söylüyor. Sense sabahın altısında gelmiş
nldılılllen arkadaşının olay yerine gitmek istediğini
söylüjflMMiın
Söylediğim gibi: İmkanı yok.1'
Mltnruıun ağırlığını tartarak parmaklarımda çevirirken ne
nnyk'incm gerektiğini hesaplıyorum. Neden burada olduğunu
»ınlııdım. Benim yüzümden. Çünkü katil bana bir not
\ ı 'dı Çünkü Jones endişeli.
'Mendim, Annie King benim arkadaşımdı. Kızı hâlâ haynllıı
ve başka hiç kimsesi yok. Babası yıllar önce öldü ve
bı-ıı onun vaftiz annesiyim. Yani zaten oraya uçmam geıe-
|.M. Lıi Bürodan tek istediğim nezaketen uçağını benimle
|iıivl.ıvması."
ivı deneme. Sen kimi kandırdığını sanıyorsun Ajan Baruii'
Parmağını bana doğru sallıyor. "Seni iyi tanıyorum
Nnıoky. Beni hafife alma. Arkadaşın öldüğü için üzgünüm ve
uluyu gitme isteğini de davaya karışma isteğini de anlıyorum.
Ne var ki buna izin veremem. Kişisel olarak bağlantılı oklunun
davalara karışamazsın. Bu en basit kurallardan biridir.
Ayı ifa büyük ihtimalle intihara eğilimin var ve kesinlikle
senin
bu haldeyken olay mahalline gitmene izin veremem."
Ağzım açık kalıyor. Konuşmayı başardığımda sesim öfke
ve utanç dolu. "Tanrım! Boynumda ben kendimi öldürmeyi
dü&ünüyorum diye tabela mı asılı?"
Öfkem karşısında yumuşuyor. "Senin yaşadıklarının yaihinı
bile yaşamış olanlarımız bunu defalarca düşünmüşün."
Sigarasını yere atıp söndürüyor. Yeniden konuşmaya
başladığında yüzüme bakmamaya özen gösterdiğini fark
ediyorum.
"Ben de bir kez beynimi uçurmayı düşünmüştüm."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Aynı dün Callie ile olduğu gibi ne söyleyeceğimi bilemez
halde kalakalıyorum. Bunu kaçırmıyor. "Bu doğru. Yirmi
70 • Cody Mcfadyen u O L G E ADAM • 71
beş yıl önce Los Angeles polis departmanında çalışırken or-1
tağımı kaybettim. O öldü çünkü ben hatalı bir karar verdim.
İkimizi hiçbir destek kuvveti olmaksızın binanın içine soktum.
Bedeli ödeyen o oldu. Aile babasıydı, üç çocuğu ve,
onu seven bir karısı vardı. Benim halamdı, ve sonraki sekiz;
ay boyunca beynimi uçurup uçurmamayı düşündüm." Bana
baktığı zaman yüzünde acıma ifadesi yok. "Hayır boynunda
tabela asılı değil Smoky. Ama senin yerinde biz olsak
çoktan beynimizi uçurmuş olacağımızı biliyoruz."
Gözlerine bakamıyorum. Henüz yarısını içmiş olduğum
halde sigaramı fırlatıp üstüne basarak söndürüyorum. Ne
söyleyeceğimi iyi tartmam gerek.
"Efendim, söylediklerinizi takdir ediyorum ve çoğunda
haklısınız. Tek bir kısım hariç."
Birazdan söyleyeceklerimi duyduğunda yüzümdeki ifadeyi
görmek isteyeceğimi bildiğimden kafamı kaldırıp yüzüne
bakıyorum. Doğruyu söyleyip söylemediğimi anlayabilmek
için mimiklerimi görmeye ihtiyacı var.
"İntiharı düşündüm. Hem de çok. Ama dün? Dün intihar
etmeyeceğimi kesin olarak anladığım gündü. Ne değişti biliyor
musunuz?" Kapının önünde bekleyen takımımı işaret
ediyorum. "Olay olduğundan beri ilk kez gidip bizim çocukları
gördüm. Ofise girdim, onlar hâlfı oradaydılar ve beni
kabullendiler. James'in her zamanki tavırlarını saymazsak.
Önemli olan bana acımamış ya da kendimi paramparça
hissetmeme neden olmamış olmaları. Size hemen söyleyebilirim.
artık intihar eğilimim yok. Buna başarabilmiş olmamın
nedeni de FBl'a geri dönmek için ilk adımları atmış
olmamdır."
Bütün dikkatini topladığını görsem de onu ikna edip
edemediğime emin değilim.
lakını liderliğini üstlenmeye ya da herhangi bir taktik
İmiaıın altından kalkmaya uygun durumda değilim. Tek isi''
li|<i|iı parmağımı yeniden suya sokmama izin vermeniz.
lılıllp Bonnie ile ilgilenildiğine emin olayım ve neler
olduğunu
gözlemleyeyim. Yönetim Callie'de olacak, silahsız olaı
anını ve söz veriyorum eğer ağır gelecek olursa tamamen
I IMI çekileceğim."
İ llerini paltosunun cebine sokup beni süzüyor. Zihnim-
.1. n neler geçtiğini anlamaya çalışıyor. Seçenekleri ve
riskli
ıi lartıyor. Kafasını çevirip kapıya baktığında onu ikna ei-
1 ıiııiıni anlıyorum.
Büyük ihtimalle buna pişman olacağım ama öyle olsun.
\ııl.ı anamız şöyle: Git, çocuğu al, olay mahalline bakın.
Takımınla
Ix'raber davaya göz atabilirsin ama idare kesinlikle

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
... M« le olmayacak. Dengenin bozulduğunu hissettiğin anda
11)111 bunlardan hemen uzaklaşacaksın. Söylediklerimde cidılis
|ın Smoky. Beni yanlış anlama, geri dönmeni istiyorum
ama İyileşmiş olarak geri dönmeni istiyorum. Ve şu anda
İyileşmiş olduğuna emin değilim. Anlıyor musıın?"
Bir çocuk gibi başımı sallıyorum: Evet efendim, evet
elendim, evet efendim. Bu hayatımın en önemli anlarından
lılıl, Bir zafer.
Elini kaldırıp Callie'yi çağırıyor ve yanımıza geldiğinde
ııiuı da bana söylediklerini söylüyor.
"Tamam mı?" diye soruyor katı bir sesle.
"Evet efendim anlaşıldı."
Bana son bir bakış atıyor. "Yakalamanız gereken bir
Uçak var."
Callie ile beraber fikrini değiştirmeden yanından ıızakla-
«ay< »ruz.
72 • QxJy Mcfadyen
"Onu ikna etmeyi nasıl becerdiğini gerçekten bilmek isterim
tatlım," diye fısıldıyor Callie. "Bil diye söylüyorum!
sen aksini söyleyene kadar benim için bu şovu yöneten kil
şi sensin."
Yanıt vermiyorum. İşe geri dönmekle hayatımın en bül
yük hatasını yapıp yapmadığımı merak etmekle meşgulüm. I
U N • e zamandan beri özel jetimiz var?" diye soruyorum.
Daha önce hiç jetimiz olmamıştı.
"Sana iki çocuğun kaçırılmalarıyla ilgilendiğimi.!
ve birini canlı bulduğumuzu anlatmıştım ya," diye söt*'
giriyor Callie.
Kafamı sallıyorum.
Sağ salim eve dönmesini sağladığımız kızın babası Don
l'llımmer. Ufak bir uçak şirketi var. Uçak alım satımı, uçuş
ı ıkulları gibi alanlarda çalışıyorlar. Çocuğunu ararken
jetini
ödünç vermeyi önermiş, biz de haliyle kabul euııiştik. Şimdi
de büroyla özel bir anlaşma imzalamışlar. Çok uygıın 11-
yıila uçağı kullanmaya devam edebiliyoruz." Omuz silkip
. Ilyle içeriyi işaret ediyor. "Yani ne zaman hızlıca bir yere
İtilmek istersek..."
Bu uçuşta ekibimize eklenen biri-var. İ liç de FBI ajanına
benzemeyen genç görünüşlü biri, ağzında sakız, kulacında
küpe olan serserileri andırıyor. (Eğilip çaktırmadan
baktığımda kıılağındaki küpe deliğini görüyorum ama olay
mahalline giderken lakmamayı akıl etmiş en azından.) Emi74
* Coc.lv Mcfadyen
nim görev başında değilken küpe lakıyordur. Bana onu
Bilgisayar
Suçlan l>ölümiinden ödünç aldığımız söylendi}
Uçakla herkesten ayrı oturuyor, uyku «ersemi bir hali varl
Sosyal yetenekleri gelişmiş biri olmadığını hemen kestirebi-J
liyorsunuz.
Çevreye bakmıyorum. "Alan nerede?"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Daha çok bir homurdanmayı andıran1 yanıt uçağın arka]
tarafından geliyor. "Buradayım." Tüm scylediği bu.
Sorunun ne olduğunu anlamak istercesine Callie'^e baktı- ]
ğıında kafasını iki yana sallayarak boş veımemi işaret ediyor.
I
"" I
"Onu rahatsız eden bir şeyler var. Havaalanına vardığı-1
mızda bu haldeydi." Arka tarafa baktıktan sonra sesini alçal-1
tarak konuşmayı sürdürüyor. "Ben olsam onu rahat bırakır-.]
dım. tatlım."
Yapabileceğim bir şeyler olmasını umarak Alan'ın oturduğu
tarafa bakıyorum. Ama Callie haklı. Ayrıca kendimi tamamen
işe vermeliyim.
'Bildiğiniz kadarını anlat," diyorum, "elimizde neler var?"
Vejames'e dönüyorum. Bana bakışındaki düşmanca tavrı
sezmemek imkânsız. Benim uçakta olmamı onaylamadığı
bütün hareketlerinden okunuyor.
"Burada olmamalıydın," diyor.
Kollarımı kavuşturup gözlerimi gözlerine dikiyorum.
"Ama buradayım."
"Bu, tüm prosedürlere aykırı. Bu soruşturmada üzerimize
yük olmaktan başka bir işe yaramayacaksın." Kafasını
sallıyor. "Eminim daha psikiyatristinden bile işe dönmek
için onay almamışsındır. Değil mi?"
Callie sakinliğini koruyor ve bunun için ona minnettarım.
Bu anahtar anlardan biri, kendi başıma altından kalkmalıyım
yoksa James söylediklerinde haklı çıkacak.
GÖLGE ADAM • 75
|ı mıı "• burada olmama izin verdi," diyerek karşısına di-
T ı H ı ı I M I M I "Biraz adam ol James. Annie King benim
arkadaşındı
I l »öderini gözlerimden kaçırmıyor. "Bu işe karışmaman
Kin blı neden daha. Kurixına çok yakındın. Her şeyi mahı
mim eksin."
Mı. parçam, eğer dışardan biri bu konuşmayı dinlese şa-
«ıııp kalacağını söylüyor. James'in söylediği şeyleri söyledi-
MM. inanamazlardı. Bir noktaya kadar bu tavırlara alışkınını
Ne de olsa karşımdaki James. O böyle biri. O böyle
• lasıanmayı tercih eden biri. Ayrıca bu tavırlar benim işime
\ iliyor. İçimde bir şeylerin hareketlendiğini hissediyorum.
• • lamdık katılık. Eskiden James'le rahatça baş ederdim,
niıu İdare etmek, ona söz geçirmek hiç de zor gelmezdi. Bu
Inljllye sarılıp bakışlarına karşılık veriyorum.
Buradayım ve hiçbir yere gitmiyorum. Alışsan iyi olur.
Mimli benimle uğraşmayı bırakıp davayla ilgili elimizde neli'i
okluğunu anlat."
Susup beni süzdükten sonra geri dönüşümü şimdilik
kabulleniyor.
Hata yapmamı bekleyecek. Ama varlığımı ve
ıılmitemi sindirdiğini anlıyorum.
l amam. Ama bunun teşkilatın politikakınnı tamamen

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
t-lftnenıek okluğunu düşündüğüm kayıtlara geçsin."
"Geçti." Sesim alaycılığımı bıçak keskinliğinde yansıtıyor,
James'in donukluğuna katlanabilmemin de bir sınırı
Viıı1.
"Tamam."
Gözlerinin l*>şluğa odaklandıklarını görüyorum. Önünde
bir dosya yok ama o dahi beyni, okuduğu bütiin bilgileri
zihninde toparlıyor. "Ceset dün bulundu. Üç gün önce
Öklürüldüğünü tespit ettiler."
7 6 • Cody Mcfadyen GÖLGE ADAM • 77
Zihnim karıncalanıyor. "Üç gün önce?"
"Evci."
"Ceset nerccle bulunmuş? Nasıl?"
"San Francisco polisi, kadının fotoğraflarının iliştirildiği I
bir mail almış. Kontrol etmeye gittiklerinde cesedi ve çocul I
ğu bulmuşlar."
Kalbim göğüs kafesimden fırlayacak gibi ve midem yanmaya
başladı. Kusacak gibi hissediyorum.
"Bana, kızın annesinin cesediyle üç gün kapalı kaldığını I
mı söylemeye çalışıyorsun?" Sesim beklediğimden yüksek I
çıktı. Bağırmış değilim ama diğerlerinin dikkatini üzerimize I
çekmeye yetti. James en sakin ifadesini takınmış olarak b a -1
na bakıyor. Onun için bunlar davayla ilgili yalın detaylar, i
"Daha kötüsii. Katil, kızı annesinin cesedine bağlamış. I
Yüz yüze. Polis onu bulana kadar cesede bağlı kalmış."
Kan l>eynime sıçrıyor bunu duyunca. Ağzımda kıısınu- I
ğun tadını hissedebiliyorum ama zayıflık belirtisi gösterme-1
yeceğim. Bir elimi alnıma koyuyorum.
"Bonnie şimdi nerede?" fl
"Yerel hastanelerden birinde. Koruma altında. Katatonik 1
halde. Onu bulduklarından beri tek kelime söylememiş."
Sessizlik. Callie araya giriyor.
"Dahası da var tatlım. Zor gelse de inmeden önce hep- H
sini dinlemelisin. Yoksa hazırlıksız yakalanırsın."
Sırada ne olduğunu düşünmek dahi tüylerimi diken d i -1
ken ediyor. Geceleri uyumaktan korktuğum gibi korkuyo- 1
ruııı duyacaklarımdan. Ama kimsenin neler hissettiğimi an- 1
lamamış olmasını umarak kendimi toparlıyorum çabucak. 9
"Devam el. Bütün kurşunları fırlat." fl
"İ C kurşun. Hepsini arı arda sıralayacağım. Birincisi. An- 1
nie kızını sana bırakmış Snıoky. Kaıil onun vasiyetini bulup j
- ••tın yanına, bulacağımızdan emin olacağı bir yere binlinin;
». Vasi olarak senin adın yazılı. İkincisi, arkadaşın inli
ui' lıe kendi resimlerini kullandığı bir seks sitesi
işletiyorum;.
Üçüncüsü, katilin polis kuvvetine yolladığı e-mail sanı
lllıafen yazılmış."
Ağzını açık kalıyor. Dayak yemiş hissediyorum. Sanki
I • ıiıu^ıııak yerine Callie bir golf sopası alıp beni fena
ben-
• m başım dönüyor, midemin acısı daha da arttı ve tüm bu

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
I .ıı maşada bencil bir duygunun ağır bastığını fark etmek
I" nl daha da fenalaştırıyor: Utanç. Tüm bunlardan utanç
• (uyuyorum. Bu duyguya sıkı sıkı sarılmak yere yıkılmamı
- ıifV'Hiyor. Kendimi takımımın önünde küçük düşürmeye-
II i'iın Hele James'in önünde... Bencil olduğumun farkın-
«İtiyim ama şu an için bencillik benim kendimi kontrol
edebilmemi
sağlayan malzeme.
Korku ve acıyla baş etmeyi denerken konuşacak gücü
bulabilmemi bu kontrole borçluyum. Sesimin bu kadar düz
\< net çıkması beni şaşırtıyor.
"bakalım anlamış mıyım. İlki benim sorunum, eminim
halletmenin bir yolunu bulurum. İkincisine gelince... Bana
ıık.ulaşımın bir tür internet fahişesi olduğunu mu söylüyor-
MIIUIZ?"
bir ses lafımı kesiyor. "Hayır bayan. Bu doğru bir ifade
ulıııaz."
bilgisayar Suçları lx>lü iminden gelen çocuk. Bay Küpe.
Hepimiz ona dönüyoruz.
"Adın ne?"
"l.eo. Leo Carnes. E-mail olayı yüzünden sizinkiler beni
bölümümden odıınç aklılar ama aynı zamanda arkadaşının
hayalım kazanma biçimi yüzünden de buradayım."
78 • Cc KI y Mcfadyen GÖLGE ADAM • 79
Onu lxışcun aşağı «üzüyorum. Bakışlarıma gözünü dallı
kırpmadan karşılık veriyor. Yakışıklı denilebilecek biri
aslında,
en fazla yirmi dön yirmi beş yaşlarında olmalı, koyu
renk saçlar, sakin bakışlar...
' Peki arkadaşım hayatını nasıl kapanıyormuş? Bana az
önce söylediğimin doğru bir ifade olmadığını söyledin.
Açıkla."
Yerinden kalkıp yakınımızdaki koltuklardan birine oturuyor.
Büyük çocukların arasına davet edilme fırsatını kaçırmadı.
Herkes merkeze yakın durmak ister. Şu an içinse
merkez Callie ve benim.
"Aslında açıklaması o kadar kolay değil."
"Zamanımız var ve aptal insanlar değiliz. En baştan başla."
Konuşmaya başlamadan önce gözlerinin parladığmı fark
ediyorum, tanıdık heyecan bu, hâkini oklukları konuda konuşan
insanlarda gördüklerinize benzeyen bir parıltı. Bilgisayarlar
onun oyun alanı, tutku duyduğu konu onlar.
"Onun yaptığı işi anlamak için internette pornografinin
gerçek hayattaki pornografiden çok farklı olduğunu kavramanız
gerekiyor." Rahatlayıp arkasına yaslanıyor ve söylediklerini
sindirmemizi beklerken yapacağı uzun konuşmaya
hazırlanıyor. Belli ki spot ışığı altındaki zamanını iyi
değerlendirecek.
Açıkçası bundan memnunum çünkü düşüncelerimi
toplama ve midemi yatıştırma zamanı tanıyor bana. Üç
gün boyunca annesinin cesedine bağlı kalan Bonnie'yi bir

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
süre için de olsa unutuyorum.
"Devam et."
"197^'ten sonra BBS oluşturuldu - Bulletin Boarcl
Systems. Bu. ilk hükümet dışı halkın da erişebildiği
bilgisayar
ağıydı. Kğer bir modeminiz ve bilgisayarınız varsa metim
Iıııııkabiliyor ve dosyalarınızı paylaşabiliyordunuz. Kile
m ı» zamanlar bu sistemin tek kullanıcıları bilim adamları
Vı -.İzin İııek dediğiniz tiplerdi. BBS'in konumuzla ilgili
Mİ,IU anın nedeni insanların pomo değiş tokuşu için onu
kullanmaları. Ellerindekiler! paylaşabiliyor, yakalanma riski
'deyse hiç olmadan dilediklerini yapabiliyorlardı.
BahİVllIAlın
Vahşi Hat¡ tarzı bir özgürlük değil, keşfedilmemiş
ı> >| iı tildar tarzı bir özgürlük. Kural yok, kontrol yok.
Pomo
1111 ılı ileri bııııa bayıldılar çünkü..."
l unes araya giriyor: "Çünkü bedavaydı ve gizliydi."
leo sırıtıp kafasını sallayarak onaylıyor. "Doğru! Bir porlııı
dükkânının arka kapısından gizlice girip kahverengi tortun
,1 sarılmış filmi ya da resimleri taşımanıza gerek yok.
' 1.1 ııiı/.a girebilir ve yakalanma korkusu olmadan porno re-
Imlerı indirebilirdiniz. O zamanlar bu büyük bir keşifti.
hu\ lıalka açık tek internet ortamıydı ve porno onun her
ılndeydi.
Internet geliştikçe BBS bir tarafa bırakıldı ve web siteleıl
urluya çıktılar. Arama motorları, .com'la ya da .net le bili
n site adresleri, aklınıza ne gelirse. BBS temel işlevler,
ilcimin
ve bir dosya indirildikten sonra izlemek içindi. Artık
Web siteleri olduğundan BBS'e fazla gerek kalmamıştı. O sili
İnde hiçbir yükleme yapmadan da dilediğinizi görebiliyordunuz.
Peki pornoya ne oldu?" Gülümsüyor. "Aslında iki
ev oldu: Bazı iş adamları -önceden de çok parası olan
ulamlardan bahsediyorum- internetle yetişkinlere yönelik
I mı no siteleri kurdular. Kimi sesli sitemlerden para
kazanınızı..."
(> ela ne?"
"Oziir dilerim, telefonla seksi kastetmiştim. Bu adamlar
lelelon seksinden ya da dergilerden zaten büyük paralar
80 • Cody Md'adyen GÖLGK ADAM • 81
kazanmışlardı vc internetin puıııo potansiyelini keşfetmekte
gecikmediler. Özel hayatın sınırlarını çiğnemeyen, izlediğin
kadarım öde tarzı sitelere sıradan erkeklerin görmeyi ar- j
zulayacağı malzemeleri yığdılar. Zaten var olan fotoğrafla!
taranarak internete aktarıldı ve internet sitelerine konuldu.
I
Onları görmek için müşterinin kredi kartı bilgisini girmesi
yeterli oluyordu. İşte bu noktada pornoda her şey değişti."!
İyice meraklanmış olan Callie ona daha hızlı anlatmasını
işaret ediyor. "Değişti derken ne demek istiyorsun?"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
• Hiniz beklersen anlatacağım. Şimdi, internet-kredi kara I
ödeme usulü devreye girene kadar porno ürün satıyorsanız
bu işin içinde olmanız gerekiyordu. Örneğin eğer film satı-1
yorsanız boğazınıza kadar bu endüstrinin içindesiniz demekti.
Başka kelimelerle anlatacak olursak, film setlerinde
olmanız, önünüzde seks sahnelerinin çekilmesi, insanları I
tanımanız, hatta belki kendinizi de kamera önüne koymanız
gerekiyordu. O zamanlar ortadaki ufak, herkesin herkesi
tanıdığı bir gruptu. Ama internet sitelerinde bu işi yapma- |
ya başlayanlar yepyeni bir gruptular. Onlarla pornonun üre- '
timi arasında başka insanlar vardı. Bu yeni tür satıcılar
elle- '
rini kirletmiyorlardı. Onlar paralıydılar ve asıl pornoculara
fotoğrafları ve filmleri için para ödeyerek işi
yürütüyorlardı."
"Yani?"
"Bu adamlar klasik anlamıyla pornocu değildiler. Fotoğrafları
internet sitelerine koyuyorlardı ve müşteri görmek isliyorsa
parasını ödüyoıdıı. Onlar iş adamıydılar. Pazarlama
planları, ofisleri, elemanları vardı. Bir altkültürün parçası
değildiler. Pisliğe bulaşmaları gerekmiyordu. Üsiclik
yaptıkları
yatırımlar çok iyi karşılık verdi. O ilk şirketlerden bazıları
her yıl milyonlarca dolar kazandılar."
lıı ınılınaz," diyor Callie.
Aıııa öyle. Bize önemli bir iş görünmeyebilir ama por-
•Hlııın laıillini eşeleyecek olursanız internetin devreye
giril
« in m ı bütün dengeleri altüst ettiğini görürsünüz. Dürüst-
M ıı İrmemi mi istiyorsunuz? 80'lerde porno endüstrisine
(fiı. n ulamların çoğu 70'lerdendiler. Uyuşturucular ve toptu
• I . partileri hayatlarının bir parçası, cinsel serbestlik
ise
«|ı inanlarıydı. Bu yeni adamlar ise oral seks yaptırırken
koli,
ılıı «.ekmeyi olsa olsa filmlerde görmüşlerdi. Çoğu
hayatinindi
bir kere bile bir porno setine gitmemişti. Bunlar takım
elbiseli adamlardı, yeni şans kapısını görmüş, milyonlu
I ı aııına peşindeydiler. Bu işi saygın hale getirdiklerini
lal. .oyleyebilirim - porno ne kadar saygın olabilirse."
Il ı şey oldu demiştin, ikincisi ne?"
blı yanda bu adamlar imparatorluklarını kurarlarken di-
,ı. ı tarafta da başka bir yetişkin devrimi' gerçekleşti:
Çiftler
va da kadınlar, amatörler, kendi web sitelerini kurmaya
İM ıL tdılar. Önceleri fazla yaygın değildi ama kısa sürede bu
«Ilı'İnin de sayısı arttı. Çoğunlukla kendileri, kendi seks
ha-
* allan ve çevrelerindekilerle yaşadıkları ilişkiler üzerine
kulıılu

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
sitelerdi bunlar ama çekici bir yanları vardı sıradan
ıı» müşterisi için, gerçektiler. Bu insanlar pornoyu
hayatlarını
kazanmak için değil, zevk aldıkları için yapıyorlardı
İzlenmekten ve benzeri sapkın dürtülerden hoşlanıyor-
Ianlı Ikına 'amatör porno' dendi."
Callie sıkılmış görünüyor. "Burada dünkü çocuklarla
konuşmuyorsun.
Hepimiz amatör pornonun ne okluğunu biliyoruz.
"Komşu Kızı" numaraları, eş değiştirenler vs. vs.
V M . . . "
"Klbcttc biliyorsunuz, üzgünüm. Klasik anlatma moduna
ligim için herhangi birine anlatır gibi anlatmaya daldım.
82 • Cc Kİ y Mcfadyen GÖl.Glf ADAM • 83
Tüm bunların konumuzla ilgisi ^u, bu ikinci tür poınoya
olan talebin klasik pornoya olan talep kadar büyük olduğu I
ortaya çıkınca bu insanların çoğu web sitelerini sadece zevk 1
için açık tutamaz hale geldiler çünkü o kadar fazla sayıda
insanın sitelerine erişebilmesi için yapmaları gereken öde®
meler ve sitelerini hayatta tutmak için yapmak zorunda kal- j
dıkları harcamalar çoğunun bütçelerinin üzerine çıktı. O za- ]
man onlar da pornoyu iş olarak görenler gibi ufak ücretler
talep etmeye başladılar. Bu kişilerden de işe erken girenler-
'
den milyonlar kazananlar oldu. Ve -asıl anlamanız gereken
bu- onların hiçbiri porno endüstrisinden insanlar değillerdi.
Yetişkin filmleri sektöründe hiç tanıdıkları yoktu. Porno
dergilerle ya da yetişkinlere özel ürünler hazırlayan firma- ;
laıla ilgileri yoktu. Bu insanların bu işe girmelerinin önce-1
likli nedeni para kazanmak değil, bu işten zevk almalarıydı."
"Bunun sağlıklı olduğunu düşünün ya da düşünmeyin
porno endüstrisinde yepyeni bir demografi ortaya çıktı.
Anneler
ve babalar. Sokakta karşılaşacağınız insanlar. Gizli birer
hayat sürüp internet aracılığıyla cinselliklerini ortaya se- i
riyorlarclı." Bana dönüyor. "Sana söylediğinin doğru
sayılamayacağım
söylediğimde bunu kastediyordum. Arkadaşının
web sitesini gördüm. Soft porno işler vardı - seks yoktu bile
denilebilir. Mastürbasyon yapmış, seks oyuncakları
kullanmış...
Buna benzer şeyler. İzleyenlerden para almış ama
-her ne kadar bunu da onaylamasam da- fahişe değilmiş." j
Durup doğru kelimeleri arıyor. "Demek istediğim, bilmiyorum,
belki arkadaşını hatırlarken bunu bilmenin yararı olur
diye düşündüm ama..."
Yüzüme yorgun bir gülümseme yerleşiyor. Gözlerimi kapatıyorum.
"Tüm bunları sindirmek zor l.eo. Hiçbiriyle ilgili
m hlhsettiğime emin değilim. Ama evet, onun fahişe ulıiı
».İllimi bilmek rahatlatıcı."
I Hhtlnceler zihnimde uçuşuyor. Kendi isteğiyle soyunup

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
|iıı^ veıen Annie'yi düşünüyorum. İnsanların sakladıkları
ııııI mi merak ediyorum. O her zaman çok güzel, vahşi bir
ı ilimdi < .insel sırları olduğunu keşfetmek beni şaşırtmazdı.
A|llıi hu bu beni hazırlıksız yakalıyor. Çünkü bu konuda
m lıi -teltiğime, nerede durduğuma emin değilim.
I lalı/amin sayfaları arasından aniden bir görüntü
fırlayıytMly
» Matı de ben de yirmi altı yaşındayız. O yılki sevişiH.
I, ılım/ ancak mükemmel kelimesiyle tasvir edilebilirler.
||Vlml/ln her tarafında sevişiyoruz. Denemedik pozisyon bıı
ılımıyoruz. Üstelik bu, özel bir çaba harcadığımızdan delili
ilinizden geldiği için böyle. İşleri "renklendirmeye cali
ı\. ıı değiliz, işler, kendiliklerinden renkliler. Birbirimize
ı. a ar/udun çılgına dönmüş haldeyiz.
İkimiz arasında cinsel açıdan maceracı olan bendim,
slıitı daha tutucu ve sakin davranırdı. Ama eski atasözünün
ı I ı . lift! gibi: Asıl sakin sudan korkacaksın. Benim tek
bir ha-
, I. tlıııle, heniıııle beraber cinselliğin en karanlık
noktalagelebilir,
keşfedilmemiş yerleri keşfedip, yeni tatlan deln
'bilirdi. Benimle beraber dolunaya karşı ulur, hiç çekinin.
den bana uyunı sağlardı. Onun en sevdiğim özellilderin-
.1. ııdl hu. Muhteşem, nazik bir adamdı ama istediğim anda
l.ıı özelliklerini değiştirir, sert ve karanlık -belki biraz
da
ı. Iıllkeli- biri haline gelirdi. O benim kahranıanımdı.
Ama...
Mit kötü adamı" arzuluyorsanı, Man bu isteğimi de rahatça
\. cine getirirdi.
Hiı modern bir çifttik. Arada bir birlikle aeık saçık tilm-
111 İzlerdik. Bazen ona porno sitelere bakmamızı önerirdim.
||ı ı /anvan onun lakıııa adlarını kullanırdık. İler ne kadar
84 • Cody Mcfadyen C.ÖLGE ADAM • 85
herkesin yaptıklarını «¿'«elleyen Büyük Abi ben olsam daj
büyük Abi konusunda paranoyaktım. FBI imajımı boza mas
dım. Bu yüzden biz de Matı'in takma adlarını kullanarak]
bağlanırdık. Yani pornolara bakan Matt'iıı takma adıydı, bazen
onunla dalga geçer, ona bu evlilikteki sapık olduğum
söylerdim.
Bir de dijital kameramız vardı. Geçtiğimiz yıl bir gece, o]
dükkândayken aklıma bir fikir geldi. Giysilerimi çıkartıj
birkaç çıplak fotoğrafımı çektim. Yüzümü çekmemeye özel
gösterdim. Sonra kıkırdayarak ve heyecan içinde bu foto|
rafları bu tür fotoğrafları toplayan web sitelerinden birini
koydum. O eve geldiğinde tamamen giyinmiştim ve o gül
ne yaptığıma dair en ufak bir ipucu yoktu ortada.
Bir hafta geçti ve ben bu olayı unuttum. Bir davaya gc
mülmüştüm. Matt, sevişmek, yemek ve uyumak dışında hiç-]
bir şey zihinsel programımda yer almıyordu. Yorgunlukta!
ölür halde gece geç saatte eve döndüğümde son gücümv

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
de kullanarak kendimi yatak odasına attım. Ellerini kafasının
iki yanına koymuş olan Matı yatağa uzanmıştı ve yüzünde
çok garip bir ifade vardı.
"Bana anlatmak istediğin bir şey var mı?" diye sordu.
Kafam karışmış olarak duraksadım. Ne kastettiğini arıla-]
mayı deniyordum. "Bildiğim kadarıyla yok. Neden?"
"Beni izle." Yataktan kalkıp yanımdan geçerek evdeki]
ofise ilerledi. Onu takip ettim. Bilgisayarın başına oturdu, |
ekran koruyucusunun kalkması için bir tuşa bastı.
Gördüğüm yüzümün kıpkırmızı olmasına neden olmuştu.
Bakışlarımı yere indirdiğimde yanaklarım alev alevdi.
İnternetteki
bir siteydi. Herkesin görmesi için fotoğraflarımı ]
koyduğum site. Matt bana döndüğünde yüzünde bir sırıtış
vardı.
11•'11 e mail atmışlar. Görünüşe gore onlara yolladığın
hllııHiıill.ıı hoşlarına gitmiş."
ı ı .l .m kesilip biraz daha kızardım. Tahrik olduğumu
h*l . dince kendimi daha da utanç içinde hissettim.
Itıınu bir daha yapmamalısın Smoky. Yüzünü çekmemiş
İni. ..m Çok akıllıca bir hareket değil; hatta oldukça apı
ılı ı lıiı hareket. Eğer bunu öğrenseler jet hızıyla seni
işten
llılllılull."
• ıi/Um kıpkırmızı olarak ona bakıp kafamı salladım.
M.ı h.ıklısın, yapmam. Ama..."
ıı. ı /.iman çok seksi olduğunu düşündüğüm biçimde
im lığını kaldırdı. "Ama..?"
Ama şimdi bunu bir tarafa bırak - hadi sevişelim."
IIiml7.de giysilerimizi çıkarttık ve deliler gibi seviştik.
• \l uya dalmamızdan hemen önce bana söylediği şey o kalktı
I ikli ki şimdi hatırlayınca kalbime bıçak saplanmış
|tllı| uluyorum. Gerinmiş, gözlerini kısmıştı.
T'it '" diye sordum.
ı bl ila artık babamın döneminin FBl'ı değil, öyle değil
IHI'"
ıı. ıı kıkırdamaya başlayınca o da bir kahkaha attı. Yenili
n nevişip birbirimizin kollarında .uykuya daldık.
. ı ıı '.kinlerin kendi hayatlarını renklendirmek için
yaptıkla-
,ı |||ı,biı şeye önyargıyla yaklaşmıyorum. FBl'ın resmi tavrı
m bllırsa olsun, benim kişisel duruşum bu. Her gün ölüm
Hnıltyoruııı. Başka birinin göğüslerini göstermesi karşısında
ııhılk olmam zor. Ama benim normal bulduklarımla ırıasııııhf-
yon yaparken beni izlemeleri için insanlardan para almak
arasında fark var.
86 • Coclv Mcfadven GÖLGE ADAM • 87
Annie'nin bu işi gerçekten para dışında nedenlerle yapıp
yapmadığını mcıak ediyorum. Arkadaşımı hamladığım k;ı
darıyla paradan daha fazlası söz konusu olmalıymış gibi geJ
livor. O her zaman özgür ruhlu bir insandı, güneşe gereğin]

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
den yakın uçan bir dişi İkarus.
Silkinip hayal aleminden uyanıyorum. Ne kadar zaman
kaybettiğimi merak ediyorum; acaba konuşmanın ortasında:
donup hayal alemine dalan ve dakikalar sonra hiçbir şey ol
mamış gibi dünyaya dönen insanlardan mı olacağım? Dürij
yadaıı koptuğumu diğerlerine belli etmemeye çalışarak çevreme
bakmdığımda James'in bakışlarını üzerime diktiğini
görüyorum. Nedense bir an için onun benim bir zamanlaı
yolladığım çıplak fotoğraflarla karşılaşacağı paranoyası kap»
lıyor içimi. (Gözümün önüne gelen sahne çok komik, Ja
mes, ekranda benim çıplak fotoğraflarla görüp sapsarı kesl»
liyor...) Ah, işte o zaman gerçekten kendimi öldürmek zorunda
kalırdım.
"Sen bu işlerden anlıyor görünüyorsun Leo. İşin bilgisal
yar kısmında sana ihtiyacımız olacak, umarım şu süper
ineklerdensindir."
"Hem de en siiperlerindenim."
"Şimdi şu notu duyalım."
Callie çantasına uzanıp dosyadan e-mailin katlanmış bilgisayar
çıktısını alıp bana uzatıyor. Bana uzatırken ortalık
yeniden geriliyor neden olduğunu anlamasam da.
"Bunu okudun mu?" diye soruyorum James'e.
"Evet." Tereddüt ediyor. "Oldukça... ilginç."
Göz göze geliyoruz ve bağlantıyı hissediyorum. Su v<j
yağ gibi. Aynı kapta iki farklı madde. Uyuştuğumuz yer burası
ve ne söylerse söylesin, ne kadar uyuz davranırsa davransın,
ne düşündüğümü bilmek istiyor.
l i|jıli.< yazanları olunken kelimelere, dizilişlerine, beıı-
•H |ıı limeler arasından hangilerini kullanmayı tercih
ettiğini
I.Mii'.antre oluyorum. Katilin zihnine girmenin anahtarı
Im I 1 İlmeler çünkü onları yazarken uzun uzadıya düşündüj)
ııiı> eminim. Davayı ele alan herkes için bu belge palıa
bilimi
Uize bu canavarla ilgili pek çok ipucu verecek -
I M lan bulmayı başarabilirsek.
O/Mİ Ajan Smoky J. Barrett'a,
Miılrce onun okuması için elemeyi isterdim ama siz
I lU'ılıtklIcrin avlanmak söz konusu olduğunda özel hayata
allıı
niıiılıp,ıııızı biliyorum. Bütün kapılar kırılacak, bütün ya-
IHMI I I denilecek, bütün gölgeler kovalanacak.
• >m elikle arkadaşını öldürmemle polise haber vermem
ıı ımülaki boşluk için özür dilerim. Ne yazık ki başka türlü-
«II ıııllınkün değildi. Çarkları döndürmeye başlamak için ara-
'I ila /.imana ihtiyacım vardı. Sana1 karşı dürüst davranmak
l.ılyoııım Ajan Barrett ve öyle de davranacağım. Her ne kâin
/.ııııana ihtiyaç duyuyor olmam birincil etken olduysa da
Millik Bonnie'nin üç gün boyunca annesinin cesediyle yüz
ı ıı T olduğunu, onun ölü gözlerine baktığını, leş kokusunu
ln.ldıunak zorunda kaldığını düşünmek de benim için heye-

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
> mı uyandırıcıydı.
( > küçük kızın iyileşebileceğini, bu olayın etkilerini atla-
> «lılli'ceğini düşünüyor musun? Yoksa öldüğü güne kadar bu
ılıyın anıları onun peşini bırakmayacaklar mı? O gün yakın
ıııı olacak, yoksa kendi elleriyle mi öldürecek kendini? Belki
(Oyalardan kurtulmaya çalışırken fazladan alınmış uyku hapl.
ııı y-A da bileklere atılan birkaç kesikle. Bu soruların
yanıtı
in ,uıcak zaman verebilir ama üzerlerine düşünmek ilginç.
8S - Cody Mcfadyen GÖLGK ADAM • 89
B i r a z daha dürüstlük: Çocuğa dokunmadım. İnsanların acı „1
çekmelerinden hoşlanıyorum, tam bir klişeyim. Çocuklara teca-
I
vüz edilmesine ahlâken karşı olduğumu söyleyemem ama benim I
için bir cazibesi yok. Kız sapasağlam. En azından fiziksel
olarak. I
Onun beynine tecavüz etmek bana yetti.
Ölüme kafasını çeviremeyecek birkaç insandan biri oldu- n
ğundan sana arkadaşının ölümünü anlatacağım. Annie King.
Ölümü hızlı olmadı. Kolay da. Çok acı çekti. Hayatı için yal-
I
vardı. Bunu hem eğlendirici hem tahrik edici buldum. Merak
ediyorum, bunlar sana benimle ilgili neler düşündürüyor 9
Ajan Barrett?
Sana yardım edeyim.
Çocukken cinsel ya da fiziksel tacize uğramadım. Yatağı- ||
mı ıslatmazdım ve ufak hayvanlara işkence etmedim. Ben H
bunlardan çok daha safım. Ben bir mirasım. Yaptığımı yapı- B
yorum çünkü bu kanımda var. Ben İLK olanın soyundan-ge- •
liyorum. fl
Bu gerçekten benim yapmak için doğduğum iş. Hazır mı- I
sın Ajan Barrett. sindirilmesi kolay değil söylediklerimin.«
Ama lafı dolandırmanın anlamı yok: Ben doğrudan Karinde- •
şen Jack'in soyundan geliyorum. H
İşte, söyledim. Sen, hiç şüphesiz bu satırları okurken |
inanmayarak kafanı sallıyorsun. Beni de diğer delilerle aynı
||
kefeye koyuyorsun. Gaipten sesler duyan ve Tanrı'dan emir |
aldığını iddia edenlerin arasına. ' I
Bu yanlış anlaşılmayı ortadan kaldıracağım, hem de çok I
yakında. Ama şimdilik bunu bir yana bırakalım. Arkadaşın
'Annie King bir fahişeydi. Süper-teknolojinin bilgi otobanın-
1
da çalışan bir modern zaman fahişesi. Çığlıklar atarak ölme- •
yi hak ediyordu. Fahişeler dünya yüzündeki kanserlerdir; o |
da istisna değildi.
Aın.ı ilkti. Bonim ilkim Sonuncusu olmayacak.
Al ımın izinden gidiyorum. Onun gibi ben de yakalanmadın
ıi{¡ıııı ve yine onun gibi ben de tarihe mal olacağım. Benlin
Dodektif Abberline'ım olur musun Ajan Barrett?
Umarım. Gerçekten umarım.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
< <"l kovalamacaya şöyle başlayalım: Ayın 20'sinde ofisinl<
-il Sana bir paket gelecek ve söylediklerimi doğrulayanı
Hor ne kadar benim sözüme güvenmeyeceğini bilsem
İM ıAlta garanti ederim ki içinde bomba ya da bubi tuzağı ol-
HMyıtı .»k.
I .ıı ve küçük Bonnie'yi ziyaret et. Artık onun yeni anne-
• ..lıluğuna göre belki geceleri birbirinizin çığlıklarını
yatışın
u MIH/..
V«' hatırla - sesler, Tanrı'dan gelen emirler yok.
II im olduğumu, ne yapmam gerektiğini bilmek için tek
ılllılfiıııcm gereken kendi kalbimin sesi.
( rlıennemden,
|*ck Jr.
• »kumayı bitirdikten sonra bir süre konuşmuyorum. "Ne
un I lupnnış," diyorum sonra.
Hu deli daha," diyor Callie katilin iddialarını ciddiye
alımlılığını
açıkça ortaya koyan bir edayla.
Dudaklarımı ısıt ıyorum. "Sanmıyorum. Bu katilde delilikti
ıı fazlası var." Düşüncelerimi toparlayabilmek umuduyla
I alamı sallayarak James'e bakıyorum. "Bu konuyu daha
nflra konuşuruz, birsîire düşünmeme izin veıin."
kalasını sallayarak bana katıldığını belli ediyor. 'İîvel.
Ilı n ıl<- herhangi bir sonuca varmadan önce olay mahallini
H<'ilinek istiyorum."
90 • Cotly Mefadyen GÖLÜK ADAM • 91
Yine aramızdaki benzerlik perde arasından bir anlığiı
da olsa kendini gösteriyor. İkimiz de olayın oldıığıı yofl
görme zorunluluğu duyuyoruz. Cinayet mahallini. Katiljy
kokusunu almaya ihtiyacımız var.
"Olay yerinden bahsetmişken," diyorum, "San Francist
polisinden ihbara ilk yanıt veren kim olmuş?"
"Eski arkadaşın Jennifer Clıang." Alan uçağın ön tarafır
dan sorumu yanıtlayarak beni şaşırtıyor. "Onunla dün ge<
konuştum. Senin de bizimle geldiğinden henüz ha ben]
yok."
"Clıang... Bu iyi haber. O en iyilerindendir." Dedektifi
Chang'le yaklaşık altı yıl önce bir dava üzerinde çalışırla
tanıştım. Benim yaşlarımda, son derece becerikli, keskin bjj
espri anlayışı olan hoş bir kadındır.
"Hangi noktadalar? Olay yerini incelemeye başlamışta
mı?"
"Evet," diyor Alan yakınımızdaki bir koltuğa geçerket
"San Francisco Olay Yeri Ekibi, Chang'in diktatörvari tavır
ları eşliğinde mekânı incelemiş. Dün gece yarısı konuştuğu]
muzcla cesedi adli tabibe yollattırmış, fotoğrafları
tabettirrrüj
ve Olay Yeri Ekibi'ııe bütün işi tamamlattınıııştı. İpler,
izler
mikroskobik kalıntılar... Hepsi. Kimse korkudan gıkını çy

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
kanamamış. O kadın lam bir diktatör."
"Ben de onu öyle hatırlıyorum. Ya bilgisayar?"
"Parmak izi aramak dışında bilgisayara dokunmamışlar."]
1-co'ya kaçamak bir bakış fırlatıyor. "Bay süper-zekâ onlar
dokunmamalarını, gerisinin kendisinin halledeceğini söyle
m iş."
Leo'ya bakıyorum. "Planın ne?"
"Oklukça basit. Önce bilgisayara dosyalan silecek herhangi
bir tuzak kurulup kurulmadığına bakmam gerekiyor.]
m, l.tıl)t"ları size ilettikten sonra daha detaylı bir
inceleme
\ ıpııı ık Kin onu ofise götüreceğim. Bir itirazınız olmazsa?"
ı.ıl/.cl. O bilgisayarda ne varsa bilmek istiyorum Leo.
Millim ıllinıiıiş dosyalar, e-mailler, resimler... Her şey...
Ve
hu ey derken gerçeklen her şeyi kastediyorum. En ufak
m bile kaçırmamalıyız. Katil, Annie'yi internet aralı-
(¡nlı buldu. Bu yüzden ilk silahının bilgisayar olduğunu
Vıii'niyıııalıyız."
I İlcimi ovuşturuyor. "Bilgisayarı bana teslim edin yeter."
Allin sen bildiğimiz yolu takip et. SEPD^nin bütün ıa-
|.ıHİllimin kopyalarını al ve hepsinin üzerinden geç."
I imanı."
• ıillıe'ye dönüyorum. "Sen Olay Yeri İııceleme'yi al. San
ı. un ı-.co ekibi iyidir ama sen daha iyisin. Öncelikle nazik-
.. davıan ama sorun çıkartırlarsa ikna gücünü kullanabilirdin
"
ı alile sırıtıyor. "İstediğimde oldukça ikna ediciyiıııdir."
I.ıınes, sen şimdilik adli tabiple görüşüyorsun. Biraz
İ n l i yap. Otopsinin bugün bilmesine ihtiyacımız var. Sonla
-li ninle gidip olay mahallini inceleriz."
Yeniden düşmanca bakışlar. Ama itiraz etmiyor.
Konuşmama devam etmeden önce bir anlığına susup
ilişilmelerimi gözden geçirerek hiçbir detayı atlamadığıma
ı mln oluyorum.
I lepsi bıı mu?" diye soruyor Alan.
Sesindeki öfkeye şaşırmış olarak ona dönüyorum. Nelleıı
öfkelendiği konusunda en ufak bir fikrim yok.
"Sanırını."
\yağa kalkıyor. "Güzel." Uçağın arkasına yürüyüp bizılrn
uzaklaşırken aklından neler geçtiğini merak ediyoruz.
I m I r.ııu'fcı'o Polis l\.-p;»l«i:ını.
92 • Cody Mcfadyen
"Bu neydi böyle?" diye soruyor Callie.
"Ne saçmalık!" diye atlıyor Leo.
Callie ve beıı aynı anda kafamızı çevirip ona bakıyoruj
Ortalık düşmanca bakışlarla dolu.
t.eo bir Callie'ye bir bana baktıktan sonra tedirginleşiyc
"Ne?"
Callie, küçük bir çocuğa açıklama yapar gibi bir ses
nu takınarak, "Çocuk/' diye açıklıyor, "arkadaşıma sataşın?

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Arkadaşıma benden başka kimse sataşamaz. Anlıyor musun?"
Leo'nun yüz ifadesinin değişip çocuksulaşmasını izliye
rıım. "Elbette. Ne de olsa ben sizin arkadaşınız değilim, öy<
le değil mi kızıl?"
Callie önce terslenecekmiş gibi davranıyorsa da anider
yüzündeki ifade yumuşuyor.
"Hayır tatlım, söylemek istediğim bu değil. Biz bir- tür
klan değiliz ve bu burası da kilise değil. Yani dışlanmış inek
rolünü bir tarafa bıraksan iyi olur." Öne eğiliyor. "Demek
istediğim
şu: Ben o adamı severim. Ve sen ona sataşma hakkına
sahip değilsin. Henüz. Anlıyor musun?"
Leo da sakinleşmiş görünüyor ama geri çekilmeye tam
olarak hazır değil.
"Tamam anlıyorum, ama bana bir daha 'çocuk' deme.'
Callie sırıtarak bana bakıyor. "Belki de sonunda bize
uyum sağlar, ha Sınoky?" Tekrar Leo'ya dönüyor. "Eğer hayalına
değer veriyorsan beni asla 'kızıl' diye çağırma küpeli
çocuk."
"Ben Alan la konuşmaya gidiyorum," diyerek yanlarından
ayrılıyorum. Kafam dağınık olduğundan, atışmaları beni
normalde eğlendireceği kadar eğlendirmiyor. Oysa eskiden
Callie'ııin insanlara çıkışmasını dinlemevi severdim.
GÖLCE ADAM • V3
(•İllideki lider parça Callie'nin terslemelerinin Leo için,
|ı |ıitı«i\|ıı da lakım için iyi olduğunu soylüyor. bu tavır
i||< ı ıı Ilın göre l.eo'yu kabul ettiğinin işareti.
ı |ı ı bu şekilde geliştiği için memnunum. Bazen bir tabını
. M| uzıın süre birlikte çalıştığında dışarıdan gelen tüm
fytll» ı. I ıpalı, neredeyse insan sevmez bir grup haline ge-
•|ı Mı. ılıınııu sağlıklı değildir ve o yolda olmadığımızı
gör-
II ı ıı < I Taze kana kapımız her zaman açık. En azından
tellin M benim kapımız. James pencereden dışarı bakarken
IH ı aııı.ınki gibi soğuk ve içedönük. Bu tür bu atışmalarda
b u n v« ıı yok. Her zamanki beş yüz yaşında James.
Alan m oturduğu sıraya gidiyorum. Ayaklarına bakıyor
ın< ı |•.ulamaya hazır bir bomba olduğu belli.
• nuru tamın sakıncası var mı?" diye soruyorum.
ı İmi sallayıp oturabileceğimi işaret ederken yüzüme
11.1 nıı\ ı ıı bile. "Bana ne."
• Hıııup gözlerimi yüzüne dikiyorum. Yüzüne baktığımı
l ııl ı dince kafasını pencereye çeviriyor. Doğrudan
yaklaşımın
ı n işlevseli olacağına karar veriyorum. "Senin neyin
v ı||'"
İlana baktığında gözleri ölke dolu. "bu da ne demek?
ı ı li|ı benim arkadaşım olduğunu mu göstermeye çalışıyor-
«ıjıtr
ı.ılııguııı kesiliyor. Aptallaşıyorum. Hazırlıksız yakalandım.
Un halinin geçeceğini umarak Alana bakıyorum ama öfkeı|

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
ı/alacağına artıyor.
I ı-e?" diyor en ters tavrıyla.
Man," diye sakin bir sesle söze giriyorum. "I lepimiz senin
• .mini sıkan bir şevler olduğunun farkındayız. S:itlete
ı|ll\ı H ıııil.''
94 • Cotly Mcfadyen
Bakışlarındaki öfke önce iyice artar gibi olsa da ardındal
alevler vaiıçtı. Biraz. Bakışlarını ellerine çeviriyor.
"Elaina hasta."
Bu ani itiraf nedeniyle sudan çıkmış balığa dönüyoruı
Beklediğim kesinlikle böyle bir şey değildi.
Elaina Manan eşi. Onu da Alan'ı tanıdığım kadar uztfl
süredir tanırım. Harika bir Latin Amerikalıdır ve kalbi de fU
ziği kadar güzeldir. Hastanedeyken beni ziyarete gelmişti
Tek ziyaretçim. Doğruyu söylemek gerekirse bana seçııv;
şansı bırakmadı... Nöbetçi hemşireleri kovalayarak odamı]
daldı ve yatağımın kenarına oturarak onu itmeye çalışan el
lerimi umursamayıp bana sarıldı. Tek kelime konuşmadık. |
O sarılmanın sıcaklığı sayesinde kalkanları suya indirdim vej
gözlerimden yaşlar akmaya başladı.
Elaina'ya dair en güçlü anım hep bu olacak.
Dünya gözyaşlarımın arkasında bulanıklaşırken Eİfıina'nın
saçımı okşayarak İngilizce İspanyolca karışımı bil
dille beni sakinleştirmesini asla unutmayacağım. O beniı
arkadaşım. Enclcr rastlanılan bir türden, sonsuza kadar
sürecek
bir arkadaşlık bu.
"Ne? Ne demek isliyorsun?"
Belki de sesimde duyduğu korku öfkesini bir tarafa bırakmasını
sağlıyor. Gözlerindeki alevler tamamen söndü,
geriye sadece acı kaldı.
"Kolon kanseri. İkinci seviyede. Tümörü aklılar ama
yayılmıştı.
Kanserli hücreler ameliyattan önce diğer organlara
sıçramışlar/'
"Peki bu ne anlama geliyor?"
"İşin boktan taralı da bu. Hiçbir anlama gelmiyor. Belki
bu yeni kanser hücreleri bir sorun olacak, belki de olmayacak.
Belki daha da yayılıp onu öldürecekler. Kemoterapi
GÖLGE ADAM - 95
l . II ı he yarayacak, belki yaramayacak. Doktorlar kesin
iıi1 bu ey söylemiyorlar." Gözlerindeki acı daha da artıyor,
l: .in ii ı olduğunu, aşırı acı çekmesi yüzünden anladık. Ön-
• .ıp ındlsiı olabileceğini düşündük. Hemen ameliyata alıp
ııınınııı buldular ve çıkarttılar. Sonrasında doktorun bana
m ılı iliğini biliyor musun? Bana dördüncü aşamada olduğunu
kanının büyük ihtimalle öleceğini söyledi."
I İlerine bakıyorum. Titriyorlar.
• >n.ı söyleyemezdim. Yeni yeni iyileşiyordu, anlıyor
imi nn/ Endişelenmesini istemedim; yalnızca operasyonun
• il ıl> nnden kurtulup nekahat dönemine konsantre olması

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
|n hiı dım. Bütün bir hafta boyunca onun öleceğini
düşiinllılın
ve yüzüne her baktığımda, aklımdan geçen tek düştin-
11 İm oklu. Neler olduğuna dair en ufak bir fikri bile yoklu
lalsız bir kahkaha atıyor. "Kontrol için hastaneye dönılı!|
iııınüzdc, doktor iyi haberi verdi. Kanser ikinci aşamalı,
di, dördüncü değil. Beş yıllık süreçle hastaların %80'i
bili niyordu - anlayacağın rakamlar bir anda lehimize dön-
• lııln Doktor sırıtırken Elaina ağlamaya başladı. Kanserinin
düşündüğümüz kadar ilerlemiş olmadığını öğrenmişti, oysa
ıı noktada hiçbir şeyden haberi olmadığından bunun iyi hain
ı olduğunu dahi bilmiyordu."
"Alı. Alan..."
'Yeniden kemoterapi görmesi gerekecek. Belki radyasyon
tedavisi de. Hâlâ bilgi ediniyoruz. Karar vermek kolay
lleğil Yeniden kocaman ellerine dönüyor bakışları.
(>nu kaybedeceğimi sandım Smoky. Simdi bile, rakanı-
I ıı lehimize olsalar, doktorlar iyileşeceğini söyleseler ele.
bilmiyorum. Emin olduğum tek sey yokluğıinun ne katlar
Ilı ı verici olacağı."
96 - C<Hİy Mcfadyen GÖI.GE ADAM • 97
Yeniden bana döndüğünde, öfke tekrar gö/.leı inde.
"Bütün bir lıafıa bununla boğuştum. Onu kaybetme kor
kuşundan kıırmlamıyorum. Tek hissedebildiğim Elaina'j
kaybetme ihtimali. Ve ben ne yapıyorum? Bir sonraki ola]
mahalline uçuyorum. Karımsa evde tek başına uyuyor.1
Pencereden bakıyor. "Belki şimdiye uyanmıştır ama ben yanında
değilim."
Ona bakıyorum. "Tanrım. Alan! Neden izin almadın? El|-1
inanın yanında olmalıydın, burada değil. Davayı sensiz de
halledebiliriz."
Dönüp bana baktığında gözlerinde gördüğüm acı nefc
simi kesip kalbimi durduracak kadar ağır.
"Anlamıyor musun? Burada okluğum için öfkeli değilim.
Öfkeliyim çünkü burada olmamam içiıı neden yok. Her şey
ya iyi olacak ya da olmayacak. Benim elimden gelen hiçbiı
şey yok." Ellerini havaya kaldırıyor. "Bu ellerle adam
öldürebilirim.
Bu ellerle ateş edebilirim. Bu ellerle karımı okşayabilirim
ve-yemek yiyebilirim. Güçlü eller bunlar. Becerikliler.
Ama uzanıp karımın içinden kanseri çıkaramam. Ona
yardım etmek için elimden hiçbir şey gelmiyor Smoky, ve
ben. buna kal kınamıyorum."
Eller yeniden kucağına düşüyor ve umutsuz bakışları onlara
dönüyor. Ben de bakışlarımı ellerine çevirip arkadaşımı
teselli edecek kirli meleri arıyorum. Hem onun korkusu
hem de kendi korkum içimi kaplıyor. ıVJatı'i düşünüyorum.
"Umutsuzluğunu iyi anlıyorum Alan."
Bana baktığında yüzünde sürekli değişen duygular var.
"Biliyorum Smoky. Yine de yanlış anlama ama. olaylar
düşünüldüğünde bu hiç de rahatlatıcı değil." basını öne

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
eğivor. "Alı. kahretsin, öyle demek istemedim. Ağzımdan
yanlış çıktı.
I,alamı sallıyorum. "Önemli değil. Benim başıma gelcıı-
|ı ıtn biı önemi yok. Şu için önemli olan sen ve Elaina'mn
gelenler. Bana içini boşaltırken birde hislerime dikkat
• ımeni bekleyemem."
'.anının haklısın." Bir an nefes alamayaeakmış gibi olu-
V"i Kahretsin Smoky. Ben ne yapacağım?"
İten..." Arkama yaslanıp düşünüyorum. Ne yapabilir?
'ı. uıdeıı göz göze geliyoruz. "Onu sevecek ve sevgini göslt
ııın k için her fırsatı değerlendireceksin. Arkadaşlarının
Mimi yardım etmelerine izin vereceksin. En (»nemlisi de
ilıiıı, her şeyin yolunda gidebileceğini aklından çıkartmayal
a m Kader ağlarını sana karşı örmüş değil."
Acıklı gülümseme geri geliyor yüzüne. "Bardağın yarısının
dolu olduğunu düşünmemi öneriyorsun demek?"
b'pkiın hızlı. "Kahretsin, evet. Elaina'dan bahsediyoruz.
İlan kığın yansının dolu olması dışında hiçbir seçenek yok
Alan "
Pencereden dışarı baktıktan sonra bakışlarını yeniden elli
ıııtr çeviriyor. Çaresizlik pis bir duygu. İnsanı içten içe
keıııinlıj'.
i için çıkılacak kapı bırakmıyor.
Aıkathışımdaki varlığını her zaman takdir ettiğim ııeza-
I" ı geri geldi. "Teşekkürler Smoky."
Söyleyecek sözüm yok.
bu aramızda kalsın olur mu?"
Anlaştık. İyi misin?"
Kendini toparlıyor. "Eveı, evet iyiyim." Bana bakıp
gülümsemeyi
deniyor. '"Ya sen? Sen iyi misin? Senden bahsetme
şansımız..."
Onu bir hareketle susturuyorum. "Denemediğinden deı,
ıl Ve evet. şimdilik iyiyim."
"< '.ü/el."
98 • Ccxlv Mdadven
Ses çıkarmadan birbirimize bakıyoruz. Anlaşmak için kc>
nuşmamıza gerek yok. Ayağa kalktıktan sonra, uzaklaşma
dan önce elimi omzuna koyuyorum.
"Her şey yoluna girecek."
Önce Callie, şimdi de Alan. Problemler, kalp acıları ve;
gizemler. Suçluluk duyuyorum. Geçtiğimiz altı ay boyuna
kendimi kişisel acılarıma o kadar kaptırmışım ki
arkadaşlarımın
sorunları olduğunu fark etmedim bile. Onların da ha
yatlarında her şey yolunda gitmiyor olabileceğini düşünmem
gerekirdi. Kendimden utanıyorum.
"Her şey yolunda mı tatlım?" diye soruyor Callie yerine
otururken.
U1 ler şey yolunda."
Tam kendisine özgü yoğun bakışlarıyla beni süzdükten

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
sonra söylediğime inanmadığı halde zorlamayıp konuyu
değiştirmeye karar veriyor. "Söylesene tatlını hepimize
görevlerimizi
dağıttın aıııa sen bu arada ne yapacaksın?"
13u soru, beni uçuşun gerçek amacına döndürdüğü için
ürperiyorum.
"Öncelikle gidip Jenny ile konuşacağım, belki onu bir
kahve içmeye davet ederim." James'e bakıyorum. "İşinde iyi
ve olay mahallini tazeyken gördü. İlk izlenimlerini öğrenmek
isliyorum." James kafasını sallayarak beni onayladığını
belli ediyor. "Sonra da elimizdeki en önemli ipucunu kontrol
edeceğini."
Kimse ne kastettiğimi sormuyor çünkü neden bahsettiğimi
biliyorlar ve bu isi ben halledeceğim için memnunlar.
10
Sın Francisco polis departmanının binasına giderek
jeıınifer Chang'i sorduğumuzda bizi onun ofisine
yönlendiriyorlar. Geldiğimizi görüyor. Beni gördüğü
mı ın gözleri aydınlandığı için hoşnudum. Yanında tamın
nlıftım başka bir polisle bize doğru geliyor.
'.ınoky! Bana senin de geleceğini söylememişlerdi."
!•<»ıı dakika değişikliği diyebiliriz."
Inıııiler yakınımıza geldiğinde durup beni baştan aşağı
illi ı gözle süzüyor ve diğerlerinin aksine yara izlerine gel-
I dininde ilgisini saklama ihtiyacı duymuyor. İzler onun için
in* tak uyandırıcı.
ı > kadar da kötıi değiller," diye yorumda bulunuyor inli
l< a nesi bilince. "İyi iyileşmiş. Ya ruhun?"
K.matlığı zamanlar oluyor ama iyileşiyorum."
İyi. Buraya davayı üstlenmeye uıi geldiniz?" Lifi uzatmadan
is konuşma zamanı-. Bu kısmı iyi halletmeliyim; evet
dav.ıhırım onlardan alıyoruz ama Jenny'nin ya da diğer San
I ı.ınıisco polis departmanı (iyelerinin rahatsız
hissetmelerimmn
i istemiyorum.
100 • Cody Mcfadyen
"Evet, davayı sizden alacağız ama hunini yegâne ııcdcnı
katilin bana mesaj bırakmış olması. Kuralları biliyoiMiııu/.,
O e-mail bir federal ajan için -benim için- yazılmış, bu da
davayı federal yapıyor. Kesinlikle sizin bu işi
yapamayacağınızı
düşündüğümü/ü zannetnıemelisiniz."
Çözlerini kapalıp söylediklerimi iartıyor. "Tamam, öyle]
olsun. Siz çocukklar bana karşı hep açık davrandınız."
Onu içinde iki masanın yer aldığı ufak bir oda olan ofisine
doğru takip ediyoruz. Ne kadar iyi bir dedektif oldu-j
ğıınu bilmeme rağmen şaşırıyorum. "Kendi ofisin Jenııy.
Oldukça
etkileyici."
"Son üç yılda arı arda en yüksek dava çözme oranına sahibim.
Şef ne istediğimi sordu, ben de bunu isledim. Sorun

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
çıkartmadan verdiler." Sırıtıyor. "Bunu yapmak adına iki eski
polisi yerlerinden eltiler. Beni popüler yaptığı söylenemez.
Sanki aldırıyormıışum gibi..."
Ortağını işaret ediyor. "Özür dilerim, daha önce tanıştırmam
gerekirdi. Bu Charlie De Biassc, ortağım. Charlie,
federaller."
Kafasını kaldırıp bizi selamlıyor. De Biasse bir İtalyan ismi.
Charlie de İtalyan'a l>en/.iyor yani belki gerçeklen İtalyan
kökenlidir. Sakin, yumuşak başlı biri okluğu intihası
uyandıran bir yüzü var. Zekice parıldayan gözleri yüzüne
uymuyor. Dikkatli bakışlarını üzerimde hissediyorum.
•"Tanıştığıma
sevindim."
-Beıı de."
"Öyleyse," diye konuşmamızı bölüyor Jenııy, "sırada ne
var?"
Callie ona yaptığım görev dağılımını özetlediğinde Jenny
onayladığını belli etmek istercesine kafasını sallıyor. "İyi
;».<">-
tünüyor, şimdiye kadar bulguladıklarımızın birer kopyasını
CÖLGli ADAM • 101
ı.ıl (Hırım." Ortağına dönüyor. "Charlie, benim için Olay Yeli
t hbi'nı arar mısın?"
lamanı."
Aııııie'nin dairesinin anahtarları kimde?" diye soruyo-
Mim
knııy, masasının yan tarafından bir zarf çıkartıp Leo'ya
H/alıyor. "Anahtarlar içinde. Olay yerini bozmak konusunda
korkunuz olmasın, kanıt toplama işi bitti. Adres zarfın
ıı ide yazıyor. Dışarı çıkmadan müfettiş Bixby'yi bulurun/
o sizi eve bırakır."
leo bir bakışını kaldırıp bana baktığında başımı sallayaı
ıl ona gitmesini işaret ediyorum.
leııny'yle göz göze geliyoruz. "Özel konuşabileceğimiz
İdi yer var mı? Olay yeriyle ilgili ilk izlenimlerini öğrenmek
hilyoıuın."
"Elbette. Birlikle kahve içmeye gidebiliriz. Charlie buraya
göz kulak olup yapılması gerekenleri halleder. Değil mi
ı lıaılie?"
"Peki."
"bu harika olurdu."
Adli tabibiniz işinde ne kadar iyi?" diye soruyor James.
I Ibelic soruyu soran James olduğu için zararsız bir sorudan
ı.ok meydan okumaya benziyor. Jenııy, bakışlarını üzerine
dikiyor yanıtlamadan önce.
"Ouantico'ya göre öyle. Neden - başka bir şey mi duydun?''
Jaıues soruyu savuşturmak istercesine elini sallıyor. "Bana
.vadece onu nerede bulabileceğimi söyleyin, dedektif.
Alaycılığın alemi yok."
Jenny'nin ağzı açık kalıyor. Gözlerinde şimşekler çakmaya
başladığını görebiliyorum. Bana baktıktan .sonra, belki

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
GÖLGK ADAM • 103
102 - Cody Mcfaclyen
dejames'e yönelttiğim kızgınlık dolu bakışlar» gördüğü için J
sakinleşiyor.
"Charlie'yle konuş." Fazla sakin çıkan sesinin tek kelime
etmeden arkasını dönüp giden James üzerinde hiçbir etkisi
olmuyor.
Dirseğine dokunuyorum. "Hadi buradan gidelim."
Çıkmadan James'e son bir bakış fırlatıyorsa da zaman
kaybetmeden ana kapıya yöneliyoruz.
"Her zaman bu kadar uyuz mu davranır?" diye soruyor]
merdivenleri inerken.
"Alı, evet. Uyuz kelimesi onun için icat edilmiştir."
Oturabileceğimiz bir kale bulmak için bir iki blok yürümemiz
gerekiyor. San Francisco'nun da Seattle gibi kaleler.ve
restoranlar şehri olduğu söylenir ama daha içten, daha rahat
bir havası vardır. Oturuyoruz. Ben bir cafe mocca
ısmarlıyorum,
Jenny ise çay alıyor. Bir süre hiç konuşmadan pencere
kenarındaki masamızın zevkini çıkartıp; bardaklarımızla
oynayarak birbirimizi süzüyoruz. Mocca çok lezzetli; dürüst
olmak gerekirse o kadar lezzetli ki bir an için ölümden
bahsetmeye geldiğimizi unutuyorum.
Pencereden, önümden akıp giden şehre bakıyorum. Batı
kıyısının New York'u olan San Francisco hep ilgimi çekmiştir.
Avrupa etkisinin belirgin biçimde görülebildiği kozmopolit
bir şehir olsa da kendi karakteri ve çekiciliği vardır.
Mimarların özgür hissettikleri şehir dendiğini duymuştum
buraya. Giyinişinden bir insanın 'San Francisco'lu olup
olmadığını anlayabilirim. Trençkot ve şapka ve bere ve deri
eldiven giyerler. Batı kıyısındaki şehirlerde buna pek
rastlamazsınız
...
I Uyarıda hoş bir hava var; San Francisco havası serin ol-
IIM\ ı eğilimlidir ama bugün güneş tüm parlaklığıyla lopeve
geçip giden hayatın tadını çıkartabiliyoruz. Şehrin
ı mdarilarına göre şanslı bir gün yaşıyoruz.
lenıty, çay fincanını önüne bırakıp sapıyla oynamaya
İM laılığında lafa nereden başlayacağını bilemediği
izlenimini'
kapılıyorum.
'•em burada gördüğüme şaşırdım. Ama işe döndüğün
halde yeniden takımının başına geçmediğini gördüğüme
ıl ılı.ı da şaşırdım."
I im anımın üzerinden ona bakıyorum. "Böyle anlaştık.
Amile King benim arkadaşım olduğu için davanın fazla içiıu
Ktımemem gerekiyor. Fn azından resmi olarak. Ayrıca
it ı ıpIMinı işe geri dönmem için resmi izin belgesini
onaylımı'.
değil ve henüz onaylayacağını da sanmıyorum."
bakışlarından ne düşündüğünü anlamasam da beni yargılamadığını

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
tahmin ediyorum. "Hazır olmadığını düşünen
• ıı inisin yoksa FBI mı?"
"İtenim."
'Öyleyse... Alınma ama Smokie eğer bu doğruysa buraya
geline iznini nasıl aldın? Benzer bir durumda şefimin bana
İzin vermeyeceğine eminim."
()na takımımla bir araya geldiğim zaman lıissettiklerim-
• Iı n varolmama yardımcı olduklarından bahsediyorum."Şu
m benim için en iyi terapi onlarla olmak. Amirlerimin de
böyle gördüklerini zannediyorum."
Jeımy konuşmadan önce bir süre sessiz kalıyor. "Snıolıie,
sen ve ben arkadaşız. Birbirimize Noel'de ya da Şükran
i ı mııu'nde karı atan türde arkadaşlardan olmasak da yine de
ııkadasız. Öyle değil mi?"
Fvel. elbette."
104 • Cody Mcfadyen GÖLCiH A D A M • 105
"Öyleyse bir arkadaş olarak sana sormak zorundayım
Hu davayla I K I Ş edebilecek inisin? Sonuna kadar? Pis bir dt
va bu. Gerçekten kötü. Beni bilirsin ve çok şey gördüğün^,
de bilirsin ama bu adamın kızı o durumda bırakması..." İsi
tenisiz bir titreme geçiriyor. "... Hayatımın sonuna kadsir1
kâbuslarıma girecek. Üstüne üstlük kadına yaptığı işkence
ler de cabası. İşe geri dönmeyi istemeni, ufaktan davalar,
görev alına ihtiyacını anlıyorum ama sence bu dava gerçel
ten uygun mu?"
Yanıtımda dürüstüm. "Bilmiyorum. Doğrusu bu. Beıba
durumdayım, Jenny, asla aksini iddia ettiğimi düşünme. Üs
telik benim bu davaya karışmamın anlamlı görünmediğini..
de farkındayım, ama..." Konuşmaya devam etmeden önce bir
an bekliyorum. "... Ama buna ihtiyacım var. Matı ve Alexa
öldüklerinden
beri ne yaptığımı biliyor musun? Hiç. İşleri kolaydan
almak anlamında hiçbir şey yapmamaktan da bahset- -,
iniyorum; gerçeklen hiçbir şey yapmamaktan bahsediyorum. ,
Bütün gün ottınıp boş duvarı izlemek gibi hiçbir şey
yapmamaktan.
Uykuya dalıyorum ve kâbus görüyorum; uyanıyorum
ve yeniden uyuyana kadar duvar izliyorum. Ve bazen
saatlerce aynada kendime bakıp parmaklarımla yara izlerimin
üzerinden geçiyorum." Gözlerimden yaşlar boşalıyor.
Bunlar zayıflık değil öfke gözyaşları"olduğu için minnettarım.
"Sana tek söyleyebileceğim bu şekilde yaşamamın Annie'nin
vahşice ölümüyle ilgilenmekten daha korkunç olduğu. Kulağa
bencilce geldiğini biliyorum ama işin doğrusu bu."
Yeniden kurulması gereken bir saat gibi aniden durııyo-" '
rum. Jenny çayından bir yudum alıyor. Şelıirsc hiçbir şeyden
habersiz çevremizde uğuldamayı sürdürüyor.
"Nasıl uygun görüyorsan. Öyleyse simdi benim olay yeriyle
ilgili ilk izlenimlerimi ("iğrenmek istiyorsun?"
11 I '.oylediği bu oluyor. Benimle tartışmıyor, daha fazla

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
11111 m t in ııy< > r ya da anlayış göstermeyi denemiyor.
Tepkisi
|um um n kendine özgü. Benim seçimlerime güvendiğini
Ilı • dlyın ve doğrudan işe koyuluyoruz. Minnettarım.
İnil.'iı"
leleloıı dün geldi."
Aııtya giriyorum. "Birebir sana mı?"
ı . i Adımı söylemişler. Telefondaki sesin değiştirildiği
l ı Ilı , di ve bana tek söylediği e-maillerimi kontrol etmem
lılıln Görmezden gelebilirdim ama konuşmada senin de
Htllll Keçli "
Sı-, nasıl değiştirilmişti?"
boğuktu. Telefonun üzerine bir kumaş parçası dayanım
>,D gikibkiaytdinii." çeken bir şey oldu mu? Kelime
tercihleri? Leh-
M '
lı ııııy, kafasını kaldırıp bana baktığında yüzünde eğlenı
• lı bıı gülümseme var. "beni bir şahidi sorguya çeker gibi
ımıgıılayacak mısın Smokie?"
. tek kişisin ve olay yerini tazeyken gördün. Yani evet."
Yelerince adil." Sorumu düşündüğünü göı üyonım. "Hayli
demem gerek. Doğrusunu söylemek gerekirse lam teriydi
Konuşmasında belirgin hiçbir özellik yoktu. Kelimeleıi
ı. I.ılluz edişi bile dümdüzdü."
l anı olarak ne söylediğini hatırlıyor ıııusun?"
Bu sorunun cevabının ere/ olduğunu biliyorum. Jennıleı
m olağanüstü bir hafızası vardır. Benim silah kullanımı
yeteneğim gibi korkutucu bir beceridir bıı ve savunma avıı
kulları bu yüzden kürsüye sahil olarak Jenııy'nin çıkmasın
ilan nefret ederler.
106 • CcKİy Mcl'adyen
"Evci. Bana: 'Dedektif Chang'le mi görüşüyorum?' dedi.
'Siv.c e mail altım,' diye devam eui ama ardından gülmedi.
İlkJ
dikkatimi çeken bu oldu; işi dramatik bir havaya hüründür
memesi. Sanki bir gerçeği bana iletiyordu. Ona kim okluğunu
sorduğumda bana. 'Biıi öldü. Smoki6 Barrel onları tanıyor.
E-mailinize bakın; dedi ve telefonu suratıma kapattı."
"Başka?"
"I lepsi bu."
'Thmm. Telefonun nereden edildiğini bulabildik mi?"
"Los Angeles'taki bir ödemeli telefondan."
Bunu duyunca kulaklarım dikiliyor.
"Los Angeles? Belki bu yüzden üç güne ihtiyacı vardı.
Yani ya seyahat etmesi gerekli ya da aslında Los Angeles'ta
oturuyor. Belki de sadece kafamızla oynuyor. Eğer Los
Angeles'ta
yaşıyorsa buraya gelmesinin yegâne nedeni Annie'yi
öldürmek olmalı."
Bunu söylerken yüz ifadesi sertleşip rahatsız bir hal alıyor.
Nedenini biliyorum.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Bu demektir ki dikkatini çekmek istediği kişi en başlan
beri bendim."
Bu ihtimali çoktan kabul ettim. Henüz duygusal olarak
bu seçenekle yüzleşmemiş olsam bile en baştan beri biliyordum.
Doğrusu şu ki Annie'niıı öldürülmesinin yegâne
nedeni arkadaşım olması olabilir.
"Doğru. Ama tüm bunlar varsayım. Her neyse gidip bilgisayarımı
kontrol ettim-"
Araya giriyorum. "E-maili nereden yollamış?"
Tereddüt içinde bana bakıyor. "Arkadaşının bilgisayarından
yollamış Sıııoky. Onun c-mail adresini kullanmış."
Bu bilgi içimde ani ve beklenmedik bir ölke kıvılcımı
çakmasına neden oluyor. Bııııu sadece izini örımek için
GÖLGE ADAM • 107
ımııdıgını, Annie'nin arlık kendisine ait olduğunu gösterin'
I İçin de kullandığını biliyorum. Bunları bir kenara bıl
ıl m.un gerek. "Devam et."
jp "Sadece Annie King'in adı ve adresi yazıyordu, başka
lıl> blı şey yoktu ama dört dosya iliştirilmişti. Üç tanesi
ar-
I ıd r.ıııın fotoğraflarıydı. Dördüncüsü sana hitaben yazılmış
• •Im mektuptu. O noktada her şeyi ciddiye almaya başladık
bugünlerde fotoğraflarda her şeyin sahtesini yapabiliri
maın ama aynı bomba tehditlerinde olduğu gibi - her İhımı.
ile karşı binaları boşaltmak gerekiyor. Bu yüzden ortalllııı
ve ben üniformalı polislerden birkaçını alıp adresi
I MI m ol etmeye gittik." Çayından bir yudum alıyor. "Kapı
kilalı
değildi ve birkaç kere çaldığımız halde yanıt gelmevinı
0 .ilahlarımızı çekip içeri girdik. Arkadaşın ve kızı yatak
m inandaydılar, yalakta. Bilgisayarda o odadaydı."
Hatırladıkça
başını iki yana sallıyor. "Kötü bir sahneydi Smoky.
'a ıı benim gördüklerimden beterlerini görmüşsündür.
• » ellikle bu tür yöntemli, planlı cinayetler söz konusu
olduğunda
ama sen bile o odada olanlarda bir farklılık oldıılimıu
düşünürdün. Kadını yarmış, iç organlarını çıkartmış
• paketlemiş. Gırtlağını kesmiş. Ama en kötüsü kızın
durumuydu."
i "lionnie."
Doğru. Annesiyle yüz yüze birbirlerine bağlanmışlardı.
I ıııkune bir manzaraydı. Onları birbirine yapıştırmış sonra
• l.ı kımıklayamaz hale gelene kadar sıkarak bir iple
bağlaııuş.
Kız üç giin boyunca o durunıdaymış Smoky. Kendi ölü
ninesine bağlanmış olarak. Bir cesedin üç günde ne kadar
ı lınidüğünü bilirsin. Evin havalandırması da kapalıydı.
(lalelik
kahrolası herif çıkarken pencereleri de kapatmış. Geldiğimizde
içerisi sinek doluydu."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
108 • Cody Mcfadyen
mm
Talimin edebiliyorum. Bir insanın bunu yapabilmiş ol
ması kabul edileme/..
"Çocuk on yaşında ve o berbat kokunun ortasında ,
nekleriıı arasında duruyor. Çenesi annesinin yüzüne yasi
Jenny, sahnenin verdiği rahatsızlığı atlatmak için bakışları
çay fincanına indiriyor. Onları o halele görmediğim iç.
minnettarım. "İ liç sesini çıkartmadı. Odaya girdiğimizde u*
kelime bile etmedi. Biz onun iplerini çözerketı orada okl
ğumuzu fark eniğine dair en ufak bir harekette bulunma,
Donakalmış, hayattan kopmuş gibiydi. Tepkisizdi, sorula.,
•miza yanıt vermedi. Susuz kalmıştı. I-lenıen acil servise
haber
verdik ve ilkyardımı tamamladıktan sonra memurlardan]
birisiyle onu hastaneye yolladık. Fiziksel olarak toparlandı I
Her ihtimale karşı kapısında bir nöbetçi bekletiyorum. Ayrıca
ona özel bir oda ayarlattım." . 1
"Teşekkür ederim. Bunun için sana minnettarım."
Jenny önemli olmadığını belirtmek için elini sallıyor ve
çayından bir yudum alıyor. Ama fincanı dudaklarına götürürken
çok az da olsa titrediğini fark ediyorum. Karakteri ne ,
katlar güçlü olursa olsun o sahneyi yeniden yaşamak sarsıcı.
"Onu bulduğumuzdan beri tek kelime etmedi. Sence atlatabilecek
mi? Sence herhangi biri böyle bir olayı atlatabilir
ıııi?"
"Bilmiyorum. İnsanların neleri atlatabildikleri beni her
zaman şaşırtmıştır. Ama bilmiyorum."
Kafamdan neler geçtiğini anlamak istercesine bana bakıyorum.
"Sanırım." Devam etmeden önce bir anlığına susuyor.
"Onu ambulansa bindirir bindirmez daireyi kapatıp
Olay Yeri Ekibi ni çağırdım. İM bir an evvel bitirmeleri için
onları iyice zorlamam gerekti, belki gereğinden fazla... Ama
GÖLGE ADAM • 109
u |ı Mİ.ıı öfkeliydim ki. Aslında öfke kelimesi
hissettiklerimi
•mi itinaya yetmiyor."
"Anlıyorum."
bütün bunlar olurken Alana aradım ve işte buradasınız.
Aıılıılabileceklerinı bu kadar. Daha her şeyin başındayız
ı ıııııky. .Şimdilik sadece deliller toplandı. Henüz durup
hiçlıiı
.cyi inceleyecek vaktim olmadı."
biı adım geri çekilelim. İzin ver bir şahitmişsin gibi seninle
olayların üzerinden geçeyim."
9 '•Elbette."
'Algısal sorgulamada olduğu gibi."
lamam."
Algısal Sorgulama şahitlerin gördükleri halde ilk anda
hatırlayamadıkları detayları hatırlamalarını sağlayan bir
sorgulama

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
yöntemidir. İnsanlar zaten çok az şeyi fark eder ve
Iıııuuıı daha da azını hatırlarlar. Olayların sonrasındaysa
ço-
| ,(unlukla travma nedeniyle gerçek ve kurgu birbirine kanın
Aslında olmamış olayları bile hatırlayabilirler. Algısal
iııııgulaıua tekniği klasik sorgulamaların getirdiği bu tür
sonlulardan
kurtulmayı sağlayan zorlu bir yöntemdir. Uzun
imandır kullanılan bu yöntemin kendine has özellikleri
s ııdır. bir tür sanat olduğu bile söylenebilir. Ben bu konuda
iyiyim. Callie benden iyi. Alan ise lam bir usta.
bu yöntemin temel olgusu şahitle beraber olayın başından
sonuna kadar ilerlemek ama tekrar tekrar üzerinden
geçıı »ek t ense farklı biçimlerde olaya yaklaşmaktır. Temel
olarak üç teknik kullanılır. Birincisi bağlamdır. Olayın
batından
başlamak yerine bir adıın (incesine gider günün
nlavdan önceki kısmında ne yapııklaıııu. işlerin nasıl
ıütti«»iııı
endişclerini/nıutlukıklarmı/bunalımlarını öğrenirsiniz.
Kavallarının normal düzenini bozan olayın öncesindeki
GÖLGE ADAM - U1
110 • CcKİy Mcl'adyen
normal akışı hatırlamalarını sağlarsınız. Teoriye göre hı i
yaklaşım hatırlamalarını istediğiniz olayı günlerinin için
yerleştirmelerini sağlamaktır. Bunu yaparak olayı kabulleri
melerini kolaylaştırır ve daha fazla detay hatırlamalarını
sa>;
larsınız.
İkinci teknik, olaya sonundan yaklaşmaktır. Baştan son
doğru gitmek yerine sondan başa doğru gidilir. Bazı poli,
ler ortadan başlamayı bile tercih ederler. Şahidin belirli pa
çaları gözden geçirmesinin yardımı olur.
Üçüncü yöntem ise bakış açısını değiştirmektir. "Kapımı
yanındaki adam nasıl görünüyordu?" gibi sorularla şahitlerin
olayın farklı yönlerini hatırlamalarını sağlarsınız. Bıı
üçüncü yöntem bazen en başta ilgisiz gibi görülen detayların
da ortaya dökülmesiyle çoğu kez önemli ipuçları elde
edilmesini sağlar.
Jenny gibi hafızasını iyi kullanmak konusunda eğitilmiş
biri üzerinde bu tür sorgulamalar çok etkili olabilir.
"Öğleden sonradayız," diyorum. "Ofisindesin, ne yaptığını
hatırlıyor musun?"
Hatırlarken tavana bakıyor. "Charlie ile konuşuyorum.
Bir süredir üzerinde çalıştığımız bir davanın notlarını
tarıyoruz.
Tenderloincle on altı yaşındaki bir fahişe ölümüne dö-
~Ne konuşuyorsunuz?"
"Clıarlie. on altı yaşında bile olsa ölü bir fahişeyi kimsenin
umursamadığını söylüyor. Öfkeli ve üzgün. Çocuk
ölümleriyle baş etmekte iyi değildir."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Sen nasıl hissediyorsun?"
" Yaklaşık aynı. Öfkeli. Üzgün. Onun kadar olmasa bile
ben de rahatsızım. O bir ileri bir geri odada dolaşırken ben
masamın üzerindeki kâğıtlara bakıyorum. Kızın
iötoğraflalllıdıiıı
biri dosyanın kenarından çıkmış. Onu bulduğumuz
mı. çekilen fotoğraflardan. Bacağının dize kadar olan
11 ını görülüyor. Fotoğrafa bakan herhangi biri onu ölü
Çınını ilebilir. Kendimi yorgun hissediyorum."
I levanı et."
' lıaılıe sonunda dolaşmayı kesip iskemlesine oturuyor,
ı IİIİMIII kaldırıp bana baktığında yüzünde aptal bir gülüm-
»ı m. var. Yakınıp durduğu ve yarı delirmiş gibi davrandığı
İt in benden özür diliyor. Ona önemli olmadığını ortakların
lınyle günler için var olduğunu söylüyorum."
ı > an onunla ilgili ne hissediyorsun?"
Yakın." Gözlerini yine tavana dikiyor. "Cinsel bir çekim
ı . d,ı ona benzer bir şey hisseımiyorum. Aramızda öyle bir
ı ıl ıl< M I I I yok ama yakınız. İhtiyacım olduğunda yanımda
Mİaı ağını biliyorum.'İyi bir ortağım olduğu için mutluyum,
i, I- lon çaldığında ona bunu söylemek üzereyim."
1'elefondaki katil mi?"
I .vet. O sapık konuşmaya başladığında kendimi kopuk
lıh'.ediyorum."
"Ne anlamda?"
".Şey... O ana kadar hayat normal. Charlie ile oturmuşum,
ılnken biri sana telefon var diyor ve ben de teşekkür edenin
diye yanıtlayarak telefonu açıyorum - daha önce binime
kez yaşadığım bir durum. Normal. Derken aniden ariıl
normal değil. Sıradan olandan şeytani olana geçiyorum."
I'mnıaklamu şıklatıyar... "Aynen böyle. Birdenbire."
Anlattıkları Jenny üzerinde bu sorgulama tekniğini kul-
I ınnıayı isteme nedenlerimden. Şahitlerle ilgili en büyiik
soııın
olayın yarattığı travma nedeniyle duyguların anıları göl-
Hi leıuesidir. Polis kuvvetleri dışındakiler bizim de keııd
lıavnıamızı yaşadığımızı anlamazlar. Boğulmuş çocukkıı
112 • Cody Mcfadyen GÖLCE ADAM • 113
doğranmış anneler, tecavüze uğramış gençler. Katillerle
lefnııda konulmak, bütün bu deneyimler sarsıcıdır. banı
mış da olsa duygularla doludurlar. Travmaıiktirlcr.
"Anlıyorum. Sanırım çerçeveyi yerine oturttuk Jenny.]
Sesim sakin. Kendisini o öğleden sonranın içine yerleşti. |
meme izin verdi ve artık olaya doğru ilerleme zamanı. "Gül
nün ilerleyen saatlerine geçelim. Aımienin dairesinin kapı
sından girdiğin zamandan bahset."
Gözlerini kapatıyor. "Beyaz bir kapı. O güne kadar göt
düğüm en beyaz kapı olduğunu düşündüğümü hatırliyc
rum. Bir şeyler kendimi boş hissetmeme neden oluyoı
Alaycı."
"Nasıl?"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Bana baktığında yüzünde yaşlı bir ifade var. "Çünkü yal
lan olduğunu biliyorum. Bütün o beyazlığın. Tanı bir sailj
malık. İçgüdülerim böyle söylüyor. Kapının arkasındaki het
neyse kesinlikle beyaz değil. Karanlık ve çirkin şeylerle
karşılaşmak
üzereyiz."
Onu dinlerken ürperiyorıım. Zalim bir deja vu hissi. Tarif
ettiği duygu benim için tanıdık.
"Devam et."
"Kapıyı çalıyoruz, kapıyı çalıp adını sesleniyoruz. Hiç.1
İçerisi sessiz. Garip olan başka ne var biliyor musun?"
"Ne?"
"Apartmandaki lıiç kimse kapılarını açıp neler okluğuna
bakmadı. Biz, bir grup polis komşularının kapısına dayan
ınışr/. ve hiçbiri ne olup bittiğine bakma ihtiyacı
duymuyorlar.
Komşularını tanıdığını zannetmiyorum. Ya ela belki ondan
hoşlanmıyorlardı."
İı, çekiyor.
11« ı neyse. Charlie bana bakıyor, ben ona bakıyor ve
ıl ılıtıl/ birlikte üniformalılara bakıyoruz ardından hepimiz
iyin ıiııda silahlarımızı çekiyoruz. İçimde kötü bir his var.
Mhlı unI«' kıvılcımlar çakıyor. Diğerlerinin de böyle
hissetllMı
ı ine eminim. Kokusunu alabiliyorum. Ter ve adrenalin
I lllli'Mieleri."
Korkltın mu?" diye soruyorum. Yanıt vermeden önce
ılıı ıiınıiyor. "Evet. Korktum. Ne bulacağımızdan korktum."
Ilıiıı ı kaçamak bir bakış atıyor. "Garip bir şey duymak ister
mı ııı' Olay yerine varmadan önce hep korkarım. On yıldır
; I Inayei Masasfndayım ve hemen her şeyi görmüşümdtir
| HUM her seferinde yeniden korkarım."
Devam et."
I apı kolunu çevirdim ve sorun çıkarmadan hareket etj
il Yeniden herkese bakıp kapıyı açtım. Hepimiz silahlarımı/
hazır bekliyorduk."
bakış açısını değiştirmeye karar veriyorum. "Sence Char-
1lı Hin ilk dikkat ettiği ne oldu?"
koku. Öyle olmalı. Koku ve karanlık. Yatak odasınınki-
1.1 II.UK bütün ışıklar kapatılmıştı. Durduğumuz yerden yaı
ıl odasını görebiliyoruz. Aramızda dümdüz uzanan bir koı
idııı var. Apartmanın içi de loştu bu yüzden yatak odası
M s n 'iinde bir hare varmış gibi duruyor."
bana kokudan bahset."
l'aılnnı ve kan. Parfüm kokusu daha ağırdı ama altındaki
I m kokusunu alabiliyordunuz. Zayıf ama keskin. Göz
m ııyla fark ettiğin bir sahne gibi."
"Ya sonra?"
< ılağan işlemlere geçtik. Ev sahibine seslendik, oturma
odasını ve mutlağı taradık. Hiçbir şeye dokunmadan ve
darılmadan

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
evi incelemeyi sürdürdük."
114 - Qxly Mcfadycn
"Sonra?"
uVe mantıken yapmamız gerekeni yapıp yatak odasına
kapısına yöneldik. İçeri girmeden önce Charlic'ye eldiveı
İcrini giymesini söyledim."
13u cümleyi söylerken bilmemi istediği kapının arksınc...
bir cinayet işlenmiş olduğunu önceden hissetmiş olması,
Canlılarla değil cesetlerle ve delillerle uğraşması gerekea
ğini tahmin ediyor. ,
"Kapı koluna baktığımı hatırlıyorum. Onu çevirmek istemedim.
İçeri bakmak istemedim."
"Devam et."
"Charlie kolu çevirdi. Kapı kilitli değildi. Açmakta bira;
zorluk çektik çünkü kapının altına bir havlu tıkılmıştı."
"Havlu mu?"
"Parfüme bulanmış bir havlu. Arkadaşının cesedinin kg-'
kuşunun apartmana yayılmasını istemediğinden havluyu
kapının ardına tıkamış. Hazır olmadan kimsenin cesedi
bulmasını
istememiş."
Tam bu noktada bir parçam her şeyi burada kesmek istiyor.
Ayağa kalkıp çıkıp gitmek istiyorum. Jete allamak ve l
eve dönmek. Beni neredeyse tamamen güçsüz bırakan bir |
dürtü bu. Ama onunla savaşıyorum.
"Ya sonra?"
Jenny sessizce yüzüme bakıyor. Yüzümden, zihnimden
neler geçtiğini anlamış olmalı. Konuşmaya başladığı zaman
sesi düz ve duygusuz.
"Hepimizi en başta aynı şekilde çarptı bu olay. Bence
katilin islediği de buydu. Yalak kapıyla aynı hizada olacak
biçimde yana kaydırılmıştı. Böylece kapıyı açar açmaz onları
görüp kokuyu aklık. Yeniden bembeyaz giriş kapısını
düşündüğümü hatırlıyorum. İçimden kahkaha almak geçti. 1
GÖLGE ADAM • 11S
M» İn olduğunu algılamakta zorluk çekiyordum. En az bir
.1 ıluka donakalmış olmalıyız. Sadece karşımızdaki manzaralı
algılamaya çalıştık. Bonnie'nin hayatta olduğunu ilk fark
ı ılı n Charlie oldu."
ı ) anı net olarak hatırlayabilmek için susuyor.
Kız gözlerini kırpıştırdı, benim hatırladığım bu. Yüzünü
ılınır.inin yüzüne bastırmıştı ve ölü görünüyordu. Hepimiz
olu olduğunu düşündük ama sonra gözlerini kırpıştırdı.
• IiıiıIıe küfrederek kıza doğru koştu. Gözlerinden yaşlar
ıhıyordu. Ama bu bizimle üniformalı polisler arasında bir
ıı i ımaın mı?"
Merak etme."
bu ilk ve son beceriksizliğimiz oldu. Charlie kızı çözdü
V» kollarında dışarı taşıdı. Hiç durmadan küfrediyordu.
Çoğunlukla
İtalyanca. İtalyanca küfürlerin bile kulağa hoş gelini

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
ı garip değil mi?"
Yanıt vermiyorum çiinkü Jenny kendini tamamen olay
.inin.ı kaplamış durumda ve bunu bozmak istemiyorum.
IVlle halde ve tepkisizdi. Kemiksiz. Daha ben söyleyeı
• l ya da yapacak bir şey düşünemeden Charlie onu çözüp
ılı . ııı ıaşıdı. Umutsuzdu. Üniformalı polislerini acil
servisi,
ı )lııy Yeri Ekibi'ni ve adli tabibi çağırmaları için
yolladım,
II11.111 I ılaıı. Çıkıp arkadaşınla beni baş başa bıraktılar.
Ölüm,
paılüm ve kan kokan o odada yalnızdık. O kadar öfkeliydim
ki koşabilirdim. Annie'ye bakıyordum." Yeniden ürpeliyoı
"İliç ölülerin ne kadar hareketsiz ve sessiz olduklarını
dikkat ettin mi Smoky? Canlı hiçbir şey öyle bir hareketı
lif." taklit edemez. Donuk, hatta hoş. O noktada zihnimi
I i| Milim. Nasıl işlediğini bilirsin."
k.ilamı sallıyorum, biliyorum. İlk sarsıntıyı allattıktan
ıiıuı.ı isinizi doğru düzgün, ağlamadan, kusmadan ya da
116 • Coüy Mcfadyen
çıldırmadan yapabilmek adına beyninizin hisseden kısım
kapatırsınız. Dehşete analitik bir gözle yaklaşabilmeniz
rekir. Bu doğal değildir.
"Geri dönüp baktığımda garip hissediyorum. Kafanın»
içinde robotlara özgü bir monotonluktaki sesimi duyabil!
yorum. Beyaz kadın, yaklaşık otuz beş yaşında çıplak yewm
ğa bağlanmış. Boyundan dizlerine kadar kesikler, ç<wn
uzan ve derin büyük ihtimalle işkence belirlileri. Göğüs h<ı
fesi açılıp obanlar boşaltılmış. Kurbanın yüzü ölürken
hk attığını düşündürecek biçimde çarpılmış. Kollarındı
ve bacaklarındaki kemikler kırık görünüyor. Cinayet bilin
li işlenmiş görünüyor. Yavaş gerçekleşmiş. Cesedin konumu
önceden planlandığına işaret ediyor. Tutku cinayeti değil "
"O anda katille ilgili ne düşündün?"
Susarak pencereden dışarıya bakıyor. Kafasını yenide
bana doğru çevirdiğinde yüzünde klasik polis ifadesi var.
"Kadının acısı katilin boşalmasını sağlamış Sıııoky. Yaşa
dığı en iyi seks buymuş."
Bu cümleler üzerine söyleyecek hiçbir şeyim yok. Ka
ranlık, soğuk ve korkunçlar. Ama beklediğim yanıtlar bun
Inrclı. Kulağa doğru gelen bir tarafları var. Bana kendim
korkunç hissettirseler de bu cümlelerle katilin kokusunu
almaya
başlıyorum. Parfüm ve kan gibi kokuyor. Ana hatla
ışık tarafından çizilen gölgeler gibi... Çığlıklarla karışını
kahkahalar gibi. Daha da kötüsü gerçek kılığında saklanmı
yalanlar ve yanılsamalar gibi kokuyor.
Hareketleri kesin. Ve sonucu kadar oyunu da onemsiyor.
"teşekkürler Jenny."
Kendimi önce boş ve kirli, sonra karanlıkla dolu hissediyorum
Ama içimde bir kıvılcım dalıa var. Ejderha. Öldü-

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
GÖLGE ADAM • 117
Ihındı n beni terk ettiğinden ya da Joseplı Sands tarafından
i nıl* ıl çalındığına İnandığını paıçauı. Meııüz uyanık değil
I ılınıl aylardır ilk kez yeniden varlığını hissediyorum.
Iı'nııy toparlanıp kendine geliyor. "Bu işte iyisin. Beni
|| m lıieıı olay anına geri götürdün."
t ı/l.ı bir şey yapmam gerekmedi. Sen ideal bir şahit-
| Mm
i ı unda kendimi o kadar yorgun hissediyorum ki... Kal^
jtılı OUirmaya devam ediyoruz ama ııe benim moccaııı çok
j |. t < ılı geliyor ne Jenny çayını içmeyi sürdürebiliyor.
Ölü-
||||niı ve korkunun böyle bir etkisi vardır. İçinizdeki bütün
İn " vi ortadan kaldırabilirler. Polisler ve ajanlar bu
cluyguy-
I" la iıilu kli baş etmek zorundadırlar. Hayatta kalanların
suç-
| lııhıl duygusu.
j < nııu/. silkiyorum. "Beni Bonnie'yi gönneye götürebilir
IMİ1İH'"
Hesabı ödeyip dışarı çıkıyoruz,
mi boyunca kan ve parfüm kokusu alıyorum.
G Ö L G E A I M M • 119
11
Hastanelerden nefret ederim. İhtiyaç olunduğıin(ı
orada oldukları için müteşekkirim ama hastanec!»
olmaktan memnun olduğum tek zaman kızım
doğduğu zamandı. Geri kalan biitün hastane ziyaretlerim yı
benim, ya başkasının yaralanması veya birilerinin ölünü
nedeniyleydi. Bugün de istisna değil. Hastanedeyiz çünkı
üç gün boyunca ölü annesine bağlı kalmış bir kızı gönnt
iniz gerekiyor.
Benim nekahat dönemim gerçeküstü anılar halinde do
luşuyor zihnime. Yoğun fiziksel ac ı ve bitmek bilmeyen ölme
arzusu. Günlerce süren uykusuzluk ve yorgunluktan bayılmak...
Monitörlerin homurtuları eşliğinde karanlıkta odamın
tavanını izlerdim. I lemşirelerin ayak seslerini duysam
da kafamı çevirip bakmaya gerek duymazdım. Kulaklarım-1
daki uğultu bir deniz kabuğunu kulağınıza yasladığınızdaklj
uğultuya l)enziyordu.
Hastanenin kokusunu alır almaz bir titreme sarıyor vücudumu.
"İşte buradayız," diyor Jenny.
I ipinin önünde nöbet tutan polis ayağa kalkıp
|ı<lım mu yanında olmama karşın kimliğimi soruyor. Bu
ıı ıı onaylıyorum.
U.ı-.ka ziyaret eden oldu mu?" diye soruyor Jenny.
I 'ılı . kafasını iki yana sallıyor. "Hayır. Oldukça sakindi."
İli/ içerideyken kimsenin girmesine izin verine Jim. Kim
(ılılııl l.ııı umurumda bile değil, anlıyor musun?"
• ı - nasıl isterseniz Dedektif."
N ı ııiden iskemlesine oturup gazetesini okumaya koyulu-

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
|f|M vı biz içeri giriyoruz.
K.ıpı kapııııp da Bonnie'nin hareketsiz halini gördüğüm
gllıl.ı « isiniliyorum. Gözleri açık ama varlığımıza en ufak
lılı ı.-pki vermiyor. Ulak tefek zayıf bir kız. Annie'ye o ka
ıhı İH'ir/iyor ki... Aynı sarı saçlar, aynı kalkık burun,
kobalt
lıı.ıvM gözler. Birkaç yıl sonra benim gençken tanıdığım kıtın
ı ıın bir ikizi olacak.
ı hl.ınıi) içinde monitörlerin sesinden başka çıt çıkmıyor.
|ı ııııs ynkla bana tecavüz ya da fiziksel hasara dair
herhangi
l<ıı iz olmadığını açıklamıştı. Ama ben onun yaralarının
l,ı <1 d.ıha elerin olduğunu anlıyorum. Zihindeki yarıları
hiç-
I<ıı .I«»klor dikemez.
Hıınnie?" Yumuşak hesaplı bir sesle konuşuyorum. Bir
p ıl> 111<• komadaki insanlarla konuştuğunuzda sizi
duyabilılı|
ıli'ilni ve bunun onlara yardımı dokunduğunu okumuşlııııı
I Hırumuınuz buna yakın.
İte nini adını Smoky. Annen ve ben uzun yıllar boyunca
ı «>l, İyi .ııkadaşiık. Ben senin vaftiz annenim."
Y.ııııi yok. Sadece tavana hak:nı y.r'V/lcr Belki başka bir
ı|l'\ görüyor, belki hiçbir şey görmüyor, b alağın kenarına
I iviyorum. ( fak elini avucuma almadan önce bir an için de
ı 'I ı lereddüt edivorıım. İlline dokunduğumda cildinin vıı120
• C.oıly Mcfadyen
muşaklığı yüzünden şaşırıyorum. Bu bir çocuğun eli, sev
memiz ve korumamız gereken .şeylerin sembolü. Kızımı
ellerini sayısız kez bu şekilde ellerimin arasında tuttum vı
Bonnie'nin elini tuttuğumda Kimdeki bir boşluğun dolılı
ğunu hissediyorum.
Onunla konuşmaya başladığımda dudaklarımdan dökO
len kelimelerin neler olduğuna emin değilim. Jenny hiç s
çıkartmadan bizi izliyor. O an için onun varlığını da tınul
timi. Kelimelerim ve sesim neredeyse bir dua gibi yumuşak
Tatlım, sana ve annene bunu yapan adamı bulmak içli)
burada okluğumu bilmeni istiyorum. Benim işim bu. Duru
munun ne kadar kötü okluğunu bildiğimi bilmeni istiyf
rıım. Canının ııe kadar yandığını tahmin edebiliyorum. Vt
halta ölmek istediğini..." yanaklarımdan aşağıya yaşlar su
zülüyor. 'Bundan altı ay önce başka bir kötü adam kocaı
ve kızımı öldürdü. Benim canımı yaktı. Ve ıızıın süre seı
şimdi yaptığını yapmak istedim. Kendi içime kapanmak
yok olmak."
Durup daha da sıkı sarılıyorum eline.
"Anladığımı bilmeni istiyorum. İhtiyacın olduğu sürece]
burada kalabilirsin. Ama geri dönmeyi- karar verdiğin zaman
yalnız olmayacağını bil. Seni bekliyor olacağım. Seninle
ilgileneceğim."
Artık gözya.şlarımı hiç kontrol edemiyorum ve umurum

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
da da değil.
'Anneni severdim tatlım, onu çok severdim. Keşke daha
fazla bir anıda zaman geçirme şansımız olabilseydi. Keşke
seni daha sık görebilseydim." Gözyaşlarını anısından
gülümsemeyi
deniyorum. "Alexa ve sen birbirinizi taııısaydım/.
Bence ondan hoşlanırdın."
• GÖLGK ADAM • 121
İt ı,un dönmeye başlıyor ve gözyaşlarını hiç bilmeyecek
j|i||ıı ı bazen böyledir. Su gibi. bir açıklık bulduğu zaman
lıllHiıı i'.ıu ö y l e oradan dışarı sızmaya çalışır. Zihnim
Alexa
j o \ııııh ııiıı görüntüleriyle doluyor. Işıkların bir
diskoday-
| im m ı gibi yanıp sönmeye başladıklarını fark ediyorum. Bir
j ,1li onca neler olduğunu çözüyorum ama artık çok genç.
UilVilıııak üzereyim,
j I irıkeıı dünyam kararıyor.
Pllıı ikinci rüya ve o kadar güzel ki...
1 I İr.ianedeyim, doğum çok yaklaşmış. Beni bu duruma
|||| tiHİüğü için Matt'i öldürmeyi ciddi ciddi düşünüyorum.
I Blılyi' bölünüyormuşum gibi hissediyorum, ter içindeyim, fil
ı<l ıı '.işmnnım ve acı içinde çığlık atıyorum. İçimden dışaıı
ı ıluııaya çalışan bir insan var. iliç .şiirsel değil, daha
çok
lılı lıosvling topunu sıçmaya çalışmaya benziyor. Çocuk sahihi
olmanın güzelliğiyle ilgili bütün düşünceler silinip giılnl
irk istediğim içimden dışarı çıkması. Onu seviyorum,
ı im I.m nefret ediyorum. Onu seviyorum. Ondan nefret ediyı
>111111 Ve bütün bunlar çığlıklarımla küfürlerime yansıyor.
Doktorun sesi sakin ama o anda elimde olsa onun o aplıli
l.ı-I kafasını duvara geçirebilirim. "Tamam, Smoky, beli
« I göründü! Sadece birkaç kere daha ıkınırsan dışarı çıkaı
ilk I latli, dayan."
Küfredip ıkınıyorum.-Doktor Clıalmers uzun yıllardır çoı
ııl doğurttuğu iç in küfürlerime aldırmıyor.
ı <>k iyi gidiyorsun hayatım." diyor Malt. Bir elimle onun
• Ilıtı lııtııyorum \e bir p.ııçam kemiklerinin kırılmasını
diliynı
Nereden bileceksin kil"" diye bağırıyorıım.
122 • Cody Mcfadycn
"Bir kere daha Smoky," diye sesleniyor doktor ChalmjM
Acı, baskı, ıkınma, çığlıklar ve yeniden... l'n sonundu il
doğuyor. Kızım dünyaya geldi; ilk duyduğu kelimeler U
flirler ve acı çığlıkları. Sonra sessizlik ve oııun ağlaması.
Sfll
sini duyar duymaz içimdeki bütün acı ve öfke ortadan ka)|
kıyor. Zaman duruyor. Benim az önce hissettiğim kadar M
keli olduğu anlaşılıyor sesinden. Bugüne kadar duyduğum |
en büyüleyici ses bu, en etkileyici müzik, hayal gücüm
ötesinde bir mucize.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
1 Ieyecan içindeyim, kalbim duracak gibi. O sesi du
kocama baktığımda içten içe eriyorum.
"Sağlıklı bir kız," diyor Dr. Chalmers temizlemeleri vı
sarmaları için Alexa'yı hemşirelere uzatırken. O da teri
yorgun ve mutlu görünüyor, birkaç saniye önce öldünıilk
istediğim bu adamı şimdi çok seviyorum. Ona minnettarı
ama ağlamaktan doğru kelimeleri bulup teşekkür edemiyo
rum.
Alexa gece yarısını birkaç saniye geçe doğdu. Kan v
acının mutluluk verebildiği tek an doğumdur.
Öldüğünde de gece yarısıydı. Geri gelmemek üzere ka
ranlığın bağrına gömüldü.
Titreyip ağlayarak uyandığımda hâlâ hastane odasındayım.
Jeııny üzerime eğilmiş. Sarsılmış görünüyor.
"Smoky! İyi misin?"
Ağzım kurumuş. Yanaklarım gözyaşlaıımdan sırılsıklam!
Korku içerisindeyim. Bakışlarımı odanın kapışma çevirdi-1
ğinıde Jc-nny kalasını iki yuııa .sallıyor.
"Kimse görmedi. Ama bıı kadar çabuk uyanmasaydın bi- 1
rilerini çağıracaktım."
GÖLGE ADAM • 123
yutkunuyorum. Panik atak sonrası deriıı nefes alışverişim.
I'cyckkür ederim " Yere oturup ellerimi kafamın aıal|||
ıl ılıyorum. "Özür dilerim Jenny. Böyle olacağını bilıııitfl
İM lı,im."
j Itn şey söylemiyor. Yüzünden ne. düşündüğünü anlayaj
hm,"inin ama konuştuğu zaman sesi üzgün olsa da acıma
Huylusunun izi yok. "Endişelenme," diyor.
Millikte nefes alışverişimin düzelmesini bekliyoruz ve o
i ııı*l' bir şeyi fark ediyorum: Aynı riiyamdaki gibi acı bir
anj
ıl ı ıııtadan kayboluyor.
I y , i n a ğ ı n d a n tek bir damla yaş süzülen Bonnie
kafasını
M ' ıııııiş bana bakıyor. Ayağa kalkıp yatağının yanına gide-
{ ııi • lıni tutuyorum,
i "Selam tatlım," diye fısıldıyorum ona.
Konuşmuyor ve ben de başka bir şey söylemiyorum. Sa-
.|M. birbirimize bakıp gözyaşlarının yanaklarımızdan akiiı.
nına izin veriyoruz. Gözyaşları ne de olsa bunun içindir.
L_ İM id ruhu böyle kanar.
CÖI.GIi ADAM • 125
12
San Francisco'lu şoförler de New York'lu şöförler gili
araba kullanırlar: Esir almak yok. San Francisco Poll
Departmam'nın binasına dönerken Jenny diğer şoför
lerle kavga ederek daha hızlı ilerlememizi sağlamaya çalışı
yor ama trafik kilitlenmiş durumda. Ortalığa küfürler vd
korna seslerinde oluşan bir karmaşa hâkini. Telefonla ko-l
nuşurken Cullie'nin söylediklerini duyabilmek idn hireling
le diğer kulağımı kapatıyorum.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Olay Yeı i Ekibi'yle işler nasıl gidiyor?"
"Burada her şey yolunda. İşlerinde iyiler. Hatta çok iyİ!
ler. Ben bulguların üzerinden geçiyorum sının adli tıp
anlamında
yapılabilecek her şey yapılmış."
"Yani hiçbir şey bulamadınız."
"Hayır. Bütün izlerini ortadan kaldırmayı başarmış."
"Anlıyorum." Kahrettin. "Diğerleriyle konuşlun mu? Da-ı
mieıı'dan ses seda var mı?" ji
"Daha zamanım olmadı."
"Biz de neredeyse karakola vardık. Ne yapıyorsan yap- |
maya devam et. Ben herkesi kontrol ederim."
Ilır ıııı için sessiz kalıyor. "Çocuk nasıl Smoky?"
• Bocuk nasıl? Keşke buna verecek yanıtım olsa. Ama yok,
U}ih'lll< şıı an bu konuyu konuşmak istemiyorum. "Kötü
dullllllılll."
Vıinıı vermeden önce telefonu kapatıp pencereden şelı-
II Memeye koyuluyorum. Tepeleri, tek yön yolları ve agre-
»ıl ,ıı ıförleriyle San Francisco önümden akıp gidiyor. I ler
zalıım
lıayıan olduğum buğulu bir güzelliği var, kendine öz-
KHİU^ü lleııı kültürün, hem yozlaşmanın ve başarı ya da
Mıııur hızla yolculuk etmenin şehri bıııası.
limanlar ve sokaklar gözümün önünden geçip giderlerin
ıı lüfiı bu düşünceler, bu şehrin de diğerleri gibi bir şelıiı
olduğu hissinin altında eziliyorlar. Tek düşünebildiğim
(Ilımı. Murada da aynı başka şehirlerde olduğu gibi ölüm
Mr. Ve de cinayet. Cinayetin özelliği budur, Kuzey Kııtlııı
m l:ı da Ekvator'da da meydana gelebilir. Kadın, erkek,
||Mn<. 4 yaşlı herkes kurban ya da katil olabilir. Dini bütün
ya
llıi It.ıiir olmanız bir anlam ifade etmez, cinayette
ayrıcalık
tuldür. O her yerdedir. Tüm bunları düşündüğüm bu anda,
İllin karanlıkla dolu. Gri ya da beyazsız, simsiyah bir
karanlıl
11 hem de.
k.ır.ıkola vardığımızda Jenny berİKtt trafikten kurtulup
m Francisco Polis Departmanının huzurlu otoparkına kaİfliyluğu
için mutlu. (Park edecek yer bulmak da San Franniü'o'ılaki
belli başı sorunlarından. Neyse ki polis olmanın
I' ı/ı avantajları var...)
N .ııı kapılardan birinden içeri girip üst kata çıkıyoruz.
Mim, Charlie'yle birlikte Jenny-nin ofisinde. Her ikisi de
önlliflıuleki
dosyalara gömülmüşler.
'Selam," diyor Alan. Nasıl olduğumu incelediğini 'fark
ı iliyor ama umursamıyorıım.
126 • Cudy Mcf-ulyen
"Diğerlerinden haber var mı?"
"Kimse bana bir şey söylemedi."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Sende bir şey var mı?"
Kafiismı hayır anlamında sallıyor. "Şimdilik yok. Kefl
buradaki polislerin beceriksiz olduklarını söyleyebilseyd]
ama değiller. Dedektif Chang zorlu bir ekip bulmuş kendi
ne." Charlie'ye bakıp sırıtıyor. "Vefalı ortağını da unutmayı)
hm."
"Dalga geçecek başka birini bul," diyor Charlie kafasıj
elindeki dosyadan kaldırmadan.
"Siz işinize devam edin, ben James'le Leo'yu arayatifl
ğ«m."
Cep telefonum çalıyor. "Barrett."
James'in tatsız sesini duyuyorum. "Dedektif Chang hanj
gi cehennemde?"
"Ne var James?"
"Adli tabip, arkadaşın buraya gelene kadar cesedi kesmeye
başlamayacakmış! Kıçını kaldırıp bir an evvel burayım
gelse iyi olur."
Yanıl vermeme fırsat tanımadan telefonu kapatıyor. Pis-l
lik.
james'in morgda sana ihtiyacı var," diyorum Jcnny'ye.j
"Sensiz başla mayaca k la rm ış."
Gülümsüyor. "Ukala herif iyice köpürmüş olmalı."
"Öyle."
Sırıtıyor. "Güzel. Simdi morga iniyorum."
Dışarı çıkıyor. Yeni çaylağımız Leo'yu aramakta sıra. Nıı-j
maniyi çevirirken kafamda saçma sapan sorular dolaşıyor- i
kır: Örneğin, iste değilken kulağına uıkiığı nasıl bir kiipe?'
1
Telefon altı yedi kez çalıyor açılmadan önce: ve t,eo telefona
yanıt verdiğinde de ses tonun pür dikkat kesilmeme
GÖLGE ADAM • 127
|||i'ilrn oluyor. Sesi korku dolu, hatta dehşet içinde.
Dişleri
! İHİtlı diyor.
I '(. c-c-c-inaa-aayet.."
"İlen Smoky, Leo."
R "K k ayıt.."
Sakin ol, Leo, kendini toparla. Nefes alışverişini düzenli
<N••e fbesa naal ıpn evleerri şoil dduüğzucnliup aknelnadt.i"n
e geldikten hemen sonj
|| lımldayarak tekrar ediyor gevelediği cümleyi.
f "('.-c-cinayetîn kaydı. Korkunç..."
I Ilır terslik olduğunu anlayan Alan yüzünde tedirgin bir
İl.ideyle bana bakıyor. Aklımdan geçenleri belli etmemeyi
t I iliştiriyorum.
L "< Jıada kal Leo, olabildiğince çabuk yanına geliyoruz."
GÖLGli ADAM • 129
13
Bu bölgeyi babası öldüğünde Annie'yi ziyarete gel-,
diğim zamandan hatırlıyorum. Yüksek bir binada j
yaşıyordu -New Yorklıı zihniyetinin değişmediğinin

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
bir göstergesi- ve halinden memnundu. New YorktıılaL
için ev, apartman dairesi demektir. Bahçeli iki katlı kulübe]
tipi yapılardan hazzetmezler. Arabayı binanın önüne park
ediyoruz.
"Hoş bölge, hoş bina," diye indirtiyor Alan pencereden
başını uzatıp. ^
"Babasının ekonomik durumu fena değildi," diye açıklı- J
yorum. "Her şeyi ona bıraktı." _
Semt temiz, nezih görünüyor. San Francisco'da-hiçbir yer J
tam olarak 'banliyö' olarak niteienemez ama diğerlerinden I
daha itibarlı mahalleler vardır. Diğer semtlerden uzakta ve
körfez manzaralıdırlar. Bazıları Viklotya tarzı evlerle dolu
eski mahalleler bazılarıysa yeni kurulmuş, gökdelen tipi
binaların
yer aldığı bölgelerdir. Bunun gibi.
Bir kere daha anlıyorum: Cinayet söz konusu okluğunda
hiçbir yer güvenli değil. Hiçbir yer. Üstelik böyle bir ver-
• lr başınıza kötü bir şey gelmesinin daha az olduğunu
düjftlndüğünüzden
daha kolay av oluyorsunuz.
Arabadan iner inmez Alan Leo'ya telefon açıyor. "Kapııluyız,
biraz daha dayan. Bir dakika içinde orada olacağız."
ön kapıdan girip lobide ilerliyoruz. Resepsiyondaki
ıiıl.ıııı asansöre ilerleyişimizi görüyor ama sesini
çıkartmıym
Dördüncü kata çıkıyoruz.
Alan ve ben sessizdik ve hâlâ sessiziz. İşte başınıza
gelebilecek
en kötü şey bu: Olayı görmek. Laboratuvarda delilini
incelemek, resimlere bakmak bir şeydir, olayı kare kaıi'
karşınızda gömıek başka. Cesede bakarken odayı kan
kokusu kaplar. Alan'ın bir seferinde söylediği gibi: "Boka
luıkmak ve boku yemek arasındaki fark gibi."
Belki önceki geceyi ve Bonnie'yi hatırlayan Charlie de
M ".SİZ.
Kata vardığımızda kapıdan çıküktan sonra koridoru geı
İp sola dönüyoruz. Leo orada, kapının önünde. Yer çökmüş,
sırtını duvara yaslamış ve kafasını ellerinin anısına al-
I HUŞ
"Bırak bunu ben halledeyim," diyor Alan.
Kafamı sallıyorum ve durup onun Leo'ya doğru ilerlemecin
izliyorum. Genç adamın karşında diz çöküp onu omuzl.
ıı ından tutuyor. Kocaman ellerinin ne kadar korkunç
gölOııseler
de aslında nazik olduklarını biliyorum.
"Nasıl gidiyor, çocuk?"
I.eo kafasını kaldırıp ona bakıyor. Yüzü beyaz ve solgun.
Terlemiş. Gülümsemeyi denemiyor bile.
"Üzgünüm Alan. Kendimi kayl>ettim. Ve sonra kustum.
Aılık o odada kalamazdım."
"Dinle evlaı." Koca adamın sesi sakin ama emir tonu belliğin.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Charlie ve lx-n bekliyoruz. Her ne kadar içeri girip
130 • Cody Mdadyen GÖLCH ADAM • 131
işe koyulmak istesek de Leo'nıın yaşadıklarını anladığım!
için onun sakinleşmesini bekleyeceğiz. Bizim işimizdekikj
için böyle anlar hayati önem taşır. Kanama anıdır bu. Uçu
rıımdan aşağı ilk düşüştür. Dolapta yaşayan canavarları
gerçek olduklarının, öcülerin var olduğunun keşfedildi
andır. Gerçek kötülükle yüz yüze gelinen yerdir. Leo'nun o
noktada olduğunu biliyoruz; ya kendini toparlayacak ya d|
başka bir iş bulacak. "Gördüklerin seni korkuttuğu için sentle
bir sorun olduğunu mu düşünüyorsun?"
Utanmış görünen Leo başını sallıyor.
"Öyleyse, yanılıyorsun. Çok fazla film izlemişsin evlali
çok fazla kitap okumuşsun. Sert olmanın ne demek olduğu
konusunda bir yığın abuk sabuk düşünce ortaya atıyorlar.!
Bir polisin, cinayetle, cesetlerle, şiddetle karşılaştığı
zaman
nasıl davranması gerektiğine dair saçma örneklerle
dolduruyorlar
beyninizi. Bir elinde hamburger , tek cümlelik espriler
yaparak cesetlerle dolu olay yerinde dolaşman gerekliğini
zannediyorsun, değil mi?"
"Sanırım."
"Ve eğer dokışamazsan, diğerlerinin yanında utanç verici
duruma düşeceğini zannediyorsun. Matta belki de, kustuğun
için bu işte çalışmayı hak etmediğini düşünüyorsun?"
Alan bize dönüyor. "Senin midenin gördüklerine alışması
için kaç olay mahalli atlatman gerekti Çharlie?"
"İ'Jç. Ilayır, dört."
Leo kalasını kaldırıp bize bakıyor.
"Ya sen Sıııoky?"
"İlk olay mahallimde berbat durumdaydım, orası kesin."
Alan Leo'ya dönüyor. "Benim için de dön civarıydı. Callie
bile, kraliçeyi oynadığı için asla itiraf etmese de, ilk olay
mahallinde kusmııştur." Leo'ya göz kırpıyor. "F.vlat. hiçbir
|(>y Neni böyle bir manzaraya hazırlayamaz. İlk sefer felahı
ini Kaç resim gördüğün, kaç davayla ilgilendiğin önemli
değil. Gerçek ölüler başka hikâyedirler."
| Leo'ııun Alan'a bakışlarını görüyorum. Saygı var o
bakışlımla
Ve belki öğrencinin öğretmenine duyduğuna benzer
Idi bağlılık. "Teşekkürler."
"Sorun değil." İkisi de ayağa kalkıyorlar.
"Bana bilgi vermeye hazır mısın Ajan Carnes?" Sesimin
mit çıkmasına özen gösteriyorum. Buna ihtiyacı var.
"livet efendim."
Yüzüne biraz renk geliyor ve biniz daha kararlı göriinüynı
Daha çok genç. 1-eo Garnes, cinayetle yeni tanışmış bir
İM Iırk. Şimdi, zamanından önce büyümesi gerekecek. Ku-
|l)be lıoş geldin.
"Anlat o zaman."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Konuştuğu zaman sesi sakin. "Gelip bilgisayarda standart
kontrolleri yaptım. Bubi tuzağı ya da virüs olup olmadığına
baktım Ardından da herkesin ilk yapacağı şeye geçilin
son değiştirilen dosyalan kontrol etmek. Ortaya son
değişi irilen dosyanın 'beniokuyunfederaller' olduğu çıktı.
"< »erçekten mi?"
"livet. Ben de açtım. Tek bir cümle yazılıydı: Mavi cc^eliıı
t (>bini kontrol celin. Görebildiğim kadarıyla mavi ceket
I yoklu ama sonra dolaba bakınca ceketi ve CD'yi buldum."
"Ve bakmaya karar verdin. Önemli değil. Ben de aynısını
yapardım."
Cesaretini toplayıp devam ediyor. "Bir CD hazırladığınızda
ona bir isim vermeniz gerekir. Bunun adını gördüğümde
ilgimi çekti." Yutkunuyor. "Aunie'nin ölümü olarak
adlandırılmıştı."
132 • Qxly Mcfadyen
Charlie dişlerini gıcırdatıyor. "Piç kurusu. Jenny bunu iji
ladığımız içiıı çok kızacak."
"Devam et," diyorum Leo'ya.
"CD'de hangi dosyaların olduğuna baktım. Tek bir dm
ya vardı. Yüksek çözünülürKiklü bir görüntü dosyası. Bütil,
CD'yi kaplıyordu." Tekrar yutkunuyor. ''Dosyaya tıkladığın
da program devreye girdi ve görüntüleri oynatmaya haşla
di." YüZii yeniden sapsarı oluyor. "Özür dilerim. Katil hu!
dosyayı kodlamış ve düzenlemiş. Başlangıçtan bitişe gideri
düz bir zaman çizgisi yok -öylesi bir CD'ye sığmayacak ka
dar fazla yer tulardı- daha çok bir tür montaj elimizdeki.*
"Annie'nin ölümünün montajı," diye ekliyorum onun y
rine.
"Evet. Tarif edebileceğimi sanmıyorum. İzlemeye devaıil
etmek istemedim ama kendime engel olamadım. Sonra kus«ı
maya başladım ve siz aradınız. Dışarı çıkıp siz gelene kada|
kapı önünde bekledim."
"Yatak odasında kusmadın, değil mi?" diye sonıyor Charj
lie.
"Banyoya ulaşmayı başardım."
Alan sırtına bir şaplak indiriyor. Eğer 1-eo'nun dişler tak- j
ma olsalardı önden fırlamış olurlardı.
"Görüyor musun, işte. Sende iş varmış. Kusmadan öncel
banyoya kadar dayanman büyük başarı."
Leo koyunvari bir gülümsemeyle Alan'ı izliyor.
"Hadi şunu izleyelim," diyorum. "Leo eğer içeri girmek
istemiyorsan girmek zorunda değilsin."
İçerlediğini gösteren bir bakış atıyor bana. O anda çocuğun
yüzünde yeni bir olgunluk görüyorum. İçerlemiş olsa
da zihninde ne yapması gerekliğini tarttığının farkındayım.
O anda anlıyorum. Annie'nin benim arkadaşım olduğunu.
GÖLGE ADAM • 133
|!{|h İn'n izleyebiliyorsam herkesin izleyebilmesi gerektiğini
ılOtyOniiyor. Düşüncelerini neredeyse duyabileceğim, o
I I-'Hlıiı belli ediyor ki aklından geçenleri. Sonunda gözleri

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
; İMilılııyıyorlar.
Hayır efendim. Bilgisayar benim işini ve işimi yapacağım
ı lıııın gösterdiği dirayeti buna benzer hareketler nasıl
) (»Hi'jıkınırsa öyle karşılıyorum - hiçbir tepki vermeyerek.
VciİHnce adil. Hadi, içeri girelim."
! leo'nun apartmanın kapısını açmasının ardından içeri
giyiyoruz.
Hatırladığımdan bu yana pek değişmemiş. Üç oda-
I iıi, İki banyosu, bir oturma odası ve harika bir mutfağı
olan
llllyılk bir daire. En vurucu tarafı her yanda Annie'yi görj
ıııı in Hâlâ evin her yerinde varlığı hissediliyor. Mavi onun
j |MMgl ve her yerde maviyi görüyorum. Perdelerde, vazoda,
İMİogıallarda. Tarz sahibi bir mekân bu daire. Özel bir çalın
harcanmadan elde edilmiş bir estetiği var. Her şey
ı uılyrjuııml luD ü-z eanmlia boir reavh. atsız edici obsesif-
kompülsif biçimde
Aıınie her zaman bu yeteneğe sahipti. Fazla düşünmekti!/
in süsleme yeteneğine. Giydiği elbiselerden odasına kati,
ıı her şeyi kalileliydi, üstelik bunu züppe görünmeksizin
j yııpınayı başarırdı. Onun için güzel olmak, eşyaları ya da
mekânları güzel göstermek içgüdüseldi. Giysileri başkalarıj
mu ııe düşüneceğine göre değil, kendi kafasına göre seçerj
ıll ve başkalarında garip duracak giysileri kendine
yakıştırmayı
başarırdı. Dairesi de ruhunun ve yeteneğinin bir yan-
J turnaydı sanki.
Aına bir varlık daha hissediliyor içerde.
Kokuyu alıyor musun?" diye soruyor Alan. "Ne bu?"
"Parfüm ve kan," diye mırıldanıyorum.
134 • Cody Mdadyen i
"Bilgisayar ilerde," diyor I.eo. Hep birlikle yatak odaMiıji
geçiyoruz. u
Evin uyumu bu odada ölüyor. Bu oda onun işini yaptT
ğı yer. Annie'nin bilinçsiz estetiğine karşı bilinçli vahşellj
yeri. Biri burada huzuru ve uyumu yıktı. Seçkin bir hayalı
bile isteye yok etti.
Halı kan lekeleriyle kaplı ve burnum Annie'nin parfin
müyle karışık çürük kokusunu alıyor. İki zıt koku bunlar.
Biri hayatın, diğeri ölümün kokusu. Masa devrilmiş, lamla
kırılmış. Duvarlar çiziklerle dolu. Bütün oda yanlış. Katil
hıi|
odaya varlığıyla tecavüz etmiş.
I.eo bilgisayarın başına oturuyor. Annie'yi düşünüyoruın.j
"Başla," diyorum ona.
Leo sararsa da fazla oyalanmadan dosyalardan birinin
üzerine tıklayarak kaydı başlatıyor. Karşımızda Anııie. Onu I
görünce kalbim duracak gibi oluyor. Çırılçıplak yatağa ko-l
lepçelenmiş. Joseph Sands'ı düşünüyorum ve boğazım dil»|
ğümleniyor ama zihnimin derinliklerine ittiriyorum görüra
tösünü.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Katil siyahlar içinde. Kafasında bir kukuleta var.
"Ne bu ninja kıyafeti mi?" diye mırıldanan Alan kafasını
onaylamadığını belli edecek şekilde sallıyor, Tanrım, şaka
gibi."
Avcı güdülerim devreye giriyorlar. Kal il 1,8ü boyunda.
Formda. Ne çok kaslı ne ele zayıf. Gözlerinin kenarlarında
görünen çok az tenden beyaz olduğunu anlıyorum.
Konuşmasını bekliyorum. Ses tanıma teknolojisi çok ilerledi
ve konuşması önemli bir ipucu olabilir. Ama katil kameranın
önünden çekiliyor. Arkadan başka bir şeyle karışan
mırıltıları duyuluyor. Geri döndüğünde bakışları doğrudan
objektife yönelik ve maskedeki kırışıklıklardan güldü-
GÖLGK ADAM • 135
I ir-*
fniııiı imliyorum. Elini kaldırıp parmaklarıyla işaret ediyor
L ı / V Î . ..
| ı m layı müzik sesi kaplıyor. Ne olduğunu anlamak bir
Killini .ılıyor. Anladığımda da kusacak gibi oluyorum.
(pıı"'A lnım Tanrım," diyor Chaılie, "Rolliııg Stones mu çalı-
IİVL'I. 'Gimme Shelter'," diye ekliyor Alan. Sesi öfkeli.
Bibinle dalga geçiyor. Hasta pislik kendisini havaya soki.
k i İçin müzik bile çalmış."
M(ı/,iğin sesi yüksek. Hızlandıkça katil de hızlanıyor. Bir
»•Ilıııl«' bıçak, kameranın önünde Anııie için dans ediyor.
¡talin- ama hareketlerini müziğin ritmine uydunıyor. Ritim
| llılıin sapkınlık.
[ /iv cimiz, cinayet..."
hu şarkıyı sözleri nedeniyle Seçti. Mesajı bu ve günün
Hjlccki saatlerinde hissettiklerimi hatırlatıyor bana.
Yapabilmeklerinin
önüne geçebilecek kimse yok o an için ve An-
! |)|ı''ıılrı bakışlarından onun da bunu anladığını görüyorum,
ı .ııku. umudun yok oluşuna karışıyor o bakışlarda.
K>ııil dans etmeyi bıraktı ama hâlâ ritme uyum sağlıyor.
1 llıııekcileri neredeyse bilinçsiz. Aynı birinin istemsizce
duyılıı|(
iı müziğe ayak uydurması gibi. Yatağın kenarında, gözlerini
Annie'ye dikmiş beklerken kendinden geçmiş gibi.
I Anııie çırpınıyor ama faydası yok. Müzik yüzünden dtıya-
IMlIsam da çığlık attığını görebiliyorum. Katil kameraya son
hır kez baktıktan sonra yalağa doğru ilerliyor.
Gerisi Leo'nun anlattığı gibi. Montaj. Annie'nin, işkence,
w Im avüz ve ölümünden parçalar. Katil hiç acele etmeyerek
| bıçağını Annie'nin üzerinde kullanıyor. Yavaş kesmeyi sevi-
| yor, ıızun çizikler alıyor. Onun lıer yerine dokunuyor
bıçağıyla
İler yeni karede elektrik şoku verilmiş gibi yerimde
136 • GCKI>' Mcfadyen
sıçrıyorum. Tecavüzü de altığı kesikler kadar sert ve acımı
sı/..
Bütün vücudum sarsılıyor. Görüntü, şok ve kesikjH

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Tekrar tekrar acımasızca yaratılan kesikler. Annie'nin gögffl
1
ri acı, korku ve umutsuzlukla dolu. Tanrım, lütfen bitsin m
tık!
Katil heyecan içinde bir yağmur dansı yapıyor ama nmııl
yağmuru kan. Annie'nin kanı. Arkadaşımın yavaş ve koı |
kunç ölümünü izliyorum. Katilin onunla işi bittiğinde gerlı
ye ruhsuz bir kabuktan başka bir şey kalmadı. Çocukluktun S
beri tanıdığım, birlikte büyüdüğüm, sevdiğim kadının ölll»
münü izlemek geri dönüp yeniden Matt'in çığlıklarını duymaya
benziyor.
Öldüğünü öğrendiğimden bu yana Annie için ağlama«)
dım. Ama şimdi içimde biriken bütün acı boşalıyor.
Yanaklarımdan süzülenler sessiz gözyaşları. Matt'te(
sonra benimle ilgili her şeyi bilen tek insanın ölümünün sası
için akıyorlar. Artık dünyada yapayalnız kaldığımı biliyo-1
rum ve korkuyorum. Köklerim ortadan kalktı ve bu his
katlanılmaz.
Annie, sen bunu hak etmemiştin..
Yaşları silmek için acele etmiyorum çünkii onlardan1
utanmıyorum.
Kayıt sona erdiğinde hepimiz sessiziz.
"Tekrar oynat," diyorum.
Tekrar oynat çünkü içimdeki ejderha uyanıyor.
Ve uyandığında o ejderhanın kızgın olmasını istiyorum.
14
c l a:: ıılamış mıyım b i r bakalım," diyor Alan. " B u filmi
ç e k m e k l e kalmadı ama o t u r u p bir d e mon-
L J l tajını yaptı."
l e o kafasını bir aşağı bir yukarı sallıyor. "Evet ama bu
Jillglsayaala değil. B u bilgisayarın sürücüsü b u işler için
uyi'tm
değil, içinde montaj yapmaya yarayan bir program da
yok Kendi dizüstü bilgisayarını yanında getirmiş olmalı."
Alan bir ıslık patlatıyor. "Herif g e r ç e k t e n soğukkanlı
flllıoky. Eğer g e r ç e k t e n Leo'nun dediği g i b i
olduysa arkadaşının
ö l ü sü orada durur, B o n n i e ise k o r k u içinde
olanları izinken
başuçlarmda oturup kayıtla uğraşmış demektir. Hati
(.i daha kötüsü."
Kimse gözyaşlanmla ilgili tek k e l i m e etmedi. B o ş
hissediyo"
Sruomğu kakmaan laı .r t ıkD ühzi sesnizl i .d eYğ ieltiemn.e
Kk lair. ş ı lTıke k nvei kr iyokraubmi l.i yet ler i
I olan - ve sonuna kadar g e r ç e k ."
"Ne demek istiyorsun?"
138 - Cody Mefadyen
"İnsan olarak geçmemesi gsreken bir çizgiyi geçti. Ve
büyük zevk aldı. Bunu yaptıktan sonra bir daha geri
dönemezsin.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Yaptıklarını sevdi, kendini canlı hissetti. Tek bir seferle
durmayacaktır."
"Şimdi ne olacak?"
"Şimdi hepiniz çıkacaksınız ve James'i buraya getireceğiz."
Bunu söylerken sesimin ne kadar Soğuk çıktığına şaşırıyorum.
İşte, böyle. Demek otoritem hâlâ yerli yerindeymiş.
Buna ne demeli?
Charlie'nin kafası karışık. Alan anlıyor. Gülümsüyor ama
neşeli bir gülümseme değil.
"O ve James'in zamana ve rahat bırakılmaya ihtiyaçları
var. Bizim de bu sırada yapacak bir yığın işimiz var zaten.
Adli tabibin yanına gidip James': sen almak ister misin?" diye
soruyor bana bakarak.
"Hayır. Ben burada kalacağım." Yanıtım mesafeli. Gittiklerini
hayal meyal fark ediyorum. Zihnim kocaman bir boşluk
haline geldi. Bakışlarım uzakta bir noktaya dikili.
Kara tren geliyor. Uzaktan sesini duyuyorum.
Kendi tabirimle kara trenle ilk olarak ilk davamda
karşılaştım.
Onu tarif etmek zordur. Hayat treni normalin sınırları
içinde yol alır. İnsanların bindiği tren odur ve doğumdan
ölüme doğru ilerler. Kahkahalar ve gözyaşlarıyla doludur,
zorlu işler ve başarılarla. Yolcuları mükemmel olmasalar
da ellerinden geleni yaparlar.
Kanı tren farklıdır.
Kara tren, yıkıntılar üzerinden garip sesler çıkartarak
ilerler.
J a c k J r . gibilerin bindiği treni ir. Ölüm. seks ve
çığlıklarla
doludur. Kocaman, kara. kan emici bir tekerlekli yılandır.
Kğer hayal treninden allar ve ağaçlara doğru koşarsanız ka-
GOLGlî ADAM • 139
ra treni bulursunuz. İzini sürebilir, yolunu takip
edebilirsiniz.
Gözyaşlarının peşinden giderek hangi yöne gittiğini
kestirebilirsiniz.
Ona binerseniz, cesetlerle dolu vagonların, kemiklerin
ve fısıltıların arasından geçerek kondüktörüne ulaşmanız
gerekir. Kondüktör peşinde olduğunuz canavardır ve iyi
gizlenmiştir. Kısa ve kel olabilir, ıızun, genç ve sarışın
olabilir,
ender olarak da olsa kadın olabilir. Kara trende onu
en gerçek haliyle görürsünüz. Sahte gülümsemeler ve şık
takım elbiseler ortadan kalkmıştır.
Karanlığın kalbine bakar ve o anda, gözünüzü dahi kırpmadan
onu anlarsınız.
Benim avladığım katiller sakin, gülümseyen insanlar değiller.
Onların bütün hücreleri çığlık çığlığa. Sonsuz felaketlerin
peşindeler, kan içinde saf kötülüğü arzuluyorlar. İnsan
etine bakarak mastürbasyon yapan insanların beyinlerini
doğradıklarında tahrik olan yaratıklar onlar. Onların ruhları

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
yok: Ruhlarının yerinde kıvranan, sürünen, spazmlar geçiren
yaratıklar var.
Kara iren benim katilin maskesini indirdiğim yer. Zihnimdeki
o trene gittiğimde peri çekilmeyeceğimi biliyorum.
Orada bahaneler, kaçışlar, güçsüzlükler yok. O trende av
var. Katilin gözleri kurtlarla dolu, ve çocukların
gözyaşlarını
içiyor. Orada sadece ölüm var.
"İlginç," demişti Dr. 1 lillstead terapi seanslarımızdan
birinde
ona kara treni açıkladığımda. "Sanırım aklımdaki soru -
ve bence en büyük sorun- şu Smoky: Bir kere o trene bindiğinde
ineceğinin garantisi var mı? Senin o katillerden birine
dönüşmene engel olan ne?"
140 • Cody Mcfadyen GÖLGE ADAM • Ml
Giiliimsemek zorundaydım. "Eğer gerçeklen görseniz,
görebilseniz, böyle bir leiılike olmadığını bilirdiniz. İşler
öyle
yürümüyor." Gözlerinin içine dikiyorum gözlerimi. "Eğer
kondüktörün yüzündeki maskeyi indirebilirseniz onun bir
tür uzaylı olduğunu görüyorsunuz. Garip bir yaratık, başka
bir tür."
Söylediklerimi anladığı için yüzüne bir gülümseme yerleştirdi
ama inandığı söylenemez.
Ona sorunun kondüktöre dönüşmek değil, onu görmekten
kurtulmayı başarmak olduğunu anlatmadım. Maskesini
çıkarttıktan sonra insanın gözlerini kondüktörden alması
zordur. Bazen aylar sürebilir. Geceler boyu kâbuslarınıza
girer o yüz. Ter içinde uyanırsınız. Matt böyle zamanlardan
nefret ederdi çünkü bana yardım edemeyeceğini bilirdi.
Kara trene binmenin bedeli budur. O trene geri kalan
kimsenin binmek zorunda kalmaması için sizin binmeniz
gerektiğini bilirsiniz. Ama bunun bedeli bir parçanızın
sonsuza
kadar lanellenmesidir.
Orada. Annie'nin öldüğü yerde dururken büyük bir hızla
üzerime geldiğini hissediyorum. Tren üzerime gelirken
çevremde başkaları olmamalı. Yanımdan geçip gidişini de
izlesem, vagonlara da atlasam kendi başıma yapmam gereken
bir iş bu. Mesafeli ve soğukkanlı olmalıyım. Aynı trenlerde
kaçak yolculuk eden serseri er gibi. Ancak treni anlayan
ve nasıl bineceğini bilen birinin varlığına katlanabilirim.
James anlıyor. Diğer kusurları ne olursa olsun, ne kadar
sinir bozucu davranırsa davransınjames'te de aynı yetenek
var. Rayları takip edebiliyor, kondüktörü görebiliyor.
Bütün metaforları bir yana bırakacak olursak kara trenin
kötülükle geçici bağlantı kurularak ulaşılan bir gözlem
noktası
okluğunu söyleyebiliriz. Hoş değildir.
Odayı tarayarak içine kanlıyorum. Katili hissedebiliyorum.
Katili koklayabiliyorum. Onun tadına bakabilmem,

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
onu duyabilmem lazım. Onun varlığını itmek yerine kendime
çekmem gerekiyor. Aynı bir aşık gibi.
Dr. Hillstead'e asla anlatmadığım bir şey bu. Hiçbir zaman
anlatacağımı da sanmıyorum. Böylesi bir samimiyet,
yakınlaşma ihtiyacı sadece rahatsız edici değil, bağımlılık
yapan bir tarafı da var. Heyecan verici. 11er yeri kaplıyor.
Katil her şeyi avlarken ben sadece onun peşine düşüyorum.
Ama benim kan ihtiyacım da en az onunki kadar güçlü.
Buradaydı, yani olmam gereken yer burası. Onu bulaca-
I ğım, gölgeler arasından söküp çıkartacağım yer burası.
İlk olarak hep aynı şeyi hissederim ve şu anda farklı cle-
I ğil. Başkasının alanını işgal etmiş olmaktan duyduğum
heyecanı
hissediyorum. İnsanlar kendilerine ait alanları belirleyip
sınırlar çekerler. Kendi aralarında başkalarının sınırlarına
saygı duyar v e kendi sınırlarına saygı duyulmasını beklerler.
Bu temel varoluş kodlarından biridir. Sizin eviniz sizin
evinizdir. Kapı bir kere kapandı mı özel hayatınız devreye
girer; dünyaya göstermek zorunda olmadığınız yüzünüzü
takınabilirsiniz. Diğerleri bu dünyaya sadece davet
edilirleıse girebilirler. Bu talebinize saygı duyarlar çünkü
kendilerinin de talebi budur.
Canavarların ilk yaptığı, onları ilk heyecanlandıran bu sınırı
geçmektir. Pencerenizden sizi gözetler, gün lx>yu sizi
takip eder kimi zamansa siz dışarıdayken gizlice evinize girip
özel eşyalarınızı karıştırırlar. İşgal ederler.
Başkalarını yok etmek onların afrodizyağıdır.
Yakaladığım canavarlardan birisiyle yaptığım görüşmeyi
hatırlıyorum. Kurbanları kız çocuklarıydı. Bazıları beş
bazıları
altı yaşındaydı. Olaydan önceki onların resimlerini görM
2 • Cody Mefadyen GÖLGK ADAM * 143
müştüm - sacları atkuyruğu yapılmış, yüzlerinde parlak birer
gülümseme... Ve olaydan sonraki resimlerini de gördüm
- tecavüze uğramış, işkence çekmiş, öldürülmüş. Çığlık
atan ufak tefek vücutlar. Tam scıgu odasının kapısından
çıkacaktım
ki aklıma bir soru geldi. Sapığa döndüm.
"Neden onlar?" diye sordum. "Neden kız çocukları?"
Korku filmlerinin kahramanlarınınkine benzer bir gülümsemeyle
bana baktı. "Çünkü düşünebildiğim en kötü
şey buydu hayatım. Ne kadar kötü olursa" -konuşmanın bu
noktasında dudaklarını yaladı- "o kadar iyidir."
Gözlerini kapatıp başını arkaya devirerek bir tür hayal
alemine daldı.
"Genç olanlar... Tanrı... Bundaki kötülük o kadar tatlı ki!"
Bu ihtiyacı körükleyen şey öfke. Can sıkıntısı ya da
aldırmazlık
değil. Gerçek öfke. İki tür öfkeler hiçbir zaman
dinmez. Burada o öfkeyi hissediyorum. Bir katil ne kadar

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
kontrollü olursa olsun cinayet işlediği nokta kontrolden
çıktığı
noktadır.
Bu tür bir öfke çoğunlukla çocukken sadist hareketlerin
kurbanı olmalarından doğar. Dayak yemek, işkence, taciz,
tecavüz. Bu canavarların çoğunu yaralan canavar anne
babalarıdır.
Daha çocukken ruhları çürür ve birer etobur olarak
dünyaya karışırlar.
Ama sonuçta bunların hiçbiri bir şey ifade etmez. En
azından işin benim yaptığım kısmında. Biz canavarları
affetmeyiz.
Köpeğin neden ısırdığı önemli değildir. Eğer ısınrsa
karşılığını görür.
Bütün bu bilgiyle yaşıyorum. Bu kavrayışla. Bu düşünceler
hiçbir zaman zihnimi tam olarak terk etmiyorlar. Canavar
gölgem haline geliyor ve hatta bazen arkamdan fısıldadığını
duyar gibi oluyorum.
"Uzun vadede bu seni naşı! etkiliyor?" diye soruyor Dr.
Ilillsıead. "Kalıcı duygusal etkileri var mı?"
"Elbette." Doğru kelimeleri bulmak için çabalıyorum
"Depresyon ya da alaycılık değil, mutlu olamamak da değil."
Doğru kelimeyi bulunca parmaklarımı şaklatıyorum.
"Kulum havası değişiyor. Aptal şiirsel bir saçmalık gibi
durduğunun
farkındayım. Ama bu değişimler ani olduklarında
yorucular."
"Bir duygu için doğru kelimeleri bulmakta aptalca bir
yan yoktur. Buna zihin açıklığı denir. Cümleni lamamla."
"Okyanus kenarındaki toprakların iklimlerinin nasıl
belirlendiğini
biliyor musunuz? Hava durumları değişse bile o
topraklardaki eıı büyük etki okyanusun değişmeyen etkisidir.
Benim duygusal durumum da öyle ama sabit etkenim
karanlık ve korkunç. Her zaman orada. Günün her dakikası.
Ve ruhumun iklimi sonsuza kadar ondan etkilenecek."
"Nasıl bir iklim bahsettiğin?"
"Çok yağmur yağıyor. Güneşli günler olduğu zaman çok
güzel ama egemen olan gri ve bulutlu günler. Her an yağmur
yağabileceğim biliyorum."
Annie'nin yatak odasını incelerken kafamda çığlıklarını
duyuyorum.
Şimdi yağmur yağıyor. Anııie güneşti katil ise bulutlar.
Öyleyse ben neyim?
"Ay," diye fısıldıyorum kendime. Karanlığa karşı aydınlık.
"Selam."
Jaıııes'in sesi beni dünyaya geri getiriyor. Zaman çok
hızlı aktı. Kapıda durmuş İçeriyi izlerken gözünün kan
lekelerine
takıldığını görebiliyorum.
144 • Cody Mcfadyen GÖl-Glî ADAM • 14b

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Hu koku da ne?" diye mırıldanıyor.
"Parfüm. Bir havluyu parfüme bıılayıp kapının altına tıkamış
ki Annie'nin cesedinin kokusu duyulmasın. Zaman
kazanmak için."
"Evet."
Elindeki dosyayı kaldırıyor. "Bunu Alan'dan aldım. Olay
yeri raporları ve fotoğraflar."
"Güzel. Kaydı izlemelisin."
Başladığı zaman bu şekilde devanı eder. Kısa cümlelerle
konuşuruz, otomatik silahlar gibi.
"Göster."
Bilgisayarın başına oturuyoruz ve ben de yeniden izliyorum.
J a c k Jr.'ın bıçakla oynayışını Annie'nin çığlıklar atarak
yavaş yavaş ölüşünü. Bu sefer fazla bir şey hissetmiyorum.
Oldukça mesafeliyim, treni dikkatli gözlerle izliyorum.
Zihnimde
Annie'nin çimenler üzerinde ölü yattığı bir kare oluşuyor.
Yağan yağmur açık bırakılmış olan ağzını doldurmuş
ve gri yanaklarını ıslatmış.
"Neden bize bunu bırakmış?" diye soruyor James.
Omuz silkiyorum. "Henüz o noktaya gelmedim. En başlan
başlayalım."
Dava dosyasını açıyor. "Cesedi dün gece yedi civarında
buldular. Ölüm zamanı kesin değil ama çürüme temel alındığında
adli tabip üç gün önce akşam dokuz civarında öldüğünü
düşünüyor."
Düşünüyorum. "Ona tecavüz ve işkence etmek için birkaç
saat ayırdığını varsayalım. Bu da buraya en geç saat yedide
geldiğini gösterir. Yani uyurlarken içeri girmedi. Öyleyse
nasıl içeri girdi?"
James elindeki dosyaya bakıyor. Kapıda zorlama izi
yok. Ya kadın onu içeri almış ya da kendisi içeri sızmanın
bir yolunu bulmuş. Bu herif gerçekten tehlikeli. Herkesin
uyanık olduğu saatte cinayet işlemek cesaret ister. Kendine
çok güveniyor olmalı."
"Ama içeri nasıl girmiş?" Merakla birbirimize baktık.
"Oturma odasından başlayalım," diyor James. Yatak odasından
çıkıp koridoru geçerek oturma odasına yöneliyoruz.
James içeriye bakmıyor. Gözlerinin odayı taradığını ve
duraksadığını
görüyorum. "Bekle." Annie'nin yatak odasına gidip
dosyayı aldıktan sonra içinden bir fotoğrafı çıkartarak
bana uzatıyor.
"İşte böyle içeri girmiş."
Elimizdeki girişin fotoğrafı. James'in neyi görmemi istediğini
anlıyorum: Halının üzerinde üç tane zarf var. "Çok
basit; sadece kapıyı çaldı. Annie kapıyı açınca da itip içeri
girdi. Annie, elindeki ıncktupkrı düşürdü. Ani. Hızlı."
"Ama akşamın erken saatleri olduğuna göre çığlık atıp
komşuları alarma geçirmesini nasıl engellemiş olabilir?"
Elinden dosyayı kapıp fotoğrafları tarıyorum. Anılarından

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
yemek masasının fotoğrafını çekiyorum.
"İşte."
Masada matematik ders kitabı var. Birlikle masaya bakıyoruz.
"Üç metreden daha kısa mesafe. Annie kapıya yanıt
verdiğinde Bonnie de buradaymış."
James kafasını sallıyor. "Anneyi kontrol etmek için çocuğu
kullandı." İslık çalıyor. "Bu da demektir ki doğrudan içeri
girdi. Hiç tereddüt etmedi."
"I lazırlıklıydı. Kadına hiç zaman tanımadı. İçeri daldı,
kapıyı çarptı, Bonnie'ye doğru gitti, büyük ihtimalle boğazına
bıçağı dayadı - ve anneye bağırırsa çocuğunu öldüreceğini
söyledi."
"Evet.-
146 • Cody Mefadyen GÖLGE ADAM • 147
"Oldukça kararlı."
Yetkin u r yağıyor, yağmur yağıyor...
James dudaklarını .birbirine yapıştırıyor. Aldına takılan
şeyler var. "Sıradaki soru şu: İçeri girdikten ne kadar sonra
işe koyuldu?"
İşimizin asıl başladığı nokta burası diye düşünüyorum.
Artık kanı treni düşünmeyi bırakıp içine atlıyoruz. Bunu
belirleyen
bir dizi soru var.
"İşkence etmeye ne zaman başladı? Ne yapacağını ne zaman
söyledi? Bu arada Bonnie'yi re yaptı? Onu en baştan
itibaren bağladı mı yoksa zorla izletti mi?"
İkimiz de giriş kapısına bakarak bilgileri gözden geçiriyoruz.
Onu kafamda hissedebiliyorum. James'in de hissedebildiğini
biliyorum.
Kapının önü sessiz ve o heyecanlı. Kalbi göğsünden
fırlayacakmış
gibi hissederek Annie'nin. kapıyı açmasını bekliyor.
Bir eli tekrar kapıyı çalmak üzere yukarı kalkmış diğerinde
ise... ne? Bıçak. Evet.
()na anlatacak bir hikâyesi var; defalarca aklından geçirdi
söyleyeceklerini. Basil aslında, belki... Üst kattan önemli
bir sorusu olan bir komşu mesela. İnandırıcı bir şeyler.
Kadın kapıyı açıyor. Akşamın erken saatleri; şehir uyanık.
Aunie evinde, güvenlik kapıları oları apartmanının
içinde. Çevresindeki bütün ışıklar yanıyor. Korkması için
geçerli bir neden yok.
Kadın bir tepki veremeden kapıdan içeri dalıyor. Onu
durdurmak mümkün değil. Belki kapıyı iterken Anuie'yi yere
düşüyor. Sonra kapıyı arkasından kapatıyor ve aceleyle
¡ionnie'nin yanına gidiyor. Kızı yakınına çekip bıçağı
boğazına
dayıyor.
"Tek bir ses dahi çıkartırsan kızın ölür."
Anııie çığlık atma içgüdüsünü zorla bastırıyor. Satsın tısı
o kadar gerçek ki... Her şey anlayamadığı kadar hızlı
gerçekleşti.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Hâlâ rasyonel bir açıklama peşinde belki gizli kamera
şakasındadır, belki arkadaşlarından biri şaka yapıyordur,
belki... Delice düşünceler ama gerçek de o kadar
delice ki...
C!özleri korkuyla dolu olan Bon nie onu izliyor.
An nie o zaman bunun bir şaka olmadığını anlıyor. Bir
yabancı kızının boğazına bıçağını dayamış durumda. Bu
gerçek.
"Ne ist iyonun?" oluyor ilk sorusu. Yabancıyla pazarlık
edebilmeyi umuyor. Belki cinayetten daha azma ikna edebilir.
Belki basit bir hırsızdır. I.ütfen lütfen lütfen Tamım,
lütfen pedofil olmasın.
Hatırlıyorum.
"Bonnie'nin boğazında ufak bir kesik vardı."
"Ne?"
"Bonnie. Hastanedeyken fark etmiştim. Boğazında ufak
bir kesik vardı."
James'in söylediklerimi düşündüğünü görüyorum. "Bıçağıyla
yapmış olmalı."
Elbette emin olamayız ama kulağa doğru geliyor.
Yabancı bıçağının ucuyla Bonnie'nin boğazına ufak bir
kesik yaratıyor. Tek bir damla kan akan bafıf bir kesik.
Amacı kıza zarar vermek değil, ciddi olduğunu ispatlamak.
Annie'nin kalbi çılgınlar gibi çaıpıyor.
"Ne söylüyorsam onu yap yoksa kızın ölür."
İşte o anda her şey bitti. Bonnie elindeki kozdu re An nie
boyun eğmek zorundaydı.
148 • Cody Mcfadyen GÖLGE ADAM • H9
"Ne istersen yapan m ama kızıma zarar verme."
Annie'nin korkusunun kokusunu almak onu heyecanlandırıyor.
Pantolonundan ereksiym olduğu görülebiliyor.
Şiddetin ve başkalarının korkusunun onun için cinsel bir
uyaran olduğu telli.
"Bence Annie'ye tecavüz ve işkence ettiğinde Bonnie de
omdaydı. Kıza zorla lıer şeyi izlettirdi," diyorum.
"Neden?"
"Birkaç sebebi var. Birincisi Bonnie'yi canlı bırakmış olması.
Neden? Kontrol etmek zorunda okluğu fazladan biri
oldu. Eğer öldürseydi işi çok daha kolay olurdu ama o
işkenceden
hoşlanıyor. Ve korkudan. Bonnie'yi bir kenarda
(Utmak Annie'nin kızının bir kenarda olduğunu ve her şeyi
gördüğünü bilmesi onu daha da heyecanlandırmış olmalı."
"Katılıyorum ama farklı bir nedenden."
"Ne?"
Gözlerimin içine bakıyor. "Sen. O senin peşinde Smoky
ve Bonnie'ye zarar vermek darbesini daha da güçlü kılıyor."
Şaşkınlıkla ona bakıyorum.
I Işıklı.
Kara tren hızlanıyor...
"Sana söylediklerimi yap yoksa annenin canını yakarım,

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
" diyor Bonnie'ye. Birbirlerine olan sevgilerini onları
kontrol etmek için kullanıyor.
"Onları yatak odasına götürüyor."
Koridorda ilerliyorum. James takip ediyor. İçeri giriyoruz.
"Kapıyı kapatıyor."
I Izanıp kapıyı kapatıyorum. Annie'nin kapının kapanışını
izleyişini ve bir daha asla açılmayacağını kavrayamayışıııı
hayal ediyorum.
James neler olduğunu gözünde canlandırmaya çalışarak
yalağa bakıyor. "Her ikisini de kontrol etmek zorunda.
Bonııie'den
korkması için bir peden yok ama Annie'yi bağlayana
kadar güvende olmadığını biliyor."
"Kayıtta Annie kelepçelenmiş durumda."
Doğru. Ona kendi kendini kelepçeletmiş olmalı. Tek ihtiyacı
olan bir bileğinden bağlı olması.
"Şunları al," diyerek kelepçeleri Annie'ye fırlatıyor.
Hayır böyle olmuş olamaz baştan alalım.
Bıçak Bonnie'nin boynuna dayalı. Annie'ye bakıyor.
()nu gözleriyle soyuyor.
"Soyun, " diyor. "Benim için soyun."
Kadın tereddüt edince bıçağı biraz daha derine yaslıyor.
"Soyun."
Annie ağlayarak Bonnie'nin izleyen bakışları altında
soyunuyor. Son direnişi sutyenini ve külotunu çıkartmamak.
uHepsini," diye bağırıyor katil.
Annie boyun eğiyor.
Hayır. Tekrar başa dön.
Annie tüm bunları yapıyor ama ağlamıyor. Kızı için
güçlü olmak zorunda. Sutyenini ve külotunu çıkarınken
gözlerini kızının gözlerine dikiyor. Gözlerime bak. diye
seslenmek
istiyor kızma, yüziime bak. Başka hiçbir şeye bakma.
Ona bakma.
150 • Cody Mefadyen GÖLGE ADAM " 151
Küf il, kelepçeleri o noktada çıkartıyor.
"Kendini yatağa kelepçele," diye emrediyor Annie'ye.
Annie bir kere daha boyun eğiyor. Katil kelepçelerin
kicndiğini
duyar duymaz çantasına uzanıp ikinci bir ketçe
çıkartıyor. Bunlar /İonnie'nin küçük bileklerine geçekler.
Kızın titremelerini ve hıçkırıklarını görmezden gelir.
Hâlâ dikkatli ve kendini bırakmış değil. Annie'nin yanıı
gidip kelepçeleri kontrol ediyor.
Şimdi. Şimdi artık rahatlayabilir. Kendini emniyete aldı.
ulm kaçamaz, kaçmayacak.
Kaçmadı, diye düşünüyorum.
Anın tadım çıkartabilir.
Odayı düzenliyor. Yatağın konumunu ayarlıyor, kamçıyı
yerleştiriyor. Odayı dt'izenleyişinde hayati önem taşlan
bir simetri var. Bunu aceleye getirmiyor. Tek bir yanlış

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
uhnı onun kafasında yaptığı işin güzelliğini ortadan kcıl
Urabilir. Sahne onun için önemli.
"Yalak," diyor James.
"Ne?" diyorum kafam karışmış olarak.
Ayağa kalkıp yatağın kenarına ilerliyor. Annie'nin çifı
kilillk
yekpare tahtadan yapılma bir yalağı var. Ağır.
"Yatağı nasıl yerinden oynattı?" James yerdeki halı izlerini
inceliyor. "Sürükleme izleri. Yani yatağı iterek taşımayı
denedi." Yeniden yatağın diğer ucuna gidiyor. "Bir yerlerden
tııtup kaldırmış olmalı. Bir tür kaldıraca ihtiyacı olmuşun
..." Diz çöküyor. "Bir şekilde yuknı kaldırmış olmalı."
ı İyice eğilip yalağın tahtalarını inceliyor. Ayağa kalktığm-
;da yüzünde bir gülümseme var. "Parmak izi tozu yok."
Birbirimize bakıyoruz. Eğer buradan parmak izi bulunabilirse
olayın gidişatı değişebilir.
İnsanlar lateks eldivenlerin parmak izi bırakmayı
engellediğini
düşünürler. Bu çoğu zaman doğrudur. Ama her zaman
değil.
Bu tür eldivenler aslında doktorların steril bir biçimde
ameliyat yapabilmeleri için tasarlanmışlardır. Bu nedenle de
cerrahın eline ikinci bir deri gibi yerleşebilmeleri gerekir.
İnce ve hafiftirler.
Ve bazen bu incelik bizim lehimize çalışır. Katil yatağı
taşıyabilmek için bütün gücüyle baskı uygulamak zorundaydı
ve eğer şansımız yaver giderse parmak izleri eldivenlere
rağmen tahtaya geçmiş olabilirler.
Düşük ihtimal ama mümkün.
"İyi yakaladın," diyorum.
"Teşekkürler."
Sadece cinayet mahalleri. James'in sinir bozucu biri olmayı
bırakıp nazik davranabilcliği yegâne yerler-onlar.
Sahne hazır. Yalağı taşıdı. Kamerayı yerleştirdi. Her şeyin
mükemmel olması, için son kez kontrol ediyor. Her şey
mükemmel. Şimdi bütiin dikkatini Annie üzerinde toplayacak.
Kadın ilk kez o an anlıyor. Az önce adamın dikkati dağınıkken
hâlâ bir umudu vardı. Ama bakışlarının üzerine
kenetlendiği bu anda neler olduğunu, neler olacağını anlıyor.
Bir daha şafak olmayacak. Adamın gözlerindeki bakış
dipsiz, siyah ve aç.
Adam kadının anladığını anlıyor. Kadının anlaması
onu alevlendiriyor. Her zaman öyle olur. t'nmduıı tükenişi
bu adam gibileri heyecanla udi rr.
152 • Cody Mcfadyen GÖLGE ADAM • 153
Kendisini Tanrı gibi hissediyor.
James ve ben /.ilmimizde aynı noktadayız. Katili görüyoruz,
Annie'yi görüyoruz ve göz ucuyla Bonnie'yi görüyoruz.
Umutsuzluğun kokusunu alıyoruz. Kara tren hızlanıyor ve
bu sefer içindeyiz.
"Kaydı bir daha izleyelim," diyor James.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Dosyanın üzerine tıklamamla beraber film başlıyor. Katil
dans ediyor, kesiyor, tecavüz ediyor.
Saf şiddet içeren hareketleri sonucunda kan her yana
yayılıyor. Artık onu koklayabilir, tadabilir; üzerindeki
varlığını
hissedebilir. Bir noktada çocuğa bakmak için kafasını
çeviriyor. Titreyen çocuğun yüzü bembeyaz. Bu onun
neredeyse orgazma ulaşmasını sağlıyor. Vücudundaki her
kas arzu ve duygu yoğunluğuyla titreyerek yeniden barekeT
ie geçiyor.
O kötü olmakla kalmıyor, kötü olmanın bir adım ötesine
geçiyor. Çok sert tecavüz ediyor, ölümüne. Müzik ve kan ve
içgüdüler ve çığlıklar ve korku. Kendisinin merkezinde yer
aklığı dünya titremekte.
Burası insana dair her şeyin yok olduğu yer.
Sadece o tek anda açlık ve ihtiyaçtan yok oluyor. Kısa bir
anlık tatmin ve rahatlama duygusu.
Bıçak aşağı iniyor ve her yerde kan var ve kan ve ıslak
ve kan ve o tırmanıyor parmak uçlarında yükselerek kan
gölünün üzerinde dans ediyor. O daha fazlası olmak değil
hiçe dönüşmek istiyor. Ulaştığı orgazm dayanabileceğinden
güçlü.
Ve her şey bittiğinde hep orada olan öjke geri geliyor.
Beynimde bir tık sesi duyuyoram. "Bekle bir dakika," diyorum.
Programın geri sayma tuşuna basarak bir daha oynatıyorum.
Aynı tık sesi.
"Bir şeyler doğru değil. Ne olduğuna emin değilim ama
bu resimde yanlış olan bir şeyler var."
"Kare kare geçmemizi ister raisin?" diye soruyor James.
Kare kare olmasa da yavaş çekim üzerinden geçmeye karar
veriyoruz.
"Buralarda bir yerlerde," diye mırıldanıyorum. Öne eğilerek
izliyoruz. Kaydın sonlarına doğru. Katil Annie'nin yatağının
kenarında duruyor. Bir titreme görüyorum ve yine
Annie'nin yatağının kenarında durmaya devam ediyor. Ama
iki kare arasında bir farklılık var.
Farkı bulan James oluyor. "Resim neıde?"
Başa sarıyoruz. Yatağın kenarında durduğu ilk karede
arkasındaki duvarda içinde ayçiçekleri olan bir vazonun
resmi asılı. Görüntü titriyor, sonraki karede katil orada ama
resim gitmiş.
"Bu da ne böyle?" Duvarın kenarına gidip resmin asılı olduğu
yere bakıyorum. Resim mı,sanın kenarına yerleştirilmiş.
"Resmi neden-duvardan indirdi?" diye soruyor James.
Her şeyin yeniden üzerinden geçiyoruz. Ayakla, resim,
tireme, ayakta - resim yok. Tekrar ve tekrar. Ayakta, resim,
titreme, ayakta - resim yok.
Neler olduğunu çözdüğüm anda sanki beynimde kükreyen
bir şelale var. Ağzım açık kalıyor bir saniye düşünüp
"Aman Tanrım!" diye bağırıyomm.
"Ne oldu?"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Kaydı başa sarıyorum. "Yeniden izle. Bu sefer resmin en
üstünün nerede olduğuna dikkat ei ve giııiği zaman duvardaki
o nokıavı izle."
154 • Cody Mdadyen
Kayıl sona doğru devam ederken titremeyi geçiyoruz. James
donup kalıyor. "Ama b u - " dıiliyor. "Bu doğru olabilir
mi?" O kadar inanılmaz ki tekrar üzerinden geçiyoruz.
Şüpheye mahal yok. Birbirimizin yüzüne bakıyoruz. Artık
her şey değişti.
Resmin neden indirildiğini biliyoruz. İndirildi çünkü
uzunluk algılaması için bir referans teşkil ediyordu.
Resim duvarda asılıyken Annie'nin başında duran adam
resim indirildikten sonra Annie'nin başında duran adamdan
en az lx:ş santim daha uzun.
Kara irenin makine odasına ulaştık ve gördüklerimiz bizi
büyük şaşkınlığa uğrattı. Ortada tek bir kondüktör yok.
İki tane var.
15
« s en haklısın," diyor Leo ve kafasını kaldırıp hayranlıkla
James'e bakıyor.
Kaydı incelemeyi yeni bitirdi. "O titreme bağlantının
yapıldığı yer."
Callie, Jenny ve Charlie monitörün başındalar. Buluşur
buluşmaz onlara keşfimizi anlatıp bombayı patlattık.
"Daha önce hiç böyle bir şeyle karşılaştın mı?" diye soruyor
Charlie. "Birlikte çalışan ilci katile?"
"Bir keresinde; ama farklıydı. Erkek ve kadından oluşan
bir ekiptiler; erkek dominanttı. Birlikte çalışan iki erkek
oldukça
sıra dışı. Cinayet işlemek bir katilin kişiseldir. Onun
özel hayatıdır. Çoğu bunu paylaşmaktan hoşlanmaz."
Herkes sessiz, düşünüyoruz, tik konuşan Callie oluyor.
"Gidip şu parmak izlerine baksa m ivi olacak tatlım."
"Bunu düşünmüş olmam gerekirdi," diyor Jenny.
"Evei düşünmüş olman gerekirdi." diye saldırıyor James.
Eski sinir bozucu haline geri döndü.
Jenny ona öfkeli bir bakış atsa da görmezden gelip Callie'vi
izlivor. Callie veni üV selini çantadan çıkarttıktan son156
• Cody Mcfadyen GÖLGE ADAM - 157
ra gerekli ayarlan yapıyor. Bu alet parmak izlerinin
üllraviyole
yansımalarını tespit etmek iç.n özel olarak tasarlandı.
En silik izlerin bile yakalanmasını sağlıyor. Diğer
yöntemlerle
tertemiz olduğu tespit edilen bir yüzeye UV ile bakıldığında
parmak izi bulunduğu az rastlanır bir örnek değil.
İşe yarayıp yaramayacağına emin olmasak da bize
kazandırabileceği
avantajlar çok fazla olduğundan ilk olarak
bunu deniyoruz. T o z süper yapışkan... Bu maddeler bir kez
uygulandı mı geri alamazsınız. Ama UV yüzeyi bulduğunuz

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
gibi bırakır.
"Hazırım," diyor bir bilimkurgu filminden fırlamış gibi
görünen Callie.
"İşıkları kapatın," diyorum.
Charlie düğmeyi çeviriyor ve lıep birlikte UV'den çıkan
parıltılı ışığı izliyoruz. Klik sesleri. Sessizlik. Yine klik
sesleri.
Aletin ışığı sönünce Callie doğruluyor. Charlie ışıkları
açtığında
heyecan içindeyiz.
"Sol elden üç sağlam parmak izi, sağ elden de iki tane.
I loş ve temiz, tatlım."
Callie arayıp Annie'nin ölümünü haber verdiğinden beri
ilk kez umutlu hissediyorum. Öfke, acı ve soğukluk hâlâ
yerlerindeler. Ama bu sefer tünelin sonunda ışık var.
"Yakaladık," diyorum sırıtarak.
Jenny bize bakıyor. "Sizden gerçeklen korkulur çocuklar."
Sadece kara trene biniyoruz Jenny ve o bizi katillerin
halalarına
götürüyor.
"Bir sonın var," diyor Alan. "Nasıl oldu da kimse müzikten
yakınmadı? Oysa aşırı yüksek seste dinlemişler."
"Buna ben yanıt verebilirim tatlını," diyor Callie. "Sadece
.sessiz ol ve dinle." Dinliyoruz ve o anda duyuyorum. Alt
kattan gelen bas ve davul sesleri. Müzk setinin sesi
fazlasıyla
açılmış.
"Bu binada çoğunlukla gençler yaşıyor ve çoğu müziği
yüksek sesle dinlemeyi seviyor."
"Bunu kabul edebilirim. İkinci bir sorum daha var." Odayı
işaret ediyor. "Her tarafı dağıttılar. Üstleri başları kan
içinde
kaldı. Buradan o halde çıkmış olmalarına imkân yok.
Önce temizlenmiş olmaları gerekir. Tahminimce bumda yıkanmış
ve sonra dışarı çıkmış olmalılar." Jenny'ye dönüyor.
"Olay Yeri Ekibi giderleri kontrol etti mi?"
"Öğrenirim." O sırada cep telefonu çalıyor. "Chang." Bana
bakıyor. "Gerçekten mi? Tamam. Ona söylerim."
"Şimdi ne var?" diye soruyorum.
"Hastanedeki adamım aradı. Bonnie konuşmuş. Tek bir
cümle ama bilmek isteyeceğini düşünmüş."
"Ne demiş?"
"Smoky'yi istiyorum."
GÖLGE ADAM • 159
16
Jenny beni çabucak hastaneye ulaştırdı. Dur işaretlerinde
durmadık ve kırmızı ışıkta geçmek için sirenini kullandı.
Yolda ikimiz de konuşmadık,
çimdi Bonnie'nin yatağının kenarında duruyorum. Birbirimize
bakıyoruz. Daha önce olduğu gibi bu sefer de ne kadar
annesine benzediğini düşünüyorum. İnsanın dengesini

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
bozan'bir benzerlik bu; az önce annesinin ölüşünü izledim
ama işte Annie burada kızının gözlerinden bana bakıyor.
Ona bakıyorum. "Beni istemişsin, tatlım."
Kafasını sallıyor ama konuşmuyor. Şu anda başka bir şey
söylemeyeceğini anlıyorum. Önemli değil. Gözlerindeki donuk
ifade gitmiş ve halindeki bir şey bana iyiye gittiğini işaret
ediyor. Ne yazık ki yine o gözlerde mesafeli ve umutsuz
ve ağır bir duygu da var.
"Sana iki soru sormam gerekiyor tatlım. Olur mu?"
Yüzünde şaşkın bir ifadeyle bana bakıyor. Ne yapması
gerektiğine emin değil ama karasını sallıyor,
iki kötü adam vardı, öyle değil mi?"
Korku, titreme. Kafasını sallayarak onaylıyor.
Evet.
İyi, tatlım. Bir soru daha ondan sora bundan hiç
bahsetmeyeceğiz.
Yüzlerini gördün mü?"
Gözlerini kapayıp yutkunuyor.
I layır.
Bu yanıta şaşırmadım. Bonnie'nin elini tutuyorum.
"Özür dilerim tatlım. Beni görmeyi istemişsin. Eğer konuşmak
istemiyorsan benimle konuşmak zorunda değilsin.
Ama ne istediğini bana gösterebilir misin?"
Yüzünün ifadesindeki değişikliklerden birçok duyguyu
aynı anda yaşadığını tahmin edebiliyorum. Aklından tam
«jlarak neler geçtiğini anlayamasam da karar vermesini
bekliyorum.
Derken uzanıp elimi tutuyor. Konuşmasını bekliyorum
ama konuşmuyor. O zaman anlıyorum.
"Benimle mi gelmek istiyorsun?"
Kafasıyla onaylıyor.
Milyonlarca düşünce zihnime doluşuyor. Kendime bile
bakamazken ona nasıl bakacağım? Ben davanın peşindeyken
onunla kim ilgilenecek? Tüm bunları düşünüyorum
ama aslında önemli değiller. Tek yaptığım gülümseyip elini
sıkmak oluyor.
"Halletmem gereken işler var ama San Francisco'dan ayrılma
zamanı geldiğinde seni de yanıma alacağım."
Yüzündeki ifadeden beklediği yanıtın bu okluğunu anlıyorum.
Elimi son bir kez sıkıp bıraktıktan sonra kafasını
yastığa gömüp gözlerini kapatıyor. Bir süre daha başında
l>ekleyip onu izliyorum.
O odadan dışarı çıktığımda hayatımda bir şeylerin değiştiğinin
farkındayım. İyi mi köıii mü okluğuna emin değilim
ama önemli de değil zaten. Bu iyi ya da kötü olmakla de160
• Gody Mcfadyen
ğil iıayaaa kalmakla ilgili. Bonnie ve benim savaşımızı
verdiğimiz
düzlem bu.
Karakola doğru yola çıkıyoruz. Araba sessiz.
"Onu yanına alacak mısın?" diye soruyor Jenny.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Onun tek sahip olduğu benim, belki benim de tek sahip
olduğum o."
"Bu iyi Smoky. Gerçekten iyi. Onun yaşındaki bir kız sistemin
ellerine bırakılmamalı. O yaşta kimse onu evlat edinmek
istemeyecektir."
Ona dönüyorum. Bu cümlede gizli anlamlar var. Alttan
alta bir kırıklık kelimelere eşlik ediyor. Neler olduğunu
anlıyorum.
"Ben bir yetimdim. Ailem, ben dört yaşındayken öldü ve
sistemin içinde büyüdüm. Kimse o zaman Çinli bir çocuğu
evlat edinmekle ilgilenmiyordu."
Şaşkınım. "Hiçbir fikrim yoktu."
Omuz silkiyor. "İnsanın sık sık anlatacağı bir hikâye değil.
Üzerine konuşmayı en sevdiğim konu sayılmaz."
Hâlâ şaşkınım.
"Ama şu kadarını söyleyeyim çocuğu yanına almakla büyük
bir iyilik yapıyorsun."
Üzerine düşündüğüm zaman doğru söylediğini anlıyorum.
Annie onu bana bırakmış ya da bana öyle söylediler.
Henüz vasiyeti görmedim." Gerçekten onu Annie'nin cesedinin
yanına mı bırakmış?"
"Evet. Dosyada vardı."
"Vasiyete bakma şansın oldu mu?"
"Evet. Her şeyi sana bırakmış Smoky. Daha doğrusu her
şeyin yasal varisi kızı ama kızın vasisi sensin. Çok iyi
arkadaş
olmalısınız."
GÖLGE ADAM 161
Bu söz canımı yakıyor. "Ortaokuldan beri en iyi arkadaşımdı."
Bu lafın üzerine Jenny önce susup sonra küfrediyor.
"Kahretsin."
Kahretsin, şu an bütün duygularımızı özetleyen sözcük.
Mahvolmuş adaletsiz bir dünya bu. Bir çocuğun annesinin
cesedine üç gün bağlı kalabildiği bir dünya. Genel olarak
çocukların öldürüldüğü kahrolası bir dünya. Herkes ölüyor
ve ölüler toprağa karışıyor ve sonsuza kadar yok olup
gidiyorlar.
İşte Jenny o tek küfürfe tüm bu düşünceleri ifade
ediyor.
Nazikçe yanıtlıyorum.
"Teşekkürler."
GÖLGE ADAM • 163
17
u u: • zun versiyonunu mu islersin yoksa kısa versiyonunu
mu?"
Alan otopsi raporunu açıklıyor.
"Kısa versiyonu lütfen."
"Katil ya da katiller ona tecavüz etmiş. Hem öldürmeden
önce hem öldürdükten sonra. Ölmeden önce keskin bir bıçakla
doğramışlar ama yaraların çoğu ölümcül değil."
İşkence.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Ölüm nedeni kan kaybı. Ölene kadar kanamış. Bir kere
bütün kanı aktığında göğüs kafesini açıp iç organlarını
çıkartmış sonra da onları ufak paketlere yerleştirmişler."
Bana
bakıyor. "Bütün organları bulduk ama karaciğer yoktu."
"Büyük ihtimalle yanlarına almışlardır,* diyor James. "Ya
da yemişlerdir."
Bu cümleyle titriyorum çünkü haklı olduğunu biliyorum.
"Yanı izleri incelendiğinde bunların bir neşter tarafından
yapıldıkları ortaya çıktı. Adli tabip, organların
çıkartılırının
mükemmel olduğunu söyledi. Sadece kesilişleri değil ama
nasıl parçalanmadan ve hangi sırayla çıkarılmaları gerektiğini
bilmesi de katilin konuyu araştırdığını gösteriyor. İnce
ve kalın bağırsağı ayırmakla kalmamış ince ve kalın bağırsağın
ayrılması gereken parçaları da ayrılmışlar. İnce bağırsak
için Ciç, kalın bağırsak içir. dört parça."
"Diğer organları benzer şe.<ilde parçalamışlar mı?" diye
soruyorum.
Elindeki dosyayı kontrol ediyor. "Hayır. Bağırsaklara gelince
hava atmışlar."
"Güzel."
Leo'nun bakışı şaşkın. "Niye güzel?"
Alan ona dönüp soruyu benim yerime yanıtlıyor. "Güzel
çünkü biz bu adamları yaptıkları hatalar sayesinde yakalarız.
Eğer hava atıyorlarsa bu eylemin kendisi onlar için yeterli
değil demektir. Dikkatimizi çekmek istiyorlar. Bu da
demektir ki olabilecekleri ya da olmaları gerektiği kadar
dikkatli olmayacaklar. Hata yapma ihtimalleri artacak."
"Daha basit kelimelerle çocuk," diyor Callie. "Daha delice
davranacaklar."
"Anlıyorum." Anladığını söylese de Leo daha çok sarsılmış
görünüyor. Niye böyle hissettiğini tahmin edebiliyorum.
İki psikopat tarafından parçalanmış organlara bakmak
hiç de iç; açıcı değil.
Alan devam ediyor. "Organları çıkarttıktan sonra göğüs
kafesini açık bırakıp Bonnie'yi vücuda bağlamışlar." Dosyayı
kapatıyor. "Tecavüz sırasında prezervatif kullanılmış."
"DNA'larını bırakmak istemedikleri için."
"Başka hiçbir şey yok. Vücutta ne kıl ne parmak izi
bulunmadı."
"Öyleyse elimizde ne var?"
"Kesiklerde en ufak bir tereddüt yoktu. Sıra kadını açmaya
geldiğinde ne yaptıklarını iyi biliyorlarmış. En az biri
mutlaka tıp eğilimi almış olmalı."
I(Y\ • Cocly Mcladycn
"Ya da bolca egzersiz yapmıştır," diye mırıldanıyor Callie.
"Başka ne biliyoruz?" Tek tek hepsinin yüzüne bakıyorum.
Bu klasik rutinimizin bir parçası.
"İkisinin de beyaz ve erkek olduğunu biliyoruz," diyor
Callie. "Biri 1.80 boyunda , diğer 1.75-76. İler ikisi de iyi

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
durumdalar."
Alan konuşuyor. "Dikkatliler. İz bırakmakla ilgili kuralların
farkındalar ve gerekli önlemleri alıyorlar."
"Ama düşündükleri kadar zeki de değiller." diye allını
çiziyorum.
"Yatakla parmak izlerini bulduk ve iki kişi olduklarını
keşfettik."
"Sorun da bu değil mi zaten?" diyor Alan. "Eğer iz bırakmakla
ilgili kuralları gerçekten biliyorlarsa, kaçınılmaz olduğunu
da biliyorlardır." Alan, I.ocart prensibine gönderme
yapıyor. Locart, adli tıbbın babalarından kabul edilir ve
onun tespit elliği kuralı hepimiz ezbere biliriz: İki nesne
temas
etliklerinde mııilaka birinden diğerine bulaşan materyaller
olur. Bu materyaller küçük ya da büyük olabilir; tespit
edilmeleri zor olabilir ama daima vardırlar. Transferin
varlığını ispatlamak adına bu materyalleri araştırmak adli
tıpçıların görevidir.
Katillerimiz dikkatliydiler. Kontrollüydüler. Suç kitaplarını,
televizyon dizilerini ve belgeselleri takip eden herhangi
biri temel kuralları bilebilir. Yine de çoğu katil hala yapar.
Örneğin prezervatif. Çoğu tecavüzcü prezervatif kullanmaz
çünkü tecavüz egemenlik ve şiddetle ilgilidir. Prezervatif
onların kendilerini giiçlii hissetmelerini engeller. Jack Jr.
ve
arkadaşının onları kullanmış olmaları Alan ın haklı olduğunu
gösteriyor.
GÖLGE ADAM 165
"Mükemmel olmadıklarını biliyoruz," diyor James. "Hava
atmak gibi bir zayıflıkları var. Büyük ihtimalle yakında hata
yapmalarına yol açacak olan da bu."
"Doğru. Başka?"
"En az bir tanesi bilgisayarlardan anlıyor." Bu yorum
Leo'dan. "Bugünlerde bir kavun montajını yapmak tam olarak
roket bilimi sayılmasa da yapış biçimleri sıradan bilgisayar
kullanıcısının becerisinin üzerinde."
"Aslında Los Angeles'ta yaşadıklarını düşünüyoruz öyle
değil mi?" diyor Callie.
"Öyle varsayacağız. Ama bu henüz emin olduğumuz bir
bilgi değil. Kurban tiplerini biliyoruz. Bize söylediler -
Annie
gibi kadınların peşinden gitmeyi planlıyorlar." Leo'ya
dönüyorum.
"Ona ne diye hitap etmişlerdi?"
"Modern çağ fahişesi."
"Kaç kişiden bahsediyoruz burada?"
Leo yanıtlıyor. "Binlerce, eğer ABD genelini düşünürsek.
Sadece California'da internet yoluyla pornografik sunum
yapan bine yakın kadın var. Ama tek sorunumuz bu değil.
.Söyle düşünün: Kendi sitesi olan her kız hedef konumunda.
Bunlardan bazıları bir şirketin şemsiyesi altında toplansalar

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
da çoğu arkadaşın gibiler. Kendileri tasarlayıp kendileri
işletiyorlar internet sitelerini. Yani tek kişilik işletmeler
bunlar. Ve tahmin edeceğin üzere bir sendikaları ya da ticaret
odaları yok. Tam bir listeye ulaşmamızın imkânı olmadığını
göstermek için anlatıyorum bunu."
Sanırım bu kötü haber. Yine de bir yolu olmalı. "Öyleyse
biz de tersinden ele alırız Katillerin Annie'yi bulmuş
olabilecekleri
yerlere bakalım. Bu tür sitelerin listelendiği yerler
vardır değil mi?"
166 • Cody Mdadven GÖLGE ADAM • 167
IA'O kalasını sallıyor.
"Annie'nin bu listelerin hepsinde yer aldığını zannetmiyorum.
Hangilerinde göründüğüne bakalım sonra da bu listelerdeki
diğer kadınlara ulaşmaya çalışalım."
Bıı söylediğim Leo'yu eğlendirmiş görünüyor. "O kadar
kolay değil. Ya bir arama motoru vasıtasıyla Aıinie'ye
ulaşmışlarda?
Eğer öyleyse hangi kelimeyi ya da cümleyi kullandıklarını
nereden bileceğiz? Ayrıca çoğu internet sitesi, ana
siteye yönlendiren ufak, yem siteler kurarlar. Buradaki
l>edava
örnekler sayesinde ana siteye ulaşılır. Annie'ye bu tür
sitelerden biri sayesinde de ulaşmış olabilirler."
"Ona senin yüzünden ulaşmış olmaları ihtimali de var
Smoky." Callie adımı özellikle vurgulamamaya çalışsa da
başımı sallayarak ona katıldığımı belli ediyorum.
"Yani internet bizi hiçbir yere götürmeyecek?"
"Hiçbir yere değil," eliyor Leo "İlk bakmamız gereken
yer Annie'ye abone olanların listesi. 'Üyelere Özel' kısmını
görmek için para ödeyenler."
Bunu duyunca kulaklarım dikiliyor. "Çocuk pornosu yapanları
da böyle yakalıyorlardı değil mi?"
Leo gururla gülümsüyor. "Evet. Bu sapıklar ödemeyi kredi
kartıyla yaptıkları için aracı siteye ulaştığımızda rahatça
onlara da ulaşabiliyoruz. Çoğunun adres bilgileri sahte olsa
da banka sayesinde ve kredi kar.ı hareketlerini takip ederek
onlara ulaşmak mümkün oluyor."
"Ne kadar üyesi olduğunu biliyor muyuz?"
"Henüz değil. Ama bulmak zor olmayacak. Tek ihtiyacımız
olan resmi izin belgesi ama çoğu şirket, sorun yaşamak
istemediklerinden gereksiz yere uğraştırmazlar."
"Döndüğümüz zaman bu konu üzerinde çalışmanı istiyorum.
diyorum ona. "Alan gerekli izinleri almak konusunda
sana yardımcı olur. Listeyi al ve üzerinden geçmeye başla.
Ayrıca bilgisayarının da daha detaylı olarak incelenmesini
istiyorum. Belki bir sorun olduğunu fark etmiştir, belki
aldığı notlar arasında bir şeyler vardır."
"Tamam. Ayrıca e-maillerine de bakarım. Silmiş bile olsa
kopyalarını bulmak mümkün olabilir."
"Güzel."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Bir şey daha var," diyor Jenny. "Bize tek kişi olduklarını
düşündürmek için büyük külfet altına girmişler."
"Belki daha sonra bunu kullanarak kafamızı karıştırmayı
umuyorlardı," diyorum. "Bilmiyorum. Henüz bunu düşünmedim."
Kafamı sallıyorum. "Sonuç olarak elimizde peşine
düşebileceğimiz bir şey var. Parmak izleri."
Callie'ye dönüyorum. "Bu konuda neredeyiz?"
"Burada işimiz biter bitmez parmak izlerini sisteme gireceğim.
Birkaç saat içerisinde sonucu öğrenmiş oluruz."
Bu cümle hepimizi heyecanlandınyor. Her şey bu kadar
basit olabilir. Otomatik Parmak İzi Eşleştirme Sistemi harika
bir sistem. Eğer şanslıysak tak diye adamımızı buluruz.
"Onlar üzerine ne buldunuz Smoky?" diye soruyor Callie.
Bunu soracaklarını biliyordum; hep sorarlar. Ben kara
trene binip canavarları görürüm Callie ve Alan da ne gördüğümü
bilmek ister.
"Şimdilik her şey varsayımlardan ibaret."
Alan elini sallayarak söylediklerimi savuşturuyor. "Evet
evet. Her zaman aynı şeyi söylersin. Sadece aklından geçenleri
anlat."
Ona gülümseyip arkama yaslanıyorum. Gözlerimi kapattığımda
parçalar yerine oturuyor.
"Hâlâ ikisi birbirine girmiş bir yap-boz gibiler. Henüz
birbirlerinden ayırmayı başaramadım. Çok zekiler. Gerçek1.68
• Cody Mcfadyen
len çok zekiler. En az biri yüksek eğitim almış. Tıp fakültesi
olmas'ı muhtemel." James onayladığım belli eden bir ses
çıkartıyor. "Hareketlerinde bilinçliler. Planlılar. Kesinler.
Geride hiçbir şey bırakmamak için saatlerce adli tıbbı
incelediklerine
eminim. Hazırlıklı olmak onlar için işin önemli
bir parçası. Karındeşen Jack zamanının en meşhur seri
katiliydi.
Neden? Tek bir nedenle, hiç yakalanmadı. Onun
ayak izlerini takip ediyorlar. Onu taklit ettiklerini bile
söyleyebiliriz.
Karındeşen Jack polislerle dalga geçmişti, onlar
da bizimle dalga geçiyor. Kurbanları fahişelerdi. Onlar da
fahişelerin güncel versiyonlarının peşine düşüyorlar. Başka
paralellikler de olacaktır." •
"Kendini beğenmişlik de önemli sorunlarından," diye
araya giriyor James.
Kafamı sallıyorum. "Evet."
"Ne demek istiyorsun?" diye soruyor Charlie.
"Şu şekilde düşün: Bir araba kullandığın zaman üzerine
düşünmen gerekir mi?"
"Hayır. Sadece kullanırım."
"Doğru. Ama Jack Jr. ve arkadaşı için arabayı kullanmak
yeterli değil. Arabayı ne kadar iyi kullandıkları takdir
edilmek
zorunda. Ne kadar kusursuz olduklarını duymaya ihtiyaçları

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
var. Bu tür narsistlikte insanlar yaptıkları işe yaptıkları
sırada hayranlık duyar ve duyulmasını beklerler." Omuz
silkiyorum. "Eğer kendi araba külanışını izlemeye dalacak
olursan iki gözünü de yolda tutamazsın."
"İşle bu yüzden yalakta parmak izi bulabildik," diyor James.
"Bu küçük bir hata değil. Saç ya da iplik bulmaktan
bahsetmiyoruz. Zeki davranışlarıyla böbürlenmekle o kadar
meşguldüler ki dikkat etmediler."
GÖLGE ADAM • 1Ğ9
İkisinin birbirine karıştığını söylerken tam olarak doğruyu
söylemedim." Düşünürken dudağımı ısırıyorum. "Bir taı.
ılia Jack Jr. var. Bu tek bir kimlik. Paylaşılamayacak kadar
Önemli." James'e bakıyorum. "Katılıyor musun?"
"Evet."
"Peki bu diğer adam ne yapıyor?" diye soruyor Alan.
"Emin değilim. Belki bir çırak?" Kafamı sallıyorum. "Kesin
olarak emin değilim. Henüz. Ama Jack Jr.'ın -hangisi oyna-
baskın karakter olduğunu düşünüyorum."
"Bu geçmişle görülen ikili katillere uygun düşüyor," diyor
Callie.
"Evet. Zekiler, hesaplılar ve kendilerini beğenmişler.
Ama onları en tehlikeli yapan özellikleri, kendilerini bu işe
adamışlıkları. Karar vermekle ilgili hiçbir sorunları yok,
kararlarını
zaten vermişler. Bu bizim için kötü çünkü işleri
karmaşıklaştırmaktan kaçındıklarını gösteriyor. Temiz hareket
ediyorlar. Kapıyı çal, içeri ¿al, kapıyı kapat, kontrolü ele
geçir. A,B,C,D bunu becerebilmek sıradan insanlar için
imkânsızdır. Birinin ya da ikisinin birden askeri bir
geçmişlerinin
olması halta polis kuvvetlerine mensup olmaları
mümkün."
"Tecavüz ve öldürme istekleri gerçek," diyor James.
"Bu zaten belli değil miydi?" diye soruyor Jenny.
"Hayır. Bazen sıradan bir cinayeti seri cinayet olarak
göstermeye çalışırlar. Ama Annie'ye yaptıkları ve yapış
biçimleri...
gerçekti."
"Ayrıca çifte kurban peşindeler," diyor James.
"Peşine düştükleri kadınlar kadar bizi de hedef aldıklarını
mı söylemek istiyorsun?" diye soruyor Callie.
James başını sallayarak onaylıyor. "Doğru. Kurban seçimi
şu an için belirgin ve mantıklı. Annie King onların iki ar170
• Cody Mcfadyen
/ıısunıı ela laimin edecek özelliklere sahip. Bir porno site
işletiyor
ve takımımızdan birinin arkadaşı. Senin dikkatini
çekmek için büyük çaba harcamışlar Smoky."
"İsledikleri oldu." Arkama yaslanp bütün konuşulanların
üzerinden geçiyorum. "Sanırım her şeyden bahsettik. Ama
sakın onlarla ilgili bildiğimiz en önemli şeyi unutmayalım."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Nedir o?" diye soruyor Leo.
"Tekrar yapacaklar. Ve biz onları yakalayana kadar da
durmayacaklar.
Jenny'den beni hastaneye bırakmasını rica ettim. Herkes
kendi işiyle uğraşırken Bonnie'yi kontrol etmeyi umuyordum.
Odasının kapısına vardığımızda polisin elinde yasal
mektuplaşmalarda kullanılan türden kahverengi bir zarf
olduğunu
gördük. "Bu size geldi Ajan Barrett."
Bir şeylerin yanlış gittiğini hemen anladım. Herhangi birinin
hastaneye benim için bir zarf bırakmış olması anlamsızdı.
Zarfı alıp inceledim. Ön yüzünde siyah mürekkep ve
büyük harflerle adres ve adım yazılıydı.
Jenny polise öfkeleniyor. "Tanrım Jim! Kafanı kullan!" O
da bir sorun olduğunu anladı. Jim hâlâ neler olduğunu tam
olarak çözebilmiş değil. Ama bir saniye sonra onun da neler
olduğunu kavradığı yüzünün ifadesinin aniden değişmesinden
anlaşılıyor.
"Ah, kahretsin..."
Yine de hakkını vermek gerek: Neler okluğunu anlar anlamaz
ilk hareketi, silahını çekip Bonnie'nin odasının kapısını
açmak oluyor. Ben tam arkasındayım ve kızın güven
172 • Cody Mdadyen
içinde uyuduğunu görünce rahatlıyorum. 1 lep birlikte odadan
çıkıyoruz. Çıktığımız anda da jim düşüncelerini kelimelere
döküyor.
"Zarf büyük ihtimalle katilden geldi değil mi?"
"Evet Jim," diyorum. "Büyük ihtimalle öyle." Sesimi alaycı
çıkartmak için uğraşmıyorum bile çünkü çok yorgunum.
Ama anlaşılan Jenny'nin böyle bir sorunu yok ki parmağını
sallayarak Jinvin üzerine yürüyor.
"Seni geri zekâlı! Üstelik bu hareketi senin yapmış olman
beni daha ela kızdırdı çünkü iyi bir polissin. İyi bir polis
olduğunu
nereden biliyorum biliyor musun? Çünkü bu görev
için seni özellikle ben istedim ve bu işin altından
kalkabileceğine
inanıyordum." Jenny öfkeden köpürüyor. JinVin
kendini haklı çıkartacak tarafı yok.
"Haklısınız Dedektif Chang. Kendimi savunacak durumda
değilim. Resepsiyondaki hemşire zarfı getirdiğinde üzerinde
Ajan Barrett'ın adını gördüm ama bağlantıyı kuramadım.
Gazetemi okumaya geri döndüm."
O kadar perişan görünüyor ki onun için neredeyse üzülüyorum.
Neredeyse.
"Kendini rutine kaptırmışsın! Ancak çaylakların yapacağı
bir hata! Kahretsin, kahretsin!"
Araya girme ihtiyacı duyuyorum çünkü kendisini suçlamasının
bize hiçbir yararı olmayacak.
"Zarfı ne zaman getirdiler?"
Bir saniye kadar düşündükten sonra yanıtlıyor. "Sanırım

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
bir buçuk saat önce. Evet. Hemşire getirirken zarfı bir adamın
bıraktığını, size ilelebileceğimi umduğunu söylediğini
söyledi."
"Gidip bütün detayları öğren. Nasıl teslim etmiş, kim. her
şey."
"Evet efendim."
GÖLGE ADAM • 173
Jim danışmaya inerken zarfı inceliyorum. "İçine bir göz
Hllllıın."
Açıyoruz. İçinde birbirine iliştirilmiş kâğıtlar var. 1in
üstle
Tebrikler Ajan Barrettf yazdığını görmek bana yetiyor.
Jenııy'ye dönüyorum. "Ondan, onlardan."
"Kahretsin!"
Avuç içlerim terliyor. İçinde neler yazdığım okumam
gelektiğinin
bilincinde olsam da katilin neler söylemiş olabileceğini
düşünmek beni ürpertiyor. Her zaman ceket cebimde
taşıdığım lateks eldivenleri ellerime geçirdikten sonı.
ı kâğıtları zarftan çıkartıp açıyorum. Bana hitaben yazılmış
• »lan mektup en üstte.
Tebrikler Ajan Barrettf
Şimdiye kadar tahminimce size bıraktığım kaydı bitini
ıışsımuzdur. Sen ve takımın onu izlemekten hoşlandınız
mı? Özellikle seçtiğim müziğin çok başarılı olduğuna
inanıyorum.
Küçük Bonnie nasıl? Çığlık atarak ağlıyor mu yoksa sessizce
oturuyor mu? Zaman zaman bunu merak ediyorum.
Lütfen ona selamımı iletin.
Düşüncelerim çoğunlukla seninle ilgili Ajan Baıretl. İyileşme
süreci nasıl gidiyor? HâU} çıplak m t uyuyoısun? Sigaraların
yatağının yanındaki masada mı duruyor? Daha
önce odanda bulundum ve söylemeliyim ki uykunda çok
yüksek sesle konuşuyorsun.
"Aman Tanrım," diye fısıldıyor Jenny.
Kâğıtları ona uzatıyorum. "Şunları bir saniye tutar mısın?"
Kâğıtları elimden aldığında en yakındaki çöp tenekesine
koşup kusmaya başlıyorum. Evimdeymiş! Uyurken beni izlemiş!
Mide bulandırıcı bir tacize uğrama hissiyle beraber
174 • Cody Md'adven
korku bütün vücuduma yayılıyor. Sonra öfke. Ama hepsinin
temelinde terör hissi var.
Aynı düşünce dönüp duruyor z.hnimde: Yeniden başıma
gelebilirdi! Bütün vücudum titrerken yumruğumu çöp tenekesine
indiriyorum. Sakinleşme süreci. Elimin tersiyle ağzımı
silip Jenny'nin yanına dönüyorum.
"İyi misin?"
"Hayır. Ama şunu bitirelim."
Kâğıtları bana uzatıyor ve onları titreyen ellerimin arasına
alıp okumayı sürdürüyorum.
Matlheiv ve Alexa... ¿\'e kadar yazık. Şimdi sen hayalet

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
gemiyi andıran evinde tek başı ıhı oturup aynada yüzündeki
yara izlerine bakıyorsun. Çok üzücü.
¡¡aksız olduğumu düşünecek olsan da söylemekten
çekinmeyeceğim;
bence yaralı halin çok daha güzel. Tek bir
kerelik sana yardım edeceğim Ajan Barrett. Yaralar utancın
sembolleri değil, sağ kalmaya dikilen anıtlardır.
Neden sana yardım eli uzattığımı merak edebilirsin. Adil
davranma ihtiyacı diyelim. Oyunu daha heyecanlı getirme
isteği. Şu dün yada beni avlayabilecek pek çok kişi var ama
sen en iyisin. en iyisisin.
Senin oyuna geri dönüşünü garantilemek için çok büyük
çabalar harcadım ve geriye ¡ek bir şey kaldı, dikilecek
tek bir yara.
Bir avcının silaha ihtiyacı vardır Ajan Barrett ve sen seninki
ne dokunamıyorsun. Oyunun dengesini sağlamak
adına bunu düzeltmemiz gerek. Lütfen yaşadığın sorunların
merkezini oluşturduğuna inandığını, bu mektuba iliştirilmiş
bilgilere göz at. Okuduğun zaman sende kendine özgü
bir yara bırakabilir ama nniıtma: Yara izi her zaman
için kapanmamış yaradan iyidir
GÖLGE ADAM • 175
Ceheı 11 tem den sevg ilerle,
JackJr.
Sayfayı çeviriyorum. Anlamam birkaç saniye sürüyor.
Çevremdeki her şey sessizleşip yavaşlıyor. Jenny'nin benimle
konuştuğunu görsem de söylediklerini duyamıyorum.
Soğuğum ve üşüyorum. Dişlerim çarpıyor, titriyorum ve
çevremdeki dünya sarsılmaya başlıyor. Kalp atışlarım hızlı,
daha hızlı, daha hızlı. Her şey büyük bir kaosun parçası
haline
geliyor. Alevler içerisindeyim ama donuyorum.
"Smoky! Doktor! Biri bir doktor bulsun!"
Onu duyuyorum ama yanıt veremiyorum. Dişlerimin
vurmasını duıduramıyorum. Bir doktor üzerime eğiliyor. Alnıma
dokunuyor, göz bebeklerimi kontrol ediyor.
"Şok geçiriyor," diyor "Sırtüstü yatırın. Ayaklarını yukarı
kaldırın. Hemşire!"
Jenny bana doğru eğiliyor 'Smoky! Bir şeyler söyle."
Keşke söyleyebilseııı Jenny. Ama dondum ve dünya
dondu ve güneş de dondu. Herkes öldii. ölüyor ya da ölecek.
Çünkü katil haklıydı. Kâğıdı okudum ve o anda her şeyi
hatırladım.
Bir balistik raporu. Benim için daire içine aldığı kısımda
şöyle yazıyor: Atış testleri AJexa Barrett'tan çıkan kurşunun
Ajan Barrett'm silahından çıktığını kesin olarakK
iızsıpmaıt lvıuyroarn.. .b endim.
Kulaklarım uğuldamaya başlıyor. Bir elin boğazıma sarıldığını
ve sıktığını hissediyorum. Çevremdeki gürültüler anıyor
ve cam kırılması gibi bir ses.
Derken her şey kararıyor.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
GÖLGE ADAM - 177
19
Hastane odasında uyandığımda Callic yanımda.
Başka kimse yok. Callie'nin yüzüne baktığımda
nedenini anlıyorum.
"Biliyordun, öyle değil mi?"
"Evet, hayatım," diyor "biliyordum."
Kafamı çeviriyorum. İçimde tek bir damla hayat kırıntısı
dahi yok. Aynı Sands olayının andından hastanede uyandığım
gtinkü gibi hissediyorum.
"Bana neden söylemedin?" Sesim de öfke yok çünkü arlık
hiçbir şey umurumda değil.
"Dr. Millstead söylemememi istedi. Hazır olduğunu
düşünmüyordu.
Bence de haklıydı."
"Gerçeklen mi? Beni o kadar iyi tanıdığını mı zannediyorsun?"
Sesim kulağıma çiğ geliyor. Ateşli ve zehirli öfke
aılık duyuluyor.
Callie gözünü bile kırpmıyor. "Sunu biliyorum: Hâlâ sağsın.
Silahı ağzına dayayıp beynin uçurmadın. Sana anlatmadığım
için pişman değilim tatlın'." Fısıldayarak devam ediyor.
"Bu canımın yanmadığı anlamına gelmez Smoky. Ale-
Ku'y severdim, sevdiğimi biliyorsun."
Kafamı çevirip Callie'ye baktığımda öfke eriyip gidiyor.
Geldiği gibi aniden. "Seni suçlamıyorum ya da doktoru.
Belki de haklıydı."
"Neden böyle söylüyorsun tatlım?"
Yorgunum o kadar yorgunum ki.
"Çünkü arlık her şeyi hatırlıyorum. Ama hâlâ ölmek
istemiyorum."
Kendimi acının kollarına bırakıyorum. "İhanet
ediyormıışum gibi geliyor Callie. Yaşamak istediğim için
onları yeterince sevmiyormuşum gibi geliyor."
Callie söylediklerimle sarsılmış görünüyor. Buzdan kraliçe,
çizilmez kırılmaz leke tutmaz insan Callie kelimelerimle
sarsılmış durumda. Kalbine bir yumruk yemiş gibi.
"Bu doğru değil. Onlar öldüğü halde yaşamaya devam
etmek istemen onları sevmediğin anlamına gelmez Smoky.
Sadece onların öldüğü ve senin ölmediğin anlamına gelir."
Bu derin düşünceyi daha sonra üzerine düşünmek için
bir kenara kaldırıyorum. "Komik değil mi? Her zaman neye
nişan aldıysam onu vurmak konusunda başarılıydım. O
kadar doğal gelirdi ki. Kafasına nişan aldığımı hatırlıyorum
ama çok hızlı kaçlı. Daha önce kimsenin o kadar hızlı hareket
ettiğini gördüğümü sanmıyorum. Alexa'yı kaptı ve
kurşunun geldiği tarafa savurdu. Vurulduğunda kızım gözlerimin
içine bakıyordu." Yüzüm daha da kasılıyor. "Biliyor
musun, Sands neredeyse şaşırmış göründü. Bütün
yaptıklarına rağmen yüzünde çok ileriye gittiğini bir an
içinde anladığını gösteren o ifade vardı. Sonra onu vurdum."
"O kısmı hatırlıyor musun Smoky?"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Donup kalıyorum. "Ne demek istiyorsun?"
178 • Cody Mtfadyen GÖLGK ADAM • J 79
Callie gülümsüyor. Hüzünlü bir gülümseme. "Onu sadece
vurmadın, kurşunla doldurdur. Üzerine dört şarjör boşaltmışsın
ve seni durdurduklarında bir sonrakini boşaltmak
üzerey m işsin. '1
Ve bu kelimelerle yeniden oradayım ve hatırlıyorum. Bana
tecavüz etti, beni kesti. Matt ölmüştü. Acı içindeydim,
bilincim
bir açılıp bir kapanıyordu. Her şey gerçeküstüydü.
Uyuşturucu almış olmaya benziyordu ya da bütün gece içlikten
sonra öğle vakti akşamdan kalma uyanmak gibi.
I lissedebildiğim bir tür aciliyet hissi vardı. Ama
uzaklardaydı.
Kendi İlişlerimle bile bağlantı kuramıyordum. Sands öne
eğilip yüzünü benimkine yaklaştırdı. Nefes alıp verişini
yanağımda
hissedebiliyordum. Hava olağanüstü sıcaktı. Yapışkan
bir şeyin görüntüsü - yanağıma tükürdüğünü anlıyorum.
"Ellerini ve ayaklarını çözeceğim tatlı Smoky," diye
fısıldıyor
kulağıma. "Ölmeden önce yüzüme dokunmanı istiyorum."
Bilincim bir açılıp bir kapanıyor. Dalgalar arasında sörf
yapmak gibi. Bir an elimi çözdüğünü hissediyorum bir
sonrakinde
ayağımda. Gölge aydınlık... gölge aydınlık.
Bir sonraki uyanışımda yanımda çırılçıplak bana sarılmış
yatıyor. Ereksiyon okluğunu hissedebiliyorum. Bir eliyle
saçlarımdan yakalamış diğer eli midemin üzerinde. Mideme
dokunduğu eliyle aramda bıçağın soğukluğu var.
"Gitme zamanı Smoky," diye fısıldıyor Sands. "Yorgun
olduğunu biliyorum. Uyumadan önce yapman gereken son
bir şey kaldı." Nefes alışı hızlanıyor. "Yüzüme dokun."
O haklı. Çok yorgunum. Gerçekten çok yorgunum. Kendimi
karanlığın kollarına bırakmak istiyorum. Elim benden
İslediği son hareketi yapmak üzere kımıldarken olan oluyor.
"ANNE!" diye çığlık atıyor Alexa. Kızım avazı çıktığı kadar
bağırıyor.
Onun sesi yüzüme inen bir tokat.
"Bize Alexa'nin öldüğünü söylemişti Callie," diye fısıldıyorum
hastane odasında. "İlk onu öldürdüğünü söyledi. Kızımın
çığlık attığını duyduğumda bana yalan söylediğini ve
beni öldürdükten sonra Alexa'nin canını yakacağını
biliyordum!"
Biri içimde bomba patlatmış gibiydim. Uyanmakla kalmamış
paramparça olmuştum. Ve parçalanan kabuğun arkasından
ejderha fırlamak üzereydi.
Sands'ın yüzünü yakaladım ve burnundan tutup yatağın
kenarındaki masaya yapıştırdım. Yataktan yere yuvarlandı.
Ayağa kalktığında bana saldırmak yerine Alexa'nin sesinin
geldiği yöne doğru gitmeyi tercih etti.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
O anda çığlık atmaya başladım. Adrenalin bütün vücuduma
yayılıyordu. Oyunun kuralları değişmişti.
Silahımı kaptım ve Alexa'nin odasına doğru koştum. Çok
hızlıydım öyle ki kapıya ulaştığında onu yakalamıştım. İkimiz
birden içeri daldık. Alexa'nin ağzındaki bağ gevşemişti.
Akıllı kız diye düşündüğümü hatırlıyorum.
"ANNE!" diye çığlık attı yeniden. O anda bir hayvana dönüştüm
ve hiç tereddüt etmeden Sands'ın kafasına nişan aldım...
Sonrası bir korku filmi gibi. Korkunç, hiç bitmeyecekmiş
gibi görünen bir korku filmi.
Çığlık altını, çığlık attım, çığlık attım. Dünya üzerindeki
cehennemin kapısından içeri girmiştim. Sands'e ateş ettim,
bütün "cephanelerim bilene kadar da ateş edecektim. Ve
180 • Cocly Mcfadyeıı GÖLGE ADAM • 1«!
sonra... "Tanrım, Callie." Gözlerim yaşlarla doldu. "Tanrım,
çok üzgünüm."
"Bunun için üzülme Smoky, aklın başında değildi."
Çünkü Callie'nin ön kapıdan içeri daldığını, bana doğru
geldiğini ve son derece dikkatli biçimce silahımı indirmemi
söylediğini hatırlıyorum. Ben ona bağırıyordum. O bana
doğru ilerledi. Silahımı benden almak istediğinin farkındaydım
ama bunu yapmasına izin veremezdim. Kendimi öldürmeliydim.
Kendi çocuğu öldürdüğüm için ölmeyi hak ediyordum.
Ben de o anda mantıklı görünen tek hareketi yaptım.
Silahı Callie'ye doğrultup ateş ettim.
Silahta kurşun kalmamış olması tamamen şanstı. Şimdi
düşünüyorum da silahı ona doğrultmama karşın hiç yavaşlamadı
ve yanıma gelerek silahı elimden aldı. Bundan sonrasını
hâlâ tam hatırlamıyorum.
"Seni öldürebilirdim."
"Hayır." Yeniden gülümsüyor. Yarı hüzünlü yari aldırışsız
bir gülümseme. "Bacağıma nişan almıştın."
"Callie," diyorum. "Hatırlıyorum."
Bacağına değil kalbine nişan almıştım.
Cümlesine başlamadan önce gözlerini gözlerime dikiyor.
"Smoky, sana bu dünyadaki herkesten daha çok güvenirim.
Ve bu değişmedi. Başka ne söyleyebilirim bilmiyorum. Bu
konudan bir daha asla bahsetmeyeceğiz."
Gözlerimi kapatıyorum. "Başka kim biliyor?"
"Ben. Takım. Şef. Dr. Hillstcad. Hepsi bu. Jones oklukça
ağır karşıladı."
Biliyorlar.
Söylemesi gereken başka bir şey daha olduğunu anlayabiliyorum.
"Ne?"
"Şey... Bilmen gerekir: Bugünkü tepkini Jenny ve takımın
kalanı dışında bilen tek kişi Dr. Hillstead."
"Şefe söylemediniz mi?"
"Hayır."
"Neden?"
"Eğer ona haber verirsek seni görevden almasından
korktuk. Tamamen. Sonunda işi bırakmaya karar verebileceğini

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
biliyoruz. Ama kararı verenin başkası değil sen olmanı
istiyoruz."
"Herkes aynı fikirde mi?"
Tereddüt ediyor. "James hariç herkes. İlk önce seninle
konuşmak istediğini söylüyor."
Gözlerimi kapatıyorum. Şu anda son konuşmak islediğim
kişi James.
"Tamam. Onu içeri yolla. Sonunda neye karar vereceğimi
bilmiyorum Callie ama eve dönmek istediğimi biliyorum.
Bonnie'yi alıp eve dönmek ve kafamı toplamak istiyorum.
Yoksa işim bitecek. Sizler burada kalıp parmak izi taramasının
sonuçlarını kontrol edersiniz ama ben eve gitmeliyim."
"Anlıyorum. Gerekli ayarlamaları yaparım."
Kapıya ilerliyor. Dışarı çıkmadan önce durup arkasına
dönüyor. "Bilmen gereken bir şey var, tatlım. Silahlardan
tanıdığım
herkesten daha iyi anlıyorsun. Belki silahını bana
doğrulttuğunda tetiği çektin çünkü boş olduğunu biliyordun."
Göz kırptıktan sonra kapıyı açıp dışarı çıkıyor.
"Belki," diye fısıldıyorum kendi kendime.
Ama sanmıyorum.
Düşünüyorum da o anda tetiği çektim çünkü bütün dünyanın
ölmesini istiyordum.
20
James içeri girip kapıyı arkasından kapatıyor. Bir iskemle
çekip yatağımın yakına yerleştirdiğinde beni tatsız
bir konuşmanın beklediğinin bilincindeyim. Sessiz, öyle
ki aklından neler geçtiğini okuyamıyorum. Gerçi hiçbir
zaman okuyamadım ya.
"Callie şefe beni ispiyonlayıp ispiyonlamamaya karar
vermeden önce İznimle konuşmak istediğini söyledi."
1 lemen yanıt vermiyor. Öylece oturmuş beni izliyor.
Yıpratıcı.
"Evet?"
"Zannettiğinin aksine benim senin aktif göreve dönmenle
ilgili bir sorunum yok Smoky. Sen işinde iyisin ve benim
için önemli olan tek şey yetkinlik."
"Öyleyse?"
"Benim sorunum senin hâlâ iyileşmcmiş olman." Hastane
yatağını işaret ediyor. "İşte. Tehlikelisin çünkîi güvenilir
değilsin."
"Geber."
G OLG ti ADAM 183
I )tıyamazlığa geliyor. "Doğruyu söylüyorum. Bu konuyu
•tı»k düşündüm. Birlikte Annie King'in apartmanındayken
• ••.ki halini gördüm. Yetkin olanı. Diğerleri de onu
gördüler.
( allic ve Alan yeniden senden emir almaya başladı, sırtlarını
sana dayadılar. Birlikte başkalarının atladıkları kanıtları
bulduk. Ama sonra bir mektup geliyor ve sen clüşüp
bayılıyorsun."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"İşler bundan biraz daha karış k James."
Omuz silkiyor. "Değil, bu kadar basit. Ya iş yapabilecek
durıımdasındır ya değilsindir. Bu halinle yük olmaktan başka
işe yaramazsın. Şimdi benim neyi kabul etmeye hazır olduğuma
gelelim."
"Neyi?"
"Ya iyileşmiş olarak geri dön ya da defol git. Hâlâ bu
haldeyken geri dönmeye çalışırsan doğrudan şefe, o dinlemezse
dinleyip seni görevden alacak birilerine giderim."
"Sen kendini beğenmiş bir pisliksin."
Etkilenmiyor. "İşler böyle yürüyecek Smoky. Sana güveniyorum.
Söz verirsen tutacağını biliyorum. İstediğim bu.
İyileşmiş olarak dön ya da dönme. Pazarlık yok."
Sesi yargılayıcı ya da acıma colu değil. Biraz düşününce
aslında taleplerinde oldukça haklı okluğunu fark ediyorum
ama bu ondan nefret etmeme engel olmuyor.
"Sana söz veriyorum. Şimdi defol git buradan."
Kalkıp arkasına bakmadan edadan çıkıyor.
GÖLGE ADAM • 135
21
Sabahın erken saatlerinde yola çıktık ve oldukça sessiz
bir uçuştu. Bonnie yanımda oturmuş ellerimi tutuyor
ve uzaktaki belirsiz bir noktaya bakıyordu. Callie
yanıma gelip ben aksini söyleyene kadar iki ajanın evimin
önünde nöbet tutacaklarını haber verdi. Yeniden eviıııc
geleceklerini sanmıyordum, ne de olsa ellerini kâğıtlan
açmışlardı. Y'ine de çevrede koruna olacağı için memnundum.
Ne yazık ki parmak izlerinden bir sonuç çıkmamıştı.
İçten içe çok kanştğım, panik duygusunun sınınndayım.
Ama bu sefer beni karıştıran duygular ve tepkiler değil,
gerçek.
Bonnie'nin benimle kalacağı gerçeği. Onun kafasından
neler geçtiğini merak ediyorum, o da benim kadar korkuyor
mu... Birbirimize baktığımız, göz göze geldiğimiz zamanlarda
hâlâ aramızda büyük mesafeler olduğunu fark ediyorum.
Değişikliğe alışmak ikimiz için de kolay olmayacak.
Gözlerimi kapatıyorum.
Annelik beni korkutuyor. Burada söz konusu olan sorun
bu. Onun tek sahip olduğu benim ve önümüzde yaşanacak
yıllar var. Okul günleri, Noel sabahları, sebzelerini
bilirler,
araba kullanmayı öğren, saat ona kadar evde ol vs. vs. Sıladan
hayatın büyük ve küçük mucizeleri. Hepsi yaşanmak
üzere bizi bekliyorlar.
Eskiden bunun için harika bir sistemim vardı: Matı. İkimiz
görevlerimizi paylaşırdık, o daha büyük parçayı alırdı.
Alexa için neyin iyi olduğuna karar verme sorumluluğu sadece
benim omuzlanma yüklenmiş değildi.
İşleri berbat edersem suçlayabileceğim ya da beni
sakinleştirebilecek
biri vardı.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Bonnie'ninse sadece 'ben'i var. Kafayı üşütmüş, kendini
trenin önüne atma eğilimi olan, gelecekten korkan, kâbuslar
içinde yaşayan ben. Yeniden konuşacak mı? Arkadaşları
olacak mı? Erkek arkadaşları? Mu:lu olacak mı?
Panik duygusu arttıkça bu kızla ilgili hiçbir şey bilmediğimin
farkına varıyorum. Okulda başarılı olup olmadığını,
hangi televizyon programlarını sevdiğini ya da sabah
kahvaltısında
ne beklediğini bilmiyorum.
İçimdeki korku gittikçe büyüyor. Uçağın kapısını açıp
kendimi aşağıya bırakmak istiyorum. Ama Matt'in sesini
duyuyorum
yeniden, yumuşak ve sakinleştirici.
Sakin ol-bebeğim. Her şey sırayla. Şimdiden en önemli
sorunu hallettin bile.
Neymiş o diye soruyorum, art.k sadece zihnimde yaşayan
kocama.
Gülümsemesini hissedebiliyorum. Onu yanma aldın. O
senin. Ne olursa olsun, ne kadar zor oluna olsun onu yanma
aldın ve bundan vazgeçemezsin. Anneliğin ilk kuralı
budur: Sevmek ve İstemek. Gerisi yerli yerine oturur.
Kalbim sızlıyor, bağırmak istiyorum.
Anneliğin ilk kuralı...
186 • Coıly Mcfadyen
GÖLGH ADAM • 187
Alexa'nın da kendine göre sorunları vardı; mükemmel
bir çocuk değildi. Her zaman onu ne kadar sevdiğimizi
söylememize
ihtiyaç duyardı. Kendini çok güvensiz hissettiği
böyle zamanlarda onu kollarımın arasına alıp kulağına
fısıldardım.
"Anneliğin ilk kuralının ne olduğunu biliyor musun hayalım?"
derdim ona.
Yanıtı bilir ama hep aynı şekilde karşılık verirdi.
"Anneliğin ilk kuralı nedir anne?"
"İslemek. Asla vazgeçemeyecek olmak..."
Rahatlaması için tek söylemem gereken bu olurdu.
Hatırladıkça kalbim sızlıyor.
Anneliğin ilk kuralı.
Bonnie ile diyalog kurmaya bununla başlayabilirim.
İçimdeki panik hafifliyor.
Şimdilik.
I lepimiz uçaktan iniyoruz. Ben Bonnie'yi de yanıma alıp
uzaklaşıyorum.
Bahsi geçen ajanlar bize eşlik ediyorlar, yol boyunca tam
arkamızdalar. Dışarıda çok soğuk bir hava var, otoyol yeni
yeni hareketlenmeye başlamış.
Kve gidene kadar konuşmuyoruz. Bonnie konuşmuyor,
ben de düşüncelerime dalmış durumdayım.
Alexa'yı düşünüyorum. Düne kadar ölümünden beri onu
ne kadar az düşündüğümü fark ettim. O... belirsizleşiyor.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Yüzü gözümün önünden uzaklaşıyor. Sands ile ilgili rüyamdaki
karanlık figürün o olduğunu anlıyorum. Jack Jr.'ın yolladığı
mektup yeniden kızımın yüzünü görebilmemi sağlıvor.
Şimdi yeniden canlı, acı verici ölçüde güzel. Onunla ilgili
anılar çok güçlü bir senfoniyi andırıyorlar. Kulaklarım
ııeıyor ama dinlemeyi kesemiyorum.
Anneliğin senfonisi karşılıksız sevgi ve fedakarlık
üzerinedir.
Güneşi sönük gösterecek kadar güçlü bir ışığı vardır.
İçinde umut ve şefkat taşır.
Alexa'yı çok seviyordum. Çok. Kendimi sevdiğimden,
Matt'i sevdiğimden.
Yüzünü neden bulanık gördüğümü biliyorum. Çünkü
onsuz bir dünyaya katlanılamaz.
Yine de işte burada, katlanıyorum. Hayatta olmak canımı
yakıyor. Buna memnunum. Çünkü bu yanının canımı
sonsuza kadar yakmasını istiyorum.
Yirmi dakika sonra eve vardığımızda ajanlar tek kelime
etmeden görev yerlerine geçiyorlar. İçeri girmeden önce
yanlarına gidiyorum. Şoför koltuğunda oturan Dick Keenan
ben akademide öğrenciyken o Quantico'da eğitmendi.
Kırklı yaşlarında, sokaklarda çalışarak emekli olmaya karar
vermiş sağlam bir adam, eski toprak FBI ajanı. Ayrıca da
çok iyi bir nişancı.
"Ne oldu da bu görevi aldın Dick?" diye soruyorum ona.
Gülümsüyor. "Şef Jones."
Kafa sallıyorum. Elbette. "Yanındaki kim?"
Diğer ajan genç, benden bile genç. Yeni olduğu heyecan
içinde olmasından belli. Günlerce hiçbir şey yapmadan arabanın
içinde oturup evi gözetIe.se bile mutsuz olmayacaktır.
Hanııibal Slıantz." diyor pencereden elini uzatırken.
Elini sıkıyorum. İlk görüşle hoşlandığınız türde adamlardan.
188 • Cody Mcfadyen
"Sana neler olduğunu anlattılar mı Dick?"
"Sen. Küçük kız. Ve evet, olayların öncesini biliyorum."
"Güzel. Bir konuyu açıklığa kavuşturalım: Öncelikle görevini/
o. Anlıyor musunuz? İkimizden birini takip etmeniz
gerekirse onun peşinden gitmenizi istiyorum."
"Tamamdır."
Geri döndüğümde Bonnie kapının önünde beni bekliyor.
Arabadayken niye hâlâ bu evde kalmayı sürdürdüğümü
düşündüm. Önceden dikkafalılığımdandı. Şimdi ise gözüme
aptallık gibi görünüyordu. Ne yazık ki bu benim doğamda
var. Burası benim evim. Eğer ondan da vazgeçecek olursam
ruhumda hiçbir zaman kapanmayacak bir delik açılacak.
Evimi terk etmiyorum.
Mutfaktayız.
"Aç mısın hayatım?" diye soruyorum Bonnie'ye.
Bana bakıp kalasını sallıyor.
Anneliğin ikinci kuralını hatırladığım için memnunum:
Çocuğunuzu besleyin. "Bakalım neyimiz varmış."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Buzdolabının kapağını açaıken beni izliyor. Ne yazık ki
dolaptaki yiyecekler iyi durumda görünmüyorlar. Yarısı
boşalmış
bir fıstık ezmesi kavanozııyla son kullanma tarihi
çoktan geçmiş bir şişe sütten başka kayda değer bir şey
yok.
"Görünüşe göre alışverişe gitmemiz gerekecek."
Oysa. o kadar yorgunum ki. Ama bu da ebeveynliğin
gerçeklerinden biridir. Bir kımıldan çok doğa kanunu.
Çocuklarınız
sizindir, onlardan sorumlusunu/dur. Yani ne kadar
yorgun okluğunuz hiç fark eımez: aıaba kullanamazlar
ve ceplerinde l>eş kuruş yoktur.
GÖLGE ADAM • 189
Ne olursa olsun. Gülümseyerek Bonnie'ye bakıyorum.
Hadi gidip dolabı dolduralım.'
Kcenan ve Slıantz'a evin önünde kalmalarını söyledim. Ben
kendime bakabilirim ve döndüğümüz zaman birinin gizlice
eve girmemiş olduğunu bilmek daha önemli.
Süpermarkette raflar arasında dolaşıyoruz.
"Bana neleri sevdiğini göstermelisin tatlım," diyorum
Bonnie'ye. "Senin nelerden hoşlandığını bilmiyorum."
Bana her bir şey gösterdiğinde alıp hafızama yerleşmesine
izin veriyorum. Zihnimde kalın bir ses var: MAKARNA
VE PEYNİR SOSLU SPAGETTİ. ASLA MANTAR YOK. PATATES
CİPSİ - BAHARATLI OLANDAN.
Alışverişe devam ederken içimdeki paslı dişliler yeniden
dönmeye başlıyorlar. Ağır ağır, gıcırdayarak ama olsun.
Sevgi, sığınak, makarna ve peynir. Hepsi doğal ve doğru
geliyor.
Bisiklete binmek gibi. ded ğini duyuyorum Mait'in sesinin"
Bziehlnkiim," ddei.y e mırıldanıyorum.
Eve dönerken anlıyorum ki sorun işin bisiklete binme
kısmı değil, bisiklete bindiğim yolun değişmiş olması. Bir
biriyle anlaşmak zorunda olan dilsiz bir çocuk ve yarı
delirmiş,
ölii kocasının sesini duyan bir anne var.
Telefonda Alan ın karısıyla konuşurken Bonnie'nin peynirli
makarnasına gömülüşünü izliyorum. İş yemeğe geldiğinde
çocuklar dünyayı unutabilirler.
"Gerçekten müteşekkirim Elaiıva. Alan bana neler olduğunu
anlattı ve aslında hiç sormamayı tercih ederdim
ama..."
190 • Cocly Mdadyen
"Özür dilemeyi kes Smoky. Kafandaki sorunları çözmek
için zamana ihtiyacın var ve sen svde olmadığında küçük
kızın kalacak bir yeri olmalı. İşler yoluna girene kadar. İler
şeyi yoluna koyacaksın Smoky. Benu biliyorum." Biran
duraksıyor.
"Alexa'ya çok iyi annelik ettin, Boonie'yle de her
şeyin yolunda gideceğine eminim."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Teşekkür etmeyi başarıyorum.
"Sorun değil. Ne zaman yardımıma ihtiyacın olursa haber
ver."
Bebek bakıcısına ihtiyacım olduğunda Bonnie'ye bakmayı
kabul ettiği içim müteşekkirim. Ne tereddüt etti, ne soru
sordu.
Yalnız değilsin diye fısıldıyor Matt.
"Belki," diye mırıldanıyorum.
Çalan telefon hayaletle diyalogumu bölüyor. Telefondaki
Callie.
"Selam tatlım," diyor. "Sana yeni bir gelişmeyi haber vermem
gerekiyor."
Kalbim duracak gibi. Bu sefer ne oldu?
"Anlat," diyorum.
"Dr. Millstead'in ofisi dinleniyormuş."
Donup kalıyorum. "1-Ia?"
"Jack Jr.'ın mektupla yazdığı şeyler tatlım; onları nereden
bildiğini merak etmedin mi?"
İyice aplallaşmış durumdayım. Hayır, diye farkına varıyorum.
Hiç merak etmedim. "İyi yakalamışsınız Callie. Benim
aklıma bile gelmedi. Ne kadar aptalım." Kendime kızgınım.
"Bu nasıl olabilir?"
"Kendine yüklenme bütün ok.vları göz önünde bulunduracak
olursak bunu düşünmemiş olmak garip değil, benim
ele aklıma gelmedi. Bunun için James'e teşekkür edebilir
GÖLCE ADAM 191
»İn " Dııraksıyor. "Az önce gerçeklen de 'teşekkür etmek' ve
'Jıınıes' laflarını aynı cümlede mi kırkındım?" Telefonun
diftcı
tarafında kahkaha attığını duyabiliyorum.
"Detaylar Callie," diye bölüyorum lafını. Kelimeler ağcımdan
sabırsızca dökülüyor.
"Dr. Millstead'in ofisinde iki tane mikrofon bulduk. İşe
yararlar ama çok yüksek teknoloji değiller. Her ikisi de
uzaktan kumandalıydı. Kayıt cihazı alt katta bir dolabın
İçinde duruyormuş. Tek bilmeleri gereken senin Dr.
Hillstead'le
seanslarının saatleriydi tatlını. Mikrofonları harekete
geçirir ve kaydı daha sonra diledikleri zaman alabilirlerdi."
Yaşadığım bir tür tecavüz hissi ya da elektroşok. Katil ya
da katiller bunca zamandır beni mi dinliyorlardı? Malt ve
Alexa üzerine konuşmamı, zayıflıklarımı? O kadar kızgınım
ki bir şeyleri parçalamak istiyorum.
Derken aniden yorgunluk ağır basıyor.
"Kapatmalıyım Callie," diye mırıldanıyorum.
"Sen iyi misin tatlım?"
"Bana haber verdiğin için teşekkürler Callie. Şimdi gitmem
gerek."
Bonnie yemek yemeyi bitirmiş bana bakıyor. Ve şu antla
son ihtiyacı olan şey çıldırmış bir anne.
Yatak odamdayız, yatağımda birbirimize bakıyoruz.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Bunu nasıl tatlım, işini görür mü?"
Çevresini süzdükten sonra gülümsüyor. Ben de gülümsüyorum.
"Güzel. Burada benimle uyumak isteyebileceğini tahmin
etmiştim."
Klimi tutup kafasını sallıyor. Kesinlikle evet.
192 • Cody Mcfadyen GÖLCE ADAM - W
'Sana anlatmam gereken bir şey var Bonnie. Dinleyebilecek
Jııisin?"
"Kalasını sallıyor.
Bazıları benimki gibi doğrudan yaklaşımları onaylamayabilirler
ama ben dürüst olmak zorunda olduğumu hissediyorum.
"Öncelikle uyuduğumda bazen, şey, çoğu zaman kâbus
görürüm. Bazen beni gerçekten korkuturlar ve çığlık çığlığa
uyanırım. Sen burada yanımda uyurken olmamalarını
umuyorum ama benim kontrolümde değiller. Eğer bu olursa
korkmanı istemiyorum."
Yüzümü inceliyor. Bakışlarının benim üzerimden yatağımın
başucunda duran Matt ve Aexa'nm resimlerine kayışını
izliyorum. Yeniden bana döndüğünde yüzünde soru soran
bir hava var.
Anlamak bir saniyemi alıyor. "Evet. Gördüğüm kâbuslar
onların başına gelenlerle ilgili."
Gözlerini kapatıp kendini işaret ediyor sonra gözlerini
açarak bana bakıyor.
"Sen de mi? Tamam o zaman. Gel seninle herhangi birimiz
çığlık atarak uyanacak olursa korkmayacağımıza dair
bir anlaşma yapalım."
O gülümsediğinde durumumuzun ne kadar gerçekdışı
okluğu bir kere daha kafama dank ediyor. On yaşında bir
kızla geceleri çığlık atmakla ilgili bir anlaşma yapıyorum.
"İkincisi işime devam edip etmemek konusunda kararsızını.
Benim işim annene bunu yapanlar gibi kötü adamları
yakalamak ama bu işe devam etmenin fazla üzücü olabileceğini
düşünüyorum. Anlıyor musun?"
Yine kafasını sallıyor.
"Henüz karar vermedim. Eğer işi bırakacak olursam ne
yapmamız gerektiğine karar verebiliriz. Eğer işi bırakmazdım
seni her zaman yanımda tutamam. Ben çalışırken seninle
ilgilenecek birini bulmam gerekecek. Eğer bu olursa,
hoşlanacağın birilerini bulacağıma söz veriyorum. Tamam
ıııı?"
Temkinli bir kafa sallama. Bu koşullu bir kabullenmeyi
gösteriyor.
"Ve sonuncusu, tatlım. En önemlisi bu olduğundan dikkatli
dinlemeni istiyorum. Eğer benimle kalmak istersen benimle
kalacaksın. Seni hiç bırakmayacağım. Hiç. Söz veriyomm."
Hastane yatağındaki o andan beri yüzünde ilk kez gerçek
bir duygunun izlerini görüyonım. Acıyla sarsılırken
gözlerinden yaşlar boşalıyor. Ona sarılıp sakinleştirmeye
çalışıyorum. Annie'yi, Alexa'yı ve anneliğin ilk kuralını
düşünüyorum.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Uzun zaman alsa da sonunda sakinleşiyor ama bana sarılmayı
bırakmıyor. Sonunda tamamen sakinleşip hıçkırıkları
da kesildiğinde geri çekilerek bana bakıyor. Yüzümdeki
yanı izlerini inceliyor. Sonra yeniden bana sarılıyor.
Bir anlığına da olsa huzuru buluyorum. Bir anlık rahatlık.
"Ne çiftiz ama..."
- Birbirimize bakıp içtenlikle gülümsüyomz. Geçici olmakla
beraber acının dokunamadığı, zaman ve mekândan
kopuk bir alan yarattık kendimize. Böyle bir anı
paylaşabildiğimizi
görmek umut verici.
"Sana işimi bırakıp bırakmamakla ilgili söylediklerimi
hatırlıyor
musun? Bu akşam halletmem gereken bir iş var. Benimle
gelmek ister misin?"
194 • Qxly Mcfaclycn GÖLGE ADAM • 195
Kafasını sallıyor. Evet.
"Öyleyse gidelim."
San Francisco Vadisi'ndeki bir atış poligonuna gidiyoruz.
Arabadan inmeden önce şirinlerimi sakinleştinrıek için eskiden
sık sık uğradığını mekânı inceliyorum. Bina işlevsellikten
ibaret; dış duvarların boyaları dökülüyor, pencereler
hiçbir zaman yıkanmamış. Aynı bir silah gibi. Yıpranmış ve
bakımsız bir silah parıltısını kaybedebilir. Ama önemli olan
temel işlevidir: Kurşun alabilir mi? Bu eski püskıi bina için
de durum farklı değil. Buraya bazı ciddi silah sahipleri
gelirler.
Ciddi derken kendini silahlara kaptırmış olmalarını
kastediyorum, silahlarını kullanarak barışı sağlayan ve kötü
adamları öldüren insanları...
O insanlar beni severler. Yüzüme cesaret verici bir gülümseme
yerleştirerek Bonnie'ye dönüyorum.
"Hazır mısın?"
Kafasını sallıyor.
"Gidelim o zaman."
Mekânın işletmecisini tanıyoram. Eski bir denizcidir.
Tanıdığım
en soğukkanlı adam olmasına karşın insanı yanıltan
sıcak gözleri vardır. Beni görünce olanca sesiyle bağırıyor:
"Smoky! Uzun zamandır uğramıyordun!"
Yüzümdeki yaraları işaret ediyorum. "Birkaç terslik oldu."
Bonnie'yi görünce gülümsüyor ama Bonnie ona karşılık
vermiyor. "Peki bu kim?"
"Bonnie."
Jazz insanları okumakta her zaman iyi olmuştur. Bonııie'nin
iyi olmadığını anladığından 'selam tatlım, nasılsın'
gibi cümlelerle üstüne gitm.yor. Sadece başıyla selamlayıp
bana dönüyor.
"Bu akşam neye ihtiyacın var?"
"Şu Glock." Tezgahın üzerinden silahı işarel ediyorum.
"Bir kutu kurşun yeter. Ayrıca ikimiz için kulaklık."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Elbette." Silahı çıkartıp kurşunları yanına dizdikten sonra
duvardan iki kulaklık indiriyor.
Ellerim ter içinde. "Bir... Bir iyiliğe ihtiyacım var. Benim
için silahı atış poligonuna götürüp doldurur musun?"
Bir kaşını kaldırıp bana baktığında utanıyorum. Sesim -
çıkartmayı başardığımda- sakin. "Lütfen Jazz. Bu bir test.
Eğer oraya girer ve o silahı çekemezsem bir daha asla ateş
edemeyeceğim demektir. O ana kadar da ona dokunmak
istemiyorum."
Aynı anda hem sevecen hem soğuk olmayı başaran gözleriyle
beni süzdüğünü görüyorum. Sıcaklık kazanıyor. "Sorun
değil Smoky."
"Teşekkürler. Çok teşekkürler." Kulaklıkları alıp Bonnie'ye
doğru eğiliyorum. "Atış alanında bunları takmak zorundayız.
Bir silah ateşlendiğinde çok güçlü bir ses çıkartır
ve o ses bunları takmazsan kulaklarını acıtabilir."
Anladığını göstermek için kafasını sallıyor. Kulaklıklarını
uzatıyorum.
"Beniz izleyin," diye işaret ediyor Jazz.
Atış alanına girdiğimiz anda o tanıdık kokuyu alıyorum.
Barut ve metal kokusu. Dünyada buna benzer başka koku
yoktur. Alanın boş olduğunu gördüğüme memnunum.
Bonnie'ye arka tarafta durması gerekliğini açıkça anlatıyorum.
Jazz bana baktıktan sonra kurşunlan yerleştirip sila196
• Cody Mcfadyen GÖLGE ADAM • 197
lıı hedefe hakan tahta tezgaha bırakıyor. Gözleri buz gibi
aına işi bitince bana gülümsüyor ve tek kelime etmeden
arkasını
dönüp gidiyor. Yalnız olmam gerektiğinin bilincinde.
bonnie'ye bakıp gülümsüyorum ama bana gülümsemeyle
karşılık vermek yerine merakla ne yapacağıma bakıyor.
Neden olduğunu anlamasa da yapacağını hareketin önemli
olduğunun farkında olduğu için elinden geldiğince ciddi
davranmaya çalışacak.
İnsan biçimindeki hedefi alıp metal tokaya tutturuyorum.
Düğmeye bastığımda hedef poligonun diğer ucuna
doğru uzaklaşıyor. İyice küçülene kadar uzaklaşmasını
izliyorum.
Kalbim göğsümden fırlayacak sanki. Hem titriyor hem
terliyorum.
Glock'a bakıyorum.
Ölümün siyah vicdansız aleti. Bazıları onu protesto edi- .
yor bazıları dünyanın en güzel icadı olduğunu düşünüyorlar.
Benim içinse o. vücudumun bir parçası. Rn azından bana
ihanet edene kadar öyleydi.
Elimde, 34 model. 5.32'lik namlusu ve dolu olduğunda
/i 3 oıısluk ağırlığı var. 9 milimetrelik kurşunlar atıyor ve
kapasitesi
on yedi kurşun. Silahla ilgili bütiin bu mekanik bilgilere
sahibim. Onları kendi ağırlığımı ve diğer özelliklerimi
bildiğim kadar iyi biliyorum. Sorun onu tanımam değil,

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
onunla yeniden bütünleşip büıünleşemeyeceğim.
Elimi ona doğru uzatıyorum.-Terlemem anıyor. Beynim
hafifliyor. Dişlerimi sıkıp elimi silaha dokunması için
zorluyorum.
Alexa'nın yüzü geliyor gözümün önüne. Kurşunum
ona saplanışını ve yere düşüşünü hatırlıyorum. Bu sahne
kafamda dönüp duruyor. Banı - ve ölüm. Banı - ve ölüm.
Banı - ve dünyanın sonu.
"KAHRETSİN KAHRETSİN KAHRETSİN!!!'* Kime küfrettiğimi
bilmiyorum. Tann'ya mı, Joscph Sands'a mı yoksa silaha
mı?
Tek bir akıcı hareketle silahı kapıp ateşliyorum; elimde
siyah çeliğin soğukluğu -banı bam bam banı!
Sonra klik sesi. Kurşunum bitti. Titreyerek ağlıyorum.
Glock sapasağlam duruyor. Bayılmadım.
Hoş geldin, diye fısıldıyorum kendime.
Titreyen elimle hedefi getiren düğmeye basıyorum. Geldiğinde
mutsuzlukla karışık bir yorgunlukla karşılıyorum
onu. On tane kafaya, yedi kalbe. Her atışı tutturmuşum. Her
zaman olduğu gibi.
Bir hedefe bir Glock'a bakarken tekrar coşkuyu ve acıyı
hissediyorum. Bundan sonra atej etmek asla eskisi gibi saf
bir tatmin kaynağı olmayacak tenim için. Çok fazla ölüm,
çok fazla kan var. Arkamda bırakamayacağım acılarla yaşamak
zorundayım.
Önemli değil. Artık bilmem gerekeni biliyorum. Elime silah
alabiliyorum. Silahları eskisi gibi sevip sevmemem
önemsiz.
Hedefi elime alıp Bonnie'nin yanına gittiğimde bir bana,
bir delik deşik adama bakıp kıkırdıyor. Saçını düzeltiyorum
sonra da poligondan ayrılıyoruz. Jazz kollarım kavuşturmuş
tezgahın kenarında bizi bekliyor. Yüzünde zafer dolu bir
gülümseme var. Gözleri artık tamamen sıcak, soğukluktan
eser yok.
"Biliyordum Smoky. Bu senin kanında hayatım. Kanında."
Ona bakıp kafamı sallıyorum. Haklı.
Elim ve silah. Yeniden evliyiz. Zorlu bir ilişki olsa da
onu özlemişim. O benim bir parçam. Elbette, silah da artık
yaslı, aynı benim gibi. Ve korkmuş.
Gelin olarak beni seçmesinin bedeli bu.
II. BOLUM
RÜYALAR VE BEDELLER
22
Bonnie gecenin bir yarısı çığlık atarak uyanıyor.
Ikınlar bir çocuğun değil, cehennemde hapsolmuş
birinin çığlıkları. Aceleyle yatağın kenarındaki lambayı
yaktığımda dehşet içinde gözlerinin hâlâ kapalı olduğunu
görüyorum. Ben, çığlık atmaya başladığımda mutlaka
uyanırım. Bonnie rüyasında çığlık atıyor çünkü rüyasına
hapsolmuş durumda. Korkularını seslendirebil.se de onlardan
sıyrılıp uyanamıyor.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Onu tutup sarsıyorum. Gözleri açılırken çığlıkları kesiliyor.
Ev yeniden sessizleşiıvcen kafamda onun bağırışlarını
duymayı sürdürüyorum. Hiçbir şey söylemeden onu kendime
çekip saçını okşuyorum. Bana sık sıkı sarılıyor. Bir süre
sonra hıçkırıkları kesiliyor ve yeniden uykuya dalıyor.
Olabildiğince yavaş yau.ğa bırakıyorum onu. Huzurlu bir
görünüşü var. Onu izlerken uyııyakalıyorum ve altı ay sonra
ilk kez rüyamda A!exa'yı görüyorum.
'Selam anne." diyor bana gülümseyerek.
202 • Cody Mciadyen
"Ne var tavuk bacaklı?" diye takılıyorum. Bunu ilk
söylediğimde
başı ağrıyana kadar gülmüştü, o günden bugüne
onu güldürmek istediğimde bu cümleyi kullanıyorum.
Bana bakarken olabildiğince ciddi - ki bu durum onun
için alışılmadık. Kesimde bir terslik olduğunu hissetsem de
büyüyü bozmamak için sesimi çıkartmıyorum. Ciddiyet ona
uymuyor çünkü ciddi olmak için çok genç, diğer yandan
ciddiyetinde de tamamen kendine özgü bir havası var. İkimizin
en mükemmel genlerinin birleşerek oluşturduğu bu
vücuttan ıMatt'in yumuşak kahverengi gözleri bana bakıyor.
"Senin için endişelendim anne."
"Neden bebeğim?"
Gözleri hüzünleniyor. Yaşı için fazlasıyla hüzünlü.
"Çünkü beni o kadar özlüyorsun ki."
Bonnie'ye bakıp gözlerimi Alexa'ya kaydırıyorum. "Peki
ya o bebeğim? Onun yanımda olması seni rahatsız ediyor
11111?"
Kızım yanıt veremeden, gözlerim kuru, kalbim hızlanmış,
nefes almakta zorluk çeker halde uyanıyorum. Bir süre
yalakta debeleniyorum. Kafamı çevirdiğimde sakince
uyuyan Bonnie'nin yüzii takılıyor gözüme.
Onu izleyerek uykuya dalıyorum yeniden ama bu sefer
rüya görmüyorum.
Sabah. Bonnie'nin izleyen bakışları altında aynada kendimi
kontrol ediyorum. F.n iyi siyah takımım üzerimde. Malt bu
takımı çok beğenirdi.
Aylardır saçlarımı boşladım, en ufak bir ilgi gösterdiğimde
de bıı saçımı düzeltmekle değil onu yara izlerini saklayacak
şekilde taramakla ilgiliydi. Eskiden açık bırakırdım
GÖLGE ADAM • 20S
Miçııııı, artık arkada topluyorum. Bu sabah Bonnie atkuyru-
#uımı yapmama yardım etti. Yara izlerimi saklamak yerine
onları gururla üzerimde taşıyacağım.
Aynada kendime bakarken ne komik, diye düşünüyorıım.
O kadar da kötü görünmüyor. Ah, evet. bu bir şekil
bozukluğu ve insanda şok etkisi yaratıyor ama... Bütün olarak
değerlendirildiğinde o kadar da garip görünmiiyorum.
Daha önce böyle düşünmüyordum çünkü gözüme şu an olduğundan
çok daha çirkin görünüyordu. Daha çirkin görünüyordu
çünkü içinde çok daha büyük bir çirkinlik saklıyordu.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Görünüşümü seviyorum. Zorlu bir havam var. Formdayım.
Tüm bunlar yeni hayat perspektifimle örtüşüyorlar. Bakışlarımı
aynadan Bonnie'ye kaydırıyorum.
"Ne düşünüyorsun, iyi mi?"
Kafa sallama.
"Hadi gidelim o zaman. Bugün uğramamız gereken birkaçE
lyiemr i vtaurt.u" yor ve dışarı çıkıyoruz.
• •o
İlk durak Doktor Millstead'in ofisi. Önceden arayıp
geleceğimizi
haber verdiğimden bizi bekliyor olmalı. Ofise vardığımızda
Bonnie'yi Dr. Millstead'in resepsiyonisti İmelda
ile kalmaya ikna ediyorum. Bonnie, aynı anda hem sıcak
hem mesafeli olabilen ilginç bir bitin olan Imelda'dan
hoşlanmış
görünüyor. Onu anlıyorum. Biz yaralı insanlar bize
acımayan insanlardan hoşlanın?.. Tek istediğimiz başkalarına
nasıl davr.ınılıyorsa bize de öyle davranılmasıdır. Sürekli
hasarlı insanlar gördüğünden imelda bu konuda çok başarılı.
204 - Cody Mcfadyen GÖLGfc ADAM - 20^
İçeri girdiğimde Doktor Hillstead ayağa kalkıp beni
karşılıyor.
Yıkılmış bir hali var.
"Smoky, olanlar için ne kadar özgün olduğumu bilemezsin.
Asla neler okluğunu bu şekilde öğrenmeni istemezdim."
"Ne yapalım... Evime girmiş. Nasıl uyuduğumu izlemiş.
Beni sıkı bir takibe aldığını tahmin ediyorum. Sizin
yapabileceğiniz
bir şey yoklu."
Çok şaşırıyor. "Senin... Evine mi girmişler?"
"Evet." Çoğul kipi düzelımiyoııım. Kafamda iki katil neredeyse
tek bir kişi, bir takım olarak şekillendikleri için ben
"o" olarak düşünüyorum ama doktorun "onlar" demesi son
derece doğal.
Sarsılmış görünen Doktor HilLstead elini saçlarının arasında
dolaştırıyor. "Hastalarım böyle şeylerden bahsederler
ama ilk kez benim hayatımın gerçeğine karışıyor böyle bir
olay. Gerçekten çok rahatsız edici Smoky."
"İsler bazen yolunda gitmez doktor."
Dikkatini çeken belki de sesimdeki sakinlik ama ofisine
girdiğimden beri ilk kez yüzüme bakıyor ve bendeki değişimi
fark ettiğinde de içindeki "şifacı" ortaya çıkıyor yeniden.
"Neden oturmuyorsun?"
Masasının karşısındaki deri kolluklardan birine oturuyorum.
Yüzünde garip bir ifadeyle bana bakıyor. "Balistik raporunu
senden sakladığım için bana kızgın mısın Smoky?"
"Hayır. Yani - kızgındım anısı ne yapmaya çalıştığınızı
anlıyorum ve sanırım öyle davranmakta haklıydınız."
"Bas edebileceğine emin olana kadar sana söylemek islemedim."
Hiçbir zaman baş edebilecek miyim bilmiyorum. Ayakla
kalmayı deniyorum doktor, hepsi bu."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Değiştiğini görüyorum. Bana neler olduğunu anlatacak
ıııısııı?"
"Anlatacak fazla bir şey yok," diyorum omuz silkerek.
"Kötü bir darbe yedim. İlk anda, öğrendiklerime inanmadtysam
da sonra her şeyi hatırladım. Alexa'y> vurmam, Callie'yi
vurmayı denemem. Altı aydır içimde tuttuğum acı tek
bir darbede beni yere devirdi. Bayılmışım."
"Callie anlattı."
"İşin komik yanı, uyandığımda ölmek istemiyordum. Bu
da kendimi daha da kötü hissetmeme neden oldu. Suçluluk
hissettim. Yine de ölmek istemediğimi biliyordum. "
"Bu güzel Smoky."
"Sadece bu da değil. Takımım konusunda haklıydın. Onlar
benim ailem. Ve berbat durumdalar. Alan'ın karısı kanser,
Callie'ninse hiç kimseye bahsedemeyeceğini düşündüğü
kadar büyük bir sorunu var. Bunu boşveremeyeceğimi
fark ettim. Onları seviyorum. Bana ihtiyaçları olduğunda
yanlarında olmalıyım. Anlıyor inusıın?"
"Anlıyorum. İşlerin böyle gelişeceğini umduğumu itiraf
etmeliyim. Takım üyelerinin zor durumda olmalarından
bahsetmiyorum ama onlarla temasa geçmenin sana yaşaman
için bir gerekçe sağlayacağını umuyordum. Sana senin
için hayati önem taşıyan şeyi hatırlatacaklarını..."
"Neymiş o?"
"Görev bilinci. Seni iten güç bıı. Onlara karşı bir görevin
var. Ve de kurbanlara karşı."
Bu fikir beni şaşırtıyor ama o anda doktoru anlıyorum.
Hayatımın geri kalanında asla iyileşeıııeyebilirim. Gecelerim
kâbusjaıla ve çığlıklarla bölünebilir ama arkadaşlarımın ha206
• Cody Mcfadyen
na ihtiyaçları olduğu, etrafta öldürülecek canavarlar
bulunduğu
sürece yaşamayı sürdüreceğim. Seçme şansını yok.
"İşe yarıyor" demeliyim."
Nazikçe gülümsüyor. "Buna nemnun oldum."
"San Francisco'ya dönerken düşünecek çok zamanım oldu.
Denemem gereken bir şey olduğunu biliyordum. Eğer
yapamazsam işim bitmiş demekti. Sabah kalkıp istifamı
verecektim."
"O da neymiş?" diye soruyor neden bahsettiğimi bilse
de.
"Atış alanına gittim. Bir Glock alıp hâlâ ateş edip
edemediğimi
görmek istedim. Bayılmacan silahı elime alıp alamayacağımı
bilmek istiyordum."
"Ve?"
"Ateş edebiliyorum. Sanki hiçbir şey olmamış gibi."
Gözlerini yüzümden çekmeden parmağını bana doğrultuyor.
"Fazlası var, değil mi? Bütan görünüşün değişmiş."
Aylardır bana yardım etmek için elinden gelen her şeyi
yapan bu adamın gözlerinin içine bıktığım o anda benim

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
gibilere yardım etmek konusundaki yeteneğinin büyüleyici
bir dansı andırdığını fark ediyorım. Kaos ve kesinliğin
karmaşasından
oluşan bir dans. İki tarafın da ne zaman çekilmeleri,
ne zaman bayılmaları ne zaman saldırmaları gerekliğini
bildikleri bir dans. Seri katilleri avlamayı tercih ederim.
"Artık bir kurban değilim doktor. Daha basit ifade edemem.
Fazla söze gerek yok, doğrusu bu." Arkama yaslanıyorum.
"Size çok şey borçluyum. Eğer siz olmasaydınız ölebil
irdi."
Gülümseme sırası onda. "Hayır Smoky, öleceğini sanmıyorum.
Sana yardım edebildiğimi düşündüğüne sevindim
GÖLGE ADAM • 207
aıııa sen doğuştan mücadeleci bir insansın. Ben olmasaydım
bile kendini öldüreceğini sanmıyorum."
Belki öldürürdüm, belki öldürmezdim.
"Öyleyse sırada ne var? Artık beni görmen gerekmediğini
söylüyorsun?" İçten bir soru Yanıtın ne olduğunu kafasında
belirlediği halde bana yönelttiği retorik sorulardan
değil.
"Bunu söylemiyorum. Ne kadar komik, bir yıl önce bana
psikiyatriste gitmekten bahsetselerdi kendimi psikiyartiste
giden insanlardan üstün gören bir yorum yapardım." Kafamı
sallıyorum. "Artık değil. Hâlâ halletmem gereken sorunlar
var. Arkadaşımın ölümü..." Ona bakıyorum. "Kızını
bana bıraktığını biliyorsunuz değil mi?"
Kafasını sallayarak onaylıyor. "Callie neler olduğunu anlattı.
Kızı yanına aklığına sevindim. Kendini çok yalnız hissediyor
olmalı."
"Konuşmuyor. Sadece kafa sallayarak ve işaret ederek
iletişim kuruyor. Dün gece rüyasında çığlık altı."
Doktor gözlerini kırpıştırıyor. Akıl sağlığı yerinde olan
hiç kimse bir çocuğun acı çekmesinden hoşlanmaz.
"İyileşmesinin
uzun süreceğini tahmin edebiliyorum Smoky. Yıllarca
konuşmayabilir. Şu an için yapılacak en doğru şey zaten
yapıyor olduğun - onun güvenini kazanmak, bozulmuş
olan dengesini düzeltmeye çalışmak. Bunun ne kadar uzun
sürebileceğini en iyi sen bilirsin." İmalı bir bakış atıyor
bana.
"Değil mi?"
Yutkunup kafamı sallıyorum.
"Ona zaman tanı. Onu izle, yanında ol. Konuşmasının
zamanı geldiğinde bunu anlayacağını zannediyorum. İşte o
zaman..." Tereddüt eder görünüyor. "O zaman geldiğinde
bana hal>er ver. Ona uygun bir terapist önerebilirim."
208 • Ccxly Mcfadyen
"Teşekkürler." Başka bir düşünce takılıyor kafama. "Ya
okul?"
"Beklemeli. Akıl sağlığı şimdilik her şeyden önemli. Neler

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
olacağını kestirmek zor. Çocukların ne kadar dayanıklı
olduklarıyla
ilgili o klişeyi bilirsin. Genelde doğrudur da; ama
bazen bir çocuğun zihni de onarabileccğindcn fazlasına maruz
kalır. Okulda diğer öğrencilerle iletişime geçebileceğinden
emin olmadan onun sosyal karmaşanın ortasına sürüklemek
istemezsin." Düşündükten sonra devam ediyor. "Belki
evde eğitim alabilir. Yine de bu, şu an için sorunlarının en
kiiçüğii. Basit gerçek şu; bırak yavaş yavaş toparlansın.
Sonra
bana getirirsin ve neler yapabileceğimize bakan/."
İçim rahatlıyor. Artık önümde bir yol var ve kararları tek
başıma vermek zorunda değilim. "Gerçekten teşekkürler."
"Ya sen? Onun varlığının senin akıl sağlığın üzerindeki
etkileri nasıl?"
"Suçluluk duygusu. Mutluluk. Mutlu olduğum için suçluluk
duymak."
"Neden bu kadar karışık?"
Bana kafamım karışık olmasının yanlış olduğunu söylemiyor.
Bana kafamın neden kı rışık olduğunu soruyor.
Düşüncelerimi gözden geçiriyorum. "Sanırım en doğru
yanıt neden olmasın. Korkuyorum. Alexa'yı özlüyorum. Her
şeyi berbat etmekten korkuyorum. Hangisini isterseniz
seçebilirsiniz."
Doktor hafif öne eğildiği zaman dişlerini yine doğru
noktaya geçirdiğini ve işi bitmeden bırakmayacağını anlıyorum.
"Her sorunu tek tek ele al Smoky. Kafanın karışık olması
için çoğu duygusal pek çok etken olduğunu anlıyorum.
Ama hepsiyle birden baş etmeyi denemek yerine onları
altından kalkabileceğin küçük parçalara bölmelisin.
GÖLGE ADAM » 209
ı ) anda kafam basıyor. "Çiinkü o hem Alexa, hem de delili
'
Bütün basit ligiyle sorunum bu. Bonnie benim bir kızım
olması için ikinci şansım. O bir bakıma Alexa. Ama aynı
zamanda
da Alexa değil çünkü Alexa öldü.
Bütün gerçekler güzel değildirler. Bazı gerçekler acıyı da
beraberlerinde getirirler. Bazıları bir tepenin
başlangıcıdırlar
vr zirveye ulaşmak için tırmanacak uzun bir yolunuz vardır.
Gerçek, içimin bomboş olduğunu hissettiriyor bana.
Rüzgârsız bir arazinin ortasındaki kuleye asılmış çan gibi.
Eğer bu gerçeği işleyebilirsem, çözümleyebilirsem, her
şey değişecek. Ama yapılacak çok iş var ve zamanım ya da
ecnanerıjmimı yoalkuapc aoğlımnıa ddıağ ıbnial iyeomruirm. d.
eğilim. Üstelik bu sürecin
"Evet," demeyi başarıyorum çatlayan sesimle. Oturuşumu
düzeltip acıyı uzaklaştırıyorum. "Tamam. Bunun için
şimdi zamanım yok." Kulağa sen geliyor. Çok kötü. Berbat
hissettiğim dönemde bu öfke işime yarayabilirdi.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Dr. Hillstead alınmış değil. "Anlıyorum. Ama bir ara zaman
ayır ve bunları konuşalım."
Kafa sallıyorum.
"Öyleyse ilk soruma geri dönüyorum. Şimdi ne yapacaksın?"
"Şimdi," diye yanıtlıyorum bütün netliğini geri kazanmış
sneisei'myi övled ükraelbn imadlea,m "ıi sbeu
dlaöcnaeğcımeğ.i"m . İşe döneceğim ve An-
Dr. Hillstead beni uzun uzun süzüyor. Bakışları lazer gibi.
Bana katılıp katılmadığını düşünüyor. Masasının çekmecesine
uzanıp Glock'ıımu çıkarttığında neye karar verdiği
aşikar. Silah hâlâ plastik delil Kırbasında.
210 • Cody Mdadyen
"Bana buna benzer bir şeyler söyleyebileceğini tahmin
ettiğimden silahını hazırlamıştım." Kafasını sallıyor. "Zaten
IK,*ni görmeye gelmenin asıl nedeni de buydu, değil mi?"
"Hayır," diyorum. "Sadece bir parçası da buydu." Silahı
alıp çantama koyuyorum. "İyi durumda olduğumu gönııenizi
de istedim."
Elimi tutuyor. O an ilk kez doktorun dokunuşunda ve
gözlerinde garip ama çekici bir mesafe var. "Konuşmaya ihtiyaç
duyduğunda ben burada olacağım. Ne zaman istersen."
Ve gözyaşları! Onlarla işimin biıtiğini düşünmüştüm. Belki
de ağlamam iyi bir şeydir. Başkalarının -arkadaşlarımın
ya da yabancıların- sıcaklığından etkilenmediğim zamanlara
dönmeyi istemiyorum.
23
a B u benim çalıştığım bina, tatlım."
Bonnie elimi tutmuş binaya bakıyor.
"Evet, işe dönüyorum ve önce patronuma haber
vermeliyim."
Elimi sıkınca onayladığını anlıyorum.
Önce NCAVC Koordinasyon ofislerinin olduğu kata çıkıyoruz.
İçeri girdiğimizde ofiste sadece Callic ve James var.
"Selam," diyor Oallie en cazip ses tonuyla. James ise tek
kelime etmiyor.
"Callic, gidip Jones'u görmem gerek. Benim için Bonnie'ye
göz kulak olur musun? Geç kalmam."
Callic, yüzümü inceledikten sonra gülümseyerek Bonnie'ye
dönüyor. "Ne dersin tatlın:? Bir süre benimle kalabilecek
misin?"
Bonnie kendisini incelerken Callie bakışlarını kaçırmadan
ona bakmayı sürdürüyor. Sonunda kararını veren Bonnie
elimi bırakıp Callie'ninkıni tutuyor.
"Uzun süremeyecek," diyorum Bonnie ye ve James'i de
Callie'yi de merak içinde bırakarak şefin yanına gitmek
¿ize212
• Cody Mcfadyen GÖLGE ADAM • 213
re ofisten çıkıyorum. Önemli değil, nasıl olsa yakında öğre- J
necekler.
Yöneticilerin kalına vardığımda Jones'un asistanı Shiıley
beni profesyonel bir gülümsemeyle karşılıyor. "Selam

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Smoky/'
"Selam Shirley. İçerde mi?'
"Kontrol edeyim." Telefonu alıp interkom tuşuna basıyor.
Şefin içerde olduğunu biliyor ama ilk önce onun beni
görmek isteyip istemediğini öğrenmesi gerek. Üzerime
alınmıyorum,
işlerin işleyişi böyle. Shirley ABD başkanı bile
gelse onu kapıda bekletirdi.
"Efendim, Ajan Barretl burada. Evet, evet. Tamam." Telefonu
kapatıyor. "İçeri girebilirsin."
Ben kapıya yönelirken yüzünde oyunbaz bir gülümseme
var. "Geri dönmene sevindim Smoky. O kadar şaşırmış görünme,
iki kuruşluk lıeyni olan herkes niye burada olduğunu
tahmin ederdi. İyi görünüyorsun Smoky. Gerçekten iyi."
"Gelip benim için çalışmalısın Shirley. Böyle bir zekâ her
zaman işimize yarar."
Sahte bir kahkaha atıyor. "Kalsın. Benim için fazla kanlı.
Ben işimi seviyorum."
Kapı açılıp arkamdan kapanıyor. Masasının arkasında
koltuğuna kurulmuş olan Jonss beni baştan aşağı süzdükten
sonnı onayladığını belli edercesine kafasını sallıyor.
"Bir iskemle çek." Oturduğumda da arkasına yaslanarak
devam ediyor. "On dakika örce Dr. Hiltetcad'dcn bir telefon
aldım. Aktif göreve geri dönmen için tam izin vermiş.
Bunun için mi beni görmeye geldin?"
"Evet. İşe dönmeye hazırım. Ama bir şartım var: Annie'niri
davasına bakmak istiyorum."
Bu sözüm tedirgin edici. "Emin değilim Smoky. Hâlâ
yüzde yüz verimli sayılmazsın. Bunun iyi bir fikir olduğunu
nıııımıyorum."
Kararlıyım. "O zaman istifa ederim. Özel sektöre geçer,
l'ılmi oradan sürdürürüm."
Jones ağzının açık kalmasını engellemekte zorlanıyor -
birkaç günde ne kadar değiştiğimin artık o da farkında. Ayrıca
da kızgın. Çok kızgın. "Bana ültimatom mu veriyorsun?"
"Evet efendim."
Bana bakmayı sürdürürken şok ve öfkenin zihninde birbirleriyle
çarpıştıklarını yüz ifadelerinden anlayabiliyorum.
Ama iki duygu da aniden yok olup suratında bir gülümsemeyle
bırakıyorlar onu.
"Oyuna geri döndüğüne sevindim Ajan Barreıı. Dava senindir.
Gelişmeleri bana da düzenli olarak bildirmenizi istiyorum."
Hepsi bu. İşe dönmesi gerektiğini vurgulayarak bana gitmemi
işaret ediyor. Çıkmak için ayağa kalkıyorum.
"Smoky."
Ona dönüyorum.
"Yakala şu pislikleri."
Ölüm Merkezi'ne döndüğümde Callie ve James'in nefeslerini
uıtnuış beni beklediklerini görüyorum. Bir şeyler döndüğünün
farkındalar. Bunun onlar için. takımımın lamamı için

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
kritik bir an olduğunun farkındayım. Hayatları tamamen
değişebilir.
İlk geldiğimde onlara neler olacağını, ne yapmaya
karar verdiğimi söylemem gerekirdi ama şelin Annie'nin
davasına
bakmama izin vereceğinden yüzde yiiz emin değildim.
Eğer izin vermeseydi, isi hıra-cma tehdidimde ciddiydim.
214 • Cody Vİcladyen
"Bonnie'yi Elaina'ya bırakıp geri döneceğim Callie." Callie
bir kaşını kaldırıyor, James soın soran gözlerle bana bakıyor.
"Sözümü tuttum. Geri döndüm."
Tek soru sormadan kafasını sallayarak bu bilgiyi sindiriyor.
Callie'nin yüziiyse neşe ve rahatlama dolu. Bunu gördüğüme
memnunum ama biraz hüzünlüyüm de. İşlerin eskisi
gibi olacağını düşünmediğini umuyorum çünkü olmayacak.
İşler yoluna girecek, bu kadarı doğru. Takımımla birlikte
olmak her zamankinden daha iyi hissettiriyor bana
kendimi.
Artık yaşlı insanlarız. Daha sert insanlar. Son birkaç ay
hepimizi kökten değiştirdi. Yenilmez bir takımın ilk maçını
kaybetmesi gibi. Bizim de kaybedebileceğimizi, kırılgan
olduğumuzu
öğrendik. Canımızın yanabileceğiııi, ölebileceğiıni/.
i biliyoruz artık.
Ben değiştim. Bunu fark edecekler mi? Eğer ederlerse
mutlu mu olacaklar, mutsuz mu? Dr. I lillstead'e söylediklerim
doğruydu, artık bir kurban değilim ama bu eski Smoky
Barrett olduğum anlamına gelmiyor.
Atış alanında yaşadığım bir aydınlanma bu. İnanmadığım
Tanrı'dan gelen bir işaret gibi. Bir daha asla sevmeyeceğimi
kavradım. Malt benim hayatımın ıck aşkıydı ve o yok artık.
Kimse onun yerini almayacak. Bu, depresyon değil. Bana
huzur veren bir kesinlik. Bonnie'yi seveceğim. Takımımı
seveceğim.
Onlardan başka hayatımı tanımlayan tek bir aşk var: Av.
Glock'ıı elimde tuttuğum o anda tam o noktada anladım.
Ben bir kurban değilim, artık ben bir silahım. Onu yeniden
elime aldığım anda kendi silahıma dönüştüm.
İyi ya da kötü günde, ölüm bizi ayırana kadar.
24
Arabadan inmeden Bonnie'ye bakıyorum. "İyi misin
hayalım?"
Yaşma göre fazla olgun duran gözleriyle bana bakıp
iyi olduğunu işaret ediyor.
"Güzel." Saçını karıştırıyorum, "Elaina benim çok iyi
arkadaşımdır.
O, Alan'ın kansı. Alana hatırlıyor musun?
Onunla uçakta tanışmıştın."
Kafa sallama.
"Bence ondan çok hoşlanacaksın. Ama eğer burada olmak
istemediğine karar verirsen başka bir çare düşünürüz."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Kafasını öne devirip düşünürken söylediklerimdeki gerçek
payını tarttığını hissediyorum. Gülümsüyor ben de ona
gülümsemeyle karşılık veriyorum. "Harika."
Arabadaki dikiz aynasından baktığımda Keenan ve
Shantz'ın evin önünde park etmeyi sürdürdüklerini görüyorum.
Boıınie'yi burada bıraktığımı bildikleri için evin önünden
ayrılmayacaklar. Onların varlığı kendimi biraz olsun iyi
hiss"1e tlmadei mgi irsealğimlıy."o r Bonnie'yi yalnız
bırakmak konusunda.
216 • C<xly Mcfadyen GÖLGE ADAM • 217
Arabadan çıkıp evin kapısına giderek /ali çalıyoruz. Bir
saniye geçmeden Alan kapıyı açıyor. Uçakta olduğundan |
daha iyi görünse de yorgun olduğu her halinden belli.
"Selam Smoky. Selam Bonnie."
Bonnie onu baştan aşağı süzdükten sonra gülümsediğlffl j
de Alan'ın geçer not aldığını anlıyorum.
Alan da ona gülümsüyor. "İçeri gelin. Elaina mutfakta." j
İçeri girdiğimizde Elaina'nm da bizi karşılamak üzere a
mutfaktan çıkmış olduğunu görüyoruz. Beni görür görmez j
bakışları aydınlanıyor. Elaina bu. Gözleri içtenlikle parıldı-
[
yor.
"Smoky!" diye bağırıyor bana doğnı koşarken. Bana sarılmasına
izin veriyorum.
Ardından birkaç adım geri çekilip beni inceliyor. O benim
kadar kısa değildir ama Alan'ın yanında durduğunda I
cüce sayılır. Televizyonda gördüklerinize benzer güzellikle I
bir kadındır. Callie gibi kafanızı çevirip bakacağınız türden
olmasa da duru bir güzelliktir onunkisi. Varlığı ve sıcaklı- I
ğıyla sizi etkiler, onun yanında olmaktan mutluluk duyarsınız.
"Selam Elaina," diyorum. "Nasılsın?"
Bir an için gözlerinden tedirgin bir bakış geçse de he- |
ıııen toparlanıp beni yanağımdan öpüyor.
"Şimdi çok daha iyiyim Smoky. Seni özledik."
"Ben de sizi özledim," diyorum.
Beni anlamlı bir an boyunca süzdükten sonra kafa sallıyor.
"Çok daha iyi."
Malimi kastettiğini biliyorum. Ardından Bonnie'ye dönüyor.
"Sen Bonnie olmalısın."
Bonnie ile Elaina'nm birbirlerine baktıkları o an zaman
duruyor sanki. Elaina'nm sahip olduğu güç bu, kalbin çev-
M ılııe kurulu bariyerleri delip geçme gücü. Donup kalan
llıiımie'nin yüzünde tanımlanamaz duygular dolaşıyor. Ne-
|rı olduğunu çözmeye çalışıyorum ve anladığımda da yıldıııııı
çarpmışa dönüyorum. Bonnie'nin bütün acısı zihnine
ln|»lanıyor. Elaina'nm sevgisi çok güçlü ama ilkel ve baskın.
(Jyıın oynanacak bir şey değil İstemeden bir bıçak darbeciyle
Bonnie'nin gün ışığından kalkanını deldi ve gizlediği
ıiı iyi ortaya çıkarttı. Tek bir arda.
Bonnie'nin savaşı kaybedişini ve gözyaşlarına boğulıışunıı
izliyorum.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Elaina kollarını açtığında Bonnie onlara doğru koşuyor,
ı l.una ona sarılıp saçlarını okşarken İngilizce ve İspanyolca
karışımı cümlelerle kızı sakinleştiriyor.
Ben hâlâ yıldırım çarpmasının etkisindeyim. Boğazımda
bir yumruk oluşmuş, ağlamamak için kendimi zor tııtuyonıın.
Alan'a baktığımda onun da aynı durumda olduğunu
görüyorum. O da kendi duygularıyla çarpışıyor. İkimizin de
gerekçeleri aynı. Sadece Bonnie'nin acısı değil, Elaina'nm
nezaketi ve kızın kadının kollarının kendisi jçiıı şu
dünyadaki
en güvenli yer olduğunu anlaması.
Elaina doğuştan anne.
O an sonsuza dek siirecekmiş gibi gelse de Bonnie elleriyle
yüzünü silerek bir adım geri çekiliyor.
"Şimdi daha iyi misin?" diye soruyor Elaina.
Kız, ona bakıp yorgun ama güven dolu bir gülümsemeyle
kafasını sallıyor. Az önce ruhunun bir parçasına ağlamış
olmak onu yordu.
"Uykun mu geldi tatlım?"
Gözlerini kırpıştıran çocuk kalasını evet anlamında sallıyor.
Neredeyse ayakta uyuyacak. Elaina onu kollarına alıp
başka tek söz etmeden odaılan çıkartıyor.
218 • Codv Mdadven
Bir Lür büyü söz konusu. Hlaina onun içinden acıyı çı
karnı ve çocuk artık uyuyabilecek. Elaina'nın ziyaretinden]
sonra hastanedeki o gece ben de uyumuştum. Günlerdir]
uyuduğum ilk uykuydu.
Sonra içimi ani bir korku kaplıyor. Ya Bonnie bu muh-]
teşem kadına bağlanırsa ve ben enu sonsuza kadar kaybedersem?
Ya Bonnie ona alışır ama onu da kaybetmek zo-j
runda kalırsa? Bu ihtimaller beni ölümüne korkutuyorlar.
Hlaina bana bakıp gülümsüyor. "Hiçbir yere gitmiyorum
Smoky." Düşüncelerimi okuması beni utandırsa da gülümsemesi
utancımı siliyor. "Sanırım burada her şey yolunda gidecek.
Siz ikiniz işe dönebilirsiniz."
"Teşekkürler," diye mırıldanıyorum hâlâ yumrunun boğazımdaki
varlığını hissederek.
"Bana teşekkür etmek istiyorsan Smoky, akşam yemeğe
gelebilirsin," diyor yüzümdeki yara izlerine dokunurken.
"Daha iyi," diye tekrarlıyor.
Alan'a tek bir öpücük verdikten sonra yanımızdan uzaklaşıyor.
Dışarı çıkmadan önce bir anlığına durup bu iyi yürekli
kadının sevgisini son bir kez içimizde hissediyoruz.
Alan sessizliği hareketleriyle bölüyor, kelimelerle değil.
Yüzünde ani, sade, umutsuz bir bakış beliriyor. Gözyaşları
Boıınie'ninkiler gibi sessiz ve izlemesi de bir o kadar acı
verici.
Bunların korku gözyaşları olduklarını biliyorum. Anlıyorum.
Hlaina ile evli olmak gtneşle evli olmak gibi. Onu
kaybetmekten korkuyor. Sonsuza kadar karanlıkta kalmaktan.
. Ona hayatın devam edeceğini söyleyebilirim. Ama etmediğini

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
biliyorum.
Herhangi bir şey söylemek yerine elini omzuma koyup
ağlamasına izin veriyorum. Ben Hlaina değilim. Ama karısı-
GÖLGE ADAM • 20S
h ı n kendi acısını görmesine ixin vermeyeceğini bildiğimden
S geleni y a , — . D e n e y l e r i m d e n ögrendıg.m
udanyla hiç yoktan iyidir.
I'ıruna geldiği kadar hızlı gidiyor. Gözleri kurudu - işte
1,1/ buyuz diye düşünüyorum hüzünle.
M, r ne kadar içimizi dökmek istesek de başkalarını açmnk
için eğitilmişiz kendimizi değil.
GÖLGF. A1>AM • 221
2 5
Herkes sersem sepet görünüyor, sanki aniden hazırlanmaları
gerekmiş. Saçlar yapılmış ama düzgün
değil. Tıraşlar varla yok arası. Callie hariç herkes
elbette. O her zamanki gibi kusursuz.
"lionnie nasıl?" diye soruyor.
"Söylemesi zor. Şimdilik iyi görünüyor. Ama..."
Kimse karşı çıkmıyor. İyi olabilir, iyi olmayabilir... Ne
olursa olsun bu onun savaşı.
Diııg dong sesiyle hepimiz irkiliyoruz.
"Bu da ne böyle?" diye soruyorum şaşkınlıkla.
Hu bana mail olduğu anlamına geliyor tatlım. Her yarım
saatte bir hesabımı kontrol edip yeni bir şeyler varsa
otomatik
olarak bana haber veren bir program yüklediııı."
Kafam karışmış olarak Callie'yc bakıyorum. "Gerçekten
mi?" Bana garip geliyor. Herkesin yüzünde anlayışlı birer
ifade var kendimi biraz çağdışı kalmış hissediyorum.
Callie. masasındaki diziisıü bilgisayarın başına gidip
klavyedeki düğmelerden birine bastığı anda donup kalıyor.
"Psikopattan mail var."
Bir battaniye gibi odayı kaplayan ağırlığı hepimiz
hissediyoruz.
Callie'nin masasının başına toplanırken kendimi
elektrik şoku verilmiş gibi hissediyorum. E-mailinin gelenler
listesinin en tepesinde duruyor mesaj.
Konıi: Cehennemden mesaj
Gönderen: Siz kim olduğunu bilirsiniz.
Callie mesajın açılması için üzerine tıklıyor.
Tebrikler, Ajan Thorne!
Ve Ajan Barrett size de merhaba - eminim bunu birlikte
okuyorsunuzdur.
Artık yuvaya döndünüz, döndüğünüze eminim. İtiraf etmeliyim
ki bizi bekleyen günleri düşünmek heyecanlanmama neden oluyor.
Av başladığına göre daha iyi bir avcı grubu talep edemezdim.
Sizinle özel bir işimiz olacak Ajan Thorne ama buna gelmeden
önce değinmem gereken başka meseleler var. Beni affedersiniz
umarım.
Hepinizin merak ettiğine eminim: Neden doğrudan size meydan

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
okuyorum? Belki şimdiden profilimi çıkartması için ayrı bir
ekip .
oluşturdunuz, gerekçelerimi inceliyor hareketlerimin altında
yatan
anlamaları çözmeye çalışıyorsunuz.
"Çok beklersin," diye mırıldanıyor Callie.
Onlar' bize kendileri hakkınca önemli ipuçları vermeye
başladılar. Örneğin onları araştırmak için zaman ve para
harcamamız fikrinin egolarını tatmin elliğini artık biliyoruz.
Beklentilerinin bir parçası da bu.
Ne var ki yanıt aslında ç o k basit. Aynı benim gibi.
Gerekçelerim
karışık değiller, çamurlu suların altında saklanmıyorlar. Bir
neşterin
soğuk sadeliğinin ışıltısı ile parlıyorlar. Steril ve
aydınlık.
¿22 • Cody Mcfadyen
Size meydan okuyorum çünkü beni hak ediyorsunuz. Siz avcıları
avlıyorsunuz ve eminim yıllarınızı birbirinizin sırtını
sıvazlayarak
geçirdiniz. Kafese attığınız zavallılar için karşılıklı
birbirinizi tebrik
ettiniz.
Bu yüzden beni hak ediyorsunuz. Çünkü diğer avladıklarınız
sadece
gölgelerdi bense karanlığın ta kendisiyim. Onlar benim
aslanımın
artıklarıyla beslenen sıradan çakallar. Yetenekli olduğunuzu
mu
zannediyorsunuz, öyleyse avlayın beni.
Ben benimle aynı seviyede rakipler istiyorum Ajan Barrett.
Mektuplarımı dikkatle okuyun. Kokumu alın. İçimdeki
ölümsüzlüğü
hissedin. Önümüzdeki günlerde buna ihtiyacınız olacak.
Ateş altında olduğunuz varsayımıyla yaşamayı öğrenin. Henüz
ne demek istediğimi bilmiyorsunuz ama bileceksiniz. Öfkenin
kanınıza
karışmasına izin verin ve ancak ondan sonra beni avlamak üzer
e yola koyulun. Size söz veriyorum ben özgür olduğum sürece
sizin
hayatlarınız korku ve dehşet dolu olacak.
Kendime rağmen titriyorum.
Şimdi size dönelim Ajan T h o r n e İşleri kişiselleştirmeye
ne dersiniz?
Her ne kadar yüz yüze meydan okuduğum kişi Ajan Barrett
olsa da onunla çarpışmanın hepinizle çarpışmak demek olduğunun
farkındayım. Ve pakecimin sabırsız ellerinize geçmesine bir
gün olduğuna
göre bu zamanı iyi değerlerdirmeliyiz
Ajan Barrect en yakın arkadaşını kaybetti. Bakalım hepinizin
aynı

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
d e r e c e d e önemli olan bir şeyleri kaybetmenizi
sağlayabilecek miyiz.
Zihnimde tehlike çanları çalıyor. Nasıl bir dua etmem
gerektiğini
bilmiyorum, peşine düştüğümüz diğer katillerin
aksine bu katillerle ilgili taşlar henüz yerine oturınadı. Ama
GÖLGE ADAM - 223
irk bir şeyin kesin olduğunun farkındayım: Blöf yapmıyorlar.
Size bir internet sitesinin adresini yolluyorum ajan Thorne.
Onu
ziyaret ettiğiniz her şey aydınlanacak. Sanırım ironiden
hoşlanacak-
%ınız.
Cehennemden,
Jack Jr.
E-mailin altında beni tıklayın yazan bir bağlantı var.
"Şimdi ne yapıyoruz?" diye soruyor Callie.
"Devam et."
Düğmeye bastığında bilgisayarda yeni bir pencere açılıyor.
İnternet sitesinin ekranda belirmesini bekliyoruz. Arka
plan beml>cyaz. Önce kırmızı bir logo beliriyor. Hemen
altındaysa
ufak harflerle KIRMIZI GÜL - DOĞAI. KIZIL BİR
AMATÖR yazıyor.
Görüntünün geri kalanı ekranda belirdiğinde hepimizin
gözleri fal taşı gibi açılıyor.
İlk konuşan Alan oluyor. "Kahretsin bu da?.. Yoksa?.."
Ekrandaki resimde yirmili yaşlarında uzun boylu çok güzel
kızıl saçlı bir kadın var. üzerinde kırmızı bir tangadan
başka bir şey ynk. Baştan çıkî.rıct bir gülümsemeyle doğrudan
kameraya baktığından yüzünü net olarak görebiliyoruz.
Bembeyaz kesilmiş olan Callie'ye dönüyorum. Gözleri dehşet
dolu.
"Callie - bu da ne demek?"
Hepimiz ona bakıyoruz çünkü kendisine kırmızı gül diyen
bu genç kadın Callie'ye çok benziyor.
"Callie?'" Alanın sesi tedirgin. Callie'yi bilgisayardan
uzaklaştırıyor. Biiftin vücudu tiıivmelerle sarsılan kadın.
224 • Cody Mdadyen
yumruğunu ağzına götürüp kanatacak kadar büyiik bir güçİr
ısırıyor. Alan yumruğu ağzındar çekmek için uzanıp ona
dokunduğunda ipler kopuyor.
Bir fırtınanın beliririni izlemek gibi. Önce dehşet yok
oluyor sonra saniyelerden bile kısa sürede boşluğu öfke
dolduruyor. Callie ilk önce I.eo'ya dönüyor. Konuştuğunda
bu daha çok kükreme gibi.
"Bana o kızın adresini bul! Hemen, şimdi! Hemen, şimdi!"
I.co, Callie'ye sözlerini ikiletmeden harekete geçip en
yakındaki bilgisayarın başına oturuyor. Callie iki yumruğunu
önündeki masaya yasladığında çevresindeki havanın
elektrikle yüklendiğini hissediyoruz. Patlamaya hazır bir

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
bomba gibi. Bu öfkeye meydan okuyan James oluyor.
"Callie," diyor sakin bir sesle "O kız kim?"
Callie'nin bakışları donuk.
"O lıenim kızım."
Ve ardından öyle bir çığlık atıyor ki hepimiz olduğumuz
yere çakılıp kalıyoruz. Bilgisayarı bir tarafa fırlatıyor,
kâğıtlar
havada uçuşuyor, geri kalan Dizler müdahale etmeden
onu izliyoruz. Şaşkınlığımızın nedeni yıkım değil. Yeni
edindiğimiz bilgi.
"O herif artık bir ceset!" diye bağırıyor bana. "Beni duyuyor
musun Smoky?"
Aylar önce Callie'ye silahımı doğrultup ateş ettiğim o an
geliyor gözümün önüne. Evet, onu duyuyorum.
"Şu adresi bul IAÎO," diyorum gözlerimi Callie'den ayırmadan.
"Acele et."
26
Callie'nin arabasının yolcu koltuğundayım; Ventura
ilçesindeki hedefimize sağ salim varmamız için dua
ediyorum. Callie arabayı 101 Numaralı Otoyol'da
deliler gibi kullanıyor. Buraya gelene kadar çiğnemediğimiz
herhangi bir trafik kuralı kalmadı. Diğerlerinin de peşimizden
geldiklerini ancak umut edebilirim. Leo, Kırmızı Gül internet
sitesinin yasal sahiplerinin adresini bulunca hemen
fırlayıp yola düştük. Daha doğrusu Callie yola düştü ve ben
de peşinden koştum.
Ona baktığımda tehlikeli bir ruh hali içinde olduğunu
görüyorum.
"Konuş benimle Callie," diyorum kapının koluna sıkı sıkıya
tutunmayı sürdürerek.
."Cüzdanıma bak," diye homurdanıyor. "Çantamın içind
e "
Cüzdanı alıp açtığımda neyi bulmamı istediğini anlıyorum.
Küçük bir resim. Hastanede çekilmiş siyah beyaz bir
fboitro bğerabfe. ğYine nrie sdmoiğ. muş gözleri bile daha
açılmamış ufacık
226 - Coüy Mcfadyen
"On beş yaşındaydım," diyen Callie'nin sesi gergin. "On
beş yaşındaydım ve aptaldım. Çok güzel koktuğu için Billy
Hamiltonla sevişmiştim. Komik değil mi, tatlım?" Sesi acı.
"billy ile ilgili tek hatırladım iyi kokıuğu. Güneş ve yağmur
gibi."
Yanıt vermiyorum, yanıt vermeme gerek yok.
"Billy beni becerdiğinde Thorne ailesinin evinde de Hamilıon
ailesinin evinde de büyük skandal oldu. Babam az
kalsın beni evden atacaktı. Annem kendini kiliseye hapsetti.
Kürtaj sir/. konusu bile olamazdı - bilirsin Katoliğiz."
Kelimeleri
alaycılık ve acı doluydu. "Babalarımız bir araya gelip
karar verdiler. Connecticut'ın banliyölerinde işler böyle
yürür. Billy'nin parlak bir geleceği vardı, benim de iyi bir

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
geleceğim olabilirdi - gerçi artık lekelenmiştim." Direksiyona
daha da sıkı sarılıyor. "Eğitimimi evde tamamlamama ve
bebeği doğurduktan sonra evlatlık vermeme karar verildi.
Çevredekilerin anlamaması için bir hikâye uydurulacaktı;
ciddi alerji sorunları yüzünden eve kapatılmam gerekliğini
söyleyecektik. Böyle olmasına karar verdiler böyle de oldu.
Zamanlama mükemmeldi. Yazın doğum yaptım ve sonbaharda
da hiçbir şey olmamış gibi okula geri döndüm. Bir
süre sonra da gerçekten hiçbir şey olmamış gibi gelmeye
başladı." Arabayla virajı dönerken öleceğimizi sandım. "Dışarı
çıkmama izin yoktu, Billy'yc çenesini kapalı tutması
tembihlenmiş». Kötü bir iş çıkartmadı. Hem çenesini kapalı
tuttu hem de bana asla kötü davıanmadı. Her şey sanki
hiç olmamış gibiydi." Elimdeki resme bakıyor. "Ama aptal
bile olsam bunlar hiç yaşanmamış gibi davranmanın doğru
olmadığını biliyordum. Hemşirelerden biri benim için bu
fotoğrafı çekti. Kendimi ayda en az bir kez o resme bakamama
zorladım. Ve bazı kararlar aldım." Onu odasında otur-
GÖLGE ADAM • 227
muş yemin ederken hayal edebiliyordum. "Bir daha asla aptal
olmayacaktım. Katoliklikle işim bitmişti. Ve asla hayatımı
etkileyen kararları başkalarına bırakmayacaktım."
"Tanrım. Callie." Başka ne söyleyeceğimi bilmiyordum.
"Onu bulmayı hiç denemedim Smoky. Doğru olmayacağını
düşündüm. Evlatlık verildiğini biliyordum. Onun kendi
hayalını yaşamaya hakkı olduğuna karar verdim."
Yine kötü bir viraj. Yüreğim ağzıma geliyor.
"Ama sanırım söyledikleri doğru tatlım. Asla ebeveyn olmakları
kurtulamıyorsun. Çocuğunu evlatlık versen bile. Bir
pomo site işletiyor ve büyük ihtimalle annesi yüzünden
öldürülmüş
durumda. Hayal ne kadar komik değil mi?"
Direksiyondaki elleri titrerken tekrar elimdeki fotoğrafa
bakıyorum. Tuvaletten çıktığında Callie'nin baktığı buydu.
Hazırcevaplığı, kırılmaz özgüveni, dayanıklılığı vç cesareti
bu resme lıer baktığında sarsılıyor olmalı. Acaba yılda kaç
defa bu bebeğin resmini cüzdanından çıkanıp onu izlerken
o gün yüzünde gördüğüm acıyı çekiyorckr?
Kayalık tepelerin arasında geçerken pencereden dışarı
bakıyorum. Güneş parlak gökyüzü bulutsuz ve masmavi.
İnsanlar California lafını duyduklarında bu tür bir parlaklığı
hayiil ederler.
Mükemmel gökyüzünü ve güneşi boşver gitsin. Bir parçana
çığlık atmak istiyor. Vücuduma iğnelerin batırıldığını
hissediyorum: Matı, Alexa, Annie, Elaina şimdi de Callie.
Ama bütün gücümü toplayıp kelimelere yükleniyorum.
"Beni dinle Callie, o hâlâ hayatta olabilir. Seninle kafa
buluyor olabilirler."
Yanıt vermiyor. Gözleri umutsuzlukla dolu. Arabayı daha
hızlı kullanıyor.
22« • Cc>t!y Mtfadyen

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Ofisler» çıkmamızdan yaklaşık otuz dakika sonra Moorpaık'a
varıyoruz. Callie'nin araba kullanışı sayesinde diğerlerine
fark allık. Burası Simi Vadisi yakınlarında küçük ama
büyümekle olan bir şehir. Orta sınıfla üst orta sınıfın bir
arada
yaşadıkları banliyölerin tanı merkezindeyiz. İki katlı, mavi
beyaz evin önüne yanaşıyoruz. 11er şey sessiz. Komşulardan
biri yolun karşısında çimleri biçiyor. Etrafa gerçekdışı
bir sıradanlık hâkim.
Caüie, silahını çekmiş olarak arabadan fırlıyor. Korku
tarafından
idare edilen kızıl saçlı bir ölüm makinesi.
"Kahretsin," diye mırıldanıyorum onun peşinden koşarken.
Büyük bir hata yapıyoruz.
Alan'ı ya da James'i görmek umuduyla sokağın aşağısına
bakıyorum ama etraf sessiz. Callie'nin peşinden kapıya
gidiyorum.
Çim biçen komşu, işine ara verip bizi izlemeye
başlıyor. Callie ön kapıya vururken tereddütsüz.
"FBI!" diye bağırıyor. "Kapıyı açın!"
Sessizlikte ayak seslerinin kapıya yaklaştığını duyuyoruz.
Gözleri büyümüş derin derin nefes alan Callie'ye bakıyorum.
Silahını çok sıkı tutuyor.
Kapının arkasından bir kadın sesi geliyor. "Kim o?"
"FBI hanımefendi," diyor Callie. "Lütfen kapıyı açın."
Kapının arkasındaki tereddüdü hissediyorum. Sonra kapının
kolu kımıldıyor ve kapı açılıyor...
Callie'nin kızı karşımızda; canlı, ellerimizdeki silahlar
yüzünden
korkuyla dolu.
Kollarındaysa bir bebek var.
27
ı
ler.
çerdeyiz. Callie, kafasını elleri arasına aluiış oturma
odasında oturuyor. Ben mutfaktan cep telefonuyla
Alan'ı anyontm.
Burada bir şey yok," diyorum. "Callie'yle dalga geçmiş-
"James ve ben on dakika mesafedeyiz. Gelmemizi istiyor
musu n?"
Oturma odasına, Callie ve kızına bakıyorum. Hava gergin,
stresin getirdiği yorgunluk seziliyor.
"Hayır. Ne kadar az insan olursak o kadar iyi. Ofise dönün
gerekirse sizi ararım."
"Tamam."
Derin bir nefes alıp duygu fırtınasının arasına dalıyorum.
Callie'nin adının Marilyn Gale olduğunu öğrendiğimiz kızı
endişe içinde ve bebeğinin sırlına vurarak ortalıkta
dolaşıyçookr.
kBeenbdeiğniin isna ksinırlleınşati rmvuerkm. asının nedeni
bence bebekten

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Callie'ye o kadar benziyor ki... Olayın şokundan ötürü
henüz kendisi bunu fark etmedi. Biraz dalıa kısa. biraz da2.^
0 • Coıly Mcfadycn
ha toplu ve bira/, daha yumuşak. Ama ikisinin yüzlerinde ve
vücutlarında aynı mailken tipi güzellik görülüyor. Saçlannırı
kızılı akraba oldukları yolundaki bütün şüpheleri ortadan
kaldırmaya yetip de artıyor bile.
Gözleri farklı. Billy Hamilton'ın hayaleti, diye tahmin
ediyorum. Ama şu anda bana Callie'yi en çok hatırlatan tarafı
öfkesi. Bizimle konuşurken ani korkunun yarattığı türde,
normalin çok üzerinde bir öflce duyuyor.
"Bana burada neler olduğunu anlatacak mısınız?" diye
çıkışıyor.
"Neden iki I;L3I ajanı ellerinde silahlarıyla kapımda
belirdi?"
Kafası hâlâ ellerinin arasında olan Callie yanıt vermiyor.
Yıkılmış durumda.
Konuşmayı benim yapmam gerekecek. "Oturmak ister
misiniz Bayan Gale? Her şeyi açıklayacağım ama yavaş yavaş.
Önce sakinleşin."
Odada tınlamayı bırakıp bana dönüyor. Bakışları, genetiğin
kişiliğin oluşmasında rolü olduğunu kabul etmeme yetecek
kadar Callie'ninkileri andırıyor.
"Oturacağım ama sakinleşmemi beklemeyin."
Ona yapay bir gülümsemeyle bakıyorum. Oturuyor. Callie
hâlâ kafasını kaldırmadı.
"Ben özel ajan Sıııoky Barrett Bayan Gale. Ve..." lafımı
bölüyor. "Barrett? Siz allı ay önce saldırıya uğrayan ajan
değil,
misiniz? Ailesini kaybeden?"
İçim iirpersc de kafamı sallıyorum. "Evet bayan."
Bu yanıtla beraber korkusunun ortadan kalktığını görüyorum.
Hâlâ mutlu değil ama öfkenin yerini acıma duygusu
alıyor. Fırtına duruluyor. Sadece arada bir kendini gösteren
şimşekler var.
GÖLGE ADAM • 231
"Özür dilerim," diyor. İlk kez görürmüş gibi yaralanma
bakıyor. Bakışları ölçülü ve dikkatli olsa da çekingen değil.
Doğrudan gözlerimin içine baktığında orada beni şaşırtan
bir şey görüyorum: Saygı.
"Önemli değil," diyorum. "FBI'ın şiddet suçlarıyla ilgilenen
biriminin Los Angeles Bölümünün sommlusuyum. Seri
cinayetlerle ilgileniyoruz. Tanıdığımız bir kadını öldüren
katillerin peşindeyiz. Ajan Thonıe bugün sizin hedef
olduğunuzu
söyleyen bir e-nıail aldı."
Yüzü bembeyaz olan Marilyn bebeğine sıkı sıkıya sarılıyor.
"Ne? Ben? Neden?"
Callie kafasını kaldırdığında onu neredeyse taıııyamayacağım.
Yüzü tamamen çökmüş durumda. "İnternette kişisel

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
porno siteleri işleten kadınların peşine düşüyorlar. Sizin
internet
sitenizin adresini bize yolladılar."
Şaşkınlık Marilyn'in yüzünde korkunun yerini alıyor. Sadece
şaşkınlık da değil, şok eikisi. "Ama... Nasıl?.. Benim bir
internet sitem yok. Tanrı aşkına, hele bir porno sitem hiç
yok! Ben üniversiteye gidiyorum, şu an annelik izııindeyim.
Burası benim annemlerin ikinci evi; şimdilik burada kalmama
izin veriyorlar."
Sessizlik. Callie ona bakıp itirazlarının içten olup
olmadığını
inceliyor. Bir an sonra ikimiz de Marilyn'in doğruyu
söylediğine, şaşkınlığının dürüst olduğuna eminiz.
. İçi rahatlayan Callie gözlerini kapatıyor. Anlıyorum. Kızı
porno işinde olmadığı için mutlu. Aıııa şimdi Marilyn'in Jack
Jr.'ın dikkatini çekmesinin lek bir nedeni olduğunu biliyor.
Diz titreten rahatlamayla ruh ezen suçluluk duygusu karışımı
bir his (benim şahsi favorim) dolaşıyor yüzünde.
"Hıı adamın istediği kişinin ben okluğuma emin misiniz?"
"Faniniz." diye yanıtlıyor Callie.
232 • Cody Mcfadyeıı
"Ama benim bir porno sitem yok." _
"Katilin ya da katillerin başka nedenleri de var." Calllu
ona dönüyor. "Evlat mı edinildiniz Bayan Gale?"
Marilyn donup kalıyor. "Evet ama siz neden?.."
Sesinin kesilmesinden ve bakışlarından Callie'yi ilk kez
gerçekten gördüğünü ve neler olduğunu kavradığını anlıyorum.
Callie'nin yüzünü inceleyip kafasında kendininkiyle
karşılaştırıyor ve gözleri aydınlanma hissiyle büyüyorlar.
"Sen... Sen..."
Callie gülümsüyor. Acı bir gülümseme. "Evet." I'-»
Marilyn taş kesmiş gibi kımıldamadan duruyor. Duygu I
selinin yüzünden boşaldığını görebiliyoruz; şok, merak, acı,
öfke - hepsi karmakarışıklar.
"Ne yapmam gerektiğini..." Kucağında bebekle ayağa
kalkıyor. "Gidip onu yatıracağım. Hemen dönerim." Odadan
çıkıp ikinci kata giden merdivenlere yöneliyor.
Callie, arkasına yaslanıp gözünü kapattığında bir milyon
yıl uyuyabileceğini düşünüyorsunuz. "Fena gitmedi, tatlım."
Callie'ye ne söyleyebilirim? "O hayatta Callie."
Bu basit gerçek hedefine ulaşmış görünüyor. Bana hastanede
söylediğine benzer bir sadeliği var.
"Bugün ne kadar da iyimsersin böyle," diyor alaycı bir
gülümsemeyle. O sırada merdivenlerden gelen ayak seslerini
duyuyoruz.
Marilyn, oturma odasına geri dönüyor. Yukarıdaki zamanını
kendini toparlamak için de değerlendirmiş. Şimdi daha
düşünceli, daha az şaşkın görünüyor.
Ne kadar çabuk toparlandığına şaşırsam da sonra annesinin
kim olduğunu hatırlıyorum.
" Size bir şey ikram edebilir iniyim? Su ya da kahve?"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Kahve iyi olurdu." diyorum.
GÖLGE ADAM • 233
"Benim için su," diyor Callie. "Şu aıı için sistemimde dalı,
ı fazla uyarıcıya ihtiyacım yok."
Bu yorum Marilyn'in gülümsemesine neden oluyor. "Hemen
getiriyorum."
Mutfağa gidip servis tepsisiyle dönüyor. Baııa kahvemi
Callie'ye suyunu uzatıp kendi kahvesini alıyor.
Artık ilk şok atlatıldığından ne kadar /.eki olduğunu
görebiliyorum.
Gözlerinden belli. Ve gücü. Callie kadar güçlü
değil ama daha çok Elaina ve Callie'nin karışımı bir güç.
Annelik ve çelik.
"Demek sen ben«m annemsin," diyor doğrudan konuya
girerek. Aynı Callie gibi.
"Hayır."
Marilyn donup kalıyor. "Ama... ben sandım ki..."
Callie elini kaldırıyor. "Annen seni yetiştiren kişi, lx:n
seni
doğuran kişiyim."
Sesinde duyduğum acı içimi sızlatıyor.
"Peki. Sen benim biyolojik annemsin."
"Evet öyleyim."
"Kaç yaşındasın?"
"Otuz sekiz."
Marilyn kafasından hesaplıyor. "Yani beni doğurduğunda
on beş yaşındaydım" Kahvesinden bir yudum alıyor.
"Çok gençmişsin."
Callie, hiçbir şey söylemiyor. Marilyn'e bakıyorum. Gözlerinde
şaşırtıcıdır ki öfke yok; merak var. Callie'nin de bunu
fark etmiş olması gerek.
"Neler olduğunu anlatacak mısın?"
Callie. suyundan bir yudum alıp Marilyn'e bakıyor. Durumun
ne kadar komik olduğunu düşünüyorum. Elimizde
silahlar ve seri katillerle ilgili bir hikâyeyle kapısına
duyanı234
• Cody Mcfadyîin
yoruz. Ve Marilyn her şeyden önce annesiyle ilgili bilgi
edinmek istiyor. Bunun insanoğlunun doğasıyla ilgili iyiye
işaret olup olmadığını merak ediyorum.
Callie, konuşmaya başladığında önce yavaş sonra hızlı biçimde
çekici Billy Hamilton ve sosyal kuradanı sıkı sıkıya
bağlı Thorne'lann hikâyesini anlatıyor. Marilyn hiç kesmeden
dinliyor. Hikâye bittiğinde ikisi de bir süre sessiz
kalıyorlar.
"Berbat hissetmiş olmalısın," diyor Marilyn.
Tam Callie'nin söyleyeceği laf. "Senin hatan değildi," diye
devam ediyor Mariiyn. "Demek istediğim, oldukça tatsız
ama on I H Î Ş yaşındaymışsın. Seni suçlamıyorum."
Callie kahve masasına bakıyor.
Onun bakışlarını yakalayan Marilyn ikna etmek için konuşmayı

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
sürdürüyor. "Gerçekten sana kızgın değilim. Kesinlikle.
Harika insanlar tarafından evlat edinildim. Beni seviyorlar
ben de onları seviyorum. İyi bir hayatım oldu. Ve
yanlış anlama ama hayatımın yirmi üç yılını ihanete uğramış
hissederek ya da senden nefret ederek geçirıııedim." Omuz
silkiyor. "Bilmiyorum. Hayal düz çizgilerden ibaret değil.
Anlayabildiğim kadarıyla senin için benim için olduğundan
daha zor olmuş." Bir an susuyor. Yeniden konuşmaya
başladığında
sesi baştan çıkarıcı. "Ama bazen seni merak ederdim.
İtiraf etmeliyim ki .gerçek halin hayal etliğimden daha
iyiymiş. Rahatladığımı söyleyebilirim."
"Ne demek isliyorsun?" diye soruyor Callie.
"Uyuşturucu bağımlısı olabilirdin. Beni benden nefret ettiğin
için vermiş olabilirdin: Ölmüş olabilirdin. İnan bana
senin yaptığın açıklamayı kabullenmek çok daha kolay."
Bu kelimelerin Callie üzerinde sihirli bir etkisi oluyor;
teninin
renginin geri geldiğini görüyorum. Oturuşunu düzeltiyor.
GÖLGE ADAM • 235
Böyle söylediğin için teşekkürler." Duraksıyor. "Özür
ı İllerim."
Marilyn, gözlerini kırpıştırıyor. "Kendini harap etmeyi bırak.
Gerçi düşününce oklukça mantıklı."
"Ne demek istiyorsun?"
"Bana baksana. Bebeği fark etmedin mi? Evli değilim."
"Yani..."
"Evet. Benim de kendi Billy Hamilton'ım oldu. Ama her
şey yolunda. O gitti ve ben Steven'a sahibim. Benim için
yeterince adil. Ailem bizi destekliyor ve mümkün olan en
kısa sürede okula dönüp diplomamı alacağım. Hayatımı
seviyorum.
Hiç fena sayılmaz."
Callie'nin kendisine baktığına emin olarak arkasına
yaslaannlıaymora.
l ıs"ıBne.n" i evlatlık vermenin hayatımı mahvetmediğini
Callie iç çekerek odayı inceliyor. İyice düşündükten sonra
gülümsüyor.
"Bu kadar kolay affedilmiş olmak garip." Tereddüt ettikten
sonra çantasına uzanıyor. "Bir şey görmek ister misin?"
Cüzdana uzanıp bebeklik fotoğrafını çıkartıyor.
"Bıı ben miyim?"
"Doğduğun gün."
"Ne kadar çirkinmişim."
Bakışlarını fotoğraftan Callie'ye çeviriyor. "Bu fotoğrafı o
günden beri yanında mı taşıyorsun?"
"Her zaman."
Marilyn, fotoğrafı Callie'ye geri uzatıyor. Gözleri nazik.
"Tam sabalı programlarına uygun bir sahne oklu."
Hepimiz kahkahalara ıX)ğuluyoruz.
1 ler şey yoluna girecek.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
GÖLGE ADAM • 237
28
• • Ust kaııa Marilyn'in bilgisayarında Kırmızı Gül sitesine
bakıyoruz.
"Bunun ben olduğunu söyleyebilmek isterdim,"
diyor. "Ama inanın ki ben değilim." Callie'ye gülümsüyor.
"Göğüslerim o kadar büyük değil ayrıca vücudumda doğumdan
kalan izler var."
"Basit kes-yapıştır yöntemi," diyor Callie. "Senin yüzün
ve Hayan Üstsüzün vücudu."
"Sadece seni rahatsız etmek için yaptılar Callie," diyorum.
"Adresi senin adına kaydettirmiş. Sana bu şekilde ulaştık,
buraya gelmemizi istedi," diye de ekliyorum Marilyn'e
dönerek.
Korkma sırası Marilyn'de. "Tehlikede miyim? Steven ve
ben - tehlikede miyiz?"
Callie, lıemen yanıt vermiyor. Kelimeleri iyice hesapladıktan
sonra söze başlıyor. "Bu mümkün. Emin olmak
mümkün değil. Onun kurban profiline uymuyorsun ama..."
dur"."S eri katillerin ne yapacaklarını önc eden kestirmek
zor-
I "Hvcl."
Marilyn kafasını sallayıp düşünüyor. Daha fazla korkmuş
ı iknasını beklerdim.
Neredeyse eğitim aklığım bölümü değiştirmek isteyece-
II"" "
Callie duraksıyor. "Hangi bölümde okuyorsun?"
"Kriminoloji."
Callie'nin de benim de ağzımız açık kalıyor. "Dalga
geçiyorsun."
"Hayır. Garip ha?" Sırıtıyor. "Tesadüf mü?" diyor kısık
nesle. "Hiç sanmıyonım!"
Callie'nin yüzünde bir gülümseme belirip kayboluyor.
Gerçekten de garip.
"Ne gen havuzuymuş ama..."
İkisi birden kahkaha atıyorlar.
"Hiçbir şeyi şansa bırakmak istemiyorum," eliyor ciddiyetini
toplayan Callie. "Bu iş bitene kadar polis korumasında
kalmanı sağlayacağım."
Marilyn kafasını sallayarak kabul ettiğini belirtiyor. O bir
anne; bu teklifi geri çevirmeyecek.
"Peki bu iş hiç bitecek mi?"
Callie acı bir gülümsemeyle ona dönüyor. Bu gülümsemeden
J a c k Jr.'ı iyi şeylerin beklemediğini çıkartabilirsiniz.
"İşimizde iyiyiz Marilyn." Beni işaret ediyor. "O en
iyisidir."
Marilyn bana döniip yara izlerimi inceliyor. "Bu doğru
mu Ajan Barıett?"
"Onu ele geçireceğiz," diyorum. Cümleyi burada kesmek
en doğrusu çünkü biraz daha konuşursam kendimden şüphe
eniğim belli olabilir.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Her zaman yakalarız," diyor Callie. "Bu adamlar her zaman
bir hala yaparlar."
238 • Cody Mcfadyeıı
Marilyn ikimizi d e süzdükten sonra verdiğimiz yanıtı kabul
ediyor. "Şimdi ne olacak?"
"Şimdi," diyorum. "Ajan Thorne polise haber verecek ve
kapında sürekli bir nöbetçi bulunmasını sağlayacağız. Ben
takımı arayıp neler okluğunu haber vereceğim. Meraktan
ölmüşlerdir."
Telefonlarımızı ediyoruz. Alaıı'ın sesinden ne kadar
rahatladığı
belli oluyor. Polisler Callie'nin komutlarını sorun
çıkartmadan uygulamaya karar veriyorlar.
"Yoldaki!-." diyor görüşmesi bitince.
Söylemek istemesem de söylemek zorundayım. "Onlar
geldiğinde bizim çıkmamız gerek."
"Biliyorum." Alt dudağını ısırarak Marilyn'e dönüyor.
"Marilyn... Ben... Her şey oldukça garip gelişti tatlım. Ama
bir anı yeniden görüşebilir miyiz?"
Marilyn hemen gülümsüyor. "Elbette. Ama tek bir şartla."
"O da neymiş?" diye soruyor Callie.
"Bana adını söylersen. Seni sonsuza kadar Ajan Thorne
diye çağıramam."
Arabada oturuyoruz. Callie henüz kontağı çalıştırmadı.
Kızının evini izliyor. Yüz ifadesinden düşüncelerini tahmin
edemiyorum.
Ben de kaçınılmaz soruyu soruyorum. "Nasılsın?"
Yüzünü bana çevirmeden önce bir süre bekliyor. Yorgun
ve düşünceli bir hali var. "Sanırım... iyiyim. Bunu sadece
seni sakinleştirmek için söylemiyorum. Düşündüğümden
ya da umduğumdan çok daha iyi gitti. Ama insan merak
ediyor."
-Neyi?"
GÖLGE ADAM • 233
"Neyi kaybedeceğimi düşündüklerini. Hepimize bir şeyler
kaybettireceklerini söylediler. Ama ben bu işlen kazançlı
çıktım. Böyle olmasını planladıklarını mı düşünüyorsun?"
" Üze rine d üşü n ü yoru m."
"Hayır." diyorum. "Sanmıyorum. Bence kızının seni kabul
etmeyeceğini düşündüler ve böyle bir şokıın seni tamamen
oyun dışı bırakacağını hesapladılar."
"Emin değilim. Söylediklerinin ilk kısmına katılıyonım
ama beni işe yaramaz hale getirmeyi planladıklarını
sanmıyorum.
Bence tam tersini istediler. Bu katillerle ilgili garip
bir his var içimde tatlım. Yakalanmak istemeseler de avlanmak
istiyorlar. Ve tamamen onlara odaklanmamız konusunda
kararlılar." Yüzünde başlangıçtaki öfke beliriyor. "Ve biliyor
musun? İşe yaradı. Onları yakalayana kadar pes etmeyeceğim.
Tek amaçlarının bu olduğunu anlamıyor musun?
Onları yakalayana kadar kızımın güvende olmadığını bilmemi

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
istediler."
Kulağa doğru geliyor. Görünüşe göre Callie de benim
yaşadığıma benzer bir aydınlanma yaşamış durumda. Bizi
işimizde iyi yapan özelliklerden biri bu. Günün cümlesini
söylüyorum.
"Hadi onları yakalayalım."
GÖLGE ADAM • 2-11
29
Geri dönmek yüzyıllar sürüyor. Yola çıktığımızda
öğleden sonraydı ve Güney Californîa'da trafiğin
en yoğun olduğu saatler bu saatlerdir, Ofise vardığımızda
insanlar yüzlerinde beklenti dolu bakışlarla bizi
karşılıyorlar.
'Şimdi hiçbir şey sormayın," diyor Callie bir elini
kaldırarak.
"Şu an için söylenecek hiçbir şey yok." Cep telefonu
çaldığında yanıtlamak için yanımızdan uzaklaşıyor.
Callie perdelerini yeniden kapattı. Hepimizin içinin
rahatladığını
söyleyebilirim. Eski haline dönmesinden iyi olacağını
anlıyoruz. Oııu kırılgan görmeye alışkın olmadığımızdan
güçlü haline dönmesi yüreğimize su serpiyor.
İlk konuşan Alan oluyor. "Anııie'nin dosyasının tekrar
üzerinden geçeceğim. Ne olduğuna emin değilim ama beni
rahatsız eden bir şeyler var."
Ona gitmesini işaret etsem de aslında dikkatim dağınık.
Belki de sadece yorgunum. Saatime baktığımda neredeyse
iş gününün sonuna geldiğimizi görmek beni şaşırtıyor.
Teşkilatta iş saatleri genellikle semboliktir. Yaptığımız
li/lıı riski fazladır ve kötü adamlar sabah dokuz akşam beş
l.ılışma saati esasına uygun hareket etmezler. Sürekli savaş
hılllııde olmak gibidir.
Biri sana ateş elliğinde sen de ona ateş edersin. Düşmanı
yenmek için elindeki bütün fırsatları değerlendirirsin.
Sahalım
dördüyle akşamın dördü arasında pratikle bir fark
yoktur.
Aıııa bu sessizlik zamanlarından biri. Saldırıdan önce
dinlenebileceğinizi bildiğiniz zamanlardan. Ben de bütün
İyi generallerin vereceği kararı veriyorum.
"Herkesin eve gitmesini istiyorum. Yarın işler iyice
çığırından
çıkabilir. O yüzden bugün dinlenin."
James yanıma geliyor. "Yarın öğle yemeğine kadar işe
gelmeyeceğim,'' diyor alçak sesle. "Yarın o gün."
Anlamak birkaç saniyemi alıyor. "Özür dilerim James
unutmuşum. Lütfen annene sevgilerimi ilet."
Yanıt vermeden arkasını dönüp dışarı çıkıyor.
"Ben de unutmuşum," diye mırıldanıyor Callie. "Büyük
ihtimalle Damierva insani bir hava kazandırdığından."
"Neyi unuttunuz?" diye soruyor Leo.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Yarın James'in kız kardeşinin ölüm yıldönümü," diyorum.
"Yıllar önce öldürüldü. Her yıl ailecek mezarını ziyaret
ederler."
Leo yüzünü buruşturuyor. "Lanet olsun!"
Leo da yanımızdan uzaklaşırken Callie gidişini izliyor.
"İlk dava her zaman en zorudur. Ama bu özellikle kötü."
"Leo altından kalkacaktır."
"Sanırım, tatlım. Davanın başında ondan pek emin değildim
sıma yola geliyor. Peki sen bu akşam ne yapacaksın?"
242 Cody Mcfadyen
ısra"rY eelmli.e" ğe bize gelecek," diye araya giriyor Alan.
"Ekıina!
"Bilmiyorum..." İN
"Gitmelisin Smoky. Sana iyi gelecektir," diyor Callie,
"Hem Bonnie'ye de iyi gelebilir." Masasına gidip çantasını!
kapıyor. "Ayrıca ben de aynısını yapacağım."
"Alanlara yemeğe mi geleceksin?"
"Hayır aptallaşma. Kızımla telefonda konuşuyordum. Kızım
demek kulağıma hâlâ garip geliyor... Her neyse, bu akşam
onunla ve -hâlâ inanamıyorum- torunumla yemek yiyeceğim."
"Bu harika. Callie!"
mış" Goliut rşsuu ny.e" meğe. Diğer insanlarla normal bir
şeyler yap-
"Ee?" diye soruyor Alan. "Yemeğe gelccek misin yoksa
Elaina ile başımı belaya mı sokacaksın?"
•'Tamam öyle olsun."
"Harika. Seninle orada buluşuruz."
Ve Callie ile beraber dışarı çıkıp l>eni ofiste yalnız
bırakıyorlar.
Callie'nin öğiidünii dinlemek niyetindeyim; biiyük
ölçüde Bonnie için iyi olacağını düşündüğümden. Benimle
eve dönmekten iyidir.
Ama bir süre ofiste oturmak istiyorum. Her şey o kadar I
hızlı gelişti ki zihnimi dinlendirmeye ihtiyacım var. Geçen
birkaç günü zihnimde toparlıyorum. İntihara eğilimli birin- I
den yaşamak isteyen birine dönüştüm. En iyi arkadaşımı 1
kaybettim. Çok daha eski bir arkadaşımla, silahımla yeniden
bir araya geldim. Hiçbir zaman iyileşmeme ihtimali
olan dilsiz bir kızı evlat edindim. Kendi kızımı öldürdüğümü
hatırladım. Callie'nin sadece bir kızı değil bir de torunu
olduğunu öğrendim. Çok sevdiğim bir insan olan Elaina'nın
GÖLGK ADAM • 243
l\ ülser olduğunu keşfettim. Pornografiyle hiç istemediğim
Mdor içli dışlı oldum.
Evet, kurşunların uçuşmaya başladığını söyleyebilirsiniz.
I ler ne kadar şimdilik silah sesleri d uyul masa da biitün
İyi askerler gibi 'hazır ol'da bekliyoruz. Ofisten çıkmak
üzcıi'
ayağa kalkıyonım, arkamdan kapıyı kilitleyip asansöre
yöneliyorum.
Aşağı inerken aklımdaki düşünce bizim için sessizliğin

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
»nadan insanlar için olandan çok farklı anlamlar taşıması.
I imlenmek için bir fırsat olduğu doğru ama aynı zamanda
gerilim yüklü. Çünkü bir sonraki kurşunun ne zaman üzerimize
geleceğini bilmiyoruz.
Acaba J a c k Jr. ve arkadaşı şu anda ne yapıyorlar? Dinlenip
bir sonraki katliamlarına mı hazırlanıyorlar?
Alan kapıyı açtığında irkiliyorum. Kızgın, dehşet içinde
ve her an birini öldürebilecek kadar öfkeli görünüyor.
" l a n e t olasıcalar!" diye köpürüyor.
"Ne?!" Koşarak yanına gidiyorum. "Elaina iyi mi? Bonnie?"
"Kimse yaralanmadı. Ama o pislik..." B i r a n için
yumruklarını
sıkıp öylece duruyor. Eğer arkadaşım olmasaydı deliler
gibi korkmuş olurdum. İçeri koşup masanın üzerinden
kahverengi zarfı alarak bana uzatıyor.
Üzerine bakıyorum. Elaina \Vashington'a yollanmış.
"İçine bak," diye homurdanıyor Alan.
Zarfın içerisinde resmi sayfalara iliştirilmiş bir not var.
Bakar bakmaz anlıyorum.
"Kahretsin Alan..."
"Karımın tıbbi geçmişi." diyor savlaların üzerinden geçerken.
"Tümörle ilgili detaylar, doktorun notları." Benini
2-14 • Cody Mcfadyen
için bir sayfayı sıçıyor. "Allını çizdiği yere bak!"
Jack Jr.'ın işaretlediği yeri okumak için kâğıdı elinden
alıyorum.
Bayan Washington kanserin ikinci aşamasında ama
üçüncü aşamaya geçmek üzere. Şu an için tehlike yok görünse
de hasta üçüncü aşamaya geçmesinin ihtimal dahilinde
olduğunu anlamalı.
"Bir de iliştirdiği notu oku!"
Tebrikler Bayan Washington.
Kocanızın bir arkadaşı olduğumu söyleyemem. Daha
çok bir iş ilişkimiz okluğu söylenebilir. Ama durumunuzla
ilgili gerçekleri bilmek isteyeceğinizi düşündüm.
Üçüncü seviyede hayatla kalma ihtimalinin ne olduğunu
biliyor musun canım? Alıntı yapıyorum: "Üçüncü aşama:
Metastas ilerler, kolontarın çevresinde hücre bozulması varsa
hayatta kalma şansı %35'ıir."
Tanrım! Eğer kumar oynayan bir adam olsaydım aleyhinize
bahse girerdim.
İyi şanslar - ilerlemenizi yakından takip edeceğim!
Cehennemden,
Jack Jr.
"Bu doğnı mu Alan?"
"Onun bahsettiği şekilde değil. Doktoru aradım ve bize
eğer gerçekten endişeIenseydi bizi bilgilendirmiş olacağını
söyledi. Gelecek ziyaretimizde bize bu bilgiyi vermesi
gerekliğini
unutmamak için o notu almış "
"Ama Elaina onu yazıldığı gibi. hiçbir açıklama olmadan

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
gördü."
GÖLGK ADAM • 245
Gözlerindeki sefalet beni yanıtlıyor.
/.arar verebileceği bütün insanlar anısında, Bonnie'yi
mıymazsak Elaina belki de en az hak eden. Sabahı, onun
vaılığının Bonnie'nin bariyerlerini yıkışını, hastanede bana
Kırılışını hatırlıyorum. Jack Jr.'ı öldürmek geçiyor içimden.
I layatlarımıza karışmaya devam ediyor. Bana ulaşmak
Içiıı Hillstead'in ofisine mikrofon yerleştirmişi i. Ya şimdi?
Ulaina'nın tıbbi dosyalarını ele geçirmek için hastane
kayıtlarına
girmek mi?
Başka ne biliyor?
Alan'a dönüyorum. "O nasıl?"
"Önce çok korkmuş. Sonra ağlamış."
"Şimdi nerede?"
"Yatak odasında Bonnie ile. Bonnie onun yanından ayrılmıyor."
İkimiz de konuşmadan duruyoruz.
"Kahretsin Smoky! Neden Elaina?!"
"Çünkü bu şekilde senin canım yakabileceklerini biliyorlar
Alan."
"O pislikleri yakalamayı o kadar çok istiyorum ki..."
-Biliyorum." Bilmez miyim. "Dinle Alan. Büyük ihtimalle
bunu bilmenin bir yanırı olmayacak ama Elaina'nın fiziksel
anlamda tehlikede olduğunu zannetmiyorum, en azından
şimdilik. Mektubu yollamaktaki amaçlan bu değil."
"Neden böyle söylüyorsun?"
Callie'nin önceki saatlerde söylediklerini hatırlıyorum.
"Oyunlarının bir parçası bu. Bizim onları avlamamızı
isliyorlar.
Ve bunu yaparken en iyi halimizde olmamızı hedefliyorlar.
Kaylıedebileceğimiz bir şey olduğunu göstererek
hırslanmamızı sağlamaya çalıştıklarını düşünüyorum."
"İşe yarıyor." diyor Alan.
2-İ6 » Cody Mcfadyen
•'Ne demezsin."
Alan yalvaran gözlerle bana bakıyor. "Yukarı çıkıp onu
görür mıısün?" j
"Elbette."
Acı verici olacak ama elbette yaparım.
• 19
Yatak odasının kapısını tıklattıktan sonra başımı kapı
aralığından içeri uzatıyorum. Yatakta uzanmakta olan Elama
bana dönüyor. Bonnie ise yatağın ucunda oturmuş Elaina'nın
saçını okşuyor. İçeri girerken Bonnie'nin gözleri aniden
üzerime dikilince duruyorum. Gözleri öfkeyle dolu.
Birbirimize bakıyoruz.
Bonnie'nin ne düşündüğünü, ne hissettiğini biliyorum.
Elaiııa'nm canını yaktıkları için öfkeli çünkü onun canı
yanınca
kendi canı da yanıyor. Aynı adamlar olduğunu bilip

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
bilmediğine emin değilim.
Yatağın diğer tarafına dolaşıp kenara otunıyorum. Hastane
anıları doluşuyor zihnime. Elaiııa'nm gözleri açık ama
hiçbir yere odaklı değiller. Yüzü ağlamaktan ıslak. "Selam,"
diyorum.
Bana baktıktan sonra yeniden hiçliğe odaklanıyor gözle- j
ri. Bonnie saçını okşamayı sürdürüyor.
"Beni en çok üzen ne biliyor musun Smoky?" diyor sonunda
sessizliği bölerek.
"f layır, anlat bana."
"Alan'la hiç çocuğumuzun olmaması. Denedik, denedik,
denedik ama olmadı. Artık ben çok yaşlıyım ve kanserle
savaşmanı
gerekiyor." Gözlerini kapatıp açıyor. "Ve bu adam
kendinde hayatlarımızı işgal etme hakkını buluyor. Bize
gülüyor.
Bana. Ondan korkuyorum Smokv."
GÖLGE ADAM • 247
"Yapmaya çalıştığı da bu."
"Evet. Ve işe yarıyor." Sessizlik. "Benden harika bir anne
olurdu, değil mi Smoky?"
Yiiziim çarpılıyor. Ela ina'nın acısının derinliği tarafından
Alışılıyorum. Soruyu yanıtlayan Bonnie oluyor. Elaiııa'nm
omzuna vurarak ondan kendisine bakmasını istiyor. İzlediğine
emin olması gerek.
Evet, kelimelere dökmese de ne demek islediğini anlıyoruz.
'Senden harika bir anne olurdu.'
Gözlerindeki ifade yumuşayan Elaina uzanıp Bonnie'nin
yüzüne dokunuyor. "Teşekkürler hayatım." Sessizlik. Bana
dönüyor. "Bunu neden yapıyor Smoky?"
Neden yaptı, neden yapıyor, tüm bunlar neden oldu?
Neden benini kızım, kocam, arkadaşım, karım, oğlum? Bunlar
kurbanların hiç durmadan sordukları sorulardır.
"Verilecek en kısa ve öz yanıt senin canını yakmaktan
hoşlandığı için olacaktır. En basit motivasyon budur: Can
yakmak. Diğer bir yanıLsa Alan'ı korkutmak istemeleri. Biz
ne kadar korkaısak kendilerini o kadar güçlü hissederler ve
kendilerini güçlü hissetmekten hoşlanırlar."
Bu sorunun tatmin edici bir yanıtı olmadığını biliyorum.
Neden ben? Ben iyi bir anne/baba/evlattıın. Dikkat çekmeden,
elimden gelenin en iyisini yaptığım bir hayal yaşadım.
Arada bir yalan söylesem de yalan söylediğimden çok doğruyu
söylerim ve çevremdeki insanları sevebileceğim kadar
severim. Doğru olanı yapmaya çalışırım, insanlar mutlu
olduklarında
mutlu olurum, acı çektiklerinde üzülürüm. Ben
bir kahraman değilim: tarih kitaplarına geçmeyeceğim. Ama
buradayım ve kendimce değerliyim. Öyleyse neden ben?
Onlara aklımdan geçenleri söyleyemem. Neden? Çünkü
neles alıyorsun ve yürüyorsun ve çünkü saf külülük diye
248 • Cody Mcfadyeıı

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
bir şey vardır. Çünkü kozmik zarlar alıldı ve şans sana küs-,
tü. Tanrı o gün seni unuttu ya da senin acı çekmen ontııı
büyük planının bir parçası. Neye istersen inanabilirsin. |
Doğruyu söylemek gerekirse kötü şeyler olmaya devanı
ediyorlar, her gün. Şansına o gün sııa sendeydi.
Bazıları buna aşırı alaycı olmak diyebilir. Benim aklımı
kaçırmama engel olaıı bu düşünce. Farklı düşünecek olursanız
çıldırabilir, kötü adamların oyunu kazandıkkınnı
düşünebilirsiniz.
Ben o günün şanssız bir gün olduğunu düşünmeyi
tercih ederim. Bugün iyiler kaybetmiş olabilirler
ama ertesi gün kazanma şansımız var demektir.
Ama 'neden" diye sorduklarında tüııı bunları söylemek 1
hiçbir fayda sağlamaz bu yüzden onlara da Elaina'ya verdiğim
gibi daha düz yanıtlar veririm. Bazen acılarını azaltır,
bazen azaltmaz. Çoğunlukla azaltmaz çünkü soruyu
sormak zorunda hissettikleri için sorarlar, yanıt aradıkları
için değil.
Verdiğim yanıtı sindirmeyi deniyor. Birinin sana zarar
vermek istediğinin bilincine varmanın hazmı kolay değil.
Ardından yüzünde, daha önce hiç görmediğim bir ifade
beliriyor.
Onu ilk kez böyle öfkeli görüyorum.
"Yakala o herifi Smoky."
Yutkunuyorum. "Elimden geleni yapacağım."
"Güzel. Yapacağını biliyorum." Yatakta doğruluyor.
"Şimdi, bana bir iyilik yapabilir misin?"
" Ne islersen." İçtenlikle söylüyorum bunu. Eğer gökyüzünden
bir yıldız indirmemi istese denemeye hazırım.
"Aşağı indiğinde Alana buraya gelmesini söyler misin?
Onu tanıyorsam oturmuş kendini suçlııyordur. Ona ihtiyacın)
olduğunu, yukarı çıkmasını söyle."
GÖLGE ADAM • 233
Sarsılmış da olsa her zamanki kadar güçlü. Uzun süredir
bildiğini bir şeyi daha iyi kavrıyorum: Ben bu kadını
seviyoııını.
"Söylerim." Bonnie'ye dönüyorum. "Hadi tatlım."
Kafasını sallıyor. Hayır. Eli hâlâ Elaina'nın omzunda,
ı )na sarılıyor. Israr ediyorum. "Tatlım, gitmemiz gerek. Alan
vV Elaina bu akşam yalnız kalmak isteyebilirler."
Yine kafasını iki yana sallıyor. Hiç şansım yok.
"Kalmasının benim için sakıncası yok," diyor Elaina.
"Moıınie çok tatlı."
Kararsız Elaina'ya bakıyorum. "Emin misin?"
I Jzanıp Bonnie'nin saçını okşuyor. "Evet."
"Tamam o zaman." Ayrıca şu an Bonnie'yi Elaina'dan
ıiyııınam için bir mucize olması gerek. "Öyleyse ben gidelim.
Sabah seni görmek için uğrarım hayatım."
Kafasını sallıyor. Kapıdan çıkarken ayak seslerini duyuyorum.
Arkama döndüğümde endişeli yüzüyle karşımda.
"Ne oldu tatlım?"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Önce kendine dokunuyor sonra uzanıp bana. Ardından
daha ısrarcı olarak bu hareketi tekrarlıyor. Yüzündeki endişe
daha da artıyor benim anlamadığımı görünce. Sonra bir
antla anlıyorum ne demek islediğini ve yüzüm kızarıp gözlerim
yaşlarla doluyor. Ben seninleyim diyor. Elaina'yla kalıyorum
ama seninleyim. Anladığıma emin olmak istiyor.
'Evet Elaina'yı seviyorum ama seninleyim.1
Konuşmak yerine ona sarılıyorum.
Aşağıda Alan koltuğa gömülmüş pencereden dışarıyı izliyor.
•O iyi olacak Alan. Bana kendini suçlamayı kesmeni
söylememi söyledi. Sana ihtiyacı var. Ah. bir de Bonnie bu
gece sizde kalacak. Elaina'yı terk etmeyi reddetti."
250 • Co<ly Mcl'adycn
Bu dikkatini çekiniş görünüyor. "Gerçekten mi?"
"Evet. Oldukça korumacı davranıyor." Göğsüne şakadan)
vuruyorum. "Yukarı çıkıp karınla konuşsan iyi olacak. Bon-1
nie arkanı kollar."
"Haklısın. Bumda durmam saçma." Duraksıyor. "Sağ ol."
"Önemli değil. Ve alan? Yarın işten izin almak istersen..";
"İmkanı yok Smoky. Onlar istediklerini elde ettiler. Ölene
ya da yakalanana kadar o pisliklerin peşinde olacağım."
Yüzünde korkutucu bir gülümseme beliriyor. "İstediklerin- j
den fazlasını bulacaklarını garanti ediyorum."
"Bundan emin olabilirsin."
30
Dönüş yolunda kendimi yalnız hissettim gerçi Keenan
ve Shantz Bonnie'yle kaldıklarından gerçekten
de yalnızım. Dışarısı karanlık ve gcceleyin
otobanın izole bir havası var.
I kıyanının bazı dönemlerinde bu duyguya kucak açarım
ama şimdi yalnızlık hissi öfkeyle karışıyor. Direksiyonun
l.ıı k Jr.'ın boynu olduğunu hayal ediyorum. Ay çok güçlü
parlıyor. İçimde bir yerlerde saklanan biri bunun harika bir
gece olduğunun farkında olsa da geri kalanım ay ışığında
gördüğüm kan gülünü hatırlıyor. Siyah ve ölümcül.
Bana kanı hatırlatan ay ışığı eşliğinde eve varıyorum.
Arabamı park ettiğim anda telefonum çalıyor.
"James."
James'in sesinde daha önce hiç duymadığım bir tını olduğu
için pür dikkat kesiliyorum. "Ne oklu James?"
Sesi titriyor. "O pislikler!!!"
Jack Jr.
Bana neler olduğunu anlat James."
252 • Cody Mcfadyen GÖLGE ADAM • 253
Çok hızlı nefes alıp veriyor. "Annemin evine yirmi dakika
önce vardım. Kapıyı tama çalacaktım ki bir zarfın kapıya
hamlanmış olduğunu fark ettim. Üzerinde benim adım
vardı. Ben de açtım." Derin bir nefes alıyor. "İçinde bir not
vardı ve bir de..."
"Ne?"
"Yüzük. Rosa'nın yüzüğü."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Rosa, James'in ölü ablası. Yarın mezarını ziyaret edecekleri
kardeş. Beynim neler, olduğunu kavrasa da duyana kadar
inanmak istemiyorum. "Notla ne yazıyordu James?"
"Tek bir satır. Artık Huzur İçimle Yatmıyor.:"
James'in sesi umutsuz. "Zarftaki yüzüğü onunla gömdük
Smoky. Anlıyor musun?"
Zihnimdeki uğultu o kadar güçleniyor ki yanıt veremiyorum.
"Mezarlığı aradım. Güvenliği çağırttırıp kontrol ettirdim."
"Neyi kontrol ettirdin James?" Biliyor ama yanıldığımı
umuyorum.
Derin bir nefes alsa da konuştuğunda sesi titrek ve güçsüz.
"O gitmiş Smoky. O pislikler mezarını kazıp onu çıkartmışlar."
Başımı direksiyona yaslıyorum. "James..."
"O pislik onu öldürdüğünde kaç yaşındaydı biliyor musun
Smoky? Yirmi. Yirmi yaşındaydı, güzeldi, akıllıydı o lanet
olasıca ablama üç gün boyunca işkence etti. Üç gün.
Annemin ağlamayı bırakması ne kadar zaman aldı biliyor
musun?" Artık bağırıyor. "Annem ağlamayı hiç bırakmadı!"
Arkama yaslanıyorum. Gözlerim hâlâ kapalı. James'in sesinde
bana o kadar yabancı gelen tınının nereden doğduğunu
anlıyorum. Yas. Yas ve kırılganlık.
"Ne söylemem gerektiğini bilmiyorum. Sen... Oraya gelmemi
ister misin? Ne yapmak istiyorsun?" Kelimelerim içimdi-
kileri yansıtıyor. Çaresizim.
Hzıın bir sessizliğin ardından konuştuğunu duyuyorum
James'in. "Hayır annem üst katta ağlayarak saçını başını
yoluyor.
Onun yanma gitmeliyim. Ben..." Toparlanıyor. "Yapacaklarını
söyledikleri şeyi yapıyorlar."
Boş hissediyorum. "Evet." Ona Elaina'dan bahsediyorum.
"Orospu çocukları!" diye bağırıyor. Kendini kontrol altında
tutmak için çabaladığını hissediyonım. "Ben idare edelim.
Buraya gelmeye kalkma. İçimden bir his bir telefon dalıa
alacağını söylüyor."
Midem kasılıyor. Hepimizin bir şeyler kaybedeceğini
söylemişti. Sırada Leo var.
"O pislik torbasını istiyorum Smoky."
Bugün bu kelimeleri o kadar çok duydum ki. Onları yeniden
duymak beni hem öfkelendiriyor hem de çaresiz hissettiriyor.
Sesimi duygusuz tutmayı başarıyorum. "Ben de
James. Git annene yardım et. Eğer ihtiyacın olursa beni
ararsın."
"Sana ihtiyacım olmayacak."
Yas ve kırılganlık bum ya kadarmış.
Telefonu kapattığında bir süre içeri girmeden arabamda
oluıııp ayı izliyorum. Bir an için, tek bir an için,
adamlarımın
bu neredeyse yaşam ya da ölüm pozisyonlarına düşmeleri
yüzünden içim içimi yiyor. Onlar benim sorumluluğıımdalar
ve kendimi onları hayal kırıklığına uğratmış gibi
hissediyorum.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Direksiyonu yakalayıp sence çevirirken "bu senin
sorumluluğun."
diye fısıldıyorum kendime.
• CodyMcfndycn
s o n ^ a daha önce >,p„A,m b i r ş e y i y„p ı y o n l m : A
J
Smoky tarzı terapi.
31
İçeri girdiğimde cep telefonundan Leo'yu arıyorum. Çalıyor,
çalıyor. "Kahretsin Leo, aç şunu." diye bağırıyorum
boş odaya.
Derken telefonu açıyor. Sesi yorgun hatta ölü. Yüreğim
sızlıyor. "Alo?"
"Leo! Neredesin?"
"Köpeğimle birlikte veterinerdeyim Smoky."
Bu durumun normalliği bir an için beni sakinleştiriyor.
Sadece bir an için.
'Biri bütün bacaklarını kesmiş. Onu öldünıııem gerekli."
Kendimi ölecek gibi hissederek duvarı yumrukluyorıım.
Leo acı içinde. "Böyle bir şeyi kim yapar Smoky? Eve döndüm
ve o hakle oturma odasının oıtasmdaydı..." O kadar
acı çekiyor ki kelimeleri bulmakta zorluk çekiyor. "Bana
ulaşmaya çalıştı. Yanlış bir şey mi yaptım diye soruyordu
bakışlarıyla. JYC yaptım, söyle de iefajı edeyim... Smoky.
öylece
bırakmışlar. Kan içinde... O çok iyi bir köpekti."
Gözyaşları yanaklarımdan aşağı boşalıyor]ar.
"Kim böyle bir şey yapar ki?"
256 • Cody Mcfadyen
Eğer üzerine düşiinseydi kim olduğunu tahmin ederdi.
Asıl demek istediği bu kadar acımasız hiç kimsenin vur
olmaması
gerektiği.
"Jack Jr. ve arkadaşı I.eo onlar yaptı."
Iîir şeylerin fırlatılması sonucu oluşmuşa benzer gürültüler
duyulduktan sonra I.eo acıyla haykırıyor. "Ne??"
"Ya kendileri yaptılar ya yapması için birini tuttular."
Parçaları birleştirmeyi başarıyor en sonunda. "E-mailde
söyledikleri..."
"Evet." Evet I.eo. Onlar varlar ve senin köpeğine yaptıkları
onlar için hiçbir şey değil.
Uzun sert bir sessizlik. Düşüncelerini hayal edebiliyorum.
'Köpeğim benim yüzümden işkence gördü.' Leo daha
çok genç ve böyle durumlar için çok hazırlıksız. Yıkıcı
suçluluk
duygusu kök salmaya başlamadan müdahale etme ihtiyacı
duyuyorum.
"Suçlu onlar, sen değilsin Leo."
İşe yaradı mı bilmiyorum ama konuştuğunda sesi daha
az titriyor.
"Başka kimler?"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Derin bir nefes alıp. diğerlerinden bahsediyorum. Elaina'nın
hastalığıyla ilgili detayları nispeten kapalı geçsem de
bırakılan notun yarattığı etkiyi anlatıyorum. Bitirdiğimde
sessiz. Bekleme zamanı.
"Yakında toparlanırım." Kısa bir açıklama ve aslında yalan.
Bana hepimizin ne durumda olduğunu anladığını gösterme
yolu bu olduğu için sesimi çıkartmıyorum.
Yeniden nefret etmeye başladığım cümleyi söylemem
gerekecek. "İhtiyacın olursa beni ara."
-Tabii."
GÖLGE ADAM • 257
Telefonu kapatıp mutfağa bakarken Leo'nun çizdiği
manzarayı kafamdan atmak imkânsız geliyor. Ben ne yanlış
yeipinıû.. Köpeğin yal'varan gözleri... Ve yanıt çok korkunç,
çok korkunç çünkü köpek asla gerçeği bilemeyecek.
I liç. Sen hiçbir yanlış yapmadın.
"İşi iyice ileriye götürüyorlar," diyor Callie.
"Evet. Haberin olsun istedim. Dikkatli ol."
"Sen de tatlım."
"Endişelenme."
Telefonu kapattıktan sonra mutfak masasına gidip başımı
avucuma alıyorum. Uzun zamandır geçirdiğim en kötü
gün. Bütün gün dayak yemiş olsam anca böyle hissederdim.
Mutsuz ve boş hissediyorum. Ve de yalnız.
Callie'nin bir kızı var, Alan'ın Elaina'st var, peki benim
kimim var?
Ağlıyorum. Kendimi aptal ve zayıf hissetmeme neden olsa
da ağlıyorum çünkü elimde değil. Beni kızdıracak kadar
uzıın sürüyor bu ağlama krizi.
"Kendine acımayı bırak," diye söyleniyorum ardından.
"Hepsi senin hatan. Kimsenin sana yardım etmesine izin
vbearşmkae dkiiğmins eniç inyo kya."l nız kalıyorsun.
Suçlayacak kendinden
İçimde yükselen öfkeye sıkı sıkıya sarılıyorum çünkü öfke
kendine acımaya yeğdir. Gözlerim kunıyor. Jack Jr. ve
arkadaşı benim aileme saldırdılar. Onların hayatlarının en
özel parçalarımı müdahale etliler.
"Sizi kimse kurtaramayacak," diye hağırıyorum boş eve.
Yankı gülümsememe neden oluyor.
İşle bu. Yeni ben, buyum. Değişmeyecek olan parçam
bu. Ejderha benimle, kara ireni görebiliyorum ve silahımı
25S • Cody Mcfadyen
ateşleyebiliyorum. Ne yazık ki eskisi kadar katı materyalden
yapılmış değilim. Yeni bir parçam var: Kırılganlık. Ondan
hoşlanmıyorum ama hiçbir yere gideceği yok.
Arkamdan ağır, çelik bir zinciri sürüklüyormıış gibi
hissederek
yalak odama giden merdivenlere yönetiyorum. Çok
yorgunum. Duyguların ağırlığı altında ezilirken böyle
hissetmemin
kimseye yararı olmayacağının, zihnimi temizlemem

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
gerektiğinin farkındayım.
Matı'in bizim için kurduğu ev-ofisin önünden geçerken
bir şey durup içeri bakmama neden oluyor. Aylardır
kullanılmadığı
için üstü toz tutmuş bilgisayar ilişiyor gözüme.
Merak ediyorum.
Karşısına oturup açılmasını beklerken hâlâ intcnıei bağlantım
olup olmadığına emin değilim. Faturaları nasıl ödüyorduk?
Ama bilgisayar açıldığında sorun etmemem gerektiği
ortaya çıkıyor, bağlantımı kesmemişler. Arkama yaslanıp
oku ekrandaki objelerin üzerinde dolaştırırken e-maitlerimc
bakıp bakmamak konusunda kararsızım. Düşünüyorum.
Üstüne tıkladığımda açılıyor. Bir an tereddüt etsem de
"mailleri al" yazısına tıklıyorum. Aylardır yığılmış olan
mesajlar
gelen kutumu doldumyor. Orada olabileceğini tahmin
ettiğim şey de orada. En son mesaj. Sadece bir saat önce
yollanmış. Konu satırında yazan cümleden kimden geldiğini
anlıyorum. Penceradeki köpekçiğin fiyatı ney
Ona olan nefretim o kadar güçlü ki önceki yorgunluğum
yok oluyor.
Mesajı açıp okuyorum.
Sevgili Smoky.
Şimdiye kadar benim sözünün eri bir adam olduğumu
anlamışındır.
Callic Thorne'un kızıyla yüzleşmesi ve Alan'ın eşinin
ölebileceğim
kavraması gerekiyordu.
GÖLCE ADAM • 239
Zavallı Leo. insanın en iyi arkadaşının son çırpınışlarına
tanık olmak
zorundaydı. Genç James'e gelince... Bu satırları yazarken Ros.
Vya bakıyorum. Giysileri berbat durumda ama ölüyü korumak için
kullandıkları sıvıların ne kadar işe yaradıklarını bilsen
şaşarsın. Gözleri
gitmiş ama saçları hâlâ hoş. Bunu benim için James'e ilet olur
mu?
İntikam kılıcı keskinleştirmenin en etkili yoludur, sen de
böyle
düşünmüyor musun? Eğer daha önce bunu fark etmediysen bile
eminim şimdi fark etmişsindir. Hepiniz beni yakalamak için
sabırsızlanıyor
olmalısınız. Kan arzusu! Belki aranızdan bir ikisi rüyasında
bile beni görecek. Merhamet için yalvardığımı ve acımasızca
öldürüldüğümü
hayal edecek. Sen, beni hapsetmek yerine kafama bir
kurşun sıktığını düşleyeceksin.
Ama paranın iki yüzü vardır. Ben de hayal kuruyorum. Bir
konuyu
aydınlatalım: Sevdiğin hiç kimse güvende değil.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Beni iyi avlayın çünkü dışarıda olduğum, medeniyetin
sınırlarındaki
ağaçlıklarda at koşturduğum sürece sizden çalmayı
sürdüreceğim.
Öyle ki şimdi zarar verdiklerim gözünüze hiçmiş gibi
görünecek.
Beni yakalamayı beceremediğiniz her hafta her birinizden bir
şey alacağım. Callie Thorne'un uzun zaman önce kaybedip yeni
bulduğu
kızını ve torununu. Alan'ın karısını, james'in annesini
alacağım.
Sonuna kadar, hepsi senin yaşadıklarını yaşayana kadar devam
edeceğim
Smoky. Sevdikleri herkes yok olana ve ellerinde tek bir şeyle
kalana kadar: Bu felaketler sizin sevdiklerinizin başına siz
ve yaptığınız
iş yüzünden geldi.
Bunu söylediğimde ne kastettiğimi anladığını biliyorum. Ve
umarını
havada asılı duran bu son "silah" ihtiyacınız olan teşviki
sağlar.
Benim istediğim gibi kendinizi bu işe adamaktan başka çareniz
yok.
Size ihtiyacım var, hepinize. Gözleriniz katilin gözleri
olmalı.
260 • Cody Mdadycn
Şimdi gidin ve elinizden gelenin en iyisini yapın. Bir
haftanız var.
Bu zaman dilimi boyunca sevdikleriniz güvende olacaklar. Ondan
sonraysa dünyalarınız yıkılmaya, ruhlarınız ölmeye başlayacak.
Heyecanı hissediyor musunuz? Ben hissediyorum, iyi şanslar.
Cehennemden.
Jack Jr.
Dip Not: Ajan Tlıorne, senden gerçekten bir şey alıp
almadığımı
merak ediyor musun? Belki, kaza sonucu sana bir
iyilik yaptığımı düşünüyorsundur. Bazı açılardan bu mümkün
olabilirdi ama daha iyi düşünmeni tavsiye ederim. Belki
ben sana sadece sonsuza kadar kaybetmiş olduğun bir
şeyi hatırlattım. Ne olduğunu bulabildin mi? Neyi kaybettin?
Uzun uzun ekrandaki kelimelere bakıyorum. Üzgün ya da
kızgın değilim. Bunların yerini başka bir duygu aldı:
Kesinlik.
Başlan beri istedikleri buydu; asla vazgeçmeyeceğimizi
bilmek. Şiındi, boş boş evimde oturmuş ekrandaki kelimelere
bakarken bunu kavrıyorum. Asla vazgeçmeyeceğim.
Arlık bu işin geri dönüşü yok.
Küçük ailemdeki başka birinin başına benim başıma gelenler
gelmeden önce ölürüm daha iyi. Hiçbirinin benim gibi
ağlarken kendi kendilerine konuşur halde hayattan kopmalarına
izin vermeyeceğim.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
32
Sabah olduğunda Jack Jr.'dan gelen mesajı incelemesi
için bizimkilere veriyorum. Hepsi berbat görünüyorlar
ama benim gibi kararlılar. Kimse neler olduğundan
bahsetmek istemiyor. Avlanmak istiyorlar. Ve avlanmaları
için benim yolu göstermem gerekiyor.
Komik, sanırım. Sorumluluk sahibi olmak giyilmesi çok
kolay bir palto ama çıkartılması çok zor. Sadece bir hafta
önce beynimi uçurmak üzereydim şimdiyse emir vermem
bekleniyor.
"Tek bir şeyden eminiz," diyorum.
"Neymiş o?" diye soruyor Alan.
"Jack Jr. ve ahbabının pislik olduklarından."
Sessizliğin ardından herkes gülüyor. James hariç herkes.
(kladaki gerilim biraz olsun azalıyor.
Bir kısmımız için.
"Dinleyin," diye devam ediyorum konuşmama, "ilk raundu
onlar kazandılar. Bıınu hepimiz kabul etmek zorundayız
ama büyük bir hata yaptılar. Onları yakalamaya kararlı
olmamızı
istiyorlardı, bu isteklerine kavuştular. Sorun bunun
262 • Cody Mcfadyen
ne demek olduğu konusunda en ufak bir fikirlerinin olma-i
ması." Durup tepkileri izliyorum. "Bizim önümüzde olduklarını
düşünüyorlar. Ama bunda yeni bir taraf yok. Bütün katiller
böyle düşünür. Elimizde birinin parmak izleri var ve iki
kişi olduklarını biliyoruz. Anıyı kapatıyoruz. Tamam mı?"
Kafa sallamalar. "Güzel. Şimdi işe koyulalım. Doktor Child'ın
katillerimizin profiliyle ilgili neler söylediğini tekrarlar
mısın
Callie? Az önce anlattığında dikkatimi toplayamamıştım." ;
Dr. Kennetlı Clıild fikirlerine saygı duyduğum sayılı profil
uzmanından biri. Callie'den Jaek Jr.'la ilgili dosyayı ona
iletip bizim için profil çıkarttırmasını istemiştim.
"Mektubu okuduğunu ve birkaç fikri olduğunu ama paketten
ne çıkacağını görene kadar beklemek istediğini söylememi
iletti. Yirmisinde geleceğini varsaydığımız paketten
bahsediyorum." Omuz sîlkıi. "Paketi beklemek konusunda
ısrarcıydı."
Öyleyse bekleriz. Dr. Child hiçbir zaman beni başından
atmadı. Bu konuda da bir bildiği olduğuna güvenmek zorundayım.
Alan ve Leo'ya dönüyorum. "Annıe'nin sitesinin
üye listesinde ne durumdayız?"
"Bir saat içinde elimizde olacak," diyor Leo.
"Güzel. Bomba imha ekibiyle temasa geçildi mi?"
"Evet. Los Angeles bomba-imha ekibi burada olacak.
Yanlarında bir iz sürücü de getiriyorlar."
İz sürücü bomba yapımında kullanılan maddeleri tespit
eden makinenin adıdır. İyonize molekülleri ve belirgin
patlayıcı
malzemeleri ondan kaçırmanın imkânı yoktur.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Ayın yirmisine her şeyin hazır olması için elimizden geleni
yapıyoruz. Şef. Jack .İr. ve arkadaşının bizzat uğramaları
ihtimaline karşı bir Özel Tim birliğinin de yanımızda olmasını
istedi ama ben l>u fikre sıcak bakmadım.
GÖLGE ADAM • 2 6£
"Şu ana kadar işleri böyle yürütmedik," dedim. "Bundan
in mra da böyle yürütmeyeceğiz. Gelen paketin sıradan, gönre
normal bir paket olacağını tahmin ediyorum."
Kısa bir tartışmanın ardından ısrarlı itirazlarım karşında
ı.rl geri çekilmek zorunda kaldı. Özellikle ona Özel Tim
gelirse
medyanın da olayla ilgilenmeye başlayacağını hatırlatınca.
Bomba imha ekibi konusunda elimden gelen bir şey
yoklu, onların gelmemesini istemek aptallık olurdu.
"Hâlâ Annie'nin dosyasında beni rahatsız eden bir şeyler
var," diyor Alan James'e bakarak. "Şu dosyaya sen de bir
bakar nnsın?"
"Gidip Alan'a yardım et James."
James itiraz etmiyor. Sabah işe geldiğinden beri tek söz
elınedi.
"Yanıt bekleyen bir .soru daha var, tatlım," diye mırıldanıyor
Callie. "Bütün bu bilgileri nasıl ediniyorlar? Tamam.
Doktor Hillstead'in ofisinde bulduğumuz mikrofonlar seninle
ilgili bilgilerini açıklıyor ama ya tıbbi kayıtlar ve benim
kızım?"
"O kadar da zor değil," diyor Leo. Ona dönüyoruz. "Bilgiler
insanların zannettikleri kadar gizli değiller. Elaina'nın
tıbbi kayıtları?" Omuz silkiyor. "Beyaz bir doktor önlüğü ve
doğru tavırlar sizi hastanede nereye isterseniz sokar. Bilgiyi
soantaın ualalaşbabiliilrisrisninizi,z ."ç alabilirsiniz, ya
da internet aracılığıyla
Piir dikkat onu dinlediğimizi görünce daha bir hevesle
< levam ediyor.
"Ne kadar kolay olduğunu bilseniz şaşarsınız. Ben Bilgisayar
Suçlan departmanında çalışırken pek çok kez gördüm.
İyi bilgisayar korsanları ya da kimlik hırsızları her tiir
kişisel bilgiyi ele geçiıebiliyorlar. Elde edilmesi en zor
gö2M
• (Jody Mcfadyen
rünen bilgilere bile ulaşmak o kadar kolay ki. Bana bir hafta
veriıı. sizinle ilgili her şeyi bulayım. Kredi kartı
bilgilerinizden
hastane kayıtlarınıza kadar." Hepimizi gözden geçiriyor.
"Şimdiye kadar buldukları rahatsız edici ama onları
bulmak için dahi olmak gerekmiyor."
Leo'nıın yüzüne bakarken bu bilgileri sindirmeye çalışıyorum.
Hepimiz deniyoruz. En sonunda başımı sallıyorum.
"Teşekkürler Leo. Şimdi herkes ne üzerinde çalışacağını
biliyor
mu?" Çevreme l>akınıyorum. "Güzel."
Ofisin kapısı açıklığında hepimiz taş kesiyoruz. İçeri gireni

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
görünce içim daha da büyük bir endişeyle kaplanıyor.
Kapının ağzında duran Marilyn Gale ve oldukça tedirgin
olduğu belli. Yanındaysa elinde kahverengi bir zarf tutan
üniformalı bir polis duruyor.
33
u B ir saat önce geldi," diyor. "Size yollanmış Ajan
Barrett. Düşündüm ki..." Cümlesini tamamlamasa
da ne demek istediğini anlıyoruz. Başka
kim benim adıma bir zarfı Marilyn'in adresine yollar ki?
Herkes bir Marilyn'e bir zarfa bakıyor. Callie ne yapacağını
bilemez halde olsa da kızını korumak adına ilk müdahale
ondan geliyor.
"Çocuklar, bu Marilyn, benim kızım. Marilyn, Ajan Leo,
James ve Alan'la tanış."
Marilyn hepimize gülümsüyor. "Selam."
"Zarfı kurcaladınız mı?" diye soruyorum üniformalı polise.
"Hayır efendim." Polis memuru FBI tarafından çevresinin
sarılmış olmasından rahatsız olımış görünmüyor. Üzerinde
daha çok yılların deneyiminin getirdiği soğukkanlılık var.
"Bize cmredildiği gibi malikâneyi gözetliyorduk. Bayan Gale
dışarı çıktığında elinde bu zarfla yanımıza geldi ve meseleyi
anlattı. Bizden kendisini ve zarfı buraya getirmemizi
islediğinde
kabul ellik."
266 • Cody Mcfadyen
Marilyn'e dönüyorum. "Sen zaıfı kurcaladın mı?"
Yüzii ciddileşiyor. "Hayır. Hiç dokunmamam gerektiğin!
düşündüm. Heniiz kriminolojideki ilk yılım ama..." Alan ve
Ijoe'nun bakıştiklannı görüyorum, "ben bile bu kadarını
biliyorum.
Televizyon izleyen herkes muhtemel bir ipucuna
dokunmaması gerektiğini bilir."
"Çok iyi Marilyn," diyorum. Bir sonraki kelimeleri seçerken
çok dikkatliyim çünkü kimsenin korkmasını istemiyorum.
"Ama sormamın tek nedeni onun delil olması değil. |
Jack Jr.'ın bomba göndermek gibi bir delilik yapma ihtimali
olduğunu düşünüyoruz,"
Gözleri kocaman olup yüzü sararıyor. "Ah, Tanrım. !
Ben... Hiç aklıma gelmedi..." Daha da sararıyor. Bebeğini
düşündüğünü tahmin ediyorum.
Callie elini kızının omzuna koyduğunda gözlerinde hem
öfke hem endişe var. "Endişelenecek bir şey yok tatlım. Buraya
gelmeden önce 'X-Ray'den geçti değil mi?"
"Evet."
"O makine böyle şeyler için orada, bomba olsaydı şimdiye
öğrenmiş olurduk."
Marilyn'in rengi yerine geliyor. Hızlı bir toparlanma.
Öyleyse elimizde ne var? Yeni ve heyecan verici ve büyük
ihtimalle içinde görmekten hoşlanmayacağımız şeyler
olan bir paket.
"Callie, neden Marilyn'i yemeğe çıkartmıyorsun?"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Mesaj yerine ulaştı. Marilyn'in bumda kalıp neler olacağını
görmesine gerek yok. Zarfı açacağım ve içinden hiç
hoş olmayan bir şey çıkabilir.
"İyi fikir. Hadi tatlım, gidelim." Marilyn'i kolundan tutup
kapıya sürüklüyor Callie. "Küçük Sieverı nerede, bu
araçla?"
GÖLGE ADAM • 267
"Annemlerde. Dışarı çıkmanın bir sakıncası olmadığına
eıııin misin?"
"Callie'niıı çıkması sorun değil," diye yanıtlıyorum onu.
"Zarfı getirdiğin için teşekkürler. Eğer bir daha benzer bir
olay olursa telefon açman yeterli. Sakın zarfa ya da pakete
dokunma."
Gözleri büyüyor ve kafasını sallayarak anladığını belli
ediyor.
"Kalmamın sakıncası olur mu efendim?" diye soruyor
üniformalı polis. "İçinde ne olduğunu merak ediyorum."
"Elbette. Gelecekteki görev listenize imzasız paketleri almayı
da eklediğiniz sürece bence bir sakıncası yok." Ona
bakıyorum. "Bu ciddi bir rica."
"Zaten ekledik efendim."
Çekmecelerden birini açarak içinden lateks eldivenleri
çıkartıp giyiyorum. Pakete konsantre olma zamanı. Bu da
diğerleri gibi ama daha büyük kahverengi bir zarf. Ön yüzünde
alıştığımız büyük harflerle AJAN SMOKY BARItl-
riTIN DİKKATİNE yazıyor. Arkasını çevirip ağzına bakıyorum.
Mühür vurulmamış. Herkes sessiz, beklemede. Açmaktan
başka yapılacak bir şey yok.
En iiştte bir mektup var. Diğer içeriği kontrol ediyorum.
Fotoğraf baskılarından oluşan birkaç sayfa, her biri vücudunun
üst kısmı çıplak, iç çamaşırı giymiş birer kadın fotoğrafı.
Bazen iskemlelere bağlanmışlar, bazılarıysa yataklara.
İler birinde kadınların yüzlerinde birer kukuleta var. Zarfta
başka bir şey daha okluğunu fark edince bir an korkuyorumD.
iAkkmaati mhia ymıre, kstaudbeac ey öbnire lCtiDyo. rum. Şimdi
sırada ne var?
Tebrikler Ajan Barren/
268 - Cody Mcfadyen GÖLGE ADAM • 269
Mektubu Bayan Gale'e yollamanın biniz dolambaçlı olduğunu
biliyorum ama bunun tek bir amacı vardı: Benim
için en öncelikli noktayı vurgulamak, sevdiğiniz hiç kimsenin
güvende olmadığını sizlere hatırlatmak, eğer uzanıp dokunmak
istersem hepsine ulaşabileceğimi göstermek.
Geri kalan sadece senin için Ajan Barrett. Lütfen
söylediklerimi
takip et. Tüm bu hareketlerin arkasında aslında
felsefi bir temel, bilmen gereken bir tarih yer alıyor. Aksi
takdirde neden bahsettiğimi anlaman mümkün değil.
İnternette en çok-aranan kelimenin hangisi olduğunu biliyor
musunuz? Seks. Ya ikinci kelime? Tecavüz.
İnternete erişimi olan milyonlarca insanla beraber en

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
çok aranan, en çok arzulanan iki kelime seks ve tecavüz
haline geldi. Bu ne anlama geliyor? Kişi internetin demografik
yapısını tartışarak bunu açıklamayı deneyebilir, evlerinde
bilgisayar başında tek başlarına oturmuş milyonlarca
adamın tecavüzü düşündüğünü iddia edebilir. Terli elli,
creksiyon olmuş abazalar. Ama bu da bir şeydir, değil mi?
Şimdi size başka bir açıklama getirmeme izin verin. Yeni
bir tür web sitesi internette yayılmaya başladı. Bu şilelerde
erkekler kadınlara olan nefretlerini paylaşmaya davet
ediliyorlar. Örneğin surtuktenintikamal.com sitesini ele
alalım.
Bu sitede erkekler sevgililerinin ya da eşlerinin çıplak
fotoğraflarını sergiliyorlar. Cinsel içerikli fotoğraflarını.
Tek
bir amaçla: Küçük düşürmek ve aşağılamak. İler fotoğrafın
altında insanların fikirlerini koyabilecekleri bir bölüm var.
Bunun bir örneğini ilişikte yolluyorum. Bir göz alın.
Bahsettiği eki buluyorum. En üstte gülümseyen yirmiyirmi
iki yaşında kahverengi saçlı bir kadının fotoğrafı var.
Çıplak, kamera karşısında bacaklarını iki yana ayırmış.
Başlıkla
şöyle yazıyor: Beni ahlakın a/Ma! kız arkadaşım. Alımda
da yorumların bir listesi var.
CALİFORNİADUDE: NE İĞRENÇ BİR KIZ! O N U BAŞKASI
BECERDİĞİ İÇİN MUTLU OLMALISIN.
Jake 28:BİRKAÇ TANE PATLAITIP O N U S.KMEMİZ İÇİN
BANA VE EKİBİME PASLAMALIYDIN.
R İ Z Z O : SÜRTÜKLER PİSLİKTİR.
D A N N Y B O Y : BEN BECERİRDİM.
TININCH: HOŞ HATUNMUŞ ADİ OLMASI K Ö TÜ
HUNGHARD: BENİM YAPTIĞIMI YAP! İYİCE S.KTİKTEN
S O N R A KAPININ Ö N Ü N E KOY.
YETERİNCE OLDUĞUMA KADAR KANAAT GETİRİP
BIRAKIYORUM. BU S O N S U Z NEFRET MİDE BULANDIRICI.
"Aman Tanrım," diyor Leo, "bu gerçekten sinir bozucu."
Okumaya devam ediyorum.
Aydınlatıcı, değil mi? Öyleyse kazanda ne kaynatıyormuşıız?
Seks ve tecavüz, hobi olarak kadınlara duyduğu nefreti
kıısnıa. Hepsini bileştirelim - ve ne elde ediyoruz?
Zihinleri birbirlerini bulmaya yönelten bir çevre. Özellikle
de benimki gibi zihinleri.
Doğru, bu zihinlerin çoğu çocuksu, değersiz. Ama aramaya
gerçekten kararlı olursanız, benim didiklediğim, incelediğim.
kurcaladığım gibi diğer tarafa geçmeye hevesli birkaç
tane bulabilirsiniz. Tek ihtiyaçları olan biraz cesaret.
Tabiri
caizse bir akıl hocası.
Midem kaynamaya başladı. Bunun nereye gideceğini anlamış
olan parçanı kusmak istiyor.
Sanırını neler olduğunu kavıayabilmeniz için gerekli zemini
oluşturdum. Şimdi fotoğraflara geçelim, olur mu? Sanı266

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
• Cody Mcfadyen
nm çoktan göz atmışsınızdır. Yeniden iyice bakmanızda
fayda var.
Bakıyorum. Toplam beş kadın var. Hepsini inceliyoruz.
"Ne düşünüyorsun?" diye sonıyorum Alan'a. "Bütün re-
' simlerdcki yatak ve iskemle aynı mı?"
Alan sayfaları alıp tarıyor. "Evet." Gözlerini kısarak
yakından
baktıktan sonra fotoğrafları yan yana masama bırakıp
birindeki halıyı işaret ediyor. "Şuna bak."
Bakıyorum. Bir leke.
"Şurada da." Başka bir resmi işaret ediyor.
Aynı leke.
"Kahretsin," diyor Leo. "Aynı adam farklı kadınlar."
" Ama Jack değil, öyle değil mi?" diyor James sessizliğini
bozarak. "O adam Jack değil. Belki Jack'e eşlik ederi adam."
Söyleyecek bir şey yok. Mektuba dönüyoruz.
Sen zeki birisin Ajan Barrett. Sen ve adamların fotoğraflara
baktığınıza göre şimdiye kadar o genç kızların aynı
mekânda çekildiklerini tespit etmişsinizdir. Nedeni basit:
Beşi de aynı adam tarafından öldürüldüler.
Küfrediyorum. Bir parçamın bildiği şimdi doğrulanmış
oldu. Bu kadınlar çoktan ölmüşler.
Belki siz veya ekibinizden biri işin gerisini de çözmüştür.
Bu kadınları öldüren adam ben değilim. Ama onu ilk
alkışlayan ben oldum.
Bu fotoğrafları çeken genç adamı internetin karanlık çorak
delhizlerinde buldum. Açlığını ve nefretini hemen tanıdım.
İlk adımı atması uzun sürmedi. Ne yazık ki çabuk çuvalladı.
Karanlığı bırakıp ışığa sığınmaya kalktı
Elbette bu benim açımdan kötü bir saka sayılır. Zarla
koyduğum CD'ye bir göz atın ve işi nix bittiğinde New York
GÖLGE ADAM • 271
ofisinden Ajan Jenkins'i aramakta serbestsiniz. Ona Ronnie
Barnes'ı -sorun.
Eğer içinizde Barnes'ın size aradığınız ipucunu vereceği
yolunda en ufak bir umut varsa unutun gitsin. Size kötü haberi
verdiğim için üzgünüm ama Bay Bames artık aramızda
değil. CD'yi izleyin, anlayacaksınız.
Şimdilik mektubuma burada son veriyorum. Anafikir her
zamankinin aynı: Beni avlayın. Beni avlayın ve sakın
unutmayın:
Ronnie Barnes özel bir tür açlığa sahip yüzlercesinden
biriydi. Ve ben, her zaman benimki gibi zihinleri arıyorum.
Cehennemden,
Jack Jr.
"Aman Tanrım," diyor Alan iğrenmeyle.
•İlginç," diyor derin düşüncelere dalan James. "Yaşayan
bir bilgisayar virüsü gibi. Bize gösterdiği bu. Başkalarına
bulaşabildiği."
"Evet," diye yanıtlıyor Leo. "Ve işleri büyüterek devam

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
edeceğini açıklayarak ortadaki bahisleri arttırıyor. "
Yanıt veremeyecek kadar yorgunum. CD'yi Leo'ya uzatıyorum.
"Şunu koy."
CD'yi yerleştirirken onun çevresinde toplanıyoruz. Karşımıza
çıkan çok tanıdık - bir video dosyası.
"Oynat."
İki kere tıklayarak dosyayı açıyor. Görüntü ve ses aynı
anda başlıyorlar. Bir iskemleye bağlanmış bir kadın görüyoruz.
Bu kez kadın tamamen çıplak ve kafasında kukuleta
yok. Kahverengi saçlı. Yirmili yaşlarında hoş bir kız.
Korkudan
çıldırmak üzere.
266 • Cody Mcfadyen
Bir adam yanına geliyor. Çıplak, sırıtan bir adam. Tahrik
olduğunu gördüğümde kusmak istiyorum. Vahşet başlıyor,
Sanırım karşımızdaki Ronnie Barnes.
"İnek tipi var," diye yorumda bulunuyor polis.
Kaba bir yorum olsa da haldi. Ronnie Barnes sivilceli
yüzlü, ergenliği birkaç yıl önce atlatmış, zayıf vücutlu,
gözlüklü
bir lip. Sığ kadınları ağzı açık izleyenlerden. Her ne i
katlar onlardan nefret etse de düşünerek mastürbasyon |
yaptığı kadınlar onlar. Kendine rağmen onları arzuluyor.
Tüm bunları sivilceli ve zayıf olduğu için değil, elinde bir
bıçak tuttuğu için biliyorum.
Göremediğimiz biriyle konuşuyor. "Şimdi mi yapmamı
istiyorsun?" Yanıtı duymuyoruz ama kafasını sallayıp dudağını
yaladığını görüyoruz. Heyecanlı.
"Harika,"
"Kiminle konuşuyor?" diye aklındakini dile getiriyor 1
Alan.
"İki seçenek var," diyorum.
Barnes öne eğilip cesaretini toparladıktan sonra ağza
alınmayacak kabalıkta ve vahşilikte hareketlere girişiyor.
Hepimiz şok geçirerek izliyoruz.
"Kafırolasi a.cıkTdiye çığlık atıyor genç kızı keserken ve
etrafa sıçratabileceği kadar kan sıçratarak onu parçalara
ayırıyor.
Vahşiliği uç boyutlarda, tamamen kontrolden çıkmış
gibi. Sadece bıçağı sallamıyor, dikkatli bakarsanız nefreti
görebileceğinizi hissediyorsunuz. Tekrar tekrar bıçağı havaya
kaldırıp kıza indiriyor.
Bütün vücuduyla kendisi için kutsal bir rittieli
gerçekleştirdiğini
anlayabiliyorsıınıız hareketlerinden.
Tekrar tekrar.
GÖLGE ADAM • 273
Bu J a c k Jr.'ın sistemli tarzından çok farklı. Bu deli bir
lıdaıııın kontrolden çıkışı.
Tekrar.
l.eo ç ö p tenekesinin yanına koşup kusuyor.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
I liçbirimiz onu suçlamıyoruz.
Sonunda her şey bitiyor. Kadın arkaya yığıldı, tanınmaz
halde, Barnes ise yorgunluktan dizlerinin üzerine çökmüş.
Ereksiyonu geçmiş.
Yine zavallı biri gibi görünüyor. Sesi ve tavrı boyun eğen
birininkine uygun. "Şimdi söyleyebilir miyim?" Yüzünü kameraya
çevirip doğnıdan merceğe bakıyor. Gülümsemesinde
insani hiçbir taraf yok. "Bu senin için Smoky."
"Ah, kahretsin..." diye inliyor Leo.
Hiçbir şey söylemiyorum. Zihnimin duygularımın olduğu
tarafı kapandı. İzlemeyi sürdürüyorum.
Barnes yine kameranın görmediği noktaya bakıyor. "Oldu
mu? İstediğin gibi yapabildim mi?' İfadesinin aniden
değiştiğini
görüyorum. "Ama... NE yapıyorsun!"
Silah sesleriyle beraber Barnes'ın beyninin parçalandığını
görüyoruz. İstemeden yerimden sıçrayınca iskemlem
devriliyor.
"Olamaz!" diye bağırıyor benim kadar şaşıran Alan.
Öne eğilip masayı iki kenarından tutuyorum çıinkü sırada
ne olduğunu biliyonım. Öyle olmalı, bu fırsatı
kaçırmayacaktır.
Beni hayal kırıklığına uğratmıyor. Kukuletalı yüz,
kameranın önüne geçiyor. Göremediğimiz sırıtış yüzünden
gözlerinin çevresi kırışmış. Başparmağını kaldırarak bize
'işler
yolunda* işareti yapıyor.
Video sona eriyor.
Herkes şok geçirdiği için sessiz. Leo ağzını siliyor.
Üniformalı
polisin eli refleks olarak silahına gitmiş. Benim zili274
• Cody Mcfadyeıı
nimse bomboş bir oyuk sanki. İçinde sesler yankılanıyor,]
rüzgârlar uğulduyor hatta fırtınalar kopuyor.
Konuştuğumda sesim öfke dolu. "İşe dönüyoruz."
Delirmişim gibi bana bakıyorlar.
"Hadi," diye bağırıyorıım. "Toparlanın çocuklar. Bu
dikkatimizi
dağıtmak çabalarından bir diğeri. Bizimle kafa buluyor.
Kendinize gelin ve işe dönün. Ben gidip Ajan Jcnkins'i
arayacağım." Sesim katı ama hâlâ titriyorum.
Bir saniye sonra sözlerim kafalarına dank ediyor ve harekete
geçiyorlar. Telefonu alıp operatörden beni FBI New
York ofisine bağla masanı istiyorum. New York ofisinin
resepsiyonisıi
karşıma çıkınca da Ajan Jenkins'i istiyorum.
Sürpriz sürpriz... O da NCAVC kadrosunda.
"Ben Özel Ajan Bob Jenkins?"
"Selam Bob. Ben Smoky Barrett. NCAVC Los Angeles
ofisinden." Sesimin normal çıkması beni şaşırtıyor. Selam
nasılsın, az önce bir kadının doğran ışını izledim, sizde ne

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
var ne yok?
"Selam Ajan Barrett. Kim olduğunuzu biliyorum." Sesi
meraklı. Eğer roller lensine dönseydi ben de merak ederdim.
"Ne var ne yok?"
Oturuyorum. Kalp atışlarım normale dönmek üzere. "Bana
Ronnie Barnes'la ilgili ne anlatabilirsiniz?"
"Barnes?" Şaşırdığı belli. "Eski dava. Altı ay kadar önce
altı kadına işkence edip öldürdü. İşkence etmek derken
gerçekten kanlı şeylerden bahsediyorum. Dürüst olmak gerekirse
bizden önde gidiyordu. Derken biri bir koku alıp ihbar
edince dairesine giden polisler kızlardan birinin cesedini
buldular. Barnes'ın cesedi de oradaydı, kendini öldürmüş.
Dava kapandı."
GÖLGE ADAM • 233
"Sana yeni haberlerim var Bob. Barnes kendini öldürmemiş."
I Izun bir sessizlik. "Deme."
Ona Jack Jr. ve yolladığı paketle ilgili özet geçip kaydı
Itnlatıyorum. İşim bitliğinde bir süre sessiz kalıyor.
"Ben de bu işi senin kadar uzun zamandır yapıyorum
Nıııoky ama daha önce hiç böyiesiyle karşılaşmadım. Sen?"
"Hayır."
İç çekiyor. Tanıdık bir çekiş bu. Canavarlar mutasyon
geçirerek daha da vahşileşiıken elimiz kolumuz bağlı
bekliyoruz.
"Yapabileceğim bir şey var ıııı?" diye soruyor telefonu
kapatmadan önce.
"Bana Barnes dosyasının bir kopyasını yollayabilir misin?
<>ıada işe yarar bir şey olduğundan şüpheliyim. Benim adamım
aşırı dikkatli... Yine de..."
"Elbette. Başka?"
"Tek bir şey daha. Barnes ne zaman öldü?"
"Düşüneyim." Telefona vurduğunu duyuyorum. "Bakalım.
Ceset 21 Kasınvda bulundu. Çürüme ve diğer faktörlere
bakılırsa Adli Tabip 19'unda öldüğünü varsayıyor."
tutaCni ğeelrilmer ihmisdseikz.i kanın çekildiğini
hissediyorum. Telefonu
"Ajan Barretı. orada mısınız?"
"Evet. Yardımınız için teşekkürler. Dosyaya bakacağım."
Sesim kendime bile yabancı, mekanik ama Jenkins fark etmiyor,
"Yarın kuryeyle yollarım."
Telefonu kapanıktan sonra ahizeye bakakalıyorıım.
19 Kasım.
İnanamıyorum.
276 • Coıly Mcfadycn
I.ı
34
Günün kalanı rüya gibi. Callie geri geldi; Marilyn
iyi, adının Teğmen OldfİelÖ olduğunu öğrendiğimiz
üniformalı polis hiçbir koşulda Barnes'ın o kıza
yaptıklarını Jack Jr.'ın Marilyn'e yapmasına izin
veremeyeceğine

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
dair teminat verdi. Her şey Jack Jr.'ın yarınki teslimatı
için hazır. Yaptığımız işi yapmayı sürdürüyoruz.
işten sonra Alan ve Hlaina'ııın evine giderken kararsızım.
Sürekli olarak tarih çakışmasını düşünüyorum. Zaman tüneline
hapsedilmiş gibiyim. Ronnie Barnes kameraya gülümserken
benim çığlık attığımı ve Matt'iıı öldüğünü bilmek...
O bir genç kızın kalbine bıçak saplarken Sands'ın da beni
deştiğini bilmek...
Çarklar dönmeye başladığında Jack Jr. çoktan işbaşı yapmışı
ı ve benden haberi vardı. Ne kadar zamandır bunları
planlıyor? Ne kadar yakınımızda?
Ancak beni en çok rahatsız eden ne kadar zamandır benimle
ilgilendiğini bilmemek. Ne kadardı beni araştırıyor?
Bir Joseplı Sands'la daha karşılaşacak mıyım?
278 • Gody Mcfadyen
I
Korkuyorum. İtiraf etmekten h o ş l a n m a s am da dehşeti
içindeyim. M
"Al/ab belanızı versin!" Bağırıp elimi acıtacak kadar sert«
çe direksiyona vurduğumda bütün vücudum titriyor.
'Böylesi daha iyi," diye homurdanıyorum titreşeni dc.J
"Bu öfkeye tutun Sırı oky."
Öfkeyi beşlemeye devam ediyorum. Kendimi olabildiğince
öfkelendiriyorum ki korkuya yer kalmasın içimde.
Korku tamamen ortadan kalkmasa da anı kurtarıyorum. 35
Alan ve Elaina'nın önceki geceki yemek tekliflerini
bugün uygulamaya karar verdik. Normalliğe ihtiyacım
var. Elaina beni hayal kırıklığına uğratmıyor.
Daha iyi durumda bugün. İyi görünüyor, ruh hali eskisi gibi.
neşesi yerinde. Beni pek çok kez güldürdüğü yetmezmiş
gibi Bonnie'yi de gülücüklere boğuyor. Küçük kızın
onun yanında olmaktan mutlu olduğunu görebiliyorum.
Elaina Bonnie'yi benimle eve gitmesi için hazırlarken
Alan ve ben oturma odasına geçip bekliyoruz.
"Altından iyi kalkıyor görünüyor," diyorum.
"Daha iyiye gidiyor. Bonııie'nin çok yardımı oldu."
"Sevindim."
Bonnie, Elaina'yla birlikte oturma odasına girdiğinde
konuşmayı
kesiyoruz. "Gitmeye hazır mısın, tatlım?"
Gülümseyip kafasıyla onaylıyor. Ayağa kalkıyorum.
Alan a sarılıyorum, Elaina'ya sarılıp yanağından öpüyorum.
Sonra bir şeyler söylemeliymisim gibi geliyor.
Alan yarın ise erken başlayacağımızı söyledi mi?"
"Sövledi."
280 • Codv Mcfadycn GÖLGE ADAM • 281
"Bonnic'yi sabah yedide getirmemin sakıncası «kır mılîl
Gülümseyip Bonnic'nin saçını okşuyor. "Elbeue." Öne
eğiliyor. "Sarıl bakalım balkabağı."
Birbirlerine sarılmalarının ardından kapıya yöneliyoruz. :
"Hadi bakalım uyku vakti," diyonım Bonnie'ye. "Ben de birazdan

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
geleceğim."
Kafasını sallayıp yatak odasına çıkan merdivenlere yöne-!
liyor. O sırada telefonum çalıyor.
"Ben I.eo."
"Ne var?"
"Alan ve ben Âonie King'in sitesine üye olanlar için
mahkeme emrini çıkarttık," diye açıklıyor. "Sana daha önce
söyleme şansım olmadı. Şirketle irtibata geçtim, bizimle
işbirliği
yaptılar.'*
"Liste sende mi?"
"Son birkaç saattir üzerinden geçiyorum. Az önce sanırım
bir şey yakaladım."
"Anlat bana," diyorum umut içinde.
"Anlaşılan arkadaşının oklukça geniş bir müşteri listesi
varmış. Neredeyse bin kişi. Karındeşen Jack senaryosuyla
denk düşen kullanıcı isimlerini taramaya karar verdim.
Bilirsin
Londra, cehennem benzeri kelimeler."
"Ve?"
"Hemen buldum, l-'rederick Abbcrline. Karındeşen Jack'i
avlayan sevgili dedeklifimizin adı."
"Beni neden aramadın?"
"Çünkü daha bitirmedim. Düşünsene, kendisini ele vermesi
fazla basil olurdu. Adresini o kadar kolay bulamayacağıma
emindim. Ve karşıma bir posta kutusu çıktı."
"Kahretsin."
IH' "Yine de ipucu ipucudur. Başka bir açıdan da peşine
• İlişmeye karar verdim. Kim ne zaman kredi kartını kullana-
IilK kaydolsa IP numarası görünür. "
"İP d e nedir?"
"İnternetteki her şeyin -ne olursa olsun- arkasında bir
numara vardır. Ona InlernetProtoko!Numarası ya da IP demi.
Ne zaman internette dolaşacak olursan kimliğin teknik
olarak odur."
"Yani kredi kartıyla bir siteye kaydolduğunda o numara
JM ı"iEüvneüty."o r."
"Bu bizi nereye götürecek?"
"Sorunlu kısım bu. IP numaraları iki şekilde ortaya çıkar.
Itııi bizim için iyi, diğeri değil. İP numaralarının sahibi
bağlantıyı
sağlayan şirkettir. Çoğu zaman her bağlantıda farklı
hiı İP numarası atandığından takip etmenin fazla bir anlamı
olmaz."
"Sanırım bu bizim için iyi olmayan çözüm."
"Doğru. Diğer ise sürekli bağlantı denilen. Servis sağlayıcı
lek bir IP'yi sana atar ve hep onu kullanırsın. Eğer
kullandığı
bu tür bir IP ise bizim için iyi çünkü onu sahibine
kadar takip edebiliriz."
"Şey... Yanılıyor olabilirim ama adamımız bunu yapmayacak

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
kadar akıllı bence."
"Büyük ihtimalle. Ama belki de değildir. Öyle olsa bile
yararı olacaktır, çünkü servis sağlayıcının atadığı numaradan
bağlandığı bölgeyi öğrenebiliriz.''
""BTua miyaim I.."e o. Bu işin peşine düş."
266 • Cody Mcfadyen
Elinden geleni yapacağına inanıyorum. Sesindeki hey»)
candan çıkarttığım kadarıyla bütün gece uyumayacak. Kıt
kokusu aldı ve kan kokusu alan avcılar gibi peşine düge»
cek.
Bense yatağa, Bonnie'nin yanına gidiyorum.
O gece rüyam hep gördüklerimden farklı. Bu seferki gerçi!
bir anı.
"Senin elmastan bir kalbin var..."
Bir keresinde bunu Matt söylemişti. Bana kızgındı. ÜÇ
dört aydır bir davanın peşinde koştuğumdan başka hiçtfl
şeye vakit ayıramıyordu m. Matt ve Alexa ile neredeyse gü
rüşemiyorduk. İlk üç ay tek kelime etmeden bana deste,
olmuş, kendimi işe boğmama katlanmıştı. Bir gece eve dörç
düğümde onu karanlıkta otururken buldum.
"Böyle devam edemez," dedi. Sesinden ne kadar kızgın,
olduğu anlaşılıyordu.
Aptallaştım. İşlerin yolunda gittiğini zannediyordum:
Ama Matt'in yolu hep böyleydi. Patlama noktasına gelene
kadar kendisini sıkan şeyleri içine atardı. Patladığında da
hep felaketin köşesinden dönerdik. Asla hazırlıklı olamazdım
çünkü öncesinde en ufak bir ipucu bile vermezdi.
"Sen neden bahsediyorsun?"
Sesi öfkeden titriyordu. "Neden mi bahsediyorum? Tanrım
Smoky! İliç burada olmamandan bahsediyorum. Bir ay
tamam. İki ay. iyi değil ama tamam. Üç ay - hayır! Yeter
artık.
Asla burada değilsin. Burada olduğunda da Alexa ya da
benimle doğru düzgün konuşmuyorsun bile. Sürekli gerginsin
- işle bahsettiğim bu!"
Doğrudan saldırılanı karşılık wruıek konusunda hiçbir
zaman çok başarılı olmadım. Tembel zamanlarımda suçu İr-
GÖLGE ADAM • 283
I m.I.ılı la rat mıa atarım ama doğrusunu söylemek gerekirse
lıilııiı iıı tanıyabileceğiniz en sabırlı insanlardan biriydi.
I »ııuıı kişiliğinden hiçbir şey almamışım. Beni köşeye
sıkışlınllklarındaı
doğm-yanlış kavramları uçup gidiyor. Tek dü-
| |(!ııeem o köşeden kurtulmak haline geliyor. Kirli dövüşlü
« İTİ gerekirse kirli dövüşüyorum. Ne gerekirse yapıp kendimi
kurtarıyorum.
Matı'in de kendi hataları vardı. Öfkenin birikmesine izin
Veriyordu. Benim kusurlarımla birleştiğinde bu özellik
olılııkça
tehlikeliydi. Bazı kavgalarımız asla çözülmezlerdi.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Ilı .klınizdeki kusurlardan biri olan bu dengesizlik şimdi
hayatımın
özlediğim parçalarından biri.
Matı o gece beni köşeye kıstırmıştı. Kaçabileceğim yer
K ılmadığında her zamanki gibi tepki verdim: Bel altına
vurdum.
"Sanırım ölen küçük kızların ailelerine adamı
yakalayamadığımızı
haber vermemi istersin. Ne diyeceğim Matt, ben
Hlıbah 9 akşam 5 bir işe geçerim ama her gece sen o küçük
kızların fotoğraflarına bakmak ve ailelerine açıklama yapmak
zorunda kalırsın. Onlara katilin niye hâlâ serbest dolaştığını
anlatırsın."
Kelimelerim sert, zalim ve haksızdılar. Ama yaptığım işin
gerçeği buydu. Öfkeme sıkı sıkıya sarılmak zorundaydım ve
beni anlamadığı zamanlarda Matt'ten nefret ederdim. Eğer
evde ailemle oturursam bir katil serbest kalırdı. Ben hayatımı
katilleri yakalamaya adamıştım, bu da ailemi öfkeli ve
! yalnız bırakıyordu. Dengeyi bulmak mümkün olmayacaktı.
Matı'in yüzü kıpkırmızı oldu. "Boşversene Smoky." Kafasını
salladı. "Senin elmastan bir kalbin var."
"Bu ııe anlama geliyor?" diye sordum.
2 8 i • Codv Mcfadyen
"Demek oluyor ki senin harika bir kalbin var. Aynı elini
gibi. Ama bazen ele onun kadar soğuk ve keskin oluyor."
Sözleri o kadar kırıcı ki öfkem yok olup gidiyor. Acıırid
sizlik kartı Matt'in oynamayı sevdiği kartlardan değil, az
önce
söylediğine benzer cümleleri ben söylerdim, o değil.
Bu yüzden o gün ne kadar korktuğumu hatırlıyorum.
Haklı olabileceğini düşünüyordum. Şaşkın hakle ona baktığımı
hatırlıyorum. Bsına bakarken yüzünde beni incittiği]
için yaşadığı utancın izlerini gördüm.
"Kahretsin," diyerek merdivenlerden aşağı indi ve beni
karanlık odada tek başıma bıraktı.
Elbette daha sonra barıştık. Bunu da atlattık. Sevgi budur.
Kişinin kendisinden olabildiğince ödün vermesi, affetmesi,
geri adım atmasıdır. Sevgi aşka ya da tutkuya benzemez.
o bir zarafet halidir. Karşınızdaki insanlarla ilgili tüm
gerçekleri kabul ettiğinizde ulaştığınız şeydir. Sevdiğiniz
insanın
bütün kötii yönleriyle hayatınıza alırsınız. Karşınızdakinin
de aynı şeyleri hissettiğini bilirsiniz.
Bir tür güvenlik ve güç hissi. Bir kere bu tür bir romantizm
ve tutku zenginliğine ulaştınız mı sevgi sizi körlcştirmez.
Artık sonsuz ve kurşun geçirmezdir.
Sonsuz elbette, biri ölene kadar demek.
Rüyadan çığlık atarak uyanmıyorum. Yalnızca uyanıyorum.
Yanaklarımdan yaşlar boşalıyor. Onları aktıkları yerde
kurumaya bırakıyor ve yeniden uyuyana kadar kalp alışlarımı
dinliyorum.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
36
Herkes tahmin ettiğim kadar berbat görünüyor. I.eo
ise tahmin ettiğimden de kötü.
"Eve gitmedin, değil mi?" diye .soruyorum ona.
Kanlanmış gözlerle bana bakarak bir şeyler mırıldanıyor.
"Kencli hatan." Herkese hitaben konuşuyorum. 'Dinleyin.
Callie ve Alan. siz benimle beraber otoparkta olacaksınız.
Leo ve James, sizin her ne yapıyorsanız ona devam etmenizi
istiyorum."
Hepsi kafalarını sallayarak karşılık veriyorlar.
"Hadi başlayalım."
Bomba uzmanı rozetini gösterdikten sonra kendini tanıtıyor.
"Reggie Canız." Yirmili yaşlarının sonlarında. Sıkıntılı
bir görüntüsü ve donuk gözleri var.
"Siz özel Ajan Smoky Barrett olmalısınız. Size elimizde
neler olduğunu göstereyim."
Birlikle Bomba imha Ekibi'nin aracının arkasına yürüyoruz.
Aracın içinden bir bilgisayar ve bir kamera alıyor. "İlk
286 • Cody Mcfadyen
olarak bu. Elimdeki iaşınabilir bir x-ışını cihazı. Paketledi»
I
içindekileri bilgisayarın ekranına aktarıyor. Paketin iiçünCÜİ
bir ki$i tarafından teslim edileceğini söylediğinizden hıırtfı
ket sensorlan konusunda endişelenmemiz gereksiz. Ne (İt
olsa paketin buraya ulaşmadan patlamasını istemeyecektir"!
"Kulağa mantıklı geliyor."
"Önce x-ışınıyla tarayıp sonra 'İz Sürücü'yi kullanacağım |
Paketi sarıp makinenin içine yollayacağız ve bu sayede içinde
patlayıcı herhangi bir madde olup olmadığını öğrencce
ğiz. Bu ikisinden sonra nesnenin bomba olup olmadığına |
dair kesin .bir fikir edinmiş oluruz."
Onaylıyorum. "Ne zaman geleceğine emin değiliz, yani |
beklemeniz gerekecek."
Elini kaldırarak bir selam çaktıktan sonra tek kelime etmeden
ekibinin yanma gidiyor. Soğuk herif.
Kafamda yapılacaklar listesini gözden geçiriyorum. Paketi
getiren şoför parmak izi için tutulacak ve Reggie paketi
incelemeye alacak. O paketin temiz olduğunu söylerse |
Alan. Callie ve ben paketi suç laboratuvarına götüreceğiz.
Onlar parmak izi ve fiber dahil olmak üzere pakette delil 1
olarak kullanılabilecek bir şeyler olup olmadığına bakacaklar.
Ancak bu iş de bitince paket bizim elimize geçecek.
Sürecin bu şekilde yavaşlayacak olması bizim hem lehimize
hem aleyhimize. Bir sapığın dakikalarda yaptığı bir işi
incelememiz günler dahi sürebilir. Biz her zaman suçlulardan
yavaşızdır. Çünkü suçlunun arkasında bırakmış olabileceği
her şeyi bulmamız gerekir. Bizim yeteneğimiz en küçük
delil parçasını bile suçlu için tehlikeli olacak şekilde
yorumlayabilmemizde yatar. Suçluların geride hiçbir şey
bırakmamak
için uzay kostümü giymeleri gerekir; o zaman da

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
bir uzay kostümü giymiş olduklarını tespit ederiz.
GÖLGE ADAM • 287
İJdlHlcrin yokluğu bile delildir. Bize suçlunun adli tıpla
F?n... ..ilgisi olduğunu anlatır. Katilin metodolojisi ve
psiko-
|ıı|IM İle ilgili bilgi edinmemizi sağlar. Katil zeki mi.
düzenli
ıııl, sabırlı mı, tutkulu mu, deli mi? Deliller ya da
delilleıiıı
yokluğu bize bir hikâye anlatır.
'I ley," diyor yolu işaret eden Alan, "sanınm paketimiz
Udi."
Teslimat kamyonunun geldiğini görtiyonız. Araç binanın
önüne yanaşıp duruyor. Şoförü görebiliyorum; sarışın, genç
blı adam. Tedirgin görünüyor. Onu suçlamıyorum, ciddi
yüzlü -hatta korkutucu görünüşlü- ajanlar tarafından çevrelı
ıımeye alışkın olmaması normal. Açıkçası aksi dikkat celi
İri olurdu. Anıcın yanına giderek penceresini açmasını ¡şairi
"eId;BiIy,o"druiymer. ek rozetimi gösteriyorum. "Bu adrese
teslim
edilecek bir paketiniz mi var?"
"Şey, evet. Arkada. Neden?"
"O paket bir delil. Bay?"
"Ma? Jed. Jeddediah Paıterson."
"Araçtan çıkmanız gerekiyor Bay Peiıerson. Paket peşinde
olduğumuz bir suçlu tarafından gönderildi."
Ağzı açık kalıyor. "Gerçekten mi?"
"Evet. Sizin parmak izinize ihtiyacımız var. Lütfen araçtan
iner misiniz?"
"Panııak izi mi? Neden?"
Sabrımı korumak için kendimi zorluyorum. "Paketten sizin
parmak izlerinizi çıkartabilmemiz için. Hangilerinin sizin,
hangilerinin suçlununkiler olduğunu bilmemiz gerek."
Geç de olsa anlıyor. "Ha, evet. Tamam. Tabii."
"Lütfen araçtan inebilir misiniz?" Sabrımın solunulayım.
Belki de bunu sezdiğinden hemen araçtan iniyor.
28S ° Cody Mcladyen
"Teşekkürler Bay Patterson. Lütfen Ajan \Vashington'ın
yanına gidin, o parmak izinizi alacak."
Alan'ı işaret edip Jed Patterson'ın endişeli bakışlarla onu
süzüşünü izliyorum. "Endişelenmeyin," diyorum eğlenerek. |
"İıiyarı ama iyi niyetli bir adamdır."
Dudaklannı ısırıp dağ-adamm yanına gidiyor. "Eğer öyle |
diyorsan..." 33
Artık pakete konsantre olabilirim. Reggie Gantz ekipmanını
alıp aracın yanına gelmiş bile. Hâlâ sıkıntılı görünüyor.
"Başlamaya hazır mıyız?" diye soruyor.
"Başlayın," diyorum.
Aracın yanına gidip kapısını açtıkıan sonra içeriyi kontrol
ediyor. Şansımıza sadece üç paket var. Aradığımızı he- |
men buluyor. Bana yollanmış. Bilgisayarı açmasını ve x-ışını

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
cihazını çalıştırmasını izliyorum. Saniyeler sonıa bilgisayar
ekranında paketin içeriğine bakıyoruz.
"Bir şişe ya da kavanoz... sanırım bir mektup... ve yuvarlak
bir şey daha. Bir CD belki. Hepsi bu. Şişedeki sıvının
tehlikeli olmadığına emin olmak içiıı 'İz Sürücü'yi
çalıştırmam
gerek."
"Patlayıcı olma ihtimali var mı?"
"Aslında hayır. Neredeyse bütün sıvı patlayıcılar
dengesizidirler.
Buraya gelene kadar patlamış olurdu." Omuz silkiyor.
"Ama bomba imha ekibinde varsayımda bulunmamayı
öğrendik."
Reggie burada oldıığu için memnunum ama yaptığı işi
yapıyor olmak için deli olmak gerektiğini düşünüyorum.
"Yapın," diyorum ona.
Paketi pamuklu bir kumaşa sarıp "İz Sürücü'niin içine
yolluyor. Tamamı içine girdiği anda çalışmaya başlayan
spektrum analizcisi sayesinde tarama iki dakikada bitiyor.
GÖLGE ADAM • 289
l'nket temiz," diyor Reggie. "Bence açmanızda bir sakınca
yok."
"Teşekkürler Reggie."
"Sorun değil." Kafasını sallayarak eşyalarını aracına geri
kiilcIlımasını izliyorum. Garip biri olduğu kesin.
Şimdi paketle yalnızım. Biiyük değil. İçindekilerin sığması
için yeterli ebatlarda. Bir kavanoz, bir mektup bir CD
alacak büyüklükte bir kutu. İçine bakmak istiyorum.
Parmaklarım
kaşınıyor.
Aracın önüne geri dönerken Alan da Patterson'ın işini bitirm"
iPşa. ket temiz," diyorum ona. "Laboratuvara gidebiliriz."
Kapıdan girdiğimiz anda suç laboratuvarını işleten Gene
Sykes'ııı yüzüne bıkkın bir ifade yerleşiyor. Bizim 'acil'
taleplerimize
fazlasıyla alışkın.
"Bunu bitirmek için ne kadar vaktim var?"
Sırıtıyorum. "Hadi Gene, işlerin nasıl yürüdüğünü bilirsin."
"Yani dün bitmiş olması gerekiyordu."
"Aynen öyle. Ne kadar çabuk olursa o kadar iyi."
Omuz silkiyor. "Anlatın bakalım."
"Paket normal kargo sistemiyle yollandı. Peşinde olduğumuz
adamdan geldiğine eminiz. Bomba ekibi paketi inceledi.
Teslimatı yapan çocuğun da parmak izlerini aldık."
"İçinde ne olduğunu biliyor musunuz?"
"X-işmında gördüğümüz kadarıyla bir kavanoz sıvı, bir
mektup ve bir CD. Ama paketi açmadığımız için hiçbirinden
yüzde yüz emin değiliz."
"Şüphelinizden geldiğini nereden biliyorsunuz?"
290 • Cody Mcfadyen
"Çünkü yollayacağını bize haber vermişti."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Ne kadar düşünceliymiş." Bütün bu bilgileri gözden gc>|
çiriyor. "Bu suçluyla ilgili bir suç mahallini gözden
geçirmemiş
miydiniz?"
"Evel."
"Herhangi bir şey çıktı mı?"
Ona Annie'nin yatağında bulduğum parmak izlerinden
bahsettiğimde Gene düşünceli düşünceli kafasını kaşıyor.
Karşısındakinin çok dikkatli ele alınması gereken bir iş
olduğunu
biliyor ama elinde birikmiş çok iş var.
"Bu işin ince eleyip sık dokuyarak halledilmesi gerek
Gene. Yine de olabildiğince hızlı davranmalısınız."
"Elbette. Katman katman inceleriz. Önce paketi ve adres
kâğıdını, sonra da içindekileri ele alırız. Dikkatli biri
olduğunu
söylüyorsun, bu yüzden plastik ya da görünür parmak
izi bulacağımızdan şüpheliyim. Yine de hiç belli olmaz."
Üç tür parmak izi vardır: Plastik, görünür ve latenl - ya
da diğer adıyla görünmez. Plastik ve görünür parmak izleri
bizim favorimizdir. Plastik izler, suçlunun yumuşak izler
üzerinde bıraktığı izlerdir. Görünür izlerse suçlunun iz
bırakacak
bir şeye -örneğin kana- dokunduktan sonra başka bir
yüzeye dokunmasıyla ortaya çıkarlar. Çıplak gözle
görülebilirler.
En sık rastlanan parmak izleri ise latent ya da görünmez
parmak izleridir. Bu izleri özellikle aramak gerekir
ve bulmak bazen bir sanat haline gelebilir.
Gene de tanı bir sanatçıdır bu bağlamda. Eğer bulunacak
bir şey varsa, onun bulacağını bilirim.
"Söylemeye gerek yok Gene, eğer paketteki gerçekten
CD'yse, .sen içindekileri bozacak bir işleme tabi tutmadan
önce incelememiz gerek." Latent izleri çıkartmak için kiııı-
GÖLGK ADAM • 291
yiinal işlemlere ya da yüksek ısıya ihtiyaç duyulabilir. Her
ılı İni de CD'yi okunmaz hale getirir.
Bana yaralı bir bakış fırlatıyor. "Lütfen Smoky. Dünkü
çncıık değilim."
Sırıtıyorum. "Özür dilerim." Jack Jr.'dan gelen diğer
nesnelerin
yer aldığı iki delil torbasını uzatıyorum. "Daha sonul
bunlara da bakarsın. Aynı suçludan geldiler."
"Başka?" Ses tonu oldukça alaycı.
"Benim engin deneyimlerimden de yararlanma şansın
olacak tatlım," diye araya giriyor Callie. Gene bu söze yanıt,
vermeye gerek duymuyor.
"Zamanımız dar Gene. Bize yeniden öldüreceğini söyledi."
Yüzü ciddileşiyor Genc'in. "Anladım."
Ofise gittiğimde Alan'ın telefonla konuştuğunu görüyorum.
Hızlı konuşuyor olmasından onu heyecanlandıran bir şeyler

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
olduğunu anlıyorum. Bir elinde Annie'nin dosyası var.
"Bunu doğrulatmam gerek Jenny. Yüzde yüz emin olmak
istiyorum. Tamam." Parmaklarını masaya vurarak bekliyor.
''Gerçekten mi? Tamam, teşekkürler." Telefonu kapalıp
iskemlesinden fırlıyor ve yanıma geliyor. "Beni rahatsız
eden birey olduğunu söylemiştim ya?"
"Evet."
"Beni rahatsız eden Annie'nin dairesindeki eşyaların envanter
Jistesiydi." Dosyayı açıp sayfayı buluyor. "Öldürülmesinden
beş gün öncesine ait bir böcek imha ekibi faturası."
"Yani?"
"Yani - onunki gibi apartmanlarda böcek imha işlemleri
apartman olarak halledilir, daire daire değil."
-92 • Cody Mcfadyen GÖLGE ADAM • 293
"Bundan cinin olamazsın ama devam et."
"Ben de başta önemsemem iştim. Ama evdeyken faturayı
gördüğümde beni rahatsız etti."
"Hadi çıkart şu baklayı ağzından Alan."
"Pardon. Faturadaki isim." Masadan bir not kâğıdı kapıp
yazıyor. "Eş - İhaf Latpa Önce ne aptal isim diye düşündüm.
Oysa o kadar basil ki, tersten okuyunca Aptal 'Fahişe oluyor.
Bir de imzalayana bak Tikalin."
"Anagram," diye lafını kesiyor James.
Alan ona dönüyor. "Evet. Harflerin yerini değiştirince
'Katilin' oluyor."
"Son hakaret," diyor James. "Kadının yüzüne öleceğini,
kendisinin onu öldüreceğini söylemiş ve kadın şüphe bile
duymamış."
James'e öfkelenmem gerektiğini düşünsem de içimde öfkeden
eser yok. Alan'a dönüyorum. "Bunu nasıl kaçırdık?"
"Hepimizin kafasıyla oynuyor."
"Hâlâ bunun ne anlama geldiğini ve ne işimize yarayacağını
bilmiyoruz?"
"Onu da sen bulsana ukala," diye James'e çıkışıyor Alan.
Ama James bunu bir hakaret değil teklif olarak algılayıp
sesli düşünmeye başlıyor.
"Bence saldırmak için değil anıştırmak için geldi. Mekânı
iyice öğrenmek istiyordu."
"Ya da elindeki verilerin doğruluğunu test etmek," diyorum.
"Daha önce orada olmuş olabilir ve hiçbir şeyin
değişmediğinden
emin olmak istemiştir."
"Mekânı incelemek," diyor Alan. "Bu adamların düşünce
yapılarına uygun. Planlılar. Zeki ve dikkatliler."
"Belki imzaları budur," diyorum içimde büyüyen heyecanla.
"Eğer bir sonraki kurbanlarıyla ilgili en ufak bir ipucu
edinebilirsek aynı rutini uygulamaları halinde onları
yakalayabiliriz.
Elbette eğer imzaları yani izledikleri rutin buysa.'"
Leo'ya. dönüyorum. "İnternet konusunda ne durumdayız?"
"İyi haber yok. ne yazık ki. IP numarası sabit değilmiş.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Nerede kullanıldığını tespit ettiysek de çıkmaz sokak çıktı."
"Neden?"
"İnternet kaledeki bilgisayarı kullanmış."
"Kahretsin. Başka? Herhangi bir şey?"
"Yok."
"Hepimiz yeniden kafamızı çalıştırmaya başlasak iyi olacak."
Dört kat aşağıdaki laboratııvara iniyorum. Sohbet ederken
geldiğimi gören Gene ve Callie konuşmayı kesiyorlar.
"Ajan Thorne'a mikrokondriyal DNA'daki yeni tespit
yöntemlerini anlatıyordum," diye açıklamaya girişiyor Gene.
"Ağır konular," diye yorumda bulunuyor Callie en sevimli
sesiyle.
"Ah, kes şunu," diye çıkışıyor Gene. "Seni bu numarayı
yutmayacak kadar iyi tanıyorum. En başarılı asistanlarımdan
biriydin."
Callie sırıtarak göz kırpıyor.
"Ece, Gene. benim için neyin var?"
"Fiziksel delil olarak şimdilik hiçbir şey. Parmak izi, saç,
fiber, hiçbiri yok. Ama olan bir şey var ki - çok ilginç. Bize
suçluyla ilgili kendisinin dahi haberi olmayan bir şey
söylüyor."
Sonunda iyi haber mi? Sabırsızlıkla bütün dikkatimi Genc'e
yönlendiriyorum. "Neymiş o?"
294 • Cody Mcfadycn
"Zamanla Smoky. Her şey zamanla. Anlamak için öncel
mektubu okuman gerek." Bana uzatıyor. "Hadi oku."
İnsanları şifreli konuşmalarından hoşlanmam. Ama Gene
ülkedeki en iyi uzmanlardan biri. Hatta dünyadaki. Callie
de başını sallayarak Genc'i destekliyor.
"Okuduğuna değecek."
Tebrikler Ajan Barrett!
Deliler gibi merak ediyorum: Ronnie Barnes'ın hikâyesini
nasıl buldun? Tanıdığım en zeki çocuk değildi korkanm
ki ama neden bahsettiğimi göstermek için idealdi. Merak
ettiğini
biliyorum. Dışarıda daha kaç tane Ronnie var? Ne yazık
ki menık etmeye devam etmen gerekecek.
San Francisco'dan döndüğünde atış poligonuna uğradığını
gördüğümde heyecanlandığımı itiraf etmeliyim. Oynadığım
kumarın ne kadar başarılı okluğunu görmek güzel.
Anık rakibim onarılmış durumda ve silahlı. Kanım kaynamaya
başladı bile!
Sen de aynısını hissediyor musun? Kalbinin daha hızlı
Çarptığını? Duyularının keskinleştiklerini?
"Seni takip ediyormuş, tatlım."
"Evet, ama bununla sonra ilgileniriz."
Artık farklı görünüyorsun Ajan Barrett. Daha tehlikeli.
Eskiden utandığın yara izlerini saklamıyorsun artık.
Senin adına sevindim. Ve kendi adıma. Artık bebek
eldivenlerini
çıkartabiliriz. Bundan sonra oyun gerçeklen ilginç

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
hale gelecek!
Senin için iki şeyi paketledim. Birincisini, yani kanı anlamak
için açıklamalarıma ihtiyacın olacak.
GÖLGE ADAM • 295
Aıınie Chapman'dan bahsetmek ister misin? Kendisi aynı
zamanda Kumral Annie olarak da bilinir. Bu isim sana bir
)cy çağrıştırıyor mu Ajan Barrett? Çağrışürmalı. Atamın ikin-
Cİ kurbanıydı.
Zavallı zavallı Annie Chapman. Her zaman ucuz bir fahişe
değildi. Bacaklarını açmaya başlamadan önce kocasının
ölmesini bekledi. Atam onu öldürerek toplumun üzerini*
kaynar su dökmüş oldu.
Öldürdüğü ikinci kadın olmasına karşın Kanndeşen
jııck'in ganimet aldığı ilk kadındı. Rahmini ve vajinasımn
(IM kısmını çıkartarak bağırsaklarının da üçte ikisini kesti.
Mu konuda pek çok teori öne sürüldü. Hepsi de yanlıştı.
Kimse de benim atamın vizyonunu anlayacak zekâ yoktu.
Şimdi yanıtı sizinle paylaşıyorum, iyi dinleyin.
Jack kendi kanından olanların -hem geçmiştekilerin hem
gelecekıekilerin- özel olduklarını biliyordu. En eski
avcıların
soyundan geldiklerini de. Gerçek avcıların. İnsanlık
şemsiyesinin üzerinde yer alanların. Bilgisini ve gücünü
gelecek
nesillere aktannası, kutsal görevimizi anlatması gerektiğinin
bilincindeydi.
Bu yüzden ganimetleri topladı. Fahişelerden o parçaları
kesip mühürledi ve könıdu. Kim olduğunu hatırlatması için
onların jenerasyondan jenerasyona geçmesini sağladı.
Size iddialarımın gerçekliğini gösterecek delili sağlayacağımı
söylemiştim Ajan Barrett. Ben sözünün eri bir adamım.
lUı kutsal emanetlerden birini size yolluyorum. Annie
Chapman'ın rahmi.
İlham verici, öyle değil mi? Dilediğiniz testi yapın. İşiniz
bittiğinde inanıyorum ki Gölge Adam ın kanından birinin
dışarıda, olduğunu bildiğiniz için uyumakla zorluk
çekeceksiniz.
296 • Cody Md'adyen GÖLGE ADAM • 297
"Söylediği doğnı mu Gene? O kavanozda bir insan rahmi
mi var?"
Gülümsüyor. Yine o alaycı gülümsemelerden. "Buna geleceğiz.
Mektubu okumayı bitir."
Gölge Adam. Ortada tek bir orijinal olsa da pek çok
taklitçiyle
karşılaştınız, öyJe değil mi Ajan Barrett? Gölgelerde,
içlerinde
öldürme içgüdüsüyle yaşayan taklitçilerle. Alam gölgelerin
arasında doğmuştu. Karanlığın mirasıydı.
Gölgeleri severdi v e gölgeler d e . . . Eh, gölgelerin de onu
sevdiğini söyleyebiliriz. Onları en saf çocuğuydu.
Neyse, konudan ayrılmayalım.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Size bir CD daha yolluyorum. Atamın görevini sürdüreceğim.
Dünyayı bir fahişeden daha temizledim, toplumun
üzerine yeniden kaynar su döktüm.
"Kahretsin," diyorum.
Tadını çıkartın. İşimle gurur duyuyorum.
Şimdilik hepsi bu Ajan Barrett. Ama içiniz rahat olsun,
temas içinde olacağız. Belki daha kişisel bir biçimde. Bir
hafta. Tik tak tik tak
Cehennemden,
J a c k Jr.
Mektubu bırakıp Gene'e bakıyorum. "Dökül bakalım."
Ellerini önünde kavuşturuyor. "Bunu okuduktan sonra
ilk baktığımız yer kavanoz oklu. Birkaç temel test
uyguladığımda
ilginç bir şey buldum."
"Ne buldun?"
Söyleyeceklerinin etkisini arttırmak için önce susuyor.
"O kavanozda insan dokusu yok Smoky. Eğer tahminde bulunmam
gerekse dana derdim."
Geçirdiğim şok yüzünden ağzım açık kalıyor. "Olamaz!"
Sırıtıyor. "Oldu bile. Adamımız kendisinin Karındeşen
Jack'in soyundan geldiğini düşünse de aslında öyle bir şey
yok. Elindeki son kertede çok iyi korunmuş inek eti. Bütün
hayatı bir yalanın üzerine kurulu ve o bunun farkında deftil."
Zihnimde düşünceler birbirine giriyor. "Saçmalık bu. Birisi
onun beynini bunlarla yıkamış. O Kanndeşen'in soyundan
falan değil. O . . ."
"Sıradan bir katil," diyerek cümlemi tamamlıyor Callie.
"Fena değil, ha? Kim olduğunu ispatlayacak fiziksel delilimiz
yok ama kim olmadığını ispatlayabiliyoruz."
"Çok iyi iş. Rapora detayları yazmayı unutmayın."
"Akşama bitmiş olur."
"Harika." Callie'ye dönüyorum. "Bunu takımın kalanıyla
paylaşmalıyız." Koridora yöneldik.
"Ajan Barreu?"
Arkama döndüğümde Gene'in eldivenli elinde bir şeyi
salladığını gördüm.
Kahretsin!!!!!
O heyecanla CD'yi unutmuşum. Bütün coşkum bir anda
söndü. Gidip yeni bir cinayeti izleme zamanı...
GÖLGE ADAM * 299
37
Yeniden ofisteyiz.
"Hem iyi hem kötü haberlerim var," diyorum.
"İyi haber ne?" diye soruyor Alan.
Mektubun içeriğinden başlayıp konuşmamı Gene'in kavanozla
ilgili bulgularıyla bitiriyorum. Leo ve Alan'ın gözleri
yuvalarından fırlayacak gibi oluyor. James bakışlarını yere
indiriyor. Neredeyse düşüncelerin beynindeki savruluşlarını
duyabileceğim.
"Demek," diye giriyor söze, "biri onu Karındeşen Jack'iıı

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
soyundan olduğuna şartlandırdı. Ya bunun doğru olduğunu
düşünüyorlar ya da onun doğru okluğunu zannetmesini
istediler."
"Belki kendine bir fantezi dünyası yaratmıştır," diyor
Leo. "Neden başka birisiyle ilgili olması gereksin ki?"
"Çünkü bu kadar ilerlemiş bir deliliği kurgulayabilmek
için düzenli ve planlı bir biçimde işlemek gerekir."
"Kanlıyorum," diyor Callic. "Böyle bir fanteziyi kıırgulayıp
sonra da unutmak için işlevselliğini kaybetmiş türde bir
ılı-llyle karşı karşıya olmamız gerekirdi. Oysa karşımızdaki
ıldam kendini kamufle edebilen biri."
"Bu büyük bir keşif," diyorum. "Bir detay daha: Artık sadece
onu aramıyoruz, onun içinde bu inancın kök salmasını
sağlamış olan kişiyi de arıyoruz." Alan'a dönüyorum. "Dr.
< lıild'ı ara ve bulduklarımızı ilet. Eğer iş yerinde değilse
(ma evinden ulaş ve yarın sabah ilk iş onu görmek istediğimi
söyle. Bu davada bir profil gerçekten işimize yanıyabi-
'Tamam"
"Hata yapmaya başlıyor," diyonım. "Bu ve beni izlediğini
ağzından kaçınnası."
Alan irkiliyor. "Ne?.."
"Mektupta yazmış. San Francisco'dan döndüğümüzde
poligona uğradığımı biliyor. Beni gördüğünü söylemiş.
Onun adına kötü bir hamle."
"Çok çok dikkatli olmalısın hayatım."
Gülümsüyorum. "Endişelenme Callie. Eski bir arkadaşımı
çağırmayı düşünüyorum. Emekli CIA ajanı. Ona kendimi
izlettireceğim."
"Seni izleyerek seni izleyen biri olup olmadığını
görebilecek."
"Evet. Arkadaşım işinde çok iyidir. Ona arabamda ve
evimde izleme cihazı ya da mikrofon olup olmadığını da
kontrol ettireceğim. Eğer mikrofon bulacak olursa yerlerindi'
bırakacağız ki bulduğumuzdan haberi olmasın."
"Onlar değil o dediğinin farkında mısın?" diye soruyor
James.
Şaşırmış olarak ona bakıyorum. Anık refleks haline gelmiş.
"Sanının ağır basan bir o olduğuna gittikçe daha fazla
İnandığımdan. Jack Jr. var. Diğer kişi ise nispeten tesadüfi.
3 0 0 • Cody Mcfadycn 11
Ronnie Barnes'a bak. Jack onu kullandı ve fırlatıp attı. Mck
tubunda söylemiş - yetiştirecek başka katiller anyor." 4
"Bu da akla Annie'nin evindeki iki numaralı sapık soru«!
sunu getiriyor," diyor James. "Hâlâ hayatta mı yoksa BarnuA
gibi öldü mü?" m
"Emin olmanın yolu yok ama hâlâ hayatta olduğunu düşünüyorum."
"Bence de," diyor Alan. "Düşünün. Annie'yle uzun süredir
planladığı bir şeyi başlattı. İşin ortasında yeni bir öldürme
arkadaşı yetiştirmek için ara vermek istemeyecektir." II
"Arayı bir an evvel kapatmak zorundayız."
James ne?" bana bakıyor. "Bu kadar boş laf yeter. Kötü haber j

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
CD'yi kaldırıyorum. "Bize bir de bunu yollamış. Birini 1
daha öldürdüğünü yazıyor."
Ofis sessizleşirken Leo uzanıp CD'yi alıyor. "Şu işi bilire- j
lim." -1
Bilgisayar zaten açık. CD'yi koymasının hemen ardından ;
görüntü başlıyor. 11
Önce siyah zemin üzerinde beyaz harflerle "bu ölümün
sponsoru www.esmer.sumık.com'dıır " yazısı çıkıyor karşımıza.
"Siteyi not al," diyorum Leo'ya.
Çırpınan bir kadın beliriyor ekranda. Kamera uzaklaşınca
Annie gibi yalağa bağlandığını görüyoruz. Yaşının yirmi j
beşin altında olduğunu tahmin ediyorum. Doğal görünüşlü.
Doğal görünüşlü derken herhangi bir estetik ameliyat
geçirıııemiş
göründüğünü kastediyorum. Saçları koyu renk. Bir
esmer daha. Gözlerinden panik ve umutsuzluk okunuyor.
Jack Jr. kameranın kapsama alanına giriyor.- Üzerinde I
Annie'yi öldürürken giydiği kostüm var. Yine kameraya el
GÖLGE ADAM • 301
iniliyor. Giilümsediğini tahmin ediyorum. Gülümsemesi bi-
#luı için. Bu suçu kamera karşısında işlemekten büyük zevk
Mİıyoı. İzleyeceğimizi bilmekten hoşlanıyor. Bir an için
kalını.
mm kapsama alanının dışına çıkıyor. Ve müzik. Yine
gürültülü, neredeyse sağır edici müzik.
I tvisb they luouıtulUd beee... Cet¡ifom ut gtrllsss...
Kadına doğru gidip kafasını yakalıyor. Yukardan bakmayı
sürdürerek silahını çekiyor. Bu sefer bıçak değil, sopa.
İ linde sopayla dans etmeye başlıyor. Önce bir iki sahte
İminle yapıp kadını daha da korkutuyor. Kadının ağzındaki
likaca rağmen çığlık atmayı denediği belli.
Derken Annie'nin kaydında okluğu gibi montaj başlıyor.
Ilıitün darbeler tereddütsüz bir vahşetle indiriliyorlar.
Sopayı
kullanışından -ağırlığı bütün vücuduyla indirmesinden-
onu kullanmaya alışkın olmadığı belli ama verdiği zarar
açısından bu şekilde vurduğunda kurbanın çektiği acı
çok daha fazla. Sadece kemikleri kırmakla kalmıyor, onları
toz ediyor." Kadın ne zaman bayıisa onu tokatlayarak
uyandırdıktan sonra işkenceye devam ediyor. Kadının acının
her saniyesini hissetmesinde kararlı. Her yer kan içinde.
İşkence gören kadın gibi biz izleyicilere de darbelerin
sonu gelmeyecekmiş gibi geliyor katilin hevesini fark
ettiğimizde.
Sonra sopayı kenara bırakıp tecavüze başlıyor. Acımasız.
Tecavüz ederken de önceliği kendisinin zevk almasından
çok kadının acı çekmesinde. Çünkü ona asıl zevk veren kadının
içine girmek değil, bunu yaparken onun tıkaç yüzünden
sese dönüşemeyen çığlıklar atması. Zevk değil, acı çığlıkları.
Kırık kemiklerin daha da canını yakmasını sağlıyor.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Kadının hayatında tattığı en kötü acıyı tatmasını istiyor.
Kurban
her bayılıp ayılışında kâbusa geri dönüyor.
302 • Cody Mcfadyen
Tecavüz bittiğinde neşteri ortaya çıkartıp kadına gösteriyor.
Önce çenesine dayıyor. Kadının gözleri bıçağın üzerinde.
Kadının yavaş yavaş çıldırışını izliyoruz. Kadını hâlâ
canlıyken doğruyor. Leo'ya bakıyoruz, yüzü yemyeşil. Ama
dayanıyor. Değişti ve bu değişimi geri alması mümkün olmayacak
ne yazık ki.
Kadın öldüğünde J a c k Jr. ayağa kalkıp onu izliyor. Kadın
sanki biri ona bomba yuttunnuş ve bomba içinde patlayıp
parçalarını etrafa saçmış gibi görünüyor. Jack'in kameraya
dönüp başparmağıyla "her şey yolunda" işareti yapmasının
ardından kayıt sona eriyor.
"Çok komik olduğunu mu zannediyorsun," diye söyleniyonım
kendi kendime, "sıntmayı sürdür seni pislik. Az kaldı."
Geri kalan herkes sessiz. Gördüklerini sindirmeye
çalışıyorlar.
Bu tür görüntülerin hemen ardından dünyaya dönmek
kolay değil. İnsanın algı sistemi altüst oluyor.
Baş etmek zorundayız.
"Şu internet adresini kontrol edin. Kadının kim olduğunu
bulmaya çalışalım."
"Hemen," diyor Leo ve dunıksaclıktan sonra devam ediyor.
"Bir insan... Bir insan bunu nasıl yapar?" Bu cidd- bir
soru. Çocuğun bakışlarından bir yanıta ihtiyacı olduğunu
anlıyorum.
"Bunu yapabiliyorlar çünkü bunu yapmayı seviyorlar.
Bu onlar için seks. Tatmin edilmesi gereken bir içgüdü. Aynı
bir uyuşturucu bağımlısının uyuşturucuya ihtiyacı olması
gibi onların da buna ihtiyaçları var. Ama temel neden,
yaptıklarını
seviyor olmaları. Hem de tutkuyla."
Leo titriyor. "Bu iş hiç lx.*klediğim gibi çıkmadı."
"Tahmin edebiliyorum. İnsanlar seri katilleri, sapıkları
avlamanın heyecan verici okluğunu düşünürler. Oysa değil -
GÖLGE ADAM • 303
dir. Sabah uyanıp 'ah ne güzel bugün seri katil avlayacağım'
demezsin. Sabah kalkar ve aynaya baktığında onu henüz
yakalayamadığın için suçluluk duymamaya çalışırsın. Onu
yakalayamadığın için başka birinin ölebileceğim bilmek işini
kolaylaştırmaz." Leo'nıın gözlerinin içine bakıyonım. "İşimiz
heyecanla ilgili değil. Sorumlulukla ilgili."
Gözlerini gözlerimden çekmeyip söylediklerimi tartıyor.
Sonra bilgisayarının başına dönmesinden ne demek istediğimi
anladığını kavrıyorum. Bir dakika sonra istediğimi bulmuş.
www.esmersurtuk.com'un sahibinin adresini buldum.
Woodland Hills'te bir dairesi var."
"Elinde bir isim var mı?"
"Hayır. Şirket olarak kaydettirilmiş. Tek kişilik bir firma

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
olmalı."
"Alan. Los Angeles Polis Müdürlüğünü arayıp kontrol etmelerini
iste. Eğer kadının orada olduğu ortaya çıkarsa olay
yerini miihürlesinler. Biz gidene kadar kimsenin girip çıkmas"
ıTnaı miastmemdıiry.o" rum."
"Bu filmde o kadar belli değildi," diyor James. "En azından"
Nbee nli)mel li içdienğ."i ldi?"
"Bir değil, iki katil olduğu."
Şaşırarak ona bakıyorum. Haklı. Ona ne demek istediğini
sormuş olmam bile haklılığının kanıtı. J a ck Jr.'ın yanında
biri vardıysa bile çıplak gözle anlaşılması mümkün değildi.
"Ama ikisi de omdaydılar," diyor James. "Bunu hissettimO."
n a bakmayı sürdürüyorum. Kara tren gidiyor ve Jaınes'le
birlikle içindeyiz.
Leo'ya dönüyorum. "Şu web sitesine bakalım."
304 • Cocly Mcfadyen GÖLGE ADAM • 305
"İşte."
Hepimizin ekranı görebileceğimiz şekilde diziliyoruz.
Ekranda Jack Jr.'ın parçaladığını izlediğimiz kadının
fotoğrafını
görüyorum. Üzerinde sadece külot var. Kalçası bize
dönük, eski moda pornografik pozlardan birini vermiş, bir
yandan da omzunun üzerinden göz süzüyor. Porno işinde
olduğu belli ama insan olduğu da belli. Az önce
gördüklerimizin
hiçbirini hak etmeyen bir insan.
Ekranın tepesinde "BEN ESMER BİR SÜRTÜĞÜM" yazı- .
yor. Sağda küçük fotoğraflar var. Dikkatlice seçilmiş olma- '
kırına karşın bunların sadece erotik pozlar değil sert pornoyu
işaret eden fotoğraflar olduğunu anlıyorsunuz. Kadın kadına
seks, kamasutra ve açık saçık fotoğraflar...
Leo bizi bu siteye bağlı başka bir siteye götürüyor. Üye
olmak için geçilen yer burası.
"Şimdi ne?" diye soruyorum. "Bunun için kredi kartımı
kullandırtmam."
"Gerekeceğini sanmıyorum," diyor Leo. "İçimde bir his
var."
Üye girişine tıkladığında ekranda kullanıcı adı ve şifre
isteyen
bir kutu açılıyor.
"Bence bu site için de arkadaşınmki için kullandığı takma
adı ve şifreyi kullandı. Kullanıcı adı jetkis şifre de
cebennnemden."
Yazıp enler tuşuna basıyor. İşe yaradı. Karşımızda
"üyelere özel alana hoş geldiniz" yazısı var.
"İyi düşündün."
Sayfanın altına gidip içindekiler listesine bakıyoruz. Kişisel
fotoğraflar, filmler, amatör arkadaşlarım. Gözüm üyelerin
katıldığı seks partileri seçeneğine takılıyor.
"Acaba?.."
"Ne düşünüyorsun?" diye soruyor Callie.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Üyelerin katıldığı seks partileri seçeneğine karşı
direneıııemiş
olabilir. Onunla bir süre sonra öldüreceğini bilerek
sevişmek — tam ona göre."
"Kendini daha da güçlü hissetmesini sağlardı." •
Seri katillerin ortak özelliklerindendir güçlü hissetme
arzusu.
İşlerin planlama kısmı da en az gerçekleştirme kısmı
kadar heyecan vericidir.
"Bence haklısın," diyor James. "Bütün fotoğrafları indirip
erkeklerin yüzlerini yüz tarama sisteminden geçirebiliriz.
Denemeye değer."
Polis kuvvetlerine ya da FBI'a katılmanın heyecan verici
olduğunu düşünenler işimizin büyük kısmını anlamıyorlar.
Biz de hızlı hareket etmeyi severiz ama sistemli davranmak
zorundayız. Aynı balıkçılar gibi ağlarımızı atıp bekleriz. Her
şeyi tekrar tekrar inceleriz. Parmak izi sistemi bir ağdır,
suçlu
listeleri bir başka ağ. Yüz tanıma sistemi bir başkası. Her
şeyi izleriz. Biri katile götürebilecek bütün ipuçlarını
kovalarız.
Birden fazla ağ kurulmuştur suya. Ne var ki bu kovalamaca
kaplumbağaların yarışına benzer; metrelerle değil
milimetrelerle ölçülür.
"Yapın. Sen ve Leo."
Alan'ın yanına gidiyorum. "LA polis departmanına ulaşım
mı?"
"Ulaştım. Şimdi onlarla buluşmaya gidiyorum."
"Ya Doktor Clıikl? Ona ulaştın mı?"
"Evet. Önce biraz yakındı ama neler okluğunu anlatınca
hemen ilgilendi. Bütün tahlillerin bir kopyasını isliyor.
Seninle
de sabah görüşecekmiş."
"Güzel. C;ıllie, Genc'in raporunu alıp Dr. Childa ulaşmasını
sağlar mısın?"
306 • Cody Mcfadyen
Callie telefona, Alan kapıya yöneliyorlar. Ben masama
dönüp telefon defterimi karıştırıyorum. Aradığım numarayı
bulmam uzun sürmüyor.
Tommy Aguilera. Eski CIA ajanı. Artık özel güvenlik danışmanı
olarak çalışıyor. Onunla cinayet ve tecavüz konularına
ilgi göstermeye başlayan bir senatörün davası sayesinde
tanışmıştık. Tommy işin sonunda adamı vurmak zorunda
kaldı ve ortaya çıkan politik fırtına da onu işinden etti.
Bana, ihtiyacım olursa kendisini arayabileceğimi söylemişti
ve bunu söylerken içten oldılğunu biliyordum.
Tüm bunları düşünerek numarayı çeviriyorum. O çok
ciddi bir adamdır. Sürekli olarak poker suratıyla dolaşır. Ne
düşündüğünü asla tahmin edemezsiniz. Yumuşak bir sesle
konuşur ama utangaç değildir.
Dört kere çaldıktan sonra telefon açılıyor. "Ben Tommy."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Sesi aynı hatırladığım gibi.
"Selam Tommy. Ben Smoky Barrett."
aHey, Smoky: Nasalsın?"
Tommy'nin sadece nazik davrandığını, aslında bu tür giriş
konuşmalarından hoşlanan bir yapısı olmadığını biliyorum.
"Yardımına ihtiyacım var Tommy."
"Bana neye ihtiyacın olduğunu söyle."
Ona neler olduğunu, Jack Jr.'ın evime girdiğini ve beni
takip ediyor göründüğünü anlatıyorum.
"Seni son teknoloji ürünü araçları kullanarak takip ediyor
olması yüksek ihtimal."
"Bu mümkün. Eğer öyleyse bilmek istiyorum. Ama bildiğimi
bilmesini istemiyorum."
"Anlıyorum," diyor. "Senin peşine takılmamı istiyorsun."
•Evet."
GÖLGE ADAM • 307
"Ne zaman?"
"İlk olarak arabamı ve evimi izleme cihazları ve mikrofonlar
için kontrol etmeni istiyorum. Sonra benim gölgem
olmalısın. Onu yakalamak için en iyi şanslarımızdan biri bu.
Mülki bir aptallık yapar." Bir an tereddüt ediyorum.
"Kahretsin.
Bilmen gerek. Aslında iki kişiler."
"Birlikle mi çalışıyorlar?"
"Evet."
"Ne zaman başlamamı istersin?" Hiç tereddüt etmiyor .
"On bir civarı evde olacağım benimle o zaman buluşur
musun?"
"Tamam. Seninle evde görüşürüz. Geç kalırsan endişelenme
ben beklerim."
"Teşekkürler Tommy. Gerçeklen minnettarım."
"Sana l>orçluyum Smoky. Bu akşam görüşürüz."
Telefonu kapatıp Callie'nin telefon görüşmesini bitirmesini"
Ebeeek?l"i ydoiryuem s.o ruyorum.
"Gcne'e ulaştım, tatlım. Raporun bir kopyasını Dr.
Child'a yollayacaklar."
"Bir olay yeri inceleme çantası hazırlaman ne kadar sürer
Callie?"
Şaşırarak bir kaşını kaldırıyor. "Gene'in elinde hazır bir
tane olduğunu zannediyorum - yarım saat belki?"
"Gidip onunla konuş o zaman. Eğer mekânın bir suç mahalli
olduğu ortaya çıkarsa bizzat Gene ve senin ilk incelemeleri
yapmanızı istiyorum. LAl'D'nin adli tabibinden önce.
İki her şeyi ilk bizim görmemiz için en büyük şansımız."
"Tamam tatlım," diye yanıtlıyor.
Ve o anda kafama dank ediyor. Aydınlanmalarımdan biri
daha. Şaşırmamam gerekirdi. Bütiin duyularım açıldığı ve
3 0 8 • Cody Mcfadycn
kendimi iyice kaptırdığım için bunun olmasını bekliyordum.
"Dinleyin, James, Leo," diyorum heyecanla. "Ve ne
düşündüğünüzü

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
söyleyin."
Bütün dikkatlerini bana yöneltiyorlar.
"Öldürdükleri her iki seferde de internet sitelerine üye
olmuşlardı, değil mi?"
"Evet."
"Ve her iki seferde de aynı kullanıcı adını ve şifreyi
kullanmışlardı.
Yani..."
Leo neden bahsettiğimi hemen anlıyor. "Doğru! Bir sonraki
kurbanlarını çoktan seçmiş olmaları ihtimali var. Onun
da internet sitesine üye oldularsa aynı kullanıcı adını ve
şifreyi
kullanmış olabilirler. Birebir aynı değilse bile kesin
Kanndeşen
Jack'i anımsatan bir isim seçmişlerdir."
"Aynen öyle. Sitelerin sayısı ne kadar fazla olursa olsun
bu tür porno sitelerin üyelik işlemlerini yürüten çok fazla
şirket olduğunu sanmıyorum."
"Hayır yok. Bir düzineden azlar."
"Hepsiyle temasa geçmeliyiz, James. Sen ve Leo'nun bu
şirketlerle görüşmenizi ve aradığımız kullanıcı adı-şifre
kombinasyonlarını taratmanızı istiyorum. Ardından o kullanıcı
adlarını internet siteleriyle eşleştirmeliyiz. Kimi
uyandırmanız
gerekiyorsa uyandırın ama bu işi halledin."
James bana hem kıskanç hem hayranlık dolu bir bakış
fırlatıyor. "Aynen eskisi gibisin."
"Beni bu yüzden yeniden patron yaptılar."
Alan cep telefonumdan beni arıyor. "Adrese vardık
Sıııoky."
"Yanınızdaki en yetkili polis kim?"
GÖLGE ADAM • 309
•'Barry Franklin. Seninle konuşmak istiyor."
"Onu telefona ver."
Kısa bir sessizliğin ardından Barry'nin okluğunu tahmin
ettiğim bir ses duyuluyor. Pek memnun olmadığı belli.
"Sıııoky. Suç mahallini incelememize izin vermemek de ne
demek?"
"Göründüğünü gibi değil Barry. Hiç değil. Suç mahallini
herkesten önce görürsek suçlunun zihninin derinlikleriylc
ilgili daha fazla bilgi edinebiliriz. Nasıl olduğunu
bilirsin."
Düşündükten sonra haklı olduğumu anlıyor. "Tamam.
Aıııa eıı azından ben içeri girebilir miyim? Hiçbir şeye
dokunmayacağımı
biliyorsun."
"Elbette girebilirsin. Şimdi Alan'ı telefona verebilir
misin?""
O lur."
"Yani suç mahalline girebiliyor muyuz?" diye soruyor
Alan bana.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Evet. Callie, Gene ve ben de beş dakika sonra yola çıkacağız.
Orada görüşürüz."
"Kadının adını öğrendik Smoky. Charlotte Rose."
"Teşekkürler." Telefonu kapatıyorum.
Charlotte Rose. Baştan çıkarıcı bir isim. Ahlâksız bir kadın?
Belki.
Ama hiçbiri işkence, tecavüz ve ölümle cezalandırılmayı
hak etmeyi sağlayacak şeyler değiller.
GÖLGE ADAM • 311
Trafik, akşam seki/den sonra rahatladığından Woodland
Hills'c varmamız uzun sürmüyor. Prestijli olmasa
da hoş görünümlü, tek katlı, ufak bir ev. Çevrenin
dokusuna uygun.
Park ellikten sonra hepimiz arabadan inip Alan'ın beklediği
ön kapıya gidiyoruz.
"Barry nerede?" diye soruyorum.
Parmağıyla kapıyı işaret ediyor. "Hâlâ içerde."
"Sen baktın mı?"
"Hayır. İlk senin görmek istediğini biliyordum."
Biliyor. Yıllardır birlikte çalışıyor olmanın getirişi. Kafamı
kapıdan uzatıp Barry'ye sesleniyorum. Odalardan birinden
çıkıp bana doğru yürüyor.
"Tanrı'ya şükür," diyor paltosuna uzanırken. "Dışarı çıkıp
sigara içmek için bir bahaneye ihtiyacım vardı." Bir sigara
çıkartıp yakıyor. "Bir tane ister misin?"
"Hayır, teşekkürler." Gerçeklen sigara içmeyi istemediğimi
keşfettiğim için şaşkınım. Alexa'yla ilgili gerçeği keşfetmek
ve silahımı yeniden elime almak arasında bir yerlerde
sigara içme alışkanlığımı kaybettim.
Davanın başındaki polis en az on yıldır tanıdığım Barry
olduğu için şanslıyım. Kısa, hafif topluca ve kel bir adamdır.
Gözlük takar ve nasıl olduğunu anlamasam da hep
genç ve güzel kadınlarla çıkar. Kendini beğenmiş olmadan
özgüven duyduğunu gösterebilenlerdendir. Bu özelliği birçok
kadına çekici gelir. Ayrıca başarılı bir Cinayet Masası
dedektifidir. Çok çok yeteneklidir. Eğer teşkilatta çalışıyor
olsaydı onu hemen takımıma alırdım.
"Hemen içeri ginrıek istiyor musun?" diye sonıyor.
"İçeri ginneden önce kabataslak anlatırsan sevinirim."
Anlatmaya başlıyor. Barry not defteri kullanmaz, fotogralik
hafızası olduğu için ihtiyacı yoktur.
"Kurbanın adı Charlotte Rose, yirtni dört yaşında. Yatağına
bağlanmış olarak bulundu. Biz geldiğimizde çoktan ölmüştü.
Gırtlağından cinsel organına kadar kesilmişti. İç organları
çıkartılıp paketlenmiş ve cesedin yanına bırakılmıştı.
Kollarında ve bacaklarında çürük izleri vardı. Tahıninimce
onu bir şeyle dövmüşler."
"Tahmininde haklısın. Beysbol sopasıyla dövüldü."
"Bunu nereden biliyorsun?"
"Katil bize olayın kaydını yolladı. Bildiğimiz kadarıyla bu
öldürdüğü ikinci kadın."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Ölüm saati kesin olarak belirlenmiş değil ama öleli en
az üç gün okluğunu tahmin ediyorum. Ceset oldukça çürümüş."
"Bu tahmin bizim genel zaman çizelgemize de uyuyor."
Barry, ağırlığım sağ ayağının üzerine kaydırıp vücudunu
hafif geriye çekerek bakışlarını üzerime dikiyor. "Söylesene
bütün bunlar ne demek oluyor Smoky?"
312 • Gndy Mcfadyen GÖLGE ADAM • 313
"Her zamanki şeyler Barry. Acı ve dehşet saçan bir psikopat."
Ellerimle gözlerimi ovalıyorum. Yorgunum. "Bu seferki
internette kendilerine ait porno siteleri olan kadınlara]
saldırıyor. O..." Tereddüt ediyorum. "Bütün bunları aramız-1
da kalmak koşuluyla anlatıyorum Barry. Hiçbirinin basına
gitmemesi lazım."
"Sorun değil."
"Öncelikle, 'o' değil "onlar". İki kişiler. Bir ianesi baskın
diğeri talimatları dinliyor. Benimle ve takımımla kafayı
bozmuş
durumdalar. İlk kurban, liseden arkadaşımdı. Lisedeki
en iyi arkadaşımdı. Bu yüzden onu seçtiler."
"Ahh. kahretsin çok üzgünüm Smoky."
"Senin tarif etliklerin onların imzalarının bir parçası.
Arkadaşımı
gırtlağını keserek öldürdüler -iki cinayet bu noktada
farklı- ama organların çıkarılması onların imzası. Baskın
olan, Karındeşen Jack'in soyundan geldiğini iddia ediyor."
Alaycı bir bakış geçiyor Barry'nin yüzünden. "Saçmalık."
Kafamı sallıyorum. "Öyle. Ve bunun saçmalık olduğuna
dair ispatımız da var."
"İşleri nasıl yürütmek istiyorsunuz?"
"Suç mahallini tek başıma gezmek istiyorum. Ardından
Gene ve Callie ilk incelemeleri yapmak üzere içeri girecekler.
Ondan sonra sizin Olay Yeri Ekibi'niz derinlemesine incelemek
üzere içeri girebilir. Hepimiz acele etmek zorundayız,
kaybedecek zamanımız yok."
"Anlaşıldı." Sigarasını sokağa fırlatarak söndürdükten
sonra bana kapıyı açıp en uçtaki odayı işaret ediyor. "Onu
şimdi görmek ister misin?"
Kapıyı kapatmadan önce Alana dönüyorum. "Sen eve
karına git burada olman için.bir neden yok." Tereddüt eder
Itlhi görünse de sonunda kabul ediyor. "Teşekkürler."
Yanımızdan
ayrılıyor.
"Callie, işim tahminen yinııi dakika yarım saat sürecek.
İlen çıkınca siz girebilirsiniz."
"Sorun değil tatlım. Yeter ki sen sihrini göster."
İçeri girip zihnimin kulağıyla evi dinliyorum. Bir saniye
Monra kara trenin sesi kulaklarımda yankılanmaya başlıyor,
çevremdeki bütün duvarlar yok oluyor; onu görmeye hazı-
~ ııııı. Artık tek yapmam gereken trenin izlediği yolu bulmak,
hıı mekândan nasıl geçtiğini keşfetmek.
Ev şık değil ama sade ve temiz. Bir şekilde bir zamanlar

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
evini güzelleştirmek için uğraştığı halde sonradan pes etmiş
ulan birinin burada yaşadığı havası var. Hayal kırıklığı henüz
kapıdan girmemişse de çok yakınmış.
Eve ölümün kokusu hâkim. Genel havayla büyük bir
kontrast oluşturuyor. Başka hiçbir koku yok. Sadece cinayetin
kokusu; çiğ ve gerçek. Eğer ruhlann kokusu olsaydı
Jack Jr.'mki böyle kokardı.
Oturma odasının sağına baktığımda mutfağı görüyorum.
İtilerek açılan cam bir kapı arka bahçeyle aramda duruyor.
Oraya yürüyüp kilidi kontrol ediyorum. Standart, ucuz bir
ıııodel ama kırık değil.
"Yine kapıyı çaldın öyle değil mi?" diye mırıldanıyorum
kendi kendime. "Sen ve arkadaşın. Sen önce dururken o
kenara mı saklanmıştı? Kadının en az beklediği anda içeri
dalmaya mı hazırlanıyordu?"
Aklıma Annie'ye saldırma zamanları olan 19:00'ın rastgele
çekilmiş olmadığı geliyor. Bu saatte insanlar yemeğe
oturdukları için dış dünyaya karşı daha da ılgisizleşirler.
"Burada yaptığın da bu muydu? Akşamın erken saatlerinde
gülümseyerek kapıyı mı çaldın? Ellerin pantolonunun
ceplerinde dünyaya aldırmaz mı görünüyordun?"
514 • Cöcly Mcfadycn
Onlarla ilgili hissettiğim bir şey bu. GüçKi bir duygu btı I
Kibirleri. 1
Akşamın erken saatleri ve fahişenin evinin önüne paıh\
ediyorlar. Neden olmasın? ¡ivin önüne araba park etmektiı
garip olan hiçbir taraf yok. Arabadan inip çevreye bakıyon
lar. Etraf sessiz olmasa da sakin ve durgun. Banliyöde gün^t
batımı. Ama evlerin içinde, duvarların arkasındaki hariA ı
ketliliği hissedebiliyorlar. Yuvalarına koşuşan karıncalar \
gibi.
Kadının kapısına yürüyorlar. Evde olduğunu biliyor^
onunla ilgili her şeyi biliyorlar. Kimsenin kendilerinin
izlemediğinden
emin olduktan sonra içlerinden biri kapıyı çalıyor.
Bir an geçiyor, kadın kapıyı açıyor...
Ya sonra? Girişe bakıyorum. Yere düşürülmüş posta yok,
dövüş izi yok. Ama kibirlerini hissedebiliyorum.
Yapabilecekleri en basit hareketi yaptılar - kadını itip
içeri girdikten sonra kapıyı kapattılar. Kendilerini
durduramayacağını
biliyorlardı. İnsanların ilk tepkisi karşılık vermek
değil neler olduğunu tartmak için geri çekilmek olur.
Neler olduğunu anlamamızı sağlayacak açıklamaların peşinde
koşarız. Bizim buna benzer tereddüt arılarımız avcıların
inisiyatifi ele geçirmesini sağlar.
Ama belki de kadın onların beklediğinden hızlı davrandı.
Belki daha kapı kapanırken çığlık atmak için ağzını açtı.
Ama buna hazırlıklı gelmişlerdir. Nasıl? Bir bıçak. Hayır.
Bu sefer esir alabilecekleri bir çocuk yok. Daha kesin bir
tehdide

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
ihtiyaçları var. Silah? Evet. Hiçbir şey insanı sessiz tutmak
konusunda üzerine doğrultulan bir silah kadar etkili
değildir.
"Kes sesini yoksa ölürsün, " demiştir ikisinden biri. Bunu
söylerken sakindir. Kadının daha da çok korktuğunu tah-
GÖLGF. ADAM • 315
n\in etmek güç değil. Adamın hiç tereddüt etmeden kendilini
öldürebileceğini anlamıştır.
Yatak odasına yöneliyorum. Gerilim daha da artıyor.
Iı.oriyi kayıttan tanıyorum. Odanın teması pembe ve yumııf.
ık ve zevkli. Genç. Mutlu.
liütün bu yumuşaklığın ortasında kadın kanlar içinde yalıyor.
Ölü çürümüş, hâlâ kendi yatağına bağlı. Gözleri açık ölmüş.
Bacakları iki yana ayrılmış durumda. Onu bilerek böylr
bıraktıklarını biliyorum. Ona sahiptik diyorlar, ve o hiç
Mmse değil. Değersiz bir fahişe. O bizimdi
Yatağın kenarına dizilmiş çantaları görüyonım. Kadının
vücudu vahşetin, kaosun ve çürümüşlüğün merkeziyken
çantalar lam bir düzlemsel kontrast oluşamıyorlar. Dümdüz
bir sıra oluşturacak biçimde yan yana dizilmişler.
Muntazamlar.
Onlar da bize mesaj olarak bırakılmış. Ne kadar düzenli
olabileceğimizi görüyor musunuz diyor sanki katiller,
belki de sadece kendilerinin anlayacağı bir dilde
konuşuyorlar.
Henüz bütün kodları çözebilmiş değiliz.
İçerideki her şeyin bir ritüelin parçası olduğunu
görebiliyorum.
Karındeşen Jack olsa böyle yapardı diye düşündükleri
için bunu yapıyorlar. Cinayete bu kadar yoğunlaşmış olmaları
ilgimi çekiyor. Kadına konsantre olmuşlardı, sadece
ona. Odadaki başka hiçbir şeye dokunulmamış ya da hasar
verilmemiş. Kadına sahip olmak onlar için yeterli. Onun
alanını
ya da eşyalarım kirletmeye ihtiyaç duymuyorlar.
Odada ilerleyip çevreme bakmıyorum. Bir sürü kitap
var. Rastgele dizilmiş olsalar da sadece boş alan doldurmak
için orada olmadıkları belli. Kadın kitap okumayı seviyorınuş.
Başlıklara bakmak için eğildiğimde polisiye romanlar
ve seri katillerin bivogra 111 eriyle karşılaşıyorum.
316 • Cody Mcfadyen GÖLCH ADAM • 317
Şansa bak diye geçiriyorum içimden.
Yeniden yatağa dönelim. Önce yerleri gözden geçiriyorum;
iç çamaşırları parçalanıp fırlatılmış. Onları kendisinin
çıkartmadığı belli oluyor. Zorla çıkartılmışlar.
Kadının yüzünü kontrol ediyorum. "Onlarla savaştın mi
Charloıte? Senden sutyenini ve iç çamaşırını çıkartmalarını
istediğinde defolup gitmelerini söyledin mi?"
Yatağının kenarında duruyor üzerinde sadece külot
var. Korkudan titremekte.
İçlerinden biri silahı doğrultuyor.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Hepsini," diye emrediyor kadına. 'Hepsini çıkart."
Kadın önce birine sonra ötekine bakıyor. Annie'nin aksine
kendisini yatağa bağlamalarından önce anlıyor.
Boş bakışlar.
Bu kadın biliyordu.
Kadının vücudunu inceliyorum. Yüzünde ve göz çevresinde
morluklar var. Yatağa bağlanmasından sonra mı olmuş
önce mi? Emin olmak zor.
Kadın biran için de olsa kendisine dokunduğundan katillerden
biri öfkeleniyor ve katil korkuyor. Çığlıklar sona ermeli.
Kadının midesine bir yumruk atıyor; kadının ciğerlerinden
ve ağzından kanlar lxxşalmasına neden olan bir
yumruk.
"¡illerini arkasında birleştir." diyor biri ötekine. "Boyun
eğmeyi öğrenmen gewkfahişe." Tabancasını kaldırıp kabzastyla
kadının suratına vuruyor. Bir. İki. Tekrar. Uzanıp
kadının sutyenini kavradıktan sonra delice bir kaba kuvvetle
parçalayarak çıkartıyor. Sonra külotunu parçalıyor.
Kadın yeniden çığlık atmayı deniyor ama öteki adam ellerini
arkada tutarken çnpınmak da dahil olmak üzere
elinden hiçbir şey gelmiyor. Çıplak, şaşkın, gözlerinden
yaşlar
akıyor, kulakları çınlıyor ve her tarafı kan içinde.
Katil yeniden kontrolü sağlayabildiği için memnun.
Cesedin el ve ayaklarına baktığımda kelepçe izlerini
görtiyorum.
Gözüm, sol eline takılıyor. Yatağın başına gidip
uzandığımda Charlotte'un takma tırnak kullandığını fark
ediyorum. Ama sağ elinin işaretpaımağındaki tırnağı gitmiş.
I >iğer tırnaklarını kontrol ediyorum, hepsi yerlerindeler.
Aklıma bir fikir gelmesiyle birlikte ön kapıya koşuyorum.
"Fenerin var mı?" diye soruyorum Barry'ye.
"Arabada olacaktı," dedikten sonra gidip feneri getiriyor.
Onu kaptıktan sonra Charlotte'un yatak odasına geri dönüp
fenerle yatağın altını kontrol ediyorum. İşte.
Kayıp tırnak halının üzerinde duruyor. Daha yakına gidip
baktığımda ucunda kan olduğunu görüyorum. Geri çekilip
zavallı Charlotte'u süzüyorum. Ona baktıkça canım yanıyor.
Bütiin gücüyle kendisini savunmayı denemiş.
Başkaları bunun kaza olduğunu iddia edebilirler. Ama
IKMI bu şekilde değerlendirmeyeceğim. Okuduğu onca seri
katil kitabını ve polisiyelerden etkilendiğini düşünerek bunun
öleceğini bilen savaşçı bir genç kızın bize veda hediyesi
olduğunu düşünüyorum.
"Fahişeyiyatağa kelepçele," diyor elinde silah olan.
Diğeri hemen bu emre uyup kadını omuzlarından tutup
sürükleyeıvk...
"Ab! Pis fahişe!" diye bağırıyor 'Fahişe beni kanattı!"
"Şunu biran evvel kelepçelesene/"
Yeniden kadının midesine bütün gücüyle bir yumruk
indiriyor ve kaşı koyamayacak hale gelen koldun yatağa kele/

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
içeliyor.
318 • Cotly Mcfadycn GÖLGE ADAM • 319
Her şey etcı ve korku verici. Kendisini öldüreceklerinin
farkında. Kitaplarda okumuştu. Yine kitaplarda okuduğu \
için DNA'yı biliyor. Trrnağmdakinin ne olduğunu biliyor.
Tırnağını başparmağına bastırarak yerinden çıkartıyor,
hark etmemeliler. Bir parçası, tırnağryere düşerken kendisi
için yas tutmaya başladı bile. O ölecek, tırnak yaşayacak.
Bakışlarım elinde silah olan adama çeviriyor.
Gözlerini kapatıp ağlamaya başlıyor ve bulacağımızı
bildiği tırnağı düşünüyor. \
Ayağa kalktığımda soğuk bir rüzgâr tarafından kendime
getirilmiş gibiyim. Charlotte'a bakıyorum.
"Onu buldum," diye fısıldıyorum kulağına. "Tam bıraktığın
yerde."
"Hastalıklı herifler!" diye söyleniyor Barry. "İnsan bunları
görmeye asla alışmıyor."
Ona bakıyorum. "Alışmamak en iyisi Barry."
Şaşırıp bana bakıyor. "Sanırım haklısın."
Callie ve Gene içeri girmeye hazırlar. Herkese tırnaktan J
bahsettim.
"İşleri uzun sürmeyecek sen de Olay Yeri Ekibi'ni getirtsen
iyi olur Barry. Onlara olabildiğince baskı yap raporu bir
an evvel masamda istiyorum. Lütfen. Bu iş bittiği zaman senin
adının geçmesini de sağlayacağım. Zaferi paylaşacağıma
emin olabilirsin."
"Düşündüğün için teşekkürler Smoky ama endişelenme.
Bu, kimin yakaladığına aldırmadığını, yeter ki şu pislikler
yakalansın dediğim davalardan."
"Öyleyse elimizdekileıi paylaşmak konusunda anlaştık?"
"Bana ııvar."
"Burada tam olarak ne yapmamızı istiyorsun?"
Gene'nin yüzünden ve bu soruyu soruş biçiminden hem
heyecanlı hem sıkkın olduğunu anlayabiliyorum. Heyecanlı
çünkü uzun süredir ilk kez saha görevine çıktı; canı sıkkın
çünkü suç mahallinin tek sorumlusu o değil. Mekânı
sahlplenemeyecek.
"Bu adamları yakalamakta yardımcı olacak her şeyi toplayın.
Los Angeles polisinin Olay Yeri Ekibi iyidir. Onlar
ağır işi halledecekler. Sizin bize kısa vadede çözüm
sunabilecek
şeylerle ilgilenmenizi istiyorum."
"Tırnağı almamızı istiyor musun?" diye soruyor Callie.
"DNA sonuçlanın biz mi daha erken alırız yoksa polis'
tleparimanmdakiler mi?"
"Biz."
"O zaman alın. Kesinlikle onların ekibi gelmeden binadan
çıkmanızı istemiyorum. Katilleri yakaladığımızda teknik
bir hata yaptığımız için mahkûmiyeti kaçırmayalım."
Gene, Callie'ye dönüyor. "Kamerayı mı yoksa (iltraviyole
ışınını mı istersin?"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Kamerayı alırım."
Gıllie suç mahallinin fotoğraflarını çekecek. Gene de daha
önce Annie'nin dairesinde kullandığımıza benzer bir makineyle
evin içinde kan, saç, meni ve diğer sıvıları arayacak.
"Hadi gidelim."
İçeri girişlerini izliyorum. Sıra onların.
"Ne düşünüyorsun tatlım? Üç günlük ıııü?"
"Benim tahminini bu yönde olurdu."
Callie. cesedin bir fotoğrafını çektikten sonra paketlenmiş
organların fotoğraflarını çekmeye koyuluyor. Gene de
paketlerin yanına gidip ülıraviyole ışınıyla herhangi bir iz
320 • CotJy Mcfadyen
olup olmadığını kontrol ediyor. "Hiç iz yok." Bana dönüyor.
"Yine de bunu kesin kabul etme."
Vücudu incelemeye başlıyorlar. Callie daha fazla fotoğraf
çekiyor. Gene Charlotte'un sağ elini inceliyor. "Tırnağın
koptuğu noktayı görüyor musun?" diye soruyor Callie'ye.
Callie ona bölgenin fotoğraflarını çekerek karşılık veriyor.
"Tırnak halının üzerinde duvar tarafında," diyorum.
Callie işaret ettiğim tarafa gidip tırnağın fotoğraflarını
çekiyor.
"Üzerinde kan ve deri var. Gene."
Gene yatağın altına bakıyor. "Burada bir şeyler bulmamız
ihtimali olduğundan tırnak dışında bir şeye dokunmak
istemiyorum." UV ışını cihazını Callie'ye uzatıp cebinden
küçük bir delil torbası çıkartıyor. Tırnağı olabildiğince az
hasarla alabilmek için çabalayışını izliyorum. Sonunda başarıp
tırnağı delil torbasına koyuyor.
"Eğer üzerinde DNA varsa yirmi dört saat içinde öğreniriz."
Cihazı yeniden Callie'den alıp Charlotte'u tanımaya başlıyor.
Önce kafası sonra boynu en son bacakları. "Cesedin
üzerinde katillere ait herhangi bir vücut sıvısı ya da saç
görmüyorum.
Kanlar konusunda ise emin olamayız. Laboratuvarda
tahlil edilmeli."
Callie başka fotoğraflar çekiyor.
"Bence elimizdeki en büyük ipucu şu an için takma tırnaktaki
DNA," diyor bana. "Bir boğuşma olmuş gibi göründüğünden
Olay Yeri Ekibi ne iç çamaşırlarını toplarken çok
dikkatli davranmalarını söyleyeceğim."
"Hepsi bu mu?"
"Şimdilik tatlım," diye yanıtlıyor Callie. "Tırnaklan ne
çıkacağını
beklemek zorundasın."
Saatime bakıyorum. Neredeyse on bir.
GÖLGE ADAM » 321
-Eve gidip güvenlik uzmanıyla görüşmem gerek Callie.
H„, burada Olay Yeri Ekibi'ni bekleyin. Gene, lütfen ilk ış
olarak DNA'yı kontrol et."
"Merak etme."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Clıarloue'a lv..k.yor. Beyninde onun ağlıkların,
dı.yab.ldiğine
eminim.
GÖI.GK ADAM • 323
39
« o nasıl?" diye sorarken sesim çok yorgun çıkıyor.
'İyi. Öğleden sonra uyandı ve biraz televizyon
seyrettik. Akşam yemeğini yapmama yardım etti. Günlük
şeyler işte. Şimdi de uyuyor."
"Elaina..." Tereddüt ediyorum.
"Bu gece burada kalabilir Smoky. Bunu önerecektim.
Ayrıca sesin çok yorgun çıkıyor ve onu uyandırmak için
hiçbir neden yok.
Güzel eski empaıi. Suçlu hissediyorum ama onu geri çevirecek
kadar değil.
Teşekkürler. Yorgunum. Ama bunu alışkanlık haline
getirmeyeceğim, söz veriyorum. Ve sabah onu arayacağım."
"Biraz uyumalısın. Smoky."
Eve dönerken bu koşullar, altında Alexa'yı Elaina ile bırakmam
doğru muydu diye düşündüm. Ama hemen ardından
bu soruyu zihnimin derinliklerine tıkıp kapıyı kapattım.
Eve vardığımda on biri henüz geçmişti. Tanrını, ne kadar
yorucu bir gündü.
Tommy çoktan gelmişti. Onun dakikliği beni şaşırtmadı.
D.ıkik olmak onun karakterinin merkezinde yer alır, sonradan
edindiği bir alışkanlık değildir.
Ben arabamı park ederken arabasından inip bana doğru
yürüyor. Bir el işareti ile camımı açmamı gösterdiğinde
dediğini
yapıyorum.
"Arabayı garaja park et," diyor. "İzliyor olabilirler. Garaja
girdiğin zaman da l>en mikrofonlar için içeriyi arayana
kadar hiçbir şey söyleme."
"Anladım."
Garajın kapısını açıp arabayı içeri sokuyonım. Tommy
sırtında büyük bir çantayla beni takip ediyor. Arabayı
durclunıp
dışarı çıkıyorum.
Tommy hiç oyalanmadan pahalı cihazlarını çıkartıp içeride
mikrofon olup olmadığını tarıyor. Acele etmiyor, yavaş,
yöntemli ve tamamen odaklanmış olarak parça parça garajı
tarıyor. On dakika sonra her şey tamam. Sırada fiziksel tarama
var. Sadece frekansları kontrol ederek mikrofonları
aramak yeterli değil; aktif olmama ihtimallerine karşın aynca
olası noktaları aramanız gerekiyor.
Arkama yaslanıp onun çalışmasını izliyorum. Tommy'yi
yıllardır görmedim. Her zamanki gibi muhteşem görünüyor.
Tommy, Latin kökenlidir ve kendine özgü bir yakışıklılığı
vardır. Siyah, dalgalı saçları ve derin kahverengi gözleriyle
Güney Amerika'da taıildeymişsiniz hissi verir. Yüzündeki

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
lek kusurun şakağının sol tarafındaki yara izi olduğunu
söyleyebilirim.
Ama o da İnence Tommy'yi daha da çekici kılar.
Callie kadınlar için neyse Tommy de erkekler için odur.
Yanlış anlamayın ikisi birbirinden çok farklı insanlar; Callie
taş gibiyken Tommy sakin ve rahat. Örneğin oturmuş sizi
tünlerken asla ayağını yere vurmaz ya da parmaklarıyla ri32<
i » OKIV Mcl'adycıı GÖLGE ADAM • 325
tim tutmaz. Tamamen söylediklerinize konsantre olur. Hareket
etmeye ihtiyaç duymadığından değil, onun hareketi]
gözlerindedir. Her zaman yoğun, ilgili, tetikte. Bunun
CIA'deki geçmişinden kaynaklandığını sanıyorum. Hareketsizlik
ve izlemek, gizli ajanlık işinde önemli yetiler.
Tommy. kendisiyle ilgili lazkı açıklama yapmaz. Hiçbir
zaman evlenmediğini biliyorum ama çok mu loz arkadaşı
oldu yoksa bir iki tane mi bilmiyorum. CIA'de işler neden
bu kadar kötü sonuçlandı bilmiyonım. Bana ondan çok çabuk
vazgeçmişler gibi geliyor. Onun geçmişini araştırdığımızda
her şeyin mükemmel olduğunu gördük: İşinde çok
iyi; çok sevdiği bir kız kardeşi var; annesine o bakıyor.
Bunlar bir insanla ilgili temel bilgilerdir ve size unun
karakteriyle
ilgili önemli ipuçları verir. Yine de kafamda Tommy
ile ilgili cevaplanmamış çok som var.
Sesi beni düşüncelerimden uyandırıyor. "Burada mikrofon
yok. Ama zaten garajına mikrofon koymaları çok anlamlı
olmazdı. Burada çok vakit geçirdiğini düşündüklerini
zannetmiyorum."
"Geçilmiyorum.''
"Bu hep kullandığın araba mı?"
"Evet."
Arabanın arka tarafına geçtikten sonra altına girerek
kontrole başlıyor. Gittikçe daha içerilere girişini izliyorum.
"Buldum. Yüksek teknoloji ürünü, profesyonellerin kullandığı
türden gerçek zamanlı GPS takipçisi." Arabanın altından
çıkıyor. "Bununla ve uygun programla bilgisayarları
aracılığıyla seni takip edebilirler. Şimdilik yerinden
çıkartmamı
istemiyorsun sanırını."
"Orada olduğunu bildiğimi, bilmelerini istemiyorum.
Belki sen beni izlerken onlardan birini yakalarsın."
"Öyle olsun. Bana daha önce evine girdiklerini söylemiştin?"
"Evet. Kilitleri değiştiririm."
"Ama bu demek oluyor ki kilitleri değiştirmenden önceki
herhangi bir zaman mikrofonları yerleştinniş olabilir. Onlun
aramamı ister misin? Birkaç saat sürer."
"Eğer evimde mikrofon varsa nerelerde olduklarını bilmek
istiyorum ama hiçbirine dokunma."
Çantasını kapıyor. "Beni içeri götür de çalışmaya başlayayım."
Tommy öncelikle cep telefonumu temizledi. O mikrofonları
aramaya devam ederken ben de neler olduğunu öğrenmek

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
için takımımı aradım.
"Kullanıcı adı-şifre kombinasyonlarının izini sürme işi
nasıl gidiyor James?"
"Bütün gecemizi alacak. Birkaç şirketin sahiplerinin izini
sürüyoruz."
"Güzel, devam edin."
Yanıt vermeden telefonu kapatıyor. Hâlâ sinir bozucu.
Callie, Gene ile beraber la bora tu varda ve DNA ile ilgili
işleri halletmeye çalışıyor.
"Gene'nin gecenin bir vakti birçok kişiyi yatağından
kaldırması
gerekti Smoky. Testlerin bir an evvel yapılması için
elimizden geleni yapıyoruz. Gene tamamen bu işe konsantre
olımış dunmıda."
"Onu suçlayabilir misin?"
"Hayır. O kadının hayatını kazanmak için ne yapıyor olduğu
umurumda bile değil. Çok gençti. Her an fikrini değiştirip
yeni bir iş bulabilirdi. Katil onun elinden bu .şansı aldı."
3 2 6 • Coıly Mcfadyen
"Biliyorum, Callie. Bu yüzden onu yakalamalıyız. Devam
edin ve yapabilirseniz biraz uyuyun."
•'Sen de Smoky."
Kn son Alan'ı arıyorum. Ona Bonnie'nin bu akşam onlarda
kaldığını haber veriyorum.
"Hiç sorun değil." Duraksıyor. "Elaina gelecek halta
kemoterapiye
başlıyor."
Tanıdık korku. Boğazımın düğümlendiğini hissediyorum.
"Her şey yoluna girecek Alan."
"Bardağın yarısı dolu diye düşünüyoruz, değil mi?"
"Her zaman."
"İyi geceler." Alan telefonu kapatıyor.
Tommy'nin evin içinde dolaştığını duyabiliyorum ama
onun dışında içerisi .sessiz. Bonnie'yi şimdiden özledim.
Onun benim yanıma taşınmasına yol açan olaylar zinciri ne
kadar korkunç olsa da, o küçük kız benimle kalmaya başladığı
için mutluyum. Doğruya doğru. Onu özlüyorum.
Bu davayı bir an evvel çözmek için normaldekinden daha
farklı gerekçelerim olduğunu kavrıyorum. Meselem sadece
Jack Jr. ve vahşetini sokaklardan uzak tutmak değil;
Bonnie ile yeni bir hayata başlayabilmek için bu davanın
hayatımdan çıkmasına ihtiyacım var. Geleceği düşüniiyorum
ve geleceği merak ediyonim. Joseplı Sands'ı öldürdüğüm
günden beri böyle hissetmemiştim.
Tommy hâlâ içeride dolaşıyor. Onun işini bitirmesini
beklerken televizyonu açıp arkama yaslanıyonım.
On iki yaşındayım ve mevsim yaz. Çok güzel bir yaz. Babam
hâlâ hayatta ve ben yirmi bir yaşına basmadan cince
öleceği konusunda hiçbir fikrim yok. Zuma kumsalında sı-
GÖLGİ- ADAM • 327
cak kumların üzerinde oturuyonım. Üzerimdeki soğuk okyanus

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
suyu damlalarının buharlaşmalarını hissedebiliyor
dudaklarımda tuzun tadını alabiliyorum.
Çocuğum, kumsaldayım ve babam beni seviyor.
Mükemmel bir an.
Babam gökyüzünü izliyor. Ona baktığımda kafasını sallayarak
gülümsediğini görüyorum.
"Ne oldu lxıba?"
"Farklı güneşleri düşünüyordum hayatım. Her yerin kendine
özgü bir güneşi vardır, bunu biliyor muydun?"
"Gerçekten mi?"
"Fvet. Kansas'ın buğday tarlaları güneşi vardır. Maine'deki
Bangorda güneş kendini gri bulut kümeleri arasından
göstererek gökyüzünü aydınlatır. Altın renginde olan Florida
güneşi vardır." Gülümsüyor. "Ama benim favorim California
güneşi. Kuru, sıcak, bulutsuz, tamamen mavi gökyüzünün
güneşi. Aynı bugünkü gibi. Her şeyin yeni başladığını,
heyecan verici olaylar olacağını hatırlatır insana."
Bakışlarını
gökyüzüne çevirip gözlerini kapatarak güneşin yüzüne
vurmasına izin veriyor. Babamın o ışıkta çok güzel göründüğünü
düşünüyorum.
O zaman bana söylediklerinin hepsini anlamıyorum ama
önemli değil. Beni sevdiği için bunları benimle paylaştığını
biliyorum.
Ne zaman babamı düşünsem, onun özünü hatırlamaya
çalışsam, o anı düşünürüm.
Babam çok etkileyici bir adamdı. Annem ben on yaşındayken
öldüğünde zorlandıysa da yıkılmadı. Büyük acılar
içerisindeyken bile beni hiç yalnız bırakmadı. Çocukken
başka ne olursa olsun tek bir şeyi kesin olarak biliyordum:
Babamın beni sevdiğini.
328 • Cody Mcfadyen
Birinin dokunuşuvla uyanıp kolluktan fırlıyorum. Gözlerimi
açmadan silahımı çektim bile. Karşımdakinin Tommy
olduğunu anlamak birkaç saniyemi alıyor. Korkmuş görünmüyor.
Elleri iki yanında İnekliyor. Silahımı indiriyorum.
"Özür dilerim." diyor.
"Hayır ben özür dilerim Tommy."
"Aramayı bitirdim. Tek bulduğum telefonundaki mikrofon.
Yalhız yaşadığın için böyle yapmışlardır. Çünkü kendi
kendine konuşma alışkanlığı yoksa tek başına yaşayan birinin
odalarını dinlemek bir işe yaramaz; telefonunu dinlemek
en iyisidir."
"Yani telefonum ve arabam."
"Evet. İşte önerim. Ben burada koltukta uyurum ve yarın
evden çıkarken seni takip ederim."
"Emin misin Tommy? Yani burada kalmak konusunda?"
"Şimdilik benim için en önemli kişi sensin Sıııoky. Benim
işim günde yirmi dört saat seni korumak."
"Eğer bu fikrin hoşuma gitmediğini söylersem yalan söy-'
lemiş olurum. Teşekkürler."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Sorun değil hem zaten sana borçluyum."
Ona uzun uzun bakıyorum. "Biliyorsun Tommy bana
hiçbir şey borçlu değilsin. Ben sadece işimi yapıyordum."
Başını sallıyor. 'Arlık senin için buradayım. Gidip iyi bir
uyku çek. Hiçbir şey için endişelenmen gerekmiyor." Gözleri
buz gibi soğuk. Ya da dondurulmuş granit gibi. "Sana
ulaşmak isteyen her kim olursa önce beni geçmek zorunda."
Tommy'ye bakıyorum. Ona gerçekten bakıyorum. Babamla
ilgili rüyamı düşünüyorum. Keşke Joseph Saııds saldırdığında
da Tomnıv yanımda olsaydı. Gözlerim onun de-
GÖLGE ADAM • 329
rin bakışlı, koyu renk gözlerine takılıyor. Yakışıklı yüzüne.
Ona doğru çekildiğimi hissediyorum.
"Sorun ne?" diye soruyor yumuşak sesiyle.
Yanıt vermiyorum. Onun yerine kendimi de şaşırtarak
ıızanıp onu dudaklarından öpüyorum. Geri çekilip beni itiyor.
"Dur," diyor.
Gözlerine bakmaya utandığımdan yere bakarak yanıtlıyorum
onu. "O kadar çirkin miyim Tommy?"
Uzun bir sessizlik. Eliyle çenemden tutup başımı kaldırıyor.
Yüzünü görmek istemiyorum. Reddediliri görmek iste- .
iniyorum.
"Bana bırak," diye emreder sesle.
Bakıyorum. Bakar bakmaz da şaşırıyorum. O bakışlar rei
ya da iğrenme yok. Sadece öfkeyle karışık şefkat var.
"Sen çirkin değilsin Smoky. Her zaman seksi bir kadın
olduğunu düşünmüşümdür hâlâ da öyle düşünüyorum. Şu
an yanında birinin olmasını isliyorsun. Bunu anlıyorum.
Ama bu ilişki hiçbir yere gitmez."
Sözlerindeki dürüstlüğe dürüstlükle karşılık veriyorum.
"Sana bu ilişkinin bir yere gidip gitmemesine aldırmadığımı
söylersem hafif bir kadın olduğumu mu düşünürsün?"
Kalasını sallıyor. "Hayır ama sorun bu değil."
"Öyleyse ne?"
"Eğer sana şimdi evet diyecek olursam senin benimle ilgili
ne düşüneceğin."
Kelimeleri duraksamama neden oluyor ve bana kendimi
iyi hissettiriyor. Ona yaklaşıyorum. "Sen iyi bir adamsın
Tommy. Sana güveniyorum. Bunun bir yere gidip gitmemesi
önemli değil." Elimle yüzüne dokunuyorum. "Yalnızım ve
kölü bir dönem atlattım, doğru. Ama sebebi bu değil. Şu
330 • Codv Mcfadyen
anda sadece m.nı arzulayan bir adamla olmak istiyorum.
Hepsi bu. Sence çok mu yanlış?"
Ne düşündüğünü belli etmeyen gözlerle bana bakıyor.
Derken uzanıp yüzümü ellerinin arasına alarak dudaklarını
dudaklarımın üzerine konduruyor. Dudakları hem yumuşak
hem sert. Dili ağzımın içine girdiğinde vücudumun baştan
aşağı litrediğini hissediyorum. Sonra bir adım geri çekiliyor.
"Üst kata çıkalım mı?" diye soruyor bana.
Eğer bana sormamış olup doğrudan yukarı çıkartmayı

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
denemiş olsaydı ona karşı çıkar, üzerinde «inceden sadece
Matt'le seviştiğim yalakta onunla sevişmezdim. Bir parçam
hâlâ hayır demiş olmam gerektiğini düşünüyor.
"Evet, lütfen," diye yanıtlıyorum.
Tek bir hareketle beni kollarına alıp sanki tüyden yapılmışım
gibi üst kata taşıyor. Başımı onun boynuna yasladığımda
erkeksi kokusunu alıyorum. Bu kokuyu o kadar özlemişim
ki. Arlık yalnız olmak istemiyorum.
Kendimi yeniden güzel hissetmek istiyorum. Yatak odasına
gidip girdiğimizde beni yatağın üzerine bırakıyor ve
benim izleyen bakışlarını altında soyunmaya başlıyor.
İzlenmeye
değer bir vücudu var. Yapılı ama çok kaslı değil, bir
bakıma dansçılarınkini andıran bir vücudu olduğunu
söyleyebiliriz.
Pantolonunu çıkarttığında boxer giydiğini keşfediyorum.
Odamda yeniden çıplak bir erkek olması o kadar
garip k i -
kimde hem enerji hem suçluluk duygusu birikmeye başlıyor.
Saatlerce sevişiyoruz. Vücudum onun Yunan heykellerini
-andının vücuduna* karışıyor. Duygular vücudumdan taşarken
aylardır içimde biriken arzularla karışıyor. Tatmin
edilemez durumdayım ve sürekli talep ediyorum ve o so-
GÖLGE ADAM • 331
nuna kadar bütün taleplerimi yerine getiriyor. Her şey
bittiğinde
o kadar yüksekteyim ki ciğerlerimin yettiği kadar
giiçlü bir çığlık kopuyor gırtlağımdan.
"Cam çatlatan,' diye adlandırırdı Matt bu tür çığlıklarımı.
Ve suçluluk duygusu ortadan kalkıyor. Çünkii eğer Matt
bizi izliyorsa benim adıma mutlu olduğunu biliyorum. Şöyle
fısıldıyor kulağıma: Hayatımı devanı el. Hâlâ yaşayanlar
aramadasın.
Uykuya dalarken bu akşam rüya görmeyeceğimi anlıyorum.
Rüyalarım henüz tükenmedi ama bu gece geçmişim ve
geleceğim birbirine bağlanıyor. Şimdiye kadar bugünüm
geçmişimden, geçmişim geleceğimden nefret ediyordu. Oysa
yakında geçmişim sadece geçmişte kalacak. Uyku artık
bir kaçış değil, rahatlama.
GÖLGE ADAM • 333
40
Sabah kalktığımda kendimi tatmin olmıış ve üzgün
Thoismsemdyiy oyraunmım. daS udseuğzill uakm ab eknuzlaekri
kabbira rttdığuıymgduay dault.
kattan sesi geliyor. Gerginliği bütün kaslarımda hissederek
yataktan fırlıyorum.
Duş alıyorum, onun kokusunu üzerimden attığım için
üzgünüm ama sonrasında tazelenmiş hissediyorum. Harika
seks size kendinizi böyle hissettirir. İyi bir maraton koşmak
gibi. Eğer ilk başta gerçekten kirli hissediyorsanız, duş
almak

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
her zaman daha iyi hissettirir.
Bir anlığına da olsa kendime bunun tatlını çıkarma lüksünü
tanıdıktan sonra giyiniyorum. Aşağıda, mutfakta okluğunu
tahmin ettiğim Tommy "ye katılma zamanı.
Yatağa gitmemizden önceki gibi görünüyor, kıyafetinde
hiçbir kırışıklık yok. Tamamen uyanmış ve alarmda. Kahve
hazırlamış ve bir fincan da bana veriyor.
"Teşekkürler." diy<>rıım.
"I lemen çıkıyor musun?"
"Yaklaşık yanm saat içinde. Önce bir arama yapmalıyım."
Dudaklarının ucunda bir gülümsemeyle "Bana haber
ver," diyor.
Ona bir bakış fırlatıyorum. "Ne?"
"Sadece dün geceyi düşünüyorum."
Ona bakıyorum. "Harikaydı," diyorum sessizce.
"Evet," diyor ve başını sallıyor. "Biliyorsun, bana hfılâ
biliyle
görüşüp görüşmediğimi sormadın."
"Eğer biriyle berabeısen bunu halledebilirim, dün gece
hiç yaşanmamış gibi. Haksız mıyım?"
"Hayır."
Bakışlarımı kahve fincanıma doğru indiriyorum. "Dinle
Tommy, sana dün gece ile'ilgili bir şey söylemek istiyorum.
Senin söylediklerin hakkında. Bunun devam edip etmeyeceğiyle
ilgili. Bilmeni istiyorum ki sana söylediklerimde ciddiydim.
Eğer bu devam etmezse, gerçekten sorun değil. Ama..."
"Ama bu devam edecek ve devam etmesi iyi," diye cevaplıyor.
"Söyleyeceğin bu değil miydi?"
"Evet."
"İyi. Çünkü ben de aynı şekilde hissediyorum." Elini
uzatıp saçlarımı karıştırıyor. O an kendimi yeniden onun
dokunuşuna kaptırıyorum. "Ben de söylediklerimde ciddiyim
Smoky. Sen insanın aklını başından alan bir kadınsın.
I lep lx>yle düşünmüştüm."
"Teşekkür ederim." Gülümsüyorum. "Öyleyse buna ne
tüyeceğiz? "Geleceği olan tek gecelik bir ilişki' mi?"
Elini çekip bir kahkaha atıyor. "Onun gibi bir şey. Gitmeye
hazır olduğunda bana haber ver."
Kafamı sallayıp uzaklaşırken sadece iyi hissetmekle
kalmıyorum,
kendimi aynı zamanda nılıai da hissediyorum ve
334 • Cody Mcfadycn
hu çok önemli. Çünkü gelecekte ne olursa olsun ne Tommy
ne de ben önceki geceden dolayı pişmanlık duymayacağı/,
üst kata çıkıp bir hayat iksiriymişçesine kahvemi yudumlayarak
yapmam gerekenleri düşünüyorum. Saat henüz sekiz
buçuk olsa da Elalna'nın da uyanmış olduğuna eminim. Numarayı
çeviriyorum.
Elaina yanıtlıyor. "Alo?"
"Selam. Ben Sıııoky. Dün geceden ötürü özür dilerim.
Bonnie nasıl?"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Mutlu görünüyor. Hâlâ konuşmuyor ama sürekli gülümsüyor."
"Gece nasıldı?"
Sessizlik. "Uykusunda çığlık atıyordu. Uyandırıp ona sarıldım.
Ondan sonra bir sorun yaşamadık."
"Alı Tanrını. Çok özür dilerim Elaina." Bu konuda klasik
ebeveyn suçluluğu duyuyorum. Ben gece aya uzanırken
Bonnie diğer tarafta çığlıklar atıyordu. "Ne kadar minnettar
ol d uğu ma i na na nıazsın."
"O acı çeken ve yardıma ihtiyacı olan bir çocuk Sıııoky.
Biz bu evde böyle şeyleri yük olarak görmeyiz ve asla
görmeyeceğiz."
Kelimeleri kalptan geliyor. "Onunla konuşmak
ister misin?''
Kalbim sıkışıyor. Konuşmam gerektiğinin farkındayım.
"Lütfen."
"Bekle bir saniye."
Bir dakika sonra Elaina geri geliyor. "O yanımda. Şimdi
telefonu onun eline tutuşturacağım."
Bir saniye sonra Boıınie'nin nefes sesini duyuyorum.
"Selam tatlım." diyorum. "Sen yanıt vermeyeceğin için
hiç kesmeden konuşacağım. Dün gece seni almaya gelemediğim
için çok üzgünüm. Geç saatlere kadar çalışmam ge-
GOLGF. ADAM 335
rekti. Bu sabah uyandığımda ve seni yanımda göremeyince..."
Sesim titriyor. "Seni özledim Bonnie."
Sessizlik. Nefes seslerinin ardından Elaina'nın sesini
duyuyorum.
"Bir saniye Smoky." Diğer tarafa doğru konuşuyor.
"Smoky'ye söylemek istediğin bir şey mi var hayatım?"
Sessizlik. "Ben ona söylerim." Yeniden benimle konuşuyor.
Bonnie sana kocaman bir gülümseme yolluyor."
Kalbim bir anda hafifliyor. Bonnie ile aramız bozulmadığı
için memnunum. "Bonnie'ye onu çok sevdiğimi söyler
misin Elaina. Şimdi kapatmam lazım ama bu akşam onu almaya
geleceğim. Bir aksilik olmazsa bundan sonra yatıya
kalması gerekmeyecek. En azından uzunca bir süre."
"Sorun değil, biz evdeyiz."
Telefonu kapattıktan sonra boşluğa bakarak öylece oturuyorum.
Hissettiğim duygu katmanlarının ancak şıı anda
tam olarak farkına varabiliyorum; açık olanlar ve alttan alta
hissettiklerim hep birlikle su yüzüne çıkıyorlar. Bonnie'ye
karşı güçlü hislerini var. Koruma duygusu, şefkat, sevgi,
bunlar içten, gerçek duygular. Ama içimi dolduran başka
duygular da var beni loş bir sonbahar gününde dalından düşen
kum yaprak gibi güçsüz bırakıyorlar. Korkutuyorlar. Birincisi
can sıkıntısı. Tommy ile hiçbir suçluluk duymaksızın
bııııa benzer geceler geçirebilmek islerdim ama küçük bir
çocuğun ihtiyaçlarını gidermeye çalışırken bunu yapmama
imkân yok. Şikayet ediyormuşum gibi görünmcmcii. Yine
de kendime birkaç kıyak çekmeyi hak etliğime inanıyoınm.
Ve tam böyle düşünürken yumuşak bir ses o giiçlü soruyu

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
soruyor: Bu küçük kız mutlu değilken sen mutlu olmaya
nasıl cesaret edersin?
Sesi tanıyınca ürperiyonım. Buna İK-nzer sesleri Alcxa'va
annelik elliğim yıllar boyunca duydum. Ebeveyn olmak ko336
• Coclv Mdaüvcn G Ö L G E ADAM • 3 3"
lay değildir. Fedakarlık etmeyi gerektirir. En yorulduğunuz
zamanda bile bağlılık duygusuyla sanlısımzdır. Ne yazık kl
çocuğunuz olmamış olmasını dilediğiniz zamanlar olacaktır.
İşte böyle zamanlarda beyninizdeki ses devreye girer. Şimdi
tekrar bu sesleri duyuyorum çünkü yeniden bir anneyim.
Ayrıca suçlayıcı bir soru daha var kafamda: Onu sevmeye
nasıl cesaret edersin?
Hatırlamıyor musun? Senin sevgin ölüm getiriyor.
Bu son ses beni yıldırmak yerine öfkelendiriyor. Onu
sevmeye cesaret ediyorum diye yanıtlıyorum, çünkü onu
sevmek zorundayım. Ebeveyn olmak budur. Sevgi bir yere
kadar götürür gerisini sorumluluk bilinciyle halledersiniz.
Bonnie'nin yeni bir evi olmasını ve güvende olmasını istediğim
doğru. Başka ne yapabilirdim diye soruyorum kafamdaki
seslere. Yanıt vermiyorlar.
Güzel.
İşe gitme zamanı.
Ofisin kapısı açılıyor ve Callie içeri giriyor. Yüzünde güneş
gözlükleri elinde kahve var.
"Henüz benimle konuşma," diye homurdanıyor beni görür
görmez. "Henüz yeterince kafein almadım."
Havayı kokluyorum. Callie hep en iyi kahveleri bulur.
"Hımııı... Fındıklı mı?"
Kahveyi kendine yakından tutarak uzaklaşıp yarım ağızla
söyleniyor. "Bu kahve benim."
Çantamın yanına gidip içinden bir paket çikolatalı kurabiye
çıkartıyorum. Callic'nin gözleri parlıyor. "Bak Callie.
Lezzetli çikolatalı kurabiyeler. I lımm mımmm. Çok lezzetli-,
ler."
Callie, hayatının en önemli kararını veriyormuşçasına
durup düşündükten sonra pes ediyor. Masamın üzerindeki
fincana kahvesinin yansını boşaltıyor. "Şimdi şunlardan birkaç
tanesini bana ver."
Ona kurabiyeleri uzatıyorum ve ikimiz de masalarımızın
başına oturup kahvaltımızın keyfini çıkartıyoruz. Çok güzel
bir an.
Kurabiyelerini yerken güneş gözlüklerinin arkasından da
olsa Callie'nin beni süzdüğünü hissedebiliyorum. "Ne? Ne
oldu?"
"Bilmem sen söyle," diyor imalı bir lonla.
Aman Tanrım, yoksa birisiyle yattıktan sonra suratından
anlaşıldığıydı ilgili söylenenler doğru mudur?
"Neden bahsettiğini bilmiyorum."
Güneş gözlüklerinin arkasından beni süzmeyi sürdürerek
alaycı alaycı gülümsüyor. "Sen nasıl diyorsan."
Onu görmezden gelmeye karar veriyorum.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Leo, Alan ve James neredeyse peş peşe ofise giriyorlar.
Leo kamyon çarpmış gibi görünüyor. James ise her zamanki
kadar çekilmez.
"Toplanın. Durum değerlendirmesi zamanı. Leo ve James
-kullanıcı adı ve şifre meselesinde ne durumdayız?"
Leo bir elini saçlarının arasında dolaştırıyor. "Bütün
şirketlere
ulaştık ve hepsi bize yardımcı oluyorlar. En sonuncusu
ikna etmek için bir buçuk saat konuşmam gerekti. Birkaç
saate kalmaz sonuçları alırız."
"Öğrenir öğrenmez bana da haber verin. Callie DNA'da
ne durumdayız?"
"Gene. herkesi deli gibi çalıştırıyor. Bu da demektir ki
gün bilmeden sonuçları alırız. Eğer D N A ' S J bir şekilde
siste3
3 « • Cody Mcfadycn GÖLGE ADAM • 339
mc girmişse kim olduğunu akşam yemeğinden önce öğreneceğiz
demektir."
Herkes susup bu ihtimali düşünüyor. Hava kararmadan
önce canavarın yüzünü görebilmemiz ihtimali o kadar baştan
çıkarıcı ki... Eğer bu gerçekleşirse gün bitmeden birini
halta ikisini birden ele geçirebiliriz.
"Harika olmaz mıydı?" diye mırıldanıyor Alan.
"Umarım şansımız yaver gider," diye yanıtlıyorum. "Bu
arada Dr. Clıild ne zaman beni görmeye hazır olacağını
söyledi?"
"Saat ondan sonra," diye yanıtlıyor Callie.
"Güzel. Callie ve Alan - Barry ile konuşup Olay Yeri Ekibi'nin
neler bulduğunu öğrenin belki Charlotte Rose'un suç
mahallinde başka ipuçları da bulmuşlardır."
"Nasıl istersen tatlım."
"Ben Dr. Child'ı görmeye gidiyorum." Herkesin yüzüne
tek tek bakıyorum. "Kovalamaca resmi olarak başladı. Hadi,
hepiniz işlerinizin başına. Hepimiz hızlı davranmalıyız."
Suya bir ağ daha atmanın zamanı geldi.
Doktor Clıild'ın ofisinin kapısını tıklattıktan sonra başımı
kapı aralığından içeri uzatıyorum. Elinde ince bir dosyayla
masasının arkasında oturan doktor beni görünce içeri girmemi
işaret etli.
"Sıııoky. Seni görmek ne hoş. İçeri gel," diyor ve tam
karşısındaki koltuğu işaret ederek ekliyor, "Lütfen otur.
Notlarıma hızlıca bir göz atmak istiyorum. Sonra neler
olduğuna
geçeriz. Büyüleyici bir dava bu."
Oturup önündeki kâğıtları gözden geçirişini izliyorum.
Doktor Clıild ellili yaşlarda beyaz saçlı, sürekli gözlük
kullanan
bir adam. Altmışlarında gibi görünür. Sürekli yorgun,
güldüğünde bile ortadan kaybolmayan hüzünlü bir havası
vardır. Neredeyse otuz yıldır seri katillerin profillerini
çıkartmakla

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
uğraştığını düşünürsek buna şaşmamak gerek. Merak
ediyorum da, yirmi yıl sonra ben de öyle mi görüneceğim?
Bu canavarları anlamak konusunda kendimden ve James'ten
fazla güvendiğim tek kişidir.
Kendi kendine bir şeyler mırıldandıktan sonra bana bakıyor.
"Daha önce birlikte çalıştık Sıııoky. Bu yüzden sesli
düşünmekten hoşlandığımı bilirsin. Şimdi de bunu yapmaya
niyetliyim. Senin için bu şekilde devam etmemiz sorun
olur mu?"
"Kesinlikle hayır. Lütfen devam edin."
' Parmaklarını çenesinin altında birleştiriyor. "Onlara tek
bir katilmiş gibi davranacağım. Bence 'onlar değil de 'o'
demek
daha doğru. Jack Jr. bizim baskın kişiliğimiz. Katılıyor
musun?"
Başımı sallıyorum.
"Güzel. Elimizde ne olduğuna dair aklımda iki ihtimal
var. Birincisi, mümkün ama düşük ihtimal olan, bizi kandırıyor
olması. Bu dummda her şey sahte demektir. Karındeşen
Jack'in soyundan geldiği iddiasının sahte olduğunu biliyordur
ve bu aslında bizim dikkatimizi dağıtmak için yapılmış
bir numaradan başka bir şey değildir. Ne var ki katilin
doğasına dair olan bu seçenek fazlasıyla paranoyak ve
bizi bir yere götürmez.
"İkinci seçenekse -ki ben bunun yüksek ihtimal olduğuna
inanıyorum- oldukça sıra dışı. Elimizdeki insan katil mi
doğar yoksa katile mi dönüşür tartışmalarına yanıt olacak
Kirde bir suçlu. Uzun süreli beyin yıkamadan bahsediyorum.
Birisi, onun beynine Karındeşeıı Jack'in soyundan ol34ü
• CtKİy Mcfadyen GÜLGH ADAM • 3 » 1
duğu teorisini kazımak için uzun zaman harcamış. Benim
görüşüme göre böyle bir işlemin başarılı olabilmesi için çok
erken yaştan başlanması gerekir. Büyük ihtimalle ebeveyni
tarafından yapılmıştır.
"Bildiğimiz çoğu seri katilin benzer hikâyeleri var. Bu
hikâyeler çoğunlukla erken yaştan itibaren tacizi içeriyorlar.
Bu taciz fiziksel veya psikolojik olabiliyor, bazen de ikisi
birden. O dönemde doğan bu kin, kendilerinden daha büyük
ve güçlü olan tacizciye karşılık veremedikleri için daha
da güçleniyor. Ne de olsa tacizcileri duygusal açıdan otorite
kabul ettikleri bir kişi - anne ya da babalarından
bahsediyoruz.
Tacize uğrayan kişi tacizciyi sevdiğinden tacizi
haklı çıkartmanın yollarını arıyor. Genellikle de kendilerini,
tacizin kendilerinin hatalarından kaynaklandığına
inandırıyorlar.
"Kin güçlü bir duygudur. Karşısında bir hedef olmadığında
kişinin kendisine yönelir. Bunun yansıması da neredeyse
hep aynı belirlidir: Yatağını ıslatma. Sonra çocuk çevreyi
hedef almaya başlar ve ufak tefek yangınlar çıkartır. Seri
katil olma yolundaki sonuncu beliriivse küçük hayvanlara

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
işkence etmektir. Ardından gelen gençlik ve yetişkinlik
dönemlerinde
mantıksal olarak hangi noktaya ulaşacaktan
bellidir: Diğer insanlara zarar vermek.
"Elbette tüm bu süreci özetlerken aşırı basitleştiriyorum.
İnsanlar robot değildirler ve kimsenin zihni bir diğertninkine
benzemez. Bütün seri katiller illa yataklarını ıslatacak ya
da hayvanlara işkence edecek diye bir kural yok. Tacizci de
her zaman anne ya da baba değildir. Ama zaman içerisinde
edindiğimiz örnekler bize bu tür genellemelerin haklı
olduklarını
gösterdiler."
Arkasına yaslanıp bana bakıyor.
"İstisnalar her zaman vardır ama enderdir. Bazıları katillerin
katil olmalarını doğaya mal eder. İyi evlerde yetişmiş
İyi anne babalar tarafından yetiştirilmiş olan bu tür
katillerin
kötü tohum' oldukları düşünülür. Yaptıklarını niye
yaptıklarının
belli bir açıklaması yoktur." Kafasını sallıyor. "Neden illa
kötü genler ya da yetiştiriliş seçeneklerinden birini seçmemiz
gereksin ki? Çoğu insan gibi ben de her ikisinin de etken
olduğunu düşünüyorum. Hem doğa hem yetiştiriliş. Yine
de yetiştirilişi gözlemlemek ve yargılamak kötü genleri
tespit etmekten daha kolay." Önündeki rapora vuruyor. "Bu
Örnekte bütün ihtimaller iç içeler. Cinsel ya da fiziksel
olarak
tacize uğramadığını söylüyor. Yangın çıkartmamış ya da
küçük hayvanlara işkence etmemiş. Bu doğru olabilir de
olmayabilir
de. Belki inkâr içerisindedir. Ama eğer değilse, demek
ki elimizde yepyeni bir tür katil var. Elimizde katil olarak
'dokunmuş* biri var. Öyle incelikli işlenmiş ki bir süre
sonra kendi inanç sistemi tek doğrusu haline gelmiş. Eğer
bu doğruysa çok çok tehlikeli bir adamla karşı karşıyayız.
Çünkü psikolojisi taciz nedeniyle zayıflamış değil ve özgüven
eksikliğinin getirdiği hatalara düşmeyecek.
"Mantık dahilinde hareket edebilen, nomıal görünen birisi
var karşımızda. Topluma kanşmakta zorluk çekmeyen,
diğer katillerin aksine genel olarak toplumla bir meselesi
olmayan.
Kendini topluma karışabilmek konusunda çok iyi
eğittiğine ya da eğitildiğine eminim.
"Jack Jr.'ın yaptıklarını yapmasının nedeni bunun kaderinde
yazdığına inanması. Yanlış olduğunu, yanlış olma olasılığını
düşünmeyecek çünkü kelimeleri anlamaya başladığından
beri ona söylenen bunun doğru olduğu."
Doktor Clıild bana bakıyor. "Fantezisini tamamlamak
için sana konsantre olmuş durumda çünkü kendini özdeş342
« Cody Mcfadyen GÖLGE ADAM • 343
[eştirdiği Karmdeşen Jack gibi parlak bir dedektif taralından

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
kovalanmak istiyor. Bu nedenle de seni seçmiş. İsabetli bir
seçim olduğunu da söylemeliyim."
Öne uzanıp yeniden raporun kapağına vuruyor. "Sana
yolladığı kavanozun içindekilerle ilgili gerçekler, bir insana
değil hayvana ait olmaları senin elindeki en güçlü silah. O
kavanoz onun inandığı her şeyin sembolü. Her zaman doğru
kabul ettiği şeylerin, Eğer her zaman inandığı bu sembolün
yal;\n olduğunu öğrenecek olursa... temelden sarsılabi- |
lir. Dünyasını yıkabilirsiniz." Duraksadıktan sonra devam
ediyor. "Şu ana kadar zeki, düzenli ve planlı hareket etti.
Eğer kavanozun içinde gerçekte ne olduğunu öğrenirse -
çözülebilir. Ne yazık ki gözden kaçırmamamız gereken
ikinci bir ihtimal daha var. Gerçeği öğrendiğinde inkâra girip
tamamen görmezden de gelebilir. Kendisini kandırmak
için oluşturulmuş bir yalan olduğuna inanır. Eğer olaylar
böyle gelişecek olursa kendisine yalan söyleyen kişiyi
suçlayacaktır."
"Bu son seçenekte neler yapabileceğini düşünüyorsunuz?"
"Kendisine yalan söyleyen kişinin canını yakmak için
elinden ne geliyorsa yapacaktır. Her iki senaryonun da işimize
gelen tarafları olduğunu görebiliyorsundıır sanırım."
"Evet."
"Ve her ikisinin de kendine özgü tehlikeleri var. F.ğer
hayatını
üzerine kurduğu gerçek bir anda ortadan kalkacak
olursa intihar etmeyi deneyebilir. Ama sana garanti ederim,
giderken yanında başkalarını da götürmek isteyecektir."
Mesajı alıyorum. Öfkeli, umutsuz bir Jack Jr. intihar
bombacısına
dönüşebilir. Dr. Clıild bu ihtimale hazır olmamızı
söylüyor.
"Ya Ronriie»Barnes?"
Kafasını sallayıp düşüncelerini toplamak için bakışlarını
divana çeviriyor. "Evet. İnternette bulup yetiştirdiğini iddia
elliği genç. İlginç ama öngörülemez değil. Ekip halinde
cinayet
işlemek insanların zannettikleri kadar ender değildir.
Charles Manşon en meşhur katil grubunu idare etmiş olabilir
ama ne ilkti ne de tek."
"Doğru," diye yanıtlıyorum. "Katillerin birlikte çalıştıkla-
11 en az yirmi dava geliyor aklıma."
Demek istediğim de bu. Cinayetlerin yaklaşık %15Ji
ekip halinde çalışan katiller tarafından işlenir. Ve
elimizdeki
sıra dışı bir örnek olsa da aslında prototipe uyuyor. Ekipler
genelde iki kişiden oluşurlar, ama daha kalabalık olanları
da vardır. Her zaman kişilerden biri baskın, diğeri
uyumludur. Baskın figürün belirli hayalleri ve fantezileri
vardır. O, kalanları peşinden sürükler, onları da kendi
fantezilerine
bulaştırır. Bu işe bulaşan herkesin psikolojik altyapısı

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
cinayet işlemeye uygundur ama ben de pek çok psikiyatrisi
gibi o baskın kişiyle tanrşmasalar o adımı atmayacaklarına
inanıyorum." Gülümsüyor ama gülümsemesinde
alaycılık var. "Bu durum onların da kurban olduğu biçiminde
yorumlanabilir. Yakalandıkları zaman çoğunlukla baskın
karakterin etkisi altında kaldıkları için cinayet
işlediklerini
iddia ederler ama bence bu bir açıklama olamaz."
"Karmdeşen Çetesi," diyorum.
Dr. Chikl başıyla onaylıyor. "Güzel örnek. Üstelik oklukça
yeni."
1980'lerde kendisine Karmdeşen Çetesi diyen katillere
gönderme yapıyor. Robin Geelıt adında bir psikopat kendisi
gibi iiç adamla birlikte bir çete kurmuştu. Yakalanana kadar
011 yedi kadına tecavüz ve işkence dinişlerdi. Gedilin
5 4 i • C< Kİy Mcfadyen GÖLGE ADAM • 345
ekibi saldırdıkların kadınların bir göğüslerini kesiyorlardı,
Sonradan bu göğüslerin bir kısmını yedikleri onaya çıkmış»
tı.
"Gecht'in kendisi asla kimseyi öldürmemişti, değil mi?"
diye soruyorum.
"Hayır. O cinayetleri bizzat işlemezdi. Ama iıici güç oydu.
Oldukça karizmatik bir adamdı."
"Benzer bir dava," diyorum. "Ama aynı değil."
Söylediklerin Doktor Child'ın ilgisini çekiyor. "Açıkla." İ
"Benimki sadece bir önsezi. Evet, Jack Jr. baskın karakter,
kararlan o veriyor. Ama çoğu örnekte birlikte çalışan
katiller arasında kişisel bir alışveriş, bir bağ vardır.
Sapkın
bir tür arkadaşlık da diyebilirsiniz. Bir takımdırlar. Jack,
Barnes'i
hiç düşünmeden kurban etti. üstelik sadece bizim dikkatimizi
çekmek için. Bence Jack'in takipçileri, belirli bir
amaca ulaşmak için kullandığı araçlar. Onlarla arasında bir
bağ yok. Diğer ekip halinde çalışan katillerden farklı olarak
Jack'in ekibine duygusal olarak ihtiyacı yok."
Doktor Clıild söylediklerim üzerine düşünüyor. "Bu çifte
kurban tarifine de uyardı."
"İkinci kurbanının biz olmasını kastediyorsunuz."
"Evet. Onu daha da tehlikeli yapan özelliklerinden biri
bu. O planı olan bir adam. Barnes ve diğerleri bu senaryodaki
yapı taşlarından. Satranç tahtasındaki piyonlar. Elimizdeki
en kötü haber bu değil ama iyi bir haber olduğu da
söylenemez. Duygusal açıdan ilişki kurmaması duygularından
kaynaklanan hatalar yapma ihtimalini de azaltır."
Harika, diye geçiriyorum içimden.
"Potansiyel katilleri nereden buluyordur?"
"Belli internet ona fark edilmeden iz sürme imkânı .sağlamış.
Dünyanın sorunu bu: Bütün büyük icatlar hüvük bemlarla
birlikte geliyorlar. İnternet bir tarafta politik engelleıı
ve sınırları yıktı diğer tarafta dünyanın bütün sapıkları da

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
birleşmeye başladılar. Dünyanın öbür ucuyla saniyeler içinde
iletişim kurmak çok güzel. Artık Amerikalılar ve Eskimolıır
birbirlerinden o kadar da farklı olmadıklarını keşfedebilirler
ama diğer yanda tecavüz siteleri, porno patlaması ve
vahşi içgüdüleri ortaya seren ve bunu yaparak kabul edilebilir
zannedilmelerini sağlayan siteler de var."
"Yani?"
"Yani size doğruyu söylediğine, ekip arkadaşlarını internetten
bulduğuna inanıyorum. Öncelikle kendisinin gözlemci
konumunda olabileceği siteleri seçiyordur. İpuçlarını
arıyordur. Onları manipüle edecektir, anahtar konularda
sohbet edecek sonra da kendisini otorite figürü olarak kabul
etmelerini sağlamak için hayatlarına karışacaktır. Ancak
bunu yapabilmesi için onlarla yüz yüze görüşmesi gerekir.
E-mailler ya da sohbet odaları bir insanı kontrol altına
almaya
yetmez. Öncelikle güvenlik nedeniyle. İnternette olmadığı
biri gibi davranmayı çok iyi beceren insanlar var.
Jack risk almayı seven biri ama hazırlıklı olmayı ihmal
etmiyor.
Karşısındaki kişinin söylediği kişi olduğundan emin olmak
isteyecektir."
"Başka?"
"Bunun iki yönlü bir yol olduğunu söyleyebiliriz. Konuştuğu
insanlar da onun kim olduğunu bilmek isteyeceklerdir.
Ancak en önemlisi içinde kendisinin bir rolü olmaksızın
bu insanları fantezisini gerçekleştirmeye yönlendirebileceğini
zannetmiyorum. Bu yüzden eğer ben Jack Jr. olsaydım
acele etmez ve bir liste yapardım. İkinci adını olarak
karşımdakilerin kimliklerini doğrular ancak ondan sonra
onlarla temasa geçerdim. Bundan sonra yüz yüze görüşme3
4 6 • CiKİy Mcfadyen
ler başlayabilir ve planlar uygulamaya konabilirdi. Benci»!
diğerlerini ikna etmeye ufak adımlarla başlıyordun 'Maili |
kızlar yurduna gidip o fahişelerden birini dövelim ama öl«j
dinmeyelim. /Şimdi bir kediyi öldürelim ama ölürken göz*
lerine bakmaya özen göster.' Tuğlaları üst üste dizme yön-1
temi. Karşısındakinin ahlâki değerleri tamamen yıkılana kadar
ufak adımlarla yürümeyi sürdürecektir. Bir kere onları I
insan yapan özellikler yok olmaya başladıktan sonra atılan
adımlar da büyür. Ne de olsa cehenneme ha bir adım at« i
mışsm ha iki."
"Bir insanı şanlandırmâk ne kadar sürer? O çizgiyi geç-1
meşini sağlamak?"
"Bana himayesinde daha başka kaç kişi olduğunu nuı
soruyorsun?"
"Temel olarak."
Dr. Child ellerini iki yana açıyor. "Bunu bilmek mümkün
değil. O kadar fazla dış etkene bağlı ki. Onları ne kadar
zamandır
avlıyor? Hedef aldığı belirli bir kitle var mı? Örneğin

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
son örnekten tecavüzcülerle ilgilendiğini biliyoruz... Zaten
tecavüzden cinayete geçmek çok zor değildir."
Gözlerine baktığımda neden yorgun olduğunu anlıyorum.
Önümüzdeki en önemli sorulardan biri bu: Kaç yıldır
diğerlerini çevresinde topluyor? Jack Jr. şimdiye kadar kaç
kişiyi baştan çıkardı? Bilmiyoruz. Bilemiyoruz.
"Onunla ilgili beni rahatsız eden bir şey daha var doktor.
Jack'in risk almaktan hoşlandığını söylediğinizde siz de
bu konuya değindiniz. Çevresine insanları toplamak tehlikeli
bir harekettir. Himayesindekilerden herhangi biri her
an açık verebilir. Bana diğer hareketleriyle çelişkili gibi
geliyor.
Bir laraflan çok zeki ve dikkulii diğer taraftan çok gereksiz
riskler altına giriyor. Anlamıyorum."
GÖLGE ADAM • 347
"Bu çelişkinin çok basil bir açıklaması olabileceğini
ununun sanırım?"
Donup kalıyorum. "Neymiş o açıklama?"
"Jack Jr. deli."
Bakakaliyonim. "Hepsi bu mu?"
"Bulabildiğim en geçerli açıklama bu. Occam'ın usturası
heııim mesleğimde oldukça etkili bir yöntemdir. Örneğin
Jack Jr. meselesi. İki temel element var. Biri Karmdeşen
meşalesini
kuşaktan kuşağa geçirme fantezisine uyuyor, diğeri
İse açlığına hitap ediyor."
"Açlık mı?"
"Seri olarak aynı suçu işleyenlerin temel güdüsü. Kendilerini
işledikleri suçu tekrarlamak zorunda hissederler çünkü
içlerindeki açlığı sadece o eylem tatmin edebilir. Sonunda
açlık o kadar güçlenir ki dikkatli olmayı bırakırlar.
Diğerleriyle
temasa geçmek, onları yönlendirmek ve onları
eğitmek kesinlikle mantıkdışı. Jack Jr. deliliğinin
dışavurumları
dışında hiçbir zaman mantıkdışı clavranmadı. Öyleyse
bu noktada da onu yönlendiren deliliği olmalı. Açlığı. Öyle
ki içindeki bu güdüyü tatmin etmek oıııın için güvende
olmaktan
daha önemli."
"Yani - o deli."
"Evet ben de öyle söyledim."
"Peki neden Karmdeşen Jack? Neden fahişelere kafayı
takmış?"
"Birinin diğerinden kaynaklandığını sanıyorum. Bence
fahişeler Karmdeşen Jack fantezisinin kaynağı. Onun beynini
kim yıkamışsa kadınlarla bir sorunu varmış. Tacize uğramış
olduğu kesin. İronikıir ki Karmdeşen Jack'le günümüzdeki
kopyasının ortaya çıkmalarının arkasındaki neden ay348
• Cody Mcfadyen

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
nı. Kadınlara duyulan nefretin inkâr edilen arzularla
karışması.
Şu eski testere."
"Yani yeniden - o deli. Ama onun kafasını her kim yıkadıysa
daha da deliymiş."
"Evet."
Hem önceden kestirebilir, hem kestirilemez. Hem mantık
hem delilik tarafından kontrol edilebilen bir katil. Harika.
Yine de şimdi onu eskisine nazaran biraz daha iyi tanıdığımı
hissediyorum.
Teşekkürler Dr. Child her zamanki gibi büyük yardımınız
dokundu."
"İşim bu Ajan Barrett. Kaponımun da en kısa sürede elinize
geçmesini sağlayacağım. Lütfen İni davada çok dikkatli
davranın. Daha önce gördüklerimize benzemeyen bir katille
karşı karşıyasınız. Her ne kadar tıbbi açıdan ilginç olsa
da sizin ve benim mesleğimde 'yeni' tehlikeli demektir."
İçimdeki ejderhanın boynumu dikleştirdiğini hissediyorum.
"Benim durduğum yerden bakıldığında nasıl cinayet
işlediği ve niye cinayet işlediği sorularının yanıtları yeni
olabilir."
Sırıtarak kafamı sallıyorum. "Ama cinayet, cinayettir."
41
u B ana hangi noktada olduğumuzu özetleyin."
Şefin ofisindeyim. Davanın nasıl gittiğiyle ilgili
bilgi vermem için beni çağırdı. Tommy Aguilera'ya
geldiğimde beni durduruyor. "Dur bir dakika - Aguilera
mı? O şimdi sivil öyle değil mi?"
"O işinde çok iyi efendim. Gerçekten iyi."
"İşinde iyi olduğunu biliyorum ama mesele bu değil. Gelecekte
dışarıdan birilerini işe karıştırmadan önce bana haber
venııelisin."
"Evet efendim."
"Devam et."
Kaldığım yerden Dr. Child'la görüşmemizin sonuçlarına
kadar her şeyi anlatıyorum.
•"Bakalım doğru anlamış mıyım. İki kadını öldürdü. Her
öldürüşünde sana kayıtlarını yolladı. Bir partneri var.
Telefonunu
ve arabanı dinleyecek kadar kafayı sana takmış durumda.
Takımının geri kalanına da saldırdı ve gelecekte de
saldıracağını söyledi. Birlikte çalıştığının dışında başka
seri
katilleri ve potansiyel seri katilleri ele çevresinde
topluyor.
350 • Cody Mcfadycn GÖLCE ADAM • 351
Olduğunu düşündüğü kişi değil. Buraya kadar doğru anlamış
uııyım?"
"Evet efendim."
"Elinizde parmak izleri var, büyük ihtimalle DNA'sı var.
İmzasını biliyorsunuz. Bunlar da doğru mu?"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Çok iyi özetlediniz efendim. Şimdi atmamız gerektiğini;
düşündüğüm iki önemli adım var ve sizin izniniz gerekiyor."
"Neymiş onlar?"
"İşi basına taşımak istiyorum."
Gözleri büyüyor. Çoğunlukla basından hoşlanmayız.
Eğer zorunda kalırsak onlarla işbirliği yaparız - ya da
işimize
yarayacaklarını düşünürsek. Bu da o zamanlardan biri
ama Joııes'u ikna etmem gerekiyor.
"Neden?"
"İki nedenle. Öncelikle güvenlik. Henüz Jack Jr.'ı yakalamak
konusunda kayda değer bir adım atabilmiş değiliz;
ne zaman yakalayacağımızı kestirmek zor. İnsanları uyarma
zamanı geldi."
Söylediklerimden hoşlanmıyor. "İkinci neden?"
"Dr. Clıild kavanozun içindekileri öğrenirse sarsıkıbileceğini
söyledi. Altüst olabilirmiş. Buna ihtiyacımız var elendim.
Şu ana kadar çok soğukkanlı davrandı. Bizim elimizde
olup onun bilmediği tek şey bu. Kavanoz iyi bir silah ve
ben onu kullanmak istiyorum."
"Patlayabilir Smoky. Şimdiye kadar yaptığı hastalıklı
hareketlerden
bahsetmiyorum. Bütîin gücüyle doğrudan sana
saldırabilir."
"Evet efendim. Bu mümkün. Ve o zaman onu yakalarız."
Şef ayağa kalkıp pencerenin yanma gidiyor. Konuşmaya
başladığında sırtı bana dönük. "Sana olan saplantısı..."
Yüzünü
bana dönüyor. "Çok çok dikkatli olmanı istiyorum
Sıııoky. Yeni bir Joseph Sands olayı yaşamayı inan ki
istemiyorum."
Gözlerindeki acıyı görebiliyorum. "Evet efendim, dikkatli
olacağım."
Ve acı ortadan kaybolup yüzü yeniden ifadesizleşiyor.
Onu görmemi acının orada olduğunu bilmemi istedi. Bu,
duygularının açığa çıkmasına ilk izin verişi. Etkilendiğimi ve
müteşekkir okluğumu itiraf etmeliyim.
"Aklındaki ikinci saldın planı ne?"
"Eğer olası bir kurbanın yerini belirleyebilecek olursak
tuzak kurmak istiyorum."
"Eğer bunu yapman gerekecek olursa mutlaka bana önceden
haber ver."
"Evet efendim."
Ofise girdiğim zaman Leo'nıın havada bir kâğıt parçasını
salladığını görüyonım. "Aramayı bitirdiler," diyor. "Bir
tanesi
aynı kullanıcı adı ve şifre kombinasyonunu buldu."
'I'ek bir tane çıkması garip diye düşünüyonım. "Bana detayları
ver."
"Kadının adı Leona Waters, www.penissevenkizlar.com

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
adlı bir yetişkin sitesi işletiyor. Site Santa Monica
bölgesine
kayıtlı."
"Açık adresi var mı?"
"Çıktısını aldım." Bana bir kâğıt uzatıyor.
"Ne yapmak istersin tatlım?"
"Baıry'den hiç haber var mı?"
"Fazla bir şey yok ama ilaçlama servisine ait bir fatura
bulmuşlar." diye geveliyor Alan. "Geçen seferkiyle aynı
saçmalık."
352 • C<xly Mcfadyen GÖLGE ADAM • 353
"Yani bu numara kesinlikle imzalarının bir parçası." <!|
"Öyle görünüyor." M
"Taçnam o zaman. Callie, sen ve ben gidip Bayan Wa-j
ters'ı göreceğiz. Orada ne yapmamız gerekliğini
kararlaştırırız.
Alan, senin Barry ve Gene'nin neler bulduklarım takip!
etmeni istiyorum. Bir gelişme olursa haber ver."
Tamam."
"Bu arada bizim ne yapmamızı istiyorsun?" diye soruyor j
James.
"Çıplak kadın resimlerine bakın," diyorum. "Callie sende
hâlâ Kanal 4'ün telefon numarası var mı?"
"Bradley?" Fettan bir gülümsemeyle sırıtıyor. "Artık
sevişmesek
de arkadaş kaldığımızı söyleyebilirim."
"Güzel. Ona ulaşmalıyız. Neler olduğunu halka duyuracağız.
Onun bir an evvel buraya gelmesini istiyorum« 6 haberlerine
çıkmalıyız."
"Basına gitmek için erken değil ıııi?"
Neden baSına gitmeye karar verdiğimi Callie'ye açıklıyorum.
Biraz düşündükten sonra kavanoz sayesinde Jack Jr.'ı
sarsabileceğimiz konusunda bana hak veriyor. "Senin peşine
düşeceğinin farkındasın değil mi?"
"Zaten peşimde. Bu şekilde en azından ona hazır oluruz."
"Bradley'i hemen arıyorum. "
Ofis hareketli ama benim elim boş. E-maillerimi kontrol etmeye
karar veriyorum. Herkese e-ınaillerini yarım saaıte bir
kontrol etmelerini emretmiştim. Ama benimki birkaç saattir
kapalı duruyor.
Bilgisayar ekranında mesajlarını belirir belirmez beni
yerimden
sıçratan başlığı görüyorum. Tebrikler Ajan Barrett!
Mesajın üzerine iki kere tıkladığımda artık alışmaya
başladığımız
dikle yazılmış olan not önümde açılıyor:
T e b r i k l e r , Ajan B a r r e t t . T a h m i n i m c e
şimdiye kadar
non ç a l ı ş m a m ı g ö r m ü ş s ü n ü z d ü r . Küçük C a
h r l o t c e R o s e.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Nc k a d a r g e n ç bir f a h i ş e y d i ! B a c a k l a r ı
n ı kadın e r k e k h e r -
k e s için a ç a r d ı . T e k ya da grup. i l g i n ç t i r
ki b a c a k l a r ı nı
k a r ş ı s ı n d a i s t e y e r e k açmadığı t e k e r k e k
bendim.
Ç o k da ö n e m l i değil ya.
B i r f a h i ş e daha o r t a d a n kalktı. V e siz hâlâ bana
yaklaş
a m a d ı n ı z . H e v e s i n i z kırılmış h i s s e t m i y
o r musunuz Ajan
B a r r e t c ? Y e n i l m i ş?
S ö y l e m e y i u n u t m a d a n , l ü t f e n a r a b a n
ı z d a k i ve t e l e f o n u -
nuzdaki d i n l e m e c i h a z l a r ı n ı ç ı k a r t m a k
t a kendinizi özgür
h i s s e d i n .
"Kahretsin," diye mırıldanıyorum.
S i z k i m i n l e u ğ r a ş t ı ğ ı n ı z ı z a n n e d i y
o r s u n u z A j a n B a r r e t c.
G ö s t e r d i ğ i n i z çabayı a l k ı ş l ı y o r um ama
beni g e r ç e k t e n bu
ş e k i l d e y a k a l a y a b i l e c e ğ i n i z i mi
düşündünüz? O n l a r ı eninde
s o n u n d a bulacağınızı b i l i y o r d u m . Bay A g u i l
c r a ' y ı yollay
a b i l i r ya da yanınızda t u t a b i l i r s i n i z . N e
y a p a r s a n ı z yapın
s i z e bir y a r a r ı o l m a y a c a k.
B e n h e d e f i m e doğru i l e r l i y o r u m . A t a m ı
n adımlarını izl
e y ip kutsal görevimi s ü r d ü r ü y o r u m . G e l e c e k
n e s i l l e re
g e ç i r m e k ü z e r e kendi g a n i m e t l e r i m i t o
p l u y o r u m.
Biz k o n u ş u r k e n bir yandan da bir s o n r a k i
kurbanıma
b a k ı y o r u m . Ç o k tatlı bir g ö r ü n ü ş ü var ama g
ö r ü n ü ş yanılt
ı c ı d ı r . Ö r n e ğ i n sizi ele alalım Ajan B a r r e t t
. Yaralı ama
i ç i n d e d o ğ u ş t a n avcı olmanın güzelliği yatan bir
kadın.
3vi • Cody Mcfadyen GÖLGE ADAM • 355
Müstakbel kurbanımsa dışarıdan bakıldığında çekici ama
ya içi?
Diğerleri gibi bir fahişe.
Size başka sürprizlerim de olacak. Teması kopartmayalım.
Şimdi sizi işinizden alıkoymayayım.
Cehennemden Jack Jr.
Kendini beğenmişliği midemi bulandırıyor. Sana bir haberim

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
var pislik: Peşindeyim! Ve yüzündeki o gülümsemeyi
yakında sileceğim.
"Bradley'e ulaştım," diye sesleniyor Callie.
Bilgisayarı kapatıyorum.
"Ve?"
"Heyecandan neredeyse pantolonunu ıslatacaktı. Yarıın
saate burada olacak."
"Güzel. Geldiğinde onu ikinci konferans odasına alın."
Bradley Cummings yirmi beş dakika sonra ofise geliyor. Hiç
değişmemiş. Yakışıklı, çok kaliteli bir takım elbisesi var.
Sadece o ve kameraman. İşi medya sirkine dönüştürmeyeceğiz.
"Geldiğin için sağ ol Brad."
"Callie bana olayı özetledi. Kendine saygısı olan hiçbir
gazeteci bu haberi atlamazdı. Nasıl yapmak isliyorsunuz?"
"Ben sana bütün detayları kamera arkasında anlatacağım.
Sonra sen nasıl istiyorsan öyle yaparız."
"Kulağa iyi geliyor."
"Sorun şu ki Brad, bu haberin akşam 6 haberlerinde
yayınlanmasına
ihtiyacımız var.
"İnan bana bu konuda sorun yaşamayacaksın."
"Güzel. Bu haberin bir kısmını doğrudan benim söylemem
gerekli. Söyleyen kişinin ben olmam ve başka hiç
kimse olmaması hayati önem taşıyor."
Tedirgin bir bakışla beni süzüyor. "Haber uydurma değil,
öyle değil mi Smoky?"
"Korkmana gerek yok. Anlatacağım bütün detaylar gerçek.
Doğru haber yapıyor olacaksın. Ama seni kullanıp
kullanmadığımı
merak ediyorsan evet kullanıyorum. Potansiyel
kurbanları uyarmanın ötesinde katili kızdırmak adına da
elimizdeki
en büyük şans bu. Bu yüzden söyleyen kişi ben olmalıyım.
Bu adam saatli bir bomba Brad."
"Tamam. Sana güveniyorum."
Sonraki yirmi dakikayı son beş günde olanları açıklamakla
geçiriyorum. İşini iyi yapıyor, notlar alıyor, birkaç soru
soruyor. Anlatmayı bitirdiğimde elindekinin allın yumurtlayan
tavuk olduğunun farkında.
"Sanırım bizzat söylemek istediğin kısım kavanozun içeriği."
"Doğnı. Zaten benim peşimde olduğundan onu kızdırarak
gereksiz risk almış olmayacağım. Bu haberi kim verecek
olursa ona kafayı takacağı kesin."
"Hadi o zaman," diyor. "Başlayalım."
Brad kamera karşısında çok iyi. Soruları özenli, saldırgan
değil. Derken sıra kilit somya geliyor.
"Özel Ajan Barrett. Size yolladığı kavanozun içeriğiyle ilgili
açıklama yapacağınızı söylemiştiniz. Şimdi bu açıklamayı
alabilir miyiz?"
"Evet, Brad. Kavanoz/açıldı ve içindekiler analiz edildi.
İçeriğinin insan dokusu değil, inek dokusu olduğu ortaya

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
çıktı."
"Bu ne anlama geliyor?"
3 3 6 • Cocly Mcladyeiı GÖLGE ADAM • 3 57
Doğrudan kameraya bakacak şekilde kafamı çeviriyi»
rum. "Jack Jr. olduğunu söylediği kişi yani Karındeşen
Jack'in soyundan biri değil. Hiz onun buna inandırıldığını
zannediyoruz. Kavanozun içindekinin ne olduğunu bildiğinden
şüpheliyim." Başımı sallıyorum. "Üzücü, gerçekten.
Bir yalanı yaşıyor ve bundan haberi bile yok."
Çekim bittiğinde Brad mutluluktan havalarda. Yanımızdan
ayrılmadan önce bize haberin 6 ve 11 haberlerinde
yayınlanacağının
garantisini veriyor.
"Yolunda gitmiş görünüyor," diye belirtiyor Callie.
"Onun ne kadar yakışıklı olduğunu unutmuşum. Belki de
bir ara yeniden aramalıyım."
"Eğer ararsan bile detayları bana anlatmana gerek yok."
"Ama hayatım ünlü biriyle sevişip de bunu anlatmamanın
hiçbir eğlencesi yok ki..." Callie duraksıyor. "Jack Jr.'ın
çok öfkeleneceğini biliyorsun değil mi? Çok tehlikeli bir
adam haline gelebilir."
"O zaten tehlikeli bir adam. Şimdi gidip şu Bayan Waters'ı
ziyaret edelim."
Teşkilatın araçlarından birine atlayıp yola koyuluyoruz. Her
ne kadar hepimizin araçları mikrofon ve takip cihazları için
aranmış olsa da görünüşlerini ve plakalarını biliyor olma
ihtimali
yüksek olduğundan kullanmıyoruz kendi araçlarımızı.
Leona YCaters'ı görmeye giderken Tommy Aguileıa'yı
arayıp ona e-mailden bahsediyorum.
"İçlerinden biri gece dışarıda olmalı. Ya da sabah. Ayrıca
tanıdığım insanlarla ilgili bilgi edinmiş oldukları da belli.
Yoksa benim kim olduğumu birkaç saatte bulmaları düşük
ihtimal."
"Evet, sanırım öyledir Tommy. Seni daha sonra ararım ve
mikrofonlardan kurtuluruz."
"Aramana gerek yok."
"Neden?"
"Çünkü seni takip etmeyi sürdüreceğim Smoky. Sana
dün gece söylemiştim. Temel sorumluluğum sensin. Onu
yakalayana kadar işim bitmiş sayılmaz."
Protesto etmek istiyorum ama doğruyu söylemek gerekirse
bir parçam onun böyle söylemesini umuyordu.
"Seni izliyor olacağım Smoky."
Otobanda bir kaza olduğundan yol beklediğimizden
uzun sürüyor. Kaza küçük çaplı ama araçların çekilmesi
meselesi olay yaratmış. Leona Waters'ın pek hoş olmayan
bir semtteki hoş görünümlü dairesine öğleden sonra ikiye
doğru varıyoruz.
Santa Monica buna benzer apartmanlar ve evlerle doludur.
Orta sınıf mensupları ve yaşlılar buralarda oturmayı severler.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Los Angeles'tan gittikçe daha uzağa taşınan insanların
oluşturduğu yerleşimlerden biridir.
Ön kapıya park ediyoruz. Kapıda güvenlik kodu girilmesini
gerektiren bir güvenlik sistemi var. Ayrıca bir nöbetçi
de resepsiyonda oturuyor. Camı tıklatıp nölnetçinin dikkatini
çekiyorum. Yüzündeki sıkıntılı ifade FBI kimliğimi göstermemle
beraber değişiyor. İskemlesinden fırlayıp kapıya
koşuyor.
Yakına geldiğinde gözü önce yüzümdeki yara izlerine
sonra Callie've takılıyor.
358 • Cody Mcfadycn GÖLGE ADAM • 359
"Ne istemiştiniz hanımefendi?"
"Dinle..."
"Ricky," diye ekliyor hemen.
"Dinle Ricky apartman sakinlerinden biriyle görüşmemiz
gerekiyor."
"Yardıma ihtiyacınız var mı efendim? Kiminle görüşeceksiniz?"
"Ne yazık ki bu gizli bir bilgi. Aniiyorsundur."
"Evet efendim. Tabii. Anlıyorum. Asansör biraz ilerde.
Bir şeye ihtiyacınız olursa hemen haber verin."
"Haber veririz, teşekkürler."
Asansöre biniyoruz. Gideceğimiz dairenin numarası 314.
Vardığımız zaman Callie kapıyı tıklatıyor.
Kapıyı açan kadın ve ben birbirimize bakakalıyoruz. Sessizliği
bozan Callie oluyor. "Bilmediğin bir kız kardeşin olabilir
mi tatlım?"
Yok ama adil bir soru. Leona Waters ve ben akraba olabilecek
kadar birbirimize benziyoruz. Vücut hatlarımız, saçlarımız,
yüzlerimiz neredeyse aynı. Elbette onun yüzünde
yara izleri yok ve gözleri başka renk. Şaşkınlığımı mide
bulantısı
izliyor. Jack Jr."in niye bu kadını seçtiği belli.
"Leona Waters?" diye soruyorum.
Bir Callie'ye bir bana bakıyor. "Evet..."
Kimliğimi kaldırıyorum. "Ben özel ajan Smoky Barret,
EBI'dan."
"Başım l>elada mı?"
"Hayır. Kadınlara tecavüz ve işkence edip öldüren bir
adamın peşindeyiz. Sizin bir sonraki kurbanı olabileceğinizi
düşünüyoruz."
Gözleri kocaman oluyor. "Bu bir şaka mı?"
"Hayır. Keşke olsaydı. Ama değil. İçeri girebilir miyiz?"
Bir an tereddüt etse de kendini toparlayıp bizi içeri alıyor.
Daireye girer girmez ne kadar zevkle döşendiği Callle'nin
de benim de dikkatimizi çekiyor. Sade, kadınsı bir
güzelliği var. Bu evin bir kadının evi olduğu belli. Kadın
kanepeye
oturmamızı işaret ediyor ve tam karşımızdaki koltuğa
geçiyor.
"Yani bu gerçek? Dışarıda beni öklünnek isteyen bir
manyak var?"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Çok tehlikeli bir adam. Şimdiden iki kadını öldürdü.
Amatör porno sitesi olan kadınları hedef alıyor. Onlara
işkence
ediyor, tecavüz ediyor sonra da öldürüyor. Son olarak
da vücutlarını parçalıyor. Kendisinin Karmdeşen Jack'in
soyundan geldiğine inanan biri."
"Beni seçtiğini nereden biliyorsunuz?"
"İzlediği yöntemi çözdük. Önce internet sitesine üye oluyor
ve üye olurken de belirli bir kullanıcı adı ile şifre seçiyor.
Bu kullanıcı adı ve şifreye sizin üye listenizde rastladık."
Kendimi işaret ediyorum. "Benden nefret ediyor Bayan
Waters. Kafayı benimle bozmuş durumda. Benzerliği
görmüyor, musunuz?"
"Evet. Görüyorum." Dııraksıyor. "Size bunu o mu yaptı?"
Yüzümdeki yarayı işaret ediyor.
"O değil. Bir başkası."
"Kaba olmak istemem ama güven aşıladığınızı söyleyemeyeceğim."
Ona gülümsüyorum çünkü hakarete uğradığımı düşünmediğimi
görmesini istiyorum.
"Böyle hissetmeniz anlaşılır. Bana bunu yapan adam beni
hazırlıksız yakaladı. Sizin evinize gelerek engellemeye
çalıştığımız bu. Peşinde olduğumuzu bilmeyecek."
36ü • Cody Mcfadyen GÖLGF. ADAM • 361
Ne katlettiğimi anladığında yüzünün aydınlandığım görüyorum.
"Anladım. Tuzak kurmak istiyorsunuz değil mi?" |
"Evet." 11
"Benim yem olmamı mı istiyorsunuz?"
"Tam olarak değil. Siz yemsiniz çünkü burada olduğunu- j
zu zannedecek. Ama sizin yerinize bir ajan koyacağım. Bir
sivil olarak hayatınızı tehlikeye atmayı düşünemem. Ama
daireyi kullanmamıza izin vermeniz gerekecek. Burayı bir
süreliğine bize bırakmalısınız."
Gözlerinden ne olduğunu okuyamadığım bir ifade geçi-1
yor. Ayağa kalkıp evde dolaşıyor; bir süre sırımı bize dönüp
düşüncelerini toparlamayı deniyor. Yeniden bize döndü- i
ğünde yüzünde kararlı bir ifade var.
"Kaç yaşında olduğumu biliyor musunuz?" diye soruyor !
bize.
"Hayır," diye yanıtlıyorum.
"Yirmi dokuz yaşındayım." Elleriyle kendini işaret ediyor.
"Yirmi dokuz için fena sayılmaz."
"Hayır hiç fena sayılmaz."
"On sekiz yaşındayken seviştiğim ilk erkekle evlendim.
Hayatımın aşkı olduğunu düşünüyordum. Onun için her şeyi
yapardım. Yaptım da. Sonra beyaz atlı prens birden değişti.
Ve sonraki yedi yıl boyunca beni dövdü. Hiçbir kemiğimi
kımıadı. Hiçbir zaman yüzümde bir iz bırakmadı. Bunun
için fazla zekiydi ama nasıl acı vereceğini biliyordu.
Ayrıca farklı aşağılamalara da başvururdu." Gözleri
benimkilere
kilitleniyor. "Böyle bir adamla sevişmek nedir biliyor

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
musunuz? Tecavüzdür. Onunla evli olup olmamanız bu gerçeği
değiştirmez." Kafasını sallayıp anıları zihninden
savuşturuyor.
"Büyümem uzun sürdü. Yedi yıl. İlk altı yıl boyıın-
• ıi onu terk etmek aklıma gelmedi bile. Aklımdan bile
geçimdi.
Her şeyin benim hatam olduğuna beni inandırmıştı."
"Bunu değiştiren ne oldu?" diye soruyor Callie.
Ona bize bütün bunları neden anlattığını bilecek kadar
deneyimliyiz. Her ne anlatıyorsa içinden atmaya ihtiyacı
olduğu
için anlatıyor. İstediğimizi elde etmek için onu dinlemek
zorundayız.
"Dediğim gibi; büyüdüm. Beni döverken zekice davranıyordu.
Birkaç polisle konuştum. Bana bunu ispatlamanın
çok zor olacağını söylediler. Ben de odaya bir kamera saklayıp
her şeyi kaydettim. Son bir kez beni dövmesine, canımı
yakmasına ve beni aşağılamasına izin verdim. Sonra da
kaseti polislere verip suç duyurusunda bulundum. Kocamın
avukatı ona tuzak kurduğumu söyleyerek kaydın delil olarak
kullanılmasını engellemeye çalıştı ama yargıç benim tarafımı
tuttu. Kocam hapse girdi ben de sahip okluğumuz
her şeyi satıp Los Angeles'a taşındım." Daireyi işaret ediyor.
"Burası benim. Büyük ihtimalle mesleğimi onaylamıyorsuııuzdur.
Umurumda bile değil. Ama bu daire benim ve bir
daha kimse tarafından ezilmemeye kararlıyım." Tam karşımıza
geçiyor. "Anafîkir şu: Bir daha hiçbir erkeğin beni
kontrol etmeyeceğine dair kendime söz verdim. Asla. Yani
eğer bu psikopatı yakalamak için dairemi kullanmak
istiyorsanız
işbirliği yapacağım. Ama evimden ayrılmam." Arkasına
yaslandıktan sonra kararlı olduğunu belli etmek istercesine
kollarını kavuşturuyor.
Leona Waıers'ı süzüyorum. Sert bakışlarımı gözünü bile
kırpmadan karşılıyor. Bu durumdan hoşlanmadım. İleni de
hiç. Ama çığlık çığlığa evdeıı kaçamayacağına eminim. Teslim
etmek olmak zorundayım.
362 • Cody Mcfadyen
"Öyle olsıın Bayan Waters. Eğer patronumu ikna edebilirsem
sizin istediğiniz gibi yapacağız."
"Bana Leona deyin Ajan Barrett. Şimdi söyleyin bakalım,
nasıl olacak?"
Temkinli bir heyecan içindeyim. Leona henüz hiçbir böcek
ilaçlayıcısı tarafından ziyaret edilmemiş. Yani eğer işler
düşündüğümüz
gibi yürüyorsa onların önüne geçmeyi başarmışız.
Aıtık her an ağımıza düşebilirler. Bugün, yarın. Yakında
olacağını tahmin ediyorum.
İçimdeki ejderha, kan kokusu alıyor.
Şefle konuşup Leona'nın söylediklerini ilettim. Birkaç

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
dakika küfrettikten sonra kabul etti. Callie ve ben hâlâ
Leona'nın
oturma odasındayız, önümüzde bize ikram ettiği
kahveler var. Los Angeles SWAT timinden iki ajanın gelmesini
bekliyoruz. Her şey planlı bir zamanlamayla gerçekleşecek.
Katiller eğer bizi izliyorlarsa onları uyarmak niyetinde
değiliz.
Leona yanıtlaması gereken mailler olduğunu söyleyerek
evdeki ofisine gidiyor.
"Biliyor musun," diyor Callie, "Yaptığı işLen hoşla nmasam
da Leona Watcrs'dan hoşlandım."
"Ben de. Keşke burada kalmakta ısrar etmeseydi."
Callie kahvesinden bir yudum alıyor. "Sence şansımız
ne?"
"Bilmiyorum, Callie. Onu gördükten sonra doğru iz üzerinde
olduğumuza emin oldum. Leona'nın Jack Jr.'in listesinde
olduğu kesin. Onu büyük ihtimalle kendini bana tecavüz
ediyor gibi hissedeceği için seçmiştir."
Cep telefonum çalıyor. "Evet," diye yanıtlıyorum.
GÖLCE ADAM • 363
Alanın bariton sesi. "Gene, DNA'nın beklediğimizden
d;,ha geç elimize geçeceğini haber verdi. Akşam onda -
hııtta daha geç."
"Burada iyi bir ipucu yakaladık." Ona Leona Waters'ı ve
planımızı anlatıyorum.
"Umarım o pislikleri yakalarız."
"Parmaklannı çapraz tut."
Telefonu kapatıp saatimi kontrol ediyorum. "Kahretsin,
/aman ne kadar hızlı geçmiş." Callie'ye bakıyorum. "Saat
neredeyse altı."
"Akşam haberleri zamanı," diye yanıtlıyor.
"Psikopatı kızdırma zamanı."
GÖLGE ADAM • 365
42
Brad haberleri sunarken çok yakışıklı görünüyor.
"Birçoğunuz geçen yıl yaşanan olaydan Özel Ajan
Smoky Barreu'ı hatırlayacaktır. Peşinde olduğu seri
katillerden Joseph Sands onu ve ailesini esir alıp kocasını
ve kızını öldürmüştü. Kendisi kurtulup Sands'ı öldürmeyi
başardıysa da katil onu yüzünden yaraladı. Bütün bu
kişisel trajedilere rağmen Ajan Barreıı yeniden işinin
başında.
"Şimdi Jack Jr. olarak bilinen katilin peşinde olan Banett
her zamanki kadar kararlı görünüyor. Yeni seri katile Jack
Jr. denmesinin nedeni katilin, kendisinin Karındeşen Jack'in
soyundan geldiğini iddia etmesi."
Brad ona ankıttıkkmmı özetliyor. Süslemiyor, süslemesine
de gerek yok çünkü gerçek yeterince korkunç. Benim
görüntülerim hal>erlerin en sonunda yer alacak. Sıra bana
geldiğinde kavanozla ilgili şok edici açıklamayı yapıyorum.
Televizyondaki görüntüm l>eni rahatsız etmeyince yara

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
izlerine iyice alıştığımı anlıyorum. Ama diğer izleyicilerin
böyle hissedeceklerinden şüpheliyim.
"EBI kişisel porno sitesi işleten kadınları dikkatli olmaları
konusunda uyarıyor."
Brad ona verdiğimiz önlem listesini bir kâğıttan okuduktan
sonra son bir uyarıyla konuşmasını tamamlıyor; "Dikkatli
olun, hayatınız tehlike altında olabilir."
"İyi iş çıkartmış," diyor Callie.
"Onu kızdırmayı deniyorsunuz öyle değil mi?"
Soru arkamızdan geldi. Haberlere o kadar daldık ki Leona'yı
unuttuk.
"Evet," diye yanıtlıyorum.
Kapı çalınınca konuşmayı kesiyoruz.
"Olduğun yerde kal" diye sesleniyorum I.eona'ya, silahımı
çekerken. Ardından kapıya gidiyorum. "Evet?"
"Özel Ajan Barrett? Ben Ajan Decker yanımda da McCullough
ve iki SWAT ajanı vâr."
Gözetleme deliğinden bakınca Dcckcr'ı tanıyorum. "Açıyorum,"
diye seslendikten sonra kapıyı açıp onları içeri alıyorum.
Talimatlarım doğrultusunda hepsi sivil giysiler içerisindeler.
Hepsinin aynı biçimde giyindiğini görmek gülümsememe
neden oluyor. Kot pantolon ve kazak. Hiçbiri üstünkörii
bir bakışla polismiş gibi görünmüyor ama yan yana
dolaşsalar dikkat çekerlerdi.
"Hepinize bilgi verildi mi?"
"Evet elendim.''
"Giizel. Burada bir tuzak kuruyoruz beyler. Katillerimiz
iki kere cinayet işledi. Çok zekiler. Dikkatliler. Tereddüt
etmiyorlar.
Hareket tarzlarım önceki kurbanlardan biliyoruz:
İçlerinden biri ilaçlama şirketinden geliyormuş gibi
davranarak
etrafı kolaçan ediyor. Burada da olmasını umduğumuz
bu. Onları küçümsemeyin beyler. Eğer silah çekerler366
• Cody Mefadyen
se korkutmak için değil öldürmek için olduğunu bilin. Buraya
gelen hangisi olursa olsun canlı yakalamaya ihtiyacımız
var aksi takdirde ötekine ulaşmakta çok zorlanırız." Leona
Waters j işaret ediyorum. "Bu Bayan Waters. Katillerin
onu kurban olarak seçtiklerine eminiz."
"Plan nedir efendim?" Soru ajan Decker'dan geliyor.
"İ ler şeyi basil tutacağız. Bir kişi çatıda bir kişi
asansörlerin
orada olacak. İki kişi burada ben ve Ajan Thorne'la kalacak.
Çatıdaki ajan sokaktan gelen olup olmadığını haber
verecek. Asansörün önündeki ajan bu kata gelenin sokaktaki
adamla aynı olup olmadığını doğrulayacak. İhtiyacımız
olan ekipmanı getirdiniz mi?" diye soruyorum Decker'a.
"Evet efendim. Kulaklıklar, mikrofonlar ve silahlar."
"Çatıdaki ajan için bir dürbünlü tüfeğimiz de var," diyor
SWAT görevlilerinden biri.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"İyi. Dikkati üzerinize çekmemeniz çok önemli. Katillerden
birinin ya da ikisinin birden beni izlediklerine dair
delillerimiz
var. Eğer ikisinden biri bir şeyden şüphelenecek
olursa tabanları yağlayacaklardır." Tek tek ajanları
süzüyorum.
"Sorusu olan?"
"Hayır," diyorlar.
"Öyleyse yerlerinize geçin. Dikkatli olun ama kendinizi
uzun bir bekleyişe hazırlamanızı öneririm."
43
Bu sanırım işimi tasvir etmemin en kolay yolu. Bütün
hayatım dış etkenler tarafından kontrol ediliyor.
Üstelik ani değişikliklerden hoşlanan biri değilimdir.
İroni de burada zaten: Bir şeyi yapmaya zorlanmaktan
nefret ederim ama seçtiğim meslek bunu zorunlu kılıyor.
Bir katili avlarken plan program yapamazsınız. O yakalanana
kadar nereye gitmeniz gerekiyorsa oraya gider, ne
kadar kalmanız gerekiyorsa o kadar kalırsınız.
İşte buradayım. Hayatını kazanmak için cinsel maceralar
pazarlayan bir kadının dairesinde oturuyorum; üstelik Jack
Jr. veya ortağı ortaya çıkana kadar burada kalmaya da
kararlıyım.
Kollukta oturup kahvesini yudumlayan Callie'yi süzüyorum.
Leona da diğer tarafta patlamış mısır yiyerek televizyon
izliyor.
Saatime bakıyorum. Dokuz buçuk. Çatıdaki SWAT ajanını
kontrol ediyorum. "Bir gariplik var mı Bob?"
"Hayır efendim."
368 • Cody Mcfadyen GÖLGE ADAM • 369
Her şeyin normal olduğuna emin olduktan sonra Callie
ve Leona arasındaki konuşmaya kulak kabartıyorum.
"Sana bir soııı sorabilir miyim tatlım. Hayatında yeniden
bir erkeğin olmasını islediğine karar verdiğinde ne olacak?"
"Ne demek istiyorsun?"
"O zaman işini bırakır mısın?"
Leona bu konuyu fazla düşünmemiş görünüyor. "Bilmiyorum,
duruma göre değişir sanırım. Birçok kişi tek eşli olmayan
ilişkiler yaşıyorlar. Öyle birini bulacağımdan şüpheliyim
ama bulabilirim de. Hayatımda bir daha hiçbir erkek
için çok büyük değişiklikler yapmayacağıma yemin ettim.
Yani işimi bırakır mıyım bırakmaz mıyım bilmiyorum."
"Kendine özgü bir sorun olduğunu kabul etmelisin?"
"Sürdüğüm hayal tarzıyla geldiği kesin."
Onları dinlemeyi bırakıyorum. Ayaküstü sohbet edebilmek
Gıllie'nin yeteneklerinclendir. İnsanları sakinleştirdiği
düşünülecek olursa oldukça işe yarar bir yetenek olduğunu
da itiraf etmeliyim. Ama şu an için Leona Waters'ın
varsayımsal
ilişkileri beni hiç ilgilendirmiyorlar.
İşler iyice gerilmiş durumda. Sadece burada da değil.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Ofistekilerin de deli gibi çalışmayı sürdürdüklerine eminim
çünkü yeniden birilerini öldürürse bunun sorumlusu biz
olacağız.
Hepimizin paylaşacağı bir suçluluk duygusu olacak.
Bob'un sesi kulağımı çınlatıyor. "Erkek, 1.80 boyunda,
koyu renk saçlı, binaya giriyor. Bir tür üniforma girmiş."
"Anlaşıldı." diyor asansördeki ajan - Dylan.
Callie. Decker ve McCullough'a bakıyorum. Kafalarını
sallayıp duyduklarını belli ediyorlar. Saniyeler geçiyor.
"Tarife uyan erkek asansörden çıktı. Daireye doğru ilerliyor."
diye rapor veriyor Dylan. "Üniforma, tekrar ediyorum.
böcek öldürme şirketine ait."
"Anlaşıldı," diyorum. Kalbim deli gibi çarparken içimdeki
ejderha heyecan içinde. "Olası bir kaçışı engellemek için
olduğun yerde kal Dylan."
"Anlaşıldı."
"Bob, eğer bizden kurtulursa ona ateş etmek için hazır
bekle."
"Anlaşıldı, hazırım ve bekliyorum."
Leona'ya dönüyorum. "Bu o."
Kafasını sallayarak anladığını belli eden kadın korkmuş
değil heyecanlı görünüyor.
Kapı çalındığında Leona'ya açmasını işaret ediyorum.
Gözetleme deliğinden baktıktan sonra kafasını sallayarak
kapıdakinin lröcek ilaçlama şirketinden okluğunu işaret
ediyor.
"Kim o?"
"ABC böcek ilaçlama, hanımefendi. Geç saatte geldiğimiz
için özür dileriz ama binanın sahibi acil gelmemizi istedi.
Farelerle ilgiliymiş. Girip dairenizi kontrol etmem gerekiyor.
Sadece birkaç dakika sürer."
"Şey... Bir saniye. Tamam bekleyin."
Bana bakıyor. Ona yatak odasına gitmesini işaret ediyorum.
Hepimiz silahımızı çekiyoruz. Boş olan elimle diğerlerine
üçe kaçlar sayacağımı işaret ediyorum. Bir... İki... Üç
dediğim anda kapıyı açıp bağırıyonım.
"FBI! Olduğun yerde kal!"
Silahım neredeyse yüzüne yapışmış durumda. Gözlerine
baktığım zaman orada olacağını düşündüğüm boş bakışları
görüyorum-. İlaçlama cihazını bırakıp ellerini başının üzerine
kaldırıyor.
"Ateş etmeyin." Sesi şaşırmış çıkıyor, suratına silah dayanmış
herhangi birinin şaşıracağı kadar şaşkın. Ama gözleri
soğuk. I lesaplı.
370 • Cody Mefadyen GÖLGE ADAM • 371
"Kımıldama." diyorum. "Ellerini başının arkasında birleştir
ve dizlerinin üzerine çök."
Gözlerini bana dikip dudaklarını yalıyor. "Sen nasıl
istersen...
Srnoky."
Adımı kullanış şeklinden irkilmek için saniyenin binde

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
biri kadar zamanım oluyor ama iyi değerlendiremiyorum bu
zamanı. Sonra her şey çok hızlı gelişiyor. Önce yana çekilip
doğrudan bana saldırıyor. Bir eliyle silahımı kenara itip
diğer eliyle suratıma bir tane indirince geri savruluyorum.
Hemen toparlanıp yığıldığım yerden kalkmaya çalışıyorum.
Silahımı düşürmemeyi başardım ama sersemlemiş haldeyim.
O hâlâ hareket ediyor, bir tür dövüş sanatının hareketleri
olduğunu tahmin ettiğim vuruşları yıkıcı. Benden sonra
diğerlerinin üzerine gidiyor. Yumrukları ve tekmeleri kısa
ve seri. Ajan Decker çenesine bir dirsek yiyip devriliyor.
Sonra Callie'nin buz gibi bir sesle 'Kımıldadığın anda seni
vururum,' dediğini duyuyorum.
Bir anda her şey yeniden donup kalıyor. Askıya alınmış
gibi. Çünkü şimdi Callie'nin silahı onun alnına dayanmış
durumda ve herhangi bir hamle yapmasına fırsat kalmadan
Ajan McCullough tarafından yere devrildi.
"Tatlım sen iyi misin?"
Sendeleyerek ayağa kalkıyorum. "İyiyim..." Cümlemi
tamamlayamadan
yeniden başım dönüyor. Bayılmıyorum
ama popomun üstüne oturuyorum.
Sapık bana bağırıyor. "Seni aptal fahişe! İşe yaramaz
inek! Bunun bir işe yarayacağını nıı sanıyorsun? Hiçbir işe
yaramayacak hem de hiç! Ben yine de..."
"Tanrım!" diye bağırıyorum. "Kes sesini yoksa seni bacağından
vururum. Şuna kelepçeleri mkın artık."
McCullough kelepçeleri takıp onu dışarı çıkartırken haklarını
okuyor.
"Nasılsın?" diye tekrarlıyor yanıma gelen Callie.
"Artık başım dönmüyor. Sanırım iyiyim. Yüzüm nasıl görünüyor?"
"Dudağın patlatmış tatlım. Sende kolajen kullanmıyorum
ama duvara kafa atıyorum görünüşü var."
Bir anda aklıma geliyor. "Decker!"
"Buradayım, ben de iyiyim."
Ayakla durduğunu görüyorum ama devrilmemek için
duvara yaslanmış. Ağzına tuttuğu mendil kan içinde.
"Bir doktora görünmelisin."
"Dişçiye. Kahıolasıca iki dişimi kırdı."
Leona'nın yatak odasının kapısı açılıyor. "Dışarı çıkmak
güvenli mi?" diye soruyor titreyen bir sesle. "Herkes iyi mi?"
Oturma odasına bakıyorum; Decker ve kan içindeki ağzı,
devrilen kahve masası ve birden dank ediyor. Adrenalin
sadece beynime ulaşmıyor, beynimde patlıyor.
"ONU YAKALADİK!"
Callie ve Decker bağırışımı duyunca yerlerinde sıçrıyorlar.
Callie sırıtıyor, Decker sırıtmayı eleniyor.
"Her şey yolunda Leona," diyorum. "Her şey harika."
Konuşurken dudaklarım acıyor.
İçimdeki ejderha kükrüyor, tıslıyor ve dişlerini gıcırdatıyor.
Besle beni, diye fısıldıyor. Kemiklerini çiğnememe izin
rer.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Dudağımı yalayıp kendi kanımın tadını alıyorum. Bu ejderhayı
şimdilik susturur.
I GÖLGE ADAM • 477
44
Callie'yle birlikle FBI binasına gidiyoruz. Bir polis
memurunu Leona'nın yanında bıraktık ve şüphelimiz
hapse atılmak iizere Wilshire polis istasyonuna
götürüldü. Alan'la sorgulama stratejimiz üzerine konuşmak
istediğim için dönüyorum ofise. Asansörün düğmesine bastığım
anda telefonum çalıyor.
"Smokyî"
Hemen alarma geçiyorum. Telefondaki Elaina ve sesi
korkmuş çıkıyor. "Sorun ne EUıina?"
"Evin etrafında dolaşan 3 erkek var. Genç görünüşlüler.
Arka bahçedeler."
Ronnie Barnes'ı hatırlayarak dehşete düşüyorum. Jack Jr.
ile ilgili olabilirler mi? Kendine bir psikopat ordusu
yaratmış
olabilir mi? Yoksa paranoyaklaşıyor muyum?
Paranoyak? Jaek Jr. söz konusu olduğunda mı? Hiç sanmam.
Alana Elamanın fiziksel tehlike içinde olmadığını
söylediğimi hatırlayınca daha da kötü hissediyorum. Bu
yanlış değerlendirme hepimize çok pahalıya patlayabilir.
Asansörün gelmesini beklemeyi bırakıp merdivenlere
koşuyorum. Callie peşimde. "Elaina, evin önündeki ajanlara
ne oldu?"
Sessizlik.
"Arabaları orada ama onları göremiyorum."
"Evde hiç silah var mı?"
"Evet. Üst katta, dolapta."
"Git onu al ve kendinizi banyoya kilitleyin. Alan'ı alacağım.
Eve varmamız on beş dakikayı bulur."
"Korkuyorum Smoky."
Merdivenlerden yukarı koşmayı sürdürüyorum. "Polisi
ara, sonra da silahı kapıp banyoya gidin. Yakında orada
oluruz."
Bunu yaptığım için kendimden nefret ederek telefonu
kapatıyorum ama hızlı hareket etmek zorundayım. Ofisin
kapısından içeri daldığımda herkesin bakışları üzerime
dikiliyor.
"Alan, Elaina'ııın davetsiz misafirleri var!" Leo ve James'i
işaret ediyorum. "Siz burada kalıp yakaladığımız şüpheliyle
ilgili gelişmeleri takip edin. Callie ve Alan, siz l>enimle
gelin.
Çabuk."
Alan çoktan harekete geçmiş durumda. Yüzü soru işaretleriyle
dolu. Korktuğunu tahmin edebiliyorum. Ne var ki
otoparka indiğimiz sırada konuştuğunda sesi sakin çıkıyor.
"Kaç kişilermiş?"
"Üç. Evin etrafında dolanıyorlarmış. Ona polisi aramasını,

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
silahı alıp Bonnie'yle birlikte kendilerini banyoya
kilitlemeleri
n i söy led i m."
"Evi koruyor olması gereken kahrolası ajanlar nerede?"
Bilmivorum."
374 • CCKIV Mcfadyen
Resepsiyonun önünden geçip ana kapıdan çıkarak binanın
ön tarafındaki merdivenlere yöneliyoruz. Her şey çok
hızlı gelişiyor. İçimde bir yerlerde daha fazla korkuyor olmam
gerektiğinin farkındayım ama her şey çok hızlı geliştiğinden
bu hissi tam anlamıyla yaşamıyorum. Callie ise tek
söz etmeden beni takip etmeyi sürdürüyor.
Ve ne oluyorsa o anda oluyor.
-Öl fahişe!"
Otoparktayız ve karşımızda bu şekilde bağırarak elinde
bıçakla bana doğru koşan bir genç adam var. Yüzünde manik
bir ifade, gözleri aç. Zaman yavaşlıyor ve olayları kare
kare görmeye başlıyorum. Altı adım, diye hesaplıyorum.
Koşuyor, bıçak havada, bana ulaşmasına yarım saniye kaldı...
Bu düşünceyi daha bitirmeden kafasını uçuruyorum. Silahımı
çekiyorum, nişan alıyorum ve ateş ediyorum. Yarım
saniye bile sürmüyor. Tamamen içgüdüsel. Silahı çektiğimi
bile hayal meyal hatırlıyorum.
Kafası havaya uçunca dünya yeniden normal hızına kavuşuyor.
O öne doğru yığılırken kenara çekiliyorum. Vücudu
asfalt zemine düşüyor. Metalin düşerken çıkarttığı sesi
duyabiliyorum.
"Vay anasını!" diye bağırıyor Alan.
Beynim aynı hızda çalışmaya devam ediyor. "Acele edin.
Callie, arabayı sen kullan."
Tommy'nin bize doğru koştuğunu görüyorsam da durmuyorum.
"Biz iyiyiz. Alan ın evindeler."
Tommy ne tek kelime ediyor ne de başını sallıyor. Geri
dönüp arabasına doğru koşuyor. Gizli Seıvis eğilimi. Ani,
t e redd ü tsü z, kararlı.
GÖLGE ADAM • 375
Callie'nin aracına atlıyoruz. O direksiyona geçiyor ve son
sürat gaza basıyor.
"O da kimdi?" diye soruyor Alan.
Callie benim yerime yanıtlıyor bu soruyu. "Ronnie Barnes'ın
kan kardeşi tatlım." Ve otoparktan dışarı fırlıyoruz.
Alan yanıt venııiyor. Yüzünden Callie'nin ne demek islediğini
anladığını kavrıyorum. "Ah, lıayır," diye fısıldıyor.
Karşılık vermiyorum. Gerek yok. Hepimizin beyninde
aynı tekerleme dönüyor: Elaina ve Bonnie; Elaina ve Bonnıe.
Bu tekerlemenin onun için de benim için olduğu gibi bir
duaya dönüştüğüne eminim.
G Ö L G E ADAM • 3 77
45
Alan F.laina'ya telefon açıyor. "Bebeğim, biz yola çıktık.
Polisleri aradın mı - ne? Kahretsin. Olduğunu!

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
yerde kalın." Bir eliyle telefonun mikrofon kısmını
kapatıp devam ediyor, "Eve girmişler, Karım evi altüst
ettiklerini
duyabiliyormuş." Yine Elaina'yla konuşmaya dönüyor.
"Dinle hayatım. Bundan sonra bana yanıt vermeyip sadece
dinle ki seni duyamasınlar. Telefonu kapatma ama yere
bırak, silahını çekip kapıya doğrult. Eğer Callie, Smoky
ya da benim seslendiğimizi duymazsan içeri girmeye çalışıldığı
anda kurşunu sık."
Elaina ve Bonnie. Ekıina ve Bonnie. Elaina ve Bonnie.
Alan ların sokağına ulaşıyoruz. Callie hızla arabayı park
ediyor; Alan elindeki telefonu bırakıp silahını çekti bile.
Hepimiz
çektik. Keenan'ın arabasını görmek amacıyla çevreye
bakmıyorum. Bulduğum anda da içim öfke ve acıyla doluyor:
1 Iem onun hem Shantz'ın kafalarında birer kurşun deliği
var.
Şimdi intikam zamanı, yas tutma değil diye hatırlatıyorum
kendime.
Arabadan uzaklaşıp evin girişine koşuyorum. Zorla açıldığı
belli olan kapıyı işaret ediyorum Callie ye. "Dikkatli ol.
Onları canlı yakalamalıyız," diye fısıldıyorum. "Sen de duydun
mu Alan?"
Alan'm yüzünde bir katilin bakışları var. Kafasını sallayarak
beni duyduğunu gösterse de kimseyi sağ bırakacağını
d üşü nm ii yom m.
Kapıdan girer girmez pür dikkat davetsiz misafirlerin izini
aramaya koyuluyoruz. Zemin katta kimse yok ama üst
kattan gürültüler geliyor. Yukarıyı işaret ediyorum.
Merdivenlere yöneliyoruz. Kalbim deli gibi çarpıyor. Alan'ın
nefes alıp verişini duyabiliyorum. Evin içinin soğuk olmasına
karşın ter içinde. Elaina'nın çığlığını duyduğumuzda neredeyse
üst kata varmak üzereyiz.
"Alan!"
Sesi dehşet içinde. Tabancadan atılan kurşunların
çıkarttıkları
TAK TAK TAK seslerini duyuyorum.
"FBI!" diye bağırıyorum daha fazla beklemeksizin. Artık
ses çıkartmamanın bir anlamı kalmadı. "Silahlarınızı bırakın
ve dizlerinizin üstüne çökün!"
TAK-TAK-TAKÜ! Yeniden. Bu sefer lıaııgi yönden geldiğini
görebiliyorum. Koyu renk saçlı bir genç banyo kapısının
karşısında kanlar içinde. Elaina bütün hırsıyla tetiği
çektiğinden
gencin vücudunda delikler açmış. Silahın boşaldığını
gösteren tıklamaları duyuyorum bunu düşünürken.
Diğer iki katil bize dönüyorlar. Birinin silahı diğerinin
bıçağı
var. Beni fark ettiklerinde önce şaşırmış görünüyorlar
sonra şaşkınlığın yerini nefret alıyor.
"Bu oP diye bağırıyor elinde silah olan. "Bu Smoky fahişesi."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
378 • Cody Midyen GÖLGE ADAM • 379
Ateş etmek üzere silahını kaldırıyor, yaklaşık aynı anda
elinde bıçak olan bana saldırmak üzere öne alılıyor ve ben
dünyayı yeniden kare kare görmeye başlıyorum.
Alan ve Callie'nin silahlı olana ateş etliklerini görüyorum,
kurşunlar adamın göğsünde ve kafasında delikler
açıp ortalığa kan sıçramasına neden oluyor. Adam geriye
devrilirken silahının ateş aldığını görüyorum. Bıçaklı adam
bana doğru gelmeyi sürdürüyor. O anda her şey sanki
park yerinde yaşananların bir tekrarı; ne var ki bu seferki
saldırganın sağ kalmasını islediğimden eline ateş ediyorum.
Silahı tutan elinin iki parmağı parçalanarak havaya
fırlıyor, bıçak elinden düşüyor ve adam ne olduğunu anlamayan
bakışlarla bana bakarken yere devriliyor. Düştüğünde
bayıldığı için ondan önce Bonnie'yle ilgilenmeye
karar veriyorum.
''Elaina!" diye bağırıyor Alan.
"Buradayız!" diye bağırıyor Elaina yarı isterik halde.
"İyiyiz.
İyiyiz." Alan ve ben aynı anda banyoya koşuyoruz.
Onları küvetin içinde yaralanmamış olarak gördüğüm
için o kadar mutluyum ki... Elaina elindeki silahı bir kenara
bırakarak gözyaşlarına boğuluyor. Bonnie ise başını
dizlerinin arasına almış iyice kendi içine kapanmış korku
içinde bekliyor. Alan karısına doğru koşuyor, ben Bonnie'ye...
"Sen iyi misin tatlım?" diye soruyorum küçük kızı kollarımın
arasına alıp zarar görüp görmediğine bakarken. Alan
da aynı hareketleri Elaina'ya yapıyor. Bonnie hâlâ sessiz.
Ne zaman ki onu kucaklıyorum, işte o zaman bana sarılıp
hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlıyor. 'Teşekkürler Tanrım' diye
tekrarlayan Alan'ın sesi banyonun duvarlarında yankılanıyor.
Bu seferki rahatlamanın duygu karmaşası.
"Callie!" Banyonun dışında olduğunu tahmin ettiğim Callie'ye
sesleniyorum. "Her ikisi de iyiler. Kimse yaralanmamış."
Yanıt yok.
"Callie?"
O anda zaten görmüş olduğum şeyi kavrıyorum. Adamın
silahı boşaldı...
"Ah Hayır..." diye fısıldayarak Bonnie'yi yere bırakıp dışarı
koşuyorum.
Orada.
Sessizlik. Söyleyecek sözüm yok. Bu sarsıntının sessizliği-
Callie merdivenlerin tepesinde halının üzerinde yatıyor.
Saçları dağılmış, gözleri kapalı.
Göğsünden kırmızı bir leke yayılarak ilerliyor.
"911'i ara Alan..." Önce fısıldıyor sonra bağırıyorum. "Biri
911'i arasın!.. 911!.. Kahrolasıca 911!.."
GÖLGK AHAM • 381
46
Tommy'nin arabasındayım ve canı gaz hastaneye gidiyoruz.
Bütün vücudum kontrolüm dışında titriyor.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Düşüncelerimi toparlayamıyorum, düşünemiyorum.
Dehşet dalgalar halinde vücudumu sarsıyor, damarlarımda
kan değil adrenalin akıyor sanki.
Alan Klaina ve Bonnie'yle kaldı. Sağ kalan şüphelimizin
işlemlerini de o halledecek". Bunu konuşmadık. Konuşmamıza
gerek yoktu.
Tommy'nin benimle konuştuğunu hayal meyal duyuyorum.
"Yarayı gördüm Smoky. Yaraları bilirim. Hangisinin
ölümcül olduğunu hangisinin olmadığını anlayabilirim. Sana
söylemek istediğim CallieYıiıı yarasının ölümcül
olmayabileceği."
Kafasını çeviriyor. "Beııi duyuyor musun?"
"lîvet. seni kahrolasıca! Seni duyuyorum!" Öyle konuşmak
istemesem de bağırıyoruıiı. Nedenini bilmiyorum, aslında
Toııımy'ye öfkeli olmadığımın farkındayım.
"Hadi Smoky, clilediğince bağır. Küfret. Neye ihtiyacın
varsa onu yap." Sesi hissiz. Bir şekilde bu durum beni
rahatsız
ediyor.
"Bay Soğukkanlı, Bay Sakin öyle mi?" Kendime engel
olamıyorum. İçim kaynayan bir kazan gibi, zehir doluyum
ve kusmam gerek. "Kendini çok özel zannediyorsun öyle
değil mi? Bir ıobot olmayı bir halt zannediyorsun."
Yanıt yok.
"O kadar da özel olmamalısın! Sonuçta seni de CIA'den
atmadılar mı? Bir halta yarasaydın eminim bu kadar acele
etmezlerdi." Gözünü bile kırpmıyor. Ben hakaret etmeyi
sürdürüyorum. "Seni pislik! Seni lanet olasıca! Beni duyuyor
musun? Senin benim için hiçbir anlamın yok. Senden nefret
ediyorum. Benim arkadaşım ölüyor ve sen tutmuş..."
Ağlamaya başladığını için sözlerimi tamamlayamıyorum.
Zehir tükendi. Geriye kalan eski arkadaşım acı. Camı açıp
pencereden yola kusuyorum. Beynimde katlanılmaz bir ağrı
var.
Arkama yaslandığımda Tommy torpido göziinii açıyor.
"Orada ıslak mendil var."
Birkaç tane alıp yüzümü siliyorum.
"Özür dilerim," diyorum birkaç kilometre sonra.
"Önemli değil," diyor gülümseyerek. "Üzülme."
Yeniden ağlamaya başladığımda bir elini dizime koyuyor
ve orada bırakıyor. Hızla hastaneye gitmeyi sürdürüyoruz.
GÖLGE ADAM • 383
47
Hastanenin şapeli sakin. İçerde yalnızım. Callie
ameliyatta olduğu için herkes hastaneye geldi.
Leo, Alan, James, Elaina, Bonnie. ŞefimizJones ise
yolda.
Diz çökmüş dua ediyorum.
Çoğu insanınkine benzer bir Tanrı inancım yoktur. Yukarıda
olurmuş evreni yöneten biri olduğunu düşünmem.
Ama hepimizden büyük bir güç olduğuna inanırım. Bizimle

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
fazla ilgilenmeyen ama arada sırada kontrol eden bir güç.
Yerdeki karıncaları izleyen insanlar gibi.
Dizlerimin üzerine çökmüş dua ediyorum çünkü bu anın
o anlardan biri olmasını umuyorum. Belki şu an aşağı
bakıyordıır.
Belki Callie'yi iyileştirir.
Üzerimde kan ve beyin parçaları var. Şiddetin izleriyle
kaplıyım.
"Tamam. Malt benden alındı. Kızım ve en iyi arkadaşım
da. Yara içindeyim ve geceleri kâbuslar yüzünden uyuyamıyorum.
Altı ayımı acı içinde, ölmeyi dileyerek geçirdim.
Bonnie bir psikopatın annesini öldürüşünü gördüğü için
dilsiz. Ve evet, tanıdığım en iyi yürekli kadınlardan biri
olan
Elaina kanser." Yanaklarımdan aşağı boşalan yaşları silmek
için anı veriyorum. "Bütün bunlarla başa çıkmayı başardım.
Zamanımı aldı ama üstesinden geldim. Ama bu... Bunun altından
kalkabileceğimi sanmıyorum. Tüm bunların üzerine
bir de Callie'nin ölümüne katlanamam. Yani anlaşma şu,"
sesimi pazarlık eder bir tona büründürüyorum, "bırak o
yaşasın.
Karşılığında bana ne istersen yapabilirsin. Ne olursa,
beni çarmıha ger, sakat bırak, kanser olayım. Ne uygun
görürsen.
Evimi yak, FBI'dan atılayım ya da öleyim. Ama bırak
o yaşasın. Lütfen."
Sesim çatlıyor. Kelimelerim hıçkırıklarla bölünüyor. Acı
yüzünden iki büklüm olunca dengemi kaybedip yere devriliyorum.
Dört ayak üzerine doğrulmayı başardığımda gözyaşlarını
şapelin zeminine akıyor.
"Sürünmemi mi istiyorsun? Birinin beni yeniden kesmesini,
tecavüz etmesini mi? Tamam. O yaşasın yeter."
Yanıt yok. Yanıt olmasını beklemiyordum. Yalnızca bunları
dile getirmeye ihtiyacım vardı. İster Tanrı'yla konuşmak
ister Allah'a yalvarmak ister hangi dinin hangi Tann'sı olursa
ondan yardım dilenmek deyin. Her neyse. Evrenle Callie'yi
hayatta tutması için bir anlaşma yapmayı denedim. Arkadaşımı
kurtarmak için her şeyi feda edebileceğimi göstermeye
ihtiyacım vardı.
Kiliseden çıkıp bekleme odasına dönüyorum. Kendimi toparlamayı
denediysem de hâlâ titriyorum. Kısa sürede normal
halime dönebileceğimden şüpheliyim. Şu an için olmam
gereken yer bu hastane, arkadaşlarımın yanı başı. Görevim
bu. Yerim burası. Bir liderin yapması gereken budur.
584 • Cody Mcfadyen GÖLGE ADAM • 385
"Haber var mı?" diye sorarken sesim titremediği için kendimle
gurur duyuyorum.
"Heniiz yok," diye yanıtlıyor Alan.
Hepsine göz gezdiriyorum. Leo bir ileri bir geri turluyor;
Alan umutsuz durumda; Elaina ve Bonnie birbirlerine
sarılmışlar

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
ama sakinler. Onların sakinlikleri beni etkiliyor. Zor
duruma düşünceye kadar kimin gerçekle güçlü kimin güçsüz
olduğunu tahmin etmek imkânsızdır. Elaina ve Bonnie'deki
güç bana kendimi iyi hissettiriyor.
İçerinin hastanelere özgü steril bir kokusu var. Sürekli
bir yerlerde dijital makinelerin ¿»/plemeleri duyuluyor.
Sessizlik
çıldırtıcı. İnsanlar kanayıp öldükleri bir kütüphane
sanki.
Bonnie'nin yanına gidip otum yo m m. "Sen nasılsın hayatım?"
Kafasını olumsuz anlamda iki yana sallıyor. Ne söylediğini
anlamak bir dakikamı alıyor. Evet, iyiyim, hayır benim
için endişelenmene gerek yok diyor bakışları ve işaretleriyle.
"Güzel," diye mırıldandığım sırada bekleme odasının kapısı
iki yana açılıyor ve çıldırmış haldeki Jones içeri dalıyor.
"Callie nerede? İyi mi? Neler oldu?"
Ayağa kalkıp ona doğru yürüyorum. Uyurgezer gibi hareket
ediyorum çünkü bir parçam hâlâ neler olduğunu kavrayamadı.
"O ameliyatta patron."
"Durum ne?"
"Kurşun göğüs kafesine saplanmış. Dokuz milimetre. Çıkış
yarası yok. Çok kan kaybettiği için hemen ameliyata aldılar.
Tek bildiğimiz İni." Yeni bir sinir krizi geçirmek üzereyim.
Uzatmaları oynadığımı düşünürken Jones'un yüzü kıpkırmızı
kesiyor. O tür adamların ender dışa vurdukları türde
bir öfke bu. İster istemez kendime geliyorum.
"Ameliyata almalı ne kadar oldu?" diye soruyor bana.
"İki saat."
"Başka kayıp istemiyorum Smoky, beni anlıyor musun?
Başka kaybımız olmamalı!"
Onun öfkesini içime çekiyorum. Bana yeni bir hayat
kaynağı oluyor. Onun bana yaptığı, benim arabada
Tommy'ye yaptığımdan farksız. Onun empati kurma biçimi
bu. Acımı böyle paylaşıyor.
Fırtına dinip sakinleştiğinde yüzünde birbiriyle çatışan
duygular dolaştığını görüyorum. Patron o ve şimdi patron
gibi davranma zamanı.
"Beklerken elimizdekileri gözden geçirelim. Bana neler
olduğunu özetle."
Jack Jr.'ın diğer yarısını tutuklayışımızı, Elaina'dan gelen
telefonu ve otoparkta öldürdüğüm adamı anlatıp Alan'ın
evinde olanlara geçiyorum.
"Elinden vurduğun adam nerede?"
"Burada. O da ameliyatta. Parmaklarını yerine dikmeye
çalışıyorlar."
"Diğerleri? Hepsi öldüler mi?"
"Evet."
"Kimin kurşunuyla?"
Kastettiği kimin kimi öldürdüğü. Mesleğimizin kötü
taraflarından
biri. Her kurşunun hesabı verilmek zorunda.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Otoparktaki adamı ben öldürdüm. Evdeki adamlardan
birini Elaina vurdu. Alan ve Callie de diğerini öldürdüler.
Silahlı
olanı."
386 • Cody Md ad yen G Ö L G E ADAM • 3 87
Jones Elaina'ya bakarken bakışları yumuşuyor. "Üzgünüm."
diyor al.çak sesle. Evel, bir sivil bir insanı öldürmek
zorunda kaldığı için üzgün.
"Ve hepsinin Jack Jr.'ın eğittiği adamlar olduklarına
inanıyoruz?"
"Hiç şüphe yok efendim."
"Ya fahişenin evinde yakaladığınız şüpheli? O da onlardan
biri mi? Emin miyiz?"
"Deliller öyle okluğunu gösterene kadar yüzde yüz emir
niz diyemeyiz ama... şey... Her şey yerli yerine oturuyor."
Kafasını sallıyor. "Bu iyi. Çok iyi." Bir süre sessiz kalıp
anlattıklarımı değerlendiriyor. Yeniden konuştuğunda sesi
sakin. "Dinle. I-Iepimiz burada bekleyip Callie'nin durumunu
öğreneceğiz. Onun sağ kalması hepimizin dileği. Ama
ameliyat bittiğinde o iyileşmiş olsun olmasın işe dönmek
zorundayız. Önce delir, sonra üzülürsün."
Üzerime alınmıyorum. Bu sözler yapmamız gerekenlerin
bir özeti. Anladığımı fark edince omzuma dokunuyor. "Tamam
o zaman."
Birinin cep telefonu çalıyor. Herkes kendisininkini kontrol
etse de Tommy'nin telefonunu kulağına götürdüğünü
görüyorum. Onu tamamen unutmuşum. Bizden biri değil,
bir bakıma bir yabancı, bu yüzden de onıı unutmak kolay.
"Aguilera." Yine o donuş. "Sen de kimsin?"
Sonra aniden üzerine bir soğukluk çöküyor. Bu yeni sakinlikle
rahatlıktan eser yok. Telefonun diğer ucundaki her
kimse onu öldürmek istediğini anlayabiliyorsunuz. Bana
bakıyor. "Bekle bir dakika."
Yanıma gelip telefonu uzatıyor. "Bu o."
Fırlayıp yanına gidiyorum. Diğerleri yerlerinde sıçrıyorlar.
"Ne???? Jack Jr. mı?" Kulağa o kadar aptalca geliyor ki.
"Evet. Seninle konuşmak istiyor."
Zihnimden milyonlarca birbirinden farklı düşünce geçiyor.
Bu rutinin kırılması demek; anlamsız. Anlamsız çünkü
Jack Jr. gibiler hareket biçimlerinden kolay kolay taviz
vermezler.
"Nereden aradığını tespit etme imkânımız var mı?" diye
soruyorum Tommy'ye.
"Hayır."
"Konuş onunla Smoky," diyor şef. "Şu an tek yapabileceğin
bu."
Telefonu elime alıp kendimi sakinleştirmek için derin bir
nefes aklıktan konuşuyorum. "Ben Smoky."
"Özel Ajan Barrett! Nasılsınız?" Sesini değiştirmek için
elektronik bir aletten yararlandığı belli. Kendimi bir robotla
konuşur gibi hissediyorum.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Ne istiyorsun?"
"Bu seferlik konuşsak iyi olur diye düşündüm. Yüz yüze
olmasa da telefonda. E-mailler ve mektuplar çok kişiliksiz.
siz de öyle düşünmüyor musunuz?"
"Bence sen her şeyi iyice kişiselleşıirdin Jack. Ayrıca da
kahrolası bir yalancısın."
Kıkırdadığında makinenin yarattığı ses değişimi komik
görünmesine neden oluyor. "Yolladığım ziyaretçilerden
bahsediyorsunuz değil mi? Şey... Doğru. Ama yalan söylemekten
çok sıkılmak diyelim. Ben sizinle oyunumu sürdürüyorum
ve açıkçası beni fahişelerim kadar tatmin ediyorsunuz."
Onun canını yakmak isliyorum. Aynı bizim canımızı yaktığı
gibi. "Hey Jack. Beni haberlerde izleme şansın oklu
mu?"
3Ö8 • Cody Mcfadyen
Sessizlik. Yeniden konuşmaya başladığında sesinde
tatminsizliğin
yarattığı düzleşme var. Artık donup bir ritimle
konuşuyor. "Evet Smoky. Yalanlarını izledim."
Kısa bir kahkaha atıyorum. "Yalanlar mı? Neden yalan
söyleyeyim? Gerçeği kabullenmek islemeyen sensin. Ortalıkta
bir miras falan yok. Annie Chapman'ın rahmi de yok,
kutsal görev de. Sen bir yalancısın Jack. Bütün hayatın yalan!
Tanrı aşkına, Karındeşen Jack'in hareket tarzını bile takip
edemiyorsun. O fahişeleri öldürürdü Jack, polisleri değil!
Ayrıca bir kurban tipi belirleyip ona sadık kalmıştı. Ne
oldu, gerçeklerle yüzleşemiyor musun? Ne kadar zavallı
olduğunu
göremiyor musun?"
Nefes alıp verişinin hızlanmasından öfkelendiğini anlıyorum.
Ama makine yüzünden o bile kulağa gerçeküstü geliyor.
"Orada mısın Jack?"
Sessizlik. "İyi denemeydi Smoky. Tebrikler ve alkışlar.
Neden mi yalan söyleyesiniz? Psikolojik savaş nedeniyle.
Beni yıpratmak için." Susup yeniden konuşmaya başladığında
öfkesini hissediyorum. "Ben asla Karındeşen olduğumu
söylemedim, onun soyundan geldiğimi söyledim. Evrim
geçirdiğimi, onun bile ötesinde olduğumu. Neden sizi de
fahişeler gibi avlamayayım?.. İşte ben bu kadar iyiyim. Çünkü
bu kadar iyi olduğumu biliyorum. Bunları yaparak kendimi
eğlendiriyorum çünkü yapabiliyorum."
Bir an için ortağını yakaladığımızı ağzımdan kaçırma
noktasına gelsem de bu dürtüyü bastırıyorum.
"Ilayır Jack: Sen hapı yutmuş birisin. Evrim mi? Hiç
sanmıyorum.
Gerçek Karındeşen hiç yakalanmadı ama ben seni
yakalayacağım. Bana güvenebilirsin."
Sessizlik. Yeniden konuşmaya başladığında öfke gitmiş
yerine yeni bir hesaplılık gelmiş.
GÖLGE ADAM • 3 89
"Fahişelerden bahsetmişken, küçük Bonnie nasıl?"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Kontrollü davranmak için bütün gücümü zorluyorum.
Onu konuşturmayı sürdürmem gerektiği için başka bir taktik
deneyeceğim. Mantıklı bir tonla konuşmaya başlıyorum.
"Jack, neden numara yapmayı kesmiyoruz? Sen de ben
de aslında kimi istediğini biliyoruz."
"Kimmiş bu Özel Ajan Barrett?"
"Ben. Beni istiyorsun."
Jones elini boğazının önüne götürüp kesmemi işaret ediyor.
"Hayır Smoky!"
Onu görmezden geliyorum. "Tamam mı?"
Jack Jr. gülüyor. "Smoky, Smoky, Smoky..'." Sesi yukardan
bakar bir tonda. "Ben hepsini istiyorum. Fahişeleri istiyorum.
seni istiyorum, sevdiğin herkesi istiyorum. Bundan
bahsetmişken, Callie nasıl? Yaşayacak mıymış?"
Öfkem taşıyor sonunda. "S.ktir git!"
"Bir gününüz var," diyor öfkemi görmezden gelerek. "Ve
bir fahişe daha ölecek. Elbette sizler de her tür eğlenceyi
beklemeye devam edebilirsiniz."
Telefonu kapatmak üzere olduğu hissine kapılıyorum.
"Bekle."
"Hayır, hiç sanmıyorum. Bu seferlik karşı koyamadıysam
da bu şekilde iletişim kurmak benim için fazla lüks. Benim
açımdan hepsi bu kadar. Bir daha aramamı bekleme. Bir
daha görüştüğümüzde yüz yüze olacağız ve sen çığlıklar
atacaksın." Sessizlik ve devam. "Son bir şey daha: Eğer Ajan
Thorne ölürse cesedini yaktırmayı düşünmelisin. Yoksa
gömüldüğü
yeri kazıp onunla oynama ihtiyacı duyabilirim.
Aynı tatlı Koşayla olduğu gibi..."
Telefonu kapattığında midemin bulantısını saklayanuyoruııı.
3 9 0 - Codv Md'adyeıı CrÖl.CîH ADAM • 391
"Senin neyin var böyle?" diye soruyor James. Sesindeki
öfke beni şaşırışa da hissizleşmiş durumdayım. Ona baktığımda
gözlerinde gördüğüm öfke beni korkutuyor.
"Ona sataşmak zorundaydın, değil mi? Karşı koyamadın."
Sözlerin öfkesiyle karışıyorlar. "Bizim peşimizde ve sen onu
iyice kızdırmak zorundaydın. Hep yaptığın gibi. Bize yenilmez
olduğumuzu söylersin ve aslında hepsi saçmalıktır."
Tek yapabildiğini ona bakmak.
"Ne? Hatırlamıyor musun? Joseplı Sands'ı yakalamaya
çalıştığımızda
televizyona çıkıp ne yaptığını hatırlamıyor musun?
Onu zavallının biri olduğundan, aslında hiçbir haltı
beceremediğinden.
yatağını ıslattığından bahsettiğini?" Sustuğunda
gözleri ışıl ışıl. "Yemi yuttu, değil mi?.. Yemi yuttu ve
aileni öldürdü ve seni de neredeyse öldürüyordu. Şimdiyse
bu psikopat hepimize aynı şeyi yapmakla tehdit ediyor -
sense dersini bir türlii almıyorsun. Keenan ve Shantz öldüler
- hâlâ öğrenemedin mi? Senin anlaman için Callie'nin de
ölmesi mi gerekecek?" Bekleyip son darbesini indiriyor.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Kocanı ve kızını öldürmek sana gerçeklen de hiçbir şey
öğretmedi mi?"
Ağzım açık kalıyor ve o anda Jamcs'in suratına bir tane
indirmek için çok güçlü bir arzu duyuyorum. Hafif bir tokat
değil. Ciddi, lam güçle indirilmiş bir darbe. Burnundan kanlar
boşalmasını, dişlerinin dökülmesini .istiyorum. Bunu
yapmamı iki şey engelliyor. İlki James'in gözlerinde gördüğüm
utanç. İkincisi Bonnie. James'in yanında durmuş eline
dokunuyor.
"Bu da ne?" James eline dokunan Bonnie'yi lark ederek
şaşırıyor.
Bonnie ona eğilmesini işaret ediyor. James'in onuıı
işaretlerine
uyuşunu izlerken hevecan iciııdevim.
Ona benim yerime tokat attığında daha on yaşında ve
ufak tefek olmasına karşın tokadın sesi bütün bekleme odasında
duyuluyor.
James, gözleri şaşkınlıktan yerlerinden fırlamış hakle geri
çekilirken dengesini kaybedip yere oturuyor. Ne olacağını
tahmin ettiğim halde ben de şaşkınım. Bonnie bana bakıp
başını salladıktan sonra Elaina'nın yanına dönüyor.
Herkes sessiz. James yavaşça ayağa kalkıp yanağını ovaladıktan
sonra köşesine dönüyor. Bakışları öfke, utanç ve
merak dolu.
Bir şeyler söylemek istiyorum ama yine daha ben konuşmadan
iki olay gerçekleşiyor. Callie'nin kızı koşarak içeri
girerken iyice terlemiş görünen cerrah da yanımıza geliyor.
O an ikisi arasında kararsız kalıyorum ama Marilyn doktora
yönelerek sorunu benim için çözüyor.
"Her şey sırayla," diyor doktor bizi susturmak için bir elini
kaldırarak. "Ajan Thorne yaşıyor."
"Şükürler olsun," diye bağırıyor Elaina.
Doktor yeniden elini kaldırıyor. "Kurşun kalbimi ıskalamış.
Sol omuzıındaydı. Tek parça kaldığı için çıkartmakta
zorluk çekmedik ama sol omzuna gelmeden omurganın yakınından
geçmiş."
Omurga lafıyla odanın havası birden soğuyor.
"Omurga ciddi bir hasar görmemiş ama zedelenmeler
var. İç kanaması da çok fazlaydı."
"Sonuç nedir doktor?"
"Çok fazla kan kaybetti ve hâlâ kritik durumda. Durumu
sabiı görünüyor ama henüz kurtulmuş sayılmaz." Durup
söylemesi gerekenleri nasıl söyleyeceğini düşünüyor. "Hâlâ
ölme ihtimali var. Öleceğini sanınasam da bu ihtimali henüz
clevemcviz."
392 • Cocly Mcfadyen
Marilyn hepimizin sormaya korktuğu diğer soruyu soruyor.
"Omurgası ne kadar zedelenmiş?"
"En iyi ihtimalle hiçbir sorun yaşamaz. Ama felç olması
ihtimali de var. Ne olacağından yüzde yüz emin olamayız."
Marilyn bir eliyle ağzını kapatıyor. Bembeyaz.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Sessizliğin arasından konuşuyorum. "Teşekkürler, doktor."
Cerrah yorgun bir edayla başını salladıktan sonra yanımızdan
ayrılıyor.
"Alı, Tanrım, hayır..." diyerek koltuğa yığılıyor Marilyn.
"Şimdi olmaz. Tam onu yeni bulmuşken olamaz..."
Ve gözyaşları. Yanına gidip ona sarıldığımda kendini tamamen
gözyaşlarına ve hıçkırıklara bırakıyor.
Benim gözlerim kuru. Ağlamayacağım.
48
Birkaçımız ofise döndük. Elaina ve Bonnie Alan'ın
evi olay mahalli olduğundan benim evimdeler. Marilyn,
Callie'nin durumunu takip etmek için hastanede
kaldı. Gidişimiz onu hiç rahatsız etmedi.
"Yakalayın o pisliği," dedi biz çıkarken.
James benimle göz göze gelmemek için camdan bakıyor.
Bir çukura girip kış uykusuna yatijiak istiyorum. Bütün
bir yıl uyumak. Ama yapamam.
"Benim ortadan kaybolmamı mı istiyorsun James? Yok
olup gitmemi mi?"
"Ben, hayır. Ama korkuyorum. Kendim için korkuyorum,
Callic için korkuyorum. Beni anlıyor musun?"
"Elbette anlıyorum," diye yanıtlıyorum yumuşayan bir
sesle.
"İşlerin bu hale gelmemesi gerekiyordu."
"James, ailemin başına bir şey gelmesinden korkardım.
Her gece onların başına tam da başlarına gelene benzer bir
Şey geleceğine dair kâbuslar görürdüm." Omuz silkiyorum.
3 9 ı • Cody Mcfadven OOI.OK ADAM • 3 95
"Ama bir keresinde Matt'in söylediği bir şey durumu çok
net açıklıyor. Benim yaptığım işi sevdiğimi söylemişti.
Haklıydı
da. Bu pislikleri kovalamaktan nefret etsem de hayatta
onları yakalamaktan fazla sevdiğim bir şey yok."
Gözlerini gözlerimden kaçırmadan önce kafasını sallıyor.
"Az önce söylediklerini defalarca düşündüm; sen bunla-
/
rı dile getirmeden çok önce ben vicdanımda bunların hesabını
yapıyordum. Tekrar tekrar üzerlerinden geçtim.
Sands'ın benim peşime düşmesinin, ailemi öldürmesinin
nedeni benim televizyonda söylediklerim miydi? Uzun süre
bu sorunun yanıtının evet olduğunu düşündüm ama yanılıyordum.
Sen de yanılıyorsun. Sands benim peşime düştü
çünkü ben onun peşindeydim. Ben yaptığım işi yaptığım
için peşimdeydi. Onu kışkırtsam da kışkırtmasam da bunu
yapacaktı. Anlıyor musun?"
Yanıt vermiyor.
"Sorun şu ki James, Jack Jr.'a ne söylediğim ya da ne
söylemediğim önemli değil. O bizim peşimizde. Bir onun
avlarıyız. Onun kurban tipini bilmek ister misin?" Çevreyi
işaret ediyorum. "Herkes."
Yanıt vermeden önce bana uzun uzun bakıyor. Yanıt

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
vermeye karar verdiğinde o söylemeden ne söyleyeceğini
anlıyorum gözlerinden.
"Önemli değil James," diye susturuyorum onu. "Özrün
kabul edildi."
O aıı çok yorgun görünüyor gözüme. Herkesin izleyen
bakışları altında boğazını temizliyor. Gergin. Takımım
patlamaya
hazır bir lx>mba haline geldi. Öfkemizin kaynağı
Jack Jr. ama acısını birbirimizden çıkartmamızdan korkuyorum.
Takımımın işleyişi bir makine gibidir, ben çarkların
çevresinde döndükleri aksım. Callie ise yakıt. Onun
sataşmaları
ve şakaları delirmemizi engeller.
Yokluğunun doldurmamızın imkânsız olduğu bir lx>şluk
olduğu birbirimizin boğazına sarılmamızdan da anlaşılıyor.
"Callie'nin bana ilk söylediği neydi biliyor musunuz?" diye
anlatmaya başlıyorum. "Neyse ki!" diye bağırmıştı beni
görünce. "Neyse ki cüce değilmişsin. Sonra durup benim
1.50 olduğumu söylediklerini anlatmıştı. Tanışama kadar
beni gözünde bir cüce olarak canlandırıyormuş."
Alan bir kahkaha atıyor. "Beni ilk gördüğünde ne söylediğini
biliyor musun? Bana 'Aman Tanrım, kapkara bir dev!'
dedi."
"Hiç de öyle demedi!" diye itiraz ediyomm.
"Yemin ederim ki dedi."
Alan'ın telefonu çalınca konuşmayı kesiyoruz. "Evet.
Dalga geçmiyorsun ya? Teşekkürler Gene." Telefonu kapatıp
bana bakıyor. "Şüpheliden alınan parmak izleri Annie'nin
dairesinden alınanlara uymuş. Karşılaştırma için
DNA'sını da edinmeyi başardık..."
"Nasıl?"
Çocuklar onu karakola götürürken ufak bir karmaşa olmuş
ve bu karmaşanın sonunda ağzı yaralanmış. Yüzünü
temizlemek için de Barry'nin ona uzattığı mendili kabul
etmiş."
Sırıtıyorum. "Zekice."
Alan bana bakıyor. "Onlardan biri Smoky. Yüzde yüz.
Ne var ki mahkemeyi ikna etmek o kadar kolay olmayacaktır.
Ne yapmamızı öneriyorsun?"
Herkes gözlerinde aynı soruyla Irana bakıyor. Ne yapmamızı
istiyorsun? Yanıt basil.
Onu öldürüp yiyelim mi? diye soruyor ejderha.
396 • Ccxly Mcfadyen
Bir bakıma, diye geçiriyorum içimden.
"Birimiz o sorgu odasına girip hayatının işini sergileyecek
ve ondan öğrenilecek ne varsa söküp alacak."
49
Bany'yle gözlem odasında durmuş tek yönlü camdan
Robert Street'i izliyoruz. Elleri ve ayakları kelepçelenmiş
olarak oturuyor.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Çarpıcı bir tarafı yok. Bunun beni şaşırttığını itiraf
etmeliyim.
Kahverengi saçlı, köşeli yüz hatlarına sahip öfkeyle
kaynayan gözlerini saymazsak normal diyebileceğiniz bir
adam. Sakin görünüyor.
"Oldukça sakin," diye yorum yapıyor Alan. "Bu adamla
ilgili hiçbir şey öğrenebildik mi?"
"Fazla değil. Adı Robert Street. 38 yaşında, bekâr, çocuğu
yok. Dövüş sanatları öğretmeni olarak çalışıyor." Bakışlarını
patlayan dudağıma dikiyor. "Bunu zaten keşfetmişsiniz
sanırım."
"Adresini öğrendiniz mi?"
"Evet. Burbank'te yaşıyor. Arkadaşının evindeki parmak
izleriyle onunkileri eşleştiği için arama izni alabileceğiz.
Bu
işle uğraşan bir adamım var."
"Sorgulamayı kim yapacak?" diye soruyor Alan. "İkimizden
biri dedin, hangimiz?"
398 • Cody Mcfadyeıı G Ö L G E ADAM • 3 99
"Hiç tartışmasız sen." Alan en iyisidir ve bu adam Jack
Jr.'a giden yolun anahtarını elinde tutuyor. Her şeyin bitmesi
bu pislik edineceğimiz bilgilere bağlı.
Camın arkasından Robefl Streeı'i izlemeyi sürdürüyoruz.
Barıy'le sabırlıyız; Alan için bizim gözden kaybolduğumuzu,
tüm konsantrasyonunun Street'in üzerinde olduğunu
görebiliyoruz. Bir avcının avını incelemesi gibi inceliyor
onu.
Onu fındık kabuğu kırar gibi kmnaya hazırlanıyor.
Onun bildiklerini dökülmesini sağlamak zorundayız
çünkü henüz elimizde sayılmaz. İyi bir avukat elimizdeki
delillere karşın onu serbest bıraktırmayı başarabilir. Örneğin
böcek ilaçlaması yaparken yatağı yerinden kımıldatması
ge^ktiği için parmak izlerinin orada yer aldığını iddia
edebilir. DNA ile ilgili sonuçlarsa elimize ulaşmış değil.
Ama ya Charlotte Ross'un tırnağının altındaki Street'in değil
de Jack Jr.'ın DNA'sıysa?..
Bunlardan da önemlisi bizi Jack Jr.'a götürmesine ihtiyacımız
var.
Alan Barry'ye dönüyor. "Şimdi içeri girebilirim."
Onun sorgu odasına girişini izliyorum. Robert Street kafasını
kaldırıp ona bakıyor. İnceleyen bakışları gülümseme
izliyor.
"Seıı kötü polisi oynayacaksın sanırım."
Alan Street'in karşısındaki iskemleye oturup kravatını
düzletiyor. Hiç acelesi yok. O da gülümsüyor. I Ier harekeli
incelikle hesaplanmış. Sadece hareketleri de değil, onları
yapış hızı. yapış diizeni. her şey planlı. En önemlisi de
sesinin
tonu. Konuştuğu zaman sesi son derece arkadaş canlısı
çıkıyor.
Bay Street. Ix.»nim adım Alan \Vashingion."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Kim olduğunu biliyorum. Karın nasıl?"
Alan gülümseyip bir parmağını Street'e doğru sallıyor.
"Akıllı hareket. Beni hemen öfkelendirmek istiyorsun.
Kontrolümü
kaybetmemin işine yarayacağını düşünüyor olmalısın."
Street abartılı bir sıkılma havasına bürünüyor. "Barrett
orospusu nerede?"
"Bir süre ortalıkta olmayacak," diyor Alan. "Dairede onu
fena pataklamışsın."
Street sırıtıyor. "Sevindim."
Alan omuz silkiyor. "Hey, aramızda kalsın ama iyi bir dayağı
hak ediyordu. Ben de arada bir ona bir tane indirmek
istiyorum."
Street'in gözleri büyüyor bunu duyunca. "Gerçekten mi?"
Sesi şüphe dolu.
"Elimde değil. Ben eski kafalıyım. Bana kadınların yerinin
evleri olduğu öğretildi." Dişlerini gıcırdatıyor. "Ayrıca
üstüm olmasına katlanamıyorum. Altımda olmalıydı, ne demek
istediğimi anltyorsundur." Kıkırdıyor. "Arada bir karımı
da döverim zaien. Yerini bilsin diye."
Bu son cümleyle de Street'in bütün dikkatini toplamasına
neden oluyor. Canavarın bakışları hayranlık dolu.
Alan'ın söylediklerinde ciddi olmasını o kadar istiyor ki hata
yapmak üzere. Alan a inanma ihtiyacı güvensizliğine baskın
çıkacak.
İyi polis-kötü polis oyunlarının oynandığı günler çok
gerilerde
kaldı. Yerine oturmuş bir sorgu ve konuşma bilimi
var. Denenmiş yöntemlerden oluşuyor. Psikoloji ve gözlem
yeteneğine dayanan yöntemler bunlar.
İlk adım her zaman aynı: Güvenlerini kazan. Eğer Streeı
balık Ilıtmaktan hoslansavdı Alan bir anda balık tutma fana400
• Cody Mcfadyen GÖLGE ADAM • 401
ligi olurdu. Eğer silahlan scvseydi, ona ateş etmekten
bahsederdi.
Street kadınların canını yakmaktan hoşlandığından
Alan da ona dayak öyküleri anlatıyor. İşe yarıyor da. Slre- j
et'in gevşediğini görüyoruz.
Deneyimli suçlularda dahi işe yaradığını gördüm bu
yöntemin. Hatta bu yöntemi uygulama konusunda eğitim
almış polislerde dahi işe yaradığını gördüm. Çünkü insan
doğasına göre planlanan bir yöntem bu; ister istemez avcıyı
karşı konulmaz kılıyor.
"FBI bu konuda ne düşünüyor?" diye soruyor Street.
Alan öne eğilip fısıldayarak yanıtlıyor. "Karım çenesini
kapalı tutmayı bilir."
Street'in etkilendiği belli.
"Smoky'yi fena benzetmişsin. Bana şık dövüş hareketleri
yaptığını söylediler. Dövüş öğretmenliği yapıyormuşsun."
"Doğrıı."
"Hangi stil?"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Wing Chun. Kung-Fu tıirlerindendir."
"Gerçekten mi? Bruce Ijee numaraları ha?" Gülümsüyor.
"Karatede kara kuşağım."
Alan'ı baştan aşağı süzüyor. "İyi misin? Karateyi ciddiye
alıyor musun? Yoksa sadece hava olsun diye mi?"
"Haftada iki kere dövüşürüm, katamı her gün tekrarlarım,
son on yıldır hiç aksatmadım."
Barry'ye dönüyorum. "Alan karateyle taekwon-do arasındaki
farkı bile İnilmez."
Street saygı duyduğunu belli eder biçimde kafasını sallıyor.
"Bu iyi. Kendini zinde tutmak iyidir. Senin gibi iri bir
adam çok tehlikeli olabilir."
Alan ellerini iki yana açıyor. "Deniyorum. Ya sen? Kung
Fu'ya hangi yıl başladın?"
Street'in durup hatırlamaya çalıştığını görüyorum. Bilmeden
Alan'ın yapmasını beklediği şeyi yapıyor. "Tam yılını
hatırlamıyorum ama beş ya da altı yaşındaydım. San
Francisco'da
yaşıyorduk."
Alan bir ıslık çalıyor. "Uzun zaman. Birinin -ortalama
birinin-
'kung-fu'da iyi hale gelmesi ne kadar sürer?"
Street düşünüyor. "Söylemesi zor. Kişiye göre değişir
ama gencide beş altı yıl sürer."
Alan temel tepkileri belirlemek için masum sorulan kullanıyor.
Özneye iki tür soru sorulmasını gerektiren bu tekniğin
adı nörolinguisıik sorgulama. Birinci tür soruda ondan
bir şeyi hatırlaması istenir, diğer soru ise fikir yürütme
kabiliyetiyle
ilgili olur. Alan Street'in yanıt verirken yaptığı hareketleri
gözlemliyor. Hatıralar ve düşünürken yapılan hareketler
birbirinden farklı.
En önemlisi gözler. Street klasik yapıya sahip. Alan ona
gerçek bir anıyla ilgili soru sorduğunda -hangi yıl kung
fu'ya başladın?- Street'in gözleri sağa baktı. Ona düşünmek
gerektiren bir soru sorduğundaysa -kung fu öğrenmek ne
kadar sürer?- aşağıya ve sola.
Alan, Street'e yanıtı hatırlaması gereken bir soru sorduğunda
Street aşağıya ve sola bakarsa düşündüğünü, dolayısıyla
yalan söylediğini bilecek.
"Beş altı yıl... Fena değil." Alan sandalyesinin arkasındaki
eliyle Street'e belli etmeden iki işareti yapıyor. Bu camı
tıklatıp onu geri çağırmamız için anlaştığımız sinyal. Cama
vuruyorum.
"Özür dilerim. Bana bir dakika ver." Street'in yanıt vermesini
beklemeden Alan ayağa kalkıp odadan çıkıyor. Bir
saniye sonra gözlem odasında.
402 • Cody Mcfadyen GÖI.GH ADAM • 403
"Soğukkanlı görünebilir ama bu adam sorgulama teknikleriyle
ilgili hiçbir şey bilmiyor," diyor Alan. "Hemen üzerine
gitmeye başlayacağım."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Dikkatli ol," diyorum. "Bizi Jack Jr.'a götürmesini
isliyoruz.
Ona ne kadar sadık davranacağını bilemezsin."
"Ne kadar sadık olduğu hiç fark etmeyecek," diyor Alan.
"İstediğim dosyayı hazırladınız mı?"
"İşte burada." Barry içine boş ya da işe yaramaz kâğıtlar
yerleştirilip üstüne ROBERT STREET yazılmış olan dosyayı
Alan'a uzatıyor.
Anladığınız üzere dosya düzmece. Alan birazdan içeri girip
soruşturmanın gidişatını değiştirecek. Artık sorgulamayı
daha ciddi bir havaya büriındürme zamanı geldi. Toplumumuzda
insanın üzerinde adının yazdığı bir dosyasının olması
demek kendisiyle ilgili önemli bilgilere sahip olunması
demektir. Yeni oyunu muzda ki amaç bu: Streeı'i elimizde
yelerince bilgi ve delil olduğuna inandırmak. Alan yüzleşme
aracılığıyla bir itiraf kopartmayı deneyecek. Bu amaçla
uygulanan sorgulama yöntemleri tehlikelidirler. Suçluyu
kışkırtabileceğiniz gibi içine kapanmasına da neden
olabilirsiniz.
Ama Alan'ın itirafı alacağına güveniyorum.
İçeri girmeden önce biraz daha bekliyor. Dakikalar sonra
odaya dönerken elindeki dosyada yazanları okuyormuş
gibi yapmayı ihmal etmeyerek Street'in dikkatinin dosyaya
odaklanmasını sağlıyor. Elindekini masaya bıraktığında
suçlunun
üzerinde kendi adının yazdığını görmemesi mümkün
değil. Alan bu sefer oturmak yerine ayakta, egemen konumda
kalmayı tercih ediyor. Kontrol onda. Güvenli. Yine
her hareketi hesaplı.
"Sorun şu ki Street." diye giriyor söze. "Annie King ve
Charlotte Ross cinayetlerine karıştığını biliyoruz. Bu
konudaki
delillerimiz oldukça sağlam. Annie King'iıı dairesinde
bulunan parmak izleri seninkilerle eşleşti, Charlotte Ross'un
dairesinden alınan DNA örneğini seninkiyle karşılaştırma
işlemleri
de biz konuşurken devam ediyor. Bir de önceki cinayet
mahallerinde bulduğumuz "böcek ilaçlama" faturalarındaki
imzan var. Ah - o faturalardaki yazının seninki olduğunu
ispatlayabilecek harika uzmanlarımızın olduğuna
emin olabilirsin. Elimizdesin. Şimdi; bilmek istediğim benimle
konuşmaya niyetli olup olmadığın?"
Street, kendisine yukardan bakan Alan'ı inceliyor. Alan
bütün özgüveniyle tepesinde dikilirken kendisini yenilmiş
hissetmemesi mümkün değil. Nefes alışverişinin hızlandığını,
gözlerinin küçüldüğünü görebiliyorum. Sonra yeniden
büyüyorlar ve Street'in yüzüne bir sırıtış yerleşiyor.
"Konuşurdum - neden bahsedeceğimiz hakkında en
ufak bir fikrim olsaydı."
Alan sakin. Derken ani bir hareketle aralarındaki masayı

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
kaldırıp duvara fırlatıp sakinliğini korumayı sürdürerek
iskemlesini
Street'in karşısına çekiyor.
Telıditkar bir hiivası var.
"Ne yapıyorsun?" diye soruyor Sircet. Sesinden gerikliği
belli. Alnında biriken terler pes edeceğini düşündürüyorlar.
Alan soruya şaşırmış görünüyor. "Yakınlaşıyoruz Bay
Sircet. İşte olan bu." Sonra yerdeki anlamsız dosyaya bakıp
başını sallıyor. Fena numara yapmadığını düşünüyorum.
İskemlesini
daha ela yakınlaştırarak Street'in kişisel alanını işgal
ediyor. Erkeklerin bilinçaltını tahrik etmeye yarayan en
temel yöntemlerden biri de alanlarına müdahale etmektir.
Alnında toplanan terler sınıra dayandığının işareti. Oysa
kendisi, Alan ın her adımının planlı olduğundan habersiz
404 • Cody Mcfadyen
GÖLGE ADAM • 405
taşmaya hazır bir bardak olarak bekliyor. "Yerine oturmayan
bir taş var."
Steel yutkunuyor. "Ne?"
"Yerine oturmayan bir parça." Daha da yaklaşıyor, artık
neredeyse diz dizeler. "Senin tek başına hareket etmediğini
biliyoruz."
Street'in terlemesi daha artıyor, nefes alışverişinin iyice
hızlanmasından hazırlıksız yakalandığını anlıyorum. "Ne?"
"Bir suç ortağın var. Annie King cinayetinin kaydından
anladık. İkinizin boyları farklı. Onun gerçek Jack Jr.
olduğunu
biliyoruz. Sen de sanırım çırağı oluyorsun..."
Street oltadaki balık gibi. Gözlerini Alan'ın üzerinde
kıvranıyor.
"jack Jr.'ın kim okluğunu biliyor musun Robert?" diye
soruyor Alan.
"Hayır!" Gözleri büyüyüp sol aşağıya yöneldiler. Yalan
söylüyor.
"Ah Robert... Robert... Sorun şu ki ben bildiğine inanıyorum.
Ayrıca onu nerede bulabileceğimizi bildiğine de
inanıyorum. Biliyorsun öyle değil mi Robert?" Alan sürekli
olarak onun adını tekrarlayarak kurduğu baskıyı güçlendiriyor.
Suçlama tonuyla birleştiğinde adının gerilimin dozunu
arttıracağı kesin. Aynı soru. Tekrar ve tekrar.
Her yanı ter içinde kalmış olan Street. Alan'a bakıyor.
"Hayır."
"Benim anlayamadığım neden onu koruduğun." Alan
daha da ileri gidecek. "Biliyor mustın, iki katil birlikte
çalışıyorlarsa
birbirlerini beceriyorlar demektir. Çoğunlukla
baskın karaktere sahip olan diğerini köpek gibi süründürür.
Sen de Jack Jr.'ın köpeği misin Robert? Neden onu koruyorsun?"
Street öfkeden köpürmek üzere. "Ben kahrolası bir homo
değilim!"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Alan bu hamleyi kaçırmayarak saldırıyı o yönden sürdürüyor.
"Küçük kızı hatırlıyor musun? Bonnie? O öyle söylemiyor
ama. Ellerinizi birbirinizin üzerinden çekemediğinizi
söylüyor. Tam birer nonoşmuşsunuz. "
"O yalancı bir fahişe!"
Alan durmuyor. "Emin misin? Oldukça detaylı tarif elti.
Onun yaşında bir kızın böyle şeyleri hayal edebilmesi bence
imkânsız. Hele o detaylar..."
Bardağı taşıran son damla. "Yalan söylüyor! Annesi bir
fahişeydi, bunları ondan öğrenmiştir. Birbirimize hiç
dokunma..."
Ağzından ne kaçırdığını anladığı anda duruyor.
"Yani oradaydınız?" diye zorluyor Alan.
Yüzü kıpkırmızı olan Street'in yanakları gözyaşlarıyla
kaplı. İşin garibi ağladığının farkında olduğunu sanmıyorum.
"Kahretsin! Evet. Oradaydım. Fahişeyi öldürmesine
yardım ettim. Ne olmuş? Onu asla yakalayamayacaksınız.
Kaçmayı başaracak. Sizin için fazla zeki."
"Bu bir itiraf," diyorum camın arkasından.
Barry beni onaylıyor. "Hapishaneye bileli kesilmiş oldu."
İçerde Alan baskıyı hiç azaltmadan konuşmayı sürdürüyor.
"Biliyor musun Robert, adamlarımız şimdi senin dairendeler.
Bahse varım orada Jack Jr.'ın kim olduğuna dair bir
ipucu bulacaklar, öyle değil mi?"
Street'in gözleri doğruca sağa kayıyorlar. Hatırlıyor. Sonra:
"Hayır! Hiçbir şey bulamayacaklar. Sizi adi pislikler! Adımı
tekrarlayıp durmayı da kes!"
"Bunu gördün mü?" diyor Barry heyecan içinde. Neyi
kastettiğini bildiğim için ben de heyecan içindeyim.
406 • Cody Mcfuclyun
Hayır dediği zaman Streel'in gözleri sola ve aşağıya döndüler.
Sola ve aşağıya.
Yalan söylüyor.
Dairesinde görmemizi istemediği bir şey var.
50
Stıeet'in dairesİndeyiz. Barry ve ben Alan'ın Street'i
adım adım çökertişini izledik. Jack Jr.'ın kim olduğunn
söylemesini sağlayamadı ama geıi kalan her şeyi
itiraf ettirdi. Jack'in kendisiyle nasıl temasa geçtiğini,
kurbanları
nasıl seçtiklerini. Her şeyi. Ter içinde ve tamamen
yıkılmış halde itirafını imzaladı. Alan sorgu odasından
çıktığında
Street darmadağın haldeydi.
İçimdeki ejderha onaylıyor.
Cep telefonum çalıyor ve açıyorum. "Baıretl."
"Ben Gene, Smoky. Street'in DNAsınm Charlotte
Ross'un tırnağında bulunan DNA'yla uyduğunu bilmek islersin
diye düşündüm.
"Teşekkürler Gene. Bu iyi haber."
"Callie'den haber var mı?"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Heniiz bir değişiklik yok. Bekleyip görmemiz gerekiyor."
"Seni işinden alıkoymayayım."
"Sonra görüşürüz."
" "Mekân temiz," divor Alan.
408 • Cody Mcfndyen
Çevreye baktığımda haklı olduğunu görüyorum. Street'in
dairesi sadece temiz değil, kusursuz. Obsesiv-kompulsif
insanlara
özgü titizlikle temizlenmiş. Adamın kişiliğinin tam
bir yansıması. Duvarlarda hiç resim yok. Raflarda da Street'in
ailesine ya da sevdiklerine ait hiçbir resim görmüyoruz.
Parmak izi yok. Kahve masası işlevsel. Televizyon küçük.
uSpartaltlar gibi," diye mırıldanıyorum.
Yatak odasına giriyoruz. Oturma odası gibi pürüzsüz.
Yatak askeriyedeki gibi yapılmış. Duvara yaslanmış masanın
üzerinde bilgisayarı duruyor.
Ve sonra onu görüyonım. Mekâna uymayan tek şey:
Ufak bir madalyon. Bir üniversite ders kitabının yanına
dikkatle
bırakılmış. Yakından bakıyorum. Altın zincirli bir kadın
madalyonu. Açıp içine baktığımda göz alıcı yaşlı bir kadın
fotoğrafıyla karşılaşıyorum. Birinin annesi sanırım.
"Hoş bir kadınmış," diyor Alan.
Madalyonu bırakıp ders kitabını açıyorum. Temel İngilizce
ders kitaplarından biri. İçinde öğrenciye ait bir not var.
Bu kitap Renee Parker'm malıdır ve ilk bakışta anlaşılmasa
da aslında sihirlidir- ha ha/© Bu benim sihirli halım.
Bu yüzden dokumayın taş kafalılar!
Altında da imza ve tarih var.
"Ne?.. Yirmi beş yıl önce mi?"
Başımla onaylıyorum. Kalbim deli gibi çarpıyor. İşte
aradığımız
anahtar. Bu sayede pisliğin yüzüne ulaşacağız.
Parmaklarımla kitaba dokunup yazının üzerinden geçiyorum.
Belki gerçekten de sihirlidir.
51
Ayağa kalkıp heyecan içinde yanımıza gelen Alan'a
konsantre oluyorum. Her şey sanki molekülleri
ısınmışçasına hızlı, daha hızlı hareket ediyor görünüyor
gözüme.
"VICAP'uı Renee Parker'a ait bir dosya buldum. Üstelik
sağlam görünüyor."
VICAP şiddet içeren suçların dosyalandığı bir program.
Temelleri 1957 yılında Los Angeles'lı bir dedektif tarafından
atılmış ama ancak 1985?te FBI tarafından hayata geçirilmiştir.
Altında yatan fikrin çok zekice olduğunu kabul
etmelisiniz. VICAP öncesinde eyaletler kendi suçlu bilgi
tabanlarını kullanırlarken VlCAP'la beraber ulusal çapta
bir dosyalama sistemi oluşturulmuş oldu. Asıl amaç bilgileri
toplamak, karşılaştırmak ve analiz etmekti. Başlangıç-;
ta her tür cinayet VICAP dosyaları arasına giriyordu. Sonradan

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
şiddet derecesine göre suçlar sınıflandırılmaya başlandı.
Yasa koruyucu herhangi bir yapının üyesi olan herkes
(polisler, ajanlar, savcılar...) VICAP'a erişebilir ve işlenen
su110
• Cody M d ad yen GÖLGII ADAM • 4 11
çu benzerleriyle karşılaştırarak daha kayda değer bilgiler
edinebilir.
Alan elinde tuttuğu kâğıtları bana uzatıyor. "Yirmi beş
yıllık bir dava. San Francisco'lu bir striptizci bir ara yolda
boğazlanmış olarak bulundu. Üstelik, şunu dinle, iç organları
çıkartılmıştı."
Bu kelimelerle beraber yorgunluğum yok oluyor. Damardan
kafein almış gibiyim. "O olmalı. O olmak zorunda."
"Evet, üstelik daha da iyiye gidiyor. O zaman bir şüphelileri
varmış ama yeterince delil bulamadıkları için serbest
bırakmak zorunda kalmışlar."
Hemen harekete geçmek gerektiğini anlıyorum. "Leo
sen burada kalıp iletişim ve koordinasyondan sorumlu
olacaksın.
James ve Alan - San Francisco'ya gidiyoruz. Şimdi."
"Tekrarlamana gerek yok," diyor Alan ve beynimiz adrenalin
yüklü olarak heyecan içinde ve aceleyle kapıya yöneliyoruz.
Dışarı çıktığımızda arabasında oturan Tommy'yi görüyorum.
Piirdikkat bizi izliyor.
"Bana bir saniye ver," diyorum Alan'a ve arabanın yanına
giderek Tommy'ye camı açmasını işaret ediyorum.
"Neler oluyor?" diye soruyor.
Ona VICAP'lan bahsediyorum. "San Francisco'ya gidiyoruz."
"Benim ne yapmamı istersin?"
Uzanıp yanağına dokunuyorum. "Biraz uyu."
"Kulağa hoş geliyor," diye yanıtlıyor. Tam arkamı dönüp
yürüyecekken "Smoky," diye seslendiğini duyuyorum. Ona
dönüyorum. "Dikkatli ol."
Arabayı çalıştırıp uzaklaşmasından önce yüzündeki endişeyi
görecek zamanım oluyor.
Bir nedenle Oscar törenindeki Sally Field'ın görüntüsü
geliyor aklıma.
"Benden hoşlanıyor. I>enden çok çok çok çok hoşlanıyor,"
diye mırıldanıyorum şarkı söyler gibi.
İsterik kahkahalar.
GÖLÜK ADAM • 4 13
52
Bu rüya yeni. Geçmiş ve bugün birbirine karışmış,
bir bütün olmuş.
Bir ses duyduğumda yatak odamda uyuyorum.
Testere sesi. Kalbim çarparak ayağa fırlıyor ve yatağımın
yanındaki
masanın üzerinden silahımı kapıyorum.
Silahıma sarılmış olarak kapıya ilerlerken evimde birinin
olduğu düşüncesiyle ellerim titriyor.
Gürültüler oturma odasından geliyor. Şimdi ayrıca anlamadığım

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
konuşmalar da duyuyorum.
İçeri girdiğimde, o orada. Yüzünü göremiyorum çünkü
her tarafı bandajlarla kaplı. Sargıların dışında kalmış olan
tek yeri kıpkırmızı dudakları. Gözleri siyah ve ölü görünüyor.
"Görüyor musun?" cliye tıslıyor.
Neyi işaret ettiğini kolluğun arkasında kaldığı için
göremiyorum.
Ayrıca içimde görmek istemeyeceğime dair bir
his var.
Ama görmek zorundayım.
İlerliyorum, ilerliyorum, ilerliyorum.
"Görüyor musun?" diye tıslıyor yeniden.
Ve görüyorum.
Kanepede bir kadın yatıyor. Göğüs kafesi organları görünecek
şekilde açılmış. Saçlarının arasında solucanlar dolaşıyor.
Beni görünce parmağıyla beni işaret ediyor.
"Senin suçun..." diye inliyor.
O Alexa; o Charlotte Rose; o Annie.
"Neden beni öldürmesine izin verdin?" diye soruyor Annie.
"Neden?"
Yüzü bandajlı adam fısıldıyor. "Görüyor musun?"
Görüyorum.
"Onlar kirli parmaklarıyla sonsuza kadar seni işaret
edecekler."
"Neden?" diye soruyor kadın.
Sıçrayarak uyanıyorum. Uçağın kabini sessiz ve loş. James
ve Alan uyumayı sürdürüyorlar
Uçağın penceresinden karanlık geceye bakıp titriyorum.
Kirli parmaklar. Bu sembolün anlamını aramaya gerek yok.
Kskiden beri kurtaramadığım kurbanların mezardan beni
işaret ettiklerini hissetmisimdir.
Uçaktan San Francisco Polis Deparinvanı'ndan Jenny
Chang'i aradığım için indiğimizde vakit kaybetmiyoruz.
"Artık senin arkadaşın değilim," diyor saatin ne kadar erken
olduğunu göstermek için diğer eliyle kol saatini işaret
ederken.
"Üzgünüm Jenny. İşler iyice karmakarışık oldu." Ona
Callie'nin başına gelenleri anlattığımda öfkeme hak veriyor.
"Kurtulup kurıulmayacağı hâlâ belli değil mi?"
"Hayır," diye yanıtlıyor James.
-il i • Cotly Mcfadven GÖLGE ADAM • 415
"Üzgünüm..." diyor bakışlarını kaçırarak.
Elimdeki evrak çantasını kaldırıyorum. "Ama VICAP'ta
önemli bir ipucıı yakaladık."
Jenny nin içindeki dedektif o anda kendini gösteriyor.
Artık uykusuzluktan eser yok. "Anlat."
Ona olayı özetliyorum.
"Yirmi beş yıl önce. Ben polis kuvvetlerine yirmi iki
yaşındayken
katıklım bu olay benden çok önce olmuş. Davaya
bakan dedektif kimmiş?"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Dedektif Rawl ings."
Jenny donup kalıyor. "Ravvlings? Bundan emin misiniz?"
"Evet eminim. Neden?"
"Çünkü .şans sizin için gerçekten de iyiye dönmüş olabilir.
Ravvlings birinci sınıf bir serseridir. Duyduğum kadarıyla
hep öyleymiş. Emekliliğe giin sayarken içki içerek vakit
öldürüyor.'1
"Peki bu neden bizim için iyi?" diye soruyorum.
"Çünkü davayı ele alırken atladığı pek çok şey olduğuna
eminim. Sizin dikkatinizden kaçmayacak şeyler."
Karakolda Jenny telefonun açılmasını beklerken bir taraftan
da kalemiyle masasında ritim tutuyor.
"Ravvlings? Ben Jenny Chang. Evet, saatin kaç olduğundan
haberim var. Sarhoş olup olmaman umurumda bile değil."
Yalvaran bakışlarla bakıyorum Jenny'ye. Bu adamın te-,
lefonıı kapatmasına değil karakola gelmesine ihtiyacım var.
"Bak. Don. Üzgünüm beni de yalaktan yeni kaldırdılar.
Ne kadar canımın sıkkın olduğunu tahmin edersin.
NCAVCnin Los Angeles subesiniıı yöneticisi burada ve senin
eski davalarından biriyle ilgileniyorlar." Emin olmak için
önündeki kâğıda bakıyor. "Renee Parker davası." Jenny'nin
yüzünde şaşkın bir ifade beliriyor. "Elbette, 'lamam. Birazdan
görüşürüz."
"Ne oldu?" diye soruyorum.
"Kadının adını söyler söylemez Ra\vlings yakınmayı bıraktı
ve hemen burada olacağını söyledi."
"Sanırım bu dava onun için de önemliymiş."
Don Ravvlings yarım saat geçmeden karakola geliyor. Sadece
görünüşünden bile Jenny'nin onunla ilgili söylediklerinde
yaıiılmaclığını anlayabiliyorum. Üzerinde düzenli içki
içen birinin havası var. Özellikle kanlı gözleri onu ele
veriyorlar.
Zamanından önce yaşlanmış.
Ayağa kalkıp elini sıkıyorum. "Geldiğiniz için teşekkürler
Dedektif Ravvlings. Ben Özel Ajan Smoky Barrctt bunlar
da James Giron ve Alan Washington."
Yüzümü inceliyor. "Seni tanıyorum, şu evine girilen
ajansın." Sırtlıyor. "Her polisin kâbusu."
Elinde bir dosya tuttuğunu görüyorum. "O da ne?"
Bir iskemle çekip oturuyor. "Renee Parker dosyasının bir
kopyası. Bunca yıldır saklıyorum. Sabahın erken saatlerini
ııyuyamadığım zamanlarda bu dosyaya bakarak geçiriyorum."
Renee Parker'dan bahsederken Ravvlings'in yüz ifadesi
değişiyor. Gözlerine bir canlılık geliyor, ağzı hüzünlü bir
biçimde
aşağı bükülüyor. 1 iaklıymışım. Bu dava onun için
önemliymiş.
"Bana dosyadan bahsedin Dedektif."
Bakışları mesafeli; boş ve odaksız. "Olayı anlamak için
arka planı da anlamalısınız Ajan Barreıt. Dedektif Chang
416 * Ccxly Mcladyen GÖLGH ADAM • 417

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
büyük ihtimalle .size alkolik bir .serseri olduğumu
söylemiştir
ve haklı. Ama her zaman böyle değildim. Bir zamanlar
l>en de onun şimdi okluğu gibi bir polistim. Karakoldaki en
iyi Cinayet Masası dedektifi. Birinci sınıf." Jenny'ye dönüp
gülümsüyor. "Bunu biliniyordun değil mi?"
"Hiçbir fikrim yoktu."
"Evet. Beni yanlış anlamayın. Polis kuvvetlerine girdiğimde
aslında bir pisliktim. Irkçıydım, homoseksüellerden
nefret ederdim ve ciddi bir öfke sorunum vardı. Konuşarak
çözebileceğim durumları bile yumruklarımla çözmeyi tercih
ederim. Ama sokakların size işlerin nasıl yürüdüğünü öğretmek
için kendi yolları vardır.
"Zenci bir polisin hayatımı kurtardığı gün ırkçı olmayı
bırakımı.
Saldırgan tam arkamdaydı. Bu polis beni kenara itip
saldırganı vurmayı başardı. Yıllarca arkadaş olmayı sürdürdük,
o ölene kaçlar. Görev sırasında vuruldu.
"Birinci yılımın sonunda homoseksüellerle ilgili önyargılarımı
bir tarafa bırakımı. Ölüm size buııu yapar. Olaylara
ve olgulara bakışınızı değiştirir. I lomoseksüel olmakla
övünen
ve bulduğu her fırsatta bunu belli eden bir genç vardı.
Tren istasyonu yakınlarında fahişelik yapardı. Nefretimi ilk
kustuğum o olmuştu. Benimle dalga geçer, rahatsız etmek
için elinden geleni yapardı."
Yüzünde beliriyormuş gibi olan gülümseme mutsuzluk
kurşunları tarafından yok ediliyor.
"Beni çıldırtırdı. Bir gün bir grup adaııı homoseksüel olduğu
için onu ölümüne dövdüler. Şansa bakın ki davaya
ben atandım. Karma dedikleri bu olsa gerek. Dava dosyasını
hazırlarken gördüğüm iki şey yüzünden bir daha asla
homoseksüellerden
nefrel etmedim.
"Annesinin çığlıklar atarak içlen içe ölüşünü izledim. Oğlu
öldüğü için dünyasının yıkılışını gördüm. Sonra şüphelilere
bakmak için cenazeye katıldığımda ne gördüm biliyor
musun? O cenazede neredeyse iki yüz kişi vardı. Ben yüz
kişi bile tanıdığımı zannetmiyorum; tanıdıklarınım çoğu da
cenazeme gelmeye tenezzül etmezlerdi." Başını iki yana
sallıyor. "O insanlar sadece homoseksüel arkadaşları
değillerdi.
Hayatlarına dokunduğu insanlardı. Sonradan o gencin
birçok gönüllü projede çalıştığını, uyuşturucu rehabilitasyon
merkezinde görev aldığını, kriz danışmanlığı yaptığını
öğrendim. Görünüşe göre iyi bir insandı ve ölmesinin yegâne
nedeni homoseksüel olmasıydı. Bunun yanlış olduğunu
biliyordum. Bu pisliğin bir parçası olamazdım."
Elini sallayarak bu düşünceleri savuştıınıyor. "Her neyse.
Nerede kalmıştım... Evet. Cinayet Masası'ndaydım ve yeni
bir insandım. Nonoş ya da pis zenci gibi küfürleri hayatımdan

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
çıkarmıştım. Kendimi işimi iyi yapmaya adadığım
için de her şeyin yolunda gideceğine inanıyordum.
"Şimdi beş yıl sonrasına atlayalım. Çöküş dönemim gelmişti.
İçmeye başlamıştım; karımı aldatıyordum. Sık sık kendimi
öldürmeyi düşünsem dc bunu bile beceremeyecek
haldeydim. Hepsi o kahrolası bebekler yüzünden." Gözlerinde
o korkunç; benim çok yakından tanıdığım için ne kadar
tehlikeli olduğunu bildiğim bakış belirdi. Bazen aynaya
baktığımda kendi gözlerimde gördüğüm bakış.
"Biri bebekleri öldürüyordu. En fazla bir bir buçuk yaşındaki
bebeklerden bahsediyorum. Onları kesiyor, boğuyor
ve sokak anılarına ve kaldırımlara fırlatıyordu. Altıncı
bebek cesedini bulmuştuk ama elimizde lıiç şüpheli yoktu
ve ben içten içe ölüyordum." Bana bakıyor. "Eminim neden
bahsettiğimi biliyorsundur."
'i 18 • Cody Mcfadyeıi G Ö L G E Al M M • 4 19
Kafamı «allayarak onaylıyorum.
"Elinizde altı ölü bebek okluğunu düşünün. İJsLelik bunu
yapan adamı yakalayamamakla kalmamışsınız elinizde
tek bir şüpheli bile yok. I kıpı yutmuştum."
Bir yıl önce olsa Don Rvvalings'e baktığımda zayıf ve acınası
bir adam görürdüm. Bugünkü hali için geçmişini bir
bahane olarak kullandığını varsayar ve onu siler geçerdim.
Şimdi ise pes elliği için onu affetmem mümkün olmasa da
anlıyorum. İşimiz bazen çok zor olabiliyor.
"Zihnimden bebek ölülerini atmak için elimden ne geliyorsa
yapıyordum - alkol, uyuşturucu, kadınlar. Ama rüyalarıma
girip duruyorlardı. Derken Renee Parkerta tanıştım."
Don R\valings'in yiizüncle içten bir gülümseme belirdi.
Bir an için bile olsa on yaş genç gösterdiğine yemin
edebilirim.
"Onunla erkek arkadaşı öldürüldüğünde karşılaştık.
Adam büyük patronlardan birini kızdırmış ufak çapta bir
uyuşturucu satıcısıydı. Renee ise işe yeni başlamış bir
striptizci.
Yeterince uzun süre polislik yaparsınız striptizcilerin
derhal uzaklaşılması gereken kadınlar olduklarını bilirsiniz.
Ama Renee farklıydı." Kafasını kaldırıp bize bakıyor. "Ne
düşündüğünüzü biliyorum. Polis, striptizci, klasik hikâye.
Ama öyle değildi, Elbette, harika bir vücudu vardı. Ama ondan
hoşlanma nedenim bu değildi. Onu gördüğüm zaman
bana ölü bebekleri telafi edecek bir şey yapma şansı
tanındığını
düşündüm.
"Hikâyesini öğrendim. Oyuncu olıııak için Los Angeles'a
gelmiş kendini striptiz yaparken bulmuştu. 'Şunıı dene bir
kereciktcıı bir şev olmaz' diyen bir erkek arkadaş edinmiş
sonra da kendini kaptırmıştı. Hiçbir orijinal tarafı yok. Ama
Reııee de kendine özgü bir şeyler vardı. Gözlerine
baktığınızda
onun uçurumun kenarında asılı olduğunu anlayabiliyor

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
ve ister istemez elinizi uzatıp onu kurtarma ihtiyacı
duyuyordunuz.
"Onu çekip çıkarttım ve rehabilitasyona yatırdım. Görev
başında olmadığım zamanlarda onu ziyarete giderdim. Kendini
kötü hissettiği zamanlarda yanındaydım. Onunla konuşup
onu cesaretlendirirdim. Bazen bütün gece konuşurduk.
Biliyor musunuz, arkadaşım olan ilk kadın." Bana dönüyor.
"Ne demek istediğimi anlıyor musun?,Tam bir şovenistim.
Kadınların evlenmek için ya da becermek için okluklarını
düşünürdüm."
"Böyle birkaç kişi tanımıştım," eliyorum.
"Ben öyle biriydim. Ama bu yirmi yaşındaki kız benim
arkadaşım haline geldi. Onu becermek istemiyordum ve
onunla evlenmek de istemiyordum. Tek istediğim onun iyi
olmasıydı. O zamanlar iyi bir dedektiftim. Rüşvet almazdım;
kötü adamları yakalardım. Bir kadına asla el kaldırmamıştım.
Kurallarım vardı ve doğruyla yanlışı birbirinden net
olarak ayırırdım. Ama hiçbir zaman onurlu bir adam olmamıştım.
Farkı anlıyor musunuz?"
"Elbette."
"Ama Renee için yaptıklarım onurlu hareketlerdi. Bencillikten
uzaktı." Elini saçlarının arasında dolaştırıyor.
"Bağımlılığını
yenip rehabilitasyondan çıktı. Başarabilecek olanlardan
biriydi. Ona kendi dairesini kiralaması için borç verdim.
Bir işe girdi, birkaç ay sonra da gece okuluna başladı.
Oyunculuk dersleri alıyordu. Eğer oyuncu olamazsa her zaman
garson olabileceğini aına şimdilik bu hayalinden vazgeçmeye
hazır olmadığını söylüyordu.
"Arada sırada birlikle takılırdık. Filme giderdik. Arkadaş
olarak. Ilicbir zaman daha fazlasını talep etmedim. Benim
420 • Cödy Mcladyen GÖLGK ADAM • 421
için bir çift göğüsten daha fazlasıydı. Daha da önemlisi
bebekler
kâbuslarıma girmeyi bıraktı. İçki içmeyi kestim, karımla
banştım."
Sustuğu zaman neyle devam edeceğini biliyor, kara trenin
sesini duyabiliyordum. Ne de olsa öykünün sonunu
okumuşluk. Kendisinden kurtarılan Renee Parker korkunç
bir cinayete kurban gitmişti. Şu ana kadar bilmediğim onun
ölümünün çevresindeki insanlara ne ifade etmiş olduğuydu.
Onun öldüğü gün Don Ravvlings'in kaderinin ters döndüğü
giindü. O günden itibaren gölgelere karışmış, ölü bebekler
geri gelmiş ve bir daha asla gitmemişlerdi.
"Sabahın dördünde telefon çaldı. Kim olduğunu oraya
gidene kadar bilmiyordum." Gözlerinin önüne bir sis perdesi
çökmüş gibi görünüyor. O anda yeniden olay mahallinde.
"Renee'yi yakmıştı. Adli tabip üzerinde en az beş
yüz sigara yanığı olduğunu söyledi. Beş yüz! Hiçbiri ölümcül
değildi. Ona önce işkence edip sonra tecavüz etmişti.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Ama en kötüsü daha sonra yaptıklarıydı. Onu açmış,
organlarından
bazılarını çıkartmış ve cesedinin yanına bırakmıştı.
"O anda ne hissettiğimi hatırlamakla güçlük çekiyorum.
Büyük ihtimalle hatırlamak islemediğim için. Ama üniformalı
polislerden birinin ona bakarken söylediklerini hatırlıyorum.
*Ah evet, bu kızı tanıyorum. Striptizci. Eskiden Tenderloin'de
çalışırdı. Harika göğüsler/ Onun ihtiyacı olan bütün
açıklama buydu. Rence ye baktı, göğüslerini hatırladı ve
onu etiketledi. Bir insan değil ya da hayatını yoluna koymaya
çalışan zeki bir kız. Adi bir striptizci." Bakışlarını masaya
çeviriyor. " Bııııu söyleyen polisi elimden zor kurtardılar.
Fark edeceğinden değil ya. İnanabiliyor musunuz - o küçük
piç yıllar sonra dosyayı çıkartıp meslek lıölümündc yazan
garson kelimesini striptizci/fahişe olarak değiştirtti. Hatta
VICAP'a bile düzeltme notu yolladı."
İlginç. Bütün dikkatim son söylediklerine toplanıyor. Ne
kadar ilgilendiğim yüzümden de belli olmuş olacak ki Don
bana bakıp başını sallıyor.
"Bana inanın." İç çekiyor. "Her neyse, olayla ilgilenen
dedektif olarak kalabilmek için Renee ile olan ilişkimi
sakladım.
O adamı yakalamak istiyordum. Onu yakalamak zorundaydım.
Ama herif çok iyiydi. Ne parmak iz ne ufak bir
ipucu. O zamanlar DNA yoktu, ben de fiziksel deliller
tükendiğinde
ne yapılırsa onu yapmaya karar verdim."
"Onu tanıyanları, onun çevresindekileri araştırdın," diyorum.
"Doğru. Gece okuluna gidiyordu. Görünüşe göre orada
birisiyle tanışmıştı. Bir iki haftadır görüşüyorlardı. Peter
Connolly atlında yakışıklı bir çocuktu. Ama onu görür görmez
yanlış bir şeyler olduğunu anladım. Onu sorguladığım
zamanki konuşma biçimi, alay eder gibi ama açık vermeyen
tavırları... İçgüdümü takip edip Connolly'nin fotoğrafını
Renec'nin
eskiden çalıştığı striptiz kulübündekilere gösterdim.
İnsanlar onu hatırladılar. Renee'nin eskiden striptizci
olduğunu
biliyor olmalıydı. Sonra işler daha da iyiye gitti. Anlaşılan
Peler'ın ufak bir uyuşturucu problemi vardı. Rehabilitasyon
merkezine yatmıştı. Hangisine tahmin edin? Renee'nin
yattığı rehabilitasyon merkezine, hem de neredeyse
aynı zamanlarda. Arlık iz üzerinde okluğumu biliyordum.
Hele bir de çocuğun üniversiteye Reııee'den sadece
bir hafta sonra kayıt olduğunu öğrenince hiç şüphem
kalmamıştı.
Adamımız ovdu."
Sessizliği uzun süre devam edince konuşmaya yeniden
başlamakta zorluk çektiğini anlıyorum.
i 22 • Cody Mcfadven GÖl.GK ADAM • -123
"Bunun nereye gittiğini tahmin edebiliyorum Don," diyorum

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
nazik bir sesle. "Hiç delil bulamadın öyle değil mi?
Onu suça bağlayacak hiçbir şey bulamadın. Striptiz kulübü,
rehabilitasyon, üniversite, hepsi için geçerli açıklamaları
olabilirdi."
Söylediklerimi onaylarken yıkılmış görünüyor. "Doğru.
Evi için arama izni çıkarttırdım ama hiçbir şey çıkmadı.
Geçmişi de tertemizdi." Kafasını kaldırıp bana baktığında
gözleri öfkeyle dolu. Bildiklerimi ispailayamıyordum. Ve
başka cinayet de yoktu. Başka olay mahalleri olsaydı belki
bir şeyler bulabilirdim. Zaman geçti; Connolly taşındı, ben
yeniden kâbuslar görmeye başladım. Bazen bebekler, çoğu
zamansa Renee."
Odadaki hiç kimse artık kendini Don Ravvlings'tcn üstün
görmüyor. Hepimizin o noktaya geldiği zamanlar oklu.
Yıkılmamanın
imkânsız olduğu zamanlar. Onun zavallı ya da
zayıf değil yamlı olduğunu biliyoruz.
'Zaman bütün yaraları sarar' diyen kişinin |x>lis olmadığı
kesin.
"Burada olmamızın nedeni," diye söze başlıyorum, "VICAP'ın
senin olayınla bizim elimizdeki olayları eşlcştirmiş
olması. Yeniden öldürdü." Öne eğiliyorum. "Anlattıklarını
dinledikten sonra bizim aradığımız katilin ve seninkinin aynı
kişi okluğuna eminim."
Yüzümü umuda güvenmeyen insanların yaptığı biçimde,
bütün şüpheciliğini takınarak inceliyor.
"Şansınız benimkinden iyi gitti mi?"
"l-'iziksel deliller konusunda Ivayır. Ama elimizdeki davayı
senin elindeki davayla bağlayarak her ikisini de çözebilecek
bir şey bulduk."
"Neymiş o?"
Ona Jack Jr.'dan ve kavanozun içeriğinden bahsediyorum.
Yüzündeki şüphecilik yok olup yerini heyecan alıyor.
"Yaııi sen bana bu çocuğun lîeynine Karındeşen Jack'in
büyük büyük büyük torunu okluğu fikrinin işendiğini mi
söylemek istiyorsun?"
"Söylediğim aynen bu."
Yüzünde hayranlık dolu bir ifadeyle bana bakıyor. "Tanrım,
Tanrım, Tanrım... O zamanlar annesini kontrol etmek
için hiçbir nedenim yoktu. Babası uzun zamandır ortalıkta
yokmuş zaten..." Don un yüzünde şok geçiren birinin ifadesi
var. Düşünüyor. Ardından kendini toparlayıp yanında getirdiği
dosyanın üzerine vuruyor. "Aradığınız bilgi burada.
Annesinin kim olduğu, o zamanlar nerede yaşadığı."
"Öyleyse gideceğimiz yer orası," diyorum.
"Acaba..." Derin bir nefes alıp kendini toparlıyor.
"Bugünlerde
pek iyi durumda olmadığımı biliyorum. Ben yaşlı
bir alkoliğim. Ama sizinle gelip annesini görmeme izin
verirseniz
söz veriyorum işleri berbat etmeyeceğim."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Kimsenin onun o zaman konuştuğu kadar altlan alan bir
sesle konuştuğunu duyduğumu hatırlamıyorum.
"Başka türlü olmasını düşünmezdim zaten Don," diyorum.
"Bu davanın çözüldüğünü görmenin vakti geldi."
G Ö L G E ADAM • 4 25
53
Concorde, Berkeley'in kuzeyinde, körfez bölgesindedir.
Peter Connolly'nin Paıricia adındaki annesini
görmek üzere oraya doğnı yola çıktık. Dosyadaki
ehliyetine göre şimdi altmış dört yaşında. Geleceğimizi haber
vermektense doğrudan kapısında belirmenin daha akıllıca
olacağına karar verdik. Annelerin daha önce de oğullarına
cinayet işlettirdikleri oldu. Belki benzer bir durumla
karşı karşıyayızdır, kim bilir?
Kara trenin sesini duyduğum o bölgedeyim. Bir avın sonuna
yaklaştığımızda kendimi bulduğum ilkel bir düzlem
burası. Sıfır noktasına yaklaşmanın heyecanıyla bütün
duyularım
acı verici ölçüde açılır ve kendimi yenilmez hissederim.
Arabayla son sürat giderken Don Raulings'e baktığımda
gözlerinde umutsuzluk perdesinin altından bile kendini
gösteren bir heyecan kıvılcımı görüyorum. Yeniden umut
etmeye cesaret elliği için korkuyor. Bu sefer onun için
yenilginin
bedeli hayal kırıklığından fazlası hatta ölümcül olabilir.
Buna karşın şimdiden on yaş genç gösteriyor.
Biz, bu meslekte çalışanlar, uyuşturucu bağımlıları gibiyiz.
Kan, yıkım ve ölüm arasında ilerleri/.. Gündelik hayatımız
çoğu zaman kâbuslardan oluşur. Acısını kendimizden,
arkadaşlarımızdan, ailemizden ya da herkesten çıkartırız.
Ama yüzüp yüzüp de kuyruğuna gelince yaşadıklarımız
başka hiçbir duyguyla kıyas kabul etmez. Kan, kâbuslar,
korku ve ölümler unutulup geriye avın coşkusu kalır. Ve
hepsi bittiğinde sizde yeniden başlama ihtiyacı uyandıran
da o son coşkuyu tekrar yaşamak istemenizdir.
Elbette, geri de tepebilir. Bir katili yakalamayı
başaramayabilirsiniz.
Onu temizleyen zafer duygusu olmayınca pislik
üzerinize yapışır kalır. Böyle olsa bile işimizi yapmaya devam
eder, bu riski göze alırız.
En yüksek intihar oranına sahip işlerden biridir bizimkisi.
Sokakta gördüğünüz felaket televizyonda gördüklerinize
benzemez. Üstelik bizim mesleğimizde başarısızlık beraberinde
çok ağır sorumlulukları da getirir. Başkalarının kanının
sizin ellerinizde olduğunu hissedersiniz.
Araba yolculuğu sırasında bütün bunları düşünüyor ama
umursamıyorum. Şu an için yüzümdeki yara izlerinin hiçbir
anlamı yok. Ölenlerin ve yaralananların da. Çünkü kara trenin
sesini duyduğum o yerdeyim.
Seri katiller hakkındaki kitaplar ve filmler beni her zaman
büyülemiştir. Yazılılar ve yönetmenler sık sık kendilerini

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
katilin, avcının izlemesi için ekmek parçalarından bir iz
bırakiığı fikrine kaptırırlar. Mantığa dayanan
tümdengelimlerle
ve canavarın bıraktığı ipuçlarıyla sis perdesi yavaş yavaş
açılır. Ve A-lıa!
Bazen bu doğrudur. Ama çoğu zaman işler böyle yürümez.
Bir ara bizi çıldırtan davayı hatırlıyorum. Adam çocukları
öldürüyordu ve ilk cesedin bulunmasının üzerinden üç
' 2 6 • Cody Mcfüdyen GÖLGE ADAM • 427
ay geçmiş olmasına karşın en ııl'ak bir ipuetımuz bile yoktu.
Çıkmaza girmiştik. Bir sabah l.os Angeles polis departmanından
katilin teslim olduğuna dair bir telefon aldan.
Dava kapandı.
Jack Jr.'ın davasındaysa fiziksel delillerin yokluğundan
bunalmıştık. Yerleştirdiği mikrofonlar, takip cihazları,
önceden
biriktirdiği suç ortakları sayesinde hep bizden bir adım
öndeydi.
Ama bakın, sonuçta her şeyin çözümü iki unsura
indirgenebiliyor.
Bir parça hayvan eti ve VICAP tarafından geçmişin
tozlu sayfalarından çıkartılan yirmi beş yıllık bir dava.
Bunca yıllık deneyimim bana tek bir şeyi öğretti: Yakalamak
yakalamaktır ve yakalamak iyidir. Nokta.
Alan ın cep telefonu çalıyor. "Evet." Konuşurken gözlerini
kapatıyor. Tam kötü bir haber geldiğini düşünmeye
başlayacakken
rahatladığını görebiliyorum. "Teşekkürler Lco.
Aradığın için sağ ol." Telefonu kapatıyor. "Callie lıfılâ
uyanmamış
ama durumu artık kritik değil sabit kabul ediliyormuş.
Hâlâ yoğun bakım ünitesine bağlı. Doktor, Leo'ya ölme
riskinin ortadan kalktığını söylemiş."
"Callie bunu atlatacaktır. Pes etmeyecek kadar dikkafalıdır,"
diyorum.
James hiçbir şey söylemeyince arabanın içine sessizlik
hâkim oluyor. Yola devam ediyoruz.
"İşte geldik," diyor Jenny.
Eski ve görece uyduruk bir evin önündeyiz. Bahçesi bakmışız
aıııa ölü değil. Bütün mekân bu hissi veriyor insana;
ölmek üzere ama henüz işi bitmemiş. Arabadan çıkıp kapıya
ilerliyoruz. Çalmamıza fırsat kalmadan açılıyor.
Patricia Connollv yaslı ve yorgun görünüşlü bir katlın.
Ama ne kadar yaşlı ve yorgun görünürse görünsün gözleri
hayat dolu.
Ve korku.
"Siz polis olmalısınız," diyor.
"Evet hanımefendi," diye yanıtlıyorum. "Ve FBI."
Kimliklerimizi
gösterip kendimizi tanıtıyoruz. "İçeri girebilir miyim
Bayan Connolly?"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
k "Bana Bayan Connolly demediğiniz sürece ne isterseniz
yapabilirsiniz."
Kafa karışıklığımı saklıyorum. "Elbette hanımefendi size
ne diye hitap etmemi istersiniz?"
"Patricia. Yanlış anlamayın, Connolly de benim adım,
cehennemde
çürüyen ölü kocamınki değil. Ama kendimi hiçbir
zaman 'bayan' gibi hissetmedim." İçeri girmemiz için kapıyı
sonuna kadar açıyor. "Hadi gelin."
Evin içi temiz ve düzenli. Ne var ki karakter özelliğinden
çok alışkanlık nedeniyle böyle tutulduğunu görebiliyorsunuz.
Patricia Connolly bizi oturma odasına alıp kolluğu işaret
ediyor.
"Herhangi bir şey ister misiniz? Sadece suyum ve kahvem
var ama ikisinden birini islerseniz seve seve getirebilirim."
Ekibime baktığımda hepsinin kafalarının olumsuz anlamda
sallandığını görüyorum.
"Hayır Patricia. Böyle iyiyiz."
Bakışlarını ellerine çeviriyor. "Öyleyse artık bana neden
burada olduğunuzu anlatabilirsiniz."
Bu cümleyi söylerken ellerine bakmayı sürdürüp gözlerime
bakmaktan özellikle kaçındığı için içgüdülerimi takip
etmeye karar veriyorum.
"Neden bize neden burada olduğumuzu sen söylemiyorsun
Patricia?"
• Cotly Mcfadven GÖLGE ADAM • 429
Başını kaldırdığımda haklı olduğumu görüyorum. Gözleri
suçluluk duygusuyla dolu. Yine de henüz konuşmaya değil.
"Hiçbir fikrim yok."
"Yalan söylüyorsun,* diyorum. Sesimin sert çıkmasına
özen gösterdim. Alan bu tepkime şaşmyor.
Elimde değil. Oyalanmaktan sıkıldım. Bu işin köküne inmeye
çok yaklaştık ve içimdeki öfke taşmak üzere. Öne
eğilip gözlerimi Patricia'nın gözlerine dikiyor ve parmağımı
ona uzatıyorum. "Oğlun yüzünden buradayız Patricia. Bir
anne, bir arkadaşım tecavüze uğrayıp koyun gibi doğrandığı
için buradayız. Kızı annesinin cesedine üç gün bağlı kaldığı
için buradayız." Sesim yükseliyor. "Kadınlara işkence
eclen bir pislik yüzünden buradayız."
Yerinden sıçrayıp elleriyle kulaklarını kapatıyor. "KES
ŞUNU!"
Bağırdıktan hemen sonra kolları iki yanına etaşuytor "Sadece
kes lütfen." Bu tepkiyle beraber içinde biriktirdik'eri
yüzeye çıkmaya başlıyor. Gökyüzündeki bir balonun hava
kaçırarak yere inmesini izlemek gibi.
Konuşmaya başlamadan önce Patricia yeniden eski yerine
oturuyor. İç çekişinden uzun zamandır-içinde biriktirdiği
her şeyin dudaklarından dökülmesine izin vereceğini anlıyorum.
İçinde tuttuğu her neyse bunca yıl ona işkence ettiği
İK'lli.
"Neden burada olduğunuzu bildiğinizi sanıyorsunuz,"

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
eliyor bana bakarak. "Ama bilmiyorsunuz. O zavallı kadınlar
için burada olduğunuzu sanıyorsunuz." Don Kawling.se
dönüyor. "Ya da yirmi yıl fince ölen o genç kız için. Hepsi
bunun bir parçası. Ama asıl burada olırıa nedeniniz lüııı
bunlardan çok daha eskiye dayanıyor."
Onun anlattıklarını bölüp Jack Jr.'dan ve kavanozdan çıkan
dana etinden bahsedebilirim ama içimden bir his beklememi
söylüyor.
"Sevdiğinizi düşündüğünüz kişilerin aslında nasıl insanlar
olduklarını görememeniz başkalarına garip gelebilir. Bir
adamın zalim, şiddete eğilimli ya da daha kötüsü olduğunu
belli eden ipuçlarının mutlaka fark edileceğini düşünürsünüz.
Aptal okluğunuz için bunu zamanında göremediğinizi
düşünürler. Karşınızdakinin kişiliğine dair ipuçlarının, onu
uzun süredir tanıyorsanız önünüzde olduğuna inanırlar. Ne
demek istediğimi anlıyor musunuz?"
"İnsanları okumanın ne kadar zor olabileceğini bilirim,"
diye yanıtlıyorum. "Bizim işimizde nasıl biri olduğunu
gizleyen
insanlarla karşılaşmak olağandır."
"Sanırım öyledir," diyor bana bakarak. "Öyleyse ortada
ipucu falan olmadığını da bilirsiniz. İşin aslı, çoğu zaman
tam tersi geçerlidir. En rahatsız edici görünenler en onurlu
olanlar olabilirler. Etkileyici birininse katil olduğu ortaya
çıkabilir.
Görünüş işe yarar bir ipucu değildir. Hem de hiç.
"Elbette gençseniz tüm bunlara aldırmazsınız. Kocam
Keith'le tanıştığımda on sekiz yaşındaydım. O ise yirmi beş
yaşındaydı ve o güne kadar gördüğüm en yakışıklı erkekti.
Kesinlikle abartmıyorum. 1,85 lx>yunda, koyu renk saçlı, bir
aktörün yüzüne sahip... "Gülümsüyor. Hüzünlü bir gülümseme.
"Benimle ilgilendiğini belli elliğinde midemde kelebekler
uçuşmaya başlamıştı bile. Birçok genç gibi ben de
hayatımın sıkıcı olduğunu düşünüyordum. O ise yakışıklı
ve heyecan vericiydi. Tam ihtiyacım olan şey okluğunu
düşünmüştüm."
Anlatmayı kesip bize bakıyor. "O zaman Teksas'tayclık.
Ben California doğumlu değilim. Teksas. Sıcak,
yavan ve sıkıcı.
43ü • Codv Mcl'adyen GÖLGE ADAM • -131
"Keith bir siirc peşimden koştu. Gerçi onu çok da peşimden
koşturduğumu söyleyemem çünkü ilk andan itibaren
kendimi ona kaptırmıştım. O zamanlar bilmediğim sanki
camdan yapılmışım gibi içimi okuyor olduğuydu. Peşimde
koşmasına gerek olmadığını biliyordu. Ama oyunu oynadı
çiinkii onu eğlendiriyordum. Daha ilk günden kolumdan
tutup onunla kaçmamı isteseydi ona evet derdim. Biliyordu
ama yine de birkaç kere l>eni dışarı çıkartacak kadar ağırdan
aldı.
"Tam bir centilmen gibi davranmak konusunda mükemmeldi.
O güne kadar sadece filmlerde gördüğüm ya da kitaplarda

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
okuduğum erkekler kadar romantikti. Gerçeği anlamamın
hiçbir yolu olmadığını bilmenizi istiyorum. Onun
nasıl biri olduğunu göremedim. Kimse göremedi. Nazikti,
yakışıklıydı, duygusaldı -mükemmel erkeği bulduğumu
sanmıştım. Beyaz atlı prensimi. Onun. her genç kadının hayali
olduğunu düşünüyordum." Sesi acı bir tona bürünüyor.
"Anlamanız gereken bir şey daha var. Keith'le tanıştığım
zaman hayatım kolay değildi. Babam çok çabuk sinirlenen
bir adamdı. Her gün ya da her hafta olmasa da ayda en az
bir kez annemi bir temiz döverdi. Kendimi bildim bileli
onun elinin tersiyle anneme vurduğunu hatırlıyorum. Hiçbir
zaman bana el kaldırmadı ama yıllar sonra bunu bana
vurmak istemediği için değil bana vurmanın başına iş
açabileceğini
bildiği için yapmadığını anladım.
"Keith evden ne kadar kurtulmak istediğimi fark etmişti.
Buna eminim. Bir gece, tanışmamızdan bir ay sonra onunla
evlenmemi istedi."
O aııı hatırlayınca ürperiyor. "Teklif etmek için mükemmel
geceyi seçmişti. Gökte dolunay vardı, hava serindi ama
soğuk değildi. İllinde bir gülle yanıma gelip Calilörnia'ya
gideceğini
söyledi. Onunla gitmemi, evlenmemizi istiyordu.
Babamdan uzaklaşmaya ihtiyacım olduğunu bildiğini söyledi.
Beni seviyordu ve hayatını benimkiyle birleştirmek istiyordu.
I liç düşünmeden evet dedim."
Gözlerini kapattığında o anı yeniden yaşadığını tahmin
ediyorum. Patricia Connolly nin hayatının sona erdiği, her
şeyin karanlığa gömüldüğü dönüm noktası orası.
"Dört gün sonra gizlice Teksas'tan ayrıldık. Ailemle
vedalaşmadan
bile. Sahip olduğum ne varsa paketledim ve
gecenin bir yarısı kaçtım. Her ikisini de bir daha görmedim.
"Her şey heyecan doluydu. Özgür hissediyordum. Şansın
bana güldüğünü zannediyordum. Yanımda benimle evlenmek
isteyen yakışıklı bir adam vardı, içine doğduğum
pislikten kurtulmuştum, gençtim ve geleceğe yol alıyordum."
Sesi monotonlaşıyor. "Californîa'ya varmamız beş
gün sürdü. İki gün sonra evlendik ve balayı gecemizde
geleceğin
benim için cehennem demek olacağını keşfettim."
Kadının yüzü tamamen ifadesizleşiyor. "Cadılar Bayramı'nın
tam tersiydi. Canavar maskesi giyen insanlar yerine,
Keith insan maskesi giyen bir canavardı. Onunla evlendiğimde
bakireydim. IJcuz otel odasının eşiğinden beni geçirdiği
ana kadar da insan gibi davranmayı sürdürdü. Ama kapı
kapandığında maske düştü.
"O sırıtışı asla unutmayacağım. Eminim Hitler de o korkunç
kamplar da Yahudilerin ölümü üzerine düşünürken
böyle sırtımıştır. Keith sırıttı ve elinin tersiyle suratıma
bir

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
taııe indirdi. Bütün gücüyle. Burnumdan kanlar saçılırken
yalağın üzerine devrildim. Basımın üstünde yıldızlar
uçuşuyordu
ve kendimi tüm bunların bir rüya olduğuna inandırmaya
çalışıyordum. Daha doğrusu bir kâbus. Giysilerimi
parçalayarak üzerimden çıkartırken Birkaç şeyi neile.şıire432
• Cody Mcladycıı GÖLGE ADAM • 433
lim.' dedi*hana. 'Scıı benim malımsın. Çocuğumu doğuracak
ve besleneceksin. Hepsi bu.' Düşünüyorum da söylediklerinden
yok sesinin lonu beni korkutmuştu. O kadar sakin
ve düz -normaldi ki. Kesinlikle hareketlerine uymuyordu.
O gece benimle seviştiğini söyleyemem. Karı koca olmamız
umurunda bile değil. Bana tecavüz etti."
"Daha sonra konuştuğunda da hep o sakin ses tonunu
korudu. 'Önümüzdeki birkaç günü yerini bilmeni sağlamak
için seni eğitmekle geçireceğim. Sana söylediklerimi tereddüt
etmeden ve sorgulamadan yapmayı öğreneceksin,
Emirlerime karşı çıkmanın cezası, ne kadar küçük bir konuda
olursa olsun kaldıramayacağın kadar acı çekmen olacak.*"
Uzun süre sessiz'kalıyor. Yaşadıklarına saygı duymamız
gerektiğini bildiğimiz için onun söze başlamasını bekliyoruz.
Acelemiz yok çünkü 'bilmemiz gerekenleri bize söyleyeceği
konusunda şüphemiz kalmadı.
Konuşmaya başladığında sesi bir fısıltı gibi.
"Bana boyun eğdirmesi üç gününü aldı. Beni kesti. Sigaralarla
yaktı. Dövdü. Üçüncü günün sonunda ne kadar iğrenç
ya da aşağılayıcı olursa olsun onun söylediği her şeyi
yapacak hale gelmiştim. Derken son yalan da açığa çıktı.
Beni otel odasından alıp bu eve getirdi." Kafasını sallıyor.
"Doğru. En baştan l>eri evi burasıydı. Teksas'ta yaşamıyordu.
Tcksas'ta avlanıyordu. Kendisine çocuk doğuracak bir
bakire arıyordu."
"Pcter," diye netleştiriyoıum.
"Evet," diyor. "Benim tatlı küçük çocuğum." Ama tatlı
kelimesini söylerken sesine alaycı bir hava veriyor. "Keitlı
kendisinden kaçmamı engellemek için geceleri beni bağlardı.
Bazen iş olsun diye beni döverdi. Sonra hamile kaldım.
Huzur bulduğum tek zaman o zamandı. Hamile olduğum
süre boyunca hiç elini kaldırmadı. Ben onun için önemliydim
çünkü çocuğunu taşıyordum." Elini alnına götürüyor.
"Kızım olmadığı için Tann'ya şükrederdim. Eğer öyle olsaydı
doğar doğmaz bebeği öldürürdü. Ama artık oğlum olmasının
da ne kadar korkunç olduğunu anlıyorum."
Devanı etmeden önce kendini .toparlamak için derin bir
nefes alıyor. Beni bebeği evde doğurmak zorunda bıraktı.
Ebeliğimi kendisi yaptı. Küçük Peter'la ilgilenirken doğumdan
hemen sonra temizlenmem için bana bir havlu fırlatmıştı.
Biraz uyumamın hemen ardından Peter'ı bana geri
verdi. Ve son ültimatomunu söyledi." Titremeye başlamış
olan ellerini birleştiriyor. "Bana bir seçeneğim olduğunu

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
söyledi. Beni öldürüp Peter'ı kendi yetiştirebilirdi ya ela
kalıp
Peter'ı yetiştirmesine yardım edebilirdim. Eğer kalırsam
bir daha asla bana el kaldırmayacağını söyledi. Hatta ayrı
bir yatakta uyuyacaktı. Ama eğer kalacağımı söyler ve
kaçarsam...
Beni avlayacak ve öldürmeden önce haftalarca işkence
edecekti." Neler hissettiğini kavradığımızdan emin
olmak için yüzlerimize bakıyor. "Ona inandım. Ona evet
demeli ve beni öldürmesine izin vermeliydim. Peter'ı tek
başına yetiştiremeyebilir, hata yapabilirdi. Ama o zamanlar
hâlâ içimde uıııut vardı. Her şeyin değişebileceğine
inanıyordum."
' Aıııa değişmedi," diye tamamlıyorum düşüncesini.
"Hayır değişmedi. Ona kalmaya karar verdiğimi söyledim
ve o da sözünü tuttu. Bir daha bana vurmadı. O kendi
odasında uyurdu ben kendiminkinde. Peter'm yatağı da
oııuıı odasındaydı. Gece bebeği çalıp kaçmayacağımdan
emin olmak isliyordu. Ne kadar dikkatli olduğuna
inanamazsınız.
Peler büyümeye başladı ve beş yaşına geldiğinde
13 ı • Cody Mcfadyen GÖLCE ADAM • »35
kendimi islerin yolunda olduğuna inandırmıştım. Hayat
normaldi. Harika değildi ama idare ederdi. Ne kadar
aptalmışım.
11er şey kısa süre sonra yeniden kötüleşti. Her ne
kadar arlık beni taciz elmiyorduysa da çok daha kötüsünü
yapmaya başladı." Duraksıyor. "Özür dilerim ama devam
etmeden önce bir fincan kahveye ihtiyacım var. Siz de
istemediğinize
eıııin misiniz?"
Evci yanıtının ona kendisini daha rahat hissettireceğini
kavradığımdan gülümseyerek kahve istediğimi söylüyorum.
Jenny ve Don da bana katılıyorlar; Alan'sa bir bardak su
isliyor.
Sadece James soğuk davranmayı sürdürüyor.
"Anlattıklarına inanıyor musun?" diye soruyor Alan, Patricia
mutlağa gittiğinde.
"Sanırım," diyorum bir an düşündükten sonra. "Evet
inanıyorum."
Üzerinde içeceklerimizin olduğu bir tepsiyle geri gelip
servis yapıyor. Oturup arkasına yaslandığında bakışlarını
Alan'a çeviriyor. "Ne söylediğini duydum."
Alan şaşkın. "Özür dilerim Patricia. Seni üzmek istememiştim."
"Üzülmedim Hay Washington. Şeytani bir adamla yaşarken
geliştirdiğiniz yeteneklerden biri de iyi bir adam
gördüğünüzde
bunu anlamak oluyor. Siz iyi bir adamsınız. Ayrıca
sorduğunuz adil bir soruydu."
Sandalyesini sırtını bize dönebileceği biçimde çeviriyor.
"Elbisemin fermuarını açabilir misiniz Ajan Barrett? Yarıya

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
kadar açsanız yeter."
Ayağa kalksam da tereddüt ediyorum.
"Sorun değil, lütfen."
Fermuarı açtığımda gördüklerim karşısında irkilmeden
yapamıyorum.
"Ne manzara ama. öyle değil mi?" diyor Patricia alaycı,
buruk bir sesle.
Pairicia'nm sırtının üst kısmı eski olduğu belli olan
yaraların
izleriyle kaplı. Daha iik bakışta farklı zamanlarda, farklı
nesneler aracılığıyla yapıldıklarını görebiliyorsunuz. Belki
yıllar süren işkencenin eseri bu. Bazıları sigarayla yapılan
yuvarlak yanık izleri bazıları kesikler. Aralarda dağlandığı
belli olan bölgeler var ve tüm bunlar Patricia'nın hikâyesini
doğruluyor. Daha fazla bakamayacağım noktaya geldiğimde
elbisenin fermuarını çekiyorum.
Bu manzarayı izleyen sessizliği Alan bozuyor.
"Başınıza gelenler için çok üzgünüm," diyor. "Ve size
inanmadığım için de."
Patricia Connolly gülümseyerek Alan'ı yanıtladığında bir
zamanlar nasıl bir genç kız olduğunu yüzünde görebiliyoruz.
"Nezaketiniz için teşekkürler bay Washington." Kilerini
dizlerinde birleştiriyor. Kötü anılara dönme zamanı.
"Uzun süre boyunca ne yaptığını bilmediğimi anlamalısınız.
Fark elliğimde her şey için çok geçti. Keith ve Peter
geceleri saatler boyunca kendilerini bodruma kapatırlardı.
Başlangıçla Peler yukarı çıktığında ağlamaklı olurdu. Yaklaşık
bir yıl sonra yukarı çıkarken gülümsemeye başladı. Aradan
iki yıl geçtiğindeyse merdivenlerden yukarı çıktığında
artık yüzünde hiçbir ifade yoklu. Sadece gözlerinde o garip
bakış vardı. Kendini beğenmiş görünüyordu. On yaşına
geldiğinde
o kibir de ortadan kayboldu. Bütün oıı yaşındaki
çocuklar gibiydi. Zeki. eğlenceli. I lemen herkesi
güldürebilirdi."
Kafasını sallıyor.
• Şimdi baktığımda olayların akışını daha net görebiliyorum.
O zamanlar oğlumun yaşadığı değişimleri fark cimi436
• CtKİy Mcfadycıı GÖLGE ADAM • 4 37
yordum, l-'ark etliklerimi de zihnimin derinliklerine
itiyordum.
"lîütün o yıllar boyunca Keitlı sözünü tuttu ve bana hiç
dokunmadı. Benimle sevişmeyi de denemedi. Sanki ben
yokmuşum gibi davranıyordu ki bence hiçbir sakıncası yoklu.
Sadece - sadece..."
Aniden bastıran duygu seliyle beraber gözlerinden yaşlar
boşalmaya başladı.
"Sadece aslında o kadar bencildi ki. Çok bencil. Beni
yalnız bırakmasının asıl nedeni Peter'la meşgul olmasıydı.
Bense tam onun istediği gibi davranıyordıım, hareketlerini
sorgulamadım ya da kaçmayı denemedim. Oğlumu onun

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
ellerine teslim ettim." Elleriyle yüzünü kapatıyor. "Ne tür
bir
anneyim ben?"
Bir süre hıçkı'ra hıçkıra ağladıktan sonra gözyaşlarını elinin
tersiyle siliyor.
"Geri dönüp baktığımda oğlumdaki değişimleri görebiliyorum.
Yüzündeki gülümseme babasının gülümsemesinin
aynısı olmaya başlamıştı. Aynı soğukluğu her ikisinde de
görebiliyordunuz." Söze başlamadan önce derin bir nefes
alıyor. "Ve on beş yaşındayken olan oldu." Gözlerini yeniden
uzaklara dikiyor.
"Yıllardır dayak yemiyordıım. Ama bütün bu zaman dilimi
boyunca aslında bir hapishanede yaşadığımdan kendimi
tanıyacak vaktim oldu. Birçok yönden bir kulede hapsolmaya
benziyordu ama bu yalnızlık beni kendime getirdi. Ve
kararımı verip planlar yapmaya başladım. Oğlumun ve benim
özgür kalma zamanımızın geldiğine karar vermiştim.
İçimdeki acı öfkeye dönüşmeye başladı. Keilh'i öldürmeyi
planlamaya koyuldum.
'Basit olması gerektiğine karar vermiştim. Onu yatağa
davet edecektim. Bu onu şaşırtacaktı. Bana istediğini
yapmasına
izin verecek, sonra da yastığımın altında sakladığım
bıçağı kullanacaktım. Onu öldürmemin ardından oğlum ve
ben bu evden ayrılıp Teksas'a dönecektik. Sanırım cinayet
işlemekte iyi olanlar ve iyi olmayanlar vardır. Ya da belki
sorun benim öldürmek konusunda beceriksiz olmam değildi;
onun çok çok iyi olmasıydı. Elbette o zamanlar bilmiyordum
ama öğrenecektim."
Boynundaki altın zincirle oynuyor.
".Şaşırdığı doğru. Onun yatağımda olmasını özlediğimi
söylediğimde gözleri alev almış gibiydi. Bana karşı sert
davranmasına
kendimi hazırlamıştım çünkü sadece bu şekilde
sevişmekten hoşlandığını biliyordum. Yine yatak odasına
gitmemizden önce giysilerimi parçaladı ve sonra beni odaya
sürükledi. Her zamanki kadar korkunçtu ama bunların
birlikle geçireceğimiz son saatler olduğunu kendime
hatırlatarak
dayandım. Her şeyi sona erdirme şansım vardı.
Onun iyice yorulmasını isliyordum. Bir hayvan gibiydi. İşi
bittiği zaman gözlerimden biri morarmış, dudağım şişmiş ve
burnum kan içindeydi." Sonraki sahneyi anlatırken Patricia'nm
yüzüne korku dolu bir ifade yerleşiyor. "Bir insanın
o kadar hızlı hareket edebileceğini kim bilebilirdi ki? Ama
zaten o aslında insan sayılmazdı. Gözleri kapandığı anda
yastığın allına uzanıp bıçağı çıkarttım. Boğazına doğrıı
hareket
en irmemle bıçağı çekmem arasında iki saniyeden
uzun süre geçmiş olamaz ama ben daha harekeli lamamlayamadaıı
elimi bileğimden yakaladı. Çok güçlüydü, ama bu

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
katlar giiçlü olması insanlıktan uzak bir varlık olduğunu
düşündüğüm
için bana garip gelmiyordu.
438 • Codv Mcfadyen GÖLGE ADAM • i39
"Bileğimi tutup gözlerini açtıktan sonra gülümsedi; gülümsedi
ve kafasını sallayarak 8 Kötü bir fikir Patricia,' dedi
bana. 'Gitme zamanın geldi.' Çok korkmuştum. Bıçağı alıp
beni dövdü. Beni çok uzun ve çok sert dövdü. Dişlerimi
döktü, burnumu ve çenemi kırdı. Bilincim sürekli gidip
geliyordu.
Bayılmadan hemen önce 'GeberP dediğini duydum
sonra dünyam karardı."
Yeniden susuyor. Benim gözlerimse boynundaki altın
zincirle oynayışına takılmış durumda.
"Hastanede gözlerimi açtım. Canım çok yanıyordu ama
aldırmadım çünkü tek bir şeye emindim: Eğer ben hayatiaysam
o ölmüş demekti. Kafamı çevirdiğimde Peter'ın yatağımın
yanındaki iskemlede oturduğunu gördüm. Bir saat boyunca
hiç konuşmadan öylece oturduk.
"Saatler sonra uğrayan şerif bana neler olduğunu anlattı.
Onu, benim çığlıklarımı duyunca odaya giren Peter öldürmüş.
Keith gırtlağımı kesmek üzereymiş ve Peter hiç tereddüt
etmeden annesini kurtarmak için öz babasını öldürmüş."
Patricia bunları anlatırken dalgınlaşıyor.
"Böyle bir durumda insan neler hisseder en ufak bir fikriniz
var mı? Kendi oğlumun, benim hatalarını yüzünden ne
duruma düştüğünü görmek korkunç. Yine de yıllar süren
işkencenin ardından gelen rahatlama inanılmazdı. Ayrıca
oğlumun benim oğlum olduğunu keşfetmiştim; beni babasına
tercih etmişti." Yanaklarından aşağıya yaşlar süzülüyor.
"Onu kaybettiğime o kadar emindim ki. Lütfen bir saniye
izin verin."
Ayağa kalkıp yüzünü silmek için bir mendil aldıktan
sonra hikâyesine devanı etmek üzere yanımıza dönüyor.
' Bunun için cok üzgünüm."
"Üzülme," diyorum ona. Söylediğimde içtenim. Bu kadının
yaşadıkları hayal gücümün sınırlarını zorluyor. Bazıları
kocasının tacizlerine yıllar boyunca katlandığı için, güçlü
olmadığı için onu küçük görebilir. Ben bundan daha bilge
okluğuma inanmak istiyorum. Patricia yüzünü sildikten
sonra kendini toparlıyor.
"İyileştim ve eve döndük. Güzel zamanlardı. Akşam yemekleri
artık kimsenin konuşmadığı işkenceler değildi.
Biz..." Sesi titriyor. "Bir aileydik." Ama yüzündeki huzurlu
ifade uzun süre yerinde kalmıyor ve acı kapkara bir maske
gibi yeniden Patıicia'nın yüzüne oturuyor. "Uzıın sürmedi."
Ellerini yeniden boynundaki altın zincire götürdüğünü
görüyorum.
"Hâlâ her gece bodruma iniyordu. Aşağıda saatler geçirirdi.
Benim içeri girmeme izin yoktu, orada ne yaptığını
bilmiyordum ama korkuyordum. Babasıyla yaptığı bir şeydi

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
ve bir parçam iyi olamayacağını gayet iyi biliyordu.
"Aylar geçti ve bodrum beni endişelendirmeye başladı.
Anva hiçbir şey yapmadım. Korkunç okluğunu tahmin etliğim
gerçeklerle yüzleşmekıense onları yok saymayı tercih
ettim. Her şeyi inkâr etlim. Beni suçlayabilir misiniz? Keith,
hayat boyu süren kâbusum ölmüştü. Oğluma kavuşmuştum.
Hayal güzeldi." Alnını elinin tersiyle siliyor. "Ama içimdeki
bir şeyler bu süreçte taşlaşmış olacak ki bir şekilde
güçlendiğimi hissediyordum. Aradan cok zaman ve çok kâbus
geçip de bodrumu kafamdan atamayınca oğlumun
okulda olduğu bir gün aşağı inip bakmaya karar verdim.
"Keith bodrumun anahtarını yatak odasındaki lambalardan
birinin altında saklardı. Bilmediğimi sanıyordu ama
biliyordum.
İçeri girip analıları buldum ve bodruma inip kapıyı
nenin.
AAO - Cotly Mcfadyen GÖLGK ADAM • V\ 1
"Uzıın süre merdivenlerin başında durup karanlığı izledim.
Kendimle savaşıyordum. Ardından ışığı açıp merdivenlerden
aşağı indim."
Bunu noktada yeniden konuşmayı kesiyor ve o kadar
uzun süre susuyor ki aslında nerede okluğunu unuttuğunu,
geçmişteki o ana hapsokluğunu düşünüyorum. Tam uzanıp
ona dokunacakken yeniden konuşmaya başlıyor.
"Okuldan dönmesini bekledim. Kapıdan içeri girdiği anda
ona bodruma indiğimi ve içeride ne olduğunu gördüğümü
söyledim. Benim hayatımı kurtardığını ve beni özgür
bıraktığını;
oğlum olduğunu ve onu sevdiğimi bu yüzden de
bodrumda neler olduğunu kimseye söylemeyeceğimi açıkladım.
Ama artık aynı çatı altında yaşayamazdık ve gitmesi
gerekiyordu.
"Bana inanıp inanmayacağına emin değildim. Sanırım
içinde bir parça beni seviyordu. Annesi olduğum için mi
yoksa ona insan olduğunu hatırlatan tek şey olduğum için
mi bilmiyorum. 1 langi nedenle olursa olsun tek kelime etmeden
eşyalarını topladı, bodrumdan birkaç eşya aldı ve
beni yanağımdan öptükten sonra beni sevdiğini ve anladığını
söyleyip çekip gitti. Onu o zamandan beri görmedim.
Neredeyse otuz yıl oldu."
Gözlerinden yaşlar boşalarak bakışlarını Don Rawlings'e
çeviriyor. "O zavallı kızla ilgili haberi ve Peler in şüpheli
olduğunu
okuduğumda katilin o olduğunu anlamıştım. Her
.şey uyuyordu. Bodrumda bulduklarım bana katilin Peter olması
gerektiğini söylüyordu. Biliyorum harekete geçmeliydim:
polisi aramalıydım. Ama ben... O benim hayatımı kurtardı.
O benim oğlumdu. Bu gerekçelerin tüm bu olaylara
izin venııemi haklı çıkartmadığını biliyorum ama o zamanlar
gözüme öyle görünmüştü. Şimdi..." Üzerine onlarca yılın
birikimi olan bitkinlik çöküyor. "Şimdi yaşlı bir kadınım

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
ve yorgunum. Acılardan, sırlardan ve kâbuslardan yoruldum."
"Bodrumda ne gördün Patricia?" diye soruyorum.
Boynundaki altın kolyeyle oynamayı sürdürerek bana
bakıyor.
"Gidip kendiniz göriin. O kapıyı neredeyse otuz yıldır
açmadım. Artık açılmasının zamanı geldi."
Boynundaki kolyeyi çekip koparttığında en ucunda bir
anahtar sallandığını görüyorum. Bana uzatıyor.
"Hadi gidin. O kapıyı a ç ı n . İçeri ışık g i r m e s i n i n
zamanı
g e l m i ş t i . "
GÖI.GI-: ADAM • 4 43
54
Patricia'nın kimsenin otuz yıldır içeri girmediğini söylerken
doğruyu söylediğine inanıyorum. Anahtarı
soktuğumuzda kilit bir süre direniyor. Büyük ihtimalle
yıllardır kullanılmamış olduğundan. Alan biraz uğraştıktan
sonnı kapıyı açmayı başarıyor.
Arkada karanlığın içine uzanan bir dizi tahta merdiven
var. O anda daha önce düşünmüş olmam gereken bir soru
beliriyor zihnimde.
"Patricia, burası California. Bu evin planlarında bodrumun
yer aldığını hiç sanmıyorum. Onu Keith mi yapmış?"
"Büyükbabası." Kapının sol tarafını işaret ediyor. "Duvardaki
renk değişimini görüyor musun? Keith eskiden kapıyı
saklamak için sahte bir dolap kullandıklarını söyledi. Dolabı
neden yerinden çıkarı lığını bilmiyorum." Konuşurken
bizden daha gericle. bodrumun kapısından uzakta duruyor.
Korkuyor. "Merdivenlerin bir koridora çıktığını göreceksiniz.
Bodrum aslında evin allında değil. Keiılı büyükbabasının
depremler yüzünden bilerek böyle yaptığını söylemişti."
"91 depreminden sonra hiç içeri girdin mi?" diye som yor
Jenny.
"Oğlumu evden yolladığım o günden beri aşağıya inmedim.
Işık düğmesi duvarda sağ tarafta. Dikkatli olun."
Hızlı adımlarla oturma odasına geri dönüyor.
Jennv temkinli bir ifadeyle bana bakıyor.
"Bu iyi değil Smoky. California'da evlerin bodrumu olmamasının
bir nedeni vardır: Sismik sarsıntılar. Aşağıya inmek
güvenli olmayabilir."
Söylediklerini düşünüyorum ama sadece bir anlığına.
"Bekleyemem Jenny aşağıda ne olduğunu görmem gerek."
Yüzüme kaçamak bir bakış attıktan sonra o da pes ediyor.
"Benim de." Zayıf bir gülümseme. "Ama ilk önce sen."
Merdivenlerden aşağı iniyorum, diğerleri de beni izliyorlar.
Ayak seslerimiz duvarlardan yankılanıyor. Aşağısı serin.
Serin, sessiz ve yalnız.
Aynı Patricia'nın söylediği gibi. Merdivenlerin sonunda
kendimizi dar bir koridorun girişinde buluyoruz. Beş altı
metre ileride kapı şeklindeki gölgeyi görebiliyorum. Oraya
ulaşmamız fazla uzun sürmüyor. Odanın hemen dışındaki

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
elektrik düğmesini bulup ışığı açıyorum. Hep birlikte içeri
giriyoruz.
"Aman Tanrını," diyor James. "Şuna bakar mısınız..."
Neredeyse elli metrekarelik geniş bir oda. Dekorasyon
adına içeride hiçbir şey yok. Duvarlar gri, mobilyalar
işlevsel.
Ama J a ı ı ı e s in işaret elliği sol taraftaki duvarın
ucunda
g ö r d ü ğ ü şey.
Büyülenmiş gibi hissederek ona doğru yürüyorum. Duvar
tavandan zemine insan vücuduna dair çizimlerle kaplı.
444 • Cody Mcfadyen GÖLGK ADAM • 4 45
Büyük bir kısmı eski olsalar da profesyonel çizimler gibi
görünüyorlar. İlk çizim üzerinde ellerin de yer aldığı normal
bir insan viicudıı. İkinci resimde deri ortadan kalkmış
ve kas yapısını görüyoruz. Sonraki çizimlerde organlar
detaylarıyla
anlatılıyor.
Duvarı dikkatlice inceleyerek ilerlerken en uçla, bir kısmı
karanlıkta kalan yazıya ulaşıyorum.
Bu kısım üzerindeki yazıların okunabilmesi amacıyla beyaza
boyanmış. Odanın en eski bölümlerinden biri olduğu
belli. Şöyle yazıyor:
Karmdeşen 'in 10 F.mri:
1. İnsanların çoğu zayıftır. Sense etoburların soyundan
geliyorsun, ilk avcıların. Asla zayıf insanların ahlâki
değerlerinin
seni görevinden saptırmasına izin verme.
2. ¡Ur fahişeyi öldürmek kesinlikle günah değildir. Onlar
şeytanın tohumlan ve toplumun dokusundaki kanserli
hücrelerdirler.
.i. Bir fahişeyi öldürdüğün zaman bunu olabilecek en
korkunç şekilde yapmalısın ki diğer fahişelere ders olsun.
4. Hir fahişeyi öldürdüğünde as fa suçluluk hissetme. Sen
soylu hir kan çizgisinden geliyorsun, etobursun. Kan açlığı
çekmen doğal.
5. f ahişelik bütün kadınların içinde vardır. Bir kadını
sadece çocuğunu doğurup yetiştirmesi için hayatında tut.
Asla zihnini ve kalbini karıştırmalarına izin verme.
6. Bu öğretiler sadece ve sadece bahadan oğula geçer, asla
kıza değil.
7. Her Karmdeşen kendi Ahherline'ını bulmalıdır. Duyularını
ve zihnini keskin tutmak için iyi bir avcı tarafından
avlanmalısın.
<S\ Ahherline'ını bulana kadar çalışmalarını gözlerden
uzakta sürdür.
9. Kafese kapatıl ma ktansa öl.
10. Gölge Adam'ın soyundan gelenler korkusuzdurlar.
İhtiyaçlarını tereddüt etmeden tatmin ederler. Hesaplanmış
riskleri atmaktan kaçınma, hayatınla kumar oynamak kanın
t kaynatacaktır.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Asla unutma, sen onun soyundan geliyorsun - Gölge
Adam 'tn.
"Kahretsin," diye fısıldıyor Don.
Ona katılmaya eğilimliyim.
"Buraya bakın," diye sesleniyor Alan.
Odada üç raf dolusu kitap var.
"Anatomi kitapları. Karmdeşen Jack'le ilgili metinler."
Daha da yaklaşıp raftaki kitaplardan birini alıyor.
"Ben de lıöyle tahmin etmiştim." Bana dönüyor. "Günlükler."
Sayfaların üzerinden geçerken gözleri bir tanesine takılıyor
ve bir süre okuduktan sonra bana uzatıyor. Sayfada ne
yazdığına bakmadan önce araya yerleştirilmiş olan siyah
beyaz fotoğraflara takılıyor gözüm. Fotoğraflarda ağzı
tıkanarak
bîr masaya bağlanmış genç bir kadın var. Fotoğraftaki
odanın duvarları içinde bulunduğumuz odanınkilere
benziyor. Kitapla ilgilenmeyi bırakıp rafların yanına göz
atıyorum.
"Alan." diye sesleniyorum. Yanıma geldiğinde karşımızdaki
masayı ve fotoğrafı işaret ediyorum.
"Kahretsin." diyor yüzünde iğrenme ifadesiyle. "Her şeyi
burada yapmışlar."
446 • Cody Mdadycn GÖLGE ADAM • 447
Diğer günlükleri de kora rol edip içlerinde resimler olup
olmadığına bakıyoruz. IVk çok fotoğraf var; tecavüz, işkence
ve genç kadınların organlarının paketlenmesi. Günliiklerdeki
yazılarla beraber bu fotoğraflar neyin nasıl yapılacağını
açıklıyorlar. Bu fotoğrafların bazılarında yer alan maskeli
adam acı çektirmek ve aşağılamak üzerine bir seminer
veriyor sanki.
Tanrım," diyorum. "Bunlardan kaç tane var?"
"Tahminimce yüze yakın."
Fotoğrafı bırakıp günlüğe geri dönüyorum.
Peter henüz sekiz yaşında olmasına kaışın bizim soyumuzdan
olduğunu belli ediyor. Bir fahişeyi öldürüp fotoğraflarını
çekişimi izledi ve ardından zekice sorular sordu.
Özellikle organları çıkartmanın detaylarıyla ilgileniyor.
Kusma sonmunun üstünden gelebildiğimize seviniyorum.
Bir yıldır tekrarlamadığına göre yeniden ortaya çıkacağından
korkmamız gereksiz.
Başka bir güne atlıyorum.
Bugün Beteri benimle avlanmaya götürdüm. Okul günü
değildi ayrıca onun kişisel olarak işe karışmaya başlaması
geıvktiğini düşünüyorum. Ne de olsa artık on yaşında.
Onunla avlanmak çok zevkliydi. Hu konuda kesinlikle yetenekli.
Dipnot - fahişeyi tamamen soyduğumda penisinin sertleştiğini
görerek çok utandı. Ona erkek vücudunun mekaniğini
anlattım. Öldürmeden öncefahişeye elleriyle onu tatmin
etmesini söyledim. Sonra kadım doğradı m.
Başka bir gün:
Peter bugün bana ilk fahişemi öldürdüğümde kaç yaşında

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
olduğumu sordu. Ona bütün gerçeği anlatmakta tereddüt
ettim. Soyumuzun gücüyle o kadar dolu ki ona babamın
zayıflığı açıklamaktan korktum. Kanımızın soyluluğundan
şüpheye düşmeye başlayabileceğini düşündüm.
Ama sonunda ona her şeyi anlattım: Babamın nasıl soyumuzla
ilgili sırları benden sakladığını, gerçekleri benim nasıl
uzun araştırmalar sonucunda keşfettiğimi... Babamla
yüzleştiğim zaman nasıl her şeyi inkâr ettiğini. Annemin ve
babamın nasıl beni deli olduğuma inandırmaya çalıştıklarını.
Ama Peter'la ilgili endişelenmeme gerek yok. Ona babamı
nasıl öldürdüğümü anlattığımda gözlerinde gördüğüm
saygıyı asla unutmayacağım.
Tanrım," diyerek dişlerini gıcırdatıyor Alan. "Aynı
Patricia'nın
söylediği gibi. Daha çok küçükken çocuğun beynini
yıkamaya başlamış."
"Peter'ın hiç şansı olmamış," diye ekliyor James. "Fark
edeceğinden değil ya. Aradan bu kadar uzun zaman geçmişken
onun kurtarılması mümkün cleğil."
Karşılık vermiyorum. Kulaklarımda bir uğultu var ve
kendimi sersemlemiş hissediyorum. Vücuduma elektrik veriliyor
sanki. Elimdeki günlüğün son sayfasına atladığımda
gördüğüm imza zihnimin korku, öfke, utanç ve ihanet
duygularıyla
dolmasına yol açıyor. İnanamıyorum.
Belki sadece tesadüftür, diyorum kendime öyle olmadığını
bilerek.
Kafamı kaldırıp beyaz duvara yazılmış emirlere bakıyorum.
Yedi numara:
7. Her Karındeşen kendi Abberline'ını bulmalıdır. Duyularını
ve zihnini keskin tutmak için iyi bir avcı tarafından
avlanmaksın.
448 • Cody Md'adyen
"Smoky?" Alan'ın sesi keskin, endişeli. "Sorun ne?"
Hiçbir şey söylemiyorum. Yalnızca günlüğü uzatıp imzayı
işaret ediyorum.
Keith Hillstead.
Oğlu Peter.
Jack Jr.'ı tanıyordum. O da beni tanıyordu. Hem de çok
yakından. 55
İnsan maskesi giyen ve rollerini mükemmel oynayan
canavarlar.
Peter Hillstead, ben dahil herkesi kandırdı. Daha da
kötüsü en zayıf olduğum zamanlarda benim yanımdaydı.
Ne var ki fark ettiğim zaman kusmayı istememe yol açacak
kadar berbat olan bir şey daha var; beni sadece kandırıp
kullanmakla kalmadı - bana yardım da etti. Kendi amaçları
için, bu doğru ama yine de... Bunu düşününce bile bir
parçam duşun altına girip bir yıl boyunca çığlıklar atarak
yıkanmak
ve kusmak istiyor.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Onun kim olduğunu biliyorum," diyorum Alan'ın sorusunu
yanıtlamak için.
Herkes bir ağızdan konuşmaya başlayınca Alan onları
susturuyor. "Sen neden bahsediyorsun?*'
Günlüğün sonundaki imzayı işaret ediyorum. "Keith
Hillstead. Oğlunun adı Peter. Benim deli doktorumun adı
Peter Hillstead."
Alan şüpheci görünüyor.
"Tamamen tesadüf olabilir Sıııoky."
•150 • Cotly Mcfadyeıı GÖLGE ADAM » 451
"Hayır. Keith ve Peier Hillstead'in fotoğraflarını görürsem
yüzde yüz emin olabilirim. Ama yaş olarak tutuyor."
"Kahretsin," diye homurdanıyor James.
Merdivenlere yöneliyorum. "Hadi."
Patricia hâlâ oturma odasında.
"Bayan Connolly? Elinizde Keith Hillstead'in hiç fotoğrafı
var mı? Ve oğlunuzun?"
Kafasını kaldırıp bana bakıyor. "Aradığınızı buldunuz
öyle değil mi?"
"Evet hanımefendi. Ama Keith ve Peter'ın resmini görebil
irsem emin olabilirim."
İskemlesinden kalkıyor.
"Peter gittikten hemen sonra giderken bütün fotoğraflarını
da yanında götürdüğünü keşfettim. Elimde Keith'in bir
fotoğrafı var. Şeytanın nasıl göründüğünü bana hatırlatması
için çekmecenin dibinde tutuyorum. Bir dakika bekleyin."
Yatak odasına gidip bir vesikalık fotoğrafla geri dönüyor.
"İşte," diyor bana uzatırken. "Şeytan kadar yakışıklı. O
ve şeytanın ne kadar iyi arkadaş oldukları düşünülecek
olursa şaşırtıcı olmamalı."
Fotoğrafa baktığım anda zihnimde kalan bütün tereddütler
buharlaşıyor. Fotoğraftaki mavi gözler Peter'ın gerçek
hayattaki mavi gözlerinin tıpatıp aynısı.
"Tıpatıp birbirlerine benziyorlar." James'e dönüyorum.
"Artık eminim. Peter Hillstead, Keith Hillstead'in oğlu."
"Yani demek istediğin... Kim olduğunu biliyor muyuz?
Renee'yi öldüren adamın?"
Soruyu soran Don Ravvlings. Hâlâ şüpheci, hâlâ emin olmadan
umuda kapı açmak istemiyor. Ama şu anda çabaları
güneşin doğuşunu bastırmaya çalışmak gibi. Ona gülümsemeyi
başarıyorum.
"Evet. Renee'yi öldüren adamın kim olduğunu ve nerede
bulacağımızı biliyoruz."
Yüzü bir anda gençleşiyor, gözleri panldamaya başlıyor
ve yüzüne kararlı bir ifade yerleşiyor. "Ne yapmamı
istiyorsunuz?"
"Senin ve Jenny'niıı bu bodrumu baştan aşağı incelemenizi
istiyorum. Ve bu evi. Eğer Peter'ınkileıie
eşleştirebileceğimiz
parmak izleri bulabilirsek..." Devam etmeme gerek
yok, anlıyorlar. Biz Jack Jr.'ın kim olduğunu biliyoruz. Ama

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
bilmek ve mahkemede ispat etmek farklı şeylerdir.
"Hemen -başlıyoruz," diye yanıtlıyor Jenny. "Siz nereye
gidiyorsunuz?"
"Los Angeles'a dönüp o pisliği yakalayacağız."
Birinin koluma dokunduğunu hissediyorum. Neredeyse
Patricia Connolly'nin yanımızda olduğunu unutmuşum.
"Bana bir söz verir misiniz Ajan Barrett?"
"Eğer yapabileceğim bir şeyse..."
"Peter'ın kötü bir adam olduğunu biliyorum. Büyük ihtimalle
babası tarafından bu bodruma indirildiği gün lanetlenmişti.
Ama eğer onu öldürmek zorunda kalırsanız... Acı
çekmeden yapacağınıza bana söz verin."
Patricia'ya baktığımda benim de dönüşmüş olabileceğim
kişiyi görüyorum. Eğer yatak odamda oturup aynada yara
izlerime bakmayı sürdürseydim ben de ona dönüşmüş olurdum;
bir hayalete, acı dolu anılanı zincirlenmiş bir müsveddeye.
Güçlü bir rüzgârın gelip beni hiçliğin içine uçurmasını
beklemekten başka yapacak işim olmazdı.
"İş o noktaya gelirse Patricia. elimden geleni yapacağım."
Yeniden koluma dokunduktan sonra hiçbir şey söylemeden
iskemlesine geri.dönüyor.
452 • Codv Md'adyen
Bir gün o iskemlede uyuyup bir daha hiç uyanmayacağını
tahmin edebiliyorum. Öylece yığılmış ölüsünü bulacaklar.
"Bizi havaalanına bırakır mısın Jenny?"
"Hiç şüphen olmasın."
James ve Alana bakıyorum. "Hadi şu işi bitirelim." 56
Los Angeles'a dönerken ilk iş Leo'ya telefon açıyorum.
"Cidcli misin?" diye soruyor bana.
Ona Concorde'daki evde bulduklarımızı anlatmayı
yeni bitirdim.
"Korkarım ki. Hemen bir arama emri çıkartılmasını istiyorum.
Hem ofisini hem evini kapsamalı. Sen bu işi hallet.
Geldiğimiz zaman geri kalan detaylarla biz uğraşırız."
"Tamam."
"Hillstead'in bir fotoğrafını bul. Sonra seks partilerinin
fotoğraflarıyla onunkini karşılaştırmanı istiyorum. Bakalım
hiçbirisinde görülüyor mu?"
"Hemen işe koyuluyorum."
"Güzel. Herkese neler olduğunu haber ver. Şefi arayıp ben
kendim konuşurum. Bir saat içinde ofise varmış olunız."
"Seninle o zaman görüşürüz patron."
Telefonu kapatıp resepsiyonun numarasını çeviriyorum.
Beni Shirlev'e bağlıyorlar. "Jones la şimdi konuşmam lazım
Shirley. Nerede olduğu ne yaptığı hiç fark etmez, çok
önemli."
-154 • CcKİv Mcfudyen
G Ö L G E ADAM • 4 55
Önemli bîr şey olmasa bu şekilde konuşmayacağımı bildiği
için benimle tanışmıyor. Otuz saniye geçmeden Jones
telefonda.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Neler oluyor?" diye soruyor.
Ona bütün hikâyeyi anlatıyorum. Concorde, Keith Hillstead,
bodrum ve orada bulduklarımız. Peier'la ilgili keşfimizle
konuşmayı tamamlıyorum.
Şaşkınlıktan taş kesiyor. Memen ardından bağını çağıra
küfretmeye başladığını duyuyorum.
"Yani FBI'ın Los Angeles şubesinin ajanlarını son on yıldır
tedavi eden psikiyatrist bir seri katil mi!.. Bana anlatmaya
çalıştığın bu mu?"
"Evet efendim. Size bunu söylemeye çalışıyorum."
Kısa bir sessizliğin ardından sakinleşiyor. "Bana planlarını
anlat. Duygularını kontrol altına aldı. Şimdi iş yapma
zamanı."
"San Francisco polisi Concorde'daki evi inceliyor. Şansımız
yaver giderse evde ya da bodrumda Peter'ın parmak izlerini
buluruz."
"Parmak izi mi? Otuz yıl sonra mı?"
"Neden olmasın. Kırk yıl sonra deliller üzerinde bulunan
parmak izleriyle çözülmüş davalar var. Ayrıca James'e evi
ve işi için arama emri çıkarttırdım. Biz ofise gelir gelmez
yola
koyulacağız. Ona ait her yerin altüst edilmesini istiyorum."
'Tlillstead'le ilgili olarak ne yapmayı düşünüyorsun?"
Soruyu anlıyorum. Onu bırakın mahkûm ettirmeyi tutuklamak
için bile yeterince delil yok.
"Onun merkeze getirilip sorgulama için alıkonulmasını
planlıyorum. F.n azından aramalar süresince. Sorgulama ve
San Francisco'daki evden çıkanları bir araya gel irdiğimizde
resmi bir tutuklama yapmak için yeterli delile sahip olmayı
umuyorum."
"Arama izni çıkar çıkmaz bana da haber verin. Bu işi
şahsen takip etmek istiyorum."
"Evet efendim."
Telefonu kapatıyor. James ve Alan'a dönüyorum.
"Her şey hazır. Ok yaydan çıkmak üzere."
Uçağın inmesinden on dakika sonra 405 numaralı otobanda
hızla ilerlerken Leo'yu arıyorum.
"Arabadayız. Arama emri çıkartmak için temel işlemleri
hallettin mi?"
"Tek yapmanız gereken gerekli imzaları almak."
"Güzel."
• ••
FBI binasına girmemizden hemen önce cep telefonum
çalıyor. Ana kapıdan geçmeden telefonu açıyorum
"Ben Ajan Barrett."
"Tebrikler Ajan Barrett."
Ses temiz ve bu sefer gizlenmeye gerek duyulmamış.
Herkese durmalarını işaret ediyorum.
"Selam, Dr. Hillstead."
"Tebrikler Smoky, tebrikler. İtiraf etmeliyim ki Renee
Paıker'ın bir gün dönüp dolaşıp başıma bela açıp açmayacağını

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
merak ediyordum. Onunla emirlerden birini bozmuş
oldum - henüz seni bulmadığım hakle işimi bütün dünyanın
görmesine izin verdim. Ne yazık ki kendime engel olamadım.
Yirmi beş yılın ardından artık mazide kaldığını düşünüyordum
ama... Her neyse. Ayrıca Street'e madalyonu
ve kitabı vermem büyük aptallıktı. Ne yazık ki ona herlıan456
• Codv Mcfadven
gi bir şey vermeni için yalvardı ve o kadar iyi bir öğrenciydi
ki ödüllendirmem gerektiğini biliyordum. Belki de sadece
üzerinde aferin yazan bir noi vermeliydim." Kıkırdıyor.
"Elbette zihnimin derinliklerinde Renee'nin ölümünü onun
üzerine atabileceğim fikri de vardı ama siz bu ihtimali çok
çabuk elediniz. Ne yapalım."
Sesi aynı ama tonu ve kelimeleri vurgulayıcı farklı.
Ofisindeyken
İliç duymadığını bir tür kibir yansıyor kelimelerinden.
"Senin peşinde olduğumuzu biliyor musun?" diye soluyorum.
"Elbette biliyorum. Daha az önce Renee ile ilgili ne olacağını
merak ettiğimi söylemedim mi? Neler olacağını hem
merak edip hem de sonunda bunun gerçekleşmesine hazırlıksız
olmak aptallık olurdu. Ne yazık ki bu olay oyunun
kurallarını sonsuza kadar değiştirecek."
"Nasıl?"
"Kim olduğumu biliyorsunuz. Kimliğim açığa çıktığına
göre sonum gelmiş demektir. Ben ve benim gibiler her zaman
gölgelerde var olduk Ajan Barrett. Gün ışığında yaşayamayız,
istemeyiz de. Abberline'ımı aramak adına kaç yıldır
sizlerin sızlanmalarını dinlediğimi biliyor musun? Sonsuz
saatler boyunca ilgileniyor gibi davranmak zorunda kaldım
ve daha da kötüsü işime sahip olmayı sürdürebilmek adına
siz zayıf solucanlara gerçekten yardım etmem gerekti." İç
çekiyor. "Ve sonunda seni buldum. Belki de gereğinden iyi
bir seçim yaptım."
"Her şeyin böyle bitmesi gerekmiyor Dr. Hillstead teslim
olabilirsiniz."
Kıkırdıyor. "Hiç sanmıyorum Sıııoky. Buna birazdan değineceğiz
ama önce bir itirafım var. Joseplı Sands'ın evini
bastığı geceyi hatırlıyor musun lailıııı?"
G Ö L G E ADAM • 4 57
Sakinim. Kelimeleri beni öfkelendirmiyor. "Hatırladığımı
biliyorsun Beter."
"Hiç dosyanın tamamını okudun mu? Baştan sona demek
istiyorum? Özellikle evine nasıl girdiğini anlatan notlan?"
"Dosyayı okudum. Senin dosyadan çıkarttığın balistik rapor
dışında her şeyin üzerinden geçtim. Neden?"
Sessizlik. Gülümsediğini tahmin edebiliyorum. "Kapının
zorlanmış olup olmadığını hatırlıyor musun?"
Ona bütün bunlardan sıkıldığımı söylemek üzereyim. Şu
an tek bilmek istediğim nerede olduğu. Ama içgüdülerim
bana susmamı söylüyor. Bana söylediklerini düşünüp dosyayı
hatırlamaya çalışıyorum. "Kapı zorlanmamıştı."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Bu doğru. Nedenini bilmek ister misin?"
Karşılık vermiyorum. Ronnie Barnes'ı ve tarihleri
hatırlıyorum.
Bames on dokuzunda öldü ye Sands da ailemi on
dokuzunda öldürdü.
"Yanıt çok açık değil mi Sıııoky, Saııds'ın anahtarı vardı.
Ona anahtarı ben vermiştim sevgili Smoky."
Verdiğim tepkiyi James'in ve Alan ın gözlerinde görebiliyorum.
Alan benden uzaklaşıyor ve aşırı dikkatli görünüyor.
Şaşırmadım çünkü şıı an birini öldürmek istiyorum.
Beynim silahların kükremeleriyle dolu, gözlerim yanıyor ve
Joseplı Sands'ı öldürürken hissettiğime benzer bir öfke
içimde yükseliyor.
Telefonun diğer tarafında sırıtarak benimle konuşan bu
canavar tüm bu felaketlerden sorumlu. Sadece ben de değil.
Don Rawlingş. Bonnie. Ruhumuzdan bütün umudu söküp
aldı. Beynimizi karanlık ve acıyla doldurdu. Kâbuslarımızdan
beslendi.
Dünyadaki bütün kötülüğün onda toplanmış olmadığını
biliyorum. Ama benim hayatımdaki büııin kötülükler ve acı
i 58 • Cody Mcfadyen
ondan kaynaklanıyor. Hillstead benim tecavüzüm, Matt'in
çığlıkları, benim attığını kurşun tarafından vurulan Alexa'ıun
yüzündeki şaşkın ifade, Don Ravvlings'in kâbuslarındaki
ölü bebekler, hastanede yatan Callie ve kendi annesinin
beyazlamış saçlarıyla çevrelenmiş yüzündeki umutsuzluk.
"Neredesin?" diye fısıldıyorum.
Neredeyse bir kahkaha atacak. ''Demek seni kızdırmayı
başardım Smoky. Güzel. O senin son testindi Smoky. Eğer
Sands'ın elinden kurtukıbilirsen benim Abberline'ım olduğunu
bilecektim."
Sesinden Abberline'ım bulmak konusunda ne kadar çaresiz
hissetmiş olduğunu sezebiliyorum.
"Neredesin?"
Kahkaha atıyor. "Sana nerede olduğumu söylerim ama
önce başka birisiyle konuşman lazım. Ajan Barrett'a merhaba
de."
Telefonun başka birine uzatıldığını tahmin ediyorum.
"Ss-Smoky?"
Elektrik verilmiş gibi yerimden sıçrıyorum.
Elaina.
Her şey o kadar hızlı gelişti ki Keenan ve Shantz'ın yerine
yeni ajanlar atanmadı. Kendime küfrediyorum, cıpkıl cipuü
aptal
"Burada sevdiğin biri daha var, ona da merhaba demek
isler misin Smoky. Ah! Unutmuşum. Bugünlerde pek konuşmuyor."
Nefes alamıyorum. Kalbim göğüs kafesimden çıkacak gibi.
Tak tak! Tak tak! Bu korku değil. Dehşet. Kıılı parçalayan
isterik, yoğun dehşet.'Konuştuğumda sesimin titrememesi
beni bile şaşırtıyor.
GÖLGE ADAM • -l59

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Neredesin Peter? Nerede olduğunu söyle de seni almaya
geleyim." Onlara zarar vermemesini söylemiyorum çünkü
vermeyeceğini söylese bile ona inanmazdım.
"Önce kurallar. Ben evimdeyim. Elaina çıplak hakle yatağıma
bağlı. Bonnie'yi yanımda tutuyorum. Tanıdık geliyor
mu? Yirmi beş dakika içinde burada olmazsan Elaina'yı öldürüp
Bonnie'ye işkence edeceğim. Eğer polis ya da SWAT
timinden kimseyi görecek olursam her ikisini de hiç tereddüt
etmeden öldüreceğim. Yanında takımını getirebilirsin,
ama bu mesele senin ve benim aramda. Anlıyor musun?"
"Evet."
"Güzel. Geri sayını başladı."
Telefonu kapatıyor.
"Neler oluyor?" diye soruyor Alan.
Yanıt vermiyorum. Üzerime garip bir sakinlik yerleşti.
Dış dünyadan kopmuş gibiyim. Şok mu? Zannetmiyorum.
Bu Hillstead. En baştan beri almak istediğini alıyor.
Benim ona dönüşmemi istiyor. Bir katile. Hiç düşünmeden
onu öldürmemi istiyor. Beynime cinayet tohumunu ekmek
istiyor.
"Alan sana söyleyeceklerim için hazır olmanı, hepsini
soğukkanlılıkla
karşılamanı isliyorum. Şimdi kaybedecek zamanımız
ve acı çekmeye vaktimiz yok."
Konuşmasa da pürdikkat kesildiğini görebiliyorum.
"Elaina ve Bonnie onun elinde. Onlar elinde ve beni istiyor.
Şimdi onların oklukları yere gidiyoruz. Elaina'yı ve
Bonnie'yi kurtarıp onu öldüreceğiz." Susup söylediklerimi
anlamasını bekliyorum. "Beni anlıyor musun? Gerekeni
yapacağım."'
"Kendini öldürmeyi ve seni de beraberinde götürmeyi
denevecek." divor Alan.
•i60 • Cody Mcfadycn
"Biliyorum. Ondan hızlı davranmak zorundayım."
Zamanı geldi m i? diye soruyor içimdeki ejderha. Kemiklerini
kıracak mıyız?
Yanıt gerektinneyen bir soru.
Yolda Tommy'yi arıyorum.
"Hâlâ beni takip mi ediyorsun?" diye soruyorum.
"Evet."
"İşler değişti," diyerek ona son gelişmeleri anlatıyorum.
"Ne yapmamı istiyorsun?"
"Verdiğim adrese gitmeni ve beklemeni isliyorum. Eğer
tek başına dışarı çıktığını görürsen bizden kurtulmuş
demektir."
"Ve?"
"Ve eğer bu olursa onu zararsız hale getirmelisin."
Ne kastettiğimi anlasa da her zamanki sakinliğiyle yanıu
lıyor beni. "Tamam Smoky."
"Teşekkürler Tommy."
"Hey, Smoky. Lîitfen kendini vurdurtma. Hâlâ ilişkimizin

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
nasıl gelişeceğini görmek istiyorum?" Telefonu kapatıyor.
Evin önüne park ediyoruz. Her şey normal gölünü yor. Sıradan
bir banliyö. Ama arabadan inmek üzereyken telefonum
çalıyor.
"Barrett."
"Zamanından önce geldin Smoky. Seninle gurur duyuyorum.
Şimdi sana işlerin nasıl yürüyeceğini anlatmama izin
ver. On kapıdan içeri gireceksin. Arkadaşların dışarıda
kalacaklar.
İşler bu söylediğimden farklı gelişirse Elaina ve
Bonnie'yi ölmüş bilin. Anlaşıldı mı?"
GÖLGE ADAM 461
"Evet."
"Ne duruyorsun, içeri girsene..."
Görüşme kesiliyor. Silahımı çekip Alan'a dönüyorum.
"Beni içeri giriyorum, siz dışarıda kalıyorsunuz. Bunlar
kurallar."
"Bu saçmalığı dinlemek istemiyorum," diyor Alan.
"Her şeyi yoluna koyacağım," diyorum ona. "Iskalamayacağım."
Elimdeki silaha bakıp dudaklarını ıslatıyor. Yüzünde
hem acı dolu hem de öfkeli bir hava var. Ama hissettiklerini
bastırıp başını sallıyor. James'e döndüğümde onun da
onayladığını görüyorum.
Söylenecek başka bir şey yok. Onlardan uzaklaşıp Hillstead'in
evine yöneliyorum.
İçeri girdiğimi duyar duymaz bana sesleniyor. "Yukarı
gelsene Smoky."
Yavaşça üst kata çıkıyorum. Boynum ter içinde.
"Buradayım Ajan Barrett."
Elimde silah, yatak.odasına dalıyorum ama gördüklerim
korkudan donup kalmama neden oluyor.
Elaina çırılçıplak olarak yatağa bağlı. Onu şimdiden kesmiş.
Vücuduna derin kesikler açıp göğüslerini doğramış ve
çok kan kaybetmesine neden olmuş. Hâlâ nefes alıyor gö*
rünüvor ama uzun süre hayatta kalamayacağını tahmin ediyorum.
Tecavüze uğrayıp uğramadığını bilmiyorum.
Peter yatağın kenarında oturuyor. Bonnie kucağında. Bıçağını
kalkan olarak tuttuğu küçük kızın boğazına yaslamış.
Ne var ki Bonnie'nin gözlerinde korku değil nefret var. Ona
henüz dokunmamış olduğunu anlıyorum. Eğer Bonnie'nin
onu öldürme şansı olsa hiç tereddüt etmeden tetiği çekerdi.
462 • Cody Mcfadyen
"Bu sahneyi daha önce yaşamış gibi hissetmiyor musun
Smoky? Gördüğün gibi, henüz Elaina'nın yüzüne dokunmadım.
Bumda senin psikozunun birçok parçasını bir araya
getirmenin eğlenceli olacağım düşündüm. Alexa yerine de
Bonnie'yi kullanabiliriz, sen ne dersin?"
Konuşurken Bonnie'yi kendine kalkan olacak şekilde tutuyor.
Kesin bir atış yapmam imkânsız. Silahı indiriyorum.
O ise Bonnie'nin boynundaki bıçağı biraz daha derine
bastırarak

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
kanatıyor.
Hadi onun kemiklerini kıralım, diyor içimdeki ejderha.
Onu susturuyorum. Konsantre olmalıyım. Bana yan taraftaki
iskemleyi işaret ediyor. Şu an için fazla seçeneğim
yok. Geçip o iskemleye oturuyorum.
'•Beni biraz daha analiz etmeyi mi düşünüyorsun Peter?"
Kahkaha atıyor. "Bunu geçeli çok oldu. Sana seninle ilgili
söyleyecek bir şeyim kalmadı."
"Öyleyse istediğin ne?"
Bana göz kırpıyor. İçinde bulunduğumuz koşulları düşününce
kusmak istiyorum.
"Seninle konuşmak istiyorum Smoky. Ve sonra neler olacağını
görmek istiyorum."
Dizleri. Belki dizlerinden vurabilirim. Devrildiğinde de
Bonnie kenara çekilir ve kafaya bir kurşun! Güle güle Peter.
Daha düşünürken ellerim harekete geçiyorlar. Silahı iyice
kavrıyorum, kaldırıyorum, her şey yine bilinçsiz, seri bir
harekete dönüşmek üzere, vücudum silahla birleşiyor...
Ama hayır... Bu sefer bir terslik var.
Elime bakıyorum. Elim titriyor. Sadece titremek de değil.
Deliler gibi sarsılıyor.
Gözlerimi kapatıp elimi indirdiğimde bir kahkaha alıyor
Peter.
G ö i j G E ADAM • 463
"Smoky! Belki de çok aceleci davrandım. Belki de henüz
terapimiz bitmemiştir."
Panik duygusu. Hızla ilerleyen karanlık bir dalganın
üzerindeyim.
Tam boğııluyormuş gibi hissederken Bonnie'yi
görüyorum.
Gözleri güven dolu.
Oysa benim içimde fırtınalar kopuyor. Sonra, gözlerimi
kırpıştırdığımda Bonnie'nin yüzü silikleşiyor. Netleştirmeye
çalıştığımdaysa birden Alexa'ya dönüşüyor.
Alexa'nın gözleri öfkeli. Orada güven yok.
Ne de olsa Alexa nasıl çuvalladığımı biliyor. Onu öldürdüm.
Çuvalladım ve Alexa öldü. Kulaklarımda yine o uğultu.
Bayılacak gibiyim.. Derken bir ses beni kendime getiriyor.
Doktor Hillstead.
"Smoky? Bizimle misin?" Bu soruyla beraber yüz yeniden
Bonnie'ninki oluyor.
O anda korkuyla delirmekte olduğumu fark ediyorum.
Tam şimdi. Tam burada. Tam aklıma bu kadar ihtiyacım
varken.
Aman Tanrım!
Gırtlağımı temizledikten sonra kendimi konuşmaya zorluyorum.
"Konuşmak istediğini söyledin. Öyleyse konuş."
İkna edici çıkmıyor sesim ama en azından aklı başında
görünüyorum.
Oysa ter içindeyim.
"İçinde bulunduğum durum yüzünden pişman olduğumu

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
mu zannediyorsun?" diye başlıyor söze. "Eğer lx>yle
düşünüyorsan
gerçeklen çok yanılıyorsun. Babam bana belirli
bir standardı tutturmayı öğretti. En sevdiği deyişlerden biri:
Önemli olan ne kadar uzun yaşadığın değil, yaşadığın
464 • Cotly Mcfadycn
sürece ne kadar kaliteli öldürdüğün'dti. Anlıyor musun?
Mirasıma
sadık kalmak. Gölge Adanrın kurallarına uymak benim
için sadece fahişeleri öldürmek ve EBI'la kovalamaca
oynamak demek değil. Bu benim için bir onur kodu. Benim
eylemlerim cinayetin ruhuyla ilgili, adam öldürmekle
değil." Kendisiyle gurur duyduğu belli. "Bizi sizi incelikle
işlenmiş
gümüş bıçaklarla kesip, kanınızı kristal bardaklardan
içiyoruz. Armani giysiler içinde ipek eşarpla boğuyoruz sizi."
Bonnie'ye dönüyor. "Herkes cinayet işleyebilir. Ama
atalarım ve ben, bizler tarih yazıyoruz. Biz ölümsüzüz."
Zaman kazan, diyorum kendime. Zihnimde bir ses anlattıklarının
bir şekilde önemli olduklarını söylüyor - ama nedenini
henüz çözemiyorum.
"Hiç çocuğun yok," diyorum. "Ölümsüzlük buraya kadarmış."
Omuz silkiyor. "Bu genler yeniden ortaya çıkacaklar.
Kartndeşen
Jack'in başka yerlerde de tohumları olmadığını
kim söylemiş? Benim bir yerlerde piçlerim olmadığını kim
söylüyor?" Gülümsüyor. "İlk değildim. Son olacağımdan da
şüpheliyim. Bizim türümüz devam edecek."
Zihnimde korkunç bir düşünce şekilleniyor. Bonnie'yi
kurtarmak istemiyor olmam mümkün mü? Ya bir parçam
bunun Alexa'ya haksızlık olacağını düşünüyorsa?
Silahımı kaldırmaya çalıştığım anda yeniden titremeye
başlıyor elim.
Kafamdaki ses zayıflasa da Peterın anlattıklarına dikkat
etmemi söylemeye devam ediyor.
"Tür mü? Sen ne türünden bahsediyorsun?"
"Orijinal avcılar. İki ayaklılar arasında dolaşan vahşi
etoburlar."
"Ah. evet. Şu saçmalık."
GÖLGE ADAM • 465
Söylediklerime aldırmadan konuşmayı sürdürüyor.
"Önemli olan şu ki sevgili Smoky, senin beni yakalayıp
yakalamaman
hiçbir şey ifade etmiyor. Geri dönülüp bakıldığında
söylenebilecek tek bir şey var: Ben varım. Babamdan
ve onun atalarından bile daha gerçeğim. Babam Abberline'ını
hiç bulamamıştı. Ya başarılarım? Yardımcılarım?" Yine
aynı guııır tonu. "İşle beni orijinal kılan onlar. Ayrıca buna
benzer bir son yaşayabileceğimizi hesaba katmamış olduğumu
düşünmeni istemem; hâlâ sana yapabileceğim bir
iki teklifim var. Ne de olsa sonu eğlenceli kılmalıyız."

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
İlk kez silahı düşünmeyi bırakıyorum. Beynimde alarm
çanları çalıyor. "Ne teklifi?"
"Hayat boyu sende kalacak yaralar Smoky. Sana imzamı
atmak istiyorum ve karşılığını da adil olarak ödeyeceğim. "
"Kahrolasıca, sen neden bahsediyorsun?"
"Eğer sana silahını çekip kendini vuracak olursan Bonnie
ve Elaina'nın gitmelerine izin vereceğimi söylersem ne
dersin? Bana inanır mısın?"
"Asla."
'Peki sana bıçağı alıp yüzünü kesersen Elaina'nın gitmesine
izin vereceğimi söylersem ne düşünürsün?"
Rahatsızlığım artıyor ve yeniden terlemeye başlıyorum.
"Ahh... görüyor musun? İşin eğlencesi burada. Teklifimi
bana güvenmesen bile düşünmek zorundasın." Kahkaha
atıyor. "Seçenekler belli. Hiçbir şey yapmazsın. Olduğumuz
gibi kalırız ve onlar belki kurtulur belki kurtulmaz. Kendi
kes. belki yalan söyKiyorumdur ve olduğumuz gibi kalırız
ama eğer söylemiyorsam sadece kendini kesmiş olursun ve
Elaina kurtulur. Bunun olması ihtimali ikinci senaryoyu göz
önünde bulundurmanı zorunlu kılıyor. Nasıl olsa bu uıtlı kızı
kalkan olarak tuttuğum sürece Elaina aslında bir isime
466 • Cody Mcfadyen G Ö L G E ADAM • 4 67
yaramıyor, yani doğruyu söylüyor olmam ihtimali gerçeklen
de var."
Yanıi vermiyorum. Midemdeki kasılmalar ve bulantı kafamı
toplamamı zorlaştırıyor. Haksız değil. Yüzümü kesme
önerisini ciddi ciddi düşünüyorum. Hillstead'in önerileri
korkunç
ama imkânsız değil; her kumarda olduğu gibi kaybedebilirim
ama kazanacak olursam... Zarları atmaya değer mi?
Büyük ihtimalle evet.
Hayır hayır bayır,diye sesleniyor ejderha. Kır şunun
kemiklerini.
Kes sesini, diyorum. Diğer ses artık sessiz. Hâlâ orada
ama sustu. Bekliyor.
"Bu teklifi yapıyor musun Peter?"
"Evet. Yan tarafta bir bıçak var."
Silahı kucağıma bırakıp yan tarafa uzanarak bıçağı alıyorum.
Çeliğin soğukluğu.
"Bıçağa bak."
Klasik avcı bıçağı. Et kesmek için tasarlanmış.
"İzler." diyor Hillstead. "Zamanın nasıl geçip gittiğini
gösteren hatıralar. Senin üzerine kendi izimi bırakmak
istiyorum
Abberline. Aynaya baktığında beni görmeni istiyorum.
Sonsuza dek."
"Ve yaparsam?"
"O bıçakla Elaina'yı serbest bırakmana izin vereceğim.
Başka ne olursa olsun, o bu odadan sağ salim çıkıp
gidebilecek."
Kendine gelmiş olan Elaina kafasını sallayarak bana bir

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
şeyler anlatmaya çalışıyor. Hayır, diyor. Şeytanla anlaşma
yapma.
Bıçağa bakıp yüzümü düşünüyorum. Şimdiden acıların
yol haritası halinde zaten. Her şeyin kaybı. Yaralarımızın
bana hatırlattıkları sadece bu. Belki onun yapmamı istediği
iz, planladığının aksine bir acının değil, Elaina'nın
kurtuluşunun
simgesi olur benim için. Belki de anlamsız bir iz olur.
Belki de hepimiz burada ölürüz ve yüzümdeki yaraların
hiçbir anlamları kalmaz.
Belki silahımı kendi kafama dayar ve tetiği çekerim. Elim
o zaman da titrer mi? Eğer kendime ateş ediyor olsam?
Dünyam dönüyor, Bonnie Alexa oluyor, Alexa yeniden
Bonnie'ye dönüşüyor. Okyanusların karanlığına gömülüyorum.
Görüntüler birbirine giriyor, oda çevremde dönüyor.
Her şey çok garip. Yaklaşan bir karanlık var. Ama zihnimin
pes edip kendini o karanlığa açmasıyla l^eraber bir anda
sakinleşiyorum.
Aklımı kaçırdım. Orası kesin.
"Nereyi kesmemi istiyorsun?"
Gözlerinde delice bir sevinçle sırıtıyor.
"Basit bir talep sevgili Smoky. Bir tarafı yanışız
bırakacağız.
Seni düşündüğümde bir tarafı güzellik diğer tarafı canavar
olan birini düşünüyorum. Öyleyse sol taraf olsun. Gözünün
kenarından dudağına uzanan tek bir hat."
"Ve bunu yaparsam Elaina serbest kalacak?"
• "Öyle söyledim." Sırıtmayı sürdürüyor. "Elbelte yalan
söylüyor olabilirim."
Çok kısa bir tereddüdün ardından bıçağı kaldırıyorum.
Başka seçeneğim hiç olmadı. Neden bekleyeyim ki?
Kesme kendinif Beynim seslerle dolu. Hepsi saça sapan
cümleler haykırıyorlar. Ya da kendini kes ve sana bedava
pasta verelim!
Gözümün altına bıçağı yerleştirdiğimde çeliğin ne kadar
soğuk okluğunu fark ediyorum bir kere daha. Bu işi yapacaksam
tek bir hamlede yapmalıyım. Hiçbir şeyin soğuktu-
168 • Cody Mcfadycn
ğu yüzüne yaslanan çeliğin soğukluğuyla kıyaslananla/..
Bıçaklar
olabilecek en adil asKerlerdir. Ne derseniz aynen onu
yaparlar. Nereye götürürseniz oraya gider ve neyi kestiklerine
aldırmazlar.
"Derin olmasına özen göster," diyor Hillstead. "İşin
bittiğinde
kemiğe kadar inmiş olduğunu görmek istiyorum."
Joseph Sands yüzüne dokunmamı istemişti. Peter Hillstead
ise kendi yüzüme dokunmamı istiyor. Dokunuyorum.
Derin uzun bir kesik atıyorum yanağıma. Bıçak keskin,
karşısındaki
iş hafif geldiği için sıkılmış, daha fazla kanı arzuluyor.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Kesik uzun ve bolca kan var. Yanağımdan aşağı süzülen
bolca kan. Bir kısmı dudağıma doğru akıyor. Benim
tatlı şarabım.
Ejderha çığlık atıyor.
HillsteacPin bakışları üzerime kilitlendi. Gözlerini çekmesi
mümkün değil. Oturduğu yerden kanımı içiyor. İhtiyaçlarını
besliyor.
Ona tadına varması için izin veriyorum.
"Ya şimdi? Elaina'yı serbest bırakabilir miyim?"
Gözleri hâlâ yüzümde. Kan damlalarının üzerinde. "Çok
güzel..." diyor gırtlaktan gelen bir sesle.
Tıp. Tıp. Tıp. Gözleri kanım tarafından esir alındı.
"Peter," diye sesleniyorum yeniden, "onu serbest bırakabilir
miyim?"
Gözlerini kırpıştırıyor rüyadan uyanmışçasına. "Şey," diye
başlıyor söze, "hayır. Hiç sanmıyorum."
İçim açması bir öfkeyle dolsa da böyle söylediği için
memnunum. "Ne kadar kestirilebilir bir yanıt," diyorum.
"Orijinal olmak isliyorsan Elaina'nın gitmesine izin
vermelisin.
Aksini yapmak, senden beklenileni yapman demek."
Omuz silkiyor. Ayak oyunlarına gelmeyecek.
GÖLGE ADAM • İ69
"Herkesi memnun edemezsin," diye yanıtlıyor beni.
"Hâlâ beni memnun etme şansın var."
"Nasıl?"
"Ölerek Peter. Ölerek."
Cesur kelimeler. Ama hâlâ silahımı elime almaya korkuyorum.
Kahkaha atıyor. "Öyle olsun Smoky. Şu işin köküne inelim."
Bir eliyle Bonnie'nin boynunu daha sıkıca kavradıktan
sonra diğer elindeki bıçağı iyice derine bastırıyor. "Bana
istediğimi
verdin. Bu işi bitirmenin zamanı geldi."
Bıçağı düşürüyorum. Yere düştüğünde çıkarttığı sesle inliyor
oda.
Karşılık verirken yüzüne bakmıyorum. "Nasıl bitecek Peter?""
B itebileceği tek şekilde Smoky."
Bakışlarım onunkilerle buluştuğunda iki ayrı düzlemdeyim.
Bir parçam Hillstead'e bakıyor, onu dinliyor, ona yanıt
veriyor. Diğer parçamsa sesi duymak için uzaklaşıyor, kendini
her şeyden soyutluyor.
"Öyle ya da böyle..."
Gözlerini kırpıştırıyor. "Bonnie'nin boğazını keseceğim,
Smoky. Ona kadar sayıp bir kulağının altından diğer kulağına
kadar uzanan güzel bir kesik açacağım. Eğer önce sen
beni öldiirmezsen."
Bıçağı kımıldattığında üzerinden yansıyan ışık dikkatimi
dağıtıyor.
"Ne olursa olsun en sonunda beni vuracağına ve öleceğime
eminim. Yani her şey tek bir şekilde bitecek: Benim
ölümümle. Ne var ki mesele bu değil Smoky. Mesele tetiği

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
ben ona kadar saymadan önce çekip çekeıııeyeceğin. Ben
ona gelmeden önce tetiği çekersen Bonnie yaşayacak. Eğer
70 • Cody Mcfadyen GÖLGE ADAM • 471
tereddüt edersen küçük kız ölecek." Silahıma bakıyor. "Alexa
olayını .sil baştan yaşamak gibi değil mi? Bonnie ölür, yeni
kızını da kaybetmiş olursun. Beni öldürebilirsin ama çok
geç... Çok geç." Son sözleri mırıldanırken sesi o kadar alaycı
ki kendime öfkeleniyorum.
Sonnı duymaya çalıştığım sesi duyuyorum.
Anne...
"Tek yapman gereken benim biricik Smoky'm..." sırıtıyor,
"son bir kez sana yardım etmeme izin vermek."
Beni elinle anne. Yapabilirsin. Önemli değil.
Zihnimi dışarıdaki her şeye kapatmayı deniyorum ama
doktor hiç durmadan konuşuyor. Sakin ol. Sakin ol.
"Kes sesini."
"Hiç sanmıyorum." Gülümsemesi daha da yayıldı. "Sakın
hata yapma Smoky. Sana on saniye vereceğim sonra Bonnie
ölecek. Bıçağımı alıp bu tatlı gırtlağı keseceğim. Onun
tek şansı senin tetiği çekmen. Elbette beni ıskalayabilir ve
onu vurabilirsin. Alexa'ya yaptığın gibi onu da
öldürebilirsin.
Artık çocukları öldürmeye alışmış olmalısın."
Kan beynime sıçrıyor bu sözle. Bonnie'nin gözlerine
konsantre oluyorum.
O anda Alexa ruhumu dolduruyor. Kızımla ilgili bütün
güzel anılar geliyor aklıma. Gülümsemesi, saçlarım
toplayışımız.
ona sarılıp saçını koklayışım, onu kucağıma aldığım
an... Bütün bu anılar o kadar canlı, o kadar güçlü ki.
Kızım öldü.
"Hadi Özel Ajan Barrett. Geri saymaya başlıyorum."
l'fku olmayan, gözyaşlarından oluşmuş bir denizde yüzüyorum.
Bir kere daha aynı soru: Eğer silahı kendime doğrultursam
elim titrer mi? Bunu yapmayı becerebilirsem her şey biter.
Çabucak. Kolayca.
Eğer ölürsem anılar ortadan kalkarlar - en çok istediğim
bu, geçmişimi hatırlamamak.
"Sen benim Abberline'ımdın Smoky. Mutlu olmalısın, bu
en iyilerin en iyisi olduğun anlamına geliyor. Şimdiye kadar
kimse bizden birini yakalayamadı, en uzak atamdan
bahsediyorum.
Kavanozdaki etle ilgili numaranı takdir ediyorum.
Bariz bir yalan, ama kabul edeceğim - beni kızdırmayı
başardın.
Rol^ert'ı yakalamak... Dikkatsiz davrandı, başına geleni
hak ettiğini söyleyebilirim. Yine de sen olmasaydın yakalanır
mıydı bilmiyorum. Yeteneklisin. Hem de çok."
Onu neredeyse duyamıyorum. Kulaklarımda dünyamı
sarsan bir uğultu var. Tam bana göre. Ellerimi kanatana kadar
duvarı yumruklamak isliyorum ya da kafamı duvara vurup

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
bütün sesleri susturmak. Çığlıklar atarak yere yığılmak.
Cenin pozisyonunda öylece kendi gözyaşlarımda boğulmayı
beklemek...
Anne!!!
Uğultu kesiliyor.
Sessizlik.
Kızımı göz ucuyla görebilsem de kafamı çevirip bakmaya
cesaret edemiyorum. Hayır.
Utanç içindeyim.
Önemli değil anne. önemli değil. Asıl önemli olana
odaklan malısın.
Neye? Seni yüzüstü bıraktığıma mı? Seni öldürdüğüme
mi? Benim yaşadığıma ama senin yaşamadığına mı? Ve en
kötüsii - hayatın devam ettiğine mi?
İçim utançla dolarken yas tuttuğum günlere dönüyorum.
Yas tutmayı hiç bıraktım mı? Yas tutmaya hakkım var mı?..
Bayılmak üzereyim. Dünyayla bağlantım kopmadan hemen
önce Alexa gülümsüyor.
472 • Ccxly Mcfadyen GÖLGE ADAM • 473
Yeni doğan güneş gibi... Kızıl, san, parlak...
Hayır anne. Sevgiye odaklan.
Sanki biri bir düğmeye basmış gibi uianç ve acı yok oluyor
aniden. Geldikleri gibi gidiyorlar.
Artık yerlerinde sükunet var.
Zaman geçiyor ve ben geçişini izliyorum. Kulağımda bir
müzik var. Ritim.
Kafamı kaldırdığımda karşımda Alexa'yı görüyorum. Görüntüsü
artık titrek değil, bir illüzyon ya da canlı bir rüyadan
çıkan parlak bir sahne gibi.
Benim güzeller güzeli Alexa'm.
"Merhaba anne," diyor.
"Selam bebeğim," diyorum.
Gerçekte orada olmadığını biliyorum. Ama aynı zamanda
orada olduğunu da biliyorum. Gerçek olan her şey kadar
gerçek o.
"Seçim yapmalısın anne," diyor yumuşak bir sesle, "artık
kararını vermelisin."
"Ne demek istiyorsun hayatım?"
Bilerimi ellerinin içine alıyor. O kadar sevgi dolu ki...
Onun güzelliği ruhuma huzur veriyor.
"Yaşamayı anne; yaşamayı seçmelisin."
Gerçek, deneyimlerime göre insanın karşısına aniden çıkar
ve çıktığı anda da her şeyi değiştirir.
Yaşam ve öliim arasında seçim yapmak demek Alexa ve
Hillstead arasında seçim yapmak demek.
Matı ve Sands arasında.
.Alexa gülümsüyor... ve yok oluyor.
Aynen böyle, tek bir kalp atışı farkla delilik ortadan
kalkıyor.
Gerçeği keşfetmemle beraber beni terk ediyor.
Zaman yeniden akmaya başlıyor.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Hillstead hâlâ konuşuyor ama söylediklerini duymuyorum.
Seslerin bana ulaşmasını engelleyen bir balonun içindeyim.
Burası öyle bir dünya ki her şey normal hızda hareket
elliği halde benim düşüncelerim rüyada gibi yavaş ve
akışkan. Yüzme havuzunun dibinden yukarı bakıyor gibi
hissediyorum kendimi.
Bonnic gözlerini bir an bile üzerimden çekmedi. Aynı
anda hem korku hem güven dolu.
0 çok güzel anne.
"Evet öyle tatlım," diye mırıldanıyorum.
1 lillstead'in gözleri büyüyor. Bu sefer söylediklerini
duyabiliyorum.
"Kiminle konuşuyorsun Smoky? Tamamen delirdin
mi yoksa? Kendini toparlasan iyi olur, sevgili Bonnie'nin
çenesinin altından sırıtmaya başlaması için üç saniyesi
kaldı."
Yapmam gereken atış zorlu. Hillsıead'in kafasının sadece
dörtle biri ortada. Gerisi Bonnie'nin arkasında saklı.
Beynim kendiliğinden hesaplamaya başlıyor. Önce yavaş
sonra hızlı.
Ejderha zamanının geldiğini hissediyor.
Yeniden Alexa'nın sesini duyuyorum. İçimdeki kasırganın
sesiyle uyumlu bir ritmi var. Endişelenme anne. Sadece
hisset. Kendine güvenmelisin.
"Bilmiyorum Alcxa." diyorum. "Dört santimlik bir alanı
lutturmalıyım. Yoksa Bonnie'yi vurabilirim."
Hayalet kollarını vücuduma sarıp bir eliyle kalbime dokunuyor.
İhtiyaç duyduğun güç senin içinde anne. Sen ona
güvenmeyi bıraktın ama şimdi Bonnie'nin sana ihtiyacı
var. Ve senin de ona. Bana rüyanda bir soru sormuştun ve
ne yazık ki sana yanıt veremeden uyandın. Onu seviyorum
anne. Onu yanına almana kızmadım.
266 • Cody Mcfadyen GÖLGE ADAM • 475
Yanımdan ayrılmadan önce son bir kez bakıyor bana.
Matt'in kahverengi gözleri, tatlı gülümsemesi... Artık ona
bakmaktan utanmıyorum. Gitmeden hemen önce kulağıma
son bir şey fısıldıyor: Anlamıyor musun anne?Sen mükemmel
değilsin. Hissettiğin gibi davran. Silahın seni hayal
kırıklığına
uğratmayacak.
Ejderha hırlamayı kesip çığlık atmaya başlayarak içimde
devasa bir ateş yakıyor. O kadar güçlü o kadar güven dolu ki.
Ve ellerimin titremesi geçiyor.
Silahı kaldırıp hiç düşünmeden tetiği çekiyorum.
Kurşunun isabet ettiğinde çıkarttığı sesi duymuyorum.
Her şey karelerden ibaret. Bonııie'nin kafasının yana
savruluşunu
ve Hillstead'in kafasının parçalanışını görüyorum.
Bıçak elinden düşüyor ve bir an Bonnie'yi de vurduğumu
zannediyorum.
Hayır!!!!!!

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Sonra onun bana doğru ilerleyişini fark ediyorum. Yalpalıyor
ama hayatta.
Bana kendi yanağını ve Hillstaed'in kafasındaki boşluğu
işaret ettiğinde anlıyorum.
Atışım isabetli. Ne yazık ki Bonnie'yi de yanağından
yaraladım.
Hillstead öldü.
Silahımı bırakırken elim titriyor yeniden. James ve Alan
koşarak içeri giriyorlar. Alan karısının bağlarını çözüp onu
bir battaniyeye sararken Tommy ve James bana yaralanıp
yaralanmadığımı soruyorlar. Yanıt vermiyorum.
• Yerdeki ölüye bakıyorum. Sands'ın evime girmesini sağlayan.
ailemin ve en yakın arkadaşımın ölümünden sorumlu
olan adama. Yüzümdeki yara izinden sorumlu olan adama.
Arkasında bıraktığı yıkımı ve açık yaraları düşünüyorum.
Sonunda kendince haklılığını ispatladı.
Ölüm hepimizin bir adım uzağında.
Ama hayat da öyle.
57
Callie bunun için üç kişinin odada olmasını istedi.
Ben, Marilyn ve Elaina. Bonnie de ister istemez burada
ama Callie onun yanımdan ayrılmamasını kabullenmiş
görünüyor.
Pcter Hillstead'in ölümünden iki gün sonra Callie uyandı.
Aradan iki gün daha geçti ve bugün doktor Callie'nin
bacaklarını, yürüyüp yürüyemeyeceğini test edecek. Callie
her ne kadar belli etmemek için elinden geleni yapsa da
korku içinde okluğunu anlayabiliyorum.
Berbat görünüyor. Çok solgun. Ona hayatta olduğu için
ne kadar mutlu olduğumuzu hatırlatıyorum.
Şimdi yeniden yürüyüp yürüyemeyeceğini öğreneceğiz.
Doktorun elinde hepimizin filmlerde gördüğümüz ama
adını bilmediğimiz o aletlerden biri var. Aletin ucundaki
sivri
çıkıntılarla ayaktaki sinir uçlarını uyarmayı deneyeceğini
tahmin ediyorum. Ayak tabanını işleme hazırlayıp Callie'ye
dönüyor.
"Hazır mısın?"
I GÖLGE ADAM • 477
Elaina yatağın bir taralında Callie'nin elini tutuyor, ben
diğer tarafında öteki elini tutuyorum. Marilyn Elamanın
solunda duruyor. Bonnie'nin yüzünde endişeli bir ifade var.
"Gıdıkla beni tatlım," diyor Callie doktora.
Doktor sol ayağının yanına giderek aletle ayak tabanına
dokunuyor.
"Bunu hissettin mi?"
Callie'nin gözleri korkudan irileşiyor. "Hayır."
"Paniğe kapılmana gerek yok," diye sakinleştimıeye
çalışıyor doktor Callie'yi ama işe yaramadığını görebil i yom
m.
Hepimiz paniğe kapılmak üzereyiz.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
"Öteki ayağı deneyelim." Aleti öteki ayağa götürüyor.
Nefeslerimizi tutmuş tekliyoruz.
Ve bir titreme. Başparmak oynadı. Callie nefesini tutuyor.
"Bunu hissettin mi?" diye soruyor doktor tekrar.
"Emin değilim..."
"Önemli değil. Panruığın kımıldaması çok iyi bir işaret.
Yeniden deneyelim." Aleti ayak tabanında dolaştırıyor. Bu
sefer başparmak hemen hareket ediyor.
"Hissettim!!! Çok güçlü değildi ama hissettim!" diye
bağırıyor Callie.
"Bu çok iyi Callie," diyor doktor. "Şimdi benini için başka
bir şey yapmanı istiyorum. Kımıldadığını hissettiğin
başparmağı
oynatmayı dener misin?"
Callie'nin elleri ve yüzü ter içinde. Kendimizi en ufak
hareketle havalara sıçramaya hazırlıyoruz.
"Hadi," diye cesaretlendiriyor Elaina, "başarabilirsin.
Denemeye devam et."
Callie gözlerini başparmağına dikmiş, olimpiyat koşucularının
bile sahip olmadıkları yoğunlukta bir konsantrasyon4/.
S • Cody Mcladyen
la kımıldatmayı deniyor. Beyin gücünün tamamını kullandığını
yüzünde biriken terden kestirebiliyoruz.
Başparmak kımıldıyor.
"Bir şeyler hissettim!" diyor Callie heyecan içinde. "Sanki
bağlantı kurulmuş gibi... Bu söylediğim bir anlam ifade
ediyor mu?"
Doktor gülümsüyor. Neredeyse kulaktan kulağa bir gülümseme.
Hiçbirimiz şimdilik umutlanmak için kendimize
izin vermiyoruz ama her şeyin yoluna girme ihtimali olduğunu
o gülümsemeden anlıyorum. Yine de kelimeleri duymak
için bekliyoruz.
"Evet, bu söylediğin büyük anlam ifade ediyor. Üstelik
çok iyi bir haber. Yüzde doksan ihtimalle tamamen iyileşeceğin
anlamına geliyor. Fizik terapinin halledemeyeceği bir
sorunun olmayacak. Ufak tefek aksaklıklar çıkarsa kesinlikle
endişelenmemeni istiyorum. Bu tür sorunlar beyninin
bacaklarına
giden ve onlardan gelen emirleri anlamlandırmayı
yeniden öğreniyor olmasından kaynaklanabilirler." Duramadıktan
sonra devam ediyor. "Gönül rahatlığıyla felç olmayacağını
söyleyebilirim."
Callie'nin kafası yastığın üzerine düşüyor ve gözlerini
kapattığında bu iyi haberin ağırlığının altından kalkmayı
denediğini
tahmin ediyorum. Odanın içi "şükürler olsun Tanrım/'
ve benzeri sözlerle dolu. Hepimiz kendimizi iyi haberin
getirdiği umuda bırakıyoruz.
Sonra hıçkırıkları duyuyoruz. İnsanın içini paralayan türden
hıçkırıklar bunlar.
Bonnie. Küçük Bonnie, Callie'nin odasının kapısının kenarında

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
durmuş, kıpkırmızı yüzü ve yanağından aşağı akan
yaşlarla bir yandan da yumruğunu ısırarak ağlıyor. İki mutlu
haberle içindeki acı birden boşaldı.
GÖLGE ADAM • 4 79
Ağzım açık kalakalıyorum. Sanki biri bıçakla kalbimi ortadan
ikiye ayırdı. Hepimiz arasında Callie adına en çok
korkanlardan biri de Bonnie'ydi ve biz onun heııiiz küçük
bir çocuk olduğunu unuttuk. Eğer Callie sakat kalmış olsaydı
BonnieYıin gözünde kötü adam kazanmış olacaktı ama
şimdi biz kazanmış olduk. Bonnie hepimiz için sevinç
gözyaşları
döküyor.
İlk konuşan Callie oluyor.."Buraya gel tatlım."
Bonnie yatağın kenarına koşuyor. Onlar birbirlerini teselli
ederlerken sesimizi çıkartmadan bekliyoruz.
Hem zaten şu an için söyleyecek hiçbir şeyimiz yok.
Callie benimle yalnız konuşmak istedi.
"Demek," diye başladı söze, "artık herkes Marilyn'in benim
kızım okluğunu biliyor."
Sırıtıyorum. "Öyle de diyebilirsin."
İç çekiyor ama pişmanlık taşıyan bir iç çekiş değil bu,
"Ah, evet." Bir an sessiz. "Beni seviyor, biliyorsun değil
mi?"
"Biliyorum."
"Ama seninle yalnız konuşmak istememin nedeni bu değil."
"Öyleyse ne?"
"Yapmam gereken bir şey var ve henüz bunu Marilyn'in
yanında yapmaya hazır değilim. Belki de asla olmayacağım."
Kafam karışıyor. "Sen neden bahsediyorsun?"
Bana daha yakına gitmemi işaret ediyor. "İyice yaklaş."
Yaklaşıyorum. Beni kendine çekip sarılıyor ve bıçkını
hıçkıra ağlamaya başlıyor. İçinde birikmiş bütün acıyı dişarı
atıyor.
Ben de ona sarılıyorum. İkimiz de mutsuz değiliz.
Bunlar acı gözyaşları değiller.
I GÖLGE ADAM • 477
58
Saat lx'ş ve ofiste benim dışımda sadece James var.
Garip bir an. Şimdilik canavarlar yataklarında uykudalar,
programlı hareket edebiliyoruz ve bunun bütün
avantajlarından yararlanmak niyetindeyiz.
Yazıcıdan çıkan raporuma bakıyorum. Son sayfa da basıldığında
Jack Jr. tarih olacak. Onu hayatımızdan söküp atmış
olacağız.
Ama asla tam olarak değil. Yaptıkları benim ve diğerlerinin
hayatlarını geri dönülemez biçimde etkiledi. Kızgın bir
bıçakla içimizi dağladı ve yara izlerinden kurtulmak o kadar
kolay değildir. Yara izi artık acımıyor olabilir ama hâlâ
dikkat çekiyor ve gecenin geç saatlerinde kendini hatırlatmayı
sürdürüyor.
Keenan ve Shantz'ın da kendilerini hatırlatmaları gibi.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
Ama onlar camını yakmayı da sürdürüyorlar.
"İşte notlanın,'' diyor James elindeki kâğıtlan masama
bırakırken.
"Teşekkürler. İşim neredeyse bitti."
O da kenarda durup yazıcıdan çıkan kâğıtları izliyor. O
ender zamanlardan biri; Jamcs'le huzurlu bir sessizliği
paylaşıyoruz.
"Sanırım asla bilemeyeceğiz," diyor.
"Öyle görünüyor."
Biz kara treni paylaştığımız için adını koymasak da
ihtiyaçlarımız
ve kafamızdaki sorular aynı.
Onun katil okluğunu anladığımızı nereden biliyordu?
Street'i yakaladığımız için kim olduğunu bulduğumuzu mu
düşündü? Peter Hillstead'in babasından önce kimse var
mıydı? Katil bir büyükbaba ya da büyük-büyükbaba örneğin.
Adli tıbbın var olduğu zamanların çok öncesine gidecek
olsak Hillstead ailesinin köklerini gerçekten de İngiltere'nin
kanlı katiline bağlayabilir miydik?
Karındeşen Jack'in gerçekten de tüm bunlarla bir bağlamışı
var mıydı?
Efsaneye nihayet bir yüz giydirmek mümkün olur muydu?
Büyük ihtimalle hayır.
Ne yazık ki asla kesin olarak bilemeyeceğiz.
Böylesi soruları yanıtsız bırakabilmek, yürüyüp gidebilmek
akıl sağlığımızı korumamızı sağlıyor.
Son sayfanın da yazıcıdan çıktığını görüyorum.
Epilog
Annic'yi, Matt ve Alexa'nın yanına gömdürdüm. Böylece
Bonnie ve ben ailelerimizi birlikte ziyaret edebiliyoruz.
Güzel bir gün. Babamın sevdiği türde bir California güneşi
tepede parıldıyor, hafif bir riizgârsa serinletiyor.
Mezarlıktaki otlar bu hafta kesilmemiş ve rüzgârla beraber
sallanıyorlar. Mezarlığın öteki ucuna bakarken sonsuz
görünen mezar taşlarının arkasında okyanusu görüyorum.
Çevrede başkaları da var. Yaşlı, genç, yalnız ya da gruplar
halinde. Kendi eslerini, oğullarını, kızlarını, büyükanne,
büyükbabalarını ziyaret ediyorlar. Bazıları huzur içinde
ölmüş.
bazıları vahşice öldürülmüş. Bazılarının yanlarında
sevdikleri varmış, diğerleri yalnızmış....
Bazı mezarların hiç ziyaretçisi yok. Kskiyip. boşlanmışlıktan
çürüvorlar. Üzerleri otlarla kaplanıyor.
Ölüler ve anılarla dolu nlsc» bile mezarlık huzurlu bir yer.
Ve bu mükemmel bir gün.
Bonnie. Annie'nin mezarına elleriyle çiçek ekiyor.
Bitirdiğinde
ellerindeki toprağı .silkeleyerek bana bakıyor.
"İşin bini mi. taılım?"
486 • Cocly Mcfadycn
Bana bakıp kafasını salladıktan sonra gülümsüyor.

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
F.laina kemo terapiye başladı. Alan işe gelmeyi sürdürüyor.
Geleceğin ne getireceği konusunda lıiçbir fikrim yok.
tek yapabileceğim bana ihtiyaçları olduğunda arkadaşlarınım
yanında olmak.
James, kardeşinin cesedini yeniden gömdürdü. Leo kendine
yeni b.r köpek aldı. dört gündür başka hiçbir şeyden
bahsetmiyor. Callie hızla iyileşiyor. Kızı onu sürekli ziyaret
ediyormuş, .ıralarının daha da iyiye gittiğini duyuyorum.
Callie
büyükanne sıfatına kendini alıştırmak zorunda kalacak.
Tommy ve ben birkaç kere daha görüştük. Bcnnie ondan
hoşlanıyor ama biz işleri ağırdan alıyoruz.
Peter Hillstead'in en az on iki kadının daha ölümünden
sorumlu olduğu ortaya çıktı. Çoğu mükemmel cinayetlerin iş
öyle ki onlardan haberimiz olmasının yegâne nedeni
HilLstead'in tuttuğu günlükler. Aynı babası gibi her şeyi
detaylı
olarak not almış. Ve aynı babası gibi kurbanlarını kimsenin
aramayacağı kadınlar arasından seçip işi bittiğinde
cesetlerini
ortadan kaklırtmış. Onlardan geriye hiçbir iz kalmamıştı.
I k'.lâ başka hangi canavarları cesaretlendirdiğini,
daha kaç tane katil yetiştirdiğini bilmiyoruz.
Uuııu da kabullendim, çünkü yapabileceğimiz bir şey
yok. Eğer inlerinden çıkacak olurlarsa onları da ustalarını
avladığımız gibi teker teker avlayacağız.
Koberl Slreet'in 1 lillsteadi yaklaşık dört yıldır tanıdığı
ortaya
çıktı. Ona sadece son iki cinayetle eşlik etmişti. Dürüst
olmak gerekirse umurumda bile değil. İki cinayet onu da
idama yollamaya yeler de artar bile.
Hillstead'in doktor olmanın avantajlarından yararlanarak
hakkımızdaki bilgilerin çoğuna ula.şlığına inanıyoruz. FBI'ın
resmi doktorlarından okluğundan kişisel dosyalarımıza
i;
GÖLGE ADAM • 487
ulaşma şansı vardı. Callie işe girerken teşkilat onunla ilgili
bir araşt.rma yapmış ve bir kızı olduğunu dosyasına işlemişti.
Marilyn'e böyle ulaştığını düşünüyoruz.
Onun peşindeyken her şeyden haberdar olması insanüsr
tü bir yetenek gibi duruyordu oysa sadece zeki olmasından
kaynaklanıyormuş. Gelecek sefere daha dikkatli davranacağız.
Hem zaten biz daha zeki olduğumuzu ispatladık. O pisliği
yakaladık. Ama bunun tehlikelerini görmüyor değilim.
Kara tren benim kendimi beğenmişliğim, zayıf noktam.
Eğer uzun süre içinde kalacak olursam istemediğim uçurumlardan
aşağı uçabilirim. Şimdilik gitmeye devam etmesine
izin veriyorsam bunun nedeni gururlu olmam. Ejderhalar
gururlu yaratıklardır.
Hillstead'i yakalamamız en çok profil uzmanlarının hoşuna
gini. Yeni bir tür seri katille karşılaşmış olduğumuzdan

www.bizimkosemiz.com
runaway
www.bizimkosemiz.com
runaway
bahsedip duruyorlar.
Bense onun diğer katillerden çok da farklı olduğunu
sanmıyorum.
Onu avladım. O da diğerleri gibi hanı yaptı. Hepsi
yapar. Ne kadar "mü kem mel" olursa olsun, onun sonunu
hazırlayan ilk kurbanı, Renee Parker oldu. Bu da biiyük bir
tatmin hissetmemi sağlıyor. İlahi adalet de denilebilir.
Dünyanın gerçek hayaletleri -bunu sık sık düşünüyorum-
bence hareketlerimizin sonuçları. Bıraktığımız ayak izleri.
Sonuçlar. Bizi avlayabilir, yere devirebilirler. Ya da içimizi
rahatlatıp geceleri rahat uyumamızı sağlayabilirler. Bütün
hayaletlerin ağladığını düşünenler yanılıyorlar. Bazıları
gülümser.
Bonnie bâlâ konuşmuyor ama rüyasında çığlık da aı-
-mıyor. Gecelerimiz huzur dolu olmasa da sakin günlere
4 8 8 • CcKİy Mcfiıdyen
doğru ilerlediğimizi biliyoruz. O harika bir çocuk. Zeki,
sevimli,
dayanıklı. Bana olan sevgisini göstermekte cömert.
Aynı zamanda da bir sanatçı. Yaptığı resimler hem büyüleyici
hem karanlık taraftarıyla insanı sarsıyorlar. Onları
kelimelerin
yerine koyuyorum.
Hayatımızı rutine oturttuk. Henüz lam bir anne-kız ilişkisi
olmasa da ilerliyoruz. Artık en başlarda okluğu gibi
korkmuyorum.
Onu sevecek ve bu sevginin beni yönlendirmesine
izin vereceğim.
Matı ve Alexa'nın hayaletleri beni rüyalarımda ziyaret
ediyorlar. İçimi rahatlatıyor onları görmek.
"Gitmeye hazır mısın?"
B o n n i e yanıt olarak elimi tutuyor.
O dilsiz, ben yaralıyım ama içinden geçtiğimiz ç o k güzel
bir g ü n ve gelecek korkutucu görünmüyor gözümüze. Ben
ona sahibim, o da bana ve bu birliktelikten sevgi doluyor.
Sevgidense - hayat.
Kİ ele tutuşup hayaletlerimizin bizi izleyen bakışları altında
mezarlıktan çıkıyoruz.
Gülümsediklerini hissedebiliyorum.

www.bizimkosemiz.com
runaway

You might also like