Professional Documents
Culture Documents
Kadir Msroglu - Hayat Felsefesi Yahud Yasamak Sanat
Kadir Msroglu - Hayat Felsefesi Yahud Yasamak Sanat
٠٠٤٠.
Kadir Mısıroğlu
hayat felsefesi
yâhud.
vasamaK.
sanan
DEĞERLİ OKUYUCU
NAZARÎ OLAN İLMİN TATBİKATI “SAN’AT” VEYA
“FEN”DİR. FELSEFE İSE, ASLINDA SIRF AKLA
DAYANARAK HAYAT VE KÂİNÂTIÎZÂH EDEN BİR
FİKİR SİSTEMİ OLDUĞU HALDE UMÛMÎYETLE BİR
ZİHNİYETİ İFÂDE ETMEK İÇİN DE KULLANILIR.
HAYAT
FELSEFESİ
YAHUD
YAŞAMAK SANATI
DÖRDÜNCÜ BASIM
Sebil Yayınevi
Tunusbağı Cad. Nu: 16 Doğancılar
Ü SKÜDAR-İSTANBUL
Tel: 0216 553 51 51
www.sebilyayitievi.com
MÜELLİFİN (YA Z A R IN ) YA Y IN LA N M IŞ ESERLERİ
٠ OSMANLI TÂRİHİ C.I (2013)
٠ PIRI REİS (Târihî Roman) (2012)
٠ TARİHTEN g ü n ü m ü z e t a h r i f h a r e k e l e r i , C.III (2012)
٠ ZORAKİ a s i , ş e h z a d e BÂYEZID (Târihî Rom an) (2012)
٠ T^RIHTE^I GÜNÜMÜZE TAHRİF HAREKETLERİ, c. II (2011)
٠ MİMAR SİN^N (Târihî Roman) (2011)
٠ MUHTASAR İSLAM JARIHI, C ; II (2010)
• TARİHTEN G.U^ÜMUZE TAHRİF HAREKET[ERI, c. I (2010)
٠ MUHTASAR İSLAM t a r i h i , c. i (2009)
• SOKOLLU MEHMED PAŞA (Târihî Ron^an) (2009)
• BARBAROS HAYREDDİN PAŞA (Târihî Rom an) ((هق0 و
٠ İSLAM DÜNYA GORUŞU (2008)
٠ MAKBUL VE MAKTUL İBRAHİM P^ŞA (Târihî Roman) (2008)
٠ م أBÂYEZİD'İN BEDDUASI (Tâ^hî Rom an) ( 200(ة
٠ BİR m a zlu m PADIŞAy SULTAN ABD ULHAM ID (200?)
٠ CEM SULTAN'IN P^P^GA^I (Târihî Rom an) (2006)
٠ BI^M AZLUM PADİŞAH SULTAN A BD U LA ZIZ (2006)
٠ ZAĞANOS PAŞA (Târihî Roman) ( 2 0 6 ) و
• BİR MAZLUM PAÇIŞAH S U L ^ N VAHIDEDDIN (200^)
٠ HAYAT FELSEFESİ YAHUD y a ş a m a k SANATI (2005)
٠ DÜZMECE MUŞTAFA. (Târihî Roman) (200^)
٠ KAVUKLU i h t i l â l c i (Târihî Roman) (2005)
٠ ITHAFLI F I K R A (2005)
٠ FİLİSTİN DRAMI'NIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ (2004)
٠ GURBET i ç i n d e g u r b e t (2004)
٠ g ç h i l a f e t ç i ş a h s i y e t (1995)
• AŞIKLAR ÖLMEZ!.. (1994)
• G£ÇM}Ş GÜNÜ ELEKKEN c. 1 (Hâtırât) (1993)
٠ ^.EÇ^IŞ GÜNÜ ELERKEN. c. II (Hâtırât) ( 1 9 9 (ة
٠ BİN u y d u r m a k e l i m e y i b o y k o t (1993)
٠ İSLAM YAZIŞINA DAİR (1993)
• USTAD NECİP FA ZILA DAİR (1993)
• g e ç m i ş i v e G EtECEG I İLE HİLAFET (1993)
• CEMRE (Şiir) (1992)
٠ HİCRET (Hâtırat) i. 1990)
٠ İSLAMCI G^E„NÇLIGIN EL KİTABI (1981)
٠ KANLI DÜĞÜN (Târihî Roman) ( ر^?و ل
٠ UZUNCA SEVİNDİK (Târihî Roman) (İ9 7 3 )
٠ KIRIK KILIÇ (Târihî Roman) (1973)
٠ ALI ŞUKRU BEY (1978)
• LOZAN ZAFER MI, HEZİMET M ? أc. I (1965)
٠ LOZAN ZAFER MI, HEZİMET MI? c. II (1974)
• LOZAN ZAFER MI, HEZİMET MI? c. III (1977)
٠ OSMANOGULLARI.'NIN DRAMI (1974)
• MUSUL MES'E^EŞI ve IRAK TURKLERI (1972)
• M OSKOF m e z a l i m i (1970)
٠ AM ERİKA'DA ZENCİ MÜSLÜMANLIK .HA^REKETI (1967)
٠ KURTULUŞ SAVAŞI'N D A SARIKLI MUÇAHIDLER (1967)
٠ YUNAN (TÜRK'ÜN SİYAH KİTABI) (1966)
٠ MACAR i h t i l a l i (1966)
lQ ıdir MtsıroğCu
Müellif bu eseri yazdığı sırada
İÇİNDEKİLER
Önsöz............................................................................ 9
BİRİNCİ BÖLÜM
Giderilmesi Şart Olan:
ÜÇ FITRÎ İHTİYAÇ
A-Rehber veya Mürebbî İhtiyacı.............................. 16
B-Beslenme ve Barınma İhtiyacı............................. 21
C-Bilgi Edinme İhtiyacı............................................ 35
İKİNCİ BÖLÜM
Muhtemel Zararları Asgarîye İndiren:
ÜÇ PRENSİP
A-Gerçekçi Olmak......................................................41
B-Önceden Kararlaştırılmış Prensiplere Sahip
Olmak.......................................................... .............. 50
C-İrâde Terbiyesine Muktedir Olmak..................... 54
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
îmana Ulaştıran:
ÜÇ TANIMA
A-Kendini Tanımak................................................... 66
B-Mekân, Zaman Şartlarını Tanımak.................... 71
C-Umûmî Mânâsıyla Kaderi Ve Onun Bir Cüz ,i
Olan Kendi Kaderini Tanımak................................. 76
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Hayatı Huzurlu Kılan:
ÜÇ SEÇİM
A-Meslek, Yani İş Seçimi........................................ 86
B-Eş, Yani Âile Seçimi........................................... 100
C-Dost Yâhud Arkadaş Seçimi............................. 113
BEŞİNCİ BÖLÜM
Hayatı Verimli Kılan:
ÜÇ KORUMA VB KULLANMA
A-Sağlığı Korumak ve Kullanmak........................ . 121
B-Zamanı Kullanmak Dirayeti............................... 134
C-Mâlî İmkânları ve Hâssaten Parayı
Kullanmak ................... ................. ........................ 140
ALTINCI BÖLÜM
Sahibini Olgun Kılan:
ÜÇ FITRÎ TEMÂYÜL
A-İyimser Olmak....... .......... ................................... 151
B-Diğergâm ve Cömert Olmak............................... 158
C-Çalışkan Olmak.................................................. 167
YEDİNCİ BÖLÜM
Kontrol Altında Tutulması Gereken:
ÜÇ MÜMEYYİZ VASIF
A-Zekâ......... ........................................... ................ 177
B-Cesâret................................................................ 181
C-Kanaatkârlık ve Tevâzû....................................... 184
Ve m inellâhi’t-tevfîk.
(Başarı, Allah’tandır.)
Kadir MISIROĞLU
12 Temmuz 2005-ÜSKÜDAR
Giderilmesi Şart Olan:
ÜÇ FITRÎ İHTİYAÇ
1697 yılma kadar Paris şehri ahalisi gece ve gündüz her türlü
pislik ve süprüntüyü pencerelerden sokaklara pervasızca
dökerlerdi, Paris’te XIV. Louis zam anında hiç kimse sokakta
giderken ' başından aşağı pis bir şey dökülmeyeceğinden emin
değildi. 1780’de sokakları kirletmemeyi em reden bir çok sert
KADÎR MISIROĞLU 29
A- GERÇEKÇİ OLMAK
Muhayyile, âdem oğlunun Cenâb-ı Hakk’ı
bulm aya yarayan en ehemmiyetli bir melekesidir.
Zira m üşahhaslara saplanıp kalm ak, onları
vücûda getiren asıl sâiki kavram aya -çoğu kere-
engel olur. Sır idrakine sahip olm adıkça ve maddî
âlemi îzâh ederken o âlemin m addî varlığını aşan
bir îzâha ulaşam adıkça ne K âinat’m îzâhı ve ne de
Allah hakkm daki bilginin kem âline vâsıl olmak
m üm kün olabilir. Ancak bu muhayyile kudreti ve
onun kullanılışı da aynen diğer b ü tü n mevhibe-i
ilâhiyelerin kullanılışı gibi vasat bir seviyede yani
dengeli olmalıdır. Bu denge hayal istikaam etinde
bozulduğu takdirde hayatın reel (şe’nî) gerçekleri
42 HAYAT FELSEFESİ YÂHUD YAŞAMAK SANATI
B- ÖNCEDEN KARARLAŞTIRILMIŞ
PRENSİPLERE SAHİP OLMAK
Hayat sürprizlerle doludur. İnsanoğlu bazen
öyle bir hâdiseyle karşılaşır ki, nasıl hareket
edeceğini lâyıkıyla tâyin etm ekten âciz kalır.
Fevkalâdelikler karşısında tereddütlü kalmak,
kötü bir karar vermekten d ah î ağır neticeler
A-KENDİNİ TANIMAK
însan, Cenâb-ı Hakk’m b ü tü n sıfatlarından
bir tecellîye (nasibe) mâlik olduğu cihetle onun
tam m ânasıyla kavranm ası, b ü tü n bir kâinâtm
anlaşılıp izah edilmesi kadar güçtür. Ç ünkü o,
zübde-i kâinâttır. Yani, kâinâtm özü, hülâsâsı ve
tohum u mesabesindedir. Bundaun dolayı İslâmî
edebiyatta insan “âlem -i asg ar” yani, küçük âlem
olarak adlandırılır. Bu nükteyi ifade için Divan
Edebiyatı’nm zirve şairlerinden Ş eyh Gâlib:
“Hoşça bak z â tın a kim , zübde-i âlem sin sen
M erdûm -i dîde-i ekvân olan âd em sin se n ”9
beytini söylemiştir. Cenâb-ı H akken sıfat tecellîleri
ile vücûd bulan âlemimizde tek varlık insandır ki,
“beka” ve “h âlık ” sıfat-ı ilâhiyyeleri hâriç olmak
üzere her sıfat-ı ilâhiyyeden bir nasib sahibidir.
B undan dolayı “eşref-i m aM û k aat”, yani
yaradılm ışlarm en şereflisi olarak yâd edilmiş
bulunduğu gibi Cenâb-ı H akk’m kendisi de onu
Yüce K ur’â n ’ımızda “halîfe t u llâ h ” olarak ilân ve
ifade etmiştir.
“B eka” sıfat-ı ilâhiyyesini Cenâb-ı Hak,
kendi nefsine hasrettiği için b ü tü n varlıklar ve bu
arad a insanlar da fânilikle m ahkûm durlar. Ebedî
bir değişikliğe m âruz kalmak, onlar için kader-i
m utlaktır.
A- MESLEK SEÇİMİ
İnsanoğlu, Cenâb-ı H akk’m bütün
sıfatlarından bir tecellî nasibine m azhar olmak
itibariyle adetâ küçük b ir. Kâinattır. Onu “eşref-i
m a h lû k â t” (mahlükâtm en şereflisi) kılan keyfiyet
de budur. Cenâb-ı Hakk’m sıfat-ı ilâhiyyelerinden
sâdece “beka” ve “h âlik ” sıfatları, ne âlemimizde
ve ne de onun özü, çekirdeği ve tohum u
mâhiyetindeki insanda mevcuddur. Bu keyfiyet,
b ü tü n varlıkları fânîlikle m ahkûm kılmıştır. Hâlık
sıfat-ı ilâhiyyesinin adem-i mevcudiyeti de hiçbir
fiilin Cenâb-ı Hakk’m ona hâlık sıfatı ile dâhil
olmadıkça gerçekleşememesidir. B undan dolayı
herşey ebedî bir tahavvülât ve tebeddülâta
(değişikliklere) m âruz kalm aktan kurtulam adığı
gibi re ,sen bir fiili gerçekleştirmesinin de
KADİR MISIROĞLU 87
budur!..
Amelî Tavsiye: Bu D ünya’d a maişete m edar
olmak üzere, bir meslek sahibi olm ak gerektiğine
ve hayatı dolduran fiiller içinde “m eslek î” olanlar
kaahir ekseriyeti teşkil eylediğine nazaran
bunların mîzac ve temayüllere aykırılığı hayat
boyu süren bir huzursuzluk sebebi olur! Bu
sebeple meslek seçimini doğru bir sûrette
gerçekleştirmek, hayattaki en ehemmiyetli
m es’eîelerden biridir!.
Bu sebeple önce kendi fıtrî temâyüllerini iyi
tâyin ve tesbit etmeli ve meslek seçimini bu tâyin
ve tesbitten sonra yapmalıdır!
Bir de seçilen mesleğin dünyevî kazanç
yanında ve aynı zam anda uhrevî kazanca da âmil
. olup olamayacağına dikkat etmelidir. B unda da
“âzam fnin peşinde olmalıdır. Zîrâ hiçbir akıllı
adam, şeker ihtiyâcı için “keçiboynuzu” meyvasmı
kullanmayı tercih etmez.
Şöyle ki;
İkinci olarak “tash ih -i am el” gelir. Bu da
b ü tü n fiil ve faaliyetleri bu gayenin emrine
vermeyi icab ettirir. O takdirde D ünya’da hiçbir
şey, bu hedefe yönelen insan için “m aksudun
b izzat” (gâye) olamaz ve sadece “v â sıta ”
hükm ünde kalır. Diğer taraftan bu vasıtalığa
hizmet ettiği ölçüde fâil nezdinde bir itibar ve
değeri hâiz bulunur. Böyle yapm ak, b ü tü n fiilleri
İlâhî rızâ ile yönlendirmeyi doğurduğundan,
binnetice b ütün fiiller -b u an a gâye dolayısıyla-
birer ibâdet olurlar. Şu şartla ki, onlar şu esas
gâye için uygun vasıfta ve kifayet m iktarında
olmalıdır.
Meselâ bir insan rızâ-yı İlâhîyi kazanmayı
hayatının um ûm î ve nihâî gâye si hâline
getirdikten sonra, onun yemek yemek, uyku
uyum ak gibi b ü tü n fiilleri bu gâyeye hizmet haddi
ve vasfı ile tahdid edilmek lâzım gelir. Bu tahdid
yapılmadığı takdirde o fiiller “m atlû b u n b izzat”
olurlar. Bunların sadece o asıl gâyeye
yardımcılıkları dolayısıyla ibâdet hükm üne
girdikleri düşünülürse vasıf ve kifâyetlerindeki
noksanlık veya ziyâdelik kadar m erdud olurlar.
Meselâ insan şu ulvî gâyeyi gerçekleştirmek için
her yirmi dört saatte bir uyku uyum aya
m ecburdur. Ç ünkü vücûdun o gâye için
kullanılm ası belli periyotlarla dinlendirilmesine
bağlıdır. Ancak bu m aksat için yedi-sekiz saatlik
bir uyku kâfi gelirken bir kimse onu, on beş saata
çıkarırsa, bu, kifâyet m iktarından fazlasını aynı
138 HAYAT FELSEFESİ yâhud YAŞAMAK SANATI
A- İYİMSER OLMAK
İyimser olmak, bir zihniyet meselesidir. îslâm
b ü tü n emirler ve nehiyleriyle inşâsını hedef ittihaz
eylediği “kâm il m ü ’m in ”e, aynı zam anda bu vasfı
da kazandırm ak ister. E sasen zıdlar üzere
kurulm uş olan âlemimizde menfilikler ve m üsbet
oluşlar içiçedir. Bu keyfiyet, Allah tarafından
beşerî hayatın bir “im tih a n sa h n e s i” olarak
yaratılm ış olmasının bir neticesidir. B ununla
beraber içiçe âhenk, nizam ve kargaşayı
barındıran âlemimizde âhenk ve nizam, kargaşaya
gâlibtir. Bu keyfiyet, hadîs-i kudsîde ifadesini
152 HAYAT FELSEFESİ yâhud YAŞAMAK SANATI
düşecek!”
Cenâb-ı Hak, cömertliği böyle anlam aktan
b ü tü n ümmet-i Muhammed’i m asu n (korunmuş)
buyursun.
Diğergâmlık ve cömertlik, iyimserlikle birleşir
ve belli bir hadden ileri derecede benim senirse
b u n u n neticesi de ekseriyâ h ü sran ve yanılmadır.
Zira diğergâmlık, cömertlik ve iyimserliğin
müteveccih olduğu m uhatabı ince eleyip sık
dokuyarak onun liyâkatini dikkate almamak,
ekseriya zaman, para ve enerji israfından başka
bir netice hâsıl etmez.
Yaşımız yetmişi devirdiği şu sıralarda geriye
baktığımızda böyle yanılmalarla husûle gelen
h ü sran lara teessüf etm ekten kendimizi
alamıyoruz. Kimi polis, kimi heveskâr, kimi
sahtekâr pek çok insana inanıp yaptığımız
fedâkârlıkların çoğunun işe yaram adığını ve aptal
yerine konulduğum uzu görmekle cidden elem
duymaktayız. Bu noktada bizi ve bizim gibileri
teselliye m edâr olmak üzere bir tarihî vak’a
zikredelim:
Peygamber (a.s.)’m medhine m azhar olmuş
büyük hüküm dar Fatih Sultan Mehmed Han
hazretleri hocası Akşemseddin ile bir gece
yaptırdığı medreseyi teftiş için hareket etmişler.
D aha medreseye girmeden dışarıdan b ü tü n
odaların kandillerinin yanm akta olduğunu
görmüşler. Akşemsedin hazretleri talebesi Fatih’e
buyurm uş ki:
166 HAYAT FELSEFESİ YÂHUD YAŞAMAK SANATI
C- ÇALIŞKAN OLMAK
Hayatı randım anlı kılmanın bir şartı da
çalışkanlıktır. Zîra tembel bir insanın öm rünün
semereli geçmesine im kân ve ihtim âl yoktur.
Fakat bu haslet de hem fıtrî, yani bir İlâhî
mevhibe ve hem de iktisâbîdir. Fıtrî olan kısmının
gelişip şüm ûllenm esi için bir in san d a kalp ve
kafaya yerleşmiş köklü ve seviyeli bir dâvânm
mevcuûdiyeti şarttır. Bir dâvâya ne kadar
ihtirasla bağlanılırsa, onun u ğ ru n d a vâkî olacak
hareketlilik de o nisbette kesif bir sûrette
gerçekleşecektir. B una göre gâyesiz insanlar âdeta
boş çuval gibidirler. Ayakta durmaLarına im kân ve
ihtim âl yoktur.
Şu hâlde çalışkanlığın temel sâiki bir gâyeye
gönül vermek, onu lâyıkı veçhile benimseyip
benliğine sindirmektir. Hemen hem en ekserî
gerçekleştirilen faaliyetler de, benim senen gayenin
azamet ve ehemmiyeti nisbetindedir. B una göre
insan için hayal edilebilecek gayelerin zirvesi
“vâsıl-ı ilâllah” olabilmektir. Bir m ahlûk olan
insanla Allah’ın zât hakikati arasındaki mesâfe
insan idrâkine sığmayacak derecede ve âdeta
sonsuz olması ile bu dâvânm ehemmiyet ve
azameti mîzan edilmeli, ölçülüp tartılmalıdır.
168 HAYAT FELSEFESİ YÂHUD YAŞAMAK SANATI
A- ZEKA
Hayatı verimli ve ü stü n bir seviyede yaşam ak
için elzem olan vasıflardan biri de “zekî”
olmaktır. Zira aptallar ekseriyâ k aş yaparken göz
çıkarırlar. Bir hareketin meşrûiyyetini tartıp
dökmek için aslî şart zeki olmak ve bu zekâyı
kifâyet m iktarı ilim dâhilinde kullanm aktır.
B ununla beraber zekânın azlığı gibi çokluğu da
ekseriyâ belâdır.
Gerçekten insanların b aşına gelen
m usibetlerin aşırı zekâ sebebiyle vâki olanları,
zekâ azlığı sebebiyle vâki olanlardan hem
kemmiyet itibariyle fazla ve hem de keyfiyet
itibariyle büyük çaplıdırlar. Zira zekâ, iki ağızlı bir
178 HAYAT FELSEFESİ YÂHUD YAŞAMAK SANATI
B-CESÂRET
Seviyeli bir hayat için gerekli oLan vasıflardan
biri de cesârettir. Bu da biraz fıtrata bağlı olmakla
beraber hayat şartları m uvâcehesinde onun
gelişmesini veya körelmesini intaç edecek haricî
şartlarla da bağımlıdır. Evvelce bir vesîle ile tem âs
etmiş olduğumuz üzere tabiatla h aşir neşir bir
hayat sürm ek cesareti takviye edip geliştirirken,
bir apartm an dairesinde yaşam ak nevinden
hayattan kopukluk da insanları korkaklaştırır.
Yahudilerin umûmiyetle korkak telâkkî
edilmelerinin bir sebebinin de onların tarih
boyunca büyük şehirlerde sürdürdükleri
tabiattan kopuk bir yaşayışın eseri olduğunu
evvelce bir nebze anlatmıştık.
Cesaret, risk almayı, yani tehlike
göğüslemeyi gerektiren bir meziyettir. Hayat,
hiçbir zam an cetvelle çizilmiş düm düz bir yol gibi
temâdî etmez. Onun dâim â iniş-çıkışları ve
m uhataraları vardır. Bu m uhataralar karşısında
yılmayıp azim ve cesâretle hedefe yürüm ek
başarının şartlarından biridir. Bu bakım dan
hâricî şartların aleyhte bir gelişme gösterdiği
zam anlarda korkaklık, dâvalara pek pahalıya mâl
olan bir büyük kusurdur. Böyle zam anlarda
cesâret, izâfî olarak daha büyük bir değer iktisab
eder ki, zamanımız da böyle zam anlardan biridir.
Gerçekten bir m üm in insan için,
menfiliklerin katlanılm ası im kânsız bir sûrette
dehhâmeleştiği günüm üzde cesaret her
zam ankinden daha büyük bir ehemmiyet
182 HAYAT FELSEFESİ YÂHUD YAŞAMAK SANATI
C- KANAATKÂRLIK VE TEVÂZÛ
K anaatkârlık ve tevâzû İslâm ’ın her
m üm inden beklediği iki kemâl (olgunluk) sıfatıdır.
Kanaatkârlık, nefsânî iştihalara gem vurm akla
KADİR MISIROĞLU 185
SEKİZİNCİ BÖLÜM
BİRKAÇ SÖZ:
B u hikem iyât başlıklı kısım aslında
m üstakil bir kitaptır. Fakat henüz
tam am lanm adığı ve b u eserin m uhtevâsıyla
alâkalı olduğu için onu “H ayat F elsefesi
yâ h u d Y aşam ak S a n a tı” isim li bu fikir
bahçesinin bir k en arın a -k ü ç ü k bir fidan
hâlinde- iliştiriverdik. E sâsen biz böyle sırf
vecize ihdas için bir gayret peşinde koşm uş
değiliz. B unlar vehleten ve sırası geldikçe
sohbette vârid olm uş sözlerdir. Bir
d ostum uz b u n ları so h b etten ayıklayarak
toplam ış ve geliştirilerek m ü stak il bir kitap
hâline ifrağım taleb etm iştir. Şimdilik bu
arzuyu yerine getirecek fırsat
bulam adığım ızdan o n u böyle tohum veya
fide hâlinde vakt-i m e rh û n u n a k ad ar
saklam ak yerine b u ra d a o n u n geleceğini
" m üjdeleyen bir varlık hâlinde arzetmeyi
uygun bulduk.
Faydalı olm ası üm îd ve tem ennisiyle!..
%adir MısıroğCu
KADÎR MISIROĞLU 195
ŞENİNDİR!
UNUTMA!..
BİR ŞAHIS VEYA DÂVÂYA, KÜLFETİNE
KATLANABİLDİĞİN KADAR DOST, İKRAMINDAN
MÜSTAĞNİ KALABİLDİĞİN KADAR
DÜŞMANSIN!..
BU KEYFİYET BUĞZUN DA MUHABBETİN
DE ALLAH İÇİN OLMASININ TABİİ BİR
NETİCESİDİR!..