Professional Documents
Culture Documents
Değişen Erkek Kimliğinin Bedensel İzdüşümleri
Değişen Erkek Kimliğinin Bedensel İzdüşümleri
net/publication/332763877
CITATIONS READS
0 576
1 author:
M. Özer Özkantar
Gaziantep University
7 PUBLICATIONS 5 CITATIONS
SEE PROFILE
Some of the authors of this publication are also working on these related projects:
All content following this page was uploaded by M. Özer Özkantar on 30 April 2019.
M. Özer ÖZKANTAR
Öğretim Görevlisi
ÖZET:
Günümüz dünyasında, gerek teknolojinin hızlı gelişimi gerekse kitle iletişim araçlarının
önlenemez yükselişiyle toplumların hücrelerini oluşturan bireyler ve bireylerin
toplumsal normlarla özdeşleşen rolleri, belirgin ölçüde değişmekte ya da evrim
geçirmektedir. Bu noktada, toplumsal cinsiyet rollerinin de geçirdiği farklılık
yadsınamaz bir gerçektir. Örneğin, birçok toplumda geçmişte pasifleştirilmiş veya
ötekileştirilmiş kadın kimliği, yerini daha aktif, güçlü ve ataerkil yapıdan sıyrılmış bir
kadın kimliğine bırakmıştır. Aynı şekilde, erkeğin rolü ya da erkeklik algısı da
toplumlarda hızla değişmekte ve yeni bir boyut kazanmaktadır. Yeni erkek kimliği artık
geleneksellikten uzaklaşarak başka sosyal yapılarla iç içe geçmeye başlamıştır. Bu
durum da erkeklerin özellikle medyada daha kadınsı resmedilmesi ve tıpkı kadınlar gibi
erkeklerin de birer cinsel obje olarak betimlenmesiyle sonuçlanmıştır. Bu çalışmada,
özellikle 2000’li yıllardan sonra değişmeye, evrimleşmeye ve yenilenmeye başlayan
erkeklik rollerinin estetik ve fiziksel yansımaları, medya ve reklam araçları üzerinden
irdelenecektir. Bu amaçla, ünlü İtalyan markası Diesel’in 2000’li yıllarda görsel
medyaya yansımış dört farklı reklam fotoğrafı rastgele seçilerek içerik analizi
yöntemiyle incelenecek ve ilgili görseller göstergebilimsel analiz yöntemiyle
irdelenerek başkalaşan erkeklik kimliğinin yeni halleri ön plana çıkartılmaya
çalışılacaktır.
1
Anahtar Kelimeler: Erkek kimliği, Erkeklik ve erkeklik rolleri, Başkalaştırılmış
erkeklik ve beden, Diesel reklamları.
GİRİŞ:
20. yüzyılda, teknolojinin gelişmesi, kitle iletişim araçlarının her geçen gün
güçlenmesi ve yaygınlaşması, siyasi ve kültürel değişimlerin yarattığı atmosfer,
toplumsal ve sosyolojik farklılıkları da beraberinde getirmiştir. Bu farklılıklar, özellikle
toplumsal cinsiyet rolleri üzerinde net şekilde gözlemlenebilmektedir. Çünkü toplum
içersinde hem kadın hem de erkek yeni roller edinmeye ve kendilerini yaşadıkları sosyal
çevre içerisinde farklı şekilde konumlandırmaya başlamıştır. Bu durumu tetikleyen
birden çok faktör bulunmaktadır.
3
erkeklik kimliğinin günümüz görsellerinde nasıl resmedildiği ve yorumlandığını ifade
etmek adına ise ünlü İtalyan markası Diesel’in çeşitli reklam fotoğrafları rastgele
seçilerek başkalaşan erkeklik tiplerine dair bir içerik analizi ve çözümleme
gerçekleştirilecek ve böylelikle eski ve yeni erkeklik rollerine dair karşılaştırmalı bir
analiz yapılacaktır. Bu noktada, yenilenen toplumsal rollerin ideolojik mesajlarını
çözümleme adına ise Roland Barthes’ın göstergebilimsel yaklaşımı olan düz anlam-yan
anlam ilişkisinden yararlanılacaktır. Buna bağlı olarak da değişmekte olan toplumsal
cinsiyet rollerinin medyadaki yansımaları gözler önüne serilmeye çalışılacak ve ortaya
çıkan yeni erkeklik algısının bir eril kriz süreci olup olmadığı tartışılacaktır.
Geçmişten günümüze, erkek kimliği ciddi ölçüde değişime uğramış ve yeni bir
boyut kazanmıştır. Ancak uzun yıllar erkek kimliğinin belli başlı kalıp yargılar
üzerinden değerlendirildiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bu bağlamda, geçmişte
birçok erkek egemen toplumun temelini oluşturan temel erkek imgesi güçlü, yenilmez,
kaybetmez, hata yapmaz, şeklinde betimlenmekteydi. Örneğin Baudrillard, erkekliği
seçkin olmak, hata yapmamak ve titizlik gibi özelliklerle tanımlamaktadır (Baudrillard,
1997). Brannon’a göre ise, erkeklik; duyguları kontrol edebilmekten, kadına ve kadınsı
davranışlara mesafeli olmaktan, homofobik yaklaşımlardan, güce ve başarıya olan
tutkudan geçmektedir (Brannon, 1995:3). Bu konuda Segal ise erkek kimliğini nasıl
olunması gerektiği üzerinden değil de nasıl olunmaması gerektiği üzerinden ifade
etmeye çalışmış ve erkek kimliğinin kadınsı olmama, eşcinsel olmama ve dışlanmış ya
da damgalanmış bir etnik kimliğe sahip olmama üzerinden açıklamıştır (Segal, 1992).
4
özdeşleşmiş duygulara olarak görülmekte ve bu tarz eğilimler alışılagelmiş erkeklik
tanımlarına uymamaktadır.
Hatta, Selek bu konuda daha genel bir ifade kullanmakta ve toplum içerisinde
iyi olanla özdeşleşen şeylerin erkeksi ya da eril, değersiz şeylerin ise kadınsı olduğu
erkek egemen bir dünyada yaşadığımızı ifade etmektedir (Selek, 2014). Demez’e göre
ise, erkeklik kas, güç ve zekâ üçlemesinin bir kombinasyonu olmalı ve erkekler, kadına
dair olduğu kabul edilen hassaslık, zayıflık, duygusallık gibi kavramlardan uzak
durmalıdır (Demez, 2005; 214).
Bunun yanı sıra, eşcinselliğe olan bakış açısı da erkek kimliğinin tanımını ya da
sınırlarını oluşturan bir diğer etmendir. Birçok erkek egemen toplumda, homoseksüellik
tabu olarak görülmüştür ve kitle iletişim araçlarında eşcinseller fazla bakımlı, kırılgan
ve sapkın olarak tasvir edilmiştir (Erdoğan, 2011). Bu nedenle, kalıplaşmış erkek
kimliği ve eşcinsellik birbirleriyle taban tabana zıt iki kavram olarak değerlendirilebilir.
Çünkü ataerkil erkek düzeninin bakış açısına göre gay olmak erkeğin tabiatına uygun
değildir. Bu nedenle, eşcinsel erkekler, heteroseksüel erkekler tarafından ötekileştirilir
ya da dışlanır. Kısaca erkek adam erkek gibi olmalı, kadınsı olanla arasına mesafe
koymalıdır.
5
erkeklik çeşitli aşamadan geçerek edinilen bir süreç gibi görülmektedir. (Barutçu,
2013).
Erkeklik tanımları, sadece toplumsal cinsiyet rolleri üzerinden değil, erkeğin güç
ve iktidar arzusu üzerinden de tanımlanmaktadır. Örneğin, Kandiyoti erkekliği kadınlara
karşı iktidar ilişkilerini düzenleyen toplumsal bir yaklaşım olarak ifade etmektedir.
(Demez, 2005). İktidar ve erkeklik tanımları söz konusu olduğunda karşımıza Connel’ın
ön plana çıkardığı ve erkeklik çalışmalarında da oldukça sık karşımıza çıkmakta olan
hegemonik erkeklik kavramı önem kazanmaktadır. Sancar’a göre, Connel’ın bahsettiği
hegemonik erkeklik kavramı küçük ya da sınırlı bir erkek grubunun nasıl tüm gücü ve
iktidarı ellerinde tutabildiğini ve elde ettiği maddi ya da manevi gücü nasıl ve hangi
yöntemlerle meşrulaştırdığını açıklamaya çalışır. Bu noktada, güce ya da
meşrulaştırmak için mücadele edilen iktidara sahip erkek grubu küçük bir güruhtan
oluşmaktadır ancak onları onaylayan geniş bir erkek oluşumu söz konusudur (Sancar,
2009). Böylelikle, azınlık olarak egemen güce sahip erkekler, diğer erkeklerin de
desteğiyle kendi içlerinde bir hegemoni yaratarak kendi erkekliklerini, kendine dair
olmayana kabul ettirmektedirler. Aşırı ya da negatif erkeklik olarak da tanımlanması
mümkün olan hegemonik erkekliğin temelinde kadınlara, eşcinsellere ve mevcut düzene
destek olmayan diğer erkeklere karşı oluşturulmuş bir tavır bulunmaktadır. Başka bir
deyişle, hegemonik erkeklik kendinden olmayanı yok etmese da kendi gibi olmaya
zorlayan bir sistemin sonucudur.
Bir başka tanımda ise, hegemonik erkeklik, iktidarın temel taşlarını ön plana
çıkartma kaygısı güden, kendi erkeklik tanımlarını yapan ve bu tanımı kurumsallaştırıp
diğer erkeklere kabul ettiren hegemonik bir gücün halkasıdır şeklinde ifade edilmektedir
(Erkılıç, 2011). Connel’da, hegemonik erkekliğin kendine ait olmayanı yok etmeye
çalışmadığını ancak ötekileştirerek ikinci konuma ittiğini ve böylelikle
değersizleştirdiğini ifade etmektedir (Connel, 2002). Kısaca, kendi iktidarını
meşrulaştırma yolunda erkek egemen düzen farklı olanı ayrıştırmakta, kendi dünyasının
içine katmamakta ve onu ön planda tutmamak adına göz ardı etmektedir. Böylece, eril
iktidar gücünü sürekli olarak yenilemekte ve kadın kimliğini ya da ötekileştirme yoluyla
yolundan çekmeye çalıştığı diğer tüm kimlik ya da etnik yapıları kendi düzeninin içinde
önemsizleştirerek pasifleştirmektedir.
6
Öyle ki, söz konusu kimlik erkek bile olsa iktidarın çıkarları ya da
meşrulaştırılarak devam ettirilen tahakküm sisteminin menfaatleri önemlidir.
Hegemonik erkeklik, erkek egemen sistemin temelini oluşturan yapının önemli bir
dayanak noktası olarak ifade edilebilir. Kadının özgürleşmesinin önüne geçen, erkeğin
çıkarlarını birincil tutan ve heteroseksüel bir yapıyı yücelten bu yaklaşım değişen
toplumsal yapıyla beraber yeni erkek kimlikleri ya da tiplerinin ön plana çıkmasına
mani olamamıştır. Her ne kadar yeni erkeklik tipleri de mevcut düzenin parçası olmaya
devam etse de alışılagelmiş erkeklik yerini bambaşka bir erkek tanımına bırakmaya
başlamıştır.
7
toplumlarda 80’li yıllarda, Türkiye gibi ataerkil düzenin daha keskin yaşandığı
ülkelerde ise 90’lı yılların ortalarında tüketim toplumunun da ön plana çıkması ile aile
reisi erkek kimliğinden kopuş başlamış ve yeni erkek imajı oluşmaya başlamıştır. Gill’e
göre, yeni erkek; hassas, duygusal, eşitlikçi, kadınlara saygılı, fiziksel görünümüne
önem veren ve bunun için para harcayan bir kimliktir (Gill, 2003:37). Bu tasvir aslında
yeni erkek tiplerinin ortaya çıktığını gösteren bir kanıt niteliğindedir. Sadece davranışsal
değil estetik açıdan da değişen yeni erkeklik tipleri 2000’li yıllarla beraber hızla artış
göstermiştir.
Eğer yeni erkeklik tiplerine dair bir sıralama yapılacak olursa ilk olarak
metroseksüel erkek olarak da bilinen bakımlı, entelektüel, kentli, gelir düzeyi bir hayli
yüksek erkek modelinden bahsetmek mümkündür. Saçlarına jöle süren, manikür,
pedikür yaptıran bu erkek modeli aynı zamanda sporcu bir kimliğe de sahiptir. Son
dönem reklam görsellerinde karşımıza oldukça fazla çıkan metroseksüel erkek
alışılagelmiş erkekliğin oldukça dışında resmedilmekte ve erkeklik algısı homoerotik
şekilde cesurca vurgulanmaktadır. Bir başka erkeklik tipi olarak karşımıza überseksüel
erkek modeli çıkmaktadır. Metroseksüel erkeğin de özelliklerini taşıyan bu kimlik için
ılımlı erkeklik ifadesi yanlış olmayacaktır. Çünkü modernliği ve nezaketi ön plana
çıkartmaya çalışırken bir yandan da kendi tarzını, erkeksi tavırlarını sürdürme çabası
überseksüel erkekliğin en temel özelliklerinden biri olarak gösterilebilir. İdeal erkek
kavramıyla örtüşen überseksüel erkekliğin metroseksüel erkeklikten en belirgin farkı ise
feminenleşmeden, kendi karakterini ortaya koyarak erkeklik kimliğini ön plana çıkarma
kaygısıdır.
1
http://www.sabah.com.tr/pazar/2015/06/28/erkekligin-evrimi
8
Metroseksüel ve überseksüel erkekten tamamen ayrışan bir diğer erkeklik tipi ise
günümüz dünyasında modern maço olarak da adlandırabileceğimiz retroseksüel erkek
kimliğidir. Dış görünüşüne çok önem vermeyen, kirli sakallı, kendini kadın kimliğinden
üstün gören bu erkeklik türünün ataerkil düzenin pekiştiricisi rolünü üstlendiğini
söylemek yanlış olmayacaktır. Modern dünyanın modern eğilimleri yukarıdaki erkeklik
kimliklerinden bağımsız, daha moda odaklı başka modelleri de beraberinde getirmiştir.
Örneğin, oduncu (lumberjack) ve heterosekseksüel kelimesinin bir araya gelmesiyle
oluşan lümberseksüel erkeklik, oduncu gömlekli, kaslı, kirli sakallı, sırt çantalı, şehir
hayatından uzak erkekleri anlatmak için kullanılmaktadır. Moda dergilerinin reklam
kapaklarında karşımıza oldukça fazla çıkan bu tip, kadınların erkeklere dair fiziksel
beklentileri ile ilgili de bizlere ipucu vermektedir. Çünkü yeni erkekler kendilerini
kadınların beklentileri ile şekillendirmeyi tercih etmektedir (Akyüz, 2003). Bir başka
erkeklik modeli ise dadbod erkeklerdir. İngilizce baba anlamına gelen dad ve vücut
anlamına gelen body kelimelerinin bir arada kullanılmasıyla oluşan dadbod erkekler,
özellikle Hollywood sinemasının ortaya attığı yeni bir kavram olarak ifade edilmektedir.
Evlendikten sonra sporu bırakan, hafif göbekli ama hala sporcu özellikler taşıyan bu
erkeklik algısı yeni baba figürü olarak da nitelendirilebilir. Eşine yardımcı, çocuk
bakımında usta, empati yeteneği gelişmiş ve anlayışlı bir baba kimliği olarak da
açıklanabilecek olan dadbod kavramı giderek yaygınlaşmaktadır. Teknoloji sevdalısı,
sosyal medya tutkunu olan erkekleri anlatmak için kullanılan tanım ise teknoseksüel
erkeklik kavramıdır. Günün büyük bir bölümünü bilgisayar başında geçiren bu
karakterler genelde sosyal yönü zayıf, iletişim sorunu yaşayan erkeklerden
oluşmaktadır.
9
söylemek mümkündür. Çoğunlukla, bu ideal vücutlar egemen düzenin kendini düzenini
sürdürmesini ya da meşrulaştırmasını kolaylaştırmak adına hegemonik gücün araçları
olarak kullanılır. Bu süreçte de reklamlar, bu imgelerin kullanımında mevcut sisteme
hizmet ederler.
Daha önce de ifade edildiği üzere, değişen toplumsal yapı kendi toplumsal
rollerini de değiştirme sürecine girmiş ve kadınlara ve erkeklere yeni roller biçmiştir.
Bu rollerin günlük hayatımız dışında en belirgin şekilde gözlenebileceği ortam, yazılı ve
görsel basındır. Geçmişte, gazete ve dergilerde güç ve iktidar odaklı betimlenen
erkeklik şimdilerde karşımıza yepyeni bir formla sunulmakta, erkekliğin erotizmi,
feminen halleri, estetik eğilimleri yeni erkekliğin paydaşları olarak karşımıza
çıkmaktadır (Rohlinger, 2002). Günümüz reklamlarında, erkekler çok büyük bir hedef
kitlesi olarak görülmekte ve reklamcılık sektörü erkek müşterilerin ilgisini çekmek için
her türlü yöntemi denemektedir. Erkekler, geçmişte kadınsı ya da eşcinsel görünmekten
korkmaktaydılar. Ancak, reklamların gerçeği yansıtmayan tıbbi konularla
ilişkilendirilmesi sayesinde erkeklerin kozmetik ürünlerini kullanma konusundaki
endişeleri azalmıştır. Bir diğer deyişle, reklamlar erkeklerin kozmetik kullandıklarında
daha çekici ve erkeksi olacaklarını erkeklere dolaylı olarak reklam görselleriyle
sunmaya başlamıştır (Haug, 1997). Bu durum da, reklamlarda erkeklerin daha kadınsı
kullanımının artışına yol açmış, parfüm reklamları, şampuan reklamları ya da iç
10
çamaşırı reklamlarında erkekler sıklıkla seksapaliteleri ön plana çıkartılarak
betimlenmeye başlamıştır.
Görsel-1:https://www.wonderlandmagazine.com/2013/08/23/diesel-reboot-diesel-
aw13-ad-campaign/
11
model de uzun ve bakımlı saçlarıyla oldukça feminen bir görüntüye sahiptir. İkinci
modelin kollarında yer alan büyük dövmeler de geleneksel erkek kimliğinden oldukça
uzak bir erkek profilini çağrıştırmaktadır.
Bu kadınsı haller, düz anlam ekseninde Diesel’in marka bağlamında uniseks bir
firma olduğunu vurguluyor gibi görünse de reklam fotoğrafının üzerinde bulunan yazı
içerdiği mesaj açısından oldukça dikkat çekicidir. Firma reklam sloganı olarak sosyal
medyada da ses getirmek adına #DieselReboot kelimelerini tercih etmiştir. Reklam
üzerinde yazan, reboot kelimesi İngilizce’de yeniden başlamak anlamına gelmektedir.
Bu noktada, yan anlam bağlamında bu reklam görseli erkeğin görsel sunumuna dair
yeni bir başlangıca, farklılığa ve başkalaşmaya işaret etmektedir. Diesel firması belki de
bu reklam fotoğrafı aracılığıyla evrimleşme sürecine giren yeni modern toplumun
değişimine adapte olabildiğini ifade etmek istemiş ve çağın gerisinde kalmayan,
toplumu yakalayan bir moda markası olduğunu vurgulamıştır. Fakat bunu yaparken de,
basmakalıp erkeklik ve modern erkeklik arasındaki değişimi tam anlamıyla gözler
önüne sermiş ve estetik açıdan bambaşka bir erkeğin ortaya çıktığını ortaya koymuştur.
Görsel-2:https://enjeanuity.wordpress.com/2014/01/31/diesel-springsummer-2014-we-
are-connected-ad-campaign/
12
modelin ise uzun saçları, vücudunun büyük bir bölümünü kaplayan dövmeleri,
kemerinin üstünde görünen Diesel iç çamaşırı ile hayli erotik bir üslup ile tasvir
edildiğini söylemek yanlış olmayacaktır. En sağdaki model ise kendine has saç modeli,
deri ceketi ve dövmeleri ile ön plana çıkmaktadır. Her üç modelin de ortak noktası
çıplaklıklarının ön plana çıkartılmış olmasıdır.
Görsel-3: https://tr.pinterest.com/pin/476607573036338241/?autologin=true
Yukarıda yer alan üçüncü reklam fotoğrafı Diesel’in online satış sitesini ön
plana çıkartmak için kullanmış olduğu bir görseldir. İlgili görselde, solda ve sağda iki
13
adet polis üniformasına sahip erkek model yer almaktadır. Diğer modelden farklı olarak
her iki karakter de giyiniktir ve yüzleri görünmemektedir. Ancak, bu iki polis
üniformalı erkeğin arasında yer alan ortadaki model, çıplaklığı ile ön plana çıkmaktadır.
İlk etapta dikkatle incelendiğinde, Diesel’in bu reklam görselinde kullandığı slogan olan
“you’ll care less” yani daha az önemseyeceksiniz ibaresi ve sağ altta, Diesel ibaresinin
hemen yanında yer alan “be stupid”, Türkçe karşılığı “aptal ol” ifadeleri, Diesel’in
normal ya da sıradan topluma dair bir göndermesi gibi görünmektedir. Yani, bu
sloganın hayatı daha az önemse, etrafında kimin olduğunu umursama ve salağa yat,
böylelikle farklı ol vurgusuna sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bu ifadeler, Diesel’in
sıradanlıktan uzaklaş ve hayatı fazla ciddiye almadan yaşa mesajlarıyla da
örtüşmektedir. Bu mantık üzerinden de Diesel’in özgür ve farklı bir marka olma
çabasına yönelik bir reklam görselini ön plana koyduğunu ifade etmek mümkündür.
Görsel-4:https://behindjeans.wordpress.com/2014/10/16/the-story-behind-
diesel/
14
Son görselde ise, Diesel’in 1950’li yılların Amerikan reklamcılığına dair yaptığı
bir gönderme bulunmaktadır. Amerika’da, özellikle İkinci Dünya Savaşı ile başlayan ve
hızla yayılan tüketim çılgınlığı ve kullanılan ürünün kişiyi daha mutlu ya da daha
başarılı kıldığını ifade eden reklam söylemleri oldukça yaygındı2. Özellikle, kadın
kimliğinin ön plana çıkartıldığı bu tarz reklamları alaylı bir dille eleştirmek için
Diesel’in dördüncü görseli kullandığı söylenebilir. Reklam görselinin sol altında yazan
“successful living” (başarılı hayat) kelimeleri ve reklamın sloganına da oluşturan
“Thank’s Diesel, for making us so very beautiful” (Bizi bu kadar güzelleştirdiğin için
teşekkürler Diesel) cümleleri de bu algıyı güçlendirmektedir. Her ne kadar bu reklamda
nükteli bir üslup benimsenmiş olsa da yine de Diesel’in kadınlar için daha yaygın
kullanılan beautiful (güzel) sıfatını erkek modeller için kullanması da oldukça ilgi
çekicidir. Fakat diğer reklam fotoğraflarından farklı olarak bu görselde erkeklik algısı
kadınsılıktan uzak gibi görünmektedir. Fotoğrafta yer alan beş model de yine yarı çıplak
olarak yer almakta ancak bu sefer kasları ile ön plana çıkan, birbirinden bağımsız
karakterler sergilenmektedir.
2
https://behindjeans.wordpress.com/2014/10/16/the-story-behind-diesel/
15
ve Zwick, 2004:25). İdealize edilen erkek algısı genelde açık tenli, kaslı, güçlü ve
varlıklı erkeğin temsilidir. Ancak, bu tasvirin çıplaklıkla sunumu erkekliğin
erotikleştirilmesiyle sonuçlanmakta ve bu noktada erillik algısı da tıpkı kadınlarda
olduğu gibi metalaştırılmaktadır. Bu görselde, düz anlam bağlamında geçmişe dair
alaycı bir üslup bulunmakta ve güzellik ve başarı kavramlarının nesneler üzerinden
bağdaştırılması dolaylı olarak eleştirilmektedir. Ancak, Diesel bunu yaparken kendi
eleştirdiği ya da alaycı bir tavırla göndermede bulunduğu şeyi dolaylı olarak kendi
yapmaktadır. İdealize erkek bedenlerin kullanımı ve bu modellerin kaslı, güçlü, yarı
çıplak betimlenmeleri yan anlam bağlamında bize erkek egemen toplumlarda bile
hegemonik erkekliğin kendi kurbanlarını yarattığını düşündürtmektedir. Tahakkümün
sağlanması adına kendi eril dilini kendince esneten ya da daraltan bir sistemin topluma
dayattığı roller kimi zaman kadınlarda kimi zaman ise erkeklerde karşımıza
çıkmaktadır. Kısaca, Diesel bu reklam görselinde belki feminenleşen erkeğe dem
vurmamış ancak erotikleştirerek metalaştırılan erkeği vurgulayarak başkalaşan erkeğe
dair izler sunmuş ve eskiyle yeni erkeklik arasındaki farka dair mesajlar vermiştir.
16
Bu çalışmada da, yeni erkeklik algısı ve yeni erkeklik tipleri yukarıdaki
gelişmeler ışığında açıklanmaya çalışılmıştır. Bu süreçte, yeni erkeklik tiplerinin
neredeyse hepsinin kadınlarla özdeşleşen fiziksel özelliklere sahip olduğu
görülebilmektedir. Bakımlı, dış görünüşüne önem veren erkek olarak da adlandırılan
metroseksüel erkek kimliği neredeyse tüm görsellerde karşımıza çıkmaktadır. Bunun
yanı sıra, hemen her görselde erkek erotizmi vurgulanmış ve bu vurgu kimi zaman
homoerotik bir yaklaşımla kimi zaman ise erkeğin beden algısı üzerinden
gerçekleştirilmiştir. Bu söylem ışığında, erkeklik algısının değişime uğradığı hatta
başkalaştırıldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Çünkü yeniçağın doğurduğu yeni
eğilimler, yeni yaşam tarzları ve yeni yaklaşımlar bireylerin doğal olarak da toplumların
erkek ve kadına dair beklentilerini köklü ölçüde değiştirmiştir. Bu nedenle, geçmişin
maço, sert ve otoriter erkeği evrilerek yepyeni bir bedene bürünmeye başlamış, bunun
sonucu olarak da erkeklik temsilleri hem günlük hayatta hem de reklamcılık sektöründe
bizlere bambaşka bir şekilde yansıtılmıştır. Kısaca, artık erkeklik tasvirleri alışılagelmiş
fiziksel sınırların dışına çıkarak yepyeni bir perspektif kazanmış ve sürekli bir devinim
içersinde yeni erkeklik tanımlarının önünü açmıştır.
KAYNAKÇA
17
Connell, R. W. (2002). Masculinities and Men’s Health, B. Baron (Ed), Gender in
Interaction. Perspectives On Femininity and Masculinity İn Ethnography and
Discourse. Philadelphia: John Benjamins Publishing Company.
Gill. R. (2003). Power And The Production Of The Subjects. A Geology Of The New
Man And The New Lad. Benwell, B. (Ed.) Masculinity and Men’s Lifestyle
Magazines: 37, Oxford-Malden, Blackwell.
18
Reichert, T. (2004). Reklamcılığın Erotik Tarihi. (L. Yazmacıyan ve V. Bora, Çev.)
İstanbul: Güncel Yayıncılık.
Pira. A., Elgün A. (2004). Toplumsal Cinsiyeti İnşaa Eden Bir Kurum Olarak Medya:
Reklamlar Aracılığıyla Ataerkil İdeolojinin Yeniden Üretilmesi.
http://cim.anadolu.edu.tr/pdf/2004/1130848482.pdf, Erişim tarihi: 10.10.2017.
Segal, L. (1992). Ağır Çekim Değişen Erkeklikler, Değişen Erkekler. İstanbul: Ayrıntı
Yayınları.
19
20