Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 112

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

Ünite-1

SOSYAL DÜZEN KURALLARI VE HUKUK

İnsan, yaşamını sürdürdüğü çevrede diğer insanlarla ve kurumlarla birçok ilişkiye girer. Bu ilişkiler sosyal
ilişki olarak adlandırılmaktadır. Bu sosyal ilişkilerin tâbi olduğu düzen ise, sosyal düzen olarak ifade edilmektedir.
Genel kabul gören bir yaklaşıma göre sosyal düzen kuralları; din kuralları, ahlak kuralları, görgü kuralları ve hukuk
kuralları şeklinde sınıflandırılmaktadır.

İnsan toplum denilen sosyal çevre içinde yaşamaktadır. İnsan yaşamını sürdürdüğü bu çevrede diğer
insanlarla ve kurumlarla birçok ilişkiye girer; bu ilişkiler sosyal ilişki olarak adlandırılmaktadır.

Sosyal ilişkiler her ne kadar birtakım çatışmalar içerse de belli bir düzen içinde yürümektedir. Sosyal
ilişkilerin tabi olduğu bu düzen sosyal düzen olarak ifade edilmektedir.

Sosyal düzen içinde yaşayan insanların ödevleri, hak ve yetkilerini düzenleyen kurallara sosyal düzen kuralları
denilmektedir.

Sosyal düzen kurallarının özellikleri şunlardır:


• Genel nitelik taşır yani ayrımsız herkese uygulanır.
• Süreklidir yani bu kurallar çok uzun zamandır ve aralıksız bir biçimde uygulanmaktadır.
• Bunlar yaptırımlı kurallardır.

Sosyal düzen kuralları zaman içinde değişim gösterebilirler., hatta bölgeden bölgeye, ülkeden ülkeye dahi
farklılaşabilirler.

Bir sosyal düzen kuralının zamanla ortadan kalkması da söz konusu olabilir. Öte yandan, bir davranış aynı zamanda
birden çok sosyal düzen kuralını ihlal edebilir. Örneğin aynı olay hem ahlak, hem din ve hem de hukuk kurallarına
aykırı olabilir.Hırsızlık, adam öldürme gibi.

SOSYAL DÜZEN KURALLARININ TÜRLERİ


Genel kabul gören bir yaklaşıma göre sosyal düzen kuralları şunlardır:
> Din kuralları
> Ahlak kuralları
> Görgü kuralları
> Hukuk kuralları

Din Kuralları
İlkel toplumlarda kuralları koyan ya da oluşturanlar genellikle din adamlarıdır.Dinsel kuralların etkin olduğu
toplumlarda hukuk kuralları teokratik temellere dayanmaktadır.
Din kuralları Tanrı ile insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen, Tanrı’nın emir ve yasaklarını içeren kurallar
bütünüdür. Din, evreni yaratan ve yöneten ilahi bir varlığa yani Tanrı’ya inanmayı ve ona ibadeti emreder. Kutsal
kitaplarda düzenlenen bu ilişkinin bir boyutu uhrevi yani kişi ile Tanrı ve öbür dünya ilişkileridir. Kutsal kitapların
getirdiği kurallar uhrevi olanlar yanında aynı zamanda sosyal yaşamı da düzenlemekte ve bu durumda din kuralları
hukuk kuralı niteliğine bürünmektedir
Din kurallarının değişmezliği ve dogmatikliği din kurallarının toplumsal yaşamın gerisinde kalmasına yol
açabilmektedir. Din kuralları Tanrı buyruğu olduğu için dogmatik ve statiktir. Din kurallarına uyulmadığı takdirde
kişinin günah işleyeceği, Tanrı tarafından cezalandırılacağına inanılır.
Laikleşme hareketi (özellikle Avrupa’da yaşanan Reform hareketi) saf din kurallarının toplumsal yaşamdaki
etkisini azaltmıştır.Din kurallarına uymayanlar, günahkâr sayılma, toplum dışına itilme gibi manevi yaptırımlarla
karşılaşırlar.Laik toplumlarda din kuralına uymamanın sadece manevi yaptırımı bulunmaktadır.

Ahlak Kuralları
Değerler sistemi içinde, insan davranışları hakkında “doğru” ya da “yanlış” bulma açısından yapılan
değerlendirmelerin bütünü, toplumsal bir kurum olarak ahlakı oluşturmaktadır.
Ahlak kuralları iyilik-kötülük, doğruluk-yanlışlık gibi çeşitli konulardaki değer yargılarıdır.

Ahlak kurallarının iki yönü bulunmaktadır:


Nesnel (objektif, sosyal) Ahlak insanın diğer bireylere karşı olan ödevleri ile ilgilidir.
Öznel (sübjektif) Ahlak kişinin kendi şahsı ve iç dünyasına karşı ödevlerini ifade etmektedir.
Örneğin başkaları hakkında kötü düşünmemek, yalan söylememek subjektif ahlaka ilişkinken;fakirlere yardım etmek,
verilen sözü tutmak objektif ahlakla yakından ilgilidir.
Ahlak zamana, yere, topluma göre değişir.
Ahlak kurallarına uymama halinde karşılaşılan yaptırımlar manevidir.
Ahlak kurallarını ihlal edenlere toplumca ayıplanma, toplum dışına itilme gibi manevi yaptırımlar uygulanır. Buna
karşılık bir ahlak kuralı hukuk tarafından benimsenmişse o ahlak kuralına uymamak aynı zamanda hukuk kuralının da
ihlali anlamına geleceği için maddi yaptırım söz konusu olabilir.

Hukuk kuralları ahlak kurallarına göre daha dar bir alanı kapsar. Zira ahlak kuralları subjektif ve objektif kurallarla hem
toplumsal hem de kişisel değer yargılarını içerirken; hukuk kuralları sadece toplumsal olan, dışa yansıyan
davranışlarla ilgilenir.
Ahlak kurallarına uymamanın yaptırımı manevi iken hukuk kurallarına uyulmadığı takdirde maddi yaptırımla
karşılaşılır.
Ahlak kuralları kişilere yükümlülükler getirirken hukuk kuralları hem yükümlülük hem de yetki verebilir.

Görgü (Nezaket) Kuralları


Toplumsal düzen, gündelik ilişkilerde bazı davranış kalıplarına uyulmasını gerektirir. Ahlak kurallarından
farklı olan bu kurallar, görgü kuralları olarak adlandırılmaktadır. Bu kurallar tavırlar, yöntemler ve hareket
biçimlerinden oluşur. Başkası konuşurken dinlemek, el öpmek, kibarca yemek yemek, selam vermek veya misafir
ağırlamak bu kurallara örnek gösterilebilir. Görgü kuralları bazen hukuksallaşabilir, askerde selam vermek bu duruma
örnek gösterilebilir. Görgü kuralları bölgesel ve yöresel olabilir. Belli bir bölgede kendine özgü görgü kuralları ile
karşılaşılabilir. Görgü kuralları yazılı değildir, aktarılarak günümüze ulaşmıştır. Görgü kurallarına uymayanlar
görgüsüz, kaba veya saygısız olarak nitelendirilir. Bu anlamda görgü kurallarına uymamanın yaptırımı manevidir.

Hukuk Kuralları
Hukuk kuralları en önemli sosyal kurallardır. Hukuk kuralları kişilerin dışa yansıyan ilişkilerini düzenlediği gibi toplum
yaşamını düzenlemek, huzuru ve barışı sağlamak, dayanışmayı gerçekleştirmek gibi fonksiyonları yerine getirir.

Hukuk kurallarının temel özellikleri:

• Genel olması
• Soyut olması
• Emir vermesi
• Yaptırım içermesi

Hukuk kurallarını diğerlerinden ayıran en önemli özellik yaptırımının maddi olmasıdır.


Hukuk kurallarına uymama hâlinde kişiye maddi yaptırım uygulanır, kamu gücü devreye girerek kuralı ihlal eden
kimseye zor kullanır ve kuralın gereğini yerine getirir. Hukuk kurallarının diğer sosyal düzen kurallarından farkı, bu
kuralların devletin zorlayıcı gücüyle desteklenmiş olmasıdır.Hukuk kuralları toplum hayatında kişilerin birbirleriyle ve
toplumla olan ilişkilerini düzenleyen ve uyulması kamu gücüyle yani maddi yaptırımla desteklenmiş sosyal kurallardır.

Hukukla ilgili olarak yapılan tanımlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde hukuk kurallarının;

• Kişilerin dışa yansıyan davranışlarını düzenlediği,


• Toplumdaki egemen güç, yani üstün siyasal iktidar tarafından belirlendiği,
• Genel olarak kişiler arasındaki ilişkileri düzenlediği,
• Örgütlü siyasal mekanizma aracılığı ile gerçekleştiği,
• Maddi yaptırım içerdiği,
• Toplumsal barışı, hukuk güvenliğini ve adaleti sağladığı görülür.
Hukuk kuralları, belirli bir toplumsal-kültürel çevre içinde şekillense de bu kuralları yapan irade, siyasal
iktidarın / devletin iradesidir; ayrıca, diğer sosyal düzen kurallarından farklı olarak, hukuk kurallarına uyulmaması
hâlinde devlet (kamu) gücüyle desteklenen maddi yaptırımla karşılaşılır. Bu yaptırım, kuralın konusuna göre çeşitli
biçimlerde olabilmektedir. Örneğin;

Bir alacaklının borcunun ödenmemesi hâlinde icra yoluyla söz konusu borcu ödemeye veya bir vergi borcunu vergi
dairesine ödemeye mecbur edilmek,

Rutin fennî muayenesi yapılmamış bir aracın trafik polisi tarafından trafikten men edilmesi işlemine maruz kalmak

Bir suçun işlenmesi hâlinde mahkeme kararıyla hürriyetten yoksun bırakılmak gibi.

Hukuk kuralları, diğer sosyal düzen kurallarından tamamen bağımsız değildir. Tüm sosyal kurallar hemen hemen aynı
konuları, yani sosyal hayatı düzenler. Bazı değerler hem hukuk, hem ahlak, hem de din kuralı hâline gelmiş olabilir.

HUKUK KURALLARININ SOSYAL DÜZEN KURALLARI İÇİNDEKİ YERİ

Hukuk Kurallarının Ögeleri ve Özellikleri


Her hukuk kuralının 3 ögesi bulunur:
• Konu
• İrade (emir)
• Yaptırım ... . . ................................................................. ..................................................................................
Konu, kanun koyucunun sosyal yaşama ilişkin bakış açısını da yansıtır. Hukuk kuralının konusu kişilerin
dışarıya yansıyan ilişkileri; eylem ve işlemleridir.

İrade (emir), kanun koyucunun yapılmasını uygun bulduğu ya da yasakladığı davranışa ilişkin iradesini ifade eder.
Hukuk kuralıyla kanun koyucu açıkça ya da üstü kapalı olarak bir şeyi yasaklar ya da serbest bırakır.
Her hukuk kuralında bir yaptırım bulunur. Hukukta yaptırım maddi nitelik taşır. Bu yaptırım, ceza,cebri icra, tazminat,
geçersizlik ya da iptal olabilir.

Örneğin;
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesine göre;
“Kusurlu veya hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür.”

Konu: Başkasına kusurlu veya hukuka aykırı fiille verilen zararlar.


İrade( emir): Kişilerin bu tür zararları vermemeleri.
Yaptırım: Bu tür zararları verenlerin zararı gidermeleri yani tazmin etmeleri; kısacası tazminat.
Hukuk kuralları;
• Genel
• Soyut
• Sürekli
• Yaptırıma bağlı kurallardır.

geçerlilik taşımaktadır. Bu nedenle, düzenlediği tüm olaylara uygulanabilecek niteliktedir.


Hukuk kuralları genel niteliktedir. Aynı durumda bulunan tüm kişileri ve aynı vasıftaki tüm olayları kapsamaktadır.
Hukuk kuralları yürürlükten kaldırılmadıkları sürece, sürekli olarak uygulanmaktadır. Bu anlamda hukuk kuralları
geçici değil uygulandığı zaman dilimi içinde süreklidir.
Hukuk kuralları soyuttur; somut ve tek bir olay için hazırlanmamıştır. Aynı nitelikteki toplumsal olaylar için
Hukuk kuralları bağlayıcıdır; bu bağlayıcılığa aykırı hareket edilmesi halinde maddi yaptırım ortaya çıkmaktadır.

Hukuk ve Adalet
Hukuk sisteminin nihai amacı adaleti gerçekleştirmektir.Hukuk devleti demek, adaleti sağlayan devlet demektir.
Adalet; ahlaka dayanan, herkese hakkı olanı veren, bireylere hürriyet ve eşitlik sağlayan, insan haklarına saygılı ve
insanları mutlu eden erdem ve iradedir.
Aristo adaleti 2’ye ayırmaktadır:
Denkleştirici Adalet Dağıtıcı Adalet
İnsanların şahsi ve özel durumlarına bakılmaksızın aynı Değerlerin dağıtılmasında, herkesin
işleme tabi tutulmasıdır. Yeteneğine ve toplumdaki durumuna göre pay almasıdır.
Mutlak, aritmetik bir eşitliği ifade eder. Örneğin;
Örneğin; Devletin engelli ve hastalara diğerlerine göre daha fazla
Devletin herkese eşit oranda yardım yardım yapması
yapması Devletin kazanca göre vergi alması
Devletin herkesten eşit oranda vergi
alması

HUKUKTA YAPTIRIM

Yaptırım Kavramı ve Tarihçesi


Sosyal kurallara uyulmadığı takdirde karşılaşılan tepkiye yaptırım denir. Hukukta yaptırım, özü itibariyle
cebir ve ceza unsurlarını içerir; hukuk kuralının yürürlüğü, yaptırım olmaksızın sağlanamaz.
Yaptırımın tarihçesi incelendiğinde ilk aşamanın “kişisel öç” olduğu görülür. “Sana zarar verene sen de zarar ver”
ifadesiyle açıklanabilecek kişisel öç anlayışı terk edilmiştir. İkinci aşamada, “kısas” uygulamaları dikkati çekmektedir.
“Göze göz dişe diş” şeklinde ifade edilebilecek kısas uygulamalarının yarattığı sakıncalar toplumları başka yaptırımlar
aramaya yöneltmiştir. Kısas uygulamalarının sakıncalarını bertaraf etmek için ise “uzlaşma ve hakeme başvurma”
gibi yöntemler benimsenmiştir. Modern hukuk sistemlerinin ortaya çıkışıyla yaptırım uygulama yetkisi devletin tekeline
geçmiştir. Böylece yaptırım kamusallaşarak bugünkü niteliğini almıştır.

Hukukta Yaptırım Türleri


Hukuki yaptırımlar 5 kategoride incelenebilir:
• Ceza
• Cebri icra
• Tazminat
• Geçersizlik
• İptal
Tek bir hukuka aykırı eylemden birden fazla yaptırım türü aynı anda ortaya çıkabilir.
1. Ceza
Suçun işlenmesi önlemek, suç işlenmesiyle bozulan toplumsal düzeni kurmak ve suçluyu ıslah etmek amacıyla ceza
yaptırımına başvurulmaktadır.
Suçun karşılığı olan ceza, birçok toplumda temel yaptırım olarak kabul edilir.
Türk Ceza Kanunu’na göre cezalar 2’ye ayrılır:

Hapis cezası Adli para cezası

Ağırlaştırılmış müebbet hapis Belli bir miktar paranın hükümlü tarafından


Müebbet hapis hazineye ödenmesidir
Süreli hapis

Türk Ceza Kanunu ayrıca cezalara ek olarak hükümlülerin belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılabileceğini de
belirtmektedir.
Ceza Kanunu’nda düzenlenen cezalar yanında bir de belirli bir topluluğa dahil olma sonucu, o topluluğun düzenine
uyma yükümlülüğünü getiren disiplin hukuku cezaları vardır. Disiplin cezaları:
• Uyarma
• Kınama

• Geçici uzaklaştırma
• İhraç vb.
Disiplin cezaları ancak belli statülerde bulunan kişilere uygulanabilen yaptırım olması sebebiyle genel cezalardan
• Aylıktan kesme ayrılır.

2. Cebri İcra
Bir borç ilişkisinde borcunu kendi rızasıyla yerine getirmeyen borçlunun devlet gücü aracılığıyla bu borcunu yerine
getirmesini sağlayan bir yaptırımdır. Örneğin;
Süresi dolmasına rağmen oturduğu taşınmazı tahliye etmeyen bir kiracının tahliyesinde
Boşanma davasının sonucu velayeti anneye bırakılan çocuğu teslim etmeyen babanın durumunda
Borçlandığı parayı süresi içinde ve kendisine yapılan uyarıya (ihtara) rağmen hala ödemeyen borçluya karşı da cebri
icraya gidilebilir.

Yaptırımın uygulanmasında temelde icra daireleri görevlidir. Hak sahibi öncelikle icra dairesine başvurarak borçlunun
yükümlülüğünü yerine getirmesini isteyecektir.

Alacaklının elinde bir mahkeme kararı varsa ilamlı icra; para ve teminat alacağına yönelik bir kambiyo senedi varsa
ilamsız icra talep edilir. Bunun üzerine icra dairesi önce bir ihtarda bulunacak (ödeme emri, tahliye emri); borçlu hala
borcunu yerine getirmemişse icra dairesi hakkı zorla yerine getirecektir.

3. Tazminat
Bir kimsenin hukuka aykırılık oluşturan kusurlu bir davranışı sonucu başkasına verdiği zararın o kişiye ödettirilmesidir.
Tazminata konu zarar maddi ya da manevi olabilir.

Maddi Tazminat Manevi tazminat

Zarar gören kimsenin mal varlığında iradesi dışında Genel olarak iki halde ödenir;
meydana gelen eksilmenin zarar veren tarafından aynen Bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi
ya da nakden giderilmesidir. durumunda zarar görene
Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde ise zarar gören ya
Aynen tazminde zarar görenin malvarlığının para ya da da ölenin yakınlarına hakimin uygun göreceği bir miktar
para dışındaki şeylerle önceki hale getirilmesi amaçlanır. para manevi tazminat adı altında ödenir.
Ör: kırılan sandalyenin onarılması
Bunun dışında, kişilik değerlerinde iradesi dışında
Nakden tazminde ise, zarardan sonraki durumla önceki meydana gelen eksilme sebebiyle çekilen üzüntü, elem ve
durum arasındaki fark parayla karşılanmaya çalışılır. Ör: kederin dindirilmesi ve telafi amacıyla manevi tazminat
sandalyenin tamir masrafının ödenmesi olarak bir miktar para ödenebilir.

Manevi zarar paradan başka yollarla da giderilebilir. Özür


dileme, mahkeme kararının ilanı veya kınama yazısı
yayımlanması manevi zararın giderilmesine yönelik
yaptırım türleridir.

Tazminat bir haksız fiilden doğabileceği gibi sözleşmeye aykırı davranıştan da ortaya çıkabilir. Örneğin, bir tartışma
sonucu başkasını yaralayan kimsenin verdiği zararın tazminine haksız fiil sebep olmuş iken yapılan anlaşmaya
rağmen taahhüt ettiği malı zamanında teslim edemeyen ve zarara yol açan kimsenin tazminat yükümlülüğüne
sözleşmeden doğan sorumluluğu yol açmıştır.

Zarar veren kimse zararını kendiliğinden tazmin etmezse bu kimse aleyhine cebri icra yaptırımı da uygulanabilecektir.

4. Geçersizlik
Hukuka aykırı bir şekilde yapılan işleme uygulanan yaptırım geçersizlik yani hükümsüzlüktür.
Bir işlemin kanunun aradığı koşullara uyulmadan yapılması onun geçersizliği sonucunu doğurur.
Özel hukukta görülen geçersizlik yaptırımının türleri şunlardır:
• Yokluk
• Butlan (mutlak, kısmi ve nispi butlan)
• Tek taraflı bağlamazlık
• İleri sürülmezlik
a. Yokluk
Hukuki işlem kanunun öngördüğü kurucu unsurlardan en az birine uyulmadan yapıldığı için hiç oluşmamış sayılır. Bu
tür hukuki işlemler, hukuk düzeninde varlık kazanmamaktadırlar.
Örneğin; evlendirme memuru önünde yapılmamış evlenme işlemi, yani dini nikah yok hükmündedir. Hukuk
düzeninde hiçbir anlam ifade etmemektedir.
b. Mutlak Butlan (Kesin Hükümsüzlük)
Kanunun öngördüğü kurucu unsurlara sahip olan ancak kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak yapılan hukuki
işlemler aleyhine uygulanan yaptırımdır.

Hukuki işlemin mutlak butlan ile geçersizliğine yol açan sebepler arasında aşağıdakiler sayılabilir ;
• İşlemi yapan tarafların hukuki işlem ehliyetine sahip olmaması
• İşlemin konusunun ahlaka, adaba, kamu düzenine veya kanunun emredici hükümlerine aykırı bulunması
• İşlemin konusunun imkansız olması
• İşlemin geçerlilik koşulu olan şekle uygun yapılmaması
• İşlemin muvazaalı olması

Sonuçları birbirine çok benzemekle birlikte, yokluk yaptırımına tabi bir hukuki işlem hiç doğmamış kabul edilirken
mutlak butlanda işlem doğmuş ama geçersiz sayılmıştır.
Yok işlem hiç doğmamış, mutlak butlanla batıl işlem ise ölü doğmuş bir işlemdir.
Mutlak butlan herkesçe ileri sürülebilir.
Mutlak butlan iddiaları zamanaşımına uğramaz.
Mutlak butlan halini hakim kendiliğinden dikkate alır.
Sebep ortadan kalksa bile mutlak butlan yaptırımına tabi işlem geçerli hale gelmez.
Taraflar anlaşarak mutlak butlanla batıl işlemi geçerli hale getiremezler.

c. Nispi Butlan (Göreceli hükümsüzlük- İptal edilebilirlik)


Kanunun öngördüğü unsurlara sahip olan ve kanunun emredici hükümlerine aykırı olmayan bir işlemin, o işlemi
oluşturan iradelerden birindeki sakatlık sebebiyle geçersiz sayılmasıdır.

geçerlidir. Ancak iradenin sakatlandığının ortaya çıkmasıyla işlem geçersiz hale gelir. Eğer iradesi sakatlanan kimse
buna rağmen sakatlığı ileri sürmezse işlem geçerli bir işlem kabul edilir.

Başlıca nisbi butlan sebepleri şunlardır:


• Yanılma
• Aldatma
• Korkutma (ikrah)

Örneğin; aldatma ile bir işlemi yapan kimse aldatmaya maruz kaldığını iddia eder ve ispatlarsa işlem baştan itibaren
geçersiz kılınır. Bir kimse aldatmaya maruz kaldığını bilmesine rağmen herhangi bir işlem yapmaz ise işlem geçerli
bir işlem gibi değerlendirilir.

d. Kısmi Butlan
Hukuki işlemin tamamı değil bir kısmının geçersizliği söz konusudur.

Mutlak butlanın tersine nisbi butlanda işlem, iradesi sakatlanan kimsenin bunu ileri sürüp ispatlamasına kadar
Borçlar Kanunu’na göre, sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının geçersizliği sözleşmenin bütününün
geçersizliğine yol açmayıp, sadece o hükümlerin ( o kısmın) geçersizliğine yol açar.

e. Tek Taraflı Bağlamazlık (Eksiklik)


Kurucu unsurları ve geçerlilik gerekleri mevcut olan ve bu yüzden geçerli sayılan bir işlemin, hukuki sonuçlarını
doğurması için tamamlayıcı bir dış olgunun sonradan gerçekleşmesine bağlanmasıdır.
Burada, eksik olan işlemin tamamlanması aranır.
Eksikliğin tamamlanması ile işlem baştan itibaren geçerli hale gelir.
Örneğin, ayırt etme gücüne sahip bir küçüğün velisinin izni olmadan yaptığı sözleşme tek taraflı bağlamazlık
yaptırımına tabidir. Sözleşme küçüğü bağlamaz ama diğer tarafı bağlar. Velisinin onayı (icazeti) ile sözleşmenin
eksikliği tamamlanmış olur ve küçüğü de bağlar hale gelir. Veli onaylamazsa sözleşme baştan itibaren geçersiz olur.

5. İptal
Hukuk kurallarına aykırı bir biçimde yapılmış idari işlemlerin idari yargı organlarınca ortadan kaldırılması halinde iptal
yaptırımı ortaya çıkar.
Anayasa’ya göre idarenin her türlü eylem ve işlemi yargı denetimine tabidir.
Eğer idare organlarının yaptığı işlemler yetki, şekil, sebep, konu veya amaç yönünden hukuk kurallarına aykırı ise bu
işlemler aleyhine iptal davası açılarak işlemin iptali yoluna gidilebilir.

ÜNİTE-2

HUKUKUN KAYNAKLARI VE UYGULANMASI Hukukun kaynakları


• bilgi kaynakları,
• organsal kaynaklar
• biçimsel kaynaklar

Bilgi kaynakları, hukuk hakkında bilgi veren, hukuk hakkında bilgiye ulaşılmasını sağlayan kaynaklardır. Resmî
Gazete, düsturlar, meclis tutanakları, hukuk kitapları, İnternet siteleri, bloglar, içtihat derlemeleri hep hukukun bilgi
kaynaklarıdır. Organsal kaynaklar, hukuku yaratan organlara göre yapılan sınıflandırmadır. Bu ayırımda sosyal
normu hukuk kuralı haline getiren organ esas alınır. TBMM kanunlar bakımından, Cumhurbaşkanlığı, bakanlıklar ve
kamu tüzel kişileri ise yönetmelikler bakımından yaratıcı kaynak niteliğindedir. Hukukun hangi biçimlerde ortaya
çıktığını gösteren kaynaklar ise, hukukun biçimsel kaynaklarıdır. Bu ayırıma göre hukuk, gelenek hukuku, içtihat
hukuku ve yazılı hukuk şeklinde üç biçimde ortaya çıkar. Bunlardan yazılı hukuk ve gelenek hukuku hukukun asıl
kaynaklarını, içtihat hukuku ise yardımcı kaynağını oluşturur.

POZİTİF HUKUKUN KAYNAKLARI


Yazılı hukuk, Anayasa’nın yetkili kıldığı otoritelerce çıkarılan yazılı metinlerdir.
Kara Avrupası hukuk sisteminde yazılı hukuk kurallarının hiyerarşik bir yapı içinde olduğu, bu yapıda en üstte
Anayasa’nın bulunduğu ve hiyerarşinin yukarıdaki kaynaklar itibarıyla aşağıya doğru indiği kabul edilmektedir.
Hiyerarşi astın üste uygunluğu anlamına geldiği için, normlar hiyerarşisi adı verilen bu yapılanmada sistem,
hiyerarşinin bozulması hâlinde bunu düzeltir. Başka bir deyişle alttaki kurallar üsttekine aykırı olursa, siyasal veya
yargısal yollarla bu uyumsuzluk giderilerek hiyerarşik yapı korunur.

NORMLAR HİYERARŞİSİ
1)Anayasa
2)Uluslararası sözleşme
3)Kanun
4) Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
5) Yönetmelik

Anayasa
Anayasa, devletin temel yapısını, kişilerin hak ve ödevlerini, devlet organlarını ve bu organların işleyişini
düzenleyen esas ve kurallar bütünüdür. Anayasa en genel, en soyut ve en güçlü hukuk kurallarından oluşur. Anayasa
hükümleri yasama, yürütme ve yargı organları ile idare makamlarını; diğer kişi ve kuruluşları bağlar. Türkiye’de
bugüne kadar 1876, 1921, 1924, 1961 ve 1982 Anayasa’ları olmak üzere toplam beş Anayasa uygulanmıştır. Bugün
yürürlükte olan Anayasa 7 Kasım 1982 tarihinde halk oylaması ile kabul edilerek yürürlüğe konulmuştur. 1982
Anayasası sonraki yıllarda geniş çaplı değişikliklere uğramıştır. 12 Eylül 2010 tarihinde gerçekleştirilen halk oylaması
ile yapılan değişiklikle Anayasa’nın çeşitli maddeleri değiştirilmiştir. 21.01.2017 tarihinde 6771 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Anayasası’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla Anayasa’da önemli değişiklikler yapılmıştır.
Anayasa’lar devrim, hükûmet darbesi, savaş ve benzeri olağanüstü durumlarda ortaya çıkan asli kurucu
iktidarlarca yapılır. Türk Anayasa Tarihi’ne bakıldığında her Anayasa’nın böyle bir oluşum sonucu ortaya çıktığı
görülmektedir. Gerçekten, Türkiye’nin meşruti monarşiye geçmesiyle 1876 Anayasası; TBMM’nin kurulmasıyla 1921
Anayasası; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla 1924 Anayasası; 1960 Darbesi’yle 1961 Anayasası ve 1980
Darbesi’yle 1982 Anayasası’nın ortaya çıktığı söylenebilir.
Anayasa’da değişiklik yapma iktidarı tali kurucu iktidara aittir. Tali kurucu iktidar asli kurucu iktidar gibi
sınırsız yetkilere sahip olmadığı için Anayasa’ların sadece belli maddelerinde değişiklik yapabilirler.
Ülkemizde bugün yürürlükte olan 1982 Anayasası sert bir Anayasa’dır. Sert Anayasa demek diğer kanunlara göre
daha güç koşulların yerine getirilmesiyle yani daha zor değiştirilebilen Anayasa demektir.
Anayasa’nın hangi süreçlerden geçilerek değiştirilebileceği 1982 Anayasası’nın 175. maddesinde
olabildiğince ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Anayasa’nın değiştirilmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının
en az üçte biri tarafından yazıyla teklif edilebilir. Anayasa’nın değiştirilmesi hakkındaki teklifler Genel Kurulda iki defa
görüşülür. Değiştirme teklifinin kabulü Meclisin üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun gizli oyuyla mümkündür.
Anayasa’nın değiştirilmesi hakkındaki tekliflerin görüşülmesi ve kabulü, bu maddedeki kayıtlar dışında, kanunların
görüşülmesi ve kabulü hakkındaki hükümlere tâbidir. Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları, bir
daha görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderebilir. Meclis, geri gönderilen Kanunu, üye
tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile aynen kabul ederse Cumhurbaşkanı bu Kanunu halkoyuna sunabilir. Meclisce üye
tamsayısının beşte üçü ile veya üçte ikisinden az oyla kabul edilen Anayasa değişikliği hakkındaki Kanun,
Cumhurbaşkanı tarafından Meclise iade edilmediği takdirde halkoyuna sunulmak üzere Resmî Gazetede yayımlanır.
Doğrudan veya Cumhurbaşkanının iadesi üzerine, Meclis üye

tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile kabul edilen Anayasa değişikliğine ilişkin kanun veya gerekli görülen
maddeleri Cumhurbaşkanı tarafından halk oyuna sunulabilir. Halkoylamasına sunulmayan Anayasa değişikliğine
ilişkin Kanun veya ilgili maddeler Resmî Gazetede yayımlanır. Halkoyuna sunulan Anayasa değişikliklerine ilişkin
kanunların yürürlüğe girmesi için, halkoylamasında kullanılan geçerli oyların yarısından çoğunun kabul oyu olması
gerekir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların kabulü sırasında, bu Kanunun
halkoylamasına sunulması halinde, Anayasa’nın değiştirilen hükümlerinden, hangilerinin birlikte hangilerinin ayrı ayrı
oylanacağını da karara bağlar. Halkoylamasına, milletvekili genel ve ara seçimlerine ve mahalli genel seçimlere
iştiraki temin için, kanunla para cezası dahil gerekli her türlü tedbir alınır.

Uluslararası Anlaşmalar
Uluslararası anlaşmalar, iki veya daha fazla devlet tarafından akdedilmiş olan ve TBMM’nin kabulünün
ardından Cumhurbaşkanınca onaylanıp Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren bağlayıcı hukuk kurallarıdır.

Bir uluslararası anlaşmanın geçerlik ve bağlayıcılık kazanabilmesi TBMM’nin sözleşmenin onaylanmasını


bir kanunla uygun bulmasına, Cumhurbaşkanının onayına ve Resmî Gazete’de yayınlamasına bağlıdır. Bu süreci
geçen uluslararası anlaşmalar, kanun niteliğini taşır.
Bazı uluslararası anlaşmaların onaylanması için kanunla uygun bulunmasına gerek yoktur. Anayasa’nın
90’ıncı maddesinin ikinci fıkrasına göre ekonomik, ticari veya teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi bir yılı aşmayan
anlaşmalar, devlet maliyesi bakımından bir yüklenme getirmemek, kişi hâllerine ve Türklerin yabancı memleketlerdeki
mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla yayımlanma ile yürürlüğe konabilir. Bu takdirde bu anlaşmalar,
yayımlarından başlayarak iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine sunulur.
Anayasa’da 2004 yılında yapılan bir değişiklikle temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası anlaşma
hükümleriyle kanunların aynı konudaki hükümleri arasında uyuşmazlık çıkması hâlinde uluslararası anlaşma
hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.Uluslararası anlaşmalar, hukukun yazılı kaynaklarından biridir. Anayasa’nın
90. maddesi gereğince, usulüne uygun olarak yürülüğe girmiş ululararası anlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar
hakkında Anayasa’ya aykırılık iddiasında bulunulamayacağı gibi, Anayasa Mahkemesine de başvurulamaz.
Kanunlar
Kanun, yetkili organ tarafından yazılı olarak çıkarılan, kanun adını taşıyan, genel, sürekli ve soyut hukuk kuralıdır.
Kanunu çıkarmaya yetkili organ ülkenin yönetim biçimine göre değişir. Ülkemizde olduğu gibi parlamenter sistemlerde
bu organ meclistir. Yazılı hukukun uygulandığı ülkelerde, bu arada Türkiye’de de kanunlar yazılı olarak çıkarılırlar.
Kanunların bir diğer özelliği başlıklarında mutlaka “kanun” ifadesinin bulunmasıdır. Kanunların genel olması demek
aynı durumdaki bütün kimseleri, aynı vasıftaki tüm olayları kapsaması anlamına gelir. Kanunlar yürürlükten
kaldırılmadıkları sürece sürekli bir biçimde uygulanırlar. Öte yandan kanunlar belirli bir durum ya da olayı değil, olması
muhtemel soyut durumları düzenler; somut olay ortaya çıktığında soyut kural somut olaya uygulanır.
1982 Anayasası kanunların ne şekilde çıkarılacağını ayrıntılarıyla anlatmıştır. Kanun teklif etmeye milletvekilleri
yetkilidir. Kanun tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülme usul ve esasları içtüzükle düzenlenir. Türkiye
Büyük Millet Meclisi, yapacağı seçimler dahil bütün işlerinde üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır. Türkiye
Büyük Millet Meclisi, Anayasa’da başkaca bir hüküm yoksa toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak
karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi,
geri gönderilen kanunu üye tam sayısının salt çoğunluğu ile aynen kabul ederse, kanun Cumhurbaşkanınca
yayımlanır; Meclis, geri gönderilen kanunda yeni bir değişiklik yaparsa, Cumhurbaşkanı değiştirilen kanunu tekrar
Meclise geri gönderebilir.
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı tarafından, Anayasa’ya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine
getirilir . Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Anayasa’nın
ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer
alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenemez.

1. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde kanun hükümleri
uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda Cumhurbaşkanlığı
kararnamesi hükümsüz hale gelir.

2. Cumhurbaşkanı, kanunların uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla,


yönetmelikler çıkarabilir. Kararnameler ve yönetmelikler, yayımdan sonraki bir tarih belirlenmemişse
Resmi Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girer.

3. Olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanı, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, 104 üncü maddenin
onyedinci fıkrasının ikinci cümlesinde belirtilen sınırlamalara tâbi olmaksızın Cumhurbaşkanlığı
kararnamesi çıkarabilir. Kanun hükmündeki bu kararnameler Resmi Gazetede yayımlanır, aynı gün
Meclis onayına sunulur.

4. Savaş ve mücbir sebeplerle Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanamaması hariç olmak üzere; ola-
ğanüstü hal sırasında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri üç ay içerisinde Türkiye Büyük Millet
Meclisinde görüşülür ve karara bağlanır. Aksi halde olağanüstü hallerde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı
kararnamesi kendiliğinden yürürlükten kalkar.

5. Anayasa Mahkemesi, kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi


İçtüzüğünün Anayasa’ya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler ve bireysel başvuruları
karara bağlar.
6. Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin şekil ve esas bakımından Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla,
Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz . Kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin, Türkiye
Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün veya bunların belirli madde ve hükümlerinin şekil ve esas bakımından
Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya iptal davası açabilme
hakkı, Cumhurbaşkanına, Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubuna
ve üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyelere aittir.

Yönetmelikler
Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve
Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla,
yönetmelikler çıkarabilirler. Hangi yönetmeliklerin Resmi Gazetede yayımlanacağı kanunda belirtilir . Yönetmelikler,
yayımdan sonraki bir tarih belirlenmemişse Resmi Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girer. Gelenek Hukuku
(Örf-Adet Hukuku)
Hukukun yazılı olmayan ve asli nitelik taşıyan kaynağı gelenek hukukudur. Gelenek hukuku, yetkili bir organ
tarafından bilerek istenerek konulmuş olan kurallar değil, toplumda kendiliğinden oluşan kurallardır.
Bir gelenek kuralının hukuk kuralı olarak kabul edilebilmesi için bazı koşullara ihtiyaç duyulur. Sürekli (genel olarak
kabul edildiği gibi en az 40 yıl) olarak uygulanan, bağlayıcılığı ve zorunluluğu konusunda toplumda genel inanç
bulunan; içeriği belli, akla uygun ve hukuka aykırı olmayan gelenekler devletçe de desteklenirse hukuk kuralı haline
gelebilir. Örneğin; Anadolu’da yaygın olan ortakçılık veya yarıcılık gibi uygulamalar gelenek hukuku kuralı niteliği
taşır. Bunun gibi ticaret yaşamındaki birçok gelenek de hukuk kuralı olarak kabul edilmektedir. Bunlara karşılık yine
birçok yerde görülen imam nikâhı, kan davası gibi gelenekler yukarıdaki özellikleri taşımadıkları için hiç bir biçimde
hukuk kuralı hâline gelemezler.

Özel hukuk alanında uygulama bulunan örf-adet hukuku, kamu hukuku alanında yer bulmamaktadır.
Anayasa, idare, vergi veya ceza hukuku gibi bazı hukuk dalları nitelikleri itibarıyla geleneklerin hukuk kuralı olarak
uygulanmasına imkân tanımaz.
İçtihat Hukuku
İçtihat kavramı, görüş ya da karar anlamına gelmektedir. Hukukun kaynağı olarak iki tür içtihattan söz edilebilir. Bunlar
yargısal ve bilimsel içtihattır.Bilimsel içtihat, hukuk bilgilerinin hukuki konulardaki bilimsel görüş ve yaklaşımlarıdır.
Hukuk alanında çalışan bilim adamları olanı inceler ancak olması gerekeni belirtir. Bilimsel içtihada uygulamada
doktrin (öğreti) de denmektedir. Bilimsel içtihadın türleri şunlardır: Şerhler, sistematik eserler, monografi, makale,
içtihat derlemesi ve monografilerden oluşur. Şerhlerde kanunlar madde madde açıklanır; zaman zaman bunlara yargı
kararları da eklenir. Sistematik eserler, bilim adamlarınca, kanunların ya da hukuksal konuların belli bir sistematikle
incelenmesidir. Monografilerde, bir tek müessese (kurum) ele alınır ve tüm detayları ile karşılaştırmalı olarak incelenir.
Makaleler ise, bilimsel eserlerde yer alan kısa inceleme yazılarıdır. Içithat derlemeleri ve bibliyograflarlar da bilimsel
içtihatlar arasında yer almaktadır. Yargısal içtihat ise mahkemelerin önlerine gelen uyuşmazlıklar ile ilgili olarak
vermiş oldukları kararlardan oluşur.

HUKUK KURALLARININ TÜRLERİ


1. Emredici Hukuk Kuralları
Bu tür hukuk kurallarında, bütün hukuk kurallarında varlığı hissedilen emir unsuru baskındır. Bu tür hukuk kurallarının
aksi kararlaştırılamaz; bunlarda genellikle emir kipi kullanılmaktadır.
Emredici hukuk kuralları yoğunlukla ceza kanunlarında görülür, ancak diğer kanunlarda da emredici kurallara
rastlamak mümkündür.
Örnek vermek gerekirse:
• Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden birine karşı kötü muamelede bulunan kimse 2 ay ila 1 yıl arasında hapis
cezası ile cezalandırılır

• Alacağın devrinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlıdır


• Erkek veya kadın 17yaşını doldurmadıkça evlenemez
Emredici hukuk kuralları kamu düzenini, kamu yararını ve genel ahlakı korumak üzere çıkarılır. Bu kurallara aykırılığın
yaptırımı geçersizliktir.

2. Tamamlayıcı Hukuk Kuralları


Tarafların serbest iradeleriyle başka türlüsünü belirlemedikleri taktirde uygulanan kurallardır.
Bu kurallarda taraflar arası ilişkilere olabildiğince az müdahale hedeflenmektedir.
Türk hukukunda irade serbestisi esastır ancak, kişiler serbest iradeleri ile bir konuda kararlaştırma yapmazlarsa
doğacak boşluk tamamlayıcı hukuk kuralları ile doldurulur.
Örnekler vermek gerekirse:
• Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir adet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa
etmekle yükümlüdürler
• Aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, parça borçları sözleşme
kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, diğer borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşik yerinde ifa
edilir
• Eşler arasında edinilmiş mallara katılım rejiminin uygulanması asıldır
• Kanununda eşler arasında mal ayrılığı, mal ortaklığı ya da edinilmiş mallara katılım rejimlerinden biri tercih
edilebilir.
Eğer eşler bu tercihi yapmamışlarsa o zaman TMK m.202 uygulanır
Tamamlayıcı hukuk kuralları tarafların serbest iradeleri ile düzenleyebilecekleri halde iradeleri ile belirtmedikleri
durumlarda uygulanır.
3. Yorumlayıcı Hukuk Kuralları
Tarafların iradeleri ile açıkça belirtebilecekleri hâlde belirtmedikleri konuların açığa kavuşturulmasında
yardımcı olan kurallardır.
Yorumlayıcı kurallar ile tamamlayıcı kurallar arasında şöyle bir fark bulunmaktadır: Tamamlayıcı kurallar önceden
öngörülmemiş bir hukuki boşluk olursa doldurur. Yorumlayıcı kurallarda taraflarca kararlaştırılan hususun farklı
anlama gelebilecek yönleri yorumlanmaktadır. Tamamlayıcı kurallar boşluk doldurmakta; yorumlayıcı kurallar
düzenlenmiş bir hususu yorumlamaktadırlar.
Örneğin:
• İfa zamanı veya sürenin son günü, Kanunlarda tatil olarak kabul edilen bir güne rastlarsa, kendiliğinden bu günü
izleyen ve tatil olmayan ilk güne geçer.
• Sekiz veya 15 gün olarak belirlenmiş süre bir veya iki haftayı değil, tam sekiz veya 15 günü ifade eder.
4. Tanımlayıcı Hukuk Kuralları
Kanunların daha iyi anlaşılması için bazen belli hususların açıkça tanımlanması, anlamının ve içeriğinin
belirlenmesi gerekir. İşte tanımlayıcı hukuk kuralları bu tanımları getiren düzenlemelerdir. Örneğin:
• Bir iş sözleşmesine dayalı olarak çalışan gerçek kişiye işçi denir.
• Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.
• Nişanlanma evlenme vaadiyle olur.
• Bağışlama sözleşmesi, bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız
olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşmedir.

5. Diğer Hukuk Kuralları


Hukuk kurallarının yukarıdaki sınıflandırması dışında, hiç bir gruba girmeyen bazı kuralların bulunduğu da
kabul edilmektedir.
Bunlar arasında ilga edici (yürürlükten kaldırıcı) hukuk kuralları, yetki verici hukuk kuralları sayılabilir.

KANUNLARIN UYGULANMASINA İLİŞKİN ESASLAR


Kanunun uygulanması demek soyut hukuk kurallarının somut olaya uygulanması demektir. Böyle bir
uygulamada, hukuk kuralı (büyük önerme); somut olay (küçük önerme) ve vargı (sonuç) anlamına gelir. Örneğin:
“İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süreyle işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa, işçi
iş sözleşmesini haklı nedenle derhal feshedebilir”. Bu hukuk kuralı, yani büyük önermedir.
Ali’nin çalıştığı işyerinde yangın çıkmış ve işyerindeki faaliyet bir haftadan fazla sürecek şekilde durmuştur. Bu küçük
önerme, yani somut olaydır.
Ali bu olay sebebiyle ve kanuna dayalı olarak iş sözleşmesini haklı sebeple derhal feshedebilir. Bu da vargı, yani
sonuçtur. Böylece hukuk kuralı uygulanarak bir vargıya (sonuca) ulaşılmaktadır.
Kanunların Zaman Bakımından Uygulanması
Bir kanunun ne zaman yürürlüğe gireceği kural olarak, kanun metninde belirtilir. Dolayısıyla kanun, kendi
metninde belirtilen tarihte (genellikle yürürlük adını taşıyan maddedeki tarihte) yürürlüğe girer.
Kanunun ne zaman yürürlüğe gireceğine ilişkin bir madde bulunmaması hâlinde, o kanun Resmî Gazete’de yayımdan
sonraki 45. günde Türkiye’nin her tarafında, aynı anda yürürlüğe girer.
Bir kanunun ne zaman yürürlükten kalkacağı çeşitli olasılıklara göre belirlenir.
Kanun metninde açıkça yürürlükten kalkma tarihi yer alabilir. Örneğin; bütçe kanunları bir yıllıktır ve bir yılın sonunda
o yılın bütçe kanunu kendiliğinden yürürlükten kalkar.
Bir yeni kanun eski kanunu açıkça yürürlükten kaldırılabilir. Örneğin; 4857 sayılı İş Kanunu 120. maddesi ile önceki
1475 sayılı İş Kanunu’nu yürürlükten kaldırmıştır.
Yeni kanun eski kanunun bütününü değil, bir maddesini yürürlükten kaldırabilir. Buna değişiklik yapma yolu ile
yürürlükten kaldırma denir.
Anayasa Mahkemesi de bir kanunun tamamını ya da bir kaç maddesini iptal ederek yürürlükten kaldırabilir.
Bazen bir kanunun yürürlükten kalkıp kalkmadığı açıkça düzenlenmez. Diğer bir ifadeyle yürürlükte bir kanun
bulunmasına rağmen aynı ya da benzer bir konuda yeni bir kanun yürürlüğe konulmuş ve eski kanun yürürlükten
kaldırılmamış olabilir.
Bu durumda önceki kanun ile sonraki kanunun niteliklerine bakılarak üstü kapalı bir yürürlükten kaldırmanın (zımni
ilganın) varlığı araştırılır. Eğer,
• İki kanun da genel nitelikteyse iki genel kanundan eskisi yürürlükten kalkar.
• İki kanun da özel kanun niteliğindeyse iki özel kanundan eskisi yürürlükten kalkar.
• Önceki genel, sonraki özel bir kanun ise özel kanun genel kanunu yürürlükten kaldırır.
• Önceki özel, sonraki genel bir kanun ise ilke olarak özel kanunun uygulanmasına devam edilir.
Kanunların Geçmişe Etkisi
Kanunlar kural olarak, yürürlüğe girdikleri tarihten sonraki olaylara uygulanırlar. Kanunun yürürlüğünden
önceki olaylara uygulanmaz. Bu ilkenin amacı, hukukun vatandaşlara sağladığı güvenin sürekli olmasıdır.
Özel hukukta yeni çıkan kanun aksine bir hüküm olmadıkça eski kanun zamanındaki olaylara uygulanmaz; yürürlüğe
girdiği zamandan sonraki olaylara uygulanır. Ancak, kamu düzeni ile ilgili olan hususlarda geçmişi etkileme söz
konusu olabilir.
Eğer yeni kanunun geçmişe etkisi kazanılmış hakları etkilemiyor ve hukuk güvenliğini zedelemiyorsa kanun
uygulaması geçmişe yürüyebilir.Kanunların geçmişe etkisi ceza hukukunda farklı bir anlam taşımaktadır. Ceza
hukuku açısından eski - yeni kanunlardan sanık lehine olanı uygulanır. Örneğin; bir fiilî eski ceza kanunu hükmü suç
kabul ederken yeni kanun suç olmaktan çıkarırsa sanık ya da mahkumun beraat etmesi gerekir. Bu durumda hukuk
kuralı geçmişi etkiler. Buna karşın bir fiilî eski kanun suç kabul etmez iken yeni kanun suç olarak görürse, sanığa eski
kanun döneminde yaptığı fiil için yeni kanun döneminde ceza verilemez. Yani bu durumda geçmişe etki söz konusu
olmaz.Yargılama hukukuna ilişkin kanunlar bakımından derhal uygulama ilkesi geçerlidir. Yargılamaya ilişkin bir
kanun yürürlüğe girdikten sonra, henüz tamamlanmamış yargılama işlemlerine yeni kanun hükümleri uygulanacaktır.
Tamamlanmış yargılama süreçleri bakımından ise yeni kanunun uygulanmasına imkan yoktur.

Kanunların Yer ve Kişi Bakımından Uygulanması


Kanunlar kural olarak ülkenin coğrafi sınırları içinde uygulanır.
Bir devletin kanunları, o devletin hâkimiyet alanı ve sınırları içinde geçerlidir. Bir ülke sınırları içinde bulunan herkesi o
devletin hukukuna tabi tutmaya yersellik ikesi denir. Ülkede geçerli olan kanunlar, ülke sınırları içinde bulunan yerli
yabancı herkese uygulanır ve kural olarak bir ayrım yapılmaz.
Bu ilke gereğince, Türkiye sınırları içinde meydana gelen olay ve ilişkilerde kural olarak Türk Hukuku uygulanır.

Kişisellik ilkesi ise kişiyi nerede olursa olsun vatandaşı olduğu devletin ulusal kanunlarına tabi tutma amacını
taşır.Uygulamada kamu hukuku dalları bakımından yersellik ilkesinin geçerli olduğu görülür. Nitekim vergi
hukukunda, ceza hukukunda ve usul hukuklarında kişilere bulundukları ülkenin kanunları uygulanır. Hatta ceza
hukukunun temel ilkelerinden biri yerselliktir. Yani kişiler suçu işledikleri yer kanunlarına göre cezalandırılırlar.
Özel hukuk alanında ise kişisellik ilkesinin ağır bastığı söylenebilir. Şöyle ki, bir ülkede yaşayan yabancıya kendi
ulusal hukukunun uygulanması, bu kuralların bulunduğu ülkenin kamu düzenini ilgilendiren hükümlerine ters
düşmemek koşuluyla mümkündür. Bazı durumlarda yersellik mi yoksa kişisellik ilkesinin uygulanacağının tespiti çok
zor olabilir. Bu noktada çıkacak sorunların çözümü, devletler özel hukukunun ilgi alanına girmektedir.

Kanunların Anlam Bakımından Uygulanması


Yorum Metodları
Yorum yasama organınca yapılabilir, bu tür yoruma yasama yorumu denir. Yargı organınca yapılan yoruma
yargısal yorum; bilim adamlarınca yapılan yoruma ise bilimsel yorum denir.1924 Anayasası’nda kabul edilen yasama
yorumu, sonraki anayasalarda yer almamıştır. Dolayısıyla bugün için TBMM sadece kanun yapabilir, yaptığı kanunun
yorumu için kendisine başvurulmuş olsa bile yorum yapamaz.Bilimsel yorum, hukukun gelişmesine katkıda
bulunurken, mahkemeleri bağlamaz, mahkemeler bilimsel yorumda farklı şeyler söylense bile kendi yargısal
yorumlarını uygulayabilirler.

Kanunda belirtilen sözleri açıklamak suretiyle yapılan yoruma lâfzî (dilbilgisel) yorum denir. Bu tür yorumda
kelimelerin sözlük anlamları önemlidir. Ancak, kelimelere çok fazla önem verilmesi yüzünden bu yorum metodunda
amaçtan uzaklaşıldığı ileri sürülmüştür. Lâfzî yorum metodu şekli bir yorum metodudur. Kanunun yorumunda kanun
koyucunun subjektif iradesi dikkate alınıyorsa tarihsel yorum yön-temi söz konusu olur. Bu yorum metodu ise tarihsel
olaylara önem verdiği ve güncel gelişmeleri dikkate almadığı için eleştirilmektedir.
Hukuk kuralının yorumunda ve hukuki uyuşmazlığın çözümünde sosyal gerçekliğe, somut gerçekliğe ve eşyanın
tabiatına önem ve öncelik veriliyorsa amaçsal yorum metodu söz konusu olur. Bu yöntemde amaç toplumsal barış ve
toplumun gerekleridir. Amaçsal yorum, çağdaş bir yorum yöntemidir.

Yorumda Kullanılan Mantık İlkeleri


1. Kıyas
Kıyas, bir olay ile ilgili olarak hukukun öngördüğü çözümün, bu olaya benzer özellikler taşıyan başka bir olay
bakımından da geçerli sayılmasıdır. Örneğin; sigara içmenin yasak olduğu bir yerde kıyas yolu ile pipo ya da nargile
içmenin yasak olduğu sonucuna varılabilir.Kıyas yoluna bazen durumun bir gereği olarak başvurulabilir; bazen de
kanun açıkça kıyas yolunu benimser. Örneğin Türk Borçlar Kanunu’nun 246. maddesine göre, “Taşınır satımına
ilişkin hükümler kıyas yoluyla taşınmaz satımına da uygulanır”.
Kıyas uygulaması genişletici yoruma imkân verir. Bu yönüyle kıyasın ceza hukukunda uygulanması söz konusu
değildir.

2. Aksi İle Kanıt


Aksi ile kanıt uygulaması kapsamı daraltmaktadır.
Hakkında çözüm bulunmayan bir konuda mevcut kuralın daraltılarak uygulanması, yani kuralın içermediği hususların
kural dışına çıkarılması niteliğindeki mantık ilkesidir.
Örneğin;
• Bir fiil suç ise aksi ile kanıt yöntemi dolayısıyla o fiilin aksi suç değildir.
• “20 yaşını dolduran her erkek Türk Vatandaşı askerliğini yapar” hükmü karşısında, aksi ile kanıt yöntemine göre
kadınlar askerlik yapmazlar.
• Türk Medeni Kanunu 11. maddesine göre “evlenme kişiyi ergin kılar”. O hâlde aksi ile kanıt ilkesi sonucu
nişanlanma kişiyi ergin kılmaz.
3. Evleviyet
Kıyas uygulamasının belirgin olduğu durumlarda “çoğun içinde az da vardır” anlamına gelen uygulamadır. Örneğin;
• Bir iş başvurusu için Yüksek Lisans yapmış olma koşulu aranıyorsa doktorasını tamamlamış bir kimse de o işe
başvurabilir;
• Çimlere basmanın yasak olduğu bir yerde, çimlere oturmanın da yasak olduğu sonucuna varılabilir.
Evleviyet yolu, kıyasın bir türüdür. Bu yola “haydi haydi uygulama” da denir.
“Çoğun içinde az da vardır” kuralı, evleviyet ilkesi ile bağlantılıdır

HÂKİMİN TAKDİR YETKİSİ VE HUKUK YARATMASI


Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesi hâkimin takdir hakkını düzenlemektedir.
Bu maddeye göre, kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı
emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniye göre karar verir.
Hâkimin takdir yetkisini kullandığı durumlarda ortada soyut hukuk kuralı vardır. Ancak hâkim bu kuralın sınırları içinde
değerlendirme yetkisine sahiptir. Hâkim olayın özelliklerine göre farklı uygulamalara gidebilir.
Örneğin;
• Ceza Hukukunda cezaların alt ve üst sınırları vardır. Hâkim somut olaya göre alt ve üst sınırlar arasında bir ceza
tespit eder.
• Borçlar Kanunu’na göre, manevi tazminatta hâkimin geniş bir takdir yetkisi vardır. Hâkim talep edilen manevi
tazminatı olayın özellikleri ve tarafların durumuna göre belirler.
Hâkimin, önüne gelen bir uyuşmazlığı çözümsüz bırakması ve bir karar vermeden kaçınması mümkün değildir.
Anayasa’nın 36. maddesinin ikinci fıkrasına göre, bir mahkeme görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan
kaçınamaz.
Medeni Kanun’un 1. maddesine göre, “hakkında uygulanabilecek Kanun hükmü ya da örf ve âdet kuralı
bulunmayan konularda, hâkim kanun koyucu olsa idi nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre hüküm verir”. Hâkim
hakkı yerine getirmekten kaçınamaz; dolayısıyla özel hukuk bakımından hâkim önüne gelen bir uyuşmazlıkta çözüm
için bir hukuk kuralına ulaşamazsa öncelikle kıyas yapacak; benzeri hükümleri uygulamayı deneyecek, bilimsel ve
yargısal içtihattan yararlanabilecek; gelenek hukukuna başvuracaktır. Eğer bu yollarla sonuca ulaşamazsa kendisini
kanun koyucu yerine koyarak hukuki sorunu çözmeye çalışacaktır. Buna hâkimin hukuk yaratması denir.
Ceza hukukunda kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi gereği hâkimin hukuk yaratması söz konusu olmaz. Eğer bir
konu ceza kanunları ile düzenlenmemişse, hâkim kendi görüş ve düşüncesine uygun bulmasa dahi hukuk
yaratamayacak ve ortada bir suç ve ceza olmadığı için davaya son verecektir

ÜNİTE- 3

HUKUK SİSTEMLERİ VE TÜRK HUKUK TARİHİ

Bir toplumda, toplumu oluşturan bireyler tarafından paylaşılan hukuka ilişkin, fikir, tutum, değer ve kanılar
toplamına hukuk kültürü adı verilir.Karşılaştırmalı hukuk, geliştirdiği çözümleme düzeyleri, özgül ayrımlar ve terim
dağarcığıyla, farklı ulus ve toplumların hukuk düzenlerinin çeşitliliklerine karşın yine de birleştirici bir kavram olan
hukuk altında anlaşılır kılınmasına katkı sağlar.Yapılan ayrımlar genelde, kamu hukukundan çok özel hukuku temel
alırlar.

Hukuk sistemlerinin karşılaştırılabilmesi için başlıca bulunması gereken unsurlar:

- Tarihsel temeller: Bir hukuk düzeninin diğerinden farkı ancak tarihsel olarak belirlenebilir. Ulusların hukuk
sistemleri birbirinden az-çok farklıdır çünkü her ülkenin ayrı tarihi vardır.

- Toplumsal ve kültürel zemin: Hukuk kurallarının toplumsal ilişkileri şöyle ya da böyle düzenlemesini belirleyen
etmenler, din, dil, gelenekler ve sosyo-ekonomik yapıdır. Bu etmenler toplumdan topluma farklılaşırlar.

- Hukuk teknikleri: Her hukuk kültürü, hukukun yaratılmasında, uygulayıcıların eğitilmesinde ve uygulamasında az
çok birbirinden farklı teknikler kullanırlar. Örneğin İngiliz hukukunda, yargısal örnek kararlar ana kaynaktır ve hukuk
kültüründe akıl yürütme ve kanıtlama örnek olayları kullanılır. Kıta Avrupası hukukunda ise temel kavramlar kurucu
nitelik taşır ve hukuki akıl yürütme ve kanıtlama genel kavramların özel durumlara uygulanmasına ağırlık verecektir.

HUKUK SİSTEMLERİ
Hukuk sistemlerinde sınıflandırma ölçütü olarak ırk, hukuk tekniği, ortak tarihsel geçmiş, dil, ideoloji ve
benzeri unsurlar esas alınır.

KITA AVRUPASI HUKUK ANGOLA AMERİKAN HUKUK


İSLAM HUKUK SİSTEMİ SOSYALİST HUKUK SİSTEMİ
SİSTEMİ SİSTEMİ

BATI HUKUK KÜLTÜRÜ


1. Kıta Avrupası Hukuk Sistemi
Avrupa’nın ada kısmında (İngiltere) değil, kıta kısmında yani bugünkü, Almanya, İtalya, Fransa, Avusturya,
ispanya, Hollanda, ve İsviçre ülkelerinin bulunduğu coğrafyadan ortaya çıkan hukuk sistemidir. Başlıca özelliği, Roma
Hukuku’nun yeniden canlandırılmasına dayalı olmasıdır.
Avrupa da Roma Hukuku’nun etkisi Danimarka, İsveç, Finlandiya, Norveç ve İzlanda’yı kapsayan Nordik Hukuk
çevresinde de görülmektedir.Önemli tedvin (bir ülkede dağınık haldeki hukuk kurallarının derlenip sistemli bir
bütünlüğe kavuşturulması) hareketlerinden geçip günümüze ulaşan bu sistemin temeli Roma Hukuku’dur.
Roma hukuku
Corpus Iuris Civilis (roma hukuku konusunda en kapsamlı külliyat. I. Iustinianus tarafından hazırlatılmıştır.) kaynaklı
hukuktur. Roma hukukunun yapısını anlayabilmek için başvurulacak kaynak Institutiones’lerdir.
Gaius’un Institutiones’i kişiler (personae), şeyler (res), ve davalar (actiones) olarak üç bölümdür.

- Gaius için kişiler(personae), haklara ve borçlara ehil olan hukuk özneleridir.üç kategori insan vardır: Özgür insanlar
(Roma vatandaşları) ve köleler; aile reisi (pater familias) ve ona tabi olanlar; yabancılar ve vatandaşlar.

Köle: Roma’da köle halini almanın en önemli sebebi, savaş esirliğiydi. Savaşta esir düşen ve onun alt soyu, onu esir
eden veya satın alan Roma vatandaşının malıydı. İmparatorluk döneminde eşya hükmünde olan kölenin mallara
sahip olma anlamında hak ehliyeti yoktu. Klasik sonrası dönemde is, köle sayısı azalmış ve durumları özgür
insanlarınkine yaklaşmıştır.

Köle efendisi adına işlem yaparsa, taahhüdleri ve devir işlemleri geçersiz, iktisapları geçerlidir. Bu dönem roma
hukukçularına göre kölenin borcu doğal borçtur. Doğal borç ilişkisinde, alacaklı alacağını elde etmek için dava
hakkına sahip değildir ancak, bu durum kimi hukuki sonuçların doğmasına engel de değildir. Borçlu doğal borcunu
yerine getirirse bunu geri isteyemez. Örn kumar borcu.

Vatandaş: Roma hukukuna göre özgür bir insanın hak sahibi olabilmesi için aynı zamanda vatandaş da olması
gerekir.Roma vatandaşı ana babadan doğan çocuk Roma vatandaşıydı. Aynı zamanda efendisi tarafından azat
edilen bir köle de vatandaş olabilirdi. Azat edilen eski köleyi özgür yapan efendisi değildir devlet topluluğuna
katıldıkları için, senato veya imparatorlar vatandaşlık tevcih edebilirlerdi. Dolayısıyla roma vatandaşlığı, doğum
yoluyla, azat etme ve tevcih yoluyla elde edilebilirdi.

Aile reisi (pater familias): Roma hukukunda ile (familia), aile reisinin egemenliği altındaki kişiler topluluğudur. Bu
kişiler arasında kan bağı olabileceği gibi, bir aile reisinin başka bir aile reisinin egemenliği altına girmesi veya evlat
edinme durumlarında olduğu gibi kan bağı olmayabilirdi de. Aile içinde hak ehliyetine sahip olan aile reisiydi ve
çocuklarla kadınlar hak ehliyetinden yoksundular.

Pandekt hukuku: Roma hukukunun Almanya’da geçerli olduğu bölgenin ve zamanın gereklerine göre düzenlenmiş
halidir. Cermen hukukuyla harmanlanmış bir hukuktu, bu yüzden Roma-Cermen Hukuku olarak anılageldi. Ancak
Almanya dışında Fransa, Hollanda, İtalya gibi pek çok ülkede Roma Hukukundan etkilenmiştir.
2. Anglo - Amerikan Hukuk Sistemi:
İngiliz Hukuku:
Avrupalılar için hukuk, yasa ve yasama etkinliği iken, bir İngiliz için bu yargılama etkinliğidir. İngiliz hukuku genel
kavramlara bağlantılı oldukları yasalara değil, örnek olay gruplarına ve bunların konu edildiği yargı kararlarına
dayalıdır.
İngilizler için hukuk kuralı yasama etkinliğinin sonucu olarak ortaya çıkmış soyut ve genel bir düzenlemeyi değil; örnek
yargı kararlarında işlenen çözümleri ifade eder. Yasama sonucu ortaya çıkan hukuk (Statute Law) kuralı, ancak
yargısal olarak yorumlandığında İngiliz Hukuk sistemi ile bütünleşmiş olur.

İngiliz Hukuku’nun Kaynakları

Equity (Hakkaniyet): Statute Law( Yasa Hukuku): ingiliz


Common Law(Ortak Hukuk):
Common Law’ın aşırı biçimciliğinin hukukunun içtihattan sonraki ikinci kaynağı.
İngiltere’yi işgal eden Norman Krallarının
karmaşık formüllerine göre değil de parlamentonun çıkardığı yasalar,
adalet hizmetlerini görmek için atadıkları
yargıcın vicdanı ve hakkaniyet ilkelerine onayladığı anlaşmalar ve bunların
gezici yargıçların oluşturdukları aşırı biçimci
göre yargılamasından doğan içtihat uygulanma usul ve esaslarını gösteren
hukuku ifade eder.
hukuku. düzenlemeleri kapsar.

Amerikan Hukuku:
Doğudaki görece düzenli yaşamı saymazsak, Amerika’nın batısına göç hareketi hukuksuz bir toplumsal
yaşam biçiminden hukuki bir toplumsal yaşam biçimine geçişin modern dünyadaki belki de tek örneği olması
Amerikan Hukuku’nun hukuk tarihi açısından özel bir yere sahip olmasını sağlamıştır. Mahkeme içtihatları ve yasama
olmak üzere iki kaynağı vardır. Anayasa’yı yorumlamada nihai yetki Yüksek Mahkemenindir. Yüksek mahkeme
anayasanın bir bölümüyle çatışan federal yasayı kaldırabilir.

3. Sosyalist Hukuk Sistemi


Marksist düşüncenin özel bir yorumuna dayalı olarak tasarlanmış bir hukuk düzenidir. Geçmişe oranla,
günümüzde daha az sayıda ülke hala sosyalist bir hukuk düzenine sahip oldukları tezini savunurlar. Karl marks’ın
hedefi bir hukuk sistemi inşa etmekten çok, varolanın perdelediklerini açığa çıkarmaktı. O nedenle kendisi sosyalist
hukuk kuramı geliştirmedi.

Sovyetler Birliğinde Hukuk


Belirli bir toplumda hukukun içeriğini egemen sınıfların nesnel yaşam gereksinmeleri ve yararları belirler.
Hukukun işlevi, egemen sınıfın (kapitalist düzende kapitalistler- sosyalist düzende emekçiler) varlığını sağlamak ve
mülkiyet ilişkilerini buna uydurmaktır.

Sosyalist hukuk üç temel ilkeye dayandırılmıştır:


1. Sosyalist Demokrasi İlkesi: Siyasal iktidarın, işçi sınıfı ve onun partisinin önderliğinde, biçimsel burjuva
demokrasisini yıkıp emekçilerin egemenliğini kuran, işçi sınıfı ve müttefiki toplumsal sınıflar eliyle
kullanılmasıdır. Varlık sebebi, diğer ekonomik ve kültürel koşullara uygun bir toplum düzenini ayakta
tutarak sınıfsız, devletsiz, dolayısıyla da hukuksuz bir toplum inşa etmenin önünü açmaktır.

2. Sosyalist Yasallık İlkesi: Araçsal bir değer taşıyan hukuka, sosyalist toplum ilişkilerinin oluşturulması için,
ilgililerin itaati anlamına gelir. Yasa koyucu yönünden sosyalist düzen ilkelerine uygun yasama faaliyeti,
yurttaşlar yönünden hukuka itaat anlamına gelir.

3. Demokratik Merkeziyetçilik: Bu ilke sonucu, alt derece mahkemeler, üst derece mahkemelerin işlemleri
ile bağlıdırlar.

4. Mülkiyet Biçimleri: Sosyalist hukuk sistemini ayrı bir hukuk sistemi yapan temel iki özellik araçsalcılığı ve
mülkiyet biçimleri konusundaki farklılığıdır. Araçsalcılık (enstrümantalizm), hukukun kendisine özgü bir
doğası olduğunu yadsıyan, ve onu salt toplumsal değişmenin bir aracı olarak gören bir hukuk ideolojisidir.
Araçsalcılığın bir diğer sonucu da, hukukun bağımsız bir değer taşımadığı, istenilen düzeni tesis etmek gibi
bir araç-değere yönelik olabileceği, ortak hayır, adalet ve özgürlük gibi amaç-değerlere yönelik bir değer
taşımadığı yolundaki ahlaki tutumdur.

Devlet Mülkiyeti: konusu, toprak ve toprağın altı, değirmenler, fabrikalar, madenler, sular, ormanlar, her
türlü ulaştırma, bankalar, iletişim araçları, devlet tarafından kurulan tarımsal-zirai işletmeler, sovhozlar,
şehir ve sanayi merkezindeki konutlardır. Bu malların yöneticisi devlettir ve devlet mülkiyeti bütün halkın
malı anlamını taşır. Sovhozlarda, üretim araçları devlete aittir ve devlet toprağın sahibi sayılır. Orada
çalışanlar ücret karşılığı çalışır.

5. Kolektif Çiftlik Mülkiyeti: bu kategoride yer alan kolhozlar, devlet denetiminde bulunan tarımsal çiftlik
kooperatifleridir. Burada bulunan mallar, tesisler ve üretilen ürünler, kolhozların ve kooperatif örgütlerinin
ortaklaşa malıdır. Bu toprakların çıplak mülkiyeti devlete aittir ancak yararlanma hakkı kolektif çiftlik tüzel
kişiliğine aittir. Devlet sovhoz işletmelerinin üretimini istediği gibi kullandığı halde, kolhozlar ürünlerini kendi
malları gibi tek başlarına kullanırlar.

6. Kişisel Mülkiyet: yurttaşlar maddi ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak için kişisel mülkiyet sahibi olabilirler
ancak bu mallar çalışmadan, gelir elde etmek amacıyla kullanılamaz. Bu durumun istisnası ikinci konuta
sahip olanlar kira geliri elde edebilirlerdi.

7. Özel Mülkiyet: Kişisel mülkiyetten farkı malın tahsis edilme biçimidir. Eğer mal sahibinin ve ailesinin
ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılıyorsa kişisel mülkiyetten, aynı mal gelir elde etmek için kullanılıyorsa
özel mülkiyetten söz edilir.

4. İslam Hukuku
Osmanlı Türkleri İslam dinine mensup oldukları için, özel hukuk alanında İslam hukuku uygulanıyordu.
- Şeriat: Dar anlamda, İslam dinini belirleyen ilahi buyruklar toplamı, geniş anlamda ise insanın toplumsal
varoluşunu sürdürmesinin koşullarını, yani hukuk düzenini ifade eder.
- Fıkıh: Hukuki anlamda, insanın belirli koşullara bağlı olarak ne yapması gerektiğini, söz konusu koşullarla
eylemsel gereklilik arasındaki bağın niteliğini ve şu ya da bu tarzda eylemeyi seçerse bunun sonuçlarının neler
olacağını bilme yetisi anlamına gelir. şeriat belli hiyerarşik kaynaklardan saptanacaktır. Bu kaynaklar:

1. Kitap (Kur’an),
2. Sünnet: Hazreti Muhammedin söz ve eylemleri
3. İcma: Fakihlerin bir sorun karşısında aynı çözüme ulaşmaları.
4. Kıyas(Örnekseme, analoji): belli bir sorunu çözmek için, ona çok benzeyen başka bir sorunun çözümüne
uygulanan hükmü benzeterek uygulamak.
5. İstihsan: daha önce karşılaşılmamış bir durum ortaya çıktığında fakihin kendisine uygun gelen ve genel kuralın
istisnası olarak kıyasen hüküm kurması.
6. Maslahat (mesalih-i mürsele): kaldırılmasında zorunlu ve kamusal bir yarar bulunan bir güçlüğü kaldırmak için
hükmolunan çözüm.
7. Örf: toplumun benimsediği davranış tarzları.

Klasik islam bilimi şeriatı üç ana bölümde incelemişlerdir:


1. İbadat (İbadetler): Allah’ın rızasını kazanmak için amacıyla gerçekleştirilen olumlu- olumsuz eylemler. Namaz,
oruç, hac gibi.
2. Muamelat (işlemler): Sözleşme, miras, evlenme, boşanma vb işlemler bu bölümde incelenir.
3. Ukubat (Ceza Hukuku): İşlenen ve suç sayılan fiiller ile bunlara uygulanacak yaptırımları gösteren kısımdır. Üç tür
yaptırım vardır:

- Kısas: Öldürme, yaralama, bir uzvun kullanılamaz hale getirilmesi vb suçları işleyenlerin faillerinin, kadı kararıyla
işledikleri suçun aynısına maruz bırakılması.
- Hadd: Allah’ın haklarına karşı işlenen suçlara uygulanır. Zina, hırsızlık, yol kesme vb suçlara karşılık gelen
yaptırımlardır.
- Ta’zir: Dolandırıcılık, evrakta sahtecilik, şantaj, yalancı tanıklık gibi fiillere uygulanır.

Osmanlı Hukuku
Şer’iat ve Örf
Genellikle Osmanlı hukukunun İslam hukuku özellikleri taşıdığı söylenir. Diğer bir özlliği aynı zamanda örfi hukuk
oluşudur. Şer’iat’a göre hükümdarın kendisini yasa koyucu olarak kabul etmesi mümkün değildi çünkü Şa’ri (yasa
koyucu) Allah’tı.

Hükümdarın kendi iradesine dayanarak şeriat dışı alanda yasa koyma yetkisi anlamında örfi hukuk ortaya çıkmıştır.
Padişahın, kanunname, emirname, yasakname adıyla yasalar koyması sonucu örfi hukuk ortaya çıkmıştır.

Kazasker (kadı asker), Osmanlı Devleti’nde askeri sınıfa ait, şer’i ve hukuki davalara bakan hakimdir. İlmiye
mesleğinin mertebelerinden biridir ve Rumeli ve Anadolu olmak üzere iki tür kazaskerlik mevcuttur. Rumeli kazaskeri
derece olarak daha üstündü ve kazaskerler aynı zamanda kadı ve müderrislerin atama işleriyle de yetkiliydi.

Tanzimat Dönemi: Gelenek ve Batı Hukuku


Osmanlı toplumu tanzimatla birlikte hukuksal kurumların modernleştirilmesi için düzenlemelere girişti. Gülhane Hattı
Hümayunu’nda vatandaşların kanun önünde eşitliği ilkesi ilk defa beyan edilmiş ve ceza hukukunda keyfiliğin ortadan
kaldırılacağı açıklanmıştır. 1876’da modern anlamda bir anayasa, Kanun-u Esasi ile meclis ve meşruti ilkeler kabul
edilmiştir.

Cumhuriyet ve Türk Hukuk Devrimi


Osmanlı Devleti adli kapitülasyonlardan kurtulmak için yasalaştırma ve yabancı hukukun benimsenmesi alanında çok
çaba göstermiştir.
1926’da kabul edilen Türk Medeni Kanunu’nun sonucu olarak:
- Türkiye laik bir hukuk düzenin geçmiş oldu ve Türk Hukuku, Kıta Avrupası Hukukunun bir parçası oldu
- Hukukun birliği ve tekliği sağlanmış oldu
- Çok eşli evliliğin yasaklanması ile tek eşli evliliğin kabulü başta olmak üzere aile düzeni ve evli kadınların
statüsünde kökten bir değişim gerçekleşti.
- Modern hukuki düşünce ve hukuk kültürü de benimsenmiş oldu.

TANIMLAR
- Hukuk Kültürü: Belirli bir toplumda, o toplumu oluşturan bireylerce genellikle paylaşılan hukuka ilişkin fikirleri,
tutumlar, değerler, kanıtlar ve beklentiler toplamı olarak tanımlanabilir.
- Hukuk Sistemi: Çoğu zaman bir ülkedeki hukuk kurallarının bir dizge yada biriyle içsel bağlarıdır.
- Tedvin (Yasalaştırma): Bir ülkede dağınık halde bulunan hukuk kurallarının ait oldukları hukuk dalına bağlı olarak
derlenip sistemi bir bütünlüğe kavuşturulması.
- Doğal Borç: Alacaklının alacağını elde etmek için dava hakkına sahip olmadığı, bu durumun kimi hukuki
sonuçların da doğmasına engel olmadığı borç. Örn: Kumar borcu

İngiliz Hukukunun Kaynakları:


1- Common Law (Ortak Hukuk)
Geniş Anlamda Common Law: İngiltere, ABD, Kanada, Yeni Zellanda, Avustralya gibi ülkelerin hukuklarının ortak
adı.
Dar Anlamda Common Law: İngiltere’yi işgal eden Normların adalet hizmetini gerçekleştirmek amacıyla atadıkları
gezici yargıçların oluşturduğu aşırı biçimci hukuku ifade eder.
2- Equity (Hakkaniyet): Common Law’ın aşırı biçimciliğinin karmaşık formüllerine göre değil de yargıcın vicdanı ve
hakkaniyet ilkelerine göre yargılamasından doğan içtihat hukuku.
3- Statute Law (Yasa Hukuku): Parlamentonun çıkardığı yasalar, onayladığı anlaşmalar ve bunların uygulanma
usul ve esaslarını gösteren düzenlemeler.
Federal Devlet: Birden fazla kendi içinde özerk devletin aynı merkezi iktidara tabi olarak oluşturduğu devlet birliğidir.
Federal devlet ve federe devlet olmak üzere iki devlet türü vardır. Hem federal devletin hem de federe devletlerin
hukuku söz konusudur.
Sosyalist Hukukun İlkeleri:
- - Sosyalist Demokrasi İlkesi: Siyasal iktidarın, işçi sınıfı ve onun partisinin önderliğinde, işçi sınıfı ve müttefiki
toplumsal sınıflar eliyle kullanılmasıdır.
- - Sosyalist Yasallık İlkesi: Sosyalist toplum ilişkilerinin oluşturulması için araçsal bir değer taşıyan hukuka,
ilgililerin itaati anlamına gelir.
- - Demokratik Merkeziyetçilik: İktidardaki komünist partisinin ve sosyalist devletin yönetim ve düzenleme
ilkesidir.

İslam Hukuku
- Şeriat: Dar anlamda, İslam dinini belirleyen ilahi buyruklar toplamı, geniş anlamda ise insanın toplumsal
varoluşunu sürdürmesinin koşullarını, yani hukuk düzenini ifade eder.
- Fıkıh: Hukuki anlamda, insanın belirli koşullara bağlı olarak ne yapması gerektiğini, söz konusu koşullarla
eylemsel gereklilik arasındaki bağın niteliğini ve şu ya da bu tarzda eylemeyi seçerse bunun sonuçlarının neler
olacağını bilme yetisi anlamına gelir.

- Mezhep: Arapçada yol, çığır, görüş anlamına gelen mezhep sözcüğü, ilahiyat ve felsefe alanında kutsal metinlerin
nasıl anlaşılıp içeriklendirilmesi gerektiğine ilişkin yol, yordam, yöntem, üslup ve tarz bütünlüğü taşıyan bir anlayışın
benzerlerinden ayırt edici özellikleriyle oluşturduğu ekolü ifade eden bir terimdir.
Ehl-i Rey: Kıyası kabul eden fıkıh anlayışıdır.

İslam Hukukunun Kaynakları:


- Kitap: Kur’an-ı Kerim
- Sünnet: Hz. Muhammedin söz ve eylemleri
- İcma: Fakihlerin bir sorun karşısında aynı çözüme ulaşmaları.
- Kıyas (Örnekseme, analoji): belli bir sorunu çözmek için, ona çok benzeyen başka bir sorunun çözümüne
uygulanan hükmü benzeterek uygulamak.
- İstihsan: Daha önce karşılaşılmamış bir durum ortaya çıktığında fakihin kendisine uygun gelen ve genel kuralın
istisnası olarak kıyasen hüküm kurması.
- Maslahat (mesalih-i mürsele): kaldırılmasında zorunlu ve kamusal bir yarar bulunan bir güçlüğü kaldırmak için
hükmolunan çözüm.
- Örf: Toplumun benimsediği davranış tarzları.

İslam Hukukunda Yaptırımlar:


- Kısas: Öldürme, yaralama, bir uzvun kullanılamaz hale getirilmesi vb suçları işleyenlerin faillerinin, kadı kararıyla
işledikleri suçun aynısına maruz bırakılması.
- Hadd: Allah’ın haklarına karşı işlenen suçlara uygulanır. Zina, hırsızlık, yol kesme vb suçlara karşılık gelen
yaptırımlardır.
- Ta’zir: Dolandırıcılık, evrakta sahtecilik, şantaj, yalancı tanıklık gibi fiillere uygulanır.
- Kazasker: Osmanlı Devleti’nde askeri sınıfa ait şer’i ve hukuki davalara bakan hakim.
Kanun-u Esasi 1876’da ilan edilmiş Anayasadır.
- Mecelle: 1868-1878 yılları arasında Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki bir komisyon tarafından derlenen ve
Hanefi mezhebinin medeni hukuka ilişkin fıkıh kuralları kodeksidir.

ÜNİTE-4

YARGI ÖRGÜTÜ
Geniş anlamıyla yargı, yargı teşkilatını ve yargı organları tarafından yerine getirilen tüm işleri kapsar.
Bağımsız ve tarafsız mahkemelerce somut bir hukuki uyuşmazlığın veya hak ihlalinin çözülmesi amacıyla genel ve
soyut nitelikteki hukuk kurallarının, çeşitli yargılama usullerinin kullanılması suretiyle somut olaylara
uygulanmasıdır.Dar anlamıyla yargı, düzenlendikleri hukuk dalına, uyuşmazlıkları çözmekle görevli mahkemelere ve
bu mahkemelerde uygulanan yargılama usullerine göre “yargı örgütü “ farklı “yargı kollarına” ayrılmıştır. Türk
Hukuku’ndaki yargı kolları şu şekilde sıralanabilir:

- Adli yargı
- İdari yargı
- Anayasa yargısı
- Mali yargı
- Uyuşmazlık yargısı

ADLÎ YARGI
Adlî yargı, genel ve olağan yargı koludur, zira diğer yargı kollarının görev alanına girmeyen tüm dava ve
yargısal işler adlî yargıda çözülür. Adlî yargı kolunda, ilk derece mahkemeleri, bölge adliye mahkemeleri ve Yargıtay
olmak üzere üç dereceli bir yargılama sistemi kabul edilmiştir.Adalet Bakanlığınca, Kanunun yürürlüğe girdiği 1
Haziran 2005 tarihinden itibaren en geç iki yıl içinde, bölge adliye mahkemelerinin kurulması ve kuruluşlarının, yargı
çevrelerinin ve göreve başlayacakları tarihin Resmî Gazete’de ilân edilmesi öngörülmüştür. Adalet Bakanlığı 1
Haziran 2007 tarihinde Kanun hükmünün gereğini yerine getirebilmek adına, dokuz ayrı bölgede, bölge adliye
mahkemesi kurulmasına karar vermiş ve bu mahkemelerin kuruluşları ile yargı çevreleri Resmî Gazete’de ilân
edilmiştir. Daha sonra 13.06.2011 tarihli Adalet Bakanlığı kararıyla, ek olarak altı yere daha bölge adliye mahkemesi
kurulması kabul edilmiş ve sayıları toplamda on beşe çıkan bölge adliye mahkemelerinin yargı çevreleri yeniden
belirlenmiş; ayrıca tüm bölge adliye mahkemelerinin Cumhuriyet Başsavcıları atanmıştır.

Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlamasıyla birlikte, adlî yargı kolundaki üç dereceli mahkeme sistemi
aşağıdaki şekilde oluşmaktadır:
• Kişiler arasında doğan uyuşmazlık hakkında yargılama yapma ve uyuşmazlığı çözmeye yönelik olarak
davanın esası hakkında karar vermekle görevli ilk derece mahkemeleri,
• İlk derece mahkemesi kararlarının istinaf incelemesini yapmakla görevli ikinci derece bölge adliye
mahkemeleri,
• Bölge adliye mahkemesi ve bazı hallerde ilk derece mahkemesi kararlarının temyiz incelemesini yapmakla
görevli Yargıtay.

İstinaf İlk derece mahkemelerince verilen karar-ların bölge adliye mahkemeleri tarafından olgu ve hukuk yönünden
incelenmesi (de-netlenmesi) suretiyle düzeltilmesi, iyileşti-rilmesi veya iptal edilmesi amacına yöne-lik bir kanun
yoludur.

İlk Derece Mahkemeleri

Hukuk Mahkemeleri:
özel hukuk alanında ortaya çıkan uyuşmazlıkların (örneğin boşanma, tazminat, alacak davası vb.) çözüldüğü ve
karara bağlandığı adlî yargı ilk derece mahkemeleridir.

İş yoğunluğunun fazla olduğu yerlerde, hukuk mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturularak bu daireler
numaralandırılabilir.
Daireler arasında iş dağılımının Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebileceği öngörülmüştür.
Bir hukuk mahkemesinin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi de Adalet Bakanlığı’nın önerisi üzerine,
coğrafi durum ve iş yoğunlu ölçütlerine göre, Hakimler ve Savcılar Kurulunca belirlenir.

Hukuk mahkemeleri her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu dikkate alınarak belirli ilçelerde
kurulur.

Yargı Çevresi Bir mahkemenin yargı yetkisinin sınır-larını belirleyen idarî ve coğrafi çevredir.

Hukuk mahkemeleri, genel ve özel mahkemeler olarak iki gruba ayrılabilir a)Genel mahkemeler, bakacakları dava ve
işler belli kişi ya da uyuşmazlık türlerine göre sınırlandırılmamış olan ve özel mahkemelerin görevine girmeyen bütün
uyuşmazlıkları çözmekle görevli mahkemelerdir.
Sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleri tek hâkimlidir.
Sulh ve asliye hukuk mahkemelerinin yargı çevresi, il veya ilçenin yargı çevresine bakılmaksızın, Adalet Bakanlığı’nın
önerisi ile Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenir.

Asliye hukuk mahkemesi, kanunlarda aksine bir düzenleme


Sulh hukuk mahkemesi, dava konusunun değer veya
bulunmadıkça,
tutarına bakılmaksızın;
• Dava konusunun değer veya miktarına
• Kira ilişkisinden doğan tüm uyuşmazlıkları konu alan
bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla,
davalar ile bu davalara karşı açılan davalara,
şahıs varlığına ilişkin davalara,
• Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın
• Sulh hukuk mahkemesi ve diğer özel mahkemelerin
görev alanları dışında kalan tüm dava ve işlere (HMK paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin
m. 2) bakar. davalara,
• Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin
korunmasına yönelik olan davalara,
• Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile diğer kanunların,
sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini
görevlendirdiği diğer davalara (ör. Taşınmazın ay-
nına ilişkin olmayan, kat mülkiyeti kanundan doğan
davalara veya çekişmesiz yargı işlerine) bakmakla
görevlidir.

b)Özel mahkemeler:
Özel bir kanunla kurulan ve bakacakları dava ve işler belirli kişiler veya uyuşmazlık türleri ile sınırlandırılmış bulunan
mahkemeler ise özel mahkeme (uzmanlık mahkemesi) olarak adlandırılır.Hukuk mahkemeleri arasındaki özel
mahkemeler, asliye ticaret mahkemesi, aile mahkemesi, tüketici mahkemesi, iş mahkemesi, icra mahkemesi,
kadastro mahkemesi, fikri ve sınaî haklar hukuk mahkemesi olarak özetlenebilir.

Özel mahkemelerin bakmakla görevli oldukları davalar ise, kendi kanunlarında belirlenmiştir; örneğin, asliye ticaret
mahkemesi, ticari nitelikteki davalara bakmakla; tüketici mahkemesi, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre,
tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davaları çözmekle
görevlidir.Bir yerde özel mahkeme kurulmamışsa, özel mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, özel
mahkeme sıfatıyla, o yerde görevli asliye hukuk mahkemesi tarafından bakılır.Özel mahkemeler, asliye ticaret
mahkemesi hariç, tek hâkimlidir. Asliye ticaret mahkemesi ise, bir başkan ve yeteri kadar üyeden oluşur.

Ceza Mahkemeleri
Ceza mahkemeleri kanunların suç saydığı fiil (davranış) veya işlemlerin gerçekleşmesi halinde, suç
işleyenlerin yargılanması ve suçlu bulundukları takdirde alacakları cezaların belirlenmesi için açılan davalara
bakmakla görevlidirler.Ceza mahkemeleri ile sulh ceza hakimliği, her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş
yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun olumlu görüşü alınarak Adalet
Bakanlığı tarafından kurulur.
Ceza mahkemeleri de genel ve özel ceza mahkemeleri olarak iki gruba ayrılabilir.

Ceza yargısındaki genel mahkemelerin görevi aşağıdaki şekilde özetlenebilir:


• Asliye ceza mahkemesi, kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller dışında, sulh ceza hakimliği ve ağır ceza
mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere bakmakla görevlidir.
• Ağır ceza mahkemesi ise, kanunların ayrıca görevli kıldığı haller dışında, Türk Ceza Kanununda yer alan yağma
(TCK m.148), irtikâp (TCK m. 250/1 ve 2), resmî belgede sahtecilik (TCK m. 204/2), nitelikli dolandırıcılık (TCK m.
158), hileli iflas (TCK m. 161) suçları, Türk Ceza Kanununun ikinci kitap dördüncü kısmının dört, beş, altı ve yedinci
bölümünde tanımlanan suçlar (devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı
suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, 318, 319, 324, 325 ve 332’nci maddeler
hariç) ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar ile
ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis veya on yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarla ilgili dava ve
işlere bakmakla görevlidir.

Özel ceza mahkemelerinin (uzmanlık mahkemelerinin) kuruluşu ile görev ve yetkileri özel kanunlarda
düzenlenmekte olup, bu mahkemeler özel kanunlarla belirlenen dava ve işleri görür.
Özel ceza mahkemeleri, çocuk mahkemesi, çocuk ağır ceza mahkemesi fikri ve sınaî haklar ceza mahkemesi ve icra
ceza mahkemesidir .
Ceza yargısında görev yapan genel ve özel mahkemeler yanında, her il merkezi ve ilçede, o il veya ilçenin
adı ile anılan bir Cumhuriyet başsavcılığı kurulur. Cumhuriyet başsavcılığında, bir Cumhuriyet başsavcısı ve yeteri
kadar Cumhuriyet savcısı bulunur . Cumhuriyet başsavcılığı, kamu davasının açılmasına yer olup olmadığına karar
vermek üzere soruşturma yapmak veya yaptırmak; kanun hükümlerine göre, yargılama faaliyetlerini kamu adına
izlemek, bunlara katılmak ve gerektiğinde kanun yollarına başvurmak; kesinleşen mahkeme kararlarının yerine
getirilmesi ile ilgili işlemleri yapmak ve izlemek ve kanunlarla verilen diğer görevleri yapmakla görevlidir.
Bölge Adliye Mahkemeleri
Bölge adliye mahkemeleri, ikinci derece adlî yargı mahkemeleri olup, bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz
önünde tutularak belirlenen yerlerde, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığı
tarafından kurulur. Bölge adliye mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesine, değiştirilmesine veya bu
mahkemelerin kaldırılmasına ise, Adalet Bakanlığı’nın önerisi üzerine Hakimler ve Savcılar Kurulu karar verilir.
Türkiye’de Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Samsun illerinde bölge adliye
mahkemeleri kurulmuş olup ve bu mahkemelerin yargı çevreleri Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenerek
Resmî Gazete’de ilân edilmiştir.
Bölge adliye mahkemelerinin aslî görevi, adlî yargı ilk derece mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve
kararlara karşı yapılacak istinaf başvurularını inceleyip karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer işleri yapmaktır.

Hüküm
Bir davada ileri sürülen taleplerin maddi hukuk kurallarına göre incelenmesi sonucunda, davanın esas bakımından
kabulü veya reddi şeklinde mahkemece verilen nihai karardır.
Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin görevleri şunlardır:
> İlk derece hukuk mahkemelerinden verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılan istinaf
başvurularını karara bağlamak,
> Yargı çevresi içerisinde bulunan ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını
çözmek,

> Yargı çevresindeki yetkili ilk derece hukuk mahkemesinin bir davaya bakmasına fiili veya hukuki bir engel
çıktığı veya iki mahkemenin yargı sınırları kapsamının belirlenmesinde tereddüt edildiği takdirde, o davanın
bölge adliye mahkemesi yargı çevresi içerisinde başka bir hukuk mahkemesine nakline veya yetkili
mahkemenin tayinine karar vermek,
Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

Her bölge adliye mahkemesinde ayrıca bir Cumhuriyet başsavcılığı bulunur. Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet
savcıları, ceza davalarına ilişkin hüküm ve kararlara ait dosyalardan kendilerine verilenleri inceleyerek yazılı
düşüncesiyle birlikte ilgili daireye göndermek ve duruşmalara katılmak; ceza daireleri kararlarına karşı gerektiğinde
kanun yollarına başvurmak; Cumhuriyet başsavcısının vereceği veya kanunla belirlenen diğer görevleri yapmakla
görevlidir.

Yargıtay
Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adlî yargı merciine bırakmadığı karar ve
hükümlerin son inceleme merci olup, Anayasa ve diğer kanunlara göre görev yapan bağımsız bir yüksek
mahkemedir.

Yargıtay’ın karar organları daireler, Hukuk Genel Kurulu, Ceza Genel Kurulu, Büyük Genel Kurul,
başkanlar kurulları, birinci başkanlık kurulu, yüksek disiplin kurulu ve yönetim kuruludur.Yargıtay Kanunu’na göre,
Yargıtay’da on iki hukuk, on iki ceza dairesi ve her dairede bir daire başkanı ile yeteri kadar üye bulunur. Yargıtay’da
ayrıca yeteri kadar tetkik hâkimi bulunur . Tetkik hâkimleri kurul ve daire başkanlarının kendilerine verecekleri dosya
ve evrakı inceleyerek, kararlara ve yapılacak işlere ilişkin düşüncelerini içeren rapor düzenlerler. Yargıtay hukuk ve
ceza daireleri bölge adliye mahkemeleri ve bazı durumlarda ilk derece mahkemelerince verilen nihai kararların
temyiz incelemesini yapmakla görevlidir. Temyiz başvurusu üzerine inceleme Yargıtay’daki ilgili daire tarafından
yerine getirilir. Yargıtay daireleri bir başkan ve dört üyenin katılmasıyla toplanır ve toplantıya katılanların salt
çoğunluğu ile karar verir . Bölge adliye mahkemesinin veya ilk derece mahkemesinin kararı bozulursa, dosya
yeniden inceleme yapılmak ve karar verilmek üzere duruma göre bu mahkemelerden birine gönderilir.Dairelerin
üstünde Hukuk Genel Kurulu ve Ceza Genel Kurulu bulunur. Hukuk Genel Kurulu hukuk dairelerinin başkan ve
üyelerinden, Ceza Genel Kurulu ise ceza dairelerinin başkan ve üyelerinden oluşur.
Hukuk ve Ceza Genel Kurullarının temel görevleri, Yargıtay dairelerince verilen bozma kararlarına direnen
bölge adliye mahkemesi ve ilk derece mahkemesi kararlarının ve ilk derece mahkemesi olarak Yargıtay ilgili dairesi
tarafından verilen hükümlerin temyiz yoluyla incelemesini yapmaktır . Bir diğer önemli görevi ise, içtihatların
birleştirilmesine karar vermektir.

Yargıtay’ın bir diğer karar organı ise Büyük Genel Kuruldur.Görevleri:

> Hukuk Genel Kurulunun benzer olaylarda birbirine aykırı biçimde verdiği kararları ile Ceza Genel
Kurulunun yine benzer olaylarda birbirine aykırı olarak verdiği kararları,
> Hukuk Genel Kurulu ile Ceza Genel Kurulu; Hukuk Genel Kurulu ile bir hukuk dairesi; Hukuk Genel Kurulu
ile bir ceza dairesi;
> Ceza Genel Kurulu ile bir ceza dairesi, Ceza Genel Kurulu ile bir hukuk dairesi;
> Bir hukuk dairesi ile bir ceza dairesi arasındaki içtihat uyuşmazlıkları Büyük Genel Kurulun içtihadı
birleştirme kararlarıyla giderilir .
Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararları kesin olup, bu kararlar aleyhine başka bir yargı merciine başvurulamaz.

İDARİ YARGI
İdarî yargı, hukuka aykırı idarî işlemlere karşı açılan iptal davaları veya idarî eylem ve işlemlerden dolayı
kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları ve kamu hizmetlerinin yürütülmesi için
yapılan idarî sözleşmelerden kaynaklanan (tahkime tâbi olmayan uyuşmazlıklara ilişkin) davaların görüldüğü yargı
koludur.
21

İdarî yargı kolunda görevli olan mahkemeler üç derece ayrılmıştır:


> İlk derece idare mahkemeleri ve vergi mahkemeleri
> İkinci derece bölge idare mahkemeleri
> İdarî yargının en üst yargı merci olan Danıştay
Bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemeleri, bölgelerin coğrafi durumları ve iş hacmi göz
önünde tutularak Adalet Bakanlığı tarafından kurulur ve yargı çevreleri tespit olunur. Bu mahkemelerin
kaldırılmasına veya yargı çevrelerinin değiştirilmesine ise, ilgili bakanlıkların önerisi üzerine Hakimler ve Savcılar
Kurulu tarafından karar verilir. Aynı yargı çevresinde birden fazla idare veya vergi mahkemesinin faaliyet gösterdiği
hâllerde, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, uzmanlaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin
yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, mahkemeler arasındaki iş bölümü, Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından
belirlenebilir.

İlk Derece Mahkemeleri


İdarî yargı kolundaki ilk derece mahkemeleri idare mahkemeleri ve vergi mahkemeleridir.

İdare
öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin mahke
yürütülmesi için yapılan idarî sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları meleri,
çözmekle görevli mahkemelerdir. başka
bir yargı
merciine bırakılmayan iptal davalarını, tam yargı davalarını, tahkim yolu

Vergi mahkemeleri , genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali
yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü
Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları çözmekle görevli ilk derece mahkemeleridir.

İdare mahkemeleri ve vergi mahkemeleri bir başkan ile yeteri kadar üyeden oluşur. Kurul halinde karar verilmesi
gereken dava ve işlerde, mahkeme kurulu başkan ile iki üyeden oluşur.
Kanunda öngörülen parasal sınırın altındaki iptal ve tam yargı davaları ile vergi davalarında tek hâkimle karar
verilebilir.

Bölge İdare Mahkemeleri


Bölge İdare mahkemeleri, ikinci derece idare mahkemeleri olup, bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu
gözönünde tutularak Adalet Bakanlığınca kurulur ve yargı çevreleri tespit olunur. Bölge idare mahkemelerinin
kaldırılmasına veya yargı çevrelerinin değiştirilmesine, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine, İçişleri, Maliye
Bakanlıkları ile Gümrük Bakanlığının görüşleri alınarak, Hakimler ve Savcılar Kurulu karar verir.

Bölge idare mahkemesi dairelerinin görevleri şunlardır:

> İlk derece idare veya vergi mahkemelerince verilen ve istinaf yolu açık olan nihai kararlara karşı yapılan
istinaf başvurularını inceleyerek karara bağlamak.

> İlk derece mahkemelerince yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlara karşı yapılan
itirazları inceleyerek karara bağlamak.

> Yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemeleri arasındaki görev ve yetki uyuşmazlıklarını çözmek.

> Yargı çevresi içinde bulunan yetkili ilk derece mahkemesinin bir davaya bakmasına fiili veya hukuki bir
engel çıktığı veya iki mahkemenin yargı çevresi sınırlarında tereddüt edildiği veya iki mahkemenin de aynı
davaya bakmaya yetkili olduklarına karar verdikleri hâllerde, o davanın bölge idare mahkemesi yargı
çevresi içinde bulunan başka bir mahkemeye nakline veya yetkili mahkemenin tayinine karar vermek
Danıştay
Danıştay, kanunun başka bir idarî yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme (temyiz)
merci olup, kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
Danıştay’ın karar organları daireler, Danıştay Genel Kurulu, İdarî İşler Kurulu, İdarî Dava Daireleri Kurulu, Vergi
Dava Daireleri Kurulu, İçtihatları Birleştirme Kurulu, Başkanlar Kurulu, Başkanlık Kurulu, Yüksek Disiplin Kurulu ve
Disiplin Kuruludur.Danıştay, kamu hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin imtiyaz sözleşmeleri hakkında görüş bildirmek,
idarî uyuşmazlıkları çözmek ve kanunla gösterilen diğer işleri yapmakla da görevlidir . Buna göre, Danıştay hem
temyiz merci olarak görev yapar hem de Anayasa ve kanunlarda öngörülen hallerde ilk derece mahkemesi sıfatıyla
kendisine verilen dava ve işlere bakmak, görüş bildirmek ve karar vermekle yükümlüdür.
22

Danıştay, dokuzu dava, biri idarî daire olmak üzere on daireden oluşur . Bölge idare mahkemelerinin verdikleri nihai
kararların ve ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da görülen davalarla ilgili nihai kararların temyiz incelemesi
Danıştay Dava Daireleri tarafından yapılır.İçtihatları Birleştirme Kurulu, dava dairelerinin veya idarî ve vergi dava
daireleri genel kurullarının kendi kararları veya ayrı ayrı verdikleri kararlar arasında uyuşmazlık (çelişki) bulunması
ya da birleştirilmiş içtihatların değiştirilmesi gerektiğinde, içtihadın birleştirilmesi veya değiştirilmesi hakkında karar
vermekle görevlidir.

ANAYASA YARGISI
Anayasa yargısında görevli mahkeme Anayasa Mahkemesidir. Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu, hem
Anayasa’da hem de 6216 sayılı Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usûlleri Hakkında Kanun’da
düzenlenmiştir. Anayasa Mahkemesi on beş üyeden oluşur.Anayasa Mahkemesi üyeleri on iki yıl için seçilirler. Bir
kişi ikinci kez Anayasa Mahkemesi üyesi seçilemez. Üyeler altmış beş yaşını doldurunca emekliye ayrılırlar. Zorunlu
emeklilik yaşından önce görev süresi dolan üyelerin başka bir görevde çalışmaları ve özlük işleri kanunla düzenlenir.
Anayasa Mahkemesinin Görev ve Yetkileri Anayasa’ya Uygunluk Denetimi

> Soyut norm denetimi: Anayasa Mahkemesi kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin, Türkiye
Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün veya bunların belirli madde veya hükümlerinin şekil ve esas bakımından,
Anayasa değişikliklerinin ise sadece şekil açısından Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla açılan iptal davalarına
bakmakla görevlidir. Ancak, olağanüstü hallerde ve savaş hallerinde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı
kararnamelerinin şekil ve esas bakımından Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde
iptal davası açılamaz. Soyut norm denetiminde Anayasa’da öngörülen belirli kişiler tarafından doğrudan
Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açılması söz konusudur. Buna göre, Anayasa Mahkemesi’nde
doğrudan iptal davası açma hakkı, Cumhurbaşkanına, Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye
sahip iki siyasi parti grubuna ve üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyelere aittir . Doğrudan iptal
davası açma hakkı, iptali istenen normun Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altmış gün
içinde kullanılmalıdır.

> Somut norm denetimi: Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 152. maddesine göre mahkemelerce itiraz
yoluyla kendisine intikal ettirilen
işleri karara bağlamakla görevlidir. Somut norm denetimi, görülmekte olan (derdest) bir davada, davaya
bakan mahkemenin, uygulanacak kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümlerini Anayasa’ya
aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasını ciddî bulursa, itiraz yoluyla Anayasa
Mahkemesi’ne başvurması ve Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri
bırakması suretiyle gerçekleşir. Anayasa Mahkemesi, itiraz başvurusunun kendisine ulaşmasından itibaren
beş ay içinde kararını vermelidir. Bu süre içinde karar verilmezse, mahkeme davayı yürürlükteki kanun
hükümlerine göre sonuçlandırır (AY m. 152). Ancak, mahkemenin nihai karar kesinleşinceye kadar Anayasa
Mahkemesi tarafından karar verilirse, davaya bakan mahkeme bu karara uymak zorundadır.
> Bireysel başvuru: Herkes, Anayasa’da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla
Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş
olması şarttır.”

Anayasa Mahkemesinin Diğer Görevleri


> Cumhurbaşkanını, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını, Cumhurbaşkanı yardımcılarını, bakanları,
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini,
Hâkimler ve Savcılar Kurulu ve Sayıştay başkan ve üyelerini, Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava
Kuvvetleri Komutanlarını görevleri ile ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılamak

> Siyasi partilerin kapatılmasına ve devlet yardımından yoksun bırakılmasına ilişkin davaları karara
bağlamak

> Siyasi partilerin mal edinmeleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun denetlemek

> Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, milletvekillerinin yasama dokunulmazlıklarının kaldırılmasına,
milletvekilliklerinin düşmesine ya da milletvekili olmayan bakanların dokunulmazlıklarının kaldırılmasına
karar verilmesi hâllerinde, Anayasa, kanun veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü hükümlerine aykırılık
iddiasına dayanan iptal istemlerini karara bağlamak

Mahkeme üyeleri arasından Anayasa Mahkemesi Başkanı ve başkanvekilleri ile Uyuşmazlık Mahkemesi
Başkanı ve Başkanvekilini seçmek

Anayasa Mahkemesinin Çalışma Usûlü

Anayasa Mahkemesi, iki Bölüm ve Genel Kurul halinde çalışır. Bölümler, başkanvekili başkanlığında dört üyenin
katılımıyla toplanır
Siyasî partilere ilişkin dava ve başvurulara, iptal ve itiraz davaları ile Yüce Divan sıfatıyla yürütülecek yargılamalara
23

Genel Kurulda bakılır, bireysel başvurular ise bölümlerde karara bağlanır.


Anayasa değişikliğinde iptale, siyasî partilerin kapatılmasına ya da Devlet yardımından yoksun bırakılmasına karar
verilebilmesi için toplantıya katılan üyelerin üçte iki oy çokluğu şarttır.
Anayasa Mahkemesi, Yüce Divan sıfatıyla baktığı davalar dışında kalan işleri dosya üzerinde inceler.
Anayasa Mahkemesi’nde açılan iptal davalarında, kural olarak kanunların esas ve şekil bakımından, Anayasa
değişikliklerinin ise şekil bakımından Anayasa’ya uygun olup olmadığı denetlenir. Kanunların şekil bakımından
denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı bakımından mümkün iken; Anayasa
değişikliklerinde ise, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hu-
susları ile sınırlıdır. Şekil bakımından denetleme, Cumhurbaşkanınca veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin
beşte biri tarafından istenebilir. Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren on gün geçtikten sonra, şekil bozukluğuna
dayalı iptal davası açılamayacağı gibi daha sonra def ’i yoluyla da ileri sürülemez.

DİĞER YARGI KOLLARI


Mali yargı
Mali yargı kolunda görevli organ Sayıştay’dır. Sayıştay’ın hem idari hem de yargısal görevleri
bulunmaktadır. Sayıştay, merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının
bütün gelir ve giderleri ile mallarını, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve ayrıca sorumluların hesap ve
işlemlerini kesin hükme bağlamakla görevlidir. Mahalli idarelerin hesap ve işlemlerinin denetimi ve kesin hükme
bağlanması da Sayıştay tarafından gerçekleştirilir. Bununla beraber vergiler, benzeri malî yükümlülükler ve ödevler
hakkında Danıştay ile Sayıştay kararları arasındaki uyuşmazlıklarda Danıştay kararları esas alınır.

Denetim görevleri:
Kamu idarelerinin mali faaliyet, karar ve işlemlerini denetlemek ve sonuçları hakkında Türkiye Büyük Millet
Meclisine raporlar sunmak
Genel uygunluk bildirimini Türkiye Büyük Millet Meclisine sunmak
Kanunlarla verilen diğer inceleme, denetleme işlerini yapmak
Yargısal görevleri
Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin; gelir, gider ve mallarına ilişkin hesap ve işlemlerinin
kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere uygun olup olmadığını denetlemek ve kamu zararına yol açan hususları
kesin hükme bağlamak İlgililer, Sayıştay’ın kesin hükümlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde
karar düzeltme yoluna başvurabilirler.
Uyuşmazlık Yargısı
Farklı yargı kolları arasında ortaya çıkan yargı yolu uyuşmazlıklarını gidermek amacıyla teşkil edilen yargı kolu ise
uyuşmazlık yargısıdır. Anayasa’ya göre, adlî ve idarî yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını
kesin olarak çözmekle görevli ve yetkili yüksek yargı merci Uyuşmazlık Mahkemesidir.

Uyuşmazlık Mahkemesi bir başkan ile altı asıl, altı yedek üyeden kurulur . Uyuşmazlık Mahkemesinin başkanlığını,
Anayasa Mahkemesinin kendi üyeleri arasından görevlendireceği bir üye yapar. Mahkemenin Başkanı, Başkanvekili
ve üyeleri dört yıl için seçilir. Görev süresi bitenler yeniden seçilebilirler.

Olumlu görev uyuşmazlığında, uyuşmazlık çıkarma talebinde bulunabilecek makam çeşitli ihtimallere göre belirlenir
. Buna göre, reddedilen görevsizlik itirazı;
• Adlî yargı yararına ileri sürülmüş ise Cumhuriyet Başsavcısı,
• İdari yargı yararına ileri sürülmüş ise Danıştay Başsavcısı uyuşmazlık çıkarmaya yetkili makamdır.
Olumsuz görev uyuşmazlığı ise adlî veya idarî yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada
kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması ile ortaya çıkar.
Olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi talebi, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilir.
24

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ YARGISI

İnsan Haklarını ve Temel Özgürlükleri Korumaya Dair Sözleşme, Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa
Konseyi tarafından 4 Kasım 1950 tarihinde Roma’da imzaya açılmış; 3 Eylül 1953’de yürürlüğe giren Sözleşme,
Türkiye tarafından 18 Mayıs 1954 tarihinde onaylanmıştır.Avrupa Konseyinin sözleşmeyi hazırlamaktaki aslî amacı,
insan haklarını ve temel özgürlükleri korumak ve geliştirmektir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, sözleşmenin tarafı olan devletlerin sözleşmeye uymalarını sağlamak
amacıyla görev yapan bir mahkemedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, sözleşmeci devletlerin sayısına eşit
sayıda hâkimden oluşmaktadır . Hâkimler, her bir sözleşmeci devlet için, o devlet tarafından gösterilen üç aday
geldikleri devlet adına değil, kendi adlarına katılırlar. Altı yıl görev yapmak üzere seçilen hâkimler, daha sonra
arasından Avrupa Parlamenterler Meclisi tarafından seçilir. Mahkemede görev alan hâkimler mahkemeye tekrar
mahkeme üyeliğine seçilebilirler. Hâkimlerin görev süresi yetmiş yaşında sona erer.
Avrupa İnsan hakları mahkemesinin organları şunlardır:
• Genel Kurul
• Komite
• Daire
• Büyük Daire
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Başvuru ve İnceleme

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Eki Protokollerin sözleşmeci devletlerden biri tarafından ihlal edilmesi
nedeniyle zarar gören gerçek kişiler, hükümet dışı kuruluşlar ve kişi grupları, Mahkemeye başvuruda bulunabilirler.
Kişilerin mahkemeye başvuru yapabilmeleri için iç hukuk yollarını tüketmiş olmaları gerekmektedir. Buna göre, iç
hukuk yollarının tüketilmesi ve kesin bir karara ulaşılmasından itibaren altı ay içinde başvuru yapılmalıdır.

Mahkemenin yargılama (resmî) dilleri İngilizce ve Fransızca olmasına rağmen, kişiler başvurularını
sözleşmeci devletlerin dillerinden herhangi biri ile yapabilirler.Mahkeme kendisine yapılan başvuruyu kabul edilebilir
bulursa, öncelikle başvuruda bulunan taraf ile şikâyet olunan devlet arasında, insan haklarına saygı esasından
hareketle, dostane çözüm sürecinin başlatılmasına ve yürütülmesine yardımcı olur. Dostane çözüm süreci başarıyla
sonuçlanırsa, Mahkeme varılan çözümle sınırlı, kısa açıklama içeren bir karar vererek başvuruyu kayıttan düşürür.

Dostane çözüme varılamazsa, başvurunun esası hakkında inceleme yapılır. Mahkeme, başvuru hak-
kındaki incelemesini, kural olarak dosya üzerinden (duruşmasız) yürütür. Bununla beraber, duruşma yapılmasına
karar verilen hallerde duruşmalar herkese açıktır.Mahkeme, gerektiğinde hakkaniyete uygun bir tazminata
hükmederek, başvuruda bulunan tarafın zararlarının giderilmesine hükmedebilir.

ederler. Mahkemenin kesinleşmiş kararı, kararın uygulanmasını denetleyecek olan Bakanlar Komitesine gönderilir
Sözleşmeci devletler, taraf oldukları davalarda Mahkemenin kesinleşmiş kararlarına uymayı taahhüt .
Bakanlar Komitesi sözleşmeci devletlerden, mahkeme kararının yerine getirilip getirilmediği konusunda bilgi
isteme yetkisine sahiptir.
25

Abes = Gereksiz, yersiz, saçma


Abone = Sürdürümcü
Acele = İvedi
Acente=Bağımsız aracı
Acil = İvedi
Aciz = Düşkün, yetersiz
Aciz varakası = Düşkünlük belgesi, Borç ödeyemezlik belgesi
Adalet = Tüze, türe, yargı
Addetmek = Saymak
Adi = Sıradan
Adlİ = Türel, yargısal
Adli müzaharet = Yargısal yardım
Adli sicil = Yargısal kütük
Af = Bağışlama
Ahde vefa = Söze bağlılık, sözleşmeye bağlılık
Ahkam=Düzenlemeler, hükümler
Ahval=Koşullar, durumlar, olaylar
Ahz-u kabz = Alma
Aidat = Ödenti
Aidiyet = İlişkinlik
Ait = İlişkin
Akıbet = Son, sonuç
Akit = Sözleşme
Akli = Ussal
Aktif = Etkin
Alaka = İlgi
Alakalı = İlgili
Aleniyet = Açıklık
Aleyh = Karşı, karşıt
Amme = Kamu
Arazi = Yerey
Ariyet = Ödünç
Arşiv = Belgelik
Arz = Sunu
Arz etmek = Sunmak
Asgari = En az
Asıl = Asal, temel
Aşikar = Açık, belli
Atıf = Gönderme, yollama
Ati = Gelecek
Avans=Öndelik
Aynen = Olduğu gibi
Aynı = Özdeş
Ayni = Mal, mala ilişkin
Aza = Üye
Azami = En çok
Ahkam=Düzenlemeler, hükümler
Ahval=Koşullar, durumlar, olaylar
B

Bakiye = Kalan, artan


Basiret = Öngörü
Basiretli = Öngörülü
Basiretsiz = Öngörüsüz
Bayi=Satıcı
26

Bedel=Karşılık, eder
Beraat = Aklanma
Beraat etmek = Aklanmak
Bestekâr=Besteci
Beyan = Açıklama, bildirim
Beyanname= Açıklama yazısı
Beyan etmek = Açıklamak, bildirimde bulunmak
Bilahare = Sonra
Bilanço=Dönemsonu kaynak çizelgesi
Bilhassa = Özellikle
Bilumum = Bütün
Bina = Yapı
Binaen = Dayanarak

Caiz = Uygun
Caiz değil = Uygun değil
CD=Yoğunteker
Cebren = Zorla
Cebri icra = Zorla yürütüm, zorla yerine getirme
Celp = Çağrılık
Celse = Duruşma
Cemiyet=Topluluk, dernek, toplum
Cevap = Yanıt
Cevaplamak = Yanıtlamak
Cevaplandırmak = Yanıtlamak
Cevap vermek = Yanıt vermek
Cihet = Yön
Cins = Tür
Cinsiyet=Eşey
Cümle = Tümce
Cürüm = Suç

Dahil = İç, içinde


Dahil olmak = Girmek, katılmak
Daimi = Sürekli
Dair = İlişkin
Davetiye = Çağrılık, çağrı kağıdı
Defa = Kez
Def'i = Savu
Dekont = Ödeme belgesi
Delalet etmek = Göstermek, kanıtlamak
Delil = Kanıt
Dermeyan= İleri sürme
Detay = Ayrıntı
Devir = Aktarış
Devretmek = Aktarmak
Distribütör=Dağıtıcı
Doktrin = Öğreti
Doküman = Belge
Efrat (Efrad) = Bireyler
Ehemmiyet = Önem
Ekipman = Donanım
Ekseriyet = Çoğunluk
27

Elbette = Kuşkusuz
Eleman = Öğe, çalışan
Endeks = Dizin
Esbab-ı mucibe = Gerekçe
Yediemin (Yeddiemin) = Güvenilirkişi
E

Efrat (Efrad) = Bireyler


Ehemmiyet = Önem
Ehil = Yetkin
Ehlivukuf = Bilirkişi
Ehliyet = Yetkinlik, yeterlik
Ekipman = Donanım
Ekseriyet = Çoğunluk
Elbette = Kuşkusuz
Eleman = Öğe, çalışan
Emir = Buyruk
Emniyet = Güvenlik
Emsal = Benzer
Emval=Varlıklar
Endeks = Dizin
Esas = Temel, asal
Esbab-ı mucibe = Gerekçe
Eser = Yapıt
Esnasında = Sırasında
Eşkal = Kılık
Eşya = Nesne, varlık
Etraf = Çevre
Evrak = Belge
Evvel = Önce
Evvela = Öncelikle
Ehliyet=Yeterlik

F
Faiz=İşlenti, ürem
Fesih=Bozma
Faal = Etkin
Faaliyet = Etkinlik
Fahri=Onursal
Fail = Eylemci
Faiz = Ürem, işlenti
Fakat = Ancak
Fakir = Yoksul
Faks = Belgeç
Faktör = Etken
Fark = Ayrım, başkalık
Fark etmek = Ayrımsamak
Farklı = Başka, ayrık
Fayda = Yarar
Faydalanmak = Yararlanmak
Faydalı = Yararlı
Faydasız = Yararsız
Feragat etmek = Çekilmek, vazgeçmek
Ferdi = Bireysel
Fert = Birey
Fesih=Bozma
28

Fihrist = Dizin
Fiil = Eylem, davranış
Fiilen = Eylemsel, eylemli olarak
Fiili = Eylemsel
Firma = İşletme
Fiyat=Eder
Fonksiyon = İşlev

Gaip = Yitik
Gaiplik = Yitiklik
Garanti = Güvence
Gayrimenkul=Taşınmaz
Grafoloji = Yazıbilim
Grafolojik = Yazıbilimsel
Grup = Küme, Öbek
Gayrimenkul=Taşınmaz

Hacir = Kısıt
Hacir altına almak = Kısıtlamak
Hacir altına alınmak = Kısıtlanmak
Hadise = Olay
Haciz=Elkoyma
Hakaret = Aşağılama, sövgü
Hakaret etmek = Aşağılamak, sövmek
Hakikat = Gerçek
Hakikaten = Gerçekten
Hakiki = Gerçek
Hakim = Yargıç
Hakkında = Üzerine, ilişkin
Hal = Durum
Halef = Ardıl
Hamal=Yükçü
Harcırah = Yolluk
Harç=İşlem gideri, işlem vergisi
Has = Özgü
Hasılat = Kazanç
Hayat = Yaşam, dirim
Hayati = Yaşamsal
Heyet = Kurul
Heykel=Yontu
Heykeltıraş=Yontucu
Hıfzıssıhha = Sağlık koruma
Hibe = Bağış
Hibe etmek = Bağışlamak
Hisse = Pay
Hissedar = Paydaş
Hisseli = Paylı
Hitaben = Yönelik
Hitabet = Konuşma
Hitam=Sona erme
Hitap = Seslenme
Holding = Yatırım ortaklığı
29

Hukuk = Tüze
Hukuki = Tüzel
Husus = Konu
Hususi = Özel
Hükmi şahıs=Tüzelkişi
Hüküm = Yargı

İaşe = Geçim
İbra=Aklama
İbraname=Aklama belgesi
İcbar = Zorlama
İcra=Yürütüm, yorum (yapıtlarda)
İdame = Sürdürme
İdare = Yönetim
İdari = Yönetimsel
İddia = Sav
İddia etmek = Savlamak, öne sürmek
İfade = Söylem
İfade almak = Sorgulamak
İfade vermek = Sorgulanmak
İfa etmek = Ödemek, yerine getirmek
İflas = Batkı
İflas etmek = Batmak
İhbarname=Haber yazısı
İhmal = Savsaklama
İhtar = Uyarı
İhtarname=Uyarı yazısı
İhtilaf = Uyuşmazlık
İhtimal = Olasılık
İhtira beratı=Buluş belgesi
İhtiva = İçerme, kapsama
İhtiva etmek = İçermek, kapsamak
İhtiyaç = Gereksinim
İhtiyati = Sakınımlı, geçici, ileriye yönelik
İhtiyati=Geçici, ileriye yönelik
İkame etmek=Yerine koymak, (dava) açmak
İkamet etmek = Oturmak
İkametgah = Yerleşim yeri
İkaz = Uyarı
İkrar=Açıkça benimseme, onama, kabul
İktibas = Alıntı
İktisap = Kazanım, edinim
İlam = Karar
İlan = Duyuru
İlave = Ek
İlliyet = Nedensellik
İmalat = Üretim
İmar = Bayındırlık
İmarlı = Bayındır
İmarsız = Bayındırsız
İmha = Yok etme
İmha etmek = Yok etmek
İmkan = Olanak
İmkansız = Olanaksız
İmtina = Çekinme, kaçınma
30

İmtina etmek = Çekinmek, kaçınmak


İndeks = Dizin
İnfaz = Yerine getirme, uygulamak
İnhisar=Tekel
İnkar = Yoksama
İnkar etmek = Yoksaymak
İnternet=Bilgisunar
İntifa=Yararlanma
İntikal = Geçme
İntikal etmek = Geçmek, ulaşmak
İptal=çürütme, kaldırma, bozma
İptal etmek=Çürütmek
İrade = İstenç
İrat = Gelir
İrtibat = Bağlantı
İsim = Ad
İskan = Yerleşim
İskonto = İndirim
İsnat = Yükleme
İspat = Kanıt
İspat etmek = Kanıtlamak
İstasyon=Tren durağı
İstifade = Yararlanma
İstihkak=Ayni geri verme
İstimlak = Kamulaştırma
İstinaden = Dayanarak
İstinaf= Üst yargı
İstirdat=Gerialım
İstismar = Sömürü, kötüye kullanma
İstisna = Ayrıklık, başkalık
İstisnai = Ayrıksı
İstişare = Danışma
İşaret = İm
İştigal = Uğraş
İştirak = Katılım
İtfa = Sönüm
İtfa etmek = Söndürmek
İtham = Suçlama
İzah = Açıklama
İzahat = Açıklamalar
İcra=Yürütüm
İhtiyati=Geçici, ileriye yönelik
İkame etmek=Yerine koymak, (dava) açmak
İkrar=Açıkça benimseme, onama, kabul
İnhisar=Tekel
İnternet=Bilgisunar
İptal=çürütme, kaldırma, bozma
İptal etmek=Çürütmek
İstihkak=Ayni geri verme
Joint venture=Ortak girişim

K
Keyfiyet=Durum, nitelik
Kaide = Kural
Kalem=Yazı işleri
Kanaat = Kanı
31

Kanun = Yasa
Kanuni = Yasal
Kapasite = Sığa, yeti
Kat'i = Kesin
Katip = Yazman
Kayıt=Koşul, unsur
Kelime = Sözcük
Keyfiyet=Durum, nitelik
Kıyas = Karşılaştırma, örnekseme
Kıymet = Değer
Komisyon = İnceleme kurulu, yarkurul
Komisyon = Arapay, yüzdelik
Komisyoncu = Arapaycı, aracı
Komisyonculuk = Aracılık
Komite = Kurul
Kontrat = Sözleşme
Kontrol = Denetim
Kuvvet=Güç
Küfür = Sövgü

Lazım = Gerek, gerekli


Lüzum = Gerek

Maaş = Aylık
Mabet=Tapınak
Mağdur=Kıygın, zarar gören
Mahalli=Yerel
Mahcur = Kısıtlanmış
Mahcuz: haczedilmiş
Mahfuz = Saklı
Mahiyet = Nitelik
Mahkeme= Yargı
Mahrukat=Yakıt
Mahrum = Yoksun
Mahsus = Özgü
Makam = Orun
Maksat = Amaç
Mal=Varlık
Mali=Parasal
Malik = İye
Mamelek=Malvarlığı
Mana = Anlam
Maruz kalmak=Karşı karşıya olmak
Masraf=Gider
Matbu = Basılı
Matbua=Basma
Mazbata=Tutanak
Mecbur = Zorunlu
Mecmu=Toplam
Meçhul=Bilinmeyen
Mehil=Önel
Memur=Görevli
Men=Yasaklama
32

Menfaat = Çıkar
Menfi=Olumsuz
Menkul=Taşınır
Mercii = Orun, başvuru yeri
Merhun: rehnedilmiş
Mesafe = Uzaklık
Mesken = Ev, konut
Meslek = Uğraşı
Mesmu : Dinlenebilir, dikkate alınabilir
Mesnet = Dayanak
Mesul = Sorumlu
Mesuliyet = Sorumluluk
Meşru = Yasal, Geçerli
Mevcut = Var
Mevkuf=Tutuklu
Mevzu = Konu
Meydana gelmek = Oluşmak, ortaya çıkmak
Mezkur=Söz konusu
Miktar=Tutar
Miras = Kalıt
Mirasçı = Kalıtçı
Mirasçılık = Kalıtçılık
Mobilya=Döşeme
Muaf = Bağışık
Muafiyet = Bağışıklık
Muamele = İşlem
Muayyen = Belirli
Mucibince = Gereğince
Muhabere = İletişim, haberleşme
Muhafaza = Koruma
Muharrer = Yazılı
Muhatap=İlgili
Muhtelif = Çeşitli
Muhtemel=Olası
Muhteva = İçerik, kapsam
Mukavele = Sözleşme
Mukavemet = Direniş,direnç
Mukavemet etmek = Direnmek
Mukayese = Karşılaştırma
Murabaha=Tefecilik
Muris = Kalıt bırakan
Musakkaf=Üstü kapalı
Muttali = Öğrenmiş
Muttali olmak = Öğrenmiş olmak
Mücbir = Zorlayıcı
Mücerret = Soyut
Müdafaa = Savunma
Müdafi = Savunucu
Müddeabih=Dava konusu
Müddet = Süre
Müeyyide = Yaptırım
Mühlet = Önel
Mühür = Damga
Mükerrer = Yinelenen
Mülga=Yürürlükten kaldırılan
Mülkiyet = İyelik
Mümessil=Temsilci
33

Mümeyyiz=Sezgin
Münazaa=Çekişme
Müracaat = Başvuru
Müsadere = Zoralım, Elkoyma
Müsait = Elverişli, uygun
Müsbet = Olumlu
Müstacel = İvedi
Müstahdem=Hizmetli
Müstesna=Ayrık
Müşteki = Yakınıcı
Müşterek = Ortak
Müştereken = Ortaklaşa
Müştereken ve müteselsilen = Ortaklaşa ve zincirleme
Mütalaa = Değerlendirme, görüş
Müteaddit=Birden çok
Müteahhit = Yüklenici
Mütekabil=Karşılık
Mütekabiliyet=Karşılıklılık
Mütemerrit=Direngen
Müteşebbis = Girişimci
Müzekkere = Yazı
Mali=Parasal
Mamelek=Malvarlığı
Masraf=Gider
Mazbata=Tutanak
Mecmu=Toplam
Meçhul=Bilinmeyen
Memur=Görevli
Menkul=Taşınır
Merci=Başvuru yeri
Mevkuf=Tutuklu
Muhatap=İlgili
Müddeabih=Dava konusu
Mülga=Yürürlükten kaldırılan
Mümessil=Temsilci
Münazaa=Çekişme
Müsadere=Zoralım
Müstahdem=Hizmetli
Müteaddit=Birden çok
Mütekabil=Karşılık
Mütekabiliyet=Karşılıklılık
N

Nafaka = Geçimlik
Nakil=Taşıma
Natamam = Eksik
Nazaran = Göre, oranla
Nesep = Soy
Neşir=Yayım
Netice = Sonuç
Nisbet = Oran
Nisbeten = Oranla
Nisbi = Oransal
Nizamname = Tüzük
Noksan = Eksik

O
34

Objektif = Nesnel
Organizasyon = Düzenleme

Örf = Töre

Puan=Sayı, değer
Prensip = İlke
Program=İzlence
Proje = Tasarı

Randıman = Verim
Rapor = Bildirge
Rehber = Kılavuz
Rehin = Tutu
Reis = Başkan
Re'sen=Kendiliğinden, görevi gereği
Resmi = Kamusal
Reşit = Ergin
Riayet=Uyma
Rücu=Dönme
Rüşt = Erginlik

Sadakat = Bağlılık
Sadece = Yalnızca
Safahat = Evreler
Safha = Evre
Sahip = İye
Saik = İtki
Sair = Öbür, diğer
Sakıt = Düşük, düşmüş, geçersiz
Salahiyet = Yetki
Salahiyetli = Yetkili
Sarahat=Açıklık
Sarfiyat = Gider
Sarih = Belirgin, açık
Sebat=Direnme, sonuna değin sürdürme, ısrar etme
Sebep = Neden
Sefer=Savaşa gitme
Sehim = Pay
Sehven = Yanlışlıkla
Sekreter = Yazman
Selef = Öncel
Sermaye=Anamal
Sicil=Kütük
Sirayet etmek = Bulaşmak, yansımak
Sistem=Dizge, düzen
Sosyal = Toplumsal
35

Sual = Soru
Suni = Yapay
Sicil=Kütük
Ş

Şahadet = Tanıklık
Şahıs = Kişi
Şahit = Tanık
Şahitlik = Tanıklık
Şahsi = Kişisel
Şart = Koşul
Şartlı = Koşullu
Şekil = Biçim
Şekli = Biçimsel
Şerh=İrdeleme, açımlama
Şerik=Ortak
Şifahen = Sözle
Şiddet=Baskı, kaba güç
Şifahi = Sözel
Şikayet = Yakınma
Şikayetçi = Yakınıcı
Şirket = Ortaklık
Şufa = Önalım
Şümul = Kapsam
Şüphe = Kuşku

Taahhüt = Bağıt
Taahhüt etmek = Bağıtlamak
Taayyün=Belli olma, belirme
Tacir=Tecimen
Tadil=Değişiklik
Tahakkuk etmek = Gerçekleşmek
Tahdit = Sınırlamak
Tahkik = Soruşturma, inceleme
Tahlil = Çözümleme
Tahliye = Boşaltma, salıverme
Tahmil etmek = Yüklemek
Tahmini = Yaklaşık
Tahsis=Özgüleme
Talep = İstem
Talimat = Yönerge
Tamir = Onarım
Tanzim etmek = Düzenlemek
Taraf = Yan
Tasdik = Onay
Tasdik etmek = Onaylamak
Tasdikli = Onaylı
Tashih = Düzeltme
Tatbik=Uygulama
Tatil = Dinlence
Tayin = Atama, belirleme
Tazminat = Ödence
Tebligat = Bildirim
Tebliğ = Bildiri
Tebliğ etmek = Bildirmek
36

Tecil = Erteleme
Tedavi=Sağaltım
Tedbir = Önlem
Tediye=Ödeme
Teferruat = Ayrıntı
Tefrik etmek = Ayırmak
Tehdit = Gözdağı
Tehir = Erteleme
Tekerrür = Yinelenme
Teklif = Öneri
Temerrüt=Direnim
Teminat = Güvence
Temyiz= Yasal yol
Tercih = Yeğleme, seçim
Tercüme = Çeviri
Tereke = Bırakıt
Tesbit = Belirleme, saptama
Tesis = Kuruluş
Teşebbüs = Girişim
Teşekkül = Oluşum
Teşhir=Sergileme
Teşhis = Tanı, tanıma
Teşkilat = Örgüt
Tevcih etmek = Yöneltmek
Tevdi etmek = İletmek, vermek
Tevkifat=Durdurma, kesinti
Tevsi=Genişletme
Ticaret=Tecim
Ticari=Tecimsel

Uhdesinde olmak=Üstünde olmak


Umum = Genel
Umumi = Genel
Unsur = Öğe
Usul = Yöntem

Ücret=Eder

Vade=Ödeme süresi
Vakıa = Olgu
Vasıf = Nitelik
Vasıta = Araç
Vatandaş=Yurttaş
Vasi = Koruman
Vazgeçmek = Caymak
Vazife = Görev
Vazifeli = Görevli
Vazifesizlik = Görevsizlik
Vecibe = Ödev
Vefat=Ölüm
Veraset = Kalıtçılık
37

Vekalet = Bakmanlık
Vekil = Bakman
Vesika = Belge
Vuku bulmak = Olmak

Yediemin (Yeddiemin) = Güvenilirkişi


Yekun = Toplam
Yemin = Ant
Yemin etmek = Ant içmek
Yevmiye = Gündelik

Zabıt = Tutanak
Zabıta = Tutanakçı
Zabıt katibi = Tutanak yazmanı
Zam=Artış, artırım
Zaman = Süre
Zamanaşımı = Süreaşımı
Zan = Sanı
Zanlı = Sanık
Zarar = Yitem
Zarfında = İçinde
Zaruret = Zorunluluk
Zaruri = Zorunlu
Zat = Kişi
Zati = Kişisel
Zemin = Düzlem
Zıya=Yitim, yitme
Zikretmek = Anmak, sözünü etmek
Zilyet=Eldeci
Zilyetlik=Eldelik
Ziraat = Tarım
Zirai = Tarımsal
Ziynet = Süs
Zümre = Bölük

Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü


a`şâr (Öşr’ün çoğulu) ondalık.

a`zâ (uzv’un çoğulu) üye.

a`zamî en yüksek, en büyük, en çok.

aciz ödeme güçsüzlüğü. ~ hâli: ödeyemezlik. ~ vesikası: ödeme güçsüzlüğü belgesi.


38

âciz ödeme güçsüzlüğü. ~ hâli: ödeyemezlik. ~ vesikası: ödeme güçsüzlüğü belgesi.

açığa vurma ızhâr.

açım şerh.

açımlamak şerhetmek.

âdâb aktöre.

âdâb-ı muaşeret bk. muaşeret âdabı.

adalet tüze.

addetmek saymak.

adem yokluk.

adem i.. 1)…sizlik: adem i mes’ûliyyet =sorumsuzluk. 2) …mezlik: adem i ifâ = ödemezlik.

âdet görenek.

âdî bayağı. ~ kefalet : bayağı boyunluluk. ~ şirket : bayağı ortaklık.

adlî tüzel.

Adliyye Vekâleti Tüze Bakanlığı.

af (afiv) yarlıgama, bağışlama.

âhar başka, başkası.

ahfâd torunlar (hafîd’in çoğulu).

ahkâm hükm’ün çoğulu.

ahlâf halef’in çoğulu. bk. halef

ahlak sağtöre.
39

kişisel durumlar, kişi durumları. ~ sicilli: kişiler kütüğü, kişisel durumlar kütüğü,

ahvâl-i şahsiyye kişi durumları kütüğü

ahz ü i`tâ alışveriş, alavere.

ahz ü kabz alış.

âidât ödenti.

âile malları ortaklığı âile şirket -i emvâli.

âile malları ortaklığı. hisse-i temettü’ şartiyle ~ : kazanç paylı âile malları

âile şirket-i emvâli ortaklığı.

akalliyyet azınlık.

akça para (bk. nakid).

akdî sözleşimsel, sözleşmeli.

akdin in`ikadı sözleşmenin kuruluşu.

akıl us.

sözleşme (Eski Roma töresindeki ’contractus’ ile ’pactum’ ayırımından

değişik olarak, bugün ’akid’ ile ’mukavele’ terimleri aynı kavramı anlatmak

için kullanıldığından, her ikisine de karşılık diye, töre dilimize iyice yerleşmiş ve

akid yayılmış bulunan ‘” sözl

sözleşme (Eski Roma töresindeki ’contractus’ ile ’pactum’ ayırımından

değişik olarak, bugün ’akid’ ile ’mukavele’ terimleri aynı kavramı anlatmak

için kullanıldığından, her ikisine de karşılık diye, töre dilimize iyice yerleşmiş ve

âkid yayılmış bulunan ‘” sözl

aklama (derneklerde) ibrâ.


40

aksâtâ bk. ahz u i’ ta

aksü`l-amel tepki.

aktöre âdâb.

ala, alış, alma tesellüm, kabz, ahz ü kabz.

alacağı geçiren alacağı temlîk eden.

alacağı temellük eden alacak geçirilen.

alacağı temlîk eden alacağı geçiren.

alacağın geçirilmesi alacağın temlîki.

alacağın temliki alacağın geçirilmesi.

alacak geçirilen alacağı temellük eden.

alâka ilgi.

alâkadar ilgili.

alavere, alışveriş 1) ahz ü i’tâ. 2) muâmelât.

aldatma hîle.

ale`l-âde olağan, bayağı.

alenî açık. ~ mükâfat va’di: bk. mükâfat i’lânı, mükâfâtlı müsabaka i’lânı.

aleniyyet açıklık.

âlet aygıt.

alıkoma hakkı hapis hakkı.

alım iştirâ. ~ hakkı: iştirâ hakkı.


41

amaç maksad.

amaçlama kasd

amaçlamak kasdetmek.

amaçlayarak kasden, kasdî olarak.

ambar ardiyye. ~ sözleşmesi: ardiyye mukavelesi.

amel iş.

amele işçi.

amil etken.

âmir 1) buyurucu, buyuran. 2) üst.

kamu. ~ hakları: kamu hakları. ~ hukuku: kamu töresi. ~ hükmî şahsiyyeti: kamu

âmme tüzel kişiliği. ~ intizâmı: kamu düzeni. ~ menfaati: kamu yararı. (bk. maslahat)

an`ane gelenek.

an`anevî geleneksel.

ana baba ebeveyn.

ana-akça sermâye (bk. baş-akça).

analık evlâd edinen (bk. çocuk edinen).

and yemîn. ~ içmek: yemîn etmek.

anık hâzır. ~ bulunmayan: gaib.

anıklar arasında hâzırlar arasında.

anlaşmazlık İhtilaf, niza, münazaa (bk. çekişme).


42

apaçık âşikâr.

da’vâ (bk. dilem). ~ konusu: müddeâ bih. ~ yöneltilme yetkisi: pasif husûmet

ehliyyeti (salâhiyyeti). ~ yöneltme yetkisi: aktif husûmet ehliyyeti (salâhiyyeti). ~

aranç a katılma: da’vaya müdâhale. ~ ın bildirilmesi: da’vânın ihbârı.

aranççı da’vâcı (bk. dilemci).

arançlı davalı (bk. dilemli).

arazî (arz’ın çoğulu) 1) toprak. 2) yer parçası (Grundstück).

ardıllık halefiyyet, istihlâf.

ardiyye ambar. ~ mukavelesi: ambar sözleşmesi.

arıtım,arıtma tasfiye.

arıtmak tasfiye etmek.

âriyyet iğreti. ~ akdi: iğreti sözleşmesi. ~ alan: iğreti alan. ~ veren: iğreti veren.

armağan hediyye.

art boyunlu kefîle kefîl.

artan, artık bakıyye (bk. kalan).

artırma müzâyede.

arz-ı hâl dilekçe.

arzetmek sunmak.

dilek. ~ şartı: dilek koşulu (Wollensbedingung, condition purement potestative)

arzû (bk. sırf irâdî şart).

arzuhal bk. arz-ı hâl.


43

âsâr-ı atîka eski yapıtlar.

asgarî en az, en aşağı.

asıllar usûl (bk. kökler).

asliyye mahkemesi ilk yargılık.

aşılanma intifa’. ~ hakkı: intifa’ hakkı.

aşikâr apaçık.

atama tayîn.

atamak ta’yîn etmek.

atanmış kalıtçı mansûb mirâsçı.

ateh bunama, bunaklık. ~getirmek: bunamak.

ayıb bozukluk. ~ lara karşı tekeffül (te’mînât): bozukluklara karşı sağlama.

ayın nesne.

ayırım 1) tefrîk. 2) fasıl.

temyîz, ~ gücü: temyîz kudreti. ~ gücü olan, ~ güçlüsü: mümeyyiz. ~ gücü

ayırtım olmayan: gayr -i mümeyyiz. ~ güçsüzlüğü: temyîz kudret sizliği.

aynî nesnel.

ayni nesnel.

ayniyyet özdeşlik.

ayrık müstesnâ. ~ tutma: istisna.

ayrıltı, ayrıt madde (Artikel, article).


44

ayrım fark.

ayrıntı teferruât.

azınlık akalliyyet.

bâb başlık (Titel, titre).

babalık (çocuk edinmede) evläd edinen (bk. çocuk edinen).

bağımlı gayr -i müstakil, müstakil olmayan. ~ elmen:fer’î zi’l- yed.

bağımsızca müstakillen.

bağımsızlık istiklal.

1) hibe. 2) af (afiv) (bk. yarlıgama) .~ sözleşmesi: hibe akdi. ~ sözvermesi: hibe

bağış, bağışlama va’di.

bağışlama va`di bağışlama sözvermesi, sözverisi.

bağışlanan mevhûbün leh, hibe edilen.

bağışlayan vâhib, hibe eden. ~ a dönme anlaşması:vâhibe rücû’ şartı.

bağlı mülzem.

Bakanlar Kurulu İcrâ Vekîlleri Hey’eti.

bakım nafaka (bk. geçimlik).

bakıyye kalan, artan, artık.

barış sulh (karş. uzlaşma). ~ yargıcı: sulh hâkimi. ~ yargılığı: sulh mahkemesi.

baş-akça sermâye (bk. ana-akça)

başkan reîs (bk. baş).


45

başkası adına davranan mümessil, temsilci (bk. adına davranan, adına davranıcı özdeyen, özdeyici).

başkası adına davranma temsîl (bk. adına davranma, özdeme).

başkasını kendi yerine

geçirme (vekillik sözleşmesinde): ikame.

başvurma 1) mürâcaât. 2) rücû’ (Rückgriff). ~ boyunlusu: rücû’ a kefîl.

bâtıl çürük. ~ muamele: çürük işlem.

batkı, batkınlık iflâs. ~ yığını: iflâs masası.

batkın müflis.

bayağı âdî, ale’l-âde (bk. olağan). ~ boyunluluk: âdî kefâlet. ~ ortaklık: âdî şirket.

bâyi` satıcı.

bedel karşılık.

bekit vakıf (bk. turgu).

bekitçi vâkıf (bk. turgucu).

bekitlenmîş vakfedilmiş (bk. turgulanmış).

beklemeç, beklenen hak muntazar bak.

beklenmedik olay kazâ.

belediyye kentişleri.

belge vesîka.

belgit sened (bk. dayanç).

belirti karîne.
46

belirtme tesbît (bk. saptama). ~ arancı (dilemi): tesbît da’vâsı.

benzeri bulunabilen

(benzerli) nesneler misliyyât, mislî şeyler.

benzeri bulunamayan

(benzersiz) nesneler kıyemiyyât ,kıyemî şeyler.

betik kitab.

bey` satım, satış. ~ akdi: satım, satış sözleşmesi,

beyan açıklama.

beyyine tanıt. ~ külfeti: tanıt yükü.

bırakıt terike (tereke). ~ elmeni: terike zi’l -yedi.

bırakma terk.

bi gayri hakkın mâl edinme bk. sebebsiz iktisâb.

bi`zzat ihkak ı hak kendiliğinden hak alma.

inşâî. ~aranç (dilem): inşâî da’vâ. ~hak: inşâî hak. ~ işlem: inşâî muamele. ~

biçimleyici yargı: inşâî hüküm.

bildiri, bildirim ihbâr, tebliğ.

bildirmek ihbâr etmek, teblîğ etmek.

bilirkişi ehl -i hibre, ehl- i vukuf.

bina yapı.

birden ziyâde kimselerin bir

şey üzerinde mülkiyyeti topluluk iyeliği (Gemeinschaftliches Eigentum).


47

birey ferd.

bireyci ferdiyyetçi.

bireycilik ferdiyyetçilik.

bireyleştirme ferdîleştirme (bk. bireyselleştirme).

bireysel ferdî.

birlikte borçlu müşterek borçlu.

birlikte iye müşterek mâlik, hissedâr (bk. paydaş).

birliktekusur (birlikte

nedenleme) müterâfik kusûr.

bitim hitâm (bk. sona erme, ortadan kalkma).

borcun nakli borcun yüklenilmesi, borç yüklenme,

vecîbe. ~ ilişkisi: borç münâsebeti, ~ kapatma: itfâ (bk. söndürüm). ~yüklenme:

borç borcun nakli. ~sözvermesi: borç va’di. ~ tanıması: borç ikrârı.

borç ikrârı borç tanıması.

borç münâsebeti borç ilişkisi.

borç va`di borç sözvermesi

borçlanma işlemi iltizami muamele, taahhüd muamelesi (karş. harcama işlemi).

boşuğ 1) izin. 2) cevâz.

boyunlu kefîl, art ~ : kefîle kefîl. başvurma ~ su:rücû’a kefîl.

boyunluluk, boyun olma kefâlet. ~ konusu: mekfûlün bih. ~ sözleşmesi: kefâlet akdi.

bozacağını bildirme feshi ihbâr.


48

bozdurulabilme fesih kaabiliyyeti, nisbî butlan (bk. bozulabilme).

bozma fesih, ibtâl ( bk. dağıtma).

bozucu koşul infisâhî şart.

bozukluk 1) ayıb. 2) noksan. ~ lara karşı sağlama: ayıblara karşı tekeffül (te’mînât).

bozulabilme fesih kaabiliyyeti, nisbî butlân (bk. bozdurulabilme).

bölük dâire.

bölümsel kısmî. ~ ödeme: kısmî îfâ.

bölünebilen kaabil -i taksîm, taksîmi kaabil olan.

bölünemeyen gayr-i kaabil-i taksîm, taksîmi, kaabil olmayan.

bölüşme, bölüştürme taksîm (bk. bölme, bölüm).

bulunmama, bulunmazlık fıkdan (bk. yokluk).

bunaklık, bunama ateh.

bunamak ateh getirmek.

çürüklük, mutlak ~ : çürüklük (Nichtigkeit, nullité), nisbî ~ : bozulabilme,

butlân bozdurulabilme (Anfechtbarkeit).

buyruğa yazılı emre muharrer.

buyuran, buyurucu amir.

buyurucu töre emredici hukuk.

cârî hesâb yürüyen hesap.

zorla yerine getirtme, zorla yürütüm.~ta’kıybi: zorla yerine getirtme, zorla

cebrî icrâ yürütüm koğuşturması.


49

cedvel çizelge.

cem`iyyet dernek.

cemâat topluluk. ~vakfı: topluluk turgusu, bekiti.

Cevâz boşuğ

cezâ kıyın.

cezâî şart sözleşme kıyını, sözleşme cezâsı (Konventionalstrafe, clause pénale).

cihâz çeyiz, kalın, donatım.

cürüm suç.

cüz`î tikel. ~ halef: tikel ardıl. ~ halefiyyet: tikel ardıllık. ~’ intikal: tikel geçiş.

çağ zaman (zeman).

çağırı da’vet.

çağlararası töre intikalî hukuk (bk. geçiş töresi).

çalışma, çalışmalar mesâî.

çalışma yardımcısı müstahdem. ~ kullanan: istihdam eden (Borçlar Yasası, 55).

çekilme isti’fâ (bk. bozacağını bildirme).

çekilmezlik tahammül edilmezlik.

çekişme İhtilaf, niza, münazaa (bk. anlaşmazlık). ~ li: ihtilaflı, münâzaun fîh, münazaalı.

çekişmeli yargı ihtilâflı kazâ.

çekişmesiz yargı ihtilâfsız kazâ.

çeşit borcu nev’i borcu, nev’an muayyen borç.


50

çevre, çevre-içi şümûl (bk. kaplam).

çeyiz cihâz (bk. donatım, kalın).

çıkar menfaat.

çocuk edinen evlâd edinen (bk. analık, babalık).

çocuk edinilen evlâd edinilen, evlâdlık (bk. oğulluk, kızlık).

çocuk edinme evlâd edinme (bk. oğulluk alma, kızlık alma).

çocuklar evlâd.

çocuklar, torunlar … fer’ler, feriler, fürû (bk. dallar).

çoğalma taaddüd (bk. çokluk).

çoğunluk ekseriyyet.

çokluk taaddüd (bk. çoğalma).

çürük batıl. ~ işlem: batıl muamele.

çürüklük butlân, mutlak butlân.

aranç, dilem, ~ etmek: arançlamak, dilemlemek. ~ nın ihbârı : arancın, dilemin

bildirilmesi, ~ ya müdâhale: aranca, dileme katılma. ictinâb ~ sı: önleme arancı,

dilemi. îfâ ~sı: ödeme arancı, dilemi, inşâî ~ biçimleyici aranç, dilem

da`vâ (Gestaltungsklage), me

da`vâcı aranççı, dilemci.

da`vâlı arançlı, dilemli.

da`vet çağırı. îcâba ~ önermeye çağırı.

dağılma (derneklerde) infisâh (bk. bozulma).


51

dağıtma (derneklerde) fesih (bk. bozma).

dâimî sürekli.

dâire 1) bölük. ~ mülkiyyeti: bölük iyeliği. 2) (Devlet dâireleri için) görevge.

dallar fürû’ (bk. çocuklar, torunlar…).

danışık muvâzaa. ~ lı işlem: muvâzaalı muamele (karş. görünüşteki işlem).

daraltım tahdîd, takyîd (bk. sınırlama).

daraltmak tahdîd etmek, takyîd etmek (bk. sınırlamak).

dayanışma teselsül.

müteselsil, ~ borç: müteselsil borç. ~ boyunluluk: müteselsil kefâlet. ~ sorum,

dayanışmalı sorumluluk: müteselsil mes’ûliyyet.

def` (defi) savu, kaçını (Einrede, Verweigerungsrecht, exception).

değerli kâğıtlar kıymetli evrak.

değişim, değişme mübâdele, istibdâl.

delîl kanıt.

deneme ya da yoklamayla

satım tecrübe ve muâyene şartiyle satım.

denetlemek murâkabe etmek, teftîş etmek.

denkleştirme (kalıt =

mîrâs`ta) iâde (karş. geri verme).

der- meyân (doğrusu: der miyân) etmek: ileri sürmek.

dernek cem’iyyet.
52

derpîş etmek öngörmek.

devrî dönemli. ~ edâlar: dönemli edimler.

dilek koşulu arzû şartı, sırf irâdî şart (karş. istek koşulu).

dilekçe arz-ı hâl (arzuhâl)

davâ (bk. aranç) ~ konusu: müddeâ bih. ~ yöneltilme yetkisi: pasif husûmet

ehliyyeti (salâhiyyeti). ~ yöneltme yetkisi: aktif husûmet ehliyyeti (salâhiyyeti).

dilem ~e katılma: da’vâya müdâhale. ~in bildirilmesi: da’vânın ihbârı.

dilemci da’vâcı (bk. aranççı).

dilemli da’vâlı (bk. arançlı).

dinlenme (aranç,

dilem=davâ`nın dinlenmesi) istimâ’ .

direnen mütemerrid.

direnme temerrüd.

döllük, dölyatağı rahim.

dönemli devrî. ~ edimler: devrî edâlar.

dönüştürme tahvîl (bk. çevirme).

duyuru i’lân.

dürüstlük,dürüstlük kuralları objektif hüsn- i niyyet.

düşme sukut.

düşmek sâkıt olmak, sukut etmek.

düşürücü yıllanma ıskatî mürûr- ı zaman.


53

(zamanaşımı)

düzeltim, düzeltme, düzelti tashîh. ~ arancı (dilemi) :tashîh da’vâsı.

ebeveyn ana baba.

ecr-i misil kullanma karşılığı (kullanma çıkarları =Gebrauchsvorteile karşılığı).

edâ edim.

eder fîât.

edim edâ, ıvaz.

ege velî.

egelik velâyet.

ehil yetenekli.

ehl-i hibre, ehl-i vukuf bilirkişi.

yetenek, istifâde ~i: hak yeteneği (Rechtsfae higkeit). kullanma (fi’ l) ~ i: eylem

ehliyyet yeteneği (Handlungsfaehigkeit).

ekalliyyet bk. akalliyyet.

ekseriyyet çoğunluk. ~ -i ârâ: oyçokluğu.

eksik, eksiklik noksan.

eksiltme münâkasa.

elinden alım zabt. ~ a karşı sağlama: zabta karşı tekeffül (te’mînât).

emânet bk. vedia.

emre muharrer buyruğa yazılı.


54

emredici hukuk buyurucu töre.

emvâl mallar.

en aşağı, en az asgarî.

en büyük, en çok, en yüksek a’zamî.

en kişisel haklar münhasıran şahsa bağlı haklar.

encümen yarkurul.

engel mâni’.

erek gaye.

ereksel gayî.

ergin reşîd.

erginlik rüşd.

erk kudret, iktidâr.

esâsda hatâ temel yanılması, yanılgısı (Grundlageirrtum).

eser yapıt.

esham (sehm’in çoğulu) paylar.

eski yapıtlar âsâr- ı atîka.

eşit müsâvi. ~ olarak, eşitçe müsâvâten, mütesâviyen.

etken amil.

etki 1) te’sîr. 2) hüküm.

etkisizlik hükümsüzlük.
55

nikâh (bk. evlilik). ~ malları sözleşmesi: evlenme mukavelesi (bk. karı koca

evlenme malları sözleşmesi). sözleşmesi: evlenme akdi.

evlilik nikâh (bk. evlenme).

evlilik dışı çocuk nesebi gayr- i sahîh çocuk, nesebi sahîh olmayan çocuk,

evlilik içi çocuk nesebi sahîh çocuk.

gayr-i menkul taşınmaz.

gayr-i mislî eşyâ benzeri bulunmayan, benzersiz nesneler.

gayr-i mu`teber geçmez.

geçer, geçerli mu’teber.

geçerlik mu’ teberiyyet.

geçici muvakkat. ~ yazım:muvakkat tescîl.

geçimsizlik imtizâcsızlık.

geçindirme iâşe.

geçiren fâriğ.

geçirilen mefrûgün leh.

geçirim, geçirme ferâğ, nakil.

geçirim sözvermesi ferağ taahhüdü ferağ va’ di.

geçiş intikal.~ töresi: intikalî hukuk (bk. çağlararası töre).

geçmez gayr-i mu’teber.

geçmezlik mu’ teberiyyetsizlik.


56

gelenek an’ ane.

geleneksel an’ anevî.

gelir îrâd.

genişletme tevsî’.

gerçek kişi hakîkî şahıs (bk. doğal kişi).

Gereç mâ-lezime, levâzım.

gerek şart (karş. koşul).

gerekseme, gereksinme ihtiyâc.

geri alma istirdâd.

geri alma arancı (dilemi) istihkak da’vâsı (bk. iyelik arancı, dilemi).

geri verme iâde (karş. denkleştirme).

geri-alım hakkı vefâ hakkı.

gezici seyyâr.

gider masraf.

giderme arancı (dilemi) men’ da’vâsı.

gönderen mürsil.

gönderme irsâl.

gönülalma ma’nevî tazminât (bk. tinsel zarar -giderim).

göreli nisbî. ~ hak: nisbî hak.

görenek örf ve âdet. ~ töresi: örf ve âdet hukuku.


57

göreneksel örfî.

görevden ötürü re’sen.

görevli me’mûr.

resmî. ~ arıtım: resmî tasfiye. ~ belgit(dayanç) : resmî sened. ~ biçim: resmî

Görevsel şekil.

görünüşteki işlem zahirî muamele (karş. danışıklı işlem).

tevbîd- i ictihâd karârı,ictihâdları birleştirme karârı (bk. İnançları birleştirme

görüşleri birleştirme kıyılgısı kıyılgısı).

gözetim nezâret. ~ katı (orunu) : nezâret makamı.

günce yevmiyye defteri (bk. günlük, günlük defter).

gündelik yevmiyye.

gündem rûznâme.

günlük, günlük defter yevmiyye defteri (bk. günce).

güvençli işlem i’timâda müstenid muamele (bk. inançlı işlem).

hacir kısıt.

hacretmek kısıtlamak.

hâdim gayr-i menkul katlanan taşınmaz.

hak düşümü sukut-ı hak. ~ süresi: sukut-ı hak müddeti.

hak etmiş müstahak (doğrusu: müstahik).

hak ıssı hak sâhibi.

hak kazanma istihkak.


58

hak sâhibi hak ıssı.

hak yeteneği hak ehliyyeti, medenî haklardan istifâde ehliyyeti.

hakem yargıcı.

hakîkî şahıs gerçek kişi, doğal kişi (die natürliche Person, personne physique).

hâkim yargıç.

hâkim gayr-i menkul katlandıran taşınmaz.

hakk-ı mükteseb bk. mükteseb hak.

hakkın kötüye kullanılması hakkın sû-i isti’mâli.

hakkın sû-i isti`mâli hakkın kötüye kullanılması.

haklar hukuk (karş. töre).

haklı muhik.

hakseverlik nısfet (nasafet).

haksız eylem haksız fi’ l.

haksız fi`l haksız eylem.

haksız karışma haksız müdâhale.

haksız rekabet haksız yarışma, haksız yarışıcılık.

haksız yarışıcılık, haksız

yarışma haksız rekabet.

hâl-i acz bk. aciz hâli.

halef ardıl.
59

halefiyyet ardıllık.

hâlin îcâbı durumun gereği, durumun isteri.

hâmile muharrer taşıyana yazılı.

hapis hakkı alıkoma hakkı (Zurückbehaltungsrecht,droit de retention).

tasarruf. ~ işlemi: tasarrufî muamele, tasarruf muamelesi (karş. borçlanma

harcama işlemi). ~ özgürlüğü: tasarruf nisâbı.

hâsılat kirası ürün kirası.

havâle yollama.

haydi haydi evleviyyetle (bk. yeğlikle).

haysiyyet onur.

hâzır anık. ~ lar arasında: anıklar arasında.

hediyye armağan.

Hesâb-ı kat`î bk. hisâb- ı kat’î.

hesâba katma mahsûb.

Hey`et-i umûmiyye bk. umûmî hey’et.

hîle aldatma.

bağış, bağışlama, ~ akdi: bağış, bağışlama sözleşmesi. ~ eden: bağışlayan. ~

hibe edilen: bağışlanan. ~ va’di: bağışlama sözvermesi.

himâye koruma.

hisâb-ı kat`î kesin hesap.

hisse 1) pay. 2) düşerge.


60

hissedâr paydaş.

hitâm sona erme, bitim.

hizmetli müstahdem (karş. çalışma yardımcısı).

1) haklar. 2) töre. ~ -ı âmme: bk. âmme hukuku. ~ -ı husûsiyye: bk. husûsî

hukuk hukuk.

hukukî törel, ~ muamele: törel işlem. ~ münâsebet: törel ilişki.

husûmet ehliyyeti 1) aktif ~ aranç, dilem yöneltme yetkisi. 2) pasif ~: aranç, dilem yöneltilme

(salâhiyyeti) yetkisi.

husûsî özel. ~ hukuk: özel töre. şahıs: Özel kişi.

hükmî şahıs tüzel kişi.

hükmî şahsiyyet tüzel kişilik.

1) yargı (Urteil, décision) 2) kural (Bestimmung, régle, disposition). 3) etki, sonuç

hüküm (Wirkung, effet).

hükümsüzlük etkisizlik.

hürriyyet özgürlük.

1)objektif ~ :dürüstlük, dürüstlük kuralları (Treu und Glauben). 2) sübjektif~ : iyi

hüsn-i niyyet inanç (Guter Glaube).

hüviyyet kimlik.

1) ister. 2) önerme, öneri, ~a da’vet: önermeye çağırı ,~ yapmak, ~ da

îcâb bulunmak: önermek.

îcâb-ı hâl bk. hâlin icâbı.


61

îcâr kirâ ~ akdi: kira sözleşmesi.

îdâ saklatma (bk. vedia).

ödeme. ~ mahalli: ödeme yeri. ~ makamına edâ: ödeme yerine edim, Ödeme

yerine geçen edim (Leistung erfüllungsstatt, dation en paiment). ~ zamânı:

ödeme çağı. ~ yı istihdâf eden edâ: ödeme uğruna edim (Leistung

îfâ erfüllungshalber, dation en vue de paiment).

îrâd gelir.

ısmarlanan (yapıt = eser =

istısnâ` sözleşmesinde) müteahhid.

ısmarlayan (yapıt = eser =

istısnâ` sözleşmesinde) iş sâhibi.

ıttılâ öğrenme.

ıvaz 1) edim. 2) karşı edim.

ıvazsız 1) karşılıksız, karşı edimsiz.

ızhâr açığa vurma, ~ı:irâde istek açığa vurması.

ızrâr etmek zarar vermek.

ıztırâr hâli zorunluluk durumu, zorunlu durum.

i`lâm yargı belgesi.

i`tibâr emri saygınlık vekilliği.

İ`timâda müstenid

muâmele güvençli, inançlı işlem.

İ`tinâ özen.
62

i`tirâz karşıtlık. ~ muhâkeme usulü: karşıtlık yargılayışı, karşıtlık yargılama süreci.

i`tizâr özür dileme, özürlenme.

i‘ tibâr mektûbu saygınlık betisi.

iâde 1) geri verme. 2) (kalıt = mîrâs’ta) denkleştirme(Ausgleichung).

iâre iğreti verme (bk. âriyyet).

iaşe geçindirme.

ibra (dernekte) aklama.

ibtidâen önceden, baştan.

İcâzet onay. ~ vermek: onaylamak.

1) yürütme. 2) yerine getirme. ~ ta’kıybi: bk. cebrî icrâ ta’kıybi. ~ Vekîlleri

icrâ Hey’ eti: Bakanlar Kurulu.

ictihâd bilimsel görüş, inanç.

ictihâdları birleştirme kararı inançları, görüşleri birleştirme kıyılgısı.

ictinâb da`vâsı önleme arancı, dilemi.

içtimâ` toplantı.

idâre yönetim. ~ hey’eti: yönetim kurulu. ~ hukuku: yönetim töresi.

iddiâ sav. ~ etmek: savlamak.

ifâde anlatım.

batkı, batkınlık. ~ masası: batkı, batkınlık yığını (Konkursmasse, masse de

iflâs faillite).

iğreti âriyyet. ~ alan: âriyyet alan, müsteîr. ~ söyleşmesi: âriyyet akdi. ~ veren: âriyyet
63

veren, muîr. ~ verme: iâre (bk. âriyyet).

ihâle üsterme.

ihbâr bildirim. ~ etmek: bildirmek,

ihmâl savsama. ~ etmek: savsamak.

ihrâc çıkarma.

ihrâz kapma, kapım (Aneignung, occupation).

ihtâl bozma.

ihtâr uyarım.

ihtilâf çekişme, anlaşmazlık.

ihtimâl olasılık.

ihtimâlî olasıl.

ihtimâm özen.

ihtirâ türetme, buluş.

ihtirâzı kayıd saklı tutma yazgısı (Vorbehalt, clause de réserve).

ihtiyâc gereksinme, gerekseme.

ihtiyât sakıntı.

ihtiyâtî sakıntıl.

1) (kalıt töresi = mîrâs hukuku’nda:) a) ale’l-âde ~:yedek harcama. b) fevka’ l-âde

ikame ~: son kalıtçı atama. 2) (vekillik sözleşmesinde:)başkasını kendi yerine geçirme.

ikame-i da`vâ bk. da’vâ ikamesi.


64

ikametgâh yerleşme yeri, yerleşge.

ikrâh korkutma.

ikrâr tanıma.

ikrâr bi`l kitâbe yazılı tanıma.

ikrâz ödünç verme.

iktisâb kazanma.

iktisâbî kazandırıcı. ~ mürûr-ı zamân: kazandırıcı yıllanma, kazandırıcı zamanaşımı.

iktisâd tutum.

iktisâdî tutumsal.

ilân duyuru.

ileri sürmek der-meyân (doğrusu: dermiyân) etmek.

ilgili alakadar.

ilişkin müteallik. ~ olmak: taallûk etmek.

illet neden.

illî nedensel.

illiyyet nedensellik. ~ rabıtası: nedensellik bağı.

ilmî ictihâd Öğreti (Lehre, doctrine).

iltihak katılma.

iltizâmî muâmele borçlanma işlemi (Verpflichtungs geschaeft).

ilzâm etmek bağlamak, borçlandırmak. İ


65

imkân olanak.

imkânsız olanaksız.

imkânsızlık olanaksızlık.

imtinâ` kaçınma.

imtiyâz ayrıcalık.

imtizâcsızlık geçimsizlik.

İn`ika d (sözleşmede) kurulma.

inanca te’mînât.

inancalamak te’mîn etmek.

inançları (görüşleri)

birleştirme kıyılgısı tevhîd-i ictihâd karârı, ictihâdları birleştirme karârı.

inançlı işlem i’timâda müstenid muamele (bk. güvençli işlem).

infisâh bozulma, (derneklerde) dağılma.

infisâhî şart bozucu koşul.

inhisâr tekel.

inhisârî kendi başına, tekelli.

inkâr yadsıma. ~ etmek: yadsımak.

biçimleyici, ~ da’ vâ: biçimleyici aranç, dilem (Gestaltungsklage). ~ hak:

inşâî biçimleyici hak. ~ hüküm: biçimleyici yargı. ~ muamele: biçimleyici işlem.

intifâ` asılanma. ~ hakkı: asılanma hakkı.

intihâb seçim. ~ hakkı: seçim hakkı.


66

intikal geçiş.

geçiş töresi, çağlar arası töre (Übergangsrecht, Intertemporales Recht, droit

intikalî hukuk transitoire).

iptâl bk. ibtâl.

iptidâen bk. ibtidâen.

istek, ~ beyânı: istek açıklaması (Willenklaerung). fesâdı: istek bozukluğu. ~

irâde izhârı: istek açığa vurması (Willensaeusserung).

istek koşulu (Willensbedingung). sırf ~: dilek koşulu (Wollensbedingung,

irâdî şart condition purement potestative).

irsâl gönderme.

katlandırım. ~ hakkı: katlandırım hakkı. aynî (arzî )~hakkı: yersel katlandırım

irtifak hakkı.şahsî ~ hakkı: kişisel katlandırım hakkı.

irtikâb etmek (kötü iş) işlemek.

isbât tanıt. ~ etmek: tanıtlamak. ~ külfeti: tanıt yükü.

isim ad.

irâde. ~ açığa vurması: irâde izhârı. ~ açıklaması: irâde beyânı, ~ koşulu: irâdî

istek şart.

isteksel sözleşme rızâî akid.

ister îcâb (karş. önerme, öneri).

isti`fâ çekilme, bozacağını bildirme (Kündigung, congé,démission).

istibdâl değiştirme, değişme.


67

istifâde yararlanma.

istihdâm eden çalışma yardımcısı kullanan (Borçlar Yasası, 55).

istihkak hak kazanma.

geri alma arancı, dilemi iyelik arancı, dilemi (Herausgabeanspruch,

istihkak da`vâsı Eigentumsklage,action en revendication).

istihlâf ardıl (halef) olma.

istimâ` olunma dinlenme.

istinâf mahkemesi üst yargılık (Obergericht).

istirdâd geri alma.

istisnâ ayrık tutma (bk. müstesnâ).

İstisnâ` akdi yapıt (eser) sözleşmesi (Werkvertrag).

iş akdi iş sözleşmesi.

1) (iş sözleşmesinde) işveren. 2) (yapıt = eser=istısnâ’ sözleşmesinde)

iş sâhibi ısmarlayan (der Besteller).

iş sözleşmesi iş akdi.

işgal kapma, kapım (Aneignung, occupation) (bk. ihrâz).

işleme hukukî tagyîr.

iştirâ alım. ~ hakkı alım hakkı (Kaufsrecht, droit d’ emption).

1) katılma. 2) ortaklık. ~ hâlinde mülkiyyet:ortak iyelik (Gesamteigentum). ~

iştirâk hissesi: katılma payı, katkı (Beitrag).

iştirâkli kirâ ortakçılık, yarıcılık (yoluyla kirâ).


68

işveren (iş sözleşmesinde): iş sahibi.

itfâ (borçlar için) söndürüm, borç kapatma.

itki saik.

ivaz ivazsız bk. ıvaz, ıvazsız.

iye mâlik. ~ gibi elmenlik: mâlik sıfatiyle zi’l-yedlik (bk. öz tutkanlık).

iyeliği saklı tutma yazgısı mülkiyyeti muhâfaza kaydı.

iyeliğin geçirilmesi mülkiyyetin nakli.

iyi inanç sübjektif hüsn-i niyyet.

izâa yitirme.

izhâr bk. ızhâr,

izin boşuğ.

kabûl taplama. ~ etmek: taplamak.

kabz alma (bk. tesellüm).

kaçını def’ , defi (bk. savu).

kaçınma imtinâ’ .

kaide kural.

kaim olma yerine geçme.

kaim şey yedek, yedek nesne, yerine geçen nesne (Surrogat, Ersatz).

kalan bakıyye (bk. artan, artık).

kaldırılmış mülga.
69

kaldırma 1) ilga. 2) ref’ (refi). 3) nez’ (nezi).

kalın cihâz (bk. çeyiz, donatım).

mîrâs. ~ arancı (dilemi) : mîrâs sebebiyle istihkak da’vâsı. ~ sözleşmesi: mîrâs

mukavelesi. ~ töresi: mîrâs hukuku. ~ a yaraşma: mîrâsa.liyâkat. ~ ın geçişi:

mîrâsın intikali, ~ ın görevsel arıtımı: mîrâsın resmî tasfiyesi. ~ ın görevsel

kalıt yönetimi: mîrâsı

kalıtbırakan mûris, müverris, mîrâsbırakan.

kalıtçı mîrâsçı (bk. atanmış ~, ön ~, son ~, yasal).

kalıtçılar ortaklığı mîrâs şirketi.

âmme. ~ düzeni: âmme intizâmı. ~ töresi: âmme hukuku. ~ tüzel kişiliği: âmme

kamu hükmî şahsiyyeti. ~ yararı: âmme menfaati, maslahat.

kanâat kanı.

kanı kanâat.

kanıt delil.

yasa. ~ -ı Medeni: bk. Medeni Kanun. ~ un lafzı: yasanın söylemi, sözü. ~ un

kanûn ruhu (gayesi, maksadı): yasanın ereği, amacı, özü.

kanûnî yasal.

kapım ihrâz, işgal (bk. kapma).

kaplam şümûl (bk. çevre, çevre-içi).

kapma ihrâz, işgal (bk. kapım).

karâr kıyılgı.
70

karı koca malları sözleşmesi evlenme mukavelesi (bk. evlenme malları sözleşmesi).

karîne belirti, ~ -i kaatıa: bk. farziyye.

karma muhtelit. ~ bağış, bağışlama: muhtelit hibe.

karşı edim ıvaz, mukabil edâ.

karşılık bedel.

karşılıklı sözleşmeler mütekabil taahhüdleri hâvî akidler.

karşılıksız, karşı edimsiz ıvazsız.

karz ödünç.

kasd amaçlama. ~ etmek: amaçlamak.

kasden, kasdî amaçlayarak.

kat 1) kat. 2) makam (bk. orun).

kat`î kesin.

kat`iyyet kesinlik.

katılma 1) iştirâk. 2) (da’vaya) müdâhale. ~ payı, katkı : iştirâk hissesi.

katlanan taşınmaz hâdim gayr-i menkul.

katlandıran taşınmaz hâkim gayr-i menkul.

katlandırım irtifak. ~ hakkı: irtifak hakkı.

katma mülhak.

kayd-ı hayât ile îrâd akdi sağlığınca gelir sözleşmesi.

kayıd yazgı.
71

kaytd-ı ihtirâzî bk. ihtirâzî kayıd.

kazâ 1) yargı. 2) beklenmedik olay.

kazâî yargısal.~ rüşd: yargısal erginlik.

kazanç paylı âile malları

ortaklığı hisse-i temettu’ şartiyle âile şirket-i emvâli.

kazandırıcı iktisâbî. ~ yıllanma (zamanaşımı) : iktisâbî mürûr-ı zaman.

kazanma iktisâb.

kaziyye-i muhkeme kesin yargı.

keenlemyekün yok.

kefâlet boyun olma, boyunluluk. ~ akdi: boyun olma,boyunluluk sözleşmesi.

kefîl boyunlu.

kefîle kefîl art boyunlu (Nachbürge, arrière caution).

kendi başına inhisârî (bk. tekelli).

kendiliğinden hak alma bizzat ihkak-ı hak.

kendisine gönderilen mürselün ileyh.

kendisine yollanan mühâlün aleyh.

kentişleri belediyye.

kesin kat’î. ~ hesap: hesâb-ı kat’î. ~ yargı: kaziyye-i muhkeme.

kındıran, kındırıcı müşevvik (bk. kıştırtan, kışkırtıcı).

kısım bölüm.
72

kısıtlamak hacretmek.

kısıtlı mahcûr.

kısmî bölümsel. ~ te’diye: bölümsel ödeme.

kışkırtan, kışkırtıcı müşevvik (bk. kındıran, kındırıcı).

kıyâs örnekseme.

kıyâsen örnekseme yoluyla, örneksenerek.

kıyemî şeyler, kıyemiyyât bk. gayr -i mislî şey.

Kıyılgı karâr.

kıyın cezâ.

kıymet değer.

kıymetli evrak değerli kâğıtlar.

evlâd edinilen, evlâdlık (bk. çocuk edinilen). ~ alma: evlâd edinme (bk. çocuk

kızlık edinme).

kirâ îcâr. ~ karşılığı: îcâr bedeli, kirâ ücreti. ~ sözleşmesi: îcâr akdi.

kirâ ücreti kirâ karşılığı.

kirâcı müste’ cir.

kiralanan me’cûr.

kirâlayan mûcir.

kişi şahıs.

ahvâl-i şahsiyye sicilli, nüfûs sicilli (bk. kişiler, kişisel durumlar, kişi durumları

kişiler kütüğü kütüğü).


73

kişiler töresi şahsın hukuku.

kişilik şahsiyyet. ~ hakları: şahsiyyet hakları.

şahsî, ~ durumlar: ahvâl-i şahsiyye. ~ durumlar kütüğü ahvâl-i şahsiyye sicilli,

nüfûs sicilli (bk. kişiler, kişi durumları kütüğü). ~ hak: şahsî hak. ~ sonuçlu

babalık arancı (dilemi) : ahvâl-i şahsiyyeye müteallik neticeleriyle babalık

kişisel da’vâsı, şahsî ne

kitâb betik.

koğuşturma ta’kîb.

korkutma ikrâh.

koruma himâye, siyânet.

koşul şart (karş. gerek).

koşullar şerâit.

kökler usûl, asıllar.

kötü durum sû-i hâl.

kötü inanç sû-i niyyet.

kötü kullanma sû-i isti’mâl (bk. kötüye kullanma).

kötü yönetim sû-i idâre.

kötüye kullanma sû-i isti’ mâl (bk. kötü kullanma),

kullanma isti’mâl. ~ karşılığı, ~ çıkarları karşılığı:ecr-i misil.

kurucu müessis.

kurulma in’ikad.
74

kusur sun-i taksîr, taksîr.

külfet yük. ~ i isbât: tanıt yükü.

küll tüm.

nesne bütünlüğü (Sachgesamtheit) (karşıtı : hak bütünlüğü =

küll teşkîl eden eşyâ Rechtsgesamtheit).

küllî halef tümel ardıl

küllî halefiyyet tümel ardıllık.

küllî intikal tümel geçiş.

külliyyât topgu.

kütüğe yazım tescil, ~arancı (dilemi) : tescîl da’vâsı.

kütüğe yazmak tescîl etmek.

kütük sicil.

lafız söylem, söz. kanûnun~ ı: yasanın söylemi, sözü.

lafzî söylemsel, sözel, ~ tefsir: söylemsel, sözel yorum.

levâzım gereç (bk. mâ-lezime).

lüzûmlu vasıfda hatâ bk. esâsda hatâ.

ma`kudün aleyh sözleşme konusu. ~ de hatâ: sözleşme konusunda yanılma, yanılgı.

ma`kul ussul, ussal.

ma`zeret özür.

mâ-lezîme gereç.
75

mâ-melek varlık, malvarlığı, varı yoğu.

1) (yasa, tüzük, sözleşme ile başkalarında) ayrıt, ayrıltı (Artikel, article). 2)

madde (“matière” anlamında) özdek, nen.

maddî özdeksel, nensel.

mahal yer.

mahallî yerel.

mahallîleştirmek yerelleştirmek.

mahcûr kısıtlı.

sınırlı. ~ aynî hak: sınırlı nesnel hak. ~ ehliyyet: sınırlı yetenek. ~ ehliyyetli: sınırlı

mahdûd yetenekli. ~ yeteneksiz: sınırlı yeteneksiz.

mahfûz saklı,~ mallar: saklı mallar. ~ hisse: saklı pay.

mâhiyyet nelik.

mahkeme yargılık.

mahrûm yoksun.

mahrûmiyyet yoksunluk, mîrâsdan ~: kalıttan yoksunluk.

mahsûb hesâba katma.

makam kat, orun.

makbûz alındı.

maksad amaç.

iye. ~ sıfatiyle zi’ l-yedlik : öz elmenlik, iye gibi elmenlik, iyece elmenlik

mâlik (Eigenbesitz).
76

mallar emvâl.

malvarlığı mâ-melek (bk. varlık, varı-yoğu).

mâni` engel.

maslahat 1) iş, durum. 2) kamu yararı.

masraf gider.

me`cûr kirâlanan.

me`mûr görevli.

mebde` başlangıç.

mebi` satılan.

meblağ tutar.

medenî hak yurttaşsal hak.

medenî haklardan istifâde

ehliyyeti hak yeteneği (Rechtsfaehigkeit).

medenî hakları kullanma

ehliyyeti eylem yeteneği (Handlungsfaehigkeit).

medenî hukuk yurttaşlar töresi (Zivilrecht, bürgerliches Recht, droit civil).

Medenî Kanûn Yurttaşlar Yasası (Zivilgesetzbuch, Bürgerliches Gesetzbuch, Code Civil).

mefrûğün leh geçirilen.

mekfûlün bih boyunluluk konusu.

memâlik-i ecnebiyye yabancı ülkeler.

Memnû` yasak. ~ tasarruflar: yasak işlemler.


77

memnû`iyyet yasaklık, yasak olma.

men` da`vâsı giderme arancı, dilemi.

taşkınlığın, elatmanın giderilmesi. ~ da’vâsı: taşkınlığın, elatmanın giderilmesi

men`-i müdâhale arancı, dilemi.

menfaat çıkar.

menkul taşınır.

mer`iyyet yürürlük. ~ Kanûnu: Yürürlük Yasası.

merâsim tören.

merdûd yadlanmış.

merhûn tutulu.

merkez özek.

mes`ele sorun.

mes`ûl sorumlu.

mes`ûliyyet sorumluluk, sorum.

mesâî çalışma (çalışmalar).

mesken konut.

meslek uğraş.

meslekî uğraşsal.

mevhûbün leh bağışlanan.

mevzu` konu.
78

kalıt. ~ hukuku : kalıt töresi. ~ mukavelesi: kalıt sözleşmesi. ~ sebebiyle istihkak

da’vâsı: kalıt arancı, dilemi (Erbschaftsklage, action en pétition d’hérédité), ~

şirketi: kalıtçılar ortaklığı (Erbengemeinschaft). ~ a liyâkat: kalıta yaraşma.~ m

mîrâs intik

kalıtçı, kanûnî ~: yasal kalıtçı, mansûb ~: atanmış kalıtçı. (ikamede) nâm -zed ~:

mîrâsçı son kalıtçı. ön ~ : ön kalıtçı.

mislî eşyâ, misliyyât benzeri bulunabilen nesneler, benzerli nesneler.

mu`teber geçer, geçerli.

mu`teberiyyet geçerlik.

mu`teberiyyetsizlik geçmezlik, geçersizlik.

muaccel ödeme günü gelmiş.

muacceliyyet ödeme gününün gelmesi. ~ kaydı: Ödeme gününün gelmesi yazgısı.

muâmelât alışveriş, alavere (bk. ahz ü i’tâ).

muâmele işlem.

muâvin şahıs ödeme yardımcısı (Borçlar Yasası, 100) (karş. müstahdem).

mûcir kirâlayan, kirâya veren.

mûdi` 1) saklatan. 2) yatıran.

muhâkeme yargılama. ~ usûlü: yargılama süreci, yargılayış (procédure, Prozess, Verfahren).

muhâlün aleyh kendisine yollanan.

muhâlün leh yollanan.

muhayyer seçmeli.
79

muhîl yollayan.

muhik haklı. ~ sebeb: bk. mühim sebeb.

muhtelit karma. ~ hibe: karma bağışlama.

muhtemel olası.

muîn destek. ~ den mahrûmiyyet: destekten yoksunluk.

muîr bk. âriyyet veren.

mukavele sözleşme.

mûkıym yerleşken.

mukriz ödünç veren.

muntazar hak beklemeç, beklenen hak (Anwartschaft, droit expectatif).

murâkabe denetim.

murâkıb denetçi.

mûrîs kalıtbırakan.

mûsâ leh vasiyyet edilen, vasiyyet alan.

mûtazarrır zarar gören.

mutlak saltık, salt. ~ butlân: çürüklük (Nichtigkeit, nullité) (karş. nisbî butlân).

muvâfakat onam. ~ etmek: onamak.

muvakkat geçici. ~ tescîl: geçici yazım.

muvâzaa danışık. ~ lı muamele: danışıklı işlem (karş. zahirî muamele).

mücbir sebeb zorlayıcı neden.


80

müdâfaa savunma.

müdâhale karışma, taşkınlık, elatma.

müddeâ savlık.

müddeâ aleyh bk. da’vâlı.

müddeâ bih aranç konusu, arançlık dilem konusu,dilemlik.

müddeî bk. da’vâcı.m

müddeî-i umûmî savcı.

müddet süre.

müdîr yönetmen.

müeccel ödeme günü gelmemiş, erteli.

müessese kurum.

müessis kurucu.

müflis batkın.

mühim önemli: ~ sebeb: önemli neden.

mükâfat ilânı ödül duyurusu.

mükâfat va`di Ödül sözvermesi.

mükâfâtlı müsâbaka i`lânı ödüllü yarışma duyurusu.

mükellef yükümlü.

mükellefiyyet yüküm, yükümlülük.

mükellefiyyetli hibe yükümlü bağışlama, yükümlü bağış.


81

mükteseh hak kazanılmış hak. mülga: kaldırılmış. mülhak: katma.

mülk özgülük.

iyelik. ~ i muhâfaza kaydı: iyeliği saklı tutma yazgısı. ~ in nakli: iyeliğin

mülkiyyet geçirilmesi.

mülzem bağlı.

mümessil temsilci başkası adına davranan, başkası adına davranıcı özdeyen, özdeyici.

mümeyyiz ayırtım gücü olan, ayırtım güçlüsü (bk. temyîz kudreti).

münâkasa eksiltme.

münâzaa çekişme. ~ lı: çekişmeli.

münâzaun fîh çekişmeli.

münhasıran şahsa bağlı en (salt) kişisel haklar (höchstpersönliche Rechte, droits strictement

haklar personnels).

mürâcaât başvurma.

mürselün ileyh kendisine gönderilen.

mürsil gönderen.

mürtehin tutu alan.

yıllanma (Verjaehrung), zamanaşımı. âdî ~:olağan yıllanma, zamanaşımı, fevka’l

-âde ~: olağanüstü yıllanma, zamanaşımı. ıskatî ~ düşürücü yıllanma,

zamanaşımı, iktisâbî ~ kazandırıcı yıllanma, zamanaşımı. ~ın kat’ı: yıllanmanın,

Mürur-ı zaman zamanaşımının kesilmesi. ~

müsâvât eşitlik.
82

müsâvâten eşit olarak, eşitçe.

müsâvî eşit.

müsbet 1) olumlu. 2) tanıtlı.

müsbit 1) saptayan. 2) tanıtlayan.

müstahak (doğrusu: müstahik): hak etmiş, hak kazanmış.

müstahdem 1) hizmetli. 2) çalışma yardımcısı (Borçlar Yasası, 55) (karş. muâvin şahıs).

müstakar (doğrusu: müstakır) yerleşmiş.

müstakil bağımsız.

müstakillen bağımsızca, bağımsız olarak.

müstakriz ödünç alan.

müste`cir kirâcı.

müsteîr bk. âriyyet alan.

müstesnâ ayrık.

müstevda` 1) saklayan (bk. vedîa alan). 2) saklama konusu, saklanılan.

müstevdi` saklatan (bk. Mûdi’ ).

müşevvik kışkırtan, kışkırtıcı kındıran, kındırıcı.

müştekÎ yakınan, yakınıcı.

müştemilât eklenti, eklentiler.

müşterek borçlu birlikte borçlu.

müşterek mâlikler paydaşlar, birlikte iyeler.


83

paylı iyelik, birlikte iyelik (Miteigentum, copropriété) (karş. iştirâk hâlinde

müşterek mülkiyyet mülkiyyet).

müteahhid 1) sözveren, yüklenci 2) (yapıt =. eser = istısnâ’ sözleşmesinde) ısmarlanan.

müteallik ilişkin.

mütekabil taahhüdleri hâvî

akidler karşılıklı sözleşmeler.

mütekeffil sağlayan (bk. tekeffül).

mütemerrid direnen.

müterâfik kusûr birlikte kusur (birlikte nedenleme).

mütesâvî eşit, eşitlenmiş.

mütesâviyen eşit olarak, eşitçe.

dayanışmalı (solidarisch, solidaire). ~ borç: dayanışmalı borç. ~ kefalet:

dayanışmalı boyunluluk. ~ mes’ûliyyet: dayanışmalı sorumluluk, dayanışmalı

müteselsil sorum.

müteveffâ ölen.

müvekkelün bih vekillik konusu.

müvekkil vekillik veren, vekil eden.

müverris kalıtbırakan (bk. mûris).

müzâyaka sıkıntı.

müzâyede artırma.

nafaka geçimlik, bakım.


84

nakid akça.

nakil geçirme, geçirim. ~ taahhüdü: geçirim söz vermesi.

nakliyye mukavelesi taşıma sözleşmesi.

nakliyyeci taşıyıcı.

nâma muharrer ada yazılı.

nâşir yayınlayan, yayınlayıcı, yayıncı yayımlayan,yayımlayıcı, yayımcı.

nazariyye kuram.

neden sebeb, illet.

nedensel illî.

nedensellik illiyyet. ~ bağı: illiyyet râbıtası.

nedensiz zenginleşme sebebsiz iktisâb.

nef` (nefi) yarar.

nelik mâhiyyet.

nen madde (“matière” anlamında) (bk. özdek).

nensel maddî (bk. özdeksel).

nesebi sahîh çocuk evlilik içi çocuk.

nesebi sahih olmayan çocuk evlilik dışı çocuk.

nesil kuşak.

nesnel aynî. ~ hak: aynî hak.

nesneler eşyâ. ~ töresi: eşyâ hukuku.


85

neşir yayım. ~ mukavelesi: yayım sözleşmesi.

neşrettiren yayınlatan, yayımlatan.

nev` (nevi) borcu, nev`an

muayyen borç çeşit borcu.

nez` (nezi) kaldırma.

nezâret gözetim. ~ makamı: gözetim katı, gözetim orunu.

nısfet (nasafet) hakseverlik.

nikâh 1) evlenme. 2) evlilik.

göreli. ~ butlân: bozulabilme, bozdurulabilme (Anfechtbarkeit) (karş. mutlak

nisbî butlan). ~ hak:göreli hak (karş. mutlak hak).

nişanlanma yavuklanma,

nişanlı yavuklu.

nişanlılık yavukluluk.

nitelendirme tavsîf.

nitelendirmek tavsîf etmek.

nizâm düzen.

nizâmî hüküm düzen kuralı (Ordnungsvorschrift).

nizâmnâme tüzük.

noksan 1) eksiklik. 2) eksik.

nüfûs sicilli kişiler kütüğü.

nümûne örnek, ~ üzerine satım: Örneğe göre satım.


86

evlâdlık, evlâd edinilen (bk. kızlık). ~ alma: evlâd edinme (bk. kızlık alma, çocuk

oğulluk edinme).

olağan ale’l-âde (bk. bayağı). ~yıllanma (zamanaşımı) : âdî mürûr-ı zaman.

olağanüstü durum fevka’l-âde hâl.

olağanüstü yıllanma

(zamanaşımı) fevka’l-âde mürûr-ı zaman.

olanak imkân.

olanaksız imkânsız.

olanaksızlık imkânsızlık.

olası muhtemel. olasıl: ihtimâlî.

olasıl ihtimâlî.

olumlu müsbet.

onam rızâ, muvâfakat.

onamak muvâfakat etmek.

onay icâzet, tasdîk.

onaylamak icâzet vermek, tasdîk etmek.

ondalık a’şâr.

onur şeref, haysiyyet.

ortadan kalkma zevâl (bk. sona erme).

ortakçılık, yarıcılık (yoluyla

kirâ) iştirâkli kirâ.


87

ortaklar şürekâ.

ortaklık şirket.

orun makam (bk. kat).

oturma hakkı süknâ hakkı.

oy re’y.

oyçokluğu ekseriyyet-i ârâ.

îfâ. akça ~ : te’diye.~ arancı (dilemi) : îfâ da’vâsı.~ çağı: îfâ zamanı. ~ güçsüzlüğü:

aciz. ~ güçsüzlüğü belgesi: aciz vesîkası.~ gücü olmayan: âciz. ~ günü gelmemiş:

müeccel (bk. erteli).~ günü gelmiş: muaccel, ~ gününün gelmesi: muacceliyyet.

ödeme ~ gününü

ödemezlik adem-i îfâ.

ödence taksît.

ödenti âidât.

ödeşim, ödeşme takas.

Ödev vazîfe. ~ ler: vezâif, vazîfeler.

ödeyemez âciz (bk. ödeme gücü olmayan).

ödeyemezlik aciz (bk. ödeme güçsüzlüğü).

ödül mükâfat. ~ duyurusu: mükâfat i’lânı. ~ sözvermesi: mükâfât va’di.

ödüllü yarışma duyurusu mükâfâtlı müsâbaka i’lânı.

ödünç karz. alan: müstakriz. ~ veren: mukriz. ~ verme: ikrâz.

öğrenme ıttılâ’ .
88

Öğreti ilmî ictihâd.

ölçümleme takdîr etmek (karş. değer biçmek).

ölen müteveffâ.

Ölüm vefât. ~ e bağlı harcama: ölüme bağlı tasarruf.

ölünceye kadar bakma akdi sağlığınca bakma sözleşmesi.

ön akid ön sözleşme.

ön kalıtçı Ön mîrâsçı.

ön sözleşme ön akid.

ön-alıcı şefi’ (bk. yeğ-alıcı).

ön-alım hakkı şuf’a hakkı (bk. yeğ-alım hakkı).

önceden ibtidâen.

öncel selef.

öneri, önerme îcâb. ~ ye çağırı: îcâba da’vet.

öngörmek derpiş etmek.

önleme arancı (dilemi) ictinâb da’vâsı.

örf ve âdet görenek. ~ hukuku görenek töresi.

örfî göreneksel.

örneğe göre satım numûne üzerine satım.

öz elmenlik mâlik sıfatiyle zi’l-yedlik (bk. iye gibi elmenlik).

özdek madde (”matière” anlamında) (bk. nen).


89

özdeksel maddî (bk. nensel).~ zarar-giderim: maddî tazmînât.

özek merkez.

özen ihtimâm, i’ tinâ.

özgülük mülk.

özgür serbestî, hür. ~ mallar: serbest mallar.

özgürlük serbestî, hürriyyet.

özür ma’zeret. ~ dileme, özürlenme: i’tizâr.

parça borcu ferden muayyen borç.

pasif husûmet ehliyyeti

(salâhiyyeti) aranç, dilem yöneltilme yetkisi (bk. husûmet ehliyyeti).

paydaş hissedâr, müşterek mâlik (bk. birlikte iye).

pazar satak.

piyasa satak. ~ fîâtı: satak ederi.

râbıta bağ, bağıntı.

rahim döllük, dölyatağı.

râhin tutulayan, tutu koyan.

re`sen görevden ötürü (ex officio, d’office, von Amts wegen).

Re`sü`l mâl bk. sermâye.

re`y oy.

red yadlama.
90

reddetmek yadlamak.

ref` (refi) kaldırma.

rehin tutu. ~ almak: tutu almak. ~ etmek: tutulamak ,tutu komak.

reîs başkan.

rekabet memnü`iyyeti yarışma, yarışıcılık yasağı.

görevsel (officiel, öffentlich). ~ sened : görevsel dayanç, görevsel belgit

resmî (öffentliche Beurkundung). ~ şekil: görevsel biçim. tasfiye: görevsel arıtım.

reşîd ergin.

rızâ 1) istek. 2) onam. ~ fesâdı: bk. irâde fesâdı.

rızâî akid isteksel sözleşme.

riâyet uyma.

riâyetsizlik uymama, uymazlık.

rûznâme gündem.

rüchan öncelik, yeğlik. ~ hakkı: öncelik, yeğlik hakkı.

1) dönme (Rücktritt, résiliation). 2) başvurma (Rückgriffj recours). ~ hakkı: 1)

rücû` dönme hakkı. 2) başvurma hakkı. ~ a kefil: başvurma boyunlusu.

rüşd erginlik.

sağlama tekeffül.

sağlamak tekeffül etmek.

sağlayan tekeffül eden, mütekeffil.

sağlığınca bakma sözleşmesi ölünceye kadar bakma akdi.


91

sağlığınca gelir sözleşmesi kayd-ı hayâtla îrâd mukavelesi.

sağtöre ahlak.

sâha alan.

sâik itki.

sakıntı ihtiyât.

sakıntıl ihtiyâtî.

sâkıt olmak düşmek.

saklama vedîa. ~ konusu: vedîa (bk. saklanan nesne). sözleşmesi: vedîa akdi.

saklatan mûdi’.

saklatma tevdi’ (karş. yatırma).

saklayan müstevda’, vedîa alan.

saklı mahfûz. ~ mallar: mahfûz mallar.~ pay:mahfûz hisse.

saklı tutma yazgısı kayd-ı ihtirâzî, ihtirâzî kayıd.

salâhiyyet yetki.

salâhiyyetdâr yetkili.

salt, saltık mutlak.

saltık hak mutlak hak.

saptama tesbît (bk. belirtme). ~ arancı (dilemi):tesbît da’vâsı.

sarâhat açıklık.

sarfetmek harcamak.
92

sarîh açık.

satak 1) pazar. 2) piyasa. ~ ederi: piyasa fîâtı.

satılan mebi’ .

satım bey’. ~ sözleşmesi:bey’ akdi.

satış akçası semen, semen-i mebi’. ~ nın indirilmesi: semenin tenzîli,

satman, satkan tacir (bk. tecimen). ~ lar: tüccâr.

satmanlık, satkanlık ticâret (bk. tecim).

sav iddiâ, müddeâ.

savcı müddeî-i umûmî.

savlamak iddiâ etmek.

savsama ihmâl.

savsamak ihmâl etmek.

savu def’, defi (bk. kaçını).

savunma müdâfaa.

savunmak müdâfaa etmek.

saygınlık i’tibâr. ~ betisi: i’tibâr mektûbu. ~ vekilliği: i’tibâr emri.

saymak addetmek.

sebeb neden.

seçmeli muhayyer.

sehebsiz iktisâb nedensiz zenginleşme (ungerechtfertigte Bereicherung).


93

selef öncel.

semen (semen i mebi`) satış akçası, ~in tenzîli: satış akçasının indirilmesi.

semere verim (Früchte, fruits), hukukî (medenî) ~: törel verim. tabiî ~: doğal verim.

sened dayanç, belgit.

serbest özgür. ~ mallar: özgür mallar.

serbesti özgürlük, akid ~ si: sözleşme özgürlüğü.

1) ana akça, baş akça. 2) katılma payı, katkı (Beitrag) (Borçlar Yasası, 521 ile

sermâye sonrakiler)

seyyâr gezici.

sıfat 1) nitelik. 2) bk. husûmet ehliyyeti (salâhiyyeti).

sıhhat bk. mu’teberiyyet.

sıkıntı müzâyaka.

sınırlama tahdîd.

sınırlayıcı tahdîdî (bk. tüketici).

mahdûd. ~ nesnel hak: mahdûd aynî hak. ~ yetenek: mahdûd ehliyyet. ~

sınırlı yetenekli: mahdûd ehliyyetli. ~yeteneksiz: mahdûd ehliyyetsiz.

sıyânet koruma.

sicil kütük. ~ e kayıd: kütüğe yazım.

siyâset yurt yönetimi.

siyâsî yurt yönetimine ilişkin.

son istek harcaması vasiyyetnâme.


94

son kalıtçı nâmzed mîrâsçı (karş. ön kalıtçı). ~ atama : fevka’l-âde ikame.

sona erme hitâm, zevâl (bk. bitim, ortadan kalkma).

sorum, sorumluluk mes’ûliyyet.

sorumlu mes’ûl. ~’ olmak: mes’ûl olmak.

sorumsuzluk adem-i mes’ûliyyet.

soruşturma tahkîkat.

sömürme gabin.

söndürüm itfâ (bk. borç kapatma).

söylem, söz lafız.

söylemsel, sözel lafzî. ~ yorum: lafzî tefsîr (karş. ereksel yorum).

sözleşen âkid.

sözleşimsel akdî, mukavelevî (bk. sözleşmeli).

akid, mukavele. ~ cezâsı (kıyını) : cezâî şart. ~ konusunda yanılgı, yanılma:

ma’kudün aleyhde hatâ. ~ kurma sözvermesi: akid yapma va’di (bk. ön

sözleşme sözleşme). ~ özgürlüğü: akid serbestîsi.

sözleşmeli akdî, mukavelevî (bk. sözleşimsel).

sözleşmenin kuruluşu akdin in’ikadı.

sözlü şifâhî (karş. yazılı).

sözveren va’d eden.

sözverme va’d, vaad.

sû-i hâl kötü durum.


95

sû-i idâre kötü yönetim.

Sû-i isti`mâl kötü kullanma, kötüye kullanma.

Sû-i niyyet kötü inanç (böser Glaube).

suç cürüm.

sukut düşme. ~ ı hak: hak düşümü. ~ ı hak müddeti:hak düşümü süresi.

1) barış. 2) uzlaşma. ~ akdi: uzlaşma sözleşmesi. ~ hâkimi: barış yargıcı, ~

sulh mahkemesi: barış yargılığı.

Sun`-ı taksîr kusûr.

sunmak arzetmek.

sûret 1) yol, biçim. 2) örnek.

susma sükût.

sübjektif hüsn-i niyyet bk. hüsn-i niyyet.

süknâ oturulacak yer. ~ hakkı: oturma hakkı.

sükût susma.

süre müddet.

sürekli dâimî.

şahâdet tanıklık. şahıs: kişi. şâhid: tanık.

şahıs kişi. şâhid: tanık.

şâhid tanık.

kişisel. ~ hak: kişisel hak. ~ irtifak hakkı: kişisel katlandırım hakkı. ~ menfaatler:

şahsî bk. şahsiyyet hakları. ~ ineticeleriyle babalık da’vâsı: kişisel sonuçlu babalık
96

arancı, dilemi.

şahsın hukuku kişiler töresi (Personenrecht, droit des personnes).

şahsiyyet kişilik. ~ hakları: kişilik hakları.

1) gerek (Voraussetzung). 2) koşul (Bedingung). irâdî ~ istek koşulu

şart (Willensbedingung), sırf irâdî ~ :dilek koşulu (Wollensbedingung).

şâyi` hisse yaygın pay.

şefi` yeğ -alıcı, ön alıcı (Vorkaeufer, titulaire de droitde preémption).

şerâit (şart’ın çoğulu) koşullar.

şerh açım. ~ etmek: açımlamak.

şerîk ortak.

şifâhî sözlü.

şikâyet yakınma, yakını. ~ etmek: yakınmak.

şikâyetçi yakınıcı.

şirket ortaklık, âdî ~ : bayağı ortaklık. ~ akdi: ortaklık sözleşmesi.

Şüf`a hakkı yeğ-alım, ön-alım hakkı (Vorkaufsrecht, droit de preémption).

şümûl çevre, çevre-içi, kaplam.

şürekâ (şerîkin çoğulu) ortaklar.

ta`dîl etmek değiştirmek.

ta`kîb, ta`kîbât koğuşturma.

ta` lîmât yönerge.


97

ta`limâtnâme yönetmelik.

ta`mîr onarım. ~ etmek: onarmak.

ta`mîrât onarım.

ta`yîn atama.~ etmek: atamak.

taaddüd çok oluk,çoğalma.

taahhüd sözverme, yüklenim.

taallûk etmek ilişkin olmak.

tâcir satman, satkan, tecimen.

tahammül edilmeslik çekilmezlik.

Tahdîd sınırlama, daraltım. ~ etmek sınırlamak, daraltmak.

tahdîdî sınırlayıcı, tüketici (erschöpfend, limitatif).

tahkîkat soruşturma.

tahrîrî yazılı. ~ şekil: yazılı biçim.

tahvîl çevirme, dönüştürme (Konversion).

takdîr etmek 1) değer biçmek. 2) ölçümlemek.

takrîbî yaklaşık.

taksîm bölüm, bölüşme, bölüştürme.

taksîmi kabil olan bölünebilen.

taksîmi kabil olmayan bölünemeyen.

taksîr kusur.
98

taksît ödence.

takyîd daraltım.

taleb istem.

tanık şâhid.

tanıklık şahâdet.

tanıma ikrâr.

tanıt isbât, beyyine.~ yükü: isbât külfeti, beyyine külfeti.

tanıtlamak isbât etmek.

tanıtlanmış müsbet (karş. olumlu).

taplama kabûl.

taplamak kabûl etmek.

tapu dâiresi tapu kütükçülüğü, tapu kütüğü görevgesi.

tapu sicilli, gayr-i menkul sicilli (bk. taşınmaz kütüğü). ~ görevgesi (tapu

kütükçülüğü): tapu dâiresi. ~ görevlisi, tapu kütükçüsü :tapu sicilli me’mûru,

tapu kütüğü muhâfızı.

tapu me`mûru tapu kütükçüsü, tapu kütüğü görevlisi.

tapu sicilli tapu kütüğü, taşınmaz kütüğü.

tapu sicilli me`mûru,

muhâfızı tapu kütükçüsü, tapu kütüğü görevlisi.

taraf yan.

tasarruf 1) işlem. 2) harcama. ~ nisâbı: harcama özgürlüğü (Verfügungsfreiheit). ölüme


99

bağlı ~: ölüme bağlı harcama.

tasarrufî muâmele harcama işlemi (Verfügungsgeschaeft) (karş. iltizami muamele).

tasdîk onay. ~ etmek: onaylamak.

tasfiye arıtım, arıtma. ~ etmek: arıtmak.

tashîh düzeltme, düzeltim, düzelti.

taşınır menkul.

taşınmaz gayr-i menkul. ~ kütüğü: gayr-i menkul sicilli, tapu sicilli (bk. tapu kütüğü).

taşıyana yazılı hamile muharrer.

müdâhale, tecâvüz (bk. elatma). ~ m giderilmesi: men-i müdâhale, tecâvüzün

men’i. ~ın giderilmesi arancı (dilemi): men’-i müdâhale da’vâsı, tecâvüzün,

taşkınlık men’i da’vâsı.

tatbîk etmek uygulamak.

tatbîkat uygulama. ~ Kanûnu: Uygulama Yasası.

tavsîf nitelendirme, niteleme. ~ etmek: nitelendirmek, nitelemek.

tazmîn etmek zarar gidermek.

zarar-giderim (Schadensersatz, réparation). maddî ~ : özdeksel, nensel zarar

-giderim. ma’ nevî ~ tinsel zarar -giderim, gönülalma (Genugtuung, réparation

tazmînât morale).

te`dîb hakkı uslama hakkı.

te`diye ödeme, (özellikle) akça-ödeme.

te`lîf hakkı yazar hakkı.


100

te`mîn etmek inancalamak.

te`mînât inanca.

te`sîs 1) kurum. 2) turgu, bekit (vakıf). ~ senedi:turgu, bekit dayancı, belgiti (vakfiyye).

teâmül yapılageliş (Übung, coutume).

teberru` 1) bağışlama. 2) (kalıt = mîrâs’ta) kazandırma.

tebliğ bildirim.

taşkınlık, saldırı. ~ ün (müdâhalenin) men’i da ’vâsi: taşkınlığın, elatmanın

tecâvüz giderilmesi arancı, dilemi.

tecdîd yenileme.

tecrübe ve muâyene şartiyle

satım deneme ya da yoklamayla satım.

1) ayrıntı, ayrıntılar (Zugehör, accessoires) (Yurttaşlar Yasası, 621). 2) yan (fer’î)

teferruât haklar (Nebenrechte) (Borçlar Yasası, 93).

tefrîk ayırım, ~ etmek: ayırt etmek.

tefsîr yorum. ~ etmek: yorumlamak.

teftîş denetim. ~ etmek: denetlemek. ~ makamı:denetim katı, orunu.

tehdîd korkutma (bk. ikrâh).

tekeffül sağlama (Gewaehrleistung, garantie). ~ etmek: sağlamak.

tekel inhisâr.

tekelli inhisârî (bk. kendi başına).

telâhuk yarışma (Konkurrenz, concurs).


101

temel yanılması, yanılgısı esâsda hatâ, lüzumlu vasıfta hatâ.

temerrüd direnme.

temsîl adına davranma, özdeme. ~ etmek: adınadavranmak, özdemek.

temsilci bk. mümessil.

ayırtım. ~ kudreti: ayırtım gücü. ~ kudretsizliği: ayırtım güçsüzlüğü.

temyîz ~Mahkemesi: Yargıtay.

tenkîs indirim. ~ da’ vâsi: indirim arancı, dilemi.

tepki aksü’l-amel.

terbiye eğitim.

tereke bk. terike.

terhîn tutulama, tutu koma.

terike bırakıt. ~ zi’l -yedi: bırakıt elmeni.

terk bırakma, bırakı,

terkîn çizim. ~ da ’vâsi: çizim arancı, dilemi.

belirtme, belirtim saptama. ~ da’vâsı: belirtimarancı, dilemi saptama arancı,

tesbît dilemi.

tescîl kütüğe yazım. ~ da’vâsi: kütüğe yazım arancı,dilemi. ~ etmek: kütüğe yazmak.

tesellüm alma, alış, ala.

teselsül dayanışma (Solidaritaet, solidarité).

teslîm verme, veriş, vere.

teşebbüs girişim.
102

teşekkül kuruluş.

Tevdi` 1) saklatma. 2) yatırma. ~ hakkı: yatırmahakkı (Borçlar Yasası, 91).

tevhîd-i îctihâd karârı inançları (görüşleri) birleştirme kıyılgısı (bk. ictihâdları birleştirme karârı).

tevsî` genişletme.

ticâret satmanlik, satkanlık, tecim.

tikel cüz’î. ~ ardıl: cüz’î halef. ~ ardıllık: cüz’î halefiyyet. ~ geçiş: cüz’î intikal.

tinsel zarar-giderim ma’nevî tazmînât (bk. gönül alma).

topgu külliyyât.

toplantı içtimâ’.

toplu sözleşme umûmî mukavele.

torun hafîd. ~lar : ahfâd.

hukuki. ~ ilişki: hukuki münâsebet. ~ işlem: hukuki muamele. ~ verim: hukuki

törel (medeni) semere.

tören merâsim.

turgu vakıf, te’sîs (bk. bekit). ~ betisi (dayancı): vakfiyye, te’ sîs senedi.

turgucu vâkıf (bk. bekitçi).

turgulanmış vakfedilmiş (bk. bekitlenmiş).

tutar meblağ, miktar.

tutman vâzı’ü’l-yed.

tutmanlık vâzı’ü’l-yedlik.
103

rehin. ~ alan: mürtehin. ~ almak: rehin almak. ~ koyan: râhin (bk. tutulayan). ~

tutu koymak: terhîn etmek.

tutulamak terhîn etmek.

tutulayan râhin.

tutum 1) iktisâd. 2) davranış.

tutumsal iktisâdî.

tüccâr (tâcir’in çoğulu) satmanlar, satkanlar, tecimenler.

tüketici tahdîdî (bk. sınırlayıcı).

tümel küllî.ardıl:küllî halef. ~ ardıllık: küllî halefiyyet. ~ geçiş küllî intikal.

türetme ihtirâ’ (bk. buluş).

tüze adâlet.~ Bakanlığı: Adliyye Vekâleti.

tüzel kişi hükmî şahıs.

tüzel kişilik hükmî şahsiyyet.

tüzük nizâmnâme.

uğraş meslek.

uğraşsal meslekî.

umûmî genel. ~ hey’et: genel kurul. ~ mukavele: toplu sözleşme.

uslama hakkı te’dîb hakkı.

ussal, ussul ma’kul.

usûl 1) asıllar, kökler (karş. fürû’). 2) süreç (Prozess, Verfahren, procédure).


104

yargılama töresi, medenî ~ : yurttaşlar yargılama töresi (Zivilprozessrecht, droit

usûl hukuku de procédure civile).

usûl-i muhâkeme bk. muhâkeme usûlü.

uyarım ihtar.

uygulamak tatbîk etmek.

uyma riâyet.

uymama,uymazlık riâyetsizlik.

uzlaşma sulh. ~ sözleşmesi: sulh akdi.

üçüncü şahıs. ~ yararına sözleşme: üçüncü şahıs lehine şart. ~ zararına

üçüncü kişi sözleşme: üçüncü şahıs aleyhine akid, üçüncü şahsın fi’ lini taahhüd.

üçüncü kişi. ~ lehine şart: üçüncü kişi yararına sözleşme. ~ ın fi’ lini taahhüd :

üçüncü şahıs üçüncü kişi zararına sözleşme.

ürün kirası hâsılat îcârı.

üsterme ihâle.

va`d, vaad sözverme.

vâhib bağışlayan. ~ e rücû’ şartı: bağışlayana dönme anlaşması.

vakfedilmiş turgulanmış, bekitlenmiş.

vakıf turgu, bekit.

vâkıf turgu, bekit.

varı yoğu mâ-melek (bk. varlık, malvarlığı).

varma vusûl
105

varması gerekli vusûlü muktezî.

vasıf nitelik.

vâsıta araç.

vasiyyet alan mûsâ leh.

vasiyyetnâme son istek harcaması (letzwillige Verfügung)

vatandaş yurttaş.

vatandaşlık yurttaşlık.

vazgeçme ferâgat.

vâzı`-ı kanûn yasayıcı, yasakoyucu.

vâzı`ü`l yedlik tutmanlık.

vâzı ‘ ü`l-yed tutman.

vazîfe 1) ödev. 2) görev.

vecîbe borç.

vedîa 1) saklama. 2) saklanan nesne, saklama konusu. ~ akdi: saklama sözleşmesi.

vefâ hakkı geri -alım hakkı (Rückkaufsrecht, droit de réméré).

vefât ölüm.

vekillik. ~ akdî : vekillik sözleşmesi. ~ i olmadan başkası hesâbına tasarruf:

vekâlet vekilliksiz işgörme (Geschaeftsführung ohne Auftrag, gestion d’affaires).

vekil eden müvekkil (bk. vekillik veren).

vekâlet. ~ sözleşmesi: vekâlet akdi. ~ veren: müvekkil (bk. vekil eden), ~ konusu:

vekillik müvekkelün bih.


106

vekilliksiz işgörme vekâleti olmadan başkası hesabına tasarruf.

velâyet egelik (elterliche Gewalt, puissance paternelle).

velî ege.

verâset kalıtım. ~ i’lâmı, senedi, vesîkası : kalıtçılık belgesi.

vere, verme, veriş teslîm.

vesîka belge.

vezâif ( vazîfe ’nin çoğulu) 1) ödevler. 2) görevler.

vusûl varma. ~ ü muktezî: varması gerekli.

yabancı ülkeler memâlik-i ecnebiyye.

yadlama ret.

yadlamak reddetmek.

yadlanmış merdûd.

yakınan, yakınıcı müştekî, şikâyetçi.

yakını, yakınma şikâyet.

yakınmak şikâyet etmek.

yaklaşık takrîbî.

yanılma, yanılgı hatâ.

yapılageliş teâmül.

Yapıt eser. ~ sözleşmesi: istısnâ’ akdi.

yarar nef’ , nefi.


107

yararlanma istifâde, faydalanma.

yargı 1) hüküm. 2) kazâ.

yargıcı hakem, ~ sözleşmesi: tahkîm mukavelesi.

yargıcılık hakemlik.

yargıç hâkim.

muhâkeme. ~ süreci: muhâkeme usûlü (bk. yargılayış). ~ töresi: muhâkeme

yargılama hukuku (karş. yurttaşlar yargılama töresi).

yargılayış muhâkeme usûlü (bk. yargılama süreci).

yargılık mahkeme.

yargısal kazâî. ~erginlik: kazâî rüşd.

Yargıtay Temyîz Mahkemesi.

yarışan haklar mütelâhik haklar.

yarışıcılık yasağı rekabet memnû’iyyeti (bk. yarışma yasağı).

yarışma telâhuk.

yarışma yasaği rekabet memnû’iyyeti (bk. yarışıcılık yasağı).

yarkurul encümen.

yarlıgama af (afiv) (bk. bağışlama).

kanûn. ~ nın ereği (amacı, özü): kanûnun, rûhu, gayesi, maksadı. ~ koyucu:

yasa vâzı’ -ı kanûn, kanûn vâzı’ı (bk. yasayıcı). ~ nın söylemi, sözü: kanûnun lafzı.

memnû’, memnû’iyyet (bk. yasak olma, yasaklık), ~ işlemler: memnû’

yasak tasarruflar. ~ olma, yasaklık: memnû’iyyet (bk. yasak).


108

yasal kanûnî. ~ kalıtçı kanûnî mîrâsçı.

yasayıcı vâzı-ı kanûn, kanûn vâzı’ı (bk. yasakoyucu).

yatıran mûdi’ (bk. saklatan).

yatırma tevdi’ (bk. saklatma). ~ hakkı: tevdi’ hakkı.

yavuklanma nişanlanma.

yavuklanmak nişanlanmak.

yavuklu nişanlı.

yavukluluk nişanlılık.

yayımlatan (yayınlatan) neşrettiren.

yayımlayan, yayımlayıcı,

yayımcı (yayınlayan,

yayınlayıcı, yayıncı) nâşir.

yazar hakkı te’lîf hakkı.

yazgı kayıd.

yazılı tahrîrî. ~ biçim: tahrîrî biçim. ~ tanıma:ikrâr bi’l-kitâbe.

yedek harcama ( kalıt töresi

= mîrâs hukuku`nda ) ale’ l-âde ikame.

yedek nesne kaim şey (bk. yedek, yerine geçen nesne).

yeğlik evleviyyet. ~ kanıtı: evleviyyet delîlî. ~le: evleviyyetle (bk. haydi haydi).

yemîn and. ~ etmek: and içmek.

yenileme tecdîd.
109

yer parçası arazî (karş. toprak).

yerelleştirme mahallîleştirme.

yerine geçen nesne kaim şey (bk. yedek, yedek nesne).

yerine geçme kaim olma.

yerleşge, yerleşme yeri ikametgâh.

yerleşken mukıym.

yerleşmiş müstakar (doğrusu: müstakır).

yersel katlandırım hakkı aynî (arzî) irtifak hakkı.

yetenek ehliyyet.

yetenekli ehil.

yetkili salâhiyyetdâr.

yevmiyye gündelik.

yevmiyye defteri günlük defter, günlük, günce (Tagebuch, journal).

mürûr-i zaman (bk. zamanaşımı). ~nın durması: mürûr-ı zamânın ta’tîli. ~nın

yıllanma kesilmesi: mürûr-ı zamânın kat’ı.

yitik gaib.

yitiklik gaiblik.

yitirme izâa.

yok keenlemyekün.

yokluk adem, fıkdan (bk. bulunmama, bulunmazlık).


110

yoksun mahrûm.

yoksunluk mahrûmiyyet.

yollama havâle.

yollanan muhâlün leh.

yollayan muhîl.

yorumlamak tefsîr etmek.

yönetim idâre. ~ kurulu: idâre hey’eti. ~ töresi: idâre hukuku.

yönetmelik ta’lîmâtnâme.

yönetmen müdîr.

yurt yönetimi siyâset.

yurt yönetimine ilişkin siyâsî.

yurttaş vatandaş.

yurttaşlar töresi medenî hukuk.

yurttaşlar yargılama töresi medenî usûl hukuku.

Yurttaşlar Yargılama Yasası Medenî Usûl Kanûnu.

Yurttaşlar Yasası Medenî Kanûn.

yurttaşlık vatandaşlık.

yurttaşsal hak medenî hak.

yük külfet.

yüküm mükellefiyyet (bk. yükümlülük).


111

yükümlü mükellef.

yükümlü bağışlama mükellefiyyetli hibe.

yükümlülük mükellefiyyet (bk. yüküm).

yürürlük mer’iyyet. ~ Yasası: Mer’iyyet Kanûnu.

yürüyen hesap carî hesâb

zabıtnâme tutanak.

zabt elinden alım. ~ a karşı tekeffül ( te’mînât ) :elinden alıma karşı sağlama.

zâhirî muâmele görünüşteki işlem (Scheingesechaeft).

zaman (zeman) çağ.

Zâmin olmak 1) sorumlu olmak. 2) sağlamak.

zarar gidermek tazmîn etmek.

zarar gören mutazarrır.

zarar ve ziyan, zarar-ziyan bk. tazmînât.

zarar vermek ızrâr etmek.

zarar-giderim tazmînât.

zararın giderilmesi zararın tazmîni.

zararın tazmîni zararın giderilmesi.

zarûret zorunluk.

zarurî zorunlu.

zevâl sona erme, sona erim, ortadan kalkma.


112

zımnen altıkça.

zımnî altık.

zi`l yed yardımcısı elmen yardımcısı (Besitzdiener).

elmen. aslî ~ : bağımsız elmen (selbstaendiger Besitzer), fer’î ~: bağımlı elmen

zi`l-yed (unselbstaendiger Besitzer).

zi`l-yedlik elmenlik. Fi’ li ~ : eylemli elmenlik.

zorla yerine getirme, zorla

yürütüm cebrî icrâ. ~ koğuşturması cebrî icrâ ta’ kîbi.

zorlayıcı neden mücbir sebeb.

zorunlu zarûrî. ~ durum, zorunluluk durumu: ıztırâr hâli.

zorunluk zarûret.

zümre (kalıt=mîrâs’ ta) kök (Stamm).

You might also like