Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 4

1.

Mimar Sinan Mescidi

2. Barbaros Yoğurtçusu

3. Mesih Ali Paşa Cami, Çeşmesi, Türbesi

4. Koyun Baba Türbesi

5. Bab Naibi Sokağı Seramik Pano

6. Hacı İlyas Cami

7. Hoca Üveys Cami ve Haziresi

8. Çaşnigir Osman Ağa Türbesi ve Cerrah Osman Efendi Sebili

9. Vezir Çeşmesi

10. İskender Paşa Cami ve Sebili

11. Kuleli Apartmanı

12. Selamet Apartmanı

13. Sarıkonak Apartmanı

14. Mustafa El-Hac Çeşmesi

15. Kız Taşı

16. Salih Sabri Karagözoğlu Evi

17. Kız Okulu

18. Aya Polieuktos Kilisesi

19. Burmalı Mescit

20. Recai Mehmet Efendi Sıbyan Mektebi

21. Vefa Bozacısı

22. Şeyh Ebu’l-Vefa Cami, Türbesi, Haziresi, Çilehanesi

23. Atıf Efendi Kütüphanesi

24. Rehabula Kadın Sebili ve Haziresi

25. Süleymaniye

26. Mimar Sinan Kabri

27. Kepenekçi Sinan Mescidi


28. Kara Mustafa Paşa Çeşmesi

29. Kepenekçi Sinan Medresesi ve Seyit Ali Efendi Kabri

30. Altan Şekerleme

31. Kuveloğlu Han

32. Ali Paşa Hanı

33. Kantarcılar Cami


Bugün Osmaneli eski adıyla Lefke’deyiz. Tarihi Bithynia eyaletinde yer alan Sakarya Nehri’nin
kıyısındaki Lefke, ipek üretimiyle Bizans’ın önemli şehirlerinden birisiydi. 1308’de Osman Gazi, ipek
üreticiliğinin önemli merkezlerinden birisi olan Lefke’yi Osmanlı topraklarına katar. Lefke uzun yıllar
Türk ve Rum nüfusun barındığı bir yer olmuştur. 1831’deki nüfus sayımına göre Lefke’de 2618
Müslüman ve 231 Hıristiyan Rum’un 1876’da 3550 Müslüman, 399 Hıristiyan’ın bulunduğu
kaydedilmiştir. Lefke’de yer alan Aya Yorgi Ortodoks Rum Kilisesi bu demografik yapı içerisinde inşa
edilmiştir. Balkan Savaşları’nın yarattığı gerilimli ortam içerisinde İttihat ve Terakki yönetimi Osman
Gazi’nin ele geçirdiği Lefke’nin adını Osmaneli olarak değiştirmiştir.

Yapı hakkındaki bilgiler karmaşıktır tek tek gidelim. Buradaki kilise hakkındaki en eski belge 1870’de
kilisenin gynekaionu adı verilen kadınlar mahfilinin “Hüdavendigar sancağı dahilinde bulunan Lefke
kasabasında bulunan kilisenin kadınlara ayrılan mekanı ihtiyaca yeterli gelmediğinden” genişletme
izni için kaleme alınan belgedir. 1891’deki başka bir belgede kiliseye izin almadan çan kulesi
yapıldığından bu durum “Lefke kasabasındaki Rum kilisesine usulüne uygun olarak izin alınmak
suretiyle çan takılması gerektiği” şeklinde uyarılmıştır.1893’te kilisenin izni olmadığı halde çan
çaldığına ilişkin gelen şikayete kilisenin Gemlik Rum Metropolitliğine bağlı bulunduğu ve çan çalmaya
izni olduğunun belirtildiği başka bir belge daha bulunmaktadır. Tüm bu olaylar etrafından Lefke’deki
kilise hayatını sürdürürken 1897’de bölgede büyük bir yangın çıkar. Pek çok yapının yanı sıra kilise de
yangında harap olur.

1897’de İstanbul Fener Rum Patrikhanesi, “Hüdavendigar Vilayeti Lefke kasabasında vaki harab Rum
Kilisesi’nin tecdiden inşası” için Osmanlı yönetiminden izin ister. Bu yazışmalarda hükümet “kilise
yapımında kimseden zorla bağış alınmaması karşılığında” teklifi kabul eder. İşte görseldeki kilise
1897’de yapımına başlanan Aya Yorgi Kilisesi’dir. 1903’te kiliseyle alakalı diğer belgede yapının
yüksekliğinin hükümete bildirilenden daha çok olduğu ve bunun düzeltilmesinin istendiği
anlaşılmaktadır. 1903 tarihli bu belge kilisenin adının (Aya Yorgi) geçtiği tek belge olmuştur. 1903’teki
bu belge kilisenin 1897’de başladığını ve 1903’te büyük oranda tamamlandığını ancak bitirilemediğini
göstermektedir.

Aya Yorgi Ortodoks Rum Kilisesi 1903 sonrasında tamamlanmış olsa da hiçbir zaman tam anlamıyla
bitirilip ibadete açılamadığı düşünülmektedir. Zira eserin tavan ve duvarlarında hiçbir bezeme ve
boya bulunmamakta, zemin döşemesine rastlanmamakta, giriş basamaklarının yer almaması bu
görüşü desteklemektedir. Giriş basamaklarının olması gerektiği narteks bölümünün önünde 2014’teki
restorasyonda ortaya çıkarılan taş döşeme zemin yangında yok olan kiliseye aittir. Burada yer alan altı
yapraklı çiçek motifli rozet dikkat çekmektedir. Kilisenin ibadete açılamamasının en önemli nedeni
Lefke’deki Rumların burayı terk etmesidir. 1919-1922 arasında yaşanan Kurtuluş Savaşı tam bu
bölgede gerçekleşmiştir. Sakarya Nehri kıyısındaki Lefke’deki Rum nüfus Türk ordusunun Sakarya
Meydan Muharebesi’nde kazanmasından sonra bölgeyi terk etmeye başlamıştır. 1923’ten sonra
Lefke’de Rum nüfus neredeyse kalmamıştır.
Yapının mimarı belli değildir. Bazı kaynaklar 1874’te meydana gelen başka bir yangın sonrası Lefke’ye
getirilen Macar bir mühendisin kasabayı imar ettiği ve kiliseyi de yeniden inşa ettirdiği söylense de bu
yanlış bir bilgidir. Lefke taşından yapılan kilise Kapalı Yunan Haçı planlı olup üç apsisi vardır. Neogotik
tipteki girişin iki yanındaki çan kuleleri dikkat çekicidir. Çan kulelerini 1954’te Osmaneli’ne gelen 2
ailenin ev yaptığı ve burada yaşadığı bilinmektedir.

You might also like