Professional Documents
Culture Documents
2000 Pekerau
2000 Pekerau
II. CİLT
I. GİRİŞ
Anadolu Türk mimarisinin Osmanlı öncesi döneminde, yani Avrupa
Orta Çağı ile çağcıl yüzyıllarda ortaya konmuş olan Selçuklu ve Emirlik
dönemleri mimarlsi, kullandığı zengin biçimler dünyası ve bu biçimlerle
gerçekleştirilen özgün çözümler ile dikkat çeker. Yapılarda farklı örtü
sistemleri, yapım teknikleri, malzemeler ve süsleme öğeleri kullanılmıştır.
Bunun da ötesinde, ortak biçimler içeren örneklerde dahi, bunların
yorumlanış tarzı farklı olmuştur. Erzurum Çifte Minareli Medrese, Sivas
Gök Medrese gibi eyvanlı ve açık avluludur; ancak her ikisi de ilk bakışta
ayırt edilebilecek denli özgün yapılardır. Benzer şekilde Konya'nın iki
komşu anıtsal yapısı Karatay Medresesi ile İnce Minareli Medrese, her ikisi
de tek eyvanlı, kapalı aviulu medreseler olsa da son derece farklı yorumların
konusu olmuş yapılardır. Öte yandan bütün yapılarda kalıcı ve tanınabilir
olan, ilkörnek niteliğinde biçim ve tasarım öğeleri bulunmaktadır. Örnek
olarak medreselerde gösterişli porta[, eyvanlı avlu veya havuzlu iç avlu, üst-
açıkiıktı kubbe veya aydınlık kubbesi, mezar anıtlarında konik çatı, kripta,
kervansaraylarda orta eksen, paralel tonozlar, eyvanlı avlu, camilerde mihrap
* Orta Dogu Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakllltesi ögretim Görevlisi, Ankara- TÜRKiYE.
172 ALl UZAY PEKER
önü kubbesi, aydınlıklı iç avlu gibi. Modern 'işlevselci' anlayışın, "her
binanın hizmet ettiği işieve özel olan biçimleri ve mekanları içermesi"
ilkesine aykırı sayılabilecek bir yaklaşımla, bazı mimari biçimler ya da
şemalar farklı işlevlerdeki yapılarda ısrarla uygulanmıştır. Bir darüşşifa ile
medrese arasında plan şeması ve mekan organizasyonu açısından pek fark
olmaması buna bir örnektir. Eyvan veya dört eyvanlı avlu her iki tip yapıda
da ısrarla uygulanmıştır.
islam mimarisi araştırmaları genelinde, İslam mimarisinin eski
medeniyetlerin mimarilerinden aktardığı çeşitli mimari biçimleri eski
anlamlarından soyutlayıp, yeni işlevler vererek kullandığı düşüncesi
hakimdir. I Bu düşünce, İslam dini ve toplumsal hayatının bazı nitelikleri ile
ilişkilendirilerek savunulagelmiştir. Bu yaklaşımın doğal bir sonucu olarak
İsHim mimarisinde kullanılan biçimlerin özgün anlamları olabileceği
düşüncesi benimsenmemiştir. (Buna ek olarak, İslam Orta Çağı'nda mimarlar
ya da aydınlar tarafından doğrudan İslam mimarisi üzerine yazılmış özgün
:· , kuramsal metinlerio henüz ortaya çıkmamış olması, İslam mimarisi
ikonografısi araştırmalarının gelişmesini önlemiştir). Öte yandan, Samer
Akkach, İslam mimarisinde bazı biçimlerin ısrarla kullanılmış olmasını
İ~lam yapılarının kozmik bir yapıyı ve kozmogonik bir süreci yansıtmasına,
dolayısıyla her binanın bir imago mımdi olması ve ideolojik bir işlevi
somutlaştırmasına bağlar. 2 Yaptığımız bir çalışmada bu iki görüşü de
eleştirmiştik.3 Burada yalnızca, bu görüşlerin, sırasıyla, 'işlevselci' ve
'simgeci' olarak tanımlayabileceğimiz iki farklı bakış açısının birer örneği
olduğunu belirtmekle yetinelim. Kanımızca İslam mimarisinde kullanılan
bazı biçimlerin gerektiğinde farklı işlevleri karşılayabilmiş olmasında Orta
Çağ Müslümanlarının evren anlayışı bir etkendir. Öte yandan bu etki Samer
Bu yaklaşımı en açık bir şekilde ifade eden kaynak olnrnk bkz. Emst J. Grube, "What is lslamic
Architccture", Arclıitectııre of the lslamic World: its History and Social Meaning, yay.: George
Michell (London: Thames & Hudson. 1984), s. 12-13.
2 S:ırner Ak.kach, "Analogy and Symbolism: An Aproach to the Study of Traditional Islamic
Architecture", The lslanıic Q11arterly, XXXVU2 (London, ı 992/ı 4 ı 2) (ss. 84-99). s. 91; A.yz., "In
the Image of the Cosmos Order and Symbolism in Traditional ls1amic Architecture, Part(!)", Tlıe
lslamic Q11arterly, XXXIXJ1 (London, 199511416), (ss. 5-17). s. 5·8.
3 A.U. Pekcr, Anadalll Selçııklııları 'n m Amtsal Mimarisi Ozerine Kozmo/oji Teme!ii Bir Anlam
Araştırması, I.T.O. Sosyal Bilimler Enstitoso Yayımlanmamış Doktora Tezi (İstanbul : ı996), s. 5-6.
ORTA ÇAG ANADOLU TÜRK f'"IİMARİSI VE MİSTiSlZM 173
Akkach'ın belirtt iği denli belirleyici değildir. İslam mimarisinde pratik işlev
dikkate alınan bir öğe olmuş ve binal arı n biçimlenme sürecinde 'pratik işlev'
ile 'kavramsal işlev' (veya 'ideolojik işlev') arasındaki denge cami, medrese,
konut v.b. yapı tiplerinin kullanıırı amaçlarının belirlediği oranlarda
-gerekti ği nde biri, diğerine ağır basmak üzere- korunmuş, bunlar her zaman
tasarımı birlikte bel irlemiştir.4
Orta Çağ İslam mimarisinin biçiınlenme sürecinde etkili olan 'İdeolojik
iş l ev'in dini, kültürel, toplumsal, felsefi v.b. çeşitli düzeyleri bulunmaktadır.
Bir başka 'ide~lojik işlev' düzeyi vardır ki bu, mimar ve sanatçı ların
pragmatik olmayan bir bilgi dağarcığı ile değerlendirdikleri, dolayısıyla,
mimarlık ve diğer sanat dallarının birer özerk alan olarak kendi iç
dinamiklerinin belirlediği işlev düzeyidir. Bu düzey İslam mimarisi
araştırınalarında henüz yeterince işlenmemiştir.5 İslam mimarisi araştır
malarında, 'pratik işlev' düzeyi ile 'ideolojik işlev' düzeylerinin bütünlüğüne
erişildiği gün, İslam mimarisi tarihi yazımı yeni boyutlar kazanacaktır.
Burada Anadolu Selçuklu mimari yapılarını biçimleyen 'ideolojik iş lev'
düzeylerinden birisi olan 'kozmos' anlayışı üzerine temellenen kavramları
sergileyeceğiz. Yaptığımız araştırmalarda önem verdiğimiz bir yaklaşım
olarak, bu kavramları, Anadolu Selçuklu mimarisinin oluştuğu dönemde
etkili olmuş düşünce sistemlerinden ödünç alacağız. Orta Çağ İslam
mistisizminin, Yakın Doğu ve Akdeniz medeniyetlerinin felsefe ve
kozmolojilerinden aktardığı ve teosofık yorumlarında kullandığı evrenin
temel nitelikleri ile ilişkili kavramlar, Orta Çağ İnsanının yaratılarına
yansıttığı 'evren düşüncesini' de yansıtmaktadır.6
Bütün görünüş, her exoteric anlam (zalıir) esoteric bir anlama (batm)
sahiptir. Ta'vil (tinsel hermönötik) bir aracı olarak İnsanın yeni bir dünyaya,
daha yüksek bir varlık düzeyine çıkmasını sağlar. İbn el-A'rabi bir
görüsünde Mekke'de Ka'be etrafında, 'Dünya'nın merkezi'nde, kişisel Kutsal
Ruh'u ile karşılaşır. Bu karşılaşma İbn el-A'rabi'nin büyük kitabı Futuhat'ın
kökeni olan ilahi Alter Ego'nun teofanisidir. Bu ayrıcalıklı teofanik anlar
dindışı, nice! ve tersine çevrilemez olan zamanın sürekliliğini keser.
Teofanik kişilerle karşılaşma daima Dünya'nın Merkezi'ne dönüşü gerektirir;
çünkü alem el-misal ile iletişim yalnızca orada mümkündür.IO Burada
görüldüğü gibi misaller veya idea-imgeler alemi, Tanrı ile dünya, arasında
bir aracı bölge olarak hem bir kaynak, köken, hem de ulaşılması, iletişim
kurulması amaçlanan bir hedeftir.
İbn el-A'rabi'nin (d. 1165) işlediği valıdet-i vücud (varlık birliği) felse-
fesi makrokozmos-mikrokozmos bütünlüğü, yani kozmos, anlayışı üzerine
kurulmuş gibidir. lbn el-A'rabi'nin görüşüne göre, Tanrı'nın esma ve
sıfatlarının birer vechi olan arketipler (ayamıii's-sabite) Allah'ın Akl'ında
bilkuvve mevcuttur. Allah bunlara sonradan varlık verir (onları mütecelli
kılar); fakat alenı-i mahsusatta görülen şeyler, arketiplerin gölgesinden
ibarettir. 11 Ibn el-A'rabi'ye göre İnsan, Külli Akıl'ın timsali ve kendisinde
Allah'ın bütün sıfat ve kemallerinin aksettiği varlıktır. Buna ilave olarak
Allah'ı tam bir marifetle bilmek yalnız İnsana mahsustur.I2 Kaynağı
Bestami ve Hallac gibi dokuzuncu yüzyml sufılerine dek geri giden valıdet-i
viicud anlayışına göre, Mutlak V arlı k tecelliyatma ayna olması için evreni
yaratmıştır; yaratılış tecelliden ibarettir. Allah ruhsal İnsanın içinde kendi
gerçeğini seyremiği bir ayna olurken, İnsan da içinde Allah'ın kendi
isimlerini ve niteliklerini seyrettiği bir ayna olmaktadır. Mevlana da
kendisini Allah'ta yitirmiş olan mutasavvıfı üzerinde 'Allah' ismi kazılı
mühre benzetir.l3 İnsan Evrensel ,Varlığın sembolüdür (el-İnsan remiz el-
10 Henry Corbin, Creative lmagination iıı tlıe Sııfism of Ibn Arabi, Çeviren: R. Manheim, (New York:
Pıinceton University Press, Bollingen Series XCI, 1981), s. 3-4, 8-12, 14-6,28-9,51,53.
ll S. H. Nasr, Islam'da Bilim ve Medeniyet, Çeviren: N. Avcı-K. Turhan-A. Ünal (Istanbul: Insan,
1991). s. 336.
12 Maciı Fahri, Islam Felsefesi Tarihi, Çeviren: K. Turhan (Istanbul: Iklim, 1992), s. 228.
13 Annemaıie Schimmel, Tasavvujım Boyıllları, {İstanbul: Adam, 1982), s. 234-6.
ı76 ALİ UZAY PEKER
22 AbdUibıiki Gölpınarlı, "Mesnevi' ye Açılama• şu kitapta: Mevlana, Mes11evi, I-VI, Çeviren: Veled
İzlıudak, (Istanbul: MEB, 1966). s. 330.
23 Muhyiddin-i Ar.ıbi. Fiis11s iil-Hiktm, Çeviren: Nuri Gençosman (Istanbul: MEB, 199:!), s. 22-3, 43.
55, 70, 74,80, 109.158.
ORTA ÇAG ANADOLU TÜRK MİMARİSİ VE MİSTİSİZM 179
"Güneş, İnsan suretiyle yüzünü örtmüş tür, İnsan suretinde gizlenmiştir; artık
sen anlayıver. Doğrusunu Tanrı daha iyi bilir" (Mes.llb2964); "...ayan
alemine mensup olanlıakikatse hiçbir suretle tevil edilemez" (Mes.II/b3248);
"Sen bir mekansın, asim Lamekandır. Bu dükkanı kapa da o dükkanı aç"
(Mes. lllb612); "Senin mana sandığın surettir, eğretidir........ Mana odur ki
seni senden alır; suretten müstağni kılar" (Mes.lllb719-20); "Göf..:yiizii yere
merhaba der, demirle mıknatıs nasılsa ben de seninle öyleyim........ Bu
birlikte alem baka bulsım diye Tanrı erkekle kadına da birbirlerine karşı bir
meyil verdi......,. Geceyle gündüz, görünüşte birbirine zıttır, düşmandır, fakat
her ikisi de hakikatİn etrafında dönmekte, ağ kurmaktadır"
(Mes.llllb4402,4415,4418). İnsan bedeni kozmosu içerir: "Hükema, İnsan
küçük alemdir (Alem-i Suğra) derler, fakat Tanrı hakimleri İnsan büyük
alemdir (Alem-i Kübra) dem işlerdir" (Mes./V/520-1: başlık). Mevlana, Asya
genelinde 'evren katmanları' ile i l işkili olarak İnsan bedenine atfedilen
simgesel anlamlardan haberdardır: "Ama bazıları yüzlerini kuyruğa
tutmuş/ardır. Baş, asıldır ama başı kaybetmişlerdir onlar" (M es. Vllb3756);
"Kutup, o kimsedir ki kendi etrafında döner dolaş ır. Göklerse onun etrafında
döner" (Mes. V/b2345). Her şeyin bir zıttı bulunmakta, mikrokozmosta
varolan her nesne ve her olgunun makrokozmosda bir karşılığı
bulunmaktadır. Bu karşı lıklı lı k genellikle, suret-suretsizlik, mekan-
mekansızlık kıyaslaması ile ifade ed il miştir: "... Tanrı, neyi dilerse o olur. O,
mekan aleminde de hakimdir, mekônsızlzk aleminde de" (Mes. V/b2397);
"Suret sureti olmayandan meydana gelir. Nitekim duman da ateşten
çıkar.... Yüzlerce· alet, aletsiziikten meydana çıkar.... Tanrı, e/siz/ik aleminde
eller dokur. O canlar canı, adam suretini düzer durur"
(Mes.Vllb3712,3715); "Sonsuz gidiş/er, sonsuz hüner ve sanatlar, hep
düşüncelerde doğan suretierin gölgesidir" (Mes. Vllb3728); "Her yurdun
duvar, tavan ve sair suretlerini mimarın düşüncesinin gölgesi bil"
(Mes. Vllb3740).24 ·
Buraya kadar sergilediğimiz kavramlardan hareketle İslam
mistisizminin evren (kozmos) an layışının temel niteliklerini özetleyelim:
24 Mevlana. a.g.e .. C. ı. s. 24, 133, 178, 238; c. ıı. s. 249.47, 55; C. ın. s. 360-1; C. IV, s. 43/başlık;
C. VI, s. 297; C. V, s. 192, 240; C. VI, s. 294,295, 296.
180 ALl UZAY PEKER
ı) Evren ikiye bölünmüştür:
a) görünen, maddi, hissedilebilen mekan alemi
(alem-i şehadet) (zalıir) b) görünmeyen, tinsel (akli ruhsal), zihinle
algılanabilen mekansızlık alemi (alem-i melekııt, alem el-gayb) (batm).
Tanrı, alem el-gayb'da veya bu iki dünyanın da üzerindedir.
25 Akk:ıch,"In the lm:ıge of the Cosmos Order :ınd Symbolism in Tr:ıdition:ıllsl:ımic Architecıure, P:ırt
(2), Tlıe lslamic Quarıuly, XXXIX/2 (London, 1995/1416), (ss. 90·106), s. 95.
26 A.J. Wensinck, "K:ı'b:ı", Tlıe Eııcyc/opaedia of Islam. IV, (Leiden: E.J. Brill, 1978), s. 317.
ORTA ÇAÖ ANADOLU TÜRK MİMARİSİ VE MiSTİSiZM 181
27 Abdurrahman Küçük , "Bcyıülma'mur'', Türkiye Diyanet Vakfı Islam Ansiklopedisi, C.VI (Istanbul:
TDV. 1992). s. 94-5.
28 Mevlana. a.g. e.. C. VI, s. 224/b2835.
29 Beckwith, C.l., "The Plan of the Ciıy of Peace, Central Asian Jranian Fııctors in Early Abbıısid
Design", Ac1a Orienta/ia, XXXVIlUt -2 (Budapest: 1984) (ssl43-64~. s. 144.
30 W.M. Thııcksıon, "The Role of Calligraphy". Tlıe Mosqııe, Yayınlayan : Martin Frishman-Hıısan
Uddin Khan (London: Thames and Hudson , 1994), s. 53.
182 ALl UZAY PEKER
arketiplerin yersel. biçimleri olarak görülebilir. 31 Abbas Daneshvari'nin
mezar yapıları üzerine Cennet yorumu, 'kabrin, Cennet bahçelerinden bir
bahçe, veya Cehennem çukurlarından bir çukur olduğu'na dair bir hadisin
varlığı ile de desteklenmektedir. MevHina (ö.l273) Mesnevi'sinde bu
benzetmeyi kullanmıştır: "İçi eğlenceler/e, düğün dernekler/e doluydu, drşı
gamlarla. keder/er/e. Bedeninin (lmadiilmii/k) içinde mezarm içinde olduğu
gibi hoş bir alem vardı" (Mes. Vl/b3437).32 İran'da mezar yapılarını
..adland ı r-mak için kubbe (gwıbed) kelimesi kullanılmıştır. Gunbed-i Asimani,
· Gunbed-i Hadra ve Gunbed-i Kabud gibi isimler kubbenin göksel işlevini
. göstermektedir. Nizami'nin (ö.l 194) Haft Paykar'ında Bahram'ın yedi
kubbesi yedi gezegeni simgeler. Amman yakınındaki Kusayr Amra'nın (8.
yüzyıl, Emevi) hamam kısmının sıcaklık (calidarium.) kubbbesinde Kuzey
Yarıküresi'nin takı myıldızları ile burç işaretlerinin varlığı, bu kubbenin
göksel kubbenin bir modeli olduğunu kanıtlar. Merv Sultan Sencer Türbesi
(12. yüzyıl) ile Kurva Camisi'nin (12. yüzyıl) kubbelerindeki ve Isfahan Ulu
Camisi'nin (I 1. yüzyı 1) tonozlarındaki nervürlerin (rib) yıldızsal planda
düzenlenişi, Varamin Mescid-i Camisi'nde (14. yüzyı l) Allah kelimesinin
yıld ı z biçimi verecek şekilde süslenmiş kubbe içinde tekrarlanması ve
İspanya'daki Nasri ve Muvahhid hanedanlarının inşa ettirdiği yapılardaki
göksel bedeniere gönderme yapan mukarnaslı kubbeleri, kubbenin sahip
olduğu göksel sembolizmi dışa vurmaktadır. İslam yazınında kubbenin
göksel nitelikler olan Cennet, 'su' ve kutsallık ile birleştirilmesi onun bu
özelliğini vurgulamaktadır.33 · ·
Jı Abbas Daneshvaıi, Medfeval Tomb Toıvers of Iran: An Jconograplıica/ Study, (L.exington: Mazda
Publishers, ı 986), s. ı 8-3 ı.
32 Mevlfinii, a.g.e., C. VI, s. 272.
33 Daneshvaıi, a.g.e., s. 36-4l.fig.24-6,plı.ı8-9.
ORTA ÇAG ANADOLU TÜRK MİMARİSİ VE MİSTİ~İZM 183
etmektedir.34 Bir diğer örnek olarak Ürdün'deki Emevi sarayı Hirbetü'l
Mefcer'in (8. yüzyıl) divan kısmı benzer sembolizme sahip bir kubbe ile
örtülüdür. Kubbenin kasnağı üzerine içten işlenen Gökyüzü Kapısı'nın
simgesi kuş (karta!) figürleri ile pandantifler üzerindeki kanatlı atlar,
kubbenin göksel niteliğini dışa vurnıaktadır.35
İslam yapılarında kubbe ile çokgen altyapı arasındaki geçiş öğelerinin
üzerini kaplayan mukarnas süslemeler, kademeli düzenienişleri ile Orta Çağ
İslam yazarlarının en fazla işlediği konulardan biri olan 'evren katmanları'
kavramı ile ilişkilendirilebilir. Titus Burckhardt'a göre, bal peteği şeklindeki
nişlerin kübik bir alt yapının köşelerinde birbiri üzerine yerleştirilmesi ile
oluşturulan mukarnas, kubbeyi alt yapıya, Tin (el-ruh)'i simgeleyen küreyi,
40 Ardalan, Nader-Bakhtiar. Lale, Tlıe Se11se of U11ity: Tlıe Sıtji Traditimı in Persia11 Arclıiteclllre,
(Chicago-London: The University of Chicııgo, ı 979), s. 7 ı.
4ı T.T. Rice, Tfıe Seljuks in Asia Mi11or, (London, Thames and Hudson, ı966), s. 85.
42 Grabar, Tlıe Formatio11 of lslamic Art, ss. 14 ı -2, lig. 62-4.
43 A.U. Peker, a.g.e., s. ı63 .
ORTA ÇAG ANADOLU TÜRK MİMARiSI VE MISTiSiZM 185
yazılmıştır. Malatya Ulu Camisi (1224) kubbe içinde bir dairesel spiral
oluşturacak şek il de diziimiş olan tuğlaların merkezinde kesme çini mozaik
tekn iği ile o l uşturu l muş bir altı köşeli yıldız (mühr-ü Süleyman) motifinin
ko ll arı nda a ltı adet Muhammed yazms ı okunmaktadı r. Konya Karatay
Medresesi ( 125 1) ku bbe kas nağı altındaki dört köşede yer alan yelpaze
biçimli beş bölümlü bingiler üzerinde satrançlı kufi ile Muhammed ve dört
halife (Ebubekir, Ali, Ömer, Osman)nin adları yazı lm ıştır. Selçuklu mimarisi
genelinde Kutsal Kitap'tan alıntılar da içeren yazı öğeleri mihraplar,
taçkap ı lar ve üşt örtüye geçişlerde yer almıştır.44 Mihrab, makrokozmik İlahi
boyuta götüren bir kapı ya da geçiş bölgesi olarak yorumlanmıştır;
dolayı sıyla yapının mikrokozmik rnekanına geçit veren giriş portali ile
benzer bir işieve sahiptir. Üst örtüye geçi ş bölümü ise 'gökkubbe' yani
gökyüzüne geçiş ya da gi riş bölgesi olarak görül müştür. Öte yandan kubbe
'gökkubbe-ötesi' yani üst-gökyüzüne geçiş alanıdır. Kur'an'dan al ıntt ianan
ayetlerin bu özel sahalarda yoğunlaşmasının nedeni, Kur'an'ın İnsanlar ve
Tanrı arasındaki aracılık etkinliği olabilir. Peygamber ve dört Halife'nin
isimlerinin iki örnekte görüldüğü gibi kubbede yer alması ise, bu şahısların
da Tanrı ile cemaat arasında aracılık görevi gören kutsal kişiler olmaları ile
açıklanabilir. Bütün veriler birer mikrokozmos olarak binaların,
makrokozmik bir boyut olan ve göklerin üstünde yer alan Tanrısal mekan
alem el-gaibe götüren aracı mekanlar içerdiğini göstermektedir.45
Yapılar bu aracılık işlevini somutlaştırırken, bir yandan da evreni
(kozmos) simgelemektedir; çatı veya kubbe açıklığının altında mikrokozmos
yer almaktadır. ·Yapı içindeki mikrokozmos, makrokozmosu tekrarlamak-
tadır; şöyleki, görünen alem kubbe veya çatı altında yer almakta,
görünmeyen alem ise bunun ötesinde, çatıdaki gökyüzü kapısı ile
ulaşılabilen bir boyutta uzanmaktadır. Bu şeki lde evrenin kademelİ
düzenlenişi yap ı aracılığıyla simgelenmektedir; dolayısıyla yapılar, Orta
Çağ' ın, mikrokozmos/makrokozmos karşıtlığı/uyumu üzerine temellenen
'kozmos' anlayışının bir simgesi olarak değerlendirilebilir.
44 Metin Şahinogtu, Alladolu Selçuklu Mimarisinde Ya:mm Dekoratif Eleman Olarak Kııllamlışı,
(lsıanbul : Sadberk Koç MOzesi, 1977), s. 32,40,42; fig.30, 46·7, 49, 53, 56.
45 A.U. Peker. a.g.e.. s. 208·9.