Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 41

CÜMLEDE ANLAM

NEDEN-SONUÇ (SEBEP-SONUÇ) CÜMLELERİ:

Bir iş, oluş ve hareketin hangi gerekçeyle veya hangi nedenden


dolayı yapıldığını anlatan cümlelerdir. Neden –sonuç cümlelerinde
önce olay meydana gelir ve meydana gelen bu olay bir çok başka
olayın sebebidir. Yani bir olay olmadan başka olaylar meydana
gelmez. Bu tür cümlelerde yükleme "niçin, neden, hangi
sebeple, hangi nedenle" soruları sorulur. Cevap alabiliyorsak bu
cümleler neden sonuç cümleleridir.
AMAÇ-SONUÇ CÜMLELERİ

Bir eylemin hangi duygu, düşünce veya dileği


gerçekleştirmek amacıyla yapıldığını belirten cümlelerdir. Bu tür
cümleler genellikle amaç bölümü ve sonuç bölümü olmak üzere iki
bölümden oluşur. Sonuç bölümü hedeflenen amacı gerçekleştirmek
için yapılanlardan oluşur.
(I) Çok işimiz olduğunda ve zaman darlığı yaşadığımızda “Başımı kaşıyacak
vaktim yok!” deriz. (II) Oysa bazı insanlar ne kadar yoğun olurlarsa olsun
gün boyunca başını kaşımaktan kendini alamaz. (III) Bir konuya
odaklanmaya çalışırken durmadan başını kaşımak, saç derisiyle oynamak,
dudaklarını ısırmak, tırnaklarını kemirmek bir alışkanlık hâline gelebilir.
(IV) Genellikle sahibinden başkasına pek zarar vermediğinden dikkate KPSS
alınmayan bu tür alışkanlıklar; tekrar edildiği ve fiziksel, psikolojik sorunlar
oluşturduğunda hastalığa dönüşebilir. (V) Konuya ilişkin çok fazla araştırma
bulunmamakla birlikte özellikle ikizler üzerinde gerçekleştirilen çalışmalar,
bu hastalıkta kalıtımın % 40 oranında etkili olduğunu ortaya koymaktadır.
(VI) Sorunun bilinirliğinin artması ve çözüm arayışlarının geliştirilmesi için
yeni araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır.

Bu parçadaki numaralandırılmış cümlelerin hangisinde neden-sonuç ilişkisi


vardır?

A) II B) III C) IV D) V E)VI
GEREKÇE

Bu parçada numaralandırılmış cümlelerden hangisi kendinden


önceki cümlenin gerekçesidir.

Bu parçada numaralandırılmış cümlelerden hangisi kendinden


sonraki cümlenin gerekçesidir.
(I) Anadolu’nun bazı yerlerinde bir durum hâlâ varlığını
sürdürüyor. (II) Babalar, çocuklarına kendi adlarını
veriyorlar. (III) Bunun herhangi bir simgesel değeri falan
yokmuş aslında. (IV) Ama ben istemezdim böyle bir
DGS
şeyi. (V) Bu, bana, bir insanın başka bir insanda
sürmesi gibi bir tekdüzelik duygusu veriyor. (VI) Bana bu
duyguyu kendi çocuğumun vermesiyse nasıl bir şey
olurdu acaba?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde,
kendisinden önceki cümlede belirtilen düşüncenin
nedeni açıklanmıştır?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.


(I) İşlenmemiş deniz suyu, insanın kullanabileceği
miktardan daha yüksek oranda tuz içerdiği için içmeye
uygun değildir. (II) Deniz suyu içildiğinde canlı dokulardaki
su çekildiğinden beden susuz kalır. (III) Deniz suyu
susuzluğu gidermek yerine büsbütün körükler. (IV) Tuzlu
deniz suyunu içilebilir hâle getirmenin bilinen pratik bir yolu
"buharlaştırma"dır. (V) Bu, doğanın deniz suyunu bulutlara
taşırken kullandığı yöntemdir. (VI) Bir diğeri ise kutup
kâşiflerinin çok iyi bildiği bir yöntem olan "dondurma'dır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde


neden-sonuç ilişkisi vardır?

A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve lll.


D) III. ve IV. E) IV. ve V
(I) Yazar, bu eserinde çevreyi ön plana çıkarmak için
Dünya yerine Mars’ı kullanmış. (II) Ama sorunlar
dünyanın sorunları ve insanlar da dünyanın insanları.
(III) Yazar, bizi aynaların yaşam biçimimizi
merhametsizce yansıttığı, kendi içimizdeki ve
uygarlığımızdaki hataların abartılarak dile getirildiği bir
öykü koridoruna sokar. (IV) Etkileyici bir havayla bizi
önce bir memnuniyete sürükler. (V) Ardından da
dünyanın çarpık, öğütücü, açgözlü düzeniyle insafsızca
yüzleştirir.
Yukarıdaki numaralandırılmış cümlelerin
hangisinde amaç sonuç ilişkisi söz konusudur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


(I) Lisanların yapısı, onu konuşan insanların hayat
tarzını andırır. (II) Bu nedenle bir dildeki kelime ya da
cümle başka bir dile çevrilince tamamıyla yansıtılamaz,
değişir. (III) Almancadan Türkçeye aktarılan bir metin
ne kadar Türkçeleştirilebilir? (IV) Bu, olanaklı değildir.
(V) Çünkü hayatlar birbirine benzemiyor. (VI) Bu,
yaşamın ana kuralıdır.
Bu parçada numaralandırılmış cümlelerden hangisi
kendinden önceki cümlenin gerekçesidir.

A) II B) III C) IV D) V E) VI
Gerçi haylaz bir çocuk değildim ama uslu da değildim. (I)
Sokaklarda bol bol oynuyor, bisiklete biniyordum. (II)
Mızıka çalıyor ve kırlara gezmeye gidiyordum. (III) Derslere
az ama düzenli çalışıyor, öğretileni çabuk kavrıyordum. (IV)
Bu yüzden oynamaya ve okul kitaplığından aldığım
kitapları okumaya fırsat bulabiliyordum. (V) Not Pinkerton,
Arsen Lüpen, Nik Karter’i, bir de cenk kitaplarını
okuyordum. (VI) Çok kitap alamıyordum, bu nedenle
kitapları iki kez okuyordum.

Bu parçada numaralandırılmış cümlelerden hangisi


kendisinden sonraki cümlenin gerekçesidir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


DGS 2020
(I) Öğrenmeyi öğrenme adı verilen sürecin temeli,
merakla ve merak edilen şeyi tecrübe etmekle başlar.
(II) Farklı yaş gruplarındaki kişilerin ilgi duydukları
şeyler değiştiğinden edindikleri bilgilerle onlara
ulaşma yolları da farklılık gösterir. (III) Örneğin YGS 2017
çocukların oynayarak, dokunarak ulaştıkları yeni
bilgiler belleklerinden kolay kolay silinmez. (IV)
Yetişkinlikteki kalıcı bilgiler ise görerek, okuyarak,
araştırarak kazanılır. (V) Fakat bu iki öğrenme
düzeyinde dikkati çeken ortak yön, merak ve keşfetme
arzusudur. ,Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin
hangisinde neden-sonuç ilişkisi vardır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


ŞARTLI (KOŞULLU) CÜMLELER (BİR KOŞULA BAĞLI CÜMLELER)
Yapılması istenen bir eylemin belirli şartlara bağlı olarak
gerçekleşeceğini anlatan yargılara koşul (şart) anlamlı cümleler denir.
Yani şart anlamlı cümlelerde temel yargının gerçekleşmesi belirli bir şarta
bağlanır. Buna göre cümledeki birinci bölüm koşul iken, ikinci bölüm ise o
koşula bağlı olarak ortaya çıkan sonuçtur.
(I) Savaşçı uçurtmalar Hindistan, Pakistan, Afganistan gibi
ülkelerde özel günlerde ve bayramlarda uçurulan
uçurtmalardır. (II) İnce bir kağıt ve bambu kullanılarak yapılır.
(III) Ötekilerden farklı olarak biri dikey biri yatay olmak üzere iki
çitası vardır. (IV) Kuyrukları olmadığı için savaşçı uçurtmalar ALES
dengesizdir ve rüzgarda kendi halinde uçmaya bırakılırsa sağa
sola dönüp durur. (V) İstediğiniz yöne gittiğinde ipini hızla
çekerseniz yatay çita arkaya doğru esner ve uçurtma düz uçuş
yapar. (VI) Böylece savaşçı uçurtmalar birbirine saldırıp iplerini
kesmeye çalışırlar.

Bu parçada numaralandırılmış cümlelerin hangilerinde


koşul belirtilmiştir?

A) I. ve V. B) II ve IV C) III ve IV.
D) IV ve V. E) V ve VI
KARŞILAŞTIRMA CÜMLELERİ
Aralarında ilişki kurulabilecek iki varlığın, kavramın, nesnenin, eserin
veya kişinin ortak ve farklı yönlerini daha anlaşılır hale getirmek için
kıyaslamaya karşılaştırma denir.
Karşılaştırma için mutlaka iki varlığın, kavramın, nesnenin, eserin
veya kişinin benzerlik, farklılık, üstünlük gibi değişik bir değer yargısı
veya bir ölçünün ortaya konması gerekmektedir. Yani karşılaştırmanın
hangi yönden yapıldığı açıkça ortaya konulmalıdır.
(I) Arkeologlar gün ışığına çıkardıkları eserlerle tarihe
ışık tutuyorlar. (II) Çalışmaları sırasında kimi zaman
önemli kalıntılar buluyorlar. (III) Örneğin, 1970’lerin
ortasında Çin’de yapılan bir kazıda bulunan tarihî
eserler ilgi uyandırmıştı. (IV) Bu kazıda Çin’in ilk DGS
imparatoru olan Qin (Çin) Shi Huang’ın mezarı ortaya
çıkarılmıştı. (V) Mezarda normal insan boyutlarında
yapılmış askerler, savaş atı ve hayvan heykelleri vardı.
(VI) Her biri ötekinden farklı olan bu heykeller,
olağanüstü güzellikteydi ve gerçek gibiydi.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde


karşılaştırma yapılmıştır?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI


(I) Yaşamın özüne ayna tutan çağdaş öyküler, eskiden
yazılanların çoğundan farklı olarak öykülemeden çok,
göstermeye; anlatmadan çok, sezdirmeye başvurur. (II)
Anlatıcı, bir kişide herkesi görmeye ve göstermeye
çalışırken geleneksel anlatıcılardan farklı olarak dili, bütün
çağrışım değerlerini hesaba katarak kullanır. (III) Kısa,
özlü ve özgün yapısı, yoğunluklu anlatımıyla okuyucunun
ilgisini çekecek bu öykülerde düz bir anlatım kullanılır. (IV)
Bu yönden, çağdaş öykü ile şiir arasında daha çok oylum
açısından bir benzerlik kurulabilir. (V) Bu nedenle eksiltili
anlatıma en çok çağdaş öykülerde yer verilir.
Bu parçadaki numaralandırılmış cümlelerin hangisinde
karşılaştırma yapılmamıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


(I) Akşam eve giderken hep düşünürüm. (II) Eve
dönerken otobüs mü kullanmalıyım yoksa tren mi? (III)
Otobüsteki yoğunluktan olsa gerek kendimi çok yorgun
hissediyorum. (IV) Bu durumda ilerlemiş yaşımın da
etkisi var. (V) Trenin rahat koltukları daha cazip geliyor.
(VI) Bu yüzden bana tren mi otobüs mü deseler treni
tercih ederim.

Bu parçada numaralandırılmış cümlelerin hangisinde


yargı, bir koşula bağlanmıştır?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.


NESNEL VE ÖZNEL ANLATIM:
Nesnel Anlatım: Gerçekliği kanıtlanabilen, bilimsel olan, ölçülebilen,
deney ve gözleme dayanan, herkese göre aynı olan; göreceli olmayan;
kişilerin duygularına dayanmayan anlatım biçimi nesnel anlatımdır.

Öznel Anlatım: Öznel ifadeler, doğruluğu ve yanlışlığı kişiden kişiye değişebilen,


bu sebeple kanıtlanamayan, kişiye özgü yani öznel olan, ölçülemeyen, daha çok
duyguları ifade eden, tartışmaya ve her türlü yoruma açık olan, bilimsel olmayan
yargılardır.
(I) Şair bu yapıtında insan-doğa, soyut-somut ilişkisini
imgelerle ve söz sanatlarıyla oldukça başarılı bir
biçimde yeniden yorumlamış. (II) Kitabın soyut konuları;
aşk, ölüm, zaman, yalnızlık, özgürlük ve düş. (III) Somut
konuları ise dağ, nehir, anne, çocuk bir de şair adlarına
gönderme yapılan şiir başlıkları. (IV) Şair, bu konuları DGS
kendi şiir anlayışına göre mecazlarla, ad aktarmalarıyla
öyle bir yoğurmuş ki… (V) Sonunda adına yakışır bir
yapıt doğmuş bu emekten.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde
öznellik söz konusu değildir?
A)I. ve II. B) I. ve IV. C)II. ve III.
D)III. ve V. E)IV. ve V.
Aşağıdaki cümlelerin hangisi öznel bir yargıdır?

A) Edebiyat kavramı, geçmişten günümüze birçok


edebiyat kuramcısı, eleştirmeni ve tarihçisi tarafından
anlamlandırılmaya çalışılmıştır.
B) Dave Robinson Postmodernite için “estetik, kültürel
ve zihinsel bir fenomendir.” demiştir.
C) Oğuz Atay son dönemin üslubu en farklı yazarı
olduğu için çok okumaktadır.
D) Geçiş Dönemi olarak da adlandırılan 1939-1950
yılları arasına bakacak olursak Avrupa’da eğitim görüp
Türkiye’ye gelen yönetmenlerin etkinliği görülür.
E) O zamanlar Çelebi Süleyman Sokak’ta yaşlı bir
amcayla teyze yaşıyordu.
Aşağıdaki cümlelerden hangisi, söyleyenin kişisel
düşüncesini içermemektedir?

A) Sanatçılar arasındaki olağanüstü uyum, onların oda


müziğine olan eğilimlerinin bir kanıtıydı.
B) Sanatçılar, iki bölümden oluşan bu yapıtı, yarın da bu
salonda seslendirecekler.
C) Bestecinin üslubunu bütün yönleriyle yansıtan bu
yapıtı, yepyeni bir yorumla sundular.
D) Bu konserde dinlediğimiz güzel ezgiler, içimizde farklı
bir yaşama sevinci uyandırdı.
E) Yapıtın ezgilerindeki kıvraklık, onu seslendirenlerin
katkısıyla dinleyenleri adeta büyülemişti.
ÜSLUP VE İÇERİK CÜMLELERİ:
Üslup(Biçem): Bir sanatçının görüş, duyuş, anlayış ve özellikle anlatışta
tutturduğu kendine özgü yoldur. Kısaca "anlatım biçimi", "anlatım
tarzı"dır.Konuyu ele alış biçimi; sözcük seçimi, cümle kuruluşu, dilin yalın
(sade) ya da sanatlı oluşu, akıcılık gibi özellikler üslubu meydana getirir.

İçerik: Bir eserde verilmek istenen öz, düşünce, duygu ve hayallerin


bütünüdür. Eserde bahsedilen konu bize içeriği verir. “Sanatçı neyi anlatıyor?”,
“Burada anlatılmak istenen nedir?” sorularının cevabı içeriği yani konuyu verir.
(I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imgeleriyle
zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan şair, sürekli
yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşılaştığı insanlık
durumlarına yeni duygu ve anlamlar yükleyerek onları yeniden ALES
yazmıştır. (III) Şiirlerini oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun
dizeleri kırmıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan kaçınmış, dili
yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirlerinin çoğunda, çok
anlamlı sözcükler kullanarak değişik çağrışımlar uyandırmıştır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi, sözü edilen


şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


(I) Dede Korkut Hikâyeleri, Türk kültürünün XV. yüzyılda
ortaya koyduğu en önemli yapıtlardan biridir. (II) Bu
hikâyelerde Türk boylarının sosyal yaşamını bütün
çıplaklığıyla görebiliyoruz. (III) Hikâyelerde adı geçen Dede
Korkut, Oğuzlar arasında yaşayan bir bilge kişidir. (IV) Bu
hikâyelerin daha sonra oluşan halk hikâyeleri üzerinde de
büyük etkileri olmuştur. (V) XV. yüzyılda halkımızın
konuştuğu, cap canlı bir anlatımla oluşturulan bu hikâyelerde
söz ve ses sanatlarına da geniş ölçüde yer verilmiştir.

Yukarıdaki numaralandırılmış cümlelerin hangilerinde


Dede Korkut Hikâyelerinin üslubuyla ilgili bilgi
verilmektedir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


(I) 1960 yılında yayımlandığından bu yana bütün
edebiyatseverlerin gönlünde özel bir yer edinen, Pulitzer
Ödüllü “Bülbülü Öldürmek”, yayımlandığı günden bu yana hep
göz önünde duran bir eserdir. (II) Harper Lee, kullandığı yalın
ama çarpıcı dil aracılığıyla adalet, özgürlük, eşitlik ve
ayrımcılık gibi hâlâ güncel temaları, Scout’ın büyüyüş
öyküsüyle birlikte dokuyarak iyilik ve kötülüğü mercek altına
alıyor. (III) Eser Amerika’nın güneyinde yaşayan ırkçılığı ve
eşitsizliği bir çocuk kahramanın, Scout Finch’in gözünden
anlatıyor. (IV) Bu roman etkileyici gerçekliğiyle ürperten,
“insani” vurgusuyla sarıp sarmalayan, çağdaş dünya
edebiyatının en önemli örneklerindendir. (V) Türkiye’de de en
çok satılanlar listesinin üst sıralarındadır.
Bu parçada numaralandırılmış cümlelerin hangisinde
eserin içeriğinden bahsedilmiştir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
ÖN YARGI- VARSAYIM – TAHMİN :
Ön Yargı: Bir kimse veya bir şeyle ilgili olarak belli şart, olay ve görüntülere
dayanarak önceden edinilmiş olumlu veya olumsuz yargılardır.

Varsayım: Gerçekleşmemiş bir durumu gerçekleşmiş kabul etmektir.

Tahmin: Akla, sezgilere ve bazı verilere dayanarak bir şeyi önceden


kestirebilmek, olabilirliğini kesin olmayan ifadelerle ortaya koymaktır.
(I) En küçük mamutun kalıntılarına Girit Adası’nda rastlandı.
(II) Bebek bir filin boyutlarında olduğu sanılan mamutun,
günümüzden 3,5 milyon yıl önce yaşadığı belirlendi.
(III) Araştırmacı Victoria Herridge, yaptığı açıklamada, ada
ortamında yiyeceklerin kısıtlı olmasından dolayı cüceleşmenin
söz konusu olacağını belirtti. (IV) Yaptığı araştırmanın sonuçları
makale olarak yayımlandı. (V) Daha önce D. Bate tarafından
1904 yılında yine Girit’te bulunan diş fosilinin fillerin ALES
atasına ait olduğu sanılıyordu.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangileri


hem tahmin hem de kesinlik içermektedir?

A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve V.


D) III. ve IV. E) IV. ve V.
(I)Tanzimat’la birlikte büyük bir çıkış yapan tiyatro,
gereken gelişmeyi sonraki dönemlerde gösteremedi.
(II) Şehir ve devlet tiyatrolarımız geleneksel
sanatlarımıza gerektiği gibi sahip çıksaydı, bugün
tiyatromuz çok daha başka yerlerde olurdu. (III)Şimdi
de müzikaller furyası yanlış çıkış yaptı, bir yere
gidemeyecek, tıkanıp kalacak. (IV) Oysa geçen
dönem, Münir Özkul ve arkadaşlarının Kanlı Nigar’ı bu
müzikli oyunların en başarılı örneğiydi. (V) Öyle bir
gösteri lunaparkta değil, tiyatro salonunda olmalıydı.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden
hangisinde ön yargı söz konusudur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V


(I) Şu dünyada kitabın var olmadığını düşünün
yaşamak ne kadar güçleşir, çekilmez bir ağırlık
olurdu. (II) Romancı ve şair için yazmak nasıl
dayanılmaz bir ihtiyaçsa, okur içinde yazılanları
okumak öyledir. (III) En kötümser
zamanlarımızda yardıma koşan onlardır. (IV)
Ataç ölüm yatağında kendini görmeye gelen
arkadaşına, “Hastalıkta ağrıları dindirici en iyi
ilaç şiirmiş. (V) Boyuna şiir okuyorum.” demiş.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin
hangisinde varsayım ve onun kötü sonuçları
verilmiştir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tahmin söz
konusudur?

A) Oidipus, Don Kişot, Madam Bovary, Dimitri


Karamazov ve diğerleri... çoğu yaşamımızı etkilemiş,
edebiyatın bu ölümsüz kahramanlarına bakarsak
kendimizi görürüz.
B) Beni işe almayacaklarını hâl ve tavırlarından
anlamıştım.
C) Zeynep’in bu çalışmasıyla takdir alacağına inancım
tam.
D) Anadolu Hisarı’nın bulunduğu bölgenin tarihinin
tahmin edilenden daha eskiye dayandığı ortaya çıktı.
E) Onların kayıp dağcılara bizden birkaç saat önce
ulaşacağını sanıyorum.
ELEŞTİRİ-YAKINMA-SİTEM
Eleştiri:Bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup
göstermek amacıyla inceleme işi, tenkit.

Yakınma:Bir durumdan rahatsızlığı sızlanarak anlatmak, şikayet.

Sitem: Bir kimseye, yaptığı bir hareketin veya söylediği sözün üzüntü,
alınganlık, kırgınlık vb. duygular uyandırdığını öfkelenmeden belirtme
(I) Ortaokul yıllarımda arkadaşlarla dersten çıkar çıkmaz,
okulumuzun bulunduğu tepeden iner, güzelim gül
bahçeleriyle çevrelenmiş evlerin önünden geçerek kıyıya
koşardık. (II) Dalgalarla oynarken içimizden biri bağırırdı:
“Yunuslar geçiyor!” (III) Sonraları hangi denize baksam,
DGS
böyle sürü halinde geçen yunuslar canlanırdı gözlerimde.
(IV) Açıklardaki tek bir yunusu fark edip sevinç çığlıkları
atanları gördükçe gerçekten çok etkilenirdim. (V) Yıllarca
yunusların sürü sürü gözlerimin önünden geçtiğini,
zamanın hepimizi, az rastlanan anların son tanıklarına
çevirdiğini nasıl anlatabilirdim onlara?

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde


yakınma söz konusudur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


KANIKSAMA- KÜÇÜMSEME-TASARI- ÖNERİ
Kanıksama: Çok tekrarlama sebebiyle etkilenmez olmak, alışmak.

Küçümseme: Değer ve önem vermemek, küçük görmek.

Tasarı: Olması veya yapılması istenen bir şeyin zihinde aldığı biçim

Öneri: Bir sorunu çözmek üzere öne sürülen görüş.


(I) Her sene yapılan sınavlarda okuduğunu anlama
konusunda hep sınıfta kalıyoruz. (II) Kendi ana dilii bile
anlamayan bir nesil yetişiyor ne yazık ki. (III) Ne yapmalı,
ne etmeli derken herkes bir çözümsüzlük içinde. (IV)
Üstelik bu kadar engin bir edebiyat denizinin içinde
oluşuyor bu çözümsüzlük. (V) Bizce bu durumun
çözülmesi için yapılacak şey sınıflarda okuma gruplarının
oluşturulmasıdır.
Yukarıdaki parçayı oluşturan cümlelerin hangisinde
bir öneri söz konusudur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


Aşağıdaki cümlelerden hangisinde kanıksama söz
konusudur?

A) Teknolojinin hüküm sürdüğü günümüzde masal ve


ninninin sadece adı kaldı.
B) Arkadaşımın değerini iş işten geçtikten sonra anladım diye
üzülüyordu.
C) Baş tacı yapılacak kitaplar hazırlayabilmek için okurun
görüşleri dikkate alınmalıdır.
D) Önceleri gürültüde uyuyamazken şimdi kafamı yastığa
koyar koymaz uyuyorum.
E) Anahtarı evde unuttun diyelim, bu soğukta dışarıda ne
yapacaksın?
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde eleştiri anlamı
bulunmaktadır?

A) İstanbul’a kadar gelmiş fakat babamı görmemişsin.


B) Yazıklar olsun hala dediklerimi anlamamışsın.
C) Kitabın dil bakımından incelenmesini zaaf olarak
nitelendiriyorum.
D) Karakterlerin romanın konusuna uygun olarak kurgulanması
hayli güç bir iştir.
E) Gelmeyebileceğin söylenmişti ama görüyorum ki gelmişsin.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde azımsama söz konusudur?


A) Bu kadar yemekle kim doyacak çok merak ediyorum.
B) Böyle anlayışsız bir adamın kibarlığı ancak bu kadar olur.
C) Yaptığımız plan mutlaka başarıya ulaşacaktır.
D) Üzerindeki simgelerden bu taşın Hitit Dönemi’ne ait olduğu
sonucunu çıkarabiliriz.
E) Suç ve Ceza’nın ilk baskısı hâlihazırda elimizde bulunmaktadır.
ÇIKARIM-SAPTAMA-TANIM-DEĞERLENDİRME
Çıkarım: Kabul edilen veya gerçek olan doğruluklarından,
yanlışlıklarından, kabul edilen veya gerçek olan doğruluklarını,
yanlışlıklarını çıkarma

Saptama: Bir şeyi belirgin kılmak, tespit etmek.

Tanım: Bir kavramın niteliklerini eksiksiz olarak belirtme veya açıklama, tarif.

Değerlendirme: Bir şeyin özünü, önemini, nitelik ve niceliğini belirlemek:


Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “değerlendirme” söz konusudur?
A) Kimi sanatçılar duygularını dile getirmek için, kimileri de kusursuz eserler
yaratmak için yazarlar.
B) Romancı, gerçekleri düş gücüyle yeniden biçimlendiren kişidir.
C) Bir eserin değerinin, konusundan çok, üslubuna bağlı olduğunu her zaman söylerim.
D) Bu romandaki kişilerin birbiriyle ilişkisi üzerine birçok inceleme yapılmıştır.
E) Bu eserde konu gerçek yaşamdan alınmış, kişiler karakterlerine uygun biçimde
konuşturulmuştur.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde saptama söz konusudur?


A) Hastalığını vücudunu ele geçirdiğini anlamıştı.
B) Her gün fakirlikten dert yanıyordu.
C) Gerçek sanatçı her daim uzlaştırır.
D) Tüm gayretiyle başarılı olmak istiyordu.
E) Son gücüyle kapıyı yumrukladı.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde çıkarım yapılmıştır?


A) Kitapları 20 dile çevrilmiş, dünya edebiyatında söz sahibi olmuş bir yazardır.
B) Amacım gelenekselliği modern sesle birleştirip yeni bir yapı oluşturmaya çalışmak.
C) Son yıllarda Türkiye’nin büyük göllerinin kuruması ülkemizde küresel ısınmanın
etkilerinin tehlikeli boyutlara ulaştığının göstergesidir.
D) Yazarın oyunlarının içeriği genellikle Osmanlı’nın İmparatorluğunun çöküş dönemi ile
alakalıdır.
E) Filozoflar güzellik kavramının içeriği hakkında henüz fikir birliğine varamamışlardır.
(I) Deneysel bilimler, hipotezlerin mantıksal sonuçlarını gözlemlerle ve
deneylerle test eden bilimlerdir. (II) Deney sonuçları ya incelenen hipotezle
bağdaşır ya da hipotezin tekrar gözden geçirilmesini hatta hipotezden
bütünüyle vazgeçilmesini zorunlu kılar. (III) Bu durumda bilim insanının DGS
zihninde bir diyalog başlar ve bu diyalog, doğru olabilecek ile gerçekte olan
arasında yani biri yaratıcı diğeri eleştirici iki ses arasındadır. (IV) Bu durum
yalnızca deneysel bilimlere özgü olmayıp bütün araştırmaya dayalı süreçlerin
bir özelliğidir. (V) Bu bir antropolog, bir sosyolog ya da tanı koymak isteyen bir
doktorun benimseyeceği yöntem olduğu gibi otomobildeki bir arızayı bulmaya
çalışan tamircinin de düşünce tarzıdır. (VI) Bütün bunlar, klasik
tümevarım yönteminin bilgi toplama ve sınıflandırmasından çok uzaktır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi tanımsal bir nitelik


taşımaktadır)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
ALES

You might also like