Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 38

KRİPTO PARA SİSTEMLERİ

Dr. Melike Sultan Karasu Aşnaz


karasu@balikesir.edu.tr
Bu derste neler yok?

• Yatırım tavsiyeleri bulamazsınız.

• Bitcoin fiyatıyla ilgili tahmin bulamayacaksınız.

• Köşeyi dönme tavsiyeleri bulamayacaksınız.

Bu dersten sonra kafanız karışacak, aklınızda bir çok soru işareti belirecek
ve daha fazla sorgulayacaksınız.
Ders İşleyişi

Ders Notları Ödev


• Kitap Önerileri • Vize ve Final Yok

• Makale Önerileri • Kendi belirleyeceğiniz konuyu bana bildirip


onaylatmanız gerekiyor. > 5 Mart son gün
• Film ve Belgesel Önerileri
✓ Final: 20-25 dak. sunumlar son 2 hafta (7 ve
14 Mayıs)
➢ Google Classroom’da ✓ Vize: Benim sizin için belirleyeceğim bir
konuda araştırma yapıp yazı yazmanızı
istiyorum. (teslim : 26 Mart ya da 2 Nisan)
Google Classroom code
1. Ders: Paranın Evrimi
Para denince ilk aklınıza gelenler
Para, bütünüyle insanların icat ettiği

düşünsel bir kavramdır.

bir değişim aracıdır.


Tarih kitaplari bize paranin ilk olarak Anadolu topraklarinda Lidyalilar tarafindan ve yaklasik 2500 yil

önce icat edildigini anlatir. Teknik olarak bu dogru bir bilgi olmakla birlikte, pratikte paranin

kökenlerinin Lidyalilardan çok daha geriye dogru uzanir.


Paranın gelişim sürecini düşünelim
1. Takas (barter)
A ile B’nin değişimi

1 tane A = X tane B = Z tane C


Takasın gerçekleşmesi için, istenen ürüne
Fakat Takas Zor sahip birinin olması ve bu ürünü başka bir
şey ile değiştirmeye istekli olması
gerekliydi. Örneğin, elinde fazladan elma
bulunan ve kumaş almak isteyen bir kişi,
Bir kilo elma ile ne kadar süt
elinde fazladan kumaş olan ve bunu elma
takas edebilirsiniz? Kimine göre
ile değiştirmek isteyen birini bulmak
1 kilo elma 2 şişe süt ederken, zorundaydı. Bu, her zaman kolayca
kimine göre ise 3 şişe süt başarılabilecek bir şey değildi. Hatta bu
değerinde olabiliyordu. Bu sebeple insanlar istedikleri şeyleri elde
edene kadar tüccar tüccar, köy köy gezer, Takas yapılacak her ürün bölünemediği için
durum, takas yapan kişiler için
birçok takas gerçekleştirirlerdi. insanlar genellikle yaklaşık değerlerle takas
zorluk yaratıyordu.
yapmak zorunda kalıyorlardı. Örneğin, 3 tane
tavuğu olan bir kişi, bu tavukları bir inekle
Son olarak, biriktirmek çok zordu. Süt, değiştirmek istediğinde, bir inek 3 tavuktan
meyve, et, yumurta gibi zamanla daha değerli görülebilirdi. Ancak, inek
bozulabilen ürünlere sahip olanlar bir bölünemediği için bu kişi 3 tavuğun karşılığını
an önce ellerindeki ürünleri tam olarak alamazdı ve bu takas
değiştirmeye çalışırlardı. gerçekleştirilemezdi.
2. A ile B’yi değiştirmek için üçüncü
bir metaya ihtiyaç duyuldu.
Takasın zorlukları nedeniyle, ürün para olarak kabul edilen midye
kabukları, odun, tuz ve metaller değişim aracı olarak
kullanılmaya başlandı. Bir diğer ilginç örnek ise Aztek krallığının Tüm bu ürünler arasında değerli metaller

uygulaması. Aztekler, uzun dönemler boyunca para olarak kahve para olmak için en uygun malzemelerdi.

çekirdeklerini kullanmış. Bu malların her birinin herkes Para olarak çoğunlukla altın ve gümüş
kullanılıyordu. Değerli metaller doğada
tarafından kabul edilen bir değeri vardı.
ender bulunmalarının yanı sıra, kolay şekil
alabiliyordu. Ayrıca metal paralar daha
küçük parçalara bölünebiliyordu. Bu
sayede, ürünün fiyatından az veya çok
değil, tam olarak ürün fiyatında ödeme
yapılabilmesine olanak sağlıyordu.
Tüccarlar ödeme yapmak veya ödeme
almak için metal parçalarını tartmak
zorunda kalıyorlardı. Bu durumdan
kurtulmak için, önceden belirlenmiş bir
ağırlığa sahip metal parçaların madeni
para haline getirilmesine karar verildi.
Böylece madeni paralar doğdu.
• Madeni paralar altın ve gümüş gibi değerli madenlerden yapıldığı için çok maliyetli oluyordu.

• Ayrıca madeni paraların taşınması da zordu.

Bu yüzden daha az maliyetli ve insanların daha rahat yanlarında taşıyıp kullanabilecekleri kağıt paralar
ortaya çıktı. Düşünsene! 300 TL’ye bisiklet almak için üç yüz tane 1 TL’nin olması gerekseydi, bunları
taşımak ne kadar zor olurdu. Tam da bu zorluk yüzünden kağıt para kullanılmaya başlandı.
Tally Çubukları (Tally Sticks)
Normanların Britanya adasını
işgal etmesinden sonra vergi
toplama amacıyla geliştirilen ve
“Tally Sticks” adıyla anılan tahta
çubuklar, krallık tarafından bir
vadeli işlem aracı olarak 1066
yılından itibaren1800’lü yıllara
dek kullanıldı.
Paranın Özellikleri
I. Herkes tarafından kabul edilir: Alışverişlerde herkes
tarafından kabul edilen para kullanılır.

II. Kolay taşınabilir: Parayı taşıyabiliyoruz. Eğer para


yerine karpuz kullanılıyor olsaydı, onu taşımak ne
kadar zor olurdu!

III. Bölünebilir: 1 TL ile bakkaldan 50 kuruşa çikolata, 10


kuruşa sakız alabilirsin. para üstü olarak sana 40
kuruş verilir. Para bölünemeseydi, para üstünü
alamayacaktık.
IV. Biriktirilebilir: Parayı hemen harcamak zorunda
değilsin.

V. Dayanıklıdır: Para dayanıklıdır. Para yerine ödeme


aracı olarak dondurma/balık kullandığımızı düşünün.

VI. Yeterince az bulunur: Pırlantalar kum taneleri kadar


fazla olsaydı, bu kadar değerli olmazdı. Aynı durum
para için de geçerli. Bu sebeple, paranın değerini
koruması için sınırlı miktarda para basılır.
M.S 1250: Uluslararası Ticaret Gelişiyor

1250 yılında Floransa’da, Florin basılmaya başlandı. Neredeyse 1 yüzyıl


boyunca değerini koruyan bu altın para, tüm Avrupa’da kabul gördü ve
kıta içinde uluslararası ticareti teşvik ederek önemli bir rol oynadı.
M.S 1290: Banknotlar Kullanılmaya Başlanıyor
13. yüzyılda Marco Polo, Çin’de 11.
yüzyıldan beri kullanımda olan
banknotları Avrupa’ya taşıdı. Ancak
Avrupa bu değişime henüz hazır
değildi. Banknot kullanımına geçiş,
300 yıl sonra başlayabildi. En
geriden gelen ülke İsveç idi.
1871: Elektronik Para Kullanımı Başlıyor

Western Union 1861’de, tüm Amerika’yı


dolaşan bir telefon hattı kurdu. Kızılderili
kabilelerinin sabotajları sonucu bir süre
yavaşlayan süreç sonradan hızlandı ve 1871
yılında telgraf üzerinden ilk fon transferi
yapıldı. Elektronik para kavramı işte bu şekilde
doğmuş oldu
Bretton Woods

2. Dünya savaşından sonra ülkeler arası ticareti kolaylaştırmak için


Amerika’nın Bretton Woods kasabasında «Uluslararası Para
Antlaşması» imzalanmıştır. Bu anlaşmaya katılan her ülkenin parası
için sabit bir kur belirlenmiş ve bu para birimlerinin değerinin
dolara göre belirlenmesine karar verilmiştir. Bu anlaşmaya göre
sadece dolar altına göre sabitlenmiştir ve Amerika 1000 dolar
getiren her ülkeye 35 ons altın vermeyi kabul etmiştir.

1971 yılında Amerika Bretton Woods anlaşmasından çıktığını


açıklamıştır. İşte bu tarih artık paranın hç bir şeye bağlı olmadan
basılmaya başladığı dönemin başlangıcıdır.
Paranın bağımzısızlığını kaybettiği yıldır.
Doların Evrimi
1778 tarihli bu 50 doların üzerinde şunlar yazıyor;

«26 Eylül 1778 tarihinde Philadelphia’da toplanan


Kongre’nin kararına göre bu kağıdı ibraz edene «50 Spanish
Milled Dollars (50 adet madeni tırtıklı İspanyol doları) ya da
tam karşılığında altın veya gümüş verilmesi zorunludur.»

Kısacası paranın üzerinde şu yazıyor: Bu elinizde tuttuğunuz


şey, karşılıksız bir kağıt parçası değildir. Karşılığı hazinede
altın ya da gümüş olarak bulunmaktadır.
Altından yapılmış madeni para, 1849 yılına ait Altından bir
dolar. Altından yapılmış en küçük dolar birimi.
Altından doları desteklemememin uzun vadede dünyanın
başına açacağı belaları Public Ledger adlı gazete ozamandan
fark etmiş ve «Altından bir dolar en küçük madeni para
birimi olmalı. Bu hem pratik hem de müthiş bir çözüm.
Gümüşün ya da kağıdın bu paranın yerini almasına asla izin
verilmemeli.»

Bu paranın enflasyona karşı nasıl dayandığına örnek ise;


2017’de bu altından bir doların eritildiği zaman 110 dolar
ediyordu.
1928 yılına ait bu 1 dolarlık banknot üzerinde dikkat
ederseniz «United States Note» yazıyor. Yani Amerikan
Hazinesi’nin bastığı bir para. Üzerinde de, bu banknotun
karşılığının Amerikan hazinesinde bulunduğu yazıyor.

Gümüş sertifikasına sahip 1928 yılına ait 1 dolarlık banknot.


Yine Amerikan Hazinesine ait olan bu banknotun karşılığı da
hazinede gümüş olarak bulunuyor. 1957’ye kadar tedavülde
kalmıştır. 1968’e kadar elinde bu paradan olanlar bu paraları
ibraz ederek karşılığında hazineden gümüş alabilmişlerdir.
Ama 1968’den sonra bu paranın karşılığında hazineden
yalnızda «Federal Reserve Note» ibareli kağıt dolar
alabilmişlerdir. 1971’de sonlanan Bretton Woods, karşılıksız
gümüş dolarların aslında bu anlaşmanın bozulmak üzere
olduğunun sinyallerini vermiştir.
Gelelim Günümüze

Yukarıdaki paraların birer kağıt parçası olmadığını ve


karşılıklarının altın ya da gümüş olarak ülkenin hazinesinde
bulunduğunu görüyoruz.
Sıradan insanların da para hakkındaki görüşü zaten bu.
Elimizde bulunan banknot doların bir şekilde altın ya da
gümüş olarak karşılıklarının bulunduğunu, somut dayanağı
olmadan dolar basılamayacağını düşünüyoruz.

Yandaki iki dolara bakın. İlk bakışta ikisi de 1 dolar, ikisi de


birbirinin aynısı gibi görünüyor. Aslında devasa bir fark var.
Koskoca bir finansal sistem farkı var.
Üstteki 1 dolar «United States Note» yazıyor. Yani arkasında Aerikan
Hazinesi olan bir para. Yani Amerikan Hazinesinde karşılığı olan bir
para.

Alttaki 1 doların üstünde ise «Federal Reserve Note» yazıyor. Yani


özel bir banka olan FED tarafından basılan bir para. Amerikan
Hazinesiyle pek de alakası olmayan bir para.

İşte bu, son yüzyılda gerçekleşen paranın sanallaşmasının resmidir.


İnsanoğlunun; doğanın hediyesi olan sınırlı sayıda bulunan somut
alışveriş araçlarından bir kağıt parçasına, sanal paraya geçişinin
resmidir.

Teori: Doları Federal Reserve Note olmaktan çıkarıp tekrar Amerikan


Hazinesine emanet etmek isteyen ABD eski başkanı John F.
Kennedy’nin ölümünün arkasındaki sır perdesi belki de
In God We Trust (Tanrıya Güveniyoruz)
1953’e kadar dolar üzerinde yer almıyor.
İlk defa1953 yılında Amerikan Hazinesi’nin bastığı dolarlar
üzerine eklendi. Amerikan Hazinesi tarafından bu tarihte
basılna dolarların da «altın» ya da gümüş olarak bir karşılığı
yoktu. Tamamen güvene dayalı basılmış paralardı. Daha
sonra 1965 yılından itibaren de FED’in bastığı dolarlara
eklendi.

Paradaki en büyük değişim olarak gösterilebilir belki de.


Somut bir karşılığı olan paradan, güvene dayalı paraya geçiş.
1950: İlk Kredi Kartı Basılıyor
Frank McNamara 1950’de yediği bir akşam yemeği sonrası, hesabı
ödeyecek kadar nakit taşımadığını fark etti. Karısını nakit getirmesi için
çağırmak zorunda kalan McNamara, benzer durumu bir daha
yaşamayacağına ahdetti. Böylelikle dünyanın ilk kredi kartı olan Diners
Club Card doğdu.
McNamara’nın yemek sonrası düştüğü o zor durum sayesinde bugün,
Amerika ve Birleşik Krallık’taki işlemlerin yarıdan fazlası kartlarla yapılıyor.
1967: ATM’ler Doğuyor
ATM fikrinin, John Shepherd-Barron tarafından banyo sırasında
tasarlandığı söylenir. Bu fikrini Barclays Bank’a anlatan John
sayesinde ilk ATM Kuzey Londra Enfield’de 1967 yılında kuruldu.

O zamanlar plastik kartlar kullanımda olmadığından ilk ATM,


carbon 14 adlı bir radyoaktif madde kullanılan çekler ile
çalışıyordu ve tek seferde en fazla 10£ veriyordu. Genişleyen
ATM ağı, banka kartlarının yaygınlaşmasının önünü açtı.

1983: Telefon Bankacılığı Başlıyor


Bank of Scotland, müşterilerine Homelink adlı hizmetini
sunmaya başladı. Bu hizmetle; müşteriler, telefon ve televizyon
seti kullanarak para transferi ve fatura ödemesi yapabiliyorlardı.
Internet bankacılığının temelleri bu şekilde atılmış oldu.
1990: Internet Bankacılığı Başlıyor
1990’ların başı, bankalar ve benzer şirketlerin internete açılarak
müşteri sadakati kazanmayı umdukları dönem oldu. Ancak bu
süreç beklenenden zorluydu. Bank of Amerika 10 yılda ancak 2
milyon müşterisini internet kullanıcısı yapabilmişti.

1997: Temassız Ödeme Gerçekleşiyor


Mobil Oil Corp, 1997 yılında akaryakıt pompasında temassız
ödeme sağlayan Speedpass adlı elektronik ödeme etiketini
kullanıma sundu.
2000: Y2K - "the year 2000"
Yeni milenyum, tüm dünyada internet kültürünün
yaygınlaşmasına neden oldu. Modern olarak tanımlanmak
isteyen müşteriler, online olma konusunda önceki döneme göre
daha istekli hale geldiler.

2005: Chip ve Pin Kullanıma Giriyor


2005 yılında chip ve pin kullanımına geçmeyen perakendeciler,
sahtekarlık işlemlerinden (fraudulent transactions) sorumlu
tutulmaya başlandı. Tüketiciler artık imza yerine 4 haneli şifre
girmeye başladı… Perakendeciler bu değişim için mücadele
etmek durumda kaldılar zira, o zamanlarda her on kartın dördü
chip ve pin uyumlu değildi.
2009: Bitcoin ve Programlanabilir Paranın Doğuşu
Kripto para birimi ilk kez 2008 yılında Satoshi Nakamoto
tarafından internetteki bir yazıda gündeme geldi. Daha sonra
küresel finans krizi sonrasındaki iklimde, 2009 yılında ilk bitcoin
devreye girdi.

2014: Apple Pay


Apple Pay, 2014 yılındaki iOS güncellemesi ile, “fintech”
devriminin devamını getirecek şekilde hizmete sunuldu. Bu
hizmet, Apple marka cihaz ile ödeme yapılmasını yani, cüzdan
taşımamayı mümkün kılıyor. Bugün Amerika’daki
perakendecilerin %40’ının temassız ödeme kabul ettiğini
düşünürsek, plastik kartları terk etme zamanımızın yakın
olduğunu söyleyebiliriz.
Fiziksel para;
1- Fiziksel para
-Üretimi oldukça maliyetli,

-Sahtecilik ihtimali bir hayli yüksek


2-Elektronik para -Devlet, kurum veya şahıslar tarafından üretimi, kontrolü ve değeri müdahale edilebilir
olan,

-Dolayısıyla manipüle edilebilen


3-Kripto paralar
İster elle tutularak binlerce yıldır bilincimize işlenen ve harcandıkça yada
kaybedildikçe üzüldüğümüz, ister dijital olarak kredi kartları veya bankamatikler
yoluyla harcanıp fiziksellikten uzaklaşıp sadece ekrandaki sayılara dönüşünce hiçbir
duygusal bağımız kalmadan hızla harcamaya başladığımız para. Arada hiçbir fark yok.
Para paradır. Ancak Dijital ortamdaki para şimdi bambaşka bir boyut kazanmaya
başladı. Ve bu öyle bir boyut ki yüzlerce yıldır dünyada gücü elinde bulunduranların
kopamadığı bankacılık sektörünü yok edecek güce ve potansiyel kullanıcı kitlesine
sahip.
2 Film Önerisi
The Big Short (2015)

Margin Call (2011)


Belgesel Önerisi
Inside Job (2010)
the shocking truth behind the economic crisis of 2008

You might also like