XXXccde EEEocx

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 4

Başlıyor muyuz?,Pekala.

30’lu yaşların sonundaydı sanırım, daha el


kadar çocukken evleri yanmış bunların,
dönemin gazetelerine de çıkmış
anası,babası,kardeşi falan ölmüş bunuda
ucu ucuna kurtarmışlar yanan evin
içerisinden .Yüzü müzü mahvolmuş hep
gören kaçıyormuş yani o derece.Herneyse
bunun akraba makraba yok tabi vermişler
bir yetimhaneye,Mehtap ismini vermişler
orada buna, çocuklar hep korkuyormuş
mehtaptan yüzü yandığı için, bununla
oynamıyorlarmış,konuşmuyorlarmış bazen
de dalga geçiyorlarmış ucube
diye.Yetimhane görevlileri bile diğer
çocuklarla ilgilenirken mehtapı
umursamıyormuş.Aslında sakin sessiz biriydi
mehtap, çocukkende öyleymiş pek
yaramazlık yapmazmış ama arada sırada
yetimhanedeki görevlileri sinirlendirince
hakaret edip dövüyorlarmış mehtapı, birkaç
sene sonra okula başlamış tabi bizimki orada
da aynı devam.Dalga
geçmeler,iteklemeler,küfürler,oyunlar
oynarken mehtapı aralarına
almamalar.Anlıyacağın kimse insan yerine
koymamış bizimkini hiçbir zaman,
dışlamışlar sürekli 18’e girince de
yetimhaneden çıkmış, üniversiteye falanda
gitmemiş.Ev işi bazlama,gözleme yapıp
satan bir yaşlı kadının yanında işe girmiş,
kadınlada konuştuk olaydan sonra mehtapın
halini görünce acıyıp işe almış, müşteriler
mehtapı görünce o restoranda yemek
yemekten vazgeçiyorlarmış kadınında
mehtap’ı koymaya gönlü el vermemiş,
restoranın arka tarafına mutfağa vermiş
mehtapı, bulaşıkları vs. yıkıyormuş.Kadının
dediğine göre de sessiz sakin biriymiş, soru
sorulmadıkça konuşmazmış hiç yanlışını
görmemiş senelerce.Herneyse olaya
geleyim,senelerce işten-eve evden-işe gidip
gelmiş gelmiş mehtap, o da karnını
doyurmak için.Senelerce kimseyle ne bir
iletişim kurmuş ne de başka bir şey.Bir gün
restoranda çalışırken bir garson izin mi almış
o gün işe mi gelmemiş o tarz bir şey olmuş
pek fazla hatırlamıyorum orasını, restoranda
servis yapacak kimse yok tabi bizim
Mehtap’a yaptırmışlar servisi, inanır mısın
senelerce çalışmış o restoranda bir kez bile
müşteriler varken mutfaktan çıkmamış
kendinden utandığı için, sabah dükkan
açıldığı gibi mutfağa girer akşam dükkan
kapanınca çıkar evine gidermiş.Dediğim gibi
o gün servisleri Mehtap’a yaptırmışlar,her
öğlen vakti işyeri yakın olduğu için öğle
yemeğini Mehtap’ın çalıştığı lokantaya
yemeye gelen bir adam varmış,ismi….şeydi
ha Murat,Murat Çelik.O günde işten izin
almış, karısını ve küçük kızını alıp kahvaltı
etmeye gelmişler restorana, mehtap elinde
tepsi getirmiş siparişleri Murat’ın kız küçük
tabi korkmuş, patlatmış çığlığı Mehtap’ı
görünce, mehtapta ağlamaklı şekilde koşar
adım geri girmiş mutfağa.Ertesi gün Murat
yine öğlen zamanı yemeğini yemek için
gelmiş restorana, Mehtap’ı sormuş mutfakta
demişler,gitmiş yanına özür dilemiş dün
kızının yaptığı saygısızlık için, kusura bakma
falan demiş gönlünü almış
mehtap’ın.Olaylar şimdi başlıyor,o günden
itibaren Mehtap her gün öğle zamanı Murat
restorana geldiği zaman kendisi götürmeye
başlamış, ayak üstü sohbet etmeye başlamış
Muratta halini hatrını soruyormuş sorularına
cevap vermeye çalışıyormuş ayıp olmasın
diye, bir süre öyle devam etmiş.Hayatı
boyunca hiç insan yerine koyulmamış, kimse
gelip nasılsın diye bile sormamış kızcağıza,
az biraz ilgi görünce takıntı oluşturmuş tabi
kendi kafasında, bunun psikolojik bir tabiri
vardır illa ama kafam pek basmaz o tarz
şeylere, her öğlen sırf Murat’ı görmek için
kendisi servis yapıp,muratın iş çıkış saatinde
gizlice takip etmeye başlamış muratı,evini
mevini iyice ezberlemiş yani, Murat kızını
parka götürdüğünde mehtap’ta onları takip
edip uzaktan izlermiş, kafayı Murat’a iyice
takmış anlayacağın.Bir gün cesaretini
toplayıp murat’ı beklemeye başlamış iş
yerinin önünde, murat bunu görünce
şaşırmış tabi dükkanın önünde yürümeye
başlamış, mehtap’ta peşinden.Açılmış
murat’a seni seviyorum sana aşığım
diye,daha sonrasında ne olduğunu Murat’ın
ne dediğini hiç söylemedi, Murat bir daha
hiç gitmemiş Mehtap’ın restoranına.Mehtap
murat’ın evine gitmiş bir gün
akşamüzeri,karısı tanıyor tabi Mehtap’ı
açmış kapıyı beni Murat gönderdi falan
demiş Mehtap girmiş kapıdan içeriye
cebinden çıkarmış bıçağı..Devamını
anlatmayı kalbim kaldırmıyor, dönemin
gazetelerinden falan bakarsın, haberlere
falanda çıkmıştı.Murat işten çıkmış gelmiş
evine, çalmış zili bir bakmış kapıyı Mehtap
açmış, Murat şok geçirmiş tabi Mehtap’ın
üstü başı kan… İçeriye girmiş hemen bakmış
salonda karısı yerde yatıyor boğazı kesik bir
şekilde, küçük kızıda 1 metre sağ tarafında
yatıyor onunda karnını deşmiş.Murat sinir
krizi geçirmiş, kafayı üşüttü zaten
sonrasında, herneyse komşular falan
duymuş bağırışları mahalle ayağa kalkmış
neredeyse, polisi aramışlar bizde olay yerine
yakındık devrem Yusuf’la, o da birkaç sene
önce rahmetli oldu, Allah mekanını cennet
etsin, herneyse olay yerine intikal ettik,
Murat tırnaklarıyla yüzünü parçalıyor
ağlayarak, Mehtap Başka bir köşede elinde
bıçakla donmuş gibi oturuyor yerde, Destek
ekip,ambulans falan çağırdık, aldık Mehtap’ı
götürdük karakola,sorgulamasını ben ve
Ahmet komserim yaptık hiçbir şey
anlatmadı en başta, sadece boşluğa bakıp
‘Murat nerde’ ‘Muratı getirin’ diye
sayıklıyordu, baktık olacak gibi değil koyduk
hücreye, ertesi gün duruşmaya çıkacak.Gece
oldu tabi karakolda nöbetçiler kaldı sadece,
bende nöbetçiydim o gün Yusuf devremle
beraber, gece saat 2-3 falan Yusuf vurdu
kafayı yattı,benim gözlere uyku girmiyor tabi
baktım Mehtap’ın hücreden sesler geliyor,
gittim hücrenin yanına..Kısa keseyim oraları
size anlattığım her şeyi mehtap anlattı bana
o gece sabaha kadar, sabaha doğru
karakoldakilerin gelmesinden 1-2 saat önce
yani ayrıldım Mehtap’ın yanından 2-3
belgeyi doldurmam lazımdı, millet gelmeye
başladı yavaş yavaş karakol’a, klasik
günaydınlar,selamlaşmalar falan filan az
biraz sonra bir bağırış, bir kıyamet kopmaya
başladı karakolda seslerin geldiği yere doğru
koşuşturmaya başladık hemen bir baktık
Mehtap yerde yatıyor, başının etrafıda kan
gölü neredeyse.Başını duvara vura vura
parçalamış Mehtap, gazeteler haber
kanalları savcılık falan akın etti tabi o gün
karakola akşama kadar 1 dakika bile
oturduğumu hatırlamıyorum.Defnettiler
Mehtap’ı, Murat’ı da akıl hastahanesine
kapattılar bir daha da haber almadım
hiçbirinden
*Önümde oturan yaşlı emekli polis
memurunun anlattığı her şeyi yazıya
döktükten sonra yutkunarak ayağa kalktım
ve elimi karşımdaki yaşlı adama uzattım*
-Anlattığınız her şey için teşekkürler Hüseyin
bey
-Ne demek canım her zaman, gençlere
destek olmak boynumuzun borcudur, fakat
şeyi soracaktım.Anlattıklarımı kitabına
yazdıktan sonra duyduğuma göre bizim telif
hakkı denilen bir hakkımız oluyormuş yanlış
değilsem parasında değiliz tabi ki ama
sorayım dedim
*Yaşlı adama baştan savma bir cevap verip
vedalaştıktan sonra kağıtlarımı ve eşyalarımı
toplayıp emekli polis memurunun evinden
çıktım, kolumun altında eşyalarımın ve
yazılarımın bulunduğu evrak çantasını
sımsıkı tutarak evime doğru yol alırken
aklımda 2 şey vardı, Mehtap ve bu
anlatılanları romanlaştırıp yayınladıktan
sonra kazanacağım şan ve şöhret.

You might also like