2022

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 8

A グループ ユスフ・メルト・ドアン

審査員の皆さんとご覧になっている皆さん、こんにちは。本日は集まってていただき、ありがとうございま
す。

私はチャナッカレ・オンセキズ・マルト大学、日本語教育学科所属のユスフ・メルト・ドアンです。よろし
くお願いします。

日本語を学ぶ中で漫画の影響を受けた一人として、私が日本語を学び始めたきっかけについて話したいと
思います。

私が日本語に興味を抱き始めたのは確か中学三年生の頃でした。その時点でアニメという娯楽と出会って
もう三年になっていました。 三年間の中でアニメを見たり、漫画を読んだりしていた日々がほとんどでし
た。 そしてその三年間の経験のお陰で私は日本語がある程度分かるようになっていたのです。 その時期読
んでいた漫画は大体好きだったアニメの漫画で、それらのほとんどをネットからトルコ語の翻訳で、トルコ
語の翻訳がなかった場合は英語の翻訳で読んでいました。

そしてある日突然「ベイビーステップ」という作品に出会いました。この作品の虜になった私はアニメを見
てから漫画も読もうと思いました。 問題とも幸運とも言えることに、ベイビーステップのトルコ語の翻訳
も英語の翻訳もあまり進んでいませんでした。 私は悩んで、悩んで、そして一つの答えにたどり着きまし
た。解決方法は思えばそんなに難しいことではなかったのです。 そう、私はこの作品を読むために日本語
を覚えれば良かったのです。その時点で私は私の日本語力にいくらかの自信をもっていたので、文字さえ読
めれば何とかなると思いました。そしてカナを覚えるところから始めました。 カナを少し覚えてからベイ
ビーステップを日本語で読み始めました。幸いフリガナが付いていたので漢字の知識がなくてもカナだけ
でなんとか読むことが出来ていたのです。

その頃一話を読むのに25分ぐらいかかっていました。 そして漫画の中にあった漢字を画数とか気にしな
いで形だけを真似てノートに写して、覚えようとしていました。初級の漢字、画数、部首、こういった概念
の存在を全然知らなかった私は漢字を一字覚えるのにかなり苦労しました。 しかし結果としては満足して
います。なぜなら、一つの作品を通じて私は新たな言語を習得し始めることができたからです。 そして今
はその経験をもとにチャナッカレ・オンセキズ・マルト大学日本語教育学科の学生の一人として日本語の勉
強に励んでいます。

日本語のような素敵な言語を学ぶきっかけを私に与えたこの作品にはどんなに感謝しても感謝しきれませ
ん。

これで私の発表をわります。ご清聴ありがとうございました。

1
A Gurubu Yusuf Mert Doğan

Öncelikle sayın jürilerim ve izleyenlere bugün burada toplandıkları için teşekkür etmek istiyorum.
Merhabalar, ben Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Japonca Öğretmenliği Bölümü’nden Yusuf Mert Doğan.

Japonca öğrenme serüveni sürecinde manganın etkisini tatmış birisi olarak bugün sizlere Japonca
serüvenimin başlangıcına vasıta olan olayı tanıtacağım.

Japoncaya ilgi duymaya zannedersem ortaokul üçüncü sınıfta başlamıştım. Anime denilen medya ile
tanışmam üzerinden neredeyse üç yıl geçiyordu. Bu üç yıl süresince günlerimin çoğunu anime izlemek ve
manga okumakla geçiriyordum. Bu üç yıllık dönemde edindiğim tecrübe sayesinde az biraz Japonca
anlayabilir hâle gelmiştim. Bu dönemde okuduğum mangalar, genelde sevdiğim animelerin mangaları
olmakla beraber, bu mangaları genellikle internet üzerinden Türkçe, Türkçe çevirisi yok ise İngilizce
okuyordum.
Günlerimi bu şekilde geçirirken bir gün karşıma aniden “Baby Steps” adlı bir eser ile karşılaştım. Bu eseri bir
nefeste izledikten sonra her zaman yaptığım gibi mangasını da okumaya karar verdim.
Hem bir problem hem de bir lütuf denilebilecek şekilde bu eserin ne Türkçe ne de İngilizce çevirisi pek
ilerlememiş durumdaydı. Dertli bir biçimde düşündüm taşındım ve yolun sonunda bir cevaba ulaştım. Bu
problemin cevabına ulaşmak aslında o kadar da zor değildi. Evet, bu problemi çözmek için yapmam gerek
tek şey Japonca öğrenmekti. Bu noktada Japonca bilgime az biraz güvenim olduğundan mütevellit, alfabeyi
bilmeme problemimi aradan çıkardığım sürece bu eseri bir şekilde okuyup, anlayabileceğimi düşündüm. Bu
düşüncenin üzerine hiragana ve katakana öğrenip derhal manganın başına oturdum. Şansıma mangadaki
kanjilerin üzerinde furiganaları yer alıyordu. Bu, kanji bilgimin pek olmamasına rağmen gene de
okuyabileceğim anlamına geliyordu.

Bu dönemde manganın tek bir bölümünü okumaya yaklaşık 25 dakika harcıyordum. Ayrıca manganın içinde
yer alan kanjileri çizim sırası vesaire düşünmeden, sadece şekillerini taklit ederek deftere geçirip öğrenmeye
çalışıyordum. Başlangıç kanjileri, çizim sırası, radikaller gibi konseptlerin varlığından bihaber olduğumdan
dolayı tek bir kanjiyi öğrenirken bile çok zorlanıyordum. Ancak sonuca baktığımızda gayet tatmin olmuş
vaziyetteyim. Ne de olsa tek bir eser vasıtasıyla yeni bir dil öğrenmeye başlamıştım, bu olayın üzerine tatmin
olmamamın imkânı yok. Bu günlerde de bu tecrübelerimi temel alarak Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Japonca Öğretmenliği Bölümü’nün bir ferdi olarak derslerimin üstüne düşmeye devam ediyorum.

Bana Japonca gibi muazzam bir dili öğrenmeme vasıta olan bu esere ne kadar teşekkür edersem edeyim
yetersiz kalır.
Bununla birlikte sunumum sona eriyor. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.

-------------------------------------------------------------------------

2
A グループ ブラク・アルスラン

皆さん、こんにちは。

チャナッカレ・オンセキズ・マルト大学日本語教育学科のブラク・アルスランです。

子供のころ私たちは皆棚の上にあるクッキーをとる為に他の人の助けをまちましたね。ですがこれはいつ
まで続くでしょうか。

高校に入った時、自分に自信がなかったので友達ができませんでした。クラスの誰かが話す時、私が知って
いることがあるかもしれない、と毎日考えながら聞いていました。ですが私が知っていることについて他の
人が話すのを待ち続けていたら永遠に待つことになるかもしれないと気付きました。

だからクラスの皆の中で人気がある物の中から私が好きになれる趣味を探し始めました。その結果日本の
テレビアニメと出会いました。日本語は私にとってとても遠い言語でしたが試してみる価値がありました。

アニメを見始めてから徐々にクラスの皆と話せるようになりました。その上、友達もできるようになったこ
とに気付きました。そして、これが私の日本語への興味の始まりでした。

そのころには、クラスの皆と話すためだけでなく、自分の日本語をよくするためにもアニメを見続けていま
したが、アニメだけでは足りないと思いました。それで日本語についていろいろ検索したり、さまざまなビ
デオを見たりするようになりました。

そうすると、日本語には三つのアルファベットがあることを知り、「え、日本語は話すことだけでなく書く
のも面白い言語ですね。
」と思いました。それで少しずつ自分で日本語を学び始めました。何かにこんなに
夢中になったのは初めてで、
「大学で日本語を学ぼう」と自分自身に約束しました。高校四年生になった時、
この約束を守ってチャナッカレ・オンセキズ・マルト大学の日本語教育学科に入りました。

実はチャナッカレに来る前から、チャナッカレは私にとってまるで高校一年生のやり直しだと思っていま
した。新しく引っ越してきたこの街でも、高校のように友達ができなかったらどうしようといつも心配して
いましたが、日本語は私にこの人生には必ず大変なことがあり、その大変なことを乗り越えるには誰かを待
つのではなく自分で始めの一歩を踏み出す必要があることを教えてくれました。

もはや棚の上にあるクッキーをとる為に他の人の助けを待つことはありません。必要があれば椅子に上っ
て落ちることにビビったりもしますが、クッキーは自分の力で手に入れます。

ご静聴いただき、ありがとうございました。

3
A Gurubu Burak Arslan

Merhabalar,

Ben Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Japonca Öğretmenliği Anabilim Dalı Öğrencisi Burak Arslan

Çocukken hepimiz üst raftaki kurabiyeyi alabilmek için başka birinin yardımını bekledik değil mi? Fakat bu
ne kadar sürebilir ki?

Liseye başladığımda, özgüvenim pek yerinde olmadığından arkadaş edinemedim. Her gün, sınıftaki insanlar
konuştuğu zaman benim de bildiğim şeyler hakkında konuşuyor olabilirler diye düşünerek onları dinledim.
Lakin başka birisinin benim bildiğim şeyler hakkında konuşmasını bekleyecek olursam sonsuza kadar
bekleyebileceğimin farkına vardım.

Bu yüzden, sınıf arasında popüler olup benim de sevebileceğim bir hobi arayışına girdim. Bunun sonucu
olarak Japon çizgi filmleri ile karşılaştım. Japonca bana oldukça uzak bir dildi ama denemeye değerdi.

Anime izlemeye başladıktan sonra sınıf arkadaşlarım ile konuşabilir hale gelmiştim. Hatta arkadaş bile
edinebilir hale geldiğimi fark ettim. Ve bu benim Japoncaya olan ilgimin başlangıcı oldu.

Animeleri artık sadece sınıftakiler ile konuşmak için değil Japoncamı geliştirmek için de izlemeye devam
ediyordum ama sadece Anime izlemek yetersiz kalır diye düşündüm ve Japonca hakkında araştırmalar
yapmaya, videolar izlemeye başladım.

Sonrasında Japoncada 3 adet alfabe olduğunu öğrenip “Vay be, Japonca sadece konuşması değil yazması
da eğlenceli bir dil imiş.” Diye düşündüm ve yavaş yavaş kendim Japonca öğrenmeye başladım. Bir şeye bu
kadar odaklanmam ilk kez olduğundan “Üniversitede Japonca okuyacağım.” diye kendime söz verdim.

Ve bu sözü lise 4.sınıfta tutup Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin Japonca Öğretmenliği bölümünü
kazandım.

Aslında Çanakkale’ye gelmeden önce benim için Çanakkale sanki lise birinci sınıfın tekrar edilişi gibi
geliyordu. Yeni taşındığım bu şehirde lise birinci sınıfta olduğu gibi burada da arkadaş edinemezsem ben ne
yaparım diye sürekli endişeleniyordum ancak Japonca bana hayatta zorlukların hep olacağını, bu zorlukları
aşabilmek için ise başkasını beklemekten çok kendim ilk adımı atmam gerektiğini öğretti.

Artık rafın üzerindeki kurabiyeyi almak için başkasını beklemeyeceğim. Gerekirse sandalyeye çıkıp
düşmekten korkacağım fakat kurabiyemi kendi gücümle alacağım.

Dikkatiniz için teşekkür ederim.

-------------------------------------------------------------------------

4
B グループ アクン・タメル・ギュンギョル

プライズとプロセス
皆さんは人生で、頑張っても一位になれなくて、努力が無駄だったと思ったことがありますか。昔は、私
もそう考えていました。
今日は、皆さんに日本語のお陰で「プロセス」の大切さについて考え方がどう変わったかお話を伝えたい
と思います。
私は入学する前に、勉強があまり好きではありませんでした。頑張って努力ができる人間では全然ありま
せんでした。ですから、高校生のとき、成績がよくなくて、いつも試験で合格ぎりぎりの点しか取れません
でした。
成績が下がると、頑張ろうという気持ちもなくなってしまいました。そのため、入学試験には不合格でし
た。悲しかったのですが、再び受験して、入学するために十分な点数をとることができました。しかし、ど
のような大学を選べばいいのかわかりませんでした。
インターネットで今の学科の仕組みがしっかりしていることを知りました。このおかげで、日本語学科へ
の興味がそそられ、入学しました。
しかし、予備クラスの最初の日は地獄のようでした。なぜなら、先生たちはずっと日本語ばかりで話をし
て、周りの人たちも多少日本語が話せていて、常にプレッシャーを感じていました。何もわからなかったの
で、最初の試験の成績もかなり低かったです。当然ながら、辞めたいと思ったことが何度もありました。
でも、授業に参加しているうちに、しばらくするとどうにか先生たちとコミュニケーションができるよう
になったことに気が付きました。努力したらもっと上手に話せるようになるのかもしれないと感じました。
そんなとき、ある先生が「頑張る」という表現を授業で説明してくれました。「頑張る」という言葉は努
力という意味だけじゃなくて、色々なところでも使われていることを教えてくれました。特に日本人にとっ
て、結果よりもプロセス、頑張った過程の方が重要であると先生が強調しました。この話は私の印象に深く
残りました。
それから、私は勉強を「頑張り」始めて、点数もまあまあよくなっていきました。 でも、努力を続ける
中で、もちろん達成できなかったこともたくさんありました。
例えば、JLPT の試験を受けましたが、頑張っても不合格でした。しかし、毎日勉強することが習慣にな
りました。これは私にとって有益なことです。他には、去年もこのプレゼンテーション大会に参加しました。
結果は、期待通りではありませんでしたが、自分の発表を作ったときに習った多くの表現は、今もよく覚え
ています。先生の発言した「頑張る」プロセスの重要さは本当であることがわかりました。
誰でも努力の成果が実感できる具体的な結果、プライズを得ることは大切です。でも、それに到達するた
めに頑張った努力も同じぐらい貴重です。努力の過程がいつも経験をもたらしてくれます。私はこの言語と
学科のおかげで、そのことを学びました。
これからも、諦めないで、最善を尽くし、目標を達成するために一生懸命頑張ります。結果がどうであっ
ても、その過程は無駄にはならないことを知っていますから。

5
B Gurubu Akın Tamer Güngör
Mükâfat ve Süreç
Hayatınızda elinden geleni yamasıza rağmen 1. Olamayıp bütün çabalarınızın boşa gittiğini düşündüğü zamanlar
oldu mu. Eskiden ben öyle düşünüyorum.

Bugün sizlere Japonca sayesince “Süreç” in önemi hakkında fikrimin nasıl değiştiğini anlatacağım.

Üniversiteye girmeden önce çalışmayı hiç sevmiyordum. Elinden geleni yapıp efor sarfeten bir insan hiç değildim.
Bu yüzden lise zamanlarında notlarım iyi değildi ve hep sınavlardan ucu ucuna geçmelik notlar alıyordum.

Notlarım düşünce gayret etme isteğim de azaldı. Bu yüzden üniversite sınavında başarısız oldum. Bu durum beni
üzdü ve tekrar sınava girdim. Fakat bu sefer de hangi üniversiteye gideceğimi bilmiyordum.

İnternette şu anki bölümümün alt yapısının çok sağlam ve işinin ehli olduğunu öğrendim. Bu sayede Japoncaya
ilgi besledim ve bölüme girdim.

Fakat girdim girmesine ama hazırlık sınıfının ilk zamanları adeta cehennem gibiydi. Öğretmenlerim sürekli
Japonca konuşuyor, dahası çevremdeki insanlar da az çok Japonca konuşabiliyor ve sürekli bir baskı
hissediyordum. Hiçbir şey anlamadığım için ilk sınavlarım da epey düşüktü. Doğal olarak bırakmayı düşündüğüm
çok oldu.

Fakat derslere katılınca bir süre sonra bir şekilde öğretmenlerimle iletişim kurabildiğimi fark ettim. Gayret
gösterirsem daha iyi bir şekilde konuşabileceğimi hissettim.

O zamanlar bir hocam “Efor, çaba” ifadesini derste açıklamıştı. Kelimenin sadece “Çaba” olmadığını birçok yerde
kullanıldığını söyledi. Özellikle Japonlar için sonuçtan ziyade “süreç” in, katedilen mesafenin önemli olduğunu
vurguladı. Bu konuşma bende çok derin bir izlenim bıraktı.

Daha sonra çalışıp efor sarfetmeye başladım ve notlarım da az da olsa düzeldi. Fakat çabaladığım süreç
içerisinde tabii ki başarılı olamadığım zamanlar çok oldu.

Mesela, JLPT sınavına girdim ve elimden geleni yapmama rağmen başarısız oldum. Fakat her gün düzenli bir
şekilde çalışmak adeta günlük rutinim haline geldi. Bu benim için yararlı bir şey. Dahası geçen sene yine bu
konuşma yarışmasına katıldım. Sonuç umduğum gibi olmasa da kendi sunumumu hazırlarken öğrendiğim ifadeleri
şu an çok iyi hatırlıyorum. Öğretmenimin ifade ettiği “Efor” süreç ifadesinin öneminin gerçek olduğunu anlamıştım.

Herkesin çabalarının karşılığını hissettirecek somut bir sonuç, ödül kazanması elbette önemlidir. Fakat o ödüle
ulaşmak için kat ettiğiniz efor ve çaba da bir o kadar değerlidir. Kat ettiğiniz süreç her zaman size tecrübe getirir.
Ben bu dil ve bu bölüm sayesinde bunu öğrendim.

Bundan sonra da asla pes etmeyip elimden gelenin en iyisini yapıp hedefime ulaşmak için çok çalışacağım. Sonuç
ne olursa olsun sürecin boşa gitmeyeceğini bildiğimden dolayı.

6
B グループ キュブラ・ヌル・アクババ
私と日本の絆

こんにちは。チャナッカレ・オンセキズ・マルト大学日本語教育学科のキュブラです。

このプレゼンテーションでは、私の日本との絆がどのように始まり、長年にわたってどのように変化してきた
かについて話します。

この写真の少女を見てください。アジア人の子供に見えますよね。この女の子は私です。物心ついたときから
私は周りの人から日本人と呼ばれていました。ですから、まだトルコになじむ前から、日本という国へ関心を抱
くようになりました。

小学校に入学した後でさえも、このあだ名は私を離れませんでした。幸運なことに出会った人の多くはこのあ
だ名を良い意味で使用していました。当時、私はステレオタイプ的な日本観を持っていました。技術的に進歩し、
努力家で、頭のいい、長い目の人たち。ですから日本人と呼ばれるのをとてもかっこよく思い、日本への関心と
憧れは高まり続けました。 

大学で日本語を勉強しようと決心するまで、私の日本に関する知識は表面的なものでした。一般的なトルコ人
の視点とアニメで見たもの以外は何も知りませんでした。私の人生においてその頃は日本への大きな憧れを抱い
ていた時期でした。だから大学で本格的に日本語を勉強し始め、日本について調べ始めたときは、どうなるか予
想できるはずがありませんでした。

ある国に行こうと思ってインターネットでその国を検索すると、その国の悪い面について警告する動画はたく
さん出てきます。日本についてのこのようなビデオを見ているうちに、私の日本への憧れは砕け散り、失望の時
期に入りました。日本語を学ぶのはとても楽しかったので、大好きでしたが、日本という国を敬遠するようにな
り、そこで働くという私の夢は打ち砕かれました。これはまだ考えの甘い、大学 1 年のころの私でした。

その後、日本についての知識が深まるにつれて、ステレオタイプに基づいて国を判断することがいかに間違っ
ているかを理解し始めました。人の個人差や変化の速さを無視してはいけないと思い、インターネットで得た情
報を鵜呑みにしないよう注意するようになりました。今年の夏、私はイスタンブールで日本から来た日本人学生
の観光ガイドのボランティアをしました。そこで案内した日本人たちは、私と同い年の 21 歳の若者でした。日
本人について言われていることが真実ではないことを知ったり、私が聞いたことのない面白いものについても聞
いたりするのはとても興味深かったです。その日以降、私はインターネットで得た情報をより意識的に吟味し始
めました。 国によって文化の違いが生じることは避けられませんが、私は、人は皆それぞれ異なる人間であり、
型にはめようとするべきではないという結論に達しました。

子供の頃に感じた日本への純粋で大きな憧れも、かつて感じていた恐怖やためらいも、もうありません。どの
国もそうですが、日本にも良い面と悪い面があります。しかし、私はもうステレオタイプやインターネット上の
情報だけで判断するのではなく、自分の目で確かめたいです 。 身をもって日本を体験することができれば、幼
い頃から感じていた日本との絆がさらに深まると確信しています。

7
B Gurubu Kübra Nur Akbaba
Japonya ile aramdaki bağ
Merhaba. Ben Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Japonca öğretmenliği bölümünden Kübra.

Bu sunumda, Japonya ile olan bağımın nasıl başladığı ve yıllar geçtikçe nasıl değiştiği hakkında konuşacağım.

Bu fotoğraftaki kıza bakın lütfen. Asyalı bir çocuğa benziyor değil mi? Bu kız benim. Kendimi bildim bileli
etrafımdaki insanlar tarafından bana Japon diye seslenildi. Bu nedenle henüz Türkiye’ye bile alışmadan önce,
Japonya’ya ilgi duymaya başladım.

İlk okula başladıktan sonra bile bu lakap peşimi bırakmadı. Şanslıyım ki karşılaştığım insanların çoğu bu lakabı iyi
anlamda kullandılar. O zamanlar, Japonya’ya karşı basmakalıp fikirlere sahiptim. Teknolojileri gelişmiş, çalışkan,
zeki, çekik gözlü insanlar. Bu nedenle bana Japon diye hitap edilmesinin çok havalı olduğunu düşündüm ve
Japonya’ya duyduğum ilgi ve hayranlık çoğalmaya devam etti.

Üniversitede Japonca öğrenmeye karar verene kadar Japonya’ya dair sahip olduğum bilgiler yüzeysel şeylerdi.
Genel Türk bakış açısı ve animelerde gördüğüm şeyler hariç hiçbir şey bilmiyordum. O zamanlar hayatımın
Japonya’ya duyduğum büyük hayranlık dönemiydi. Bu yüzden üniversitede ciddi bir şekilde Japonca öğrenmeye
başladığımda ve Japonya hakkında araştırma yapmaya başladığımda, olacakları tahmine edebilmemin hiçbir yolu
yoktu.

Bir ülkeye gitmek isteyip internette o ülkeyi araştırdığınızda o ülkenin kötü yönleri hakkında uyarıda bulunan
birçok video karşınıza çıkar. Japonya hakkında bu tür videolar izlerken Japonya'ya olan hayranlığım yıkıldı ve bir
hayal kırıklığı dönemine girdim. Japonca öğrenmek çok eğlenceli olduğu için seviyordum ama Japonya’ya karşı
temkinli olmaya başladım ve orada çalışmaya dair hayallerim paramparça oldu. Bu üniversite 1. sınıftaki henüz
saf halimdi.

Sonrasında, Japonya’ya dair bilgilerim çoğaldıkça basmakalıp düşüncelerle bir ülkeyi yargılamanın ne kadar
yanlış olduğunu anlamaya başladım. İnsanların bireysel farklılıkları ve değişim hızını görmezden gelmemek
gerektiğini düşünüp internetten edindiğim bilgilere dikkat etmeye başladım. Bu yaz bir Japon üniversitesinden
gelen Japon öğrencileri İstanbul’da gezdirmeye gönüllü oldum. Orada gezdirdiğim Japonlar benimle yaşıt 21
yaşında gençlerdi. Japonlar hakkında söylenen şeylerin gerçek olmadığını öğrenmek ve hiç duymadığım ilginç
özelliklerini duymak çok ilgi çekiciydi. O günden sonra internetten edindiğim bilgileri çok daha dikkatli incelemeye
başladım. Ülkeye göre kültürel farklılıklar olması kaçınılmazdır ancak ben bütün insanların bireysel olarak farklı
olduğu ve bir kalıba sığdırılmaya çalışılmaması gerektiği düşüncesine vardım.

Artık Japonya’ya ne küçükken beslediğim o saf ve büyük hayranlığa sahibim ne de bir dönem hissettiğim korku
ve çekinceye. Her ülke gibi Japonya’nın da iyi ve kötü yanları olabilir. Ama ben artık basmakalıp düşünceler veya
sadece internetteki bilgilerle yargılamak yerine kendi gözlerimle doğrulamak istiyorum. İnanıyorum ki gidip
Japonya’yı kendim deneyimleyebilirsem küçüklükten beri hissettiğim Japonya ile olan bağım güçlenip büyümeye
devam edecek.

You might also like