Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 12

5)Past Continuous Tense

Geçen hafta zamanları hatırlarken,İngilizcede tenslerin genel olarak present, past ve future
(şimdiki, geçmiş ve gelecek zaman) olmak üzere 3 temel başlıkta incelendiğini konuşmuştuk.
Geçmiş zamanı anlatan past tensler ise Past simple, past continuous, past perfect ve past
perfect continuous olmak üzere kendi arasında 4’e ayrılıyor.
Past continuous, adından da az çok anlaşılabileceği üzere ‘sürekli geçmiş zaman’ anlamına
gelmektedir. Yani geçmiş bir zamanda gerçekleşmesi belli bir süre almış bir olayın anlatımı
için tercih edilen bir zamandır.
Past Continuous Tense Cümle Yapısı
Genel olarak kullanılan standart kalıbı yazalım.
Subject + Was/ Were + Verb + (-ing) + Object
Yani özneden sonra ‘was’ ya da ‘were’ yardımcı fiili gelir. Ardından fiil ‘-ing’ eki ile
çekimlenerek kullanılır. Eğer varsa nesne ya da tümleç eklenir.
Bu kullanım standart kalıp içindir. Olumlu, olumsuz ve soru cümlelerinin yapıları standarta
göre bazı farklılıklar içerdiğini söylemek mümkündür.
Diğer tenslerin hepsinde olduğu gibi burada da farklı kullanım alanları mevcuttur. Başlangıç
için aradaki ayırt edici detayların üzerinde duralım.
Past Continuous Tense’in Kullanım Durumları
• Ne zaman başladığı ve ne zaman bittiği bilinmeyen ancak geçmişte gerçekleşmesi
belli bir süre almış olayların anlatımında kullanılır. Burada önemli olan, olayın tam
olarak ne zaman başladığını bilmek değil olayın geçmişte bir süreklilik içinde
olmasıdır.
Örnekler:
He was studying his Math exam all evening. ,
(Tüm akşam matematik sınavına çalışıyordu.)
She was looking for a cheap holiday.
(Ucuz bir tatil arıyordu.)
They were having dinner at the restaurant.
(Restoranda akşam yemeği yiyorlardı.)
• Bir diğer kullanımda ortada biri uzun biri kısa olmak üzere iki olay vardır. Uzun olay
gerçekleşirken kısa olay tarafından kesintiye uğrar. Bu durumda uzun süreli olay için
past continuous tercih edilir. Kısa olay ise, olup bittiği için past simple ile anlatılır.
Örnekler:
She broke the glass while she was washing it.
(Bardağı yıkıyorken kırdı.) Bulaşık yıkarken bardak kırıldı, kısa olay uzun olayı böldü.
We were watching a film when my father came to room.
(Babam odaya girdiğinde biz film izliyorduk.)
I was walking to my house when it began to rain.
(Yağmur yağmaya başladında evime doğru yürüyorken.)
Aynı anda iki olay oluyorsa
• Geçmişte iki ya da daha fazla olay aynı anda gerçekleşmektedir. İkisi için de aynı
tense kullanılır.
Örnekler:
I was cooking lunch while he was pouring the drinks.
(Ben öğle yemeğini pişiriyorken o içkileri dolduruyordu.)
He was talking on the phone while he was driving to work.
(O, işe gitmek için araba kullanıyorken telefonla konuşuyordu.)
While I was taking a shower, she was preparing her pack.
(Ben duş alırken o da bavulunu topluyordu.)
• Hikayelerin giriş bölümünü anlatırken
Bir hikâye anlatırken giriş atmosferini betimlemek ve ana hatlarını tanıtmak için kullanılması
gerekir.
Örnekler:
It was a great morning. The sun was shining and the birds were singing.
(Harika bir sabahtı. Güneş parlıyordu ve kuşlar ötüyordu.)
It was a cold winter evening. It was snowing outside and snow was falling on the leaves of the
trees.
(Soğuk bir kış akşamıydı. Dışarıda kar yağıyordu ve ağaçların yapraklarının üzerine kar
düşüyordu.)
Olumlu Cümle Yapısı
Sürekli geçmişte olumlu bir cümle kurmak istiyorsanız öncelikli olarak dikkat etmeniz
gereken nokta öznenizdir. Present tenselerde ‘am’, ‘is’ ve ‘are’ olarak kullanılan yardımcı
fiiller, past forma girince ‘was’ veya ‘were’ ile yer değiştirir.
Subject + Was/ Were + Verb + (-ing) + Object / Özne + Was/ Were + Yüklem + (-ing) +
Nesne
ÖZNE /SUBJECT YARDIMCI FİİL/ FİİL NESNE
AUXILIARY VERB /VERB /OBJECT

I was eating pizza


He
She
It

You were reading a book


We
They

Görüldüğü gibi present formda ‘am’ ve ‘is’ alan özneler ‘was’, ‘are’ alan özneler ise ‘were’
yardımcı fiili ile yer değiştiriyor.
Örnekler:
I am watching tv– Televizyon seyrediyorum. I was watching tv.- Televizyon seyrediyordum.
She is playing tennis.– O tenis oynuyor. / She was playing tennis.- O tenis oynuyordu.
They are walking in the forest.- Onlar ormanda yürüyorlar. / They were walking in the
forest.– Onlar ormanda yürüyorlardı.
Olumsuz Cümle Yapısı
Sürekli geçmiş zamanında olumsuz bir cümle kurmak isteniyorsa yardımcı fiillere olumsuzluk
eki eklenmesi gereklidir.
Subject + Was/ Were + Not + Verb + (-ing) + Object / Özne + Was/ Were + Not + Yüklem +
(-ing) + Nesne
ÖZNE /SUBJECT YARDIMCI FİİL/ FİİL NESNE
AUXILIARY VERB /VERB /OBJECT

I was not eating pizza


He
She
It

You were not reading a book


We
They

Görüldüğü gibi ‘was’ ‘wasn’t’, ‘were’ ‘weren’t’ şeklini alır.


Örnekler:
I wasn’t listening to you at that time.
(O sırada seni dinlemiyordum)
They weren’t sleeping when the taxi arrived.
(Taksi geldiğinde uyumuyorlardı)
Aslı wasn’t watching TV so she turned it off.
(Aslı TV seyretmiyordu bu yüzden onu kapattı)
It wasn’t raining yesterday evening.
(Dün akşam yağmur yağmıyordu)
The children weren’t playing with the dog then.
(Çocuklar o zaman köpekle oynamıyorlardı)
Oliver wasn’t listening to his teacher when the teacher asked him a question.
(Öğretmen ona bir soru sorduğunda Oliver öğretmenini dinlemiyordu.)
We weren’t driving carelessly when the accident occured.
(Kaza olduğunda arabayı dikkatsizce kullanmıyorduk.)
Ali wasn’t wearing a tie at work yesterday.
(Ali dün iş yerinde kravat takmıyordu.)
You weren’t wearing your glasses while you were reading that book.
(O kitabı okurken gözlüklerini takmıyordun.)
Soru Cümlesi Yapısı
Soru cümlesi kurmak için yardımcı fiilin cümle başına geldiğini biliyoruz. Aynı durum bu
zaman durumu için de geçerli.
Was/ Were + Subject + Verb + (-ing) + Object? / Was/ Were + Özne + Yüklem + (-ing) +
Nesne?
YARDIMCI FİİL/ ÖZNE /SUBJECT FİİL NESNE
AUXILIARY VERB /VERB /OBJECT

was I eating pizza


He
She
It

were You reading a book


We
They

Soru cümlelerine cevap verirken kısa cevapları şu şekilde kullanmak mümkündür.


Yes, I/ He/ She/ It was.
Yes, You/ We/ They were.
No, I/ He/ She/ It wasn’t.
No, You/ We/ They weren’t.
Örnekler:
Were you playing football when it started to rain?
(Yağmur başladığında futbol oynuyor muydun?)
Were they watching the film then?
(O zaman filmi izliyorlar mıydı?)
Was your father working at the office?
(Baban ofiste çalışıyor muydu?)
What were you doing at 8 o’clock?
(8’de ne yapıyordun?)
Where were they going when I saw them?
(Onları gördüğümde nereye gidiyorlardı?)
What was she drinking at the cafe?.
(Kafede ne içiyordu? Çay içiyordu)
What were you doing when I called you?
(Sizi aradığımda ne yapıyordunuz?)

6)SIMPLE PRESENT PERFECT TENSE


Present Perfect Simple Tense’in Türkçe’de zaman olarak kavramsal bir karşılığı
bulumamaktadır. Bu nedenle Present Perfect Tense’i kullanırken Türkçe düşünmekten
kaçınılmalıdır.
Kısaca bahsetmek gerekirse bu tense geçmişte olup sonuçları hala devam eden olaylar için ya
da henüz sona ermemiş bir zaman dilimini ifade ederken (örn. this month, this week etc.)
kullanılır.
Örnek:
I have cleaned my room. (Odamı temizledim)
Bu cümlede odanın hala temiz olduğunu vurgulamak için, yani geçmişte yapılan bir eylemin
etkilerinin devam ettiğini belirtmek için “have cleaned” yapısı kullanılmıştır.
Olumlu Cümle Yapısı
ÖZNE /SUBJECT YARDIMCI FİİL/ FİİL NESNE
AUXILIARY VERB /VERB(V3) /OBJECT

He has eaten pizza


She
It
I have read a book
You
We
They
He, she, it özneleriyle has; I, you, we, they özneleriyle have yardımcı fiili kullanılır. Fiil ise
üçüncü haldedir (V3 ).
Düzenli fiiller present perfect simple tense’de –ed takısı alır.
play – played
work – worked
visited – visited
study – studied
carry – carried
live – lived
change – changed
stop – stopped
plan – planned

I’ve cooked the meal. Let’s eat.


(Yemeği pişirdim. Haydi yiyelim)
They have helped me a lot recently.
(Son zamanlarda bana çok yardım ettiler)
You have carried the bags home. Thanks.
(Çantaları eve taşıdın. Sağol)
The taxi has arrived. Goodbye.
(Taksi geldi. Hoşçakalın)
The city has changed recently.
(Şehir son zamanlarda değişti)
They have worked really hard this year.
(Bu sene gerçekten çok çalıştılar)

Düzensiz fiiller –ed alma kuralına uymazlar. Düzensiz fiiller tablosundan past participle (yani
V3 – üçüncü şekilleri) öğrenilmelidir. Örnekler:
go – went – gone
be (am/is/are) – was / were – been
see – saw – seen
read – read – read
buy – bought – bought
come – came – come
do – did – done
have – had – had
cut – cut – cut
break – broke – broke
eat – ate – eaten
write – wrote – written

I’ve seen this movie a few times.


(Bu filmi birkaç kere gördüm)
The children have eaten ice cream.
(Çocuklar dondurma yediler)
We’ve read a lot of books so far.
(Şimdiye kadar bir çok kitap okuduk)
She’s bought the tickets.
(O biletleri aldı)
My father has had a new car lately.
(Babam son zamanlarda yeni bir arabaya sahip)
I am not hungry. I have just eaten dinner.
(Aç değilim. Daha yeni akşam yemeği yedim)
Olumsuz Cümle Yapısı
Subject + have/has + not + V3

ÖZNE /SUBJECT YARDIMCI FİİL/ FİİL NESNE


AUXILIARY VERB /VERB(V3) /OBJECT

He Has not eaten pizza


She
It
I Have not read a book
You
We
They

She hasn’t visited me for a log time.


(Uzun zamandır bizi ziyaret etmedi)

They haven’t bought the tickets yet.


(Henüz biletleri almadılar)

I haven’t finished the plate yet.


(Henüz tabağımı bitirmedim)

It hasn’t rained since last winter.


(Geçen kıştan beri yağmur yağmadı)

We haven’t seen any good films so far this year.


(Bu yıl şimdiye kadar hiç iyi bir film görmedik)

I haven’t seen my cousin for a long time.


(Kuzenimi uzun zamandır görmedim)
Soru Cümlesi Yapısı
Soru cümlesi kurmak için yardımcı fiilin cümle başına geldiğini biliyoruz. Aynı durum bu
zaman durumu için de geçerli.
Was/ Were + Subject + Verb + (-ing) + Object? / Was/ Were + Özne + Yüklem + (-ing) +
Nesne?
YARDIMCI FİİL/ ÖZNE /SUBJECT FİİL NESNE
AUXILIARY VERB /VERB(V3) /OBJECT

Has He eating pizza


She
It

Have I reading a book


You
We
They

Have you done your homework? Yes, I have. / No, I haven’t.


(Ödevini yaptın mı?)
Has the secretary written the email yet? Yes, she has. / No, she hasn’t.
(Sekreter mektubu henüz yazmadı mı?)
Have you been to the cinema this month?
(Bu ay sinemaya gittin mi?)
Have they heard the noise this morning?
(Bu sabah sesi duymuşlar mı?)

THE SIMPLE PRESENT PERFECT KULLANIMI


• Geçmişte başlayıp şimdiye kadar süren eylemler:
I have lived in this city since 2003. I like here a lot.
(2003’ten beri bu şehirde yaşadım. Burayı çok seviyorum)
She’s been a teacher for 25 years.
(O 25 yıldır öğretmendir)
Japanese people have consumed green tea for centuries.
(Japonlar asırlardır yeşil çay tüketti)
• Şimdiye kadar belirsiz zamanda gerçekleşmiş olan eylemlerde kullanılır.
I have seen this film before. I don’t want to see it again.
(Ben bu filmi gördüm. Tekrar görmek istemiyorum)
Have you ever been to Paris?
(Hiç Paris’te bulundun mu?)
Have you ever eaten Japanese food?
(Hiç Japon yemeği yedin mi?)
I have been to Paris three times in my life.
(Hayatımda üç kere Parise gittim)
Have you seen my wallet?
(Cüzdanımı gördün mü?)

• İçinde bulunan zaman dilimi hala bitmediyse ve aksiyona devam ediliyorsa “this
morning/evening, today, this week, this year” ile kullanıma sahiptir.

I’ve read ten books so far this year.


(Bu sene şimdiye kadar on kitap okudum)

They have been to the swimming pool twice this week.


(Bu hafta iki kez havuza gittiler)

I have visited my parents three times this month.


(Bu ay ebeveynlerimi üç kez ziyaret ettim)

• Sonucu şu an ile bağlantılı eylemler:


John has broken his leg. He can’t play today.
(John bacağını kırdı. Bugün oynayamaz)
Oh! I’ve found the file!
(Dosyayı buldum)
The man has lost his luggage. He feels awful.
(Adam eşyasını kaybetti. O berbat hissediyor)
He has just finished his homework.
(Ödevini daha yeni bitirdi)

Bu zamanda kullanılan bazı zaman kalıpları:


for, since, just, already, ever, never, yet, lately, up to now, over the past ten years, recently, so
far, before, until now, in my life, this year, How long / Since, when?
• for + a time period (Bir eylemin süresi for ile belirtilir):
I haven’t eaten fish for a long time.
(uzun zamandır balık yemedim)
He’s been ill for a few weeks.
(Birkaç haftadır o hasta)
I haven’t played tennis for two months.
(İki aydır tenis oynamadım)

• since + starting point (Bir eylemin başlangıç zamanı since ile belirtilir)
I have known Sue since she was a child.
(Çocukluğundan beri Sue’yu tanırım)
I have never eaten since the morning.
(Sabahtan beri hiç yemedim)
Sue has been a teacher since 1999.
(1999’dan beri Sue bir öğretmendir)
I haven’t seen him since last year.
(geçen yıldan beri onu görmedin

• Just (demin, kısa süre önce vb.)


I’ve just drunk milk.
(Henüz süt içtim)
The ship has just arrived.
(Gemi henüz geldi)
She has just completed her homework.
(Ödevini henüz bitirdi)

• Already (zaten, önceden, çoktan)

I’ve already completed the report, mom.


(Zaten (çoktan) raporu tamamladım, anne)
I have already warned you.
(Seni önceden uyarmıştım)
My father has already made a cake.
(Babam zaten kek yapmıştı)
You have already written to your uncle.
(Amcana zaten yazmıştın)

You might also like