Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 10

ELEŞTİREL SÖYLEM ANALİZİ ANALİZİ

Giriş

Dil ve söylem üzerinde durulmaya 1970’lerin sonunda East Anglia Üniversitesinde (Kress, Fowler, Hodge tarafından)
“eleştirel dilbilim” çalışmalarıyla başlanmıştır. Halliday’in ‘dilin işlevsel görüşü’nden etkilenmişlerdir:
“… Rather we should say that linguistic structure is the realization of social structure, actively symbolizing it in a process
of mutual creativity. Because it stands as a metaphor for society, language has the property of not only transmitting the
social order but also maintaining and potentially modifying it”.
Tanım:
●Söylem analizi içinde disiplinlerarası yaklaşımlarla gelişen ve ideoloji yüklü olduğu savunulan söylem veya dilsel yapıları
dilbilim yöntemlerinden yararlanarak sistemli biçimde açıklamayı ve yorumlamayı amaçlayan çalışmalardır.
Söyleme bakış:
● Söylem ideolojilerle yüklüdür.
● İdeoloji ve söylem arasındaki ilişki, her zaman ideolojiden söyleme uzanan tek yönlü bir ilişki değildir.
● Söylemin de ideolojinin sürdürülmesini sağlayan, bireysel ve toplumsal bilişsel şemaları-farkına varılarak ya da
varılmadan- etkileyen önemli bir gücü bulunmaktadır. Bu nedenle, toplumsal-kültürel, toplumsal-psikolojik ve toplumsal-
politik süreçler açısından söylemin hangi amaçlar doğrultusunda ve nasıl yapılandırıldığı önemlidir.
● Bu nedenle, söylem hem zihni temsil eden hem de zihni yönlendiren bir güç olarak kabul edilir.

2
Giriş


Genellikle dilbilim kökenli olan eleştirel söylem analistleri dilbilimin geleneksel
sorunsalı yerine bir sosyal bilimci yaklaşımı ile dili toplumsal güç ve iktidar
ilişkilerinin kurulduğu yer olarak görürler ve dil örneklerini tarihsel ve toplumsal
bağlam içinde ele alırlar.
● Temel olarak toplumsal eşitsizlikler üzerinde dururlar.
● Hegemonya, iktidar, eşitsizlik, ayrımcılık, gücün kötüye kullanımı gibi sosyal
olguların dil kullanımı ile vücut buluşunu, inşa edilişini ve meşrulaştırılışını eleştirel
bir şekilde sorunsallaştırırlar.
● Sosyal pratiklerdeki hegemonik ilişkilerin açığa çıkarılması ve böylelikle
süregiden hükümranlık ve eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasını amaçlarlar. Bu
haliyle ESA bir toplumsal hareket olarak nitelendirilmektedir.

3
Amaç

1. Toplumsal bağlamlardaki güç ilişkilerinin oluşumunda dilin rolünü ortaya


koymak
2. Dil kullanıcılarının farklı bağlamlarda anlamı nasıl oluşturduklarını incelemek
3. Söylemin oluşturulmasında dil kullanıcılarının amacının ve duruşunun rolünü
saptamak
4. Toplumsal sorunların yansıtıldığı ya da inşa edildiği söylem pratiklerini
çözümlemek
5. Dilde yerleşmiş olan ideolojileri saptayarak bunların kırılmasını sağlamak
6. Çeşitli bağlamlardaki haksızlıklara, gücün kötüye kullanımına ve önyargılara
ilişkin olarak bireylerde farkındalık sağlamak

4
İlkeler
1991 yılında Fairclough, Kress,Leuwen, Wodak ve Van Dijk gibi isimlerin içinde
bulunduğu bir grup dilbilimci bir sempozyum sonrası ESA’nın temel ilkelerini
belirliyorlar:

1. Toplumsal sorunları ele alır.


2. Güç ilişkileri söyleme dayalıdır.
3. Söylem toplumu ve kültürü oluşturur.
4. Söylem ideolojiktir.
5. Söylem tarihseldir.
6. Eleştirel Söylem analizi tanımlayıcı değil; yorumlayıcı ve açıklayıcıdır.
7. Söylem bir toplumsal davranış biçimidir.

5
Kavramsal ve Teorik Çerçeve

●Tek veya sabit bir teorik çerçevesi yoktur. ESA’nın amaçları dahilinde birçok analiz türü vardır
ve bunlar teorik ve analitik olarak oldukça çeşitli olabilir.
● Konuşma, basındaki haberler, okuldaki eğitim-öğretim ve ders kitapları veya reklamların analizi
birbirinden farklı olabilir. Ancak ESA’nın genel amacını düşündüğümüzde birbiriyle yakından
ilişkili kavramsal ve teorik çerçeveler bulunabilir.
● İster bir sohbet olsun, ister bir haber bülteni veya diğer söylemsel kaynaklar (metin, konuşma,
jest, fotoğraf, görüntü vs.) olsun ESA temel olarak tahakküm, eşitsizlik, hegemonya, ideoloji,
sınıf, cinsiyet, ırk, ayrımcılık, çıkarlar, yeniden üretim, kurumlar ve toplumsal düzenin yeniden
üretiminde söylem yapılarının nasıl yerleştirildiğiyle ilgili sorular sorar.
● Söylemin yapısal özellikleri yerine temel olarak toplumsal sorunlara ve siyasi konulara odaklanır.
● Söylem yapılarını tanımlamaktan ziyade, toplumsal ilişkiler ve yapı açısından açıklayıp yorumlar.

6
Kontrol aracı olarak ‘güç’ (Van Dijk) olarak ‘güç’ (Van Dijk) (Van Dijk)


Söylem üzerine yapılan çalışmaların merkezinde “güç” kavramı yer alır ve bu daha spesifik
olarak grupların veya kurumların toplumsal gücünü ifade eder.
●Toplumsal gücü felsefi ve toplumsa açıdan özetlersek “kontrol” olarak tanımlayabiliriz.
Gruplar, diğer grupların zihinlerini kontrol edebilirlerse bir güce sahiplerdir.
●Eylemlerimiz de zihnimiz tarafından yönetildiğinden eğer insanların zihinleri – yani bilgileri
ve düşüncelerini – kontrol edip yönetebilirsek (ikna ve manipülasyondan bildiğimiz üzere)
davranışlarını da dolaylı olarak etkileyip yönetebiliriz.
● Güç ve söylem arasındaki ilişkileri analiz etmek için siyaset, medya ya da bilimin söylemine
bakmamız gerekir. Eğer güç ve söylem çemberini kapatırsak ya da göremezsek en etkili
söyleme sahip yukarıdaki gruplar, diğerlerinin zihnini ve dolayısıyla eylemlerini daha fazla
kontrol etme imkanı bulurlar.

7
ESA araştı olarak ‘güç’ (Van Dijk)rması olarak ‘güç’ (Van Dijk)nda temel sorular (Van Dijk)

1. Daha güçlü durumdaki gruplar kamusal söylemi nasıl düzenliyor/yönetiyor?

2. Böyle bir söylem daha az güçlü grupların zihinlerini ve eylemlerini nasıl etkiliyor/
yönlendiriyor?

3. Böyle bir etkinin (eşitsizlik gibi) toplumsal sonuçları nelerdir?

4. Daha güçlü durumdaki grupların, örgütlerin ve kurumların kullandıkları


söylemin özellikleri nelerdir ve bu özellikler gücün kötüye kullanımına nasıl
yardımcı oluyor?

8
Yöntem
Van Dijk’ın Makro-Mikro Şeması
Makro yapı
1. Tematik Yapı: Başlıklar, Haber girişi, Fotoğraf
2. Şematik Yapı: Durum – ana olayın sunumu, sonuçlar, ardalan bilgisi, bağlam bilgisi
Yorum – haber kaynakları, olay taraflarının olaya getirdikleri yorumlar
Mikro Yapı
1. Sentaktik (sözdizimsel) çözümleme: cümle yapılarının aktif ya da pasif olması, cümle yapılarının basit ya da
karmaşık olması
2. Yerel Bağdaşıklık: art arda gelen cümlelerin ve cümle bölümlerini birbirleriyle olan ilişkileri, cümle içinde
nedensel bağlar, spesifikleştirme, zıtlık, özetleme ve örneklemeye bakılır ve bu kısımlarda ideolojik bulgulara
rastlanabilmektedir.
3. Sözcük Seçimleri: ideolojik yapılanma açısından önemlidir (teröristler-özgürlük savaşçıları, üni.öğrencileri-
eylemciler/protestocular, protesto-bölücü eylemler)
4. Haber Retoriği

9
Kaynaklar

●Van Dijk, T. A., (2001) Critical Discourse Analysis. Schiffren, D., Tannen,
D., Hamilton, E. D. (Ed.), The Handbook of Discourse Analysis (s.350-372)
içinde. Massachusetts: Blackwell Publishers.

●Özer, Ö. (2022). Eleştirel Söylem Çözümlemesi: Haber Örnekleri


üzerinden bir inceleme. Etkileşim, 9,36-54.
doi:10.32739/etkilesim.2022.5.9.154

10

You might also like