Lazer Çeşi̇tleri̇

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 11

LAZER ÇEŞİTLERİ

GİRİŞ

Lazer kelimesi “Light amplification by Stimulated Emission of Radiation” kelimelerinin baş


harflerinden oluşmuştur. Uyarılmış ışınım yayınımı ile ışığın yoğunlaştırılması anlamına
gelen bu terim kısaca yoğunlaştırılmış ışık anlamına gelir. Lazerin prensipleri 1927 yılında
Einstein tarafından ortaya konulan kuantum kavramına dayanmaktadır. 1954 yılında Townes
ve arkadaşları Colombia Üniversitesinde bu kavramı Maser (Microwave Aplification by
Stimulated Emission of Radiation) şeklinde uygulamaya başlamışlardır. 1960 yılında Teodore
Maiman ilk laser aletini geliştirmiştir. 1967 yılında lazer ile ilgili ilk deneysel çalışmalar
başlamış ve lazerin biyostimülan etkisi anlaşılmıştır. 1968 yılında Mester düşük enerjili
lazerin hücreler üzerinde uyarıcı etkili, yüksek enerjili lazerin ise inhibitör etkili olduğunu
ortaya çıkarmıştır (1).

Lazer cihazlarının temel prensibi bir ışık kaynağından çıkan foton enerjisinin belirli bir
ortamdan geçirilmesi yoluyla, bu ortamın atomlarındaki elektronların dönüş hızını artırmak ve
böylece gelen ışınlardan çok farklı dalga boyunda, tek bir doğrultada hareket eden yeni bir
ışın elde etmektir. Lazer ışınlarını elde etmek için radyasyon emisyonu sağlayacak aktif bir
ortam (katı, sıvı, gaz), enerji kaynağı, elektron hareketlerini hızlandırmak için rezonans ayna
sistemi ve fiber-optik bir iletken gereklidir (2).

Einstein' e göre atomlar ve moleküller sürekli bir osilasyon durumunda bulunurlar. Bu


osilasyon sırasında enerji yönünden uyarılmış durumdadırlar. Uyarılmış atomların bazıları 8-
10 sn gibi çok kısa için sabit duruma geçerler ve bu esnada bir foton enerjisi ortaya çıkar.
Meydana gelen bu foton enerjisi lazer ortamının iki ucuna konulan rezonans aynalar arasında
gidip gelmesi sağlanarak amplifiye edilir. Bu aynalardan biri yarı geçirgen olduğu takdirde
meydana gelen enerji buradan çıkıp yeni bir ışık şeklinde boşlukta yol alacaktır. Meydana
gelen bu ışık fiziksel özellikleri farklı olan lazer ışığıdır (3).

Şekil 1: Lazer ışın cihazının şematik yapısı (4)


Şekil 1’de bir lazer ışın cihazı şematik olarak gösterilmektedir. Enerji kaynağına bağlı güçlü
bir lamba ile lazer aktif maddesine ışık pompalanmaktadır. Pompalanan ışık maddenin
atomlarını ivmelendirerek manyetik dalgalar halinde proton üretmesini sağlar. Burada lazer
aktif maddesi katı , sıvı ve gaz fazında olabilir. Lazer ortamından çıkan lazer ışınları rezonatör
aynalar yardımıyla güçlü bir ışık demetine dönüştürülür. Işık demeti lazer tipine göre ayna ve
mercek sistemleri ile veya ışık kablosu yardımıyla istenilen yere iletilmektedir (4).

LAZER IŞIĞININ FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ

Elektromanyetik spektrumda görünür ışık ve kırmızı ötesi bölgesinde yer alan lazerin fiziksel
özellikleri şunlardır:

Monokromatizm (tek renklilik): Lazer ışınları tek bir dalga boyundaki ışınlardan oluştuğu
için tek renklidir. Bu özellikten dolayı bazı dokular ve ve spesifik uygulamalar için belli dalga
boylarının seçilmesine olanak sağlar. Örneğin Helyum- Neon cihazı dalga boyu 632.8 nm
olan kırmızı lazer ışını, Galium-Arsenid cihazı dalga boyu 910 nm olan kızıl ötesi lazer
ışınıdır (1).

Şekil 2: Işık kaynaklarının karşılaştırılması

Koherans (dağılmazlık): Güneş ışını veya elektrik ampülü gibi kaynaklardan çıkan ışık
dağınık bir şekilde etrafa yayılır. Işığı oluşturan dalgalar aynı anda aynı fazda bulunmadığı
için bu şekilde yayılmaktadırlar. Normal ışığın tersine lazer ışını dağılmaz, aynı yön ve aynı
fazı ortalayan paralel dalgalardan oluşur. Lazer dalgalarının düzenliliğinin nedeni uyarılmış
yayınımdır. Normal ışık kaynaklarından yayılan ışın ise spontan yayınım sonucu
oluşmaktadır. Lazerin bu özelliği ile sapma en aza indirilir ve enerjinin bir noktada
toplanması sağlanır.

1
Küçük diverjans (küçük oranlarda dağılırlık): Normal ışık çok kısa sürede ve mesafede
yayılmaktadır. Lazer ışını ise küçük diverjans göstermesi nedeniyle saç kılı inceliğinde uzak
mesafelere aynı incelikte ulaşabilmektedir. Bu nedenle lazer için doğrultulmuş ışın
(kolimasyon) ifadesi kullanılmaktadır (5).
Enerji taşıyıcılık: Lazer ışınlarının büyük bir elektromanyetik alan gücü vardır ve bu
özelliklerinden dolayı enerji taşıyıcıdırlar. Küçük yüzeylere yoğun bir enerji aktarır. Radyant
enerjinin diğer tiplerine benzer şekilde absorbe edilebilir, yansıtılabilir ve iletilebilirler.

Lineer polarizasyon: Optik filtreler sayesinde sadece 90° ile gelen ışınların geçmesine izin
verirler (3).

LAZER ÇEŞİTLERİ

Lazerleri aktif madde hallerine göre Şekil 3’ deki gibi sınıflandırabilirz.

Lazerler
Katı Hal Sıvı Gaz Yarı Diğer
Lazerleri Lazerler Lazerleri İletken Lazerler
Lazerler
Yakut Ti-Safir Serbest Fiber
Nd-YAG Boya Molekül İyon Diyot X Işını
Lazeri Lazer Atom Elektron Lazerler
Lazer Lazerleri Lazerleri Lazerleri Lazer Lazerler
Lazerleri Lazerler
Argon Kripton
Helyum CO2 Nitrojen Excimer İyon İyon
Neon Lazeri Lazeri Lazeri Lazeri Lazeri
Lazeri
Şekil 3: Lazerlerin sınıflandırılması

Yakut(Ruby) Lazer

Yakut lazer Ted Maimon tarafından bulunmuş olup, en eski lazer olma özelliğini
taşımaktadır. Yakut lazerlerin iletim elementi corundum (Al2O3) kristali olup, krom ile
katkılanmışlardır. Bu lazerlerin ürettiği ışının dalga boyu 694.3 nm’dir. İlk bulunduğu
zamanlarda tek darbeli (single pulsed) mantığıyla çalışan Ruby Lazerler daha sonra CW
(continuous wave/ sürekli dalga) operasyonu da dahil edilip devamlı çalışabilir hale
getirilebildi. Bu lazerler temel prensibinden uzaklaşmamış bu yüzden de kullanım zorluğu
olan lazerlerdir. Ruby lazerlerde population inversion oluşabilmesi için çok büyük bir enerji
kaynağıyla pompalanmaları gerekmektedir. Bu yüzden, bu tarz lazerler flashlamp ile
uyarılırlar.

2
Şekil 4: Endüstride kullanılan bir yakut lazer cihazı

Yakut, içinde az miktarda krom içeren bir alüminyum oksit kristalidir. Kırmızı lazer ışınları
kristalin içindeki krom atomları tarafından yayılır. Uygulamalarda genellikle sentetik yakutlar
kullanılır. Lazer ışını yakut içerisindeki krom atomlarının uyarılması ile meydana gelir ve bu
uyarılmanın gerçekleşmesi için genellikle yeşil ışık veya optik pompalama ve nüfus
terslenmesi ile yakutu uyaran bir elektrik ark lambası (örneğin; xenon flaş tüpü) kullanılır.
Flaş tüpünden gelen ışığın yoğunluğu kritik seviyeyi bir miktar aşarsa kalıcı hareket
gerçekleşir ve saniyenin binde biri oranında 694,3 nm dalga boyuna sahip güçlü bir foton
ışıması gerçekleşir. Yakut lazer kaynak cihazı temel olarak bir lazer kafası ve bir güç
kaynağından oluşur. İçindeki yakut çubuğunun çapı ve uzunluğu, lazer emisyonunun gücünü
belirler.  Çubuk, yaklaşık 5-15 mm çapında ve yaklaşık 100-200 mm uzunluğunda olur (6).

Şekil 5: Yakut lazerin işleyiş mekanizması

Neodymium: YAG (Neodymium-doped Yttrium Aluminium Garnet) Lazer

Nd:YAG lazerler neodyum katkılı alüminyum-garnet-itriyum ortamı olan bir katı hal
lazeridir. Pompalama işlemi diyod ya da flaş lamba ile yapılarak sistem uyarılır. Lazer ışığının
dalga boyu 1.06 µm’dir ve meydana gelen ışık demeti fiber optik kullanılarak taşınır. DC ark
lambaları ile uyarıldığında, 5 kW’ a kadar güce sahip devamlı dalga boylu lazer ışığı
üretebilirler. Nd:YAG lazer özelliklerinden dolayı metal yüzeyler tarafından soğurulması ve
CO2 lazerlerden daha iyi olduğundan bu lazerlerin kullanılması daha uygundur.

Özellikle tümör tedavisinde ve endoskopide kullanılır. Önce ısınma sonra yavaş yavaş
ilerleyen derin pıhtılaşma ve doku yüzeyinde büzülmelere neden olur. Işınlama devam ederse
buharlaşma meydana gelir (7).

3
Şekil 6: Nd-YAG lazer cihazı

Nd:YAG sistem, yapısı bakımından diğer lazerlerden biraz farklı olup, daha detaylı bir
çalışma prensibine sahiptir. Nd:YAG 4 seviyeli bir sistem olmasıyla birlikte Neodynium
(Nd3+)’un E4 seviyesine pompalanma işlevi krypton arc lambası ile yapılır. Dalga boyu 720nm
ile 800nm olan pompalama ışığı, E1 (Ground State) seviyesindeki iyonları uyararak
E4 seviyesine çıkmalarını sağlar. E4’ten E3 seviyesine serbest geçiş yaparak (non-radiative
radiation) metastable duruma ulaşırlar. Böylelikle elektronlar E3 seviyesinden E2 seviyesine
geçerek uyarılmış emisyonu başlatmış olurlar ve 10600nm lik dalga boyuna sahip lazer ışığını
yayarlar.

Şekil 7: Nd-YAG lazer cihazı ana yapısı

Titanyum Safir (Ti-Safir) Lazer

650 ila 1100 nanometre aralığında kırmızı ve yakın kızılötesi ışık yayan ayarlanabilir
lazerlerdir. Bu lazerler, ayarlanabilirlikleri ve ultra kısa darbeler üretme yetenekleri nedeniyle
çoğunlukla bilimsel araştırmada kullanılır. Ti-safir bazlı lazerler ilk olarak Haziran 1982'de
MIT Lincoln Laboratuvarı'nda Peter Moulton tarafından inşa edildi ve icat edildi. Titanyum-
safir , Ti3+ iyonları ile katkılanmış bir safir kristali (Al 2O3) olan lazer ortamını ifade eder. Ti-
safir lazeri genellikle bir pompalı olduğu için 800 nm'ye yakın dalga boylarında en verimli
şekilde çalışır.

4
Şekil 8: Novosibirsk Devlet Üniversitesi'nde kullanımda olan Ti-Safir lazeri
Boya Lazerler

Boya lazeri gelişmeleri ilk olarak 1966 da Sorokin ve Lankard tarafından bir klor
alüminyumun çözülmesinden lazer yayılması gözlenmesiyle olmuştur. O tarihlerde ayrı
olarak Schafer, Schmidt ve Volze adındaki bilim adamlarıda siyanürün bir cinsi için lazer
yayılmasını keşfettiler.Ve ilk temel boya lazeri 1967 de Soffer ve McFarland tarafından bir
kırınım ağıyla onu yankılayan aynaları yerine koyarak kısıtlı ve uyumlu bir boya lazeri
spekturumu yapması ile olmuştur. Boya lazerleri diğer lazer tiplerinden farklıdır, çünkü boya
lazerlerinde likit organik boyalar kullanılır.

Şekil 9: Boya lazer temel yapısı

Çalışma yapısı: Flaş tüpünün patlaması ile sıvı harekete geçirilir. Bu sırada boya
moleküllerinin enerji düzeyleri yükseltilerek foton üretilir. Bu işlem dahili aynaların geri
besleme işlemi yapıncaya kadar sürer. Atomların tüp içinde gidip-gelme hareketi bir miktar
ışığın kısmi yansıtıcı aynadan lazer ışını olarak çıkmasına kadar devam eder. Boya lazerleri
ayarlanabilen prizması nedeniyle özellikle kimyasal analiz işlemleri için uygundur.
Ayarlanabilen prizma aracılığıyla,ayarlanan prizma açısına göre değişik renk ve dalga boyları
elde edilir.

Helyum-Neon (He-Ne) Lazer

Helyum-Neon lazeri ilk sürekli lazerdir. Javan, Bennett ve Herriot tarafından 1961 yılında icat
edilmiştir ve halen yaygın olarak kullanılmaktadır. Atom spektrumlarının iyi bilinmesi ilk
lazerlerin oluşturulması için Helyum (He) ve Neon (Ne) gazlarının seçilmiş olmalarında çok
faydalı olmuştur. Lazerin oluşturulduğu ortam %80 oranında He ve %20 oranında Ne
gazlarının karışımından meydana gelir. Düşük yoğunluklu bu gaz karışımı yüksek gerilim
altında atomların bir kısmının iyonlaştığı plazma haline dönüşür, buna yük boşaltım gazı
denir. Yük boşaltım gazındaki yüksüz atomlar çoğunlukla serbest elektronların çarpmalarıyla
uyarılır (Bakınız Şekil 10). Bu şekilde uyarılan He atomlarının en düşük enerjili iki uyarılmış
durumu 23s1 ve 21s0 yarıkararlıdır çünkü taban durumuna optik geçişleri (foton salarak)

5
yasaktır. Taban durumuna sadece diğer atomlara veya tüp duvarlarına çarparak geçerler.
Uyarılmış He atomlarının bir kısmı yüksüz Ne atomlarına çarparak foton salımı olmadan
enerjilerini aktarıp Ne atomlarını uyarır. Şekil 10' da He ve Ne atomlarının enerji seviyeleri
gösterilmiştir. Helyumun 21s0 seviyesi Neonun 3s(1s22s22p55s1) seviyesinin 47 meV kadar
altındadır. Fakat atomların kT termal enerjisi bu küçük farkı karşılamak için yeterlidir. Ne
atomlarının s seviyelerinin kararlılık süreleri p seviyelerinden yaklaşık 10 kat daha fazladır.
Bu yüzden 3s seviyesiyle 2p(1s22s22p53p1) seviyesi arasında lazerin oluşması için gerekli şart
olan nüfus terslenmesi gerçekleşir. Söz konusu seviyeler arasında 632 nm dalgaboyundaki
kırmızı ışığa karşılık gelen lazer geçişi oluşur.

Şekil 10: Solda elektron çarpması sonucu He atomunun uyarılması ve sağda kırmızı lazer geçişini
oluşturan uyarılma döngüsünü gösteren şema (8)

2p seviyesindeki elektronlar kendiliğinden ışıma yoluyla hızlı bir şekilde 1s(1s 22s22p53s1)
seviyesine geçerler. Bu seviyeden taban durumuna (1s22s22p6) geçişler Ne atomlarının tüp
duvarlarına çarpmalarıyla gerçekleşir çünkü iki seviye arasındaki optik geçiş izinli değildir.
Kazançların kayıpları geçebilmesi için Şekil 2'de gösterilen döngünün hızlı bir şekilde
gerçekleşmesi yani lazer geçişini gerçekleştiren Ne atomlarının hızlı bir şekilde tekrar taban
durumuna geçmeleri gerekmektedir. Sonuç olarak tüpün çapı mümkün olduğunca küçük
olmalı. Öte yandan yüksek çıkış gücü elde edebilmek için tüp hacminin mümkün olduğunca
büyük olması gerek. Günümüz He-Ne Lazerleri birbirine zıt bu iki koşulun optimal
durumunda çalışır.

Karbondiokstit(CO2) Lazer

Çalışması He-Ne lazere benzer. Dalga boyu 10.6 mikron olmakla birlikte karbondiosit lazer
40 kW’ a kadar güce sahip olabilir. Genelde 19 mm aralıkta sürekli veya darbeli olarak
uyarılmış azot moleküllerinin CO2 moleküllerini uyarması esasıyla çalışır. Rezonatör içinde
yüksek gerilimle uyarılan gaz sonucu meydana gelen demet, bir noktaya mercek ya da ayna
ile taşınabilir.
Mikro cerrahi kullanımlar için en uygun lazer çeşididir. Dokuların üst tabakaları tarafından
emildiği için temiz ve az kanamalı kesi olanağı sağlamaktadır. Ayrıca çapı 0.5 mm' ye kadar
olan damarların kapatılmasını sağlar (7).

6
CO2 lazerler endüstride 2-12 kW’ a kadar olan güç uygulamalarında kullanılmaktadır. Ağaç,
cam, metal, plastik ve seramik işlemede tercih edilir (9).

Şekil 11: CO2 lazer yapısı

Nitrojen Lazer

Karbondioksit molekülleri lazeri meydana getirir. Nitrojen ise karbondioksitin tersine


birikime ulaşmasını sağlar. Bu tip lazerler, kolayca 10kW sürekli enerji sağlarlar. Ayrıca kısa
şoklarla çok daha güçlü enerjiler verebilirler. Bu lazer ışını görünmezdir ve elektromanyetik
spektrumun kızılötesi bölgesinde yer alır. (Kızıl ötesi ışınlar ısı ışınları diye de
adlandırılabilir.)

Excimer Lazer
Argon-florid gaz karışımının elektrik ile uyarılması ile elde edilen, 193 nm dalga boyuna
sahip UV lazeridir. Tıp alanında 25 yılı aşkın bir süredir görme kusurlarının tedavisinde
kullanılmaktadır. Excimer lazer cihazı aracılığı ile yapılan göz opreasyonlarında miyop,
hipermetrop ve astigmat gibi görme kusurlarını giderilir.

Argon İyon Lazer

Argon gazı ile dolu ve mavi/yeşil dalgaboyunda ışın üreten bir iyon lazer çeşitidir.


Günümüzde bu lazer cesitleri hastenelerde kullanılmaktadır. Göz hastalıklarında retinanın
bozulma durumlarında lazer ile anormal damarlara kaynak yapılır.

7
Şekil 12: 488 ve 514 nm’ de mavi-yeşil ışık yayan argo iyon lazer cihazı
Kripton lazeri

Kripton lazerleri bilimsel araştırmalarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Kripton lazerleri aynı
zamanda tıpta (örneğin retinanın pıhtılaşması için), güvenlik hologramlarının üretimi ve
birçok başka amaç için kullanılmaktadır.

Diyot Lazer

Yarıiletken lazer türlerinden bir tanesidir. Diyotlazerde P-N ekleminden elektrik akım
geçirilmesi ile lazer oluşturulur. Diyot lazerlerin en önemli özelliği düşük güce sahip
olmalarıdır(0.5 W ). Bu güç değerinden dolayı telekominakasyon sistemlerinde, fiber optik
iletişiminde, epilasyon cihazlarında ve CD & DVD okuyucularda kullanılır.

Fiber Lazer 

İçerisinde doğada nadir bulunan iterbiyum, neodimyum, disprozyum, paraseodim ve tulyum


gibi elementler barındıran lazer türüdür.

Fiber lazerler, normal bir lazerde var olan lazer ışınını hareket ettirmek için bir optik fiber
kullanımını ve etrafına sıçramak için aynaların kullanımını daha hassas hale getirmiştir. Bu
hassasiyet ile kararlı bir lazer kullanımı sağlanır. Hassas bir hizalama gerektiren ve harekete
ile darbeye duyarlı olan lazerlerin aksine fiber lazer; herhangi bir montaj hattının
çarpmalarını, darbelerini, titreşimlerini ve genel uyumsuzluğunu kaldırabilecek yapıdadır.

Şekil 13: Fiber lazer şematik yapısı

Fiber lazer; galvanizli çelik, alüminyum, alüminyum alaşımı, titanyum alaşımı, bakır, pirinç,
demir ve neredeyse tüm metal malzemelerin kesilmesinde kullanılabilir. Aynı zamanda fiber
lazer uygulaması yapılabilecek sektörler arasında; sac işleme, havacılık, elektronik, elektrikli
ev aletleri, metro aksesuarları, otomobiller, gıda makineleri, tekstil makineleri, inşaat

8
makineleri, hassas aksesuarlar, gemiler, metalurji ekipmanları, asansörler, ev aletleri, el
sanatları hediyeleri, dekorasyon, reklam, metal dış işleme, mutfak işleme ve diğer imalat ve
işleme endüstrileri gösterilebilir.

Serbest Elektron Lazeri

Serbest Elektron Lazeri (SEL), rölativistik bir elektron demetinin salındırıcı veya zikzaklayıcı
magnetten geçirilirken elektronların dairesel hareketleri nedeniyle ivmelenmeleri, bu sırada
kinetik enerjisinin bir kısmının elektromanyetik ışıma yoluyla ayarlanabilir, yüksek parlaklıklı
ve tek renkli lazer ışını olacak şekilde ışıması ile elde edilmektedir.

Şekil 14: Nijmegen'deki Radboud Üniversitesi'nde yer alan FELIX adlı serbest elektron lazeri.

Lazer ortamı, manyetik bir yapı boyunca serbestçe hareket eden çok hızlı elektronlar içeren
bir tür lazerdir. Ayarlanabilir olan ve tüm lazer türleri arasında en geniş frekans aralığına
sahip olan serbest elektron lazerleri; mikrodalgalardan, terahertz radyasyonu ile kızılötesine
ve görünür spektrum, morötesi ve X ışınlarına kadar uzanan dalga boyuna sahiptir.

SONUÇ

Lazer teknolojisinin dünyada önemli bir çalışma alanı olarak her geçen gün önemini
artırmaktadır. Ülkemizde üniversitelerimizde lazer çalışmaları ile ilgili kurulmuş olan
araştırma merkezleri faaliyet göstermektedir. Bu araştırma merkezlerinde malzeme, sağlık ve
imalat teknolojilerinde ileri düzeyde çalışmalar yapılmaktadır.

9
Diğer taraftan özellikle savunma sanayinde, takım tezgâhı üretimi yapan firmalarda lazer
sistemleri konusunda çalışma yapan Bakanlığımız destekli Ar-Ge merkezleri de faaliyet
göstermektedir.
Bu sebeple özellikle makine ve tıbbi cihaz ithalatı fazla olan ülkemizde lazerli sistemlerin
geliştirilmesi yüksek katma değerli ürün üretimi ve ihracatını artıracaktır. Ayrıca savunma
sanayinde lazer sistemlerine yönelik ürünlerin üretilmesi bu alandaki ihracat potansiyelimizi
artıracaktır.

KAYNAKLAR

1. Serap Alper. Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon In: Mehmet Beyazova, Yeşim Gökçe Kutsal.
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon. Volume 1, Ankara: Güneş Tıp Kitabevi, 2011:823-826.
2. Naeser MA, Hahn KA, Lieberman BE, Branco KF. Carpal tunnel syndrome pain treated with
low-level laser and microamperes transcutaneous electric nerve stimulation: A controlled study. Arch
Phys Med Rehabil 2002;83(7):978-988.
3. Snyder-Mackler L, Bork CE. Effect of helium-neon laser irradiation on peripheral sensory
nerve latency. Phys Ther 1988;68(2):223-225.
4. Özden H, Gürsel K., “Gemi İnşaatı ve Deniz Yapılarında Lazer Işın İmalat Yöntemlerinin
Uygulanması”, Gemi Mühendisliği ve Sanayimiz Sempozyumu, İstanbul, 240-251, 2004
5. Hidayet Sarı, Kenan Akgün. Hareket sistemi hastalıklarında fiziksel tıp yöntemleri. Ankara:
Nobel Tıp Kitabevi, 2002:73-79.
6.  Çetin, Ş., (2019), Lazer Kaynağı İle Birleştirilmiş Yüksek Mukavemetli Çelik Sacların
Mekanik Özelliklerinin İncelenmesi, Uludağ Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Bursa. 
7. Boyraz, İ., & Yıldız, A. (2016). Lazer Çeşitleri ve Yüksek Yoğunluklu Lazer Kullanımı. Bolu.
8. Ankara Üniversitesi Açık Ders Malzemeleri Deney Föyü, “Helyum-Neon Lazeri”, Ankara
9. Elektrik Rehberiniz. (2015, 02 04). Elektrik Rehberiniz Web Sitesi:
https://www.elektrikrehberiniz.com/elektronik/lazer-cesitleri-10684/ adresinden alındı

10

You might also like