Professional Documents
Culture Documents
Orbital 9 Sinif Konu Ozetleri844
Orbital 9 Sinif Konu Ozetleri844
Orbital 9 Sinif Konu Ozetleri844
ÜNİTE
1 1 SİMYADAN KİMYAYA
KIMYA VE SIMYA
Kimya Simya neden bir bilim olarak kabul edilmez?
Maddenin yapısını, maddeler arası dönüşümleri ve kullanım • Sistematik bilgi birikimi kullanılmadığı için,
alanlarını inceleyen bilim dalıdır. • Teorik temelleri olmadığı için,
• Yalnızca deneme yanılma yöntemine
Simya
dayalı olduğu için,
Antik çağlarda, maddeleri altına çevirmek veya içildiğinde
simya bir bilim olarak kabul edilmez.
ölümsüzlük veren bir iksir yapmak gibi hayali uğraşlara simya
denir. Simya, temelde kimyanın bilim olmadan önceki halidir.
Antik Çağ Simyacıları Antik Çağdaki İslam Alimleri Modern Kimyanın Öncüleri
MÖ V. yy'da Democritus maddelerin 8-15. yüzyıllarda İslam Uygarlığı Modern kimya; maddelerin miktarları
bölünemeyen çok küçük parçalardan bilime öncülük etmiştir. arasında sayısal ilişkilerin kurulması,
oluştuğunu ileri sürmüştür. • Cabir bin Hayyan (720-813) teorilerin doğrudan deney sonuçları
MÖ IV. yy'da Empedokles ve Aristo • Ebubekir er-Razi (860-940) ile ilişkilendirilmesi ile başlar.
bütün maddelerin, Simya çağı, 17. yy'da Robert Boyle’un
• İbn-i Sina (980-1037)
• Hava • Su • Toprak • Ateş element için verdiği tanım ile sona er-
• İbn-i Rüşd (1126-1198) miştir.
elementlerinden oluştuğunu ileri
Antik çağdaki İslam alimleri; kristal- "Bilinen hiç bir yöntemle kendinden
sürmüştür. Bu dört element,
lendirme, damıtma ve süblimleştir- daha basit maddelere ayrıştırılama-
• Sıcak • Soğuk • Kuru • Islak
me gibi kimyasal teknikleri, nitrik yan her saf madde elementtir."
özelliklere sahiptir. asit, sülfürik asit, kral suyu, sodyum Modern kimyanın başlıca öncüleri;
Doğadaki her şey bu dört elementin karbonat, kostik soda ve gliserin • Robert Boyle • Priestley
farklı oranlardaki bileşimleri sonu- gibi birçok kimyasal maddeyi, kim- • Lavoisier • Dalton
cunda oluşur. ya bilimine kazandırmışlardır. olarak bilinmektedir.
KİMYA DİSİPLİNLERİ
Maddelerin kimyasal bileşenleri- Metaller, ametaller, cam ve çimen- Kimyasal sistemlerin fiziksel özel-
nin ne olduğu ve bu bileşenlerin to gibi organik olmayan bileşiklerin liklerini ve enerji-iş dönüşümleri-
özelliklerini inceleyen kimya dalıdır.
miktarını inceleyen kimya dalıdır. ni inceleyen kimya dalıdır.
Canlıların yapısında yer alan kimya- Temel olarak karbon ve hidrojen Çeşitli polimerlerin sentezi ve
sal maddeleri ve canlıların yaşamı içeren maddelerin yapılarını, özel- bunların fiziksel, kimyasal özellik-
boyunca meydana gelen kimyasal liklerini, tepkimelerini ve sentez lerini inceler.
süreçleri inceleyen kimya dalıdır. yollarını inceleyen kimya dalıdır.
İlaçlar, hastalıkların teşhisi, teda- Süsleme ya da koruyucu amaç- Petrol veya doğal gazdan türeti-
visi ve önlenmesini sağlar. Bitkisel larla çeşitli yüzeylere uygulanan len kimyasal maddeler ile ilgile-
ve hayvansal kaynaklı olabileceği renk verici kimyasal maddelerdir. nen endüstri koludur.
gibi sentetik de olabilirler.
Toprağın verimini artırmak ama- Su veya havanın kirleticilerden Kumaş, kıyafetler, dekorasyon
cıyla toprağa verilen maddelere temizlenmesi işlemidir. Arıtma iş- ürünleri gibi malzemelerin elde
gübre denir. Gübreler genellikle lemlerinde çeşitli fiziksel, kimyasal edilmesinden kullanıma hazır
bitkilerin ihtiyacı olan azot, fosfor ve biyolojik yöntemler kullanılır. hale gelmesine kadar geçirdiği iş-
ve potasyum içermektedir. lemlerin tamamını kapsar.
ELEMENTLER
Elementler, aynı cins atomlardan oluşan saf maddelerdir. İlk 20 element ve yaygın kullanılan bazı elementlerin
adları ve sembolleri
Elementler sembollerle gösterilir. Semboller, elementlerin la-
No Element Adı Sembol No Element Adı Sembol
tince adlarının ilk harfinden oluşur. Aynı harfle başlayan ele-
1 Hidrojen H 19 Potasyum K
mentler de ilk iki veya ilk üç harf kullanılır. Sembollerde ilk
2 Helyum He 20 Kalsiyum Ca
harf büyük varsa ikinci ve üçüncü harfler küçüktür.
3 Lityum Li 24 Krom Cr
Elementlerin sistematik olarak sembollerle gösterilmesi so- 4 Berilyum Be 25 Mangan Mn
nucunda;
5 Bor B 26 Demir Fe
• Ortak bir kimya dili ortaya çıkmıştır. 6 Karbon C 27 Kobalt Co
• Kimya ile ilgili çalışmalar daha kolay kaydedilmiştir. 7 Azot N 28 Nikel Ni
• Kazanılan bilgi ve birikim daha kolay aktarılmıştır. 8 Oksijen O 29 Bakır Cu
9 Flor F 30 Çinko Zn
• Bileşik formüllerinin ve kimyasal reaksiyonların yazılabil-
10 Neon Ne 35 Brom Br
mesi sağlanmıştır.
11 Sodyum Na 47 Gümüş Ag
12 Magnezyum Mg 50 Kalay Sn
13 Alüminyum Al 53 İyot I
14 Silisyum Si 56 Baryum Ba
15 Fosfor P 79 Altın Au
16 Kükürt S 80 Civa Hg
17 Klor CI 82 Kurşun Pb
18 Argon Ar
Metaller Ametaller
Li, Na, Mg, K, Ca, Au, Ag, Cu gibi.. H, C, O, N, S, F, Cl, Br gibi...
ELEMENTLER
Yarı metaller Soygazlar
Si, Ge gibi He, Ne, Ar, Kr, Xe, Rn
Bileşikler; iki ya da daha fazla element atomunun belirli • Saf ve homojen maddelerdir.
oranda birleşmesiyle oluşan saf maddelerdir. • En az iki farklı tür atom içerirler.
• Belirli koşullarda, sabit erime ve kaynama noktaları var-
dır.
• Bileşikler formüllerle gösterilir. Bileşik formülleri, bile- • Fiziksel yollarla daha basit maddelere ayrışmazlar.
şiği oluşturan elementlerin neler olduğu ve element • Kimyasal yöntemlerle daha basit, kendini oluşturan ele-
mentlere veya daha küçük bileşiklere ayrıştırılabilirler.
atomlarının birleşme oranları hakkında bilgi verir.
• Formüllerle gösterilirler.
BİLEŞİKLER
• İyonik bileşikler metal ve ametal elementlerinin elekt- • Genellikle, ametal atomları arasında elektronların or-
ron alışverişi sonucu oluşur. taklaşa kullanılması sonucu oluşan bileşiklerdir.
NaCl, CaO, NaHCO3, NaOH, KOH, CaCO3, Ca(OH)2 H2O, HCI, H2SO4, HNO3, CH3COOH, NH3
• İyonik bağlı bileşiklerin yapı taşları iyonik kristal birim • Kovalent bağlı bileşiklerin en küçük yapı taşları mole-
hücrelerdir. küllerdir.
• Erime ve kaynama noktaları genellikle yüksektir. • Erime ve kaynama noktaları genellikle düşüktür.
Radyoaktif Madde
Radyo Aktif Madde
Yakıcı Madde Çevreye Zararlı Madde
Yakıcı Madde Çevreye Zararlı Madde
Korozif ve Aşındırıcı
Kanserojen Madde
Alınması Gereken Önlem Alınması Gereken Önlem Alınması Gereken Önlem
Bu maddelerin bulunduğu bölgelerden Elbiseler, kâğıt, ahşap malzeme ve özellikle ya- Bu maddelerin atıkları lavaboya dökülmez,
uzak durulmalı, yaklaşılacaksa radyasyon- nıcı kimyasal maddelerle temas etmemesine doğrudan çevreye atılmaz ve bu maddeler
dan koruma sağlayan özel kıyafetler kulla- özen gösterilmelidir. Yüz, göz ve cilde temas başka kimyasal maddeler ile aynı biriktirme
nılmalıdır. Uranyum, Plutonyum etmemesine dikkat edilmelidir. Sodyum klorat kabına da konulmaz. Civa
Çözeltilerin hazırlanması, karıştırılması, Koni şeklinde, ağız kısmına doğru daralan Üzerinde hacim gösteren çizgiler bulu-
aktarılması, ısıtılması ve kristallendirme cam malzemedir. Çözelti hazırlanması ve nan cam malzemedir. Saf sıvı ve çözelti-
gibi işlemlerde kullanılır. saklanması ve titrasyon işlemi gibi amaçlar lerin hacminin ölçülmesi amacıyla kulla-
için kullanılır. nılır.
Dar bir boynu olan yuvarlak cam malze- Üzerinde mL cinsinden bölmeler bulu- Metalden yapılmış, çay kaşığına benze-
medir. Çözeltilerin ısıtılması, bazı kimyasal nan ince cam borudur. Sıvıların bir kap- yen malzemedir. Toz veya küçük parçalar
reaksiyonların gerçekleştirilmesi gibi iş- tan diğer kaba aktarılmasında kullanılır. halindeki katı maddeleri almak için kul-
lemlerde kullanılır. lanılır.
İnce uzun boyunlu, alt kısmı balon gibi Alt kısmında musluk bulunan, üzeri dere- Üstü geniş alt kısmı ince ve musluğu bu-
yuvarlak cam malzemedir. Belli derişim- celendirilmiş, boru şeklinde cam malze- lunan cam kaptır. Zeytinyağı-su gibi bir-
de çözeltilerin hazırlanmasında ve sak- medir. Titrasyon işleminde titre edilecek biri ile karışmayan sıvıların ayrılmasında
lanmasında kullanılır. Boyun kısmında sıvıya diğer sıvıyı damlatmak için kullanı- kullanılır.
kabın ölçü çizgisi bulunur. Balon joje ile lır.
sıvı hacimleri hassas olarak ölçülür.
Thomson atom modelini desteklemek için yaptığı deneylerde, Rutherford atom modeline göre;
• Altın levha üzerine (+) yüklü α taneciklerini göndermiştir. • Atomdaki (+) yükler çok küçük bir hacimde toplanmıştır.
• Ancak α taneciklerinin çok küçük bir kısmının geri yansıdı- • Her atomun çekirdeğindeki (+) yük sayısı farklıdır.
ğını, taneciklerin çoğunun levhanın diğer tarafına geçtiğini
gözlemlemiştir.
Doğrultusu Değişen Doğrultusu
(Sapan) Işınlar Değişmeyen Işınlar
ZnS Sürülmüş
Levha
Altın Levha
1913 yılında Niels Bohr, Rutherford atom modelinde özellikle • Atomların, ışınları soğurmalarına absorpsiyon, ışınları yay-
elektron hareketleri ile ilgili açıklayamadığı konuları ele alarak malarına ise emisyon denir.
yeni bir atom modeli geliştirdi.
Elektronlar çekirdeğe en yakın katmanları tercih ederler. Bohr atom modelinin hatalı ve eksik yönleri
Bu durumda en düşük enerjili ve kararlı halde bulunurlar. • Yalnızca 1H, 2He+, 3Li2+ gibi tek elektronlu sistemleri açıkla-
Bu hale “temel hâl” denir. mıştır.
• Elektronlar enerji alarak üst enerji seviyelerine çıkabilir. Bu • Elektronların çizgisel yörüngelerde döndüğü öngörülmüş-
hale "uyarılmış hal" denir. Uyarılmış hal, kararsız ve yüksek tür ancak atom etrafında elektronlar “orbital” adı verilen
enerjilidir. Uyarılan elektronlar aldıkları enerjiyi etrafa tek- üç boyutlu hacimsel bölgelerde bulunur.
rar vererek temel hale geri döner.
Proton 1 +1
Nötron 1 0
Elektron 1/1840 -1
İYON
Bir veya daha çok sayıda elektron kazanmış ya da kaybetmiş
bir atomdan (veya bir atom grubundan) oluşmuş yüklü tane-
ciklere iyon denir. Kütle no Yük
Katyon Anyon 56 3+
Pozitif (+) elektrik yüklü iyon- Negatif (–) elektrik yüklü 30
Nötron sayısı
lara katyon denir. Yüksüz bir iyonlara anyon denir. Yüksüz
atom ya da atom grubu elekt- bir atom ya da atom grubu 26 23
ron verirse katyon oluşur. elektron alırsa anyon oluşur. Atom no Elektron sayısı
Na Na+ + e Br + e Br–
Yük (Değerlik) = Proton sayısı – Elektron sayısı
Na+, Mg2+, Al3+ ve NH4+ iyonla- Br–, NO3–, SO42– iyonları anyon-
rı katyonlara örnek verilebilir. lara örnek olarak verilebilir.
İzotop Atomlar
Atom numaraları aynı kütle numaraları farklı ya da proton 12 14
6C 6C
sayıları aynı nötron sayıları farklı olan atomlar bir birinin izo-
(Karbon–12) İzotopu (Karbon–14) İzotopu
topudur.
• Nötr izotop atomların kimyasal özellikleri aynı, fiziksel Proton 6 6
Nötron 6 8
özellikleri ise birbirinden farklıdır.
Elektron 6 6
Doğada, bir elemente ait izotopların bir karışımı bulunur.
Hidrojen elementinin üç doğal izotopu bulunur. İzotop iyonlar: Elektron sayıları birbirinden farklı olan izo-
topların hem fiziksel hem de kimyasal özellikleri birbirinden
Hidrojen Döteryum Trityum farklıdır. Bu tanecikler izotop iyonlar olarak adlandırılır.
1 2 2 3 3
1H 1H (1D) 1H (1D) 24
12 Mg
0
ve 25
12 Mg
2+
2 T K
21
Na Mg
12
1 D Ca
20
H Proton 0 Proton
0 11 12 0 Proton
1 sayısı sayısı
19 20 sayısı
İZOELEKTRONİK İYON
Elektron Nötron Elektron
sayısı sayısı sayısı
II I. İzoton 3-
II. İzotop 10 7N (Anyon)
III. İzobar
N3- Ne Mg2+ 7 7N (Nötr)
10
4 3+ (Katyon)
I 7N
0 Proton III
7 10 12 sayısı Proton 0 Proton
sayısı 7 sayısı
Günümüze kadar keşfedilmiş elementlerin fiziksel ve kimya- • Elementler atom numarası artışına göre sıralanmıştır.
sal özelliklerine göre sınıflandırıldığı tabloya periyodik sistem • Benzer fiziksel ve kimyasal özellik gösteren elementler alt
denir. alta gelecek şekilde aynı grupta bulunur.
a. Periyot b. Grup
Elementlerin yerleştirildiği yatay sıralara periyot denir. Periyodik sistemde dikey sütunlara grup denir.
• Bir periyotta yer alan elementlerin özellikleri, periyot • Aynı grupta yer alan elementlerin genelde kimyasal
boyunca düzenli olarak değişir. özellikleri birbirine benzerdir.
• 7 tane periyot vardır. • 8 tane A, 10 tane B grubu olmak üzere toplam 18 grup
• Periyodik sistemin altındaki 14'er elementten oluşan vardır.
iki periyot (lantanit ve aktinitler) 6. ve 7. periyotlara • Yeni sisteme göre (IUPAC) gruplar 1'den 18'e kadar ar-
dahildir. dışık numaralar alır.
2. Son yörüngelerinde 1, 2 veya 3 elektron bulunur (Hidro- 2. Katı hallerinde yüzeyleri mattır.
jen ve Helyum hariç). Bileşik oluştururken bu elektronları 3. Isı ve elektriği iyi iletmezler (Grafit, Fulleren, Gra-
kolayca verirler. fen hariç).
4. Yeni kesilmiş yüzeyleri parlaktır. 5. İki ve daha fazla atomludurlar (moleküler yapılı-
dırlar).
5. Isı ve elektriği iyi iletirler.
6. Kendi aralarında kovalent bağlı bileşikler oluştu-
6. Tel ve levha haline gelebilirler.
rurlar.
7. Serbest haldeyken (bileşik oluşturmamışken) tek atomlu-
7. Metallerle tepkimelerinden basit tuzlar oluşur.
durlar (atomik yapılıdırlar)
8. Elektron almaya yatkındırlar. Ancak hem elekt-
8. Kendi aralarında alaşım oluştururlar.
ron verebilir hem de alabilirler.
9. Elektron vermeye yatkındırlar.
9. Bileşiklerinde hem pozitif hem de negatif değer-
10. Ametallerle iyonik bağlı bileşikleri (basit tuzları) oluşturur- likte olabilirler.
lar. 10. Erime, kaynama noktaları ve yoğunlukları genel-
11. Erime ve kaynama noktaları genelde yüksektir. de düşüktür.
PERİYODİK TABLO
9. SINIF KİMYA
Alkali metaller Ametaller
Atom numarası
TEP
Toprak alkali metaller Halojenler
Periyot
17
TAMAMLAYICI EĞİTİM PROGRAMI
ATOM VE PERİYODİK SİSTEM
ÜNİTE
2 4 PERİYODİK ÖZELLİKLERİN DEĞİŞME EĞİLİMLERİ
2. Periyot 19K
19K
Bir atomdan elektron kopardıkça yarıçapı küçülür, elektron
başına düşen çekirdek çekim gücü artar. Bu nedenle bir son-
raki elektronu koparmak zorlaşır ve iyonlaşma enerjisi artar.
İyonların yarıçaplarının karşılaştırılması
• Bir atom ya da iyon elektron aldıkça yarıçapı büyür, elekt-
ron verdikçe yarıçapı küçülür. Periyodik sistemde,
Proton sayısı aynı olan taneciklerde tanecik yarıçapı; Aynı grupta, yukarıdan aşağı doğru atom hacmi artar, elekt-
ron koparmak kolaylaşır ve iyonlaşma enerjisi azalır.
ANYON NÖTR KATYON Aynı periyotta, soldan sağa doğru atom hacmi azalır, elekt-
ron koparmak zorlaşır ve iyonlaşma enerjisi artar.
N N N
3- 3+ Aynı periyotta iyonlaşma enerjisi sıralaması;
7 7 7
1A < 3A < 2A < 4A < 6A < 5A < 7A < 8A
şeklindedir.
şeklindedir. (3 aşağı 5 yukarı)
İzoelektronik taneciklerin yarıçapı;
Sıralamanın değişmesinin nedeni, 2A ve 5A grubu element-
anyon > nötr > katyon şeklindedir. lerinin elektron dizilişlerinden kaynaklanan kararlılıktır (Kü-
- +
9F > 10Ne > 11Na resel simetri özelliği).
KIMYASAL TÜRLER
Elementlerin özelliklerini göste- Ametal atomlarının belirli bir düzen içerisinde Elektron alarak veya vererek
ren en küçük yapı taşıdır. bir araya gelmesiyle oluşan nötr atom grupları- yük kazanmış atom ya da
• Soygaz atomları oktetlerini ta- dır. atom gruplarına iyon denir.
mamladıkları için (He dublet)
kararlı yapıdadır. Bu neden- Element molekülü N2, O2, O3, P4
Anyon CI-, OH-, NO3- , SO42-
le doğada monoatomik (tek
atomlu) halde bulunurlar. Aynı tür atomlardan oluşan moleküllere ele-
ment molekülü denir. Elektron alarak negatif yük-
(He, Ne, Ar, Kr, Xe, Rn)
lenmiş iyonlara anyon denir.
• A grubu metalleri 1, 2 veya 3 • Ametal atomları değerlik elektronlarını or-
değerlik elektronu içerir. Bu taklaşa kullanarak molekülleri oluşturur. Bu 2-
O + 2e O
elektronları kolaylıkla vere- sayede oktetlerini tamamlayarak kararlı hale
rek kendinden önceki soygaz gelirler. 8O: 2-6 8O
2-
: 2-8
elektron düzenine ulaşır.
(Na, Mg, Al...) Bileşik molekülü CO2, H2O, NH3, PCl5, H3PO4 Katyon Na+, AI3+, NH4+
• Atomlar arasındaki güçlü etkileşimlere atomlar arası bağ- • Maddeyi oluşturan tanecikleri yoğun fazlarda (sıvı ve
katı) bir arada tutan daha zayıf etkileşimlere ise molekü-
lar adı verilir.
ler arası etkileşimler denir.
• Molekülü oluşturan atomlar, çok atomlu iyonları oluştu- • Moleküller arası etkileşimler fiziksel özellikleri belirler.
ran atomlar ve metal atomları arasında görülür. Atomlar arası
bağ
• Atomlar arası etkileşimler genellikle maddenin kimyasal O
H H
özelliklerini belirler.
Moleküller arası
etkileşimler
BAĞ ENERJİSİ
Gaz haldeki atomlar arasında bağ oluşumu sırasında açığa çı- • Bağ oluşumu ekzotermik ve bağ kopması ise endotermik-
kan enerjiye bağ enerjisi denir. tir.
• Birimi kJ/mol veya kkal/mol'dür. • Genellikle bağ enerjisi yaklaşık 40 kJ/mol'den fazla ise güç-
• Bağ enerjisi ne kadar büyükse bağ o kadar sağlamdır ve lü etkileşim sınıfına girer.
molekül o kadar kararlıdır.
İYONİK BAĞ
_ CI- Na+
Na + CI Na+ [ CI ]
KOVALENT BAĞ
Bir molekülü oluşturan ametal atomlarını bir arada tutan İki elektronun ortaklaşa kullanılması ile birli, dört elektronun
güçlü etkileşimler kovalent bağlardır. Kovalent bağlı bileşik- ortaklaşa kullanılması ile ikili ve altı elektronun ortaklaşa kul-
lerin en küçük yapı taşları moleküllerdir. lanılması ile üçlü bağ oluşur.
• Bir kovalent bağ iki elektrondan oluşur. İki atomda bu elekt-
ronları aynı anda çektiği için aralarında bir bağ oluşur.
• Kovalent bağ genellikle ametal atomlarının değerlik elekt- Klor CI2 CI + CI CI CI CI CI
ronlarını ortaklaşa kullanması ile oluşur.
• Bir ametal atomu, Lewis gösterimindeki ortaklanmamış
Oksijen O2 O + O O O O O
tek elektron sayısı kadar kovalent bağ yapar.
8O: 2-6 6 O 2 2
F CI + CI CI CI veya CI CI Ortaklanmamış
9F: 2-7 7 1 1
elektron çifti
Bağlayıcı
Ne elektron çifti
10Ne: 2-8 8 - -
Aynı tür ametal atomları arasında oluşan kovalent bağ apo- Farklı ametal atomları arasında oluşan kovalent bağlardır.
lar kovalent bağdır. HF molekülünde atomların oluşturduğu bağda elektron
H2 molekülünde her iki hidrojen atomunun elektronegatif- paylaşımı eşit değildir. Bağ elektronları elektronegatifliği
liği aynıdır. Yani bağ elektronları her iki çekirdek tarafından daha büyük olan flor atomuna daha yakındır. Bu nedenle
eşit miktarda çekilmektedir. Bu durumda kovalent bağı flor atomu kısmi olarak negatif (-), hidrojen ise kısmi olarak
oluşturan elektronlar hidrojen atomlarına eşit uzaklıkta pozitif (+) yük kazanır. Kısmi pozitif ve negatif yük “δ” sim-
bulunur. gesi ile gösterilir.
δ-
H + H H H H H δ+
H + F H F H F
1p + 1p 1p 1p
Molekül Polarlığı
Molekül polarlığı, molekülün geometrisi ile doğrudan iliş-
H O H N H
kilidir.
H H CI CI O O H H
• İki atomlu moleküllerde; iki atom aynı ise molekül
apolar, farklı ise polardır. Apolar Apolar Apolar Polar Polar
H
• Üç veya daha fazla sayıda atomdan oluşan moleküller-
O C O H B H
de, merkez atom üzerinde ortaklaşılmamış elektron H F H CI H C H
çifti yoksa apolar, varsa polar moleküldür. H
Polar Polar Apolar
Apolar H
Apolar
1. Ametalin latince sayısı + 1. Ametalin adı + 2.Ametalin latince sayısı + 2. Ametalin iyon adı
N2O5 : Diazot pentaoksit CO : Karbon monoksit PF3 : Fosfor triflorür
P2O5 : Difosfor pentaoksit N2O : Diazot monoksit CS2 : Karbon disülfür
CCI4 : Karbon tetraklorür BCI3 : Bor triklorür OF2 : Oksijen diflorür
CO2 : Karbon dioksit
Metalik Bağ
Metal atomlarını bir arada tutan güçlü etkileşimlere metalik bağ de- nucunda metal atomları aralarında metalik bağlar oluşur.
nir. Elektron denizi modeline göre; • Değerlik elektronlarının hareketli olmaları,
• Metallerin değerlik elektronları kendisine ve etrafındaki metallerin elektrik ve ısıyı iyi iletmelerini, tel
metal atomlarına ait boş değerlik kabuklarında sürekli ha- ve levha haline gelebilmelerini sağlar.
reket ederek bir elektron denizi oluşturur. • Serbest elektronlar, üzerlerine düşen görünür ışığın ta-
• Değerlik elektronlarını kaybederek katyona dönüşen me- mamını absorplayarak yüksek enerjili katmana uyarılır.
tal atomları bu elektron denizi içerisinde dağılmış durum- Bu yüksek enerjili katmandan kısa bir sürede eski enerji
dadır. katmanına dönen elektron aldığı enerjiyi ışın olarak geri
• Belli bir düzendeki bu katyonların her biri, etrafındaki tüm yayar. Bu durum metale parlaklık kazandırır.
elektronları kendine doğru çeker. Bu çekim kuvvetleri so-
ZAYIF ETKİLEŞİMLER
• Zayıf etkileşimler genellikle moleküller arasındaki çekim • Molekülleri arasındaki çekim kuvvetleri nispeten büyük
kuvvetleridir. olan maddeler katı, çekim kuvvetleri daha zayıf olanlar sıvı
• Fiziksel bağlardır. Bu etkileşimler sonucunda yeni kimyasal veya gaz halde bulunur.
maddeler oluşmaz. • Zayıf etkileşimler yaklaşık 40 kJ/mol’den daha az enerjili
• Zayıf etkileşimler moleküler yapılı bileşiklerin ve asal gazların etkileşimlerdir.
fiziksel halleri, çözünürlükleri, erime noktaları, kaynama nokta-
ları ve buhar basıncı gibi fiziksel özelliklerini belirler.
Polar moleküllerde elektronlar molekülün bir ta- Apolar moleküllerde elektron dağılımı simetriktir. Yani kısmen
rafında daha yoğun halde bulunur. Elektronun çok de olsa + ve - kutuplar bulunmaz. Ancak moleküldeki elektron-
olduğu taraf kısmen eksi (δ-), az olduğu taraf ise lar bir başka molekülün elektron bulutu sayesinde bir taraftan
kısmen artı (δ+) ile yüklenir. Oluşan kısmen artı ve başka bir tarafa göç ederek anlık, geçici dipoller oluşturabilir.
kısmen eksi kutuplu yapıya dipol adı verilir. Kalıcı Bu anlık dipollere indüklenmiş dipol adı verilir.
dipoller oluşur.
δ- δ+ δ- δ+
δ- δ+ δ- δ+
İndüklenmeş dipoller
etkileşimleri vardır. CI
Katı veya sıvı haldeki H2O, NH3, HF, CH3OH, CH3COOH gibi
maddelerde hidrojen bağı bulunur.
Molekül kütlesi birbirine yakın maddelerde tanecikler arası etkileşimlerin büyükten küçüğe doğru sıralaması genellikle aşağıdaki şekildedir.
• Maddenin dış görünümüyle ilgili olan özelliklere • Maddenin iç yapısı ile ilgili olan özelliklere kimyasal
fiziksel özellikler denir. özellikler denir.
• Renk, çözünürlük, özkütle, erime noktası, kaynama nok- • Bir maddenin oksijen ile tepkime verip vermeme asit ve
tası, boyut, fiziksel hal, akışkanlık, yoğunluk, sertlik bi- bazlara karşı davranışları kimyasal özelliklerdir.
rer fiziksel özelliktir. Kimyasal değişimler sırasında;
• Fiziksel özellikler, zayıf etkileşimlerin birer sonucudur. • Tanecik türü, iç yapısı, molekül yapısı, fiziksel özellikleri
• Fiziksel değişimler sırasında yaklaşık 40 kJ/mol'den değişir.
daha az bir enerji değişimi olur. • Hem güçlü etkileşimler hem de zayıf etkileşimler kopar.
Fiziksel değişimler sırasında; • Kimyasal değişimler sırasında yaklaşık 40 kJ/mol'den
• Maddeyi oluşturan taneciklerin türü, molekül yapısı, daha fazla bir enerji değişimi olur.
kimyasal özelliği ve maddenin iç yapısı değişmez. Bazı kimyasal değişimler
Bazı fiziksel değişimler • Kağıdın yanması • Demirin paslanması
• Şekerin suda çözünmesi • Metallerin elektriği iletmesi • Solunum • Fotosentez
• Camın kırılması • Yoğurttan ayran yapılması • Elmanın çürümesi • Asit ve bazların nötrleşmesi
• Suyun donması • Buzun erimesi • Sütten yoğurt eldesi • Yoğurdun ekşimesi
• Alkolün buharlaşması • Su buharının yoğunlaşması • Yağlı boyanın kuruması • Beton harcının sertleşmesi
• Naftalinin süblimleşmesi • Ham petrolün damıtılması
• Düzensizlik artar.
Katı Sıvı Gaz Plazma
• Genellikle hacim artar.
Sıcaklık artışı
• Genellikle özkütle azalır.
Geri süblimleşme
• Molekül yapısı bozulmaz. (Kırağılaşma)
• Toplam kütle değişmez.
Erime Buharlaşma
• Tanecikler arası uzaklık artar
Katı Sıvı Gaz
• Taneciklerin potansiyel enerjisi artar. Donma Yoğuşma
Tanecikler arası boşluk çok azdır. Tanecikler arası boşluk azdır. Tanecikler arası boşluk çok fazladır.
-196oC
Azot
Sıvı
Sıvı haldeki hava ısıtılırsa önce azot
Buzluk bölmesi gaz hale geçer.
Devirdaim
pompası
KATILAR
• Bir maddenin katı hali, sıvı ve gaz halinden daha düşük • Katıların özellikleri atom, iyon veya molekülleri bir arada
enerjilidir. tutan kuvvetlere bağlıdır.
• Katı hal maddenin en düzenli halidir. • Katılar, amorf veya kristal yapıda olabilir.
• Amorf katılarda tanecikler, düzensiz bir şekilde gelişigüzel istiflen- • Kristal katılar, düzenli bir geometrik yapıya
miştir. sahiptir.
• Mum, lastik, plastik, tereyağı, cam amorf katılara örnek olarak ve- • Belirli ve keskin birer erime noktaları vardır.
rilebilir. • Kristal bir katıyı oluşturan taneciklerin belirli
• Kristal katılarla, amorf katılar arasında gözlenen en önemli fark, bir düzene göre üç boyutta tekrarlanması so-
kristal katıların belli bir sıcaklıkta erimesi, amorf katıların ise belli nucu oluşan yapıya kristal örgüsü denir.
sıcaklık aralığında yumuşayarak akıcılık kazanmasıdır. • Kristal örgüyü tanımlayan en küçük parçaya
• Amorf katıların yumuşamaya başladığı sıcaklığa camsı geçiş sıcaklı- birim hücre denir.
ğı denir.
Kristal SiO2 Amorf SiO2 Kristal SiO2 Amorf SiO2
(kuvars) (cam) (kuvars) (cam)
Si O Si O
KRİSTALİ OLUŞTURAN
KRİSTAL TÜRÜ ETKİLEŞİM TÜRLERİ ÖRNEKLER
TANECİK TÜRLERİ
Kovalent (ağ örgülü) kristal Ametal atomları Kovalent bağ C(elmas), C(grafit), SiO2
Metalik kristal Metal atomları Metalik bağ Na, Mg, Al, Fe, Ag, Zn
VİSKOZİTE
• Bir sıvının akmaya karşı gösterdiği dirence viskozite denir.
Viskozitenin tersi ise akıcılıktır. O CH2 CH CH2
• Moleküller arası çekim kuvvetlerinin artması viskoziteyi H H OH OH OH
arttırır. Su Gliserin
• Molekül kütlesi büyük sıvıların viskozitesi de büyüktür.
• Molekül şekli viskoziteyi etkiler. Doğrusal moleküllerden • Gliserinde suya göre daha fazla sayıda hidrojen bağı yapa-
oluşan sıvılarda tabakaların birbirinin yanından kayması bilen -OH grupları vardır. Gliserinde moleküller arası çekim
zor olacağından viskoziteleri yüksek olur. kuvvetleri daha fazladır. Gliserin suya göre çok daha yavaş
• Sıcaklık yükseldikçe taneciklerin kinetik enerjileri ve hare- akan, daha viskoz bir sıvıdır.
ketleri arttığından viskozite düşer. • Bal ve zeytinyağı suya göre daha viskoz sıvılardır.
NEM
• İçerisinde su buharı bulunmayan havaya kuru hava denir. la enerji harcar. Bu durumda hissedilen sıcaklık daha yüksek
• Havada bulunan su buharına nem adı verilir. olur.
• Yaz aylarında su daha fazla buharlaştığı için hava daha nemlidir. Bağıl nem: Havadaki su buharının kısmi basıncının, aynı sıcak-
lıktaki suyun denge buhar basıncına oranıdır. Bağıl nem belli
Gerçek sıcaklık: Termometrenin ölçtüğü sıcaklıktır.
bir sıcaklıkta havanın taşıyabileceği nem miktarının yüzde ka-
Hissedilen sıcaklık: İnsan vücudunun hissettiği sıcaklıktır. çını taşıdığını belirtir.
Nem oranı arttıkça vücuttan buharlaşma yavaşlar, terleme
ile vücut soğumakta zorlanır. Vücut soğumak için, daha faz-
• Sıvısı ile dengede bulunan buharın yaptığı basınca denge - Sıvının yüzey alanına,
buhar basıncı ya da buhar basıncı denir. - Sıvı üzerine etki eden dış basınca bağlı değildir.
Aynı ortamda kaynayan sıvıların buhar basınçları eşittir. c. Sıvının saflığına bağlıdır. Sıvıda uçucu olmayan bir katı bir
madde çözündüğünde sıvının kaynama noktası artar.
• Gazların kabın iç yüzeyine çarparak birim yüzeye uygu- • Bir cismin uzayda kapladığı yere hacim denir.
ladıkları dik kuvvete basınç denir.
• Katı ve sıvıların belirli hacimleri vardır. Gazlar bulundu-
Kuvvet
Basınç = ğu kabı doldurur. Bu nedenle gazların hacmi, bulunduğu
Alan
kapalı kabın hacmine eşittir.
• Sabit sıcaklıkta bir gazın basıncı birim hacimdeki tanecik • Gazlarla ilgili hesaplamalarda hacim birimi olarak litre
sayısı ile doğru orantılıdır. (L) kullanılır.
• Gazlar bulundukları kabın her noktasına aynı basıncı uy-
gular.
• Gaz basıncının birimi atmosfer (atm)'dir.
Basınç birimleri arasındaki ilişki
1 atm = 76 cmHg = 760 mmHg
• Kapalı kaplardaki gaz basıncı manometre ile, açık hava
basıncı ise barometre ile ölçülür.
d. Miktar (n)
Sıcaklık birimleri Celcius (oC) ve Kelvin (K) dir. • Mol latince büyük yığın anlamına gelir. Küçük maddelerin
• Gazlar ile ilgili hesaplamalarda sıcaklık birimi olarak Kel- oluşturduğu büyük yığınları tanımlamaya yarar.
vin (K) kullanılır. Kelvin cinsinden sıcaklığa mutlak sıcaklık • 6,02.1023 sayısına Avogadro sayısı denir, NA ile semboli-
denir. ze edilir.
Sıcaklık birimleri arasındaki ilişki Mol sayısı-tanecik sayısı arasındaki ilişki
T(K) = t(oC) + 273 1 mol tanecik = 6,02.1023 tanedir.
• T1 sıcaklığına kadar katının sıcaklığı artar. • t3 anında kaynama noktasında yalnızca sıvı bulunur.
• Verilen ısı sıvının sıcaklığını arttırmakta kullanılır.
• t1 anında erime noktasında yalnızca katı bulunur.
• Verilen ısı katının sıcaklığını arttırmakta kullanılır. IV Bölgesinde,
• Sıvı kaynayarak gaza dönüşür.
II Bölgesinde, • Kaynama tamamlanana kadar sıcaklık sabit kalır.
• Katı eriyerek sıvıya dönüşür. • t3-t4 arasında madde sıvı-gaz karışımı halinde bulunur.
• Erime tamamlanana kadar sıcaklık sabit kalır. • t4 anında yalnızca gaz bulunur.
• t1-t2 arasında madde katı-sıvı karışımı halinde bulunur. • Verilen ısı sıvının kaynaması için kullanılır.
T2 I
II Gaz-Sıvı Azalır Değişmez
II
III III Sıvı Değişmez Azalır
T1
ıv v
IV Sıvı-Katı Azalır Değişmez
Zaman
t1 t2 t3 t4 ısı
V Katı Değişmez Azalır
Saf bir gazın soğutulmasına ait sıcaklık-zaman grafiği
SU VE HAYAT
• Yaşamsal olaylar sulu ortamlarda gerçekleşir. • İnsan vücudunun % 60-70'i sudur.
• Suyun; besinlerin sindirimi, emilimi, taşınması, vücut ısı- • Doğal su kaynaklarının %97'si tuzlu su, %3'ü ise buzullar ve
sının denetimi, sistemlerin düzenli çalışması gibi görevleri tatlı su kaynaklarıdır.
vardır.
Doğadaki su döngüsü sırasın- İçinde fazla miktarda Ca2+ ve Mg2+ iyonları bulun- 1. Süzme
da, sıcaklık değişimine bağlı duran sulara sert sular denir. 2. Nemlendirme ve ön arıtma
olarak katı, sıvı ve gaz haller Ca2+ ve Mg2+ iyonlarının bikarbonat (HCO3- tuzla-
3. Havalandırma
arasında çok sayıda geçişler rından kaynaklanan sertlik geçici sertliktir.
4. Kuagülasyon (pıhtılaşma)
olur. Bu geçişler sayesinde Geçici sertlik, kaynatma sonucunda giderilebilir.
(Fe2SO4 ve AI2(SO4)3
çeşitli sebeplerden dolayı kir- Kimyasal yöntemlerle giderilebilen sertliğe ise ka-
kullanılır)
lenmiş olan su tekrar saflaşır. lıcı sertlik denir. Bu suları yumuşatmak için sön-
Ayrıca suyun doğal çevrede müş kireç veya şap ekleyerek çöktürme işlemi 5. Kireç giderme
dolaşımı sağlanır. veya iyon değiştirici reçineler kullanılır. 6. Klorlama
Kar ve
buzullar
Yağmur 1
2
3
Göl Yeraltı
suları
5
4
Deniz ve
Okyanus
a. Hava Kirliliği
Sera gazları
• Atmosfere salınan tüm kirletici maddelerin tutulması için
filtreleme sistemleri veya başka arıtım tesisleri kullanıl-
malıdır.
Asit yağmurları
NO2, N2O5, SO2, SO3 gibi gazlar havadaki su buharında çözü- Atmosfer
Sera Etkisi
b. Su ve Toprak Kirliliği