Robert Jordan - Zaman Çarkı Cilt1 - Dünyanın Gözü

You might also like

Download as txt, pdf, or txt
Download as txt, pdf, or txt
You are on page 1of 425

bir aynadaki yans�mas�na tak�ld�.

Giysileri bir zamanlar g�steri�liydi, gri,


k�rm�z� ve alt�n; �imdi, t�ccarlar�n D�nya Denizi'nin kar�� taraf�ndan getirdi�i
ince dokunmu� kuma� y�rt�k ve kirliydi, sa�lar�n� ve derisini kaplayan ayn� tozla
�rt�lm�t�. Bir an pelerinin �zerindeki simgeyi elledi: renkleri y�lans� bir �izgi
ile ayr�lm� yar�s� beyaz, yar�s� siyah bir �ember. Bu simgenin bir anlam� vard�.
Fakat dikkatini nak�l� �embere fazla veremedi. �a�k�nl�k i�inde kendi yans�mas�na
bakt�. Orta ya�lar�n� s�ren, uzun boylu bir adam, eskiden yak��kl�ym�, ama art�k
kahverengi sa�lar� beyazlam�, y�z� gerginlik ve endi�e ile k�r�m�, koyu renk
g�zleri g�rm� ge�irmi�. Lews Therin g�lmeye ba�lad�, sonra ba��n� arkaya att�;
kahkahas� cans�z koridorlarda yank�land�.
"Ilyena, a�k�m! Bana gel, kar�m. Bunu g�rmelisin."
Arkas�nda hava dalgaland�, par�ldad�, a�z� tiksinti ile �arp�lm� bir halde
�evresine bakman bir adama d�n�t�. Lews Therin kadar uzun boylu de�ildi, boynundaki
kar beyaz� danteller ile kal�a boyu �izmelerinin a�a�� k�vr�lm� kenarlar�ndaki g�m�
i�lemeler d��nda tamamen siyahlara b�r�nm�t�. �l�lere s�r�nmemesi i�in pelerinini
titizlikle kald�rarak, dikkatle ad�m att�. Zemin, art�� sars�nt�larla titredi, ama
adam�n dikkati, kahkahalar atarak aynaya bakan adam�n �zerindeydi.
"Sabah�n Efendisi," dedi. "Sizin i�in geldim."
Kahkaha, sanki hi� at�lmam� gibi kesildi ve Lews Therin, �a��r-mam� g�r�nerek
d�nd�. "Ah, bir konuk. Ses'iniz var m�, yabanc�? K�sa s�re sonra �ark� S�yleme
zaman� gelecek ve burada herkes kat�lmakta �zg�rd�r. Ilyena, a�k�m, konu�umuz var.
Ilyena, neredesin?"
Siyahlara b�r�nm� adam�n g�zleri irile�ti, �nce alt�n sa�l� kad�na, sonra Lews
Therin'e bakt�. "Shai'tan seni g�t�rs�n, leke seni eline bu kadar ge�irdi mi?"
"O isim. Shai-" Lews Therin �rperdi ve bir �eyi kovmak ister gibi elini kald�rd�.
"O ismi s�ylememelisin. Tehlikeli."
"Demek en az�ndan bu kadar�n� hat�rl�yorsun. Senin i�in tehlikeli, aptal, benim
i�in de�il. Ba�ka ne hat�rl�yorsun? Hat�rla, seni I��k-k�r� aptal! Sen b�yle
gafletine b�r�nm�ken bunun bitmesine izin vermeyece�im! Hat�rla!"
D�NYANIN G�Z� 2
Lews Therin elini kald�r�p, �zerindeki kir desenleri kan��s�nda b�y�lenmi� gibi,
bir an eline bakt�. Sonra elini daha da kirli olan ceketine sildi ve dikkatini
di�er adama �evirdi. "Sen kimsin? Ne istiyorsun?"
Siyahlara b�r�nm� adam kibirle dikildi. "Bana bir zamanlar Elan Morin Tedronai
derlerdi, ama art�k..."
"Umuda �hanet Eden." Bu, Lews Therin'in f�s�lt�s�yd�. An�lar� k�p�rdand�, ama o
bundan �ekinerek ba��n� �evirdi.
"Demek baz� �eyleri hat�rl�yorsun. Evet, Umuda �hanet Eden. �nsanlar beni b�yle
adland�rd�, t�pk� sana Ejder ad�n� verdikleri gibi, ama senin aksine, ben ismimi
benimsedim. Bu ismi bana s�vmek i�in verdiler, ama onlara diz ��kt�rece�im ve
sonunda ismime tap�nacaklar. Sen isminle ne yapacaks�n? Bug�nden sonra insanlar
sana Kar-de�katili diyecekler. Bununla ne yapacaks�n?"
Lews Therin y�k�k koridora bak�p ka�lar�n� �att�. "Ilyena konu�unu kar��lamak i�in
burada olmal�yd�," diye m�r�ldand� dalg�n dalg�n, sonra sesini y�kseltti. "Ilyena,
neredesin?" Zemin sars�ld�; alt�n sa�l� kad�n�n bedeni, sesleni�ine yan�t verir
gibi kayd�. Adam�n g�zleri onu g�rmedi.
Elan Morin y�z�n� buru�turdu. "Kendine bir bak," dedi horg�-r�yle. "Bir zamanlar
Hizmetkarlar aras�nda birinciydin. Bir zamanlar Tamyrlin Y�z���n� takar, Y�ksek
Makam�nda otururdun. Bir zamanlar H�k�mran'�n Dokuz De�ne�ini �a��r�rd�n. Bir de
kendine �imdi bak! Ac�nas�, peri�an bir zavall�. Ama bu kadar de�il. Hizmetkarlar
Salonu'nda beni k���k d��rd�n. Paaran Disen Kap�lar�'nda beni altettin. Ama art�k
ben daha �st�n�m. Bunu bilmeden �lmene izin vermeyece�im. �l�rken, son d��ncen,
yenilginin ne kadar kesin ve mutlak oldu�u olacak. O da �lmene izin verirsem."
"Ilyena neden gelmiyor, anlam�yorum. Ondan konuk saklad���m� d��n�rse diline
d�erim. Umar�m sohbetten ho�lan�yorsunuzdur, ��nk� o, kesinlikle ho�lan�r. Sizi
uyarm� olay�m. Ilyena size o kadar �ok soru soracak ki, sonunda bildi�iniz her �eyi
anlatt���n�z� fark edeceksiniz."
Siyah pelerinini arkaya atan Elan Morin ellerini esnetti. "K�z karde�lerinden
birinin burada olmamas� senin i�in ne k�t�," diye d��n-
ROBERTJORDAN
d�. "�ifa konusunda asla pek yetenekli olmad�m ve art�k farkl� bir g�c� izliyorum.
Ama onlardan biri bile e�er sen �nce onlar� yok etmezsen sana ancak birka� bilin�li
dakika verebilir. Benim yapabileceklerim, benim ama�lar�m i�in yeterli." Ani
g�l�msemesi zalimdi. "Ama korkar�m Shai'tan'�n �ifas� senin bildi�in t�rden farkl�.
�ifa bul, Lews Therin!" Ellerini uzatt� ve ��k, g�ne�in �n�ne bir perde �ekilmi�
gibi soldu.
Lews Therin ac�yla kavruldu ve ���l�k att�, derinlerden gelen, durduramad��� bir
���l�k. Ate� iliklerini da�lad�; damarlar�na asit h�cum etti. Geriye devrildi,
mermer zemine y�k�ld�; ba�� ta�a �arpt� ve s��rad�. Y�re�i �arp�yor, g��s�nden
f�rlamaya �al��yordu ve her at��, i�inden yeni bir alev ge�mesine sebep oluyordu.
�aresizce k�vrand�, b�k�ld�. Kafatas� saf ac�dan, patlamak �zere bir k�re gibiydi.
Bo�uk ���l�klar� sarayda yank�land�.
Ac� yava��a, �ok yava��a dindi. Bir sene s�rm� gibiydi, ve sonunda onu zay�f�a
seyirir, tahri� olmu� bo�az�ndan h�r�lt�l� nefesler al�r halde b�rakt�. Pelteye
d�nm� kaslar� ile kendini kald�rmas� ve titreyerek elleri ile dizleri �zerinde
do�rulmas� i�in sanki bin sene daha ge�ti. G�zleri alt�n sa�l� kad�na tak�ld� ve
kopard��� ���l�k, daha �nce ��kard��� her t�r sesi g�lgede b�rakt�. Sendeleyerek,
neredeyse d�erek, yerde ona do�ru emekledi. Kad�n� kollar�na almak i�in t�m g�c�n�
kullanmas� gerekti. Kad�n�n sa�lar�n� a��k g�zlerinden arkaya s�p�r�rken elleri
titriyordu.
"Ilyena! I��k bana yard�m et, llyena!" Bedeni korumak istercesine kad�n�n �zerine
e�ildi, ya�amak i�in nedeni kalmam� bir adam�n h��k�r�klar� ile dolu dolu a�lad�.
"llyena, hay�r! Hay�rt"
"Onu geri getirebilirsin, Karde�katili. Karanl���n Y�ce Efendisi onu yine
ya�atabilir. E�er ona hizmet edersen. E�er bana hizmet edersen."
Lews Therin ba��n� kald�rd� ve siyahlara b�r�nm� adam o bak�lar�n �n�nde istemsizce
bir ad�m geriledi. "On y�l, Hain," dedi Lews Therin, k�n�ndan �ekilen �elik gibi
yumu�ak bir sesle. "��ren� efendin on y�l d�nyay� yak�p y�kt�. Ve �imdi bu. Ben..."
"On y�l m�! Seni ac�nas� aptal! Bu sava� on y�ld�r de�il, zaman�n ba��ndan beri
s�r�yor. Sen ve ben �ark'�n d�n�� ile bin kez sava�-
D�NYANIN G�Z� il
t�k, bin kez sava�t�k ve zaman �lene, G�lge muzaffer olana kadar sava�aca��z!"
Ba��rarak, yumru�unu kald�rarak bitirdi ve bu sefer gerileme, Hain'in g�zlerindeki
par�lt� ile nefesini tutma s�ras� Lews The-rin'deydi.
Lews Therin dikkatle Ilyena'y� yere indirdi, parmaklan sa�lar�n� hafif�e ok�ad�.
Aya�a kalkarken g�zya�lar� g�r��n� buland�rd�, ama sesi buz tutmu� demir gibiydi.
"Yapt���n di�er �eylerin affedilmesi m�mk�n de�il, Hain, ama Ilyena'n�n �l�m� i�in
seni �yle mahvedece�im ki, efendin bile onaramayacak. Haz�rlan..."
"Hat�rla, seni aptal! Karanl���n Y�ce Efendisine d�zenledi�in nafile sald�r�y�
hat�rla! Onun kar�� sald�r�s�n� hat�rla! Hat�rla! �u anda bile Y�z Yolda� d�nyay�
parampar�a ediyor ve her g�n y�z ki�i daha onlara kat�l�yor. G�ne�sa�l� Ilyena'y�
kim �ld�rd�, Karde�katili? Benimkiler de�il. Benimkiler de�il. Senin kan�ndan bir
damla ta��yan her hayat� kim yok etti, seni seven herkesi, sevdi�in herkesi?
Benimkiler de�il, Karde� Katili. Benimkiler de�il. Hat�rla ve Shai'tan'a kar��
��kman�n bedelini anla."
Lews Therin'in y�z�nde, toz ve kir tabakas�n�n �zerinde aniden ter damlalar� yollar
�izdi. Hat�rlad�, bir r�ya i�indeki r�ya gibi bulutlu bir an�, fakat bunun ger�ek
oldu�unu biliyordu.
Ulumas�, ruhunun kendi elleriyle lanetlendi�ini anlayan bir adam�n ulumas�,
duvarlar� d�vd� ve yapt�klar�n� g�rmemek i�in g�zlerini ��karmak istercesine y�z�n�
pen�eledi. G�zlerini �evirdi�i her yerde �l�ler buldu. Par�alanm�, k�r�lm�, yanm�,
ta�lara yar� g�m�lm�. Her yerde, bildi�i, sevdi�i cans�z y�zler vard�. Eski
hizmetkarlar, �ocukluk arkada�lar�, uzun sava� y�llar�ndaki sad�k yolda�lar�. Ve
�ocuklar�. Kendi o�ullar� ve k�zlar�, k�r�k oyuncak bebekler gibi uzanm�, oyunlar�
sonsuza dek durmu�tu. Hepsi kendi elleriyle �ld�r�lm�. �ocuklar�n�n onu su�layan
y�zleri, neden, diye soran bo� g�zleri. Ve yan�tlar g�zya�lannda de�ildi. Hain'in
kahkahas� onu k�rba�lad�, ulumalar�n� bo�du. Y�zlere, ac�ya dayanam�yordu. Daha
fazla ya�amaya dayanam�yordu. �mitsizlik i�inde Ger�ek Kaynak'a, lekeli saidin'e
uzand� ve Yolculuk etti.
�evresindeki toprak d�z ve bo�tu. Yak�nda, d�z ve geni� bir �rmak ak�yordu, ama
�evresinde, y�z fersah uza�a kadar insan olma-
12
ROBERTJORDAN
d���n� hissedebiliyordu. Yaln�zd�, h�l� hayatta olan bir adam ne kadar yaln�z
olabilirse o kadar yaln�z, ama yine de an�lar�ndan ka�amad�. G�zler zihninin sonsuz
ma�aralar�nda onu takip ediyordu. Onlardan saklanam�yordu. �ocuklar�n�n g�zleri,
llyena'n�n g�zleri. G�ky�z�ne bakmak i�in y�z�n� �evirirken, yanaklar�nda
g�zya�lar� parl�yordu.
"I��k, beni affet!" Ba��lanaca��n� sanm�yordu. Yapt��� �ey i�in olanaks�zd�. Ama
yine de g�ky�z�ne ba��rd�, elde edemeyece�ine inand��� �ey i�in yalvard�. "I��k,
beni affet!"
H�l� saidMe, evreni y�neten, Zaman �ark�'n� d�nd�ren g�c�n eril yar�s�na
dokunuyordu ve y�zeyini kirleten ya�s� lekeyi, G�l-ge'nin kar�� sald�r�s�n�n
lekesini, d�nyay� k�yamete mahkum eden lekeyi hissedebiliyordu. Kendisi y�z�nden.
Kibiri y�z�nden, insanlar�n Yarat�c�'ya denk olabileceklerine, Yarat�c�'n�n yapt���
ve onlar�n bozdu�u �eyi onarabileceklerine inanm�t�. Kendi kibirine inanm�t�.
Susuzluktan �lmek �zere olan bir adam gibi Ger�ek Kaynak'in derinliklerinden, daha
da derinlerden g�� �ekti. H�zla, Tek G��'ten yard�ms�z y�nlendiremeyece�i kadar �ok
�ekmi�ti. Gerilerek, kendini daha fazla �ekmeye zorlad�, hepsini �ekmeye �al�t�.
"I��k, beni affet! Ilyena!"
Hava, ate�e d�n�t�, ate� ise s�v�la�m� ���a. G�ky�z�nde �akan �im�ek, kendisine bir
anl���na bile bakan her g�z� da�lar, k�r ederdi. G�ky�z�nden indi, Lews Therin
Telamon'dan akt�, yery�z�n�n derinliklerine sapland�. Dokunu�u ile ta� buhar oldu.
Toprak canl� bir varl�k gibi k�vran�p, sars�ld�. Parlak �ubuk yaln�zca bir y�rek
at�m� kadar s�rd�, yery�z� ile g�ky�z�n� birle�tirdi, ama o yok olduktan sonra bile
toprak f�rt�naya yakalanm� deniz gibi kabarmaya devam etti. Erimi� kayalar y�z elli
metre y�kse�e f�k�rdt. K�kreyen yery�z� y�kseldi, alev alev serpintiyi daha, daha
yukar� ittirdi. Kuzeyden ve g�neyden, do�udan ve bat�dan r�zgar uluyarak esti,
a�a�lan dal par�alar� gibi k�rd�, da��n g�ky�z�ne t�rmanmas�na yard�m edercesine
���l�klar att�. G�ky�z�ne do�ru durmamacas�na.
Sonunda r�zgar dindi, yery�z� titrek m�r�lt�larla k�p�rt�s�zla�t�. Lews Therin
Telamon'dan iz yoktu. Onun durdu�u yerde �imdi, g�ky�z�ne do�ru kilometrelerce
uzanan bir da� duruyordu. K�r�k zirve-
D�NYAN�N G�Z� n
sinden h�l� lavlar d�k�l�yordu. Geni�, d�z �rmak k�vr�larak da�dan uzakla�m�t� ve
orada b�l�nm�, ortas�nda uzun bir ada olu�turmu�tu. Da��n g�lgesi neredeyse adaya
kadar uzan�yordu; topra��n �zerinde, kehanetin u�ursuz eli gibi karanl�k bir halde
yat�yordu. Bir s�re i�in, topra��n tekd�ze, itiraz eden k�kremeleri, duyulan tek
ses oldu.
Adan�n �zerinde hava par�ldad� ve kat�la�t�. Siyahlara b�r�nm� adam ovada y�kselen
ate� da��na bakarak durdu. Y�z� �fke ve k���mseme ile buru�tu. "Bu kadar kolay
ka�amazs�n, Ejder. Hen�z seninle i�im bitmedi. Zaman�n sonuna dek de bitmeyecek."
Sonra yok oldu ve da� ile ada yaln�z kald�. Beklemeye koyuldu.
Ve G�lge Toprak'�n �zerine d�t� ve D�nya ta�tan ta�a yaraland�. Okyanuslar ka�t�,
da�lar yutuldu, uluslar d�nyan�n sekiz k�esine da��ld�. Ay kan, g�ne� k�l gibiydi.
Denizler kaynad� ve canl�lar �l�lere imrenir oldu. Her �ey par�aland�, an�lar
d��nda her �ey unutuldu ve di�erlerinden �te bir an� kald�, G�lge'yi ve D�nyan�n
K�nl�s�'n� getiren adam�n an�s�. Ve ona Ejder dediler.
(Aleth nin Taerin alta Camora, D�nyan�n K�nh��'ndan.
Yazan bilinmiyor, D�rd�nc� �a�)
Ve o g�nlerde, daha �nce oldu�u ve daha sonra olaca�� gibi oldu, Karanl�k yery�z�ne
��kt�, insanlar�n y�reklerini a��rla�t�rd�, ye�illikler soldu, umut �ld�. Ve
insanlar Yarat�c�'ya seslenerek, "Ey G�ky�z�n�n I����, D�nyan�n I����, b�rak
kehanetlerde Vaat Edilen, ge�mi� �a�larda oldu�u ve gelecek �a�larda olaca�� gibi
da�dan do�sun. B�rak Sabah�n Prensi yery�z�ne �ark� s�ylesin ve ye�il �eyler
b�y�s�n, vadiler kuzu versin. B�rak �afa��n Efendisi bizi Karanl�k'tan korusun ve
adaletin y�ce k�l�c� bizi savunsun. B�rak Ejder bir kez daha zaman�n r�zgarlar�nda
ko�sun.
(Charal Drianaan te Calamon, Ejder'in Devrinden.
Yazar� bilinmiyor, D�rd�nc� �a�)

BO� B�R YOL

Zaman �ark� d�ner, �a�lar gelir ve ge�er, efsanele�en an�lar b�rak�r. Efsaneler
solarak mit olur ve onlar� do�uran �a� yeniden geldi�inde mitler bile unutulur. Bir
�a�'da, kimilerine g�re ���nc� �a�'da, hen�z gelmemi�, �oktan ge�ip gitmi� bir
�a�'da, Puslu Da�lar'da bir r�zgar y�kseldi. R�zgar ba�lang�� de�ildi. Zaman �ark�
d�nerken ne ba�lang��lar, ne de biti�ler vard�r. Ama bir ba�lang��t�.
Da�lara ismini veren, daima bulutlarla kapl� zirvelerin alt�nda do�an r�zgar,
do�uya, Kum Tepeleri boyunca, D�nyan�n K�r�l��'ndan �nce b�y�k bir okyanusun
k�y�lar� olan yer boyunca esti. A�a��ya, �ki Nehir'e do�ru, Bat�orman� denilen
dola��k ormana do�ru ��rp�nd� ve Ta�oca�� Yolu denilen ta�i�k yolda bir at ve araba
ile y�r�yen iki adam� d�vd�. Bahar�n gelmesinin �zerinden bir ay ge�mi� olmas�na
ra�men, r�zgar sanki kar getirmeyi tercih edermi�cesine buz gibi bir so�uk
ta��yordu.
Esintiler Rand al'Thor'un pelerinini s�rt�na yap�t�rd�, toprak rengi y�n kuma��
bacaklar�na �arpt�, sonra arkas�nda havaland�rd�. Rand, ceketinin daha kal�n
olmas�n� ya da fazladan bir g�mlek giymi� olmay� isterdi. Pelerini, yerine
�eki�tirmeyi denedi�i zamanlar�n yans�nda kal�as�nda sallanan sada�a tak�l�yordu.
Pelerini tek elle tutmaya �al�man�n bir faydas� yoktu; di�er elinde oku tak�lm�,
�ekilmeye haz�r bir yay vard�.
�zellikle g��l� bir esinti pelerini elinden kopard���nda, uzun t�yl�, kahverengi
k�sra��n �zerinden babas�na bakt�. Tam'in h�l� orada oldu�undan emin olmak istedi�i
i�in kendini biraz aptal gibi hissedi-
D�NYANIN ��Z� �
yordu, ama bu o t�r bir g�nd�. R�zgar y�kselirken uluyordu, ama bunun d��nda
topra��n �zerinde a��r bir sessizlik as�l�yd�. Aks�n yumu�ak g�c�rt�s� y�ksek
geliyordu. Ormanda �ten ku�lar, dallarda ��t�rdayan sincaplar yoktu. Ger�i bunlar�
beklemiyordu, ger�ekten, bu bahar bunlar� zaten beklemiyordu.
Yaln�zca k� boyunca yapraklar�n� ve i�nelerini d�kmeyen a�a�larda biraz ye�illik
vard�. Ge�en senenin b���rtlenlerinin dola��k dallan a�a�lar�n alt�na sa��lm�
ta�lar�n �zerine kahverengi a�lar yay�yordu. G�r�len pek az otun �o�unlu�u
�s�rgand�; kalan� ya sivri dikenli bitkiler, ya da onlar� ezen dikkatsiz �izmelerin
�zerinde pis bir koku b�rakan koku�mu�otlar� idi. S�k� a�a� topluluklar�n�n derin
bir g�lge d��rd��� yerlerde, beyaz kar birikintileri h�l� topra�� �rt�yordu.
I����n�n ula�mad��� yerlerde g�ne� ne ayd�nl�k, ne �s� veriyordu. Solgun solgun
do�udaki a�a�lar�n �zerine oturmu�tu, ama ���� karanl�kt�, sanki g�lgeyle kar�m�
gibi. Ho� olmayan d��nceler yaratan s�k�nt�l� bir sabaht�.
Rand d��nmeden okuna dokundu; Tain'in ona ��retmi� oldu�u gibi, tek harekette
yana��na kadar �ekmeye haz�rd�. K� �iftliklerde yeterince zorlu ge�mi�ti, en ya�l�
ki�ilerin hat�rlad���ndan daha zorlu, ama �ki Nehir'e inen kurtlar�n say�s�na
bak�l�rsa, da�larda daha sert ge�mi� olmal�yd�. Kurtlar koyun a��llar�na sald�rm�,
s���r ve atlara ula�mak i�in ah�r duvarlar�n� di�leriyle par�alam�t�. Ay�lar da
koyunlar�n pe�indeydi, halbuki y�llard�r oralara ay� inmemi�ti. Art�k hava
karard�ktan sonra d�ar�da olmak g�venli de�ildi. �nsanlar da, koyunlar kadar av
konumundayd� ve her zaman g�ne�in batm� olmas� gerekmiyordu.
Tam, BeJa'n�n �b�r yan�nda, m�zra��n� y�r�y� asas� olarak kullanarak, kahverengi
pelerinini bayrak gibi dalgaland�ran r�zgara ald�r� etmeden, tela�s�zca y�r�yordu.
Zaman zaman k�sra��n b��r�ne hafif�e dokunarak, y�r�meye devam etmesini
hat�rlat�yordu. Geni� g��s� ve y�z�yle, o sabah bir ger�eklik an�t� gibiydi. Bir
d��n ortas�ndaki kaya gibi. G�ne�le kabala�m� yanaklar� �izgili, sa��n�n grisinde
yaln�zca bir tutam siyah kalm� olabilirdi, ama i�inde, sanki sele kap�lsa bile
ayaklar� yerden kesilmeyecekmi� gibi bir sa�laml�k vard�. �imdi yol boyunca sakin
sakin y�r�yordu. Kurtlar ve ay�lar, koyunlar� olan
l� ROBERTJORDAN
her adam�n dikkat etmesi gereken �eyler hi� soran de�il, diyordu tav�rlar�, ama Tam
al'Thor'un Emond Meydam'na ula�mas�n� engellemeye �al�masalar iyi olurdu.
Tam'in sakinli�i Rand'a g�revini hat�rlatt� ve su�lu su�lu yolun kendine d�en
taraf�n� g�zlemeye ba�lad�. Babas�ndan ve o b�lgedeki herkesten bir ba� uzundu ve
g�r�n��nde Tam'dan �ok az �ey vard�, belki omuzlar�n�n geni�li�i d��nda hi�bir �ey.
Tam, gri g�zleri ile sa�lar�n�n k�z�ll���n�n annesinden geldi�ini s�yl�yordu.
Annesi bir yabanc� idi ve Rand onun g�l�mseyen y�z� d��nda pek bir �ey
hat�rlam�yordu, yine de her bahar Bel Tine'da ve her yaz, pazarlar� mezar�na �i�ek
koymaya devam ediyordu.
Tam'in elma brendisinden iki k���k f��� ile, k�m bekletilmekten biraz sertle�mi�
sekiz b�y�k f��� elma �arab� yalpalayan arabada duruyordu. Tam her y�l, Bel Tine'da
kullan�lmak �zere Bade�ay Han�'na bunlar�n ayn�s�n� teslim ederdi ve bu bahar
teslimat�n� yapmas�n� engellemek i�in kurtlar ve so�uk bir r�zgardan daha
fazlas�n�n gerekece�ini ilan etmi�ti. Hatta, haftalard�r k�ye bile gitmiyorlard�.
Tam bile bug�nlerde fazla yolculuk yapm�yordu. Ama brendi ve �arap konusunda s�z
vermi�ti, yine de teslimat i�in festivalden bir g�n �ncesine kadar beklemi�ti. Tam
i�in s�z�n� tutmak �nemliydi. Rand ise �iftlikten uzakla�t��� i�in memnundu,
neredeyse Bel Tine'�n gelmesinden oldu�u kadar memnun.
Rand yolun kendi taraf�n� g�zetlerken, i�inde izleniyormu� gibi bir his do�du. Bir
s�re bunu �st�nden atmaya �al�t�. A�a�lar�n aras�nda r�zgardan ba�ka hi�bir �ey
k�p�rdam�yor, ses ��karm�yordu. Ama duygu devam etti, g��lendi. Kollar�ndaki t�yler
diken diken oldu; derisi, i�inden g�d�klan�yormu� gibi i�nelendi.
Kollar�n� ovalamak i�in yay�n� kayd�rd� ve kendi kendine hayallere kap�lmamas�n�
s�yledi. A�a�lar�n aras�nda, yolun kendi taraf�nda hi� kimse yoktu ve di�er yanda
birisi olsayd� Tam s�ylerdi. Omzunun �zerinden bakt�... ve g�zlerini k�rp�t�rd�.
Yolun a�a��s�nda, yirmi ad�m uzakta pelerinli bir adam at s�rt�nda onlar� takip
ediyordu; hem at, hem de atl� siyah, mat ve par�lt�s�zd�.
Bakarken y�r�meye devam etmesini sa�layan yaln�zca al�kanl�k olmu�tu.
D�NYAN�N ��Z� �Z
Atl�n�n pelerini botlar�na kadar iniyordu, pelerinin ba�l��� iyice �ekilmi�ti, �yle
ki, adam�n hi�bir yeri g�r�nm�yordu. Rand dalg�n dalg�n, atl�da bir gariplik
oldu�unu d��nd�, ama onu as�l etkileyen, ba�l���n g�lgeli aral��� olmu�tu.
Yaln�zca, bir y�ze ait belli belirsiz �izgiler g�r�yordu, ama i�inde, atl�n�n
do�rudan g�zlerinin i�ine bakt��� hissi vard�. Ve g�zlerini alam�yordu. Midesinde
bir bulant� hissetti. Ba�l�kta yaln�zca g�lge g�r�lebiliyordu, ama �fkeli bir y�ze
bakarca-s�na, her �eye kar�� hissetti�i nefreti hissedebiliyordu, ya�ayan her �eye
kar��. Her �eyden fazla, kendisine kar��.
Aniden aya��na bir ta� tak�ld� ve g�zlerini karanl�k atl�dan �evirerek sendeledi.
Yay� yola d�t� ve onu s�rt �st� serilmekten kurtaran, Bela'nin yular�na son anda
tutunmas� oldu. K�srak korkmu� bir ki�nemeyle durdu ve ba��n� �evirerek onu
yakalayan�n kim oldu�una bakt�.
Tam, Bela'n�n s�rt�n�n �zerinden ona bakt�. "�yi misin, evlat?"
"Bir atl�," dedi Rand nefes nefese, do�rulmaya �al��rken. "Yabanc� biri bizi takip
ediyordu."
"Nerede?" Ya�l� adam geni� u�lu m�zra��n� kald�rd� ve dikkatle geriye bakt�.
"Orada, yolun..." O tarafa d�nerken Rand'm s�zc�kleri soldu gitti. Arkada, yol
bo�tu. �nanmayarak, yolun her iki yan�ndaki a�a�l�klara bakt�. ��plak dall� a�a�lar
saklanacak bir yer vermiyordu, ama at ve atl�ya ili�kin hi�bir iz yoktu. Babas�n�n
sorgulayan bak�lar� ile kar��la�t�. "Oradayd�. Siyah pelerinli, siyah ata binen bir
adam."
"S�z�ne inanmazl�k etmem, evlat, ama nereye gitti?"
"Bilmiyorum. Ama oradayd�." D�m� olan ok ve yay� kapt�, yay� tekrar haz�rlarken
okun t�y�n� aceleyle kontrol etti ve yar�ya kadar gerdi. Hedef olu�turacak hi�bir
�ey yoktu. "Oradayd�."
Tam k�rla�m� ba��n� sallad�. "�yle diyorsan �yledir, evlat. Gel, o zaman. Bu
toprakta bile at nal� iz b�rak�r." Pelerini r�zgarda dalgalan�rken araban�n
arkas�na do�ru y�r�meye ba�lad�. "�zleri bulursak, ger�ekten orada oldu�unu
anlar�z. Bulamazsak... eh, bug�nler, insana hayal g�rd���n� zannettirecek g�nler."
O anda Rand, atl�n�n orada olmas�ndan daha garip olan�n ne oldu�unu fark etti. Tam
ile kendisini d�ven r�zgar, o siyah pelerinin tek
ROBERTJORDAN
bir k�vr�m�n� bile k�p�rdatm�yordu. Aniden a�z� kurudu. Hayal etmi� olmal�yd�.
Babas� hakl�yd�; bu sabah, insan�n hayal g�c�n� kam��layan bir sabaht�. Ama buna
inanm�yordu. Fakat babas�na, g�r�n�te havaya kar�m� olan adam�n r�zgar�n
dokunmad��� bir pelerin giydi�ini nas�l s�yleyebilirdi?
Endi�eli bir ifadeyle �evrelerindeki a�a�l��a g�z gezdirdi; daha �nce g�r�nd���nden
daha farkl� geliyordu g�z�ne. Y�r�meye ba�lad���ndan beri ormanda serbest�e
dola�m�t�. Y�zmeyi Emond �ay�r�'n�n �tesinde, do�uda, Irmak Korusu'ndaki g�ller ve
derelerde ��renmi�ti. Kum Tepeleri'ni ke�fetmi�ti -�ki Nehir'dekilerin �o�u bunun
k�t� �ans anlam�na geldi�ini s�ylerlerdi- hatta bir keresinde en iyi arkada�lar�
Mat Cauthon ve Perrin Aybara ile Puslu Da�lar'�n eteklerine kadar gitmi�ti. Bu,
Emond �ay�r�'nda ya�ayan insanlar�n gitti�i en uzak yerden daha uzakt�; onlara g�re
en yak�ndaki k�ye, Seyran Te-pe'ye veya Deven Yolu'na gitmek bile b�y�k bir olayd�.
Gitti�i yerlerin hi�birinde onu korkutacak bir �ey bulamam�t�. Ama bug�n, Bat�
Orman� bile hat�rlad��� yerlerden de�ildi. B�ylesine �abuk kaybolabi-len bir adam,
ayn� h�zla tekrar ortaya ��kabilirdi de. Belki de hemen yanlar�nda.
"Hay�r baba, bakmaya gerek yok." Tam �a��rarak durdu, Rand y�z�n�n k�zarmas�n�,
pelerininin ba�l���n� �eki�tirerek saklad�. "B�y�k olas�l�kla sen hakl�s�n. Orada
olmayan bir �eye bakman�n alemi yok, �zellikle de zaman�m�z� k�ye ula��p, bu
r�zgardan kurtulmak i�in kullanabilece�imiz durumda."
"Bir pipo iyi giderdi," dedi Tam yava��a, "ve s�cak bir yerde bir kupa bira."
Birden y�z�nde geni� bir s�r�tma belirdi. "Herhalde sen de Egwene'i g�rmek i�in
sab�rs�zlan�yorsundur."
Rand zay�f�a g�l�msemeyi ba�ard�. O anda d��nmeyi isteyebilece�i �eyler aras�nda
Belediye Ba�kan�'n�n k�z� pek az �nem ta��yordu. Akl�n�n daha fazla kar�mas�na
ihtiyac� yoktu. Ge�en y�l boyunca, bir araya geldikleri her seferinde k�z onu daha
da tedirgin etmi�ti. Daha da k�t�s�, k�z bunun fark�nda de�ilmi� gibi g�r�n�yordu.
Hay�r, kesinlikle Egwene'i d��nmek istemiyordu.
Babas�n�n korktu�unu anlamam� olmas�n� umuyordu ki, Tam seslendi, "Alev ile bo�lu�u
hat�rla, evlat."
D�NYANIN C�Z� �S
Bu, Tam'in ona ��retti�i garip bir �eydi. Tek bir aleve odaklan ve onu t�m
tutkular�nla �korku, nefret, �fkenle- besle, ta ki zihnin bombo� kalana kadar.
Bo�luk ile bir ol, derdi Tam, o zaman istedi�in her �eyi yapabilirsin. Emond
�ay�r�'nda ba�ka hi� kimse bu �ekilde konu�mazd�. Ama Tam, Bel Tine'daki ok�uluk
yar�mas�n� her sene, alev ve bo�lu�u ile kazan�rd�. Rand, bo�lu�a tutunabilirse bu
seneki yar�mada kendisinin de �ans� olabilece�ini d��nd�. Tam'in �u anda bundan
bahsetmesi, korktu�unu fark etti�ini g�steriyordu, ama bu konuda daha fazla
konu�mad�.
Tam Bela'y� harekete ge�irdi ve tekrar yola koyuldular. Ya�l� adam, sanki u�ursuz
hi�bir �ey olmam� ve olamazm� gibi ald�rmadan y�r�yordu. Rand onu taklit edebilmeyi
diledi. Akl�nda bo�lu�u yaratmaya �al�t�, ama siyah pelerinli atl� devaml�
dikkatini da��t�yordu.
Tam'in hakl� oldu�una, atl�n�n yaln�zca hayal etti�i bir �ey oldu�una inanmaya
�al�t�, ama nefret duygusunu �ok iyi hat�rl�yordu. Birisini g�rm�t�. Ve o birisi
ona zarar vermeye kararl�yd�. Emond �ay�-r�'n�n y�ksek tepeli, saz damlar�
etraflar�n� sarana kadar arkas�na bakmaya devam etti.
K�y, Bat� Orman�'na yak�nd�. Orman yava� yava� seyreliyor, son a�a�lar, geni�
yap�l� evlerin aras�nda duruyordu. Toprak hafif bir e�imle do�uya uzan�yordu. A�a�
topluluklar� hi� bitmese de, k�yden Irmak Korusu'na ve onun dereleri ile g�llerden
olu�an labirentine kadar b�t�n yol boyunca arazi, �iftlikler, �itlerle �evrilmi�
tarlalar ve otlaklarla �r�lm�t�. Bat�ya do�ru uzanan topraklar da ayn� derecede
verimliydi ve o taraftaki otlaklar �o�u sene g�r olurdu, ama Bat� Or-man�'nda �ok
az �iftlik bulunurdu. Kum Tepeleri ve Bat� Orman� a�a�lar�n�n tepelerinde y�kselen,
Emond �ay�n'na uzak, ama oradan a��k�a g�r�lebilen Puslu Da�lar'�n yak�nlar�nda
onlar da yoktu. Baz�lar� topra��n �ok ta�l� oldu�unu s�ylerdi, kimileri de k�t�
talihin mekan� oldu�unu. Birka��, da�lara gerekti�inden daha fazla yakla�man�n bir
alemi olmad���n� m�r�ldan�rd�. Nedenleri ne olursa olsun, yaln�zca en g�z�pek
insanlar Bat� Ormani'nda �ift�ilik yapard�.
Araba ilk evlerin �n�nden ge�erken, k���k �ocuklar ve k�pekler ba��r�p �a��ran
s�r�ler halinde �evresinde ko�u�turmaya ba�lad�lar.
20
ROBERTJORDAN
Bela, burnunun alt�nda ko�maca oynayan ve �ember �eviren �ocuklar� dikkate
almayarak y�r�meye devam etti. Son aylarda �ocuklar pek az oynam�, g�lm�t�; hava,
�ocuklar�n d�ar� ��kabilece�i kadar �s�nd���nda bile, kurt korkusu onlar� i�eride
tutmu�tu. Yakla�an Bel Tine onlara oynamay� tekrar ��retmi�ti sanki.
Festival yeti�kinleri de etkilemi�ti. Geni� kepenkler a��lm�, hemen her evde evin
han�m�, �n�nde �nl�k, uzun, �rg�l� sa�lar� bir �rt�yle toplanm� olarak bir
pencereye ��km�, �ar�af silkeliyor veya �ilteleri havaland�r�yordu. A�a�larda
yapraklar ��ksa da ��kmasa da, hi�bir kad�n bahar temizli�ini yapmadan Bel Tine'�n
gelmesine izin vermezdi. Her bah�ede �ama��r tellerinden hal�lar sark�yordu ve
soka�a yeterince �abuk ka�amayan �ocuklar, �fkelerini has�r d�venlerle hal�lardan
��kar�yorlard�. Her �at�da evin beyi oturuyor, sazlar� kontrol ederek k��n verdi�i
zarar�n, �at� onar�c�s� ya�l� Cenn Buie'yi �a��rmay� gerekli k�l�p k�lmayaca��na
karar vermeye �al��yordu.
Tam defalarca durarak rastlad��� insanlarla k�sa konu�malar yapt�. O ve Rand
haftalard�r �iftlikten ��kmad���ndan, herkes o taraflardaki son durumu ��renmeye
�al��yordu. Bat� Orman�'ndan pek az insan gelmi�ti. Tam, her biri bir �ncekinden
daha k�t� olan k� f�rt�nalar�n�n verdi�i zarardan, �l� do�an kuzulardan ve �zerinde
art�k ekin bitiyor olmas� gereken kahverengi tarlalardan, ye�illenen otlaklardan,
�nceki y�llar boyunca �t�c� ku�lar�n geldi�i yerlere s�r�lerle gelen kuzgunlardan
bahsediyordu. �evrelerinde Bel Tine haz�rl�klar� s�rerken bunlar i� karart�c�
konu�malard�. K�yl�ler ba�lar�n� sallayarak kar��l�k veriyordu. Durum her yerde
ayn�yd�.
Adamlar�n �o�u omuz silktiler ve "Eh, I��k izin verirse dayanaca��z," dediler.
Baz�lar� s�r�tt� ve ekledi, "I��k izin vermezse, gene dayanaca��z."
�ki Nehir'in insanlar� i�te b�yleydi. Dolunun tarlalar�n� mahvetmesini ve kurtlar�n
kuzular�n� kapmas�n� seyretmek zorunda kalan, seneler boyunca bunlar� g�rm� olsa
da, yine ba�tan ba�layan insanlar o kadar kolay vazge�miyorlard�. Vazge�enlerin
�o�u �oktan �lm�t�.
Adam birden soka�a f�rlamasayd� ve durmak ile Bela'n�n adam� ezmesi aras�nda bir
se�im yapmak zorunda kalmasayd�, Tam, Wit Congar i�in hayatta durmazd�. Congarlar -
ve Coplinler; bu iki aile ara-
D�NYANIN G�Z� 2i
s�nda o kadar �ok evlilik olmu�tu ki, hangi ailenin nerede bitti�ini ve hangisinin
nerede ba�lad���n� kimse bilmezdi -Seyrantepe'den Deven Yolu'na, hatta Taren
Sal�'na kadar herkes�e devaml� �ikayet eden, huzursuzluk ��karan insanlar olarak
bilinirlerdi.
"Bunu Bran al'Vere'e g�t�rmem gerek, Wit," dedi Tam, arabadaki f���lara ba��yla
i�aret ederek, ama s�ska adam, y�z�nde ek�i bir ifadeyle yerini korudu. Saz dam�
fena halde Buie Usta'n�n ilgisine muhta� g�r�nse de, Wit dam�nda de�il, evinin
merdivenlerinde oturuyordu. Hi�bir zaman herhangi bir �eye ba�lamaya veya �nceden
ba�lad���n� bitirmeye haz�r g�r�nmezdi. Coplin ve Congarlar�n �o�u, daha da k�t�
olmayanlar b�yleydi i�te.
"Nynaeve hakk�nda ne yapaca��z, al'Thor?" diye sordu Congar. "Emond Meydam'nda
b�yle bir Hikmet'imiz olamaz."
Tam derin bir i� �ekti. "Bu bizim alan�m�z de�il, Wit. Hikmet kad�nlar�n i�idir."
"Eh, bir�eyler yapmak zorunday�z, al'Thor. Nynaeve �l�ml� bir k� ge�irece�imizi
s�yledi. Ve iyi bir hasat yapaca��m�z�. R�zgarda ne i�i-tiyormu�, �imdi sor
bakal�m. Hemen surat�n� as�yor, sonra da y�r�y�p gidiyor."
"Her zamanki tavr�nla sorduysan, Wit," dedi sab�rla Tam, "ta��d��� sopayla seni
pataklamad��� i�in �ansl�s�n. �imdi, izin verirsen, bu brendiyi-"
"Nynaeve al'Meara Hikmet olmak i�in �ok gen�, al'Thor. Kad�n Kurulu bir �ey
yapmayacaksa, o zaman K�y Kurulu yapmal�."
"Hikmet'ten sana ne, Wit Congar?" diye g�rledi bir kad�n sesi. Kar�s� evden d�ar�
f�rlarken Wit irkildi. Daise Congar Wit'den iki kat geni�, �zerinde bir gram ya�
olmayan, sert y�zl� bir kad�nd�. Elleri kal�alar�nda kocas�na dik dik bakt�. "Kad�n
Kurulu'nun i�lerine kar� da, kendi pi�irdi�in yemekten ho�lanacak m�s�n, g�r. Tabii
benim mutfa��m� kullanmadan. Ve kendi �ama��rlar�n� y�kay�p, kendi yata��n�
yapmaktan. Tabii benim �at�m�n alt�nda kalmadan."
"Ama, Daise," diye s�zland� Wit, "ben yaln�zca..."
"Bana izin verirsen Daise," dedi Tam. "Wit. I��k ikinizin de �zerinde parlas�n."
Bela'y�, s�ska adam�n etraf�ndan dola�t�rarak tekrar harekete ge�irdi. Daise �imdi
kocas�ndan ba�kas�n� g�rm�yordu, ama her
22
ROBERTJORDAN
an Wit'in kiminle konu�tu�unu fark edebilirdi.
Bir lokma yemek ve s�cak bir �ey i�me tekliflerini hi� kabul etmemelerinin sebebi
buydu. Tam'i g�rd�klerinde, Emond Meydan�'n�n b�t�n kad�nlar�, tav�an g�rm� taz�lar
gibi kulaklar�n� dikerdi. Aralar�nda, Bat� Orman�'nda bile olsa, iyi bir �iftli�i
olan dul bir adam i�in en iyi e�in kim olmas� gerekti�ini bilmeyen yoktu.
Rand da en az Tam kadar h�zl� y�r�yordu, hatta belki daha da h�zl�. Tam'in
ortalarda olmad��� zamanlarda Rand da bazen k�eye s�k�t�r�l�rd� ve kabal�k yapmadan
ka�abilece�i hi�bir yer bulamazd�. Mutfakta, oca��n yan�na oturtulur, pastalar,
kekler, b�reklerle beslenirdi. Ve evin han�m�n�n g�zleri, onu, en az bir t�ccar�n
terazisi kadar dikkatle �l�er ve o anda yemekte olanlar�n, dul k�z karde�inin veya
en b�y�k kuzeninin bir k�����n�n pi�irebildiklerinin yan�nda hi�bir �ey oldu�unu
s�ylerdi. Tam de gittik�e gen�le�miyor zaten, derdi kad�n. Kar�s�n� bu kadar sevmi�
olmas� iyi bir �eydi -hayat�ndaki bir sonraki kad�n i�in iyi bir i�aretti- ama yas
tuttu�u yeterdi. Basit bir ger�ek bu, derdi, veya ona yak�n bir �ey, bir erkek, ona
bakacak ve onu beladan uzak tutacak bir kad�n olmadan ya�ayamaz. En k�t�leri, o
noktada d��nceli d��nceli susan ve �zenli bir do�all�kla, Rand'�n tam olarak ka�
ya��nda oldu�unu soranlard�.
�ki Nehir halk�n�n �o�u gibi, Rand'�n da g��l�, inat�� bir ki�ili�i vard�.
Yabanc�lar�n bazen dedi�i gibi, �ki Nehir halk�n�n en �nemli �zelli�i, kayalara
ders verebilmeleri ve kat�rlar� e�itebilmeleridir. Kad�nlar� �o�unlukla iyi, nazik
insanlard�, ama Rand bir �eye zorlanmaktan nefret ederdi ve kad�nlar onda, sanki
sopayla d�rt�l�yormu� hissini uyand�r�yordu. Bu y�zden h�zla y�r�d� ve Tam'in
Bela'y� �abuk s�rmesini diledi.
Az sonra yol k�y�n ortas�nda geni� bir alan olan �ay�r'a a��ld�. Genellikle g�r bir
�imen tabakas�yla kapl� olan �ay�r, bu sene yaln�zca �l� otlar�n sar�ms�
kahverengili�i aras�nda ve ��plak topra��n �zerinde birka� par�a taze �imen
ta��yordu. Ortal�kta birka� kaz dola��yor, boncuk g�zleriyle yerde gagalayacak
bir�eyler ar�yor, ama bulam�yordu. Birisi ine�ini, ��kan otlar� yesin diye oraya
ba�lam�t�.
�ay�r'�n bat� ucuna do�ru, al�ak bir kayal���n alt�ndan, hi� kua�-mayan ak�nt�s�yla
Bade�ay'�n kendisi f�k�r�yordu. �ay, bir adam� ye-
D�NYANIN G�Z� 21
re y�kacak kadar g��l�, ismini kat kat hak edecek kadar tatl�yd�. Ba-de�ay Suyu
kayna��ndan h�zla do�uya do�ru ak�yordu. Otlar Thane Efendi'nin de�irmenine ve daha
�telere kadar k�y�lar�n� s�sl�yordu, ta ki, Su Korusu'nun batakl�kl�
derinliklerinde d�zinelerce dereye b�l�nene kadar. �ki k���k, al�ak, trabzanl�
k�pr� ve di�erlerinden daha geni� ve arabalara dayanacak kadar sa�lam bir ba�kas�,
Otlak'ta berrak �ay� a��yordu. Araba K�pr�s�, Taren Sal� ve Seyran tepe'den gelen
Kuzey Yolu'nun, Deven Yolu'na giden Eski Yol haline geldi�i yeri i�aretliyordu.
Yabanc�lar bazen bir yolun kuzeyde bir isimle, g�neyde bir ba�ka isimle an�lmas�n�
g�l�n� buluyordu, ama Emond Meyda-n�'nda ya�ayanlar�n bi�di�i kadar�yla bu hep
b�yle olmu�tu. �ki Nehir halk� i�in bu yeterli bir sebepti.
K�pr�lerin uzak ucunda, Bel Tine ate�leri i�in �oktan odun y���lmaya ba�lanm�t� ve
ev kadar b�y�k �� k�t�k y���n� olu�mu�tu. Elbette ��plak toprak �zerindeydiler,
otlar� ne kadar seyrek olursa olsun �ay�r'da de�il. Ate�lerin �evresinde
yap�lmayacak olan Festival �enlikleri Otlak'ta yer alacakt�.
Bade�ay'�n yan�nda bir grup ya�l� kad�n yumu�ak seslerle �ark� s�yleyerek Bahar
Dire�i'ni dikiyorlard�. Dallan kesilmi�, d�z, ince bir k�knar k�t��� olan direk,
onun i�in kaz�lm� �ukura g�m�ld���nde bile �� metre y�ksekli�indeydi. Sa�lar�n�
�recek kadar b�y�memi� bir grup k�z, bacaklar�n� �aprazlayarak oturmu�, imrenerek
izliyor, zaman zaman kad�nlar�n �ark�s�ndan baz� par�alar s�yl�yorlard�.
Tam, h�zlanmas� i�in Belaya dilini �aklatt�, ama k�srak onu duymazdan geldi. Rand
g�zlerini �zenle kad�nlar�n yapt��� i�ten uzak tuttu. Sabahleyin erkekler Direk'i
bulunca �a��rm� g�r�necekti. Sonra ��le vakti, bekar kad�nlar Direk'in etraf�nda
dans edecek, bekar erkekler �ark� s�ylerken uzun, renkli kurdeleleri ona
saracaklard�. Bu gelene�in ne zaman ve neden ba�lad���n� kimse bilmiyordu -hep �yle
olan bir ba�ka �ey de buydu- ama �ark� s�ylemek ve dans etmek i�in bir bahaneydi ve
�ki Nehir'de kimse bunun i�in daha b�y�k bir bahane beklemezdi.
T�m Bel Tine g�n� �ark�, dans ve ziyafetle ge�ecekti; ko�u ve ba.s ka alanlarda
yar�lar d�zenlenecekti. Ok�uluk, sapan ve m�zrak dalk� r�nda en iyilere �d�ller
verilecekti. Bilmece ve bulmaca ��zme yar�.--
ROBERTJORDAN
lan, halat yar��, a��rl�k kald�rma ve f�rlatma, �ark� s�yleme, dans etme, keman
�alma, koyun k�rkma, bowling, hatta dart yar�lar� yap�lacakt�.
Bel Tine'�n bahar tam olarak geldi�inde yap�lmas� gerekiyordu, ilk kuzular
do�duktan, ilk ekinler filizlendikten sonra. Ama so�u�un oyalanmas�na ra�men, kimse
Bel Tine'� ertelemeyi d��nmemi�ti. Biraz �ark� s�yleme ve dans etme herkesin i�ine
yarayacakt�. Ve her �eyin �st�ne, e�er s�ylentilere inanmak gerekirse, Otlak'ta
b�y�k bir hava-ifi�ek g�sterisi planlanm�t� -e�er y�l�n ilk �er�isi zaman�nda
gelirse, elbette. Bu, dikkate de�er konu�malara sebep olmu�tu; b�yle bir g�steri en
son on y�l �nce yap�lm�t� ve h�l� konu�uluyordu.
Bade�ay Han�, Otlak'�n do�u u�undayd�, Araba K�pr�s�'n�n yak�n�nda. Han�n ilk kat�,
�rmak ta��ndand�, ama temeli, baz�lar�n�n da�lardan geldi�ini s�yledi�i, daha eski
ta�lardand�. Badanal� ikinci kat -han sahibi ve son yirmi y�ld�r Emond Meydan�'n�n
Belediye Ba�kan� olan Brandelwyn al'Vere kar�s� ve k�zlar� ile burada ya��yordu-
�epe�evre, birinci kat�n �zerinde ��k�nt� yap�yordu. K�rm�z� kiremitli �at�,
k�ydeki bu t�r tek �at�, zay�f g�n ���� alt�nda parl�yordu. Han�n bir d�zine y�ksek
bacas�n�n �� tanesinden duman s�z�l�yordu.
Han�n g�ney ucunda, �aydan uzakta, daha b�y�k bir ta� temelin kal�nt�lar�
uzan�yordu. Bir zamanlar han�n par�as�yd� -ya da �yle oldu�u s�yleniyordu. Art�k
ortas�nda dev bir me�e a�ac� b�y�yordu, �evresi otuz ad�md� ve adam kal�nl���nda
dallan vard�. Yaz�n, Bran al'Vere o dallar�n alt�na, o s�rada yapraklar�n
g�lgelendirdi�i yere masalar atard�. �nsanlar sohbet ederken ya da belki ta� oyunu
i�in tahtalar�n� kurarken, bir kupan�n ve serin esintinin tad�n� ��kar�rlard�.
"�te geldik, evlat." Tam, Bela'n�n yular�na uzand�, ama eli deriye dokunmadan at
han�n �n�nde durmu�tu bile. "Yolu benden iyi biliyor," diye g�ld� Tam.
Aks�n son g�c�rt�s� da susarken, han kap�s�nda Bran al'Vere belirdi. K�ydeki di�er
herkesin neredeyse iki kat�yd�, ama o c�ssede bir adan� i�in �ok kolay hareket
ediyor gibi g�r�n�yordu. Tepesi seyrek, gri sa�larla s�slenmi� yuvarlak y�z�, bir
g�l�mseme ile b�l�nm�t�. Hanc� so�u�a ra�men g�mle�iyle ��km�t�, beline lekesiz,
beyaz bir �nl�k takm�t�. Terazi a��rl��� bi�iminde yap�lm� g�m� madalyonlar-
D�NYANIN G�Z� 25
dan bir tak�m g��s�nde as�l�yd�.
Y�n ve t�t�n i�in Baerlon'dan gelen t�ccarlar�n paralar�n� tartmak amac�yla
kullan�lan terazi kefeleri ile madalyon Belediye Ba�kan�'n�n simgeleriydi. Bran onu
yaln�zca t�ccarlarla i� yaparken, Festivallerde, ziyafetlerde ve d���nlerde
takard�. Bu sefer bir g�n �nce takm�t�, ama o gece K�gecesi'ydi, Bel Tine'dan
�nceki gece, herkesin b�t�n gece birbirini ziyaret etti�i, k���k hediyeler
de�i�toku� etti�i, her evde bir lokma yemek ve bir yudum i�ki i�ti�i geceydi. Bu
k�tan sonra, diye d��nd� Rand, muhtemelen K�gecesi'niyar�na kadar beklememek i�in
yeterli bahane g�r�yor.
"Tam," diye ba��rd� Belediye Ba�kan�, onlara do�ru seyirtirken. "I��k �zerime
parlas�n, sonunda seni g�rmek ne g�zel. Seni de, Rand. Nas�ls�n, o�lum?"
"�yi, Ba�kan al'Vere," dedi Rand. "Siz nas�ls�n�z, efendim?" Ama Brand'in dikkati
�oktan Tam'e d�nm�t�.
"Neredeyse bu sefer brendini getirmeyece�ini d��nmeye ba�layacakt�m. Daha �nce hi�
bu kadar gecikmemi�tin."
"Bug�nlerde �iftli�i b�rakmaktan ho�lanm�yorum, Bran," diye yan�t verdi Tam.
"Kurtlar b�yle davran�rken de�il. Ve hava."
Bran homurdand�. "Ke�ke birileri hava durumu d��nda bir�eyler-den bahsetse. Herkes
havadan �ikayet ediyor ve akl� daha iyisine ermesi gereken ki�iler hava durumunu
benim d�zeltmemi bekliyor. Biraz �nce Bayan al'Donel'a leylekler hakk�nda hi�bir
�ey yapamayaca��m� a��klamak i�in yirmi dakika harcad�m. Benim ne yapmam�
bekledi�ini..." Ba��n� iki yana sallad�.
"U�ursuz bir alamet," diye bildirdi c�z�rt�l� bir ses. "Bel Tine'da �at�larda yuva
kuran leylekler olmamas�." Eski bir k�k gibi bo�um bo�um olmu� ve kararm� Cenn
Buie, Tam ile Bran'in yan�na y�r�d� ve neredeyse kendi kadar uzun ve bo�um bo�um
olan asas�na dayand�. Boncuk g�zleri ile, iki adam� ayn� anda yerlerine m�hlamaya
�al�t�. "Daha k�t�s� de gelecek, s�zlerime mim koyun."
"Demek falc� oldun ve alametleri yorumluyorsun, �yle mi?" diye sordu Tam kuru kuru.
"Ya da belki Hikmet gibi r�zgar� dinliyorsun-dur. Kesinlikle yeteri kadar alamet
var. Ve baz�lar� pek de uzaklardan gelmiyor."
26
ROBERTJORDAN
"�stedi�in kadar alay et," diye m�r�ldand� Cenn, "ama hava, ekinlerin
filizlenmesine yetecek kadar �s�nmazsa, birden fazla kiler hasattan �nce bo�alm�
olacak. Gelecek k�a kadar �ki Nehir'de kurtlar ve kuzgunlardan ba�ka canl�
kalmayacak. Hatta belki bu k�."
"�imdi bu ne demek oluyor?" dedi Bran keskin bir sesle.
Cenn ikisine ek�i ek�i bakt�. "Nynaeve al'Meara hakk�nda s�yleyecek fazla iyi �eyim
yok. Bunu biliyorsunuz. Bir kere, �ok gen� bir... Fark etmez. Kad�n Kurulu, K�y
Kurulu'nun onlar�n i�lerini konu�mas�na bile itiraz ediyor, ama onlar istedikleri
zaman bizim i�lerimize kar��yorlar, ki bu da hemen hemen her zaman oluyor, ya da
�yle g�r�n�yor..."
"Cenn," diye araya girdi Tam, "anlatmak istedi�in bir �ey var m�?"
"Anlatmak istedi�im �u, al'Thor. Hikmet'e k��n ne zaman bitece�ini sor, y�r�y�p
gidiyor. Belki r�zgarda ne duydu�unu bize s�ylemek istemiyordur. Belki k��n
bitmeyece�ini duyuyordun Belki �ark d�nene ve �a� sona erene kadar k� olmaya devam
edecektir. �te anlatmak istedi�im bu."
"Belki koyunlar da u�ar," diye terslendi Tam ve Bran ellerini �fkeyle kald�rd�.
"I��k beni aptallardan korusun. K�y Kurulu'ndas�n Cenn ve �imdi bu Coplin'lerin
laflar�n� yay�yorsun. Eh, �imdi beni dinle. Sen olmadan da yeterince sorunumuz
var..."
Rand'�n kol yeninin h�zla �ekilmesi ve al�ak, yaln�zca onun duymas� ama�lanm� bir
ses, dikkatini yeti�kinlerin konu�malar�ndan uzakla�t�rd�. "Haydi gel, Rand, onlar
tart�malar�n� bitirmeden. Seni i�e ko�madan."
Rand bak�lar�n� indirdi ve s�r�tt�. Mat Cauthon, Tam, Bran ve Cenn onu g�remesin
diye araban�n yan�nda ��melmi�ti. �ki b�kl�m durmaya �al��rken ince bedeni leylek
gibi �arp�lm�t�.
Mat'in kahverengi g�zleri, her zamanki gibi haylazl�kla parl�yordu. "Dav ve ben
kocaman, ihtiyar bir porsuk yakalad�k, ininden ��kmaya zorland��� i�in �ok sinirli.
�ay�r'da b�rak�p k�zlar�n ka��mas�n� seyredece�iz."
Rand'�n g�l�msemesi geni�ledi, bir iki y�l �nce g�r�nece�i kadar b�y�k bir e�lence
gibi gelmiyordu ona bu, ama Mat asla b�y�m�yor
D�NYANIN G�Z� 2Z
gibiydi. Babas�na h�zl� bir bak� f�rlatt� -ba�lar�n� birbirlerine uzatm�lar, hepsi
birden konu�uyordu- sonra sesini al�altt�. "Elma �arab�n� indirece�ime s�z verdim.
Ama daha sonra seni bulurum."
Mat g�zlerini g�ky�z�ne yuvarlad�. "F��� ta��mak m�! Yaks�nlar beni, bebek k�z
karde�imle ta� oynar�m, daha iyi. Eh, porsuktan daha iyi �eyler biliyorum. �ki
Nehir'de yabanc�lar var. D�n gece..."
Bir an Rand'�n nefesi kesildi. "Atl� bir adam m�?" diye sordu. "Siyah pelerinli,
siyah atl� bir adam. Ve pelerini r�zgarda hareket etmiyor."
Mat s�r�tmas�n� yuttu, sesi bo�uk bir f�s�lt�ya d�n�t�. "Onu sen de mi g�rd�n?
Yaln�z ben g�rd�m san�yordum. G�lme Rand, ama beni korkuttu."
"G�lm�yorum. Beni de korkuttu. Benden nefret etti�ine, beni �ld�rmek istedi�ine
yemin edebilirdim." Rand �rperdi. O g�ne kadar birinin onu �ld�rmek
isteyebilece�ini, ger�ekten �ld�rmek isteyebilece�ini hi� d��nmemi�ti. Bu t�r
�eyler �ki Nehir'de olmazd�. Belki bir yumruk d�v�� ya da bir g�re� ma��, ama
cinayet de�il.
"Nefreti bilmem, Rand, ama yine de yeterince korkun�tu. Tek yapt���, k�y�n hemen
d��nda, at�n�n �zerinde oturup bana bakmakt�, ama hayat�mda hi� bu kadar
korkmam�t�m. Eh, bir anl���na bak�lar�m� ka��rd�m -kolay de�ildi ama- sonra yine
bakt���mda yok olmu�tu. Kan ve k�ller! �� g�n oldu ve h�l� onu d��nmekten kendimi
alam�yorum. Devaml� omzumun �zerinden arkama bak�yorum." Mat kahkaha atmaya �al�t�,
ama ancak bir g�klama ��karabildi. "Korkunun seni nas�l etkiledi�i g�l�n�. Tuhaf
�eyler d��nmeye ba�l�yorsun. Hatta -bir anl���na olsa da- onun Karanl�k Varl�k
olabilece�ini d��nd�m." Yine kahkaha atmaya �al�t�, ama bu sefer hi� ses ��kmad�.
Rand derin bir nefes ald�. Ba�ka herhangi bir sebepten �ok kendine hat�rlatmak
i�in, d��nmeden konu�tu, "Karanl�k Varl�k ve Terkedilmi�lerin t�m� Shayol Ghul'de,
B�y�k Afet'in �tesinde tutsak, Yarat�m s�ras�nda Yarat�c� taraf�ndan tutsak
edildiler ve zaman�n sonuna dek tutsak kalacaklar. Yarat�c�'n�n eli d�nyay� koruyor
ve I��k hepimizin �zerine parl�yor." Bir nefes daha ald� ve devam etti. "Dahas�,
e�er �zg�r olsayd�, Gecenin �oban� neden �ki Nehir'de �ift�i �ocuklar�n�
izleyecekti ki?"
2� ROBERT JORDAN
"Bilmiyorum. Ama o binicinin... k�t� oldu�unu biliyorum. G�lme. Yemin edebilirim.
Belki de Ejder'di."
"Ne�eli d��ncelerle dolusun, de�il mi?" diye m�r�ldand� Rand. "Cenn'den daha k�t�
konu�uyorsun."
"Annem hep, davran�lar�m� d�zeltmezsem Terkedilmi�lerin gelip beni alaca��n�
s�yler. E�er Ishamael ya da Aginor gibi duran birini g�rd�ysem, bu oydu."
"B�t�n anneler �ocuklar�n� Terkedilmi�lerle korkutur," dedi Rand kuru kuru, "ama
�o�u b�y�y�nce ge�er. Ba�lam�ken neden G�lge-adam� denemiyorsun?"
Mat dik dik bakt� ona. "�eyden beri hi� bu kadar korkmam�t�m... Hay�r, hi� bu kadar
korkmam�t�m ve bunu itiraf etmekten utanm�yorum."
"Ben de. Babam a�a�lar�n g�lgesinden �rkt���m� d��n�yor."
Mat as�k suratla ba��n� sallad� ve araban�n tekerine yasland�. "Benim babam da. Dav
ve Elam Dowtry'a s�yledim. O zamandan beri �ahin gibi g�zl�yorlar, ama hi�bir �ey
g�rmediler. Elam art�k onu kand�rmaya �al�t���m� san�yor. Dav, adam�n Taren
Sah'ndan geldi�ini d��n�yor -koyun ya da tavuk h�rs�z� oldu�unu. Tavuk h�rs�z�!"
Al�ngan bir sessizli�e g�m�ld�.
"Muhtemelen bunlar�n hepsi bir sa�mal�k," dedi Rand sonunda. "Belki yaln�zca bir
koyun h�rs�z�d�r." Hayal etmeye "�al�t�, ama bu, bir kurdun fare deli�inin �n�nde
kedinin yerini almas�n� hayal etmek gibiydi.
"Eh, bana bakma tarz�ndan ho�lanmad�m. Bu fikre nas�l atlad���na bak�l�rsa, sen de
ho�lanmam�s�n. Birilerine s�ylemeliyiz."
"�oktan s�yledik, Mat, ikimiz de s�yledik ve bize inanmad�lar."
Rand ne s�ylemesi gerekti�ini d��nerek kafas�n�n �st�n� ovalad�. Mat k�y�n diline
d�m�t�. E�ek �akalar�ndan pay�n� almayan pek az ki�i vard�. Art�k ne zaman bir
�ama��r ipi �ama��rlar� �amura d��r-se ya da gev�ek bir eyer kolan� bir �ift�iyi
yola b�raksa, onun ad� telaffuz ediliyordu. Mat'in oralarda olmas� bile
gerekmiyordu. Onun deste�i hi� yoktan daha k�t� olabilirdi.
Rand bir s�re sonra konu�tu, "Baban beni senin azmettirdi�ini d��nebilir. Benimki
de �yle..." Araban�n �zerinden Tam, Bran ve
D�NYANIN G�Z� 22
Cenn'in konu�tu�u yere bakt� ve kendini babas�n�n g�zlerine bakarken buldu.
Belediye Ba�kan� h�l� Cenn'e s�ylev �ekiyordu ve Cenn s�ylevi, as�k suratl� bir
sessizlik i�inde dinliyordu.
"G�nayd�n, Matrim," dedi Tam ne�eyle, brendi f���lar�ndan birini araban�n kenanna
kald�rarak. "Bak�yorum, Rand'�n elma �arab�n� indirmesine yard�m etmeye gelmi�sin.
�yi �ocuk."
Mat ilk s�zc�kte aya�a f�rlam�, gerilemeye ba�lam�t�. "Size de g�nayd�n, al'Thor
Efendi. Size de al'Vere Efendi. Efendi Buie. I��k �zerinizde parlasm. Babam beni
�eye g�ndermi�ti..."
"Ku�kusuz �yledir," dedi Tam. "Ve ku�kusuz sen g�revlerini hemen yapan bir �ocuk
oldu�undan, baban�n verdi�i i�i �oktan bitirmi�-sindir. Eh, siz �ocuklar elma
�arab�n� al'Vere Efendi'nin mahzenine ne kadar �abuk indirirseniz, ���� da o kadar
�abuk g�r�rs�n�z."
"��k!" diye ba��rd� Mat, yerinde kalakalarak. Ayn� anda Rand sordu, "Ne zaman
gelecek?"
Rand hayat� boyunca �ki Nehir'e yaln�zca iki ����n geldi�ini hat�rl�yordu ve
bunlardan birinde izlemek i�in Tam'in omuzlar�na oturacak kadar k���kt�. Bel Tine
boyunca b�yle birinin olmas�, arp�, fl�t�, hikayeleri falan... Havaifi�ekler olmasa
bile Emond Meydan� on y�l sonra h�l� bu festivali konu�uyor olacakt�.
"Sa�mal�k," diye homurdand� Cenn, ama Bran Belediye Ba�kanl��� g�revinin olanca
a��rl��� ile bak�nca sustu.
Tam, arabaya yaslan�p brendi f���s�na kolunu dayad�. "Evet, bir ��k, ve �oktan
geldi. Al'Vere Efendi'ye g�re �u anda handa, bir odada."
"Gecenin k�r�nde geldi." Hanc� onaylamayarak ba��n� sallad�. "Herkesi uyand�rana
kadar �n kap�y� yumruklad�. Festival olmasa, ��k ya da de�il, at�n� ah�ra
kendisinin g�t�rmesini ve onunla beraber b�lmesinde uyumas�n� s�ylerdim. Karanl�kta
�yle gelmesini bir d��nsenize. "
Rand hayretle bakt�. Kimse geceleyin k�yden �teye gitmezdi, �zellikle de
bug�nlerde, hele yaln�z. �at� onar�c�s� yine kendi kendine homurdand�, ama bu sefer
Rand bir iki s�zc�kten fazlas�n� anlamad�. "Deli" ya da "anormal" demi�ti.
"Siyah pelerin giymiyor, de�il mi?" diye sordu Mat aniden.
ROBERTJORDAIM
Bran'in g�be�i bir kahkaha ile sars�ld�. "Siyah m�! Pelerini, g�rd���m t�m di�er
��klar�n pelerini gibi. Pelerinden �ok yama var. Ve hayal edebilece�inizden daha
�ok renk."
Rand y�ksek sesle kahkaha atarak kendi kendini �rk�tt�, bir rahatlama kahkahas�yd�
bu. Tehditkar, siyah pelerinli binicinin bir ��k olmas� sa�ma bir fikirdi, ama...
Utan� i�inde elini a�z�na kapatt�.
"G�r�yorsun, Tam," dedi Bran. "K� geleli beri bu k�yde pek az kahkaha duyuluyor.
Art�k ����n birinin pelerini bile kahkaha getiriyor. Bu bile onu Baerlon'dan buraya
getirme masraf�na de�er."
"Demek havaifi�ekler var," dedi Mat, ama Cenn durmadan devam etti.
"Y�l�n ilk �er�isi ile, bir ay �nce burada olmal�yd�lar, ama hi� �er�i gelmedi,
de�il mi? Yar�na kadar gelmezse, havaifi�ekleri ne yapaca��z? S�rf onlar� ate�lemek
i�in bir Festival daha m� d�zenleyece�iz? O da, �er�i onlar� getirirse, elbette."
"Cenn," -Tam i�ini �ekti- "ancak bir Taren Sal� sakini kadar g�ven sahibisin."
"Nerede o zaman? Bana bunu s�yle, al'Thor."
"Neden bize s�ylemediniz?" diye sordu Mat ac�l� bir sesle. "T�m k�y beklerken ��k
gelmi� kadar e�lenirdi. Neredeyse. S�rf havaifi�ek s�ylentisi ile herkesin nas�l
etkilendi�ini g�rebiliyorsunuz."
"G�rebiliyorum," diye yan�t verdi Bran, �at� tamircisine yan yan bakarak. "Ve
s�ylentinin nas�l ba�lad���n� kesin olarak bilebilseydim... �rne�in, s�r olmas�
gerekirken birinin insanlar�n duyabilece�i bir yerde bu t�r �eylerin ne kadar
masrafl� oldu�undan �ikayet etti�ini d��nseydim..."
Cenn bo�az�n� temizledi. "Kemiklerim bu r�zgar i�in fazla ya�l�. �zin verirseniz,
titrememi als�n diye al'Vere Han�m benim i�in s�cak �arap haz�rlar m�, bakay�m.
Ba�kan. Al'Thor." Laf�n� bitirmeden hana y�nelmi�ti bile, kap� arkas�ndan
kapan�rken Bran i�ini �ekti.
"Bazen Nynaeve'in hakl� oldu�unu d��n�yorum... Eh, art�k �nemli de�il. Siz
delikanl�lar bir an d��n�n. Herkes havaifi�ekler konusunda heyecanl�, do�ru, hem de
yaln�zca bir s�ylenti �zerine. Onca beklentiden sonra �er�i'nin gelmedi�ini g�r�nce
nas�l olacaklar�n� d��n�n. Ve hava b�yleyken, ne zaman gelece�ini kim bilebilir?
��k
D�NYANIN G�Z� 11
konusunda elli kat daha heyecanl� olurlard�."
"Ve gelmeseydi elli kat daha k�t� hissederlerdi," dedi Rand yava��a. "Ondan sonra
Bel Tine bile insanlar�n morallerini fazla d�zeltemezdi."
"Kullanmay� tercih etti�in zaman omuzlar�n�n �zerine bir ba� ta��yorsun," dedi
Bran. "Bir g�n seni takip ederek K�y Kurulu'na girecek, Tam. S�z�m� unutma. �u anda
bile ismini verebilece�im birinden daha k�t� olamaz."
"Bunlar�n hi�biri araban�n bo�alt�lmas�na yaram�yor," dedi Tam k�saca, ilk brendi
f���s�n� Belediye Ba�kan�'na uzatarak. "S�cak bir ate�, pipo ve g�zel birandan bir
kupa istiyoa�m." �kinci brendi f���s�n� kendi on�uzlad�. "Yard�m�n i�in Rand'�n
sana te�ekk�r edece�inden eminim, Matrim. Unutma, �arap mahzene ne kadar �abuk
inerse..."
Tam ve Bran han kap�s�nda kaybolurken Rand arkada��na bakt�. "Yard�m etmek zorunda
de�ilsin. Dav o porsu�u fazla tutmaz."
"Ah, neden olmas�n?" dedi Mat teslim olmu��as�na. "Baban�n dedi�i gibi, mahzene ne
kadar �abuk inerse..." �ki eliyle �arap f���lar�n� dan birini kald�rd� ve yan
ko�turarak hana seyirtti. "Belki Egwene buralardad�r. Ona balta yemi� �k�z gibi
bakakalman� izlemek porsuk kadar iyi olacak."
Rand yay�n� ve sada��n� araban�n arkas�na koyarken durdu. Ger�ekten de Egwene'i
akl�ndan ��karmay� ba�arm�t�. Bu s�rad�� bir �eydi. Ama muhtemelen handa bir yerde
olacakt�. Ondan ka��nma �ans� yoktu pek. Elbette, onu g�reli haftalar ge�mi�ti.
"Ee?" diye seslendi Mat han�n �n�nden. "Hepsini benim ta��yaca��m� s�ylemedim.
Hen�z K�y Kurulu'nda de�ilsin."
Rand irkildi, bir f��� ald� ve takip etti. Belki de k�z buralarda de�ildi. Tuhaf
bir �ekilde, bu olas�l�k kendini daha iyi hissetmesini sa�lamad�.

YABANCILAR

Rand ile Mat ilk f���lar� salondan ge�irirken, al'Vere Efendi bir duvara dayanm�,
f���lar�n birinden, kendi yap�m� en iyi kahverengi biradan iki kupa dolduruyordu.
Han�n sar� kedisi T�rm�k g�zlerini kapatm�, kuyru�unu ayaklar�na dolam�, f���n�n
tepesine ��km�t�. Tam �rmak ta��ndan yap�lm� b�y�k ��minenin �n�nde durmu�,
hanc�n�n sade, ta�tan ��mine raf�n�n �zerinde bulundurdu�u parlak, teneke kutudan
t�t�n doldurdu�u uzun piposunu yokluyordu. ��mine b�y�k, kare odan�n geni�li�inin
yar�s� boyunca uzan�yordu, boyu omuz y�ksekli�indeydi ve ��minedeki ��t�rt�l� ate�,
d�ar�n�n so�u�unun hakk�ndan geliyordu.
Festival'den �nceki me�gul g�n�n o saatinde, Rand, salonun, Bran, babas� ve kedi
d��nda bo� olmas�n� beklemi�ti, ama K�y Ku-rulu'nun Cenn dahil d�rt �yesi ate�in
�n�nde, kupalar� ellerinde, pipolar�ndan y�kselen mavi-gri duman ba�lar�n�
sarmalayarak y�ksek s�rtl� sandalyelerde oturuyorlard�. Oyun tahtalar�n�n hi�biri
kullan�lm�yordu ve Bran'in kitaplar�n�n tamam� ��minenin kar��s�ndaki raf�n
�zerinde bo� oturuyorlard�. Adamlar konu�muyordu bile, Tam ve Bran'in aralar�na
kat�lmas�n� beklerken sessizce biralar�na bak�yor ya da pipolar�n�n saplar�n�
sab�rs�zl�kla di�lerine vuruyorlard�.
Bug�nlerde endi�e, K�y Kurulu'nda, Emond Meydan�'nda, muhtemelen Seyrantepe'de ya
da Deven Yolu'nda s�rad�� bir �ey say�lmazd�. Hatta belki Taren Sal�'nda, ama Taren
Sal� halk�n�n ger�ekte neler d��nd���n� kim bilebilirdi?
Ate�in �n�ndeki adamlar aras�nda yaln�zca iki ki�i, i�eri giren o�-
D�NYANIN G�Z� �
lanlara bakt�: demirci Haral Luhhan ve de�irmenci Jon Thane. Ama Luhhan Usta,
bakmaktan fazlas�n� yapt�. Demircinin kollan �o�u adam�n bacaklar�ndan daha
kal�nd�, iri kaslarla kapl�yd� ve toplant�ya do�rudan demirhaneden gelmi� gibi deri
�nl��� h�l� �zerindeydi. �kisine bakarken ka�lar�n� �att�, sonra sandalyesinde
yava��a do�ruldu, dikkatini kal�n parma�� ile �zenle piposuna vurmaya �evirdi.
Rand meraklanarak yava�lad�; Mat ayak bile�ini tekmeleyince ba-��rmamak i�in
kendini zor tuttu. Arkada�� ba��n� �srarla salonun arkas�ndaki kap�ya do�ru sallad�
ve beklemeden o tarafa seyirtti. Rand hafif�e topallayarak, daha yava� takip etti.
"Bunu neden yapt�n?" diye sordu, mutfa�a giden koridora girer girmez. "Neredeyse
bile�imi..."
"�htiyar Luhhan y�z�nden," dedi Mat, Rand'�n omzunun �zerinden salonu g�zetleyerek.
"San�r�m �eyi yapan�n ben oldu�umdan ku�kulan�yor..." AJ'Vere Han�m, taze pi�mi�
ekmek kokular� i�inde, tela�la mutfaktan ��k�nca aniden sustu.
Kad�n, elindeki tepside Emond Meydan�'nda onu me�hur eden ��t�r ekmeklerinden
ta��yordu. Tur�u ve peynir tabaklar� da onlara e�lik ediyordu. Yiyecek, Rand'a
aniden o sabah �iftlikten ayr�lmadan �nce yaln�zca bir ekme�in ucunu yiyebildi�ini
hat�rlatt�. Midesi utan� verici bir �ekilde guruldad�.
Grile�en sa�lar�n� kal�n bir �rg� halinde toplam� ve bir omzunun �zerine atm� ince
bir kad�n olan al'Vere Han�m, ikisine birden ana� bir tav�rla g�l�msedi. "Siz
ikiniz a�san�z, mutfakta bunlardan daha var ve sizin ya��n�zdaki delikanl�lar�n a�
olmad���n� hi� g�rmedim. Ya da ba�ka ya�ta. �sterseniz, bu sabah ball� kek
pi�iriyorum."
O y�rede, Tam'e ��p�atanl�k yapmaya �al�mayan nadir evli kad�nlardand�. Rand'a
kar�� ana�l��� ancak s�cak g�l�msemelere ve hana geldi�i zaman yiyecek bir�eyler
ikram etmeye kadar var�yordu, ama bunu o y�redeki her gen� adama yap�yordu zaten.
Zaman zaman daha fazlas�n� yapmak ister gibi baksa da, bak�lardan �teye gitmiyordu
ve Rand bu nedenle i�ten bir minnettarl�k duyuyordu.
Kad�n yan�t beklemeden salona dald�. Erkekler hemen sandalye s�r�me sesleri ve
ekmeklerin kokusu �zerine nidalarla aya�a kalkt�. Al'Vere Han�m Emond Meydan�'ndaki
en iyi a���yd� ve oralarda
YABANCILAR
Rand ile Mat ilk f���lar� salondan ge�irirken, al'Vere Efendi bir duvara dayanm�,
f���lar�n birinden, kendi yap�m� en iyi kahverengi biradan iki kupa dolduruyordu.
Han�n sar� kedisi T�rm�k g�zlerini kapatm�, kuyru�unu ayaklar�na dolam�, f���n�n
tepesine ��km�t�. Tam �rmak ta��ndan yap�lm� b�y�k ��minenin �n�nde durmu�,
hanc�n�n sade, ta�tan ��mine raf�n�n �zerinde bulundurdu�u parlak, teneke kutudan
t�t�n doldurdu�u uzun piposunu yokluyordu. ��mine b�y�k, kare odan�n geni�li�inin
yar�s� boyunca uzan�yordu, boyu omuz y�ksekli�indeydi ve ��minedeki ��t�rt�l� ate�,
d�ar�n�n so�u�unun hakk�ndan geliyordu.
Festival'den �nceki me�gul g�n�n o saatinde, Rand, salonun, Bran, babas� ve kedi
d��nda bo� olmas�n� beklemi�ti, ama K�y Ku-rulu'nun Cenn dahil d�rt �yesi ate�in
�n�nde, kupalar� ellerinde, pipolar�ndan y�kselen mavi-gri duman ba�lar�n�
sarmalayarak y�ksek s�rtl� sandalyelerde oturuyorlard�. Oyun tahtalar�n�n hi�biri
kullan�lm�yordu ve Bran'in kitaplar�n�n tamam� ��minenin kar��s�ndaki raf�n
�zerinde bo� oturuyorlard�. Adamlar konu�muyordu bile, Tam ve Bran'in aralar�na
kat�lmas�n� beklerken sessizce biralar�na bak�yor ya da pipolar�n�n saplar�n�
sab�rs�zl�kla di�lerine vuruyorlard�.
Bug�nlerde endi�e, K�y Kurulu'nda, Emond Meydan�'nda, muhtemelen Seyrantepe'de ya
da Deven Yolu'nda s�rad�� bir �ey say�lmazd�. Hatta belki Taren Sal�'nda, ama Taren
Sal� halk�n�n ger�ekte neler d��nd���n� kim bilebilirdi?
Ate�in �n�ndeki adamlar aras�nda yaln�zca iki ki�i, i�eri giren o�-

D�NYANIN G�Z�
lanlara bakt�: demirci Haral Luhhan ve de�irmenci Jon Thane. Ama Luhhan Usta,
bakmaktan fazlas�n� yapt�. Demircinin kollar� �o�u adam�n bacaklar�ndan daha
kal�nd�, iri kaslarla kapl�yd� ve toplant�ya do�rudan demirhaneden gelmi� gibi deri
�nl��� h�l� �zerindeydi. �kisine bakarken ka�lar�n� �att�, sonra sandalyesinde
yava��a do�ruldu, dikkatini kal�n parma�� ile �zenle piposuna vurmaya �evirdi.
Rand meraklanarak yava�lad�; Mat ayak bile�ini tekmeleyince ba-��rmamak i�in
kendini zor tuttu. Arkada�� ba��n� �srarla salonun arkas�ndaki kap�ya do�ru sallad�
ve beklemeden o tarafa seyirtti. Rand hafif�e topallayarak, daha yava� takip etti.
"Bunu neden yapt�n?" diye sordu, mutfa�a giden koridora girer girmez. "Neredeyse
bile�imi..."
"�htiyar Luhhan y�z�nden," dedi Mat, Rand'�n o*"1�" den salonu g�zetleyerek.
"San�r�m <�� ku�kulan�yor..." Al'"-
3 5 ^
o
All

o; 8r
er

t
*Jen
�, �ey
_5 O
o o p

IHI
11 il
3 a
li
1
8
1> o-
e 3 &
'- >o S- o Jilirs�n. Ge�en 3 ^ ^ �Ias�na indirmi�ti. $ ^ a�ta. Her �eye alev-
flr�ldand� Ewin.

S
g� r_ <jq< p .�rd�g� beni ilgilendirmiyor," < n ^ ^ ce. Bu t�m zamanlar�n en iyi 2
�T �|' ?� mefen^i -kim daha fazlas�n� iste-% % % '�tiyac� var?"
o- g^ keskin bir �ekilde y�kselerek.
2 ^devam etti Mat, o�lan� duymazdan gele-� ^ �u adam� g�rmelisin." ,
�ar� s��rad�. Ewin, arkas�ndan t�rmanarak ses-it ��k var m�, Mat? Bu hayalet
k�pekler gibi de-kurba�alar."

YABANCILAR
Rand ile Mat ilk f���lar� salondan ge�irirken, al'Vere Efendi bir duvara dayanm�,
f���lar�n birinden, kendi yap�m� en iyi kahverengi biradan iki kupa dolduruyordu.
Han�n sar� kedisi T�rm�k g�zlerini kapatm�, kuyru�unu ayaklar�na dolam�, f���n�n
tepesine ��km�t�. Tam �rmak ta��ndan yap�lm� b�y�k ��minenin �n�nde durmu�,
hanc�n�n sade, ta�tan ��mine raf�n�n �zerinde bulundurdu�u parlak, teneke kutudan
t�t�n doldurdu�u uzun piposunu yokluyordu. ��mine b�y�k, kare odan�n geni�li�inin
yar�s� boyunca uzan�yordu, boyu omuz y�ksekli�indeydi ve ��minedeki ��t�rt�l� ate�,
d�ar�n�n so�u�unun hakk�ndan geliyordu.
Festival'den �nceki me�gul g�n�n o saatinde, Rand, salonun, Bran, babas� ve kedi
d��nda bo� olmas�n� beklemi�ti, ama K�y Ku-rulu'nun Cenn dahil d�rt �yesi ate�in
�n�nde, kupalar� ellerinde, pipolar�ndan y�kselen mavi-gri duman ba�lar�n�
sarmalayarak y�ksek s�rtl� sandalyelerde oturuyorlard�. Oyun tahtalar�n�n hi�biri
kullan�lm�yordu ve Bran'in kitaplar�n�n tamam� ��minenin kar��s�ndaki raf�n
�zerinde bo� oturuyorlard�. Adamlar konu�muyordu bile, Tam ve Bran'in aralar�na
kat�lmas�n� beklerken sessizce biralar�na bak�yor ya da pipolar�n�n saplar�n�
sab�rs�zl�kla di�lerine vuruyorlard�.
Bug�nlerde endi�e, K�y Kurulu'nda, Emond Meydan�'nda, muhtemelen Seyrantepe'de ya
da Deven Yolu'nda s�rad�� bir �ey say�lmazd�. Hatta belki Taren Sal�'nda, ama Taren
Sal� halk�n�n ger�ekte neler d��nd���n� kim bilebilirdi?
Ate�in �n�ndeki adamlar aras�nda yaln�zca iki ki�i, i�eri giren o�-
D�NYAN�N G�Z� �
lanlara bakt�: demirci Haral Luhhan ve de�irmenci Jon Thane. Ama Luhhan Usta,
bakmaktan fazlas�n� yapt�. Demircinin kollan �o�u adam�n bacaklar�ndan daha
kal�nd�, iri kaslarla kapl�yd� ve toplant�ya do�rudan demirhaneden gelmi� gibi deri
�nl��� h�l� �zerindeydi. �kisine bakarken ka�lar�n� �att�, sonra sandalyesinde
yava��a do�ruldu, dikkatini kal�n parma�� ile �zenle piposuna vurmaya �evirdi.
Rand meraklanarak yava�lad�; Mat ayak bile�ini tekmeleyince ba-��rmamak i�in
kendini zor tuttu. Arkada�� ba��n� �srarla salonun arkas�ndaki kap�ya do�ru sallad�
ve beklemeden o tarafa seyirtti. Rand hafif�e topallayarak, daha yava� takip etti.
"Bunu neden yapt�n?" diye sordu, mutfa�a giden koridora girer girmez. "Neredeyse
bile�imi..."
"�htiyar Luhhan y�z�nden," dedi Mat, Rand'�n omzunun �zerinden salonu g�zetleyerek.
"San�r�m �eyi yapan�n ben oldu�umdan ku�kulan�yor..." Al'Vere Han�m, taze pi�mi�
ekmek kokulan i�inde, tela�la mutfaktan ��k�nca aniden sustu.
Kad�n, elindeki tepside Emond Meydan�'nda onu me�hur eden ��t�r ekmeklerinden
ta��yordu. Tur�u ve peynir tabaklan da onlara e�lik ediyordu. Yiyecek, Rand'a
aniden o sabah �iftlikten ayr�lmadan �nce yaln�zca bir ekme�in ucunu yiyebildi�ini
hat�rlatt�. Midesi utan� verici bir �ekilde guruldad�.
Grile�en sa�lar�n� kal�n bir �rg� halinde toplam� ve bir omzunun �zerine atm� ince
bir kad�n olan al'Vere Han�m, ikisine birden ana� bir tav�rla g�l�msedi. "Siz
ikiniz a�san�z, mutfakta bunlardan daha var ve sizin ya��n�zdaki delikanl�lar�n a�
olmad���n� hi� g�rmedim. Ya da ba�ka ya�ta. �sterseniz, bu sabah ball� kek
pi�iriyorum."
O y�rede, Tam'e ��p�atanl�k yapmaya �al�mayan nadir evli kad�nlardand�. Rand'a
kar�� ana�l��� ancak s�cak g�l�msemelere ve hana geldi�i zaman yiyecek b�r�eyler
ikram etmeye kadar var�yordu, ama bunu o y�redeki her gen� adama yap�yordu zaten.
Zaman zaman daha fazlas�n� yapmak ister gibi baksa da, bak�lardan �teye gitmiyordu
ve Rand bu nedenle i�ten bir minnettarl�k duyuyordu.
Kad�n yan�t beklemeden salona dald�. Erkekler hemen sandalye s�r�me sesleri ve
ekmeklerin kokusu �zerine nidalarla aya�a kalkt� Al'Vere Han�m Emond Meydan�'ndaki
en iyi a���yd� ve oralarda

ROBERTJORDAN
ayaklar�n� onun masas�n�n alt�na sokma �ans�n�n �zerine atlamayacak erkek yoktu.
"Ball� kekler," dedi Mat, a�z�n� �ap�rdatarak.
"Daha sonra," dedi Rand kararl�l�kla, "yoksa i�imiz hi� bitmez."
Mahzen merdivenlerinin �zerinde, mutfak kap�s�n�n hemen yan�nda bir lamba as�l�yd�
ve bir ba�kas�, han�n alt�ndaki ta� duvarl� odada parlak bir havuz olu�turuyor,
lo�lu�u en uzak k�elere mahkum ediyordu. Duvarlar boyunca uzanan ah�ap raflarda ve
yerde, brendi ve elma �arab� f���lar�, daha iri bira ve �arap f���lar� vard� ve
baz�lar�na musluk tak�lm�t�. �arap f���lar�n�n �o�u, Bran al'Vere'in, hangi sene
getirildi�ini, hangi �er�i'nin mal� oldu�unu, hangi �ehirde imal edildi�ini
belirten el yaz�s� ile i�aretlenmi�ti. Biran�n ve bren-dinin �o�u, �ki Nehir
halk�n�n ve Bran'in imalat� idi. Zaman zaman �er�iler, hatta t�ccarlar d�ar�dan
brendi ve bira getirirdi, ama asla o kadar iyi olmaz ve �ok pahal�ya malolurdu,
�stelik bir kez i�en bir daha i�mezdi.
"�imdi," dedi Rand, f���lar� raflara yerle�tirirlerken, "Luhhan Us-ta'dan ka��nman�
gerektirecek ne yapt�n?"
Mat omuz silkti. "Asl�nda hi�bir �ey. Adan al'Carr ile baz� s�m�kl� arkada�lar�na -
Ewin Finngar ve Dag Coplin'e- baz� �ift�ilerin ormanda ko�turan, ate� p�sk�ren
hayalet k�pekler g�rd���n� s�yledim. Ek�i krema gibi yuttular."
"Luhhan Usta sana bu y�zden mi k�zg�n?" dedi Rand ku�kuyla.
"Tam olarak de�il." Mat duraklad�, sonra ba��n� sallad�. "Onun k�peklerinden iki
tanesini una bulad�m, b�ylece bembeyaz oldular. Sonra Dag'in evinin yak�n�nda
serbest b�rakt�m. Do�rudan eve ko�acaklar�n� nereden bilebilirdim ki? Benim su�um
de�il asl�nda. Luhhan Han�m kap�y� a��k b�rakmasayd� asla i�eri giremezlerdi. Evin
her yan�n� una bulamaya niyetlendi�imden de�il." Havlarcas�na bir kahkaha att�.
"Luhhan Han�m'�n, ihtiyar Luhhan ile k�pekleri, ���n� birden, s�p�rgeyle d�ar�
kovalad���n� duydum."
Rand ayn� anda hem irkildi, hem g�ld� "Senin yerinde olsayd�m demirciden �ok Alsbet
Luhhan hakk�nda endi�elenirdim. Neredeyse onun kadar g��l� ve �ok daha sinirli. Ama
fark etmez. H�zl� y�r�rsen, belki seni fark etmez." Mat'in ifadesi Rand'�n komik
olmad���n�
D�NYANIN G�Z� il
s�yl�yordu.
Ama ortak odadan yine ge�tiklerinde, Mat'in acele etmesine gerek yoktu. Alt� adam
sandalyelerini ��minenin �evresinde s�k� bir d���m olu�turacak �ekilde �ekmi�lerdi.
Tam, s�rt�n� ate�e vermi�, al�ak sesle konu�uyordu. Di�erleri dinlemek i�in
e�ilmi�ti. S�ylediklerine o kadar dalm�lard� ki, odadan bir koyun s�r�s� ge�irilse
yine de fark etmeyebilirlerdi. Rand konu�ulanlar� i�itebilmek i�in daha yakma
gitmek istedi, ama Mat kolunu �eki�tirdi ve ona �zd�rap dolu bir bak� f�rlatt�.
Rand i�ini �ekerek Mat'i arabaya kadar takip etti.
Tekrar koridora d�nd�klerinde, merdivenlerin tepesinde bir tepsi buldular. S�cak
ball� keklerin tatl� kokusu koridoru doldurmu�tu. �ki kupa ve bir s�rahi dolusu
s�cak, baharatl� elma �arab� da vard�. �ini bitirene kadar bekleme karar�na ra�men,
Rand araba ile mahzen aras�nda yapt��� son iki yolculukta kendini bir yandan f���
ta��y�p, di�er yandan ball� kek yutmaya �al��rken buldu.
Son f���y� da rafa yerle�tirdikten sonra, Mat'in y�k�n� b�rakmas�n� beklerken
a�z�ndaki k�r�nt�lar� sildi ve, "Gelelim ���a..." dedi.
Merdivenlerde ayak sesleri duyuldu ve Ewin Finngar, y�z�, ta��d��� haberi verme
hevesi ile k�pk�rm�z�, tela� i�inde mahzene neredeyse d�erek indi. "K�yde
yabanc�lar var." Nefes ald� ve Mat'e kurnaz bir bak� f�rlatt�. "Hi� hayalet k�pek
g�rmedim, ama birinin Luh-han Usta'n�n k�peklerini una bulad���n� duydum. Luhhan
Han�m'�n kimi aramas� gerekti�i konusunda baz� fikirleri oldu�unu da duydum."
Rand ve Mat'i, yaln�zca on d�rt ya��nda olan Ewin'den ay�ran y�llar, normalde
s�ylediklerine ald�r� etmemelerine yetecek kadar �oktu. Bu sefer irkilerek
bak�t�lar, sonra ayn� anda konu�maya ba�lad�lar.
"K�yde mi?" diye sordu Rand. "Ormanda de�il mi?"
Mat hemen ekledi, "Pelerini siyah m�yd�? Y�z�n� g�rebildin mi?"
Ewin, karars�zca bir birine, bir �tekine bakt�, sonra Mat tehditkar bir ad�m at�nca
tela�la konu�tu. "Elbette y�z�n� g�rd�m. Ve pelerini ye�il. Belki de gri.
De�i�iyor. Neyin �n�nde duruyorsa, ona g�re de�i�iyor gibi. Bazen do�rudan ona
baksan da; hareket etmezse onu g�remiyorsun. Kad�n�n pelerini g�ky�z� gibi mavi ve
g�rd���m en
3� ROBERTJORDAN
g�zel festival elbisesinden on kat daha g�zel. Kendisi de g�rd���m en g�zel
kad�ndan on kat g�zel. Hikayelerdeki gibi asil bir han�m. �yle olmal�."
"Kad�n m�?" dedi Rand. "Sen kimden bahsediyorsun?" �ki elini kafas�n�n �zerine
koymu�, g�zlerini kapatm� olan Mat'e bakt�.
"Sana anlatmak istedi�im ki�iler," diye m�r�ldand� Mat, "ama sen al�p..." Sustu,
g�zlerini a��p Ewin'e keskin bir bak� f�rlatt�. "D�n gece geldiler," diye devam
etti Mat bir an sonra. "Ve handa oda tuttular. Atla geldiklerini g�rd�m. Atlar�,
Rand. Hi� o kadar uzun boylu, o kadar zarif atlar g�rmemi�tim. Sonsuza dek
ko�abilirmi� gibi g�r�n�yorlar. San�r�m, adam kad�n i�in �al��yor."
"Hizmetinde," diye araya girdi Ewin. "Hikayelerde, hizmetinde oldu�unu s�ylerler."
Mat, sanki Ewin hi� konu�mam� gibi devam etti. "Her neyse, adam kad�na boyun e�iyor
ve s�yledi�i �eyleri yap�yor. Ama maa�l� biri de�il gibi. Belki bir askerdir.
K�l�c�n� takma tarz�... Onu bir par�as�ym� gibi ta��yor, eli ya da aya��ym� gibi.
Onun yan�nda t�ccarlar�n koruyucular� sokak k�pe�i gibi g�r�n�r. Ve kadm, Rand. Ona
benzer birini hayal bile etmemi�tim. Bir ����n hikayesinden ��k�p gelmi� gibi
g�r�n�yor. Sanki... Sanki..." Ewin'e ek�i ek�i bakarak duraklad�. "... Asil bir
han�m gibi," diye bitirdi i�ini �ekerek.
"Ama kim onlar?" diye sordu Rand. Senede bir kez t�t�n ve y�n almak i�in gelen
t�ccarlar ve �er�iler d��nda, �ki Nehir'e yabanc�lar neredeyse hi� gelmezdi. Belki
Taren Sal�'na, ama bu kadar g�neye de�il. T�ccarlar�n ve �er�ilerin �o�u senelerdir
gelirdi, bu y�zden yabanc� say�lmazlard�. Yaln�zca yabanc�lar. Emond Meydan�'nda
ger�ek bir yabanc� g�r�lmeydi en az be� y�l olmu�tu ve o yabanc� da, k�yden hi�
kimsenin anlamad��� Baerlon'daki bir sorundan ka�maya �al��yordu. Fazla kalmam�t�.
"Ne istiyorlarm�?"
"Ne mi istiyorlarm�?" diye ba��rd� Mat. "Ne istedikleri umurumda bile de�il.
Yabanc�lar Rand, ve hayal bile etmedi�in t�rden yabanc�lar. Bir d��n!"
Rand a�z�n� a�t�, sonra konu�madan kapatt�. Siyah pelerinli atl� onu k�pe�in
kovalad��� bir kedi kadar sinirli yapm�t�. �� yabanc�n�n ayn� anda k�y �evresinde
g�r�nmesi tesad�f olamayacak kadar
D�NYANIN G�Z� 32
fazla geliyordu. Bahsettikleri bu adam�n pelerini renk de�i�tirirken hi� siyah
olmuyorsa, �� yabanc�.
"Kad�n�n ad� Moiraine," dedi Ewin, olu�an anl�k sessizli�i bozarak. "Adam�n
s�yledi�ini duydum. Kad�na Moiraine, diyordu. Leydi Moiraine. Adam�n ad� Lan.
Hikmet kad�ndan ho�lanmam� olabilir, ama ben ho�land�m."
"Nynaeve'in ondan ho�lanmad���n� d��nmenin nedeni ne?" dedi Rand.
"Kad�n bu sabah Hikmet'e y�n sordu," dedi Ewin, "ve ona '�ocu�um,' dedi." Rand ve
Mat di�lerinin aras�ndan yumu�ak sesle �sl�k �ald�. Ewin a��klamaya �al��rken dili
s�r�t�. "Leydi Moiraine onun Hikmet oldu�unu bilmiyordu. ��rendikten sonra �z�r
diledi. Ger�ekten. Ve bitkiler hakk�nda, Emond Meydan�'nda kimin kim oldu�u
konusunda sorular sordu. K�ydeki herhangi bir kad�n kadar sayg�l�yd�, hatta
baz�lar�ndan daha fazla. �nsanlar�n ka� ya��nda oldu�u, oturduklar� yerde ne
kadard�r oturduklar� hakk�nda sorular soruyor hep... ah, nedir, bilmiyorum. Her
neyse, Nynaeve sorular�n�, ham b���rtlen yemi� gibi yan�tlad�. Sonra, Leydi
Moiraine uzakla�t�ktan sonra, �ey gibi arkas�ndan bakt�, �ey gibi... eh, pek dost
canl�s� de�ildi, bu kadar�n� s�yleyebilirim."
"Bu kadar m�?" dedi Rand. "Nynaeve'in mizac�n� bilirsin. Ge�en sene Cenn Buie ona
�ocuk dedi�inde, sopas�n� kafas�na indirmi�ti. �stelik adam K�y Kurulu'nda ve
dedesi olacak ya�ta. Her �eye alevleniyor, ama s�rt�n� d�nene kadar �fkesi
ge�iyor."
"Yine de benim i�in fazla uzun," diye m�r�ldand� Ewin.
"Nynaeve'in kimin kafas�na sopa indirdi�i beni ilgilendirmiyor," -Mat k�k�rdad�-
"ben olmad���m s�rece. Bu t�m zamanlar�n en iyi Bel Tine'� olacak. Bir ��k, bir
han�mefendi -kim daha fazlas�n� isteyebilir ki? Havaif�eklere kimin ihtiyac� var?"
"��k m�?" dedi Ewin, sesi keskin bir �ekilde y�kselerek.
"Haydi gel, Rand," diye devam etti Mat, o�lan� duymazdan gelerek. "Burada i�imiz
bitti. Bu adam� g�rmelisin."
Merdivenlerden yukar� s��rad�. Ewin, arkas�ndan t�rmanarak seslendi, "Ger�ekten bir
��k var m�, Mat? Bu hayalet k�pekler gibi de�il, de�il mi? Ya da kurba�alar."
ROBERTJORDAN
Rand durup lambay� k�st�, sonra arkalar�ndan seyirtti.
Salonda Rowan Hum ve Samel Crawe ate�in �n�nde di�erlerine kat�lm�t�. B�ylece t�m
K�y Kurulu toplanm� oluyordu. �imdi Bran al'Vere konu�uyordu. Normalde tok ��kan
sesini o kadar al�altm�t� ki, toplanm� sandalyelerin �tesine yaln�zca al�ak bir
m�r�lt� ula��yordu. Belediye Ba�kan� kal�n i�aret parma��n� di�er elinin avucuna
vurarak s�zlerini vurguluyor, s�rayla her adama bak�yordu. Hepsi s�yledi�ini
onaylayarak ba�lar�n� sallad�lar, ama Cenn di�erlerinden daha g�n�ls�zd�.
Adamlar�n birbirlerine b�ylesine sokulmu� olmas�, bir tabeladan daha �ok �ey
s�yl�yordu. Konu�tuklar� her ne ise, bu yaln�zca K�y Ku�ulu'nu ilgilendirirdi, en
az�ndan �imdilik. Rand'�n kulak misafiri olmaya �al�mas�ndan ho�lanmayacaklard�.
Rand g�n�ls�zce uzakla�t�. ��k vard� zaten. Bir de o yabanc�lar.
D�ar�da Bela ve araba gitmi�ti, han�n ah�r u�aklar� Hu ve Tad taraf�ndan
g�t�r�lm�lerdi. Mat ve Ewin han�n �n kap�s�n�n birka� ad�m �tesinde durmu�,
pelerinleri r�zgarda dalgalanarak dik dik birbirlerine bak�yorlard�.
"Son kez s�yl�yorum," diye havlad� Mat, "sana oyun oynam�yorum. Bir ��k var. Git
art�k. Rand, bu y�nkafaya do�ruyu s�yledi�imi ve beni yaln�z b�rakmas�n� s�yler
misin?"
Rand pelerinini toparlayarak Mat'i desteklemek i�in �ne ��kt�, ama ensesindeki
t�yler diken diken olurken s�zc�kleri solup gitti. Yine izleniyordu. Pelerinli
yabanc�n�n verdi�i histen �ok farkl�yd�, ama bu da ho� de�ildi, �zellikle de o
kar��la�man�n �zerinden fazla zaman ge�meden.
O�ak'a h�zla f�rlatt��� bak� yaln�zca daha �nce g�rd��� �eyleri g�sterdi -oyun
oynayan �ocuklar, Festivale haz�rlanan insanlar. Kimse ona bakm�yordu. Bahar Dire�i
�imdi yaln�z duruyor, bekliyordu. Yan sokaklar�, ko�u�turma ve �ocuksu hayk�r�lar
doldurmu�tu. Her �ey olmas� gerekti�i gibiydi. �zleniyor olmas� d��nda.
Sonra bir �ey, d�nmesine ve g�zlerini kald�rmas�na sebep oldu. Han�n kiremit
�at�s�n�n �zerine iri bir kuzgun t�nemi�ti. Da�lardan gelen r�zgarla hafif�e
sallan�yordu. Ba��n� bir yana e�mi�, siyah, boncuk g�zlerinden birini... ona
dikmi�ti, Rand �yle oldu�unu d��nd�.
D�NYANIN ��Z� 33
Yutkundu ve aniden k�zg�n, keskin bir �fkeye kap�ld�.
"Pis le� yiyici," diye m�r�ldand�.
"�zlenmekten b�kt�m," diye h�rlad� Mat ve Rand, arkada��n�n yakla�t���n�, ka�lar�n�
�atarak kuzguna bakt���n� fark etti.
Bak�t�lar, sonra ayn� anda elleri ta�lara uzand�.
�ki ta� tam hedefe u�tu... ve kuzgun yana ad�m att�; ta�lar �sl�k �alarak kuzgunun
biraz �nce durdu�u bo�luktan ge�ti. Kuzgun t�ylerini kabartarak ba��n� yine e�di,
korkmadan, biraz �nce bir �ey oldu�una ili�kin hi�bir i�aret vermeden �l�, siyah
g�z�n� onlara dikti.
Rand ku�a �a�k�nl�k i�inde bakt�. "Hi�bir kuzgunun b�yle davrand���n� g�rm�
m�yd�n?" diye sordu sessizce.
Mat bak�lar�n� kuzgundan ay�rmadan ba��n� sallad�. "Hi�. Ya da herhangi bir ku�un."
"A�a��l�k bir ku�," dedi bir kad�n�n sesi arkalar�ndan. Horg�r�yle ��km� olmas�na
ra�men ahenkliydi. "En iyi zamanlarda bile g�venil-memeli."
Kuzgun tiz bir ���l�k alarak �yle h�zla havaya f�rlad� ki, iki siyah t�y �at�n�n
kenar�ndan a�a�� s�z�lmeye ba�lad�.
Rand ve Mat irkilerek ku�un h�zl� u�u�unu izlemek i�in d�nd�ler. Kuzgun Otlak'�n
�zerinden ge�ti, Bat� Orman�'n�n �tesindeki y�ksek, zirvesi bulut kapl� Puslu
Da�lar'a do�ru u�tu, bat�da bir benek olana kadar k���ld�, sonra g�zden kayboldu.
Rand'�n bak�lar� konu�an kad�na kayd�. O da kuzgunun u�u�unu izlemi�ti, ama �imdi
d�nm�, g�zleri Rand'�n g�zlerine dikilmi�ti. Rand bakmaktan ba�ka bir �ey
yapam�yordu. Bu, Leydi Moiraine olmal�yd�. Mat ve Ewin'in s�yledi�i her �ey idi,
her �ey ve daha fazlas�.
Kad�n�n Nynaeve'e �ocuk dedi�ini duydu�unda, onun ya�l� oldu�unu d��nm�t�, ama
de�ildi. En az�ndan,} ��n� tahmin edemiyordu. Ba�ta, Nynaeve kadar gen� oldu�unu
d��nm�t�, ama bakt�k�a daha ya�l� geliyordu. �ri, koyu renk g�zlerinde bir
olgunluk, insan�n gen�ken sahip olamayaca�� bir bilgelik vard�. Bir an i�in, o
g�zlerin onu yutacak derin havuzlar oldu�unu d��nd�. Mat ve Ewin'in neden onu bir
����n hikayesinden ��km� gibi duran bir han�mefendi olarak niteledi�i a��kt�. Kad�n
kendini, Rand'�n kendini beceriksiz
ROBERTJORDAN
ve sakar hissetmesine sebep olan bir zerafet ve hava ile ta��yordu. Rand'�n g��s�ne
ancak geliyordu, ama �yle bir varl��a sahipti ki, boyu en uygun boy gibi geliyordu
ve Rand uzun boylulu�unun, kaba ve bi�imsiz oldu�unu hissediyordu.
Daha �nce g�rd��� hi� kimseye benzemiyordu kad�n. Pelerininin geni� ba�l��� y�z�n�
ve yumu�ak bukleler halinde sarkan koyu renk sa�lar�n� �er�eveliyordu. Rand,
yeti�kin bir kad�n�n sa�lar�n� �rmeden sald���n� hi� g�rmemi�ti; �ki Nehir'deki her
k�z, k�y�n�n Kad�n Kurulu'nun sa�lar�n� �recek kadar b�y�d���n� s�ylemesini d�rt
g�zle beklerdi. Kad�n�n giysileri de ayn� derecede tuhaft�. Pelerini g�k mavisi
kadifedendi, kenarlar� kal�n, g�m� i�lemelerle �evrilmi�ti, yapraklar, sarma��klar,
�i�ekler... Elbisesi hareket ederken hafif�e parl�yor gibiydi. Pelerininden bir ton
koyuydu ve krem rengi �izgileri vard�. Boynunda, a��r, alt�n halkalardan bir koiye
as�l�yd�. Sa�lar�na takt��� bir ba�ka narin, alt�n zincir, aln�na do�ru sarkan
k���k, parlak, mavi bir ta�� ta��yordu. Beline alt�n �rg�den geni� bir kemer
dolanm�t� ve sol elinin y�z�k parma��nda, kendi kuyru�unu �s�ran y�lan �eklinde
alt�n bir y�z�k vard�. Rand kesinlikle b�yle bir y�z�k g�rmemi�ti, ama sonsuzlu�u
ifade eden, Zaman �ark�'ndan daha eski bir simge olan B�y�k Y�lan'� tan�m�t�.
Ewin, festival giysilerinden daha g�zel demi�ti ve hakl�yd�. �ki Ne-hir'de kimse
b�yle giyinmezdi. Asla.
"G�nayd�n, Bayan... ah... Leydi Moiraine," dedi Rand. Dili dola��rken y�z�
k�pk�rm�z� kesildi.
"G�nayd�n, Leydi Moiraine," diye yank�lad� Mat, biraz daha kolayl�kla, ama yaln�zca
birazc�k.
Kad�n g�l�msedi ve Rand, kendisini onun i�in bir�eyler yap�p yapamayaca��n�
d��n�rken buldu, yan�nda kalmas� i�in bahane olacak bir�eyler. Kad�n�n hepsine
birden g�l�msedi�ini biliyordu, ama yaln�zca kendisi i�inmi� gibi geliyordu ona.
Ger�ekten de ��klar�n hikayelerinden biri canlan�yormu� gibiydi sanki. Mat'in
y�z�nde aptalca bir s�r�tma vard�.
"�smimi biliyorsunuz," dedi kad�n, �ok sevinmi� gibi. Sanki ziyareti, ne kadar k�sa
olursa olsun, bir y�l boyunca k�yde konu�ulmaya-cakm� gibi! "Ama bana Moiraine diye
hitap etmelisiniz. Leydi diye
D�NYANIN G�Z� 11
de�il. Sizin isimleriniz ne?"
Ewin, di�erleri konu�amadan �ne s��rad�. "Benim ad�m Ewin Finngar, han�mefendi.
�sminizi onlara ben s�yledim; bu y�zden biliyorlar. Lan'in s�yledi�ini duymu�tum,
ama kulak misafiri olmuyordum. Daha �nce Emond Meydan�'na size benzer kimse
gelmedi. Bel Tine i�in gelen bir ��k da var. Ve bu gece K� Gecesi. Evime gelmez
miydiniz? Annem elmal� kek yapt�."
"Bir bakal�m," diye yan�t verdi kad�n, bir elini Ewin'in omzuna koyarak. G�zleri
ne�eyle par�ldad�, ama ba�ka i�aret vermedi. "Bir ��kla nas�l rekabet edebilirim,
bilmiyorum Ewin. Ama hepiniz bana Moiraine demelisiniz." Umutla Rand ile Mat'e
bakt�.
"Ben Matrim Cauthon, Le... ah... Moiraine," dedi Mat. Kaskat�, tela�l� bir e�ilme
ile selam verdi. Do�rulurken y�z� k�pk�rm�z� kesildi,
Rand hikayelerdeki adamlar gibi, buna benzer bir �ey yapmas�n�n gerekip
gerekmedi�ini d��n�yordu, ama Mat'in performans�n� g�r�nce yaln�zca ismini s�yledi.
En az�ndan bu sefer dili s�r�medi.
Moiraine bak�lar�n� ondan Mat'e, sonra yine ona �evirdi. Rand g�l�msedi�ini d��nd�,
a�z�n�n k�elerinde minik bir k�vr�m, Egwe-ne'in bir s�r saklarken yapt��� gibi.
"Emond Meydan�'nda kal�rken zaman zaman yap�lmas� gereken ufak i�lerim olabilir,"
dedi. "Belki siz bana yard�mc� olmak istersiniz." Delikanl�lar�n onaylan birbirini
takip ederken g�l�msedi. "�te," dedi ve Rand, Moiraine'in eline bir madeni para
bast�r�p, iki eli ile elini s�k� s�k� kapatt���n� g�r�nce �a��rd�.
"Gerek yok," dedi, ama Moiraine, itirazlar�n� eliyle savu�turdu. Ewin'e de para
verdi, sonra Mat'in elini Rand'�n elini kapatt��� gibi kapat�p s�kt�.
"Elbette var," dedi. "Kar��l�ks�z �al�man�z beklenemez. Bunu yadigar say�n ve hep
yan�n�zda ta��y�n, b�ylece ben istedi�im zaman gelmeyi kabul etti�inizi
hat�rlars�n�z. Art�k aram�zda bir ba� var."
"Asla unutmayaca��m," dedi Ewin aniden.
"Daha sonra konu�mal�y�z," dedi Moiraine, "ve bana kendiniz hakk�nda her �eyi
anlatmal�s�n�z."
"Leydi... yani, Moiraine?" diye sordu Rand teredd�tle, kad�n s�rt�n� d�nerken.
Moiraine durdu ve omzunun �zerinden arkaya bakt�. Rand devam etmeden �nce yutkundu.
"Neden Emond Meydan�'na
42 ROBERTJORDAN
geldiniz?" Kad�n�n ifadesi de�i�medi, ama Rand o an bunu, sormam� olmay� diledi.
Neden, bilmiyordu. Yine de s�zlerini a��klamaya giri�ti. "Kaba davranmak istemedim.
�z�r dilerim. Yaln�z, �ki Nehir'e t�ccarlar ve kar, Baerlon'dan gelmelerini
engelleyecek kadar derin olmad���nda �er�ilerden ba�ka hi� kimse gelmez. Neredeyse
hi� kimse. Ve sizin gibi insanlar kesinlikle gelmez. T�ccarlar�n koruyucular� bazen
buran�n sonsuzlu�un arka ucu oldu�unu s�yler ve san�r�m d�ardan gelen herkese b�yle
gelir. Yaln�zca merak ettim."
Bunun �zerine Moiraine'in g�l�msemesi, akl�na bir �ey gelmi� gibi, yava��a s�nd�.
Bir an Rand'a bakt�. "Ben bir tarih ��rencisiyim," dedi sonunda, "eski hikayeleri
toplar�m. Sizin �ki Nehir dedi�iniz bu yer, beni hep ilgilendirmi�tir. Bazen
burada, burada ve ba�ka yerlerde uzun zaman �nce olan olaylar�n hikayelerini
incelerim."
"Hikayeler mi?" dedi Rand. "�ki Nehir'de sizin gibi birini ilgilendirecek ne olmu�
ki -yani, ne olmu� olabilir?"
"Buraya �ki Nehir d��nda ne ad veriyorsunuz?" diye ekledi Mat. "Buras� hep b�yle
adland�r�lm�t�r."
"Zaman �ark� d�nerken," dedi Moiraine, yar� kendi kendine ve g�zlerinde uzak bir
bak� ile. "Mekanlar pek �ok isim ta��r. �nsanlar da pek �ok isim, pek �ok y�z
ta��r. Farkl� y�zler, ama hep ayn� adam. Ama kimse �ark'�n dokudu�u B�y�k Desen'i,
hatta belirli bir �a��n Deseni'ni bilemez. Ancak izleriz, inceleriz ve umut
ederiz."
Rand tek s�z s�yleyemeden, ne demek istedi�ini bile s�ramadan bakakald�. Kad�n�n
onlar�n duymas� i�in konu�tu�undan emin de�ildi. Di�er ikisinin de dillerinin ayn�
�ekilde ba�land���n� fark etti. Ewin'in a�z� a��k duruyordu.
Moiraine bak�lar�n� yine onlara �evirdi ve ���, uyan�rcas�na silkelendiler. "Daha
sonra konu�aca��z," dedi kad�n. Hi�biri tek s�z s�ylemedi. "Daha sonra." Moiraine,
y�r�mek yerine kayarcas�na, pelerini iki yan�nda kanat gibi a��larak Araba
K�pr�s�'ne ilerledi.
O giderken Rand'�n daha �nce fark etmedi�i uzun boylu adam han�n �n�nden y�r�d� ve
bir eli k�l�c�n�n uzun kabzas�nda, Moiraine'in arkas�ndan gitti. Adam�n giysileri,
koyu, grimsi ye�ildi, yapraklar�n ya da g�lgelerin i�inde kaybolabilirdi. Pelerini
r�zgarda dalgalan�rken gri, ye�il ve kahverengi tonlar�na b�r�n�yordu. Zaman za-
D�NYANIN G�Z� 42
man neredeyse kayboluyor, arkas�ndaki rengin i�inde soluyordu. Adam�n sa�lar� uzun,
�akaklarda griydi ve dar bir deri bantla y�z�nden arkaya �ekilmi�ti. O y�z, ta�
gibi d�zl�klerden ve a��lardan yap�lm�, g�ne� ve ya�mur g�rm� gibiydi, ama
sa�lar�ndaki griye ra�men �izgisizdi. Adam y�r�rken, Rand'�n akl�na kurttan ba�ka
bir �ey gelmedi.
�� delikanl�n�n yan�ndan ge�erken adam�n bak�lar� �stlerinde gezindi. G�zleri k�
ortas� �afa�� kadar so�uk ve maviydi. Sanki akl�ndan onlar� teraziye vuruyordu, ama
y�z� terazinin ne dedi�i konusunda en ufak bir i�aret vermiyordu. Ad�mlar�n�
h�zland�rarak Moira-ine'e yeti�ti, sonra yava�lay�p omzunun yan�nda y�r�meye
ba�lad�, kad�nla konu�mak i�in e�ildi. Rand, tuttu�unu fark etmedi�i bir nefes
verdi.
"Bu Lan'di," dedi Ewin bo�uk sesle. Sanki o da nefesini tutmu�tu. Adam �yle bir
bak� f�rlatm�t�. "�ddiaya girerim bir Muhaf�z'd�r."
"Aptal olma." Mat g�ld�, ama titrek bir kahkahayd�. "Muhaf�zlar ancak hikayelerde
vard�r. Her neyse, Muhaf�zlar�n alt�n ve m�cevher kapl� k�l��lar� ve z�rhlar�
bulunur ve t�m zamanlar�n� kuzeyde, B�y�k Afet'te, k�t�l�klerle ve Trolloclarla
sava�arak ge�irirler."
"Ama Muhaf�z olabilir," diye �srar etti Ewin.
"�zerinde hi� alt�n ve m�cevher g�rd�n m�?" diye alay etti Mat. "�ki Nehir'de
Trolloc var m�? Bizim koyunlar�m�z var. Burada Moira-ine gibi birini ilgilendirecek
ne oldu, merak ediyorum."
"Bir �ey olabilir," dedi Rand yava��a. "Han�n bin y�ll�k, hatta belki daha eski
oldu�unu s�ylerler."
"Koyunlarla ge�en bin y�l," dedi Mat.
"Bir g�m� peni!" diye ba��rd� Ewin heyecanla. "Bana koca bir g�m� peni verdi! �er�i
geldi�inde onunla neler alabilirim, bir d��nsenize."
Rand, Moiraine'in verdi�i paraya bakmak i�in elini a�t�. �a�k�nl�k i�inde,
neredeyse paray� d��recekti. Yukar� �evirdi�i avcunun i�inde tek bir alev tutan
kad�n resimli �i�man, g�m� paray� tan�mad�, ama Bran, al'Vere bir d�zine �lkeden
gelen t�ccarlar�n paralar�n� tartarken onu izlemi�ti ve de�eri hakk�nda bir fikri
vard�. O kadar g�m� �ki Nehir'in her yan�nda iyi bir at al�r, biraz da para �st�
kal�rd�.
ROBERTJORDAN
Mat'e bakt� ve kendi y�z�nde oldu�unu bildi�i ayn� sersemlemi� ifadeyi g�rd�. Ewin
g�rmeden Mat'in g�rebilmesi i�in elini e�erek, bir ka��n� sorarcas�na kald�rd�. Mat
ba��n� sallad� ve bir an �a�k�nl�k i�inde birbirlerine bakt�lar.
"Ne t�r i�leri var acaba?" diye sordu Rand sonunda.
"Bilmiyorum," dedi Mat kararl�l�kla, "ve ald�rm�yorum da. Paray� harcamayaca��m.
�er�i geldi�inde bile." Sonra paray� ceketinin cebine soktu.
Rand ba��n� sallayarak, yava� yava� ayn� �eyi yapt�. Neden bilmiyordu, ama bir
�ekilde Mat'in s�yledi�i do�ru gelmi�ti. Bu para har-canmamal�yd�. Kad�ndan geldi�i
s�rece �yle olmal�yd�. G�m��n ba�ka ne i�e yarayaca��n� bilemiyordu, ama...
"Sizce ben de mi saklamal�y�m?" Ewin'in y�z� ac�l� bir karars�zl�k doluydu.
"�stemiyorsan saklama," dedi Rand.
"San�r�m sana harcaman i�in verdi," dedi Rand.
Ewin, paras�na bakt�, sonra ba��n� sallad� ve g�m� peniyi cebine soktu.
"Saklayaca��m," dedi �z�lerek.
"��k da var," dedi Rand ve gen� o�lan ne�elendi.
"E�er uyan�rsa," diye ekledi Mat.
"Rand," diye sordu Ewin, "bir ��k var m� ger�ekten?"
"G�receksin," diye yan�t verdi Rand g�lerek. Ewin'in g�zleri ile g�rmeden
inanmayaca�� a��kt�. "Eninde sonunda a�a�� inmek zorunda."
Araba K�pr�s�'nden ba��r�lar geldi ve Rand sebebini g�rmek i�in ba��n�
kald�rd���nda, kahkahas� candand�. Gri sa�l� ihtiyarlardan yeni y�r�meye ba�lam�
ufakl�klara kadar, dolan�p duran k�yl�lerden bir kalabal�k, k�pr�ye ilerleyen,
sekiz at�n �ekti�i dev gibi, y�ksek bir arabaya e�lik ediyordu. Araban�n yuvarlak,
kanvas �rt�s�n�n d��na �z�m salk�m� gibi boh�alar as�lm�t�. Sonunda �er�i gelmi�ti.
Yabanc�lar, bir ��k, havaifi�ekler ve bir �er�i. Bu, t�m zamanlar�n en iyi Bel
Tine'� olacakt�.
�ER��

�er�i'nin arabas� Araba K�pr�s�'n�n a��r k�t�kleri �zerinde yuvarlan�rken tencere


salk�mlar� tang�rday�p g�mledi. H�l� k�yl�lerden ve Festival i�in gelen
�ift�ilerden bir bulut ile sar�l� olan �er�i, atlar�n� dizginledi ve han�n �n�nde
durdu. Her y�nden insanlar akarak b�y�k araban�n �evresindeki kalabal��� art�rd�.
Araban�n tekerlekleri, yukar�da, s�r�c� koltu�unda oturan �er�i'ye g�zlerini diken
t�m insanlardan daha y�ksekti.
Arabadaki Padan Fain'di, ince kollar� ve iri, gaga gibi bir burnu olan solgun,
s�ska bir adam. Her zaman ba�ka kimsenin bilmedi�i bir �aka biliyormu��as�na
g�l�mseyen ya da kahkaha atan biri olan Fain, Rand'�n hat�rlayabildi�i her bahar
arabas�n� ve atlar�n� Emond Meyda-n�'na s�rm�t�.
Atlar ko�umlar�n� ��ng�rdatarak durdu�unda han�n kap�s� h�zla a��ld� ve al'Vere
Usta ve Tam �nderli�inde, K�y Kurulu .belirdi. Di�erlerinin heyecanl�, i�ne,
dantel, kitap ya da bir d�zine ba�ka �ey isteyen ba��r�lar� aras�nda yava��a d�ar�
y�r�d�ler; Cenn Buie bile. Kalabal�k, onlar�n ge�mesine izin vermek i�in isteksizce
a��ld�, sonra herkes �abucak arkalar�ndan kapand�, ama �er�i'ye seslenmelerini bir
an bile kesmediler. K�yl�ler her �eyden fazla, haber soruyorlard�.
K�yl�lerin g�z�nde, i�neler, �ay ve benzerleri bir �er�i'nin y�k�n�n ancak yar�s�
ederdi. D�ar�dan, �ki Nehir'in �tesindeki d�nyadan haberler de en az onlar kadar
�nemliydi. Baz� �er�iler bildiklerini k�saca anlat�r, zahmete de�mez bir sa�mal�k
y���n�ym� gibi bo�alt�rlard�. Ba�kalar�n�n a�z�ndan laf �engelle ��kard�, istemeye
istemeye, ze-
46
ROBERTJORDAN
rafetten yoksun konu�urlard�. Fain, alayl�, fakat rahat konu�urdu ve anlat�m i�ini
uzat�r, bir ����nkine rakip olacak bir g�steriye d�n�t�r�rd�. Dikkat merkezi olmaya
bay�l�r, her g�z �zerinde, c�sse yoksunu bir horoz gibi kas�larak dola��rd�.
Rand'�n akl�na Fain'in Emond Meydan�'nda ger�ek bir ��k bulmaktan fazla
ho�lanmayaca�� geldi.
�er�i, dizginleri ba�larken Kurul'a ve k�yl�lere ayn� �l��de ilgi g�sterdi, yani
onlara hemen hemen hi� ald�rmad�. Kay�ts�zca, �zellikle'hi� kimseyi hedef almadan
ba��n� sall�yordu. Konu�madan g�l�ms�yor, �zellikle dost oldu�u ki�ilere dalg�n
dalg�n el sall�yordu, ama onun dostlu�u uzak t�rden bir dostluktu, yakla�madan
s�rtlar�na �aplak att��� t�rden bir dostluk.
Konu�mas�n� talep eden sesler y�kseldi, ama Fain s�r�c� koltu�unda k���k i�lerle
u�ra�arak kalabal���n ve beklentinin, diledi�i kadar b�y�mesini bekledi. Yaln�zca
Kurul, sessizli�ini korudu. Konumlar�na uygun bir ciddiyet tak�nm�lard�, ama
tepelerinde y�kselen pipo duman�n�n gittik�e artmas�, bunun nas�l bir �aba
gerektirdi�ini g�steriyordu.
Rand ve Mat kalabal�kta ilerleyerek arabaya ellerinden geldi�ince yakla�t�lar. Rand
yar� yolda durabilirdi, ama Mat aralardan s�z�ld�, Rand'� da arkas�ndan �ekti, ta
ki Kurul'un tam arkas�na gelene kadar.
"T�m Festival boyunca �iftlikte kalaca��n� san�yordum," diye ba��rd� Perrin Aybara
Rand'a �amatan�n �zerinden. Rand'dan yar�m ba� k�sa olan, k�v�rc�k sa�l� demirci
��ra��, bir bu�uk adam geni�li�inde g�r�necek kadar iriydi. Kollan ve omuzlar�
Luhhan Usta'ya rakip olacak kadar geni�ti. Kolayca kalabal��� ittirip kendine yol
a�abilirdi, ama bu onun tarz� de�ildi. Dikkatle, �er�i'den ba�ka herhangi bir �eyi
fark etmeleri g�� olan insanlardan �z�rler dileyerek kendine yol a�t�. �z�rlerini
yine de diliyor, kalabal���n i�inden Rand ve Mat'e do�ru ge�erken kimseyi itmemeye
�al��yordu. "Bir d��n�n," dedi sonunda yanlar�na vard���nda. "Bel Tine ve bir
�er�i. �kisi bir arada. �ddiaya girerim ger�ekten de havaifi�ekler vard�r."
"Daha �eyre�ini bilmiyorsun." Mat bir kahkaha att�.
Perrin ona ��pheyle bakt�, sonra sorarcas�na Rand'a bakt�.
"Do�ru," diye ba��rd� Rand, sonra ba�r�an, gittik�e b�y�yen kalabal��a i�aret etti.
"Daha sonra. Daha sonra a��klar�m. Daha sonra dedim!"
D�NYANIN G�Z� 4Z
O anda Padan Fain s�r�c� koltu�unda aya�a kalkt� ve kalabal�k bir anda sessizle�ti.
Rand'�n son s�zleri mutlak sessizlik i�inde patlad�, �er�i'yi bir kolu dramatik bir
bi�imde kalkm�, a�z� a��k yakalad�. �lk s�zleri ile herkesin dikkatini
toplamay� ..hedefleyen kemikli, ufak tefek adam, Rand'a keskin, sorgulay�c� bir
bak� f�rlatt�.
Rand'�n y�z� k�zard�, bu kadar kolay fark edilmemek i�in Ewin'in boyunda olmay�
diledi. Arkada�lar� da huzursuzca k�p�rdand�. Fain onlar� ilk kez fark edeli, birer
erkek kabul edeli yaln�zca bir y�l olmu�tu. Fain'in normalde, arabas�ndan epey mal
sat�n alamayacak kadar gen� olanlar i�in zaman� olmazd�. Rand, �er�i'nin g�z�nde
yine �ocuk konumuna d�nmemi� olmay� diledi.
Fain y�ksek bir homurtu ile a��r pelerinini �eki�tirdi. "Hay�r, daha sonra de�il,"
dedi ve bir kez daha elini ihti�amla kald�rd�. "Size �imdi anlataca��m." Konu�urken
geni� hareketler yap�yor, s�zc�klerini kalabal���n �zerine sa��yordu. "�ki Nehir'de
sorunlar ya�ad���n�z� d��n�yorsunuz, de�il mi? Eh, t�m d�nya sorunlar ya��yor,
B�y�k Afet'ten g�neye, F�rt�na Denizi'ne, bat�daki Aryth Okyanusu'ndan do�udaki
Aiel K�ra�lan'na, hatta daha �tesine kadar. K� daha �nce g�rd���n�z t�m k�lardan
daha sertti, kan�n�z� pelteye �evirecek, kemiklerinizi k�racak kadar so�uktu, de�il
mi? Ahhh! K� her yerde so�uk ve sertti. S�n�rboylar�'nda sizin k��n�za bahar
derler. Ama bahar gelmiyor mu diyorsunuz? Kurtlar koyunlar�n�z� mi �ld�r�yor? Hatta
belki kurtlar insanlara sald�r�yor, de�il mi? �yle mi? Eh, �imdi. Bahar her yerde
ge� kald�. Her yerde kurtlar var; hepsi, koyun, inek ya da insan olsun di�lerini
ge�irebilecekleri her t�r ete a�. Ama kurtlar ve k�tan daha k�t� �eyler var. Sizin
ufak sorunlar�n�za sahip olmaktan memnun olacaklar var." Beklenti i�inde sustu.
"Kurtlar�n koyunlar� ve insanlar� �ld�rmesinden daha k�t� ne olabilir?" diye sordu
Cenn Buie. Di�erleri desteklercesine m�r�ldand�lar.
"�nsanlar�n insanlar� �ld�rmesi." �er�i'nin u�ursuz bir tonda verdi�i yan�t, o
konu�tuk�a artan, deh�et dolu m�r�lt�lara neden oldu. "Sava�tan bahsediyorum.
Ghealdan'da sava� var, sava� ve delilik. Dhal-Iin Orman�'n�n karlar�, insan kan�
ile k�zard�. Kuzgunlar ve hayk�r�lar� havay� doldurdu. Ghealdan'a ordular y�r�yor.
Uluslar, b�y�k aileler ve b�y�k adamlar sava�malar� i�in askerlerini g�nderiyor."
I
4& ROBERTJORDAN
"Sava� m�?" Al'Vere Efendi'nin a�z�, a�ina olmad��� s�zc��� beceriksizce telaffuz
etti. �ki Nehir'de kimsenin sava�la ilgisi yoktu. "Neden sava��yorlar?"
Fain s�r�tt� ve Rand, k�yl�lerin d�nyadan yal�t�lm�l���, cahilli�i ile alay
etti�ini hissetti. �er�i, Belediye Ba�kan�'na bir s�r verecekmi� gibi e�ildi, ama
f�s�lt�s�n�n herkese yay�lmas�n� istemi�ti ve �yle de oldu. "Ejder'in sanca��
y�kseldi ve insanlar ona kar�� ��kmak i�in s�r� s�r� ak�yorlar. Ve desteklemek
i�in."
Her g�rtlaktan ayn� anda uzun bir inleme ��kt�. Rand elinde olmaks�z�n �rperdi.
"Ejder!" diye feryat etti biri. "Karanl�k Varl�k Ghealdan'da serbest!" "Karanl�k
Varl�k de�il," diye g�rledi Haral Luhhan. "Ejder, Karanl�k Varl�k de�il. Ve bu
sahte bir Ejder zaten."
"Fain Efendi'nin anlatacaklar�n� dinleyelim," dedi Belediye Ba�kan�, ama kimse
kolay kolay susmayacakt�. Her y�nden insanlar ba�r�t�lar, erkekler ve kad�nlar
birbirlerinin �st�nden hayk�rd�lar. "Karanl�k Varl�k kadar k�t�!" "D�nyay� Ejder
k�rd�, de�il mi?" "O ba�latt�! Delilik Zaman�'na sebep oldu!"
"Kehanetleri biliyorsunuz! Ejder yeniden do�du�u zaman, en k�t� kabuslar�n�z, en
sevdi�iniz r�yalar�n�z gibi g�r�necek!" "Bu da sahte bir Ejder olmal�. �yle
olmal�!" "Ne fark eder ki? Son sahte Ejder'i hat�rl�yorsunuz. O da sava� ba�latt�.
Binlerce insan �ld�, �yle de�il mi, Fain? Illian'a ku�atma d�zenledi."
"K�t� zamanlar bunlar! Son yirmi y�ld�r kimse Yeniden Do�an Ejder oldu�unu iddia
etmedi ve son be� y�lda �� tane ��kt�. K�t� zamanlar! Hava durumuna bak�n!"
Rand, Mat ve Perrin ile bak�t�. Mat'in g�zleri heyecanla parl�yordu, ama Perrin'in
ka�lar� endi�eyle �at�lm�t�. Rand kendilerine Yeniden Do�an Ejder ad�n� veren
adamlar hakk�ndaki her hikayeyi hat�rl�yordu. Hepsi �lerek ya da kehanetlerden
hi�birini ger�ekle�tirmeden ortadan kaybolarak sahteliklerini kan�tlam� olsalar da,
yapmay� ba�ard�klar� yeterince k�t�yd�. Sava��n par�alad��� uluslar, ate�e verilen
�ehirler ve kasabalar. �l�ler g�z yapraklar� gibi d�m�, m�lteciler
D�NYANIN G�Z� 42
a��ldaki koyunlar gibi yollar� doldurmu�lard�. �er�iler ve t�ccarlar b�yle
anlatm�t� ve �ki Nehir'de sa�duyu sahibi hi� kimse anlatt�klar�ndan ku�ku
duymam�t�. Ejder yeniden do�du�unda d�nya sona erecekti, baz�lar� b�yle s�yl�yordu.
"Kesin �unu!" diye ba��rd� Belediye Ba�kan�. "Susun! Hayal g�c�n�zle kendi
kendinizi korkutmay� b�rak�n. B�rak�n Fain Efendi bu sahte Ejder'i anlats�n."
�nsanlar sessizle�meye ba�lad�, ama Cenn Buie susmay� reddetti.
"Bu sahte bir Ejder mi?" diye sordu �at� tamircisi ek�i ek�i.
Al'Vere Efendi �a��rm� gibi g�zlerini k�rp�t�rd�, sonra terslendi. "�htiyar bir
aptal gibi konu�ma, Cenn!" Ama Cenn kalabal��� yine ate�e vermi�ti.
"Yeniden Do�mu� Ejder olamaz! I��k bize yard�m et, olamaz!"
"Seni ihtiyar aptal, Buie! K�t� �ans� istiyorsun, de�il mi?"
"�imdi de Karanl�k Varl�k'�n ismini s�ylersin! Ejder seni ele ge�irmi�, Cenn Buie!
Hepimizin ba��n� belaya sokmaya �al��yorsun!"
Cenn meydan okurcas�na �evresine bak�nd�, dik dik bakanlar� sindirmeye �al�t� ve
sesini y�kseltti. "Fain'in bunun sahte Ejder oldu�unu s�yledi�ini duymad�m. Siz
duydunuz mu? G�zlerinizi kullan�n! En az diz boyu olmas� gereken ekinler nerede?
Bahar geleli bir ay olmas� gerekirken neden h�l� k�?" Dilini tutmas� i�in Cenn'e
�fkeyle ba��ranlar oldu. "Susmayaca��m! Ben de bu konu�malardan ho�lanm�yorum, ama
ba��m� bir sepetin alt�na sokup, bir Taren Sal� sakininin gelip bo�az�m� kesmesini
beklemeyece�im. Ve bu sefer Fain'in keyfinin gelmesini de beklemeyece�im. A��k
konu�, �er�i. Ne i�ittin? H�? Bu adam sahte Ejder mi?"
Fain getirdi�i haberden ya da yaratt��� huzursuzluktan rahats�z olmu�sa bile belli
etmedi. Yaln�zca omuzlar�n� silkti ve s�ska parma��n� burnunun yan�na koydu. "Buna
gelince, her �ey olup bitene kadar kim bilebilir?" S�r dolu s�r�tmalar�ndan biri
ile durdu, nas�l tepki g�stereceklerini hayal edermi� ve bunu komik bulurmu� gibi
bak�lar�n� kalabal���n �zerinde gezdirdi. "Ama bildi�im bir �ey var," dedi abart�l�
bir kay�ts�zl�kla. "Tek G��'� kullanabiliyor. Di�erleri kullanam�yordu. Ama o
y�nlendirebiliyor. D�manlar�n�n ayaklar�n�n alt�nda yer yar�l�yor, sa�lam duvarlar,
hayk�r�� ile ufalan�yor. O seslendi�i zaman
5� ROBERTJORDAN
�im�ekler geliyor ve i�aret etti�i yere �arp�yor. Benim duydu�um bu, hem de
inand���m adamlardan."
Deh�et dolu bir sessizlik ��kt�. Rand arkada�lar�na bakt�. Perrin ho�lanmad���
�eyler g�r�yor gibiydi, ama Mat h�l� heyecanl�yd�.
Y�z� her zamankinden yaln�zca biraz daha az sakin olan Tam, Belediye Ba�kan�'n�
yak�na �ekti, ama o konu�amadan Ewin Finngar patlad�.
"Delirecek ve �lecek! Hikayelerde G��'� y�nlendirebilen adamlar hep delirir ve
sonra t�kenip �l�rler. Yaln�zca kad�nlar ona dokunabilir. O adam bunu bilmiyor mu?"
Buie Efendi'nin tokat�ndan ka��nmak i�in e�ildi.
"Bu kadar yeter, evlat." Cenn bo�um bo�um yumru�unu Ewin'in y�z�ne sallad�. "Sayg�
g�ster ve bu konuyu b�y�klerine b�rak. Defol git!"
"Sakin ol, Cenn," diye h�rlad� Tam. "O�lan merak etti yaln�zca. Bu aptall�klara
gerek yok."
"Ya��na g�re davran," diye ekledi Bran. "Ve bir kerelik Kurul �yesi oldu�unu
hat�rla."
Tam ve Belediye Ba�kan�'n�n s�yledi�i her s�zc�k ile Cenn'in k�-n��k y�z� daha da
karard�, neredeyse mor olana kadar da k�zarmaya devam etti. "Ne t�r kad�nlardan
bahsetti�ini biliyorsunuz. Bana dik dik bakmay� b�rak, Luhhan, sen de Crawe. Bu,
sayg�n insanlar�n ya�ad��� sayg�n bir k�y ve Fain'in gelip G��'� kullanan sahte
Ejderlerden bahsetmesi, bu Ejder �arpm� o�lan i�e Aes Sedailerini kar�t�rmadan da
yeterince k�t�. Baz� �eylerin s�ylenmemesi gerekir ve bu aptal ����n diledi�i
hikayeyi anlatmas�na izin vermenizden ho�lanm�yorum. Bu ne do�ru, ne de sayg�n."
"Ben, bahsedilmemesi gereken bir �eyi ne g�rd�m, ne i�ittim, ne de kokusunu ald�m,"
dedi Tam, ama Fain'in s�yleyecekleri bitmemi�ti.
"Aes Sedailer �oktan i�e kar�t�," diye sesini y�kseltti �er�i. "Bir gaip, atlar�n�
Tar Valon'dan g�neye s�rd�. Adam, G��'� kullanabildi�i i�in Aes Sedailer d��nda hi�
kimse onu altedemez, ��nk� t�m sava�lar� onlar verir ve altedildikten sonra onunla
onlar ilgilenirler. O da altedilirse."
D�NYANIN G�Z� 11
Kalabal�ktan biri y�ksek sesle inledi. Tam ve Bran bile huzursuzluk i�inde
bak�t�lar. K�yl�ler birbirlerine sokuldular, baz�lar�, r�zgar�n h�z� azalm�
olmas�na ra�men pelerinlerine daha s�k� sar�nd�.
"Elbette altedilecek," diye ba��rd� biri.
"Sahte Ejderler sonunda hep yenilir."
"Altedilecek, de�il mi?"
"Ya yenilmezse?"
Tam, sonunda Belediye Ba�kan�'n�n kula��na al�ak sesle bir�eyler s�ylemeyi ba�ard�
ve Bran �evresindeki pat�rt�y� duymazdan gelerek, zaman zaman ba��n� sallayarak
s�z�n� bitirmesini bekledi, sonra sesini y�kseltti.
"Hepiniz dinleyin. Susun ve dinleyin!" Ba��r�lar kesilerek yine m�r�lt�ya d�n�t�.
"Bu, d�ar�dan gelen haberlerden �te bir �ey. K�y Ku-rulu'nda tart��lmal�. Fain
Efendi, handa bize kat�l�rsan, sormak istedi�imiz sorular var."
"�u anda bir kupa s�cak, baharatl� �arap hi� de fena olmaz," diye yan�t verdi �er�i
g�lerek. Arabadan a�a�� atlad�, ellerini ceketine sildi ve ne�eyle pelerinini
d�zeltti. "Atlar�mla ilgilenirsiniz, de�il mi?"
"S�yleyeceklerini ben de dinlemek istiyorum!" Birden fazla ses itirazla y�kseldi.
"Onu al�p g�t�remezsiniz! Kar�m beni i�ne almaya g�nderdi!" Bu Wit Congar'di;
baz�lar�n�n bak�lar� alt�nda s�rt�n� kamburla�t�rd�, ama yerini korudu.
"Bizim de soru sormaya hakk�m�z var," diye ba��rd� kalabal���n arkas�ndan birisi.
"Ben..."
"Sessiz olun!" diye k�kredi Belediye Ba�kan�, �rkm� bir sessizlik yaratarak. "Kurul
soru sormay� bitirdi�i zaman Fain Efendi haberlerini anlatmak i�in geri d�necek. Ve
tencereleri ile i�nelerini satabilecek. Hu! Tad! Fain Efendi'nin atlar�n� ah�ra
yerle�tirin."
Tam ve Brand, �er�i'nin iki yan�na ge�ti. Kurul'un geri kalan� arkalar�ndan kapand�
ve hepsi birden Bade�ay Han�'na girip kap�y� arkalar�ndan girmeye �al�anlar�n
y�z�ne kar�� s�k� s�k� kapatt�lar. Kap�n�n yumruklanmas� kar��s�nda, Belediye
Ba�kan� yaln�zca tek bir �ey s�yledi.
"Evinize gidin!"
ROBERTJORDAN
�nsanlar �er�i'nin s�yledikleri, bunlar�n ne anlama geldi�i, Kurul'un neler
sordu�u, neden dinleyip kendi sorular�n� sormalar�na izin verilmedi�i hakk�nda
m�r�ldanarak han�n �n�nde doland�lar. Baz�lar� han�n �n pencerelerinden i�eriyi
g�zetledi, hatta birka�� Hu ile Tad'i sorgulad�, ama onlar�n ne biliyor olmas�
gerekti�i pek de a��k de�ildi. �ki vurdumduymaz ah�r u�a��, yan�t olarak yaln�zca
homurdand� ve atlar�n ko�umlar�n� ��karmaya devam ettiler. Fain'in atlar�n� teker
teker g�t�rd�ler ve son ko�um da ��kt���nda, geri d�nmediler.
Rand kalabal��� g�rmezden geldi. Eski, ta� temelin kenar�na oturdu, pelerinine
sar�nd� ve g�zlerini han kap�s�na dikti. Ghealdan. Tar Valon. �simlerin kendisi
bile tuhaf ve heyecan vericiydi. Ancak �er�ilerin haberlerinden ve t�ccarlar�n
koruyucular�n�n anlatt��� hikayelerden bildi�i yerlerdi bunlar. Aes Sedailer,
sava�lar, sahte Ejderler: gece ge� saatlerde, bir mum duvarda tuhaf g�lgeler
yarat�rken ve r�zgar kepenklerin arkas�nda ulurken, ��minelerin �n�nde anlat�lan
hikayelerin konular�yd�. B�t�n�ne bak�nca, tipileri ve kurtlar� tercih ederdi. Yine
de, orada, uzakta, �ki Nehir'in �tesinde farkl� olmal�yd�, bir ����n hikayesinin
ortas�nda ya�amak gibi olmal�yd�. Macera. Uzun bir macera. Bir ya�am boyu.
K�yl�ler yava� yava�, m�r�ldanarak ve ba�lar�n� sallayarak da��ld�. Wit Congar,
durarak, terk edilmi� arabaya, i�inde saklanm� bir �er�i daha bulabilirmi� gibi
bakt�. Sonunda birka� gen�ten ba�ka kimse kalmad�. Mat ve Perrin Rand'�n oturdu�u
yere y�r�d�ler.
"Bir ����n bunu nas�l ge�ebilece�ini bilmiyorum," dedi Mat heyecanla. "Bu sahte
Ejder'i hi� g�rebilecek miyiz acaba?"
Perrin k�v�rc�k sa�lar�n� sallad�. "Ben onu g�rmek istemiyorum. Ba�ka bir yerde
belki, ama �ki Nehir'de de�il. Bu sava� anlam�na geliyorsa de�il."
"Burada Aes Sedailerin g�r�lmesi anlam�na geliyorsa da de�il," diye ekledi Rand.
"Yoksa K�r�l�'a kimin sebep oldu�unu unuttun mu? Ejder ba�latm� olabilir, ama
d�nyay� k�ran asl�nda Aes Sedailerdi."
"Bir zamanlar bir hikaye dinlemi�tim," dedi Mat yava��a, "bir y�n al�c�s�n�n
koruyucusundan. Ejder'in, insano�lunun en b�y�k ihtiya� an�nda do�aca��n� ve
hepimizi kurtaraca��n� s�ylemi�ti."
"Eh, buna inan�yorsa aptal�n tekiymi�," dedi Perrin kararl�l�kla. "Ve
D�NYANIN G�Z� �
sen de dinledi�in i�in aptal�n tekiymi�sin." Sesi �fkeli gelmiyordu; Perrin kolay
kolay �fkelenmezdi. Ama bazen Mat'in civa gibi hayalleri kar��s�nda �ileden ��kard�
ve sesinde bundan bir par�a i�itiliyordu. "Herhalde sonra da yeni bir Efsaneler
�a��'nda ya�ayaca��m�z� s�ylemi�tir."
"�nand���m� s�ylemedim," diye itiraz etti Mat. "Yaln�zca dinledim. Nynaeve de duydu
ve hem koruyucunun hem de benim derilerimizi canl� canl� y�zece�ini sand�m. Adam -
koruyucu- bir s�r� insan�n inand���n�, ama bunu a��klamaya korktuklar�n� s�yledi.
Aes Sedailer-den ya da I����n �ocuklar�'ndan korkuyorlarm�. Nynaeve, alev ald�ktan
sonra adam ba�ka bir �ey s�ylemedi. Nynaeve adam�n anlatt�klar�n� t�ccara s�yledi
ve t�ccar koruyucunun onunla yapt��� son yolculuk oldu�unu s�yledi."
"�yi olmu�," dedi Perrin. "Ejder bizi kurtaracakm�! Bana Coplin konu�mas� gibi
geldi."
"Ejder'in bizi kurtarmas�n� istememize sebep olacak kadar b�y�k nas�l bir ihtiya�
i�inde olabiliriz ki?" diye d��nd� Rand. "Karanl�k Varl�k'tan yard�m istemekten bir
fark� yok."
"Adam s�ylemedi," diye yan�t verdi Mat huzursuzca. "Ve yeni bir Efsaneler �a��'ndan
da bahsetmedi. Ejder'in geli�i ile d�nyan�n parampar�a olaca��n� s�yledi."
"Bu bizi kesinlikle kurtar�r," dedi Perrin kuru kuru. "Yeni bir K�r�-h�."
"Yak beni!" diye h�rlad� Mat. "Ben yaln�zca koruyucunun s�ylediklerini
anlat�yorum."
Perrin ba��n� iki yana sallad�. "Umar�m Aes Sedailer ve bu Ejder, sahte ya da
de�il, neredeyseler orada kal�rlar. Belki b�ylece, �ki Nehir sorundan uzak kal�r."
"Onlar�n ger�ekten Karanl�kdostlar� olduklar�n� m� d��n�yorsun?" Mat d��nceli
d��nceli ka�lar�n� �atm�t�.
"Kim?" diye sordu Rand.
"Aes Sedailer."
Rand Perrin'e bakt�. Perrin omuzlar�n� silkti. "Hikayeler," diye ba�lad� yava��a,
ama Mat s�z�n� kesti.
"Hikayelerin hepsi Karanl�k Varl�k'a hizmet ettiklerini s�ylemiyor,
54
ROBERTJORDAN
Rand."
"I��k, Mat," dedi Rand, "K�r�l�'a onlar sebep oldu. Ba�ka ne istiyorsun?"
"San�r�m." Mat i�ini �ekti, fakat sonra yine s�r�tmaya ba�lad�. "�htiyar Bili
Congar var olmad�klar�n� s�yl�yor Aes Sedai, Karadostlar. Onlar�n yaln�zca hikaye
olduklar�n� s�yl�yor. Karanl�k Varl�k'a da inanmad���n� s�yl�yor."
Perrin h�hlad�. "Bir Congar'dan Coplin konu�mas�. Ba�ka ne bekliyorsun?"
"�htiyar Bili Karanl�k Varl�k'�n ismini telaffuz etti. �ddiaya girerim bunu
bilmiyorsundur."
"I��k!" diye soludu Rand.
Mat'in s�r�tmas� geni�ledi. "Ge�en bahard�, tarlalar�na fidekesen t�rt�l�
girmesinden hemen �nceydi. Ba�ka kimsenin tarlas�na girmeyen t�rt�ldan
bahsediyorum. Evindeki herkes sar�l�k ge�irmeden �nce. Onun s�yledi�ini duydum.
�nanmad���n� s�yl�yor, ama art�k ne zaman Karanl�k Varl�k'�n ismini telaffuz
etmesini istesem, bana bir �ey f�rlat�yor."
"Bunu yapacak kadar aptals�n, de�il mi, Matrim Cauthon?" Nyna-eve al'Meara
aralar�na girdi. Omzunun �zerine �ekti�i siyah �rg�s� �fkeden neredeyse diken diken
olmu�tu. Rand aya�a kalkt�. �nce ve Mat'in omzundan daha uzun boylu olmayan Hikmet,
o anda hepsinden uzun g�r�n�yordu ve gen� ve g�zel olmas�n�n da bir �nemi yoktu.
"Bili Congar hakk�nda b�yle bir �eyden ku�kulan�yordum, ama en az�ndan senin onu
b�yle bir �ey yapmaya zorlamayacak kadar sa�duyu sahibi oldu�unu d��n�yordum.
Evlenecek kadar b�y�d�n, Matrim Cauthon, ama ger�ekte h�l� annenin �nl���ne
as�l�yor olmal�yd�n. Karanl�k Varl�k'�n ismini �imdi de sen telaffuz edersin
herhalde."
"Hay�r, Hikmet," diye itiraz etti Mat, orada olmaktansa ba�ka herhangi bir yerde
olmay� tercih edermi� gibi g�r�nerek. "�htiyar Bil idi -yani Congar Efendi demek
istiyorum, ben de�ildim! Kan ve k�ller, ben..."
"Diline dikkat et, Matrim!"
Nynaeve'in �fkeli bak�lar� ona dikilmemi� olsa da Rand do�ruldu. Perrin de ayn�
�l��ce utanm� g�r�n�yordu. Daha sonra i�lerin-
D�NYANIN G�Z� 55
den biri kendilerinden o kadar da b�y�k olmayan bir kad�ndan f�r�a yemekten �ikayet
edecekti -Nynaeve'in paylamalar�ndan sonra birisi hep �ikayet ederdi, ama asla onun
i�itebilece�i bir yerde de�il- ama ya�lan aras�nda fark y�z y�zeyken hep yeterinden
de fazla gelirdi. �zellikle de �fkeliyken. Elindeki sopan�n bir ucu kal�n, di�er
ucu dal kadar inceydi, ve aptalca davrand���n� d��nd��� herkese, ya��na ya da
konumuna bakmadan sopas�n� savurmas� m�mk�nd� -ba��na, ellerine ya da bacaklar�na.
Hikmet, dikkatini �yle �ekmi�ti ki, Rand ba�ta yaln�z olmad���n� fark edemedi.
Hatas�n� fark etti�inde, Nynaeve daha sonra ne derse desin, ya da ne yaparsa
yaps�n, gitmeyi d��nmeye ba�lad�.
Hikmet'in birka� ad�m arkas�nda Egwene durmu�, dikkatle izliyordu. Nynaeve ile ayn�
boydayd� ve ayn� koyu renklere sahipti. Kollar�n� g��s�nde kavu�turmu�, a�z�
onaylamazl�kla gerilmi�, Nynaeve'in ruh halinin bir yans�mas� gibiydi. Yumu�ak, gri
pelerininin ba�l��� y�z�n� g�lgeliyordu ve iri, kahverengi g�zlerinde bu sefer
kahkahalar yoktu.
Adalet olsa, diye d��nd� Rand, k�zdan iki ya� b�y�k olmak ona avantaj sa�lamal�yd�,
ama �yle de�ildi. Rand'�n dili, k�yl� k�zlarla konu�urken bile asla yeterince �evik
olmazd�, ama ne zaman Egwene g�zlerini iri iri a�arak, dikkatinin her gram�
�zerindeymi� gibi ona baksa, Rand bir t�rl� s�zc�klerin istedi�i gibi ��kmas�n�
sa�layam�yor-du. Belki Nynaeve s�z�n� bitirir bitirmez uzakla�may� ba�arabilirdi.
Ama nedenini bilemese de, gitmeyece�ini biliyordu.
"Ay �arpmas�na u�ram� kuzu gibi bakmay� bitirdiysen, Rand al'Thor," dedi Nynaeve,
"sizin gibi �� buza�� irisinin bile a�z�na almamas� gerekti�ini bildi�i bir �eyden
neden bahsetti�inizi bana s�yleyebilirsin belki."
Rand irkildi ve g�zlerini Egwene'den ay�rd�; Hikmet konu�maya ba�lad���nda k�z�n
y�z�ne huzursuz edici bir g�l�mseme yerle�mi�ti. Nynaeve'in sesi i�neliydi, ama
y�z�nde �ok bilmi� bir g�l�msemenin ba�lang�c� vard� -ta ki Mat y�ksek sesle g�lene
kadar. Hikmet'in g�l�msemesi hemen yok oldu ve Mat'e f�rlatt��� bak�, kahkahas�n�
bo�uk bir yutkunmaya �evirdi.
"Ee, Rand?" dedi Nynaeve.
ROBERTJORDAN
Rand g�zucuyla Egwene'in h�l� g�l�msedi�ini g�rd�. Bu kadar komik olan ne? "Bundan
bahsetmemiz do�ald�, Hikmet," dedi tela�la. "�er�i -Padan Fain... ah... Fain Efendi
-Ghealdan'daki sahte Ejder, sava� ve Aes Sedailer hakk�nda haberler getirdi. Kurul,
haberlerin, onunla konu�malar�n� gerektirecek kadar �nemli oldu�unu d��nd�. Ba�ka
neden bahsedebilirdik ki?"
Nynaeve ba��n� iki yana sallad�. "Demek bu y�zden �er�i'nin arabas� terk edilmi�
duruyor. �nsanlar�n kar��lamaya ko�tu�unu duydum, ama ate�i d�meden Ayellin
Han�m'�n yan�ndan ayr�lamad�m. Kurul, �er�i'yi Ghealdan'da olanlar hakk�nda
sorguluyor, �yle mi? Onlar� tan�yorsam, tamamen yanl� sorular� soruyorlard�r ve
do�ru sorular ak�llar�na bile gelmiyordur. Faydal� bir�eyler ��renmek Kadm
Kurulu'na kalacak." Pelerinini s�k�ca omuzlar�na ge�irerek han�n kap�s�nda
kayboldu.
Egwene, Hikmet'i takip etmedi. Han kap�s� Nynaeve'in arkas�ndan kapand���nda gen�
k�z gelip Rand'�n �n�nde durdu. Y�z�ndeki k�zg�nl�k yok olmu�tu, ama bak�lar�
Rand'� huzursuz ediyordu. G�zlerini arkada�lar�na �evirdi, ama onlar geni� geni�
s�r�tarak gittiler ve onu yaln�z b�rakt�lar.
"Mat'in aptall�klar�na seni de kar�t�rmas�na izin vermemelisin, Rand," dedi Egwene,
Hikmet'in kendisi kadar b�y�k bir a��rba�l�l�kla. Sonra aniden k�k�rdad�. "Cenn
Buie on ya��ndayken seni ve Mat'i elma a�a�lar�n�n tepesinde yakalad���ndan beri
seni b�yle g�rmemi�tim."
Rand ayak de�i�tirdi ve arkada�lar�na bir bak� f�rlatt�. Fazla uzakta de�ildiler,
Mat konu�urken heyecanl� hareketler yap�yordu.
"Yar�n benimle dans edecek misin?" S�ylemek istedi�i bu de�ildi. Onunla dans etmek
istiyordu, ama ayn� zamanda onun yan�ndayken hissetti�i huzursuzlu�u hi�
istemiyordu. O anda hissetti�i huzursuzlu�u.
K�z�n dudaklar�n�n kenarlar� k���k bir g�l�mseme ile k�vr�ld�. "Ak�am," dedi.
"Sabah me�gul olaca��m."
Di�er ikisinden Perrin ba��rd�. "Bir ��k m�!"
Egwene onlara d�nd�, ama Rand elini k�z�n koluna koydu. "Me�gul m�? Nas�l?"
D�NYANIN G�Z� S�
K�z so�u�a ra�men pelerininin ba�l���n� arkaya itti ve kay�ts�zl�kla sa�lar�n�
omzunun �zerinden �ne �ekti. Rand onu son g�rd���nde, sa�lar� siyah dalgalar
halinde omuzlar�na d��yor, yaln�zca k�rm�z� bir kurdele onlar� y�z�nden arkaya
�ekiyordu. �imdi uzun bir �rg� yap�lm�t�.
Rand �rg�ye bir y�lanm� gibi bakt�, sonra, �imdi Otlak'ta yaln�z duran, yar�n�
bekleyen Bahar Dire�i'ne bakt�. Sabah, evlenme �a�� gelmi� bekar kad�nlar Direk'in
�evresinde dans edecekti. Rand yutkundu. Bir �ekilde, k�z�n kendisi ile ayn�
zamanda evlenme �a��na girece�i hi� akl�na gelmemi�ti.
"�nsan�n evlenecek ya�a gelmesi," diye m�r�ldand�, "evlenmesi gerekti�i anlam�na
gelmiyor. Hemen de�il."
"Elbette hemen de�il. Ya da ayn� sebepten, asla."
Rand g�zlerini k�rp�t�rd�. "Asla m�?"
"Bir Hikmet asla evlenmez. Nynaeve bana ders veriyordu, biliyorsun. Yetene�im
oldu�unu, r�zgar� dinlemeyi ��renebilece�imi s�yl�yor. Nynaeve, yapabildiklerini
s�ylemelerine ra�men her Hikmet'in r�zgar� dinlemeyi beceremedi�ini s�yl�yor."
"Hikmet mi!" diye �tt� Rand. K�z�n g�zlerindeki tehlikeli par�lt�y� fark etmedi.
"Nynaeve, en az elli y�l daha buran�n Hikmet'i olacak. Belki daha fazla. Hayat�n�n
kalan�n� onun ��ra�� olarak m� ge�ireceksin?"
"Ba�ka k�yler var," diye yan�t verdi Egwene hararetle. "Nynaeve Taren'in
kuzeyindeki k�ylerin, Hikmetlerini hep uzaktan se�tiklerini s�yl�yor. B�ylece
k�yl�ler aras�nda adam kay�rmas� �nleniyormu�."
Rand'�n keyfi, geldi�i h�zla soldu. "�ki Nehir'in d�� m�! Seni bir daha asla
g�remeyebilirim."
"Bu ho�una gitmez miydi? �yle ya da b�yle, bir tercihin oldu�u konusunda hi�bir
i�aret vermedin son zamanlarda."
"Kimse �ki Nehir'den ayr�lmaz," diye devam etti Rand. "Belki Ta-ren Sal�'ndan
birileri, ama onlar zaten tuhaf. �ki Nehir sakinleri hi� gitmez."
Egwene �ileden ��km��as�na i�ini �ekti. "Eh, belki ben de tuha-f�md�r. Belki
hikayelerde dinledi�im yerlerden baz�lar�n� g�rmek isti-yorumdur. Bunu hi� d��nd�n
m�?"
ROBERTJORDAN
"Elbette d��nd�m. Ben de bazen hayal kurar�m, ama hayallerle ger�eklerin aras�ndaki
fark� bilirim."
"Ben bilmiyor muyum?" dedi k�z �fkeyle ve s�rt�n� d�nd�.
"Kastetti�im bu de�ildi. Kendimden bahsediyordum. Egwene?"
K�z, delikanl�y� d�ar�da b�rakan bir duvarm� gibi, pelerinine sar�nd� ve gergin
gergin birka� ad�m uzakla�t�. Rand hayal k�r�kl��� i�inde ba��n� ovalad�. Nas�l
a��klayabilirdi? K�z, s�zlerinden, Rand'�n asla i�erdi�ini d��nmedi�i anlamlar�,
ilk kez ��karm�yordu. Mevcut ruh hali i�inde, yanl� bir ad�m her �eyi daha da k�t�
yapard� ve Rand s�yleyece�i her �eyin yanl� bir ad�m olaca��ndan emindi.
Mat ve Perrin o s�rada geri d�nd�. Egwene onlar� g�rmezden geldi. Delikanl�lar
teredd�tle ona bakt�lar, sonra Rand'a yakla�t�lar.
"Moiraine Perrin'e de para vermi�," dedi Mat. "T�pk� bizimki gibi." Durdu ve sonra
ekledi, "Ve atl�y� da g�rm�."
"Nerede?" diye sordu Rand. "Ne zaman? Ba�ka herhangi biri g�rm� m�? Ba�kas�na
s�yledin mi?"
Perrin yava� bir hareketle iri ellerini kald�rd�. "Teker teker sor. Onu k�y�n
kenar�nda, demirhaneyi izlerken g�rd�m. D�n, alacakaranl�kta. Beni ba�tan a�a��
�rpertti. Luhhan Usta'ya s�yledim, ama o bakt��� zaman kimse yoktu. G�lge g�rd���m�
s�yledi. Ama ate�i s�nd�r�rken ve aletleri kald�r�rken en b�y�k �ekicini hep
yan�nda ta��d�. Bunu daha �nce hi� yapmam�t�."
"Demek sana inand�," dedi Rand, ama Perrin omuz silkti.
"Bilmiyorum. Ona g�lgeden ba�ka bir �ey g�rmediysem neden �ekici yan�nda ta��d���n�
sordum. Kurtlar�n k�ye inecek kadar cesurla�-mas� hakk�nda bir�eyler s�yledi. Belki
g�rd���m�n bu oldu�unu d��nm�t�r, ama alacakaranl�kta bile bir kurt ile bir atl�y�
ay�rt edebilece�imi biliyor olmal�. Ben ne g�rd���m� biliyorum ve kimse farkl� bir
�eye inanmam� sa�layamaz."
"Ben sana inan�yorum," dedi Rand. "Unutma, onu ben de g�rd�m." Perrin, daha �nce
bundan emin de�ilmi� gibi, tatmin olmu� bir homurtu ��kard�.
"Sen neden bahsediyorsun?" diye sordu Egwene aniden.
Rand birden daha al�ak sesle konu�mu� olmay� diledi. K�z�n dinledi�ini fark etseydi
bunu yapard�. Mat ve Perrin aptallar gibi s�r�tarak
D�NYANIN G�Z� 52
ve birbirlerinin s�z�n� keserek siyah pelerinli atl�y� anlatt�lar, ama Rand sessiz
kald�. S�zleri bitti�i zaman Egwene'in ne s�yleyece�ini biliyordu.
"Nynaeve hakl�ym�," dedi Egwene g�ky�z�ne do�ru, iki delikanl� sustu�u zaman.
"Hi�biriniz anneninizin eteklerinden ayr�lmaya haz�r de�ilsiniz. �nsanlar ata
biner, biliyorsunuz. Bu onlar� bir ����n hikayesinden ��km� bir canavar yapmaz."
Rand ba��n� sallad�; t�pk� d��nd��� gibiydi. K�z ona d�nd�. "Ve sen bu masallar�
yay�yorsun. Bazen akl�n hi� �al�m�yor, Rand al'Thor. Sen �ocuklar� korkutarak
dola�madan da k� yeterince korkutucuydu."
Rand ek�i ek�i y�z�n� buru�turdu. "Ben hi�bir �ey yaym�yorum, Egwene. Ama ne
g�rd�ysem g�rd�m ve bu, ka�an ine�ini arayan bir �ift�i de�ildi."
Egwene derin bir nefes ald� ve a�z�n� a�t�, ama ne s�ylemeye ni-yetlendiyse, bu,
han�n kap�s�n�n a��lmas� ve da��n�k, beyaz sa�l� bir adam�n kovalan�yormu� gibi
tela�la d�ar� ��kmas� ile unutuldu.

��IK
Han�n kap�s�, beyaz sa�l� adam�n arkas�ndan vurularak kapand�. Adam d�n�p dik dik
kap�ya bakt�. Zay�ft�, omuzlar� ��km� olmasa uzun boylu olacakt�, ama ya��n� inkar
edecek bir �eviklikle hareket ediyordu. Pelerini tuhaf �ekillere ve b�y�kl�klere
sahip, en ufak esinti ile dalgalanan, rengarenk yamalardan bir y���nd�. Rand,
al'Vere Efendi ne derse desin, pelerinin olduk�a kal�n oldu�unu, yamalar�n s�rf s�s
olsun diye �zerine dikildi�ini g�rd�.
"��k!" diye f�s�ldad� Egwene heyecanla.
Beyaz sa�l� adam, pelerini dalgalanarak h�zla d�nd�. Uzun ceketi, tuhaf, bol kol
yenlerine ve b�y�k ceplere sahipti. Ba��ndaki sa�lar kadar beyaz, g�r b�y�klar�,
a�z�n�n �evresinde k�p�rdan�yordu ve y�z� zor zamanlar g�rm� bir a�a� gibi bo�um
bo�umdu. Uzun sapl�, ince oymal�, dumanlar ��karan bir pipo kullanarak azametle
Rand'a ve di�erlerine i�aret etti. �al� gibi ka�lar�n alt�ndaki mavi g�zleri,
�zerine d�t��� her �eyi delercesine bak�yordu.
Rand, adam�n g�zlerini de geri kalan�n� inceledi�i kadar inceledi. �ki Nehir'de
herkesin g�zleri koyu renkti. T�ccarlar�n, koruyucular�n, g�rd��� herkesin �o�unun
da �yle. Congarlar ve Coplinler, Rand'�n gri g�zleri ile alay edip durmu�lard�.
Sonunda Rand Ewal Coplin'in burnunu yumruklayana kadar; Hikmet bu y�zden onu iyice
paylam�-t�. Rand, kimsenin koyu renk g�zlerinin olmad��� bir yer var m�, merak
ediyordu. Belki Lan da oradan geliyordur.
"Buras� nas�l bir yer?" diye sordu ��k, her nas�lsa s�radan bir ada-m�nkinden daha
y�ksek gelen, g�r bir sesle. A��k havada bile b�y�k
D�NYAN�N G�Z� �1

bir oday� doldurur, duvarlardan yank�lan�r gibi geliyordu. "Tepedeki k�y�n
h�d�kleri bana buraya karanl�ktan �nce ula�abilece�imi s�ylediler, ama ancak
��leden �nce yola ��karsam bunu ba�arabilece�imi s�ylemeyi unuttular. Sonunda,
iliklerime kadar ��m�, s�cak bir yata�a muhta� bir halde, gelmeyi ba�ard���mda,
hanc�n�z sanki ben gezgin bir domuz �oban�y�n��m, sanki K�y Kumlunuz Festivalinizde
sanat�m� sergilemem i�in ayaklar�ma kapanmam� gibi, saat hakk�nda homurdand� durdu.
Ve bana, Belediye Ba�kan� oldu�unu s�yleme zahmetine bile katlanmad�." Nefes almak
i�in yava�lad�, dik bak�lar� ile hepsini tarad�, ama sonra hemen yine ba�lad�.
"Ate�in �n�nde pipomu t�tt�rmek ve bir kupa bira i�mek i�in a�a�� indi�imde,
salondaki her adam, sanki bor� istemeye gelmi�, en sevmedikleri kay�nbiraderleriy-
mi�im gibi bana bakt�. �htiyar bir dede ne t�r hikayeler anlatmam ya da anlaDnamam
gerekti�i konusunda s�ylev �ekmeye ba�lad�, sonra bir k�z �ocu�u d�ar� ��kmam�
hayk�rd� ve ho�una gidecek kadar h�zl� hareket etmeyince koca bir sopa ile beni
tehdit etti. Bir ���a b�yle davran�ldi�� nerede g�r�lm�?"
Egwene'in y�z� karmakar��kt�, ��k kar��s�nda hissetti�i hayret, Nynaeve'i savunma
arzusu ile lekelenmi�ti.
"Afedersiniz, ��k Efendi," dedi Rand. Aptal aptal s�r�tt���n� biliyordu. "K�z
�ocu�u bizim Hikmet'imizdir ve..."
"O ay par�as� m�?" diye ba��rd� ��k. "K�y Hikmeti ha? O ya�ta, hava durumunu tahmin
etmek ya da hastalan tedavi etmek yerine delikanl�larla fl�rt ediyor olmal�yd�."
Rand huzursuzca k�p�rdand�. Nynaeve'in, adam�n fikirlerini asla duymayaca��n� umut
ediyordu. En az�ndan, g�sterisini yapana kadar. Perrin ����n s�zleri ile irkildi ve
Mat ses ��karmadan �sl�k �ald�. �kisi de Rand ile ayn� fikirde gibiydi.
"Adamlar K�y Kurulu'ndan," diye devam etti Rand. "Eminim sayg�s�zl�k etmek
istememi�lerdir. Ghealdan'da bir sava� ��kt���n� ve Yeniden Do�an Ejder oldu�unu
iddia eden bir adam bulundu�unu yeni ��rendik. Sahte bir Ejder. Aes Sedailer, Tar
Valon'dan oraya gidiyorlarm�. Kurul burada tehlikede olup olmad���m�z� anlamaya
�al��yor."
"Bunlar eski haberler, Baerlon'da bile," dedi ��k umursamazca, "ve oras� d�nyada
herhangi bir �eyi ��renen en son yerdir." Durdu,
ROBERTJORDAN
k�ye bak�nd�, sonra kua� kuru ekledi. "Neredeyse son yer." Sonra g�zleri, �imdi
han�n �n�nde yaln�z duran, milleri yere konulmu� arabaya tak�ld�. "Demek �yle.
Orada Padan Fain'i tan�d���m� d��nm�t�m zaten." Sesi h�l� g�rd�, ama ahenk gitmi�,
yerini k���msemeye b�rakm�t�. "Fain hep k�t� haberi h�zla ta��yan biri olmu�tur.
Hatta haber ne kadar k�t�yse, o kadar h�zl� yayar. Onda adamdan �ok kuzgunluk var."
"Fain Efendi s�k s�k Emond Meydan�'na gelir, ��k Efendi," dedi Eg-wene, ayn� anda
bir onaylamazl�k izi, sevincini bozdu. "Hep kahkaha doludur ve k�t� haberden �ok
iyi haber getirir."
��k onu bir an s�zd�, sonra geni� geni� g�l�msedi. "Sen de g�zel bir k�zs�n.
Sa�lar�nda g�l goncalar� olmal�. Ne yaz�k ki, bu sene havadan g�ller �ekemeyece�im,
ama yar�n g�sterimin bir k�sm� i�in yan�mda durmaya ne dersin? �stedi�im zaman
fl�t� ve ba�ka aletleri uzat�rs�n. Asistan�m olarak daima en g�zel k�z� se�erim."
Perrin k�k�rdad�. K�k�rdamakta olan Mat y�ksek sesle kahkaha att�. Rand �a�k�nl�k
i�inde g�zlerini k�rp�t�rd�; Egwene ona dik dik bak�yordu ve o g�l�msememi�ti bile.
K�z do�ruldu ve a��r� sakin bir sesle konu�tu.
"Te�ekk�r ederim, ��k Efendi. Size yard�m etmekten memnun olurum."
"Thom Merrilin," dedi ��k. Bakakald�lar. "Ad�m Thom Merrilin, ��k Efendi de�il."
Rengarenk pelerinini omuzlad� ve aniden sesi bir kez daha b�y�k bir salonda
yank�lan�r gibi ��kmaya ba�lad�. "Bir zamanlar bir Saray ���� idim, �imdi y�ce ��k
Efendi mevkisine ula�t�m, ama ad�m yaln�zca Thom Merrilin'dir ve ��k bana �eref
veren �nva-n�md�r yaln�zca." Ve pelerinini sallayarak �yle karma��k bir selam verdi
ki, Mat alk�lamaya, Egwene takdirle m�r�ldanmaya ba�lad�.
"��k... ah... Merrilin Efendi," dedi Mat, Thom Merrilin'in dediklerinden nas�l bir
hitap tarz� ��karmas� gerekti�inden emin olamayarak. "Ghealdan'da neler oluyor? Bu
sahte Ejder hakk�nda herhangi bir �ey biliyor musunuz? Ya da Aes Sedailer
hakk�nda?"
"�er�iye benzer bir taraf�m var m�, evlat?" diye homurdand� ��k, piposunu avucuna
vurarak. Piposunu pelerinin ya da ceketinin i�inde kaybetti; Rand piponun nereye,
nas�l gitti�inden emin de�ildi. "Ben bir
D�NYANIN G�Z� �1
����m, haber sat�c�s� de�il. Ve Aes Sedailer hakk�nda hi�bir �ey bilmemek gibi bir
prensibim vard�r. B�ylesi �ok daha g�venli."
"Ama sava�," diye ba�lad� Mat hevesle, fakat Merrilin Efendi s�z�n� kesti.
"Sava�larda, evlatlar�m, aptallar aptalca sebepler y�z�nden ba�ka aptallar�
�ld�r�r. Bunu bilmek yeterlidir. Ben sanat�m i�in buraday�m." Aniden Rand'a
parma��n� uzatt�. "Sen, evlat. Sen uzun boylu birisin. Hen�z tam boyuna ula�mad�n,
ama bu y�rede senin kadar uzun herhangi biri oldu�undan ku�kuluyum. K�yde o renk
g�zlere sahip �ok ki�i yoktur, iddiaya girerim. Anlatmak istedi�im, omuzlar�n
�zerinde bir balta sap�s�n ve bir Aiel Erke�i kadar uzunsun. Ad�n ne, delikanl�?"
Rand, adam�n kendisi ile alay edip etmedi�inden emin olamayarak, teredd�tle ismini
s�yledi, ama ��k �oktan dikkatini Perrin'e �evirmi�ti. "Ve senin de bir Ogier kadar
c�ssen var. Yeterince yak�n. Sana ne diyorlar?"
"Kendi omuzlar�ma bas�p durmad���m s�rece de�il." Perrin kahkaha att�. "Korkar�m
Rand ve ben s�radan insanlar�z. Ben Perrin Aybara."
Thom Merrilin b�y�klar�ndan birini �eki�tirdi. "Eh, �imdi. Hikayelerimden
uydua�lmu� yarat�klar. �yle mi? G�r�n�e g�re siz delikanl�lar �ok yolculuk
etmi�siniz."
Rand a�z�n� kapal� tuttu, ku�kusuz �imdi bir �akaya kurban gidiyorlard�, ama Perrin
konu�tu.
"Hepimiz Seyrantepe'ye ve Deven Yolu'na kadar gittik. Buralarda o kadar uza�a giden
�ok ki�i yoktur." G�steri� yapm�yordu. Perrin nadiren g�steri� yapard�. Yaln�zca
ger�e�i s�yl�yordu.
"Hepimiz Batakl�k'� da g�rd�k," diye ekledi Matt ve onun sesi �v�ngen ��k�yordu.
"Su Korusu'nun uzak ucundaki �amurluk. Bizden ba�ka kimse oraya gitmez -batakl�k
kumu ve �amur doludur. Kimse Puslu Da�lar'a da gitmez, ama biz gittik. En az�ndan
eteklerine kadar."
"O kadar uza�a m�?" diye m�r�ldand� ��k, b�y�klar�n� s�vazlayarak. Rand
g�l�msemesini saklamaya �al�t���n� d��nd� ve Perrin'in ka�lar�n� �att���n� g�rd�.
"Da�lar'a ��kmak k�t� �ans getirir," dedi Mat, sanki daha ileri gitmedi�i i�in
kendini savunurcas�na. "Bunu herkes bilir."
"Bu aptall�ktan ba�ka bir �ey de�il, Matrim Cauthon," diye �fkeyle
64
ROBERTJORDAN
araya girdi Egwene. "Nynaeve diyor ki..." Sustu, yanaklar� pembele�ti ve Tl�om
Merrilin'e f�rlatt��� bak�, eski sevecenli�ini yitirdi. "Bizimle alay etmeniz do�a�
de�il... Hi� de�il..." Y�z� daha da fena k�zard� ve sustu. Mat, olan biteni yeni
anlam� gibi g�zlerini k�rp�t�rd�.
"Hakl�s�n, �ocu�um," dedi ��k pi�manl�kla. "��tenlikle �z�r dilerim. Ben buraya
sizi e�lendirmeye geldim. Ahh, dilim ba��m� hep belaya sokmu�tur."
"Belki sizin kadar uzaklara gitmedik," dedi Perrin tats�z tats�z, "ama Rand'�n ne
kadar uzun boylu oldu�unun bununla ne ilgisi var?"
"Yaln�zca �u, evlat. Biraz sonra beni kald�rmana izin verece�im, ama ayaklar�m�
yerden koparmay� ba�aramayacaks�n. Ne sen, ne de �u uzun boylu arkada��n -Rand'd�,
de�il mi?- ne de herhangi biri. �imdi, buna ne dersin?"
Perrin h�hlayarak g�ld�. "Bence seni �u anda bile kald�rabilirim." Ama ona do�ru
ad�m att���nda, Thom Merrilin uzakla�mas�n� i�aret etti.
"Daha sonra, evlat, daha sonra. �zleyecek daha �ok insan varken. Bir sanat��n�n
seyirciye ihtiyac� vard�r."
��k handan ��kt���ndan beri Otlakta bir gaip k�yl� toplanm�t�: gen� erkekler ve
kad�nlar, daha b�y�k izleyicilerin arkas�ndan g�zetleyen, iri g�zl� ve sessiz
�ocuklar. Hepsi ��ktan mucizevi bir�eyler bekliyormu� gibi bak�yordu. Beyaz sa�l�
adam toplulu�u tarad� -onlar� say�yormu� gibi g�r�n�yordu- sonra kafas�n� hafif�e
sallad� ve i�ini �ekti.
"San�r�m size k���k bir �rnek sunsam iyi olacak. B�ylece ko�up di�erlerine
anlatabilirsiniz, ha? Yar�n, Festivalinizde izleyeceklerinizden k���k bir
tad�ml�k."
Bir ad�m geriledi, aniden havaya s��rad�, d�n�p perende att� ve y�z� toplulu�a
d�n�k bir bi�imde eski ta� temelin �zerine kondu. Daha da fazlas�, �� top �k�rm�z�,
beyaz ve siyah� ayaklar�n�n �zerine inerken ellerinde dans etmeye ba�lad�.
�zleyicilerden yar� �a�k�n, yar� ta�nin dolu yumu�ak bir ses ��kt�. Rand bile
sinirini unuttu. Egwene'e s�r�tt� ve kar��l���nda sevin� dolu bir g�l�mseme ald�.
Sonra ikisi birden utanmadan ���a bakmak i�in d�nd�ler.
D�NYANIN G�Z� $5
"Hikaye mi istiyorsunuz?" diye sordu Thom Merrilin. "Hikayelerim var ve size
anlataca��m. G�zlerinizin �n�nde canland�raca��m onlar�." Mavi bir top bir
yerlerden gelip di�erlerine kat�ld�, sonra ye�il bir tane, sonra sar� bir tane.
"Erkekler ve delikanl�lar i�in b�y�k sava�lar�n ve b�y�k kahramanlar�n hikayeleri.
Kad�nlar ve k�zlar i�in Aptarigine De�rr�mn tamam�. Artur Paendrag Tanreall'in,
�ahinkanad� Artur'un, bir zamanlar Aiel K�ra�lar�'ndan Aryth Okyanusu'na kadar t�m
�lkelere, hatta daha �tesine h�kmeden B�y�k Kral Artur'un hikayeleri. Garip
topraklar�n ve garip halklar�n, Ye�il Adam'�n, Muhaf�zlar�n ve Trol-loclar�n,
Ogierlerin ve Aiellerin harika hikayeleri. Bilge Dan�man An-la'n�n Bin Masal�.
'Dev-Katili Jaem.' Susa'n�n Uzakgezgini Jain'i Nas�l Ehlile�tirdi�i. 'Mara ve ��
Aptal Kral.'"
"Bize Lenn'i anlat," diye seslendi Egwene. "Ate�ten yap�lm� bir kartal�n karn�nda
nas�l aya u�tu�unu. Bize y�ld�zlar�n aras�nda y�r�yen, k�z� Salya'y� anlat."
Rand g�zucuyla ona bakt�, ama Egwene'in dikkati ����n �zerinde g�r�n�yordu. Egwene
macera ve uzun yolculuk hikayelerini pek sevmezdi. En sevdikleri hep komik
hikayeler olmu�tu, ya da kad�nlar�n herkesten daha ak�ll� san�lan insanlar� nas�l
altettiklerine dair hikayeler. Lenn ve Salya'n�n hikayelerini s�rf Rand'� i�nelemek
i�in istedi�inden emindi. K�z�n, d�ar�daki d�nyan�n �ki Nehir halk�na uygun
olmad���n� g�rd��� a��kt�. Macera hikayelerini dinlemek, hatta onlar hakk�nda hayal
kurmak bir �eydi; onlar�n �evrenizde olup bitmesi ise bamba�ka bir �ey.
"Eski hikayeler bunlar," dedi Thom Merrilin ve aniden ellerinde �� renkli top
�evirmeye ba�lad�. "Baz�lar�na g�re Efsaneler �a��'ndan �nceki �a�'dan hikayeler.
Hatta belki daha ya�l�. Ama ben t�m hikayeleri biliyorum, unutmay�n, ge�mi� ve
gelecek �a�lara dair. �nsanlar�n g�ky�z�ne ve y�ld�zlara h�kmetti�i �a�lar,
insanlar�n hayvanlarla karde� olup k�kredi�i �a�lar�. Mucize �a�lan, deh�et �a�lan.
G�klerden ate�ler ya�arak sona eren �a�lar, topra�� ve denizi kar�n ve buzun
kaplad��� �a�lar. Ben t�m bu hikayeleri biliyoa�m ve size hepsini anlataca��m. Dev
Mosk'un ve d�nyay� �epe�evre dolanabilen Ate�ten Karg�s�n�n hikayeleri, ve Her�ey
Krali�esi Alsbet ile sava�lar�n�n hikayeleri. �ifac� Materese'in, Mucizevi Ind'in
Annesinin hikayeleri."
66
ROBERTJORDAN
Toplar �imdi i� i�e ge�mi� iki �ember bi�iminde Thom'un ellerinde dans ediyordu.
Sesi bir �ark�y� and�r�yordu ve konu�urken, izleyiciler �zerindeki etkisini
�l�ermi� gibi yava� yava� d�n�yordu. "Size Efsaneler �a��'n�n sonunu, Ejder'i ve
onun Karanl�k Varl�k'� insanlar�n d�nyas�na sal�verme te�ebb�s�n� anlataca��m. Size
Aes Sedailerin d�nyay� par�alad��� Delilik �a��'n� anlataca��m; d�nyaya h�kmetmek
i�in insanlar�n Trolloclarla sava�t��� Trolloc Sava�lan'ni; insanlar�n insanlarla
sava�t��� ve bug�n�n uluslar�n�n olu�tu�u Y�zy�l Sava�lan'ni. Size, erkeklerin ve
kad�nlar�n, zenginlerin ve fakirlerin, b�y�klerin ve k���klerin, gururlular�n ve
al�akg�n�ll�lerin maceralar�n� anlataca��m. G�ky�z� S�tunlar� Ku�atmas�. '�yi Kad�n
Karil'in Kocas�n�n Horlamas�na Derman Bulmas�.' Kral Darith ve Ailesinin D���.."
S�zc�kler ve top �evirme aniden sona erdi. Thom, toplan havada kapt� ve konu�may�
b�rakt�. Moiraine, Rand fark etmeden izleyicilere kat�lm�t�. Lan omzundayd�, ama
adam� g�rebilmek i�in iki kez bakmas� gerekmi�ti. Thom, Moiraine'e bir an yan yan
bakt�, y�z� ve bedeni, toplan geni� kol yenlerinde kaybetmek d��nda k�p�rt�s�zd�.
Sonra pelerinini a�arak selam verdi. "Aff�n�za s���n�r�m, ama siz bu y�reden
de�ilsiniz, de�il mi?"
"Leydi!" diye t�slad� Ewin �fkeyle. "Leydi Moiraine."
Thom g�zlerini k�rp�t�rd�, sonra yerlere kadar e�ildi. "Tekrar afe-dersiniz....ah,
Leydi. Sayg�s�zl�k etmek istemedim."
Moiraine elini hafif�e sallad�. "Sayg�s�zl�k etti�ini d��nmedim, ��k Efendi. Ve
ad�m yaln�zca Moiraine'dir. Ger�ekten de buralar�n yaban-c�s�y�m, senin gibi
evimden uzakta, yaln�z ba��ma yolculuk ediyorum. �nsan bir yabanc�yken, d�nya
tehlikeli bir yer olabilir."
"Leydi Moiraine hikayeler topluyor," diye araya girdi Ewin. "�ki Ne-hir'de olan
�eylere dair hikayeler. Ama burada hikayelere konu olabilecek ne olmu� olabilir,
bilmiyorum."
"Hikayelerimden sizin de ho�lanaca��n�z� umuyoa�m... Moiraine." Thom kad�n� a��k
bir ihtiyatl�l�kla izledi. Onu orada bulmaktan pek memnun olmam� gibi g�r�n�yordu.
Rand aniden onun gibi bir han�mefendiye Baerlon ya da Caemlyn'de ne t�r e�lenceler
sunulabilece�ini merak etti. Ku�kusuz bir ��ktan daha fazlas�.
"Bu bir zevk meselesi, ��k Efendi," diye yan�t verdi Moiraine. "Ba-
D�NYANIN G�Z� �Z
z� hikayeleri severim, baz�lar�n� sevmem."
Thom'un selam� daha da abart�l� oldu, uzun bedenini b�kerek yere paralel getirdi.
"Sizi temin ederim, benim hikayelerimin hi�biri ho�nutsuzluk yaratmaz. Hepsi memnun
eder ve e�lendirir. Ve bana �ok b�y�k bir �eref veriyorsunuz. Ben basit bir ����m;
ba�ka bir �ey de-�il."
Moiraine, selam�na zarif bir ba� sallama ile yan�t verdi. Bir an Ewin'in ona
verdi�i Leydi unvan�ndan �ok daha fazlas�ym�, kullar�ndan birinin sunusunu kabul
ediyormu� gibi g�r�nd�. Sonra s�rt�n� d�nd�. Lan, bir ku�uyu takip eden kurt gibi
takip etti. Thom �al� gibi ka�lar�n� �atarak, parmak bo�umlan ile uzun b�y�klar�n�
s�vazlayarak, ikisi Otlak'� yar�layana kadar arkalar�ndan bakt�. Hi� memnun olmad�,
diye d��nd� Rand.
"Biraz daha hokkabazl�k yapacak m�s�n?" diye sordu Ewin.
"Ate� ye," diye ba��rd� Mat. "Ate� yemeni g�rmek istiyorum."
"Arp!" diye hayk�rd� kalabal���n i�inden bir ses. "Arp �al!" Ba�ka birisi fl�t
istedi.
O anda han�n kap�s� a��ld� ve K�y Kumlu birbirlerini ittirerek d�ar� bo�ald�.
Nynaeve de aralanndayd�. Rand Padan Fain'in yanlar�nda olmad���n� g�rd�; g�r�n�e
g�re �er�i baharatl� �arab� ile s�cak salonda kalmay� tercih etmi�ti.
Thom Merrilin aniden 'sert brendi' hakk�nda bir�eyler m�r�ldanarak eski temelden
a�a�� atlad�. �zleyicilerinin hayk�r�lar�n� duymazdan gelerek daha onlar ��kmadan
Kurul �yeleri'nin aras�ndan ge�ti ve hana girdi.
"Bu ��k m�, yoksa kral m�?" diye sordu Cenn Buie sinirli bir sesle. "Para israf�,
bana sorarsan�z."
Bran al'Vere, ����n arkas�ndan yar� d�nd�, sonra ba��n� sallad�. "O adam hak
etti�inden daha fazla sorun olabilir."
Pelerinine sar�nmakla me�gul olan Nynaeve y�ksek sesle burnunu �ekti. "�stiyorsan
��k i�in endi�elen, Brandelwyn al'Vere. En az�ndan o Emond Meydan�'nda ve bunu
sahte Ejder i�in s�yleyemezsin. Ama haz�r endi�elenmeye ba�lam�ken, burada
endi�elenmeni hakl� ��karacak ba�kalar� da var."
"�zin verirsen, Hikmet," dedi Bran sert sert, "nezaket g�ster ve ki-
M ROBERTJORDAN
min hakk�nda endi�elenece�imi bana b�rak. Moiraine Han�m ve Lan Efendi han�mda
konuktur ve nazik, sayg�n insanlard�r. Onlardan hi�biri t�m Kurul'un �n�nde bana
aptal demedi. Onlardan hi�biri Kurul'a i�lerinde akl� ba��nda olan tek ki�i bile
olmad���n� s�ylemedi."
"�yle g�r�n�yor ki, tahminlerim �imdiki haliyle bile fazla iyimser-mi�," diye
terslendi Nynaeve. Arkas�na bakmadan y�r�y�p gitti ve Bran'i �enesini oynatarak bir
yan�t ararken b�rakt�.
Egwene konu�acakm� gibi Rand'a bakt�, ama bunun yerine Hik-met'in ard�ndan f�rlad�.
Rand, onun �ki Nehir'den ayr�lmas�n� engelleyecek bir yol olmas� gerekti�ini
biliyordu, ama akl�na gelen tek �are, k�z g�n�ll� olsa bile kendisinin haz�r
olmad��� bir �eydi. Ve k�z bunu hi� istemedi�ini s�ylemi� kadar olmu�tu ve bu da
Rand'�n kendisini daha da k�t� hissetmesine sebep oluyordu.
"O gen� kad�n�n bir kocaya ihtiyac� var," diye h�rlad� Cenn Buie, ayak
parmaklar�n�n �zerinde yaylanarak. Y�z� mordu ve zaman ge�tik�e daha da
karar�yordu. "Hi� sayg�s� yok. Biz K�y Kuruluyuz, bah�esini t�rm�klayan o�lanlar
de�il ve..."
Belediye Ba�kan� burnundan nefes verdi ve aniden ihtiyar �at� tamircisine d�nd�.
"Sus, Cenn! Kara pe�eli bir Aiel gibi davranmay� b�rak!" S�ska adam hayretler
i�inde, ayak parmaklar�n�n �zerinde dondu. Belediye Ba�kan� �fkesinin onu
altetmesine asla izin vermezdi. Bran dik dik bakt�. "Yak beni, ama ilgilenmemiz
gereken, bu aptall�ktan ba�ka i�lerimiz var. Yoksa Nynaeve'in hakl� oldu�unu mu
kan�tlamaya �al��yorsun?" Sonra sert ad�mlarla hana girdi ve kap�y� arkas�ndan
�arpt�.
Kua�l �yeleri Cenn'e bir bak� f�rlatt�lar, sonra farkl� y�nlere da��ld�lar. Haral
Luhhan d��nda hepsi. O al�ak sesle konu�arak y�z� ta�a d�nm� �at� tamircisine e�lik
etti. Cenn'in mant�kl� olan� g�rmesini sa�layabilen tek ki�i demirciydi.
Rand, babas�n� kar��lamaya gitti, arkada�lar� da onu takip etti.
"Al"Vere Efendi'yi hi� bu kadar �fkeli g�rmemi�tim," dedi Rand ve Mat'ten b�kk�n
bir bak� kazand�.
"Belediye Ba�kan� ve Hikmet, nadiren ayn� fikirde oluyorlar," dedi Tam, "ve bug�n
normalden az anla�t�lar. Hepsi bu. Her k�yde ayn�d�r."
D�NYAN�N ��Z� �2
"Ya sahte Ejder?" diye sordu Mat ve Perrin hevesli m�r�lt�lar�n� ekledi. "Ya Aes
Sedailer?"
Tam yava��a ba��n� iki yana sallad�. "Fain Efendi zaten anlatt�klar� d��nda pek az
�ey biliyor. En az�ndan, bizi ilgilendirecek pek az �ey. Kazan�lan ya da kaybedilen
sava�lar. Yitirilen, sonra tekrar geri al�nan �ehirler. I��k'a ��k�r, hepsi
Ghealdan'da. Yay�lmad�, ya da Fain Efen-di'nin bildi�i kadar�yla yay�lmad�."
"Sava�lar benim ilgimi �ekiyor," dedi Mat ve Perrin ekledi, "Sava�lar hakk�nda ne
dedi?"
"Sava�lar benim ilgimi �ekmiyor, Matrim," dedi Tam. "Ama eminim daha sonra size
hepsini anlatmaktan memnun olacakt�r. Beni ilgilendiren, Kurul'un anlad���
kadar�yla burada onlar i�in endi�elenmemiz gerekmemesi. Aes Sedailerin g�neye
giderken buraya u�ramas� i�in hi�bir sebep g�remiyoruz. Ve d�n� yolculu�una
gelince, G�lgeler Or-man�'n� ge�mek ve Beyaz Nehir'de y�r�mek istemeyeceklerdir."
Rand ve di�erleri g�l�t�ler. �ki Nehir'e yaln�zca Taren Sal� �zerinden, kuzeyden
gelinmesinin iki sebebi vard�. Elbette ilki, bat�daki Puslu Da�lar'd� ve Batakl�k
do�u yolunu ayn� etkinlikle kesiyordu. G�neyde ismini, ta�lar�n ve kayalar�n h�zla
kuzeyden akan sular� k�p�recek kadar �alkalamas�ndan alan Beyaz Irmak vard�. Beyaz
Irmak'�n �tesinde G�lgeler Orman� uzan�yordu. Pek az �ki Nehir sakini Beyaz Irmak'�
a�m�t�, daha da az� geri d�nm�t�. Ama genel olarak, G�lgeler Orma-n�'n�n, herhangi
bir yol ya da k�y olmaks�z�n, say�s�z kurt ve ay� bar�nd�rarak y�z altm� kilometre,
hatta daha fazla uzand��� kabul ediliyordu.
"Demek bizim i�in bu kadar," dedi Mat. Biraz hayal k�r�kl���na u�ram� gibiydi.
"Pek de�il," dedi Tam. "Yar�n de�il �b�r g�n Deven Yolu ve Sey-rantepe'ye adam
g�nderece�iz. Taren Sal�'na da. N�bet tutulmas�n� sa�layaca��z. Beyaz Irmak boyunca
ve Taren'da atl�lar olacak. Arada da devriye gezilecek. Asl�nda bug�n ba�lanmas�
gerek, ama yaln�zca Belediye Ba�kan� benimle ayn� fikirde. Di�erleri insanlar�n Bel
Tine'� �ki Irmak'ta at ko�turarak ge�irmesini nas�l isteyeceklerini bilmiyorlar."
"Ama endi�elenmemize gerek olmad���n� s�yledin san�yordum," dedi Perrin ve Tam
ba��n� sallad�.
Z�
ROBERTJORDAN
"Endi�elenmemiz gerekmez, dedim evlat, endi�elenmiyoruz de�il. Ne olmamas�
gerekti�inden emin olduklar� �eyler oldu�u i�in �len insanlar g�rd�m. Dahas�, sava�
her t�r insan� yerinden edecek. �o�u, yaln�zca g�venlik bulmaya �al�acak, ama
ba�kalar� karga�adan k�r etmenin yollar�n� arayacak. G�venlik arayanlara yard�m eli
uzataca��z, ama ikinci t�rden insanlar� kendi yollar�na g�ndermeye haz�r
olmal�y�z."
Mat aniden sesini y�kseltti. "Biz de kat�labilir miyiz? Ben kat�lmak istiyoa�m.
K�ydeki herkes kadar iyi at binebildi�imi biliyorsun."
"Birka� hafta s�recek so�uk, can s�k�nt�s� ve k�t� uyku istiyorsun, �yle mi?" Tam
g�ld�. "Muhtemelen bundan fazlas� olmayacak. �yle umuyorum. M�ltecilerin yolundan
bile �ok uzaktay�z. Ama karar�n� verdiysen al'Vere Efendi ile konu�abilirsin. Rand,
bizim i�in �iftli�e d�nme zaman� geldi."
Rand �a�k�nl�k i�inde g�zlerini k�rp�t�rd�. "K� Gecesi'ni burada ge�irece�imizi
san�yordum."
"�iftlikte ilgilenmemiz gereken �eyler var ve senin yan�mda olman gerekiyor."
"�yle olsa bile, daha saatlerce oyalanabiliriz. Ben de devriye i�in g�n�ll� olmak
istiyorum."
"�imdi gidiyoruz," diye yan�t verdi babas�, art�k tart�ma kabul etmeyen bir sesle.
Daha yumu�ak sesle ekledi, "Yar�n d�nece�iz ve Belediye Ba�kan� ile konu�mana
yetecek kadar zaman�m�z olacak. Festival i�in de yeterince zaman�n olacak. Be�
dakika sonra ah�rda beni bul."
Tam gider gitmez Mat Perrin'e "N�bette Rand ve bana kat�lacak m�s�n?" diye sordu.
"�ddiaya girerim daha �nce �ki Nehir'de b�yle bir �ey hi� olmam�t�r. Taren'a kadar
gidersek askerleri bile g�rebiliriz. Ba�ka kim bilir neleri. Hatta Tenekecileri
bile."
"Umar�m gelebilirim," dedi Perrin yava��a, "yani Luhhan Usta'n�n bana ihtiyac�
olmazsa."
"Sava� Ghealdan'da," diye terslendi Rand. �aba g�stererek sesini al�akt�. "Sava�
Ghealdan'da ve Aes Sedailer de I��k bilir nerede. Hi�biri burada de�il. Ama siyah
pelerinli adam burada, yoksa unuttun mu?" Di�erleri utan�la bak�t�lar.
D�NYANIN G�Z� Zl
"�zg�n�m, Rand," diye m�r�ldand� Mat. "Ama babam�n ineklerini sa�mak d��nda bir �ey
yapma �ans� pek s�k gelmiyor." Di�erlerinin �rkm� bak�lar� alt�nda do�ruldu. "Eh,
onlar� sa��yorum, hem de her g�n."
"Kara atl�," diye hat�rlatt� Rand. "Ya birisine zarar verirse?"
"Belki sava�tan ka�an bir m�ltecidir," dedi Perrin ku�kuyla.
"Her neyse," dedi Mat. "N�bet�iler onu bulacakt�r."
"Belki," dedi Rand, "ama diledi�i zaman yok olabiliyormu� gibi g�r�n�yor. Onu
aramalar� gerekti�ini bilseler daha iyi olabilir."
"Devriye i�in g�n�ll� olurken al'Vere Efendi'ye anlat�r�z," dedi Mat, "o Kurul'a
s�yler, onlar da n�bet�ilere."
"Kurul mu!" dedi Perrin inanmazl�kla. "Belediye Ba�kan� kahkahalarla g�lmezse
�ansl�y�z. Luhhan Usta ve Rand'�n babas� zaten, ikimizin g�lgeden korktu�umuzu
d��n�yor."
Rand i�ini �ekti. "E�er yapacaksak, �imdi yapsak iyi olur. Bug�n yar�ndan daha
y�ksek sesle kahkaha atmayacak."
"Belki," dedi Perrin, Mat'e yan yan bakarak, "onu g�ren ba�kalar�n� bulmaya
�al�mal�y�z. Bu gece k�ydeki herkesi g�rece�iz." Mat'in ka�lar� iyice �at�ld�, ama
yine de bir �ey s�ylemedi. Hepsi Perrin'in Mat'den daha g�venilir tan�klar
bulmalar� gerekti�ini kastetti�ini anlam�t�. "Yar�n daha y�ksek sesle g�lmeyecek,"
diye ekledi Perrin, Rand teredd�t edince. "Ve ona gitti�imizde yan�m�zda ba�ka
birilerinin olmas�n� tercih ederim k�y�n yans� birden de olabilir."
Rand yava��a ba��n� sallad�. �imdiden, Al'Vere Usta'n�n kahkahas�n� duyabiliyordu.
Daha �ok tan�k fena olmazd�. E�er ��� de adam� g�rm�lerse, ba�kalar�n�n da g�rm�
olmas� gerekirdi. G�rm� olmal�yd�lar. "O halde yar�n. Siz ikiniz bu gece
��renebildi�inizi ��renin, yar�n Belediye Ba�kan�'na gideriz. Ondan sonra..." �kisi
sessizce ona bakt�lar, siyah pelerinli adam� ba�ka kimse g�rmemi�se ne olaca��
sorusunu kimse sormad�. Ama soru g�zlerinde a��kt� ve Rand'�n bir yan�t� yoktu.
Derin derin i� �ekti. "Art�k gitmeliyim. Babam bir deli�e d��p kald���m� sanacak."
Vedala�malar e�li�inde, y�ksek tekerlekli araban�n millerine dayal� durdu�u ah�r
avlusuna y�r�d�.
Ah�r, y�ksek tepeli, saz daml� uzun, dar bir binayd�. Zeminleri sa-
Z2
ROBERTJORDAN
man kapl� b�lmeler, yaln�zca iki yandaki a��k kap�lar�n ayd�nlatt��� lo� binan�n
iki yan�n� dolduruyordu. �er�i'nin atlar� sekiz b�lmede yulaflar�n� �i�niyorlard�.
Al'Vere Efendi'nin dev Dhurranlar�, �ift�ilerin kendi atlar�n�n ba�a ��kamayaca��
kadar �ok y�k� oldu�u zaman kiralad��� atlar alt� b�lme i�gal ediyordu, ama
bunlar�n d��nda yaln�zca �� b�lme daha doluydu. Rand atlarla binicilerini
kolayl�kla e�leyebilece�im d��nd�. Y�ksek, geni� g���sl�, siyah ayg�r, Lan'in
olmal�yd�. Yay gibi bir boynu olan, b�lmesinde dururken bile dans eden bir k�z
kadar �evik ad�mlar atan zarif, beyaz k�srak ancak Moiraine'e ait olabilirdi. Ve
tan�mad��� ���nc� at, tozlu kahverengi, tahta g���sl�, s�ska, i�di� edilmi� hayvan
Thom Merrilin'e m�kemmel uyuyordu.
Tam, ah�r�n arka taraf�nda durmu�, Bela'n�n ipini tutuyor, al�ak sesle Hu ve Tad
ile konu�uyordu. Rand ah�rda iki ad�m atmadan babas� ah�r u�aklar�na ba��n�
sallad�, Bela'y� d�ar� ��kard� ve yolunun �zerindeki Rand'� ge�erken toparlad�.
T�yl� k�sra��n ko�umlar�n� sessizlik i�inde takt�lar. Tam, �yle derin d��ncelere
dalm�t� ki, Rand dilini tuttu. Belediye Ba�kan� bir kenara, babas�n� bile siyah
pelerinli atl� konusunda ikna etmeye can atm�yordu. Yar�n, Mat ve di�erleri adam�
g�ren ba�kalar�n� bulduktan sonra yeterince zaman� olacakt�. Ba�kalar�n�
bulurlarsa.
Araba sars�larak hareket etti�inde Rand arkadan yay�n� ve sada��n� ald�, araban�n
yan�nda ko�ar ad�m y�r�rken beceriksizce sada�� kemerine takt�. K�y�n son evlerine
ula�t�klar�nda bir ok takt�, yan kald�rarak, yar� �ekerek ta��maya ba�lad�. �o�u
yapraks�z a�a�lardan ba�ka g�recek bir �ey yoktu, ama yine de omuzlar� gerildi.
�nceden haz�r tutmazsa, yay� kald�racak zaman� olmayabilirdi.
Yaydaki gerginli�i uzun zaman s�rd�remeyece�ini biliyordu. Yay� kendisi yapm�t� ve
o y�rede onu sonuna kadar gerebilen birka� ki�iden biri Tam'di. �evresine bak�narak
akl�n� kara atl�dan uzakla�t�racak bir �ey arad�. Orman�n ortas�nda, pelerinleri
r�zgarla dalgalan�rken, bu kolay bir �ey de�ildi.
"Baba," dedi sonunda. "Kurul'un neden Padan Fain'i sorgulad���n� anlamad�m." Bir
�abayla g�zlerini a�a�lardan ay�rd� ve Bela'n�n s�rt�ndan Tam'e bakt�. "Bana �yle
geliyor ki, vard���n�z karar� orac�kta verebilirdiniz. Belediye Ba�kan� �ki
Nehir'de Aes Sedai ve sahte Ejder ola-
D�NYANIN G�Z� U
bilece�inden bahsederek herkesi korkudan deliye d�nd�rd�."
"�nsanlar tuhaft�r, Rand. En iyileri bile �yledir. Haral Luhhan'� d��n. Luhhan Usta
g��l� ve cesur bir adamd�r, ama hayvan kesimi izlemeye bile dayanamaz. Bembeyaz
olur."
"Bunun ne ilgisi var ki? Luhhan Usta'n�n kan g�rmeye dayanamad���n� herkes bilir ve
Coplinler ile Congarlar d��nda kimse buna ald�rmaz."
"Yaln�zca �u, evlat. �nsanlar her zaman tahmin etti�in gibi d��n�p hareket
etmezler. Oradaki insanlar... dolu ekinlerini �amura g�mse, r�zgar y�redeki t�m
�at�lar� u�ursa, kurtlar s�r�lerinin yar�s�n� kapsa, kollar�n� s�varlar ve ba�tan
ba�larlar. Homurdan�rlar, ama bunu yaparken zaman harcamazlar. Ama onlara Aes
Sedailerden, Ghealdan'daki sahte Ejder'den bahset, k�sa s�re sonra Ghealdan'�n
G�lgeler Orma-n�'n�n di�er yan�nda, o kadar da uzakta olmad���n�, Tar Valon'dan
Ghealdan'a �izdi�in d�z bir �izginin do�uda, o kadar da uza��m�zdan ge�meyece�ini
d��nmeye ba�larlar. Sanki Aes Sedailer k�rlardan ge�mek yerine Caemlyn ve Lugard
yollar�n� kullanmay� tercih etmeyecek-lermi� gibi! Yar�n sabaha kadar k�y�n yar�s�
sava��n tepemize ��kmek �zere oldu�undan emin olurdu. Fikirlerini de�i�tirmek
haftalar�m�z� al�rd�. Ne g�zel bir Bel Tine olurdu ama. Bu y�zden onlar fikir y�r�-
temeden Bran onlara uygun bir fikir verdi.
"Kurul'un sorunu de�erlendirdi�ini g�rd�ler ve �imdiye dek ne karar ald���m�z�
��renmi�lerdir. Bizi, olaylar� herkesten daha iyi de�er-lendirebildi�imize
g�vendikleri i�in K�y Kurulu'na se�tiler. Fikirlerimize g�veniyorlar. Cenn'inkilere
bile, san�r�m bu bizler i�in �ok iyi �eyler ifade etmiyor. Her durumda,
endi�elenecek bir �ey olmad���n� duyacaklar ve buna inanacaklar. Ayn� sonuca
kendileri de ula�amayacaklar�ndan, ya da zaman i�inde ula�mayacaklar�ndan de�il,
ama bu �ekilde, Festival'in mahvolmamas� sa�land� ve kimse b�y�k ihtimalle
olmayacak bir �ey i�in haftalarca endi�elenmek zorunda kalmayacak. Her �eye ra�men
olursa bile... eh, devriyeler elimizden geleni yapmam�z i�in bizi �nceden uyaracak.
Ama ger�ekten de buna varaca��na inanm�yorum."
Rand yanaklar�n� �i�irdi. G�r�n�e g�re, Kurul'da olmak d��nd���nden daha
karma��kt�. Araba Ta�oca�� Yolu �zerinde yuvarlanmaya
II i
TA ROBERTJORDAN
devam etti.
"Perrin d��nda herhangi biri o tuhaf atl�y� g�rm� m�?" diye sordu Tam.
"Mat g�rm�, ama..." Rand g�zlerini k�rp�t�rd�, sonra Bela'nm s�rt�n�n �zerinden
babas�na bakt�. "Bana inan�yor musun? Geri d�nmeliyim. Onlara s�ylemeliyim." K�ye
ko�mak i�in d�nerken Tam'in ba��rmas� onu durdurdu.
"Yava�, evlat, yava�! Sence konu�mak i�in bo�una m� bu kadar bekledim?"
Rand g�n�ls�zce, Bela'n�n ard�ndan g�c�rdayarak ilerleyen araban�n yan�nda kald�.
"Fikrini de�i�tirmene ne sebep oldu? Neden di�erlerine s�yleyemiyoam�?"
"K�sa s�re sonra ��renecekler. En az�ndan Perrin ��renecek. Mat'ten emin de�ilim.
�iftliklere olabildi�ince �abuk haber ula�t�r�lmal�, ama bir saat sonra Emond
Meydan�'nda �evrede Festival'e davet etmek istemeyece�in t�rden bir yabanc�n�n
doland���n� bilmeyen on alt� ya��ndan b�y�k kimse kalmayacakt�r-, en az�ndan
yeterince sorumluluk sahibi olabilecek kimse. Gen�leri korkutacak b�yle bir �ey
olmadan da k� yeterince k�t�yd�."
"Festival mi?" dedi Rand. "E�er onu g�rseydin, on be� kilometreden yak�na gelmesini
istemezdin. Belki y�z elli kilometre."
"Belki," dedi Tam sakin sakin. "Yaln�zca Ghealdan'daki sorunlardan ka�an bir
m�lteci olabilir, ya da daha b�y�k olas�l�kla burada Ba-erlon ya da Taren Sal�'ndan
daha kolay i� yapabilece�ini d��nen bir h�rs�z. �yle olsa bile, buralardaki kimse
�al�nmas�na ald�rmayacak kadar �ok �ey sahibi de�il. Adam sava�tan ka�maya
�al��yorsa... eh, insanlar� korkutman�n bahanesi olmaz. N�bet�iler atlar�na
bindikten sonra, ya adam� bulacak, ya da korkutup ka��racaklard�r."
"Umar�m korkutup ka��r�rlar. Ama bu sabah bana inanmam�ken, neden �imdi
inan�yorsun?"
"Kendi g�zlerime inanmak zorundayd�m, evlat ve hi�bir �ey g�rmedim." Tam k�r
kafas�n� sallad�. "�yle g�r�n�yor ki, yaln�zca gen�ler bu adam� g�r�yor. Ama Haral
Luhhan Perrin'in g�lgelerden korktu�unu s�yledi�inde, her �ey ortaya ��kt�. Jon
Thane'in en b�y�k o�lu da onu g�rm�. Samel Crawe'un o�lu Bandry de. Eh, d�rd�n�z
birden bir
D�NYANIN G�Z� 71
�ey g�rd���n�z� s�ylemi�seniz -ve hepiniz sa�lam �ocuklars�n�z- biz g�rm� olsak da,
olmasak da, bir �ey oldu�unu d��nmeye ba�lar�z. Cenn hari� hepimiz, elbette. Her
neyse, bu y�zden eve gidiyoruz i�te. �kimiz de uzaktayken, bu yabanc� orada
diledi�i zarar� verebilir. Festival olmasayd�, yar�n k�ye d�nmezdim. Ama s�rf bu
adam ortalarda dolan�yor diye kendi evimizde tutsak olamay�z."
"Ban ve Lem'i bilmiyordum," dedi Rand. "Kalan�m�z yar�n Belediye Ba�kan�'na
gidecektik, ama bize inanmayaca��ndan korkuyorduk."
"Gri sa�lar�m�z�n olmas� beynimizin ek�idi�i anlam�na gelmez," dedi Tam kuru kuru.
"Bu y�zden g�z�n� a�. Tekrar ortaya ��karsa, belki ben de g�rebilirim adam�."
Rand denileni yapmaya koyuldu. Ad�mlar�n�n hafifledi�ini hissetmek onu �a��rtt�.
Omuzlar�ndaki d���mler yok olmu�tu. H�l� korkuyordu, ama eskisi kadar k�t� de�il.
Tam ve o Ta�oca�� Yolu'nda, sabahki kadar yaln�zd�lar, ama bir �ekilde t�m k�y
yanlar�nday�m� gibi hissediyordu. Siyah pelerinli adam, Emond Meydan� halk�n�n bir
araya geldi�inde halledemeyece�i hi�bir �ey yapamazd�.

5
KI� GECES�

Araba �iftlik evine ula�t���nda g�ne� ak�ama yatm�t�. B�y�k bir ev de�ildi;
do�udaki, zaman i�inde geni� aileleri bar�nd�racak �ekilde b�y�m� yayg�n �iftlik
evleri kadar b�y�k de�ildi. �ki Nehir'de evler genellikle, teyzeler, halalar,
day�lar, amcalar, kuzenler ve ye�enler dahil iki ya da �� nesli bir �at� alt�nda
bar�nd�r�rd�. Tam ve Rand, Bat� Orman�'nda �ift�ilik yapmalar� kadar, yaln�z
ya�ayan iki adam olmalar� y�z�nden de s�rad�� say�l�rd�.
Burada odalar�n �o�u tek kat �zerindeydi, kanatlan ya da eklentileri olmayan temiz
bir dikd�rtgen. Dik, saz dam�n alt�nda iki yatak odas� ve bir tavanaras� vard�. K�
f�rt�nalar�ndan sonra sa�lam, ah�ap duvarlardaki badanan�n �o�u silinmi�se de, ev
h�l� derli toplu ve bak�ml�yd�, �at� onar�lm� ve kap�lar ile kepenkler yerli
yerindeydi ve kasalar�na iyi oturuyorlard�.
Ev, ah�r ve ta� koyun a��l� �iftlik avlusunda bir ��gen olu�turuyordu. Birka� tavuk
so�uk topra�� e�elemek i�in d�ar� ��km�t�. A��k bir k�rkma kul�besi ve ta� bir
yalak a��l�n yan�nda duruyordu. �iftlik ile a�a�lar�n aras�ndaki alanda s�k�
duvarl� bir kurutma kul�besinin y�ksek konisi g�r�l�yordu. �ki Nehir'deki pek az
�ift�i, t�ccarlara satacak y�n ve t�t�nleri olmadan yapabilirlerdi.
Rand ta� a��la g�z att���nda, s�r�n�n iri boynuzlu ko�u bak�lar�na kar��l�k verdi,
ama siyah y�zl� di�erleri uzand�klar� yerde ya da kafalar� yemli�in i�inde kald�.
T�yleri g�r ve k�v�rc�kt�, ama hava k�rkma i�in h�l� so�uktu.
"Siyah pelerinli adam�n buraya geldi�ini sanm�yorum," diye ses-
D�NYANIN G�Z� ZZ
lendi Rand, m�zrak elinde, evin �evresinde dola�arak yeri inceleyen babas�na.
"�evrede birisi olsayd� koyunlar bu kadar sakin olmazd�."
Tam ba��n� sallad�, ama durmad�. Evi son bir kez tamamen dola�t�ktan sonra ayn�s�n�
ah�r ve a��l i�in yapt�. T�ts� ve kurutma kul�belerini bile kontrol etti. Kuyudan
bir kova su �ekti, avcuna doldurdu, suyu koklad�, sonra dikkatle dilinin ucunu
dokundurdu. Aniden bir kahkaha kopard�, sonra h�zla i�ti.
"Gelmemi� anla��lan," dedi Rand'a, elini ceketinin �n�ne silerek. "G�remedi�im ve
duyamad���m atlar ve adamlar hakk�ndaki bunca konu�ma her �eye iki kez bakmama
sebep oluyor." Kuyu suyunu bir ba�ka kovaya doldurdu ve bir elinde kova, di�erinde
m�zrak, eve y�neldi. "Ak�am yeme�i i�in yahni yapaca��m. Burada oldu�umuza g�re,
birka� i�i halletsek iyi olur."
Rand K� Gecesi'ni Emond Meydan�'nda ge�irmemesine �z�lerek y�z�n� buru�turdu. Ama
Tam hakl�yd�. �iftlikte i� hi� bitmezdi; ne zaman birini bitirsen, di�er iki tanesi
seni bekliyor olurdu. Teredd�t etti, ama yine de yay�n� ve sada��n� el alt�nda
tuttu. Kara atl� g�r�n�rse, onunla elinde bir �apadan ba�ka bir �ey yokken
y�zle�mek istemiyordu.
�lk �nce Bela'y� ah�ra yerle�tirmesi gerekiyordu. At�n ko�umlar�n� ��kard�, ah�rda,
ine�in yan�ndaki b�lmeye g�t�rd�, sonra pelerinini bir kenara koydu ve k�sra�� avu�
avu� kuru samanla ovdu, sonra bir �ift �al�yla ka�a��lad�. Dar merdiveni kullanarak
samanl��a t�rmand� ve at�n yemesi i�in saman att�. Birka� kep�e de yulaf verdi, ama
pek az yulaflar� kalm�t� ve hava yak�n zamanda �s�nmazsa, ba�ka kalmayabilirdi.
�nek sabah, hava ayd�nlanmadan sa��lm�, her zamanki s�t�n�n ancak �eyre�ini
vermi�ti; k� oyaland�k�a s�t� �ekiliyor gibiydi.
Koyunlara iki g�n yetecek kadar yem kalm�t�. �imdiye dek otla�a ��km� olmal�yd�lar,
yeterince ot bitmemesine kar��n sular�n� yine de a�z�na kadar doldurdu. Tavuklar�n
yumurtalar�n� da toplad�. Yaln�zca �� tane vard�. Tavuklar yumurtalar�n� saklamak
konusunda ak�llan�yor gibiydi.
Tam d�ar� ��k�p, ko�umlar� onarmak i�in ah�r�n �n�ndeki s�raya oturup, m�zra��n�
yana dayad���nda, �apay� sebze bah�esine g�t�r�-
ROBERTJORDAN
yordu. Bu, Rand'�n bir ad�m �tede, pelerininin �zerinde duran yay� hakk�nda
kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu.
Pek az ot ba� vermi�ti, ama yine de ortal�kta ottan ba�ka bir �ey g�r�nm�yordu.
Lahanalar geli�memi�ti, fasulye ve bezelyeler hen�z filizlenmi�ti ve pancarlardan
iz yoktu. Her �ey ekilmi� de�ildi elbette; yaln�zca bir k�sm�, kiler bo�almadan
�nce so�uk bir�eylerin yeti�mesine izin verecek kadar k�r�l�r umuduyla ekilen
birka� �ey. �apa-lama i�ini bitirmesi uzun s�rmedi, ge�mi� y�llarda bu onu memnun
ederdi, ama �imdi, bu sene hi�bir �ey yeti�mezse ne yapacaklar�n� d��n�yordu. Ho�
bir d��nce de�il. Ve daha kesmesi gereken odunlar vard�.
Rand'a, kesmesi gereken odun olmad��� zamanlar�n �zerinden y�llar ge�mi� gibi
geliyordu. Ama �ikayet etmek evi �s�tmayacak�, bu y�zden baltay� ald�, okunu ve
sada��n� k�t��e dayayarak ve i�e koyuldu. �abuk, s�cak bir ate� i�in �am, uzun uzun
yanmas� i�in me�e. K�sa s�re sonra ceketini bir kenara koyacak kadar �s�nm�t�.
Kesti�i odunlar�n olu�turdu�u y���n yeterince b�y�d���nde onlar� evin yanma, �nceki
odunlar�n yan�na s�ralad�. �o�u, sa�aklara kadar uzan�yordu. Normalde y�l�n bu
zaman�nda odun y���n� k���k ve say�s� az olurdu, ama bu sene de�il. Kes, y��, kes,
y��, kendini baltan�n ve odun y��man�n temposunda unuttu. Onu kendine Tam'in,
omzunda-ki eli getirdi ve bir an �a�k�nl�k i�inde g�zlerini k�rp�t�rd�.
O �al��rken gri alacakaranl�k ��km�t� ve h�zla geceye do�ru soluyordu. Dolunay a�a�
tepelerinin �zerinde duruyor, kafalar�na d�-�ecekmi� gibi solgun ve �i�kin,
��ld�yordu. R�zgar da o fark etmeden so�umu�tu ve lime lime bulutlar kararan
g�ky�z�nde s�r�kleniyordu.
"Gidip y�kanal�m, evlat, sonra ak�am yeme�imizi yiyelim. Yatmadan �nce s�cak banyo
yapmam�z i�in i�eri su ta��d�m bile."
"S�cak olan her �ey kula��ma g�zel geliyor," dedi Rand, pelerinini al�p omuzlar�na
atarken. G�mle�i terden s�r�ls�klam olmu�tu ve baltay� sallarken unuttu�u r�zgar,
�al�may� b�rakt���ndan bu yana terini dondurmaya �al��yor gibiydi. Esnemesini
bast�rd�, e�yalar�n�n kalan�n� toparlarken titredi. "Ve uyku da. Festival boyunca
uyuyabilirim."
D�NYANIN G�Z� Z2
"Bu konuda iddiaya girmek ister misin?" Tam g�l�msedi, Rand da kar��l�k olarak
s�r�tt�. Bir hafta boyunca uyumasa bile Bel Tine'� ka��rmazd�. Bunu kimse yapmazd�.
Tam mumlar konusunda c�mert davranm�t� ve b�y�k, ta� ��minede bir ate�
��t�rd�yordu, bu y�zden oturma odas� s�cak, ne�eli bir his veriyordu. Odada ��mine
d��nda geni�, me�e bir masa vard�. On iki, hatta daha fazla ki�inin oturabilece�i
kadar uzun bir masa, ama Rand'in annesi �ld���nden beri nadiren o kadar ki�i o
masan�n ba��nda toplanm�t�. Tam'in beceriyle yapt��� birka� dolap ve sand�k,
duvarlar�n dibine dizilmi�ti. Masan�n �evresinde y�ksek s�rtl� sandalyeler vard�.
Tam'in okuma sandalyesi ad�n� verdi�i yast�kl� sandalye ate�e d�n�k duruyordu. Rand
o ate�in �n�ndeki hal�ya uzanarak okumay� tercih ediyordu. Kap�n�n yan�ndaki kitap
raflar� Bade�ay Han�'ndakiler kadar uzun de�ildi, ama kitap bulmak zordu. Pek az
�er�i birka� kitaptan fazlas�n� ta��rd� ve onlar�n da isteyen herkese �d�n�
verilmesi gerekirdi.
Oda, �o�u �ift�i kar�s�n�n evleri kadar temiz g�r�nmese de -Tam'in pipolu�u ve
Uzakgezginijain'in Yolculuklar� kitab� masan�n �zerinde duruyordu, bir ba�ka ah�ap
ciltli kitap okuma sandalyesinin yast���n�n �zerinde yat�yordu; onar�lacak bir
ko�um par�as� ��minenin yan�ndaki s�rada duruyordu ve yamanacak baz� g�mlekler
sandalyenin �zerine y���lm�t�- o kadar lekesiz olmasa da, yine de yeterince temiz
ve d�zenliydi, ate� kadar s�cak ve huzur verici bir ya�anm�l�k hissi ta��yordu.
Burada, duvarlar�n �tesindeki so�u�u unutmak m�mk�nd�. Burada sahte Ejder yoktu.
Sava�lar ve Aes Sedailer yoktu. Siyah pelerinli adamlar yoktu. Ate�in �zerindeki
yahni tenceresinden y�kselen kokular odaya yay�l�yor, Rand'� kurt gibi
ac�kt�r�yordu.
Babas�, uzun sapl�, tahta bir ka��kla yahni tenceresini kar�t�rd�. "Biraz daha
pissin."
Rand ellerini ve y�z�n� y�kamaya seyirtti; kap�n�n yan�ndaki masan�n �zerinde bir
lavabo ve bir s�rahi vard�. As�l istedi�i, teri ve d�ar�n�n so�u�unu y�kay�p
g�t�recek s�cak bir banyoydu, ama �nce arka odadaki b�y�k g���m� �s�tmalar�
gerekecekti.
Tam, bir dolab�n arka taraflar�n� ara�t�rd� ve eli kadar uzun bir anahtar buldu.
Kap�n�n �zerindeki iri, demir kilide soktu ve �evirdi.
80
ROBERTJORDAN
Rand'�n sorarcas�na bakmas� �zerine konu�tu: "Emin olmak en iyisi. Belki hayal
g�rmeye ba�l�yorum ya da belki hava ruhumu karart�yor, ama..." ��ini �ekti ve
anahtar� avcuna vurdu. "Arka kap�ya bakaca��m," dedi ve evin arka taraf�nda yok
oldu.
Rand, her iki kap�n�n da kilitlendi�ini hi� hat�rlam�yordu. �ki Nehir'de kimse
kap�s�n� kilitlemezdi. Buna gerek yoktu. En az�ndan �imdiye kadar olmam�t�.
Yukar�dan, Tam'in yatak odas�ndan, bir �ey yerde s�r�kleniyor-mu� gibi bir s�rt�nme
sesi geldi. Rand ka�lar�n� �att�. Tam, aniden mobilyalar�n yerini de�i�tirmeye
karar vermemi�se, ancak yata��n�n alt�ndaki b�y�k sand��� �ekiyor olabilirdi.
Rand'�n hat�rlad��� kadar�yla hi� yapmad��� bir ba�ka �ey.
�ay i�in bir �aydanl��� suyla doldurdu ve ate�in �zerindeki �engele ast�, sonra
masay� kurdu. Taslar� ve ka��klar� kendisi oymu�tu. �ndeki kepenkleri hen�z
kapatmam�lard� ve zaman zaman d�ar�ya bak�yordu, ama hen�z tam anlam�yla gece
olmam�t� ve tek g�rebildi�i, ay�n d��rd��� g�lgelerdi. Kara atl� rahatl�kla d�ar�da
olabilirdi, ama bunu d��nmemeye �al�t�.
Tam geri d�nd���nde, Rand �a�k�nl�k i�inde bakakald�. Tam'in belinden kal�n bir
kemer sark�yordu ve kemerden, siyah k�n�n ve uzun kabzas�n�n �zerine bronz birer
bal�k��l i�lenmi� bir k�l�� as�l�yd�. Rand'�n k�l�� takt���n� g�rd��� tek insanlar
t�ccarlar�n koruyucular�yd�. Ve Lan, elbette. Babas�n�n bir k�l�c�n�n oldu�u akl�na
asla gelmeyecek bir �eydi. Bal�k��llar d��nda, k�l�� Lan'in k�l�c�na �ok
benziyordu.
"Onu nereden buldun?" diye sordu. "Bir �er�iden mi ald�n? Ne kadar verdin?"
Tam yava��a silah� �ekti; parlak metalin �zerine ate� ��klar� yans�d�. Rand'�n
t�ccarlar�n koruyucular�nda g�rd��� d�z, kaba k�l��lara hi� benzemiyordu. �zerinde
m�cevher ya da alt�n s�slemeler yoktu, ama yine de ona g�rkemli geliyordu. Hafif�e
k�vr�lm�, bir kenar� keskin �eli�inin �zerine bir ba�ka bal�k��l i�lenmi�ti.
Kabzan�n kenar� �rg�ye benzer k�sa kesiklerle s�slenmi�ti. T�ccarlar�n
koruyucular�n�n k�l��lar� ile kar��la�t�r�ld���nda neredeyse k�r�lgan g�r�n�yordu,
onlar�nki genellikle iki kenar� keskin ve bir a�ac� kesecek kadar
D�NYANIN G�Z� M
kal�n olurdu.
"Uzun zaman �nce edindim," dedi Tam. "Buradan �ok uzaklarda. Ve kesinlikle �ok
fazla �dedim; iki bak�r metelik bunlardan biri i�in �ok fazlad�r. Annen onaylamad�,
ama zaten o benden daha bilgeydi. O zamanlar gen�tim ve fiyat�na de�er gelmi�ti.
Annen hep ondan kurtulmam� istedi ve bir kez onun hakl� oldu�unu, k�l�c� birine
verip kurtulmam gerekti�ini d��nd�m."
Ate�i yans�tan k�l�� alev alm� gibiydi. Rand irkildi. S�k s�k bir k�l�� sahibi
olmak konusunda hayaller kurmu�tu. "Vermek mi? B�yle bir k�l�c� nas�l
verebilirsin?"
Tam h�hlad�. "Koyun g�derken pek i�e yaram�yor, de�il mi? Onunla tarla s�rebilir
misin, ya da ekin bi�ebilir misin?" Elinde b�yle bir �eyle ne yapt���n� merak
edermi�cesine uzun uzun k�l�ca bakt�. Sonunda derin bir i� �ekti. "Ama kara
hayallere kap�lm�yorsam, e�er �ans�m�z yaver gitmezse, belki �n�m�zdeki birka� g�n
onu eski bir sand��a t�kt���m i�in memnun olaca��z." K�l�c� hi� zorlanmadan k�n�na
soktu ve y�z�n� buru�turarak elini g�mle�ine sildi. "Yahni haz�r olmal�. Sen �ay�
demlerken ben tabaklara koyay�m."
Rand ba��n� sallad� ve �ay kutusunu ald�, ama her �eyi bilmek istiyordu. Tam neden
bir k�l�� sat�n alm�t�? Akl�na bir neden gelmiyordu Ve Tam k�l�ca nerede
rastlam�t�? Ne kadar uzakta? Kimse �ki Ne-hir'den ayr�lmazd�; ya da en az�ndan pek
az ki�i ayr�l�rd�. Hep babas�n�n uzaklara gitmi� olmas� gerekti�ini d��nm�t� -
annesi yabanc�yd�- ama bir k�l��...? Masaya oturduklar�nda soraca�� �ok soru vard�.
�ay suyu �iddetle kayn�yordu. �aydanl��� �engelden alabilmek i�in sap�na bir kuma�
par�as� sarmak zorunda kald�. Is� hemen kuma�tan ge�ti. Ate�ten do�rulurken, kap�
kilidi sarsarak vuruldu. K�l�� ve elindeki s�cak �aydanl�k hakk�ndaki t�m d��nceler
akl�ndan u�tu, gitti.
"Kom�ulardan biri," dedi karars�zca. "Dautry Efendi yine bir�eyler �d�n� almak
istiyordur..." Ama en yak�ndaki kom�ular� olan Dautry-lerin �iftli�i g�n ����nda
bile bir saat uzaktayd� ve �ren Dautry, ne kadar utanmaz bir �d�n� al�c� olsa da,
evini karanl�kta terk edecek bir adam de�ildi.
ROBERTJORDAN
Tam yava��a yahni dolu tabaklan masaya b�rakt�. Sessizce masadan uzakla�t�. �ki eli
de k�l�c�n kabzas�ndayd�. "Bence..." diye ba�lad� ve kap� h�zla a��ld�, demir
kilidin par�alar� d�nerek yere d�t�.
Kap�da bir siluet belirdi, Rand'�n g�rd��� t�m insanlardan daha iriydi, dizlerine
kadar uzanan siyah bir zincir z�rh giymi�ti, bileklerinde, dirseklerinde ve
omuzlar�nda �iviler vard�. Bir eli, a��r, t�rpan gibi bir k�l�� tutuyordu; di�er
eli ���a kar�� g�zlerine siper edilmi�ti.
Rand tuhaf bir rahatlama hissetti. Bu her kimse, siyah pelerinli atl� de�ildi.
Sonra kap�ya s�rt�nen k�vr�k ko� boynuzlar�n�, a�z�n ve burnun olmas� gereken yerde
t�yl� bir hayvan a�z� oldu�unu g�rd�. B�t�n bunlar� derin bir nefes alacak kadar
zamanda g�rd� ve hi� d��nmeden, kaynar �aydanl��� yar� insan kafaya f�rlat�rken bir
deh�et ���l��� kopard�.
S�cak su y�z�ne �arparken yarat�k k�smen ac�yla, k�smen hayvans� bir h�rlama ile
k�kredi. �aydanl�k �arpar �arpmaz Tam'in k�l�c� parlad�. K�kreme o anda bir
h�r�lt�yla d�n�t� ve dev �ekil arkaya devrildi. O d�meyi bitirmeden bir ba�kas� �ne
ge�mek i�in pen�eleye-rek yolunu a�maya ba�lam�t� bile. Tam yeniden sald�rmadan,
Rand �ekilsiz bir kafan�n �st�nde sivri boynuzlar g�rd� ve sonra iki dev beden
kap�y� t�kad�. Babas�n�n ona ba��rmakta oldu�unu fark etti.
"Ka�, evlat! A�a�l��a saklan!" Kap�daki cesetler, kap�dakiler onlar� �ekip yolu
a�maya �al��rken sars�ld�lar. Tam, omzunu dev masan�n alt�na soktu; homurdanarak
kald�r�p karga�an�n tepesine indirdi. "Tutulmayacak kadar �ok var burada! Arkaya!
Ko�! Ko�! Ben arkandan gelirim!"
Rand daha d�nerken, babas�na bu kadar �abuk itaat etti�i i�in i�ini utan� doldurdu.
Nas�l yapaca��n� hayal edemese de, orada kal�p babas�na yard�m etmek istiyordu, ama
korku onu bo�az�ndan yakalam�t� ve bacaklar� kendi iradeleri ile hareket ediyordu.
Hayat�nda hi� ko�mad��� kadar h�zl�, odadan evin arkas�na do�ru f�rlad�. �n
kap�daki �at�rt�lar ve ba�r�malar pe�inden geldi.
Elini arka kap�n�n �zerindeki s�rg�ye koydu�u anda g�zleri, daha �nce hi�
kilitlenmemi� olan demir kilide tak�ld�. Bu gece Tam onu kilitlemi�ti. S�rg�y�
oldu�u yerde b�rakarak yan pencereye f�rlad�, cam� kald�rd�, kepenkleri a�t�.
Alacakaranl���n yerini gece alm�t�.
D�NYAN�N G�Z� M
Dolunay ve s�r�klenen bulutlar, avluda benekli g�lgelerin birbirini kovalamas�na
sebep oluyordu.
G�lgeler, dedi kendi kendine. Yaln�zca g�lgeler. D�ar�daki birisi ya da bir �ey
a�maya �al��rken arka kap� g�c�rdad�. Rand'�n a�z� kurudu. Bir �at�rt� kap�y�
sarst� ve Rand'a h�z verdi; yerdeki deli�ine dalan bir tav�an gibi pencereden d�ar�
kayd� ve evin yan�na b�z�ld�. Odan�n i�inde, ah�ap g�kg�r�lt�s� gibi �at�rdayarak
k�ym�k k�ym�k par�aland�.
Kendini do�rulup ��melmeye, sonra pencereden i�eriyi g�zetlemeye zorlad�. Yaln�zca
tek g�z�yle, pencerenin k�esinden. Karanl�kta fazla bir �ey se�emiyordu, ama g�rmek
istedi�inden fazlas�n� g�rd�. Kap� �arp�lm�, mente�esinden sark�yordu. G�lgeli
�ekiller ihtiyatla odada y�r�yor, al�ak, g�rtlaktan gelen seslerle konu�uyorlard�.
Rand s�ylenenlerden hi�bir �ey anlamad�; dil sert, insan dili i�in uygunsuz
geliyordu kula�a. Baltalar, m�zraklar ve sivri u�lu �eyler ay ����n�n par�lt�lar�n�
donuk donuk yans�t�yordu. �izmeler yerde s�rt�l�yordu ve toynak gibi ritmik
t�k�rt�lar duyuluyordu.
A�z�n� �slatmaya �al�t�. Derin bir nefes al�p, elinden geldi�ince y�ksek sesle
ba��rd�. "Arkadan geliyorlar!" S�zc�kler gaklama gibi ��kt�, ama en az�ndan
��km�lard�. Bunu yapabilece�inden emin de�ildi. "Ben d�ar�day�m! Ka�, baba!" Son
s�zc�kle, ko�arak evden uzakla�maya ba�lad�.
O garip dilde bo�uk ba��r�lar arka odada y�kseldi. Cam, keskin bir �ang�rt� ile
par�aland� ve bir �ey b�t�n a��rl��� ile arkas�nda, yere indi. Rand i�lerinden
birinin, a��kl�ktan ge�meye �al�mak yerine cam� k�rd���n� tahmin etti, ama hakl�
olup olmad���n� g�rmek i�in arkas�na bakmad�. Av k�peklerinden ka�an bir tilki
gibi, ormana y�nelmi� gibi yaparak, ay�n d��rd��� en yak�n g�lgeye ko�tu, sonra
karn�n�n �zerine uzand� ve ah�ra, onun geni� ve koyu g�lgelerine do�ru s�r�nd�. Bir
�ey omuzlar�na d�t� ve Rand sava�maya m�, yoksa ka�maya m� �al�t���n� bilemeden
��rp�nd�, ta ki Tam'in yonttu�u yeni kazma sap� ile m�cadele etti�ini anlayana
kadar.
Salak! Bir an nefesini d�zenlemeye �al�arak orada yatt�. Coplin aptal� salak!
Sonunda, kazma sap�n� da yan�nda s�r�kleyerek ah�r�n arkas� boyunca s�r�nd�. Fazla
de�ildi, ama hi� yoktan iyiydi. K�e-
M ROBERTJORDAN
den ihtiyatla avluya ve eve bakt�.
Arkas�ndan atlayan yarat�ktan iz yoktu. Her yerde olabilirdi. Ku�kusuz onu
ar�yordu. O anda bile �zerine geliyor olabilirdi.
Solunda, a��l� korku dolu melemeler doldurdu; s�r� ka�maya �al��r gibi kar�t�.
G�lgeli �ekiller evin ��kl� pencerelerinin �n�nden ge�ti ve �eli�e �arpan �eli�in
sesi karanl�kta ��nlad�. Aniden pencerelerden biri bir cam ve tahta ya�muru ile
patlad� ve Tam, k�l�c� elinde, d�ar�ya s��rad�. Ayaklar�n�n �zerine kondu, ama
ko�arak evden uzakla�mak yerine, k�r�k pencereden ve kap�dan ��kmaya �al�an canavar
gibi �eyleri g�rmezden gelerek arka tarafa f�rlad�.
Rand g�zlerine inanamaz bir halde bakakald�. Neden uzakla�maya �al�m�yordu? Sonra
anlad�. Tam, Rand'�n sesini en son evin arkas�ndan duymu�tu. "Baba!" diye ba��rd�.
"Buraday�m!"
Tam, ad�m�n�n ortas�nda d�nd�, Rand'a do�ru de�il, ondan uza�a ko�maya ba�lad�.
"Ka�, evlat!" diye ba��rd�, k�l�c� ile ilerideki birine i�aret eder gibi yaparak.
"Saklan!" Arkas�ndan bir d�zine iri �ekil akt�, havay� sert ba��r�lar ve tiz
ulumalar doldurdu.
Rand ah�r�n arkas�ndaki g�lgelere �ekildi. ��eride yarat�k kald�ysa, oradan onu
g�remezlerdi. G�vendeydi; en az�ndan �imdilik. Ama Tam de�ildi. Tam, o �eyleri
Rand'dan uzakla�t�rmaya �al�m�t�. Elleri kazma sap�n� kavrad� ve aniden kahkaha
atmamak i�in di�lerini s�kmak zorunda kald�. Kazma sap�. O yarat�klar�n biriyle
elinde bir kazma sap�yla y�zle�mek, Penin ile de�nek oynamaya pek benzemeyecekti.
Ama Tam'in onu kovalayanlarla yaln�z ba��na y�zle�mesine izin veremezdi.
"Tav�an izi s�r�yormu� gibi hareket edersem," diye f�s�ldad� kendi kendine, "asla
beni g�remezler ve duyamazlar." �rk�t�c� hayk�r�lar karanl�kta yank�land� ve Rand
yutkunmaya �al�t�. "A� kurtlardan bir s�r�ye benziyorlar." Sessizce ah�rdan
uzakla�t�, ormana do�ru kayd�. Kazma sap�n� �yle s�k�yordu ki, elleri ac�yordu.
A�a�lar �evresini sard���nda, ba�ta onlarda teselli buldu. �iftli�e sald�ran
yarat�klar her ne ise, onlardan saklanmas�na yard�mc� oluyorlard�. Ama a�a�lar�n
aras�ndan ge�erken ay�n g�lgeleri kayd� ve sanki orman�n karanl��� da kay�yor,
de�i�iyor gibi geldi. A�a�lar u�ursuz u�ursuz tepesinde y�kseliyor, dallar ona
do�ru k�vran�yor-
D�NYANIN G�Z� S5
du. Ama onlar yaln�zca a�a�lar ve dallar m�yd�? Onu beklerken neredeyse
g�rtlaklar�nda bast�rd�klar� bo�uk kahkahalar� duyabiliyordu. Tam'i kovalayanlar�n
ulumalar� art�k geceyi doldurmuyordu, ama onun yerini alan sessizli�in i�inde, ne
zaman r�zgar bir dal� bir ba�kas�na s�rtse irkiliyordu. Gittik�e daha fazla e�ildi
ve gittik�e daha ava� hareket etmeye ba�lad�. �itilme korkusu ile nefes almay�
b�rakacakt� neredeyse.
Aniden arkadan bir el a�z�n�n �zerine kapand� ve demirden bir el bile�ini kavrad�.
Serbest eliyle, ona sald�ran� yakalayabilmek i�in ��lg�nca arkas�n� pen�eledi.
"Boynumu k�rma, evlat," dedi Tam'in bo�uk f�s�lt�s�.
Rand'm i�ini bir rahatlama duygusu doldurdu, kaslar� gev�eyiver-di. Babas� onu
b�rakt���nda, kilometrelerce ko�mu� gibi nefes nefese, ellerinin ve dizlerinin
�zerine ��kt�. Tam bir dirse�ine dayanarak yan�nda ��kt�.
"Son birka� y�lda ne kadar b�y�d���n� d��nebiiseydim bunu yapmaya kalkmazd�m," dedi
Tam al�ak sesle. Konu�urken g�zleri devaml� dolan�yor, karanl��� dikkatle
g�zl�yordu. "Ama sesini y�kseltmedi�inden emin olmak zorundayd�m. Baz� Trolloclar�n
kulaklar� k�pek kadar keskindir. Belki daha keskin."
"Ama Trolloclar yaln�zca..." Rand s�z�n� bitirmeden sustu. Yaln�zca masal de�il, bu
geceden sonra de�il. O �eyler Trolloc ya da Karanl�k Varl�k bile olabilirdi. "Emin
misin?" diye f�s�ldad�. "Yani... Trolloclar hakk�nda?"
"Eminim. Ama onlar� �ki Nehir'e ne getirmi� olabilir...? Bu geceden �nce hi�
Trolloc g�rmemi�tim, ama g�ren adamlarla konu�tum, bu y�zden biraz bilgim var.
Belki bizi hayatta tutmaya yetecek kadar. Dikkatle dinie. Bir Trolloc karanl�kta
bir insandan daha iyi g�r�r, ama parlak ��k onlar� k�rle�tirir, en az�ndan bir
s�reli�ine. Bu kadar �ok Trolloc'un aras�ndan ka�abilmemizin tek sebebi muhtemelen
bu. Baz�lar� ses ya da koku ile iz s�rebilir, ama tembel olduklar� s�ylenir. E�er
onlardan yeterince uzun s�re uzak kalabilirsek, pes edeceklerdir."
Bu, Rand'�n kendini yaln�zca biraz daha iyi hissetmesini sa�lad�. "Hikayelerde
insanlardan nefret ediyorlard� ve Karanl�k Varl�k'a hiz-
I
S6 ROBERTJORDAN
met ediyorlard�."
"E�er Gecenin �oban�'n�n s�r�lerine ait olan bir �ey varsa, evlat, o da
Trolloclard�r. S�rf �ld�rme zevki i�in �ld�r�rler, b�yle duydum. Ama bilgim bu
kadar, senden korkmad�klar� s�rece g�venilmemele-ri gerekti�i d��nda ve o zaman da
fazla de�il."
Rand �rperdi. Bir Trolloc'un korktu�u herhangi bir �eyle kar��la�mak istedi�ini
sanm�yordu. "Sence h�l� bizi ar�yorlar m�d�r?"
"Belki, belki de�il. �ok zeki g�r�nm�yorlar. Ormana girdi�imiz zaman zorluk
�ekmeden pe�imdekileri da�lara do�ru yollad�m." Tam sa� taraf� ile u�ra�t�, sonra
elini y�z�ne yakla�t�rd�. "Ama pe�imizde-lermi� gibi davransak en iyisi."
"Yaralanm�s�n."
"Sesini al�ak tut. Yaln�zca bir �izik ve zaten �u anda yapabilece�imiz hi�bir �ey
yok. En az�ndan hava �s�n�yor gibi." Derin bir i� �eki� ile s�rt �st� uzand�.
"Belki geceyi d�ar�da ge�irmek �ok k�t� olmaz."
Kafas�n�n bir taraf�ndan, Rand ceketi ve pelerini hakk�nda sevgi dolu d��nceler
ge�iriyordu. A�a�lar r�zgar�n �iddetini kesiyordu, ama aradan ge�en k�sm� yine de
donmu� bir b��ak gibi keskindi. Teredd�tle Tam'in y�z�ne dokundu ve irkildi. "Ate�
gibisin. Seni Nyna-eve'e g�t�rmeliyim."
"Biraz sonra, evlat."
"Harcanacak zaman�m�z yok. Karanl�kta uzun yol gidece�iz." Aya�a kalkt� ve babas�n�
kald�rmaya �al�t�. Tam'in s�kt��� di�lerinden ka�an bir inleme Rand'�n onu tela�la
yere indirmesine sebep oldu.
"B�rak biraz dinleneyim, evlat. Yorgunum."
Rand �yumruklar�n� kal�as�na vurdu. �iftlik evinin rahat�nda, bir ate� ve
battaniye, bol bol su ve s���t kabuklar� ile, Bela'y� al�p Tam'i k�ye g�t�rmek i�in
beklemeye g�n�ll� olabilirdi. Ama burada ate� yoktu, battaniye, araba, Bela yoktu.
Ama onlar h�l� evin arkas�nday-d�lar. Tam'i onlara ta��yam�yorsa, belki en az�ndan
onlar� buraya, Tam'e getirebilirdi. E�er Trolloclar gitmi�se. Eninde sonunda gitmek
zorundayd�lar.
Kazma sap�na bakt�, sonra b�rakt�. Bunun yerine Tam'in k�l�c�n� �ekti. K�l�� solgun
ay ���� alt�nda donuk donuk parlad�. Uzun kabza
D�NYANIN G�Z� SI
elinde tuhaf duruyordu. K�l�c� birka� kez havaya savurdu, sonra i�ini �ekerek
durdu. Havay� do�ramak kolayd�. Bir Trolloc'a kar�� yapmas� gerekse, ka�maya
ba�layaca��ndan ya da yerinde donup kalaca��ndan emindi. Sonra Trolloc o tuhaf
k�l�c�n� sallayacak ve... Kes �unu! Hi�bir faydas� yok!
Kalkmaya yeltendi�i zaman Tam kolunu yakalad�. "Nereye gidiyorsun?"
"Arabaya ihtiyac�m�z var," dedi nazik�e. "Ve battaniyelere." Kolunu babas�n�n
elinden ne kadar kolay kurtard���n� g�r�nce �ok ge�irdi. "Dinlen, ben d�nece�im."
"Dikkatli ol," dedi Tam, soluk al�rken.
Ay ���� alt�nda Tam'in y�z�n� g�remiyordu, ama g�zlerini �zerinde hissedebiliyordu.
"Olaca��m." Bir �ahinin yuvas�n� ke�feden bir fare kadar dikkatli, diye d��nd�.
Bir g�lge kadar sessiz, karanl���n i�ine kayd�. �ocukken arkada�lar� ile ormanda
kovalamaca oynad��� zamanlar�, elini birinin omzuna koymadan �nce i�itilmemek i�in
ne kadar u�ra�t���n� hat�rlad�. Bir �ekilde bunun da ayn� oldu�una kendini ikna
edemiyordu.
A�a�tan a�aca kayarken bir plan yapmaya �al�t�, ama a�a�l���n kenar�na ula�ana
kadar on plan yapm�, onundan da vazge�mi�ti. Her �ey Trolloclar�n orada olup
olmamas�na ba�l�yd�. Gitmi�lerse, eve y�r�y�p ihtiya� duyduklar�n� almas� yeterli
olacakt�. H�l� orada-larsa... Bu durumda Tam'in yan�na d�nmekten ba�ka hi�bir �ey
gelmezdi elinden. Bundan ho�lanm�yordu, ama kendini �ld�rtmesinin Tam'e faydas�
olmazd�.
�iftlik binalar�na do�ru bakt�. Ah�r ve koyun a��l� ay ���� alt�nda karanl�k
�ekillerden ba�ka bir �ey de�ildi. Ama evin �n pencerelerinden ve �n kap�dan ��k
s�z�l�yordu. Yaln�zca babam�n yakt��� mumlar m�, yoksa bekleyen Trolloclar m� var?
Bir gece �ahininin �t�� ile yerinden s��rad�, sonra titreyerek bir a�aca yasland�.
Bu onu hi�bir yere g�t�rm�yordu. Karn�n�n �zerinde uzand�, k�l�c� beceriksizce
�n�nde tutarak s�r�nmeye ba�lad�. A��l�n arkas�na varana kadar �enesini topraktan
kald�rmad�.
Ta� duvar�n arkas�na ��kerek dinledi. Geceyi b�len tek bir ses bile yoktu. Dikkatle
duvar�n �zerinden bakacak kadar y�kseldi. Avlu-
ROBERTJORDAN
da k�p�rdayan hi�bir �ey yoktu. Evin pencerelerinin ya da kap�n�n �n�nden ge�en
g�lgeler yoktu. �nce Bela ve araba, yoksa battaniyeler ve ba�ka �eyler mi. Karar
vermesine ��k yard�m etti. Ah�r karanl�kt�. ��eride herhangi bir �ey bekliyor
olabilirdi ve �ok ge� olana kadar fark etmeyebilirdi. En az�ndan evin i�ini
g�rebiliyordu.
Yine ��kmeye haz�rlan�rken, aniden durdu. Hi�bir ses yoktu. Pek olas� olmasa da,
koyunlar�n �o�u sakinle�mi� ve uykuya dalm� olmal�yd�, ama birka�� gecenin
ortas�nda bile hep uyan�k olur, k�p�rdan�r, arada bir melerdi. Koyunlar�n yerde
olu�turdu�u g�lge y���n�n� zar zor ay�rt edebiliyordu. Bir tanesi neredeyse
alt�ndayd�.
Ses ��karmamaya �al�arak duvar�n �zerinden sarkt�, elini belirsiz sekile uzatt�.
Parmaklan k�v�rc�k y�ne dokundu, sonra bir �slakl��a; koyun k�p�rdamad�. Rand
�ekilirken ci�erleri h�zla bo�ald�, a��l�n d��nda yere ��kerken neredeyse k�l�c�n�
d��recekti. Zevk i�in �ld�r�rler. Titreyerek elindeki �slakl��� topra�a sildi.
H�rsla kendine hi�bir �eyin de�i�medi�ini s�yledi. Trolloclar kasapl�klar�n�
yapm�lar ve gitmi�lerdi. Bunu akl�nda tekrarlayarak avluda s�r�nd�. Elinden
geldi�ince yere yak�n kald�, ama ayn� zamanda her taraf� g�zetlemeye �al�t�. Bir
solucana imrenece�i hi� akl�na gelmemi�ti.
Evin �n�ndeki duvar�n yan�nda, k�nk pencerenin alt�nda uzand� ve dinledi. Duydu�u
en y�ksek ses, kendi kulaklar�ndaki donuk g�mlemeydi. Yava� yava� y�kseldi, i�eriye
bakt�.
Yahni tenceresi ocaktaki k�llerin �zerinde, ters duruyordu. K�r�k, k�ym�k k�ym�k
tahtalar odaya sa��lm�t�; sa�lam tek bir e�ya bile yoktu. Masa bile �arp�lm�, iki
baca�� kesilmi�ti. Her �ekmece �ekilmi� ve par�alanm�t�; her dolap, her sand�k
a��kt�, pek �ok kapak tek mente�eden sark�yordu. ��indekiler da��n�kl���n �zerine
f�rlat�lm�t� ve her �ey beyaz bir toza bulanm�t�. ��minenin yan�na f�rlat�lm�
y�rt�k �uvallara bak�l�rsa un ve tuz. Mobilya kal�nt�lar�n�n �zerinde d�rt dola��k
beden yat�yordu. Trolloclar.
Rand birini ko� boynuzlar�ndan tan�d�. Di�erleri de farkl�, ama benzerdi. Tiksinti
verici hayvan burunlar�, boynuzlar, t�yler ve k�rk insan y�zlerini �arp�tm�t�.
Neredeyse insans� elleri her �eyi daha da k�t�le�tiriyordu. �kisinin �izmesi vard�;
di�erleri toynakl�yd�. G�zleri
D�NYANIN G�Z� �2
yanmaya ba�layana kadar bakt�. Trolloclann hi�biri k�p�rdamad�. �lm� olmal�yd�lar.
Ve Tam bekliyordu.
�n kap�dan i�eri ko�tu ve koku ile ���rerek durdu. Bu kokuya yak�n olabilecek tek
�ey, aylarca temizlenmemi� bir ah�r�n kokusu olabilirdi. Duvarlar d�k�yla
kirletilmi�ti. A�z�ndan nefes almaya �al�arak, tela�la yerdeki y���n� d�rt�klemeye
ba�lad�. Dolaplardan birinde bir su tulumu olmal�yd�.
Bir s�rt�nme sesi iliklerine dek donmas�na sebep oldu. Masan�n kal�nt�lar�na
tak�larak d�nd�. Dengesini sa�lad� ve �enesini a�r�yacak kadar s�km� olmasa
tak�rdayacak di�lerinin aras�ndan inledi.
Trolloclardan biri aya�a kalk�yordu. ��e ��km� g�zlerin alt�ndan bir kurt burnu
��k�nt� yap�yordu. Duygusuz, d�z g�zler, ve a��r� insans�. T�yl�, sivri kulaklar�
durmadan seyiriyordu. Keskin, ke�i toynaklar�n�n �zerinde �l� arkada�lar�n�n
�zerinden a�t�. Di�erlerinin giydi�i ile ayn� zincir z�rh deri pantolonuna
s�rt�n�yordu ve dev, t�rpan gibi k�vr�k bir k�l�� yan�nda as�l� duruyordu.
G�rtlaktan gelen, keskin bir sesle bir�eyler m�r�ldand�, sonra konu�tu, "Di�erleri
gitti. Narg kald�. Narg ak�ll�." S�zc�kler �arp�kt� ve zor anla��l�yordu. �nsan
dili i�in yap�lmam� bir a��zdan ��k�yordu. Ses tonu yat�t�r�c� olmal�, diye d��nd�
Rand, ama g�zlerini uzun ve keskin, yarat���n telaffuz etti�i her s�zc�k ile
parlayan lekeli di�lerden ay�ram�yordu. "Narg birilerinin gelece�ini biliyordu.
Narg bekledi. K�l�ca gerek yok. K�l�c� indir."
Trolloc konu�ana kadar Rand Tam'in k�l�c�n� iki elinde tutmu�, ucunu yarat��a
�evirmi�, �n�nde sallad���n� fark etmemi�ti. Yarat���n ba�� ve omuzlar� Rand'dan
y�ksekti. G��s� ve kollar� Luhhan Usta'y� ufak tefek g�sterecek kadar iriydi.
"Narg incitmeyecek." �aret ederek bir ad�m att�. "K�l�c� indir." Ellerinin
arkas�ndaki siyah t�yler k�rk gibi g�rd�.
"Uzak dur," dedi Rand, sesinin titremiyor olmas�n� dileyerek. "Neden yapt�n�z bunu?
Neden?"
"Vlja daeg roghda!" H�rlama hemen geni� bir s�r�tmaya d�n�t�. "K�l�c� indir. Narg
incitmeyecek. Myrddraal seninle konu�acak." Bir duygu �akmas� �arp�k y�zden ge�ti.
Korku. "Di�erleri d�necek, sen MyrddraaHe konu�acak." Bir ad�m daha att�, iri eli
k�l�c�n�n kabzas�-
20
ROBERTJORDAN
na gitti. "K�l�c� indir."
Rand dudaklar�n� �slatt�. Myrddraal! Hikayelerin en k�t�s� bu gece canlanm�t�. E�er
bir Soluk geliyorsa, bir Trolloc bunun yan�nda renksiz kalacakt�. Uzakla�mak
zorundayd�. Ama e�er Trolloc o dev gibi k�l�c� �ekerse, fazla �ans� olmayacakt�.
Dudaklar�n� titrek bir g�l�mseme ile b�kt�. "Tamam." Eli k�l�c�n� daha s�k�
kavrad�, iki elini yanlara sark�tt�. "Konu�al�m."
Kurt g�l�msemesi h�rlamaya d�n�t� ve Trolloc �zerine atlad�. Rand o kadar iri bir
�eyin bu kadar h�zl� hareket edebilece�ini d��nmemi�ti. �aresizce k�l�c�n�
kald�rd�. Canavar bedeni �zerine �arpt�, onu duvara yap�t�rd�. Ci�erlerindeki nefes
bo�ald�. Trolloc tepede, birlikte yere d�erlerken nefes almaya �al�t�. ��lg�nca
ezici a��rl���n alt�nda �abalad�, ona uzanan iri ellerden, kapanan �enelerden
ka��nmaya �al�t�.
Trolloc aniden kas�ld� ve hareketsizle�ti. Ezilmi� ve yaralanm�, tepesindeki g�vde
y�z�nden yar� bo�ulmu�, Rand bir anl���na inanmazl�k i�inde yatt�, kald�. Ama h�zla
akl� ba��na geldi, en az�ndan cesedin alt�ndan k�vranarak ��kacak kadar. Evet, bir
cesetti. Tam'in k�l�c�n�n kanl� �eli�i, Trolloc'un s�rt�n�n ortas�ndan ��k�yordu.
Tam, zaman�nda kalkm�t�. Rand'�n elleri de kanla kapl�yd� ve g�mle�inin �n�nde
siyah bir leke olu�turmu�tu. Midesi buland� ve kusmamak i�in yutkundu. ��i korkuyla
dolu oldu�u zamanki gibi titriyordu, ama bu sefer h�l� hayatta oldu�u i�in
rahatlama hissediyordu.
Di�erleri d�necekler, demi�ti Trolloc. Di�er Trolloclar �iftlik evine d�neceklerdi.
Ve bir Myrddraal, bir Soluk. Hikayeler, Soluklar�n alt� metre boyunda olduklar�n�,
ate�ten g�zleri oldu�unu ve g�lgeleri at gibi s�rd�klerini anlat�rd�. Bir Soluk yan
d�nd��� zaman yok olurdu ve duvarlar onlar� durduramazd�. Yapmak i�in geldi�i
�eyleri yapmal� ve bir an �nce gitmeliydi.
G�sterdi�i �aba ile homurdanarak, k�l�c� almak i�in Trolloc'un bedenini kald�rd�
�a��k g�zler ona dikilince neredeyse ka�acakt�. �l�m donuklu�una sahip olduklar�n�
anlamas� bir dakikas�n� ald�.
Ellerini lime lime bir pa�avraya sildi �o sabah Tam'in g�mleklerinden biriydi- ve
k�l�c� �ekip kurtard�. K�l�c� temizledi, sonra pa�avray� g�n�ls�zce yere b�rakt�.
D�zenlilik i�in zaman yok, diye d��n-
D�NYANIN G�Z� �l
d�, durdurmak i�in di�lerini s�kmak zorunda kald��� bir kahkaha ile. ��inde
ya�anacak hale gelmesi i�in, evi nas�l temizleyeceklerini d��-nemiyordu. Muhtemelen
korkun� koku tahtalara sinmi� olmal�yd�. D�zenlilik i�in zaman yok. Belki hi�bir
�ey i�in zaman yok.
�htiya� duyaca�� bir s�r� �eyi unuttu�undan emindi, ama Tam bekliyordu ve
Trolloclar d�necekti. H�zla, akl�na gelen her �eyi toparlad�. Yukar�daki yatak
odalar�ndan battaniyeler, Tam'in yaras�n� sarmak i�in temiz kuma�lar. Pelerinleri
ve ceketleri. Koyunlar� otla�a g�t�rd���nde yan�na ald��� bir su tulumu. Temiz bir
g�mlek. Ne zaman �st�n� de�i�tirmek i�in zaman bulaca��n� bilmiyordu, ama ilk
f�rsatta �zerindeki kan lekeli g�mle�i ��karmak istiyordu. S���t kabu�u ve ba�ka
ila�larla dolu k���k keseler dokunmaya cesaret edemedi�i karanl�k, �amurlu g�r�n�l�
y���n�n i�indeydi.
Tam'in getirdi�i bir kova su h�l� ��minenin yan�nda duruyordu, mucize eseri
d�k�lmemi� ve dokunulmam�t�. Su tulumunu kovadan doldurdu, kalan� ile tela�la
ellerini y�kad� ve unutmu� olabilece�i bir �ey olup olmad���n� g�rmek i�in h�zh bir
arama yapt�. Da��n�kl���n i�inde yay�n� buldu. En kal�n noktas�ndan ikiye
k�r�lm�t�. Par�alar� b�rak�rken �rperdi. �imdiye dek toparlad�klar�m yetmek
zorunda, diye karar verdi. H�zla her �eyi kap�n�n d��na y��d�.
Evi terk etmeden �nce, yerdeki y���n�n i�inden bir lamba buldu. ��inde h�l� gaz
vard�. Mumlar�n birinden yakarak kepenkleri kapatt� -k�smen r�zgara kar��, ama daha
�ok dikkat �ekmemek i�in- ve bir elinde lamba, di�erinde k�l��, d�ar�ya seyirtti.
Ah�rda ne bulaca��ndan emin de�ildi. Koyun a��l� �ok �ey ummas�n� engelliyordu. Ama
Tam'i Emond Meydan�'na g�t�rebilmek i�in arabaya ihtiyac� vard� ve araba i�in de
Bela'ya ihtiyac� vard�. Zorunluluk, biraz umut beslemesini sa�l�yordu.
Ah�r�n kap�lar� a��kt�, biri r�zgarla, mente�elerinin �zerinde g�c�rd�yordu. Ah�r�n
i�i her zamanki gibi g�r�n�yordu en az�ndan. Sonra g�zleri bo� b�lmelere tak�ld�,
b�lme kap�lar� mente�elerinden kopar�lm�t�. Bela ve inek yoktu. H�zla ah�r�n
arkas�na gitti. Araba yan yatm�, tekerlerindeki �ubuklar�n yar�s� k�r�lm�t�.
Millerinden biri otuz santim kalm�t�.
Uzak tutmaya �al�t��� �mitsizlik sonunda i�ini doldurdu. Babas�
22
ROBERTJORDAN
ta��nmaya dayanabilse bile, Tam'i k�ye kadar ta��yabilece�inden emin de�ildi. Bunun
ac�s� Tam'i ate�ten daha �abuk �ld�rebilirdi. Yine de, kalan tek �ans� buydu.
Burada elinden gelen her �eyi yapm�t�. Gitmek i�in d�nerken g�zleri saman sa��lm�
yerde yatan kesik mile tak�ld�. Aniden g�l�msedi.
Tela�la lambay� ve k�l�c� saman sa��l� yere b�rakt� ve hemen arabayla u�ra�maya
ba�lad�. �ttirerek arabay� d�zeltti, bu arada daha fazla teker �ubu�u k�rd�, sonra
omzunu dayayarak �b�r tarafa yat�rd�. Zarar g�rmemi� mil dimdik duruyordu. K�l�c�
kap�p g�n g�rm� di�buda�a indirmeye ba�lad�. Memnunlukla, darbeleri ile b�y�k
par�alar koptu�unu g�rd�. Elinde iyi bir balta varm�cas�na, h�zla kesti.
Mil kurtuldu�u zaman hayretle k�l�c�n kenar�na bakt�. En keskin balta bile, o sert,
ya�l� odunu keserken k�relirdi, ama k�l�� her zamanki kadar parlak ve keskin
g�r�n�yordu. Ba�parma�� ile kenar�na dokundu, sonra parma��n� tela�la a�z�na soktu.
K�l�� h�l� ustura gibi keskindi.
Ama �a��rmaya zaman� yoktu. Lambay� �fleyip s�nd�rd� �her �eyin �st�ne bir de ah�r�
yakman�n alemi yoktu� milleri toparlad� ve evde b�rakt�klar�n� almak i�in ko�tu.
Hepsi beraber ta��mas� zor bir y�k olu�turuyorlard�. A��r de�ildi, ama dengelemesi
ve idare etmesi zordu. Araba milleri kay�yor, s�r�lm� tarlada sendeleyerek y�r�rken
kollar�nda d�n�yordu. Ormana ula�t���nda daha da k�t� oldu, a�a�lara tak�ld�lar,
Rand'� neredeyse yere d��rd�ler. S�r�klemek daha kolay olurdu, ama bu, arkas�nda
a��k bir iz b�rak�rd�. Bunu yapmaya ba�lamadan �nce elinden geldi�ince �ok beklemek
istiyordu.
Tam onu b�rakt��� yerdeydi, g�r�n�e g�re uyuyordu. Uyuyor oldu�unu umuyordu. ��ini
aniden bir korku kaplad�, y�k�n� b�rakt� ve bir elini babas�n�n y�z�ne g�t�rd�. Tam
h�l� nefes al�yordu, ama ate�i y�kselmi�ti.
Dokunu�u Tam'i uyand�rd�, ama-bu sersem bir ay�kl�kt�. "Sen misin, evlat?" diye
soluk ald�. "Senin i�in endi�elendim. Ge�mi� g�nlere dair r�yalar. Kabuslar." Al�ak
sesle m�r�ldanarak yine dald�.
"Endi�elenme," dedi Rand. R�zgar� kessin diye Tam'in ceketini ve pelerinini �zerine
�rtt�. "Seni elimden geldi�ince �abuk Nynaeve'e
D�NYANIN ��Z� 23
g�t�rece�im." Tam'den �ok kendini teselli etmek i�in konu�maya devam ederken, kan
lekeli g�mle�ini ��kard�, tela�� i�inde so�u�un fark�na bile varmadan temiz g�mle�i
giydi. Eski g�mle�ini f�rlat�p atmak kendini banyo yapm� kadar temiz hissetmesini
sa�lad�. "K�sa s�re sonra k�yde, g�vende olaca��z. Hikmet, her �eyi d�zeltecek.
G�receksin. Her �ey yoluna girecek."
Ceketini giyerken ve Tam'in yaras�n� incelemek i�in e�ilirken bu d��nce bir fener
gibiydi. K�ye ula�t�klar�nda g�vende olacaklard�. Nynaeve, Tam'i, tedavi edecekti.
Yapmas� gereken tek �ey oraya ula�makt�.

BATI ORMANI

Rand asl�nda ay ���� alt�nda ne yapt���n� g�remiyordu, ama Tam'in yaras�


kaburgalar�n�n �zerinde derin olmayan bir kesik gibi g�r�n�yordu ve avucundan uzun
de�ildi. �nanmazl�k i�inde ba��n� sallad�. Babas�n�n bundan daha b�y�k yaralar
ald���n�, ve yaln�zca y�kay�p �al�maya devam etti�ini g�rm�t�. Ate�i a��klayacak
bir �ey bulmak i�in tela�la Tam'i ba�tan aya�a arad�, ama o kesikten ba�ka bir �ey
bulamad�.
Ne kadar k���k olsa da, o kesik de yeterince ciddiydi; �evresindeki deri ele alev
gibi geliyordu. Tam'in bedeninin geri kalan�ndan �ok daha s�cakt� ve bedeninin
kalan� bile Rand'�n �enelerini s�kmas�na sebep olacak kadar s�cakt� zaten.
B�ylesine kavurucu bir ate� �ld�rebilir, bir insan� eski benli�inin kabu�u haline
getirebilirdi. Bir par�a kuma�� tulumdaki suyla �slatt� ve Tam'in aln�na koydu.
Babas�n�n kaburgalar�ndaki kesi�i temizlerken ve sararken nazik davranmaya �al�t�,
ama yine de Tam'in m�r�ldanmalar� yumu�ak inlemelerle kesiliyordu. �evrelerinde
��plak dallar y�kseliyor, r�zgarda sallan�rken tehditkar g�r�n�yorlard�. Ku�kusuz
Trolloclar, eve d�n�p h�l� bo� oldu�unu g�r�nce, Tam'i ve Rand'� bulamay�nca kendi
yollar�na gideceklerdi. Kendini buna inand�rmaya �al�t�, ama evdeki y�k�m�n
zalimli�i, mant�ks�zl��� bu t�r inan�lara pek az yer b�rak�yordu. Bulduklar� her
�eyi, herkesi �ld�rmeyeceklerine inanmamak tehlikeliydi, almaya cesaret edemeyece�i
aptalca bir riskti.
Trolloclar. G�klerdeki I��k, Trolloclar! Bir ����n hikayesinden ��km� yarat�klar
gelip kap�y� par�alad�lar. Ve bir Soluk. I��k �zerimde
D�NYANIN G�Z� 25
park�s�n, bir Soluk!
Aniden, sarg�n�n ba�lanmam� iki ucunu k�p�rt�s�z ellerinde tuttu�unu fark etti. Bir
�ahinin g�lgesini g�ren tav�an gibi dondum, diye d��nd� horg�r�yle. Ba��n� �fkeyle
sallayarak Tam'in g��s�ndeki sarg�y� ba�lama i�ini bitirdi.
Ne yapaca��n� bilmek, hatta yap�yor olmak, korkmas�n� engellemiyordu. Trolloclar
geri d�nd�kleri zaman, ku�kusuz ka�an insanlardan bir iz bulmak i�in �iftli�in
�evresindeki orman� arayacaklard�. Rand'�n �ld�rd��� yarat�k, insanlar�n fazla
uzakta olmad���n� anlatacakt� onlara. Bir Soluk'un ne yapaca��n� ya da
yapabilece�ini kim bilebilirdi? Her �eyin �zerinde, babas�n�n Trolloclar�n i�itme
duyular� hakk�ndaki yorumu, Tam hen�z s�ylemi� gibi kulaklar�nda ��nl�yordu.
Kendini, inlemelerini ve m�r�lt�lar�n� susturmak i�in elini Tam'in a�z�na kapatmak
isterken buldu. Baz�lar� kokuyla iz s�rer. Bu konuda ne yapabilirim? Hi�bir �ey.
Hakk�nda hi�bir �ey yapamayaca�� sorunlar i�in endi�elenerek zaman kaybedemezdi.
"Sessiz olmal�s�n," diye f�s�ldad� babas�n�n kula��na. "Trolloclar d�necek."
Tam, al�ak, bo�uk sesle konu�tu. "H�l� �ok g�zelsin, Kari. Gen� bir k�z kadar
g�zelsin."
Rand y�z�n� buru�turdu. Annesi �leli on be� y�l olmu�tu. Tam h�l� hayatta oldu�una
inan�yorsa, demek ate�i Rand'�n d��nd���nden de k�t�yd�. Mademki sessizlik ya�am
demekti, konu�madan nas�l durabilirdi?
"Annem sessiz durman� istiyor," diye f�s�ldad� Rand. Aniden t�kanan bo�az�n�
temizlemek i�in yutkundu. Annesinin nazik elleri vard�; bu kadar�n� hat�rl�yordu.
"Kari sessiz kalman� istiyor. Al. ��."
Tam, su tulumundan i�tahla su i�ti, ama birka� yudumdan sonra ba��n� yana �evirdi
ve yine yumu�ak sesle m�r�ldanmaya ba�lad�. Sesi, s�zlerini Rand'�n anlamayaca��
kadar al�akt�. Trolloclar�n duyamayaca�� kadar da al�ak olmas�n� diledi.
Tela�la gerekli �eyleri yapmaya devam etti. Battaniyelerin ���n� araban�n
millerinin �zerine sararak, bir sedye yapt�. Yaln�zca bir ucunu ta��yabilecek,
di�er ucunu yerde s�r�klenmeye b�rakacakt�, ama idare etmek zorundayd�. Son
battaniyeden, han�eri ile uzun bir �erit
ROBERTJORDAN
kesti ve sonra da �eridin u�lar�n� millerin tepelerine sard�.
Tam'i elinden geldi�ince nazik�e, her inleme ile irkilerek sedyenin �zerine
yerle�tirdi. Babas� daima y�k�lmaz g�r�nm�t�. Hi�bir �ey ona zarar veremezdi;
hi�bir �ey onu durduramaz, hatta yava�latamaz-d�. Onun bu durumda olmas� Rand'�n
toparlayabildi�i cesareti de yok ediyordu. Ama devam etmek zorundayd�. Onu hareket
halinde tutan tek �ey buydu. Bunu yapmak zorundayd�.
Tam, sonunda sedyenin �zerine uzand���nda Rand teredd�t etti, sonra babas�n�n
belindeki k�l�� kemerini ald�. Kemeri kendi beline takt���nda, orada tuhaf durdu;
kendini tuhaf hissetmesine sebep oldu. Kemer, k�n ve k�l�� birlikte fazla a��r
de�ildi, ama k�l�c� k�n�na soktu�unda, sanki b�y�k bir a��rl�km� gibi Rand'� a�a��
�ekti.
�fkeyle kendini paylad�. Bu aptalca hayallerin ne yeri, ne de zaman�yd�. Bu
yaln�zca b�y�k bir b��akt�. Ka� sefer k�l�� takmak ve maceralar ya�amak konusunda
hayaller kurmu�tu? K�l��la bir Trolloc �l-d�rd�yse, ku�kusuz ba�kalar� ile de
sava�abilirdi. Ama, �iftlik evinde olan�n yaln�zca �ans oldu�unu �ok iyi biliyordu.
Ve hayallerindeki maceralar�, di�lerinin tak�rdamas�n� ya da gecenin ortas�ndan
can�n� kurtarmak i�in ka�mas�n� ya da babas�n�n �l�m�n e�i�inde olmas�n� asla
i�ermemi�ti.
Tela�la son battaniyeyi Tam'e sard� ve su tulumu ile giysilerin kalan�n� babas�n�n
yan�na, sedyenin �zerine koydu. Derin bir nefes ald�, millerin aras�na ��kt� ve
battaniye �eridini ba��n�n �zerine kald�rd�. �eridi omuzlar�n�n �zerine oturttu,
kollar�n�n alt�ndan ge�irdi. Milleri kavray�p do�ruldu�unda, a��rl���n �o�u
omuzlar�na binmi�ti. �ok a��r de�il gibiydi. D�zg�n bir tempo tutturmaya �al�arak,
arkas�nda yerde s�r�nen sedye ile Emond Meydan�'na do�ru yola ��kt�.
K�ye, Ta�oca�� Yolu'nu kullanarak gitmeye karar vermi�ti. Ku�kusuz tehlike yolda
daha fazla olacakt�, ama karanl�kta ormanda yolunu bulmaya �al��rken kaybolmas�n�n
ku�kusuz Tam'e faydas� olmazd�.
Karanl�kta, fark etmeden kendini Ta�oca�� Yolu'nda buldu. Nerede oldu�unu
anlad���nda, bo�az�na bir yumruk geldi oturdu. Tela�la sedyeyi �evirdi ve a�a�lar�n
aras�na s�r�kledi, sonra nefes almak ve y�rek at�lar�n�n yava�lamas�na izin vermek
i�in durdu.
D�NYANIN G�Z� 22
A�a�lar�n aras�nda ilerlemek Tam'i yoldan g�t�rmekten daha g�� olacakt� ve gecenin
de kesinlikle yard�m� olmuyordu, ama yoldan gitmek delilik olurdu. Anafikir, k�ye
Trolloclar ile kar��la�madan ula�makt�; hatta m�mk�nse onlar� g�rmeden.
Trolloclar�n h�l� pe�lerinde oldu�unu varsaymak zorundayd� ve eninde sonunda
ikisinin k�ye do�ru yola koyuldu�unu anlayacaklard�. Gitmeleri en olas� yer
oras�yd� ve en olas� yol da Ta�oca�� Yolu'ydu. Ger�ekte, kendini yola ho�una
gitti�inden daha yak�n bulmu�tu. Gece ve a�a�lar�n g�lgeleri, yolda ilerleyen
birilerinin g�zlerinden saklan�lmayacak kadar ��plak geliyordu.
��plak dallardan s�z�len ay ����, ancak ayaklar�n�n alt�nda ne oldu�unu g�rd���n�
sanmas�na yetecek kadar ayd�nl�k veriyordu. Her ad�m�nda k�klere tak�l�yor, eski
b���rtlen �al�lar� bacaklar�n� dal�yor, ani �ukurlar ve y�kseltiler, aya�� toprak
yerine hava ile kar��la�t���nda d�ecek gibi olmas�na sebep oluyor, ayak parmaklar�
bir �eye �arpt���nda sendeliyordu. Millerden biri ne zaman h�zla bir k�ke ya da
ta�a �arpsa, Tam'in m�r�lt�lar� keskin bir inlemeye d�n��yordu.
��phe, g�zleri yanmaya ba�layana kadar karanl���n i�ine bakmas�na, daha �nce hi�
dinlemedi�i gibi dinlemesine sebep oluyordu. Dallar�n dallara her s�rt�nmesi, �am
i�nelerinin her h��rt�s� ile duruyor, kulak kabart�yor, uyar�c� bir sesi duymama
korkusu ile, o sesi duyaca�� korkusu ile nefes almadan dinliyordu. Ancak r�zgardan
ba�ka hi�bir �ey i�itemedi�inden emin oldu�unda ilerlemeye devam ediyordu.
Yava� yava� bacaklar�na ve kollar�na yorgunluk ��kt�, pelerini ve ceketi ile alay
eden bir gece r�zgar� ile �iddetlendi. Sedyenin ba�ta az�c�k gelen a��rl��� �imdi
onu yere �ekiyordu. Art�k sendelemesinin tek sebebi aya��n�n bir yere tak�lmas�
de�ildi. Devaml� d�memek i�in �abalamak da sedyeyi �ekmek kadar yoruyordu onu.
�lerine ba�lamak i�in �afaktan �nce kalkm�t� ve Emond Meydan�'na yapt�klar� ziyaret
bile t�m g�n �al�m� kadar yorulmas�na neden olmu�tu. Normal bir gece olsayd�, �imdi
��minenin �n�nde dinleniyor, Tam'in k���k koleksiyonundan bir kitap okuyor, yatmaya
haz�rlan�yor olurdu. Keskin ayaz kemiklerine kadar i�liyordu ve midesi, al'Vere Ha-
n�m'�n ball� keklerinden bu yana hi�bir �ey yemedi�ini hat�rlat�p du-
ROBERTJORDAN
a�yordu.
Yan�na yiyecek almad��� i�in �fkelenerek kendi kendine m�r�ldand�. Birka� dakika
daha harcamak bir �eyi de�i�tirmez. Ekmek ve peynir bulmak i�in birka� dakika daha.
Trolloclar o birka� dakika i�inde geri d�nmezlerdi. Ya da yaln�zca ekmek. Elbette,
hana ula�t���nda al'Vere Han�m, �n�ne s�cak yemek koymak konusunda �srar edecekti,
muhtemelen dumanlan t�ten, koyu bir kuzu yahnisi. Ve pi�irdi�i ekmeklerden. Ve kupa
kupa s�cak �ay.
"Ejderduvar�'n�n �zerinden sel gibi geldiler," dedi Tam aniden, g��l� ve �fkeli bir
sesle. "Ve topra�� kanla kaplad�lar. Laman'�n g�nah� i�in ka� ki�i �ld�?"
Rand �a�k�nl�ktan neredeyse yere d�ecekti. Bitkinlik i�inde sedyeyi yere b�rakt� ve
�eritten kurtuldu. Battaniye �eridi omuzlar�nda iz b�rakm�t�. Tutulan yerleri
gev�etmek i�in omuzlar�n� silkerek Tam'in yan�nda diz ��kt�. Su tulumu ile
u�ra�arak a�a�lar�n aras�n� g�zetledi, solgun ay ���� alt�nda yolun iki yan�n�
g�rmeye �al�t�, ama yirmi ad�mdan �tesini g�remedi. Orada g�lgelerden ba�ka hi�bir
�ey k�p�rdam�yordu. Yaln�zca g�lgeler.
"Trolloc seli yok, baba. En az�ndan �imdilik. K�sa s�re sonra Emond Meydan�'nda
g�vende olaca��z. Biraz su i�."
Tam, g�c�n� yeniden kazanm� gibi g�r�nen bir kolla su tulumunu kenara itti. Rand'�n
yakas�n� tuttu, onu, babas�n�n ate�ini kendi yana��nda hissedebilece�i kadar yakma
�ekti. "Onlara vah�i diyorlard�," dedi Tam aceleyle. "Aptallar onlar�n pislik gibi
bir kenara s�p�r�le-bilece�ini s�yledi. Ger�ekle y�zle�meyi ba�armalar�ndan �nce
ka� sava� kaybedildi, ka� �ehir yak�ld�? Uluslar onlara kar�� birlikte direnene
kadar?" Rand'� b�rakt�, sesi h�z�nle doldu. "Marath'daki meydan �l�lerden bir hal�
ile �rt�lm�t� ve kuzgunlar�n feryatlar�ndan, sineklerin v�z�lt�s�ndan ba�ka ses
duyulmuyordu. Cairhien'deki tepesiz kuleler geceleyin me�ale gibi yan�yordu. Geri
d�nmeden �nce, ta Parlak Duvarlara kadar yakt�lar ve katlettiler. Ta..."
Rand eliyle babas�n�n a�z�n� �rtt�. Ses yine gelmi�ti; a�a�lar�n i�inde y�ns�z,
r�zgar y�n de�i�tirirken azalan, sonra yine g��lenen ritmik bir g�mleme. Ka�lar�n�
�atarak ba��n� yava��a �evirdi, nereden geldi�ini anlamaya �al�t�. G�zucuyla bir
hareket yakalad� ve bir an-
D�NYANIN G�Z� 2�
da Tam'in yan�na diz ��kt�. K�l�c�n kabzas�n� s�k� s�k� kavrad���n� hissedince
irkildi, ama dikkatinin �o�u, t�m d�nyadaki tek ger�ek �ey yolmu� gibi, Ta�oca��
Yolu'na yo�unla�m�t�.
Do�u y�n�ndeki k�p�rt�l� g�lgeler ��z�lerek bir at ve atl�, ve hayvana ayak
uydurmak i�in ko�turan iri �ekillere d�n�t�ler. Ay�n solgun ���� m�zrak u�lar�nda
ve balta u�lar�nda par�ldad�. Rand bunlar�n yard�ma gelen k�yl�ler oldu�unu bir an
bile d��nmedi. Ne olduklar�n� biliyordu. Kemiklerine s�rt�nen kum gibi
hissedebiliyordu, ay ����, atl�y� �rten ba�l�kl� pelerini, r�zgar�n k�p�rdatmad���
pelerini. Ayd�nlatmadan �nce bile �ekillerin �o�u gecenin i�inde siyah g�r�n�yordu
ve at�n toynaklar�, ba�ka atlar�n toynaklar�n�n ��karaca�� sesleri ��kar�yordu, ama
Rand bu at�n farkl� oldu�unu biliyordu.
Kara atl�n�n arkas�ndan, kabuslardan ��km� gibi g�r�nen, boynuzlu, hayvan burunlu,
gagal� �ekiller geliyordu. �ift s�ra olmu�, uygun ad�m y�r�yen, �izmeleri ve
toynaklar� tek bir ritme uyarm�cas�-na ayn� anda yere vuran Trolloclar. Ko�arak
ge�erlerken Rand yirmi tane sayd�. Ne t�r bir adam�n o kadar �ok Trolloc'a s�rt�n�
d�nebilece�ini merak etti. Ya da bir tanesine.
Ko�turan s�ralar ve ayak sesleri karanl�kta solarak giderek g��s�z-le�erek
kayboldu, ama Rand nefes almak d��nda k�l�n� k�p�rdatmadan, oldu�u yerde kald�. Bir
�ey ona, hareket etmeden �nce gittiklerinden emin olmas�n�, kesinlikle emin
olmas�n� s�yl�yordu. Sonunda derin bir nefes ald� ve do�rulmaya ba�lad�.
Bu sefer at hi� ses ��karmad�. Kara atl�, �rk�t�c� bir sessizlik i�inde d�nd�,
g�lgeli bine�i yava� yava� yolda gelirken birka� ad�mda bir duruyordu. R�zgar
y�kseldi, a�a�lar�n aras�nda inledi; atl�n�n pelerini �l�m gibi k�p�rt�s�zd�. At�n
her duraklamas�nda, binicisi orman� ara�t�r�rken o kukuletal� ba� bir yandan
�tekine d�nd�. At, Rand'�n tam kar��s�nda yine durdu, ba�l���n g�lgeli a��kl���,
babas�n�n yan�nda diz ��kt��� yere d�nd�.
Rand'�n eli i�g�d�sel olarak k�l�c� daha s�k� kavrad�. Bak�lar�, t�pk� o sabah
oldu�u gibi yine hissetti ve g�remese bile i�lerindeki nefret ile �rperdi. O kefene
sar�l� adam, her �eyden, herkesten nefret ediyordu. Ya�ayan her �eyden. So�uk
r�zgara ra�men Rand boncuk boncuk terlemi�ti.
100
ROBERTJORDAN
Sonra at, her seferinde birka� sessiz ad�m at�p durarak ilerlemeye devam etti, ta
ki Rand'�n tek g�rebildi�i, yolun ucunda, gecenin i�inde ay�rt edilemez bir
bulan�kl�k olana kadar. Herhangi bir �ey olabilirdi, ama g�zlerini bir saniye bile
ay�rmam�t�. Onu kaybederse, o sessiz at�n bir sonraki duru�unda binicisini
tepesinde bulmaktan korkuyordu.
G�lge aniden d�nd�, sessiz bir d�rtnala ile yan�ndan ge�ti. Binici gecenin i�inde
bat�ya, Puslu Da�lar'a do�ru ilerlerken yaln�zca �n�ne bak�yordu. �iftli�e.
Rand derin nefesler alarak, y�z�ndeki teri koluna sildi ve yere ��kt�. Art�k
Trolloclar�n neden d�nmedi�ine ald�rm�yordu. Hi� ��-renmese bile, her �ey sona
erdi�i s�rece fark etmezdi.
Silkelenerek kendini toplad�, tela�la babas�n� kontrol etti. Tam h�l�
m�r�ldan�yordu, ama sesi o kadar yumu�ak ��k�yordu ki, Rand s�zc�kleri ay�rt
edemiyordu. Ona su vermeye �al�t�, ama su babas�n�n �enesinden akt�. Tam �ks�rd�,
a�z�na girmeyi ba�aran damlalarla bo�ulur gibi oldu, sonra hi� rahats�z olmam� gibi
yine m�r�ldanmaya ba�lad�.
Rand, Tam'in aln�ndaki beze biraz daha su d�kt� ve yine millerin aras�na yerle�ti.
G�zel bir gece uykusu �ekmi� gibi tekrar yola koyuldu, ama yeni buldu�u g�� fazla
uzun s�rmedi. Ba�ta, korku yorgunlu�unu mas-kelemi�ti, ama korkunun kalmas�na
ra�men maske h�zla eriyip gitti. K�sa s�re sonra yine sendelemeye ba�lam�t�, a�l���
ve a�r�yan kaslar�n� g�rmezden gelmeye �al��yordu. Tak�lmadan bir aya��n� di�erinin
�n�ne koyma i�ine yo�unla�t�.
Zihninde Emond Meydam'n� canland�rd�. Kepenkleri a��lm�, evler K� Gecesi i�in
ayd�nlat�lm�, insanlar birbirlerini ziyaret ederken ba��rarak selamla��yor,
kemanlar sokaklar�, "Jaem'in Budalal���" ve "Kanat A�m� Bal�k��l" �ark�lar� ile
dolduruyor. Haral Luhhan fazla brendi i�ecek, kurba�a sesi ile "Arpalardaki R�zgar"
�ark�s�n� s�ylemeye ba�layacakt� -bunu hep yapard�- ta ki kar�s� onu susturmay�
ba�arana kadar. Ve Cenn Buie h�l� her zamanki kadar iyi dans etti�ini kan�tlamaya
karar verecekti. Mat bir �ey planlayacak, ama asla tam olarak planlad��� gibi
olmayacak ve herkes, kan�tlayamasa da
D�NYANIN G�Z� J�l
onun sorumlu oldu�unu bilecekti. Nas�l olaca��n� d��n�rken neredeyse
g�l�mseyecekti.
Bir s�re sonra Tam sesini yine y�kseltti.
"Avendesora. Tohum vermedi�i s�ylenir, ama Cairhien'e bir dal getirmi�ler, bir
filiz. Kral i�in harika bir arma�an." Sesi �fkeli geliyordu, ama Rand s�zc�kleri
zar zor se�ebiliyordu. Onu i�iten herhangi biri, sedyenin yere s�rt�nmesini de
i�itebilirdi. Rand yar�m kulakla dinleyerek devam etti. "Asla bar� yapmazlar. Asla.
Ama bar� i�areti olarak bir filiz getirmi�ler. Y�zy�l boyunca b�y�m�. Yabanc�larla
asla bar� yapmayanlarla y�zy�l s�ren bir bar�. Neden a�ac� kestiler? Neden?
Avendoraldera'n�n bedeli kand�r. Laman'�n kibirinin bedeli kan." Sesi yine al�ald�
ve m�r�lt�ya d�n�t�.
Rand yorgunluk i�inde, Tam'in �imdi nas�l bir ate� r�yas� g�rd���n� merak etti.
Ya�am A�ac�'n�n her t�r mucizevi �zelli�i oldu�u d��n�l�rd�, ama hikayelerden
hi�biri bir filizden ya da "onlar"dan bahsetmezdi. Yaln�zca bir Ya�am A�ac� vard�
ve o da o da Ye�il Adam'a aitti.
Daha o sabah, Ye�il Adam ve Ya�am A�ac� hakk�ndaki lak�rd�lar�n aptalca oldu�unu
d��nebilirdi. Bunlar yaln�zca hikayeydi. �yle mi asl�nda? Bu sabah, Trollodar da
yaln�zca hikayeydi. Belki t�m hikayeler �er�ilerin ve t�ccarlar�n getirdi�i
haberler kadar ger�ekti, ����n t�m hikayeleri, geceleyin ��minenin �n�nde anlat�lan
t�m hikayeler. Belki �imdi de Ye�il Adamla ya da bir Ogier devi ile ya da vah�i,
siyah pe�eli bir Aiel ile tan��rd�.
Tam'in yine konu�maya ba�lad���n� fark etti. Bazen m�r�ldan�yor, bazen
anla��labilecek kadar y�ksek sesle konu�uyordu. Zaman zaman nefes nefese duruyor,
sonra arada konu�maya devam etmi� gibi s�rd�r�yordu.
"...sava�lar hep s�cakt�r, karda olsalar bile. Ter s�cakl���. Kan s�cakl���.
Yaln�zca �l�m serindir. Da��n yamac�... �l�m kokmayan tek yer. O kokudan
uzakla�mal�yd�m... g�r�nt�s�... bir bebe�in a�lad���n� duydum. Kad�nlar� da bazen
erkeklerinin yan�nda sava��rd�, ama neden o kad�n�n gelmesine izin vermi�lerdi,
bilmiyorum... orada tek ba��na do�urmu�, sonra yaralar� y�z�nden �lm�... �ocu�u
kad�n�n pelerinine sard�m, ama r�zgar... pelerini u�urdu... �ocuk so�uktan
102
ROBERTJORDAN
morard�. O da �lm� olmal�yd�... orada a�l�yordu. Kar�n �zerinde a�l�yordu. �ocu�u
b�rakamad�m... bizim de�il... senin �ocuk istedi�ini biliyordum. Onu y�re�ine
alaca��n� biliyordum, Kari. Evet, g�zelim. Rand g�zel isim. G�zel isim."
Rand'�n bacaklar� aniden sahip olduklar� az�c�k g�c� de kaybetti. Sendeledi,
dizlerinin �zerine ��kt�. Tam sars�nt� ile inledi ve battaniye �eridi Rand'�n
omuzlar�n� kesti, ama ikisinin de fark�nda de�ildi. O anda bir Trolloc �zerine
atlasa, bakmaktan ba�ka bir �ey yapamazd�. Omzunun �zerinden, s�zc�ks�z m�r�lt�lara
dalm� Tam'e bakt�. Ate�in sebep oldu�u r�yalar, diye d��nd� donuk donuk. Ate� hep
kabus getirir, �stelik bu, ate� olmadan da kabus getiren bir geceydi.
"Sen benim babams�n," dedi y�ksek sesle, elini uzat�p Tam'e dokunarak, "ve ben..."
Ate� k�t�le�mi�ti. �ok daha k�t�.
Sert�e aya�a kalkmaya �abalad�. Tam bir�eyler m�r�ldand�, ama Rand daha fazla
dinlemeyi reddetti. A��rl���n� kendi uydurdu�u ko�uma vererek t�m dikkatini kur�un
gibi a��rla�m� bir ad�m� �tekinin �n�ne koymaya, Emond Meydan�'n�n g�venli�ine
ula�maya verdi. Ama zihninin derinliklerindeki yank�y� susturam�yordu. O benim
babam. Bu yaln�zca ate�in sebep oldu�u bir r�ya. O benim babam. Bu yaln�zca ate�in
sebep oldu�u bir r�ya. I��k, ben kimim?

ORMANIN DI�INDA
Sabah�n ilk gri ��klar�, Rand h�l� ormanda bata ��ka ilerlerken belirdi. Ba�ta
g�rmedi. Sonunda fark etti�inde, solan karanl��a �a�k�nl�k i�inde bakt�. G�zleri
ona ne derse desin, t�m geceyi �iftlikten Emond Meydan�'na gitmeye �al�arak
ge�irdi�ine inanmakta g��l�k �ekiyordu. Elbette, g�nd�z Ta�oca�� Yolu, ta�l� da
olsa, gece orman�ndan �ok farkl�yd�. Di�er yandan, kara atl�y� yolda g�rmesinin
�zerinden g�nler, Tam ile birlikte ak�am yeme�i i�in i�eri girmesinin �zerinden
haftalar ge�mi� gibi geliyordu. Art�k omzunu kesen �eridi hissetmiyordu, ama zaten
omuzlar�nda hissizlik d��nda hi�bir �ey hissetmiyordu. Ve ayaklar�nda. Arada kalan
yerler ba�ka konuydu. Nefesi, uzun zaman �nce bo�az�n� ve ci�erlerini yakmaya
ba�lam�, a�z�ndan yorgun solumalar halinde ��k�yordu ve a�hk midesini burkuyor,
buland�r�yor-du.
Tam bir s�re �nce susmu�tu. Rand, m�r�lt�lar kesileli ne kadar oldu�undan emin
de�ildi, ama Tam'i kontrol etmek i�in durmaya cesaret edemiyordu. Bir kez durursa,
bir daha asla harekete ge�emeyebi-lirdi. Zaten Tam'in durumu ne olursa olsun, �u
anda yapt���n�n �tesinde bir �ey yapamazd�. Tek umudu k�ydeydi. Bitkinlik i�inde
h�z�n� art�rmaya �al�t�, ama tahtaya d�nm� bacaklar� yava� ad�mlar�na devam etti.
So�u�un ve r�zgar�n neredeyse hi� fark�nda de�ildi.
Belirsiz bir odun duman� kokusu ald�. K�y bacalar�n�n kokusunu ald���na g�re
yakla�m� olmal�yd�. Y�z�nde belirmeye ba�layan yorgun g�l�mseme, yerini �at�k
ka�lara b�rakt�. Havadaki duman kokusu a��rd� -�ok a��r. Hava bu kadar so�ukken,
k�ydeki her ocakta g�r bir
ROBERTJORDAN
ate� yan�yor olabilirdi, ama duman kokusu yine de �ok a��rd�. Zihninde yine yoldaki
Trolloclar� g�rd�. Trolloclar do�udan gelmi�, Emond Meydan�'na do�ru gitmi�lerdi.
�lk evleri g�rmeye �al�arak ileriye bakt�. �lk insan� g�r�r g�rmez yard�m i�in
seslenmeye haz�rd�, bu Cenn Buie ya da Coplinlerden biri bile olsa. Kafas�n�n
arkas�ndaki k���k bir ses oradan birinin h�l� yard�m eli uzatabilecek durumda
olmas�n� umut etmesini s�yl�yordu.
Aniden son ��plak dall� a�a�lar�n aras�ndan bir ev g�r�ld�. Elinden, ayaklar�n�
hareket ettirmeye devam etmekten fazlas� gelmiyordu. Sendeleyerek k�ye girerken,
umut, keskin bir �mitsizli�e d�n�t�.
Emond Meydan�'n�n evlerinden yar�s�n�n yerinde k�m�rle�mi� y�k�nt�lar duruyordu. �s
kapl� bacalar kararm� odunlar�n aras�ndan kirli parmaklar gibi ��km�t�.
Y�k�nt�lardan h�l� ince dumanlar y�kseliyordu. Baz�lar� h�l� geceliklerinin i�inde,
sert y�zl� k�yl�ler k�lleri kar�t�r�yor, orada bir tencere ��kar�yor, burada bir
sopayla �zg�n �zg�n y���nlar� d�rt�kl�yordu. Alevlerden kurtar�lan birka� e�ya
sokaklara sa��lm�t�; y�ksek aynalar, cilal� b�feler, y�ksek dolaplar, tozlar�n
i�inde, yatak tak�mlar�n�n alt�na g�m�lm� masa ve sandalyelerin, mutfak
ara�lar�n�n, birka� giysinin, ki�isel e�yalar�n yan�nda dua�yordu.
Yanan evler k�y�n i�ine geli�ig�zel sa��lm� gibiydi. Bir s�rada be� eve
dokunulmam�t�, bir ba�ka yerde, y�k�m�n i�inde tek bir ev sa�lam duruyordu.
Bade�ay Suyu'nun �te taraf�nda, bir grup erke�in besledi�i �� dev Bel Tine ate�i
k�kr�yordu. Siyah dumandan kal�n s�tunlar r�zgarla kuzeye b�k�l�yor, dikkatsiz
k�v�lc�mlar ��kar�yordu. Al'Vere Efen-di'nin Dhurran ayg�rlar�ndan biri Rand'�n
se�emedi�i bir �eyi Araba K�pr�s�'ne ve alevlere do�ru s�r�kl�yordu.
Rand a�a�lar�n aras�ndan ��kmadan y�z� islenmi� Haral Luhhan, kal�n parmakl�
ellerinden birinde bir oduncu baltas� tutarak ona do�ru seyirtti. Kasl� demircinin
k�l lekeli geceli�i �izmelerine kadar geliyordu. G��s�ndeki �fkeli ve k�rm�z� bir
yan�k izi, geceli�indeki y�rt�ktan g�r�n�yordu. Sedyenin yan�nda bir dizinin
�zerine ��kt�. Tam'in g�zleri kapal�yd�, nefesi s�� ve zorlu ��k�yordu.
"Trolloclar m�, evlat?" diye sordu Luhhan Usta, duman�n bo�ukla�-t�rd��� bir sesle.
"Burada da. Burada da. Eh, �o�u insan�n hakk� oldu-
D�NYANIN G�Z� 1Q1
�undan daha �ansl�yd�k. Tam'in Hikmet'e ihtiyac� var. I��k ad�na, nerede olabilir?
Egwene!"
Kollar�, y�rt�larak sarg�ya d�n�t�r�lm� �ar�aflarla dolu bir halde ko�makta olan
Egwene yava�lamadan ba��n� �evirerek bakt�. G�zleri �ok uzaktaki bir �eye
dikilmi�ti; �evrelerindeki siyah halkalar, g�zlerinin oldu�undan da iri g�r�nmesine
sebep oluyordu. Sonra Rand'� g�rd� ve durdu, titrek bir nefes ald�. "Ala, hay�r,
Rand, baban de�il, de�il mi? O mu...? Gel, seni Nynaeve'e g�t�reyim."
Rand konu�amayacak kadar bitkin ve sersemleini�ti. Gece boyunca Emond Meydan�'n�,
onun ve Tam'in g�vende olaca�� bir s���nak olarak g�rm�t�. �imdi tek yapabildi�i
peri�an halde k�z�n duman lekeli elbisesine bakmakt�. �ok �nemliymi� gibi tuhaf
detaylar fark etti. Elbisesinin s�rt�ndaki d��meler yanl� iliklenmi�ti. Ve elleri
temizdi. Yanaklar� is lekeleri ile kapl�yken, ellerinin neden temiz oldu�unu merak
etti Rand.
Luhhan Efendi ona ne oldu�unu anlam� gibiydi. Baltas�n� millerin �zerine koyan
demirci, sedyenin arka taraf�n� tuttu ve hafif�e iterek Randi Egwene'in arkas�ndan
y�r�meye zorlad�. Rand uykusunda y�r�r gibi k�z�n arkas�ndan sendeledi. K�sa bir
s�re Luhhan Usta'n�n, yarat�klar�n TroUoc oldu�unu nas�l anlad���n� merak etti, ama
bu gelip ge�en bir d��nceydi. Tam onlar� tan�yabilmi�se, Haral Luhhan'�n tan�mamas�
i�in sebep yoktu.
"T�m hikayeler ger�ek," diye m�r�ldand�.
"�yle g�r�n�yor, evlat," dedi demirci. "�yle g�r�n�yor."
Rand yar�m kulakla dinledi. Egwene'in ince bedenini takip etmeye yo�unla�m�t�.
K�z�n acele etmesini dileyecek kadar kendini toplam�t�, ama asl�nda k�z iki adam�n
y�kleri ile gidebildikleri h�za ayak uyduruyordu. Otlak'�n yar�s�n� ge�ip, Calder
evine y�neldi. Evin saz dam�n�n kenarlar� kararm�, badanal� duvarlar� isle
lekelenmi�ti. �ki yan�ndaki evlerden yaln�zca temeller kalm�t�. �ki yan�k odun ve
k�l y���n�. Biri de�irmencinin karde�lerinden birinin, Berin Thane'in eviydi.
Di�eri Abell Cauthon'undu. Mat'in babas�. Bacalar bile devrilmi�ti.
"Burada bekleyin," dedi Egwene ve yan�t beklercesine ikisine bakt�. Orada �ylece
durup beklediler. K�z al�ak sesle bir�eyler m�r�ldand�, sonra i�eriye ko�tu.
106
ROBERTJORDAN
"Mat," dedi Rand. "Yoksa..."
"Hayatta," dedi demirci. Sedyenin kendi taraf�ndaki ucunu b�rakt� ve yava��a
do�ruldu. "Onu k�sa s�re �nce g�rd�m. Aram�zdan herhangi birinin hayatta kalmas�
bile mucize. Evime, demirhaneme nas�l girdiklerini g�rsen, i�eride alt�n ve
m�cevher oldu�unu san�rs�n. Als-bet k�zartma tavas� ile i�lerinden birinin kafas�n�
k�rd�. Bu sabah evimizin k�llerine bir bakt�, sonra demirhanenin kal�nt�lar�ndan
buldu�u en b�y�k �ekici kapt��� gibi k�ye avlanmaya gitti. Belki aralar�ndan biri
ka�mak yerine saklanm� olabilir diye. Yakalarsa ac�r�m zavall�ya." Calder evine
do�ru ba��n� sallad�. "Calder Han�m ve birka� ba�ka ki�i yaralananlardan evleri
y�k�lanlar� ald�. Hikmet Tam'i g�rd�kten sonra ona bir yatak buluruz. Belki handa.
Belediye Ba�kan� �oktan �nerdi, ama Nynaeve, yaral�lar�n bir arada olmad�klar�
zaman daha �abuk iyile�eceklerini s�yledi."
Rand dizlerinin �zerine ��kt�. Battaniyeden ko�umunu silkeledi ve bitkinlik i�inde
Tam'in �rt�lerini kontrol etti. Tam, Rand'�n elleri onu sarst��� zaman bile ne
k�p�rdad�, ne de ses ��kard�. Ama en az�ndan h�l� nefes al�yordu. Babam. Di�eri
yaln�zca ate�ten kaynaklanan say�klamalard�. "Ya geri d�nerlerse?" dedi donuk
donuk.
"�ark diledi�i gibi dokur," dedi Luhhan Usta huzursuzca. "Geri d�nerlerse...
Pekala, �imdi yoklar. Bu y�zden par�alar� toplay�p y�k�lanlar� yeniden in�a
edece�iz." ��ini �ekti, yumru�unu s�rt�na bast�r�rken y�z� gev�edi. Rand ilk defa,
iriyar� adam�n, daha fazla olmasa bile en az kendisi kadar yorgun oldu�unu fark
etti. Demirci, ba��n� sallayarak k�ye bakt�. "Bug�n fazla bir Bel Tine olaca��n�
sanm�yorum. Ama atlataca��z. Hep �yle oldu." Aniden baltas�n� ald�, y�z� kararl�l�k
kazand�. "Beni bekleyen i�ler var. Sen endi�elenme, evlat. Hikmet ona iyi bakar.
I��k hepimize g�z kulak olacak. Ve I��k olmazsa, biz de kendi kendimize g�z kulak
oluruz. Unutma, biz �ki Nehirliyiz."
H�l� dizlerinin �zerinde duran Rand, demirci uzakla��rken k�ye ilk kez ger�ekten
bakt�. Luhhan Usta hakl�, diye d��nd� ve g�rd��� �eyler kar��s�nda dinginli�ini
korumas�na �a�t�. �nsanlar h�l� evlerinin y�k�nt�lar�n� kar�t�r�yordu, ama orada
bulundu�u k�sa zaman i�inde bile daha ama�l� hareket etmeye ba�lam�lard�. Gittik�e
b�y�yen kararl�l��� hissediyor gibiydi. Ama merak ediyordu. Trolloclar� g�rm�lerdi;
peki
D�NYAN�N G�Z� ��Z
siyah pelerinli atl�y� g�rm�ler miydi? Nefretini hissetmi�ler miydi?
Nynaeve ve Egwene Calder evinden ��kt�. Rand aya�a f�rlad�. Asl�nda, aya�a
f�rlamaya �al�t� demek daha do�ru olurdu, ��nk� yerinden f�rlar f�rlamaz y�z �st�
yere d�t�.
Hikmet ona tek bir bak� f�rlatmadan sedyenin yan�nda diz ��kt�. Y�z� ve elbiseleri
Egwene'inkilerden daha kirliydi ve ayn� siyah halkalar g�zlerini �evrelemi�ti, ama
onun elleri de temizdi. Tam'in y�z�ne dokundu, g�zkapaklar�m a�t�. Ka�lar�n�
�atarak �rt�leri itti ve sarg�y� �ekip yaraya bakt�. Rand sarg�n�n alt�nda ne
oldu�unu g�remeden kuma�� yerine kayd�rd�. ��ini �ekerek, nazik bir dokunu� ile
battaniyeyi ve pelerini d�zeltti, yatmaya haz�rlanan bir �ocukmu� gibi Tam'in
boynuna kadar �ekti.
"Yapabilece�im hi�bir �ey yok," dedi. Do�rulmak i�in ellerini dizlerine dayamak
zorunda kald�. "�zg�n�m, Rand."
O eve y�nelirken, Rand bir an anlamadan durdu, sonra arkas�ndan ko�tu, Nynaeve'i
�evirdi. "�l�yor," diye hayk�rd�.
"Biliyorum," dedi Hikmet k�saca. Rand sesindeki kay�ts�zl�k ile ��kt�.
"Bir�eyler yapmak zorundas�n. Zorunlusun. Sen Hikmet'sin."
Nynaeve'in y�z� ac�yla gerildi, fakat bu yaln�zca bir an s�rd�, sonra yine bo�
g�zl� bir kararl�l��a b�r�nd�. Sesi duygusuz ve kat�yd�. "Evet, �yleyim. �la�lar�m
ile neler yapabildi�imi biliyorum ve ne zaman �ok ge� oldu�unu da bilirim. Elimden
gelse bir�eyler yapmaz m�yd�m, san�yorsun? Ama yapamam. Yapamam, Rand. Ve bana
ihtiyac� olan ba�kalar� var. Yard�m edebilece�im insanlar."
"Onu sana elimden geldi�ince �abuk getirdim," diye m�r�ldand�. K�y� y�k�nt�lar
i�inde g�rd�kten sonra bile Hikmet'in umut verece�ini d��nm�t�. O umut da gidince,
Rand bombo� kalm�t�.
"Getirdi�ini biliyorum," dedi gen� kad�n nazik�e. Rand'�n yana��na dokundu. "Bu
senin hatan de�il. Sen elinden geleni yapt�n. �zg�n�m Rand, ama ilgilenmem gereken
ba�kalar� var. Korkar�m sorunlar�m�z daha yeni ba�l�yor."
Rand evin kap�s� kapanana kadar bo� bo� Hikmet'in arkas�ndan bakt�. Akl�na gen�
kad�n�n yard�m etmedi�inden ba�ka hi�bir �ey gelmiyordu.
r
108
ROBERTJORDAN

Egwene ona do�ru f�rlay�p, kollar�n� boynuna dolay�nca aniden bir ad�m geriledi.
K�z�n kucaklamas� ba�ka zaman olsa homurdanmas�na sebep olacak kadar s�k�yd�; fakat
o anda tek yapt���, umutlar�n�n arkas�nda yok oldu�u kap�ya sessizce bakmakt�.
"�zg�n�m, Rand," dedi k�z g��s�ne do�ru. "I��k, ke�ke yapabilece�im bir �ey
olsayd�."
Rand sersem sersem kollar�n� ona dolad�. "Biliyoa�m. Ben... ben bir�eyler
yapmal�y�m, Egwene. Bilmiyorum, ama onu b�yle b�rakamam..." Sesi bo�ukla�t�, k�z
ona daha s�k� sar�ld�.
"Egwene!" Nynaeve'in evin i�inden ba��rmas� ile Egwene yerinde s��rad�. "Egwene,
sana ihtiyac�m var! Ve ellerini yine y�ka!"
K�z Rand'�n kollar�ndan s�yr�ld�. "Yard�m�ma ihtiyac� var, Rand."
"Egwene!"
K�z s�rt�n� d�nerken Rand bir h��k�r�k duydu�unu sand�. Sonra k�z kap�da kayboldu
ve Rand sedyenin yan�nda yaln�z kald�. Bir an, bo� bir �aresizlik d��nda hi�bir �ey
hissetmeden Tam'e bakt�. Aniden y�z� sertle�ti. "Belediye Ba�kan� ne yap�lmas�
gerekti�ini bilir," dedi, bir kez daha milleri alarak. "Belediye Ba�kan� bilir."
Bran al'Vere ne yap�laca��m daima bilirdi. Bitkin bir inatla Bade�ay Han�'na do�ru
yola koyuldu.
Yan�ndan bir Dhurran ayg�r� daha ge�ti. Ko�um kay�lar�, kirli bir battaniyeye
sar�lm� iri bir �eklin ayak bileklerine ba�lanm�t�. Kaba t�ylerle kapl� kollar
battaniyenin arkas�nda s�r�kleniyordu. Battaniyenin bir k�esi s�yr�lm�, bir ke�i
boynuzunu a���a ��karm�t�. �ki Nehir, hikayelerin korkun� bir ger�ekli�e d�nece�i
yerlerden de�ildi. E�er Trolloclar bir yerlere aitse, bu ancak d�ar�daki d�nya
olabilirdi, Aes Sedailerin, sahte Ejderlerin ve I��k bilir ba�ka nelerin ��k
hikayelerinden hayata d�nd��� yerlere. Ama �ki Nehir'e de�il. Emond Meydan�'na
de�il.
Rand Otlak'ta ilerlerken, baz�lar� evlerinin y�k�nt�lar� i�inde olan insanlar ona
seslenerek, yard�m edip edemeyeceklerini sordu. Konu�urken yan�nda y�r�seler bile,
onlar� yaln�zca arka plandaki m�r�lt�lar olarak duydu. Hi� d��nmeden yard�ma
ihtiyac� olmad���n�, her �eyin yolunda oldu�unu s�yledi. Endi�eli bak�larla
yan�ndan ayr�ld�klar�nda ve bazen Nynaeve'i ona g�ndermek konusunda yorumlar
yapt�k-
D�NYANIN G�Z� �Q2
lannda, buna da pek az dikkat etti. Yaln�zca kafas�ndaki hedefi d��nebiliyordu.
Bran al'Vere, Tam'e yard�mc� olacak bir�eyler yapabilirdi. Bunun ne olabilece�ini
d��nemiyordu. Ama Belediye Ba�kam bir�eyler yapabilir, bir�eyler d��n�rd�.
Han, k�y�n yar�s�n� ele ge�iren y�k�mdan neredeyse tamamen kurtulmu�tu.
Duvarlar�nda birka� yan�k izi vard�, ama k�rm�z� kiremitler g�n ���� alt�nda her
zamanki kadar parlak duruyordu. Ama �er-�i'nin arabas�ndan kalan tek �ey, �imdi
yerde duran k�m�rle�mi� kasaya dayal� demir tekerlek �eperleri idi. Araban�n kanvas
�rt�s�n� yerinde tutan b�y�k, yuvarlak halkalar ��lg�n a��larla, her biri bir ba�ka
tarafa yatm�t�.
Thom Merrilin ba�da� kurmu�, eski ta� temelin �zerinde oturuyor, k���k bir makas
ile yamal� pelerininin yan�k u�lar�n� dikkatle kesiyordu. Rand yakla��rken
pelerinini ve makas� indirdi. Rand'a, yard�m isteyip istemedi�ini, ihtiyac� olup
olmad���n� sormadan a�a��ya hoplad� ve sedyenin arkas�n� yakalad�.
"��eri mi? Elbette, elbette. Sen endi�elenme, evlat. Sizin Hikmet onunla ilgilenir.
D�n geceden beri nas�l �al�t���m izliyorum. Becerikli elleri ve �ok yetene�i var.
�ok daha k�t� olabilirdi. D�n gece �lenler oldu. �ok de�il belki, ama benim i�in
bir tane bile �ok fazla. �htiyar Fain �ylece ortadan kayboldu ve en k�t�s� bu.
Trolloclar her �eyi yiyebilir. Baban h�l� burada ve hayatta oldu�u i�in I��k'a
��kretme-lisin. Hikmet onu iyile�tirebilir."
Rand zihnindeki s�zc�kleri sildi -O benim babam!- ve bu sesi, bir sine�in
v�z�lt�s�ndan daha fazla dikkat etmedi�i anlams�z seslere indirgedi. Daha fazla
sempatiye ve moralinin d�zeltilmeye �al��lmas�na dayanamazd�. �imdi de�il. Bran
al'Vere, Tam'e nas�l yard�m edece�ini s�yleyene kadar de�il.
Aniden kendini han kap�s�na �izilmi� bir �eyle kar�� kar��ya buldu. K�m�rle�mi� bir
sopayla �izilmi� e�ik bir �izgi. Sivri ucu �zerinde duran k�m�rden bir g�zya��. O
kadar �ok �ey olmu�tu ki, Bade�ay Han� n�n kap�s�nda Ejder Di�i bulmak onu hi� de
�a��rtm�yordu. Neden b�ri hanc�y� ve ailesini k�t�l�kle su�lamak istesin, neden
hana k�t� �ns getirmek istesin, anlayam�yordu, ama o gece, onu her �eyin ola- ikna
etmi�ti. Her �ey m�mk�nd�. Her �ey.
lifi
ROBERTJORDAN
����n itmesiyle kilidi kald�rd� ve i�eriye girdi.
Ortak oda, Bran al'Vere d��nda bo� ve so�uktu, ��nk� kimse ate� yakacak zaman
bulamam�t�. Belediye Ba�kan� masalar�n birinde oturmu�, y�z�nde dalg�n bir ifade
ile kalemini m�rekkep �i�esine bat�r�-yordu. Gri sa�l� kafas� bir par��men ka��d�na
e�ilmi�ti. Geceli�inin etekleri tela�la pantolonuna t�k�lm�, geni� belinin
�evresinden sark�yordu. ��plak ayaklar�ndan birinin parmaklar� ile dalg�n dalg�n
di�er aya��n� ka��yordu. Ayaklan, so�u�a ra�men �izme giymeye zahmet etmeden
d�ar�ya ��km� gibi kirliydi. "Sorun ne?" diye sordu ba��n� kald�rmadan. "�abuk
s�yle. �u an yap�yor olmam gereken iki d�zine �ey daha var ve bir saat �nce bir o
kadar�n� daha bitirmi� olmam gerekiyordu. Bu y�zden pek az zaman�m ve sabr�m var.
Ee? S�yle art�k!"
"Al'Vere Efendi?" dedi Rand. "Babam."
Belediye Ba�kan� h�zla ba��n� kald�rd�. "Rand? Tam!" Kalemi att� ve aya�a f�rlarken
sandalyeyi devirdi. "Belki I��k bizi tamamen terk etmemi�tir. �kinizin de
�ld���n�zden korkuyordum. Trolloclar gittikten bir saat sonra Bela k�ye geldi. Ta
�iftlikten buraya ko�mu� gibi nefes nefeseydi ve s�rt� k�p�klenmi�ti. Ben de
d��nd�m ki... Ama bunun i�in zaman yok. Onu yukar� g�t�relim." ���� omuzlayarak
sedyenin arkas�n� tuttu. "Sen git Hikmet'i getir, Merrilin Efendi. Ona acele
etmesini s�yledi�imi ilet, yoksa gelmemesinin nedenini anlayaca��m� da s�yle. Rahat
ol, Tam. Birazdan seni g�zel, yumu�ak bir yata�a yat�raca��z. Y�r�, ��k, y�r�!"
Thom Merrilin, Rand konu�amadan kap�da kayboldu. "Nynaeve bir �ey yapmad�. Ona
yard�m edemeyece�ini s�yledi. Senin bir �ey yapabilece�ini biliyordum...
umuyordum."
Al'Vere Efendi Tam'e keskin bir bak� f�rlatt�, sonra ba��n� iki yana sallad�.
"G�rece�iz, evlat. G�rece�iz." Ama sesi eskisi kadar g�venli ��km�yordu. "Onu
yata�a yat�ral�m. En az�ndan rahat eder."
Rand ortak odan�n arkas�ndan merdivenlere itilmesine izin verdi. Tam'in bir �ekilde
iyile�ece�inden emin olmak i�in �aba g�sterdi, ama umudu ba�ta bile azd�. Belediye
Ba�kan�'n�n y�z�ndeki ani ku�ku onu sarsm�t�.
Han�n ikinci kat�nda, �n tarafta yar�m d�zine rahat, g�zel, Otlak'a bakan,
pencereli oda vard�. �o�u �er�i, Seyrantepe'den ya da Deven
D�NYAN�N G�Z� ili
Yolu'ndan gelen insanlarca kullan�l�rlard�, ama senede bir gelen t�ccarlar bu kadar
rahat odalar bulduklar�nda �a��r�rlard�. Belediye Ba�kan�, Rand'� kullan�lmayan
odalardan birine soktu.
�Ku�t�y� yorgan ve battaniyeler �abucak geni� yataktan �ekildi ve Tam, kal�n,
ku�t�y� �ilteye yerle�tirildi, ba��n�n alt�na kaz t�y� yast�klar konuldu. Hareket
ettirilirken bo�uk nefesler d��nda ses ��karmam�t�, tek bir inleme bile, ama
Belediye Ba�kan� Rand'�n endi�elerini bir kenara iterek odan�n so�u�unu alacak bir
ate� yakmas�n� s�yledi. Rand ��minenin yan�ndaki kutudan odun ve ��ra ��kar�rken,
Bran pencerenin perdelerini a�t�, sabah ����n�n i�eri girmesini sa�lad�, sonra
nazik�e Tam'in y�z�n� temizlemeye ba�lad�. ��k d�nene kadar ocaktaki ate� oday�
�s�tmaya ba�lam�t� bile.
"Gelmiyor," diye bildirdi Thom Merrilin, uzun ad�mlarla odaya girerken. Beyaz, �al�
gibi ka�lar�n� �atarak Rand'a dik dik bakt�. "Baban� �oktan g�rd���n� bana
s�ylemedin. K�z neredeyse kafam� koparacakt�."
"Sanm�t�m ki... Bilmiyorum... belki Belediye Ba�kan� bir �ey yapabilir, Hikmet'in
anlamas�n� sa�layabilir..." Rand yumruklar�n� s�karak ��mineden Bran'e d�nd�.
"Al'Vere Efendi, ne yapabilirim?" �i�man adam �aresizce ba��n� sallad�. Tam'in
aln�na yeni �slatt��� bir bez koydu ve Rand'�n g�zlerine bakmaktan ka��nd�.
"�lmesini seyrede-mem, al'Vere Efendi. Bir�eyler yapmak zorunday�m." ��k konu�acak-
m� gibi k�p�rdand�. Rand hevesle ona d�nd�. "Bir fikrin mi var? Her �eyi denerim."
"Yaln�zca merak ediyordum," dedi Thom, uzun sapl� piposunu ba�parma��yla
s�k�t�rarak. "Belki Belediye Ba�kan� kap�s�na Ejder Di�i �izenin kim oldu�unu
biliyordur." Piposuna, sonra Tam'e bakt� ve i�ini �ekerek yanmayan pipoyu
di�lerinin aras�na s�k�t�rd�. "Birisi art�k ondan ho�lanm�yor gibi. Ya da belki
ho�lanmad�klar� konuklar�d�r."
Rand ona tiksinti dolu bir bak� f�rlatt�, sonra d�n�p g�zlerini ate-?e dikti.
D��nceleri alevler gibi dans ediyordu ve yine alevler gibi, yaln�zca tek bir �eye
odaklanm�t�. Pes etmeyecekti. Orada durup lan�'in �lmesini izleyemezdi. Babam, diye
d��nd� �fkeyle. Babam. Ate�i d��nce bu konu da a��kl��a kavu�turulabilirdi. Ama
�nce ate�. nas�l?
1t:
ROBERTJORDAN
Bran al'Vere'in a�z�, Rand'�n s�rt�na bakarken gerildi. ���a dikti�i dik bak�lar�
bir ay�y� bile teredd�te d��rebilirdi, ama Thom hi�bir �ey fark etmemi� gibi
beklenti i�inde bakmaya devam etti.
"Muhtemelen Congarlann ya da bir Coplin'in i�idir," dedi Belediye Ba�kan� sonunda,
"ama hangisi oldu�unu yaln�zca I��k bilir. B�y�k bir aile ve biri hakk�nda
s�ylenecek k�t� bir �ey olmasa bile onlar s�yler. Cenn Buie yanlar�nda tatl� dilli
kal�r."
"�afaktan hemen �nce gelen arabaya dolu�mu� olanlar m�?" diye sordu ��k.
"Trolloclar�n kokusunu bile almam�lard� ve tek bilmek istedikleri, Festival'in ne
zaman ba�layaca�� idi. Sanki k�y�n yar�s�n�n k�l oldu�unu g�rmemi�ler gibi."
Al'Vere Efendi sert sert ba��n� sallad�. "Ailenin bir dal�. Ama hi�biri �ok farkl�
de�ildir. O aptal Darl Coplin, gecenin yar�s�n� Moiraine Han�m ile Lan Efendi'yi
handan, k�yden ��karmam� talep ederek ge�irdi. Sanki onlar olmadan geriye k�y
kal�rm� gibi."
Rand konu�may� yar�m kulakla dinliyordu, ama bu son k�s�m onu konu�maya zorlad�.
"Ne yapt�lar?"
"Kad�n berrak gece g���nden bir �im�ek topu �a��rd�," diye yan�t verdi al'Vere
Efendi. "Do�rudan Trolloclar�n �zerine yollad�. Yanlar�nda par�alanan a�a�lan
g�rd�n. Trolloclar�n durumu daha iyi de�ildi."
"Moiraine mi?" dedi Rand inanmazl�kla ve Belediye Ba�kan� ba��n� sallad�.
"Moiraine Han�m. Ve Lan Efendi elinde k�l�c� ile f�rt�na gibiydi. K�l�c�yla m�?
Adam�n kendisi bir silaht� ve ayn� anda on yerde birden varm� gibiydi. Beni
yaksalar bile, ama d�ar� ��k�p kendim g�rmeseydim inanmazd�m..." Elini kel
kafas�ndan ge�irdi. "K� Gecesi ziyaretleri yeni ba�lam�t�. Ellerimiz arma�anlarla
ve ball� keklerle, kafam�z �arapla doluydu. Sonra k�pekler h�rlad� ve aniden ikisi
handan f�rlad�, Trolloclar hakk�nda ba��rarak k�y�n i�inde ko�maya ba�lad�. Fazla.
�arap i�tiklerini d��nd�m. Hem... Trolloclar m�? Sonra, kimse ne oldu�unu anlamadan
o... o �eyler sokaklara dolu�tu, k�l��lan ile insanlar� bi�meye, evleri ate�e
vermeye ba�lad�. Ulumalar� insan�n kan�n� donduruyordu." Bo�az�ndan tiksinti dolu
bir ses ��kard�. "Lan Efendi cesaretimizi yerine getirene kadar k�mese girmi�
tilkiden ka�an tavuklar gibi ka��t�k."
D�NYAN�N G�Z� 111
"Kendine kar�� bu kadar sert olmana gerek yok," dedi Thom. "Sen de elinden geleni
yapt�n. Orada yatan Trolloclar�n hepsi ikisine kurban gitmedi."
"H�mm... evet." Al'Vere Efendi silkelendi. "Yine de inan�lmayacak kadar fazla.
Emond Meydan�'nda bir Aes Sedai. Ve Lan Efendi bir Muhaf�z."
"Aes Sedai mi?" diye f�s�ldad� Rand. "Olamaz. Onunla konu�tum. O... o..."
"Tabela takt�klar�n� m� san�yordun?" dedi Belediye Ba�kan� �arp�k bir g�l�mseme
ile. "S�rtlar�na yaz�lm� bir 'Aes Sedai' tabelas�. Ya da belki, 'Tehlike, uzak
durun?" Aniden elini aln�na vurdu. "Aes Sedai. Ben ihtiyar aptal�n tekiyim ve
akl�m� yitiriyorum. Risk almaya haz�r-san bir �ans var, Rand. Sana bunu yapman�
s�yleyemem ve ben senin yerinde olsam cesaretim olur muydu, onu da bilemiyorum."
"Bir �ans m�?" dedi Rand. "Yard�m� olacaksa her riski g�ze al�r�m."
"Aes Sedailer iyile�tirebilir, Rand. Yak beni, evlat, hikayeleri duydun. �la�lar�n
i�e yaramad��� yerde onlar iyile�tirebilir. ��k, sen bunu benden iyi hat�rl�yor
olmal�yd�n. ��klar�n hikayeleri Aes Sedailerle doludur. Neden ��rp�n�p durmam�
izleyece�ine konu�mad�n?"
"Ben buran�n yabanc�s�y�m," dedi Thom, �zlemle s�n�k piposuna bakarak. "Ve iyi adam
Coplin, Aes Sedailerle ilgili hi�bir �ey istemeyen tek ki�i de�il. Fikrin senden
gelmesi daha iyiydi."
"Bir Aes Sedai," diye m�r�ldand� Rand, ona g�l�mseyen kad�n� hikayelerde
dinlediklerine uydurmaya �al�arak. Hikayelere g�re bir Aes Sedai'nin yard�m� bazen
hi� yard�m olmamas�ndan daha k�t�yd�, bir pastadaki zehir gibi. Arma�anlar�nda hep
olta gibi bir �engel olurdu. Aniden cebindeki para, Moiraine'in verdi�i para, alev
alev yanan bir k�m�r par�as� gibi geldi. Onu cebinden ��kar�p pencereden d�ar�
atmamak i�in kendini zor tuttu.
"Kimse Aes Sedailerle ili�kisi olsun istemez, evlat," dedi Belediye Ba�kan�
yava��a. "G�rebildi�im tek �ans bu, ama yine de kolay bir karar say�lmaz. Ben senin
yerine karar veremem, ama Moiraine Ha-n�m'dan yaln�zca iyilik g�rd�m... Moiraine
Sedai'den, demeliyim san�r�m. Bazen" -Tam'e anlaml� anlaml� bakt�- "�ans�n az olsa
bile risk almal�s�n."
114
ROBERTJORDAN
"Hikayelerin baz�lar� bir a��dan abart�lm�t�r," diye ekledi Thom, s�zc�kler
a�z�ndan zorla ��k�yormu� gibi. "Baz�lar�. Dahas�, evlat, ba�ka ne se�ene�in var
ki?"
"Yok." Rand i�ini �ekti. Tam h�l� tek bir kas�n� oynatmam�ti; g�zleri, bir haftad�r
hasta yat�yormu� gibi ��km�t�. "Ben... ben gidip onu bulaca��m."
"K�pr�lerin kar�� taraf�nda," dedi ��k, "�l� Trolloclardan kurtulduklar� yerde. Ama
dikkatli ol, evlat. Aes Sedailer yapt�klar�n� kendilerine has sebeplerden yaparlar
ve bu her zaman ba�kalar�n�n d��nd��� sebep olmayabilir."
Sonuncusu, kap�dan ko�arak ��kan Rand'� takip eden bir ba��r�t�. K�n ko�arken
bacaklar�na tak�lmas�n diye k�l�c�n kabzas�n� tutmak zorunda kal�yordu, ama kemeri
��karacak kadar zaman harcayamazd�. Merdivenlerden indi ve handan d�ar� f�rlad�.
Yorgunlu�unu unutmu�tu. Tam i�in bir �ans, ne kadar ufak olsa da, uykusuz ge�en bir
geceyi altetmeye yeterdi, en az�ndan �imdilik. O �ans�n bir Aes Sedai'den gelmesini
ya da bedelinin ne olaca��n� d��nmek istemiyordu. Ve bir Aes Sedai ile y�z y�ze
olmak... Derin bir nefes ald� ve daha h�zl� ko�maya �al�t�.
Ate�ler kuzeydeki son evlerin epey �tesinde, Seyrantepe yolunun Bat�orman�
taraf�ndayd�. R�zgar h�l� k�yden uza�a, ya�l�, siyah duman s�tunlar� s�r�kl�yordu,
ama yine de, ate�te fazla b�rak�lm� rosto gibi mide buland�r�c�, tatl�ms� bir koku
havay� dolduruyordu. Rand kokuyu duyunca ���rd�, sonra kayna��n� fark edince
yutkundu. Bel Tine ate�leri ile yap�lacak g�zel bir �ey. Ate�leri besleyen
adamlar�n a��zlar�na ve burunlar�na kuma� par�alar� sar�lm�t�, ama y�zlerini
buru�turmalar�ndan, sirkeyle �slatt�klar� kuma�lar�n yeterli olmad��� a��k�a belli
oluyordu. Sirke kokuyu yok ediyor olsa da, kokunun h�l� orada oldu�unu ve ne
yapt�klar�n� biliyorlard�.
�ki adam iri Dhurranlardan birinin ko�um kay��n� bir TroUoc'un ayak bile�inden
��z�yordu. Cesedin yan�na ��km� olan Lan, battaniyeyi TroUoc'un ke�i burunlu ba��n�
ve omuzlar�n� ortaya ��karacak kadar kenara �ekmi�ti. Rand yakla��rken Muhaf�z,
TroUoc'un siyah z�rh�n�n �ivili omuzlar�ndan birinden, kan k�rm�z� mineli metal bir
rozet ��kard�.
D�NYAN�N G�Z� 111
"Ko'bal," dedi. Rozeti avucunda hoplatt� ve homurdanarak havada kapt�. "�imdiye dek
yedi �ete ediyor."
Biraz �tede ba�da� kurmu�, yere oturan Moiraine yorgun yorgun ba��n� sallad�.
Ba�tan ba�a sarma��k ve �i�ek motifleriyle oyulmu� bir y�r�y� asas� dizlerinin
�zerinde yat�yordu ve elbisesi �ok giyilmi� gibi k�r��k g�r�n�yordu. "Yedi �ete!
Yedi! Trolloc Sava�lar�'ndan bu yana o kadar fazla �ete bir arada eyleme ge�medi.
K�t� haber k�t� haber �zerine. Korkuyorum, Lan. �ne ge�ti�imizi d��n�yordum, ama
her zamankinden daha geride kalm� olabiliriz."
Rand konu�amadan ona bakt�. Bir Aes Sedai. Kime... neye bak�yor olaca��n�
��rendikten sonra farkl� g�r�nmeyece�ini kendine defalarca tekrarlam�t�, ama yine
de farkl� g�r�nmedi�ini g�r�nce �a��rd�. Art�k eskisi kadar m�kemmel gelmiyordu,
sa�lar� her y�ne dikilmi�ken, burnunda hafif bir is lekesi varken de�il, ama yine
de �ok farkl� g�r�nm�yordu. Ku�kusuz bir Aes Sedai'de, ne oldu�unu g�steren bir
i�aret olmal�yd�. Di�er yandan, d� g�r�n� i�te var olan� yans�t�yorsa ve hikayeler
do�ruysa, o zaman topra�a oturmakla vakar� bozulmayan g�zel bir kad�ndan �ok bir
Trolloc'a benziyor olmal�yd�. Ve Tam'e yard�m edebilirdi. Bedeli ne olursa olsun,
her �eyden �nce bu vard�.
Derin bir soluk ald�. "Moiraire Han�m... yani, Moiraire Sedai." �kisi de d�n�p ona
bakt�, ve Rand, kad�n�n bak�� kar��s�nda dondu. Ot-lak'ta haz�rlad��� dingin ve
g�l�mseyen bak�tan eser yoktu. Y�z� yorgundu, fakat koyu g�zleri bir �ahinin
g�zleriydi. Aes Sedai. D�nyan�n K�r�c�lar�. Kuklalar�n iplerini �ekip, yaln�zca Tar
Valon'daki kad�nlar� bildi�i desenlerde tahtlar ve uluslar yapan ki�iler.
"Karanl�kta biraz daha ��k," diye m�r�ldand� Aes Sedai. Sesini y�kseltti.
"R�yalar�n ne durumda, Rand alThor?"
Delikanl� ona bakakald�. "R�yalar�m m�?"
"B�yle bir gece k�t� r�yalar getirebilir, Rand. Kabus g�r�yorsan, bana bunlardan
bahsetmelisin. Bazen kabuslara yard�mc� olabilirim."
"R�yalar�mda sorun yok... Babam. Yaraland�. Bir �izikten fazlas� de�il, ama ate�
onu t�ketiyor. Hikmet yard�m etmiyor. Edemedi�ini s�yl�yor. Ama hikayeler..." Kad�n
bir ka��n� kald�rd� ve Rand susup yutkundu. I��k, bir Aes Sedai 'nin hainin teki
olmad��� bir hikaye var w;?Muhaf�z'a bakt�, ama Lan, Rand'�n s�ylediklerinden �ok
�l� Trol-

lifi
ROBERTJORDAN
loc ile ilgileniyor gibiydi. Kad�n�n g�zleri alt�nda s�zc�k aranarak devam ettti.
"Ben... ah... Aes Sedailerin iyile�tirme g�c� oldu�u s�ylenir. Ona yard�m
edebilirseniz... herhangi bir �ey yapabilirseniz... bedeli ne olursa olsun...
yani..." Derin bir nefes ald� ve h�zla bitirdi. "Ona yard�mc� olmak i�in
�deyebilece�im her bedeli �derim. Her �eyi."
"Her t�r bedel," diye d��nd� Moiraine, kendi kendine konu�ur-mu� gibi. "Bedellerden
daha sonra bahsederiz, Rand, e�er bahsedersek. S�z veremem. Hikmet'iniz ne
yapt���n� biliyor. Elimden geleni yapar�m, ama �ark'�n d�n��n� durdurmak g��lerimin
�tesindedir."
"�l�m, eninde sonunda herkese gelir," dedi Muhaf�z sert�e, "Karanl�k Varl�k'a
hizmet etmiyorlarsa elbette. Ve yaln�zca aptallar bu bedeli �demeye haz�r olur."
Moiraine, aklamaya benzer bir ses ��kard�. "O kadar k�t�mser olma, Lan. Sevinmek
i�in sebebimiz var. K���k bir sebep, ama yine de bir sebep." Asaya dayanarak aya�a
kalkt�. "Beni babana g�t�r, Rand. Ona elimden geldi�ince yard�m edece�im. Burada
�ok fazla ki�i yard�m�m� reddetti. Onlar da hikayeler duymu�lar," diye ekledi
duygusuzca.
"Handa," dedi Rand. "Bu taraftan. Ve te�ekk�r ederim. Te�ekk�r ederim!"
Onu takip ettiler, ama Rand h�zla onlar� geride b�rakt�. Yeti�meleri i�in
sab�rs�zlanarak yava�lad�, sonra yine f�rlad� ve beklemek zorunda kald�.
"L�tfen acele edin," dedi. Tam'e yard�m g�t�rmeye �yle can at�yordu ki, bir Aes
Sedai'yi zorlamada g�sterdi�i c�reti hi� d��nmedi. "Ate� onu t�ketiyor."
Lan dik dik bakt�. "Yorgun oldu�unu g�rm�yor musun? Bir ang-rea�\e olsa bile, d�n
gece yapt�klar�, s�rt�nda bir �uval ta� ile k�y�n i�inde ko�turmaktan farkl� de�il.
O ne derse desin, sen buna de�er misin, bilmiyorum koyun �oban�."
Rand g�zlerini k�rpt� ve dilini tuttu.
"Nazik ol, dostum," dedi Moiraine. Yava�lamadan uzan�p Muhaf�z'�n omzunu ok�ad�.
Adam korumak istercesine, yak�nl��� ona g�� verebilirmi�cesine kad�n�n tepesine
dikildi. "Yaln�zca benimle ilgilenmeyi d��n�yorsun. Neden o da babas� i�in ayn�s�n�
d��nme-
D�NYANIN G�Z� UZ
sin?" Lan ka�lar�n� �att�, ama sustu. "Elimden geldi�ince h�zl� geliyorum, Rand,
yemin ederim."
Kad�n�n g�zlerindeki �iddet ya da sesindeki -tam olarak nazik de�il; daha �ok
duruma hakim gibi� sakinlik; Rand hangisine inanaca��n� bilemiyordu. Ya da belki
ikisi beraber geliyordu. Aes Sedai. Art�k ona verilmi� bir s�z� vard�. Ad�mlar�n�
onlar�nkine uydurdu ve daha sonra konu�acaklar� bedelin ne oldu�unu d��nmemeye
�al�t�.

8
G�VENL� B�R YER
Daha kap�dan girmeden Rand'�n g�zleri babas�na gitti -kim ne s�ylemi� olursa olsun
babas�. Tam bir santim bile k�p�rdamam�t�; g�zleri h�l� kapal�yd�, al�ak ve
h�r�lt�l� bir sesle, zorlukla nefes al�yordu. Beyaz sa�l� ��k, Belediye Ba�kan� -
adam yata��n �zerine e�ilmi�, Tam'le ilgileniyordu- ile yapt��� sohbeti kesti
huzursuzca ve Mo-iraine'e bakt�. Aes Sedai onu g�rmezden geldi. Ger�ekten de, Tam
d��nda herkesi g�rmezden geliyordu, ama ona ka�lar�n� �atarak, dikkatle bak�yordu.
Thom Merrilin, yanmayan piposunu di�lerinin aras�na s�k�t�rd�, sonra yine ��kar�p
dik dik bakt�. "�nsanlar h�izur i�inde pipo bile i�emiyor," diye m�r�ldand�.
"�ift�inin birinin ine�ini s�cak tutmak i�in pelerinimi �almad���ndan emin olsam
iyi olacak. En az�ndan d�ar�da pipomu i�ebilirim." Tela�la odadan ��kt�.
Lan, sert y�z� bir kaya kadar ifadesiz, arkas�ndan bakt�. "O adamdan ho�lanm�yorum.
Onda g�venmedi�im bir �ey var. D�n gece sa��n�n tek telini bile g�rmedim."
"Oradayd�," dedi Bran, ��pheyle Moiraine'i izleyerek. "�yle olmal�. Pelerini
��minenin �n�nde yanmad�."
��k geceyi ah�rda saklanarak ge�irmi� olsa bile Rand'�n umurunda de�ildi. "Babam?"
dedi Moiraine'e yalvar�rcas�na.
Bran a�z�n� a�t�, ama o konu�amadan Moiraine konu�tu. "Onu bana b�rak, al'Vere
Efendi. Art�k burada aya��ma dolanmaktan ba�ka yapabilece�iniz bir �ey yok."
Bran o an i�in, kendi han�nda d�ar� ��kmas�n�n emredilmesinden
D�NYANIN G�Z� il�
ho�lanmamak ile bir Aes Sedai'ye itaatsizlik etmek aras�nda teredd�t etti. Sonunda
do�ruldu ve Rand'�n omzuna bir �aplak att�. "Haydi gel, evlat. Moiraine Sedai'yi
kendi... kendi... A�a��da bana yard�mc� olabilece�in bir s�r� i� var. Sen fark�na
varmadan, Tam piposu ve bir kupa bira i�in ba��r�yor olacak."
"Kalabilir miyim?" Kad�n Tam d��nda kimsenin fark�nda de�ilmi� gibi davransa da,
Rand, Moiraine'e hitap etmi�ti. Bran'in eli gerginle�ti, ama Rand onu g�rmezden
geldi. "L�tfen. Aya��n�za dola�mam. Burada oldu�umu anlamazs�n�z bile. O benim
babam," diye ekledi, kendini irkilten ve Belediye Ba�kan�'n�n g�zlerini iri iri
a�mas�na sebep olan bir �iddetle. Rand di�erlerinin bunu yorgunlu�una ya da bir Aes
Sedai ile konu�man�n stresine ba�layaca��n� umdu.
"Evet, evet," dedi Moiraine sab�rs�zca. Pelerinini ve asas�n� dikkatsizce odadaki
tek sandalyenin �zerine atm�t� ve �imdi elbisesinin, kollar�n� s�y�r�yor,
dirseklerine kadar a��yordu. "Orada otur. Sen de, Lan." Belirsizce duvar�n �n�ndeki
uzun s�raya do�ru i�aret etti. G�zleri yava��a Tam'i ayaklar�ndan ba��na kadar
tarad�, ama Rand t�yleri �rpererek, bir �ekilde onun �tesine bakt���n� hissetti.
"�stiyorsan�z konu�abilirsiniz," dedi kad�n dalg�n dalg�n, "ama al�ak sesle
konu�un. Sen git, al'Vere Efendi. Burast hasta odas�, toplant� salonu de�il.
Rahats�z edilmememi sa�la."
Belediye Ba�kan� kendi kendine homurdand�, ama elbette kad�n�n dikkatini �ekecek
kadar y�ksek sesle de�il. Rand'�n omzunu yine s�kt�, sonra g�n�ls�zce, ama
itaatkarca kap�y� arkas�ndan kapatt�.
Aes Sedai kendi kendine m�r�ldanarak yata��n yan�nda diz ��kt� ve uzun zaman ne
k�p�rdad�, ne de ses ��kard�.
Hikayelerde Aes Sedai mucizeleri, hep ��k �akmalar�, g�kg�r�l-t�leri, y�ce g��ler
ya da ba�ar�lara ili�kin ba�ka i�aretler e�li�inde ger�ekle�irdi. G��. Zaman
�ark�'n� d�nd�ren Ger�ek Kaynaktan �ekilen Tek G��. Rand, Tam'in G��'le bir
ili�kisinin oldu�unu, G�� kullan�l�rken ayn� odada oldu�unu d��nmek istemiyordu.
Ayn� k�yde olmak bile yeterince k�t�yd�. Ama tek g�rebildi�i, Moiraine'in uykuya
dalm� olabilece�i idi. Fakat Tam'in daha rahat soluk al�p verdi�ini duydu�unu
sand�. Kad�n bir �ey yap�yor olmal�yd�. O kadar dalm�t� ki, Lan yumu�ak sesle
konu�unca yerinde s��rad�.
120.
ROBERTJORDAN
"Takt���n iyi bir silah. Acaba rastlant� eseri �eli�inde de bir bal�k��l olabilir
mi?"
Rand bir an, neden bahsetti�ini anlamadan Muhaf�z'a bakakald�. Aes Sedai ile
g�r�menin heyecan� i�inde Tam'in k�l�c�n� tamamen unutmu�tu. Art�k eskisi kadar
a��r gelmiyordu. "Evet, var. Aes Sedai ne yap�yor?"
"B�yle bir yerde bal�k��l damgal� bir k�l�� bulaca��m� d��nmezdim," dedi Lan.
"Babama ait." Lan'in, kabzas� pelerininin ucundan ancak g�r�lebilen k�l�c�na bakt�;
iki k�l�� birbirine �ok benziyordu, ama Muha-f�z'�nkinde bal�k��l yoktu. G�zlerini
yata�a �evirdi. Tam daha rahat nefes al�yordu, h�r�lt� yok olmu�tu. Bundan emindi.
"Uzun zaman �nce sat�n alm�."
"Bir koyun �oban�n�n b�yle bir �ey sat�n alm� olmas� �ok garip."
Rand Lan'e yan yan bakt�. Bir yabanc�n�n k�l�c� merak etmesi ilgi �ekiciydi. Bunu
bir Muhaf�z'�n yapmas�... Yine .de kendini bir �ey s�ylemek zorunda hissetti.
"Bildi�im kadar�yla hi� i�ine yaramad�. Yaramad���n� s�yledi. D�n geceye kadar
yani. H�l� saklad���n� bilmiyordum bile."
"Ona yarars�z dedi, �yle mi? Hep b�yle d��nmemi� olmal�." Lan bir parma�� ile
Rand'�n belindeki k�na k�saca dokundu. "Bal�k��l�n k�l�� ustal���n�n simgesi oldu�u
yerler vard�r. O k�l�� �ki Nehir'de bir koyun �oban�n�n eline ula�ana kadar garip
yollardan ge�mi� olmal�."
Rand telaffuz edilmemi� soruyu duymazdan geldi. Moiraine h�l� k�p�rdamam�t�. Aes
Sedai herhangi bir �ey yap�yor muydu? Rand titredi ve kollar�n� ovalad�, ne
yapt���n� bilmek istedi�inden emin de�ildi. Bir Aes Sedai.
O s�rada akl�na bir soru geldi, sormak istemedi�i, ama bir yan�t almak zorunda
oldu�u bir soru. "Belediye Ba�kan�..." Bo�az�n� temizledi ve derin bir nefes ald�.
"Belediye Ba�kan�, k�yden geriye herhangi bir �ey kalm� olmas�n�n tek sebebinin sen
ve o oldu�unu s�yledi." Kendini Muhaf�z'a bakmaya zorlad�. "Ormanda bir adamdan
bahsedildi�ini duysan... s�rf bakarak insanlar� korkutan bir adam... bu sizin i�in
uyar� olur muydu? At� hi� ses ��karmayan bir adam. Ve r�zgar�n pelerinine
dokunmad��� bir adam. Neler olaca��n� anlar m�y-
llllllll
D�NYANIN G�Z� J21
diniz? O adamdan haberiniz olsayd�, sen ve Moiraine Sedai bunlar� durdurabilir
miydiniz?"
"K�z karde�lerimden yar�m d�zinesi olmadan, hay�r," dedi Moiraine ve Rand irkildi.
Kad�n h�l� yata��n yan�nda diz ��km�, duruyordu, ama ellerini Tam'in �zerinden
�ekmi�, yar� d�nerek s�ran�n �zerinde oturan ikisine bak�yordu. Sesini ��karmad�,
ama g�zleri Rand'� duvara �iviledi. "Tar Valon'dan ayr�lmadan �nce burada
Trolloclar ve bir Myrddraal bulaca��m� bilseydim, yan�mda yar�m d�zine, bir d�zine
karde� getirirdim. Enselerinden yakalay�p s�r�klemek zorunda kalsam bile. Kendi
ba��ma, bir ay �nceden uyar�lm� olmak bile pek az fark yarat�rd�. Belki hi�. Tek
G��'� kullan�yor olsa bile, bir ki�inin yapabilece�i �eyler k�s�tl�d�r ve d�n gece
ortal�kta y�zden fazla Trol-loc vard�. Koca bir yumruk."
"Yine de bilmek iyi olurdu," dedi Lan �fkeli bir sesle. �fke Rand'a y�nelikti. "Onu
tam olarak ne zaman ve nerede g�rd�n?"
"Bunun art�k �nemi yok," dedi Moiraine. "O�lan�n, su�u olmad��� bir konuda su�lu
oldu�unu d��nmeye ba�lamas�n� istemiyorum. Ben de ayn� �l��de su�luyum. D�n
g�rd���m o lanet kuzgun ve hareketleri beni uyarmal�yd�. Ve seni de, eski dostum."
�fkeyle dilini �aplatt�. "Kendime kibir derecesinde g�veniyordum, Karanl�k Var-
l�k'�n dokunu�unun bu kadar yay�lmad���ndan emindim. Ya da bu kadar yo�un
oldu�undan. O kadar emindim ki..."
Rand g�zlerini k�rp�t�rd�. "Kuzgun mu? Anlam�yorum."
"Le� yiyiciler." Lan'in a�z� tiksinti ile b�k�ld�. "Karanl�k Varl�k'�n
hizmetkarlar� s�k s�k �l�mle beslenen yarat�klar aras�nda casuslar bulur. Daha �ok
kuzgunlar ve kargalar. Bazen, �ehirlerde s��anlar."
Rand'�n bedeni aniden �rperdi. Karanl�k Varl�k'�n casusu olan kuzgunlar ve
kargalar? Art�k her yerde kuzgunlar ve kargalar vard�. Karanl�k Varl�k'�n dokunu�u,
demi�ti Moiraine. Karanl�k Varl�k hep oradayd� -bunu biliyordu- ama I��k'ta
y�r�meye �abalad���n�z ve ismini telaffuz etmedi�iniz s�rece size zarar veremezdi.
Herkes buna inan�r, herkes annesinin s�t� ile bunu ��renirdi. Ama Moiraine'in �imdi
s�yledi�i...
Bak�lar� Tam'e tak�ld� ve ba�ka her �ey akl�ndan ��kt�. Babas�n�n, y�z�ndeki
k�rm�z�l�k fark edilir �ekilde azalm�t� ve nefesi neredeyse
122
ROBERTJORDAN
normale d�nm�t�. Lan kolunu tutmasayd�, Rand aya�a f�rlayacakt�. "Basard�n."
Moiraine ba��n� iki yana sallad� ve i�ini �ekti. "Hen�z de�il. Umar�m yaln�zca
'hen�z de�il'dir. Trolloc silahlar� Thakan'dar denilen vadide, Shayol Ghul'un
yama�lar�nda d�v�l�r. Baz�lar� o mekanda kirlenir, metalin i�ine k�t�l���n kiri
i�ler. O kirli k�l��lar yard�m edilmezse iyile�meyen ya da �l�mc�l ate�ler yaratan
yaralar a�ar. �la�lar�n etki etmedi�i tuhaf hastal�klar. Baban�n ac�s�n� dindirdim,
ama i�aret, kir, h�l� onunla. Yaln�z b�rak�l�rsa yine b�y�yecek ve onu
t�ketecektir."
"Ama siz onu yaln�z b�rakmayacaks�n�z." Rand'�n s�zleri yar� yakar�, yar� emirdi.
Bir Aes Sedai ile bu �ekilde konu�mas� kar��s�nda �ok ge�irdi, ama kad�n ses tonunu
fark etmemi� gibiydi.
"B�rakmayaca��m," diye onaylad� yaln�zca. "�ok yorgunum, Rand, ve d�n geceden beri
dinlenme f�rsat�m olmad�. Normalde fark etmezdi, ama bu t�rden bir yara i�in... Bu"
-kesesinden k���k, beyaz bir ipek boh�a ��kard�- "bir angreal'da." Rand'�n
y�z�ndeki ifadeyi g�rd�. "Demek angreaAerden haberin var. G�zel."
Rand bilin�sizce arkas�na yasland�, ondan ve elindeki �eyden uzakla�t�. Birka�
hikaye, angreafterden, Aes Sedailerin en b�y�k mucizelerini yarat�rken kulland���,
Efsaneler �a��'ndan kalma anda�lardan bahsediyordu. Kad�n�n p�r�zs�z, fildi�i bir
fig�r ��kard���n� g�r�nce irkildi. �ekil, �a�lar�n etkisi ile kararm�t�. Aes
Sedai'nin elinden daha uzun olmayan, ak�c� c�ppeler i�inde, uzun sa�lar� omuzlar�na
d�k�len bir kad�n biblosuydu.
"Bunlar�n yap�m�n� unuttuk," dedi. "Onca �ey, belki bir daha asla bulunmamak �zere
kayboldu. Birka� tanesi kald�. Amyrlin Makam� bunu almama neredeyse izin
vermeyecekti. Sonunda izin vermi� olmas�, Emond Meydan� ve baban i�in iyi oldu. Ama
�ok �ey umma-mal�s�n. �imdi bununla, bunsuz d�n yapabileceklerimden yaln�zca biraz
fazlas�n� yapabilirim ve kir g��l�. �leyecek zaman� oldu."
"Ona yard�m edebilirsiniz," dedi Rand hararetle. "Edebilece�inizi biliyorum."
Moiraine yaln�zca, dudaklar�n� b�kerek g�l�msedi. "G�rece�iz-Sonra yine Tam'e
d�nd�. Bir elini aln�na koydu; di�eri ile fildi�i bib-
D�NYANIN G�Z� 12i
loyu kavrad�. G�zlerini kapatt�, y�z� bir yo�unk�ma ifadesi kazand�. Nefes biJe
alm�yor gibi g�r�n�yordu.
"Bahsetti�in atl�," dedi Lan al�ak sesle, "seni korkutan -kesinlikle bir
Myrddraal'di."
"Bir MyrddraaJ!" diye ba��rd� Rand. "Ama Soluklar alt� metre boyundad�r ve..."
S�zc�kler, Korucuyu'nun ne�esiz s�r�tmas� alt�nda solup gitti.
"Bazen, koyun �oban�, hikayeler baz� �eyleri oldu�undan b�y�k k�lar. �nan bana, bir
Yar�-insan s�z konusu oldu�unda ger�ek de yeterince b�y�kt�r. Yar�-insan, Sinsi,
Soluk, G�lge-adam; ismi hangi �lkede oldu�una g�re de�i�ir, ama hepsi Myrddraal
demektir. Soluklar Trolloc d�l�d�r, Deh�etlordlan'n�n TroJJoclar� yapmak i�in
kulland��� insanlardan �reyen, Trolloclar son hallerine ula�madan �nceki nesildir.
Ama insan kan� g��l� olsa da, Trolloclan bozan leke de g��l�d�r. Yan-insanlar�n bir
t�r g�c� vard�r, Karanl�k Varlik'tan kaynaklanan bir t�r g��. Teke tek
kald�klar�nda, yaln�zca en zay�f Aes Seda-iler bir Soluk'a rakip olamaz, ama pek
�ok iyi ve d�r�st insan onlar�n kar��s�nda �lm�t�r. Sava�lar, Efsaneler �a�� ile
sona erdi�inden, Terkedilmi�ler tutsak edildi�inden bu yana, sava�an Trolloc
yumruklar�n�n beyni onlar oldular. Trolloc Sava�lar� zaman�nda, TroJJoclan sava�a,
Deh�etlordlar�'n�n y�netimi alt�ndaki Yar�-insanlar s�rd�."
"Beni korkuttu," dedi Rand hafif�e. "Bana yaln�zca bakt� ve..." �r-perdi.
"Utanmana gerek yok, koyun �oban�. Onlar beni de korkutur. T�m hayatlar� boyunca
askerlik yapan adamlar�n, bir Yan-insan ile �ar�� kar��ya geldiklerinde y�lan g�rm�
ku� gibi donduklar�n� g�rd�m. Kuzeyde, B�y�k Afet'in s�n�r�ndaki Yabantopraklan'nda
bir deyi� vard�r.- G�zs�z'�n bak�� korkudur."
"G�zs�z m�?" dedi Rand ve Lan ba��n� sallad�.
"Myrddraaliar karanl�kta ya da ayd�nl�kta, kartal gibi g�r�r, ama
g�zleri yoktur. Bir Myrddraal ile kar�� kar��ya gelmekten daha tehli-
Ke'i pek az �ey vard�r. D�n gece burada olan�, hem Moiraine Sedai,
em de ben �ld�rmeye �al�t�k, ama her seferinde ba�ar�s�zl��a u�ra-
Jk Yar�-insanlarda Karanl�k Varl�k �ans� vard�r."
Rand yutkundu. "Bir Trolloc, Myrddraal'in benimle konu�mak is-
124
ROBERTJORDAN
tedi�ini s�yledi. Ne demek istedi�ini anlamad�m."
Lan h�zla ba��n� kald�rd�; g�zleri mavi ta�lar gibiydi. "Bir Trolloc'la m�
konu�tun?"
"Tam olarak de�il," diye kekeledi Rand. Muhaf�z'�n g�zleri onu bir tuzak gibi
yakalam�t�. "O benimle konu�tu. Beni incitmeyece�ini, Myrddraal'�n benimle konu�mak
istedi�ini s�yledi. Sonra beni �ld�rmeye �al�t�." Dudaklar�n� yalad�, elini
k�l�c�n�n kabzas�na s�rtt�. K�sa, kesik c�mlelerle �iftlik evine d�n�lerini
anlatt�. "Ama ben onu �ld�rd�m," diye bitirdi. "Asl�nda kazayla. �zerime atlad� ve
k�l�� elimdeydi."
Lan'in y�z� hafif�e yumu�ad�. E�er kayan�n yumu�ad��� s�ylene-bilirse. "�yle olsa
bile, bu da bahsetmeye de�er bir �ey, koyun �oban�. D�n geceye kadar
S�n�rboylar�'n�n g�neyinde, b�rak birini �ld�rmeyi, bir TroUoc g�rd���n�
s�yleyebilecek pek az insan vard�."
"Ve bir Trolloc'u yaln�z ba��na, yard�m almadan �ld�ren daha da az ki�i," dedi
Moiraine bitkinlik i�inde. "Oldu, Rand. Lan, kalkmama yard�m et."
Muhaf�z onun yan�na ko�tu, ama yata��n yanma f�rlayan Rand ondan h�zl� davrand�.
Tam'in derisi serindi, ama y�z�, g�ne� g�rmeden �ok uzun zaman ya�am� gibi solgun,
beyaz bir g�r�n�me sahipti. G�zleri h�l� kapal�yd�, ama normal uyku uyuyormu��asma
derin nefesler al�yordu.
"A�t�k iyile�ecek mi?" diye sordu Rand endi�e i�inde.
"Dinlendik�e, evet," dedi Moiraine. "Yatakta birka� hafta, sonra her zamanki kadar
iyi olacak." Lan'in koluna tutunmas�na ra�men sendeleyerek y�r�d�. Pelerinini ve
asas�n� sandalye yast���n�n �zerinden ald� ve i�ini �ekerek oturdu. Yava��a,
dikkatle angreah sard� ve kesesine koydu.
Rand'�n omuzlar� sars�l�yordu; kendini kahkaha atmaktan al�koymak i�in duda��n�
�s�rd�. Ayn� zamanda, g�zya�lar�n� silmek i�in elini g�zlerinden ge�irmek zorunda
kalm�t�. "Te�ekk�r ederim."
"Efsaneler �a��'nda," diye devam etti Moiraine, "baz� Aes Sedailer, �ok ufak bir
k�v�lc�m kalm� olsa bile insanlara ya�am ve sa�l�k alevi verebiliyordu. Ama o
g�nler ge�ti -belki de sonsuza dek d�nmemek �zere. Onca �ey kayboldu; yaln�zca
angreaAenn yap�m� de�il. �imdi,
D�NYANIN G�Z� 125.
de�il hat�rlamak, hayal bile edemedi�imiz, yap�labilen onca �ey. Art�k say�m�z �ok
daha az. Baz� beceriler tamamen yok oldu ve kalan baz�lar� daha zay�f g�r�n�yor.
Art�k bedenden faydalanmak i�in hem irade, hem de g�� gerekiyor ve aram�zdaki en
g��l�ler bile �ifa yolunda hi�bir �ey yapam�yor. Baban�n hem bedensel hem de tinsel
olarak g��l� bir adam olmas� onun �ans�. G�c�n�n �o�unu hayat� i�in m�cadele
ederken kulland�, ama iyile�mesi i�in art�k her �ey kendisine kald�. Bu zaman
alacakt�r, ama leke yok oldu."
"Bunun kar��l���n� asla �deyemem," dedi Rand kad�na, g�zlerini Tam'den ay�rmadan,
"ama sizin i�in ne yapabilirsem, yapar�m. Her �eyi." O zaman bedel konu�malar�n� ve
s�z�n� hat�rlad�. Tam'in yan�nda diz ��kerken, �ncekinden de i�tendi, ama yine de
ona bakmak kolay de�ildi. "Her �ey. K�ye ya da arkada�lar�ma zarar vermedi�i
s�rece."
Moiraine �nemsemez bir tav�rla elini sallad�. "E�er sen gerekli oldu�unu
d��n�yorsan. Yine de seninle konu�mak istiyorum. Ku�kusuz sen de buradan bizimle
ayn� anda ayr�lacaks�n ve o zaman uzun uzun konu�abiliriz."
"Ayr�lmak m�!" diye ba��rd� Rand, do�rularak. "Durum o kadar k�t� m� ger�ekten?
Herkes sanki yeniden in�a etmeye ba�layacak-m��z gibi g�r�n�yordu. �ki Nehir halk�
olduk�a yerle�ik bir halkt�r. Kimse buradan ayr�lmaz."
"Rand..."
"Hem, nereye gidebiliriz ki? Padan Fain havan�n her yerde ayn� �l��de k�t� oldu�unu
s�yledi. O... o �er�iydi. Trolloclar..." Rand, Thom Merrillin'in Trolloclar�n ne
yediklerinden bahsetmemi� olmas�n� dileyerek yutkundu. "Bence yap�labilecek en iyi
�ey burada, �ki Nehir'de, ait oldu�umuz yerde kalmak ve her �eyi eski haline
getirmek. Tarlalarda ekinlerimiz var ve k�sa s�re sonra, hava koyunlar�
k�rkabilece�imiz kadar �s�nacak. Bu ayr�lma konu�malar�n� kim ba�att�, bilmiyorum
�iddiaya girerim Coplinlerden biridir� ama her kimse..."
"Koyun �oban�," diye araya girdi Lan, "dinliyor olman gerekirken konu�uyorsun."
Rand g�zlerini k�rp�t�rarak ikisine bakt�. Yan say�klad���n� fark

ROBERTJORDAN
�M
etti. Kad�n konu�maya �al��rken, sa�malay�p durmu�tu. Bir Aes Se-dai onunla
konu�maya �al��rken... Ne s�yleyece�ini, nas�l �z�r dileyece�ini merak etti, ama o
h�l� bakarken Moiraine g�l�msedi.
"Kendini nas�l hissetti�ini anl�yorum, Rand," dedi ve Rand kad�n�n ger�ekten
anlad���n� hissetti. "Art�k bunu d��nme." A�z� gerildi, sonra ba��n� iki yana
sallad�. "Anl�yorum ki, bu i�i do�ru ele almam��m. San�r�m ilk �nce beklemeliydim.
Buradan ayr�lacak olan sensin, Rand. K�y�n hat�r� i�in gidecek olan sensin."
"Ben mi?" Bo�az�n� temizledi, sonra yine denedi. "Ben mi?" Bu sefer sesi daha g��l�
��kt�. "Neden gitmek zorunday�m? B�t�n bunlar�n hi�birini anlam�yorum. Ben hi�bir
yere gitmek istemiyorum."
Moiraine Lan'e bakt� ve Muhaf�z kollar�n� a�t�. Rand'a deri band�n�n alt�ndan bakt�
ve Rand yine g�r�nmez bir terazi taraf�ndan �l��ld���n� hissetti. "Biliyor musun,"
dedi Lan aniden, "baz� evler sald�r�ya u�ramad�."
"K�y�n yar�s� k�l oldu," diye itiraz etti Rand, ama Muhaf�z s�zlerine devam etti.
"Baz� evler yaln�zca karga�a yaratmak i�in ate�e verildi. Trolloclar daha sonra
onlar� ve onlardan ka�an insanlar�, yollar�na ��kmad�klar� s�rece g�rmezden
geldiler. Y�redeki �iftliklerden �o�u tek Trolloc k�l� bile g�rmedi ya da
g�rm�lerse yaln�zca uzaktan g�rd�ler. �o�u k�y� g�rene kadar sorun ��kt���n� bile
bilmiyordu."
"Darl Coplin'i duydum," dedi Rand yava��a. "San�r�m anlamam��m."
"�ki �iftlik sald�r�ya u�rad�," diye devam etti Lan. "Sizinki ve biri daha. Bel
Tine y�z�nden ikinci �iftlikte ya�ayanlar �oktan k�ye gelmi�ti. Myrddraal �ki Nehir
geleneklerini bilmedi�i i�in �ok insan kurtuldu. Festival ve K� Gecesi i�ini
neredeyse imkans�z k�ld�, ama o
bunu bilmiyordu."
Rand sandalyesinde arkas�na yaslanan Moiraine'e bakt�, ama kad�n hi�bir �ey
s�ylemedi, yaln�zca parma�� duda��n�n �zerinde, onu izledi. "Bizim �iftli�imiz ve
hangisi?" diye sordu Rand sonunda.
"Aybara �iftli�i," diye devam etti Lan. "Burada, Emond Meyda-n�'nda ilk �nce
demirhaneye, demircinin ve Cauthon Efendi'nin evlerine sald�rd�lar."
D�NYANIN G�Z� 127
Rand'�n a�z� aniden kurumu�tu. "Bu ��lg�nl�k," demeyi ba�ard�, sonra Moiraine
do�rulurken yerinde s��rad�.
"��lg�nl�k de�il, Rand," dedi kad�n. "Bu ama�l� yap�ld�. Trolloclar Emond
Meydan�'na tesad�f eseri gelmediler ve yapt�klar�n�, bundan ne kadar zevk alm�
olurlarsa olsunlar, �ld�rme ve yakma keyfi i�in yapmad�lar. Neyin, daha do�rusu
kimin pe�inde olduklar�n� biliyorlard�. Trolloclar Emond Meydan� yak�nlar�nda
ya�ayan, belli ya�ta delikanl�lar� �ld�rmek ya da yakalamak i�in geldiler."
"Benim ya��mdakileri mi?" Rand'�n sesi titriyordu ve buna ald�rm�yordu. "I��k! Mat.
Ya Perrin?"
"Hayatta ve iyi," diye Moiraine onu, temin etti "ama biraz isli."
"Ban Crawe ve Lem Thane?"
"Hi� tehlikede olmad�lar," dedi Lan. "En az�ndan, ba�kalar�ndan daha fazla de�il."
"Ama onlar da atl�y�, Soluk'u g�rd�ler ve benimle ayn� ya�talar."
"Crawe Efendi'nin evi zarar bile g�rmedi," dedi Moiraine. "De�irmenci ile ailesi,
g�r�lt� onlar� uyand�rana kadar, sald�r�n�n yans� boyunca uyudu. Ban senden on ay
b�y�k ve Lem sekiz ay k���k." Rand'�n �a�k�nl��� kar��s�nda kuru kuru g�l�msedi.
"Sana sorular sordu�umu s�yledim. Ayn� zamanda, belli ya�taki delikanl�lar, dedim.
Sen ve iki arkada��n aras�nda yaln�zca haftalar var. Mydraal sizi, ���n�z�
ar�yordu, ba�kas�n� de�il."
Rand huzursuzca, kad�n�n ona �yle, sanki g�zleri beynini dele-cekmi� ve her k�esini
okuyacakm� gibi bakmamas�n� dileyerek k�p�rdand�. "Bizden ne istiyor olabilirler
ki? Biz yaln�zca �ift�iyiz, koyun �oban�y�z."
"Bu sorunun yan�t� �ki Nehir'de de�il," dedi Moiraine sessizce. Fakat bu yan�t
�nemli. �ki bin senedir Trolloc g�r�lmeyen bir yere Trollodar�n gelmesi bize �ok
�ey anlat�yor."
"Trolloc sald�r�lar�ndan bahseden �ok hikaye var," dedi Rand inat-�' bir ses
tonuyla. "Ama daha �nce biz hi� sald�r�ya u�ramam�t�k. Muhaf�zlar Trolloclarla hep
sava��r."
Lan homurdand�. "Evlat, B�y�k Afet boyunca Trolloclarla sava�-ay' beklerim, ama
burada, neredeyse alt� y�z fersah g�neyde de�il. Un geceki, Shienar'da ya da
S�n�rboylar� kentlerinin herhangi birin-
12i ROBERT JORDAN
de ya�ananlar kadar zorlu bir sald�r�yd�."
"��inizden birinde," dedi Moiraine, "ya da ���n�zde birden, Karanl�k Varl�k'm
korktu�u bir �ey var."
"Bu... bu imkans�z." Rand sendeleyerek pencereye y�r�d� ve k�ye, y�k�nt�lar�n
aras�nda �al�an insanlara bakt�. "Ne oldu�u umurumda bile de�il, bu imkans�z."
Otlak'ta bir �ey g�z�ne tak�ld�. Bakt�, sonra bunun Bahar Dire�i'nin kararm�
kal�nt�lar� oldu�unu fark etti. Bir �er�i, bir ��k ve yabanc�larla, g�zel bir Bel
Tine. �rperdi, ba��n� �iddetle sallad�. "Hay�r. Hay�r, ben bir �oban�m. Karanl�k
Varl�k benimle ilgileniyor olamaz."
"Karga�a ��karmadan, Sm�rboylar�'ndan Caemlyn'e ve sonra daha �teye o kadar �ok
Trolloc getirmek b�y�k zahmet gerektirmi� olmal�," dedi Lan sert�e. "Bunu nas�l
ba�ard�klar�n� bilmeyi dilerdim. B�t�n bunlar� yaln�zca birka� ev yakmak i�in
yapt�klar�na m� inan�yorsun?"
"Geri d�necekler," diye ekledi Moiraine.
Rand Lan'e itiraz etmek i�in a�z�n� a�t�, ama Moiraine'in s�z� konu�mas�n�
engelledi. Kad�na d�nd�. "Geri mi d�necekler? Onlar� durduramaz m�s�n�z? D�n gece
durdurdunuz ve o s�rada haz�rl�ks�zd�n�z. Art�k onlar�n burada oldu�unu
biliyorsunuz."
"Belki," diye yan�t verdi Moiraine. "Tar Valon'a haber yollay�p k�z karde�lerimden
birka��n� isteyebilirim; bizim onlara ihtiyac�m�z olmadan �nce yolculuklar�n�
yapacak zaman bulabilirler. Myrdraal benim burada oldu�umu da biliyor ve destek
kuvvet, daha �ok Myrddraal ve daha �ok Trolloc olmadan, muhtemelen sald�rmayacakt�r
-en az�ndan a��k a��k. Yeterince Aes Sedai ve yeterince Muhaf�z ile, Trol-loclar
altedilebilir, ama bunun ka� sava� s�rece�ini bilemiyorum."
Rand'm kafas�nda bir g�r�nt� dans etti. Emond Meydan� k�ller i�inde. T�m �iftlikler
yanm�. Ve Seyrantepe, Deven Yolu, Taren Sal�. Hepsi k�l ve kan i�inde. "Hay�r,"
dedi ve bir�eyleri kaybediyormu� gibi, i�inde bir burkulma hissetti. "Bu y�zden
gitmek zorunday�m, de�il mi? Ben burada olmazsam Trolloclar d�nmeyecek." Son bir
inat��l�k izi, �unu eklemesine sebep oldu, "E�er pe�inde olduklar�
ger�ekten bensem."
Moiraine'in ka�lar�, Rand'�n ikna olmas�na �a��rm� gibi kalkt�,
D�NYAN�N G�Z� 122
ama Lan konu�tu, "K�y�n �zerine iddiaya girmeye g�n�ll� m�s�n, koyun �oban�? T�m
�ki Nehir �zerine?"
Rand'�n inat��l��� zay�flad�. "Hay�r," dedi yine ve i�indeki bo�lu�u hissetti
yeniden. "Perrin ve Mat'in de gitmeleri gerekiyor, de�il mi?" �ki Nehir'den
ayr�lmak. Evini ve babas�n� b�rakmak. En az�ndan Tam iyile�ecekti. En az�ndan
Ta�oca�� Yolu'ndaki her �eyin sa�mal�k oldu�unu s�yledi�ini duyacakt�. "Baerlon'a
gidebiliriz san�r�m, hatta Caemlyn'e. Caemlyn'de, t�m �ki Nehir n�fusundan daha
fazla insan oldu�unu duydum. Orada g�vende oluruz." Kahkaha atmaya �al�t�, ama bu
bo� bir kahkahayd�. "Hep Caemlyn'i g�rmeyi hayal ederdim. B�yle olaca��n� hi�
d��nmemi�tim."
Uzun bir sessizlik �ld�, sonra Lan konu�tu, "Ben olsam bu konuda Caemlyn'e
g�venmezdim. E�er Myrddraaller sizi o kadar �ok istiyorsa, bir yol bulacaklard�r.
Yar�-insanlar i�in duvarlar engel olu�turmaz. Ve sizi �ok istediklerine inanmamakla
aptall�k edersiniz."
Rand moralinin bozulabilece�i kadar bozuldu�unu d��n�yordu, ama bu daha da bozdu.
"G�venli bir yer var," dedi Moiraine yumu�ak bir sesle ve Rand'�n kulaklar�
dinlemek i�in dikildi. "Tar Valon'da, Aes Sedailer ve Muhaf�zlar aras�nda
olursunuz. Trolloc Sava�lar� s�ras�nda bile Karanl�k Varl�k Parlak Duvarlar'a
sald�rmaya korktu. Tek te�ebb�s�, sonuna kadar en b�y�k ba�ar�s�zl��� �ld�. Ve Tar
Valon biz Aes Sedaile-rin ��lg�nl�k Zaman�'ndan bu yana toplad���m�z t�m bilgiyi
bar�nd�r�yor. E�er bu m�mk�nse, Myrddraallerin sizi neden istedi�ini
��renebilece�iniz tek yer Tar Valon. Yalanlar�n Babas�'n�n sizi neden istedi�ini
orada ��renebilirsiniz. Buna s�z verebilirim."
Ta Tar Valon'a kadar gitmek, hayallerinin �tesinde bir �eydi. Aes Sedailerin
ortas�nda olaca�� bir yere yolculuk. Elbette, Moiraine Tam'i iyile�tirmi�ti -ya da
en az�ndan �yle g�r�n�yordu- ama bir de onca hikaye vard�. Bir Aes Sedai ile ayn�
odada olmak yeterince rahats�zl�k vericiydi. Onlarla dolu bir �ehirde olmak... Ve
kad�n h�l� bunun bedelini s�ylememi�ti. Hep bir bedel olur, hikayeler b�yle
s�ylerdi.
"Babam ne kadar uyuyacak?" diye sordu sonunda. "Ben... benim �na s�ylemem gerek.
Uyand���nda beni gitmi� bulmamal�." Lan'in rahatlayarak i�ini �ekti�ini duydu�unu
sand�. Muhaf�z'a merakla bakt�,
�3�
ROBERTJORDAN
ama Lan'in y�z� her zamanki kadar ifadesizdi.
"Biz gitmeden �nce uyanmas� pek olas� de�il," dedi Moiraine. "Hava iyice
karard�ktan hemen sonra yola ��kmay� planl�yorum. Bir g�n gecikmek bile �l�mc�l
olabilir. En iyisi ona bir not b�rakman olacak."
"Geceleyin mi?" dedi Rand ku�kuyla ve Lan ba��n� sallad�.
"Yar�-insanlar gitti�imizi k�sa s�rede ��renir. Olaylar�, zorunlu oldu�umuzdan daha
kolay hale getirmemeniz en iyisi."
Rand babas�n�n battaniyesi ile u�ra�maya ba�lad�. Tar Valon'a �ok uzun bir yol
vard�. "Bu durumda... Bu durumda gidip Mat ve Perrin'i bulsam iyi olacak."
"Ben bununla ilgilenirim." Moiraine aya�a kalkt� ve aniden yenilenmi� bir canl�l�k
ile pelerinini giydi. Elini Rand'�n omzuna koydu. Rand irkilmemek i�in elinden
geleni yapt�. Kad�n fazla bast�rmam�-t�, ama onu yakalayan, bir y�lan� tutan �atal
de�ne�in demirden kavray�� kadar emin bir eldi. "B�t�n bunlar� kendi aram�zda
tutsak en iyisi olacak. Anl�yor musun? Han kap�s�na Ejder Di�i'ni �izenler
��renirse sorun ��karabilir."
"Anl�yorum." Kad�n elini �ekti�inde Rand rahatlayarak derin bir nefes ald�.
"Al'Vere Han�m'dan, sana yiyecek bir�eyler getirmesini isteyece�im," diye devam
etti Moiraine, Rand'�n tepkisini fark etmemi� gibiydi. "Sonra uyumahs�n. Dinlenmi�
olsan bile, bu geceki zorlu bir yolculuk olacak."
Kap� arkalar�ndan kapand� ve Rand Tam'e bakarak durdu -Tam'e bakarak, ama hi�bir
�ey g�rmeden. O �na kadar onun Emond Mey-dan�'n�n par�as� oldu�u kadar, Emond
Meydan�'n�n da kendisinin par�as� oldu�unu fark etmemi�ti. Bunu ancak, ondan
kopar�ld���n� hissetti�i anda fark etmi�ti. Art�k k�yden ayr�l�yordu. Gecenin
�oban� onu istiyordu. Bu imkans�zd�, Rand yaln�zca bir �ift�iydi, -ama Trolloclar
gelmi�ti ve Lan bir konuda hakl�yd�. Moiraine'in hatal� olmas� ihtimaline kar��l�k
k�y� riske atamazd�. Hatta kimseye s�yleyemezdi; Coplinler b�yle bir �ey i�in
ger�ekten sorun ��kar�rd�. Aes Se-dai'ye g�venmek zorundayd�.
"Onu �imdi uyand�rma," dedi al'Vere Han�m, Belediye Ba�kan�
D�NYANIN G�Z� ��
kendisinin ve kar�s�n�n arkas�ndan kap�y� kapat�rken. Kad�n�n ta��d��� bezle
�rt�lm� tepsiden s�cak ve harika kokular geliyordu. Kad�n tepsiyi duvar�n �n�ndeki
dolab�n �zerine koydu, sonra kararl�l�kla Rand'� yataktan uzakla�t�rd�.
"Moiraine Han�m onun neye ihtiyac� oldu�unu bana s�yledi," dedi yumu�ak sesle, "ve
bu, senin bitkinlikten onun tepesine d�meni i�ermiyor. Sana yiyecek bir�eyler
getirdim. So�utma."
"Ke�ke ona b�yle demesen," dedi Bran aksi aksi. "Moiraine Sedai demen uygun. Yoksa
k�zabilir."
Al'Vere Han�m kocas�n�n yana��n� ok�ad�. "Bu konuda endi�elenmeyi bana b�rak. O ve
ben uzun uzun konu�tuk. Ve sesini al�ak tut. Tam'i uyand�r�rsan, bana ve Moiraine
Sedai'ye hesap verirsin." Kad�n, Bran'in �srar�n� aptalca g�stermek i�in
Moiraine'in unvan�n� vurgulam�t�. "Siz ikiniz yolumdan �ekilin." Kocas�na sevgiyle
g�l�mseyerek yata�a ve Tam'e d�nd�.
Al'Vere Efendi Rand'a sinirle bakt�. "Kad�n bir Aes Sedai. K�y kad�nlar�n�n yar�s�,
Kad�n Kurulu'na dahilmi� gibi, di�er yar�s� bir Trol-locmu� gibi davran�yor. Teki
bile bir Aes Sedai'nin yan�nda dikkatli davranman gerekti�ini anlam�yor. Erkekler
ona yan yan bak�yor olabilir, ama en az�ndan onu k�zd�rabilecek hi�bir �ey
yapm�yorlar."
Dikkatli, diye d��nd� Rand. Dikkatli olmaya ba�lamak i�in ge� de�ildi. "Al'Vere
Efendi," dedi yava��a, "ka� �iftli�in sald�r�ya u�rad���n� biliyor musun?"
"�imdiye kadar duyduklar�ma g�re, sizinki dahil yaln�zca iki tane." Belediye
Ba�kan� ka�lar�n� �atarak sustu, sonra omuzlar�n� silkti. "Burada olanlara
bak�l�rsa, yeterli g�r�nm�yor. Bundan memnun olmal�y�m, ama... Eh, muhtemelen g�n
bitmeden daha fazlas�n� duyar�z."
Rand i�ini �ekti. Hangi �iftlikler oldu�unu sormas�na gerek yoktu. "K�yde... yani,
neyin pe�inde olduklar�n� g�steren herhangi bir �ey var m�yd�?"
"Pe�inde mi, evlat? Hepimizi birden �ld�rmek d��nda herhangi bir �eyin pe�inde
olduklar�n� sanm�yorum. T�pk� s�yledi�im gibi. K�-pekler havlad�, Moiraine Sedai ve
Lan sokaklarda ko�maya ba�lad�, sonra birisi ba��rarak Luhhan Usta'n�n evinin ve
demirhanenin yan-
131
ROBERTJORDAN
d���n� duyurdu. Abell Cauthon'un evi de ate� ald� -bu tuhaf; k�y�n neredeyse
ortas�nda. Her neyse, hemen sonra Trolloclar aram�zday-d�. Hay�r, bir�eylerin
pe�inde olduklar�n� sanm�yorum." Aniden hav-larcas�na bir kahkaha att�, ama
kar�s�na bir g�z atarak sustu. Kad�n arkas�n� d�nmedi. "Ger�e�i s�ylemek
gerekirse," diye devam etti al'Vere Efendi al�ak sesle, "onlar�n kafas� da bizimki
kadar kar�m� g�r�n�yordu. Burada bir Aes Sedai ve bir Muhaf�z bulmay�
beklediklerini sanm�yorum."
"Herhalde beklemiyorlard�," dedi Rand y�z�n� buru�turarak.
E�er Moiraine bu konuda do�ru s�ylemi�se, muhtemelen di�er konularda da do�ruyu
s�yl�yordu. Rand bir an Belediye Ba�kan�'n�n tavsiyesini almay� d��nd�, ama al'Vere
Efendi'nin Aes Sedailer hakk�nda, di�er k�yl�lerden daha fazla �ey bilmedi�i
a��kt�. Dahas�, Belediye Ba�kan�'na neler olup bitti�ini s�ylemek istemiyordu
�Moira-ine'in neler olup bitti�i hakk�nda s�ylediklerini kendine saklad�. Kendisine
g�l�nmesinden mi, yoksa inan�lmas�ndan m� daha �ok korkuyordu, emin de�ildi.
Ba�parma��n� Tam'in k�l�c�n�n kabzas�na s�rtt�. Babas� d�ar�daki d�nyada
bulunmu�tu; Aes Sedailer hakk�nda, Belediye Ba�kan�'nda daha �ok �ey biliyor
olmal�yd�. Ama e�er Tam ger�ekten �ki Nehir'den ayr�lm�sa, belki Bat�orman�'ndan
s�yledikleri... Rand iki eliyle sa�lar�n� ovalad�, bu d��nceleri da��tt�.
"Uykuya ihtiyac�n var, evlat," dedi Belediye Ba�kan�.
"Evet, �yle," diye ekledi al'Vere Han�m. "Neredeyse oldu�un yerde d�eceksin."
Rand ona �a�k�nl�k i�inde bakt�. Onun, babas�n�n yan�ndan ayr�ld���n� bile fark
etmemi�ti. Uykuya ihtiyac� vard�; bunu d��nmek bile esnemesine yol a�t�.
"Yan odadaki yata�a yatabilirsin," dedi Belediye Ba�kan�. "Ate� yakt�rd�m bile."
Rand babas�na bakt�; Tam, derin bir uykudayd� ve bu onu yine esnetti. "�zin
verirseniz burada kalmay� tercih ederim. Uyand��� zaman yan�nda olmak i�in."
Hasta odas� meseleleri al'Vere Han�m'�n alan�na giriyordu ve Belediye Ba�kan� karar
vermeyi ona b�rakt�. Kad�n bir an teredd�t ettikten sonra ba��n� sallad�. "Ama
kendi kendine uyanmas�na izin vere-
D�NYANIN ��Z� ��
�eksin. Uykusunu b�lersen..." Rand emredildi�i gibi yapaca��n� s�ylemeye �al�t�,
ama s�zc�kler bir ba�ka esnemeye kar�t�. Kad�n g�l�mseyerek ba��n� sallad�. "Sen de
zaman ge�meden uykuya dalm� olacaks�n. Kalacaksan, ate�in yan�na b�z�l. Ve uyumadan
�nce getirdi�im et suyundan biraz i�."
"��erim," dedi Rand. Onu o odada tutacak her �eyi kabul ederdi. "Ve babam�
uyand�rmam."
"Uyand�rmamaya dikkat et," dedi al'Vere Han�m. Sesi, kararl�, fakat sevecen
��km�t�. "Sana bir yast�k ve battaniye getiririm."
Kap� en sonunda arkalar�ndan kapand���nda, Rand odadaki tek sandalyeyi yata��n
yanma �ekti ve oturup Tam'i izlemeye ba�lad�. Al'Vere Han�m uykudan bahsedebilirdi
elbette -�enesi yeni bir esnemeyi bast�rmaya �al��rken ��t�rdad�- ama hen�z
uyuyamazd�. Tam her an uyanabilirdi ve belki k�sa bir s�re uyan�k kal�rd�.
Uyand���nda, Rand bekliyor olmal�yd�.
Y�z�n� buru�turdu ve k�l�c�n kabzas�n� dalg�n dalg�n kaburgalar�ndan �ekerek,
sandalyede yer de�i�tirdi. Moiraine'in s�ylediklerini kimseye anlatmak istemiyordu,
ama bu Tam'di. Bu... Fark�na varmadan �enesini s�kt�. Babam. Babama her �eyi
s�yleyebilirim.
Biraz daha kayk�ld� ve ba��n� sandalyenin s�rt�na dayad�. Tam babas�yd� ve kimse
babas�na ne s�yleyip, ne s�ylemeyece�ini emrede-mezdi. Tam uyanana kadar uyan�k
kalmal�yd�. Yaln�zca bunu yapmal�yd�...
�ARKIN ANLATTIKLARI
Ko�arken Rand'm y�re�i �arp�yordu. Deh�et i�inde onu �evreleyen ��plak tepelere
bakt�. Buras� bahar�n gelmesinin gecikti�i bir yer de�ildi; bahar buraya hi�
gelmemi�ti ve hi� gelmeyecekti de. �izmelerinin alt�nda ezilen so�uk toprakta
hi�bir �ey b�y�m�yordu, diken bile. Kendisinin iki kat� kayalar�n aras�ndan
t�rmand�; ta�lar, tek bir damla ya�mur d�memi� gibi tozla kapl�yd�. G�ne�; �i�mi�,
kan k�rm�z�s� bir toptu, yaz�n en s�cak g�nlerinden daha alev alev, g�zleri
da�layacak kadar parlakt�, ama bulutlar�n keskin siyah ve g�m�lerle buland���,
ufuklarda kaynad��� kur�un bir kazan� and�ran g�ky�z�n�n �zerinde ��plak duruyordu.
D�nen bulutlara ra�men topra��n �zerinde tek bir esinti yoktu ve as�k suratl�
g�ne�e ra�men, hava k� ortas�nda oldu�u gibi yak�c� derecede so�uktu.
Rand ko�arken omzunun �zerinden arkaya bakt�, ama onu kovalayanlar� g�remedi.
Yaln�zca �ss�z tepeler, �o�unun zirvesinde siyah duman s�tunlar�n�n d�nen bulutlara
kat�lmak i�in y�kseldi�i �entikli, siyah da�lar vard�. Fakat avc�lar� g�remese de,
arkas�ndan uluduklar�n� i�itebiliyordu. Av�n sevinci ile ba��ran, g�rtlaktan gelen
sesler, kan co�kusu ile uluyorlard�. Yakla��yorlard� ve g�c� t�kenmek �zereydi.
�aresiz bir tela�la keskin kenarl� bir tepeye t�rmand�, sonra inleyerek dizlerinin
�zerine ��kt�. A�a��da dik bir kaya duvar, �� y�z metrelik bir u�urum halinde engin
bir kanyona iniyordu. Kanyon zeminini nemli bir sis kaplam�t�; yo�un, gri y�zeyi
sert dalgalar halinde yuvarlan�yor, alt�ndaki yamaca �arp�yordu, ama okyanus
dalgala-
D�NYANIN G�Z� U�
r�ndan daha yava� hareket ediyordu. Sis par�alar�, alt�nda b�y�k ate�ler aniden
alevlenirmi� gibi k�rm�z� k�rm�z� parl�yor, sonra s�n�yordu. Vadinin
derinliklerinde g�kg�r�lt�leri k�kr�yor, grili�in i�inde �im�ekler �ak�yor, bazen
g�ky�z�ne f�rl�yordu.
G�c�n� t�keten ve geride kalan bo�lu�u �mitsizlikle dolduran vadinin kendisi
de�ildi. �fkeli dumanlar�n ortas�ndan bir da� y�kseliyordu; Puslu Da�lar'�n
hepsinden daha y�ksek bir da�, umudun kaybedili�i kadar kara bir da�. O kasvetli
ta� kule, g�ky�z�n� delen han�er, �mitsizli�inin as�l kayna��yd�. Onu daha �nce hi�
g�rmemi�ti, ama biliyordu. Dokunmaya �al�t���nda kulenin an�s� c�va gibi pa-
r�ldad�, ama an� oradayd�. Orada oldu�unu biliyordu.
G�r�nmez parmaklar ona dokundu, kollar�n� ve bacaklar�n� �eki�tirdi, onu da�a
�ekmeye �al�t�. Bedeni, itaat etmeye haz�r bir bi�imde seyirdi. Kollan ve
bacaklar�, el ve ayak parmaklar�n� ta�a bat�-rabilece�ini san�rm� gibi kat�la�t�.
Hayalet ipler y�re�ine doland�, onu kule-da�a �ekti, �a��rd�. Y�z�nden a�a��
g�zya�lar� akt� ve Rand yere ��kt�. �radesinin, delik bir kovadan s�zan su gibi
t�kendi�ini hissetti. Biraz daha, ve sonra �a�r�ld��� yere gidecekti. �taat edecek,
kendisine s�yleneni yapacakt�. Aniden bir duygu daha ke�fetti: �fke. Onu �ek, onu
it; o, a��la g�d�lecek bir koyun de�ildi. �fke b�z�lerek sert bir d���m oldu ve
Rand selde bir sala tutunur gibi ona tutundu.
Bana hizmet et, diye f�s�ldad� bir ses zihninin k�p�rt�s�zl��� i�inde. Tan�d�k bir
sesti. Dikkatle dinlerse tan�yaca��ndan emindi. Bana hizmet et. Rand sesi
kafas�ndan ��karmak i�in ba��n� sallad�. Bana hizmet et! Rand yumru�unu siyah da�a
do�ru sailad�. "I��k seni t�ketsin, Shai'tan!"
Aniden, �evresini koyu bir �l�m kokusu sard�. Tepesine, kuru kan rengi c�ppe giymi�
bir �ekil, y�z� olan dikildi. Ona bakan y�z� g�rmek istemiyordu. O y�z hakk�nda
d��nmek istemiyordu. Onu d��nmek can�n� yak�yor, zihnini k�ze �eviriyordu. Bir el
ona do�ru uzand�. Kenardan a�a�� d�meye ald�rmayarak kendini att�. Uzakla�mak
zorundayd�. �ok uzaklara gitmeliydi. Havada ��rp�narak, ���l�k atmak isteyerek, ama
gerekli nefesi bulamayarak, hi� nefes alamayarak d�t�.


I
1

; 1
1 1
� i||
I
1
ROBERTJORDAN
Aniden art�k ��plak topraklarda de�ildi, art�k d�m�yordu. K��n kahverengile�tirdi�i
otlar, �izmelerinin alt�nda d�zle�mi�ti; �i�ek gibi g�r�n�yorlard�. �evresinde
hafif�e y�kselip al�alan d�zl��e sa��lm�, da��n�k a�a�lan ve �al�lar� g�r�nce
g�lecek oldu. Uzakta zirvesi k�r�lm�, yar�lm� tek bir da� vard�, ama bu da� korku
ya da �mitsizlik getirmedi. Yaln�zca bir da�d�, ama g�r�n�rde ba�ka da� yokken,
tuhaf bir �ekilde yersiz g�r�n�yordu.
Da��n yan�nda geni� bir �rmak ak�yordu ve �rma��n ortas�ndaki bir adada, bir. ����n
hikayesinden ��km� gibi g�r�nen bir �ehir vard�. �ehir, s�cak g�ne�in alt�nda beyaz
ve g�m� parlayan duvarlarla �evriliydi. Rahatlama ve sevin� i�inde, bir �ekilde
orada bulaca��n� bildi�i g�venlik ve dinginlik i�in duvarlara do�ru y�r�meye
ba�lad�.
Yakla�t�k�a, y�kselen kuleleri de ay�rt etmeye ba�lad�. �o�u, a��k havay� a�an
harika y�r�y� yollan ile birbirine ba�lanm�t�. Y�ksek k�pr�ler �rma��n iki
k�y�s�ndan ada �ehrine do�ru kubbeleniyordu. O uzakl�ktan bile, k�pr�lerin
�zerindeki dantel gibi ta� i��ili�ini g�rebiliyordu. Altlar�nda akan h�zl� sulara
dayanamayacak kadar narin g�r�n�yorlard�. O k�pr�lerin �tesinde g�venlik vard�.
S���nak vard�.
Aniden, kemiklerinde bir so�ukluk dola�t�; derisi buz gibi, yap� yap� oldu ve
�evresindeki hava k�f ve koku�mu�luk doldu. Arkas�na bakmadan ko�tu, donduran
parmaklar� s�rt�na s�rt�nen, pelerinini �eki�tiren avc�s�ndan ka�t�, ��k yiyen
�ekilden ka�t�, y�z�... Y�z�, deh�et verici olmas� d��nda hat�rlamak istemiyordu.
Ko�tu ve ayaklar�n�n alt�nda toprak, yuvarlanan tepeler, d�zl�kler ak�p ge�ti... ve
��lg�na d�nm� bir k�pek gibi ulumak istedi. �ehir ondan uzakla��-yordu. Ne kadar
h�zl� ko�arsa, parlak, beyaz duvarlar, o s���nak, o kadar h�zl� uzakla��yordu.
Duvarlar k���ld�, k���ld�, ta ki, ufukta yaln�zca k���k, solgun bir nokta kalana
kadar. Takip�isinin so�uk eli yakas�na yap�t�. O parmaklar ona bir dokunursa,
delirece�ini biliyordu. Ya da daha k�t�s�. �ok daha k�t�s�. Tam bunu anlad���
s�rada aya�� tak�ld� ve d�t�...
"Hay��m�r!" diye ���l�k att�.
... ve kald�r�m ta�lar� ci�erlerindeki havay� bo�alt�rken homurdand�. �a�k�nl�k
i�inde aya�a kalkt�. Irma��n �zerinde y�kseldi�ini g�rd��� o harika k�pr�lerden
birinin giri�inde duruyordu. Her iki ya-
D�NYANIN G�Z� UZ
n�nda g�l�mseyen insanlar y�r�yordu. �yle renkli giysilere b�r�nm�lerdi ki, akl�na
bir yaban�i�e�i tarlas� geldi. Baz�lar� onunla konu�tu, ama s�zc�kleri tan�yor
olmas� gerekirmi� gibi gelse de, anla-yam�yordu. Fakat y�zleri dostcanl�s�yd� ve
insanlar y�r�mesini i�aret etti. Girift ta� i�lemeli k�pr�den, �tedeki parlak, g�m�
�izgili duvarlara ve kulelere do�ru ilerledi. Orada bekledi�ini bildi�i g�venli�e
do�ru.
K�pr�de akan kalabal��a kat�ld� ve y�ksek, sa�lam duvarlara oturtulmu� dev
kap�lardan ge�erek �ehre girdi. ��eride, en s�radan yap�n�n bile bir saray gibi
g�r�nd��� bir harikalar diyar� vard�. Sanki in�a edenlere ta�, tu�la ve kiremitleri
al�p, �l�ml� insanlar�n nefeslerini kesmeleri s�ylenmi�ti. �ri iri a��lm� g�zlerle
bakakalmas�na sebep olmayan tek bir bina, tek bir an�t yoktu. Sokaklardan m�zik
yay�l�yordu, y�z de�i�ik �ark�, ama hepsi kalabal���n g�r�lt�s� ile kar�arak tek
bir b�y�k, ne�eli ezgi yarat�yordu. Tatl� parf�mlerin ve keskin baharatlar�n,
harika yiyeceklerin ve �e�it �e�it �i�eklerin kokusu hep beraber havada
s�z�l�yordu. Sanki d�nyadaki b�t�n g�zel kokular burada toplanm�t�.
�ehre girerken y�r�d���, p�r�zs�z, gri bir ta�la d�eli, geni� cadde, �n�nde, �ehrin
merkezine do�ru d�md�z uzan�yordu. Caddenin sonunda, �ehirdeki t�m di�er kulelerden
daha y�ksek, daha b�y�k bir kule vard�, yeni ya�m� kar kadar beyaz bir kule.
G�venlik ve arad��� bilgi o kuledeydi. Ama �ehir, g�rmeyi hi� hayal etmedi�i gibi
bir yerdi. Ku�kusuz kuleye gitmekte birazc�k gecikse fark etmezdi. Yana,
jongl�rlerin yabanc� meyve sat�c�lar�n�n aras�nda doland��� daha dar bir soka�a
girdi.
�n�nde, caddenin a�a��s�nda, kar beyaz� bir kule vard�. Ayn� kule. Biraz sonra,
diye d��nd� ve bir ba�ka k�eyi doland�. Bu soka��n uzak ucunda da beyaz kule vard�.
�natla oradan uzakla�an bir ba�ka k�eyi d�nd�, sonra bir ba�kas�n�, bir
ba�kas�n�... ve aniden durdu. Beyaz kule �n�ndeydi. Omzunun arkas�ndan bakmaya
korkuyordu, beyaz kuleyi orada da bulmaya korkuyordu.
�evresindeki y�zler h�l� dostcanl�s�yd�, ama �imdi, i�leri parampar�a olmu� bir
umutla doluydu, onun k�rd��� bir umut. �nsanlar yine de, yalvar�rcas�na,
ilerlemesini i�aret ettiler. Kuleye do�ru. G�zle-
ROBERTJORDAN
ri �mitsiz bir ihtiya�la parl�yordu. O ihtiyac� ancak Rand kar��layabilirdi, onlar�
ancak o kurtarabilirdi.
Pekala, diye d��nd�. Hem, gitmek istedi�i yer zaten kuleydi.
�lk ad�m� atar atmaz �evresindekilerin y�z�nden hayal k�r�kl��� silindi, t�m y�zler
g�l�msemelerle �i�eklendi. Onunla beraber y�r�d�ler, k���k �ocuklar yoluna �i�ekler
sa�t�. �a�k�nl�k i�inde omzunun �zerinden arkaya bakt�, �i�eklerin ne anlama
geldi�ini merak etti, ama arkas�nda, ilerlemesini i�aret eden, daha fazla
g�l�mseyen insan vard�. Benim i�in olmal�, diye d��nd� ve bunun neden aniden garip
g�r�nmemeye ba�lad���n� merak etti. Ama �a�k�nl��� bir an daha s�rd�, sonra eriyip
gitti; her �ey olmas� gerekti�i gibiydi.
�lk �nce bir ki�i �ark� s�ylemeye ba�lad�, sonra ona bir ba�kas� kat�ld�, sonra her
ses ihti�aml� bir mar� ile y�kseldi. S�zc�kleri h�l� anlayam�yordu, ama bir d�zine
birbirine ge�en ses, co�ku ve kurtulu� hayk�r�yordu. �lerleyen kalabal���n i�inde
m�zisyenler hoplay�p z�pl�yor, mar�a bir d�zine de�i�ik b�y�kl�kte fl�tler, arplar,
davullar ekleniyordu ve i�itti�i t�m �ark�lar, ahenk dolu bir ezgiyle birbirine
kar��yordu. K�zlar �evresinde dans ediyor, omuzlar�na tatl� kokulu �i�eklerden
�elenkler yerle�tiriyor, onlar� boynuna doluyorlard�. Ona g�l�ms�yorlard�,
sevin�leri, att��� her ad�mla b�y�yordu. Kendini onlara g�l�msemekten alam�yordu.
Ayaklan danslar�na kat�lmak i�in seyiriyordu ve daha dans etmeyi d��n�rken,
ad�mlar� bunu do�du�undan beri biliyormu��as�na uyum sa�l�yordu. Ba��n� arkaya att�
ve g�ld�; ayaklan her zamankinden daha hafifti, �eyle dans ediyorlard�... Ad�n�
hat�rlam�yordu, ama bu �nemli g�r�nm�yordu.
Bu senin kaderin, diye f�s�ldad� bir ses kafas�n�n i�inde ve ses �ark�n�n i�inde
bir iplikti.
Onu bir dalgan�n �zerindeymi� gibi ta��yan kalabal�k, �ehrin ortas�ndaki dev
meydana akt�. �lk defa, beyaz kulenin, in�a edilmi� gibi durmayan, heykel gibi
oyulmu�, k�vr�ml� duvarlar� ve �i�kin kubbeleri, g��e y�kselen narin kuleleri olan
a��k renk mermerden b�y�k bir saraydan y�kseldi�ini g�rd�. B�t�n bunlar hayranl�k
i�inde nefesinin kesilmesine sebep oldu. Meydandan saraya do�ru, sa�lam ta�lardan
geni� basamaklar y�kseliyordu. Halk merdivenin dibinde durdu, ama �ark�lar� daha da
y�kseldi. Kabaran sesler ayaklar�n� ta-
D�NYANIN G�Z� il�
��d�. Kaderin, diye f�s�ldad� ses. �imdi �srarl�yd�, hevesliydi.
Rand art�k dans etmiyordu, ama durmad� da. Teredd�t etmeden merdiveni t�rmand�. Ait
oldu�u yer buras�yd�.
Merdivenin tepesindeki dev kap� oymalarla s�slenmi�ti. Oymalar o kadar karma��k ve
narindiler ki, bir b��ak ucunun i�lerine s��aca��n� sanm�yordu. Kap�lar a��ld� ve
Rand i�eri girdi. Kap�lar arkas�ndan g�kg�r�lt�s� gibi bir g�mleme ile,
yank�lanarak kapand�.
"Seni bekliyorduk," diye t�slad� Myrddraal.
Rand nefes nefese, titreyerek, falta�� gibi a��lm� g�zlerle bakarak do�rulup
oturdu. Tam yata��nda h�l� uyuyordu. Nefesi yava�lad�. ��minedeki yar� t�kenmi�
k�t�kler, g�zel bir k�m�r yata��n�n �zerinde alev alev yan�yordu; o uyurken birisi
ate�le ilgilenmi� olmal�yd�. Ayaklar�n�n dibinde bir battaniye, uyand��� zaman
d�m�, yerde duruyordu. Kendi uydurdu�u sedye de yok olmu�tu, onun ve Tam'in
pelerinleri kap�n�n yan�nda as�l�yd�.
Titrek eli ile y�z�ndeki so�uk terleri sildi ve r�yada Karanl�k Var-l�k'm ismini
s�ylemenin, uyan�kken, y�ksek sesle s�ylemek gibi dikkatini �ekip �ekmeyece�ini
merak etti.
Alacakaranl�k pencereyi karart�yordu; ay y�kselmi�ti, yuvarlak ve �i�mand� ve gece
y�ld�zlar� Puslu Da�lar'm �zerinde p�r�ld�yordu. O uyurken g�n t�kenmi�ti. Yan
taraf�ndaki, a�r�yan yeri ovu�turdu. G�r�n�e g�re uyurken k�l�c�n kabzas�
kaburgalar�n� d�rt�klemi�ti. Bo� bir mide ve bir �nceki gece birle�ince, kabus
g�rmesine �a�mamak gerekirdi.
Karn� guruldad�. Her taraf� tutulan Rand kalk�p al'Vere Han�m'�n tepsiyi b�rakt���
masaya y�r�d�. Beyaz pe�eteyi kenara �ekti. Uyudu�u s�reye ra�men et suyu h�l�
s�cakt�, ��t�r ��t�r ekmek de �yle. Al'Vere Han�m'�n i�i oldu�u a��kt�; tepsiyi
de�i�tirmi�ti. S�cak yemek yemeniz gerekti�ine karar vermi�se, yemek midenize
girene kadar vazge�mezdi.
Biraz et suyu i�ti ve iki ekmek dilimi aras�na et ve peynir koyup a�z�na t�k�t�rd�.
�ri lokmalar alarak yata��n yan�na d�nd�.
G�r�n�e g�re al'Vere Han�m Tam'le de ilgilenmi�ti. Tam'in giy-

Ji�
ROBERTJORDAN
sileri ��kar�lm�t� ve �imdi komodinin �zerinde temiz, d�zenli bir �ekilde katlanm�
duruyorlard�. Bir battaniye �enesine kadar �ekilmi�ti. Rand babas�n�n aln�na
dokundu�unda, Tam g�zlerini a�t�.
"�te buradas�n, evlat. Marin burada oldu�unu s�yledi, ama do�rulup bakamad�m. S�rf
ben g�reyim diye uyand�r�lmayacak kadar yorgun oldu�unu s�yledi. Bir kez karar�n�
verdi�inde, Bran bile onunla ba�a ��kam�yor."
Tam'in sesi zay�ft�, ama bak�lar� berrak ve sa�lamd�. Aes Sedai hakl�ym�, diye
d��nd� Rand. Dinlenince her zamanki kadar iyi olacak.
"Sana yiyecek bir�eyler getireyim mi? Al'Vere Han�m bir tepsi b�rakt�."
"Beni �oktan besledi... e�er buna beslemek diyebilirsen. Et suyundan ba�ka bir �ey
yememe izin vermedi. �nsan�n midesinde et suyundan ba�ka bir �ey yokken, k�t�
r�yalardan nas�l ka��nabilir ki..." Tam elini �rt�n�n alt�ndan ��kard� ve Rand'�n
belindeki k�l�ca dokundu. "Demek r�ya de�ilmi�. Marin bana hasta oldu�umu
s�yledi�inde r�ya g�rd���m� sand�m... Ama sen iyisin. �nemli olan bu. �iftlik ne
durumda?"
Rand derin bir nefes ald�. "Trolloclar koyunlar� �ld�rd�. San�r�m ine�i de ald�lar
ve evin iyice temizlenmesi gerek." Zay�f�a g�l�msemeyi ba�ard�. "Biz baz�lar�ndan
daha �ansl�y�z. K�y�n yar�s�n� yakt�lar."
Tam'e olan biten her �eyi anlatt�, ya da en az�ndan �o�unu. Tam dikkatle dinledi ve
keskin sorular sordu, �yle ki, kendini, ormandan �iftlik evine d�nmelerini
anlat�rken buldu ve bu da �ld�rd��� Trol-loc konusunu a�t�. Ona Hikmet yerine Aes
Sedai'nin bakmas�n� a��klayabilmek i�in Nynaeve'in nas�l Tam'in �lece�ini
s�yledi�ini anlatmak zorunda kald�. Bunu duyunca Tam'in g�zleri irile�ti, Emond
Meydan�'nda bir Aes Sedai. Fakat Rand, �iftlikten buraya yapt�klar� yolculu�un her
ad�m�n�, korkular�n�, yoldaki Myrddraal'i anlatma gere�i hissetmedi. Ve ku�kusuz
yata��n yan�nda uyurken g�rd��� kabuslardan da hi� bahsetmedi. �zellikle de Tam'in
ate� i�inde k�vran�rken say�klad�klar�n� anlatmak i�in sebep g�rmedi. Hen�z de�il.
Ama Moiraine'in hikayesi: bundan ka��nmas� olanaks�zd�.
D�NYAN�N G�Z� ��
"�te bu, bir ���� bile gururland�racak bir hikaye," diye m�r�ldand� Tam, Rand
laf�n� bitirdi�i zaman. "Trolloclar siz delikanl�lardan ne istiyor olabilir? Ya da
Karanl�k Varl�k, I��k bize yard�m etsin?"
"Sence yalan m� s�yl�yor? Al'Vere Efendi, sald�r�ya u�rayan iki �iftlik konusunda
do�ruyu s�yledi�ini anlatt�. Ve Luhhan Usta'n�n ve Cauthon Efendi'nin evleri
hakk�nda."
Tam bir an sessiz kald�. Sonra konu�tu: "Ne s�yledi�ini s�yle bana. Tam olarak onun
s�zc�kleriyle, onun s�yledi�i gibi."
Rand �abalad�. Kim i�itti�i s�zc�kleri tam olarak hat�rlard� ki? Duda��n� �i�nedi,
ba��n� ka��d� ve azar azar, hat�rlayabildi�i kadar�yla s�yledi. "Akl�ma ba�ka bir
�ey gelmiyor," diye bitirdi. "Baz�lar�n� biraz farkl� s�ylemedi�inden o kadar emin
de�ilim, ama yak�n."
"Bu yeterli. �yle olmal�, de�il mi? G�r�yorsun, evlat, Aes Sedailer ile u�ra�mak
zordur. Yalan s�ylemezler, ama bir Aes Sedai'nin s�y-Jedi�i ger�ek, her zaman senin
d��nd���n ger�ek de�ildir. Onun �evresindeyken dikkat et."
"Hikayeleri ben de duydum," diye terslendi Rand. "Ben �ocuk de�ilim."
"Elbette de�ilsin, elbette de�ilsin." Tam derin bir i� �ekti, sonra s�k�nt� i�inde
omuzlar�n� silkti. "Yine de, benim de seninle gelmem gerekiyor. �ki Nehir'in d��nda
d�nya Emond Meydan�'na benzemez."
Bu Tam'e d�ar�ya gitmek ve ba�ka �eyler hakk�nda soru sormak i�in bir f�rsat
veriyordu, ama Rand bu f�rsat� kullanmad�. Bunun yerine a�z� a��k kald�. "Bu kadar
m�? Beni vazge�irmeye �al�aca��n� sanm�t�m. Gitmemem i�in y�z farkl� sebep
bulaca��n� sanm�t�m." Tam'in, y�z sebep, hem de iyi sebepler s�ylemesini umdu�unu
fark etti.
"Belki y�z tane de�il," dedi Tam ho�nutsuzlukla, "ama akl�ma birka� tane geldi.
Yine de hi�biri �ok �nemli de�il. E�er pe�inde Trolloclar varsa, Tar Valon'da,
burada olaca��ndan daha fazla g�vende olursun. Ama ihtiyatl� davranmay� unutma. Aes
Sedailer kendi sebeplerine g�re hareket ederler ve bunlar her zaman senin d��nd���n
sebepler de�ildir."
"A��k da b�yle bir �ey s�ylemi�ti," dedi Rand yava��a.
"Demek neden bahsetti�ini biliyormu�. Dikkatle dinle, �ok d��n
142
ROBERTJORDAN
ve diline hakim ol. Bu, �ki Nehir'in �tesindeki her konu i�in iyi bir tavsiyedir,
ama �zellikle Aes Sedailer ile birlikteysen iyidir. Ve Muhaf�zlar ile. Lan'e bir
�ey s�yle, Moiraine'e s�ylemi� kadar olursun. E�er o bir Muhaf�z ise, bu sabah
g�ne�in do�du�u kadar kesin bir bi�imde kad�na ba�l�d�r ve ondan hi�bir s�r
saklamaz."
Dinledi�i Muhaf�z hikayelerinde b�y�k rol oynasa da, Rand, Aes Sedailer ve
Muhaf�zlar aras�ndaki ba�lar konusunda pek az �ey biliyordu. G�� ile ilgili bir
�eydi, Muhaf�z'a bir arma�an ya da belki bir t�r de�i�toku�. Hikayelere g�re
Muhaf�zlar pek �ok �eyden faydalan�yordu. Ba�ka insanlardan daha kolay
iyile�iyorlard� ve yemek, su ve uyku olmadan daha fazla dayan�yorlard�. Yeterince
yak�ndalarsa, TroUoclar� ve Karanl�k Varl�k'm di�er yarat�klar�n� hissettikleri
varsay�l�yordu ve bu, Lan ile Moiraine'in sald�r�dan �nce k�y� uyarmaya
�al�malar�n� a��kl�yordu. Hikayeler Aes Sedai'nin bunun kar��l���nda ne ald���
konusunda bir �ey s�ylemiyordu, ama Rand bir �ey almad�klar�na inanacak de�ildi.
"Dikkatli olurum," dedi Rand. "Ama neden oldu�unu bilseydim ke�ke. Hi� mant�kl�
gelmiyor. Neden ben? Neden biz?"
"Ben de bilmek isterdim, evlat. Kan ve k�ller, ke�ke bilseydim." Tam derin derin i�
�ekti. "Eh, k�r�k yumurtay� kabu�una geri koymaya �al�man�n alemi yok, san�r�m. Ne
zaman gitmeniz gerekiyor? Bir iki g�n i�inde aya�a kalkar�m ve yeni bir s�r�
olu�turman�n yoluna bakar�z. B�t�n otlaklar� yok olmu�ken, �ren Dautry'nin vermeye
raz� olaca�� iyi bir s�r�s� var. Jon Thane'in de �yle."
"Moiraine... Aes Sedai yatakta kalman gerekti�ini s�yledi. Haftalarca," dedi Rand.
Tam a�z�n� a�t�, ama s�z�ne devam etti. "Ve al'Ve-re Han�m ile konu�tu."
"Ah. Pekala, belki Marin'i ikna edebilirim." Ama Tam'in sesi umutlu ��kmam�t�.
Rand'a �fkeli bir bak� f�rlatt�. "Yan�t vermekten ka��nman k�sa s�rede ayr�lman
gerekti�ini g�steriyor. Yar�n m�? Yoksa bu gece mi?"
"Bu gece," dedi Rand sessizce ve Tam h�z�nle ba��n� sallad�.
"Evet. Pekala, e�er yap�lmas� gerekiyorsa, gecikmemek en iyisi. Ama bu 'haftalar'
meselesini g�rece�iz." G��ten �ok, sinirle battaniyelerini �eki�tirdi. "Belki yine
de birka� g�n i�inde sizi takip edebi-
D�NYANIN ��Z� 1A1
lirim. Sizi yolda yakalar�m. Bakal�m ben kalkmak isterken Marin beni yatakta
tutabilecek mi."
Kap� �al�nd� ve Lan'in kafas� belirdi. "�abuk veda et, koyun �oban�, ve gel. Sorun
��kabilir."
"Sorun mu?" dedi Rand ve Muhaf�z ona sab�rs�zca g�rledi.
"Acele et!"
Rand tela�la pelerinini kapt�. K�l�� kemerini ��zecek oldu, ama Tam sesini
y�kseltti.
"Sende kals�n. Muhtemelen ona benden daha �ok ihtiyac�n olacak. Ama I��k izin
verirse, ikimizin de olmaz. Kendine dikkat et, evlat. Duydun mu?"
Rand, Lan'in homurdanmalar�n� duymazdan gelerek e�ilip Tam'i kucaklad�. "Geri
d�nece�im. S�z veriyorum."
"Elbette d�neceksin." Tam bir kahkaha att�. Kucaklamaya zay�f�a kar��l�k verdi ve
Rand'�n s�rt�n� ok�ayarak bitirdi. "Bunu biliyorum. Ve sen d�nd���nde bakman
gereken iki kat fazla koyun olacak. �imdi, o adam kendini yaralamadan git."
Rand oyalanmaya �al�t�, sormak istemedi�i soru i�in s�zc�kler arad�, ama Lan odaya
dald�, kolunu yakalad� ve onu koridora �ekti. Muhaf�z, birbirinin �st�ne binen
metal pullardan, donuk gri-ye�il bir tunik giymi�ti. Sesi sinirle g�c�rd�yordu.
"Acele etmek zorunday�z. Sorun s�zc���n� anlam�yor musun?"
Odan�n d��nda, pelerinli, ceketli, yay�n� ta��yan Mat bekliyordu. Belinde bir sadak
as�l�yd�. Endi�eyle topuklar�n�n �zerinde sallan�yor, hem sab�r hem korkuyla
merdivene do�ru bak�yordu. "Bu pek hikayelerdeki gibi de�il, de�il mi, Rand?" dedi
bo�uk sesle.
"Ne t�r bir sorun?" diye sordu Rand, ama Muhaf�z yan�t vermek yerine ileriye ko�tu
ve basamaklar� iki�er iki�er inmeye ba�lad�. Mat takip etmesi i�in Rand'a i�aret
ederek arkas�ndan f�rlad�.
Rand pelerinini giydi ve onlar� a�a��da yakalad�. Salonu yaln�zca zay�f bir ��k
dolduruyordu; mumlar�n yar�s� t�kenmi�, geri kalan� da t�kenmek �zereydi. ���
d��nda bo�tu. Mat �n pencerelerin birinde "Uruyor, g�r�lmemeye �al�arak d�ar�ya
bak�yordu. Lan kap�y� aralam�, han avlusuna bak�yordu.
Neyi izlediklerini merak eden Rand onlara kat�lmaya gitti. Muha-
144
ROBERTJORDAN
f�z dikkat etmesini m�r�ldand�, ama Rand'�n da g�rebilmesi i�in kap�y� az�c�k daha
aralad�.
Ba�ta ne g�rd���nden emin olamad�. K�yl� erkeklerden bir grup, yakla��k ��
d�zinesi, �er�i'nin arabas�n�n yanm� kabu�unun yak�n�nda toplanm�t�. Ta��d�klar�
me�aleler geceyi uzak tutuyordu. Moiraine s�rt�n� hana vermi�, g�r�n�rde kay�ts�zca
y�r�y� asas�na dayanm�, onlara bak�yordu. Hari Coplin, karde�i Darl ve Bili Congar
ile birlikte kalabal���n �n�nde duruyordu. Cenn Buie de oradayd� ve huzursuz
g�r�n�yordu. Rand, Hari'nin Moiraine'e yumru�unu sallad���n� g�r�nce irkildi.
"Emond Meydan�'n� terk et!" diye ba��rd� ek�i y�zl� �ift�i. Birka� ses kalabal�ktan
onu yank�lad�, ama teredd�tle, ve kimse �ne ��kmaya �al�mad�. Bir kalabal���n
i�inden bir Aes Sedai'ye meydan okumaya g�n�ll� olabilirlerdi, ama hi�biri �ne
��kmak istemiyordu. Al�nmak i�in her sebebi olan bir Aes Sedai taraf�ndan de�il.
"Bu canavarlar� sen getirdin!" diye k�kredi Darl. Me�alesini ba��n�n �st�nde
sallad� ve kuzeni B��'nin �nderli�inde ba��r�lar duyuldu, "Onlar� sen getirdin!" ve
"Bu senin su�un!"
Hari Cenn Buie'yi dirsekledi. �htiyar �at� tamircisi dudaklar�n� b�zd� ve ona
�fkeyle, yan yan bakt�. "Bu �eyler... bu Trolloclar sen geldikten sonra g�r�ld�,"
diye m�r�ldand� Cenn, zar zor duyulan bir sesle. Aksi aksi, sanki ba�ka bir yerde
olmay� dilermi� ve oraya gitmek i�in bir yol ararm� gibi bir o yana, bir bu yana
bakt�. "Sen bir Aes Sedai'sin. �ki Nehir'de senin gibileri istemiyoruz. Aes
Sedailer kendileriyle birlikte sorun getirirler. Burada kal�rsan, daha fazlas�n�
getireceksin."
Konu�malar�, toplanm� k�yl�lerden kar��l�k g�rmedi ve Hari, sinirle ka�lar�n�
�att�. Aniden Darl'�n me�alesini kapt� ve Moiraine'e do�ru sallad�. "Defol!" diye
ba��rd�. "Yoksa seni yakar�z!"
Yaln�zca gerileyen adamlar�n ayak s�r�meleri ile bozulan bir �l�m sessizli�i ��kt�.
�ki Nehir halk� sald�r�ya u�rad���nda sava�abilirdi, ama �iddet, s�radan bir �ey
de�ildi. Arada bir yumruk sallamak d��nda insanlar� tehdit etmek onlara yabanc�yd�.
Cenn Buie, Bili Congar ve Coplinler �nde, yaln�z kald�lar. Bili de gerilemek ister
gibi g�r�n�yordu.
D�NYANIN G�Z� 145
Hari, �evresinden destek g�remeyince huzursuzca irkildi, ama hemen kendini toplad�.
"Defol!" diye ba��rd� yine ve �nce Darl, sonra daha zay�f�a Bili taraf�ndan
yank�land�. Hari di�erlerine bakt�. Kalabal���n �o�u onunla g�z g�ze gelmekten
ka��nd�.
Aniden Bran al'Vere ve Haral Luhhan g�lgelerin i�inden ��kt�, hem Aes Sedai'den,
hem de kalabal�ktan uzak durdu. Belediye Ba�kan� bir elinde, kay�ts�zl�k i�inde,
f���lara musluk �akmak i�in kulland��� iri, tahta bir �eki� ta��yordu. "Birisi
han�m� yakmaktan m� bahsetti?" diye sordu yumu�ak bir sesle.
�ki Coplin birer ad�m gerilediler ve Cenn Buie onlardan uzakla�t�. Bili Congar
kalabal���n i�ine dald�. "�yle de�il," dedi Darl tela�la. "Biz hi� �yle bir �ey
demedik, Bran... ah, Ba�kan."
Bran ba��n� sallad�. "O zaman belki, han�mda kalan konuklan tehdit etti�inizi
duymu�umdur, ha?"
"O bir Aes Sedai," diye ba�lad� Hari �fkeyle, ama Haral Luhhan k�p�rday�nca sustu.
Demirci yaln�zca, kaim kollar�n� ba��n�n �zerine kald�rarak ve dev yumruklar�n�
parmak bo�umlan �at�rdayana kadar s�karak gerindi, ama Hari iriyar� adama, sanki o
yumruklardan biri burnunun alt�nda sallanm� gibi bakt�. Haral, kollar�n� g��s�nde
kavu�turdu. "Afeder-sin, Hari. S�z�n� kesmek istememi�tim. Ne diyordun?"
Ama kendi i�ine b�z�l�p yok olmak istercesine s�rt�n� kamburla�-t�ran Hari'nin,
s�yleyecek ba�ka hi�bir �eyi yok gibiydi.
"Size �a��yorum," diye g�rledi Bran. "Paet al'Caar, d�n gece o�lunun baca��
k�r�ld�, ama bug�n onun y�r�d���n� g�rd�m -bu kad�n�n sayesinde. Eward Candwin, d�n
temizlenmek �zere yar�lm� bir bal�k gibi, s�rt�nda bir kesikle, kar�n �st�
yat�yordun. Ta ki, o seninle ilgilenene kadar. �imdi, sanki bir ay �nce olmu� gibi
g�r�n�yorsun ve yan�lm�yorsam s�rt�nda yara izi bile kalmam� olmal�. Ve sen, Cenn."
�at� tamircisi kalabal���n i�inde kaybolacak oldu, ama durdu, huzursuzca Bran'in
bak�lar�n�n alt�nda bekledi. "Burada K�y Kuru-lu'ndan herhangi birini g�rmeye
�a��r�yorum, Cenn, �zellikle de seni. O olmasayd� kolun bir yan�k ve yara y���n�
halinde, yan taraf�ndan sark�yor olacakt�. Minnetin yoksa bile, utanc�n da m� yok?"
Cenn, sa� elini kald�rd�, sonra �fkeyle bak�lar�n� ka��rd�. "Yapt�k-
ROBERTJORDAN
lar�n� inkar edemem," diye m�r�ldand� ve sesi ger�ekten de utan� dolu geliyordu.
"Bana ve ba�kalar�na yard�m etti," diye devam etti yalvar�rcas�na, "ama o bir Aes
Sedai, Bran. O Trolloclar buraya onun y�z�nden gelmediyse, neden geldiler? �ki
Nehir'de Aes Sedai istemiyoruz. B�rak ba�ka yerde sorun ��kars�nlar."
Kalabal���n i�inde kendilerini g�vende hisseden birka� adam ba��rd�. "Biz Aes Sedai
sorunlar� istemiyoruz!" "Onu buradan uzakla�t�r!" "Onu g�nder!" "Onun y�z�nden
de�ilse, neden geldiler!"
Bran'in ka�lar� daha fena �at�ld�, ama o konu�amadan, Moiraine aniden sarma��k
oymal� asas�n� ba��n�n �zerinde, iki eliyle �evirmeye ba�lad�. Rand'�n inlemesi
k�yl�lerce yank�land�, ��nk� asas�n�n iki ucunda, t�slayan, beyaz alevler
belirmi�ti ve �ubu�un d�n��ne ra�men m�zrak ucu gibi dik duruyorlard�. Bran ve
Haral bile kad�ndan uzakla�t�lar. Aes Sedai asa yere paralel duracak �ekilde,
kollar�n� d�md�z �n�ne uzatt�, ama solgun ate�, me�alelerden daha parlak bir
bi�imde, f�k�rmaya devam etti. Adamlar �ekildiler, g�zlerini parlakl���n verdi�i
ac�dan korumak i�in g�lgelediler.
"Aemon'un kan� buna m� geldi?" Aes Sedai'nin sesi y�ksek de�ildi, ama t�m di�er
sesleri bast�rd�. "Tav�an gibi saklanma hakk� i�in didi�en k���k insanlar. Kim
oldu�unuzu, eskiden kim oldu�unuzu unutmu�sunuz, ama k���k bir k�sm�n kald���n�,
kan�n�zda ve kemiklerinizde biraz an� olaca��n� d��nm�t�m. Gelecek uzun gebeye
kar�� sizi g��lendirecek k���k bir par�a."
Kimse konu�mad�. �ki Coplin bile bir daha asla a��zlar�m a�mak istemiyormu� gibi
g�r�n�yordu.
Bran konu�tu. "Kim oldu�umuzu unutmak m�? Biz, hep oldu�umuz insanlar�z. D�r�st
�ift�iler, �obanlar ve zanaatkarlar. �ki Nehir halk�."
"G�neyde," dedi Moiraine, "sizin Beyaz Nehir dedi�iniz bir �rmak uzan�yor, ama
buran�n �ok do�usunda, insanlar onu h�l� do�ru ismi ile hat�rl�yor.
Manetherendrelle. Eski Dil'de, Da� Yuvas�n�n Sular�. Bir zamanlar bir kahramanl�k
ve g�zellik �lkesini dolanan, k�v�lc�ml� sular. �ki bin y�l �nce
Manetherendrelle'in duvarlar�n�n yan�nda akt��� bir da� �ehri o kadar g�zeldi ki,
Ogier ta� ustalar� gelip �a�k�nl�k i�inde bakarlard�. Bu b�lge, �iftlikler ve
k�ylerle kapl�yd�. Hem sizin
D�NYAN�N G�Z� �Z
G�lgeler Orman� dedi�iniz yer, hem de daha �teler. Ama o halklar�n tamam�
kendilerini Da� Yuvas�'n�n halk�, Manetheren halk� olarak d��n�rd�.
"Krallar� Aemon al Caar al Thorin idi. Thorin o�lu Caar o�lu Ae-mon. Eldrene ay
Ellan ay Carlan Krali�e'siydi. Aemon, o kadar korkusuzdu ki, insanlar aras�ndaki en
b�y�k �vg�, d�manlar� aras�nda bile, bir insan�n Aemon'un y�re�ine sahip oldu�unun
s�ylenmesi idi. Eldrene, o kadar g�zeldi ki, �i�eklerin onu g�l�msetmek i�in a�t���
s�ylenirdi. Cesaret, g�zellik, bilgelik ve �l�m�n bile sona erdiremedi�i bir a�k.
Y�re�iniz varsa, onlar�n kayb� i�in, hatta onlar�n an�lar�n�n kayb� i�in a�lay�n.
Onlar�n kan� kaybedildi�i i�in a�lay�n."
Sustu, ama kimse konu�mad�. Rand da, kad�n�n yaratt��� b�y� ile di�erleri kadar
ba�lanm�t�. Yine konu�tu�unda, di�erleri gibi t�m dikkatini ona verdi.
"Neredeyse iki y�zy�l boyunca Trolloc Sava�lar� t�m d�nyay� yak�p y�kt� ve nerede
sava� koptuysa, Manetheren'in K�z�l Kartal sanca�� en �ndeydi. Manetherenliler
Karanl�k Varl�k'm aya��ndaki diken, kollar�na dolanm� sarma��k gibiydi. G�lge'ye
diz ��kmeyen Manetheren'in �ark�s�n� s�yleyin. K�nlamayan k�l�c�n, Manetheren'in
�ark�s�n� s�yleyin.
"Manetheren'in erkekleri �ok uzaktayd�, Kan Meydan� da denen Bekker Meydan�'nda, ve
bir Trolloc ordusunun evlerine do�ru y�r�d���n� haber ald�lar. �ikelerinin �l�m�n�
duymak i�in beklemek d��nda hi�bir �ey yapamayacak kadar uzaktayd�lar, ��nk�
Karanl�k Varl�k'�n g��leri onlar�n sonunu getirmeye kararl�yd�. Y�ce me�eyi
k�klerinden keserek �ld�receklerdi. Yas tutmak d��nda hi�bir �ey yapamayacak kadar
uzaktayd�lar. Ama onlar Da� Yuvas�'n�n adamlar�yd�.
"Teredd�t etmeden, a�malar� gereken mesafeyi d��nmeden, h�-'a ter ve kanla kapl�,
zafer meydan�ndan y�r�y�e ge�tiler. Gece g�nd�z y�r�d�ler, ��nk� bir Trolloc
ordusunun arkas�nda b�rakt��� deh�eti g�rm�lerdi ve b�yle bir tehlike, Manetheren'i
tehdit ederken aralannda hi�bir erkek uyuyamazd�. Ayaklan kanatlanm� gibi y�r�-
u�ler, dostlar�n�n umdu�undan, d�manlar�n�n korktu�undan daha f'zla, daha uza�a
y�r�d�ler. Ba�ka bir g�n olsa, y�r�y�leri sark�la-
�M ROBERTJORDAN
ra ilham verirdi. Karanl�k Varl�k'�n ordular� Manetheren topraklar� �zerine
��kt���nde, Da� Yuvas�'n�n adamlar�, s�rtlar�n� Tarendrelle'e vermi�, �n�nde
duruyordu."
Baz� k�yl�ler bir tezah�rat kopard�, ama Moiraine duymam� gibi devam etti.
"Manetherenlilerin kar��s�ndaki d�man en cesur y�re�i bile y�ld�rmaya yeterdi.
Kuzgunlar g�ky�z�n�, Trolloclar topra�� karartm�t�. Trolloclar ve insan
m�ttefikleri. On binlerce, y�z binlerce Trolloc ve Karanl�kdostu ve onlar�
y�netecek Deh�etlordlar�. Geceleyin ate�leri g�klerdeki y�ld�zlardan fazlayd� ve
�afak ba�lar�nda Ba'alzamon'un sanca��n� g�rd�. Ba'alzamon, Karanl���n Y�re�i.
Yalanlar�n Babas� i�in kadim bir isimdir. Karanl�k Varl�k, Shayol Ghul'deki
zindan�ndan kurtulmu� olamazd�, ��nk� o zaman, insano�lunun t�m g��leri bile ona
kar�� duramazd�, ama orada g�� vard�. Deh�etlordlar� ve o ��k yok eden sanca��
ger�ek g�steren, onu g�ren t�m insanlar�n ruhlar�n� donduran baz� k�t�l�kler.
"Yine de, ne yapmalar� gerekti�ini biliyorlard�. Evleri �rma��n kar��s�ndayd�. O
orduyu ve yan�ndaki g�c� Da� Yuvas�'ndan uzak tutmal�yd�lar. Aemon, haberciler
g�nderdi. Tarendrelle'de �� g�n daha dayan�rlarsa yard�m yeti�ece�i vaat edildi.
Onlar� daha ilk saatte alte-decek g��lere kar�� tutunmak. Ama yine de bir �ekilde,
kanl� sald�r�lar ve �mitsiz savunmalarla bir saat tutundular, sonra iki saat, sonra
��. �� g�n boyunca sava�t�lar ve toprak, bir kasab�n avlusuna d�nse de, Tarendrelle
�zerindeki hi�bir ge�idi vermed�er. ���nc� gece hi�bir yard�m, hi�bir haberci
gelmemi�ti ve yaln�z sava��yorlard�. Alt� g�n. Dokuz. Onuncu g�n, Aemon ihanetin
ac�s�n� tatm�t�. Yard�m gelmiyordu ve art�k �rmak ge�idini tutam�yorlard�."
"Ne yapt�lar?" diye sordu Hari. Me�aleler so�uk gece r�zgar� ile titre�iyordu, ama
kimse pelerinine daha s�k� sar�nmak i�in k�p�rdamad�.
Aemon, Tarendrelle'i a�t�," dedi Moiraine, "k�pr�leri arkas�ndan y�kt�. Ve t�m
�lkesine, halk�n ka�mas� i�in haber yollad�, ��nk� Trolloc s�r�s�n�n yan�ndaki
g��lerin, onlar� �rma��n kar��s�na ge�irecek bir yol bulaca��n� biliyordu. Haber
yay�l�rken Trolloclar ge�meye ba�lad�lar ve Manetheren askerleri, halklar�n�n
ka�mas� i�in gereken saatleri kanlar� ile �demek i�in, yeniden sava�maya giri�ti.
Manetne'
D�NYANIN G�Z� 142
,en �ehrinde, Eldrene halk�n�n en derin ormanlara, da�lar�n y�kseklerine
ka�malar�n� organize etti.
"Ama baz�lar� ka�mad�. �lk �nce damla damla, sonra nehir, sonra $eller gibi, baz�
erkekler g�venli�e de�il, �lkeleri i�in sava�an orduya kat�lmaya gitti. Yaylar� ile
�obanlar, yabalan ile �ift�iler, baltalar� j|e oduncular. Kad�nlar da,
bulabildikleri silahlan omuzlad�lar ve erkekleri ile yan yana y�r�d�ler. Kimse, o
yolculu�u asla d�nmeyeceklerini bilmeden yapmad�. Ama bu onlar�n �lkesiydi.
Babalar�n�n �l-jcesi olmu�tu ve �ocuklar�n�n �lkesi olacakt� ve bunun bedelini
�demeye gittiler. Kanla �slanmadan tek bir kar� toprak verilmedi, ama sonunda
Manetheren ordusu buraya s�r�ld�, sizin Emond Meydan� dedi�iniz bu yere. Ve burada
Trolloc ordular� onlar� �evreledi."
Sesi, so�uk g�zya�lar�n�n sesini ta��yordu. "Trolloc le�lerinin ve insan ka�aklar�n
cesetleri y���ld�, ama o le� y���nlar�n�n �zerinden a�an �l�m dalgalar�n�n sonu
gelmiyordu. Ancak bir son olabilirdi. O g�n�n �afa��nda K�z�l Kartal sanca��n�n
alt�nda duran hi�bir insan, gece ��kt���nde hayatta de�ildi. K�nlamayan k�l��
parampar�a edilmi�ti.
"Puslu Da�lar'da, bo� Manetheren �ehrinde, Eldrene, Aemon'un �ld���n� hissetti ve
onunla beraber y�re�i de �ld�. Ve y�re�inin oldu�u yerde, yaln�zca intikam
susuzlu�u kald�, a�k�n�n intikam�, halk�n�n ve �lkesinin intikam�. Ac�s�n�n g�c�yle
Ger�ek Kaynak'a uzand� ve Tek G��'� Trolloc ordusunun �zerine f�rlatt�. Ve
Deh�etlordla-n orada, durduklar� yerde, gizli toplant�lar�nda ya da askerlerine
kukanda ederken �ld�ler. Bir nefes al�m� kadar s�rede, Deh�etlordlar� Ve Karanl�k
Varl�k'�n ordular�n�n generalleri alev ald�lar. Alev, beden-'en'ni kavurdu, deh�et,
daha yeni muzaffer olmu� ordular�n� t�ketti.
"Art�k orman yang�n�ndan ka�an hayvanlar gibi ka��yorlard�, ak�l�nda, ka�maktan
ba�ka d��nce yoktu. Kuzeye ve g�neye ka�t�lar. lr�lercesi Deh�etlordlar�n�n yard�m�
olmadan Tarendrelle'i ge�meye A��rken �ld� ve Manetherendrelle'de takip edilme
korkusu ile ar-'ar�ndan k�pr�leri y�kt�lar. �nsan bulduklar� yerlerde �ld�r�p yak-
^r. ama hepsi de, ka�ma g�d�s�ne tutsak olmu�lard�. Ta ki, sonun-> Manetheren
topraklar�nda tek bir tanesi bile kalmayana kadar, ^inan�n �n�ndeki tozlar gibi
da��ld�lar. Son intikam daha yava� gel-
150 ROBERTJORDAN
di, ama geldi ve di�er halklar, di�er �lkelerin ordular� taraf�ndan avland�lar.
Aemon Meydan�'ndan katliam yapanlardan hi�biri kalmad�.
"Ama Manetheren i�in bedel �ok y�ksekti. Eldrene Tek G��'ten, i�ine, bir insan�n
yard�m almadan kullanamayaca�� kadar �ok �ekmi�ti. D�man generalleri �l�rken o da
�ld� ve onu yok eden alevler, bo� Manetheren �ehrini de yok etti, hatta ta�lan
bile. Da�lardaki, ya�ayan kayalara kadar. Ama halk kurtulmu�tu.
"�iftliklerinden, k�ylerinden, b�y�k �ehirlerinden hi�bir �ey kalmam�t�. Baz�lar�
onlar i�in hi�bir �eyin kalmad���n� s�ylerdi, her �eye ba�tan ba�layabilecekleri
di�er �lkelere ka�mak d��nda hi�bir �ey. Ama onlar bunu s�ylemediler. Kanlar�yla ve
umutlan ile, �lkeleri i�in daha �nce �denmedi�i kadar b�y�k bir bedel �demi�lerdi
ve �imdi bu topraklara �elikten de g��l� ba�larla ba�l�yd�lar. Gelecek y�llarda
ba�ka sava�lar da onlar� peri�an edecekti, ta ki d�nyan�n o k�esi unutulana kadar.
Sonunda onlar sava�lar� ve sava�may� unutana kadar. Manetheren bir daha y�kselmedi.
Y�ksek kuleleri, g�r �e�meleri insanlar�n zihinlerinde bir r�ya gibi yava� yava�
soldu. Ama onlar, onlar�n �ocuklar�, onlar�n �ocuklar�n�n �ocuklar� kendilerine ait
olan topraklar� b�rakmad�lar. Uzun y�zy�llar, nedenleri zihinlerden silinse de,
onlar kald�lar. Ta ki bug�nlere, sizlere kadar. A�la, Manetheren. Sonsuza dek
kaybolanlar i�in a�la."
Moiraine'in asas�ndaki ate�ler s�nd�, Aes Sedai sanki y�z kilo �e-kermi�cesine onu
yan�na indirdi. Uzun dakikalar boyunca i�itilebilen tek ses, r�zgar�n inlemesi
oldu. Sonra Paet al'Caar Coplinleri omuz-lay�p ge�ti.
"Hikayenizi bilmem," dedi uzun �eneli �ift�i. "Ben Karanl�k Var-l�k'�n aya��ndaki
diken de�ilim, ne de olacak gibi biriyim. Ama benim Wil sizin sayenizde y�r�yor ve
bu y�zden burada olmaktan utan�yorum. Beni affedebilir misiniz, bilmiyorum, ama
etseniz de, etmeseniz de, ben gidiyorum. Ve bana kal�rsa, Emond Meydan�'nda
diledi�iniz kadar kalabilirsiniz."
Ba��n� selam verircesine h�zla e�erek, kalabal���n arkas�na y�r�d�. Sonra ba�kalar�
da m�r�ldanmaya, utan�lar�n� ve pi�manl�klar�n� sunarak teker teker ayr�lmaya
ba�lad�lar. Ek�i a��zl�, yine ka�lar�n� �atmaya ba�lam� Coplinler, �evrelerindeki
y�zlere bakt�lar ve tek
D�NYAN�N G�Z� 151
s�z s�ylemeden gecenin i�inde yok oldular. Bili Congar kuzenlerinden �nce
kaybolmu�tu.
Lan, Rand'� geriye �ekti ve kap�y� kapatt�. "Gidelim, evlat." Muhaf�z hana d�nd� ve
y�r�meye ba�lad�. "�kiniz de gelin. �abuk!"
Rand teredd�t etti, Mat ile �a�k�nl�k i�inde bak�t�. Moiraine hikayesini anlat�rken
al'Vere Efendi'nin Dhurranlan onu yerinden koparamazd�, ama �imdi ayaklar�n�
ba�layan ba�ka bir �ey vard�. Bu, handan ayr�lmak ve Muhafiz'� gecenin i�ine do�ru
takip etmek, ger�ek bir ba�lang�� olacakt�... Silkelendi ve kararl�l���n�
sa�lamla�t�rmaya �al�t�. Gitmek d��nda se�ene�i yoktu, ama bu yolculuk ne kadar
uzun s�recek, onu ne kadar uza�a g�t�recek olursa olsun, Emond Meydan�'na geri
d�necekti.
"Ne bekliyorsun?" .diye sordu Lan, salonun arkas�na giden kap�dan. Mat irkilerek
arkas�ndan seyirtti.
Rand, kendi kendini b�y�k bir maceraya at�ld���n� ikna etmeye �al�arak ikisinin
pe�inde kararm� mutfa�a, sonra ah�r avlusuna gitti.
10 VEDA

Kapaklar� yar� indirilmi� tek bir lamba, ah�r dire�inde as�l� duruyor, lo� bir ��k
yay�yordu. B�lmelerin �o�u derin g�lgelere bo�ulmu�tu. Rand, ah�r avlusunun
kap�s�ndan, Mat ile Muhaf�z'�n pe�inden i�eri girerken, Perrin, s�rt� ah�r
kap�s�nda, oturdu�u yerden saman h��rt�lar� i�inde f�rlad�. A��r bir pelerine
sar�nm�t�.
Lan durdu ve sordu, "Sana s�yledi�im gibi bakt�n m�, demirci?"
"Bakt�m," diye yan�t verdi Perrin. "Burada bizden ba�ka kimse yok. Neden kimse
buraya saklanmak..."
"Dikkat ve uzun bir �m�r birlikte y�r�r, demirci." Muhaf�z h�zla g�lgeli ah�ra ve
yukar�daki samanl��a g�z gezdirdi, sonra ba��n� sallad�. "Zaman yok," diye
m�r�ldand�, daha �ok kendi kendine. "Moira-ine, acele edin, dedi."
Sanki s�zlerini hakl� ��karmak ister gibi, eyerlenmi�, gemlenmi� be� at�n ��k
havuzunun arkas�nda ba�l� durdu�u yere do�ru h�zla y�r�d�. �kisi, Rand'�n daha �nce
g�rd��� siyah ayg�r ile beyaz k�srak idi. Di�erleri, onlar kadar uzun boylu ya da
zarif olmasa da, ku�kusuz �ki Nehir'de bulunabilecek en iyi atlar gibi g�r�n�yordu.
Lan tela�l� bir �zenle t�m kolanlar�, heybeleri tutan deri ba�lar�, su tulumlar�n�,
eyerlerin arkas�ndaki battaniye rulolar�n� kontrol etti.
Rand, tedirgin bir bi�imde arkada�lar�na g�l�msedi, ger�ekten gitmek i�in
sab�rs�zlan�yormu� gibi g�r�nmeye �al�t�.
Mat, Rand'�n belindeki k�l�c� ilk defa fark etti ve ona i�aret etti. "Muhaf�z m�
oluyorsun?" Bir kahkaha att�, sonra Lan'e h�zl� bir bak� f�rlatarak kahkahas�n�
yuttu. Muhaf�z fark etmemi� gibi g�r�n�yordu.
D�NYANIN G�Z� �i
,�ya da en az�ndan bir t�ccar koruyucusu," diye devam etti Mat, yalazca az�c�k
zorlama g�r�nen bir g�l�mseme ile. Yay�n� kald�rd�, �p�r�st bir adam�n silah�, onun
i�in yeteri kadar iyi de�ildir."
Rand k�l�c� sallamay� d��nd�, ama Lan'in orada olmas� onu engelledi. Muhaf�z o
tarafa bakm�yordu bile, ama Rand, adam�n, �evre-sinde olup biten her �eyin fark�nda
oldu�undan emindi. Bunun yerime, a��r� kay�ts�zl�k i�inde, sanki k�l�� takmas� hi�
de s�rad�� bir �ey ^e�ilmi� gibi, "Faydal� olabilir," dedi.
Perrin, pelerininin alt�nda bir �ey saklamaya �al�arak k�p�rdand�. Rand, demirci
��ra��n�n belini saran geni�, deri bir kemer g�rd�. Ke-rnerdeki halkaya bir balta
sap� tak�lm�t�.
"Orada ne var?" diye sordu.
"Ger�ekten de t�ccar koruyucular� gibi," diye g�ld� Mat.
K�v�rc�k sa�l� gen� Mat'e, �akalar�ndan pay�n� �oktan ald���n� anlatan �fkeli bir
bak� f�rlatt�, sonra derin derin i� �ekerek baltay� g�stermek i�in pelerinini
arkaya att�. Bu, s�radan bir oduncu baltas� de�ildi. Bir yan� yar�may �eklinde ve
keskin, di�er yan�nda ise k�vr�ml�, sivri bir u� vard� ve bu haliyle, �ki Nehirli
biri i�in Rand'�n k�l�c� kadar tuhaft�. Ama Perrin'in eli, baltan�n �zerinde al��k
duruyordu.
"Luhhan Usta iki sene �nce, bir y�n al�c�s�n�n koruyucusu i�in yapt�. Ama bitti�i
zaman adam �nceden s�yledi�i fiyat� �demedi ve Luhhan Usta daha az�n� kabul etmedi.
Beni" -bo�az�n� temizledi, sonra Rand'a, Mat'e f�rlatt��� ayn� uyar�c� bak��
f�rlatt�- "beni onunla al�t�rma yaparken yakalay�nca bana verdi. Ba�ka bir i�ine
yaramad���na g�re, bana verse de olaca��n� s�yledi."
"Al�t�rma yapmak," diye k�k�rdad� Mat, ama Perrin ba��n� kald�-r�nca
yat�t�r�rcas�na ellerini kald�rd�. "Dedi�in gibi. ��imizden birinin ger�ek bir
silah kullanmay� bilmesi iyi bir �ey."
"O yay ger�ek bir silaht�r," dedi Lan aniden. Bir kolunu y�ksek, s�yah ayg�r�n�n
eyerine koydu ve onlara ciddiyetle bakt�. "K�yl� �o-Cl�klarm kulland���n� g�rd���m
sapanlar da �yle. Daha �nce tav�an avlamak ya da kurtlar� koyunlar�n�zdan
uzakla�t�rmak d��nda kullanmam� olman�z fark etmez. E�er onu kullanan adam�n ya da
kad�n�n Cesareti ve iradesi varsa, herhangi bir �ey silah olabilir. Trolloclar bir
"Ha, e�er Tar Valon'a cani� ula�mak istiyorsan�z, �ki Nehir'den ve

154
ROBERTJORDAN
Emond Meydan�'ndan ayr�lmadan �nce bunu iyice anlasan�z iyi olur."
�l�m kadar so�uk ve kaba yontulmu� bir mezar ta�� kadar sert y�z� ve sesi,
g�l�msemelerini ve seslerini bast�rd�. Perrin, y�z�n� buru�turarak pelerinini
baltan�n �zerine �ekti. Mat ayaklar�na bakt� ve aya��n�n ucu ile zemindeki
samanlar� d�rt�kledi. Muhaf�z homurdanarak atlar� kontrol etmeye devam etti.
Sessizlik uzad�.
"Hikayelere pek benzemiyor," dedi Mat sonunda.
"Bilmiyorum," dedi Perrin aksi aksi. "Trolloclar, bir Muhaf�z, bir Aes Sedai. Ba�ka
ne isteyebilirsin ki?"
"Ae's Sedai," diye f�s�ldad� Mat, aniden ��m� gibi.
"Ona inan�yor musun, Rand?" diye sordu Perrin. "Yani, Trolloclar bizden ne istiyor
olabilir?"
Ayn� anda Muhaf�z'a bakt�lar. Lan beyaz k�sra��n eyer kolan�na dalm� g�r�n�yordu,
ama ��� ah�r kap�s�na, Lan'den uza�a gerilediler. Birbirlerine sokuldular ve
f�s�lt�yla konu�tular.
Rand ba��n� iki yana sallad�. "Bilmiyorum, ama �iftliklerimizin sald�r�ya u�rayan
tek �iftlikler oldu�u konusunda hakl�. Ve k�yde ilk �nce Luhhan Usta'nm evi ile
demirhaneye sald�rm�lar. Belediye Ba�-kan�'na sordum. Pe�imizde olduklar�na
inanmak, akl�ma gelen ba�ka sebeplere inanmak kadar kolay." Aniden ikisinin de
kendisine bakt���n� fark etti.
"Belediye Ba�kam'na sordun mu?" dedi Mat inanmazl�k i�inde. "Moiraine kimseye
s�ylemememiz gerekti�ini s�yledi."
"Neden sordu�umu s�ylemedim," diye itiraz etti Rand. "Yani siz hi� kimseyle
konu�mad�n�z m�? Kimseye gitti�inizi s�ylemediniz mi?"
Perrin kendini savunurcas�na omuzlar�n� silkti. "Moiraine Sedai hi� kimse, dedi."
"Not b�rakt�k," dedi Mat. "Ailelerimiz i�in. Notlan sabah bulacaklar. Rand, annem
Tar Valon'un Shayol Ghul'e e�de�er oldu�unu d��n�yor." Fikrini payla�mad���n�
g�stermek i�in k���k bir kahkaha att�. Pek inand�r�c� de�ildi. "Oraya gitmeyi
d��nd���me bile inansayd�, beni kilere kilitlerdi."
"Luhhan Usta bir kaya kadar inat��d�r," diye ekledi Perrin, "ve Luhhan Han�m daha
da beterdir. Trolloclar�n geri d�nmesini umdu�unu, b�ylece onlar� ele
ge�irebilece�ini s�yleyerek evin kal�nt�lar�-
D�NYAN�N G�Z� \55
n� nas�l didik didik etti�ini g�rseydiniz..."
"Yak beni, Rand," dedi Mat, "kad�n�n Aes Sedai falan oldu�unu biliyorum, ama
Trolloclar ger�ekten buradayd�. Kimseye s�ylemeyin, dedi. B�yle bir durumda ne
yap�lmas� gerekti�ini bir Aes Sedai bilmiyorsa, kim bilir ki?"
"Bilmiyorum." Rand aln�n� ovalad�. Ba�� a�r�yordu; o r�yay� akl�ndan ��karam�yordu.
"Babam ona inan�yor. En az�ndan, gitmek zorunda oldu�umuz konusunda hemfikirdi."
Moiraine aniden kap�da belirdi. "Bu yolculuk hakk�nda babanla konu�tun mu?" Ba�tan
aya�a koyu grilere b�r�nm�t�, ete�i, ata bacaklar�n� a�arak binebilmesi i�in
b�l�nm�t� ve art�k �zerindeki tek alt�n, y�lanl� y�z�kt�.
Rand, kad�n�n y�r�y� asas�na bakt�; g�rd��� alevlere ra�men, hi�bir kararma, hatta
is yoktu. "Ona s�ylemeden gidemezdim."
Kad�n dudaklar�n� b�zerek bir an ona bakt�, sonra di�erlerine d�nd�. "Siz de mi bir
notun yeterli olmad���na karar verdiniz?" Mat ve Perrin ayn� anda konu�arak, onun
s�yledi�i gibi yaln�zca not b�rakt�klar� konusunda onu temin ettiler. Kad�n ba�m�
sallayarak susmalar�n� i�aret etti ve Rand'a keskin bir bak� f�rlatt�. "Yap�lan �ey
�oktan Desen'e dokunmu�tur. Lan?"
"Atlar haz�r," dedi Muhaf�z. "Baerlon'a ula�mam�za yetecek, hatta biraz artacak
kadar az���m�z var. Her an yola ��kabiliriz. Ben �imdi ��kmam�z� �neririm."
"Ben olmadan olmaz." Egwene, kollar�nda bir �ala sar�l� boh�ayla, ah�ra dald�. Rand
neredeyse kendi ayaklar�na tak�l�p d�ecekti.
Lan'in k�l�c�n�n yar�s� k�n�ndan ��km�t�; kim oldu�unu g�r�nce, g�zleri aniden
donukla�arak, k�l�c� yerine soktu. Perrin ve Mat, Mo-iraine'i Egwene'e gitmekten
bahsetmedikleri konusunda ikna etmek i�in konu�maya ba�lad�lar. Aes Sedai onlar�
duymazdan geldi; bir parma��n� d��nceli d��nceli duda��na vurarak Ewgene'e bakt�.
Egwene'in koyu kahverengi pelerininin ba�l��� �ekilmi�ti, ama Moiraine ile
y�zle�irken y�z�n�n ald��� meydan okur ifadeyi saklayacak kadar de�il. "Burada,
yiyecek dahil ihtiya� duyaca��m her �ey Var. Ve arkada kalmayaca��m. Muhtemelen �ki
Nehir'in d��ndaki d�nyay� g�rme �ans�n� bir daha asla elde edemem."
Jifi
ROBERTJORDAN
"Bu, Suorman�'nda piknik yapmak i�in ��k�lan bir yolculuk de�il, Egwene," diye
h�rlad� Mat. K�z, indirdi�i ka�lar�n�n alt�ndan ona bak�nca bir ad�m geriledi.
"Te�ekk�r ederim, Mat. Asla bilemezdim. Sence d�ar�da ne oldu�unu yaln�zca siz mi
g�rmek istiyorsunuz? Ben de sizin kadar �ok hayal ettim ve bu f�rsat� ka��rmak
istemiyorum."
"Gidece�imizi nas�l anlad�n?" diye sordu Rand. "Her neyse, sen bizimle gelemezsin.
E�lenmek i�in gitmiyoruz. Trolloclar pe�imizde." K�z ona ho�g�r�l� bir bak�
f�rlatt�. Rand k�zard�, gururu incinmi�ce-sine kat�la�t�.
"�lk olarak," dedi Egwene sab�rla, "Mat'in fark edilmemek i�in elinden geleni
yaparak d�ar� ka�t���n� g�rd�m. Sonra Perrin'in o aptal, koca baltay� pelerininin
alt�na saklamaya �al�t���n� g�rd�m. Lan'in bir at sat�n ald���n� biliyordum ve
aniden akl�ma neden fazladan bir ata ihtiya� duydu�unu merak etmek geldi. Ve e�er
bir tane alabiliyorsa, ba�kalar�n� da alabilirdi. Bunu, Mat ve Perrin'in tilki
olmaya �al�an buza��lar gibi �evrede dolanmalar� ile birle�tirince... eh, ancak tek
bir yan�t bulabildim. Hayallerden bu kadar �ok bahsettikten sonra seni de burada
bulmak beni �a��rtmak m�, �a��rtmamal� m�, bilmiyorum, Rand. Mat ve Perrin i�e
kar�m�ken, san�r�m senin de i�inde olman gerekti�ini anlamal�yd�m.
"Ben gitmeliyim, Egwene," dedi Rand. "Hepimiz gitmeliyiz, aksi halde Trolloclar
d�necek."
"Trolloclar!" Egwene inanmazl�kla kahkaha att�. "Rand, e�er d�nyay� g�rmeye karar
verdiysen tamam, g�zel, ama l�tfen bu sa�ma hikayelerini kendine sakla."
"Do�ru," dedi Perrin, Mat "Trolloclar..." diye ba�larken.
"Yeter," dedi Moiraine al�ak bir sesle. Konu�malar� b��akla kesil-mi�cesine durdu.
"Ba�ka kimse b�t�n bunlar� fark etti mi?" Sesi yumu�akt�, ama Egwene yutkundu,
yan�t vermeden �nce s�rt�n� dikle�-tirdi.
"D�n geceden sonra, herkesin tek d��nebildi�i, y�k�nt�lar� yeniden in�a etmekti. Bu
ve bir daha olursa ne yapmak gerekti�i. Burunlar�na sokulmad��� s�rece hi�bir �eyi
g�remezler. Ve ��phelerimden kimseye bahsetmedim. Kimseye."
D�NYANIN G�Z� 151
"Pekala," dedi Moiraine bir an sonra. "Sen de bizimle gelebilirsin."
Lan'in y�z�nden �a�k�n bir ifade ge�ti. Bir an sonra yok oldu, y�z�nde sakin bir
ifade kald�, ama s�zc�kleri �fkeliydi. "Hay�r, Moiraine!"
"Art�k Desen'in par�as� oldu, Lan."
"Bu sa�ma!" diye terslendi adam. "K�z�n gelmesi i�in hi�bir sebep yok ve gelmemesi
i�in �ok sebep var."
"Bir sebebi var" dedi Moiraine sakinlik i�inde. "Desen'in par�as� Lan." Muhaf�z'in
ta�tan y�z� hi�bir �ey belli etmedi, ama adam yava��a ba��n� sallad�.
"Ama, Egwene," dedi Rand. "Trolloclar bizi koval�yor olacak. Tar Valon'a ula�ana
kadar g�vende olmayaca��z."
"Beni korkutup ka��rmaya �al�ma," dedi k�z. "Ben de geliyorum."
Rand, bu ses tonunu tan�yordu. K�z�n en y�ksek a�a�lara t�rmanman�n �ocuklara g�re
oldu�una karar vermesinden beri duymam�t�, ama �ok iyi hat�rl�yordu. "Trolloclarca
kovalanman�n e�lenceli olaca��n� d��n�yorsan," diye ba�lad�, ama Moiraine s�z�n�
kesti.
"Bunun i�in zaman�m�z yok. G�ndo�umuna kadar olabildi�ince uzakla�mal�y�z. K�z
arkada kal�rsa, Rand, biz bir kilometre gitmeden b�t�n k�y� aya�a kald�rabilir ve
bu Myrddraal'i kesinlikle uyar�r."
"Bunu yapmazd�m," diye itiraz etti Egwene.
"����n at�na binebilir," dedi Muhaf�z. "Ona yeni bir at almas� i�in yeterli para
b�rak�r�m."
"Bu m�mk�n de�il," dedi Thom Merrilin'in ahenkli sesi samanl���n i�inden. Lan'in
k�l�c� bu sefer k�n�n� terk etti ve Lan a���a bakarken yerine d�nmedi.
Thom a�a��ya bir battaniye rulosu b�rakt�, sonra fl�t ve arp �antalar�n� s�rt�na
att� ve �i�kin eyerlerini omuzlad�. "Bu k�y�n bana ihtiyac� yok, ama di�er yandan,
Tar Valon'da hi� g�steri yapmam�t�m. Normalde yaln�z yolculuk ederim, ama d�n gece
olanlardan sonra Yol arkada�lar�na itiraz�m olmaz."
Muhaf�z, Perrin'e sert sert bakt� ve Perrin huzursuzca k�p�rdand�. Samanl��a bakmak
akl�ma gelmedi," diye m�r�ldand�.
Uzun bacakl� ��k, samanl�k merdiveninden a�a�� inerken, Lan
ROBERTJORDAN
kat� bir resmiyetle konu�tu. "Bu da Desen'in par�as� m�, Moiraine?"
"Her �ey Desen'in par�as�d�r, eski dostum," diye yan�t verdi Moiraine yumu�ak
sesle. "Biz se�emeyiz. Ama g�rece�iz."
Thom, aya��n� ah�r�n zeminine koydu ve merdivenden d�nerek yama kapl� pelerinindeki
samanlar� silkeledi. "Asl�nda," dedi daha normal bir sesle, "yol arkada�lar� ile
yolculuk etmek konusunda �srar edece�imi de s�yleyebilirsiniz. Bira kupalar�
e�li�inde, �mr�m�n nas�l sona erece�i �zerine d��nerek uzun saatler harcad�m.
Akl�ma gelen d��nceler aras�nda bir Trolloc'un tenceresi yoktu." Yan yan Muhaf�z'in
k�l�c�na bakt�. "Ona gerek yok. Ben do�ranacak peynir de�ilim."
"Merrilin Efendi," dedi Moiraine, "hemen yola ��kmal�y�z ve kesinlikle b�y�k
tehlike i�indeyiz. Trolloclar h�l� d�ar�da bir yerde ve biz gece gidece�iz. Bizimle
yolculuk etmek istedi�inden emin misin?"
Thom hepsini alayla s�zd�. "E�er k�z i�in �ok tehlikeli de�ilse, benim i�in de �ok
tehlikeli olamaz. Dahas�, hangi ��k Tar Valon'da g�steri yapmak i�in biraz
tehlikeyi g�ze almaz ki?"
Moiraine ba��n� sallad� ve Lan k�l�c�n� k�n�na soktu. Rand aniden, Thom fikrini
de�i�tirseydi ya da Moiraine ba��n� sallamasayd� ne olurdu diye merak etti. ��k,
benzer d��nceler akl�na hi� gelmemi� gibi at�n� eyerlemeye ba�lad�, ama Rand onun
Lan'in k�l�c�na birka� kez g�z att���n� fark etti.
"�imdi," dedi Moiraine. "Egwene hangi ata binecek?"
"�er�i'nin atlar� Dhurran kadar k�t�," diye yan�t verdi Muhaf�z y�z�n�
buru�turarak. "G��l�, ama yava� y�r�yen atlar."
"Bela," dedi Rand. Lan, ona sessiz kalm� olmay� dilemesine sebep olan bir bak�
f�rlatt�. Ama Egwene'in fikrini de�i�tiremeyece�ini biliyordu; yap�lacak tek �ey
yard�mc� olmakt�. "Bela, di�erleri kadar h�zl� olmayabilir, ama g��l�d�r. Bazen ona
binerim. Ayak uydurabi-lir."
Lan al�ak sesle m�r�ldanarak Bela'n�n b�lmesine bakt�. "Di�erlerinden biraz daha
iyi olabilir," dedi sonunda. "Ba�ka se�enek oldu�unu sanm�yorum."
"O zaman idare etmek zorunday�z," dedi Moiraine. "Rand, Bela i�in bir eyer bul.
�abuk ol! Zaten fazla oyaland�k."
D�NYAN�N G�Z� 122
Rand tela�la alet odas�ndan bir eyer ve bir battaniye se�ti, sonra Bela'y�
b�lmesinden ��kard�. Eyeri �zerine yerle�tirirken, k�srak uykulu bir �a�k�nl�k
i�inde ona bakt�. Rand ona binerken eyer kullanm�yordu; k�srak eyere al��k de�ildi.
Rand kolan� s�karken yat�t�r�c� sesler ��kard� ve k�srak bu tuhafl���, ba��n�
sallamak d��nda tepki vermeden kabullendi.
Rand, Egwene'in boh�as�n� ald�. K�z biner ve ete�ini d�zeltirken eyerin arkas�na
ba�lad�. Kiz�n ete�i, ata bacaklar�n� a�arak binebilmesi i�in b�l�nm� de�ildi, bu
y�zden ete�i dizine kadar s�y�rarak y�n �oraplar�n� a���a ��kard�. K�z, t�m di�er
k�yl� k�zlar gibi yumu�ak, deri ayakkab�lar giyiyordu. De�il Tar Valon,
Seyrantepe'ye gitmeye bile uygun de�ildiler.
"H�l� gelmemen gerekti�ini d��n�yorum," dedi Rand. "Trolloc-lar� uydurmuyordum. Ama
s�z veriyorum, sana g�z kulak olaca��m."
"Belki ben sana g�z kulak olurum," diye yan�t verdi Egwene ne�eyle. Rand �ileden
��km��as�na bak�nca g�l�msedi ve e�ilip sa�lar�n� ok�ad�. "Bana g�z kulak olaca��n�
biliyorum, Rand. Birbirimize g�z kulak olaca��z. Ama art�k at�na binmeye baksan iyi
olur."
Rand di�er herkesin atlar�na binmi�, onu beklediklerini fark etti. Binicisiz kalan
tek at Bulut'du; Jon Thane'a ait olan uzun boylu, gri bir at. Rand g��l�kle eyere
t�rmand�. At ba��n� sallayarak, Rand aya��n� �zengiye koyarken yan yan s��rayarak
zorluk ��kard�. Arkada�lar�n�n Bulut'u se�memeleri tesad�f de�ildi. Thane Efendi
heyecanl� at�n� s�k s�k t�ccarlar�n atlar� ile yar�t�r�rd� ve Rand kaybetti�ini hi�
g�rmemi�ti, ama Bulut'un kimseye rahat bir yolculuk sa�lad��� da g�r�lmemi�ti. Lan,
de�irmencinin at�na iyi para �demi� olmal�yd�. Rand eyere yerle�irken, at sanki
yola ��kmak i�in sab�rs�zlan�rm� gibi daha da hareketlendi. Rand dizginleri
kararl�l�kla kavrad� ve hi� sorun ya�amayaca��n� d��nmeye �al�t�. Belki o kendini
ikna edebilirse, at� da ikna edebilirdi.
D�ar�da, gecenin i�inde bir bayku� �tt� ve k�yl�ler ne oldu�unu 'ark etmeden �nce
yerlerinde s��rad�lar. Sinirli sinirli g�ld�ler ve utanga� bir �ekilde.
"Tarla fareleri bile bizi a�a� tepelerine kovalayabilir," dedi Egwe-ne, titrek bir
g�l�le.
I�Q ROBERTJORDAN
Lan ba��n� iki yana sallad�. "Onlar�n yerine kurtlar olsa, daha iyi."
"Kurtlar m�!" dedi Perrin ve Muhaf�z ona donuk donuk bakt�.
"Kurtlar Trolloclardan ho�lanmaz, demirci ve Trolloclar da kurtlardan ya da
k�peklerden ho�lanmaz. Kurt sesi duysayd�m, etrafta bizi bekleyen Trolloc
olmad���ndan emin olurdum." Y�ksek, siyah at�n� yava��a harekete ge�irerek ay ����
ile ayd�nlanm� geceye ilerledi.
Moiraine bir an bile teredd�t etmeden onu takip etti. Egwene, Aes Sedai'ye
yakla�t�. Rand ve ��k, Mat ve Perrin'in ard�ndan, en arkada kald�lar.
Han�n arkas� sessiz ve karanl�kt� ve avluyu, ay�n d��rd��� g�lgeler doldurmu�tu.
Toynaklar�n yumu�ak sesleri h�zla soldu, gecenin i�inde kayboldu. Karanl�kta
Muhaf�z'�n pelerini, onu da bir g�lge k�lm�t�. Yaln�zca yolu onun g�stermesi
di�erlerinin �evresine toplanmas�n� sa�l�yordu. Rand, k�yden g�r�lmeden ��kman�n
kolay bir i� olmayaca��na karar verdi kap�ya yakla��rken. En az�ndan, k�yl�ler
taraf�ndan g�r�lmeden. K�ydeki pek �ok pencere solgun, sar� bir ��k sa��yordu ve o
par�lt�lar �imdi �ok k���k g�r�nse de, s�k s�k �nlerinden �ekiller ge�iyordu:
gecenin ne getirdi�ini g�rmek i�in bakan k�yl�ler. Kimse bir kez daha haz�rl�ks�z
yakalanmak istemiyordu.
Han�n arkas�ndaki derin g�lgelerin i�inde, tam ah�r avlusunu terk edecekken, Lan
aniden durdu ve sessiz kalmalar�n� i�aret etti.
�izmeler Araba K�pr�s�'n� sars�yor ve k�pr�n�n �zerinde, orada burada ay ����
metallerden yans�yordu. �izmeler k�pr�den ge�erken tak�rd�yor, �ak�lta�lar�n�
eziyor, hana yakla��yordu. G�lgede bekleyenlerden tek bir ses ��kmad�. Rand,
arkada�lar�n�n ses ��karamayacak kadar korkmu� olduklar�n� tahmin ediyordu. T�pk�
kendisi gibi.
Ayak sesleri han�n �n�nde, salonun pencerelerinden d�k�len lo� ����n grili�i i�inde
durdu. Rand ancak Jon Thane �ne ��k�nca ne olduklar�n� anlad�. G��s�ne �elikten
diskler dikilmi� eski bir yelek giymi� olan adam, m�zra��n� omzuna dayam�t�. K�yden
ve �evre �iftliklerden, baz�lar� nesiller boyunca tozlu tavanaralar�nda yatm�
mi�ferler ve z�rh par�alan giymi�, hepsi m�zrak, odun baltas� ya da pasl� bir keser
ta��yan on iki adam.
De�irmenci salonun pencerelerinin birinden i�eri bakt�, sonra
D�NYANIN G�Z� ��1
"Burada her �ey yolunda g�r�n�yor," diyerek d�nd�. Di�erleri, arkas�nda iki
d�zensiz s�ra olu�turdular ve devriye, �� farkl� trampete ayak uydurur gibi,
gecenin i�ine y�r�d�.
"�ki Dha'vol Trollocu onlar� kahvalt� niyetine yer," diye m�r�ldand� Lan,
�izmelerinin sesi solup gittikten sonra, "ama g�zleri ve kulaklar� var." Ayg�r�n�
�evirdi. "Gelin."
Muhaf�z yava��a, ses ��karmadan onlar� ah�r avlusundan ge�irdi, nehir k�y�s�ndaki
otlar�n i�inden Bade�ay Suyu'na indirdi. Bade�ay'�n so�uk, h�zl� akan, atlar�n
bacaklar�n�n �evresinde d�nerken parlayan ve atl�lar�n �izmelerinin tabanlar�n�
yalayacak kadar y�ksek olan sular�na �ok yak�n ge�tiler.
Uzak k�y�dan ��kan at s�ras�, Muhaf�z'�n becerikli y�nlendirmesi ile doland�, k�y
evlerinden uzak kald�. Lan zaman zaman duruyor, hepsine sessiz olmalar�n� i�aret
ediyordu, ama ba�ka hi� kimse herhangi bir �ey duymuyor ve g�rm�yordu. Ve her
seferinde, bir s�re sonra bir ba�ka k�yl� ve �ift�i devriyesi yak�nlar�ndan
ge�iyordu.
Rand, karanl�kta sivri �at�l� evlere bakt� ve akl�na kaz�maya �al�t�. Ne harika bir
macerac�y�m ama, diye d��nd�. Daha k�yden ��kmam�t� bile ve i�ini �oktan �zlem
doldurmu�tu. Ama bakmay� b�rakmad�.
K�y�n d��ndaki son �iftlik evlerini ge�tiler ve Taren Sal�'na giden Kuzey Yolu'na
paralel ilerleyerek k�rlara ��kt�lar. Rand hi�bir yerde gece g���n�n �ki Nehir'deki
kadar g�zel olamayaca��n� d��nd�. G�ky�z� berrak, siyah sonsuzlu�a dek uzan�yor
gibi g�r�n�yordu ve say�s�z y�ld�z, kristalin i�ine sa��lm� ��k noktalan gibi
��ld�yordu. Dolunaydan bir dilim eksik olan ay, uzan�rsa dokunabilece�i kadar yak�n
geliyordu ve...
G�m� bir topu and�ran ay�n �n�nden siyah bir �ekil u�tu. Rand istemsizce dizginleri
�ekerek durdu. Bir yarasa, diye d��nd� pek emin olmadan, ama �yle olmad���n�
biliyordu. Geceleri, alacakaranl�kta sineklerin ve b�ceklerin arkas�ndan u�u�an
yarasalar s�k s�k g�r�l�rd�. Bu yarat��� ta��yan kanatlar ayn� �ekle sahip
olabilirdi, ama bir av ku�unun yava�, g��l� kanat vuru�lar� ile u�uyordu. Ve
avlan�yordu. Uzun yaylar �izerek ileri geri u�mas� bu konuda ku�ku b�rakm�yordu. En
k�t�s� b�y�kl���yd�. Bir yarasan�n ay�n �n�nde bu
l�l
ROBERTJORDAN
kadar iri g�r�nmesi i�in bir kol boyu uzakl�kta olmas� gerekirdi. Rand yarat���n
uzakl���n� ve b�y�kl���n� hesaplamaya �al�t�. Bedeni bir adam�nki kadar iri
olmal�yd� ve kanatlan... Yarat�k ay�n �n�nden yine ge�ti, sonra aniden d�nerek
geceye kar�t�.
Rand, Lan'in arkas�ndan geldi�ini, Muhaf�z kolunu yakalayana dek fark etmedi.
"Burada oturmu�, neye bak�yorsun, evlat? Hareket etmeliyiz." Di�erleri Lan'in
arkas�nda bekliyordu.
Rand, Trolloc korkusunun sa�duyusunu altet��inin s�ylenmesini bekleyerek
g�rd�klerini anlatt�. Lan'in bunun bir yarasa ya da g�z aldanmas� oldu�unu
s�yleyerek dikkate almayaca��n� ummu�tu.
Lan, a�z�nda k�t� tat b�rakm�a benzeyen bir s�zc�k m�r�ldand�. "Draghkar." Egwene
ve di�er �ki Nehirliler g�ky�z�ne endi�eyle bakt�lar, ama ��k yumu�ak sesle inledi.
"Evet," dedi Moiraine. "Aksini ummak fazla olur. Ve e�er Myrddraal'in emrinde bir
Draghkar varsa, �oktan gelmediyse bile k�sa s�rede burada olur. Daha h�zl�
ilerlemeliyiz. Belki Taren Sal�'na Myrddraal'den �nce ula��r�z. O ve Trolloclar
nehri bizim kadar kolay ge�emezler."
"Bir Draghkar m�?" dedi Egwene. "O nedir?"
Bo�uk sesle yan�t veren Thom Merrilin oldu. "Efsaneler �a��'n� sona erdiren
sava�larda, Trolloclardan ve Yan-insanlardan daha k�t�leri yarat�ld�."
O konu�urken Moiraine'in ba�� h�zla ona d�nd�. Karanl�k bile bak�lar�ndaki
keskinli�i gizleyemiyordu.
Herhangi biri ��ktan daha fazla bilgi isteyemeden, Lan talimat vermeye ba�lad�.
"�imdi Kuzey Yolu'nu kullanaca��z. Can�n�z� kurtarmak istiyorsan�z beni takip edin,
ayak uydurun ve birbirinizden ayr�lmay�n."
At�n� �evirdi ve di�erleri ses ��karmadan onu takip etti.
11 TAREN SALI YOLU
Kuzey Yolu'nun sert zemininde, ay ���� alt�nda kuzeye ko�an atlar, yeleleri ve
kuyruklar� arkada dalgalanarak, toynaklar� sabit bir ritim ile yeri d�verek
yay�ld�lar. Siyah at�yla so�uk gece ile bir olan Lan, g�lgelere b�r�nm� bir atl�
gibi yolu g�sterdi. Moirane'in, ayg�ra ayak uyduran beyaz k�sra��, karanl���n
i�inde f�rlayan solgun bir ok gibiydi. Kalanlar s�k� bir �izgi halinde, sanki hepsi
bir ucu Muhaf�z'�n elindeki bir halata ba�lanm�cas�na takip ettiler.
Rand en arkadan geliyordu. �n�nde Thom Merrilin vard� ve di�erleri �tede daha
belirsizdi. ��k hi� ba��n� �evirmiyor, dikkatini ka�t�klar� �eye de�il, gittikleri
yere yo�unla�t�r�yordu. Trolloclar, sessiz at� �zerinde Soluk ya da o u�an yarat�k,
Draghkar ortaya ��kacak olsa, alarm vermesi gereken Rand'd�.
Birka� dakikada bir Bulut'un yelesine ve dizginlerine tutunarak arkaya bak�yordu.
Draghkar... Thom, Trolloclardan ve Soluklardan daha k�t� oldu�unu s�ylemi�ti. Ama
g�ky�z� bo�tu ve g�z�ne �arpan tek karanl�k ve g�lgeler yerdeydi. Bir orduyu bile
gizleyebilecek g�lgeler.
Gri at ko�ma f�rsat� ele ge�irdi�inden beri, gecenin i�inde bir hayalet gibi h�z
yap�yor, Lan'in ayg�r�na kolayl�kla ayak uyduruyordu. Hatta Bulut daha h�zl� gitmek
istiyordu. Siyah at� yakalamak istiyor, bunun i�in �aba g�steriyordu. Rand onu
yerinde tutmak i�in dizginleri s�k� s�k� kavramak zorunda kal�yordu. Bulut, bunun
bir yar� oldu�unu d��n�rcesine dizginlere direnerek f�rl�yor, her ad�mda hakimiyeti
ele ge�irmek i�in m�cadele ediyordu. Rand kaslar�n� gererek eye-
164
ROBERTJORDAN
re ve dizginlere tutunuyordu. At�n�n, gerginli�ini fark etmeyece�ini umuyordu.
Bulut gergin oldu�unu fark ederse, ucundan tutundu�u hakimiyeti tamamen
kaybedebilirdi.
Rand, Bulut'un boynuna yatarak endi�eli bak�lar�n� Bela ve binicisine dikti. T�yl�
k�sra��n di�erlerine ayak uydurabilece�ini s�ylerken ko�ar ad�m gitmeyi
kastetmemi�ti. K�srak �imdi, Rand'�n becerebilece�ini hi� d��nmedi�i gibi
ko�uyordu. Lan, Egwene'i yanlar�nda istememi�ti. Bela arkada kalmaya ba�larsa
yava�lar m�yd�? Yoksa onu geride mi b�rak�rd�? Aes Sedai ve Muhaf�z, Rand ile
arkada�lar�n�n bir a��dan �nemli olduklar�n� d��n�yordu, ama Moiraine'in Desen
hakk�ndaki konu�malar�na ra�men, Egwene'e ayn� �nemi verdi�ini sanm�yordu.
Bela geride kal�rsa, Moiraine ve Lan ne derse desin Rand da geride kalacakt�.
Soluk'un ve Trolloclann oldu�u geride. Draghkar'm oldu�u geride. T�m y�re�i ve
�mitsizli�i ile sakin bir bi�imde Bela'ya r�zgar gibi ko�mas�n� ba��rd�, sessizce
ona g�� vermeye �al�t�. Ko�! Derisi diken diken oldu, kemikleri donmu�, yar�lmaya
haz�r gibi geldi. I��k ona yard�m et, ko$i Ve Bela ko�tu.
Zaman belirsiz bir bulan�kl��a d�n�ene kadar kuzeye, gecenin i�ine ko�tular,
ko�tular. Arada bir �iftlik evlerinin ��klar� g�r�n�yor, sonra bir hayal gibi yok
oluyordu. K�peklerin keskin meydan okumalar� h�zla arkalar�nda kal�yor ya da
k�pekler onlar� kovalad�klar�n� d��nd�kleri zaman aniden kesiliyordu. Yaln�zca
sulu, solgun bir ay ����n�n ayd�nlatt��� karanl�kta ko�tular. Yolun yan�ndaki
a�a�lar�n aniden y�kseldi�i, sonra yok oldu�u bir karanl�kta ko�tular. Geride
kalanlar bir kasvete b�r�n�yor, toynaklar�n d�zenli vuru�lar�n� yaln�zca bir gece
ku�unun yaln�z ve yasl� hayk�r�� bozuyordu.
Lan aniden yava�lad�, sonra atlar� durdurdu. Rand ne kadar s�re ge�ti�inden emin
de�ildi, ama eyere tutunmaktan bacaklar� hafif hafif a�r�yordu. �nlerinde, gecenin
i�inde, y�ksek bir a�a� ate�b�cekleriy-le dolmu� gibi k�v�lc�mlar i�iyordu.
Rand ��klara �a�k�nl�k i�inde bakt�, sonra aniden hayretle inledi-Ate�b�cekleri
pencereydi, bir tepenin eteklerini ve zirvesini kaplayan evlerin pencereleri.
Buras� Seyrantepe'ydi. Bu kadar uza�a geldi�ine inanam�yordu. Bu yolculu�u
muhtemelen daha �nce hi� yap�lmad���
D�NYANIN G�Z� Jjgi
kadar h�zl� yapm�lard�. Rand ile Thom, Lan'i taklit ederek atlar�ndan indiler.
Bulut ba��n� e�di, b��r� inip kalkarak durdu. At�n duman gibi rengi y�z�nden zar
zor fark edilebilen k�p�kler boynunu ve omuzlar�n� benek benek kaplam�t�. Rand,
Bulut'un bu gece fazla uza�a gidemeyece�ini d��nd�.
"B�t�n bu k�yleri arkada b�rakmay� ne kadar istesem de," dedi Thom, "birka� saat
dinlenmek �u anda hi� de fena olmazd�. Ku�kusuz bunu olanakl� k�lacak kadar ilerde
olmal�y�z."
Rand gerindi, s�rt�ndan ��t�rt�lar ��kt�. "Gecenin kalan�n� G�zc� Tepe'de
ge�ireceksek, yukar� ��ksak daha iyi olur."
Ba��bo� bir r�zgar, k�y taraf�ndan bir ezgi ve a��z suland�ran yiyecek kokulan
getirdi. Seyrantepe'de h�l� kutlama yap�yorlard�. Buraya Bel Tine'� mahvedecek
Trolloclar gelmemi�ti. Rand, Egwene'i arad�. K�z, bitkinlik i�inde kamburunu
��karm�, Bela'ya yaslan�yordu. Di�erleri de i�lerini �ekerek, kaslar�n� gererek
atlar�ndan indiler. Yaln�zca Muhaf�z ve Aes Sedai hi�bir g�r�n�r yorgunluk i�areti
ta��m�yordu.
"Biraz �ark� ho�uma giderdi," dedi Mat. "Ve belki Beyaz Domuz'da s�cak bir koyun
etli turta." Durdu, sonra ekledi. "Seyrantepe'nin �tesine �tesine ge�memi�tim.
Beyaz Domuz, Bade�ay Han� kadar iyi de�ildir."
"Beyaz Domuz o kadar k�t� de�il," dedi Perrin. "Ben de koyun etli turta isterdim.
Ve kemiklerimdeki ��meyi almas� i�in bir s�r� �ay."
"Taren'� ge�ene kadar duramay�z," dedi Lan keskin sesle. "Birka� dakikadan fazla
de�il."
"Ama atlar," diye itiraz etti Rand. "Bu gece daha fazla gitmeye kalkarsak onlar�
ko�maktan �ld�r�r�z. Moiraine Sedai, ku�kusuz siz..."
Kad�n�n, atlar�n aras�nda dola�t���n�n belirsizce fark�ndayd�, ama ne yapt���na
dikkat etmemi�ti. Kad�n yan�ndan ge�erken elini Bulut'un boynuna koydu. Rand sustu.
At aniden, yumu�ak bir ki�neme ile, dizginleri Rand'�n elinden neredeyse kopararak
ba��n� sallad�. Gri at bir haftad�r ah�rda dinleniyormu� gibi dans ederek yana
ka�t�. Moiraine tek s�z s�ylemeden Bela'ya gitti.
"Bunu yapabildi�ini bilmiyordum," dedi Rand yumu�ak sesle Lan'e, yanaklar�
k�pk�rm�z� yanarak.
"Bunu herkesten �ok sen tahmin etmeliydin," diye yan�t verdi Mu-
166
ROBERTJORDAN
haf�z. "Baban�n yan�ndayken onu izledin. T�m yorgunluklar� yok edecek. �lk �nce
atlar, sonra siz."
"Biz mi�? Ya sen?"
"Ben de�il, koyun �oban�. Benim ihtiyac�m yok, hen�z de�il. Ve kendisi i�in de
de�il. Di�erleri i�in yapt���n� kendisi i�in yapamaz. Aram�zda yaln�zca bir ki�i
yorgun at s�recek. Tar Valon'a ula�madan fazla yorulmamas�n� umsan iyi olur."
"Ne yapmak i�in fazla yorulmamas�n�?" diye sordu Rand Muhaf�z'a.
"Bela hakk�nda hakl�ym�s�n, Rand," dedi Moiraine, k�sra��n yan�nda durdu�u yerden.
"�yi bir y�re�i var ve siz �ki Nehirliler kadar inat��. Tuhaf, aralar�nda en az
yorgun olan o."
Keskin b��aklar alt�nda �lmekte olan bir adam�n ���l��� gibi bir ���l�k karanl���
y�rtt�, grubun �zerinde kanatlar s�z�ld�. Gece, �stlerinden ge�en g�lge ile
derinle�ti. Atlar panik dolu hayk�r�larla, ��lg�nca �ahland�.
Draghkar'�n kanatlan Rand'a pisli�in dokunu�u gibi, bir kabusun rutubetli lo�lu�u
gibi s�rt�nd�. Ama Rand'in bunu hissedecek zaman� yoktu, ��nk� Bulut hayk�rarak
�ahland�, ��lg�nca yap�m� bir �eyden kurtulmaya �al��rcasma k�vrand�. Dizginlere
as�lan Rand dengesini kaybetti, yerde s�r�klenmeye ba�lad�. Bulut, sa�r�s�nda
kurtlar�n di�lerini hisse�ni�cesine feryat ediyordu.
Rand bir �ekilde dizginleri b�rakmamay� ba�ard�; di�er elini ve bacaklar�n�
kullanarak dengesini buldu, yeniden d�memek i�in s��ramaya, sendeleyerek ad�mlar
atmaya ba�lad�. Nefesi �mitsizlikten peri�an solumalarla ��k�yordu. Elini ��lg�nca
uzatt�, zar zor at�n ba�l���n� yakalad�. Bulut �ahland�, onu havaya kald�rd�; Rand
at�n sakinle�ece-�ini umarak �aresizce as�ld�.
Yere ini�in yaratt��� �ok Rand'� di�lerine kadar sarst�, ama gri at aniden
sakinle�ti, burun delikleri titreyerek, g�zleri yuvarlanarak, gergin bacaklar�
�rpererek durdu. Rand da titriyordu ve ancak at�n ba�l���na tutunarak ayakta
durabiliyordu. �ok, aptal hayvan� da sarsm� olmal�, diye d��nd�. �� d�rt titrek
nefes ald�. Ancak o zaman �evresine bakabildi ve di�erlerine ne oldu�unu g�rd�.
Grup kaos i�indeydi. Sallanan ba�lara kar�� dizginleri kavr�yor, onlar�
s�r�kleyerek �ahlanan atlar� sakinle�tirmeye �al��yor, ama pek az
D�NYAN�N G�Z� i�Z
ba�ar� elde edebiliyorlard�. Yaln�zca iki ki�i atlar� ile sorun ya�am�yordu.
Moiraine, eyerinde dimdik oturuyordu, beyaz k�sra��, s�rad�� hi�bir �ey olmam� gibi
zerafetle karga�adan ka��n�yordu. Yerde duran Lan, bir elinde k�l�c�, di�erinde
dizginler, g�ky�z�n� tar�yordu; zay�f, siyah ayg�r� sessizce yan�nda bekliyordu.
Art�k Seyrantepe'den ne�eli sesler gelmiyordu. Hayk�r�� k�yl�ler de duymu�
olmal�yd�. Rand bir s�re dinleyeceklerini, belki ona sebep olan �eyi g�rmek i�in
bak�nacaklann�, sonra e�lencelerine d�neceklerini biliyordu. K�sa s�re sonra olay�
unutacaklard� ve bu �na ili�kin an�lar�, �ark�lar, yiyecek, dans ve e�lence ile
bo�ulacakt�. Belki Emond Meydan�'nda olan biteni duyduklar�nda baz�lar�
hat�rlayacak ve merak edecekti. Bir keman �al�nmaya ba�lad�, bir an sonra ona bir
fl�t kat�ld�. K�y, kutlamaya d�n�yordu.
"Atlar�n�za binin!" diye emretti Lan sert�e. K�l�c�n� k�n�na sokarak ayg�r�na
atlad�. "Draghkar yerimizi Myrddraal'e bildirmemi� olsa kendini g�stermezdi." Bir
ba�ka hafif, ama ayn� derecede tiz ���l�k �ok yukar�lardan s�z�ld�. Seyrantepe'den
gelen m�zik bir kez daha sustu. "�zimizi s�r�yor, Yar�-insan i�in hedef g�steriyor.
Yar�-insan uzak olmamal�."
Korkmu� ve tazelenmi� atlar s��rad�lar ve atlar�na t�rmanmaya �al�anlardan
uzakla�t�lar. K�f�rler savuran Thom Merrilin, ilk ata binenler aras�ndayd�, ama
di�erleri de onu takip etti. Biri hari� hepsi.
"Acele et, Rand!" diye ba��rd� Egwene. Draghkar tiz bir ���l�k daha kopard� ve k�z
onu dizginleyemeden Bela birka� ad�m ko�tu. "Acele et!"
Rand irkilerek, Bulut'a binmeye �al�mak yerine durmu�, o k�t�c�l ���l�klar�n
kayna��n� bulabilmek i�in g�ky�z�ne bakmakta oldu�unu fark etti. Dahas�, fark�nda
olmadan, sanki u�an �eyle sava�acak-o�� gibi, Tam'in k�l�c�n� �ekmi�ti.
Y�z� k�zard�, gece onu saklad��� i�in memnun oldu. Bir eli dizginlerde, tela�la
di�erlerine bakarak k�l�c� beceriksizce k�n�na soktu. Mo-Taine, Lan ve Egwene, hep
beraber onu izliyordu, ama Rand ay ���� alt�nda ne kadar�n� g�rebildiklerini merak
etti. Geri kalanlar atlar�n� kontrol alt�nda tutmakla u�ra��yorlard�. Bir elini
eyer ka��na koydu ve b boyunca bu t�r �eyler yapm� gibi bir s��ray�ta
eyerine yerle�-
1 1
168
ROBERTJORDAN
ti. Arkada�lar�ndan herhangi biri k�l�c� fark etmi�se, ku�kusuz daha sonra
duyacakt�. O zaman bunun i�in endi�elenmeye zaman� olurdu.
O eyerine yerle�ir yerle�mez d�rtnala yola koyuldular ve kubbe gibi tepenin
yan�ndan ge�tiler. K�y�n k�pekleri havlad�; ge�i�leri bir �ekilde fark edilmi�ti.
Ya da belki k�pekler Trolloc kokusu alm�t�r, diye d��nd� Rand. Havlamalar ve k�y
��klan, arkalar�nda h�zla kayboldu.
Bir d���m halinde, atlar� ko�arken birbirine s�rt�nerek d�rtnala ilerlemeye devam
ettiler. Lan yine yay�lmalar�n� emretti, ama kimse gecenin i�inde bir an bile
yaln�z kalmak istemiyordu. Yukar�dan bir ���l�k geldi. Muhaf�z pes etti ve bir
arada at s�rmelerine izin verdi.
Rand, Moiraine ile Lan'in hemen arkas�ndayd�. Bulut, Muhaf�z'�n siyah at� ile Aes
Sedai'nin ince k�sra��n�n aras�na girmek i�in �abal�yordu. Egwene ve ��k iki
yan�nda ko�turuyordu. Rand'�n arkada�lar� en arkada, onlar� yak�ndan takip
ediyordu. Draghkar'�n feryatlar�n�n mah-muzlad��� Bulut, Rand dilese bile
yava�latamayaca�� bir h�zla ko�uyordu, ama gri at di�erlerini bir ad�m bile
ge�emiyordu.
Draghkar'�n ���l��� geceye meydan okudu.
Cesur Bela boynunu uzatm�, kuyru�u ve yelesi kendi ko�usunun yaratt��� r�zgarda
dalgalanarak, iri atlara her ad�m� ile ayak uydurarak ko�uyordu. Aes Sedai,
yorgunlu�unu almak d��nda bir �ey yapm� olmal�.
Egwene'in y�z� ay ���� alt�nda sevin�le g�l�ms�yordu. �rg�leri atlar�n yelesi gibi
arkas�nda dalgalan�yordu ve Rand g�zlerindeki par�lt�n�n tek kayna��n�n ay
olmad���ndan emindi. Rand'�n a�z� �a�k�nl�kla a��k kald� ve bir u�an bir b�cek
yutunca �ks�rmeye ba�lad�.
Lan bir soru sormu� olmal�yd�, ��nk� Moiraine aniden r�zgar�n ve toynak seslerinin
�zerinden ba��rd�. "Yapamam! �zellikle de d�rtnala ko�an bir at�n s�rt�ndayken
yapamam. Onlar g�r�ld�kleri zaman bile kolay kolay �ld�r�lemezler. Ko�mal� ve umut
etmeliyiz."
�nce, atlar�n dizlerinden yukar� y�kselemeyen bir sisin i�inde ko�tular. Bulut iki
ad�mda sisi a�t� ve Rand hayal g�r�p g�rmedi�ini merak ederek g�zlerini k�rp�t�rd�.
Ku�kusuz, gece sis i�in fazla so�uktu. �lkinden daha b�y�k bir ba�ka sis bulutu bir
yanlar�ndan ge�ti. Sanki yerden sis s�zarm� gibi yava� yava� b�y�yordu.
Tepelerinde, Dragh-kar �fkeyle ba��rd�. Sis atl�lar� k�sa bir an i�in kaplad�,
sonra yok ol-
D�NYAN�N G�Z� 162
du, yine geldi ve arkalar�nda kayboldu. Buz gibi sis Rand'�n y�z�nde ve ellerinde
so�uk bir �slakl�k b�rakt�. Sonra, �nlerinden solgun gri bir duvar y�kseldi ve
aniden sislerle sar�ld�lar. Sisin yo�unlu�u toynak seslerini donukla�t�rd� ve
yukar�dan gelen hayk�r�lar bir duvar�n arkas�ndan i�itilir gibi oldu. Rand iki
yan�nda Egwene ile Thom Merrilin'in �ekillerini zar zor se�ebiliyordu.
Lan ad�mlar�n� yava�latmad�. "Yine de, gidiyor olabilece�imiz yaln�zca tek bir yer
var," diye seslendi. Sesi kula�a bo� ve y�ns�z geliyordu.
"Myrddraal kurnazd�r," diye yan�t verdi Moiraine. "Kurnazl���n� ona kar��
kullanaca��m." Sessizlik i�inde at s�rd�ler:
Gri sis bulutu g�ky�z�n� ve yeri g�zden gizledi, �yle ki, kendileri de g�lgeye
d�nen atl�lar gece bulutlar� aras�nda kayarm� gibi g�r�nd�. Kendi atlar�n�n
bacaklar� bile yok olmu� gibiydi.
Rand eyerinde k�p�rdand�, o buz gibi sisten ka��nmaya �al�t�. Mo-iraine'in
bir�eyler yapabilece�ini bilmek, hatta onlar� yaparken izlemek ba�ka; o �eylerin
derisini �slatt���n� hissetmek ise bamba�ka bir �eydi. Nefesini tuttu�unu fark etti
ve kendine dokuz de�i�ik �ekilde aptal dedi. Taren Sal�'na kadar nefes almadan
gidemezdi. Kad�n, Tam �zerinde Tek G��'� kullanm�t� ve babas� iyi g�r�n�yordu. Yine
de, o nefesi b�rakmak ve yeni bir nefes almak i�in kendini zorlamas� gerekti. Hava
a��rd� ve daha so�uk olsa da, ba�ka a��lardan herhangi bir sisli geceden farkl�
de�ildi. Kendi kendine bunu s�yledi, ama inand���ndan emin de�ildi.
Lan art�k onlar� birbirlerine yakla�maya, o �slak, k�ra��l� grili�in i�inde
di�erlerinin d� hatlar�n� g�rebilece�i bir yerde kalmaya cesaretlendiriyordu.
Muhaf�z yine de, ayg�r�n�n �l�mc�l ko�usunu yava�-latmam�t�. Lan ile Moiraine yan
yana, sisin i�inde �nlerini a��k�a g�-rebiJiyorlarm�cas�na yol g�sterdiler.
Di�erleri ancak onlara g�venip takip edebiliyordu. Ve umut ediyorlard�.
Onlar� kovalayan tiz ���l�klar giderek soldu ve yok oldu, ama bu pek az teselli
verdi. Orman ve �iftlik evleri, ay ve yol �rt�lm�, gizlenmi�ti. K�pekler gri pusun
i�inde bo� ve uzak seslerle h�l� havl�yordu, ama atlar�n toynaklar�n�n donuk
vuru�lar�ndan ba�ka ses duyulmuyordu. O k�l gibi, �ekilsiz sisin i�inde hi�bir �ey
yoktu. Kal�alar�n-
IZfi
ROBERTJORDAN
da ve s�rtlar�nda gittik�e �iddetlenen a�r�lar d��nda, zaman�n ge�i�ini
i�aretleyecek hi�bir �ey yoktu.
Rand saatler ge�ti�inden emindi. Elleri dizginleri �yle kavram�t� ki, art�k
b�rakabilece�ini sanm�yordu. Bir daha do�ru d�zg�n y�r�y�p y�r�yemeyece�ini merak
ediyordu. Bir kez arkas�na bakt�. Sisin i�inde g�lgeler arkas�nda ko�turuyordu, ama
say�lar�ndan emin olam�yordu. So�uk ve sis, pelerinini, ceketini ve g�mle�ini
�slatm�, kemiklerine kadar i�lemi� gibiydi. Yaln�zca r�zgar�n y�z�ne �arpmas�,
alt�ndaki at�n gerilip toparlanmas� hareket halinde olduklar�n� g�steriyordu.
Saatler ge�mi� olmal�yd�.
"Yava�," diye seslendi Lan aniden. "Dizginleri �ekin."
Rand o kadar �a��rm�t� ki, Bulut Lan ile Moiraine'in aras�ndan ge�ti, o iri, gri
at� durdurup bakamadan yar�m d�zine ad�m att�.
Sisin i�inde, her yanda evler y�kseliyordu, Rand'�n g�z�ne tuhaf bir �ekilde y�ksek
gelen evler. Buray� daha �nce hi� g�rmemi�ti, ama tasvirlerini s�k s�k duymu�tu. O
y�kseklik, k�z�lta� temellerden kaynaklan�yordu. Y�ksek temeller Puslu Da�lar'm
karlar� baharda eridi�inde Taren'�n ta�mas� y�z�nden gerekiyordu. Taren Sal�'na
ula�m�lard�.
Lan, siyah sava� at�n�n �zerinde yan�ndan ge�ti. "O kadar hevesli olma, koyun
�oban�."
Can� s�k�lan Rand, grup k�y�n i�ine ilerlerken a��klama yapmadan eski yerine ge�ti.
Y�z� k�zarm�t� ve o an i�in sisten ho�nuttu.
So�uk sisin i�inde g�r�nmeyen yaln�z bir k�pek �fkeyle havlad�, sonra ka�t�. Baz�
erkenciler kalkarken, sa�da solda tek t�k ��klar yand�. K�pe�in ve donuk
toynaklar�n sesleri d��nda gecenin son saatinin sessizli�ini bozan bir �ey olmad�.
Rand, Taren Sal�'ndan gelen pek az insan g�rm�t�. Onlar hakk�nda bildi�i birka�
�eyi hat�rlamaya �al�t�. Buran�n sakinleri "a�a�� k�yler" dedikleri yerlere pek az
giderler, gittikleri zaman da k�t� bir �eyin kokusunu alm� gibi burunlar�n�
dikerlerdi. Tan�t��� ki�ilerin Te-peba�� ve Ta�tekne gibi tuhaf isimleri vard�.
Taren Sal� halk�, kurnazl�klar� ve hilebazl�klar� ile tan�n�rd�. Taren Sal�'ndan
gelen biriyle el s�k��rsan, denirdi, daha sonra parmaklar�n� saymal�s�n.
Lan ve Moiraine, k�ydeki t�m di�er evlere benzeyen y�ksek, karanl�k bir evin �n�nde
durdu. Sis, Muhaf�z'�n �evresinde duman gibi
D�NYANIN ��Z� �Z�
k�vran�yordu. Lan eyerden a�a�� atlad�, basamaklar� t�rmanarak ba�lar� hizas�ndaki
�n kap�ya ula�t� ve yumruklamaya ba�lad�.
"Sessizlik istedi�ini san�yordum," diye m�r�ldand� Mat.
Lan yumruklamaya devam etti. Yandaki evin penceresinde ��k belirdi ve biri �fkeyle
ba��rd�, ama Muhaf�z kap�y� yumruklamaya devam etti.
��plak ayak bileklerine gelen bir gecelik giymi� bir adam kap�y� h�zla a�t�. Adam�n
elindeki gaz lambas� sivri hatlara sahip ince y�z�n� ayd�nlatt�. A�z�n� �fkeyle
a�t�, sonra ba��n� �evirip sisi g�r�nce, g�zleri irile�erek �yle kald�. "Bu da ne?"
dedi. "Bu da ne?" So�uk, gri sis tutamlar� kap�dan i�eri k�vr�ld� ve adam tela�la
geriledi.
"Y�ksekkule Efendi," dedi Lan. "Tam da ihtiya� duydu�um adam. Sal�nla kar��ya
ge�mek istiyoruz."
"Adam y�ksek bir kule bile g�rmemi�," diye k�k�rdad� Mat. Rand, arkada��na
susmas�n� i�aret etti. Keskin hatl� adam lambas�n� kald�rd� ve ku�kuyla onlara
bakt�.
Bir dakika sonra Y�ksekkule Efendi aksi aksi konu�tu. "Sal g�n do�madan i�lemez.
Gece olmaz. Asla. Ve bu siste de i�lemez. G�ne� do�du�u ve sis da��ld��� zaman
gelin."
D�necek gibi oldu, ama Lan adam�n bile�ini yakalad�. Salc� �fkeyle a�z�n� a�t�.
Muhaf�z paralar� teker teker adam�n di�er avucuna sayarken alt�n ��ldad�.
Y�ksekkule, paralar ��nlarken dudaklar�n� yalad� ve ba�� yava� yava�, sanki
g�rd�klerine inanam�yormu� gibi eline do�ru e�ildi.
"Ve sa�salim kar��ya ge�ti�imizde bu kadar daha," dedi Lan. "Ama hemen gidece�iz."
"Hemen mi?" Kurnaz g�r�n�l� adam altduda��n� �i�neyerek ayak de�i�tirdi ve sisli
geceye bakt�, sonra ba��n� sallad�. "Hemen olsun. Pekala, bile�imi b�rak.
�ekicilerimi uyand�rmam gerek. Sal� kendi ba��ma �ekece�imi sanm�yorsunuz, de�il
mi?"
"Ben salda beklerim," dedi Lan sert�e. "Bir s�re." Salc�n�n kolunu b�rakt�.
Y�ksekkule Efendi bir avu� paray� g��s�ne �ekti ve ba��n� sallayarak, kal�as�yla
kap�y� kapatt�.

TAREN'IN KAR�ISINDA
.
Lan merdivenden indi ve gruptakilere atlar�ndan inmelerini, atlar�n� sisin i�inde
arkalar�ndan y�r�tmelerini s�yledi. Yine, Muhaf�z'�n nereye gittiklerini bildi�ine
g�venmek zorundayd�lar. Sis Rand'�n dizlerinin �evresinde d�n�yor, ayaklar�n�
gizliyor, bir ad�mdan uzaktaki her �eyi belirsizle�tiriyordu. Sis kasaban�n d��nda
oldu�u kadar yo�un de�ildi, ama arkada�lar�n� zar zor g�rebiliyordu.
Gecenin i�inde h�l� onlardan ba�ka insan yoktu. Birka� pencerede daha ��k yanm�t�,
ama yo�un sis �o�unu belirsiz lekelere �eviriyordu ve genellikle grili�in i�inde
as�l� puslu bir par�lt�dan ba�ka bir �ey g�r�lm�yordu. Pek az g�r�lebilen di�er
evler, buluttan bir denizin i�inde y�z�yor ya da kom�ular� saklan�rken aniden sisin
i�inden f�rl�yor gibi g�r�n�yordu, �yle ki, kilometrelerce �teye kadar onlardan
ba�ka kimse olmayabilirdi.
Rand uzun s�re ata binmenin neden oldu�u a�r�larla kaskat� dua�-yor, Tar Valon'a
kalan yolu y�r�mesine izin verip vermeyeceklerini merak ediyordu. Y�r�mek, o anda
at binmekten daha iyi geldi�i i�in de�il elbette, ama bedeninde a�r�mayan tek yer
ayaklar�yd�. Y�r�mek en az�ndan al��k oldu�u bir �eydi.
Yaln�zca bir sefer biri Rand'�n duymas�na yetecek kadar y�ksek sesle konu�tu. "Sen
halletmelisin," dedi Moiraine, Lan'in s�yledi�i, duyulmayan bir �eye yan�t olarak.
"�ok �ey hat�rlayacak ve yapabilece�imiz hi�bir �ey yok. D��ncelerinde ben �ne
��karsam..."
Rand sersem sersem �slak pelerinini omuzlar�nda kayd�rd� ve di�erlerine yak�n
kalmaya �al�t�. Mat ve Perrin kendi kendilerine homur-
D�NYANIN G�Z� 121
dan�yor, al�ak sesle m�r�ldan�yor, biri, g�rmedi�i bir �eye aya��n� �arpt���nda
k���k bir nida bast�r�yordu. Thom Merrilin de homurdan�yor-du, Rand "s�cak yemek",
"ate�" ve "baharatl� �arap" s�zleri duyuyordu, ama ne Muhaf�z, ne de Aes Sedai
onlara dikkat ediyordu. Egwene tek s�z s�ylemeden yanlar�nda y�r�yordu. S�rt� d�z,
ba�� dikti. Ku�kusuz biraz teredd�tl� bir y�r�y�t�, ��nk� di�erleri gibi o da at
binmeye al��k de�ildi.
�stedi�i maceray� ya��yor, diye d��nd� Rand as�k suratla ve macera devam etti�i
s�rece onun sis, �slakl�k, so�uk gibi k���k �eyleri fark edece�ini sanm�yordu.
Maceray� arad���n�za ya da buna zorland���n�za ba�l� olarak, olaylar� nas�l
g�rd���n�z konusunda fark olmal�yd�. Ku�kusuz hikayeler so�uk sisin i�inde,
pe�inizden bir Draghkar ve I��k bilir ba�ka ne kovalarken at s�rmeyi heyecan verici
g�sterebilirdi. Egwene o heyecan� ya��yor olabilirdi; ama Rand yaln�zca so�u�u ve
�slakl��� hissediyor; �evresinde, Taren Sal� bile olsa, bir k�y olmas�ndan
memnunluk duyuyordu.
Aniden karanl���n i�inde iri ve s�cak bir �eye �arpt�: Lan'in ayg�r�. Muhaf�z ve
Moiraine durmu�lard�. Grubun kalan� da ayn� �eyi yapt�, atlar�n� ok�ayarak
hayvanlardan �ok kendilerini rahatlatt�lar. Sis burada biraz daha seyrekti,
birbirlerini uzun zaman g�rmedikleri kadar a��k g�rebilmelerine yetecek miktarda,
ama daha fazlas�n� ay�rt etmelerine yetmiyordu. Ayaklan h�l� gri sel sular�na
benzeyen sisin i�inde gizliydi. Evler tamamen yutulmu� gibiydi.
Rand, Bulut'u dikkatle biraz ileriye g�t�rd� ve �izmeleri tahtalara s�rt�n�nce
�a��rd�. Sal iskelesi. Dikkatle geriledi, at�n� da beraber �ekti. Taren
�skelesi'nin bo�lukta biten bir k�pr� gibi oldu�unu duymu�tu, saldan ba�ka hi�bir
yere gitmeyen bir k�pr� gibi. Taren geni� ve derindi, en g��l� y�z�c�y� bile alt�na
alabilecek tehlikeli ak�nt�lar� vard�. Bade�ay Suyu'ndan daha geni� oldu�unu tahmin
ediyordu. Sis de eklenince... Ayaklar�n�n alt�nda topra�� hissetmek rahatlat�c�yd�.
Lan'den, sis kadar keskin, sert bir "P�sst!" geldi. Muhaf�z Perrin'in yan�na
f�rlad�, iriyar� delikanl�n�n pelerinini arkaya att�, b�y�k baltas�-n� a���a
��kard� ve di�erlerine de ayn�s�n� yapmalar�n� i�aret etti. Rand anlamasa da
uysall�kla, kendi pelerinini omzunun �zerinden arkaya atarak k�l�c�n� ortaya
��kard�. Lan h�zla at�na d�nerken, sisin i�inde
TAREN'IN KAR�ISINDA
Lan merdivenden indi ve gruptakilere atlar�ndan inmelerini, atlar�n� sisin i�inde
arkalar�ndan y�r�tmelerini s�yledi. Yine, Muhaf�z'�n nereye gittiklerini bildi�ine
g�venmek zorundayd�lar. Sis Rand'�n dizlerinin �evresinde d�n�yor, ayaklar�n�
gizliyor, bir ad�mdan uzaktaki her �eyi belirsizle�tiriyordu. Sis kasaban�n d��nda
oldu�u kadar yo�un de�ildi, ama arkada�lar�n� zar zor g�rebiliyordu.
Gecenin i�inde h�l� onlardan ba�ka insan yoktu. Birka� pencerede daha ��k yanm�t�,
ama yo�un sis �o�unu belirsiz lekelere �eviriyordu ve genellikle grili�in i�inde
as�l� puslu bir par�lt�dan ba�ka bir �ey g�r�lm�yordu. Pek az g�r�lebilen di�er
evler, buluttan bir denizin i�inde y�z�yor ya da kom�ular� saklan�rken aniden sisin
i�inden f�rl�yor gibi g�r�n�yordu, �yle ki, kilometrelerce �teye kadar onlardan
ba�ka kimse olmayabilirdi.
Rand uzun s�re ata binmenin neden oldu�u a�r�larla kaskat� duruyor, Tar Valon'a
kalan yolu y�r�mesine izin verip vermeyeceklerini merak ediyordu. Y�r�mek, o anda
at binmekten daha iyi geldi�i i�in de�il elbette, ama bedeninde a�r�mayan tek yer
ayaklar�yd�. Y�r�mek en az�ndan al��k oldu�u bir �eydi.
Yaln�zca bir sefer biri Rand'�n duymas�na yetecek kadar y�ksek sesle konu�tu. "Sen
halletmelisin," dedi Moiraine, Lan'in s�yledi�i, duyulmayan bir �eye yan�t olarak.
"�ok �ey hat�rlayacak ve yapabilece�imiz hi�bir �ey yok. D��ncelerinde ben �ne
��karsam..."
Rand sersem sersem �slak pelerinini omuzlar�nda kayd�rd� ve di�erlerine yak�n
kalmaya �al�t�. Mat ve Perrin kendi kendilerine homur-
D�NYANIN G�Z� 111
dan�yor, al�ak sesle m�r�ldan�yor, biri, g�rmedi�i bir �eye aya��n� �arpt���nda
k���k bir nida bast�r�yordu. Thom Merrilin de homurdan�yor-du, Rand "s�cak yemek",
"ate�" ve "baharatl� �arap" s�zleri duyuyordu, ama ne Muhaf�z, ne de Aes Sedai
onlara dikkat ediyordu. Egwene tek s�z s�ylemeden yanlar�nda y�r�yordu. S�rt� d�z,
ba�� dikti. Ku�kusuz biraz teredd�tl� bir y�r�y�t�, ��nk� di�erleri gibi o da at
binmeye al��k de�ildi.
�stedi�i maceray� ya��yor, diye d��nd� Rand as�k suratla ve macera devam etti�i
s�rece onun sis, �slakl�k, so�uk gibi k���k �eyleri fark edece�ini sanm�yordu.
Maceray� arad���n�za ya da buna zorland���n�za ba�l� olarak, olaylar� nas�l
g�rd���n�z konusunda fark olmal�yd�. Ku�kusuz hikayeler so�uk sisin i�inde,
pe�inizden bir Draghkar ve I��k bilir ba�ka ne kovalarken at s�rmeyi heyecan verici
g�sterebilirdi. Egwene o heyecan� ya��yor olabilirdi; ama Rand yaln�zca so�u�u ve
�slakl��� hissediyor; �evresinde, Taren Sal� bile olsa, bir k�y olmas�ndan
memnunluk duyuyordu.
Aniden karanl���n i�inde iri ve s�cak bir �eye �arpt�: Lan'in ayg�n. Muhaf�z ve
Moiraine durmu�lard�. Grubun kalan� da ayn� �eyi yapt�, atlar�n� ok�ayarak
hayvanlardan �ok kendilerini rahatlatt�lar. Sis burada biraz daha seyrekti,
birbirlerini uzun zaman g�rmedikleri kadar a��k g�rebilmelerine yetecek miktarda,
ama daha fazlas�n� ay�rt etmelerine yetmiyordu. Ayaklan h�l� gri sel sular�na
benzeyen sisin i�inde gizliydi. Evler tamamen yutulmu� gibiydi.
Rand, Bulut'u dikkatle biraz ileriye g�t�rd� ve �izmeleri tahtalara s�rt�n�nce
�a��rd�. Sal iskelesi. Dikkatle geriledi, at�n� da beraber �ekti. Taren
�skelesi'nin bo�lukta biten bir k�pr� gibi oldu�unu duymu�tu, saldan ba�ka hi�bir
yere gitmeyen bir k�pr� gibi. Taren geni� ve derindi, en g��l� y�z�c�y� bile alt�na
alabilecek tehlikeli ak�nt�lar� vard�. Bade�ay Suyu'ndan daha geni� oldu�unu tahmin
ediyordu. Sis de eklenince... Ayaklar�n�n alt�nda topra�� hissetmek rahatlat�c�yd�.
Lan'den, sis kadar keskin, sert bir "P�sst!" geldi. Muhaf�z Perrin'in yan�na
f�rlad�, iriyar� delikanl�n�n pelerinini arkaya att�, b�y�k baltas�-n� a���a
��kard� ve di�erlerine de ayn�s�n� yapmalar�n� i�aret etti. Rand ar>lamasa da
uysall�kla, kendi pelerinini omzunun �zerinden arkaya atarak k�l�c�n� ortaya
��kard�. Lan h�zla at�na d�nerken, sisin i�inde
ROBERTJORDAN
hoplayan ��klar belirdi ve bo�uk ayak sesleri yakla�t�.
Kaba giysiler i�inde alt� vurdumduymaz g�r�n�l� adam Y�ksek-kule Efendi'yi takip
ediyordu. Ta��d�klar� me�aleler �evrelerindeki sisi yok ediyordu. Durduklar� zaman,
Emond Meydan�'ndan gelen grup a��k�a g�r�lebiliyordu. Me�ale, ��klar�n� yans�t�rken
daha yo�un g�r�nen gri bir duvarla �evrelenmi�lerdi. Salc� ince y�z�n� e�erek,
burnu tuzak kokusu almak i�in r�zgar� koklayan bir gelincik gibi seyirerek onlar�
inceledi.
Lan kay�ts�zca eyerine yasland�, ama bir eli k�l�c�n�n uzun kabza-s�ndayd�. Adamda,
s�k�t�r�lm� ve bekleyen bir yay havas� vard�.
Rand tela�la Muhaf�z'�n duru�unu taklit etti -en az�ndan elini k�l�c�na g�t�rd�. O
�l�mc�l g�r�n�l� oturu�u taklit edebilece�ini sanm�yordu. Denesem muhtemelen bana
g�lerler.
Perrin, deri halkas�nda baltas�n� gev�etti ve ayaklar�n� kararl�l�kla yere bast�.
Mat bir elini sada��n�n �zerine koydu, ama Rand bu kadar �sland�ktan sonra yay�n�n
iyi dua�mda oldu�undan emin de�ildi. Thom Merrilin azametle �ne ��kt�, bir elini
kald�r�p yava��a �evirdi. Aniden, g�steri�li bir hareketle sallad� ve bir han�er
parmaklar�n�n aras�nda d�nd�. Kabzas� avucuna �arpt� ve aniden kay�ts�z bir hava
tak�nan ��k, t�rnaklar�na bi�im vermeye ba�lad�.
Moiraine'den al�ak, sevin�li bir kahkaha duyuldu. Egwene, Festi-val'de bir g�steri
izlermi�cesine el ��rpt�, sonra utanarak durdu, ama a�z� yine de bir g�l�mseme ile
seyiriyordu.
Y�ksekkule hi� de e�lenmi�e benzemiyordu. Thom'a bakt�, sonra y�ksek sesle bo�az�n�
temizledi. "Ge�i�te daha fazla alt�ndan bahsedilmi�ti." Sert, kurnaz bak�lar�n�
grubun �zerinde gezdirdi. "Daha �nce verdikleriniz �imdi g�venli bir yerde,
duydunuz mu? Art�k ula�amayaca��n�z bir yerde."
"Kalan alt�nlar," dedi Lan ona, "di�er k�y�ya ula�t���m�zda eline ge�ecek." Belinde
as�l� deri keseyi hafif�e sallay�nca ��ng�rt�lar duyuldu.
Salc�n�n g�zleri bir an o tarafa kayd�, ama sonunda ba��n� sallad�-"O zaman i�e
koyulal�m," diye m�r�ldand� ve uzun ad�mlarla, alt� yar' d�mc�s� e�li�inde iskeleye
y�r�d�. Onlar ilerlerken �evrelerindeki s�S yok oldu; gri uzant�lar arkalar�ndan
kapanarak, h�zla, bir an �nce o duklar� yeri doldurdu. Rand yeti�mek i�in acele
etti.
D�NYANIN G�Z� 121
Sal y�ksek kenarl�, bir ucunu kapatmak i�in kald�r�labilen bir rampa ile binilen
tahta bir mavnayd�. Bir adam�n bile�i kadar kal�n halatlar iki yan�nda uzan�yordu.
Bu halatlar iskelenin ucundaki dev direklere ba�lanm�t� ve gecenin i�inde, �rma��n
�zerinde g�zden kaybolu-yorlard�. Salc�n�n yard�mc�lar�, me�alelerini sal�n
yanlar�ndaki demir tutacaklara ge�irdiler, yolcular atlar�n� sala ��kar�rken
beklediler, sonra rampay� �ektiler. �skele, toynaklar�n ve ayaklar�n alt�nda
g�c�rdad� ve sal a��rl�k bindik�e sars�ld�.
Y�ksekkule al�ak sesle m�r�ldanarak atlar�n� k�p�rdatmalar�n�, ortada, �ekicilerin
uza��nda tutmalar�n� s�yledi. Yard�mc�lar�na ba��rd�, adamlar sal� ge�i�e
haz�rlarken onlar� azarlad�, ama o ne derse desin adamlar ayn� g�n�ls�z h�zla
hareket ediyorlard�. Salc�n�n ba��r�lar� da g�n�ls�zd�, s�k s�k ba��rmas�n�n
ortas�nda susuyor, me�alesini kald�r�p sisin i�ine bak�yordu. Sonunda tamamen sustu
ve pruvaya gidip �rma�� kaplayan sisi izlemeye ba�lad�. �ekicilerden biri koluna
dokunana kadar k�p�rdamad�; sonra yerinde s��rad� ve adama dik dik bakt�.
"Ne? Ah. Sen misin? Haz�r m�s�n�z? Nihayet. Eh, adam, ne bekliyorsun?" Me�aleye
ald�rmadan kollar�n� sallad�. Atlar ki�nedi, gerilemeye �al�t�. "�ekil! Yol ver!
Y�r�!" Adam itaatkarca uzakla�t� ve Y�ksekkule, serbest elini huzursuzca ceketinin
�n�ne silerek bir kez daha ilerideki sislere bakt�.
Palamalarlar ��z�l�rken sal sars�ld� ve g��l� bir ak�nt�ya kap�ld�. Sonra k�lavuz
halatlar gerilince yine sars�ld�. Her iki yanda ��er �ekici sal�n �n taraf�nda
halatlar� kavrad� ve zahmetle arkaya y�r�meye ba�lad�lar. Grilere b�r�nm� �rma�a
yakla��rken, huzursuzca m�r�ldan�yorlard�.
�skele kayboldu, sis sal� sard�, ince sis flamalar� titre�en me�alele-r'n aras�nda
s�z�ld�. Mavna ak�nt� ile hafif�e salland�. Salc�lar�n y�r�m�leri d��nda hi�bir �ey
hareket ettiklerine dair bir i�aret vermiyordu, idamlar �ne gidip halatlar�
yakal�yor, sonra �ekerek arkaya y�r�yor-ard�. Kimse konu�muyordu. K�yl�ler sal�n
ortas�na olabildi�ince ya-^ duruyorlard�. Taren'�n, onlar�n al��k oldu�u �aylardan
�ok daha ' n� oldu�unu duymu�lard�; sis onu ak�llar�nda sonsuz k�l�yordu.
Rand bir s�re sonra Lan'e yakla�t�. �nsan�n y�zemedi�i, hatta kar�� " ^y�
g�remedi�i �rmaklar, Suorman�'ndaki birikintilerden daha geni�
lifi
ROBERTJORDAN
ya da derin hi�bir �ey g�rmemi� ki�ileri sinirlendiriyordu. "Ger�ekten bizi soymaya
�al��rlar m�yd�?" diye sordu sessizce. "Daha �ok, bizim onu soymam�zdan korkuyor
gibi davran�yordu."
Muhaf�z al�ak sesle yan�t vermeden �nce salc� ile adamlar�na bakt� -hi�biri
dinliyor gibi g�r�nm�yordu. "Onlar� gizleyecek sis varken... eh, yapt�klar� gizli
kald��� zaman baz� insanlar yabanc�lara, ba�kalar�n�n g�z� �n�nde davranmayacaklar�
�ekilde davran�rlar. Ve bir yabanc�ya en kolay zarar verenler, yabanc�n�n onlara
zarar verece�ini en kolay d��nenlerdir. Bu adam... bence iyi bir fiyat verilirse
annesini Trol-loclara yahni eti diye satabilir. Sormana biraz �a��rd�m. Emond
Meydan� halk�n�n Taren Sal� halk� hakk�nda nas�l konu�tuklar�n� duydum."
"Evet, ama... �ey, herkes onlar�n... Ama ben asl�nda onlar�n..." Rand k�y�n�n
�tesinde ya�ayan halklar�n nas�l oldu�u konusunda herhangi bir �ey bildi�ini
d��nmeyi b�rakmas�n�n daha iyi olaca��na karar verdi. "Soluk'a sal�n� kullanarak
kar��ya ge�ti�imizi s�yleyebilir," dedi sonunda. "Belki arkam�zdan Trolloclar� da
ge�irir."
Lan y�z�n� ek�iterek g�ld�. "Bir yabanc�y� soymak ba�ka, bir Ya-r�-insan ile
u�ra�mak ise bamba�ka bir �ey. Onu kar�� tarafa TroUoc ta��rken hayal edebiliyor
musun? �zellikle de bu siste. Ne kadar alt�n �nerilirse �nerilsin. Ya da ba�ka
se�ene�i varsa, bir Myrddraal ile konu�urken. Bunun s�rf d��ncesi bile, adam� bir
ay boyunca durmadan ko�maya zorlar. Taren Sal�'nda Karanl�kdostlar hakk�nda
endi�elenmemiz gerekti�ini sanm�yorum. Burada de�il. G�vendeyiz... En az�ndan bir
s�reli�ine. Hi� olmazsa bu halka kar��. Kendine dikkat et."
Y�ksekkule, ilerideki sisleri izlemekten d�nm�t�. Sivri y�z�n� �ne ��kararak
me�alesini kald�rd�, Lan ve Rand'a, ilk kez a��k�a g�re-biliyormu� gibi bakt�.
G�verte tahtalar� �ekicilerin ayaklar�n�n ve zaman zaman yere vurulan bir toyna��n
alt�nda g�c�rd�yordu. Salc� aniden, o onlar� izlerken onlar�n da onu izledi�ini
fark ederek irkildi. S��rayarak uzak k�y�ya ya da sisin i�inde arad��� her ne ise,
ona d�nd�.
"Art�k konu�ma," dedi Lan. Sesi o kadar al�ak ��km�t� ki, Rand neredeyse
anlamayacakt�. "�itecek yabanc� kulaklar varken Trolloclar-dan,
Karanl�kdostlar�ndan ya da Yalanlar�n Babas�'ndan bahsetmemek gereken k�t� g�nler
bunlar. Bu t�r konu�malar, kapma �izilen Ejder Di�i'nden daha k�t� �eyler
getirebilir."
D�NYAN�N G�Z� Y71
Rand sorular�na devam etmek i�in hi�bir istek hissetmedi. �zerine �ncekinden de
a��r bir kasvet ��kt�. Karanl�kdostlar�! Sanki Soluklar, Trolloclar ve Draghkarlar
yeterince endi�e yaratm�yormu� gibi! En az�ndan bir Trolloc'u g�r�n��nden ay�rt
edebilirdiniz.
Aniden �nlerindeki g�lgeli sislerin i�inde y�kseltiler belirdi. Sal uzak k�y�ya
�arpt�. �ekiciler tela�la sal� ba�lad�lar ve �te u�taki rampay� b�rakt�lar. Mat ve
Perrin y�ksek sesle, Taren'�n i�ittiklerinin yar�s� kadar geni� olmad���n�
bildirdiler. Lan, ayg�r�n� rampadan a�a�� y�r�tt�. Moiraine ve di�erleri de onu
takip etti. En arkadan gelen Rand, Bu-lut'u Bela'n�n arkas�ndan y�r�t�rken,
Y�ksekkule Efendi �fkeyle ba��rd�.
"Hey, bana bak! Hey! Alt�nlar�m nerede?"
"�denecek." Moiraine'in sesi sislerin i�inde bir yerden geliyordu. Rand'�n
�izmeleri rampadan tahta iskeleye ad�m att�. "Ve adamlar�n�n her biri i�in g�m�
birer lira," diye ekledi Aes Sedai. "H�zl� ge�i�imiz i�in."
Salc� teredd�t etti, tehlike kokusu al�r gibi y�z�n� uzatt�, ama �ekiciler g�m�
laf�n� duyunca aya�a kalkt�lar. Baz�lar� me�ale almak i�in durdu, ama hepsi
Y�ksekkule a�z�n� a�amadan ayaklar�n� vurarak rampadan a�a�� indi. Salc� sert bir
ifadeyle y�z�n� buru�turarak m�rettebat�n� takip etti.
Rand dikkatle iskelede ilerlerken Bulut'un toynaklar� sisin i�inde bo� tak�rt�lar
��kar�yordu. Gri sis burada da yo�undu. �skelenin ucunda, Muhaf�z Y�ksekkule ve
adamlar�n�n me�aleleri ile sar�lm�, para da��t�yordu. Moiraine d��nda herkes
hevesli toplulu�un biraz �tesinde bekliyordu. Aes Sedai �rma�� izliyordu, ama Rand
ne g�rd���n� anlam�yordu. Rand �rpererek �slak pelerinini toparlad�. Art�k
ger�ekten �ki Nehir'in d��ndayd� ve uzakl�k, �rma��n geni�li�inden daha fazla
geliyordu.
"�te," dedi Lan, son paray� Y�ksekkule'ye uzatarak. "Anla�t���m�z gibi." Kesesini
kald�rmad� ve gelincik suratl� adam a�g�zl�l�kle ona bakt�.
�skele y�ksek bir g�c�rt� ile sars�ld�. Y�ksekkule dikildi, ba�� sislerin i�indeki
sala d�nd�. G�vertede kalan me�aleler bir �ift solgun, belirsiz ��k noktas�yd�.
�skele inledi ve iki ��k, g�kg�r�lt�s� gibi tahta

�za
ROBERTJORDAN
�at�rt�lar� e�li�inde sars�ld�, sonra d�nmeye ba�lad�. Egwene ���l�k att�, Thom
k�fretti.
"Serbest kald�!" diye ba��rd� Y�ksekkule. �ekicilerini yakalay�p iskelenin ucuna
do�ru itti. "Sal serbest kald�, sizi aptallar! Yakalay�n onu! Yakalay�n!"
�ekiciler Y�ksekkule'nin itmesi ile birka� ad�m sendeledi, sonra durdu. Sal�n
�zerindeki solgun ��klar gittik�e daha h�zl� d�n�yordu. �st�ndeki sis d�nd�, bir
sarmala d�n�t�. �skele titredi. Sal par�alan�rken havay� �at�rt�lar ve tahtalar�n
par�alanma sesleri doldurdu.
"Girdap," dedi �ekicilerden biri, �a�k�nl�k dolu bir sesle.
"Taren'de girdap yoktur." Y�ksekkule'nin sesi duygusuzdu. "Hi� olmad�..."
"Ne talihsiz bir tesad�f!" Moiraine'in sesi, �rma�a s�rt�n� d�nerken bir g�lgeye
benzemesine sebep olan sis y�z�nden uzak geliyordu.
"Talihsiz," diye onaylad� Lan d�z bir sesle. "Bir s�re kar�� k�y�ya kimseyi
ta��yamayacakm�s�n gibi g�r�n�yor. Bize hizmet ederken sal�n� kaybetmen k�t� bir
�ey." Elini, haz�r bekleyen keseye dald�rd�. "Bu zarar�n� �der."
Y�ksekkule bir an me�ale ���� alt�nda, Lan'in elinde parlayan alt�nlara bakt�,
sonra omuzlar� ��kt� ve g�zleri ta��d��� di�er yolculara kayd�. Sisin
belirsizle�tirdi�i Emond Meydan� k�yl�leri, ses ��karmadan duruyordu. Salc� korku
dolu, s�zs�z bir hayk�r� ile Lan'in elindeki paralan kapt�, d�nd� ve sislerin i�ine
ko�tu. �ekicileri yaln�zca yar�m ad�m arkasmdayd�lar. Irma��n yukar� taraf�nda
kaybolurlarken, sis, me�alelerini h�zla yuttu.
"Bizi burada tutacak ba�ka bir �ey yok," dedi Aes Sedai, sanki s�-rad�� hi�bir �ey
olmam� gibi. Beyaz k�sra��n�n yular�n� tutarak iskeleden k�y�ya y�r�meye ba�lad�.
Rand g�r�nmeyen �rma�a bakarak durdu. Tesad�f olabilirdi. Girdap yok, dedi, ama...
Aniden di�er herkesin gitmi� oldu�unu fark etti. Tela�la hafif�e y�kselen k�y�y�
t�rmanmaya ba�lad�.
�� ad�mda yo�un sis da��l�p yok oldu. Rand yerinde kalakald� ve arkas�na bakt�.
K�y� boyunca uzanan �izginin bir yan�nda, yo�un, gri sis as�l�yd�. Di�er yan�, aym
keskinli�i �afa��n uzak olmad���n� g�sterdi�i halde h�l� karanl�k, a��k bir
geceydi.
D�NYANIN G�Z� 113.
Muhaf�z ve Aes Sedai, sisin s�n�r�ndan biraz uzakta, atlar�n�n yan�nda durmu�,
konu�uyorlard�. Di�erleri onlardan az �tede, birbirlerine sokulmu�lard�; ay ����
ile ayd�nlanan karanl�kta bile sinirli halleri his-sedilebiliyordu. T�m g�zler Lan
ile Moiraine �zerindeydi ve Egwene d��ndaki herkes, �ifti g�zden kaybetmek ile
onlara fazla yakla�mak aras�nda karars�zm� gibi uzak duruyorlard�. Rand Bulut'u
al�p, birka� ad�m atarak Egwene'in yan�na gitti. Egwene ona s�r�tt�. Rand, k�z�n
g�zlerindeki par�lt�n�n tek kayna��n�n ay ���� oldu�unu sanm�yordu.
"Kalemle �izilmi�cesine �rma�� takip ediyor," diyordu Moiraine halinden memnun bir
ses tonuyla. "Tar Valon'da, bunu yard�m almadan yapabilecek on kad�n yoktur.
D�rtnala giden bir at�n s�rt�nda yapt�klar�mdan bahsetmiyorum bile."
"�ikayet etmek istemem, Moiraine Sedai," dedi Thom, kendine hi� yak�mayan bir
�ekingenlikle. "Ama bizi bir s�re daha sislere sarmak iyi olmaz m�yd�? Diyelim ki,
Baerlon'a kadar. Draghkar �rma��n bu yanma bakarsa, �imdiye kadar kazand���m�z
�st�nl��� kaybederiz."
"Draghkarlar �ok zeki de�ildir, Merrilin Efendi," dedi Aes Sedai kuru kuru.
"Korkun� ve �l�mc�l derecede tehlikelidirler. Keskin g�zleri, ama pek k�t zekalar�
vard�r. Bizi takip eden Draghkar Myrddraal'e �rma��n bu taraf�n�n a��k oldu�unu,
ama �rma��n kendisinin iki y�nde kilometrelerce sis kapl� oldu�unu s�yleyecektir.
Myrddraal bunu ba�arman�n bana nelere maloldu�unu anlayacakt�r. Irmak boyunca
ka�t���m�z� d��necektir ve bu onu yava�latacak. G��lerini b�lmek zorunda kalacak.
Sis daha uzunca bir s�re kalkmayacak. B�ylece yolun en az�ndan bir k�sm�n� tekne
ile a��p a�mad���m�zdan emin olamayacak. Sisi Baerlon'a do�ru biraz daha
uzatabilirdim, ama o zaman Draghkar birka� saat i�inde �rma�� ara��rabilirdi ve
Myrddraal nereye y�neldi�imizi anlard�."
Thom poflad� ve ba��n� sallad�. "�z�r dilerim, Aes Sedai. Umar�m
g�cenmemi�sinizdir."
"Ah, Moi... ah, Aes Sedai." Mat susup, duyulur bir sesle yutkundu. "Sal... ah...
siz... yani... neden, anlam�yorum..." Sesi zay�f�a solup gitti ve geride kalan
sessizlik �yle derindi ki, Rand kendi nefesini duyabiliyordu.
Moiraine sonunda konu�tu. Sesi, bo� sessizli�i keskinlikle doldur-
180
ROBERTJORDAN
du. "Hepiniz a��klamalar istiyorsunuz, ama her eylemimi size a��klayacak olsayd�m,
ba�ka hi�bir �ey i�in zaman bulamazd�m." Ay ���� alt�nda, Aes Sedai bir �ekilde
daha uzun g�r�n�yordu, neredeyse tepelerine dikilmi�ti. "�unu bilin. Sizi g�venle
Tar Valon'a ula�t�rmaya kararl�y�m. Bilmeniz gereken tek �ey bu."
"E�er burada durmaya devam edersek," diye araya girdi lan, "Draghkar, �rma�� aramak
zorunda kalmayacak. Do�ru hat�rl�yorsam..." At�n� �rmak k�y�s�ndan yukar� �evirdi.
Muhaf�z'�n hareketi g��s�ndeki bir �eyi serbest b�rakm� gibi, Rand derin bir nefes
ald�. Di�erlerinin, hatta Thom'un da ayn�s�n� yapt���n� i�itti ve eski bir deyi�i
hat�rlad�. Bir Aes Sedai'yi sinirlendirmektense, bir kurdun g�z�ne t�k�rmek ye�dir.
Ama gerilim azalm�t�. Moiraine art�k kimsenin tepesinde dikilmiyordu; Rand'm ancak
g��s�ne geliyordu.
"Herhalde biraz dinlenenleyiz, de�il mi?" dedi Perrin umutla, esnedikten sonra.
Egwene, Bela'ya yasland�, yorgun yorgun i�ini �ekti.
Bu, Rand'�n ondan i�itti�i, bir �ikayete en yak�n sesti. Belki art�k bunun hi� de
harika bir macera olmad���n� fark etmi�tir. Sonra su�luluk i�inde k�z�n, kendisinin
aksine g�n� uyuyarak ge�irmedi�ini hat�rlad�. "Dinlenmeye ger�ekten ihtiyac�m�z
var, Moiraine Sedai," dedi. "Hem, t�m gece at bindik."
"O zaman Lan'in bizim i�in ne planlad���n� g�rmenizi �neririm," dedi Moiraine.
"Gelin."
Onlar� k�y�dan yukar�, �rma��n �tesindeki a�a�l�klara g�t�rd�. ��plak dallar
g�lgeleri derinle�tiriyordu. Taren'den y�z metre sonra bir a��kl���n yan�ndaki
karanl�k t�mse�e geldiler. Burada, uzun zaman �nce olmu� bir sel koca bir
me�inyaprak toplulu�unu devirmi�, onlar� iri, a�a� g�vdeleri, dallar ve k�klerden
olu�an dola��k bir t�msek haline getirmi�ti.
Lan, �n�nde bir me�ale tutarak t�mse�in alt�ndan d�ar� s�r�nd� ve do�ruldu.
"�stenmeyen misafir yok," dedi Moiraine'e. "Ve b�rakt���m odunlar h�l� kuru, yani
k���k bir ate� yakabilece�iz. S�cak bir mola olacak."
"Burada duraca��m�z� biliyor muydun?" diye sordu Egwene �a�k�nl�k i�inde.
D�NYANIN ��Z� m
"Olas� bir yer gibi g�r�n�yordu," diye yan�t verdi Lan. "Ne olur ne olmaz diye
haz�rl�k yapmaktan ho�lan�r�m."
Moiraine me�aleyi ondan ald�. "Sen atlara bakar m�s�n? �in bitti�i zaman herkesin
yorgunlu�u hakk�nda elimden geleni yapaca��m. �u anda Egwene ile konu�mak
istiyorum. Egwene?"
Rand iki kad�n�n e�ilerek b�y�k a�a� y���n� alt�nda kaybolmas�n� izledi. �nsan�n
emekleyerek i�eri girebilece�i al�ak bir a��kl�k vard�. Me�alenin ���� kayboldu.
Lan yan�na yem torbalar� ve biraz yulaf alm�t�, ama di�erlerinin atlar�n�n
eyerlerini ��karmalar�n� engelledi. Bunun yerine k�stekleri ��kard�. "Eyer olmadan
daha rahat dinlenirler, ama yola acele ��kmam�z gerekecek, atlar� yeniden eyerlemek
i�in zaman�m�z olmayacak."
"Bana dinlenmeye ihtiya�lar� varm� gibi g�r�nm�yor," dedi Per-rin, at�n�n burnunu
bir yem torbas�na sokmaya �al��rken. At, yem torbas�n�n kay�lar�m ge�irmesine izin
vermeden �nce ba��n� sallad�-. Rand da Bulut ile g��l�k ya��yordu, kanvas torbay�
gri at�n burnuna ge�irmeden �nce �� kez denemek zorunda kald�.
"Var," dedi Lan. Ayg�r�n� k�steklemeyi b�rak�p do�ruldu. "Ah, h�l� ko�abilirler.
Onlara izin verirsek becerebildiklerince h�zl� ko�arlar, ta ki yorgunluktan d��p
�lene kadar. �stelik yorgunluklar�n� hi� hissetmezler. Moiraine Sedai'nin yapt���
�eye ihtiya� duymamam�z� tercih ederim, ama gerekli." Ayg�r�n�n boynunu ok�ad�. At,
Muhaf�z'�n dokunu�una kar��l�k verir gibi ba��n� sallad�. "Sonraki birka� g�n,
kendilerine gelene kadar daha yava� gitmeliyiz. Benim istedi�imden daha yava�. Ama
�ans�m�z varsa bu yeterli olacak."
"Bu..." Mat duyulur bir �e�le yutkundu. "Moiraine Sedai'nin kastetti�i bu muydu?
Bizim yorgunlu�umuz hakk�nda?"
Rand Bulut'un boynunu ok�ad� ve bo�lu�a bakt�. Tam i�in yapt�klar�na ra�men, Aes
Sedai'nin, G��'� onun �zerinde kullanmas�n� istemiyordu. I��k, sal� bat�rd���n�
kabul etmi� kadar oldu.
"�yle bir �ey." Lan g�ld�. "Ama sizin �lene kadar ko�mak konusunda endi�elenmenize
gerek yok. Olaylar �imdikinden daha k�t� olmad��� s�rece de�il. Bunu yaln�zca,
fazladan bir gece uyumak gibi d�-��n�n."
Draghkar'�n tiz ���l��� aniden sis kapl� �rmakta yank�land�. Atlar bi-
�s�
ROBERTJORDAN
le dondu. ���l�k yine, bu sefer daha yak�ndan duyuldu-, sonra bir kez daha. Rand'�n
kafatas�n� i�ne gibi deldi. Sonra ���l�klar uzakla�maya ba�lad� ve sonunda tamamen
kayboldu.
"�ans," dedi Lan, solu�unu verirken. "Irmakta bizi ar�yor." Omuzlar�n� silkti ve
aniden sesi kay�ts�z ��kmaya ba�lad�. "��eri girelim. Biraz s�cak �ay ve midemi
dolduracak bir�eyler istiyorum."
Elleri ve dizleri �zerinde a�a� y��m�ndaki a��kl�ktan i�eri, k�sa bir t�nel boyunca
ilk emekleyen Rand oldu. T�nelin sonunda durdu. �leride d�zensiz �ekilli bir bo�luk
vard�, hepsini birden ancak i�ine alabilecek a�a�tan bir ma�ara. A�a� g�vdelerinden
ve dallardan olu�an tavan, kad�nlardan ba�ka hi� kimsenin aya�a kalkmas�na izin
vermeyecek kadar al�akt�. Irmak ta�lar�ndan bir yata��n �zerinde, yak�lm� ate�in
duman� y�kseliyor, dallar�n aras�nda kayboluyordu; esinti, a��kl��� dumans�z
tutmaya yeterliydi, ama dola��k dallar, alevlerin tek bir ��lt�s�n�n bile d�ar�dan
g�r�lmemesine yetecek kadar yo�undu. Mo-iraine ve Egwene pelerinlerini yana
b�rakm�, ba�da� kurup ate�in yan�nda kar�� kar��ya oturmu�lard�.
"Tek G��," diyordu Moiraine, "Ger�ek Kaynak'tan, Yarat�m'� g�den g��ten,
Yarat�c�'nm Zaman �ark�'n�n d�nmesini sa�lamak i�in kulland��� g��ten gelir."
Ellerini �n�nde birle�tirdi ve birbirlerine bast�rd�. "Saidin, Ger�ek Kaynak'�n
eril yar�s� ve saidar, di�il yar�s�, birbirlerine kar��t ve ayn� zamanda birlikte
�al�arak o g�c� sa�larlar. Saidin" -bir elini kald�rd�, sonra indirdi- "Karanl�k
Varl�k'�n dokunu�u ile kirlenmi�tir, t�pk� suyun �zerinde y�zen ince bir tabaka ya�
gibi. Suyun kendisi h�l� saft�r, ama pisli�e dokunmadan ona dokunamazs�n. Yaln�zca
saidann kullan�lmas� h�l� g�venlidir." Egwene'in s�rt� Rand'a d�n�kt�. Y�z�n�
g�remiyordu, ama k�z hevesle �ne e�iliyordu.
Mat, arkadan Rand'� d�rt�kledi, bir�eyler m�r�ldand� ve a�a� ma�aran�n i�lerine
do�ru ilerledi. Moiraine ve Egwene onun giri�ini g�rmezden geldiler. Di�er adamlar
da arkas�ndan i�eri topland�lar, �sU* pelerinlerini ��kard�lar, ate�in �evresine
yerle�tiler ve ellerini �s�tma� i�in uzatt�lar. En son giren Lan, duvardaki kuytu
bir yerden su tulumlar� ve deri �antalar ��kard�, bir �aydanl�k ald� ve �ay
haz�rlamaya ba�' lad�. Kad�nlar�n s�ylediklerine hi� dikkat etmiyordu, ama Rand'�n
a
kada�lar� ellerini �s�tmay� b�rakm�, a��k a��k izliyorlard�. Thom, t�m
il-
D�NYANIN G�Z� �M
gisini oymal� piposunu doldurmaya vermi� gibi yap�yordu, ama kad�nlara do�ru
e�ilmesi onu ele veriyordu. Moiraine ve Egwene yaln�zlar-m� gibi davran�yorlard�.
"Hay�r," dedi Moiraine, Rand'�n ka��rd��� bir soruya kar��l�k. "Ger�ek Kaynak
t�kenmez. T�pk� bir de�irmenin d�nmesi ile t�kenmeyen �rmak sular� gibi. Kaynak
�rmakt�r; Aes Sedai ise su �ark�."
"Ger�ekten ��renebilece�imi d��n�yor musunuz?" diye sordu Eg-wene. Y�z� hevesle
parl�yordu. Rand onun bu kadar g�zel g�r�nd���n� hi� g�rmemi�ti, ya da kendisinden
bu kadar uzak. "Ben de bir Aes Sedai olabilir miyim?"
Rand yerinde s��rad�, ba��n� al�ak, k�t�k tavana �arpt�. Thom Mer-rilin kolunu
yakalayarak a�a�� �ekti.
"Aptalla�ma," diye m�r�ldand� ��k. Kad�nlar� s�zd� -ikisi de fark etmemi�
g�r�n�yordu. Rand'a f�rlatt��� bak� sevecendi. "Art�k bu seni a�ar."
"�ocu�um," dedi Moiraine nazik�e, "pek az ki�i Ger�ek Kaynak'a dokunmay� ve Tek
G��'� kullanmay� ��renebilir. Baz�lar� daha �ok ��renir, baz�lar� daha az. Sen,
��renmeye ihtiya� duymayan bir avu� kad�ndan birisin. En az�ndan, sen istesen de,
istemesen de, Ger�ek Kaynak'a dokunmak zaman i�inde sana gelecektir. Ama Tar
Valon'da alaca��n e�itim olmadan onu tam anlam�yla y�nlendirmeyi asla ��renemezsin
ve bunun sonucunda hayatta kakmayabilirsin. Saidine dokunma yetene�i ile do�an
erkekler, K�z�l Ajah onlar� bulup ehlile�tir-mezse, mutlaka �l�rler..."
Thom g�rtla��n�n derinliklerinden h�rlad� ve Rand huzursuzca k�p�rdand�. Aes
Sedai'nin bahsetti�i t�rden erkekler azd� -t�m hayat� boyunca yaln�zca �� ki�i
duymu�tu ve I��k'a ��k�r, hi�biri �ki Nehirli de�ildi- ama Aes Sedai onlar�
bulmadan yaratt�klar� zarar sava� veya �ehirleri y�kan deprem haberleri gibi k�t�
haberler olarak yay�l�rd�. Ajah-lar�n ne yapt���n� ger�ekte hi� anlayamam�t�.
Hikayelere g�re bunlar, ba�ka her �eyden �ok kendi aralar�nda entrikalar �eviren,
didi�en topluluklard�, fakat anlat�lanlardan kesin olan bir yan vard�. K�z�l
Ajanlar�n birincil g�revleri, yeni bir D�nyan�n K�r�l��'n� �nlemekti ve bunu Tek
G��'� kullanmay� yaln�zca r�yalar�nda g�ren erkekleri bile avlayarak yap�yorlard�.
Mat ve Perrin aniden evde, yataklar�nda olmay� di-
ROBERTJORDAN
lemeye ba�lam�lar gibi g�r�n�yorlard�.
"...ama kad�nlar�n baz�lar� da �l�r. K�lavuz olmadan ��renmek g��t�r. Bulamad���m�z
ve hayatta kalan kad�nlar... eh, d�nyan�n bu k�sm�nda k�ylerinde Hikmet
olabilirler." Aes Sedai d��ncelere dalarak sustu. "Eski kan Emond Meydan�'nda
g��l�d�r ve eski kan, �ark� s�yler. Seni g�rd���m an ne oldu�unu anlad�m.
Y�nlendirebilen ya da de�i�imi yakla�an bir kad�n�n yan�nda durup, bunu hissetmeyen
Aes Sedai olmaz." Kemerindeki keseyi ara�t�rd� ve daha �nce sa��na takt���, alt�n
bir zincire as�l� mavi m�cevheri ��kard�. "Senin de�i�imin, ilk dokunu�un yak�n.
Sana k�lavuzluk etmem daha iyi olacak. B�ylece... kendi ba�lar�na yol bulmak
zorunda kalanlar�n ya�ad��� ho� olmayan etkilerden ka��nabilirsin."
Egwene'in g�zleri ta�a bakarken irile�ti ve dudaklar�n� tekrar tekrar �slatt�.
"Bu... G��'� bu mu ta��yor?"
"Elbette hay�r," diye terslendi Moiraine. "Nesneler G�� sahibi de�ildir, �ocu�um.
Bir angreal bile yaln�zca bir ara�t�r. Bu yaln�zca g�zel bir ta�. Ama ��k
verebilir. Al."
Moiraine, ta�� k�z�n parmak u�lar�na b�rak�rken Egwene'in elleri titriyordu. Geri
�ekilecek oldu, ama Aes Sedai bir eliyle onun iki elini tuttu ve di�er elini
nazik�e Egwene'in ba��n�n yan�na dokundurdu.
"Ta�a bak," dedi Aes Sedai yumu�ak bir sesle. "Yaln�z ba��na, el yordam�yla
aramaktansa, b�ylesi daha iyi. Zihnini ta� hari� her �eyden temizle. Zihnini
temizle ve kendini s�z�lmeye b�rak. Yaln�zca ta� ve bo�luk var. Ben ba�lataca��m.
S�z�l ve b�rak, sana k�lavuzluk edeyim. D��nce yok. S�z�l."
Rand, parmaklar�n� dizlerine ge�irdi; di�lerini ac�yana kadar s�kt�. Ba�ar�s�z
olmal�. Olmal�.
Ta�ta ��k �i�ek a�t�, yaln�zca mavi bir k�v�lc�m, sonra gitti. Bir ate� b�ce�inden
daha parlak de�ildi, ama Rand k�r edici bir ��k parlam�-cas�na irkildi. Egwene ve
Moiraine bo� y�zlerle ta�a bakt�lar. Bir ba�ka k�v�lc�m ��kt�, sonra bir tane daha,
ta ki g�kmavisi ��k bir y�re�in �arpmas� gibi atmaya ba�layana kadar. Aes Sedai
yap�yor, diye d��nd� Rand �aresizce. Moiraine yap�yor. Eg�vene de�il.
Son bir zay�f ��lt�dan sonra ta� yine bir s�s e�yas�na d�n�t�. Ran nefesini tuttu.
D�NYANIN G�Z� �S�
Egwene bir an k���k ta�a bakmaya devam etti, sonra ba��n� kald�r�p Moiraine'e
bakt�. "Ben... Ben bir �ey hissettim... san�r�m, ama... Belki benim hakk�mda
yan�lm�s�n�zd�r. Zaman�n�z� harcad���m i�in �zg�n�m."
"Hi�bir �ey harcamad�m, �ocu�um." Moiraine'in dudaklar�ndan k���k, tatminkar bir
g�l�mseme ge�ti. "Son ��k yaln�zca sana aitti."
"Ger�ekten mi?" diye ba��rd� Egwene, sonra hemen surat�n� ast�. "Ama yok gibiydi."
"�te �imdi aptal bir k�yl� k�z� gibi davran�yorsun. Tar Valon'a gelen �o�u kad�n,
senin biraz �nce yapt���n� yapabilmek i�in aylarca �al��r. Sen y�kseklere
��kabilirsin. Hatta, belki bir g�n Amyrlin Maka-m�'na kadar. E�er �ok �al��rsan."
"Yani..." Egwene bir sevin� hayk�r�� ile kollar�n� Aes Sedai'ye dolad�. "Ah,
te�ekk�r ederim. Rand, duydun mu? Bir Aes Sedai olaca��m!"

13 SE�ENEKLER
Herkes uyumadan �nce Moiraine s�rayla her birinin yan�nda diz ��kt� ve ellerini
ba�lar�na koydu. Lan homurdanarak, buna ihtiya� duymad���n� ve kad�n�n g�c�n�
harcamamas� gerekti�ini s�yledi, ama onu durdurmaya �al�mad�. Egwene bu deneyimi
ya�amaya hevesliydi. Mat ve Perrin korkuyorlard�, ama hay�r demeye de
korkuyorlard�. Thom, Aes Sedai'nin ellerinden uzakla�mak istedi, ama kad�n, gri
ba��, sa�mal��a izin vermeyece�ini ifade eden bir bak� ile yakalad�. ��k, Aes
Sedai'nin i�i bitene kadar ka�lar�n� �att�. Kad�n ellerini �ektikten sonra alayc�
bir bi�imde g�l�msedi. Adam�n ka�lar� daha fena �at�ld�, ama tazelenmi�
g�r�n�yordu. Hepsi �yleydi.
Rand, d�zensiz duvarda, dikkat �ekmeyece�ini umdu�u bir oyu�a �ekilmi�ti. A�a�
y���n�na yasland���nda g�zleri kapanmak istedi, ama o kendini izlemeye zorlad�.
Esnemesini bast�rmak i�in yumru�unu a�z�na kapatt�. Bir iki saatlik uyku ona
yeterdi. Ama Moiraine onu unutmad�.
Delikanl�, kad�n�n parmaklan y�z�ne dokununca irkildi ve "Ben istemiyorum..." dedi.
Sonra g�zleri iri iri a��ld�. Bitkinlik, yoku� a�a�� akan su gibi t�kendi; a�r�lar
ve ac�lar uzak an�lara d�n�t�, sonra yok oldu. Kad�na a�z� a��k, bakakald�. Kad�n
yaln�zca g�l�msedi ve ellerini �ekti.
"Tamam," dedi. Yorgun bir i� �eki� ile do�rulurken, Rand onun ayn�s�n� kendisine
yapamad���n� hat�rlad�. Aes Sedai biraz �ay i�ti, Lan'in yemesi i�in �srar etti�i
ekmek ve peyniri reddetti ve ate�in �n�nde k�vr�l�p yatt�. Pelerinine sar�l�r
sar�lmaz uykuya dald�.
D�NYANIN G�Z� 1SZ
Lan d��nda di�erleri uzanacak yer bulup uykuya dald�lar, ama Rand neden oldu�unu
anlam�yordu. O iyi bir yatakta bir gece ge�irmi� gibi hissediyordu. Ama k�t�k
duvara s�rt�n� verdi�i anda uyku onu ele ge�irdi. Lan bir saat sonra
d�rt�kledi�inde, �� g�nd�r dinleniyor-mu� gibi hissetti.
Muhaf�z, Moiraine d��nda herkesi uyand�rd� ve sert�e, Aes Sedai'yi rahats�z
edebilecek her sesi susturdu. Yine de rahat a�a� ma�aras�nda pek az kalmalar�na
izin verdi. G�ne� ufukta, kendi �ap�n�n iki kat� kadar y�kseldi�inde, orada
durduklar�na ili�kin t�m izleri temizlemi�, atlar�na binmi�, atlar� yormamak i�in
yava� ilerleyerek kuzeye, Baerlon'a do�ru yola koyulmu�lard�. Aes Sedai'nin g�zleri
g�lgeliydi, ama eyerinde dik oturuyordu.
Sis h�l�, arkalar�nda b�rakt�klar� �rma��n �zerinde as�l� duruyor, onu
buharla�t�rmaya �al�an zay�f g�ne�in �abalar�na direniyor, �ki Ne-hir'i g�zlerden
gizliyordu. Rand at s�rerken, Taren Sal�'n� son bir kez g�rmek i�in omzunun
�zerinden bakt�. Ta ki, sis duvar� g�zden kaybolana kadar.
"Evden bu kadar uzakla�aca��m� hi� d��nmezdim," dedi, a�a�lar sonunda sisi ve
�rma�� gizledi�i zaman. "Seyrantepe'nin �ok uzak geldi�i g�nleri hat�rl�yor
musunuz?" Yaln�zca iki g�n �nceydi. Sonsuzluk gibi geliyor.
"Bir iki ay sonra d�neriz," dedi Perrin gergin bir sesle. "Neler anlatabilece�imizi
bir d��n."
"Trolloclar bile bizi sonsuza dek kovalayamaz," dedi Mat. "Yak beni, yapamazlar."
Derin derin i� �ekerek �n�ne d�nd�, s�yledi�i tek bir s�zc��e inanm�yormu� gibi
s�rt�n� kamburla�t�rd�.
"Erkekler!" diye h�hlad� Egwene. "Hep geveleyip durdu�unuz maceray� ya��yorsunuz ve
�imdiden evden bahsetmeye ba�lad�n�z." Ba��n� dik tutuyordu, ama Rand, �ki Nehir
g�zden kayboldu�undan beri, sesinde bir titreme oldu�unu fark etti.
Ne Moiraine, ne de Lan onlar� teselli etmeye �al�mad�, elbette geri d�neceklerine
dair tek s�z s�ylemedi. Rand bunun ne anlama gelebilece�i konusunda d��nmemeye
�al�t�. Dinlenmi�ken bile, daha fazlas�n� aramadan da ku�kularla doluydu. Eyerinde
b�z�lerek, bir bahar sabah�nda, derin, g�r otlarla dolu bir merada, tarlaku�lar�
�terken,
188
ROBERTJORDAN
Tam ile birlikte koyun otlatt���n� hayal etmeye ba�lad�. Ve Emond Meydan�'na bir
yolculuk, olmas� gerekti�i gibi bir Bel Tine, ayaklar�n�n tak�lmas�ndan daha b�y�k
derdi yokken �ay�r'da �ark� s�ylemek. Bir s�re, d��n�n i�inde kendini kaybetmeyi
ba�ard�.
Baerlon yolculu�u neredeyse bir hafta s�rd�. Lan, yolculuklar�n�n a��rl���
konusunda m�r�ldan�p duruyordu, ama h�z� belirleyen ve di�erlerini buna uymaya
zorlayan kendisiydi. Kendisi ve ayg�r� Mandarb -Eski Dil'de "K�l��" anlam�na
geldi�ini s�ylemi�ti- s�z konusu oldu�unda o kadar sak�ngan de�ildi. Muhaf�z
onlar�n a�t��� mesafenin iki kat�n� a��yor, renk de�i�tiren pelerini r�zgarda
dalgalanarak at�n� d�rtnala ileriye s�r�yor, �nlerinde ne bulundu�unu kontrol
ediyor, ya da arkada kal�p ge�tikleri yolu inceliyordu. Ama y�r�y� h�z�nda daha
tempolu ilerlemeye kalkan olursa, hayvanlar�na iyi bakmalar� konusunda keskin
s�zler kazan�yor, Trolloclar gelirse kendi ayaklan �zerinde ne kadar da h�zl�
gidebilecekleri �zerine ac� laflar dinliyorlard�. Moiraine bile, k�sra��n�
h�zland�rmaya kalkarsa Muhaf�z'�n dilinden kurtulam�yordu. K�sra��n ad� �ldieb idi;
Eski Dil'de, "Bat�r�zgar�", bahar ya�murlar�n� getiren r�zgar anlam�na geliyordu.
Muhaf�z'�n izcili�i, takip edildiklerine ya da tuzak kuruldu�una dair bir i�aret
vermiyordu. Adam, g�rd�kleri hakk�nda yaln�zca Moiraine ile konu�uyor, i�itilmemek
i�in bunu al�ak sesle yap�yordu. Aes Sedai, bilmeleri gerekti�ini d��nd��� �eyler
olursa di�erlerine aktar�yordu. Ba�ta Rand ileriye bakt��� kadar omzunun �zerinden
geriye de bak�yordu. Ve bunu yapan tek ki�i de�ildi. Perrin s�k s�k baltas�n�
yokluyordu ve Mat �nce yay�na bir ok takmadan at�n� s�rm�yordu. Ama Trolloclar ve
siyah pelerinli �ekiller g�r�nmedi, g�ky�z�nde Draghkar belirmedi. Rand yava�
yava�, belki ka�may� ba�ard�klar�n� d��nmeye ba�lad�.
Orman�n en yo�un yerlerinde bile �ok iyi korunmuyorlard�. K�, �ki Nehir'de oldu�u
gibi Taren'in kuzeyinde de yap��p kalm�t�. �am, k�knar ya da me�inyaprak a�a�lan,
orada burada birka� baharat-a�ac� ya da defne, ve bunun d��nda, ��plak gri dallar
ormana sa��lm�t�. M�rver a�a�lar�nda bile yaprak yoktu. K� karlar�n�n
d�zle�tirdi�i, kahvereng1 otlar�n �zerinde yaln�zca yeni filizlerin ye�illikleri
g�r�lebiliyordu. Burada da tek b�y�yenler �s�rganotlar�, kaba devedikenleri ve
koku�mu"
D�NYANIN G�Z� 152
�otlan idi. Orman zemininin ��plak topra�� �zerinde, g�lgeli yerlerde ve her daim
ye�il a�a�lar�n al�ak dallar�n�n alt�ndaki yerlerde, k��n son karlar� h�l�
duruyordu. Pelerinlerine s�k� s�k� sar�n�yorlard�, ��nk� zay�f g�ne� ���� s�cakl�k
vermiyordu ve gece so�u�u keskindi. Burada da, �ki Nehir'de oldu�u gibi u�an ku�
yoktu, hatta kuzgun bile.
Hareketlerinin yava�l���nda tembellik yoktu. Kuzey Yolu -Rand bu �ekilde d��nmeye
devam ediyordu, ama burada, Taren'�n kuzeyinde yolun farkl� bir ismi olmas�
gerekti�ini tahmin ediyordu- h�l� hemen hemen kuzeye uzan�yordu, ama Lan'in �srar�
�zerine yolun sert zemininde d�z ilerledikleri kadar, ormanda sa�a sola k�vr�larak
da gidiyorlard�. Bir k�y, bir �iftlik, insanlar ya da medeniyete ili�kin her t�r
i�aret, onlardan ka��nmak i�in kilometrelerce dola�malar�na sebep oluyordu, ama
onlara pek az rastl�yorlard�. Rand ilk g�n�n tamam� boyunca, yol d��nda o
ormanlarda insan oldu�una ili�kin hi�bir kan�t g�rmemi�ti. Akl�na, Puslu Da�lar'�n
eteklerine gitti�i zaman bile insanlardan �imdi oldu�u kadar uzakla�mad��� geldi.
G�rd��� ilk �iftlik -geni� yap�l� bir ev, sivri tepeli, saz daml�, y�ksek bir ah�r,
ta� bacadan y�kselen bir duman bulutu- �ok ge�irmesine oldu.
"Evdekilerden farkl� de�il," dedi Perrin, a�a�lar�n aras�ndan zar zor g�r�lebilen
uzak binalara ka�lar�n� �atarak. �iftli�in avlusunda, yolcular�n fark�nda olmayan
insanlar dolan�yordu.
"Elbette farkl�," dedi Mat. "Yaln�zca ay�rt edecek kadar yak�nda de�iliz."
"Sana farkl� olmad���n� s�yl�yorum," diye �srar etti Perrin.
"Farkl� olmal�. Taren'�n kuzeyinde de�il miyiz?"
"Siz ikiniz, susun," diye g�rledi Lan. "G�r�lmek istemiyoruz, unuttunuz mu? Bu
taraftan." A�a�lar�n i�inde, �iftli�in �evresinde dola�mak '�in bat�ya d�nd�.
Arkas�na bakan Rand Perrin'in hakl� oldu�unu d��nd�. �iftlik Emond Meydan�'n�n
�evresindeki �iftliklere benziyordu. Kuyudan su �eken k���k bir o�lan vard�. Daha
b�y�k o�lanlar koyunlar� bir �itin arkasina s�r�yorlard�. Hatta t�t�n i�in
dumanlama kul�besi bile vard�. Mat de hakl�yd�. Taren'�n kuzeyindeyiz. Farkl�
olmal�.
Her seferinde, hen�z g�ky�z�nde ��k varken durdular, su birik-
190
ROBERTJORDAN
memesini sa�layacak kadar e�imli, asla tamamen durmayan, yaln�zca y�n de�i�tiren
r�zgara kar�� korunakl� bir nokta se�tiler. Ate�leri hep k���kt� ve birka� ad�m
�teden g�r�lmeyecek kadar iyi gizlenmi�ti. �ay demlenir demlenmez s�nd�r�l�yor,
k�m�rler g�m�l�yordu.
�lk duraklar�nda, g�ne� batmadan �nce Lan, delikanl�lara, ta��d�klar� silahlar�
nas�l kullanacaklar�n� ��retti. Yayla ba�lad�. Mat'in, y�z ad�m �tedeki �l� bir
me�inyaprak a�ac�n�n �atlak g�vdesi �zerindeki, bir insan ba�� b�y�kl���nde bir
buda�a �� ok g�ndermesini izledikten sonra, di�erlerinin de denemesini istedi.
Perrin, Mat'in ba�ar�s�n� tekrarlad�. Rand, alev ve bo�lu�u, yay� onun ve onu yay�n
bir par�as� k�lan bo� dinginli�i �a��rarak �� okunu, u�lar� neredeyse birbirine
dokunacak �ekilde hedefe yollad�. Mat omzuna bir �aplak atarak tebrik etti.
"Hepinizin yay� olsayd�," dedi Muhaf�z kuru kuru, s�r�tmaya ba�lad�klar�nda, "ve
Trolloclar onlar� kullanamayaca��n�z kadar yak�na gelmemeyi kabul etseydi..."
S�r�tmalar aniden soldu. "Yakla��rlarsa ne yapaca��n�z konusunda neler
��retebilirim bir bakal�m."
Perrin'e o b�y�k u�lu baltay� nas�l kullanaca��na dair bir�eyler g�sterdi; baltay�
silahl� birine ya da bir �eye kar�� kald�rmak odun kesmeye ya da sava���l�k
oynarken savurup durmaya benzemiyordu. �riyar� ��ra�a bir dizi bloke etme,
savu�turma va sald�rma al�t�rmas� g�sterdikten sonra, ayn�s�n� Rand, ve k�l�c� i�in
yapt�. Rand k�l�� kullanmak �zerine hayal kurarken giri�ti�i vah�i s��ramalar ve
savurmalar de�il, birbirine akan, adeta bir dans gibi olan yumu�ak hareketlerdi.
"K�l�c� hareket ettirmek yeterli de�il," dedi Lan, "ama baz�lar� �yle san�r. Zihnin
bunun, �o�unun bir par�as�d�r. Zihnini bo�alt, koyun �oban�. Nefretten, korkudan,
her �eyden ar�nd�r. Onlar� yak, t�ket. Siz, di�erleri, dinleyin. Bu y�ntemi balta,
yay, m�zrak, de�nek, hatta ��plak elleriniz i�in de kullanabilirsiniz."
Rand g�zlerini ona dikti. "Alev ve bo�luk," dedi �a�k�nl�k i�inde. "Kastetti�in bu,
de�il mi? Babam bana bunu ��retmi�ti."
Muhaf�z ona okumas� g�� bir bak�la bakt�. "K�l�c�n� sana g�sterdi�im gibi tut,
koyun �oban�. Ayaklar� �amurlu bir k�yl�y� bir saatte k�l�� ustas�na �eviremem, ama
belki kendi aya��n� do�raman� engelleyebilirim."
D�NYANIN G�Z� \21
Rand i�ini �ekti ve k�l�c� iki eliyle, �n�nde dik tuttu. Moiraine, ifadesiz bir
y�zle izliyordu, ama bir sonraki ak�am Lan'e, derslere devam etmesini s�yledi.
Ak�am yeme�i; ��le yeme�i ve kahvalt� ile ayn�yd�. Ekmek, peynir ve kurutulmu� et,
ama ak�amlan su de�il, s�cak �ay e�lik ediyordu. Thom, ak�amlan onlar�
e�lendiriyordu. Lan, ����n arp�n� ya da fl�t�n� �almas�na izin vermiyordu -k�n
uyand�rman�n gere�i yok, diyordu Muhaf�z- ama Thom top �eviriyor, hikayeler
anlat�yordu. Mara ve �� Aptal Kral, ya da Bilge Dan�man Anla hakk�ndaki y�zlerce
�yk�den biri ya da B�y�k Boru Av�, zafer ve macera ile dolu bir �ey, ama hepsi
mutlu son ya da co�kulu bir eve d�n� ile bitiyordu.
�evrelerindeki toprak dingin olsa da, a�a�lar�n aras�nda Trolloc, g�ky�z�nde
Draghkar g�r�lmese de, Rand'a kendi aralar�nda gerginlik yaratmay�
ba�arabiliyorlarm� gibi geliyordu.
Bir sabah Egwene uyanm� ve �rg�lerini ��zmeye ba�lam�t�. Rand battaniyesini rulo
yaparken g�zucuyla onu izledi. Her gece, ate� s�nd�r�ld�kten sonra, Egwene ve Aes
Sedai hari� herkes battaniyelerine g�m�l�yordu. �ki kad�n di�erlerinden uza�a
gidiyor, bir iki saat konu�uyor, di�erleri uykuya dald�ktan sonra d�n�yorlard�.
Egwene sa�lar�n� tarad� -y�z kere; Rand Bulut'u eyerlerken, eyerin arkas�na
heybeleri ve battaniyeyi ba�larken saym�t�. Sonra Egwene tara�� kald�rd�, sa�lar�m
omzunun �zerinden arkaya att� ve pelerininin ba�l���n� �ekti.
Rand irkildi. "Ne yap�yorsun?" diye sordu. K�z yan�t vermeden yan yan bakt�. Rand,
Taren k�y�s�ndaki a�a� s���naktaki geceden beri iki g�nd�r ilk kez onunla
konu�tu�unu fark etti, ama bunun kendisini engellemesine izin vermedi. "T�m hayat�n
boyunca sa�lar�n� �rmek i�in bekledin ve �imdi bundan vazge�iyorsun. Neden? Aes
Sedai sa�lar�n� �rmedi�i i�in mi?"
"Aes Sedailer sa�lar�n� �rmezler," dedi k�z k�saca. "En az�ndan istemedikleri
s�rece."
"Sen bir Aes Sedai de�ilsin. Sen Emond Meydan�'ndan Egwene al'Vere'sin ve Kad�n
Kurulu seni b�yle g�rse kriz ge�irir."
"Kad�n Kurulu seni ilgilendirmez, Rand al'Thor. Ve ben bir Aes Sedai olaca��m. Tar
Valon'a ula��r ula�maz."
Rand h�hlad�. "Tar Valon'a ula��r ula�maz. Neden? I��k, bana bunu
122
ROBERTJORDAN

s�yle. Sen Karanl�kdostu de�ilsin."


"Moiraine Sedai'nin Karanl�kdostu oldu�unu mu d��n�yorsun? �yle mi?" K�z
yumruklar�n� s�karak d�n�p Rand'la y�zle�ti. Rand, k�z�n kendisine vuraca��n�
d��nd�. "K�y� kurtard�ktan sonra. Baban� kurtard�ktan sonra. �yle mi?"
"Ne oldu�unu bilmiyorum, ama her ne ise, geri kalanlar�n�n ne oldu�u hakk�nda
hi�bir �ey ifade etmiyor. Hikayeler..."
"B�y� art�k, Rand! Hikayeleri unut ve g�zlerini kullan."
"G�zlerim onun sal� bat�rd���n� g�rd�! Bunu inkar edebilir misin? Kafana bir fikir
girince, biri sana suyun �zerinde y�r�meye �al�t���n� s�ylese bile asla
vazge�miyorsun. B�ylesine I��k-k�r� bir aptal olmasayd�n g�r�rd�n!"
"Aptal�m, �yle mi? Sana bir iki �ey s�yleyeyim, Rand al'Thor! Sen hayat�mda
g�rd���m en kat�r inatl�, en y�n kafal�..."
"�kiniz, on be� kilometre i�inde herkesi uyand�rmaya m� �al��yorsunuz?" diye sordu
Muhaf�z.
Rand a�z� a��k durup, s�yleyecek s�z bulmaya �al��rken, ba��rmakta oldu�unu fark
etti. �kisi de ba��r�yordu.
Egwene'in y�z� ka�lar�na kadar k�zard�. S�rt�n� d�nerken, "Erkekler!" diye
m�r�ldand� ve yorumu Rand kadar Muhaf�z'� da i�eriyordu.
Rand ihtiyatla �evresine bak�nd�. Yaln�zca Muhaf�z de�il, herkes ona bak�yordu. Mat
ve Perrin'in y�zleri beyazlam�t�. Thom, ka�acak ya da sava�acakm� gibi gerilmi�ti.
Aes Sedai'nin y�z� ifadesizdi, ama g�zleri Rand'm kafas�n� deliyor gibiydi. Rand
�aresizce Aes Sedailer hakk�nda, Karanl�kdostlar� hakk�nda tam olarak neler
s�yledi�ini hat�rlamaya �al�t�.
"Yola ��kma zaman�," dedi Moiraine. Aldieb'e d�nd� ve Rand, tuzaktan sal�verilmi�
gibi �rperdi. Ger�ekten bir tuzakta olup olmad���n� merak etti.
�ki gece sonra, ate� t�kenirken, Mat parmaklar�ndaki son peynir k�r�nt�lar�n�
yalad� ve "Biliyor musunuz, san�r�m izimizi tamamen kaybettiler," dedi. Lan gecenin
i�inde kaybolmu�, son bir kez �evreye bak�-n�yordu. Moiraine ile Egwene
sohbetlerinden birini etmek i�in bir kenara �ekilmi�lerdi. Thom, piposu a�z�nda,
yar� uyuyordu ve delikanl�lar ate�in yan�nda ba� ba�a kalm�lard�.
L^
D�NYAN�N G�Z� 131
Perrin, tembel tembel bir sopayla k�zleri d�rt�kleyerek yan�t verdi. "�zimizi
kaybettilerse, neden Lan ke�fe devam ediyor?" Rand uykuya dalmak �zere, s�rt�n�
ate�e vererek yuvarland�.
"�zimizi Taren Sal�'nda kaybettirdik." Mat, parmaklar�n� ba��n�n arkas�nda
kenetleyip y�ld�z dolu g�ky�z�ne bakarak uzand�. "E�er ger�ekten bizim
pe�imizdelerse."
"Sence Draghkar, bizi bundan ho�land��� i�in mi koval�yordu?" diye sordu Perrin.
"Ben olsam, Trolloclar ve benzerleri hakk�nda endi�elenmeyi b�rak�rd�m," diye devam
etti Mat, Perrin hi� konu�mam� gibi. "Bunun yerine d�nyay� g�rmeyi d��nmeye
ba�lard�m. Hikayelerin kayna�� olan yerlerdeyiz. Ger�ek bir �ehir neye benzer
sizce?"
"Baerlon'a gidiyoruz," dedi Rand uykulu uykulu, ama Mat h�hladi.
"Baerlon iyi, g�zel, ama al'Vere Efendi'nin eski haritas�na bakt�m. Bir kez g�neye
d�nersek Caemlyn'e ula��r�z, yol ta Illian'a, hatta daha �telere kadar gidiyor."
"Illian'da bu kadar �zel olan ne?" diye sordu Perrin esneyerek.
"Bir kere," diye yan�t verdi Mat, "Ulian, Aes Sedailer ile dolu de-��..."
Bir sessizlik ��kt� ve Rand aniden uyand�. Moiraine erken d�nm�t�. Egwene
yan�ndayd�, ama dikkatlerini �eken, ate� ����n�n kenar�nda, ayakta duran Aes Sedai
olmu�tu. Mat a�z� h�l� a��k, ona bakarak s�rt �st� yatt�. Moiraine'in g�zleri ����
karanl�k, cilal� ta�lar gibi yans�t�yordu. Rand aniden, onun ne zamandan beri orada
bekledi�ini merak etti.
"�ocuklar yaln�zca..." diye ba�lad� Thom, ama Moiraine onu duymazdan gelerek
konu�tu.
"Birka� g�n soluk ald�k ve siz pes ettiniz bile." Sakin, ifadesiz sesi g�zleri ile
keskin bir kar��tl�k olu�turuyordu. "Bir iki g�nl�k sessizlik ve siz K� Gecesi'ni
unuttunuz bile."
"Unutmad�k," dedi Perrin. "Yaln�zca..." Aes Sedai sesini y�kselterek, o konu�urken
devam etti.
"B�yle mi hissediyorsunuz? Hepiniz Illian'a ko�maya ve Trollocla-n, Yar�-insanlar�,
Draghkarlar� unutmaya haz�rs�n�z, �yle mi?" G�zleri-ni �stlerinde gezdirdi -o ta�s�
par�lt� ile her zaman kulland��� ses ara-
194 ROBERTJORDAN
s�ndaki kar��tl�k Rand'� huzursuz ediyordu- ama kad�n kimseye konu�ma f�rsat�
vermedi. "Karanl�k Varl�k, siz ���n�z�n pe�inde. Ve e�er istedi�iniz yere gitmenize
izin verirsem, sizi ele ge�irir. Karanl�k Varl�k ne isterse, ben kar�� ��kar�m, bu
y�zden bunu i�itin ve do�a� oldu�unu bilin. Karanl�k Varl�k'�n ele ge�irmesine izin
vermektense, sizi kendi ellerimle yok ederim daha iyi."
Rand'� ikna eden, sesin kay�ts�zl��� oldu. Aes Sedai gerekli oldu�unu d��n�rse,
s�yledi�i gibi yapard�. O gece uyumakta g��l�k �ekti ve bu sorunu ya�ayan tek ki�i
kendisi de�ildi. ��k bile son k�m�rler s�nd�kten sonra, uzun s�re horlamaya
ba�lamad�. Moiraine ilk kez yard�m �nermedi.
Egwene ile Aes Sedai aras�ndaki gece konu�malar�, Rand'�n can�n� s�k�yordu. Yaln�z
kalmak i�in di�erlerinden uzakla�t�klar�, karanl���n i�inde kaybolduklar� her
seferinde ne s�ylediklerini, ne yapt�klar�n� merak ediyordu. Aes Sedai Egwene'e ne
s�yl�yordu?
Bir gece, t�m di�erleri yerle�tikten, Thom me�e a�ac� kesen bir testere gibi
horlamaya ba�lad�ktan sonra bekledi. Sonra battaniyesine sar�narak uzakla�t�.
Tav�an kovalamakta kulland��� becerisinin her zerresinden faydalanarak, ay�n
d��rd��� g�lgelerin aras�nda ilerledi ve y�ksek, sa�lam ve geni� yaprakl� bir
me�inyaprak a�ac�n�n dibine, Moiraine ile Egwene'i i�itebilece�i bir yere ��kt�.
Yanlar�nda k���k bir lamba, yerdeki bir k�t���n �zerinde oturuyorlard�.
"Sor," diyordu Moiraine, "ve sana �imdi anlatabileceksem, anlat�r�m. Anlamal�s�n,
hen�z haz�r olmad���n �eyler var, ba�ka �eyleri ��renmeni gerektiren �eyler ve
onlar� ��renmek i�in de yine ba�kalar�n� ��renmen gerek. Ama diledi�ini sor."
"Be� G��," dedi Egwene yumu�ak sesle. "Toprak, R�zgar, Ate�, Su ve Ruh. Erkeklerin
en b�y�k G��ler olan Toprak ve Ate�'i kullanmalar� adil g�r�nm�yor. Neden en b�y�k
G��ler onlar�n olsun?"
Moiraine g�ld�. "B�yle mi d��n�yorsun, �ocu�um? R�zgar�n ve suyun a��nd�ramayaca��
ta� var m�? Suyun ya da r�zgar�n s�nd�reme-yece�i bir ate� var m�?"
Egwene, ayak ucuyla orman zeminini d�rt�kleyerek bir s�re sessiz kald�. "Onlar...
Karanl�k Varl�k'� ve Terkedilmi�leri serbest b�rakmaya �al�an onlard�, de�il mi?
Erkek Aes Sedailer?" Derin bir nefes ald�
D�NYANIN G�Z� 121
ve h�zland�. "Kad�nlar buna kat�lmad�. Deliren ve d�nyay� k�ran erkeklerdi."
"Korkuyorsun," dedi Moiraine sert�e. "Emond Meydan�'nda kalsay-d�n zaman i�inde
Hikmet olurdun. Nynaeve'in plan� buydu, de�il mi? Ya da Kad�n Kurulu'na kat�l�r,
K�y Kurulu bunu kendisinin yapt���n� san�rken Emond Meydan�'n�n i�lerini
y�netirdin. Ama sen d��n�lemez olan� yapt�n. Macera aramak i�in Emond Meydam'n�,
�ki Nehir'i terk ettin. Bunu yapmak istedin, ama ayn� zamanda bundan korkuyorsun.
Ve inatla korkuna yenilmeyi reddediyorsun. Aksi halde bir kad�n�n nas�l Aes Sedai
oldu�unu bana sormazd�n. Gelenek ve al�kanl�klar� duvar�n �tesine atmazd�n."
"Hay�r," diye itiraz etti Egwene. "Korkmuyorum. Aes Sedai olmak istiyorum."
"Korkman daha iyi, ama bu karar�na sad�k kalaca��n� umar�m. Bug�nlerde pek az kad�n
��rak olacak yetene�i g�steriyor. Daha da az� bunu diliyor." Moiraine'in sesi,
kendi kendine d��nmeye ba�lam� gibi ��k�yordu. "Daha �nce bir k�yden iki ki�i
��kmam�t�. Eski kan, �ki Nehir'de ger�ekten de g��l�."
Rand g�lgelerin i�inde k�p�rdand�. Aya��n�n alt�nda bir dal k�r�ld�. An�nda dondu,
terleyerek nefesini tuttu, ama iki kad�n da ona bakmad�.
"�ki mi?" diye ba��rd� Egwene. "Ba�ka kim var? Kari mi? Kari Tha-ne mi? Lara
Ayellan m�?"
Moiraine �ileden ��km��as�na aklad�, sonra sert�e konu�tu. "S�ylediklerimi
unutmal�s�n. Di�erinin yolu ba�ka y�nde uzan�yor, korkar�m. Sen kendi durumunla
ilgilen. Se�ti�in kolay bir yol de�il."
"Geri d�nmeyece�im," dedi Egwene.
"�yle olsun. Ama yine de g�vence istiyorsun ve ben bunu sana veremem. Diledi�in
�ekilde de�il."
"Anlam�yorum."
"Aes Sedailerin iyi ve saf olduklar�n� duymak istiyorsun, D�nyan�n K�nl��'na
kad�nlar�n de�il, efsanelerdeki k�t� adamlar�n sebep oldu�unu duymak istiyorsun.
Evet, erkekler yapt�, ama onlar ba�ka erkeklerden daha k�t� de�ildi. Deliydiler,
k�t� de�il. Tar Valon'da bulaca��n Aes Sedailer de insand�r ve bizi ay�ran
yetenekler d��nda di�er ka-
ROBERTJORDAN
d�nlardan farkl� de�ildirler. Cesur ve korkak, g��l� ve zay�f, iyi ve zalim, s�cak
ve so�ukturlar. Aes Sedai olmak seni oldu�un �eyden farkl� k�lmayacak."
Egwene derin bir nefes ald�. "San�r�m bundan korkuyordum; G��'�n beni
de�i�tirece�inden. O ve Trolloclar. Ve Soluk. Ve... Moira-ne Sedai, I��k ad�na,
Trolloclar neden Emond Meydan�'na geldiler?"
Aes Sedai'nin ba�� d�nd� ve do�rudan Rand'�n sakland��� yere bakt�. Rand'�n nefesi
kesildi; kad�n�n g�zleri onlar� tehdit etti�i zamanki kadar sertti ve Rand
me�inyaprak a�ac�n�n kal�n dallar�n� delebile-ce�ini hissetti. I��k, beni dinlerken
bulursa ne yapar?
Eriyip, g�lgelerin derinliklerinden yok olmay� arzulad�. G�zleri h�l� kad�nlar�n
�zerindeyken bir k�k aya��na tak�ld� ve havaifi�ekler gibi ��t�rdayarak k�r�lan
dallarla onu ele verecek �l� bir �al�n�n �zerine d�mekten zor kurtuldu. Nefes
nefese, d�rt ayak �zerinde emekledi, kendi becerisinden �ok, �ans eseri ses
��karmamay� ba�ard�. Y�re�i �yle h�zl� �arp�yordu ki, iki kad�n�n duyabilece�ini
sand�. Aptal! Bir Aes Sedai 'yi gizli gizli dinlemek, ha!
Kamp yerinde di�erleri uyuyordu ve sessizce aralar�na kaymay� ba�ard�. O yere
uzan�p battaniyesini �ekerken Lan k�p�rdand�, ama Muhaf�z i�ini �ekerek
k�p�rt�s�zla�t�. Yaln�zca uykusunda d�nm�t�. Rand uzun, sessiz bir nefes verdi.
Bir an sonra Moiraine gecenin i�inde belirdi, uyuyan �ekilleri inceleyerek durdu.
Ay ���� �evresinde bir hale olu�turmu�tu. Rand g�zlerini kapatt� ve d�zenli nefes
alarak yakla�an ayak sesi var m� diye dinledi. Yoktu. G�zlerini a�t���nda, kad�n
gitmi�ti.
Sonunda uyku geldi, ama huzursuzdu ve Emond Meydan�'ndaki t�m erkekleri Yeniden
Do�an Ejder olduklar�n�, t�m kad�nlar�n sa�lar�na Moiraine gibi mavi ta�lar
takt�klar� terli r�yalarla doluydu. Moiraine ile Egwene'i bir daha dinlemeye
kalk�mad�.
Yava� yolculuklar� alt�nc� g�n�ne girdi. S�cakl�k vermeyen g�ne�, yava� yava� a�a�
tepelerine do�ru kaym�, bir avu� ince bulut kuzeyde, y�kseklerde s�z�l�yordu.
R�zgar bir an y�kseldi ve Rand kendi kendine m�r�ldanarak pelerinini omuzlar�na
�ekti. Baerlon'a ula�may� ba�ar�p ba�aramayacaklar�n� merak etti. Irmaktan bu yana
a�t�klar� mesafe onu Taren Sah'ndan Beyaz Nehir'e g�t�rmeye yeterdi, ama Lan
D�NYANIN G�Z� �2Z
kim sorarsa sorsun bunun kisa bir yolculuk oldu�unu, buna yolculuk bile
denmeyece�ini s�yl�yordu. Bu, Rand'a kendini kaybolmu� hissettiriyordu.
Lan ileride, a�a�lar�n aras�nda belirdi. Ke�if gezilerinin birinden d�n�yordu.
Dizginleri �ekti, Moiraine'e yakla�t�, ba��n� onunkine do�ru e�di.
Rand y�z�n� buru�turdu, ama soru sormad�. Lan ona y�neltilen sorulan duymazdan
geliyordu.
Di�erleri aras�nda yaln�zca Egwene, Lan'in d�n��n� fark etmi� g�r�nd�. Buna �ok
al�m�lard� ve k�z. K�z da geride kald�. Aes Sedai, Emond Meydan� k�yl�lerinden
Egwene sorumluymu� gibi davranmaya ba�lam� olabilirdi, ama bu, Muhaf�z rapor
verirken k�za s�z hakk� sa�lam�yordu. Perrin �ki Nehir'den uzakla�t�k�a onu daha
fazla saran d��nceli bir sessizlik i�inde, Mat'in yay�n� ta��yordu. Atlar�n yava�
y�r�y�� Mat'in Thom Merrilin'in dikkatli bak�lar� alt�nda �� k���k ta�la
hokkabazl�k �al�mas�na f�rsat veriyordu. ��k da Lan gibi her gece ders vermi�ti.
Lan, Moiraine'e anlatt�klar�n� bitirdi. Kad�n, eyerinde arkas�na d�n�p di�erlerine
bakt�. Rand, g�zler onun �zerinden ge�erken kat�la�-mamaya �al�t�. Onun �zerinde
di�erlerine g�re bir an daha fazla m� oyalanm�t�? Midesi bulanarak kad�n�n o gece
karanl�kta kulak misafiri olan�n Rand oldu�unu bildi�ini hissetti.
"Hey, Rand," diye seslendi Mat. "D�rt tanesini �evirebiliyorum!" Rand bakmadan, el
sallayarak yan�t verdi. "Senden �nce d�rt taneyi becerebilece�imi sana s�ylemi�tim.
Ben -Bak!"
Al�ak bir tepeye t�rmanm�lard� ve altlar�nda, bir kilometre kadar �tede, ��plak
a�a�lar�n ve ak�am�n uzayan g�lgelerinin arkas�nda, Ba-erlon uzan�yordu. Rand
inledi, ayn� anda hem g�l�msemeye, hem de a�z� a��k bakmaya �al�t�.
Kasabay�, neredeyse alt� metre y�ksekli�inde k�t�k bir duvar �evirmi�ti. Duvar
boyunca tahta g�zetleme kuleleri vard�. ��eride, ta� ve kiremit �at�lar, batan
g�ne�in alt�nda parl�yordu ve bacalardan duman y�kseliyordu. Y�zlerce baca. Tek bir
saz dam bile g�r�lm�yordu. Kasabadan do�uya ve bat�ya geni� yollar uzan�yor, en az
on iki at arabas� ve ayn� say�da �k�z arabas� �zerinde ilerliyordu. Kasaban�n �ev-
198
ROBERTJORDAN
resinde �iftlikler vard�, kuzeyde yo�undular, ama g�ney taraf�ndaki ormanda pek
azd�lar. Rand'a kalsa olmasalar da olurdu. Emond Meydan�, Seyrantepe ve Deven Yolu
bir araya gelse, buras� yine daha b�y�k kal�r! Hatta belki Taren Sal� eklense bile.
"Demek �ehir bu," diye soluk verdi Mat, at�n�n boynunda e�ilip bakarak.
Perrin ba��n� sallad�. "Bu kadar �ok insan ayn� yerde nas�l ya�ayabilir?"
Egwene yaln�zca izledi.
Thom Merrilin Mat'e bir bak� f�rlatt�, sonra g�zlerini yuvarlad� ve b�y�klar�n�
�fledi. "�ehir mi!" diye h�hlad�.
"Ya sen, Rand?" dedi Moiraine. "Baerlon'u ilk g�r��n hakk�nda sen ne d��n�yorsun?"
"Bence evden �ok uzak," dedi Rand yava��a. Mat bir kahkaha att�.
"Daha gidecek yolun var," dedi Moiraine. "�ok daha fazla. Ama hayat�n�z boyunca
ka��p saklanmaya devam etmek d��nda ba�ka se�ene�iniz yok. Ve yine de �mr�n�z k�sa
olurdu. Yolculuk g��le�ti�in-de bunu hat�rlamal�s�n�z. Ba�ka se�ene�iniz yok."
Rand, Mat ve Perrin ile bak�t�. Y�zlerine bak�l�rsa, onlar da Rand ile ayn� �eyi
d��n�yorlard�. S�ylediklerinden sonra nas�l se�eneklerden bahsedebilirdi ki? Se�imi
bizim yerimize Aes Sedai yapt�
Moiraine, d��nceleri yeterince a��k de�ilmi� gibi devam etti. "Burada tekrar
tehlike ba�l�yor. O duvarlar�n i�inde s�ylediklerinize dikkat edin. Her �eyden �te,
Trolloclar, Yar�-insanlar gibi �eylerden bahsetmeyin. Karanl�k Varl�k'� akl�n�za
bile getirmemelisiniz. Baerlon'da baz�lar� Aes Sedaileri Emond Meydan� halk�ndan da
az sever. Orada Karanl�kdostlar� bile olabilir." Egwene inledi, Perrin al�ak sesle
m�r�ldand�. Mat'in y�z� soldu, ama Moiraine sakin bir bi�imde devam
etti-"Olabildi�ince az dikkat �ekmeliyiz." Lan, rengi giri ve ye�il aras�nda gidip
gelen pelerinini, daha s�radan, ama yine iyi kesimli ve iyi dokunmu� bir ba�ka bir
pelerinle de�i�tiriyordu. Renk de�i�tiren pelerini, eyerlerden birinde iri bir
�i�kinlik olu�turdu. "Burada kendi isimlerimizle bilinmiyoruz," diye devam etti
Moiraine. "Burada ben Alys, Lan Andra olarak bilinir. Bunu unutmay�n. G�zel. Gece
��kmeden duvar-
D�NYANIN G�Z� 133
lar�n i�inde olal�m. Baerlon kap�lar� g�nbat�m�ndan g�ndo�umuna kadar kapat�l�r."
Lan, tepeden a�a�� yol g�sterdi. K�t�k duvara giden a�a�l��a do�ru ilerlediler.
Yollar� �zerinde yar�m d�zine �iftlik vard� -hi�biri yak�nda de�ildi. �lerini
bitirmeye �al�an insanlardan hi�biri yolcular� fark etmi� g�r�nmedi. Yolun sonunda
geni� demir bantlarla ba�lanm�, a��r, tahta kap�lar vard�. G�ne� batmam� olmas�na
ra�men s�k� s�k� kapanm�lard�.
Lan duvara yakla�t� ve kap�n�n yan�nda as�l� duran, lime lime bir ipi �ekti.
Duvar�n di�er yan�nda bir �an ��nlad�. Aniden peri�an, kuma� bir �apkan�n alt�ndaki
ya�l� bir y�z ��pheyle duvar�n tepesinden, iki k�t���n kesik u�lar�n�n aras�ndan
dik dik a�a��ya bakt�. Ba�lar�ndan neredeyse �� kar� y�ksekti.
"B�t�n bunlar da ne, ha? Bu kap�y� a�mak i�in �ok ge�. �ok ge�, dedim. �stiyorsan�z
Beyazk�pr� Kap�s�'na dolan�n..." Moiraine'in k�sra�� duvar�n tepesindeki adam�n
g�rebilece�i bir yere ��kt�. Aniden k�r��klar� eksik di�li bir g�l�mseme ile
derinle�ti ve adam konu�mak ile g�revini yapmak aras�nda karars�z kalm� gibi
g�r�nd�. "Siz oldu�unuzu bilmiyordum, han�mefendi. Bekleyin. Hemen iniyorum.
Bekleyin yeter. Geliyoa�m. Geliyorum."
Ba� g�zden kayboldu, ama Rand olduklar� yerde beklemelerini, geldi�ini belirten
bo�uk ba��r�lar� duymaya devam etti. Kullamlma-m�l�ktan kaynaklanan g�c�rt�lar
e�li�inde, sa�daki kap� yava��a d�a do�a� a��ld�. Atlar�n teker teker ge�mesine
izin verecek kadar a��l�nca durdu. Kap�c�, ba��n� aral�ktan ��kard�, yar� di�siz
bir g�l�mseme �akt�, sonra yoldan �ekildi. Moiraine, Lan'i takip ederek, pe�inde
Egwene ile i�eri girdi.
Rand, Bulut'u Bela'n�n arkas�nda y�r�tt� ve kendini y�ksek tahta �itlerin, y�ksek
ve penceresiz, kap�lar� s�k� s�k� kapanm� depolar�n �n�nde buldu. Moiraine ve Lan
�oktan atlar�ndan inmi�, k�r��k y�zl� kap�c�yla konu�uyorlard�, bu y�zden Rand da
at�ndan indi.
Say�s�z onar�m g�rm� bir pelerin ve ceket giymi�, ufak tefek adam, kuma� �apkas�n�
bir elinde buru�turmu�, ba��yla selamlar vererek konu�uyordu. Lan ile Moiraine'in
ard�ndan atlar�ndan inenlere bakt� ve ba��n� sallad�. "A�a��k�rlardan gelenler."
S�r�tt�. "Neden, Alys
2fi� ROBERTJORDAN
Han�m, sa�lar� samanl� k�yl�leri mi toplamaya ba�lad�n�z?" Sonra Thom Merrilin'i
g�rd�. "Sen koyun �ift�isi de�ilsin. Birka� g�n �nce seni d�ar� b�rakt���m�
hat�rl�yorum. K�yl�ler numaralar�ndan ho�lanmad� galiba, h�, ��k?"
"Umar�m bizi d�ar� b�rakt���n� unuttu�unu hat�rl�yorsundur, Avin Efendi," dedi Lan,
adam�n bo� eline para s�k�t�rarak. "Ve tabii i�eri ald���n� da."
"Buna gerek yok, Andra Efendi. Buna gerek yok. Giderken yeterince vermi�tiniz.
Yeterince." Avin yine de paray� bir ��k becerisi ile yok etti. "Kimseye s�ylemedim,
s�ylemem de. �zellikle de o Beyaz-pelerinlere," diye bitirdi ka�lar�n� �atarak.
T�k�rmek i�in dudaklar�n� b�zd�, sonra Moiraine'e bak�p yutkundu.
Rand g�zlerini k�rp�t�rd�, ama a�z�n� a�mad�. Di�erleri de ayn�s�n� yapt�, ama Mat
i�in g�� olmu� gibi g�r�n�yordu. I����n �ocuklar�, diye d��nd� Rand hayretle.
�ocuklar hakk�nda �er�ilerin, t�ccarlar�n, t�ccar koruyucular�n�n anlatt���
hikayeler hayranl�ktan nefrete kadar de�i�iyordu, ama hepsi �ocuklar�n Aes
Sedailerden, Karanl�kdostla-r�'ndan nefret ettikleri kadar nefret etti�i konusunda
hemfikirdi. Bunun daha fazla sorun yarat�p yaratmayaca��n� merak etti.
"�ocuklar Baerlon'da m�?" diye sordu Lan.
"Kesinlikle." Kap�c� ba��n� e�di. "Hat�rlad���m kadar�yla sizin gitti�iniz g�n
geldiler. Burada onlar� seven kimse yok. Elbette �o�u belli etmiyor."
"Neden geldiklerini s�ylediler mi?" diye sordu Moiraine dikkatle.
"Neden mi geldiler, han�mefendi?" Avin o kadar �a��rm�t� ki, ba��n� e�meyi unuttu.
"Elbette neden geldiklerini �Ah, unutmu�um. Siz a�a��k�rlardayd�n�z. Muhtemelen
koyun melemeleri d��nda hi�bir �ey duymam�s�n�zd�r. Ghealdan'da olan bitenler
y�z�nden burada olduklar�n� s�ylediler. Ejder, biliyorsunuz -eh, kendine Ejder
diyen. Adam�n k�t�c�l bir�eyler kar�t�rd���n� s�yl�yorlar -bence ger�ekten �yledir-
ve onlar� bast�rmak i�in buraya gelmi�ler, yaln�z adam burada de�il Ghealdan'da.
S�rf ba�kalar�n�n i�lerine kar�mak i�in bir bahane, bana sorarsan�z. Baz�
insanlar�n kap�s�na Ejder Di�i �izildi bile." Bu sefer t�-k�rd�.
"�ok sorun yaratt�lar m�?" dedi Lan. Avin �iddetle ba��n� sallad�.
D�NYANIN G�Z� 201
"San�r�m istediklerinden de�il, ama Vali onlara benden fazla g�venmiyor. Her
seferinde duvarlardan i�eri on taneden fazlas�n� ald�rm�yor ve onlar da buna deli
oluyorlar. Kalan�n�n kuzeyde kamp kurdu�unu duydum. �ddiaya girerim, �ift�ilerin,
omuzlar�ndan arkaya bakmadan y�r�yememelerine sebep oluyorlard�r. ��eri girenler
beyaz pelerinleri i�inde sokaklarda y�r�yorlar ve d�r�st insanlara tepeden
bak�yorlar. I��k'ta y�r�, diyorlar ve bu bir emir. Bir�ok kez arabac�lar,
madenciler ve kalayc�larla yumruk yumru�a geldiler. Hatta N�bet�ilerle bile, ama
Vali her �eyin huzurlu olmas�n� istiyor ve �imdiye kadar da �yle oldu. E�er k�t�l�k
avl�yorlarsa, neden Saldaea'ya gitmiyorlar ki? Orada bir t�r sorun oldu�unu
duymu�tum. Ya da Ghealdan'a? Orada b�y�k bir sava� ��kt���n� s�yl�yorlar. Ger�ekten
b�y�k."
Moiraine yumu�ak bir nefes ald�. "Aes Sedailerin Ghealdan'a gitti�ini duydum."
"Evet, gittiler, han�mefendi." Avin'in ba�� yine e�ilmeye ba�lad�. "Ghealdan'a
gitmesine gittiler ve sava�� da bu ba�latt�, ben �yle duydum. Baz� Aes Sedailerin
�ld���n� s�yl�yorlar. Belki hepsi birden. Aes Sedaileri sevmeyenler var, ama ba�ka
kim sahte Ejder'i durduracak? H�? Ve o erkek Aes Sedai falan olabileceklerini
d��nen lanet aptallar�? Ya onlar? Elbette, baz�lar� bu adam�n ger�ekten Yeniden
Do�an Ejder oldu�unu s�yl�yor. Ben de�il, ama Beyazpelerinler ve ba�kalar�. Baz�
�eyler yapabildi�ini duydum. Tek G��'� kullanabiliyormu�. Onu takip eden binlerce
ki�i varm�."
"Aptalla�ma," diye terslendi Lan ve Avin'in y�z� incinmi� bir bak� ile k�r�t�.
"Yaln�zca duyduklar�m� anlat�yorum, de�il mi? Yaln�zca duyduklar�m�, Andra Efendi.
Baz�lar� onun ordusunu do�uya ve g�neye, Tear'a do�ru harekete ge�irdi�ini
s�yl�yor." Sesi a��rla�t�. "Onlara Ejderin Halk� ismini verdi�ini s�yl�yorlar."
"�simlerin pek az anlam� vard�r," dedi Moiraine sakinlik i�inde. Duyduklar� onu
rahats�z etmi�se bile, hi� belli etmiyordu. "Kat�r�na istersen Ejderin Halk� ad�n�
verebilirsin."
"Pek m�mk�n de�il, han�mefendi." Avin g�ld�. "En az�ndan Beyazpelerinler
buralardayken. B�yle bir isme ba�kalar�n�n da ho�g�r�y-le bakaca��n� sanm�yorum. Ne
demek istedi�inizi anl�yorum, ama...
2�2
ROBERTJORDAN
ah, hay�r, han�mefendi. Benim kat�r�m olmaz."
"Ku�kusuz ak�ll�ca bir karar," dedi Moiraine. "Art�k gitmeliyiz." "Siz
endi�elenmeyin, han�mefendi," dedi Avin, ba��n� iyice e�erek. "Ben kimseyi
g�rmedim." Kap�ya do�ru f�rlad� ve �eki�tirerek kapatmaya ba�lad�. "Ben hi�
kimseyi, hi�bir �eyi g�rmedim." Kap� g�mle-yerek kapand� ve adam ipe ba�l� s�rg�y�
indirdi. "Asl�nda, han�mefendi, bu kap� g�nlerdir a��lmad�."
"I��k seni ayd�nlats�n, Avin," dedi Moiraine. Sonra kap�dan uzakla�maya ba�lad�.
Rand bir kez arkas�na bakt�. Avin h�l� kap�n�n �n�nde duruyordu. Pelerinin
kenar�nda bir madeni paray� parlat�yor ve g�l�yor gibiydi.
�ki araba geni�li�indeki toprak yollardan ge�tiler. Yollar�n iki yan�nda depolar,
zaman zaman da y�ksek, tahta �itler diziliydi ve kimse yoktu. Rand bir s�re ����n
yan�nda y�r�d�. "Thom, Tear ve Ejderin Halk� hakk�nda anlatt�klar� ne? Tear,
F�rt�nalar Denizi k�y�s�nda bir
�ehir, de�il mi?"
"Karaethon Devri" dedi Thom k�saca.
Rand g�zlerini k�rp�t�rd�. Ejder Kehanetleri. "Kimse o... o hikayeleri �ki Nehir'de
anlatmaz. En az�ndan Emond Meydan�'nda. Anlatan olsa, Hikmet canl� canl� derisini
y�zer."
"San�r�m y�zmeli de," dedi Thom kuru kuru. �leride, Lan'in yan�ndaki Moiraine'e
bakt�, i�itemeyece�ini g�rd� ve devam etti. "Tear F�rt�nalar Denizi �zerindeki en
b�y�k limand�r ve Tear Ta�� onu koa�yan kaledir. Ta�'m, D�nyan�n K�r�l��'ndan sonra
yap�lan ilk kale oldu�u s�ylenir ve bunca zamand�r, bir�ok ordunun denemesine
kar��n d�memi�tir. Kehanetlerden biri, Tear Ta��'nm, Ejderin Halk� Ta�'a gelene
kadar d�meyece�ini s�yler. Bir ba�kas�, Dokunulamayan K�l��, Ej-der'in eline ge�ene
kadar Ta�'m d�meyece�ini s�yler." Thom y�z�n� bua�turdu. "Ta�'�n d��� Ejder'in
yeniden do�du�u hakk�nda en b�y�k kan�tlardan biri olacak. Umar�m Ta�, ben toza
d�nene kadar
durur."
"Dokunulamayan k�l�� m�?"
"�yle denir. Ger�ekten de bir k�l�� m�, bilmiyorum. Her neyse, Ta�'�n Y�re�i'nde,
i� kalenin merkezinde duruyor. Oraya Tear'�n B�y�k Lordlar�'ndan ba�ka kimse
giremiyor ve onlar da i�eride ne oldu-
D�NYANIN G�Z� 201
�undan hi� bahsetmiyorlar. En az�ndan ��klara."
Rand ka�lar�n� �att�. "Ta�, Ejder k�l�c� alana kadar d�meyecek, ama Ta� d�meden
nas�l k�l�c� alabilir ki? Ejder'in Tear'�n B�y�k Lordla-n'ndan biri mi olmas�
gerekiyor?"
"Bu pek olas� de�il," dedi ��k kuru kuru. "Tear, G�� ile ilgili herhangi bir �eyden
Amador'dan bile �ok nefret eder ve Amador, I����n �ocuklar�'n�n kalesidir."
"O zaman Kehanet nas�l ger�ekle�ebilir?" diye sordu Rand. "Ejder hi� do�masa daha
�ok ho�uma giderdi, ama ger�ekle�emeyecek bir kehanet mant�kl� gelmiyor. �nsanlar�
Ejder'in bir daha hi� do�mayaca��na inand�rmak i�in uydurulmu� bir hikaye gibi
geliyor. �yle de�il mi?"
"�ok soru soruyorsun, evlat," dedi Thom. "Kolayca ger�ekle�ebilecek bir kehanet pek
de�erli olmazd�, de�il mi?" Aniden sesi canland�. "Eh, geldik. Buras� her neresi
ise."
Lan, adam boyu, tahta bir �itin, di�er yanlar�ndan hi�bir fark� olmayan bir
k�sm�nda durmu�tu. Han�erinin ucunu iki tahta aras�na sokmu�, u�ra��yordu. Aniden
bir tatmin homurtusu ��kard�, �ekti ve �itin bir b�l�m� kap� gibi d�a a��ld�. Rand
bunun ger�ekten de bir kap� oldu�unu g�rd�, ama i�eriden a��lmak �zere yap�lm� bir
kap�. Lan'in kald�rd��� metal �engel bunu g�steriyordu.
Moiraine, Aldieb'i arkas�ndan �ekerek hemen i�eri girdi. Lan di�erlerinin de takip
etmesini i�aret etti ve en arkadan gelerek kap�y� kapatt�.
�itin �b�r yan�nda, Rand kendini bir han�n ah�r avlusunda buldu. Binan�n
mutfa��ndan y�ksek tang�rt�lar ve ko�turma sesleri geliyordu, ama onu as�l
etkileyen b�y�kl��� oldu: Bade�ay Han�'ndan iki kat fazla yer kapl�yordu ve d�rt
katl�yd�. Pencerelerin yar�s�ndan fazlas� koyula�an alacakaranl���n i�inde
parl�yordu. Rand bu kadar �ok yabanc� bar�nd�rabilen bu �ehir kar��s�nda �a�k�nl�k
i�ine d�t�.
Onlar avluya girer girmez geni� ah�r�n b�y�k, kubbeli kap�lar�nda kirli, kanvas
�nl�kler i�inde �� adam belirdi. Aralar�nda, elinde g�bre "eli bulunmayan tek ki�i
olan zay�f bir adam kollar�n� sallayarak �ne ��kt�.
"Hey! Hey! O �ekilde giremezsiniz! �ne dola�man�z gerek!"
201 ROBERTJORDAN
Lan'in eli yine kesesine gitti, ama o bunu yaparken al'Vere Efendi kadar �i�man bir
adam handan tela�la ��kt�. Kulaklar�n�n �zerinden sa� tutamlar� f�k�rm�t� ve
parlak, beyaz �nl��� hanc� oldu�unu g�steriyordu.
"Sorun yok, Mutch," dedi yeni gelen. "Sorun yok. Bunlar bekledi�imiz konuklar.
Atlar� ile ilgilen. �yi bak onlara."
Mutch, as�k suratla parmak bo�umlar�n� aln�na dokundurdu, sonra iki arkada��na
yard�ma gelmelerini i�aret etti. Hanc�, Moiraine'e d�nerken Rand ve di�erleri
tela�la heybelerini ve battaniye rulolar�n� ald�lar. Adam Aes Sedai'ye e�ilerek
selam verdi ve i�ten bir g�l�mseme ile konu�tu.
� "Ho�geldiniz, Alys Han�m. Ho�geldiniz. Sizi tekrar g�rmek ne g�zel, sizi ve Andra
Efendi'yi. �ok g�zel. �nce sohbetlerinizi pek �zlemi�tik. Evet, �yle.
Endi�elendi�imi s�ylemek zorunday�m, k�rlara gitmeniz falan. Eh, demek
istedi�im,.b�yle bir zamanda, hava ��lg�n gibiyken, kurtlar geceleyin duvarlar�n
dibinde ulurken." Aniden geni� g�be�ine bir �aplak att� ve ba��n� iki yana sallad�.
"Bak hele, sizi i�eri almak yerine gevezelik edip duruyorum. Gelin. Gelin. S�cak
yemekler ve s�cak yataklar, istedi�iniz bu olmal�. Ve Baerlon'daki en iyileri tam
burada. En iyileri."
"Ve s�cak banyo da, umar�m, Fitch Efendi," dedi Moiraine ve Eg-
wene hararetle yank�lad�, "Ah, evet."
"Banyo mu?" dedi hanc�. "Baerlon'daki en iyileri ve en s�caklar�. Gelin. Geyik ve
Aslan'a ho�geldiniz. Baerlon'a ho�geldiniz."
14 GEY�K VE ASLAN
Han�n i�i, d�ar�ya ta�an seslerin g�sterdi�i kadar, hatta bundan da fazla
hareketliydi. Emond Meydan�'ndan gelen grup, Fitch Efendi'yi arka kap�dan i�eri
takip etti, k�sa s�re sonra devaml� �evrelerinde akan, uzun �nl�kl�, yemek
tabaklar�n� ve i�ki tepsilerini y�kse�e kald�ran adam ve kad�nlar�n aras�ndan
kendilerine yol a�maya ba�lad�lar. Ta��y�c�lar birinin yoluna ��kt�klar�nda �z�rler
m�r�ldan�yor, ama asla ad�mlar�n� yava�latm�yorlard�. Adamlardan biri Fitch
Efendi'den tela�l� emirler ald� ve ko�arak uzakla�t�.
"Korkar�m han neredeyse dolu," dedi hana Moiraine'e. "Neredeyse �at�ya kadar.
Kasabadaki b�t�n hanlar b�yle. B�yle bir k�tan sonra... eh, yollar, da�lardan
inmelerine yetecek kadar a��l�r a��lmaz buraya akt�lar -evet, s�zc�k bu- madenciler
ve kalayc�lar buraya akt�lar. Hepsi korkun� hikayeler anlat�yordu. Kurtlar ve daha
k�t�leri. �nsanlar�n b�t�n k� kapal� kald���nda anlatt��� t�rden hikayeler. Orada
kimsenin kald���n� sanm�yorum, burada o kadar �ok insan var ki. Ama hi� korkmay�n.
Biraz kalabal�k olabilir, ama siz ve Andra Efendi '�m elimden geleni yapaca��m.
Dostlar�n�z i�in de elbette." Merakla Wr iki kez Rand'a ve di�erlerine bakt�; Thom
d��nda hepsinin k�yafeti k�yl� olduklar�n� g�steriyordu ve Thom'un ��k pelerini,
onu "Alys Han�m" ve "Andra Efendi" i�in tuhaf bir yol arkada�� k�l�yordu. "Elim-en
geleni yapaca��m, bundan emin olabilirsiniz."
Rand, �evresindeki ko�u�turmaya bakt� ve ezilmemek i�in dikkat �leye �al�t�, ama
yard�mc�lardan hi�biri b�yle bir tehlike ya�am�yor
'ydi. Al'Vere Efendi ve kar�s�n�n, zaman zaman k�zlar�ndan biraz
206 ROBERTJORDAN
yard�m alarak Bade�ay Han�'n� nas�l idare ettiklerini d��nd�.
Mat ve Perrin, boyunlar�n� ilgiyle salona do�ru uzatt�lar. Koridorun uzak ucundaki
geni� kap� her a��ld���nda o taraftan kahkaha dalgalar�, �ark�lar, ne�eli ba��r�lar
geliyordu. Muhaf�z, haberleri dinlemekten bahsederek yayl� kap�da yok oldu ve
e�lence seslerinin i�ine kar�t�. Rand onu takip etmek istedi, ama banyo yapmay�
daha �ok istiyordu. O s�rada insanlar ve kahkahalar �ok ho�una giderdi, ama ortak
oda varl���n� temizlendikten sonra daha �ok takdir edecekti. Mat ve Perrin'in de
b�yle hissetti�i a��kt�. Mat gizli gizli ka��n�yordu.
"Fitch Efendi," dedi Moiraine. "Baerlon'da I����n �ocuklar� oldu�unu anl�yorum.
Sorun ��kma olas�l��� var m�?"
"Ah, onlar hakk�nda endi�elenmeyin, Alys Han�m. Her zamanki numaralar�n�
yap�yorlar. Kasabada bir Aes Sedai oldu�unu iddia ediyorlar." Moiraine bir ka��n�
kald�rd� ve hanc� tombul ellerini a�t�. "Endi�elenmeyin. Daha �nce de denediler.
Baerlon'da Aes Sedai yok ve Vali bunu biliyor. Beyazpelerinler bir Aes Sedai ya da
Aes Sedai oldu�unu iddia ettikleri bir kad�n g�sterirlerse halk onlar� kendi
duvarlar� i�ine al�r san�yorlar. Eh, san�r�m baz�lar� almak isterdi. Baz�lar�. Ama
�o�u insan Beyazpelerinlerin neyin pe�inde oldu�unu biliyor ve Vali'yi destekliyor.
Kimse zarars�z, ya�l� bir kad�n�n, s�rf �ocuklar karga�a yaratabilsin diye zarar
g�rmesini istemez."
"Bunu duydu�uma memnun oldum," dedi Moiraine kuru kuru. Bir elini hanc�n�n koluna
koydu. "Min h�l� burada m�? Onunla konu�mak
isterim."
Fitch Efendi'nin yan�t� onlar� banyolara g�t�recek hizmetkarlar�n gelmesi �zerine
duyulmad�. Moiraine ve Egwene devaml� g�l�mseyen ve bir kucak dolusu havlu ta��yan
tombul bir kad�n�n arkas�ndan kayboldu. ��k, Rand ve arkada�lar� kendilerini zay�f,
siyah sa�l�, Ara isimli bir adam� izler buldular.
Rand, Ara'ya Baerlon hakk�nda sorular sormaya �al�t�, ama adam Rand'�n komik bir
aksan� oldu�u d��nda iki �ift laf bile etmedi. Sonra banyo odas�n� g�r�nce Rand'�n
kafas�ndaki t�m d��nceler da�' di. Bir d�zine y�ksek, bak�r k�vet ta� d�eli zeminde
yuvarlak olu�' turacak �ekilde s�ralanm�t�. Zemin; b�y�k, ta� duvarl� odan�n men*
zine do�ru hafif�e meyilleniyordu. Her k�vetin yan�ndaki tabure
D�NYANIN G�Z� 207
katlanm� kal�n bir havlu ve iri, san bir sabun kal�b� duruyordu. B�y�k, siyah su
kazanlar� bir duvar�n dibinde, ate�in �zerinde dizilmi�ti. Kar�� duvarda derin bir
��minede yanan k�t�kler genel s�cakl��a katk�da bulunuyordu.
"Neredeyse Bade�ay Han� kadar iyi," dedi Perrin sadakatle, ger�e�e pek de ba�l�
kalmadan.
Thom havlar gibi kahkaha att� ve Mat k�k�rdad�. "Yan�m�zda bilmeden bir Coplin
getirmi�iz, anla��lan."
Ara, bak�r k�vetlerin d�rt tanesini doldururken Rand pelerininden s�yr�ld� ve
giysilerini ��kard�. Di�erleri de k�vet se�mek konusunda fazla oyalanmad�lar.
Giysileri taburelerin �zerine y���l�nca, Ara her birine b�y�k bir kova dolusu s�cak
su ve bir kep�e getirdi. Sonra kap�n�n yan�ndaki tabureye oturdu, kollar�n�
kavu�turup duvara yasland�, kendi d��ncelerine dal�p gitti.
Sabunlan�p kep�e kep�e suyla bir haftan�n kirinden ar�n�rken sohbet etmeye pek az
f�rsat buldular. Sonra k�vetlere uzand�lar; Ara suyu �yle bir s�cakl��a getirmi�ti
ki, yava� yava�, keyifli i� �eki�lerle yerle�tiler. Odadaki hava �l�ktan s�cak ve
buharl�ya d�n�t�. Uzun s�redir gergin olan kaslar� gev�erken ve kemiklerine
yerle�ti�ine inand�klar� so�uk �ekilirken, i� �ekmeleri d��nda ses duyulmad�.
"Ba�ka bir �eye ihtiyac�n�z var m�?" diye sordu Ara aniden. �nsanlar�n aksanlar�
hakk�nda konu�maya hakk� yokmu� gibi g�r�n�yordu; o ve Fitch Efendi a��zlan lapa
doluymu� gibi konu�uyorlard�. "Daha �ok havlu? Daha �ok s�cak su?"
"Hi�bir �ey," dedi Thom yank�l� bir sesle. G�zlerini kapatt�, elini tembel tembel
sallad�. "Git ve ak�am�n tad�n� ��kar. Daha sonra verdi�in hizmetin kar��l���n�
alman� sa�layaca��m." K�vetinde biraz daha Kayk�ld�, su, g�zleri ve burnu d��nda
her yerini �rtene kadar.
Ara'n�n g�zleri �zlemle, giysilerini ve e�yalar�n� y��d�klar�, k�vetlerin yan�ndaki
taburelere gitti. Yaya bir g�z att�, ama Rand'�n k�l�c�n�
Perrin'in baltas�n� uzun uzun inceledi. "K�ylerde de mi sorun var?" aniden.
"Irmaklarda, ya da siz ne diyorsan�z?"
"iki Nehir," dedi Mat, her s�zc��� ayr� ayn telaffuz ederek. "�ki enir deniyor.
Soruna gelince, neden..."
Hem, ne demek istiyorsun?" diye sordu Rand. "Burada sorun mu
2�&
ROBERTJORDAN
var?"
?"
Perrin banyo keyfi ile m�r�ldand�, "G�zel! G�zel!" Thom biraz do�ruldu, g�zlerini
a�t�.
"Burada m�?" Ara h�hlad�. "Sorun mu? Madencilerin sabah�n k�r�nde yumruk yumru�a
kavga etmeleri sorun say�lmaz. Ya da..." Durdu ve bir an onlar� s�zd�. "Ghealdan'da
olan t�rden sorunlar� kastetmi�tim," dedi sonunda. "Hay�r, sanmam. A�a�� k�ylerde
koyundan ba�ka bir �ey yok, de�il mi? Al�nmay�n. Yaln�zca sessiz oldu�unu
kastetmi�tim. Yine de, tuhaf bir k� oldu. Da�larda tuhaf �eyler. Saldaea'da
Trolloclar oldu�unu duydum. Ama oras� S�n�rboylar�'nda, de�il mi?" A�z� h�l� a��k,
s�zlerini bitirdi, sonra bu kadar �ok �ey s�ylemesine
�a�m� gibi a�z�n� kapatt�.
Rand Trolloc s�zc���n� duyunca gerildi ve banyo lifini ba��n�n �zerinde s�karak
bunu saklamaya �al�t�. Adam konu�maya devam ederken gev�edi, ama herkes a�z�n�
kapal� tutmay� ba�aramad�.
"Trolloclar m�?" dedi Mat. Rand ona su s��ratt�, ama Mat s�r�tarak y�z�n� sildi.
"Sana Trolloclar� anlatay�m."
Thom, k�vetine girdi�inden beri ilk kez konu�tu. "Neden anlatmamay� denemiyorsun?
Kendi hikayelerimi senden dinlemekten b�kt�m." "O bir ��k," dedi Perrin ve Ara,
Thom'a horg�r�rcesine bakt�. "Pelerini g�rd�m. G�steri yapacak m�s�n?"
"Bir dakika," diye itiraz etti Mat. "Benim Thom'un hikayelerini anlatmam da nereden
��kt�? Hepiniz birden..."
"Sen Thom kadar iyi anlatam�yorsun," diye s�z�n� kesti Rand tela�la.ve Perrin araya
girdi. "Daha iyi olsun diye bir�eyler ekleyip duruyorsun, ama hi� olmuyor."
"Ve birbirine kar�t�r�yorsun," diye ekledi Rand. "Sen en iyisi bunu
Thom'a b�rak."
Hepsi o kadar h�zl� konu�uyordu ki, Ara a�z� a��k, bakakald�. Mat de herkes aniden
delirmi� gibi bak�yordu. Rand, �zerine atlamadan Mat'in �enesini nas�l kapataca��n�
merak etti.
Kap� �arp�larak a��ld� ve kahverengi pelerinini bir omzunun �zerine atm� olan Lan,
bir anl���na buhar yo�unlu�unu azaltan serin t>�r hava dalgas� ile birlikte i�eri
girdi.
"�te," dedi Muhaf�z, ellerini ovu�turarak, "uzun zamand�r bun
D�NYANIN G�Z� 2fi2
bekliyordum." Ara bir kova ald�, ama Lan elini sallayarak engelledi. "Hay�r, kendim
hallederim." Pelerinini taburelerden birine b�rakt� ve adam�n itirazlar�na ra�men
banyo hizmetkar�n� g�nderip kap�y� arkas�ndan s�k� s�k� kapatt�. Ba��n� e�ip
dinleyerek bir an bekledi. Di�erlerine d�nd��� zaman sesi ta� gibiydi ve g�zleri
Mat'i han�erliyordu. "Tam zaman�nda geri d�nmem ne iyi bir �ey, de�il mi, �iftlik
�ocu�u? Sana s�ylenenleri dinlemez misin sen?"
"Ben bir �ey yapmad�m," diye itiraz etti Mat. "Yaln�zca ona Trol-loclar�
anlatacakt�m, �eyi de�il..." Durdu ve Muhaf�z'�n bak�lar� �n�nde geriledi, k�vete
yasland�.
"Trolloclardan bahsetme," dedi Lan sert�e. "Trolloclar� d��nme bile." �fkeli bir
h�hlama ile banyo k�vetini doldurmaya ba�lad�. "Kan ve k�ller, unutmasan�z iyi
olur, Karanl�k Varl�k'm en az bekledi�iniz yerde g�zleri ve kulaklar� vard�r. Ve
I����n �ocuklar�, Trolloclar�n pe�inizde oldu�unu duyarsa, sizi ele ge�irmek i�in
yan�p tutu�maya ba�lar. Bu onlar i�in, Karanl�kdostu oldu�unuzun kan�t� say�l�r.
Al��k olmayabilirsiniz, ama gitti�imiz yere varana kadar, Alys Han�m ya da ben
aksini s�ylemedik�e kimseye g�venmeyin." Moiraine'in kulland��� ismi vurgulad���
zaman Mat irkildi.
"O adam�n bize s�ylemedi�i bir �ey vard�," dedi Rand. "Sorun oldu�una dair bir �ey,
ama bize s�ylemedi."
"Muhtemelen �ocuklard�r," dedi Lan, k�vetine s�cak su d�kerek. "Baz�lar� onlar�
sorun sayar. Ama baz�lar� saymaz ve sizi riske girecek kadar tan�m�yordu. Ko�a ko�a
Beyazpelerinlere gidebilirdiniz, asla bilemezdi."
Rand ba��n� iki yana sallad�; buras� daha �imdiden Taren Sal�'ndan daha k�t�
gelmeye ba�lam�t�.
"Saldaea'da... orada Trolloclar oldu�unu s�yledi, de�il mi?" dedi Perrin.
Lan, bo� kovay� yere f�rlatt�. "Konu�masan�z olmaz, de�il mi? S�n�r-boylan'nda
Trolloclar hep vard�, demirci. Akl�n�za sokun art�k, tarladaki farelerden daha
fazla dikkat �ekmek istemiyoruz. Buna yo�unla-Hn. Moiraine hepinizi Tar Valon'a
canl� ula�t�rmak istiyor ve m�mk�nse yapaca��m. Ama e�er onun zarar g�rmesine sebep
olursan�z..."
Banyonun kalan� ve giyinme, sessizlik i�inde tamamland�.
21�
ROBERTJORDAN
Banyo odas�ndan ��kt�klar� zaman Moiraine koridorun ucunda, kendinden fazla uzun
g�r�nmeyen, ince bir k�zla konu�uyordu. En az�ndan Rand bunun bir k�z oldu�unu
d��nd�, siyah sa�lar� k�sa kesilmi�ti ve �zerinde erkek pantolonu ve g�mle�i vard�.
Moiraine bir �ey s�yledi ve k�z adamlara keskin bak�larla bakt�, sonra Moiraine'e
ba��n� sallay�p h�zla uzakla�t�.
"�imdi," dedi Moiraine yakla�t�klar� zaman, "eminim banyo i�tah�n�z� a�m�t�r. Fitch
Efendi bize �zel bir yemek odas� ay�rd�." Yol g�stermek i�in d�nerken oradan
buradan, odalar�ndan, kasaban�n kala-bal�kl���ndan, hanc�n�n Thom'un salonu biraz
m�zik ve bir, iki hikaye ile �enlendirmesini umdu�undan bahsetti. K�zdan, e�er o
k�z ise, hi� bahsetmedi.
�zel yemek odas�n�n ortas�nda kal�n bir hal� ve �evresinde on iki sandalye dizili,
cilal� me�eden bir masa vard�. ��eri girerlerken, parlak sa�lar� omuzlar�na taranm�
Egwene, ��minenin ba��nda ellerini �s�tt��� yerden d�nd�. Banyo odas�ndaki uzun
sessizlik s�ras�nda Rand ilk kez bol bol d��nebilmi�ti. Lan'in devaml� kimseye
g�venmemeleri gerekti�ini hat�rlatmas�, �zellikle de Ara'n�n onlardan korkmas�,
asl�nda ne kadar yaln�z olduklar�n� d��nd�rm�t�. Kendilerinden ba�ka kimseye
g�venemezlermi� gibi geliyordu ve Rand Moiraine'e ya da Lan'e ne kadar
g�venebileceklerinden h�l� emin de�ildi. Yaln�zca kendilerine. Ve Egwene h�l�
Egwene'di. Moiraine her durumda, bu Ger�ek Kaynak'a dokunman�n ba��na gelece�ini
s�ylemi�ti. K�z�n bunun �zerinde kontrol� yoktu ve bu da kendi hatas� olmad���
anlam�na geliyordu. Ve o h�l� Egwene'di.
Rand �z�r dilemek i�in a�z�n� a�t�, ama Egwene gerildi, o tek s�zc�k s�yleyemeden
s�rt�n� d�nd�. Rand as�k suratla onun s�rt�na bakarak s�yleyeceklerini yuttu. Tamam
o zaman. E�er b�yle olmas�n� istiyorsa, benim yapabilece�im hi�bir �ey yok.
O s�rada Fitch Efendi i�eri dald�. Arkas�nda, kendisi gibi beyaz �nl�kler giymi�,
�zerinde �� k�zart�lm� tavuk bulunan bir servis tepsisi, tabaklar ve �st� �rt�lm�
kaseler ta��yan d�rt kad�n girdi. Hanc� Moiraine'e e�ilirken kad�nlar hemen masay�
kurmaya ba�lad�lar.
"Sizi bu �ekilde bekletti�im i�in �z�r dilerim, Alys Han�n�, ama handa o kadar �ok
ki�i var ki, herkesin hizmet almas�n� sa�lamak bi-
D�NYAN�N G�Z� 211
]e bir mucize. Korkar�m yemek olmas� gerekti�i gibi de�il. Yaln�zca tavuk, �algam,
bezelye, sonras� i�in de biraz peynir. Hay�r, hi� de olmas� gerekti�i gibi de�il.
Ger�ekten de �z�r dilerim."
"Bir ziyafet." Moiraine g�l�msedi. "Bu zor zamanlarda, ger�ekten de bir ziyafet,
Fit eh Efendi."
Hanc� yine e�ildi. Devaml� elleriyle s�vazlarm� gibi her y�ne dikilen tel tel
sa�lar� selam�n� komik k�l�yordu, ama s�r�tmas� o kadar ho�tu ki, kahkaha atan
herkes ona de�il, onunla kahkaha at�yor olurdu. "Te�ekk�r ederim, Alys Han�m.
Te�ekk�r ederim." Do�rulurken ka�lar�n� �att� ve �nl���n�n k�esi ile masadaki
hayali tozlar� sildi. "Bir sene �nce �n�n�ze ��karabileceklerim gibi de�il,
elbette. Hi� de�il. K� y�z�nden. Evet k� y�z�nden. Kilerlerim bo�almaya ba�lad� ve
pazar neredeyse bo�. Ama �ift�ileri kim su�layabilir? Kim? Bir �r�n daha
kald�rabilecekler mi, bilmek imkans�z. Kesinlikle imkans�z. �nsanlar�n masas�na
konmas� gereken koyun ve s���r etini kurtlar yiyor, ve..."
Aniden bunlar�n, konuklar�n� rahat bir yeme�e davet etmek i�in hi� de uygun
konu�malar olmad���n� fark etmi� g�r�nd�. "Nas�l da gevezelik ediyorum. Eski
r�zgarla doluyum ben. Eski r�zgar. Mari, Cinda, b�rak�n bu iyi insanlar yemeklerini
huzur i�inde yesinler." Kad�nlar� kovalad� ve onlar odadan ��karken d�n�p
Moiraine'e yine e�ildi. "Umar�m yeme�inizden zevk al�rs�n�z, Alys Han�m. �htiya�
duydu�unuz ba�ka �ey varsa s�yleyin yeter, ben getiririm. S�yleyin yeter. Size ve
Andra Efendi'ye hizmet etmek bir zevk. Bir zevk." Yerlere kadar e�ildi ve kap�y�
arkas�ndan yava��a kapatarak-gitti.
Lan bu s�rada, yar� uykudaym� gibi duvara yaslanm�t�. Sonra aya�a f�rlad� ve iki
uzun ad�mda kap�ya ula�t�. Kula��n� kap�yja dayad�, otuz saniye kadar dikkatle
dinledi, sonra h�zla kap�y� a�t� ve ba��n� koridora uzatt�. "Gitmi�ler," dedi
sonunda, kap�y� kapatarak. "G�ven i�inde konu�abiliriz."
"Kimseye g�venmememizi s�yledi�ini biliyorum," dedi Egwene, "ama hanc�dan
ku�kulan�yorsan, neden burada kal�yoruz?"
"Hanc�ya kar��, herkesten daha fazla ��phe beslemiyorum," diye ya-rut verdi Lan.
"Ama zaten, Tar Valon'a ula�ana kadar herkesten ��phelenece�im. Orada ise,
insanlar�n yaln�zca yar�s�ndan ��phelenece�im."
212
ROBERTJORDAN
Rand, Muhaf�z'�n �aka yapt���n� d��nerek g�l�mseyecek oldu Sonra Lan'in y�z�nde
�aka yap�yormu� gibi bir ifade olmad���n� fark etti. Ger�ekten de Tar Valon'da
insanlardan ��phelenecekti. G�venli bir yer var m�yd�?
"Abart�yor," dedi Moiraine yat�t�rmak istercesine. "Fitch Efendi iyi bir adamd�r,
d�r�st ve g�venilirdir. Ama konu�may� �ok sever ve d�nyadaki en iyi niyetle, yanl�
kulaklara yanl� �eyler s�yleyebilir. Ve �imdiye kadar hizmetkarlar�n yans�n�n kap�
dinlemedi�i ve dedikodu yapmaya yatak yapmaktan daha fazla zaman harcamad��� hi�bir
handa kalmad�m. Gelin, yemeklerimiz so�umadan otural�m."
Masan�n �evresinde yerlerini ald�lar. Moiraine masan�n ba��na, Lan kar�� ucuna
oturmu�lard� ve bir s�re herkes tabaklar�n� doldurmakla me�gul oldu. Bir ziyafet
olmayabilirdi, ama yakla��k bir hafta boyunca ekmek ve kurutulmu� etle beslendikten
sonra, herkese ziyafet gibi geldi.
Moiraine bir s�re sonra sordu. "Salonda ne ��rendin?" B��aklar ve �atallar havada
as�l� kald�, t�m g�zler Muhaf�z'a d�nd�.
"Fazla de�il," diye yan�t verdi Lan. "Avin hakl�ym�, en az�ndan �yle s�yleniyor.
Ghealdan'da sava� ��km� ve Logain kazanm�. Bir d�zine farkl� hikaye dola��yor, ama
bu konularda hepsi ayn�."
Logain mi? Bu sahte Ejder olmal�yd�. Rand, adam�n ismini ilk kez duymu�tu. Lan onu
tan�yormu� gibi konu�uyordu.
"Aes Sedailer?" diye sordu Moiraine al�ak sesle ve Lan ba��n� iki yana sallad�.
"Bilmiyorum. Baz�lar� hepsinin �ld�r�ld���n�, baz�lar� hi�birinin �lmedi�ini
s�yl�yor." H�hlad�. "Baz�lar� Logain'in taraf�na ge�tiklerini bile s�yl�yor.
Hi�biri g�venilir de�il ve ben de a��r� ilgi g�stermek istemedim."
"Evet," dedi Moiraine. "Fazla de�ilmi�." Derin bir nefes ald�, dikkatini masaya
�evirdi. "Peki bizim durumumuz hakk�nda?"
"Haberler bu konuda daha iyi. Tuhaf olaylar yok, Myrddraal olabilecek tuhaf
yabanc�lar yok ve Trolloclar hi� yok. Beyazpelerinler Vali Adan'a sorun ��kar�yor,
��nk� Vali onlarla i�birli�i yapm�y�r-Kendimizi reklam etmezsek bizi fark etmezler
bile."
"G�zel," dedi Moiraine. "Bu, banyo hizmet�isinin anlatt�klar�na
D�NYANIN G�Z� ili
uyuyor. Dedikodunun faydalar� da vard�r. �imdi," dedi herkese, "�n�m�zde uzun bir
yolculuk var, ama son hafta pek kolay ge�medi, bu y�zden bu gece ve yar�n gece
burada kalmay�, ertesi sabah erkenden yola ��kmay� �neriyorum." Gen�lerin hepsi
s�r�tmaya ba�lad�; ilk kez bir �ehir g�receklerdi. Moiraine g�l�msedi, ama yine de,
"Andra Efendi buna ne diyor?" dedi.
Lan, s�r�tan y�zleri donuk bir ifade ile s�zd�. "Yeterince iyi, e�er de�i�iklik
olsun diye onlara s�ylediklerimi hat�rlarlarsa."
Thom, b�y�klar�n�n i�inden h�hlad�. "Bu k�yl�ler bir... bir �ehirde ba��bo�
kalacaklar, ha?" Yine h�hlad� ve ba��n� iki yana sallad�.
Han o kadar kalabal�kken yaln�zca �� oda bulabildiler. Biri Moiraine ve Egwene
i�in, iki tanesi erkekler i�in. Rand, odas�n� Lan ve Thom ile payla�acakt�.
D�rd�nc� katta, arkadayd�, sark�k sa�aklar�n alt�nda, ah�ra bakan tek bir k���k
penceresi vard�. Gece ��km�t� ve han�n ���� d�ar�da bir havuz olu�turuyordu. K���k
bir odayd�; yataklar�n hepsi dar olsa da, Thom i�in konulan fazla yatak, oday� daha
da k���lt�yordu. Rand kendini yata��na att��� zaman sert oldu�unu g�rd�. Kesinlikle
en iyi oda de�ildi.
Thom, fl�t�n� ve arp�n� kutular�ndan ��karacak kadar odada kald�, sonra azametli
tav�rlarla al�t�rma yaparak ��kt�. Lan de onunla gitti.
Tuhaf, diye d��nd� Rand, rahats�z rahats�z yata��nda k�p�rdanarak. Bir hafta �nce
olsa, bir ����n g�sterisini izlemek i�in, hatta s�rf bir ��k dedikodusu �zerine,
ta� gibi a�a�� d�erdi. Ama bir haftad�r Thom'un hikayelerini dinliyordu ve Thom
yar�n gece de orada olacakt�. S�cak banyo, kaslar�ndaki, art�k hep orada olaca��n�
d��nd��� tutulmalar� yok etmi�ti ve bir haftad�r yedi�i ilk s�cak yemek �zerine
uyku bast�rm�t�. Uykulu uykulu, Lan'in sahte Ejder'i, Logain'i ger�ekten tan�y�p
tan�mad���n� merak etti. A�a�� kattan bo�uk ba��r�lar geldi, salon, Thom'un
geli�ini kutluyordu, ama Rand uykuya dalm�t� bile.
Ta� koridor lo� ve g�lgeliydi, ve Rand d��nda hi� kimse yoktu.
aWf ayd�nl�k veren ����n nereden geldi�ini bilmiyordu; gri duvarlar-
n�um ya da lamba yoktu, her yerden geliyormu� gibi g�r�nen ha-
Panlt�y� a��klayacak hi�bir �ey yoktu. Hava durgun ve rutubetliydi,
214
ROBERT JORDAN
uzakta bir yerde su de�i�mez ��p�r�larla daml�yordu. Buras� her neresi ise, han
de�ildi. Rand ka�lar�n� �atarak aln�m ovalad�. Han m�? Ba�� a�r�yordu ve d��nceleri
u�u�uyordu. Bir �ey vard�... han m�? Her
ne ise, gitmi�ti.
Dudaklar�n� yalad� ve i�ecek bir �ey olmas�n� diledi. Fena susam�t�, toz gibi
kurumu�tu. Karar vermesini sa�layan, damlama sesi oldu. Susuzlu�u d��nda y�n
g�steren hi�bir �ey olmad���ndan, o de�i�mez ��p -��p -��pa. do�ru y�r�meye
ba�lad�.
Koridor ba�ka koridorlarla kesi�meden, g�r�n��nde en ufak bir de�i�iklik olmadan
uzan�yordu. Tek �zelli�i, �iftler halinde, d�zenli aral�klarla g�r�len kap�lard�.
Her iki yanda birer tane, tahtalar� nemli havaya ra�men kuru ve k�ym�klanm�.
G�lgeler �n�nde �ekiliyor, ayn� kal�yordu ve damlama asla yakla�m�yordu. Uzun zaman
sonra kap�lardan birini denemeye karar verdi. Kap� kolayca a��ld� ve Rand sert
g�r�n�l�, ta� duvarl� bir odaya girdi.
Duvarlardan biri bir dizi kemer ile gri ta�tan yap�lm� bir balkona a��l�yordu. Onun
�tesinde daha �nce g�rd�klerine hi� benzemeyen bir g�ky�z� vard�. Siyah ve gri,
k�rm�z� ve portakal rengi �izgili bulutlar f�rt�na kovalarcas�na ak�yor,
durmaks�z�n birbirine ge�iyordu. Kimse �yle bir g�ky�z� g�rm� olamazd�; var olmas�
imkans�zd�.
Rand g�zlerini balkondan kopard�, ama odan�n kalan� daha iyi de�ildi. Oda
geli�ig�zel eritilerek ta�a oyulmu� gibi tuhaf k�vr�mlar ve a��larla doluydu ve
s�tunlar gri zeminden b�y�m� gibiydi. Ocakta, k�r�kler pompalan�rken demirhanede
yanan ate�lere benzer bir ate� k�kr�yor, ama �s� vermiyordu. ��mine-, tuhaf, oval
ta�lardan yap�lm�t�; Rand do�rudan ta�lara bakt���nda ta�a benziyorlard� ve ate�e
ra�men �slak ve kaygan g�r�n�yorlard�; ama g�zucu ile bakt���nda y�ze
d�n��yorlard�, ac� i�inde k�vranan, sessizce hayk�ran kad�n ve erkek y�zleri.
Odan�n ortas�ndaki y�ksek s�rtl� sandalyeler ve cilal� masa son derece s�radand�,
ama odan�n geri kalan�n�n tuhafl���n� vurguluyordu. Duvarda tek bir ayna as�l�yd�
ve hi� de s�radan de�ildi. Rand aynaya bakt���nda, yans�mas�n�n olmas� gereken
yerde yaln�zca bir bulan�kl�k g�rd�. Odadaki her �eyi do�ru yans�t�yordu, ama onu
de�il.
��minenin �n�nde bir adam duruyordu. Rand, adam�n i�eri gir�" �ini fark etmemi�ti.
M�mk�n olsa, adama bakana kadar orada kini�e
D�NYAN�N G�Z� 2�
olmad���m s�ylerdi. �yi kesimli, koyu renk giysiler giyen adam en iyi ya�lar�n�
ya��yor gibi g�r�n�yordu ve Rand kad�nlar�n onu yak��kl� bulaca��n� tahmin etti.
"Bir kez daha kar�� kar��ya geldik," dedi adam. Bir an i�in a�z� ve g�zleri sonsuz
alev ma�aralar�n�n giri�i gibi oldu.
Rand hayk�rarak geriye ka�t�, �yle h�zl� hareket etti ki, koridora do�ru sendeledi
ve kar�� kap�ya �arp�p a��lmas�na sebep oldu. D�nd�, d�memek i�in kap� koluna
tutundu -ve kendini iri iri a��lm� g�zlerle, o imkans�z g�ky�z�ne a��lan, kemerli
balkonu ve ��minesi ile, ta�tan bir odada buldu...
"Benden o kadar kolay kurtulamazs�n," dedi adam.
Rand k�vr�ld�, emekleyerek odadan ka�t�, yava�lamadan do�rulmaya �al�t�. Bu sefer
koridor yoktu. Cilal� masan�n biraz �tesinde durdu ve ��minenin yan�ndaki adama
bakakald�. ��mine ta�lar�na ya da g�ky�z�ne bakmaktan daha iyiydi.
"Bu bir r�ya," dedi do�rulurken. Arkas�nda kapanan kap�n�n t�k�rt�s�n� duydu. "Bir
t�r kabus." G�zlerini kapatt�, uyanmay� d��nd�. Rand'�n �ocuklu�unda, Hikmet, kabus
g�r�rken bunu yapabilece�ini, kabusun yok olaca��n� s�ylemi�ti...Hikmet mi?Ne?
D��nceleri kay�p gitmeyi bir b�raksa. Ba�� a�r�may� bir b�raksa, do�ru d�zg�n
d��nebilecekti.
G�zlerini yine a�t�. Oda h�l� eskisi gibiydi. Balkon, g�ky�z�. ��minenin yan�ndaki
adam.
"Bu bir r�ya m�?" dedi adam. "Fark eder mi?" Bir kez daha, bir an i�in, a�z� ve
g�zleri, sonsuza dek uzanan bir f�r�n�n g�zetleme delikleri oldu. Sesi
de�i�miyordu; bunun oldu�unu fark etmiyor gibiydi.
Rand bu sefer yerinde s��rad�, ama kendini hayk�rmaktan al�koymay� ba�ard�. Bu bir
r�ya. �yle olmak zorunda. Yine de, g�zlerini ��minenin yan�ndaki adamdan ay�rmadan
geri geri kap�ya kadar �ekildi ve kap� kulpunu denedi. Kulp k�p�rdamad�; kap�
kilitliydi.
"Susam� g�r�n�yorsun," dedi ate�in yan�ndaki adam. "��."
Masan�n �zerinde, parlak alt�ndan, yakutlarla ve ametistlerle s�sl� bir s�rahi
vard�. Daha �nce orada de�ildi. Rand yerinde s��ray�p durmaktan vazge�meyi diledi.
Bu yaln�zca bir r�yayd�. A�z� toz dolu geliyordu.
ll�
ROBERTJORDAN
"Biraz susad�m," dedi s�rahiyi alarak. Adam bir eli sandalyenin s�rt�nda, onu
izleyerek hevesle e�ildi. Baharatl� �arap kokusu Rand'a ne kadar susam� oldu�unu
hat�rlatt�. Sanki g�nlerdir hi�bir �ey i�memi� gibi. ��tim mi?
�arab� a�z�na g�t�r�rken durdu. Sandalyenin s�rt�nda, adam�n parmaklar�n�n
aras�ndan duman iplik�ikleri ��k�yordu. Ve o g�zler, h�zl� h�zl� titre�en
alevlerle, keskin bak�larla onu izliyordu.
Rand, dudaklar�n� yalad� ve �arab� tatmadan masaya koydu. "D��nd���m kadar
susamam��m." Adam aniden, ifadesiz bir y�zle do�ruldu. K�fretse bile hayal
k�r�kl��� daha a��k anla��lamazd�. Rand �arab�n i�inde ne oldu�unu merak etti. Ama
bu aptalca bir soruydu, elbette. Bu yaln�zca bir r�yayd�. O zaman neden sona
ermiyor? "Ne istiyorsun?" diye sordu. "Ve sen kimsin."
Adam�n g�zlerinde ve a�z�nda alevler y�kseldi; Rand k�kremele-rini i�itebildi�ini
d��nd�. "Baz�lar� bana Ba'alzamon, der."
Rand kendini kap�ya d�nm�, ��lg�nca kulpu �eki�tirirken buldu. Bunun bir r�ya
oldu�u hakk�ndaki t�m d��nceleri yok oldu. Karanl�k Varl�k. Kap� kulpu
k�p�rdam�yordu, ama o yine de b�kmeye devam etti.
"Sen o musun?" dedi Ba'alzamon aniden. "Benden sonsuza dek saklanamazs�n. Benden
kendini bile saklayamazs�n. Ne en y�ksek da�da, ne de en derin ma�arada. Seni en
ufak k�l�na kadar biliyorum."
Rand d�n�p adamla y�zle�ti -Ba'alzamon ile y�zle�ti. Yutkundu. Bir kabus. Kap�
kulpunu son bir kez �ekti, sonra s�rt�n� dikle�tirdi.
"�an ve �eref mi istiyorsun?" dedi Ba'alzamon. "G�� m�? Sana, D�nyan�n G�z�'n�n
sana hizmet edece�ini mi s�ylediler? Bir kuklan�n nas�l �an ve �erefi, nas�l g�c�
olabilir? Seni hareket ettiren ipler y�zy�llard�r dokunuyor. Baban, Beyaz Kule
taraf�ndan se�ilmi�ti, t�pk� halata vurulmu�, i�e s�r�lm� bir ayg�r gibi. Annen,
planlar� a��s�ndan onunla �iftle�ecek bir k�sraktan ba�ka bir �ey de�ildi. Ve o
planlar �lmelerine yol a�t�."
Rand yumruklar�n� s�kt�. "Baban� iyi bir adamd�r ve annem iyi bir kad�nd�. Onlardan
bu �ekilde s�z etme!"
Alevler kahkaha att�. "Demek sende biraz �evk varm�. Belki ger�ekten de osundur.
Sana ne faydas� olacaksa... Amyrlin Makam� sem
D�NYANIN G�Z� 212
t�ketene kadar kullanacak. T�pk� Davian'� kulland�klar� gibi. Ve Yuri-an Stonebow'u
Guaire Amalasan'�, Raolin Darksbane'i. T�pk� Logain'i kulland�klar� gibi. Senden
geriye hi�bir �ey kalmayana kadar kullanacaklar."
"Bilmiyorum..." Rand ba��n� iki yana �evirdi. �fkeden do�an o bir anl�k berrak
d��nce gitmi�ti. Onu ararken bile ona nas�l ula�t���n� hat�rlayam�yordu. D��nceleri
d�n�p duruyordu. Burga�taki bir sal gibi bir tanesine tutundu. S�zc�kler a�z�ndan
zorla ��kt�, konu�tuk�a sesi g��lendi. "Sen... Shayol Ghul'de... tutsaks�n. Sen ve
t�m Terkedilmi�ler... Yarat�c� taraf�ndan zaman�n sonuna dek tutsak edildiniz."
"Zaman�n sonu mu?" diye alay etti Ba'alzamon. "Bir ta��n alt�ndaki b�cek gibi
ya��yorsun ve i�inde oturdu�un �amurun evren oldu�unu san�yorsun. Zaman�n �l�m�
bana hayal bile edemeyece�in bir g�� getirecek, seni solucan."
"Sen Shayol..."
"Aptal, ben hi� tutsak olmad�m!" Y�z�ndeki ate�ler �yle s�cak k�kredi ki, Rand
ellerinin arkas�na saklanarak geriledi. Avu�lar�ndaki ter �s�yla kurudu. "Ona
ismini veren i�i yaparken Lews Therin Karde�-katili'nin omzunda durdum. Ona
kar�s�n�, �ocuklar�n� ve kan�ndan olan herkesi, sevdi�i ve onu seven herkesi
�ld�rmesini ben s�yledim. Ona yapt���n� bilmesi i�in bir anl�k akl� ba��ndal��� ben
verdim. Hi�bir insan�n ruhu kopar�l�rcas�na hayk�rd���n� duydun mu, solucan? O
zaman bana sald�rabilirdi. Kazanamazd�, ama deneyebilirdi. Bunun yerine k�ymetli
Tek G��'�n� kendine �a��rd�, o kadar �ok ki, toprak yar�ld� ve mezar�n�n �zerinde
Ejderda�� y�kseldi.
"Bin y�l sonra Trolloclar� kuzeyi ya�malamaya g�nderdim ve �� y�zy�l boyunca
d�nyay� yak�p y�kt�lar. Tar Valon'daki o k�r aptallar sonunda altedildi�imi
s�ylediler, ama �kinci Akit, On Ulusun Akdi onar�lamaz bir �ekilde da��ld� ve o
zaman bana kar�� ��kacak kim kald�? �ahinkanad� Artur'un kula��na f�s�ldad�m ve t�m
d�nyada Aes Se-dailer �ld�. Yine f�s�ldad�m ve Y�ce Kral ordular�n� Aryth Okyanu-
su'nun, D�nya Denizi'nin kar��s�na g�nderdi ve iki sonu haz�rlad�. Bir �lke ve bir
halk r�yas�n�n sonunu ve bir sonu daha haz�rlad�. �l�m d�e�inde, dan�manlar�
hayat�n� ancak Aes Sedailerin kurtarabilece�i s�yledi. Ben konu�tum ve
dan�manlar�n�n kaz��a �ak�lmas�n�
213
ROBERTJORDAN
emretti. Ben konu�tum ve Y�ce Kral'�n son emri Tar Valon'un yok
edilmesi oldu.
"Bunun gibi adamlar bana kar�� duramazken, senin nas�l bir �ans�n olabilir, seni
orman birikintisinde ��melmi� kurba�a. Bana hizmet edeceksin ya da �lene kadar Aes
Sedai iplerinde dans edeceksin. Ve sonra benim olacaks�n. �l�ler bana aittir!"
"Hay�r," diye m�r�ldand� Rand. "Bu bir r�ya. Bu bir r�ya!" "R�yalar�nda g�vende
oldu�unu mu san�yorsun? Bak!" Ba'alza-mon emredercesine i�aret etti. Rand'�n ba��
d�nd�. Ba��n� Rand �evir-memi�ti, �evirmek istememi�ti.
Masadaki s�rahi kaybolmu�tu. Az �nce s�rahinin durdu�u yerde, ��kta g�zlerini
k�rp�t�ran, ihtiyatla havay� koklayan bir s��an duruyordu. Ba'alzamon bir parma��n�
b�kt� ve s��an da ciyaklayarak s�rt�n� b�kerek, �n patilerini havaya kald�rd� ve
beceriksizce arka ayaklar�n�n �zerine kalkt�. Parmak biraz daha b�k�ld� ve s��an
arkaya devrildi, ��lg�nca havay� t�rmalad�, tiz sesle ciyaklad�, s�rt� b�k�ld�,
b�k�ld�, b�k�ld�. Bir dal�n k�r�lmas� gibi keskin bir �at�rt�dan sonra s��an
�iddetle titredi ve neredeyse iki kat olmu� bir halde, k�p�rdamadan
yatt�, kald�.
Rand yutkundu. "R�yalarda her �ey olabilir," diye m�r�ldand�. Bakmadan yumru�unu
kap�ya savurdu. Eli ac�d�, ama yine uyanmad�.
"O zaman Aes Sedailere git. Beyaz Kule'ye git ve onlara anlat. Amyrlin Makam�'na
bu... r�yay� anlat." Adam kahkaha att�; Rand y�z�nde alevlerin s�cakl���n�
hissetti. "Onlardan kurtulman�n bir yolu bu. O zaman seni kullanmazlar. Hay�r,
benim bildiklerimi bilirken de�il. Ama ne yapt�klar�n�n hikayesini herkese yayarak
ya�amana izin verirler mi? Buna inanacak kadar b�y�k bir aptal m�s�n? Senin gibi
bir�ok ki�inin k�lleri Ejderda��'n�n yama�lar�na sa��ld�."
"Bu bir r�ya," dedi Rand, nefes nefese. "Bu bir r�ya ve uyanaca��m."
"Uyanacak m�s�n?" Rand g�zucuyla adam�n parma��n�n ona i�aret etmek �zere d�nd���n�
g�rd�. "Ger�ekten uyanacak m�s�n?" Parmak b�k�ld� ve Rand arkaya e�ilirken,
bedenindeki her kas onu daha fazla e�ilmeye zorlarken ���l�k att�. "Acaba hi�
uyanacak m�s�n?"

D�NYANIN G�Z� 219


Rand irkilerek karanl�kta do�rulup oturdu ve elleri kuma�� kavrad�. Bir battaniye.
Tek pencerede solgun ay ���� parl�yordu. Di�er iki yatakta g�lgeli �ekiller vard�.
Birinden, kanvas y�rt�l�yormu� gibi bir horlama y�kseliyordu: Thom Merrilin.
Ocaktaki k�llerin �zerinde birka� k�m�r parl�yordu.
Demek bu, Bel Tine g�n� Bade�ay Han�'nda oldu�u gibi bir kabustu. Duydu�u ve
yapt��� her �ey, eski hikayeler ve hi� yoktan sa�mal�klarla karmakar��kt�. Rand
battaniyeyi omuzlar�na kadar �ekti, ama titremesine yol a�an so�uk de�ildi. Ba�� da
a�r�yordu. Belki Mo-iraine bu r�yalar� sona erdirmek i�in bir �ey yapabilirdi.
Kabuslar konusunda yard�mc� olabilece�ini s�ylemi�ti.
Bir homurtuyla s�rt �st� uzand�. R�yalar bir Aes Sedai'den yard�m istemesini hakl�
��karacak kadar k�t� m�yd�? Di�er yandan, yapt��� herhangi bir �ey daha derine
saplanmas�na sebep olur muydu? �ki Ne-hir'den ayr�lm�, bir Aes Sedai'nin yan�nda
gidiyordu. Ama elbette se�ene�i olmam�t�. Kad�na g�venmek d��nda se�ene�i var
m�yd�? Bir Aes Sedai'ye? Bunu d��nmek bile r�yalar kadar k�t�yd�. Tam'in ��retti�i
gibi bo�lu�un dinginli�ini arayarak battaniyenin alt�nda b�z�ld�, ama uykusunun
gelmesi �ok, �ok uzun s�rd�.

15
DOSTLAR VE YABANCILAR
Dar yata��na s�zan g�ne� ���� sonunda Rand'� derin, fakat huzursuz uykusundan
uyand�rd�. Ba��n�n �zerine bir yast�k �ekti, ama ���� uzak tutamad� ve zaten tekrar
uyumak istemiyordu. �lkinden sonra ba�ka r�yalar da g�rm�t�. �lki d��nda hi�birini
hat�rlam�yordu, ama daha fazlas�n� istemedi�ini biliyordu.
��ini �ekerek yast��� bir kenara f�rlatt� ve do�rulup oturdu. �rkilerek uzand�.
Banyonun ak�t�p yok etti�ini sand��� b�t�n a�r�lar geri d�nm�t�. Ve ba�� da
a�r�yordu. Bu onu �a��rtmad�. �yle bir r�ya herkesin ba��n� a�r�tmaya yeterdi.
Di�erleri �oktan solmu�tu, ama o kalm�t�.
Di�er yataklar bo�tu. I��k pencereden dik bir a�� ile yans�yordu; g�ne� ufukta epey
y�kselmi�ti. Bu saatte �iftlikte �oktan yiyecek bir-�eyler haz�rlam�, i�lerine
ba�lam� olurdu. Kendi kendine �fkeyle homurdanarak yataktan ��kt�. G�recek bir
�ehir vard� ve onu uyand�rma-m�lard� bile. En az�ndan biri s�rahide su b�rakmay�
ak�l etmi�ti; h�l�
�l�kt�.
Y�kand� ve giyindi. Tam'in k�l�c� konusunda bir an teredd�t etti. Lan ve Thom
heybeleriyle battaniyelerini odan�n arkas�nda b�rakm�lard� elbette, ama Muhaf�z'�n
k�l�c� g�r�n�rde yoktu. Lan, Emond Mey-dan�'nda k�l�c�n� sorun ��kmadan �nce bile
tak�yordu. Rand ya��a kendinden b�y�k olan adamdan �rnek almaya karar verdi. Bu
karar� vermesinin as�l sebebinin ger�ek bir �ehrin sokaklar�nda, belinde k�l��
y�r�meyi hayal etmi� olmas�ndan ileri gelmedi�ini s�yledi kendi kendine. K�l��
kemerini takt� ve pelerinini �uval gibi bir omzuna att�.
D�NYANIN G�Z� 22i
Merdivenleri �ifter �ifter inerek mutfa�a �eyimi. Mutfak, yiyecek bir lokma bir �ey
bulabilece�i en kolay yerdi ve Baerlon'daki ilk g�n�nde �imdiye dek harcad���ndan
daha fazla zaman harcamak istemiyordu. Kan ve k�ller, beni uyand�rabilirlerdi.
Fitch Efendi mutfakta, kollan dirseklerine kadar unla kapl�, tombul bir kad�na
meydan okuyordu. Kad�n�n a��� oldu�u a��kt�. Daha do�rusu kad�n ona meydan
okuyordu; parma��n� adam�n burnunun alt�nda sall�yordu. Hizmet�iler, u�aklar ve
bula��k��lar, �nlerinde olan biteni �zenle g�rmezden gelerek i�lerinin pe�inde
ko�turuyorlard�.
"... benim Cirri iyi bir kedidir," diyordu a��� keskin bir sesle, "ve aksini
s�yleyen tek bir s�z i�itmeyece�im, beni duydun mu? �ini fazla iyi yapt���ndan
�ikayet ediyorsun, bana sorarsan."
"�ikayetler ald�m," demeyi ba�ard� Fitch Efendi. "�ikayet, han�m! Konuklar�n
yar�s�..."
"Dinlemeyece�im. Dinlemeyece�im i�te. Kedimi �ikayet etmek istiyorlarsa, gelsinler
yemeklerini kendileri pi�irsinler bakal�m. Yaln�zca i�ini yapan zavall�, ihtiyar
kedim ve ben, takdir edilece�imiz bir yere gideriz. Bak bakal�m gitmiyor muyuz."
�nl���n� ��zd� ve ba��n�n �zerine kald�rmaya kalkt�.
"Hay�r!" diye ba��rd� Fitch Efendi ve onu durdurmak i�in at�ld�. A��� �nl���
��karmaya, hanc� geri takmaya u�ra��rken, �emberler �izerek dans ettiler. "Hay�r,
Sara," dedi hanc� nefes nefese. "Buna gerek yok. Gerek yok, dedim! Sensiz ben ne
yapar�m? Cirri iyi bir kedi. M�kemmel bir kedi. Baerlon'daki en iyi kedi. E�er
ba�ka �ikayet eden olursa kedi i�ini yapt��� i�in minnettar olmalar� gerekti�ini
s�ylerim. Evet, minnettar. Gitmemelisin. Sara? Sara!"
A���, �emberler �izmeyi b�rakt� ve �nl��� adamdan kurtarmay� ba�ard�. "Tamam o
zaman. Tamam." �nl��� iki eliyle tuttu, ama ba�lamad�. "Ama ��lene kadar bir�eyler
haz�rlamam� bekliyorsan, buradan ��k�p i�imi yapmama izin versen iyi olacak. Bu
senin han�n olabilir, an�a mutfak benim. Tabii yemekleri sen pi�irmek
istemiyorsan." �n-'��� hanc�n�n eline tutu�turacak gibi yapt�.
Fitch Efendi ellerini ka��rarak geriledi. A�z�n� a�t�, sonra durdu, ilk kez
�evresine bak�nd�. Mutfaktakiler h�l� �zenle a��� ile hanc�ya bakmaktan
ka��n�yordu. Rand, ceketinin ceplerini ba�tan a�a�� arad�, ama
222
ROBERTJORDAN
Moiraine'in verdi�i para, birka� bak�r kuru� ve bir avu� �v�r z�v�r d��nda pek az
�ey vard�. Bir �ak� ve biley ta��. �ki yedek yay ipi ve faydal� olabilece�ini
d��nd��� bir ip par�as�.
"Sara," dedi Fitch Efendi dikkatle, "eminim her �ey her zamanki kadar m�kemmel
olacakt�r." Ard�ndan mutfak yamaklar�na son bir ��pheli bak� f�rlatt� ve elinden
gelen vakar� tak�narak gitti.
Sara, adam gidene kadar bekledi, sonra �nl���n�n iplerini ba�lad� ve g�zlerini
Rand'a dikti. "Herhalde yiyecek bir �ey istiyorsundur, de�il mi? Eh, i�eri gir o
zaman." Delikanl�ya s�r�tt�. "G�rmemen gereken her ne g�rm� olursan ol, �s�rmam,
korkma. Ciel, delikanl�ya ekmek, peynir ve s�t getir. �u anda ba�ka bir �ey yok.
Otur, evlat. Kendini �ok iyi hissetmeyen biri d��nda dostlar�n�n hepsi gitti ve
san�r�m sen de ayn�s�n� yapmak istersin."
Rand masan�n yan�nda bir tabureye otururken hizmet�ilerden biri bir tepsi getirdi.
A��� ekmek hamua� yo�urmaya d�nerken Rand yemeye ba�lad�, ama kad�n�n laf�
bitmemi�ti.
"G�rd�klerini dikkate almamal�s�n. Fitch Efendi iyi bir adamd�r, ama sizin en
iyiniz bile e�i bulunmaz de�ilsinizdir zaten. �nsanlar�n �ikayet etmesi sinirlerini
bozdu. Hem de ne i�in �ikayet ediyorlar? �l� s��an yerine canl�lar�n� bulsalar daha
mi iyiydi? Ama Cirri'nin i�lerini arkas�nda b�rakmas� normal de�il. Hem de bir
d�zineden fazla. Cirri o kadar �ok s��an�n hana girmesine izin vermezdi. Vermezdi!
Buras� temiz bir yerdir ve b�yle sorunlar ya�anmaz. Hem de hepsinin beli k�r�lm�."
Kad�n b�t�n bunlar�n tuhafl��� kar��s�nda ba��n� iki yana sallad�.
Rand'�n a�z�ndaki ekmek ve peynir k�le d�nd�. "Belleri mi k�r�lm�?"
A��� unlu elini sallad�. "Daha mutlu �eyler d��n, ben her �eye b�yle bakar�m. Bir
��k var, biliyorsun. �u anda salonda. Ama sen onunla geldin, de�il mi? Sen d�n gece
Alys Han�mla gelenlerden binsin, de�il mi? Ben de �yle d��nm�t�m. San�r�m ben bu
���� g�rme f�rsat� bulamayaca��m, han bu kadar doluyken olmaz. �o�u da madenlerden
gelen serseriler." Hamuru sert�e tahtaya vurdu. "�o�u zaman hana ald���m�z t�rden
adamlar de�il, ama kasaba onlarla dolu. Yine de herhalde baz�lar�ndan iyiler. K�tan
beri bir ��k g�rmemi�tim ve.."
D�NYANIN G�Z� 221
Rand d��nmeden, hi�bir �eyin tad�n� almadan, a���n�n s�ylediklerini dinlemeden
yedi. Belleri k�r�lm�, �l� s��anlar. Kahvalt�s�n� acele acele bitirdi, bir te�ekk�r
kekeledi ve d�ar� f�rlad�. Birileriyle konu�mak zorundayd�.
Geyik ve Aslan'�n salonu, Bade�ay Han�'ndaki ayn� isimli oda ile ama� d��nda pek az
ortak �zelli�e sahipti. �ki kat daha b�y�k, �� kat daha uzundu ve duvarlara y�ksek
a�a�lar� ve parlak duvarlar� olan s�sl� binalara dair renkli resimler yap�lm�t�.
Tek bir iri ��mine yerine her duvarda birer tane vard�. Oda masalarla doluydu ve
hemen hemen her sandalye, s�ra ya da tabure doluydu.
M�teri kalabal���n�n i�indeki her adam, di�lerinin aras�nda birer pipo, ellerinde
birer kupa, tek bir �eye bak�yordu: Odan�n ortas�nda bir masaya ��km�, rengarenk
pelerini yak�ndaki bir sandalyenin �zerine at�lm�, Thom. Fitch Efendi bile elinde
g�m� bir ma�rapa ve bir kuma� par�as�, k�p�rdamadan duruyordu.
"... s��r�yorlard�. G�m� toynaklar� ve gururlu, yay gibi boyunlar� vard�," diyordu
Thom, bir �ekilde yaln�zca at s�r�yormu� gibi de�il, bunu uzun bir s�vari alay�nda
yap�yormu� gibi g�r�nmeyi ba�ararak. "Ba�lar�n� sallad�k�a ipek yeleleri
dalgalan�yordu. Bin u�u�an sancak sonsuz g�ky�z� �n�nde g�kku�a�� gibi a��lm�t�.
Y�z pirin� boru, havay� titretiyor, davullar g�kg�r�lt�s� gibi k�kr�yordu. Binlerce
izleyiciden dalga dalga tezah�ratlar kopuyor, Illian �at�lar�nda ve kulelerinde
yuvarlan�yor, g�zleri ve y�rekleri kutsal aray� ile parlayan bin atl�n�n
kulaklar�na gelmeden k�r�l�p s�n�yordu. B�y�k Boru Av�, I��k i�in sava�mak �zere
ge�mi� �a�lar�n kahramanlar�n� �a��racak Valere Boa�su'nun aranmas� ba�lam�t�..."
Bu ����n, kuzeye at s�rd�kleri gecelerde, ate�in yan�nda Sade Anlat�m dedi�indendi.
Hikayeler, demi�ti, �� sesle anlat�l�r, Y�ksek Anlat�m, Sade Anlat�m ve S�radan
Anlat�m. Sonuncusu, kom�ular�n�za binlerinizi anlat�rken kulland���n�z sesti. Thom
hikayelerini S�radan Anlat�m ile aktar�rd�, ama bu sesi hor g�rd���n� saklamazd�.
Rand i�eri girmeden kap�y� kapatt� ve duvara yasland�. Thom'dan tavsiye
alamayacakt�. Moiraine -bilse o ne yapard�?
Gelip ge�en insanlar�n ona bakt���n� g�rd� ve al�ak sesle m�r�ldanmakta oldu�unu
fark etti. Ceketini d�zelterek do�ruldu. Birileriyle ko-
224
ROBERTJORDAN
nu�mas� gerekliydi. A��� di�erlerinden birinin d�ar� ��kmad���n� s�ylemi�ti.
Ko�mamak i�in kendini zor tuttu.
Di�er delikanl�lar�n uyudu�u odan�n kap�s�n� �al�p ba��n� i�eri uzatt��� zaman,
yata��n �zerinde uzanm�, yatan, hen�z giyinmemi� olan�n Perrin oldu�unu g�rd�.
Perrin Rand'a bakmak i�in ba��n� �evirdi, sonra yine g�zlerini kapatt�. Mat'in yay�
ve sada�� bir k�eye
yaslanm�t�.
"Kendini iyi hissetmedi�ini duydum," dedi Rand. ��eri girip yandaki yata�a oturdu.
"Yaln�zca konu�mak istiyorum. Ben..." Konuyu nas�l a�aca��n� bilemedi�ini fark
etti. "E�er hastaysan," dedi, yar� do�rularak, "belki uyumaks�n. Ben giderim."
"Bir daha hi� uyuyabilir miyim, bilmiyorum." Perrin i�ini �ekti. "E�er bilmen
gerekiyorsa, k�t� bir r�ya g�rd�m ve tekrar uyuyamad�m. Mat sana anlatacakt�r. Bu
sabah, ona neden d�ar� ��kamayacak kadar yorgun oldu�umu anlatt���mda g�ld�, ama o
da r�ya g�rd�. Gecenin �o�unda onu dinledim. Devaml� d�n�yor ve m�r�ldan�yordu.
Onun g�zel bir uyku �ekti�ini hi� sanm�yorum." Kal�n kolunu g�zlerinin �zerine
koydu. "I��k, �ok yorgunum. Belki bir iki saat burada kal�rsam kalkabilirim. Bir
r�ya y�z�nden Baerlon'u g�rme f�rsat�n� ka��-r�rsam Mat'in dilinden asla
kurtulamam."
Rand yava��a yata�a oturdu. Dudaklar�n� yalad�, sonra �abuk �abuk sordu, "Bir s��an
m� �ld�rd�?"
Perrin kolunu indirip ona bakt�. "Sen de mi?" dedi sonunda. Rand ba��n�
sallad���nda, "Ke�ke evde olsayd�m. Bana dedi ki... bana... Ne yapaca��z?
Moiraine'e s�yledin mi?"
"Hay�r. Hen�z de�il. Belki s�ylemem. Bilmiyorum. Ya sen?" "Dedi ki... Kan ve
k�ller, Rand, bilmiyorum." Perrin aniden dirse�ine dayan�p do�ruldu. "Sence Mat de
ayn� r�yay� m� g�rm�t�r? G�ld�, ama zorlama gibiydi ve bir r�ya y�z�nden
uyuyamad���m� s�yledi�imde tuhaf tuhaf bakt�."
"Belki g�rm�t�r," dedi Rand. R�yay� g�ren tek ki�i kendisi olmad��� i�in, su�luluk
dolu bir rahatl�k hissetmi�ti. "Thom'dan tavsiye is' teyecektim. O �ok yeri
gezmi�tir. Sen... sence de Moiraine'e s�ylerne-
meliyiz, de�il mi?"
Perrin yast���na uzand�. "Aes Sedailer hakk�ndaki hikayeleri sen de
D�NYANIN G�Z� 225
duydun. Thom'a g�venebilece�imizi d��n�yor musun? G�venebilece�imiz herhangi biri
varsa. Rand, bundan canl� kurtulursak, eve d�nmeyi ba�ar�rsak ve Emond Meydan�'n�
terk etmek konusunda bir �ey s�ylersem, Seyrantepe'den �teye gitmeyecek olsam bile,
bana s�k� bir tekme salla, olmaz m�?"
"B�yle konu�ma," dedi Rand. Elinden geldi�ince ne�eli bir g�l�mseme tak�nd�.
"Elbette eve d�nece�iz. Hadi, kalk. Bir �ehirdeyiz ve onu g�rmek i�in t�m bir
g�n�m�z var. Giysilerin nerede?"
"Sen git. Ben yaln�zca bir s�re uzanmak istiyorum." Perrin kolunu yine g�zlerinin
�zerine koydu. "Sen git. Bir iki saat sonra sana yeti�irim."
"Bu senin kayb�n," dedi Rand aya�a kalkarken. "Neler ka��raca��n� d��n." Kap�da
durdu. "Baerlon. Bir g�n Baerlon'u g�rece�imiz hakk�nda ka� kez konu�tuk?" Perrin
g�zleri �rt�l� yatt� ve tek s�z s�ylemedi. Rand bir dakika sonra d�ar� ��kt� ve
kap�y� arkas�ndan kapatt�.
Koridorda duvara yasland�, g�l�msemesi soldu. Ba�� h�l� a�r�yordu; daha iyiye
gidece�ine k�t�le�mi�ti. Kendisi de Baerlon hakk�nda fazla hevesli de�ildi. Hi�bir
�ey i�in hevesli de�ildi.
Kollan �ar�aflarla dolu bir hizmet�i geldi ve ona endi�eyle bakt�. Kad�n
konu�amadan Rand pelerinini giyerek koridorda y�r�d�. Thom'un salondaki i�i daha
saatlerce bitmeyecekti. Rand ne g�rebile-cekse g�rse daha iyi olacakt�. Belki Mat'i
bulur, o da r�yas�nda Ba'al-zamon'u g�rm� m�, anlard�. Bu sefer merdivenleri daha
yava�, �akaklar�n� ovarak indi.
Merdiven mutfa��n yan�nda bitiyordu, bu y�zden d�ar�ya oradan ��kt� ve ge�erken
Sara'ya ba��n� sallad�, ama kad�n�n laf�na b�rakt��� yerden devam etmeye
niyetlendi�ini g�r�nce h�zland�. Ah�r avlusu, ah�r�n kap�s�nda duran Mutch ile
omzuna vurdu�u �uval� ah�ra ta��yan ah�r u�aklar�ndan biri d��nda bo�tu. Rand
Mutch'a da ba��n� sallad�, ama adam sert sert bakt� ve i�eri girdi. Rand �ehrin
kalan�n�n Mutch'dan �ok Sara'ya benzedi�ini umuyordu. �ehrin neye benzedi�ini
g�rmeye haz�r, h�zland�.
A��k ah�r avlusu kap�s�nda durdu ve bakakald�. �nsanlar, a��ldaki koyunlar gibi
sokaklar� doldurmu�tu. G�zlerine kadar pelerinlere ve
ROBERTJORDAN
ceketlere sar�nm�, so�u�a kar�� �apkalar�n� a�a�� indirmi�, �at�larda �sl�k �alan
r�zgarla savruluyormu�cas�na i�eri d�ar� seyirten, tek s�z s�ylemeden, tek bak�
f�rlatmadan birbirini dirsekleyen insanlar. Hepsi yabanc�, diye d��nd� Rand.
Hi�biri birbirini tan�m�yor.
Kokular da yabanc�yd�, keskin, ek�i ve tatl�, hepsi burnunu ovu�turmas�na sebep
olacak �ekilde kar�m�t�. Festival'in doru�unda bile bu kadar �ok insan� bir arada
g�rmemi�ti. Hatta yar�s� kadar�n�. Ve bu yaln�zca bir sokakt�. Fitch Efendi ve
a���, t�m �ehrin dolu oldu�unu s�ylemi�ti. T�m �ehir... b�yle mi?
Yava� yava� kap�dan, insanlarla dolu soka�a do�ru ilerledi. Asl�nda gidip, Perrin'i
yata��nda hasta b�rakmas� do�a� de�ildi. Ya Thom, Rand �ehirdeyken bitirirse? ��k
da d�ar� ��kabilirdi ve Rand'�n birisiyle konu�mas� gerekiyordu. Biraz daha
beklemek iyi olacakt�. �nsan kaynayan soka�a s�rt�n� d�n�nce rahatlayarak i�ini
�ekti.
Ama hana girmek �ekici gelmedi, ba�� b�yle a�r�rken de�il. Han�n arkas�nda ters
�evrilmi� bir f���n�n �zerine oturdu ve so�uk havan�n ba� a�r�s�n� giderece�ini
umdu.
Mutch zaman zaman ah�r kap�s�na gelip ona bak�yordu. Avlunun kar�� taraf�ndan bile
adam�n onaylamayan ka� �at��n� hissedebiliyordu. Adam�n ho�lanmad��� k�yl�ler
miydi? Yoksa o arka taraftan onlar� kovalamaya �al�t�ktan sonra Fitch Efendi'nin
ho�nutlukla kar��lamas�ndan m� utanm�t�? Belki bir Karanhkdostu'dur, diye d��nd�
Rand, bu fikirle g�lmeyi umarak, ama hi� de g�l�n� bir d��nce de�ildi. Elini Tam'in
k�l�c�n�n kabzas�nda gezdirdi. G�l�n� olan hi�bir �ey kalmam�t� art�k.
"Bal�k��l damgal� bir k�l�� ta��yan bir �oban," dedi al�ak bir kad�n sesi.
"Neredeyse her �eye inanaca��m geliyor. Ne t�r bir soruna bula�t�n, k�yl� �ocuk?"
Rand irkilerek aya�a f�rlad�. Banyo odas�ndan ��kt��� zaman Moira-ine ile beraber
g�rd��� k�sa sa�l�, gen� kad�nd�. H�l� erkek ceketi ve pantolonu giyiyordu. Rand,
kendisinden biraz daha b�y�k oldu�unu d��nd�. Egwene'inkilerden de b�y�k, koyu renk
g�zleri vard� ve bak�lar� tuhaf bir �ekilde dikkatliydi.
"Sen Rand's�n, de�il mi?" diye devam etti kad�n. "Benim ad�m Min."
D�NYANIN G�Z� 22Z
"Hi�bir soruna bula�mad�m," dedi Rand. Moiraine'in ona ne s�yledi�ini bilmiyordu,
ama Lan'in dikkat �ekmeme uyar�s�n� hat�rl�yordu. "Sorun ya�ad���m� d��nmene sebep
olan ne? �ki Nehir sakin bir yerdir ve biz de sakin insanlar�z. Ekinler ya da
koyunlar konusunda olmad��� s�rece, sorun ya�amay�z."
"Sakin mi?" dedi Min hafif bir g�l�mseme ile. "Siz �ki Nehirlilerden bahseden
adamlar duydum. Tahta kafal� koyun �obanlan hakk�nda �akalar duydum, ama bir de
ger�ekten a�a�� k�ylerde bulunan adamlar vard�."
"Tahta kafal� m�?" dedi Rand ka�lar�n� �atarak. "Ne �akas�?"
"Bilen insanlar," diye devam etti kad�n, sanki Rand hi� konu�mam� gibi, "ve sizin
hep g�l�mseyerek, p�r nezaket, tereya�� kadar uysal ve yumu�ak bir bi�imde dolan�p
durdu�unuzu anlatt�lar. Ama yaln�zca y�zeyde. Altta, sizin eski me�e k�kleri kadar
sert oldu�unuzu anlatt�lar. �ok d�rtersen, alttan kayalar ��kaca��n� anlatt�lar.
Ama kayalar �ok derine g�m�l� de�il. Ne sende, ne de arkada�lar�nda. Sanki bir
f�rt�na, �st�n� �rten her �eyi temizlemi� gibi. Moiraine bana her �eyi anlatmad�,
ama ben g�rece�imi g�rd�m."
Eski me�e k�kleri mi? Kaya m�? T�carlar�n ya da o �evre halk�n�n s�yleyece�i
�eylere hi� benzemiyordu. Ama sonuncusu, yerinde s��ramas�na sebep oldu.
H�zla �evresine bak�nd�; ah�r avlusu bo�tu ve en yak�n pencere kapal�yd�. "O isme
sahip kimseyi tan�m�yorum -ne demi�tin?"
"Alys Han�m o zaman, tercihin buysa," dedi Min Rand'�n yanaklar�n� k�zartan alayl�
bir bak�la. "�evrede duyabilecek kimse yok."
"Alys Han�m'�n ba�ka bir isme sahip oldu�unu d��nd�ren ne?"
"��nk� bana s�yledi," dedi Min. Sesi o kadar sab�rl� ��km�t� ki, Rand yine k�zard�.
"Fazla se�ene�i oldu�undan de�il, san�r�m. Onun... farkl�... oldu�unu hemen g�rd�m.
Daha �nce, a�a�� k�ylere giderken burada kald���nda. Beni biliyordu. Ona benzer...
di�erleri ile konu�mu�tum."
"'G�rmek' mi?" dedi Rand.
"Eh, ko�a ko�a �ocuklara gidece�ini sanm�yorum. Yol arkada�lar�n�n kim oldu�unu
d��n�nce! Beyazpelerinler benim yapt���mdan, onun yapt�klar�ndan daha fazla
ho�lanmaz."
22& ROBERTJORDAN
"Anlam�yorum."
"Alys Han�m, benim Desen'in par�alar�n� g�rd���m� s�yledi." Min k���k bir kahkaha
att� ve ba��n� sallad�. "Bana �ok g�steri�li bir laf-m� gibi geliyor. Yaln�zca
insanlara bakt���mda baz� �eyler g�r�yorum ve bazen ne anlama geldiklerini
biliyorum. Birbiriyle hi� konu�mam� bir adama ve bir kad�na bak�yorum ve
evleneceklerini biliyorum. Ve evleniyorlar da. Bu t�r �eyler. Alys Han�m sana
bakmam� da istedi. Hepinize birden."
Rand �rperdi. "Ne g�rd�n peki?"
"Grup halindeyken mi? �evrenizde d�nen k�v�lc�mlar, binlercesi ve geceyar�s�ndan
daha karanl�k, b�y�k bir g�lge. O kadar g��l� ki, neden ba�kalar�n�n g�remedi�ini
merak edece�im neredeyse. K�v�lc�mlar karanl��� doldurmaya �al��yor ve g�lge,
k�v�lc�mlar� yutmaya �al��yor." Omuzlar�n� silkti. "Hepiniz tehlikeli bir �eyle
birbirinize ba�l�s�n�z, ama daha fazlas�n� anlayam�yorum."
"Hepimiz mi?" diye m�r�ldand� Rand. "Egwene de mi? Ama onlar onun pe�inde...
yani..."
Min, dilinin s�r�mesini fark etmemi� g�r�nd�. "K�z m�? O da par�as�. ��k da.
Hepiniz. Sen k�za ��ks�n." Rand bakakald�. "Bunu imgeler g�rmeden de
anlayabiliyorum. O da seni seviyor, ama ne o senin i�in, ne de sen onun i�in
de�ilsiniz. �kinizin de diledi�i �ekilde de�il."
"Bu da ne demek oluyor?"
"K�za bakt���m zaman... Alys Han�m'a bakt���m zaman g�rd�klerimi g�r�yorum. Ba�ka
�eyler, anlamad���m �eyler, ama bunun ne anlama geldi�ini biliyorum. K�z bunu
reddetmeyecek."
"B�t�n bunlar aptall�k," dedi Rand huzursuzca. Ba� a�r�s� sersemli�e d�n��yordu;
ba�� y�n dolu gibi geliyordu. K�zdan ve g�rd��� �eylerden uzakla�mak istiyordu.
Ama... "Kalan�m�za... bakt���n zaman ne g�r�yorsun?"
"Her t�r �ey," dedi Min, delikanl�n�n asl�nda ne sormak istedi�ini biliyormu��as�na
s�r�tarak. "Sava�... Andra Efendi'nin ba��n�n �evresinde yedi y�k�k kule var. Ve
bir k�l�� tutan, be�ikte bir bebek ve..." Ba��n� iki yana sallad�. "Onun gibi
adamlar -anl�yor musun?- �yle �ok imge ta��rlar ki, birbirine kar��r. ����n
�evresindeki imgelerin en g��-
D�NYANIN G�Z� 222
l�s� bir adam, ate� �eviren bir adam -ama kendisi de�il- ve Beyaz Kule, ama b�t�n
bunlar bir erkek i�in hi� de mant�kl� gelmiyor. �ri, k�v�rc�k sa�l� delikanl� ile
ilgili en g��l� �eyler bir kurt, k�r�k bir ta� ve �evresinde �i�eklenen a�a�lar. Ve
di�er delikanl� -bir k�z�l kartal, terazide bir g�z, yakutlu bir han�er, bir boru
ve kahkaha atan bir y�z. Ba�ka �eyler de var, ama ne demek istedi�imi anl�yorsun.
Bu sefer hi�bir �ey anlam�yoa�m." Sonra s�r�tmaya devam etti ve Rand bo�az�n�
temizleyip sorana dek bekledi.
"Ya ben?"
S�r�t�, kahkaya d�n�meden durdu. "Di�erleri ile ayn� t�rden �eyler. Asl�nda bir
k�l�� olmayan, defne yapraklar�ndan bir ta� olan bir k�l��, bir dilenci asas�,
kumlara su d�ken sen, kanl� bir el ve kor beyaz bir demir, senin i�inde bulundu�un
bir tabutun �evresinde �� kad�n, kanla �slanm� siyah kaya..."
"Tamam," diye araya girdi Rand huzursuzca. "Hepsini anlatman gerekmez."
"Daha �ok, �evrende ��k g�r�yorum, baz�lar� sana �arp�yor, baz�lar� senden ��k�yor.
Tek bir �ey d��nda b�t�n bunlar�n ne anlama geldi�ini bilmiyoa�m. Sen ve ben yine
kar��la�aca��z." Kad�n, Rand'a sor-gularcas�na, sanki bunu da hi� anlamam� gibi
bakt�.
"Neden kar��la�mayal�m ki?" dedi Rand. "Eve d�nerken bu yoldan gelece�im."
"San�r�m geleceksin." Kad�n�n s�r�t�� aniden, kurnaz ve gizemli, geri d�nd�.
Rand'�n yana��n� ok�ad�. "Ama sana g�rd���m her �eyi anlat�rsam, geni� omuzlu,
k�v�rc�k sa�l� arkada��n gibi olursun."
Rand, kad�n�n eli k�z�l kormu� gibi �ekildi. "Ne demek istiyorsun? S��anlar
hakk�nda bir �ey g�r�yor musun? Ya da r�yalar?"
"S��anlar m�! Hay�r, s��an yok. R�yalara gelince, belki sen bunun r�ya oldu�unu
sanm�s�nd�r, ama ben benimkinin �yle oldu�unu d��nmedim."
Rand kad�n�n neden �yle s�r�tt���n�, yoksa deli mi oldu�unu merak etti.
"Gitmeliyim," dedi, yan�ndan s�yr�larak. "Ben... ben gidip arkada�lar�m�
bulmal�y�m."
"Git o zaman. Ama ka�ma."
Rand tam olarak ko�mad�, ama att��� her ad�m bir �ncekinden da-
230
ROBERTJORDAN
ha h�zl�yd�.
"�stiyorsan ko�abilirsin," diye seslendi kad�n arkas�ndan. "Benden ka�amazs�n."
Kahkahas�, ko�arak ah�r avlusuna, soka�a ��kmas�na, insan kalabal���na kar�mas�na
sebep oldu. Son s�zleri Ba'alzamon'un s�ylediklerine yak�nd�. Rand tela�la
kalabal���n i�inde y�r�rken insanlara �arpt�, sert bak�lar ve sert s�zlere hedef
oldu, ama handan birka� sokak uzakla�ana kadar yava�lamad�.
Bir s�re sonra nerede oldu�una dikkat etmeye ba�lad�. Ba�� balon gibi geliyordu,
ama yine de izledi ve zevk ald�. Baerlon'un, Thom'un hikayelerindeki �ehirler gibi
olmasa da, yine de b�y�k bir �ehir oldu�unu d��nd�. �o�u ta� d�eli, geni�
caddelerde, dar, k�vr�ml� sokaklarda dola�t�. �ans ve devaml� ilerleyen
kalabal�klar onu nereye g�t�rd�yse. Gece ya�mur ya�m�t� ve ta� d�enmemi� sokaklar
kalabal�klar�n ayaklan alt�nda �amur deryas�na d�n�m�t�, ama �amurlu sokaklar Rand
i�in yeni bir �ey de�ildi. Emond Meydan�'ndaki sokaklar�n hi�biri ta� d�eli
de�ildi.
Kesinlikle hi� saray yoktu ve yaln�zca birka� ev, k�ydeki evlerden b�y�kt�, ama her
evin �at�s�, Bade�ay Han�'n�nki gibi kiremit ya da ta�t�. Rand Caemlyn'de bir iki
saray olmas� gerekti�ini d��nd�. Hanlara gelince, dokuz tane sayd� ve hi�biri
Bade�ay Han�'ndan k���k de�il, �o�u Geyik ve Aslan kadar b�y�kt�. Ve hen�z
g�rmedi�i epey sokak vard�.
Her sokakta d�kkanlar dizilmi�ti, kuma�tan kitaba, kapkacaktan �izmelere, her t�r
mal kapl� masalar� koruyan tenteler soka�a uzat�lm�t�. Sanki y�z �er�i arabas�
mallar�n� d�ar� bo�altm� gibiydi. Rand g�zlerini �yle bir dikip bak�yordu ki,
birka� kez ��phelenen d�kkan sahiplerinin bak�lar� kar��s�nda uzakla�mak zorunda
kald�. �lk d�kkan sahibinin bak��n� anlamam�t�. Anlad��� zaman �fkelenmeye ba�lad�,
ama sonra burada yabanc� oldu�unu hat�rlad�. Zaten �ok �ey sat�n alamazd�. Bir
d�zine renksiz elma ya da bir avu� b�z�lm�, �ki Nehir'de ancak atlara verilecek
�algam i�in ka� bak�r paran�n el de�i�tirdi�ini g�rd���nde nefesi kesilmi�ti, ama
insanlar �demeye g�n�ll� g�r�n�yordu.
Rand'a g�re, kesinlikle gerekti�inden fazla insan vard�. Bir s�re s�rf
D�NYANIN G�Z� 211
say�lan onu �a�k�nl�k i�inde b�rakt�. Baz�lar�n�n giysileri �ki Nehir'de
g�r�lenlerden daha iyi bi�ilmi�ti -neredeyse Moiraine'inkiler kadar iyi- ve
birka��, ayak bileklerinde dalgalanan uzun, k�rk �evrili ceketler giymi�ti. Handaki
herkesin bahsedip durdu�u madenciler, yeralt�nda kaz�p duranlar�n kambur g�r�n��ne
sahiptiler. Ama insanlar�n �o�u birlikte b�y�d�klerinden farkl� g�r�nm�yordu, ne
giyimleriyle, ne y�zleriyle. Bir �ekilde farkl� g�r�neceklerini d��nm�t�. Ger�ekten
de, baz�lar�n�n y�z� �yle �ki Nehirli g�r�n�yordu ki, Emond Meydan� �evresinde
tan�d��� ailelerden birinden gelmemelerine �a�ard�. Hanlardan birinin d��nda, bir
s�ran�n �zerinde oturan ve h�z�nle bo� bir kupaya bakan, kulaklar� s�rahi sap�
gibi, di�siz, gri sa�l� adam pekala Bili Congar'�n kuzeni olabilirdi. D�kkan�n�n
�n�nde diki� diken lamba �eneli terzi, kafas�n�n arkas�ndaki kel noktaya kadar, Jon
Thane'in karde�i olabilirdi. Samel Crawe'a aynadaki yans�mas� kadar benzeyen bir
adam bir k�eyi d�nerken Rand'� ittirip ge�ti ve...
�nanamayarak uzun kollu, iri burunlu, kemikli, ufak tefek bir adam�n, pa�avraya
d�nm� giysiler i�inde tela�la kalabal���n aras�ndan seyirtti�ini g�rd�. G�nlerdir
yemek yememi�, uyku uyumam� gibi g�r�nen adam�n g�zleri ��km�, kirli y�z�
kurumu�tu, ama Rand yemin edebilirdi ki... Peri�an adam onu g�rd� ve ona �arpan
insanlara ald�rmadan, ad�m�n�n ortas�nda kalakald�. Rand'�n kafas�ndaki son ku�ku
da yok oldu.
"Fain Efendi!" diye ba��rd�. "Hepimiz senin..."
�er�i g�z a��p kapatana kadar f�rlay�p ka�t�, fakat Rand, �arpt��� insanlara
omzunun �st�nden �z�rler dileyerek arkas�ndan f�rlad�. Kalabal���n i�inden Fain'in
bir yan yola sapt���m g�rd� ve arkas�ndan d�nd�.
�er�i yan yolda birka� ad�m att�ktan sonra durdu. Y�ksek bir �it buray� ��kmaz
sokak haline getiriyordu. Rand kayarak dururken Fain h�zla ona d�nd�, ihtiyatla
��kt� ve gerilemeye ba�lad�. Kirli ellerini sallayarak Rand'a uzak durmas�n� i�aret
etti. Ceketi y�rt�klar i�indeydi ve pelerini, �ok k�t� kullan�lm� gibi y�pranm�,
lime lime olmu�tu.
"Fain Efendi?" dedi Rand teredd�tle. "Sorun ne? Benim, Rand al'Thor, Emond
Meydan�'ndan. Hepimiz seni Trolloclar�n yakalad���n� sand�k."
212
ROBERTJORDAN
Fain ��melmeye devam ederek keskin bir i�aret yapt� ve yan yan soka��n a��k ucuna
do�ru birka� ad�m ko�tu. Rand'�n yan�ndan ge�meye, hatta yakla�maya �al�mad�.
"Yapma!" dedi h�r�lt�l� bir sesle. Ba�� Rand'�n arkas�ndaki soka�� g�rmeye
�al��rken devaml� d�n�yordu. "Onlardan" -sesi bo�uk bir f�s�lt�ya d�n�t� ve Rand'�
h�zl�, yan bak�larla izleyerek ba��n� �evirdi- "bahsetme. Kasabada Beyazpelerinler
var."
"Bizi rahats�z etmeleri i�in sebep yok," dedi Rand. "Benimle Geyik ve Aslan'a gel.
Arkada�lar�mla beraber orada kal�yorum. �o�unu tan�yorsun zaten. Seni g�rmekten
memnun olacaklard�r. Hepimiz �ld���n� sanm�t�k."
"�lmek mi?" diye terslendi �er�i �fkeyle. "Padan Fain �lmez. Pa-dan Fain ne yana
atlayaca��n� ve nereye konaca��n� bilir." Festival k�-yafetleriymi� gibi
giysilerini d�zeltti. "Hep �yle olmu�tur ve hep �yle olacak. Ben uzun ya�ayaca��m.
�eyden bile uzun..." Aniden y�z� gerildi ve elleri ceketinin �n�n� kavrad�.
"Arabam� ve b�t�n mallar�m� yakt�lar. Bunu yapmalar� gerekmiyordu, de�il mi?
Atlar�m� alamad�m. Benim atlar�m, ama o �i�man, ihtiyar hanc� onlar� ah�r�na
kilitlemi�. Hemen ka�mal�yd�m, yoksa g�rtla��m� keseceklerdi. Peki bu bana ne
kazand�rd�? Uzerimdekilerden ba�ka hi�bir �eyim kalmad�. Bu hi� de adil de�il,
de�il mi?"
"Atlar�n al'Vere Efendi'nin ah�r�nda g�vende. �stedi�in zaman alabilirsin. Benimle
birlikte hana gelirsen, ku�kusuz Moiraine �ki Nehir'e d�nmene yard�m eder."
"Aaaah! O... o bir Aes Sedai, de�il mi?" Fain'in y�z�ne ihtiyatl� bir ifade
yerle�ti. "Ama belki..." Dudaklar�n� sinirli sinirli yalayarak durdu. "Ne kadar bu
-Ad� neydi? Ne demi�tin?- Geyik ve Aslan'da kalacaks�n�z?"
"Yar�n gidiyoruz," dedi Rand. "Ama bunun ne ilgisi var...?"
"Orada dolu bir mide ve yumu�ak bir yatakta �ekti�in iyi bir uykuyla, asla
anlayamazs�n," diye s�zland� Fain. "O geceden bu yana bir saniye bile uyuyamad�m.
�izmelerim ko�maktan a��nd�. Ve ne yedi�ime gelince..." Y�z� buru�tu. "Bir Aes
Sedai'nin bir kilometre yak�n�na bile gelmek istemiyorum," diye t�k�rd� s�zleri,
"kilometrelerce yak�nma bile gelmek istemiyorum, ama zorunluyum. Ba�ka se�ene�im
D�NYANIN G�Z� 212
yok, de�il mi? Onun g�zlerini �zerimde d��nmek, nerede oldu�umu bildi�ini hayal
etmek..." Ceketini yakalayacakm� gibi Rand'a uzand�, ama elleri titreyerek durdu,
hatta bir ad�m geriledi. "Ona s�ylemeyece�ine s�z ver. Beni korkutuyor. Ona
s�ylemene gerek yok, bir Aes Sedai'nin hayatta oldu�umu bile bilmesine gerek yok.
S�z vermelisin. Vermelisin!"
"S�z veriyorum," dedi Rand yat��r�rcas�na. "Ama ondan korkman i�in sebep yok.
Benimle gel. En az�ndan s�cak bir yemek yersin."
"Belki. Belki." Fain dalg�n dalg�n �enesini ovu�turdu. "Yar�n m� dedin? O zamana
kadar... S�z�n� unutmazs�n, de�il mi? Ona s�ylemez-
sin.../
"Seni incitmesine izin vermem," dedi Rand, bir Aes Sedai bir �ey yapmak istedi�inde
onu nas�l durdurabilece�ini merak ederek.
"Beni incitmeyecek," dedi Fain. "Hay�r, incitmeyecek. Ona izin vermeyece�im."
�im�ek gibi Rand'�n yan�ndan ge�ip kalabal��a dald�.
"Fain Efendi!" diye seslendi Rand "Dur!"
Sokaktan f�rlad� ve peri�an bir ceketin bir sonraki k�ede kayboldu�unu g�rd�.
Seslenmeye devam ederek arkas�ndan ko�tu ve k�eyi d�nd�. Bir adam�n s�rt�n� g�rd���
anda ona �arpt� ve bir y���n halinde �amura d�t�ler.
"Nereye gitti�ine dikkat edemez misin?" diye m�r�lt� geldi alt taraftan ve Rand
�a�k�nl�k i�inde do�ruldu.
"Mat?"
Mat pis pis bakarak do�rulup oturdu ve elleriyle pelerininden �amur silkelemeye
ba�lad�. "Ger�ekten de �ehirliye d�n��yorsun anla��lan. B�t�n sabah uyu, insanlara
�arp." Aya�a kalkt�, �amurlu ellerine bakt�, sonra m�r�ldanarak pelerinine sildi.
"Dinle, kimi g�rd���m� sand���m� asla bilemezsin."
"Padan Fain," dedi Rand.
"Padan Fa... Nereden bildin?" Onunla konu�uyordum, ama ka�t�."
Demek Tro..." Mat durup ihtiyatla �evresine bak�nd�, ama kalaba-
� onlara bakmadan ge�ip gidiyordu. Rand arkada�� biraz dikkat et-
1 ��rendi�i i�in memnun oldu. "Demek onu yakalamam�lar. Aca-
neden tek s�z s�ylemeden Emond Meydan�'ndan ayr�ld�? Muhte-
231
ROBERTJORDAN
melen o an ko�maya ba�lad� ve buraya varana kadar da durmad�. Ama neden �imdi
ka��yor?"
Rand ba��n� sallad� ve sallamam� olmay� diledi. Sanki boynundan d�ecekmi� gibi
geliyordu. "Bilmiyorum, ama M... Alys Han�m'dan korkuyor." S�ylediklerine dikkat
etmek pek de kolay olmuyordu. "Kad�n�n onun burada oldu�unu bilmesini istemiyor.
Ona s�ylemeyece�ime s�z verdirdi."
"Eh, benden laf ��kmaz," dedi Mat. "Ben de onun nerede oldu�umu bilmemesini
dilerdim."
"Mat?" �nsanlar onlara dikkat etmeden yanlar�ndan ak�yordu, ama Rand yine de sesini
al�akt� ve iyice yakla�t�. "Mat, d�n gece kabus g�rd�n m�? S��an �ld�ren bir adam
hakk�nda?"
Mat g�zlerini k�rpmadan bakakald�. "Sen de mi?" dedi sonunda. "Ve Perrin, san�r�m.
Bu sabah neredeyse soracakt�m ona, ama... G�rm� olmal�. Kan ve k�ller! �imdi de
birisi r�yalar g�rmemize sebep oluyor. Rand, ke�ke nerede oldu�umu hi� kimse
bilmeseydi."
"Bu sabah han�n her yan�nda �l� s��anlar bulmu�lar." Bunu s�ylerken, daha �nce
korktu�u kadar �ok korkmuyordu. Pek bir �ey hissetmiyordu. "Belleri k�r�lm�." Sesi
kendi kulaklar�nda ��nlad�. Hastalanmaya ba�lad�ysa, Moiraine'e gitmek zorunda
kalabilirdi. Tek G��'�n �zerinde kullan�lmas� d��ncesinin bile onu fazla rahats�z
etmemi� olmas�na �a��rd�.
Mat pelerinini toparlayarak derin bir nefes ald� ve gidecek yer arar gibi �evresine
bak�nd�. "Bize neler oluyor, Rand? Ne?"
"Bilmiyorum. Thom'dan tavsiye isteyece�im. Ba�ka birine s�ylememiz gerekir mi,
gerekmez mi, diye."
"Hay�r! Kad�na olmaz. Adama belki, ama kad�na olmaz."
Sesinin keskinli�i Rand'� �a��rtt�. "O zaman ona inan�yorsun, �yle mi?" Hangi "o"yu
kastetti�ini s�ylemesi gerekmiyordu; Mat'in y�z�n� buru�turmas�ndan kimden
bahsetti�ini anlad���n� g�rd�.
"Hay�r," dedi Mat yava��a. "Yaln�zca se�enekler, o kadar. E�er Ka d�na s�ylersek ve
adam yalan s�ylemi�se, belki hi�bir �ey olmaz. Be ki. Ama belki adam�n r�yalar�m�za
girmesi �ey i�in yeterli bir sebep-Bilmiyorum." Susup yutkundu. "E�er kad�na
s�ylemezsek, belki y r�yalar g�r�r�z. S��anl� ya da s��ans�z, r�yalar daha iyi...
Sal� unu
D�NYANIN G�Z� 235
jn��? Bence sessiz kalal�m."
"Tamam." Rand sal� hat�rl�yordu -ve Moiraine'in tehdidini de- ama bir �ekilde
�zerinden �ok zaman ge�mi� gibi geliyordu. "Tamam."
"Perrin bir �ey s�ylemez, de�il mi?" diye devam etti Mat, ayak parmaklar�n�n ucunda
yaylanarak. "Ona d�nmemiz gerek. Kad�na s�ylerse, kad�n hepimizin ayn� r�yay�
g�rd���n� anlar. Emin olabilirsin. Haydi gel." Kalabal���n i�inde h�zla y�r�meye
ba�lad�.
Rand, Mat geri gelip kolunu yakalayana kadar orada, arkas�ndan bakarak durdu.
Arkada�� koluna dokununca irkildi, sonra onu takip etti.
"Sana neler oluyor?" diye sordu Mat. "Yine uykuya m� dalacaks�n?"
"San�r�m ��tt�m," dedi Rand. Ba�� davul gibi gergin ve neredeyse ayn� �l��de bo�tu.
"Hana d�nd���m�zde biraz tavuk �orbas� i�ebilirsin," dedi Mat. Kalabal�k sokaklarda
y�r�rlerken devaml� gevezelik ediyordu. Rand dinlemek, hatta arada bir yan�t vermek
i�in �aba g�sterdi, ama ger�ekten de �abalamas� gerekiyordu. Yorgun de�ildi; uyumak
istemiyordu. Yaln�zca s�z�l�yormu� gibi geliyordu. Bir s�re sonra kendini Mat'e
Min'den bahsederken buldu.
"Yakutlu bir han�er mi?" dedi Mat. "Bunu sevdim. Ama g�z� bilmem. Uydurmad���ndan
emin misin? Bir kahin olsayd�, neden bahsetti�ini bilirdi gibi geliyor bana."
"Kahin oldu�unu s�ylemedi," dedi Rand. "San�r�m baz� �eyler g�r�yor. Unutma,
banyolar�m�z� bitirdi�imiz zaman Moiraine onunla konu�uyordu. Ve kad�n Moiraine'in
kim oldu�unu biliyordu."
Mat ona ka�lar�n� �att�. "O ismi kullanmayaca��z san�yordum."
"Hay�r," diye m�r�ldand� Rand. Ba��n� iki eliyle ovu�turdu. Hi�bir �eye
yo�unla�am�yordu.
"Belki ger�ekten de hastalan�yorsundur," dedi Mat, ka�lar�n� �atmaya devam ederek.
Aniden Rand'� kol yeninden �ekip durdurdu. "�unlara bak."
G���s plakalar� ve parlayana kadar ovulmu�, huni �eklinde �elik Pkalar takm� ��
adam Rand ile Mat'e do�ru geliyordu. Kollar�nda-
?Wcir z�rhlar bile parl�yordu. Bembeyaz, sol g���slerine desen i�-
n�i? uzun c�ppeleri, sokaktaki �amurlar�n ve birikintilerin hemen
2M ROBERTJORDAN
�zerinde dalgalan�yordu. Ellerini k�l��lar�n�n kabzalar�na koymu�lard� ve ��r�k bir
k�t���n alt�nda k�vranan �eylere bak�yormu� gibi �evrelerini s�z�yorlard�. Ama
kimse bak�lar�na kar��l�k vermiyordu. Kimse onlar� fark etmi� g�r�nm�yordu. Yine de
�� adam�n y�r�mek i�in kalabal��� ittirip kakt�rmas�na gerek kalkm�yordu; kalabal�k
tesad�fm� gibi beyaz pelerinli adamlar�n �n�nde ikiye ayr�l�yor, �nlerinde onlarla
ilerleyen, y�r�yebilecekleri a��k bir alan b�rak�yordu.
"Sence bunlar I����n �ocuklar� m�?" diye sordu Mat y�ksek sesle. Yan�ndan ge�en
biri dik dik Mat'e bakt�, sonra ad�mlar�n� h�zland�rd�.
Rand ba��n� sallad�. I����n �ocuklar�. Beyazpelerinler. Aes Sedailer-den nefret
eden adamlar. �nsanlara nas�l ya�amalar� gerekti�ini s�yleyen, itaat etmeyi
reddedenlerin ba��na bela a�an adamlar. Yanm� �iftlikler ve daha k�t�s�ne bela gibi
�l�ml� bir isim verilebilirse. Korkmal�y�m, diye d��nd�. Ya da meraklanmal�y�m.
Bir�eyler hissediyor olmal�yd�. Ama bunun yerine donuk donuk onlara bakt�.
"Bana �ok bir �eymi� gibi g�r�nm�yorlar," dedi Mat. "Ne kadar kendileriyle dolular,
de�il mi?"
"Fark etmez," dedi Rand. "Han. Perrin ile konu�mal�y�z."
"Eward Congar gibi. O da hep burnunu havaya diker." Mat g�zleri parlayarak, aniden
s�r�tt�. "Araba K�pr�s�'nden a�a�� d��p, eve s�r�ls�klam gitmek zorunda kald���
zaman� hat�rl�yor musun? Bir ay yatmas�na sebep olmu�tu."
"Bunun Perrin'le ne ilgisi var?"
"�unu g�r�yor musun?" Mat �ocuklar�n hemen �n�nde, yol �st�nde millerinin �st�nde
duran bir arabaya i�aret etti. Araban�n �st�ndeki bir d�zine f���y� tek bir kama
yerinde tutuyordu. "�zle." G�lerek sol-lar�ndaki �atal b��ak��ya dald�.
Rand, bir�eyler yapmas� gerekti�ini bilerek arkas�ndan bakakaldi-Mat'in
g�zlerindeki o bak�, numaralar�ndan birini yapaca�� anlam�na geliyordu. Ama tuhaf
bir �ekilde, kendini Mat'in yapaca�� �eyi hevesle beklerken buldu. Bir �ey ona bu
duygunun yanl� oldu�unu s�ylu-yordu, ama yine de beklenti i�inde g�l�msedi.
Mat bir dakika sonra yukar�da belirdi. Tavanaras� penceresinde d�kkan�n kiremit
�at�s�na t�rman�yordu. Sapan� elindeydi ve d�n�y0 du. Rand'�n g�zleri arabaya
gitti. Neredeyse ayn� anda keskin bir �
D�NYANIN G�Z� 2iZ
t�rt� duyuldu ve f���lan yerinde tutan kama, Beyazpelerinler tam araban�n �n�ne
geldi�inde k�r�ld�. F���lar bo� bir g�mb�rt� ile arabadan a�a�� yuvarlan�r, her
y�ne �amur ve �amurlu sular s��rat�rken insanlar yoldan ka��t�. �� �ocuk da herkes
kadar �abuk s��rad�, ama �st�n bak�lar�n�n yerini �a�k�nl�k alm�t�. Yoldan
ge�enlerin baz�lar� d�t� ve daha fazla �amur s��ratt�, ama ��� �evik hareketlerle
f���lardan ka��nd�lar. Ama beyaz pelerinlerini lekeleyen �amurlardan ka�amad�lar.
Uzun �nl�kl�, sakall� bir adam, kollar�n� sallay�p, �fkeyle ba��rarak bir yan
sokaktan f�rlad�, ama pelerinlerindeki �amuru silkelemeye �al�an �� adama bir bak�
f�rlatt� ve geldi�inden daha h�zl�, yan soka�a dald�. Rand d�kkan�n �at�s�na bakt�;
Mat yok olmu�tu. Herhangi bir �ki Nehir �ocu�u i�in kolay bir at�t�, ama etkisi
kesinlikle bekledi�i gibiydi. Kendini g�lmekten alam�yordu; olay�n g�l�n�l��� y�ne
sar�lm� gibiydi, ama yine de g�l�n�t�. Yine soka�a d�nd���nde Beyazpelerinler
do�rudan ona bak�yordu.
"Komik bir �ey g�rd�n, �yle mi?" Konu�an di�er ikisinin biraz �n�nde duruyordu.
G�zlerini k�rpmadan, kibirle bak�yordu. G�zlerinde, �ok �nemli bir �ey, ba�ka
kimsenin bilmedi�i bir �ey biliyormu� gibi bir ��k vard�.
Rand'�n kahkahas� kesildi. O ve �ocuklar �amur ve f���lar�n aras�nda yaln�zd�.
�evrelerindeki kalabal�k bir yerde yapacak acil i�ler bulmu�tu.
"Dilini I��k korkusu mu ba�lad�?" �fke Beyazpelerin'in dar y�z�n�n daha da ince
g�r�nmesine sebep oluyordu. �nemsemezce Rand'�n pelerininden ��kan k�l�� kabzas�na
bakt�. "Belki de bundan sen soru�nlusundur, �yle mi?" Di�erlerinin aksine,
pelerinindeki g�ne-�in alt�nda alt�n bir d���m vard�.
Rand, k�l�c� �rtmek i�in hareketlendi, ama bunun yerine pelerini �n�zunun �zerinden
arkaya att�. Kafas�n�n arkas�nda ne yapt���n� merak eden ��lg�na d�nm� bir yer
vard�, ama bu �ok uzak bir d��ncey-'� "Kazalar olabilir," dedi. "I����n
�ocuklar�'n�n ba��na bile gelebilir."
ince ve uzun y�zl� adam bir ka��n� kald�rd�. "O kadar m� tehlike-�sin. ufakl�k?"
Rand'dan �ok b�y�k de�ildi asl�nda.
'Bal�k��l damgas�, Lord Bornhald," dedi di�erlerinden biri uyar�r�na.
238
ROBERT JORDAN
Dar y�zl� adam Rand'�n k�l�c�n�n kabzas�na yine bakt� -bronz bal�k��l a��k�a
g�r�l�yordu- ve g�zleri bir anl���na irile�ti. Sonra bak�lar� Rand'�n y�z�ne kayd�
ve �nemsemezce burnunu �ekti. "�ok gen�. Bural� de�ilsin, �yle mi?" dedi so�uk
so�uk Rand'a. "Nereden geliyorsun?"
"Baerlon'a yeni geldim." Rand'm kollar�na ve bacaklar�na �rpertili bir heyecan
yay�l�yordu. K�zard���n�, �s�nd���n� hissetti. "�yi bir han biliyor olamazs�n�z,
de�il mi?"
"Sorular�mdan ka��n�yorsun," diye terslendi Bornhald. "��indeki nas�l bir
k�t�l�kt�r ki, bana yan�t vermiyorsun?" Arkada�lar� sert ve ifadesiz y�zlerle iki
yan�na yakla�t�. Pelerinlerindeki �amur lekelerine ra�men �imdi �stlerinde tuhaf
bir hal vard�.
Rand'�n i�ini bir �rperti doldurdu; s�cakl�k, ate�i varm�cas�na art�yordu. Kahkaha
atmak istedi, kendini o kadar iyi hissediyordu. Kafas�n�n i�inde k���k bir ses bir
�eyin yanl� oldu�unu s�yl�yordu, ama Rand'�n d��nebildi�i tek �ey ne kadar enerji
dolu hissetti�i, enerjiyle neredeyse patlayaca�� idi. G�l�mseyerek topuklar�n�n
�zerinde salland� ve olacaklar� bekledi. Uzaktan uza�a, belirsizce bunun ne
olaca��n� merak etti.
�nderin y�z� karard�. Di�erlerinden biri k�l�c�n� iki santim �elik g�r�nmesine
yetecek kadar �ekti ve �fkeyle titreyen bir sesle konu�tu. "I����n �ocuklar� soru
sordu�u zaman, seni gri g�zl� h�d�k, yan�t bekleriz, aksi halde..." Dar y�zl� adam
kolunu g��s�ne uzat�nca sustu. Bornhald ba��n� soka�a �evirdi.
Kasaba N�bet�ileri gelmi�ti. Yuvarlak, �elik �apka ve �ivili deri z�rh giymi�,
ellerindeki de�nekleri1 nas�l kullan�ld���n� bilircesine ta��yan bir d�zine adam.
On ad�m uzakta durmu�, izliyorlard�.
"Bu kasaba I��k'� kaybetmi�," diye h�rlad� k�l�c�n� yan �ekmi� adan�-Sesini
y�kselterek N�bet�ilere ba��rd�. "Baerlon, Karanl�k Varl�k"1 G�lgesi'nde duruyor!"
Bornhald'in bir hareketi ile k�l�c�n� k�n�na soK-
tu.
Bornhald, dikkatini Rand'a �evirdi. G�zlerinin i�inde bilmi�im ya n�yordu.
"Karanl�kdostlar� bizden kurtulamaz, ufakl�k, G�lge'de dura
1 De�nek: �ng.) quarterstaff. Silah olarak kullan�lan, yakla��k 1.5 metre b0^^
genellikle u�lar� metal per�inlerle g��lendirilmi�, iki ila �� parmak klM'S sopa.
D�NYANIN G�Z� 222
bir kasabada bile. Yine kar��la�aca��z. Bundan emin olabilirsin!"
Topuklar�n�n �zerinde d�nd� ve iki arkada��, sanki Rand hi� var olmam��as�na
pe�inde y�r�p gitti. Soka��n kalabal�k k�sm�na ula�t�klar�nda, ayn� tesad�fi bo�luk
�evrelerinde a��ld�. N�bet�iler Rand'� s�zerek teredd�t etti, sonra de�neklerini
omuzlad�lar ve �� Beyazpele-rinliyi takip ettiler. Ama onlarm kalabal��� ittirip
kakt�rmalar�, "N�bet�ilere yol a��n!" diye ba��rmalar� gerekiyordu. Pek az insan,
istemeye istemeye de olsa, yol a�maya zahmet etti.
Rand h�l� bekleyerek topuklar�n�n �zerinde sallan�yordu. �rperti o kadar g��l�yd�
ki, neredeyse titriyordu; yan�p t�keniyormu� gibi hissediyordu.
Mat ona bakarak d�kkandan ��kt�. "Sen hasta de�ilsin," dedi sonunda. "Delisin!"
Rand derin bir nefes ald� ve i�indeki �rperti aniden, i�ne bat�r�lm� kabarc�k gibi
yok oldu. Sendeledi, kavray� i�ini doldurdu. Dudaklar�n� yalayarak Mat'in
bak�lar�na kar��l�k verdi. "San�r�m art�k hana d�nsek iyi olacak," dedi sesi
titreyerek.
"Evet," dedi Mat. "Evet. San�r�m d�nsek iyi olacak." Sokak yine dolmaya ba�lam�t�
ve birka� ki�i ge�erken iki delikanl�ya bak�p arkada�lar�na bir�eyler m�r�ldand�.
Rand hikayenin yay�laca��n� biliyordu. Deli bir adam �� I����n �ocu�u'na kar��
kavga ba�latmaya �al�m�t�. Bu konu�maya de�er bir �eydi. Belki r�yalar beni de-
lirtiyordur.
�kisi sokaklarda defalarca yollar�n� kaybettiler, ama bir s�re sonra tek ba��na
kalabal���n i�inde g�rkemli bir alay olu�turan Thom Merri-�n'e rastlad�lar. ��k,
bacaklar�n� biraz uzatmak, biraz temiz hava al-n�ak istedi�ini s�yl�yordu, ama
herhangi biri pelerinine bakmak i�in �Cinci kez d�n�nce yank�l� bir sesle,
"Yaln�zca bu gece, Geyik ve As-," diye bildiriyordu.
kesik kesik, r�yalar�n�, Moiraine'e anlat�p anlatmamak ko-sUnda karars�z
kald�klar�n� anlatmaya ba�layan Mat oldu, ama Rand _ �t�ld�, ��nk� r�yalar�n� biraz
farkl� hat�rl�yorlard�. Ya da belki her sa di�erlerinden biraz farkl�d�r, diye
d��nd�. Ama r�yalar�n b�-Wk k�sm� ayn�yd�.
240
ROBERTJORDAN
Thom onlara ilgi g�stermeye ba�layana kadar epey anlatm�lard�. Rand, Ba'alzamon'dan
bahsetti�i zaman ��k dillerini tutmalar�n� emrederek ikisini birer omzundan
yakalad�, kalabal��a bakmak i�in ayak u�lar�nda y�kseldi, sonra birka� kasa ve
so�ukta b�z�lm�, kemikleri ��km� bir k�pek d��nda bo� olan bir ��kmaz soka�a
s�r�kledi.
Thom dinlemek i�in duran var m� diye kalabal��a bakt�, sonra dikkatini Rand ile
Mat'e �evirdi. Mavi g�zleri, ��kmaz soka��n a�z�na bakmak i�in d�nd��� zamanlar
haricinde delikanl�lar�n g�zlerine dikiliyordu. "Bir daha o ismi yabanc�lar�n
duyabilece�i bir yerde asla a�z�n�za almay�n." Sesi al�ak, ama �srarl�yd�. "Bir
yabanc�n�n duyma ihtimalinin oldu�u bir yerde bile. Bu �ok tehlikeli bir isim,
hatta sokaklar�nda I����n �ocuklar� dola�mayan yerlerde bile."
Mat homurdand�. "Ben sana I����n �ocuklar�'n� anlatabilirim," dedi, Rand'a yan yan
bakarak.
Thom onu duymazdan geldi. "E�er i�inizden yaln�zca bir ki�i r�ya g�rm� olsayd�..."
�fkeyle b�y���n� �eki�tirdi. "Bana hat�rlad���n�z her �eyi anlat�n. Her ayr�nt�y�."
Dinlerken soka��n a�z�m g�zetlemeye devam etti.
"... kulland��� adamlar�n isimlerini s�yledi," dedi Rand sonunda. Ba�ka her �eyi
anlatt���n� san�yordu. "Guaire �malasan. Karanl�kbela-s� Raolin."
"Davian," diye ekledi Mat, Rand devam etmeye f�rsat bulamadan, "ve Ta�yay Yurian."
"Ve Logain," diye bitirdi Rand.
"Tehlikeli isimler," diye m�r�ldand� Thom. G�zleri onlara �ncekinden de �srarla
dikilmi� gibiydi. "Neredeyse o di�eri kadar tehlikeli isimler. �yle ya da b�yle.
Logain d��nda hepsi �ld�. Baz�lar� uzun za' man �nce. Karanl�kbelas� Raolin
neredeyse iki bin y�l �nce. Ama yme de tehlikeli. En iyisi, yaln�zken bile y�ksek
sesle s�ylemeyin. �o�u �n san tekini bile bilmez, ama yanl� biri duyarsa..."
"Ama kim onlar?" dedi Rand.
"Erkekler," diye m�r�ldand� Thom. "G�ky�z�n�n dayanaklar�n1 s layan, d�nyan�n
temellerini sarsan erkekler." Ba��n� iki yana sal "Fark etmez. Onlar� unutun. Onlar
art�k yaln�zca toz."
"Onlar... s�yledi�i gibi... kullan�lm�lar m�yd�?" diye sordu Mat-
�Ve
D�NYANIN G�Z� 211
�ld�r�ld�ler mi?"
"Beyaz Kule'nin onlar� �ld�rd���n� s�yleyebilirsiniz. Bunu s�yleyebilirsiniz."
Thom'un a�z� bir anl���na gerildi, sonra ba��n� yine iki yana sallad�. "Ama
kullan�lmak...? Hay�r, bunu anlam�yorum. I��k bilir Amyrlin Makam� yeteri kadar
entrika �eviriyor, ama bunu anlam�yorum."
Mat �rperdi. "�ok �ey s�yledi. ��lg�nca �eyler. Lews Therin Kar-de�katili,
�ahinkanad� Artur hakk�nda. Ve D�nyan�n G�z�. I��k ad�na, bu ne olabilir ki?"
"Bir efsane," dedi ��k yava��a. "Belki. En az�ndan S�n�rboyla-r�'nda, Valere Borusu
kadar b�y�k bir efsane. Oralarda, Illian'daki gen� adamlar�n Boru'yu aramalar�
gibi, delikanl�lar D�nyan�n G�z�'n� arar. Belki bir efsane."
"Ne yapaca��z, Thom?" dedi Rand. "Moiraine'e s�yleyecek miyiz? Buna benzer ba�ka
r�ya g�rmek istemiyorum. Belki o bir�eyler yapabilir."
"Belki yapacaklar�ndan ho�lanmay�z," dedi Mat homurdan�rcas�na.
Thom d��nerek, bir parmak bo�umu ile b�y���n� s�vazlayarak onlar� inceledi. "Bence
sessiz kal�n," dedi sonunda. "Kimseye s�ylemeyin. En az�ndan bir s�reli�ine.
Zorunlu kal�rsan�z, diledi�iniz zaman fikrinizi de�i�tirebilirsiniz, ama bir kez
s�ylerseniz bitmi�tir ve ondan... ondan daha k�t�leri ile u�ra�man�z gerekir."
Aniden do�ruldu, kamburu neredeyse yok oldu. "Di�er �ocuk! Onun da m� ayn� r�yay�
g�rd���n� s�yl�yorsunuz? A�z�n� kapal� tutacak kadar akl� var m�?"
"San�r�m," dedi Rand, Mat ile ayn� anda. "Onu uyarmak i�in hana d�n�yorduk."
"I��k a�k�na ge� kalmam� olsak!" Thom pelerini bileklerine �arparak, yamalan
r�zgarda dalgalanarak sokaktan ��kt�, durmadan omzunun �zerinden bakt�. "Ee?
Ayaklar�n�z yere mi �ak�ld�?"
Rand ve Mat arkas�ndan seyirttiler, ama ��k yeti�melerini beklemedi. Bu sefer
pelerinine bakan ya da ona seslenen insanlar i�in durmad�. Sokaklar bo�mu� gibi
ald�r�s�zca y�r�d�, Rand ile Mat arkas�nda ko�turarak takip etti. Rand tahmin
etti�inden k�sa s�rede kendini Geyik ve Aslan'a varm� buldu.
i�eri girerlerken, Perrin pelerinini omuzlar�na atmaya �al�arak di-

242
ROBERTJORDAN
�an ��k�yordu. �arpmamaya �al��rken neredeyse d�ecekti. "Ben de siz ikinizi aramaya
geliyordum," dedi nefes nefese, dengesini sa�lad�ktan sonra.
Rand Perrin'in kolunu yakalad�. "Kimseye r�yadan bahsettin mi?"
"Etmedi�ini s�yle," dedi Mat.
"�ok �nemli," diye ekledi Mat.
Perrin �a�k�nl�k i�inde onlara bakt�. "Hay�r, etmedim. Bir saat �ncesine kadar
yalaktan bile ��kmad�m." Omuzlan ��kt�. "B�rak bahsetmeyi, o konu hakk�nda
d��nmemeye �al��rken ba��ma a�r�lar girdi. Neden ona s�ylediniz?" Ba��n� a���a
do�a� sallad�.
"Birileriyle konu�mazsak delirecektik," dedi Rand.
"Daha sonra a��klar�m," diye ekledi Thom, anlaml� anlaml� yanlar�ndan ge�en
insanlara bakarak.
"Tamam," diye yan�t verdi Perrin yava��a, h�l� �a�k�n g�r�nerek. Aniden ba��na
vurdu. "Neredeyse sizi neden arad���m� unutturuyordunuz. Ger�i unutmay�
istemedi�imden de�il. Nynaeve i�eride."
"Kan ve k�ller!" diye ba��rd� Mat. "Buraya nas�l gelmi�? Moiraine... Sal..."
Perrin homurdand�. "Sence batm� bir sal gibi ufak �eyler onu durdurur mu?
Y�ksekkule'yi bulmu� -adam �rma�� nas�l ge�ti, bilmiyorum, ama Hikmet yata��nda
sakland���n� ve �rma�a yakla�may� reddetti�ini s�yledi- her neyse, onu kendisini ve
at�n� ta��yacak kadar b�y�k bir tekne bulmaya ve k�rek �ekmeye zorlam�. Kendi
kendine. Nynaeve ona yaln�zca di�er bir �ift k�re�i �ekecek bir adam bulacak kadar
zaman tan�m�."
"I��k!" dedi Mat, soluk solu�a.
"Burada ne yap�yor?" diye sordu Rand. Mat ve Perrin �fkeyle ona bakt�.
"Arkam�zdan gelmi�," dedi Perrin. "�imdi... �imdi Alys Han�n� ile beraber ve oras�
kar ya��yormu� gibi so�uk."
"Ba�ka bir yere gidip biraz bekleyemez miyiz?" diye sordu Mat-"Babam der ki, ancak
bir aptal zorunlu olmad��� s�rece e�ekar�s� yuvas�na kafas�n� sokar."
Rand araya girdi. "Bizi geri d�nmeye zorlayamaz. K� Gecesi bunu anlamas�na yetmi�
olmal�. Anlamam�sa, anlatmam�z gerek."
D�NYANIN G�Z�
241
Mat'in ka�lar� her s�zc��� ile daha da y�kse�e kalkt� ve Rand s�z�n� bitirdi�inde
al�ak sesle �sl�k �ald�. "Hi� Nynaeve'e g�rmek istemedi�i bir �eyi g�stermeye
�al�t�n m�? Ben �al�t�m. Bence geceye kadar uzak kalal�m, sonra gizlice girelim."
"Gen� kad�n� g�zledi�im kadar�yla," dedi Thom, "s�yleyece�ini s�yleyene kadar
durmayacakt�r. E�er k�sa s�rede s�yleyemezse, hi�birimizin istemedi�i birinin
dikkatini �ekene kadar devam edecektir."
Bu hepsini �a�k�nl�k i�ine d��rd�. Bak�t�lar, derin nefesler ald�lar ve
Trolloclarla y�zle�ecekmi�cesine i�eri y�r�d�ler.

16

H�KMET

Perrin, �nden ilerleyerek han�n derinliklerine gitti. Rand, Nyna-eve'e


s�yleyeceklerine �yle dalm�t� ki, gen� kad�n kolunu yakalayana ve bir kenara �ekene
kadar Min'i g�rmedi. Di�erleri onun durdu�unu fark etmeden birka� ad�m daha
att�lar, sonra gitmek i�in yar� sab�rs�zlanarak, yar� g�n�ls�z, onlar da durdular.
"Bunun i�in zaman�m�z yok, evlat," dedi Thom aksi aksi.
Min, beyaz sa�l� adama keskin bir bak� f�rlatt�. "Git bir�eyler �evir," diye
paylad� ve Rand'� di�erlerinden uza�a �ekti.
"Ger�ekten zaman�m yok," dedi Rand ona. "�zellikle de ka�mak ve bunun gibi konular
hakk�nda aptalca konu�malara." Kolunu kurtarmaya �al�t�, ama kurtard��� her
seferinde Min yine yakalad�.
"Benim de senin aptall�klar�na zaman�m yok. Rahat duracak m�s�n?" Kad�n di�erlerine
h�zl� bir bak� f�rlatt�, sonra daha da yakla�arak sesini al�att�. "Bir s�re �nce
bir kad�n geldi -benden k�sa, gen�, koyu renk g�zl� ve beline kadar uzanan koyu
renk �rg�s� olan bir kad�n. O da sizlerle birlikte bunun bir par�as�."
Rand bir an bakakald�. Nynaeve mi? O nas�l kar�m� olabilir? I��k o nas�l kar�m�
olabilir? "Bu... imkans�z."
"Onu tan�yor musun?"
"Evet ve sen her neden bahsediyorsan o kar�m� olamaz."
"K�v�lc�mlar, Rand. ��eri girerken Alys Han�m ile kar��la�t� ve ikisinde de
k�v�lc�mlar vard�. D�n en az ���n�z veya d�rd�n�z bir arada de�ilken k�v�lc�m
g�rm�yordum, ama bug�n �ok daha keskin ve �iddetli." Rand'�n sab�rs�zca bekleyen
arkada�lar�na bakt� ve tekrar
D�NYANIN G�Z� 241
ona d�nmeden �nce titredi. "Han�n ate� almamas� neredeyse tuhaf. Bug�n hepiniz d�n
oldu�undan daha b�y�k tehlike i�indesiniz. O geldi�inden beri."
Rand arkada�lar�na bakt�. Ka�lar� �al� gibi bir V �eklinde inmi� olan Thom, acele
etmesini sa�lamak i�in bir�eyler yapacakm� gibi o tarafa e�iliyordu. "Bizi
incitecek hi�bir �ey yapmaz," dedi Rand Min'e. "Art�k gitmeliyim." Bu sefer kolunu
�ekmeyi ba�ard�.
Kad�n�n ayaklamas�n� duymazdan gelerek di�erlerine kat�ld� ve hep beraber y�r�meye
ba�lad�lar. Rand bir kez arkas�na bakt�. Min ona yumru�unu s�karak aya��n� yere
vuruyordu.
"Ne dedi?" diye sordu Mat.
"Nynaeve de bunlar�n par�as�ym�," dedi Rand d��nmeden, sonra Mat'e bir bak�
f�rlatt� ve onu a�z� a��k yakalad�. Sonra Mat'in y�z�ne yava� yava� kavray�
yay�ld�.
"Neyin par�as�?" dedi Thom yumu�ak sesle. "O k�z bir �ey mi biliyor?"
Rand s�keceklerini kafas�nda toparlamaya �al��rken Mat konu�tu. "Elbette par�as�,"
dedi aksi aksi. "K� Gecesi'nden beri kurtulamad���m�z ayn� k�t� �ans�n par�as�.
Belki Hikmet'in ortaya ��kmas� senin i�in b�y�k bir olayd�r, ama ben
Beyazpelerinlerin gelmesini tercih ederdim."
"K�z Nynaeve'in geldi�ini g�rm�," dedi Rand. "Alys Han�m ile konu�tu�unu g�rm� ve
bizimle bir ilgisi olabilece�ini d��nm�." Thom yan yan bakt� ve h�hlayarak b�y���n�
da��tt�, ama di�erleri Rand'�n a��klamas�n� kabul etmi� g�r�n�yordu. Rand,
arkada�lar�ndan s�r saklamaktan ho�lanm�yordu, ama Min'in s�rr� onlar i�in, onla-
nnkinin k�z i�in oldu�u kadar tehlikeliydi.
Perrin aniden bir kap�n�n �n�nde durdu. C�ssesine ra�men tuhaf bir �ekilde
teredd�d� g�r�n�yordu. Derin bir nefes ald�, arkada�lar�-na bakt�, bir nefes daha
ald�, sonra kap�y� yava��a a�t� ve i�eri girdi. Di�erleri de teker teker takip
ettiler. Rand en arkadayd�, kap�y� g�n�ls�zce arkas�ndan kapatt�.
Ge�en gece yemek yedikleri odayd�. Ocakta bir ate� ��t�rd�yordu e masan�n �zerinde,
g�m� bir s�rahi ile kupalar ta��yan bir tepsi ard�. Moiraine ile Nynaeve masan�n
kar�� u�lar�nda oturmu�, birbir-
246
ROBERTJORDAN
lerine bak�yorlard�. T�m di�er sandalyeler bo�tu. Moiraine'in eli masan�n �zerinde,
y�z� kadar k�p�rt�s�z duruyordu. Nynaeve'in �rg�s� omzunun �zerine at�lm�t� ve bir
ucunu yumru�unda tutuyordu; K�y Kurulu'nun kar��s�nda her zamankinden de inat��
davran�rken yapt��� gibi, zaman zaman �rg�s�n� �eki�tiriyordu. Penin hakl�ym�.
Ate�e ra�men oda buz gibi geliyordu ve bu, masadaki iki kad�ndan kaynaklan�yordu.
Lan ��mine raf�na yaslanm�, alevlere bakarak ellerini ovu�turuyordu. S�rt�n� duvara
vermi� Egwene pelerininin ba�l���n� ba��na �ekmi�ti. Thom, Mat ve Perrin teredd�tle
kap�da durdular.
Rand huzursuzca omuzlar�n� silkerek masaya y�r�d�. Bazen kurdu kulaklar�ndan
yakalamal�s�n, dedi kendi kendine. Ama bir ba�ka eski deyi�i daha hat�rl�yordu.
Kurdu kulaklar�ndan yakalad���n zaman, tutmak da zordur, b�rakmak da. Moiraine'in
ve Nynaeve'in g�zlerini �zerinde hissetti ve y�z� k�zard�, ama yine de ikisinin tam
ortas�na oturdu.
Bir an oda bir oyma resim kadar k�p�rt�s�z kald�, sonra Egwene ile Perrin, ve son
olarak Mat g�n�ls�zce masaya yakla�t�lar ve oturdular -ortaya, Rand'a do�ru. Egwene
pelerinini daha da a�a��ya �ekerek y�z�n� saklad� ve herhangi birine bakmaktan
ka��nd�.
"Eh," diye h�hlad� Thom, kap�n�n yan�ndaki yerinden. "En az�ndan bu kadar�
ba�ar�ld�."
"Herkes burada oldu�una g�re," dedi Lan, ate�in yan�ndan ayr�l�p g�m� kupalardan
birini �arapla doldurarak, "belki art�k bundan al�rs�n." Kupay� Nynaeve'e uzatt�;
k�z kupaya ��pheyle bakt�. "Korkmana gerek yok," dedi Lan sab�rla. "Hanc�n�n �arab�
getirdi�ini g�rd�n ve hi�birimiz i�ine bir �ey koyma f�rsat� bulamad�k. Olduk�a
g�venli."
Hikmet'in a�z� korkmak s�zc��� ile �fkeyle gerildi, ama yine de kupay� al�rken,
"Te�ekk�r ederim," diye m�r�ldand�.
"�ok merak ettim," dedi Lan, "bizi nas�l bu�dun?"
"Ben de �yle." Moiraine �ne e�ildi. "Belki Egwene ile o�lanlar sana getirildi�ine
g�re, art�k konu�mak istersin."
Nynaeve Aes Sedai'ye yan�t vermeden �nce �arab�n� yudumlad� � "Baerlon d��nda
gidece�iniz bir yer yoktu. Ama emin olmak i�in iz1"
D�NYANIN G�Z� 247
nizi takip ettim. Kesinlikle �ok zikzak �izdiniz. Ama san�r�m sayg�n insanlarla
kar��la�mamak i�in. dikkat etmeniz gerekiyordu."
"Sen... izimizi mi takip ettin?" dedi Lan, Rand'�n hat�rlad��� kadar�yla ilk defa
ger�ekten �a��rarak. "Dikkatsiz davranmaya ba�lam� olmal�y�m."
"Pek az iz b�rakt�n�z, ama �ki Nehir'deki herkes kadar iyi iz s�rebilirim. Belki
Tam alThor d��nda." Teredd�t etti, sonra ekledi. "Babam �lene kadar, beni yan�nda
ava g�t�r�rd� ve hi� sahip olmad��� o�ullar�na ��retece�i gibi, bana ��retti."
Lan'e meydan okurcas�na bakt�, ama o yaln�zca onaylayarak ba��n� sallad�.
"E�er benim gizlemeye �al�t���m bir izi takip edebiliyorsan, sana iyi ��retmi�.
Bunu pek az insan yapabilir, S�n�rboylar�'nda bile."
Nynaeve, aniden y�z�n� kupas�na g�md�. Rand'�n g�zleri irile�-ti. K�zarm�t�.
Nynaeve az�c�k bile �a��rd���n� asla belli etmezdi. Evet, k�zard� ve s�k s�k
�fkeden deliye d�nd��� de do�ruydu, ama asla y�z� k�zarmazd�. Ama �imdi yanaklar�
kesinlikle k�zarm�t� ve �arab�n arkas�na saklanmaya �al��yordu.
"Belki art�k," dedi Moiraine al�ak sesle, "sorular�mdan birka��na yan�t verirsin.
Ben seninkileri yeterince yal�n olarak yan�tlad�m."
"Bir �uval dolusu ��k hikayesi ile," diye terslendi Nynaeve. "Benim g�rebildi�im
tek ger�ek, I��k bilir hangi sebepten, bir Aes Se-dai'nin d�rt gen� adam�
ka��rd���."
"Bunun burada bilinmedi�i s�ylenmi�ti sana," dedi Lan keskin bir sesle. "Dilini
tutmay� ��renmelisin."
"Nedenmi� o?" diye sordu Nynaeve. "Neden saklanman�za ya da ne oldu�unuzu
saklaman�za yard�m edeyim? Ben Egwene ve o�lanlar� Emond Meydan�'na geri g�t�rmeye
geldim, onlar� ka��rman�za yard�m etmeye de�il."
Thom horg�r� dolu bir sesle araya girdi. "E�er onlar�n k�ylerini yine g�rmelerini
istiyorsan -ya da sen k�y�n� bir daha g�rmek istiyorsan- daha dikkatli olsan iyi
olur. Baerlon'da onu" -ba��n� Moira-ine'e do�ru e�di- "oldu�u �ey y�z�nden
�ld�recek insanlar var. Onu da." Lan'e i�aret etti, sonra aniden �ne ��k�p
yumruklar�n� masan�n �zerine koydu. Nynaeve'in tepesine dikildi. Uzun b�y�klar� ve
g�r ka�lar� aniden tehditkar bir g�r�n�m ald�.
248
ROBERTJORDAN
Nynaeve'in g�zleri irile�ti, arkas�na yaslanacak, ondan ka�acak oldu; adam yumu�ak,
k�t�c�l bir sesle devam etti. "Bir dedikodu, bir f�s�lt� �zerine bu han� katil
kar�ncalar gibi istila ederler. Nefretleri g��l�d�r, �ld�rme ya da bu ikisi
gibilerini ele ge�irme arzular� g��l�d�r. Ya k�z? O�lanlar? Sen? Hepiniz onlarla
ili�kilisiniz, en az�ndan Beyaz -pelerinlere yetecek kadar. Soru sorma
y�ntemlerinden ho�lanmazd�n, �zellikle de Beyaz Kule s�z konusuyken. Beyazpelerin
Sorgucu-lar� daha ba�lang��ta su�lu oldu�unu varsayarlar ve bu t�r su� i�in
yaln�zca tek bir ceza bilirler. Ger�e�i ��renmek umurlar�nda bile de�ildir; onu
zaten bildiklerini d��n�rler. Hepsi bir itiraf elde etmek i�in kor k�z�l demirler
ve kerpetenler kullan�rlar. Baz� s�rlar�n, kimlerin i�itebilece�ini bildi�ini
sand���n zaman bile, y�ksek sesle s�ylenmesinin tehlikeli oldu�unu hat�rlasan iyi
olur." M�r�ldanarak do�ruldu. "Bunu son zamanlarda s�k s�k s�yl�yorum sanki."
"G�zel anlatt�n, ��k," dedi Lan. Muhaf�z'�n g�zlerinde yine o teraziye vuran
bak�lar vard�. "Bu kadar ilgilendi�ini ��renmek beni �a��rtt�."
Thom omuzlar�n� silkti. "Sizlerle geldi�im biliniyor. Elinde kor k�z�l bir demir
par�as� tutan bir Sorgucu'nun bana g�nahlar�mdan pi�manl�k duyup I��k'ta y�r�memi
s�ylemesi d��ncesi hi� ho�uma gitmiyor."
"Bu," diye araya girdi Nynaeve keskin sesle, "sabah benimle beraber geri d�nmeleri
i�in bir sebep daha. Ya da bu ak�am. Sizden ne kadar �abuk uzakla��rsak ve Emond
Meydan� yoluna ne kadar �abuk koyulursak, o kadar iyi."
"Gelemeyiz," dedi Rand ve arkada�lar�n�n da ayn� anda seslerini y�kseltmelerinden
memnun oldu. B�ylece Nynaeve'in dik bak�lar�n� aralar�nda payla�mak zorunda
kald�lar; gen� kad�n kimseyi es ge�medi. Ama ilk Rand konu�mu�tu ve hepsi susup ona
bakt�lar. Moira-ine bile sandalyesinde arkas�na yaslanm�, ellerini bir araya
getirmi�, onu izliyordu. Rand'�n Hikmet ile g�z g�ze gelmek i�in �aba g�stermesi
gerekti. "Emond Meydan�'na geri d�nersek Trolloclar da d�ner. Onlar... bizi
koval�yor. Neden, bilmiyorum, ama �yle. Belki neden oldu�unu Tar Valon'da
��renebiliriz. Belki nas�l durdurabilece�imiz1 ��reniriz. Tek yol bu."
D�NYANIN ��Z� 242
Nynaeve ellerini havaya do�ru sallad�. "T�pk� Tam gibi konu�uyorsun. Kendini k�y
toplant�s�na ta��tt� ve herkesi ikna etmeye �al�t�. K�y Konseyi'nde �ans�n�
denemi�ti bile. I��k bilir sizin... Alys Ha.-n�m'�n�z" -isme bir araba dolusu
k���mseme y��d�- "onu nas�l inand�rd�; normalde �o�u erkekten daha fazla sa�duyusu
vard�r. Her durumda, Kurul �o�u zaman bir avu� aptaldan ba�ka bir �ey de�ildir, ama
bu kadar da de�il, ve ba�ka kimse de o kadar aptal olmad�. Sizin bulunman�z
gerekti�i konusunda ayn� fikirdeydiler. Sonra Tam arkan�zdan kendisi gelmek istedi
ve hen�z ayakta bile duram�yordu. Aptall�k aileden geliyor herhalde."
Mat bo�az�n� temizledi, sonra m�r�ldand�. "Ya benim babam? O ne dedi?"
"Yabanc�lara da ayn� numaralan yapaca��ndan ve kafan� patlatt�raca��ndan korkuyor.
Buradaki... Alys Han�m'dan �ok bundan korkuyor gibiydi. Ama zaten, o da senden daha
ak�ll� de�il."
Mat, kad�n�n s�ylediklerini nas�l kar��lamas� gerekti�i, ne yan�t vermesi, hatta
yan�t verip vermemesi gerekti�i konusunda emin de�ildi.
"San�r�m," diye ba�lad� Perrin teredd�tle. "Yani, san�r�m Luhhan Usta benim
gitmemden de pek memnun kalmam�t�r."
"Memnun kalmas�n� m� bekliyordun?" Nynaeve ba��n� sinirle sallad� ve Egwene'e
bakt�. "Belki siz ���n�zden tav�an-beyinli bir geri-zekal�l�k g�rmek beni
�a��rtmamal�yd�, ama ba�kalar�n�n daha fazla sa�duyusu oldu�unu san�rd�m."
Egwene arkas�na yasland� ve b�ylece Perrin'in arkas�na sakland�. "Not b�rakt�m,"
dedi hafif�e. Sa�lar�n�n a��k oldu�unun g�r�lmesinden korkuyormu� gibi ba�l���n�
�ne �eki�tirdi. "Her �eyi a��klad�m." Nynaeve'in y�z� karard�.
Rand i�ini �ekti. Hikmet dil-k�rba�lamalar�ndan birine giri�mek �zereydi ve birinci
s�n�f bir �ey olacakm� gibi g�r�n�yordu. �fkesinin harareti ile konum al�rsa -
�rne�in, kim ne derse desin onlar� Ernond Meydan�'na geri g�t�rmeye kararl�
oldu�unu s�ylerse- fikrini de�i�tirmek imkans�z olurdu. Rand a�z�n� a�t�.
"Notmu�!" diye ba�lad� Nynaeve. Ayn� anda Moiraine konu�tu. Sen ve ben yine de
konu�mal�y�z, Hikmet."
250. ROBERTJORDAN
Rand kendini durdurabilse, durdururdu, ama a�z�n� a�ar a�maz s�zc�kler sel gibi
d�k�ld�. "Hepsi iyi, g�zel, ama bu hi�bir �eyi de�i�tirmiyor. Geri d�nemeyiz.
Yolumuza devam etmek zorunday�z." Sona do�ru daha yava� konu�tu ve sesi al�ald�k�a
al�ald�, �yle ki, f�s�ldayarak bitirdi. Hem Aes Sedai, hem de Hikmet ona
bak�yorlard�. Kad�n Kurulu'nun sorumlulu�undaki i�leri konu�an kad�nlara denk
geldi�i zaman, ait olmad��� bir yerde oldu�unu s�yleyen t�rden bak�lard� bunlar.
Rand ba�ka bir yerde olmay� dileyerek arkas�na yasland�.
"Hikmet," dedi Moiraine, "burada benimleyken, �ki Nehir'de olduklar�ndan daha fazla
g�vende olduklar�na inanmal�s�n."
"Daha fazla g�vende mi!" Nynaeve ba��n� �nemsemezce arkaya att�. "Onlar� buraya,
Beyazpelerinlerin ortas�na getiren sendin. ��k do�ruyu s�yl�yorsa, senin y�z�nden
onlara zarar verebilecek Beyaz-pelerinler. Bana nas�l daha fazla g�vende
olduklar�n� s�yleyebilir misin, Aes Sedai?"
"Onlar� koruyamayaca��m pek �ok tehlike var," diye kabul etti Moiraine, "eve
d�nerlerse senin onlar� y�ld�r�m d�mesinden koruyamayaca��n gibi. Ama korkmalar�
gereken y�ld�r�m de�il, hatta Beyaz-pelerinler bile de�il. Karanl�k Varl�k ve onun
hizmetkarlar�. Onlardan koruyabilirim. Ger�ek Kaynak'a, saidara. dokunmak bana o
korumay� veriyor. Her Aes Sedai'ye verdi�i gibi." Nynaeve, dudaklar�n� ku�kuyla
birbirine bast�rd�. Moiraine'inki de �fkeyle gerildi, ama sabr�n�n s�n�r�nda,
konu�maya devam etti. "K�sa s�reli�ine kendilerini G��'� kullan�rken bulan o
zavall� erkekler bile o kadar�n� elde edebilir, ama saidine dokunmak bazen korur,
bazen leke onlar� daha kolay incinebilir k�lar. Ama ben ya da herhangi bir Aes
Sedai, bana yak�n duranlar� da koruyabiliriz. �imdi olduklar� gibi, bana
yak�nlarken hi�bir Soluk onlara zarar veremez. Hi�bir Trolloc, Lan onlar�n i�indeki
k�t�l��� hissetmeden be� y�z metre bile yakla�amaz. Seninle beraber Emond
Meydan�'na d�nerlerse, sen onlara bunun yar�s�n� verebilir misin?"
"��pten adamlar dikiyorsun," dedi Nynaeve. "�ki Nehir'de bir deyi� vard�r. 'Ay�
kurdu da yense, kurt ay�y� da, kaybeden hep tav�and�r.' M�cadelenizi ba�ka yere
g�t�r�n ve Emond Meydan� halk�n� bu
D�NYANIN ��Z� 2�1
nun d��nda tutun."
"Egwene," dedi Moiraine bir an sonra, "di�erlerini de al ve beni bir s�reli�ine
Hikmet ile yaln�z b�rak." Y�z� duygusuzdu; Nynaeve tam bir g�re� m�sabakas�na
haz�rlan�rm� gibi omuzlar�n� dikle�tirdi.
Egwene aya�a s��rad�, onurland�r�lma arzusunun Hikmet ile �r�lmemi� sa�lar�
konusunda y�zle�mekten ka��nma arzusu ile sava� halinde oldu�u a��kt�. Ama herkesi
bir bak�la toparlamakta g��l�k �ekmedi. Mat ve Perrin tela�la sandalyelerinden
kalkt�lar, odadan ka�maya �al��rken nazik m�r�lt�lar ��kard�lar. Lan bile
Moiraine'in i�areti ile, Thom'u da al�p kap�ya y�neldi.
Rand onlar� takip etti ve Muhaf�z kap�y� arkas�ndan kapatt�, sonra koridorda n�bet
tutmaya ba�lad�. Lan'in bak�lar� alt�nda di�erleri biraz �teye gittiler; kulak
misafiri olmalar�na f�rsat verilmeyecekti. Hepsi yeterince uzakla�t�ktan sonra, Lan
duvara yasland�. Renk de�i�tiren pelerini yokken bile, o kadar k�p�rt�s�z duruyordu
ki, tam kar��s�na gelmeden onu fark etmek imkans�zd�.
��k zaman�n� daha iyi �eylere harcamak hakk�nda bir�eyler m�r�ldand� ve o�lanlara
omzunun �zerinden sert�e, "S�ylediklerimi unutmay�n," dedikten sonra gitti. Ba�ka
kimse gitmeye e�ilimli de�ildi.
"Ne demek istedi?" diye sordu Egwene dalg�n dalg�n, g�zleri Moiraine ve Hikmet'i
saklayan kap�n�n �zerinde. Art�k sa�lar�n� �rmedi�i ger�e�ini saklamaya devam etmek
ile ba�l���n� arkaya atmak aras�nda karars�zm� gibi sa�lar�yla oynuyordu.
"Bize baz� tavsiyeler verdi," dedi Mat.
Perrin ona �fkeli bir bak� f�rlatt�. "Ne s�yleyece�imizden emin olmadan a�z�m�z�
a�mamam�z� s�yledi."
"Bu ger�ekten iyi bir tavsiyeymi� gibi g�r�n�yor," dedi Egwene, ama asl�nda
ilgisini �ekmedi�i a��kt�.
Rand kendi d��ncelerine dalm�t�. Nynaeve nas�l bunlar�n par�as� olabilirdi?
Aralar�ndan herhangi biri nas�l Trolloclar, Soluklar ile ilgili olabilirdi,
Ba'alzamon nas�l r�yalar�na girebilirdi? Bu delilikti. Min'in Moiraine'e
Nynaeve'den bahsedip bahsetmedi�ini merak etti. Orada ne konu�uyorlar?
Kap� en sonunda a��ld���nda, ne kadard�r orada durup bekledi�i-
252
ROBERTJORDAN
ni bilmiyordu. Nynaeve d�ar� ��kt�, Lan'i g�r�nce irkildi. Muhaf�z bir �ey
m�r�ldand�, gen� kad�n �fkeyle ba��n� arkaya att�, sonra Lan yan�ndan s�yr�l�p
i�eri girdi.
Nynaeve Rand'a d�nd� ve Rand ilk defa di�erlerinin sessizce ortadan kayboldu�unu
fark etti. Hikmetle yaln�z y�zle�mek istemiyordu, ama Nynaeve onu g�rd�kten sonra,
art�k uzakla�amazd�. Bak�lar� �zellikle ara�t�r�c�, diye d��nd� �a��rarak. Ne
konu�tular? Gen� kad�n yakla��rken Rand dikle�ti.
Nynaeve, Tam'in k�l�c�na i�aret etti. "Bu art�k sana daha fazla uyuyor gibi
g�r�n�yor, ama uymasa daha �ok ho�uma giderdi. B�y�m�s�n, Rand."
"Bir haftada m�?" Rand g�ld�, ama sesi zorlama ��kt� ve Nynaeve Rand anlamam� gibi
ba��n� iki yana sallad�. "Seni ikna etti mi?" diye sordu Rand. "Bu ger�ekten de tek
yol." Min'in k�v�lc�mlar�n� d��nerek durdu. "Bizimle geliyor musun?"
Nynaeve'in g�zleri irile�ti. "Sizinle gelmek mi! Neden bunu yapay�m ki? Ben d�nene
kadar i�lerle ilgilenmek i�in Deven Yolu'ndan Mavra Mailen geldi, ama en k�sa
zamanda geri d�nmek isteyecektir. H�l� akl�n�z� ba��n�za getirmeyi ve benimle
d�nmenizi sa�lamay� umuyorum."
"Yapamay�z." Rand h�l� a��k kap�da bir �eyin k�p�rdad���n� sand�, ama koridorda
yaln�zd�lar.
"Sen bana bunu s�yl�yorsun. O da s�yledi." Nynaeve ka�lar�n� �att�. "�e o kar�m�
olmasayd�... Aes Sedailere g�venilmemelidir, Rand."
"Bize ger�ekten inan�yormu�sun gibi konu�uyorsun," dedi Rand. "K�y toplant�s�nda ne
oldu?"
Nynaeve yan�t vermeden �nce kap�ya bakt�; orada �imdi hareket yoktu. "Tamamen
karga�a hakimdi, ama kendi i�lerimizi daha iyi y�-netemeyece�imizi onun bilmesine
gerek yok. Ve ben yaln�zca tek bir �eye inan�yorum: onunla beraber oldu�unuz s�rece
hepiniz tehlikedesiniz."
"Bir �ey olmu�," diye �srar etti Rand. "Hakl� olabilece�imizi d��nd���n halde,
neden geri d�nmemizi istiyorsun? Ve her �eyden �nce, neden sen? Belediye Ba�kan�
Hikmet'i g�nderece�ine bizzat
D�NYANIN G�Z� 253
kendisi gelirdi."
"Ger�ekten de b�y�m�s�n." Gen� kad�n g�l�msedi ve onun e�lenmesi Rand'�n bir an
ayak de�i�tirmesine sebep oldu. "Nereye gitti�imi, ne yapt���m�, neresi ya da ne
olursa olsun sorgulamad���n zamanlar� hat�rl�yorum. Yaln�zca bir hafta �nceydi."
Rand bo�az�n� temizledi ve inatla �srar etti. ."Mant�kl� gelmiyor. Ger�ekten de,
sen neden buradas�n?"
Nynaeve h�l� bo� duran kap�ya bir bak� f�rlatt�, sonra Rand'�n kolunu tuttu.
"Konu�urken y�r�yelim." Rand uzakla�t�r�lmaya itiraz etmedi ve kap�dan
i�itilmeyecek kadar uzakla�t�klar�nda, Nynaeve yine konu�maya ba�lad�. "S�yledi�im
gibi, toplant�ya tamamen karga�a hakimdi. Herkes arkan�zdan birinin g�nderilmesi
gerekti�i konusunda hemfikirdi, ama k�y iki ayr� gruba b�l�nd�. Bir grup
kurtar�lman�z gerekti�ini savunuyordu, ama yan�n�zda... onun gibiler varken bunun
nas�l yap�laca�� konusunda ciddi tart�malar ��kt�."
Rand, gen� kad�n�n s�ylediklerine dikkat etmeyi unutmamas�na memnun oldu.
"Di�erleri Tam'e mi inan�yordu?" dedi.
"Tam olarak de�il, ama onlar da yabanc�lar aras�nda olmaman�z gerekti�ini
d��n�yordu, �zellikle de onun gibilerle. Ama her durumda, erkeklerin hepsi arama
ekibine kat�lmak istedi. Tam, boynunda �l��leri ile Bran al'Vere, Alsbet onu yerine
oturtana kadar Haral Luhhan. Hatta Cenn Buie. I��k beni g���slerindeki k�llarla
d��nen erkeklerden korusun. Ama ba�ka t�rden erkek var m�, bilmiyorum." ��tenlikle
burnunu �ekti ve Rand'a su�lama dolu bir bak� f�rlatt�. "Her durumda, bir karara
varmalar� i�in bir, belki daha fazla g�n ge�ece�ini anlad�m ve bir �ekilde... bir
�ekilde o kadar beklemeye cesaret edemeyece�imizden emindim. Bu y�zden Kad�n
Kurulu'nu bir araya toplad�m ve onlara ne yap�lmas� gerekti�ini s�yledim. Bundan
ho�land�klar�n� s�yleyemem, ama do�ru oldu�unu g�rd�ler. �te bu y�zden buraday�m;
Emond Meydan� erkeklerinin inat�� y�n-kafalar olmas� y�z�nden. Muhtemelen h�l� kimi
g�nderecekleri �zerinde tart��yorlard�r, ama bunu benim halledece�imi belirten bir
not b�rak�m onlara."
Nynaeve'in hikayesi varl���n� a��kl�yordu, ama Rand'� hi� de ra-fiatlatmam�t�.
Kad�n h�l� onlar� geri g�t�rmeye kararl�yd�.
254
ROBERTJORDAN
"Sana i�eride ne s�yledi?" diye sordu. Moiraine ku�kusuz, her itiraz� yan�tlam�
olmal�yd�, ama unuttu�u bir �ey varsa, Rand s�yleyecekti.
"Hep ayn� �eyleri," diye yan�t verdi Nynaeve. "Ve siz, o�lanlar� daha yak�ndan
tan�mak istedi. Bu t�r bir ilgiyi... neden �ekti�inizi... anlamak i�in dedi."
G�zucuyla Rand'� s�zerek durdu. "Saklamaya �al�t�, ama daha �ok aran�zda �ki Nehir
d��nda do�an biri olup olmad���n� ��renmek istiyordu."
Rand'�n y�z� aniden davul gibi gerildi. Bo�uk sesle g�lmeyi ba�ard�. "Baz� tuhaf
�eyler d��n�yor. Umar�m hepimizin Emond Mey-dan�'nda do�du�umuzu s�ylemi�sindir
ona."
"Elbette," diye yan�t verdi Nynaeve. Konu�madan �nce bir y�rek at�m� kadar
duraklam�t�, o kadar k�sa ki, beklemiyor olsa, ka��r�rd�.
Rand s�yleyecek bir �ey bulmaya �al�t�, ama dili deri gibi kurumu�tu. Biliyor. Hem,
o Hikmet de�il miydi, Hikmetlerin herkes hakk�nda her �eyi bilmesi gerekmiyor
muydu? E�er o biliyorsa, demek ate�ten kaynaklanan bir r�ya de�il. Ah, I��k bana
yard�m et, baba!
"Sen iyi misin?" diye sordu Nynaeve.
"Babam dedi ki... dedi ki... ben onun o�lu de�irmi�im. Ate�ten... say�klarken. Beni
buldu�unu s�yledi. Bunun yaln�zca..." Bo�az� yanmaya ba�lad� ve susmak zorunda
kald�.
"Ah, Rand." Nynaeve durdu ve Rand'�n y�z�n� iki eline ald�. "�nsanlar ate�liyken
tuhaf �eyler s�yler. �arp�k �eyler. Do�ru ya da ger�ek olmayan �eyler. Beni dinle.
Tam al'Thor senden daha b�y�k de�ilken macera aramak i�in ka�t�. Ben yaln�zca Emond
Meydan�'na geri d�nd��� zaman� hat�rl�yorum, yeti�kin bir adam, yan�nda k�z�l sa�l�
bir e� ve kundakta bir bebek. Kari al'Thor'un o �ocu�u kollar�nda, herhangi bir
bebekli kad�n kadar sevgi ve zevkle tuttu�unu g�rd�m-Onun �ocu�u, Rand. Sen. �imdi
dik dur ve bu aptall��� b�rak."
"Elbette," dedi Rand. �ki Nehir d��nda do�dum ger�ekten. "Elbette." Belki Tam
say�kl�yordu. Belki sava�ta bir bebek bulmu�tu. "Neden ona s�ylemedin?"
"Bu yabanc�lar� ilgilendirmez."
"D�ar�da do�an ba�kalar� da oldu mu?" Soruyu sorar sormaz ba��n� iki yana sallad�.
"Hay�r, yan�t verme. Bu da beni ilgilendirmez-
D�NYANIN G�Z� 251
Moiraine ona �zel bir ilgi duyuyorsa, di�erlerinden daha fazla ilgileniyorsa,
bilmek iyi olurdu. Olur muydu?
"Evet, bu seni ilgilendirmez," diye kabul etti Nynaeve. "Hi�bir anlam� olmayabilir.
Kad�n, o �eylerin neden sizin pe�inize d�t���n� anlamak i�in bir sebep, herhangi
bir sebep ar�yor olabilir. Hepinizin pe�ine."
Rand s�r�tmay� ba�ard�. "O zaman bizim pe�imizde olduklar�na inan�yorsun."
Nynaeve ba��n� kurnaz kurnaz iki yana sallad�. "O kad�nla kar��la�t���ndan beri,
s�zleri �arp�tmay� kesinlikle iyi ��renmi�sin."
"Ne yapacaks�n?" diye sordu Rand.
Nynaeve onu s�zd�; Rand bak�lar�na sakinlik i�inde kar��l�k verdi. "Bug�n, banyo
yapaca��m. Daha sonra, g�rece�iz, de�il mi?"

17
AVCILAR VE N�BET��LER
Hikmet yan�ndan ayr�ld�ktan sonra, Rand salona gitti. Nynaeve'in s�ylediklerini ve
neden olabilece�i sorunlar� unutabilmek i�in insanlar�n kahkahalar�n� duymas�
gerekiyordu.
Oda ger�ekten de kalabal�kt�, ama her sandalyenin ve s�ran�n dolu olmas�na,
insanlar�n duvarlar�n dibinde dizilmi� durmas�na ra�men kimse g�lm�yordu. Thom uzak
duvar�n dibindeki bir masaya ��km�, jestleri t�m oday� doldurarak, yine g�steri
yap�yordu. Yine B�y�k Boru A�n'm anlat�yordu, ama elbette kimse �ikayet etmiyordu.
Anlat�lacak o kadar Avc�, her Avc� i�in anlat�lacak o kadar �ok hikaye vard� ki,
hi�bir �yk� birbirinin ayn� olmuyordu. T�m hikayenin anlat�lmas� en az bir hafta
al�rd�. ����n sesi ile rekabet eden yegane sesler arp�n sesi ile ��minedeki ate�in
��t�rt�lar� idi.
"... Avc�lar d�nyan�n sekiz k�esine at s�rd�ler, g�ky�z�n�n sekiz deste�ine,
zaman�n r�zgarlar�n�n esti�i, kaderin g��l�leri ve g��s�zleri ensesinden yakalad���
yere. Art�k, Avc�lar�n en b�y��� Talmo-urlu Rogosh idi, Rogosh Kartalg�z, Y�ksek
Kral'�n saray�nda �nlenen, Shayol Ghul'un yama�lar�nda korkulan..." Avc�lar�n hepsi
b�y�k kahramanlard�.
Rand iki arkada��n� buldu ve Perrin'in s�ran�n ucunda a�t��� yere s�k�t�. Odaya
s�z�len mutfak kokular� a�l���n� hat�rlatt�, ama �nlerinde yiyecek olan insanlar
bile yemeye pek az zaman ay�r�yordu. Hizmetkarlar transa ge�mi� gibi durmu�,
�nl�klerini kavrayarak A���a bak�yordu ve kimse buna ald�r� ediyor gibi
g�r�nm�yordu. Yemekler ne kadar g�zel olursa olsun, dinlemek yemekten daha g�zeldi-
D�NYAN�N G�Z� 251
"... do�du�u g�nden bu yana Karanl�k Varl�k Blaes'i kendinin saym�t�, ama kad�n
onunla ayn� fikirde de�ildi -Matuchinli Blaes, Karanl�kdostu de�ildi! Di�budak
kadar sa�lam, s���t dal� kadar k�vrak, bir g�l kadar g�zeldi. Alt�n sa�l� Blaes.
Teslim olmadan �nce �lmeye haz�rd�. Ama heyhat! �ehrin kulelerinde, pirin� borular
cesurca �tt�. Te�rifat��lar�, saray�na bir kahraman�n geldi�ini bildirdi. Davullar
g�rledi, ziller �ark� s�yledi! Rogosh Kartalg�z sayg�lar�n� sunmaya gelmi�ti..."
"Rogosh Kartalg�z'�n Pazarl���" dolanarak sonuna vard�, ama Thom bir an durup bir
kupa bira ile bo�az�n� �slatt�ktan sonra "Lian'�n Direni�f'ne ge�ti. Sonra "AJeth-
Loriel'in D���" ve "Gaidal Cain'in K�l�c�" ve "Albhainli Buad'�n Son At Bini�i".
Gece ilerledik�e aralar uzad� ve Thom arp�n� fl�t� ile de�i�tirince, herkes o gece
i�in hikayelerin sona erdi�ini anlad�. �ki adam, bir davul ve bir santur ile ona
kat�ld�lar, ama Thom masan�n tepesindeyken, onlar yan�nda oturdular.
Emond Meydan�'ndan gelen �� gen� adam "S���d� Sallayan R�zgar�n ilk notalar� ile el
��rpmaya ba�lad�lar ve yaln�z de�illerdi. �ki Nehir'de �ok sevilen �ark�n�n
Baerlon'da da pop�ler oldu�u a��kt�. Orada burada birka� ki�i �ark�y� s�ylemeye
ba�lad� ve susturulacak kadar �atlak sesli de�illerdi.
A�k�m gitti uzaklara,
s���d� sallayan r�zgarla,
ve t�m �lke salland�,
s���d� sallayan r�zgarla.
Ama o hep kalbimde,
ve en aziz an�lar�mda,
ve onun g�c� ruhumu sa�lamla�t�r�r,
sevgisi y�re�imi �s�t�rken,
�ark� s�yledi�imiz yerde bekleyece�im,
so�uk r�zgar s���d� sallarken.
�kinci �ark� o kadar h�z�nl� de�ildi. Asl�nda, "Yaln�zca Bir Kova Su" her
zamankinden daha ne�eli geldi ve ����n niyeti de bu gibiy-
258 ROBERTJORDAN
di. �nsanlar ortadaki masalar� �ektiler, dans edecek yer a�t�lar ve �yle bir dans
ba�lad� ki, ayak sesleri ile duvarlar sars�ld�. �lk dans dans��lar kar�nlar�n� tuta
tuta kahkahalar atarken sona erdi ve yeni dans��lar onlar�n yerlerini ald�.
Thom "R�zgarda Vah�i Kazlar"�n ilk notalar�n� �ald�, sonra dans i�in herkesin
yerini almas�n� bekledi.
"San�r�m ben de birka� ad�m dans edece�im," dedi Rand, aya�a kalkarak. Perrin tam
arkas�ndan f�rlad�. Mat en son aya�a kalkt�, bu y�zden kendini pelerinlere, Rand'�n
k�l�c�na ve Perrin'in baltas�na g�zkulak olma i�i ile ba� ba�a kalm� buldu.
"Unutmay�n, ben de bir tur ataca��m," diye seslendi arkalar�ndan.
Dans��lar birbirlerine bakacak �ekilde, kad�nlar bir yanda, erkekler bir yanda, iki
s�ra olu�turdular. �lk �nce davul, sonra santur tempo tuttu ve t�m dans��lar ayn�
anda dizlerini b�kmeye ba�lad�. Rand'�n kar��s�ndaki k�z ve k�z�n siyah �rg�leri
ona k�y�n� d��nd�rd�. K�z ona utanga� utanga� g�l�msedi, sonra hi� de utanga�
olmayan bir �ekilde g�z k�rpt�. Thom'un fl�t� ezgiye ba�lad� ve Rand ilerleyip
siyah sa�l� k�zla kar��la�t�; o k�z� d�nd�r�p s�radaki bir sonraki adama iletirken,
k�z ba��n� arkaya e�ip bir kahkaha att�.
Rand, bir sonraki e�i ile, �nl��� ��lg�nca sallanan hizmetkar kad�nlardan biri ile
dans ederken odadaki herkesin kahkahalar att���n� d��nd�. G�rd��� tek g�l�msemeyen
y�z, ��minelerden birinin yan�nda b�z�lm� bir adama aitti ve adam�n bir �aka��ndan
�enesine, �apraz bir yara izi burnunu yamultuyor, a�z�n�n kenar�n� a�a�� �ekiyordu.
Adam Rand'�n bak�lar�na kar��l�k verdi ve y�z�n� buru�turdu. Rand utan� i�inde
bak�lar�n� ka��rd�. Belki adam o yara izi ile g�l�mseyemiyordu.
Bir sonraki e�ini d�nerken yakalad� ve bir sonraki adama ge�irmeden �nce tam bir
daire �evirdi. M�zik h�z kazan�rken �� kad�nla daha dans etti, sonra yine ba�taki
siyah sa�l� k�zla e�le�ti ve s�ralar� tamamen de�i�tiren h�zl� bir �ember �izdiler.
K�z h�l� kahkahalar at�yordu ve ona yine g�z k�rpt�.
Yara izli adam ka�lar�m �atm�, onu izliyordu. Rand ad�mlar�n� �a��rd�, yanaklar�
yanmaya ba�lad�. Adam� utand�rmak istememi�ti; g�zlerini dikip bakt���n�n fark�nda
bile de�ildi. D�n�p bir sonraki e�ini
D�NYANIN G�Z� 252
a�rd� ve adam� tamamen unuttu. Dans etti�i bir sonraki kad�n,
o
Nynaeve idi.
Rand'�n aya�� tak�ld�, neredeyse sendeleyip gen� kad�n�n ayaklar�na basacakt�.
Kad�n zerafetle beceriksizli�ini kar��lad� ve g�l�msedi.
"Daha iyi bir dans�� oldu�unu san�rd�m," diye kahkaha att�, e� de�i�tirirlerken.
Rand e� de�i�tirmeden �nce kendini toplamak i�in bir an bulabildi ve sonra kendini
Moiraine ile dans ederken buldu. Hikmet'le e�le�mi�ken sas�rsa da, bu, Aes Sedai
ile dans ederken hissettiklerinin yan�nda hi�bir �eydi. Kad�n, elbisesi �evresinde
d�nerek kayd�; Rand iki kez d�ecek gibi oldu. Kad�n ona anlay�la g�l�msedi ve bu,
yard�mc� olmak yerine, durumu daha da k�t�le�tirdi. S�radaki bir sonraki e�ine
gitmek, bu Egwene bile olsa, �ok daha iyiydi.
Rand kendini biraz toplad�. Hem, Egwene ile y�llard�r dans ediyordu zaten. K�z�n
sa�lar� h�l� a��kt�, ama k�rm�z� bir kurdele ile arkada toplam�t�. Muhtemelen
Moiraine'i mi, Nynaeve'i mi memnun edece�ine karar veremedi, diye d��nd� Rand ek�i
ek�i. K�z�n dudaklar� aralanm�t�, bir �ey s�yleyecek gibi g�r�n�yordu, ama
konu�mad� ve Rand da ilk konu�an olmak istemedi. �zel yemek odas�ndaki giri�imini o
�ekilde kestikten sonra de�il. Birbirlerine ciddi ciddi bakt�lar ve tek s�z etmeden
dans ettiler.
Rand, dans bitince s�ras�na d�nmekten memnun oldu. O otururken bir ba�ka dans
ba�lad�. Mat kat�lmak i�in seyirtti ve o giderken Perrin s�raya do�ru kayd�.
"Onu g�rd�n m�?" diye ba�lad� Perrin, daha oturmadan. "G�rd�n m�?"
"Hangisini?" diye sordu Rand. "Hikmet mi, Alys Han�m m�? �kisiyle de dans ettim."
"A... Alys Han�m da m�?" diye ba��rd� Perrin. "Ben Nynaeve ile dans ettim. Dans
edebildi�ini bilmiyordum bile. K�ydeki danslara hi� kat�lmaz."
"Acaba," diye d��nd� Rand, "Hikmet'in dans etmesine Kad�n Kurulu ne der? Belki bu
y�zdendir."
Sonra, m�zik, el ��rpmalar ve �ark�lar konu�ulmayacak kadar
26�
ROBERTJORDAN
y�kseldi. Rand ve Perrin, dans edenler ortada d�nerken el ��rpmaya ba�lad�. Rand
defalarca yara izli adam�n kendisini izlemekte oldu�unu g�rd�. Adam�n, �yle bir
yaras� varken, al�ngan olmas� do�ald�, ama Rand her �eyi daha da k�t�le�tirmemek
i�in ne yapabilece�ini bilemiyordu. Dikkatini m�zi�e verdi ve adama bakmaktan
ka��nd�.
Dans ve m�zik ge� saatlere kadar devam etti. Hizmetkarlar sonunda g�revlerini
hat�rlad�lar; Rand s�cak yahnisine ve ekme�ine a� kurtlar gibi sald�rd�. Herkes
oturdu�u ya da ayakta, oldu�u yerde yedi. Rand �� dansa daha kat�ld� ve kendini
Nynaeve ve Moiraine ile dans eder bulunca, ad�mlar�na daha fazla hakim oldu. Bu
sefer ikisi de dans etmesini �vd�ler ve bu da Rand'�n kekelemesine neden oldu.
Egwene ile de yine dans etti; k�z koyu renk g�zleri ile ona bakt� ve hep
konu�acakm� gibi g�r�nd�, ama tek s�z s�ylemedi. Rand da onun gibi sessiz kald�,
ama s�raya d�nd���nde Mat ne derse desin, ona ka�lar�n� �atarak bakmad���ndan
emindi.
Geceyar�s�na do�ru Moiraine ayr�ld�. Egwene bak�lar�n� s�k�nt�yla Aes Sedai'den
Nynaeve'e kayd�rd�ktan sonra arkas�ndan seyirtti. Hikmet onlar� anla��lmaz
bak�larla izliyordu, sonra bir dansa daha kat�l�p, Aes Sedai'ye kar�� puan kazanm�
gibi g�r�nerek gitti.
K�sa s�re sonra Thom, kalmas�n� isteyenlerle iyi huylulukla tart�arak fl�t�n�
�antas�na kald�rd�. Lan gelip Rand ve di�erlerini toparlad�.
"Erken kalkaca��z," dedi Muhaf�z, g�r�lt�n�n �zerinden sesini duyurmak i�in
e�ilerek, "ve olabildi�ince iyi dinlenmemiz gerek."
"Bana bak�p duran bir adam var," dedi Mat. "Y�z�nde yara izi olan bir adam. Sence
bir... sence bizi uyard���n o dostlardan biri olabilir mi?"
"�unun gibi bir yara izi mi?" dedi Rand, parma��yla y�z�ne burnunun �zerinden ge�ip
a�z�n�n k�esinde biten bir �izgi �izerek. "Bana da bakt�." Odaya bak�nd�. �nsanlar
d�ar� ��k�yordu, ama �o�u h�l� Thom'un �evresinde toplanm�t�. "�imdi yok."
"Adam� g�rd�m," dedi Lan. "Fitch Efendi'ye g�re Beyazpelerinle-rin casusu imi�.
Onun i�in endi�elenmemize gerek yok." Belki yoktu, ama Rand Muhaf�z'� rahats�z eden
bir �ey oldu�unu g�rebiliyordu-
Rand, y�z�nde bir �ey saklad��� zaman beliren kat� bir ifade olan
D�NYANIN G�Z� 2��
I4at'e bakt�. Bir Beyazpelerin casusu. Bornbald bizi ele ge�irmeyi bu kadar �ok
istiyor olabilir mi? "Erken mi ayr�laca��z?" dedi. "�ok mu erken?" Belki bir �ey
olmadan giderlerdi.
"Sabah�n ilk ��klan ile," diye yan�t verdi Muhaf�z.
Salondan ��karlarken, Mat al�ak sesle �ark�lar s�yl�yor, Perrin arada bir durup
��rendi�i yeni bir fig�r� deniyordu. Thom ne�eyle onlara kat�ld�. Merdivenlere
y�nelirlerken Lan'in y�z� ifadesizdi.
"Nynaeve nerede uyuyor?" diye sordu Mat. "Fitch Efendi son odalar� bizim ald���m�z�
s�ylemi�ti."
"Alys Han�m ile k�z�n odas�na bir yatak daha koydular," dedi Thom kuru kum.
Perrin di�lerinin aras�ndan �sl�k �ald� ve Mat m�r�ldand�, "Kan ve k�ller!
Caemlyn'deki b�t�n alt�nlar� da verseler, Egwene'in yerinde olmak istemezdim!"
Rand bir kez daha Mat'in herhangi bir �ey hakk�nda iki dakikadan fazla ciddi
d��nebilmesini diledi. O s�rada kendileri de pek iyi bir durumda de�illerdi. "Ben
gidip biraz s�t alaca��m," dedi. Belki bu uyumas�na yard�m ederdi. Belki bu gece
r�ya g�rmem.
Lan ona keskin g�zlerle bakt�. "Bu gece yolunda gitmeyen bir �ey var. Fazla
uzakla�ma. Ve unutma, sen eyerinde oturmay� becerebil-sen de, seni ba�lamak zorunda
kalsak da, gidece�iz."
Muhaf�z merdiveni t�rmanmaya ba�lad�; di�erleri onu takip etti. Ne�eleri yok
olmu�tu. Rand koridorda yaln�z duruyordu. �evresinde onca ki�i varken ge�irdi�i
geceden sonra, kendini ger�ekten de yaln�z hissediyordu.
Mutfa�a seyirtti. Bula��k�� kad�n h�l� g�rev ba��ndayd�. Kad�n b�y�k, ta� bir
��mlekten bir kupa s�t doldurdu.
Rand s�t�n� i�erek mutfaktan ��kt���nda, donuk siyahlara b�r�nm� bir �ekil
koridorun kar�� ucundan ona do�ru gelmeye ba�lad�. Solgun ellerini kald�r�p, y�z�n�
gizleyen ba�l��� arkaya att�. �ekil ilerlerken pelerin k�p�rdamadan as�l� duruyordu
ve y�z�... Bir adam�n y�z�yd�, ama bir kayan�n alt�ndaki s�m�kl�b�cek gibi hamur
beyaz�yd� ve g�zleri yoktu. Ya�l�, siyah sa�lar�ndan tombul yanaklar�na, b:r
yumurta kabu�u gibi p�r�zs�zd�. Rand bo�ulacak gibi oldu, a�andaki s�t� p�sk�rtt�.
262
ROBERTJORDAN
"Sen onlardan birisin, �ocuk," dedi Soluk, sesi kemi�e s�rt�nen e�e gibi bo�uk bir
f�s�lt�yd�.
Rand kupay� elinden d��rerek geriledi. Ka�mak istiyordu, ama tek yapabildi�i her
seferinde bir ad�m atmakt�. O g�zs�z y�zden ko-pam�yordu; bak�lar�n� ona dikmi�ti,
kan� donmu�tu. Yard�m �a��rmak, hayk�rmak istedi; bo�az� ta� gibiydi. Ald��� her
nefes can�n� yak�yordu.
Soluk, acele etmeden daha yak�na kayd�. Ad�mlar�n�n, y�lan gibi k�vr�ml�, �l�mc�l
bir zerafeti vard�. Bu benzerlik, g��s�n� �rten, birbirinin �zerine binmi�
plakalardan olu�an z�rh� ile daha da vurgulan�yordu. �nce, kans�z dudaklar�,
g�zlerin olmas� gereken yerdeki p�r�zs�z, solgun deri ile daha da alayc� g�r�nen,
zalim bir g�l�mseme ile k�vr�ld�. Bornhald'in sesi Soluk'un sesi yan�nda s�cak ve
yumu�ak kal�rd�. "Di�erleri nerede? Burada olduklar�n� biliyorum. Konu�, �ocuk ve
ya�amana izin vereyim."
Rand'�n s�rt� tahtaya yasland�, duvar veya kap� -d�n�p hangisi oldu�una
bakam�yordu. Ayaklan durmu�tu ve yeniden harekete ge�i-remiyordu. Myrddraal'in
kayarak yakla�mas�n� izlerken �rperdi. Soluk'un att��� her ad�mla titremesi daha da
�iddetleniyordu.
"Konu�, dedim, yoksa..."
Yukar�dan, merdivenden �izme sesleri geldi ve Myrddraal susup d�nd�. Pelerin
k�p�rt�s�z, as�l� kald�. Soluk'un ba��, o g�zs�z bak�lar� tahta duvar� delebilirmi�
gibi, bir an e�ildi. �l�m beyaz� elinde bir k�l�� belirdi, pelerini kadar siyah bir
k�l��.. Koridorun ���� o k�l�� �ekilmi�ken solarm� gibi g�r�nd�. Ayak sesleri
y�kseldi ve Soluk, y�-lans� bir hareketle Rand'a d�nd�. Siyah k�l�� kalkt�; ince
dudaklar alayc� bir s�r�tma ile gerildi.
Titremekte olan Rand �lece�ini biliyordu. Geceyar�s� k�l�c� ba��n�n �zerinde
�akt�... ve durdu.
"Sen Karanl���n Y�ce Efendisi'ne aitsin. Seni i�aretlemi�." Sesin bo�uk g�c�rt�s�
tahtaya s�rt�nen t�rnaklar�n sesi gibi ��k�yordu. "Sen onunsun."
Siyah bir bulan�kl�k gibi d�nen Soluk, koridorun kar�� taraf�na Rand'dan uza�a
f�rlad�. Koridorun sonundaki g�lgeler uzand�, yarat��� sard� ve Soluk yok oldu.
D�NYAN�N G�Z� 262.
Lan son basamaklar� s��rayarak a�t�, k�l�c� elinde, yere kondu.
Rand konu�mak i�in �abalad�. "Soluk," diye nefes verdi. "O..." Aniden k�l�c�n�
hat�rlad�. Myrddraal kar��s�ndayken hi� akl�na gelmemi�ti- �ok ge� olmas�na
ald�rmadan, bal�k��l damgal� k�l�c� ��karmaya �al�t�. "O tarafa ka�t�!"
Lan dalg�n dalg�n ba��n� sallad�; ba�ka bir �eyi dinliyor gibiydi. "Evet. Gidiyor.
Soluyor. Onu kovalamaya zaman yok. Gidiyoruz, koyun �oban�."
Merdivenden daha fazla ayak sesi geldi: battaniyelerini ve heybelerini s�rtlam�
olan Mat, Perrin ve Thom. Mat, yay�n� kolunun alt�na s�k�t�rm�, h�l� battaniyesini
ba�l�yordu.
"Gidiyor muyuz?" dedi Rand. K�l�c�n� k�n�na sokarak Thom'dan e�yalar�n� ald�.
"�imdi mi? Gece gece mi?"
"Yar�-insan'�n geri d�nmesini beklemek mi istiyorsun, koyun �oban�?" dedi Muhaf�z
sab�rs�zca. "Yar�m d�zinesini? Art�k nerede oldu�umuzu biliyor."
"Yine sizinle gelece�im," dedi Thom Muhaf�z'a, "e�er b�y�k bir itiraz�n yoksa.
Buraya sizinle geldi�imi hat�rlayan �ok insan ��kacakt�r. Korkar�m yar�n gelmeden
buras� sizin dostunuz olarak bilinmek i�in k�t� bir yer olacak."
"Bizimle gelebilir, ya da Shayol Ghul'e gidebilirsin, ��k." Lan k�l�c�n� k�n�na
�arparak soktu.
Ah�r u�aklar�ndan biri ko�arak arka kap�dan gelip yanlar�ndan ge�ti. Sonra Fitch
Efendi ile Moiraine belirdi. Egwene, �aldan boh�as� kuca��nda, arkalar�ndan
geliyordu. Ve Nynaeve. Egwene, g�zya�lar�na bo�ulacak kadar korkmu� g�r�n�yordu,
ama Hikmet'in y�z� serinkanl� bir �fke maskesiydi.
"Bunu ciddiye almal�s�n," diyordu Moiraine hanc�ya. "Sabah olana kadar kesinlikle
sorun ��kacak. Belki Karanhkdostlan; belki daha k�t�s�. Geldi�i zaman, hemen bizim
gitti�imizi s�yle. Direnmeye kalkma. Yaln�zca gelen her kimse, gece ayr�ld���m�z�
ve art�k sizi rahats�z etmemeleri gerekti�ini s�yle. Pe�inde olduklar� biziz."
"Sorun hakk�nda hi� endi�elenmeyin," diye yan�t verdi Fitch Efendi ne�eyle. "Az�c�k
bile. Biri gelip konuklar�ma sorun ��karmaya �al�-�irsa... eh, di�er
delikanl�lardan ve benden iyi bir ders al�rlar. �yi bir
26i
ROBERTJORDAN
ders. Ve sizin ne zaman, nereye gitti�iniz, hatta buraya gelip gelmedi�iniz
hakk�nda a�z�mdan tek kelime alamazlar. O t�r adamlardan hi� ho�lanmam. Burada hi�
kimse sizin hakk�n�zda tek kelime bile etmeyecek. Tek kelime bile!"
"Ama..."
"Alys Han�m, yola ��kacaksan�z ger�ekten gidip atlar�n�zla ilgilenmem gerek."
Kolunu kad�n�n elinden kurtard� ve ah�rlara do�ru ko�turarak uzakla�t�.
Moiraine s�k�nt�yla i�ini �ekti. "Ne inat�� adam! Dinlemiyor."
"Trolloclar bizi avlamaya buraya m� gelmi� sence?" diye sordu Mat.
"Trolloclar m�!" diye terslendi Moiraine. "Elbette hay�r! Korkacak ba�ka �eyler de
var ve en �nemsizi, bizi nas�l bulduklar�." Mat'in t�ylerinin diken diken olmas�n�
g�rmezden gelerek devam etti. "So-luk'un bizi buldu�unu anlad���m�za g�re, art�k
burada kalaca��m�z� d��nmez, ama Fitch Efendi Karanl�kdostlar�n� �ok hafife al�yor.
Onlar�n g�lgelerde saklanan sefiller oldu�unu san�yor, ama Karanl�k-dostlar� her
�ehrin d�kkanlar�nda ve sokaklar�nda, en y�ksek kurullarda da var. Planlar�m�z�
��renebilirse Myrddraal onlar� g�nderebilir." Topuklar�n�n �zerinde d�nd� ve Lan
pe�inde, uzakla�t�.
Ah�ra y�neldiklerinde Rand Nynaeve'in yan�na yakla�t�. Kad�n da heybelerini ve
battaniyelerini alm�t�. "Demek bizimle geliyorsun," dedi Rand. Min hakl�ym�.
"Orada bir �ey mi vard�?" diye sordu kad�n al�ak sesle. "Kad�n �ey oldu�unu
s�yledi..." Aniden durdu ve Rand'a bakt�.
"Bir Soluk," diye yan�t verdi Rand. B�ylesine sakinlik i�inde s�yleyebilmesine
�a�m�t�. "Burada, benimle birlikteydi, ama sonra Lan geldi."
Handan ��karlarken Nynaeve r�zgara kar�� pelerininin omuzlar�n� silkti. "Belki
senin pe�inde bir �ey var. Ama ben sizin g�ven i�inde Emond Meydan�'na d�nmenizi
sa�lamak i�in geldim, hepinizin ve bunu ba�arana kadar da gitmeyece�im. Sizi onun
gibilerle yaln�z b�rakmayaca��m." U�aklar�n atlar� eyerledi�i ah�rda ��klar hareket
ediyordu.
"Mutch!" diye ba��rd� hanc�, Moiraine'in yan�nda durdu�u ah�r ka-
D�NYANIN G�Z� 261
p�s�ndan. "Biraz k�p�rda!" Yine kad�na d�nd� ve onu dinlemek yerine sakinle�tirmeye
�al��r g�r�nd�, ama bunu sayg�yla, ah�r u�aklar�na ba��rd��� emirlerin aras�nda
durmaks�z�n e�ilerek yap�yordu.
Atlar d�ar� ��kar�ld�. Ah�r u�aklar� bu tela� ve saatin ge�li�i konusunda
homurdan�p duruyordu. Rand, Egwene'in boh�as�n� ald�; k�z Bela'n�n s�rt�na
t�rmand�ktan sonra uzatt�. K�z, ona iri, g�zya�� dolu g�zlerle bakt�. En az�ndan
art�k bunun bir macera oldu�unu d��nm�yor.
D��nce akl�na gelir gelmez utand�. K�z o ve di�erleri y�z�nden tehlike i�indeydi.
Yaln�z ba��na Emond Meydan�'na at s�rmesi bile yola devam etmesinden daha g�venli
olurdu. "Egwene, ben..."
S�zc�kler a�z�nda �ld�. K�z geri d�nmek i�in fazla inat��yd�, Tar Valon'a
gidece�ini s�yledikten sonra asla d�nmezdi. Ya Min 'in g�rd�kleri? O da bunun bir
par�as�. ��k, neyin par�as�?
"Egwene," dedi, "�zg�n�m. Art�k do�ru d�zg�n d��nemiyorum sanki."
K�z e�ilip elini s�k� s�k� kavrad�. Ah�rdan gelen ����n alt�nda y�z�n� a��k�a
g�rebiliyordu. Daha �nce oldu�u kadar korkmu� g�r�nm�yordu.
Hepsi atlar�na bindikten sonra Fitch Efendi onlar� kap�ya kadar ge�irmek konusunda
�srar etti. Ah�r u�aklar� lambalar� ile yolu ayd�nlatt�. �i�kin g�bekli hanc�
yolda, s�rlar�n� saklayaca��na s�z vererek, tekrar gelmelerini dileyerek defalarca
e�ildi. Mutch geli�lerini izledi�i zamanki kadar ek�i bir suratla, gitmelerini
izledi.
Biri var, diye d��nd� Rand, bildiklerini itiraf etmek i�in k�sa bir g�nah
��kratmaya bile ihtiyac� olmayan biri. Mutch ne zaman gittiklerini ve onlarla
ilgili oldu�unu d��nd��� her �eyi, soran ilk ki�iye anlat�rd�. Soka��n biraz
�tesinde arkas�n� d�n�p bakt�. Bir �ekil, lambas�n� kald�rm�, arkalar�ndan
bak�yordu. Mutch oldu�unu bilmek '�n Rand'�n y�z�n� g�rmesine gerek yoktu.
Baerlon sokaklar� gecenin o saatinde �ss�zd�; yaln�zca orada bura-a� sik� s�k�
kapat�lm� kepenklerden birka� solgun par�lt� s�z�yordu. Wn son �eyre�inin ����,
r�zgar�n s�r�kledi�i bulutlar ile zay�fl�yor, ^ukla��yordu. Arada s�rada, bir yan
sokaktan ge�erlerken k�pek av�yordu, ama atlar�n�n toynaklar� ve �at�larda �sl�k
�alan r�zgar di-
ROBERTJORDAN
��nda, gecenin sessizli�ini hi�bir �ey bozmuyordu. Atl�lar daha da derin bir
sessizlik i�inde pelerinlerine ve d��ncelerine sannm�lardv.
Her zamanki gibi yolu Muhaf�z g�steriyordu. Moiraine ile Egwe-ne hemen
arkas�ndayd�lar. Nynaeve k�za yak�n kalmaya �al��yordu ve di�erleri birbirine
sokulmu�, en arkadan geliyorlard�. Lan atlar� h�zl� bir tempoda y�r�t�yordu.
Rand, �evresindeki sokaklar� ihtiyatla izliyordu ve arkada�lar�n�n da ayn�s�n�
yapt�klar�n� fark etti. Ay�n kayan g�lgeleri koridorun ucundaki g�lgeleri, onlar�n
Soluk'a uzanmalar�n� hat�rlatt�. Zaman zaman uzaktan duyduklar� bir ses, bir
f���n�n devrilmesi ya da bir ba�ka k�pe�in havlamas�, t�m ba�lar�n o yana d�nmesine
sebep oluyordu. Yava� yava� kasaban�n i�inde ilerlediler. Atlar�n� Lan'in siyah
ayg�r�na ve Moiraine'in beyaz k�sra��na yak�n tutmaya �al�t�lar.
Caemlyn Kap�s�'nda Lan at�ndan indi ve duvara yaslanm� k���k, kare bir ta� binan�n
kap�s�n� yumruklad�. Yorgun bir n�bet�i, uykulu uykulu y�z�n� ovu�turarak ��kt�.
Lan konu�urken uykusu da��ld� ve Muhaf�z'�n arkas�na, di�erlerine bakt�.
"Gitmek mi istiyorsunuz?" diye ba��rd�. "�imdi mi? Gece gece mi? ��ld�rm�
olmal�s�n�z!"
"Vali'nin gitmemizi engelleyecek bir emri yoksa elbette," dedi Moiraine. O da
at�ndan inmi�ti, ama kap�dan karanl�k soka�a d�k�len ��ktan uzak duruyordu.
"Tam olarak de�il, han�mefendi." N�bet�i, kad�n�n y�z�n� ay�rt edebilmek i�in
ka�lar�n� �atarak ona bakt�. "Ama kap�lar g�nbat�m�n-dan g�ndo�umuna kadar kapal�
kal�r. G�nd�z haricinde kimse giremez. Emir bu. Hem, d�ar�da kurtlar var. Ge�en
hafta bir d�zine inek �ld�rd�ler. Kolayca insan da �ld�rebilirler."
"Kimse i�eri giremez, ama d�ar� ��kmak hakk�nda bir �ey yok, dedi Moiraine, bu
sorunu hallediyormu� gibi. "G�r�yor musun? Va-li'ye itaatsizlik etmeni istemiyoruz
senden."
Lan, N�bet�i'nin eline bir �ey verdi. "Zahmetin kar��l���nda," d�ye m�r�ldand�.
"San�r�m," dedi N�bet�i yava��a. Eline bakt�; alt�n, bir an par�W di, sonra adam
paray� tela�la cebine t�kt�. "San�r�m gitmekten bans dilmiyor. Bir dakika
bekleyin." Ba��n� i�eri soktu. "Arin! Dar! �au
D�NYAN�N G�Z� 2�l
buraya gelin ve kap�y� a�mama yard�m edin. Gitmek isteyenler var. �tiraz etmeyin.
Gelin."
��eriden iki N�bet�i daha ��kt�, durup uykulu bir �a�k�nl�kla gitmek i�in bekleyen
sekiz ki�ilik gruba bakt�lar. �lk N�bet�inin uyanlar� ile ayaklar�n� s�r�yerek,
kal�n s�rg�y� kald�ran b�y�k �ark� �evirmeye gittiler, sonra �abalar�n� kap�y�
a�maya �evirdiler. Kollu �ark mekanizmas� h�zl� bir t�k�rt� ��kard�, ama iyi
ya�lanm� kap�lar sessizce d�a a��ld�. Ama daha �eyre�i a��lmadan karanl���n i�inde
so�uk bir ses konu�tu.
"Bu da ne? Kap�lar�n g�ndo�umuna dek kapal� kalmas� emredilmemi� miydi?"
N�bet�i kul�besinin kap�s�ndan d�k�len ���a be� beyaz pelerinli adam y�r�d�.
Ba�l�klar�, y�zlerini saklayacak �ekilde �ekilmi�ti, ama her biri elini k�l�c�na
koymu�tu ve sol g���slerindeki alt�n g�ne�ler kim olduklar�n� a��k�a ilan ediyordu.
Mat al�ak sesle homurdand�. N�bet�iler i�lerini b�rakt�lar, huzursuzluk i�inde
bak�t�lar.
"Bu sizi ilgilendirmez," dedi ilk N�bet�i meydan okurcas�na. Be� ba�l�k ona d�nd�
ve adam daha zay�f bir sesle bitirdi. "�ocuklar�n burada s�z� ge�mez. Vali..."
"I����n �ocukiar�'n�n s�z�," dedi ilk konu�an beyaz pelerinli adam, yumu�ak bir
sesle. "�nsanlar�n I��k'ta y�r�d��� her yerde ge�er. Yaln�zca Karanl�k Varl�k'�n
G�lgesi'nin h�k�m s�rd��� yerlerde �ocuklar inkar edilir, de�il mi?" Ba��n�
N�bet�i'den Lan'e �evirdi, sonra Muhaf�z'a bir bak� daha f�rlatt�, daha ihtiyatl�
bir bak�.
Muhaf�z k�p�rdamad�; asl�nda, son derece rahat g�r�n�yordu. Ama �ocuklara b�ylesine
kay�ts�zca bakan �ok ki�i olmazd�. Lan'in ta�tan y�z� bir ayakkab� boyac�s�na
bak�yor da olabilirdi. Beyazpele-rin yine konu�tu�unda, sesi ku�kulu ��k�yordu.
"Ne t�r insanlar b�yle zamanlarda gece gece kasaba duvarlar�n�n d��na ��kmak ister?
Karanl�kta kurtlar avlan�rken, Karanl�k Varl�k'�n yaratt�klar� kasaban�n �zerinde
u�arken?" Lan'in aln�ndaki �r�lm�, deri banda ve uzun sa�lar�na bakt�. "Bir
kuzeyli, de�il mi?"
Rand eyerinde b�z�ld�. Bir Draghkar. Adam Karanl�k Varl�k'�n i�i a)ye anlamad���
bir �eyi kastetmemi�se, o olmal�yd�. Geyik ve As-lan'da bir Soluk varken, bir
Draghkar da bekliyor olmal�yd�, ama o
268
ROBERTJORDAN
anda akl�na bile gelmemi�ti. Beyazpelerin'in sesini tan�d���n� d��nd�.
"Yolcular," diye kar��l�k verdi Lan sakin sakin. "Sizi ve sizin gibileri hi�
ilgilendirmez."
"I����n �ocuklar�'n� her �ey ilgilendirir."
Lan ba��n� hafif�e iki yana sallad�. "Ger�ekten de ba��n�z�n Va-li'yle daha fazla
belaya girmesini istiyor musunuz? Kasabadaki say�n�z� s�n�rlad�, hatta sizi
izletiyor. Kap�larda d�r�st insanlar� rahats�z etti�inizi duyarsa ne yapar?"
N�bet�ilere d�nd�. "Neden durdunuz?" Adamlar teredd�t ettiler, ellerini manivelaya
koydular, sonra Beyaz-pelerin konu�unca yine teredd�t ettiler.
"Vali, burnunun dibinde olan biteni bilmiyor. Onun g�rmedi�i, kokusunu almad���
k�t�l�kler var. Ama I����n �ocuklar� g�r�r." N�bet�iler bak�t�lar; elleri
m�zraklar�n� i�eride unuttuklar�na pi�man olmu� gibi a��l�p kapand�. "I����n
�ocuklar�, k�t�l���n kokusunu al�r." Beyazpelerin'in g�zleri at s�rt�ndakilere
d�nd�. "Kokusunu al�r�z ve k�k�nden s�keriz. Nerede bulursak."
Rand k���lmeye �al�t�, ama hareketi dikkat �ekti.
"Bak burada kim varm�? G�r�lmek istemeyen biri mi? Sen ne...? Ah!" Adam beyaz
pelerininin ba�l���n� arkaya att� ve Rand orada oldu�unu bildi�i y�ze bakt�.
Bornhald g�zle g�r�l�r bir tatmin ile ba��n� sallad�. "A��k ki, N�bet�i, seni b�y�k
bir felaketten kurtard�m. Bu Karanl�kdostlar�n�n I��k'tan ka�mas�na yard�m etmek
�zereydin. Disiplinsizli�inin Vali'ye bildirilmesi gerekiyor, hatta belki bu geceki
ger�ek niyetinin anla��lmas� i�in Sorguculara teslim edilmelisin." N�-bet�i'nin
korkmas�n� bekleyerek durdu; ama adam�n �zerinde bir etkisi olmam� gibiydi. "Bunu
istemezdin, de�il mi? Bunun yerine, bu kabaday�lar� kamp�m�za g�t�rece�iz ve
I��k'ta sorgulanacaklar -senin yerine, de�il mi?"
"Beni kamp�n�za m� g�t�receksin, Beyazpelerin?" Moiraine'in sesi bir anda her
y�nden gelir gibi oldu. �ocuklar�n yakla�mas� �zerine gecenin karanl���na
�ekilmi�ti ve g�lgeler �evresinde yo�unla�m�t�. "Beni mi sorgulayacaks�n�z?" �ne
��karken karanl�k �evresinde k�vrand�; bu onun daha uzun boylu g�r�nmesine sebep
oldu. "Yolumu mu t�kayacaks�n?"
D�NYANIN G�Z� 262
Bir ad�m daha ve Rand inledi. Ger�ekten de daha uzun boyluydu, ba��, at�n�n
�zerinde oturan Rand ile ayn� hizadayd�. G�lgeler y�z�n�n �evresine, f�rt�na
bulutlan gibi toplanm�t�.
"Aes Sedai!" diye ba��rd� Bornhald ve be� k�l�� k�nlar�ndan ��kt�. "�l!" Di�er
d�rd� teredd�t etti, ama o k�l�c�n� �eker �ekmez Moira-ine'e do�ru savurdu.
Moiraine'in asas� k�l�c� kar��lamak i�in y�kselirken, Rand hayk�rd�. O narin,
oymal� sopa, ku�kusuz h�zla savrulmu� �eli�in kar��s�nda duramazd�. K�l�� asa ile
kar��la�t�, k�v�lc�mlar f�k�rd�, t�slayan bir k�kreme Bornhald'i beyaz pelerinli
arkada�lar�na do�ru f�rlatt�. Be�i birden yere yuvarland�lar. Bornhald'in yan�nda,
yerde yatan k�l�c�ndan duman bulutlar� y�kseldi. �eli�i ortas�ndan erimi�, dik a��
olu�turarak b�k�lm�t�.
"Bana sald�rmaya c�ret ettin!" Moiraine'in sesi f�rt�na gibi k�kre-di. G�lgeler
�evresinde d�nd�, onu bir c�ppe gibi sard�; kad�n �imdi kasaba duvar� kadar
y�ksekti. G�zlerini �fkeyle, b�ceklere bakan bir dev gibi a�a��ya dikmi�ti.
"Ko�un!" diye ba��rd� Lan. �im�ek gibi bir hareketle Moiraine'in k�sra��n�n
dizginlerini kapt� ve kendi at�n�n eyerine atlad�. "Hemen!" diye emretti. Ayg�r�
f�rlat�lm� bir ta� gibi kap�lar�n aras�ndaki dar bo�luktan ge�erken, omuzlan iki
kap�y� s�p�rd�.
Rand bir an donup bakakald�. �imdi Moiraine'in ba�� ve omuzlar� duvardan y�ksekti.
N�bet�iler ve �ocuklar ondan uzakla�m�, asker kul�besinin duvar�n�n dibine
b�z�lm�t�. Aes Sedai'nin y�z� gecenin karanl���nda kaybolmu�tu, ama dolunay kadar
iri g�zleri onlara dokundu�u zaman �fke kadar sab�rs�zl�kla parl�yordu. Rand
yutkunarak Bulut'un kaburgalar�n� d�rt�kledi ve di�erlerinin ard�ndan d�rtnala
f�rlad�.
Lan duvardan elli ad�m �tede onlar� toparlad� ve Rand arkas�na
bakt�. Moiraine'in g�lgeli �ekli k�t�k kap�lar�n �zerinde dikiliyordu,
a�! ve omuzlar� gece g���n�n �zerinde, daha derin bir karanl���n
'Cindeydi, gizli ay�n g�m� halesi ile sar�lm�t�. Rand a�z� a��k izler-
er�, Aes Sedai duvar�n �zerinden d�ar� ad�m att�. Kap�lar ��lg�nca
�nerek kapanmaya ba�lad�. Ayaklar� di�er taraftaki zemine dokunur
�K�nmaz, kad�n yine normal boyuna d�nd�.
2Z�
ROBERTJORDAN
"Kap�lan tuU�n!" diye ba��rd� titrek bir ses duvar�n i�inden. Rand, bunun Bornhald
oldu�unu d��nd�. "Onlar� takip etmeli ve yakalamal�y�z!" Ama N�bet�iler kapama
h�zlar�n� yava�latmad�lar. Kap�lar g�mleyerek kapand� ve dakikalar sonra s�rg�
yerine oturarak, onlar� i�eri kilitledi. Belki o di�er Beyazpelerinlerin baz�lar�
bir Aes Sedai ile y�zle�meyi Bornhald kadar istemiyordur.
Moiraine, Aldieb'e do�ru seyirtti, beyaz k�sra��n burnunu ok�ad� ve asas�n� kolan�n
alt�na s�k�t�rd�. Bu sefer asada �entik olmad���n� g�rmek i�in Rand'in bakmas�na
gerek yoktu.
"Bir devden de b�y�kt�n," dedi Egwene nefes nefese, Bela'n�n s�rt�nda k�p�rdanarak.
Kimse konu�mad�, ama Mat ve Perrin atlar�m Aes Sedai'den uzakla�t�rd�lar.
"�yle mi?" dedi Moiraine dalg�n dalg�n, eyere t�rman�rken. "Seni g�rd�m," diye
itiraz etti Egwene. "Geceleyin zihin oyunlar oynar; g�zler olmayan� g�r�r." "Oyun
zaman� de�il," diye ba�lad� Nynaeve �fkeyle, ama Moiraine s�z�n� kesti.
"Ger�ekten de oyun zaman� de�il. Geyik ve Aslan'da kazand���m�z zaman� burada
kaybetmi� olabiliriz." D�n�p kap�ya bakt� ve ba��n� iki yana sallad�. "Draghkar'm
yerde oldu�unu bilebilseydim." Kendi kendini ay�playarak burnunu �ekti ve ekledi,
"Ya da ke�ke Myrddraaller ger�ekten k�r olsalard�. Haz�r dilemeye ba�lam�ken,
ger�ekten imkans�z olan� dilesem de olur. Fark etmez. Gidece�imiz yolu biliyorlar,
ama �ans�m�z varsa onlardan bir ad�m �nde oluruz.
Lan!"
Muhaf�z, Caemlyn Yolu �zerinde do�uya y�neldi ve di�erleri de,
toynaklar sert topra�� d�verek yak�ndan takip ettiler.
Rahat bir h�zda ilerliyorlard�, atlar�n Aes Sedai'nin yard�m� olmadan saatlerce
koruyabilecekleri h�zl� bir y�r�y�te. Ama daha bir saat dolmadan Mat hayk�rd�,
geldikleri y�n� i�aret etti.
"�uraya bak�n!"
Hepsi dizginleri �ektiler ve bakt�lar.
Birisi ev b�y�kl���nde bir ate� yakm� gibi alevler Baerlon u rinde geceyi
ayd�nlatm�, bulutlar�n alt�n� k�z�lla�t�rm��. Kiv�lctI�U r�zgarla g�ky�z�ne
savruluyordu.

D�NYAN/N G�Z� 2ZL


"Onu uyarm�t�m," dedi Moiraine, "ama ciddiye almad�." Aldieb, Aes Sedai'nin
sinirini yank�larcas�na yana ad�m att�. "Ciddiye almad�."
"Han m�?" dedi Perrin. "Bu Geyik ve Aslan m�? Nas�l emin olabilirsin?"
"Tesad�fleri ne kadar zorlamak istersin?" diye sordu Thom. "Va-li'nin evi de
olabilir, ama de�il. Ve bir depo ya da birinin mutfak sobas� ya da b�y�kannenin
saman y���n� da de�il."
"Belki bu gece I��k biraz �zerimizde parl�yordur," dedi Lan ve Eg-vrene �fkeyle ona
d�nd�.
"Bunu nas�l s�yleyebilirsin? Zavall� Fitch Efendi'nin han� yan�yor! �nsanlar zarar
g�rebilir!"
"Hana sald�rm�larsa," dedi Moiraine, "belki kasabadan ��kmam�z ve benim... k���k
g�sterim fark edilmemi�tir."
"Myrddraal b�yle d��nmemizi istememi�se," diye ekledi Lan.
Moiraine karanl���n i�inde ba��n� sallad�. "Belki. Her durumda, devam etmeliyiz. Bu
gece pek az dinlenebilece�iz."
"Ne kadar rahat konu�uyorsun, Moiraine," diye ba��rd� Nynaeve. "Ya handaki
insanlar? �nsanlar zarar g�rm� olmal� ve hanc� senin y�z�nden ge�im kayna��n�
kaybetti! Onca I��k'ta y�r�me konu�malar�na ra�men onu hi� d��nmeden yoluna devam
etmeye haz�rs�n. Senin y�z�nden ba�� belaya girdi!"
"O ��� y�z�nden," dedi Lan �fkeyle. "Yang�n, yaral�lar, devam etmeler -hepsi o ���
y�z�nden. Bir bedel �dendi�i ger�e�i, bunun gerekli oldu�unu kan�tl�yor. Karanl�k
Varl�k o �ocuklar� istiyor ve �nun bu kadar �ok istedi�i her neyse, ondan uzak
tutulmal�. Yoksa ^oluk'un onlan ele ge�irmesini mi tercih ederdin?"
Sakin ol, Lan," dedi Moiraine. "Sakin ol. Hikmet, sence Fitch endi ve handaki
insanlara yard�m edebilir miydim? Eh, hakl�s�n." Waeve yine bir �ey s�yleyecek
oldu, ama Moiraine elini sallad� ve -vam etti. "Ben geri d�n�p yard�m edebilirdim.
�ok de�il, elbette.
> yard�m ettiklerime dikkat �ekerdi, bana te�ekk�r getirmeyecek 'kkat, �zellikle de
I����n �ocuklar� kasabadayken. Ve bu sizleri M ^acak> yaln�zca Lan'i b�rak�rd�
geride. O �ok iyidir, ama bir

ve bir �bek Trolloc sizi bulursa, ondan daha fazlas� �ere-


ftir. �]L
Dette, hepimiz geri d�nebiliriz, ama hepimizin birden fark edil-

2Z2
ROBERTJORDAN
meden Baerlon'a girmeyi ba�araca��ndan ku�kuluyum. Ve bu hepinizi, yang�n� ��karan
her kimse, ona i�aret eder; Beyazpelerinlerden hi� bahsetmiyorum. Benim yerimde
olsayd�n, neyi se�erdin, Hikmet?"
"Bir�eyler yapard�m," diye m�r�ldand� Nynaeve g�n�ls�zce.
"Ve b�y�k olas�l�kla Karanl�k Varl�k'a zaferi sunard�n," diye yan�t verdi Moiraine.
"Onun neyi -kimi- istedi�ini unutma. Bir sava�tay�z, t�pk� Ghealdan'daki gibi, ama
orada binlercesi sava��rken, burada yaln�zca sekizimiz var. Fitch Efendi'ye, Geyik
ve Aslan'� tekrar in�a etmesine yetecek kadar alt�n g�ndertece�im, Tar Valon'dan
geldi�i anla��lmayacak ak�nlar. Ve incinenler i�in yard�m. Bundan fazlas� onlar�
tehlikeye atar. G�rd���n gibi, hi� de basit de�il. Lan." Muhaf�z at�n� �evirdi ve
yine yola koyuldular.
Rand zaman zaman arkas�na bak�yordu. Zaman i�inde tek g�rebildi�i bulutlardaki
par�lt� oldu ve sonra bu da karanl�kta kayboldu. Min'in iyi oldu�unu umuyordu.
Muhaf�z sonunda onlar� yoldan uzakla�t�r�p at�ndan indi�inde ortal�k h�l� zifiri
karanl�kt�. Rand �afa�a bir iki saatten fazla kalmad���n� tahmin ediyordu. Eyerleri
��karmadan atlar�n� ba�lad�lar ve ate� yakmadan kamp kurdular.
"Bir saat," diye uyard� Lan, onun d��nda herkes battaniyelerine sar�nd���nda. Onlar
uyurken Muhaf�z n�bet tutacakt�. "Bir saat sonra yola ��kmal�y�z." �zerlerine bir
sessizlik ��kt�.
Birka� dakika sonra, Mat Rand'�n zor duydu�u bir f�s�lt� ile konu�tu. "Dev porsu�a
ne yapt�, merak ediyorum." Rand ba��n� sessizce iKi yana sallad� ve Mat teredd�t
etti. Sonunda, yine konu�tu, "Biliyor musun, g�vendeyiz sanm�t�m, Rand. Taren'�
ge�ti�imizden beri hi�bir iz g�rmemi�tik ve bir �ehirdeydik, �evremizde duvarlar
vard�. G�vende oldu�umuzu sanm�t�m. Ve sonra o r�ya. Ve bir Soluk. Bir daf� hi�
g�vende olacak m�y�z?"
"Tar Valon'a ula�ana kadar de�il," dedi Rand. "Moiraine bize �' le s�yledi."
"O zaman g�vende olacak m�y�z?" diye sordu Perrin yumu? sesle ve ��� birden Aes
Sedai'nin g�lgeli siluetine bakt�. Lan Ka l���n i�inde kaybolmu�tu; her yerde
olabilirdi.
D�NYAN�N G�Z� 21A
Rand aniden esnedi. Di�erleri sesi duyunca endi�eyle k�p�rdand�. "Bence biraz
uyumal�y�z," dedi. "Uyan�k kalmak hi�bir i�e yaram�yor."
Perrin al�ak sesle konu�tu. "Bir �ey yapmal�yd�."
Kimse yanit vermedi.
Rand bir k�kten ka��nmak i�in yan d�nd�, sonra karn�na bir ta� gelince yuvarland�
ve bir ba�ka k�k buldu. Durduklar� yer iyi bir kamp yeri de�ildi, Muhaf�z'�n
Taren'dan kuzeye ilerlerken bulduklar� gibi de�ildi. Rand kaburgalar�n� d�rt�kleyen
k�klerin r�ya g�rmesine sebep olup olmayaca��n� merak ederek uykuya dald� ve Lan
omzuna dokununca uyand�. Kaburgalar� a�r�yordu ve r�ya g�rm�se bile, hi�birini
hat�rlamad��� i�in minnettard�.
H�l�, �afaktan �nceki karanl�k h�k�m s�r�yordu, ama battaniyeler yuvarland�ktan ve
eyerlerin arkas�na ba�land�ktan sonra, Lan onlar� yine do�uya y�nlendirdi. G�ne�
do�arken g�zleri sulana sulana ekmek, peynir ve su ile kahvalt� yapt�lar,
yemeklerini at �zerinde giderken, r�zgara kar�� pelerinlerinin i�inde b�z�lerek
yediler. Lan d��nda hepsi. O da yedi, ama g�zleri sulanm�yordu ve b�z�lm�yordu.
Yine renk de�i�tiren pelerinini giymi�ti ve pelerini �evresinde dalgalan�yor,
griler ve ye�illerle u�u�uyordu ve yaln�zca k�l�� kulland��� kolunu serbest
b�rakmak i�in dikkat ediyordu ona. Y�z� h�l� ifadesizdi, ama her an pusuya d�meyi
beklermi�cesine g�zleri daima �evreyi tar�yordu.
18
CAEMLYN YOLU
Caemlyn Yolu �ki Nehir'den ge�en Kuzey Yolu'ndan �ok farkl� de�ildi. Elbette �ok
daha geni�ti ve daha fazla kullan�ld��� belliydi, ama yine de sert toprakt� ve iki
yan�nda, �ki Nehir'dekilerde yad�rganmayacak t�rden a�a�lar diziliydi, �zellikle de
yaln�zca yaprak d�kmeyen a�a�lar�n ye�illikleri vard�.
Ama arazi farkl�yd�, ��nk� g�n ortas�nda, yol al�ak tepelere geldi. �ki g�n boyunca
yol tepelerin aras�ndan ge�ti -yollar�n� keserek, bazen, e�er yol, onlara y�nlerini
�a��rtacak kadar geni�lese de, �ok fazla g��l�k ya�amalar�na yol a�acak kadar da
b�y�k de�ildi. Her g�n g�ne�in yapt��� a�� de�i�irken, g�ze d�z g�r�nen yolun
do�uya uzan�rken hafif�e g�neye b�k�ld��� belli oluyordu. Rand al'Vere Efendi'nin
haritalar�na bakarken g�nd�z d�leri kurmu�tu -Emond Meydan� �ocuklar�n�n yar�s�
gibi. Yolun, g�neyde Absher Tepeleri denen bir �eyin �evresinde k�vr�ld���n� ve
sonunda Beyazk�pr�'ye ula�t���n� hat�rl�yordu.
Lan zaman zaman tepelerden birinin �zerinde atlar�ndan inmelerini s�yl�yordu.
Orada; ilerideki, gerideki yolu ve �evre araziyi g�rebiliyorlard�. Di�erleri
bacaklar�n� uzat�rken ya da a�a�lar�n alt�nda oturup yemek yerlerken manzaray�
inceliyordu.
"Eskiden peyniri severdim," dedi Egwene, Baerlon'dan ayr�ld�ktan sonraki ���nc�
g�n. S�rt�n� bir a�a� dal�na vermi�, ak�am yeme" �ine y�z�n� buru�turuyordu.
Kahvalt�da ayn�s�n� yemi�lerdi ve daha sonra yine ayn�s�n� yiyeceklerdi. "�ay yok.
G�zel, s�cak bir �ay" Pe~ lerinine daha s�k� sar�nd� ve d�nen r�zgardan ka��nmak
i�in bo�una
D�NYANIN G�Z� 211
�abalayarak a�ac�n �evresinde yer de�i�tirdi.
"Ay�b���rtleni �ay� ve andilay k�k�," diyordu Nynaeve Moira-jne'e, "yorgunlu�a
birebirdir. Zihni a�ar, yorgun kaslardaki yang�n� azalt�r."
"Eminim �yledir," diye m�r�ldand� Aes Sedai, Nynaeve'e yan yan bakarak.
Nynaeve �enesini s�kt�, ama ayn� ses tonu ile devam etti. "�imdi, e�er uyumadan
devam edeceksen..."
"�ay yok!" dedi Lan Egwene'e keskin bir sesle. "Ate� yok! Onlar� hen�z g�remiyoruz,
ama arkada bir yerdeler, bir ya da iki Soluk ve Trolloclar�, ve bu yolu takip
etti�imizi biliyorlar. Onlara tam olarak nerede oldu�umuzu s�ylemenin gere�i yok."
"�stemiyordum," diye m�r�ldand� Egwene pelerininin i�inde. "Yaln�zca �zl�yordum."
"E�er bu yolda ilerledi�imizi biliyorlarsa," diye sordu Penin, "neden do�rudan
Beyazk�pr�'ye gitmiyoruz?"
"Lan bile yolda k�rlarda oldu�u kadar h�zl� ilerleyemez," dedi Mo-iraine,
Nynaeve'in s�z�n� keserek, "�zellikle de Absher Tepele-ri'nde." Hikmet, �ileden
��km��as�na i�ini �ekti. Rand onun neyin pe�inde oldu�unu merak etti; ilk g�n
boyunca Aes Sedai'yi tamamen g�rmezden gelen Nynaeve, son iki g�n� onunla bitkileri
hakk�nda konu�maya �al�arak ge�irmi�ti. Hikmet s�zlerine devam ederken Moiraine
ondan uzakla�t�. "Neden yolun onlardan ka��nmak i�in k�vr�ld���n� san�yorsunuz? Ve
zaman i�inde yine bu yola d�nmek zorunda kal�rd�k. Onlar� pe�imizde de�il, �n�m�zde
bulabilirdik."
Rand ku�kulu g�r�n�yordu ve Mat "uzun yolu se�mek" ile ilgili bir �ey m�r�ldand�.
"Bu sabah hi� �iftlik g�rd�n m�?" diye sordu Lan. "Ya da bir bacadan ��kan duman?
G�rmedin, ��nk� Baerlon ile Beyazk�pr�'n�n aras� tamamen �ss�zd�r. Ve Arinelle'i
Beyazk�pr�'den ge�memiz gerek. Saldaea'da, Maradon'un g�neyinde Arinelle'i ge�en
tek k�pr� odur."
Thom h�hlad� ve b�y�klar�n� �fledi. "Beyazk�pr�'de bir �eyin, bi-r�nin bizi
bekliyor olmas�n� sa�lamalar�n� ne engelleyecek?"
Bat� y�n�nden, bir borunun keskin hayk�r�� geldi. Lan'in ba��
18
CAEMLYN YOLU
Caemlyn Yolu �ki Nehir'den ge�en Kuzey Yolu'ndan �ok farkl� de�ildi. Elbette �ok
daha geni�ti ve daha fazla kullan�ld��� belliydi, ama yine de sert toprakt� ve iki
yan�nda, �ki Nehir'dekilerde yad�rganmayacak t�rden a�a�lar diziliydi, �zellikle de
yaln�zca yaprak d�kmeyen a�a�lar�n ye�illikleri vard�.
Ama arazi farkl�yd�, ��nk� g�n ortas�nda, yol al�ak tepelere geldi. �ki g�n boyunca
yol tepelerin aras�ndan ge�ti -yollar�n� keserek, bazen, e�er yol, onlara y�nlerini
�a��rtacak kadar geni�lese de, �ok fazla g��l�k ya�amalar�na yol a�acak kadar da
b�y�k de�ildi. Her g�n g�ne�in yapt��� a�� de�i�irken, g�ze d�z g�r�nen yolun
do�uya uzan�rken hafif�e g�neye b�k�ld��� belli oluyordu. Rand al'Vere Efendi'nin
haritalar�na bakarken g�nd�z d�leri kurmu�tu -Emond Meydan� �ocuklar�n�n yar�s�
gibi. Yolun, g�neyde Absher Tepeleri denen bir �eyin �evresinde k�vr�ld���n� ve
sonunda Beyazk�pr�'ye ula�t���n� hat�rl�yordu.
Lan zaman zaman tepelerden birinin �zerinde atlar�ndan inmelerini s�yl�yordu.
Orada-, ilerideki, gerideki yolu ve �evre araziyi g�rebiliyorlard�. Di�erleri
bacaklar�n� uzat�rken ya da a�a�lar�n alt�nda oturup yemek yerlerken manzaray�
inceliyordu.
"Eskiden peyniri severdim," dedi Egwene, Baerlon'dan ayr�ld�ktan sonraki ���nc�
g�n. S�rt�n� bir a�a� dal�na vermi�, ak�am yeme�ine y�z�n� buru�turuyordu.
Kahvalt�da ayn�s�n� yemi�lerdi ve daha sonra yine ayn�s�n� yiyeceklerdi. "�ay yok.
G�zel, s�cak bir �ay." Pe" lerinine daha s�k� sar�nd� ve d�nen r�zgardan ka��nmak
i�in bo�una

D�NYANIN G�Z� 2Z�


�abalayarak a�ac�n �evresinde yer de�i�tirdi.
"Ay�b���rtieni �ay� ve andilay k�k�," diyordu Nynaeve Moira-ine'e, "yorgunlu�a
birebirdir. Zihni a�ar, yorgun kaslardaki yang�n� azalt�r."
"Eminim �yledir," diye m�r�ldand� Aes Sedai, Nynaeve'e yan yan bakarak.
Nynaeve �enesini s�kt�, ama ayn� ses tonu ile devam etti. "�imdi, e�er uyumadan
devam edeceksen..."
"�ay yok!" dedi Lan Egwene'e keskin bir sesle. "Ate� yok! Onlar� hen�z g�remiyoruz,
ama arkada bir yerdeler, bir ya da iki Soluk ve Trolloclar�, ve bu yolu takip
etti�imizi biliyorlar. Onlara tam olarak nerede oldu�umuzu s�ylemenin gere�i yok."
"�stemiyordum," diye m�r�ldand� Egwene pelerininin i�inde. "Yaln�zca �zl�yordum."
"E�er bu yolda ilerledi�imizi biliyorlarsa," diye sordu Perrin, "neden do�rudan
Beyazk�pr�'ye gitmiyoruz?"
"Lan bile yolda k�rlarda oldu�u kadar h�zl� ilerleyemez," dedi Mo-iraine,
Nynaeve'in s�z�n� keserek, "�zellikle de Absher Tepele-ri'nde." Hikmet, �ileden
��km��as�na i�ini �ekti. Rand onun neyin pe�inde oldu�unu merak etti; ilk g�n
boyunca Aes Sedai'yi tamamen g�rmezden gelen Nynaeve, son iki g�n� onunla bitkileri
hakk�nda konu�maya �al�arak ge�irmi�ti. Hikmet s�zlerine devam ederken Moiraine
ondan uzakla�t�. "Neden yolun onlardan ka��nmak i�in k�vr�ld���n� san�yorsunuz? Ve
zaman i�inde yine bu yola d�nmek zorunda kal�rd�k. Onlar� pe�imizde de�il, �n�m�zde
bulabilirdik."
Rand ku�kulu g�r�n�yordu ve Mat "uzun yolu se�mek" ile ilgili bir �ey m�r�ldand�.
"Bu sabah hi� �iftlik g�rd�n m�?" diye sordu Lan. "Ya da bir bacadan ��kan duman?
G�rmedin, ��nk� Baerlon ile Beyazk�pr�'n�n aras� tamamen �ss�zd�r. Ve Arinelle'i
Beyazk�pr�'den ge�memiz ge-rek. Saldaea'da, Maradon'un g�neyinde Arinelle'i ge�en
tek k�pr� odur."
Thom h�hlad� ve b�y�klar�n� �fledi. "Beyazk�pr�'de bir �eyin, bi-nnin bizi bekliyor
olmas�n� sa�lamalar�n� ne engelleyecek?"
Bat� y�n�nden, bir borunun keskin hayk�r�� geldi. Lan'in ba��
22�
ROBERTJORDAN
h�zla arkalar�nda b�rakt�klar� yola d�nd�. Rand �rperdi. ��inde bir par�a, on be�
kilometre, daha fazla de�il, diye d��necek kadar sakin kalm�t�.
"Onlar� hi�bir �ey engelleyemez, ��k," dedi Muhaf�z. "I��k'a ve talihimize
g�veniyoruz. Ama art�k pe�imizde Trolloc oldu�unu kesin olarak biliyoruz."
Moiraine, ellerinin tozunu silkeledi. "Yola koyulma zaman� geldi." Aes Sedai beyaz
k�sra��na bindi.
Bu, atlar� karga�aya bo�du, ikinci bir boru sesi ile karga�a artt�. Bu sefer
ba�kalar� ilkine yan�t verdi, ince sesler bat�dan a��t gibi s�z�ld�. Rand Bulut'u
d�rtnala ko�maya haz�rlad� ve di�erleri de dizginleri ayn� tela�la kavrad�lar. Lan
ve Moiraine d��nda herkes. Muhaf�z ve Aes Sedai uzun uzun bak�t�lar.
"Onlar� harekete ge�ir, Moiraine Sedai," dedi Lan sonunda. "Elimden geldi�ince
�abuk d�nerim. Ba�ar�s�z olursam anlars�n." Elini Mandarb'�n eyerine koydu, siyah
ayg�r�n s�rt�na s��rad� ve tepeden a�a�� d�rtnala s�rd�. Bat�ya do�ru. Borular yine
�tt�.
"I��k seninle olsun, Yedi Kulenin Son Efendisi," dedi Moiraine, Rand'�n neredeyse
duyamayaca�� kadar yumu�ak bir sesle. Derin bir nefes ald� ve Aldieb'i do�uya
�evirdi. "Yola devam etmeliyiz," dedi ve yava�, istikrarl� bir t�r�s ile at�n�
y�r�tt�. Di�erleri s�k� bir s�ra halinde onu takip ettiler.
Rand bir kez eyerinde d�n�p Lan'i arad�, ama Muhaf�z al�ak tepelerin ve yapraks�z
a�a�lar�n aras�nda kaybolmu�tu bile. Yedi Kulenin Son Efendisi, demi�ti ona. Bunun
ne anlama geldi�ini merak etti. Ondan ba�ka kimsenin duymad���n� sanm�t�, ama Thom
b�y�klar�n�n u�lar�n� �i�niyordu ve y�z�nde d��nceli bir ifade vard�. ��k �ok �ey
biliyor gibiydi.
Borular yine �tt� ve bir kez daha arkalar�ndan yan�tland�. Rand eyerinde
k�p�rdand�. Bu sefer daha yak�nd�lar; emindi. On iki kilometre. Belki on bir. Mat
ve Egwene omuzlar�n�n �zerinden arkalar�na bakt�lar, Perrin bir �eyin arkadan
�arpmas�n� bekliyormu�cas�na s�rt�n� kamburla�t�rd�. Nynaeve Moiraine ile konu�mak
i�in h�zland�-
"Daha h�zl� gidemez miyiz?" diye sordu. "O borular gittik�e yakla��yor."
D�NYANIN G�Z� 2ZZ
Aes Sedai ba��n� iki yana sallad�. "Orada olduklar�n� bize neden belli ediyorlar?
Belki de ileride ne oldu�unu d��nmeden acele edelim diyedir."
Ayn� sabit h�zda devam ettiler. Zaman zaman borular arkalar�ndan feryat ediyordu ve
her seferinde sesler daha yak�ndan geliyordu. Rand ne kadar yak�n olduklar�n�
d��nmemeye �al�t�, ama her feryatta, d��nce �a�r�lmadan geliyordu. Yedi kilometre,
diye d��n�yordu endi�eyle, ki Lan aniden arkalar�ndaki tepeden d�rtnala f�rlad�.
Moiraine'in yan�na gelip ayg�r�n� dizginledi. "En az �� �bek Trol-loc ve her
birinin ba��nda bir Yar�-insan. Belki be�."
"Onlar� g�recek kadar yakla�m�san," dedi Egwene endi�eyle, "onlar da seni g�rm�
olabilir. Tam arkam�zda olabilirler."
"G�r�lmedi.".Nynaeve herkes ona bak�nca dikle�ti. "Onun izini takip ettim,
unuttunuz mu?"
"Susun," diye emretti Moiraine. "Lan bize pe�imizde belki be� y�z Trolloc oldu�unu
anlat�yor." Bunu, �a�k�nl�k dolu bir sessizlik izledi, sonra Lan yine konu�tu.
"Ve aray� kapat�yorlar. Bir saatten az s�rede bizi yakalayacaklar."
Aes Sedai, yar� kendi kendine, "Daha �nce de bu kadar �ok varsa, neden Emond
Meydan�'nda kullan�lmad�lar? E�er yoksa, o zamandan bu yana nas�l buraya geldiler?"
dedi.
"Bizi �nlerinde tutmak i�in yay�lm�lar," dedi Lan. "As�l grubun �n�nde ke�if kollan
var."
"Bizi nereye s�r�yorlar?" diye d��nd� Moiraine. Ona yan�t verircesine, bat�dan bir
boru sesi geldi, bu sefer t�m di�erlerinin yan�t verdi�i uzun bir inleme, ve hepsi
�nlerindeydi. Moiraine, Aldieb'i durdurdu; di�erleri de ayn�s�n� yapt�. Thom ve
Emond Meydan� halk� korkuyla �evrelerine bak�nd�lar. Arkalar�ndan, �nlerinden boru
sesleri geldi. Rand seslerde bir zafer t�n�s� oldu�unu d��nd�.
"�imdi ne yap�yoruz?" diye sordu Nynaeve �fkeyle. "Nereye gidiyoruz?"
"Yaln�zca kuzey ya da g�ney kald�," dedi Moiraine, Hikmet'e ya-n�t vermekten �ok
kendi kendine d��nerek. "G�neyde �ss�z ve �l�, Absher Tepeleri var ve bir de Taren,
ge�mek i�in yol yok, tekne tra-"�i yok. Kuzeyde, gece ��kmeden Arinelle'e
ula�abiliriz ve bir t�c-
^
2ZS
ROBERTJORDAN
car teknesi bulma olas�l��� var. E�er Maradon'da buz k�r�lm�sa."
"Oras� Trolloclar�n asla gitmeyece�i bir yer," dedi Lan, ama iraine'in ba�� h�zla o
yana d�nd�.
"Hay�r!" Muhaf�z'a i�aret etti ve konu�malar� dinlenmesin diye kafa kafaya
verdiler.
Borular �tt� ve Rand'�n at� sinirli sinirli dans etti.
"Bizi korkutmaya �al��yorlar," diye h�rlad� Thom, at�n� sakinle�tirmeye �al�arak.
Sesi yar� �fkeli geliyordu, sanki Trolloclar yar� ba�ar�l� oluyormu� gibi. "Pani�e
kap�l�p ka�mam�z i�in bizi korkutmaya �al��yorlar. O zaman bizi ele ge�irecekler."
Egwene'in ba�� borunun her �t�� ile d�n�yordu. �nce �nlerine, sonra ilk Trolloclar�
ararm� gibi arkas�na bak�yordu. Rand da ayn� �eyi yapmak istiyordu, ama belli
etmemeye �al��yordu. Bulut'u k�za yakla�t�rd�.
"Kuzeye gidiyoruz," diye bildirdi Moiraine.
Onlar yoldan ayr�l�rken ve �evredeki tepelere t�rman�rken borular tiz sesle
�tt�ler.
Tepeler al�akt�, ama yollan bir iniyor, bir ��k�yordu, ��plak dall� a�a�lar�n
alt�nda ve �l� �al�lar�n aras�nda hi� d�z yer yoktu. Atlar zahmetle bir tepeyi
t�rman�yor, sonra ko�tura ko�tura a�a�� iniyorlard�. Lan h�zl� bir tempo
belirlemi�ti, daha �nce, yolda gittiklerinden daha h�zl�.
Dallar Rand'�n y�z�n� ve g��s�n� d�v�yordu. Ya�l� s�r�ngen bitkiler ve sarma��klar
kollanna dolan�yor, bazen aya��n� �zengiden �ekip ��kar�yordu. Boru sesleri art�k
daha yak�ndan ve daha s�k geliyordu.
Lan ne kadar zorlarsa zorlas�n, pek h�zl� uzakla�am�yorlard�. �ler" ledikleri her
metre i�in iki metre a�a�� iniyorlar ya da yukar� t�rman�yorlard� ve her metre i�in
�aba g�stermeleri gerekiyordu. Ve boru sesleri gittik�e yakla��yordu. �� kilometre,
diye d��nd� Rand. Bel& daha az.
Lan bir s�re sonra bir bir yana, bir �tekine bakmaya ba�lad�- Y�z�n�n sert
�izgileri, Rand'�n g�rd���, endi�eye en yak�n hatlar01' Muhaf�z bir kez �zengilere
basarak do�ruldu ve geldikleri y�ne baK-t�. Rand'�n tek g�rebildi�i a�a�lard�.. Lan
yine eyerine oturdu v

D�NYANIN G�Z� 279


d��nmeden pelerinini arkaya at�p k�l�c�n� a���a ��kard�. Sonra orman� taramaya
devam etti.
Rand, Mat'in soru dolu g�zlerine bakt�, ama Mat yaln�zca Muha-f�z'�n s�rt�na y�z�n�
buru�turdu ve �aresizce omuz silkti.
O zaman Lan, omzunun �zerinden konu�tu. "Yak�nda Trolloclar var." Bir tepeye
t�rmand�lar ve di�er yandan inmeye ba�lad�lar. "Di�erlerinin �n�nde ilerleyen ke�if
kollar�n�n bir k�sm�. Muhtemelen. E�er y�z y�ze gelirsek, ne pahas�na olursa olsun
yan�mda kal�n ve benim yapt���m� yap�n. Takip etti�imiz yolda devam etmemiz gerek."
"Kan ve k�ller!" diye m�r�ldand� Thom. Nynaeve Egwene'e yak�nda durmas�n� i�aret
etti.
Tek ger�ek saklanma f�rsat�n�, da��n�k, her daim ye�il a�a�lar sa�l�yordu, ama Rand
her y�ne ayn� anda bakmaya �al��rken g�zucuy-la g�rd��� gri a�a� g�vdeleri
Trolloclara d�n��yordu. Boru sesleri daha da yak�ndan geliyordu. Tam arkalar�ndan.
Bundan emindi. Arkada ve gittik�e yakla��yorlard�.
Bir ba�ka tepeyi t�rmand�lar.
A�a��da, ucunda halat halkalar� ya da uzun �engeller olan s�r�klar ta��yan
Trolloclar yamac� t�rmanmaya ba�lam�t�. Bir s�r� Trolloc. Hat di�er yana do�ru
uzan�yor, u�lar� g�r�nm�yordu, ama merkezinde, Lan'in tam alt�nda, bir Soluk at
s�r�yordu.
�nsanlar tepede belirince Myrddraal teredd�t eder gibi oldu, ama bir sonraki an
Rand'�n midesi bulanarak hat�rlad��� siyah bir k�l�� �ekti ve ba��n�n �zerinde
sallad�. Trolloc hatt� �ne at�ld�.
Myrddraal daha k�p�rdamadan, Lan'in k�l�c� elindeydi bile. "Benimle kal�n!" diye
ba��rd� ve Mandarb yama�tan a�a��, Trolloclara do�ru at�ld�. "Yedi Kule i�in!" diye
ba��rd� Lan.
Rand yutkundu ve gri at�n� mahmuzladi; t�m grup Muhaf�z'�n ard�ndan akt�. Rand,
Tam'in k�l�c�n� elinde bulunca �a��rd�. Lan'in hayk�r��n� taklit ederek, kendine
has bir nida buldu. "Manetheren! Ma-netheren!"
Perrin onu yank�lad�. "Manetheren! Manetheren!"
Ama Mat, uCarai an Caldazar! Carai an Ellisande! Al Ellisandef diye ba��rd�.
Soluk'un ba�� Trolloclardan sald�r�ya ge�en atl�lara d�nd�. Siyah
280
ROBERTJORDAN
k�l�� ba��n�n �zerinde dondu ve ba�l���n �n�ndeki a��kl�k yakla�an atl�lar�
tarayarak d�nd�.
Sonra, Lan Myrddraal'e sald�rd� ve insanlar Trolloc hatt� ile kar�� kar��ya geldi.
Muhaf�z'�n k�l�c� Thakan'dar'�n demirhanelerinden gelen siyah �elik ile, b�y�k bir
�an gibi ��nlayarak, bo� seslerle yank�lanarak, mavi bir ��k �akmas� havay� �im�ek
gibi doldurarak kar��la�t�.
�nsanlar�n her birinin �evresini hayvan burunlu, neredeyse insans� �ekiller
sarm�t�. Halkal� ve �engelli s�r�klar savruluyordu. Yaln�zca Lan ve Myrddraal'den
uzak duruyorlard�; o ikisi a��k bir �emberin i�inde d�v��yorlar, siyah atlar�n her
ad�m�, k�l��lar�n her darbesi birbirini kar��l�yordu. Hava, ��k �akmalar�,
g�rlemeler ile dolmu�tu.
Bulut �ahlanarak, �evresindeki h�rlayan, keskin di�li y�zleri tekmeleyerek
g�zlerini yuvarlad� ve ki�nedi. A��r bedenler omuz omuza vermi�, �evrelerini
alm�t�. Rand topuklar�n� ac�madan at�n b��r�ne bast�rarak gri at� ilerlemeye
zorlad� ve k�l�c�n� Lan'in ��retmeye �al�t��� beceriyi pek az hat�rlayarak, odun
kesermi� gibi savurdu. Eg-wene! Gri at� tekmeleyerek �aresizce k�z� arad�, �al�
kesermi� gibi k�ll� bedenlerin aras�nda kendine yol a�t�.
Moiraine'in beyaz k�sra��, Aes Sedai'nin dizginlerdeki elinin en ufak dokunu�u ile
at�ld�, d�nd�. Asas�n� savururken kad�n�n y�z� Lan'inki kadar sertti. Trolloclar
aleve bo�uldu, sonra k�kreyen ate�ler yerde k�p�rt�s�z yatan �ekilsiz y���nlar
b�rakt� geride. Nynaeve ve Egwene ��lg�na d�nm� bir �ekilde Aes Sedai'ye yak�n
kalmaya �al��yorlard�. Di�lerini en az Trolloclar kadar vah�i s�r�t�larla
��karm�lard�. Han�erleri ellerindeydi. Trolloclar yak�na gelecek olsa o k�sa
b��aklar hi�bir i�e yaramayacakt�. Rand Bulut'u onlara do�ru �evirmeye �al�t�,
fakat at, gemi az�ya alm�t�. Rand dizginleri ne kadar sert �ekerse �eksin, gri at
ki�neyerek, tekmeleyerek ilerlemeye �al�t�.
Trolloclar Moiraine'in asas�ndan ka��nmaya �al��rken �� kad�n�n �evresinde bir
a��kl�k olu�tu, ama onlar ka�t�k�a Aes Sedai koval�yordu. Ate�ler k�kr�yor,
Trolloclar �fke ve ac� i�inde uluyordu. K�kre-melerin ve ulumalar�n �zerinde,
Muhaf�z'�n k�l�c� Myrddraal'in k�l�c� ile ��nlayarak �arp��yor, �evrelerindeki hava
mavi mavi �ak�yordu.
Bir s�r���n ucundaki halka, Rand'�n ba��na do�ru at�ld�. Rand k�l�-
D�NYANIN G�Z� 2��
CIn� beceriksizce savurarak s�r��� ikiye kesti, sonra onu tutan ke�i suratl�
Trolloc'u bi�ti. Bir �engel arkadan omzunu yakalad� ve pelerinine tak�l�p, onu
arkaya �ekmeye ba�lad�. ��lg�nca, neredeyse k�l�c�n� d��rerek eyerin topuzunu
yakalad�. Bulut ki�neyerek d�nd�. Rand �mitsizce eyere ve dizginlere tutundu;
santim santim kayd���n� hissedebiliyordu. Bulut d�nd�; Rand bir an eyerinde
kayk�lm�, baltas�n� �� Trolloc'tan kurtarmaya �al�an Perrin'i g�rd�. Trolloclar bir
kolunu ve bacaklar�n� yakalam�t�. Bulut at�ld� ve Rand, Trolloclardan ba�ka hi�bir
�ey g�rmez oldu.
Bir Trolloc at�l�p Rand'�n baca��n� yakalad� ve �zengiden ��karmaya �al�t�. Rand
Trolloc'a sald�rmak i�in nefes nefese eyer topuzunu b�rakt�. Ayn� anda �engel onu
eyerden kald�rd� ve Bulut'un sa�r�s�na �ekti; onu yere d�mekten al�koyan tek �ey,
dizginlere yap�mas� oldu. Bulut �ahland� ve ki�nedi. Ayn� anda �ekilme hissi yok
oldu. Baca��n� yakalayan Trolloc ellerini �ekti ve bir ���l�k att�. Trolloclann
hepsi feryat etti, sanki b�t�n d�nyadaki k�pekler deliye d�nm�, uluyorlard�.
�nsanlar�n �evresinde Trolloclar sa�lar�n� yolarak, kendi y�zlerini pen�eleyerek
yere d�t�ler. Tamam�. Yeri, havay� �s�rarak, durmaks�z�n uluyarak k�vrand�lar.
Rand o anda Myrddraal'i g�rd�. H�l� ��lg�n gibi s��rayan at�n�n �zerindeydi ve
siyah k�l�c� h�l� savruluyordu, ama ba�� yoktu.
"Gece ��kene kadar �lmeyecek," diye ba��rd� Thom, derin nefesler alarak,
���l�klar�n �zerinden. "Tamamen de�il. En az�ndan benim i�itti�im bu."
"At�n�z� s�r�n!" diye ba��rd� Lan �fkeyle. Muhaf�z �oktan Moira-lne ile iki kad�n�
toparlam�, bir sonraki tepenin yar�s�n� t�rmanm�t�. Bunlar s�r�n�n tamam� de�il!"
Ger�ekten de, yerdeki Trolloclar�n
eryatlann�n �zerinden, do�udan, bat�dan ve g�neyden borular yine
�tt�.
Neyse ki, Mat'den ba�ka at�ndan d�en yoktu. Rand at�n� ona ��ru s�rd�, ama Mat
�rpererek bir halat halkas�n� yere att�, yay�n� d� ve yard�m almadan, bo�az�n�
ovu�turarak eyerine t�rmand�.
Borular, geyik kokusu alm� k�pekler gibi uludu. Avlar�n� �eviren Pekler gibi. Lan
daha �nce h�zl� bir tempo belirlemi�se, �imdi onu
282
ROBERTJORDAN
da ikiye katlam�t�, �yle ki, atlar �imdi tepeleri, daha �nce indikleri h�zdan daha
h�zl� t�rman�yor, sonra kendilerini a�a�� f�rlat�yorlard�. Ama borular yakla�maya
devam ediyordu, ta ki boru sesleri aras�nda g�rtlaktan gelen ba��r�lar duyulmaya
ba�layana kadar. Sonunda insanlar bir tepeyi t�rmand� ve tam arkalar�ndaki tepenin
zirvesinde Trolloclar belirdi. Tepe Trolloclarla karard�, uluyan hayvan burunlu
y�zler ve korku verici �� Myrddraal. �ki grubu yaln�zca y�z ad�m ay�r�yordu.
Rand'�n y�re�i kuru �z�m gibi b�z�ld�. �� tane!
Myrddraallerin k�l��lan ayn� anda y�kseldi; Trolloclar yama�tan a�a�� d�k�ld�ler,
kal�n, zafer dolu hayk�r�lar duyuldu, ko�arlarken s�r�klar s��rad�.
Moiraine, Aldieb'in s�rt�ndan indi. Sakin sakin kesesinden bir �ey ��kard� ve
�rt�s�n� a�t�. Rand siyah fildi�ini g�rd�. Angreal. Aes Sedai angreah bir eline,
asas�n� di�erine ald�, ayaklar�n� a�t�, ko�turan Trolloclara ve Soluklar�n siyah
k�l��lar�na d�nd�, asas�n� y�kse�e kald�rd� ve topra�a saplad�.
Yer, tokmak vurulmu� demirden bir �aydanl�k gibi ��nlad�. Bo� tang�rt� uzakla��p
soldu. Sonra bir an, her �ey sessiz kald�. Her �ey. R�zgar dindi. Trolloclar�n
hayk�r�lar� sustu; hatta ko�turmalar� bile yava�lad� ve durdu. Bir y�rek at�m�
s�reyle her �ey bekledi. Donuk ��nlama yava� yava� geri d�nd�, al�ak bir g�rlemeye
d�n�t�, y�kseldi, y�kseldi, ta ki topra��n kendisi inlemeye ba�layana kadar.
Zemin, Bulut'un toynaklar�n�n alt�nda titriyordu. Bu, hikayelerde anlat�lan t�rden
bir Aes Sedai i�iydi; Rand y�z elli kilometre �tede olmay� diledi. Titreme
sars�lmaya d�n�t�, �evredeki a�a�lar� sallad�. Gri at sendeledi, d�ecek oldu.
Mandarb ve s�r�c�s�z Aldieb tme sarho� olmu� gibi salland�. At �zerindekiler
d�memek i�in, dizgi*1' lere, yelelere, ellerine ne ge�erse ona tutunmak zorunda
kald�lar.
Aes Sedai h�l� ba�lad��� zamanki gibi duruyordu. Angreal elinde-dik tuttu�u asas�
tepenin zirvesine saplanm� ve �evresindeki topra*1 sars�ld���, titredi�i halde ne
o, ne de asas� bir santim bile oynamam�? ti. �imdi toprak dalgalan�yor, kad�n�n
asas�n�n �n�nde at�l�yor, bir vuzdaki dalgalar gibi Trolloclara do�ru yay�l�yordu.
Dalgalar �er dik�e y�kseliyor, kuru �al�lar� yere y�k�yor, �l� yapraklar� havaya
D�NYAN�N G�Z� 2S�
jat�yor, Trolloclara do�ru yuvarlan�yordu. �ukurdaki a�a�lar k���k �ocuklar�n
elindeki de�nekler gibi sallan�yordu. Uzak yama�ta Trol-loclaf y���nlar halinde
yere d�t�ler, �fkeli topra��n �zerinde yuvarland�lar.
Ama, sanki her y�nde toprak y�kselmiyormu� gibi, Myrddraaller tek hat halinde
ilerliyor, �l�m-siyah� atlar� uygun ad�m y�r�yorlard�. Trolloclar siyah atlar�n
�evresinde yerde yuvarlan�yor, uluyor, onlar� havaya f�rlatan yamaca tutunmaya
�al��yordu, ama Myrddraaller yava� yava� ilerliyordu.
Moiraine asas�n� kald�rd� ve toprak durdu, ama kad�n�n i�i hen�z bitmemi�ti. Asas�
ile tepelerin aras�ndaki �ukura i�aret etti ve yerden, alt� metre y�ksekli�inde
alevler f�k�rd�. Kad�n kollar�n� iki yana a�t� ve ate� g�zle g�r�lmez bir h�zla
sa�a ve sola yay�ld�, insanlar� Trol-loclardan ay�ran bir duvar olu�turdu. Is�,
tepede olmalar�na ra�men Rand'�n y�z�n� elleri ile �rtmesine sebep oldu.
Myrddraallerin siyah atlar�, nas�l tuhaf g��lere sahip olurlarsa olsunlar, ate�i
g�r�nce ki�nemeye, �ahlanmaya, Myrddraaller onlar� k�rba�larken, alevlerin
aras�ndan ge�meye zorlarken sahipleri ile m�cadele etmeye ba�lad�lar.
"Kan ve k�ller," dedi Mat hafif bir sesle. Rand sersem sersem ba��n� sallad�.
Moiraine aniden salland�, Lan at�ndan atlay�p yakalamasayd� yere d�ecekti. "�leri,"
dedi di�erlerine. Sesinin sertli�i Aes Sedai'yi eyerine kald�ran ellerinin
nazikli�i ile z�tt�. "O ate� sonsuza dek yanmayacak. Acele edin! Her dakika
k�ymetli!"
Alev duvar�, sanki sonsuza dek yanacakm� gibi k�kredi, ama Rand itiraz etmedi.
Atlar�n�n becerebildi�ince h�zl�, d�rtnala kuzeye y�neldiler. Uzaktaki borular
hayal k�r�kl��� i�inde, sanki ne oldu�unu Al�yorlarm� gibi �tt�, sonra sustu.
Lan ve Moiraine k�sa s�re sonra di�erlerine yeti�ti, ama Aes Sedai
Allan�rken, iki eliyle eyerin topuzunu kavrarken Aldieb'in dizginleri-
31 Lan tutuyordu. "Birazdan kendime gelirim," dedi kad�n, endi�eli
K�lar�n� g�r�nce. Sesi yorgun, ama g�venli ��k�yordu. Ve bak�la-
her zamanki kadar �srarl�yd�. "Toprak ve Ate� ile �al��rken �ok
8U�l� de�ilimdir. K���k bir �ey."
'ki�i h�zl� bir tempoda, yine �nde ilerlemeyeyBfcd�. Rand daha
ROBERTJORDAN
h�zl� gitseler Moiraine'in eyerinde kalabilece�ini sanm�yordu. Nyna-eve Aes
Sedai'nin yan�nda at s�r�yor, bir eliyle onu tutuyordu. Grup tepeleri a�arken iki
kad�n bir s�re f�s�lda�t�, sonra Hikmet'in eli pelerininin i�ini ara�t�rd� ve
Moiraine'e k���k bir paket verdi. Moiraine paketi a�t�, i�indekileri yuttu. Nynaeve
bir �ey daha s�yledi, sonra geride kal�p di�erlerinin yanma geldi ve soru dolu
bak�lar�n� g�rmezden geldi. ��inde bulunduklar� �artlara ra�men, Rand kad�n�n
y�z�nde hafif bir tatmin ifadesi oldu�unu d��nd�.
Rand, Hikmet'in neyin pe�inde oldu�una pek ald�rm�yordu. Devaml� k�l�c�n�n
kabzas�n� ovu�turuyordu ve ne yapt���n� her fark edi�inde �a�k�nl�k i�inde kabzaya
bak�yordu. Demek sava� b�yle bir �ey. Pek bir �ey hat�rlam�yordu. Her �ey kafas�nda
birbirine kar�m�t�, k�ll� y�zler ve korkudan bir y���n. Korku ve s�cakl�k. �arp�ma
s�rerken, yaz ortas�nda bir ��len kadar s�cak gelmi�ti ona. Bunu anlaya-m�yordu.
Buz gibi r�zgar �imdi y�z�ndeki ve bedenindeki terleri dondurmaya �al��yordu.
�ki arkada��na bakt�. Mat pelerininin kenar� ile y�z�ndeki teri si-liyordu. Uzakta
bir �eye bakan ve g�rd��� �eyden ho�lanmayan Per-rin aln�nda parlayan terlerin
fark�nda de�il gibiydi.
Tepeler al�ald� ve toprak d�zle�meye ba�lad�, ama Lan yola devam etmek yerine
durdu. Nynaeve Moiraine'in yan�na gidecek oldu, ama Muhaf�z onu uzak tuttu. O ve
Aes Sedai ilerlediler ve kafa kafaya verdiler. Moiraine'in el hareketlerine
bak�l�rsa, tart��yorlard�. Nynaeve ve Thom onlara bakt�, Hikmet endi�eyle ka�lar�n�
�atm�t�, ��k kendi kendine m�r�ldan�yor, susup geldikleri y�ne bak�yordu, ama ba�ka
herkes onlara bakmaktan ka��n�yordu. Bir Aes Sedai ile bir Muhaf�z'm tart�mas�ndan
ne ��kaca��n� kim bilebilirdi?
Birka� dakika sonra Egwene, h�l� tart�an �ifte huzursuz bir bak� f�rlatarak,
sessizce Rand ile konu�tu. "Trolloclara ba��rd���n o �ey" ler." Nas�l devam
edece�inden emin de�ilmi� gibi durdu.
"Ne olmu�?" diye sordu Rand. Biraz utanm�t� -sava� hayk�r�la� Muhaf�zlar i�indi;
Moiraine ne derse desin, �ki Nehir halk� �yle �ey ler yapmazd�. Ama k�z alay etmeye
kalkarsa... "Mat o hikayeyi on ke anlatm� olmal�."
"Ve k�t� bir bi�imde," diye araya girdi Thom. Mat itiraz edere
D�NYANIN G�Z� 285
homurdand�.
"Nas�l anlatm� olursa olsun," dedi Rand, "hepimiz defalarca dinledik. Dahas�, bir
�ey ba��rmak zorundayd�m. Demek istedi�im, b�yle zamanlarda bunu yapars�n. Lan'i
duydun."
"Ve hakk�m�z da var," diye ekledi Perrin d��nceli d��nceli. "Moiraine hepimizin
Manetheren halk�ndan geldi�imizi s�yl�yor. Onlar Karanl�k Varhk'a kar�� sava�m�lar
ve biz de onunla sava��yoruz. Bu bize o hakk� veriyor."
Egwene bu konuda ne d��nd���n� g�stermek istermi� gibi burnunu �ekti. "Ben bundan
bahsetmiyordum. Sen... senin ba��rd���n neydi, Mat?"
Mat huzursuzca omuzlar�n� silkti. "Hat�rlam�yorum." Kendini sa-vunurcas�na
di�erlerine bakt�. "Ger�ekten hat�rlam�yorum. Hepsi puslu. Ne oldu�unu, nereden
geldi�ini ya da anlam�n� bilmiyorum." Kendisiyle alay edercesine g�ld�. "Bir anlam�
oldu�unu sanm�yorum."
"Ben... bence var," dedi Egwene yava��a. "Sen ba��r�rken, bir anl���na, seni
anlad���m� sand�m. Ama �imdi hepsi gitti." ��ini �ekti ve ba��n� iki yana sallad�.
"Belki hakl�s�nd�r. �yle bir zamanda neler hayal edebildi�in, tuhaf, de�il mi?"
"Cami an Caldazar" dedi Moiraine. Hepsi d�n�p ona bakt�lar. "Carai an Ellisande. Al
Ellisande. K�z�l Kartal'�n �erefi i�in. G�ne�in G�l�'n�n �erefi i�in. G�ne�in G�l�.
Manetherenlilerin kadim sava� hayk�r��, son krallar�n�n sava� hayk�r��. Eldrene'ye
G�ne�in G�l� denirdi." Moiraine Egwene ve Mat'e g�l�msedi, ama bak�lar�
delikanl�n�n �zerinde bir an daha uzun kalm� olabilirdi. "Arad'�n kan� �ki Nehir'de
h�l� g��l�. Eski kan h�l� �ark� s�yl�yor."
Herkes onlara bakarken Mat ve Egwene birbirlerine bakt�lar. Eg-
Wene'in g�zleri irile�mi�ti ve a�z� devaml� bast�rd��� bir g�l�mseme
�'e k�vr�l�p duruyordu. Bu eski kan meselesini nas�l kar��layaca��ndan
nun de�ilmi� gibiydi. Mat'in ka�lar�n� �atmas�na bak�l�rsa, o emindi.
Rand, Mat'in akl�nda ne oldu�unu biliyordu. Kendi akl�nda olan
* Vm ayn�s�. E�er Mat eski Manetheren krallar�n�n kan�ndan geliyor-
a' belki Trolloclar ���n�n birden de�il, onun pe�inden geliyorlard�.
1 d��nce Rand'� utand�rd�. Yanaklar� k�zard� ve Perrin'in y�z�n�
2&�
ROBERTJORDAN
su�lu su�lu buru�turdu�unu g�r�nce, onun da akl�na ayn� �eyin geldi�ini anlad�.
"Buna benzer bir �ey duydu�umu s�yleyemem," dedi Thom bir dakika sonra. Silkelendi
ve sesi sertle�ti. "Ba�ka zaman olsa bundan bir hikaye ��kar�r�m, ama �u anda...
G�n�n kalan�n� burada ge�irmeyi mi d��n�yorsun, Aes Sedai?"
"Hay�r," diye yan�t verdi Moiraine, dizginlerini toparlayarak. Yan�t�n� vurgularm�
gibi, g�neyden bir boru sesi geldi. Do�udan ve bat�dan ba�ka borular yan�t verdi.
Atlar ki�nedi, sinirli sinirli yana
ka�t�.
"Ate�i a�t�lar," dedi Lan sakinlik i�inde. Moiraine'e d�nd�. "Niyetlendi�in �ey
i�in hen�z yeterince g��l� de�ilsin, dinlenmeden olmaz. Ve ne Myrddraaller, ne de
Trolloclar oraya giremez."
Moiraine s�z�n� kesmek istercesine elini kald�rd�, ama sonra i�ini �ekti ve elini
indirdi. "Pekala," dedi sinirle. "Samr�m hakl�s�n, ama ba�ka se�enek olmas�n�
tercih ederdim." Asas�n� kolan�n alt�ndan �ekti. "Hepiniz, �evreme toplan�n.
Olabildi�ince yakla��n. Daha yak�n."
Rand Bulut'u Aes Sedai'nin k�sra��na yakla�t�rd�. Moiraine'in �srar� �zerine,
�evresinde, daha da yakma topland�lar. �yle ki, her at�n ba�� bir di�erinin
boynunun ya da sa�r�s�n�n �zerinden uzan�yordu. Aes Sedai ancak o zaman tatmin
oldu. Sonra, konu�madan �zengilerin �zerinde do�ruldu ve asas�n� uzat�p, herkesi
kapsayacak �ekilde ba�lar�n�n �zerinde �evirmeye ba�lad�.
Rand, asan�n ba��n�n �zerinden her ge�i�inde irkildi. Her seferinde i�inde bir �ey
kar�ncaland�. Asay� g�rmeden de, insanlar�n �rper-melerine bakarak takip
edebilirdi. Etkilenmeyen tek ki�inin Lan olmas� �a��rt�c� de�ildi.
Moirane aniden asay� bat�ya do�rulttu. �l� yapraklar havada d�nd�, dallar Aes
Sedai'nin i�aret etti�i y�nde toz f�rt�nas� varm� gibi sa land�. G�r�nmez toz
f�rt�nas� g�zden kaybolurken, Moiraine de �<?
�ekerek eyerine yerle�ti.
"Trolloclar," dedi, "izimizi ve kokumuzu o y�ne do�ru takip e �ekler. Zaman i�inde
Myrddraaller anlayacaklar, ama o zamana dar..."
D�NYANIN G�Z� 2SZ
"O zamana kadar," dedi Lan, "biz izimizi kaybettirmi� olaca��z."
"Asan �ok g��l�," dedi Egwene. Nynaeve ise bunu yaln�zca burnunu �ekerek kar��l�k
verdi.
Moiraine tatl� bir sitemle yak�nd�. "Sana daha �nce de s�yledim, �ocu�um,
nesnelerin g�c� yoktur. Tek G�� Ger�ek Kaynak'tan gelir ve ancak canl� bir zihin
onu kullanabilir. Bu bir angreal bile de�il, yaln�zca odaklanmaya yard�m eden bir
�ey." Bitkinlik i�inde asas�n� kolan�n alt�na kayd�rd�. "Lan?"
"Beni takip edin," dedi Muhaf�z, "ve sessiz olun. Trolloclar bizi duyarsa, her �ey
bo�a gider."
Yine kuzeye y�neldi, ama daha �nceki ��lg�n h�zda de�il. Ca-emlyn Yolu'nda
kulland�klar� y�r�y� h�z�nda. Toprak d�zle�meye devam etti, ama orman h�l� g�rd�.
Yollar� art�k daha �nceki gibi d�z de�ildi, ��nk� Lan sert zemin �zerinde,
kayal�klar�n etraf�nda dolanan bir yol izliyordu ve art�k onlar� �al�lar�n i�inden
ge�meye zorlamak yerine, �evrelerinden dolanmalar�na izin veriyordu. Arada bir
arkada kal�yor, dikkatle arkalar�nda b�rakt�klar� izi inceliyordu. Birinin
�ks�rmesine bile, �fkeli bir homurtuyla kar��l�k veriyordu.
Nynaeve, at�n� Aes Sedai'nin yan�nda s�r�yordu. Y�z�nde endi�e ile ho�lanmazl�k
sava� halindeydi. Ve bir �eyin daha izi oldu�unu d��nd� Rand, sanki Hikmet bir
hedef g�rm� gibi. Moiraine'in omuzlan ��km�t� ve dizginler ile eyerini iki eliyle
tutuyor, Aldieb'in att��� her ad�mda sallan�yordu. Sahte iz yaratman�n, deprem ve
bir ate� duvar� yaratman�n yan�nda ne kadar �nemsiz g�r�nse de, ondan �ok �ey
g�t�rd���, ona art�k kaybetmemesi gereken g�c� kaybettirdi�i a��kt�.
Rand, borular�n yine �tmeye ba�lamas�n� dileyecekti neredeyse. aZ�ndan Trolloclar�n
ne kadar uzakta oldu�unu anlamalar�n� sa�-''yordu. Ve Soluklar�n.
Arkas�na bak�p duruyordu, bu y�zden �nlerinde neyin uzand���-�K �nce g�ren olmad�.
G�rd��� zaman, �a�k�nl�k i�inde bakakal-
'ki yanda b�y�k, d�zensiz bir y���n uzan�yordu. �o�u yerde tam lr|ae b�y�yen
a�a�lar kadar y�ksekti. Orada burada daha da y�k-Kuleler vard�. Yapraks�z
sarma��klar ve s�r�ngen bitkiler kal�n ta-
288
ROBERTJORDAN

bakalar halinde her yeri kaplam�t�. Bir yama� m�yd�? Sarma��klar t�rmanmay�
kolayla�t�r�r, ama atlar� ��karmay� asla ba�aramay�z.
Aniden, daha yakma geldiklerinde, bir kule g�rd�. Bir kaya formasyonu de�il, bir
kule oldu�u a��kt�. Tepesinde tuhaf, sivri u�lu bir kubbe vard�. "Bir �ehir!" dedi.
Ve bir �ehir duvar�. Kuleler, duvardaki n�bet�i kuleleri idi. Rand'�n a�z� a��k
kald�. Baerlon'dan on kat b�y�k olmal�yd�. Elli kat daha b�y�k.
Mat ba��m sallad�. "Bir �ehir," diye kabul etti. "Ama orman�n ortas�nda bir �ehrin
ne i�i var?"
"Ve halk� yok," dedi Perrin. Ona bakt�klar�nda, duvara i�aret etti. "Halk� olsa
sarma��klar�n b�yle b�y�mesine izin verirler miydi? S�r�ngen bitkilerin duvarlar�
nas�l ufalad���n� bilirsiniz. Nas�l devrildiklerine bak�n."
Rand'�n g�rd�kleri, zihninde kendi kendilerini d�zenledi. Per-rin'in s�yledi�i
gibiydi. Duvardaki her al�ak yerin alt�nda, �al� kapl� bir t�msek vard�; yukar�dan
devrilen duvar�n molozlar�. Ayn� boyda iki kule yoktu.
"Acaba hangi �ehirdi," diye d��nd� Egwene. "Ona ne oldu acaba. Babam�n
haritalar�ndan bir �ey hat�rlam�yorum."
"Ad� Aridhol'du," dedi Moiraine. "Trolloc Sava�lar� s�ras�nda Ma-netheren'in
m�ttefiki idi." Dev duvarlara bakarken di�erlerini, hatta kolunu tutarak eyerde
kalmas�n� sa�layan Nynaeve'i bile unutmu� gibiydi. "Aridhol daha sonra �ld� ve
buraya ba�ka bir isim verdiler."
"Hangi isim?" diye sordu Mat.
"Buras�," dedi Lan. Mandarb'� bir zamanlar elli adam�n yan yana ge�ebilece�i bir
kap� olan �eyin �n�nde durdurdu. Art�k yaln�zca k�r�k, sarma��k kapl� n�bet�i
kuleleri duruyordu; kap�lardan iz yoktu. "Buradan giriyoruz." Trolloc borular�
uzakta feryat etti. Lan, sesin geldi�i y�ne bakt�, sonra bat�da, a�a� tepelerinin
�zerinde e�ilmi� g* ne�e bakt�. "Sahte iz oldu�unu anlad�lar. Gelin, karanl�k
basmadan bir s��mak bulmal�y�z."
"Hangi isim?" diye sordu Mat yine.
Moiraine �ehre girerken yan�t verdi. "Shadar Logoth," dedi. "& buraya Shadar Logoth
diyorlar."

19
G�LGEN�N BEKLED��� YER
Lan, �ehrin i�inde yol g�sterirken atlar�n toynaklar�n�n alt�nda k�r�k d�eme ta�lan
��t�rdad�. T�m �ehir parampar�ayd�, Rand'�n g�rebildi�i kadar�yla her �ey,
Perrin'in s�yledi�i gibi terk edilmi�ti. Bir g�vercin bile k�p�rdam�yordu ve
duvarlardaki �atlaklardan, d�eme ta�lar�n�n aras�ndan eski, �l� otlar f�k�rm�t�.
�at�lar� i�eri ��km� binalar�n say�s�, �at�lar� yerinde duran binalar�n say�s�ndan
fazlayd�. Devrilmi� duvarlar sokaklara tu�la ve ta� sa�m�t�. Kuleler k�r�k sopalar
gibi aniden, �entik �entik sona eriyordu. �zerinde birka� bodur a�a� b�y�yen
d�zensiz moloz y���nlar�, saraylar�n ya da bina bloklar�n�n kal�nt�lar� olabilirdi.
Yine de geride kalanlar Rand'�n nefesini kesmeye yeterdi. Baer-lon'daki en b�y�k
bina, burada herhangi bir �eyin g�lgesinde kaybolurdu. Bakt��� her yerde dev
kubbeleri olan solgun mermer saraylar vard�. Her binan�n en az bir kubbesi var gibi
g�r�n�yordu; baz�lar�n�n d�rt ya da be� tane vard� ve her birinin �ekli farkl�yd�.
Yan�nda s�tunlar dizili uzun y�r�y� yollan y�zlerce ad�m s�r�yor, g�ky�z�ne
uzan�yor gibi g�r�nen kulelerde bitiyordu. Her kav�akta bronz bir �e�me, bir an�t�n
kaymakta��ndan k�lah� ya da kaidesi �zerinde bir heykel g�r�n�yordu. �e�meler
kuruysa da, kulelerin �o�u devrilmi�, heykellerin �o�u k�nlm�sa da, geri kalanlar o
kadar muhte�emdi ki, Rand ancak hayret edebiliyordu.
Ben de Baerlon'un bir �ehir oldu�unu sanm�t�m! Yak beni, Thom "izeg�lm� olmal�.
Moiraine ve Lan de.
Bakmaya �yle dalm�t� ki, Lan aniden, bir zamanlar Baerlon'daki
290
ROBERTJORDAN
Geyik ve Aslan kadar b�y�k olan beyaz, ta� bir binan�n �n�nde durunca �a��rd�.
�ehir canl� ve b�y�kken binan�n ne oldu�unu s�yleyecek hi�bir �ey yoktu, hatta
buras� belki bir hand�. �st katlardan yaln�zca bo� bir kabuk kalm�t� -bo�
pencerelerden ak�am g��� g�r�lebiliyordu, camlar ve ah�ap uzun zaman �nce yok
olmu�tu- ama zemin kat yeterince sa�lam g�r�n�yordu.
Moiraine, elleri h�l� eyer topuzunun �zerinde, binay� dikkatle inceledi ve ba��n�
sallad�. "Bu i�e yarar."
Lan eyerden a�a�� atlad� ve Aes Sedai'yi kollar�nda kald�rd�. "Atlar� i�eri
getirin," diye emretti. "Arkada ah�r olarak kullanabilece�imiz bir oda bulun.
Y�r�y�n, �iftlik �ocuklar�. Bu k�y �ay�r� de�il." Aes Sedai'yi ta��yarak i�eride
kayboldu.
Nynaeve at�ndan indi, bitki ve merhem �antas�n� ta��yarak arkalar�ndan seyirtti.
Egwene tam arkas�ndayd�. Atlar�n� olduklar� yerde b�rakm�lard�.
'"Atlar� i�eri getirin'mi�," diye m�r�ldand� Thom aksi aksi ve b�y�klar�n� �fledi.
Yava� ve donuk hareketlerle at�ndan indi, yumru�unu s�rt�na dayad� ve uzun uzun i�
�ekti. Sonra Aldieb'in dizginlerini ald�. "Ee?" dedi, Rand ve arkada�lar�na bir
ka��n� kald�rarak.
Tela�la atlar�ndan indiler ve di�er atlan toparlad�lar. Kap� bo�lu�u, i�inde bir
zamanlar kap� kanatlar� oldu�unu g�steren hi�bir i�aret olmadan, hayvanlar�n iki�er
iki�er ge�mesine izin verecek kadar geni�ti.
��eride bina kadar geni�, dev bir oda vard�. Kirli, seramik zeminliydi, duvarlarda
lime lime olmu�, solarak donuk kahverengiye d�n�m�, dokunulursa ufalanacakm� gibi
g�r�nen birka� duvar hal�s� kalm�t�. Ba�ka hi�bir �ey yoktu. Lan en yak�n k�ede,
kendi pelerini ile Moiraine'inkini kullanarak, onun i�in bir yer haz�rlam�t�. Toz
hakk�nda s�ylenip duran Nynaeve Aes Sedai'nin yan�nda diz ��km�, Egwe-ne'in a��k
tuttu�u �antas�n� kar�t�r�yordu.
"Ondan ho�lanmayabilirim, do�ru," diyordu Nynaeve Muhaf�z'a, Bela ile Bulut'u �eken
Rand Thom'un arkas�ndan i�eri girdi�inde, "ama yard�m�ma ihtiya� duyan herkese,
onlardan ho�lansam da, ho�-lanmasam da, yard�m ederim."
"Su�lamad�m, Hikmet. Yaln�zca bitkilerine dikkat et, dedim."
D�NYANIN G�Z� 221
Gen� kad�n adama yan yan bakt�. "Do�rusu �u ki, bitkilerime ihtiyac� var. Senin de
�yle." Sesi ba�lang��ta ek�iydi, konu�tuk�a daha da aksile�ti. "Do�rusu �u ki, Tek
G��'� ile bile ancak bu kadar�n� yapabilir ve yere y�k�lmadan �nce yapabilece�ini
yapt� bile. Do�rusu �u ki, senin k�l�c�n art�k ona yard�m edemez, Yedi Kulenin
Efendisi, ama benim bitkilerim edebilir."
Moiraine, elini Lan'in koluna koydu. "Sakin ol, Lan. Zarar vermek istemiyor.
Yaln�zca anlam�yor." Muhaf�z alayla burnunu �ekti.
Nynaeve �antas�n� kar�t�rmay� b�rakt� ve ka�lar�n� �atarak adama bakt�, ama
Moiraine'e hitap etti. "Bilmedi�im �ok �ey var. �imdiki neymi�?"
"�lk olarak," diye yan�t verdi Moiraine, "asl�nda tek ihtiyac�m olan biraz
dinlenmek. �kincisi, seninle ayn� fikirdeyim. Becerilerin ve bilgin d��nd���mden
daha �ok i�e yarayacak. �imdi, yan�nda bir saat uyumam� sa�layacak, ama daha sonra
beni sersem b�rakmayacak bir �ey varsa...?"
"Zay�f bir tilki-kuyru�u ve marisin �ay�, ve..."
Rand, Thom'un pe�inden, ilkinin arkas�nda bir ba�ka odaya ge�erken kalan�n�
ka��rd�. �kinci oda da ilki kadar b�y�kt� ve daha da bo�tu. Burada yaln�zca kal�n
ve onlar gelene kadar bozulmam� bir toz tabakas� vard�. Yerde ku� ya da ufak hayvan
izleri bile yoktu.
Rand, Bela ile Bulut'un eyerlerini ��karmaya ba�lad�. Thom Aldieb ile kendi i�di�
at�n�n eyerlerini ��kar�yordu. Perrin ise kendi at� ile Mandarb'�n. Mat d��nda
hepsi me�guld�. Odada, gelirken kulland�klar� d��nda iki kap� bo�lu�u daha vard�.
"Yan yol," diye bildirdi Mat, ba��n� ilkinden �ekerek. Hepsi durduklar� yerden o
kadar�n� g�rebiliyordu. �kinci kap� bo�lu�u yaln�zca arka duvarda karanl�k bir
dikd�rtgendi. Mat yava��a i�inden ge�ti ve �iddetle sa�lar�ndan �r�mcek a��
silkeleyerek geri �ekildi. "Orada hi�bir �ey yok," dedi, yan yola bir bak� daha
f�rlatarak.
"At�nla ilgilenecek misin?" dedi Perrin. Kendi at�n�n i�ini bitirmi�, Mandarb'�n
eyerini kald�r�yordu. Tuhaf bir �ekilde, vah�i bak�l� ayg�r hi� sorun ��karmad�,
ama Perrin'i izlemeye devam etti. "Kimse senin '�in yapmayacak."
Mat yan yola son bir bak� f�rlatt� ve i�ini �ekerek at�na gitti.
ROBERTJORDAN
Rand, Bela'n�n eyerini yere b�rak�rken Mat'in surat�n�n as�ld���n� g�rd�. G�zleri
binlerce kilometre �tede gibiydi ve sanki d��nmeden, ezbere hareket ediyordu.
"Sen iyi misin, Mat?" dedi Rand. Mat, eyeri at�n�n �zerinden kald�rd� ve �yle
durdu. "Mat? Mat!"
Mat irkildi, eyeri d��recek oldu. "Ne? Ah. Ben... Ben yaln�zca d��n�yordum."
"D��n�yor muydun?" diye alay etti Perrin, Mandarb'�n ba�l���n� bir yular ile
de�i�tirirken. "Uyuyordun."
Mat ka�lar�n� �att�. "Ben... orada, geride neler oldu�unu d��n�yordum. S�yledi�im o
s�zc�kler hakk�nda..." O s�rada yaln�zca Rand de�il, herkes d�n�p ona bakt�. Mat
huzursuzca k�p�rdand�. "Eh, Mo-iraine'in ne dedi�ini duydunuz. Sanki benim a�z�mdan
�l� bir adam konu�mu� gibi. Bundan ho�lanmad�m." Perrin g�l�nce ka�lar� daha fena
�at�ld�.
"Aemon'un sava� hayk�r��, dedi -de�il mi? Belki sen yeniden do�mu� Aemon'sundur.
Emond Meydan�'n�n ne kadar s�k�c� oldu�undan bahsedip durmana bak�l�rsa, bu ho�una
giderdi herhalde -bir kral ve yeniden do�mu� bir kahraman olmak!"
"B�yle s�yleme!" Thom derin bir nefes ald�; �imdi herkes bak�lar�n� ona dikmi�ti.
"Bunlar tehlikeli konu�malar. Aptalca konu�malar. �l�ler yeniden do�abilir ya da
canl� bir bedeni ele ge�irebilir ve bu hafife al�nacak bir �ey de�ildir." Kendi
kendini sakinle�tirmek i�in bir nefes daha ald� ve devam etti. "Eski kan, dedi.
Kan, �l� bir adam de�il. Bunun zaman zaman oldu�unu duydum. Duydum, ama hi�
d��nmemi�tim ki... O senin k�klerindi, evlat. Senden babana, b�y�kbabana, ta
Manetheren'e, hatta daha eskiye uzanan bir ba�. Eh, art�k eski bir aileden
geldi�ini biliyorsun. Bu noktada b�rakman ve memnun olman gerekir. �o�u insan
babalar�ndan �tesini bilmez."
Baz�lar�m�z bundan bile emin olamaz, diye d��nd� Rand ac� ac�. Belki de Hikmet
hakl�yd�. I��k, umar�m �yledir.
Mat, ����n s�ylediklerine ba��n� sallad�. "San�r�m �yle. Yaln�z� sence bize
olanlarla ilgisi var m�? Trolloclar falan? Demek istedi�im--ah, ne demek istedi�imi
bilmiyorum."
"Bence bunu unutmal� ve buradan g�ven i�inde uzakla�maya y�"
D�NYANIN G�Z� 222
�unla�mal�s�n." Thom pelerininin i�inden uzun sapl� piposunu ��kard�. "Ve bence bir
pipo i�ece�im." Piposunu onlara do�ru sallay�p �n odada kayboldu.
"Bunda hepimiz birlikteyiz, yaln�zca birimiz de�il," dedi Rand Mat'e.
Mat silkelendi ve g�ld�, k�sa, havlama gibi bir g�l�. "Do�ru. Eh, birtak�m �eylerde
birlikte olmaktan bahsetmi�ken, atlarla i�imizi bitirdi�imize g�re, neden gidip bu
�ehri biraz g�rm�yoruz? Ger�ek bir �ehir ve sana �arpacak, kaburgalar�n�
dirsekleyecek kalabal�klar yok. Kimse burunlar�n�n �st�nden bize bakmayacak. G�ne�
daha bir iki saat batmayacak."
"Trolloclar� unuttun mu?" dedi Perrin.
Mat k���msemeyle ba��n� sallad�. "Lan buraya gelemeyeceklerini s�yledi, unuttun mu?
�nsanlar�n s�ylediklerini dinlemelisin."
"Unutmad�m," dedi Perrin. "Ve ben dinlerim. Bu �ehir... Aridhol muydu? -
Manetheren'in m�ttefikiymi�. G�rd�n m�? Dinlemi�im i�te."
"Aridhol, Trolloc Sava�lar� zaman�nda en b�y�k �ehir olmal�," dedi Rand, "��nk�
Trolloclar buradan h�l� korkuyorlar. �ki Nehir'e gelmekten korkmuyorlard� ve
Moiraine Manetheren'in -nas�l ifade etmi�ti- Karanl�k Varl�k'in aya��ndaki diken
oldu�unu s�ylemi�ti."
Perrin ellerini kald�rd�. "Gecenin �oban�'ndan bahsetme. Olmaz m�?"
"Ne diyorsunuz?" Mat kahkaha att�. "Gidelim."
"Moiraine'e sormal�y�z," dedi Perrin ve Mat ellerini havaya kald�rd�.
"Moiraine'e sormak m�? Sence bizi g�z�n�n �n�nden ay�r�r m�? Ya Nynaeve? Kan ve
k�ller, Perrin, neden ba�lam�ken Luhhan Han�m'a da sormuyorsun?"
Perrin g�n�ls�zce kabul ederek ba��n� sallad� ve Mat s�r�tarak Rand'a d�nd�. "Ya
sen? Ger�ek bir �ehir. Saraylar� olan!" Sinsi bir kahkaha att�. "Ve bizi izleyen
Beyazpelerinler yok."
Rand ona pis pis bakt�, ama yaln�zca bir an teredd�t etti. O saray-lar bir ����n
hikayesi gibiydi. "Tamam."
On odadan i�itilmemek i�in yumu�ak ad�mlar atarak yan yola ��kt�lar ve binan�n
�n�nden dolanarak kar�� taraftaki soka�a girdiler.
224
ROBERTJORDAN
H�zla y�r�yorlard� ve beyaz ta� binadan bir blok uzakla�t�ktan sonra Mat hoplay�p
z�playarak dans etmeye ba�lad�.
"�zg�r�z." Kahkaha att�. "�zg�r�z!" Yava� yava� bir �ember �izerek, kahkahalar
atmaya devam ederek �evresine bakt�. Ak�am�n g�lgeleri �entik �entik uzuyordu ve
batan g�ne� y�k�k �ehri alt�na �eviriyordu. "B�yle bir yeri r�yan�zda bile g�rd�n�z
m�? G�rd�n�z m�?"
Perrin de g�ld�, ama Rand huzursuzca omuz si�kti. Bu ilk r�yas�n-daki �ehre
benzemiyordu, ama yine de... "E�er bir �ey g�rmek istiyorsak," dedi, "yola devam
etsek iyi olacak. G�nbat�m�na fazla kalmad�."
Mat her �eyi g�rmek istiyor gibiydi ve di�erlerini de hevesle yan�nda s�r�kledi.
Havuzlar�, Emond Meydan�'ndaki herkesi i�ine alabilecek kadar geni� �e�melerin
�zerine t�rmand�lar, geli�ig�zel se�tikleri, ama hep en b�y�kleri olan yap�lar�n
i�ine girip ��kt�lar. Baz�lar�n� anlad�lar, baz�lar�n� anlamad�lar. Saray sarayd�
i�te, ama bir tepe kadar b�y�k bir kubbesi ve i�inde yaln�zca tek bir odas� olan
dev gibi, yuvarlak bina neydi? Ve duvarl� bir yer, tepesi g�ky�z�ne a��k ve s�ra
s�ra banklar� olan, t�m Emond Meydan�'n� i�ine alacak kadar geni� yer?
Toz, moloz ve dokununca ufalanan renksiz duvar hal�lar�ndan ba�ka bir �ey
bulamay�nca, Mat sab�rs�zlanmaya ba�lad�. Bir kez bir duvar�n dibine y���lm� tahta
sandalyeler buldular; Perrin birini almaya �al��nca hepsi parampar�a oldu.
Baz�lar� Bade�ay Han�'n�n tamam�n� i�ine alabilecek, hatta biraz da bo� yer kalacak
kadar b�y�k, bo� odalar� olan saraylar Rand'�n akl�na, bir zamanlar onlar�
doldurmu� olmas� gereken insanlar� getirdi. �ki Nehir'deki herkesin o yuvarlak
kubbenin alt�nda durabilece�ini d��nd�. Ta� s�ralar� olan yere gelince...
G�lgelerin i�inde insanlar oldu�unu, huzurlar�n� bozan �� yabanc�ya onaylamaz
bak�larla bakt�klar�n� hayal edebiliyordu.
Binalar ne kadar muhte�em olursa olsun, sonunda Mat bile s�k�la1 ve bir �nceki gece
yaln�zca bir saat uyudu�unu hat�rlad�. Bunu herkes hat�rlamaya ba�lad�. Esneyerek,
�n�nde dizi dizi s�tunlar olan y�ksek bir binan�n merdivenine oturdular ve �imdi ne
yapacaklar�n� tart�maya ba�lad�lar.
"Geri d�nelim," dedi Rand, "ve biraz uyuyal�m." Elinin arkas�n� ag-
D�NYANIN G�Z� 221
zina g�t�rd�. Tekrar konu�abildi�i zaman, ''Uyku," dedi. "�stedi�im tek �ey bu."
"�stedi�in zaman uyuyabilirsin," dedi Mat kararl�l�kla. "Nerede oldu�umuza bak.
Y�k�lm� bir �ehir. Hazine."
"Hazine mi?" Perrin'in �eneleri �at�rdad�. "Burada hazine falan yok. Burada tozdan
ba�ka hi�bir �ey yok."
Rand g�zlerini g�lgeleyerek g�ne�e bakt�, �at�lar�n �zerinde oturan k�rm�z� bir
top. "Ge� oluyor, Mat. Yak�nda hava kararacak."
"Hazine olabilir," diye �srar etti Mat kararl� bir �ekilde. "Her neyse, kulelerden
birine t�rmanmak istiyorum. �uradakine bak�n. Y�k�lmam�. �ddiaya girerim oradan
kilometrelerce �tesini g�rebilirsiniz. Ne diyorsunuz?"
"Kuleler g�venli de�il," dedi bir erkek sesi arkalar�ndan.
Rand aya�a f�rlad� ve k�l�c�n�n kabzas�n� kavrayarak d�nd�. Di�erleri de ayn�
�l��de h�zl�yd�.
Basamaklar�n tepesinde, s�tunlar�n aras�nda bir adam duruyordu. �ne yar�m ad�m
att�, g�zlerini g�lgelemek i�in elini kald�rd� ve yine geriledi. "Beni affedin,"
dedi yumu�ak sesle. "Uzun zamand�r i�eride, karanl�ktay�m. G�zlerim hen�z ���a
al�mad�."
"Sen kimsin?" Rand adam�n aksan�n�n, Baerlon'dan sonra bile, tuhaf geldi�ini
d��nd�; baz� s�zc�kleri tuhaf bir �ekilde telaffuz ediyordu, �yle ki Rand anlamakta
g��l�k �ekiyordu. "Burada ne yap�yorsun? �ehrin bo� oldu�unu d��nm�t�k."
"Benim ad�m Mordeth." Adam ismi tan�malar�n� beklermi� gibi durdu. Hi�biri tan�ma
i�areti g�stermeyince al�ak sesle bir�eyler m�r�ldand� ve devam etti. "Ben de size
ayn� soruyu sorabilirim. Uzun zamand�r Aridhol'a kimse gelmedi. Uzun, �ok uzun
zamand�r. Sokakla-nnda �� delikanl�y� dola��rken bulaca��m� sanmazd�m."
"Caemlyn'e gidiyoruz," dedi Rand. "Geceyi ge�irmek i�in mola verdik."
"Caemlyn," dedi Mordeth yava��a, ismi dilinin �zerinde yuvarlayarak. Sonra ba��n�
iki yana sallad�. "Gece i�in mola m� dedin? Belki bana kat�l�rs�n�z."
"H�l� burada ne yapt���n� s�ylemedin," dedi Perrin.
"Neden, bir hazine avc�s�y�m, elbette."
ROBERTJORDAN
"Hi� hazine buldun mu?" diye sordu Mat heyecanla.
Rand, Mordeth'in g�l�msedi�ini g�rd���n� sand�, ama g�lgeler y�z�nden emin
olam�yordu. "Buldum," dedi adam. "Bekledi�imden daha fazla. �ok daha fazla.
Ta��yabilece�imden �ok daha fazla. �� g��l�, sa�l�kl� delikanl� bulaca��m�
d��nm�yordum. E�er yan�ma alabileceklerimi atlar�m�n bekledi�i yere ta��mama yard�m
ederseniz, kalan�n� payla�abilirsiniz. Ne kadar ta��yabilirseniz. Burada b�rakt���m
her �ey kaybolacak, ben d�nmeden bir ba�ka hazine avc�s� taraf�ndan g�t�r�lecek."
"Size b�yle bir yerde hazine olmas� gerekti�ini s�ylemi�tim," diye ba��rd� Mat.
Merdivenlerden yukar� f�rlad�. "Ta��mana yard�m ederiz. Bizi oraya g�t�r, yeter." O
ve Mordeth s�tunlar�n aras�ndaki g�lgelerin derinliklerine ilerledi.
Rand Perrin'e bakt�. "Onu b�rakamay�z." Perrin batan g�ne�e bakt� ve ba��m sallad�.
�htiyatla basamaklar� t�rmand�lar. Perrin, kemerindeki halkaya as�l� baltas�n�
gev�etti. Rand'�n eli k�l�c�n�n kabzas�n� kavrad�. Ama Mat ve Mordeth s�tunlar�n
aras�nda bekliyordu. Mordeth kollar�n� kavu�turmu�, Mat sab�rs�zca i�eriye
bak�yordu.
"Gelin," dedi Mordeth. "Size hazineyi g�stereyim." ��eriye kayd� ve Mat takip etti.
Di�erlerinin, i�eri girmek d��nda yapabilece�i hi�bir �ey yoktu.
��erideki koridor g�lgeliydi, ama Mordeth hemen yana d�nd� ve d�nerek a�a��,
karanl��a inen bir merdivene y�neldi. Zifiri karanl���n i�inde el yordam� ile
ilerlediler. Rand bir eliyle duvarlar� yokluyor, aya�� dokunana kadar a�a��da bir
basamak oldu�undan emin olam�yordu. "Buras� �ok karanl�k," diyen sesinden
anla��ld��� kadar�yla, Mat bile huzursuzlanmaya ba�lam�t�.
"Evet, evet," diye yan�t verdi Mordeth. Adam, karanl�kta hi� sorun ya�am�yor
gibiydi. "A�a��da ��k var. Gelin."
Ger�ekten de d�nerek inen merdivenler aniden, duvarda duman t�ten me�alelerin as�l�
durdu�u, lo� bir koridorda sona erdi. Titre�en alevler ve g�lgeler, Rand'�n
Mordeth'e ilk kez iyice bakmas�n� sa�lad�. Adam durmadan, h�zla ilerliyor, bir
yandan da takip etmelerini i�aret ediyordu.
D�NYANIN ��Z� 231
Rand, adamda tuhaf bir �ey oldu�unu d��nd�, ama ne oldu�unu ��karam�yordu. Mordeth
zarif, bir �ekilde a��n beslenmi� bir adamd�. D��k g�zkapaklar� bir �eyin arkas�nda
saklanm�, g�zetliyormu� hissi veriyordu. K�sa ve tamamen keldi, hepsinden daha
uzunmu� gibi y�r�yordu. Giysileri, Rand'�n daha �nce hi� g�rmedi�i t�rdendi. Dar,
siyah, diz boyu pantolon, yumu�ak, tepeleri bileklerde katlanm�, k�rm�z� botlar.
Alt�n i�lemeli uzun, k�rm�z� bir yelek, geni� kol yenleri olan, man�etlerinin
u�lar� dizlerine kadar gelen kar beyaz� bir g�mlek. Kesinlikle bir �ehrin
y�k�nt�lar� aras�nda hazine ararken giyilecek giysiler de�il. Ama adam�n tuhaf
g�r�nmesine sebep olan �ey bu da de�ildi.
Sonra, koridor seramik duvarl� bir odada sona erdi ve Rand Mor-deth'in
tuhafl�klar�n� unuttu. �nlemesi, di�erleri taraf�ndan yank�land�. Burada da
dumanlan tavan� lekeleyen birka� me�ale vard�, ama o ��k, yere y���lm� alt�n ve
de�erli ta�lardan, para ve m�cevherlerden, kadehlerden, tabaklardan, tepsilerden,
yald�zl�, m�cevher kakmal� k�l��lardan ve han�erlerden yans�yordu. Hepsi, bel
y�ksekli�inde t�msekler halinde, dikkatsizce y���lm�t�.
Mat hayk�rarak �ne ko�tu ve y���nlardan birinin �n�nde dizlerinin �zerine ��kt�.
"�uvallar," dedi nefes nefese, alt�nlar� avu�layarak. "B�t�n bunlar� ta��yabilmek
i�in �uvallara ihtiyac�m�z olacak."
"Hepsini ta��yamay�z," dedi Rand. �aresizce �evresine bak�nd�; t�ccarlar�n Emond
Meydan�'na bir y�l boyunca getirdi�i b�t�n alt�n bile bu y���nlar�n binde birini
olu�turamazd�. "�imdi olmaz. Neredeyse karanl�k ��kecek."
Perrin bir baltay� �ekti, �zerinde as�l� kalan alt�n zinciri kay�ts�zca yere att�.
Parlak, siyah sap�nda m�cevherler par�ld�yordu ve zarif, alton i�lemeler �ifte
ba�l���n� s�sl�yordu. "O zaman yar�n," dedi, baltay� s�r�tarak savurarak. "Moiraine
ve Lan bunlar� g�sterince anlayacakt�r."
"Yaln�z de�il misiniz?" dedi Mordeth. Yan�ndan ge�ip hazine odas�na girmelerine
izin vermi�ti, ama �imdi takip etti. "Yan�n�zda ba�ka kim var?"
Ayak bileklerine kadar servete g�m�lm�, Mat dalg�n dalg�n yan�t erdi. "Moiraine ve
Lan. Bir de Nynaeve, Egwene ve Thom var. O bir
k. Tar Valon'a gidiyoruz."
22S
ROBERTJORDAN
Rand nefesini tuttu. Sonra Mordeth'in sessizli�i, ba��m kald�rmas�na sebep oldu.
Mordeth'in y�z� �fke ve korkuyla �arp�lm�t�. Dudaklar� di�lerinin �zerinde gerildi.
"Tar Valon!" Yumruklar�n� onlara do�ru sallad�. "Tar Valon! Bu... bu... Caemiyn'e
gitti�inizi s�ylemi�tiniz! Bana yalan s�ylediniz!"
"E�er h�l� istiyorsan," dedi Perrin Mordeth'e, "yar�n geri d�n�p sana yard�m
ederiz." Baltay� dikkatle m�cevher kakmal� kadehlerin ve tak�lar�n �zerine b�rakt�.
"�stiyorsan."
"Hay�r. Yani..." Mordeth nefes nefese, karar veremiyormu� gibi ba��n� iki yana
sallad�. "�stedi�inizi al�n. Ama... ama..."
Rand aniden ba�tan beri kendisini rahats�z eden �eyi buldu. Koridordaki me�aleler
hepsine birer g�lge halkas� vermi�ti, t�pk� hazine odas�ndakilerin �imdi yapt���
gibi. Ama... O kadar �a��rm�t� ki, y�ksek sesle s�yledi. "Senin g�lgen yok." Mat'in
elindeki kadeh d��p k�r�ld�.
Mordeth ba��m sallad� ve ilk defa etli g�zkapaklar� tamamen a��ld�. �nce y�z�
aniden gergin ve a� bir g�r�n�m kazand�. "Demek." Dikildi, daha uzun boylu g�r�nd�.
"Kararla�t�r�ld�." Aniden g�r�nme falan kalmad�. Mordeth bir balon gibi �i�ti,
�ekli �arp�ld�, ba�� tavana yasland�, omuzlar� duvarlara dayand�, t�m oday�
doldurdu, ka�� yolunu t�kad�. Bo� yanaklar�, di�leri alayc� bir s�r�tma ile ortaya
��km�t�, bir adam�n kafas�n� avu�layabilecek kadar iri ellerini uzatt�.
Rand hayk�rarak geriye s��rad�. Ayaklan alt�n bir zincire tak�ld�, yere y�k�l�nca
nefesi kesildi. Nefes almaya �al�arak, pelerinine dolanan k�l�c�n� �ekmeye
�abalad�. Odan�n i�ini, arkada�lar�n�n hayk�r�lar�, yerdeki tabak �anaklar�n
�at�rt�s� doldurdu. Rand'm kulaklar�nda ac�
dolu bir hayk�r� ��nlad�.
Neredeyse a�layarak sonunda nefes almay� ve ayn� anda k�l�c�n1 k�n�ndan �ekmeyi
ba�ard�. Dikkatle, arkada�lar�ndan hangisinin o ��g" l��� att���n� merak ederek
aya�a kalkt�. Perrin iri g�zlerle odan�n kar��s�nda bak�yordu. ��km�, baltas�n�
a�a� kesecekmi� gibi tutuyordu. Mat bir hazine y���n�n arkas�ndan bak�yordu. Elinde
y���ndan kapt�g1
bir han�er vard�.
Me�alalerin d��rd��� g�lgelerin en derin k�s�mlar�nda bir �ey ha'
D�NYANIN G�Z� 222
reket etti ve hepsi birden yerlerinde s��rad�lar. Mordeth'di, dizlerini g��s�ne
�ekmi�, gidebilece�i en uzak k�ede b�z�lm�t�.
"Bizi tuza�a d��rd�," dedi Mat nefes nefese. "Bu bir t�r tuzakt�."
Mordeth ba��n� arkaya att� ve bir feryat kopard�; duvarlar titrerken her yere toz
ya�d�. "Hepiniz �l�s�n�z!" diye hayk�rd�. "�l�s�n�z!" Ve s��ray�p odan�n kar��
taraf�na dald�.
Rand'�n a�z� a��k kald�, neredeyse k�l�c� yere d��recekti. Mordeth havada dalarken,
uzand�, inceldi, bir duman iplik�i�i haline geldi. Bir parmak kadar ince, duvardaki
seramiklerin aras�ndaki bir �atla�a girdi ve kayboldu. Yok olurken odada son bir
hayk�r� as�l� kald�, yava� yava� sdldu.
"Hepiniz �l�s�n�z!"
"Buradan ��kal�m," dedi Perrin hafif�e, her y�ne ayn� anda d�nmeye �al��rken
baltas�n�n sap�n� daha s�k� kavrad�. Ayaklar�n�n alt�nda alt�n s�sler ve de�erli
ta�lar fark edilmeden, sa��l� duruyordu.
"Ama hazine," diye itiraz etti Mat. "�imdi gidemeyiz."
"Bunlar�n hi�birini istemiyorum," dedi Perrin, h�l� bir o yana, bir bu yana
d�nerek. "Bu senin hazinen, duydun mu? Hi�birini alm�yoruz!"
Rand �fkeyle Mat'e bakt�. "Pe�imizden gelmesini mi istiyorsun? Yoksa onun gibi on
tanesi daha gelene kadar burada kal�p ceplerini doldurarak bekleyecek misin?"
Mat onca alt�na ve m�cevhere i�aret etti. Ama o bir �ey s�yleye-meden Rand
kollar�ndan birini, Perrin �tekini tuttu. Mat k�vran�rken, hazine hakk�nda
bir�eyler ba��r�rken odadan ��kard�lar.
Koridorda daha on ad�m gidemeden, zaten lo� olan ��k azalmaya ba�lad�. Hazine
odas�ndaki me�aleler s�n�yordu. Mat ba��rmay� b�rakt�. Ad�mlar�n� h�zland�rd�lar.
Odan�n d��ndaki ilk me�ale s�nd�, sonra yan�ndaki. D�nen merdivene ula�t�klar�nda,
art�k Mat'i s�r�klemelerine gerek kalmam�t�. Arkalar�na karanl�k ��kerken hepsi
ko�uyordu. Merdivendeki zifiri karanl�k yaln�zca, bir an teredd�t etmelerine sebep
oldu, sonra ci�erlerini patlat�rcas�na ba��rarak basamaklar� '""inand�lar. Bekliyor
olabilecek herhangi bir �eyi korkutmak i�in bak�yorlard�; kendilerine h�l� hayatta
olduklar�n� hat�rlatmak i�in ba��-nyorlard�.
30P ROBERTJORDAN
Kayarak, tozlu mermerin �zerinde d�erek yukar�daki koridora dald�lar, s�tunlar�n
aras�nda sendelediler, merdivenden a�a�� yuvarland�lar ve yara bere i�inde bir
y���n halinde soka�a indiler.
Rand kendini toparlad� ve huzursuz huzursuz �evresine bak�narak Tam'in k�l�c�n�
yerden ald�. G�ne�in yans�ndan az� �at�lar�n �zerinden g�r�n�yordu. Kalan ����n
daha da karanl�k g�sterdi�i g�lgeler, karanl�k eller gibi uzan�yor, soka��
neredeyse dolduruyordu. Rand �r-perdi. G�lgeler ellerini uzatan Mordeth gibi
g�r�n�yordu.
"En az�ndan kurtulduk." Mat y���n�n dibinden kalkt�, her zamanki tavr�n� taklit
eden titrek bir tav�rla �st�ndeki tozlar� silkeledi. "Ve en az�ndan ben.."
"Kurtulduk mu?" dedi Perrin.
Rand bu sefer hayal g�rmedi�ini biliyordu. Ensesi diken diken oldu. S�tunlar�n
aras�ndan bir �ey onlar� izliyordu. H�zla d�nd�, soka��n kar��s�ndaki binalara
bakt�. Orada da �zerinde dikilmi� g�zleri hissedebiliyordu. K�l�c�n kabzas�ndaki
kavray�� s�k�la�t�, ama bir yandan da bunun ne i�e yarayaca��n� merak etti. �zleyen
g�zler her yerde gibiydi. Di�erleri de ihtiyatla �evrelerine bak�yordu, onlar da
hissetmi�ti.
"Soka��n ortas�ndan ayr�lmayaca��z," dedi bo�uk sesle. G�z g�ze geldiler; onlar da
kendileri kadar korkmu� g�r�n�yordu. Yutkundu. "Soka��n ortas�ndan ayr�lmayaca��z
ve g�lgelerden uzak duraca��z. H�zl� y�r�yece�iz."
"�ok h�zl� y�r�yece�iz," diye kabul etti Mat hararetle.
�zleyenler onlar� takip etti. Ya da say�s�z izleyici vard�, hemen hemen her binadan
bakan say�s�z g�z. Rand ne kadar bakarsa baks�n hi�bir �eyin k�p�rdad���n�
g�remiyordu, ama g�zleri, hevesi, a�l��� hissedebiliyordu. Hangisinin daha k�t�
oldu�unu bilmiyordu. Binlerce g�z m�, yoksa onlar� takip eden birka� tane mi?
G�ne�in h�l� uzanabildi�i yerlerde birazc�k yava�lad�lar ve sinirli sinirli
g�zlerini k�sarak hep �nlerine ��k�yormu� gibi g�r�nen karanl��a bakt�lar. Hi�biri
g�lgelere girmek istemiyordu; hi�biri orada bekleyen bir �ey bulunmad���ndan emin
olam�yordu. G�lgelerin soka�a uzand���, yollar�n� kesti�i her yerde, izleyicilerin
beklentisi a��k�a his-sedilebiliyordu. O karanl�k yerlerden ba��rarak ge�tiler.
Rand, kuru, h��rt�l� kahkahalar duydu�unu sand�.
D�NYANIN G�Z� i�l
Sonunda alacakaranl�k ��kt���nde, g�nler �nce terk etmi�ler gibi gelen beyaz, ta�
binay� g�rd�ler. Aniden izleyen g�zler yok oldu. Bir ad�m ile bir sonraki aras�nda,
g�z a��p kapayana kadar kayboldular. Rand tek s�z s�ylemeden ko�maya ba�lad�.
Arkada�lar� da arkas�ndan ko�tu. Ancak kap�dan i�eri dald�klar�nda, nefes nefese,
yere y���ld�klar�nda durdular.
Seramik d�eli odan�n ortas�nda k���k bir ate� yan�yor, duman� tavandaki bir delikte
kayboluyordu. Rand'�n akl�na Mordeth geldi. Lan d��nda herkes oradayd�, alevlerin
�evresinde toplanm�lard� ve farkl� tepkiler verdiler. Ellerini ate�te �s�tan Egwene
��� odaya dal�nca irkil-di, ellerini bo�az�na g�t�rd�; kim oldu�unu g�rd���nde
rahatlayarak i� �ekmesi �fkeli bak�lar�n�n etkisini bozdu. Thom yaln�zca pipo
sap�n�n �evresinden bir�eyler m�r�ldand�, ama A��k bir sopayla ate�i d�r-t�kleme
i�ine d�nmeden �nce Rand "aptallar" s�zc���n� yakalad�.
"Sizi y�n kafal� ak�ls�zlar!" diye paylad� Hikmet. Ba�tan aya�a kabarm�t�; g�zleri
par�ld�yordu ve yanaklar�nda parlak k�rm�z� benekler yan�yordu. "I��k ad�na, neden
�yle ka�t�n�z? Hepiniz iyi misiniz? Hi� mi akl�n�z yok? Lan sizi aramaya gitti ve
geri d�nd��� zaman kafan�za biraz ak�l sokmak i�in yumruklar�n� kullanmazsa
kendinizi �ansl� say�n."
Aes Sedai'nin y�z� hi� de heyecanl� g�r�nm�yordu, ama onlar� g�r�nce, elbisesini
kavramaktan bo�umlar� beyazlam� elleri gev�emi�ti. Nynaeve ona ne vermi�se, i�e
yaram� olmal�yd�, ��nk� aya�a kalkm�t�. "Yapt���n�z �eyi yapmamal�yd�n�z," dedi,
bir Suorman� g�-leti kadar berrak ve durgun bir sesle. "Bundan daha sonra
bahsedece�iz. Orada bir �ey olmu�, yoksa bu �ekilde birbirinizin tepesine d�-�erek
i�eri dalmazd�n�z. Anlat�n bana."
"G�venli oldu�unu s�ylemi�tin," diye �ikayet etti Mat, aya�a kalkarak. "AridhoPun
Manetheren'in m�ttefiki oldu�unu, Trolloclar�n �ehre girmeyece�ini s�ylemi�tin,
ve..."
Moiraine �ylesine ani bir hareketle �ne ad�m att� ki, Mat a�z� a��k sUstu, kald�.
Rand ve Perrin aya�a kalkarken yar� e�ilmi�, durdular. Trolloclar m�? Duvarlar�n
i�inde Trolloc mu g�rd�n�z?"
Rand yutkundu. "Trolloc de�il," dedi ve ��� ayn� anda heyecanl� heyecanl� konu�maya
ba�lad�.
3fi2 ROBERTJORDAN
Hepsi ayr� bir yerden ba�lad�. Mat hazineyi bulmalar�ndan ba�lad� ve sanki bu i�i
tamamen tek ba��na yapm� gibi a��klad�. Perrin neden kimseye s�ylemeden
gittiklerini a��klayarak ba�lad�. Rand, en �nemli.oldu�unu d��nd��� yere,
s�tunlar�n aras�ndaki yabanc� ile kar��la�malar�na atlad�. Ama hepsi o kadar
heyecanl�yd� ki, kimse her �eyi oldu�u s�rayla anlatmad�; ne zaman ak�llar�na bir
�ey gelse, �ncesinde ya da sonras�nda ne oldu�una, kimin ne dedi�ine ald�rmadan
s�yleyiveriyorlard�. �zleyiciler. Hepsi, izleyiciler hakk�nda s�ylenip
duruyordu.
Bu, t�m hikayeyi tutars�z k�ld�, ama korktuklar� a��kt�. Egwene soka�a a��lan bo�
pencerelere huzursuz bak�lar f�rlatmaya ba�lad�. D�ar�da, alacakaranl���n son
kal�nt�lar� soluyordu; ate� �ok k���k ve lo� g�r�n�yordu. Thom piposunu di�lerinin
aras�ndan �ekti ve ba��n� e�erek, ka�lar�n� �atarak dinledi. Moiraine'in g�zleri
endi�eli oldu�unu g�steriyordu, ama gereksiz �l��de de�il. Ta ki...
Aes Sedai aniden t�slad� ve Rand'in dirse�ini s�k� s�k� kavrad�. "Mordeth1. O
isimden emin misiniz? �ok emin olun, hepiniz. Mordeth
\__^
mi;
Koro halinde, "Evet," diye m�r�ldand�lar. Aes Sedai'nin �srar� hepsini �a��rtm�t�.
"Size dokundu mu?" diye sordu kadm hepsine. "Size bir �ey verdi
mi ya da siz ondan bir �ey ald�n�z m�? Bilmek zorunday�m." "Hay�r," dedi Rand.
"Hi�birimiz. Hi�biri olmad�." Perrin onaylayarak ba��n� sallad� ve ekledi, "Tek
yapt��� bizi �ld�rmeye �al�mak oldu. Bu yeterli de�il mi? Odan�n yar�s�n� doldurana
kadar �i�ti, ba��rarak hepimizin �l� oldu�unu s�yledi ve yok oldu." G�stermek i�in
ellerini oynatt�. "Duman gibi." Egwene c�yaklad�.
Mat aksi aksi d�nd�. "G�venli demi�tin! Trolloclar�n buraya gelmeyece�i s�zleri...
Ba�ka ne d��nebilirdik ki?"
"G�r�n�e g�re hi� d��nmemi�siniz," dedi kadm, sakinle�erek-"D��nen herhangi biri,
Trolloclar�n girmeye korktu�u bir yerde iMi"
yatl� okudu."
"Mat'in i�leri," dedi Nynaeve, kararl� bir sesle. "Hep haylazl�k konu�ur ve
di�erleri de do�duklar�nda sahip olduklar� az�c�k akl� onun yan�nda kaybeder."
D�NYAN/N G�Z� �M
Moiraine ba��n� sallad�, ama g�zlerini Rand ile iki arkada��ndan ay�rmad�. "Trolloc
Sava�lar�'n�n sonlar�na do�ru, bu y�k�nt�lar�n i�inde bir ordu kamp yapt� -
Trolloclar, Karanl�kdostlar�, Myrddraaller, Deh-setlordlan, binlercesi. �ehirden
��kmad�klar� anla��ld���nda, duvarlar�n i�ine izciler g�nderildi. �zciler silahlar,
z�rh par�alan ve her yere sa��lm� kanlar buldu. Ve Trolloc dilinde duvarlara
kaz�nm�, son saatlerinde Karanl�k Varl�ktan yard�m dilenen mesajlar. Daha sonra
gelen insanlar ne kandan, ne de mesajlardan iz bulamad�lar. Hepsi silinmi�ti. Yar�-
insanlar ve Trolloclar bunu h�l� hat�rlar. Onlar� buran�n d��nda tutan budur."
"Ve saklanmam�z i�in buray� buldun, �yle mi?" dedi Rand inana-mayarak. "D�ar�da,
onlardan ka�maya �al�mak daha g�venli olurdu."
"Ka�masayd�n�z," dedi Moiraine sab�rla, "bu binan�n �evresine b�y�ler yapt���m�
bilirdiniz. Bir Myrddraal b�y�lerin burada oldu�unu bile anlamaz, ��nk� o b�y�ler
ba�ka t�rden bir k�t�l��� durdurmak i�indir, ama Shadar Logoth'ta bulunanlar onlar�
a�amaz ya da �ok fazla yakla�amaz. Sabah geldi�inde gitmemiz g�venli olacak; o
�eyler g�ne�in ����na dayanamaz. Topra��n derinliklerinde saklan�rlar."
"Shadar Logoth mu?" dedi Egwene karars�zca. "�ehrin ad�n�n Arid-hol oldu�unu
s�yledi�ini sanm�t�m."
"Bir zamanlar Aridhol'du," diye yan�t verdi Moiraine, "ve On Ulus'tan, �kinci Akdi
yapan �lkelerden, D�nyan�n K�r�l��'ndan sonraki �lk g�nlerden itibaren Karanl�k
Varl�k'a direnen �lkelerden biriydi. Thorin al T�ren al Ban'in Manetheren Kral�
oldu�u g�nlerde, Arid-nol'un kral� Balwen Mayel'di, Bahven Demirel. Trolloc
Sava�lar� s�ras�nda, �mitsizli�in alacakaranl���nda, Yalanlar�n Babas� 'n�n
muzaffer ��k-�ttas� kesin g�r�n�rken, Mordeth isimli adam Balwen'in saray�na
geldi."
"Ayn� adam m�?" diye ba��rd�lar Rand ve Mat, "Olamaz!" dediler. Moiraine'in
bak�lar� onlar� susturdu. Aes Sedai'nin sesi d��nda oda kput�s�zd�.
"Mordeth �ehre geleli fazla olmadan, Balwen'in kula��na gitti ve
�sa s�rede Kral'dan sonra gelen ki�i oldu. Mordeth, Balwen'in kula-
8|fu zehir f�s�ldad� ve Aridhol de�i�meye ba�lad�. Aridhol kendi i�ine
Pand�, sertle�ti. Baz�lar�n�n Aridhol'un insanlar�n� g�rmektense,
304
ROBERTJORDAN
Trolloclar� tercih edece�i s�ylenmeye ba�lad�. I��k'�n zaferi her �eydir.
Mordeth'in onlara verdi�i sava� hayk�r�� buydu ve Aridhol'un erkekleri, I��k'�n
yolundan saparlarken bunu hayk�rd�lar.
"Hikayenin tamam� anlat�lamayacak kadar uzun ve kasvetlidir ve Tar Valon'da bile
ancak baz� k�s�mlar� bilinir. Thorin'in o�lu Caar'�n nas�l Aridhol'u �kinci
Muhahede'ye yine kazand�rabildi�i, Bakven'in taht�nda, g�zlerinde bir delilik ����
ile, kuru bir kabuk gibi oturdu�u, Mordeth yan�nda g�lerken kahkahalar att���,
Caar'� ve sefaret heyetini Karanl���n Dostlar� olarak �l�me mahkum etti�i. Prens
Caar'�n nas�l Caar Bir-El olarak an�lmaya ba�land���. Aridhol'un zindanlar�ndan
nas�l kurtuldu�u, Mordeth'in tuhaf katilleri pe�indeyken nas�l yapayaln�z
S�n�rboylar�'na ka�t���. Orada kim oldu�unu bilmedi�i Rhea ile nas�l kar��la�t���,
onunla nas�l evlendi�i, onun ellerinde �lece�i, k�z�n da kendi elleri ile onun
mezar�nda �lece�i, Aleth-loriel'in d���ne gidecek ipli�i Desen'e nas�l �rd���.
Manetheren ordular�n�n nas�l Caar'�n intikam�n� almaya geldi�i, Aridhol kap�lar�n�
y�k�lm�, duvarlar�n i�inde canl� hi�bir �ey bulamad�klar�, ama �l�mden de k�t� bir
�ey bulduklar�. Aridhol'un �zerine, Aridhol'den ba�ka d�man gelmemi�ti. Ku�ku ve
nefret, yaratt��� �eyden beslenen bir �ey do�unnu�tu, �ehrin �zerinde durdu�u kaya
yata��n�n i�inde kilitli bir �ey. Mashadar h�l� a�, bekliyor. �nsanlar art�k
Aridhol'den bahsetmiyor. Buraya Sha-dar Logoth, G�lgenin Bekledi�i Yer ad�n�
verdiler. Ya da k�saca G�lgenin Bekleyi�i.
"Mashadar yaln�zca Mordeth'i t�ketmedi, ama o da tuza�a d�t� ve o da uzun y�zy�llar
boyunca bu duvarlar�n i�inde bekledi. Onu ba�kalar� da g�rd�. Baz�lar�n� zihni
�arp�tan, ruhu lekeleyen arma�anlarla etkiledi, ruha i�leyen, b�y�yen bir leke, ta
ki tek h�kmeden o olana ya da... �ld�rene kadar. E�er birini duvarlara, Mashadar'in
gu' c�n�n s�n�r�na kadar kendine e�lik etmeye ikna ederse, o insan�n ru" hunu
t�ketebilir. Mordeth o zaman, �ld�rmekten beter etti�i ki�in�n bedenini giyerek,
yine d�nyaya k�t�l�k yaymak i�in buradan ayr�l�r-
"Hazine," diye m�r�ldand� Perrin, Aes Sedai durdu�u zaman. n zinesini atlar�na
kadar ta��mam�z� istedi." Y�z� peri�and�. "�ddiaya g rerim atlar�n �ehrin d��nda
bir yerde oldu�unu s�yleyecekti.' "a �rperdi.
D�NYANIN G�Z� Sil
Tar Valon'un Alevi: Tar Valon'un ve Aes Sedailerin simgesi. Stilize bir alev
�eklindedir; ucu yukar�ya bakan tek bir g�zya�� damlas�.
Telamon, Lews Therin (Telamon, Luuz Terin): Bkz. Ejder. Thakan'dar (Takanda?):
Shayol Ghul'�n yama�lar�nda, sislere sar�lm� bir vadi.
Tigraine (Tigreyri): Andor'un K�z-Veliaht� olarak Taringail Damodred ile evlendi ve
o�lu Galadedrid'i do�urdu. Y� 972'de yok olmas� ve k�sa s�re sonra karde�i Luc'un
Afet'te kaybolmas� Andor'da Tahta ��kma m�cadelesini ba�latt� ve Cairhien'de, daha
sonra Aiel Sava��'na sebep olacak geli�meleri ba�latt�. �areti, dikenli bir beyaz
g�l ve sap�n� tutan kad�n elidir.
Tenekeciler: Bkz. Tuatha'an.
Trolloc Sava�lar�: Yakla��k KS 1000'de ba�layan ve �� y�zy�ldan fazla s�ren, bu
s�rede Trolloclar�n d�nyay� yak�p y�kt��� bir sava� dizisi. Zaman i�inde Trolloclar
�ld�r�ld� ya da B�y�k Afet'e s�r�ld�, ama baz� uluslar yok oldu ve ba�kalar�
n�fuslar�n�n �o�unu kaybetti. O zamana ait kay�tlar b�l�k p�r��kt�r. Bkz. On Ulus
Akdi.
Trolloclar (Tralloklar): G�lge Sava�� s�ras�nda yarat�lan, Karanl�k Varl�k'�n
yarat�klar�. �ok iri yap�l�, son derece vah�i hayvan-insan melezidirler ve s�rf
�ld�rme zevki i�in �ld�r�rler. Kurnaz, hilekar ve tehlikelidirler, ancak
korktuklar� ki�iler taraf�ndan g�venilirler. �o�u her �eyi, her t�r eti yer ve buna
insan eti ile ba�ka Trolloclar�n eti de dahildir. �nsan kaynakl�d�rlar ve
insanlarla �reyebilirler, ama genellikle �l� do�umlara yol a�arlar ve �l�
do�mayanlar da genellikle hayatta kalmazlar. Kabile benzeri �etelere b�l�nm�lerdir
ve aralar�nda en �nde gelenleri Ahffrait, Al'ghol, Bhan'sheen, Dha'vol, Dhai'mon,
Dhfin'nen, Ghar'ghael, Ghob'hlin, Gho'hlem, Ghraem'lan, Ko'bal ve Kno'mon'dur.
Tuatha'an (Tuataari). Tenekeciler ve Gezginler olarak da bilinen g��ebe halk.
Parlak renklere boyanm� arabalarda ya�arlar ve Yapra��n Yolu dedikleri pasif�st bir
felsefeleri vard�r. Tenekecilerin onard��� �eyler genellikle yenilerinden iyi olur,
ama �ocuk �ald�klar�na ve gen�leri kendi inan�lar�na d�nd�rmeye �al�t�klar�na
inan�ld��� i�in �o�u k�y taraf�ndan uzak tutulurlar.
Uzakgezgini, Jain (Jeyin): Pek �ok �lkeye yolculuk yapan ve pek �ok macera ya�ayan
kuzeyli bir kahraman; pek �ok kitab�n yazar�, kitaplar�n ve hikayelerin konusudur.
Y� 994'de, B�y�k Afet'e, baz�lar�na g�re Shayol Ghul'e kadar yapt��� bir
yolculuktan d�nd�kten sonra kaybolmu�tur.
306
ROBERTJORDAN
Uyumay� �ok istiyordu, sonuncusu gibi r�yalar g�recek olsa bile, arr�a g�zlerini
kapanmaya ikna edemiyordu.
Muhaf�z aniden sessizce odaya girdi. Moiraine bir zil �al�nm� gibi uyand� ve
do�rulup oturdu. Lan ellerini a�t�; �� k���k nesne demir gibi ��nlayarak kad�n�n
�n�nde yere d�t�. Boynuzlu kafatas� �eklinde �� kan k�rm�z� rozet.
"Duvarlar�n i�inde Trolloclar var," dedi Lan. "Bir saatten az s�rede burada
olurlar. Ve Dha'vollar, i�lerinde en k�t� olanlar�d�r." Di�erlerini uyand�rmaya
ba�lad�.
Moiraine h�zla battaniyelerini katlamaya ba�lad�. "Ka� tane? Burada oldu�umuzu
biliyorlar m�?" Sesi, b�t�n bunlar hi� de acil de�ilmi� gibi ��k�yordu.
"Bildiklerini sanm�yorum," diye yan�t verdi Lan. "Y�zden fazla ve birbirleri dahil,
hareket eden her �eyi �ld�recek kadar korkmu�lar. Yar�-insanlar onlar� s�r�yor -bir
�bek i�in d�rt tane- ve Myrddraaller bile bir an �nce �ehirden ge�ip gitmek i�in
can atar gibiler. Ara�t�rma yapmak i�in oyalanm�yorlar ve bunu da o kadar �st�nk�r�
yap�yorlar ki, do�rudan �zerimize gelmedikleri s�rece endi�elenecek bir �ey
olmad���n� s�yleyebilirim." Teredd�t etti.
"Bir �ey daha m� var?"
"Yaln�zca �u," dedi Lan yava��a. "Myrddraaller Trolloclar� zorla �ehre soktular.
Myrddraalleri zorlayan neydi?"
Herkes sessizlik i�inde dinliyordu. Thom al�ak sesle k�fretmeye ba�lad� ve Egwene
bir soru sordu. "Karanl�k Varl�k m�?"
"Aptalla�ma, k�z�m," diye terslendi Nynaeve. "Karanl�k Varl�k, Yarat�c� taraf�ndan
Shayol Ghul'de tutsak edildi."
"En az�ndan �imdilik," diye onaylad� Moiraine. "Hay�r, Yalanlar�n Babas� orada
de�il, ama yine de buradan ayr�lmal�y�z."
Nynaeve g�zlerini k�sarak ona bakt�. "B�y�lerin korumas�ndan ��k�p gece vakti
Shadar Logoth'u mu ge�ece�iz?"
"Ya da burada kal�p Trolloclarla y�zle�ece�iz," dedi Moiraine. "Onlar� buradan uzak
tutmak i�in Tek G�� gerekir. Bu b�y�leri bozar ve b�y�lerin bizi korumas� gereken
her �eyi buraya �eker. Dahas�, otuz kilometre i�indeki her Yar�-insan� buraya
�ekmek i�in o kulelerden birine i�aret ate�i yaksak daha iyi. Gitmek, tercih
edece�im �ey
'i ^
D�NYANIN G�Z� ��Z
de�il, ama biz tav�an�z ve kovalamacay� y�netenler ise bu av k�pekleri."
"Duvarlar�n d��nda daha fazlas� varsa?" diye sordu Mat. "Ne yapaca��z?"
"Ba�taki plan�m� kullanaca��z," dedi Moiraine. Lan ona bakt�. Kad�n bir elini
kald�rd� ve ekledi. "O zaman yapamayacak kadar yorgundum. Ama Hikmet sayesinde
dinlendim. Irma�a gidece�iz. Orada, s�rt�m�z� suya vererek Trolloclan ve Yar�-
insanlar� uzak tutacak ufak b�y�ler yapabilirim. Bu arada sallar in�a eder ve
kar��ya ge�eriz. Ya da daha iyisi, Saldaea'dan gelen bir t�ccar teknesi
durdurabiliriz."
Emond Meydan� halk�n�n y�zleri bo�tu. Lan bunu fark etti.
"Trolloclar ve Yar�-insanlar derin sudan nefret eder. Trolloclar su kar��s�nda
deh�ete d�er. Hi�biri y�zemez. Bir Yar�-insan belinden daha y�ksek hi�bir suda
y�zmez, �zellikle de durgun olmayan suda. Trolloclar ka��nacaklar� bir yol
bulabilirlerse bunu bile yapmazlar."
"Yani �rma��n kar��s�na ge�ersek g�vende oluruz," dedi Rand ve Muhaf�z ba��n�
sallad�.
"Myrddraaller Trolloclara sal yapt�rmay�, onlar� Shadar Logoth'a s�rmek kadar g��
bulacaklard�r ve onlar� Arinelle'in kar��s�na bu �ekilde ge�irmeye �al��rlarsa,
yar�s� ka�acak, di�er yar�s� da muhtemelen bo�ulacakt�r."
"Atlar�n�z� al�n," dedi Moiraine. "Hen�z �rma�� ge�medik."

ROBERTJORDAN
yanusu'nun �tesine bile ordu g�ndermi�tir, ama onun �l�m�nden sonra bu ordu ile
ileti�im kaybedilmi�tir. �l�m� Y�zy�l Sava��'na yol a�m�t�r. �areti u�makta olan
alt�n �ahindir. Bkz. Y�zy�l Sava�lar�.
Tek G��: Ger�ek Kaynak'tan �ekilen g��. �nsanlar�n b�y�k �o�unlu�u Tek G��'�
y�nlendirme yetene�inden tamamen yoksundurlar. Pek az ki�iye y�nlendirme
��retilebilir ve daha da az�nda bu yetenek do�u�tan vard�r. Bu az�nl��a
��retilmesine gerek yoktur; isteseler de, istemeseler de, belki de ne yapt�klar�n�
fark etmeden Ger�ek Kaynak'a dokunacak, G��'� y�nlendireceklerdir. Bu do�u�tan
gelen yetenek genellikle ergenlik �a��n�n sonlar�nda ya da gen�likte kendini
g�sterir. Kontrol ��retilmezse ya da kendili�inden ��renil-mezse -bu �ok zordur ve
ba�ar� oran� yaln�zca d�rtte birdir- �l�m ka��n�lmazd�r. Delilik zaman�ndan bu yana
zaman i�inde tamamen ��ld�rmadan G��'� y�nlendirebilen erkek ��kmam�t�r; bir derece
kontrol elde etmi�se bile, hastan�n canl� canl� ��r�mesine sebep olan bir
hastal�ktan �l�r -bu hastal�k, delilik gibi Karanl�k Varl�k'�n saidini
kirletmesinden kaynaklan�r. Bir kad�n i�in, G��'�n kontrol edilememesinden
kaynaklanan �l�m bu kadar korkun� de�ildir, ama yine de �l�md�r. Aes Sedailer hem
Aes Sedailerin say�s�n� art�rmak, hem de �l�mden kurtarmak i�in bu yetenekle do�an
k�zlar� ararlar. Erkekleri ise zaman i�inde delirerek G�� ile korkun� �eyler
yapmamalar� i�in ararlar. Bkz. Delilik Zaman�, Ger�ek Kaynak.
Yeniden Do�an Ejder: Kehanetlere ve efsanelere g�re, insano�lunun en b�y�k ihtiya�
an�nda, d�nyay� kurtarmak i�in Ejder yeniden do�acakt�r. Bu insanlar�n can atarak
bekledi�i bir �ey de�ildir, ��nk� kehanetler, Yeniden Do�an Ejder'in yeni bir
d�nyan�n k�r�l�� getirece�ini s�yler. Ayn� zamanda, �l�m�n�n �zerinden �� bin y�l
ge�mi� olmas�na ra�men, Lews Therin Kar-de�katili, Ejder, insanlar� h�l� �rperten
bir isimdir. Bkz. Ejder, sahte Ejder. T�t�n: �ok ekilen bir bitki. Yapraklan
kurutulur, t�ts�lenir ve pipo denilen ah�ap kaplar�n i�inde yak�larak, duman�
�ekilir.
Tallanvor, Martyn {Talanvor, Martin): Krali�enin Askerleri'nden bir n�bet-�i-
te�men; Caemlyn'de kar��la��l�r. Ta'maral'ailen Oamaralayleri): Eski Dil'de, "Kader
A��." Tanreall, Artur Paendrag (Tanreal, Artur Peyndra�): Bkz. �ahinkanad�, Artur.
Tar Valon: Erinin Irma��'nda bir ada �ehri. Aes Sedai g�c�n�n merkezi ve Amyrlin
Makam�'n�n mekan�.
Ta'veren: Zaman �ark�'n�n �evresine ba�ka, belki t�m ya�am-ipliklerini o d��� ve
bir Kader A�� olu�turdu�u ki�i. Bkz. �a��n Deseni.

D�NYANIN G�Z� �li


Karanl�k Varl�k: Shai'tan i�in her y�rede kullan�lan en yayg�n isim: k�t�l���n
kayna��, Yarat�c�'mn antitezi. Yarat�c� yaraf�ndan Yarat�m an�nda Shayol Ghul'deki
bir zindana kapat�lm�t�r; onu zindandan kurtarma te�ebb�s� G�l-ae Sava��'na,
saidir�n kirlenmesine, D�nyan�n K�r���'na ve Efsaneler �a-��'n�n sona ermesine yol
a�m�t�r.
Karanl�k Varl�k'�n ismini telaffuz etmek: Karanl�k Varl�k'�n ger�ek ismini
_Shai'tan- s�ylemek onun dikkatini �eker ve ka��n�lmaz bir �ekilde, en iyi durumda
k�t� talih, en k�t� durumda felaket getirir. Bu y�zden pek �ok �rtmece isim
kullan�l�r. �rn: Karanl�k Varl�k, Yalanlar�n Babas�, K�r Eden, Mezar�n Efendisi,
Gecenin �oban�, Y�rekbelas�, Y�rekdi�i, Otyakan ve Yaprak-k�ran. K�t� talihe
davetiye ��karan biri i�in, "Karanl�k Varl�k'�n ismini telaffuz ediyor," denir.
Karanl�kdostlari: Karanl�k Varl�k'� takip eden ve o zindan�ndan kurtuldu�u zaman
b�y�k g�� ve �d�ller elde edece�ini sanan ki�iler.
Karanl���n Y�ce Efendisi: Karanl�kdostlar�'n�n Karanl�k Varl�k i�in kulland�klar�
isim. Ger�ek ismini kullanman�n k�f�r say�ld���na inan�rlar.
K�z-veliaht: Andor taht�n�n halefinin unvan�. Krali�e'nin en b�y�k k�z� tahtta
annesinin yerini al�r. Hayatta olan bir k�z evlat yoksa, taht Krali�e ile kan ba��
olan en yak�n kad�n akrabaya kal�r.
K�l�c�n �lk Prensi: Normalde Andor Krali�esi'nin en b�y�k erkek karde�inin ta��d���
unvan. �ocuklu�undan itibaren sava� zamanlar�nda Krali�e'nin ordular�na komuta
etmek ve bar� zamanlar�nda dan�man� olarak g�rev yapmak �zere e�itilir. Krali�e'nin
hayatta kalan erkek karde�i yoksa, bu g�reve birisini atar.
Kandor: S�n�rboylar�'nda bir �lke. Kandor'un i�areti, a��k ye�il fon �zerinde
�ahlanan k�z�l bir att�r.
Kinch, Hyam �Kin�, Hayam): Caemlyn Yolu'nda kar��la��lan bir �ift�i.
Ko'baL Bkz. Trolloclar.
Kilometre: Bin metreye e�it uzunluk �l��s� birimi.
1*1; al'Lan Mandragoran (al-Len Mandragorari): Kuzeyli bir sava���; Mo-"�aine'in
yolda��.
Lv�c; Mantear Evi'nden Lord Luc (L�tk; Mantear): Tigraine'in, tahta ��kt���n-da
K�l�c�n �lk Prensi olmas� gereken erkek karde�i. Bir �ekilde B�y�k Afet'te
^ybolmu�tur. Tigraine'in kaybolu�unun da bununla ili�kili oldu�u d��n�-r- i�areti
me�e palamutudur.
P"viAjah:�fer.Ajah.
310 ROBERTJORDAN
g�letinin dibinde ya�ayan y�zkolunkine benzeyen dokuna�lar�, teredd�tle
s�z�l�yordu.
Rand kal�n, mat sis tabakas�ndan ba��n� kald�rd��� zaman, Muhaf�z ve Aes Sedai
gitmi�ti bile. Dudaklar�n� yalad� ve arkada�lar� ile g�z g�ze geldi. Onlar da
kendisi kadar endi�eliydi. Ve daha da k�t�s� hepsi ilk �nce ba�ka birinin hareket
etmesini bekliyor gibiydi. �evrelerini gece ve y�k�nt�lar sarm�t�. Soluklar orada
bir yerdeydi, ve belki Trolloclar bir sonraki k�ede bekliyorlard�. Sis dokuna�lar
daha yak�na s�z�ld�, yolu yar�lam�lard� ve art�k teredd�t etmiyorlard�. Avlar�n�
se�mi�lerdi. Rand aniden Moiraine'i �ok �zledi.
Herkes bakm�yor, ne tarafa gideceklerine karar veremiyordu. Rand Bulut'u �evirdi ve
gri at daha h�zl� gitmek i�in dizginlerini �eki�tirerek t�r�s ko�maya ba�lad�.
Sanki ilk �nce harekete ge�mek onu di�erlerinin �nderi yapm� gibi, herkes onu takip
etti.
Moiraine gittikten sonra, Mordeth ortaya ��karsa onlar� koruyacak kimse kalmam�t�.
Ve Trolloclardan. Ve... Rand kendini d��nmeyi b�rakmaya zorlad�. K�rm�z� y�ld�z�
takip edecekti. Bu d��nceye tutu-nabilirdi.
�� kez atlar�n ge�emeyece�i ta� ve tu�la y���nlar� ile t�kanm� sokaklardan
d�nd�ler. Rand di�erlerinin k�sa ve keskin nefeslerini i�itebiliyordu. Pani�e
kap�lmalar�na az kalm�t�. Kendi solumas�n� yava�latmak i�in di�lerini s�kt�. En
az�ndan onlar� korkmad���na ikna etmen gerekiyor. �yi i� ��kar�yorsun, y�n-kafa!
Herkesi g�ven i�inde buradan ��karacaks�n.
Bir sonraki k�eyi d�nd�ler. Sisten bir duvar k�r�k d�eme ta�lar�n� dolunay kadar
parlak bir ���a bo�mu�tu. Atlar�n g�vdesi kadar kal�n par�alar onlara do�ru uzand�.
Kimse beklemedi. D�nerek, s�k� bir d���m halinde, toynak seslerinin y�ksekli�ine
ald�rmadan d�rtnala kalkt�lar.
�nlerinde, on ad�m �tede iki Trolloc belirdi.
Bir an insanlar ve Trolloclar birbirlerine bakt�lar. �ki taraf da birbirinden daha
fazla �a��rm�t�. Bir �ift Trolloc daha belirdi, sonra bir �ift daha, sonra bir �ift
daha, yeni gelenler �ndekilere �arpt�, insanlar� g�r�nce �ok ge�irmi� bir kitle
halinde dondular. Ama donukluk'3' r� yaln�zca bir an s�rd�. G�rtlaktan gelen
ulumalar binalardan yanK1
i
D�NYAN/N G�Z� �l
land� ve Trolloclar �ne at�Jd�. �nsanJar b�ld�rc�n s�r�s� gibi da��ld�.
Rand'�n gri at� �� ad�mda d�rtnala ko�maya ba�lad�. "Bu taraftan!" diye ba��rd�,
ama ayn� hayk�r�� be� ayr� a��zdan duydu. Tela�la omzunun �zerinden bakt���nda,
arkada�lar�n�n ayn� say�da farkl� y�nde kayboldu�unu, hepsinin pe�inde TroJlocJar
oldu�unu g�rd�.
Rand'�n pe�inde s�r�klar� havada sallanarak �� Troiloc ko�uyordu. B��lut'un
ad�mlar�na ayak uydurduklar�n� fark edince derisi kar�ncaland�. Bulut'un boynuna
e�ildi ve kal�n ba��r�lar e�li�inde at� daha h�zl� ko�maya zorlad�.
�leride sokak daral�yor, k�r�k tepeli binalar sarho� gibi �ne e�iliyordu. Bo�
pencereler yava� yava� g�m� bir par�lt� ile doldular, yo�un bir sis d�a do�ru
kabard�. Mashadar.
Rand omzunun �zerinden arkaya bakt�. Trolloclar h�l� elli ad�m arkas�nda
ko�uyorlard�; sisin ���� hepsini a��k�a g�rebilmesini sa�l�yordu. �imdi arkalar�nda
bir Soluk at s�r�yordu ve Trolloclar Rand'� kovald�klar� kadar, Yan-insan'dan da
ka��yor gibiydi. Rand'�n �n�nde pencerelerden yar�m d�zine, bir d�zine dokuna�
havay� yoklaya-rak uzand�. Bulut ba��n� arkaya att� ve ki�nedi, ama Rand
topuklar�n� zalimce b��r�ne g�md� ve at ��lg�nca �ne at�ld�.
Rand aralar�ndan ge�erken dokuna�lar kat�la�t�, ama delikanl� Bulut'un boynuna
iyice e�ilmi�, onlara bakmay� reddediyordu. �lerideki yol a��kt�. E�er birisi bana
dokunursa... I��k/Bulut'u yine mahmuzla-d� ve at �ne, g�lgelere do�ru s��rad�.
Bulut h�l� ko�arken, Rand Mas-hadar'�n par�lt�s� azal�r azalmaz arkas�na bakt�.
Mashadar'�n dalgalanan gri dokuna�lar� soka��n yar�s�n� kapatm�t� ve Trolloclar
durakl�yordu, ama Soluk bir k�rba� kapt� ve �im�ek gibi bir sesle, havada
k�v�lc�mlar yaratarak Trolloclar�n ba�lar�n�n �zerinde �aklatt�. Trolloclar
b�z�lerek Rand'�n arkas�ndan at�ld�. Yar�-in-san teredd�t etti, siyah ba�l���
Mashadar'�n uzanan kollar�n� inceledi ve o da at�n� mahmuzlad�.
Sisin kal�nla�an dokuna�lar� bir an karars�zca dalgaland�, sonra y�lan gibi
sald�rd�. Her Trolloc'a en az iki tanesi yap�t�, onlar� gri ���a bo�du; hayvan
burunlu kafalar ���l�k atmak i�in arkaya at�ld�, ama sis a�ik a��zlar�n�n �zerine
kapand�, ulumalar�n� yedi. Soluk'un �evresi-ne d�rt, bacak kal�nl���nda dokuna�
doland�; Yar�-insan ve siyah at�
810
ROBERTJORDAN
Sava�lar� s�ras�nda Lothair Mantelar (Loteyr Mantilar) taraf�ndan, say�lar�
gittik�e artan Karanhkdostlar�'n� I��k'a d�nd�rmek i�in kurulan topluluk, sava�
s�ras�nda tamamen askeri bir organizasyona d�n�m�t�r. �nan�lar� son derece kat�d�r,
ger�e�i ve do�ruyu yaln�zca. kendilerinin bildi�inden kesinlikle emindirler. Aes
Sedailerden nefret ederler, onlar� ve onlar� destekleyenleri Karanl�kdostu
sayarlar. Beyazpelerinler olarak bilinirler; i�aretleri beyaz fon �zerinde g�ne�
patlamas�d�r.
Ingtar; Shinowa Evi'nden Lord Ingtar (irigtar; �inov�): Fal Dara'da Shi-enarh bir
sava���.
�kinci Akit: Bkz. On Ulus Akdi. Kara-Ajah: Bkz. Ajah. K�z�l Ajah: Bkz. Ajah.
K�y Kurulu: �o�u k�yde k�yl�ler taraf�ndan se�ilen ve Belediye Ba�ka-n�'n�n ba��
�ekti�i bir grup erkek. K�y� ilgilendiren konularda karar almak ve kar��l�kl�
k�yleri ilgilendiren konularda ba�ka kurullarla g�r�mekle sorumludurlar. O kadar
�ok k�yde Kad�n Kurulu ile anla�mazl�k i�indedirler ki, bu anla�mazl�k art�k
geleneksel say�lmaktad�r. Bkz. Kad�n Kurulu.
Muhaf�z: Bir Aes Sedai'ye ba�l� bir sava���. Ba� Tek G�� ile ilgilidir ve adam
bundan h�zl� iyile�me, uzun s�re yiyecek, su ve uyku olmadan dayanabilme, Karanl�k
Adam'�n lekesini uzaktan hissedebilmek gibi yetenekler kazan�r. Muhaf�z hayatta
kald��� s�rece ba�land��� Aes Sedai, adam ne kadar uzakta olsa da onun hayatta olup
olmad���n�, �ld��� �n�, �l�m tarz�n� anlar. Ama ba� Aes Sedai'ye Muhaf�z'�n ne
y�nde ya da ne kadar uzakta oldu�unu anlatamaz. �o�u Ajah bir Aes Sedai'ye ba�l� en
az bir Muhaf�z olmas� gerekti�ine inansa da, K�z�l Ajahlar hi�bir Muhaf�z ile ba�
kurmaz, Ye�il Ajahlar ise bir Aes Sedai'nin diledi�i kadar �ok Muhaf�z ile ba�
kurabilece�ine inan�r. Ahlaki a��dan Muhaf�z'�n ba�a raz� olmas� gerekir, ama adam
g�n�ls�z olsa bile yap�ld��� g�r�lm�t�r. Aes Sedailerin ba�dan ne elde ettikleri,
b�y�k bir �zenle saklanan bir s�rd�r. Bkz. Aes Sedai.
Kader A��: Belirli bir �ap�n Deseni'nde, ta 'vere�� olan bir ya da daha fazla
insan�n �evresinde olu�an b�y�k bir de�i�im.
Kad�n Kurulu: Bir k�y�n kad�nlar� taraf�ndan se�ilen, kad�nlar�n sorumlulu�u
say�lan alanlarda -�rne�in �r�nlerin ne zaman ekilece�i, ne zaman hasat edilece�i-
karar veren bir grup kad�n. K�y Kurulu ile denk otoriteye sahipt�r ve sorumluluk
alanlar� a��k�a ayr�lm�t�r. Genellikle K�y Kurulu ile anla�mazl�k halindedir. Bkz.
K�y Kurulu.
KRONDOR SER�S�
GED�KSAVA�LARININ ARDINDAN 1 �HANET
RAYMOND E. FEIST
Gediksava�lar� s�ras�nda Sethanon'daki son
kar��la�man�n �zerinden dokuz y�l ge�mi�tir. Adalar
Krall���'n�n halk� yine, ufukta beliren karanl�k g��lerin
tehdidi alt�ndad�r. Bu endi�e verici geli�melerin
habercisi, Gbrath ad�nda bir kara elftir.
Gece�ahinleri, i�ledikleri cinayetlerle yeniden ortaya
��karlar. Diplomasi bir kez daha �l�mc�l bir oyun
haline gelmi�tir. T�m bunlar�n merkezinde ise, Alt�lar
ad� verilen bir grup b�y�c�n�n entrikalar� yer
almaktad�r. Bu s�rada, hain Tsuranili m�cevher
ka�ak��lar�, S�r�ngen ad�yla tan�nan ki�i taraf�ndan
y�netilen �ete ile birlikte, Adalar Krall���'n� boyun
e�meye zorlayacak planlar yapmaktad�r.
Gediksava�lan'ndan tan�d���m�z, Krondorlu sevilen
kahramanlar; Jimmy, Locklear ve Pug, bir kez daha
tehlikelerle kar�� kar��ya...
314 ROBERTJORDAN
kap� bo�lu�unu izledi ve dalg�n dalg�n ba�parma��n� baltas�n�n sap�nda gezdirdi.
Y�k�k �ehrin ��k�� a��k g�r�n�yordu, ama be� dakikad�r orada durmu�, izliyordu.
R�zgar k�v�rc�k sa�lar�n� savuruyor, pelerinini g�t�rmeye �al��yordu, ama o ne
yapt���n� fark etmeden pelerini bedenine sar�yordu.
Mat'in ve Emond Meydan�'ndaki ba�ka herkesin onun a��r ak�ll� oldu�unu d��nd���n�
biliyordu. Bunun sebebi k�smen iriyar� olmas� ve genelde dikkatli hareket etmesi
idi -hep bir �eyi k�raca��ndan ya da birini incitece�inden korkmu�tu, ��nk�
birlikte b�y�d��� o�lanlardan �ok daha iriydi- ama elinden geldi�i s�rece her �eyi
enine boyuna d��nmeyi tercih ediyordu. H�zl� ve dikkatsizce d��nmek Mat'i s�k s�k
kaynar kazana atm�t�. Mat'in h�zl� d��nmesinin zaman zaman Perrin'i, Rand'�, hatta
hepsini birden kaynar kazana att��� da olmu�tu.
Bo�az�na bir �ey oturdu. I��k, kaynar kazana at�lmay� d��nme. D��ncelerini yine
d�zenlemeye �al�t�. Dikkatli d��nmek gerekirdi.
Kap�n�n �n�nde bir zamanlar bir t�r meydan, i�inde de dev bir �e�me vard�. �e�menin
bir k�sm� h�l� oradayd�, b�y�k, yuvarlak bir havuzun i�inde k�r�k heykeller. Kap�ya
ula�mak i�in neredeyse y�z ad�m gitmesi gerekecekti ve onu merakl� g�zlerden
koruyacak, geceden ba�ka bir �ey yoktu. Bu hi� de ho� bir d��nce de�ildi. O
g�r�nmeyen izleyicileri �ok iyi hat�rl�yordu.
Bir s�re �nce �ehrin i�inde duydu�u borular� d��nd�. Di�erlerinden baz�lar�n�n ele
ge�irilmi� olabilece�ini d��nerek neredeyse i�eri girecekti, ama sonra e�er
yakalanm�larsa, yaln�z ba��na hi�bir �ey yapamayaca�� akl�na geldi. Y�z Trolloc -ve
Lan ne demi�ti- d�rt Soluk'a kar��. Moiraine Sedai �rma�a ula��n, dedi.
Yine kap�y� incelemeye ba�lad�. Dikkatli d��nmek ona pek bir �ey sa�lamam�t�, ama
karar�n� vermi�ti. Derin g�lgelerden daha az karanl�k olanlara ��kt�.
O bunu yaparken, meydan�n kar�� taraf�nda bir ba�ka at belirdi ve durdu. Perrin de
durdu ve baltas�n� yoklad�; balta onu hi� teselli e miyordu. Karanl�k �ekil bir
Soluk'sa...
"Rand?" dedi yumu�ak ve teredd�tl� bir ses.
D�NYANIN G�Z� ili
Perrin rahatlayarak uzun bir nefes verdi. "Benim, Perrin, Egwene," diye seslendi,
ayn� �l��de yumu�ak bir sesle. Yine de, sesi karanl�kta �ok y�ksek gelmi�ti.
Atlar �e�menin yan�nda bir araya geldiler.
"Ba�ka kimseyi g�rd�n m�?" diye sordu ikisi ayn� anda ve ikisi de ba�lar�n� iki
yana sallayarak kar��l�k verdiler.
"Kurtulacaklar," diye m�r�ldand� Egwene, Bela'n�n boynunu ok�ayarak. "De�il mi?"
"Moiraine Sedai ve Lan onlara g�z kulak olur," diye yan�t verdi Perrin. "Irma�a
ula��nca hepimize birden g�z kulak olacaklar." �yle olmas�n� umuyordu.
Ormanda Trolloclar ya da Soluklar olsa da, kap�n�n �te yan�na ge�ince b�y�k bir
rahatlama hissetti. Trolloclar� ve Soluklar� d��nmeyi b�rakt�. ��plak dallar
k�rm�z� y�ld�z� g�rmesini engellemiyordu ve art�k Mordeth'in elinden
kurtulmu�lard�. O adam, Perrin'i Trolloclar-dan daha fazla korkutmu�tu.
K�sa s�re sonra �rma�a ula�acaklar, Moiraine ile bulu�acaklard� ve kad�n onlar�
Trolloclardan da kurtaracakt�. �nan�yordu, ��nk� inanmaya ihtiyac� vard�. R�zgar
dallan birbirine s�rt�yor, her daim ye�il a�a�lar�n �zerindeki yapraklan ve
i�neleri h��rdat�yordu. Bir gece �ahininin yaln�z hayk�r�� karanl�kta s�z�ld� ve
Perrin ile Egwene, �s�nmak i�in birbirlerine sokuluyormu� gibi atlar�n�
yakla�t�rd�lar. �ok yaln�zd�lar.
Arkalar�ndan bir yerden bir Trolloc borusu �tt�, avc�lar� acele etmeye zorlayan
h�zl�, inleyen �t�ler. Sonra kal�n, yar�-insan ulumalar, borudan h�z alarak
arkalar�nda y�kseldi. Yarat�klar insan kokusu al�nca ulumalar keskinle�ti.
Perrin, "Hadi!" diye ba��rarak at�n� d�rtnala kald�rd�. Egwene de ona yeti�ti ve
ikisi �izmelerini topuklayarak, ��kard�klar� g�r�lt�ye ve �nlara �arpan dallara
ald�rmadan ka�t�lar.
Solgun ay ���� kadar i�g�d�lerinin de k�lavuzlu�u alt�nda a�a�la-rtn aras�ndan
ge�erken Bela geride kald�. Perrin arkaya bakt�. Egwe-ne k�sra��n� tekmeledi ve
dizginleri sallad�, ama bir i�e yaram�yordu, ^eslere bak�l�rsa, Trolloclar
yakla��yordu. Dizginleri, k�z�n geride kalmamas�n� sa�layacak kadar �ekti.
GED�KSAVA�LARI EFSANES�
RAYMOND E. FEIST
� B�y�c�: ��rak
� B�y�c�: Usta
� G�m�diken

� Sethanon'da Karanl�k

Huzurun hakim oldu�u Adalar Krall���'ndaki bir


s�n�r karakolu olan Crydee'de, bir �ks�z olan Pug,
b�y�c� ustas�n�n yan�na ��rak olarak verilir -ve
iki d�nyan�n yazg�s� sonsuza dek de�i�ir. Esrarengiz yabanc�lar istilaya ba�larken
Krall�k'taki
huzur aniden bozulur. Pug da �at�man�n orta yerine s�r�klenecektir, ancak o ve
sava��� arkada��
Tomas i�in bilinmeyene yolculuk daha yeni
ba�lam�t�r. Tomas, kadim bir uygarl���n vah�i erk
miras�n� devralacakt�r. Pug'�n kaderi ise onu zaman ve
uzamda a��lan bir gedikten ge�irerek yeni ve
yabanc� bir b�y�n�n ola�an�st� g��lerinde
ustala�ma yoluna g�t�recektir.
"Y�llardan sonra yaz�lm� en iyifantazya serisi.
Yazar�n�, Tolkien 'in taht�na ��kart�p, orada oturtmay�
sa�layacak denli ba�ar�l� bir eser."
Dragon

AMBER SER�S�
Roger Zelazny
� Amber'de Dokuz Prens
� Avalon'un T�fekleri
� Tekboynuz'un �areti
� Oberon'un Eli
� Kaos Saraylar�
� K�yametin Koz Kartlar�
� Amber Kan�
� Kaos �mgesi
� G�lgelerin ��valyesi
� Kaos Prensi

G�zlerini bir hastane odas�nda a�an Cari Corey,


ge�mi�ine dair hi�bir �ey hat�rlamamaktad�r. Aray��,
onu hi� ummad��� ger�eklerle y�zle�tirir: Ya�ad���m�z
d�nya, �l�ms�z �ehir Amber'in say�s�z g�lgelerinden
yaln�zca biri; kendisi de Amber Prensi Convin'dir.
Haf�zas�n� yitirmi� halde, as�rlar boyu d�nyam�zda
dolanm� olan Corwin, ge�mi�ini ara�t�rd�k�a kendisini,
hi�bir entrikadan ka��nmayan �l�ms�z karde�lerinin,
say�s�z d�nyay�, sihri ve yarat��� i�ine s�r�kleyen
m�cadelesinin tam ortas�nda bulur.

ili
ROBERTJORDAN
onca d�n�ten sonra, k�lavuz y�ld�z� g�zden kaybetmi�lerdi.
"Ben yine de orada diyorum," dedi Mat, sa��na i�aret ederek. "En son kuzeye
gidiyorduk ve bu da �u taraf do�u demek."
"�te orada," dedi Thom aniden. Sol taraftaki dola��k dallar�n aras�ndan, do�rudan
k�rm�z� y�ld�za i�aret etti. Mat al�ak sesle bir�eyler m�r�ldand�.
Rand g�zucuyla bir hareket yakalad� ve o anda bir Trolloc bir a�ac�n arkas�ndan
sessizce, s�r���n� sallayarak s��rad�. Rand at�n� topukla-d� ve iki Trolloc daha
g�lgelerin aras�ndan at�l�rken at �ne f�rlad�. Bir halat halkas� Rand'�n boynuna
s�rt�nd�, belkemi�inden a�a�� bir �rperti yayd�.
Bir ok, hayvans� y�zlerden birini g�z�nden yakalad�, sonra atlar� a�a�lar�n
aras�nda ko�arken Mat yeti�ti. Rand �rma�a do�ru ilerlediklerini fark etti, ama
bunun bir i�e yarayaca��ndan emin de�ildi. Trol-loclar arkalar�ndan ko�uyordu,
neredeyse uzan�p atlar�n�n dalgalanan kuyruklar�n� yakalayacak kadar yak�nd�lar.
Yar�m ad�m daha yakla�-salar s�r�klar hepsini eyerlerinden a�a�� indirirdi.
Rand, boynu ile halkalar aras�na daha fazla mesafe koymak i�in gri at�n boynuna
e�ildi. Mat'in y�z� neredeyse tamamen at�n�n yelesine g�m�lm�t�. Ama, Rand Thom'un
nerede oldu�unu merak etti. ��k, �� Trolloc da o�lanlar�n pe�inden gitti�inden
yaln�z kalmas�n�n daha iyi olaca��na m� karar vermi�ti?
Thom'un at� aniden gecenin i�inde, TroUoclar�n arkas�nda belirdi. ����n eli arkaya,
sonra �ne f�rlarken, TroUoclar�n yaln�zca �a�k�nl�k i�inde arkalar�na bakacak kadar
zamanlar� oldu. Ay ���� �eli�in �zerinden yans�d�. Bir Trolloc �ne devrildi,
yuvarland�, ve sonunda bir y���n halinde yerde kald�. Bir ikincisi ���l�k atarak
diz �st� ��kt�, iki eliyle s�rt�n� pen�elemeye ba�lad�. ���nc�s� h�rlad�, bir a��z
dolusu keskin di�i ortaya ��kard�, ama arkada�lar� devrilirken, d�n�p karanl�kta
kayboldu. Thom'un eli k�rba� savurma hareketini yine yapt� ve Trolloc ���l�k att�,
ama yarat�k ko�arken ���l�klar� uzakta kayboldu.
Rand ve Mat do�rulup ���a bakt�.
"En iyi b��aklar�m," diye m�r�ldand� Thom, ama at�ndan inip �aklar�n� almak i�in
hi�bir �ey yapmad�. "Ka�an ba�kalar�n� da get�re cek. Umar�m �rmak �ok uzak
de�ildir. Umar�m..." Ba�ka ne u
b�-
D�NYANIN G�Z� 112
nu s�ylemek yerine ba��n� iki yana sallad� ve at�n� s�rd�. Rand ve Mat onun pe�ine
d�t�ler.
K�sa s�re sonra, a�a�lar�n gece siyah� suyun tam kenar�nda b�y�d�kleri al�ak k�y�ya
ula�t�lar. Suyun ay ���� ile s�sl� y�zeyi r�zgarla dalgalan�yordu. Rand kar��
k�y�y� hi� g�remiyordu. Irma�� karanl�kta, sal �zerinde ge�me fikrinden
ho�lanm�yordu, ama bu k�y�da kalma fikrinden de hi� ho�lanm�yordu. Zorunlu kal�rsam
y�zerim bile.
Irmaktan uzakta bir yerde bir Trolloc borusu �tt�, karanl���n i�inde, keskin,
tela�l� ve h�zl� bir �t�. Y�k�nt�lardan ��kt�klar�ndan beri duyduklar� ilk boru
sesiydi. Rand bunun, di�erlerinden baz�lar�n�n yakaland��� anlam�na m� geldi�ini
merak etti.
"T�m gece burada kalman�n faydas� yok," dedi Thom. "Bir y�n se�in. A�a�� m�, yukar�
m�?"
"Ama Moiraine ve di�erleri herhangi bir yerde olabilir," diye itiraz etti Mat.
"Se�ece�imiz herhangi bir y�n bizi onlardan uzakla�t�rabilir."
"Olabilir." Thom at�na dil �aklatarak �rma��n akt��� y�ne d�nd� ve k�y� boyunca
ilerlemeye ba�lad�. "Olabilir." Rand Mat'e bakt�. Mat omuzlar�n� silkti ve ����n
pe�ine tak�ld�lar.
Bir s�re hi�bir �ey de�i�medi. K�y� baz� yerlerde daha y�ksek, baz�lar�nda daha
al�akt�. A�a�lar bazen g�rle�iyor, bazen k���k a��kl�klarda seyreliyordu, ama gece,
�rmak ve r�zgar hep ayn�yd�, so�uk ve karanl�k. Ve hi� Trolloc yoktu. Bu, Rand'�n
vazge�mek istemeyece�i bir de�i�iklikti.
Sonra ileride ��k g�rd�, tek bir nokta. Yakla�t�klar� zaman ����n, bir a�ac�n
�zerindeymi� gibi �rmaktan y�ksekte oldu�unu g�rd�ler. Thom h�z�n� art�rd� ve al�ak
sesle bir ezgi m�r�ldanmaya ba�lad�.
Sonunda ����n kayna��n� se�ebildiler, b�y�k bir t�ccar teknesinin direklerinden
birine as�lm� bir lamba. Tekne, a�a�lar�n aras�nda, bir a�ikl�kta, geceyi ge�irmek
i�in ba�lanm�t�. Neredeyse on sekiz met-reydi, ak�nt� ile hafif�e k�p�rdan�yor,
a�a�lara ba�lanm� palamarlar� �eki�tiriyordu. Halatlar r�zgarda m�r�ldan�yor,
g�c�rd�yordu. Lamba g�vertede ay�n verdi�i ayd�nl��� ikiye katl�yordu, ama
g�r�n�rde kimse yoktu.
"�imdi bu," dedi Thom at�ndan inerken, "Aes Sedai'nin sal�ndan ^ha iyi, de�il mi?"
Ellerini kal�alar�na dayay�p durdu. Memnunlu�u
SHANNARA EFSANES�
Terry Brooks
� SHANNARA'NIN KILICI
� SHANNARA'NIN ELFTA�LARI
� SHANNARA'NIN D�LEK�ARKISI
� SHANNARA'NIN �LK KRAL�
Shea Ohmsford sakin bir ya�am s�rmekteydi -ta ki gizemli Allanon ortaya ��k�p da
uzun s�re �nce yok edilmi� olmas� gereken Karab�y�c� Lord'un sa� oldu�unu ve
d�nyaya h�kmetmeyi akl�na koydu�unu s�yleyene dek. lerle Shannara'n�n tek miras��s�
olan Shea, karanl���n yarat�klar�n� uzak tutabilecek olan tek silah�, Sahannara'mn
K�l�c�'m bulmak i�in b�y�k ve tehlikeli bir maceraya at�lmak zorundad�r. K�l�c�n
pe�inden Kafatas� Krall���'na s�r�klenen Shea'y� Karab�y�c� Lord'la y�reklere korku
salan bir y�zle�me beklemektedir.

D�NYANIN G�Z� �21


Rand'�n s�rt�na aniden bir �ey indi ve onu g�verteye y�kt�. K�l�c� uzanan elinden
yuvarland�. Rand a�z� a��k, nefes almaya �al�arak k�-)�ca uzand�. Kaslar� ac�l� bir
yava�l�kla tepki verdi; Rand, s�m�kl�b�cek gibi k�vrand�. B�rak�lmak isteyen adam
k�l�ca korku dolu, k�skan� bir bak� f�rlatt�, sonra g�lgelerin i�inde kayboldu.
Rand ac� i�inde omzunun �zerinden bakt� ve �ans�n�n t�kendi�ini anlad�. Kurt
burunlu bir Trolloc k�pe�tenin �zerinde denge kurmu�, duruyor, elinde s�rt�na
indirdi�i s�r���n k�r�k ucu, ona bak�yordu. Rand k�l�c�na ula�maya, uzakla�maya
�al�t�, ama kollar� ve bacaklar� sars�larak hareket ediyordu ve istediklerinin
ancak yar�s�n� yapabiliyordu. Hepsi salland�, tuhaf y�nlere gitti. G��s� demir
bantlarla ba�lanm� gibi geliyordu; g�zlerinin �n�nde g�m� noktalar u�u�uyordu.
��lg�nca bir ka�� yolu arad�. Trolloc ona saplayacakm� gibi ucu �entikli s�r���
kald�rd���nda, zaman yava�lar gibi oldu. Yarat�k Rand'a bir r�yada hareket
ediyormu� gibi geldi. Kal�n kolun arkaya gitmesini izledi; k�r�k s�r���n karn�n�
deldi�ini, o y�rt�c� ac�y� hissetmeye ba�lam�t� bile. Ci�erlerinin patlayaca��n�
sand�. �lece�im! I��k bana yard�m et, �lece�im...! Trolloc'un kolu m�zrakla �ne
savrulmaya ba�lad� ve Rand tek bir feryat i�in nefes buldu. "Hay�r!"
Gemi aniden salland� ve bir seren dire�i g�lgelerin i�inden savrulup, kemik k�r�lma
sesleri e�li�inde Trolloc'un g��s�ne �arparak, �teki yana devirdi.
Rand bir an nefes nefese, yukar�da �ne arkaya sallanan seren dire�ine bakarak
yatt�, kald�. Bu, �ans�m�n son k�r�nt�s�n� da t�ketmi� olmal�, diye d��nd�. Bundan
sonra ba�kas� kalm� olamaz.
Titreyerek aya�a kalkt� ve k�l�c�n� ald�. Bu sefer Lan'in ��retti�i gibi iki eliyle
tuttu, ama g�vertede k�l�c�n� �zerinde kullanabilece�i hi�bir �ey kalmam�t�. Tekne
ile k�y� aras�ndaki siyah su dolu bo�luk h�z-'a geni�liyordu;' Trolloclar�n
hayk�r�lar� arkada, gecenin i�inde soluyordu.
K�l�c�n� k�n�na sokup, k�pe�teye dayan�rken, ceketi dizlerine ka-
^r inen g�rb�z bir adam yakla��p dik dik ona bakt�. Uzun sa�lar�
Kasi� omuzlar�na d�k�l�yordu ve �st duda��n� ��plak b�rakan sakal�
'Uvarlak y�z�n� �evreliyordu. Yuvarlak, ama yumu�ak de�il. Seren
lre�i yine savruldu ve sakall� adam onu yakalarken bak�lar�n� bir
222
ROBERTJORDAN
anl���na o tarafa �evirdi; direk geni� avucuna �arparken k�sa bir �at> sesi
��kard�.
"Gelb!" diye ba��rd�. "Talih! Neredesin, Gelb?" O kadar h�zl� konu�uyordu,
s�zc�kler o kadar birbirine giriyordu ki, Rand onu ar�la-yam�yordu. "Kendi gemimde
benden saklanamazs�n! Floran Gelb'i buraya getirin!"
M�rettebattan bo�a-g�z� lambas� ta��yan bir adam geldi ve iki ki�i ince y�zl� bir
adam� lamban�n d��rd��� ��k �emberine ittirdi Rand bunun ona tekneyi �neren adam
oldu�unu g�rd�. Adam�n g�zleri devaml� geziniyor, asla toplu adam�n g�zleri ile
kar��la�m�yordu. Toplu ve k�sa boylu adam�n kaptan oldu�unu d��nd� Rand. Rand'�n
�izmelerinden birinin �arpt��� yerde, Gelb'in aln�nda bir yara olu�mu�tu.
"Bu seren dire�ini ba�laman gerekmiyor muydu, Gelb?" diye sordu kaptan �a��rt�c�
bir sakinlikle, ama h�l� eskisi kadar h�zl� konu�arak.
Gelb ger�ekten �a�k�n g�r�n�yordu. "Ama ba�lad�m. S�k� s�k� ba�lad�m. Bazen elim
biraz a��r oluyor, kabul ediyorum, Kaptan Do-mon, ama i�lerimi hep yapar�m."
"Demek elin a��r, �yle mi? � uyumaya gelince elin hi� de a��r de�il ama. N�bet
tutman gerekirken uyumaya gelince. Bir adam hepimizi �ld�rebilirdi, s�rf senin
y�z�nden."
"Hay�r, Kaptan, hay�r. Onun y�z�nden oldu." Gelb do�rudan Rand'� i�aret etti. "Ben
gerekti�i gibi n�bet tutuyordum, ama o gizlice yakla�t� ve bana bir sopayla vurdu."
Ba��ndaki yaraya dokundu, ir-kildi ve dik dik Rand'a bakt�. "Onunla m�cadele ettim,
ama sonra Trolloclar geldi. Bu adam onlar�n dostu, Kaptan. Bir Karanl�kdostu.
Trolloclarla i�birli�i yap�yor."
"Benim ya�l� b�y�kannemle i�birli�i yap�yor!" diye k�kredi KaP' tan Domon. "Son
seferinde seni uyarmam� m�yd�m, Gelb? Beyazkop r�'de gidiyorsun! Seni gemiden �imdi
indirmeden g�z�m�n�n �n�nden kaybol." Gelb lamba ����ndan f�rlad� ve Domon bo�lu�a
bakarak, ellerini a��p kapayarak durdu. "Bu Trolloclar beni takip eC"y lar. Neden
rahat b�rakm�yorlar? Neden?''
Rand k�pe�tenin �zerinden bakt� ve k�y�n�n art�k g�r�lmea�g1
D�NYANIN G�Z� 321
fark edince �ok ge�irdi. Teknenin k���ndaki uzun d�menin ba��nda ilci adam vard� ve
�imdi her yanda alt�ar adam k�rek �ekiyor, gemiyi bir su b�ce�i gibi �rma��n
�zerinde s�r�kl�yordu.
"Kaptan," dedi Rand, "orada arkada�lar�m�z var. Geri d�n�p onlar� da al�rsan�z,
eminim sizi �d�llendireceklerdir."
Kaptan�n yuvarlak y�z� h�zla Rand'a d�nd� ve Thom ile Mat belirince ifadesiz
bak�lar�na onlar� da dahil etti.
"Kaptan," diye ba�lad� Thom e�ilerek, "izin verin,.."
"Siz a�a�� gelin," dedi Kaptan Domon, "gelin de, gemime ne t�r �eyler binmi�,
g�reyim. Gelin. Talih beni terk etsin, birisi �u lanet sereni ba�las�n!" Gemiciler
seren dire�ini almak i�in ko�arken ayaklar�n� vurarak geminin k���na y�r�d�. Rand
ve iki arkada�� takip etti.
Kaptan Domon'un k�� tarafta, k�sa bir merdiven inilerek ula��lan d�zenli bir
kamaras� vard�. ��erideki her �ey do�ru yerinde oldu�u izlenimi uyand�r�yordu,
kap�n�n arkas�ndaki �engellere as�l� ceketlere ve pelerinlere kadar. Kamara,
geminin eni boyunca uzan�yordu, bir yanda geni� bir yatak, di�er yanda a��r bir
masa vard�. Yaln�zca bir tane y�ksek s�rtl�, sa�lam kollu sandalye vard�. Kaptan
sandalyeye oturdu ve di�erlerine de, kamaradaki tek mobilyalar olan muhtelif
sand�klar�n ya da banklar�n �zerinde oturmalar�n� i�aret etti. Y�ksek bir homurtu,
Mat'in yata��n �zerine oturmas�n� engelledi.
"�imdi," dedi kaptan, hepsi oturduktan sonra. "Benim ad�m Bayie Domon;
Serpinti'nin, yani bu geminin sahibi ve kaptan�y�m. Siz kimsiniz, bu �ss�z yerde ne
i�iniz var ve ba��ma a�t���n�z bela y�z�nden neden sizi k�pe�teden a�a��
atmayay�m?"
Rand h�l� Domon'un h�zl� konu�mas�n� takip etmekte g��l�k �ekiyordu. Kaptan�n
s�ylediklerinin son k�sm�n� ��zd�kten sonra �a�k�nl�k i�inde g�zlerini k�rp�t�rd�.
Bizi k�pe�teden a�a�� atmak m�?
Mat tela�la konu�tu, "Size sorun yaratmak istemedik. Biz Ca-ernlyr�'e gidiyorduk ve
oradan sonra..."
"Ve sonra r�zgar bizi nereye g�t�r�rse," diye araya girdi Thom. �^��klar b�yle
yolculuk eder, r�zgardaki tozlar gibi. Ben bir ����m, anl�yor musunuz, ad�m Thom
Merrilin." Sanki kaptan onlar� g�zden Ka�irabilirmi� gibi, pelerinini �yle kayd�rd�
ki, rengarenk yamalar k�-P'rdand�. "Bu iki k�yl� h�d�k ��ra��m olmak istiyorlar,
ama hen�z
L
324
ROBERTJORDAN
onlar� kabul edece�imden emin de�ilim." Rand s�r�tmakta olan Mat'e bakt�.
"Bunlar�n hepsi iyi, g�zel, adam�m," dedi Kaptan Domon sakin sakin, "ama bana
hi�bir �ey anlatm�yor. Hatta daha da az. Talih beni d�rts�n, oras� bildi�im hi�bir
yerden Caemlyn'e giden yollar�n �zerinde de�il."
"�imdi, bu ba�l� ba��na ayr� bir hikaye," dedi Thom ve hemen anlatmaya ba�lad�.
Thom'a g�re, k� karlar� y�z�nden Baerlon'un �tesinde, Puslu Da�lar'da bir madenci
kasabas�nda k�s�� kalm�t�. Oradayken, Aridhol denilen bir �ehirde, Trolloc
Sava�lar�ndan kalan bir hazineye dair efsaneler duymu�tu. Tesad�f eseri, y�llar
�nce Illian'da, bir zamanlar hayat�n� kurtard��� bir arkada�� �l�m d�e�inde ona
Aridhol'�n yerini g�steren bir harita vermi�, son nefesinde haritan�n Thom'u zengin
edebilece�ini f�s�ldam�t�. Thom efsaneleri duyana kadar buna hi� inanmam�t�. Karlar
yeterince eridikten sonra birka� arkada�� ile yola ��km�t�. Bu ��rak adaylar� da
onlar aras�ndayd�. B�y�k g��l�klerle ge�en bir yolculuktan sonra �ehrin y�k�nt�s�n�
bulmu�lard�. Ama hazinenin Deh�etlordlar�'ndan birine ait oldu�u, onu Shayol Ghul'e
g�t�rmek i�in Trolloclann g�nderildi�i anla��lm�t�. Kar��la�t�klar� neredeyse her
tehlike -Trolloclar, Myrddraaller, Draghkar, Mordeth, Mas-hadar- hikaye boyunca bir
ya da �teki noktada ba�lar�na bela oldu, ama Thom �yle anlat�yordu ki, sanki her
biri ki�isel olarak onun pe�indeydi ve onlarla b�y�k bir beceriyle ba�a ��km�t�.
�o�unu Thom'un g�sterdi�i bir s�r� kahramanl�ktan sonra, Trolloclar onlar�
kovalarken ka�m�lard�, ama geceleyin arkada�lar�ndan ayr� d�m�ler, sonunda Thom ve
iki arkada�� onlara kalan son yere s���nm�lard�, Kaptan Domon'un sevin�le
g�rd�kleri teknesine.
��k s�z�n� bitirdi�i zaman, Rand a�z�n�n bir s�redir a��k durdu�unu fark etti ve
bir t�k�rt� ile kapatt�. Mat'e bakt���nda, onun da in w a��lm� g�zlerle A����
izledi�ini g�rd�.
Kaptan Domon parmaklar� ile sandalyesinin kolunu d�vd�. t>u �o�u ki�inin
inanmayaca�� bir hikaye. Elbette, ben Trolloclar� g� d�m, de�il mi?"
"Her s�zc��� do�ru," dedi Thom yumu�ak sesle. "�lk a��zdan-
D�NYANIN G�Z� �2S
"Yan�n�zda hazine var m�?"
Thom �z�nt�yle ellerini a�t�. "Heyhat, yan�m�za alabildi�imiz az�c�k hazine, son
Trolloclar belirdi�i zaman ka�an atlar�m�z�n �zerindeydi. Benim elimde tek kalan
fl�t�m ve arp�m, birka� bak�r metelik ve s�rt�mdaki giysiler. Ama inan bana, o
hazineden tek bir �ey bile istemezdin. Karanl�k Varl�k'�n lekesini ta��yor. En
iyisi onu y�k�nt�lara ve Trolloclara b�rakmak."
"Demek yolculu�unuzun kar��l���n� �deyecek paran�z yok. Kar��l���n� �demedi�i
s�rece kendi karde�imi bile tekneme almam, �zellikle de pe�inden k�pe�temi bi�en ve
halatlar�m� do�rayan Trolloclar getirmi�se. Neden geldi�iniz yere y�zmenize izin
verip, sizden kurtulmayay�m?"
"Bizi k�y�ya b�rakmazs�n, de�il mi?" dedi Mat. "Orada Trolloclar varken
b�rakmazs�n."
"K�y�dan bahseden kim?" diye yan�t verdi Domon kuru kuru. Onlar� bir s�re inceledi,
sonra ellerini masan�n �zerine koydu. "Bayie Domon mant�kl� bir adamd�r. E�er bir
��k� yolu varsa, sizi kenardan a�a�� atmam. �imdi, g�r�yorum ki, ��raklar�ndan
birinin bir k�l�c� var. Benim de iyi bir k�l�ca ihtiyac�m var ve iyi bir adam olup,
o k�l�� kar��l���nda Beyaznehir'e kadar teknemde yolculuk yapman�za izin
verece�im."
Thom a�z�n� a�t�, ama Rand tela�la konu�tu, "Hay�r!" Tam k�l�c� ona birilerine
versin diye vermemi�ti. Bronz bal�k��l� hissederek elini kabzan�n �zerinde
gezdirdi. K�l�� yan�nda oldu�u s�rece, Tam yan�ndaym� gibi hissedecekti.
Domon ba��n� iki yana sallad�. "Eh, hayirsa, hay�rd�r. Ama Bayie Domon bedava
yolculuk yapt�rmaz, kendi annesine bile."
Rand g�n�ls�zce ceplerini bo�altt�. �ok �ey yoktu, birka� bak�r Para ve Moiraine'in
verdi�i g�m� para. G�m�� kaptana uzatt�. Mat �r saniye sonra i�ini �ekti ve
ayn�s�n� yapt�. Thom dik dik onlara bakt�, ama y�z�ndeki ifade �yle �abuk bir
g�l�mseme ile yer de�i�-tirdi ki, Rand dik bak�lar� g�rd���nden emin olamad�.
Kaptan Domon beceriyle iki �i�man, g�m� paray� delikanl�lar�n � irinden ald�,
arkas�ndaki pirin� kay�l� sand�ktan k���k bir terazi e �'ng�rdayan bir kese
��kard�. Dikkatle �l�t�kten sonra paralan ke-
326
ROBERTJORDAN
�eye b�rakt� ve ikisine daha ufak g�m� ve bak�r paralar verdi. Daha �ok bak�r.
"Beyaznehir'e kadar,'' dedi, deri ciltli defterine d�zenli kay�tlar alarak.
"Bu, Beyaznehir yolculu�u i�in pahal�," diye homurdand� Thom.
"Art� tekneme verilen zararlar," diye yan�t verdi kaptan sakin sakin. Teraziyi ve
keseyi sand��a koydu ve ho�nutluk i�inde kapatt�, "Art�, biraz da Trolloclar�
�zerime getirdi�iniz ve bu y�zden bol bol s�� yeri bulunan bu yeri gece a�mam
gerekti�i i�in."
"Ya di�erleri?" diye sordu Rand. "Onlar� da alacak m�s�n? �imdiye dek �rma�a
ula�m�lard�r, ya da k�sa s�re sonra ula�acaklard�r ve di-re�indeki o lambay�
g�receklerdir."
Kaptan Domon'un ka�lar� �a�k�nl�k i�inde kalkt�. "Yerimizde k�p�rdamadan
kald���m�z� m� d��n�yorsun, delikanl�? Talih beni d�rts�n, sizin tekneye bindi�iniz
yerden d�rt bu�uk, be� kilometre uzaktay�z. TroUoclar adamlar�m�n k�reklere t�m
g��leriyle as�lmas�na sebep oldu -Trolloclar� istemedikleri kadar iyi tan�rlar- ve
ak�nt� da yard�mc� oluyor. Ama fark etmez. K�y�da ihtiyar b�y�kannem olsa bile bu
gece bir daha k�y�ya yana�mam. Belki de Beyaznehir'e varana kadar yana�mam. Bu
geceden �nce ensemde Trolloc nefesini yeterince duydum ve elimden geliyorsa daha
fazlas�n� istemiyorum."
Thom ilgiyle �ne e�ildi. "Daha �nce Trolloclarla kar��la�t�n m�? Son zamanlarda
m�?"
Domon, Thom'a k�s�k g�zlerle bakarak teredd�t etti, ama konu�tu�u zaman sesinde
yaln�zca tiksinti vard�. "K�� Saldaea'da ge�irdim, adam�m. Benim se�imim de�il, ama
�rmak erken dondu ve buz ge� k�r�ld�. Maradon'daki en y�ksek kulelerden Afet'i
g�rebilirsin, diyorlar, ama benim umurumda de�il. Ben oray� daha �nce g�rd�m ve hep
Trolloclann �iftliklere sald�rd���ndan falan bahsediliyordu. Ama ge�ti�imiz k� her
gece bir �iftlik yak�ld�. Evet, ve zaman zaman b�t�n bir k�y. �ehir duvarlar�na
kadar geldiler. Ve bu yeterince k�t� de�ilmi� gibi, insanlar bunun Karanl�k
Varl�k'�n hareketlenmeye ba�la' d���, Son G�nlerin yakla�t��� anlam�na geldi�ini
s�yl�yorlard�." �rper' di ve sanki bu d��nce kafatas�n� kar�ncaland�r�yormu� gibi
kafas�n ka��d�. "�nsanlar�n Trolloclann masal oldu�una, anlatt���m hikayeleri
yolcular�n yalanlar�ndan ba�ka bir �ey olmad���na inand��� yerlere g

D�NYAN�N ��Z� 221


jnek i�in sab�rs�zlan�yorum."
Rand dinlemeyi b�rakt�. Kar�� duvara bakt�, Egwene ve di�erlerini d��nd�. O
Serpinti'de g�vendeyken, onlar�n h�l� gecenin i�inde bir yerde olmas� hi� do�ru
gelmiyordu. Kaptan�n kamaras� art�k eskisi kadar rahat gelmiyordu.
Thom onu aya�a kald�rd���nda �a��rd�. ��k, omzunun �zerinden Kaptan Domon'a bu
k�yl� h�d�kler i�in �z�rler dileyerek onu ve Mat'i merdivene do�ru ittirdi. Rand
tek s�z s�ylemeden merdiveni t�rmand�.
G�verteye ula�t�klar�nda Thom i�itecek kimse olmad���ndan emin olmak i�in h�zla
�evresine bak�nd�, sonra g�rledi: "Siz g�m�lerinizi sa�makta acele etmeseydiniz
birka� �ark� ve hikaye kar��l���nda teknede kalmam�z� sa�layabilirdim."
"Ben o kadar emin de�ilim," dedi Mat. "Bizi �rma�a atmak konusunda ciddi gibiydi."
Rand yava��a k�pe�teye y�r�d�, yasland� ve geceye b�r�nm� �rma�a bakt�. K�y�da
bile, siyahl�ktan ba�ka hi�bir �ey g�remiyordu. Bir dakika sonra Thom elini omzuna
koydu, ama o k�p�rdamad�.
"Yapabilece�in bir �ey yok, evlat. Dahas�, muhtemelen onlar... Moiraine ve Lan'in
yan�nda g�vendedirler. Onlar� kurtarmak i�in o ikisinden daha iyisini d��nebiliyor
musun?"
"Onu gelmemesi i�in ikna etmeye �al�t�m," dedi Rand.
"Elinden geleni yapt�n, evlat. Kimse daha fazlas�n� isteyemez."
"Ona g�zkulak olaca��m� s�ylemi�tim. Daha fazla �abalamal�y-d�m." K�reklerin
g�c�rt�s� ve halatlar�n r�zgarda m�r�ldanmas� yasl� bir ezgi yarat�yordu. "Daha
fazla �abalamal�yd�m," diye f�s�ldad�.

21
R�ZGARI D�NLE
Arinelle Irma�� �zerinde s�r�nen g�ne� ����, Nynaeve'in s�rt�n� gen� bir me�enin
g�vdesine vermi�, uykunun derin nefeslerini alarak oturdu�u �ukura ula�t�. At� da
ba��m indirmi�, bacaklar�n� a�m� uyuyordu. Dizginler gen� kad�n�n bile�ine
sar�lm�t�. G�ne� ���� at�n g�z-kapaklar�na d�t���nde hayvan g�zlerini a�t� ve
ba��n� kald�r�p, dizginleri �ekti. Nynaeve irkilerek uyand�.
Bir an nerede oldu�unu merak ederek �evresine bakt�, sonra hat�rlad��� zaman daha
b�y�k bir �a�k�nl�k ile bak�nd�. Ama �evresinde yaln�zca a�a�lar, at� ve �ukurun
dibinde eski, kuru yapraklardan bir hal� vard�. En koyu g�lgelerin i�inde, ge�en
y�l�n g�lgenin-eli mantarlar� yere d�m� bir k�t���n �zerinde halkalar olu�turmu�tu.
"I��k seni korusun, kad�n," diye m�r�ldand�, arkas�na yaslanarak. "Bir gece i�in
bile uyan�k kalam�yorsun." Dizginleri ��zd� ve do�ru-lurken bile�ine masaj yapt�.
"Bir Trolloc tenceresinde uyanabilirdin."
�ukurun kenar�na t�rman�r, d�ar�y� g�zetlerken, �l� yapraklar h��rdad�. Irmak ile
aras�nda bir avu� di�budak a�ac�ndan ba�ka bir �ey yoktu. A�a�lar�n �atlak kabuklan
ve ��plak dallan onlar�n da �l� g�r�nmesine sebep oluyordu. �tede geni�, mavi-ye�il
�rmak ak�yordu. Bo�. �zerinde hi�bir �ey yoktu. Kar�� k�y�da da��n�k her daim ye�"
a�a�lar, s���tler ve k�knarlar vard�; Nynaeve'in bulundu�u k�y�dan daha
seyrektiler. Moiraine ya da gen�lerden biri oradalarsa da, iyi g�Z" lenmi�
olmal�yd�lar. Elbette, onun g�rebildi�i bir yerden ge�mi� ya * ge�meye �al�m�
olmalar� gerekmiyordu. Irmak boyunca, otuz k�" metre i�inde herhangi bir yerde
olabilirlerdi. E�er d�n geceden sonra
D�NYAN�N G�Z� �22
hayatta kalm�larsa.
B�yle �eyler d��nd��� i�in kendi kendine k�zarak �ukurun i�ine d�nd�. K� Gecesi
bile, Shadar Logoth'tan �nceki sava� bile onu d�n geceye, o �eye, Mashadar'a
haz�rlamam�t�. ��lg�nca at s�rmeler, ba�ka hayatta kalan kimse olup olmad���n�
merak etmeler, bir Soluk ya da Trolloclarla ne zaman y�z y�ze gelece�ini merak
etmeler. Trolloc-lar�n uzakta h�rlamas�n�, ba�r�malar�n� duymu�tu ve titrek boru
sesleri i�ini r�zgardan daha fazla dondurmu�tu, ama y�k�nt�lar�n i�inde
Trolloclarla kar�� kar��ya geldi�i zaman d��nda onlar� yaln�zca bir kez g�rm�t� ve
o seferinde de �ehirden ��km�t�. �n�nde, otuz ad�m �tesinde yakla��k on Trolloc
belirmi�, o anda uluyarak, ba��rarak, s�r�klar�n� sallayarak �zerine sald�rm�lard�.
Ama gen� kad�n at�n� �evirdi�inde susmu�lar, havay� koklamak i�in burunlar�n�
kald�rm�lard�. Nyna-eve ka�amayacak kadar �a�k�n, s�rtlar�n� d�n�p gecenin i�inde
kaybolmalar�n� izlemi�ti. Ve en korkutucu olan� da buydu.
"�stedikleri ki�ilerin kokusunu tan�yorlar," dedi at�na, �ukurun i�inde ayakta
durarak, "ve o ben de�ilim. G�r�n�e g�re Aes Sedai hakl�. Gecenin �oban� yutsun
onu."
Bir karara vard� ve at�n� �ekerek �rmak boyunca a�a��ya do�ru yola koyuldu. Yava�
yava�, �evresindeki orman� dikkatle g�zleyerek ilerliyordu; Trolloclann onu
istememi� olmas�, bir kez daha kar��la��rlarsa gitmesine izin verecekleri anlam�na
gelmiyordu. Ormana ne kadar dikkat etse de, �n�ndeki zemine daha �ok dikkat
ediyordu. Di�erleri geceleyin buradan ge�mi�lerse baz� i�aretler g�rebilirdi, at
s�rt�nda ka��rabilece�i i�aretler. Hatta bu k�y�dalarsa onlara rastlayabilirdi
bile. E�er hi�biri olmazsa, �rmak onu zaman i�inde Beyazk�pr�'ye g�t�r�rd� ve
Beyazk�pr�'den Caemlyn'e, ve gerekirse oradan Tar Valon'a bir yol vard�.
Bu d��nce onu y�ld�racak kadar muazzamd�. Bundan �nce, t�pk� o�lanlar gibi o da
Emond Meydan�'ndan uzakla�mam�t�. Taren Sal� �na tuhaf g�r�nm�t�; Egwene ile
o�lanlar� bulmaya kararl� olmasayd�, h�l� �a�k�n �a�k�n Baerlon'a bak�yor olurdu.
Ama o bunlar�n hi�bi-r�n�n kararl�l���n� bozmas�na izin vermedi. Eninde sonunda
Egwene ile ��lanlan bulacakt�. Ya da ba�lar�na her ne gelmi�se, Aes Sedai'den he-
SaP sorman�n bir yolunu bulacakt�. �yle ya da b�yle, diye yemin etti.
�� ROBERTJORDAN
Zaman zaman izler buluyordu, epey iz, ama genelde ne kadar �abalarsa �abalas�n,
izlerin kime ait oldu�unu, kovalayan m�, yoksa kovalanan biri mi oldu�unu
��karam�yordu. Baz�lar� insanlara ya da Trol-Ioclara ait olabilecek �izme
izleriydi. Di�erleri ise ke�i ya da s���r toynaklar�n�n b�rakt��� izlerdi; bunlar�n
Trolloc izi oldu�u a��kt�. Ama arad��� ki�ilere ait oldu�undan emin oldu�u izler
bulam�yordu.
Yakla��k alt� kilometreyi bu �ekilde a�t�ktan sonra, r�zgar ona odun duman� kokusu
getirdi. Irma��n a�a��s�ndan geliyordu. �ok uzak de�il, diye d��nd� Nynaeve. Bir an
teredd�t ettikten sonra at�n� �rmaktan epey uzakta, g�r, her daim ye�il a�a�
korulu�unda, bir k�knara ba�lad�. Duman Trolloc demek olabilirdi, ama ��renmenin
tek yolu bakmakt�. Trolloclar�n ate�i ne i�in kullan�yor olabilece�ini d��nmemeye
�al�t�.
��ten i�e, yol boyunca tutmak zorunda kald��� ete�ine k�frederek, e�ilerek a�a�tan
a�aca kayd�. Elbiseler sessiz y�r�mek i�in de�ildi. At sesleri duyunca yava�lad� ve
sonunda bir di�budak a�ac�n�n arkas�ndan bakt���nda, k�y�da, k���k bir a��kl�kta
inen Muhaf�z'� g�rd�. Aes Sedai k���k bir ate�in yan�ndaki k�t�kte oturuyordu ve
ate�in �zerindeki su dolu �aydanl�k kaynamak �zereydi. Kad�n�n beyaz k�sra��
arkas�nda, seyrek �ay�rda otluyordu. Nynaeve oldu�u yerde kald�.
"Hepsi gitmi�," diye bildirdi Lan sert�e. "Se�ebildi�im kadar�yla d�rt Yar�-insan
�afaktan iki saat �nce g�neye do�ru yola ��km� -geride fazla iz b�rakm�yorlar- ama
Trolloclar yok oldu. Cesetler bile ve Trolloclar�n �l�lerini g�t�rd��� bilinmez. A�
olmad�klar� s�rece."
Moiraine kaynayan suya bir avu� bir �ey att� ve �aydanl��� ate�ten kald�rd�. "�nsan
hepsinin Shadar Logoth'a d�nd���n� ve orada yok oldu�unu ummak istiyor, ama bu
kadar� fazla iyi olurdu."
Harika bir �ay kokusu Nynaeve'e do�ru s�z�ld�. I��k, umar�m midem guruldamaz.
"O�lanlara ya da di�erlerine ait a��k iz yoktu. �zler bir �ey anla��-lamayacak
kadar kar�m�." Nynaeve sakland��� yerde g�l�msedi; Mu-haf�z'�n ba�ar�s�zl��� kendi
ba�ar�s�zl���n� temize ��kar�yordu. "Ama bu, di�eri �nemli, Moiraine," diye devam
etti Lan, ka�lar�n� �atarak. Aes Sedai'nin �ay teklifini elini sallayarak reddetti
ve ate�in �n�nde �er� geri y�r�meye ba�lad�. Bir elini k�l�c�n�n kabzas�na koymu�tu
ve do
D�NYAN�N G�Z� ��
nerken pelerini renk de�i�tiriyordu. "�ki Nehir'de Trolloc g�r�lmesini, hatta y�z
Trolloc g�r�lmesini kabul edebilirim. Ama bu? D�n bizi kovalayan bin Trolloc
olmal�."
"Hepsi Shadar Logoth'u aramak �zere kalmam� oldu�u i�in �ansl�y�z. Myrddraaller
orada sakland���m�zdan ku�kulanm� olmal�lar, ama ayn� zamanda bizi bulmak i�in her
ta��n alt�na bakmadan Shayol Ghul'e d�nmeye de korktular. Karanl�k Varl�k hi� de
ho�g�r�l� bir efendi de�ildir."
"Konuyu de�i�tirmeye �al�ma. Ne demeye �al�t���m� biliyorsun. E�er o bin Trolloc
�ki Nehir'e gitmek �zere buraya gelmi�se, neden gitmediler? Yaln�zca tek bir yan�t
var. Ancak biz Taren'� ge�tikten sonra, bir Myrddraal ile y�z Trolloc'un yeterli
olmad��� anla��l�nca g�nderildiler. Nas�l? Nas�l g�nderildiler? E�er bin Trolloc
Afet'ten bu kadar g�neye, bu kadar k�sa s�rede, g�r�lmeden getirilebiliyorsa -ayn�
�ekilde geri g�t�r�lmelerinden bahsetmiyorum bile- on bin tanesi Sal-daea'n�n
y�re�ine ya da ArafePe ya da Shienar'a g�nderilebilir mi? S�-n�rboylar� bir y�lda
istila edilebilir."
"E�er o o�lanlar� bulamazsak, t�m d�nya be� y�l i�inde istila edilebilir," dedi
Moiraine sadece. "Soru beni de merakland�r�yor, ama verecek yan�t�m yok. Yollar
kapal� ve Delilik Zaman�'ndan bu yana Yolculuk edecek kadar g��l� bir Aes Sedai
��kmad�. Terkedilmi�lerden biri serbest kalmad�ysa e�er -I��k ad�na asla
kalmamalar�n� dilerim-bunu yapabilen hi� kimse olmamal�. Her durumda, t�m
Terkedilmi�lerin birlikte bin Trolloc'u g�nderebilece�ini sanm�yoa�m. Biz burada,
�imdi kar�� kar��ya oldu�umuz sorunlarla ilgilenelim; ba�ka her �ey beklemeli.
"O�lanlar." Bu bir soru de�ildi.
"Sen yokken ben de bo� durmad�m. Biri �rma��n kar��s�nda ve hayatta. Di�erlerine
gelince, �rmaktan a�a�� hafif bir iz vard�, ama ben bulduktan sonra soldu. Ba�, ben
aramaya ba�lamadan saatler �nce k�r�lm�."
A�ac�n arkas�na ��km� duran Nynaeve �a�k�nl�k i�inde ka�lar�n� ^tt�. Lan ad�mlamay�
b�rakt�. "G�neye giden Yar�-insanlar�n elinde olduklar�n� m� d��n�yorsun?"
"Belki." Moiraine devam etmeden �nce kendine bir kupa �ay dol-
212
ROBERTJORDAN
durdu. "Ama �ld�kleri olas�l���n� kabul etmeyece�im. Yapamam. Buna cesaret edemem.
Ne kadar �ok �eyin tehlikede oldu�unu biliyorsun. O delikanl�lar� bulmal�y�m.
Shayol Ghul'�n pe�lerinden gidece�ini tahmin edebilirim. Beyaz Kule'nin i�inden,
hatta Amyrlin Maka-m�'ndan muhalefeti kabul ederim. Yaln�zca tek bir ��z�m kabul
eden Aes Sedailer hep olmu�tur. Ama..." Aniden kupas�n� indirdi, dik oturdu ve
y�z�n� buru�turdu. "E�er kurdu �ok yak�ndan izlersen," diye m�r�ldand�, "aya��n�
bir fare �s�rabilir." Ve do�rudan Nynaeve'in arkas�na sakland��� a�aca bakt�.
"Al'Meara Han�m, dilersen art�k ��kabilirsin."
Nynaeve aya�a kalkt�, tela�la elbisesindeki �l� yapraklar� silkeledi. Lan,
Moiraine'in g�zleri hareket eder etmez d�n�p a�aca bakm�t�; kad�n Nynaeve'in ismini
telaffuz etmeyi bitirmeden k�l�c� elindeydi bile. Adam k�l�c�n� gerekti�inden daha
b�y�k bir �iddetle k�n�na soktu. Y�z� her zamanki kadar ifadesizdi, ama Nynaeve,
a�z�n�n�n �evresinde bir utan� izi oldu�unu d��nd�. Memnun olmu�tu; en az�ndan
Muhaf�z onun orada oldu�unu anlamam�t�.
Ama memnunluk yaln�zca bir an s�rd�. G�zlerini Moiraine'e dikti ve kararl�l�kla ona
do�ru y�r�d�. So�uk ve sakin kalmak istemi�ti, ama sesi �fkeyle titriyordu. "Egwene
ve �ocuklar� neye bula�t�rd�n? Onlar� hangi pis Aes Sedai entrikalar�nda kullanmay�
d��n�yorsun?"
Aes Sedai kupas�n� kald�rd� ve sakin sakin �ay�n� i�ti. Ama Nynaeve yakla�t���nda
Lan yolunu kesmek i�in kolunu uzatt�. Gen� kad�n engeli bir kenara itmek istedi ve
Muhaf�z'�n kolunun oldu�u yerden ancak bir me�e dal� kadar oynad���n� g�r�nce
�a��rd�. Nynaeve hi� narin say�lmazd�, ama adam�n kaslar� demir gibiydi.
"�ay?" dedi Moiraine.
"Hay�r, �ay falan istemiyorum. Susuzluktan �l�yor olsam bile senin �ay�n� i�mem.
Emond Meydan� halk�ndan hi� kimseyi pis Aes Sedai planlar�nda kullanmayacaks�n."
"Senin konu�maya pek hakk�n yok, Hikmet." Moiraine s�cak �ay1" na, s�yledi�i
�eylerden daha fazla dikkat ediyordu. "Sen de, bir �ekilde Tek G��'�
kullan�yorsun."
Nynaeve, Lan'in kolunu yine ittirdi; kol yine k�p�rdamad� ve kad� onu g�rmezden
gelmeye karar verdi. "Neden Trolloc oldu�umu iddi
D�NYANIN G�Z� ��
etmeyi denemiyorsun?"
Moiraine'in g�l�msemesi �yle bilgi�ti ki, Nynaeve ona vurmak istedi. "Sence Ger�ek
Kaynak'a dokunabilen, arada s�rada olsa da Tek G��'� y�nlendirebilen bir kad�nla
kar�� kar��ya geldi�imde onun ne oldu�unu anlamam m�? T�pk� senin Egwene'deki
potansiyeli hissetmen gibi. Sence o a�ac�n arkas�nda oldu�unu nas�l anlad�m? Dalg�n
olmasayd�m, yakla�t���n an hissederdim. Kesinlikle bir Trolloc de�ilsin, aksi halde
Karanl�k Varl�k'�n k�t�l���n� hissederdim. Sence ben neyi hissettim, Nynaeve
al'Meara, Emond Meydan�'n�n Hikmet'i ve Tek G��'�n bilin�siz kullan�c�s�?"
Lan, Nynaeve'e, kad�n�n hi� de ho�lanmad��� bir �ekilde bak�yordu; �a�k�n ve
sorgulay�c�, gibi gelmi�ti ona, ama y�z�nde, g�zleri d��nda hi�bir �ey
de�i�memi�ti. Egwene ger�ekten de �zeldi; bunu ba�tan beri biliyordu. Egwene iyi
bir Hikmet olacakt�. Birlikte �al��yorlar, diye d��nd�, dengemi bozmaya
�al��yorlar. "Bunlar� art�k dinlemeyece�im. Sen..."
"Dinlemelisin," dedi Moiraine kararl�l�kla. "Daha seninle kar��la�madan �nce Emond
Meydan�'nda ��phelenmi�tim. �nsanlar zorlu k�� ve bahar�n ge� gelece�ini tahmin
edemeyince, Hikmet'in nas�l sinirlendi�ini anlatt�lar. Bana hava durumunu tahmin
etmek, ekinlerin nas�l olaca��n� bilmek konusunda ne kadar iyi oldu�unu anlatt�lar.
Tedavilerinin ne kadar harika oldu�unu, insan� sakat b�rakabilecek baz� yaralan
nas�l iyile�tirdi�ini, �yle ki, tek bir yara izi, tek bir aksama, tek bir s�z�
kalmad���n� anlatt�lar. Senin hakk�nda i�itti�im tek k�t� �ey, bu sorumlulu�u
ta��mak i�in �ok gen� oldu�undu ve bu, ��phelerimi g��lendirdi. Bu kadar gen�
birinde bunca beceri."
"Barran Han�m bana ��retti." Nynaeve Lan'e bakmaya �al�t�, ama adam�n g�zleri onu
h�l� huzursuz ediyordu, bu y�zden Aes Sedai'nin ba��n�n �zerinden �rma�a bakmakla
yetindi. K�yl�ler bir yabanc�n�n �n�nde dedikodu yapmaya nas�l cesaret ederler!
"�ok gen� oldu�umu kim s�yledi?" diye sordu.
Moiraine g�l�msedi, laf�n de�i�tirilmesini reddetti. "R�zgar� dinle-d��ini iddia
eden bir�ok kad�n�n aksine, sen ger�ekten de bazen ya-Pabiliyorsun. Ah, bunun
r�zgarla ilgisi yok elbette. Bu Hava ve Su ile "Sili. Sana ��retilmesi gereken bir
�ey de�il; nas�l Egwene onunla
214
ROBERT JORDAN
do�duysa, sen de onunla do�dun. Ama sen onunla ba�a ��kmay� ��rendin, ama onun
hen�z ��renmesi gerek. Seninle y�z y�ze geldikten iki dakika sonra, biliyordum.
Sana Hikmet olup olmad���n� ne kadar �abuk sordum, hat�rl�yor musun? Neden sence?
Seni Festival i�in haz�rlanan di�er g�zel, gen� kad�nlardan ay�ran bir �ey vard�.
Gen� bir Hikmet arad���m halde, senden daha ya�l� birini beklemi�tim."
Nynaeve o kar��la�may� �ok iyi hat�rl�yordu; bu kad�n, Kad�n Ku-mlu'ndaki herkesten
daha kendine hakim, g�rd��� t�m elbiselerden daha g�zel bir elbise i�inde, ona
�ocuk diye hitap etmi�ti. Sonra Mo-iraine aniden �a��rm� gibi g�zlerini k�rpm� ve
durup dururken...
Nynaeve aniden kuruyan dudaklar�n� yalad�. �kisi de ona bak�yordu, Muhaf�z'm y�z�
bir kaya kadar okunmazd�. Aes Sedai sevecen, ama dikkatliydi. Nynaeve ba��n� iki
yana sallad�. "Hay�r! Hay�r, bu imkans�z. Ben bilirdim. Yaln�zca beni kand�rmaya
�al��yorsun ve i�e yaramayacak."
"Elbette bilmiyorsun," dedi Moiraine teselli edercesine. "Neden ��phelenesin ki?
T�m hayat�n boyunca r�zgar� dinlemekten bahsedildi�ini duydun. Her durumda,
zihninin en gizli k�esinde Tek G�� ile ya da deh�et verici Aes Sedailer ile bir
ilgin oldu�unu itiraf etmek yerine, t�m Emond Meydan�'na Karanl�kdostu oldu�unu
ilan etmeyi tercih ederdin." Moiraine'in y�z�nden e�leniyormu� gibi bir ifade
ge�ti. "Ama ben sana nas�l ba�lad���n� anlatabilirim."
"Art�k yalanlar�n� dinlemek istemiyorum," dedi Nynaeve, ama Aes Sedai dinlemeden
devam etti.
"Belki sekiz ya da on y�l �nce -ya� de�i�ir, ama hep k���kken gelir- d�nyada her
�eyden �ok ihtiya� duydu�un bir �ey. Ve elde ettin-Bir g�lette bo�ulmak �zereyken,
kendini sudan ��karmak i�in kullanabilece�in bir dal�n aniden yan�na d�mesi. Bir
arkada��n, bir evcil hayvan�n, herkes �lece�ini d��n�rken iyile�mesi.
"O zaman �zel bir �ey hissetmedin, ama bir hafta, on g�n sonra Ger�ek Kaynak'a
dokunmaktan do�an ilk tepkiyi ya�ad�n. Belki ate� ve �rpermeler aniden geldi ve
seni yata�a d��rd�, sonra birka� saa sonra yok oldu. Tepkilerin hi�biri, ki bunlar
�e�itlidir, birka� saatte fazla s�rmez. Ba� a�r�s�, sersemlik, heyecan, hepsi
birbirine kar��r � aptalca �eyler yapars�n ya da u�ar� hareketlerde bulunursun. Ne
za
D�NYANIN G�Z� �l
man hareket etmeye �al�san ba��n d�ner, tak�l�rs�n ve d�ecek gibi olursun. Dilin,
s�zc�klerin yar�s�na tak�lmadan bir c�mleyi bitiremezsin. Ba�kalar� da var.
Hat�rl�yor musun?"
Nynaeve sert zemine oturuverdi; bacaklar� tutmuyordu. Hat�rl�yordu, ama yine de
ba��n� iki yana sallad�. Tesad�f olmal�yd�. Ya da belki Moiraine, Emond Meydan�'nda
d��nd���nden daha fazla soru sormu�tu. Aes Sedai �ok daha fazla soru sormu�
olmal�yd�. Bu olmal�yd�. Lan elini uzatt�, ama Nynaeve g�rmedi bile.
"Daha ileri gidece�im," dedi Moiraine, Nynaeve sessiz kal�nca. "Bir zamanlar Perrin
ya da Egwene'e �ifa vermek i�in G�� kulland�n. Bir ba�lant� geli�ir. �ifa verdi�in
birinin varl���n� hissedersin. Baerlon'da, �ehre girdi�in kap�ya en yak�n han
olmamas�na ra�men, do�rudan Geyik ve Aslan'a geldin. Sen geldi�inde handa Emond
Meydan� halk�ndan yaln�zca Perrin ve Egwene vard�. Perrin miydi, Egwene mi? Yoksa
ikisi birden mi?"
"Egwene," diye m�r�ldand� Nynaeve. Ona kimin yakla�t���n� g�remese bile anlamas�n�
hep d��nmeden kabullenmi�ti; ta ki, ancak tedavilerinin mucizevi sonu�lar verdi�i
insanlar�n geli�ini hissedebildi�ini fark edene kadar. Ve ila�lar�n�n
beklentilerinin �tesinde faydal� olaca��n� hep bilirdi, ekinlerin �zellikle iyi
olaca��n�, ya�murlar�n erken ya da ge� gelece�ini s�yledi�i zaman hep kendinden
emin olurdu. B�yle olmas� gerekti�ini d��nm�t� hep. T�m Hikmetler r�zgar�
dinleyemezdi, ama en iyileri dinlerdi. Barran Han�m hep b�yle s�ylerdi, t�pk�,
Nynaeve'in en iyilerden biri olaca��n� s�yledi�i gibi.
"Kemikk�ran ate�ine yakalanm�t�." Ba��n� kald�rmadan, yere konu�tu. "Hen�z Barran
Han�m'�n ��ra��yd�m ve beni Egwene'in ba��nda b�rakt�. K���kt�m ve Hikmet'in her
�eyi kontrol alt�nda tuttu�unu bilmiyordum. Kemikk�ran ate�ini izlemek korkun�tur.
�ocuk terden s�r�ls�klam olmu�tu, �yle �ok inliyor, k�vran�yordu ki, kemiklerinin
ne-den k�r�lmad���na �a��yordum. Barran Han�m bana ate�in bir iki g�n 'Cinde
d�ece�ini s�ylemi�ti, ama ben �z�lmeyeyim diye �yle s�ylemini d��n�yordum.
Egwene'in �lece�ini san�yordum. Daha bebek-en> annesinin i�i varken bazen ona
bakard�m. Onun �lmesini izleye-e��m i�in a�lamaya ba�lad�m. Bir saat sonra Barran
Han�m geldi�in-ie ate� d�m�t�. �a��rd�, ama Egwene'den �ok benim �st�me d�t�.
ROBERTJORDAN
Ben hep, �ocu�a bir �ey verdi�ime ve itiraf etmeyecek kadar korkmu� oldu�uma
inand���n� d��nd�m. Egwene'e zarar vermedi�imi anlamam� sa�lamak i�in beni
rahatlatmaya �al�t���n� d��nd�m hep. Bir hafta sonra Barran Han�m'�n oturma
odas�nda yere y���ld�m. S�rayla, bir ��yordum, bir ate�ler bas�yordu. Beni yata�a
yat�rd�, ama gece oldu�unda ge�mi�ti bile."
Konu�may� bitirdi�inde ba��n� ellerinin aras�na ald�. Aes Sedat iyi bir �rnek
se�ti, diye d��nd�, I��k yaks�n onu! Bir Aes Sedai gibi G�� kullanmak. Pis,
Karanl�kdostu bir Aes Sedai gibi!
"�ok �ansl�ym�s�n," dedi Moiraine ve Nynaeve dimdik oturdu. Lan, konu�tuklar� konu
onu hi� ilgilendirmezmi� gibi geri �ekildi ve onlara bakmadan Mandarb'�n eyeri ile
me�gul olmaya ba�lad�.
"�ansl� m�!"
"Ger�ek Kaynak'a h�l� geli�ig�zel dokunmana ra�men kaba bir kontrol elde etmeyi
ba�arm�s�n. Bunu ba�aramasaydm, zaman i�inde seni �ld�r�rd�. Onu Tar Valon'a
gitmekten al�koyarsan Egwene'i �ld�rece�i gibi."
"Onu kontrol etmeyi ben ��renmi�sem..." Nynaeve yutkundu. Bu, Aes Sedai'nin
yapabildi�ini s�yledi�i �eyi tekrar kabullenmek gibiydi. "E�er onu kontrol etmeyi
ben ��renmi�sem, o da ��renebilir. Tar Valon'a gitmesine ve sizin entrikalar�n�za
bula�mas�na gerek yok."
Moiraine yava��a ba��n� iki yana sallad�. "Aes Sedailer Ger�ek Kaynak'a yard�m
almadan dokunabilen k�zlar�, erkekleri arad�klar� kadar hararetle ararlar. Bunun
sebebi, say�m�z� art�rmak istememiz de�ildir -ya da en az�ndan, yaln�zca bu
de�ildir- ne de o kad�nlar�n G��'� yanl� kullanmas�ndan korkar�z. I��k �stlerinde
parlarsa G��'� kabaca kullanabilmeleri nadiren b�y�k zarar verebilir, �zellikle de
Kaynak'a dokunmalar� kontrollerinin d��ndaysa ve bir ��retmen olmadan, geli�ig�zel
geliyorsa. Ve, elbette, erkekleri k�t�l��e ya da ��lg�nl��a iten delili�e
kap�lmazlar. Biz hayatlar�n� kurtarmak istiyoruz. Kontrol etmeyi hi�
ba�aramayanlar�n hayatlar�n�."
"Benim yakaland���m ate� ve ��meler kimseyi �ld�rmezdi,' ^e �srar etti Nynaeve. "��
ya da d�rt saatte yapamazd�. Ba�ka �eyler o ya�ad�m ve onlar da kimseyi
�ld�remezdi. Ve birka� ay sonra dura lar. Buna ne dersin?"
D�NYAN�N ��Z� UZ
"Bunlar yaln�zca tepkiydi," dedi Moiraine sab�rla. "Her seferinde, tepki Kaynak'a
dokundu�un �na yakla��r, ta ki ikisi neredeyse ayn� anda olmaya ba�layana kadar.
Bundan sonra g�r�lebilir tepkiler olu�maz, ama sanki bir saat �al�maya ba�lam�
gibidir. Bir y�l. �ki y�l. Be� y�J dayanan bir kad�n biliyorum. Senin ve Egwene'in
sahip oldu�u, do�u�tan gelen yetene�e sahip d�rt kad�ndan ���, biz onlar� bulup
e�itemezsek �l�r. Bu erkeklerin �l�m� kadar deh�et verici de�ildir, ama pek g�zel
de de�ildir, herhangi bir �l�m i�in bu s�ylenebilirse. Kas�lmalar. ���l�klar.
G�nler s�rer ve bir kez ba�lad� m�, Tar Valon'da-ki b�t�n Aes Sedailer bir araya
toplansa bile yap�labilecek hi�bir �ey yoktur."
"Yalan s�yl�yorsun. Emond Meydan�'nda sordu�un b�t�n o sorular. Egwene'in ate�inin
d�mesini, benim ate�imi ve ��melerimi, hepsini ��rendin. Sonra b�t�n bunlar�
uydurdun."
"Bunun do�ru olmad���n� biliyorsun," dedi Moiraine nazik�e.
Nynaeve g�n�ls�zce, hayat�nda yapt��� herhangi bir �eyden daha g�n�ls�zce ba��n�
sallad�. A��k olan� inkar etmek i�in g�sterdi�i son inat�� �abayd� ve ne kadar
naho� olsa da, bu hi� i�e yaramam�t�. Bar-ran Han�m'm ilk ��ra��, Nynaeve daha
bebeklerle oynarken Aes Se-dai'nin anlatt��� �ekilde �lm�t�. Bir de birka� y�l
�nce, Deven Yo-lu'ndaki gen� kad�n vard�. O da bir Hikmet ��ra�� idi, r�zgar�
dinleye-bilen biri.
"Bence sende b�y�k bir potansiyel var," diye devam etti Moiraine. "E�itim al�rsan
Egwene'den bile g��l� olursun ve onun y�zy�llard�r g�rd���m�z en g��l� Aes Sedai
olabilece�ini d��n�yorum."
Nynaeve, bir y�lanm� gibi Aes Sedai'den uzakla�t�. "Hay�r! Benim bu t�r �eylerle
i�im olmaz, �ey gibilerle..." Ne gibilerle? Kendim gibilerle mi?Omuzlar� ��kt�,
sesi teredd�tl� ��kt�. "Bundan kimseye bahsetmemeni rica ediyorum. L�tfen!" S�zc�k
bo�az�na tak�ld�. Bu kad�na l�tfen demektense, Trolloclar�n gelmesini tercih
ederdi. Ama Mo-""aine yaln�zca kabul ederek ba��n� sallad� ve Nynaeve'in morali
biraz Yerine geldi. "Bunlar�n hi�biri, Rand, Mat ve Perrin'den ne istedi�ini
a��klam�yor."
"Karanl�k Varl�k onlar� istiyor," diye yan�t verdi Moiraine. "E�er Kakl�k Varl�k
bir �ey istiyorsa, ben kar�� ��kar�m. Daha basit ya da da-
�S
ROBERTJORDAN
ha iyi bir sebep olabilir mi?" Kupan�n �st�nden Nynaeve'i izleyerek �ay�n� bitirdi.
"Lan, yola ��kmal�y�z. G�neye, san�r�m. Korkar�m Hikmet bize e�lik etmeyecek."
Nynaeve'in a�z�, Aes Sedai'nin "Hikmet" deme tarz� kar��s�nda gerildi; �nemsiz bir
�ey i�in b�y�k �eylere s�rt�n� d�n�yormu� gibi konu�mu�tu. Beni yan�nda istemiyor.
K�ye d�n�p onlar� Egwene ile yaln�z b�rakay�m diye beni k�zd�rmaya �al��yor. "Al�,
evet, sizinle gelece�im. Bana engel olamazs�n�z."
"Kimse sana engel olmaya �al�m�yor," dedi Lan, onlara kat�lmak �zere d�nerken.
�aydanl��� ate�in �zerine bo�altt� ve bir sopa ile k�lleri kar�t�rd�. "Desen'in
par�as� m�?" dedi Moiraine'e.
"Belki �yledir," diye yan�t verdi kad�n d��nceler i�inde. "Min ile tekrar
konu�mal�yd�m."
"G�r�yorsun, Nynaeve, bizimle gelebilirsin." Lan'in ismini s�ylemesinde bir
teredd�t, arkas�nda telaffuz edilmemi� bir "Sedai" vard�.
Nynaeve alay etti�ini d��nerek kabard�. Onun �n�nde, a��klama zahmetine girmeden
hi� anlamad��� �eyler konu�malar�na da k�zd�, ama onlara, sordu�unu duyma zevkini
tatt�rmayacakt�.
Muhaf�z oradan ayr�lmak i�in haz�rl�k yapmaya ba�lad�, hareketleri o kadar
kendinden emin, o kadar h�zl�yd� ki, k�sa s�rede heybeleri, battaniyeleri Mandarb
ve Aldieb'in eyerine ba�lad� ve i�ini bitirdi.
"At�n� getireyim," dedi Nynaeve'e, son eyer kay��n� ba�lad�ktan sonra.
Irmak k�y�s�ndan yukar� y�r�meye ba�lad� ve Nynaeve kendine k���k bir g�l�mseme
i�in izin verdi. Gen� kad�n�n onlar� fark edilmeden izlemesinden sonra, at�n�
yard�m istemeden bulacakt�. Nynaeve'in y�r�rken pek az iz b�rakt���n� ��renecekti.
Eli bo� d�nd���n� g�rmek ho� olacakt�.
"Neden g�ney?" diye sordu Moiraine'e. "O�lanlardan birinin �rma��n kar��s�nda
oldu�unu s�yledi�ini duydum. Hem, nereden biliyor" sun?"
"Hepsine birer ni�an verdim. Bu onlarla benim aramda bir t�r bag yaratt�. Hayatta
olduklar� ve o paralan �stlerinde ta��d�klar� s�rece on lan bulabilirim."
Nynaeve'in g�zleri Muhaf�z'm gitti�i y�ne d�ndu' ama Moiraine ba��n� iki yana
sallad�. "�yle de�il. Bu yaln�zca hayat
D�NYANIN ��Z� �2
olup olmad�klar�n� anlamam� ve ayr� d�ersek onlar� bulmam� sa�l�yor. Mevcut
ko�ullar alt�nda, sa�g�r�l� bir davran�, sence de �yle de�il mi?"
"Seni Emond Meydan�'ndan herhangi birine ba�layan hi�bir �eyden ho�lanm�yorum,"
dedi Nynaeve inatla. "Ama e�er onlar� bulmam�za yard�m edecekse..."
"Edecek. Elimden gelse ilk �nce �rma��n kar��s�ndaki delikanl�y� bulurdum." Bir an
Aes Sedai'nin sesi sinirli ��kt�. "Yaln�zca birka� ki-Jometre uzakta. Ama o kadar
zaman harcamaya cesaret edemem. Trol-loclar gitti�ine g�re, g�ven i�inde
Beyaznehir'e gelmeyi ba�arabilir. Irmaktan a�a�� giden ikisi bana daha �ok ihtiya�
duyuyor. Paralar�n� kaybettiler ve Myrddraaller ya pe�lerinde ya da hepimizi
Beyazne-hir'de yakalamaya �al�acaklar." ��ini �ekti. "�lk �nce en b�y�k ihtiya� ile
ilgilenmeliyim."
"Myddraaller onlar�... onlar� �ld�rm� olabilir," dedi Nynaeve.
Moiraine ba��n� hafif�e, sanki bu d��nelemeyecek kadar ac�km� gibi iki yana
sallad�. Nynaeve'in dudaklar� gerildi. "O zaman Egwene nerede? Ondan hi�
bahsetmiyorsun."
"Bilmiyorum," diye itiraf etti Moiraine, "ama g�vende oldu�unu umuyorum."
"Bilmiyor musun? Umuyor musun? B�t�n o Tar Valon'a g�t�rerek hayat�n� kurtarma
konu�malar�ndan sonra, tek bildi�in �lm� olabilece�i!"
"Onu arayabilir ve g�neye giden iki delikanl�ya yard�m etmeye gitmeden �nce
Myrddraallere daha fazla zaman verebilirdim. Karanl�k Varl�k'�n istedi�i
delikanl�lar, k�z de�il. As�l avlar�n� yakalamadan, Eg-wene i�in zaman
harcamazlar."
Nynaeve, Trolloclar ile kar��la�mas�n� hat�rlad�, ama Moiraine'in s�ylediklerinin
mant�kl� geldi�ini kabul etmeyi reddetti. "Yani s�yleyebilece�in en iyi �ey,
�ar�sl�ysa hayatta olabilece�i. Hayatta, belki yaln�z, korkmu�, hatta yaral�, en
yak�n k�yden ve yard�m bulma olana��ndan g�nlerce uzakta. Ve sen onu b�rakmay�
d��n�yorsun."
"Irma��n kar��s�ndaki o�lanla birlikte ve g�vende olabilir. Ya da di�er ikisi ile
Beyaznehir'e gidiyor da olabilir. Her durumda, art�k onu tehdit eden Trolloclar yok
ve o g��l�, zeki bir k�z ve yaln�z kalsa bi-

��.
ROBERTJORDAN
le Beyaznehir'e ula�abilecek yetenekte. Yard�ma ihtiya� duymas� ola-s�l���na kar��
burada kalmak m� isterdin, yoksa yard�m�m�za ihtiya� duydu�u kesin olanlara
yeti�meye mi �al��rd�n? K�z� ararken o�lanlar�n -ve ku�kusuz onlar�n pe�inde olan
Myrddraallerin- gitmesine izin veranemi mi isterdin? EgWene'in g�vende olmas�n� ne
kadar istiyorsam da, Nynaeve, ben Karanl�k Varl�k'a kar�� sava��yorum ve �imdilik
se-�ece�im yolu bu belirliyOr."
Korkun� se�enekleri sunarken Moiraine'in sakin havas� hi� de�i�memi�ti; Nynaeve ona
ba��rmak istiyordu. G�zya�lar�n� engellemek i�im g�zlerini k�rp�t�rarak, Aes
Sedai'nin g�rmemesi i�in s�rt�n� d�nd�. I�tkz, bir Hikmet'in halk�n�n tamam�na
g�zkulak olmas� gerekir. Neden bu �ekilde se�im yapmak zorunda kal�yorum?
"Lan geldi," dedi Moiraine, aya�a kalk�p pelerinini omuzlar�na yerle�tirerek.
Muhaf�z'�n at�n� a�^��ar� aras�ndan getirmesi Nynaeve i�in k���k bir darbe oldu.
Yine de, adam dizginleri ona uzat�rken dudaklar� in-celdi. Adam�n y�z�nde o
tahamm�l edilmez sakinlik yerine az�c�k zevk olsayd�, morali biraz yerine gelirdi.
Nynaeve'in y�z�n� g�r�nce adam�n g�zleri irile�ti. Gen� kad�n yanaklar�ndaki
ya�lar� silmek i�in ona s�rt�n� d�nd�. Ne cesaretle a�lamamla alay eder!
"Geliyor musun, Hikmet?" diye sordu Moiraine serinkanl� bir sesle.
Nynaeve ormana s�>n bir kez, yava� yava�, Egwene'in h�l� orada olup olmad���n�
merak ederek bakt�, sonra �z�nt� i�inde at�na bindi. Lan ve Moiraine �oktan�,
eyerlerine yerle�mi�, atlar�n� g�neye �eviriyorlard�. Nynaeve eyerinde dimdik
otururarak, arkas�na bir daha bakmadan onlar� izledi. Bunun yerine g�zlerini
Moiraine'e dikti. Aes Sedai, g�c�nden ve planlar�ndan o kadar emin ki, diye d��nd�.
Ama Eg-wene ile o�lanlar�, hepsmi birden hayatta ve sa�lam bulmazlarsa, g�c�n�n
tamam� bile on\j koruyamayacak. G��'�n�n tamam� bile. Onu kullanabilirim, kad�n!
sen kendin s�yledin. Onu sana kar�� kullanabilirim!

22
SE��LM�� B�R YOL
Perrin, k���k bir korulukta, karanl�kta kabaca kesti�i sedir dallar�n�n alt�nda.,
g�ndo�umundan sonra epey uyudu. Sonunda bitkinli�ini a��p onu uyand�ran, h�l� nemli
giysilerini ge�ip onu d�rt�kleyen sedir i�neleri oldu. Emond Meydan�'nda, Luhhan
Usta'n�n demirhanesinde �al�t��� derin bir r�yadayken g�zlerini a��p, kavrayamadan
y�z�n�n �zerinde birbirine dola�m� tatl� kokulu dallara ve aradan s�zan g�ne�
����na bakt�.
�a�k�nl�k i�inde do�rulup otururken dallar�n �o�u d�t�, ama baz�lar� omuzlar�nda,
hatta ba��nda geli�ig�zel as�l� kald� ve onun da a�a� gibi bir �eye benzemesine
sebep oldu. Haf�zas� yerine gelirken Emond Meydan� soldu. An�lar� �yle canl�yd� ki,
bir �nceki gece olan biten, �u anda �evresinde olanlardan daha ger�ek geldi.
Nefes nefese, ��lg�n gibi baltas�n� y���n�n i�inden ��kard�. Onu iki eliyle kavrad�
ve nefesini tutarak �evresine dikkatle bak�nd�. Hi�bir �ey hareket etmedi. Sabah
so�uk ve durgundu. ArinelleJin do�u k�y�s�nda Trolloclar varsa bile
k�p�rdam�yorlard�, en az�ndan yak�nlarda k�p�rdam�yorlard�. Perrin derin,
sakinle�tirici bir nefes ald�, baltas�n� dizlerinin �zerine indirdi ve bir an
y�re�inin �arpmay� b�rakmas�n� bekledi.
�evresindeki, k���k ve her daim ye�il a�a� korulu�u �nceki gece buldu�u ilk
s���nakt�. Aya�a kalkarsa onu korumak i�in fazla seyrekti. Ba��ndan ve omuzlar�ndan
dallar temizleyerek i�neli battaniyesinin kalan�n� yana ittirdi, sonra elleri ile
dizleri �zerinde korulu�un Kenar�na emekledi. Orada �rmak k�y�s�n� inceleyerek ve
i�nelerin onu
ROBERTJORDAN
d�rt�kledi�i yerleri ka��yarak durdu.
D�n gecenin keskin r�zgar� suyun y�zeyini hafif�e k�r�t�ran sessiz bir esintiye
d�n�m�t�. Irmak sakin, bo�, ak�yordu. Ve geni�. Kesinlikle Soluklar�n ge�emeyece�i
kadar geni� ve derin. Kar�� k�y� �rma��n iki yan�nda g�rebildi�i kadar�yla s�k bir
a�a� k�tlesiydi. Orada g�rebildi�i hi�bir �ey k�p�rdam�yordu.
Bu konuda ne hissetti�inden emin de�ildi. Soluklar ve Trolloclar olmadan da
yapabilirdi, kar�� k�y�da olsa bile, ama Aes Sedai, Muhaf�z, hatta daha iyisi,
arkada�lar�ndan herhangi birisinin ortaya ��kmas� ile bir s�r� endi�eden
kurtulurdu. Dilekler kanat olsayd�, koyunlar u�abilirdi. Luhhan Han�m hep b�yle
s�ylerdi.
Yama�tan �rma�a d�t���nden beri at�ndan iz g�rmemi�ti -g�ven i�inde y�z�p ��kt���n�
umuyordu- ama zaten y�r�meye at binmekten daha �ok al��kt� ve �izmeleri sa�lam ve
iyi tabanl�yd�. Yiyecek hi�bir �eyi yoktu, ama sapan� h�l� belindeydi, ya bu, ya da
cebindeki tuzak ipleri bir tav�an yakalamas�na yard�m ederdi. Ate� yakmak i�in
kullanabilece�i her �ey heybeleri ile gitmi�ti, ama sedir a�a�lan biraz �al�ma ile
odun ve bir ate�-yay� verirdi.
Saklanma yerine do�ru esen r�zgar ile titredi. Pelerini �rma��n i�inde bir yerdeydi
ve ceketi ile �zerindeki ba�ka her �ey h�l� yap� yap�, nemliydi. D�n gece so�uk ve
�slakl�ktan rahats�z olamayacak kadar yorgundu, ama �imdi her �rpertiyi hissedecek
kadar uyan�kt�. Yine de, giysilerini kurumas� i�in dallara asmamaya karar verdi.
G�n �ok so�uk olmasa da, �l�k olmaktan �ok uzakt�.
As�l sorun zaman, diye d��nd� i�ini �ekerek. Kuru giysiler i�in biraz zaman.
K�zartacak bir tav�an ve onu k�zartmakta kullanaca�� ate� i�in biraz zaman. Midesi
guruldad�, Perrin yemeyi tamamen unutmaya �al�t�. Zaman� �ok daha �nemli �eyler
i�in kullanmal�yd�. Her �ey s�ra ile ve ilk �nce en �nemli olan�. Onun tarz� buydu.
G�zleri Arinelle'in g��l� ak�nt�s�n� takip etti. Egwene'den daha g��l� bir
y�z�c�yd�. K�z kar��ya ge�ebilmi�se... Hay�r, e�er de�il. Irma�� ge�mi� olaca�� yer
daha a�a��dayd�. D��nerek, tartarak parmaklar� ile yeri d�vd�.
Karar�n� verdikten sonra baltas�n� al�p �rmaktan a�a�� do�ru yola ��kt�.
D�NYANIN G�Z� Mi
Arinelle'in bu taraf�, bat� k�y�s�n�n yo�un orman�ndan yoksundu. Bahar geldi�inde
otlak olacak yerde a�a� k�meleri oraya buraya sa��lm�t�. Baz�lar� koruluk
denebilecek kadar b�y�kt�, ��plak di�budak, karaa�a� ve sert-re�ine a�a�lar�n�n
aras�nda her daim ye�il a�a�lardan topluluklar vard�. Irma��n a�a��s�nda bu
topluluklar daha k���k ve seyrekti. Yetersiz bir koruma sa�l�yorlard�, ama var olan
tek koruma onlard�.
Perrin e�ilerek a�a�tan a�aca f�rlad�, a�a�lar�n aras�na girer girmez kendini yere
at�p �rmak k�y�lar�n� inceledi. Muhaf�z, �rma��n Soluklara ve Trolloclara engel
olaca��n� s�ylemi�ti, de�il mi? Onu g�rmek, derin suyu ge�me konusundaki
g�n�ls�zl�klerini yok edebilirdi. Perrin bu y�zden a�a�lar�n ard�ndan dikkatle
izledi ve bir saklanma yerinden �tekine h�zla ve e�ilerek, dikkatle ko�tu.
Bu �ekilde, h�zia ko�arak kilometrelerce gitti, sonra aniden, bir s���t
toplulu�unun olu�turdu�u �ekici s���na�a giden yolun yar�s�nda homurdand� ve
k�p�rdamadan durup yere bakt�. Ge�en y�l�n otlar�n�n kahverengi �rt�s�n�n �zerinde
��plak topra��n g�r�nd��� k�s�mlar vard� ve bu k�s�mlardan birinin ortas�nda, tam
g�z�n�n �n�nde, a��k toynak izleri g�r�l�yordu. Perrin'in y�z�ne yava��a bir
g�l�mseme yay�ld�. Baz� Trolloclar�n toynaklar� vard�, ama herhangi birinin nal
takt���n� sanm�yordu, �zellikle de Luhhan Usta'n�n sa�lam olmas� i�in �apraz
�ubuklar takt��� nallar.
Irma��n kar�� k�y�s�nda kendisini izliyor olabilecek g�zleri unutarak daha fazla iz
aramaya ba�lad�. Orman�n zeminindeki �l� otlardan olu�an �rt�, �ok iyi iz
b�rakm�yordu, ama Perrin'in keskin g�zleri onlar� yine de buldu. Buldu�u pek az iz
onu �rmaktan yo�un bir a�a�l��a g�t�rd�. A�a�l�k, me�inyapraklar ve sedir a�a�lan
ile doluydu, r�zgara ve merakl� g�zlere kar�� bir duvar olu�turuyordu. Hepsinin
ortas�nda, bir k�knar�n yayg�n dallar� y�kseliyordu.
S�r�tmaya devam ederek, ne kadar g�r�lt� yapt���na ald�rmadan dola��k dallar�n
aras�ndan ge�ti. K�knar�n alt�nda aniden k���k bir a��kl��a ad�m att� ve durdu.
K���k bir ate�in arkas�nda, Egwene sert bir y�zle ��km�t�. Elinde kal�n bir dal,
s�rt�n� Bela'ya vermi�ti.
"San�r�m seslenmeliydim," dedi Perrin utan�la omuzlar�n� silkerek.
K�z sopas�n� yere att� ve ko�up kollar�n� boynuna dolad�. "Bo�ul-
344
ROBERTJORDAN
du�unu sand�m. H�l� �slaks�n. Gel, ate�in yan�na otur ve �s�n. At�n� kaybettin,
de�il mi?"
Perrin k�z�n kendisini ate�in yan�na ittirmesine izin verdi ve s�cakl�k i�in
minnettar, ellerini ate�in �zerinde ovu�turdu. Egwene, heybelerin birinden ya�l�
ka��da sar�lm� bir paket ��kard� ve Perrin'e biraz ekmekle peynir verdi. Paket o
kadar s�k� sar�lm�t� ki, �rmaktan ge�mesine ra�men h�l� kuruydu. Sen onun hakk�nda
endi�eleniyordun ve o senden daha iyi durumdaym�.
"Bela beni kar��ya ge�irdi," dedi Egwene, uzun t�yl� k�sra�� ok�ayarak.
"Trolloclardan uzakla�t� ve beni de yan�nda s�r�kledi." Durdu. "Ba�ka kimseyi
g�rmedim, Perrin."
Perrin telaffuz edilmeyen soruyu i�itti. �z�nt�yle k�z�n tekrar sard��� paketi
izleyerek parmaklar�ndaki son k�r�nt�lar� yalad� ve yan�t verdi, "D�n geceden beri
senden ba�ka kimseyi g�rmedim. Soluk ya da Trolloc da g�rmedim; bu da var."
"Rand iyi olmal�," dedi Egwene, sonra tela�la ekledi, "hepsi iyi olmal�. �yle olmak
zorunda. Muhtemelen �imdi bizi ar�yorlard�r. Her an bulabilirler. Hem, Moiraine bir
Aes Sedai."
"Birileri devaml� bana bunu hat�rlat�p duruyor," dedi Perrin. "Yak beni, ke�ke
unutabilseydim."
"TroUoclar�n bizi yakalamas�n� engelledi�i zaman �ikayet etti�ini duymad�m ama,"
dedi Egwene ek�i ek�i.
"Ke�ke o olmadan da yapabilseydik." Perrin, k�z�n dik bak�lar� alt�nda huzursuzca
omuzlar�n� silkti. "Ama san�r�m yapamay�z. D��n�yordum da." K�z�n ka�lar� kalkt�,
ama Perrin ne zaman fikir bildir-se insanlar�n �a��rmas�na al��kt�. Fikirleri
onlar�nki kadar iyi oldu�u zaman bile, onlar� ne kadar enine boyuna
de�erlendirdi�ini hep hat�rlarlard�. "Lan ile Moiraine'in bizi bulmas�n�
bekleyebiliriz."
"Elbette," diye araya girdi k�z. "Moiraine Sedai ayr� d�ersek bizi bulabilece�ini
s�yledi."
Perrin k�z�n s�z�n� bitirmesini bekledi, sonra devam etti. "Ya da bizi �nce
Trolloclar bulur. Moiraine de �lm� olabilir. Hepsi �lm� olabilir. Hay�r, Egwene,
�zg�n�m, ama olabilir. Umar�m hepsi g�vendedir. Umar�m �u ate�in ba��na ��k�p
gelirler. Ama umut, sen bo�ulurken eline ge�en bir par�a ip gibidir; kendi kendine
seni sudan
D�NYANIN G�Z� ��
��karmaya yetmez."
Egwene a�z�n� kapatt� ve �enesini �ne ��kararak dik dik ona bakt�. Sonunda konu�tu,
"Beyazk�pr�'ye mi gitmek istiyorsun? E�er Mo-iraine Sedai bizi burada bulamazsa,
bakaca�� bir sonraki yer oras� olacak."
"San�r�m," dedi Perrin yava��a, "gitmemiz gereken yer Beyazk�p-r�. Ama muhtemelen
bunu Soluklar da biliyor. Onlar da oraya bakacakt�r ve bu sefer bizi koruyacak bir
Aes Sedai ya da Muhaf�z yok."
"San�r�m Mat'in s�yledi�i gibi bir yerlere ka�may� �nereceksin. Soluklar�n ve
Trolloclar�n bizi bulamayaca�� bir yere. Ya da Moiraine Sedai'nin. �yle mi?"
"D��nmedim sanma," dedi Perrin sessizce. "Ama ne zaman �zg�r oldu�umuzu d��nsek,
Soluklar ve Trolloclar bizi buluyor. Onlardan saklanabilece�imiz herhangi bir yer
oldu�undan ku�kuluyum. Bundan pek ho�lanm�yorum, ama Moiraine'e ihtiyac�m�z var."
"O zaman anlam�yorum, Perrin. Nereye gidece�iz?"
Perrin �a�k�nl�k i�inde g�zlerini k�rp�t�rd�. K�z bir yan�t bekliyordu. Ne
yapaca��n� onun s�ylemesini bekliyordu. Perrin'in akl�na, ondan �nderlik etmesini
bekleyece�i hi� gelmemi�ti. Egwene ba�kalar�n�n planlad��� �eyleri yapmay� hi�
sevmezdi ve asla bir ba�kas�n�n ona ne yapmas� gerekti�ini s�ylemesine izin
vermezdi. Belki Hikmet d��nda ve Perrin k�z�n Hikmet'e de direndi�ini d��n�yordu.
Eliyle �n�ndeki topra�� d�zeltti ve bo�az�n� temizledi.
"E�er �u anda buradaysak, Beyazk�pr� �urada," diye topra�� parma�� ile iki kere
d�rt�kledi. "Bu durumda, Caemlyn �uralarda bir yerde olmal�." Yan tarafta ���nc�
bir i�aret yapt�.
Perrin, yerdeki �� noktaya bakarak durdu. T�m plan�, k�z�n babas�n�n eski
haritas�ndan hat�rlad�klar�na dayan�yordu. Al'Vere Efendi haritan�n �ok do�ru
olmad���n� s�ylemi�ti ve Perrin zaten Rand ve Mat kadar �ok incelememi�ti onu. Ama
Egwene hi�bir �ey s�ylemedi. Perrin ba��n� kald�rd���nda, k�z h�l� elleri
kuca��nda, onu izliyordu.
"Caemlyn mi?" K�z hayretler i�inde kalm� gibiydi.
"Caemlyn." Perrin iki nokta aras�nda bir �izgi �izdi. "Irmaktan uza�a, d�z bir
�izgi �zerinde gidece�iz. Kimse bunu beklemeyecek-
ROBERTJORDAN
tir. Onlar� Caemlyn'de bekleyece�iz." Ellerinin tozunu silkeledi ve bekledi. Bunun
iyi bir plan oldu�unu d��n�yordu, ama ku�kusuz k�z�n itirazlar� olacakt�. Perrin
onun y�netimi ele almas�n� bekledi -k�z hep onu bir�eylere zorlay�p duruyordu- ve
bu onun i�in hi� sorun de�ildi.
Ama �a�k�nl�kla, k�z�n ba��n� sallad���n� g�rd�. "Yol �zerinde k�yler olmal�. Yol
sorabiliriz."
"Beni endi�elendiren," dedi Perrin, "Aes Sedai bizi orada bulamazsa ne yapaca��m�z.
I��k, b�yle bir �ey hakk�nda endi�elenece�im kimin akl�na gelirdi? Ya Caemlyn'e
gelmezse? Belki �ld���m�z� d��n�yordur. Belki Rand ile Mat'i al�r ve do�rudan Tar
Valon'a g�t�r�r."
"Moiraine Sedai bizi bulabilece�ini s�yledi," dedi Egwene kararl�l�kla. "E�er bizi
orada bulamazsa, Caemlyn'de bulabilir. Ve bulacakt�r."
Perrin yava��a ba��n� sallad�. "Sen �yle diyorsan. Ama birka� g�n i�inde Caemlyn'de
ortaya ��kmazsa Tar Valon'a gideriz ve Amyrlin Makam� �n�nde durumumuzu anlat�r�z."
Derin bir nefes ald�. �ki hafta �nce hayat�nda hi� Aes Sedai g�rmemi�tin ve �imdi
Amyrlin Ma-kam�'ndan bahsediyorsun. I��k! "Lan'e g�re, Caemlyn'den oraya iyi bir
yol varm�." Egwene'in yan�ndaki ya�l� ka��t pakedine bakt� ve bo�az�n� temizledi.
"Biraz daha peynir ve ekmek i�in �ans�m var m�?"
"Bu daha uzun s�re dayanabilir," dedi k�z, "d�n gece tuzaklar�nda �ans�n benden
yaver gittiyse ba�ka. En az�ndan ate� kolayd�." K�z �aka yapm� gibi yumu�ak sesle
g�ld� ve paketi heybesine soktu.
G�r�n�e g�re k�z�n ne kadar �nderlik kabul edece�i konusunda s�n�rlar� vard�.
Perrin'in midesi guruldad�. "Bu durumda," dedi aya�a kalkarak, "�imdi yola koyulsak
da olur."
"Ama h�l� �slaks�n," diye itiraz etti Egwene.
"Y�r�rken kururum," dedi delikanl� kararl�l�kla ve ate�in �zerine toprak atmaya
ba�lad�. E�er �nder oysa, �nderlik etmeye ba�lasa �y olurdu. Irmaktan y�kselen
r�zgar h�zlanmaya ba�lam�t�.
23 KURTKARDE�
Perrin daha ba�ta, Egwene'in Bela'nm s�rt�na s�rayla binmeleri konusunda �srar
etmesinden, Caemlyn yolculu�unun hi� de rahat ge�meyece�ini anlam�t�. �ehrin ne
kadar uzak oldu�unu bilmiyoruz, demi�ti k�z, ama k�z�n ata binen tek ki�i olmas�
i�in �ok uzakt�. �enesini kald�rd�, g�zlerini k�rpmadan delikanl�ya bakt�.
"Ben Bela'ya binmek i�in �ok iriyim," dedi Perrin. "Y�r�meye al����m ve y�r�meyi
tercih ederim."
"Ben y�r�meye al��k de�ii miyim?" dedi Egwene keskin bir sesle.
"Benim kastetti�im..."
"Yani eyer yaln�zca benim oram�n buram�n tutulmas�na sebep olacak, �yle mi? Ve sen
de ayaklar�n bileklerinden d�ene kadar y�r�yecek, sonra da benim sana bakmam�
bekleyeceksin."
"�yle olsun," diye nefes verdi Perrin, k�z s�ylenmeye devam edecekmi� gibi
g�r�n�nce. "Her neyse, ilk s�ra senin." K�z�n y�z� daha da inat�� bir ifade
kazand�, ama Perrin onun tek M soku�turmas�na izin vermedi. "E�er eyere kendin
binmezsen, ben bindiririm."
K�z irkilerek ona bakt� ve dudaklar� k���k bir g�l�mseme ile k�vr�ld�. "bu
durumda..." Kahkaha atacakm� gibi g�r�n�yordu, ama eVere t�rmand�.
"errin �rma�a s�rt�n� d�nerken kendi kendine homurdand�. Hika-- erdeki �nderler hi�
b�yle �eylerle u�ra�mak zorunda kalm�yordu.
tgwene ata s�rayla binmeleri konusunda �srarl�yd� ger�ekten ve srr�an Perrin bundan
ka��nmaya �al�sa, zorla onu eyere ��kar�-
346
ROBERTJORDAN
tir. Onlar� Caemlyn'de bekleyece�iz." Ellerinin tozunu silkeledi ve bekledi. Bunun
iyi bir plan oldu�unu d��n�yordu, ama ku�kusuz k�z�n itirazlar� olacakt�. Perrin
onun y�netimi ele almas�n� bekledi �k�z hep onu bir�eylere zorlay�p duruyordu- ve
bu onun i�in hi� sorun de�ildi.
Ama �a�k�nl�kla, k�z�n ba��n� sallad���n� g�rd�. "Yol �zerinde k�yler olmal�. Yol
sorabiliriz."
"Beni endi�elendiren," dedi Perrin, "Aes Sedai bizi orada bulamazsa ne yapaca��m�z.
I��k, b�yle bir �ey hakk�nda endi�elenece�im kimin akl�na gelirdi? Ya Caemlyn'e
gelmezse? Belki �ld���m�z� d��n�yordur. Belki Rand ile Mat'i al�r ve do�rudan Tar
Valon'a g�t�r�r."
"Moiraine Sedai bizi bulabilece�ini s�yledi," dedi Egwene kararl�l�kla. "E�er bizi
orada bulamazsa, Caemlyn'de bulabilir. Ve bulacakt�r."
Perrin yava��a ba��n� sallad�. "Sen �yle diyorsan. Ama birka� g�n i�inde Caemlyn'de
ortaya ��kmazsa Tar Valon'a gideriz ve Amyriin Makam� �n�nde durumumuzu anlat�r�z."
Derin bir nefes ald�. �ki hafta �nce hayat�nda hi� Aes Sedai g�rmemi�tin ve �imdi
Amyriin Ma-kam�'ndan bahsediyorsun. I��k! "Lan'e g�re, Caemlyn'den oraya iyi bir
yol varm�." Egwene'in yan�ndaki ya�l� ka��t pakedine bakt� ve bo�az�n� temizledi.
"Biraz daha peynir ve ekmek i�in �ans�m var m�?"
"Bu daha uzun s�re dayanabilir," dedi k�z, "d�n gece tuzaklar�nda �ans�n benden
yaver gittiyse ba�ka. En az�ndan ate� kolayd�." K�z �aka yapm� gibi yumu�ak sesle
g�ld� ve paketi heybesine soktu.
G�r�n�e g�re k�z�n ne kadar �nderlik kabul edece�i konusunda s�n�rlar� vard�.
Perrin'in midesi guruldad�. "Bu durumda," dedi aya�a kalkarak, "�imdi yola koyulsak
da olur."
"Ama h�l� �slaks�n," diye itiraz etti Egwene.
"Y�r�rken kururum," dedi delikanl� kararl�l�kla ve ate�in �zerine toprak atmaya
ba�lad�. E�er �nder oysa, �nderlik etmeye ba�lasa iy olurdu. Irmaktan y�kselen
r�zgar h�zlanmaya ba�lam�t�.
23 KURTKARDE�
Perrin daha ba�ta, Egwene'in Bela'mn s�rt�na s�rayla binmeleri konusunda �srar
etmesinden, Caemlyn yolculu�unun hi� de rahat ge�meyece�ini anlam�t�. �ehrin ne
kadar uzak oldu�unu bilmiyoruz, demi�ti k�z, ama k�z�n ata binen tek ki�i olmas�
i�in �ok uzakt�. �enesini kald�rd�, g�zlerini k�rpmadan delikanl�ya bakt�.
"Ben Bela'ya binmek i�in �ok iriyim," dedi Perrin. "Y�r�meye al����m ve y�r�meyi
tercih ederim."
"Ben y�r�meye al��k de�il miyim?" dedi Egwene keskin bir sesle.
"Benim kastetti�im..."
"Yani eyer yaln�zca benim oram�n buram�n tutulmas�na sebep olacak, �yle mi? Ve sen
de ayaklar�n bileklerinden d�ene kadar y�r�yecek, sonra da benim sana bakmam�
bekleyeceksin."
"�yle olsun," diye nefes verdi Perrin, k�z s�ylenmeye devam edecekmi� gibi
g�r�n�nce. "Her neyse, ilk s�ra senin." K�z�n y�z� daha da inat�� bir ifade
kazand�, ama Perrin onun tek laf soku�turmas�na izin vermedi. "E�er eyere kendin
binmezsen, ben bindiririm."
K�z irkilerek ona bakt� ve dudaklar� k���k bir g�l�mseme ile k�vr�ld�. "Bu
durumda..." Kahkaha atacakm� gibi g�r�n�yordu, ama �Yere t�rmand�.
Perrin �rma�a s�rt�n� d�nerken kendi kendine homurdand�. Hika-ye�erdeki �nderler
hi� b�yle �eylerle u�ra�mak zorunda kalm�yordu.
Egwene ata s�rayla binmeleri konusunda �srarl�yd� ger�ekten ve
Zaman Perrin bundan ka��nmaya �al�sa, zorla onu eyere ��kan-
ROBERTJORDAN
yordu. Demircilik Perrin'e ince bir yap� vermemi�ti ve Bela da atlar s�z konusu
oldu�unda pek iri say�lmazd�. Perrin'in aya��n� �zengiye koydu�u her seferinde uzun
t�yl� k�srak ona, delikanl�n�n, paylama oldu�undan emin oldu�u bir ifade ile
bak�yordu. Bunlar ku�kusuz k���k �eylerdi, ama sinir bozucuydu. K�sa s�re sonra,
Egwene ne zaman, "Senin s�ran, Perrin," dese irkilmeye ba�lad�.
Hikayelerde askerler nadiren irkilirdi ve asla bir�eyler yapmaya zorlanmazd�. Ama,
diye d��nd�, onlar�n Egwene ile u�ra�mas� da gerekmiyordu.
Daha ba�lang��tan ekmek ve peynirleri azd� ve var olan da ilk g�n�n sonunda
t�kendi. Egwene ate� yakmaya �al��rken Perrin olas� tav�an yollar�n�n �zerine
tuzaklar kurdu �yollar eski g�r�n�yordu, ama �ans�n� denemeye de�erdi. �i bitti�i
zaman, ��k tamamen kaybolmadan sapan�n� denemeye karar verdi. Herhangi bir canl�ya
ili�kin hi�bir iz g�rmemi�lerdi, ama... Bir sefer s�ska bir tav�an� �rk�t�nce
�a��rd�. Tam aya��n�n dibindeki bir �al�dan f�rlay�nca o kadar �a��rm�t� ki, hayvan
neredeyse ka�acakt�, ama k�rk ad�m �tede, tam bir a�ac�n arkas�na dolan�rken onu
yakalad�.
Elinde tav�anla kampa d�nd���nde Egwene ate� i�in dallar k�rm� ve yerle�tirmi�ti,
ama g�zlerini kapatm�, y���n�n yan�nda diz ��-k�yordu. "Ne yap�yorsun? Ate�i dilek
dileyerek yakamazs�n."
Egwene ilk s�zc�kleri ile yerinden s��rad� ve elini bo�az�na g�t�rerek d�n�p bakt�.
"Beni... beni korkuttun."
"�ans�m yaver gitti," dedi Perrin, tav�an� kald�rarak. "�akmakta��-n� ve �eli�ini
��kar. En az�ndan bu ak�am karn�m�z doyacak."
"�akmakta��m yok," dedi Egwene yava��a. "Cebimdeydi, ama �rmakta kaybettim."
"O zaman nas�l...?"
"Irmak k�y�s�nda �ok kolay oldu, Perrin. T�pk� Moiraine Sedai'n�n g�sterdi�i gibi.
Uzand�m ve..." Bir �ey yakalarm� gibi yapt�, sonra i�i" ni �ekerek elini indirdi.
"Ama �imdi bulam�yorum."
Perrin huzursuzca dudaklar�n� yalad�. "G�... G�� m�?" K�z ba��n' sallad� ve Perrin
ona bakakald�. "Sen deli misin? Yani.. Tek G��! Oy-le bir �eyle oyun oynayamazs�n."
"�ok kolayd�, Perrin. Yapabiliyorum. G��'� y�nlendireb��*/
D�NYANIN G�Z� �42
rum-
Perrin derin bir nefes ald�. "Bir ate�-yay� yapaca��m, Egwene. Bu..- bu... �eyi bir
daha denemeyece�ine s�z ver."
"Vermeyece�im." K�z �enesini ��kard�. Perrin i�ini �ekti. "Sen kendi baltandan
vazge�er miydin, Perrin Aybara? Bir elini arkana ba�lay�p gezer miydin? S�z
vermeyece�im!"
"Ben bir ate�-yay� yapay�m," dedi Perrin yorgun yorgun. "En az�ndan bu gece deneme.
L�tfen."
K�z istemeye istemeye raz� oldu. Tav�an, alevlerin �zerindeki bir �i�te k�zar�rken
bile Perrin, k�z�n kendisinin daha iyi yapabilece�ini d��nd���n� hissediyordu. Ama
k�z, yapabildi�i en iyi �ey hemen yok olan bir duman iplik�i�i olsa da, her gece
denemekten hi� vazge�medi. G�zleri delikanl�ya bir �ey s�ylemesi i�in meydan
okuyordu, ama Perrin bilgece �enesini kapal� tuttu.
O tek s�cak yemekten sonra, �i� yabank�kleri ve birka� yeni filiz ile beslendiler.
H�l� bahardan i�aret olmad���ndan hi�biri bol ya da lezzetli de�ildi. �kisi de
�ikayet etmedi, ama i�lerinden birinin �zlemle i�ini �ekmedi�i tek bir yemek
ge�miyordu ve ikisi de bunun bir lokma peynir, hatta ekmek kokusu i�in oldu�unu
biliyordu. Bir ak�am, orman�n g�lgeli bir yerinde bulduklar� mantarlar -Krali�enin
Tac�, en iyisi- onlara b�y�k bir ziyafet gibi geldi. Kahkahalar atarak, Emond
Meydan�'ndan, "Hat�rl�yor musun, bir zaman..." diye ba�layan hikayeler anlatarak
mantarlar� yalay�p yuttular, ama ne mantarlar, ne de kahkahalar fazla dayand�.
A�l�kta pek az ne�e vard�.
Y�r�mekte olan hangisiyse, bir tav�an ya da sincap g�r�r g�rmez "riatmaya haz�r,
sapan ta��yordu, ama ta�lar�n� yaln�zca hayal k�r�kl�-�1 �e f�rlatt�lar. Her ak�am
b�y�k �zenle kurduklar� tuzaklar �afakta "�� ��k�yordu ve hi�bir yerde, tuzaklar�n
biraz daha durmas� i�in kalfaya cesaret edemiyorlard�. Hi�biri Caemlyn'in ne kadar
uzakta olu�unu bilmiyordu ve ikisi de oraya varana kadar, hatta oraya var-'ktan
sonra kendini g�vende hissetmeyecekti. Perrin midesinin b�-lup b�z�l�p, karn�nda
bir delik a�mas�ndan korkmaya ba�lad�.
"izli ilerlediklerini d��n�yorlard�, ama Arinelle'den uzakla�t�lar, ' yol
sorabilecekleri tek bir k�y, hatta tek bir �iftlik evi g�rmediler
berrin'in plan� hakk�ndaki ku�kular� b�y�meye ba�lad�. Egwene
�5�
ROBERTJORDAN
h�l� yola ��kt�klar� ilk zamanki kadar g�venli g�r�n�yordu, ama Per-rin onun eninde
sonunda, kaybolup ya�amlar�n�n sonuna kadar dolan�p durmaktansa Trolloc tehlikesini
g�ze almalar�n�n daha iyi olaca��n� s�yleyece�inden emindi. K�z hi� s�ylemedi, ama
Perrin beklemeye devam etti.
Irmaktan iki g�n sonra arazi h�zla yo�un ormanla kapl� tepelere d�n�t�. Buras� da
her yer gibi k��n kuyru�unu yakalam�, b�rakm�yordu ve bir g�n sonra tepeler yine
d�zle�ti. Yo�un orman, zaman zaman geni�li�i bir bu�uk kilometreden b�y�k
a��kl�klarla delinmeye ba�lad�. Kuytu k�elerde kar h�l� duruyordu ve r�zgar hep
so�uktu. Hi�bir yerde bir yol, ekili bir tarla, uzakta bir bacadan ��kan duman ya
da insan yerle�imine ili�kin iz g�rmediler -en az�ndan insanlar�n h�l� ya��yor
oldu�u bir yerde.
Bir kez, bir tepeyi �evreleyen y�ksek, ta� surlar g�rd�ler. Y�k�k �emberin i�inde
�at�s�z ta� evlerden par�alar duruyordu. Orman, kaleyi uzun zaman �nce yutmu�tu;
her �eyin �zerinde a�a�lar b�y�m�t� ve eski sarma��klardan a�lar iri ta� bloklar�
kaplam�t�. Bir ba�ka zaman ta�tan bir kuleye rastlad�lar. Tepesi k�r�lm�, eski
yosunlarla kahverengile�mi�, kal�n k�kleri kuleyi yava� yava� deviren dev bir
me�eye yaslanm�t�. Ama insanlar�n canl� an�larla nefes ald��� hi�bir �ey
bulamad�lar. Shadar Logoth'un an�lar� onlar� y�k�nt�lardan uzak tuttu ve bir kez
daha insan izi g�rmemi� derinliklere ula�ana kadar h�zl� h�zl� y�r�d�ler.
Perrin'in uykular� r�yalarla doluydu, korkun� r�yalarla. ��lerinde Ba'alzamon
vard�, onu labirentlerde koval�yor, avl�yordu, ama Perrin, hat�rlayabildi�i
kadar�yla, onunla hi� y�z y�ze gelmedi. Ve yolculuklar�, k�t� r�yalar getirecek
kadar k�t�yd�. Egwene, Shadar Logoth hakk�nda r�yalardan �ikayet etti, �zellikle de
y�k�lm� kaleyi ve terk edilmi� kuleyi bulduktan sonraki iki gece. Perrin karanl�kta
terlemeye, titremeye ba�lad�ktan sonra bile r�yalar�n� kendine saklad�. K�z onlar�
Caemlyn'e g�ven i�inde ula�t�rmas� i�in ona g�veniyordu, hakk�nda hi�bir �ey
yapamayacaklar� endi�elerini payla�mak i�in de�il.
Perrin, Bela'n�n yular�n� tutmu�, bu ak�am yiyecek herhangi bir �ey bulabilecekler
mi, merak ediyordu ki, ilk kokuyu yakalad�. K�srak bir sonraki an burun deliklerini
a�t� ve ba��n� sallad�. Perrin at
D�NYANIN G�Z� ��
ki�nemeden ba�l���n� yakalad�.
"Duman bu," dedi Egwene heyecanla. Eyerde �ne e�ildi, derin bir nefes ald�. "Yemek
ate�i. Birisi bir �ey k�zart�yor. Tav�an."
"Belki," dedi Perrin ihtiyatla ve k�z�n hevesli g�l�msemesi soldu. Perrin elindeki
sapan� k�t�c�l g�r�n�l�, yar�may �eklindeki balta ile de�i�tirdi. Elleri kal�n
sap�n �zerinde karars�zca a��l�p kapand�. Bu bir silaht�, ama ne demirhanenin
arkas�nda yapt��� gizli al�t�rmalar, ne de Lan'in ��rettikleri onu bir silah gibi
kullanmaya al�t�rmam�t� Per-rin'i. Shadar Logoth'un �n�ndeki sava� bile, g�ven
vermeyecek kadar belirsiz geliyordu. Rand ile Muhaf�z'�n bahsettikleri o bo�lu�u da
hi� becerememi�ti.
Arkalar�nda a�a�lar�n aras�ndan g�ne� ���� s�z�yordu. Orman h�l� ��kla beneklenen
bir g�lgeler y���n�yd�. Pi�mi� et kokusu ile s�slenmi�, hafif odun duman� kokusu
ikiliye do�ru s�z�ld�. Tav�an olabilir, diye d��nd� Perrin ve midesi guruldad�. Ama
ba�ka bir �ey de olabilir, diye hat�rlatt� kendine. Egwene'e bakt�; k�z onu
izliyordu. �nder olmak baz� sorumluluklar getiriyordu.
"Burada bekle," dedi yumu�ak sesle. K�z ka�lar�n� �att�, ama Perrin o a�z�n� a��nca
s�z�n� kesti. "Ve sessiz ol! Hen�z kim oldu�unu bilmiyoruz." K�z ba��n� sallad�.
G�n�ls�zce, ama sallad�. Perrin ata binme s�ras�n� almas� i�in u�ra��rken bunun
neden i�e yaramad���n� merak etti. Derin bir nefes alarak duman�n kayna��na do�ru
y�r�meye ba�lad�.
Emond Meydan� ormanlar�nda Perrin, Rand ve Mat kadar �ok zaman ge�irmemi�ti, ama
yine de tav�an avlad��� olmu�tu. Tek dal bile k�rmadan a�a�tan a�aca kayd�. K�sa
s�re sonra yayg�n, y�lans� dallar� yere dokunup, tekrar y�kselen uzun bir me�e
a�ac�n�n dal�n�n arkas�ndan g�zetliyordu. �tede bir kamp ate�i ve alevlerden fazla
uzak olmayan dallardan birine yaslanm�, g�ne�te yanm�, zay�f bir adam duruyordu.
En az�ndan bir Trolloc de�ildi, ama Perrin'in �imdiye dek g�rd��� en garip adamd�.
�lk olarak, giysilerinin hepsi t�yleri h�l� �zerinde olan hayvan derilerinden
yap�lm�t�, hatta �izmeleri ile kafas�ndaki o tuhaf, d�z tepeli, yuvarlak �apka
bile. Pelerini tav�an ve sincap k�rklerinden ��lg�n bir battaniye gibiydi;
pantolonu uzun t�yl�, be-

ROBERTJORDAN
yaz-kahverengi ke�i derisinden yap�lm� gibi g�r�n�yordu. Grile�me-ye ba�lam�
kahverengi sa�lar� bir sicim ile ensesinde ba�lanm�t�. G��s�n�n yar�s� g�r bir
sakalla �rt�lm�t�. Kemerinde uzun bir han�er as�l�yd�, neredeyse bir k�l�� kadar
uzundu. Eline yak�n bir dala bir yay ve bir sadak dayanm�t�.
Adam, g�zleri kapal�, g�r�n�e g�re uyuyarak arkas�na yaslanm�t�, ama Perrin
sakland��� yerden k�p�rdamad�. Adam�n ate�inin �zerine alt� sopa e�ilmi�ti ve her
birine birer tav�an ge�irilmi�, g�zelce k�zarm�, arada bir ate�e t�slayan sular
damlat�yordu. Bu kadar yak�ndan tav�anlar�n kokusunu almak Perrin'in a�z�n�
suland�rd�.
"A�z�ndan su ak�tmay� bitirdin mi?" Adam bir g�z�n� a�t� ve ba��n� yana e�erek
Perrin'in sakland��� yere bakt�. "Sen ve arkada��n ate�in ba��na oturup bir lokma
yemek yiyebilirsiniz. Son iki g�nd�r hi�bir �ey yemediniz."
Perrin teredd�t etti, sonra yava��a, baltay� h�l� s�k� s�k� tutarak do�ruldu. "�ki
g�nd�r beni mi izliyordun?"
Adam g�rtla��n�n derinliklerinden g�ld�. "Evet, seni izliyordum. Ve o g�zel k�z�.
Seni ispen� tavu�u gibi itekleyip duruyor, de�il mi? Sizi daha �ok dinledim.
Aran�zda yedi kilometre �teden duyulacak kadar �ok ses ��karmayan bir at var. Gidip
k�z� �a��racak m�s�n, yoksa t�m tav�anlar� tek ba��na yemeyi mi d��n�yorsun?"
Perrin kabard�; �ok ses ��karmad���n� biliyordu. G�r�lt� yaparsan�z Suorman�'nda
bir tav�ana yakla�amazs�n�z bile. Ama tav�an kokusu, akl�na Egwene'in de a�
oldu�unu getirdi. Kokusunu ald�klar� �eyin bir Trolloc ate�i olup olmad���n�
��renmek i�in beklediklerini de unutmam�t�.
Baltas�n�n sap�n� kemerindeki halkaya ge�irdi ve sesini y�kseltti. "Egwene! Sorun
yok! Tavsanm� ger�ekten!" Elini uzatarak daha normal bir sesle, "Ad�m Perrin.
Perrin Aybara," dedi.
Adam eli inceledi, sonra beceriksizce, el s�k�maya al��k de�ilmi� gibi tuttu.
"Benim ad�m Elyas," dedi, ba��n� kald�rarak. "Elyas Mache-ra."
Perrin'in nefesi kesildi, neredeyse Elyas'�n elini b�rakacakt�. Adam�n g�zleri
sar�yd�, parlak, cilal� alt�n gibi. Perrin'in zihninin arkas�nda baz� an�lar
k�p�rdand�, sonra ka�t�. Tek d��nebildi�i, g�rd���
D�NYAN�N G�Z� ��
Trolloclar�n g�zlerinin neredeyse siyah oldu�uydu.
Egwene ihtiyatla Bela'y� �ekerek belirdi. K�sra��n dizginlerini me�enin ince
dallar�ndan birine ba�lad� ve Perrin onu Elyas'la tan�t�r�rken nazik sesler
��kard�, ama g�zleri tav�anlara kay�p duruyordu. Adam�n g�zlerini fark etmemi�
gibiydi. Elyas eliyle yiyeceklere i�aret edince, k�z hevesle yemeye koyuldu. Perrin
yaln�zca bir an teredd�t etti, sonra k�za kat�ld�.
Onlar yerken Elyas sessizlik i�inde bekledi. Perrin o kadar a�t� ki, s�cak et
par�alar� kopar�yor, sonra a�z�na alabilecek kadar so�umas� i�in elden ele
ge�iriyordu. Egwene bile her zamanki kadar temiz ye-miyordu; �enesinden a�a�� ya�l�
sular daml�yordu. �kili yava�lamadan g�n alacakaranl��a d�nd�, ate�in �evresini
ays�z bir karanl�k sard� ve sonra Elyas konu�tu.
"Burada ne yap�yorsunuz? Her y�nde, yetmi� be� kilometre i�inde tek bir ev yok."
"Caemlyn'e gidiyoruz," dedi Egwene. "Belki sen..." Elyas ba��n� arkaya at�p
kahkahadan k�r�lmaya ba�lay�nca k�z so�uk so�uk ka�lar�n� kald�rd�. Perrin, a�z�na
bir tav�an baca�� g�t�r�rken durup baka-kald�. '
"Caemlyn mi?" diye h�r�ldad� Elyas yeniden konu�abildi�i zaman. "Takip etti�iniz
yol, son iki g�nd�r takip etti�iniz d�z �izgi, sizi Caemlyn'in y�z elli kilometre
kuzeyinden ge�irir."
"Yol soracakt�k," dedi Egwene kendini savunurcas�na. "Ama hen�z hi� k�y ya da
�iftlik g�rmedik."
"Ve g�rmeyeceksiniz de," dedi Elyas g�lerek. "Bu yolu takip ederek, tek bir insan
g�rmeden, ta D�nyan�n Omurgas�'na kadar gidebilirsiniz. Elbette, Omurga'ya
t�rmanmaya kalk��rsan�z -baz� yerlerde t�rman�labilir� Aiel K�ra�lan'nda insan
bulabilirsiniz, ama oradan pek ho�lanaca��n�z� sanmam. G�nd�z k�zar�r, gece
donabilirsiniz ve her an susuzluktan �lebilirsiniz. K�ra�'ta su bulmak i�in bir
Aiel gerekir ve onlar da yabanc�lardan fazla ho�lanmazlar. Hay�r, hem de hi�
ho�lanmad�klar�n� s�yleyebilirim." Yeni bir �iddetli kahkaha patlamas� ya�ad�. Bu
sefer yere de yuvarland�. "Hi�, hi� ho�lanmazlar," demeyi ba�ard�.
Perrin huzursuzca k�p�rdand�. Deli bir adamla m� yemek yiyoruz?
154
ROBERTJORDAN
Egwene ka�lar�n� �att�, ama Elyas'�n ne�esinin biraz dinmesini bekledi. "Belki bize
sen yol g�sterebilirsin. Bu yerler hakk�nda bizden �ok daha fazla �ey biliyor
gibisin."
Elyas g�lmeyi b�rakt�. Ba��n� kald�rd�, yerde yuvarlan�rken d�m� olan yuvarlak
�apkas�n� ba��na takt� ve indirdi�i ka�lar�n�n alt�ndan k�za bakt�. "Ben
insanlardan pek ho�lanmam," dedi ifadesiz bir sesle. "�ehirler insan doludur.
K�ylerin, hatta �iftliklerin yan�na da pek gitmem. K�yl�ler ve �ift�iler
dostlar�mdan ho�lanmaz. Yeni do�mu� enikler kadar savunmas�z ve masum, dolan�p
duruyor olmasayd�n�z size de yard�m etmezdim."
"Ama en az�ndan ne y�ne gidece�imizi s�yleyebilirsin," diye �srar etti k�z. "E�er
bize, yetmi� be� kilometre �tede bile olsa en yak�n k�y� tarif edersen, onlar bizi
Caemlyn'e y�nlendirebilir."
"K�p�rdamay�n," dedi Elyas. "Dostlar�m geliyor."
Bela aniden korku i�inde ki�nedi ve dizginlerini �eki�tirmeye ba�lad�. Kararmakta
olan ormanda �evrelerinde �ekiller belirmeye ba�lay�nca, Perrin yar� do�ruldu. Bela
���l�klar atarak �ahland�, k�vrand�.
"K�sra�� susturun," dedi Elyas. "Ona zarar vermeyecekler. K�p�rdamazsan�z, size
de."
D�rt kurt ate� ����na ad�m att�. �eneleri bir adam�n baca��m k�rabilecek, uzun
t�yl�, bel y�ksekli�inde �ekillerdi. Sanki insanlar orada yokmu� gibi ate�in yan�na
yakla�t�lar ve insanlar�n aras�nda uzand�lar. A�a�lar�n aras�ndaki karanl�kta, ate�
���� her y�nde, daha fazla kurdun g�zlerinden yans�d�.
Sar� g�zler, diye d��nd� Perrin. Elyas'�n g�zleri gibi. Hat�rlamaya �al�t��� buydu.
Aralar�ndaki kurtlar� dikkatle izleyerek baltas�na uzand�.
"Ben olsam yapmazd�m," dedi Elyas. "Onlara zarar verece�ini d��n�rlerse,
dostcanl�s� davranmaktan vazge�erler."
Perrin, d�rt kurdun hepsinin birden kendisine bakt���n� g�rd�. A�a�lar�n
aras�ndakiler dahil t�m kurtlar�n ona bakt���n� hissediyordu. Derisi kar�ncaland�.
�htiyatla ellerini baltadan �ekti. Kurtlar�n aras�nda gerilimin d�t���n� hayal
etti. Yava��a oturdu; elleri titriyordu, durdurmak i�in dizlerini kavrad�. Egwene o
kadar gerilmi�ti ki, neredeyse titremeye ba�layacakt�. Siyaha yak�n, y�z�nde daha
a��k
D�NYANIN G�Z� �5
renkli gri bir leke olan bir kurt, ona dokunacak kadar yak�nd�.
Bela ���l�k atmay� ve �ahlanmay� b�rakm�t�. �imdi titreyerek, t�m kurtlan
g�rebilmek i�in d�nerek, zaman zaman tekme atarak, can�n� pahal�ya satmaya kararl�
bir bi�imde bekliyordu.
"�te," dedi Elyas. "Bu daha iyi."
"Uysal m�d�rlar?" diye sordu Egwene hafif�e, umutla. "Onlar... evcil hayvan m�?"
Elyas h�hlad�. "Kurtlar evcille�mez, k�z�m, insanlar kadar bile. Onlar benim
dostlar�m. Birbirimize yolda� oluruz, birlikte avlan�r�z, bir �ekilde konu�uruz.
T�pk� t�m dostlar gibi. Bu do�ru de�il mi, Benek?" K�rk� karanl�k ve ayd�nl�k, bir
d�zine gri tonu ta��yan bir kurt ba��n� �evirip adama bakt�.
"Onlarla konu�abiliyor musun?" dedi Perrin �a�k�nl�k i�inde.
"Pek konu�mak denemez," diye yan�t verdi Elyas yava��a. "S�zc�klerin �nemi yoktur
ve tam olarak do�ru da de�ildirler. O kurdun ad� Benek de�il. Anlam� daha �ok, k�
ortas� �afa��nda, esinti bir orman g�letinin y�zeyini dalgaland�r�rken g�lgelerin
oyna�mas� ve suya dilini dokundurdu�unda hissetti�in buz tad� ve gece ��kerken
havadaki kar kokusu gibi bir �eydir. Ama bu da tam olarak do�ru de�il. �smini
s�zc�klerle s�yleyemezsin. Daha �ok bir duygudur. Kurtlar b�yle konu�ur. Di�er
kurtlar�n isimleri Yan�k, �ekirge ve R�z-gar'd�r." Yan�k'�n omzunda, ad�n�
a��klayabilecek bir yara izi vard�, ama di�er iki kurtta isimlerinin ne anlama
geldi�ini a��klayacak hi�bir i�aret yoktu.
Adam�n sert havas�na ra�men, Perrin onun ba�ka insanlarla konu�ma f�rsat� buldu�u
i�in memnun oldu�unu d��nd�. En az�ndan konu�maya hevesliydi. Perrin kurtlar�n ate�
���� alt�nda parlayan di�lerini g�zledi ve onu konu�turmaya devam etmenin iyi bir
fikir oldu�una karar verdi. "Nas�l... Kurtlarla konu�may� nas�l ��rendin, Elyas?"
"Onlar anlad�lar," diye yan�t verdi Elyas. "Ben de�il. Ba�ta de�il. Anlad���m
kadar�yla hep b�yle olur. Kurtlar seni bulur, sen onlar� de�il- Baz� insanlar
Karanl�k Varl�k'�n bana dokundu�unu d��n�rd�, ��nk� ben nereye gitsem orada kurtlar
belirirdi. San�r�m ben de zaman zaman b�yle d��nd�m. �o�u sayg�n insan benden
ka��nmaya ba�lad� ve beni arayanlar� da ben tan�mak istemiyordum. Sonra kurt-
356 ROBERTJORDAN
lar�n zaman zaman ne d��nd���m� anlar, kafamdaki �eylere yan�t verir gibi
g�r�nd���n� fark ettim. As�l ba�lang�� buydu. Beni merak ediyorlard�. Kurtlar
genelde insanlar� hissedebilir, ama bu �ekilde de�il. Beni bulduklar� i�in
memnundular. �nsanlarla avland�klar� zamanlardan bu yana �ok zaman ge�ti�ini
s�ylediler ve onlar �ok zaman dedi�i zaman akl�ma �lk G�n'den bu yana esen so�uk
bir r�zgar gibi bir �ey geliyor."
"�nsanlar�n kurtlarla avland���n� hi� duymad�m," dedi Egwene. Sesi h�l� tam olarak
kendine hakim de�ildi, ama kurtlar�n �ylece yat�yor olmas� biraz cesaret vermi�
gibiydi.
Elyas onu i�ittiyse de, belli etmedi. "Kurtlar her �eyi insanlardan farkl� �ekilde
hat�rlar," dedi. Tuhaf g�zleri, an�lar�n ak�nt�s�nda s�r�k-leniyormu� gibi dalg�n
bir ifade ald�. "Her kurt t�m kurtlar�n tarihini hat�rlar, ya da en az�ndan
�eklini. Dedi�im gibi, s�zc�klerle anlat�lamaz. �nsanlarla yan yana av pe�inde
ko�tuklar�n� hat�rl�yorlar, ama o kadar uzun zaman �nceydi ki, muhtemelen bu bir
an�n�n g�lgesinin g�lgesi."
"Bu �ok ilgin�," dedi Egwene ve Elyas ona keskin g�zlerle bakt�. "Hay�r,
ger�ekten." K�z dudaklar�n� �slatt�. "Bize... ah... bize onlarla konu�may�
��retebilir misin?"
Elyas yine h�hlad�. "Bu ��retilemez. Baz�lar� konu�abilir, baz�lar� konu�amaz. Onun
konu�abildi�ini s�yl�yorlar." Perrin'e i�aret etti.
Perrin Elyas'a, parma�� bir han�ermi� gibi bakt�. Ger�ekten de deli. Kurtlar yine
ona bak�yordu. Huzursuzca k�p�rdand�.
"Caemlyn'e gitti�inizi s�ylediniz," dedi Elyas, "ama bu h�l� neden burada, her
yerden g�nlerce uzakta oldu�unuzu a��klam�yor." K�rk pelerinini arkaya att� ve bir
dirse�ine dayanarak yana uzan�p beklemeye ba�lad�.
Perrin, Egwene'e bir bak� f�rlatt�. Daha �nce, ba�lar�na bela a�madan nereye
gittiklerini a��klamak i�in, insanlarla kar��la�t�klar� zaman anlatacaklar� bir
hikaye haz�rlam�lard�. Kimseye ger�ekten nereden geldiklerini ve sonunda nereye
gideceklerini a��klamayacaklard�. Dikkatsiz bir s�z�n bir Soluk'un kula��na
gitmeyece�ini kim bilebilirdi? Her g�n hikayenin �zerinde �al�m�lar, par�a par�a
bir araya getirmi�ler, kusurlar�n� gidermi�lerdi. Egwene'in anlatmas�na karar
I
D�NYANIN G�Z� �Z
vermi�lerdi. K�z s�zc�kler konusunda Perrin'den daha iyiydi ve Per-rin yalan
s�yledi�inde y�z�nden belli oldu�unu iddia ediyordu.
Egwene hemen ba�lad�. Kuzeyden, Saldaea'dan, k���k bir k�y�n d��ndaki �iftliklerin
birinden geliyorlard�. �kisi de bundan �nce evlerinden otuz kilometreden fazla
uzakla�mam�lard�. Ama ��klar�n masallar�n�, t�ccarlar�n hikayelerini dinlemi�lerdi
ve d�nyay� g�rmek istemi�lerdi. Caemlyn'i ve Illian'�. F�rt�nalar Denizi'ni, hatta
belki efsanevi Deniz Halk�'n�.
Perrin tatmin i�inde dinledi. Thom Merrilin bile �ki Nehir d��ndaki d�nya hakk�nda
pek az �ey bilirken, daha iyi, ya da ihtiya�lar�na daha �ok uyan bir hikaye
uyduramazd�.
"Saldaea'dan, �yle mi?" dedi Elyas, k�z anlatmay� bitirdikten sonra.
Perrin ba��n� sallad�. "Do�ru. �lk �nce Maradon'u g�rmeyi d��nm�t�k. Kral'� g�rmeyi
mutlaka istiyorum. Ama babalar�m�z ilk ba�kente bakacakt�r."
Bu, hikayenin par�as�yd�, b�ylece Maradon'a hi� gitmediklerini a��klam�
oluyorlard�. B�ylece, orada bulunan birileri ile kar��la�malar� durumunda, kimse o
�ehir hakk�nda bir �ey bilmelerini bekleme-yecekti. Emond Meydan�'ndan ve K� Gecesi
olaylar�ndan �ok uzakt�. Hikayeyi dinleyen hi� kimse, Tar Valon ya da Aes Sedailer
hakk�nda d��nmek i�in sebep bulamayacakt�.
"�yi hikaye." Elyas ba��n� sallad�. "Evet, iyi hikaye. Birka� kusuru var, ama Benek
diyor ki, as�l sorun, tamam�n�n yalan olmas�. Her bir s�zc���n�n."
"Yalan m�!" diye ba��rd� Egwene. "Neden yalan s�yleyelim ki?"
D�rt kurt yerlerinden k�p�rdamam�t�, ama art�k ate�in �evresinde uzan�yormu� gibi
g�r�nm�yorlard�; ��km�, Emond Meydan�'ndan gelenleri sar� g�zlerini k�rpmadan
izliyormu� gibi g�r�n�yorlard�.
Perrin hi�bir �ey s�ylemedi, ama eli belindeki baltaya gitti. D�rt kurt tek bir
h�zl� hareket ile aya�a f�rlad�lar ve delikanl�n�n eli, oldu�u yerde dondu. Kurtlar
hi� ses ��karmam�lard�, ama enselerindeki t�yler diken diken olmu�tu. A�a�lar�n
alt�ndaki kurtlardan biri geceye bir uluma g�nderdi. Ba�kalar� yan�t verdi, be�,
on, yirmi kurt, ta ki, karanl�k ulumalarla dalgalanana kadar. Aniden sustular.
Perrin'in y�z�nden so�uk terler ak�.
15&
ROBERTJORDAN
"E�er sen..." Egwene durup yutkundu. Havan�n so�uklu�una ra�men onun da y�z�
terliydi. "E�er yalan s�yledi�imizi d��n�yorsan, belki bu gece kendi kamp�m�z�
seninkinden uzakta yapmam�z� tercih edersin."
"Normalde ederdim, k�z�m. Ama �u anda Trolloclan dinlemek istiyorum. Ve Yar�-
insanlan." Perrin y�z�n� duygusuz tutmak i�in �abalad� ve Egwene'den daha ba�ar�l�
oldu�unu umdu. Elyas sohbet edercesine devam etti. "Benek, siz o aptal hikayeyi
anlat�rken zihninizde Yar�-insan ve Trolloc kokusu ald���n� s�yledi. Hepsi alm�.
Bir �ekilde Trolloclara ve G�zs�zlere bula�m�s�n�z. Kurtlar, Trolloclar ve Yar�-
insanlardan nefret eder. Orman yang�nlar�ndan bile �ok, her �eyden �ok. Ben de
�yle.
"Yan�k senin i�ini bitirmek istiyor. Daha bir ya��ndayken o izi ona bir Trolloc
yapt�. Av bulunmad���n�, senin aylard�r g�rd��� b�t�n geyiklerden daha etli
oldu�unu ve i�ini bitirmemiz gerekti�ini s�yl�yor. Ama Yan�k hep sab�rs�z olmu�tur.
Neden bana anlatm�yorsunuz? Umar�m Karanl�kdostu de�ilsinizdir. �nsanlar�
besledikten sonra �ld�rmekten ho�lanmam. Ama unutmay�n, yalan s�ylerseniz anlarlar
ve Benek bile Yan�k kadar sinirli." Kurtlar�n g�zlerini and�ran sar� g�zlerini hi�
k�rpmam�t�. Bunlar kurt g�z�, diye d��nd� Perrin.
Egwene'in ona bakt���n� fark etti. Ne yapacaklar�na karar vermesini bekliyordu.
I��k, aniden yine ben �nder oldum. Daha ba�tan ger�ek hikayeyi kimseye anlatmamaya
karar vermi�lerdi, ama Perrin ka�malar� i�in hi� �ans g�remiyordu. Kurtlar harekete
ge�meden baltas�n� ��karabilse bile...
Benek, g�rtla��ndan derin bir h�rlama ��kard� ve sesi ate�in �evresindeki di�er ��
kurt da yank�lad�. Sonra, karanl���n i�indeki t�m kurtlar. Geceyi k�t� bir g�rleme
doldurdu.
"Tamam," dedi Perrin tela�la. "Tamam!" H�rlama aniden, b��akla kesilmi� gibi durdu.
Egwene ellerini a�t� ve ba��n� sallad�. "K� Gece-si'nden birka� g�n �nce ba�lad�,"
dedi Perrin, "arkada��m�z Mat, siyah pelerinli bir adam g�rd�..."
Elyas'�n y�z ifadesi hi� de�i�medi, uzand��� yerden k�p�rdamad�, ama ba��n�
e�i�inde, kulaklar�n�n dikildi�ini ifade eden bir �ey vard�. Perrin konu�urken d�rt
kurt oturdu-, Perrin onlar�n da dinledi�ini his-
D�NYAN�N G�Z� �2
setmi�ti. Uzun bir hikayeydi ve delikanl� �o�unu anlatt�. Ama onun ve di�erlerinin
Baerlon'da g�rd��� r�yay� kendine saklad�. Kurtlar�n anlatmad��� k�sm� yakalad���n�
g�sterecek bir i�aret bekledi, ama yaln�zca izlediler. Benek dost, Yan�k �fkeli
gibiydi. Bitirdi�i zaman sesi bo�uk] a�m�t�.
"... ve e�er kad�n bizi Caemlyn'de bulamazsa, Tar Valon'a gidece�iz. Aes
Sedailerden yard�m istemek d��nda se�ene�imiz yok."
"Bu kadar g�neyde Trolloclar ve Yar�-insanlar," dedi Elyas. "�te bu, �zerinde
d��n�lmesi gereken bir �ey." Elini arkas�na g�t�rd� ve Perrin'e bakmadan deri bir
su tulumu f�rlatt�. D��n�yor gibiydi. Per-rin i�ene ve t�pas�n� yerine sokana kadar
bekledi. "Aes Sedailerden ho�lanmam. K�rm�z� Ajahlar, Tek G�� ile u�ra�an erkekleri
avlayanlar bir zamanlar beni ehlile�tirmek istedi. Y�zlerine hepsinin Kara Ajah
oldu�unu s�yledim; Karanl�k Varl�k'a hizmet ettiklerini s�yledim ve bundan hi�
ho�lanmad�lar. Ama ormana bir kez girince beni yakalayamad�lar, fakat denediler.
Evet, denediler. Ayr�ca, herhangi bir Aes Sedai'nin bana iyi davranaca��ndan
ku�kuluyum. Birka� Mu-haf�z'� �ld�rmek zorunda kald�m. K�t� bir i�, Muhaf�z
�ld�rmek. Ho�lanmam."
"Bu kurtlarla konu�ma meselesi," dedi Perrin huzursuzca. "Bunun... bunun G��'le
ilgisi var m�?"
"Elbette yok," diye h�rlad� Elyas. "Bu ehlile�tirme benim �zerimde i�e yaramazd�,
ama denemek istemeleri beni deliye d�nd�rd�. Bu eski bir �eydir, evlat. Aes
Sedailerden daha eski. Tek G�� kullanan herkesten daha eski. �nsanl�k kadar eski.
Kurtlar kadar eski. Aes Seda-iler bundan da ho�lanm�yorlar. Eski �eylerin yeniden
ortaya ��kmas�ndan. Ben tek de�ilim. Ba�ka �eyler, ba�ka insanlar da var. Bu Aes
Sedaileri endi�elendiriyor, kadim engellerin zay�flad��� hakk�nda homurdanmalar�na
sebep oluyor. Her �ey ufalan�yor, diyorlar. Karanl�k Varl�k'm serbest kalmas�ndan
korkuyorlar. Bana nas�l bakt�klar�n� g�rseniz, su�lu benim san�rd�n�z. K�z�l
Ajah'd� onlar, ama ba�kalar� da vard�. Amyrlin Makam�... Aaaah! �o�unlukla onlardan
ve Aes Sedaile-rin dostlar�ndan uzak dururum. Akl�n�z varsa siz de �yle
yapars�n�z."
"Aes Sedailerden uzak durmak kadar istedi�im �ey yok," dedi Perrin.
ROBERTJORDAN
Egwene ona keskin bir bak� f�rlatt�. Perrin, k�z�n bir Aes Sedai olmak istedi�ini
hayk�rmayaca��n� umdu. K�z hi�bir �ey s�ylemedi, ama a�z� gerildi ve Perrin devam
ettti.
"Ama se�ene�imiz yok. Trolloclar, Soluklar, Draghkarlar bizi kovalad�.
Karanl�kdostlar� hari� her �ey. Saklanamay�z ve yaln�z ba��m�za m�cadele edemeyiz.
Bize kim yard�m edebilir? Aes Sedailer d��nda ba�ka kim o kadar g��l�d�r?"
Elyas bir s�re kurtlara, ama daha �ok Benek ile Yan�k'a bakarak sessiz kald�.
Perrin sinirli sinirli k�p�rdand� ve izlememeye �al�t�. �zlerken Elyas ile
kurtlar�n birbirlerine ne dediklerini i�itti�ini san�yordu. G�� ile bir ilgisi
olmamas�na ra�men, b�yle bir �eyi hi� istemiyordu. Delice bir �aka yapm� olmal�.
Ben kurtlarla konu�amam. Kurtlardan biri -�ekirge oldu�unu d��n�yordu- ona bakt� ve
s�r�t�r gibi oldu. Perrin, ismini nas�l bildi�ini merak etti.
"Benimle kalabilirsiniz," dedi Elyas sonunda. "Bizimle." Egwe-ne'in ka�lar� kalkt�
ve Perrin'in a�z� a��k kald�. "Eh, daha g�venli ne var ki?" diye meydan okudu
Elyas. "Trolloclar yaln�z bir kurdu �ld�rme f�rsat�n� hi� ka��rmaz, ama bir kurt
s�r�s�nden uzak durmak i�in yollar�n� kilometrelerce uzatmaktan da ka��nmazlar. Ve
Aes Sedailer hakk�nda endi�elenmeniz de gerekmez. Onlar bu ormanlara s�k
gelmezler."
"Bilmiyorum." Perrin iki yan�ndaki kurtlara bakmaktan ka��nd�. Biri Benek'ti ve
g�zlerini �zerinde hissedebiliyordu. "Konu yaln�zca Trolloclar de�il."
Elyas so�uk so�uk g�ld�. "Ben, bir s�r�n�n G�zs�zlerden birini a�a�� indirdi�ini de
g�rd�m. S�r�n�n yar�s�n� kaybettik, ama kokuyu ald�ktan sonra f�rsat�
ka��rmazlard�. Trolloclar, Myrddraaller, kurtlar i�in hepsi bir. As�l istedikleri
sensin, evlat. Kurtlarla konu�an ba�ka insanlar� duydular, ama benden sonra
g�rd�kleri ilk sen vars�n. Ama arkada��n� da kabul edecekler ve burada, herhangi
bir �ehirde oldu�undan daha fazla g�vende olursun. �ehirlerde Karanl�kdostlar�
vard�r."
"Dinle," dedi Perrin tela�la. "Ke�ke bunu s�ylemekten vazge�sen. Ben �senin...
senin yapt���n� s�yledi�in �eyi yapamam."
"Nas�l istersen, evlat. �stiyorsan ke�iyi oyna. G�vende olmak istemiyor musun?"
D�NYANIN G�Z� 161
"Kendimi kand�rm�yorum. Kendimi kand�rmam gereken bir konu yok. Bizim tek
istedi�imiz..."
"Biz Caemlyn'e gidiyoruz," diye kararl�l�kla sesini y�kseltti Egwe-ne. "Ve sonra
Tar Valon'a."
Perrin a�z�n� kapatarak k�z�n �fkeli bak�lar�na ayn� �ekilde kar��l�k verdi. K�z�n,
diledi�i zaman onun �nderli�ini kabul etti�ini, istemedi�i zaman etmedi�ini
biliyordu, ama en az�ndan kendi ad�na konu�mas�na izin verebilirdi. "Ya sen,
Perrin?" dedi ve kendi kendine yan�t verdi. "Ben mi? Eh, bir d��neyim. Evet. Evet,
san�r�m yola devam edece�im." Il�ml� bir g�l�mseme ile k�za d�nd�. "Eh, Egwene,
ikimiz de gidiyoruz. San�r�m ben de seninle gelece�im. Karar vermeden �nce
konu�mam�z ne g�zel, de�il mi?" K�z k�zard�, ama �enesin-deki kararl�l�k
kaybolmad�.
Elyas homurdand�. "Benek, nas�l isterseniz, dedi. K�z�n insan d�nyas�na s�k� s�k�
ba�l� oldu�unu s�yledi, ama sen" -Perrin'e ba��n� sallad�- "yar� yolda
duruyormu�sun. Mevcut ko�ullar alt�nda, san�r�m bizim de sizinle g�neye gelmemiz
iyi olacak. Aksi halde a�l�ktan �lebilir, kaybolabilirsiniz. Ya da..."
Yan�k aniden do�ruldu. Elyas ba��n� �evirip iri kurda bakt�. Bir an sonra Benek de
do�ruldu. Elyas'a yakla�t� ve Yan�k ile g�z g�ze geldi. Tablo uzun dakikalar
boyunca donup kald�, sonra Yan�k h�zla d�nd� ve gecenin i�inde kayboldu. Benek
silkelendi, sonra yerine d�n�p, hi�bir �ey olmam� gibi kendini yere att�.
Elyas, Perrin'in soru dolu bak�lar� ile kar��la�t�. "Bu s�r�y� Benek y�netir," diye
a��klad�. "Erkek kurtlardan baz�lar� meydan okurlarsa onu altedebileceklerini
d��n�yor, ama bu di�i kurt onlar�n hepsinden daha zeki ve onlar bunu biliyorlar.
S�r�y� pek �ok kez kurtard�. Ama Yan�k, s�r�n�n siz ���n�z ile zaman kaybetti�ini
d��n�yor. Onun i�in �nemli olan tek �ey Trolloclara kar�� nefreti ve bu kadar
g�neyde Trolloc varsa, onlar� �ld�rmek i�in pe�lerine d�mek istiyor."
"�ok iyi anl�yoruz," dedi Egwene, rahatlam� bir sesle. "Ger�ekten de yolumuzu
bulabiliriz... y�n g�sterirsen, elbette."
Elyas elini sallad�. "S�r�y� Benek y�netir dedim, de�il mi? Sabahleyin sizinle
g�neye do�ru yola ��k�yorum ve onlar da geliyor." Eg-
ifi� ROBERTJORDAN
Egwene ona keskin bir bak� f�rlatt�. Perrin, k�z�n bir Aes Sedai olmak istedi�ini
hayk�rmayaca��n� umdu. K�z hi�bir �ey s�ylemedi, ama a�z� gerildi ve Perrin devam
ettti.
"Ama se�ene�imiz yok. Trolloclar, Soluklar, Draghkarlar bizi kovalad�.
Karanl�kdostlar� hari� her �ey. Saklanamay�z ve yaln�z ba��m�za m�cadele edemeyiz.
Bize kim yard�m edebilir? Aes Sedailer d��nda ba�ka kim o kadar g��l�d�r?"
Elyas bir s�re kurtlara, ama daha �ok Benek ile Yan�k'a bakarak sessiz kald�.
Perrin sinirli sinirli k�p�rdand� ve izlememeye �al�t�. �zlerken Elyas ile
kurtlar�n birbirlerine ne dediklerini i�itti�ini san�yordu. G�� ile bir ilgisi
olmamas�na ra�men, b�yle bir �eyi hi� istemiyordu. Delice bir �aka yapm� olmal�.
Ben kurtlarla konu�amam. Kurtlardan biri -�ekirge oldu�unu d��n�yordu- ona bakt� ve
s�r�t�r gibi oldu. Perrin, ismini nas�l bildi�ini merak etti.
"Benimle kalabilirsiniz," dedi Elyas sonunda. "Bizimle." Egwe-ne'in ka�lar� kalkt�
ve Perrin'in a�z� a��k kald�. "Eh, daha g�venli ne var ki?" diye meydan okudu
Elyas. "Trolloclar yaln�z bir kurdu �ld�rme f�rsat�n� hi� ka��rmaz, ama bir kurt
s�r�s�nden uzak durmak i�in yollar�n� kilometrelerce uzatmaktan da ka��nmazlar. Ve
Aes Sedailer hakk�nda endi�elenmeniz de gerekmez. Onlar bu ormanlara s�k
gelmezler."
"Bilmiyorum." Perrin iki yan�ndaki kurtlara bakmaktan ka��nd�. Biri Benek'ti ve
g�zlerini �zerinde hissedebiliyordu. "Konu yaln�zca Trolloclar de�il."
Elyas so�uk so�uk g�ld�. "Ben, bir s�r�n�n G�zs�zlerden birini a�a�� indirdi�ini de
g�rd�m. S�r�n�n yar�s�n� kaybettik, ama kokuyu ald�ktan sonra f�rsat�
ka��rmazlard�. Trolloclar, Myrddraaller, kurtlar i�in hepsi bir. As�l istedikleri
sensin, evlat. Kurtlarla konu�an ba�ka insanlar� duydular, ama benden sonra
g�rd�kleri ilk sen vars�n. Ama arkada��n� da kabul edecekler ve burada, herhangi
bir �ehirde oldu�undan daha fazla g�vende olursun. �ehirlerde Karanl�kdostlar�
vard�r."
"Dinle," dedi Perrin tela�la. "Ke�ke bunu s�ylemekten vazge�sen. Ben �senin...
senin yapt���n� s�yledi�in �eyi yapamam."
"Nas�l istersen, evlat. �stiyorsan ke�iyi oyna. G�vende olmak istemiyor musun?"
D�NYANIN G�Z� Mi
"Kendimi kand�rm�yorum. Kendimi kand�rmam gereken bir konu yok. Bizim tek
istedi�imiz..."
"Biz Caemlyn'e gidiyoruz," diye kararl�l�kla sesini y�kseltti Egwe-ne. "Ve sonra
Tar Valon'a."
Perrin a�z�n� kapatarak k�z�n �fkeli bak�lar�na ayn� �ekilde kar��l�k verdi. K�z�n,
diledi�i zaman onun �nderli�ini kabul etti�ini, istemedi�i zaman etmedi�ini
biliyordu, ama en az�ndan kendi ad�na konu�mas�na izin verebilirdi. "Ya sen,
Perrin?" dedi ve kendi kendine yan�t verdi. "Ben mi? Eh, bir d��neyim. Evet. Evet,
san�r�m yola devam edece�im." Il�ml� bir g�l�mseme ile k�za d�nd�. "Eh, Egwene,
ikimiz de gidiyoruz. San�r�m ben de seninle gelece�im. Karar vermeden �nce
konu�mam�z ne g�zel, de�il mi?" K�z k�zard�, ama �enesin-deki kararl�l�k
kaybolmad�.
Elyas homurdand�. "Benek, nas�l isterseniz, dedi. K�z�n insan d�nyas�na s�k� s�k�
ba�l� oldu�unu s�yledi, ama sen" -Perrin'e ba��n� sallad�- "yar� yolda
duruy�rm�s�n. Mevcut ko�ullar alt�nda, san�r�m bizim de sizinle g�neye gelmemiz iyi
olacak. Aksi halde a�l�ktan �lebilir, kaybolabilirsiniz. Ya da..."
Yan�k aniden do�ruldu. Elyas ba��n� �evirip iri kurda bakt�. Bir an sonra Benek de
do�ruldu. Elyas'a yakla�t� ve Yan�k ile g�z g�ze geldi. Tablo uzun dakikalar
boyunca donup kald�, sonra Yan�k h�zla d�nd� ve gecenin i�inde kayboldu. Benek
silkelendi, sonra yerine d�n�p, hi�bir �ey olmam� gibi kendini yere att�.
Elyas, Perrin'in soru dolu bak�lar� ile kar��la�t�. "Bu s�r�y� Benek y�netir," diye
a��klad�. "Erkek kurtlardan baz�lar� meydan okurlarsa onu altedebileceklerini
d��n�yor, ama bu di�i kurt onlar�n hepsinden daha zeki ve onlar bunu biliyorlar.
S�r�y� pek �ok kez kurtard�. Ama Yan�k, s�r�n�n siz ���n�z ile zaman kaybetti�ini
d��n�yor. Onun i�in �nemli olan tek �ey Trolloclara kar�� nefreti ve bu kadar
g�neyde Trolloc varsa, onlar� �ld�rmek i�in pe�lerine d�mek istiyor."
"�ok iyi anl�yoruz," dedi Egwene, rahatlam� bir sesle. "Ger�ekten de yolumuzu
bulabiliriz... y�n g�sterirsen, elbette."
Elyas elini sallad�. "S�r�y� Benek y�netir dedim, de�il mi? Sabah-'eyin sizinle
g�neye do�ru yola ��k�yorum ve onlar da geliyor." Eg-
ROBERTJORDAN
wene, i�itti�i en iyi haber bu de�ilmi� gibi g�r�n�yordu.
Perrin sessizlik i�inde oturuyordu. Yan�k'�n gitti�ini hissedebiliyordu. Ve yara
izli erkek kurt yaln�z de�ildi; hepsi gen� erkekler olan bir d�zine kurt onunla
birlikte uzakla��yordu. Perrin, bunun yaln�zca Elyas'�n hayal g�c� �zerinde
oynad��� bir oyun oldu�una inanmak istiyordu, ama yapam�yordu. Uzakla�an kurtlar
zihninde solmadan hemen �nce, Yan�k'tan gelen, kendi d��ncesiymi� gibi keskin ve
berrak bir d��nce hissetti. Nefret. Nefret ve kan tad�.
24 ARINELLE'DEN A�A�I KA�I�
Uzakta damlayan sular, yank�lanan, tekrar yank�lanan, kaynaklar�n� sonsuza dek
kaybeden bo� ��p�rt�lar. Her yerde ta� k�pr�ler, kor-kuluksuz rampalar vard�; hepsi
cilal�, p�r�zs�z, k�rm�z� ve alt�n rengi �izgili, geni�, d�z tepeli, ta� kulelerden
f�k�r�yorlard�. Labirent karanl���n i�inde, g�r�l�r bir ba�lang�� ya da son
olmadan, kat kat uzan�yordu. Her k�pr� bir kuleye, her rampa bir ba�ka kuleye,
ba�ka k�pr�lere gidiyordu. Rand hangi y�ne bakarsa baks�n, lo�lu�un i�inde g�z
g�rebildi�ince ayn�yd�, hem a�a��da, hem yukar�da. A��k�a g�rmesine yetecek kadar
��k yoktu ve bundan neredeyse memnundu. Rampalardan baz�lar� a�a��dakilerin tam
tepesinde olmas� gereken platformlara gidiyordu. Hi�birinin taban�n� g�remiyordu.
Serbest kalmaya �al�arak, bunun yaln�zca bir yan�lsama oldu�unu bilerek �abalad�.
Her �ey bir yan�lsamayd�.
Yan�lsamay� biliyordu; pe�inden o kadar �ok gitmi�ti ki, bilmemesi olanaks�zd�.
Yukar�ya, a�a��ya ya da herhangi bir y�ne ne kadar giderse gitsin, yaln�zca parlak
ta� g�r�yordu. Ta�, fakat derin, yeni kaz�lm� topra��n �slak kokusu havaya
i�lemi�ti. Ve ��r�menin tatl�ms�, mide buland�r�c� kokusu. Zaman�ndan �nce a��lm�
bir mezar�n kokusu. Nefes almamaya �al�t�, ama koku, burun deliklerini doldurdu.
Derisine ya� gibi yap�t�.
G�z� bir hareket yakalad� ve Rand oldu�u yerde dondu. Kulelerin birinin tepesini
�epe�evre dolanan koruma duvar�n�n yan�nda Yar� ��kt�. Buras� saklanabilece�i bir
yer de�ildi. Bin yerden g�r�le-""irdi. Havay� g�lge doldurmu�tu, ama
saklanabilece�i daha derin
364 ROBERTJORDAN
g�lgeler yoktu. I��k, lambalardan, me�alelerden gelmiyordu; yaln�zca oradayd�,
oldu�u gibi, sanki havadan s�z�yordu. Bir �ekilde, g�rmek i�in yeterli; g�r�lmek
i�in yeterli. Ama k�p�rt�s�zl�k pek az koruma sa�l�yordu.
Hareket yine geldi ve bu sefer a��kt�. Uzak bir rampada, korkuluk olmamas�na
ald�rmadan, a�a��daki bo�lu�a ald�rmadan y�r�yen bir adam. Adam�n pelerini g�rkemli
tela�� i�inde dalgalan�yordu. Ba��n� �evirerek arand�. Mesafe, Rand'�n karanl���n
i�indeki �ekilden fazlas�n� g�rebilmesi i�in �ok fazlayd�, ama pelerinin taze kan
rengi oldu�unu ve aray� i�indeki o g�zlerin iki f�r�n gibi alev alev yand���n�
bilmek i�in yak�n olmas� gerekmiyordu.
G�zleri ile labirenti takip etmeye, Ba'alzamon ona ula�madan �nce ka� ba�lant�
ge�mesi gerekti�ini anlamaya �al�t�, sonra bunu faydas�z bularak vazge�ti.
Mesafeler burada aldat�c�yd�, ��rendi�i bir ba�ka ders. Uzak g�r�nen bir �ey bir
k�eyi d�n�nce ele ge�ebilirdi; yak�n g�r�nen bir �ey tamamen ula��lmaz olabilirdi.
Yapacak tek �ey, ba�tan beri oldu�u gibi, devaml� hareket etmekti. Devaml� hareket
et ve d��nme. D��nmenin tehlikeli oldu�unu biliyordu.
Yine de, Ba'alzamon'un uzak �ekline s�rt�n� d�nd���nde, kendini Mat'i merak
etmekten al�koyamad�. Mat bu labirentte bir yerde miydi? Yoksa iki labirent ve iki
Ba 'alzamon mu var? Zihni bu d��nceden ka�t�; d��n�lemeyecek kadar deh�et
vericiydi. Bu Baerton gibi mi? O zaman neden beni bulam�yor? Bu birazc�k daha
iyiydi. K���k bir teselli. Teselli mi? Kan ve k�ller, teselli bunun neresinde?
�ki ya da �� kez dokunacak kadar yak�n olmu�tu, ama onlar� a��k�a hat�rlayam�yordu,
ama Ba'alzamon bo�una kovalarken uzun, �ok uzun zaman �ne kadar uzun?� ka�m�t�. Bu
Baerlon gibi miydi, yoksa yaln�zca bir kabus, ba�ka insanlar�n r�yalar� gibi bir
r�ya m�yd�?
Sonra bir anl���na �bir nefes almaya yetecek bir s�re i�in- d��nmenin neden
tehlikeli oldu�unu, ne hakk�nda d��nmenin tehlikeli oldu�unu hat�rlad�. Daha �nce
oldu�u gibi, ne zaman kendisine onu bir r�ya gibi �evreleyenin ne oldu�unu d��nme
izni verse, hava p�r�ld�yor, g�zlerini buland�r�yordu. Pelteye d�n�yor, onu s�k�
s�k� tutuyordu. Yaln�zca bir anl���na.
Kumlu s�cakl�k derisini d�rtt�, dikenli �al� �itlerden olu�an lab�-
D�NYANIN ��Z� M5.
rentte ko�tururken uzun zaman �nce bo�az� kurumu�tu. Ne kadar olmu�tu? Teri
boncuklanmaya f�rsat bulamadan buharla��yordu ve g�zleri yan�yordu. Yukar�da -ve o
kadar da yukar�da de�ildi- siyah �izgili, �fkeli, �elik grisi bulutlar kayn�yordu,
ama labirentin i�inde tek bir nefes esinti yoktu. Bir an, daha �nce farkl� oldu�unu
d��nd�, ama d��ncesi �s�yla buharla�t�. Uzun zamand�r buradayd�. D��nmek
tehlikeliydi, bunu biliyordu.
P�r�zs�z, solgun ve yuvarlak ta�lar yar�m yamalak bir d�eme olu�turuyordu. En hafif
ad�mla bile toz bulutlan f�k�rtan, kemik gibi kuru tozlar�n i�ine yar�
g�m�lm�lerdi. Toz, Rand'�n burnunu g�d�kl�yor, onu ele verecek bir hap��r�k
koparmakla tehdit ediyordu; a�z�ndan nefes almaya �al�t���nda toz bo�az�n� t�k�yor,
bo�ulacak gibi olmas�na sebep oluyordu.
Buras� tehlikeli bir yerdi; bunu da biliyordu. �leride, y�ksek diken duvar�nda ��
a��kl�k g�r�yordu, sonra yol k�vr�larak g�zden kayboluyordu. Ba'alzamon o anda o
k�elerin herhangi birinden ��kabilirdi. �oktan iki, �� kez kar��la�m�lard�, ama
Rand kar�� kar��ya geldikleri ve bir �ekilde ka�may� ba�ard��� d��nda hi�bir �ey
hat�rlam�yordu. �ok fazla d��nmek tehlikeliydi.
S�cakta nefes nefese durdu ve labirent duvar�n� inceledi. S�k, dola��k dikenli
�al�lar, kahverengi ve �l� g�r�n�l�, iki santim uzunlu�unda �engeller gibi zalim,
siyah dikenler. �zerinden bak�lmayacak kadar y�ksek, i�inden g�r�lmeyecek kadar
yo�un. �htiyatla duvara dokundu ve inledi. Onca �zene ra�men, s�cak bir i�ne gibi
yanan bir diken, parma��n� delmi�ti. Elini sallayarak, topuklar� ta�lara tak�larak
geriledi ve yo�un kan damlalar� sa�t�. Yanma hissi �ekilmeye ba�lad�, ama t�m eli
zonkluyordu.
Aniden ac�y� unuttu. Topu�u o p�r�zs�z ta�lardan birini �evirmi�, kuru zeminden
tekmelemi�ti. Ta�a bakt�, bo� g�z �ukurlar� bak�lar�na kar��l�k verdi. Bir
kafatas�. Bir insan kafatas�. Yoldaki b�t�n p�r�zs�z, solgun ta�lara bakt�. Hepsi
birbirinin ayn�yd�. Tela�la ayak de�i�tirdi, ama onlar�n �zerine basmadan
y�r�yemiyordu, onlar�n �ze-nne basmadan ayakta duram�yordu. Kafas�nda geli�ig�zel
bir d��n-ce �ekillendi, her �ey g�r�nd��� gibi olmayabilirdi, ama d��nceyi
ac�mas�zca bast�rd�. Burada d��nmek tehlikeliydi.
366
ROBERTJORDAN
Titreyerek kendine hakim oldu. Bir yerde kalmak da tehlikeliydi. Bu belirsizce, ama
kesin olarak bildi�i �eylerden biriydi. Parma��nda-ki kan ak�� yava� bir damlamaya
d�n�m�t�, ama zonklama neredeyse kaybolmu�tu. Parmakucunu emerek, y�z�n�n d�n�k
oldu�u y�ne y�r�meye ba�lad�. Burada her yol birbirinin ayn�yd�.
Bir zamanlar, bir labirentten devaml� ayn� y�ne d�nerek ��kabilece�ini duydu�unu
hat�rlad�. Diken duvar�ndaki ilk a��kl�kta sa�a d�nd�, sonra bir sonrakinde yine
sa�a. Ve kendini Ba'alzamon ile y�z y�ze buldu.
Ba'alzamon'un y�z�nden bir �a�k�nl�k ge�ti ve oldu�u yerde durunca kan k�rm�z�s�
pelerini k�p�rt�s�zla�t�. G�zlerinde alevler y�kseldi, ama labirentin ����nda Rand
onlar� pek hissetmedi.
"Sence benden ne kadar ka�abilirsin, evlat? Sence kaderinden ne kadar ka�abilirsin?
Sen benimsin!"
Rand gerileyerek, neden k�l�� ararcas�na kemerini yoklad���n� merak etti. "I��k
bana yard�m et," diye m�r�ldand�. "I��k bana yard�m et." Bunun ne anlama geldi�ini
hat�rlam�yordu.
"I��k sana yard�m etmeyecek, evlat ve D�nyan�n G�z� sana hizmet etmeyecek. Sen
benim k�pe�imsin ve emrime uymazsan, seni B�y�k Y�lan'�n le�i ile bo�ar�m!"
Ba'alzamon elini uzatt� ve Rand aniden bir ka�� yolu buldu, tehlike ���l�klar� atan
sisli, yar� olu�mu� bir an�, ama Karanl�k Varl�k'�n dokunu�unun tehlikesi yan�nda
hi�bir �ey.
"R�ya!" diye ba��rd� Rand. "Bu bir r�ya!"
Ba'alzamon'un g�zleri, �a�k�nl�k, �fke ya da her ikisi ile irile�meye ba�lad�,
sonra hava p�r�ldad�, hatlar� bulan�kla�t� ve soldu.
Rand �evresinde d�nerek bakakald�. Bin yerden kendisine bakan kendi imgesini g�rd�.
On bin yerden. Yukar�da karanl�k vard�, a�a��da karanl�k vard�, ama �evresinde, her
yerde aynalar vard�, her a��da yerle�tirilmi� aynalar, g�rebildi�ince uzaklara
kadar, hepsi ��km�, d�nen, irile�mi�, korku dolu g�zlerle bakan kendisini g�steren
aynalar.
Aynalardan k�rm�z� bir bulan�kl�k ge�ti. Rand yakalamaya �al�arak d�nd�, ama
bulan�kl�k her aynadaki kendi imgesinin arkas�ndan ge�ti ve yok oldu. Sonra yine
d�nd�, ama bir bulan�kl�k gibi de�il-
D�NYANIN G�Z� MZ
Ba'alzamon aynalardan ge�ti, on bin Ba'alzamon, arayan, g�m� aynalar�n �n�nden
tekrar tekrar ge�en.
Kendini, kendi y�z�n�n yans�malar�na bakarken buldu, solgun, b��ak gibi kesen
so�ukta titreyen. Ba'alzamon'un imgesi arkas�nda ona bakarak b�y�d�; g�rmeden, ama
bakarak. Her aynada, Ba'alzamon'un y�z�ndeki alevler arkas�nda �fkeyle sararak,
yakarak, kar�arak y�kseldi. Rand ���l�k atmak istedi, ama bo�az� donmu�tu. O sonsuz
aynalarda tek bir y�z vard�. Kendi y�z�. Ba'alzamon'un y�z�. Tek y�z.
Rand silkindi, g�zlerini a�t�. Yaln�zca solgun bir ��kla azalan karanl�k. Nefes
bile almadan, g�zleri d��nda hi�bir �eyi oynatmad�. �zerine, omuzlar�na kadar gelen
kaba bir y�n battaniye �rtm�t� ve ba��n� kollar�na dayam�t�. Ellerinin alt�ndaki
p�r�zs�z tahtalar� hissedebiliyordu. G�verte tahtalar�. Gecenin i�inde halatlar
g�c�rd�yordu. Uzun bir nefes verdi. Serpintideydi. Bitmi�ti... en az�ndan bu
gecelik.
D��nmeden parma��n� a�z�na g�t�rd�. Kan tad� al�nca nefesini tuttu. Yava��a elini
y�z�ne, solgun ay ���� alt�nda g�rebilece�i bir yere, parmakucunda kan damlas�n�n
olu�mas�n� izleyebilece�i bir yere yakla�t�rd�. Bir diken yaras�ndan akan kan.
Serpinti yava� yava� Arinelle'den a�a�� s�z�ld�. R�zgar g��l�yd�, ama esti�i y�n
yelkenleri faydas�z k�l�yordu. Kaptan Domon'un h�zl� gitme emirlerine ra�men, gemi
yava� ilerliyordu. Geceleyin, ak�nt� k�rekleri i�eri �ekilmi� tekneyi r�zgara kar��
�rmak a�a�� ta��rken, pruvada duran bir adam lamba ���� alt�nda ucuna kur�un
ba�lanm� halat sal�yor, sonra derinli�i d�menciye ba��r�yordu. Arinelle'de
korkulacak kayalar yoktu, ama s��l�klar �oktu, bir tekne �amura saplanabilir,
yard�m gelene kadar orada kalabilirdi. E�er ilk gelen yard�m olursa. G�nd�z,
k�rekler g�ndo�umundan g�nbat�m�na kadar �al��yordu, ama r�zgar tekneyi �rmakyukar�
itmek istermi� gibi onlarla m�cadele ediyordu.
Ne gece, ne de g�nd�z k�y�ya yana�m�yorlard�. Bayie Domon tek-
1
368
ROBERTJORDAN
neyi ve m�rettebat� sert, ters r�zgarlar gibi zorluyor, a��rl�klar�na k�frediyordu.
K�rekleri miskin miskin �ektikleri i�in azarl�yor, yanl� kullan�lan her halat i�in
onlar� dili ile k�rba�l�yordu. Al�ak, sert sesi �� metre �tede, g�vertede,
bo�azlar�n� par�alamak i�in bekleyen Trolloclar tasvir ediyordu. �ki g�n boyunca bu
her adam� yerinden s��ratmaya yetti. Sonra Trolloc sald�r�s�n�n �oku ge�meye
ba�lad� ve adamlar bacaklar�n� k�y�da biraz uzatacaklar� bir saat i�in, karanl�kta
�rmaka�a�� ilerlemenin tehlikeleri hakk�nda homurdanmaya ba�lad�lar.
M�rettebat homurdanmalar�n� al�ak tutuyor, g�zucuyla Kaptan Domon'un, i�itecek
kadar yak�nda olup olmad���n� g�zetliyordu, fakat kaptan teknesinde s�ylenen her
�eyi duyuyor gibiydi. Homurdanmalar�n ba�lad��� her sefer, ortaya sessizce, uzun,
t�rpan g�r�n�ml� bir k�l�� ve sald�r�dan sonra g�vertede bulduklar�, zalim bir
�engeli olan bir balta ��kar�yordu. Kaptan bunlar� bir saat i�in dire�e as�yor,
sald�r�da yaralananlar sarg�lar�n� elliyor, m�r�ldanmalar kesiliyordu... en az�ndan
bir iki g�n i�in, ta ki, m�rettebattan bir ba�ka ki�i bir kez daha ku�kusuz art�k
TroUoclan �ok arkada b�rakt�klar�n� d��nmeye ba�layana kadar. Sonra ayn� d�ng�
tekrarlan�yordu.
Rand, f�s�lda�malar ve ka� �atmalar ba�lad��� zaman Thom Merri-lin'in m�rettebattan
uzak durdu�unu fark etti, ama normalde herkesin s�rt�na �aplaklar at�yor, �akalar
patlat�yor, �yle gevezelikler yap�yordu ki, en �ok �al�an adam�n bile y�z�nde bir
s�r�tma beliriyordu. Thom o gizli m�r�ldanmalar� ihtiyatl� bak�larla izliyor, bu
arada uzun sapl� piposunu yakmaya, arp�n� akort etmeye, ya da m�rettebat d��ndaki
herhangi bir �eye dalm� gibi yap�yordu. Rand neden oldu�unu anlam�yordu.
M�rettebat, Trolloclar�n g�verteye kadar kovalad��� �� ki�iyi su�larm� gibi
g�r�nm�yordu, Floran Gelb'i su�luyorlard�.
�lk bir iki g�n Gelb'in ince �ekli k�eye k�st�rd��� m�rettebattan biri ile
konu�urken, Rand ve di�erlerinin geldi�i gece hakk�nda kendi g�r�lerini anlat�rken
g�r�lebiliyordu. Gelb'in tav�rlar� esip p�f�r-meden s�zlanmalara kadar de�i�iyordu,
ama Thom, Mat, �zellikle de Rand:a i�aret ederken, su�u onlara atmaya �al��rken
dudaklar� hep alayla k�vr�l�yordu.
1
D�NYAN�N G�Z� ��2
"Onlar yabanc�," diye yalvar�yordu Gelb, sessizce, kaptan�n gelip gelmedi�ini
g�zetleyerek. "Onlar hakk�nda ne biliyoruz? Trolloclar onlarla geldi, bildi�imiz
bu. Onlarla birlik olmu�lar."
"Talih, Gelb, kes �unu," diye h�rlad�, sa�lar�n� atkuyru�u yapm�, yana��nda mavi
y�ld�z d�vmesi olan adam. G�vertede, ��plak ayak parmaklar�n� kullanarak halat
sararken Gelb'e bakmad� bile, So�u�a ra�men t�m m�rettebat ��plak ayak geziyordu;
�izmeler g�vertede kayabilirdi. "Biraz rahat etmeni sa�layacak olsa, kendi annene
bile Karanl�kdostu dersin. Benden uzak dur!" Gelb'in aya��na t�k�rd� ve halat�n�n
ba��na d�nd�.
T�m m�rettebat Gelb'in tutmad��� n�beti hat�rl�yordu ve atkuy-ruklu adaminki,
Gelb'in ald��� en nazik tepkiydi. Kimse onunla �al�mak istemiyordu. Gelb kendini
tek ki�ilik i�lere atanm� bulmaya ba�lad�. Bunlar�n hepsi pis i�lerdi, mutfaktaki
ya�l� tencereleri ovmak, kar�n �st� sintineye s�r�n�p y�llar�n biriktirdi�i
pisliklerin aras�nda s�z�nt� aramak gibi. K�sa s�re sonra kimseyle konu�mamaya
ba�lad�. Omuzlan kendini savunurcas�na kamburla�t� ve duru�una yaral� bir sessizlik
geldi -ne kadar �ok insan izliyorsa, o kadar yaral�, ama bu ona bir homurtudan
fazlas�n� kazand�rm�yordu. Yine de Gelb'in g�zleri ne zaman Rand'a, Mat'e, ya da
Thom'a tak�lsa, uzun burunlu y�z�nde cinayet �ak�yordu.
Rand, Mat'e Gelb'in eninde sonunda ba�lar�na bela a�aca��n� s�yledi�inde, Mat
teknede �evresine bakm�yor ve "��lerinden birine g�venebilir miyiz? Herhangi
birine?" diye soruyordu. Sonra gidip yaln�z kalabilece�i bir yer buluyordu. Y�ksek
pruvas�ndan d�menin tak�l� oldu�u k���na otuz ad�ml�k bir teknede ne kadar yaln�z
kal�nabilirse. Mat, Shadar Logoth'taki geceden beri �ok yaln�z kal�yordu; Rand'�n
g�rd��� kadar�yla, kara kara d��n�yordu.
Ama Thom farkl� konu�uyordu. "��kacak olsa bile Gelb'den sorun ��kmaz, evlat. En
az�ndan hen�z de�il. M�rettebattan hi� kimse onu desteklemez ve o da yaln�z ba��na
bir �ey deneyecek cesarete sahip de�il. Ama di�erleri...? Domon hep Trolloclar�n
onu �ahsen kovalad�klar�n� d��n�yor gibi, ama kalan� tehlikenin ge�ti�i fikrinde.
Bu kadar�n�n onlara yetti�ine karar verebilirler. Zaten s�n�rdalar." Yama kapl�
pelerinini kald�rd� ve Rand gizli han�erlerini kontrol etti�i-
120
ROBERTJORDAN
ni hissetti -ikinci en iyi tak�m. "E�er isyan ederlerse, evlat, geride hikayeyi
anlatacak yolcu b�rakmazlar. Krali�e'nin Yasas� Caemlyn'den bu kadar uzakta o kadar
etkili olmayabilir, ama bir k�y valisi bile bu konuda bir �ey yapabilir." Ondan
sonra Rand da m�rettebat izlerken fark edilmemeye �al�maya ba�lad�.
Thom, m�rettebat�n akl�ndan isyan fikrini uzakla�t�rmak i�in elinden geleni
yap�yordu. Her sabah ve her ak�am g�steri�li hareketlerle hikayeler anlat�yor,
aralarda istedikleri �ark�lar� �al�yor, s�yl�yordu. Rand ve Mat'in ��k ��ra�� olmak
istedikleri fikrini desteklemek i�in her g�n bir s�re ikisine de ayr� ayr� ders
veriyordu ve bu da m�rettebat i�in ayr� bir e�lence kayna��yd�. Elbette ikisinin de
arpa dokunmas�na izin vermiyordu ve fl�t dersleri, en az�ndan ba�lang��ta,
m�rettebattan irkilerek kulak t�kamalar ve kahkahalar kazand�.
O�lanlara kolay hikayelerden baz�lar�n�, basit taklalar ve elbette, top �evirme
��retti. Mat, Thom'un talep ettiklerinden �ikayet�iydi, ama Thom b�y�klar�n�
�f�r�yor ve dik dik bak�yordu.
"Ders vermece oynamay� bilmiyorum, evlat. Bir �eyi ya ��retirim ya da ��retmem!
�imdi! Her k�yl� h�d�k, basit bir amuda kalkmay� becerebilir. Hadi bakal�m."
� ba��nda olmayan m�rettebat toplan�yor, ���n�n �evresinde bir �ember olu�turarak
yere ��k�yordu. Baz�lar� Thom'un ��rettiklerini deniyor, kendi beceriksizliklerine
g�l�yordu. Gelb tek ba��na durup, karanl�k bak�larla, hepsinden nefret ederek
izliyordu.
Rand her g�n�n b�y�k k�sm�n� k�pe�teye yaslanarak, k�y�ya bakarak ge�iriyordu.
Asl�nda Egwene ya da di�erlerinin aniden k�y�da belirmesini umdu�undan de�il, ama
tekne o kadar yava� ilerliyordu ki, bazen umut ediyordu. �ok h�zl� at s�rmeden bile
onlar� yakalayabilirlerdi. Ka�abilmi�lerse. H�l� hayattalarsa.
Irmak hi�bir ya�am belirtisi olmadan, Serpinti d��nda hi�bir tekne g�r�lmeden ak�p
gidiyordu. Ama bu g�r�lecek ya da �a��lmayacak hi�bir �ey yok demek de�ildi. �lk
g�n�n ortas�nda, Arinelle her iki yanda birer kilometre uzanan y�ksek yama�lar�n
aras�ndan akt�. T�m yama� boyunca, ta�a otuz metre y�ksekli�inde erkek ve kad�n
�ekilleri oyulmu�tu. Ta�lar�, her birinin kral ve krali�e oldu�unu ilan ediyordu.
Bu kraliyet alay�nda hi�biri bir di�erine benzemiyordu ve
D�NYAMIN G�Z� �Z�
ilkini sonuncusundan uzun y�llar ay�r�yordu. R�zgar ve ya�mur kuzey taraftakileri
p�r�zs�z ve neredeyse �zelliksiz y�zeylere �evirmi�ti. Y�zler ve detaylar g�neye
gittik�e daha belirginle�iyordu. Irmak heykellerin ayaklar�n� yal�yordu, tamamen
yok olmam� ayaklar p�r�zs�z yumrulara d�n�m�t�. Ne kadard�r burada duruyorlar, diye
merak etti Rand. Irmak bu kadar kayay� ne kadar zamanda y�prat�r? M�rettebattan hi�
kimse i�lerinden ba��n� kald�rmam�t� bi�e, kadim oymalar� daha �nce dafalarca
g�rm�lerdi.
Ba�ka bir zaman, do�u k�y�s� yaln�zca da��n�k �al�larla beneklenen d�z bir otla�a
d�n�t��� zaman, g�ne� uzakta bir �eyin �zerinde par�ldad�. "Bu ne olabilir?" diye
y�ksek sesle merak etti Rand. "Metale benziyor."
Kaptan Domon yan�ndan ge�iyordu ve durdu, par�lt�ya do�ru g�zlerini k�st�.
"Ger�ekten de metai," dedi. S�zc�kleri h�l� birbirine giriyordu, ama Rand ��zmeye
ihtiya� duymadan anlamaya ba�lam�t�. "Metalden bir kule. Yak�ndan g�rd�m,
biliyorum. Irmak t�ccarlar� bunu yol i�areti olarak kullan�r. Bu h�zla,
Beyazk�pr�'ye on g�nl�k yolumuz var."
"Metal bir kule mi?" dedi Rand. S�rt�n� bir f���ya dayanm�, bacaklar�n� �aprazlam�
oturan Mat kara kara d��nmeyi b�rak�p dinlemeye ba�lad�.
Kaptan ba��n� sallad�. "Evet. G�r�n�� ve dokunu�u parlak �elik, ama tek bir pas
lekesi yok. Altm� metre y�ksekli�inde, �evresi bir ev kadar, �zerinde tek bir iz,
tek bir a��kl�k yok."
"�ddiaya girerim i�inde hazine vard�r," dedi Mat. Aya�a kalkt� ve �rmak Serpintiyi
yan�ndan ge�irip g�t�r�rken uzaktaki kuleye bakt�. "�yle bir kule, de�erli bir �eyi
korumak i�in yap�lm� olmal�."
"Belki de, evlat," diye homurdand� kaptan. "D�nyada bundan daha garip �eyler var.
Tremalking'de, Deniz Halk�'n�n adalar�ndan birinde, bir tepede dikilmi� on be�
metre y�ksekli�inde, avcunda bu gemi kadar b�y�k, kristal bir k�re ta��yan ta�tan
bir el var. E�er herhangi bir yerde bir hazine varsa, o tepenin alt�nda olmal�, ama
ada halk� oray� kazmay� d��nmez bile ve Deniz �nsanlar� gemileri ile denize
a��lmak, Coramoor'u, Se�ilmi�'i aramaktan ba�ka bir �ey d��nmez."
311
ROBERTJORDAN
"Ben kazard�m," dedi Mat. "Bu... Tremalking ne kadar uzakta?" Bir a�a� k�mesi
parlak kulenin �n�ne kayd�, ama Mat h�l� g�rebili-yormu� gibi bakmaya devam etti.
Kaptan Domon ba��n� iki yana sallad�. "Hay�r, evlat, d�nyay� g�r�lmeye de�er k�lan
hazineler de�ildir. E�er kendine bir avu� alt�n ya da �l� krallardan birinin
m�cevherlerini bulursan, iyi, g�zel, ama seni bir sonraki ufka �eken, garipli�in
kendisidir. Tanchico'da -bu Aryth Okyanusu'nda bir limand�r- Panarch Saray�'n�n bir
k�sm� Efsaneler �a��'nda in�a edilmi�tir, �yle denir. Orada, ya�ayan hi�bir insan�n
g�rmedi�i hayvanlar� g�steren duvar resimleri vard�r."
"Her �ocuk, hi� kimsenin g�rmedi�i hayvanlar �izebilir," dedi Rand ve kaptan g�ld�.
"Evet, evlat, �izebilirler. Ama bir �ocuk o hayvanlar�n kemiklerini yapabilir mi?
Tanchico'da kemikler var, hepsi hayvan�n eski hali gibi birbirine ba�lanm�. Panarch
Saray�'n�n, herkesin girip g�rebilece�i bir yerinde duruyorlar. K�r�l� geride bin
harika b�rakt� ve o zamandan bu yana yar�m d�zine imparatorluk gelip ge�ti, ve
baz�lar� �ahinkanad� Artur'unkine rakip olabilir. Her biri g�r�lecek ve bulunacak
�eyler b�rakt�. I��k sopaJar�, ustura kay�lar�, y�rek ta�lar�. Bir aday� kaplayan
kristal bir kafes ve ay ��kt��� zaman m�r�ldan�yor. Bir tas gibi i�i bo�alt�lm� bir
da� ve merkezinde y�z metre y�ksekli�inde g�m� bir �ivi var ve bir bu�uk kilometre
yak�n�na gelen herkes �l�yor. Pasl� y�k�nt�lar, k�r�k par�alar, denizin dibinde
bulunmu� �eyler, en eski kitaplar�n bile anlam�n� bilmedi�i �eyler. Ben de birka�
tanesini toplad�m. Hi� hayal etmedi�in t�rden �eyler, on �m�r boyunca g�rebilece�in
yerden daha fazla yerde. Seni �ekip g�t�ren bu gariplik i�te."
"Kum Tepeleri'nde kemikler ��kar�rd�k," dedi Rand yava��a. "Garip kemikler. Bir
zaman bir bal���n par�as� vard� -san�r�m bal�kt�- bu tekne kadar b�y�kt�. Baz�lar�
tepeleri kazman�n k�t� �ans getirece�ini s�ylerdi."
Kaptan ona kurnaz g�zlerle bakt�. "�oktan evi d��nmeye ba�lam�s�n, evlat, ve
d�nyaya daha yeni ��kt�n. D�nya a�z�na bir olta takacakt�r. G�nbat�m�n� kovalamaya
ba�layacaks�n, bekle ve g�r... ve e�er geri d�nersen, k�y�n seni tutacak kadar
b�y�k g�r�nmeyecek
D�NYANIN G�Z� 321
g�z�ne."
"Hay�r!" Rand irkildi. En son ne zaman evini, Emond Meydan�'m d��nm�t�? Ya Tam?
G�nler olmal�yd�. Aylar gibi geliyordu. "Bir g�n, yapabildi�im zaman eve d�nece�im.
Koyun yeti�tirece�im... Babam gibi. Ve e�er bir daha oradan gidersem, �ok �abuk
ayr�lm��m gibi gelecek. De�il mi, Mat? En k�sa zamanda eve d�nece�iz ve b�t�n
bunlar�n var oldu�unu bile unutaca��z."
Mat g�zle g�r�l�r bir �abayla kaybolan kulenin pe�inden bakmay� b�rakt�. "Ne? Ah,
elbette. Eve d�nece�iz. Elbette." Gitmek i�in d�nerken, Rand onun al�ak sesle
m�r�ldand���n� duydu. "�ddiaya girerim ba�ka kimsenin hazinenin pe�inden gitmesini
istemiyordun" Y�ksek sesle konu�tu�unu fark etmemi� gibiydi.
Irmak a�a�� s�ren d�rt g�nl�k yolculuktan sonra Rand dire�in tepesine t�rmand�,
payandalara bacaklar�n� dolad� ve ucuna oturdu. Serpinti, �rma��n �zerinde hafif
hafif sallan�yordu, ama suyun on be� metre yukar�s�nda dire�in tepesi geni� yaylar
�izerek gidip geliyordu. Rand ba��n� arkaya att� ve y�z�ne esen r�zgara kahkahalar
savurdu.
K�rekler ��km�t� ve tekne oradan, Arinelle'den a�a�� s�r�nen on iki bacakl� bir
�r�mce�e benziyordu. Daha �nce de bu kadar y�kse�e ��km�t�, �ki Nehir'deki a�a�lara
t�rmanm�t�, ama bu sefer manzaras�n� kapatacak dallar yoktu. G�vertedeki her �ey,
k�rekteki gemiciler, kaygan-ta�lar� ile g�verteyi ovan adamlar, halatlar ve ambar
kapaklar� ile bir�eyler yapan adamlar, hepsi yukar�dan bak�nca �ok tuhaf, k�sa ve
bodur g�r�n�yordu. Rand onlara bak�p g�lerek bir saat ge�irdi.
Onlara her bakt���nda h�l� g�l�yordu, ama art�k yan�ndan ak�p ge�en �rmak
k�y�lar�na da bak�yordu. �yle bir g�r�n�yordu ki, sanki kendisi sabit duruyormu�
��ne arkaya sallanmak d��nda elbette� ve k�y�lar yava��a kay�yor, a�a�lar ve
tepeler iki yanda y�r�y�p gidiyorlarm� gibi. Rand yerinde duruyor, t�m d�nya
yan�ndan ge�iyordu.
Ani bir d�rt� ile, dire�i tutan payandalardan bacaklar�n� ��zd�, kollar�n� ve
bacaklar�n� a�arak sallant�ya kar�� denge kurdu. �� tam yay boyunca dengesini o
�ekilde korudu, ama aniden dengesini kaybetti. Kollar� ve bacaklar�n� �evirerek �ne
devrildi ve �ndeki payanday� yakalad�. Bacaklar� dire�in iki yan�nda a��lm�t�, onu
tehlikeli bir
�2A
ROBERTJORDAN
�ekilde kondu�u yerde tutan, payandaya yap�m� iki eli d��nda hi�bir �ey yoktu. Rand
kahkahalar att�. Taze, so�uk r�zgardan derin nefesler alarak, heyecanla g�ld�.
"Evlat," diye geldi Thom'un bo�uk sesi. "Evlat, e�er aptal boynunu k�rmaya
�al��yorsan, bunu benim �zerime d�erek yapma."
Rand a�a��ya bakt�. Thom biraz a�a��s�nda, iskalaryalara tutunmu�, son bir iki
metreye sert�e bak�yordu. Rand gibi, ��k da pelerinini a�a��da b�rakm�t� "Thom,"
dedi Rand sevin�le. "Thom, buraya ne zaman ��kt�n?"
"Sen sana ba��ran insanlara dikkat etmedi�in zaman. Yak beni, evlat, herkes
delirdi�ini d��n�yor."
Rand a�a��ya bakt� ve t�m y�zlerin ona �evrilmi� oldu�unu g�r�nce �a��rd�. Yaln�zca
pruvada, s�rt�n� dire�e vermi� oturan Mat ona bakm�yordu. K�reklerdeki adamlar bile
bak�lar�n� kald�rm�lard�, k�rek darbeleri bo�a gidiyordu. Ve kimse bu y�zden onlar�
paylam�yordu. Rand ba��n� �evirdi ve kolunun alt�ndan k�� taraf�na bakt�. Kaptan
Domon d�mende durmu�, iri yumruklar�m kal�alar�na dayam�, dik dik ona bak�yordu.
Rand d�n�p Thom'a s�r�tt�. "A�a�� inmemi mi istiyorsun?"
Thom �iddetle ba��n� sallad�. "�ok minnettar olurum."
"Tamam." Payandadaki ellerini kayd�rd�, dire�in tepesinden �ne atlad�. D��� k�sa
kesilip, payandadan tutunarak sallanmaya ba�lay�nca Thom'un k�f�r�n� yuttu�unu
duydu. ��k bir elini onu yakalamak i�in uzatarak, k�t� k�t� bakt�. Rand Thom'a yine
s�r�tt�. "�imdi a�a�� iniyorum."
Bacaklar�n� yukar�ya savurdu, bir dizini direkten pruvaya uzanan kal�n bir halata
dolad�, sonra halat� dirse�inin �ukuru ile kavrad� ve ellerini b�rakt�. �nce
yava��a, sonra gittik�e h�zlanarak a�a��ya kayd�. Pruvaya gelince, Mat'in tam
�n�nde g�verteye atlad�, dengesini sa�lamak i�in bir ad�m att� ve bir yuvarlanma
numaras�ndan sonra ����n yapt��� gibi kollar�n� a�arak tekneye d�nd�.
M�rettebattan da��n�k alk�lar y�kseldi, ama Rand �a�k�nl�k i�inde Mat'e, Mat'in
herkesten gizleyerek elinde tuttu�u �eye bak�yordu. �zerine tuhaf simgeler
i�lenmi�, alt�n k�nl�, e�ri bir han�er. Kabzas�na ince alt�n tel sar�lm�t�, ucuna
Rand'�n ba�parma��ndaki t�rnak ka-
D�NYANIN G�Z� �25
dar iri bir yakut kak�lm�t� ve ucu ile kabzas�n� ay�ran par�alar di�lerini ��karm�,
alt�n pullu y�lanlard�.
Mat bir an daha han�eri k�n�na sokup ��karmaya devam etti. Han�erle oynamay�
s�rd�rerek yava��a ba��n� kald�rd�; g�zlerinde uzak bir bak� vard�. Aniden bak�lar�
Rand'a odakland�, irkildi ve han�eri ceketinin alt�na t�kt�.
Rand topuklar�n�n �zerine ��kt� ve kollar�n� dizlerine dolad�. "Onu nereden
buldun?" Mat hi�bir �ey s�ylemedi, yak�nda ba�ka kimse var m� diye tela�la
�evresine bak�nd�. Bu sefer yaln�zd�lar. "Onu Shadar Logoth'tan almad�n, de�il mi?"
Mat ona dik dik bakt�. "Bu senin su�un. Senin ve Perrin'in. �kiniz beni o hazineden
uzakla�t�rd�n�z ve bu elimdeydi. Mordeth vermedi bana. Ben ald�m, bu y�zden
Moiraine'in arma�anlar konusundaki uyar�s� ge�ersiz. Kimseye s�yleme, Rand. �almaya
�al�abilirler."
"Kimseye s�ylemem," dedi Rand. "Bence Kaptan Domon d�r�st bir adam, ama di�erleri
her �eyi yapabilir, �zellikle de Gelb."
"Kimseye s�yleme," diye �srar etti Mat. "Domon'a, Thom'a, kimseye. Emond
Meydan�'ndan yaln�zca ikimiz kald�k, Rand. Ba�ka kimseye g�venemeyiz."
"Onlar hayatta, Mat. Egwene ve Perrin. Hayatta olduklar�n� biliyorum." Mat utanm�
g�r�nd�. "Ama s�rr�n� koruyaca��m. Yaln�zca ikimiz. En az�ndan art�k para i�in
endi�elenmemize gerek yok. Sat�p Tar Valon'a krallar gibi gidebiliriz."
"Elbette," dedi Mat bir s�re sonra. "Zorunlu kal�rsak. Ama ben s�yleyene kadar
kimseye bahsetme,"
"S�ylemem dedim. Dinle, tekneye bindi�imizden beri ba�ka r�ya g�rd�n m�?
Baerlon'daki gibi? Alt� ki�i daha dinlemeden ilk kez sorma f�rsat� buluyorum."
Mat ba��n� �evirdi, ona yan yan bakt�. "Belki."
"Ne demek, belki? Ya g�rm�s�nd�r, ya da g�rmemi�sindir."
"Tamam, tamam, g�rd�m. Bu konuda konu�mak istemiyorum. Bu konuda d��nmek bile
istemiyorum. Hi�bir faydas� yok."
�kisi de ba�ka bir �ey s�yleyemeden, Thom, pelerini kolunda, uzun ad�mlarla geldi.
R�zgar beyaz sa�lar�n� da��t�yordu, uzun b�y��� diken diken olmu� gibiydi. "Kaptan�
deli olmad���n konusunda ikna
IZfi
ROBERTJORDAN
ettim," diye bildirdi. "E�itiminin bir par�as� oldu�unu s�yledim." Halat� tuttu ve
sallad�. "O aptalca numaran, halattan kaymak, yard�mc� oldu, ama aptal boynunu
k�rmad���n i�in �ansl�s�n."
Rand'�n g�zleri halata, gitti ve dire�in tepesine kadar takip etti ve bunu yaparken
a�z� a��k kald�. Ondan a�a�� kaym�t� ger�ekten. Ve dire�in tam tepesinde
oturmu�tu...
Kendisini aniden, kollar�n� ve bacaklar�n� a�m�, orada otururken g�rd�. Oldu�u
yerde oturuverdi ve d�md�z s�rt �st� d�mekten kendini zor kurtard�. Thom ona
d��nceli d��nceli bak�yordu.
"Y�kseklikleri bu kadar sevdi�ini bilmiyordum, evlat. Illian, Abou Dar, hatta
Tear'da numaralar yapabiliriz. G�neydeki b�y�k �ehirlerin halklar� ipte
y�r�yenleri, trapezcileri sever."
"Biz �eye gidiyoruz..." Rand son anda kulak misafiri olan biri var m�, diye
�evresine bak�nmay� ak�l etti. M�rettebat onlar� izliyordu. Her zamanki gibi dik
dik bakan Gelb de aralar�ndayd�, ama hi�biri s�ylediklerini duyamazd�. "Biz Tar
Valon'a gidiyoruz," diye bitirdi. Mat onun i�in hepsi birmi� gibi omuzlar�n�
silkti.
"�u anda, evlat," dedi Thom, yanlar�na oturarak, "ama yar�n... kim bilir? Bir ����n
hayat� b�yledir i�te." Geni� kol yenlerinin birinden bir avu� renkli top ��kard�.
"Seni havadan indirdi�ime g�re, ��l� �apraz ge�i� �al�al�m."
Rand'�n bak�lar� dire�in tepesine kayd�. �rperdi. Bana neler oluyor? ��k, ne?l$u�m
��renmek zorundayd�. Ger�ekten delirmeden Tar Valon'a ula�mal�yd�.
15
GEZG�NLER
Bela, zay�f g�ne�in alt�nda, sanki biraz �tesindeki �� kurt k�y k�peklerinden ba�ka
bir �ey de�ilmi� gibi uysal uysal y�r�yordu, ama zaman zaman g�zlerini, �epe�evre
aklar�n� g�sterecek �ekilde o tarafa yuvarlamas� hi� de �yle hissetmedi�ini
g�steriyordu. K�sra��n s�rt�ndaki Egwene de ayn� derecede k�t�yd�. G�zucuyla
devaml� kurtlar� g�zl�yor, zaman zaman eyerinde d�n�p �evresine bakm�yordu. Per-
rin, k�z�n s�r�n�n geri kalan�n� arad���ndan emindi, ama bunu s�yledi�i zaman k�z
�fkeyle inkar ediyordu; yanlar�nda y�r�yen kurtlardan korktu�unu, s�r�n�n geri
kalan� ve neyin pe�inde olduklar� hakk�nda endi�elendi�ini inkar ediyordu. �nkar
ediyordu ve gergin bak�larla, huzursuzca dudaklar�n� �slatarak bak�nmaya devam
ediyordu.
S�r�n�n geri kalan� �ok uzaktayd�; Perrin k�za bunu s�yleyebilirdi. Bana inansa
bile ne faydas� var ki? �zellikle de inan�rsa. Zorunlu kalana kadar o y�lan
sepetini a�may� d��nm�yordu. Nereden bildi�ini d��nmek istemiyordu. �nlerinde
y�r�yen, zaman zaman kendisi de bir kurda benzeyen k�rklere b�r�nm� adam hi� Benek,
�ekirge ve R�zgar'a bakm�yordu, ama o da biliyordu.
Emond Meydan�'ndan gelenler ilk sabah �afakla uyand�klar�nda El-yas'�n daha fazla
tav�an pi�irdi�ini ve g�r sakallar�n�n �zerinden ifadesizce onlar� izledi�ini
g�rm�lerdi. Yaln�z Benek, �ekirge ve R�zgar g�r�n�rlerde yoktu. Solgun, erken g�n
����nda, b�y�k me�enin alt�nda derin g�lgeler h�l� oyalan�yordu ve �tedeki ��plak
a�a�lar kemiklerine kadar soyunmu� parmaklara benziyordu.
"Buralardalar," diye yan�t verdi Elyas, Egwene s�r�n�n geri kala-
^_
1Z&
ROBERTJORDAN
n�n�n gidip gitmedi�ini sordu�unda. "Gerekirse yard�m edecek kadar yak�nda,
herhangi bir insan sorunundan ka��nacak kadar uzaktalar. �ki insan bir araya
geldi�inde eninde sonunda sorun ��kar. Onlara ihtiya� duyarsak burada olurlar."
Perrin bir lokma k�zarm� tav�an kopar�rken zihninin arkas�nda bir �ey k�p�rdand�.
Belirsizce, bir y�n hissetti. Elbette! Oradalar... A�z�ndaki s�cak s�v�lar aniden
tad�n� yitirdi. Elyas'�n k�m�rlerin �zerinde pi�irdi�i k�klerden birini ald� -tad�
�algam gibiydi- ama i�tah� ka�m�t�.
Yola ��karlarken Egwene herkesin ata s�rayla binmesi konusunda �srar etti ve Perrin
tart�maya zahmet etmedi bile.
"�lk s�ra senin," dedi k�za.
Egwene ba��n� sallad�. "Sonra sen, Elyas."
"Bacaklar�m bana yeter," dedi Elyas. Bela'ya bakt� ve k�srak adam kurtlardan
biriymi� gibi g�zlerini yuvarlad�. "Dahas�, benim �zerine binmemi istedi�inden emin
de�ilim."
"Bu sa�ma," diye yan�t verdi Egwene kararl�l�kla. "Bu konuda inat��l�k etmenin
anlam� yok. Yap�lacak en mant�kl� �ey herkesin s�rayla binmesi. Daha gidece�imiz
�ok yol oldu�unu sen s�yledin."
"Hay�r, dedim, k�z�m."
K�z derin bir nefes ald� ve Perrin onun kendisine yapt��� gibi El-yas'a da zorla
kabul ettirip ettirmeyece�ini merak etti. Sonra k�z�n a�z� a��k, tek s�z s�ylemeden
durdu�unu fark etti. Elyas ona bak�yordu, o sar�, kurt g�zleri ile yaln�zca
bak�yordu. Egwene kaburgalar� ��km� adamdan bir ad�m geriledi, dudaklar�n� yalad�,
yine geriledi. Elyas s�rt�n� d�nd���nde Bela'ya kadar gerilemi�, k�sra��n s�rt�na
t�rmanm�t� bile. Elyas onlar� g�neye y�nlendirdi�i zaman, Perrin adam�n s�r�t��n�n
da kurtlar�nkine �ok benzedi�ini d��nd�.
�� g�n boyunca bu �ekilde, t�m g�n g�ney ve do�uya y�r�yerek ve at binerek, ancak
alacakaranl�k ��kt���nde durarak yolculuk ettiler. Elyas �ehir insanlar�n�n
tela��n� k���k g�r�r gibiydi, ama gidilecek bir yer varken zaman harcamak
istemiyordu.
�� kurdu nadiren g�r�yorlard�. Her gece bir s�re i�in ate�in yan�na geliyorlar,
g�nd�z zaman zaman kendilerini ��yle bir g�steriyorlar, en beklenmedik anda
yak�nlar�nda beliriyor, sonra ayn� �ekilde yok oluyorlard�. Ama Perrin onlar�n
orada bir yerde olduklar�n�, nerede ol-
D�NYAN�N G�Z� �Z2
duklar�n� biliyordu. Ne zaman ilerideki yolda ke�if yapt�klar�n�, ne zaman arkadaki
yolu izlediklerini biliyordu. S�r�n�n her zamanki av arazisini ne zaman terk
etti�ini, Benek'in s�r�y� kendisini beklemek �zere geri yollad���n� biliyordu.
Bazen kalan �� kurt zihninde silikle-�iyordu, ama fazla zaman ge�meden ve daha
onlar� g�recek kadar yakla�madan d�nd�klerini anl�yordu. A�a�lar seyrelip, geni�,
�l� otlarla kapl� a��kl�klarla b�l�nm� da��n�k bir korulu�a d�n�t��� zaman bile,
kurtlar g�r�lmek istemiyorlarsa hayaletlere d�n�ebiliyorlard�, ama Perrin yine de
herhangi birini, istedi�i zaman i�aret edebilirdi. Nereden bildi�ini bilmiyordu ve
kendini bunun yaln�zca hayal g�c�n�n oyunu oldu�una ikna etmeye �al�t�, ama i�e
yaramad�. T�pk� Elyas'�n bildi�i gibi, o da biliyordu.
Kurtlar� d��nmemeye �al�t�, ama yine de d��ncelerine girmeye devam ediyorlard�.
Elyas ve kurtlarla kar��la�t���ndan beri r�yalar�nda Ba'alzamon'u g�rmemi�ti.
R�yalar�, uyand���nda hat�rlad��� kadar�yla, g�ndelik �eyler hakk�ndayd�, evdeyken
g�rd�kleri gibi... Baerlon'dan �nce... K� Gecesi'nden �nce. Normal r�yalar-bir
eklemeyle. Hat�rlad��� her r�yada, Luhhan Usta'n�n demirhanesinde, y�z�ndeki teri
silmek i�in do�ruldu�u ya da k�y k�zlar� ile �ay�r'da dans etmekten d�nd���,
��minenin �n�nde kitab�ndan ba��n� kald�rd��� bir an vard� ve i�eride de olsa
d�ar�da da, yak�nda hep bir kurt oluyordu. Kurdun s�rt� hep ona d�n�k oluyordu ve
Perrin daima kurdun sar� g�zlerinin n�bet tuttu�unu, gelecek olan herhangi bir �eye
kar�� onu korudu�unu biliyordu -r�yalarda bu, Alsbet Luhhan'in yemek masas�nda bile
olsa, norma] geliyordu. Ama uyand��� zaman r�yalar� garipsiyordu.
�� g�n yolculuk ettiler. Benek, �ekirge ve R�zgar onlara tav�anlar ve sincaplar
getirdi, Elyas, Perrin'in ancak birka� tanesini tan�d���, yenebilir bitkiler
g�sterdi. Bir kez Bela'n�n ayaklar�n�n hemen alt�ndan bir tav�an f�rlad�; Perrin
daha sapan�na ta� koyamadan Elyas uzun b��a�� ile, yirmi ad�m �tede onu �i�ledi.
Bir ba�ka zaman Elyas u�an �i�man bir s�l�n� ok ve yay�yla indirdi. Yaln�z
olduklar� zamana g�re �ok iyi yemek yiyorlard�, ama Perrin farkl� arkada�lar u�runa
k�t yiyece�e raz� olaca��n� d��n�yordu. Egwene'in nas�l hissetti�inden emin
de�ildi, ama kurtlar olmasa, a� y�r�meye bile raz� olurdu. �� g�n olmu�tu ve ak�am
gelmi�ti.
�Sffi
ROBERTJORDAN
�leride, daha �nce g�rd�klerinden daha b�y�k, yakla��k bir bu�uk kilometre
geni�li�inde bir a�a�l�k uzan�yordu. G�ne�, g�ky�z�n�n bat�s�nda al�alm�, sa�lar�na
do�ru e�ik g�lgeler d��r�yordu ve r�zgar y�kseliyordu. Perrin, kurtlar�n arkadan
takip etmeyi b�rak�p, tela� etmeden �ne ge�tiklerini hissetti. Tehlikeli herhangi
bir �ey g�rmemi�ler, kokusunu almam�lard�. Bela'ya binme s�ras� Egwene'deydi. Gece
i�in kamp yeri arama zaman� gelmi�ti ve geni� a�a�l�k konaklamak i�in iyi bir
yerdi.
A�a�lara yakla�t�klar�nda �� mastif sakland�klar� yerden f�rlad�. Geni� burunlu
k�pekler, kurtlar kadar uzun boylu ve daha yap�l�yd�lar. Di�lerini y�ksek,
g�kg�r�lt�s� gibi h�rlamalar ile ��karm�lard�. A��kl��a ��kar ��kmaz durdular, ama
�� insan ile aralar�nda otuz ad�mdan fazla yoktu ve kara g�zleri �l�m ���� ile
yan�yordu.
Kurtlar y�z�nden zaten sinirleri bozuk olan Bela ki�nedi ve neredeyse Egwene'i
eyerden d��r�yordu, ama Perrin sapan�n� kald�rm�, ba��n�n �zerinde �evirmeye
ba�lam�t� bile. K�pekler �zerinde balta kullanmaya gerek yoktu. Kaburgalar�na
isabet ettirece�i bir ta� en k�t� k�pe�i ka��rmaya yeterdi.
Elyas g�zlerini gergin bacakl� k�peklerden ay�rmadan elini sallad�. "��t! �imdi
bunun s�ras� de�il!"
Perrin �a�k�n �a�k�n ka�lar�n� �atarak ona bakt�, ama sapan�n� yava�latt� ve
indirdi. Egwene Bela'y� kontrol alt�na almay� ba�ard�; k�z ve k�srak k�pekleri
ihtiyatla izlemeye ba�lad�lar.
Mastiflerin t�yleri dikilmi�ti. Kulaklar�n� yat�rm�lar, g�kg�r�lt�s� gibi
h�rl�yorlard�. Elyas aniden bir parma��n� omzu hizas�nda kald�rd� ve uzun, tiz bir
�sl�k �almaya ba�lad�. Isl�k y�kseldi, y�kseldi, ama bitmedi. H�rlamalar durdu.
K�pekler s�zlanarak, gitmek istiyorlarm�, ama burada tutuluyorlarm� gibi geriledi.
G�zleri Elyas'�n parma��na dikilmi�ti.
Elyas elini yava� yava� indirdi ve �sl��� da al�ald�. K�pekler elini takip ederek,
dilleri d�ar�da, yere uzand�lar. �� kuyruk da sallan�yordu.
"G�rd�n m�," dedi Elyas, k�peklerin yan�na giderek. "Silaha gerek yok." Mastifler
adam�n ellerini yalad�lar, Elyas onlar�n geni� kafalar�n� ok�ad�, kulaklar�n�
ka��d�. "Olduklar�ndan daha sert g�r�n�yor-1 Kay�s� rengi veya kahverengi kal�n
k�rkl� iri, y�rt�c� bir k�pek cinsi.
D�NYAN�N G�Z� M�
lar. Bizi korkutup ka��rmak istediler ve biz a�a�l��a girmeye �al�mad���m�z s�rece
�s�rmazlard�. Her neyse, art�k bu konuda endi�elenmemize gerek yok. Karanl�k iyice
��kmeden bir sonraki a�a�l��a ula�abiliriz."
Perrin a�z� bir kar� a��k halde izlemekte olan Egwene'e bakt�. O da kendi a�z�n�,
di�leri f�k�rdayarak kapatt�.
Elyas k�pekleri ok�amaya devam ederek a�a�l��� inceledi. "Orada Tuatha'anlar
olmal�. Gezginler." �ki gen� ona bo� bo� bak�nca ekledi, "Tenekeciler."
"Tenekeciler mi?" diye ba��rd� Perrin. "Tenekecileri g�rmeyi hep istemi�imdir.
Bazen Taren Sal�'n�n kar��s�nda, �rma��n �te yan�nda kamp kurarlar, ama bildi�im
kadar�yla �ki Nehir'e girmezler. Neden, bilmiyorum."
Egwene kat�la�t�. "Muhtemelen Taren Sal� halk�n�n da Tenekeciler kadar iyi
h�rs�zlar olmalar� y�z�ndedir. Ku�kusuz birbirlerini don g�mlek soyuyorlard�r.
Elyas Efendi, e�er ger�ekten yak�nda Tenekeciler varsa, yola devam etmemiz gerekmez
mi? Bela'n�n �al�nmas�n� istemeyiz ve... eh, ba�ka bir �eyimiz yok, ama
Tenekecilerin her �eyi �ald���n� herkes bilir."
"Bebekler de dahil mi?" diye sordu sordu Elyas kuru kuru. "�ocuk ka��rma falan?"
Yere t�k�rd� ve Egwene k�zard�. Bu bebek �alma hikayeleri bazen anlat�l�rd�, ama
�o�unlukla Cenn Buie ya da Coplinler ve Congarlardan biri taraf�ndan. Di�er
hikayeleri herkes bilirdi. "Tenekeciler bazen beni hasta ediyorlar, ama ba�ka
insanlardan daha fazla �almazlar. Hatta bildi�im baz�lar�ndan biraz daha az."
"K�sa s�re sonra hava kararacak, Elyas," dedi Perrin. "Bir yerde kamp kurmal�y�z.
Bizi kabul ederlerse, neden onlar�n yan�na gitmeyelim?" Luhhan Han�m'�n, yenisinden
iyi oldu�unu iddia etti�i, Tenekecilerin onard��� bir tenceresi vard�. Luhhan
Efendi kar�s�n�n Tenekeci i��ili�ini �vmesinden �ok memnun de�ildi, ama Perrin
nas�l yap�ld���n� g�rmek istiyordu. Ama Elyas'ta anlamad��� bir g�n�ls�zl�k vard�.
Gitmememiz i�in bir sebep mi var?"
Elyas ba��n� iki yana sallad�, ama omuzlar�n�n duru�una, a�z�ndaki gerginli�e
bak�l�rsa h�l� g�n�ls�zd�. "Gitsek de olur. Ama s�yledikleri �eylere dikkat
etmeyin. Bir s�r� aptall�k. �o�u zaman Gezgin-
�S2
ROBERTJORDAN
ler geli�ig�zel i�ler yapar, ama resmiyete �nem verdikleri zamanlar da vard�r, bu
y�zden ben ne yaparsam onu yap�n. Ve s�rlar�n�z� saklay�n. D�nyaya her �eyi
anlatmaya gerek yok."
Elyas a�a�l���n i�inde yol g�sterirken, k�pekler kuya�klar�n� sallayarak yanlar�nda
y�r�d�ler. Perrin kurtlar�n yava�lad���n� hissetti ve a�a�l��a girmeyeceklerini
anlad�. K�peklerden korkmuyorlard� -ate�in yan�nda uyumak i�in �zg�rl�klerini feda
eden k�pekleri hor g�r�yorlard�- ama insanlardan ka��n�yorlard�.
Elyas yolu biliyormu� gibi emin ad�mlarla y�r�d� ve a�a�l���n ortas�nda, me�e ve
di�budak a�a�lar�n�n aras�nda Tenekecilerin arabalar� belirdi.
Emond Meydan�'ndaki herkes gibi Perrin de g�rmedi�i halde Tenekeciler hakk�nda �ok
�ey i�itmi�ti ve kamp tam bekledi�i gibiydi. Arabalar� tekerlekler �zerinde k���k
evlerdi, parlak k�rm�z�lara, mavilere, sar�lara, ye�illere ve isim veremedi�i ba�ka
renklere boyanm�, cilalanm� y�ksek, tahta kutular. Gezginler hayal k�r�kl���
uyand�racak �l��de s�radan g�r�nen i�ler yap�yorlard�, yemek pi�iriyor, diki�
dikiyor, �ocuk bak�yor, ko�um tak�mlar�n� onanyorlard�, ama giysileri arabalar�ndan
da renkliydi -ve g�r�n�e g�re geli�ig�zel se�ilmi�ti; bazen ceket ve pantolonlar,
elbise ve �allar insan�n g�z�n� ac�tacak renk birliktelikleri yarat�yordu.
Yaban�i�ekleri ile dolu bir �ay�rl�ktaki kelebekler gibi g�r�n�yorlard�.
Kamp�n de�i�ik yerlerindeki d�rt, be� adan�, kemanlar, fl�tler �al�yorlard� ve
birka� ki�i g�kku�a�� renkli sinekku�lar� gibi dans ediyordu. Yemek ate�lerinin
aras�nda �ocuklar ve k�pekler oynuyordu. Buradaki k�pekler de yolcular�n kar��s�na
��kanlar gibi mastifti, ama �ocuklar k�peklerin kulaklar�n� ve kuyruklar�n�
�eki�tiriyor, s�rtlar�na t�rman�yordu ve iri k�pekler her �eyi uysall�k i�inde
kabul ediyordu. El-yas'�n yan�ndaki ���, dillerini ��karm�, sakall� adama en iyi
dostlar�y-m� gibi bak�yordu. Perrin ba��n� iki yana sallad�. K�pekler yine de iki
aya�� �zerine kalk�nca bir adam�n bo�az�na ula�abilecek kadar iriydi.
M�zik aniden durdu, Perrin t�m Tenekecilerin ona ve yol arkada�lar�na bakt���n�
fark etti. �ocuklar ve k�pekler bile durmu�, ka�mak �zereymi� gibi ihtiyatla
izliyorlard�.
Bir an hi� ses duyulmad�, sonra gri sa�l�, k�sa boylu zay�f bir adam
D�NYANIN G�Z� �S�
* \
�ne ��kt� ve Elyas'a ciddiyetle e�ilerek selam verdi. �zerinde y�ksek yakal�,
k�rm�z� bir ceket ve pa�alar�n� dizlerine kadar gelen �izmelerinin i�ine t�kt���
bol, parlak ye�il pantolon vard�. "Ate�imizin ba��na ho�geldiniz. �ark�y� biliyor
musunuz?"
Elyas ayn� �ekilde e�ildi ve ellerini g��s�ne bast�rd�. "Ate�lerinizin etimi
�s�tt��� gibi, Mehdi, kar��laman�z ruhumu �s�t�yor, ama �ark�y� bilmiyorum."
"O zaman aramaya devam edece�iz," dedi gri sa�l� adam. "Eskiden oldu�u gibi ve
hat�rlad���m�z, aray�p bulmad���m�z s�rece bundan sonra olaca�� gibi." G�l�mseyerek
kolunu ate�lere do�ru sallad� ve sesi ne�eli bir hafiflik kazand�. "Yemek neredeyse
haz�r. L�tfen bize kat�l�n."
Bir i�aret verilmi� gibi m�zik yeniden ba�lad� ve �ocuklar kahkahalar at�p
k�peklerle ko�tular. Kamptaki herkes, yeni gelenler eski dostlarm� gibi yapt�klar�
�eylere geri d�nd�ler.
Ama gri sa�l� adam teredd�t etti ve Elyas'a bakt�. "Di�er... dostlar�n? Uzak
duracaklar m�? Zavall� k�pekleri �ok korkutuyorlar."
"Uzak duracaklar, Raen." Elyas'�n ba� sallamas�nda k���mseme vard�. "Art�k bunu
biliyor olmal�s�n."
Gri sa�l� adam, hi�bir �eyin kesin olmad���n� s�ylercesine ellerini a�t�. Yol
g�stermek i�in d�nd���nde Egwene attan indi ve Elyas'a yakla�t�. "Siz ikiniz
arkada� m�s�n�z?" G�l�mseyen bir Tenekeci, Bela'yi almak i�in geldi; Egwene
Elyas'�n alayla h�hlamas�ndan sonra dizginleri g�n�ls�zce teslim etti.
"Birbirimizi tan�yoruz," dedi k�rklere b�r�nm� adam ters ters.
"Ad� Mehdi mi?" dedi Perrin.
Elyas kendi kendine bir�eyler homurdand�. "Ad� Raen. Mehdi unvan�. Aray�c�. Bu
toplulu�un �nderidir. Di�erleri tuhaf geldiyse ona Aray�c� diye hitap
edebilirsiniz. Ald�rmaz."
"Bahsetti�i �ark� neydi?" diye sordu Egwene.
"Gezmelerinin sebebi budur," dedi Elyas, "ya da �yle derler. Bir �ark� ar�yorlar.
Mehdi'nin arad��� budur. D�nyan�n K�r�l�� s�ras�nda kaybettiklerini, bir kez daha
bulurlarsa Efsaneler �a��'n�n cennetinin d�nece�ini s�ylerler." G�zlerini kampta
gezdirdi ve h�hlad�. "�ark�n�n ne oldu�unu bile bilmiyorlar; bulduklar� zaman
anlayacaklar�n� iddia
�S�
ROBERTJORDAN
ediyorlar. Cenneti nas�l getirece�ini de bilmiyorlar, ama K�r�l�'tan bu yana,
neredeyse �� bin y�ld�r ar�yorlar. Bence, �ark d�nmeyi b�rakana kadar arayacaklar."
Kamp�n ortas�ndaki, Raen'in ate�ine ula�t�lar. Aray�c�'n�n arabas� k�rm�z�yd� ve
sar�yla �evrelenmi�ti. Y�ksek, k�rm�z� kenarl� tekerleklerin �ubuklar� bir sar�ya,
bir k�rm�z�ya boyanm�t�. Raen gibi gri sa�l�, ama yanaklar� k�r��ks�z, tombul bir
kad�n arabadan ��kt� ve arkadaki merdivende durup, omuzlar�ndaki mavi kenarl� �al�
d�zeltti. Kad�n�n bluzu sar�, ete�i k�rm�z�yd� ve ikisi de parlakt�. Birle�im
Perrin'in g�zlerini k�rp�t�rmas�na sebep oldu ve Egwene bo�ulurmu� gibi bir ses
��kard�.
Kad�n, Raen'in arkas�ndakileri g�r�nce ho� bir g�l�mseme ile a�a�� indi. Ad� ila
idi ve Raen'in kar�s�yd�. Kocas�ndan bir ba� uzundu. Kad�n k�sa s�rede Perrin'in
giysilerinin renklerini unutmas�n� sa�lad�. Kad�nda al'Vere Han�m'�n ana�l��� vard�
ve ilk g�l�msemesi ile Perrin'in kendini iyi hissetmesini sa�lad�.
ila, Elyas'� eski bir tan�d�k olarak, ama Raen'e ac� verdi�i belli olan bir mesafe
ile selamlad�. Elyas kuru kuru s�r�tt� ve ba��n� sallad�. Per-rin ve Egwene
kendilerini tan�tt�lar. Kad�n, Elyas'a g�sterdi�inden daha b�y�k bir s�cakl�kla
ikisinin de ellerini iki avcuna ald�, hatta Egwe-ne'e sar�ld�.
"Al�, �ok g�zelsin, �ocu�um," dedi, Egwene'in �enesini tutup g�l�mseyerek. "Ve
herhalde kemiklerine kadar donmu�sundur. Ate�in yan�na otur, Egwene. Hepiniz
oturun. Ak�am yeme�i neredeyse haz�r."
Ate�in �evresine, oturmak i�in k�t�kler �ekilmi�ti. Elyas, medeniyete bu kadar �d�n
vermeyi bile reddetti ve yere oturdu. Alevlerin �zerindeki demir ��ayaklar�n
�zerinde, iki k���k tencere, k�m�rlerin kenar�nda bir f�r�n duruyordu, ila bunlarla
ilgilendi.
Perrin ve di�erleri yerlerini al�rken, ye�il, �izgili giysiler giymi� uzun boylu,
gen� bir adam ate�e yakla�t�. Raen'i kucaklad�, Ila'y� �pt�, Elyas ve Emond
Meydan�'ndan gelenleri serin g�zlerle s�zd�. Perrin ile ayn� ya�lardayd� ve bir
sonraki ad�m�nda dans etmeye ba�layacakm� gibi y�r�yordu.
"Ee, Aram" -ila sevgiyle g�l�msedi- "bu sefer ihtiyar b�y�kbaban-
D�NYANIN ��Z� �S�
la ve benimle yemek yemeye karar verdin, �yle mi?" Ate�in �zerindeki tencereyi
kar�t�rmak i�in e�ilirken g�l�msemesi Egwene'e kayd�. "Acaba neden?"
Aram, Egwene'in kar��s�nda, kollar�n� dizlerinde �aprazlayarak rahat�a ��kt�. "Ad�m
Aram," dedi k�za al�ak, g�venli bir sesle. Art�k ondan ba�ka kimsenin fark�nda
de�il gibiydi. "Bahar�n ilk g�n�n� bekliyordum ve �imdi onu b�y�kbabam�n ate�inin
ba��nda buluyorum."
Perrin, Egwene'in k�k�rdamas�n� bekledi, ama sonra k�z�n Aram'�n bak�lar�na
kar��l�k verdi�ini g�rd�. Bak�lar�n� yine gen� Tenekeci'ye �evirdi. Aram'�n s�rad��
bir yak��kl�l��a sahip oldu�unu kabul etti. Perrin bu delikanl�y� kime benzetti�ini
buldu. Wil al'Seen, Deven Yo-lu'ndan Emond Meydan�'na geldi�inde b�t�n k�zlar
arkas�ndan bakarak f�s�lda��rd�. Wil g�rd��� her k�zla fl�rt eder, her birini t�m
di�erlerine yaln�zca nazik davrand���na ikna ederdi.
"K�pekleriniz," dedi Perrin y�ksek sesle ve Egwene irkildi, "ay�lar kadar iri
g�r�n�yor. �ocuklar�n onlarla oynamas�na izin vermeniz beni �a��rtt�."
Aram'�n.g�l�msemesi yok oldu, ama Perrin'e bakt���nda, eskisinden de g�venli, geri
d�nd�. "Size zarar vermezler. Tehlikeyi uzakla�t�rmak i�in g�steri yapar, bizi
uyar�rlar, ama Yapra��n Yolu'na g�re e�itilmi�lerdir."
"Yapra��n Yolu mu?" dedi Egwene. "O ne?"
Aram yapraklara i�aret etti ve g�zlerini k�z�n g�zlerine dikti. "Yaprak ona ayr�lan
zaman� ya�ar ve onu u�urup g�t�ren r�zgarla m�cadele etmez. Yaprak hi�bir �eye
zarar vermez ve sonunda yere d��p yeni yapraklan besler. Erkekler de b�yle
olmal�d�r. Ve kad�nlar." Eg-wene, yanaklar� hafif�e k�zararak ona bakt�.
"Ama ne anlama geliyor?" dedi Perrin. Aram ona sinirli bir bak� f�rlatt�, ama yan�t
veren Raen oldu.
"Hi�bir insan bir di�erine, herhangi bir sebepten zarar vermemeli, demek."
Aray�c�'n�n g�zleri Elyas'a kayd�. "�iddet i�in hi�bir bahane yoktur. Hi�."
"Ya birisi size sald�r�rsa?" diye �srar etti Perrin. "Ya birisi size vurur-sa; sizi
soymaya ya da �ld�rmeye �al��rsa?"
Raen sab�rla, sanki Perrin bu kadar a��k bir �eyi g�remiyormu� gi-
386
ROBERTJORDAN
bi i�ini �ekti. "Bir adam bana vurursa, neden b�yle bir �ey yapt���n� sorar�m. Yine
de bana vurmak isterse, ya da beni soymaya, �ld�rmeye kalkarsa, ka�ar�m. Daha da
iyisi, �iddet g�stermek yerine, istedi�i �eyi, hatta can�m� almas�na izin veririm.
Ve bunu yapan�n daha �ok zarar g�rmedi�ini umar�m."
"Ama onu incitmeyece�ini s�ylemi�tin?" dedi Perrin.
"�ncitmem, ama �iddet, g�ren kadar g�stereni de incitir." Perrin ku�kulu
g�r�n�yordu. "Baltanla bir a�ac� kesebilirsin," dedi Raen. "Balta a�aca �iddet
g�sterir ve zarar g�rmeden kurtulur. Sen b�yle mi d��n�yorsun? Tahta �eli�e g�re
yumu�akt�r, ama keskin �elik, a�ac� keserken k�relir ve a�ac�n suyu onu
pasland�r�r, delik de�ik eder. G��l� balta savunmas�z a�aca �iddet g�sterir ve
zarar g�r�r. �nsanlar da b�yledir, ama insanlarda zarar g�ren ruhtur."
"Ama..."
"Yeter," diye g�rledi Elyas ve Perrin sustu. "Raen, bu sa�mal�klarla k�y
gen�lerinin akl�n� �elmeye �al�man yeterince k�t� -gitti�in hemen her yerde ba��n�
belaya sokuyor, de�il mi?- ama bunlar� buraya �stlerinde �al�asm diye getirmedim.
B�rak art�k."
"Sana m� b�rakal�m?" dedi ila, avu�lar�na bitkiler ufalay�p tencerelerden birine
serperek. Sesi sakindi, ama elleri bitkileri �fkeyle eziyordu. "Onlara kendi yolunu
mu ��reteceksin? �ld�rmek ya da �lmek? Onlar� kendin i�in arad���n kadere mi
g�t�receksin? Yapayaln�z �lmek, cesetlerini didikleyecek kuzgunlar ve senin...
senin dostlar�nla?"
"Sakin ol, Ha," dedi Raen nazik�e, sanki b�t�n bunlar� ve daha fazlas�n� y�z kez
dinlemi� gibi. "Ate�imizin ba��na davet edildiler, kar�m."
ila sustu, ama Perrin kad�n�n �z�r dilemedi�ini fark etti. Bunun yerine Elyas'a
bakt�, ba��n� �zg�n �zg�n iki yana sallad�, sonra ellerinin tozunu silkeleyip
araban�n yan taraf�ndaki k�rm�z� bir sand�ktan ka��klar ve tabaklar ��karmaya
ba�lad�.
Raen Elyas'a d�nd�. "Eski dostum, sana ka� kez bizim kimseyi d�nd�rmeye
�al�mad���m�z� s�yleyece�im? K�yl�ler �detlerimizi merak ettikleri zaman sorular�na
yan�t veriyoa�z. Do�ru, �o�unlukla gen�ler soru soruyor ve bazen i�lerinden biri
yolumuza devam ederken yan�m�zda bizimle geliyor, ama tamamen kendi �zg�r iradeleri
ile."
D�NYANIN G�Z� �S2
"Bunu o�lunun ya da k�z�n�n Tenekeciler ile ka�t���n� ��renen bir �ift�i kar�s�na
s�yle," dedi Elyas alayla. "�te bu y�zden b�y�k kasabalar yak�nda kamp kurman�za
izin vermiyorlar. K�yl�ler birka� �eyi onarman�z i�in size tahamm�l ediyor, ama
�ehirlerin buna ihtiyac� yok ve gen�leri ile konu�man�zdan ve ka�malar�na sebep
olman�zdan ho�lanm�yorlar."
"�ehirlerin neye izin verdi�ini bilmem." Raen'in sabr� sonsuz gibiydi. Kesinlikle
hi� �fkeli g�r�nm�yordu. "�ehirlerde daima �iddet dolu insanlar vard�r. Her
durumda, �ark�n�n bir �ehirde bulunabilece�ini sanm�yorum."
"Sizi g�cendirmek istemem, Aray�c�," dedi Perrin yava��a, "ama... �ey, ben �iddet
aram�yorum. Y�llard�r kimseyle g�re� bile etmedim san�r�m, festivaller d��nda. Ama
e�er birisi bana vurursa, ben de ona vururum. Vurmazsam, onu diledi�i zaman bana
vurmaya cesaretlendirmi� olurum. Baz� insanlar di�erlerinden faydalan�r ve e�er
bunu yapamayacaklar�n� g�stermezseniz, kendilerinden zay�f olanlara zorbal�k edip
dururlar."
"Baz� insanlar," dedi Aram b�y�k bir �z�nt�yle, "hayvani i�g�d�lerini asla
ba�aramazlar." Bunu s�ylerken Perrin'e �yle bir bakt� ki, Perrin'in bahsetti�i
zorbalar� kastetmedi�ini a��k�a ifade etti.
"San�r�m sen bol bol ka�ma f�rsat� elde etmi�sindir," dedi Perrin. Gen�
Tenekeci'nin y�z�ndeki gergin ifadenin, Yapra��n Yolu ile hi� ilgisi yoktu.
"Bence," dedi Egwene, Perrin'e dik dik bakarak, "kaslar�n�n her sorunu ��zece�ine
inanmayan birileri ile tan�mak ilgi �ekici."
Aram'�n morali d�zeldi. Aya�a kalkt� ve g�l�mseyerek k�za elini uzatt�. "Sana
kamp�m�z� g�stereyim. Dans da var."
"Bu ho�uma gider." K�z g�l�msemesine yan�t verdi.
ila k���k, demir f�r�ndan ekmek ald��� yerden do�ruldu. "Ama yemek haz�r, Aram."
"Annemle yerim," dedi Aram omzunun �zerinden, Egwene'i elinden �ekerek. "�kimiz de
annemle yeriz." Perrin'e zafer dolu bir g�l�mseme ile bakt�. Ko�arak
uzakla��rlarken Egwene kahkahalar at�yordu.
Perrin aya�a kalkt�, sonra durdu. Kamp, Raen'in s�yledi�i gibi bu Yapra��n Yolu'nu
izliyorsa, k�za zarar gelmezdi. Toa�nlar�n�n arkas�n-
388
ROBERTJORDAN

dan �zg�n �zg�n bakmakta olan Raen ile Ila'ya d�nd� ve, "�z�r dilerim. Ben bir
konu�um ve..." dedi.
"Aptalla�ma," dedi ila yat�t�r�rcasma. "Bu onun hatas�, senin de�il. Otur ve
yeme�ini ye."
"Aram sorunlu bir gen�," diye ekledi Raen h�z�nle. "�yi bir �ocuk, ama bazen
Yapra��n Yolu'nu takip etmeyi g�� buldu�unu d��n�yorum. Korkar�m baz�lar� b�yle
oluyor. L�tfen. Ate�im sizindir. L�tfen?"
Perrin h�l� rahats�z hissederek yava��a oturdu. "Yol'u takip edemeyen birine ne
olur?" diye sordu. "Bir Tenekeci'ye demek istiyorum."
Raen ve ila endi�eyle bak�t�lar ve Raen, "Bizi terk ederler. Kaybolmu�lar gidip
k�ylerde ya�arlar," dedi.
ila, torununun uzakla�t��� y�ne bakt�. "Kaybolmu�lar mutlu olamaz." ��ini �ekti,
ama tabaklar� ve ka��klar� uzat�rken y�z� yine sakindi.
Perrin sormam� olmay� dileyerek yere bakt�. Ha, taslar� yo�un bir bitki yahnisi ile
doldurur, ��t�r ��t�r kabuklu ekme�i uzat�r ve hepsi yemeklerini yerlerken daha
fazla konu�maya yer yoktu. Yahni �ok lezzetliydi ve Perrin doyana kadar �� tas
yedi. S�r�tarak, Elyas'�n d�rt tas bo�altt���n� g�rd�.
Yemekten sonra Raen piposunu doldurdu, Elyas kendisininkini ��kard� ve Raen'in su
ge�irmez kuma�tan yap�lm� kesesinden doldurdu. Yakma, s�k�t�rma ve yeniden yakma
i�leri bitti�i zaman, sessizlik i�inde yerlerine yerle�tiler. Ha �rg�s�n� ��kard�.
G�ne� bat�daki a�a� tepelerinde k�rm�z� bir alev gibiydi. Kamp gece i�in
yerle�mi�ti, ama ko�u�turma durmam�, yaln�zca de�i�mi�ti. Kampa geldiklerinde
�almakta olan m�zisyenlerin yerini ba�kalar� alm�, ate�lerin �n�nde daha fazla
insan, g�lgeleri arabalar�n �zerinde s��rayarak dans etmeye ba�lam�t�. Kamp�n bir
yerlerinden erkek sesleri koro halinde y�kseldi. Perrin k�t���n �n�ne kayd� ve k�sa
s�re sonra uyuklamaya ba�lad���n� hissetti.
Raen bir s�re sonra konu�tu, "Ge�en bahar bizimle g�r�t�kten sonra ba�ka
Tuatha'anlar� ziyaret ettin mi, Elyas?"
Perrin'in g�zleri a��ld�, sonra yine yar� yar�ya kapand�.
"Hay�r," diye yan�t verdi Elyas piposunun sap�n�n �zerinden. "K�sa zamanda �ok
insan g�rmekten ho�lanmam."
D�NYANIN G�Z� M2.
Raen g�ld�. "�zellikle de seninkine bu kadar z�t �detleri olan insanlar�, de�il mi?
Hay�r, eski dostum, endi�elenme. Senin Yol'a gelmen umudunu seneler �nce kaybettim.
Ama son kar��la�mam�zdan bu yana bir hikaye duydum ve sen duymad�ysan, ilgini
�ekebilir. Benim ilgimi �ekti ve halk�m�zdan olanlarla kar��la�t���m�zda defalarca
dinledim."
"Ben de dinlerim."
"�ki y�l �nce, baharda ba�l�yor, halk�m�zdan bir topluluk kuzey yolundan K�ra�lar�
ge�erken."
Perrin'in g�zleri iri iri a��ld�. "K�ra�lar m�? Aiel K�ra�lar� m�? Aiel K�-
ra�lar�'n� m� ge�iyorlarm�?"
"Baz�lar� rahats�z edilmeden K�ra�lara girebilir," dedi Elyas. "��klar. E�er
d�r�stlerse �er�iler. Thuatha'an halk� K�ra�lar� hep ge�er. Ca-irhienli t�ccarlar
A�a�'tan ve Aiel Sava��'ndan �nce ge�erdi."
"Aram�zdan �ok ki�i onlarla konu�maya �al�t��� halde Aieller bizden ka��n�r," dedi
Raen h�z�nle. "Bizi uzaktan izlerler, ama ne yan�m�za gelirler, ne de bizim onlara
yakla�mam�za izin verirler. Bazen �ark�y� bildiklerinden endi�eleniyorum, ama
san�r�m bu pek olas� de�il. Aiel erkekleri �ark� s�ylemez, biliyorsun. Bu garip
de�il mi? Bir Aiel o�lan�, erkek oldu�u andan itibaren sava� mar�lar� ya da
�ld�r�lenler i�in a��tlar d��nda hi�bir �ark� s�ylemez. �l�leri ve �ld�r�lenler
i�in �ark� s�ylediklerini duydum. O �ark�, ta�lar� bile a�latabilecek bir
�ark�yd�." Onu dinlemekte olan Ha, �rg�s�n�n �zerinden, onaylarak ba��n� sallad�.
Perrin h�zla d��nd�. Tenekecilerin bu ka�ma konu�malar� ile, devaml� korku i�inde
ya�ad�klar�n� d��nm�t�, ama korku i�inde ya�ayan hi� kimse Aiel K�ra�lar�'n�
ge�meyi d��nmezdi. Duyduklar�na bak�l�rsa, akl� ba��nda olan hi� kimse K�ra�lar�
ge�meye �al�mazd�.
"E�er bu bir �ark� hakk�ndaki bir hikayeyse," diye ba�lad� Elyas, ama Raen ba��n�
iki yana sallad�.
"Hay�r, eski dostum, bir �ark� hakk�nda de�il. Ne hakk�nda oldu�unu bildi�imden
emin de�ilim." Dikkatini Perrin'e �evirdi. "Gen� Aieller s�k s�k Afet'e gider. Gen�
adamlardan baz�lar�, bir sebepten Ka-ranl�k Varl�k'� �ld�rmeye �a�r�ld���n�
d��nerek gider. Baz�lar� k���k halinde. Trolloc avlamak i�in." Raen ba��n� h�z�nle
iki yana
�2�
ROBERTJORDAN
sallad� ve devam etti�i zaman sesi a��rd�. "�ki y�l �nce halk�m�zdan bir topluluk,
Afet'in y�z elli kilometre kadar g�neyinden K�ra�lar� ge�erken bu gruplardan birini
bulmu�."
"Gen� kad�nlar," diye araya girdi ila, kocas� kadar h�z�nle. "Daha �ocukluktan yeni
��km�."
Perrin �a�k�n bir ses ��kard� ve Elyas alayla s�r�tt�.
"Aiel k�zlar� istemiyorlarsa ev i�i yapmazlar ve yemek pi�irmezler, evlat. Sava���
olmak isteyenler, sava��� topluluklar�ndan birine kat�l�rlar. Far Dareis Mai,
M�zra��n K�zlar�'na ve erkeklerin yan�nda sava��rlar."
Perrin ba��n� iki yana sallad�. Elyas y�z ifadesine g�ld�.
Raen, hikayeye devam etti. Sesinde be�enmezlik ve �a�k�nl�k vard�. "Bir tanesi
d��nda gen� k�zlar�n hepsi �lm�t� ve o kalan da �l�yordu. Arabalardan birine
s�r�nd�. Onlar�n Tuatha'an olduklar�n� bildi�i a��kt�. Tiksintisi ac�s�ndan
fazlayd�, ama �yle �nemli bir mesaj ta��yordu ki, �lmeden �nce birisine aktarmas�
�artt�. Bu bizden biri bile olsa. Erkekler yard�m edebilecekleri ba�kalar� var m�,
g�rmek i�in gittiler -k�z�n kan�n� takip ettiler- ama hepsi �lm�t�, onlar�n
say�s�n�n �� kat� Trolloc da �yle."
Elyas do�rulup oturdu, piposu neredeyse di�lerinin aras�ndan d�ecekti. "K�ra�lar�n
y�z elli kilometre i�inde, �yle mi? Bu imkans�z! Djevik K'Shar, Trolloclar
K�ra�lara b�yle der. �l�m Yeri. Afet'teki t�m Myrddraaller onlar� s�r�yor olsa,
yine de K�ra�lar�n y�z elli kilometre i�ine girmezler."
"Trolloclar hakk�nda �ok �ey biliyorsun, Elyas," dedi Perrin.
"Hikayene devam et," dedi Elyas Raen'e sert�e.
"Aiellerin ta��d��� ganimetlerden, Afet'ten geldikleri anla��l�yordu. Trolloclar
takip etmi�ti, ama b�rakt�klar� izlere bak�l�rsa, Aielleri �ld�rd�kten sonra ancak
birka� tanesi geri d�nebilmi�ti. K�za gelince, yaralar�na bakmak i�in bile olsa,
kimsenin kendisine dokunmas�na izin vermedi. Ama Aray�c�'y� yakas�ndan yakalad� ve
kelimesi kelimesine ��yle dedi. 'Yaprakk�ran D�nyan�n G�z�'n� k�r etmeyi planl�yor,
Kaybolmu�. B�y�k Y�lan'� �ld�recek. Halk'� uyar, Kaybolmu�. G�zya-kan geliyor.
�afakla Gelen'e haz�r olmalar�n� s�yle. Onlara...' Ye sonra �lm�. Yaprakk�ran,
G�zyakan," diye ekledi Raen Perrin i�in, "Ka-
D�NYAN�N G�Z� 39�
ranl�k Varl�k'�n Aielce isimleridir, ama k�z�n s�ylediklerinin tek s�z�n�
anlam�yorum. Ancak k�z �nemli oldu�unu d��n�yordu ki, son nefesi ile aktarmak i�in
k���k g�rd��� a��k olan insanlara yakla�t�. Ama kime aktarmak istedi? Biz kendimiz,
Halk�z, ama k�z�n bizi kastetti�ini sanm�yorum. Aieller mi? �stesek de onlara
iletmemize izin vermezlerdi." Derin derin i� �ekti. "K�z bize Kaybolmu�, dedi. Daha
�nce, bizi ne kadar k���k g�rd�klerini hi� bilmiyordum." ila �rg�s�n� kuca��na
b�rakt� ve nazik�e kocas�n�n ba��na dokundu.
"Afet'te ��rendikleri bir �ey," diye d��nd� Elyas. "Ama hi�biri mant�kl� gelmiyor.
B�y�k Y�lan'� �ld�rmek, ha? Zaman�n kendisini �ld�rmek. Ve D�nyan�n G�z�'n� k�r
etmek. Bir kayay� a�l�ktan �ld�rece�ini s�ylemekten fark� yok. Belki k�z
say�kl�yordu, Raen. Yaralanm�t� ve �l�yordu, ger�eklik duygusunu kaybetmi�
olabilir. Belki o Tuatha'anlar�n kim oldu�unu bile bilmiyordu."
"K�z ne dedi�ini ve kime s�yledi�ini biliyordu. Kendi ya�am�ndan da �nemli bir
�eydi ve biz anlam�yoruz bile. Seni kamp�m�za girerken g�r�nce, belki senin sonunda
bir yan�t bulabilece�ini d��nd�m ��nk� sen" -Elyas eliyle h�zl� bir hareket yapt�
ve Raen s�ylemek �zere oldu�u �eyi de�i�tirdi- "bir dostsun ve pek �ok tuhaf �ey
biliyorsun."
"Bu konuda de�il," dedi Elyas, konu�maya son veren bir tonda. Kamp ate�inin
�evresindeki sessizlik yaln�zca, geceye b�r�nm� kamp�n ba�ka yerlerinden gelen
m�zik ve kahkahalarla b�l�n�yordu.
Omuzlar�n� ate�in �evresindeki k�t�klerden birine dayam� olan Perrin, Aiel kad�n�n
mesaj�n� ��zmeye �al�t�, ama Raen'in ya da El-yas'�n anlayabildi�inden fazlas�n�
anlamad�. D�nyan�n G�z�. Bir kez r�yas�nda g�rm�t�, ama o r�yalar hakk�nda d��nmek
istemiyordu. Ama Elyas. Orada yan�tlanmas�n� istedi�i bir soru vard�. Raen sakall�
adam hakk�nda ne s�yleyecekti de Elyas s�z�n� kesmi�ti? Bu konuda da �ans� yoktu.
Aiel k�zlar�n�n neye benzedi�ini hayal etmeye �al��yordu -duydu�u kadar�yla
yaln�zca Muhaf�zlar�n gitti�i Afet'e giden, Trolloclarla sava�an k�zlar- ki
Egwene'in kendi kendine �ark� s�ylerek d�nd���n� duydu.
Aya�a kalkt� ve k�z� ate� ����n�n kenar�nda kar��lad�. K�z durdu, ba��n� bir yana
e�erek ona bakt�. Perrin karanl�kta k�z�n y�z ifadesini okuyam�yordu.
122
ROBERTJORDAN
"Uzun zamand�r yoksun," dedi. "E�lendin mi?"
"Annesi ile yemek yedik," diye yan�t verdi Egwene. "Ve sonra dans ettik... ve
g�ld�k. En son dans etmemden bu yana bir sonsuzluk ge�mi� sanki."
"�ocuk bana Wil al'Seen'i hat�rlat�yor. Sen Wil'in seni cebine atmas�na izin
vermeyecek kadar akl� ba��nda g�r�n�rd�n."
"Aram, iyi ve e�lenceli bir �ocuk," dedi Egwene gergin bir sesle. "Beni
g�ld�r�yor."
Perrin i�ini �ekti. "�z�r dilerim. Dans ederken e�lenmene sevindim."
Egwene aniden kollar�n� boynuna dolad� ve a�lamaya ba�lad�. Perrin beceriksizce
k�z�n sa�lar�n� ok�ad�. Rand olsa ne yap�laca��n� bilirdi, diye d��nd�. Rand,
k�zlar�n yan�nda rahat davran�yordu. Ne yapaca��n� ve ne s�yleyece�ini asla
bilemeyen Perrin gibi de�ildi. "Sana �z�r dilerim, dedim, Egwene. Ger�ekten de dans
ederken e�lenmene sevindim. Ger�ekten."
"Bana hayatta olduklar�n� s�yle," diye m�r�ldand� k�z Perrin'in g��s�ne.
"Ne?"
K�z bir kol boyu uzakla�t�, ellerini kollar�na koydu ve karanl���n i�inde ba��n�
kald�r�p ona bakt�. "Rand ve Mat. Di�erleri. Bana hayatta olduklar�n� s�yle."
Perrin derin bir nefes ald� ve karars�zca �evresine bak�nd�. "Hayat-talar," dedi
sonunda.
"G�zel." K�z tela�la yanaklar�n� sildi. "Ben de bunu duymak istemi�tim. �yi
geceler, Perrin. �yi uyu." Parmaku�lar�nda y�kselip yana��na bir �p�c�k kondurdu ve
o konu�amadan yan�ndan ge�ip gitti.
Perrin onu takip etmek i�in d�nd�, ila k�z� kar��lamak i�in aya�a kalkt� ve ikisi
al�ak sesle konu�arak arabaya girdiler. Rand bunu anlayabilirdi, diye d��nd�
Perrin, ben anlam�yorum.
Gecenin i�inde, uzakta, yeniay�n ince dilimi ufukta y�kselirken kurtlar uludu ve
Perrin �rperdi. Yar�n kurtlar i�in endi�elenecek �ok zaman� olacakt�. Ama
yan�l�yordu. Kurtlar onu r�yalar�nda kar��lamak �zere bekliyordu.

26 BEYAZK�PR�
"S���d� Sallayan R�zgar" oldu�u zar zor anla��lan �ark�n�n son titrek notalar�,
herkesi sevindererek s�n�p gitti ve Mat, Thom'un alt�n ve g�m� s�slemeli fl�t�n�
indirdi. Rand ellerini kulaklar�ndan �ekti. Yak�nda halat saran bir gemici y�ksek
sesle, rahatlayarak nefes ald�. Bir an i�in i�itilen yegane sesler, suyun gemiye
�arpmas�, k�reklerin tempolu g�c�rt�s� ve zaman zaman r�zgar�n halatlar �zerindeki
�sl��� oldu. R�zgar Serpinti hin �zerinde �lg�n bir bi�imde esiyordu ve yelkenler
toplanm�t�.
"San�r�m sana te�ekk�r etmeliyim," diye m�r�ldand� Thom Merrilin sonunda, "bana
eski deyi�in ne kadar do�ru oldu�unu ��retti�in i�in. Ne kadar u�ra��rsan u�ra�,
domuza fl�t �almas�n� asla ��retemezsin." Gemici kahkahalara bo�uldu ve Mat ona
atacakm� gibi fl�t� kald�rd�. Thom beceriyle aleti Mat'ten kapt� ve sert, deri
�antas�na yerle�tirdi. "Siz �obanlar�n t�m g�n koyunlara kaval ya da tulum
�ald���n�z� san�yordum. Bu bana ilk elden g�rmedi�im hi�bir �eye inanmamay�
��retti."
"�oban olan Rand," diye homurdand� Mat. "Tulum �alan o, ben de�ilim."
"Evet, eh, onun biraz yetene�i var. Belki top �evirmeyi denesek, sende daha fazla
ba�ar� ederiz, evlat. En az�ndan bu konuda biraz becerin var."
"Thom," dedi Rand "neden bu kadar �ok u�ra��yorsun, bilmiyorum." Gemiciye bakt� ve
sesini al�akt�. "Biz ger�ekten ��k olmaya �al�m�yoruz. Bu yaln�zca, Moiraine ve
di�erlerini bulana kadar arkas�n-
124
ROBERTJORDAN
da saklanaca��m�z bir �ey."
Thom b�y���n�n ucunu �eki�tirdi ve dizlerinin �zerindeki p�r�zs�z, koyu kahverengi
fl�t �antas�n� incelermi� gibi yapt�. "Ya onlar� bulamazsak, evlat? H�l� hayatta
olduklar�n� g�steren hi�bir �ey yok."
"Hayattalar," dedi Rand kararl�l�kla. Destek i�in Mat'e d�nd�, ama Mat'in ka�lar�
burnuna kadar inmi�, a�z� ince bir �izgi olmu�tu ve g�zlerini g�verteye dikmi�ti.
"Konu�sana," dedi Rand ona. "Fl�t �alamad���n i�in o kadar k�zm� olamazs�n. Ben
�alabiliyorum, ama o kadar iyi de�il. Daha �nce fl�t �alabilmeyi hi� istememi�tin."
Mat ka�lar�n� �atmaya devam ederek ba��n� kald�rd�. "Ya �ld�ler-se?" dedi yumu�ak
sesle. "Ger�ekleri kabullenmeliyiz, de�il mi?"
O anda pruvadaki g�zc� seslendi, "Beyazk�pr�! Beyazk�pr� ileride!"
Rand uzun bir dakika boyunca, Mat'in b�yle bir �eyi bu kadar kay�ts�zca s�yledi�ine
inanmak istemeyerek, gemicilerin limana girmek i�in ko�turmalar�n�n ortas�nda,
bak�lar�n� arkada��na dikti. Mat ba��n� omuzlar�n�n aras�na �ekmi�, dik dik
bak�yordu. Rand'�n s�ylemek istedi�i �ok �ey vard�, ama s�zc�klere d�kemiyordu.
Di�erlerinin hayatta oldu�una inanmak zorundayd�lar. Buna zorunluydular. Neden?
dedi kafas�n�n arkas�nda bir ses. Her �ey Thom 'un hikayelerindeki gibi bitsin diye
mi? Kahraman hazineyi bulur, haini alteder ve sonsuza dek mutlu ya�ar. Hikayelerin
baz�lar� �yle bitmiyor ama. Bazen kahramanlar bile �l�yor. Sen bir kahraman m�s�n,
Rand al'Thor? Sen bir kahraman m�s�n, koyun �oban�?
Mat aniden k�zard� ve g�zlerini ka��rd�. D��ncelerinden kurtulan Rand yerinden
s��ray�p k�pe�tenin yan�ndaki karga�aya kat�ld�. Mat yava� yava�, yoluna ��kan
gemicilerden ka�maya �al�madan takip etti.
Adamlar, ��plak ayaklar� g�verteyi d�verek teknede oradan oraya ko�turuyor,
halatlar� �ekiyor, baz�lar�n� ba�l�yor, baz�lar�n� ��z�yorlard�. Baz�lar� t�kabasa
y�n dolu ya�l� kuma�tan �uvallar� ambardan ��kar�yor, di�erleri Rand'�n bile�i
kadar kal�n halatlar� haz�rl�yordu. Onca tela�a ra�men ayn� �eyleri daha �nce bin
kez yapm� adamlar�n g�veni ile hareket ediyorlard�, ama Kaptan Domon emirler
ya�d�rarak, onun istedi�i kadar h�zl� hareket etmeyenlere k�frederek g�vertede
D�NYANIN G�Z� 121
bir a�a��, bir yukar� dolan�yordu.
Rand'�n dikkati, Arinelle'in hafif bir k�vr�m�n� dolan�rlarken g�r� alan�na giren,
�nlerinde uzanan g�r�nt�deydi. �ark�larda, hikayelerde, �er�ilerin anlatt�klar�nda
duymu�tu, ama �imdi efsaneyi ger�ekten g�recekti.
Beyazk�pr� geni� sular�n �zerinde, Serpinti hin seren dire�inin ik kat�
y�ksekli�inde, hatta daha y�ksekte kubbeleniyor, bir u�tan �tekine s�t beyaz�
p�r�ld�yor, ���� topluyor, adeta parl�yordu. Ayn� maddeden �r�mcek gibi iskeleler
g��l� ak�nt�lara g�m�lm�, k�pr�n�n a��rl���n� ve geni�li�ini destekleyemeyecek
kadar k�r�lgan g�r�n�yorlard�. Hepsi tek bir kayadan oyulmu� ya da bir devin eliyle
kal�ba d�k�lm� gibi tek par�a g�r�n�yordu. Geni� ve y�ksek, �rma�a, g�ze c�ssesini
unutturan bir zerafetle dal�yordu. Taren Sal�'ndaki evler kadar y�ksek ta� ve
kiremit evleri, �rma�a uzanan ince parmaklar gibi iskeleleri ile Beyazk�pr� Emond
Meydan�'ndan �ok daha geni� olmas�na ra�men, k�pr�n�n azameti do�u k�y�s�nda,
aya��n�n dibine yay�lm� kasabay� c�cele�tiriyordu. K���k tekneler Arinelle'in
�zerini doldurmu�, bal�k��lar a�lar�n� �ekiyorlard�. Ve hepsinin �zerinde
Beyazk�pr� y�kseliyor, parl�yordu.
"Cama benziyor," dedi Rand, �zellikle kimseye hitap etmeden.
Arkas�nda Kaptan Domon durdu ve ba�parmaklar�n� geni� kemerine takt�. "Hay�r,
evlat. Nedir bilmem, ama cam de�il. Ne kadar ya�mur ya�arsa ya�s�n kaygan olmaz ve
en iyi keski, en g��l� kol bile �zerinde iz b�rakamaz."
"Efsaneler �a��'ndan bir anda�," dedi Thom. "Hep �yle olmas� gerekti�ini d��nd�m."
Kaptan aksi aksi homurdand�. "Belki. Ama h�l� faydal�. Ba�ka birisi yapm� olabilir.
Aes Sedai i�i olmak zorunda de�il, talih beni d�rts�n. �ok, �ok eski olmal�.
S�rt�n� daya, seni lanet aptal!" G�verteye se-yirtti.
Rand daha b�y�k bir �a�k�nl�k i�inde bakt�. Efsaneler �a��'ndan. O zaman, Aes
Sedailer yapm� olmal�yd�. Kaptan Domon, d�nyan�n garipli�i ve harikalar� hakk�ndaki
konu�malar�na ra�men bu y�zden b�yle hissediyordu. Aes Sedai i�i. �itmek bir �ey,
g�rmek ve dokunmak bamba�ka bir �ey. Bunu biliyorsun, de�il mi? Rand'a bir an s�t
ROBERTJORDAN
beyaz� yap�n�n i�inde bir g�lge dalgalanm� gibi geldi. G�zlerini yakla�an
r�ht�mlara �evirdi, ama k�pr� h�l� g�z�n�n ucunda dikiliyordu.
"Ba�ard�k, Thom," dedi, sonra zorlama bir kahkaha att�. "Ve isyan ��kmad�."
��k yaln�zca homurdand� ve b�y�klar�n� �fledi, ama yak�nda bir halat� haz�rlayan
iki gemici Rand'a keskin bir bak� f�rlatt�, sonra �abucak i�lerine e�ildiler. Rand
g�lmeyi b�rakt� ve Beyazk�pr�'ye yana�t�klar� s�renin geri kalan� boyunca o iki
gemiciye bakmamaya �al�t�.
Serpinti rahat�a ilk r�ht�m�n arkas�na k�vr�ld�. Kal�n keresteler, a��r, katran
kapl� kaz�klara dayand�, k�reklerin suyu k�p�rterek geri geri �ekilmesi ile durdu.
K�rekler i�eri �ekilir, gemiciler r�ht�mdaki adamlara halat atarken ve adamlar
halatlar� ba�larken, m�rettebattan ba�kalar� g�vdeyi r�ht�m�n kaz�klar�ndan korumak
i�in y�n �uvallar�n� yana asmaya ba�lad�.
Tekne r�ht�ma sabitlenmeden �nce, r�ht�m�n ucunda y�ksek, parlak siyah vernikli
arabalar belirdi. Her birinin kap�s�n�n �zerinde iri, alt�n ve k�rm�z� renklerle
bir isim boyanm�t�. Arabalar�n yolcular� iskeleye iner inmez gemiye seyirttiler.
Hepsi p�r�zs�z y�zl�, uzun kadife ceketli, ipek �evrilmi� pelerinleri ve kuma�
terlikleri olan, arkalar�ndan demir �er�eveli para kutular� ta��yan, sade giyimli
hizmetkarlar� olan adamlard�.
Boyal� g�l�msemelerle Kaptan Domon'a yakla�t�lar, ama kaptan aniden y�zlerine
k�kreyince g�l�msemeler silindi. "Sen!" Kal�n parma��n� adairdar�n yan�ndan uzatt�
ve teknenin kar�� taraf�ndaki Floran Gelb'i ad�m�n�n yar�s�nda durdurdu. Gelb'in
aln�nda, Rand'�n �izmesinin b�rakt��� iz solmu�tu, ama adam zaman zaman kendine
hat�rlatmak i�in h�l� yerini elliyordu. "Gemimde son kez n�bet ba��nda uyudun! Ya
da herhangi bir gemide. Kendi yolunu se� -r�ht�m ya da �rmak- ama hemen gemimi terk
et!"
Gelb s�rt�n� kamburla�t�rd�, g�zleri zehirli bir bak�la Rand ve dostlar�na,
�zellikle de Rand'a dikildi. Zay�f adam destek i�in g�verteye bakt�, ama
bak�lar�nda pek az umut vard�. M�rettebattan herkes teker teker yapt��� i�ten
do�ruldu ve so�uk so�uk ona bakt�. Gelb g�zle g�r�n�r bir �ekilde soldu, ama sonra
dik bak�lar�, �ncekinden iki
D�NYAN�N G�Z� 231
kat g��l�, geri geldi. Bir k�f�r m�r�ldanarak m�rettebat kamaras�na dald�. Domon
herhangi bir k�t�l�k yapmamas�n� sa�lamak i�in arkas�ndan iki ki�i g�nderdi ve
adam�n arkas�ndan homurdand�. Kaptan, t�ccarlara d�nd���nde, adamlar selamlan hi�
kesintiye u�ramam� gibi tekrar g�l�msediler ve e�ildiler.
Thom'un bir s�z� �zerine Mat ve Rand e�yalar�n� toplamaya ba�lad�lar. S�rtlar�ndaki
giysiler d��nda pek bir�eyleri yoktu. Rand'm battaniye rulosu, heybeleri ve
babas�n�n k�l�c� vard�. K�l�c� bir an elinde tuttu, i�ini �yle bir �zlem kaplad�
ki, g�zleri yanmaya ba�lad�. Tam'i bir daha g�r�p g�remeyece�ini merak etti. Ya da
evini. Ev. Hayat�m�n geri kalan�n� ko�arak, r�yalar�mdan bile ka�arak ge�irece�im.
�rpererek, kemeri ceketinin �zerinden, beline takt�.
Gelb, iki g�lgesi taraf�ndan takip edilerek g�verteye d�nd�. D�md�z �n�ne
bak�yordu, ama Rand yine de ondan dalga dalga gelen nefreti hissedebiliyordu. S�rt�
dik, y�z� karanl�k olan Gelb gergin gergin iskeleden ge�ti ve r�ht�mdaki seyrek
kalabal��a kar�t�. Bir dakika sonra g�zden kaybolmu�, t�ccarlar�n arabalar�n�n
arkas�nda yok olmu�tu.
R�ht�mda �ok ki�i yoktu ve olanlar da sade giyimli i��iler, a�lar�n� onaran
bal�k��lar ve Saldaea'dan a�a�� inen y�l�n ilk teknesini g�rmek i�in gelen
kasabal�lard�. K�zlar�n hi�biri Egwene de�ildi ve kimse Mo-iraine ya da Lan'e, ya
da Rand'�n g�rmek istedi�i herhangi birine benzemiyordu.
"Belki r�ht�ma gelmemi�lerdir," dedi.
"Belki," diye yan�t verdi Thom k�saca. Alet kutular�n� dikkatle s�rt�na
yerle�tirdi. "Siz ikiniz Gelb'e g�z kulak olun. Elinden gelirse sorun ��karacakt�r.
Beyazk�pr�'den �yle sessizce ge�mek istiyoruz ki, biz gittikten be� dakika sonra
burada oldu�umuzu kimse hat�rlamas�n."
�skele tahtas�nda y�r�rlerken pelerinleri r�zgarda dalgalan�yordu. Mat yay�n�
g��s�ne �aprazlam�t�. Teknede ge�irdikleri onca g�nden sonra, yay h�l� m�rettebat�n
ilgisini �ekiyordu; onlar�n yaylar� daha k�sayd�.
Kaptan Domon, t�ccarlar� b�rak�p iskele tahtas�nda Thom'un yolunu kesti.
398
ROBERTJORDAN
"�imdi mi gidiyorsun, ��k? Seni yola devam etmeye ikna edemez miyim? Ben Illian'a
kadar gidiyorum, orada insanlar ��klara haklar� olan sayg�y� g�sterir. D�nyada
sanat�n i�in daha iyi yer yoktur. �ddiaya girerim Sefan Festivali'ne yeti�irsin.
Yar�malar, biliyorsun. B�y�k Boru Av�'m en iyi anlatana y�z alt�n marka."
"B�y�k bir �d�l, kaptan," diye yan�t verdi Thom karma��k bir selam ile. Pelerinini,
yamalar�n� dalgaland�rarak sallad�. "Ve t�m d�nyadan ��klar �eken b�y�k yar�malar.
Ama," diye ekledi kuru kuru, "korkar�m senin ald���n yolculuk �cretlerini
kar��layamam."
"Evet, eh, o konuya gelince..." Kaptan ceketinin cebinden deri bir kese ��kard� ve
Thom'a f�rlatt�. Thom yakalarken kese ��ng�rdad�. "Sizden ald���m �cret ve biraz
fazlas�. Tekneye gelen zarar, d��nd���m kadar k�t� de�ilmi�, hikayelerin ve arp�nla
yolculu�unun bedelini kar��lad�n. F�rt�nalar Denizi'ne kadar teknede kal�rsan bir
kat fazlas�n� verebilirim belki. Ve seni Illian'da k�y�ya b�rak�r�m. �yi bir ��k,
orada bir servet yapabilir. Yar�malar da cabas�."
Thom keseyi avucunda tartarak teredd�t etti, ama Rand sesini y�kseltti. "Burada
dostlar�m�zla bulu�aca��z, kaptan ve birlikte Ca-emlyn'e gidece�iz. Illian'� bir
ba�ka zaman g�r�r�z."
Thom'un a�z� alayla b�k�ld�, sonra uzun b�y�klar�n� �fledi ve keseyi ceketine
soktu. "Belki bulu�aca��m�z insanlar burada de�ildir, kaptan."
"Evet," dedi Domon ek�i ek�i. "Sen bir d��n. Di�erlerinin �fkelerini ��karmas� i�in
Gelb'i teknede tutamamam �ok k�t�, ama ben dedi�imi yapar�m. San�r�m, Illian'a
ula�mak i�in �� kat fazla zaman harcamam gerekece�i anlam�na gelse de, biraz i�i
gev�etsem iyi olacak. Eh, belki o Trolloclar ger�ekten de sizin pe�inizdeydi."
Rand g�zlerini k�rpt�, ama sessiz kald�. Fakat Mat o kadar ihtiyatl� de�ildi.
"Neden olmad�klar�n� d��n�yorsun ki?" diye sordu. "Bizim pe�inde oldu�umuz ayn�
hazineyi istiyorlard�."
"Belki," diye homurdand� kaptan, ikna olmam� gibi. Kal�n parmaklar�n� sakal�ndan
ge�irdi, sonra Thom'un keseyi koydu�u cebi i�aret etti. "Adamlar�n zihinlerini,
onlara verdi�im i�lerin a��rl���ndan uzakla�t�rmak i�in geri gelirsen onun iki
kat�n� veririm. Bir d��n. Sa-
D�NYANIN ��Z� �22
bah�n ilk ��klar� ile yola ��k�yorum." Topuklar�n�n �zerinde d�nd� ve kollar�n�
a�arak, onlar� bekletti�i i�in �z�r dileyerek t�ccarlara do�ru y�r�d�.
Thom h�l� teredd�tl�yd�, ama Rand itiraz etmesine f�rsat vermeden onu iskele
tahtas�ndan r�ht�ma s�r�kledi ve ��k, s�r�klenmesine izin verdi. Thom'un yamal�
pelerinini g�ren r�ht�mdakiler aras�nda bir m�r�lt� dola�t� ve baz�lar� nerede
g�steri yapaca��n� ��renmek i�in seslendi. Fark edilmeden ge�mek buraya kadar, diye
d��nd� Rand deh�et i�inde. G�nbat�m�nda Beyazk�pr�'deki herkes kasabada bir ��k
oldu�unu ��renecekti. Ama Thom'u h�zla s�r�klemeye devam etti. Somurtkan bir
sessizli�e g�m�lm� olan Thom, kendisine g�sterilen dikkat kar��s�nda �st�n� ba��n�
d�zeltmek i�in yava�lamaya bile �al�mad�.
Araba s�r�c�leri t�nedikleri yerlerden ilgiyle Thom'a bakt�lar, ama g�r�n�e g�re
konumlar�n�n vakar� seslenmelerini engelliyordu. Tam olarak nereye gittikleri
konusunda hi�bir fikri olmayan Rand �rmak boyunca, k�pr�n�n alt�na uzanan soka�a
d�nd�.
"Moiraine ve di�erlerini bulmal�y�z," dedi. "Bir an �nce. Thom'un pelerinini
de�i�tirmeyi ak�l etmeliydik."
Thom aniden silkindi ve oldu�u yerde kald�. "Burada olup olmad�klar�n�, buradan
ge�ip ge�mediklerini bir hanc� bize s�yleyebilir. Do�ru hanc�. Hanc�lar b�t�n
haberleri ve dedikodular� duyarlar. Burada de�illerse..." Rand'a ve Mat'e bakt�.
"Biz ���m�z, konu�mal�y�z." Pelerini ayak bileklerinde dalgalanarak �rma�a s�rt�n�
d�nd� ve kasabaya do�ru yola ��kt�. Rand ve Mat ona ayak uydurmak i�in acele etmek
zorunda kald�lar.
Kasabaya ismini veren geni�, s�t beyaz� kemer, kasabaya yak�ndan da, uzaktan oldu�u
kadar hakimdi, ama Rand, sokaklar�na girdi�i zaman kasaban�n Baerlon kadar b�y�k
oldu�unu, ama o kadar kalabal�k olmad���n� g�rd�. Sokaklarda atlar�n, �k�zlerin,
e�eklerin ya da insanlar�n �ekti�i arabalar ilerliyordu, ama insan ta��mak i�in
yap�lm� arabalardan yoktu. Muhtemelen o arabalar�n hepsi t�ccarlara aitti ve
r�ht�ma toplanm�lard�.
Sokaklarda her t�r d�kkan diziliydi ve �o�u esnaf, d�kkanlar�n�n �n�nde, r�zgarda
sallanan tabelalar�n�n alt�nda �al��yordu. Tencere
400
ROBERTJORDAN
onaran bir adam�n, bir m�teri i�in kuma� a�an bir terzinin yan�ndan ge�tiler.
Kap�s�n�n e�i�inde oturmu� bir ayakkab�c� bir �izmenin topu�unu �eki�liyordu.
�portac�lar b��ak ve makas bileylediklerini ba��r�yor, gelip ge�enlerin dikkatini
pek az meyve sebzenin dizili oldu�u tepsilere �ekmeye �al��yordu. Yiyecek satan
d�kkanlarda, Rand'�n Baerlon'dan hat�rlad��� ayn� a�mas� tezgahlar vard�.
Bal�k��lar bile, �rma��n �zerindeki onca tekneye ra�men ancak k���k bal�klardan
olu�an k���k y���nlar sergileyebiliyordu. Hen�z ger�ekten zor zamanlar
ya�anm�yordu, ama herkes hava k�sa zamanda de�i�mezse neyin geldi�ini g�rebiliyordu
ve endi�eli ka� �at�lar sergilemeyen y�zlerdeki bak�lar g�r�lmeyen, naho� bir �eye
dikilmi� gibiydi.
Beyazk�pr�'n�n kasaban�n ortas�na indi�i yerde, nesiller boyunca ayaklar ve araba
tekerlekleri alt�nda y�pranm� ta�larla kapl� geni� bir meydan vard�. Meydan,
hanlar, d�kkanlar, Rand'�n r�ht�mda g�rd��� arabalarla ayn� ismi ta��yan tabelalar�
olan y�ksek, k�rm�z�, tu�la evlerle �evriliydi. Thom, g�r�n�rde rasgele, bu
hanlardan birine dald�. Kap�n�n �zerindeki, r�zgarda sallanan tabelan�n bir
yan�nda, s�rt�na boh�a vurmu� bir adam, di�er yan�nda ise ba��n� yast��a dayam�
ayn� adam g�r�n�yordu ve han�n isminin Yolcunun Dinlenme Yeri oldu�unu ilan
ediyordu.
Salon, f���dan bira �eken �i�man hanc� ve arka taraftaki bir masada oturan, kaba
i��i giysileri giymi�, as�k suratlarla kupalar�na bakan iki adam d��nda bo�tu.
��eri girdiklerinde yaln�zca hanc� ba��n� kald�rd�. Omuz y�ksekli�indeki bir duvar
odan�n �n taraf�n� arka taraf�ndan ay�r�yordu. �ki yanda da masalar ve yanan birer
��mine vard�. Rand b�t�n hanc�lar�n �i�man ve kel mi oldu�unu merak etti.
Thom, ellerini birbirine s�rterek hanc�ya so�uklar�n s�rmesinden bahsetti ve s�cak,
baharatl� �arap �smarlad�, sonra sessizce ekledi: "Dostlar�m�n ve benim rahats�z
edilmeden konu�abilece�imiz bir yer var m�?"
Hanc� ba��n� al�ak duvara do�ru sallad�. "Oda tutmak istemiyorsan sana en fazla
di�er taraf� �nerebilirim. ��nk� gemiciler �rmaktan yukar� geldi�i zaman,
m�rettebat�n yar�s� di�er yar�s�na kin duyuyor gibi g�r�n�yor. Han�m�n kavgalarda
harap olmas�n� istemem, bu y�zden onlar� ayr� tutuyorum." Ba�tan beri Thom'un
pelerinini g�zl�yor-
D�NYANIN G�Z� 4fil
du. �imdi ba��n� bir yana e�mi�, g�zlerinde kurnaz bir bak� belirmi�ti. "Kal�yor
musun? Bir s�redir burada ��k g�r�lmemi�ti. �nsanlar ak�llar�n� baz� �eylerden
uzakla�t�racak iyi bir�eyler i�in g�zel para �der. Hatta oda ve yemek �cretlerinde
indirim de yapar�m."
Fark edilmeden, diye d��nd� Rand kasvetle.
"�ok c�mertsin," dedi Thom e�ilerek. "Belki teklifini kabul ederim. Ama �imdilik,
birazc�k mahremiyet."
"�arab�n� getirece�im. Burada ��klar iyi kazan�r."
Duvar�n uza��ndaki masalar bo�tu, ama Thom mekan�n tam orta-s�ndakini se�ti.
"B�ylece biz anlamadan kimse dinleyemez," diye a��klad�. "O adam� duydunuz mu?
�ndirim yaparm�. S�rf burada oturarak m�terilerini ikiye katlayabilirim. D�r�st bir
hanc� bir ���a bir oda ve iyi yemekler verir."
��plak masa pek de temiz de�ildi ve yer haftalard�r olmasa da, g�nlerdir
s�p�r�lmemi�ti. Rand �evresine bak�nd� ve y�z�n� buru�turdu. Al'Vere Efendi hasta
yata��ndan kalkmak zorunda kalsa da, han�n�n bu kadar kirlenmesine izin vermezdi.
"Yaln�zca bilgi pe�indeyiz. Unuttunuz mu?"
"Neden buras�?" diye sordu Mat. "Daha temiz g�r�nen ba�ka hanlar ge�tik."
"K�pr�den do�rudan buraya," dedi Thom, "Caemlyn yolu gelir. Beyazk�pr�'ye gelen
herkes bu meydandan ge�er. Irma�� takip etmedikleri s�rece ve dostlar�n�z�n bunu
yapmayaca��n� biliyoruz. Burada onlardan bahsedilmiyorsa, yoklar. B�rak�n ben
konu�ay�m. Bu, dikkatle yap�lmal�."
Tam o s�rada hanc� belirdi. Bir elinde, �� peri�an bak�r kupay� saplar�ndan
tutmu�tu. �i�man adam bir havluyu masan�n �zerinde ��yle bir gezdirdi, kupalar�
b�rakt� ve Thom'un paras�n� ald�. "E�er kal�rsan, i�kilerinizin paras�n� da �demen
gerekmez. Burada iyi �arap vard�r."
Thom'un g�l�msemesi yaln�zca a�z�na dokundu. "D��nece�im, hanc�. Burada ne haberler
var? Biz haberlerden uzak kald�k."
"B�y�k haber, olan bu. B�y�k haber."
Hanc� havluyu omzuna attj ve bir sandalye �ekti. Kollar�n� masan�n �zerinde
�aprazlad�, uzun uzun i� �ekti ve bunca zamandan son-
402
ROBERTJORDAN
ra oturman�n ne kadar iyi oldu�unu s�yledi. Ad� Bartim'di ve ayaklar�n� t�m
detaylar� ile anlatt�, nas�rlar�n�, �i�lerini, ayakta ne kadar zaman harcad���n�,
neyle y�kad���n�, ta ki, Thom yine haberlerden bahsedene kadar. O zaman hi�
durmadan konuyu de�i�tirdi.
Haber, s�yledi�i kadar b�y�kt�. Logain, sahte Ejder, g��lerini Ghealdan'dan Tear'a
hareket ettirmeye �al��rken, Lugard yak�nlar�nda b�y�k bir sava�tan sonra
yakalanm�t�. Kehanetler, anl�yorlar m�yd�? Thom ba��n� sallad� ve Bartim devam
etti. G�neydeki yollar insan doluydu. �ansl� olanlar s�rtlar�nda ta��yabildikleri
kadar�n� yanlar�nda g�t�r�yordu. Her y�ne binlerce insan ka��yordu.
"Hi�biri" -Bartim alayla g�ld�- "Logain'i desteklemiyordu, elbette. Ah, hay�r, bunu
itiraf edecek �ok ki�i bulamazs�n, bu zamanlarda de�il. Yaln�zca sorunlu zamanlarda
daha g�venli bir yer bulmaya �al�an m�lteciler."
Elbette, Logain'in ele ge�irilmesinde Aes Sedailer rol oynam�t�. Bartim bunu
s�ylerken yere t�k�rd�, sonra sahte Ejder'i kuzeye, Tar Valon'a g�t�rd�klerini
s�ylerken yine t�k�rd�. Bartim, sayg�de�er bir adamd�r, dedi, ve onu ilgilendirdi�i
kadar�yla Aes Sedailerin hepsi geldikleri Afet'e geri d�nebilirdi ve Tar Valon'u da
yanlar�nda g�t�rebilirlerdi. Ona kalsa, bir Aes Sedai'ye bin be� y�z kilometreden
daha fazla yakla�mazd�. Elbette, kuzey yolunda her k�yde ve kasabada durup Logain'i
te�hir ediyorlard�, �yle duymu�tu. �nsanlara sahte Ejder'in yakaland���n� ve
d�nyan�n yine g�vende oldu�unu g�stermek i�in. Bunu g�rmek isterdi, bu Aes
Sedailere yakla�mak anlam�na gelse bile. Hatta Caemlyn'e gitmeyi bile d��nm�t�.
"Krali�e Morgase'e g�stermek i�in onu oraya g�t�recekler." Hanc� sayg�yla aln�na
dokundu. "Ben Krali�e'yi hi� g�rmedim. �nsan kendi Krali�esini g�rmeli, sizce de
�yle de�il mi?"
Logain "baz� �eyleri" yapabiliyordu ve Bartim'in g�zlerinin dolanmas�, dilinin
dudaklar�nda gezinmesi ne demek istedi�ini a��k�a anlat�yordu. �ki sene �nce,
ta�radan ge�irilirken son sahte Ejder'i g�rm�t�, ama o yaln�zca, kral olabilece�ini
sanan �ylesine bir adamd�. O zaman Aes Sedailere gerek kalmam�t�. Askerler adam�
bir arabaya zin-cirlemi�lerdi. Araban�n �st�nde inleyip duran, insanlar ona ta�
att���nda, sopalarla d�rt�kledi�inde ba��yla kollar�n� korumaya �al�an as�k
D�NYANIN G�Z� 4��
suratl� bir adam. �nsanlar adam� �ok rahats�z etmi�ti ve askerler, adam�
�ld�rmedikleri s�rece, onlar� durdurmak i�in hi�bir �ey yapmam�t�. �nsanlar�n,
adam�n hi� de �zel biri olmad���n� g�rmeleri en iyisiydi. "Baz� �eyleri"
yapam�yordu. Ama bu Logain g�rmeye de�er biri olmal�yd�. Bartim'in torunlar�na
anlataca�� t�rden bir �ey. Han� ona izin verse...
Rand ger�ek bir ilgi ile dinledi. Padan Fain Emond Meydan�'na sahte Ejder'den,
G��'� kullanabilen adamdan haber getirdi�i zaman, bu y�llard�r �ki Nehir'de duyulan
en b�y�k haber olmu�tu. O zamandan bu yana olanlar, bu olay� akl�n�n arkas�na
itmi�ti, ama yine de insanlar�n y�llarca konu�aca��, torunlar�na anlataca�� t�rden
bir olayd�. Bartim sahte Ejder'i g�rse de, g�rmese de, muhtemelen kendi torunlar�na
g�rd���n� anlatacakt�. Kimse �ki Nehir'den gelen k�yl�lerin ba��na gelenleri
konu�maya de�er bulmayacakt�, �ki Nehir halk� d��nda kimse.
"Bu," dedi Thom, "bin y�l anlat�lacak bir hikaye olur. Ke�ke ben de orada
olsayd�m." Sesi, basit ger�e�i ifade ediyormu� gibi ��km�t� ve Rand ger�ekten de
�yle oldu�unu d��nd�. "Yine de onu g�rmeye �al�abilirim. Hangi yoldan gittiklerimi
s�ylemedin. Belki �evrede ba�ka yolcular da vard�r. Yolu onlar biliyordur."
Bartim kirli elini �nemsemezce sallad�. "Kuzeye, buralardaki herkes yaln�zca bunu
biliyor. Onu g�rmek istiyorsan, Caeinlyn'e gideceksin. Bildi�im tek �ey bu ve
Beyazk�pr�'de bilinecek bir �ey varsa, ben bilirim."
"Bundan ku�kum yok," dedi Thom rahatl�kla. "Herhalde bir s�r� yabanc� ge�erken
burada duruyordun Tabelan ta Beyazk�pr�'n�n aya��ndan g�z�me �arpt�."
"Yaln�zca bat�dan da de�il. �ki g�n �nce bir adam buradayd�, illi� anl� biri,
elinde m�h�rl�, kurdeleli bir bildiri vard�. Tam meydan�n ortas�nda okudu.
Bildiriyi Puslu Da�lar'a, hatta ge�itler a��ksa belki Aryth Okyanusu'na kadar
g�t�rece�ini s�yledi. D�nyadaki her yerde okunmas� i�in adamlar g�nderildi�ini
s�yledi." Hanc� ba��n� iki yana sallad�. "Puslu Da�lar. T�m sene sis kapl�
olduklar�n� ve sislerin i�inde, sen ka�amadan kemiklerindeki eti s�y�racak �eyler
oldu�unu duydum." Mat k�k�rdad� ve Bartim ona �fkeli bir bak� f�rlatt�.
404
ROBERTJORDAN
Thom hevesle �ne e�ildi. "Bildiri ne diyordu?"
"Boru av�ndan bahsediyordu, elbette," diye ba��rd� Bartim. "Bunu s�ylemedim mi?
ilhanl�lar ya�amlar�n� ava adamaya yemin edecek herkesi Illian'a �a��r�yorlar. Bunu
hayal edebiliyor musunuz? Hayat�n� bir efsaneye adamak. San�r�m birka� aptal
bulurlar. Ortal�klarda hep aptallar vard�r. Bu adam d�nyan�n sonunun geldi�ini
iddia etti. Karanl�k Varl�k'la son sava�." G�ld�, ama bo� bir g�l�t� bu, kendini
g�lmeye de�er bir �ey oldu�una ikna etmeye �al�an bir adam�n g�l��. "Herhalde bu
olmadan �nce Valere Borusu'nun bulunmas� gerekti�ini d��nd�ler. �imdi, buna ne
dersiniz?" Bir dakika boyunca d��nceli d��nceli parmak bo�umunu kemirdi. "Elbette,
bu k�tan sonra onlarla nas�l tart��r�m, bilmiyorum. K� ve bu adam, Logain, ve ondan
�nceki ikisi. Son birka� y�lda Ejder oldu�unu iddia eden bu kadar adam neden ��kt�?
Ve k�. Bir anlam� olmal�. Sen ne d��n�yorsun?"
Thom onu duymam� gibiydi. ��k yumu�ak bir sesle s�ylemeye ba�lad�.
"Uzun gece ��kmeden,
son, �mitsiz sava�ta
da�lar n�bet tutacak,
ve �l�ler koruyacak,
��nk� mezar engel de�ildir �a�r�ma."
"�te bu." Bartim, Thom'u dinleyen kalabal�klardan para toplamaya ba�lad���n�
g�rmeye ba�lam� gibi s�r�tt�. "�te bu. B�y�k Boru Av�. Sen bunu anlat, burada �at�
kiri�lerinden as�l�rlar. Herkes bildiriyi duydu."
Thom h�l� binlerce kilometre uzakta gibiydi, bu y�zden Rand konu�tu, "Bu tarafa
gelecek dostlar�m�z� ar�yoruz. Bat�dan. Son bir iki haftada buradan ge�en yabanc�
oldu mu?"
"Birka� tane," dedi Bartim yava��a. "Hem do�udan, hem bat�dan hep birka� yabanc�
ge�er." Aniden ihtiyat kazanarak, s�rayla hepsine teker teker bakt�. "Bu
dostlar�n�z neye benziyor?"
Rand a�z�n� a�t�, ama gitti�i yerden aniden d�nen Thom, ona �f-
D�NYANIN G�Z� 4Q1
keli, susturucu bir bak� f�rlatt�. ��k �ileden ��km��as�na i�ini �ekerek hanaya
d�nd�. "�ki adam ve �� kad�n," dedi g�n�ls�zce. "Birlikte olabilirler de,
olmayabilirler de." Hepsini kabaca, birka� kelimeyle tarif etti. G�ren birinin
tan�yabilece�i, ama kim olduklar�n� a���a vurmayacak kadar.
Bartim bir eliyle kafas�n� ovalad�, incelen sa�lar�n� kar�t�rd� ve yava��a aya�a
kalkt�. "Burada g�steri yapmay� unut, ��k. Asl�nda, �arab�n� i�ip gidersen memnun
olurum. Ak�ll�ysan Beyazk�pr�'y� terk edersin."
"Onlar� soran ba�kalar� da m� oldu?" Thom alaca�� yan�t d�nyadaki en �nemsiz �eymi�
gibi i�kisinden bir yudum ald� ve hanc�ya bir ka��n� kald�rd�. "Kim olabilir
acaba?"
Bartim sa��n� yine s�vazlad� ve gidecekmi� gibi ayak de�i�tirdi, sonra kendi
kendine ba��n� sallad�. "Hat�rlad���m kadar�yla yakla��k bir hafta �nce, k�pr�den
sinsi g�r�n�l� bir adam geldi. Herkes deli oldu�unu d��nd�. Devaml� kendi kendine
konu�uyordu, yerinde dururken bile hareket etmeye devam ediyordu. Ayn� insanlar�
sordu... baz�lar�n�. �nemliymi� gibi soruyordu, sonra yan�t�n ne oldu�una al-
d�rm�yormu� gibi yap�yordu. Bir an burada onlar� beklemesi gerekti�ini, ba�ka bir
an gitmesi gerekti�ini, acelesi oldu�unu s�yl�yordu. Bir an m�z�ldan�yor,
yalvar�yor, bir sonraki an bir kral gibi taleplerde bulunuyordu. Bir iki sefer,
deli ya da de�il, kendini d�vd�rtmeyi ba�ard�. N�bet�iler kendi g�venli�i i�in onu
g�zalt�na ald�. Ayn� g�n kendi kendine konu�arak, s�zlanarak Caemlyn'e do�ru yola
��kt�. Dedi�im gibi, deliydi."
Rand, Thom ve Mat'e soru dolu g�zlerle bakt� ve ikisi de ba�lar�n� iki yana
sallad�. Bu sinsi g�r�n�l� adam onlar� ar�yor olsa bile, kimsenin tan�d��� biri
de�ildi.
"Ayn� insanlar� sordu�undan emin inisin?" dedi Rand.
"Baz�lar�n�. Sava��� adam ve ipekli kad�n. Ama as�l ilgilendi�i onlar de�ildi. ��
k�yl� o�lanla ilgileniyordu." G�zleri Rand ile Mat'e kayd�, sonra o kadar �abuk
ka�t� ki, Rand o bak�� g�rd� m�, hayal ; mi etti, emin olamad�. "Onlar� bulmay�
��lg�nca istiyordu. Ama dedi�im gibi, deliydi."
Rand �rperdi, deli adam�n kim olabilece�ini, neden onlar� arad���-
406
ROBERTJORDAN
n� merak etti. Bir Karanl�kdostu mu? Ba'alzamon deli bir adam� kullan�r m�yd�?
"O deliydi, ama di�eri..." Bartim'in g�zleri huzursuzca kayd�, onlar� �slatacak
t�k�r�k bulam�yormu� gibi dilini dudaklar�nda gezdirdi. "Ertesi g�n... di�eri ilk
kez geldi." Sustu.
"Di�eri ini?" diye cesaretlendirdi Thom sonunda.
Bartim �evresine bak�nd�, ama odan�n o k�sm�, onlar d��nda bo�tu. Hatta
ayaku�lar�nda y�kseldi ve al�ak duvar�n �zerinden bakt�. Sonunda konu�tu�unda,
h�zl� bir f�s�lt� ile konu�uyordu.
"Tamamen siyahlara b�r�nm�t�. Pelerininin ba�l���n� �yle �ekmi�ti ki, y�z�
g�r�nm�yordu, ama sana bakt���n� hissedebiliyordun, belkemi�ine saplanm� bir buz
par�as� gibi hissediyordun. O... o benimle konu�tu." �rkildi, duda��n� �i�nemek
i�in sustu, sonra devam etti. "Sesi �l� yapraklar�n �zerinde k�vranan y�lan
gibiydi. Geldi�i her seferinde ayn� sorular� soruyor. Deli adam�n sordu�u sorular�n
ayn�s�n�. Kimse geldi�ini g�rm�yor -gece ya da g�nd�z, aniden orada be-liriveriyor
ve seni oldu�un yerde donduruyor. �nsanlar omuzlar�n�n �st�nden bakmaya ba�lad�. En
k�t�s�, kap� n�bet�ileri ne gelirken, ne de giderken kap�lar�n hi�birinden
ge�medi�ini iddia ediyor."
Rand y�z�n� ifadesiz tutmak i�in u�ra�t�; di�lerini �yle s�kt� ki, �enesi a�r�maya
ba�lad�. Mat ka�lar�n� �att�, Thom �arab�n� incelemeye ba�lad�. Hi�birinin telaffuz
etmek istemedi�i s�zc�k, aralar�nda as�l�yd�. Myrddraal.
"San�r�m �yle biriyle kar��la�sam hat�rlard�m," dedi Thom bir an sonra.
Bartim'in ba�� �fkeyle salland�. "Yak beni, hat�rlard�n. I����n ger�e�i,
hat�rlard�n. O... o da deli adam�n arad��� ayn� grubu soa�yor, ama yanlar�nda bir
de k�z oldu�unu s�yl�yor. Ve" -yan yan Thom'a bakt�- "bir de beyaz sa�l� bir ��k."
Thom'un ka�lar� Rand'�n rol olmayan bir �a�k�nl�k oldu�unu d��nd��� �ekilde havaya
kalkt�. "Beyaz sa�l� bir ��k m�? Eh, d�nyada ya��n� birazc�k alm� tek ��k ben
de�ilim. Seni temin ederim, bu adam� tan�m�yorum ve beni aramak i�in hi�bir sebebi
olamaz."
"Olabilir," dedi Bartim as�k suratla. "Uzun uzun anlatmad�, ama bu insanlara yard�m
etmeye kalkanlara ya da saklamaya �al�anlara �ok
D�NYANIN G�Z� 4QZ
k�zaca�� izlenimini edindim. Her neyse, ona ne s�yledi�imi s�yleyeyim. Hi�birini
g�rmedi�imi, duymad���m� s�yledim ve do�rusu da bu. Hi�birini," diye bitirdi imal�
imal�. Aniden Thom'un paras�n� masaya �arpt�. "�arab�n�z� bitirin ve gidin. Tamam
m�? Tamam m�?" Ve omzunun �zerinden bakarak, elinden geldi�ince h�zla uzakla�t�.
"Bir Soluk," diye nefes verdi Mat hanc� gittikten sonra. "Burada bizi arayacaklar�
akl�ma gelmeliydi."
"Ve d�necek," dedi Thom, masaya yaslan�p sesini al�altarak. "Bence gizlice arkadan
��kal�m ve Kaptan Domon'un �nerisini kabul edelim. Av, Caemlyn yolu �zerinde
yo�unla��rken biz Ulian yolunda, Myrddraallerin bizi bekledi�i yerin bin be� y�z
kilometre uza��nda oluruz."
"Hay�r," dedi Rand kararl�l�kla. "Ya Moiraine ve di�erlerini Beyaz-k�pr�'de
bekleriz, ya da Caemlyn'e gideriz. Ya biri, ya di�eri, Thom. Buna karar vermi�tik."
"Bu delilik, evlat. Olaylar de�i�ti. Beni dinle. Bu hana ne derse desin, bir
Myrddraal ona bak�lar�n� dikti�inde ne i�ti�imize, �izmelerimizde ne kadar toz
oldu�una kadar her �eyi anlatacakt�r." Rand So-luk'un g�zs�z bak�lar�n�
hat�rlayarak �rperdi. "Caemlyn'e gelince... Sence Yar�-insanlar Tar Valon'a ula�mak
istedi�ini bilmiyorlar m�? G�neye giden bir teknede olmak i�in iyi bir zaman bu."
"Hay�r, Thom." Rand, Soluklar�n bakt��� yerden bin be� y�z kilometre uzakta olmay�
hayal ederken, s�zc�kleri s�ylemek i�in kendini zorlamak zorunda kald�, ama derin
bir nefes ald� ve sesine kararl�l�k kazand�rmay� ba�ard�. "Hay�r."
"D��n, evlat. Ulian! D�nya �zerinde daha ihti�aml� bir �ehir yoktur. Ve B�y�k Boru
Av�! Neredeyse d�rt y�zy�ld�r Boru Av� olmad�. Olu�may� bekleyen yepyeni bir
hikayeler devri. Bir d��n. B�yle bir �eyi hayal bile etmemi�sindir. Myddraaller
nereye gitti�inizi anlayana kadar �ylesine ihtiyarlam�, torunlar�n�z� izlemekten
�ylesine b�km� olursunuz ki, sizi bulup bulmad�klar�na ald�rmazs�n�z bile."
Rand'�n y�z� inat�� bir ifade kazand�. "Ka� kez hay�r demeliyim? Nereye gidersek
gidelim bizi bulurlar. Ulian'da bekleyen Soluklar da olacak. Hem, r�yalardan nas�l
ka�aca��z? Bana neler oldu�unu ��renmek istiyorum, Thom, ve neden oldu�unu. Ben Tar
Valon'a gidiyo-
408
ROBERTJORDAN
mm. Elimden gelirse Moiraine ile birlikte; zorunlu kal�rsam yaln�z. ��renmek
zorunday�m."
"Ama Illian, evlat! Ve onlar ba�ka y�ne bakarkan g�ven i�inde �rmaktan a�a��
gidece�iz. Kan ve k�ller, r�yalar sana zarar veremez."
Rand sessiz kald�. R�yalar zarar veremez mi? R�yalardaki dikenler ger�ek kan
��kar�r m�?B� an Thom'a o r�yay� da anlatm� olmay� diledi. Herhangi birine
anlatmaya cesaretin var m�?Ba'alzamon r�yalar�na giriyor, ama art�k r�ya ile ger�ek
aras�nda ne fark var? Karanl�k Varhk'�n sana dokundu�unu kime anlatmaya cesaret
edebilirsin?
Thom anlam� g�r�nd�. ����n y�z� yumu�ad�. "O r�yalar bile, evlat. Yine de r�ya,
de�il mi? I��k a�k�na, Mat, konu� onunla. En az�ndan senin Tar Valon'a gitmek
istemedi�ini biliyorum."
Mat'in y�z� yan utan�, yan k�zg�nl�kla k�zard�. Rand'a bakmaktan ka��nd�, onun
yerine Thom'a ka�lar�n� �att�. "Neden bu kadar zahmete giriyorsun? Tekneye mi
d�nmek istiyorsun? Tekneye git o zaman. Biz kendi ba��m�z�n �aresine bakar�z."
����n ince omuzlar� sessiz kahkahalarla sars�ld�, ama sesi �fkeyle gerilmi�ti.
"Myrddraaller hakk�nda, ka�man�za yetecek kadar �ok �ey bildi�inizi san�yorsunuz,
�yle mi? Tar Valon'a yaln�z ba��n�za gideceksiniz ve derdinizi Amyrlin Makam�'na
kendiniz anlatacaks�n�z, �yle mi? Bir Ajah'� bir di�erinden ay�rt edebiliyor
musunuz? I��k beni yaks�n, evlat, Tar Valon'a yaln�z ula�abilece�inizi
san�yorsan�z, bana gitmemi s�yleyin."
"Git," diye g�rledi Mat, bir elini pelerininin alt�na kayd�rarak. Rand �ok i�inde,
Shadar Logoth'dan ald��� han�eri kavrad���n�, hatta belki kullanmaya haz�rland���n�
fark etti.
Oday� b�len al�ak duvar�n �teki yan�ndan bet kahkahalar y�kseldi, k���mseme dolu
bir ses ba��rarak konu�tu.
"Trolloclar m�? �zerine bir ��k pelerini at, adam! Sarho�sun sen! Trolloclarm�!
S�n�rboylar� masallar�!"
S�zc�kler, �fkeyi bir kova dolusu so�uk su gibi s�nd�rd�. Mat bile g�zleri
irile�erek duvara d�nd�.
Rand duvar�n �zerinden �te yan� g�recek kadar do�ruldu, sonra midesi b�z�lerek
e�ildi. Duvar�n di�er yan�nda, i�eri girdiklerinde iki
D�NYAN�N ��Z� 402
adam�n oturdu�u, arkadaki masaya Floran Gelb gelmi�ti. Adamlar ona g�l�yorlard�,
ama dinliyorlard� da. Bartim, silinmeye fazlas�yla ihtiyac� olan bir masay�
siliyordu. Gelb'e ve iki adama bakm�yordu, ama o da dinliyordu. Havlusunu ayn�
noktaya s�rt�p duruyor, o tarafa d�ecek kadar e�iliyordu.
"Gelb," diye f�s�ldad� Rand sandalyesine ��kerken. Di�erleri gerildi. Thom h�zla
odan�n bu yan�n� inceledi.
Duvar�n �te yan�nda ikinci adam�n sesi ��nlad�. "Hay�r, hay�r, Trol-loclar eskiden
vard�. Ama hepsini Trolloc Sava�lan'nda �ld�rd�k."
"S�n�rboylar� masalllar�!" diye tekrarlad� birindi adam.
"Do�ru, diyorum size," diye itiraz etti Gelb y�ksek sesle. "S�n�r-boylar�'na
gittim. Trolloc g�rd�m ve ad�m gibi eminim, onlar Trolloc-tu. O ��� Trolloclar�n
onlar� kovalad���n� iddia etti, ama ben do�rusunu biliyorum. Bu y�zden Serpintide
kalmad�m. Bir s�redir Bayie Domon'dan ��pheleniyordum, ama o ���n�n Karanhkdostu
oldu�u kesin, size s�yl�yorum..." Kahkahalar ve kaba �akalar, Gelb'in s�zlerinin
geri kalan�n� bo�du.
Hanc� "o ���n�n" tasvirini dinleyene kadar ne kadar zaman ge�er, diye merak etti
Rand. Elbette �imdiye dek duymad�ysa. �oktan g�rd��� o �� yabanc�n�n �zerine
atlamak �zere de�ilse. Ortak odan�n kendi oturduklar� yar�s�n�n tek ��k� kap�s�,
onlar� Gelb'in masas�n�n tam yan�ndan ge�irecekti.
"Belki tekne k�t� bir fikir de�ildir," diye m�r�ldand� Mat, ama Thom ba��n� iki
yana sallad�.
"Art�k de�il." ��k yumu�ak bir sesle ve h�zl� konu�uyordu. Kaptan Domon'un verdi�i
deri keseyi ��kard� ve paray� tela�la ��e b�ld�. "Herhangi biri inans�n ya da
inanmas�n, o hikaye bir saat sonra b�t�n kasabaya yay�l�r ve Yar�-insan her an
duyabilir. Domon, yar�n sabaha kadar yola ��km�yor. En iyi durumda, pe�inde onu ta
Illian'a kadar kovalayan Trolloclar bulur. Eh, bir sebepten zaten bunu yar�
bekliyor gibiydi, ama bunun bize bir faydas� yok. Ka�maktan ba�ka yapacak �ey yok."
Mat h�zla Thom'un �n�ne itti�i paralan cebine soktu. Rand kendi y���n�n� daha yava�
ald�. Moiraine'in verdi�i para bunlar�n i�inde de�ildi. Domon, ayn� a��rl�kta g�m�
vermi�ti, ama Rand, anlayamad���
408
ROBERTJORDAN
rum. Elimden gelirse Moiraine ile birlikte; zorunlu kal�rsam yaln�z. ��renmek
zorunday�m."
"Ama Illian, evlat! Ve onlar ba�ka y�ne bakarkan g�ven i�inde �rmaktan a�a��
gidece�iz. Kan ve k�ller, r�yalar sana zarar veremez."
Rand sessiz kald�. R�yalar zarar veremez mi? R�yalardaki dikenler ger�ek kan
��kar�r m�? Bir an Thom'a o r�yay� da anlatm� olmay� diledi. Herhangi birine
anlatmaya cesaretin var m�? Ba'alzamon r�yalar�na giriyor, ama art�k r�ya ile
ger�ek aras�nda ne fark var? Karanl�k Varl�k'm sana dokundu�unu kime anlatmaya
cesaret edebilirsin?
Thom anlam� g�r�nd�. ����n y�z� yumu�ad�. "O r�yalar bile, evlat. Yine de r�ya,
de�il mi? I��k a�k�na, Mat, konu� onunla. En az�ndan senin Tar Valon'a gitmek
istemedi�ini biliyorum."
Mat'in y�z� yar� utan�, yar� k�zg�nl�kla k�zard�. Rand'a bakmaktan ka��nd�, onun
yerine Thom'a ka�lar�n� �att�. "Neden bu kadar zahmete giriyorsun? Tekneye mi
d�nmek istiyorsun? Tekneye git o zaman. Biz kendi ba��m�z�n �aresine bakar�z."
����n ince omuzlar� sessiz kahkahalarla sars�ld�, ama sesi �fkeyle gerilmi�ti.
"Myrddraaller hakk�nda, ka�man�za yetecek kadar �ok �ey bildi�inizi san�yorsunuz,
�yle mi? Tar Valon'a yaln�z ba��n�za gideceksiniz ve derdinizi Amyrlin Makam�'na
kendiniz anlatacaks�n�z, �yle mi? Bir Ajah'� bir di�erinden ay�rt edebiliyor
musunuz? I��k beni yaks�n, evlat, Tar Valon'a yaln�z ula�abilece�inizi
san�yorsan�z, bana gitmemi s�yleyin."
"Git," diye g�rledi Mat, bir elini pelerininin alt�na kayd�rarak. Rand �ok i�inde,
Shadar Logoth'dan ald��� han�eri kavrad���n�, hatta belki kullanmaya haz�rland���n�
fark etti.
Oday� b�len al�ak duvar�n �teki yan�ndan bet kahkahalar y�kseldi, k���mseme dolu
bir ses ba��rarak konu�tu.
"Trolloclar m�? �zerine bir ��k pelerini at, adam! Sarho�sun sen! Trolloclarm�!
S�n�rboylar� masallar�!"
S�zc�kler, �fkeyi bir kova dolusu so�uk su gibi s�nd�rd�. Mat bile^ g�zleri
irile�erek duvara d�nd�.
Rand duvar�n �zerinden �te yan� g�recek kadar do�ruldu, sonra midesi b�z�lerek
e�ildi. Duvar�n di�er yan�nda, i�eri girdiklerinde iki
D�NYANIN G�Z� M�
adam�n oturdu�u, arkadaki masaya Floran Gelb gelmi�ti. Adamlar ona g�l�yorlard�,
ama dinliyorlard� da. Bartim, silinmeye fazlas�yla ihtiyac� olan bir masay�
siliyordu. Gelb'e ve iki adama bakm�yordu, ama o da dinliyordu. Havlusunu ayn�
noktaya s�rt�p duruyor, o tarafa d�ecek kadar e�iliyordu.
"Gelb," diye f�s�ldad� Rand sandalyesine ��kerken. Di�erleri gerildi. Thom h�zla
odan�n bu yan�n� inceledi.
Duvar�n �te yan�nda ikinci adam�n sesi ��nlad�. "Hay�r, hay�r, Trol-loclar eskiden
vard�. Ama hepsini Trolloc Sava�lar�'nda �ld�rd�k."
"S�n�rboylar� masalllan!" diye tekrarlad� birindi adam.
"Do�ru, diyorum size," diye itiraz etti Gelb y�ksek sesle. "S�n�r-boylar�'na
gittim. Trolloc g�rd�m ve ad�m gibi eminim, onlar Trolloc-tu. O ��� Trolloclar�n
onlar� kovalad���n� iddia etti, ama ben do�rusunu biliyorum. Bu y�zden Serpintide
kalmad�m. Bir s�redir Bayie Domon'dan ��pheleniyordum, ama o ���n�n Karanl�kdostu
oldu�u kesin, size s�yl�yorum..." Kahkahalar ve kaba �akalar, Gelb'in s�zlerinin
geri kalan�n� bo�du.
Hanc� "o ���n�n" tasvirini dinleyene kadar ne kadar zaman ge�er, diye merak etti
Rand. Elbette �imdiye dek duymad�ysa. �oktan g�rd��� o �� yabanc�n�n �zerine
atlamak �zere de�ilse. Ortak odan�n kendi oturduklar� yar�s�n�n tek ��k� kap�s�,
onlar� Gelb'in masas�n�n tam yan�ndan ge�irecekti.
"Belki tekne k�t� bir fikir de�ildir," diye m�r�ldand� Mat, ama Thom ba��n� iki
yana sallad�.
"Art�k de�il." ��k yumu�ak bir sesle ve h�zl� konu�uyordu. Kaptan Domon'un verdi�i
deri keseyi ��kard� ve paray� tela�la ��e b�ld�. "Herhangi biri inans�n ya da
inanmas�n, o hikaye bir saat sonra b�t�n kasabaya yay�l�r ve Yar�-insan her an
duyabilir. Domon, yar�n sabaha kadar yola ��km�yor. En iyi durumda, pe�inde onu ta
Illian'a kadar kovalayan Trolloclar bulur. Eh, bir sebepten zaten bunu yar�
bekliyor gibiydi, ama bunun bize bir faydas� yok. Ka�maktan ba�ka yapacak �ey yok,"
Mat h�zla Thom'un �n�ne itti�i paralar� cebine soktu. Rand kendi y���n�n� daha
yava� ald�. Moiraine'in verdi�i para bunlar�n i�inde de�ildi. Domon, ayn� a��rl�kta
g�m� vermi�ti, ama Rand, anlayamad���
410
ROBERTJORDAN
bir sebepten, Aes Sedai'nin paras�n� alm� olmay� tercih ediyordu. Paray� cebine
t�karak soru dolu g�zlerle ���a bakt�.
"Ayr� d�memiz olas�l���na kar��l�k," diye a��klad� Thom. "Muhtemelen d�meyiz, ama
ayr�l�rsak... eh, siz ikiniz ba��n�z�n �aresine bakabilirsiniz. �yi �ocuklars�n�z.
Ama kendi hat�r�n�za, Aes Sedailerden uzak durun."
"Bizimle kalaca��n� sanm�t�m," dedi Rand.
"Kalaca��m, evlat. Kalaca��m. Ama art�k yakla��yorlar ve neler olaca��n� ancak I��k
bilebilir. Eh, fark etmez. Bir �ey olma olas�l��� pek yok." Thom Mat'e bakarak
sustu. "Umar�m sizinle kalmama ald�rm�-yorsundur," dedi kuru kuru.
Mat omuz silkti. Teker teker di�erlerine bakt�, sonra yine omuz silkti. "Yaln�zca
sinirliyim. Bundan kurtulam�yorum sanki. Ne zaman nefes almak i�in dursak,
oradalar, bizi ar�yorlar. Sanki devaml� birisi arkamdan bak�yormu� gibi
hissediyorum. Ne yapaca��z?"
Duvar�n �te yan�nda bir kahkaha koptu; Gelb y�ksek sesle iki adam� ikna etmeye
�al��rken b�l�nen bir kahkaha. Daha ne kadar zaman�m�z var, diye merak etti Rand.
Bartim eninde sonunda Gelb'in �� ki�isi ile onlar� bir araya getirecekti.
Thom, sandalyesinden kalkt�, ama dikilmedi. Duvar�n �zerinden kay�ts�zca bakan hi�
kimse onu g�remezdi. Di�erlerine takip etmelerini i�aret ederek f�s�ldad�: "�ok
sessiz olun."
��minenin iki yan�ndaki pencereler, bir yan yola bak�yordu. Thom, pencerelerden
birini dikkatle inceledi, sonra s�k�arak ge�ebilecekleri kadar aralad�. Pencere
neredeyse hi� ses ��karmad�, al�ak duvar�n �tesindeki kahkaha ve itirazlar�n
�zerinden, bir metre �teden duyulamayacak kadar sessizce a��ld�.
Yan yola geldiklerinde Mat hemen caddeye y�r�meye ba�lad�, ama Thom kolunu
yakalad�. "O kadar �abuk de�il," dedi ��k ona. "Ne yapt���m�z� anlayana kadar
de�il." Thom pencereyi d�ar�dan, elinden geldi�ince indirdi ve yan yolu incelemek
i�in d�nd�.
Rand, Thom'un bak�lar�n� takip etti. Hana dayanm� yar�m d�zine ya�mur suyu f���s�
ile bir sonraki bina olan bir terzi at�lyesi d��nda sokak bo�tu. Toprak, kuru ve
tozluydu.
"Bunu neden yap�yorsun?" diye sordu Mat yine. "Bizi b�raksan da-
D�NYAN�N G�Z� 4�i
ha g�vende olursun. Neden bizimle kal�yorsun?"
Thom uzun s�re ona bakt�. "Bir ye�enim vard�, Ovvyn," dedi bitkinlik i�inde,
pelerinini ��kararak. Konu�urken battaniye rulosunu �zerine koydu, sonra dikkatle
alet kutular�n� en �ste yerle�tirdi. "Erkek karde�imin tek o�lu, ya�ayan tek
akrabam. Aes Sedailerle ba�� derde girdi, ama ben... ba�ka �eylerle �ok me�guld�m.
Ne yapabilirdim, bilmiyorum, ama sonunda denedi�imde, �ok ge�ti. Owyn birka� y�l
sonra �ld�. Onu Aes Sedailerin �ld�rd���n� de s�yleyebilirsin." Onlara bakmadan
s�rt�n� dikle�tirdi. Sesi h�l� sakindi, ama Rand ba��n� �evirirken g�zlerinde
ya�lar�n parlad���n� g�rd�. "Siz ikinizi Tar Va-lon'dan uzak tutabilirsem, belki
Owyn'i d��nmeyi b�rakabilirim. Burada bekleyin." Onlara bakmaktan ka��narak yol
a�z�na seyirtti, oraya ula�madan yava�lad�. H�zla �evresine bak�nd�ktan sonra
kay�ts�zca caddeye ��kt� ve g�zden kayboldu.
Mat, takip etmek i�in do�rulacak oldu, sonra yine oturdu. "Bunlar�
b�rakmayacakt�r," dedi, deri alet �antalar�na dokunarak. "Hikayesine inan�yor
musun?"
Rand sab�rla ya�mur f���lar�n�n yan�na ��kt�. "Sana neler oluyor, Mat? Sen b�yle
de�ilsindir. G�nlerdir kahkaha att���n� duymad�m."
"Tav�an gibi kovalanmaktan ho�lanm�yorum," diye terslendi Mat. ��ini �ekti, ba��n�
han�n tu�la duvar�na dayad�. O durumda bile gergin g�r�n�yordu. G�zleri ihtiyatla
doland�. "�zg�n�m. Ka�mak, bunca yabanc� ve... ve her �ey y�z�nden. Beni
gerginle�tiriyor. Birine bak�yorum ve Soluklara bizden bahsedece�ini, bizi
aldataca��n�, soyaca��n� san�yorum... I��k, Rand, bu senin de sinirlerini bozmuyor
mu?"
Rand g�ld�, bo�az�n�n arkas�ndan h�zl�, havlama gibi bir g�l�. "Sinirli olamayacak
kadar korkuyorum."
"Sence Aes Sedailer ye�enine ne yapm�t�r?"
"Bilmiyorum," dedi Rand huzursuzca. Bir erke�in ba��n�n Aes Sedailerle girebilece�i
tek t�r dert biliyordu. "Bizim gibi de�ildi, herhalde."
"Hay�r. Bizim gibi de�il."
Bir s�re konu�madan duvara yasland�lar. Rand ne kadar beklediklerinden emin
de�ildi. Muhtemelen birka� dakika, ama Thom'un d�nmesini beklerken, Bartim'in ve
Gelb'in pencereyi a��p, onlar�n Karan-
412
ROBERTJORDAN
l�kdostlar� oldu�unu ilan etmesinden korkarken bir saat ge�mi� gibi geldi. Sonra
k�eyi bir adam d�nd�, pelerinin ba�l���n� y�z�n� saklayacak �ekilde �ekmi�, uzun
boylu bir adam. Pelerini soka��n ����nda gece gibi karanl�kt�.
Rand aya�a kalkt�. Bir eli Tam'in k�l�c�n�n kabzas�n� �yle kavram�t� ki, parmak
bo�umlan ac�yordu. A�z� kurumu�tu ve ne kadar yutkunursa yutkunsun, faydas� olmad�.
Mat bir elini pelerininin alt�na kayd�rarak ��meldi.
Adam yakla�t� ve her ad�m� ile Rand'�n bo�az� daha da t�kand�. Adam aniden durdu ve
ba�l���n� arkaya att�. Rand'�n dizleri bo�anacak gibi oldu. Gelen Thom'du.
"Eh, e�er beni siz tan�mad�ysan�z" -��k s�r�tt�- "demek kap�lardan ge�meye yetecek
kadar de�i�mi�im."
Thom aralar�ndan ge�ti ve yama kapl� pelerinindeki e�yalar� yeni pelerinine �yle
beceriyle aktard� ki, Rand hi�birinin ne oldu�unu ��karamad�. Rand yeni pelerinin
koyu kahverengi oldu�unu g�rd�. Derin, peri�an bir nefes ald�; h�l� birisi bo�az�n�
s�k�yormu� gibi geliyordu. Kahverengi, siyah de�il. Mat'in eli h�l� pelerininin
alt�ndayd� ve Thom'un s�rt�na, gizli han�erini kullanmay� d��n�yormu� gibi
bak�yordu.
Thom ba��n� kald�rd�, sonra daha keskin bir bak� f�rlatt� onlara. "Bu �rkekle�ecek
zaman de�il." Beceriyle eski pelerinini alet �antalar�n�n �evresinde toplad�.
Yamalar g�r�nmesin diye tersy�z etmi�ti. "Teker teker ��kaca��z ve ancak
birbirimizi kaybetmeyecek kadar yak�n duraca��z. Bu �ekilde hat�rlanmamal�y�z. Sen
s�rt�n� kamburla�t�ra-bilir misin?" diye ekledi Rand'a. "Boyunun uzunlu�u bir
bayrak kadar k�t�." Pelerinden yapt��� boh�ay� omzunun �zerine att� ve ba�l���n�
yine ba��na �ekerek durdu. Beyaz sa�l� bir ���a hi� de benzemiyordu. Yaln�zca bir
ba�ka yolcuydu; de�il bir araba, bir at bile alamayacak kadar fakir bir yolcu.
"Gidelim. Zaten �ok fazla zaman harcad�k.'
Rand hararetle onaylad�, ama yine de sokaktan meydana ��karken teredd�t etti. Ge�en
tek t�k insan ona ikinci kez bakmad� bile -�o�u bir kez bile bakmad� ama Rand
omuzlar� d���m d���m olarak, s�~ radan insanlar� cinayet i�lemeye haz�r bir �eteye
�eviren "Karanl�kdos-tu" hayk�r��n� bekliyordu. G�zleri meydanda, g�nl�k i�lerinin
pe�in-
D�NYANIN G�Z� 411
de ko�turan insanlar�n �zerinde gezindi ve ba�lad��� yere d�nd��� zaman meydan�n
yar�s�n� ge�mi� bir Myrddraal buldu.
Soluk'un nereden geldi�ini tahmin edemiyordu, ama yava� bir �l�mc�ll�k ile, av�n�
saptam� bir avc� gibi ���ne do�ru y�r�yordu. �nsanlar siyah pelerinli �ekilden
uzakla�t�lar, ona bakmaktan ka��nd�lar. �nsanlar aniden ba�ka yerde i�leri oldu�una
karar verince^mey-dan bo�ald�.
Siyah ba�l�k Rand'� oldu�u yerde dondurdu. Bo�lu�u �a��rmaya �al�t�, ama duman
yakalamaya �al�maktan bir fark� yoktu. Soluk'un gizli bak�lar� onu kemiklerine
kadar kesti, iliklerini buza �evirdi.
"Y�z�ne bakmay�n," diye m�r�ldand� Thom. Sesi titriyor ve �atl�yordu, s�zc�kler
zorla ��k�yormu� gibi geliyordu. "I��k sizi yaks�n, y�z�ne bakmay�n!"
Rand g�zlerini �ekilden kopard� -neredeyse inleyecekti; y�z�nden bir s�l�k kopar�r
gibi hissetmi�ti- ama meydan�n ta�lar�na bakarken bile, Myrddraal'in geldi�ini
hissedebiliyordu, bir kedinin fareyle oynamas� gibiydi, ka�mak i�in nafile �aba
g�stermeleri ile e�leniyordu, sonunda �enelerini kapatacakt�. Soluk, aralar�ndaki
mesafeyi yar�lad�. "Burada durup bekleyecek miyiz?" diye m�r�ldand�. "Ka�mal�y�z...
uzakla�mal�y�z." Ama ayaklar�n� k�p�rdatamad�.
Mat sonunda yakut kabzal� han�erini ��karm�, titrek elinde tutuyordu. Dudaklar�
korku ile h�rlar gibi di�lerinin �zerine gerilmi�ti.
"Sence..." Thom durup yutkundu, sonra bo�uk sesle devam etti. "Sence ondan
ka�abilir misin, evlat?" Kendi kendine m�r�ldanmaya ba�lad�; Rand'�n ��karabildi�i
tek s�zc�k "Owyn," oldu. Thom aniden h�rlad�, "Sizin i�lerinize hi� kar�mamal�yd�m.
Hi�." S�rt�ndaki ��k pelerini boh�as�n� ald� ve Rand'�n kollar�na b�rakt�. "Buna
iyi bak. Ben ka��n dedi�im zaman ka��n ve Caemlyn'e varana kadar da durmay�n.
Krali�enin Takdisi. Bir han. Bunu unutmay�n, e�er ben... Unutmay�n i�te."
"Anlam�yorum," dedi Rand. Myrddraal �imdi yirmi ad�m �tedeydi. Rand'�n ayaklar�na
kur�un a��rl�klar ba�lanm� gibi geliyordu.
"Unutmay�n dedim!" diye h�rlad� Thom. "Krali�enin Takdisi. �imdi- KA�IN!"
Ko�maya ba�lamalar� i�in omuzlar�na ellerini koyup ittirdi. Rand
ROBERTJORDAN
Mat yan�nda, ko�maya ba�lad�.
Tho * d, ulun. �s�z bi, k�taeme ile ��id, � � * arkadan de�il, Myrddrrfe do�n, W
e, W ***< gibi -ruldu ve ^ be,�. R�d *�*..
,. . ' * dutan 5�yah k,ton,n kabzasma gitti, ama A�.g.n uzun ba-*, od m
*yi K,z,a a5t, Siya,, U� y- ta-d- �*�-dln t�I My,dd,�l'� �^ �e ikisi bi, y�.n
ha.ind. yere y�d,.
ve
diye ba��rmay� ba�ard�.
Rand itaat etti. �.�m ���l�klar, arkalarmdan geldi. Thom'un boh�as�n� g��s�ne
bas�rarak, ko�ab�ld.g� kadar^ h�zl� ll dn kasabaya yay�l�rken, Rand
ve Mat bir korku
Bibi kaklar. Obanla, �*^~ u. Kepenkler g�mleyerek ^-^^1 do
sokakta

ya da ayaklar alt�nda ezildi. Beyazk�pr�, tekmelenmi� bir kar�nca yu vasi gibi


kayn�yordu. h k.
Rand ve Mat kaplara ko�arken Rand amden Tho^n boy. _ k�nda s�ylediklerini
hat�rlad,. Yava�lamadan, kambur dua yormj J bi g�r�nmemeye �al�arak elinden
geldi�ince S1rtm b�km. yah demir bantlarla ba�lanm� kahn tahtalardan yap^^
duruyordu. Ucuz g�r�n�l�, beyaz yakal�, k�rm�z� zincir z�rh ve �elik mi�fer giymi�
kap, n�be*�eri karg�lar�n� elleyerek kasabaya bak�yordu. �^ Ma^e bakt�, ama kap�dan
ko�arak ��kan yaln�z ak�nt� kaynayarak kap�lardan ge�iyordu, nefes nn, tutuyor,
a�layan kad�nlar bebeklerini ^ lar�n� �eki�tiriyor, solgun y�zl� esnaf �nl�kler,
aletlerini kavrayarak ko�uyorlard�.
J
kanla-
d
D�NYANIN G�Z� ili
Rand ko�arken sersem sersem, nereye gittiklerini kimsenin anlamayaca��n� d��nd�.
Thom. Ah, I��k beni kurtar, Thom.
Mat yan�nda sendeledi, dengesini sa�lad� ve ka�an insanlar� pe�lerinde b�rakarak,
kasaba ve Beyazk�pr� iyice arkalar�nda kalana kadar ko�tular.
Sonunda Rand tozlar�n i�inde, dizlerinin �st�ne ��kt�, bo�az� ac�yarak derin,
peri�an nefesler ald�. Arkada, ��plak a�a�lar�n aras�nda g�zden kaybolan yol bo�tu.
Mat onu �eki�tirdi.
"Hadi. Hadi." S�zc�kleri nefes nefese s�yl�yordu. Y�z� ter ve tozla �izgi �izgi
olmu�tu ve yere y���lmak �zereymi� gibi g�r�n�yordu. "Devam etmeliyiz."
\
"Thom," dedi Rand. Kollar�ndaki boh�ay� s�kt�; alet kutular� i�inde sert
yumrulard�. "Thom."
"�ld�. G�rd�n. Duydun. I��k, Rand, o �ld�!"
"Sence Egwene, Moiraine ve di�erleri de �lm� m�d�r? E�er �lm�lerse, neden
Myrddraaller h�l� pe�lerinde? Bana bunu s�yle."
Mat tozlar�n i�inde, yan�na diz ��kt�. "Tamam. Belki ya��yorlard�r. Ama Thom -
G�rd�n! Kan ve k�ller, Rand, ayn� �ey bizim de ba��m�za gelebilir."
Rand yava��a ba��n� sallad�. Arkalar�ndaki yol h�l� bo�tu. Thom'un b�y�klar�n�
�fleyerek, ne kadar ba�belas� �eyler olduklar�n� s�yleyerek arkalar�nda belirmesini
bekliyordu -en az�ndan umuyordu. Caemlyn'de Krali�enin Takdisi. Aya�a kalkt� ve
Thom'un boh�as�n� battaniye rulosunun yanma, s�rt�na att�. Mat k�s�k g�zlerle,
ihtiyatla ona bakt�.
"Gidelim," dedi Rand ve Caemlyn'e do�ru y�r�meye ba�lad�. Mat'in m�r�ldand���n�
duydu. Delikanl� biraz sonra Rand'� yakalad�.
Ba�lan �nlerinde, konu�madan tozlu yolda bata ��ka ilerlediler. R�zgar yollar�n�n
�zerinde toz hortumlar� u�uruyordu. Rand zaman zaman arkas�na bak�yordu, ama
arkadaki yol hep bo�tu.
77
FIRTINADAN KA�ARKEN
Perrin a��r a��r g�ney ve do�uya yolculuk eden Tuatha'anlarla ge�en g�nler i�in
endi�eleniyordu. Gezginler acele etme ihtiyac� hissetmiyordu; hi� hissetmezlerdi.
Rengarenk arabalar�yla, sabahleyin g�ne� ufukta iyice y�kselmeden yola ��km�yor,
uygun bir nokta bulurlarsa hen�z ak�am olmadan duruyorlard�. K�pekler ve �ocuklar
rahat�a arabalar�n yan�na ko�turuyor, ayak uydurmakta g��l�k �ekmiyorlard�. Daha
fazla ya da daha h�zl� gitme �nerileri, kahkahalar ya da belki, "Ah, ama zavall�
atlar�n bu kadar �ok �al�mas�n� ister misin?" s�zleri ile kar��lan�yordu.
Perrin, Elyas'�n duygular�n� payla�mamas�na �a��r�yordu. Elyas arabalara binmiyordu
-y�r�meyi tercih ediyor, zaman zaman toplulu�un �n�nden gidiyordu- ama ayr�lmay�
hi� �nermiyor, h�zlanmalar� i�in �srar etmiyordu.
Tuhaf, deri giysileri i�indeki, sakall� adam, nazik Tuatha'anlardan o kadar
farkl�yd� ki, arabalar�n aras�nda nereye giderse gitsin s�r�t�yordu. Kamp�n �te
ucundan bak�lsa bile Elyas'� halktan biri ile kar�t�rman�n imkan� yoktu ve bunun
tek sebebi giysileri de�ildi. Elyas bir kurdun tembel zerafeti ile hareket ediyor,
k�rk giysileri ve �apkas� bunun ancak ak�n� �iziyordu. Adam, ate�in �s� yaymas�
gibi yo�un bir tehlike duygusu yay�yordu ve Gezginler ile aras�ndaki kar��tl�k
keskindi. Gen� ya da ya�l�, halk�n duru�u co�kuluydu. Zerafetlerinde tehlike de�il,
yaln�zca sevin� vard�. �ocuklar�, salt hareket etme zev-kiyle f�rlay�p
ge�iyorlard�, ama Tuatha'anlar aras�nda gri-sakallar�n ve b�y�kannelerin de
ad�mlar� hafif, y�r�y�leri vakarl�, fakat canl� bir
D�NYANIN G�Z� 117
dans gibiydi. Halk�n t�m�, yerlerinde k�p�rdamadan dururken bile, kampta m�zik
olmad��� nadir zamanlarda bile her an dans etmeye ba�layacak gibi g�r�n�yordu.
Kemanlar, fl�tler, santurlar, kanunlar ve davullar her saat arabalar�n �evresinde,
kampta ya da hareket halinde ezgiler yarat�yordu. Co�kulu �ark�lar, ne�eli
�ark�lar, g�len �ark�lar, h�z�nl� �ark�lar; kampta uyan�k biri varsa, genellikle
m�zik de olurdu.
Elyas, yan�ndan ge�ti�i her arabada selamlar ve g�l�msemeler ile kar��la��yor,
ba��nda durdu�u her ate�te, ne�eli bir s�zc�k ile kar��lan�yordu. Bu, halk�n
yabanc�lara g�sterdi�i y�z olmal�yd� -a��k, g�l�mseyen y�zler. Ama Perrin y�zeyin
alt�nda yar�-evcil bir geyi�in ih-tiyatl�l���n�n sakl� oldu�unu ��renmi�ti. Emond
Meydan�'ndan gelenlere y�nelttikleri g�l�msemelerin alt�nda derin bir �ey
yat�yordu, g�vende olup olmad�klar�n� merak eden bir �ey, g�nler ge�tik�e biraz
azalan bir �ey. Elyas varken ihtiyat g��l�yd�, t�pk� havada par�ldayan yaz ortas�
s�cakl��� gibi ve azalm�yordu. O bakmazken, ne yapaca��ndan emin de�illermi� gibi
devaml� onu izliyorlard�. Kamp�n i�inde y�r�rken, dans etmeye haz�r ayaklar ka�maya
da haz�r g�r�n�yordu.
Elyas, Halk�n Yapra��n Yolu ile, onlar�n kendisi ile oldu�undan daha rahat de�ildi.
Tuatha'anlar�n yan�ndayken dudaklar� devaml� b�k�l�yordu. Tam olarak tenezz�l
de�ildi ve kesinlikle k���mseme de�ildi, ama burada de�il ba�ka bir yerde, ba�ka
herhangi bir yerde olmay� tercih eder gibi g�r�n�yordu. Ama ne zaman Perrin halktan
ayr�lma konusunu a�sa, Elyas birka� g�n i�in dinlenmekle ilgili yat�t�r�c� s�zler
s�yl�yordu.
"Benimle kar��la�madan �nce zor zamanlar ya�ad�n�z," dedi Elyas, Perrin'in sordu�u
���nc� veya d�rd�nc� kez, "ve pe�inizde Trolloc-lar, Yar�-insanlar, ve dost olarak
bir Aes Sedai varken, daha da zor zamanlar ya�ayacaks�n�z." Ua'n�n kuru elma
pastas�ndan ald��� bir lokman�n �zerinden s�r�tt�. Perrin, adam g�l�mserken bile,
h�l� o sar� g�zleri rahats�z edici buluyordu. Belki de daha �ok g�l�mserken;
g�l�msemeler avc�n�n g�zlerine nadiren dokunuyordu. Elyas, her zamanki gibi bunun
i�in �ekilmi� k�t�klerin �zerine oturmay� reddederek Raen'in ate�inin yan�nda
uzanm�t�. "Kendini Aes Sedai'nin ellerine b�rakmak i�in bu kadar acele etme."
�l�
ROBERTJORDAN
"Ya Soluklar bizi bulursa? Biz burada oturmu� beklerken neden oyalans�nlar? �� kurt
onlan uzak tutamaz ve Gezginlerin bir faydas� olmaz. Kendilerini bile savunmazlar.
Trolloclar onlar� katleder ve bu bizim hatam�z olur. Her neyse, eninde sonunda
onlardan ayr�lmam�z gerekecek. Yak�nda olsa daha iyi."
"Bir �ey bana beklememi s�yl�yor. Yaln�zca birka� g�n."
"Bir �ey mi!"
"Gev�e, evlat. Ya�am� oldu�u gibi kabul et. Zorunluysan ka�, sava�, ve �ans�n
varken dinlen."
"Neden bahsediyorsun, bir �ey de ne?"
"�u pastadan al. ila benden ho�lanm�yor, ama ziyaret etti�imde beni iyi besledi�i
kesin. Halk�n kamplar�nda hep iyi yiyecekler bulursun."
"Ne 'bir �eyi'?" diye sordu Perrin. "E�er bize s�ylemedi�in bir �ey biliyorsan..."
Elyas, elindeki pasta diliminin �zerinden ka�lar�n� �att�, sonra dilimi indirdi ve
ellerindeki k�r�nt�lar� silkeledi. "Bir �ey," dedi sonunda, kendisi de tam olarak
anlamazm� gibi omuzlar�n� silkerek. "Bir �ey bana beklemenin �nemli oldu�unu
s�yl�yor. Birka� g�n daha. S�k s�k bu t�r duygular hissetmem, ama hissetti�im zaman
onlara g�venmeyi ��rendim. Ge�mi�te hayat�m� kurtard�lar. Bir �ekilde bu sefer
de�i�ik, ama �nemli. Bu a��k. Ka�maya devam etmek istiyorsan, ka�. Ben kalaca��m."
Perrin ka� kez sorduysa, s�yledi�i tek �ey bu oldu. Uzand�, Raen ile konu�tu, yedi,
�apkas�n� g�zlerinin �zerine �rt�p uyuklad� ve gitmek konusunda konu�may� reddetti.
Bir �ey ona beklemesini s�yl�yordu. Bir �ey ona bunun �nemli oldu�unu s�yl�yordu.
Gitme zaman� geldi�inde bilecekti. Biraz kek al, evlat. Kendi kendini
heyecanland�rma. �u yahniden dene. Gev�e.
Perrin gev�eyemiyordu. Geceleri g�kku�a�� renklerindeki arabalar�n aras�nda
dola�arak kayg�lan�yordu; ba�ka sebepler kadar, ba�ka kimsenin kayg�lanacak sebep
g�rememesinden.dolay� kayg�lan�yordu. Tuatha'anlar �ark� s�yl�yor, dans ediyor,
kamp ate�lerinin �evresinde yemek pi�iriyor, yiyorlar �meyveler ve kabuklu
yemi�ler, b���rtlenler ve sebzeler; et yemiyorlard�- d�nyada kayg�lanacak ba�ka

D�NYANIN G�Z� 119
�ey yokmu� gibi say�s�z i�lerinin pe�inde ko�uyorlard�. �ocuklar her yerde
ko�turup, oynuyordu: arabalar�n aras�nda saklamba�, kamp�n �evresindeki a�a�lara
t�rmanmaca, k�peklerle kahkahalar atarak g�re�mece. Kimsenin d�nyada endi�elenecek
tek bir �eyi yoktu.
Penin onlar� izlerken gitmek i�in sab�rs�zlan�yordu. Avc�lar� onlar�n �zerine
getirmeden gitmeliyiz. Bizi konuk ettiler ve biz nezaketlerine, onlar� tehlikeye
atarak kar��l�k veriyoruz. En az�ndan onlar�n i�lerinin rahat olmas� i�in sebepleri
var. Onlar� kovalayan hi�bir �ey yok. Ama biz...
Egwene'le konu�mak g��t�. Ya ila ile kafa kafaya vermi�, aralar�na erkek kabul
etmeyeceklerini s�yleyen bir tarzda sohbet ediyor, ya da Aram'la dans ediyor,
fl�tlerin, kemanlar�n, davullar�n ritmiyle, Tuatha'anlann d�nyan�n her k�esinden
toplad�klar� ezgilere, Gezginlerin keskin titrek �ark�lar�na ayak uydurarak
d�n�yordu. Gezginlerin �ark�lar�, h�zl� da olsalar yava� da, hep titrekti. �ok
�ark� biliyorlard�, baz�lar�n� k�yden hat�rl�yordu, ama genellikle isimleri farkl�
oluyordu. �rne�in "�ay�rda �� K�z"a, Tenekeciler "Dans Eden G�zel K�zlar" diyordu;
"Kuzeyden Gelen R�zgar"�n baz� yerlerde "�ok Ya�mur Ya��yor", baz�lar�nda "Berin'in
S���na��" oldu�unu s�yl�yorlard�. Perrin d��nmeden "Tenekeci Tencerelerimi Ald�"
�ark�s�n� istedi�i zaman, g�lmekten yerlere yuvarland�lar. Biliyorlard�, ama
"T�yleri 5alla" olarak.
Halk�n �ark�lar� ile dans etmek istemeyi anlayabiliyordu. Emond Meydan�'ndan kimse
onu yeterli bir dans��dan fazla g�rmezdi, ama bu �ark�lar ayaklar�n� �ekiyordu ve
hayat� boyunca hi� bu kadar uzun, bu kadar �ok, bu kadar iyi dans etti�ini
d��nm�yordu. O b�y�leyici �ark�lar kalbinin davullar�n ritmine g�re atmas�na sebep
oluyordu.
�kinci ak�am Perrin, kad�nlar�n ilk defa yava� �ark�lardan biri ile dans etti�ini
g�rd�. Ate�ler t�kenmek �zereydi ve gece arabalar�n �zerinde as�l�yd�. Parmaklar
davullarda yava� bir ritim �al�yordu. �lk �nce bir davul, sonra bir ba�kas�,
sonunda kamptaki her davul ayn� al�ak, �srarl� tempoyu tutmaya ba�lad�. K�rm�z�
elbiseli bir k�z �al�n� gev�eterek, sallanarak ��k halkas�na girdi. Sa�lar�nda
boncuk dizileri as�l�yd� ve ayakkab�lar�n� ��karm�t�. Bir fl�t yumu�ak sesle
inleyerek
420
ROBERTJORDAN
melodiye ba�lad� ve k�z dans etti. Uzatt��� kollan �al� arkas�nda yayd�; ��plak
ayaklan davullar�n vuru�lar� ile s�rt�n�rken kal�alar� dalgaland�. K�z�n kara
g�zleri Perrin'e dikildi, g�l�mseyi�i de dans� kadar a��rd�. K�z, omzunun �zerinden
delikanl�ya g�l�mseyerek k���k �emberler �izdi.
Perrin yutkundu. Y�z�ndeki s�cakl���n sebebi ate� de�ildi. �lkine ikinci bir k�z
kat�ld�, �al�n�n kenarlar�n� davullar�n temposu ve kal�alar�n�n k�vr�lmas�na uyarak
sallad�. K�zlar ona g�l�msediler ve Perrin bo�az�n� temizledi. �evresine bak�nmaya
korkuyordu; y�z� pancar gibi k�zarm�t� ve dans edenleri izlemeyen herkes muhtemelen
ona g�l�yordu. Bundan emindi.
Elinden geldi�ince kay�ts�z g�r�nmeye �al�arak, rahat bir yer ararm� gibi k�t�kten
yere kayd�, ama b�y�k bir �zenle s�rt�n� ate�e ve dans��lara d�nd�. Emond
Meydan�'nda b�yle bir �ey yoktu. Festival g�n� �ay�r'da k�zlarla dans etmek buna
yakla�m�yordu bile. �lk kez r�zgar�n h�zlanmas�n�, onu serinletmesini istedi.
K�zlar dans ederek g�r� alan�na girdiler, ama �imdi �� ki�iydiler. Biri ona kurnaz
kurnaz g�z k�rpt�. Perrin'in g�zleri ��lg�nca �evrede doland�. I��k, diye d��nd�.
�imdi ne yapaca��m? Rand olsa ne yapard�? O k�zlardan anlar.
Dans eden k�zlar al�ak sesle g�l�t�ler; uzun sa�lar�n� omuzlar�ndan arkaya atarken
boncuklar t�k�rdayarak �arp�t�. Perrin, y�z�n�n alev alaca��m sand�. Sonra k�zlara,
bu i�in nas�l yap�laca��n� g�stermek i�in biraz daha b�y�k bir kad�n kat�ld�.
Perrin inleyerek pes etti ve g�zlerini kapatt�. G�zkapaklar�nm ard�ndan bile
kahkahalar� ona sata��yor, g�d�kl�yordu. G�zleri kapal�yken bile onlan
g�rebiliyordu. Aln�nda ter damlalar� belirdi, r�zgar ��kmas�n� diledi.
Raen'e g�re k�zlar bu dans� s�k yapmazd� ve kad�nlar nadiren yapard�. Elyas'a g�re,
o geceden sonra her gece o dans� etmelerini Perrin'in k�zarmas�na bor�luydular.
"Sana te�ekk�r etmeliyim," dedi Elyas ona, a��rba�l� ve ciddi bir sesle. "Siz
gen�ler farkl�s�n�z, ama benim ya��mda kemiklerini �s�tmak i�in bir ate�ten fazlas�
gerekiyor." Perrin ka�lar�m �att�. Elyas uzakla��rken s�rt�n�n duru�unda, belli
etmese bile i�ten i�e kahkahalar att���n� s�yleyen bir �ey vard�.
D�NYANIN G�Z� 42i
Perrin, k�sa s�rede g�zlerini dans eden k�zlardan ve kad�nlardan ka��rmamay�
��rendi, ama g�z k�rpmalar� ve g�l�msemeleri h�l� bunu yapabilmeyi dilemesine sebep
oluyordu. Bir tanesi sorun olmayabilirdi -ama herkes izlerken be� alt� k�z...
K�zarmalar�n�n �n�ne asla tam olarak ge�emedi.
Sonra, Egwene dans� ��renmeye ba�lad�. �lk gece dans eden iki k�z ona ��rettiler,
Egwene arkas�nda �d�n� ald��� bir �al� sallayarak ayaklar�n� s�r�rken ellerini
��rparak tempo tuttular. Perrin bir �ey diyecek oldu, ama sonra a�z�n� a�mamas�n�n
daha ak�ll�ca olaca��na karar verdi. K�zlar kal�a hareketlerini ekledi�i zaman
Egwene kahkaha atmaya ba�lad� ve �� k�z k�k�rda�arak birbirlerine yasland�lar. Ama
Egwene, g�zleri par�ldayarak, yanaklar�nda parlak noktalar ile devam etti.
Aram, k�z�n dans�n� s�cak ve a� bak�larla izliyordu. Gen�, yak��kl� Tuatha'an ona
mavi boncuklardan bir kolye vermi�ti ve Egwe-ne, kolyesini hi� ��karm�yordu.
Torununun Egwene'e ilgi duydu�unu ilk anlad��� zaman Ila'n�n y�z�nde beliren
g�l�msemelerin yerini endi�eli ka� �at�lar alm�t�. Perrin, gen� Aram Efendi'den
g�z�n� ay�rmamaya karar verdi.
Bir kez Egwene'i, ye�il ve sar�ya boyanm� bir araban�n yan�nda yaln�z yakalamay�
ba�ard�. "E�leniyorsun, de�il mi?" dedi.
"Neden e�lenmeyeyim?" K�z, boynundaki boncuk kolyeyi elledi, boncuklara g�l�msedi.
"Hepimiz senin gibi sefil hissetmek i�in elimizden geleni yapmasak da olur.
Birazc�k e�lenmeye hakk�m�z yok mu?"
Aram biraz �tede -Egwene'den asla fazla uzakla�m�yordu- kollar�n� g��s�nde
kavu�turmu�, y�z�nde yar� kendinden emin, yan meydan okuyan bir g�l�mseme,
duruyordu. Perrin sesini al�akt�. "Tar Va-lon'a gitmek istedi�ini san�yordum.
Burada Aes Sedai olmay� ��renemezsin."
Egwene, sa�lar�n� arkaya att�. "Ve ben de senin Aes Sedai olmad� istemedi�ini
san�yordum," dedi, son derece tatl� bir sesle.
"Kan ve k�ller, burada g�vende oldu�umuza inan�yor musun? Bu insanlar biz
buradayken g�vende mi? Her an bir Soluk bizi bulabilir."
K�z�n boncuklar�n �zerindeki eli titredi. Elini indirdi, derin bir ne-
422
ROBERTJORDAN
fes ald�. "Bug�n de gitsek gelecek hafta da, olacak olan olur. Art�k buna
inan�yorum. E�len, Perrin. Elimizdeki son �ans bu olabilir."
K�z h�z�nle Perrin'in yana��n� ok�ad�. Sonra Aram elini ona uzatt� ve k�z kahkaha
atarak ona ko�tu. Kemanlar�n �ald��� yere do�ru uzakla��rlarken, Aram omzunun
�zerinden Perrin'e, o senin de�il, benim olacak, der gibi muzaffer bir g�l�mseme
ile bakt�.
Perrin hepsinin, halk�n b�y�s�ne kap�ld���n� d��nd�. Elyas hakl�. Seni Yapra��n
Yolu'na d�nd�rmeye �al�malar�na gerek yok. ��ine s�z�yor.
ila, onun r�zgarda nas�l b�z�ld���n� g�rd�, sonra arabadan kal�n, y�n bir pelerin
��kard�; Perrin onca k�rm�z� ve sar�dan sonra pelerinin koyu ye�il oldu�unu g�r�nce
memnun oldu. Pelerinin ona uyacak kadar b�y�k olmas�na sevinerek omuzlar�na
atarken, ila a��rba�l�l�kla, "Daha iyi uyabilirdi," dedi. Kemerindeki baltaya bir
bak� f�rlatt� ve bak�lar�n� kald�rd���nda, g�l�msemesinin �zerinde g�zleri
h�z�nl�yd�. "�ok daha iyi uyabilirdi."
T�m Tenekeciler bunu yap�yordu. G�l�msemeleri asla kaybol-muyordu, bir i�ki ya da
m�zik dinlemek i�in onlar� aralar�na davet ederken hi� teredd�t etmiyorlard�, ama
g�zleri hep baltaya kay�yordu ve Perrin ne d��nd�klerini tahmin edebiliyordu. Bir
�iddet arac�. Bir ba�ka insana �iddet g�stermek i�in asla bahane olamazd�. Yapra��n
Yolu.
Bazen onlara ba��rmak istiyordu. D�nyada Trolloclar var, Soluklar var. Var olan her
yapra�� koparabilecek olanlar var. Karanl�k Varl�k orada bir yerde ve Yapra��n Yolu
Ba'alzamon'un g�zlerinde kavrulur gider. �natla baltay� kemerinde ta��maya devam
etti. Hava r�zgarl� oldu�u zamanlarda bile pelerinini arkaya atmaya, yar�may
bi�imindeki baltay� sergilemeye ba�lad�. Arada s�rada Elyas yan taraf�nda as�l�
a��r silaha merakla bak�yor, o sar� g�zler akl�n� okurmu� gibi s�r�t�yordu. Bu
neredeyse baltay� �rtmesine sebep oluyordu. Neredeyse.
Tuatha'an kamp� bir sinir kayna��ysa da, en az�ndan burada r�yalar� normaldi. Bazen
Trolloclar�n ve Soluklar�n kampa sald�rd���, rengarenk arabalar� f�rlatt�klar�
me�aleler ile ate�e verdikleri, insanlar�n kan g�lleri i�inde yere y���ld���,
erkeklerin, kad�nlar�n ve �ocuk-
D�NYANIN G�Z� 42i
lar�n ka�t���, ���l�klar att��� ve �ld���, ama kendilerini t�rpan gibi bi�en
k�l��lara kar�� savunmak i�in hi�bir �ey yapmad��� r�yalardan ter i�inde
uyan�yordu. Her gece karanl���n i�inde nefes nefese do�rulup oturuyor, baltas�na
uzan�yordu, ama sonra arabalar�n alevler i�inde olmad���n�, yere sa��lm� k�r�k
d�k�k bedenlerin �zerine e�ilen kanl� hayvan a��zlar� olmad���n� g�r�yordu. Ama
bunlar s�radan kabuslard� ve tuhaf bir �ekilde rahatlat�c�yd�. Karanl�k Varl�k i�in
r�yalarda bir yer oldu�u s�ylenebilirse, Perrin'in g�rd��� r�yalarda vard�, ama
Karanl�k Varl�k yoktu i�te. Ba'alzamon yoktu. Bunlar yaln�zca s�radan kabuslard�.
Ama uyan�kken kurtlar�n fark�ndayd�. Kamptan, hareket eden kamplardan uzak
duruyorlard�, ama Perrin orada olduklar�n� hep biliyordu. Tuatha'anlar�n
k�peklerine hissettikleri k���msemeyi hissedebiliyordu. G�r�lt�c� hayvanlar
�enelerinin ne i�in oldu�unu unutmu�lard�, kan tad�n� unutmu�lard�; insanlar�
korkutuyor olabilirlerdi, ama s�r� gelecek olsa kar�nlar�n�n �st�nde s�r�n�rlerdi.
Her g�n far-k�ndal��� keskinle�iyor, berrakla��yordu.
Benek, her ge�en g�nbat�m�nda daha fazla sab�rs�zlan�yordu. El-yas'�n insanlar�
g�neye g�t�rmeyi istemesinden ba�ka bunu yap�lmaya de�er k�lacak bir �ey yoktu, ama
e�er yap�lmas� gerekiyorsa, yap�lmal�yd�. Bu yava� yolculuk sona ermeliydi.
Kurtlar�n devaml� gezinmesi gerekirdi ve di�i kurt s�r�den bu kadar uzun s�re ayr�
kalmaktan ho�lanm�yordu. R�zgar'�n da sab�rs�zl�kla i�i i�ine s��m�yordu. Burada av
yok denecek kadar azd� ve tarla fareleri ile beslenmeyi hor g�r�yordu. Bunu
avlanmay� ��renen enikler ve art�k geyik ve yabani s���r avlayamayan ihtiyarlar
yapard�. Bazen R�zgar Yan�k'�n hakl� oldu�unu d��n�yordu; insan sorunlar�n�
insanlara b�rakacaks�n. Ama Benek �evredeyken d��ncelerine hakim oluyordu. �ekirge
�evredeyken daha fazla. �ekirge, bedeni yara izleri ile kapl�, ya�l� bir
sava���yd�, y�llar�n bilgisi ile duygular�n� kendine sakl�yor, ya��n�n onu yoksun
b�rakt��� �eyleri kurnazl��� fazla fazla telafi ediyordu. �nsanlara ald�rm�yordu,
ama Benek bu �eyin yap�lmas�n� istiyordu ve �ekirge di�i kurdun bekledi�i gibi
bekleyecek, ko�tu�u zaman ko�acakt�. Kurt ya da insan, bo�a ya da ay�, Benek'e
meydan okuyan herhangi bir �ey kar��s�nda, �ekirge'nin onu uzun uykuya g�ndermeye
424
ROBERTJORDAN
haz�r �enelerini bulurdu. �ekirge'nin t�m ya�am� bu idi ve bu R�z-gar'� ihtiyatl�
k�l�yordu. Benek ikisinin de d��ncelerini g�rmezden geliyor gibiydi.
Hepsi Perrin'in zihninde berrakt�. Hararetle Caemleyn'i, Moiraine'i ve Tar Valon'u
�zl�yordu. Yan�t bulamasa bile, belki bunu sona er-direbilirlerdi. Elyas ona
bak�yordu ve sar� g�zl� adam�n bildi�inden emindi. L�tfen, bir sonu olsun.
R�ya son zamanlarda g�rd�klerinden daha ho� ba�lad�. Alsbet, Luhhan'�n mutfak
masas�nda oturmu�, baltas�n� bileyliyordu. Luhhan Han�m demirhane i�inin ya da
onunla ili�kili herhangi bir �eyin eve getirilmesine izin vermezdi. Luhhan Efendi
mutfak b��aklar�n� bile d�ar�da bileylemek zorunda kal�yordu. Ama kad�n pi�irdi�i
yeme�e bakt� ve balta hakk�nda tek s�z s�ylemedi. Bir kurt evin derinliklerinden
gelip Perrin ile avlu kap�s� aras�na k�vr�ld��� zaman bile hi�bir �ey s�ylemedi.
Perrin bileylemeye devam etti; kullanma zaman� yak�nda gelecekti.
Kurt aniden, g�rtla��n�n derinliklerinden h�rlayarak, ensesindeki kal�n k�rk
dikilerek do�ruldu. Avludan mutfa�a Ba'alzamon ad�m att�. Luhhan Han�m pi�irme
i�ine devam etti.
Perrin baltay� kald�rarak do�ruldu, ama Ba'alzamon silah� g�rmezden geldi, onun
yerine kurda yo�unla�t�. G�zlerinin olmas� gereken yerde alevler dans ediyordu.
"Seni bu mu koruyacak? Eh, bununla daha �nce de kar��la�t�m. Defalarca."
Bir parma��n� b�kt� ve kurdun g�zlerinde, a�z�nda, derisinde alevler y�kselirken
hayvan uludu. Yan�k et ve t�y kokusu mutfa�� doldurdu. Alsbet Luhhan bir tencerenin
kapa��n� kald�rd� ve tahta bir ka��kla kar�t�rd�.
Perrin baltay� b�rakt� ve �ne atlay�p elleriyle alevleri s�nd�rmeye �al�t�. Kurt,
avu�lar�n�n aras�nda ufalanarak siyah k�llere d�n�t�. Luhhan Han�m'�n temiz
mutfa��ndaki �ekilsiz k�l y���n�na bakan Perrin geriledi. Ellerindeki ya�l� isleri
silebilmeyi diledi, ama onu giysilerine silme d��ncesi midesini buland�rd�.
Baltas�n� kapt�, sap�n� parmak bo�umlan �at�rdayana kadar s�kt�.
"Beni rahat b�rak!" diye ba��rd�. Luhhan Han�m ka���� tencerenin kenar�na vurdu ve
kendi kendine m�r�ldanarak kapa�� kapatt�.
D�NYANIN G�Z� 421
"Benden ka�amazs�n," dedi Ba'alzamon. "Benden saklanamazs�n. E�er sen oysan,
benimsin." Y�z�ndeki alevlerin s�cakl��� Perrin'in mutfak duvar�na kadar
gerilemesine sebep oldu. Luhhan Han�m f�r�n� a��p ekme�i kontrol etti. "D�nyan�n
G�z� seni t�ketecek," dedi Ba'alzamon. "Seni damgal�yorum!" Bir �ey f�rlat�yormu�
gibi s�kt��� yumru�unu a�t�; parmaklan a��ld��� zaman bir kuzgun Perrin'in y�z�ne
u�tu.
Siyah gagas� sol g�z�n� oyarken Perrin ���l�k att�...
... ve Gezginlerin arabalar�n�n ortas�nda y�z�n� tutarak do�rulup oturdu. Yava�
yava� ellerini indirdi. Ac� yoktu, kan yoktu. Ama hat�rlayabiliyordu, keskin ac�y�
hat�rlayabiliyordu.
�rperdi ve aniden �afak �ncesi ayd�nl���nda onu uyand�rmak i�in elini malm�,
yan�nda oturan Elyas'�n fark�na vard�. Arabalar�n durdu�u a�a�lar�n �tesinde
kurtlar uludu, �� bo�azdan �� keskin ���l�k. Duygular�n� payla�t�. Ate�. Ac�. Ate�.
Nefret. Nefret! �ld�r!
"Evet," dedi Elyas yumu�ak sesle. "Zaman geldi. Kalk, evlat. Gitme zaman� geldi."
Perrin battaniyelerinin aras�ndan s�yr�ld�. O h�l� battaniyesini yuvarlamakla
u�ra��rken, Raen g�zlerini ovu�turarak arabas�ndan ��kt�. Aray�c� g�ky�z�ne bakt�
ve eli h�l� y�z�nde, merdivenin yar�s�nda durdu. G�ky�z�n� dikkatle incelerken
yaln�zca g�zleri hareket ediyordu, ama Perrin neye bakt���n� anlayamad�. Do�uda,
hen�z do�mam� g�ne�in altlar�n� pembele�tirdi�i bulutlar as�l�yd�, ama ba�ka
g�recek hi�bir �ey yoktu. Raen dinliyor, ayn� zamanda havay� kokluyor gibiydi, ama
a�a�lardaki r�zgardan ba�ka ses, d�n gecenin kamp ate�lerinin dumanl�
kal�nt�lar�ndan ba�ka koku yoktu.
Elyas kendi birka� e�yas�na d�nd� ve Raen basamaklar� inmeyi bitirdi. "Gitti�imiz
y�n� de�i�tirmeliyiz, eski dostum." Aray�c� yine huzursuzca g�ky�z�ne bakt�. "Bug�n
ba�ka bir y�ne gidece�iz. Bizimle gelecek misin?" Elyas ba��n� iki yana sallad� ve
Raen ba�tan beri biliyormu�cas�na onaylad�. "Peki, kendine dikkat et, eski dostum.
Bug�nde bir �ey var..." Bir kez daha yukar� bakacak ojdu, ama arabalar�n tepesine
kadar ula�madan g�zlerini a�a�� indirdi. "San�r�m arabalar do�uya gidecek. Belki ta
D�nyan�n Omurgas�'na kadar. Belki bir Yurt buluruz ve bir s�re orada kal�r�z."
ROBERTJORDAN
"Sorunlar yurtlara asla girmez," diye onaylad� Elyas. "Ama Ogier-ler yabanc�lara
a��k de�ildir."
"Gezginlere herkes a��kt�r," dedi Raen ve s�r�tt�. "Dahas�, Ogier tencereleri bile
onanma ihtiya� duyar. Gel, kahvalt� ederken konu�al�m."
"Zaman yok," dedi Elyas. "Bug�n gidiyoruz. M�mk�n olan en k�-- sa zamanda. G�r�n�e
g�re bug�n hareket g�n�."
Raen onu en az�ndan yemek yiyecek kadar kalmaya ikna etmeye �al�t� ve ila Egwene
ile araba kap�s�nda g�r�nd���nde, o da kocas�na kat�ld�, ama onun kadar �srarl�
de�ildi. Kad�n b�t�n do�ru �eyleri s�yledi, ama nezaketi gergindi ve Egwene'in
olmasa bile Elyas'�n s�rt�n� g�rmekten memnun olaca�� a��kt�.
Egwene, Ila'n�n ona f�rlatt��� �z�nt�l� bak�lar� fark etmedi. Neler oldu�unu sordu
ve Perrin kendini, k�z�n Tuatha'anlarla kalmak istedi�ini s�ylemesine haz�rlad�,
ama Elyas a��klad��� zaman k�z yaln�zca d��nceli d��nceli ba��n� sallad� ve
e�yalar�n� toparlamak i�in arabaya d�nd�.
Sonunda Raen ellerini kald�rd�. "Tamam. Bu kamptan veda ziyafeti vermeden bir konuk
g�nderdi�imi hat�rlam�yorum, ama..." Karars�zca g�zlerini yine g�ky�z�ne kald�rd�.
"Eh, san�r�m bizim de erkenden yola ��kmam�z gerekecek. Belki yolda yeriz. Ama en
az�ndan herkesin ho��akal demesine izin ver."
Elyas itiraz edecek oldu, ama Raen �oktan arabadan arabaya se-yirtmeye, kimsenin
uyan�k olmad��� yerlerde kap�lar� d�vmeye ba�lam�t� bile. Bela'y� �eken bir
Tenekeci geldi�i zaman t�m kamp en iyi ve en parlak giysilerinin i�inde d�ar�
��km�t�. Kalabal���n ortas�nda Raen ve Ila'n�n k�rm�z�-sar� arabas� neredeyse sade
g�r�n�yordu. Perrin ve di�erleri herkesle el s�k��rken, kucakla��rken iri k�pekler
dilleri d�ar�da, kalabal���n aras�nda dolan�yor, kulaklar�n�n arkas�n� ka��yacak
birini ar�yorlard�. Her gece dans eden k�zlar el s�k�makla yetinmediler ve
kucaklamalar� Perrin'in aniden gitmeyi hi� istememe" sine sebep oldu -ta ki izleyen
ba�kalar� oldu�unu hat�rlayana kadar, sonra y�z� Aray�c�'n�n arabas� ile ayn� rengi
ald�.
Aram, Egwene'i bir kenara �ekti. Perrin veda g�r�lt�lerinin �zerinden ne
s�yledi�ini duyam�yordu, ama k�z ba��n� iki yana sall�yor"
D�NYANIN G�Z� 427
du, ba�ta yava��a, sonra gen� adam yalvar�r gibi hareketler yapmaya ba�lay�nca
kararl�l�kla. Aram'�n y�z�ndeki yalvar�r ifade bir tart�ma ifadesine d�n�t�, ama
k�z ba��n� inatla iki yana sallamaya devam etti. Sonunda ila geldi, torununa birka�
keskin s�zc�k s�yledi ve k�z� kurtard�. Aram ka�lar�n� �atarak kalabal���n i�inde
kendine yol a�t� ve veda etmeden gitti, ila onu geri �a��rman�n e�i�inde teredd�t
ederek uzakla�mas�n� izledi. Rahatlad�, diye d��nd� Perrin. Torunu bizimle �Egtvene
ile gelmek istemedi�i i�in rahatlad�.
Delikanl� kamptaki herkesle en az bir kez el s�k�t�ktan, her k�z� en az iki kez
kucaklad�ktan sonra kalabal�k geriledi ve Raen, ila ve �� konu�un �evresinde k���k
bir a��kl�k b�rakt�.
"Bar� i�inde geldiniz," dedi Raen, resmiyetle, elleri g��s�nde e�ilerek. "Bar�
i�inde gidin. Ate�lerimiz sizi hep bar� i�inde kar��layacakt�r. Yapra��n Yolu
bar�t�r."
"Bar� hep sizinle olsun," diye yan�t verdi Elyas, "ve halk�n�zla." Teredd�t etti,
sonra ekledi. "�ark�y� belki ben bulurum, belki bir ba�kas�, ama �ark� bu y�l ya da
gelecek bir y�l s�ylenecek. D�nya sona ermeden, yine eskiden oldu�u gibi olacak."
Raen �a�k�nl�k i�inde g�zlerini k�rpt� ve Ha k���k dilini yutmu� gibi g�r�nd�, ama
di�er Tuatha'anlar m�r�ldanarak yan�t verdi, "D�nya sona ermeden. D�nya ve zaman
sona ermeden." Raen ve kar�s� tela�la di�erlerinin ard�ndan ayn� yan�t� verdi.
Sonra ger�ekten gitme zaman� geldi. Son birka� veda, son birka� kendine iyi bakma
tembihi, son birka� g�l�mseme ve g�z k�rpmadan sonra, kamptan ��kt�lar. Raen,
yan�nda oynayan iki k�pek ile a�a�l���n kenar�na kadar onlara e�lik etti.
"Ger�ekten de, eski dostum, kendine �ok dikkat etmelisin. Bug�n... Korkar�m d�nyada
k�t�l�k serbest geziyor ve sen nas�l davra-n�rsan davran, o seni yutacak kadar k�t�
de�ilsin."
"Bar� seninle olsun," dedi Elyas.
"Bar� seninle olsun," dedi Raen h�z�nle.
Raen gittikten sonra, Elyas di�er ikisini kendisine bakar bulunca ka�lar�n� �att�.
"Aptal �ark�lar�na inanm�yorsam ne olmu�," diye h�rlad�. "T�renlerini berbat ederek
kendilerini k�t� hissetmelerine sebep olman�n gere�i yoktu, de�il mi? Size bazen
t�renlere �ok �nem ver-
428 ROBERTJORDAN
diklerini s�ylemi�tim."
"Elbette," dedi Egwene nazik�e. "Hi� gere�i yoktu." Elyas kendi kendine
homurdanarak d�nd�.
Benek, R�zgar ve �ekirge gelip Elyas'� selamlad�lar. K�pekler gibi hoplay�p
z�plamadan, e�itlerin vakur kar��la�mas� ile. Perrin aralar�nda ge�enleri anlad�.
Ate� g�zler. Ac�. Y�rekdi�i. �l�m. Y�rekdi�i. Perrin ne demek istediklerini
anl�yordu. Karanl�k Varl�k. Ona r�yas�n� anlat�yorlard�. Hep beraber g�rd�kleri
r�yay�.
Kurtlar ke�if yapmak i�in �nde yay�l�rken �rperdi. Bela'ya binme s�ras�
Egwene'deydi ve Perrin yan�nda y�r�yordu. Elyas her zamanki gibi istikrarl�,
mesafeleri t�keten bir h�z belirlemi�ti.
Perrin, r�yas�n� d��nmek istemiyordu. Kurtlar�n onlar� g�vende tuttu�unu d��nm�t�.
B�t�n de�ilsin.. Kabul et. B�t�n y�rek. B�t�n ak�l. H�l� m�cadele diyorsun. Ancak
kabullendi�in zaman b�t�n olacaks�n.
Kurtlar� akl�ndan ��kard� ve �a�k�nl�k i�inde g�zlerini k�rpt�. Bunu yapabildi�ini
bilmiyordu. Onlar� tekrar akl�na almamaya karar verdi. R�yalarda bile mi? D��nce
onlar�n m�yd�, kendisinin mi, emin de�ildi.
Egwene, Aram'm verdi�i mavi boncuk kolyeyi h�l� tak�yordu ve sa�lar�nda minik,
parlak k�rm�z� yapraklarla dolu k���k bir filiz vard�, gen� Tuatha'an'dan bir ba�ka
arma�an. O Aram onu Gezginlerle kalmaya ikna etmeye �al�m�t�, Perrin bundan emindi.
K�z�n raz� olmad���na memnundu, ama boncuklar� b�ylesine sevgiyle ellememesini
diliyordu.
Sonunda konu�tu, "ila ile b�yle uzun uzun ne konu�tun? O uzun bacakl� adamla dans
etmedi�in zamanlarda, b�y�kannesi ile bir s�r payla��rm� gibi konu�uyordun."
"ila bana kad�n olma konusunda tavsiyeler veriyordu," diye yan�t verdi Egwene
dalg�n dalg�n. Perrin g�lmeye ba�lad� ve k�z ona delikanl�n�n g�rmedi�i tehlikeli
bir bak� f�rlatt�.
"Tavsiye mi! Kimse bize erkek olmay� anlatmaz. Oluruz, o kadar."
"�te," dedi Egwene, "muhtemelen bu y�zden bu kadar k�t� i� ��kar�yorsunuz."
�leride, Elyas y�ksek sesle g�ld�.
28
HAVADA AYAK �ZLER�
Nynaeve �a�k�nl�k i�inde �rma��n a�a��s�nda g�rd��� �eye, g�ne�in alt�nda s�t gibi
parlayan Beyazk�pr�'ye bakt�. Bir ba�ka efsane, diye d��nd�, �n�nde at s�ren
Muhaf�z ile Aes Sedai'ye bakarak. Bir ba�ka efsane ve onlar fark etmi� gibi bile
g�r�nm�yorlar. Onlar�n g�rebildi�i yerlere dikkatle bakmamaya karar verdi. Beni
k�yl� bir h�d�k gibi a�z� a��k bakarken yakalarlarsa g�lerler. ��� sessizlik i�inde
efsanevi Beyazk�pr�'ye do�ru at s�rd�ler.
Moiraine ile Lan'i Arinelle k�y�s�nda buldu�u, Shadar Logoth'daki sabahtan bu yana
o ve Aes Sedai aras�nda pek az konu�ma ge�mi�ti. Konu�mu�lard� elbette, ama
Nynaeve'in g�rd��� kadar�yla �nemli konularda de�il. �rne�in Moiraine onu Tar
Valon'a gelmesi konusunda ikna etmeye �al�m�t�. Tar Valon. Gerekirse oraya gidecek,
e�itimlerini alacakt�, ama Aes Sedai'nin d��nd��� sebeplerden de�il. E�er Moiraine
Egwene ve o�lanlara zarar getirirse...
Bazen, iradesi d��nda, Nynaeve kendini bir Hikmet'in Tek G�� ile neler
yapabilece�ini, kendisinin neler yapabilece�ini merak ederken buluyordu. Ama
kafas�ndan ge�enleri fark eder etmez bir �fke �akmas� onu yak�yordu. G��, pis bir
�eydi. Onunla hi�bir ilgisi olamazd�. Zorunlu kalmad��� s�rece.
Lanetli kad�n yaln�zca e�itim almas� i�in onu Tar Valon'a g�t�rmek konusunda
konu�mak istiyordu. Moiraine ona ba�ka hi�bir �ey s�ylemiyordu! �ok �ey bilmek
istedi�inden de�il.
"Onlar� nas�l bulmay� planl�yorsun?" diye sordu�unu hat�rl�yordu.
'Sana daha �nce de s�yledi�im gibi," diye yan�t vermi�ti Moira-
430
ROBERTJORDAN
ine, arkas�na d�nmeye zahmet etmeden, "paralar�n� kaybeden ikisine yakla�t���mda
anlayaca��m." Nynaeve ilk kez sormuyordu, ama Aes Sedai'nin sesi Nynaeve ka� ta�
atarsa ats�n, dalgalanmay� reddeden durgun bir havuz gibiydi; Hikmet'in kan�n�n her
seferinde daha fazla kaynamas�na sebep oluyordu. Moiraine, Nynaeve'in s�rt�na
dikilmi� g�zlerini hissetmiyormu� gibi devam etti; Nynaeve, hissetmesi gerekti�ini
biliyordu; o kadar sert bak�yordu. "Ne kadar uzun s�rerse, o kadar yakla�mam
gerekir, ama anlayaca��m. Paras� h�l� yan�nda olana gelince, paray� �zerinde
ta��d��� s�rece, gerekirse d�nyan�n �b�r ucuna kadar takip edebilirim."
"Ya sonra? Onlar� buldu�unda ne yapmay� planl�yorsun, Aes Se-dai?" Bir an bile,
planlar� olmasa Aes Sedai'nin onlar� bulmakta bu kadar kararl� olaca��na
inanmam�t�.
"Tar Valon, Hikmet."
"Tar Valon, Tar Valon. A�z�ndan ba�ka laf ��km�yor ve art�k..."
"Tar Valon'da alaca��n e�itimin bir k�sm�, Hikmet, sana do�an� kontrol alt�na
almay� ��retecek. Zihnini duygular y�netirken, Tek G�� ile hi�bir �ey yapamazs�n."
Nynaeve a�z�n� a�t�, ama Aes Sedai devam etti. "Lan, seninle biraz konu�mal�y�m."
�kisi kafa kafaya verdiler ve Nynaeve, y�z�nde buldu�u ve her seferinde daha da �ok
nefret etti�i as�k suratl� bak�larla ba� ba�a kald�. Aes Sedai beceriyle konu�may�
ba�ka konuya �evirdi�i zaman, rahatl�kla araya kurdu�u tuzaklardan kurtuldu�u zaman
ya da ba��r�lar�n� sessizlik ile sona erene kadar duymazdan geldi�i s�k s�k
oluyordu. As�k surat� kendini Kad�n Kurulu'ndan biri taraf�ndan aptalca davran�rken
yakalanm� bir k�z �ocu�u gibi hissetmesine sebep oluyordu. Bu, Nynaeve'in al��k
olmad��� bir duyguydu ve Moiraine'in y�z�ndeki sakin g�l�mseme her �eyi daha da
k�t�le�tiriyordu.
Kad�ndan kurtulman�n bir yolunu bulabilse! Lan yaln�z ba��na daha iyi olurdu -bir
Muhaf�z'�n gereken �eylerle ba�edebilmesi gerekir, dedi kendi kendine tela�la,
aniden k�zard���n� hissederek; ba�ka sebep yoktu- ama biri, �teki anlam�na
geliyordu.
Ama Lan onu Moiraine'den de fazla k�zd�r�yordu. Gen� kad�n nas�l bu kadar kolay
sinirine dokunmay� ba�ard���n� anlam�yordu. Nadiren konu�uyordu -bazen bir g�nde
bir d�zine s�zc�kten daha az-
D�NYANIN G�Z� 431
ve Moiraine ile yapt�klar� tart�malara hi� kat�lm�yordu. S�k s�k iki kad�ndan
ayr�l�yor, araziyi ke�fe ��k�yordu, ama yanlar�ndayken biraz kenardan takip ediyor,
bir d�ello seyreder gibi ikisini izliyordu. Nynaeve bunu b�rakmas�n� diliyordu.
E�er bu bir d�elloysa, tek puan alamam�t� ve Moiraine bunun bir m�cadele oldu�unun
bile fark�nda de�ildi. Nynaeve adam�n serirr,~Tr�avi g�zleri olmadan, o sessiz
seyirci olmadan da yapabilirdi.
Yolculuklar� genellikle b�yle ge�iyordu. Nynaeve sinirine hakim olabildi�i s�rece
sessiz. Bazen ba��rd��� zaman, sesi sessizli�in i�inde k�r�lan cam�n ��ng�rt�lar�
gibi geliyordu. Arazi, d�nya nefesini tutmu� gibi sessizdi. R�zgar a�a�larda
inliyordu, ama ba�ka her �ey k�p�rt�s�zd�. R�zgar, s�rt�ndaki pelerini kesip i�ine
i�ledi�i halde uzak geliyordu.
Ba�ta k�p�rt�s�zl�k, olan onca �eyden sonra huzur vericiydi. K� Gecesi'nden bu yana
sessiz bir an g�rmemi� gibi geliyordu Nyna-eve'e. Ama Aes Sedai ve Muhaf�z ile
ge�irdi�i ilk g�n�n ard�ndan omzunun �zerinden arkaya bakmaya, s�rt�n�n ortas�nda
ula�amad��� bir ka��nt� varm� gibi eyerinde k�p�rdanmaya ba�lam�t�. Sessizlik,
k�r�lacak kristal bir kubbe gibiydi ve ik �at�rt�y� beklemek Nynaeve'i �ileden
��kar�yordu.
D�tan ne kadar sakin g�r�nseler de, Moiraine ve Lan'i de etkiliyordu. Gen� kad�n
k�sa s�re sonra, sakin y�zeylerinin alt�nda her ge�en saat ikisinin de k�r�lma
noktas�na dek kurulan saat yaylar� gibi gerildiklerini fark etti. Moiraine orada
olmayan �eyleri dinliyor gibiydi ve i�ittikleri aln�n� k�r�t�r�yordu. Lan orman� ve
�rma��, yapraks�z a�a�lar ve geni�, a��r akan su ileride bekleyen tuzaklar�n,
pusular�n i�aretlerini ta��yormu� gibi izliyordu.
��inden bir par�a, d�nyadaki bu u�urumun-kenar�nda hissini fark eden tek ki�i
olmad��� i�in memnundu, ama e�er onlar� etkilemi�se ger�ekti. Ve i�indeki bir ba�ka
par�a, hayatta hi�bir �eyi, bunun hayal g�c�n�n i�i olmas�ndan daha fazla
istemiyordu. Bir �ey, r�zgar� "inledi�i zaman oldu�u gibi zihninin k�elerini
g�d�kl�yordu, ama ar-^k bunun Tefe G�� ile ilgili oldu�unu biliyordu ve kendini o
d��ncenin kenar�ndaki dalgalan kabullenmeye ikna edemiyordu,
"Bir �ey yok," dedi Lan sessizce, sordu�u zaman. Konu�urken

422
ROBERTJORDAN

gen� kad�na bakm�yordu; g�zleri �evreyi taramay� asla b�rakm�yordu. Sonra, biraz
�nce s�yledi�i �eyi inkar ederek ekledi, "Beyazk�pr�'ye ve Caemlyn Yolu'na
ula�t���m�z zaman �ki Nehir'ine geri d�nmelisin. Buras� �ok tehlikeli. Ama geri
d�nmeye �al��rsan hi�bir �ey seni durdurmaz." B�t�n g�n yapt��� en uzun konu�mayd�.
"O art�k Desen'in bir par�as�, Lan," dedi Moiraine paylar gibi. Onun bak�lar� da
ba�ka yerdeydi. "Sorun Karanl�k Varl�k, Nynaeve. F�rt�na bizi b�rakt�... en az�ndan
bir s�reli�ine." Havay� hissetmek ister gibi bir elini kald�rd�, sonra pisli�e
dokunmu� gibi bilin�sizce elbisesine sildi. "Ama h�l� izliyor;� -i�ini �ekti- "ve
bak�lar� daha g��l�. Bizim de�il, d�nyan�n �zerinde. Yeterince g��lenmeden �nce ne
kadar zaman�m�z var..."
Nynaeve s�rt�n� kamburla�t�rd�; s�rt�na bakan birisi oldu�unu hissedebiliyor
gibiydi. Bu, Aes Sedai'nin ona yapmam� olmay� diledi�i bir a��klamayd�.
Lan, �rmaktan a�a�� uzanan yolu ke�fe ��km�t�, ama o yolu se�e-meden art�k Moiraine
se�iyordu. G�r�nmeyen bir izi, havadaki ayak izlerini, haf�zan�n kokusunu takip
ediyormu� kadar emindi. Lan yaln�zca onun se�ti�i yolu kontrol ediyor, g�venli olup
olmad���na bak�yordu. Nynaeve, adam g�venli olmad���n� s�ylese bile Moiraine'in o
yoldan gitmek konusunda �srar edece�ini hissediyordu. Ve adam da giderdi, emindi.
Irmaktan a�a��, do�ruca...
Nynaeve irkilerek d��ncelerinden s�yr�ld�. Beyazk�pr�'n�n aya-��ndayd�lar. Solgun
kemer g�ne� ����nda, ayakta duramayacak kadar narin, s�t beyaz� bir �r�mcek a��
gibi, Arinelle'i a�arak uzan�yordu. De�il bir at�n, bir insan�n a��rl��� bile onu
y�kmaya yetiyor olmal�yd�. Her an kendi a��rl��� alt�nda y�k�labilirdi.
Lan ve Moiraine kayg�s�zca ilerlediler, parlak beyaz giri�ten ge�ip k�pr�ye
��kt�lar. Atlar�n�n toynaklar� cama �arpan �elik gibi de�il, �eli�e �arpan �elik
gibi ��nl�yordu. K�pr�n�n y�zeyi kesinlikle cam kadar �slak, cam kadar kaygan
g�r�n�yordu, ama atlar, ayaklar�n� emin, s�k� ad�mlarla at�yorlard�.
Nynaeve kendini takip etmeye zorlad�, ama ilk ad�mdan itibaren t�m yap�n�n
altlar�nda par�alanmas�n� bekledi. Dantel camdan yap�l' sa, diye d��nd�, t�pk� buna
benzerdi.
D�NYAN�N ��Z� 411
Ancak k�pr�n�n kar�� ucuna geldiklerinde havay� koyula�t�ran katran gibi bir yan�k
kokusu ald�. Sonra g�rd�.
Beyazk�pr�'n�n aya��n�n dibindeki meydanda, yar�m d�zine binan�n yerini duman�
t�ten kal�nt�lar alm�t�. �stlerine uymayan k�rm�z� �niformalar ve kararm� z�rhlar
i�inde adamlar sokaklarda devriye geziyordu, ama bir �ey bulmaktan korkar gibi
h�zl� h�zl� y�r�yorlard� ve giderken omuzlar�n�n �zerinden arkalar�na bak�yorlard�.
Kasabal�lar -d�ar�da olan birka� ki�i- s�rtlar�n� kamburla�t�rm�, arkalar�ndan bir
�ey kovahyormu� gibi, ko�ar ad�m y�r�yorlard�.
Lan her zamankinden de sert g�r�n�yordu ve kasabal�lar, hatta askerler ���ne
yakla�madan, �evrelerinden doland�lar. Muhaf�z havay� koklad� ve al�ak sesle
homurdanarak y�z�n� buru�turdu. Yan�k kokusu bu kadar g��l�yken, Nynaeve hi�
�a��rmam�t�.
"�ark d�nerken dokur," diye m�r�ldand� Moiraine. "Hi�bir g�z, Desen'i dokunana
kadar g�remez."
Bir sonraki an Aldieb'den inmi�, kasabal�larla konu�uyordu. Soru sormad�, yaln�zca
sempatisini g�sterdi ve Nynaeve �a�k�nl�kla, kad�n�n i�ten oldu�unu g�rd�. Lan'den
�ekinen, b�t�n yabanc�lardan uzakla�maya haz�r insanlar Moiraine ile konu�mak i�in
duruyorlard�. Kendi yapt�klar�na �a�m� gibi g�r�n�yorlard�, ama Moiraine'in berrak
bak�lar� ve yat�t�r�c� sesi alt�nda a��ld�lar. Aes Sedai'nin g�zleri insanlar�n
incinmi�liklerini payla��yor, kafa kar��kl�klar�n� anl�yor gibi g�r�n�yordu ve
insanlar�n dilleri ��z�l�yordu.
Ama yine de yalan s�yl�yorlard�. �o�u. Baz�lar� sorun oldu�unu bile inkar ediyordu.
Hi� sorun yoktu. Moiraine, meydan�n �evresindeki yanm� binalardan bahsetti. Her �ey
yolunda, diye �srar ettiler, bak�lar� g�rmek istemedikleri �eylerin yan�ndan ge�ip
giderek.
�i�man bir adam bo� bir y�reklilikle konu�tu, ama arkas�ndan gelen her sesle yana��
seyiriyordu. �kide bir kay�p giden bir g�l�mseme ile devrilen bir lamban�n yang�n
��kard���n�, bir �ey yap�lamadan �nce yang�n�n yay�ld���n� iddia etti. Nynaeve'in
f�rlatt��� bir bak�, yanm� binalar�n yan yana durmad���n� g�sterdi.
Neredeyse insanlar�n say�s� kadar farkl� hikaye vard�. Pek �ok kad�n s�r payla��r
gibi seslerini al�akt�lar. �in do�rusu, kasabada Tek G�� ile u�ra�an bir adam
vard�. Aes Sedaileri �a��rman�n zaman� gel-
434
ROBERTJORDAN
misti; erkekler ne derse desin, Aes Sedaileri getirmenin zaman� gelmi� de ge�mi�ti
bile. B�rak, meseleleri K�z�l Ajahlar halletsin.
Bir adam haydutlar�n sald�rd���n�, bir ba�kas�, Karanl�kdostlar�n�n isyan etti�ini
iddia etti. "Sahte Ejder'i g�rmeye gidenler, biliyor musun," diye s�r verdi
karanl�k karanl�k. "Her yerdeler. Her biri Karan-l�kdostu."
Ve ba�kalar� �rmaktan a�a�� tekneyle gelen bir t�r sorundan bahsetti -tam olarak ne
t�r bir sorun oldu�u konusunda s�yledikleri belirsizdi.
"Onlara g�sterdik," diye m�r�ldand� ince suratl� bir adam, ellerini sinirli sinirli
ovu�turarak. "Bu t�r �eyleri S�n�rboylar�'nda, ait oldu�u yerde b�raks�nlar.
R�ht�mlara gittik ve..." O kadar ani bir bi�imde sustu ki, di�leri birbirine
�arpt�. Ba�ka tek s�z s�ylemeden, onu kovalayacaklar�n� d��n�yormu� gibi omzunun
�zerinden arkaya bakarak f�rlay�p gitti.
Tekne gitmi�ti -zaman i�inde, ba�kalar�ndan bu kadar�n� ��renebildiler- kalabal�k
r�ht�mlara d�k�l�nce, �nceki g�n halatlar� kesip �rmaktan a�a�� ka�m�lard�.
Nynaeve, Egwene ve o�lanlar�n teknede olup olmad�klar�n� merak etti. Bir kad�n
teknede bir ��k oldu�unu s�yledi. E�er o Thom Merrilin ise...
Nynaeve, Emond Meydan�'ndan gelenlerin bir k�sm�n�n tekneyle ka�t��� tahminini
Moiraine'e s�yledi�i zaman, Aes Sedai sab�rla dinledi ve s�z� bitince ba��n� iki
yana sallad�.
"Belki," dedi sonra, ama sesi ku�kuluydu.
Meydan�n ortas�nda bir han duruyordu. Salonu omuz y�ksekli�inde bir duvarla ikiye
b�l�nm�t�. Moiraine hana girmeden �nce durdu, eliyle havay� hissetti. Hissetti�i
�ey kar��s�nda g�l�msedi, ama hi�bir �ey s�ylemedi.
Yemeklerini sessizlik i�inde yediler, yaln�zca kendi masalar�nda de�il, t�m salonda
sessizlik vard�. Orada yemek yiyen bir avu� insan, tabaklar�na ve d��ncelerine
yo�unla�m�t�. �nl���n�n k�esi ile masalar�n tozunu alan hanc�, devaml� kendi
kendine m�r�ldan�yordu, ama sesi duyulamayacak kadar al�akt�. Nynaeve orada
uyuman�n ho� olmayaca��n� d��nd�; hava bile korku ile a��rla�m�t�.
Tabaklar�n� son ekmek par�alar� ile s�p�r�p temizledikleri zaman
D�NYANIN G�Z� 43i
k�rm�z� �niformal� askerlerden biri kap�da belirdi. Sivri mi�feri, parlak z�rh� ile
Nynaeve'e g�z kama�t�r�c� geldi, ta ki adam kap�dan i�eri ad�m at�p, y�z�nde sert
bir ifade ile bir elini k�l�c�n�n kabzas�na koyup, a��n s�k� yakas�n� bir parma��
ile gev�etmeye �al�ana kadar. Bu akl�na K�y Kurulu �yesi gibi davranmaya �al�an
Cenn Buie'yi getirdi.
Lan, adama bir bak� f�rlatt� ve h�hlad�. "Milis. Faydas�z."
Asker odada g�z gezdirdi, g�zleri gruba tak�ld�. Teredd�t etti, sonra derin bir
nefes ald� ve gruba yakla��p tela�la kim olduklar�n�, Beyazk�pr�'de ne i�leri
oldu�unu, ne kadar kalmaya niyetli olduklar�n� sordu.
"Ben biram� bitirir bitirmez gidiyoruz," dedi Lan. Askere bakarken yava��a bir
yudum daha ald�. "I��k, iyi Krali�e Morgase'i ayd�nlats�n."
K�rm�z� �niformal� adam a�z�n� a�t�, sonra Lan'in g�zlerine iyice bakt� ve
geriledi. Moiraine'e ve Nynaeve'e bakarak kendini toparlad�. Nynaeve bir an adam�n
iki kad�n �n�nde korkak g�r�nmemek i�in aptalca bir �ey yapaca��n� d��nd�. Onun
deneyimlerine g�re, erkekler s�k s�k b�yle aptalca davran�rd�. Ama Beyazk�pr�'de
�ok fazla �ey olmu�tu; erkeklerin zihinlerinden �ok fazla belirsizlik kaybolmu�tu.
Milis Lan'e bakt� ve bir kez daha d��nd�. Muhaf�z'�n sert �izgili y�z� ifadesizdi,
ama bir de o so�uk, mavi g�zler vard�. �ok so�uk.
Milis k�saca ba��n� sallayarak karar�n� verdi. "�yle yap�n. Bug�nlerde Krali�e'nin
bar�� i�in gelen fazla yabanc� var." Topuklar�n�n �zerinde d�nd�, yolda sert
bak�lar�n� deneyerek ��kt�. Handaki kasabal�lar�n hi�biri fark etmi� g�r�nm�yordu.
"Nereye gidiyoruz?" diye sordu Nynaeve Muhaf�z'a. Odada �yle bir ortam vard� ki,
sesini al�ak tuttu, ama kararl� ��kt���ndan da emin oldu. "Teknenin pe�inden mi?"
Lan, Moiraine'e bakt�, kad�n ba��n� hafif�e iki yana sallad�. "�lk �nce
bulaca��mdan emin oldu�um �ocu�u bulmal�y�m. �u anda kuzeyde bir yerde. HeK
durumda, di�er ikisinin tekneyle gittiklerini sanm�yorum." Dudaklar�nda; k���k,
tatminkar bir g�l�mseme belirdi. "Muhtemelen bir g�n �nce bu odadaym�lar, iki
g�nden fazla de�il. Korku dolu, ama canl� terk etmi�ler buray�. O g��l� duygu
olmadan
^L
ROBERTJORDAN
iz bu kadar dayanmazd�."
"Hangi ikisi?" Nynaeve hevesle masaya e�ildi. "Biliyor musun?" Aes Sedai ba��n� �ok
hafif�e iki yana sallad� ve Nynaeve arkas�na yasland�. "Yaln�zca bir ya da iki g�n
�ndeyseler, neden ilk �nce onlar�n pe�inden gitmiyoruz?"
"Burada bulunduklar�n� biliyorum," dedi Moiraine, ayn� �ekilmez �l��de sakin sesle,
"ama bunun �tesinde do�uya m�, kuzeye mi, yoksa g�neye mi gittiklerini ay�rt
edemiyorum. Do�uya, Caemlyn'e gidecek kadar ak�ll� olduklar�n� umuyorum, ama
paralar� yanlar�nda olmad��� i�in bilemiyorum. Belki bir kilometre kadar
yakla��ncaya dek bilemeyece�im. �ki g�nde herhangi bir y�ne otuz, hatta korku
onlar� d�rtm�se altm� kilometre gitmi� olabilirler. Ve buradan ��karlarken
kesinlikle korkuyorlard�."
"Ama..."
"Hikmet, ne kadar korkmu� olurlarsa olsunlar, hangi y�ne ka�m� olurlarsa olsunlar,
sonunda Caemlyn'i hat�rlayacaklar ve onlar� orada bulaca��z. Ama ilk �nce yard�m
edebilece�im delikanl�y� bulaca��m."
Nynaeve a�z�n� yine a�t�, ama Lan yumu�ak bir sesle s�z�n� kesti. "Korkmak i�in
sebepleri vard�." �evresine bak�nd�, sonra sesini al-�altt�. "Burada bir Yan-insan
bulunmu�." Y�z�n� meydanda yapt��� gibi buru�turdu. "Kokusunu h�l� her yerde
alabiliyorum."
Moiraine i�ini �ekti. "Yok oldu�unu bilene kadar umut edece�im. Karanl�k Varl�k'�n
bu kadar kolay kazanaca��na inanmay� reddediyorum. ���n� de hayatta ve iyi
bulaca��m. Buna inanmal�y�m."
"Ben de o�lanlar� bulmak istiyorum," dedi Nynaeve, "ama ya Eg-wene? Ondan hi�
bahsetmiyorsun ve sordu�um zaman beni duymazdan geliyorsun. Onu" �di�er masalara
g�z att� ve sesini al�akt� "Tar Valon'a g�t�rece�ini san�yordum."
Aes Sedai bir an masay� inceledikten sonra g�zlerini kald�r�p Nynaeve'e baktj ve
gen� kad�n Moiraine'in g�zlerinin neredeyse parlamas�na sebep olan bir �fke �akmas�
ile geriledi. Sonra s�rt� dikle�-ti, kendi �fkesi kabard�, ama o tek s�zc�k
s�yleyemeden Aes Sedai so�uk bir sesle konu�tu.
"Egwene'i de hayatta ve iyi bulmak istiyorum. Bu kadar yetenekli gen� kad�nlar�
buldu�um zaman onlardan o kadar kolay vazge�-
D�NYANIN G�Z� 4�Z
mem. Ama �ark'�n dokudu�u gibi olacak."
Nynaeve, midesinde so�uk bir yumru hissetti. Ben de vazge�meyece�i o gen�
kad�nlardan biri miyim? G�rece�iz, Aes Sedai. I��k seni yaks�n, g�rece�iz/
Yemeklerini sessizlik i�inde bitirdiler ve yine sessizlik i�inde kap�dan ��k�p
Caemlyn Yolu'na koyuldular. Moiraine'in g�zleri kuzeydo�u ufkunu ara�t�rd�.
Arkalar�nda, duman lekeli Beyazk�pr� yerinde b�z�ld�.

29 MERHAMETS�Z G�ZLER
Elyas, Gezginlerle harcad�klar� zaman� telafi etmek ister gibi, kahverengi otlarla
kapl� d�zl�klerde, alacakaranl�k koyula�t��� zaman durduklar�nda Bela'n�n bir
minnettarl�k duymas�n� sa�layan bir h�z belirledi. Fakat acele etme arzusuna
ra�men, daha �nce almad��� �nlemler al�yordu. Geceleyin yaln�zca yerde yeterince
�l� dal varsa ate� yak�yorlard�. Elyaz, Perrin ve Egwene'in yaktaki bir a�a�tan tek
bir dal bile koparmalar�na izin vermiyordu. Yakt�klar� ate�ler k���kt� ve her
zaman, �imenlerden kestikleri bir kapa��n alt�nda dikkatle kazd�klar� bir �ukurda
yak�l�yordu. Gri, sahte �afakta yola ��kt�klar� zaman, kamp yerini santim santim
inceliyor, buradan birinin ge�ti�ine ili�kin en ufak bir iz kalmad���ndan emin
oluyordu. Hatta devrilmi� ta�lan �eviriyor, e�ilmi� otlan d�zeltiyordu. Bunlar�
h�zla, birka� dakikadan fazla zaman harcamadan yap�yordu, ama o tatmin olana kadar
yola ��k-m�yorlard�.
Perrin, �nlemlerin r�yalar�na kar�� pek faydas� olmad���n� d��n�yordu, ama neye
kar�� faydas�z olduklar�n� d��nd���nde, yaln�zca r�yalara kar�� olmas�n� diliyordu.
�lk seferinde, Egwene endi�eyle Trolloclar�n d�n�p d�nmedi�ini sordu, ama Elyas
ba��n� iki yana sallad� ve yola devam etmelerini s�yledi. Perrin hi�bir �ey
s�ylemedi. Yak�nlarda Trolloc olmad���n� biliyordu; kurtlar yaln�zca otlar�n,
a�a�lar�n ve k���k hayvanlar�n kokusunu al�yordu. ELyas'� zorlayan Trolloc korkusu
de�ildi, onun bile ne oldu�undan emin olmad���, ba�ka bir �eydi. Kurtlar da ne
oldu�unu bilmiyorlard�, ama Elyas'�n ihtiyatl� tela��n� hissediyorlard� ve
enselerinde ko�an, bir sonraki tepeye pusu
D�NYANIN G�Z� 412
kuran bir tehlike varm� gibi ke�if yapmaya ba�lad�lar.
Arazi, �nlerinde uzanan geni�, yuvarlanan y�kseltilere d�n�t�. Tepe denemeyecek
kadar al�akt�lar. H�l� kuru, yer yer ��r�k otlarla lekelenmi� sert �imenlerden bir
hal� �nlerinde yay�l�yor, y�z elli kilometre boyunca engelsizce esen do�u r�zgar�
ile dalgalan�yordu. A�a�l�klar gittik�e seyreliyordu. G�ne� g�n�ls�zce, s�cakl�k
vermeden y�kseliyordu.
Al�ak s�rtlar�n aras�nda Elyas, elinden geldi�ince arazinin hatlar�n� takip ediyor,
m�mk�nse s�rtlara ��kmaktan ka��n�yordu. Nadiren konu�uyordu ve konu�tu�unda...
"Bu �ekilde her lanet k���k tepenin �evresini dolanman�n ne kadar uzun s�rd���n�
biliyor musunuz? Kan ve k�ller! Sizi elimden ��karmadan yaz gelecek. Hay�r, d�z
gidemeyiz! Ka� sefer s�ylemem gerek? Bunun gibi bir arazide, s�rta ��kan birinin ne
kadar uzaktan g�r�lebilece�i hakk�nda hi� fikriniz var m�? Yak beni, ama ileri
gitti�imiz kadar �evrede dolan�yoruz. Y�lan gibi k�vr�l�yoruz. Ayaklar�m ba�l� olsa
daha h�zl� giderdim. Eh, bana �yle bakacak m�s�n�z, yoksa y�r�yecek misiniz?"
Perrin ve Egwene bak�t�lar. KiZ, Elyas'�n arkas�ndan ona dilini ��kard�. �kisi de
bir �ey s�ylemedi. Egwene bir kez s�rtlar� dolanmak isteyenin Elyas oldu�unu,
onlar� su�layamayaca��n� s�yleyerek itiraz etmi�ti ve bu ona bir kilometre �teden
duyulabilecek bir h�rlama ile, sesin ne kadar uzaklara yay�labilece�i konusunda bir
ders kazand�rd�. Adam, dersi omzunun �zerinden arkaya bakarak verdi ve yava�lamad�
bile.
Konu�sa da, konu�masa da, Elyas'�n g�zleri t�m �evreyi tar�yor, bazen ayaklar�n�n
alt�nda ayn� kaba otlardan ba�ka g�recek bir �ey varm� gibi g�zlerini dikiyordu. O
bir �ey g�rebiliyorsa da, ne Perrin, ne de kurtlar g�remiyordu. Elyas'�n aln�
k�r��yordu, ama neden acele ettiklerini, onlar� neyin kovalad���ndan korktu�unu
a��klayam�yordu.
Bazen yollar�na her zamankinden daha uzun, do�uya ve bat�ya kilometrelerce uzanan
bir s�rt ��k�yordu. O zaman Elyas bile o s�rt� dolanman�n �ok fazla zaman alaca��n�
kabul ediyordu. Ama �abucak t�rman�p ge�melerine izin vermiyordu. Onlar� e�imin
dibinde b�rak�yor, tepeye karn�n�n �zerinde s�r�n�yor, sanki on dakika �nce kurtlar
440 ROBERTJORDAN
kontrol etmemi� gibi ihtiyatla �zerinden g�zetliyordu. S�rt�n dibinde beklerken
ge�en dakikalar saatler gibi geliyordu ve bilmemek, �stlerinde bask� yarat�yordu.
Egwene duda��n� �i�niyor, fark�nda olmadan Aram'�n verdi�i boncuklar� parmaklar�n�n
aras�nda t�k�rdat�yordu. Per-rin inatla bekliyordu. Midesi d���m d���m oluyordu,
ama y�z�n� sakin tutmay�, i�sel karga�as�n� saklamay� ba�ar�yordu.
Tehlike olsa kurtlar uyar�rd�. Gitseler, yok oluverseler harika olurdu, ama �u
anda... �u anda bize haber verirler. Elyas ne ar�yor?Ne?
S�rt�n �zerinde ancak g�rebilecek kadar y�kselerek uzun uzun arad�ktan sonra Elyas
hep gelmelerini i�aret ediyordu. Her seferinde yol a��k oluyordu -dolanamad�klar�
bir ba�ka s�rt bulana kadar. B�yle dola��rken, ���nc� s�rtta Perrin'in midesi
kas�ld�. Bo�az�nda ek�i kokular y�kseldi ve be� dakika bile beklese kusaca��n�
anlad�. "Ben..." Yutkundu. "Ben de geliyorum."
"E�il," dedi Elyas yaln�zca.
O konu�ur konu�maz Egwene Bela'dan a�a�� atlad�.
K�rk �apkal� adam yuvarlak �apkas�n� �ne ittirdi ve kenar�n�n alt�ndan k�za bakt�.
"O k�sra��n yerde s�r�nmesini sa�layaca��n� m� san�yorsun?" dedi kuru kuru.
K�z�n a�z� oynad�, ama ses ��kmad�. Sonunda omuzlar�n� silkti. Elyas ba�ka hi�bir
�ey s�ylemeden d�nd� ve e�imi t�rmanmaya ba�lad�. Perrin arkas�ndan seyirtti.
Tepenin s�rt�ndan biraz �nce Elyas eliyle a�a��ya i�aret etti ve bir an sonra yere
uzand�, son birka� ad�m� s�r�nerek a�t�. Perrin karn�n�n �zerine yatt�.
Tepede, Elyas �apkas�n� ��kard� ve ba��n� yava��a kald�rd�. Dikenli otlardan bir
k�menin i�inden bakan Perrin yaln�zca �nlerinde uzanan, y�kselip al�alan ayn�
araziyi g�rd�. A�a�� ini� ��plakt�, ama �ukurun y�z ad�m kadar �tesinde, s�rt�n
belki sekiz y�z metre �tesinde bir a�a� k�mesi vard�. Kurtlar �oktan oraya ula�m�
ve Trolloc ya da Myrddraal kokusu almam�t�.
Perrin'in g�rebildi�i kadar�yla do�uda ve bat�da da arazi ayn�yd�. Yuvarlanan
otluklar, da��n�k a�a�l�klar. Hi�bir �ey k�p�rdam�yordu. Kurtlar bir bu�uk
kilometre �tedeydi ve g�zden kaybolmu�lard�; o uzakl�ktan onlar� zorlukla
hissedebiliyordu. Buradan ge�erken hi�bir
D�NYANIN G�Z� Mi
�ey g�rmemi�lerdi. Elyas ne ar�yor? Burada hi�bir �ey yok.
"Zaman harc�yoruz," dedi do�rulmay� deneyerek ve a�a��daki a�a�tan elli, y�z siyah
kuzgun havalanarak, g�ky�z�nde sarmallar �izmeye ba�lad�. A�a�lar�n �zerinde
d�nerlerken Perrin ��kerek yerinde dondu. Karanl�k Varl�k'�n g�zleri. Beni g�rd�ler
mi? Y�z�nden a�a�� ter damlalar� akt�.
Tek bir d��nce, y�z minik zihinde k�v�c�mlanm� gibi b�t�n kuzgunlar ayn� y�ne
d�nd�ler. G�neye. S�r� bir sonraki tepenin ard�nda, al�alarak yok oldu. Do�uda bir
ba�ka a�a�l�k daha kuzgun kustu. Siyah y���n iki kere d�nd� ve g�neye y�neldi.
Titreyerek yava��a yerden kalkt�. Konu�maya �al�t�, ama a�z� fazla kuruydu. Bir
dakika sonra a�z�n� biraz �slatmay� ba�ard�. "Korktu�un bu muydu? Neden bir �ey
s�ylemedin? Neden kurtlar onlar� g�rmedi?"
"Kurtlar a�a�lara pek bakmaz," diye h�rlad� Elyas. "Ve hay�r, bunu aram�yordum.
Sana s�yledim, ne oldu�unu bilmiyordum..." Bat�da, uzakta bir ba�ka a�a�l���n
�zerinden siyah bir bulut y�kseldi ve g�neye do�ru kanat vurdu. Ku�lar�
g�rebilmeleri i�in fazla uzaktayd�lar. "I��k'a ��k�r b�y�k bir s�r� de�il.
Bilmiyorlar. Hatta..." D�n�p, geldikleri yola bakt�.
Perrin yutkundu. Hatta r�yadan sonra, demek istemi�ti Elyas. "B�y�k, de�il mi?"
dedi. "Bizim k�yde b�t�n sene o kadar kuzgun g�rmezsin."
Elyas ba��n� iki yana sallad�. "S�n�rboylan'nda bin kuzgunluk s�r�ler g�rd���m
oldu. �ok s�k de�il -orada kuzgun ba��na �d�l veriyorlar- ama oldu." H�l� kuzeye
bak�yordu. "Art�k sus."
Perrin o zaman adam�n uzaktaki kurtlara uzand���n� hissetti. Elyas, Benek ve
arkada�lar�n�n ileride ke�if yapmay� b�rakmalar�n�, hemen geri d�n�p geldikleri
yolu kontrol etmelerini istiyordu. Zaten zay�f olan y�z�, gerginlik alt�nda
gerilmi�, daha da incelmi�ti. Kurtlar o kadar uzaktayd� ki, Perrin onlar�
hissedemiyordu. Acele edin. G�ky�z�n� izleyin. Acele edin.
Tenin epey g�neyden gelen yan�t� hafif�e hissetti. Geliyoruz. Zihninde bir imge
�akt� -burunlar�n� r�zgara uzatm�, arkalar�ndan ate� koval�yormu� gibi ko�an
kurtlar- �akt� ve bir anda yok oldu.
442 ROBERTJORDAN
Elyas ��kt�, derin bir nefes ald�. Ka�lar�n� �atarak s�rttan �tey sonra yine kuzeye
bakt� ve al�ak sesle m�r�ldand�.
"Sence arkam�zda daha fazla kuzgun mu var?" diye sordu Perrin
"Belki," dedi Elyas belirsizce. "Bazen b�yle yaparlar. Bir yer bili yorum, belki
hava kararmadan ula�abiliriz. Oraya ula�amasak bile hava tamamen kararana kadar
ilerlemeye devam etmek zorunday�z, ama benim istedi�im kadar h�zl� gidemeyiz.
�lerideki kuzgunlara �ok yakla�maya cesaret edemeyiz. Ama e�er arkam�zda da kuzgun
varsa..."
"Neden karanl��a kadar?" dedi Perrin. "Hangi yer? Kuzgunlardan kurtulabilece�imiz
bir yer mi?"
"Kuzgun olmayan bir yer," dedi Elyas, "ama �ok fazla insan biliyor... Kuzgunlar
gece t�nerler. Karanl�kta bizi bulacaklar�ndan endi�elenmemiz gerekmez. I��k izin
verirse, kuzgunlar endi�elenmemiz gereken tek �ey olur." Tepenin �st�nden bir kez
daha bakt�, aya�a kalkt� ve Egwene'e Bela'y� getirmesini i�aret etti. "Ama daha
karanl��a �ok var. Harekete ge�meliyiz." Yama�tan a�a�� ayaklar�n� s�r�yerek
ko�maya ba�lad�, her ad�m�nda d�mekten ancak kurtuluyordu. "Y�r�y�n, sizi
yanas�calar!"
Perrin yar� ko�arak, yar� kayarak, adam�n pe�ine d�t�.
Egwene arkalar�ndan, ko�mas� i�in Bela'y� tekmeleyerek s�rt� t�rmand�. Onlar�
g�rd���nde y�z�nde bir rahatlama g�l�� �i�eklendi. "Neler oluyor?" diye seslendi,
uzun t�yl� k�sra�� onlara yeti�mesi i�in topuklayarak. "�yle yok oldu�unuz zaman
sand�m ki... Ne oldu?"
Perrin, k�z onlara yeti�ene kadar nefesini ko�maya ay�rd�. Sonra kuzgunlar� ve
Elyas'�n g�venli yerini a��klad�, ama kopuk bir hikayeydi. K�z bo�uk sesle,
"Kuzgunlar m�!" diye ba��rd�ktan sonra soru sorarak s�z�n� kesmeye ba�lad�.
Perrin'in, sorular�n t�m�ne verecek yan�t� yoktu. Bir sonraki s�rta gelene kadar
hikayeyi bitiremedi.
Normalde -e�er bu yolculukta herhangi bir �eye normal denile lirse- bu s�rt�
t�rmanmazlar, dolan�rlard�, ama Elyas yine de ke��t y P mak konusunda �srar etti.
"Tam ortalar�na d�mek mi istersin, evlat?" diye yorum yapt! e
Egwene bu sefer hem Elyas'la gitmeyi, hem de oldu�u yerde may� istiyormu� gibi
dudaklar�n� yalayarak s�rt�n tepesine bak �.
D�NYANIN G�Z� 44i
d�t etmeyen tek ki�i Elyas't�.
Perrin, kuzgunlar�n d�n�p d�nmedi�ini merak etti. S�rta t�rmand�klar�nda k
ar��lar�nda oraya ayn� anda gelmi� bir s�r� bulmak g�zel olurdu do�r-usu.
Tepede ba��n� g�rebilecek kadar kald�rd� ve biraz bat�da k���k bir a�a�l�ktan b-
a�ka bir �ey g�remeyince rahatlayarak i�ini �ekti. G�r�n�rlerde kuzgun yoktu.
Aniden a�a�lar�n aras�ndan bir tilki f�rlad� ve ko�abildi�ince h�zl� ko�maya
ba�lad�. Arkas�ndan, dallardan kuzgunlar d�k�ld�. Kanatlar�n�n sesi tilkinin
�mitsiz inlemesini bast�racak kadar y�ksekti- Siyah bir hortum gibi dald�lar ve
tilkinin �evresinde d�nd�ler. Tilkinin �eneleri kuzgunlara do�ru kapand�, ama
dal�p, zarar g�rmeden, siyah gagalan �slak �slak parlayarak ka�t�lar. Tilki, ininin
g�venli�ine ula�mak i�in a�a�lara do�ru ko�tu. Ama art�k ba��n� e�mi�, k�rk� k:an
lekeleri ile kapl�, g��l�kle ko�uyordu ve �evresinde kanat ��rpan kuzgunlar�n
say�s� gittik�e art�yordu. Sonunda tilki tamamen g�zden kayboldu. Kuzgunlar
indikleri kadar ani, y�kseldiler, d�nd�ler ve .g�neyde, bir sonraki s�rt�n ard�nda
kayboldular. Tilkinin oldu�u yerde:, �ekilsiz, parampar�a bir k�rk y���n�
duruyordu.
Perrin yutJcundu. I��k! Bunu bize de yapabilirler. Y�z kuzgun. Onlar...
"Y�r�y�n, " diye h�rlad� Elyas, aya�a f�rlayarak. Egwene'e gelmesini i�aret etti ve
beklemeden a�a�lara do�ru ko�turmaya ba�lad�. "Y�r�y�n, sizi yanas�calar!" diye
seslendi omzunun �zerinden. "Y�r�y�n!"
Egwene, Bela'yi s�rta ��kard� ve yamac�n dibine varmadan onlar� yakalad�. A��krlama
yapmak i�in zaman yoktu, ama k�z�n g�zleri tilkiyi hemen buldu. Y�z� kar gibi
beyazlad�.
Elyas a�a�l��a ula�t� ve a�a�lar�n ba�lad��� yerde d�n�p acele etmeleri i�in kolunu
sallamaya ba�lad�. Perrin daha h�zl� ko�maya �al�-l� ve sendeledi. Kollar�n�
sallayarak, y�z �st� d�meden dengesini Sa�lad�. Kan ise k�ller! Elimden geldi�ince
h�zl� ko�uyorum.
A�a�l�ktan yaln�z bir kuzgun y�kseldi. Onlara do�ru d�nd�, ���l�k tt� ve g�neye
d�nd�. Perrin �ok ge� kald���n� bilerek belindeki sapa-1 ��karmaya �al�t�. Kuzgun
aniden havada takla at�p yere d�t���n-e h�l� sapan� jna cebinden bir ta�
yerle�tirmeye �al��yordu. A�z� a��k ald� ve sonra Egwene'in elinden sarkan sapan�
g�rd�. K�z titrek bir
444
ROBERTJORDAN
g�l�mseme ile ona bakt�.
"Orada durup ayak parmaklar�n�z� saymay�n!" diye seslendi Elyas.
Perrin irkilerek a�a�lara do�ru ko�tu, sonra Bela taraf�ndan ezilmemek i�in kenara
s��rad�.
Bat�da, uzakta, neredeyse g�r�lmez, kara bir sis havaland�. Perrin kurtlar�n o
tarafa ge�ti�ini, kuzeye yolland���n� hissetti. Onlar�n sa�lar�nda ve sollar�nda,
kuzgunlar� fark etti�ini hissetti. Kara sis, kurtlar� koval�yormu� gibi kuzeye
d�nd�, sonra aniden vazge�ti ve g�neye f�rlad�.
"Sence bizi g�rd�ler mi?" diye sordu Egwene. "A�a�lara girmi�tik bile, de�il mi? O
uzakl�ktan bizi g�remezler. De�il mi? O kadar uzaktan."
"Biz onlar� g�rd�k," dedi Elyas kuru kuru. Perrin huzursuzca k�p�rdand�, Egwene
korkuyla nefes ald�. "E�er bizi g�rm� olsalar," diye h�rlad� Elyas, "o tilki gibi
�zerimize ��kerlerdi. Hayatta kalmak istiyorsan�z d��n�n. Kontrol edemezseniz korku
sizi �ld�r�r." Delici bak�lar� ikisini de bir an yerlerine �akt�. Sonunda ba��n�
sallad�. "Ama gittiler ve biz de gitmeliyiz. O sapanlar� elinizden b�rakmay�n.
Faydal� olabilir."
A�a�l�ktan ��kt�klar�nda, Elyas takip ettikleri y�nden bat�ya d�nd�. Perrin'in
nefesi bo�az�nda t�kan�yordu; sanki g�rd�kleri son kuzgunlar� koval�yorlard�. Elyas
yorgunluk belirtisi g�stermeden y�r�yordu ve iki gencin elinden, takip etmekten
ba�ka bir �ey gelmiyordu. Hem, Elyas g�venli bir yer biliyordu. Bir yerde. �yle
demi�ti.
Bir sonraki s�rta ko�tular, kuzgunlar gidene kadar beklediler, sonra yine ko�tular,
beklediler, ko�tular. Koruduklar� istikrarl� ilerleyi� yeterince yorucuydu, ama
Elyas d��nda hepsi bu ko�ma ve bekleme temposu ile bitkin d�meye ba�lad�. Perrin'in
g��s� inip kalk�yor, bir s�rtta uzanacak birka� dakika buldu�u zaman derin derin
nefes al�yor, arama i�ini Elyas'a b�rak�yordu. Her duraklamada Bela burun delikleri
kabararak ba��n� e�iyordu. Korku, hepsinin i�ini doldurmu�tu ve Perrin onu kontrol
edip edemediklerinden emin de�ildi. Yaln�zca arkalar�nda bir �ey varsa, kurtlar�n
ne oldu�unu s�ylemesini diliyordu.
�leride Perrin'in bir daha g�rece�ini umdu�undan daha fazla kuzgun vard�. Sa�da ve
solda ku�lar kabard�lar, g�neye d�nd�ler. Ondan
D�NYANIN G�Z� 445
fazla kez, kuzgunlar g�ky�z�n� kaplamadan hemen �nce bir a�a�l��a ya da bir yamac�n
yetersiz g�lgesine s���nd�lar. Bir kez, g�ne� tepeden a�a�� kaymaya ba�lad���nda,
Karanl�k Varl�k'�n t�yl� casuslar�ndan y�z tanesi bir bu�uk kilometre �tede �ak�p
ge�erken en yak�n korunakl� yerden sekiz y�z metre uzakta, a��kta, olduklar� yerde
donup kald�lar, R�zgara ra�men Perrin'in y�z�nden ter bo�and�, ta ki, son siyah
�ekil k���lerek bir noktaya d�n�ene, sonra da yok olana kadar. Sapanlar� ile
indirdikleri yaln�z kuzgunlar�n say�s�n� unutmu�lard�.
Yollar�n�n �zerinde, korkular�n� hakl� ��karacak kan�tlar�n yeterinden fazlas�n�
g�rd�. Midesi bulanarak, b�y�lenmi� gibi parampar�a edilmi� bir tav�ana bakt�.
G�zs�z kafa dik duruyordu ve di�er par�alan �bacaklar�, ba��rsaklar�- �evresinde
kaba bir �ember halinde yay�lm�t�. �ekilsiz t�y yumaklar�na d�n�m� ku�lar da vard�.
Ve iki tilki daha.
Lan'in s�yledi�i bir �eyi hat�rlad�. Karanl�k Varl�k t�m yarat�klar� �ld�rmekten
zevk al�r. Karanl�k Varl�k'�n g�c� �l�md�r. Ya kuzgunlar onlar� bulursa? Siyah
boncuklar gibi parlayan merhametsiz g�zler. �evrelerinde d�nen, han�er gibi
gagalar. Kan d�ken i�ne kadar sivri gagalar. Y�zlercesi. Ya da, t�rlerinden
ba�kalar�n� �a��rabilirler mi? Belki hepsi birden av�n �zerine �ullan�r? Kafas�nda
mide buland�r�c� bir imge canland�. Kurt�uklar gibi kaynayan, birka� kanl� par�a
i�in kavga eden, bir tepe kadar b�y�k bir kuzgun y���n�.
Aniden imge ba�ka imgeler taraf�ndan bir yana itildi. Yeni imgeler d�nd�, solarak
birbirine girdi. Kurtlar kuzeyde kuzgun bulmu�lard�. ���l�klar atan ku�lar dald�,
d�nd�, yine dald�; her dal�ta gagalan kan ��kard�. H�rlayan kurtlar ka�t�, s��rad�,
havada b�k�ld�, �eneleri kapand�. Perrin tekrar tekrar t�y tad� ald�, canl� canl�
ezilen, ��rp�nan kuzgunlar�n pis tad�n� hissetti, bedeninde kanayan kesiklerin
ac�s�n� hissetti, pes etmeye asla yakla�mayan bir �mitsizlikle �abalar�n�n yeterli
olmayaca��n� anlad�. Aniden kuzgunlar da��ld�, yukar�da d�nerek kurtlara son kez
�fke ���l�klar� att�lar. Kurtlar o kadar kolay �lm�yorlard� ve kuzgunlar�n bir
g�revi vard�. Siyah kanatlar�n� ��rparak yok oldular. Geride b�rakt�klar� le�lerin
�zerinde birka� siyah t�y u�u�tu. R�zgar sol �n baca��ndaki yaray� yalad�. Benek'in
g�zlerinden birinde k�t� bir �ey vard�. Benek kendi yaralar�n� g�rmezden gelerek
di-
h.
�M ROBERTJORDAN
�erlerini toparlad� ve ac�yla topallayarak kuzgunlar�n kayboldu�u y�ne do�ru yola
koyuldular. K�rkleri kanla ke�ele�mi�ti. Geliyoruz. Tehlike �n�m�zde geliyor.
Perrin sendeleyerek ko�arken Elyas'a bir bak� f�rlatt�. Adam�n sar� g�zleri
ifadesizdi, ama biliyordu. Hi�bir �ey s�ylemedi, yaln�zca Per-rin'i izledi ve �aba
g�stermeden ko�turarak bekledi.
Beni bekliyor. Kurtlar� hissetti�imi itiraf etmemi bekliyor.
"Kuzgunlar," dedi Perrin nefes nefese, g�n�ls�zce. "Arkam�zda."
"Hakl�ym�," diye nefes verdi Egwene. "Onlarla konu�abiliyorsun."
Perrin'in ayaklan tahta direklerin ucundaki demir k�l�eler gibi geliyordu, ama yine
de onlar� daha h�zl� hareket ettirmeye �al�t�. G�zlerinden, kuzgunlardan,
kurtlardan, ama her �eyden �te Egwene'in g�zlerinden ka�mak istiyordu, ��nk� art�k
ne oldu�unu biliyorlard�. Sen nesin? Bozunmu�, I��k beni k�r etsin! Lanetli!
Bo�az�, Luhhan Usta'n�n demirhanesinin duman�n� ve s�cakl���n� solurken ac�mad���
gibi ac�yordu. Sendeledi, Egwene'in �zengisine tutundu. K�z a�a�� indi ve
delikanl�n�n devam edebilece�i itirazlar�na ra�men onu ittirerek eyere oturttu. Ama
fazla zaman ge�meden k�z ko�arken, bir eliyle eteklerini toplay�p, di�eri ile
�zengiye tutunmaya ba�lad� ve biraz sonra Perrin attan indi, ama dizleri h�l�
tutmuyordu. K�z�n eyere oturmas� i�in onu kald�rmas� gerekti, ama k�z m�cadele
edemeyecek kadar yorgundu.
Elyas yava�lam�yordu. Onlar� zorluyor, �srar ediyor, g�neydeki arayan kuzgunlara o
kadar yak�n tutuyordu ki, Perrin tek bir ku�un geriye bakmas�n�n yeterli olaca��n�
d��n�yordu. "Y�r�y�n, sizi yanas�-calar! Bizi yakalarlarsa haliniz o tilkiden daha
m� iyi olacak san�yorsunuz? Ba��rsaklar� kafas�n�n �st�ne y���lm� olandan daha m�
iyi?" Eg-wene, eyerinde salland� ve g�r�lt�yle kustu. "Hat�rlad���n�z� biliyordum.
Biraz daha dayan�n, yeter. Birazc�k daha. Sizi yanas�calar, �iftlik gen�lerinin
daha dayan�kl� oldu�unu san�rd�m. B�t�n g�n �al��p, b�t�n gece dans etti�inizi
san�rd�m. Anla��lan b�t�n g�n uyuyup, gece de uyumaya devam ediyormu�sunuz. Lanet
ayaklar�n�z� oynat�n!"
Son kuzgun bir sonraki s�rtta kaybolur kaybolmaz, s�rtlardan a�a�� ko�maya
ba�lad�lar, sonra en arkada kalanlar h�l� tepede kanat ��rparken tepeleri inmeye
ba�lad�lar. Tek bir ku� arkaya baksa. Onlar
D�NYANIN G�Z� 447
aralardaki a��kl�kta ko�tururken do�uda ve bat�da kuzgunlar aramaya devam
ediyorlard�. Tek bir ku�un bakmas� yeter.
Arkadaki kuzgunlar h�zla yakla��yordu. Benek ve di�er kurtlar �evrelerinden
dolan�yor, yaralar�n� yalamak i�in durmadan geliyorlard�, ama g�ky�z�n� izlemek
konusunda gereken dersi alm�lard�. Ne kadar yak�nlar? Ne kadar zaman�m�z var?
Kurtlar�n insanlar gibi zaman kavramlar� yoktu, bir g�n� saatlere b�lmek i�in
sebepleri yoktu. Mevsimler, ayd�nl�k ve karanl�k onlar i�in yeterliydi. Daha
fazlas�na ihtiya� yoktu. Perrin sonunda kuzgunlar onlar� arkadan kovalarken g�ne�in
g�ky�z�ndeki imgesini bulmay� ba�ard�. Sonra omzunun �zerinden batan g�ne�e bakt�
ve kuru diliyle dudaklar�n� yalad�. Bir saat, belki daha az s�re sonra kuzgunlar
tepelerinde olacakt�. Bir saat, ve daha g�ne�in batmas�na en az iki saat vard�,
hava iyice kararana kadar en az iki saat.
G�ne� batarken �lete�iz, diye d��nd�, sendeleyerek ko�arken. Tilki gibi
katledilece�iz. Baltas�n� elledi, sonra elini sapan�na kayd�rd�. Bu daha faydal�
olurdu. Ama yeterli de�il. Y�z kuzguna, y�z u�an hedefe, y�z han�er gibi gagaya
kar�� yetersiz.
"Ata binme s�ras� sende, Perrin," dedi Egwene yorgun yorgun.
"Birazdan," diye nefes nefese kar��l�k verdi Perrin. "Daha kilometrelerce
ko�abilirim." K�z ba��n� sallad� ve eyerde kald�. Yoruldu. Ona s�ylesem mi? Yoksa
h�l� ka�ma �ans�m�z oldu�unu d��nmesine izin mi versem? �mitsiz bile olsa bir
saatlik umut mu, yoksa bir saatlik �aresizlik mi?
Yine onu izlemekte olan Elyas hi�bir �ey s�ylemedi. Biliyor olmal�yd�, ama
konu�mad�. Perrin, Egwene'e yine bakt� ve s�cak g�zya�lar�na kar�� g�zlerini
k�rp�t�rd�. Baltas�na dokundu, cesareti olup olmad���n� merak etti. Son
dakikalarda, kuzgunlar �stlerine ��kt���nde, b�t�n umutlar� kayboldu�unda, onu
tilki gibi �lmekten kurtaracak cesareti var m�yd�? I��k, beni g��l� k�l!
�nlerindeki kuzgunlar aniden kaybolmu� gibi g�r�nd�. Perrin do�uda ve bat�daki
uzak, karanl�k, sis gibi bulutlar� h�l� ay�rt edebiliyordu, ama ileride... hi�bir
�ey. Nereye gittiler? I��k, �nlerine ge�tiysek...
Aniden i�inden bir �rperti ge�ti, k� ortas�nda Bade�ay Suyu'na dalm� gibi so�uk,
temiz bir �rperti. ��inde dalgaland�, bitkinli�inin bir
446
ROBERTJORDAN
gederini toparlad� ve ac�yla topallayarak kuzgunlar�n kayboldu�u y�ne do�ru yola
koyuldular. K�rkleri kanla ke�ele�mi�ti. Geliyoruz. Tehlike �n�m�zde geliyor.
Perrin sendeleyerek ko�arken Elyas'a bir bak� f�rlatt�. Adam�n sar� g�zleri
ifadesizdi, ama biliyordu. Hi�bir �ey s�ylemedi, yaln�zca Per-rin'i izledi ve �aba
g�stermeden ko�turarak bekledi.
Beni bekliyor. Kurtlan hissetti�imi itiraf etmemi bekliyor.
"Kuzgunlar," dedi Perrin nefes nefese, g�n�ls�zce. "Arkam�zda."
"Hakl�ym�," diye nefes verdi Egwene. "Onlarla konu�abiliyorsun."
Perrin'in ayaklar� tahta direklerin ucundaki demir k�l�eler gibi geliyordu, ama
yine de onlar� daha h�zl� hareket ettirmeye �al�t�. G�zlerinden, kuzgunlardan,
kurtlardan, ama her �eyden �te Egwene'in g�zlerinden ka�mak istiyordu, ��nk� art�k
ne oldu�unu biliyorlard�. Sen nesin? Bozunmu�, I��k beni k�r etsin! Lanetli!
Bo�az�, Luhhan Usta'n�n demirhanesinin duman�n� ve s�cakl���n� solurken ac�mad���
gibi ac�yordu. Sendeledi, Egwene'in �zengisine tutundu. K�z a�a�� indi ve
delikanl�n�n devam edebilece�i itirazlar�na ra�men onu ittirerek eyere oturttu. Ama
fazla zaman ge�meden k�z ko�arken, bir eliyle eteklerini toplay�p, di�eri ile
�zengiye tutunmaya ba�lad� ve biraz sonra Perrin attan indi, ama dizleri h�l�
tutmuyordu. K�zm eyere oturmas� i�in onu kald�rmas� gerekti, ama k�z m�cadele
edemeyecek kadar yorgundu.
Elyas yava�lam�yordu. Onlar� zorluyor, �srar ediyor, g�neydeki arayan kuzgunlara o
kadar yak�n tutuyordu ki, Perrin tek bir ku�un geriye bakmas�n�n yeterli olaca��n�
d��n�yordu. "Y�r�y�n, sizi yanas�-calar! Bizi yakalarlarsa haliniz o tilkiden daha
m� iyi olacak san�yorsunuz? Ba��rsaklar� kafas�n�n �st�ne y���lm� olandan daha m�
iyi?" Eg-wene, eyerinde salland� ve g�r�lt�yle kustu. "Hat�rlad���n�z� biliyordum.
Biraz daha dayan�n, yeter. Birazc�k daha. Sizi yanas�calar, �iftlik gen�lerinin
daha dayan�kl� oldu�unu san�rd�m. B�t�n g�n �al��p, b�t�n gece dans etti�inizi
san�rd�m. Anla��lan b�t�n g�n uyuyup, gece de uyumaya devam ediyormu�sunuz. Lanet
ayaklar�n�z� oynat�n!"
Son kuzgun bir sonraki s�rtta kaybolur kaybolmaz, s�rtlardan a�a�� ko�maya
ba�lad�lar, sonra en arkada kalanlar h�l� tepede kanat ��rparken tepeleri inmeye
ba�lad�lar. Tek bir ku� arkaya baksa. Onla
D�NYANIN G�Z� 447
aralardaki a��kl�kta ko�tururken do�uda ve bat�da kuzgunlar aramaya devam
ediyorlard�. Tek bir ku�un bakmas� yeter.
Arkadaki kuzgunlar h�zla yakla��yordu. Benek ve di�er kurtlar �evrelerinden
dolan�yor, yaralar�n� yalamak i�in durmadan geliyorlard�, ama g�ky�z�n� izlemek
konusunda gereken dersi alm�lard�. Ne kadar yak�nlar? Ne kadar zaman�m�z var?
Kurtlar�n insanlar gibi zaman kavramlar� yoktu, bir g�n� saatlere b�lmek i�in
sebepleri yoktu. Mevsimler, ayd�nl�k ve karanl�k onlar i�in yeterliydi. Daha
fazlas�na ihtiya� yoktu. Perrin sonunda kuzgunlar onlar� arkadan kovalarken g�ne�in
g�ky�z�ndeki imgesini bulmay� ba�ard�. Sonra omzunun �zerinden batan g�ne�e bakt�
ve kuru diliyle dudaklar�m yalad�. Bir saat, belki daha az s�re sonra kuzgunlar
tepelerinde olacakt�. Bir saat, ve daha g�ne�in batmas�na en az iki saat vard�,
hava iyice kararana kadar en az iki saat.
G�ne� batarken �lece�iz, diye d��nd�, sendeleyerek ko�arken. Tilki gibi
katledilece�iz. Baltas�n� elledi, sonra elini sapan�na kayd�rd�. Bu daha faydal�
olurdu. Ama yeterli de�il. Y�z kuzguna, y�z u�an hedefe, y�z han�er gibi gagaya
kar�� yetersiz.
"Ata binme s�ras� sende, Perrin," dedi Egwene yorgun yorgun.
"Birazdan," diye nefes nefese kar��l�k verdi Perrin. "Daha kilometrelerce
ko�abilirim." K�z ba��n� sallad� ve eyerde kald�. Yoruldu. Ona s�ylesem mi? Yoksa
h�l� ka�ma �ans�m�z oldu�unu d��nmesine izin mi versem? �mitsiz bile olsa bir
saatlik umut mu, yoksa bir saatlik �aresizlik mi?
Yine onu izlemekte olan Elyas hi�bir �ey s�ylemedi. Biliyor olmal�yd�, ama
konu�mad�. Perrin, Egwene'e yine bakt� ve s�cak g�zya�lar�na kar�� g�zlerini
k�rp�t�rd�. Baltas�na dokundu, cesareti olup olmad���n� merak etti. Son
dakikalarda, kuzgunlar �stlerine ��kt���nde, b�t�n umutlar� kayboldu�unda, onu
tilki gibi �lmekten kurtaracak cesareti var m�yd�? I��k, beni g��l� k�l!
�nlerindeki kuzgunlar aniden kaybolmu� gibi g�r�nd�. Perrin do�uda ve bat�daki
uzak, karanl�k, sis gibi bulutlar� h�l� ay�rt edebiliyordu, ama ileride... hi�bir
�ey. Nereye gittiler? I��k, �nlerine ge�tiysek...
Aniden i�inden bir �rperti ge�ti, k� ortas�nda Bade�ay Suyu'na dalm� gibi so�uk,
temiz bir �rperti. ��inde dalgaland�, bitkinli�inin bir
448
RO8ERTJORDAN

k�sm�n�, bacaklar�ndaki ac�y�, ci�erlerindeki yang�n� g�t�rm� gibi geldi. Bir �eyi
arkada b�rakm�t�. Ne oldu�unu anlam�yordu, ama kendini farkl� hissediyordu.
Sendeleyerek durdu ve korku i�inde �evresine bak�nd�.
Elyas onu, hepsini, g�zlerinin arkas�nda bir par�lt� ile izliyordu. Ne oldu�unu
biliyordu, Perrin bundan emindi, ama onlar� izlemekle yetindi.
Egwene Bela'y� dizginledi, karars�zca, yar� korku, yar� �a�k�nl�k i�inde �evresine
bakt�. "�ok... garip," diye f�s�ldad�. "Bir �ey kaybetmi�im gibi hissediyorum."
K�srak bile beklenti i�inde ba��n� kald�rd�, yeni bi�ilmi� saman kokusu alm� gibi
burun delikleri a��ld�.
"Bu... bu neydi?" diye sordu Perrin.
Elyas aniden g�ld�. �ki b�kl�m oldu, omuzlan sars�larak ellerini dizlerine dayad�.
"G�venlik, olan bu. Ba�ard�k, sizi lanet aptallar. O �izgiyi hi�bir kuzgun
ge�emez... Karanl�k Varl�k'�n g�zlerini ta��yan hi�bir �ey. Bir Trolloc'un ge�mesi
i�in s�r�lmesi gerekir ve bunun i�in Trolloclar� s�recek Myrddraalleri zorlayan bir
�ey olmal�d�r. Hi�bir Aes Sedai de ge�emez. Tek G�� burada i�lemez; Ger�ek Kaynak'a
dokunamazlar. Kaynak'� hissedemezler bile, kaybolmu� gibi olur. Bu, i�lerinin
kar�ncalanmas�na sebep olur. Yedi g�nd�r i�en biri gibi sallanmaya ba�larlar.
G�venlik bu."
Ba�ta Perrin i�in, arazi b�t�n g�rd�kleri yuvarlanan tepeler, t�m g�n a�t�klar�
s�rtlardan farkl� de�ildi. Sonra otlar�n aras�ndaki ye�il filizleri g�rd�; �ok
de�ildi ve m�cadele ediyorlard�, ama ba�ka yerlerde g�rd�klerinden fazlayd�.
�imenlerin i�indeki yabani otlar da daha azd�. Ne oldu�unu hayal edemiyordu, ama
burada... bir �ey vard�. Ve Elyas'in s�yledi�i bir �ey an�lar�n� g�d�klad�.
"Bu nedir?" diye sordu Egwene. "Hissetti�im... Buras� neresi? Bundan ho�land���m�
sanm�yorum."
"Biryurt," diye k�kredi Elyas. "Hikayeleri hi� dinlemez misiniz? Elbette, �� bin
y�ld�r, D�nyan�n K�r�l��'ndan bu yana Ogierler g�r�lmedi, ama yurtlar Ogierleri
yapar, Ogierler yurtlan de�il."
"Yaln�zca efsane," diye kekeledi Perrin. Hikayelerde, yurtlar hep s���nak,
saklanacak yerler olurdu, kar��n�zdaki Aes Sedai de olsa, Yalanlar�n Babas�'n�n
yarat�klar� da.
D�NYAN�N G�Z�
449
Elyas do�ruldu; tam olarak din� olmasa da, b�t�n g�n� ko�arak ge�irmi� gibi
g�r�nm�yordu. "Haydi. Bu efsanenin derinliklerine dal-sak iyi olur. Kuzgunlar takip
edemez, ama kenara bu kadar yak�nken yurdun t�m s�n�r�n� g�zleyecek kadar kuzgun
var olabilir. B�rak �evresinde avlanmaya devam etsinler."
Perrin oldu�u yerde kalmak istiyordu; bacaklar� titriyor, bir hafta boyunca
yatmas�n� s�yl�yordu. Hissetti�i tazelenme yaln�zca bir an s�rm�t�; onca yorgunluk
ve a�r� geri d�nm�t�. Kendini bir ad�m atmaya zorlad�, sonra bir ad�m daha. �i
kolayla�mad�, ama devam etti. Egwene, Bela'y� harekete ge�irmek i�in dizginleri
silkeledi. Elyas �aba harcamadan h�zl� bir tempoda karar k�ld�, ancak di�erlerinin
ayak uyduramayaca�� a��k olunca y�r�y� h�z�na d�t�. H�zl� bir y�r�y�.
"Neden biz -burada kalm�yoruz?" dedi Perrin nefes nefese. A�z�ndan nefes al�yordu
ve s�zc�kleri derin, peri�an nefeslerin aras�nda, g��l�kle telaffuz etti. "E�er bu
ger�ekten -bir yurtsa. G�vendeyiz. Trolloc yok. Aes Sedai yok. Neden biz -her �ey
bitene kadar- burada kalm�yoruz?" Belki kurtlar da gelmez.
"Ne kadar s�rer sence?" Elyas tek ka��n� kald�rarak omzunun �zerinden bakt�. "Ne
yerdin? Atlar gibi ot mu? Dahas�, buray� bilen ba�kalar� da var ve insanlar�
d�ar�da tutan hi�bir �ey yok, en k�t�lerini bile. Ve tek bir su kayna�� var."
Huzursuzca ka�lar�n� �att� ve araziyi tarayarak tam bir �ember �izdi. �i bitti�i
zaman ba��n� iki yana sallad� ve kendi kendine m�r�ldand�. Perrin kurtlara
seslendi�ini hissetti. Acele edin. Acele edin. "K�t�l�kler aras�nda se�imimizi
yapt�k ve kuzgunlar�n varl��� kesin. Gelin. Yaln�zca iki �� kilometre."
Perrin, nefesini harcamaya g�n�ll� olsa homurdan�rd�.
Al�ak tepelerin �zerinde dev kayalar belirmeye ba�lad�; topra�a yar� g�m�l�,
baz�lar� bir ev kadar b�y�k, liken kapl�, d�zensiz, gri ta� par�alar�. Dikenli
bitkiler a� gibi sar�lm�, al�ak �al�lar �o�unu yar�ya dek gizlemi�ti. Orada burada,
bitkilerin kuru kahverengilerinin aras�nda, yaln�z, ye�il bir filiz, buras�n�n �zel
bir yer oldu�unu g�steriyordu. S�n�rlar�n�n �tesinde topra�� yaralayan her ne ise,
buraya da zarar vermi�ti, ama burada yara o kadar derin de�ildi.
Bir tepeyi daha t�rmand�lar ve bu tepenin dibinde bir su havuzu vard�. ��lerinden
herhangi biri iki ad�mda havuzu a�abilirdi, ama su te-
450
ROBERTJORDAN
mizdi ve bir cam tabakas� gibi dibindeki kumu g�sterecek kadar berrakt�. Elyas bile
hevesle yama�tan a�a�� seyirtti.
Perrin havuza ula�t���nda kendini yere f�rlatt� ve ba��n� i�ine dald�rd�. Bir an
sonra topra��n derinliklerinden ��kan suyun so�uklu�u ile, uzun sa�lar�ndan sular
s��ratarak ba��n� ��kard�. Egwene s�r�tt� ve ona su s��ratt�. Perrin'in g�zleri
ciddile�ti. K�z ka�lar�n� �att� ve a�z�n� a�t�, ama delikanl� y�z�n� yine suya
dald�rd�. Soru yok. �imdi de�il. A��klama yok. Asla. Ama k���k bir ses ona sata�t�.
Ama yapard�n, de�il mi?
Elyas biraz sonra onlar� havuzdan �a��rd�. "Bir �ey yemek isteyen varsa, biraz
yard�m istiyorum."
Egwene k�t yemeklerini haz�rlarlarken, ne�eyle kahkahalar atarak, �akalar yaparak
�al�t�. Peynir ve kurutulmu� etten ba�ka bir �ey kalmam�t�; avlanma f�rsatlar�
olmam�t�. En az�ndan h�l� �ay vard�. Perrin pay�na d�eni yapt�, ama sessizce.
Egwene'in g�zlerini �zerinde hissetti, k�z�n y�z�n� endi�eli bir ifadenin
kaplad���n�, ama elinden geldi�ince onunla g�z g�ze gelmekten ka��nd�. K�z�n
kahkahas� soldu, �akaklar�n�n aras� a��ld�, her biri bir �ncekinden daha gergin
oldu. Elyas hi�bir �ey s�ylemeden izledi. �stlerine kasvetli bir hava ��kt� ve
yemeklerine sessizlik i�inde ba�lad�lar. G�ne� bat�da k�zard�, g�lgeleri uzad�,
inceldi.
Karanl��a bir saat bile kalmad�. Yurt olmasayd� �oktan �lm� olurdunuz. K�z�
koruyabilir miydin? Onca �al� ��rp�n�n yapt��� gibi keser miydin onu? �al�lar
kanamaz, de�il mi? Ya da ���l�k atmaz ve g�zlerine bakarak, neden, diye sormazlar.
Perrin daha �ok i�ine kapand�. Zihninin gerilerinde ona kahkahalarla g�len bir �ey
hissediyordu. Zalim bir �ey. Karanl�k Varl�k de�il. Neredeyse o olmas�n�
dileyecekti. Karanl�k Varl�k de�il; kendisi.
Elyas bu seferlik ate� konusundaki kurallar�n� bozmu�tu. A�a� yoktu, ama
�al�lardaki �l� dallar� koparm�, ate�i tepede ��k�nt� yapan iri bir kaya par�as�n�n
dibine yakm�t�. Ta�� lekeleyen is tabakalar�na bakarak, Perrin buran�n yolcular
taraf�ndan nesiller boyunca kullan�ld���n� d��nd�.
�ri kayan�n toprak �st�nde kalan k�sm� yuvarlakt� ve bir yan� k�r�lm�, �zerinde
eski, kahverengi yosunlar �entikli y�zeyi kaplam�t�-
D�NYANIN G�Z� 4�
Yuvarlak k�s�mdaki oyuklar ve bo�luklar Perrin'e tuhaf geldi, ama merak etmeyecek
kadar kasvete b�r�nm�t�. Fakat Egwene yerken inceledi.
"Bu," dedi sonunda, "bir g�ze benziyor." Perrin g�zlerini k�rp�t�rd�; onca kurumun
alt�nda ger�ekten de g�ze benziyordu.
"�yle," dedi Elyas. S�rt�n� ate�e ve kayaya verdi ve k�sele kadar sert bir et
par�as�n� �i�neyerek �evredeki araziyi inceledi. "�ahinkana-d� Artur'un g�z�.
Y�ksek Kral'�n g�z�. Sonunda g�c� ve ihti�am� buna geldi i�te," dedi dalg�n dalg�n.
�i�nemesi bile dalg�nd�; g�zleri ve dikkati tepelerdeydi.
"�ahinkanad� Artur mu?" diye ba��rd� Egwene. "�aka yap�yorsun. Bu g�z falan de�il.
Neden insan burada bir kayaya �ahinkanad� Artur'un g�z�n� oysun ki?"
Elyas omzunun �zerinden ona bakt� ve m�r�ldand�. "K�y eniklerine ne ��retiyorlar?"
H�hlad�, izleme i�ine d�nd�, ama konu�maya devam etti. "Artur Paendrag Tanreall,
�ahinkanad� Artur, Y�ce Kral, B�y�k Afet'ten F�rt�nalar Denizi'ne, Aryth
Okyanusu'ndan Aiel K�ra�la-r�'na, hatta K�ra�lar'�n �tesine, t�m �lkeleri
birle�tirdi. Hikayeler, d�nyaya h�kmetti�ini s�yler, ama h�kmetti�i �ey bir
hikayeye konu olmayan b�t�n erkekler i�in yeterliydi. Ve her yere bar� ve adalet
getirdi."
"Herkes yasalar �n�nde e�itmi�," dedi Egwene, "ve hi� kimse bir di�erine el
kald�ramazm�."
"Demek en az�ndan hikayeleri duydunuz." Elyas kuru kuru g�ld�. "�ahinkanad� Artur
bar� ve adalet getirdi, ama bunu ate� ve k�l��la yapt�. Bir �ocuk bile yaln�z
ba��na Aryth Okyanusu'ndan D�nyan�n Omurgas�'na, elinde bir torba alt�n ile, bir an
bile korkmadan at s�rebilirdi, ama Y�ce Kral'�n adaleti, g�c�ne meydan okuyan
herkese kar�� �u kaya kadar sertti. Meydan okuman�n kayna�� s�rf kim oldu�unuz ya
da meydan okudu�unuzun san�lmas� bile olsa. S�radan insanlar bar� ve adalet, ek
olarak dolu mideler buldular, ama Y�ksek Kral Tar Valon'u yirmi y�l boyunca ku�att�
ve bir Aes Sedai kellesine bin alt�n kron �d�l koydu."
"Aes Sedailerden ho�lanmad���n� san�rd�m," dedi Egwene.
Elyas alayla g�l�msedi. "Benim neden ho�land���m�n �nemi yok,
452
ROBERTJORDAN
k�z�m. �ahinkanad� Artur kibirli bir aptald�. Hastaland��� -baz�lar�na g�re
zehirlendi�i- zaman bir Aes Sedai �ifac� onu iyile�tirebilirdi, ama hayatta olan
b�t�n Aes Sedailer Parlak Duvarlar�n i�ine kapat�lm�t� ve t�m G��lerini, kamp
ate�leri geceyi ayd�nlatan bir orduyu duvarlar�n d��nda tutmak i�in harc�yorlard�.
Zaten bir tanesini bile yanma yak-la�t�rmazd�. Aes Sedailerden, Karanl�k Varl�k'dan
nefret etti�i kadar nefret ediyordu."
Egwene'in a�z� gerildi, ama konu�tu�u zaman tek s�yledi�i, "Bunun, �ahinkanad�
Artur'un g�z� olup olmad��� ile ne ilgisi var?" oldu.
"Yaln�zca �u, k�z�m. Okyanusun kar��s�nda olan bitenlere ra�men bar�, gitti�i her
yerde insanlar�n onu sevin�le kar��lamas� -onu ger�ekten seviyorlard�, anl�yor
musunuz; sert bir adamd�, ama asla s�radan insanlara kar�� de�il- eh, b�t�n bunlar
varken, kendine bir ba�kent in�a etme zaman�n�n geldi�ine karar verdi. Yeni bir
�ehir, insanlar�n kafalar�n�n i�inde eski bir �lk�, hizip ya da rekabet ile
ili�kili olmayan bir yer. Onu burada, denizler, K�ra� ve Afet ile �evrili
topraklar�n tam ortas�nda in�a edecekti. Hi�bir Aes Sedai buraya kendi r�zas�yla
gelmez ya da gelseler de G��'� kullanamazlard�. Bir g�n b�t�n d�nyan�n bar� ve
adalet i�in d�nece�i bir ba�kent. Bildiriyi duyduklar� zaman s�radan insanlar onun
ad�na bir an�t yap�lmas�na yetecek kadar para ba��lad�lar. �o�u, onu Yarat�c�'dan
yaln�zca bir kat a�a��da g�r�yordu. K�sa bir kat. An�t� oymak ve in�a etmek be� y�l
s�rd�. �ahinkanad�'n�n, kendisinden y�z kat b�y�k heykeli. Onu tam buraya, �ehrin
�evresinde y�kselece�i yere diktiler."
"Burada hi� �ehir olmad�," diye alay etti Egwene. "Olsa bir�eyler kal�rd�. Herhangi
bir �ey."
Elyas �evreyi g�zlemeye devam ederek ba��n� sallad�. "Ger�ekten de olmad�. Heykelin
bitti�i g�n �ahinkanad� Artur �ld�. O�ullar� ve akrabalar�n�n kalan�
�ahinkanad�'n�n taht�na kim oturacak, diye kavga etmeye ba�lad�. Heykel bu
tepelerin aras�nda yaln�z kald�. O�ullar�, ye�enleri, kuzenleri �ld� ve
�ahinkanad�'n�n kan�ndan olan son ki�i bile yery�z� �zerinden silindi -belki Aryth
Okyanusu'nun �te taraf�na gidenler d��nda. Ellerinden gelse onun an�s�n� bile
silmek isteyecekler vard�. S�rf ad� ge�iyor diye kitaplar yak�ld�. Sonunda onun
hakk�nda, hikayelerden ba�ka hi�bir �ey kalmad� ve onlar�n da �o�u yanl�-
D�NYANIN G�Z� 452
�hti�am� buna geldi i�te.
"�ahinkanad� ve akrabalar� �ld� diye sava� bitmedi, elbette. H�l� kazan�lacak bir
taht vard� ve asker toplayabilen her lord ve leydi o taht� istiyordu. Bu, Y�zy�l
Sava�lar�'n�n ba�lang�c� idi. Asl�nda y�z yirmi �� y�l s�rd� ve o zamana ait
tarih�elerin �o�u yanan kasabalar�n dumanlan aras�nda kayboldu. �ok ki�i �lkenin
baz� k�s�mlar�n� ald�, ama b�t�n�n� kimse alamad� ve o y�llar�n birinde heykel
y�k�ld�. Belki art�k onunla boy �l��meye dayanam�yorlard�."
"Ba�ta onu k���ms�yormu�sun gibi konu�uyordun," dedi Egwe-ne, "ve �imdi ona
hayranl�k duyuyormu�sun gibi konu�uyorsun." Ba��n� iki yana sallad�.
Elyas d�nerek, d�z, k�rpmad��� g�zlerle k�za bakt�. "�stiyorsan �imdi biraz �ay al.
Karanl�k ��kmeden ate�in s�nmesini istiyorum."
Perrin, solan ayd�nl��a ra�men art�k g�z� a��k�a ay�rt edebiliyordu. �nsan
kafas�ndan b�y�kt� ve �zerine d�en g�lgeler kuzgun g�z�ne benzemesine sebep
oluyordu. Sert, siyah ve merhametsiz. Ba�ka yerde uyumay� diledi.

30
G�LGEN�N �OCUKLARI
Egwene, ate�in ba��nda oturmu�, heykel par�as�na bak�yordu, ama Perrin yaln�z
kalmak i�in havuza indi. G�n soluyordu ve gece r�zgar� do�udan y�kselmi�, suyun
y�zeyini k�r�t�r�yordu. Perrin, ke-merindeki halkadan baltay� ��kard� ve ellerinde
�evirdi. Di�budak sap, kolu kadar uzun, p�r�zs�z ve serindi. Ondan nefret ediyordu.
Emond Meydan�'nda baltayla ne kadar gurur duydu�unu hat�rlad�k�a utan�yordu. Onunla
neler yapmaya g�n�ll� oldu�unu anlamadan �nce.
"K�zdan bu kadar m� nefret ediyorsun?" dedi Elyas arkas�ndan.
Perrin irkilerek yerinden s��rad� ve kim oldu�unu g�rmeden �nce baltas�n� kald�rd�.
"Sen...? Sen benim akl�mdan ge�enleri de mi okuyabiliyorsun? Kurtlar gibi?"
Elyas ba��n� bir yana e�di ve sorgularcas�na ona bakt�. "Y�z�n� k�r bir adam bile
okuyabilir, evlat. Eh, konu�. K�zdan nefret ediyor musun? Onu k���ms�yor musun? �te
bu. Devaml� ayak s�r�d��� i�in, kad�ns� y�ntemlerle seni al�koydu�u i�in onu
k���ms�yorsun. Bu y�zden onu �ld�rmeye haz�rd�n."
"Egwene asla ayak s�r�mez," diye itiraz etti Perrin. "Kendine d�eni hep yapar. Onu
k���msemiyorum. Onu seviyorum." Ona g�lmesi i�in meydan okuyarak Elyas'a dik dik
bakt�. "�yle de�il. Yani, k�z�farde�im gibi de�il, ama o ve Rand.. Kan ve k�ller!
Kuzgunlar bizi yakalasayd�.. E�er... Bilmiyorum."
"Evet, biliyorsun. E�er �l�m �eklini o se�ebilseydi, sence hangisini tercih ederdi?
Baltan�n temiz bir darbesini mi, yoksa bug�n g�r-
D�NYANIN G�Z� 455
d���m�z hayvanlar�n �l�m�n� m�? Ben hangisini se�ece�imi biliyorum."
"Onun ad�na se�im yapmaya hakk�m yok. Ona s�yleme, olmaz m�? �eyi..." Elleri
baltan�n sap�n� kavrad�; kollar�ndaki kaslar kas�ld�, ya�� i�in a��r kaslar, Luhhan
Usta'n�n demirhanesinde saatlerce �eki� sallamak sonucunda olu�an kaslar. Bir an
i�in, kal�n, tahta sap�n k�r�laca��n� sand�. "Bu lanet �eyden nefret ediyorum,"
diye h�rlad�. "Bir t�r aptal gibi onunla kas�la kas�la dolan�rken ne yapt���m�
san�yorum, bilmiyorum. Yapamazd�m, biliyorsun. Her �ey yaln�zca bir oyunken belki
b�b�rlenir, numara yapabilirdim..." ��ini �ekti, sesi soldu. "Art�k farkl�. Onu bir
daha kullanmak istemiyorum."
"Kullanacaks�n."
Perrin havuza f�rlatmak i�in baltay� kald�rd�, ama Elyas bile�ini yakalad�.
"Kullanacaks�n, evlat, ve kullan�rken ondan nefret etti�in s�rece, onu �o�u
insandan daha b�y�k bir bilgelikle kullanacaks�n. Bekle. Art�k ondan nefret
etmedi�in an, elinden geldi�ince uza�a f�rlatman�n ve aksi y�ne ko�man�n zaman�
gelmi�tir."
Perrin baltay� kald�rd�, h�l� havuza atmay� arzu ediyordu. Onun i�in bekle demesi
kolay. Ya beklersem ve sonra atmak istemezsem?
Elyas'a sormak i�in a�z�n� a�t�, ama ses ��kmad�. Kurtlardan gelen �ok acil bir
mesajla g�zleri camla�t�. Bir an s�ylemek �zere oldu�u �eyi unuttu, herhangi bir
�ey s�ylemek �zere oldu�unu unuttu, hatta nas�l konu�aca��n� ve nas�l nefes
alaca��n� bile unuttu. Elyas'�n y�z� de sarkt� ve g�zleri i�ine, uzaklara bakarm�
gibi g�r�nd�. Sonra geldi�i kadar �abuk, kayboldu. Yaln�zca bir y�rek at�� kadar
s�rm�t�, ama bu kadar� yetmi�ti.
Perrin silkelendi ve ci�erlerini doldurdu. Elyas durmad�; g�zlerindeki perde kalkar
kalkmaz teredd�t etmeden ate�e seyirtti. Perrin tek s�z s�ylemeden arkas�ndan
ko�tu.
"Ate�i s�nd�r!" diye bo�uk sesle Egwene'e seslendi Elyas. Tela�la i�aret etti ve
f�s�ldayarak ba��rmaya �al�t� sanki. "Hemen s�nd�r!"
Egwene karars�zca ona bakarak aya�a kalkt�, sonra ate�e yakla�t�. Ama neler
oldu�unu tam olarak anlamad���ndan hareketleri yava�t�.
ROBEF2-TJORDAN
Elyas kabaca k�z� ittirip ge�ti, �aydanl��� kapt� ve can�m yakmca k�fretti. S�cak
�aydanl��� elden ^ ge�irerek ate�in �zerine bo�altt, Bir ad�m arkas�ndaki Perrin o
anda geldi ve son �ay damlalar, ate�te t�slay�p, buhar bulutlan ��kar�rken
k�m�rlerin �zerine toprak tekmelemeye ba�lad�. Ate�ten son kal^n �2�er de �rt�lene
kadar durmadi.
Elyas �aydanl��� Perrin'e f�rlatt�. Perrin bo�uk bir hayk�rma ile yere d��rd�.
Ellerine �fleyerek Elyas'a ka�lar�n� �am, ama k�rklere b�r�nm� adam dikkat
edemeyecek kadar me�guld�. Kamp yapt�klar� yere tela�la son bir bak� f�rlat�yordu.
"Burada birisinin bulundu�unu gizlemek i�in zaman�m�z yok," dedi Elyas. "Acele
etmek ve umut etmek zorunday�z. Belki zahmet etmezler. Kan ve k�ller, kuzgunlar
y�z�nden oldu�undan emindim."
Perrin aceleyle eyeri Bela'nin �zerine att�, kolan� s�karken balta-
sim kal�as�na yaslad�.
"Ne oldu?" diye sordu Egwene. Sesi titriyordu. "Trolloclar m,? Bir
Soluk mu?"
"Do�uya ya da bat�ya git," dedi Elyas Perrin'e. �Saklanacak bir yer bul. En k�sa
zamanda sana kat�lmaya �al�aca��m. E�er onlar bir kurt g�r�rse..." D�rt ayak
�zerinde ko�may� d��n�rm� gibi e�ilerek yerinden f�rlad� ve ak�am�n uzayan
g�lgelerinin aras�nda kayboldu.
Egwene tela�la e�yalar�n� toplad�, ama hal� Perrin'den bir a��kla-
is�yordu. Sesi �srarl�yd� ve onun sessiz kald��� her dakika daha da korku
doluyordu. Perrin de korkuyordu, ama korku daha h�zl� hareket etmelerini
sa�l�yordu. Perrin batan g�ne�e do�ru ilerlemeye ba�layana kadar bekledi. Bela'nin
�n�nde ko�turarak, iki eli ile baltay� g��s�nde, �apraz tutarak, saklan�p Elyas'�
bekleyebilecekleri b.r yer ararken bildiklerini omzunun �zerinden par�a par�a
anlatt�.
"Bize do�ru gelen bir s�r� atl� adam var. Kurtlar�n arkas�ndan geldiler, ama
adamlar onlar� g�rmedi. Havuza y�nelmi�ler. Muhtemelen bizimle bir ilgileri yok;
havuz kilometreler i�indeki tek su kayna��. Ama Benek diyor ki..." Omzunun
�zerinden k�za bir bak� f�rlatt�. Ak�am g�ne�sizin y�z�ne tuhaf g�lgeler
d��r�yordu, y�z ifadesin, saklayan g�lgeler. Ne d��n�yor? Arttk seni tamm�yormu�
gibi m� baktyor? Seni tan�yor mu? "Benek diyor ki, yanh� kokuyorlarrnif. Bu...'
kuduz bir k�pe�in yanh� kokmas� gibi bir �ey." Arkalar�nda ha-
D�NYANIN G�Z� �Z
z a�zden kayboldu. Derinle�en alacakaranl�kta kayalar� h�l� se�ebiliyordu -
�ahinkanad� Artur'un heykelinin par�alan- ama hangi kayan�n alt�nda ate�
yakt�klar�n� art�k ay�rt edemiyordu. "Onlardan uzak duraca�iz ve Elyas'�
bekleyebilece�imiz bir yer bulaca��z."
"Neden bizi rahats�z etsinler ki?" diye sordu k�z. "Burada g�vende olmam�z
gerekiyordu. Buras�n�n g�venli olmas� gerekiyordu. I��k, g�vende olaca��m�z bir yer
olmal�."
Perrin saklanacak yer aramaya ba�lad�. Havuzdan �ok uzakla�m� olamazlard�, ama
alacakaranl�k koyula��yordu. K�sa s�re sonra hava yolculuk edilmeyecek kadar
kararacakt�. Zirveler h�l� solgun bir ��kla y�kan�yordu. Zar zor g�r�lecek kadar az
��k olan zirveler, aradaki �ukurlardan bak�nca parlak geliyordu. Solda g�ky�z�n�n
�zerinde karanl�k bir �ekil dikiliyordu, bir yama�ta e�ik duran geni�, d�z bir ta�.
Alt�ndaki yamaca karanl�k bir g�lge d��r�yordu.
"Bu taraftan," dedi.
Herhangi biri geliyor mu diye omzunun �zerinden arkaya bakarak tepeye ko�turdu.
Hi�bir �ey yoktu -hen�z. Birka� kez durup, di�erleri arkas�ndan sendeleyerek
gelirken beklemek zorunda kald�. Egwene, Bela'n�n boynuna e�ilmi�ti, k�srak
d�zensiz zeminde ad�mlar�n� dikkatle at�yordu. Perrin ikisinin de sand�klar�ndan
daha fazla yon�lmu� olmas� gerekti�ini d��nd�. Umar�m buras� iyi bir saklanma
yeridir. Bir ba�kas�n� arayabilece�imizi hi� sanm�yorum.
Tepenin dibinde g�ky�z�n�n �n�nde hatlar� se�ilen, neredeyse zirveye kadar uzanan
dev, d�z kayay� inceledi. �ri kayan�n olu�turdu�u d�zensiz, �� y�ksek, bir al�ak
ad�mda tuhaf bir �ekilde tan�d�k bir �ey vard�. Aradaki k�sa mesafeyi t�rmand� ve
yan�nda y�r�yerek ^�i yoklad�. Y�zy�llar�n y�pratmas�na kar��n birle�en d�rt s�tunu
h�-a "Gedebiliyordu. Ba��n�n �zerinde e�ik duran ta��n basamaklara nzeyen tepesine
bakt�. Parmaklar. �ahinkanad� Artur'un elinde Aklanaca��z. Belki burada adaletinden
biraz kalm�t�r.
Egwene'e kendisine kat�lmas�n� i�aret etti. K�z k�p�rdamad�, bu en Perrin tepeden
a�a�� kayd� ve ona ne buldu�unu anlatt�. S^ene y�z�n� ileriye uzatarak tepeden
yukar� bakt�. "Nas�l bir ^ g�rebiliyorsun?"
rnn a�z�n� a�t�, sonra kapatt�. �evresine bak�n�rken dudaklar�-
454
ROBERTJORDAN
n� yalad�, ��nk� ilk defa ne g�rd���n�n fark�na varm�t�. G�ne� batm�t�. Tamamen.
Bulutlar dolunay� sakl�yordu, ama ona alacakaranl���n koyu mor kal�nt�lar� gibi
geliyordu. "Kayay� yoklad�m," dedi sonunda. "�yle olmak zorunda. Buraya kadar
gelseler bile bizi g�lgelerden ay�rt edemezler." At� elin alt�ndaki s���na�a
g�t�rmek i�in Be-la'n�n dizginlerini ald�. S�rt�nda Egwene'in g�zlerini
hissedebiliyordu.
K�z�n eyerden inmesine yard�m ederken, havuz taraf�nda, gecenin i�inde ba��r�lar
y�kseldi. K�z elini Perrin'in koluna koydu ve delikanl� telaffuz edilmemi� soruyu
i�itti.
"Adamlar R�zgar'� g�rd�ler," dedi g�n�ls�zce. Kurtlar�n d��ncelerinin anlam�n�
��zmek g��t�. Ate� hakk�nda bir �ey. "Me�aleleri var." K�z� parmaklar�n dibine
oturttu ve yan�na ��kt�. "Aramak i�in gruplara ayr�l�yorlar. Say�lan �ok fazla ve
kurtlar�n hepsi yaral�." Sesinin cesur ��kmas� i�in u�ra�t�. "Ama Benek ve
di�erleri yaral� da olsalar yollar�ndan uzak durmay� ba�ar�rlar ve bizi bulmay�
beklemiyorlar. �nsanlar beklemedikleri �eyleri g�rmezler. K�sa s�re sonra vazge�ip
kamplar�n� kurarlar." Elyas kurtlarla beraberdi ve onlar kovalan�rken yanlar�ndan
ayr�lmazd�. �ok fazla atl�. �ok �srarl�. Neden bu kadar �srarl�lar?
Egwene'in ba��n� sallad���n� g�rd�, ama karanl�kta k�z fark etmedi. "Kurtulaca��z,
Perrin."
��k, diye d��nd� �a�k�nl�k i�inde, beni teselli etmeye �al��yor.
Ba�r�malar s�rd�, s�rd�. Uzakta k���k me�ale noktalar�, karanl���n i�inde minik ��k
k�v�lc�mlar� hareket etti.
"Perrin," dedi Egwene yumu�ak sesle, "G�ne�g�n�'nde benimle dans eder misin? O
zamana kadar k�ye d�nersek?"
Delikanl�n�n omuzlar� sars�lmaya ba�lad�. Ses ��karm�yordu ve g�l�yor muydu,
a�l�yor muydu, bilmiyordu. "Ederim. S�z." Elleri istemsizce baltan�n sap�n� daha
s�k� kavrad� ve onun h�l� elinde oldu�unu hat�rlatt�. Sesi f�s�lt�ya d�n�t�. "S�z,"
dedi yine ve umut etti.
Me�ale ta��yan adamlar on, on iki ki�ilik gruplar halinde tepe r-�n aras�nda at
s�r�yorlard�. Perrin ka� grup oldu�unu ��kartam�y0 du. Bazen ayn� anda ��, d�rt
grup g�r�n�yor, �ne arkaya yuruy lard�. Birbirlerine ba��rmaya devam ediyorlard�,
zaman zaman g nin i�inde ���l�klar y�kseliyordu. Atlar�n ���l�klar�, adamlar�n �ig1
D�NYANIN G�Z�
452
r�.
Her �eyi birden �ok noktadan g�r�yordu. Egwene'in yan�nda, yama�ta ��kt�,
me�alelerin karanl�kta ate�b�cekleri gibi hareket etmesini izledi. Zihninde gecenin
i�inde Benek, R�zgar ve �ekirge ile ko�uyordu. Kuzgunlar kurtlar� �ok yaralam�t�,
daha uza�a ya da daha h�zl� ko�am�yorlard�, bu y�zden adamlar� karanl��a �ekmeye,
ate�lerinin koruna��ndan uzakla�t�rmaya �al��yorlard�. Kurtlar gecenin i�inde
gezerken, insanlar hep sonunda ate�lerin g�venli�ini arard�. Baz� atl�lar iplerle
binicisiz atlar �ekiyordu; atlar ki�niyor, gri �ekiller aralar�nda dolan�rken
g�zlerini iri iri a�arak yuvarl�yor, ���l�klar at�yor, iplerini onlar� tutan
adamlardan kurtarmaya �al��yor, ellerinden geldi�ince h�zl� ko�arak her y�ne
da��l�yorlard�. Gri �ekiller karanl���n i�inden kesici di�lerle f�rlad��� zaman
binicisi olan atlar da ���l�k at�yordu ve bazen �eneler bo�azlar�n� par�alamadan
hemen �nce insanlar da ���l�k at�yordu. Elyas'�n da orada oldu�unu belirsizce
hissetti, uzun b��a�� ile, tek bir keskin di�i olan iki bacakl� bir kurt gibi
gecenin i�inde y�r�yordu. S�k s�k ba��r�lar k�f�re d�n��yordu, ama aray�c�lar pes
etmeye yana�m�yordu.
Perrin aniden me�aleli adamlar�n belirli bir d�zen izledi�ini fark etti. Ne zaman
gruplardan baz�lar� g�r� alan�na girse, aralar�ndan en az biri Egwene ile Perrin'in
sakland��� tepeye yak�n oluyordu. Elyas saklan�n demi�ti, ama... Ka�sak?Belki
durmadan hareket edersek karanl���n i�inde saklanabiliriz. Belki. Bunun i�in
yeterince karanl�k olmal�.
Egwene'e d�nd�, ama bunu yaparken karar verme �ans� elinden al�nd�. Bir d�zine
me�ale tepenin dibine geldi, atlar�n hareketleri ile sallanarak durdu. M�zrak
ba�lan me�ale ���� alt�nda parlad�. Perrin nefesini tutarak, eli balta sap�n� s�k�
s�k� kavrayarak yerinde dondu.
Atl�lar tepenin yan�ndan ge�tiler ama adamlardan biri ba��rd� ve
Me�aleler geri d�nd�. Perrin �aresizce bir ka�� yolu arayarak d��n-
"-'� Ama yerlerinden k�p�rdad�klar� anda g�r�leceklerdi. �imdiye ka-
ar g�r�lmemi�lerse. Ve bir kez belirlendikten sonra, karanl�kta bile
�anslar� olmazd�.
Atl�lar tepenin dibine geldiler. Her adam�n bir elinde m�zrak, di-nnde me�ale
vard�. Atlar�n� dizlerinin bas�nc� ile s�r�yorlard�. Me-
460
ROBERT JORDAN
�alelerin ���� alt�nda Perrin, I����n �ocuklan'mn beyaz pelerinlerini
g�rebiliyordu. Me�aleleri y�kse�e kald�r�yor, eyerlerinde �ne e�iliyor, �ahinkanad�
Artur'un parmaklar�n�n alt�ndaki g�lgelere bak�yorlard�.
"Orada bir �ey var," dedi i�lerinden biri. Sesi, me�alesinin ����n�n d��nda olan
�eylerden korkuyormu� gibi, a��r� y�ksekti. "Size orada birinin saklanabilece�ini
s�yledim. O bir at de�il mi?"
Egwene, elini Perrin'in koluna koydu; g�zleri karanl�kta iri iri a��lm�t�.
Hatlar�n� saklayan g�lgeye ra�men sessiz sorusu a��kt�. Ne yapacaklard�? Elyas ve
kurtlar h�l� gecenin i�inde avlan�yorlard�. A�a��daki atlar sinirli sinirli ayak
de�i�tirdiler. E�er �imdi ka�arsak, bizi yakalarlar.
Beyazpelerinlerden biri at�n� �ne ��kard� ve tepeye ba��rd�. "�nsan dilini
anl�yorsan�z, a�a�� inin ve teslim olun. I��k'ta y�r�rseniz zarar g�rmezsiniz.
Teslim olmazsan�z hepiniz �ld�r�leceksiniz. Bir dakikan�z var." Uzun, �elik
ba�l�klar� me�ale ���� alt�nda parlayan m�zraklar indi.
"Perrin," diye f�s�ldad� Egwene, "onlardan ka�amay�z. Pes etmezsen bizi
�ld�recekler. Perrin?"
Elyas ve kurtlar h�l� �zg�rd�. Bir ba�ka uzak, fokurtulu ���l�k Be-nek'i fazla
yak�ndan izleyen bir Beyazpelerin'in yerini belli etti. Ka�arsak... Egwene ona
bak�yor, ne yapacaklar�n� s�ylemesini bekliyordu. Ka�arsak... Ba��n� bitkinlik
i�inde iki yana sallad� ve b�y�lenmi� bir adam gibi aya�a kalkt�, yama�tan a�a��,
I����n �ocuklar�'na do�ru sendeleyerek y�r�d�. Egwene'in i�ini �ekti�ini ve
g�n�ls�zce ayaklar�n� s�r�yerek takip etti�ini duydu. Neden Beyazpelerinler,
kurtlardan tutkuyla nefret ediyormu� gibi, bu kadar �srarl�? Neden yanl�
kokuyorlar? R�zgar, atl�lardan ona do�ru esti�inde, kokular�n�n yanl�l���n� kendisi
bile alabiliyormu� gibi geldi.
"Baltay� b�rak," diye havlad� �nderleri.
Perrin ald���n� d��nd��� kokudan kurtulmak i�in burnunu ktfl�" t�rarak ona do�ru
sendeledi.
"B�rak �unu, h�d�k!" �nderin m�zra�� Perrin'in g��s�ne d�nou-
Perrin bir an m�zrak ba��na bakt�. G��s�n� delip ge�ecek ka�ar �elik vard� orada.
Aniden, "Hay�r!" diye hayk�rd�. Atl�ya ba��rm�y0
D�NYANIN G�Z� 4&1
du.
Gecenin i�inde �ekirge gelmi�ti ve Perrin kurtla birdi. �ekirge, kartallar�n
s�z�lmesini izleyen, kartallar gibi g�ky�z�nde u�mak i�in can atan yavru. Kurt
yavrusu devaml� hopluyor, s��r�yordu, �yle ki sonunda b�t�n kurtlardan daha y�kse�e
hoplamaya ba�lam�t�. O yavrunun g�klerde s�z�lme �zlemini hi� kaybetmemi�ti.
Gecenin i�inde �ekirge geldi ve tek bir s��ray�ta yeri ard�nda b�rakt�, kartallar
gibi s�z�ld�. �ekirge'nin �eneleri m�zra��n� Perrin'e do�rultan adam�n bo�az�nda
kapanmadan �nce Beyazpelerinlerin ancak k�fretmek i�in zaman� oldu. �ri kurdun h�z�
ikisini birden at�n �b�r yanma s�r�kledi. Perrin bo�az�n ezildi�ini hissetti, kan
tad� ald�.
�ekirge rahatl�kta yere kondu, �ld�rd��� adamdan ayr�lm�t� bile. K�rk� kanla
ke�ele�mi�ti, kendi kan� ve ba�kalar�n�n kanlar�yla. Y�z�ndeki bir kesik sol
g�z�n�n oldu�u yerde bo� bir g�zyuvas� b�rakm�t�. Sa�lam g�z� bir an Perrin'in
g�zleri ile bulu�tu. Ko�, karde�im! S��ramak, son bir kez s�z�lmek i�in d�nd� ve
bir m�zrak onu yere m�hlad�. �kinci bir �elik kaburgalar�n� deldi, alt�nda yere
sapland�. Tekmeler savurarak onu yerinde tutan m�zraklar� �s�rmaya �al�t�.
S�z�lmek.
Perrin'in i�ini ac� doldurdu ve i�inde bir kurdun hayk�r��n� ta��yan s�zs�z bir
���l�k att�. D��nmeden, hayk�rmaya devam ederek �ne s��rad�. D��nemiyordu. Atl�lar
m�zraklar�n� kullanamayacak kadar birbirlerine yakla�m�t� ve balta ellerinde t�y
gibi hafifti, �elikten dev gibi bir kurt di�i. Bir �ey kafas�na indi ve �len
kendisi mi, �ekirge mi, bilmeden yere y���ld�.
"... kartallar gibi s�z�lmek."
Perrin m�r�ldanarak, sersem sersem g�zlerini a�t�. Ba�� ac�yordu ve bunun nedenini
hat�rlam�yordu. I���a kar�� g�zlerini k�rp�t�rarak �evresine bak�nd�. Egwene diz
��km�, onu izliyordu. Bir �iftlik evinin orta b�y�kl�kte bir odas� olabilecek kare
seklinde bir �ad�rdayd�lar. Zemin, kuma� kapl�yd�. Her k�ede, y�ksek sehpalar�n
�zerin-de gaz lambalar� parlak bir ��k veriyordu.
I��k'a ��k�rler olsun, Perrin," diye nefes verdi k�z. "Seni �ld�r-m�? olmalar�ndan
korktum."
j
462
ROBERTJORDAN
Perrin yan�t vermek yerine �ad�rdaki tek sandalyede oturan gri sa�l� adama bakt�.
Bak�lar�na, kara g�zl�, babacan ifadeli bir y�z kar��l�k verdi. Zihninde, giydi�i
beyaz ve alt�n rengi, kolsuz c�ppe, bembeyaz g�mle�inin �zerine kay�larla ba�lanm�
parlak z�rh ile z�t bir y�z. �yicil bir y�ze benziyordu, tok s�zl� ve vakurdu, ve
�ad�rdaki e�yalar�n zarif sadeli�i ile uyumlu bir �ey de vard�. Bir masa, katlan�r
bir yatak, d�z beyaz le�en ve bir s�rahi ta��yan bir sehpa ve �zerine basit,
geometrik desenler i�lenmi� tek bir ah�ap sand�k. Tahta olan e�yalar yumu�ak bir
par�lt�ya sahip olacak �ekilde cilalanm�-t�. Metal e�yalar par�ld�yordu, ama �ok
parlak de�illerdi ve g�steri�li hi�bir �ey yoktu. �ad�rdaki her �ey h�ner izleri
ta��yordu, ama yaln�zca zanaatkarlar�n -Luhhan Usta, ya da dolap imalat��s� Aydaer
Usta gibi- �al�mas�n� izlemi� ki�iler g�rebilirdi.
Adam ka�lar�n� �atarak k�t parmaklar� ile iki k���k nesne y���n�n� kar�t�rd�.
Perrin o y���nlardan birinin i�eriklerini ve han�erini tan�d�. Moiraine'in verdi�i
g�m� para devrilerek y���ndan ayr�ld� ve adam d��nceli bir bi�imde onu y���na itti.
Dudaklar�n� b�zerek y���nlar� b�rakt� ve masadan Perrin'in baltas�n� al�p kald�rd�.
Dikkati Emond Meydan�'ndan gelenlere d�nd�.
Perrin aya�a kalkmaya �al�t�. �lk kez ellerinin ve ayaklar�n�n ba�lanm� oldu�unu
fark etti. G�zleri Egwene'e gitti. K�z �z�nt�yle omuz silkti ve Perrin arkas�n�
g�rebilsin diye d�nd�. El ve ayak bileklerine yar�m d�zine halat dolanm�t� ve
derisine bast�r�yorlard�. El ve ayak bileklerindeki ba�lar�n aras�nda bir ip
gerilmi�ti, aya�a kalkacak olursa do�rulmas�n� engelleyecek kadar k�sa bir ipti.
Perrin bakakald�. Ba�lanm� olmalar� yeterince �a��rt�c�yd�, ama �stlerinde atlar�
tutacak kadar �ok ip vard�. Bizim ne oldu�umuzu san�yorlar?
Gri sa�l� adam d��nceli ve merakl�, onlar� izliyordu. Bir sorunu ��zmeye �al�an
al'Vere Efendi'ye benziyordu. Baltay�, unutmu� gibi tutuyordu.
�ad�r�n kap�s� yana kayd� ve uzun boylu bir adam i�eri girdi. Y�z� uzun ve zay�ft�,
g�zleri o kadar derindi ki, ma�aralardan d�ar� bak�yor gibiydi. �zerinde fazla et
yoktu, ya� hi� yoktu-, derisi alt�ndaki kaslar�n ve kemiklerin �zerinde gerilmi�ti.
D�NYAN�N G�Z�
463
Perrin, d�ar�daki geceye, kamp ate�lerine, �ad�r�n giri�inde n�bet tutan iki
beyazpelerinliye bir g�z att� ve �ad�r�n kap�s� yerine d�t�. Yeni gelen �ad�ra
girer girmez, demirden bir �ubuk gibi dimdik durdu, �n�ne, �ad�r�n uzak duvar�na
g�zlerini dikti. Zincir ve plaka z�rh�, kar beyaz� pelerini ve g�mle�i �zerinde
g�m� gibi parl�yordu.
"Lord Kumandan�m." Sesi de duru�u kadar sert ve g�c�rt�l�yd�, ama bir �ekilde d�z
ve ifadesizdi.
Gri sa�l� adam kay�ts�z bir hareket yapt�. "Rahat, Byar Evlat. Bu... kar��la�ma
i�in verdi�imiz kay�plar� hesaplad�n m�?"
Uzun boylu adam ayaklar�n� ay�rd�, ama Perrin bunun d��nda duru�unda rahatl��a
benzer hi�bir �ey g�remedi. "Dokuz adam �ld�, Lord Kumandan ve yirmi �� adam
yaraland�. Yedisinin durumu a��r. Ama hepsi at binebilir. Otuz at�n �ld�r�lmesi
gerekti. Dizard� kiri�leri kopar�lm�t�!" Duygusuz sesi ile bunu vurgulad�, sanki
atlar�n ba��na gelen adamlar�n �l�mleri ve yaralanmalar�ndan daha k�t�ym� gibi.
"Kalan atlar�n �o�u da��ld�. G�n do�du�unda onlar� bulabiliriz, Lord Kumandan, ama
onlar� uzaklara s�recek kurtlar varken hepsini toplamak g�nler alabilir. Onlar�
korumas� gereken adamlar Ca-emlyn'e varana kadar gece n�betine verildi."
"Elimizde g�nler yok, Byar Evlat," dedi gri sa�l� adam �l�ml� bir sesle. "�afakta
yola ��k�yoruz. Hi�bir �ey bunu de�i�tiremez. Ca-emlyn'e zaman�nda ula�mal�y�z,
de�il mi?"
"Emredersiniz, Lord Kumandan�m."
Gri sa�l� adam Perrin ve Egwene'e bir bak� f�rlatt�, sonra bak�lar�n� �evirdi "Bu
iki gen� d��nda, durumu nas�l a��klayabiliriz?"
Byar derin bir nefes ald� ve bir an duraksad�. "Bunlarla birlikte oian kurdun
derisini y�zd�rd�m, Lord Kumandan. Deri, Lord Kumandan�m�n �ad�r� i�in g�zel bir
hal� olacak."
�ekirge! Perrin ne yapt���n� fark etmeden h�rlad� ve ipleri ile m�cadele etti.
�pler derisini kest; -bilekleri kanla kayganla�t�- ama kopmad�lar.
Byar ilk defa tutsaklara baka. Egwene, adamdan uzakla�maya ba�lad�. Adam�n y�z� de
sesi gibi ifadesizdi, ama �ukur g�zlerinde zalim bir ��k yan�yordu. T�pk�
Ba'alzamon'un g�zlerinde yanan alevler gibi. Byar, bu geceden �nce hi� g�rmedi�i
insanlarm� gibi de�il,
�A ROBERTJORDAN
uzun y�llard�r d�manlar� olan insanlarm� gibi nefret ediyordu onlardan.
Perrin bak�lar�na meydan okurcas�na kar��l�k verdi. Di�lerini adam�n bo�az�nda
hayal edince a�z� gergin bir g�l�mseme ile k�vr�ld�.
Y�z�ndeki g�l�mseme aniden solan Perrin silkelendi. Di�lerim mi? Ben bir insan�m,
kurt de�il! I��k, bunun bir sonu olmal�! Ama yine de Byar'm nefret dolu bak�lar�na
nefretle kar��l�k verdi.
"Kurt derilerinden ho�lanmam, Byar Evlat." Lord Kumandan'�n sesindeki paylama
nazikti, ama Byar'm s�rt� yine kaskat� oldu, g�zleri �ad�r�n duvar�na dikildi. "Bu
gece ba�ar�lanlar�n raporunu veriyordun, de�il mi?"
"Elli ya da daha fazla hayvandan olu�an bir s�r�n�n sald�rd���n� tahmin ediyorum,
Lord Kumandan. Bunlar�n yakla��k yirmi, belki otuz tanesini �ld�rd�k. Le�lerini bu
gece getirmek i�in daha fazla at� riske atmak istemedim. Sabah toplat�p, geceleyin
s�r�nerek gitmi� olmayanlar� yakt�r�r�m. Bu ikisinin d��nda, en az bir d�zine daha
insan vard�. San�r�m d�rt ya da be�inden kurtulduk, ama Karanl�kdostlar�-n�n
kay�plar�n� gizlemek i�in �l�lerini g�t�rme e�ilimleri d��n�l�rse, ceset
bulaca��m�zdan ��pheliyim. Bu planl� bir pusu gibi g�r�n�yor, ama insan�n
akl�na..."
Zay�f adam konu�maya devam ederken Perrin'in bo�az� t�kand�. Elyas? �htiyatla,
g�n�ls�zce, Elyas'a, kurtlara uzand�... ve hi�bir �ey bulamad�. Sanki hi� kurtlar�n
zihnini hissetmemi� gibiydi. Ya �ld�ler, ya da seni terk ettiler. Ac� bir kahkaha
atmak istedi. Sonunda ba�tan beri istedi�i olmu�tu, ama bedeli �ok a��rd�.
Gri sa�l� adam tam o s�rada g�ld�, tok, alayc� bir g�l�. Byar'm yanaklar�nda
k�rm�z� noktalar belirdi. "Demek, Byar Evlat, elliden fazla kurt ve en az bir
d�zine Karanl�kdostunun planl� pususuna d�t���m�z� tahmin ediyorsun. �yle mi? Belki
birka� harekat daha g�rd�kten sonra..."
"Ama, Lord Kumandan Bornhald..."
"Alt�, yedi kurt oldu�unu s�yleyebilirim Byar Evlat, ve belki bu ikisinden ba�ka
insan yoktu. Ger�ek bir �evkin var, ama �ehirlerin ��nda hi� deneyimin yok.
Sokaklar ve evler �ok uzakken I��k ge mek farkl� bir �eydir. Kurtlar geceleyin
olduklar�ndan fazla g�r�ne
D�NYAN�N G�Z� ���
lir -insanlar da. En fazla alt� ya da sekiz, bence." Byar'�n y�z� yava� yava� daha
da k�zard�. "Ayn� zamanda, buraya bizimle ayn� sebep i�in geldiklerini tahmin
ediyorum: herhangi bir y�nde, bir g�nl�k mesafe dahilinde tek kolay su kayna��.
�ocuklar�n i�inde casuslar ve hainler aramaktan �ok daha basit bir a��klama ve
genellikle en basit a��klama en do�rusudur. Deneyim kazand�k�a ��reneceksin."
Babacan adam konu�urken Byar'�n y�z� �l� gibi beyazlad�; s�ska yanaklar�ndaki iki
nokta, k�rm�z�dan mora d�n�t�. G�zleri bir anl���na iki tutsa�� bi�ti.
Art�k bizden daha fazla nefret ediyor, diye d��nd� Perrin. Bunlar� duydu�umuz i�in.
Ama neden bizden ba�lang��ta nefret ediyordu?
"Bu konuda ne d��n�yorsun?" dedi Lord Kumandan, Perrin'in baltas�n� kald�rarak.
Byar sorarcas�na komutan�na bakt� ve silah� almak �zere kat� duru�unu bozmak i�in
adam�n ba��n� sallamas�n� bekledi. Baltay� tartt�, �a�k�n bir homurtu ��kard�,
sonra �ad�r tavan�n� k�lpay� ka��ran bir yay �izerek ba��n�n �zerinde savurdu.
Silah�, sanki ellerinde baltayla do�mu� gibi emin bir tav�rla tutuyordu. Y�z�nden
k�skan� bir hayranl�k ifadesi ge�ti, ama baltay� indirdi�i zaman y�z� her zamanki
gibi ifadesizdi.
"M�kemmel bir dengesi var, Lord Kumandan. Sade, ama �ok iyi bir silah imalat��s�
taraf�ndan yap�lm�, hatta belki bir usta taraf�ndan." G�zleri kara kara yanarak
tutsaklara �evrildi. "Bir k�yl� silah� de�il, Lord Kumandan. Ne de bir �ift�i
silah�."
"Hay�r." Gri sa�l� adam, torunlar�n�n yaramazl�k yapt���n� bilen iyilik dolu bir
dede gibi bitkin, hafif�e paylayan bir g�l�mseme ile Perrin ve Egwene'e d�nd�.
"Ad�m Geofram Bornhald," dedi. "Anlad���m kadar�yla sen Perrin'sin. Ama sen, gen�
han�m, ismin nedir?"
Perrin ona dik dik bakt�, ama Egwene ba��n� iki yana sallad�. "Aptal olma, Perrin.
Ad�m Egwene."
"Yaln�zca Perrin ve yaln�zca Egwene," diye m�r�ldand� Bornhald. "Ama san�r�m
ger�ekten Karanl�kdostuysan�z, kimliklerinizi elinizden geldi�ince gizlemeye
�al�acaks�n�z."
Perrin dizlerinin �zerinde do�ruldu; ba�lar y�z�nden daha fazla
466
ROBERTJORDAN
kalkam�yordu. "Biz Karanl�kdostu de�iliz," diye itiraz etti �fkeyle.
S�zc�kler a�z�ndan tamamen ��kmadan Byar yan�na ula�t�. Adam y�lan gibi hareket
ediyordu. Perrin kendi baltas�n�n sap�n�n ona do�ru savruldu�unu g�rd�, e�ilmeye
�al�t�, ama kal�n sap kula��n�n �zerine �arpt�. Yaln�zca darbeden uzakla��yor
oldu�u ger�e�i kafas�n�n yar�lmas�n� engelledi. Yine de g�zlerinde ��klar �akt�.
Yere �arparken nefesi kesildi. Kulaklar� ��nlamaya, yana��ndan a�a�� kan akmaya
ba�lad�.
"Buna hakk�n�z yoktu," diye ba�lad� Egwene ve balta sap� ona do�a� savrulurken
���l�k att�. Kendini yana att�, o yerdeki kuma�a dolan�rken balta sap� �sl�k
�alarak �zerinden ge�ti.
"I��kla Kutsanm�'la konu�urken," dedi Byar, "dilini tutacaks�n, yoksa onu keserim."
En k�t�s�, sesinde hi� duygu olmamas�yd�. Dillerini kesmek ona ne zevk, ne �z�nt�
verecekti; yaln�zca yapaca�� bir �eydi.
"Sakin ol, Byar Evlat." Bornhald bak�lar�n� tutsaklar�na �evirdi. "San�r�m
Kutsanm�'la ya da I����n �ocuklar�n�n Lord Kumandan� ile ilgili �ok �ey
bilmiyorsunuz, de�il mi? Hay�r, bildi�inizi d��nmemi�tim. Eh, en az�ndan Byar
Evlat'�n hat�r�na itiraz etmeye ya da ba��rmaya kalkmay�n, olmaz m�? I��k'ta
y�r�menizden �ok istedi�im bir �ey yok ve �fkeye kap�lman�n hi�birimize faydas�
olmaz."
Perrin, tepelerine dikilmi� zay�f y�zl� adama bakt�. Byar Evlat'�n hat�r�na m�?
Lord Kumandan'�n Byar'a onlar� rahat b�rakmas�n� s�ylemedi�ini fark etti. Byar'la
g�z g�ze geldi ve adam g�l�msedi; g�l�mseme adam�n yaln�zca a�z�na dokundu, ama
y�z�n�n derisi daha gerildi, �yle ki kafatas� gibi g�r�nmeye ba�lad�. Perrin
�rperdi.
"Kurtlarla ko�an adamlar� duydum," dedi Bornhald d��nceler i�inde, "ama daha �nce
hi� g�rmemi�tim. S�zde kurtlarla ve Karanl�k Varl�k'�n ba�ka yarat�klar� ile
konu�an insanlar. Pis bir i�. Son Sa-va�'�n ger�ekten de geldi�inden korkuyorum."
"Kurtlar..." Byar'�n �izmesi geri �ekilince Perrin sustu. Derin bir nefes ald� ve
daha �l�ml� bir sesle devam etti. Byar hayal k�r�kl���yla y�z�n� buru�turarak
aya��n� indirdi. "Kurtlar Karanl�k Varl�k'�n yarat�klar� de�il. Karanl�k Varl�k'tan
nefret ederler. En az�ndan, Trolloclar-dan ve Soluklardan nefret ediyorlar." Gergin
y�zl� adam�n kendi
D�NYANIN G�Z� 4�Z
kendine ba��n� sallad���n� g�r�nce �a��rd�.
Bornhald bir ka��n� kald�rd�. "Sana kim s�yledi?"
"Bir Muhaf�z," dedi Egwene. Byar'�n hararetli bak�lar� �n�nde geriledi. "Kurtlar�n
Trolloclardan, Trolloclann da kurtlardan nefret etti�ini s�yledi." Perrin, k�z�n
Elyas'tan bahsetmemesine memnun oldu.
"Bir Muhaf�z," diye i�ini �ekti gri sa�l� adam. "Tar Valon cad�lar�n�n bir
yarat���. Kendisi Karanl�kdostu iken ve Karanl�kdostlar�n�n hizmetkar� iken o tip
adamlar ba�ka ne diyebilir ki? Trolloclann kurt di�lerine ve burunlar�na, kurt
k�rk�ne sahip olduklar�n� bilmiyor musunuz?"
Perrin zihnini berrakla�t�rmaya �al�arak g�zlerini k�rp�t�rd�. Beyni h�l� ac�yla
pelteye d�n�m� gibiydi, ama burada yanl� bir �ey vard�. Fakat d��ncelerini, yanl�
olan �eyi ay�rt edecek kadar d�zen-leyemiyordu.
"Hepsi de�il," diye m�r�ldand� Egwene. Perrin, Byar'a ihtiyatl� bir bak� f�rlatt�,
ama zay�f adam yaln�zca k�z� izlemekle yetindi. "Baz�lar�n�n ko�lar ya da ke�iler
gibi boynuzlar� var, ya da �ahin gagalar�, ya da... ya da... her t�r �ey."
Bornhald h�z�nle ba��n� iki yana sallad�. "Size her �ans� veriyorum, ama her
s�zc���n�zle daha derine bat�yorsunuz." Bir parma��n� kald�rd�. "Kurtlarla
ko�uyorsunuz, Karanl�k Varl�k'�n yarat�klar� ile." �kinci parma��n� kald�rd�. "Bir
Muhaf�z tan�d���n�z� itiraf ediyorsunuz, Karanl�k Varl�k'�n bir ba�ka yarat���.
Yaln�zca ge�erken bile olsa, size b�yle bir �ey s�yleyece�inden ku�kuluyum." ���nc�
parmak. "Sen, �ocuk, cebinde bir Tar Valon i�aret� ta��yorsun. Tar Valon d��nda
�o�u insan bunlardan elinden geldi�ince �abuk kurtulur. Tar Valon cad�lar�na hizmet
etmedikleri s�rece." D�rd�nc�. "�ift�i �ocu�u gibi giyinmi�ken yan�nda bir sava���
silah� ta��yorsun. Demek ki k�l�k de�i�tirmi�sin." Ba� parmak kalkt�.
"Trolloclardan ve Myrddraal-lerden haberiniz var. Bu kadar g�neyde, ancak birka�
alim ve S�n�r-boylan'na gidenler onlar�n hikaye olmad���na inan�r. Belki S�n�rboy-
lar�'na gitmi�sinizdir, ha? E�er �yleyse s�yleyin, nereye? Ben S�n�r-boylar�'nda
epey yolculuk yapt�m; oralar� �ok iyi bilirim. Hay�r m�? Ah, pekala o zaman."
A�t��� eline bakt�, sonra elini masaya indirdi. Dede ifadesi, torunlar�n�n
ger�ekten de �ok ciddi bir yaramazl�k yap-
468
ROBERTJORDAN
t���n� s�yl�yordu. "Gecenin i�inde kurtlarla ko�man�z hakk�nda ger�e�i neden
s�ylemiyorsunuz?"
Egwene a�z�n� a�t�, ama Perrin, k�z�n �enesindeki inat�� ifadeyi g�rd� ve daha �nce
uydurduklar� hikayelerden birini anlataca��n� hemen anlad�. Bu i�e yaramazd�.
�imdi, burada de�il. Perrin'in ba�� a�r�yordu, d��necek zaman� olmas�n� diliyordu,
ama zaman yoktu. Bu Bornhald'�n nerelere gitti�ini, hangi topraklan ve �ehirleri
tan�d���n� kim bilebilirdi? Onlar� yalan s�ylerken yakalarsa, ger�e�e d�nmek i�in
f�rsatlar� olmayabilirdi. Bomhald o zaman Karanl�kdostu olduklar� konusunda ikna
olurdu.
"Biz �ki Nehirliyiz," dedi �abucak.
Egwene kendine hakim olamadan �nce ona �ylece bakakal di, ama delikanl� ger�e�e -ya
da onun bir versiyonuna- sad�k kald�. �kisi, Caemlyn'i g�rmek i�in �ki Nehir'den
ayr�lm�t�. Yolda b�y�k bir �ehrin y�k�nt�lar�n� duymu�lard�, ama Shadar Logoth'u
bulduklar�nda orada Trolloclar vard�. �kisi Arinelle Irma��'n�n kar��s�na ka�may�
ba�arm�lar, fakat kaybolmu�lard�. Sonra onlar� Caemlyn'e g�t�rmeyi teklif eden bir
adamla kar��la�m�lard�. Adam, ad�n�n onlar� ilgilendirmedi�ini s�ylemi�ti ve hi� de
dostcanl�s� davranmam�t�, ama bir k�lavuza ihtiya�lar� vard�. Kurtlan ilk, I����n
�ocuklar� ortaya ��kt�ktan sonra g�rm�lerdi. Tek yapt�klar�, kurtlar taraf�ndan
yenmemek ve atl�lar taraf�ndan �ld�r�lmemek i�in saklanmaya �al�mak olmu�tu.
"... Sizin I����n �ocuklar� oldu�unuzu bilseydik," diye bitirdi, "yard�m i�in size
ba�vururduk."
Byar inanmazl�k i�inde h�hlad�. Perrin pek ald�rm�yordu; e�er Lord Kumandan ikna
olursa, Byar onlara zarar veremezdi. Lord Kumandan Bomhald emrederse Byar'�n nefes
almaktan vazge�ece�i a��kt�.
"Bu hikayede Muhaf�z yok," dedi gri sa�l� adam bir dakika sonra.
Perrin'in icad� ba�ar�s�z olmu�tu; durup d��nmesi gerekti�ini biliyordu. Egwene
imdad�na yeti�ti. "Baerlon'da kar��la�t�k. �ehir k�tan sonra madenlerden gelen
adamlarla doluydu ve handa ayn� masaya oturtulduk. Yaln�zca yemek boyunca
konu�tuk."
Perrin yine nefes almaya ba�lad�. Te�ekk�r ederim, Eg�vene.
"Onlara e�yalar�n� geri ver, Byar Evlat. Silahlar� de�il, elbette."
D�NYANIN G�Z� 4�9
Byar �a�k�nl�k i�inde ona bak�nca, Bornhald ekledi, "Yoksa ayd�nlanmam� olanlar�
soyanlardan m�s�n, Byar Evlat? Bu k�t� bir �ey, de�il mi? Hi� kimse hem h�rs�z
olup, hem I��k'ta y�r�yemez." Byar bu fikir kar��s�nda hissetti�i inanmazl�k ile
m�cadele ediyor gibiydi.
"Bizi b�rak�yor musunuz?" Egwene �a��rm� g�r�n�yordu. Perrin ba��n� kald�r�p Lord
Kumandan'a bakt�.
"Elbette hay�r, �ocu�um," dedi Bornhald h�z�nle. "�ki Nehirli olman�z konusunda
do�ruyu s�yl�yor olabilirsiniz. Baerlon'u ve madenleri biliyorsunuz. Ama Shadar
Logoth...? Bu ismi ger�ekten pek az say�da insan bilir ve bilenlerin �o�u
Karanl�kdostudur. �smi bilecek kadar �ok �ey bilen herkes, oraya gitmemesi
gerekti�ini de bilir. Amador yolunda daha iyi bir hikaye bulman�z� �neririm.
Zaman�n�z olacak, ��nk� Caemlyn'de durmam�z gerekecek. Ger�e�i tercih ederim,
�ocu�um. Ger�ekte ve I��k'ta �zg�rl�k vard�r."
Byar, gri sa�l� adama g�stermesi gereken sayg�y� bir an unuttu. Tutsaklardan
komutan�na d�nd� ve s�zlerinde �fke dolu bir paylama vard�. "Yapamazs�n�z! Buna
izin yok!" Bornhald sorgularcas�na bir ka��n� kald�rd� ve Byar kendini toparlad�,
yutkundu. "Beni affedin, Lord Kumandan�m. Kendimi unuttum ve al�akg�n�ll�l�kle
aff�n�z� diliyorum ve verece�iniz cezaya raz� oluyorum, ama Caemlyn'e zaman�nda
ula�mam�z gerekti�ini Lord Kumandan bizzat s�yledi ve atlar�m�z�n �o�u gitmi�ken,
yan�m�zda tutsak ta��madan da g��l�k �ekece�iz."
"Peki sen ne �nerirsin?" diye sordu Bornhald sakinlik i�inde.
"Karanl�kdostlar�n�n cezas� �l�md�r." D�z sesi s�ylediklerini daha da sinirbozucu
yapt�. Bir b�ce�i ezmekten bahsediyor da olabilirdi. "G�lge ile anla�ma yap�lmaz.
Karanl�kdostlan i�in merhamet yoktur."
"�evkin �vg�ye de�er, Byar Evlat, ama, s�k s�k o�lum Dain'e s�yledi�im gibi, a��r�
�evk ac� verici bir kusurdur. �lkelerin s�yledi�i bir ba�ka �eyi hat�rla. 'Hi�
kimse I��k'a getirilemeyecek kadar kaybolmam�t�r.' Bu ikisi gen�. Hen�z G�lge'nin
derinliklerine dalm� olamazlar. G�zlerindeki G�lge'nin kald�r�lmas�na izin
verirlerse, h�l� I��k'a getirilebilirler. Onlara bu f�rsat� vermeliyiz."
Perrin bir an Byar ile onlar�n aras�nda duran bu- babacan adama
470
ROBERTJORDAN
sevgi duydu. Sonra Bornhald babacan g�l�msemesini Egwene'e �evirdi.
"E�er Amador'a ula�t���m�z zaman I��k'a d�nmeyi reddedersen, seni Sorguculara
teslim etmek zorunda kal�r�m ve onlar�n yan�nda Byar'�n �evki g�ne�in yan�ndaki mum
kadard�r." Gri sa�l� adam�n sesi, yapmak zorunda oldu�u �eyden �z�nt� duyan, ama
g�revi olan �eyi yapmaktan ba�ka hi�bir niyeti olmayan bir adam gibi ��k�yordu.
"T�vbe et, Karanl�k Varl�k'� terk et, I��k'a gel, g�nahlar�n� itiraf et, kurtlarla
ilgili bu �er hakk�nda bildiklerini anlat, Sorguculardan kurtulursun. I��k'ta,
�zg�r y�r�rs�n." Bak�lar� Perrin'e odakland� ve h�z�nle i�ini �ekti. Perrin'in
belkemi�i buz kesti. "Ama sen, �ki Nehirli Perrin. �ocuklardan ikisini �ld�rd�n."
H�l� Byar'�n elinde duran baltaya dokundu. "Korkar�m Amador'da seni dara�ac�
bekliyor."
31
AK�AM YEME��N ���N �AL
Rand g�zlerini k�sarak, yolun ��, d�rt d�neme� ilerisinde y�kselen toz bulutunu
izledi. Mat �oktan yolun k�y�s�ndaki yabani �al�lara y�nelmi�ti. �al�lar�n ye�il ve
dola��k dallar�, di�er tarafa ge�menin bir yolunu bulurlarsa, onlar� bir duvar
kadar iyi gizleyecekti. Yolun kar�� taraf�nda adam boyu �al�lar�n seyrek,
kahverengi iskeletleri uzan�yordu ve �tede sekiz y�z metrelik a��k bir alan, sonra
orman vard�. Uzun zaman �nce terk edilmi� bir �ifli�in par�as� olabilirdi, ama
hemen saklan�lacak bir yer sunmuyordu. Rand, toz bulutunun ve r�zgar�n h�z�n�
tahmin etmeye �al�t�.
Ani bir esinti, �evresinde tozlar u�urdu, her �eyi g�r�nmez k�ld�. Rand g�zlerini
k�rp�t�rd�, burnuna ve a�z�na �rtt��� d�z, siyah atk�y� d�zeltti. Atk� art�k eskisi
kadar temiz de�ildi ve y�z�n� ka��nd�r�yordu, ama ald��� her nefes ile toz
solumas�n� engelliyordu. Atk�y� ona bir �ift�i vermi�ti, yanaklar�nda endi�e
k�r��klar� olan uzun y�zl� bir adam.
"Neden ka��yorsunuz, bilmiyorum," demi�ti ka�lar�n� endi�eli bir bi�imde �atarak.
"Ve bilmek de istemiyorum. Anl�yor musunuz? Ailem." �ift�i aniden cebinden iki uzun
y�n atk� ��karm�, onlara uzatm�t�. "�ok de�il, ama al�n. O�ullar�ma ait. Ba�ka
atk�lar� da var. Beni tan�m�yorsunuz, anlad�n�z m�? K�t� zamanlarda ya��yoruz."
Rand atk�ya de�er veriyordu. Beyazk�pr�'den bu yana g�rd��� iyiliklerin listesi
k�sayd� ve daha fazla uzayaca��n� sanm�yordu.
Ba��na sard��� atk� y�z�nden g�zleri d��nda hi�bir �ey g�r�lmeyen Mat, yaprakl�
dallar� �ekerek y�ksek �al� �itin i�ini ara�t�rd�.
422
ROBERTJORDAN
Rand, kemerindeki bal�k��l damgal� kabzaya dokundu, ama elini indirdi. �imdiye dek
bir kez �al�da delik a�mak onlar� neredeyse ele verecekti. Toz bulutu onlara do�ru
geliyordu ve uzun s�redir da��lmam�t�. R�zgar de�ildi. En az�ndan ya�mur
ya�m�yordu. Ya�mur, tozu yere yap�t�r�yordu. Ne kadar �iddetli ya�arsa ya�s�n, sert
yolu �amura �eviremiyordu, ama ya�mur ya�d��� zaman toz olmuyordu, i�itecek kadar
yakla�madan �nce birisinin geldi�ini'g�steren tek �ey tozdu. Bazen bu bile �ok ge�
oluyordu.
"Burada," diye seslendi Mat yumu�ak sesle. �al�dan d�ar� ad�m atm� gibiydi.
Rand o noktaya seyirtti. Birisi eskiden oraya bir delik a�m�t�. K�smen �al�n�n
b�y�mesi ile kapanm�t� ve �� ad�m �teden di�er yerler kadar a��lmaz g�r�n�yordu,
ama yak�ndan bak�nca, yaln�zca ince dallardan olu�an bir perde g�r�l�yordu. Rand,
aradan ge�erken atlar�n geldi�ini duydu. R�zgar de�il.
Ancak �rt�lm� a��kl�ktan yolu g�zetledi, atl�lar gelip ge�erken k�l�c�n�n kabzas�n�
kavrad�. Be�... alt�... yedi atl�. Sade giyimli adamlar, ama k�l��lar� ve
m�zraklar� k�yl� olmad�klar�n� s�yl�yordu. Baz�lar� metal plakalar kak�lm� deri
tunikler giymi�ti ve ikisinin yuvarlak, �elik mi�ferleri vard�. Muhtemelen iki i�
aras�nda serbest kalan t�ccar koruyucular�. Belki.
��lerinden biri a��kl���n �n�nden ge�erken bak�lar�n� kay�ts�zca �al� �itte
dola�t�rd� ve Rand k�l�c�n� bir santim �ekti. Mat k�eye k�st�r�lm� bir porsuk gibi
sessizce di�lerini ��kararak atk�s�n�n �zerinden g�zlerini k�st�. Eli ceketinin
alt�ndayd�; tehlike hissetti�inde hep Sha-dar Logoth'dan ald��� han�eri kavr�yordu.
Rand art�k kendisini mi, yoksa yakut kabzal� han�eri mi korudu�undan emin
olam�yordu. Son zamanlarda Mat bir yay� oldu�unu s�k s�k unutuyordu.
Atl�lar yava� bir t�r�s ile ge�tiler, kararl�l�kla, ama acele etmeden uzakla�t�lar.
�al�n�n i�inden toz s�zd�.
Rand toynaklar�n sesi solduktan sonra ihtiyatla ba��n� delikten ��kard�. Toz
bulutu, ikisinin geldi�i y�nde epey uzakla�m�t�. G�ky�z� do�uda a��kt�. Yola
s�r�nd�, bat�daki toz s�tununu izledi.
"Bizim pe�imizde de�iller," dedi, yan bildiri, yar� soru bi�iminde.
Mat arkas�ndan ��kt�, ihtiyatla iki y�ne bakt�. "Belki," dedi. "Bel-
D�NYANIN G�Z� 47i
ki."
Hangisini kastetti�i konusunda Rand'�n en ufak bir fikri yoktu, ama ba��n� sallad�.
Belki. Caemlyn Yolu'ndaki yolculuklar� b�yle ba�lamam�t�.
Beyazk�pr�'den ayr�ld�ktan uzun zaman sonra, Rand aniden kendisini arkas�ndaki yola
bakarken bulmu�tu. Bazen nefesini tutmas�na sebep olan birisini g�r�yordu, yolda
seyirten uzun boylu zay�f bir adam, ya da bir araban�n �zerinde, s�r�c�n�n yan�nda
s�ska, beyaz sa�l� biri, ama hepsi yaya giden bir �er�i ya da pazara giden
�ift�iler ��k�yordu. Thom Merrilin de�il. G�nler ge�tik�e umutlar soldu.
Yolda epey trafik vard�; at ve yolcu arabalar�, atl�lar, yayalar. Tek tek ya da
gruplar halinde geliyorlard�, t�ccar arabalar�ndan bir kafile ya da birlikte at
s�ren bir d�zine adam. Yolu t�kam�yorlard� ve genellikle g�r�n�rde sert yolun iki
yan�nda s�ralanan yapraks�z a�a�lardan ba�ka bir �ey olmuyordu, ama kesinlikle
Rand'�n �ki Nehir'de g�rd���nden daha fazla yolcu vard�.
�o�u onlarla ayn� y�ne gidiyordu; do�uya, Caemlyn'e do�ru. Bazen bir s�re bir
�ift�inin arabas�na biniyorlard�, iki kilometre i�in, belki on, ama daha �ok
y�r�yorlard�. Atl�lardan ka��n�yorlard�; uzakta tek bir atl� bile g�rseler yoldan
ka��yorlar, ge�ene kadar saklan�yorlard�. Atl�lar�n hi�biri siyah pelerin
giymiyordu ve Rand bir Soluk'un geldi�ini g�rmelerine izin verece�ini d��nm�yordu
asl�nda, ama i�i �ansa b�rakman�n gere�i yoktu. Ba�lang��ta yaln�zca Yar�-
insanlardan korkuyorlard�.
Beyazk�pr�'den sonraki ilk k�y, Emond Meydan�'na o kadar benziyordu ki, g�rd���
zaman Rand'�n ad�mlar� a��rla�t�. Y�ksek tepeli saz damlar, evlerin aras�ndaki
�itin �zerinden dedikodu yapan k�yl� kad�nlar, k�y �ay�r�nda oynayan �ocuklar.
Kad�nlar�n sa�lar� omuzlar�nda �r�lmemi�, sark�yordu ve farkl� olan ba�ka k���k
�eyler vard�, ama hepsi bir arada, Rand'�n k�y� gibi g�r�n�yordu. �nekler �ay�rda
otluyor, kazlar kas�la kas�la yolu ge�iyordu. Otlar�n tamamen yok oldu�u yerlerde,
�ocuklar tozun i�inde yuvarlan�yor, kahkahalar at�yordu. Rand ve Mat ge�erken d�n�p
bakmad�lar bile. Farkl� olan bir �ey de buydu. Yabanc�lar burada s�rad�� de�ildi;
iki yabanc� ikinci bir bak�� hak etmiyordu bile. K�y k�pekleri o ve Mat ge�erken
yaln�z-
474 ROBERTJORDAN
ca ba�lar�n� kald�r�p kokluyorlardi; hi�biri yerinden k�p�rdam�yordu.
K�yden ge�erlerken ak�am ��k�yordu. Pencerelerde ��klar belirirken Rand'�n i�i
�zlemle doldu. Neye benzene benzesin, diye f�s�ldad� k���k bir ses kafas�nda,
buras� senin k�y�n de�il. O evlerden birine girenen, Tam orada olmayacak. Olsayd�,
y�z�ne bakabilir miydin? Art�k biliyorsun, de�il mi? Nereli ve kim oldu�un gibi
k���k �eyler d��nda. Say�klama de�il. Kafas�n�n i�inde yank�lanan kahkahaya
kar��l�k s�rt�n� kamburla��rd�. Dunan da olur, diye k�k�rdad� ses. Hi�bir yere ait
de�ilken, Karanl�k "Varl�k seni i�aretlemi�ken her yer ayn�.
Mat, Rand'�n kolunu �eki�tirdi, ama Rand kolunu kurtard� ve evlere bakt�. Durmak
istemiyordu, bakmak ve hat�rlamak istiyordu. K�ye ne kadar benziyor, ama sen k�y�n�
bir daha asla g�remeyeceksin, de�il mi?
Mat onu yine �eki�tirdi. Y�z� gergin, a�z�n�n ve g�zlerinin �evresindeki deri
beyazd�. "Haydi," diye m�r�ldand� Mat. "Haydi." K�ye, orada saklanan bir �ey
oldu�undan ku�kulamrm� gibi bakt�. "Haydi. Hen�z duramay�z."
Rand tam bir �ember �izerek t�m k�y� tarad� ve i�ini �ekti. Be-yazk�pr�'den �ok
uzak de�ildiler. Myrddraaller, Beyazk�pr�'n�n duvarlar�ndan g�r�lmeden
ge�ebiliyorsa, bu k�y� aramakta hi�bir g��l�k �ekmezlerdi. Saz daml� evler arkada
kalana kadar �tedeki k�rlara s�r�klenmesine izin verdi.
Gece ��kt�kten sonra, ay ����nda, �l� yapraklar�n� h�l� ta��yan �al�lar�n dibinde
uygun bir nokta buldular. Midelerini, yak�ndaki s�� bir dereden so�uk suyla
doldurdular ve ate� yakmadan pelerinlerine sar�n�p yere k�vr�ld�lar. Ate�
g�r�lebilirdi; ��mek daha iyiydi.
Rand, an�lar�ndan huzursuz, s�k s�k uyan�yordu ve her seferinde Mat'in uykusunda
m�r�ldand���n�, d�nd���n� duyabiliyordu. R�ya g�rmedi, en az�ndan g�rd���n�
hat�rlam�yordu, ama yine de iyi uyu-yamad�. K�y�n� bir daha asla g�remeyeceksin.
Onlar� r�zgardan, hatta bazen so�uk ya�murdan koruyacak, pelerinlerinden ba�ka
hi�bir �ey olmadan ge�irdikleri tek gece bu de�ildi. Midelerini so�uk sudan ba�ka
bir �eyle doldurmadan ge�en tek ���n bu de�ildi. Paralar�n� bir araya getirince,
handa birka� kez ye-

D�NYANIN G�Z� 425


mek yemeye yetiyordu, ama bir gecelik yatak tutmak �ok pahal�yd�. �ki Nehir d��nda
her �ey �ok pahal�yd�, Arinelle'in bu taraf�nda, Ba-erlon'dakinden de fazlayd�.
Kalan paralar�n� acil durumlara sakl�yorlard�.
Bir ak�am, guruldayamayacak kadar bo� midelerle bata ��ka y�r�rlerken, g�ne� al�ak
ve zay�f parlarken, g�r�n�rde �al�lardan ba�ka bir �ey yokken, Rand, kabzas�nda
yakut olan han�erden bahsetti. G�ky�z�nde kara bulutlar toplan�yordu, gece ya�mur
ya�acakt�. Rand �ansl� olacaklar�n� umuyordu; belki buz gibi bir serpintiden ba�ka
bir �ey ya�mazd�.
Mat'in durdu�unu ancak birka� ad�m ge�tikten sonra fark etti. O da durdu,
�izmelerinin i�inde ayak parmaklar�n� k�v�rd�. En az�ndan ayaklan s�cakt�.
Omuzlar�ndaki kay�lar� kayd�rd�. Battaniye rulosu ve Thom'un boh�a yap�lm� pelerini
a��r de�ildi, ama bo� mideyle y�r�nen birka� kilometreden sonra birka� kilo bile
�ok a��r geliyordu. "Sorun ne, Mat?" dedi.
"Neden onu satmaya bu kadar heveslisin?" diye sordu Mat �fkeyle. "Onu ben buldum.
Saklamak isteyebilece�im hi� akl�na geldi mi? Hi� olmazsa bir s�re. E�er bir �ey
satmak istiyorsan, o lanet k�l�c� sat!"
Rand elini bal�k��l damgal� kabzada gezdirdi. "Bu k�l�c� bana babam verdi. Onundu.
Baban�n verdi�i bir �eyi satman� istemezdim senden. Kan ve k�ller, Mat, a� gezmek
ho�una m� gidiyor? Her neyse, onu alacak birisini bulabilsen bile, b�yle bir k�l��
ne getirir ki? Bir �ift�i k�l�c� ne yaps�n? O yakut, Caemlyn'e arabayla, gitmemize
yetecek kadar para eder. Hatta belki Tar Valon'a. Ve her ���n� handa yeriz ve her
gece yatakta uyuruz. Belki d�nyan�n yans�n� y�r�yerek a�mak ve yerde uyumak
fikrinden ho�lan�yorsundur, ha?" Mat'e dik dik bakt�, arkada�� bak�lar�na kar��l�k
verdi.
O �ekilde yolun ortas�nda durdular. Sonunda Mat aniden huzursuzca omuz silkti ve
bak�lar�n� yere indirdi. "Onu kime satay�m, Rand? Bir �ift�i tavukla �der
kar��l���n�; tavuk vererek araba alamay�z. Ve ge�ti�imiz herhangi bir k�yde onu
��karsam, muhtemelen �ald���m�z� d��n�rler. I��k bilir, o zaman neler olur?"
Rand bir an sonra g�n�ls�zce ba��n� sallad�. "Hakl�s�n. Biliyorum. �zg�n�m; seni
terslemek istemedim. Yaln�zca a��m ve ayaklar�m ac�-
iZfi ROBERTJORDAN
yor."
"Benimkiler de." �ncekinden de b�y�k bir bitkinlikle y�r�yerek yola koyuldular.
R�zgar y�kselerek y�zlerine toz u�urdu. "Benimkiler de." Mat �ks�rd�.
�iftlikler, onlara biraz yiyecek ve so�uktan uzak birka� gece ge�irmelerini
sa�lad�. �al�lar�n alt�nda ge�irilen bir gece ile kar��la�t�r�l�nca, bir saman
y���n�, i�inde ate� yanan bir oda kadar s�cakt� ve saman y���nlar�, �zerinde �rt�
olmasa da, yeterince derine g�m�l�rsen en �iddetli ya�murlar� bile ge�irmiyordu.
Mat birka� kez yumurta �almay� denedi ve bir kez uzun bir ipin ucunda otlamaya
b�rak�lm� bir ine�i sa�maya �al�t�. �o�u �iftli�in k�pekleri vard� ve �iftlik
k�pekleri dikkatliydi. Rand'a g�re, enselerinde uluyan k�peklerle �� kilometre
ko�mak, iki, �� yumurta i�in �ok b�y�k bir bedeldi, �zellikle de k�peklerin gidip,
s���nd�klar� a�a�tan inmelerine izin vermesinden �nce saatler ge�ti�i zaman. As�l
�z�ld��� o saatlerdi.
Bunu yapmaktan ho�lanm�yordu, ama Rand �iftlik evlerine g�nd�z yakla�may� tercih
ediyordu. Buna ra�men birka� kez, daha tek laf edilmeden k�pekleri �stlerine
sald�lar, ��nk� s�ylentiler ve zamanlar�n k�t�l���, ba�kalar�ndan uzak ya�ayan
insanlar�n yabanc�lardan ��phelenmesine sebep oluyordu, ama s�k s�k bir saat odun
kesmek ya da su �ekmek bir ���n ve bir yatak kazanmalar�n� sa�lam�t�; o yatak,
ah�rdaki bir saman y���n� olsa bile. Ama bir iki saat i� yapmak, yerlerinde
sayd�klar� bir iki saat g�n ���� demekti, Myrddra-allerin yeti�mesi i�in bir iki
saat. Rand bazen Soluklar�n bir saatte ne kadar yol yapt�klar�n� merak ediyordu.
Bo�a ge�en her dakikaya sinirleniyordu, -ama bir �ift�i kar�s�n�n s�cak �orbas�n�
ka��klarken bunu hi� d��nm�yordu. Ve yiyecek bulamad�klar�nda, ge�en her dakikay�
Caemlyn'e ilerlemek i�in kulland�klar�n� d��nmek, bo� midelerini yat�t�rmaya pek
yaram�yordu. Rand zaman harcamak m� daha k�t�, yoksa a� gezmek mi, karar
veremiyordu, ama Mat midesi ya da yakalanma endi�elerinin �tesine ge�mi�ti.
"Hem, onlar hakk�nda ne biliyoruz ki?" diye sordu Mat bir ak�am, k���k bir
�iftlikte, ah�rdaki tezekleri temizlerlerken.
"I��k, Mat, onlar bizim hakk�m�zda ne biliyorlar?" Rand hap��rdi-Bellerine kadar
soyunmu�lard�, her taraflar� ter ve saman kaplanm�-
D�NYANIN G�Z�
4ZZ
ti, saman tozlan havada as�l�yd�. "Benim bildi�im, bize biraz kuzu k�zartmas� ve
uyumak i�in ger�ek bir yatak verecekleri."
Mat, yabas�n� samanlara ve teze�e dald�rd� ve bir elinde kova, di�erinde bir
tabure, ah�rdan ��kan �ift�iye ka�lar�n� �atarak yan yan bakt�. Derisi k�seleye
d�nm�, gri sa�lar� seyrelmi� �ift�i Mat'in ona bakt���n� g�r�nce yava�lad�, sonra
bak�lar�n� ka��rarak ah�rdan d�ar� seyirttti. Tela�� i�inde kovan�n kenar�ndan s�t
sa�m�t�.
"Bir �eyin pe�inde, sana s�yl�yorum," dedi Mat. "Benimle nas�l g�z g�ze gelmek
istemedi�ini g�rd�n m�? Daha �nce hi� g�rmedikleri iki gezgine neden bu kadar
dostcanl�s� davran�yorlar? Bana bunu s�yle."
"Kar�s�, onlara torunlar�n� hat�rlatt���m�z� s�yl�yor. Onlar hakk�nda endi�elenmeyi
keser misin? As�l endi�elenmemiz gereken �ey arkam�zda. Umar�m."
"Bir �eyin pe�inde," diye m�r�ldand� Mat.
�lerini bitirdikleri zaman ah�r�n �n�ndeki tulumda temizlendiler. G�lgeleri batan
g�ne�le uzam�t�. Rand �iftlik evine do�ru y�r�rken g�mle�i ile kuruland�. �ift�i
onlar� kap�da kar��lad�; de�ne�ine kay�ts�zl�kla yaslanm�t�, Arkas�nda kar�s�
�nl���n� kavram�, duda��n� �i�neyerek omzunun �zerinden bak�yordu. Rand i�ini
�ekti; art�k onlara torunlar�n� hat�rlatt�klar�n� sanm�yordu.
"Bu gece o�ullar�m�z bizi ziyarete geliyor," dedi ya�l� adam. "D�rd� birden.
Unutmu�um. D�rd� de geliyor. �ri �ocuklar. G��l�. Her an burada olabilirler.
Korkar�m size s�z verdi�im yataklar bize laz�m."
Kar�s� yan�ndan bir pe�eteye sar�lm� k���k bir boh�a uzatt�. "Al�n. Ekmek, peynir,
tur�u ve kuzu. �ki ���ne yeter. Al�n." K�r��k y�z�, l�tfen al�p gitmelerini
istiyordu.
Rand boh�ay� ald�. "Te�ekk�r ederim. Anl�yorum. Gel, Mat."
Mat homurdana homurdana g�mle�ini ba��ndan ge�irerek takip etti. Rand yemek i�in
durmadan �nce araya ellerinden geldi�ince �ok mesafe koymalar�n�n en iyisi
olaca��na karar verdi. Ya�l� �ift�inin bir k�pe�i vard�.
Daha k�t� olabilirdi, diye d��nd�. �� g�n �nce, bir �ift�i daha �al��rlarken
k�pekleri �stlerine salm�t�. K�pekler, �ift�i ve iki o�lu,
478 ROBERTJORDAN
vazge�meden �nce sopalarla onlar� Caemlyn Yolu'nda, sekiz y�z metre kovalam�t�.
E�yalar�n� kap�p ka�maya ancak zaman bulmu�lard�. �ift�i, ok tak�lm� bir yay
ta��yordu.
"Geri d�nmeyin, duydunuz mu?" diye ba��rm�t� arkalar�ndan. "Neyin pe�inde
oldu�unuzu bilmiyorum, ama o kay�k g�zlerinizi bir daha g�rmeyeyim."
Mat, sada��n� kar�t�rarak geri d�necek olmu�tu, ama Rand onu s�r�klemi�ti. "Sen
deli misin?" Mat ona as�k suratla bakm�t�, ama en az�ndan ko�maya devam etmi�ti.
Rand bazen �iftliklerde durmaya de�ip de�medi�ini merak ediyordu. Mat gittik�e
yabanc�lardan daha fazla ��pheleniyordu ve bunu gittik�e daha az saklayabiliyordu.
Ya da saklamaya zahmet ediyordu. Ayn� i� i�in ald�klar� yemekler gittik�e azald�,
bazen uyumalar� i�in ah�r bile teklif edilmemeye ba�lad�. Ama sonra Rand'�n akl�na
t�m sorunlar� i�in bir ��z�m geldi. Ya da �yle g�r�nd�. Grinwell'in
�iftli�indeydiler.
Grinwell Efendi ve kar�s�n�n dokuz �ocu�u vard�. En b�y�k k�zlar�, Rand ve Mat'ten
bir ya� k���kt�. Grinwell Efendi g�rb�z bir adamd� ve �ocuklar� yan�ndayken
muhtemelen fazladan yard�ma ihtiya� duymuyordu, ama Rand ve Mat'i s�zd�, lekeli
giysilerine ve tozlu �izmelerine bakt� ve bazen yeti�ebileceklerinden �ok i�leri
oldu�unu s�yledi. Grinwell Han�m masas�nda yemek yiyeceklerse, bunu o pis �eyleri
giyerken yapamayacaklar�n� s�yledi. �ama��r y�kamak �zereydi ve kocas�n�n eski
giysilerinden baz�lar�n� �al��rken giyebilirlerdi. Kad�n bunu s�ylerken g�l�msedi
ve bir an i�in Rand'a al'Vere Han�m gibi g�r�nd�, ama kad�n�n sa�lar� sar�yd�; Rand
daha �nce o renk sa� hi� g�rmemi�ti. Kad�n�n g�l�msemesi ona dokundu�u zaman Mat
bile gerginli�ini biraz yitirmi� g�r�nd�. En b�y�k k�z bamba�ka bir konuydu.
Koyu renk sa�l�, iri g�zl� ve g�zel Else, anne babas� bakmazken onlara ars�z ars�z
s�r�t�yordu. Onlar �al��rken, ah�ra f��� ve tah�l �uvallar� ta��rken k�z b�lme
kap�s�na as�l�p, kendi kendine ezgiler m�r�ldan�yor, onlar� izleyerek uzun
atkuyru�unun ucunu �i�niyordu. �zellikle Rand'a bak�yordu. Delikanl�, k�z�
g�rmezden gelmeye �al�t�, ama birka� dakika sonra Grinwell Efendi'nin �d�n� verdi�i
g�mle�i
D�NYANIN G�Z�
479
giydi. Omuzlan dard� ve �ok k�sayd�, ama hi� yoktan iyiydi. O g�mle�i �eki�tirirken
Else y�ksek sesle g�ld�. Rand kovalan�rlarsa bu sefer Mat'in su�u olmayaca��n�
d��nd�.
Perrin bununla nas�l ba�a ��kaca��n� bilirdi, diye d��nd�. Rasgele bir yorum
yapard� ve k�sa s�re sonra k�z babas�n�n g�rebilece�i bir yerde dolan�p durmay�
b�rak�p �akalar�na g�lmeye ba�lard�. Ama Rand'�n akl�na rasgele bir yorum ya da
�aka gelmiyordu. Ne zaman k�z�n oldu�u y�ne baksa k�z, babas� g�rse k�pekleri
�stlerine salaca�� bir tav�rla g�l�ms�yordu. K�z bir kez ona uzun boylu erkeklerden
ho�land���n� s�yledi. �evredeki �iftliklerdeki b�t�n o�lanlar k�sa boyluydu. Mat
pis pis k�k�rdad�. Akl�na bir �aka gelmesini dileyen Rand yabalamaya yo�unla�t�.
En az�ndan k���k �ocuklar Rand'�n g�zleri i�in bir nimetti. �evrede �ocuklar varken
Mat biraz gev�iyordu. Ak�am yeme�inden sonra hepsi ��minenin �evresine topland�.
Grinwell Efendi piposunu t�t�n doldurdu ve Grinwell Han�m diki� kutusun� ��kard� ve
onlar i�in y�kad��� g�mleklerle u�ra�maya ba�lad�. Mat, Thom'un renkli toplar�n�
��kard� ve �evirmeye ba�lad�. �ocuklar olmasa bunu asla yapmazd�. Toplan d��r�r
gibi yap�p son anda yakalay�nca �ocuklar kahkahalar att�. �e�me, sekiz i�areti,
alt� toplu �ember yaparken, bu sefer toplan neredeyse ger�ekten d��yordu, ama onlar
sorun yapmad�lar ve alk�lad�lar. Grinwell Efendi ve kar�s� da �ocuklar� kadar �ok
alk�l�yordu. Mat'in i�i bittikten ve Thom kadar s�sl� selamlar verdikten sonra,
Rand Thom'un fl�t�n� �antas�ndan ��kard�.
Bir �z�nt� sanc�s� hissetmeden aleti asla eline alam�yordu. Alt�n ve g�m�
i�lemelerine dokunmak, Thom'un an�s�na dokunmak gibiydi. G�vende ve kuru oldu�undan
emin olmak amac� d��nda arpa hi� dokunmad� �Thom hep arp�n �ift�i �ocuklar�n�n
hantal elleri i�in olmad���n� s�ylerdi- ama ne zaman bir �ift�i kalmalar�na izin
verse, ak�am yeme�inden sonra fl�t� ile bir ezgi �al�yordu. Bu, �ift�iye,
iyili�inin bedelini �demek i�in fazladan yapt��� bir �eydi ve belki Thom'un an�s�n�
taze tutman�n bir yoluydu.
Mat'in top �evirmesinin yaratt��� ne�eli havada, "�ay�rdaki �� K�z"� �ald�.
Grinwell Efendi ve kar�s� el ��rpt�, k���k �ocuklar ortada dans etti, hatta yeni
y�r�meye ba�lam� en ufak o�lan ezgiye uyarak
480
ROBERTJORDAN
aya��n� yere vurdu. Rand, performans� ile Bel Tine'da �d�l kazanamayaca��n�
biliyordu, ama Thom'un derslerinden sonra, yar�maya girmeye utanmazd�.
Else, ate�in �n�nde ba�da� kurmu�, oturuyordu ve delikanl� son notadan sonra fl�t�
indirirken k�z derin derin i� �ekerek �ne e�ildi ve ona g�l�msedi. "Harika
�al�yorsun. Hi� bu kadar g�zel bir �ey dinlememi�tim."
Grinwell Han�m aniden diki�ini b�rakt�, bir ka��n� kald�rarak k�z�na bakt�, sonra
Rand'� uzun uzun, teraziye vururmu� gibi s�zd�.
Delikanl� fl�t� kald�rmak i�in deri �antay� alm�t�, ama kad�n�n bak�lar� alt�nda
�antay� yere d��rd�. Neredeyse fl�t� de d��recekti. Kad�n onu k�z� ile oyna�makla
su�larsa... �aresizce fl�t� yine dudaklar�na g�t�rd� ve bir ba�ka �ark� �ald�,
sonra bir tane daha, bir tane daha. Grinwell Han�m onu izlemeye devam etti.
Delikanl�, "S���d� Sallayan R�zgar"�, "Tanvin Vadisi'nden Eve D�nerken"i, "Aynora
Han�m'm Horozu"nu, "�htiyar Kara Ay�"y� �ald�. Akl�na gelen b�t�n �ark�lar� �ald�,
ama kad�n g�zlerini ondan ay�rmad�. Hi�bir �ey s�ylemedi de, ama izledi ve tartt�.
Grinwell Efendi sonunda g�lerek ve ellerini ovu�turarak aya�a kalkt���nda ge�
olmu�tu. "Eh, bu iyi bir e�lence oldu, ama yatma zaman�m�z ge�ti. Siz gezgin
delikanl�lar diledi�iniz saatte kalkabilirsiniz, ama �iftlikte sabah erken gelir.
Size s�yl�yorum, delikanl�lar, bu gecekinden daha iyi olmayan e�lenceler i�in handa
iyi para �dedi�im oldu. Hatta daha k�t�leri i�in."
"Bence bir �d�l almal�lar, baba," dedi Grinwell Han�m, uzun zaman �nce ate�in
�n�nde uyuyakalm� en k���k o�lan� kucaklarken. "Ah�r uyumak i�in iyi bir yer de�il.
Bu gece Else'nin odas�nda uyuyabilirler. K�z da benimle uyur."
Else y�z�n� buru�turdu. Ba��n� kald�rmamaya �zen g�sterdi, ama Rand g�rd�.
Annesinin de g�rd���n� d��n�yordu.
Grinwell Efendi ba��n� sallad�. "Evet, evet, ah�rdan �ok daha iyi-�ki ki�i bir
yatakta uyumaya ald�rmazsan�z." Rand k�zard�; Grinwell Han�m h�l� ona bak�yordu. "O
fl�t� daha fazla dinlemeyi ger�ekten isterim. Top �evirmenizi g�rmeyi de. Bu ho�uma
gider. Biliyor musunuz, yar�n yard�m edebilece�iniz k���k bir i� var ve..." .

D�NYANIN G�Z� 4&1


"Yar�n yola erken ��kmak isteyeceklerdir, baba," diye araya girdi Grinwell Han�m.
"Gidecekleri bir sonraki k�y Arien olacak ve oradaki handa �anslar�n� denemeyi
d��n�yorlarsa, karanl�k olmadan oraya varmak i�in t�m g�n y�r�meleri gerekecek."
"Evet, han�mefendi," dedi Rand, "�yle. Ve te�ekk�r ederiz."
Kad�n, delikanl�n�n te�ekk�rlerinin, tavsiyesinden, ak�am yeme�inden ve s�cak
yataktan daha fazlas�n� i�erdi�ini biliyormu� gibi gergin gergin g�l�msedi.
Ertesi g�n boyunca yolda y�r�rlerken, Mat ona Else konusunda tak�l�p durdu. Rand
konuyu de�i�tirmeye �al�t� ve akl�na en kolay gelen �ey, Grinwelllerin hanlarda
g�steri yapmalar� �neri�iydi. Sabahleyin evden ayr�l�rlarken Else surat asm�,
Grinwell Han�m bir an �nce gitmelerinin en iyisi olaca��n� ifade eden keskin
bak�larla onlar� izlemi�ti. Bunlar, Mat'in dilini tutmas�na yetmi�ti. Ama bir
sonraki k�ye ula�t�klar�nda konu yine de�i�ti.
Alacakaranl�k ��kerken Aden'deki tek hana girdiler ve Rand hanc�yla konu�tu.
"Irmaktaki Sal"� -tombul hanc� "Sevgili Sara" diyordu ona- ve "Dun Aren Yolu"nun
bir k�sm�n� �ald�. Mat birae top �evirdi ve sonu� olarak o gece bir yatakta
uyudular, f�r�nda patates ve s�cak biftek yediler. Handaki en k���k odayd�
ku�kusuz, arkadaki sa�aklar�n alt�ndayd� ve yemek uzun bir g�steri gecesinin
ortas�nda geldi, ama yine de ba�lar�n� bir �at�n�n alt�na sokmu�lard�. Rand
a��s�ndan daha da iyisi, g�n ���� alt�ndaki b�t�n saatleri yolculuk i�in harcayacak
olmalar�yd�. Handaki m�teriler Mat'in onlara ��pheyle bakmas�na ald�rmad�lar. Hatta
baz�lar� yan yan birbirlerine bakt�lar. Ya�ad�klar� zaman yabanc�lardan
��phelenmeyi s�radan bir �ey yapm�t� ve handa yabanc�lar hep olurdu.
Rand, Mat'le ayn� yata�� payla�malar�na ve delikanl�n�n m�r�ldanmalar�na ra�men
Beyazk�pr�'den ��kt�klar�ndan beri ilk kez iyi bir uyku �ekti. Sabahleyin hanc�
onlar� bir iki g�n daha kalmalar� i�in ikna etmeye �al�t�, ama bunu yapamay�nca,
geceleyin �ok i�ip arabas�n� eve s�rememi�, g�zleri sulanm� bir �ift�iye seslendi.
Bir saat sonra, s�rtlar�n� Eazil Forney'in arabas�n�n arkas�ndaki samanlara
yaslanm�, bacaklar�n� uzatm�, sekiz kilometre do�udayd�lar.
B�yle yolculuk etmeye ba�lad�lar. Biraz �ans ve bir iki araba yol-
ROBERTJORDAN
culu�undan sonra, karanl�k ��kmeden bir k�ye ula�may� ba�ar�yor-lard�. K�yde birden
�ok han varsa, Rand'�n fl�t�n� dinledikten ve Mat'in top �evirmesini g�rd�kten
sonra hanc�lar fiyat art�r�yorlard�. �kisi birden tek bir ��k olam�yorlard�, ama
�o�u k�y�n bir senede g�rebileceklerinden daha fazlayd�lar. Kasabada iki ya da ��
han olmas�, daha iyi bir oda, iki yatak, etin iyi k�s�mlar�ndan daha c�mert
porsiyonlar, hatta bazen ayr�l�rlarken, ceplerinde birka� bak�r para anlam�na
geliyordu. Sabahleyin onlar� arabas�na almay� �neren birileri, �ok ge� kalm� ya da
�ok i�mi� bir �ift�i, e�lenceden arabas�n�n arkas�na binmelerine ses ��karmayacak
kadar �ok ho�lanm� bir t�ccar hep ��k�yordu. Rand, Caemlyn'e ula�ana kadar bir daha
sorunla kar��la�mayacaklar�n� d��nmeye ba�lam�t�. Ama sonra D�rt Kral geldi.

.
32 G�LGEDE D�RT KRAL
K�y, �o�undan daha b�y�kt�, ama yine de D�rt Kral gibi bir isim ta��mak i�in biraz
y�k�k d�k�kt�. Caemlyn Yolu her zamanki gibi kasaban�n tam ortas�ndan ge�iyordu,
ama g�neyden gelen ve trafi�i yo�un olan bir ba�ka yol daha vard�. B�lgedeki �o�u
k�y, pazar yeri ve �ift�ilerin bir araya geldikleri yerlerdi, ama burada pek az
�ift�i g�r�l�yordu. D�rt Kral, Caemlyn'e ve Baerlon'un �tesindeki, Puslu Da�-
lar'daki madenci kasabalar�na giden t�ccar arabas� kafilelerinin konak yeri olarak
hayatta kalm�t�. G�ney yolu, Lugard'�n bat�daki madenlerle ticaretini ta��yordu;
Caemlyn'e giden Lugardl� t�ccarlar daha k�sa bir yoldan gidiyordu. �evredeki
k�rlarda pek az �iftlik vard�, kendilerini ve kasabay� beslemeye ancak yetecek
kadar ve k�ydeki her �ey t�ccarlar, arabalar�, onlar� s�ren adamlar ve mallan
y�kleyen i��ilerin �zerine odaklanm�t�.
D�rt Kral'in �evresinde ufalan�p toza d�n�m�, sa��lm�, tekerlek tekerle�e park
edilmi�, birka� s�kk�n n�bet�i d��nda terk edilmi� arabalarla dolu ��plak toprak
alanlar vard�. Sokaklar dizi dizi ah�rlar ve atlar�n ba�lanmas� i�in ayr�lan
yerlerle doluydu. T�m sokaklar, arabalar�n ge�mesine izin verecek kadar geni�ti ve
derin tekerlek izleri ile oyulmu�tu. K�y �ay�r� yoktu, �ocuklar teker izlerinin
i�inde oynuyor, arabalardan ve s�r�c�lerin k�f�rlerinden ka��yorlard�. Ba�lar�n�
e�arplarla �rten k�y kad�nlar� g�zlerini yerden kald�rm�yor, bazen arabac�lar�n
Rand'�n y�z�n� k�zartan yorumlan e�li�inde �abuk �abuk y�r�yorlard�. Mat bile baz�
k�f�rleri duyunca irkilmi�ti. �itlerin �zerinden sark�p kom�ular�yla dedikodu eden
kad�nlar yoktu. Kasvetli, ah�ap
4�4
ROBERTJORDAN
evler yan yana duruyordu. Aralar�nda darac�k ge�itlerden ba�ka bir �ey yoktu ve
badanalar� -eski tahtalar� boyamaya zahmet edenlerin oldu�u yerlerde- y�llard�r
yenilenmemi� gibi solmu�tu. Evlerdeki a��r kepenkler o kadar uzun zamand�r
a��lmam�t� ki, mente�eler kaskat� pas y���nlar�na d�n�m�t�. Her yerde bir g�r�lt�
as�l�yd�: demircilerin tang�rt�lar�, araba, s�r�c�lerinin ba�r�malar�, hanlardan
y�kselen bet kahkahalar.
�i� renklere boyanm�, ye�illeri ve sar�lar� kur�un rengi evlerin �te yan�ndan,
dikkat �eken bir han�n �n�ne geldiklerinde Rand bir t�ccar�n kanvas tepeli
arabas�ndan a�a�� atlad�. Araba dizisi ilerlemeye devam etti. S�r�c�lerin hi�biri
onun ve Mat'in gitti�ini fark etmedi; alacakaranl�k ��k�yordu ve hepsinin akl�nda
hanlara ula��p atlar� ��zmek vard�. Rand, bir tekerlek �ukurunda sendeledi, sonra
kar�� y�nden gelen, t�kabasa dolu bir araban�n yolundan ka�t�. Araba ge�erken
s�r�c� bir k�f�r sallad�. Bir k�y kad�n� yan�ndan doland� ve g�z g�ze gelmekten
ka��narak uzakla�t�.
"Buras� hakk�nda hi�bir �ey bilmiyorsun," dedi. G�r�lt�lerin i�inden m�zik sesleri
duydu�unu sand�, ama nereden geldi�ini ��karam�-yordu. Belki handan, ama emin olmak
g��t�. "Ama ho�lanmad�m. Belki bu sefer yola devam etsek daha iyi olacak."
Mat ona k���mseyerek bakt�, sonra g�zlerini g�ky�z�ne �evirdi. Yukar�da siyah
bulutlar toparlan�yordu. "Ve bu gece bir �al�n�n dibinde uyuyal�m, �yle mi? Bu
havada m�? Ben yine yatakta uyumaya al�t�m." Dinlemek i�in ba��n� bir yana e�di,
sonra homurdand�. "Belki o yerlerden birinin m�zisyeni yoktur. Her durumda, bir
jongl�rleri olmad���ndan eminim." Yay�m omzuna ast� ve her �eyi k�s�k g�zlerle
izleyerek parlak sar� kap�ya y�neldi. Rand, ku�ku i�inde takip etti.
��eride m�zisyenler vard�, kanun ve davullar� kaba kahkahalar ve sarho� ba�r�malar�
aras�nda kayboluyordu. Rand, hanc�y� bulmaya zahmet etmedi. Sonraki iki han�n da
m�zisyenleri vard� ve orada da ayn� sa��r edici �amata h�k�m s�r�yordu. Kaba
giyimli adamlar masalar� doldurmu�, ortal�kta sendeliyor, kupalar�n� sall�yor,
sabit, sab�rl� g�l�msemeler ile masalar�n aras�nda seyirten kad�n hizmetkarlar�
ellemeye �al��yorlard�. Binalar g�r�lt� ile sallan�yordu, i�eride ek�i bir beklemi�
�arap ve y�kanmam� beden kokusu vard�. �pek ve kadifele-
D�NYANIN ��Z� 4S5
re b�r�nm� t�ccarlardan iz yoktu; yukar� kattaki �zel yemek odalar�, kulaklar�n� ve
burunlar�n� koruyordu. Rand ve Mat ba�lar�n� i�eri uzatt�ktan sonra hemen
ayr�ld�lar. Rand yola devam etmekten ba�ka se�enekleri olmayaca��n� d��nmeye
ba�lam�t�.
D�rd�nc� han olan Dans Eden Arabac�, sessiz duruyordu.
Di�er hanlar gibi �i� renklere boyanm�t�: sar� �er�eveli parlak k�rm�z� ve g�z
��kartan bir ye�il. Fakat burada boyalar �atlam�, soyuluyordu. Rand ve Mat i�eri
girdi.
Salonu dolduran masalarda yaln�zca yar�m d�zine adam oturuyordu. Kupalar�n�n
�zerinde kamburlar�n� ��karm�lar, her biri yaln�z ba��na, as�k suratl� bir halde
d��ncelerine dalm�t�. Burada i� kesinlikle iyi de�ildi, ama bir zamanlar daha iyi
olmu� olmal�yd�. M�teri adedi kadar hizmetkar odada oyalan�yordu. Asl�nda yapacak
epey i�leri vard� -yer, kir, tavan�n k�eleri, �r�mcek a�lar� ile kapl�yd�- ama �o�u
faydal� hi�bir �ey yapm�yor, yaln�zca aylak g�r�nmemek i�in ortada dolan�yordu.
Omuzlar�na kadar uzanan tel tel sa�lar� olan kemikli bir adam, kap�dan girerlerken
d�n�p onlara ka�lar�n� �att�. D�rt Kral'�n �zerinde ilk g�kg�r�lt�s� �akt�. "Ne
istiyorsunuz?" Ayak bileklerine kadar uzanan ya�l� �nl���ne ellerini siliyordu.
Rand, �nl���n m�, yoksa adam�n ellerinin mi daha kirli oldu�unu merak etti. Rand'�n
g�rd��� ilk zay�f hanc�yd� bu. "Ee? Konu�un, bir i�ki al�n ya da gidin! Ucube
g�sterisi gibi mi g�r�n�yorum?"
Rand k�zararak bundan �nceki hanlarda m�kemmelle�tirdi�i s�zlere giri�ti. "Ben fl�t
�al�yorum ve arkada��m top �eviriyor. Bir y�ld�r daha iyi iki ki�i g�rmemi�sindir.
�yi bir oda ve iyi bir yemek kar��l���nda bu salonu doldururuz." O ak�am g�rd���
di�er dolu salonlar� hat�rlad�, �zellikle de sonuncusunda, tam �n�nde kusan adam�.
�izmelerini kurtarmak i�in �eviklikle s��ramas� gerekmi�ti. Teredd�t etti, kendine
hakim oldu ve devam etti. "Han�n�, bize harcayaca��n pek az paraya kar��l�k yirmi
kat daha fazla kazand�racak kadar i�ki ve yemek satm alacak adamlarla doldururuz.
Neden..."
"Santur �alan bir adam�m var," dedi hanc� ek�i ek�i.
"Seninki ayya��n biri, Sami Hake," dedi hizmetkar kad�nlardan biri- �zerinde iki
kupa olan bir tepsi ile yanlar�ndan ge�iyordu. Durup
486
ROBERTJORDAN
Rand ile Mat'e tombul yanaklanyla g�l�msedi. "�o�u zaman salonu bulacak kadar bile
g�remiyor," diye s�r verdi y�ksek bir f�s�lt� ile. "�ki g�nd�r onu g�rmedim."
Hake, g�zlerini Rand ve Mat'den ay�rmadan kay�ts�zl�kla kad�n�n surat�na elinin
tersiyle bir tokat patlatt�. Kad�n �a�k�n bir homurtu ��kard� ve t�m a��rl���yla
pis yere d�t�; kupalardan biri k�r�ld�, d�k�len �arap, pisli�in i�inde yollar a�t�.
"D�k�len �arab�n ve kupan�n paras� �cretinden kesilecek. Yeni i�ki getir. Ve acele
et. �nsanlar sen tembellik edesin diye para �demiyor." Ses tonu da tokad� kadar
kay�ts�zd�. M�terilerden hi�biri �araplar�ndan ba�lar�n� kald�rmad�lar ve di�er
hizmetkar kad�nlar bak�lar�n� ka��rd�lar.
Tombul kad�n yana��n� ovu�turdu ve Hake'e sadece �l�m dolu g�zlerle bakt�, ama bo�
kupay�, k�r�k par�alar� tepsisine toplad� ve tek s�z s�ylemeden uzakla�t�.
Hake, Rand ve Mat'i s�zerek d��nceli d��nceli di�lerinin aras�ndan nefes ald�.
Bak�lar� bal�k��l damgal� k�l�ca tak�ld�, sonra g�zlerini ka��rd�. "Bak�n size ne
s�yleyece�im," dedi sonunda. "Arkadaki bo� depodan iki palet kullanabilirsiniz.
Odalar, �cretsiz vermek i�in fazla pahal�. Herkes gittikten sonra yersiniz. Yetecek
kadar yemek kal�r mutlaka."
Rand, D�rt Kral'da hen�z denemedi�i bir han olmas�n� diledi. Be-yazk�pr�'den
ayr�ld���ndan beri, so�ukluk, kay�ts�zl�k ya da a��k d�manl�kla kar��la�m�t�, ama
bu adam�n ve bu k�y�n verdi�i huzursuzluk duygusunu hi�bir yerde g�rmemi�ti. Kendi
kendine bunun sebebinin pislik ve g�r�lt� oldu�unu s�yledi, ama huzursuzluk duygusu
kaybolmad�. Mat tuzaktan ��pheleniyormu� gibi Hake'i izliyordu, ama Dans Eden
Arabac�'dan vazge�ip bir �al�n�n dibinde uyumay� istiyormu� gibi g�r�nm�yordu.
G�kg�r�lt�s� pencereleri sarst�. Rand i�ini �ekti.
"Temizlerse ve yeterince temiz battaniye varsa palet olur. Ama karanl�k ��kt�kten
iki saat sonra yemek yeriz ve elindekinin en iyilerinden yeriz. Burada. Ne
yapabilece�imizi sana g�sterelim." Fl�t �antas�na uzand�, ama Hake ba��n� iki yana
sallad�.
"Fark etmez. Bu kalabal�k, m�zi�e benzedi�i s�rece her t�r g�c�rt�y� kabul eder."
G�zleri yine Rand'�n k�l�c�na gitti; ince g�l�msemesi
D�NYAN�N ��Z�

m� ve
b�yJe izlereht.yac a
di
S

1�. baniy
. Her
azman, biraz �ne e�il-
wS2
488
ROBERTJORDAN
S�ylenti yay�ld� ve hava karard��� zaman, han, kahkahalar atan, konu�an adamlarla
�kabasa dolmu�tu. G�r�lt� o kadar y�ksekti ki, Rand ne �ald���n� duyam�yordu.
Salondaki �amatay� ancak g�kg�r�l-t�s� bast�rabiliyordu. Pencerelerde �im�ekler
�ak�yordu ve g�kg�r�l-t�s�n�n verdi�i k�sa aralarda ya�murun �at�y� d�vd���n�
i�itebiliyordu.
Ne zaman ara verse sesler g�r�lt�n�n i�inden �ark� isimleri ba��r�yordu. �o�u ismi
tan�m�yordu, ama birisine biraz s�ylettikten sonra, genellikle �ark�y� bildi�ini
anl�yordu. Ba�ka yerlerde de b�yle olmu�tu. "�en Jaim", burada "Rhea'n�n S��ray��"
olarak biliniyordu ve bir �nceki duraklar�nda "G�ne�in Renkleri" olmu�tu. Baz�
isimler ayn� kal�yordu; ba�kalar� on be� kilometre aral�klarla de�i�iyordu ve yeni
�ark�lar da ��renmi�ti. "Sarho� �er�i" yeniydi, ama bazen "Tenekeci Mutfakta"
deniyordu. "�ki Kral Ava Geldi", "Ka�an �ki At", ve daha bir s�r� de�i�ik isme
sahipti. Rand, bildiklerini �ald� ve masalardaki adamlar daha fazlas� i�in alk�
tuttular.
Ba�kalar�, Mat'in yine top �evirmesi i�in seslendiler. Bazen, m�zik isteyenlerle
top �evirme sevenler aras�nda kavgalar ��k�yordu. Bir kez bir han�er ��kt�, bir
kad�n ���l�k att� ve bir adam, y�z�nden kan akarak arkaya devrildi, ama iki azman,
Jak ve Strom h�zla m�dahale etti ve kesinlikle ayr�m g�zetmeden kavgaya kar�an
herkesi, kafalar�nda birer yumru ile soka�a att�lar. Her t�r soruna kar��
taktikleri buydu. Kahkahalar ve konu�malar, hi�bir �ey olmam� gibi devam etti.
Azmanlar�n kap�ya giderken �arpt�klar� d��nda kimse bakmad� bile.
M�teriler, hizmetkar kad�nlardan biri ihtiyat� elden b�rak�nca ellerini serbest�e
kullan�yordu. Jak ve Strom birka� kez kad�nlardan birini kurtard�, ama pek de acele
etmediler. Hake'in ba��rmalar�na ve ilgili kad�n� sarsmas�na bak�l�rsa, hep kad�n�n
su�lu oldu�unu d��n�yor gibiydi ve ya�l� g�zler, kekeleyerek dilenen �z�rler,
kad�nlar�n da onun fikrini kabullenmeye haz�r oldu�unu g�steriyordu. Hake ne zaman
ka�lar�n� �atsa, ba�ka yere bak�yor olsa da kad�nlar yerlerinden s��r�yordu. Rand,
buna neden tahamm�l ettiklerini merak etti.
Hake Rand ve Mat'e bakt��� zaman g�l�ms�yordu. Bir s�re sonra Rand, Hake'in onlara
g�l�msemedi�ini fark etti; g�l�msemesi, g�zleri arkalar�na, bal�k��l damgal�
k�l�c�n yatt��� yere kayd���nda beliriyor-
D�NYANIN G�Z� �S2
du. Rand bir kez alt�n ve g�m� i�lemeli fl�t� yan�na koydu ve fl�t de bir g�l�mseme
kazand�.
Maf ile bir kez daha yer de�i�tirirlerken, Rand Mat'in kula��na e�ildi. O kadar
yak�nken bile y�ksek sesle konu�mak zorunda kal�yordu, ama onca g�r�lt� varken,
herhangi birinin duyabilece�inden ku�kuluydu. "Hake bizi soymaya �al�acak."
Mat hi� de beklemedi�i bir �ey de�ilmi� gibi ba��n� sallad�. "Bu gece kap�m�z�
s�rg�lememiz gerekecek."
"Kap�y� s�rg�lemek mi? Jak ve Strom yumruklar� ile kap�y� k�rabilir. Buradan
gidelim."
"En az�ndan yemek yiyene kadar bekle. A��m. Burada bize hi�bir �ey yapamazlar,"
diye ekledi Mat. T�kl�m t�kl�m dolu olan salondan, devam etmeleri i�in sab�rs�z
ba��r�lar y�kseldi. Hake dik dik bak�yordu. "Her neyse, bu gece d�ar�da m� uyumak
istiyorsun?" �zellikle g��l� bir �im�ek ba�ka her �eyi bast�rd� ve bir an
pencerelerden gelen ��k lambalardan daha g��l�yd�.
"Yaln�zca kafam k�r�lmadan buradan ayr�lmak istiyorum," dedi Rand, ama Mat �oktan
dinlenmek i�in taburesine ��km�t�. Rand i�ini �ekti ve "Dun Aren Yolu"na ba�lad�.
Kalabal���n �o�u bunu sevmi� g�r�n�yordu; Rand �imdiye dek d�rt kez �alm�t� ve h�l�
istek al�yordu.
Sorun, Mat'in hakl� olmas�yd�. O da a�t�. Ve salon doluyken, zaman ge�tik�e daha da
dolarken Hake'in nas�l sorun ��karaca��n� g�-remiyordu. Kap�dan ��kan ya da Jak ve
Strom taraf�ndan d�ar�ya at�lan her adama kar��l�k, sokaktan iki ki�i geliyordu.
Top �evirme ya da �zel bir ezgi i�in sesleniyorlard�, ama daha �ok i�ki i�mek ve
hizmetkar kad�nlar� ellemekle ilgileniyorlard�. Ama bir adam farkl�yd�.
Dans Eden Arabac�'daki kalabal���n i�inde, her a��dan s�r�t�yordu. G�r�n�e g�re
t�ccarlar bu harap handan ho�lanm�yordu; Rand'�n anlayabildi�i kadar�yla,
kendilerine �zel odalar� bile yoktu. M�terilerin hepsi kaba giysili, kaba derili,
g�ne�te ve r�zgarda �al�an adamlard�. Bu adam zarif ve etliydi, elleri yumu�ak
g�r�n�yordu, kadife bir ceketi vard�, omuzlar�na mavi ipek �evrili koyu ye�il
kadifeden bir pelerin at�lm�t�. Giysilerinin hepsi pahal� g�r�n�yordu. Ayakkab�lar�
-�izme de�il yumu�ak, kadife terliklerdi- D�rt Kral'�n delik de�ik so-
490
ROBERTJORDAN
kaklar� i�in yap�lmam�t�. Ya da herhangi bir sokak i�in.
Adam, karanl�k ��kt�kten epey sonra geldi, a�z� tats�z tats�z b�k�lerek �evresine
bak�n�rken pelerinindeki ya�mur damlalar�n� silkeledi. Oday� bir kez tarad�, gitmek
i�in d�nd�, sonra aniden, Rand'�n g�rebildi�i kadar�yla sebepsiz yere irkildi ve
Jak ile Strom'un biraz �nce bo�altt��� bir masaya oturdu. Masas�nda bir hizmetkar
durdu, sonra ona bir kupa �arap getirdi, ama adam kupay� bir kenara itti ve bir
daha dokunmad�. Kad�n iki seferinde de masay� terk etmek i�in acele eder g�r�nd�,
ama adam ona dokunmaya �al�mad�, hatta bakmad� bile. Adamda kad�n� rahats�z eden ne
varsa, ona yakla�an ba�kalar� da fark etti. Yumu�ak g�r�nt�s�ne ra�men, ne zaman
elleri nas�rl� bir araba s�r�c�s� masas�n� payla�maya karar verse, tek bir bak��
adam� ba�ka yer aramaya g�nderiyordu. Odada kendisinden -ve Rand ile Mat'ten- ba�ka
hi� kimse yokmu� gibi oturuyordu. Onlar�, her parma��nda birer y�z�k par�ldayan
ellerini �n�nde kenetleyerek izledi. Onlar� tatmin dolu bir tan�ma g�l�msemesi ile
izledi.
Yine yer de�i�tirirlerken, Rand Mat'e m�r�ldand� ve Mat ba��n� sallad�. "Onu
g�rd�m," diye m�r�ldand�. "Kim o? Onu tan�yormu�um gibi geliyor."
Ayn� d��nce Rand'�n akl�na da gelmi�, kafas�n� kurcalam�, ama adam�n kim oldu�unu
bir t�rl� ��kartamam�t�. Ama o y�z� ba�ka bir yerde g�rd���nden emindi.
�ki saat g�steri yapt�ktan sonra Rand fl�t� �antas�na yerle�tirdi ve Mat e�yalar�n�
toplad�. Al�ak platformdan inerlerken Hake, dar y�z� �fkeyle �arp�lm� bir halde
ko�tura ko�tura geldi.
"Yemek zaman�," dedi Rand ondan �nce, "ve e�yalar�m�z�n �al�nmas�n� istemiyoruz.
A���ya s�ylemek ister misin?" Hake h�l� �fkeli, teredd�t etti, ba�ar�s�z bir
�ekilde bak�lar�n� Rand'�n kollar�nda tuttuklar�ndan koparmaya �al�t�. Rand
kay�ts�zl�kla el de�i�tirdi ve bir elini k�l�c�n�n �zerine koydu. "Belki de bizi
soka�a atmay� denersin." Vurguyu bilerek yapm�t�, sonra ekledi, "Bu gece
�alaca��m�z daha �ok �ey var. Bu kalabal���n para harcamaya devam etmesini
sa�layacak-sak g�c�m�z� korumam�z gerek. Biz a�l�ktan bay�l�rsak, bu oda sence daha
ne kadar dolu kal�r?"
Hake'in g�zleri, ceplerini dolduran adamlarla dolu odada gezindi,
D�NYANIN G�Z� 4�l
sonra d�nd� ve ba��n� han�n arka kap�s�ndan i�eri soktu. "�unlar� besleyin!" diye
ba��rd�. H�zla Rand ile Mat'e d�nd� ve h�rlad�. "�ok s�rmesin. Son adam da gidene
kadar burada kalman�z� bekliyorum."
M�terilerden baz�lar� m�zisyen ve jongl�r i�in ba��rmaya ba�lam�t�. Hake d�n�p
onlar� yat�t�rd�. En heveslilerden biri kadife pelerinli adamd�. Rand Mat'e takip
etmesini i�aret etti.
Mutfa�� han�n �n taraf�ndan sa�lam bir kap� ay�r�yordu ve bir hizmetkar�n ge�mesi
i�in kap�n�n a��ld��� zamanlar hari�, mutfakta �at�dan gelen ya�mur sesleri
salondaki g�r�lt�den y�ksekti. B�y�k bir odayd�, sobalar, f�r�nlar y�z�nden s�cak
ve buharl�yd� ve ortadaki dev masa haz�rlanmakta olan yiyecekler ve servis edilmeye
haz�r tabaklarla doluydu. Hizmetkar kad�nlardan baz�lar� arka kap�n�n yan�ndaki bir
s�raya toplanm�, ayaklar�n� ovu�turuyor, hep bir a��zdan �i�man a��� ile gevezelik
ediyorlard�. A��� bir yandan konu�uyor, bir yandan s�zlerini vurgulamak i�in iri
bir ka���� sall�yordu. Rand ve Mat girerken hepsi ba�lar�n� kald�rd�, ama ne
sohbetlerini yava�latt�lar, ne de ayaklar�n� ovmaktan vazge�tiler.
"�ans�m�z varken buradan gitmeliyiz," dedi Rand yumu�ak bir sesle, ama Mat
g�zlerini a���n�n biftek, patates ve bezelyeyle doldurdu�u tabaklara dikerek ba��n�
iki yana sallad�. Kad�n ikisine bakmad� bile, masan�n �zerindeki e�yalar� dirse�i
ile yana ittirip tabaklan koyarken, birer de �atal ��kar�rken di�er kad�nlarla
konu�maya devam etti.
"Yemek yedikten sonra zaman�m�z olur." Mat bir s�raya kayd� ve �atal�n� k�rek gibi
kullanmaya ba�lad�.
Rand i�ini �ekti, ama Mat'in yapt���n� yapt�. �nceki geceden bu yana, yaln�zca
k���k bir ekmek par�as� yiyebilmi�ti. Karn� bir dilencinin kesesi kadar bo�tu ve
mutfa�� dolduran yemek kokular�, dayanmas�n� daha g��le�tiriyordu. H�zla a�z�n�
doldurmaya ba�lad�, ama Mat taba��n� a���ya tekrar doldurturken, Rand ancak
kendisininkinin yar�s�n� bitirmi�ti.
Kad�nlar�n konu�malar�na kulak misafiri olmak istememi�ti, ama baz� c�mleler ona
kadar geldi ve dikkatini �ekti.
"Bana ��lg�nca geliyor."
"��lg�nca ya da de�il, i�itti�im bu. Buraya gelmeden �nce kasabadaki hanlar�n
yar�s�na gitmi�. ��eri girmi�, �evreye bak�nm� ve tek s�z
492
ROBERTJORDAN
s�ylemeden d�ar� ��km�. Kraliyet Han�'nda bile. Sanki hi� ya�mur ya�m�yormu� gibi."
"Belki en rahat yerin buras� oldu�unu d��nm�t�r." Bu, kahkaha f�rt�nalar� yaratt�.
"Benim i�itti�im, D�rt Kral'a gece ��kt�kten sonra geldi�i. Atlar� �ok zorlanm�
gibi soluk solu�aym�."
"Karanl��a kalacak �ekilde nereden gelmi� ki? Yolculu�a ��karken plan yapmamak i�in
aptal olmak gerek."
"Eh, belki aptal�n biri, ama zengin bir aptal. Hizmetkarlar� ve �antalar� i�in bir
arabas� daha oldu�unu duydum. Orada �ok para var. Pelerinini g�rd�n�z m�? O pelerin
bende olsa, hi� fena olmazd�."
"Bence biraz tombul, ama hep derim. Yan�nda yeterince alt�n geliyorsa, hi�bir erkek
�ok �i�man olamaz." Hepsi k�k�rdayarak iki b�kl�m oldular. A��� ba��n� arkaya att�
ve kahkahalarla k�kredi.
Rand �atal�n� taba�a d��rd�. Kafas�nda hi� ho�lanmad��� bir d��nce belirmi�ti.
"Birazdan d�nerim," dedi. Mat a�z�na bir par�a patates t�karak ba��n� sallad�.
Rand aya�a kalkarken pelerini ile beraber k�l�� kemerini de ald�, arka kap�dan
��karken beline takt�. Kimse ona dikkat etmedi.
Ya�mur bardaktan bo�an�rcas�na ya��yordu. Rand pelerinini omuzlar�na att� ve
ba�l��� kafas�na �ekti. Ah�r avlusunda ko�arken pelerininin �n�n� kapal� tuttu. Bir
ya�mur perdesi, �im�ek �akt��� zamanlar hari� her �eyi gizliyordu, ama o arad���n�
buldu. Atlar ah�ra g�t�r�lm�t�, ama iki siyah vernikli araba d�ar�da �slak �slak
parl�yordu. G�kg�r�lt�s� homurdand� ve han�n �zerinde bir �im�ek �akt�. K�sa ��k
patlamalar�nda, Rand arabalar�n kap�s�na yaz�lm� ismi okudu. Howal Gode.
Onu d�ven ya�mura ald�rmadan, art�k g�remedi�i isme bakarak durdu. Siyah vernikli,
kap�lar�nda sahiplerinin ismi yaz�l� arabalar� ve ipek �evrili kadife pelerinler ve
kadife terlikler giymi� zarif, iyi beslenmi� adamlar� nerede g�rd���n� hat�rlam�t�.
Beyazk�pr�. Beyaz-k�pr�l� bir t�ccar�n Caemlyn'e gitmek i�in kesinlikle ge�erli
sebepleri olabilirdi. Buraya, senin bulundu�un hana gelmeden �nce kasabadaki
hanlar�n yar�s�na gitmesini sa�layan bir sebep mi? Sana, arad��� �eyi bulmu� gibi
bakmas�n� sa�layan bir sebep mi?
D�NYANIN G�Z� 491
Rand �rperdi ve aniden s�rt�ndan a�a�� s�z�len ya�mur damlalar�n� hissetti.
Pelerini s�k� dokunmu�tu, ama bu t�r sa�anaklara dayanmak i�in yap�lmam�t�.
Gittik�e derinle�en birikintilere dalarak hana seyirtti. ��eri girecekken Jak
kap�ya dikildi.
"Vay vay vay. Karanl�kta tek ba��na. Karanl�k tehlikelidir, evlat."
Islak sa�lar Rand'�n aln�na yap�m�t�. Ah�r avlusu ikisi d��nda bo�tu. Hake'in
k�l�c� ve fl�t�, salondaki kalabal��� feda edecek kadar �ok istedi�ine mi karar
verdi�ini merak etti Rand.
Bir eliyle g�zlerindeki suyu sildi, di�erini k�l�c�n�n �zerine koydu. P�r�zl� deri
�slakken bile sa�lam bir kavray� sa�l�yordu. "Hake, o kadar adam�n, e�lence olan
ba�ka bir yere gitmek yerine s�rf biras� i�in burada kalaca��na m� karar verdi?
E�er �yleyse, �imdiye dek yapt�klar�m�z� yeme�e sayar�z ve gideriz."
Kap�n�n i�inde kuru kalan iriyan adam ya�mura bakt� ve h�hlad�. "Bu havada m�?"
G�zleri, Rand'�n k�l�c�n kabzas�ndaki eline kayd�. "Biliyor musun, Strom ve ben
iddiaya girdik. O, k�l�c�m ihtiyar b�y�kannenden �ald���n� d��n�yor. Bense,
b�y�kannenin seni eline ge�irse, domuz a��l�nda evire �evire d�vece�ini ve kuruman
i�in asaca��n� d��n�yorum." S�r�tt�. Di�leri �arp�k ve sararm�t� ve s�r�tmak,
adam�n daha da sert g�r�nmesine neden oluyordu. "Daha gece uzun, evlat."
Rand, yan�ndan ge�ti, Jak �irkin bir g�l� ile onu i�eri ald�.
Rand i�eri girince pelerini bir kenara att� ve kendini birka� dakika �nce terk
etti�i s�raya b�rakt�. Mat, ikinci taba��n� bitirmi�, ���nc�s� �zerinde �al��yordu.
Daha yava�, ama daha dikkatli yiyordu, bu onu �ld�recek olsa bile-, son lokmas�na
dek bitirmeye kararl� gibiydi. Jak, ah�r avlusuna giden kap�n�n yan�nda oturdu,
duvara yasland� ve onlar� izlemeye ba�lad�. A��� bile o oradayken konu�ma
e�iliminde de�ildi.
"Adam Beyazk�pr�'den," dedi Rand al�ak sesle. Hangi adamdan bahsetti�ini
s�ylemesine gerek yoktu. Mat'in ba�� ona d�nd�. Tabak ile a�z� aras�nda, bir par�a
bifte�e saplanm� �atal havada as�l� kald�. Jak'�n izledi�ini bilen, Rand,
taba��ndaki yiyecekleri kar�t�rd�. A�l�ktan �l�yor bile olsa tek lokma yiyemezdi,
ama Mat'e, arabalar� ve dinlememi� olmas� olas�l���na kar��l�k kad�nlar�n
s�ylediklerini anlat�rken bezelyelerle ilgileniyormu� gibi yapt�.
424
ROBERTJORDAN
Anla��lan Mat dinlememi�ti. �a�k�nl�k i�inde g�zlerini k�rpt�, di�lerinin aras�ndan
�sl�k �ald�, sonra �atal�ndaki ete bak�p ka�lar�n� �att� ve �atal�n� taba�a
f�rlat�rken homurdand�. Rand hi� olmazsa tedbirli davranmay� ak�l edebilmesini
diledi.
"Bizim pe�imizde," dedi Mat, Rand s�z�n� bitirdi�i zaman. "Ka-ranl�kdostu mu?"
"Belki. Bilmiyorum." Rand Jak'a bakt�. �riyan adam gerindi, bir demircinin omuzlan
kadar geni� omuzlar�n� silkti. "Sence onun yan�ndan ge�ip gidebilir miyiz?"
"Hake ile di�erini getirecek kadar g�r�lt� yapmadan ge�emeyiz. Burada durmamam�z
gerekti�ini biliyordum."
Rand a�z�n� a�t�, ama o bir �ey diyemeden Hake ve di�er iri adam salonun kap�s�ndan
i�eri girdi. Strom'un iri bedeni Hake'in omzunun �zerinden g�r�lebiliyordu. Jak
arka kap�n�n �n�ne ge�ti. "T�m gece yemek mi yiyeceksiniz?" diye g�rledi Hake.
"Sizi burada yatas�n�z diye beslemedim."
Rand arkada��na bakt�. Mat, daha sonra, diye sessizce dudaklar�n� oynatt� ve Hake,
Strom ve Jak'�n dikkatli g�zleri alt�nda e�yalar�n� toparlad�lar.
Rand ile Mat salona girer girmez, top �evirme talepleri ile istenilen ezgilerin
isimleri �amatan�n �zerinden y�kseldi. Kadife pelerinli adam -Howal Gode-
�evresindeki her �eyi h�l� g�rmezden geliyor gibiydi, ama yine de sandalyesinin
ucunda oturuyordu. Onlar� g�r�nce arkas�na yasland�, dudaklar�na tatmin dolu bir
g�l�mseme d�nd�.
Rand, y�kseltinin �n�nde ilk s�ray� ald� ve kafas�n� vermeden "Kuyudan Su
�ekerken"i �ald�. Kimse ��kard��� birka� yanl� notay� fark etmi� g�r�nmedi. Rand
nas�l ka�acaklar�n� d��nmeye �al��yor, bir yandan da Gode'a bakmaktan ka��n�yordu.
Adam pe�lerindeyse, bunu bildiklerini belli etmelerinin anlam� yoktu. Ka�maya
gelince...
Rand daha �nce, bir han�n ne kadar iyi bir tuzak oldu�unu fark etmemi�ti. Hake, Jak
ve Strom onlara g�zkulak olmak zorunda bile de�ildi; o ve Mat y�kseltiyi terk
ederse kalabal�k onlara haber verirdi. Salon insanlarla dolu oldu�u s�rece Hake Jak
ve Strom'u �stlerine g�nderemezdi, ama salon dolu oldu�u s�rece Hake'in haberi
olmadan ka�amazlard� da. Ve Gode her hareketlerini izliyordu. O kadar
1
D�NYANIN ��Z� 425
komikti ki, kusmak �zere olmasa kahkaha atard�. Tedbirli olmalar� ve f�rsat
beklemeleri gerekiyordu.
Mat ile yer de�i�tirdi�inde Rand kendi kendine homurdand�. Mat Hake'e, Strom'a,
Jak'a, fark edilip edilmedi�ini, neden diye merak edeceklerini d��nmeden dik dik
bak�yordu. Toplar elinde de�ilken, eli ceketinin alt�na gidiyordu. Rand ona
t�slad�, ama o dikkat etmedi. Hake o yakutu g�r�rse, yaln�z kalana kadar
beklemeyebilirdi. Salondaki adamlar g�r�rse, yar�s� Hake'e kat�l�rd�.
En k�t�s�, Mat Beyazk�pr�l� t�ccara -adam Karanl�kdostu muydu?- herkesten fazla
bak�yordu- ve Gode durumun fark�ndayd�. Fark etmemesi imkans�zd�. Ama bu, onun
so�ukkanl�l���n� hi� etkilememi�ti. Tam tersine, g�l�msemesi derinle�mi�, Mat'e
eski bir tan�d���y-m� gibi bakm�, sonra bak�lar�n� Rand'a �evirip tek ka��n�
sorarcas�na kald�rm�t�. Rand, soainun ne oldu�unu bilmek istemiyordu. Adama
bakmaktan ka��nmaya �al�t�, ama bunun i�in �ok ge� oldu�unu biliyordu. �ok ge�.
Yine �ok ge�.
Kadife pelerinli adam�n so�ukkanl�l���n� yaln�zca tek bir �ey sarsm� gibiydi.
Rand'�n k�l�c�. Belinden ��karmam�t�. �ki, �� adam sendeleyerek yakla�m�, kendini
korumaya ihtiya� duyacak kadar k�t� �ald���n� d��n�p d��nmedi�ini sormu�lard�, ama
hi�biri kabzadaki bal�k��l� fark etmemi�ti. Gode fark etmi�ti. Solgun ellerini
yumruk yapt� ve g�l�msemesi d�nmeden �nce uzun uzun k�l�ca ka�lar�n� �att�. Tekrar
g�l�msedi�i zaman, kendinden eskisi kadar emin de�ildi.
En az�ndan bir iyi �ey, diye d��nd� Rand. Bal�k��l damgas�n� benim kazand���m�
d��n�rse, belki bizi rahat b�rak�r. Sonra tek endi�elenmemiz gereken, Hake ve
kabaday�lar� olur. Hi� de rahatlat�c� bir d��nce de�ildi ve k�l�� olsa da olmasa
da, Gode izlemeye devam etti. Ve g�l�msemeye.
Rand'a gece bir sene s�rm� gibi geldi. T�m g�zler �zerindeydi: Hake, Jak ve Strom
batakl��a saplanm� bir koyunu izleyen akbabalar gibi, Gode daha da k�t� bir �eyi
bekler gibiydi. Rand odadaki herkesin ayn� gizli ama� ile izledi�ini d��nmeye
ba�lad�. Ek�i �arap kokular�, pis, terli bedenlerin kokulan ba��n� d�nd�rd�,
g�r�lt� �zerine �zerine geldi ve sonunda bak�lar� bulan�kla�maya, kendi fl�t�n�n
sesi bile kulaklar�n� t�rmalamaya ba�lad�. G�kg�r�lt�s� kafas�n�n i�inde
426
ROBERTJORDAN
�at�rd�yor gibiydi. Bitkinlik, �zerine demirden bir a��rl�k gibi ��km�t�.
Zaman i�inde, �afakla kalkma gereklili�i insanlar� g�n�ls�zce karanl��a s�r�klemeye
ba�lad�. Bir �ift�i yaln�zca kendisine hesap verirdi, ama t�ccarlar�n, arabac�lar�n
�cretini kendileri �derken ak�amdan kalanlara kar�� ne kadar duygusuz davrand���
iyi bilinirdi. Salon yava� yava� bo�ald�, yukar�da odalar� olanlar bile,
yataklar�n� bulmak i�in sendeleyerek uzakla�t�lar.
��eride kalan son m�teri Gode idi. Rand esneyerek fl�t �antas�na uzan�rken, Gode
aya�a kalkt� ve pelerinini koluna ast�. Hizmetkar kad�nlar, d�k�lm� �araplar�n,
k�r�k �anaklar�n pisli�ine s�ylenerek temizlik yap�yordu. Hake iri bir anahtarla �n
kap�y� kilitledi. Gode bir an i�in Hake'i k�eye k�st�rd� ve Hake ona bir oda
g�stermesi i�in kad�nlardan birini �a��rd�. Kadife pelerinli adam merdivende
kaybolmadan �nce Rand ile Mat'e bilmi� bilmi� g�l�msedi.
Hake de, Rand ve Mat'e bak�yordu. Jak ve Strom yan�nda duruyordu.
Rand tela�la e�yalar�n� omuzlar�na asma i�ini bitirdi ve k�l�c�na uzanabilmek i�in
e�yalar� sol eli ile arkada tuttu. K�l�c�n kabzas�n� kavramad�, ama haz�r oldu�unu
bilmek istiyordu. Esnemesini bast�rd�; ne kadar yorgun oldu�unu anlamamalar�
gerekiyordu.
Mat, yay�n� ve birka� par�a e�yas�n� omuzlad�, ama Hake ile kabaday�lar�n�n
yakla�t���n� g�r�nce elini ceketinin alt�na g�t�rd�.
Hake bir gaz lambas� ta��yordu. Rand �a�k�nl�k i�inde adam�n hafif�e e�ildi�ini ve
yandaki bir kap�ya i�aret etti�ini g�rd�. "Paletleriniz bu tarafta." Hareketi
yaln�zca dudaklar�n�n hafif�e k�vr�lmas� ile bozuldu.
Mat, Jak ve Strom'u i�aret ederek. "Bize yataklar�m�z� g�stermek i�in bu ikisine mi
ihtiyac�n var?" dedi.
"Ben mal� m�lk� olan bir adam�m," dedi Hake, kirli �nl���n� d�zelterek, "ve mal�
m�lk� olan adamlar ne kadar ihtiyatl� davransa yetmez." Bir g�kg�r�lt�s�
pencereleri sarst� ve adam anlaml� anlaml� tavana bakt�, sonra di�lerini g�stererek
s�r�tt�. "Yataklar�n�z� g�rmek istiyor musunuz, istemiyor musunuz?"
Rand gitmek istediklerini s�ylese ne olaca��n� merak etti. Lan'in g�sterdi�i
egzersizlerin d��nda o k�l�c� kullanmay� ger�ekten bilsey-
D�NYANIN G�Z� 427
din... "Yolu g�ster," dedi, sesinin sert ��kmas� i�in �aba g�stererek. "Arkamda
birisinin olmas�ndan ho�lanmam."
Strom k�k�rdad�, ama Hake sakin sakin ba��n� sallad� ve yan kap�ya d�nd�. �ki iri
adam arkas�ndan sallana sallana y�r�d�. Rand derin bir nefes alarak �zlemle mutfak
kap�s�na bakt�. Hake arka kap�y� ki-litlemi�se, �imdi ka�maya �al�mak ka��nmay�
umdu�u �eyi ba�lat�rd�. As�k suratla hanc�y� izledi.
Rand yan kap�da teredd�t etti ve Mat arkadan �arpt�. Hake'in lambas�n� neden
getirdi�i belli olmu�tu. Kap� zifiri karanl�k bir koridora a��l�yordu. Yaln�zca
Hake'in ta��d���, Jak ile Strom'u siluet halinde g�steren lamba Rand'a yola devam
etme cesareti verdi. Arkalar�na d�necek olurlarsa, bilecekti. Sonra ne olacak?
Zemin, �izmelerinin alt�nda g�c�rd�yordu.
Koridor kaba, boyas�z bir kap� ile sona erdi. Rand yolda ba�ka kap� olup olmad���n�
g�rmemi�ti. Hake ve kabaday�lar� kap�dan girdi ve Rand onlar bir tuzak
haz�rlayamadan �abucak takip etti, ama Hake yaln�zca lambas�n� kald�rd� ve odaya
i�aret etti.
"�te buras�."
Eski bir depo demi�ti ve g�r�n��ne bak�l�rsa epeydir kullan�lmam�t�. Eski f���lar
ve k�r�k kasalar odan�n yar�s�n� doldurmu�tu. Tavanda bir�ok yerden ya�mur
daml�yordu ve pis penceredeki k�r�k bir cam ya�murun serbest�e i�eri dalmas�na izin
veriyordu. Raflar ne oldu�u anla��lmaz �v�r z�v�rla doluydu ve hemen hemen her
�eyin �st� kal�n bir toz tabakas� ile kapl�yd�. Vaat edilen paletlerin varl���
�a�k�nl�k vericiydi.
K�l�� onu endi�elendiriyor. Biz uykuya dalmadan bir �ey denemeyecek. Rand'�n,
Hake'in �at�s� alt�nda uyumaya hi� niyeti yoktu. Hanc� gider gitmez pencereden
��kmay� planl�yordu. "Buras� i� g�r�r," dedi. G�zlerini Hake'ten ay�rmad�, hanc�n�n
iki yan�ndaki iki s�r�tan adama i�aret g�ndermesi olas�l���na kar�� dikkatliydi.
Dudaklar�n� yalamamak i�in kendini zor tutuyordu. "Lambay� b�rak."
Hake homurdand�, ama lambay� bir raf�n �zerine koydu. Onlara bakarak teredd�t etti.
Rand, Jak ile Strom'a �stlerine atlamalar�n� s�yleyece�inden emindi, ama adam�n
bak�lar� tartan bir ka� �at� ile Rand'�n k�l�c�na gitti ve kafas�n� iki iri adama
do�ru sallad�. Adamlar�n
498
ROBERTJORDAN
geni� y�zlerinden bir �a�k�nl�k ge�ti, ama arkalar�na bakmadan hanc�y� takip
ettiler.
Rand, ad�mlar�n�n g�c�rt�s�n�n uzakla�mas�n� bekledi, sonra elliye kadar say�p
ba��n� koridora uzatt�. Karanl�k yaln�zca ay kadar uzak bir dikd�rtgenin ���� ile
bozuluyordu: salonun kap�s�. Kafas�n� i�eri �ekerken uzak kap�da iri bir �ey
hareket etti. N�bet tutan Jak ya da Strom.
Kap�y� h�zla inceleyince bilmesi gereken her �eyi ��rendi ve ��rendikleri pek i�e
yaram�yordu. Tahtalar kal�n ve sa�lamd�, ama i�eride ne bir kilit, ne bir s�rg�
vard�. Ama odaya a��l�yordu.
"Bize sald�racaklar�n� d��n�yordum," dedi Mat. "Neyi bekliyorlar?" Han�erini
��karm�, beyaz bo�umlu ellerinde kavr�yordu. Lamban�n ���� �eli�inde oyna�t�. Yay�
ve sada�� unutulmu�, yerde yat�yordu.
"Uyumam�z�." Rand, f���lar� ve kasalar� kar�t�rmaya ba�lad�. "Kap�ya dayayacak bir
�ey bulmama yard�m et."
"Neden? Ger�ekten burada uyumay� d��nm�yorsun, de�il mi? Pencereden ��kal�m ve
gidelim. �l� olmaktansa �slak olmay� tercih ederim."
"Adamlardan biri koridorun ucunda bekliyor. G�r�lt� yaparsak, g�z a��p kapayana
kadar burada olurlar. San�r�m Hake ka�mam�za izin vermektense, bizimle uyan�kken
y�zle�meyi tercih eder."
Mat m�r�ldanarak aramaya kat�ld�, ama yerdeki �te berinin i�inde pek az faydal� �ey
vard�. F���lar bo�tu, kasalar k�r�kt� ve kap�n�n �n�ne hepsini birden y��salar bile
a��lmas�n� engellemeyezlerdi. Sonra bir raf�n �zerinde tan�d�k bir �ey Rand'�n
g�z�ne �arpt�. Pas ve toz kapl� iki kama. S�r�tarak kamalar� ald�.
Tela�la onlar� kap�n�n alt�na soktu ve g�kg�r�lt�s� bir kez daha k�kredi�inde iki
tekmeyle s�k�t�rd�. G�kg�r�lt�s� kesildi�i zaman nefesini tutup dinledi. Tek
i�itti�i, �at�y� d�ven ya�murun sesiydi. Ko�an ayaklar�n alt�nda g�c�rdayan yer
tahtalar� yoktu.
"Pencere," dedi.
�evresinde kabuk kabuk biriken kire bak�l�rsa pencere y�llard�r a��lmam�t�. S�rme
kanad� olanca g��leri ile yukar� ittirdiler. Kanat yerinden k�p�rdamadan �nce
Rand'�n dizleri titremeye ba�lam�t� bile;
D�NYANIN G�Z� 422
pencere g�n�ls�z g�n�ls�z kayd��� her santimetre i�in homurdan�-yordu. A��kl�k
ge�melerine yetecek kadar geni�ledi�inde Rand ��kt�, sonra durdu.
"Kan ve k�ller!" diye h�rlad� Mat. "Hake'in ka�mam�zdan endi�elenmemesine �a�mamak
gerek."
Lamban�n ���� alt�nda demir bir �er�evenin i�inde demir parmakl�klar �slak �slak
parlad�. Rand parmakl�klar� ittirdi; kaya kadar sa�lamd�lar.
"Bir �ey g�rd�m," dedi Mat. Tela�la raflardaki �te beriyi kar�t�rd� ve pasl� bir
levye ile d�nd�. Ucunu yanda, demir �er�evenin kenar�na vurdu. Rand irkildi.
"G�r�lt�y� unutma, Mat."
Mat y�z�n� buru�turdu ve al�ak sesle homurdand�, ama bekledi. Rand levyeyi yakalad�
ve ayaklar�n� pencerenin dibinde b�y�mekte olan su birikintisinin alt�nda, yere
s�k� s�k� dayad�. G�kg�r�lt�s� k�k-redi ve birlikte ittiler. Rand'�n ensesindeki
t�yleri diken diken eden bir �ivi g�c�rt�s� ile �er�eve kayd� -yar�m santim, o
kadar. G�kg�r�lt�s� seslerine, �im�eklerin �at�rt�s�na uyarak levyeyi tekrar tekrar
ittirdiler. Hi�bir �ey. Yar�m santim daha. Hi�bir �ey. Bir sa� teli kadar. Hi�bir
�ey. Hi�bir �ey.
Rand'm ayaklan aniden suda kayd� ve yere d�t�ler. Levye ellerinden f�rlay�p bir
gong gibi yere d�t�. Rand birikintinin ortas�na, nefesini tutup dinleyerek uzand�.
Ya�mur d��nda her �ey sessizdi.
Mat yaral� parmak bo�umlar�n� emdi ve dik dik ona bakt�. "Bu h�zla gidersek asla
d�ar� ��kamayaca��z." Demir �er�eve pencereden ancak iki parmak ayr�lm�t�. Dar
a��kl�ktan d�zinelerce �ivi g�r�l�yordu.
"Denemeye devam etmeliyiz," dedi Rand aya�a kalkarak. Ama levyeyi �er�evenin alt�na
yerle�tirdi�inde, kap� birisi a�maya �al��rm� gibi g�c�rdad�. Kamalar kap�y�
yerinde tuttu. Kap� yine g�c�rdad�.
Rand derin bir nefes ald� ve sesini sakin tutmaya �al�t�. "Defol, Hake. Uyumaya
�al��yoruz."
"Korkar�m yanl�l�k yap�yorsunuz." Ses o kadar zarif ve g�ven doluydu ki, sahibini
hemen belli ediyordu. Howal Gode. "Hake Efendi ve... hizmetkarlar� bizi rahats�z
etmeyecekler. Derin derin uyuyorlar ve ancak yar�n sabah nereye kayboldu�unuzu
merak edebilecekler.
500
ROBERTJORDAN
B�rak�n i�eri gireyim, gen� dostlar�m. Konu�mal�y�z."
"Seninle konu�acak bir �eyimiz yok," dedi Mat. "Git ve b�rak uyuyal�m."
Gode pis pis g�ld�. "Elbette konu�acak bir�eylerimiz var. Bunu siz de benim kadar
iyi biliyorsunuz. G�zlerinizde g�rd�m. Ne oldu�unuzu, belki de sizden iyi
biliyorum. Sizden dalgalar halinde yay�ld���n� hissedebiliyorum. Art�k yar� yar�ya
sahibime ait say�l�rs�n�z. Ka�may� b�rak�n ve kabul edin. Her �ey sizin i�in �ok
daha kolay olur. Tar Va-lon kocakar�lar� sizi bulursa, onlar�n i�i bitmeden kendi
bo�az�n�z� kesmeyi diliyor olacaks�n�z, ama bunu yapamayacaks�n�z. Sizi onlardan
yaln�zca benim efendim koruyabilir."
Rand yutkundu. "Neyden bahsetti�ini bilmiyoruz. Bizi rahat b�rak." Koridordaki
d�eme tahtalar� g�c�rdad�. Gode yaln�z de�ildi. �ki arabada ka� adam getirmi�
olabilirdi?
"Aptalca davranmay� b�rak�n, gen� dostlar�m. Biliyorsunuz. �ok iyi biliyorsunuz.
Karanl���n Y�ce Efendisi �zerinize ni�an�n� koydu. Uyand��� zaman, yeni
Deh�etlordlar� onu �vmek �zere haz�r olacak. �kiniz onlardan olmal�s�n�z, aksi
halde sizi bulmak i�in ben g�nderil-mezdim. Bir d��n�n. Sonsuz �m�r ve
hayallerinizin �tesinde g��." Sesi o g�ce duydu�u a�l�kla bo�uktu.
Rand bir �im�ek g�ky�z�n� yararken pencereye bakt� ve neredeyse inleyecekti. K�sa
��k �akmas� d�ar�da adamlar oldu�unu g�stermi�ti, orada durmu� pencereyi izlerken
onlar� s�r�ls�klam eden ya�muru g�rmezden gelen adamlar.
"Bundan s�k�lmaya ba�l�yorum," diye bildirdi Gode. "Efendime -efendinize- boyun
e�eceksiniz, aksi halde boyun e�meniz sa�lanacak. Bu sizin i�in hi� de ho� olmaz.
Karanl���n Y�ce Efendisi �l�me h�kmeder ve �l�mde ya�am, ya�amda �l�m verebilir.
Kap�y� a��n. �yle ya da b�yle, ka���n�z sona erdi. A�m, diyorum!"
Bir �ey daha demi� olmal�yd�, ��nk� aniden a��r bir beden kap�ya �arpt�. Kap�
titredi ve kamalar tahtalar�n �zerinde pastan izler b�rakarak birka� milim oynad�.
Bedenler �arparken kap� tekrar tekrar sars�ld�. Bazen kamalar yerinde kald�, bazen
biraz daha kayd� ve kap� yava� yava� i�eriye do�ru a��ld�.
"Boyun e�in," diye emretti Gode koridordan, "ya da sonsuza dek
D�NYANIN G�Z� �Q1
boyun e�mi� olmay� dileyin!"
"Ba�ka se�ene�imiz yoksa..." Mat Rand'�n bak�lar� alt�nda dudaklar�n� yalad�.
G�zleri tuza�a yakalanm� bir porsu�un g�zleri gibi �evrede dolan�yordu; y�z�
solgundu, nefes nefese konu�uyordu. "Evet deyip, sonra ka�abiliriz. Kan ve k�ller,
Rand, ba�ka ��k� yolu yok!"
S�zc�kler Rand'a kulaklar�na t�kanan y�nlerin i�inden ula��yor gibiydi. ��k� yok.
Yukar�da g�kg�r�lt�s� k�kredi ve bir �im�e�in �at�rt�s� ile bo�uldu. Bir ��k� yolu
bulmak zorunday�m. Gode onlara sesleniyor, emirler ya�d�r�yor, yakar�yordu; kap�
bir santim daha a��ld�. ��k� yolu\
Oday� ��k doldurdu, g�zlerini kama�t�rd�; hava k�kredi ve yand�. Rand,
havaland���n� ve duvara vuruldu�unu hissetti. Kulaklar� ��nlayarak, bedenindeki
b�t�n t�yler �rpererek yere y���ld�. Sersemlemi� halde, sendeleyerek aya�a kalkt�.
Dizleri titriyordu. Ayakta kalabilmek i�in elini duvara dayamak zorunda kald�.
�a�k�n bir bi�imde �evresine bak�nd�.
H�l� duvarda kalm� birka� raftan birinin �zerinde duran lamba devrilmi�, yanmaya ve
��k vermeye devam ediyordu. T�m f���lar ve kasalar, baz�lar� kararm�, t�terek,
f�rlad�klar� yerde kalm�t�. Pencereler, parmakl�klar ve duvar�n �o�u yok olmu�,
geriye k�ym�k k�ym�k bir delik b�rakm�t�. �at� sarkm�, a��kl���n kenarlar�nda duman
iplik�ikleri ya�murla sava��yordu. Kap� mente�elerinin �zerinde sarkm�, duvara
saplanm� gibi bir a��yla kasas�nda as�l� duruyordu.
Rand, sarho� gibi lambay� d�zeltti. K�r�lmad���ndan emin olmak, d�nyadaki en �nemli
�eymi� gibi geliyordu.
Aniden kasa y���nlar� araland� ve ortas�nda Mat do�ruldu. Ayaklar�n�n �zerinde
sallanarak g�zlerini k�rp�t�rd�, h�l� b�t�n olup olmad���n� merak eder gibi �st�n�
ba��n� yoklad�. Rand'a bakt�. "Rand? Sen misin? Canl�s�n. �kimizin de..." Sustu,
titreyerek duda��n� �s�rd�. G�ld���n�, isteriye kap�lmak �zere oldu�unu fark etmek,
Rand'�n bir dakikas�n� ald�.
"Ne oldu, Mat? Mat? Mat! Ne oldu?"
Mat son bir kez �rperdi, sonra durdu. "Y�ld�r�m, Rand. Tam pencereden d�ar�
bakarken parmakl�klara �arpt�. Y�ld�r�m. Hi�bir �ey g�-re..." Sustu, e�ik kap�ya
do�ru g�zlerini k�st� ve sesi keskinle�ti. "Go-
5�2
ROBERTJORDAN
de nerede?"
Kap�n�n �tesindeki karanl�k koridorda hi�bir �ey k�p�rdam�yordu. Gode ve
arkada�lar�ndan ne bir i�aret, ne bir ses vard�, ama o karanl���n i�inde herhangi
bir �ey saklanabilirdi. Rand, kendini �ld�klerini umarken buldu, ama kendisine bir
ta� sunuldu�undan emin olmak i�in ba��n� delikten sokmayacakt�. Eskiden duvar olan
yerin �tesinde, gecenin i�inde hi�bir �ey hareket etmiyordu, ama ba�kalar� uyanm�,
kalkm�t�. Yukar� kattan karga�a, ba��r�lar ve ko�an ayak sesleri duyuluyordu.
"F�rsat varken ka�al�m," dedi Rand.
Tela�la e�yalar�n� molozlardan ay�r�p Mat'in kolunu yakalad� ve geceye a��lan
deli�e do�ru arkada��n� yar� s�r�kledi, yar� yol g�sterdi. Mat, Rand'�n kolunu
tuttu, g�rmek i�in ba��n� �ne uzatarak yan�nda y�r�d�.
�lk ya�mur damlas� Rand'�n y�z�ne vururken ve �im�ek han�n �zerinde �atallan�rken,
sars�larak durdu. Gode'un adamlar� h�l� oradayd�, ayaklan deli�e do�ru uzanm�,
yerde yat�yorlard�. Ya�murun alt�nda, a��k g�zleri g�ky�z�ne bak�yordu.
"Ne oldu?" diye sordu Mat. "Kan ve k�ller! Kendi lanet elimi bile zor g�r�yorum."
"Hi�bir �ey," dedi Rand. �ans. ��k'�n kendi... �yle mi? Titreyerek, Mat'i dikkatle
bedenlerin �evresinden doland�rd�. "Yaln�zca y�ld�r�m."
�im�ekler d��nda ��k yoktu ve handan sendeleyerek ka�arken ayaklar� tekerlek
�ukurlar�na tak�ld�. Mat ona as�l�rken, her tak�lma ikisini de devirecek gibi
oluyordu, ama nefes nefese ko�maya devam ettiler.
Rand bir kez arkas�na bakt�. Bir kez. Ya�mur h�zlan�p Dans Eden Arabac�'y� �rtmeden
�nce. �im�ek, han�n arka taraf�nda bir adam silueti ortaya ��kard�, onlara
yumru�unu sallayan bir adam. Ya da belki g�ky�z�ne. Gode ya da Hake, bilmiyordu,
ama ikisi de bir di�eri kadar k�t�yd�. Ya�mur bardaktan bo�an�rcasma ya��yor,
onlar� bir su duvar�n�n i�ine hapsediyordu. Rand, f�rt�nan�n k�kremesinin �zerinden
takip edildiklerine dair bir ses duymay� bekleyerek gecenin i�inde ko�turdu.
33
KARANLIK BEKL�YOR
Kur�uni bir g�ky�z�n�n alt�nda, y�ksek tekerlekli araba Caemlyn Yolu �zerinde
hoplayarak do�uya ilerledi. Rand, samanlar�n i�inden ��kt� ve kendini araban�n
yan�ndan yukar� �ekip bakt�. Bir saat �nce oldu�undan daha kolay olmu�tu bu.
Kollan, onu yukar� �ekmek yerine uzayacakm� gibi geliyordu. Bir an ba�� gitmeye
devam etmeyi, s�z�lmeyi istedi, ama daha kolayd�. Kollar�n� al�ak yan duvarlara
dayad� ve yanlar�ndan yuvarlan�p ge�en araziyi izledi. Donuk bulutlar�n arkas�nda
gizlenmi� olan g�ne� h�l� y�ksekteydi, ama araba sarma��k kapl�, k�rm�z� tu�la
evlerle dolu bir ba�ka k�ye giriyordu. D�rt KraPdan sonra kasabalar gitgide
birbirine yakla��yordu.
�nsanlar�n baz�lar� el sallad� ya da Hyam Kinch'e, araban�n sahibi olan �ift�iye
seslendi. K�sele suratl�, suskun Kinch Efendi her seferinde, piposunu di�lerine
k�st�r�p birka� s�zc�k ba��rarak kar��l�k verdi. A�z�ndaki pipo s�ylediklerini
anla��lmaz k�l�yordu, ama sesi ne�eli ��k�yordu ve herkesi tatmin ediyor gibiydi;
adamlar arabaya bir daha bakmadan i�lerine d�n�yorlard�. �ift�inin iki yolcusuna
kimse dikkat etmiyordu.
K�y han� Rand'�n �n�nden kay�p ge�ti. Badanal�, gri tahta daml� bir binayd�.
�nsanlar tela�la girip ��k�yor, kay�ts�zca birbirlerine selam veriyor, el
sall�yorlard�. Baz�lar� durup konu�uyordu. Birbirlerini tan�yorlard�. Giysilerine
bak�l�rsa �o�u k�yl�yd� -�izmeleri, pantolonlar� ve ceketleri Rand'�n
giydiklerinden �ok da farkl� de�ildi, ama renkli �izgileri, �ok fazla seviyor
olmal�yd�lar. Kad�nlar y�zlerini saklayan b�y�k boneler ve �izgili, beyaz �nl�kler
tak�yordu. Belki hepsi k�y-
5fi4 ROBERTJORDAN
l� ve yerel �ift�ilerdi. Fark eder mi?
Rand, samanlar�n �zerine uzand�, k�y�n ayaklar�n�n aras�nda k���lmesini izledi. �it
�evrili tarlalar, k�rp�lm� �al��itler yolun iki yan�nda uzan�yordu. K���k �iftlik
evlerinin k�rm�z�, tu�la bacalar�ndan dumanlar y�kseliyordu. Yak�nda ormandan �ok
koruluklar vard�, ate�lerine odun sa�lamas� i�in iyi bak�lm�, bir �iftlik avlusu
kadar evcil. Ama dallar�, g�ky�z�n�n alt�nda yapraks�z duruyordu, bat�daki vah�i
ormanlar kadar ��plakt�lar.
Kar�� y�ne giden bir araba s�ras� yolun ortas�nda tang�rdayarak �ift�inin arabas�n�
kenara s�k�t�rd�. Kinch Efendi piposunu a�z�n�n k�esine kayd�rd� ve di�lerinin
aras�ndan t�k�rd�. Bir g�z� �al�lara dolanmas�n diye kenarda kalan tekerinde,
arabay� s�rmeye devam etti. T�ccar, kafilesine bakt��� zaman a�z� gerildi.
Arabalar� �eken sekizer at�n �zerinde uzun k�rba�lar�n� �aklatan s�r�c�lerden
hi�biri, arabalar�n yan�nda, eyerlerinde kamburlar�n� ��kartan askerlerin hi�biri,
�ift�inin arabas�na bakmad�. Rand g��s� s�k�arak ge�melerini izledi. Son araba da
sallanarak ge�ene kadar eli pelerinin alt�nda, k�l�c�n�n kabzas�nda kald�.
Son araba da biraz �nce terk ettikleri k�ye do�ru uzakla�t�ktan sonra, Mat
�ift�inin yan�ndaki yerinden d�nd� ve e�ilip Rand ile g�z g�ze geldi. Gerekti�inde
tozdan koruyan atk�y� b�km�, aln�na ba�lam�, b�ylece g�zlerini g�lgeliyordu. Buna
ra�men gri g�n ����nda g�zlerini k�s�yordu. "Orada bir �ey g�rd�n m�?" diye sordu
al�ak sesle. "Arabalarda?"
Rand ba��n� iki yana sallad� ve Mat onaylad�. O da bir �ey g�rmemi�ti.
Kinch Efendi g�zucuyla onlara bakt�, sonra piposunu a�z�nda yine kayd�rd� ve
dizginleri silkeledi. Hepsi buydu, ama fark etmi�ti. Atlar h�zland�.
"G�zlerin ac�yor mu?" diye sordu Rand
Mat, ba��ndaki atk�ya dokundu. "Hay�r. Fazla de�il. G�ne�e do�rudan bakmazsam fazla
ac�m�yor. Ya sen? Kendini daha iyi hissediyor musun?"
"Biraz." Ger�ekten de daha iyi hissetti�ini fark etti. Hastal�ktan bu kadar �abuk
kurtulmas� �a��rt�c� bir �eydi. Bundan da fazla, I��k'�n ar-

D�NYANIN ��Z� SOS


ma�an� idi. I��k olmal�. �yle olmal�.
Aniden bir atl� grubu araban�n yan�ndan ge�ti, t�ccar kafilesinin arkas�ndan bat�ya
y�neldi. Uzun beyaz yakalan, z�rhlar�n�n �zerine sark�yordu. Pelerinleri ve
ceketleri Beyazk�pr�'deki kap� n�bet�ilerinin'�niformalar� gibi k�rm�z�yd�, ama
daha iyi dikilmi�ti ve �stlerine daha iyi uyuyordu. Her birinin koni �eklindeki
mi�feri g�m� gibi parl�yordu. Atlar�n�n �zerinde dik oturuyorlard�. M�zrak
ba�lar�n�n alt�nda; ince, k�rm�z� flamalar u�uyordu ve her m�zrak ayn� a��yla
tutulmu�tu.
�ki s�ra halinde ge�erlerken aralar�ndan baz�lar� arabaya bakt�. Her birinin y�z�
�elik parmakl�klardan bir kafes ile �rt�lm�t�. Rand, pelerini k�l�c�n� kapatt���
i�in memnundu. Birka�� Kinch Efendi'ye ba��n� sallad�; tan�yormu� gibi de�il,
tarafs�z bir selamlama ile. Kinch Efendi ayn� �ekilde kar��l�k verdi, ama y�z
ifadesinin de�i�mesine ra�men, selam�nda bir onay havas� vard�.
Atlar� y�r�yordu, ama araban�n h�z� da eklenince �abucak ge�ip gittiler. Rand,
zihninin bir k�sm� ile onlar� sayd�. On... yirmi... otuz... otuz iki. Ba��n�
kald�r�p asker s�ralar�n�n Caemlyn Yolu'nda ilerlemesini izledi.
"Onlar kim?" diye sordu Mat, yar� merak, yar� ��pheyle.
"Krali�enin Askerleri," dedi Kinch Efendi piposunun �zerinden. G�zlerini ilerideki
yoldan ay�rmad�. "Gerekmedik�e Breen �ay�'ndan �teye gitmezler. Eski g�nler gibi
de�il." Piposunu �eki�tirdi, sonra ekledi. "San�r�m bug�nlerde Alem'de bir y�ldan
fazla s�re askerleri g�rmeyen y�reler vard�r. Hi� eski g�nler gibi de�il."
"Ne yap�yorlar?" diye sordu Rand.
�ift�i ona bakt�. "Krali�e'nin bar��n� koruyor ve Krali�e'nin yasalar�n�
uyguluyorlar, elbette." Bu s�zlerin t�n�s�ndan ho�lanm� gibi kendi kendine ba��n�
sallad� ve ekledi, "Su�lular� buluyorlar ve yarg�c�n �n�ne ��kar�yorlar. Mmmf!"
Dumandan uzun bir bulut �fledi. "Krali�e'nin Askerleri'ni tan�mad���n�za g�re �ok
uzaktan olmal�s�n�z. Nerelisiniz?"
"�ok uzaktan," dedi Mat, Rand ayn� anda "�ki Nehir'den," derken. Rand, bu s�zler
a�z�ndan ��kar ��kmaz s�ylememi� olmay� diledi. H�l� berrak d��nemiyordu.
Saklanmaya �al��yorlard� ve Rand, bir So-
50$
ROBERTJORDAN
luk'un bir �an gibi a��k�a duyabilece�i bir ismi s�ylemi�ti.
Kinch Efendi g�zucuyla Mat'e bakt� ve bir s�re sessizlik i�inde piposunu t�tt�rd�.
"Ger�ekten de uzakm�," dedi sonunda. "Neredeyse Alem'in s�n�r�nda. Ama Alem'de
insanlar�n Krali�enin Askerleri'ni tan�mad��� yerler varsa, her �ey benim
d��nd���mden de k�t� olmal�. Hi� eski g�nler gibi de�il."
Rand, birisi ona �ki Nehir'in, Krali�enin Alemi'nin bir b�l�m� oldu�unu s�ylese
al'Vere Efendi'nin ne diyece�ini merak etti. Andor Krali�esi oldu�unu tahmin
ediyordu. Belki Belediye Ba�kan� biliyordu -Rand'� �a�k�nl�k i�inde b�rakan pek �ok
�ey biliyordu- ve belki ba�kalar� da biliyordu, ama hi� kimsenin bahsetti�ini
duymam�t�. �ki Nehir �ki Nehir'di i�te. Her k�y kendi sorunlar� ile kendi
ilgilenirdi ve birden �ok k�y� ilgilendiren bir g��l�k ��karsa, Belediye
Ba�kanlar�, belki K�y Kurullar� kendi aralar�nda bir ��z�m ararlard�.
Kinch Efendi dizginleri �ekti ve arabay� durdurdu. "Benim yolum buraya kadar."
Kuzeye d�nen dar bir araba yolu vard�; �zerinde ekin olmayan tarlalar�n �tesinde
pek �ok �iftlik evi g�r�l�yordu. "�ki g�n sonra Caemlyn'desiniz. En az�ndan,
arkada��n y�r�yebilse �yle olurdu."
Mat, a�a�� atlad�, yay�n� ve di�er e�yalar�n� toplad�, sonra Rand'�n araban�n
arkas�ndan inmesine yard�m etti. Rand'�n boh�alar� �ok a��r geliyor, bacaklar�
titriyordu, ama arkada��n�n elini ittirdi ve kendi ba��na birka� ad�m atmaya
�al�t�. Kendisini h�l� dengesiz hissediyordu, ama bacaklar� onu destekledi. Hatta
kulland�k�a g��leniyor gibiydiler.
�ift�i, atlar�n� hemen harekete ge�irmedi. Piposunu �ekerek onlar� bir s�re s�zd�.
"�stiyorsan�z evimde bir iki g�n dinlenebilirsiniz. O zamana kadar hi�bir �ey
ka��rmazs�n�z, san�r�m. Hangi hastal��� atlat�yorsan, delikanl�... eh, benim
ihtiyar hatun ve ben, daha siz do�madan akl�n�za gelebilecek her t�r hastal���
ge�irdik ve bizim ufakl�klar ge�irirken onlara bakt�k. Ama san�r�m siz hastal�k
kapacak ya�� ge�tiniz."
Mat'in g�zleri k�s�ld� ve Rand kendini ka�lar�n� �atarken yakalad�. Herkes bunun
par�as� de�il. Herkes olamaz.
"Te�ekk�r ederim," dedi, "ama ben iyiyim. Ger�ekten. Bir sonra-
I
D�NYAN�N G�Z� �QZ
ki k�y ne kadar uzakl�kta?"
"Cary Ge�idi mi? Y�r�yerek, karanl�k basmadan ula�abilirsiniz." Kinch Efendi
piposunu di�lerinin aras�ndan �ekti ve devam etmeden �nce dudaklar�n� d��nceli
d��nceli b�zd�. "Ba�ta sizi ka�ak ��raklar sand�m, ama �imdi daha ciddi bir �eyden
ka�t���n�z� tahmin ediyorum. Ne, bilmiyorum. Umurumda da de�il. Karanl�kdostu
olmad���n�z� biliyorum ve muhtemelen kimseyi soymayacak ya da incitmeyeceksiniz.
Bug�nlerde yolda g�rd���m ba�kalar� gibi de�ilsiniz. Ben de sizin ya��n�zdayken bir
iki sefer ba��m� belaya soktum. Birka� g�n g�zden kaybolacak bir yere ihtiyac�n�z
varsa, �iftli�im o tarafta sekiz kilometre �tede" -ba��n� araba yoluna do�ru e�di-
"ve kimse oraya gelmez. Sizi kovalayan her ne ise, sizi orada bulamaz." Bu kadar
�ok konu�tu�u i�in utanm� gibi bo�az�n� temizledi.
"Karanl�kdostlar�n�n neye benzedi�ini nereden biliyorsun?" diye sordu Mat. Arabadan
uzakla�t�, eli ceketinin alt�na kayd�. "Karanl�k -dostlar� hakk�nda ne biliyorsun?"
Kinch Efendi'nin y�z� gerildi. "Siz bilirsiniz," dedi ve atlar�na dil �aklatt�.
Araba dar yolda uzakla��rken bir kez bile arkas�na bakmad�.
Mat, Rand'a bakt� ve �at�lan ka�lar� d�zeldi. "�zg�n�m, Rand. Dinlenecek bir yere
ihtiyac�n var. Belki arkas�ndan gidersek..." Omuz silkti. "Herkesin bizim pe�imizde
oldu�u duygusundan kurtulam�yorum. I��k, ke�ke neden �yle oldu�unu bilseydim. Ke�ke
bitseydi. Ke�ke..." �z�nt� i�inde sustu.
"H�l� iyi insanlar var," dedi Rand. Mat, hayatta yapmak istedi�i son �eymi� gibi
di�lerini s�karak araba yoluna d�necek oldu, ama Rand onu durdurdu. "Dinlenmek i�in
durmay� g�ze alamay�z, Mat. Dahas�, hi�bir yerde saklanabilece�imizi sanm�yorum."
Mat ba��n� sallad�, rahatlad��� a��kt�. Rand'�n y�k�n�n bir k�sm�n�, heybeleri ve
Thom'un arp�na sar�lm� pelerin boh�as�n� almaya �al�t�, ama Rand b�rakmad�.
Bacaklar� ger�ekten de daha g��l� gibiydi. Bizi kovalayan her ne ise mi? diye
d��nd� yola koyulduklar� zaman. Kovalam�yor. Bekliyor.
Dans Eden Arabac�'dan ka�t�ktan sonra ya�mur b�t�n gece devam etmi�, onlar� siyah
g�ky�z�n� �im�eklerle b�len g�kg�r�lt�s�
5��
ROBERTJORDAN
kadar �iddetle d�vm�t�. Giysileri dakikalar i�inde s�r�ls�klam olmu�tu, bir saat
i�inde Rand'a derisi de s�r�ls�klam gelmeye ba�lam�t�, ama D�rt Kral'� arkalar�nda
b�rakm�lard�. Mat, karanl�kta neredeyse k�r gibiydi, a�a�lar� bir anl���na
karanl���n i�inde g�zler �n�ne seren �im�ekler �ak�nca ac�yla g�zlerini k�s�yordu.
Rand onu elinden tutmu�, yol g�steriyordu, ama Mat ad�mlar�n� h�l� karars�zca
at�yordu. Rand'�n aln� endi�eyle k�r�t�. Mat g�zlerine yeniden kavu�mazsa, iyice
yava�layacaklard�. Asla uzakla�amayacaklard�.
Mat, d��ncelerini hisseder gibi oldu. Pelerininin ba�l���na ra�men ya�mur, Mat'in
sa�lar�n� y�z�ne yap�t�rm�t�. "Rand," dedi, "beni b�rakmayacaks�n, de�il mi? Sana
ayak uyduramazsam?" Sesi titriyordu.
"Seni b�rakmayaca��m." Rand arkada��n�n elini daha s�k� kavrad�. "Ne olursa olsun
seni b�rakmayaca��m." I��k, bize yard�m et! Tepelerinde g�kg�r�lt�s� patlad�, Mat
sendeledi, d�ecek oldu. Neredeyse Rand'� da d��recekti. "Durmal�y�z, Mat. Y�r�meye
devam edersek baca��n� k�racaks�n."
"Gode." Mat konu�urken tepelerinde �akan bir �im�ek karanl��� b�ld� ve g�kg�r�lt�s�
ba�ka her sesi ezdi, ama �akan ��kta, Rand Mat'in dudaklar�n�n �ekillendirdi�i ismi
g�rebildi.
"�ld�." �lm� olmal�. I��k, �lm� olsun.
Mat'i, �akan �im�e�in g�sterdi�i �al�lara �ekti. �zerinde, ya�murdan biraz
koa�yacak kadar yaprak kalm�t�. Bir a�a� kadar iyi de�ildi, ama Rand tepelerine
yeniden y�ld�r�m d�mesi riskini g�ze alamazd�. Bu sefer o kadar �ansl�
olmayabilirlerdi.
�al�lar�n aras�nda birbirlerine sokulup pelerinlerini dallara gererek k���k bir
�ad�r yapmaya �al�t�lar. Kuru kalmay� d��nmek i�in fazla ge�ti, ama ya�mur
damlalar�n� kesmek bile bir �eydi. V�cutlar�n�n kalan s�cakl���n� payla�mak i�in
birbirlerine sokulup ��kt�ler. S�r�ls�klamd�lar ve pelerinlerden daha fazla ya�mur
damlas� s�z�l�yordu, ama yine de titreyerek uykuya dald�lar.
Rand r�ya oldu�unu hemen anlad�. D�rt Kral'dayd�, ama kasaba Rand d��nda bo�tu.
Arabalar oradayd�, ama ne insanlar, ne atlar, ne k�pekler vard�. Canl� olan hi�bir
�ey yoktu. Fakat Rand onu bekleyen bir �ey oldu�unu biliyordu.
D�NYANIN G�Z� SD�
Tekerlek izleri ile bozulmu� sokakta y�r�rken, arkas�nda kayan binalar bulan�kla��r
gibi oluyordu. Ba��n� �evirdi�inde oradayd�lar, kat�yd�lar, ama belirsizlik
g�zlerinin ucunda kal�yordu. Sanki yaln�zca g�rd��� �eyler, g�rd��� s�rece
ger�ekti. Yeterince h�zl� d�nerse, g�rece�inden emindi... Neyi g�rece�inden emin
de�ildi, ama bu konuda d��nmek onu huzursuz ediyordu.
�n�nde Dans Eden Arabac� belirdi. Bir �ekilde �i� renkleri gri ve cans�z
g�r�n�yordu. ��eri girdi. Gode oradayd�, masadayd�.
Adam� yaln�zca giysilerinden tan�d�, ipeklerinden ve koyu renk kadifelerinden.
Gode'un derisi k�rm�z�, yan�k, �atlakt�, her yan�ndan irin s�zd�r�yordu. Y�z�
neredeyse kafatas�na d�nm�t�, dudaklar� b�z�lm�, di�lerini ve di�etlerini ortaya
��karm�t�. Gode ba��n� �evirirken sa�lar�n�n bir k�sm� koptu, omuzlar�na d��nce
ufalan�p ise d�n�t�. Kapaks�z g�zleri Rand'a bakt�.
"Demek �ld�n," dedi Rand. Korkmad���n� fark edince �a��rd�. Belki bu sefer r�ya
oldu�unu bildi�i i�indi.
"Evet," dedi Ba'alzamon'un sesi, "ama benim i�in seni buldu. Bu �d�l� hak ediyor,
sence de �yle de�il mi?"
Rand d�nd� ve bir r�ya oldu�unu bildi�i halde korkabilece�ini anlad�. Ba'alzamon'un
giysileri kuru kan rengindeydi, y�z�nde �fke, nefret ve zafer m�cadele ediyordu.
"G�r�yorsun, ufakl�k, benden sonsuza dek saklanamazs�n. �yle ya da b�yle seni
bulurum. Seni koruyan �ey, seni ayn� zamanda zay�f k�l�yor. Bir an saklan�yorsun,
sonra bana i�aret ate�i yak�yorsun. Bana gel, ufakl�k." Elini Rand'a uzatt�. "Seni
k�peklerim bulursa, nazik davranmayabilirler. Ayaklar�m�n dibinde diz ��kt���n
zaman olaca��n �eyi k�skan�yorlar. Bu senin kaderin. Sen bana aitsin." Gode'un
yanm� dili, �fkeli, hevesli bir gargara ��kard�.
Rand dudaklar�n� �slatmaya �al�t�, ama a�z�nda t�k�r�k kalmam�t�. "Hay�r," demeyi
ba�ard� ve sonra s�zc�kler a�z�ndan daha kolay ��kt�. "Ben bana aidim. Sana de�il.
Asla. Kendime. E�er Karanl�k-dostlar�n beni �ld�r�rse, bana asla sahip olamazs�n."
Ba'alzamon'un y�z�ndeki ate�ler oday� �yle �s�tt� ki, hava dalgalanmaya ba�lad�.
"�l� ya da canl�, ufakl�k, sen benimsin. Mezar bana aittir. �l�yken daha kolay, ama
canl�yken daha iyi. Senin i�in iyi,
ROBERTJORDAN
ufakl�k. Canl�lar �o�u �eye daha fazla hakimdir." Gode yine bir gargara ��kard�.
"Evet, benim iyi k�pe�im. �te �d�l�n."
Rand ba��n� �evirdi�i anda Gode'un bedeni toza d�n�t�. Bir an yan�k y�zde b�y�k bir
co�ku g�r�ld�, ama son anda, beklemedi�i bir �ey g�rm� gibi deh�ete d�n�t�. Gode'un
bo�, kadife giysileri k�llerin aras�nda sandalyenin �zerine ve yere d�t�.
Rand d�nd��� zaman, Ba'alzamon'un eli yumruk olmu�tu. "Sen benimsin ufakl�k, �l� ya
da diri. D�nyan�n G�z� asla sana hizmet etmeyecek. Benim oldu�unu i�aretliyorum."
Yumru�u a��ld� ve bir alev topu f�rlad�. Rand'�n y�z�ne �arpt�, patlad�, kavurdu.
Rand karanl�kta yerinden f�rlayarak uyand�, pelerinlerden y�z�ne su daml�yordu.
Titreyen ellerle yanaklar�na dokundu. Derisi, g�ne� yan��� olmu� gibi hassast�.
Aniden" Mat'in uykusunda d�nd���n�, inledi�ini fark etti. Onu sarst� ve Mat
s�zlanarak uyand�.
"G�zlerim! Ah, I��k, g�zlerim! G�zlerimi ald�!"
Rand onu bir bebekmi� gibi kucaklad�. -"�yisin, Mat. �yisin. Bizi in-citemez. Ona
izin vermeyece�iz." Mat'in titredi�ini, ceketine g�zya�lar�n�n d�t���n�
hissedebiliyordu. "Bizi incitemez," diye f�s�ldad� ve buna inanabilmeyi diledi.
Seni koruyan �ey zay�f da k�l�yor. Deliriyorum.
�afa��n ilk ��klar�ndan hemen �nce sa�anak azald�, �afak geldi�inde son serpintiler
de durdu. Bulutlar yerlerinde kald�lar, sabah ilerleyene kadar tehditlerine devam
ettiler. Sonra r�zgar y�kseldi, bulutlar� g�neye s�r�kledi, s�cakl�k vermeyen
g�ne�i ��kard�, s�r�ls�klam giysilerini b��ak gibi kesti. Bir daha uyumam�lard�,
sersem sersem pelerinlerini takt�lar, Rand Mat'in elini tuttu ve do�uya do�ru yola
koyuldular. Bir s�re sonra Mat, kendini ya�murun yay kiri�ine ne yapt���ndan
�ikayet edecek kadar iyi hissetti. Ama Rand cebinden kuru bir kiri� ile
de�i�tirmesi i�in durmas�na izin vermedi; hen�z olmazd�.
��leden sonra bir ba�ka k�ye geldiler. Rand, rahat, tu�la evleri ve bacalardan
t�ten duman� g�r�nce daha fena �rperdi, ama uzak durarak Mat'i a�a�l�klardan ve
g�neydeki tarlalardan ge�irdi. �amurlu bir tarlay� belleyen yaln�z bir �ift�i,
g�rd��� tek insand� ve a�a�lar�n aras�nda ��kerek adam�n onlar� g�rmedi�inden emin
olmaya
D�NYANIN G�Z� 511
�al�t�. �ift�i dikkatini i�ine vermi�ti, ama Rand g�zden kaybolana kadar adam�
izlemeye devam etti. Gode'un adamlar�ndan hayatta kalan varsa, belki bu k�yde
onlar� g�ren herhangi birini bulamazlarsa, D�rt Kral'dan ��kt�ktan sonra g�ney
yoluna d�nd�klerine inanabilirlerdi. Kasaba g�zden kaybolunca yola ��kt�lar,
y�r�rken giysileri tamamen kurumasa da, en az�ndan yaln�zca nemli olmu�lard�.
Kasabadan bir saat �tede bir �ift�i, yar� bo� saman arabas�na binmelerine izin
verdi. Rand Mat i�in endi�elenirken gafil avlanm�t�. Mat eliyle, zay�f ak�am
g�ne�ine kar�� k�st��� g�zlerini g�lgeliyor, devaml� g�ne�in ne kadar parlak
oldu�undan �ikayet ediyordu. Rand saman arabas�n�n g�r�lt�s�n� duydu�unda, �ok ge�
olmu�tu. Islak yol sesleri bo�uyordu, iki at�n �ekti�i araba yaln�zca elli metre
arka-lar�ndayd� ve s�r�c� onlara bak�yordu.
Adam arabay� �ekip, binmelerini teklif etti�inde Rand �a��rd�. Teredd�t etti, ama
g�r�lmekten ka��nmak i�in �ok ge�ti ve teklifi reddetmek, adam�n akl�nda
kalmalar�na sebep olabilirdi. Mat'in �ift�inin yan�na binmesine yard�m etti, sonra
arkas�ndan t�rmand�.
Alpert Mull, vurdumduymaz bir adamd�. Sert bir y�z�, k�t elleri vard�; hepsi
y�pranm�, zorlu i�ler ve endi�eler y�z�nden k�r�m�t�. Ve konu�acak birilerine
ihtiyac� vard�. �neklerinin s�t� kurumu�tu, tavuklar� yumurtlamay� b�rakm�t� ve
otlakta do�ru d�zg�n ot yoktu. Hayat�nda ilk defa saman sat�n almak zorunda kalm�t�
ve "ihtiyar Ba-in" yaln�zca yar�m araba almas�na izin vermi�ti. Bu sene kendi
topraklar�ndan saman, ya da herhangi bir �r�n alabilece�inden emin de�ildi.
"Krali�e bir�eyler yapmal�, I��k onu ayd�nlats�n," diye m�r�ldand� ve
parmakbo�umlar�m sayg�yla, ama dalg�n dalg�n aln�na de�dirdi.
Rand'a ya da Mat'e neredeyse hi� bakm�yordu, ama arabas�n�, �iftli�ine giden dar,
tekerlek �ukurlar� olan bir yola �evirirken onlar� indirdi�inde teredd�t etti ve
neredeyse kendi kendine, "Neden ka��yorsunuz bilmiyorum ve bilmek de istemiyorum,"
dedi. "Bir kar�m ve �ocuklar�m var. Anl�yor musunuz? Ailem. Yabanc�lara yard�m
etmek i�in k�t� zamanlar bunlar."
Mat elini ceketinin alt�na sokmaya �al�t�, ama Rand bile�ini yakalad� ve b�rakmad�.
Yolda durdu, konu�madan adama bakt�.
ROBERTJORDAN
"E�er iyi bir adam olsayd�m," dedi Mull, "iliklerine kadar �slanm� siz iki
delikanl�ya, ate�in �n�nde kuruyaca��n�z ve �s�naca��n�z bir yer teklif ederdim.
Ama zaman k�t� ve yabanc�lar... Neden ka��yorsunuz bilmiyorum ve bilmek
istemiyorum. Anl�yor musunuz? Ailem." Aniden ceketinin cebinden iki uzun, y�n atk�
��kard�. Koyu renk ve kal�nd�lar. "Fazla de�il, ama al�n. O�ullar�ma ait. Ba�ka
atk�lar� da var. Beni tan�m�yorsunuz, tamam m�? Zaman k�t�."
"Seni g�rmedik bile," dedi Rand, atk�lar� kabul ederken. "Sen iyi bir adams�n.
G�nlerdir kar��la�t���m�z en iyi adam."
�ift�i �nce �a�k�n, sonra minnettar g�r�nd�. Dizginleri toparlad� ve atlar�n� dar
yola �evirdi. Adam daha k�eyi d�nmeden, Rand Mat'i Caemlyn Yolu'nda y�r�tmeye
ba�lam�t� bile.
Alacakaranl�k ��kerken r�zgar sertle�ti. Mat aksi aksi ne zaman duracaklar�n�
sormaya ba�lad�, ama Rand Mat'i de yan�nda �ekerek, �al� dibinde bir noktadan
fazlas�n� arayarak yola devam etti. Giysileri h�l� yap� yap�ken ve r�zgar her ge�en
dakika daha da so�urken, a��kta bir gece daha hayatta kalacaklar�ndan emin de�ildi.
O uygun bir yer bulamadan gece ��kt�. R�zgar buz gibi oldu, pelerinini d�vmeye
ba�lad�. Sonra, ilerideki karanl���n i�inde ��klar g�rd�. Bir k�y.
Rand'�n eli cebine kayd�, oradaki paralan yoklad�. Bir yemek ve ikisi i�in bir
odaya yeter de artard� bile. So�uk geceden uzak bir oda. Islak giysileri i�inde
a��kta, r�zgar ve so�ukta yatarlarsa onlar� bulacak ki�i iki cesetle kar��la��rd�.
Yapmalar� gereken tek �ey, fazla dikkat �ekmemekti. Fl�t �almak yoktu, ve Mat'in
g�zleri kesinlikle top �evirmesini engellerdi. Mat'in elini yine tuttu ve ��klar�n
�a�r�s�na do�ru y�r�d�.
"Ne zaman duraca��z?" diye sordu Mat yine. Ba��n� �ne ��kara ��kara y�r�mesinden,
Rand, Mat'in de�il k�y ��klar�n�, kendisim bile g�rebildi�inden emin de�ildi.
"Is�nabilece�imiz bir yerde," diye yan�t verdi.
Kasaban�n sokaklar� ev pencerelerinden d�k�len ��kla ayd�nlanm�t�; insanlar
karanl�ktan ne ��kabilece�ine ald�rmadan y�r�yordu. Kasabadaki tek han tek katl�,
geni� bir binayd�, y�llar i�inde belli bir plana ba�l� kalmadan odalar eklenmi�
gibi g�r�n�yordu. �n kap� birisini d�ar� b�rakmak i�in a��ld� ve Rand'a do�ru bir
kahkaha dalga"
D�NYANIN G�Z� ili
s� yuvarland�.
Rand sokakta dondu, kafas�nda, Dans Eden Arabac�'daki sarho� kahkahalar�
yank�land�. Adam�n sokakta pek de dengeli olmayan y�r�y��n� izledi, sonra derin bir
nefes ald� ve kap�y� ittirip a�t�. Pelerininin k�l�c�n� �rtmesine dikkat etti.
Kahkahalar �zerinden akt� ge�ti.
Y�ksek tavandan sarkan lambalar oday� ayd�nlat�yordu ve Rand buras�n�n Sami Hake'in
han�ndan farkl� oldu�unu hemen hissetti. Her �eyden �nce, burada sarho�luk yoktu.
Oda, �ift�iye ya da kasabal�ya benzeyen insanlarla doluydu. Tam olarak ay�k
de�illerdi, ama ay�ktan �ok uzak da de�illerdi. Kahkahalar, biraz zorlama, olsa da,
ger�ekti. �nsanlar dertlerini unutmak i�in g�l�yorlard�, ama fazla sarho� da
olmam�lard�. Salon temiz ve d�zenliydi, uzak duvardaki b�y�k ��minede s�cak bir
ate� k�kr�yordu. Hizmetkar kad�nlar�n g�l�msemeleri ate� kadar s�cakt� ve
g�ld�kleri zaman, Rand bunu istedikleri i�in yapt�klar�n� anlayabiliyordu.
Hanc� da han� kadar temizdi; koca g�be�ine bembeyaz bir �nl�k ba�lam�t�. Rand,
adam�n �i�man oldu�unu g�r�nce memnun oldu; bir daha asla zay�f bir hanc�ya
g�venmeyece�inden emindi. Ad� Ru-lan Yekbade'ydi -iyi bir i�aret, diye d��nd� Rand;
i�inde Emond Meydan�'n� hat�rlatan �ok �ey vard�- ve onlar� ba�tan a�a�� s�zd�,
sonra nazik�e pe�in �demelerini �nerdi.
"O t�r insanlar oldu�unuzu �ne s�rm�yorum, anl�yor musunuz, ama bug�nlerde yollarda
sabah oldu�unda odan�n �cretini �demeye pek merakl� olmayanlar var. Bir s�r� gen�
Caemlyn'e gidiyor."
Rand bu kadar �slak ve peri�anken al�nmad�. Ama Yekbade Efendi �creti s�yledi�i
zaman g�zleri irile�ti ve Mat bo�az�na bir �ey ka�m� gibi sesler ��kard�.
Hanc� �z�nt�yle ba��n� iki yana sallarken g�d�s� oynad�, ama adam buna al��k
gibiydi. "Zor zamanlar," dedi pes etmi� bir sesle. "Her �ey azald� ve giderler
eskisinin be� kat�. Gelecek ay daha da fazla olacak, buna yemin edebilirim."
Rand paralar�n� ��kard� ve Mat'e bakt�. Mat'in a�z� inatla s�k�la�t�.
�al�lar�n alt�nda m� uyumak istiyorsun?" diye sordu Rand. Mat i�ini
�ekti ve g�n�ls�zce cebini bo�altt�. �cret �dendikten sonra, Rand ka-
114
ROBERTJORDAN
lan pek az paraya y�z�n� buru�turdu ve Mat'le payla�t�.
Ama on dakika sonra ate�in yan�nda, bir k�ede yahni yiyor, et par�alar�n�
ka��klar�na iri ekmek par�alan ile ittiriyorlard�. Porsiyonlar Rand'�n diledi�i
kadar b�y�k de�ildi, ama s�cak ve doyurucuydu. Ocaktan y�kselen s�cakl�k yava�
yava� i�ine i�ledi. G�zleri taba��n-daym� gibi yap�yordu, ama kap�y� dikkatle
izliyordu. Girip ��kanlar�n hepsi �ift�iye benziyordu, ama bu, korkular�n�
yat�t�rmaya yetmiyordu.
Mat yava� yava�, her lokman�n tad�n� ��kararak yiyor, bir yandan da lambalar�n
����ndan �ikayet ediyordu. Bir s�re sonra Alpert Mull'un verdi�i atk�y� ��kard� ve
aln�na ba�lad�, g�zlerini neredeyse �rtecek kadar a�a��ya �ekti. Bu, Rand'�n
ka��nmay� istedi�i bak�lar� �ekti. Taba��n� tela�la temizledi ve Mat'i de ayn�s�n�
yapmas� i�in zorlad�, sonra Yekbade Efendi'ye odalar�n� sordu.
Hanc� bu kadar erken yatmalar�na �a��rm� gibiydi, ama yorum yapmad�. Bir mum ald�
ve karmakar��k koridorlardan ge�irerek han�n uzak bir k�esinde, i�inde iki dar
yatak bulunan k���k bir oday� g�sterdi. Hanc� gittikten sonra Rand boh�alar�n�
yata��n�n yan�na b�rakt�, pelerinini sandalyenin �zerine att� ve soyunmadan yatak
�rt�s�n�n �zerine uzand�. Giysilerinin hepsi h�l� nemli ve rahats�z ediciydi, ama
ka�mak zorunda kalma olas�l���na kar�� haz�r olmak istiyordu. K�l�� kemerini de
��karmad� ve bir elini kabzada tutarak uyudu.
Sabah bir horoz �t�� ile irkilerek uyand�. Orada yat�p �afa��n pencereyi
ayd�nlatmas�n� izledi ve biraz daha uyumaya cesaret edip edemeyece�ini merak etti.
Hareket etmek zorunda olduklar� g�n ����nda uyumak. �enesinden neredeyse ��t�rt�lar
��kartarak esnedi.
"Hey," diye ba��rd� Mat, "G�rebiliyorum!" Do�rulup oturdu ve g�zlerini k�sarak
odada gezdirdi. "Biraz. Y�z�n h�l� biraz bulan�k, ama kim oldu�unu
��kartabiliyorum. �yile�ece�imi biliyordum. Bu geceye kadar senden iyi g�r�yor
olaca��m. Yine."
Rand yataktan a�a�� s��rad�, pelerinini al�rken ka��nd�. Giysileri, uyurken
�zerinde kurudu�u i�in k�r�m�t� ve ka��nd�r�yorlard�. "G�n ����n� bo�a harc�yoruz,"
dedi. Mat �abucak kalkt�; o da ka��n�yordu.
Rand kendini iyi hissediyordu. D�rt Kral'dan bir g�n uzaktayd�lar
D�NYANIN G�Z� ili
ve Gode'un adamlar�ndan hi�biri g�r�nmemi�ti. Moiraine'in onlan bekliyor olaca��
Caemlyn'e bir g�n daha yak�nd�lar. Kad�n onlar� bekleyecekti. Aes Sedai ve
Muhafiz'�n yan�nda, Karanhkdostlan i�in art�k endi�elenmeleri gerekmeyecekti. Bir
Aes Sedai ile birlikte olmaya can atmak tuhaf geliyordu. I��k, Moiraine'i bir daha
g�rd���m zaman, �pece�im! Bu d��nceye g�ld�. Kalan paralar�ndan birka��n� kajhvalt�
i�in harcamak iyi geldi -iri bir somun ekmek ve s�thaneden yeni gelmi�, serin bir
s�rahi s�t.
Salonun arkas�nda yemeklerini yerlerken, gen� bir adam i�eri girdi. G�r�n�e
bak�l�rsa k�y delikanl�lar�ndan biriydi. Y�r�y��nde ve �zerine bir t�y dikilmi�
kuma� �apkas�n� tek parma��nda �eviri�inde, kendini be�enmi� bir hava vard�. Odada
onlardan ba�ka bir tek, yerleri s�p�ren ya�l� bir adam vard�; s�p�rgesinden ba��n�
kald�rmad�. Gen� adam�n g�zleri kayg�s�zca odada gezindi, ama Rand ile Mat'e
tak�ld��� zaman �apkas� elinden d�t�. Bir dakika boyunca onlara bakt�, sonra
�apkas�n� yerden kapt�, biraz daha bakt� ve parmaklar�n� g�r, siyah, k�v�rc�k
sa�lar�ndan ge�irdi. Sonunda ayak s�r�yerek masalar�na geldi.
Rand'dan b�y�kt�, ama onlara �ekinerek bak�yordu. "Oturabilir miyim?" diye sordu ve
yanl� �eyi s�ylemi� gibi hemen yutkundu.
Rand, kahvalt�lar�n� payla�mak istedi�ini d��nd�, ama kendi yeme�ini sat�n
alabilecek durumda g�r�n�yordu. Mavi �izgili g�mle�inin yakas� ve koyu mavi
pelerininin �evresi i�lemeliydi. Deri �izmeleri, y�prat�c� i�leri g�rmemi�ti bile.
Rand, ba��n� bir sandalyeye do�ru sallad�.
Delikanl� sandalyeyi masaya �ekerken Mat adam� s�zd�. Rand, adam�n dik dik
kendisine mi bakt���n� yoksa yaln�zca g�rmeye mi �al�t���n� ay�rt edemedi. Her
durumda, Mat'in ka� �at�� etkili oldu. Gen� adam otururken yar� yolda dondu, Rand
yine ba��n� sallayana kadar yerine yerle�medi.
"Ad�n ne?" diye sordu Rand.
"Ad�m m�? Ad�m. Al�... bana Paitr deyin." G�zleri sinirli sinirli doland�. "Ah...
bu benim fikrim de�il, anl�yor musunuz, ama yapmak zorunday�m. �stemedim, ama beni
zorlad�lar. Bunu anlamal�s�n�z. Ben..."
ROBERTJORDAN
Rand gerilmeye ba�lam�t�. Mat aniden, "Karanl�kdostu," diye h�rlad�.
Paitr irkildi, sandalyesinde yar� do�ruldu, ��lg�na d�nm� bak�larla, sanki dinleyen
elli ki�i varm� gibi odada g�z gezdirdi. Ya�l� adam�n ba�� h�l� s�p�rgesine
e�ilmi�ti, dikkati yerdeydi. Paitr tekrar oturdu, karars�zca bir Rand'a, bir Mat'e
bakt�. �st duda��nda ter damlalar� belirmi�ti. Bu herkesi terletmeye yetecek bir
su�lamayd�, ama delikanl� itiraz etmedi.
Rand yava��a ba��n� iki yana sallad�. Gode'dan sonra, Karanl�k-dostlar�n�n
al�nlar�nda Ejder Di�i �izilmi� olmas� gerekmedi�ini biliyordu, ama giysileri
d��nda Paitr Emond Meydan�'na pekala uyard�. Delikanl� hakk�nda hi�bir �ey,
cinayet, hatta daha k�t�s�n�n izlerini ta��m�yordu. Kimse onu fark etmezdi. En
az�ndan Gode... farkl�yd�.
"Bizi rahat b�rak," dedi Rand. "Ve dostlar�na bizi rahat b�rakmalar�n� s�yle.
Onlardan hi�bir �ey istemiyoruz ve onlar da bizden hi�bir �ey alamaz."
"Gitmezsen," diye ekledi Mat sert�e, "ne oldu�unu herkese s�ylerim. Bak bakal�m o
zaman k�ydeki dostlar�n senin hakk�nda ne d��n�r."
Rand bunu ger�ekten yapmay� d��nmedi�ini umuyordu. Bu, Paitr kadar ikisi i�in de
sorun yarat�rd�.
Paitr, tehdidi ciddiye alm� gibiydi. Y�z� soldu. "Ben... ben D�rt Kral'da ne
oldu�unu duydum. En az�ndan bir k�sm�n�. S�ylentiler yay�l�r. Baz� �eyleri duymam�z
i�in y�ntemler vard�r. Ama burada sizi tuza�a d��recek hi� kimse yok. Ben yaln�z�m
ve... ve yaln�zca konu�mak istiyorum."
"Ne hakk�nda?" diye sordu Mat. Rand tam o anda, "�lgilenmiyoruz," dedi.
Birbirlerine bakt�lar ve Mat omuz silkti. "�lgilenmiyoruz," dedi.
Rand s�t�n� bitirdi ve ekme�in kendisine ait yans�n�n ucunu cebine t�kt�. Paralan
bitmek �zereydi ve bir sonraki ���nleri yaln�zca bu olabilirdi.
Handan nas�l ayr�lmal�? Paitr, Mat'in neredeyse k�r oldu�unu fark ederse
di�erlerine s�ylerdi... di�er Karanl�kdostlar�na. Rand bir kez bir kurdun sakat bir
koyunu s�r�den ay�rd���n� g�rm�t�; �evrede
D�NYANIN G�Z� �Z
ba�ka kurtlar vard�, bu y�zden ne s�r�y� b�rakabiliyor, ne de yay� ile ni�an
alabiliyordu. Deh�et i�inde meleyen koyun, �� ayak �zerinde sekerek yaln�z kal�r
kalmaz onu kovalayan bir kurt, sanki b�y� yap�lm� gibi on tane oldu. Hat�rlamak
midesini burkuyordu. Burada kalamazlard� da. Paitr yaln�z oldu�u konusunda ger�e�i
s�yl�yorsa, bu ne kadar b�yle kal�rd�?
"Gitme zaman�, Mat," dedi ve nefesini tuttu. Mat aya�a kalkarken Paitr'in
bak�lar�n� kendine �ekmek i�in �ne e�ildi ve ��yle dedi: "Bizi yaln�z b�rak,
Karanhkdostu. Bir daha tekrarlamayaca��m. Bizi -yaln�z- b�rak."
Paitr yutkundu ve sandalyesinde geriledi; y�z�nde hi� kan kalmam�t�. Bu, Rand'�n
akl�na Myrddraal'i getirdi.
Delikanl� M�t'e yine bakt���nda Mat aya�a kalkm�t�. Hareketlerinin beceriksizli�i
g�r�lmemi�ti. Rand tela�la heybelerini ve �evresindeki boh�alar� ald�. Bunu
yaparken k�l�c� pelerin ile �rtmeye �al�t�. Belki Paitr'in k�l��tan zaten haberi
vard�; belki Gode Ba'alzamon'a s�ylemi�ti ve Ba'alzamon da Paitr'e s�ylemi�ti; ama
Rand �yle oldu�unu d��nm�yordu. Paitr'in D�rt KraPda neler oldu�u konusunda �ok
belirsiz bir fikri oldu�unu d��n�yordu. Bu kadar korkmas�n�n nedeni buydu.
Kap�dan gelen parlakl�k, Mat'in h�zla olmasa da, do�al olmayacak bir yava�l�k
g�stermeden do�rudan oraya gitmesine yard�m etti. Rand onun sendelememesi i�in dua
ederek yak�ndan takip etti. Mat'in �n� bo� oldu�u ve yolu kesen masalar ve
sandalyeler olmad��� i�in minnettard�.
Arkas�nda Paitr aniden aya�a f�rlad�. "Durun," dedi �aresizce. "Durmak
zorundas�n�z."
"Bizi rahat b�rak," dedi Rand arkas�na bakmadan. Neredeyse kap�ya varm�lard� ve Mat
hi� yanl� ad�m atmam�t�.
"Beni dinleyin, yeter," dedi Paitr ve durdurmak i�in elini Rand'�n omzuna koydu.
Rand'�n kafas�nda bir s�r� imge canland�. Kendi evinde �zerine atlayan Trolloc,
Narg. Baerlon'da, Geyik ve Aslan'da onu tehdit eden Myrddraal. Her yerde Yar�-
insanlar, Shadar Logoth'da onlar� kovalayan, Beyazk�pr�'de takip eden Soluklar. Her
yerde Karanl�kdostlar�.
il�
ROBERTJORDAN
Rand yumru�unu s�karak h�zla d�nd�. "Bizi rahat b�rak, dedim!" Yumru�u Paitr'in
burnuna indi.
Karanl�kdostu arka �st� yere d�t� ve yerde oturup Rand'a baka-kald�. Burnundan kan
ak�yordu. "Ka�amayacaks�n�z," diye t�k�rd� �fkeyle. "Ne kadar g��l� olursan�z olun,
Karanl���n Y�ce Efendisi daha g��l�d�r. G�lge sizi yutacak!"
Ortak odan�n �tesinden bir inleme geldi, s�p�rgenin sap� tak�rda-yarak yere d�t�.
Yeri s�p�ren ya�l� adam sonunda duymu�tu. �ri g�zlerle durup Paitr'e bakt�. K�r��k
y�z� bembeyaz kesilmi�ti, a�z� k�p�rd�yordu, ama ses ��km�yordu. Paitr bir an ona
bakt�, sonra vah�i bir k�f�r savurdu ve aya�a f�rlay�p handan ��kt�, pe�inde a�
kurtlar varm� gibi ka�t�. Ya�l� adam, ayn� �l��de korkmu� g�r�nerek dikkatini Rand
ile Mat'e �evirdi.
Rand, Mat'i elinden geldi�ince �abuk handan ve k�yden ��kard�. Bir yandan da hi�
gelmeyen ba��r� �a��r�� bekliyordu, ama kulaklar� yine de g�r�lt� doluydu.
"Kan ve k�ller," diye h�rlad� Mat. "Her yerdeler, hep ensendeler. Asla
ka�amayaca��z."
"Hay�r, de�iller," dedi Rand. "Ba'alzamon burada oldu�umuzu bilseydi, sence i�i o
�ocu�a m� b�rak�rd�? Bir ba�ka Gode ya da yirmi, otuz kabaday� olurdu. H�l�
pe�imizdeler, ama Paitr onlara s�yleyene kadar bilmeyecekler ve belki ger�ekten de
yaln�zd�r. Bildi�imiz, ta D�rt Kral'a kadar gitmek zorunda kalabilir."
"Ama dedi ki..."
"Umurumda de�il." Mat'in kimden bahsetti�inden emin de�ildi, ama bv� hi�bir �eyi
de�i�tirmezdi. "Oturup bizi ele ge�irmelerini beklemeyece�iz."
G�n boyunca alt� kez, k�sa s�relerle arabaya bindiler. Bir �ift�i, Sheran
Pazar�'nda deli bir ihtiyar�n k�yde Karanl�kdostlar� oldu�unu iddia etti�ini
s�yledi. �ift�i, kahkaha atmaktan konu�am�yordu; ya-naklar�ndaki g�zya�lar�n� silip
duruyordu. Sheran Pazar�'nda Karanl�kdostlar�! Bu, Ackley Farren sarho� olup,
geceyi han�n �at�s�nda ge�irdi�inden beri duydu�u en iyi hikayeydi.
Bir ba�ka adam, arabas�n�n yan�ndan aletler sarkan, arkada iki tekerlek ta��yan
yuvarlak y�zl� bir araba imalat��s�, farkl� bir hikaye an-
D�NYANIN G�Z� 115
latt�. Sheran Pazar�'nda yirmi Karanl�kdostu toplant� yapm�lard�. Bedenleri �arp�k
adamlar, pislik ve pa�avralar i�inde, daha da k�t� g�r�nen kad�nlar. S�rf size
bakarak dizlerinizin titremesine, midenizin bulanmas�na neden olabilen, kahkaha
att�klar� zaman, pis sesleri saatlerce kulaklar�n�zda ��nlayan, ba��n�z�
yar�lacakm� gibi a�r�tan yarat�klar. Onlar� uzaktan, g�venli bir mesafeden kendisi
de g�rm�t�. Krali�e bir �ey yapmazsa, birisi I����n �ocuklar�'ndan yard�m
istemeliydi. Birileri bir�eyler yapmal�yd�.
Arabac� onlar� indirdi�i zaman rahatlad�lar.
G�ne� arkalar�ndan al�al�rken Sheran Pazar�'na �ok benzeyen bir ba�ka k�ye
geldiler. Caemlyn Yolu kasabay� d�zg�nce ikiye b�lm�t�, ama yolun her iki yan�nda
saz daml� k���k, tu�la evlerden s�ralar duruyordu. Sarma��klar tu�lalar� kaplam�t�,
ama �stlerinde pek az yaprak as�l�yd�. K�y�n tek han� vard�, Bade�ay Han�'ndan daha
b�y�k olmayan k���k bir yer, �n�nde r�zgarda sallanan bir tabelas� vard�.
Krali�enin Adam�.
Bade�ay Han�'n�n k���k oldu�unu d��nmek tuhaft�. Rand bir binan�n ancak o kadar
b�y�k olabilece�ini d��nd���n� hat�rlayabiliyordu. Daha b�y�k herhangi bir �ey
saray olurdu ancak. Ama art�k birka� �ey g�rm�t� ve aniden eve d�nd���nde hi�bir
�eyin eskisi gibi g�r�nmeyece�ini fark etti. E�er d�nersen.
Han�n �n�nde duraksad�, ama Krali�enin Adam�'ndaki fiyatlar, Sheran Pazar�'ndakiler
kadar y�ksek olmasa bile, ne yeme�e, ne de odaya yetecek kadar paralan vard�.
Mat, Rand'�n neye bakt���n� g�rd� ve Thom'un renkli toplar�n� saklad��� cebini
ok�ad�. "Yeterince g�rebiliyorum. �ok zor numaralara kalk�mad���m s�rece." G�zleri
gittik�e iyile�iyordu, ama atk�y� h�l� aln�na ba�l�yordu ve g�n boyunca g�ky�z�ne
her bakt���nda g�zlerini k�sm�t�. Rand hi�bir �ey s�ylemeyince Mat devam etti.
"Buras� ile Caemlyn aras�ndaki her handa Karanl�kdostlar� olamaz. Dahas�, bir yatak
bulabileceksem, bir �al�n�n alt�nda uyumak istemiyorum." Ama hana gitmeye
kalk�mad�, durup Rand'� bekledi.
Rand bir an sonra ba��n� sallad�. Evden ayr�ld���ndan beri kendisini hi� bu kadar
yorgun hissetmemi�ti. S�rf geceyi d��nmek bile kemiklerinin a�r�mas�na neden
oluyordu. Sonunda yorgunluk bana ye-
52�
ROBERTJORDAN
ti�iyor. Onca ka�madan, omzunun �zerinden arkaya bakmadan sonra.
"Her yerde olamazlar," diye kabul etti.
Salona att�klar� ilk ad�mda, hata yap�p yapmad���n� merak etti. Temiz bir yerdi,
ama kalabal�kt�. Her masa doluydu, baz� adamlar oturacak yer bulamad�klar�ndan
duvara yaslanm�lard�. Hizmetkarlar�n -ve hanc�n�n- masalar aras�nda ko�turmas�na ve
s�kk�n ifadelerine bak�l�rsa, bu al��k olduklar�ndan daha b�y�k bir kalabal�kt�. Bu
k���k k�y i�in �ok fazla insan vard�. Buraya ait olmayanlar� se�mek kolayd�.
Kalanlardan farkl� giyinmemi�lerdi, ama g�zlerini yemeklerinden ve i�kilerinden
kald�rm�yorlard�. Yerliler, her �ey kadar yabanc�lar� da izliyorlard�.
Havada sohbet g�r�lt�leri as�l�yd�; Rand konu�malar� gerekti�ini belirtince
hanc�n�n onlar� mutfa�a g�t�rmesine sebep olacak kadar y�ksek bir g�r�lt�yd� bu.
Burada da g�r�lt� ayn� �l��de k�t�yd�, a��� ve yamaklar� tencereleri tang�rdat�yor,
ortal�kta ko�u�turuyordu.
Hanc� b�y�k bir mendil ile y�z�n� sildi. "Herhalde Alem'deki her aptal gibi siz de
sahte Ejder'i g�rmek i�in Caemlyn'e gidiyorsunuz-dur. Eh, bir odada alt� ki�i, her
yatakta iki, �� ki�i yat�yor ve bu i�inize gelmiyorsa, size �nerece�im hi�bir �ey
yok demektir."
Rand, midesi bulanarak konu�mas�n� yapt�. Yolda o kadar �ok insan varken, herhangi
biri Karanl�kdostu olabilirdi ve onlar� kalanlardan ay�rman�n yolu yoktu. Mat top
�evirme numaralar�ndan �rnek g�sterdi -�� topla s�n�rl� tuttu ve o zaman bile
dikkatli davrand�- ve Rand Thom'un fl�t�n� ��kard�. "�htiyar Siyah Ay�"n�n ilk
notalar�ndan sonra hanc� sab�rs�zca ba��n� sallad�.
"Bu i�e yarat. O aptallar�n ak�llar�n� bu Logain'den uzakla�t�racak bir �eye
ihtiyac�m var. Bu gece, adam�n ger�ek Ejder olup olmad��� �zerine �� kavga ��kt�.
E�yalar�n�z� k�eye y���n, ben de gidip size bir yer bo�altay�m. Yer bulabilirsem.
Aptallar. D�nya, ait olduklar� yerde kalmay� bilmeyen aptallarla dolu. Bu kadar
soruna sebep olan da bu i�te. �nsanlar ait olduklar� yerde kalm�yor." Y�z�n� yine
silerek ve al�ak sesle m�r�ldanarak tela�la mutfaktan ��kt�.
A��� ve yard�mc�lar�, Rand ile Mat'i g�rmezden geldi. Mat ba��ndaki atk�y� d�zeltip
duruyordu, onu yukar� itiyor, sonra ���a kar��
D�NYANIN G�Z� 521
g�zlerini k�rp�t�rarak a�a�� �eki�tiriyordu. Rand �� top �evirmekten daha karma��k
herhangi bir �ey yap�p yapamayaca��n� merak etti. Kendisine gelince...
Midesin deki bulant� artt�. Al�ak bir tabureye ��kt� ve ba��n� ellerinin aras�na
ald�. Mutfak so�uk geliyordu. Titremeye ba�lad�. Hava buhar doluydu; sobalar,
f�r�nlar �s�yla �at�rd�yordu. Titremeleri g��lendi, di�leri tak�rdamaya ba�lad�.
Kollar�n� bedenine sard�, ama i�e yaramad�. Sanki kemikleri donuyordu.
Belirsizce Mat'in omzunu sarsarak bir �ey sordu�unu fark etti, birisi k�fretti ve
ko�arak mutfaktan ��kt�. Hanc� oradayd�, a��� yan�nda ka�lar�n� �at�yordu ve Mat
ikisiyle birden y�ksek sesle tart��yordu. Rand s�ylediklerinin hi�birini
anlam�yordu; s�zc�kler kulaklar�nda v�z�ld�yordu ve do�ru d�zg�n d��nemiyordu.
Mat aniden kolunu tuttu ve �ekerek Rand'� aya�a kald�rd�. E�yalar�n�n tamam�
�eyerler, battaniyeler, Thom'un pelerin boh�as� ve alet kutular�- Mat'in yay�n�n
yan�nda, omuzlar�nda as�l�yd�. Hanc� endi�eyle y�z�n� silerek onlar� izliyordu.
Rand sallanarak Mat'e yasland� ve arkada��n�n onu arka kap�ya g�t�rmesine izin
verdi.
"�-�-�zg�n�m, M-m-mat," demeyi ba�ard�. Di�lerinin tak�rdamas�n� engelleyemiyordu.
"Y-y-ya�mur y�z�nden olmal�.... D-d-d�ar�da bir gece... d-d-daha fark etmez... h-h-
erhalde." G�ky�z� alacakaranl�kla koyula�m�, �zerine bir avu� y�ld�z sa��lm�t�.
"Hi� de de�il," dedi Mat. Sesinin ne�eli ��kmas� i�in �aba g�steriyordu, ama Rand
arkas�nda gizli endi�eyi i�itebiliyordu. "Adam, han�nda hasta birinin oldu�unu
ba�kalar�n�n duyaca��ndan korktu. Ona bizi d�ar� atarsa, seni salona g�t�rece�imi
s�yledim. Bu, on dakikada odalar�n�n yar�s�n� bo�alt�r. Aptallar hakk�nda o kadar
konu�mas�na ra�men, bunu istemiyor."
"O zaman n-n-nereye?"
"Buraya," dedi Mat, ah�r kap�s�n� mente�eleri g�c�rdatarak a�arken.
��erisi d�ar�dan daha karanl�kt� ve hava, saman, tah�l ve at kokuyordu. Arkadan
g��l� bir tezek kokusu geliyordu. Mat, Rand'� saman kapl� yere indirdikten sonra,
Rand iki b�kl�m oldu, dizlerini kucaklay�p ba�tan aya�a titremeye ba�lad�. B�t�n
g�c� titremeye harcan�yor gibiydi. Mat'in sendeledi�ini, k�fretti�ini, yine
sendeledi�ini duy-
522
ROBERTJORDAN
du, sonra bir metal tang�rt�s� i�itildi. Aniden ��k yand�. Mat eski bir lambay�
kald�rd�.
Han gibi, ah�r da doluydu. Her b�lmede bir at vard�, baz�lar� ba�lar�n� kald�rm�,
���a kar�� g�zlerini k�rp�t�r�yordu. Mat samanl��a giden merdivene bakt�, sonra
yere ��km� duran Rand'a bakt� ve ba��n� iki yana sallad�.
"Seni asla oraya ��karamam," diye m�r�ldand�. Lambay� bir �iviye takt�, merdiveni
t�rmand� ve a�a��ya kucak kucak saman atmaya ba�lad�. Tela�la a�a��ya indi, ah�r�n
arkas�na samandan bir yatak yapt� ve Rand'� �zerine uzatt�. �st�n� ikisinin
pelerini ile �rtt�, ama Rand hemen onlar� itti.
"S�cak," diye m�r�ldand�. Belirsizce, biraz �nce ��yor oldu�unun fark�ndayd�, ama
�imdi f�r�ndaym�cas�na s�cak geliyordu. Ba��n� �evirerek yakas�n� �eki�tirdi.
"S�cak." Mat'in elini aln�nda hissetti.
"Hemen d�nerim," dedi Mat ve kayboldu.
Rand samanlar�n i�inde d�n�p durdu. Ne kadar s�rd���nden emin de�ildi, ama Mat
sonunda bir elinde dolu bir tabak, di�erinde bir s�rahi ve iki parma��nda as�l� iki
kupa ile geri d�nd�.
"Burada Hikmet yok," dedi, Rand'�n yan�nda dizlerinin �zerine ��kerek. Kupalardan
birini doldurdu ve Rand'�n a�z�na g�t�rd�. Rand g�nlerdir hi�bir �ey i�memi� gibi
kana kana su i�ti; b�yle hissediyordu. "Hikmet'in ne oldu�unu bile bilmiyorlar.
Onlar�n Brune Ana dedikleri biri var, ama birisini do�urtmaya gitmi� ve kimse ne
zaman d�nece�ini bilmiyor. Biraz ekmek, peynir ve sosis getirdim. �yi Inlow Efendi,
konuklar�n�n g�zlerinden uzak kald���m�z s�rece bize her �eyi verir. Al, biraz ye."
Rand ba��n� yana �evirdi. Yiyeceklerin g�r�nt�s� ve kokusu midesini buland�nyordu.
Mat bir dakika sonra i�ini �ekti ve oturup yemeye ba�lad�. Rand g�zlerini ka��rd�
ve dinlememeye �al�t�.
�rpertiler bir daha geldi, sonra ate�, sonra yine �rperti ve yine ate�. Mat
titremeye ba�lad���nda �zerini �rt�yor, susuzluktan �ikayet etti�i zaman su
i�iriyordu. Gece derinle�ti; ah�r, lamba ���� alt�nda k�p�rdand�. G�lgeler �ekil
kazand� ve kendi ba�lar�na hareket ettiler. Sonra Rand, Ba'alzamon'un, g�zleri alev
alev, ah�rda y�r�d���n� g�rd�. �ki yan�nda y�zleri siyah ba�l�klar�n�n
derinliklerine gizlenmi�
D�NYANIN G�Z� 521
iki Myrddraal vard�.
Parmaklan k�l�c�n�n kabzas�n� t�rmalayarak aya�a kalkmaya �al�t� ve "Mat! Mat,
buradalar! I��k, buradalar!" diye hayk�rd�.
Mat duvara yaslanm�, ba�da� kurmu� uyudu�u yerden s��rayarak uyand�. "Ne?
Karanl�kdostlar� m�? Nerede?"
Rand dizlerinin �zerinde sallanarak ��lg�nca ah�r� i�aret etti... ve a�z� a��k
kald�. G�lgeler k�p�rdand� ve bir at, uykusunda aya��n� yere vurdu. Ba�ka hi�bir
�ey yoktu. Samanlar�n �zerine ��kt�.
"Bizden ba�ka hi� kimse yok," dedi Mat. "�unu ben alay�m." Rand'�n k�l�� kemerine
uzand�, ama Rand kabzay� daha s�k� kavrad�.
"Hay�r. Hay�r. Bu bende kalmal�. O benim babam. Anlad�n m�? O b-b-benim babam!" Bir
kez daha titremeye ba�lad�, ama k�l�ca, bo�ulmakta olan birinin ipe sar�lmas� gibi
sar�ld�. "B-benim b-babam!" Mat k�l�c� almaya �al�maktan vazge�ti ve pelerinleri
Rand'�n �zerine �ekti.
Gece, Mat uyuklarken ba�ka misafirler de geldi, ama Rand onlar�n ger�ek olup
olmad���ndan emin olam�yordu. Bazen ba�� g��s�ne d�m� Mat'e bak�yor, uyan�k olsa
onlar� g�r�p g�remeyece�ini merak ediyordu.
G�lgelerden, Emond Meydan�'ndaym� gibi sa�lar� uzun, siyah bir �rg� yap�lm�, y�z�
ac�l� ve yasl�, Egwene de ��kt�. "Neden bizi terk ettin?" diye sordu. "Sen bizi
terk etti�in i�in �ld�k."
Rand samanlar�n �zerinde zay�f�a ba��n� iki yana sallad�. "Hay�r, Egwene. Sizi
b�rakmak istemedim. L�tfen."
"Hepimiz �ld�k," dedi k�z h�z�nle, "ve �l�m, Karanl�k Varl�k'�n krall���. Sen bizi
terk etti�in i�in Karanl�k Varl�k bizi ele ge�irdi."
"Hay�r. Ba�ka se�ene�im yoktu, Egwene. L�tfen. Egwene, gitme. Geri d�n, Egwene!"
Ama k�z g�lgelere d�nd� ve g�lgeye d�n�t�.
Moiraine'in y�z ifadesi sakindi, ama y�z� kans�z ve solgundu. Pelerini kefen, sesi
k�rba� gibiydi. "Bu do�ru, Rand al'Thor. Ba�ka se�ene�in yok. Tar Valon'a
gitmelisin, yoksa Karanl�k Varl�k seni kendine alacak. Zincire vurulmu� olarak
G�lge'de ge�irilecek bir sonsuzluk. Art�k seni yaln�zca Aes Sedailer kurtarabilir.
Yaln�zca Aes Seda-iler."
52A.
ROBERTJORDAN
Thom alayla s�r�tt�. ����n k�m�rle�mi� pa�avralar halinde sarkan giysileri, Thom
onlar�n ka�mas� i�in zaman kazanmak �zere Soluk'la g�re�irkenki ��k �akmalar�n�
g�rmesine sebep oluyordu. Pa�avralar�n alt�ndaki deri yanm� ve kararm�t�. "Aes
Sedailere g�venirsen, evlat, �lm� olmay� dilersin. Unutma, Aes Sedailerin
yard�mlar�na kar��l�k istedikleri bedel her zaman inanamayaca��n kadar az, hayal
edebilece�inden daha fazlad�r. Ve seni ilk hangi Ajah bulacak? K�rm�z� m�? Yoksa
Siyah m�? En iyisi ka�, evlat. Ka�."
Lan'in bak�lar� granit kadar sertti ve y�z� kan kapl�yd�. "Bir koyun �oban�n�n
ellerinde bal�k��l damgal� k�l�� g�rmek tuhaf. Sen buna lay�k m�s�n? Olsan iyi
olur. Art�k yaln�zs�n. Arkanda yaslanabilece�in, �n�nde seni koruyacak hi�bir �ey
yok ve herkes Karanl�kdostu olabilir." Bir kurt gibi g�l�msedi ve a�z�ndan kan
f�k�rd�. "Herkes."
Perrin su�layarak, yard�m dilenerek geldi. Al'Vere Han�m, k�z� i�in a�layarak,
Bayie Domon teknesine Soluklar� getirdi�i i�in k�frederek, Fitch Efendi han�n�n
k�llerinin �st�nde ellerini ovu�turarak, Min bir Trolloc'un ellerinde ���l�klar
atarak geldi. Tan�d��� insanlar, yeni tan�t��� insanlar. Ama en k�t�s� Tam'di. Tam
ka�lar�n� �atarak ve ba��n� iki yana sallayarak tepesine dikildi, ama tek s�z
s�ylemedi.
"Bana s�ylemek zorundas�n," diye- yalvard� Rand. "Ben kimim? S�yle bana, l�tfen.
Ben kimim? Ben kimim?' diye ba��rd�.
"Sakin ol, Rand."
Bir an Tam'in yan�t verdi�ini sand�, ama sonra onun gitmi� oldu�unu g�rd�. Mat,
�zerine e�ilmi�, dudaklar�na bir su kupas� tutuyordu.
"Sakin ol yeter. Sen Rand al'Thor'sun, i�te busun, �ki Nehir'deki en �irkin suratla
ve en kal�n kafayla. Hey, terliyorsun! Ate�in d�t�."
"Rand al'Thor mu?" diye f�s�ldad� Rand. Mat ba��n� sallad�, bunda �yle rahatlat�c�
bir �ey vard� ki, Rand suya dokunmadan uykuya dald�.
Uykusu r�yas�zd� -en az�ndan hat�rlad��� kadar�yla- ama Mat onu her kontrol
etti�inde uyanacak kadar da hafifti. Bir kez Mat'in uyumay� ba�ar�p ba�armad���n�
merak etti, ama fazla d��nemeden uykuya dald�.
Kap� mente�elerinin g�c�rt�s� Rand'� uyand�rd�, ama bir an h�l�
D�NYAN�N G�Z� 521
uyuyor olmay� dileyerek uzan�p, kald�. Uyurken bedeninin fark�nda de�ildi. Kaslar�
suyu s�k�lm� pa�avralar gibi a�r�yordu ve g�c� de ancak o kadard�. G��l�kle ba��n�
hafif�e kald�rmaya �al�t�; ancak ikinci denemesinde ba�ard�.
Mat duvar�n �n�nde, her zamanki yerinde oturuyordu, Rand'dan bir kol boyu uzakta.
�enesi g��s�ne dayanm�, derin uykunun rahat ritmi ile y�kselip al�al�yordu. Atk�
g�zlerine kaym�t�.
Rand kap�ya do�ru bakt�.
Bir kad�n kap�y� eliyle tutmu�, duruyordu. Bir an, sabah�n erken ��klar�n�n solgun
ayd�nl��� ile �evrelenmi�, elbise giymi� bir �ekilden ba�ka bir �ey de�ildi. Sonra
i�eri girdi ve kap�n�n arkas�ndan kapanmas�na izin verdi. Rand lamba ���� alt�nda
kad�n� a��k�a g�rebiliyordu. Ya��n�n Nynaeve kadar oldu�unu d��nd�, ama k�yl�
de�ildi. Elbisesinin a��k ye�il ipek kuma�� hareket ederken ��ld�yordu. Pelerini
g�zel, yumu�ak bir griydi, k�p�k k�p�k dantellerden bir a� sa�lar�n� hapsetmi�ti.
Kad�n, boynundaki a��r, alt�n kolyeyi elleyerek d��nceli d��nceli Mat ve Rand'a
bakt�.
"Mat," dedi Rand, sonra daha y�ksek sesle, "Mat!"
Mat h�hlad� ve uyan�rken yere d�ecek oldu. Uykulu g�zlerini ovu�turarak kad�na
bakt�.
"At�m� almaya geldim," dedi kad�n, belirsizce b�lmelere do�ru elini sallayarak. Ama
g�zlerini ikisinden ay�rmad�. "Hasta m�s�n?"
"O iyi," dedi Mat kat� kat�. "Yaln�zca ya�murda so�uk ald�, o kadar."
"Belki ona bir bakmal�y�m," dedi kad�n. "Biraz bilgim vard�r..."
Rand, kad�n�n Aes Sedai olup olmad���n� merak etti. Giysilerinden �te, kendinden
emin tavr�, ba��n� emir vermek �zereymi� gibi dik tutmas� buraya ait de�ildi. E�er
Aes Sedai ise, hangi Ajah acaba?
"Art�k iyiyim," dedi kad�na. "Ger�ekten de gerek yok."
Ama kad�n eteklerini kald�rarak, gri terliklerini ihtiyatla yere basarak yakla�t�.
Samanlara y�z�n� buru�turarak Rand'�n yan�nda diz ��kt� ve aln�n� yoklad�.
"Ate� yok," dedi, ka�lar�n� �at�p y�z�n� inceleyerek. G�zel bir kad�nd�, sert y�z
hatlar� vard�, ama y�z�nde s�cakl�k yoktu. So�uk da de�ildi; yaln�zca duygudan
yoksun g�r�n�yordu. "Ama hastaym�s�n.
ROBERTJORDAN
Evet. Evet. Ve birka� g�nl�k kedi yavrusu kadar zay�fs�n. Bence..." Pelerinin
alt�na elini soktu ve aniden her �ey �yle h�zl� geli�meye ba�lad� ki, Rand bo�uk
bir ���l�k atmaktan ba�ka bir �ey yapamad�.
Kad�n�n eli pelerininin alt�ndan f�rlad�; Rand'�n �zerinden Mat'e do�ru at�l�rken
elinde bir �ey par�ldad�. Mat ��rp�narak yana devrildi, tahtaya saplanan metalin
kat� �at�k sesi geldi. Bir anda bitti ve her �ey k�p�rt�s�zla�t�.
Mat yar� uzanm�, bir eli han�erin hemen �zerinden kad�n�n bile�ini yakalam�t�.
Han�er Mat'in g��s�n�n biraz �nce durdu�u yere saplanm�t�. Mat'in di�er eli Shadar
Logoth'dan ald��� han�eri kad�n�n bo�az�na dayam�t�.
Kad�n, g�zlerinden ba�ka hi�bir yerini oynatmadan Mat'in elindeki han�ere bakmaya
�al�t�. G�zleri irile�ti, titreyerek nefes ald� ve gerilemeye �al�t�, ama Mat
han�erini derisinden uzakla�t�rmad�. Bundan sonra kad�n ta� gibi k�p�rt�s�z kald�.
Rand dudaklar�n� yalayarak �st�ndeki tabloya bakt�. Bu kadar zay�f olmasayd� bile
hareket edebilece�ini sanm�yordu. Sonra g�zleri kad�n�n han�erine tak�ld� ve a�z�
kurudu. �eli�in �evresindeki tahta karar�yordu; kararan yerden ince duman
iplik�ikleri ��k�yordu.
"Mat! Mat, kad�n�n han�eri!"
Mat �nce han�ere, sonra kad�na bir bak� f�rlatt�, ama kad�n k�p�rdamad�.
Dudaklar�n� endi�eyle yalad�. Mat kabaca kad�n�n elini kabzadan kopard� ve kad�n�
ittirdi; kad�n arkaya devrildi, ellerini arkas�na g�t�rerek dengesini buldu ve
Mat'in elindeki han�eri izlemeye devam etti. "K�p�rdama," dedi Mat. "Hareket
edersen bunu kullan�r�m. �nan bana, kullan�r�m." Kad�n yava��a ba��n� sallad�;
g�zleri Mat'in han�erinden ayr�lmad�. "Onu izle, Rand."
Rand, kad�n herhangi bir �eye kalk��rsa ne yapmas� gerekti�inden emin de�ildi -
belki ba��r�rd�; ka�maya �al��rsa kesinlikle pe�inden ko�amazd� ama Mat, kad�n�n
han�erini duvardan kurtar�rken kad�n k�p�rdamadan orada oturdu. Siyah nokta
b�y�meyi b�rakt�, ama h�l� �zerinden ince bir duman ipli�i y�kseliyordu.
Mat han�eri koyacak bir yer bulmak i�in �evresine bak�nd�, sonra Rand'a uzatt�.
Rand han�eri, canl� bir engerekmi� gibi �ekine �ekine ald�. Han�er s�sl�, ama
s�radan bir han�erdi. Solgun, fildi�inden
D�NYANIN G�Z� �2Z
bir kabzas�, elinden daha uzun olmayan dar, parlak bir ucu vard�. Yaln�zca bir
han�erdi i�te. Ama ne yapabildi�ini g�rm�t�. Kabza �l�k bile de�ildi, ama eli
terlemeye ba�lad�. Rand han�eri samanlar�n �zerine d��rmeyece�ini umdu.
Kad�n d�t��� yerden k�p�rdamadan Mat'in ona d�nmesini izledi. �imdi ne yapaca��n�
merak ediyormu� gibi izliyordu, ama Rand, Mat'in g�zlerinin aniden gerildi�ini,
han�eri tutan elinin s�k�la�t���n� g�rd�. "Mat, hay�r!"
"Beni �ld�rmeye �al�t�, Rand. Seni de �ld�r�rd�. O bir Karanl�k-dostu." Mat,
s�zc��� t�k�r�rcesine s�yledi.
"Ama biz de�iliz," dedi Rand. Kad�n, Mat'in neye niyetlendi�ini yeni anlam� gibi
inledi. "Biz de�iliz, Mat."
Mat, han�eri lamba ����n� yans�tarak, bir an donup, kald�. Sonra ba��n� sallad�. "O
tarafa git," dedi kad�na, han�eri ile alet odas�n�n kap�s�na i�aret ederek.
Kad�n yava��a aya�a kalkt�, durup elbisesindeki samanlar� silkeledi. Mat'in
g�sterdi�i tarafa y�r�meye ba�lad���nda, acele etmek i�in sebebi yokmu��as�na
hareket ediyordu. Ama Rand, kad�n�n g�zlerini Mat'in elindeki yakut kabzal�
han�erden ay�rmad���n� fark etti. "Ger�ekten de m�cadele etmekten vazge�melisiniz,"
dedi kad�n. "Sonunda, en iyisi bu olacak. G�receksiniz."
"En iyisi mi?" dedi Mat alayla, g��s�nde, yana ka�masa han�erin saplanaca�� yeri
ovu�turarak. "Oraya gir."
Kadiri'itaat ederken kay�ts�zca omuz silkti. "Hata yap�yorsunuz. O bencil aptal
Gode'un yapt�klar�ndan sonra epey karga�a ��kt�. Sheran Pazar�'ndaki sala��n
ba�latt��� panikten bahsetmiyoa�m bile. Kimse orada ne oldu�undan, nas�l oldu�undan
emin de�il. Bu her �eyi sizin i�in daha tehlikeli k�l�yor, g�rm�yor musunuz? B�y�k
Lord'a kendi �zg�r iradeniz ile gelirseniz �erefli yerleriniz olacak, ama ka�maya
devam etti�iniz s�rece takip edileceksiniz. O zaman neler olabilece�ini kim bilir?"
Rand �rperdi. K�peklerim k�skan�t�r ve nazik davranmayabilirler
"Demek bir �ift k�yl� �ocukla sorun ya��yorsunuz." Mat'in kahkahas� sertti. "Belki
siz Karanl�kdostlar� hep i�itti�im kadar tehlikeli
ROBERTJORDAN
de�ilsinizdir." Mat alet odas�n�n kap�s�n� a�t� ve geriledi.
Kad�n kap�da durdu, omzunun �zerinden ona bakt�. Bak�lar� buz gibiydi, sesi daha da
so�uktu. "Ne kadar tehlikeli oldu�umuzu ��reneceksin. Myrddraaller buraya geldi�i
zaman..."
Ba�ka her ne dediyse Mat kap�y� �arparak kapatt��� ve s�rg�y� yerine �ekti�i zaman
kesildi. Mat d�nd���nde bak�lar� endi�eliydi. "Soluk," dedi gergin bir sesle,
han�eri ceketinin alt�na sokarak. "Buraya geliyor, dedi. Bacaklar�n nas�l?"
"Dans edemem," diye m�r�ldand� Rand, "ama aya�a kalkmama yard�m edersen
y�r�yebilirim." Elindeki han�ere bakt� ve �rperdi. "Kan ve k�ller, ko�ar�m bile."
Tela�la e�yalar� omuzlayan Mat Rand'� aya�a kald�rd�. Rand'�n bacaklar� titredi,
dik durmak i�in arkada��na yaslanmak zorunda kald�, ama Mat'i yava�latmamaya
�al�t�. Kad�n�n han�erini kendinden uzak tutuyordu. D�ar�da bir kova su vard�.
Ge�erken han�eri i�ine b�rakt�. Han�er t�slayarak suya d�t�; suyun y�zeyinden buhar
y�kseldi. Rand y�z�n� buru�turarak ad�mlar�n� h�zland�rmaya �al�t�.
Ortal�k ayd�nlanm�t�. Hen�z erken olmas�na ra�men sokaklarda �ok insan vard�. Ama
herkes kendi i�lerinin pe�indeydi ve �evrede bu kadar yabanc� varken kimsenin
k�yden y�r�yerek uzakla�an iki delikanl�ya ay�racak dikkati yoktu. Rand yine de her
kas�n� gererek dik durmaya �al�t�. Her ad�mda yanlar�ndan seyirtenlerin Karanl�k-
dostu olup olmad���n� merak etti. ��lerinden biri han�erli kad�m bekliyor olabilir
mi? Ya da Soluk 'u?
K�y�n bir bu�uk kilometre uza��nda g�c� t�kendi. Bir an Mat'e tutunarak nefes
nefese y�r�yordu; bir sonraki an ikisi de yere y���lm�t�. Mat onu yolun kenar�na
�ekti.
"Y�r�meye devam etmeliyiz," dedi Mat. Elini sa�lar�ndan ge�irdi, sonra atk�y�
g�zlerinin �st�ne indirdi. "Eninde sonunda birisi kad�n� ��karacak ve yine pe�imize
d�ecekler."
"Biliyorum," dedi Rand nefes nefese. "Biliyorum. Elini uzat."
Mat onu yine aya�a kald�rd�, ama Rand durdu�u yerde sallanarak bunun i�e
yaramayaca��n� d��nd�. Ad�m atmaya �al�t��� ilk seferinde, kendisini yine d�md�z
yerde bulacakt�.
Onu dik tutan Mat, k�yden gelen bir araban�n ge�mesini bekle-
D�NYANIN G�Z� 522
di. Araba yava�lay�p durdu�u zaman Mat �a�k�nl�kla homurdand�. S�r�c� koltu�undan
k�sele derili bir adam bak�yordu.
"Ona bir �ey mi oldu?" diye sordu adam piposunun �zerinden.
"Yaln�zca bitkin," dedi Mat.
Rand, Mat'e bu �ekilde yaslanman�n iyi olmayaca��n� g�rebiliyordu. Mat'i b�rakt� ve
ondan bir ad�m uzakla�t�. Bacaklar� titredi, ama Rand dik durmay� ba�ard�. "�ki
g�nd�r uyumuyorum," dedi. "Yedi�im bir �ey beni hasta etti. Art�k daha iyiyim, ama
uykusuzum."
Adam, a�z�n�n k�esinden bir duman bulutu �fledi. "Caemlyn'e mi gidiyorsunuz? Sizin
ya��n�zda olsayd�m herhalde ben de bu sahte Ejder'i g�rmeye giderdim."
"Evet." Mat ba��n� sallad�. "Bu do�ru. Sahte Ejder'i g�rmeye gidiyoruz."
"Eh, gelin o zaman. Arkada��n arkaya. Kusacak olursa buraya de�il, samanlar�n
�zerine kussun, daha iyi. Ad�m Hyam Kinch."

34 SON K�Y
Cary Ge�idi'ne ula�t�klar� zaman karanl�k ��keli epey olmu�tu, Kinch'in onlar�
indirirken s�ylediklerine bakarak Rand'�n d��nd���nden daha fazla. Zaman kavram�n�n
tamamen bozulup bozulmad���n� merak etti. Howal Gode ve D�rt Kral'dan sonra ��,
Paitr onlar� Sheran Pazar�'nda �a��rtt���ndan beri iki gece ge�mi�ti. �simsiz Ka-
ranl�kdostu kad�n, onlar� Krali�enin Adam�'n�n ah�r�nda �ld�rmeye �al�t���ndan beri
yaln�zca bir g�n ge�mi�ti, ama bu bile bir y�l, hatta bir �m�r �nce gibi geliyordu.
Zamana ne oluyorsa da, Cary Ge�idi yeterince normal g�r�n�yordu. En az�ndan ilk
bak�ta. D�zenli, sarma��k kapl� tu�la evler ve Ca-emlyn Yolu d��ndaki dar sokaklar
sessiz ve g�r�n�rde huzurluydu. Ama alt�nda ne var? diye merak etti Rand. Sheran
Pazar� ba�ta huzurlu g�r�nm�t�. Kad�n�n sald�rd��� k�y de �yle... Rand, o kad�n�n
ismini ��renememi�ti ve bu konuda d��nmek istemiyordu.
Bo� sokaklara evlerin pencerelerinden ��k d�k�l�yordu. Bu, Rand i�in uygundu.
K�eden k�eye kayarak, d�ar�da dola�an pek az insandan ka��nd�. Mat yan�nda, ezilen
ta�lar�n sesi bir k�yl�n�n yakla�t���n� haber verdi�inde yerinde donuyor, belirsiz
g�lge kayboldu�u zaman g�lgeden g�lgeye f�rl�yordu.
Cary Irma�� burada ancak otuz ad�m geni�li�indeydi ve siyah su a��r a��r ak�yordu,
ama kasabaya ismini veren s��l���n �zerine uzun zaman �nce k�pr� yap�lm�t�.
Y�zy�llar�n ya�muru ve r�zgar�, ta� ayaklar� y�pratm�t�, �yle ki, art�k do�al
formasyonlar gibi g�r�n�yor' lard�. Y�llarca �st�nden ge�en y�k arabalar� ve t�ccar
kafileleri, kal�r1
D�NYANIN G�Z�
htalan da ezmi�ti. Gev�ek tahtalar �izmelerin alt�nda tak�rd�yor, davul kadar
y�ksek ses ��kar�yordu. K�yden ge�ip, �tedeki k�rlara ��kt�ktan uzun zaman sonra
bile Rand kim olduklar�n� soran bir sesin duyulmas�n� bekledi. Ya da daha da
k�t�s�, kim olduklar�n� bilen bir
sesin.
�lerledik�e k�rlar daha da �ok doluyor, daha da yerle�mi� oluyordu. G�r�n�rdeki
�iftliklerde hep ��k vard�. �al� ve tahta �itler yollar�n ve �tedeki tarlalar�n
kenarlar�n� �eviriyordu. En yak�n k�yden saatlerce uzakta olsalar da sanki hep bir
k�y�n �evresinde gibiydiler. D�zenli ve huzurlu. Ve buralarda Karanl�kdostlar�n�n
ya da daha k�t�lerinin bulundu�una ili�kin en ufak i�aret yoktu.
Mat aniden yolda oturuverdi. Art�k ay�n ����ndan ba�ka ��k olmad���ndan atk�y�
ba��n�n �zerine itmi�ti. "Bir bu�uk ad�m bir metre," diye m�r�ldand�. "Bin metre
bir kilometre, be� kilometre bir fersah... Sonunda uyuyacak bir yer yoksa on ad�m
daha atm�yorum. Yiyecek bir�eyler de fena olmazd�. Ceplerinde bir�eyler
saklam�yorsun, de�il mi? Bir elma belki? Saklam�san bozulmam. En az�ndan bir
baksan."
Rand, iki yandaki yola bakt�. Gecenin i�inde hareket eden bir onlar vard�. Bir
�izmesini ��karm�, aya��n� ovmakta olan Mat'e bakt�. Ya da art�k hareket eden
hi�bir �ey yoktu. Kendi ayaklar� da ac�yordu. Bacaklar�ndan, hen�z d��nd��� kadar
g��lenmediklerini anlatmaya �al��yorlarm� gibi bir titreme ge�ti.
�nlerindeki tarlada karanl�k y���nlar duruyordu. K��n hayvanlar� beslerken azalan
saman y���nlar�, ama yine de saman y���nlar�yd� i�te.
Aya��n�n ucuyla Mat'i d�rt�kledi. "Orada uyuruz."
"Yine saman." Mat i�ini �ekti, ama �izmesini giyip aya�a kalkt�.
R�zgar y�kseliyordu, gecenin so�u�u keskinle�iyordu. �itin kaygan tahtalar�na
t�rmand�lar ve �abucak samanlara g�m�ld�ler. Ya�-mua� engelleyen �rt� r�zgar� da
kesiyordu.
Rand, olu�turdu�u bo�lu�un i�inde d�nerek rahat bir pozisyon Duldu. Saman
giysilerinin �zerinden derisini d�rt�klemeyi ba�ar�yor-
4�.
bu
ama Rand buna tahamm�l etmeyi ��renmi�ti. Beyazk�pr�'den yana i�inde uyudu�u saman
y���nlar�n� saymaya �al�t�. Hikayelerdi kahramanlar saman y���nlar�n�n i�inde ya da
�al�lar�n alt�nda
532
ROBERTJORDAN
uyumazd�. Ama art�k bir hikayedeki kahramanm� gibi yapmak kolay de�ildi, k�sac�k
bir s�re i�in bile. ��ini �ekerek s�rt�na saman girmesini engellemek i�in yakas�n�
kald�rd�.
"Rand?" dedi Mat yumu�ak sesle. "Rand, sence ba�aracak m�y�z?"
"Tar Valon mu? Daha �ok yol var, ama..."
"Caemlyn. Sence Caemlyn'e varmay� ba�aracak m�y�z?"
Rand ba��n� kald�rd�, ama s���naklar� karanl�kt�; Mat'in nerede oldu�unu g�steren
tek �ey sesiydi. "Kinch Efendi iki g�n dedi. Yar�n de�il, �b�r g�n orada olaca��z."
"Yolda bizi bekleyen y�z Trolloc ve bir iki Soluk yoksa." Bir an sessizlik oldu,
sonra Mat konu�tu, "Bence yaln�zca biz kald�k, Rand." Sesi korku doluydu. "B�t�n
bunlar�n sebebi her neyse, yaln�zca ikimiz kald�k. Yaln�zca biz."
Rand ba��n� iki yana sallad�. Mat'in karanl�kta onu g�remeyece�ini biliyordu, ama
bu zaten Mat'den �ok kendineydi. "Uyu, Mat," dedi bitkinlik i�inde. Ama uyku gelene
kadar uzun s�re uyan�k yatt�. Yaln�zca biz.
Bir horozun �t�� Rand'� uyand�rd�, sahte �afakta d�ar� emekledi, giysilerindeki
samanlar� silkeledi. Ald��� �nleme ra�men samanlar s�rt�na girmi�ti; k�rek
kemiklerinin aras�nda kalm�, onu ka��nd�r�yorlard�. Rand samanlar� temizlemek i�in
ceketini ��kard�, g�mle�ini ba��n�n �zerinden ge�irdi. Bir eli ensesinde, di�eri
s�rt�na b�k�lm�ken insanlar�n fark�na vard�.
G�ne� tam olarak do�mam�t�, ama Caemlyn'e giden yolda birer iki�er insanlar
y�r�yordu. Baz�lar� paket ya da boh�alar�n� s�rtlam�t�, di�erlerininse asalar�ndan
ba�ka bir �ey yoktu. �o�u gen� erkeklerdi, ama arada k�zlar ya da daha ya�l�
adamlar da g�r�l�yordu. Hepsinde uzun yol y�r�m� insanlar�n peri�an hali vard�.
Baz�lar� g�zlerini ayaklar�na dikmi�ti, hen�z erken olmas�na ra�men s�rtlar�nda
bitkin bir kambur vard�; ba�kalar� bak�lar�n� ileride, hen�z g�rmedikleri bir �eye,
�afa��n oldu�u yere y�neltmi�lerdi.
Mat, saman y���n�n�n i�inde yuvarland�, �iddetle ka��nmaya ba�lad�. Yaln�zca atk�y�
ba��na saracak kadar durdu; bu sabah g�zlerini biraz daha az g�lgeliyordu. "Sence
bug�n yiyecek bir �ey bulabilir miyiz?"
D�NYANIN G�Z� ��
Rand'm midesi duyguda�l�kla guruldad�. "Bunu yola ��kt���m�zda d��n�r�z," dedi.
Tela�la giysilerini d�zeltti ve saman y���n�ndan kendine d�en y�kleri ��kard�.
�ite vard�klar�nda Mat de insanlar� fark etmi�ti. Rand �ite t�rman�rken tarlada
durup ka�lar�n� �att�. Onlardan �ok b�y�k g�r�nmeyen gen� bir adam ge�erken ikisine
bakt�. Giysileri ve s�rt�na kay�la ba�lad��� battaniyesi tozluydu.
"Nereye gidiyorsun?" diye seslendi Mat.
"Nereye olacak, Caemlyn'e, Ejder'i g�rmeye!" diye ba��rarak yan�t verdi adam
durmadan. �kisinin omuzlar�ndan sarkan battaniyelere ve eyerlere bakarak bir ka��n�
kald�rd� ve ekledi, "T�pk� sizin gibi." Kahkaha atarak, g�zlerini hevesle �n�ne
�evirerek devam etti.
Mat g�n boyunca ayn� soruyu defalarca sordu ve yaln�zca o y�renin k�yl�leri ayn�
yan�t� vermedi. K�yl�ler yan�t verse bile, bunu, yaln�zca t�k�rerek ve tiksinti
i�inde s�rtlar�n� d�nerek yap�yorlard�. D�n�yorlard�, ama g�zlerini �stlerinden
ay�rm�yorlard�. Yolculara da ayn� �ekilde, g�zucuyla bak�yorlard�. Y�zleri, dikkat
edilmezse yabanc�lar�n her �eyi yapabilece�ini s�yl�yordu.
O y�rede ya�ayanlar, yabanc�lara kar�� ihtiyatl� davranmakla kalm�yorlard�,
k�z�yorlard� da. Tam, yabanc�lar yola yay�lm�larken, g�ne� ufukta y�kselmeye
ba�lad���nda �ift�ilerin arabalar� ortaya ��k�yor, her zamanki yava� ilerleyi�leri
daha da yava�l�yordu. Hi�biri arabas�na konuk kabul etme havas�nda de�ildi. Ek�i
bir y�z buru�turma ve belki yapamad�klar� i�ler i�in bir k�f�r, daha olas�yd�. �
Caemlyn'e giden ya da oradan gelen t�ccar arabalar�, s�k�lan yumruklardan ba�ka bir
engelle kar��la�madan ge�ip gidiyorlard�. Sabah�n erken saatlerinde, g�ne� ufkun
�zerine hen�z y�kselirken, t�r�s gelen ilk t�ccar kafilesi belirdi�inde Rand yoldan
�ekilmi�ti. Arabalar hi�bir �ey i�in yava�layacak gibi g�r�nm�yordu. Rand,
ba�kalar�n�n da yoldan ka��t���n� g�rd�. Ta kenara kadar gitti, ama y�r�meye devam
etti.
�lk araba g�rleyerek ge�erken bir hareket k�p�rt�s�, ald��� tek uyar� oldu. Araba
s�r�c�s�n�n k�rbac� ba��n�n biraz �nce oldu�u yerde �aklarken yere yuvarland�.
Araba uzakla��rken yatt��� yerden arabac� ile g�z g�ze geldi. Gergin bir a�z�n
�zerinde sert g�zler. Kimseyi ya-
534 ROBERTJORDAN
ralay�p yaralamad���na, g�z ��kar�p ��karmad���na ald�rmadan ge�ip gitmi�ti.
"I��k seni k�r etsin!" diye seslendi Mat araban�n arkas�ndan. "B�yle..." Atl� bir
asker m�zra��n�n sap�n� omzuna indirdi ve onu da Rand'�n tepesine yuvarlad�.
"Yoldan �ekil, seni pis Karanl�kdostu!" diye h�rlad� asker yava�lamadan.
Bundan sonra arabalardan uzak durdular. Kesinlikle �ok araba vard�. Daha birinin
g�r�lt�s� kaybolmadan yeni bir tanesinin yakla�t��� duyulabiliyordu. Askerler ve
s�r�c�ler, hepsi, Caemlyn'e giden yolculara y�r�yen pislikler gibi bak�yordu.
Rand bir kez bir arabac�n�n k�rbac�n�n uzakl���n� ucunun uzunlu�u kadar yanl� hesap
etti. Elini ka��n�n �zerindeki s�� kesi�e bast�rarak, g�z�ne ne kadar yakla�t���
d��ncesi ile kusmamak i�in yutkundu. Arabac� ona alayla g�ld�. Rand di�er eliyle,
yay�na ok takmas�n� engellemek i�in Mat'i tuttu.
"B�rak gitsin," dedi. Ba��n� arabalar�n yan�nda at s�ren askerlere do�ru sallad�.
Baz�lar� g�l�yordu; di�erleri Mat'in yay�na sert sert bak�yordu. "�ansl�ysak,
yaln�zca m�zraklar� ile bizi d�verler. �ansl�ysak."
Mat ek�i ek�i homurdand�, ama Rand'�n onu yola �ekmesine izin verdi.
Krali�enin Askeri s�vari birli�i iki kez m�zraklar�ndaki flamalar r�zgarda
dalgalanarak ge�ti. �ift�ilerin baz�lar� onlara seslendi, yabanc�lar i�in bir�eyler
yapmalar�n� istedi ve askerler durup sab�rla dinledi. ��lene do�ru Rand bu
konu�malardan birini dinlemek i�in durdu.
Y�zba��n�n a�z� mi�ferinin parmakl�klar�n�n arkas�nda ince bir �izgi gibiydi. "E�er
i�lerinden biri bir �ey �alarsa ya da arazinize izinsiz girerse," diye h�rlad�
�zengisinin yan�nda ka�lar�n� �atan s�ska �ift�iye. "Onlar� yarg�c�n �n�ne
��kar�r�m, ama Krali�enin Yolu'nda y�r�yerek Krali�enin Yasas�'n� bozmu�
olmuyorlar."
"Ama her yerdeler," diye itiraz etti �ift�i. "Kim olduklar�n�, ne olduklar�n� kim
bilebilir? Ejder hakk�nda bunca konu�ma varken..."
"I��k, adam! Burada yaln�zca bir avu� var. Caemlyn'in duvarlar�n�n i�i onlarla dolu
ve her ge�en g�n daha fazlas� geliyor." Y�zba-
D�NYAN�N G�Z� SU
��'n�n ka� �at��, yak�nda duran Rand ile Mat'i g�r�nce derinle�ti. "Yolunuza devam
edin, yoksa yolu kapatt���n�z i�in sizi i�eri t�kar�m."
Sesi, �ift�i ile konu�urken oldu�undan daha sert de�ildi, ama yola koyuldular.
Y�zba��n�n bak�lar� bir s�re onlar� izledi; Rand s�rt�nda olduklar�n�
hissedebiliyordu. Askerlerin gezginlere kar�� pek az sabr� kalm�t�, a� h�rs�zlara
ise hi� ho�g�r�leri kalmam�t�. Bir daha yumurta �almay� �nerirse Mat'i engellemeye
karar verdi.
Yine de, yolda bunca araba ve insan olmas�n�n iyi bir yan� vard�, �zellikle
Caemlyn'e giden bir s�r� gen� adam olmas�n�n. Onlar� kovalayan herhangi bir
Karanhkdostu i�in bir g�vercin s�r�s� i�inden iki tanesini se�meye �al�mak gibi
olacakt�. E�er K� Gecesi'ndeki Myrddraal kimin pe�inde oldu�unu tam olarak
bilmiyorsa, belki buradaki arkada�lar� daha ba�ar�l� olmazd�.
Rand'�n midesi s�k s�k gurulduyor, ona hemen hemen hi� paralar� kalmad���n�
hat�rlat�yordu, Caemlyn'e bu kadar yak�nken yemek i�in talep edilen paraya
kesinlikle yetmezdi. Bir kez elini fl�t �antas�n�n �zerine koydu�unu fark etti, ama
kararl�l�kla �antay� s�rt�na itti. Gode fl�t �al�p top �evirdiklerini biliyordu.
Onu �ld�rmeden �nce Ba'alzamon'un ne kadar �ok �ey ��rendi�ini -e�er Rand'�n
g�rd��� �ey ger�ekten sonu ise- ya da di�er Karanl�kdostlar�na ne kadar bilgi
iletildi�ini bilmenin yolu yoktu.
�z�nt�yle yan�ndan ge�tikleri bir �iftli�e bakt�. Bir adam bir �ift h�rlayan,
tasmalar�n� �eki�tiren k�pekle �itleri dolan�yordu. Adam�n, onlar� serbest b�rakmak
i�in bir bahaneden �ok istedi�i bir �ey yok gibiydi. Her �iftlik k�peklerini
��karmam�t�, ama kimse yolculara i�' vermiyordu.
G�ne� batmadan �nce Rand ve Mat iki k�yden daha ge�mi�lerdi. K�yl�ler birbirlerine
yak�n gruplar halinde duruyor, aralar�nda konu�arak, ge�enleri izliyorlard�.
Y�zleri, �ift�ilerin, araba s�r�c�lerinin ya da Krali�enin Askerleri'nin
y�zlerinden daha dostcanl�s� de�ildi. B�t�n bu yabanc�lar sahte Ejder'i g�rmeye
gidiyordu. Ait olduklar� yerde kalmay� bilmeyen aptallar. Belki, sahte Ejder'in
takip�ileriydiler. Hatta belki Karanl�kdostlar�. �kisinin aras�nda bir fark varsa.
Ak�am gelirken, ikinci k�yden ge�en insan ak�nt�s� seyrelmi�ti. Paras� olan birka�
ki�i hanlara girmi�ti, ama onlar� i�eri b�rak�p b�rak-
ROBERTJORDAN
mamak konusunda tart�malar var gibiydi. Ba�kalar�, uygun �al�lar ya da k�pekleri
olmayan tarlalar bulmu�tu. Alacakaranl�k ��kt���nde, Rand ve Mat, Caemlyn Yolu'nda
yaln�zd�. Mat bir ba�ka saman y���n� bulmaktan bahsetmeye ba�lad�, ama Rand devam
etmeleri konusunda �srar etti.
"Yolu g�rebildi�imiz kadar�yla," dedi, "durmadan ne kadar gidersek, o kadar ileride
oluruz." E�er seni koval�yorlarsa. Bunca zamand�r onlara gitmeni beklemi�ken, neden
�imdi kovalas�nlar ki?
Bu sav Mat i�in yeterliydi. S�k s�k omzunun �zerinden bak�lar f�rlatarak ad�mlar�n�
h�zland�rd�. Rand ayak uydurmak i�in h�zlanmak zorunda kald�.
Gece koyula�t�, ancak zay�f bir ay ���� ile ayd�nland�. Mat'in enerji patlamas�
soldu ve �ikayetleri yine ba�lad�. Rand'�n kal�alar�nda a�r�l� d���mler belirdi.
Kendi kendine, Tam ile �iftlikteyken, zorlu bir g�nde daha fazla y�r�d���n�
s�yledi, ama bunu ne kadar tekrarlarsa tekrarlas�n, kendini inand�ramad�. Di�lerini
s�karak, a�r�lar� ve ac�lar� g�rmezden geldi ve durmay� reddetti.
Mat'in �ikayetleri ve Rand'�n bir sonraki ad�m�na yo�unla�mas� aras�nda, ��klar�
g�rmeden �nce neredeyse k�ye girmi�lerdi. Rand, yerinde kalakald�, aniden
ayaklar�ndan bacaklar�na y�kselen yanmay� fark etti. Sa� aya��nda bir su kabarc���
olu�tu�unu d��n�yordu.
K�y ��klar�n� g�r�nce Mat inleyerek dizlerinin �zerine ��kt�. "Art�k durabilir
miyiz?" dedi nefes nefese. "Yoksa bir han bulup Karan-l�kdostlar� i�in tabela
asmay� m� tercih edersin? Ya da bir Soluk i�in."
"Kasaban�n di�er taraf�na," diye yan�t verdi Rand, ��klara bakarak. Karanl�kta bu
uzakl�ktan bak�nca, buras� Emond Meydan�'na benziyordu. Orada bizi ne bekliyor?
"Bir bu�uk kilometre daha, o kadar."
"O kadar m�! Bir ad�m daha atm�yorum."
Rand'�n bacaklar� ate� gibiydi, ama kendini bir ad�m daha atmaya zorlad�, sonra bir
ad�m daha. Y�r�d�k�e kolayla�mad�, ama her seferinde bir ad�m atmaya yo�unla�arak
devam etti. Daha on ad�m ilerlememi�lerdi ki, Mat'in, al�ak sesle m�r�ldanarak
arkas�ndan sendeledi�ini i�itti. Mat'in s�ylediklerini anlamamas�n�n daha iyi
oldu�unu d��nd�.
K�y�n sokaklar�n�n bu ge� saatte bo� olmas� gerekirdi, ama evle-
/ D�NYANIN G�Z� 53Z
rin �o�unda, en az bir pencerede ��k vard�. K�y�n ortas�ndaki han ��l ��l
ayd�nlat�lm�, karanl��� geri iten alt�ndan bir havuzla �evrelenmi�ti. Kal�n
duvarlar�n bo�ukia�t�rd��� m�zik ve kahkaha sesleri binadan d�ar� s�z�l�yordu.
Kap�n�n �zerindeki tabela r�zgarda g�c�rd�yordu. Han�n yak�ndaki k�esinde, bir adam
ko�umlar� kontrol ederken bir at ve araba Caemlyn Yolu'nun �zerinde duruyordu. �ki
adam binan�n uzak ucunda, ��k havuzunun kenar�nda duruyordu.
Rand, karanl�k bir evin g�lgesinin alt�nda durdu. �evrelerinden dolanmak i�in bir
yan sokak arayamayacak kadar yorgundu. Bir dakika dinlenmenin zaran olmazd�. Bir
dakikac�k. Adamlar gidene kadar. Mat minnettar bir i� �eki�le, orac�kta uyuyacakm�
gibi duvara yasland�.
G�lgenin k�y�s�ndaki iki adamda, Rand'� huzursuz eden bir �ey vard�. Ba�ta ne
oldu�unu ��karamad�, ama araban�n yan�ndaki adam�n da ayn� �eyleri hissetti�ini
fark etti. Adam, kontrol etti�i kay��n sonuna ula�t�, at�n a�z�ndaki gemi d�zeltti,
sonra d�n�p ba�tan ba�lad�. Ba��n� hep �n�nde tutuyordu, g�zleri yapt��� i�teydi ve
asla adamlara d�nm�yordu. Kaba hareket etmesi ve zaman zaman s�rf adamlara bakmamak
i�in tuhaf �ekillerde d�nmesi olmasa, elli ad�m �tede olmalar�na ra�men onlar�n
fark�nda olmad��� s�ylenebilirdi.
G�lgedeki adamlardan biri yaln�zca siyah bir �ekildi, ama di�er adam ��kta
duruyordu ve s�rt� Rand'a d�n�kt�. Yine de siyahl� adamla etti�i sohbetten �ok zevk
almad��� a��kt�. Ellerini ovu�turuyor, g�zlerini yerden kald�rm�yordu. Zaman zaman,
di�erinin s�yledi�i bir �eye k�saca ba� sall�yordu. Rand hi�bir �ey duyam�yordu,
ama yaln�zca g�lgedeki adam�n konu�tu�u izlenimi alt�ndayd�; sinirli adam dinliyor,
ba��n� sall�yor ve endi�eyle ellerini ovu�turuyordu.
Bir s�re sonra karanl��a b�r�nm� olan s�rt�n� d�nd� ve sinirli adam ���a y�r�d�.
So�u�a ra�men, tere batm� gibi y�z�n� �zerindeki uzun �nl�k ile siliyordu.
Rand derisi diken diken, �eklin gecenin i�inde uzakla�mas�n� izledi. Neden
bilmiyordu, ama huzursuzlu�u onu takip ediyor gibiydi, ensesinde belirsiz bir
kar�ncalanma, gizlice ona yakla�an birini aniden fark etmi� gibi kollar�ndaki
t�ylerin dikildi�ini hissediyordu. Ba-��r�� h�zla sallayarak kollar�n� ovalad�. Mat
kadar aptalca davran�yor-
ROBERTJORDAN
sun, de�il mi?
O anda �ekil ����n k�y�s�ndan -yaln�zca k�y�s�ndan- kay�p ge�ti ve Rand'�n derisi
�rperdi. Han�n tabelas� r�zgarda g�c�rday�p duruyordu, ama siyah pelerin asla
k�p�rdam�yordu.
"Soluk," diye f�s�ldad� ve sanki ba��rm� gibi Mat aya�a f�rlad�.
"Ne...?"
Rand elini Mat'in a�z�na kapatt�. "Yava�." Siyah �ekil karanl���n i�inde kayboldu.
Nerede? "Art�k gitti. San�r�m. Umar�m." Elini �ekti; Mat'in ��kard��� tek ses i�ine
�ekti�i uzun nefesin sesi oldu.
Sinirli adam neredeyse han kap�s�na varm�t�. Durdu ve �nl���n� d�zeltti. ��eriye
girmeden �nce kendini toplamaya �al�t��� g�zle g�r�lebiliyordu.
"Tuhaf dostlar�n var, Raimun Holdwin," dedi araban�n yan�ndaki adam aniden. Bu
ya�l� bir adam�n sesiydi, ama g��l�yd�. Konu�an, ba��n� sallayarak do�ruldu. "Bir
hanc� i�in karanl�kta, tuhaf dostlar."
Di�eri konu�unca sinirli adam yerinden s��rad�, arabay� ve di�er adam� ilk kez
g�rm� gibi �evresine bak�nd�. Derin bir nefes ald�, kendini toplad�, sonra keskin
bir sesle sordu. "Ne demeye �al��yorsun, Almen Bunt?"
"Yaln�zca ne s�ylediysem onu, Holdwin. Tuhaf dostlar. Buralardan de�il, de�il mi?
Son birka� g�nd�r bir s�r� tuhaf insan geldi. Bir s�r� tuhaf insan."
"Senin i�in konu�mak kolay." Holdwin araban�n yan�nda duran adama ba��n� e�erek
bakt�. "Ben bir s�r� insan tan�yorum, hatta Ca-emlyn'den insanlar. Senin gibi bir
�iftlikte kapal� de�ilim." Durdu, sonra daha fazla a��klamas� gerekti�ine karar
vermi� gibi devam etti. "Adam D�rt Kral'dan geliyor. Bir �ift h�rs�z ar�yor. Gen�
adamlar. Ondan bal�k��l damgal� bir k�l�� �alm�lar."
D�rt Kral'dan bahsedince Rand nefesini tutmu�tu; k�l��tan bahsedince Mat'e bir bak�
f�rlatt�. Arkada�� s�rt�n� duvara yaslam�, karanl��a bak�yordu. G�zleri �yle iri
a��lm�t� ki, �epe�evre beyazlar� g�r�lebiliyordu. Rand da karanl��a bakmak
istiyordu �Yar�-insanlar her yerde olabilirdi� ama g�zleri han�n �n�ndeki iki adama
kayd�.
"Bal�k��l damgal� bir k�l�� m�!" diye ba��rd� Bunt. "Geri istemesine �a�mamak
gerek."
D�NYANIN G�Z� 132
Holdwin ba��n� sallad�. "Evet. �ki genci de istiyor. Dostum zengin bir adamd�r,
bir... bir t�ccar ve bu ikisi onun i�in �al�an insanlar�n aras�nda sorun yaratm�.
��lg�nca hikayeler anlatarak insanlar� alt�st etmi�. Karanl�kdostuymu�lar,
Logain'in takip�ileri."
"Karanl�kdostlar� ye sahte Ejder'in takip�ileri, ha? Hem de ��lg�nca hikayeler
anlat�yorlar. Gen� adamlar�n yapmas� gerekenden �ok ileri gitmi�ler. Gen�
olduklar�n� s�ylemi�tin, de�il mi?" Bunt'�n sesinde aniden bir alay izi tonu
belirmi�ti, ama hanc� fark etmi� g�r�nmedi.
"Evet. Daha yirmi ya��nda bile de�iller. �kisi i�in bir �d�l var -y�z alt�n kron."
Holdwin teredd�t etti, sonra ekledi, "O ikisinin �evik dilleri var. I��k bilir,
insanlar� birbirlerinin aleyhine d�nd�rmeye �al��rken ne t�r hikayeler
anlat�yorlard�r. �yle g�r�nmeseler de tehlikeliler. Sald�rgan. En iyisi onlar�
g�r�rsen uzak dur. �ki gen� adam, birinin k�l�c� var ve ikisi de omuzlar�n�n
�zerinden arkaya bak�yor olacak. E�er onlarsa benim... benim arkada��m yerleri
belirlendi�i anda yakalayacak onlar�."
"Sanki y�zlerini tan�yormu� gibi konu�uyorsun."
"Onlar� g�rd���mde tan�yaca��m," dedi Holdwin g�venle. "Ama onlar� kendin
yakalamaya �al�ma. Birisinin yaralanmas�na gerek yok. Onlar� g�r�rsen gel, bana
s�yle. Benim... dostum onlarla ba�a ��kar. �kisi i�in y�z kron, ama ikisini birden
istiyor."
"�kisi i�in y�z kron," diye d��nd� Bunt. "Bu kadar �ok istedi�i k�l�� i�in ne
veriyor?"
Holdwin aniden di�er adam�n onunla alay etti�ini fark etti. "Neden sana s�yl�yorum,
bilmiyorum," diye terslendi. "G�r�yorum ki, o aptalca plan�nda h�l� kararl�s�n."
"O kadar da aptalca de�il," diye yan�t verdi Bunt sakin sakin. "Ben �lmeden yeni
bir sahte Ejder ��kmayabilir -I��k ad�na, umar�m �yle olur!- ve Caemlyn'e gidene
kadar t�ccar tozu yemek i�in fazla ya�l�y�m. Yol tamamen bana kalacak ve yar�n
erkenden Caemlyn'de olaca��m."
"Sana m� kalacak?" Hanc�n�n sesinde pis bir titreme vard�. "Gecenin i�inde ne
oldu�unu asla bilemezsin, Almen Bunt. Karanl�kta, yolda yapayaln�z. Birisi ���l�k
att���n� duysa bile sana yard�m etmek i�in kimse kap�s�n�n s�rg�s�n� a�maz.
Bug�nlerde de�il, Bunt. En yak�n
540
ROBERTJORDAN
kom�un bile."
Bunlar�n hi�biri ya�l� �ift�iyi etkilemi� g�r�nm�yordu; �nceki kadar sakin bir
bi�imde yan�t verdi. "E�er Caemlyn'e bu kadar yak�nken Krali�enin Askerleri yolu
g�venli tutam�yorsa, o zaman hi�birimiz kendi yata��m�zda bile g�vende de�iliz.
Bana sorarsan, askerlerin yolu g�venli k�lmak i�in yapmalar� gereken tek �ey, senin
o arkada��n� prangaya vurmak olur. Herhangi birinin onu g�rmesinden korkarak
karanl�kta gizli gizli dola��yor. Bana i�e yaramaz�n teki olmad���n�
s�yleyemezsin."
"Korkuyor mu!" diye ba��rd� Holdwin. "Seni ihtiyar aptal, bir bil-sen..." Aniden
di�leri f�k�rdayarak a�z�n� kapatt� ve silkelendi. "Neden seninle zaman harc�yorum,
bilmiyorum. Git i�ine! Han�m�n �n�nde kalabal�k etmekten vazge�." Han�n kap�s�
arkas�ndan g�mleyerek kapand�.
Bunt kendi kendine m�r�ldanarak araba koltu�unun kenar�n� yakalad� ve aya��n�
tekerlek g�be�ine koydu.
Rand yaln�zca bir an teredd�t etti. Harekete ge�erken Mat kolunu yakalad�.
"Sen delirdin mi, Rand? Bizi hemen tan�r!"
"Burada kalmay� m� tercih edersin? �evrede bir Soluk varken? O bizi bulmadan
y�r�yerek ne kadar uza�a gidebiliriz dersin?" Arabayla ne kadar uza�a
gidebileceklerini d��nmemeye �al�t�. Mat'in elini silkeledi ve yola ��kt�. K�l�c�
gizlemek i�in pelerinini dikkatle kapatt�; r�zgar ve so�uk bunun i�in yeterli
bahaneydi.
"Elimde olmadan Caemlyn'e gitti�inizi duydum," dedi.
Bunt irkildi, arabadaki de�ne�i ��kard�. K�selemsi derisi bir k�r��k y���n�yd� ve
di�lerinin yar�s� eksikti, ama bo�um bo�um elleri de�ne�i sa�lam ellerle tutuyordu.
Bir an sonra de�ne�in ucunu yere indirdi ve �zerine yasland�. "Demek siz ikiniz
Caemlyn'e gidiyorsunuz. Ejder'i g�rmeye mi?"
Rand, Mat'in onu takip etti�ini fark etmemi�ti. Mat geride, ����n d��nda kalm�,
han� ve ihtiyar �ift�iyi, adam sanki gecenin kendisiy-mi�cesine ku�kuyla izliyordu.
"Sahte Ejder," dedi Rand vurgulayarak.
Bunt ba��n� sallad�. "Elbette. Elbette." Hana yan yan bakt�, sonra
D�NYANIN G�Z� ��
aniden de�ne�ini araba koltu�unun alt�na soktu. "Eh, e�er binmek isterseniz gelin.
Yeterince zaman harcad�m."
�ift�i dizginleri silkelerken Rand arkaya t�rmand�. Mat yeti�mek i�in ko�mak
zorunda kald�. Rand onun kollar�n� yakalad� ve arabaya �ekti.
Bunt'�n belirdi�i h�z ile, k�y �abucak arkalar�nda, gecenin i�inde kayboldu. Rand
��plak tahtalar�n �zerine uzand�, tekerleklerin ninni gibi g�c�rt�s� ile m�cadele
etmeye ba�lad�. Mat, ihtiyatla k�rlar� izleyerek esnemelerini yumru�u ile bast�rd�.
Karanl�k tarlalar�n ve �iftliklerin �zerine ��km�, �iftlik evlerinin ��klar� ile
beneklenmi�ti. I��klar uzak g�r�n�yordu, geceye kar�� bo�una m�cadele ediyor gibi
g�r�n�yordu. Bir bayku� yasl� yasl� �tt� ve r�zgar, G�lge'de kaybolmu� ruhlar gibi
feryat etti.
Orada, herhangi bir yerde olabilir, diye d��nd� Rand.
Bunt da gecenin bask�nl���n� hissediyor gibiydi, ��nk� aniden konu�tu. "Siz ikiniz
daha �nce Caemlyn'e gittiniz mi?" Hafif�e g�ld�. "Gitti�inizi sanmam. Eh, g�rene
kadar bekleyin. D�nyadaki en b�y�k �ehir. Ah, Ulian'�, Ebou Dar'�, Tear'� falan
duydum -bir �eyin, ufu�un �tesinde oldu�u i�in daha b�y�k ve daha iyi oldu�unu
d��nen aptallar oldu�unu hep duydum- ama benim param i�in, en ihti�aml�s�
Caemlyn'dir. Daha ihti�aml� olamaz. Hay�r, olamaz. Krali�e Morgase, I��k onu
ayd�nlats�n, o Tar Valon cad�s�ndan kurtulmad��� s�rece olamaz."
Rand, ba��n� Thom'un pelerin boh�as�n�n �zerine koydu�u battaniye rulosuna dayam�,
gecenin ge�ip gitmesini izliyor, �ift�inin s�zlerinin �zerinden ak�p gitmesine izin
veriyordu. �nsan sesi karanl��� uzak tutuyor, yasl� r�zgar� susturuyordu. D�n�p,
Bunt'�n karanl�k s�rt�na bakt�. "Aes Sedai'yi mi kastediyorsun?"
"Ba�ka neyi kastedebilirim? Orada, Saray'da bir �r�mcek gibi oturuyor. Ben
Krali�e'nin iyi bir adam�y�m -olmad���m� asla s�ylemem� ama bu do�ru de�il i�te.
Elaida'n�n Krali�e �zerinde �ok fazla etkisi oldu�unu s�yleyenlerden de�ilim. Ben
de�il. Ve as�l krali�enin Ela-ida oldu�unu s�yleyen aptallara gelince..." Geceye
t�k�rd�. "Onlar bu i�te. Morgase Tar Valon cad�lar�na dans edecek bir kukla de�il."
Bir ba�ka Aes Sedai. E�er... Moirane Caemlyn'e gitti�inde, Aes Se-
542
ROBERTJORDAN
dai karde�ine gidebilirdi. En k�t�s� olmu�sa, bu Elaida Tar Valon'a ula�malar�na
yard�m edebilirdi. Rand Mat'e bakt�, sanki y�ksek sesle konu�mu� gibi Mat ba��n�
iki yana sallad�. Rand, Mat'in y�z�n� g�-remiyordu, ama y�z�ndeki ifadeden buna
kar�� ��kt���n� anl�yordu.
Bunt, atlar yava�lad��� zaman dizginleri silkeleyerek, bunun d��nda ellerini
dizlerine dayayarak konu�maya devam etti. "Dedi�im gibi, ben Krali�e'nin iyi bir
adam�y�m, ama bazen aptallar bile zaman zaman i�e yarar bir�eyler s�yler. Bazen k�r
bir domuz bile bir me�e palamudu bulabilir. Baz� de�i�imler olmal�. Bu hava,
ekinlerin bitmemesi, ineklerin kurumas�, buza��lar�n, kuzular�n �l� ya da iki ba�l�
do�mas�. Lanet kuzgunlar hayvanlar�n �lmesini beklemiyor bile. �nsanlar korkuyor.
Su�layacak bir �ey ar�yorlar. �nsanlar�n kap�lar�na Ejder Di�leri �iziliyor.
Gecenin i�inde varl�klar s�r�n�yor. Ah�rlar yan�yor. Holdwin'in dostuna benzeyen
tipler ortal�klarda dolanarak insanlar� korkutuyor. Krali�e �ok ge� olmadan
bir�eyler yapmal�. Bunu g�r�yorsunuz, de�il mi?" Rand, yans�z bir ses ��kard�. Bu
ya�l� adam� ve arabas�n� buldu�u i�in d��nd���nden de �ansl�ym� gibi geliyordu ona.
G�n ����n� bekleseler, son k�yden ��kamayabilirlerdi. Gecenin i�inde s�r�nen
�eyler. Do�rulup araban�n yan�ndan karanl��a bakt�. Siyahl���n i�inde g�lgeler ve
�ekiller k�vran�yor gibiydi. Hayal g�c� onu orada bir �ey oldu�una ikna etmeden
arkas�na yasland�.
Bunt bunu onay olarak kabul etti. "Do�ru. Ben Krali�e'nin iyi bir adam�y�m ve ona
zarar vermeye kalk�ana kar�� ��kar�m, ama hakl�y�m. �rne�in Leydi Elayne ve Lord
Gawin'i ele al. �te bu, kimseye zarar� olmayacak, hatta faydas� olacak bir de�i�im
olur. Elbette, An-dor'da hep b�yle yapageldi�imizi biliyorum. K�z-veliah� Aes
Sedaile-rin yan�nda e�itim g�rs�nler diye, en b�y�k o�lan� da Muhaf�zlarla e�itim
g�rs�n diye Tar Valon'a g�nder. Ben geleneklere inan�r�m, evet, ama son seferinde
ba��m�z� nas�l belaya soktu�una baksana. Luc, K�l�c�n �lk Prensi olarak vaftiz
edilmeden Afet'te �l�yor ve tahta ge�me zaman� geldi�i zaman Tigraine yok oluyor
�ka��yor ya da �l�yor. Bu h�l� bizi rahats�z ediyor.
"Baz�lar� hayatta oldu�unu s�yl�yor, biliyor musunuz? Morgase'in ger�ek Krali�e
olmad���n� s�yl�yorlar. Lanet aptallar! Ben ne oldu�unu hat�rl�yorum. Daha d�n
olmu� gibi hat�rl�yorum. Ya�l� Krali�e �l-
D�NYANIN G�Z� 5A1
d���nde tahta ge�ecek K�z-veliaht yoktu ve Andor'daki her aile taht i�in entrika
�evirmeye, sava�maya ba�lad�. Ve Taringail Damodred. Hangi evin kazanaca��n�
hesaplamaya �al��rken g�rsen, kar�s�n� yeni kaybetti�ini d��nmezdin. Yeniden
evlenip, Zev�-Prens olmak istiyordu. Eh, bunu ba�ard�, ama Morgase neden onu
se�ti... ah, kimse bir kad�n� anlayamaz ve krali�e iki kez kad�nd�r, hem bir
erkekle, hem de �lkesiyle evlidir. Adam istedi�ini elde etti, ama diledi�i �ekilde
de�il.
"�i bitmeden Cairhien'i planlar�na dahil etti ve nas�l bitti�ini biliyorsunuz. A�a�
kesildi, siyah pe�eli Aieller, Ejderduvan'n� a�t�. Eh, Taringail Damodren Elayne ve
Gawin'i yapt�ktan sonra uygun �ekilde kendisini �ld�rtt� ve i�in sonu da bu oldu,
san�r�m. Ama Tar Va-lon'a, neden g�ndersinler ki? �nsanlar�n art�k Andor'u Aes
Sedailer ile ayn� c�mlede d��nmelerinin zaman� ge�ti bence. Gereken �eyleri
��renmeleri i�in bir yer gerekiyorsa, eh, Illian'�n k�t�phaneleri de Tar
Valon'unkiler kadar iyidir ve Leydi Elayne'e entrika �evirip, h�kmetmeyi, cad�lar
kadar iyi ��retebilirler. Entrika �evirmeyi kimse illi� anl�lardan daha iyi
bilemez. Ayn� �ey Shienarl�lar ve Tearl�lar i�in de ge�erli. Ben Krali�e'nin iyi
bir adam�y�m, ama Tar Valon ile ili�kileri kesmenin zaman� geldi, diyorum. �� bin
y�l yeterince uzun. �ok uzun. Krali�e Morgase bize �nderlik edebilir ve Beyaz
Kule'nin yard�m� olmadan her �eyi d�zeltebilir. Size s�yl�yorum, i�te o, bir
erke�in takdisi i�in diz ��kmekten gurur duyabilece�i bir kad�n. Neden, bir kez..."
Rand uykuyla m�cadele etti, ama araban�n ritmik g�c�rt�s� ve sallan�� onu yat�t�rd�
ve Bunt'un sesinin m�r�lt�s� ile dal�p gitti. R�yas�nda Tam'i g�rd�. Ba�ta �iftlik
evinde, b�y�k me�e masan�n bas�ndayd�lar. Tam ona Zev�-Prensleri, K�z-veliahtlar�,
Ejdersuru'nu ve siyah pe�eli Aielleri anlat�rken �ay i�iyorlard�. Bal�k��l damgal�
k�l��, aralar�nda, masan�n �zerinde yat�yordu, ama hi�biri ona bakm�yordu. Aniden
Rand kendini Bat�orman�'nda, ay ���� ile ayd�nlanm� gecede, kendi yapt��� sedyeyi
�ekerken buldu. Omzunun �zerinden bakt���nda sedyede babas� de�il, Thom vard�,
ba�da� kurup oturmu�, ay ���� alt�nda top �eviriyordu.
"Krali�e �lkeyle evlidir," dedi Thom ne�eyle, renkli toplar bir
544
ROBERTJORDAN
�ember �izerek dans ederken, "ama Ejder... Ejder �lkeyle birdir ve �lke de Ejder'le
birdir."
Rand arkadan bir Soluk'un geldi�ini g�rd�, siyah pelerini r�zgarda k�m�ldam�yordu,
at� sessizce a�a�lar�n aras�ndan ge�iyordu. Myrddraal'in eyerinde iki kesik ba�
as�l�yd�, at�n k�m�r siyah� omzundan a�a�� karanl�k kanlar ak�yordu. Y�zleri ac�
ile buru�mu� olan Lan ve Moiraine. Soluk at�n� s�rerken bir avu� dolusu ip
�ekiyordu. Her ip sessiz toynaklar�n arkas�nda ko�an, y�zleri �mitsizlik ile
ifadesiz bir ki�iye ba�l�yd�. Mat ve Perrin. Ve Egwene.
"O olmaz!" diye ba��rd� Rand. "I��k seni kavursun, istedi�in benim, o de�il!"
Yar�-insan i�aret etti ve alevler Egwene'i kavurdu, eti k�le d�n�t�, kerhikleri
karard�, ufaland�.
"Ejder �lkeyle birdir," dedi Thom, kay�ts�zca top �evirmeye devam ederek, "ve �lke
Ejder'le birdir."
Rand ���l�k att�... ve g�zlerini a�t�.
Araba, geceyle, uzun zaman �nce kesilmi� samanlar�n tatl�l���yla, at�n hafif kokusu
ile dolu Caemlyn Yolu'nda g�c�rd�yordu. G��s�nde geceden de kara bir �ekil
oturuyor, �l�mden de karanl�k g�zlerle Rand'�n g�zlerine bak�yordu.
"Sen benimsin," dedi karga ve keskin gaga g�z�ne sapland�. Kuzgun, g�zyuvar�n�
kafas�ndan �ekerken ���l�k att�.
G�rtla��n� y�rtarcas�na bir ���l�k atarak do�rulup oturdu ve iki eliyle y�z�n�
kapatt�.
Araba, sabah�n ilk ��klar� ile y�kan�yordu. Sersem sersem ellerine bakt�. Kan
yoktu. Ac� yoktu. R�yas�n�n kalan� �oktan solup gitmi�ti, ama bu... �htiyatla
y�z�n� yoklad� ve �rperdi.
"En az�ndan..." Mat �eneleri �at�rdayarak esnedi. "En az�ndan sen biraz uyudun."
Sulanm� g�zlerinde pek az duyguda�l�k vard�. Battaniye rulosu kafas�n�n alt�nda,
pelerininin alt�na b�z�ld�. "Adam t�m gece konu�tu."
"�yice uyand�n m�?" dedi Bunt s�r�c� koltu�undan. "�yle ba��r�nca beni �rk�tt�n.
Art�k geldik." Elini g�steri�li bir hareket ile �nlerinde savurdu. "Caemlyn,
d�nyadaki en ihti�aml� �ehir."
35 CAEMLYN
Rand d�nerek s�r�c� koltu�unun arkas�nda diz ��kt�. Rahatlad� ve g�lmekten kendini
alamad�. "Ba�ard�k, Mat! Sana ba�araca��m�z�..."
G�zleri Caemlyn'e tak�l�nca s�zc�kler a�z�nda �ld�. Baerlon'dan sonra, hatta Shadar
Logoth'un y�k�nt�lar�ndan sonra b�y�k bir �ehrin neye benzemesi gerekti�ini
bildi�ini san�yordu, ama bu... bu inana-bilece�inden daha fazlayd�.
B�y�k duvar�n d��nda, ge�tikleri her kasaba toplanm� ve buraya yerle�mi� gibi,
binalar yan yana, dip dibe toplanm�t�. Hanlar �st katlar�n� evlerin kiremit
�at�lar�n�n �zerine uzatm�lard�. Al�ak, geni� ve penceresiz d�kkanlar hepsini
birden omuzluyordu. K�rm�z� tu�la, gri ta�, beyaz badana birbirine kar�m�, g�z
g�rebildi�ince uzan�yordu. Baerlon burada fark edilmeden kaybolabilirdi ve
Beyazk�pr�, tek dalga yaratamadan yirmi kez yutulurdu.
Ve duvar. Dik, on be� metre y�ksekli�inde, a��k gri ta�tan yap�lm�, beyaz ve g�m�
�izgilerle s�sl� duvar, b�y�k bir �ember �izerek kuzeye ve g�neye k�vr�l�yordu.
Rand ne kadar uzand���n� merak etti. �zerinde yuvarlak, duvardan da y�ksek kuleler
y�kseliyor, her birinin tepesinde k�rm�z� beyaz flamalar r�zgarda dalgalan�yordu.
Duvar�n i�inde ba�ka kuleler g�r�l�yordu; duvarlardakinden de y�ksek, ince kuleler
ve g�ne�in alt�nda beyaz ve alt�n rengi parlayan kubbeler. Dinledi�i bin hikaye,
akl�nda krallar�n ve krali�elerin, tahtlar�n, g��lerin ve efsanelerin �ehirlerini
resmetmi�ti ve Caemlyn, zihninin derinliklerindeki o resimlere, suyun s�rahiye
uymas� gibi uyu-
ROBERTJORDAN
�ini, belki hi� gelmeyece�ini bilmiyormu� gibi. Rand g�rmediklerini, belki
g�remediklerini, belki g�rmeyi tercih etmediklerini fark etti. G�zleri yapraks�z
dallardan ka��yor, �l� ya da �lmekte olan otlar�n �zerinde bak�lar�n� yere
indirmeden y�r�yorlard�. G�rmedikleri bir �eyi g�rmezden gelebilirlerdi;
g�rmedikleri bir �ey, asl�nda orada olmayabilirdi.
Rand, a�z� bir kar� a��k �ehre ve insanlara bakarken, araba bulvardan daha dar, ama
yine de Emond Meydan�'ndaki en geni� sokaktan daha geni� bir yan yola sap�nca
�a��rd�. Trafik burada biraz daha hafifti; kalabal�k h�z�n� kesmeden araban�n
�evresinde ikiye ayr�l�yordu.
"Pelerininin alt�nda ne sakl�yorsun, ger�ekten de Holdwin'in s�yledi�i �eyi mi?"
Rand heybelerini omzuna atmak �zereydi. Tek kas� seyirmedi. "Ne demek istiyorsun?"
Sesi de sakindi. Midesi ek�i bir d���me d�n�m�t�, ama sesi sakindi.
Mat bir eliyle esnemesini bast�rd�, ama di�er elini ceketinin alt�na soktu -Shadar
Logoth'dan ald��� han�eri tutuyordu, Rand biliyordu-ve g�zleri kafas�na sard���
atk�n�n alt�nda sert, kovalan�yormu� gibi bir bak� kazand�. Bunt, o elin alt�nda
gizli bir silah oldu�unu biliyormu� gibi Mat'e bakmaktan ka��nd�.
"San�r�m bunun bir anlam� yok. Bak �imdi, e�er Caemlyn'e gelece�imi duymu�san,
kalan�n� duyacak kadar orada durmu�sun demektir. �d�l pe�inde olsayd�m, Kaz ve
Ta�'a girmek i�in bir bahane bulur, Holdwin ile konu�urdum. Ama Holdwin'den pek
ho�lanmam, arkada��n� ise hi� sevmedim. Siz ikinizi, d�nyada her �eyden �ok istiyor
gibiydi."
"Ne istedi�ini bilmiyorum," dedi Rand. "Onu daha �nce hi� g�rmedik." Bu do�ru
olabilirdi; Rand, bir Soluk'u bir di�erinden ay�ram�yordu.
"H� -h�. Eh, dedi�im gibi, ben hi�bir �ey bilmiyorum ve san�r�m bilmek de
istemiyorum. �nsanlar daha fazla sorun aramaya ba�lamadan da yeterince dert var
ortal�kta."
Mat a��r a��r e�yalar�n� toplad�. A�a�� inmeye haz�r oldu�unda Rand �oktan arabadan
inmi�, sab�rs�zca bekliyordu. Mat yay�n�, �ada-
D�NYANIN G�Z� 54S
��nr ve battaniye rulosunu kucaklayarak ve m�r�ldanarak sert bir bi�imde arabaya
s�rt�n� d�nd�. G�zlerinin alt�nda koyu renk g�lgeler belirmi�ti.
Rand'�n midesi guruldad�. Y�z�n� buru�turdu. A�l�k, midesinde-ki ek�i burkulma ile
birle�ince, kusmaktan korkmaya ba�lam�t�. Mat beklenti i�inde ona bak�yordu. Ne
tarafa gitmeli? �imdi ne yapmal�?
Bunt e�ildi ve yakla�mas�n� i�aret etti. Rand, Caemlyn hakk�nda tavsiye almay�
umarak yakla�t�.
"�unu sakla..." Ya�l� �ift�i durdu ve ihtiyatla �evreye bak�nd�. �nsanlar araban�n
iki yan�ndan ge�iyordu, ama yolu t�kad�klar� i�in k�freden birka� ki�i d��nda kimse
onlara dikkat etmiyordu. "Takmaktan vazge�," dedi, "sakla, sat. Ver gitsin. Benim
tavsiyem bu. Onun gibi bir �ey dikkat �ekecektir ve bunu hi� istemedi�inizi tahmin
ediyorum."
Aniden do�ruldu, at�na dilini �aklatt� ve ba�ka tek s�z s�ylemeden, tek bak�
f�rlatmadan kalabal���n i�inde arabas�n� a��r a��r s�rd�. F��� dolu bir araba
onlara do�ru geliyordu. Rand yoldan s��rad� ve sendeledi. Bir daha bakt���nda Bunt
ve arabas� g�zden kaybolmu�tu.
"�imdi ne yap�yoruz?" diye sordu Mat. Dudaklar�n� yalad�, iri iri a��lm� g�zlerle
yanlar�ndan ge�ip giden insanlara, tepelerine dikilen alt� katl� binalara bakt�.
"Art�k Caemlyn'deyiz, ama ne yapaca��z?" Ellerini kulaklar�ndan �ekmi�ti, ama
kulaklar�n� yine �rtmek istiyormu� gibi seyiriyorlard�. �ehrin �zerinde al�ak,
tekd�ze bir g�r�lt� as�l�yd�. �al�an binlerce d�kkan�n m�r�lt�s�, binlerce ki�inin
konu�malar�. Rand i�in t�m bunlar, devaml� v�z�ldayan dev bir ar� kovan�n�n i�inde
olmak gibiydi. "Burada olsalar bile, Rand, b�t�n bunlar�n i�inde nas�l bulaca��z?"
"Moiraine bizi bulacakt�r," dedi Rand yava��a. �ehrin g�rkemi, omuzlar�na bir y�k
gibi binmi�ti; ka�mak, bunca insandan ve g�r�lt�den uzakla�mak istiyordu. Tam'in
��rettiklerine ra�men bo�luk ondan ka��n�yordu; g�zleri bo�lu�un i�ine �ehri de
al�yordu. Rand hemen yak�n�nda olanlara yo�unla�t�, �tede kalan her �eyi g�rmezden
geldi. Tek bir soka�a bakt��� zaman, neredeyse Baerlon gibi g�r�n�yordu. Baerlon,
g�vende olduklar�n� sand�klar� son yer. Art�k hi�
55�
ROBERTJORDAN
kimse g�vende de�il. Belki hepsi �lm�t�r. O zaman ne yapaca��z?
"Hayattalar! Egwene hayatta!" dedi sert�e. Ge�enlerden baz�lar� tuhaf tuhaf bakt�.
"Belki," dedi Mat. "Belki. Ya Moiraine bizi bulamazsa? Ya bizi bula bula... �ey..."
�rperdi, a�z�na geleni, s�zc�klere d�kemedi.
"Bunu oldu�u zaman d��n�r�z," dedi Rand kararl�l�kla. "E�er olursa." En k�t�
olas�l�k Elaida'y�, Saray'daki Aes Sedai'yi aramak demekti. Rand ilk �nce Tar
Valon'a gitmeyi tercih ederdi. Thom'un K�z�l Ajahlar -ya da Siyahlar- hakk�nda
s�ylediklerini Mat'in hat�rlay�p hat�rlamad���n� bilmiyordu, ama Rand kesinlikle
hat�rl�yordu. Midesi yine burkuldu. "Thom, Krali�enin Takdisi isimli bir han�
bulmam�z� s�yledi. �lk �nce oraya gidece�iz."
"Nas�l? Param�z� birle�tirsek bile bir ���n yemek sat�n alamay�z."
"En az�ndan ba�layacak bir yer olur. Thom orada yard�m bulabilece�imizi
d��n�yordu."
"Yapamam... Rand, her yerdeler." Mat, g�zlerini kald�r�m ta�lar�na dikti ve yerinde
b�z�lerek �evrelerindeki insanlardan uzakla�maya �al�t�. "Nereye gidersek gidelim
ya tam arkam�zda, ya da bizi bekliyor oluyorlar. Krali�enin Takdisi'nde de
olacaklar. Ben... yapamam... Bir Soluk'u hi�bir �ey durduramaz."
Rand, titremekten zor al�koydu�u eliyle Mat'in yakas�n� kavrad�. Mat'e ihtiyac�
vard�. "Buraya kadar geldik, de�il mi?" diye sordu bo�uk bir f�s�lt�yla. "Daha bizi
yakalamad�lar. Pes etmezsek sonuna kadar gidebiliriz. Ben pes edip kasapl�k koyun
gibi beklemeyece�im. Beklemeyece�im! Ee? A�l�ktan �lene kadar orada duracak m�s�n?
Ya da birileri gelip seni bir �uvala doldurana kadar?"
Mat'i b�rakt� ve d�nd�. T�rnaklar�n� avu�lar�na bat�rm�t�, ama elleri h�l�
titriyordu. Mat aniden yan�nda y�r�meye ba�lad�. G�zleri h�l� yerdeydi. Rand uzun
bir nefes b�rakt�.
"�zg�n�m, Rand," diye m�r�ldand� Mat.
"Bo�ver," dedi Rand.
Mat, cans�z bir sesle s�zc�kler a�z�ndan d�k�l�rken ba��n� ancak insanlara
�arpmamas�na yetecek kadar kald�r�yordu. "K�y� bir daha asla g�remeyece�imizi
d��nmekten kendimi alam�yorum. Ben k�ye d�nmek istiyorum, istiyorsan g�l; umurumda
de�il. �u anda an-
D�NYANIN G�Z� �H
nemin bana s�ylenip duruyor olmas� i�in neler vermezdim. Beynime y�k binmi� gibi
hissediyorum; b�y�k y�k. Her yer yabanc�larla dolu, g�venilecek biri varsa bile,
kime g�venece�imizi anlaman�n yolu yok. I��k, �ki Nehir o kadar uzakta kald� ki,
bana d�nyan�n �b�r ucundaym� gibi geliyor. Yaln�z�z ve bir daha asla k�ye
d�nemeyece�iz. �lece�iz, Rand."
"Hen�z de�il," diye terslendi Rand. "Herkes �l�r. �ark d�ner. Ama ben k�vr�l�p
�l�m� beklemeyece�im."
"Al'Vere Efendi gibi konu�uyorsun," diye homurdand� Mat, ama sesi biraz daha canl�
��k�yordu.
"G�zel," dedi Rand. "G�zel." I��k, ne olur di�erleri iyi olsun. L�tfen yaln�z
kalmam�za izin verme.
Krali�enin Takdisi'nin yerini sormaya ba�lad�. Ald��� yan�tlar de�i�iyordu,
kimileri ait olduklar� yerde kalmad�klar� i�in k�frediyordu, ama daha �ok, omuz
silkmeler ve anlams�z bak�larla kar��la��yorlard�. Baz�lar� tek bir bak�
f�rlatt�ktan sonra ge�ip gidiyordu.
Neredeyse Perrin kadar iriyan, geni� y�zl� bir adam ba��n� bir yana e�di ve,
"Krali�enin Takdisi, ha? Siz k�yl�ler Krali�e'nin adamlar� m�s�n�z?" dedi. Geni�
kenarl� �apkas�na beyaz bir rozet takm�t� ve uzun ceketinde beyaz bir kol band�
ta��yordu. "Eh, �ok ge� geldiniz."
Kahkahalar atarak uzakla�t�. Rand ve Mat �a�k�nl�k i�inde birbirlerine bakt�lar.
Rand omuzlar�n� silkti; Caemlyn'de bir s�r� tuhaf insan vard�, daha �nce
g�rd�klerine hi� benzemeyen insanlar.
Baz�lar� kaba kaba s�r�t�yordu, derileri �ok koyu ya da �ok solgundu, ceketlerinin
kesimleri tuhaf, renkleri parlakt�, �apkalar� sivri tepeli ya da uzun t�yl�yd�.
Y�zlerine pe�e �rten kad�nlar vard�, boylan kadar geni�, katl� elbiseler giymi�
kad�nlar, bedenlerini han hizmetkarlar�ndan daha fazla te�hir eden elbiseler giymi�
kad�nlar. Zaman zaman ba�lar�na t�yler tak�lm� d�rt ya da alt� at�n �ekti�i, boya
ve i�lemelerle rengarenk arabalar sokaktaki kalabal���n i�inde zorla ilerliyordu.
Her yerde taht�revanlar vard�, ta��yan adamlar kimi ittirdiklerine bakmadan
kalabal��� yar�p ge�iyordu.
Rand, bir kavgan�n bu �ekilde ba�lad���n� g�rd�, ba��r�p �a��ran bir adam y���n�
yumruklar savururken k�rm�z� �izgili ceket giymi� soluk derili bir adam yan yatm�
taht�revandan ��kt�. O zamana kadar
�52
ROBERTJORDAN

yaln�zca oradan ge�iyormu� gibi g�r�nen kaba giyimli iki ki�i, adam uzakla�amadan
�zerine atlad�. �zlemek i�in duran kalabal�k �fkelenmeye ba�lam�t�; m�r�ldan�yor,
yumruklar�n� s�k�yorlard�. Rand, Mat'in kolunu �ekerek yoluna devam etti. Mat'in
ikinci bir uyar�ya ihtiyac� yoktu. K���k karga�an�n k�kremesi, sokakta pe�lerinden
geldi.
�nsanlar birka� kez, yollar�n� de�i�tirip ikisine yakla�t�. Tozlu giysileri �ehre
yeni geldiklerini belli ediyordu ve bu, baz�lar�n� m�knat�s gibi �ekiyor gibiydi.
Sinsi g�r�n�l� adamlar g�zleri etrafta gezinerek, her an ka�maya haz�r g�r�nerek
Logain'i konu alan anda�lar satmaya �al��yorlard�. Rand, teklif edilen sahte Ejder
pelerini ve Loga-in'in k�l�c� par�alar�n�n toplan�nca yar�m d�zine pelerin ve iki
k�l�� yapaca��n� hesaplad�. Mat'in y�z�, en az�ndan ilkinde, ilgi ile canland�, ama
Rand sert�e hay�r dedi ve adamlar ba�lar�n� e�erek, �abuk �abuk, "I��k Krali�e'yi
ayd�nlats�n, iyi efendim," diyerek kayboldular. D�kkanlar�n �o�unda sahte Ejder'i
zincirler i�inde, Krali�e'nin �n�nde g�steren resimlerle s�slenmi� tabaklar ve
kupalar sergileniyordu. Ve caddelerde Beyazpelerinler vard�. Her biri, t�pk�
Baerlon'da oldu�u gibi, kendisi ile birlikte ilerleyen bir a��kl�kla y�r�yordu.
Fark edilmemek, Rand'�n �zerinde �ok d��nd��� bir konuydu. Pelerinini k�l�c�n�n
�zerinde tuttu, ama bu yetmeyecekti. Eninde sonunda biri, ne saklad���n� merak
edecekti. Bunt'�n tavsiyesine uyarak takmaktan vazge�emezdi. Bu, Tam ile aras�ndaki
ba� idi. Babas� ile.
Kalabal�kta k�l�� takan ba�kalar� da vard�, ama hi�birinin �zerinde dikkat �ekici
bal�k��l damgas� yoktu. Ama Caemlynlilerin t�m� ve yabanc�lar�n baz�lar�,
k�l��lar�n�n u�lar�na ve kabzalar�na kuma� �eritler sarm�t�. Kimi k�rm�z� kuma�
sar�p beyaz iplikle tutturmu�tu, kimi beyaz kuma� sar�p k�rm�z� iplikle ba�lam�t�.
O sarg�lar�n alt�nda y�z bal�k��l damgas� olabilirdi ve kimse g�remezdi. Dahast,
yerel modaya uymak �ehre daha fazla uyum sa�lam� gibi g�r�nmelerini sa�layacakt�.
D�kkanlar�n �o�unun �n�ne kuma� ve ip sergileyen masalar at�lm�t� ve Rand birinde
durdu. K�rm�z� kuma�, beyaz kuma�tan daha ucuzdu, ama renk d��nda hi�bir fark
g�remiyordu. Bu y�zden, Mat'in �ok az paralar� kald��� y�n�ndeki �ikayetlerine
ald�rmadan k�rm�z� kuma� ve ba�lamak i�in beyaz ip ald�. S�k� a��zl� d�kkanc�,
D�NYANIN G�Z� �H
Rand'�n bak�r paralar�n� sayarken onlar� alayla ba�tan a�a�� s�zd� ve Rand i�eride
k�l�c�n� sar�p saramayaca��n� sordu�unda k�fretti.
"Biz Logain'i g�rmeye gelmedik," dedi Rand sab�rla. "Biz yaln�zca Caemlyn'i g�rmeye
geldik." Bunt'� hat�rlad� ve ekledi: "D�nyadaki en ihti�aml� �ehri." D�kkanc�
y�z�n� buru�turmaya devam etti. "I��k iyi Krali�e Morgase'i ayd�nlats�n," dedi Rand
umutla.
"Sorun ��karacak olursan," dedi adam ek�i ek�i. "Sesime gelecek y�z adam var ve
askerler bakmasa bile onlar icab�n�za bakar." Susup Rand'�n aya��n�n yan�na
t�k�rd�. "Pis i�inize bak�n."
Rand, adam ne�eyle iyi g�nler dilemi� gibi ba��n� sallad� ve Mat'i �ekerek
uzakla�t�. Mat omzunun �zerinden d�kkana bakmaya, kendi kendine homurdanmaya devam
etti. Rand sonunda onu bo� bir yan yola �ekti. Ne yapt�klar�n� kimse g�rmesin diye
s�rtlar�n� caddeye verdiler. Rand, k�l�� kemerini ��kard� ve k�n ile kabzaya kuma�
sarmaya ba�lad�.
"�ddiaya girerim o lanet kuma� i�in senden iki kat fazla para alm�t�r," dedi Mat.
"Hatta �� kat."
Kuma�� ve ipi d�meyecek �ekilde tutturmak g�r�nd��� kadar kolay de�ildi.
"Hepsi bizi aldatmaya �al�acak, Rand. Ba�ka herkes gibi sahte Ej-der'i g�rmeye
geldi�imizi san�yorlar. Birisi biz uyurken kafam�za vurmazsa �ansl� say�l�r�z.
Buras� durulacak yer de�il. �ok fazla insan var. Buradan ��k�p Tar Valon'a gidelim.
Ya da g�neye, Illian'a. Boru Av� i�in toplanmalar�n� g�rmek ho�uma giderdi. K�ye
d�nemeyeceksek, gidelim yeter."
"Ben kal�yorum," dedi Rand. "�imdiye dek gelmemi�lerse bile, eninde sonunda gelip
bizi arayacaklar."
Sarg�lan herkesin yapt��� gibi yapt���ndan emin de�ildi, ama kabzadaki ve k�ndaki
bal�k��llar gizlenmi�ti ve Rand iyi tutturdu�unu d��n�yordu. Caddeye d�nerlerken,
sorun yaratmas�ndan endi�elenecek bir �eyden kurtuldu�una inan�yordu. Mat, sanki
bir tasmayla s�-r�kleniyormu� gibi g�n�ls�zce yan�nda y�r�yordu.
Rand yava� yava� istedi�i tarifi ald�. Ba�ta tarifler belirsizdi, "o y�nde bir
yerde" ya da "�uradan" gibi. Ama yakla�t�k�a tarifler de ayr�nt�l� bir hal almaya
ba�lad� ve sonunda kap�s�n�n �zerinde, g�c�rda-
554
ROBERTJORDAN
yarak r�zgarda sallanan bir tabelas� olan geni� bir ta� binan�n �n�nde durdular.
Tabelada k�z�l-alt�n sa�l� bir kad�n�n �n�nde diz ��km� bir adam resmi vard�.
Kad�n�n eli, adam�n e�di�i ba��ndayd�. Krali�enin Takdisi.
"Bundan emin misin?" diye sordu Mat.
"Elbette," dedi Rand. Derin bir soluk ald� ve kap�y� ittirdi.
Salon geni�ti ve duvarlar� koyu renk ah�apla kapl�yd�. �ki ��minenin ate�i oday�
�s�t�yordu. Bir hizmetkar kad�n, zaten temiz g�r�nen yeri s�p�r�yor, bir di�eri
k�edeki �amdanlar� cilal�yordu. �kisi i�eri girince g�l�msediler ve i�lerine
d�nd�ler.
Yaln�zca birka� masa doluydu, ama bu kadar erken saatte bir d�zine adam bile
kalabal�k say�l�rd� ve hi�biri onu ve Mat'i g�r�nce �ok memnun olmu� g�r�nmedi, ama
en az�ndan temiz ve ay�k g�r�n�yorlard�. K�zaran biftek ve pi�en ekmek kokular�
mutfaktan s�z�l�yor, Rand'�n a�z�n� suland�r�yordu.
Rand ho�nutluk i�inde, hanc�n�n �i�man, pembe y�zl� biri oldu�unu g�rd�. �nl���
kolal� ve beyazd�, gri sa�lar� kafas�n�n kel k�sm�na do�ru taranm�t�, ama tam
olarak �rtememi�ti. Keskin g�zleri onlar� ba�tan a�a�� s�zd�, tozlu giysilerini ve
boh�alar�n�, y�pranm� �izmelerini i�ine ald�, ama g�l�msemesi c�mert ve ho�tu. Ad�
Basel Gill idi.
"G�l Efendi," dedi Rand, "bir dostumuz buraya gelmemizi s�yledi. Thom Merrilin.
O..." Hanc�n�n g�l�msemesi kayboldu. Rand Mat'e bakt�, ama o mutfaktan s�z�len
kokulara dalm�t� ve ba�ka hi�bir �eyi fark edecek gibi de�ildi. "Bir sorun mu var?
Onu tan�yor musunuz?"
"Onu tan�yorum," dedi Gill sert�e. �imdi Rand'�n yan�ndaki fl�t �antas�na, ba�ka
her �eye g�sterdi�inden daha fazla ilgi g�steriyor gibiydi. "Benimle gelin." Ba��n�
arka tarafa do�ru sallad�. Rand Mat'i y�r�tmek i�in �eki�tirdi, sonra neler
oldu�unu merak ederek hanc�y� takip etti.
Gill Efendi mutfakta durup a���yla konu�tu. A��� hanc�yla ayn� kiloda g�r�nen,
sa�lar�n� ensesinde topuz yapm� �i�man bir kad�nd�. Gill Efendi konu�urken
tencerelerini kar�t�rmaya devam etti. Kokular o kadar g�zel geliyordu ki -iki
g�nl�k a�l�k her �eye ho� bir tat
D�NYANIN G�Z� 155
verirdi, ama buras� al'Vere Han�m'�n mutfa�� kadar g�zel kokuyordu-Rand'�n midesi
guruldad�. Mat burnunu tencerelere do�ru uzatm�t�. Rand onu d�rt�kledi, Mat
a�z�ndan �enesine akan sular� sildi.
Hanc� onlar� tela�la arka kap�dan d�ar� ��kard�. Ah�r avlusunda yak�nda kimse
olmad���ndan emin olmak i�in bak�nd�, sonra ikisine d�nd�. Rand'a. "�antada ne var,
evlat?"
"Thom'un fl�t�," dedi Rand yava��a. Alt�n ve g�m� i�lemeli fl�t� g�stermenin
faydas� olacakm� gibi �antay� a�t�. Mat'in eli ceketinin alt�na gitti.
Gill Efendi bak�lar�n� Rand'dan ay�rmad�. "Evet, tan�d�m. Onu �almas�n� s�k s�k
izledim ve kraliyet saray�n�n d��nda ona benzer iki tane bulamazs�n." Ho�
g�l�msemesi yok olmu�tu, g�zleri aniden bir b��ak kadar keskinle�mi�ti. "Onu
nereden buldun? Thom o fl�tten aynlmaktansa kolunu feda eder."
"Bana o verdi." Rand Thom'un boh�a yap�lm� pelerinini s�rt�ndan indirdi ve yere
koyup arp �antas�n�n ucu ile renkli yamalan a���a ��karacak kadar a�t�. "Thom �ld�,
Gill Efendi. O dostunuzdu, �zg�n�m. Benim de dostumdu."
"�ld� m� dedin? Nas�l?"
"Bir... bir adam bizi �ld�rmeye �al�t�. Thom bunu kuca��ma b�rakt� ve bize
ka�mam�z� s�yledi." Yamalar kelebekler gibi r�zgarda u�u�tu. Rand'�n bo�az�na bir
�ey oturdu; pelerini dikkatle katlad�. "O olmasayd� �lm� olurduk. Birlikte
Caemlyn'e geliyorduk. Bize buraya, sizin han�n�za gelmemizi s�yledi."
"�ld���ne," dedi hanc� yava��a, "ancak cesedini g�rd�kten sonra inan�r�m." Pelerin
boh�as�n� aya��n�n ucuyla d�rt�kledi ve bo�az�n� temizledi. "Hay�r, hay�r,
g�rd���n�z� g�rm�s�n�zd�r, herhalde; ama �ld���ne inanm�yorum. �htiyar Thom
Merrilin'i �ld�rmek baz�lar�n�n d��nd���nden daha zordur."
Rand bir elini Mat'in omzuna koydu. "Sorun yok, Mat. O dost."
Gill Efendi Mat'e bir bak� f�rlatt� ve i�ini �ekti. "San�r�m �yleyim."
Mat yava��a do�ruldu, kollar�n� g��s�nde kavu�turdu. Ama h�l� hanc�y� ihtiyatla
izliyordu. Yana��nda bir kas seyirdi.
"Caemlyn'e gelirken mi dedin?" Hanc� ba��n� iki yana sallad�. "Buras� Thom'un d�nya
�zerinde gelece�i son yer. Belki Tar Valon di-
ROBERTJORDAN
��nda." Bir ah�r u�a��n�n, bir at �ekerek ge�mesini bekledi, sonra yine de sesini
al�akt�. "Aes Sedailerle ba��n�z derde girmi� anla��lan."
"Evet," diye homurdand� Mat. Rand ayn� anda, "Bunu d��nmenize sebep olan ne?" diye
sordu.
Gill Efendi kuru kuru g�ld�. "Adam� tan�yorum, i�te bu. Bu t�r sorunlara bal�klama
atlar, �zellikle de siz ya�ta iki delikanl�ya yard�m etmek i�in..." G�zlerinde
an�lar k�v�lc�mland�, sak�ngan bak�larla do�ruldu. "�imdi... ah... bak�n, kimseyi
su�lam�yorum, ama... ah... ikinizden biri... ah... anlatmak istedi�im �u:... ah...
sormamda sak�nca yoksa, Tar Valon'la sorununuz tam olarak nedir?"
Rand'�n derisi, adam�n akl�na neyin geldi�ini fark edince diken diken oldu. Tek
G��. "Hay�r, hay�r, �yle bir �ey de�il. Yemin ederim. Hatta bize yard�m eden bir
Aes Sedai var. Moiraine de..." Dilini �s�rd�, ama hanc�n�n ifadesi de�i�memi�ti.
"Bunu duydu�uma memnun oldum. Aes Sedaileri o kadar da �ok sevdi�imden de�il, ama
onlarla olmak... ba�ka bir �eye taraf olmaktan iyidir." Ba��n� yava��a iki yana
sallad�. "Logain buraya getirilirken o t�r �eylerden �ok bahsedilmeye ba�land�.
Al�nmay�n, ama... eh, bilmek zorundayd�m, de�il mi?"
"Al�nmad�k," dedi Rand. Mat'in m�r�lt�s� farkl� �ekillerde yorumlanabilirdi, ama
hanc� Rand'�n s�yledi�ini onaylam� olarak anlad�.
"Siz ikiniz d�zg�n tiplere benziyorsunuz ve Thom'un dostu oldu�unuza inan�yorum,
ama g�� zamanlar ve zorlu g�nler ya��yoruz. Para �deyemezsiniz herhalde, de�il mi?
Hay�r, ben de �yle d��nm�t�m. Art�k hi�bir �eyden yeterince yok ve var olan da
d�nyalar ediyor, bu y�zden size yatak verece�im -en iyileri de�il, ama s�cak ve
kuru- bir de yiyecek bir�eyler, ama ne kadar istesem de daha fazlas�na s�z
veremem."
"Te�ekk�r ederiz," dedi Rand Mat'e sorarcas�na bakarak. "Bekledi�imizden de fazla
zaten." D�zg�n tip neydi? Neden daha fazlas�n� s�z vermesi gerekiyordu?
"Eh, Thom iyi bir dosttur. Eski bir dost. �abuk �fkelenen ve en s�ylenmeyecek
�eyleri s�yleyen biri, ama yine de iyi bir dost. E�er gelmezse... eh, o zaman
bir�eyler d��n�r�z. En iyisi Aes Sedailerin size yard�m etti�inden bir daha
bahsetmeyin. Ben Krali�e'nin iyi bir

D�NYANIN G�Z� 151


adam�y�m, ama �u g�nlerde Caemlyn'de bunu yanl� anlayacak �ok insan var ve yaln�zca
Beyazpelerinlerden bahsetmiyorum."
Mat h�hlad�. "Kuzgunlar t�m Aes Sedaileri Shayol Ghul'e g�t�rse de sesimi
��karmam!"
"S�ylediklerine dikkat et," diye terslendi Gill Efendi. "Onlara ��k de�ilim, dedim;
k�t� giden her �eyin arkas�nda onlar�n oldu�una inand���m� s�ylemedim. Krali�e
Elaida'y� destekliyor ve askerler de Krali�e'ye hizmet ediyor. I��k izin verirse,
olaylar bunu de�i�tirecek kadar k�t�ye gitmeyecek. Her neyse, son zamanlarda baz�
askerler Aes Sedailerin aleyhinde konu�anlara k�t� davranacak kadar kendilerini
unutabiliyorlar. G�rev ba��ndayken de�il, I��k'a ��k�r, ama yine de oldu. �zine
��km� askerlerin size ders vermek i�in salonumu k�r�p d�kmesini istemiyorum.
Beyazpelerinlerin kap�ma Ejder Di�i �izmesini de istemiyorum, bu y�zden benden
yard�m bekliyorsan�z, Aes Sedailer hakk�ndaki d��ncelerinizi, iyi de olsalar k�t�
de, kendinize saklars�n�z." D��nceler i�inde sustu ve ekledi, "Belki benim d��mda
ba�kalar�n�n duyabilece�i bir yerde Thom'dan bahsetmemeniz de iyi bir fikir
olabilir. Askerlerin baz�lar�n�n haf�zas� iyidir. Krali-�e'nin de �yle. Risk
alman�n gere�i yok."
"Thom, Krali�e ile sorun mu ya�ad�?" dedi Rand inanamayarak. Hanc� kahkaha att�.
"Demek size her �eyi anlatmam�. Neden anlats�n ki zaten. Di�er yandan, neden
bilmeyesiniz, onu da bilmiyorum. Pek s�r say�lmaz. Sizce her ��k, Thom kadar burnu
b�y�k m�d�r? Eh, asl�nda d��n�nce, san�r�m �yledir, ama bana Thom'unki hep biraz
daha b�y�km� gibi gelmi�tir. Her zaman k�yden k�ye gezinen, �al�lar�n alt�nda
geceleyen bir ��k de�ildi. Bir zamanlar Thom Merrilin burada, Caemlyn'de bir Saray
���� idi ve Tear'dan Maradon'a, b�t�n kraliyet saraylar�nda tan�n�rd�."
"Thom mu?" dedi Mat.
Rand yava��a ba��n� sallad�. Thom'u g�rkemli hareketleri ve azametli tav�rlar� ile
Krali�e'nin huzurunda hayal edebiliyordu.
"�yleydi," dedi Gill Efendi. "Taringail Damodred �ld�kten k�sa s�re sonra �u... �u
ye�eni ile ilgili sorun ��kt�. Thom'un Krali�e'ye, nas�l desem, uygun olandan daha
yak�n oldu�unu s�yleyenler vard�.
558 ROBERTJORDAN
Ama Morgase gen� bir duldu ve Thom o zamanlarda en iyi y�llar�n� ya��yordu, ve bana
sorarsan�z, Krali�e diledi�ini yapabilir. Ama bizim iyi Morgase'imizin �abuk
alevlenen bir �fkesi vard�r. Thom, ye�eninin ba��n�n nas�l bir belaya girdi�ini
��renir ��renmez kimseye tek s�z s�ylemeden �ekip gitti. Krali�e bundan hi�
ho�lanmad�. Aes Se-dailerin i�lerine kar�mas�ndan da ho�lanmad�. Ben de bunun do�ru
oldu�unu d��nm�yorum. Ye�eninin ba��na ne gelmi� olursa olsun. Her neyse, geri
d�nd��� zaman baz� laflar etti. Bir Krali�e'ye s�ylemeyece�in t�rden laflar.
Morgase'in mizac�na sahip bir kad�na s�ylemeyece�in t�rden laflar. Ye�eni ile
ilgili meseleye kar�maya �al�t��� i�in Elaida aleyhine d�nm�t�. Krali�e'nin mizac�
ve Elaida'nm d�manl��� aras�nda kalan Thom, Caemlyn'i, cellad�n baltas�n�n olmasa
bile, zindan�n yar�m ad�m �n�nde terk etti. Bildi�im kadar�yla hapis karar� h�l�
ge�erli."
"Bu uzun zaman �nce olmu�sa," dedi Rand, "belki kimse hat�rla-m�yordur."
G�l Efendi ba��n� iki yana sallad�. "Krali�enin Askerleri'nin Gene-ral-Kumandan'�
Gareth Bryne'd�r. Morgase'in Thom'u zincire vurarak geri getirmesi i�in g�nderilen
askerlere bizzat komuta etmi�ti ve saraya d�nd��� zaman Thom'un �oktan saraya gelip
gitti�ini ��rendi�ini unutaca��n� hi� sanm�yorum. Krali�e de hi�bir �eyi unutmaz.
Unutan tek bir kad�n g�rd�n�z m�? I��k, Morgase ��lg�na d�nm�t�! Yemin ederim t�m
�ehir bir ay boyunca yumu�ak ad�mlarla y�r�d� ve f�s�ldayarak konu�tu.
Hat�rlayabilecek kadar ya�l� ba�ka askerler de var. Hay�r, Thom'u sizin Aes Sedai
gibi s�r olarak saklaman�z en iyisi. Gelin, size yiyecek bir�eyler bulal�m. Mideniz
s�rt�n�za yap�m� gibi g�r�n�yor."

36 DESEN�N A�I
Gill Efendi onlar� salonun k�esindeki bir masaya g�t�rd� ve hizmetkar kad�nlardan
biri yiyecek getirdi. Rand tabaklar� g�r�nce ba��n� iki yana sallad�. Her birinde
birka� tane sos kapl� ince biftek dilimi, birer ka��k hardal yapra�� ve iki�er
patates vard�. Ama bu; h�z�nl�, teslim olmu� bir ba� sallamayd�, �fkeli de�il.
Hi�bir �eyden yeteri kadar yok, demi�ti hanc�. Rand, �atal�n� ve b��a��n� al�rken,
hi�bir �ey kalmad��� zaman ne olaca��n� merak etti. O zaman bu yar� dolu tabak bir
ziyafet gibi g�r�necekti. Bu d��nce i�ini �rpertti.
Gill Efendi herkesten uzak bir masa se�mi�ti. Hanc� s�rt�n� k�eye vererek, herkesi
g�rebilece�i bir yerde oturdu. Kimse o g�rmeden i�itebilecek kadar yakla�amazd�.
Hizmetkar gitti�i zaman yumu�ak sesle konu�tu, "�imdi, neden sorununuzu
anlatm�yorsunuz? E�er yard�mc� olacaksam, neye bula�t���m� bilmem en iyisi."
Rand Mat'e bakt�, ama Mat kesti�i patatese �fkelenmi� gibi taba��na ka�lar�n�
�at�yordu. Rand derin bir nefes ald�. "Asl�nda ben de pek anlam�yorum," diye
ba�lad�.
Hikayeyi k�sa tuttu ve Soluklar ile Trolloclardan bahsetmedi. Birisi yard�m
�nerdi�i zaman, onlara bunun masallar hakk�nda oldu�unu s�ylemek olmazd�. Ama Rand
tehlikeyi az g�stermenin adil oldu�unu d��nm�yordu; neye bula�t�klar�n� bilmezken,
bir ba�kas�n� da i�ine �ekmenin adil oldu�unu d��nm�yordu. Mat ile kendisinin
arkas�nda baz� adamlar vard�, bir de onlar�n baz� dostlar�. Hi� ummad�klar� yerde
beliriyorlard� ve �l�mc�l derecede tehlikeliydiler. Onu ve dostlar�n� �ld�rmeye
kararl�yd�lar. Hatta daha da k�t�s�. Moira-
560
ROBERTJORDAN
ine, baz�lar�n�n Karanl�kdostu oldu�unu s�ylemi�ti. Thom, Moiraine'e tamamen
g�venmiyordu, ama ye�eni y�z�nden onlarla kald���n� s�ylemi�ti. Beyazk�pr�'ye
ula�maya �al��rlarken bir sald�r�da arkada�lar�ndan ayr� d�m�lerdi. Sonra,
Beyazk�pr�'de Thom onlar� bir ba�ka sald�r�dan kurtarmaya �al��rken �lm�t�. Ve
ba�ka sald�r�lar da olmu�tu. Hikayesinde eksikler oldu�unu biliyordu, ama g�venli
olandan daha fazlas�n� anlatmadan, k�sa zamanda bu kadar�n� becerebilmi�ti.
"Caemlyn'e ula�ana kadar durmad�k," diye a��klad�. "Ba�taki plan buydu. Caemlyn,
sonra Tar Valon." Sandalyesinin kenar�nda huzursuzca k�p�rdand�. Her �eyi bunca
zaman s�r tuttuktan sonra bu kadar�n� anlatmak bile tuhaf geliyordu. "Bu plana
sad�k kal�rsak di�erleri eninde sonunda bizi bulur."
"E�er hayattalarsa," diye m�r�ldand� Mat, taba��na bakarak.
Rand Mat'e bakmad� bile. Bir �ey onu eklemeye zorlad�, "Bize yard�m etmek ba��n�z�
belaya sokabilir."
Gill Efendi tombul elini sallayarak bu d��nceyi bir kenara itti. "Sorun istedi�imi
s�yleyemem, ama g�rd���m ilk sorun da olmaz. Hi�bir lanet Karanl�kdostu Thom'un
dostlar�na s�rt�m� d�nmeme sebep olamaz. Bu kuzeyden gelen dostunuz -e�er Caemlyn'e
gelirse, ben duyar�m. Buralarda gelip gidenlere g�zkulak olanlar vard�r ve
s�ylentiler yay�l�r."
Rand teredd�t etti, sonra sordu, "Ya Elaida?"
Hanc� duraksad�, sonunda ba��n� iki yana sallad�. "Sanm�yorum. Belki Thom ile
ba�lant�n�z olmasayd�. Kad�n bunu a�z�n�zdan kopar�rsa, ba��n�za neler gelir?
Bilmek imkans�z. Belki h�creye kapat�l�rs�n�z. Belki daha k�t�s�. Kad�n�n eskiden
olan �eyleri, gelecekte olacak �eyleri hissetti�ini s�yl�yorlar. Bir insan�n
saklamaya �al�t��� �eyleri kopar�p ald���n� s�yl�yorlar. Bilmiyorum, ama ben olsam
riske girmezdim. Thom olmasayd�, askerlere gidebilirdiniz. Karanl�kdostla-r�n�n
icab�na bakarlard�. Ama Thom'u askerlerden saklasan�z bile, Ka-ranl�kdostlar�ndan
bahsetti�iniz s�ylentisi eninde sonunda Elaida'ya ula��r ve o zaman ba�lad���m�z
yere d�neriz."
"Asker yok," diye kabul etti Rand. Mat �atal� a�z�na g�t�r�rken hararetle ba��n�
sallad�. �enesi et sosu olmu�tu.
D�NYANIN G�Z�
"Soa�n �u, su�unuz olmasa bile, politikaya bula�t�n�z evlat ve politika, y�lanlarla
dolu sisli bir batakl�kt�r."
"Ya..." diye ba�lad� Rand, ama hanc� aniden y�z�n� buru�turdu. S�rt�n�
dikle�tirirken oturdu�u sandalye g�c�rdad�.
A��� mutfa��n kap�s�nda durmu�, ellerini �nl���ne siliyordu. Hanc�n�n bakt���n�
g�r�nce gelmesini i�aret etti, sonra mutfa�a d�nd�.
"Onunla evlensem daha iyi olacakt�," diye i�ini �ekti G�l Efendi. "Daha ben sorun
oldu�unu anlamadan onar�lmas� gereken �eyler buluyor. Kanalizasyon ya da ya�mur
borular� t�kanmam�sa, s��anlar ��km�t�r. Buras�n� temiz tutar�m, anl�yor musunuz,
ama �ehirde bu kadar �ok insan varken, her yer s��an oldu. �nsanlar� bir araya top-
larsan, s��anlar gelir ve Caemlyn'i de aniden s��an bast�. Bug�nlerde iyi bir kedi,
iyi bir s��an avc�s� neler yakal�yor, asla tahmin edemezsiniz. Sizin odan�z
tavanaras�nda. K�zlara hangisi oldu�unu s�ylerim. ��lerinden herhangi biri size yol
g�sterebilir. Ve Karanl�kdostlar� i�in endi�elenmeyin. Beyazpelerinler i�in de pek
iyi �eyler s�yleyemem, ama onlar ve askerler bir aradayken, o t�r adamlar pis
y�zlerini Ca-emlyn'de g�steremez." Sandalyesini arkaya iterek aya�a kalkarken
sandalye g�c�rdad�. "Umar�m yine kanalizasyon de�ildir."
Rand yeme�ine d�nd�, ama Mat'in yemeyi b�rakt���n� g�rd�. "A� oldu�unu san�yordum,"
dedi. Mat taba��na bakmaya devam etti. �a-tal�yla bir patates par�as�n� iterek
�emberler �iziyordu. "Yemelisin, Mat. Tar Valon'a ula�mak istiyorsak g�c�m�z�
korumal�y�z."
Mat, al�ak, ac� bir kahkaha att�. "Tar Valon! Bunca zaman Ca-emlyn'di. Moiraine
bizi Caemlyn'de bekliyor olacakt�. Perrin ve Eg-wene'i Caemlyn'de bulacakt�k.
Caemlyn'e ula��nca her �ey yoluna girecekti. Eh, i�te geldik ve hi�bir �ey yoluna
girmedi. Moiraine yok, Perrin yok, kimse yok. �imdi, Tar Valon'a ula�t���m�zda her
�ey yoluna girecek."
"Hayattay�z," dedi Rand, niyetlendi�inden daha keskin bir sesle. Derin bir nefes
ald� ve ses tonunu d�zeltti. "Hayattay�z. Bu kadar� yolunda. Ve ben hayatta kalmaya
kararl�y�m. Neden bu kadar �nemli oldu�umuzu ��renmeye kararl�y�m. Ben pes
etmeyece�im."
"Bunca insan ve i�lerinden herhangi biri Karanhkdostu olabilir. G�l Efendi bize
yard�m etmeyi ne kadar �abuk kabul etti! Nas�l bir
562
ROBERTJORDAN
adam Aes Sedailere ve Karanhkdostlar�na omuz silker? Bu normal de�il. Her akl�
ba��nda insan bize defolup gitmemizi s�ylerdi, ya da... ya da... ya da �yle bir �ey
i�te."
"Yeme�ini ye," dedi Rand nazik�e ve Mat'in bir par�a biftek �i�nemesini izledi.
Ellerinin titremesini �nlemek i�in onlar� taba��n�n yan�nda masaya koydu.
Korkuyordu. G�l Efendi'den de�il elbette, ama o olmadan da korkulacak �ok �ey
vard�. O y�ksek kent duvarlar� bir Soluk'u durduramazd�. Belki hanc�ya bunu
s�ylemeliydi. Ama G�l inansa bile, Krali�enin Takdisi'nde bir Soluk'un
belirebilece�ini ��renirse yard�m etmek i�in bu kadar hevesli olur muydu? Bir de
s��anlar vard�. Belki s��anlar insanlar�n kalabal�k oldu�u yerde �o�al�yordu, ama
Ba-erlon'da g�rd���, r�ya olmayan r�yay�, k���k belkemiklerinin k�r�lmas�n�
hat�rl�yordu. Bazen Karanl�k Varl�k, le� yiyenleri g�zleri olarak kullan�r, demi�ti
Lan. Kuzgunlar, kargalar, s��anlar...
Rand yeme�ini yedi, ama tek bir lokman�n tad�n� alabildi�ini hat�rlam�yordu.
Bir hizmetkar kad�n, geldikleri zaman �amdanlar� parlatan kad�n, onlara
tavanaras�ndaki oday� g�sterdi. Bir �at� penceresi d� duvar� delmi�ti, iki yan�nda
birer yatak, kap�n�n yan�nda giysileri i�in ask�lar vard�. Siyah g�zl� k�z Rand'a
her bakt���nda ete�ini �evirerek k�k�rd�yordu. K�z g�zeldi, ama Rand bir �ey
s�ylerse kendini aptal durumuna d��rece�ini biliyordu. Perrin'in k�zlar konusundaki
becerisine sahip olmay� diledi; k�z gitti�i zaman memnun oldu.
Rand, Mat'in yorum yapmas�n� bekledi, ama k�z gider gitmez Mat pelerinini ve
�izmelerini ��karmadan kendini yataklardan birinin �zerine att� ve y�z�n� duvara
d�nd�.
Rand, Mat'in s�rt�n� seyrederek e�yalar�n� ast�. Mat'in bir elinin ceketinin
alt�nda oldu�unu, han�erini tutu�unu tahmin ediyordu.
"Orada yat�p saklanacak m�s�n?" dedi sonunda.
"Yorgunum," diye m�r�ldand� Mat.
"Daha G�l Efendi'ye sormam�z gereken sorular var. Belki bize Eg-wene ile Perrin'i
nas�l bulaca��m�z� bile s�yleyebilir. Atlar�n� kaybet-memi�lerse �oktan Caemlyn'e
gelmi� olabilirler."
"Onlar �ld�," dedi Mat duvara.
D�NYANIN G�Z� 5&1
Rand duraklad�, sonra pes etti. Mat'in ger�ekten uyuyaca��n� umarak kap�y� yava��a
arkas�ndan kapatt�.
Ama a�a��da Gill Efendi g�r�n�rlerde yoktu. A���n�n keskin bak�lar� hanc�y� onun da
arad���n� ifade ediyordu. Rand bir s�re salonda oturdu, ama kendini i�eri giren her
m�teriyi, herhangi biri olabilecek yabanc�lar� s�zerken buluyordu. �zellikle de
kap�da siyah bir siluet olarak g�r�nd�kleri ilk anda. Odada bir Soluk, k�meste bir
tilki gibi olurdu.
Sokaktan i�eri bir asker girdi. K�rm�z� �niformal� adam kap�n�n hemen yan�nda
durdu, so�uk bak�lar�n� �ehir d��ndan geldi�i belli olan insanlar�n �zerinde
dola�t�rd�. Askerin g�zleri ona tak�ld���nda Rand masay� incelemeye ba�lad�; ba��n�
kald�rd���nda adam gitmi�ti.
Siyah g�zl� hizmetkar kollar� havlularla dolu, yan�ndan ge�iyordu. "Bunu bazen
yaparlar," dedi yan�ndan ge�erken s�r verircesine. "S�rf sorun olmad���ndan emin
olmak i�in. Krali�e'nin iyi adamlar�na g�zkulak olurlar. Senin endi�elenmen gereken
bir �ey yok." K�k�rdad�.
Rand, ba��n� iki yana sallad�. Endi�elenmesi gereken bir �ey yok. Asker tepesine
dikilip Thom Merrilin'i tan�y�p tan�mad���n� sormam�t�. Mat kadar k�t� oluyordu.
Sandalyesini arkaya itti.
Bir ba�ka hizmetkar duvara dizili lambalar�n gazlar�n� kontrol ediyordu.
"Oturabilece�im ba�ka bir oda var m�?" diye sordu ona. Yukar�ya ��k�p Mat'in as�k
suratla i�ine kapanmas�n� izlemek istemiyordu. "Belki kullan�lmayan �zel bir yemek
odas� vard�r?"
"K�t�phane var." Bir kap�ya i�aret etti. "Buradan, sa�da, koridorun sonunda. Bu
saatte bo� olabilir."
"Te�ekk�r ederim. Gill Efendi'yi g�r�rsen, bir dakika ay�rabilirse Rand al'Thor'un
onunla konu�mak istedi�ini s�yler misin?"
"S�ylerim," dedi kad�n, sonra s�r�tt�. "A��� da onunla konu�mak istiyor."
Kad�n arkas�n� d�nerken Rand hanc�n�n muhtemelen sakland���n� d��nd�.
Kad�n�n tarif etti�i odaya girdi�inde durup bakakald�. Raflar�n �zerinde �� y�z,
d�rt y�z kitap olmal�yd�, daha �nce tek mekanda
564
ROBERTJORDAN
g�rd��� t�m kitaplardan daha fazla. Kuma� ciltli, deri ciltli, i�lemeli s�rtl�.
Yaln�zca birka� tanesinin cildi tahtayd�. G�zleri kitaplar�n isimlerine dikildi, en
sevdi�i kitaplar� se�meye ba�lad�. Uzakgezgini Ja-in'in Yolculuklar�. Manecheli
Willim'in Makaleleri. Deniz Halk� Aras�nda Yolculuklar ba�l���n� ta��yan deri
ciltli bir kitab� g�r�nce nefesi kesildi. Tam hep o kitab� okumak istemi�ti.
Tam'in g�l�mseyerek kitab� elinde evirip �evirdi�ini, piposu elinde, okumak i�in
ate�in �n�ne yerle�meden �nce verdi�i duyguyu hissetti�ini hayal ederken,
kitaplardan ald��� zevki azaltan bir kay�p ve bo�luk duygusu ile eli k�l�c�n
kabzas�n� kavrad�.
Arkas�nda birisi bo�az�n� temizledi ve Rand aniden yaln�z olmad���n� fark etti.
Kabal��� i�in �z�r dilemeye haz�rlanarak d�nd�. Rand kar��la�t��� herkesten uzun
boylu olmaya al��kt�, ama bu sefer bak�lar�n� kald�rd�, kald�rd�, kald�rd� ve a�z�
a��k kald�. Sonra neredeyse �� metrelik tavana ula�an ba�a geldi. Y�z kadar geni�
bir burun, �yle geni� ki, insan burnundan �ok hayvan burnuna benziyor. Fincan
taba�� kadar b�y�k, a��k renk g�zleri �evreleyen, u�lar� kuyruk gibi a�a�� sarkan
ka�lar. K�v�rc�k, siyah bir yeleye benzeyen sa�lar�n aras�ndan ��kan t�yl�, sivri
u�lu kulaklar. Trolloc! Bir ���l�k att� ve k�l�c�n� �ekerek gerilemeye �al�t�.
Ayaklan birbirine doland�, yere oturuverdi.
"Ke�ke siz insanlar bunu yapmasan�z," diye g�rledi, davul gibi bir ses. T�yl�
kulaklar �iddetle seyirdi, ses h�z�nlendi. "Demek pek az�n�z bizi hat�rl�yor. Bu
benim hatam, san�r�m. Yollar�n �zerine G�lge d�t���nden beri pek az�m�z insanlar�n
aras�na kar�t�. Bu... ah, alt� nesil oldu. Trolloc Sava�lar�'ndan hemen sonrayd�."
K�v�rc�k kafa iki yana salland�, bir bo�an�n k�skanaca�� bir nefes sal�verdi. "�ok,
�ok uzun ve �yle az�m�z yolculuk yap�p d�nyay� g�r�yor ki, hi� yok bile denebilir."
Rand bir dakika boyunca orada, a�z� a��k, geni� u�lu, diz boyu �izmelere, belden
boyuna kadar d��melenmi�, sonra �izmelerin �zerine etek gibi sarkm� koyu mavi
cekete bakarak durdu. Bir elinde g�receli olarak minik g�r�nen bir kitap vard�, ��
parmak geni�li�inde parma��n� kald��� yeri i�aretlemek i�in aras�na koymu�tu.
"Senin �ey oldu�unu..." diye ba�lad�, sonra kendine hakim oldu.
D�NYAN�N G�Z� 161
"Sen ne...?" Bu daha iyi de�ildi. Aya�a kalkarak ihtiyatla elini uzatt�. "Benim
ad�m Rand al'Thor."
Jambon kadar iri bir el Rand'�n elini i�ine ald�; buna resmi bir e�ilme e�lik etti.
"Loial, Halan o�lu Arent'in o�lu. �smin kulaklar�ma �ark� gibi geliyor, Rand
al'Thor."
Bu, Rand'a t�rensel bir selam gibi geldi. E�ilerek kar��l�k verdi. "Senin ismin de
benim kulaklar�ma �ark� gibi geliyor, Loial, Halan o�lu... ah... Arent'in o�lu."
Bu biraz ger�ekd��yd�. H�l�, Loial'�n ne oldu�unu bilmiyordu. Loial'�n dev
parmaklar�n�n kavray�� �a��rt�c� �l��de yumu�akt�, ama Rand elini tek par�a halinde
geri al�nca memnun oldu.
"Siz insanlar �ok kolay heyecanlan�yorsunuz," dedi Loial bas bir g�rleme ile. "T�m
hikayelerde dinledim, kitaplar� okudum elbette, ama fark etmemi�tim. Caemlyn'deki
ilk g�n�mde ��kan karga�aya inanamad�m. �ocuklar a�lad�, kad�nlar ���l�k att�, bir
grup, 'Trolloc!' diye ba��rarak, sopalar, han�erler ve me�aleler sallayarak beni
�ehrin bir ucundan �tekine kovalad�. Korkar�m neredeyse biraz �z�lecektim.
Krali�enin Askerleri gelmeseydi neler olurdu, bilmek imkans�z."
"�ans�n varm�," dedi Rand al�ak bir sesle.
"Evet, ama askerler de di�erleri kadar korkmu� g�r�n�yordu. D�rt g�nd�r
Caemlyn'deyim ve bu handan burnumu ��karamad�m. Hatta iyi y�rekli Gill Efendi
salona gitmememi rica etti." Kulaklar� seyirdi. "Konuksever davranmad���ndan de�il
ama, anl�yor musun? �lk gece biraz sorun ��kt�. T�m insanlar ayn� anda gitmeye
kalk�t�. Ba��r� �a��r� i�inde herkes ayn� anda kap�ya y�klendi. Baz�lar� incine-
bilirdi."
Rand b�y�lenmi� gibi o seyiren kulaklar� seyretti.
"Yurttan bunun i�in ayr�lmam�t�m."
"Sen bir Ogiersin!" diye ba��rd� Rand. "Dur. Alt� nesil mi? Trolloc Sava�lar�
dedin! Ka� ya��ndas�n?" S�yledi�i anda bunun bir kabal�k oldu�unu anlad�, ama Loial
al�nm� g�r�nmedi, kendini savunurcas�-na yan�t verdi.
"Doksan," dedi Ogier kat� kat�. "On y�l sonra K�k'e hitap edebilece�im. Bence gidip
gidemeyece�ime karar verirken �htiyarlar benim de konu�mama izin vermeliydi. Ama
herhangi bir ya�tan biri Di-

566
ROBERTJORDAN
�ar�'ya gitmeye kalk�nca hep endi�elenirler. Siz insanlar �ok tela�l�, �ok
de�i�kensiniz." G�zlerini k�rpt� ve biraz e�ildi. "L�tfen beni affet. Bunu
s�ylememeliydim. Ama gere�i yokken bile hep sava��yorsunuz."
"Sorun de�il," dedi Rand. H�l� Loial'�n ya��n� anlamaya �al��yordu. Cenn Buie'den
daha ya�l�yd�, ama yeterince b�y�k de�il... Y�ksek s�rtl� sandalyelerden birine
oturdu. Loial iki ki�ilik bir koltu�a oturdu; koltu�u doldurdu. Otururken,
neredeyse ayakta duran bir insan kadar uzundu. "En az�ndan gitmene izin vermi�ler."
Loial burnunu k�r�t�rarak, bir eliyle ovu�turarak yere bakt�. "�ey, buna gelince.
G�r�yorsun, K�k toplanal� �ok olmam�t�, bir sene bile de�il, ama duyduklar�ma
bakarak onlar karar verene kadar izin almadan gidebilecek ya�a gelece�im karar�na
vard�m. Korkar�m baltama �ok uzun bir sap takt���m� s�yleyecekler, ama ben...
ayr�ld�m i�te. �htiyarlar hep benim �abuk heyecanland���m� s�yler ve korkar�m hakl�
olduklar�n� kan�tlad�m. Oradan ayr�ld���m� fark edip etmediklerini merak ediyorum.
Ama gitmek zorundayd�m."
Rand kahkaha atmamak i�in duda��n� �s�rd�. Loial �abuk heyecanlanan bir Ogierse,
�o�u Ogier'in nas�l oldu�unu hayal edebiliyordu. Toplant� ba�layal� �ok olmam�, ha,
bir sene bile de�il? Al'Vere Efendi olsa �a�k�nl�k i�inde ba��n� iki yana sallard�;
yar�m g�n s�ren bir K�y Konseyi toplant�s� herkesi �ileden ��kar�rd�, Haral
Luhhan'� bile. ��ini bir �zlem dalgas� kaplad�, mutlu g�nlerinde Tam, Egwene, Ba-
de�ay Han�, Bel Tine an�lar� nefesini kesti. Onlar� kafas�ndan uzakla�t�rd�.
"Sormamda sak�nca yoksa," dedi bo�az�n� temizleyerek, "neden... ah, D�ar� gitmeyi
bu kadar �ok istedin? Ben �imdi evde olmay� diliyorum."
"Neden mi? Elbette g�rmek i�in," dedi Loial, sanki d�nyadaki en a��k �eymi� gibi.
"Kitaplar�, t�m gezi anlat�lar�n� okudum ve i�imde yaln�zca okumak de�il, g�rmek
zorunda oldu�um fikri yanmaya ba�lad�." Solgun g�zleri parlad�, kulaklar� dikle�ti.
"Yolculuklar, Yollar, insan topraklar�ndaki �detler, D�nyan�n K�nl��'ndan sonra
insanlar i�in in�a etti�imiz �ehirler hakk�nda bulabildi�im her �eyi okudum. Ve ne
kadar �ok okudumsa, D�ar� gitmek zorunda oldu�umu o ka-
D�NYANIN G�Z� ��Z
dar iyi anlad�m. Daha �nce gitti�imiz yerlere gitmek, koruluklar� g�rmek,"
Rand g�zlerini k�rp�t�rd�. "Koruluklar m�?"
"Evet, koruluklar. A�a�lar. Yurdun an�lar�n� taze tutan, g�klere uzanan B�y�k
A�a�lar'dan yaln�zca birka� tane kald�." �ne e�ilirken sandalyesi inledi. Birinde
h�l� kitap duran elleri ile i�aret etti. G�zleri her zamankinden de parlakt�,
kulaklar� neredeyse titriyordu. "�o�unlukla o topraklar�n a�a�lar�n� kulland�lar.
Topra�a kendi do�as�na ayk�r� bir �ey yapt�ramazs�n. �ok uzun s�re olmaz; aksi
halde toprak isyan eder. Vizyonunu topra�a g�re �ekillendirmen gerekir, topra��
vizyonuna g�re de�il. Her korulu�a, orada b�y�y�p geli�ecek, bunu yaparken
yan�ndaki ile denge kuracak, ba�kalar�n� tamamlayacak a�a�lar dikildi, ama ayn�
zamanda o dengenin g�zde ve y�rekte �ark� s�ylemesi de sa�land�. Ah, kitaplar
�htiyarlan ayn� anda hem a�latan, hem g�ld�ren koruluklardan bahsediyor, an�larda
sonsuza dek ye�il kalan koruluklar."
"Ya �ehirler?" diye sordu Rand. Loial ona �a�k�n �a�k�n bakt�. "�ehirler.
Ogierlerin in�a ettikleri �ehirler. Buras� �rne�in. Caemlyn. Ca-emlyn'i Ogierler
yapt�, de�il mi? Hikayeler �yle diyor."
"Ta�la �al�mak..." G�steri�li bir bi�imde omuzlar�n� silkti. "Bu yaln�zca
K�r�l�'tan sonra, S�rg�n'de ��rendi�imiz bir �eydi, h�l� yurdu bulmaya �al�t���m�z
zamanlarda. �yi bir �ey, san�r�m, ama as�l �ey de�il. Ne kadar denersen dene -ve o
�ehirleri in�a eden Ogierlerin ger�ekten denedi�ini okudum- ta��n ya�amas�n�
sa�layamazs�n. Birka��m�z h�l� ta�la �al��yor, ama yaln�zca insanlar sava�lar� ile
binalara s�k s�k zarar verdi�i i�in. Ben ge�erken �eyde... ah... �imdi Cair-hien
diyorlar... orada bir avu� Ogier vard�. Neyse ki, bir ba�ka yurttand�lar, bu y�zden
beni tan�m�yorlard�, ama yine de bu kadar gen�ken D�ar�'ya gitmi� olmamdan
��phelendiler. San�r�m orada oyalanmam i�in sebep olmamas� iyi oldu. Her durumda,
g�r�yorsun, ta�la �al�mak yaln�zca Desen dokunurken bize teslim edilen bir i�;
koruluklar ise y�reklerimizden geldi."
Rand ba��n� iki yana sallad�. B�y�rken dinledi�i hikayelerin yans� tersy�z olmu�tu.
"Ogierlerin Desen'e inand���n� sanm�yordum, Loial."
ROBERTJORDAN
"Elbette inan�yoruz. Zaman �ark�, �a�lar�n Deseni'ni dokur ve ya�amlar da dokudu�u
ipliklerdir. Kimse kendi ya�am�n�n ipli�inin De-sen'e nas�l dokunaca��n�, bir
halk�n ipinin nas�l dokunaca��n� bilemez. Desen bize D�nyan�n K�r�l��'n�, S�rg�n'�,
Ta�'� ve �zlem'i verdi, ve zaman i�inde biz �l�p gitmeden �nce, bize yurdu geri
verdi. Bazen siz insanlar�n ipleriniz �ok k�sa oldu�u i�in b�yle davrand���n�z�
d��n�yorum. Dokuman�n �evresinde s��ramaks�n�z. Ah, i�te, yine yapt�m. �htiyarlar
insanlar�n ya�amlar�n�n ne kadar k�sa oldu�unun hat�rlat�lmas�ndan ho�lanmad���n�
s�yl�yor. Umar�m duygular�n� in-citmemi�imdir."
Rand g�ld� ve ba��n� iki yana sallad�. "Hi� incitmedin. San�r�m senin kadar uzun
ya�amak e�lenceli olurdu, ama bu konuda hi� d��nmemi�tim. San�r�m ihtiyar Cenn Buie
kadar uzun ya�arsam, bu herkes i�in yeterli olur."
"Ya�l� bir adam m�d�r?"
Rand yaln�zca ba��n� sallad�. Cenn Buie'nin Loial kadar ya�l� olmad���n�
a��klayacak de�ildi.
"Eh," dedi Loial, "belki siz insanlar�n ya�amlar� k�sa, ama devaml� oradan oraya
s��rayarak, devaml� acele ederek o �m�rle �ok �ey yapabiliyorsunuz. Ve bunu t�m
d�nyay� g�rerek yap�yorsunuz. Biz Ogierler, kendi yurdumuza ba�l�y�z."
"Sen D�ar�'das�n."
"Bir s�reli�ine, Rand. Ama eninde sonunda geri d�nmeliyim. Bu d�nya sizin, senin ve
senin t�r�n�n. Yurt ise benim. D�ar�'da �ok fazla karga�a var. Ve benim
okuduklar�mdan sonra �ok �ey de�i�mi�."
"Eh, y�llar i�inde her �ey de�i�ir. En az�ndan bir k�sm�."
"Bir k�sm� m�? Okudu�um kitaplarda anlat�lan �ehirlerin yar�s� art�k yerinde yok,
ve kalanlar�n �o�unun ismi farkl�. Cairhien �rne�in. �ehrin as�l ad�
Al'cair'rahienallen, yani Alt�n �afak Tepesi. Sancakla-r�ndaki g�ndo�umuna kar��n,
hat�rlam�yorlar bile. Ve oradaki koruluk. Trolloc Sava�lar�'ndan beri bak�m
g�rd���nden ku�kuluyum. Art�k yaln�zca ate�leri i�in odun kestikleri bir orman.
B�y�k A�a�lar�n hepsi gitmi� ve kimse onlar� hat�rlam�yor. Ya burada? Caemlyn h�l�
Caemlyn, ama �ehrin korulu�un i�ine do�ru b�y�mesine izin vermi�-
D�NYANIN G�Z� i�2
ler. Oturdu�umuz yer korulu�un merkezinden -merkezinin olmas� gerekti�i yerden- be�
y�z metre uzakta bile de�il. Tek bir a�a� kalmam�. Tear ve Illian'a da gittim.
Farkl� isimler var ve hi� an� yok. Tear'da korulu�un oldu�u yerde art�k atlar� i�in
bir otlak var. Illian'da koruluk Kral'�n park� olmu�. ��inde geyik avl�yor ve onun
izni olmadan hi� kimse giremiyor. Her �ey de�i�mi�, Rand. Korkar�m gitti�im her
yerde ayn� �eyleri g�rece�im. T�m koruluklar�n, t�m an�lar�n gitti�ini, t�m
hayallerin �ld���n� g�rece�im."
"Pes edemezsin, Loial. Asla pes etmemelisin. Pes edece�ine �lsen daha iyi." Rand
k�zararak sandalyesine g�m�ld�. Ogier'in ona g�lmesini beklemi�ti, ama Loial bunun
yerine ciddi ciddi ba��n� sallad�.
"Evet, sizin t�r�n�z b�yle, de�il mi?" Ogier'in sesi, sanki bir yerden al�nt�
yaparm� gibi de�i�ti. "G�lge yok olana kadar, su yok olana kadar, G�lge'ye
girece�iz ve di�lerimizi s�karak, son nefesimizle meydan okuyarak, Son G�n'de K�r
Eden'in g�z�ne t�k�rece�iz." Loial beklenti i�inde k�v�rc�k kafas�n� yana e�di, ama
Rand'�n ne bekledi�i konusunda en ufak bir fikri bile yoktu.
Loial beklerken bir dakika ge�ti, sonra bir dakika daha ve uzun ka�lar� �a�k�nl�k
i�inde �at�lmaya ba�lad�. Ama beklemeye devam ediyordu. Sessizlik Rand i�in
rahats�z edici olmaya ba�lad�.
"B�y�k A�a�lar," dedi Rand sonunda, s�rf sessizli�i bozmak i�in. "Onlar Avendesora
gibi mi?"
Loial h�zla do�rulup oturdu; sandalyesi o kadar y�ksek sesle g�c�rdad� ve �at�rdad�
ki, Rand par�alanaca��n� sand�. "�yle olmad���n� biliyor olmal�s�n. Herkes bilmese
bile sen biliyor olmal�s�n."
"Ben mi? Ben nereden bileyim?"
"Bana �aka m� yap�yorsun? Bazen siz Aieller en tuhaf �eyleri komik bulursunuz."
"Ne? Ben Aiel de�ilim! Ben �ki Nehirliyim. Hayat�mda hi� Aiel g�rmedim."
Loial ba��n� iki yana sallad�, kulaklanndaki t�yler d�a sarkt�. "G�rd�n m�? Her �ey
de�i�mi� ve benim bildiklerimin yans� faydas�z. Umar�m seni g�cendirmemi�imdir.
Eminim, �ki Nehir g�zel bir yerdir, her neredeyse."
"Birisi bana," dedi Rand, "bir zamanlar Manetheren dendi�ini s�y-
570
ROBERTJORDAN
ledi. Ben hi� duymam�t�m, ama belki sen..."
Ogier'in kulaklar� mutlulukla dikildi. "Ah! Evet. Manetheren." T�yler yine sarkt�.
"Orada �ok g�zel bir koruluk var. Ac�n y�re�imde �ark� s�yl�yor, Rand al'Thor.
Zaman�nda gelemedik."
Loial oturdu�u yerde e�ildi, Rand da kar��l�k verdi. E�ilmezse Lo-ial'�n
incinece�inden ��phelenmi�ti, en az�ndan kaba oldu�unu d��necekti. Loial'�n
kendisinin de Ogierlerinkilerle ayn� t�rden an�lara sahip oldu�unu d��n�p
d��nmedi�ini merak etti. Loial'�n a�z�n�n ve g�zlerinin k�eleri Rand'�n ac�s�n�
payla��yormu� gibi sarkm�t�, sanki Manetheren'in y�k�m� iki bin y�l �nce olmam�
gibi. Rand'�n yaln�zca Moiraine'in hikayesinden ��rendi�i bir �ey de�ilmi� gibi.
Bir s�re sonra Loial i�ini �ekti. "�ark d�ner," dedi, "ve kimse d�n�lerini bilmez.
Ama sen de evinden benim kadar uzakla�m�s�n. �u andaki haliyle uzun bir mesafe.
Elbette Yollar a��kken -ama �zerinden �ok zaman ge�ti. S�ylesene, seni bu kadar
uza�a getiren nedir? Senin de g�rmek istedi�in bir �ey mi var?"
Rand, sahte Ejder'i g�rmek i�in geldiklerini s�ylemek i�in a�z�n� a�t� -fakat
s�yleyemedi. Belki de Loial, doksan ya��nda olmas�na ra�-man Rand'�n ya��t�ym� gibi
davrand��� i�indi. Belki bir Ogier i�in doksan ya��nda olmak, kendisiyle ayn� ya�ta
olmak demekti. Rand, olan biten hakk�nda kimseyle konu�mayal� uzun zaman ge�mi�ti.
Hep ba�kalar�n�n Karanl�kdostu olmas�ndan korkmu�tu, ya da kendisinin �yle oldu�unu
sanm�t�. Mat o kadar i�ine kapanm�, korkular�n� ��pheleri ile beslemi�ti ki, art�k
konu�maya bile gelmiyordu. Rand, kendini Loial'a K� Gecesi'ni anlat�rken buldu.
Karanl�kdostla-r� hakk�nda belirsiz bir hikaye de�il; kap�y� k�ran Trolloclar,
Ta�oca�� Yolu'nda bir Soluk hakk�ndaki ger�ek hikaye.
��inde bir par�a, yapt��� �ey kar��s�nda deh�ete d�m�t�, ama sanki ikiye b�l�nm�t�,
bir k�sm� dilini tutmaya �al��yor, di�eri sonunda her �eyi anlatabildi�i i�in
rahatlad���n� hissediyordu. Sonu� olarak duraklad�, kekeledi, olaydan olaya atlad�.
Shadar Logoth ve geceleyin arkada�lar�n� kaybettiklerini, nerede olduklar�n�
bilmediklerini. Beyazk�pr�'deki Soluk'u, onlar ka�abilsin diye Thom'un �lmesini.
Baerlon'daki Soluk'u. Daha sonraki Karanl�kdostlar�n�, Howal Gode'u, onlardan
korkan delikanl�y�, Mat'i �ld�rmeye �al�an kad�n�.
D�NYANIN G�Z�
521
Kaz ve Ta�'taki Yan-insan'�.
R�yalar hakk�nda gevezelik etmeye ba�lad���nda, konu�mak isteyen par�as� bile
ensesindeki t�ylerin diken diken oldu�unu hissetti. Dilini �s�rarak �enesini
kapatt�. Burnundan derin derin nefes alarak ihtiyatla, kabus g�rd���n� d��nmesini
umarak Ogier'i izledi. I��k biliyordu ki, hepsi kabus gibi gelmi�ti, ya da herkese
kabus g�rd�recek kadar k�t�. Belki Loial delirdi�ini d��n�yordu. Belki...
"Ta'veren" dedi Loial.
Rand g�zlerini k�rp�t�rd�. "Ne?"
"Ta'veren." Loial k�t parma�� ile sivri kulaklar�ndan birinin arkas�n� ka��d� ve
hafif�e omuzlar�n� silkti. "�htiyar Haman hep, asla dinlemedi�imi s�yler, ama bazen
dinlerim. Bazen dinledim. Desen'in nas�l dokundu�unu biliyorsundur, de�il mi?"
"Bu konuda hi� d��nmemi�tim," dedi Rand yava��a. "Dokunur i�te."
"Ah, evet, �ey. Tam olarak de�il. G�r�yorsun, Zaman �ark� �a�lar�n Deseni'ni dokur
ve kulland��� ipler ya�amlard�r. Desen sabit bir �ey de�ildir. Biri ya�am�n�n
y�n�n� de�i�tirmeye �al��rsa ve Desen'in uygun bir bo�lu�u varsa, �ark dokumaya
devam eder ve o de�i�ikli�i i�ine al�r. K���k de�i�iklikler i�in her zaman yer
vard�r, ama bazen Desen, ne kadar denersen dene, b�y�k bir de�i�imi reddeder.
Anl�yor musun?"
Rand ba��n� sallad�. "Bir �iftlikte ya da Emond Meydan�'nda ya�ayabilirdim ve bu
k���k bir de�i�im olurdu. Ama bir kral olmak isteseydim..." Rand g�ld�, ve Loial
y�z� neredeyse ikiye b�l�nerek s�r�tt�. Di�leri beyazd� ve keski kadar iriydiler.
"Evet, i�te �yle. Ama bazen de�i�im seni ya da �ark o de�i�imi i�in seni se�er. Ve
bazen �ark bir ya�am-ipli�ini ya da pek �ok ipli�i �yle b�ker ki, �evredeki t�m
iplikler o b�kl�m�n �evresinde d�nmek zorunda kal�r ve onlar da ba�ka iplikleri
zorlarlar, onlar da ba�kalar�n�, vesaire, vesaire. A�'�n yapt��� o ilk b�kl�m, i�te
o ta'veren-dir ve onu de�i�tirebilmek i�in yapabilece�in hi�bir �ey yoktur,
Desen'in kendisi de�i�ene kadar hi�bir �ey. A� -ta'maral'ailen denir-haftalarca,
y�llarca s�rebilir. Bir kasabay�, hatta t�m Desen'i i�ine alabilir. �ahinkanad�
Artur'un bir ta 'verendi. Lews Therin Karde�katili de
5Z2
ROBERTJORDAN
�yle, san�r�m." G�rleyerek g�ld�. "�htiyar Haman benimle gurur duyard�. Devaml�
bana homurdan�r dururdu, ama gezi kitaplar� �ok daha ilgi �ekiciydi, yine de bazen
onu dinlerdim."
"Hepsi iyi g�zel," dedi Rand, "ama bunun benimle ne ilgisi var, anlam�yorum. Ben
bir �oban�m, bir ba�ka �ahinkanad� Artur de�il. Mat ya da Perrin de �yle. Bu...
sa�ma."
"�yle oldu�unu s�ylemedim, ama hikayeni dinlerken Desen'in d�nd���n�
hissedebiliyordum ve bu konuda hi� Yeti'm yoktur. Sen kesinlikle ta'verens'm. Sen
ve belki arkada�lar�n da." Ogier d��nceli d��nceli burnunu ka��yarak sustu. Sonunda
bir karara varm� gibi kendi kendine ba��n� sallad�. "Seninle yolculuk etmek
isterim, Rand."
Rand bir an do�ru duyup duymad���n� merak ederek bakakald�. "Benimle mi?" diye
ba��rd� konu�may� ba�ard��� zaman. "Anlatt�klar�m� dinlemedin mi...?" Aniden kap�ya
bakt�. S�k� s�k� kapal�yd� ve di�er yandan dinlemeye �al�an olsa, kula��n� kap�ya
dayasa bile bir m�r�lt�dan ba�ka bir �ey duymamas�n� sa�layacak kadar kal�nd�. Yine
de sesini al�akt�. "Beni kimlerin kovalad���n� duymad�n m�? Her durumda, gidip
a�a�lar�n�z� g�rmek istedi�ini san�yordum."
"Tar Valon'da �ok g�zel bir koruluk vard�r ve Aes Sedailerin ona iyi bakt�klar�n�
duydum. Dahas�, g�rmek istedi�im yaln�zca korular de�il. Belki sen yeni bir
�ahinkanad� Artur de�ilsin, ama en az�ndan bir s�reli�ine d�nyan�n bir k�sm� senin
�evrende �ekillenecek, hatta belki �ekillenmeye ba�lad� bile. �htiyar Haman bile
bunu g�rmek isterdi."
Rand teredd�t etti. Yan�nda birisinin olmas� iyi olurdu. Mat'in davran� tarz�,
onunla olmay� yaln�z kalmaya e� k�lm�t�. Ogier'in varl��� rahatlat�c� olacakt�.
Belki Ogierlerin �m�rleri d��n�ld���nde, gen� say�l�rd�, ama t�pk� Tam gibi, kaya
gibi sa�lam g�r�n�yordu. Ve Loial bir s�r� yere gitmi�, ba�ka insanlar tan�m�t�.
Geni� y�z� bir sab�r tablosu gibi oturmakta olan Ogier'e bakt�. Orada otururken
bile ayakta duran �o�u insandan daha uzundu. Neredeyse �� metre boyunda birini
nas�l saklars�n? ��ini �ekti ve ba��n� iki yana sallad�.
"Bunun iyi bir fikir oldu�unu sanm�yorum, Loial. Moiraine bizi burada bulsa bile
Tar Valon'a gidene kadar tehlikede olaca��z. Mo-

D�NYANIN G�Z�
22i
iraine bizi bulamazsa..." Bulamazsa, o zaman, o ve ba�ka herkes �lm�t�r. Ah,
E�mene. Silkelendi. Egwene �lmemi�ti ve Moiraine onlar� bulacakt�.
Loial ona duyguda�l�kla bakt� ve omzuna dokundu. "Dostlar�n�n iyi oldu�undan
eminim, Rand."
Rand ba��n� sallayarak te�ekk�r etti. Bo�az� s�k�m�t�, konu�am�-yordu.
"En az�ndan zaman zaman benimle konu�maz m�s�n?" Loial bas bir g�rleme ile i�ini
�ekti. "Ve belki ta� oyunu oynamaz m�s�n? G�nlerdir iyi y�rekli Gill Efendi d��nda
kimseyle konu�mad�m. O da genellikle me�gul. A��� onu merhametsizce i�e ko�uyor
gibi g�r�n�yor. Belki han�n ger�ek sahibi a���d�r, ha?"
"Elbette gelirim." Sesi bo�uktu. Bo�az�n� temizledi ve s�r�tmaya �al�t�. "Ve e�er
Tar Valon'da g�r��rsek, bana oradaki korulu�u g�sterirsin." �yi olmak zorundalar.
I��k a�k�na, iyi olsunlar.

37 UZUN TAK�P
Nynaeve, �� at�n dizginlerini kavrad� ve karanl��� delip Aes Sedai ile Muhaf�z'�
bulabilirmi� gibi gecenin i�ine bakt�. �evresini �skelet gibi a�a�lar sarm�t�,
solgun ay ���� alt�nda ��plak ve siyaht�lar. A�a�lar ve gece, Moiraine ile Lan her
ne yap�yorsa etkili bir perde olu�turuyordu ve ikisi de bunun ne oldu�unu Nynaeve'e
s�ylemek i�in durma zahmetine katlanmam�t�. Lan'den, al�ak sesle s�ylenen bir
"Atlar� sessiz tut," ve onu bir ah�r u�a�� gibi atlar�n ba��nda b�rak�p
gitmi�lerdi. Nynaeve atlara bir bak� f�rlatt� ve �ileden ��km��as�na i�ini �ekti.
Mandarb, sahibinin pelerini kadar ba�ar�yla geceye kar��yordu. Sava� e�itimi alm�
ayg�r�n Nynaeve'in bu kadar yakla�mas�na izin vermesinin tek sebebi, dizginleri
kad�n�n eline Lan'in b�rakmas� idi. At �imdi sakin g�r�n�yordu, ama Nynaeve Lan'in
onay�n� beklemeden geme uzand��� zaman dudaklar�n sessizce gerilmesini
hat�rlayabiliyordu. Sessizlik, ��kard��� di�leri daha da tehlikeli g�stermi�ti.
Ayg�ra son bir ihtiyat dolu bak� f�rlat�p, kendi at�n� dalg�n dalg�n ok�ayarak
di�er ikisinin gitti�i y�ne d�nd�. AJdieb, solgun burnunu elinin alt�na sokunca
irkilerek yerinden s��rad�, ama bir an sonra beyaz k�sra�� da ok�ad�.
"Ac�s�n� senden ��karmaya gerek yok, herhalde," diye f�s�ldad�, "s�rf efendin so�uk
suratl�..." Yine karanl���n i�ini g�rmeye �al�t�. Ne yap�yorlar?
Beyazk�pr�'den ayr�ld�ktan sonra s�radanl�klar� i�inde ger�ekd�� g�r�nen k�ylerden
ge�mi�lerdi; Nynaeve'e, Soluklar�n, Trolloclar�n
D�NYANIN G�Z�
5Z5
ve Aes Sedailerin oldu�u bir d�nya ile ba�lant�lar� yokmu� gibi gelen s�radan pazar
k�yleri. Caemlyn Yolu'nu takip ederek gelmi�lerdi, ama sonunda Moiraine, Aldieb'in
eyerinde �ne e�ilmi�, b�y�k anayolun en ucuna kadar, Caemlyn'e giden onca
kilometreyi, hatta orada onlar� neyin bekledi�ini g�rebiliyormu� gibi do�uya
bakm�t�.
Aes Sedai en sonunda uzun bir soluk vermi�, ve yerine yerle�mi�ti. "�ark diledi�i
gibi dokur," diye mmldanm�t�, "ama umuda bir son dokudu�una inanam�yorum. �lk �nce
emin oldu�umla ilgilenmeliyim. �ark�n dokudu�u gibi olacak." K�sra��n� kuzeye,
yoldan ormana �evirmi�ti. �ocuklardan biri, Moiraine'in verdi�i parayla beraber
oradayd�. Lan onu takip etmi�ti.
Nynaeve, Caemlyn Yolu'na son bir bak� f�rlatm�t�. Orada yolu onlarla pek az insan
payla�m�t�, bir iki y�ksek tekerlekli y�k arabas�, uzakta bo� bir yolcu arabas�,
e�yalar�n� s�rt�na atm� ya da el arabalar�na y��m� bir avu� yaya. Baz�lar�
Caemlyn'e sahte Ejder'i g�rmek i�in gittiklerini itiraf etmi�lerdi, ama �o�u
hararetle inkar etmi�ti, �zellikle de Beyazk�pr�'den ge�ip gelenler. Nynaeve
Beyazk�p-r�'de Moiraine'e inanmaya ba�lam�t�. Biraz. En az�ndan, biraz daha. Ve
bunda teselli yoktu.
O arkalar�ndan y�r�meye ba�lamadan Muhaf�z ve Aes Sedai neredeyse g�zden
kaybolacakt�. Nynaeve yeti�mek i�in seyirtmi�ti. Lan s�k s�k ona bakm�, gelmesini
i�aret etmi�ti, ama Moiraine'in yan�ndan ayr�lmam�t� ve Aes Sedai'nin g�zleri de
ileriye dikilmi�ti.
Yoldan ayr�ld�ktan sonra bir ak�am, g�r�nmez iz kayboldu. Moiraine, o sars�lmaz
Moiraine, aniden �zerinde �aydanl�k kaynayan k���k ate�in yan�nda durdu, g�zleri
irile�ti. "Kayboldu," diye f�s�ldad� geceye.
"O�ian...?" Nynaeve sorusunu bitiremedi. I��k, hangisi oldu�unu bile bilmiyorum.
"�lmedi," dedi Aes Sedai yava��a, "ama art�k para �zerinde de�il." Oturdu,
�aydanl��� al�p i�ine bir avu� �ay atarken sesi sakindi ve eli titremiyordu.
"Sabahleyin takip etti�imiz y�nde devam edece�iz. Yeterince yakla�t���m�zda, onu
para olmadan da bulabilirim."
Ate� t�kenip k�zlendi�inde, Lan pelerinine sar�nd� ve uykuya dald�. Nynaeve
uyuyam�yordu. Aes Sedai'yi izledi. Moiraine'in g�zleri
ROBERTJORDAN
kapal�yd�, ama dik oturuyordu ve Nynaeve uyan�k oldu�unu biliyordu.
K�zlerdeki son par�lt� s�nd�kten uzun zaman sonra, Moiraine g�zlerini a�t� ve ona
bakt�. Nynaeve, karanl�kta Aes Sedai'nin g�l�msemesini hissedebiliyordu. "Paray�
tekrar ele ge�irdi, Hikmet. Her �ey yoluna girecek." ��ini �ekerek battaniyelerinin
�zerine uzand� ve derin derin nefes alarak uyumaya ba�lad�.
Nynaeve, ne kadar yorgun olsa da, ona kat�lmakta g��l�k �ekti. O durdurmak i�in ne
kadar �abalarsa �abalas�n, zihni olabilecek en k�t� �eyleri hayal ediyordu. Her �ey
yoluna girecek. Beyazk�pr�'den sonra art�k buna o kadar kolay inanam�yordu.
Nynaeve, aniden an�lar�ndan silkinip geceye d�nd�; kolunda bir el vard�.
G�rtla��nda y�kselen ���l��� bast�rarak elini kemerindeki han�ere g�t�rd�, elin
Lan'e ait oldu�unu anlamadan �nce kabzay� kavram�t� bile.
Muhaf�z'�n ba�l��� arkaya at�lm�t�, ama bukalemun gibi pelerini geceye o kadar uyum
sa�lam�t� ki, y�z� gecenin i�inde as�l� gibi g�r�n�yordu. Nynaeve'in kolundaki eli
sanki yoktan var olmu� gibiydi.
Nynaeve titrek bir nefes ald�. Adam�n onu nas�l kolayl�kla haz�rl�ks�z yakalad���n�
s�ylemesini bekledi, ama bunun yerine d�n�p eyerleri kar�t�rmaya ba�lad�.
"Laz�ms�n," dedi ve diz ��k�p atlan k�s-teklemeye ba�lad�.
Atlar ba�lan�r ba�lanmaz do�ruldu, Nynaeve'in elini tuttu ve yine gecenin i�ine
y�neldi. Siyah sa�lar� geceye pelerini kadar uyum sa�l�yordu ve gen� kad�ndan bile
az ses ��kar�yordu. Nynaeve istemeye istemeye, elini tutmasa karanl���n i�inde asla
onu takip edemeyece�ini kendine itiraf etmek zoa�nda kald�. Zaten, istese elini
kurtarabilece�inden emin de�ildi; adam�n �ok g��l� elleri vard�.
Tepe denemeyecek kadar al�ak k���k bir y�kseltiyi t�rmand�klar� zaman Muhaf�z bir
dizinin �zerine ��kt� ve Nynaeve'i de yan�na �ekti. Gen� kad�n�n Moiraine'in orada
oldu�unu g�rmesi bir an�n� ald�. K�p�rt�s�z duran Aes Sedai, koyu renk pelerini
i�inde g�lge san�-labilirdi. Lan a�a��da, a�a�lar�n aras�ndaki geni� bir a��kl��a
i�aret etti.
Nynaeve solgun ay ���� alt�nda ka�lar�n� �att�, sonra aniden anla-
D�NYANIN G�Z� 577
yarak g�l�msedi. O solgun bulan�kl�klar d�zg�n s�ralar halinde kurulmu� �ad�rlard�,
karart�lm� bir kamp yeri.
"Beyazpelerinler," diye f�s�ldad� Lan. "�ki y�z, belki daha fazla. A�a��da
i�ilebilir su var. Ve pe�inde oldu�umuz delikanh."
"Kampta m�?" Nynaeve Lan'in ba��n� sallad���n� g�rmekten �ok hissetti.
"Tam ortas�nda. Moiraine nerede oldu�unu g�sterebilir. Ben yakla�t�m ve
�ad�rlar�nda n�bet�i bekledi�ini g�rd�m."
"Tutsak m�?" dedi Nynaeve. "Neden?"
"Bilmiyorum. �ocuklar, ku�ku �eken bir �ey olmad��� s�rece, bir k�yl�yle
ilgilenmezler. I��k biliyor ki, Beyazpelerinlerin ku�kusunu �ekmek hi� zor bir �ey
de�il, ama yine de bu beni endi�elendirdi."
"Onlar� nas�l kurtaracaks�n?" Adam ona bir bak� f�rlatana kadar Nynaeve onun iki
y�z adam�n ortas�na dal�p o�lanla beraber geri d�nece�ine ne kadar g�veni oldu�unu
fark etmedi. Eh, o bir Muhaf�z. Hikayelerin baz�lar� do�ru olmal�.
Adam�n i�ten i�e ona g�l�p g�lmedi�ini merak etti, ama sesi d�z ve kay�ts�zd�. "Onu
getirebilirim, ama muhtemelen gizli hareket edecek durumda olmayacakt�r.
G�r�l�rsek, biz atlar�m�za �ifter �ifter binerken pe�imize iki y�z Beyazpelerin
tak�l�r. Bizi takip edemeyecek kadar me�gul de�illerse. Risk almaya haz�r m�s�n?"
"Bir Emond Meydan� sakinine yard�m etmek i�in mi? Elbette! Ne t�r bir risk?"
Adam, �ad�rlar�n �tesindeki karanl��a i�aret etti. Bu sefer Nynaeve g�lgelerden
ba�ka bir �ey g�remedi. "Atlar. �pleri k�smen kesilecek. Tamamen de�il, Moiraine
karga�a ��kard��� zaman koparmalar�na yetecek kadar. O zaman Beyazpelerinler atlar�
ile me�gul olacaklar�ndan bizi takip edemezler. Kamp�n o yan�nda, iplerin �tesinde
iki n�bet�i var, ama benim d��nd���m�n yar�s� kadar iyiysen, seni asla g�remezler."
Nynaeve yutkundu. Tav�an izi s�rmek bir �eydi; ama k�l��lar� ve m�zraklar� olan
n�bet�iler... Demek iyi oldu�umu d��n�yor. "Yapaca��m."
Lan daha az�n� beklememi� gibi ba��n� sallad�. "Bir �ey daha var. Bu gece �evrede
kurtlar var. �ki tane g�rd�m ve ben bu kadar�n� g�-
5Z&
ROBERTJORDAN
�rebildiysem, muhtemelen daha fazlas� vard�r." Sustu, sesi de�i�mi� gelmese de
Nynaeve �a�k�n oldu�unu hissetti. "Sanki onlar� g�rmemi istediler. Her neyse, seni
rahats�z etmeyeceklerdir. Kurtlar genellikle insanlardan uzak dururlar."
"Bunu asla bilemezdim," dedi Nynaeve tatl� tatl�. "Yaln�zca �obanlar�n aras�nda
b�y�d�m." Adam homurdand�, Nynaeve karanl���n i�inde g�l�msedi.
"O zaman �imdi yapaca��z," dedi Muhaf�z.
Silahl� adamlarla dolu kampa bakarken, Nynaeve'in g�l�msemesi soldu. M�zrakl� ve
k�l��l� iki y�z adam... Bir kez daha d��nmeye f�rsat vermeden han�erini k�n�nda
gev�etti ve sessizce uzakla�maya ba�lad�. Moiraine Lan'inki kadar g��l� bir
kavray�la kolunu tuttu.
"Dikkat et," dedi Aes Sedai yumu�ak sesle. "�pleri kestikten sonra elinden
geldi�ince �abuk geri d�n. Sen de Desen'in par�as�s�n ve bug�nlerde t�m d�nya
tehlikede olmasayd�, di�erlerini atmayaca��m gibi, seni de asla tehlikeye
atmazd�m."
Nynaeve, Moiraine kolunu b�rakt���nda gizli gizli tuttu�u yeri ovdu. Aes Sedai'ye
kavray��n�n can�n� yakt���n� belli edecek de�ildi. Ama Moiraine kolunu b�rak�r
b�rakmaz d�n�p a�a��daki kamp� izlemeye ba�lad�. Ve Nynaeve irkilerek Muhaf�z'�n
kayboldu�unu fark etti. Gitti�ini duymam�t�. I��k seni k�r etsin, lanet adam!
Bacaklar� serbest kals�n diye �abucak ete�ini beline ba�lad� ve gecenin i�ine se-
yirtti.
Bir s�re yerdeki dallan ayaklar�n�n alt�nda ��t�rdatarak ilerledikten sonra
yava�lad�, k�zard���n� g�recek kimse olmad��� i�in memnun oldu. Sessiz olmas�
gerekiyordu ve Muhaf�z ile yar� halinde de�ildi. Ah, �yle mi?
Bu d��nceyi akl�ndan ��kard� ve karanl�k a�a�l�kta yolunu bulmaya yo�unla�t�. Bu
tek ba��na zor de�ildi, batmakta olan ay�n solgun ���� babas�n�n ders verdi�i
herkes i�in yeterden de fazlayd� ve zemin hafif bir e�ime sahipti. Ama gece
g�ky�z�n�n �n�ndeki ��plak a�a�lar ona devaml� bunun bir �ocuk oyunu olmad���n�
hat�rlat�yordu. Keskin r�zgar�n ��kard��� ses, Trolloc borular�na �ok benziyordu.
Art�k karanl���n i�inde yaln�z oldu�undan, bu k� �ki Nehir'de insanlardan ka�an-
kurtlar�n farkl� davrand���n� hat�rlad�.
D�NYAN�N G�Z�
5Z2
Sonunda at kokusu ald���nda rahatlama duygusu i�ini s�cak s�cak doldurdu. Nefesini
tutarak kar�n �st� uzand� ve r�zgara y�z�n� vererek kokuya do�ru s�r�nd�.
N�bet�ileri g�rd���nde, beyaz pelerinleri r�zgarda dalgalanarak, ay ���� alt�nda
neredeyse parlayarak ona do�ru y�r�yorlard�. Me�ale ta��salar da olurdu; me�ale
���� bile onlar� daha g�r�l�r k�lamazd�. Nynaeve yerinde dondu, kendini yerin bir
par�as� k�lmaya �al�t�. N�bet�iler �n�nde, yakla��k on ad�m �tede, y�z y�ze
geldiler. M�zraklar� omuzlar�nda, ayaklar�n� vurarak durdular. Gen� kad�n
�telerinde atlar�n g�lgelerini g�rebiliyordu. Ortal�kta a��r bir ah�r, at ve d�k�
kokusu vard�.
"Gecenin i�inde her �ey yolunda," diye bildirdi beyaz pelerinli bir �ekil. "I��k
bizi ayd�nlats�n ve G�lge'den korusun."
"Gecenin i�inde her �ey yolunda," diye yan�t verdi di�eri. "I��k bizi ayd�nlats�n
ve G�lge'den korusun."
Bundan sonra d�nd�ler ve yine karanl���n i�ine y�r�meye ba�lad�lar.
Nynaeve, n�bet�iler iki tur atana kadar i�inden sayarak bekledi. Her seferinde ayn�
s�rede d�nd�ler ve her seferinde sert sert ayn� �eyleri s�ylediler, ne bir s�zc�k
eksik, ne bir s�zc�k fazla. Hi�biri yanlara bakmad�; y�r�rken, sonra uzakla��rken
d�md�z �nlerine bak�yorlard�. Nynaeve ayakta duruyor olsa fark edip etmeyeceklerini
merak etti.
Gece pelerinlerinin solgun dalgalar�n� ���nc� kez yutmadan �nce aya�a kalkm�,
e�ilerek atlara do�ru ko�maya ba�lam�t� bile. Yakla�t���nda hayvanlar� korkutmamak
i�in yava�lad�. Beyazpelerin n�bet�iler burunlar�n�n dibinde olan biteni
g�rmeyebilirlerdi, ama atlar aniden ki�nerse kesinlikle ara�t�r�rlard�.
Kaz�klara gerilmi� bir ip boyunca dizilmi� atlar -birden fazla s�ra vard�-
karanl�kta ba�lar�n� e�mi�, zar zor fark edilen y���nlard�. Zaman zaman i�lerinden
biri uykusunda burnundan h�zla nefes veriyor ya da aya��n� yere vuruyordu. Lo� ay
���� alt�nda Nynaeve kaz�klardan birinin yak�n�nda oldu�unu g�rd�. �pe uzand� ve en
yak�ndaki at ba��n� kald�np ona bak�nca yerinde dondu. At�n ipi kaz�kta biten
ba�parma�� kal�nl���ndaki k�lavuz halata geni� bir halka halinde ba�-
580
ROBERTJORDAN
lanm�t�. Tek bir ki�neme. Nynaeve'in y�re�i g��s�nden f�rlamaya, n�bet�ilerin
dikkatini �ekecek kadar y�ksek sesle �arpmaya �al�t�.
Nynaeve g�zlerini attan ay�rmadan, b��a��n�n ucunu yoklayarak, ne kadar kesti�ini
anlamaya �al�arak halat� kesti. At ba��n� sallad� ve gen� kad�n�n i�i buz kesti.
Yaln�zca tek bir ki�neme.
Parmaklar�n�n alt�nda yaln�zca birka� ince kenevir ipi kald�. Yava��a, at� g�rmez
olana kadar izleyerek bir sonraki halata gitti, sonra titrek bir nefes ald�. Hepsi
o ata benziyorsa, sonuna kadar gidebilece�ini sanm�yordu.
Ama bir sonraki kaz�k halat�nda ve bir sonrakinde, bir sonrakinde atlar uyumaya
devam etti. Hatta parma��n� kesip ���l���n� bast�rd��� zaman bile. Kesi�i emerek
ihtiyatla geldi�i y�ne bakt�. Y�z�n� r�zgara verdi�inden, askerlerin ne konu�tu�unu
duyam�yordu, ama do�ru yerdeyseler onlar onu duyabilirdi. G�r�lt�n�n ne oldu�unu
g�rmek i�in gelirlerse, r�zgar tepesine dikilene kadar onlar� duymas�n� engellerdi.
Gitme zaman�. Be� at�n d�rd� ka�arken kimseyi ko-valayamazlar.
Fakat yerinden k�p�rdamad�. Yapt��� �eyi duydu�u zaman Lan'in g�zlerinde belirecek
bak�� hayal edebiliyordu. ��lerinde su�lama olmayacakt�; gen� kad�n�n mant���
sa�lamd� ve adam ondan daha fazlas�n� beklemiyor olacakt�. O bir Hikmet'ti, kendini
g�r�nmez k�labilen b�y�k, sars�lmaz, lanet bir Muhaf�z de�il. �enesini ��kararak
son halata y�neldi. �zerindeki ilk at Bela'yd�.
O al�ak, uzun t�yl� �ekli tan�mamas� imkans�zd�; �imdi, burada, ayn� g�r�n�te bir
at olmas� fazla b�y�k bir tesad�f olacakt�. Nynaeve son halat� b�rakmad��� i�in o
kadar memnun hissetti ki, titremeye ba�lad�. Elleri ve kollar� o kadar sallan�yordu
ki, halata dokunmaya korktu, ama zihni Bade�ay Suyu kadar berrakt�. Kampta
o�lanlardan hangisi varsa, Egwene de yan�ndayd�. Ve atlara �ifter �ifter binerek
ka�maya kalkarlarsa, atlar� ne kadar da��lm� olursa olsun �ocuklar onlar� yakalard�
ve baz�lar� �l�rd�. Gen� kad�n bundan, r�zgar� dinlemi� kadar emindi. Bu karn�na
bir korku �ivisi saplad�, nas�l emin oldu�u korkusu. Bunun hava durumu, ekinler ya
da hastal�kla ilgisi yoktu. Neden Moiraine bana G��'� kullanabildi�imi s�yledi?
Neden beni rahat b�rakmad�?
D�NYANIN G�Z�
51i
Tuhaf bir �ekilde, korku, titremesini durdurdu. Kendi evinde bitki d�v�yormu� gibi
emin ellerle halat� kesti. Han�eri k�n�na sokarak Bela'n�n ipini ��zd�. Uzun t�yl�
k�srak irkilerek uyand�, ba��n� sallad�, ama Nynaeve burnunu ok�ayarak kula��na
rahatlat�c� s�zler s�yledi. Bela al�ak sesle nefes verdi ve tatmin olmu� g�r�nd�.
Halata ba�l� ba�ka atlar da uyanm�, ona bak�yorlard�. Nynaeve Mandarb'�
hat�rlayarak, teredd�tle Bela'n�n yan�ndaki ata uzand�, ama at�n yabanc� bir ele
itiraz� yoktu. Tam tersine, Bela'n�n ok�amalar�ndan kendine de istiyordu. Gen�
kad�n, Bela'n�n dizginlerini s�k� s�k� tuttu ve kamp� endi�eyle izleyerek di�er
dizgini di�er bile�ine sard�. Beyaz �ad�rlar yaln�zca otuz metre uzaktayd� ve
aralar�nda adamlar dola�t���n� g�rebiliyordu. Atlar�n k�p�rdand���n� g�r�p sebebini
anlamak i�in gelirlerse...
�aresizce Moiraine'in d�n��n� beklememesini diledi. Aes Sedai her ne yapacaksa,
�imdi yapmal�yd�. I��k, ne olur �imdi yaps�n, bu adamlar...
Aniden yukar�daki g�ky�z� bir y�ld�r�mla b�l�nd� ve bir anl���na karanl��� yok
etti. G�kg�r�lt�s� kulaklar�nda patlad�, o kadar �iddetliydi ki, dizlerinin
tutmayaca��n� sand�. �� di�li bir y�ld�r�m atlar�n biraz �tesinde yere �arpt�,
�evreye ta� ve toprak ya�d�rd�. Y�rt�lan topra��n �at�rt�s� g�kg�r�lt�s� ile
yar�t�. Atlar ��lg�na d�nd�, ki�neyerek �ahlanmaya ba�lad�lar; halatlar kesti�i
yerlerden iplik gibi koptular. Daha ilkinin imgesi solmadan ikinci bir y�ld�r�m
havay� yard�.
Nynaeve'in sevinmeye zaman� yoktu. �lkinde Bela bir yana �ekerken ikinci at �b�r
yana do�ru �ahlanm�t�. Nynaeve kollar�n�n omuzlar�ndan kopaca��n� sand�. Sonsuz bir
an boyunca atlar�n aras�nda ayaklan havada, as�l� kald�. ���l��� ikinci �at�rt� ile
bo�uldu. Y�ld�r�m, g�ky�z�nden inen tek bir daimi k�kreme halinde defalarca d�t�.
Atlar, istedikleri y�ne gidemeyince geri d�nd�ler ve gen� kad�n� yere indirdiler.
Nynaeve yere ��k�p omuzlar�n� ovalamak istiyordu, ama zaman yoktu. Bela ve di�er at
g�zlerini aklar� g�r�necek kadar a�arak onu sars�yor, yere devirip ezmekle tehdit
ediyorlard�. Bir �ekilde kollar�n� kald�rmay� ba�ard�, Bela'n�n yelesini yakalad�
ve nefes nefese k�sra��n s�rt�na t�rmand�. Di�er dizgin h�l� bile�ine dolanm�,
derisine s�k� s�k� sar�lm�t�.
182
ROBERTJORDAN

Uzun, gri bir g�lge h�rlayarak yan�ndan ge�ince a�z� a��k kald�. Onu ve atlar�
g�rmezden geldi, ama di�leri her y�ne ko�turmakta olan ��lg�na d�nm� hayvanlara
do�ru kapan�yordu. �kinci bir �l�m g�lgesi arkas�ndan takip ediyordu. Nynaeve yine
���l�k atmak istedi, ama sesi ��kmad�. Kurtlar! I��k bize yard�m et! Moiraine ne
yap�yor?
Bela'n�n kam�na g�md��� topuklar gereksizdi. K�srak ko�maya ba�lad�, di�er at takip
etmekten memnundu. Ko�abildikleri, geceyi �ld�ren, g�ky�z�nden ya�an ate�ten
ka�abildikleri s�rece nereye gittikleri �nemli de�ildi.

38
KURTULU�
Perrin, arkas�ndan ba�l� bileklerinin izin verdi�ince k�p�rdand� ve sonunda i�ini
�ekerek pes etti. Ka��nd��� her ta� iki yeni ta� getiriyordu. Pelerinini �zerine
�ekmeye �al�t�. Gece so�uktu ve toprak, Be-yazpelerinler onlar� yakalad���ndan beri
her gece oldu�u gibi, i�indeki t�m �s�y� �ekiyor gibiydi. �ocuklar, tutsaklar�n
battaniyelere ya da s���nacak bir yere ihtiya� duyacaklar�n� d��nm�yordu. �zellikle
de tehlikeli Karanl�kdostlar�n�n.
Egwene �s�nmak i�in arkas�na b�z�lm�, bitkinlikten derin derin uyuyordu. Hatta
Perrin k�p�rdan�rken m�r�ldanm�yordu bile. G�ne� saatler �nce batm�t� ve Perrin
b�t�n g�n boynunda bir yular, bir at�n arkas�nda y�r�mekten ba�tan aya�a a�r�lar
i�indeydi, ama uyku bir t�rl� gelmiyordu.
S�ralar h�zl� ilerlemiyordu. Yedek atlar�n�n �o�unu yurttaki kurtlara
kapt�rd�klar�ndan Beyazpelerinler istedikleri kadar h�zlanam�yorlar-di; gecikme,
Emond Meydan�'ndan gelenlere y�kledikleri bir ba�ka su�tu. Ama k�vr�m k�vr�m, ikili
s�ra istikrarl� bir bi�imde ilerliyordu -Lord Bornhald, Caemlyn'e zaman�nda -neyin
zaman�ysa- ula�maya kararl�yd�, ve Perrin'in akl�n�n bir k�esinde daima, Lord
Kumandan Borhald'�n onlar� Amador'da sorgulanmak �zere hayatta tutmalar�n�
emretmesine ra�men, d�ecek olsa yular�n� tutan Beyazpelerin'in, durmayaca�� korkusu
vard�. Bu olursa kendini kurtaramayaca��n� biliyordu; ellerini yaln�zca yemek
yerken ya da la��m �ukurunu ziyaret ederken ��z�yorlard�. Yular her ad�m�n� �nemli,
aya��n�n alt�ndaki her ta�� potansiyel olarak �l�mc�l k�l�yordu. Kaslar� gergin,
yeri en-
584 ROBERTJORDAN
di�eli g�zlerle arayarak y�r�yordu. Ne zaman Egwene'e baksa, onun da ayn�s�n�
yapt���n� g�r�yordu. G�z g�ze geldiklerinde k�z�n y�z� gergin ve korku dolu
oluyordu. �kisi de g�zlerini, bir bak� f�rlatmaya yetece�inden daha uzun s�re
yerden kald�rmaya cesaret edemiyordu.
Normalde Beyazpelerinler durmas�na izin verir vermez suyu s�k�lm� bir pa�avra gibi
yere y�k�l�yordu, ama bu gece zihni yar� halindeydi. Derisi g�nlerdir biriken
deh�etle kar�ncalan�yordu. G�zlerini kapatt���nda, yaln�zca Byar'�n, Amador'a
ula�t�klar�nda olaca��n� s�yledi�i �eyleri g�r�yordu.
Egwene'in, Byar'�n d�z bir sesle anlatt�klar�na h�l� inanmad���ndan emindi. �nansa,
ne kadar yorgun olursa olsun uyuyamazd�. Ba�ta Perrin de Byar'a inanmam�t�. H�l�
inanmak istemiyordu; insanlar ba�ka insanlara o t�r �eyler yapmazd�. Ama Byar
asl�nda tehditler savunmuyordu, su i�mekten bahseder gibi bir ses tonu ile kor gibi
k�zd�r�lm� demirlerden, kerpetenlerden, deriyi y�zecek b��aklardan, i�nelerden
bahsediyordu. Onlar� korkutmaya �al��yormu� gibi g�r�nm�yordu. G�zlerinde asla zevk
okunmuyordu. Yaln�zca korkup korkmad�klanna, i�kence g�r�p g�rmediklerine, ya�ay�p
ya�amad�klar�na ald�rm�yordu. Sonunda anlay�nca, Perrin'in y�z�nde so�uk terler
belirmesine sebep olan buydu. Art�k Byar'�n basit ger�e�i anlatt���na onu ikna eden
buydu.
iki n�bet�inin pelerinleri solgun ay ���� alt�nda gri gri parl�yordu, elerini ay�rt
edemiyordu, ama izlediklerini biliyordu. Bir �ey dene-as�l�klar� varm� gibi elleri
ve ayaklar� ba�lanm�t�. Hen�z g�re-ar ��k varken g�zlerindeki tiksintiyi,
y�zlerindeki gerginli�i Sanki pisli�e bulanm�, i�ren� kokan, korkun� g�r�nen
ca-''�ma n�bet�i dikilmi�lerdi. T�m Beyazpelerinler onlara 'i. Bu asla
de�i�miyordu. I��k, �oktan bizim Karanl�kla ikna olmu�larken, aksini nas�l
kan�tlayaca��z? 'rkuldu. Sonunda, muhtemelen Sorgucular� dur-''raf edecekti.
i ta��yan bir Beyazpelerin. Adam durup n�-�r sayg�yla yan�t verdi. Perrin
konu�ulan-oylu, zay�f �ekli tan�d�.
\
D�NYANIN G�Z�
Lamba y�z�ne do�ru tutuldu�unda g�zlerini k�st�. Byar'�n di�er elinde Perrin'in
baltas� vard�; silaha el koymu�tu. En az�ndan, Perrin onu baltas�z g�rmemi�ti hi�.
"Uyan," dedi Byar duygusuzca, sanki Perrin ba�� dik uyutmu� gibi. S�zlerine
kaburgalar�na att��� sert bir tekme e�lik etti.
Perrin, s�kt��� di�lerinin aras�ndan inledi. Yanlar� Byar'�n �izmeleri y�z�nden
yaralarla doluydu.
"Uyan, dedim." Ayak yine kalkt� ve Perrin �abucak konu�tu.
"Uyan���m." Byar'�n s�ylediklerini duydu�unu belli etmeliydin, yoksa dikkatini
�ekmenin yolunu bulurdu.
Byar lambay� yere koydu ve ba�lan kontrol etmek i�in e�ildi. Adam kabaca bile�ini
�ekti, kollar�n� eklemlerinden b�kt�. D���mleri b�rakt��� kadar s�k� bulunca ayak
bileklerindeki ipi �ekerek Perrin'i kayal�k zeminde s�r�kledi. Adam iskelet gibi ve
g��s�z g�r�n�yordu, ama Perrin'i bir �ocukmu� gibi itip kakabiliyordu. Bu her gece
tekrarlanan bir �eydi.
Byar do�rulurken Perrin Egwene'in h�l� uyumakta oldu�unu g�rd�. "Uyan!" diye
ba��rd�. "Egwene! Uyan!" �
"N...? Ne?" Egwene'in sesi korku dolu ve uykuyla bo�uktu. Ba��n� kald�rd�, lamba
����na kar�� g�zlerini k�rp�t�rd�.
Byar k�z� tekmeleyerek uyand�ramamas� kar��s�nda hayal k�r�kl���na u�rad���n� belli
etmedi; asla etmezdi. K�z�n iplerini de, inlemelerini duymazdan gelerek
Perrin'inkiler gibi �eki�tirdi. Ac� vermek, kay�ts�zl�kla kar��lad��� bir ba�ka
�eydi; Perrin, al�kanl�klar�ndan vazge�erek incitmek i�in �zel �aba harcad��� tek
ki�iydi. Perrin ha�rlamasa bile, Byar �ocuklardan ikisini �ld�rd���n� unutmuyordu.
"Sayg�de�er insanlar onlara n�bet�ilik etmek i�in uyan�k kalmak zorundayken
Karanl�kdostlar� neden uyusun ki," dedi Byar duygusuzca.
"Y�z�nc� kez s�yl�yorum," dedi Egwene bitkinlik i�inde, "biz Karanl�kdostu
de�iliz."
Perrin gerginle�ti. Bazen bu t�r inkarlar�n ard�ndan, g�c�rt�l�, monoton bir sesle
itiraf ve t�vbe konusunda bir ders geliyor, bunu o itiraflar� ve t�vbeyi elde etmek
i�in Sorgucular�n kulland��� y�ntemler takip ediyordu. Bazen bir ders ve bir tekme
getiriyordu. Perrin �a�-
586
ROBERTJORDAN
k�nl�k i�inde, Byar'�n inkar� duymazdan geldi�ini g�rd�.
Bunun yerine adam baltay� dizlerine koyarak �n�nde diz ��kt�. Y�z� tamamen k�eler
ve bo� �ukurlarla doluydu. Pelerininin sol g��s�ndeki alt�n g�ne� ve alt�ndaki iki
alt�n y�ld�z lamba ����nda pa-r�ld�yordu. Mi�ferini ��kararak lamban�n yan�na
koydu. Bu sefer y�z�nde nefret ve tiksinti d��nda bir �ey vard�, okunmaz bir �ey.
Kollar�n� baltan�n sap�na dayad� ve sessizlik i�inde Perrin'i inceledi. Per-rin o
bo� g�zl� bak�lar alt�nda k�p�rdamamaya �al�t�.
"Bizi yava�lat�yorsunuz, Karanl�kdostu, sen ve kurtlar�n. Kutsanm�lar Konseyi bu
t�r �eylere dair raporlar ald� ve daha fazlas�n� bilmek istiyorlar, bu y�zden
Amador'a g�t�r�lmeli, Sorguculara teslim edilmelisin, ama bizi yava�lat�yorsun.
Yedek atlar�m�z olmadan da yeterince h�zl� ilerleyebilece�imizi ummu�tum, ama
yan�lm��m." Ka�lar�n� �atarak sustu.
Perrin bekledi; Byar haz�r oldu�unda s�yleyecekti.
"Lord Kumandan bir ikileme s�k�t� kald�," dedi Byar sonunda. "Kurtlar y�z�nden seni
Kurul'a g�t�rmeli, ama Caemlyn'e de ula�mal�. Sizi ta��yacak yedek at�m�z yok, ama
sizi y�r�tmeye devam edersek �nceden belirlenmi� zamanda Caemlyn'e ula�amayaca��z.
Lord Kumandan g�revlerini k�rlemesine takip eder ve sizi Kurul'un �n�ne ��karmaya
kararl�."
Egwene bir ses ��kard�. Byar Perrin'e bak�yordu ve Perrin g�zlerini k�rpmaya
korkarak bak�lar�na kar��l�k verdi. "Anlam�yorum," dedi yava��a.
"Anlayacak bir �ey yok," diye yan�t verdi Byar. "Bo� spek�lasyonlardan ba�ka bir
�ey yok. Ka�arsan�z, izinizi s�recek zaman�m�z olmaz. Caemlyn'e zaman�nda
varacaksak bo�a harcayacak bir saatimiz bile yok. Mesela, keskin bir ta�la
iplerinizi kesip gecenin i�inde kay-bolursan�z, Lord Kumandan'�n sorunu ��z�lm�
olur." Bak�lar�n� Perrin'den ay�rmadan elini pelerininin alt�na soktu ve yere bir
�ey f�rlatt�.
Perrin'in g�zleri istemsizce takip etti. Ne oldu�unu anlay�nca nefesi kesildi. Bir
ta�. Keskin kenarl� bir ta�.
"Yaln�zca bo� spek�lasyonlar," dedi Byar. "Bu gece n�bet�ileriniz de spek�lasyon
yapacak."
D�NYANIN G�Z� �SI
Perrin'in a�z� aniden kurumu�tu. �yice d��n! I��k bana yard�m et, iyice d��n ve
hata yapma!
Bu do�ru olabilir iniydi? Beyazpelerinlerin Caemlyn'e h�zl� gitme ihtiyac� bu kadar
�nemli olabilir miydi? Karanl�kdostu oldu�undan ku�kuland�klar� insanlar�n
ka�mas�na izin verecek kadar? Bu a��dan sorgulaman�n bir faydas� yoktu; yeterli
bilgisi yoktu. Lord Kumandan Bornhald d��nda onlarla konu�an tek Beyazpelerin Byar
idi ve ikisinin de bilgi verdi�i s�ylenemezdi. Bir ba�ka a��. Byar ka�malar�n�
istiyorsa, neden basit�e iplerini kesmemi�ti? Byar ka�malar�n� istiyorsa m�?
�liklerine kadar Karanl�kdostu olduklar�na inanan Byar. Karanl�k-dostlarlndan
Karanl�k Varl�k'dan nefret etti�inden daha fazla nefret eden Byar. �ki Beyazpelerin
�ld�rd��� i�in her bahaneyle ona ac� veren Byar. Byar ka�malar�n� m� istiyordu?
Perrin, beyninin biraz �nce h�zl� �al�t���n� san�yordu, ama �imdi bir ��� gibi
k�kr�yordu. So�u�a ra�men y�z�nden ter derecikleri ak�yordu. N�bet�ilere bir bak�
f�rlatt�. Yaln�zca a��k gri g�lgelerdiler, ama Perrin'e durmu�, bekliyorlar gibi
geldi. O ve Egwene ka�maya �al��rken �ld�r�l�rlerse ve ipleri tesad�fen orada
bulunabilecek bir ta� taraf�ndan kesilmi�se... Evet, Lord Kumandan'�n ikilemi
��z�lm� olacakt�. Byar da �lmelerini sa�lam� olacakt�; t�pk� istedi�i gibi.
Zay�f adam mi�ferini lamban�n yan�ndan ald� ve do�rulacak oldu.
"Dur," dedi Perrin bo�uk sesle. D��nceleri bir ��k� yolu ararken birbirine
kar��yordu. "Dur, konu�mak istiyorum. Ben..."
Yard�m geliyor!
D��nce, kaosun i�inde berrak bir ��k patlamas� gibi zihninde �i�ek a�t�, �yle
irkilticiydi ki bir anl���na ba�ka her �eyi, hatta nerede oldu�unu unuttu. Benek
hayattayd�. Elyas, diye d��nd� kurda, s�zc�kler olmadan adam�n hayatta olup
olmad���n� sorarak. Kafas�nda bir imge canland�. Bir ma�arada, k���k bir ate�in
yan�nda, her daim ye�il yapraklarla dolu dallardan bir yata��n �zerinde uzanan, yan
taraf�ndaki yarayla ilgilenen Elyas. Yaln�zca bir an s�rd�. A�z� a��k Byar'a
bakakald� ve y�z�nde aptal bir s�r�tma belirdi. Elyas hayattayd�. Benek hayattayd�.
Yard�m geliyordu.
Byar do�rulmak �zereyken durmu�, ona bak�yordu. "Akl�na bir d��nce geldi, �ki
Nehirli Perrin ve bunun ne oldu�unu ��renmek is-
588
ROBERTJORDAN
tiyorum."
Perrin bir an Benekten gelen d��nceyi kastetti�ini d��nd�. Y�z�nden �nce panik,
sonra rahatlama dalgas� ge�ti. Byar'�n bilmesi imkans�zd�.
Byar y�z�nden ge�en ifadeleri izledi ve ilk defa Beyazpelerin'in g�zleri yere
att��� ta�a gitti.
Perrin adam�n tekrar d��nd���n� fark etti. Ta� hakk�nda fikrini de�i�tirirse,
konu�ma ihtimalleri oldu�unu bilerek onlar� canl� b�rakmaya cesaret edebilir miydi?
Ba�land�klar� ipler, fark edilme riskine ra�men onlar �ld�kten sonra da ta�la
kesilebilirdi. Byar'�n g�zlerine bakt� -adam�n g�z�ukurlar�n�n g�lgeli bo�luklar�
karanl�k ma�aralardan bak�yormu� gibi g�r�nmesine sebep oluyordu- ve �l�m karar�n�
g�rd�.
Byar a�z�n� a�t�, Perrin h�km�n telaffuz edilmesini beklerken her �ey �ok h�zl�
geli�meye ba�lad�.
Aniden n�bet�ilerden biri yok oldu. Bir an iki lo� �ekil vard�, bir sonraki an gece
i�lerinden birini yutmu�tu. �kinci n�bet�i, dudaklar�nda bir hayk�r��n ba�lang�c�,
d�nd�, ama ilk heceyi telaffuz edemeden kat� bir �ank sesi geldi ve adam bir a�a�
gibi devrildi.
Byar, sald�r�ya ge�en bir engerek gibi h�zla d�nd�. Elindeki baltay� �yle h�zl�
�eviriyordu ki, balta v�z�ld�yordu. Gece lamban�n ����na do�ru akarken Perrin'in
g�zleri iri iri a��ld�. Ba��rmak i�in a�z�n� a�t�, ama bo�az� korkuyla t�kand�. Bir
an Byar'�n onlar� �ld�rmek istedi�ini bile unuttu. Beyazpelerin bir insand� ve gece
canlanm�, hepsini birden almaya gelmi�ti.'
Sonra �ad�r� istila eden karanl�k Lan oldu, hareket ederken pelerini gri ve siyah
g�lgeler halinde dalgalan�yordu. Byar'�n elindeki balta �im�ek gibi �akt�... ve Lan
kay�ts�zca bir yana e�ildi, balta o kadar yak�ndan ge�ti ki, r�zgar�m hissetmemesi
imkans�zd�. Darbesinin h�z� ile dengesi bozulan Byar'�n g�zleri, Muhaf�z elleri ve
ayaklar� ile h�zla sald�r�ya ge�ince irile�ti. Adam o kadar h�zl�yd� ki Perrin ne
g�rd���nden emin olam�yordu. Ama Byar'�n bir kukla gibi yere y���ld���ndan emindi.
Beyazpelerin yere d�meyi bitirdi�inde Muhaf�z �oktan dizlerinin �zerine ��km�,
lambay� s�nd�r�yordu.
Aniden d�nen karanl�k Perrin'i k�rle�tirdi. Lan yine g�zden kay-
D�NYANIN G�Z� 5S2
bolmu� gibi g�r�nd�.
"O ger�ekten...?" Egwene bo�uk bir h��k�r�k kopard�. "�ld���n� sanm�t�k. Hepinizin
�ld���n� san�yorduk."
"Hen�z de�il." Muhaf�z'�n derin f�s�lt�s�nda hafif bir e�lenme tonu vard�.
Eller Perrin'e dokundu, ba�lar�n� buldu. Bir han�er neredeyse hi� �eki�tirmeden
ipleri kesti ve Perrin serbest kald�. Do�rulup otururken a�r�yan kaslar� isyan
etti. Bileklerini ovalarken Byar'�n yerinde duran gri y���na bakt�. "Sen onu...?
O...?"
"Hay�r," diye yan�t verdi Lan'in sesi karanl���n i�inden. "�stemedi�im s�rece
�ld�rmem. Ama bir s�re kimseyi rahats�z edemeyecek. Soru sormay� b�rak da onlar�n
pelerinlerinden iki tanesini getir. Fazla zaman�m�z yok."
Perrin, Byar'�n yatt��� yere s�r�nd�. Adama dokunmak i�in kendini zorlamas�
gerekti. Beyazpelerin'in g��s�n�n kalk�p indi�ini hissedince neredeyse ellerini
�ekecekti. Beyaz pelerini ��z�p �ekerken t�yleri diken diken oldu. Lan'in
s�ylediklerine ra�men kafatas� suratl� adam�n aniden do�ruldu�unu hayal
edebiliyordu. Tela�la �evreyi yoklay�p baltas�n� buldu, sonra bir ba�ka n�bet�iye
do�ru s�r�nd�. Ba�ta bu bayg�n adama dokunmaktan �ekinmemesi tuhaf geldi, ama
mant�k y�r�tt�. T�m Beyazpelerinler ondan nefret ediyordu, ama bu insanca bir
duyguydu. Byar �lmesi gerekti�i d��nda hi�bir �ey hissetmiyordu; i�inde nefret
yoktu, hi� duygu yoktu.
�ki pelerini kucaklayarak d�nd� ve pani�e kap�ld�. Karanl�kta aniden y�n duygusunu
kaybetmi�ti, Lan ve di�erlerine nas�l ula�aca��n� bilmiyordu. K�p�rdamaya korkarak
oldu�u yerde kald�. Beyaz pelerini yokken Byar bile gecenin i�inde kaybolmu�tu.
Y�n�n� belirlemek i�in kullanabilece�i hi�bir �ey yoktu. Herhangi bir y�n kampa
giden yol olabilirdi.
"Buraya."
Eller onu durdurana kadar Lan'in f�s�lt�s�na do�ru sendeledi. Eg-wene lo� bir
g�lgeydi ve Lan'in y�z� bir bulan�kl�kt�; Muhaf�z'�n kalan� orada de�il gibiydi.
Onlar�n g�zlerinin �zerinde oldu�unu hesse-debiliyordu, ve bir a��klama yap�p
yapmamas� gerekti�ini merak etti.
"Pelerinleri tak�n," dedi Lan yumu�ak sesle. "�abuk. Kendi pele-
590
ROBERTJORDAN
rinlerinizi boh�a yap�n. Ve ses ��karmay�n. Hen�z g�vende de�ilsiniz."
Perrin tela�la pelerinlerden birini Egwene'e uzatt�, korkular�ndan bahsetmek
zorunda kalmad��� i�in rahatlam�t�. Kendi pelerinini boh�a yapt� ve beyaz pelerini
omuzlar�na att�. Pelerin omuzlar�na yerle�irken bir �rperti, k�rek kemikleri
aras�nda bir endi�e han�eri hissetti. Ona Byar'�n pelerini mi d�m�t�? Zay�f adam�n
kokusunu alabildi�ini d��nd�.
Lan el ele tutu�malar�n� s�yledi ve Perrin bir eliyle baltas�n�, di�eri ile
Egwene'in elini tuttu. Muhaf�z'�n ka�ma i�ine koyulmas�n� diledi, b�ylece hayal
g�c�n�n ��lg�nca ko�mas�n� engelleyebilecekti. Ama orac�kta, �ocuklar�n
�ad�rlar�n�n ortas�nda, beyaz pelerinli iki �ekil olarak durdular.
"Birazdan," diye f�s�ldad� Lan. "Birazdan."
Kamp�n �zerindeki gece bir y�ld�r�mla y�rt�ld�, o kadar yak�na d�m�t� ki Perrin
kollar�ndaki t�ylerin ve sa�lar�n�n diken diken oldu�unu hissetti. �ad�rlar�n biraz
�tesinde toprak havaland�, yerdeki patlama g�ky�z�ndeki ile kar�t�. I��k solmadan
Lan onlara yol g�stermeye ba�lam�t� bile.
Att�klar� ilk ad�mda bir ba�ka y�ld�r�m karanl��� yar�p ge�ti. Ya�mur gibi y�ld�r�m
ya�maya ba�lad�, �yle ki, karanl�k anl�k �akmalarla geri d�n�yormu� gibi gece yan�p
s�n�yordu. G�kg�r�lt�s� vah�ice g�rl�yor, art arda gelen �an sesleri gibi bir
k�kreme yuvarlan�p bir sonrakine kar��yordu. Korkuya kap�lm� atlar ���l�klar
at�yor; ki�nemeleri g�kg�r�lt�s�n�n soldu�u k�sa anlar d��nda bo�ulup gidiyordu.
�nsanlar �ad�rlardan d�ar� d�k�ld�ler, baz�lar� beyaz pelerinlerine b�r�nm�,
di�erleri yar� giyinikti. Baz�lar� oraya buraya ko�turuyordu, baz�lar� sersemlemi�
gibi yerlerinde donmu�lard�.
B�t�n bunlar�n ortas�nda, Lan onlara ko�arak yol g�sterdi. Perrin en arkadan
geliyordu. Ge�erlerken Beyazpelerinler onlara vah�i g�zlerle bakt�lar. Birka��
onlara ba��rd�, s�zleri g�ky�z�nde �alan davullar�n g�r�lt�s�nde kayboldu, ama
beyaz pelerinlerine sar�nm�ken kimse onlar� durdurmaya �al�mad�. �ad�rlar�n i�inden
ge�tiler, kamptan ��kt�lar ve geceye kar�t�lar. Kimse onlara el kald�rmaya
kalk�mad�.
D�NYANIN G�Z�
521
Perrin'in, ayaklar�n�n alt�ndaki zemin d�zensizle�ti. Ko�arken �al�lar �arpmaya
ba�lad�. Y�ld�r�m seyirerek ��ldad�, sonra yok oldu. G�kg�r�lt�s�n�n yank�lar�
g�ky�z�nde yuvarland�, sonra o da s�n�p gitti. Perrin omzunun �zerinden arkaya
bakt�. Orada, �ad�rlar�n aras�nda bir avu� ate� yan�yordu. Y�ld�r�mlar�n baz�lar�
�ad�rlara d�m� olmal�yd�, ya da belki adamlar panik i�inde lambalar�n�
devirmi�lerdi. Adamlar, gecenin i�inde k���k seslerle ba��rmaya devam ediyor, d�zen
sa�lamaya, ne oldu�unu anlamaya �al��yordu. Toprak yukar�ya e�im kazand� ve
�ad�rlar�, ate�leri, ba��r�lar� arkada b�rakt�lar.
Lan durunca, Perrin Egwene'in topuklar�n� ezecek oldu. �leride, ay ���� alt�nda ��
at duruyordu.
Bir g�lge k�p�rdand� ve Moiraine'in sinirli sesi duyuldu. "Nynaeve d�nmedi.
Korkar�m o gen� kad�n aptalca bir �ey yapt�." Lan geldi�i yoldan d�necekmi� gibi
topuklar�n�n �zerinde d�nd�, ama Moiraine'in k�rba� gibi sesi onu durdurdu.
"Hay�r!" Lan durup ona yan y�n bakt�, yaln�zca elleri ve y�z� ger�ekten
g�r�lebiliyordu ve onlar da lo� g�lgelerden ba�ka bir �ey de�ildi. Kad�n daha al�ak
sesle devam etti, al�ak ama ayn� �l��de kararl�. "Baz� �eyler di�erlerinden daha
�nemlidir. Bunu biliyorsun." Muhaf�z yerinden k�p�rdamad� ve kad�n�n sesi yine
sertle�ti. "Yeminini hat�rla, al'Lan Mandragoran' Yedi Kulenin Efendisi!
Malkierlilerin Ta�lanm� Sava� Lordu'nun yeminine ne oldu?"
Perrin g�zlerini k�rp�t�rd�. B�t�n bunlar Lan miydi? Egwene m�r�ldan�yordu, ama
Perrin g�zlerini �n�ndeki tablodan koparam�yordu; Lan Benek'in s�r�s�ndeki bir kurt
gibi durmu�tu; ufak tefek Aes Se-dai'nin �n�nde k�st�r�lm�, bo�una ka�� yolu arayan
bir kurt gibi.
Sahne, a�a�lar�n aras�ndan gelen dal k�r�lma sesleri ile bozuldu. Lan iki uzun
ad�mda Moiraine ile sesin aras�na girdi, k�l�c� boyunca solgun ay ���� dalgaland�.
�at�rt�lar e�li�inde �al�lar�n aras�ndan iki at ve bir binici f�rlad�.
"Bela!" diye ba��rd� Egwene ve Nynaeve ayn� anda, uzun t�yl� k�sra��n arkas�nda
seslendi: "Seni neredeyse bulamayacakt�m, Egwe-ne! I��k'a ��k�r hayattas�n!"
Gen� kad�n, Bela'n�n s�rt�ndan a�a�� kayd�, ama Emond Meyda-n�'ndan gelenlere do�ru
at�l�rken Lan kolunu yakalad�. Nynaeve du-
522
ROBERTJORDAN
rup ona bakt�.
"Gitmeliyiz, Lan," dedi Moiraine, sesi bir kez daha sakinlik kazanarak ve Muhaf�z
gen� kad�n�n kolunu b�rakt�.
Nynaeve, Egwene'a sar�lmaya seyirtirken kolunu ovalad�, ama Perrin ayn� zamanda
al�ak sesle kahkaha att���n� d��nd�. Bu onu �a��rtt�, ��nk� Hikmet'in mutlulu�unun
onlar� yine g�rmekle bir ilgisi oldu�unu d��nm�yordu.
"Rand ve Mat nerede?" diye sordu Perrin.
"Ba�ka bir yerde," diye yan�t verdi Moiraine ve Nynaeve keskin bir sesle, Egwene'in
�a�k�nl�ktan nefesini kesen bir �ey m�r�ldand�. Perrin g�zlerini k�rp�t�rd�; bir
arabac� k�f�r�n�n sonunu yakalam�t�, hem de kaba bir k�f�r. "I��k izin verirse,
iyidirler," diye devam etti Aes Sedai, fark etmemi� gibi.
"Beyazpelerinler bizi bulursa," dedi Lan, "hi�birimiz iyi olmay�z. Pelerinlerinizi
de�i�tirin ve atlar�n�za binin."
Perrin, Nynaeve'in Bela'n�n arkas�nda �ekti�i ata t�rmand�. Eyer olmamas� onu
engellemiyordu; k�yde s�k s�k at binmezdi, ama bindi�i zaman da ��plak ata binerdi.
Pelerini katlay�p kemerine ba�lad�. Muhaf�z olabildi�ince az iz b�rakmalar�
gerekti�ini s�ylemi�ti. Perrin h�l� pelerinin �zerinde Byar'�n kokusunu
alabiliyordu.
Muhaf�z, y�ksek, siyah ayg�r�na bindikten sonra yola ��karlarken, Perrin Benek'in
zihnine bir kez daha dokundu�unu hissetti. Bir g�n bir kez daha. Bu bir d��nceden
�ok duyguydu, bir i� �eki�, vaat edilen bir bulu�ma s�z�, gelecek �eyin beklentisi,
gelecek �eye teslim olma, hepsi tabaka tabaka i�ine yay�lm�t�. Perrin tela� ve ani
bir korku i�inde bocalayarak ne zaman ve neden, diye sormaya �al�t�. Kurtlar�n
izleri gittik�e soluyordu. ��lg�na d�nm� sorular� yaln�zca ayn� a��r yan�t�
getirdi. Bir g�n bir kez daha. Kurtlar�n verdi�i his yok olduktan sonra uzun s�re
akl�nda kald�.
Lan a��r, fakat istikrarl� bir tempo ile g�neye y�neldi. Geceye b�r�nm� k�rl�klar,
al�al�p y�kselen zemin, ayaklar�n�n alt�na gelene kadar gizli kalan �al�lar,
g�ky�z�n�n �n�ndeki g�r a�a�l�klar zaten h�zl� gitmeye izin vermiyordu. Muhaf�z iki
kez yanlar�ndan ayr�ld�, geriye, ay�n ince dilimine do�ru at s�rd�, o ve Mandarb
gece ile bir oldu. Her ikisinde de takip edilmediklerini s�yleyerek geri d�nd�.
D�NYANIN G�Z�
Egwene, Nynaeve'i yak�ndan takip ediyordu. Yumu�ak ve heyecanl� seslerle
konu�tuklar� par�a par�a Perrin'e kadar geliyordu. �kisi evlerini yeniden bulmu�
kadar sevinmi�lerdi. Perrin k���k grubun arkas�ndan geliyordu. Bazen Hikmet, ona
bakmak i�in eyerinde arkaya d�n�yordu ve her seferinde Perrin her �eyin yolunda
oldu�unu ifade etmek ister gibi el sall�yor, ve yerinde kal�yordu. D��nmesi gereken
�ok �ey vard�, ama kafas�nda hi�birini d�zenleyemiyordu. Gelecek olan. Gelecek olan
m�?
Moiraine sonunda mola verdi�inde Perrin �afa�a fazla kalmad���n� d��nd�. Lan bir
sel yata�� buldu ve k�y�lardan birindeki oyukta k���k, gizli bir ate� yakt�.
Sonunda beyaz pelerinlerden kurtuldular, onlar� ate�in yak�nma kazd�klar� bir
�ukura g�md�ler. Perrin kulland��� pelerini atmak �zereyken g�z�ne pelerine
i�lenmi� alt�n g�ne� ve alt�ndaki iki alt�n y�ld�z tak�ld�. Pelerini �s�racak bir
�eymi� gibi yere d��rd� ve ellerini ceketine silerek uzakla��p kendi ba��na oturdu.
"Art�k," dedi Egwene, Lan deli�e toprak y��maya ba�lad���nda, "birisi bana Rand ve
Mat'in nerede oldu�unu s�yleyecek ipi?"
"Caemlyn'de olduklar�na inan�yorum," dedi Moiraine dikkatle, "ya da Caemlyn
Yolu'nda." Nynaeve y�ksek sesle homurdand�, ama Aes Sedai s�z� kesilmemi� gibi
devam etti. "De�illerse de onlar� bulaca��m. Buna s�z veririm."
Ekmek, peynir ve s�cak �ayla sessiz bir yemek yediler. Egwene'in heyecan� bile
bitkinli�e direnemedi. Hikmet �antas�ndan Egwene'in bileklerindeki ip yaralan i�in
bir merhem, yaralar i�in bir ba�kas�n� ��kard�. Perrin'in ate� ����n�n kenar�nda
oturdu�u yere geldi�inde Perrin ba��n� kald�rmad�.
Nynaeve bir s�re sessizce ona bakarak durdu, sonra �antas�n� yan�na koyup ��kt� ve
canl� canl� konu�tu, "Ceketini ve g�mle�ini ��kar, Perrin. Bana Beyazpelerinlerden
birinin senden fa'zla ho�lanmad���n� s�ylediler."
Perrin, kafas� h�l� Benek'in mesaj�nda, yava��a itaat etti. Nynaeve inledi. Perrin
irkilerek �nce ona, sonra kendi ��plak g��s�ne bakt�. Bedeni bir renk y���n�yd�,
yeni, mor lekeler, eski, kahverengiye ve sar�ya d�nm� olanlarla i� i�eydi. Yaln�zca
Luhhan Usta'n�n demirhane-
594
ROBERTJORDAN
sinde saatler boyu �al�arak kazand��� kal�n kaslar kaburgalar�n� k�r�lmaktan
korumu�tu. Akl� kurtlarla doluyken ac�y� unutmay� ba�arm�t�, ama �imdi onca
g��leriyle geri gelmi�ti. �stemsizce derin bir nefes ald� ve inlememek i�in a�z�n�
kapatt�.
"Senden nas�l bu kadar nefret etmi� olabilir?" diye sordu Nynaeve �a�k�nl�k i�inde.
Ben iki adam �ld�rd�m. Y�ksek sesle, "Bilmiyorum," dedi.
Gen� kad�n �antas�n� kar�t�rd� ve yaralar�n�n �zerine ya�l� bir merhem s�rmeye
ba�lad��� zaman Perrin irkildi. "Ezilmi� sarma��k, be�-parmak ve g�ne�patlamas�
k�k�," dedi.
Merhem ayn� anda hem s�cak, hem so�uktu, Perrin'i hem terletiyor, hem �rpertiyordu,
ama itiraz etmedi. Daha �nceden Nynaeve'in merhemleri ve lapalar� ile deneyimi
vard�. Kad�n�n parmaklar� nazik�e merhemi yedirirken, s�cak ve so�uk yok oldu ve
ac�y� da yanlar�nda g�t�rd�ler. Mor lekeler kahverengiye d�n�t�, kahverengi ve sar�
lekeler soldu, baz�lar� tamamen kayboldu. S�namak i�in derin bir nefes ald�; �ok az
sanc� kalm�t�.
"�a��rm� g�r�n�yorsun," dedi Nynaeve. O da biraz �a�k�n, hatta tuhaf bir �ekilde
korkmu� g�r�n�yordu. "Bir dahaki sefere, o kad�na gidersin."
"�a��rmad�m," dedi Perrin yat�t�r�rcas�na, "yaln�zca memnun oldum." Nynaeve'in
merhemlerinin faydas� bazen h�zl�, bazen yava� g�r�l�rd�, ama hep faydal�
olurlard�. "Ne... Rand ile Mat'e ne oldu?"
Nynaeve, kavanozlar�n� ve kaplar�n�, bir engelle m�cadele edercesine �antas�na
t�kmaya ba�lad�. "O iyi olduklar�n� s�yl�yor. O onlar� bulaca��m�z� s�yl�yor.
Caemlyn'deler, diyor. O bizim i�in bulunmalar�n�n �ok �nemli oldu�unu s�yl�yor, bu
ne demekse. O daha bir s�r� �ey s�yl�yor."
Perrin elinde olmadan s�r�tt�. Ba�ka her ne de�i�mi�se, Hikmet h�l� Hikmetti ve o
ve Aes Sedai h�l� s�k� dost say�lmazlard�.
Nynaeve aniden Perrin'in y�z�ne bakarak kat�la�t�. �antas�n� b�rakt�, ellerini
delikanl�n�n yanaklar�na ve aln�na bast�rd�. Perrin gerilemeye �al�t�, ama kad�n
iki eliyle ba��n� yakalad�, ba�parmaklar�yla g�zkapaklar�n� arkaya �ekti ve kendi
kendine m�r�ldanarak g�zlerine bakt�. Ufak tefek olmas�na ra�men y�z�n� kolayl�kla
tutuyordu;
D�NYANIN G�Z�
525
Nynaeve istemedik�e elinden kurtulmak asla kolay olmazd�.
"Anlam�yorum," dedi sonunda, onu b�rak�p topuklar�n�n �zerine oturarak. "Sar�g�z
hummas� olsayd�, ayakta bile duramazd�n. Ama ate�in yok ve g�zlerinin ak� de�il,
yaln�zca irisleri sararm�."
"Sar� m�?" dedi Moiraine. Perrin ve Nynaeve oturduklar� yerde s��rad�lar. Aes
Sedai'nin yakla�t���n� duymam�lard�. Perrin Egwene'in ate�in yan�nda pelerinine
sar�n�p uykuya dalm� oldu�unu g�rd�. Kendi g�zkapaklar� da kapanmak istiyordu.
"Bir �ey yok," dedi, ama Moiraine �enesini yakalad� ve Nynaeve gibi g�zlerine
bakabilmek i�in y�z�n� �evirdi. Perrin t�yleri diken diken olarak uzakla�maya
�al�t�. �ki kad�n ona �ocuk gibi davran�yordu. "Bir �ey yok dedim."
"Bunu haber veren bir �ey yoktu." Moiraine kendi kendine konu�uyor gibiydi. G�zleri
Perrin'in arkas�nda bir yere dikilmi�ti. "Dokunacak bir �ey mi, yoksa Desen'de bir
de�i�im mi? E�er bir de�i�imse, kimin eliyle? �ark diledi�i gibi dokur. Bu olmal�."
"Ne oldu�unu biliyor musun?" diye sordu Nynaeve g�n�ls�zce, sonra teredd�t etti.
"Onun i�in bir �ey yapabilir misin? �ifa'n ile?" Yard�m talebi, kendisinin hi�bir
�ey yapamayaca�� itiraf� a�z�ndan kerpetenle al�n�r gibi ��km�t�.
Perrin, dik dik iki kad�na bakt�. "Benim hakk�mda konu�acaksan�z, benimle konu�un.
Burac�kta oturuyorum." �kisi de ona bakmad�.
"�ifa m�?" Moiraine g�l�msedi. "�ifa bu konuda hi�bir �ey yapamaz. Bu bir hastal�k
de�il ve ona..." K�sa bir s�re teredd�t etti. Sonra Perrin'e bir bak� f�rlatt�, �ok
�eyden �z�nt� duyan bir bak�. Ama bu bak� Perrin'i i�ermiyordu ve kad�n Nynaeve'e
d�nerken delikanl� ek�i ek�i homurdand�. "Ona zarar vermez, diyecektim, anla
asl�nda kim bilebilir ki? En az�ndan ona do�rudan zarar vermez."
Nynaeve dizlerindeki tozlar� silkeleyerek aya�a kalkt� ve Aes Se-dai ile g�z g�ze
geldi. "Bu yeterli de�il. E�er ona bir �ey olursa..."
"Olan olmu�tur. �oktan dokunmu� olan art�k de�i�tirilemez." Moiraine aniden s�rt�n�
d�nd�. "Elimizde f�rsat varken uyulmal�y�z. �lk ��klarla yola ��kaca��z. Karanl�k
Varl�k'�n eli fazla g��lenirse... Ca-emlyn'e bir an �nce ula�mal�y�z."
Nynaeve �fkeyle �antas�n� kapt� ve Perrin konu�amadan y�r�y�p
ROBERTJORDAN
gitti. Perrin h�rlayarak k�fretmeye ba�lad�, ama bir d��nce yumruk gibi �arpt� ve
a�z� a��k, ses ��karamadan oturdu, kald�. Moiraine biliyordu. Aes Sedai kurtlar�
biliyordu. Ve bunun Karanl�k Varl�k'�n i�i oldu�unu d��n�yordu. ��inden bir �rperti
ge�ti. Tela�la g�mle�ini giydi, beceriksizce pantolonuna t�kt�, ceketini ve
pelerinini �zerine ge�irdi. Giysilerin faydas� olmad�; iliklerine kadar ��d���n�
hissediyordu, i�i donmu� pelteye d�nm�t�.
Lan, pelerinini arkaya atarak yere ba�da� kurdu. Perrin buna memnun oldu. Muhaf�z'a
bakmak ve onun bak�lar�n�n kay�p ge�ti�ini g�rmek ho� olmuyordu.
Uzun dakikalar boyunca birbirlerine bakt�lar. Muhaf�z'�n y�z�ndeki sert �izgiler
okunam�yordu, ama g�zlerinde Perrin... bir �ey g�rd���n� sand�. Duyguda�l�k m�?
Merak m�? Her ikisi mi?
"Biliyor musun?" dedi ve Lan ba��n� sallad�.
"Biraz biliyorum, her �eyi de�il. �ylesine mi oldu, yoksa bir k�lavuz ya da arac�
ile mi tan�t�n?"
"Bir adam vard�," dedi Perrin yava��a. Biliyor, ama Moiraine ile ayn� fikirde
de�il. "Ad�n�n Elyas oldu�unu s�yledi. Elyas Machera." Lan derin bir nefes ald� ve
Perrin keskin g�zlerle ona bakt�. "Onu tan�yor musun?"
"Tan�yorum. Bana Afet ve bunun hakk�nda �ok �ey ��retti." K�l�c�n�n kabzas�na
dokundu. "Bir Muhaf�z'd�. Bu... bu olmadan �nce. K�z�l Ajanlar..." Moiraine'in
ate�in yan�nda yatt��� yere bakt�.
Perrin ilk defa Muhaf�z'� karars�z g�r�yordu. Shadar Logoth'da kendinden emin ve
g��l�yd�, Soluklar ve Trolloclar ile y�zle�irken de �yle. �imdi korkmuyordu -Perrin
bundan emindi- ama �ok fazla konu�mak istemez gibi ihtiyatl�yd�. S�yledikleri
tehlikeli olabilirmi� gibi.
"K�z�l Ajahlar� duydum," dedi Lan'e.
"Ve ku�kusuz duyduklar�n�n �o�u yanl�. Anlamal�s�n, Tar Valon i�inde hizipler
vard�r. Baz�lar� Karanl�k Varl�kla bir �ekilde sava��r, di�erleri ba�ka �ekilde.
Ama� ayn�d�r, ama farkl�l�klar... farkl�l�klar de�i�en ve sona eren hayatlar
demektir. Erkeklerin ve uluslar�n hayatlar�. Elyas iyi mi?"
"San�r�m. Beyazpelerinler onu �ld�rd�klerini s�yledi, ama Be-
D�NYANIN G�Z�
531
nek..." Perrin rahats�zca Muhaf�z'a bakt�. "Bilmiyorum." Lan g�n�ls�zce de olsa
bilmedi�ini kabul etmi� g�r�nd� ve bu s�zlerine devam etmesi i�in Perrin'i
cesaretlendirdi. "Bu, kurtlarla ileti�im kurma. Mo-iraine bunun... bunun Karanl�k
Varhk'�n yapt��� bir �ey oldu�unu d��n�yor. �yle de�il, de�il mi?" Elyas'�n bir
Karanl�kdostu oldu�una inanmazd�.
Ama Lan teredd�t etti ve Perrin'in y�z� ter i�inde kald�, so�uk damlalar gecenin
i�inde daha da so�udu. Muhaf�z konu�maya ba�lad���nda yanaklar�ndan a�a�� kaymaya
ba�lam�t�.
"Kendi ba��na, hay�r. Baz�lar� �yle oldu�unu san�yor, ama yan�l�yorlar; bu eski bir
�eydir ve Karanl�k Varl�k bulunmadan �nce kaybolmu�tur. Ama ya s�z konusu olas�l�k,
demirci? Bazen Desen'in i�inde geli�ig�zellik vard�r -en az�ndan senin bakt���n
yerden- ama sana bu yolda k�lavuzluk edecek bir adamla kar��la�man ve senin bu
k�lavuzlu�u takip edebilmenin olas�l��� nedir? Desen b�y�k bir a� dokuyor, baz�lar�
buna �a�lar�n Danteli der ve siz delikanl�lar bunun orta-s�ndas�n�z. Art�k
ya�amlar�n�zda fazla se�enek kald���n� sanm�yorum. Demek se�ildin. �yleyse, I��k
taraf�ndan m�, G�lge taraf�ndan m�?"
"�smini telaffuz etmezsek Karanl�k Varl�k bize dokunamaz." Perrin'in akl�na
Ba'alzamon ile ilgili r�yalar� geldi, r�yadan fazla bir �ey olan r�yalar. Y�z�ndeki
teri sildi. "Dokunamaz."
"Kaya kadar inat��," diye d��nd� Muhaf�z. "Belki sonunda kendini kurtarabilecek
kadar inat��s�nd�r. ��inde ya�ad���m�z zamanlar� d��n, demirci. Moiraine Sedai'nin
s�ylediklerini hat�rla. Bu zamanlarda �ok �ey ��z�l�r, da��l�r. Eski engeller
zay�flar, eski duvarlar y�k�l�r. Olan ve olmu� �eylerin, olan ve olacak �eylerin
aras�ndaki engeller y�k�l�r." Sesi sertle�ti. "Karanl�k Varl�k'�n zindan�n�n
duvarlar�. Bu bir �a�'�n sonu olabilir. �lmeden yeni bir �a�'�n do�du�unu
g�rebiliriz. Hatta belki t�m �a�lar�n sonunu, zaman�n sonunu." Aniden s�r�tt�, ama
s�r�t�� ka� �at�� kadar karanl�kt�; g�zleri ne�eyle k�v�lc�m-land�, dara�a�lann�n
dibinde kahkahalar att�. "Ama bunun i�in endi�elenmek bize d�mez, de�il mi,
demirci? ��imizde nefes kald��� s�rece G�lge ile sava�aca��z ve bizi altederse,
di�leyerek, pen�eleyerek �lece�iz. Siz �ki Nehirliler teslim olmayacak kadar
inat��s�n�zd�r. Sen Karanl�k Varl�k hayat�n� kar�t�rd� diye endi�elenme. Art�k
dostlar ara-
598 ROBERTJORDAN
s�ndas�n. Unutma, �ark diledi�i gibi dokur ve Moiraine sana g�zku-lak olurken,
Karanl�k Varl�k bile bunu de�i�tiremez. Ama arkada�lar�n� bir an �nce bulsak iyi
olacak."
"Ne demek istiyorsun?"
"Onlar� koruyacak, Ger�ek Kaynak'a dokunan bir Aes Sedai yok yanlar�nda. Belki
Karanl�k Varl�k'�n duvarlar� olaylara �ahsen dokunmas�na yetecek kadar zay�flamad�,
demirci. Elleri serbest de�il, aksi halde �oktan i�imiz bitmi� olurdu, ama belki
ipleri birazc�k kayd�ra-biliyor. Bir k�eden de�il bir ba�ka k�eden d�nmek,
tesad�fen birisiyle kar��la�mak, tesad�fen bir s�zc�k s�ylemek. Ya da tesad�f gibi
g�r�nen bir �ey. Sonunda G�lge'ye �yle dalm� olabilirler ki, Moiraine bile onlar�
geri getiremez."
"Onlar� bulmal�y�z," dedi Perrin ve Muhaf�z homurdan�r gibi g�ld�.
"Ben deminden beri ne anlat�p duruyorum? Biraz uyu, demirci." Aya�a kalkarken
Lan'in pelerini �evresinde dalgaland�. Ate�in ve ay�n lo� ���� alt�nda �tedeki
g�lgelere kar�m� gibi g�r�nd�. "Caemlyn'e kadar birka� zorlu g�n�m�z var. Dua et,
onlar� orada bulal�m."
"Ama Moiraine... Onlar� her yerde bulabilir, de�il mi? Bulabilece�ini s�yledi."
"Ama zaman�nda bulabilir mi? Karanl�k Varl�k olaylar� kendisi ele alacak kadar
g��lenmi�se, zaman daral�yor demektir. Dua et, onlar� Caemlyn'de bulal�m demirci,
yoksa hepimiz mahvoluruz."

39 A� DOKUNURKEN

Rand, Krali�enin Takdisi'ndeki odas�n�n y�ksek penceresinden kalabal�klar�


izliyordu. Sokakta ba��rarak, her y�ne akarak, flamalar ve sancaklar sallayarak
ko�turuyorlard�. Binlerce k�rm�z� fon �zerinde n�bet tutan beyaz aslan.
Caemlynliler ve yabanc�lar bir arada ko�uyor ve bu sefer kimse bir ba�kas�n�n
kafas�n� patlatmak istiyor gibi g�r�nm�yordu. Belki bug�n yaln�zca tek bir hizip
vard�.
Rand s�r�tarak pencereden d�nd�. Egwene ile Perrin'in hayatta ve g�rd�kleri �eylere
g�lerek i�eri girecekleri g�n�i>yan� s�ra, sab�rs�zl�kla bekledi�i bir ba�ka g�n
buydu.
"Geliyor musun?" diye sordu yine.
Mat yata��nda k�vr�ld��� yerden dik dik bakt�. "O kadar dost oldu�un Trolloc'u al
yan�na."
"Kan ve k�ller, Mat, o Trolloc de�il. �natla aptall�k ediyorsun. Ka� kez daha ayn�
�eyi tart�mak istiyorsun? I��k, sanki daha �nce Ogier-leri hi� duymad�n."
"Trolloclara benzediklerini hi� duymam�t�m." Mat y�z�n� yast���na g�md� ve daha
s�k� k�vr�ld�.
"�nat�� ve aptal," diye m�r�ldand� Rand. "Burada daha ne kadar saklanacaks�n?
Sonsuza dek yemeklerini onca merdivenden yukar� ta��mayaca��m. Hem, bir banyo
yapsan fena olmazd�." Mat daha derine g�m�lmeye �al��r gibi yata��n i�inde omuz
silkti. Rand i�ini �ekti, sonra kap�ya gitti. "Birlikte gitmek i�in son �ans�m�z,
Mat. Ben gidiyorum." Kap�y�, Mat'in fikrini de�i�tirece�ini umarak yava��a �ekti,
ama arkada�� yerinden k�p�rdamad�. Kap� f�k�rdayarak kapand�.
600
ROBERTJORDAN
Koridorda kap�ya yasland�. Gill Efendi iki sokak yukar�da ya�l� bir kad�n oldu�unu
s�ylemi�ti, Grubb Ana, bitkiler ve lapalar sat�yor, do�umlara gidiyor, hastalara
bak�yor, falc�l�k yap�yordu. Biraz Hikmet gibi oldu�unu d��nm�t�. Mat'in ihtiyac�
olan Nynaeve, ya da belki Moiraine'di, ama elinde Grubb Ana vard�. Kad�n gelmeyi
kabul ederse, onu Krali�enin Takdisi'ne getirmek yanl� t�rden bir dikkat
�ekebilirdi; Rand ve Mat kadar kad�n i�in de.
Bug�nlerde Caemlyn'de otac�lar ve �ifac�lar ortal�klarda g�r�nm�yordu; iyile�tirme
ya da falc�l�k yapan herkese kar�� s�ylentiler vard�. Her gece, hatta bazen g�n
����nda kap�lara Ejder Di�leri �iziliyordu ve Karanhkdostu ba��r�lar� y�kseldi�i
zaman insanlar ate�lerini kimin d��rd���n�, a�r�yan di�lerine kimin lapa bast���n�
unutabilirdi. �ehirdeki hava buydu.
Mat asl�nda hasta gibi g�r�nm�yordu. Rand'�n mutfaktan getirdi�i her �eyi yiyordu -
ama asla ba�kas�n�n elinden kabul etmiyordu-ve a�r�lardan ya da ate�ten �ikayeti
yoktu. Yaln�zca odadan ��kmay� reddediyordu. Ama Rand bug�n onu d�ar�
��karabilece�ini d��nm�t�.
Pelerinini omuzlar�na yerle�tirdi, k�l�� kemerini �yle �evirdi ki, k�rm�z� kuma�a
sar�lm� k�l�� daha fazla gizlendi.
Merdivenlerin dibinde yukar� ��kmaya haz�rlanan Gill Efendi ile kar��la�t�.
"�ehirde sizi soran biri varm�," dedi hanc� piposunun �zerinden. Rand bir umut
dalgas� hissetti. "Seni ve di�er dostlar�n� isimleri ile soruyormu�. En az�ndan siz
gen�leri. ���n�z� �ok istiyor gibi."
Umut yerini endi�eye b�rakt�. "Kim?" diye sordu Rand. Koridorun iki yan�na
bakmaktan kendini alamad�. Yan yol ��k��ndan salon kap�s�na kadar t�m koridor,
onlar d��nda bo�tu.
"�smini bilmiyorum. Yaln�zca duydum. Caemlyn'de hemen her �eyi duyar�m ben.
Dilenciymi�." Hanc� homurdand�. "Yar� deli oldu�unu i�ittim. �yle de olsa, b�yle
zor zamanlar ya��yor olsak bile, Saraya giderse Krali�enin �hsan�'n� alabilir.
B�y�k G�nlerde Krali�e bunu kendi elleriyle da��t�r ve hi� kimse, hi�bir nedenle
geri �evrilmez. Kimsenin Caemlyn'de dilenmesine gerek yoktur. Aranan bir adam bile
Krali�enin �hsan�'n� al�rken tutuklanamaz."

D�NYANIN G�Z� fi�!


"Bir Karanl�kdostu mu?" dedi Rand g�n�ls�zce. Karanl�kdostlan isimlerim izi
biliyorsa...
"Akl�n� Karanl�kdostlar� ile bozmu�sun, delikanl�. Evet, varlar, ama s�rf
Beyazpelerinler insanlar� aya�a kald�rd� diye �ehrin onlarla dolu olmas�
gerekmiyor. Bu aptallar �imdi de ne s�ylenti ba�latt�lar, biliyor musun? 'Tuhaf
�ekiller.' Buna inanabiliyor musun? Geceleyin �ehrin d��nda dolanan tuhaf
�ekiller." Hanc�, karn�n� hoplata hoplata g�ld�.
Rand'�n can� g�lmek istemiyordu. Hyam Kinch tuhaf �ekillerden bahsetmi�ti ve orada
bir Soluk oldu�u kesindi. "Ne t�r �ekiller?"
"Ne t�r m�? Ne t�r oldu�unu bilmiyorum. Tuhaf- �ekiller. Muhte-lemen Trolloclar.
G�lge-adamlar. On be� metre boyunda geri d�nm� Lews Therin Karde�katili.
Kafalar�nda bir fikir varken insanlar�n ne t�r �ekiller hayal edece�ini
d��n�yorsun? Bu senin endi�elenmeni gerektirecek bir �ey de�il." Gill Efendi onu
bir s�re s�zd�. "D�ar� m� ��k�yorsun? Eh, ben, bug�n bile, can�m�n d�ar� ��kmay�
�ekti�ini s�yleyemem, ama burada benden ba�ka kalan kimse yok. Ya arkada��n?"
"Mat kendini iyi hissetmiyor. Belki d�"ha sonra."
"Eh, �yle olsun. Kendine dikkat et. Bug�n bile iyi Krali�e'nin adamlar� orada
say�ca az olacak, I��k bunun oldu�unu g�rd���m g�n� yaks�n. En iyisi yan yoldan
��k. Soka��n kar��s�nda o lanet hainlerden ikisi oturmu�, kap�m� izliyor. I��k
ad�na, nerede durdu�umu biliyorlar!"
Rand ba��n� ��kard� ve iki yana bakt�ktan sonra yan yola kayd�. Gill Efendi'nin
tuttu�u iri bir adam yan yolun ba��nda bekliyor, m�zra��na yaslanm�, g�r�n�te
ilgisizce gelip ge�enleri izliyordu. Bunun yaln�zca g�r�n�te oldu�unu Rand
biliyordu. Adam -ad� Lamg-win'di� o a��r kapakl� g�zleriyle her �eyi g�r�yordu ve
irili�ine ra�men bir kedi gibi hareket edebiliyordu. Ayn� zamanda Krali�e Mor-
gase'in ete ve kemi�e b�r�nm� I��k, ya da ona yak�n bir �ey oldu�una inan�yordu.
Krali�enin Takdisi'nin �evresinde da��lm�, ona benzer bir d�zine adam vard�.
Rand yan yolun a�z�na geldi�inde Lamgwin'in kula�� seyirdi, ama ilgisiz bak�lar�n�
sokaktan ay�rmad�. Rand adam�n geli�ini duydu�u-
ROBERTJORDAN
nu biliyordu.
"Bug�n arkan� kolla, adam�m." Lamgwin'in sesi bir tavada tak�r-dayan �ak�lta�lar�
gibi ��km�t�. "Sorun ba�lad��� zaman burada laz�m olacaks�n. S�rt�nda bir han�erle
yatarken i�e yaramazs�n."
Rand, iriyar� adama bakt�, ama �a�k�nl���n� belli etmedi. K�l�c�n� hep g�zden uzak
tutmaya �al��yordu, ama G�l Efendi'nin adamlar� sava�may� bildi�ini ilk kez
varsaym�yordu. Lamgwin ona bakmad�. Adam�n i�i han� korumakt� ve o da bunu
yap�yordu.
K�l�c�n� pelerininin alt�na biraz daha iten Rand kalabal��a kar�t�. Hanc�n�n
bahsetti�i iki adam� g�rd�. Kalabal��� g�rebilmek i�in soka��n kar��s�nda ters
�evirdikleri iki f���ya ��km�lard�. Rand yan yoldan ��kt���n� fark ettiklerini
sanm�yordu. Hangi taraf� tuttuklar�n� saklam�yorlard�. Yaln�zca k�l��lar�n� k�rm�z�
kuma�la sarmakla kalmam�, kollar�na beyaz kolluklar, �apkalar�na beyaz rozetler
takm�lard�.
Rand Caemlyn'e geldikten sonra k�sa s�rede k�l�c� k�rm�z� kuma�la sarman�n, k�rm�z�
kolluk ya da rozet takman�n Krali�e Morgase'i desteklemek anlam�na geldi�ini
��renmi�ti. Beyaz, yolunda gitmeyen her �eyin su�unu Krali�e'ye, onun Aes Sedailer
ve Tar Valon'la ili�kisine atmak demekti. Hava durumu, ��kmayan ekinler. Hatta
belki sahte Ejder ��kmas�n�n su�unu.
Rand, Caemlyn politikas�na kar�mak istemiyordu. Ama art�k �ok ge�ti. Yaln�zca
�oktan se�imini yapm� olmas� y�z�nden de�il -kazayla yapm�t�, ama yapm�t� i�te.
�ehirde �yle bir hava vard� ki, tarafs�z kalmak olanaks�zd�. Yabanc�lar bile
rozetler, kolluklar, k�l�� sarg�lan kullan�yordu ve k�rm�z�dan �ok beyaz vard�.
Belki baz�lar� bu fikirde de�ildi, ama evlerinden �ok uzaktayd�lar ve Caemlyn'de
e�ilim buydu. Krali�e'yi destekleyenler kendilerini korumak i�in gruplar halinde
geziyorlard�. O da d�ar� ��karlarsa.
Ama bug�n farkl�yd�. En az�ndan g�r�n�rde. Bug�n Caemlyn I��k'�n G�lge'ye kar��
zaferini kutluyordu. Bug�n sahte Ejder, Tar Va-lon'a g�t�r�lmeden �nce Krali�e'nin
�n�nde te�hir edilmek �zere �ehre getiriliyordu.
Kimse i�in bu k�sm�ndan bahsetmiyordu. Elbette Tek G��'� kullanabilen bir adamla,
Aes Sedailerden ba�ka kimse ba�edemiyordu, ama kimse bundan bahsetmek istemiyordu.
I��k G�lge'yi altetmi�ti ve
D�NYANIN ��Z� ��2
Andor'un askerleri sava��n �n saflar�ndayd�. Bug�n i�in �nemli olan tek �ey buydu.
Bug�n i�in, ba�ka her �ey unutulabilirdi.
Rand, bunun do�ru olup olmad���n� merak etti. Kalabal�k �ark� s�yleyerek, flamalar
sallayarak, kahkahalar atarak ko�uyordu, ama k�rm�z� sergileyen adamlar on, yirmi
ki�ilik gruplar halinde dola��yordu ve yanlar�nda kad�n ya da �ocuk yoktu. Rand
Krali�e'ye sadakatini sergileyen her adama kar��l�k en az on beyazl� adam oldu�unu
d��nd�. Beyaz kuma��n daha ucuz olmu� olmas�n� diledi ve bunu ilk kez yapm�yordu.
Ama beyaz renkle ortaya ��ksayd�m G�l Efendi yard�m eder miydi?
Kalabal�k o kadar yo�undu ki, ittirip kakt�rmalar ka��n�lmazd�. Beyazpelerinler
bile bug�n kalabal�ktaki k���k a��kl�klar�ndan mahrum kalm�lard�. Rand, kalabal���n
onu �� �ehir'e ta��mas�na izin verirken, t�m d�manl�klar�n dizginlenmedi�ini fark
etti. Birisinin �� I����n �ocuklar�'ndan birine toslad���n�, adam�n d�mekten
kendini zor kurtard���n� g�rd�. Beyazpelerin dengesini kurduktan sonra adama
�fkeyle k�fretmeye ba�lad���nda bir ba�ka adam bilin�li olarak yakla��p
omuzlanm�t�. Sorun daha ileri gitmeden Beyazpelerin'in arkada�lar� onu kenara, bir
kap� aral���na s���nabilecekleri bir yere �ekmi�ti. ��� normal, dik bak�lar� ile
inanmazl�k dolu bak�lar aras�nda karars�z kalm� gibi g�r�nm�t�. Kalabal�k, hi�
kimse bir �ey fark etmemi� gibi akmaya devam etmi�ti, belki de kimse bir �ey fark
etmemi�ti.
�ki g�n �nce kimse b�yle bir �ey yapmaya cesaret edemezdi. Dahas�, Rand
Beyazpelerin'e toslayan adamlar�n �apkalar�nda beyaz rozetler ta��d���n� fark
etmi�ti. Krali�e ile Aes Sedai dan�man�na kar�� olanlar�n Beyazpelerinlere destek
verdi�i varsay�l�yordu, ama fark etmiyordu. �nsanlar daha �nce hi� ak�llar�na
gelmeyen �eyler yap�yordu. Bug�n bir Beyazpelerin'i iteklemek. Belki yar�n bir
Krali�e'yi tahttan indirmek. Rand aniden yak�n�nda k�rm�z�l� birka� adam daha
olmas�n� diledi; beyaz rozetliler ve kolluklular taraf�ndan ittirilip kak-
t�r�l�rken birden kendini �ok yaln�z hissetmi�ti.
Beyazpelerinler onlara bakt���n� fark ettiler ve meydan okurcas�na kar��l�k
verdiler. Rand �ark� s�yleyen bir grubun onu al�p g�t�rmesine izin verdi ve
�ark�lar�na kat�ld�.
ROBERTJORDAN
"Aslan ileri,
Aslan ileri,
Beyaz Aslan meydana indi.
G�lge'ye meydan okuyarak k�kredi.
Aslan ileri,
�leri, muzaffer Andor."
Sahte Ejder'i Caemlyn'e getirecek yol iyi biliniyordu. O sokaklar Krali�enin
Askerleri'nden kat� s�ralarla ve k�rm�z� ceketli, m�zrakl� askerlerle a��k
tutuluyordu, ama halk omuz omuza kenarlara, hatta pencerelere ve �at�lara
y���lm�t�. Rand Saraya yakla�maya �al�arak �� �ehir'de kendine yol a�t�. Logain
Krali�e'nin huzurunda sergilenirken g�rebilece�ini d��nm�t�. Sahte Ejder'i ve ve
Krali�e'yi birlikte g�rmek... bu k�ydeyken asla hayal etmedi�i bir �eydi.
�� �ehir tepelerin �zerine in�a edilmi�ti ve Ogierlerin yapt�klar�ndan �o�u
korunmu�tu. Yeni �ehir'in sokaklar� genellikle ��lg�n bir kilim olu�turacak
�ekilde, geli�ig�zel y�nlere uzan�rken burada, topra��n do�al bir par�as�ym� gibi
tepelerin k�vr�mlar�n� takip ediyordu. Uzanan ini�ler ve ��k�lar her d�neme�te yeni
ve �a��rt�c� manzaralar sunuyordu. Neredeyse hi� ye�illik kalmad��� halde y�r�y�
yollar� ve an�tlar� ile g�ze ho� g�r�nen desenler olu�turan, yukar�dan olsa bile
de�i�ik a��lardan g�r�len parklar. Aniden ortaya ��kan, seramik kapl� duvarlar�
g�ne� ���� alt�nda rengarenk parlayan kuleler. �nsan�n g�zlerinin �ehrin tamam�n�
a��p �tedeki ovalara ve ormanlara kadar g�rebildi�i ani y�kseltiler. Hepsi,
g�rmesine izin vermeden onu s�r�kleyip g�t�ren kalabal�k olmasa g�rmeye de�erdi. Ve
o k�vr�ml� sokaklar �ok daha ilerisini g�r�lmeyi imkans�z k�l�yordu.
Aniden bir k�vr�ma s�r�klendi ve Saray� g�rd�. Arazinin do�al hatlar�n� takip eden
sokaklar sarmallar �izerek buraya ula�acak �ekilde yap�lm�t� -a��k renkli kuleler,
alt�n kubbeler, girift ta� i�lemeler, her y�kseltide dalgalanan Andor bayra�� ile
bir ��k masal�, t�m di�er manzaralar�n u�runa tasarland��� bir merkez. S�radan
binalar gibi in�a edilmek yerine, bir heykelt�ra� taraf�ndan yontulmu� gibi
g�r�n�yordu.
D�NYANIN G�Z� �Q�
Bir bak�, Rand'a Saraya daha fazla yakla�amayaca��n� g�sterdi. Kimsenin
yakla�mas�na izin verilmiyordu. Krali�enin Askerleri k�rm�z� renkte on s�ra halinde
Saray kap�lar�n�n �n�ne dizilmi�lerdi. Beyaz duvarlar�n tepesinde, y�ksek
balkonlarda ve kulelerde, daha fazla asker dikilmi�, yaylar� z�rhl� g���slerinin
�zerinde ayn� a��yla e�ilmi�ti. Onlar da bir ��k masal�ndan ��km� gibi g�r�n�yordu,
�eref askerleri gibi, ama Rand, orada olmalar�n�n sebebinin bu oldu�una
inanm�yordu. Sokakta dizilmi� �amata yapan kalabal�k neredeyse tamamen beyaz
kuma�la sar�l� k�l��lardan, beyaz kolluklardan ve beyaz rozetlerden olu�uyordu.
Orada burada beyazlar, k�rm�z� bir d���mle bozuluyordu. K�rm�z� �niformal� askerler
onca beyaza kar�� zay�f bir engel gibi g�r�n�yordu.
Saraya daha fazla yakla�maya �al�maktan vazge�en Rand, boyunu avantaj olarak
kullanabilece�i bir yer arad�. Her �eyi g�rmek i�in �n s�rada olmas� gerekmiyordu.
Kalabal�k devaml� hareket ediyor, insanlar �ne gitmeye �al��yor, baz�lar� daha iyi
g�rebileceklerini d��nd�kleri noktalara seyirtiyordu. Bu de�i�imler s�ras�nda
kendini sokaktan �� s�ra arkada buldu ve m�zrakl� askerler dahil �n�ndeki herkes
ondan daha k�sayd�. Neredeyse herkes. Bunca bedenin s�k�t�rmas� y�z�nden ter i�inde
kalan kalabal�k iki yandan bast�r�yordu. Arkas�ndakiler g�rememekten �ikayet
ediyor, yan�ndan ge�mek i�in e�iliyorlard�. Rand iki yan�ndakilerle birlikte
a��lmaz bir duvar olu�turarak yerini korudu. Kendinden ho�nuttu. Sahte Ejder
ge�erken adam�n y�z�n� a��k�a g�rebilecek kadar yak�nda olacakt�.
Soka��n kar��s�nda, Yeni �ehir'in kap�lar�na do�ru, t�kl�m t�k� kalabal�ktan bir
dalga ge�ti; d�neme�te insanlar bir �eyin ge�mesi i�in yol vermek �zere kenara
�ekiliyorlard�. Bug�n hari� her g�n Beyaz-pelerinleri takip eden a��kl��a
benzemiyordu. �nsanlar irkilerek geriliyorlar, sonra y�zleri tats�z tats�z
buru�uyordu. Yoldan �ekilmek i�in arkalar�ndakini ittiriyor, y�zlerini ge�en �eyden
ka��r�yorlar, ama g�z ucuyla gelip ge�ene kadar izliyorlard�.
Karga�ay� ba�ka g�zler de fark etti. Ejder'in geli�inin beklentisi i�inde, art�k
beklemek d��nda yapacak hi�bir �eyi kalmayan kalabal�k, her �eyi yorum yapmaya
de�er buluyordu. Rand, Aes Sedailer-den Logain'in kendisine kadar de�i�en yorumlar
duydu. Hatta baz�
ROBERTJORDAN
kaba yorumlar erkeklerden kahkahalar, kad�nlardan k���mseme dolu burun �ekmeler
getirdi.
Dalga, kalabal���n i�inde doland�, soka��n kenar�na yakla�t�. Kimse ge�en �eye yol
a�makta teredd�t etmiyor gibiydi, kalabal�k bo�alan yeri doldurmak i�in
k�p�rdan�rken avantajl� bir noktay� kaybetmeye malolsa bile. Sonunda, Rand'�n tam
kar��s�nda kalabal�k k�rm�z� ceketli askerleri ittirerek soka�a do�ru kabard� ve
a��ld�. Teredd�t i�inde a���a ��kan kambur �ekil, bir insandan �ok bir pa�avra
y���n�na benziyordu. Rand, �evresinde tiksinti dolu m�r�lt�lar duydu.
O peri�an adam soka��n uzak ucunda durdu. Y�rt�k, kirden kaskat� ba�l��� bir �ey
ar�yor, dinliyor gibi bir o yana, bir bu yana d�nd�. Birden sessiz bir hayk�r�
kopard� ve pis, pen�e gibi elini uzat�p do�rudan Rand'a i�aret etti. Aniden b�cek
gibi soka�� ge�meye ba�lad�.
Dilenci. Hangi talihsizlik adam�n kendisini bu �ekilde bulmas�na izin vermi�se,
Rand aniden, Karanl�kdostu ya da de�il, onunla y�z y�ze gelmek istemedi�ine karar
verdi. Dilencinin g�zlerini derisine de�en ya�l� su gibi hissediyordu. �zellikle de
adam�n burada, �iddetin e�i�indeki bir kalabal���n i�inde yakla�mas�n� istemiyordu.
Biraz �nce g�len sesler, Rand ittirip ge�erken, sokaktan uzakla��rken k�fretmeye
ba�lad�.
Rand ittirip kakt�rmak zorunda kald��� kalabal���n, pis adam�n �n�nde kendili�inden
a��laca��n� bilerek acele etti. Kalabal���n i�inden kendine yol a�maya �al��rken
sendeledi, d�ecek oldu, ama sonunda aniden kendini kurtard�. Denge kurmak i�in
kollar�n� sallayarak ko�maya ba�lad�. �nsanlar ona i�aret ettiler, z�t y�ne giden
bir o vard� ve bunu ko�arak yap�yordu. Pe�inden ba��r�lar geldi. Pelerini arkas�nda
dalgalanarak k�rm�z� kuma�a sar�lm� k�l�c�n� a���a ��kard�. Bunu fark etti�i zaman
h�z�n� art�rd�. Krali�e'yi destekleyen ve ko�arak ka�an yaln�z biri, bug�n bile
olsa beyaz rozetli kalabal��� kovalamaya te�vik edebilirdi. Rand uzun bacaklar�n�n
ta� d�eli sokaklarda mesafeleri t�ketmesine izin vererek ko�tu. Ba��r�lar arkas�nda
yok olana kadar, kendisine nefes nefese bir duvara yaslanma izni vermedi.
H�l� �� �ehir'de oldu�u d��nda nerede oldu�unu bilmiyordu. O
D�NYANIN G�Z�
607
k�vr�ml� sokaklarda ka� d�neme� ge�ti�ini hat�rlam�yordu. Yine ko�maya haz�r,
geldi�i y�ne bakt�. Sokakta yaln�zca tek bir kad�n vard�, pazar sepeti kolunda,
sakin sakin y�r�yen bir kad�n. �ehirdeki ba�ka herkes sahte Ejder'i g�rmek i�in
toplanm�t�. Beni takip etmi� olamaz. Onu arkada b�rakm� olmal�y�m.
Dilenci vazge�meyecekti; bundan emindi, ama bunun nedenini, bilmiyordu. O peri�an
�ekil, o s�rada kalabal���n i�inde ilerliyor, ar�yor olmal�yd� ve e�er Rand,
Logain'i g�rmek i�in geri d�nerse onunla kar��la�ma tehlikesini g�ze alm� olacakt�.
Bir an Krali�enin Takdi-si'ne geri d�nmeyi d��nd�, ama Krali�e'yi g�rme f�rsat�n�
bir daha bulamayaca��ndan emindi ve sahte bir Ejder g�rmek i�in bir daha f�rsat
��kmayaca��n� umuyordu. Bir Karanl�kdostu bile olsa kambur bir dilencinin onu
saklanmaya zorlamas� korkak�a bir �eymi� gibi g�r�n�yordu.
D��nerek �evresine bak�nd�. �� �ehir'de in�a edilen binalar al�akt�, bu y�zden
belli noktalardan bak�nca manzara kesintisiz uzan�yordu. Alay�n sahte Ejder'le
beraber ge�mesini g�rebilece�i yerler olmal�yd�. Krali�e'yi g�remese bile Logain'i
g�rebilirdi. Aniden karar vererek yola ��kt�.
Bir sonraki saat boyunca bunun gibi �ok yer buldu, ama her biri alay�n yolundaki
izdihamdan ka��nmaya �al�an insanlarla t�kabasa doluydu. Beyaz rozetler ve
kolluklardan kat� bir cephe olu�turmu�lard�. ��lerinde hi� k�rm�z� yoktu. B�yle bir
kalabal���n i�inde k�l�c�n�n nas�l bir tepki �ekece�ini d��nen Rand dikkatle, h�zla
uzakla�t�.
Yeni �ehir'den ba��r�lar y�kseldi, hayk�r�lar, boru sesleri, davullar�n askeri
temposu. Logain ve e�lik�ileri Caemlyn'e girmi�, Saraya do�ru ilerliyorlard�.
Morali bozulan Rand, bo� sokaklarda doland�. H�l� Logain'i g�recek bir yer bulmay�
umuyordu. G�zleri y�r�mekte oldu�u yoldan y�kselen, �zerinde bina bulunmayan bir
yamaca tak�ld�. Normal bir baharda yama� �i�ekler ve �imenlerde dolu olurdu, ama
�imdi tepesindeki y�ksek duvara kadar kahverengiydi. Duvar�n arkas�nda a�a�lar�n
tepeleri g�r�lebiliyordu.
Soka��n bu k�sm� harika bir manzara i�in tasarlanmam�t�, ama
608
ROBERTJORDAN
ileride, �at�lar�n �zerinde, Beyaz Aslan flamalar� r�zgarda dalgalanan Saray'�n
kulelerinden baz�lar�n� g�rebiliyordu. Rand yolun, g�zden kayboldu�u tepeyi
doland�ktan sonra nereye gitti�inden emin de�ildi, ama aniden tepedeki duvar akl�na
geldi.
Davul ve boru sesleri yakla��yor, ba��r�lar, y�kseliyordu. Hevesle yamac� t�rmand�.
T�rman�lmak i�in yap�lmam�t�, ama �izmelerini �l� �imenlere g�merek, yapraks�z
�al�lara tutunarak kendisini yukar� �ekti. G�sterdi�i �abadan �ok hissetti�i
hevesle nefes nefese, duvara kalan son birka� ad�m� emekleyerek a�t�. Duvar
tepesinde y�kseliyordu, boyunun iki kat�, hatta daha y�ksekti. Hava, d�v�len
davullarla g�rl�yor, boru sesleri ile ��nl�yordu.
Duvar�n �r�ld��� ta�lar do�al hallerinde b�rak�lm�lard�, dev bloklar yerlerine �yle
iyi oturmu�tu ki, birle�me yerleri zar zor g�r�lebiliyordu, kabal��� neredeyse
do�al bir u�urum duvar� gibi g�r�nmesine sebep oluyordu. Rand s�r�tt�. Kum
Tepeleri'nin �tesindeki u�urumlar daha y�ksekti ve onlara Perrin bile
t�rmanabiliyordu. Elleri kayan�n �zerindeki tutunma yerlerini arad�, �izmeli
ayaklar� yar�klar buldu. T�rman�rken davullar onunla yar� etti. Rand onlar�n
kazanmas�na izin vermeyi reddetti. Onlar Saraya ula�amadan, o duvar�n tepesine
ula�acakt�. Tela�� i�inde ta�lar ellerini y�rtt� ve pantolonunun arkas�ndan
dizlerini �izdi, ama Rand kollar�n� duvar�n tepesine att� ve bir zafer duygusu ile
kendini yukar� �ekti.
Tela�la d�n�p duvar�n �st�ndeki d�z, dar k��ma oturdu. Y�ksek bir a�ac�n yaprakl�
dallar� ba��n�n �zerinden uzan�yordu, ama Rand bunu d��necek durumda de�ildi.
Kiremit �at�lar�n �st�nden bak�yordu, ama duvardan g�rd��� manzara a��kt�. Birazc�k
e�ildi ve Saray kap�s�n�, orada dizilmi� duran Krali�enin Askerleri'ni ve beklenti
i�indeki kalabal��� g�rd�. Beklenti i�inde. Ba��r�lar� davullar�n ve borular�n
g�mb�rt�s� i�inde bo�uluyordu, ama yine de bekliyorlard�. Rand s�r�tt�. Ben
kazand�m.
Yerine yerle�irken alay�n ilk k�sm� Saraydan �nceki son d�nemeci doland�. �lk �nce
yirmi s�ra borucu ��kt�, havay� zafer dolu feryatlarla, bir zafer tezah�rat� ile
yard�. Arkalar�nda, ayn� say�da davul g�kg�r�lt�s� gibi k�kredi. Sonra, Caemlyn
sancaklar� geldi, atl�lar�n ta��d���, k�rm�z� �zerine beyaz aslanlar. Arkas�ndan
Caemlyn askerle-
D�NYAN�N G�Z�
609
ri belirdi, parlak z�rhlar i�inde, m�zraklar�n� gururla kald�ran, k�rm�z� flamalar�
dalgalanan dizi dizi atl�lar. Arkalar�ndan �� kat daha fazla karg�c� ve ok�u geldi,
ve atl�lar bekleyen askerlerin aras�ndan ge�ip Saray kap�lar�ndan i�eri girdikten
sonra gelmeye devam ettiler.
Piyadelerin sonuncusu da k�eyi d�nd�kten sonra, arkalar�nda b�y�k bir araba
belirdi. D�rtl� gruplar halinde on alt� at taraf�ndan �ekiliyordu. Arkas�nda, demir
parmakl�kl� iri bir kafes vard� ve her k�ede iki kad�n oturmu�, alay ve kalabal�k
yokmu� gibi dikkatle kafesi izliyordu. Aes Sedailer, Rand emindi. Araba ile
piyadeler aras�nda, her iki yanda, pelerinleri dalgalanan ve g�z aldatan bir d�zine
Muhaf�z at s�r�yordu. Aes Sedailer kalabal��� g�rmezden geliyorsa bile, Muhaf�zlar
sanki onlardan ba�ka n�bet�i yokmu� gibi kalabal��� dikkatle tar�yorlard�.
B�t�n bunlar�n yan�nda, Rand'�n dikkatini �eken kafesteki adam oldu. Logain'in
y�z�n� diledi�i gibi g�recek kadar yak�n de�ildi, ama aniden arzu etti�i kadar
yak�n oldu�unu d��nd�. Sahte Ejder uzun boylu bir adamd�, geni� omuzlar�nda
dalgalanan, uzun, koyu renk sa�lar� vard�. Araban�n sallanmas�na karg�l�k bir elini
tepesindeki parmakl�klara koymu�, dik duruyordu. Giysileri s�radan g�r�n�yordu,
herhangi bir �ift�i k�y�nde dikkat �ekmeyecek bir pelerin, ceket ve pantolon. Ama
onlar� giyme tarz�... Duru�u... Logain her santimetresi ile bir krald�. Kafes yoktu
sanki. Ba�� ve s�rt� dikti, kalabal��a sanki onu �ereflendirmek i�in gelmi�ler gibi
bak�yordu. Ve bak�lar� nereye d�nerse, oradaki insanlar susuyor, hu�u i�inde ona
bak�yorlard�. Logain'in g�zleri onlar� b�rakt�ktan sonra, sessizliklerini telafi
etmek ister gibi iki kat �fkeyle ba��r�yorlard�, ama bu ne adam�n duru�unu, ne de
onunla beraber ilerleyen sessizli�i etkiliyordu. Araba Saray kap�lar�ndan ge�erken
adam d�n�p toplanan y���nlara bakt�. Ona, s�zc�ks�z bir uluma, hayvani bir nefret
ve korku dalgas� ile kar��l�k verdiler. Saray onu yutarken Logain ba��n� arkaya
att� ve g�ld�.
Araban�n arkas�ndan sahte Ejderle sava�an ve onu alteden di�erlerini temsil eden
sancaklar ta��yan ba�ka birlikler ge�ti. Illian'�n Alt�n Ar�lan, Tear'�n �� Beyaz
Hilal'i, Cairhien'in Do�an G�ne�'i ve ba�ka uluslar ve �ehirlerin, ihti�amlar�n�
k�kreyecek kendi Borular� ve
610
ROBERTJORDAN
kendi davullar� ile gelen b�y�k adamlar�n sancaklar�. Logain ge�ip gittikten sonra
etkisizdi.
Rand kafesli adam� son bir kez g�rebilmek i�in biraz daha e�ildi. Yenilmi�ti, de�il
mi? I��k, yenilmi� olmasa lanet bir kafeste olmazd�.
Dengesini yitirdi, kayd� ve duvar�n tepesine tutunup dengesini buldu. Logain
gittikten- sonra, ta��n avu�lar�n� ve parmaklar�n� �izdi�i yerlerdeki yang�n�n
fark�na vard�. Ama imgelerden kurtulam�yordu. Kafes ve Aes Sedailer. Yenik d�memi�
Logain. Kafese ra�men bu al-tedilmi� bir adam de�ildi. �rperdi ve ac�yan ellerini
kal�alar�na s�rtt�.
"Aes Sedailer neden n�bet tutuyor?" diye sordu y�ksek sesle.
"Ger�ek Kaynak'a dokunmas�n� engelliyorlar, aptal."
Bakmak i�in k�z�n sesine do�ru h�zla ba��n� �evirdi ve aniden dengesini kaybetti.
Geriye devrildi�ini fark edecek kadar zaman� ancak bulabildi, sonra ba��na bir �ey
�arpt� ve kahkahalar atan bir Logain onu d�n�p duran karanl�kta kovalamaya ba�lad�.

40
AG DARALIYOR
Rand, Logain ve Moiraine ile ayn� masada oturdu�unu sand�. Aes Sedai ve sahte Ejder
onu sessizce izleyerek oturuyordu ve ikisi de di�erinin orada oldu�unu bilmiyor
gibiydi. Rand aniden odan�n duvarlar�n�n belirsizle�ti�ini, solarak grile�ti�ini
fank etti. ��inde bir panik hissetti. Her �ey kayboluyor, bulan�kla��yordu. Masaya
tekrar bakt���nda, Moiraine ve Logain yok olmu�, onlar�n yerini Ba'alzamon alm�t�.
Rand'�n bedeni aciliyet hissi ile titriyordu; kafas�n�n i�inde gittik�e daha y�ksek
sesle v�z�ld�yordu. V�z�lt� kulaklar�n� d�ven kan�n sesi oldu.
�rkilerek do�rulup oturdu. �nledi, sallanarak ba��n� tuttu. T�m kafatas� ac�yordu;
sol eli sa�lar�nda yap� yap� bir �slakl�k buldu. Yerde, ye�il �imenlerin �zerinde
oturuyordu. Bu onu bir �ekilde rahats�z etti, ama ba�� d�n�yor, bakt��� her �ey
sallan�yordu ve tek d��nebildi�i ba��n�n d�nmesi durana kadar uzanmakt�.
Duvar! K�z�n sesi!
Bir elini �imenlere dayayarak dengesini buldu ve yava��a �evresine bak�nd�. Yava�
hareket etmek zorundayd�; ba��n� h�zl� �evirmeye �al�t���nda her �ey yine d�nmeye
ba�l�yordu. Bir bah�e ya da parktayd�; ta� d�eli bir y�r�y� yolu dolanarak iki
metre �tedeki, �i�ek kapl� �al�lar�n aras�nda kayboluyordu. Yan�nda ta� bir s�ra ve
s�raya g�lge yapan yaprakl� bir �ardak vard�. Duvar�n �te taraf�na d�m�t�. Ya k�z?
A�ac� arkas�nda buldu. K�z a�a�tan a�a�� iniyordu. K�z yere ula�t�, Rand'a d�nd� ve
Rand g�zlerini k�rp�t�rarak inledi. A��k renk
611
ROBERTJORDAN
k�rkle �evrilmi� mavi, kadife bir pelerin k�z�n omuzlar�na at�lm�t�. Ba�l��� beline
kadar uzan�yor, tepesinden k���k, g�m� �anlar sark�yordu. K�z hareket ettik�e
�anlar ��ng�rd�yordu. Uzun, k�z�l-alt�n buklelerini g�m� bir a� sar�yor,
kulaklar�ndan zarif, g�m� k�peler sark�yor, a��r bir g�m� zincir �zerinde koyu
ye�il, Rand'�n z�mr�t oldu�unu d��nd��� ta�lar boynunda as�l� duruyordu. A��k mavi
elbisesinin �zerinde a�ac�n b�rakt��� lekeler vard�, ama elbise yine de ipekti ve
girift i�lemelerle s�slenmi�ti. Ete�inde krem rengi pileler vard�. Geni� bir g�m�
�rg� kemer belini sar�yor, elbisesinin alt�ndan kadife terlikler g�r�n�yordu.
Rand hayat� boyunca, bu �ekilde giyinmi� yaln�zca, iki kad�n g�rm�t�: Moiraine ve
Mat ile onu �ld�rmeye �al�an Karanl�kdostu kad�n. Rand kimin bu giyimle a�a�lara
t�rmanaca��n� hayal edemiyordu, ama �nemli biri oldu�undan emindi. K�z�n ona bakma
tarz� da bu izlenimi g��lendiriyordu. K�z bah�esine bir yabanc�n�n d�mesinden hi�
de rahats�z olmu� gibi g�r�nm�yordu. Onda, Rand'�n akl�na Nynaeve'i ya da
Moiraine'i getiren bir kendine hakimiyet vard�.
Rand ba��n� belaya sokup sokmad���n�, k�z�n onlar� me�gul edecek ba�ka �eyler
varken Krali�enin Askerleri'ni �a��rabilecek biri olup olmad���n� merak etmeye o
kadar dalm�t� ki, s�sl� elbisesinin ve azametli tav�rlar�n�n �tesine bak�p k�z�n
kendisini g�rmesi birka� dakikas�n� ald�. K�z belki ondan iki, �� ya� daha k���kt�,
bir k�z i�in uzun boyluydu ve g�zeldi. Y�z� g�ne� rengi buklelerle kapl� m�kemmel
bir ovaldi, dudaklar� dolgun ve k�rm�z�yd�, g�zleri Rand'�n inanabilece�inden daha
maviydi. Boyu, y�z� ve bedeni ile Egwe-ne'den �ok farkl�yd�, ama ayn� �l��de
g�zeldi. Rand vicdan azab� duydu, ama kendi kendine, g�zlerin g�rebildi�ini inkar
etmenin, Eg-wene'i Caemlyn'e daha h�zl� ya da daha b�y�k g�ven i�inde
getiremeyece�ini s�yledi.
A�a�tan t�rmanma sesleri geldi ve kabuk par�alan d�t�, ard�ndan bir o�lan k�z�n
arkas�nda yere atlad�. O�lan k�zdan bir ba� uzundu ve biraz daha b�y�kt�, ama y�z�
ve sa�lar� k�z�n akrabas� oldu�unu g�steriyordu. Ceketi ve pelerini k�rm�z�, beyaz
ve alt�n rengiydi, i�lemelerle doluydu ve erkek giysileri oldu�u d��n�l�rse, k�z�n
giysilerinden daha s�sl�yd�. Bu Rand'�n endi�esini art�rd�. S�radan bir
D�NYANIN G�Z�
erkek ancak festival g�nlerinde b�yle giyinirdi, ama yine de bu kadar g�rkemli
olmazd�. Buras� s�radan bir halk park� de�ildi. Belki askerler izinsiz girenlerle
u�ra�mayacak kadar me�gul olurlard�.
O�lan, belindeki han�eri yoklayarak k�z�n omzunun �zerinden Rand'� inceledi.
Kullanmay� d��nd���nden de�il, endi�eliyken al�kanl�kla yapt��� bir hareket gibi
g�r�n�yordu. Ama tamamen de�il. O�landa da k�zdaki ayn� kendine hakimiyet vard� ve
ikisi de Rand'a ��z�lmesi gereken bir bilmece gibi bak�yordu. Rand en az�ndan,
k�z�n, �izmelerinden pelerinine, onun hakk�ndaki her �eyi s�n�fland�r�p saklad���
hissine kap�ld�.
"Annem ��renirse ba��m�z beladan kurtulmayacak, Elayne," dedi o�lan aniden. "Bize
odalar�m�zda kalmam�z� s�yledi, ama senin Lo-gain'i g�rmen �artt�, de�il mi? Bak
�imdi neye bula�t�k?"
"Sessiz ol, Gawyn." K�z�n o�landan daha k���k oldu�u a��kt�, ama o�lan�n itaat
edece�ini bilir gibi konu�mu�tu. O�lan daha s�yleyecek �eyleri varm� gibi kendisi
ile m�cadele etti, arn^ sessizli�ini korudu. "Sen iyi misin?" dedi k�z aniden.
K�z�n kendisi ile konu�tu�unu anlamak Rand'�n bir dakikas�n� ald�. Anlad��� zaman,
aya�a kalkmaya �al�t�. "�yiyim. Yaln�zca..." Sendeledi ve bacaklar� tutmaz oldu.
H�zla yere oturdu. Ba�� d�n�yordu. "Duvara t�rman�p giderim," diye m�r�ldand�. Bir
kez daha aya�a kalkmaya �al�t�, ama k�z elini omzuna koydu ve kalkmas�na izin
vermedi. Rand'�n ba�� o kadar d�n�yordu ki, bu hafif bask� bile onu yerinde tutmaya
yetti.
"Yaralanm�s�n." K�z zerafetle yan�nda diz ��kt�. Parmaklar� nazik�e ba��n�n sol
taraf�ndaki, kanla yap� yap� olmu� sa�lar� aralad�. "D�erken bir dala �arpm�
olmal�s�n. Kafandan ba�ka bir �ey k�r�l-mam�sa kendini �ansl� saymal�s�n. T�rmanmak
konusunda senin kadar yeteneklisini g�rd���m� sanm�yorum, ama d�mek konusunda o
kadar iyi de�ilsin."
"Ellerin kanlanacak," dedi Rand, geri �ekilerek.
K�z, Rand'�n ba��n� kararl�l�kla ula�abildi�i bir yere �ekti. "K�p�rdama." Sesi
keskin de�ildi, ama yine de itaat edilmeyi bekledi�ini g�steren bir ton vard�.
"I��k'a ��k�r �ok k�t� g�r�nm�yor." Pelerininin i�indeki ceplerden minik �i�eler ve
ka��t paketler ��kard�. Bir
614
ROBERTJORDAN
avu� dolusu sarg� bezi ile bitirdi.
Rand �a�k�nl�k i�inde ��kanlara bakt�. Bu bir Hikmet'in ta��mas�n� bekleyece�i
t�rden bir koleksiyondu, bu k�z gibi giyinmi� birinin de�il. K�z�n elleri
kanlanm�t�, ama bundan rahats�z olmu�a benzemiyordu.
"Bana su mataran� ver, Gawyn," dedi k�z. "Bunu temizlemeliyim."
Gawyn isimli o�lan kemerindeki deri mataray� ��zd� ve k�za uzatt�, sonra kollar�n�
dizlerine dolayarak rahat�a Rand'�n ayak ucunda ��k�p oturdu. Elayne al��k ellerle
i�ine devam etti. Rand, k�z kafas�ndaki kesi�i temizlerken so�uk su can�n� ac�t�nca
irkilmedi, ama k�z bir eliyle, yine �ekilmeye �al��p i�i berbat etmesini beklermi�
gibi kafas�n� tutmu�tu. Ard�ndan, �i�elerden birinden al�p s�rd��� merhem ac�s�n�
dindirme konusunda neredeyse Nynaeve'in haz�rlad�klar� kadar iyiydi.
K�z �al��rken Gawyn sakin sakin g�l�msedi. Sanki o da Rand'�n irkilmesini, hatta
ka�mas�n� bekliyordu. "Hep sokak kedileri, kanad� k�r�k ku�lar buluyor. �zerinde
�al�t��� ilk insan sensin." Teredd�t etti, sonra ekledi. "Al�nma. Sana sokak �ocu�u
demek istemedim." Bu bir �z�r de�ildi, yaln�zca ger�eklerin ifadesi idi.
"Al�nmad�m," dedi Rand kat� kat�. Ama �ift sanki Rand �rkek bir atm� gibi
davran�yordu.
"Ne yapt���n� biliyor," dedi Gawyn. "En iyi ��retmenlerin elinde yeti�ti. Bu y�zden
korkma, iyi ellerdesin."
Elayne �aka��na sarg�y� bast�rd� ve kemerinden ipek, mavi, krem ve alt�n rengi bir
e�arp ��kard�. Bu, Emond Meydan�'ndaki herhangi bir k�z i�in k�ymetli bir festival
s�s� olurdu. Elayne, sarg� bezini yerinde tutmak i�in e�arb� beceriyle Rand'�n
ba��na dolamaya ba�lad�.
"Bunu kullanamazs�n," diye itiraz etti Rand.
K�z, e�arb� sarmaya devam etti. "Sana k�p�rdama dedim," dedi sakin sakin.
Rand Gawyn'e bakt�. "Herkesin hep s�ylediklerini yapmas�n� m� bekler?"
Gen� adam�n y�z�nden bir �a�k�nl�k dalgas� ge�ti ve a�z� dalga ge�ercesine gerildi.
"�o�unlukla evet. Ve �o�unlukla da dedikleri yap�l�r."
D�NYANIN G�Z� �15
"�unu tut," dedi Elayne. "Ben ba�larken elini oraya koy..." K�z ellerini g�r�nce
���l�k att�. "Bunu d�erken yapm� olamazs�n. T�rmanmaman gereken yere t�rman�rken
yapm� olman daha olas�." D���m� bitirdikten sonra, ne kadar az su kald��� hakk�nda
m�r�ldanarak Rand'm avu�lar�n� �n�nde a�t�rd�. Su elindeki �izikleri yakt�, ama
k�z�n dokunu�u �a��rt�c� �l��de nazikti. "Bu sefer k�p�rdama."
Merhem �i�esi yine ortaya ��kt�. K�z ince bir merhem tabakas�n� �iziklerin �zerine
yayd�. T�m dikkatini merhemi yedirirken Rand'm can�n� yakmamaya vermi�ti. K�z
kesilen yerlere merhem s�rerken Rand'�n avu�lar�na bir serinlik yay�ld�.
"�o�unlukla, o ne derse tam olarak onu yaparlar," diye devam etti Gawyn, k�z�n
ba��n�n �zerinaten sevgiyle s�r�tarak. "�o�u insan. Annem de�il, elbette. Elaida da
de�il. Hele Lini hi� de�il. Lini dad�s�y-d�. Daha k���kken incir �ald���n i�in seni
sopalayan birine emir veremezsin. Bir de o kadar k���k de�ilken." Elayne ba��n�,
ona tehlikeli bir bak� f�rlatacak kadar kald�rd�. Delikanl� bo�az�n� temizledi ve
dikkatle y�z ifadesini kontrol alt�na ald�, sonra devam etti. "Va Gareth, elbette.
Kimse Gareth'a emir veremez."
"Annem bile," dedi Elayne, ba��n� yine Rand'�n ellerine e�erek. "Annem �nerilerde
bulunur ve Gareth o �nerileri hep yerine getirir, ama annemin ona emir verdi�ini
hi� duymad�m." Ba��n� iki yana sallad�.
"Bu seni neden �a��rt�yor, anlam�yorum," diye yan�t verdi Gawyn k�za. "Sen bile
Gareth'a ne yapmas� gerekti�ini s�ylemeye kalk�m�yorsun. �� Krali�e'ye hizmet etti
ve iki Krali�e i�in General Kumandan ve Ba� Prens Naip olarak g�rev yapt�. Andor
Taht�'n� Krali�e'den daha fazla temsil etti�ini d��nenler bile var."
"Annem onunla evlenmeli," dedi k�z dalg�n dalg�n. Dikkati Rand'�n ellerindeydi.
"Evlenmek istiyor; benden �aklayamaz. �ok sorunu ��zerdi."
Gawyn ba��n� iki yana sallad�. "Ama �nce ikisinden biri boyun e�meli. Annem
yapamaz, Gareth da yapmaz."
"Annem ona emir verirse..."
"�taat eder. San�r�m. Ama annem emir vermez. Vermeyece�ini biliyorsun."
616
ROBERTJORDAN
Aniden d�n�p Rand'a bakt�lar. Rand nerede oldu�unu unutmu� gibi g�r�n�yordu.
"Kim...?" Durup dudaklar�n� �slatt�. "Anneniz kim?"
Elayne'in g�zleri �a�k�nl�k i�inde irile�ti, ama Gawyn s�zlerini daha da sars�c�
k�lan s�radan bir sesle konu�tu. "Morgase, I��k'�n l�tfuy-la Andor Krali�esi,
Alemin Koruyucusu, Halk�n�n Savunucusu, Tra-kand Ailesinin Ba��."
"Krali�e," diye m�r�ldand� Rand. �a�k�nl�k, sersemletici dalgalar halinde i�inde
yay�l�yordu. Bir an ba��n�n yine d�nmeye ba�layaca��n� sand�. Dikkat �ekme.
Yaln�zca Krali�e'nin bah�esine d� ve K�z-veliaht'�n bir �ifac� gibi ellerini tedavi
etmesine izin ver. Kahkaha atmak istedi ve pani�e kap�lmak �zere oldu�unu anlad�.
Derin bir nefes alarak tela�la aya�a kalkt�. Ko�maya ba�lamamak i�in kendine zor
hakim oldu, ama uzakla�ma, orada oldu�unu ba�ka hi� kimse ��renmeden ka�ma ihtiyac�
i�ini doldurmu�tu.
Elayne ve Gawyn onu sakinlik i�inde izliyordu. Aya�a f�rlad���nda zerafetle, hi�
acele etmeden do�ruldular. Rand, ba��ndaki e�arb� ��karmak i�in elini kald�rd�, ama
Elayne dirse�ini yakalad�. "Kes �unu. Yine kanamaya ba�layacak." Sesi h�l� sakindi,
h�l� dedi�inin yap�laca��ndan emindi.
"Gitmeliyim," dedi Rand. "Duvara t�rman�r�m ve..."
"Ger�ekten de biliniyordun." K�z ilk defa Rand kadar �a�k�n g�r�nd�. "Yani nerede
oldu�unu bilmeden, Logain'i g�rmek i�in duvara m� t�rmand�n? A�a��daki sokaklardan
daha rahat izleyebilirdin."
"Ben... ben kalabal�klardan ho�lanmam," diye m�r�ldand� Rand. Tela�la ikisine ayr�
ayr� e�ildi. "Bana izin verirseniz, ah... Leydim." Hikayelerde, kraliyet saraylar�
birbirine Lord, Leydi, Majesteleri, Ekselanslar� diyen insanlarla dolu olurdu, ama
K�z-veliaht i�in do�ru hitap tarz�n�n ne oldu�unu i�itmi�se bile, hat�rlayacak
kadar a��k d��-nemiyordu. Uzakla�ma ihtiyac� d��nda hi�bir �eyi a��k d��nemiyor-du.
"E�er bana izin verirseniz, hemen gideyim. Ah... te�ekk�r ederim... �ey i�in..."
Ba��ndaki e�arba dokundu. "Te�ekk�r ederim."
"Bize ismini s�ylemeden mi?" dedi Gawyn. "Elayne'in zahmeti i�in k�t� bir kar��l�k.
Beni merakland�rd�n. Konu�man Andorlu gibi, ama Caemlyn'den de�il kesinlikle, ve
g�r�n��n... Eh, sen bizim isimlerimizi biliyorsun. G�rg� kurallar�, ismini bize
s�ylemeni gerek-
D�NYANIN G�Z�
tirir."
Rand �zlemle duvara bakarak, ne yapt���n� d��nmeden ismini s�yledi, hatta "�ki
Nehir'deki Emond Meydan�'ndan," diye de ekledi.
"Bat�dan," diye m�r�ldand� Gawyn. "�ok, �ok bat�dan."
Rand, keskin g�zlerle ona bakt�. Gen� adam�n sesinde �a�k�nl�k vard� ve Rand
d�nd���nde y�z�nde de ayn� ifadeyi yakalad�. Ama Gawyn hemen ho� bir �ekilde
g�l�msedi ve Rand do�ru g�r�p g�rmedi�inden ku�ku duydu.
"T�t�n ve y�n," dedi Gawyn. "Alem'in her b�lgesinin ana �r�nlerini bilmem
gerekiyor. �Her �lkenin de. E�itimimin par�as�. Ana �r�nler ve zanaatler,
insanlar�n nas�l g�r�nd���. �ki Nehirlilerin inat�� oldu�u s�ylenir. Seni buna
lay�k g�r�rlerse �nderli�ini kabul ederler, ama ne kadar �ok zorlarsan, topuklar�n�
yere o kadar �ok g�merler. Elayne kocas�n� oradan se�meli. Ayaklar�n�n alt�nda
ezilmemek i�in ta� gibi iradesi olan bir erkek olmal�."
Rand ona bakakald�. Elayne de bak�yordu. Gawyn her zamanki gibi kendine hakim
g�r�n�yordu, ama sa�mal�yordu. Neden?
"B�t�n bunlar da ne demek oluyor?"
Sesin anili�i kar��s�nda ��� birden s��rad� ve sese do�ru d�nd�.
Kar��lar�nda duran gen� adam, Rand'�n g�rd��� en yak��kl� erkekti, erkek olmak i�in
neredeyse a��r� yak��kl� bile say�labilirdi. Uzun boylu ve inceydi, ama hareketleri
k�rba� gibi bir g�� ve kendinden eminlik yans�t�yordu. Sa�lar� ve g�zleri siyaht�,
Gawyn'inkin-den biraz daha az s�sl� k�rm�z� ve beyaz giysilerini, hi� �nemi yokmu�
gibi ta��yordu. Bir eli k�l�c�n�n kabzas�ndayd� ve g�zleri Rand'a dikilmi�ti.
"Ondan uzak dur, Elayne," dedi adam. "Sen de, Gawyn."
Elayne, Rand'�n �n�ne, onunla yeni gelenin aras�na ad�m att�. Ba�� dik, y�z� her
zamankinden daha g�venliydi. "O annemin sad�k bir kulu ve Krali�e'nin iyi bir
adam�. Ve benim korumam alt�nda, Galad."
Rand, Kinch Efendi'den ve Gill Efendi'den duyduklar�n� hat�rlamaya �al�t�.
Galadedrid Damodred, do�ru hat�rl�yorsa, Elayne ve Gawyn'in �vey karde�iydi; ���n�n
babas� ayn�yd�. Kinch Efendi Ta-ringail Damodred'i pek sevmiyor gibiydi -Rand'�n
dinledi�i hi� kimse sevmiyordu- ama o�lu, �ehirdeki konu�malara bak�l�rsa, hem be-
618
ROBERTJORDAN
yaz, hem k�rm�z� ku�ananlarca be�eniliyordu.
"Sokaktan toplad�klar�n� sevdi�ini biliyorum, Elayne," dedi ince adam makul bir
tav�rla, "ama bu adam�n silah� var ve hi� de sayg�n g�r�nm�yor. Bug�nlerde ne kadar
ihtiyatl� olsak k�rd�r. E�er Krali-�e'nin sad�k bir kulu ise, burada, ait olmad���
bir yerde ne i�i var? Bir k�l�c�n sarg�lar�n� de�i�tirmek kolay i�tir, Elayne."
"Benim konu�um olarak burada, Galad, ve onun kefili olurum. Kiminle, ne zaman
konu�aca��ma karar verebilece�ini d��nd���ne g�re, yoksa kendini dad�m olarak m�
g�r�yorsun?"
K�z�n sesi k���mseme doluydu, ama Galad etkilenmi� g�r�nmedi. "Yapt�klar�n� kontrol
etme hakk�m oldu�unu iddia etmedi�imi biliyorsun, Elayne, ama bu... konu�un uygun
biri de�il ve bunu sen de benim kadar biliyorsun. Gawyn, onu ikna etmeme yard�m et.
Annemiz..."
"Yeter!" diye paylad� Elayne. "Yapt�klar�m� kontrol etme hakk�n olmad��� konusunda
hakl�s�n. Onlar� yarg�lama hakk�na da sahip de�ilsin. Art�k �ekilebilirsin. �imdi!"
Galad Gawyn'e �zg�n bir bak� f�rlatt�; ayn� zamanda hem yard�m istiyor, hem
Elayne'in yard�m edilemeyecek kadar dikba�l� oldu�unu ifade ediyordu, ama k�z tam
a�z�n� tekrar a�arken, resmi bir tav�rla, ama ayn� zamanda bir kedi kadar zarif,
e�ilerek selam verdi, bir ad�m geriledi, sonra d�nd� ve ta� d�eli yolda uzakla�t�.
Uzun bacaklar� onu h�zla �arda��n �tesine ta��d�.
"Ondan nefret ediyorum," dedi Elayne. "K�t� ve k�skan�."
"Bu konuda fazla ileri gidiyorsun, Elayne," dedi Gawyn. "Galad k�skan�l���n ne
demek oldu�unu bilmez. �ki kez hayat�m� kurtard�, �stelik ikisinde de k�l�n�
k�p�rdatmasa kimse bilmezdi. Hi�bir �ey yapmasa, �imdi benim yerime o K�l�c�n �lk
Prensi olacakt�."
"Asla, Gawyn. Asla Galad'� se�mezdim. Ba�ka herhangi biri olabilirdi. En d��k ah�r
u�a�� bile." Aniden g�l�msedi ve a�abeyine numaradan, sert sert bakt�. "Emir
vermeye bay�ld���m� s�ylersin. Eh, sana hi�bir �ey olmamas�n� emrediyorum. Ta�
giyerken K�l�c�n �lk Pren-si'nin sen olman� emrediyorum �I��k a�k�na o g�n �ok uzak
olsun!� ve Andor ordular�n�, Galad'�n hayalinde bile g�remeyce�i bir onur ile
y�netmeni emrediyorum."
D�NYANIN G�Z�
"Emriniz ba��m �st�ne, Leydim." Gawyn bir kahkaha att�, Ga-lad'�n e�ili�ini taklit
etti.
Elayne, Rand'a ka�lar�n� �atarak d��nceli d��nceli bakt�. "�imdi, seni bir an �nce
buradan ��karmal�y�z."
"Galad hep do�ru olan �eyi yapar," diye a��klad� Gawyn, "yapmamas� gerekti�i
zamanlarda bile. Bu durumda, bah�elerde bir yabanc� buldu�unda yap�lmas� gereken
�ey Saray askerlerine haber vermektir. Ve �u anda Galad'�n bunu yapmak �zere yolda
oldu�unu tahmin ediyorum."
"O zaman duvara t�rmansam iyi olacak," dedi Rand. Bug�n fark edilmemem iyi oldu!
Tabela ta��sam daha iyiydi! Duvara d�nd�, ama Elayne kolunu yakalad�.
"Ben ellerin i�in o kadar zahmat �ektikten sonra olmaz. Ellerini yine �izeceksin,
sonra da arka sokak kocakar�lar�ndan birinin, I��k bilir ne s�rmesine izin
vereceksin. Bah�enin di�er yan�nda k���k bir kap� var. �zerinde sarma��klar b�y�m�
ve benden ba�ka kimse orada oldu�unu hat�rlam�yor."
Rand aniden d�eme ta�lan boyunca yakla�an ayak sesleri duydu.
"�ok ge�," diye m�r�ldand� Gawyn. "G�zden kaybolur kaybolmaz ko�maya ba�lam�
olmal�."
Elayne bir k�f�r sallad� ve Rand'�n ka�lar� kalkt�. Ayn�s�n� Krali�enin Takdisi'nde
bir ah�r u�a��ndan duymu�tu ve o zaman da �ok ge�irmi�ti. Bir sonraki an k�z yine
serinkanl�l�kla kendine hakim oldu.
Gawyn ve Elayne, olduklar� yerde durmaktan memnun g�r�n�yorlard�, ama Rand
Krali�enin Askerleri'ni ayn� kay�ts�zl�kla beklemeyi g�� buldu. Bir kez daha,
askerler gelene kadar yar�s�ndan daha y�kse�e t�rmanamayaca��n� bile bile duvara
y�nelecek oldu. Yerinde duram�yordu.
O �� ad�m atamadan k�rm�z� �niformal� adamlar f�rlad�, yolda ko�arlarken z�rhlar�
g�ne�in ����n� yans�t�yordu. K�rm�z� �niformalar ve parlak �elikten olu�mu�
dalgalar gibi, her y�nden ba�ka askerler geldi. Baz�lar� k�l��lar�n� �ektiler,
di�erleri �izmelerini yere koyar koymaz yaylar�n� kald�rd�lar ve t�yl� oklar�n�
yerle�tirdiler. Parmakl�kl� y�z z�rhlar�n�n arkas�nda t�m g�zler sertti ve geni�
u�lu oklar�n hepsi
620
ROBERTJORDAN
Rand'a do�rultulmu�tu.
Elayne ve Gawyn ayn� anda s��rad�lar ve kollar�n� a�arak kendilerini Rand'a siper
ettiler. Rand k�p�rdamadan durdu, ellerini k�l��tan uzakta, kolayca g�r�lebilecek
�ekilde kald�rd�.
Ayak sesleri ve yaylar�n g�c�rt�s� havada h�l� as�l�yken, askerlerden biri, alt�n
d���m ta��yan bir subay ba��rd�, "Leydim, Lordum, e�ilin, �abuk!"
Uzatt��� kollar�na ra�men Elayne azametle dikildi. "Benim huzurumda k�l�� �ekmeye
c�ret mi ediyorsun, Tallanvor? �ans�n varsa Ga-reth Bryne bunun i�in sana ah�rlar�
temizletir!"
Askerler �a�k�n �a�k�n bak�t� ve baz� ok�ular huzursuzca yaylar�n� indirdi. Elayne
ancak o zaman kollar�n� indirdi. Kollar�n� kald�rmas�n�n tek sebebi, kald�rmak
istemesiymi� gibi davran�yordu. Gawyn teredd�t etti, sonra onun yapt���n� yapt�.
Rand indirilmeyen yaylar� sayabiliyordu. Midesindeki kaslar, yirmi ad�mdan at�lan
bir oku dur-durabilirmi� gibi gerildi.
Subay d���ml� adam �ok �a��rm� g�r�n�yordu. "Leydim, beni affedin, ama Lord
Galadedrid pis bir k�yl�n�n bah�elerde dola�t���n�, silahl� oldu�unu ve Leydi
Elayne ile Lord Gawyn i�in bir tehlike olu�turdu�unu bildirdi." G�zleri Rand'a
gitti ve sesi kararl�l�k kazand�. "E�er Leydim ve Lordum yana �ekilirse bu haini
g�zalt�na alal�m. Bug�nlerde �ehirde �ok fazla karga�a var."
"Galad'�n b�yle bir �ey bildirdi�inden ku�ku duyar�m," dedi Elayne. "Galad yalan
s�ylemez."
"Ke�ke bazen s�yleseydi," dedi Gawyn al�ak sesle, Rand'a. "Bir kerecik bile olsa.
Onunla ya�amak daha kolay olabilirdi."
"Bu adam benim konu�um," diye devam etti Elayne, "ve benim korumam alt�nda.
�ekilebilirsin, Tallanvor."
"Korkar�m bu m�mk�n de�il, Leydim. Leydimin bildi�i gibi, anneniz han�mefendi,
Krali�emizin, Majesteleri'nin izni olmadan Saray arazisine girenlerle ilgili
emirleri var ve bu adam hakk�nda Majeste-leri'ne haber g�nderildi." Tallanvor'un
sesinde kendinden ho�nut bir t�n� vard�. Rand, subay�n Elayne'den, uygun olmad���n�
d��nd��� ba�ka emirler almak zorunda kald���n� tahmin etti; adam bu sefer k�z�n
emrini uygulamayacakt�, bunun i�in m�kemmel bir mazereti var-
D�NYANIN G�Z�
fili
di.
Elayne, Tallanvor'a bakt�; bu sefer s�yleyecek s�z bulamaz gibiydi.
Rand sorarcas�na Gawyn'e bakt� ve Gawyn anlad�. "Hapis," diye m�r�ldand�. Rand'�n
y�z� beyazlad� ve gen� adam �abucak ekledi, "Yaln�zca birka� g�nl���ne ve zarar
g�rmezsin. Gareth Bryne, Gene-ral-Kumandan seni �ahsen sorgular, ama kimseye zarar
vermeyi planlamad���n anla��l�nca serbest b�rak�l�rs�n." G�zlerinde gizli
d��ncelerle sustu. "Umar�m do�ruyu s�yl�yordun, �ki Nehirli Rand al'Thor."
"���m�z� anneme g�t�receksin," diye bildirdi Elayne aniden. Gawyn'in y�z�nde bir
s�r�tma �i�ek a�t�.
Tallanvor'un �elik parmakl�klar arkas�ndaki y�z� �a�k�n g�r�n�yordu. "Leydim,
ben..."
"Ya da ���m�z� birden bir h�creye g�t�r," dedi Elayne. "Birlikte kalaca��z. Yoksa
�ahs�ma el s�r�lmesi emrini vermeyi mi d��n�yorsun?" K�z�n g�l�msemesi muzafferdi
ve Tallanvor'un a�a�lar�n aras�nda yard�m bulmay� umarm� gibi �evresine bak�nmas�na
bak�l�rsa, o da k�z�n kazand��� fikirdeydi.
Neyi kazand�? Nas�l?
"Annem Logain'i izliyor," dedi Gawyn yumu�ak sesle, Rand'�n d��ncelerini
okumu��as�na, "ve me�gul olmasayd� bile, Tallanvor onun huzuruna, sanki bizi
g�zalt�na alm� gibi, Elayne ve benimle ��kmaya cesaret edemezdi. Annem bazen biraz
�abuk �fkelenir."
Rand, Krali�e Morgase hakk�nda Gill Efendi'nin s�ylediklerini hat�rlad�. Biraz
�abuk mu �fkelenir?
Bir ba�ka k�rm�z� �niformal� asker ko�arak yakla�t� ve kayarak durup bir kolunu
g��s�ne dayayarak selam verdi. Tallanvor'a al�ak sesle bir�eyler s�yledi ve s�zleri
Tallanvor'un y�z�ne yine tatmin dolu bir ifade getirdi.
"Anneniz han�mefendi, Krali�e," diye bildirdi Tallanvor, "davetsiz misafirin hemen
huzuruna getirilmesini emretti. Ayn� zamanda, Leydi Elayne ile Lord Gawyn'in de
haz�r bulunmas� emredildi. Hemen."
Gawyn irkildi, Elayne yutkundu. Kendine hakim bir tav�rla hemen elbisesindeki
desenleri silmeye ba�lad�. Birka� kabuk par�as�n� silkelemek d��nda, �abas� pek i�e
yaramad�.
622
ROBERTJORDAN
"Leydim haz�rsa?" dedi Tallanvor memnun bir tav�rla. "Lordum?"
Askerler, �evrelerinde bo� bir kutu olu�turarak Tallandor'un �nderli�inde ta� d�eli
yolda ilerlemeye ba�lad�. Gawyn ile Elayne Rand'�n iki yan�nda y�r�yordu. �kisi de
naho� d��nceler i�inde kaybolmu� gibiydi. Askerler k�l��lar�n� k�nlar�na, oklar�n�
sadaklar�na sokmu�tu, ama ellerinde silah varm�cas�na tetikteydiler. Rand't, sanki
her an k�l�c�n� �ekip sava�arak �zg�rl���ne kavu�maya �al�acakm� gibi izliyorlard�.
Herhangi bir �ey denemek mi? Hi�bir �ey denemeyece�im. Fark edilmedenmi�f Hah!
Askerlerin kendisini izlemesini izlerken aniden bah�enin fark�na vard�. Her �ey
birbiri ard�na olmu�tu, her yeni �ok bir �nceki solmadan gelmi�ti ve �evresi, duvar
ve i�tenlikle �te yan�na ge�me arzusu d��nda bir bulan�kl�ktan ba�ka bir �ey
de�ildi. �imdi, daha �nce zihninin gerisini g�d�klayan ye�il �imenleri g�r�yordu.
Ye�il! Ye�ilin y�z tonu. Ye�il ve canl�, yaprak ve meyve dolu a�a�lar, �al�lar.
Yolun �zerindeki �ardaklar� kaplayan g�r sarma��klar. Her yerde �i�ekler. Bah�eyi
renge bo�an onca �i�ek. Baz�lar�n� tan�yordu -parlak alt�n rengi g�ne�-patlamalar�,
minik, pembe mum �i�ekleri, k�z�l y�ld�z-ate�leri ve mor Emondun Zaferleri,
bembeyazdan koyu, �ok koyu k�rm�z�ya her renk g�l- ama di�erleri yabanc� ve o kadar
s�rad�� �ekillere ve renklere sahipti ki, Rand ger�ek olup olmad�klar�n� merak
etti.
"Ye�il," diye f�s�ldad�. "Ye�il." Askerler kendi kendilerine m�r�ldand�lar;
Tallanvor omzunun �zerinden onlara keskin bir bak� f�rlatt� ve hepsi sustu.
"Elaida'n�n i�leri," dedi Gawyn dalg�n dalg�n.
"Bu do�ru de�il," dedi Elayne. "Ba�ka her yerde ekinler bitmezken bunu hangi
�iftlikte yapmak isteyece�imi sordu, ama yine de insanlar�n yiyece�i yokken burada
�i�ek yeti�tirmek do�ru de�il." Derin bir. nefes ald� ve kendini g�venle doldurdu.
"Kendini kaybetme," dedi Rand'a sert�e. "Sana hitap edildi�i zaman a��k konu�,
bunun d��nda sessiz kal. Ve benim s�ylediklerime uygun konu�. Her �ey yoluna
girecek."
Rand, k�z�n �zg�venini payla�abilmeyi diledi. Gawyn'de de ayn�
D�NYANIN G�Z�
62i
�zg�ven olsa faydas� olurdu. Tallanvor Saraya do�ru yol g�sterirken arkas�na,
bah�eye, �i�eklerle s�slenmi� ye�illiklere, bir Aes Sedai'nin elinin Krali�e i�in
�rd��� renklere bakt�. Art�k derin sulardayd� ve g�r�n�rlerde k�y� yoktu.
Koridorlar, beyaz yakal� ve kol yenli k�rm�z� �niformalar giymi�, tuniklerinin sol
g��s�ne Beyaz Aslan i�lenmi� Saray hizmetkarlar� ile doluydu, ne oldu�u belli
olmayan i�lerin pe�inde ko�turuyorlard�. Askerler Elayne, Gawyn ve ortalar�nda Rand
ile ge�erken, yerlerinde kalakald�lar ve bir kar� a��k a��zlarla izlediler.
Bunca �a�k�nl���n ortas�nda, gri �izgili bir erkek kedi kay�ts�zca, g�zleri iri iri
a��lm� hizmetkarlar�n aras�ndan dolanarak yakla�t�. Kedi aniden Rand'a tuhaf
g�r�nd�. En cimri d�kkanda bile her k�ede bekleyen kediler oldu�unu bilecek kadar
Baerlon'da kalm�t�. Saray'a girdi�inden beri, bu g�rd��� ilk kediydi.
"Burada fare yok mu?" dedi inanmazca. Her sarayda fare olurdu.
"Elaida farelerden ho�lanm�yor," diye m�r�ldand� Gawyn belirsizce. Endi�e i�inde
koridora ka�lar�n� �at�yordu, g�r�n�e bak�l�rsa Krali�e ile yakla�an g�r�meyi
�oktan g�rmeye ba�lam�t�. "Burada hi� fare yok."
"�kiniz de sessiz olun." Elayne'in sesi keskindi, ama a�abeyininki kadar dalg�nd�.
"D��nmeye �al��yorum."
Rand, askerler bir k�eyi d�n�p, kedi g�zden kaybolana kadar onu izledi. Bir s�r�
kedi, kendini �ok daha iyi hissetmesini sa�layacakt�; Sarayda normal olan tek bir
�ey g�rmek ho� olacakt�, fareler olsa bile.
Tallanvor'un takip etti�i yol o kadar �ok d�nd� ki, Rand y�n duygusunu kaybetti.
Sonunda gen� subay koyu renk ah�aptan yap�lm�, parlak, y�ksek bir �ift kap�n�n
�n�nde durdu. Kap�lar �n�nden ge�tikleri ba�kalar� kadar ihti�aml� de�ildi, ama
yine de her taraf�na, en ince detaylar�na kadar i�lenmi� aslanlar oyulmu�tu.
Kap�n�n iki yan�nda �niformal� birer hizmetkar duruyordu.
"En az�ndan B�y�k Salon de�il." Gawyn rahats�zca g�ld�. "Annemin burada kimsenin
ba��n�n kesilmesini emretti�ini hat�rlam�yorum." Sesi, bir ilk ya�anabilirmi� gibi
��k�yordu.
Tallanvor, Rand'�n k�l�c�na uzand�, ama Elayne onu engellemek
624
ROBERTJORDAN
i�in �ne ��kt�. "O benim konu�um. �detlerimize ve yasalar�m�za g�re, kraliyet
ailesinin konuklan annemin huzuruna silahl� ��kabilir. Yoksa konu�um oldu�unu
s�yledi�imi inkar m� edeceksin?"
Tallanvor teredd�t etti, k�z ile g�z g�ze geldi, sonra ba��n� sallad�. "Peki,
Leydim." Tallanvor gerilerken k�z Rand'a g�l�msedi, ama bu yaln�zca bir an s�rd�.
"Leydi Elayne ile Lord Gawyn'in geldi�ini Majesteleri'ne bildirin," dedi Tallanvor
kap�da bekleyenlere. "Ayn� zamanda, Majesteleri'nin emri ile, davetsiz misafiri
g�zalt�na alan Te�men Tallanvor."
Elayne, Tallanvor'a bak�p ka�lar�n� �att�, ama kap�lar a��lmaya ba�lam�t� bile. G�r
bir sesin gelenleri bildirdi�i duyuldu.
Elayne azametle kap�lardan ge�ti, giri�inin ihti�am� Rand'a arkas�ndan takip
etmesini i�aret ederken yaln�zca birazc�k bozuldu. Gawyn omuzlar�n� dikle�tirdi ve
k�z�n yan taraf�nda, bir ad�m arkada y�r�d�. Rand karars�zca, k�z�n di�er yan�nda
Gawyn'in hizas�nda y�r�yerek takip etti. Tallanvor Rand'a yak�n kald� ve arkas�ndan
on asker girdi. Kap�lar arkalar�ndan sessizce kapand�.
Elayne aniden yerlere kadar reverans yapt�, belden e�ilerek eteklerini a�t� ve o
�ekilde bekledi. Rand irkildi, sonra tela�la Gawyn'i ve di�er adamlar� taklit etti.
Sa� dizinin �zerine ��kt�, ba��n� e�di, �ne e�ilerek sa� elinin bo�umlar�n� mermer
ta�lara dayad�, sol elini k�l�c�n�n kabzas�na koydu. Gawyn tek s�z s�ylemeden elini
ayn� �ekilde han�erine koydu.
Rand kendini do�ru yapt��� i�in kutlarken, Tallanvor'un, h�l� ba�� e�ik �ekilde dik
dik kendisine bakt���n� fark etti. Ba�ka bir �ey mi yapmam gerekiyordu? Aniden,
kimse ona ne yapmas� gerekti�ini s�ylememi�ken Tallanvor'un do�ru davran��
beklemesine �fkelendi. Ve askerlerden korktu�u i�in de k�zm�t�. Korkacak hi�bir �ey
yapmam�t� ki? Korkusunun Tallanvor'un su�u olmad���n� biliyordu, ama yine de ona
k�z�yordu.
Herkes, bahar�n buzlar� ��zmesini beklermi� gibi, yerinde donup kald�. Rand neyi
beklediklerini bilmiyordu, ama bu f�rsat� kullanarak getirildi�i yeri inceledi.
Ba��n� e�ik tutarak, yaln�zca g�rmesine yetecek kadar �evirdi. Tallanvor'un ka�lar�
daha fena �at�ld�, ama Rand g�rmezden geldi.
D�NYANIN G�Z� 625
Kare �eklindeki oda, Krali�enin Takdisi'ndeki salon kadard�. Bembeyaz ta�tan
duvarlar�na av sahneleri betimleyen r�lyefler oyul-mu�tu. Oymalar�n aras�ndaki
duvar hal�lar�nda parlak �i�ekler, ar�-ku�lar�na dair ho� resimler vard�. Odan�n
uzak ucundaki iki duvar hal�s�nda, Andor'un Beyaz Aslan'� k�rm�z� fonlar �zerinde,
iki ayak �st�nde duruyordu. Bu iki hal� bir y�kseltinin iki yan�na as�lm�t� ve
y�kseltideki oymal�, yald�zl� tahtta Krali�e oturuyordu.
Krali�e'nin sa� taraf�nda, Krali�enin Askerleri'nin k�rm�z� rengine b�r�nm� iriyan
bir adam ba�� a��k bekliyordu. Pelerininin omzunda d�rt alt�n d���m vard�, kol
yenlerindeki beyaz bantlar geni�, alt�n rengi bantlarla b�l�nm�t�. �akaklar� gri
tellerle doluydu, ama bir kaya kadar sa�lam ve k�p�rt�s�z g�r�n�yordu. Bu, General
Kumandan Gareth Bryne olmal�yd�. Taht�n arkas�nda ve di�er yan�nda, koyu ye�il ipek
bir elbise giymi� bir kad�n al�ak bir tabureye oturmu�, koyu renk, neredeyse siyah
y�nden bir �ey �r�yordu. Ba�ta �rg� �rmesi Rand'a kad�n�n ya�l� oldu�unu d��nd�rd�,
ama ikinci bak�ta ya��n� tahmin edemedi. Gen�, ya�l�, bilemiyordu. Kad�n�n dikkati
tamamen �rg� �i�lerine ve y�ne odaklanm� gibiydi, sanki bir kol boyu �tesinde bir
Krali�e yokmu� gibi. D�zg�n y�z hatlar�na sahip bir kad�nd�, d�tan sakin
g�r�n�yordu, ama odaklanmas�nda deh�et verici bir �ey vard�. Odada �i�lerinin
t�k�rt�s�ndan ba�ka ses yoktu.
Rand her �eye bakmaya �al�t�, ama g�zleri aln�nda g�llerden bir �elenk, Andorun G�l
Tac�'n� ta��yan kad�na kay�p duruyordu. K�rm�z� beyaz plilerden olu�an elbisesinde
as�l� k�rm�z� etol�n�n �zerinde Andorun Aslan� y�r�yordu ve sol eli Kumandan
General'in koluna dokundu�u zaman, kendi kuyru�unu �s�ran B�y�k Y�lan �eklindeki
y�z��� panldad�. Ama Rand'�n g�zlerini tekrar tekrar kendine �eken, giysilerinin,
m�cevherlerinin, hatta tac�n�n ihti�am� de�ildi: onlar� giyen kad�nd�.
Morgase, k�z�n�n g�zelli�ini ta��yordu, daha olgun haliyle. Y�z�, v�cudu ve varl���
oday�, yan�ndaki di�er iki ki�iyi soldurur gibi ��kla dolduruyordu. Emond
Meydan�'nda bir dul olsayd�, k�y�n en k�t� a���s� ve en pasakl� ev kad�n� olsa bile
kap�s�n�n �n�nde talipleri s�ralan�rd�. Rand kad�n�n onu inceledi�ini g�rd� ve
y�z�nden d��ncelerini okumas�ndan korkarak ba��n� e�di. I��k, Kmli�e'yi bir k�yl�
626
ROBERTJORDAN
kad�n olarak d��nmek, ha! Seni aptal!
"Kalkabilirsiniz," dedi Morgase, Elayne'in itaat edilece�ine dair �zg�venini y�z
kat ta��yan g�r, s�cak bir sesle.
Rand di�erleri ile birlikte aya�a kalkt�.
"Anne..." diye ba�lad� Elayne, ama Morgase s�z�n� kesti.
"G�r�n�e g�re a�a�lara t�rman�yorsun, k�z�m." Elayne, elbisesinden bir a�a� kabu�u
ald� ve koyacak yer bulamay�nca yumruk yapt��� elinde tuttu. "Asl�nda," diye devam
etti Morgase sakinlik i�inde, "aksine emir vermeme ra�men bu Logain'i g�rmeye
�al�m�s�n gibi g�r�n�yor. Gawyn, senden daha iyisini beklerdim. Yaln�zca k�z
karde�ine itaat etmeyi de�il, ayn� zamanda felaketleri �nlemek i�in ona kar�� bir
denge olu�turmay� ��renmelisin." Krali�e'nin g�zleri yan�ndaki iri adama kayd�,
sonra �abucak ka�t�. Bryne fark etmemi� gibi k�p�rt�s�z kalm�t�, ama Rand o
g�zlerin her �eyi fark etti�ini d��nd�. "�yle ki, bu ilk Prensin g�revlerinden olan
Andor'un ordular�n� y�netmek gibidir. Belki de e�itimin yo�unla�t�r�l�rsa k�z
karde�inin ba��n� belaya sokmas� i�in daha az zaman�n kal�r. General Kuman-dan'dan
kuzey yolculu�u s�ras�nda yapacak �ey bulamamana kar�� �nlem almas�n� rica
edece�im."
Gawyn itiraz edecek gibi ayak de�i�tirdi, sonra ba��n� e�di. "Emredersin, anne."
Elayne y�z�n� buru�turdu. "Anne, Gawyn yan�mda olmazsa ba��m� belaya sokmam�
engelleyemez. Odalar�n� terk etmesinin tek sebebi bu. Anne, Logain'e yaln�zca
bakman�n zarar� olmaz ku�kusuz. �ehirde neredeyse herkes ona bizden daha yak�nd�."
"�ehirdeki herkes K�z-veliaht de�il." Krali�e'nin sesi keskindi. "Bu Logain'i
yak�ndan g�rd�m ve tehlikeli, �ocu�um. Kafese kapat�lm�, her an yan�nda n�bet tutan
Aes Sedailer var, ama yine de bir kurt kadar tehlikeli. Ke�ke Caemlyn'in yak�n�na
bile getirilmeseydi."
"Tar Valon'da icab�na bakacaklar." Taburedeki kad�n konu�urken g�zlerini �rg�s�nden
kald�rmam�t�. "�nemli olan insanlar�n I��k'�n bir kez daha Karanl�k'� ma�lup
etti�ini g�rmesi. Ve senin de bu zaferin taraf� oldu�unu g�rmeleri, Morgase."
Morgase elini �nemsemezce sallad�. "Ben yine de Caemlyn'e yakla�mamas�n� dilerdim.
Elayne, ne d��nd���n� biliyorum."
D�NYANIN G�Z�
�27
"Anne," diye itiraz etti Elayne, "ger�ekten de sana itaat etmek istiyorum.
Ger�ekten."
"�yle mi?" diye sordu Morgase sahte bir �a�k�nl�k ile, sonra g�ld�. "Evet,
ger�ekten de g�rev bilir bir k�z olmaya �al��yorsun. Ama devaml� benim s�n�rlar�m�
s�n�yorsun. Eh, ben de anneme ayn�s�n� yapt�m. Tahta ��kt���nda bu miza� i�ine
yarayacak, ama hen�z Krali�e de�ilsin, �ocu�um. Bana itaatsizlik ettin ve Logain'i
g�rd�n. Bu kadar�yla yetin. Kuzey yolculu�unda onun y�z ad�m yak�n�na
b�rak�lmayacaks�n�z, ne sen, ne de Gawyn. Tar Valon'daki derslerinin ne kadar zor
olaca��n� bilmeseydim, itaat etti�inden emin olmak i�in yan�nda Lini'yi
g�nderirdim. En az�ndan o gerekti�ince davranman� sa�l�yor gibi."
Elayne as�k suratla ba��n� e�di.
Taht�n arkas�ndaki kad�n ilmekleri saymaya dalm� gibi g�r�n�yordu. "Bir hafta
sonra," dedi aniden, "eve, annene d�nmek istiyor olacaks�n. Bir ay sonra
Gezginlerle ka�mak istiyor olacaks�n. Ama karde�lerim seni inanmayandan uzak
tutacak. Bu t�r �eyler senin i�in de�il, hen�z de�il." Aniden taburesinin �zerinde
d�n�p dikkatle Elayne'e bakt�, t�m sakinli�i, sanki daha �nce hi� var olmam� gibi
kaybolmu�tu. "��inde Andor'un bug�ne dek g�rd���, herhangi bir �lkenin bin y�ld�r
g�rmedi�i en b�y�k Krali�e olma potansiyeli var. G�c�n varsa, seni bunun i�in
�ekillendirece�iz."
Rand ona bakakald�. Bu Elaida olmal�yd�, Aes Sedai. Aniden, hangi Ajah'tan olursa
olsun, ondan yard�m istemek i�in buraya gelmedi�ine memnun oldu. Moiraine'inkinden
�ok daha yo�un bir sertlik yay�yordu. Rand bazen Moiraine'in kadife kapl� �elik
gibi oldu�unu d��nm�t�; Elaida'da kadife yaln�zca bir yan�lsama idi.
"Yeter, Elaida," dedi Morgase, huzursuzca ka�lar�n� �atarak. "Yeterinden fazlas�n�
dinledi. �ark diledi�i gibi dokur." Bir an k�z�n� izleyerek sessiz kald�. "�imdi,
bir de bu gen� adam sorunu var" -g�zlerini Elayne'in y�z�nden ay�rmadan Rand'a
i�aret etti- "ve nas�l ve neden buraya geldi�i, neden karde�ine onun konu�un
oldu�unu s�yledi�in sorunu."
"Konu�abilir miyim, anne?" Morgase onaylayarak ba��n� sallay�nca, Elayne Rand'�n
yama�taki duvara t�rmanmas�ndan ba�layarak
626
ROBERTJORDAN
kad�n olarak d��nmek, ha! Seni aptal!
"Kalkabilirsiniz," dedi Morgase, Elayne'in itaat edilece�ine dair �zg�venini y�z
kat ta��yan g�r, s�cak bir sesle.
Rand di�erleri ile birlikte aya�a kalkt�.
"Anne..." diye ba�lad� Elayne, ama Morgase s�z�n� kesti.
"G�r�n�e g�re a�a�lara t�rman�yorsun, k�z�m." Elayne, elbisesinden bir a�a� kabu�u
ald� ve koyacak yer bulamay�nca yumruk yapt��� elinde tuttu. "Asl�nda," diye devam
etti Morgase sakinlik i�inde, "aksine emir vermeme ra�men bu Logain'i g�rmeye
�al�m�s�n gibi g�r�n�yor. Gawyn, senden daha iyisini beklerdim. Yaln�zca k�z
karde�ine itaat etmeyi de�il, ayn� zamanda felaketleri �nlemek i�in ona kar�� bir
denge olu�turmay� ��renmelisin." Krali�e'nin g�zleri yan�ndaki iri adama kayd�,
sonra �abucak ka�t�. Bryne fark etmemi� gibi k�p�rt�s�z kalm�t�, ama Rand o
g�zlerin her �eyi fark etti�ini d��nd�. "�yle ki, bu ilk Prens'in g�revlerinden
olan Andor'un ordular�n� y�netmek gibidir. Belki de e�itimin yo�unla�t�r�hrsa k�z
karde�inin ba��n� belaya sokmas� i�in daha az zaman�n kal�r. General Kuman-dan'dan
kuzey yolculu�u s�ras�nda yapacak �ey bulamamana kar�� �nlem almas�n� rica
edece�im."
Gawyn itiraz edecek gibi ayak de�i�tirdi, sonra ba��n� e�di. "Emredersin, anne."
Elayne y�z�n� buru�turdu. "Anne, Gawyn yan�mda olmazsa ba��m� belaya sokmam�
engelleyemez. Odalar�n� terk etmesinin tek sebebi bu. Anne, Logain'e yaln�zca
bakman�n zarar� olmaz ku�kusuz. �ehirde neredeyse herkes ona bizden daha yak�nd�."
"�ehirdeki herkes K�z-veliaht de�il." Krali�e'nin sesi keskindi. "Bu Logain'i
yak�ndan g�rd�m ve tehlikeli, �ocu�um. Kafese kapat�lm�, her an yan�nda n�bet tutan
Aes Sedailer var, ama yine de bir kurt kadar tehlikeli. Ke�ke Caemlyn'in yak�n�na
bile getirilmeseydi."
"Tar Valon'da icab�na bakacaklar." Taburedeki kad�n konu�urken g�zlerini �rg�s�nden
kald�rmam�t�. "�nemli olan insanlar�n I��k'�n bir kez daha Karanl�k'� ma�lup
etti�ini g�rmesi. Ve senin de bu zaferin taraf� oldu�unu g�rmeleri, Morgase."
Morgase elini �nemsemezce sallad�. "Ben yine de Caemlyn'e yakla�mamas�n� dilerdim.
Elayne, ne d��nd���n� biliyorum."
D�NYANIN G�Z�
"Anne," diye itiraz etti Elayne, "ger�ekten de sana itaat etmek istiyorum.
Ger�ekten."
"�yle mi?" diye sordu Morgase sahte bir �a�k�nl�k ile, sonra g�ld�. "Evet,
ger�ekten de g�rev bilir bir k�z olmaya �al��yorsun. Ama devaml� benim s�n�rlar�m�
s�n�yorsun. Eh, ben de anneme ayn�s�n� yapt�m. Tahta ��kt���nda bu miza� i�ine
yarayacak, ama hen�z Krali�e de�ilsin, �ocu�um. Bana itaatsizlik ettin ve Logain'i
g�rd�n. Bu kadar�yla yetin. Kuzey yolculu�unda onun y�z ad�m yak�nma
b�rak�lmayacaks�n�z, ne sen, ne de Gawyn. Tar Valon'daki derslerinin ne kadar zor
olaca��n� bilmeseydim, itaat etti�inden emin olmak i�in yan�nda Lini'yi
g�nderirdim. En az�ndan o gerekti�ince davranman� sa�l�yor gibi."
Elayne as�k suratla ba��n� e�di.
Taht�n arkas�ndaki kad�n ilmekleri saymaya dalm� gibi g�r�n�yordu. "Bir hafta
sonra," dedi aniden, "eve, annene d�nmek istiyor olacaks�n. Bir ay sonra
Gezginlerle ka�mak istiyor olacaks�n. Ama karde�lerim seni inanmayandan uzak
tutacak. Bu t�r �eyler senin i�in de�il, hen�z de�il." Aniden taburesinin �zerinde
d�n�p dikkatle Elayne'e bakt�, t�m sakinli�i, sanki daha �nce hi� var olmam� gibi
kaybolmu�tu. "��inde Andor'un bug�ne dek g�rd���, herhangi bir �lkenin bin y�ld�r
g�rmedi�i en b�y�k Krali�e olma potansiyeli var. G�c�n varsa, seni bunun i�in
�ekillendirece�iz."
Rand ona bakakald�. Bu Elaida olmal�yd�, Aes Sedai. Aniden, hangi Ajah'tan olursa
olsun, ondan yard�m istemek i�in buraya gelmedi�ine memnun oldu. Moiraine'inkinden
�ok daha yo�un bir sertlik yay�yordu. Rand bazen Moiraine'in kadife kapl� �elik
gibi oldu�unu d��nm�t�; Elaida'da kadife yaln�zca bir yan�lsama idi.
"Yeter, Elaida," dedi Morgase, huzursuzca ka�lar�n� �atarak. "Yeterinden fazlas�n�
dinledi. �ark diledi�i gibi dokur." Bir an k�z�n� izleyerek sessiz kald�. "�imdi,
bir de bu gen� adam sorunu var" -g�zlerini Elayne'in y�z�nden ay�rmadan Rand'a
i�aret etti- "ve nas�l ve neden buraya geldi�i, neden karde�ine onun konu�un
oldu�unu s�yledi�in sorunu."
"Konu�abilir miyim, anne?" Morgase onaylayarak ba��n� sallay�nca, Elayne Rand'm
yama�taki duvara t�rmanmas�ndan ba�layarak
628
ROBERTJORDAN
olaylar� basit�e anlatt�. Rand, yapt��� �eyin masumca oldu�unu s�yleyerek
bitirece�ini sanm�t�, ama bunun yerine ��yle dedi, "Anne, s�k s�k halk�m�z�, en
d����nden en y�kse�ine kadar tan�mam gerekti�ini s�ylersin, ama ne zaman i�lerinden
biri ile kar��la�sam, yan�mda en az yirmi ki�i oluyor. Bu �artlar alt�nda nas�l
ger�ek bir �ey ��renebilirim? Bu gen� adamla konu�urken �ki Nehir halk� hakk�nda,
ne t�r insanlar olduklar� hakk�nda kitaplardan ��renebilece�imden daha fazlas�n�
��rendim. Bu kadar uza�a gelmesi ve �ehre yeni gelen onca ki�i korkudan beyaz
ku�an�rken k�rm�z� ku�anmas�, nas�l biri oldu�u hakk�nda bir�eyler anlat�yor. Anne,
yalvar�r�m sad�k bir kuluna, bana h�kmetti�in insanlar hakk�nda bir�eyler ��reten
birine k�t� davranma."
"�ki Nehir'den sad�k bir kul." Morgase i�ini �ekti. "�ocu�um, o kitaplara daha
fazla �nem vermelisin. �ki Nehir alt� nesildir vergi tahsildar�, yedi nesildir
Krali�enin Askerleri'ni g�rmedi. Alem'in par�as� olduklar�n� bile pek s�k
d��nmediklerini san�yorum." Rand, �ki Ne-hir'in Andor Alemi'nin par�as� oldu�unu
duydu�unda nas�l �a��rd���n� hat�rlayarak rahats�z bir bi�imde omuz silkti. Krali�e
onu g�rd� ve h�z�nle k�z�na g�l�msedi. "G�rd�n m�, �ocu�um?"
Rand, Elaida'n�n �rg�s�n� b�rakm�, kendisini incelemekte oldu�unu fark etti. Kad�n
taburesinden kalkt� ve yava� yava� y�kseltinin �n�ne ��karak �n�nde durdu. "�ki
Nehirli mi?" dedi. Bir elini Rand'�n ba��na uzatt�; Rand dokunu�undan ka��nd� ve
kad�n elini indirdi. "O k�z�l sa�larla ve gri g�zlerle mi? �ki Nehirliler koyu renk
sa�l� ve g�zl�d�r ve nadiren bu kadar uzun boylu olurlar." Eli uzan�p ceketinin
yenini itti, g�ne�in o kadar s�k u�ramad��� yerdeki a��k renk deriyi a���a ��kard�.
"Ne de b�yle ten rengine."
Rand, kendini yumruklar�n� s�kmaktan zor al�koydu. "Emond Meydan�'nda do�dum," dedi
kat� kat�. "Annem yabanc�yd�; g�zlerimi ondan ald�m. Babam Tam al'Thor'dur, benim
gibi bir �ift�i ve �oban."
Elaida, bak�lar�n� y�z�nden ay�rmadan yava��a ba��n� sallad�. Rand, midesindeki
ek�i duygulan saklayan bir �l��l�l�kle bak�lar�na kar��l�k verdi. Kad�n,
bak�lar�ndaki dengeyi fark etti. G�zlerini delikanl�n�n g�zlerinden ay�rmadan elini
yava��a uzatt�. Rand bu sefer irkilmemeye karar verdi.
D�NYANIN G�Z�
�22
Kad�n Rand'a de�il, k�l�c�na dokundu, eli en tepedeki kabzay� kavrad�. Parmaklar�
s�k�la�t�, g�zleri �a�k�nl�k ile iri iri a��ld�. "�ki Ne-hirli bir �oban," dedi
yumu�ak ve herkesin duymas�n� istedi�i bir f�s�lt� ile, "ve bal�k��l damgal� bir
k�l��."
Son birka� s�zc�k, odada, Karanl�k Varhk'� ilan etmi� gibi bir tepki yaratt�. Deri
ve metal Rand'�n arkas�ndan g�c�rdad�, �izmeler mermer d�emelerin �zerinde
s�rt�nd�. Rand g�zucuyla Tallanvor ile di�er askerlerin, ellerini k�l��lar�na
g�t�rerek, �ekmeye, y�zlerine bak�l�rsa �lmeye haz�rlanarak yer kazanmak i�in
geriledi�ini g�rd�. Ga-reth Bryne iki h�zl� ad�mda y�kseltinin �n�ne, Rand ile
Krali�e'nin aras�na ge�ti. Gawyn bile y�z�nde endi�eli bir bak� ile, elini
han�erine g�t�rerek Elayne'in �n�ne ge�ti. Elayne onu ilk defa g�r�yormu� gibi
bak�yordu. Morgase'in ifadesi de�i�medi, ama elleri taht�n�n yald�zl� kollar�n�
kavrad�.
Yaln�zca Elaida, Krali�e'den daha az tepki g�sterdi. Aes Sedai, s�-rad�� bir �ey
s�yledi�ine ili�kin hi�bir i�aret g�stermedi. Elini k�l��tan �ekerek, askerlerin
daha da gerilmesine sebep oldu. G�zleri Rand'�n g�zlerini b�rakmad�,
so�ukkanl�l�kla, hesaplayarak bakt�.
"Ku�kusuz," dedi Morgase �l��l� bir sesle, "bal�k��l damgal� bir k�l�� kazanm�
olamayacak kadar gen�. Gawyn'den daha b�y�k olamaz."
"Ona ait," dedi Gareth Bryne.
Krali�e ona �a�k�nl�k i�inde bakt�. "Bu nas�l olabilir."
"Bilmiyorum, Morgase," dedi Bryne yava��a. "Ger�ekten de �ok gen�, ama k�l�� ona, o
k�l�ca ait. G�zlerine bak. Duru�una, k�l�c�n ona, onun k�l�ca nas�l yak�t���na bak.
�ok gen�, ama k�l�� onun."
Kumandan General sustu�u zaman Elaida konu�tu, "Bu k�l�c� nerede buldun, �ki
Nehirli Rand al'Thor?" Kad�n, nereli oldu�u kadar isminden de ��phe duyuyormu� gibi
konu�mu�tu.
"Babam verdi," dedi Rand. "Onundu. D�nyaya a��l�rken bir k�l�ca ihtiyac�m oldu�unu
d��nd�."
"Demek �ki Nehir'de bal�k��l damgal� k�l�c� olan ikinci bir �oban var." Elaida'n�n
g�l�msemesi Rand'�n a�z�n�n kurumas�na sebep oldu. "Caemlyn'e ne zaman galdin?"
Bu kadma ger�e�i anlatmaya �al�mak, Rand'�n can�na tak etmi�-
631
ROBERTJORDAN
hederiniz yoksa, Aes Sedai."
"Desen'de okudu�um her �eyi s�yledim, Kumandan General," dedi Elaida. Rand'a sert
bir g�l�mseme ile bakt�, dudaklar�n� hafif�e b�ken, Rand'�n onun s�ylediklerinin
ger�ekli�ini inkar edememesi ile alay eden bir g�l�mseme. "Birka� hafta hapsedilmek
ona zarar vermez ve bana daha fazlas�n� ��renme f�rsat� verir." Kad�n�n g�zleri
a�l�k doldu, Rand'�n �rpertilerini derinle�tirdi. "Belki bir ba�ka Kehanet gelir."
Morgase, �enesini yumru�una, dirse�ini taht�n koluna dayayarak bir s�re d��nd�.
Rand hareket edebilse o �at�k ka�l� bak�lar�n alt�nda k�p�rdanird�, ama Elaida'n�n
g�zleri onu kaskat� dondurmu�tu. Krali�e sonunda konu�tu.
"��phe Caemlyn'i bo�uyor, belki de t�m Andor'u. Korku ve kara ��pheler. Kad�nlar,
kom�ular�n� Karanl�kdostu ilan ediyor. Erkekler y�llard�r tan�d�klar� insanlar�n
kap�lar�na Ejder Di�i �iziyor. Bunun bir par�as� olmayaca��m."
"Morgase..." diye ba�lad� Elaida, ama Krali�e s�z�n� kesti.
"Bunun par�as� olmayaca��m. Tahta ge�ti�im zaman y�ksekteki-ler ve al�aktakiler
i�in adaletin uygulay�c�s� olaca��ma yemin ettim ve adaletin ne oldu�unu hat�rlayan
son Andorlu olsam da, bunu uygulayaca��m. Rand al'Thor, I��k alt�nda, bu bal�k��l
damgal� k�l�c� sana baban�n, �ki Nehirli bir �oban�n verdi�ine yemin eder misin?"
Rand, konu�abilecek kadar �slatana kadar a�z�n� a��p kapad�. "Yemin ederim." Aniden
kiminle konu�tu�unu hat�rlayarak tela�la ekledi, "Krali�em." Lord Gareth, g�r
ka�lar�ndan birini kald�rd�, ama Morgase ald�rmam� g�r�nd�.
"Ve bah�e duvar�na yaln�zca sahte Ejder'i g�rmek i�in t�rmand�n, �yle mi?"
"Evet, Krali�em."
"Andor taht�na, k�z�ma ya da o�luma zarar vermeye niyetli misin?" Ses tonu, sondaki
ikisinin ilkinden daha tehlikeli olaca��n� ifade ediyordu.
"Kimseye zarar vermeye niyetli de�ilim, Krali�em. Ne size, ne de ailenize."
"O zaman sana adalet verece�im, Rand al'Thor," dedi kad�n. "Ba�-
D�NYANIN G�Z�
622.
ta, Elaida ve Gareth'�n aksine, gen�ken �ki Nehir aksan�n� duyma f�rsat�m oldu�u
i�in. �yle g�r�nm�yor olabilirsin, ama uzak an�lar beni yan�ltm�yorsa, dilin �ki
Nehirli. �kinci olarak, senin sa��na ve g�zlerine sahip biri, do�ru olmad��� s�rece
�ki Nehirli bir �oban oldu�unu iddia etmezdi. Ve bal�k��l damgal� k�l�c� baban�n
vermi� olmas�, bir yalan olamayacak kadar mant�ks�z bir a��klama. Ve ���nc� olarak,
bana f�s�ldayan ses, en iyi yalan�n genelde yalan oldu�u d��n�lemeyecek kadar sa�ma
oldu�unu f�s�ld�yor... ama o ses bir kan�t de�il. Yapt���m yasalar� uygulayaca��m.
Sana �zg�rl���n� veriyorum, Rand al'Thor, ama gelecekte nereye izinsiz girdi�ine
dikkat etmeni tavsiye ediyorum. Bir kez daha Saray bah�esinde g�r�l�rsen, bu kadar
kolay kurtulamazs�n."
"Te�ekk�r ederim, Krali�em," dedi Rand bo�uk bir sesle. Ela-ida'n�n
memnuniyetsizli�ini, y�z�nde s�cak hava gibi hissedebiliyordu.
"Tallanvor," dedi Morgase, "bu... k�z�m�n konu�una Saray kap�lar�na kadar e�lik et
ve ona her t�r nezaketi g�ster. Kalan�n�z da gidebilir. Hay�r, Elaida, sen kal. Ve
dilersen sen de, Lord Gareth. �ehirdeki Beyazpelerinler konusunda ne yapaca��ma
karar vermeliyim."
Tallanvor ve askerler k�l��lar�n� g�n�ls�zce k�nlar�na soktular. Gerekirse bir anda
yine �ekecekmi� gibi g�r�n�yorlard�. Rand, askerlerin �evresinde bo� bir kutu
olu�turmas�ndan ve Tallanvor'u takip etmekten memnundu. Elaida, Krali�e'nin
s�ylediklerini yar�m kulakla dinliyordu; Rand, kad�n�n g�zlerinin s�rt�nda oldu�unu
hissedebiliyordu. Morgase, Aes Sedai'yi yan�nda tutmasa ne olurdu? D��nce
askerlerin daha h�zl� y�r�mesini dilemesine sebep oldu.
Rand �a�k�nl�k i�inde Elayne ile Gavvyn'in kap�n�n d��nda konu�tuklar�n�, sonra
pe�ine tak�ld�klar�n� g�rd�. Tallanvor da �a��rm�t�. Gen� subay bak�lar�n� onlardan
kapanan kap�lara �evirdi.
"Annem," dedi Elayne, "Saray'dan ��kana kadar e�lik edilmesini istedi, Tallanvor.
Her t�r nezaketin g�sterilmesini s�yledi. Ne bekliyorsun?"
Tallanvor, arkas�nda Krali�e'nin dan�manlar� ile g�r�t��� kap�lara ka�lar�n� �att�.
"Hi�bir �ey, Leydim," dedi ek�i ek�i ve gereksizce askerlerin y�r�mesini emretti.
630
ROBERTJORDAN
ti. Kad�n onu Karanl�kdostlar� kadar korkutuyordu. Yine saklanmaya ba�lama zaman�
gelmi�ti. "Bug�n," dedi. "Bu sabah."
"Tam zaman�nda," diye m�r�ldand� kad�n. "Nerede kal�yorsun? Bir yerlerde oda
bulmad���n� s�yleme. Biraz peri�an g�r�n�yorsun, ama dinienme f�rsat� bulmu�sun.
Nerede?"
"Ta� ve Aslan." Rand, Krali�enin Takdisi'ni ararken Ta� ve Aslan'�n �n�nden
ge�ti�ini hat�rl�yordu. Yeni �ehir'in �te yan�ndayd�. "Orada bir yata��m var.
Tavanaras�nda." Kad�n yalan s�yledi�ini biliyormu� gibi geliyordu, ama yaln�zca
ba��n� sallad�.
"Bu nas�l bir tesad�f?" dedi kad�n. "Kafir bug�n Caemlyn'e getiriliyor. �ki g�n
sonra kuzeye, Tar Valon'a g�t�r�lecek ve K�z-veliaht e�itimi i�in onunla birlikte
gidecek. Ve tam bu noktada Saray bah�esinde, �ki Nehirli sad�k bir kul oldu�unu
iddia eden gen� bir adam ortaya ��k�yor..."
"Ben ger�ekten de �ki Nehirliyim." Hepsi ona bak�yordu, ama Rand g�rmezden geldi.
Tallanvor ve askerler d��nda hepsi; onlar g�zlerini bile k�rpm�yorlard�.
"... Elayne'i ikna eden bir hikaye ve bal�k��l damgal� bir k�l��la birlikte.
Ba�l�l���n� ifade edecek bir kolluk ya da rozet takmam�, bal�k��l damgas�n� merakl�
g�zlerden gizleyen bir k�l�� sarg�s� kullanm�. Bu nas�l bir tesad�f, Morgase?"
Krali�e, Kumandan General'in yana �ekilmesini i�aret etti ve sonra Rand'� huzursuz
bak�larla inceledi. Ama Elaida'ya hitap etti. "Ona ne ad veriyorsun? Karanl�kdostu
mu? Logain'in takip�ilerinden biri mi?"
"Karanl�k Varl�k Shayol Ghul'de k�p�rdan�yor," diye yan�t verdi Aes Sedai. "Desen'e
G�lge d��yor ve gelecek bir i�nenin ucunda dengede duruyor. Bu delikanl�
tehlikeli."
Elayne aniden hareket etti ve taht�n �n�nde kendini dizlerinin �zerine att�. "Anne,
yalvar�r�m ona zarar verme. Ben onu durdurma-sam hemen gidecekti. Gitmek istedi.
Kalmas�na sebep olan ben oldum. Bir Karanl�kdostu oldu�una inanm�yorum."
Morgase k�z�na do�ru yat�t�r�r gibi bir hareket yapt�, ama g�zlerini Rand'dan
ay�rmad�. "Bu bir Kehanet mi, Elaida? .Desen'i mi okuyorsun? En beklenmedik zamanda
sana geldi�ini ve geldi�i gibi ani-
D�NYANIN G�Z�

den gitti�ini s�ylersin. Bu bir Kehanet mi, Elaida, ger�e�i a��k�a s�ylemeni
emrediyorum. Her zaman yapt���n gibi, evet mi, hay�r m� dedi�in anla��lmayacak
�ekilde gizeme sarmadan s�yle. Konu�. Ne g�r�yorsun?"
"�u Kehanet'te bulunuyorum," diye yan�t verdi Elaida, "ve I��k'�n alt�nda yemin
ediyorum ki, daha a��k ifade edemezdim. Bug�nden itibaren, Andor ac� ve b�l�nm�l��e
y�r�yecek. G�lge kararacak, simsiyah kesilecek ve sonra I��k'�n gelece�ini
g�rm�yorum. D�nyan�n �imdiye dek d�kt��� tek g�zya��na kar��l�k, binlercesi
d�k�lecek. Bu Kehanet'te bulunuyorum."
Oda kefen gibi bir sessizli�e b�r�nd�, sessizlik yaln�zca, Morga-se'in son
nefesiymi� gibi sal�verdi�i nefesle b�l�nd�.
Elaida, Rand'�n g�zlerine bakmaya devam etti. Dudaklar�n� neredeyse oynatmadan
devam etti, o kadar al�ak sesle konu�uyordu ki, bir kol boyu uzakl�kta olmasa Rand
bile duyamayacakt�. "Ayn� zamanda �u Kehanet'te bulunuyorum. T�m d�nyaya ac� ve
b�l�nm�l�k gelecek ve bu adam onun ortas�nda duracak. Krali�e'ye itaat ederek,"
diye f�s�ldad�, "a��k�a s�yl�yorum."
Rand, ayaklan mermer zemine k�k salm� gibi hissediyordu. Ta��n so�uklu�u ve
kat�l��� bacaklar�ndan yukar� s�r�nd�, belkemi�in-den yukar� bir �rperti yayd�.
Ba�ka kimse duymam�t�. Ama kad�n h�l� ona bak�yordu ve Rand duymu�tu.
"Ben bir �oban�m," dedi t�m odaya. "�ki Nehir'den. Bir �oban."
"�ark diledi�i gibi �rer," dedi Elaida y�ksek sesle ve Rand sesinde bir alay izi
olup olmad���n� ay�rt edemedi.
"Lord Gareth," dedi Morgase. "Kumandan Generalimin tavsiyesine ihtiyac�m var."
�ri adam ba��n� iki yana sallad�. "Elaida Sedai �ocu�un tehlikeli oldu�unu
s�yl�yor, Krali�em ve daha fazlas�n� s�ylese, cellad� �a��rt�n derdim. Ama tek
s�yledi�i, i�imizden herhangi birinin kendi g�zleri ile g�rebildi�i. �evrede,
Kehanet olmadan da her �eyin daha k�t�ye gidece�ini s�ylemeyen tek �ift�i yok. Ben
o�lan�n tesad�fen burada oldu�unu d��n�yorum, ama onun i�in k�t� bir tesad�f.
G�vende olmak i�in, Krali�em, Leydi Elayne ve Lord Gawyn yola ��kana kadar bir
h�creye kapatal�m, sonra sal�verelim. Onunla ilgili ba�ka Kena-

�M.
ROBERTJORDAN
Rand, saray�n harikalar�na dikkatini veremiyordu. Delikanl� h�l� �a�k�nl�k
i�indeydi, d��nceler kafas�ndan h�zla ge�ip gidiyordu. �yle g�r�nm�yorsun. Bu adam
tam y�re�inde duruyor.
Askerler durdu. Rand g�zlerini k�rp�t�rd� ve kendini Saray'�n �n�ndeki b�y�k
avluda, g�ne� alt�nda parlayan y�ksek, yald�zl� kap�lar�n �n�nde bulunca irkildi. O
kap�lar tek bir adam i�in a��lmazd�, hele Saray'a izinsiz giren biri i�in hi�. K�z-
veliaht konu�u oldu�unu iddia etse bile. Tallanvor tek kelime etmeden b�y�k kap�n�n
i�ine yerle�tirilmi� k���k bir kap�n�n s�rg�s�n� �ekti.
"Konuklar� kap�ya kadar ge�irmek, ama gidi�ini izlememek gelene�imizdir.
Hat�rlanmas� gereken, konu�un e�li�inin zevkidir, gidi�inin h�zn� de�il."
"Te�ekk�r ederim, Leydim," dedi Rand. Ba��ndaki e�arba dokundu. "Her �ey i�in. �ki
Nehir'de, konu�un bir arma�an getirmesi gelenektir. Korkar�m ben hi�bir �ey
getirmedim. Ama," diye ekledi kuru kuru, "g�r�n�e g�re size �ki Nehir halk�
hakk�nda bir�eyler ��retmi�im."
"Anneme senin yak��kl� oldu�unu d��nd���m� s�yleseydim, kesinlikle seni bir h�creye
att�r�rd�." Elayne ona sersemletici bir g�l�mseme bah�etti. "G�le g�le git, Rand
al'Thor."
Rand, a�z� bir kar� a��k, k�z�n Morgase'in g�zelli�inin ve ihti�am�n�n daha gen�
bir versiyonu gibi uzakla�mas�n� izledi.
"Onunla laf yar��na girme." Gawyn kahkaha att�. "Her seferinde kazanacakt�r."
Rand, dalg�n dalg�n ba��n� sallad�. Yak��kl� m�? I��k, Andor taht�n�n K�z-veliaht�!
Zihnini berrakla�t�rmak i�in silkelendi.
Gawyn bir �ey bekliyor gibiydi. Rand bir an ona bakt�.
"Lordum, size �ki Nehirli oldu�umu s�yledi�imde �a��rd�n�z. Ve ba�ka herkes,
anneniz, Lord Gareth, Elaida Sedai" -s�rt�ndan bir �rpert, ge�ti- "hi�biri..."
S�zlerini bitiremedi; neden ba�lad���ndan bile emin de�ildi. �ki Nehir'de do�mu�
olmasam bile, ben Tam al'Thor'un o�luyum.
Gawyn, bekledi�i buymu� gibi ba��n� sallad�. Ama yine de teredd�t ediyordu. Rand
telaffuz etmedi�i soruyu geri almak i�in a�z�n� a�t� ve Gawyn, "Ba��na bir shoufa
sar, Rand, bir Aiel kopyas� olur-
D�NYANIN G�Z�
615
sun. Tuhaf, annem en az�ndan �ki Nehirli gibi konu�tu�unu d��n�yor. Ke�ke
birbirimizi tan�mak i�in f�rsat�m�z olsayd�, Rand al'Thor. G�le g�le git."
BirAiel.
Rand durup Gawyn'in uzakla�mas�n� izledi. Sonunda, Tallan-vor'un sab�rs�z �ks�rmesi
nerede oldu�unu hat�rlamas�n� sa�lad�. K���k kap�dan e�ilerek ge�ti, daha
topuklar�n� e�ikten yeni ge�irmi�ti ki, Tallanvor kap�y� arkas�ndan �arparak
kapatt�. ��erideki s�rg� y�ksek sesle yerine itildi.
Saray'�n �n�ndeki oval meydan �imdi bo�tu. T�m askerler gitmi�ti, kalabal�klar,
davullar sessizlik i�inde kaybolmu�tu. Kald�r�m ta�lar� �zerinde u�u�an �er��pten,
heyecan bitti�ine g�re, art�k i�lerinin pe�inde ko�turan birka� ki�iden ba�ka
hi�bir �ey kalmam�t�. Rand adamlar�n k�rm�z� m�, yoksa beyaz m� sergiledi�ini ay�rt
edemedi.
Aiel.
. �rkilerek Saray kap�lar�n�n tam �n�nde, Elaida'n�n Krali�e ile i�i bittikten
sonra onu rahat�a bulabilece�i bir yerde durdu�unu fark etti. Pelerinine s�k� s�k�
sar�narak ko�maya ba�lad�, meydan� ge�ti, �� �ehir'in sokaklar�na dald�. Takip eden
var m�, diye s�k s�k arkas�na bak�yordu, ama d�neme�ler �ok uza�� g�rmesini
engelliyordu. Ama Elaida'n�n bak�lar�n� �ok iyi hat�rl�yordu ve onlar�n kendisini
izledi�ini hayal etti. Yeni �ehir'in kap�lar�na ula�t���nda h�zla ko�uyordu.

41
ESK� DOSTLAR, YEN� TEHD�TLER
Krali�enin Takdisi'ne d�nd���nde, Rand nefes nefese �n kap�ya dayand�. K�rm�z�
ku�and���n� g�ren olup olmad���na ald�rmadan, ko�mas�n� onu kovalamak i�in bahane
sayabileceklerini d��nmeden t�m yolu ko�arak a�m�t�. Bir Soluk'un bile onu
yakalayabilece�ini sanm�yordu.
Ko�arak geldi�inde, Lamgwin, kollar�nda alaca bir kedi, kap�n�n yan�ndaki s�rada
oturuyordu. Adam Rand'�n nas�l geldi�ini g�r�nce, sakin sakin kedinin kulaklar�n�
ka��maya devam ederek sorunu anlamak i�in aya�a kalkt�. Hi�bir �ey g�remeyince,
hayvan� rahats�z etmemeye �zen g�stererek yine oturdu. "Bir s�re �nce aptallar
kedilerden baz�lar�n� �almaya �al�t�," dedi. Ka��maya devam etmeden �nce parmak
bo�umlar�n� inceledi. "Bug�nlerde kediler iyi para ediyor."
Rand, beyaz ku�anm� iki adam�n h�l� yolun kar��s�nda bekledi�ini g�rd�. Birinin
g�z� morarm�, di�erinin �enesi �i�mi�ti. �enesi �i�mi� olan han� izlerken ek�i ek�i
bakt� ve as�k suratl� bir heveslilik-le k�l�c�n�n kabzas�n� ovalad�.
"G�l Efendi nerede?" diye sordu Rand.
"K�t�phanede," diye yan�t verdi Lamgwin. Kedi m�r�ldanmaya ba�lad� ve adam s�r�tt�.
"Bir kedinin can�n� hi�bir �ey uzun s�re s�kamaz. Onu �uvala sokmaya �al�an bir
adam bile."
Rand i�eri dald�, �imdi her zamanki, k�rm�z� ku�anm�, biralar� �nlerinde sohbet
eden m�terilerin doldurdu�u salondan ge�ti. Sohbetlerinin konusu, sahte Ejder ve o
kuzeye g�t�r�l�rken Beyazpelerin-
D�NYANIN ��Z� �37
lerin sorun ��kar�p ��karmayaca��yd�. Kimse, Logain'in ba��na ne gelece�ine
ald�rm�yordu, ama hepsi toplulu�un i�inde K�z-veliaht ile Lord Gawyn'in olaca��m,
kimsenin onlar� riske atmay� g�ze alamayaca��n� biliyordu.
Rand, Gill Efendi'yi k�t�phanede, Loial ile ta� oynarken buldu. Masan�n �zerinde
ayaklar�n� alt�na alm� tombul bir di�i tekir oturmu�, ellerin tahta �zerinde
hareket etmesini izliyordu.
Ogier, kal�n parmaklar� i�in tuhaf bir �ekilde zarif bir dokunu� ile bir ta�
yerle�tirdi. G�l Efendi ba��n� iki yana sallad� ve Rand'�n geli�ini bahane ederek
masadan d�nd�. Loial, ta� oyununda hemen hemen her zaman kazan�rd�. "Nerede
oldu�unu merak etmeye ba�lam�t�m, evlat. O beyazl� hainlerle ba��n derde girdi ya
da o dilenciye ya da bir �eye rastlad�n sand�m."
Rand, bir an a�z� bir kar� a��k, bakakald�. Pa�avra y���n� gibi adam� tamamen
unutmu�tu. "Onu g�rd�m," dedi sonunda, "ama bu bir �ey de�il. Krali�e'yi ve
Elaida'y� da g�rd�m. As�l sorun burada."
Gill Efendi kahkaha att�. "Krali�e'yi, ha? Deme! Zaten bir saat �nce Gareth Bryne
salondayd�, �ocuklar�n Lord Kumandan Y�zba��s� ile bilek g�re�i yap�yordu. Ama
Krali�e? �te bu bahse de�er."
"Kan ve k�ller," diye h�rlad� Rand, "bug�n herkes yalan s�yledi�imi d��n�yor."
Pelerinini bir sandalyenin arkas�na att� ve bir ba�ka sandalyeye oturdu. Arkas�na
yaslanamayacak kadar heyecanl�yd�. Sandalyenin �n�ne t�nedi, mendili ile y�z�n�
sildi. "Dilenciyi g�rd�m. O da beni g�rd� ve sand�m ki... Bu �nemli de�il. Logain'i
i�eri g�t�r�rierken Saray�n �n�n� g�rebilmek i�in bir bah�e duvar�na t�rmand�m. Ve
i� tarafa d�t�m."
"Neredeyse ciddi oldu�unu d��nece�im," dedi hanc� yava��a.
"Ta'veren," diye m�r�ldand� Loial.
"Ah, ama oldu," ded, Rand. "I��k bana yard�m et, oldu."
Rand anlatmaya devam ederken Gill Efendi'nin ��phecili�i yava� yava� eridi, sessiz
bir deh�ete d�n�t�. Hanc� �ne e�ildi, e�ildi, sonunda Rand gibi sandalyenin �n�ne
t�nedi. Loial, ifadesiz bir y�zle dinledi, ama s�k s�k geni� burnunu oval�yor,
kulaklar�ndaki t�yler hafif hafif seyiriyordu.
Rand, Elaida'n�n f�s�ldad�klar� d��nda her �eyi oldu�u gibi anlatt�.
638
ROBERTJORDAN
Gawyn'in Saray kap�s�nda s�ylediklerini de atlad�. �lkini d��nmek istemiyordu;
ikincisinin anlatt�klar� ile bir ilgisi yoktu. �ki Nehir'de do�mu� olmasam bile ben
Tam al'Thor'un o�luyum. �yleyim! Ben �ki Nehir kan�na sahibim ve Tam benim babam.
Aniden d��ncelerine dal�p, konu�may� b�rakt���n� fark etti. Di�er ikisi ona
bak�yordu. Panik dolu bir an boyunca fazla konu�tu�unu d��nd�.
"Eh," dedi Gill Efendi, "art�k arkada�lar�n� bekleyemezsin. Bir an �nce �ehri terk
etmen gerek. En fazla iki g�n i�inde. O zamana kadar Mat'i aya�a kald�rabilir
misin, yoksa Grubb Ana'y� �a��rtay�m m�?"
Rand ona kafas� kar�arak bakt�. "�ki g�n m�?"
"Elaida, Kumandan General Gareth Bryne'�n yan� s�ra Krali�e Morgase'in"
dan�man�d�r. Hatta belki ondan ileridir. Krali�enin Askerleri'ne sizi arama emri
vermi�se �Lord Gareth ba�ka g�revlerini engellemedi�i s�rece ona engel
olmayacakt�r� eh, askerler iki g�n i�inde Caemlyn'deki b�t�n hanlar� arayabilir. Ve
bu da, k�t� talih onlar� ilk g�n, ilk saat buraya getirmezse. Ta� ve Aslan'dan
ba�larlarsa belki biraz daha zaman�n olur, ama zaman kaybetmemelisin."
Rand yava��a ba��n� sallad�. "Mat'i yataktan ��karamazsam sen Grubb Ana'y� �a��rt.
Biraz daha param var. Belki yeter."
"Ben Grubb Ana'yla ilgilenirim," dedi hanc� sert�e. "Ve san�r�m size bir �ift at
�d�n� verebilirim. Tar Valon'a y�r�yerek gitmeye kalkarsan�z �izmelerinizden kalan�
da yar� yolda eskitirsiniz."
"Sen iyi bir dostsun," dedi Rand. "Sana beladan ba�ka bir �ey getirmedik gibi, ama
yine de yard�m etmeye �al��yorsun. �yi bir dostsun."
Gill Efendi utanm� g�r�n�yordu. Omuzlar�n� silkti, bo�az�n� temizledi ve bak�lar�n�
yere indirdi. G�zleri ta� tahtas�na tak�ld� ve h�zla geri �ekti. Loial kesinlikle
kazan�yordu. "Evet, peki, Thom benim i�in hep iyi bir dost olmu�tur. E�er sizin
i�in al�kanl�klar�ndan vaz-ge�mi�se, ben de biraz bir�eyler yapabilirim."
"Siz giderken ben de gelmek isterim, Rand," dedi Loial aniden.
"Bu konuyu kapatt���m�z� san�yordum, Loial." Teredd�t etti -Gill Efendi h�l�
tehlikenin tamam�n� bilmiyordu- sonra ekledi, "Beni ve Mat'i neyin bekledi�ini,
bizi neyin kovalad���n� biliyorsun."
D�NYANIN ��Z� g^
"Karanhkdostlan," diye yan�t verdi Ogier sakin bir g�rleme ile, "ve Aes Sedai ve
I��k bilir ba�ka ne. Belki Karanl�k Varl�k. Siz Tar Va-lon'a gidiyorsunuz ve orada
Aes Sedailerin iyi bakt���n� duydu�um �ok g�zel bir koruluk var. Her durumda,
d�nyada g�recek, koruluklardan fazlas� var. Sen ger�ekten de ta'veret�sin, Rand.
Desen senin �evrende dokunuyor ve sen tam y�re�inde duruyorsun."
Bu adam her �eyin y�re�inde duruyor. Rand �rperdi. "Ben hi�bir �eyin y�re�inde
durmuyorum," dedi sert�e.
G�l Efendi g�zlerini k�rpt�, Loial bile �fkesi kar��s�nda �a�k�nl�k i�inde kalm�
g�r�n�yordu. Hanc� ve Ogier bak�t�lar, sonra g�zlerini yere indirdiler. Rand derin
nefesler alarak y�z ifadesini toparlamaya �al�t�. Son zamanlarda ondan devaml�
ka��nan bo�lu�u ve sakinli�i buldu. O ikisi �fkesini hak etmemi�ti.
"Gelebilirsin, Loial," dedi. "Neden gelmek istiyorsun bilmiyorum, ama yol
arkada�l���ndan memnun olurum. Sen... Mat'in nas�l oldu�unu biliyorsun."
"Biliyorum," dedi Loial. "H�l�, pe�imde Trolloc' diye ba�r�an kalabal�klar olmadan
sokaklarda y�r�yemiyorum. Ama en az�ndan Mat yaln�zca s�zc�kleri kullan�yor. Beni
�ld�rmeye �al�mad�."
"Elbette �al�maz," dedi Rand. "Mat yapmaz." O kadar ileri gidemez. Mat yapmaz.
Kap� hafif�e �al�nd� ve hizmetkar kad�nlardan biri, Gilda ba��n� i�eri uzatt�. A�z�
gergin, g�zleri endi�e doluydu. "Gill Efendi, hemen gel l�tfen. Salonda
Beyazpelerinler var."
Gill Efendi k�frederek aya�a f�rlad�, kedi masadan atlad�, kuyru�unu dikerek,
al�nm� bir �ekilde odadan ��kt�. "Geliyorum. Onlara geldi�imi s�yle, sonra
yollar�na ��kmay�n. Beni duydun mu, k�z�m? Onlardan uzak durun." Gilda ba��n� e�di
ve yok oldu. "Sen burada kalsan iyi olur," dedi Loial'a.
Ogier h�hlayarak y�rt�lan �ar�aflar gibi bir ses ��kard�. "I����n �ocuklar� ile bir
daha kar��la�maya niyetim yok."
Gill Efendi'nin g�zleri ta� tahtas�na tak�ld� ve ne�elendi. "Daha sonra yeni bir
oyuna ba�lamam�z gerekecek gibi g�r�n�yor."
"Buna gerek yok." Loial kolunu raflara uzatt� ve bir kitap ald�; ellerinin
aras�ndaki kuma� ciltli kitap c�ce gibi g�r�n�yordu. "Kald���-
640
ROBERTJORDAN
m�z yerden devam ederiz. Senin s�ran."
Gill Efendi y�z�n� buru�turdu. "Biri olmasa di�eri oluyor," diye m�r�ldand� odadan
d�ar� seyirtirken.
Rand yava� yava� arkas�ndan gitti. O da Loial gibi �ocuklar� g�rmeyi istemiyordu.
Bu adam her �eyin y�re�inde duruyor. Salonun kap�s�nda, neler olup bitti�ini
g�rebilece�i, ama fark edilmeyece�ini umdu�u bir yerde durdu.
Odada �l�m sessizli�i vard�. Be� Beyazpelerin odan�n ortas�nda bekliyor,
masalardaki insanlar� �zenle g�rmezden geliyordu. ��lerinden birinin pelerinindeki
g�ne� patlamas�n�n alt�nda, d��k r�tbeli bir subay oldu�unu g�steren g�m� bir
�im�ek vard�. Lamgwin �n kap�n�n yan�nda duvara yaslanm�, bir k�ym�k kullanarak
dikkatle t�rnaklar�n� temizliyordu. Gill Efendi'nin tuttu�u korumalardan d�rt ki�i
daha Lamgwin'in yan�nda duvara dizilmi�, Beyazpelerinlere bakmamak i�in ellerinden
geleni yap�yorlard�. I����n �ocuklar� bir �ey fark etmi�se bile, hi� belli
etmiyorlard�. Yaln�zca subay duygular�n� belli ediyor, hanc�y� beklerken �elik
s�rtl� eldivenlerini sab�rs�zca eline vuruyordu.
Gill Efendi oday� �abucak ge�ti, y�z�nde ihtiyatl�, tarafs�z bir ifade vard�. "I��k
sizi ayd�nlats�n," dedi dikkatli bir e�ilme ile. Ne �ok e�ilmi�ti, ne de k���k
d��r�c� olacak kadar az. "Ve iyi Krali�emiz Morgase'i. Nas�l yard�mc�
olabilirim..."
"Sa�mal�klar�n i�in zaman�m yok, hanc�," diye terslendi subay. "Bug�n yirmi hana
gittim ve her biri bir �ncekinden daha beter bir domuz ah�r�yd�. G�ne� batmadan
daha yirmi hana daha gidece�im. Bir Karanl�kdostu ar�yorum, �ki Nehirli bir
o�lan..."
Her s�zc�k ile Gill Efendi'nin y�z� daha da karard�. Patlayacak-m� gibi yanaklar�n�
�i�irdi ve sonunda Beyazpelerin'in s�z�n� kesti. "Benim han�mda Karanl�kdostlar�
yok! Buradaki herkes iyi Krali�e'nin kullar�d�r!"
"Evet, ve hepimiz Morgase'in konumunu biliyoruz," dedi subay. Krali�e'nin ismini
alayla telaffuz etmi�ti. "Yan�ndaki Tar Valon cad�s�n�n da, de�il mi?"
Sandalyeler y�ksek sesle yere s�rt�nd�. Aniden odadaki herkes aya�a kalkm�t�.
Heykel gibi k�p�rt�s�z duruyorlard�, ama hepsi sert
D�NYAN�N G�Z� �41
sert Beyazpelerinlere bak�yordu. Subay fark etmemi� gibi yapt�, ama arkas�ndaki
d�rd� huzursuzca �evrelerine bak�nd�lar.
"�birli�i yaparsan, hanc�," dedi subay, "senin i�in daha kolay olur.
Karanl�kdostlar�n� bar�nd�ranlar i�in zaman k�t�. Kap�s�na Ejder Di�i �izilmi� bir
han�n fazla m�teri �ekece�ini sanm�yorum. O ka-p�ndayken yang�n sorunu da
ya�ayabilirsin."
"Buradan hemen ��k�n," dedi Gill Efendi sessizce, "yoksa sizden kalanlar� ��pl��e
ta��malar� i�in Krali�enin Askerleri'ni �a��rt�r�m."
Lamgwin'in k�l�c� s�rt�nerek k�n�ndan ��kt�, k�l��lar ve han�erler �ekilirken
�eli�in deriye s�rt�n�rken ��kard��� bo�uk ses oday� doldurdu. Hizmetkar kad�nlar
kap�lara ko�turdu.
Subay, k���mseme ve inanmazl�kla �evresine bakt�. "Ejder Di�i..."
"Be� dedi�imde size bir faydas� olmayacak," diye bitirdi Gill Efendi. Yumru�unu
kald�rd� ve ba�parma��n� ��kard�. "Bir."
"I����n �ocuklar�'n� tehdit edebildi�ine g�re delirmi� olmal�s�n, hanc�."
"Beyazpelerinlerin Caemlyn'de h�km� yok. �ki."
"Ger�ekten burada bitece�ini d��n�yor musun?"
"��."
"D�nece�iz," diye terslendi subay ve d�zen i�inde, kendi istedi�i zamanda
��k�yormu� gibi yaparak adamlar�n� �evirdi. Adamlar�n�n kap�ya ula�mak i�in
g�sterdikleri heves g�sterisini bozdu, ko�mad�lar, ama d�ar�da olmak istediklerini
gizlemediler de.
Larngwin, k�l�c� elinde kap�n�n �n�nde durdu, ancak Gill Efendi ��lgmca kollar�n�
sallay�nca �ekildi. Beyazpelerinler gittikten sonra hanc� t�m a��rl���yla bir
sandalyeye ��kt�. Aln�n� sildi, sonra terle kapl� olmas�na �a��rm� gibi �a�k�n
�a�k�n eline bakt�. Odadaki adamlar yerlerine oturdular, yapt�klar� �eye g�lmeye
ba�lad�lar. Baz�lar� gidip Gill Efendi'nin omzuna bir �aplak att�.
Hanc�, Rand'� g�rd��� zaman sandalyesinden do�ruldu ve yan�na gitti. "��imde bir
kahraman gizledi�imi kim bilebilirdi ki?" dedi �a�k�n �a�k�n. "I��k beni
ayd�nlats�n." Aniden silkelendi, sesi neredeyse normal tonuna kavu�tu. "Ben seni
�ehirden ��karana kadar g�r�n-meyeceksin." Salona dikkatle bakarak Rand'� koridora
ittirdi. "Geri d�necekler. Onlar olmasa bile bug�nl�k k�rm�z� ku�anan birka� ca-
�42
ROBERTJORDAN
sus. Bu k���k g�steriden sonra burada olup olmaman�za ald�racaklar�n� sanm�yorum,
buradaym�s�mz gibi davranacaklar."
"Bu delilik," diye itiraz etti Rand. Hanc�n�n i�areti �zerine sesini al�akt�.
"Beyazpelerinlerin pe�imde olmas� i�in bir sebep yok."
"Ben sebepten anlamam, evlat, kesinlikle senin ve Mat'in pe�indeler. Ne i�lere
kar�t�n? Elaida ve Beyazpelerinler."
Rand itiraz etmek i�in elini kald�rd�, sonra indirdi. Mant�kl� gelmiyordu, ama
Beyazpelerin'i duymu�tu. "Ya sen? Bizi bulamasalar bile sana sorun yaratacaklar."
"Bunun i�in endi�elenme, evlat. Krali�enin Askerleri, hainlerin beyaz ku�anarak
dolanmalar�na izin verseler de, yasalar� korurlar. Gece gelince... eh, Lamgwin ve
arkada�lar� uykular�n� alamayacaklar, ama kap�m� �izmeye �al�anlara ac�r�m."
Gilda yanlar�nda belirdi, Gill Efendi'ye diz k�rarak selam verdi. "�ey, bir... bir
han�m geldi. Mutfakta." Birle�im onu �ok utand�rm� gibi g�r�n�yordu. "Rand Efendi
ve Mat Efendi'yi isimleri ile sordu."
Rand hanc� ile bak�t�.
"Evlat," dedi Gill Efendi, "han�ma Saraydan Leydi Elayne'i getirmeyi ba�ard�ysan,
hepimizin sonu cellat olur." Gilda K�z-veliaht'tan bahsedilince ciyaklad� ve Rand'a
g�zlerini iri iri a�arak bakt�. "Git art�k, k�z�m," dedi hanc� sert�e. "Ve
duyduklar�ndan kimseye bahsetme. Bu kimseyi ilgilendirmez." Gilda yine diz k�rd� ve
omzunun �zerinden Rand'a bak�lar f�rlatarak koridora f�rlad�. "Be� dakika i�inde" -
Gill Efendi i�ini �ekti- "di�er kad�nlara senin k�l�k de�i�tirmi� bir prens
oldu�unu anlat�yor olacak. Geceleyin Yeni �ehir'in her k�esinde duyulacak."
"Gill Efendi," dedi Rand, "Elayne'e Mat'ten bahsetmedim. Bu..." Aniden y�z� geni�
bir g�l�mseme ile ayd�nland� ve mutfa�a ko�tu.
"Dur!" diye seslendi hanc� arkas�ndan. "��renene kadar bekle. Dur, seni aptal!"
Rand, mutfa��n kap�s�n� h�zla a�t�, ve i�te oradayd�lar. Moiraine �a��rmadan dingin
bak�lar�n� ona �evirdi. Nynaeve ve Egwene kahkahalar atarak kollar�n� boynuna
dolad�ar, Perrin arkalar�ndan yakla�t�, hepsi orada oldu�undan emin olmak ister
gibi omuzlar�n� ok�amaya ba�lad�lar. Lan bir �izmesini kap� �er�evesine dayam�,
ah�r av-
D�NYAN�N G�Z�
64i
lusuna giden kap�ya yaslanm�t�. Dikkatini mutfak ile d�ar�s� aras�nda
payla�t�r�yordu.
Rand ayn� anda iki kad�n� kucaklamaya ve Perrin'in elini s�kmaya �al�t� ve Nynaeve
ate�i var m� diye y�z�n� elleyerek kol ve kahkaha karga�as�n� daha da art�rd�.
Hepsi bitkin g�r�n�yordu -Perrin'in y�z� yaral�yd� ve g�zlerini daha �nce hi�
yapmad��� bir �ekilde a�a�� indiriyordu- ama hayattayd�lar ve yine birlikteydiler.
Bo�az� �yle s�k�m�t� ki, zar zor konu�abiliyordu. "Sizi bir daha asla
g�remeyece�imden korktum," demeyi ba�ard� sonunda. "Hepinizin..."
"Senin hayatta oldu�unu biliyordum," dedi Egwene. "Hep biliyordum. Daima."
"Ben bilmiyordum," dedi Nynaeve. Sesi bir anl���na keskin ��kt�, ama bir sonraki an
yumu�ad�, gen� kad�n Rand'a g�l�msedi. "�yi g�r�n�yorsun, Rand. Kesinlikle �ok
beslenmi� de�ilsin, ama I��k'a ��k�r, iyisin."
"Eh," dedi G�l Efendi arkas�ndan, "san�r�m bu insanlar� tan�yorsun. Arad���n
dostlar bunlar m�?"
Rand ba��n� sallad�. "Evet, arkada�lar�m." Herkesi tan�t�rd�; Lan ve Moiraine'in
ger�ek isimlerini s�ylemek h�l� tuhaf geliyordu. S�yledi�i zaman ikisi ona keskin
g�zlerle bakt�.
Hanc�, herkesi a��k bir g�l�mseme ile selamlad�, ama bir Muhaf�z, �zellikle de
Moiraine ile tan�mak onu etkilemi� gibiydi. Aes Sedai'ye a�z� bir kar� a��k,
bakakald� -o�lanlara bir Aes Sedai'nin yard�m etti�ini bilmek bir �eydi, onun
mutfa��nda belirmesi bamba�ka bir �ey-sonra yerlere kadar e�ildi. "Krali�enin
Takdisi'ne ho�geldiniz, Aes Se-dai. Ama san�r�m, Elaida Sedai ve sahte Ejderle
gelen Aes Sedailerle birlikte Sarayda kal�rs�n�z." Bir kez daha e�ilirken endi�eyle
Rand'a bakt�. Aes Sedailer hakk�nda k�t� s�z s�ylememek iyiydi, ama bu �at�s�n�n
alt�nda bir tanesinin uyumas�n� istedi�i anlam�na gelmiyordu.
Rand sessizce, sorun olmad���n� anlatmaya �al�arak cesaret verircesine ba��n�
sallad�. Moiraine Elaida gibi de�ildi. Her bak��n�n, her s�zc���n�n arkas�nda gizli
bir tehdit yoktu. Emin misin? �u anda bile, emin misin?
"San�r�m, Caemlyn'de oldu�um k�sa s�re i�inde burada kalaca��m," dedi Moiraine. "Ve
bedelini �dememe izin vermelisin."
644
ROBERTJORDAN
Koridordan benekli bir kedi gelip, hanc�n�n ayak bileklerine s�r-t�nd�. Benekli
kedi gelir gelmez masan�n alt�ndan gri bir kedi f�rlad�, kamburunu ��kard� ve
t�slad�. Benekli kedi tehditkar bir h�rlama ile ��kt� ve gri Lan'in yan�ndan ge�ip
ah�r avlusuna ��kt�.
Gill Efendi, bir yandan kediler i�in �z�r dilerken, Moiraine'in konu�u olarak ona
�eref verece�ini s�yleyerek itiraz etti. Saray� tercih etmeyece�inden emin olup
olmad���n� sordu, tercih edecek olursa kesinlikle anlayaca��n�, en iyi odas�n�
hediye olarak kabul etmesini umdu�unu s�yledi. Moiraine'in hi� dinlemiyor g�r�nd���
karmakar��k bir s�z dizisi s�ralad�. Moiraine bunun yerine e�ildi ve turuncu beyaz
kediyi ok�ad�. Kedi Gill Efendi'yi b�rak�p hemen Moiraine'e yana�t�.
"�imdiye dek d�rt kedi daha g�rd�m," dedi. "Farelerle sorununuz mu var? Ya da
s��anlarla?"
"S��anlar, Moiraine Sedai." Hanc� i�ini �ekti. "Korkun� bir problem. Buray� temiz
tutmad���mdan de�il, anl�yor musunuz? �nsanlar y�z�nden. T�m �ehir insanlar ve
s��anlarla dolu. Ama benim kedilerim icab�na bak�yor. Rahats�z olmazs�n�z, s�z
veririm."
Rand Perrin ile bak�t�, Perrin hemen g�zlerini indirdi. O g�zlerde tuhaf bir �ey
vard�. Ve �ok sessizdi; Perrin her zaman az konu�urdu, ama �imdi hi�bir �ey
s�ylemiyordu. "Hepsi insanlar y�z�nden," dedi.
"�zninle, Gill Efendi," dedi Moiraine, izin alaca��ndan eminmi� gibi. "S��anlar�
uzak tutmak basit bir �ey. �ans�m�z varsa, s��anlar uzak tutulduklar�n� fark
etmeyecekler bile."
Gill Efendi bu sonuncusuna ka�lar�n� �att�, ama kad�n�n teklifini kabul ederek
e�ildi. "Sarayda kalmak istemedi�inizden eminseniz, Aes Sedai."
"Mat nerede?" dedi Nynaeve aniden. "Moiraine onun da burada oldu�unu s�yledi."
"Yukar�da," dedi Rand. "O... kendini pek iyi hissetmiyor."
Nynaeve h�zla ba��n� kald�rd�. "Hasta m�? S��anlar� ona b�rak�p Mat ile
ilgileneyim. Beni ona g�t�r, Rand."
"Hepiniz ��k�n," dedi Moiraine. "Birka� dakika sonra size kat�l�r�m. Gill
Efendi'nin mutfa��nda kalabal�k ediyoruz ve hepimiz bir s�-
D�NYANIN G�Z�
645
re sessiz bir yere �ekilsek en iyisi olur." Sesinde gizli bir �ey vard�. G�zlerden
uzak kal�n. Saklanma sona ermedi.
"Gelin," dedi Rand. "Arka taraftan ��kal�m."
Emond Meydam'ndan gelenler arka merdivende onu takip ederek Aes Sedai ile Muhaf�z'�
mutfakta Gill Efendi ile yaln�z b�rakt�. Rand birbirlerini bulmalar�n�n etkisinden
kurtulam�yordu. K�ye d�nm� gibi hissediyordu. Kendini s�r�tmaktan alam�yordu.
Ayn� rahatlama ve co�ku, di�erlerini de etkiliyor gibiydi. Kendi kendilerine
g�l�yor, uzan�p kolunu kavr�yorlard�. Perrin'in sesi al�ak ��k�yordu, h�l� ba��n�
kald�rm�yordu, ama merdivenden ��karken konu�maya ba�lad�.
"Moiraine seni ve Mat'i bulaca��n� s�yledi ve buldu. �ehire pirdi-�imiz zaman
hepimiz -daha do�rusu Lan hari� hepimiz- insanlara, binalara, her �eye bakakald�k."
Ba��n� inanmazl�k i�inde sallarken g�r bukleleri savruldu. "Ne kadar b�y�k! Ve ne
kadar �ok insan. Baz�lar� bizi izledi ve bir anlam� varm� gibi 'K�rm�z� m�, beyaz
m�?' diye ba��rd�."
Egwene Rand'�n k�l�c�na dokundu, k�rm�z� sarg�lar� yoklad�. "Ne anlama geliyor?"
"Hi�bir �ey," dedi Rand. "�nemli bir �ey de�il. Biz Tar Valon'a gidiyoruz,
unuttunuz mu?"
Egwene ona bir bak� f�rlatt�, ama elini k�l��tan �ekti ve Perrin'in b�rakt���
yerden devam etti. "Moiraine, Lan gibi hi�bir �eye bakmad�. Bizi bir koku pe�indeki
k�pek gibi o kadar �ok soka�a sokup ��kard� ki, burada olamayaca��n�z� d��nmeye
ba�lad�m. Sonra aniden bir caddeye dald� ve bir sonraki an atlar�m�z� ah�r
u�aklar�na teslim ediyor, mutfa�a giriyorduk. Hatta burada olup olmad���n�z�
sormad� bile. Yaln�zca hamur yo�uran bir kad�na gidip Rand al'Thor ile Mat Ca-
uthon'a onlar� g�rmek istedi�ini iletmesini s�yledi. Ve i�te buradas�n" -s�r�tt�-
"hi� yoktan bir ����n elinde beliren top gibi."
"��k nerede?" diye sordu Perrin. "Sizin yan�n�zda m�?"
Rand'�n midesi kas�ld�, arkada�lar�n�n yan�nda olman�n verdi�i iyi duygular soldu.
"Thom �ld�. San�r�m �ld�. Bir Soluk vard�..." Daha fazla konu�amad�. Nynaeve al�ak
sesle m�r�ldanarak ba��n� iki yana sallad�.
646
ROBERTJORDAN
Sessizlik �evrelerinde yo�unla�t�, k���k g�l�leri bo�du, ne�eyi yok etti ve sonunda
merdivenlerin tepesine ula�t�lar.
"Mat tam olarak hasta say�lmaz," dedi Rand o zaman. "Daha �ok... G�receksiniz." Mat
ile payla�t��� odan�n kap�s�n� a�t�. "Bak kim geldi, Mat."
Mat h�l�, t�pk� Rand yan�ndan ayr�l�rken oldu�u gibi, yata��nda top gibi
k�vr�lm�t�. Ba��n� kald�r�p bakt�. "G�r�nd�kleri insanlar olduklar�n� nereden
biliyorsun?" dedi bo�uk sesle. Y�z� k�zarm�t�, derisi gergin ve terle
s�r�ls�klamd�. "Senin g�rd�nd���n gibi oldu�unu ben nereden bilece�im?"
"Hasta de�il mi?" Nynaeve Rand'a horg�r�yle bakt� ve omzunda-ki �antay� indirerek
ittirip ge�ti.
"Herkes de�i�iyor," diye h�r�ldad� Mat. "Nas�l emin olabilirim? Per-rin? Sen misin?
De�i�mi�sin, de�il mi?" Kahkahas� �ks�r��e daha �ok benziyordu. "Al�, evet,
de�i�mi�sin."
Rand �a�k�nl�k i�inde Perrin'in ba��n� iki eline alarak yata��n kenar�na oturdu�unu
ve g�zlerini yere dikti�ini g�rd�. Mat'in keskin kahkahas� onu yaralam� gibiydi.
Nynaeve, Mat'in yata��n�n yan�nda diz ��kt� ve ba��ndaki atk�y� ittirerek elini
y�z�ne koydu. Mat kad�ndan k���mseme dolu bak�larla uzakla�t�. G�zleri parlak ve
alev alevdi. "Yan�yorsun," dedi Nynaeve, "ama bu kadar ate�in varken terlemiyor
olman gerek." Sesindeki endi�eyi saklayam�yordu. "Rand, sen ve Penin bana temiz
bezler ve ta��yabildi�iniz kadar �ok so�uk su getirin. �lk �nce ate�i d��relim,
Mat, sonra..."
"G�zel Nynaeve," dedi Mat t�k�r�rcesine. "Bir Hikmet kendini kad�n olarak
d��nmemeli, de�il mi? G�zel bir kad�n olarak d��nmemeli. Ama sen d��n�yorsun, de�il
mi? Art�k. Art�k g�zel bir kad�n oldu�unu akl�ndan ��karam�yorsun ve bu seni
korkutuyor. Herkes de�i�iyor." O konu�urken Nynaeve'in y�z� soldu -�fke y�z�nden
mi, yoksa ba�ka bir �ey y�z�nden mi, Rand bilemiyordu. Mat alayl� bir kahkaha att�
ve ate�li g�zleri Egwene'e kayd�. "G�zel Egwe-ne," diye gaklad�. "Nynaeve kadar
g�zel. Art�k ba�ka �eyleri de payla��yorsunuz, de�il mi? Ba�ka hayalleri. Art�k sen
neyin hayalini kuruyorsun?" Egwene yataktan bir ad�m uzakla�t�.
D�NYANIN G�Z�
647
"�imdilik Karanl�k Varl�k'�n g�zlerinden kurtulduk," diye bildirdi Moiraine,
pe�inde Lan ile odaya girerken. Kap�dan i�eri ad�m att���nda g�zleri Mat'e tak�ld�
ve s�cak sobaya dokunmu� gibi t�slad�. "Ondan uzakla�!"
Nynaeve d�n�p Aes Sedai'ye �a�k�nl�k i�inde bakmak d��nda k�p�rdamad�. Moiraine iki
h�zl� ad�m att�, Hikmet'i omzundan yakalad� ve bir bu�day �uval�ym� gibi yerde
s�r�kledi. Nynaeve itiraz etti, �abalad�, ama Moiraine yataktan iyice uzakla�ana
kadar onu b�rakmad�. Hikmet aya�a kalk�p, giysilerini �fkeyle d�zeltirken itiraz
etmeye devam etti, ama Moiraine onu duymazdan geldi. Aes Sedai her �eyi d�lay�p
Mat'i inceledi, bir engerekmi� gibi izledi onu.
"Hepiniz ondan uzak durun," dedi. "Ve sessiz olun."
Mat, kad�n�n dikkatli bak�lar�na ayn� �ekilde kar��l�k verdi. Di�lerini sessiz bir
h�rlama ile ��kard� ve dizlerini g��s�ne iyice �ekti, ama g�zlerini kad�n�n
g�zlerinden ay�rmad�. Moiraine yava��a, hafif�e elini ona uzatt�, bir dizine koydu.
Dokunu�u �zerine Mat sars�ld� ve aniden bir elini ��kararak yakut kabzal� han�eri
y�z�ne sallad�.
Lan bir an kap�dayd�, bir sonrakinde, sanki aradaki mesafeyi a�maya zahmet etmemi�
gibi yata��n yan�nda. Eli Mat'in bile�ini kavrad�, darbesini ta�a �arpm� gibi
durdurdu. Mat h�l� top gibi duruyordu. Yaln�zca han�eri tutan eli hareket etmeye
�al��yor, Muhaf�z'�n sars�lmaz kavray�� ile m�cadele ediyordu. Mat'in g�zleri
Moira-ine'den ayr�lmam�t� ve nefretle yan�yorlard�.
Moiraine de k�p�rdamam�t�. Ne Mat ilk savurdu�unda, ne de �imdi, y�z�nden birka�
santimetre uzakta duran han�erden ka��nmam�t�. "Bunu nereden buldun?" diye sordu
�elik gibi bir sesle. "Size Mor-deth'in bir �ey verip vermedi�ini sordum. Defalarca
sordum, uyard�m, ve siz vermedi�ini s�ylediniz."
"O vermedi," dedi Rand. "O... Mat hazine odas�ndan ald�." Moiraine, g�zleri Mat'in
g�zleri gibi alev alev, Rand'a bakt�. Rand gerileyecekken kad�n yine yata�a d�nd�.
"Sizden ayr�ld�ktan sonra ��rendim. Daha �nce bilmiyordum."
"Biliniyordun." Moiraine Mat'i inceledi. Mat h�l� dizlerini g��s�ne �ekmi�,
sessizce di�lerini ��kararak Moiraine'e bak�yordu. Eli h�l� Lan'in kavray�� ile
m�cadele ediyordu. "Bu yan�n�zdayken bu kadar
ROBERTJORDAN
uza�a gelebilmi� olman�z �a��rt�c�. Onu g�r�r g�rmez k�t�l���n�, Mashadar'�n
dokunu�unu hissettim, ama bir Soluk kilometrelerce �teden hissedebilir. Tam olarak
nerede oldu�unu bilemese de, yak�nda oldu�unu anlar. Kemikleri ayn� k�t�l���n bir
orduyu -Deh�etlordla-r�, Soluklar, Trolloclardan olu�an bir orduyu- yuttu�unu
bilirken, Mashadar ruhunu �eker. Muhtemelen baz� Karanl�kdostlar� da onu
hissedebiliyordur. Ruhlar�n� ger�ekten vermi� olanlar. Ellerinde olmadan, sanki
�evrelerindeki hava kar�ncalan�yormu� gibi han�eri hissedenler olmu�tur. Onu aramak
zorunda hissederler kendilerini. Bir m�knat�s�n demir tozlar�n� �ekti�i gibi
�ekmi�tir han�er onlar�."
"Karanl�kdostlar�yla kar��la�t�k," dedi Rand, "birden fazla kez, ama onlardan
kurtulduk. Ve Caemlyn'e ula�madan bir gece �nce bir Soluk g�rd�k, ama o bizi
g�rmedi." Bo�az�n� temizledi. "�ehrin d��nda tuhaf �eyler g�r�ld���ne ili�kin
s�ylentiler var. Trolloclar olabilir."
"Ah, kesinlikle Trolloc, koyun �oban�," dedi Lan alayla. "Ve Trol-loclar�n oldu�u
yerde Soluklar da olur." Mat'in bile�ini tutarken g�sterdi�i �abadan dolay� elinin
s�rt�ndaki kiri�ler ��km�t�, ama sesinde gerginlikten iz yoktu. "�zlerini saklamaya
�al�m�lar, ama iki g�nd�r g�r�yorum onlar�. �ift�ilerin ve k�yl�lerin geceleyin
g�r�len tuhaf �eyler hakk�nda homurdand���n� duydum. Myrddraal bir �ekilde �ki
Nehir'e g�r�lmeden sald�rmay� ba�ard�, ama her ge�en g�n onlar� kovalamak i�in
asker g�nderebilecek insanlara daha da yakla�t�lar. Yine de durmayacaklard�r, koyun
�oban�."
"Ama Caemlyn'deyiz," dedi Egwene. "Bize ula�amazlar, ta ki..."
"Ula�amazlar m�?" diye s�z�n� kesti Muhaf�z. "Soluklar k�rlarda toplan�yor. Nas�l
araman gerekti�ini bilirsen, i�aretler bunu a��k�a g�steriyor. �imdiden orada
�ehirden ��kan b�t�n yollan g�zlemek i�in ihtiya� duyduklar�ndan fazla Trolloc var,
en az�ndan on iki �bek. Tek bir sebep olabilir; yeterince Trolloc toplad�klar�nda
Soluklar pe�inizden �ehre girecekler. Bu eylem, g�neydeki ordular�n yar�s�n�
S�mrboy-lar�'na g�nderir, ama kan�tlar bu riski almaya g�n�ll� olduklar�n�
g�steriyor. Siz ���n�z �ok uzun s�re onlardan ka�t�n�z. Caemlyn'e yeni bir Trolloc
sava�� getirdin gibi g�r�n�yor, koyun �oban�."
Egwene h��k�rd� ve Perrin inkar edercesine ba��n� iki yana sallad�. Rand'�n Caemlyn
sokaklar�nda Trolloclar gezdi�ini d��n�nce mi-
D�NYANIN G�Z�
�42
desi buland�. Birbirinin bo�az�na sar�lan, as�l tehdidin duvar�n arkas�nda
bekledi�ini asla fark etmeyen onca insan. Aniden aralar�nda, onlar� katleden
Trolloclar ve Soluklar bulunca ne yapacaklard�? Rand yanan kuleleri, aleve bo�ulan
kubbeleri, �� �ehir'in k�vr�lan sokaklar�n� ve manzaralar�n� talan eden Trolloclar�
g�rebiliyordu. Alevler i�indeki Saray. Elayne, Gawyn, Morgase... �lm�.
"Hen�z de�il," dedi Moiraine dalg�n dalg�n. H�l� Mat ile ilgileniyordu.
"Caemiyn'den ��kman�n bir yolunu bulursak Yar�-insanlar buras� ile ilgilenmez.
E�er. Ne kadar �ok e�er var."
"�lsek daha iyiydi," dedi Perrin aniden ve Rand kendi d��nceleri bu �ekilde
yank�lan�nca yerinde s��rad�. Perrin h�l� yere bakarak -�imdi bak�lar� �fkeliydi-
duruyordu ve sesi ac�yd�. "Nereye gidersek, arkam�zda ac� ve s�k�nt� getiriyoruz.
�lm� olsak herkes i�in daha iyi olurdu."
Nynaeve yar� �fke, yar� korku ile ona d�nd�, ama Moiraine onu engelledi.
"�lerek, kendin ve ba�ka herkes i�in ne kazanmay� d��n�yorsun?" diye sordu Aes
Sedai. Sesi �l��l�, ama keskindi. "Mezar�n Efendisi korktu�um gibi Desen'e
dokunacak kadar �zg�rl�k kazanm�sa, size �l�yken canl�yken oldu�undan daha kolay
ula��r. �l�yken kimseye faydan�z olmaz. Ne size yard�m eden insanlara, ne de �ki
Ne-hir'deki dostlar�n�za ve ailelerinize. D�nyan�n �zerine G�lge ��k�yor ve �l�yken
hi�biriniz onu durduramazs�n�z."
Perrin ona bakmak i�in ba��n� kald�rd� ve Rand irkildi. Arkada��n�n g�zlerinin
irisleri art�k kahverengiden �ok sar�yd�. K�v�rc�k sa�lar� ve derin bak�lar� ile,
onda bir �ey vard�... Rand ne oldu�unu ��ka-ram�yordu.
Perrin s�zlerine, ba��rarak konu�sa olaca��ndan daha fazla a��rl�k veren yumu�ak
bir sesle konu�tu. "Canl�yken de durduramay�z, de�il mi?"
"Daha sonra seninle tart�acak zaman�m olacak," dedi Moiraine, "ama �imdi
arkada��n�z�n bana ihtiyac� var." Hepsinin Mat'i a��k�a g�rebilmesi i�in yana
�ekildi. Mat'in g�zleri h�l� �fkeyle ona dikilmi�ti. Yatakta ne k�p�rdam�, ne
pozisyon de�i�tirmi�ti. Y�z� ter kaplanm�t� ve dudaklar� h�l� di�lerinin �zerinde
gerilmi� ve kans�zd�. T�m
650
ROBERTJORDAN
g�c�n�, Lan'in k�p�rt�s�z tuttu�u han�erle Moiraine'e ula�mak i�in harc�yor
gibiydi. "Yoksa unuttunuz mu?"
Perrin utan� i�inde omuzlar�n� silkti ve tek kelime etmeden ellerini a�t�.
"Ona ne olmu�?" diye sordu Egwene ve Nynaeve ekledi, "Bula��c� m�? Yine de onu
tedavi edebilirim. Ne olursa olsun ben hasta olmuyorum."
"Ah, bula��c�," dedi Moiraine, "ve senin... korunakl�l���n seni kurtaramaz."
Dokunmamaya �zen g�stererek yakut kabzal� han�ere i�aret etti. Mat ona ula�maya
�al��rken han�er titriyordu. "Bu, Shadar Logoth'dan. O �ehirde lekelenmemi�,
duvarlar�n d��na ��karman�n tehlikeli olmad��� tek bir �ak�lta�� bile yok ve bu bir
�ak�lta��ndan �ok daha fazla. ��inde Shadar Logoth'u �ld�ren k�t�l�k var ve �imdi o
k�t�l�k Mat'in de i�inde. �yle g��l� bir ku�ku ve nefret ki, en yak�ndakiler bile
d�man g�r�l�r, kemiklere kadar �yle derine k�k salar ki, zaman i�inde geriye kalan
tek d��nce �ld�rmek olur. Han�eri Shadar Logoth'un duvarlar�n�n d��na ��kararak o
k�t�l���, o k�t�l���n tohumunu o yere ba�l� tutan �eyden serbest b�rakt�. Mat'in
i�indeki �z, Mashadar'�n bula��c�l���n�n onu yapmaya �al�t��� �ey ile m�cadele
ederken solmu�, zay�flam� olmal�, ama i�indeki sava� tamamlanmak, Mat yenilmek
�zere. Kasa s�re sonra, ilk �nce �lmezse, o k�t�l��� gitti�i her yere hastal�k gibi
yayacak. O han�erin tek bir �izi�i bile hastal��� bula�t�rmak ve yok etmek i�in
yeterli. Bu y�zden k�sa s�re sonra, Mat ile birka� dakika ge�irmek bile ayn� �l��de
�l�mc�l olacak."
Nynaeve'in y�z� bembeyaz olmu�tu. "Bir �ey yapabilir misin?" diye f�s�ldad�.
"Umar�m." Moiraine i�ini �ekti. "D�nyan�n hat�r� i�in, umar�m �ok ge�
kalmam��md�r." Eli kemerindeki keseye dald� ve ipe�e sar�lm� angreal ile ��kt�.
"Beni yaln�z b�rak�n. Birlikte kal�n ve g�r�lmeyece�iniz bir yer bulun, ama beni
onunla yaln�z b�rak�n. Arkada��n�z i�in elimden geleni yapaca��m."

42
R�YALARIN ANILARI
Rand, merdivenlere sessiz bir grup g�t�rd�. Art�k hi�biri onunla, bir di�eri ile
konu�mak istemiyordu. Rand'�n can� da konu�mak istemiyordu.
G�ne�, arka merdivenleri lo�la�t�racak kadar al�alm�t�, ama hen�z lambalar
yak�lmam�t�. Basamaklar g�ne� ���� ve g�lgelerle �izgi �izgiydi. Perrin'in y�z� de
di�erleri gibi kapal�yd�, ama ba�kalar�n�n al�nlar� endi�e ile k�r�m�ken, onunki
d�zd�. Rand Perrin'in y�z�nde bir teslimiyet ifadesi oldu�unu d��nd�. Neden
oldu�unu merak etti ve sormak istedi, ama Perrin ne zaman g�lgeye dalsa g�zleri
kalan pek az ���� topluyor, cilalanm� amber gibi parl�yordu.
Rand �rperdi, �evresine, ceviz lambrili duvarlara, me�e korkuluklara, sa�lam g�nl�k
e�yalara yo�unla�maya �al�t�. Ellerini defalarca ceketine sildi, ama her seferinde
avu�lar� yeniden terle s�r�ls�klam oldu. Art�k her �ey yoluna girecek. Yine
birlikteyiz ve... I��k, Mat.
Onlar� mutfaktan ge�en arka koridordan ge�irerek, salondan ka��narak k�t�phaneye
g�t�rd�. K�t�phaneyi kullanan �ok yolcu yoktu; okuma bilenlerin �o�u �� �ehir'deki
daha zarif hanlarda kal�yordu. Gill Efendi k�t�phaneyi arada bir kitap soran bir
avu� m�teriden �ok kendi zevki i�in kurmu�tu. Rand, Moiraine'in onlar� neden
g�nderdi�ini d��nmek istemiyordu, ama geri d�nece�ini s�yleyen Beyazpelerin
subay�n�, bir de nerede kald���n� soran Elaida'n�n g�zlerini hat�rlay�p duruyordu.
Moiraine ne isterse istesin, bunlar yeterli sebepti.
Ancak k�t�phanenin i�inde be� ad�m att�ktan sonra, ba�ka herke-
�52
ROBERTJORDAN
sin durdu�unu, a��zlar� bir kar� a��k, iri g�zlerle bakarak kap�da topland�klar�n�
fark etti. ��minede canl� bir ate� ��t�rd�yordu ve Loial, karn�n�nn �zerinde
k�vr�l�p uyumu� beyaz ayakl� k���k, siyah bir kedi ile, uzun bir divana uzanm�
okuyordu. ��eri girdiklerinde, kald��� yeri dev parma�� ile i�aretleyerek kitab�
kapatt� ve kediyi nazik�e yere b�rakt�. Sonra resmi bir e�ilme ile selam verdi.
Rand, Ogier'e o kadar al�m�t� ki, di�erlerinin bak�lar�n�n hedefinin Loial oldu�unu
anlamas� bir dakika ald�. "Bekledi�im dostlar�m bunlar, Loial," dedi. "Bu Nynaeve,
k�y�m�z�n Hikmet'i. Ve Perrin. Bu da Egwene."
"Ah, evet," diye g�rledi Loial. "Egwene. Rand senden �ok bahsetti. Evet. Ben
Loial."
"O bir Ogier," diye a��klad� Rand ve �a�k�nl�klar�n�n t�r�n�n de�i�mesini izledi.
Trolloclar ve Soluklardan sonra bile, nefes alan, y�r�yen bir efsane g�rmek h�l�
hayret vericiydi. Loial'� ilk g�rd���nde kendisinin verdi�i tepkiyi hat�rlayan Rand
h�z�nle s�r�tt�. Onlar kendisinden daha iyi kar��lam�t�.
Loial, onlar bakarken y�r�d�. Rand "Trolloc" diye ba��ran bir kalabal�ktan farkl�
oldu�unu anlad���n� sanm�yordu. "Ya Aes Sedai, Rand?" diye sordu Loial.
"Yukar�da, Mat ile birlikte."
Ogier d��nceler i�inde bir ka��n� kald�rd�. "Demek ger�ekten hasta. Otural�m m�?
Aes Sedai bize kat�lacak m�? Evet. O zaman beklemek d��nda yapacak bir �ey yok."
Oturmak, Emond Meydan� sakinlerini gev�etmi� gibiydi. Yumu�ak d�emeli sandalyeler
ve ocakta k�vr�lm� bir kedi kendilerini evde hissetmelerini sa�lam� gibiydi.
Yerlerine yerle�ir yerle�mez heyecanla Ogier'e sorular sormaya ba�lad�lar. Rand
�a�k�nl�k i�inde, ilk konu�an�n Perrin oldu�unu g�rd�.
" Yurt, Loial. Ger�ekten de hikayelerin anlatt��� gibi s���naklar var m�?" Sesi,
sormas�n�n �zel bir sebebi varm� gibi hevesliydi.
Loial, yurttan bahsetmekten memnundu. Krali�enin Takdisi'ne nas�l geldi�ini,
yolculuklar� s�ras�nda neler g�rd���n� anlatt�. Biraz sonra Rand yaln�zca yar�m
kulakla dinleyerek arkas�na yasland�. Ogi-er'in anlatt�klar�n� daha �nce
detaylar�yla dinlemi�ti. Loial konu�mak-
D�NYANIN G�Z�
651
tan ho�lan�yordu ve genellikle bir hikayenin anla��lmas� i�in iki, �� y�zy�ll�k
ge�mi�e ihtiya� oldu�unu d��nse de, en k���k f�rsat� kullanarak uzun uzun
konu�uyordu. Zaman anlay�� �ok tuhaft�; onun i�in �� y�zy�l, bir hikayenin
kapsamas� i�in mant�kl� bir s�reydi. Daha yurdu terk edeli birka� ay olmu� gibi
konu�uyordu, ama Rand sonunda �� seneden fazla oldu�unu anlam�t�.
Rand'�n d��nceleri Mat'e kayd�. Bir Han�er. Lanet bir han�er ve s�rf ta��d��� i�in
onu �ld�rebilir. I��k, daha fazla macera ya�amak istemiyorum. Aes Sedai onu
iyile�tirebilirse, hepimiz gitmeliyiz... eve de�il. Eve d�nemeyiz. Bir yere.
Hepimiz Aes Sedailerin ve Karanl�k Varl�k'�n hi� duyulmad��� bir yere gideriz. Bir
yere.
Kap� a��ld� ve Rand bir an hayal kurmaya devam etti�ini sand�. Mat g�zlerini
k�rp�t�rarak orada duruyordu. Ceketi bo�az�na kadar iliklenmi�, koyu renk atk�s�
aln�na sar�lm�t�. Sonra Rand, eli Mat'in omzunda duran Moiraine'i g�rd�. Lan
arkalar�ndan geliyordu. Aes Sedai Mat'i dikkatle, hasta yata��ndan yeni kalkm�
birini izler gibi izliyordu. Lan her zamanki gibi hi�bir �eye dikkat etmez gibi
g�r�nerek her �eyi izliyordu.
Mat tek g�n bile hasta yatmam� gibi g�r�n�yordu. �lk, teredd�tl� g�l�msemesi
herkesi kaps�yordu, ama Loial'a tak�l�nca, sanki Ogi-er'i ilk defa g�r�yormu� gibi
a�z� a��larak bakakald�. Sonra omzunu silkti ve dikkatini arkada�lar�na �evirdi.
"Ben... ah... yani..." Derin bir nefes ald�. "�yle... ah... g�r�n�yor ki, ben...
ah... tuhaf davran�yor-dum. Asl�nda pek hat�rlam�yorum." Moiraine'e huzursuzca
bakt�. Kad�n g�venle g�l�msedi ve Mat devam etti. "Beyazk�pr�'den sonra her �ey
puslu. Thom ve..." �rperdi ve tela�la devam etti. "Beyazk�pr�'den uzakla�t�k�a daha
puslu oluyor. Caemlyn'e geldi�imizi hat�rlam�yorum." Loial'a yan yan bakt�.
"Ger�ekten hat�rlam�yorum. Moira-ine Sedai diyor ki ben... yukar�da, ben... ah..."
S�r�tt� ve aniden eski Mat oldu. "Bir insan� deliyken yapt�klar� y�z�nden
su�layamazs�n, de�il mi?"
"Sen hep deliydin," dedi Perrin ve bir an o da eski Perrin gibi g�r�nd�.
"Hay�r," dedi Nynaeve. G�zleri ya�larla dolmu�tu, ama g�l�ms�-yordu. "Hi�birimiz
seni su�lam�yoruz."
654 ROBERTJORDAN
Rand ve Egwene ayn� anda konu�arak Mat'e onu iyi g�rd�kleri i�in ne kadar
sevindiklerini, ne kadar iyi g�r�nd���n� anlatmaya ba�lad�lar. Bu kadar �irkin bir
aldatmacaya kurban gitti�ine g�re art�k ba�kalar�n� kand�rmaya �al�mayaca��n�
s�ylediler g�lerek. Mat eski kas�nt�l� y�r�y�� ile bir sandalyeye giderek at�maya
kat�ld�. S�r�tarak otururken, kemerine tak�l� �eyin h�l� orada oldu�undan emin
olmak ister gibi dalg�n dalg�n ceketine dokundu ve Rand'�n nefesi kesildi.
"Evet," dedi Moiraine sessizce, "han�er h�l� onda." Emond Mey-dan�'ndan gelen
di�erleri aras�nda kahkahalar ve konu�malar devam ediyordu, ama kad�n aniden i�e
�ekilen nefesi duymu�, sebebini anlam�t�. Sesini y�kseltmeden Rand'�n duyabilmesi
i�in sandalyesine yakla�t�. "Onu �ld�rmeden han�eri ondan alamam. Aralar�ndaki ba�
�ok uzun zamand�r var ve �ok g��lendi. O ba�, Tar Valon'da ��z�lmeli; elimde bir
angreal varken bile bu beni ya da herhangi bir Aes Sedai'yi a�ar."
"Ama art�k hasta g�r�nm�yor." Rand'�n akl�na bir d��nce geldi ve ba��n� kald�r�p
Aes Sedai'ye bakt�. "Han�er yan�nda oldu�u s�rece Soluklar nerede oldu�umuzu
bilecek. Ve baz� Karanl�kdostlar� da. Sen s�ylemi�tin."
"Onu bir �ekilde hallettim. Art�k onu hissedecek kadar yakla��rlarsa, zaten
tepemizdeler say�l�r. Ondaki lekeyi temizledim, Rand, ve geri d�nmesini yava�latmak
i�in elimden geleni yapt�m. Ama Tar Valon'da tedavi g�rmezse zaman i�inde
kesinlikle d�necek."
"Oraya gidiyor olmam�z iyi bir �ey, de�il mi?" Rand, kad�n�n ona keskin bir bak�
f�rlat�p d�nmesinin sebebinin sesindeki teslimiyet ya da ba�ka bir �eyin umudu
oldu�unu d��nm�t�.
Loial aya�a kalkm�, Moiraine'e e�iliyordu, "ben Loial, Halan o�lu Arent'in o�lu,
Aes Sedai. Yurt, I����n Hizmetkarlar�na bir s���nak sunuyor."
"Te�ekk�r ederim Arent o�lu Loial," diye yan�t verdi Moiraine kuru kuru, "ama ben
senin yerinde olsayd�m bu selam� b�yle serbest�e kullanmazd�m. �u anda Caemlyn'de
belki yirmi Aes Sedai vard�r ve benim d��mda her biri K�z�l Ajah olabilir." Loial
anlam� gibi bilgece ba��n� sallad�. Rand yaln�zca kafas� kar�m� bir �ekilde ba��n�
iki
D�NYANIN G�Z�
615
yana sallayabildi; kad�n�n ne demek istedi�ini anlad�ysa I��k onu k�r etsindi.
"Seni burada bulmak tuhaf," diye devam etti Aes Sedai. "Son y�llarda pek az Ogier
yurdu terk ediyor."
"Eski hikayeler beni tutsak etti, Aes Sedai. Eski kitaplar benim k�ymetsiz ba��m�
imgelerle doldurdu. Koruluklar� g�rmek istiyorum. Ve in�a etti�imiz �ehirleri.
�kisinden de h�l� ayakta olan fazla kalmam� gibi g�r�n�yor, ama binalar her ne
kadar a�a�lar�n yerini tuta-masa da, yine de g�rmeye de�er. �htiyarlar yolculuk
etmek istememin tuhaf oldu�unu d��n�yor. Ben hep istemi�imdir ve onlar da hep benim
tuhaf oldu�umu d��nm�t�r. Hi�biri yurdun d��nda g�rmeye de�er bir �ey oldu�unu
d��nm�yor. Belki geri d�n�p onlara g�rd�klerimi anlatt���m zaman fikirlerini
de�i�tirirler. Umar�m �yle olur. Zaman i�inde."
"Belki de�i�tirirler," dedi Moiraine ho� bir �ekilde. "�imdi, Loial, aniden konuyu
de�i�tirdi�im i�in beni affet. Bu insanlar�n kusurlar�ndan biri, biliyorum.
Arkada�lar�m ve ben bir an �nce yolculu�umuzu planlamal�y�z. Bize izin verir
misin?"
Kafas� kar�m� gibi g�r�nme s�ras�, Loial'a gelmi�ti. Rand Ogier'in imdad�na
yeti�ti. "O da bizimle gelecek. S�z verdim."
Moiraine i�itmemi� gibi Ogier'e bakmaya devam etti, ama sonunda ba��n� sallad�.
"�ark diledi�i gibi dokur," diye m�r�ldand�. "Lan, gafil avlanmayaca��m�zdan emin
ol." Muhaf�z kap�y� arkas�ndan yava��a kapatarak ortadan kayboldu.
Lan'in gidi�i i�aret oldu; t�m konu�malar kesildi. Moiraine ��mineye yakla�t� ve
d�nd��� zaman odadaki herkesin g�z� onun �st�ndeydi. Ne kadar ince yap�l� olsa da,
varl��� h�kmediciydi. "Ca-emlyn'de uzun zaman kalamay�z. Krali�enin Takdisi'nde
g�vende de�iliz. Karanl�k Varl�k'�n g�zleri �imdiden �ehrin her yerinde. Arad�klar�
�eyi bulamad�lar, yoksa h�l� ar�yor olmazlard�. Bu bizim avantaj�m�z. Onlar� uzak
tutmak i�in b�y�ler yapt�m ve Karanl�k Varl�k, �ehirde s��anlar�n giremedi�i bir
yer oldu�unu anlayana kadar biz gitmi� oluruz. Ama insanlar� uzak tutan bir b�y�
Myrddraaller i�in i�aret ate�i gibi olur ve ayn� zamanda, Caemlyn'de Perrin ve
Egwe-ne'i arayan I����n �ocuklar� var." Rand bir ses ��kard� ve Moiraine tek ka��n�
kald�rarak ona bakt�.
656
ROBERTJORDAN
"Mat ve beni arad�klar�n� san�yordum," dedi.
A��klama, Aes Sedai'nin iki ka��n�n birden kalkmas�na sebep oldu. "Beyazpelerinler
sizi neden aras�n?"
"�ki Nehir'den gelen birilerini arad�klar�n� s�ylediklerini duydum.
Karanl�kdostlar� dediler. Ba�ka ne d��nebilirdim ki? Olan biten bunca �ey varken,
d��nebilmem bile talihli bir �ey."
"�ok kafa kar�t�r�c� oldu�unu biliyorum, Rand," diye araya girdi Loial, "ama bundan
daha iyi d��nebilirsin. �ocuklar Aes Sedailer-den nefret eder. Elaida..."
"Elaida m�?" diye keskin bir sesle araya girdi Moiraine. "Elaida Sedai'nin bununla
ne ilgisi var?"
Rand'a �yle dik bak�yordu ki, Rand arkaya yaslanmak istedi. "Beni hapse att�rmak
istedi," dedi yava��a. "Ben yaln�zca Logain'i g�rmek istedim, ama o Saray
bah�elerinde Elayne ve Gawyn ile tesad�f eseri kar��la�t���ma inanmak istemedi."
Loial hari� herkes ona aniden ���nc� bir g�z ��karm� gibi bak�yordu. "Krali�e
Morgase gitmeme izin verdi. Zarar vermek istedi�imi g�steren bir kan�t olmad���n�
ve Elaida neden ku�kulan�rsa ku�kulans�n yasalar� uygulayaca��n� s�yledi." Ba��n�
iki yana sallad�, onca ihti�am i�inde Morgase'i hat�rlamak bir anl���na herkesin
ona bakt���n� unutturmu�tu. "Bir Krali�e ile tan�t���ma inanabiliyor musunuz? �ok
g�zel, t�pk� hikayelerdeki krali�eler gibi. Elayne de �yle. Ve Gawyn... Gawyn'i
severdin, Perrin. Per-rin? Mat?" Onlar h�l� bak�yordu. "Kan ve k�ller, yaln�zca
sahte Ejder'i g�rmek i�in duvara t�rmand�m. Yanl� bir �ey yapmad�m."
"Ben de hep ayn�s�n� s�ylerim," dedi Mat �l�ml� bir �ekilde, ama aniden fena halde
s�r�tmaya ba�lam�t�. Egwene kesinlikle kay�ts�z bir sesle sordu, "Elayne kim?"
Moiraine aksi aksi m�r�ldand�.
"Bir Krali�e," dedi Perrin, ba��n� iki yana sallayarak. "Ger�ekten de macera
ya�am�s�n. Biz yaln�zca Tenekecilerle ve baz� Beyazpele-rinlerle kar��la�t�k."
Moiraine'e bakmaktan ka��nd��� �ok a��kt�. Perrin, y�z�ndeki yaralara dokundu. "Her
�ey d��n�l�nce, Tenekecilerle �ark� s�ylemek Beyazpelerinlerle birlikte olmaktan
daha e�lenceliydi."
"Gezginler �ark�lar� i�in ya�ar," dedi Loial. "Asl�nda, t�m �ark�lar
D�NYAN�N G�Z�
651
i�in. En az�ndan onlar� aramak i�in. Birka� y�l �nce baz� Tuatha'an-larla
kar��la�t�m. A�a�lara s�yledi�imiz �ark�lar� ��renmek istediler. Asl�nda a�a�lar
art�k �ark�lar� pek dinlemiyor ve �ark�lar� ��renen �ok Ogier kalmad�. Bende o
Yetenek'ten biraz var, bu y�zden �htiyar Arent ��renmem i�in �srar etti.
Tuatha'anlara-��renebildikleri kadar�n� ��rettim, ama a�a�lar insanlar� asla
dinlemez. Gezginler i�in onlar yaln�zca �ark� ve hi�biri arad�klar� �ark� olmad���
i�in o �ekilde kabul ettiler. Topluluklar�n�n �nderine bu ad� veriyorlar. Aray�c�.
Bazen Shangtai Yurdu'na gelirler. Pek az insan oraya gelir."
"�zin verirsen, Loial," dedi Moiraine, ama Loial aniden bo�az�n� temizledi ve
kad�n�n onu susturmas�ndan korkarm� gibi �abuk �abuk g�rledi.
"�imdi bir �ey hat�rlad�m, Aes Sedai, bir Aes Sedai ile kar��la��rsam sormak
istedi�im bir �ey, ��nk� siz �ok �ey biliyorsunuz ve Tar Valon'da b�y�k
k�t�phaneleriniz var ve madem seninle kar��la�t�m, ben... izin verir misin?"
"K�saca sorarsan," dedi kad�n aksi aksi.
"K�sa," dedi Loial, bunun ne anlama geldi�ini merak edermi� gibi. "Evet. Tamam.
K�sa. Bir s�re �nce Shangtai Yurdu'na bir adam geldi. Bu kendi ba��na s�rad��
de�ildi, ��nk� siz insanlar�n Aiel Sava�� dedi�iniz sava�tan ka�an �ok insan
D�nyan�n Omurgas�'na gelmi�ti." Rand s�r�tt�. Bir s�re �nce; en az yirmi y�l �nceyi
kastediyordu. "�lmek �zereydi, ama �zerinde ne bir yara, ne bir iz vard�.
�htiyarlar, Aes Sedailerin yapt��� bir �ey olabilece�ini d��nd�" -Loial Moiraine'e
�z�r dilercesine bakt�- "��nk� adam yurda girer girmez iyile�ti. Birka� ayda. Bir
gece, ay batt�ktan sonra kimseye tek s�z etmeden gitti." Moiraine'in y�z�ne bakt�
ve yeniden bo�az�n� temizledi. "Evet. K�sa. Gitmeden �nce, Tar Valon'a g�t�rmeyi
d��nd���n� s�yledi�i merak uyand�r�c� bir hikaye anlatt�. Karanl�k Varl�k'�n
D�nyan�n G�z�'n� k�r etmeyi ve B�y�k Y�lan'�, zaman�n kendisini �ld�rmeyi
planlad���n� s�yledi. �htiyarlar bedeni kadar akl�n�n da sa�l�kl� oldu�unu
s�ylemi�ti, ama bunu s�yledi i�te. Benim sormak istedi�im �u, Karanl�k Varl�k b�yle
bir �ey yapabilir mi? Zaman� �ld�rebilir mi? Ve D�nyan�n G�z�'n�? B�y�k Y�lan'�n
g�z�n� k�r edebilir mi? Bu ne demek oluyor?"
658
ROBERTJORDAN
Rand, Moiraine'den g�rd��� �ey d��nda her �eyi beklerdi. Loial'a yan�t vermek ya da
bunun i�in zaman� olmad���n� s�ylemek yerine ka�lar�n� d��nceler i�inde �atarak,
dalg�n dalg�n Ogier'e bak�yordu.
"Tenekeciler de bize ayn� �eyi anlatt�," dedi Perrin.
"Evet," dedi Egwene, "Aiel hikayesi."
Moiraine, yava��a ba��n� �evirdi. Bunun d��nda k�p�rdamad�. "Ne hikayesi?"
Onlara ifadesiz bir y�zle bak�yordu, ama Perrin'in derin bir nefes almas�na sebep
oldu. Konu�tu�u zaman her zamanki kadar yava�t�. "K�ra�'� ge�en baz� Tenekeciler -
bunu zarar g�rmeden yapabildiklerini s�ylediler- Trolloclarla yapt�klar� sava�tan
sonra �lmek �zere bir grup Aiel bulmu�lar. Son Aiel �lmeden �nce k�z -g�r�n�e g�re
hepsi kad�nm�- Tenekecilere Loial'�n �imdi s�ylediklerini s�ylemi�. Karanl�k Varl�k
-ona K�r Eden diyorlar- D�nyan�n G�z�'n� k�r etmeyi planhyormu�. Ama bu yirmi
de�il, �� y�l �nceymi�. Bir anlam� var m�?"
"Belki her �ey," dedi Moiraine. Y�z h�l� k�p�rt�s�zd�, ama Rand o siyah g�zlerin
arkas�nda kad�n�n akl�n�n h�zla �al�t���n� hissetti.
"Ba'alzamon," dedi Perrin aniden. �sim odadaki her �eyi susturdu. Kimse nefes
alm�yor gibiydi. Perrin �nce Rand'a, sonra Mat'e bakt�, g�zleri tuhaf bir �ekilde
sakin ve her zamankinden daha sar�yd�. "Zaman�nda bu ismi nerede duydu�umu merak
etmi�tim... D�nyan�n G�z�. �imdi hat�rl�yorum. Siz hat�rlam�yor musunuz?"
"Ben hi�bir �ey hat�rlamak istemiyorum," dedi Mat kat� kat�.
"Ona s�ylemeliyiz," diye devam etti Perrin. "�imdi �nemli. Art�k daha fazla
saklayamay�z. Anl�yorsun, de�il mi, Rand?"
"Bana neyi s�yleyeceksiniz?" Moiraine'in sesi sertti ve kad�n bir darbeye
haz�rlan�yormu� gibi g�r�n�yordu. Bak�lar� Rand'da karar k�ld�.
Rand yan�t vermek istemiyordu. Mat gibi hat�rlamak istemiyordu, ama hat�rl�yordu -
ve Perrin'in hakl� oldu�unu biliyordu. "Ben..." Arkada�lar�na bakt�. Mat
g�n�ls�zce, Perrin kararl�l�kla ba��n� sallad�, ama en az�ndan onaylam�lard�. Aes
Sedai ile yaln�z ba��na y�zle�mek zorunda de�ildi. "Biz... r�yalar g�rd�k."
Parma��nda, bir kez bir dikenin batt��� yeri ovalad�, uyand��� zaman akan kan�
hat�rlad�. Mi-
D�NYANIN G�Z�
desi bulanarak bir ba�ka seferinde y�z�n�n nas�l g�ne�te yanm� gibi hissetti�ini
hat�rlad�. "Ama belki r�ya de�ildiler, tam olarak de�il. Ba'alzamon vard�."
Perrin'in o ismi neden kulland���n� biliyordu; r�yalar�nda, kafan�n i�inde Karanl�k
Varl�k'�n oldu�unu s�ylemekten daha kolayd�. "Dedi ki... her t�r �eyi s�yledi, ama
bir kez D�nyan�n G�z�'n�n bana asla hizmet etmeyece�ini s�yledi." Bir an a�z� toz
gibi kurumu� geldi.
"Bana da ayn� �eyi s�yledi," dedi Perrin ve Mat derin derin i� �ektikten sonra
ba�lar�n� sallad�lar. Rand a�z�n� �slatmay� ba�ard�. "Bize k�zmad�n m�?" diye sordu
Perrin, �a��rm� gibi ve Rand Moiraine'in �fkeli g�r�nmedi�ini fark etti. Onlar�
inceliyordu, ama g�zleri dikkatli, berrak ve sakindi.
"Sizden �ok kendime k�zd�m. Ama tuhaf r�yalar g�r�rseniz bana anlatman�z� s�yledim.
Ba�ta, s�yledim." Sesi �l��l� kalsa da, g�zlerinden bir �fke ge�ti ve bir an sonra
yok oldu. "�lk r�yadan sonra bilseydim... Tar Valon'da neredeyse bin y�ld�r bir
D�g�ren yok, ama deneyebilirdim. Art�k �ok ge�. Karanl�k Varl�k size her
dokundu�unda bir sonraki dokunu�unu kolayla�t�r�yor. Belki benim varl���m sizi
biraz korur, ama yine de... �nsanlar� kendilerine ba�layan Terkedilmi�lerin
hikayelerini hat�rl�yor musunuz? G��l� adamlar, ba�tan beri Karanl�k Varl�kla
sava�m� olanlar. O hikayeler do�ru ve Terkedilmi�lerin hi�biri efendilerinin
g�c�n�n onda birine sahip de�ildi, ne Aginor, ne Lanfear, ne Balthamel, ne
Demandred, hatta Ishamael, Umuda �hanet Eden."
Rand Nynaeve ve Egwene'in onlara bakt���n� g�rd�, Mats Perrin ve ona. Kad�nlar�n
y�z� korku ve deh�et ile bembeyaz kesilmi�ti. Bizim i�in mi korkuyorlar, yoksa
bizden mi?
"Ne yapabiliriz?" diye sordu. "Bir �ey olmal�."
"Bana yak�n kalmak," diye yan�t verdi Moiraine, "faydal� olur. Biraz. Ger�ek
Kaynak'a dokunman�n sa�lad��� koruma �evreme biraz yay�l�r, unutmay�n. Ama bana
daima yak�n kalamazs�n�z. Buna g�c�n�z varsa kendinizi savunabilirsiniz, ama kendi
i�inizde g�� ve irade bulmal�s�n�z. Bunlar� size ben veremem."
"San�r�m ben kendi korumam� buldum," dedi Perrin, mutlu de�il, teslim olmu� gibi
bir ses tonu ile.
660
ROBERTJORDAN
"Evet," dedi Moiraine, "san�r�m buldun." Delikanl� bak�lar�n� indirene kadar ona
bakt�, sonra bir s�re daha durup d��nd�. Sonunda di�erlerine d�nd�. "Karanl�k
Varl�k'�n i�inizde sahip oldu�u g�c�n s�n�rlar� var. Bir an i�in teslim olsan�z
bile, y�re�inize bir sicim ba�lam� gibi olur, bir daha asla kesemeyece�iniz bir
sicim. Pes eder-� seniz, onun olursunuz. �nkar ederseniz, g�c� ba�ar�s�z olur.
R�yalar�n�za dokunmas� kolay de�il, ama m�mk�n. Size kar�� Yar�-insanla-r�,
Trolloclar�, Draghkarlar� ve ba�ka �eyleri g�nderebilir, ama siz izin vermedi�iniz
s�rece sizi sahiplenemez."
"Soluklar yeterince k�t�," dedi Perrin.
"Bir daha kafam�n i�ine girmesini istemiyorum," diye h�rlad� Mat. "Onu engellemenin
yolu yok mu?"
Moiraine ba��n� iki yana sallad�. "Loial'�n, Egwene'in ve Nyna-eve'in korkacak
bir�eyleri yok. Onca insan i�inde, belli bir birey aramad��� s�rece Karanl�k Varl�k
bir bireye tesad�fen dokunur. Ama en az�ndan bir s�reli�ine, ���n�z Desen i�in
merkezi �neme sahipsiniz. Kader A�� �r�l�yor ve her iplik do�rudan size uzan�yor.
Karanl�k Varl�k ba�ka ne dedi?"
"�ok iyi hat�rlam�yorum," dedi Perrin. '��imizden birinin se�ilmi� oldu�u gibi bir
�ey vard�. G�ld���n� hat�rl�yorum," diye bitirdi kasvetle, "kimin i�in se�ildi�imiz
hakk�nda. Ona hizmet etmezsem �lece�imi s�yledi. Ve ondan sonra yine ona hizmet
edecekmi�im."
"Amyrlin Makam�'n�n bizi kullanmaya �al�aca��n� s�yledi," diye ekledi Mat, kiminle
konu�tu�unu hat�rlay�nca sesi solarak. Yutkundu, sonra devam etti. "Tar Valon'un -
ba�kalar�n� kulland��� gibi, dedi. Davian demi�ti san�r�m. Ben de �ok iyi
hat�rlayam�yorum."
"Karanl�kbelas� Raolin," dedi Perrin.
"Evet," dedi Rand ka�lar�n� �atarak. O r�yalar hakk�nda her �eyi unutmaya �al�m�t�.
Tekrar hat�rlamak hi� ho� de�ildi. "Ta�yay Yunan, bir de Guaire Amalasan." Aniden
durdu, Moiraine'in ne kadar aniden durdu�unu fark etmemi� olmas�n� diledi.
"Hi�birini tan�m�yorum."
Ama bir tanesini tan�m�t�, an�lar�n�n derinliklerinden ��karm�t�. S�ylemekten
kendini zor al�koydu�u isim. Logain. Sahte Ejder. I��k, Thom bunlar�n tehlikeli
isimler oldu�unu s�ylemi�ti. Ba'alzamon bu-

D�NYANIN G�Z�
d�l
nu mu kastetmi�ti? Moiraine i�imizden birini sahte Ejder olarak kullanmak m�
istiyor? Aes Sedailer sahte Ejderleri yakalar, kullanmaz. Ger�ekten �yle mi? I��k
bana yard�m et, ger�ekten �yle mi?
Moiraine ona bak�yordu, ama Rand kad�n�n y�z�n� okuyamad�. "�simleri biliyor
musun?" diye sordu kad�na. "Bir anlamlar� var m�?"
"Yalanlar�n Babas� Karanl�k Varl�k'a yak�an bir isimdir," diye yan�t verdi
Moiraine. "Elinden geddi�inde ku�ku tohumlar� ekmek hep onun y�ntemi olmu�tur.
Ku�ku insanlar�n zihinlerini kurt gibi yer. Yalanlar�n Babas�'na inand���n�z zaman,
teslim olmaya bir ad�m yakla�m�s�n�z demektir. Unutmay�n, Karanl�k Varl�k'a teslim
ok�rsan�z, size sahip olur."
Bir Aes Sedai asla yalan s�ylemez, ama s�yledi�i ger�ek senin i�itti�ini sand���n
ger�ek olmayabilir. Tam b�yle demi�ti ve kad�n asl�nda Rand'm sorusunu
yan�tlamam�t�. Rand y�z�n� ifadesiz tuttu ve ellerindeki teri pantolonuna silmemeye
�al�arak dizlerine koydu.
Egwene yumu�ak sesle a�l�yordu. Nynaeve kollar�n� ona dolam�t�, ama o da a�lamak
istiyormu� gibi g�r�n�yordu. Rand a�layabil-meyi diledi.
"Hepsi ta'veren," dedi Loial aniden. Bu fikir onu ne�elendirmi� gibiydi, Desen
onlar�n �evresinde dokunurken yak�nda olup izlemeye can at�yor gibiydi. Rand ona
inanamayarak bakt� ve Ogier utanarak omuz silkti, ama hevesi yok olmam�t�.
"Evet, �yleler," dedi Moiraine. "Ben bir tane beklerken ��� birden. Benim
beklemedi�im �ok �ey oldu. D�nyan�n G�z�'hakk�ndaki bu haber �ok �eyi
de�i�tiriyor." Ka�lar�n� �atarak sustu. "Loial'�n dedi�i gibi, bir s�reli�ine Desen
ger�ekten de siz ���n�z�n �evresinde d�n�yor gibi ve d�n� azalmadan �nce artacak.
Bazen ta'veren olmak Desen'in �evrenizde b�k�lmeye zorlanmas� demektir, bazen de
Desen'in sizi gereken yolda y�r�meye' zorlamas� demektir. A� yine de pek '�ok
de�i�ik �ekilde �r�lebilir ve o tasar�mlardan baz�lar� felaketle sonu�lanabilir.
Sizin i�in, d�nya i�in.
"Caemlyn'de kalamay�z, ama hangi yoldan gidersek gidelim on be� kilometre a�madan
Myrddraaller ve Trolloclar tepemize ���r. Ve tam bu noktada, D�nyan�n G�z�'n�n
tehdit alt�nda oldu�unu duyuyoruz. Hem de bir de�il, �� kaynaktan ve hepsi bir
di�erinden ba-
662
ROBERTJORDAN
��ms�z g�r�n�yor. Desen bizi belli bir yola zorluyor. Desen h�l� siz ���n�z�n
�evresinde dokunuyor, ama i�ne kimin elinde, meki�i kim kontrol ediyor? Karanl�k
Varl�k'�n zindan� bu kadar b�y�k bir kontrol elde edebilmesine izin verecek kadar
zay�flad� m�?"
"Bu t�r konu�malara gerek yok!" dedi Nynaeve keskin bir sesle. "Onlar�
korkutacaks�n."
"Ama seni korkutmayaca��m, �yle mi?" diye sordu Moiraine. "Beni korkutuyor. Eh,
belki hakl�s�n. Korkunun yolumuzu etkilemesine izin vermemeliyiz. Bu bir tuzak da
olsa, zaman�nda gelen bir uyar� da, yapmam�z gerekeni yapmal�y�z ve bu da bir an
�nce D�nyan�n G�z�'ne ula�mak. Ye�il Adam'�n bu tehditten haberi olmal�."
Rand irkildi. Ye�il Adam m�? Di�erleri de bakakalm�t�, Loial d��nda hepsi, onun
geni� y�z� endi�eli g�r�n�yordu.
"Hatta yard�m almak i�in Tar Valon'da durmaya bile cesaret edemem," diye devam etti
Moiraine. "Zaman�m�z dar. Engellenmeden �ehirden ��kabilsek bile, Afet'e ula�mak
haftalar al�r ve korkar�m art�k o kadar zaman�m�z yok."
"Afet mi!" Rand s�ylediklerinin koro halinde yank�land���n� duydu, ama Moiraine
hepsini duymazdan geldi.
"Desen, bir kriz ve ayn� anda onu a�mak i�in bir yol sundu. M�mk�n olmad���n�
bilmeseydim, Yarat�c�'n�n i�e el att���n� d��n�rd�m. Bir yol var." Bu gizli bir
�akaym� gibi g�l�msedi ve Loial'a d�nd�. "Burada, Caemlyn'de bir Ogier korulu�u ve
bir Yolkap�s� vard�. Yeni �ehir eskiden korulu�un oldu�u yerin �zerinde yay�ld�, bu
y�zden Yolkap�s� duvarlar�n i�inde olmal�. Art�k Yollan ��renen �ok Ogier
olmad���n� biliyorum, ama Yetenek'e sahip biri, eski Yeti�tirme �ar-k�lar�'n� bilen
biri bu t�r bilgiler taraf�ndan cezbedilmi� olmal�. Asla kullanmayaca��na inansa
bile. Yollar� biliyor musun, Loial?"
Ogier huzursuzca ayaklann� k�p�rdatt�. "Biliyorum, Aes Sedai, ama..."
"Yollarda Fal Dara'ya gideni bulabilir misin?"
"Fal Dara'y� hi� duymad�m," dedi Loial, rahatlam� gibi bir sesle.
"Trolloc Sava�lar� esnas�nda Mafal Dadaranell olarak bilinirdi. O ismi biliyor
musun?"
"Biliyorum," dedi Loial g�n�ls�zce, "ama..."
D�NYANIN G�Z�
663
"O zaman bizim i�in yolu bulabilirsin," dedi Moiraine. "Ger�ekten de ilgi �ekici
bir de�i�iklik. S�radan y�ntemlerle gidemedi�imiz ve kalamad���m�z bir anda G�z'�n
tehdit alt�nda oldu�unu ��reniyorum ve ayn� yerde bizi oraya birka� g�n i�inde
g�t�rebilecek birini buluyorum. Yarat�c�'n�n, kaderin, hatta belki Karanl�k
Varl�k'�n eli mi bilmiyorum, ama Desen bizim ad�m�za yolumuzu se�ti."
"Hay�r!" dedi Loial, g�kg�r�lt�s� gibi g��l� bir g�rlemeyle. Herkes d�n�p ona
bakt�. Ogier bunca bak� alt�nda g�zlerini k�rp�t�rd�, ama s�zleri teredd�tl�
de�ildi. "Yollara girersek hepimiz �l�r�z -ya da G�lge taraf�ndan yutuluruz."
43
KARARLAR VE HAYALETLER
Aes Sedai, Loial'�n ne demek istedi�ini biliyormu� gibiydi, ama hi�bir �ey
s�ylemedi. Loial kal�n parma�� ile burnunun alt�n� ovalayarak yere bakt�. Bu
�ekilde patlamak onu utand�rm� gibiydi. Kimse konu�mak istemiyordu.
"Neden?" diye sordu Rand sonunda. "Neden �lelim? Yollar ne?"
Loial Moiraine'e bir bak� f�rlatt�. Kad�n d�n�p ��minenin �n�ndeki bir sandalyeye
oturdu. K���k kedi uzand�, pen�eleri oca��n ta�lar�n� t�rmalad� ve tembel tembel
y�r�y�p ba��n� kad�n�n ayak bileklerine s�rtmeye ba�lad�. Moiraine bir parma�� ile
kedinin kulaklar�n�n arkas�n� ok�ad�. Kedinin m�rlamas�, Aes Sedai'nin �l��l� sesi
ile tuhaf bir uyum yarat�yordu. "Bunu sen biliyorsun, Loial. Yollar bizi g�venli�e
g�t�recek tek y�ntem, bir s�reli�ine olsa bile Karanl�k Varl�k'� engelleyecek tek
�ey, ama karar senin."
Ogier, bu konu�ma kar��s�nda rahatlam� g�r�nm�yordu. Beceriksizce sandalyesinin
�zerinde k�p�rdand�, sonra ba�lad�. "Delilik Zaman� s�ras�nda, d�nya h�l� k�r�kken,
yery�z� karga�a i�indeydi ve insanlar r�zgar�n �n�nde da��lan toz zerrecikleri gibi
da��n�kt�. Biz Ogierler de da��lm�, yurtlar�m�zdan uzakla�m�, S�rg�n ve Uzun Do-
la�ma'ya gitmi�tik. Y�reklerimiz �zlem ile a��rd�." Moiraine'e yan yan bakt�. Uzun
ka�lar� iki nokta halinde �at�ld�. "K�sa anlatmaya �al�aca��m, ama bu �ok
k�salt�labilecek bir �ey de�il. �imdi di�erlerinden bahsetmeliyim, �evrelerindeki
d�nya parampar�a olurken yurtlar�nda kalanlardan. Ve Aes Sedailerden" -Moiraine'e
bakmaktan ka��nd�- "delilikleri ile d�nyay� yok ederken �lmeye ba�layan erkek
D�NYANIN G�Z�
665
Aes Sedailerden. Yur�ar ilk olarak o Aes Sedailere s���nma hakk� �nerdi -o zamana
kadar delirmekten ka��nanlara. �o�u kabul etti, ��nk� yurtta t�rlerini �ld�ren,
Karanl�k Varl�k'�n lekesine kar�� korunuyorlard�. Ama Ger�ek Kaynak'tan
kopuyorlard�. Yaln�zca Tek G��'� kullanamamakla kalm�yor, Ger�ek Kaynak ile
ba�lant�lar� kesiliyordu; Kaynak'�n var oldu�unu art�k hissedemiyorlard�. Sonunda,
hi�biri bu tecriti kabul edemedi ve lekenin art�k yok oldu�unu umarak birer birer
yurttan ayr�ld�lar. Ama yok olmam�t�."
"Tar Valon'daki baz�lar�," dedi Moiraine sessiace, "Ogier s���naklar�n�n K�r�l�'�
uzatt���n� ve daha da k�t�le�tirdi�ini iddia ediyor. Ba�kalar� o kadar erke�in ayn�
anda delirmesine izin verilseydi d�nyada hi�bir �ey kalmayaca��n� s�yl�yor. Ben
Mavi Ajah�m, Loial; K�z�l Ajanlar�n aksine, biz ikinci fikre inan�r�z. S���nak
kurtar�labilen her �eyin kurtar�lmas�na yard�m e"tti. Devam et l�tfen."
Loial minnetle ba��n� sallad�. Rand onun bir kayg�dan kurtuldu�unu fark etti.
"Dedi�im gibi," diye devam etti Ogier, "Aes Sedailer, erkek Seda-iler gitti. Ama
gitmeden �nce s���nak i�in bir te�ekk�r olarak Ogier-lere bir arma�an verdiler.
Yollar�. Bir Yolkap�s�ndan girin, bir g�n y�r�y�n, ba�lad���n�z yerin y�z elli
kilometre �tesindeki bir ba�ka Yolkap�s�ndan ��kabilirsiniz. Ya da yedi y�z
kilometre �tesinden. Zaman ve mesafe Yollarda tuhaft�r. �Farkl� yollar, farkl�
k�pr�ler farkl� yerlere gider ve oraya ne kadar s�rede gitti�iniz se�ti�iniz yola
ba�l�d�r. Bu harika bir arma�and� ve ya�anan zamanlar bunu daha da harika
k�l�yordu, ��nk� Yollar �evremizde g�rd���m�z d�nyan�n par�as� de�ildir, ne de
kendilerinin d��ndaki herhangi bir d�nyan�n par�as�-d�rlar. Ogierler bir ba�ka
yurda ula�mak i�in art�k K�r�l�tan Sonra insanlar�n hayatta kalmak i�in havyanlar
gibi sava�t�klar� d�nyada yolculuk yapmak zorunda de�illerdi. �stelik Yollarda
K�r�l� yoktu. �ki yurt aras�ndaki toprak derin kanyonlarla yar�lm�, da� s�ralar�
ile kesilmi� olabilirdi, ama aralar�ndaki Yol'da bir de�i�iklik yoktu.
"Son Aes Sedai de yurttan ayr�ld�ktan sonra �htiyarlara bir anahtar, ve daha fazla
�Yol yeti�tirilmesi i�in bir t�ls�m verdiler. Yollar ve Yolkap�lar� bir a��dan
canl� varl�klard�r. Ben anlam�yorum; hi�bir Ogier anlamay� ba�aramad� ve Aes
Sedailerin bile unuttu�unu duydum.
666
ROBERTJORDAN
Y�llar�n ge�i�iyle bizim i�in S�rg�n sona erdi. Aes Sedailerin arma�an verdi�i
Ogierler Uzun Dola�ma'dan d�nd�klerinde bulduklar� yurtlara birer Yol
yeti�tirdiler. S�rg�n'de ��rendi�imiz ta� i��ili�i ile insanlar i�in �ehirler in�a
ettik ve �zlem'e kap�lmas�nlar diye in�a eden Ogierleri teselli etmek i�in korular
ektik. O koruluklara da Yollar yeti�tirildi. Mafal Dadaranell'de bir koruluk ve bir
Yolkap�s� vard�, ama �ehir Trolloc sava�lar� s�ras�nda yerle bir oldu, ta� ta�
�st�nde kalmad� ve koruluk kesilip Trolloc ate�lerinde yak�ld�." En b�y�k su�un
hangisi oldu�u konusunda hi� ku�ku b�rakmadan konu�mu�tu.
"Yolkap�lar�n� yok etmek neredeyse imkans�zd�r," dedi Moiraine, "ve insano�lu da
�yledir. Ogierlerin in�a etti�i b�y�k �ehir kalmasa da Fal Dara'da h�l� insanlar
var ve Yolkap�s� h�l� ayakta."
"Onlar� nas�l yapm�lar?" diye sordu Egwene. �a�k�n bak�lar� hem Moiraine'i, hem
Loial'� i�ine al�yordu. "Aes Sedailer, erkekler. Bir yurtta Tek G��'�
kullanam�yorlarsa, Yollar� nas�l yapm�lar? Yoksa G��'� hi� kullanmam�lar m�? Ger�ek
Kaynak'�n onlara ait k�sm� kirliydi. H�l� kirli. Hen�z Aes Sedailerin neler
yapabildi�i hakk�nda �ok �ey bilmiyorum. Belki bu aptalca bir sorudur."
Loial a��klad�. "Her yurdun s�n�r�nda bir Yolkap�s� vard�r, ama d�ar�dad�r. Sorun
aptalca de�il. Neden Yollarda yolculuk yapmaya cesaret edemedi�imizin �z�n� buldun.
Benim �mr�m boyunca, hatta daha �nce hi�bir Ogier Yollan kullanmad�. T�m yur�ardaki
�htiyarlar�n emri ile, insan ya da Ogier hi� kimse Yollar� kullanamaz.
"Yollar Karanl�k Adam taraf�ndan lekelenmi� g�c� kullanan er-keklerce yap�ld�.
Yakla��k bin y�l �nce, siz insanlar�n Y�zy�l Sava�lar� ad�n� verdi�iniz sava�
s�ras�nda, Yollar de�i�meye ba�lad�. Ba�ta o kadar yava�t� ki, kimse gittik�e
lo�la�t�klar�n�, koku�tuklar�n� fark etmedi. Sonra k�pr�lerin �zerine karanl�k
��kt�. ��eri giren baz�lar� bir daha hi� g�r�lmedi. Yolcular karanl�kta izlenmekten
bahsediyorlard�. Kaybolanlar�n say�s� artt� ve d�ar� ��kan baz�lar� delirmi�,
Machin Shin, Kara R�zgar hakk�nda say�klayarak ��kt�lar. Aes Sedai �ifac�lar�
baz�lar�na yard�m edebildi, ama buna ra�men bir daha asla eskisi gibi olmad�lar. Ve
olan biteni hi� hat�rlam�yorlard�. Sanki kemiklerine karanl�k i�lemi�ti. Bir daha
hi� g�lmediler ve r�zgar�n sesinden korktular."
D�NYAN�N G�Z�
667
Bir an, Moiraine'in sandalyesinin yan�ndaki kedinin mtrlamas�, k�v�lc�mlar s��ratan
ate�in ��t�rt�s� d��nda hi� ses duyulmad�. Sonra Nynaeve �fkeyle patlad�. "Ve bizim
oraya girmemizi bekliyorsun, �yle mi? ��ld�rm� olmaks�n!"
"Hangisini tercih ederdin?" diye sordu Moiraine sessizce. "Ca-emlyh'deki
Beyazpelerinleri mi, yoksa d�ar�daki Trolloclar� m�? Karanl�k Varhk'�n yapt�klar�na
kar�� benim varl���m�n bir miktar koruma sa�lad���n� unutma."
Nynaeve, �ileden ��km��as�na i�ini �ekerek yerine yerle�ti.
"�htiyarlar�n emrine neden itaatsizlik etmem gerekti�ini bana h�l� a��klamad�n,"
dedi Loial. "Ve Yollara girmek i�in hi� arzu duymuyorum. �nsanlar�n yapt��� yollar
ne kadar �amurlu olsa da, Shangtai Yurdu'nu terk etti�imden beri bana iyi hizmet
ettiler."
"�nsanlar, Ogierler, ya�ayan her �ey ile Karanl�k Varl�k'a kar�� sava�tay�z," dedi
Moiraine. "D�nyan�n b�y�k k�sm� hen�z bilmiyor ve bilen pek az insan�n �o�u k���k
�at�malarda m�cadele ediyor ve bunlar�n sava� oldu�unu san�yor. D�nya inanmay�
reddederken Karanl�k Varl�k zaferin e�i�inde olabilir. D�nyan�n G�z�'nde, zindan�n�
y�kmaya yetecek kadar g�� var. Karanl�k Varl�k D�nyan�n G�z�'n� bir �ekilde
kullanman�n yolunu bulmu�sa..."
Rand, odadaki lambalar�n yak�lm� olmas�n� diledi. Caemlyn'in �zerine gece ��k�yordu
ve ��minedeki ate� yeterince ��k vermiyordu. Rand odada g�lge g�rmek istemiyordu.
"Ne yapabiliriz?" diye patlad� Mat. "Neden biz bu kadar �nemliyiz? Neden Afet'e
gitmek zorunday�z? Afet!"
Moiraine sesini y�kseltmedi, ama sesi oday� doldurdu, zorlay�c� bir hava kazand�.
Ate�in yan�ndaki sandalyesi birden taht gibi g�r�nmeye ba�lad�. Morgase bile onun
varl���n�n yan�nda solgun g�r�n�rd�. "Yapabilece�imiz bir �ey var. Deneyebiliriz.
Desen'de s�k s�k tesad�f gibi g�r�nen �eyler olur. Burada �� iplik bir araya geldi
ve bir uyar� verdi: G�z. Bu tesad�f olamaz; bu Desen'in i�i. Siz ���n�z se�mediniz;
Desen taraf�ndan se�ildiniz. Ve tehlikenin bilindi�i bu yerdesiniz. Yana
�ekilebilir, belki d�nyan�n sonunu haz�rlars�n�z. Ka��p saklanarak, Desen'in
dokumas�ndan kurtulamazs�n�z. Ama deneyebilirsiniz. D�nyan�n G�z�'ne
gidebilirsiniz, siz �� ta'veren, A�'daki ��
668
ROBERTjORDAN
merkez nokta, tehlikenin oldu�u yere yerle�tirilmi� �� ki�i. B�rak�n oldu�unuz
yerde, �evrenizde Desen dokunsun, belki d�nyay� g�lgeden kurtarabilirsiniz. Se�im
sizin. Sizi gitmeye zorlayamam,"
"Ben gidece�im," dedi Rand, sesinin kararl� ��kmas� i�in �aba g�stererek. Bo�lu�u
bulmak i�in ne kadar u�ra��rsa u�ra�s�n, kafas�nda imgeler �akmaya devam ediyordu.
Tam, �iftlik evi, otlaktaki s�r�. �yi bir ya�am olmu�tu; daha fazlas�n� hi�
istememi�ti. Perrin ve Mat'in de onaylar�n� eklediklerini duyunca teselli oldu.
Onlar�n a��zlar� da kurumu� gibiydi.
"San�r�m Egwene ve benim i�in de se�enek yok," dedi Nynaeve.
Moiraine ba��n� sallad�. "Siz de bir �ekilde Desen'in par�as�s�n�z, ikiniz de.
Belki ta'veren de�ilsiniz -belki- ama yine de g��l�s�n�z. Bunu Baerlon'dan beri
biliyorum. Ve ku�kusuz art�k Soluklar da biliyor. Ve Ba'alzamon. Yine de sizin de
gen� adamlar kadar se�ene�iniz var. Burada kalabilir, biz gittikten sonra Tar
Valon'a devam edebilirsiniz."
"Arkada kalmak m�!" diye ba��rd� Egwene. "Biz �ar�aflar�n alt�nda saklan�rken siz
tehlikeye at�lacaks�n�z, �yle mi? Ben bunu yapamam!" Aes Sedai ile g�z g�ze geldi
ve biraz geriledi, ama meydan okumas� tamamen yok olmad�. "Yapamam!" diye
m�r�ldand� inatla.
"San�r�m bu, ikimiz de size e�lik edece�iz anlam�na geliyor." Nynaeve'in sesi
teslim olmu� gibi ��k�yordu, ama g�zleri �akarak ekledi, "H�l� bitkilerime
ihtiyac�n var, Aes Sedai. Tabii aniden benim bilmedi�im bir yetenek
geli�tirmediysen." Sesinde Rand'�n anlamad��� bir meydan okuma vard�, ama Moiraine
yaln�zca ba��n� sallad� ve Ogier'e d�nd�.
"Ee, Halan o�lu Arent'in o�lu Loial?"
Loial, t�yl� kulaklar� seyirerek iki kez a�z�n� a�t�, sonra konu�abildi. "Evet,
�ey. Ye�il Adam. D�nyan�n G�z�. Kitaplarda bahsediliyor elbette, ama uzun zamand�r
onlar� g�ren bir Ogier oldu�unu sanm�yorum. San�r�m... Ama Yollan kullanmak zorunda
m�y�z?" Moiraine ba��n� sallad� ve Ogier'in uzun ka�lar� �yle sarkt� ki, u�lar�
yanaklar�n� s�p�rmeye ba�lad�. "Pekala o zaman. San�r�m size k�lavuzluk etmeliyim.
�htiyar Haman, devaml� tela� i�inde oldu�um i�in bunu hak etti�imi s�ylerdi
herhalde."
D�NYANIN G�Z�
�62
"O zaman se�imlerimizi yapt�k," dedi Moiraine. "Ve art�k bu konuda ne yapaca��m�za
ve bunu nas�l yapaca��m�za karar vermeliyiz."
Gecenin ge� saatlerine kadar plan yapt�lar. �o�unu, Yollar hakk�nda Loial'�n
tavsiyelerini alarak Moiraine yapt�, ama kad�n herkesin sorular�n� ve �nerilerini
dinledi. Karanl�k ��kt�kten sonra Lan onlara kat�ld�, demir gibi, yayvan konu�ma
tarz� ile kendi yorumlar�n� ekledi. Nynaeve, kendi kendine m�r�ldanarak, titremeyen
bir elle kalemini m�rekkep �i�esine bat�rarak ihtiya� duyduklar� malzemelerin
listesini yapt�.
Rand, Hikmet kadar sakin olabilmeyi diledi. Sanki i�inde biriken enerji y�z�nden
yanacak ya da patlayacakm� gibi ileri geri y�r�mekten kendini alam�yordu. Karar�n�
verdi�ini biliyordu, bildikleri sonucunda bunun verebilece�i tek karar oldu�unu
biliyordu, ama bu ondan ho�lanmas�n� sa�layam�yordu. Afet. Shayol Ghul Lanetli
Toprak-lar'�n �tesinde, Afet'te bir yerdeydi.
Rand ayn� endi�eleri, kendi g�zlerinde oldu�unu bildi�i ayn� korkuyu Mat'in
g�zlerinde de g�rebiliyordu. Mat ellerini kavu�turmu�, bo�umlar� bembeyaz
oturuyordu. Rand ellerini a�arsa, Shadar Lo-goth'dan gelen han�eri kavrayaca��n�
d��nd�.
Perrin'in y�z�nde hi� endi�e yoktu, ama var olan �ey daha k�t�yd�: bitkin bir
teslimiyet maskesi. Perrin art�k m�cadele edemez olana kadar bir �eyle sava�m�,
art�k o �eyin i�ini bitirmesini bekliyor gibiydi. Ama bazen...
"Yapmam�z gereken �eyi yapmal�y�z, Rand," dedi. "Afet..." Bir an o san g�zler, iri
demirci ��ra��nmkinden ayr� bir ya�ama sahipmi� gibi hevesle ayd�nland�. "Afet'de
iyi av vard�r," diye f�s�ldad�. Sonra ne s�yledi�ini yeni fark etmi� gibi �rperdi
ve y�z� bir kez daha teslim olmu� bir ifadeye b�r�nd�.
Ve Egwene. Rand bir noktada onu masan�n �evresinde plan yapanlar�n duyamayaca�� bir
yere, ��minenin yan�na �ekti. "Egwene, ben..." K�z�n onu �eken iri, siyah g�ller
gibi g�zleri durup yutkunmas�na sebep oldu. "Karanl�k Varl�k benim pe�imde, Egwene.
Ben, Mat ve Perrin'in pe�inde. Moiraine Sedai'nin ne dedi�i umurumda de�il.
Sabahleyin sen ve Nynaeve eve, Tar Valon'a, ya da gitmek istedi�iniz herhangi bir
yere do�ru yola ��kabilirsiniz ve kimse sizi durdur-
ROBERTJORDAN
maya �al�maz. Ne Trolloclar, ne Soluklar, ne de ba�ka biri. Bizimle olmad���n�z
s�rece. Eve git, Egwene. Ya da Tar Valon'a git. Ama git."
Rand, k�z�n diledi�i yere gitmeye hakk� oldu�unu, ona ne yapaca��n�
s�yleyemeyece�ini s�ylemesini bekledi. �a�k�nl�k i�inde, k�z�n g�l�msedi�ini ve
yana��na dokundu�unu g�rd�.
"Te�ekk�r ederim, Rand," dedi k�z yumu�ak sesle. Rand, g�zlerini k�rp�t�rd� ve
a�z�n� kapatt�. K�z devam etti. "Ama d�nemeyece�imi biliyorsun. Moiraine Sedai
Baerlon'da Min'in g�rd�klerini anlatt�. Bana Min'in kim oldu�unu s�ylemeliydin.
Sand�m ki... �ey, Min benim de bunun par�as� oldu�umu s�yl�yor. Nynaeve'in de.
Belki ben ta 'veren de�ilim," s�zc��� teredd�tle telaffuz etmi�ti, "ama g�r�n�e
g�re Desen beni D�nyan�n G�z�'ne g�nderiyor. Seni ilgilendiren her �ey beni de
ilgilendiriyor."
"Ama Egwene..."
"Elayne kim?"
Rand bir an ona bakakald�, sonra basit ger�e�i s�yledi. "Andor taht�n�n K�z-
veliaht'�."
Egwene'in g�zleri alev alm� gibi oldu. "Bir dakika i�in bile ciddi olam�yorsan,
Rand al'Thor, seninle konu�mak istemiyorum."
Rand inanmazl�k i�inde k�z�n gergin s�rt�n�n masaya d�nmesini, Moiraine'in yan�nda
dirseklerini masaya dayay�p Muhaf�z'�n s�ylediklerini dinlemeye ba�lamas�n� izledi.
Perrin'le konu�mal�y�m, diye d��nd�. O kad�nlarla nas�l ba�edilece�ini bilir.
Gill Efendi defalarca odaya girdi, ilk �nce lambalar� yakmak, sonra kendi elleriyle
yiyecek getirmek i�in, daha sonra d�ar�da olan biteni raporlamak i�in.
Beyazpelerinler han� soka��n iki yan�ndan izliyordu, t� �ehir'in kap�lar�nda bir
isyan ��km�, Krali�enin Askerleri hem beyazl�lar�, hem k�rm�z�l�lar� tutuklam�t�.
Biri �n kap�ya Ejder Di�i �izmeye �al�m�t� ve Lamgwin'in �izmesi taraf�ndan yoluna
g�nderilmi�ti.
Hanc�, LoiaP�n yanlar�nda olmas�n� tuhaf bulduysa da belli etmedi. Moiraine'in ona
sordu�u birka� soruyu, ne planlad�klar�n� ��renmeye �al�madan yan�tlad� ve her
geli�inde, sanki bu onun han�, onun k�t�phanesi de�ilmi� gibi kap�y� �ald� ve Lan
a�ana kadar bekledi. Son ziyaretinde Moiraine ona Nynaeve'in d�zg�n el yaz�s� ile
D�NYANIN G�Z� �Z�
kaplanm� bir par��men ka��d� verdi.
"Gecenin bu saatinde kolay olmayacak," dedi, hanc�, listeyi incelerken ba��n� iki
yana sallayarak, "ama ayarlar�m."
Moiraine, iplerinden tutup uzat�rken ��ng�rdayan k���k, deri bir kese ekledi.
"G�zel. G�n do�madan uyand�r�lmam�z� sa�la. O saatte izleyenler tetikte olmaz."
"Onlar� bo� bir kutuyu izlerken b�rakaca��z, Aes Sedai." G�l Efendi s�r�tt�.
Di�erleri ile birlikte banyo ve yatak aramak i�in ayaklar�n� s�r�yerek odadan
��karken Rand esniyordu. Bir elinde kaba bir kuma�, di�erinde iri, sar� bir sabun
kal�b�, kendini ovalarken g�zleri Mat'in k�vetinin yan�ndaki tabureye kayd�. Shadar
Logoth'dan gelen alt�n k�nl� han�erin ucu Mat'in d�zg�nce katlanm� ceketinin
alt�ndan g�r�n�yordu. Lan de zaman zaman ona bak�yordu. Rand Moiraine'in iddia
etti�i gibi han�eri yak�nda tutman�n g�venli olup olmad���n� merak etti.
"Sence babam hi� d��n�r m�yd�?" Mat, uzun sapl� bir f�r�a ile s�rt�n� sabunlayarak
g�ld�. "Ben, d�nyay� kurtar�yorum. K�z karde�lerim g�ls�nler mi, a�las�nlar m�,
bilemezlerdi."
Eski Mat gibi konu�uyordu. Rand han�eri unutabilmeyi diledi.
O ve Mat sonunda sa�a��n alt�ndaki odalar�na d�nd�klerine zifiri karanl�k olmu�,
y�ld�zlar bulutlar�n arkas�nda gizlenmi�ti. Mat uzun zamandan sonra ilk kez
yata��na girmeden �nce soyundu, ama han�erini de kay�ts�zca yast���n�n alt�na
t�kt�. Rand, mumu �fleyip kendi yata��na uzand�. Di�er yataktan gelen yanl�l�k
duygusunu hissedebiliyordu; Mat'den de�il, han�erden. Uykuya dalarken bu konuda
endi�eleniyordu.
Daha ba�tan bir r�ya oldu�unu anlad�, tamamen r�ya olmayan r�yalardan. Y�zeyi
siyah, �atlak ve k�ym�k k�ym�k olan tahta kap�ya bakarak duruyordu. Hava so�uk ve
rutubetliydi, ��r�me kokusu yo�undu. Uzakta bir su daml�yor, ��p�rt�lar� ta�
koridorlarda bo� yank�lar yarat�yordu.
Reddet. Reddedersen g�c� azal�r.
G�zlerini kapatt� ve Krali�enin Takdisi'ne, yata��na, yata��nda uyumakta oldu�una
yo�unla�t�. G�zlerini a�t���nda kap� h�l� oraday-
sn.
ROBERTJORDAN
di. Yank�lanan ��p�rt�lar y�rek at�lar� ile e�zamanl� geliyordu, sanki zaman� onun
i�in �l��yordu. Tam'in ��retti�i gibi alev ve bo�lu�u arad� ve i� s�kunet buldu,
ama d��ndaki hi�bir �ey de�i�medi. Yava��a kap�y� a�t� ve i�eriye girdi.
Canl� kayadan yak�larak oyulmu� gibi g�r�nen odadaki her �ey eskisi gibiydi.
Y�ksek, kemerli pencereler korkuluksuz bir balkona a��l�yor, �tesinde tabaka tabaka
bulutlar ta�m� bir nehir gibi ak�yordu. Alevleri bak�lamayacak kadar parlak, siyah
metal lambalar kara kara ��ld�yordu, ama bir �ekilde g�m� gibi parlak geliyorlard�.
Korkun� ��minede ate� �s� vermeden k�kr�yor, her ta� h�l� belirsizce i�kence
i�indeki bir y�ze benziyordu.
Her �ey ayn�yd�, ama bir �ey farkl�yd�. Cilal� masa tablas�nda, kaba, �ekilsiz
insan fig�rleri duruyordu, heykelt�ra� tela�la kilden yapm� gibi g�r�nen �� k���k
fig�r. Bir tanesinin yan�nda bir kurt bekliyordu, a��k detaylar� insan �eklinin
kabal���n� vurguluyordu. Bir di�eri, kabzas�nda k�rm�z� bir nokta parlayan minik
bir han�er tutuyordu. Sonuncusunun elinde bir k�l�� vard�. Rand ensesindeki t�yler
diken diken olarak o k���k k�l�c�n �zerindeki, en ince detaylar�na kadar i�lenmi�
bal�k��l desenini g�recek kadar yakla�t�.
Panik i�inde ba��n� kald�rd� ve do�aldan tek ba��na duran aynaya bakt�. Yans�mas�
h�l� bulan�kt�, ama �nceki kadar puslu de�ildi. Hatlar�n� neredeyse
��karabiliyordu. G�zlerini k�ssa, kim oldu�unu anlayabilecekti sanki.
"Benden �ok uzun s�re sakland�n."
Nefesi bo�az�nda h�rlayarak h�zla masaya s�rt�n� verdi. Bir an �nce yaln�zd�, ama
�imdi pencerelerin �n�nde Ba'alzamon duruyordu. Konu�urken g�zlerinin ve a�z�n�n
yerini alevden ma�aralar al�yordu.
"�ok uzun s�re, ama art�k de�il."
"Seni reddediyorum," dedi Rand bo�uk sesle. "�zerimde g�c�n oldu�unu inkar
ediyorum. Var oldu�unu inkar ediyorum."
Ba'alzamon g�r bir ate� k�kremesi sesi ile g�ld�. "Bu kadar kolay oldu�unu mu
san�yorsun? Ama zaten, hep �yle d��nd�n. Her seferinde bu �ekilde durduk ve sen
bana meydan okuyabilece�ini sand�n."
"Ne demek her seferinde? Seni reddediyorum!"
D�NYANIN G�Z� �Z�
"Hep edersin. Ba�lang��ta. Aram�zdaki bu �eki�me daha �nce say�s�z kere ya�and�.
Her seferinde y�z�n ve ismin farkl� oluyor, ama her seferinde sensin."
"Seni reddediyorum." �aresiz bir f�s�lt�yd�.
"Her seferinde, o c�l�z g�c�nle bana kar�� koyuyorsun ve her seferinde, sonunda,
i�imizden kimin efendi oldu�unu anl�yorsun. �a� be �a�, �n�mde diz ��k�yorsun ya da
diz ��kmeye g�c�n oldu�unu dileyerek �l�yorsun. Zavall� aptal, benim kar��mda asla
kazanamazs�n."
"Yalanc�!" diye ba��rd� Rand. "Yalanlar�n Babas�. Bundan daha iyisini yapam�yorsan,
Aptallar�n babas�. �nsanlar seni son �a�'da, Efsaneler �a��'nda buldu ve seni ait
oldu�un yerde tutsak etti."
Ba'alzamon yine g�ld�, alayla, kahkaha ard�na kahkaha att�, ta ki Rand, kulaklar�n�
t�kamak isteyene kadar. Ellerini yan�nda durmaya zorlad�. Bo�luk olsa da, olmasa
da, kahkaha sonunda sona erdi�i zaman elleri titriyordu.
"Seni solucan, hi�bir �ey bilmiyorsun. Bir kayan�n alt�ndaki b�cek kadar cahilsin
ve ayn� �l��de kolayca ezilebilirsin. Bu m�cadele yarat�m an�ndan beri s�r�yor.
�nsanlar hep bunun yeni bir sava� oldu�unu d��n�r, ama asl�nda yeniden ke�fedilmi�
ayn� eski sava�t�r. Ama art�k zaman�n r�zgarlar� �zerinde de�i�im esiyor. De�i�im.
Bu sefer geri d�n� olmayacak. O kibirli Aes Sedailer bana kar�� durabilece�ini
san�yor. Onlar� zincire vurup, emirlerimi yerine getirmeleri i�in ��plak
dola�t�raca��m ya da ruhlar�n� sonsuza dek hayk�rs�nlar diye K�yamet �ukuru'na
ataca��m. �u anda bana hizmet etmekte olanlar d��nda hepsini. Onlar benden bir ad�m
a�a��da duracak. Onlarla durmav� b�t�n d�nyan�n ayaklar�n�n alt�nda yaltaklanmas�n�
se�ebilirsin. Bir kez daha, son bir kez daha �neriyorum sana. O se�imi yapt���n
zamanlar oldu, g�c�n� anlayacak kadar uzun ya�ad���n zamanlar."
Onu inkar et! Rand inkar edebilece�i �eye tutundu. "Hi�bir Aes Sedai sana hizmet
etmiyor. Bu da yalan!"
"Sana b�yle mi dediler? �ki bin y�l �nce Trolloclar�m� d�nyaya g�nderdim ve Aes
Sedailer aras�nda bile �mitsizli�i tan�yan, Shai'tan'�n �n�nde d�nyan�n
direnemeyece�ini anlayan ki�iler bul-
674
ROBERTJORDAN
dum. �ki bin y�l boyunca Kara Ajahlar di�erlerinin aras�nda, g�lgelerin i�inde
g�r�lmeden ya�ad�. Belki sana yard�m etti�ini iddia edenler bile."
Rand i�ine dolu�an ku�kular� silkeleyip atmaya �al�arak ba��n� iki yana sallad�.
Moiraine hakk�nda, Aes Sedai'nin ondan ne istedi�i, onunla ne yapmay� planlad���
hakk�nda ku�kular. "Benden ne istiyorsun?" diye hayk�rd�. �nkar et! ��k, inkar
etmeme yard�m et!
"Diz �ok!" Ba'alzamon ayaklar�n�n dibindeki yere i�aret etti. "Diz ��k ve efendin
oldu�umu kabul et! Sonunda edeceksin. Benim yarat���m olacaks�n, yoksa �leceksin."
Son s�z odada yank�land�, �o�ald�, �o�ald�, ta ki, Rand bir darbeyi savu�turmak
ister gibi kollar�n� kald�r�p ba��n� �rtene kadar. Sendeleyerek geriledi, masaya
�arpt�, kulaklar�ndaki sesi bo�maya �al�arak ba��rd�. "Hay�����r!"
Hayk�r�rken d�nd�, fig�rleri yere s�p�rd�. Bir �ey eline batt�, ama g�rmezden
geldi, kil fig�rleri �ekilsiz y���nlar haline gelene kadar ezdi. Ama hayk�r�� sona
erdi�i zaman yank� h�l� oradayd� ve gittik�e g��leniyordu:
�leceksin-�leceksin-�leceksin- �leceksin-�L-�L-�L-�L-�L-�L-�L-�L-�L-�L-�L-�L-�L-�L-
�L-�L-�L
Ses anafor gibi onu �ekti, i�ine s�r�kledi, zihnindeki bo�lu�u parampar�a etti.
I��k lo�la�t� ve g�r� a��s� daralarak bir t�nel oldu, ucundaki son parlak ��kta
Ba'alzamon duruyordu, k���ld�, k���ld�, t�rnak kadar oldu, sonra kayboldu. Yank�,
Rand'�n �evresinde d�nd�, d�nd�, karanl��a ve �l�me al�ald�.
Yere d�erken ��kan g�mb�rt� Rand'� uyand�rd�. O karanl�ktan ��kmaya �abalad�. Oda
karanl�kt�, ama r�yas�ndaki kadar karanl�k de�il. ��lg�nca aleve odaklanmaya
�al�t�, korkular�n� i�ine bo�altt�, ama bo�lu�un s�kuneti ondan ka��nd�.
Kollar�ndan ve bacaklar�ndan titremeler ge�iyordu, ama kan kulaklar�n� d�vmeyi
b�rakana kadar alev imgesine tutundu.
Mat yata��nda d�n�yor, k�vran�yor, uykusunda inliyordu. "... seni inkar ediyorum,
inkar ediyorum, inkar ediyorum..." S�nerek anlams�z m�r�lt�lara d�n�t�.
Rand onu uyand�rmak i�in elini uzatt� ve. ilk dokunu�u ile Mat bo-
D�NYANIN G�Z�
�uk bir homurtu ��kararak do�rulup oturdu. Bir dakika boyunca vah�ice �evresine
bak�nd�, sonra uzun, titrek bir nefes ald� ve ba��n� iki elinin aras�nda e�di.
Aniden d�nd�, yast���n�n alt�n� yoklad�, sonra yakut kabzal� han�eri iki eliyle
g��s�ne bast�rarak uzand�. Ba��n� �evirip Rand'a bakt�. Y�z� g�lgelerin i�inde
gizlenmi�ti. "O d�nd�, Rand."
"Biliyorum."
Mat ba��n� sallad�. "�� fig�r vard�..."
"Ben de g�rd�m."
"Kim oldu�umu biliyor, Rand. Han�erli fig�r� ald�m ve, '�te sen osun,' dedi. Ve bir
daha bakt���mda fig�rde benim y�z�m vard�. Benim y�z�m, Rand! Do�al deri gibi
g�r�n�yordu. Dokundu�um zaman elime �yle geliyordu. I��k bana yard�m etsin, o �ekil
benmi�im gibi kendi elimin beni tuttu�unu hissedebiliyordum."
Rand bir an sessiz kald�. "�nu inkar etmeye devam etmelisin, Mat."
"Ettim ve bana g�ld�. Sonsuz bir sava�tan bahsedip durdu, daha �nce o �ekilde bin
kez kar�� kar��ya geldi�imizi ve... I��k, Rand, Karanl�k Varl�k beni biliyor."
"Ayn� �eyleri bana da s�yledi. Bildi�ini sanm�yorum," diye ekledi yava��a.
"Hangimiz oldu�unu bildi�ini sanm�yorum..." Hangimiz ne?
Eline yaslanarak do�rulurken eli ac�d�. Masaya y�neldi, �� denemeden sonra mumu
yakmay� ba�ard�, sonra ����n alt�nda elini a�t�. Avucunda siyah tahta bir k�ym�k
vard�, bir taraf� p�r�zs�z ve cilal�yd�. Nefes almadan ona bakt�. Aniden nefes
nefese kald�, k�ym��� �ekti, tela�� i�inde ��karmay� beceremedi.
"Ne oldu?" diye sordu Mat.
"Yok bir �ey."
Sonunda k�ym��� ��karmay� ba�ard�. Tiksinti i�inde b�rakt�, ama homurtusu bo�az�nda
dondu. K�ym�k elinden ��kar ��kmaz yok olmu�tu.
Ama yara h�l� oradayd� ve kan�yordu. Seramik s�rahide su vard�. Lavaboyu doldurdu.
Elleri o kadar titriyordu ki, masan�n �zerine su s��ratt�. Tela�la ellerini y�kad�,
parma�� daha fazla yanana kadar ellerini ovu�turdu, sonra yine y�kad�. Derisinde
minicik bir k�ym�k kal-
676
ROBERTJORDAN
m� olmas� d��ncesi bile onu deh�ete d��r�yordu.
"I��k," dedi Mat, "benim de kendimi kirli hissetmeme sebep oldu." Ama iki eliyle
han�eri tutarak yatt��� yerde kald�.
"Evet," dedi Rand. "Kirli." Lavabonun arkas�ndaki y���ndan bir havlu ald�. Kap�
�al�n�nca yerinde s��rad�. "Evet?" dedi.
Moiraine ba��n� i�eri soktu. "�oktan uyanm�s�n�z. G�zel. Hemen giyinin ve a�a��
inin. G�n do�madan uzakla�m� olmal�y�z."
"�imdi mi?" diye inledi Mat. "Daha bir saat bile uyumad�k."
"Bir saat mi?" dedi kad�n. "D�rt saattir uyuyorsunuz. Acele edin, fazla zaman�m�z
yok."
Rand, kafas� kar�arak Mat ile bak�t�. R�yas�n�n her saniyesini a��k�a
hat�rlayabiliyordu. G�zlerini kapat�r kapatmaz ba�lam�t� ve yaln�zca birka� dakika
s�rm�t�.
O bak�mada bir �ey Moiraine'in dikkatini �ekti. Delici g�zlerle ikisine bakt�,
sonra i�eri girdi. "Ne oldu? R�ya m� g�rd�n�z?"
"Kim oldu�umu biliyor," dedi Mat. "Karanl�k Varl�k y�z�m� biliyor."
Rand konu�madan avucunu a�arak kad�na uzatt�. Tek mumun verdi�i g�lgeli ��kta bile
kan a��k�a g�r�lebiliyordu.
Aes Sedai bir ad�m att�, uzatt��� elini tuttu, ba�parma�� ile yaray� �rtt�. Rand'�n
i�i buz gibi oldu, o kadar so�uktu ki, parmaklar� kas�ld�, onlar� a��k tutmak i�in
m�cadele etmek zorunda kald�. Kad�n parmaklar�n� �ekti�inde, so�ukluk da yok oldu.
Rand elini �evirdi ve sersem sersem ince kan lekesini ovalay�p ��kard�. Yara yok
olmu�tu. Yava��a bak�lar�n� kald�r�p Aes Sedai ile g�z g�ze geldi.
"Acele edin," dedi kad�n yumu�ak sesle. "Zaman daral�yor."
Rand, art�k gitme zaman�ndan bahsetmedi�ini biliyordu.
44
YOLLARDAK� KARANLIK

�afaktan �nceki karanl�kta, Rand Moiraine'i takip ederek Gill Efendi ve


di�erlerinin beklemekte oldu�u arka koridora ula�t�. Nyna-eve ve Egwene, Loial
kadar endi�eli g�r�n�yordu, Perrin ise neredeyse Muhaf�z kadar sakindi. Mat art�k
az�c�k bile yaln�z kalmaktan korkuyormu� gibi Rand'�n pe�inden ayr�lmad�, bir metre
bile uzakla�mad�. A��� ve yamaklar� topluluk iyice ayd�nlat�lm�, kahvalt�
haz�rl�klar� ile �s�nm� mutfaktan ge�erken do�ruldu. Han�n m�terilerinin o saatte
kalkmalar� normal de�ildi. Gill Efendi'nin yat�t�r�c� s�zleri �zerine a��� y�ksek
sesle burnunu �ekti ve hamurunu h�zla hamur tahtas�na vurdu. Rand, ah�r avlusunun
kap�s�na vard���nda hepsi tavalar� ile ilgilenmeye, hamur yo�urmaya d�nm�t� bile.
D�ar�da gece h�l� zifiri karanl�kt�. Rand i�in ba�ka herkes daha karanl�k
g�lgelerden ba�ka bir �ey de�ildi. Hanc�y� ve Lan'i k�rleme-sine takip etti, Gill
Efendi'nin kendi ah�r avlusunu tan�mas�n�n ve Mu-haf�z'�n i�g�d�lerinin bacaklar�n�
k�rmadan avluyu a�malar�na yard�m edece�ini umdu. Loial birka� kez sendeledi.
"Neden tek bir ��k yakam�yoruz, anlam�yorum," diye homurdand� Ogier. "Biz yurtta
karanl�kta dolanmay�z. Ben bir Ogier'im, kedi de�il." Rand aniden Loial'�n t�yl�
kulaklar�n�n sinirle seyirdi�ini hayal etti.
Gecenin i�inde ah�r aniden tepelerine dikildi, ah�r kap�s� g�c�rdayarak a��ld�,
avluya dar bir ��k huzmesi bo�altt�. Hanc�, kap�y� ancak teker teker girmelerine
yetecek kadar a�t�, Perrin'in arkas�ndan tela�la �ekti, neredeyse delikanl�n�n
topuklar�na �arp�yordu. Rand i�eride-
678
ROBERTJORDAN
ki ����n alt�nda g�zlerini k�rp�t�rd�.
Ah�r u�aklar� onlar� g�r�nce, a���n�n aksine �a��rmad�. Atlar� eyerlenmi�,
bekliyordu. Mardarb kibirle duruyor, Lan hari� herkesi g�rmezden geliyordu, ama
Aldieb Moiraine'in elini koklamak i�in burnunu uzatt�. �zerine has�r k�feler
y�klenmi� bir y�k at� da vard�, bir de Loial i�in ayaklan t�yl�, Muhaf�z'�n
ayg�r�ndan bile y�ksek, dev bir hayvan. Tek ba��na t�kabasa y�kl� bir saman
arabas�n� �ekebilecek gibi g�r�n�yordu, ama Ogier'in yan�nda midilli gibi
duruyordu.
Loial, iri at� s�zerek ku�kuyla m�r�ldand�. "Benim ayaklar�m bana hep yetmi�tir."
Gill Efendi Rand'a i�aret etti. Hanc� ona neredeyse kendi sa�lar� ile ayn� renkte,
doru bir at �d�n� veriyordu. At y�ksek ve geni� g���sl�yd�, ama ad�mlar�nda
Bulut'ta olan canl�l�k yoktu ve Rand bunu g�rmekten memnun oldu. Gill Efendi ad�n�n
K�z�l oldu�unu s�yledi.
Egwene Bela'ya, Nynaeve uzun bacakl� k�sra�a gitti.
Mat, boz at�n� Rand'�n yan�na getirdi. "Perrin beni endi�elendiriyor," diye
m�r�ldand�. Rand ona keskin g�zlerle bakt�. "�ey, tuhaf davran�yor. Sen g�rm�yor
musun? Yemin ederim hayal etmiyorum, ya da... ya da..."
Rand ba��n� sallad�. Han�er onu yine ele ge�irmiyor, I��k'a ��k�r. "�yle, Mat, ama
rahat ol. Moiraine'in bundan haberi var... her ne ise. Perrin iyi." Buna
inanabilmeyi diledi, ama Mat'i, en az�ndan biraz tatmin etmi� gibiydi.
"Elbette," dedi Mat tela�la, g�zucuyla Perrin'i izlemeye devam ederek. "Olmad���n�
s�ylemedim zaten."
Gill Efendi ba� t�marc� ile konu�uyordu. Y�z� ata benzeyen o k�sele derili adam
yumru�unu aln�na g�t�rd� ve ah�r�n arkas�na seyirt-ti. Hanc� yuvarlak y�z�nde
tatmin olmu� bir g�l�mseme ile Moira-ine'e d�nd�. "Ramey yolun a��k oldu�unu
s�yl�yor, Aes Sedai."
Ah�r�n arka duvar� kat� ve sa�lam g�r�n�yordu, �zerine a��r alet raflar�
dizilmi�ti. Ramey ve di�er ah�r u�aklar� yabalar�, t�rm�klar�, k�rekleri
toparlad�lar, sonra raflar�n arkas�na uzan�p gizli kilitleri a�t�lar. Aniden
duvar�n bir k�sm� i�e do�ru kayd�. Mente�eleri o kadar iyi gizlenmi�ti ki, Rand
gizli kap� ard�na dek a��k dururken bile onlar� bu-
D�NYANIN G�Z�
�72
labilece�inden emin de�ildi. Ah�r�n ���� bir iki metre �tedeki tu�la duvar�
ayd�nlatt�.
"Binalar�n aras�ndaki dar bir ge�it yaln�zca," dedi hanc�, "ama ah�rdakiler d��nda
kimse burada bir kap� oldu�unu bilmiyor. Beyaz-pelerin ya da beyaz rozet, d�ar�
��kt���n�z� g�recek kimse olmayacak."
Aes Sedai ba��n� sallad�. "Unutma, iyi hanc�, bunlar�n ba��na dert a�aca��ndan
korkarsan, Tar Valon'da Sheriam Sedai'ye, Mavi Ajahlar-dan birine yazacaks�n.
Korkar�m k�z karde�lerimin ve benim �oktan, bana yard�m edenlerin i�lerini yoluna
koymak i�in yapacak �ok �eyimiz var."
Gill Efendi g�ld�; bu endi�eli birinin g�l�� de�ildi. "Neden, Aes Sedai, bana
�oktan Caemlyn'deki tek faresiz han� verdiniz. Ba�ka ne isteyebilirim ki? S�rf
bununla m�terilerim ikiye katlan�r." S�r�t�� solarak ciddiyete d�n�t�. "Neyin
pe�inde olursan�z olun, Krali�e Tar Va-lon'u destekliyor ve ben de Krali�e'yi
destekliyorum. Bu y�zden i�lerinizin yolunda gidece�ini umuyorum. I��k sizi
ayd�nlats�n, Aes Sedai. I��k hepinizi ayd�nlats�n."
"I��k seni de ayd�nlats�n, Gill Efendi," diye yan�t verdi Moiraine ba��n� e�erek.
"Ama e�er I��k'�n hepimizin �zerinde parlamas�n� istiyorsak, acele etmeliyiz."
Loial'a d�nd�. "Haz�r m�s�n?"
Ogier iri at�n di�lerine ihtiyatla bakarak dizginleri ald�. O a�z� elinden bir
dizgin boyu uzak tutmaya �al�arak hayvan� ah�r�n arkas�ndaki a��kl��a g�t�rd�.
Ramey kap�y� kapatmak i�in sab�rs�zlanarak ayak de�i�tirip duruyordu. Loial bir an,
yana��ndaki esintiyi hissetmek istercesine ba��n� e�erek durdu. "Bu taraftan," dedi
ve dar ge�ide d�nd�.
Moiraine LoiaP�n at�n�n hemen arkas�ndan takip ediyordu. Ard�ndan Rand ve Mat
geliyordu. Rand y�k at�n�n dizginlerini tutmu�tu. Nynaeve ve Egwene s�ran�n
ortas�nda at s�r�yorlard�, Perrin onlar� takip ediyor, Lan en sondan geliyordu.
Mandarb pis ge�ide ad�m atar atmaz gizli kap� kapand�. Kap� kilitlenirken ��kan
t�k�rt�lar Rand'a s�-rad�� �l��de y�ksek geldi.
Gill Efendi'nin ge�it dedi�i yan yol, ger�ekten de �ok dard� ve e�er bu m�mk�nse,
ah�rdan da karanl�kt�. Y�ksek, bo� tu�la ya da
680
ROBERTJORDAN
ah�ap duvarlar iki yanda dizilmi�ti, yukar�da siyah g�ky�z�nden dar bir �erit
g�r�lebiliyordu. Y�k at�n�n s�rt�ndaki iri, has�r sepetler iki yandaki binalara
s�rt�n�yordu. K�feler yolculuk i�in gereken malzemelerle t�kabasa doluydu ve
bunlar�n �o�u gazya�� dolu kil kavanozlard�. Bir s�r�k demeti at�n s�rt�na
boylamas�na ba�lanm�t� ve her birinin ucunda sallanan bir lamba vard�. Yollar,
demi�ti Loial, en karanl�k geceden bile karanl�kt�r.
K�smen doldurulmu� lambalar at�n hareketi ile �alkalan�yor, tene-kemsi seslerle
birbirlerine �arp�yordu. �ok y�ksek bir ses de�ildi, ama Caemlyn'de �afaktan �nceki
saat sessizdi. �ok sessiz. Donuk, metalik ��nlamalar bir kilometre �teden
duyulabilirmi� gibi geliyordu.
Ge�it bir sokakta sona erdi�inde, Loial duraklamadan y�n�n� se�ti. Takip etmesi
gereken yol gittik�e berrakla��rm� gibi, art�k nereye gidece�ini �ok iyi biliyordu.
Rand, Ogier'in Yolkap�s�n� nas�l bulabilece�ini anlam�yordu ve Loial �ok iyi
a��klayamam�t�. Biliyorum i�te, demi�ti; hissedebiliyordu. Loial bunun nas�l nefes
ald���n� a��klamak gibi oldu�unu iddia etmi�ti.
Sokakta uzakla��rlarken Rand d�n�p Krali�enin Takdisi'nin oldu�u yere bakt�.
Lamgwin'e g�re, o k�enin yak�n�nda h�l� yar�m d�zine Beyazpelerin bekliyordu.
Adamlar�n t�m dikkati han�n �zerindeydi, ama bir g�r�lt� onlar� kesinlikle buraya
getirirdi. Bu saatte sayg�n bir sebepten d�ar� ��kan kimse bulunmazd�. Atlar�n
nallar� kald�r�m ta�lar�n�n �zerinde �an gibi ��nl�yordu; lambalar, y�k at� onlar�
bilerek sall�yormu� gibi f�k�rd�yordu. Bir ba�ka k�eyi daha d�nene kadar omzunun
�zerinden arkaya bakmaktan vazge�medi. K�eyi d�nerken di�er Emond Meydan�
sakinlerinin de rahatlayarak i�lerini �ekti�ini duydu.
Loial onlar� nereye g�t�r�yor olursa olsun, Yolkap�s�na giden en k�sa rotay�
izliyor gibiydi. Bazen, karanl�kta dolanan k�pekler d��nda bombo�, geni� caddelerde
ilerliyorlard�. Bazen ah�r ge�idi kadar dar, dikkatsiz ayaklar�n alt�nda bir�eyler
ezilen sokaklarda seyirtiyor-lard�. Nynaeve al�ak sesle kokulardan �ikayet
ediyordu, ama hi�biri yava�lam�yordu.
Karanl�k azal�p koyu griye d�n�meye ba�lad�. �afa��n solcun
D�NYANIN G�Z�
��lt�lar�, do�udaki �at�lar�n �zerini ayd�nlatt�. Sokaklarda so�u�a kar�� b�z�lm�,
h�l� yataklar�nda olduklar�n� hayal ederek ba�lar�n� e�mi� birka� ki�i belirdi.
�o�u, ba�ka kimseye dikkat etmiyordu. Lo-ial'�n ba��n� �ekti�i insan ve at s�ras�na
bakan bir avu� insan vard� ve onlar�n da yaln�zca biri ger�ekten onlar� g�rd�.
O tek adam, t�pk� di�erleri gibi bak�lar�n� �stlerinde gezdirdi, kendi d��ncelerine
d�n�yormu� gibi g�r�nd�, sonra aniden sendeledi, d�ecek oldu, d�n�p bak�lar�n�
gruba dikti. Yaln�zca siluetlerini g�rmesine yetecek kadar ��k vard�, ama bu bile
�ok fazlayd�. Ogi-er uzaktan, yaln�z g�r�lse s�radan bir at� �eken uzun boylu bir
adam ya da k���k bir at� �eken normal bir adam san�labilirdi. Ama arkas�nda
dizilmi� olanlar�n verdi�i perspektif varken, Loial oldu�u kadar iri g�r�n�yordu:
en uzun adamdan yar�m boy daha uzun. Adam bir bak� f�rlatt�, sonra bo�uk bir
hayk�r� ile, pelerini arkas�nda dalgalanarak ko�maya ba�lad�.
K�sa s�re sonra yollarda daha fazla insan olacakt�. Rand, soka��n kar�� yan�nda,
ayaklar�n�n dibindeki kald�r�m ta�lar� d��nda hi�bir �eyi g�rmeden h�zla seyitten
bir kad�n� izledi. K�sa s�re sonra daha fazla insan fark edecekti. G�ky�z� do�uda
gittik�e ayd�nlan�yordu.
"�te," dedi Loial sonunda. "Buran�n alt�nda." Gece i�in kapanm� bir d�kkana i�aret
ediyordu. �ndeki masalar ��plakt�, d�kkan�n tenteleri s�k� s�k� sar�lm�, kap�s�
sa�lam kepenkjgrle �rt�lm�t�. D�kkan sahibinin ya�ad��� yukar�daki kat�n
pencereleri h�l� karanl�kt�.
"Alt�nda m�?" diye ba��rd� Mat inanmazl�kla. "I��k ad�na, nas�l...?"
Moiraine susmas� i�in elini kald�rd� ve pe�inden d�kkan�n yan�ndaki ge�ide
gelmelerini i�aret etti. Atlar� ile birlikte iki bina aras�ndaki bo�lu�a
dolu�tular. Duvarlar�n g�lgesi alt�nda, buras� sokaktan daha karanl�kt�, neredeyse
gece gibiydi.
"Mahzene a��lan bir kap� olmal�," diye m�r�ldand� Moiraine. "Ah, evet."
Aniden bir ��k �i�ek a�t�. Erkek yumru�u b�y�kl���nde, serin serin parlayan bir top
Aes Sedai'nin avucunun �zerinde as�l� kald�, elini kald�r�nca hareket etti. Rand
art�k herkesin bunu ola�an kar��lamas�n�n, ne �ok �ey g�r�p ge�irdiklerini g�steren
bir i�aret oldu�unu d��nd�. Kad�n ��k topunu, neredeyse yere paralel uzanan, ya-
682
ROBERTJORDAN
t�k bir kap�ya yakla�t�rd�. Kap�n�n �zerinde Rand'�n elinden b�y�k, pasl� bir asma
kilit vard� ve kal�n s�rg�leri birbirine ba�l�yordu.
Loial kilidi �eki�tirdi. "�ekip koparabilirim, ama bu herkesi uyand�racak kadar
g�r�lt� ��kar�r."
"Elimizden geliyorsa bu adam�n mal�na zarar vermeyelim." Moiraine bir dakika
boyunca kilidi dikkatle inceledi. Aniden asas� ile pasl� demire vurdu ve kilit
a��ld�.
Loial tela�la asma kilidi ��kard�, kap�lar� �ekerek a�t� ve arkaya yasland�.
Moiraine ortaya ��kan rampadan a�a�� indi, parlayan topu ile yolu ayd�nlatt�.
Aldieb zarif�e arkas�ndan y�r�d�.
"Lambalar� yak�n ve a�a�� inin," diye seslendi Aes Sedai al�ak sesle. "Yeterince
yer var. Acele edin. K�sa s�re sonra ortal�k ayd�nlanacak."
Rand tela�la y�k at�n�n s�rt�ndaki, s�r�klara ba�lanm� lambalar� ��zd�, ama daha
ilkini yakmadan da Mat'in y�z hatlar�n� se�ebiliyordu. Dakikalar i�inde sokaklar
insan dolacakt� ve d�kkanc� d�kkan�n� a�mak i�in a�a�� inecek, ge�idin neden
atlarla dolu oldu�unu merak edecekti. Mat sinirli sinirli atlar� i�eri sokmak
konusunda homurdand�, ama Rand kendi at�n� rampadan a�a�� indirmekten memnundu. Mat
homurdanarak, oyalanmadan takip etti.
Rand'�n lambas� s�r���n ucunda sallan�yor, dikkatli davranmazsa tavana �arp�yordu
ve ne K�z�l ne de y�k at� rampadan ho�lanmam�t�. A�a�� inince Mat'in yolunu a�mak
i�in kenara �ekildi. Moiraine ��k topunu s�nd�rd�, ama di�erleri a�a�� indik�e
lambalar� a��k mekan� ayd�nlatt�.
Mahzen, tepesindeki bina kadar geni� ve uzundu, mekan�n �o�u tu�la s�tunlarla
doluydu, zeminde dar ba�l�yor, tavanda ba�lad�klar�n�n be� kat� geni� sona
eriyorlard�. Mekan bir dizi kemerden olu�mu� gibi g�r�n�yordu. Epey yer vard�, ama
Rand'a yine de kalabal�k geliyordu. LoiaP�n ba�� tavana s�rt�n�yordu. Pasl� kilidin
i�aret etti�i gibi, mahzen uzun zamand�r kullan�lm�yordu. Yer �te beri dolu birka�
k�r�k f��� ve kal�n bir toz tabakas� d��nda bo�tu. Onca aya��n kald�rd��� toz
zerrecikleri lamba ���� alt�nda k�v�lc�mlan�yordu.
Lan i�eri giren son ki�i oldu ve Mandarb'� rampadan a�a�� indirir indirdirmez
yukar� ��kt� ve kap�lar� �ekip kapatt�.
D�NYANIN G�Z�
683
"Kan ve k�ller," diye h�rlad� Mat, "neden o kap�lardan birini b�yle bir yere
yaparlar ki?"
"Eskiden b�yle de�ildi," dedi Loial. G�rleyen sesi ma�arams� mekanda yank�land�.
"B�yle de�ildi. Hay�r!" Rand �ok i�inde Ogier'in �fkeli oldu�unu fark etti. "Bir
zamanlar burada a�a�lar vard�. Burada her t�r a�a� b�y�rd�, Ogierlerin b�y�meye
ikna edebildi�i her t�r a�a�. Y�z kula� y�ksekli�inde B�y�k A�a�lar. Dallar�n
g�lgesi, yaprak ve �i�ek kokusu ta��yan, yurdun an�s�n� ya�atan serin r�zgarlar.
Hepsi, bunun i�in katledildi!" Yumru�unu bir s�tuna indirdi.
S�tun, darbenin alt�nda sars�l�r gibi oldu. Rand tu�lalar�n �at�rda-d���n�
duydu�undan emindi. Kuru har� tozlar�ndan �a�layanlar s�tundan a�a�� kayd�.
"Dokunmu� olan ��z�lemez," dedi Moiraine nazik�e. "Binay� kafam�za y�kman a�a�lar�
yeniden b�y�tmeyecek." Loial'�n sark�k ka�lar�, bir insan�n becerebilece�inden daha
utanm� g�r�nmesine sebep oldu. "Senin yard�m�nla, Loial, belki ayakta kalan
koruluklar�n G�lge'ye kurban gitmesini engelleyebiliriz. Bizi arad���m�z yere
getirdin."
Duvarlardan birine yakla��rken, Rand o duvar�n di�erlerinden farkl� oldu�unu fark
etti. Di�er duvarlar s�radan tu�layd�; bu duvar girift i�lemelerle s�slenmi�
ta�tand�. Kal�n bir toz tabakas� alt�nda, solgun bile olsa yapraklar�n ve
sarma��klar�n s�sl� k�vr�mlar� g�r�lebiliyordu. Tu�lalar ve har� eskiydi, ama ta�
hakk�nda bir �ey onun tu�lalar pi�irilmeden uzun, �ok uzun zaman �nce bile burada
durdu�unu s�yl�yordu. Daha sonra, kendileri de y�zy�llar �nce �lm� olan in�aat��lar
zaten var olan� kendi yapt�klar� ile birle�tirmi�, daha da sonra ba�ka insanlar onu
bir mahzenin par�as� yapm�t�.
Oymal� ta� duvar�n tam ortas�ndaki bir k�sm�, kalan k�s�mdan da s�sl�yd�. Kalan� ne
kadar g�zel olsa da, kar��la�t�r�ld��� zaman merkezin kaba bir kopyas� gibi
g�r�n�yordu. Sert ta�a i�lenmi� o yapraklar yumu�ak g�r�n�yorlard�, hafif yaz
esintileri onlar� dalgaland�r�rken bir anda donmu� gibiydiler. B�t�n bunlara ra�men
eski hissi veriyorlard�. Ta�lar�n kalan� tu�lalardan ne kadar eskiyse, bu k�s�m da
di�er ta�lardan o kadar eskiydi. Hatta daha fazla. Loial ta�lara, buras� hari�
herhangi bir yerde, hatta belki bir ba�ka kalabal�kla sokak-
684
ROBERTJORDAN
larda olmay� tercih edermi� gibi bak�yordu.
"Avendesora," diye m�r�ldand� Moiraine, elini ta�taki yonca yapra��na koyarak. Rand
oymay� tarad�; bulabildi�i tek yonca yapra��yd� bu. "Ya�am A�ac�'n�n yapra��
anahtard�r," dedi Aes Sedai ve yaprak yerinden kurtuldu.
Rand g�zlerini k�rp�t�rd�; arkas�ndan inlemeler duydu. O yaprak t�pk� di�erleri
gibi duvar�n par�as� gibi g�r�nm�t�. Aes Sedai yapra�� ayn� rahatl�kla bir kar�
a�a��da ba�ka bir yere yerle�tirdi. �� yaprakl� yonca oras� i�in yap�lm� gibi
yerine oturdu ve bir kez daha b�t�n�n par�as� oldu. Yerine oturur oturmaz
merkezdeki i�lemeler tamamen de�i�ti.
Rand, yapraklar�n hissetmedi�i bir esinti ile dalgaland���ndan emindi; toz
tabakas�n�n alt�nda, lamba ����yla ayd�nlanan mahzende g�r bahar ye�illiklerinden
bir hal� gibi ye�il olduklar�n� d��necekti neredeyse. Ba�ta neredeyse alg�lanamaz
bir �ekilde, kadim oymalar�n ortas�nda bir-yar�k a��ld�, iki yar�m yava� yava�
mahzene do�ru kayarken geni�ledi, sonunda tamamen a��ld�lar. Kap�lar�n arkas� da �n
taraflar� gibi, ayn� g�r sarma��klar ve yapraklarla i�lenmi�ti. Arkada, toprak ya
da bir sonraki binan�n mahzeninin olmas� gereken yerde donuk, yans�mal� bir par�lt�
solgun solgun imgelerini yakalad�.
"Bir zamanlar," dedi Loial yar� yasl�, yar� korkulu, "Yolkap�lar�n�n ayna gibi
parlad���n� duymu�tum. Bir zamanlar, Yollara girenler g�ne� ve g�ky�z� alt�nda
y�r�rm�. Bir zamanlar."
"Beklemek i�in zaman�m�z yok," dedi Moiraine.
Lan, Mandarb'� ve s�r��a ba�l� lambay� ta��yarak yan�ndan ge�ti. G�lgeli bir at�
y�nlendiren g�lgeli yans�mas� ona yakla�t�. Adam ve yans�mas� parlayan y�zeyde
birbirlerine ad�m atm� g�r�nd�ler ve yok oldular. Bir an siyah ayg�r direndi,
g�r�n�rde kendine uzanan bir dizgin onu kendi imgesinin solgun �ekline ba�lad�.
Dizgin gerildi ve sava� at� da yok oldu.
Bir an mahzendeki herkes Yolkap�s�na bakarak durdu.
"Acele edin," diye uyard� Moiraine. "En son ben ge�meliyim. Birisinin tesad�fen
bulmas� olas�l���na kar��l�k buray� a��k b�rakamay�z. Acele edin."
Loial derin bir i� �ekerek par�lt�n�n i�ine y�r�d�. �ri at� ba��n� sal-
D�NYAN�N ��Z�
685
layarak y�zeyden uzak durmaya �al�t�, ama �ekilip g�t�r�ld�. Muhaf�z ve Mandarb
gibi tamamen yok oldular.
Rand teredd�tle lambas�n� Yolkap�s�na soktu. Lamba kendi yans�mas�n�n i�ine
g�m�ld�, ikisi birle�ip yok oldular. Rand kendini ilerlemeye zorlad�, s�r���n
santim santim yok olmas�n� izledi, sonra kendisi de ad�m at�p kap�ya girdi. A�z�
a��k kald�. So�uk bir su perdesinden ge�er gibi, buz gibi bir �ey derisinde kayd�.
Zaman gerildi; so�uk her seferinde bir sa� telini sard�, giysilerini iplik iplik
a�t�.
Aniden so�ukluk kabarc�k gibi patlad�, Rand nefes almak i�in durdu. Yollar�n
i�indeydi. �leride Lan ve Loial atlar�n�n yan�nda sab�rla bekliyordu. �evrelerinde,
sonsuza dek uzan�yor gibi g�r�nen bir siyahl�k vard�. Lambalar� �evrelerinde k���k
bir ��k havuzu olu�turuyordu, �ok k���k, sanki bir �ey ���a bask� yap�yor, ya da
onu yi-yiyordu.
Rand aniden endi�elenerek dizginleri �ekti. K�z�l ve y�k at� s��rayarak, onu
neredeyse yere y�karak kap�dan ge�ti. Rand sendeleyip dengesini sa�lad� ve sinirli
atlar� pe�inden �ekerek Muhaf�z ile Ogi-er'e do�ru seyirtti. Hayvanlar al�ak sesle
ki�nediler. Mandarb bile di�er atlar�n varl���nda teselli bulmu� gibiydi.
"Yolkap�s�ndan ge�erken yava� ol, Rand," diye uyard� Loial. "Yollarda baz�
�eyler... d�ar�da oldu�undan farkl�d�r. Bak."
Rand ayn� donuk ��lt�y� g�rece�ini sanarak Ogier'in i�aret etti�i y�ne bakt�. Bunun
yerine, siyahl���n ortas�na geni�, puslu bir cam konulmu� gibi mahzeni g�rd�.
Mahzene bakan pencerenin �evresindeki karanl�k rahats�z edici bir derinlik duygusu
veriyordu, sanki a��kl�k �evresinde, arkas�nda karanl�k d��nda hi�bir �ey olmadan,
yapayaln�z duruyor gibiydi. Rand titrek bir kahkaha ile bunu s�yledi, ama Loial onu
ciddiye ald�.
"�epe�evre dolanabilirsin ve di�er yanda tek bir �ey bile g�remezsin. Ama bunu
�nermem. Kitaplar, Yolkap�s�n�n arkas�nda ne oldu�u konusunda a��k konu�muyor.
San�r�m orada kaybolabilir, bir daha ��k�� asla bulamayabilirsin."
Rand, ba��n� iki yana sallad� ve arkas�nda olan �eyden �ok Yolkap�s�na yo�unla�maya
�al�t�, ama bu da rahats�z edici bir �eydi. Karanl���n i�inde Yolkap�s�ndan ba�ka
bakacak bir �ey olsa bakard�.
686
ROBERTJORDAN
Mahzende, puslu lo�lu�un i�inde Moiraine ve di�erleri a��k�a g�r�-lebiliyorlard�,
ama r�yadaym� gibi hareket ediyorlard�. Her g�z k�rpma a��r, abart�l� bir hareket
gibi g�r�n�yordu. Mat berrak j�le i�inde y�r�r gibi Yolkap�s�na yakla��yordu,
bacaklar� �ne do�ru y�z�yordu sanki.
"�ark, Yollarda daha h�zl� dokur," diye a��klad� Loial. �evrelerindeki karanl��a
bakt�, ba�� omuzlar�n�n aras�na g�m�ld�. "Art�k k���k par�alardan fazlas�n� bilen
kimse kalmad�. Yollar hakk�nda bilmediklerimden korkuyorum, Rand."
"Karanl�k Varl�k," dedi Lan, "risk almadan altedilemez. Ama �u anda hayattay�z ve
�n�m�zde hayatta kalma umudu var. Yenilmeden teslim olma, Ogier."
"Yollarda daha �nce bulunsan bu kadar g�venli konu�mazs�n." Loial'�n sesindeki her
zamanki g�rleme yok olmu�tu. Karanl��a, orada bir�eyler g�r�yormu� gibi bakt�. "Ben
de daha �nce hi� Yollarda bulunmad�m, ama bir Yolkap�s�ndan girmi�, sonra yine
��km� Ogi-erler g�rd�m. Sen de g�rsen b�yle konu�mazd�n."
Mat, kap�dan i�eri ad�m att� ve normal h�z�na kavu�tu. Bir an sonsuz g�r�nen
karanl��a bakt�, sonra ko�arak onlara kat�lmaya geldi. Lambas� s�r���n ucunda
sallan�yor, at� arkas�nda s��r�yor, onu yere y�kacak oluyordu. Di�erleri de teker
teker i�eri girdiler, Perrin, Egwe-ne ve Nynaeve, her biri �ok ve sessizlik i�inde
bakt�lar, sonra di�erlerine kat�lmak i�in seyirttiler. Her lamba, ��k havuzunu
biraz daha geni�letti, ama olmas� gerekti�i kadar de�il. Sanki ne kadar �ok ��k
olursa, karanl�k o kadar �ok yo�unla��yor, eksilmeye kar�� m�cadele ediyordu.
Bu Rand'�n devam ettirmek istedi�i bir mant�k y�r�tme bi�imi de�ildi. Karanl��a
kendine �zg� bir irade vermeden beklemek de yeterince k�t�yd�. Ama herkes ayn�
bask�nl��� hissediyor gibiydi. Mat burada alayl� yorumlar yapm�yor, Egwene gelme
karar�n� g�zden ge�irmek istermi� gibi g�r�n�yordu. Hepsi sessizce Yolkap�s�n�,
bildikleri d�nyaya a��lan o son pencereyi izlediler.
Sonunda mahzende yaln�zca, ta��d��� lamban�n hafif�e ayd�nlatt��� Moiraine kald�.
Aes Sedai h�l� r�yada gibi hareket ediyordu. Eli Avendesora yapra��n� bulmak i�in
uzand�. Bu tarafta ta�taki i�leme-
D�NYANIN G�Z� �SZ
lerin alt k�sm�na yerle�tirilmi�ti, kad�n�n �teki yanda yerle�tirdi�i yerin
kar��s�na. Aes Sedai yapra�� ald�, ba�taki konumuna yerle�tirdi. Rand aniden �teki
taraftaki yapra��n da oynay�p oynamad���n� merak etti.
Ta� kap�lar yava� yava� arkas�nda kapan�rken Aes Sedai Aldieb'i �ekerek i�eri
girdi. Gelip toplulu�a kat�ld�, lambas�n�n ���� kap�lar� tamamen kapanmadan terk
etti. Mahzenin gittik�e daralan g�r�nt�s�n� karanl�k yuttu. Lambalar�n k�s�tl� ����
alt�nda karanl�k onlar� tamamen sarmalad�.
Aniden d�nyada kalan tek ��k lambalar�n ���� gibi geldi. Rand Perrin ile Egwene'in
aras�na s�k�m� oldu�unu fark etti. Egwene iri g�zlerle ona bakt� ve daha da
yakla�t�, Perrin ona yer a�mak i�in k�p�rdamad�. T�m d�nya karanl��a bo�ulmu�ken
bir ba�ka insana dokunmakta rahatlat�c� bir �ey vard�. Atlar bile Yollar onlar� bir
d���m halinde birbirine itmi� gibi yana�m�lard�.
Kay�ts�z g�r�nen Moiraine ve Lan eyerlerine t�rmand�lar ve Aes Sedai �ne e�ilerek
kollar�n� eyerinin topuzunda duran asas�na dayad�. "Yola ��kmal�y�z, Loial."
Loial irkildi, hararetle ba��n� sallad�. "Evet. Evet, Aes Sedai, hakl�s�n.
Gerekti�inden bir dakika bile fazla oyalanmamal�y�z." Ayaklar�n�n alt�nda uzanan
geni�, beyaz bir banda i�aret etti. Rand tela�la banttan uzakla�t�. T�m �ki
Nehirliler ayn�s�n� yapt�. Rand ba�ta yerin p�r�zs�z oldu�unu d��nm�t�, ama �imdi
ta� �i�e�e yakalanm� gibi �ukurlu oldu�unu g�r�yordu. Beyaz �izgi �ok yerde
kesintiye u�ram�t�. "Bu Yolkapis�ndan ilk K�lavuz'a gidiyor. Oradan..." Loial
endi�e i�inde �evresine bak�nd�, sonra daha �nce g�sterdi�i g�n�ls�zl��� hi�
g�stermeden at�na t�rmand�. Ata ba� t�marc�n�n bulabildi�i en b�y�k eyer tak�lm�t�,
ama Loial yine de onu ba�tan sona doldu-ruyordu. Ayaklan iki yanda hayvan�n
dizlerine kadar sark�yordu. "Gerekti�inden bir dakika bile fazla oyalanmamal�y�z,"
diye m�r�ldand�. Di�erleri g�n�ls�zce atlar�na bindiler.
Moiraine ve Lan Ogier'in iki yan�nda at s�r�yor, karanl�kta beyaz �izgiyi takip
ediyordu. Di�erleri ellerinden geldi�ince yak�ndan izliyorlard�. Lambalar
ba�lar�n�n �st�nde s��r�yordu. Bir evi doldurmaya yetecek kadar ��k veriyor
olmal�yd�lar, ama �� metre �telerinde yay-
688
ROBERTJORDAN
d�klar� ayd�nl�k sona eriyordu. Karanl�k, ���� bir duvar gibi durduruyordu.
Eyerlerin g�c�rt�s�, nallar�n ta� �zerindeki t�k�rt�s� ancak ����n s�n�r�na kadar
gidebiliyor gibiydi.
Rand'�n eli k�l�ca kay�p duruyordu. K�l�c�n kendini savunmak i�in kullanabilece�i
bir �ey oldu�unu d��nd���nden de�il; orada herhangi bir �eyin bulunabilece�i bir
yer var gibi g�r�nm�yordu. �evrelerindeki ��k kabarc��� ta� �evrili, ��k�� olmayan
bir ma�ara olabilirdi. �evrelerindeki de�i�ikliklere bak�l�rsa, atlar dolapbeygiri
de olabilirdi. Rand elinin bask�s�, a��rl���n� �zerinde hissetti�i kayalar� uzak
tutabilecekmi� gibi kabzay� kavram�t�. K�l�ca dokunurken Tam'in ��rettiklerini
hat�rlayabiliyordu. K�sa bir s�re i�in bo�lu�un s�kunetini bulabiliyordu. Ama
a��rl�k hep geri d�n�yor, bo�lu�a bast�r�yor, onu zihninde bir ma�ara haline gelene
kadar daralt�yordu. Ve Rand hat�rlamak, i�in Tam'in k�l�c�na dokunarak ba�tan
ba�lamak zorunda kal�yordu.
Bir �ey de�i�ti�i zaman avuntu oldu. Bu, �nlerindeki karanl�kta beliren, geni�,
beyaz �izginin dibinde sona erdi�i, dik duran y�ksek bir ta� levha olsa bile. Geni�
y�zeyine, Rand'�n akl�na sarma��klar� ve yapraklar� getiren k�vr�ml�, zarif, beyaz,
metalden �izgiler kak�lm�t�. Renksiz �ukurlar hem ta��, hem metali i�aretlemi�ti.
"K�lavuz," dedi Loial ve eyerinde e�ilip k�vr�ml� metal �izgilere ka�lar�n� �atarak
bakt�.
"Ogier yaz�s�," dedi Moiraine, "ama o kadar bozulmu� ki, ne s�yledi�ini zar zor
anlayabiliyorum."
"Ben de �yle," dedi Loial, "ama bu taraftan gitmemiz gerekti�ini anlayabiliyorum."
At�n� K�lavuz'dan yana �evirdi.
I��klar�n�n kenar� ba�ka ta� yap�lar� ayd�nlatt�. Karanl��a do�ru yay �izen ta�
duvarl� k�pr�ler, korkuluklar� olmayan rampalar yukar� ve a�a�� gidiyordu. Ama
k�pr�ler ve rampalar�n aras�nda, orada d�mek tehlikeliymi� gibi g���s y�ksekli�inde
korkuluklar vard�. Korkuluklar d�z beyaz ta�tan yap�lm�t�, basit k�vr�mlar ve
�emberler karma��k desenler olu�turacak �ekilde bir araya getirilmi�ti.
Desenlerdeki bir �ey Rand'a tan�d�k geliyordu, ama bunun, her �eyin yabanc� oldu�u
bir yerde tan�d�k bir �ey arayan zihninin oyunu oldu�unu biliyordu.
D�NYANIN G�Z�
689
Loial k�pr�lerden birinin aya��nda durup oradaki dar bir ta� s�tunun �zerinde tek
bir �izgiyi okudu. Ba��n� sallayarak k�pr�ye ��kt�. "Bu yolumuzun �zerindeki ilk
k�pr�," dedi omzunun �zerinden.
Rand k�pr�y� neyin ayakta tuttu�unu merak etti. Atlar�n toynaklar�, her ad�mlar�nda
ta� yontuyorlarm� gibi kumlu bir ses ��kar�yordu. G�rebildi�i her �ey s��
deliklerle doluydu, baz�lar� minik i�ne delikleri, di�erleri bir ad�m geni�li�inde
s��, kaba kenarl� kraterler gibiydi. Sanki bir asit ya�muru olmu�tu ya da ta�
��r�yordu. Muhaf�z duvarlarda da �atlaklar ve delikler vard�. Baz� yerlerde, bir
kula� geni�lik boyunca tamamen yok olmu�tu. Rand k�pr�n�n d�nyan�n merkezine kadar
kat� ta� olabilece�ini d��nd�, ama g�rd�kleri, k�pr�n�n di�er ucuna ula�ana kadar
ayakta kalmas�n� ummaya ba�lamas�na sebep oldu. Oras� her neresi ise.
K�pr� sonunda, ba�lad��� yere benzeyen bir yerde bitti. Rand'�n tek g�rebildi�i
k���k ��k havuzunun dokundu�u yerdi, ama buran�n, k�pr�ler ve rampalarla ba�ka
yerlere ba�lanan d�z zirveli bir tepe gibi geni� bir mekan oldu�u izlenimi
alt�ndayd�. Loial buraya Ada diyordu. Bir ba�ka yaz� kapl� K�lavuz vard� -Rand onun
adan�n ortas�nda oldu�unu tahmin etti, ama hakl� olup olmad���n� bilmesinin yolu
yoktu. Loial okudu, sonra onlar� k�vr�larak y�kselen bir rampaya g�t�rd�.
Devaml� k�vr�lan sonsuz bir t�rman�tan sonra rampa ba�lad�klar� yerdekine �ok
benzeyen bir ba�ka Adada sona erdi. Rand rampan�n k�vr�mlar�n� hayal etmeye �al�t�
ve sonunda pes etti. Bu Ada di�erinin tam tepesinde olamaz. Olamaz.
Loial, Ogier yaz�lar� ile kaplanm� bir ba�ka ta�a ba�vurdu, bir ba�ka yol i�areti
buldu ve onlar� bir ba�ka k�pr�ye y�nlendirdi. Art�k ne y�ne gittikleri konusunda
Rand'�n hi� fikri yoktu.
Karanl���n i�indeki ��k d���m�nde, bir k�pr� kesinlikle bir di�erinin ayn�yd�,
yaln�z baz�lar�n�n koruma duvarlar�nda k�r�lmalar vard�, baz�lar�nda yoktu. Adalar�
farkl� k�lan tek �ey K�lavuz ta�lar�n g�rd��� zarar�n derecesiydi. Rand zaman
kavram�n� yitirdi; ka� k�pr� ge�tiklerinden, ka� rampay� t�rman�p indiklerinden
bile emin de�ildi. Ama Muhaf�z'�n kafas�nda bir saat olmal�yd�. Tam Rand a�l���n
ilk k�p�rt�lar�n� hissetmeye ba�lad���nda Lan sessizce ��len oldu�unu bil-
690
ROBERTJORDAN
dirdi ve at�ndan inip y�k at�ndan ekmek, peynir ve kuru et dolu bir paket ��kard�.
Perrin at�n� �ekerek geliyordu. Bir Adan�n �zerindey-diler ve Loial K�lavuz'daki
tarifleri ��zmeye �al��yordu.
Mat eyerden inecek oldu, ama Moiraine, "Zaman�m�z Yollarda harcanamayacak kadar
de�erli. Bizim i�in, �ok k�ymetli. Uyuma zaman� geldi�inde duraca��z." Lan
Mandarb'�n s�rt�na binmi�ti bile.
Rand'�n i�tah�, Yollarda uyuma fikri akl�na d��nce kayboldu. Burada hep geceydi,
ama uyunacak gecelerden de�il. Ama herkes gibi at�n�n �zerinde yeme�ini yedi. Lamba
s�r���n� ve dizginleri tutarken yemek yemeye �al�mak kolay i� de�ildi, ama i�tah�n�
kaybetti�ini d��nmesine ra�men i�i bitti�i zaman parmaklar�nda kalan ekmek ve
peynir k�r�nt�lar�n� yalad� ve daha fazlas�n�n olmas�n� diledi. Hatta Yollar�n
Loial'�n s�yledi�i kadar k�t� olmad���n� d��nmeye ba�lad�. F�rt�na �ncesinin bask�n
hissi havada as�l� olabilirdi, ama hi�bir �ey de�i�miyordu. Hi�bir �ey olmuyordu.
Yollar neredeyse s�k�c�yd�.
Sonra sessizlik, Loial'�n korku dolu homurtusu ile bozuldu. Rand, Ogier'in �n�n�
g�rebilmek i�in dizginlere basarak do�ruldu ve g�rd��� �ey kar��s�nda yutkundu. Bir
k�pr�n�n ortas�ndayd�lar ve k�pr� Loial'�n bir iki metre �tesinde �entikli bir
bo�luk ile sona eriyordu.

45
G�LGEDE TAK�P EDEN
Lambalar�n�n ���� ancak, bir devin k�r�k di�i gibi karanl���n i�inde f�rlayan kar��
tarafa dokunacak kadar uzan�yordu. Loial'�n at�n�n aya�� sinirli sinirli yeri d�vd�
ve gev�ek bir ta� a�a��daki �l� karanl��a d��p kayboldu. Dibe �arpt��� zaman ses
��karm�sa bile, Rand duyamad�.
K�z�l'� bo�lu�a yana�t�rd�. Lamba s�r���n� ne kadar a�a�� sark�t�rsa sark�ts�n,
hi�bir �ey g�remedi. A�a��da karanl�k vard�, yukar�da karanl�k vard� ve ����
bo�uyordu. Bir dip varsa bile, �� y�z metre a�a��da olabilirdi. Ya da belki hi�
yoktu. Ama di�er yanda, k�pr�n�n alt�nda ne oldu�unu, onu neyin ayakta tuttu�unu
g�rebiliyordu. Hi�bir �ey. K�pr�n�n kal�nl��� bir kula�tan daha azd� ve alt�nda
kesinlikle hi�bir �ey yoktu.
Aniden ayaklar�n�n alt�ndaki ta� ka��t kadar ince ve kenar�n �tesindeki sonsuz
u�urum onu �ekiyor gibi gelmeye ba�lad�. Lamba ve s�r�k aniden onu eyerden a�a��
indirecek kadar a��r g�r�nd�. Ba�� d�nerek, yakla��rken g�sterdi�i ihtiyatla, doru
at�n� bo�luktan uzakla�t�rd�.
"Bizi buraya m� getirdin, Aes Sedai?" dedi Nynaeve. "Onca yolu yaln�zca Caemlyn'e
d�nmek zorunda oldu�umuzu anlamak i�in mi geldik?"
"Geri d�nmek zorunda de�iliz," dedi Moiraine. "Ta Caemlyn'e kadar de�il. Yollarda
her yere giden �ok yol vard�r. Yaln�zca Loial'�n Fal Dara'ya giden bir ba�ka yol
bulmas�na yetecek kadar d�nece�iz. Lo-ial? Loial!"
<m
ROBERTJORDAN
Ogier, g�zle g�r�lebilir bir �abayla bo�lu�a bakmay� b�rakt�. "Ne? Ah. Evet, Aes
Sedai. Ba�ka bir yol bulabilirim. Daha �nce..." G�zleri u�uruma kayd� ve kulaklar�
seyirdi, "daha �nce ��r�menin bu kadar ilerledi�ini hayal etmemi�tim. K�pr�ler bile
k�r�lmaya ba�lam�sa, istedi�in yolu bulamayabilirim. Geri d�n� yolunu da
bulamayabilirim. �u anda bile k�pr�ler arkam�zda y�k�l�yor olabilir."
"Bir yol olmal�," dedi Perrin ifadesiz bir sesle. G�zleri ���� toplay�p, alt�n
rengi parl�yor gibiydi. Av�na yakla�an bir kurt gibi, diye d��nd� Rand irkilerek.
�te b�yle g�r�n�yor.
"�ark'�n dokudu�u gibi olacak," dedi Moiraine, "ama ��r�menin senin korktu�un kadar
ilerledi�ini sanm�yorum. Ta�a bak, Loial. Bu k�r���n eski oldu�unu ben bile
anlayabiliyorum."
"Evet," dedi Loial yava��a. "Evet, Aes Sedai. G�rebiliyorum. Burada r�zgar ve
ya�mur yok, ama o ta� en az on y�ld�r a��kta duruyor." Rahatlam� bir s�r�tma ile
ba��m sallad�, o anki ke�finden o kadar mutlu olmu�tu ki, korkusunu unutmu�
gibiydi. Sonra �evresine bak�nd� ve huzursuzca omuz silkti. "Mafal Dadaranell
yolundan daha kolay yollar bulabilirim. Mesela Tar Valon. Ya da Shangtai Yurdu. Son
Adadan Shangtai Yurdu'na yaln�zca �� k�pr� var. San�r�m art�k �htiyarlar benimle
konu�may� kabul eder."
"Fal Dara, Loial," dedi Moiraine kararl�l�kla. "D�nyan�n G�z�, Fal Dara'n�n
�tesinde ve G�z'e ula�mal�y�z."
"Fal Dara," diye kabul etti Ogier g�n�ls�zce.
Adaya d�nd�klerinde Loial dikkatle yaz� kapl� ta� levhay� inceledi. Ka�lar� a�a��
sarkarak yan kendi kendine m�r�ldand�. K�sa s�re sonra tamamen kendi kendine
konu�maya ba�lad�, ��nk� Ogier diline d�nm�t�. Bu de�i�ik dil, kula�a g�r sesli
ku�lar�n �ark�s� gibi geliyordu. Rand'a bu kadar iri bir halk�n b�yle m�zik dolu
bir dile sahip olmas� tuhaf geldi.
Ogier sonunda ba��n� sallad�. Onlar� se�ti�i k�pr�ye g�t�r�rken, d�n�p bir
tabelan�n yan�nda duran bir ba�kas�na �zlemle bakt�. "Shangtai Yurdu'na �� k�pr�."
��ini �ekti. Ama tabelalar�n yan�ndan durmadan ge�ti ve �tedeki ���nc� k�pr�ye
d�nd�. Ge�meye ba�lad�klar�nda h�z�nle arkas�na bakt�, ama evine giden k�pr�
karanl���n i�inde gizlenmi�ti.
D�NYANIN G�Z�
693
Rand doru at�n� Ogier'in yan�na s�rd�. "B�t�n bunlar bitti�i zaman, Loial, bana
yurdunu g�ster, ben de sana Emond Meydan�'n� g�steririm. Ama Yollar olmadan. T�m
yaz yolculuk etsek de, ya at s�reriz, ya y�r�r�z."
"Bitece�ine inan�yor musun, Rand?"
Rand, Ogier'e ka�lar�n� �att�. "Fal Dara'ya iki g�nl�k yolumuz oldu�unu sen
s�yledin."
"Yollardan bahsetmiyorum, Rand. Kalan her �eyden bahsediyorum." Loial omzunun
�zerinden, yan yana at s�rerlerken al�ak sesle Lan ile konu�an Aes Sedai'ye bakt�.
"Bitece�ini nereden biliyorsun?"
K�pr�ler ve rampalar yukar�ya, a�a��ya, kar��ya gidiyordu. Bazen K�lavuz'dan, t�pk�
Caemlyn'deki Yolkap�s�ndan sonra takip ettikleri �izgiye benzer beyaz bir �izgi
uzakla��yordu. Rand o �izgilere merakla ve biraz da �zlemle bakan tek ki�i
olmad���n� g�rd�. Nynaeve, Perrin, Mat, hatta Egwene �izgilerin yan�ndan g�n�ls�zce
uzakla��yordu. Her birinin kar�� ucunda bir Yolkap�s� vard�, d�nyaya d�nen bir
kap�, g�ky�z�n�n, g�ne�in, ve r�zgar�n oldu�u d�nyaya. R�zgar� bile ho�
kar��layacaklard�. Aes Sedai'nin keskin bak�lar� alt�nda �izgileri arkada
b�rakt�lar. Ama karanl�k, Aday�, K�lavuzu ve �izgiyi yuttuktan sonra son bir kez
arkas�na bakan tek ki�i Rand de�ildi.
Moiraine o gece i�in Adalardan birinde duracaklar�n� bildirdi�inde Rand esnemeye
ba�lam�t�. Mat �evrelerindeki siyahl��a bakt� ve y�ksek sesle k�k�rdad�, ama
at�ndan herkes kadar �abuk indi. Nynaeve ve Egwene k���k gaz oca��n� kurup �ay
yapmaya koyulurlarken Lan ve delikanl�lar atlar�n eyerlerini ��zd�ler ve hayvanlar�
k�steklediler. Lan'in s�ylemesine g�re Afet'te Muhaf�zlar taraf�ndan, odun
yak�lmas�n�n tehlikeli oldu�u yerlerde kullan�lan gaz oca��, bir gaz lambas�n�n
haznesi gibi duruyordu. Muhaf�z y�k at�ndan indirdikleri sepetlerin birinden ��ayak
��kard� ve lamba s�r�klar�n� kamplar�n�n �evresinde bir �ember halinde dizdiler.
Loial bir s�re K�lavuzu inceledi, sonra ba�da� kurup oturdu ve elini tozlu, oyuk
ta��n �zerinde gezdirdi. "Bir zamanlar Adalarda bitkiler yeti�irmi�," dedi h�z�nle.
"T�m kitaplar bahseder. �zerinde uyunabilecek ku�t�y� d�ekler kadar yumu�ak, ye�il
otlar varm�. Meyve a�a�lan yan�n�zda getirdi�iniz yiyecekleri bir elma, bir armut
621
ROBERTJORDAN
ya da �anmeyvesi ile tatland�r�rm�. D�ar�da y�l�n hangi mevsimi olursa olsun,
buradaki meyveler hep tatl�, sulu ve gevrek olurmu�."
"Avlayacak bir �ey yok," diye h�rlad� Perrin, sonra konu�tu�u i�in �a��rm� g�r�nd�.
Egwene, Loial'a bir kupa �ay uzatt�. Loial i�meden �ay� elinde tuttu,
derinliklerinde meyve a�a�lar� bulabilirmi� gibi kupan�n i�ine bakt�.
"Koruma b�y�leri yapmayacak m�s�n?" diye sordu Nynaeve Mo-iraine'e. "Ku�kusuz
burada s��anlardan daha k�t�leri vard�r. Bir �ey g�rmedim, ama hissedebiliyorum."
Aes Sedai tats�z tats�z parmaklar�n� avu�lar�na s�rtt�. "Lekeyi, Yollar� yapan
g�c�n yozlu�unu hissediyorsun. Zorunlu olmad���m s�rece Yollarda Tek G��'�
kullanmayaca��m. Leke o kadar g��l� ki, ne yapmaya �al��rsam �al�ay�m, kesinlikle
yozla��r."
Bu herkesi Loial kadar sessizle�tirdi. Lan g�rev bilir bir �ekilde yeme�inin ba��na
oturdu ve ate�i besliyormu� gibi, bedenine enerji verecek yiyecekleri yedi.
Moiraine'de iyi yedi ve �ss�zl���n ortas�nda, ��plak ta��n �zerinde oturmuyormu�
gibi temiz ve d�zenli bir �ekilde yedi. Ama Rand yiyeceklerini yaln�zca didikledi.
Gaz oca��n�n minik alevi ancak su kaynatacak kadar �s� veriyordu, ama �s�s�n�
so�ur-mak ister gibi oca�a do�ru e�ilerek yerinde b�z�lm�t�. Omuzlan Mat ve
Perrin'inkilere s�rt�n�yordu. Oca��n �evresinde s�k� bir �ember olu�turmu�lard�.
Mat'in ekme�i, eti ve peyniri unutulmu�, elinde duruyordu. Perrin birka� lokma
yedikten sonra teneke taba��n� yere b�rakt�. Ortam gittik�e kasvet kazand� ve
herkes onlar� �evreleyen karanl�ktan ka��narak bak�lar�n� yere dikti.
Moiraine, yeme�ini yerken onlar� inceledi. Sonunda taba��n� bir kenara b�rakt� ve
bir pe�ete ile dudaklar�n� temizledi. "Sizi ne�elendirecek bir �ey s�yleyebilirim.
Thom Merrilin'in �ld���n� sanm�yorum."
Rand keskin g�zlerle ona bakt�. "Ama... Soluk..."
"Mat bana Beyazk�pr�'de olanlar� anlatt�," dedi Aes Sedai. "Oradaki insanlar ��ktan
bahsettiler, ama �lmesi hakk�nda hi�bir �ey s�ylemediler. Bir ��k �ld�r�lseydi
s�ylerlerdi san�r�m. Beyazk�pr� bir ����n k���k bir �ey olaca�� kadar b�y�k de�il.
Ve Thom, siz
D�NYANIN G�Z�
���n�z�n �evresinde dokunan Desen'in bir par�as�. Hen�z kesilip at�lmayacak kadar
�nemli bir par�as� oldu�una inan�yorum."
�ok �nemli mi? diye d��nd� Rand. Moimine nas�l bilebilir...? "Min. Thom hakk�nda
bir �ey mi g�rd�?"
"�ok �ey g�rd�," dedi Moiraine. "Hepiniz hakk�nda. Ke�ke g�rd�klerinin yar�s�n�
anlayabilseydim, ama o bile anlam�yor. Eski s�n�rlar kalk�yor. Ama Min'in yapt���
�ey yeni de olsa eski de, ger�e�i g�r�yor. Kaderleriniz birbirine ba�l�. Thom
Merrilin'inki de."
Nynaeve, �nemsemezce burnunu �ekti ve kendine bir kupa �ay doldurdu.
"Herhangi birimiz hakk�nda nas�l bir �ey g�rebildi, anlam�yorum," dedi Mat
s�r�tarak. "Hat�rlad���m kadar�yla, zaman�n�n �o�unu Rand'a bakarak harcam�t�."
Egwene bir ka��n� kald�rd�. "Ah, �yle mi? Bana bunu s�ylememi�tin, Moiraine Sedai."
Rand k�za bakt�. K�z ona bakm�yordu, ama ses tonunu dikkatle ifadesiz tutmu�tu.
"Onunla bir kez konu�tum," dedi. "O�lan gibi giyiniyor ve sa�lar� benimki kadar
k�sa."
"Onunla konu�tun. Bir kez." Egwene yava��a ba��n� sallad�. Rand'a bakmadan kupas�n�
dudaklar�na g�t�rd�.
"Min yaln�zca Baerlon'daki handa �al�an birisiydi," dedi Perrin. "Aram gibi de�il."
Egwene bo�ulur gibi oldu. "�ay �ok s�cak," diye m�r�ldand�.
"Aram kim?" diye sordu Rand. Perrin g�l�msedi. Eski g�nlerde Mat'in haylazl�k
yapt��� zaman g�l�msemesine �ok benziyordu. Kupas�n�n arkas�na sakland�.
"Gezginlerden biri," dedi Egwene kay�ts�zca, ama yanaklar�nda k�rm�z� benekler
�i�eklenmi�ti.
"Gezginlerden biri," dedi Perrin uysall�kla. "Dans ediyor. Bir ku� gibi. B�yle
dememi� miydin, Egwene? Bir ku�la birlikte u�mak gibi oldu�unu s�ylememi� miydin?"
Egwene dikkatle kupas�n� yere koydu. "Ba�ka yorgun olan var m�, bilmiyorum, ama ben
yat�yorum."
K�z battaniyelerine sar�n�rken Perrin uzan�p Rand'�n kaburgalar�n� d�rt�kledi ve
g�z k�rpt�. Rand kendini ona s�r�t�rken buldu. Yak be-
ROBERTJORDAN
ni, ilk kez �ste ��kt�m. Ke�ke kad�nlar hakk�nda Perrin kadar �ok �ey bilseydim.
"Belki, Rand," dedi Mat sinsi sinsi, "Egwene'e �ift�i Grinwell'in k�z� Else'den
bahsetmelisin." Egwene ba��n� kald�r�p �nce Mat'e, sona Rand'a bakt�.
Rand tela�la aya�a kalk�p battaniyelerini ald�. "Uyuma fikri kula�a g�zel geliyor."
Bunun �zerine t�m Emond Meydan� sakinleri battaniyelerini aramaya ba�lad�lar. Loial
da �yle. Moiraine �ay�n� i�erek oturdu. Lan de �yle. Muhaf�z uyumaya niyeti ya da
ihtiyac� varm� gibi g�r�nm�yordu.
Uyumaya haz�rlansalar da, kimse di�erlerinden �ok uzakla�mak istemiyordu. Oca��n
�evresinde battaniye kapl�, neredeyse birbirine dokunan t�mseklerden k���k bir
�ember yapt�lar.
"Rand," diye f�s�ldad� Mat. "Min'le aranda bir �ey var m�yd�? Ona bakmad�m bile.
G�zeldi, ama neredeyse Nynaeve kadar ya�l� olmal�."
"Ya bu Else?" diye ekledi Perrin, �b�r yan�ndan. "G�zel mi?"
"Kan ve k�ller," diye m�r�ldand� Rand, "bir k�zla konu�amayacak m�y�m? Siz ikiniz
Egwene kadar k�t�s�n�z."
"Hikmet'in s�yleyece�i gibi," diye paylad� Mat alayla, "diline hakim ol. Eh, bu
konudan bahsetmeyeceksen, ben biraz uyuyaca��m."
"G�zel," diye homurdand� Rand. "Bu s�yledi�in ilk ak�ll�ca �ey."
Ama uyku �abuk gelmedi. Rand nas�l yatarsa yats�n ta� sertti ve battaniyesinin
alt�nda �ukurlar� hissedebiliyordu. Yollardan, d�nyay� k�ran adamlar taraf�ndan
yap�lan, Karanl�k Varl�k taraf�ndan lekelenen Yollardan ba�ka bir yerde oldu�unu
hayal etmenin yolu yoktu. G�zlerinin �n�ne k�r�k k�pr� ve alt�nda hi�bir �ey
olmamas� gelip duruyordu.
Bir yana d�nd��� zaman Mat'in kendisine bakt���n� g�rd�; asl�nda bak�lar� dalm�t�.
�evrelerindeki karanl��� hat�rlad�klar� zaman �akala�malar unutulmu�tu. Rand di�er
yana d�nd� ve Perrin'in g�zleri de a��kt�. Perrin'in y�z�nde Mat'inkinden daha az
korku vard�, ama ellerini g��s�ne koymu�, endi�eyle ba�parmaklar�n� birbirine
vuruyordu.
D�NYANIN G�Z�
697
Moiraine �evrelerinde dola�t�, her birinin ba��nda diz ��k�p e�ildi ve al�ak sesle
konu�tu. Rand, kad�n�n Perrin'e ne dedi�ini duyamad�, ama delikanl�n�n
ba�parmaklar�n� durdurdu. Y�z� neredeyse y�z�ne dokunarak Rand'�n �zerine
e�ildi�inde al�ak, rahatlat�c� bir sesle ��yle dedi, "Burada bile kaderin seni
koruyor. Karanl�k Varl�k bile Desen'i tamamen de�i�tiremez. Ben yak�n�ndayken
g�vendesin. R�yalar�n g�vende. �imdilik, bir s�re i�in, onlar da g�vende."
Kad�n, Mat'in yan�na giderken Rand k�sa bir s�re i�in kad�n�n bu kadar basit
oldu�unu mu d��nd���n� merak etti. G�vende oldu�unu s�yleyecekti ve Rand buna
inanacakt�. Ama bir �ekilde kendini g�vende hissediyordu -en az�ndan biraz �nce
oldu�undan daha g�vende. Bunu d��nerek uykuya dald� ve r�ya g�rmedi.
Onlar� Lan uyand�rd�. Rand Muhaf�z'�n uyuyup uymad���n� merak etti; yorgun
g�r�nm�yordu, sert ta��n �zerinde birka� saat yatanlar kadar bile de�il. Moiraine
�ay yapacak kadar durmalar�na izin verdi, ama ki�i ba��na birer kupa i�ebildiler.
Kahvalt�lar�n� atlar�n�n �zerinde ettiler. Loial ve Muhaf�z yol g�steriyordu. Yemek
�ncekilerle ayn�yd�, ekmek, et ve peynir. Rand ekmek, et ve peynirden b�kman�n
kolay olaca��n� d��nd�.
Son k�r�nt�lar da parmaklardan yaland�ktan k�sa s�re sonra Lan sessizce, "Bizi
takip eden biri var," dedi. "Ya da bir �ey." Bir k�pr�n�n ortas�ndayd�lar ve
k�pr�n�n iki ucu da g�r�nm�yordu.
Kimse onu durduramadan Mat sada��ndan bir ok �ekti ve arkalar�ndaki karanl��a
sal�verdi.
"Bunu yapmamam gerekti�ini biliyordum," diye m�r�ldand� Loial. "Asla yurt d��nda
Aes Sedailerle i� yapma."
Lan Mat bir ok daha takamadan yay�n� a�a�� ittirdi. "Kes �unu, seni k�yl� aptal.
Kim oldu�unu anlaman�n yolu yok."
"G�venli olduklar� tek yer oras�d�r," diye devam etti Ogier.
"B�yle bir yerde k�t� bir �eyden ba�ka ne olur ki?" diye sordu Mat.
"�htiyarlar da b�yle der ve onlar� dinlemeliydim."
"�rne�in biz," dedi Muhaf�z kuru kuru.
"Belki bir ba�ka yolcu," dedi Egwene umutla. "Belki bir Ogier."
"Ogierlerin ak�llar� Yollar� kullanmayacak kadar ba�lar�ndad�r,"
698
ROBERTJORDAN
diye h�rlad� Loial. "Loial d��nda hepsi. Onun hi� akl� yoktur. �htiyar Haman b�yle
derdi ve do�ru."
"Ne hissediyorsun, Lan?" diye sordu Moiraine. "Karanl�k Varl�k'a hizmet eden bir
�ey mi?"
Muhaf�z ba��n� yava��a iki yana sallad�. "Bilmiyorum," dedi, sanki bu onu �a��rtm�
gibi. "Ay�rt edemiyorum. Belki Yollar ve leke y�z�ndendir. Hepsi tamamen yanl�
geliyor. Ama her kim ya da ne ise, bizi yakalamaya �al�m�yor. Son Adada neredeyse
bize yeti�ecekti, ama yeti�memek i�in k�pr�de geriye ka�t�. Ama geride kal�rsam onu
�a��rtabilirim ve kim ya da ne oldu�unu ��renebilirim."
"Geride kal�rsan, Muhaf�z," dedi Loial kararl�l�kla, "hayat�n�n geri kalan�n�
Yollarda ge�irirsin. Ogierce okuyabilsen bile, yanlar�nda bir Ogier k�lavuz olmadan
ilk Adadan geriye ��k� yolunu bulan bir insan� ne duydum, ne okudum. Ogierce
okuyabiliyor musun?"
Lan ba��n� yine iki yana sallad� ve Moiraine, "Bizi rahats�z etmedi�i s�rece biz de
onu rahats�z etmeyece�iz. Zaman�m�z yok. Hi� yok," dedi.
Bir sonraki Adaya giden K�pr�'de ilerliyorlard�. "Son K�lavuzu do�ru hat�rl�yorsam
buradan Tar Valon'a giden bir yol var. En fazla yar�m g�nl�k bir yolculuk. Mafal
Dadaranell yolu kadar uzun de�il. Eminim..."
Loial lambalar�n�n ���� K�lavuza ula�t���nda sustu. Ta��n �st�nde, derin, keskiyle
�izilmi� keskin, k�eli yaralar a��lm�t�. Lan, tetikte oldu�unu art�k gizlemiyordu.
Eyerinde rahat rahat dik oturuyordu, ama Rand aniden Muhaf�z'�n �evresindeki her
�eyi hissedebildi�i, hatta di�erlerinin nefesini alg�layabildi�i izlenimine
kap�ld�. Lan ayg�r�n� K�lavuzun �evresinde dola�t�rd�, d�a a��lan bir spiral
�izmeye ba�lad�. Sald�r�ya ya da sald�rmaya haz�r gibi at s�r�yordu.
"Bu �ok �eyi a��kl�yor," dedi Moiraine yumu�ak sesle, "ve beni korkutuyor. �ok
korkutuyor. Tahmin etmeliydim. Leke, ��r�me. Tahmin etmeliydim."
"Neyi tahmin etmeliydin?" diye sordu Nynaeve. Ayn� anda Loial konu�tu, "Bu da ne?
Bunu kim yapt�? B�yle bir �eyi daha �nce ne duydum, ne de i�ittim."
Aes Sedai sakin bir bi�imde ona d�nd�. "Trolloclar." Kad�n, di-
D�NYANIN G�Z�
�L�'J.
�erlerinin korku dolu inlemelerini duymazdan geldi. "Ya da Soluklar. Bunlar Trolloc
r�nleri. Trolloclar Yollara girmenin bir y�ntemini ke�fetmi�ler. �ki Nehir'e
g�r�lmeden bu �ekilde gelebilmi� olmal�lar; Ma-netheren'deki Yolkap�s�n�
kullanarak. Afet'te en az bir Yolkap�s� var." Lan'e bir bak� f�rlatt�ktan sonra
devam etti; Muhaf�z uzakla�m�t�, yaln�zca lambas�n�n solgun ���� g�r�lebiliyordu.
"Manetheren yok edildi, ama bir Yolkap�s�n� neredeyse hi�bir �ey yok edemez.
Soluklar bu �ekilde Afet'ten Andor'a kadar b�t�n uluslar� aya�a kald�rmadan Ca-
emlyn �evresinde k���k bir ordu toplam� olabilirler." Durdu, d��nceli d��nceli
dudaklar�na dokundu. "Ama hen�z t�m yollar� biliyor olamazlar, aksi halde bizim
kulland���m�z kap�dan Caemlyn'e ak�yor olurlard�. Evet."
Rand �rperdi. Yolkap�s�ndan girip karanl�kta bekleyen, yan hayvan y�zleri
�arp�larak �ld�rmek i�in, hatta daha k�t�s�n� yapmak i�in karanl�ktan f�rlayan
y�zlerce, belki binlerce Trolloc bulmak.
"Yollan kolayca kullanam�yorlar," diye seslendi Lan. Lambas� art�k yirmi kula�tan
uzak olamazd�, ama ���� K�lavuzun �evresinde toplananlara �ok uzak gelen solgun,
puslu bir toptu. Moiraine ona yakla�t�. Rand Muhaf�z'�n ne buldu�unu g�r�nce,
midesinin bo� olmas�n� diledi.
K�pr�lerden birinin dibinde Trolloclar�n donmu� �ekilleri dikiliyordu. �engelli
baltalar�n� ve t�rpan gibi k�l��lar�n� �evrelerinde savururken yakalanm�lard�. Gri
ve ta�lar gibi delik de�ik, dev bedenler �i�mi�, kabarc�klanm� zemine yar�
g�m�lm�lerdi. Kabarc�klar�n baz�lar� patlam�, korku ile sonsuza dek di�lerini
g�sterecek daha fazla hayvans� y�z ortaya ��karm�t�. Rand arkas�nda birinin
kustu�unu duydu ve her kimse, ona kat�lmamak i�in yutkundu. Trolloclar i�in bile
�lmek i�in korkun� bir yoldu.
Trolloclar�n bir, iki metre �tesinde k�pr� sona eriyordu. Yol tabelas� bin par�aya
b�l�nm�, yerde yat�yordu.
Loial, Trolloclar� g�zleyerek, hayata d�nebilirlermi� gibi �ekinerek at�ndan indi.
Tela�la tabeladan kalanlar� inceledi, ta�a kak�lm� metal yaz�lar� okudu, sonra
eyerine t�rmand�. "Buradan Tar Valon'a giden ilk k�pr� buydu," dedi.
Mat, elinin tersiyle a�z�n� siliyordu. Trolloclara bakmamaya �al��-
Z��
ROBERTJORDAN
yordu. Egwene y�z�n� ellerinin arkas�na gizlemi�ti. Rand at�n� Be-la'ya yakla�t�rd�
ve k�z�n omzuna dokundu. Egwene d�nd� ve titreyerek ona sar�ld�. Rand da titremek
istiyordu; k�z�n sar�lmas� titrememesini sa�layan tek �eydi.
"Hen�z Tar Valon'a gitmiyor olmam�z iyi bir �ey," dedi Moiraine.
Nynaeve h�zla Aes Sedai'ye d�nd�. "Nas�l bu kadar sakin kar��layabilirsin? Ayn�s�
bizim ba��m�za da gelebilir!"
"Belki," dedi Moiraine dinginlik i�inde ve Nynaeve di�lerini �yle s�kt� ki, Rand
g�c�rdad�klar�n� duydu. "Ama erkeklerin, Yollar� yapan Aes Sedailerin, Karanl�k
Varl�k'�n yarat�klar� i�in tuzaklar kurarak buray� korumaya �al�m� olmas� daha
olas�. O zamanlar, Yar�-insanlar ve Trolloclar Afet'e s�r�lmeden �nce korktuklar�
bir �ey olmal�. Her durumda, burada oyalanamay�z ve ileride ya da geride, hangi
yolu se�ersek se�elim, �zerinde bir tuzak olabilir. Loial, bir sonraki k�pr�y�
biliyor musun?"
"Evet. Evet, I��k'a ��k�r K�lavuzun o k�sm�n� par�alamam�lar." Loial ilk defa
Moiraine'in s�yledi�i gibi devam etmeye g�n�ll� g�r�nd�. Konu�may� bitirmeden gri
at�n� harekete ge�irmi�ti bile.
Egwene, iki k�pr� ge�ene kadar Rand'�n koluna tutundu. K�z sonunda bir �z�r
dileyerek ve zorla g�lerek b�rakt��� zaman Rand �z�ld�. Yaln�zca k�z�n o �ekilde
tutunmas� ho� oldu�undan de�il. Birisi koruman�za ihtiya� duyarken cesur olman�n
daha kolay oldu�unu anlam�t�.
Moiraine onlar i�in bir tuzak kuruldu�una inanm�yor olabilirdi, ama dilinden
d��rmedi�i acele etme ihtiyac�na ra�men �ncekinden de yava� bir h�z belirledi,
herhangi bir k�pr�ye ��kmadan ya da Adadan ayr�lmadan �nce hepsini durduruyordu.
Aldieb'i �ne ��kart�yor, elini uzatarak �n�ndeki havay� yokluyordu ve kad�n izin
vermeden Loial ya da Lan bile ilerleyemiyordu.
Rand, tuzaklar konusunda Aes Sedai'ye g�venmek zorundayd�, ama �evrelerindeki
karanl��a, sanki �� metre �tesini g�rebiliyormu� gibi bak�yor, kulak kabart�yordu.
Trolloclar Yollar� kullanabiliyorsa, o zaman onlar� takip eden �ey Karanl�k
Varl�k'�n yarat�klar�ndan biri olabilirdi. Ya da birden fazlas�. Lan Yollarda ay�rt
edemedi�ini s�ylemi�ti. K�pr� arkas�na k�pr� ge�tiler, ��le yemeklerini at �st�nde
ye-
D�NYANIN G�Z�
�M
diler, sonra daha fazla k�pr� ge�tiler. Rand'�n duyabildi�i tek ses eyerlerinin
g�c�rdamas�, atlar�n toynak sesleri ve bazen di�erlerinden birinin �ks�rmesi ya da
kendi kendine m�nldanmas�yd�. Daha sonra, karanl���n i�inden bir yerden r�zgar sesi
geldi. Rand hangi y�nden geldi�ini ay�rt edemiyordu. Ba�ta hayal etti�ini d��nd�,
ama zamanla emin oldu.
So�uk bile olsa, yine r�zgar� hissetmek g�zel olacak.
Aniden g�zlerini k�rp�t�rd�. "Loial, Yollarda r�zgar oldu�unu s�ylememi�tin, de�il
mi?"
Loial, at�n� bir sonraki Adaya gelmeden durdurdu ve ba��n� e�ip dinledi. Y�z� yava�
yava� soldu, dudaklar�n� yalad�. "Macbin Shin," diye f�s�ldad� bo�uk bir sesle.
"Kara R�zgar. I��k bizi ayd�nlats�n ve korusun. Bu Kara R�zgar."
"Ka� k�pr� kald�?" diye sordu Moiraine keskin bir sesle. "Loial, ka� k�pr� kald�?"
"�ki. San�r�m iki."
"�abuk o zaman," dedi kad�n, Aldieb'i Adaya ��kararak. "�abuk bul!"
Loial K�lavuzu okurken kendi kendine veya dinleyen herhangi birine do�ru
m�r�ldan�yordu. "��kt�klar�nda delirmi�lerdi, Machin Shin hakk�nda ���l�klar
at�yorlard�. I��k bize yard�m et! Aes Sedailerin iyi-le�tirebildikleri bile..."
Ta�� tela�la tarad�, sonra, "Bu taraftan!" diye ba��rarak se�ti�i k�pr�ye do�ru
at�n� d�rtnala s�rd�.
Bu sefer Moiraine kontrol etmek i�in durmad�. Di�erlerini atlar�n� d�rtnala
kald�rmalar� i�in uyard�. K�pr� atlar�n�n alt�nda titriyor, lambalar� tepelerinde
��lg�nca sallan�yordu. Loial bir sonraki K�lavuza g�z gezdirdi ve iri at�n�
neredeyse hi� durmadan, bir yar��� gibi �evirdi. R�zgarsesi daha y�ksek geliyordu.
Rand ta�taki nal seslerinin �zerinden duyabiliyordu. Arkalar�nda r�zgar yakla�t�.
Son K�lavuza okumaya zahmet bile etmediler. Lambalar�n ���� ta�tan uzakla�an beyaz
�izgiyi ayd�nlat�r ayd�nlatmaz d�rtnala o yana d�nd�ler. Ada arkada yok oldu ve
altlar�nda yaln�zca �ukurlu, gri ta� ve beyaz �izgi kald�. Rand �yle derin nefesler
al�yordu ki, art�k r�zgar� duyabilece�inden emin de�ildi.
Karanl���n i�inde kap�lar belirdi, sarma��k oymalar� ile, gecenin
Z�2
ROBERTJORDAN
i�inde minik bir duvar par�as� gibi g�r�n�yordu. Moiraine eyerinde �ne e�ildi,
oymalara uzand�, sonra aniden geri �ekildi. "Avendesora yapra�� yerinde de�il!"
dedi. "Anahtar gitmi�!"
"I��k!" diye ba��rd� Mat. "Lanet I��k!" Loial ba��n� arkaya att� ve bir �l�m
ulumas� gibi yasl� bir feryat kopard�.
Egwene Rand'�n koluna dokundu. Dudaklar� titriyordu, ama k�z yaln�zca bakt�. Rand,
k�zdan daha korkmu� g�r�nmedi�ini umarak elini onun elinin �zerine koydu.
Korktu�unu hissediyordu. K�lavuzun oldu�u yerde r�zgar uludu. Rand i�inde sesler
duydu�unu sand�, yar� yar�ya anla��ld��� halde y�re�ini a�z�na getiren k�t�l�kler
hayk�ran sesler.
Moiraine asas�n� kald�rd� ve ucundan bir alev f�k�rd�. Rand'�n Emond Meydan�'ndan
ve Shadar Logoth'dan hat�rlad��� saf, beyaz alev de�ildi. Ate�in i�inde hastal�kl�
sar� �izgiler k�p�rdan�yor, is gibi siyah lekeler yava� yava� s�r�kleniyordu.
Alevden; ince, ek�i bir duman s�z�l�yordu. Loial �ks�rmeye, atlar sinirli sinirli
k�p�rdanmaya ba�lad�, ama Moiraine asas�n� kap�lara do�ru uzatt�. Duman Rand'�n
bo�az�n� rahats�z etti, burnunu yakt�.
Ta� tereya�� gibi eridi, yapraklar ve sarma��klar alevlerin i�inde soldu, yok oldu.
Aes Sedai ate�i elinden geldi�ince �abuk hareket ettiriyordu, ama herkesin
ge�ebilece�i kadar iri bir bo�luk a�mak kolay i� de�ildi. Rand'a, erimi� ta�
�izgisi bir salyangoz h�z�yla yay �izi-yormu� gibi geldi. Pelerini esintiye
yakalanm� gibi k�p�rdand� ve Rand'�n y�re�i dondu.
"Hissedebiliyorum," dedi Mat titrek bir sesle. "I��k, lanet �eyi hissedebiliyorum!"
Alev s�nd� ve Moiraine asas�n� indirdi. "Bitti," dedi. "Yar� yar�ya bitti."
Ta��n �zerinde ince bir �izgi uzan�yordu. Rand �atla��n �tesinde ��k g�rebildi�ini
d��nd� �solgun, ama yine de ��k. Ama kesi�e ra�men, iki iri, k�vr�ml� ta� h�l�
orada duruyordu. Her kanatta yar�m bir yay vard�. A��kl�k herkesin ge�ebilece�i
kadar geni�ti, ama Lo-iaP�n muhtemelen at�n�n �zerinde iyice e�ilmesi gerekecekti.
�ki kanat yok olduktan sonra muhtemelen yeterince b�y�k olacakt�. Rand ta�lar�n
a��rl���n� merak etti. D�rt y�z kilo mu? Yoksa daha fazla m�?
D�NYANIN G�Z� Z�i
Belki hepimiz a�a�� inip itersek. Belki r�zgar buraya gelmeden birini itebiliriz.
Bir esinti pelerinini �eki�tirdi. Seslerin hayk�r�lar�n� dinlememeye �al�t�.
Moiraine gerilerken, Mandarb do�rudan kap�ya do�ru at�ld�. Lan eyerde e�ilmi�ti.
Son anda sava� at�, sava�ta ba�ka atlan omuzlamas� ��retildi�i gibi, ta�� omuzlamak
i�in d�nd�. Ta� �at�rdayarak geriye devrildi. Muhaf�z ve at� kendi h�zlar� ile
Yolkap�s�'n�n par�lt�s�n�n �tesine s�r�klendi. D�ar�dan solgun ve seyrek sabah ����
s�z�l�yordu, ama Rand'a ��le g�ne�i y�z�nde patlam� gibi geldi.
Kap�n�n �te yan�nda Lan ve Mandarb yava�lad�lar, Muhaf�z dizginleri �ekerek at�n�
kap�ya �evirirken a��r a��r sendelediler. Rand beklemedi. Bela'n�n ba��n� a��kl��a
sokarak uzun t�yl� k�sra��n sa�r�s�na vurdu. Egwene omzunun �zerinden Rand'a bir
bak� f�rlat�rken Bela onu Yollardan d�ar� ta��d�.
"Hepiniz, d�ar�!" diye emrettti Moiraine. "�abuk! Y�r�y�n!"
Konu�urken Aes Sedai asas�n� bir kol boyu uzatt�, ucunu K�lavuza �evirdi. Asan�n
ucundan bir �ey s��rad�, ate�ten bir �urup gibi, beyaz, k�rm�z� ve sar�, alevden
bir m�zrak gibi karanl��a akt�, patlad�, parampar�a olmu� elmaslar gibi sa��ld�.
R�zgar �zd�rapla feryat etti; �fke ile ba��rd�. R�zgarda sakl� binlerce m�r�lt�
g�kg�r�lt�s� gibi k�kredi, delilik k�kremeleri, yar� i�itilen k�k�rdamalar, ulunan
s�zler ile i�lerindeki memnunluk duygusu, Rand s�ylediklerini anlayacak gibi
olduk�a midesini burktu.
K�z�l'� topuklad�, a��kl��a y�neldi, di�erlerinin ard�ndan, puslu par�lt�n�n
i�inden ge�ti. Yine i�inden buz gibi bir so�ukluk ge�ti, yine k� g�n�, yava� yava�
y�z �st� bir havuza indiriliyormu�, so�uk su a��r a��r derisinde ilerliyormu� gibi
hissetti. T�pk� �nceki gibi sonsuza dek s�rece�ini sand�, akl� h�zla �al�arak,
r�zgar�n onu bu �ekilde yakalanm�ken ele ge�irip ge�iremeyece�ini merak etti.
Aniden so�ukluk duygusu bir kabarc���n patlamas� gibi yok oldu ve Rand kendini
d�ar�da buldu. At� k�sa bir an i�in ondan daha h�zl� hareket etti, sendeledi,
Rand'� tepe �st� yere d��recek gibi oldu. Rand iki kolunu at�n boynuna dolayarak
tutundu. Eyere yerle�irken K�z�l silkelendi, sonra hi�bir tuhaf �ey olmam� gibi
ko�turup di�erlerine kat�ld�. Hava so�uktu, ama Yolkap�s�'n�n so�uklu�u gibi de�il-
704
ROBERTJORDAN
di. Yava� yava� i�lerine i�leyen k� so�u�u idi ve memnuniyetle kar��land�.
Rand pelerinine sar�nd�, bak�lar�n� Yolkap�s�n�n donuk par�lt�s�na kayd�rd�.
Yan�nda Lan, bir eli k�l�c�nda, eyerinde e�ilmi�ti, hem adam, hem at gergindi,
Moiraine belirmezse geriye ko�acak gibi g�r�n�yorlard�.
Yolkap�s�, bir tepenin dibinde bir ta� y���n� halinde duruyordu. D�en par�alar�n
��plak, kahverengi dallan k�rd��� yerler d��nda �al�lar taraf�ndan gizlenmi�ti.
Kap�n�n kal�nt�lar�n�n �zerindeki oymalar�n yan�nda, �al�lar ta�tan daha cans�z
g�r�n�yordu.
Bulan�k y�zey, bir havuzun y�zeyine ��kan tuhaf, uzun bir kabarc�k gibi yava� yava�
kabard�. Moiraine'in s�rt� kabarc��� bozdu. Aes Sedai ve lo� yans�mas�, santim
santim birbirlerinden uzakla�t�. Kad�n h�l� asas�n� �n�nde uzat�yordu ve Aldieb'i
arkas�ndan �ekerken o �ekilde kald�. Beyaz k�srak g�zlerini devirerek korku ile
dans ediyordu. Moiraine g�zlerini Yolkap�s�ndan ay�rmadan geriledi.
Yolkap�s� karard�. Puslu par�lt� �amurlu bir g�r�nt� kazand�, griden k�m�r karas�na
d�n�t�, sonra Yollar�n y�re�i kadar siyah oldu. Uzaktan gelir gibi, r�zgar onlara
uludu, gizli sesler canl� �eyler i�in giderilemez bir susuzluk ile, ac� verme
a�l��� ile, hayal k�r�kl��� ile dolu, hayk�rd�.
Sesler, Rand'�n kula��na f�s�ld�yor gibiydi. Kavray��n tam s�n�r�nda, i�indeydi.
G�zelim et, y�rtmas� g�zel, deriyi kesmesi; �erit �erit kesmesi, �rmesi, �eritleri
�rmesi, ne g�zel, d�en damlalar ne k�rm�z�; ne k�rm�z� kan, ne k�rm�z�, ne tatl�;
tatl� ���l�klar, g�zel ���l�klar, �ark� s�yleyen ���l�klar, senin �ark�n,
���l�klar�n� s�yle...
F�s�lt�lar uzakla�t�, siyahl�k azald�, soldu ve Yolkap�s� bir kez daha oymal�
ta�tan bir kemerin i�inde g�r�len bulan�k bir par�lt� oldu.
Rand uzun, titrek bir nefes b�rakt�. Yaln�z de�ildi; di�erlerinin de rahatlayarak
nefes verdiklerini duydu. Egwene Bela'y� Nynaeve'in at�na yana�t�rm�, iki kad�n
kollar�n� birbirlerine dolam�, ba�lar�n� birbirlerinin omuzlar�na yaslam�t�. Lan
bile rahatlam� g�r�n�yordu, ama y�z�ndeki sert �izgiler hi�bir �ey belli etmiyordu;
daha �ok Mandarb'�n �zerinde oturma �ekli, Moiraine'e bakarken omuzlar�n�n
gev�emesi, ba��n�n e�ilmesi bir�eyler anlat�yordu.
D�NYANIN G�Z�
Z�i
"Ge�emedi," dedi Moiraine. "Ge�emeyece�ini d��nm�t�m; �yle ummu�tum. Hah!" Asas�n�
yere f�rlatt� ve elini pelerinine sildi. Yo�un, siyah bir k�m�r izi asan�n yar�s�n�
kaplam�t�. "Leke oradaki her �eyi yozla�t�r�yor."
"O neydi?" diye sordu Nynaeve. "Neydi?"
Loial'�n kafas� kar�m� g�r�n�yordu. "Neden, Machin Shin elbette. Ruhlar� �alan Kara
R�zgar."
"Ama neydi?" diye �srar etti Nynaeve. "Bir Trolloc bile olsa, ona bakabilirsin,
miden sa�lamsa dokunabilirsin. Ama o..." �rperdi.
"Delilik �a��'ndan kalma bir �ey belki," diye yan�t verdi Moiraine. "Ya da belki
G�lge Sava��'ndan, G�� Sava��'ndan. �yle uzun zamand�r Yollarda saklan�yor ki,
art�k d�ar� ��kam�yor. Kimse, hatta Ogier-ler bile Yollar�n ne kadar uza�a, ne
kadar derine uzand���n� bilmiyor. Loial'�n s�yledi�i gibi, Yollar canl�
varl�klard�r ve t�m canl� varl�klar�n parazitleri vard�r. Belki o yozla�man�n
yarat���d�r, ��r�meden do�mu� bir�eydir. Ya�amdan ve ��ktan nefret eden bir �ey."
"Yeter!" diye hayk�rd� Egwene. "Daha fazla dinlemek istemiyorum. �itebiliyordum,
diyordu ki..." Titreyerek sustu.
"Y�zle�memiz gereken daha k�t� �eyler var," dedi Moiraine yumu�ak sesle. Rand bunu
duymalar�n� istedi�ini sanm�yordu.
Aes Sedai bitkinlik i�inde eyerine t�rmand� ve minnet dolu bir i� �eki� ile
yerle�ti. "Bu tehlikeli," dedi k�r�k kap� kanatlar�na bakarak. K�m�rle�mi� asas�na
k�sa bir bak� f�rlatt�. "O �ey ��kamaz, ama birisi i�eri girebilir. Biz Fal Dara'ya
ula�t�ktan sonra Agelmar buray� kapatacak adamlar g�ndermeli." Kuzeye, ��plak a�a�
tepelerinin �zerinde, puslu ufukta g�r�nen kulelere i�aret etti.

46
FAL DARA
Yolkap�s�n�n �evresindeki arazi, y�kselip al�alan, orman kapl� tepelerle doluydu,
ama kap�n�n kendisi d��nda Ogier koa�lu�undan iz yoktu. A�a�lar�n �o�u g�ky�z�n�
pen�eleyen gri iskeletlerdi. Ormanda tek t�k her daim ye�il a�a� vard�, ama �o�u
�l�, kahverengi i�neler ve yapraklarla kapl�yd�. Loial ba��n� h�z�nle iki yana
sallamak d��nda yorum yapmad�.
"Lanetli Topraklar kadar �l�," dedi Nynaeve ka�lar�n� �atarak. Eg-wene titreyerek
pelerinine sar�nd�.
"En az�ndan d�ar�day�z," dedi Perrin ve Mat ekledi: "D�ar�da nerede?"
"Shienar," dedi Lan onlara. "S�n�rboylar�'nday�z." Sert sesinde, sonunda evdeyim
diyen bir ton vard�.
Rand so�u�a kar�� pelerininin �n�n� kapatt�. S�n�rboylar�. Demek Afet yak�ndayd�.
Afet. D�nyan�n G�z�. Ve yapmaya geldikleri �ey.
"Fal Dara'n�n yak�mnday�z," dedi Moiraine. "Yaln�zca birka� kilometre." A�a�
tepelerinin �zerinde, kuzeyde ve do�uda, sabah g�ky�z�n�n �n�nde g�lgeli g�r�nen
kuleler y�kseliyordu. Atlar�n� s�rerlerken tepeler ve a�a�lar aras�nda kuleler s�k
s�k g�zden kayboluyor, y�ksek bir tepeye t�rmand�klar� zaman tekrar ortaya
��k�yordu.
Rand, a�a�lar�n y�ld�r�m d�m� gibi yar�k oldu�unu fark etti.
Sordu�unda Lan, "So�uktan," diye yan�t verdi. "Bazen burada k� o kadar so�uk olur
ki, a�a�lar�n �zsuyu donar ve a�a�lar yar�l�r. Ha-vaifi�ek gibi �at�rdad�klar�n�
duydu�un geceler olur. Ve hava o kadar keskindir ki, sen de par�alanaca��n�
d��n�rs�n. Bu k�, normalden
D�NYANIN G�Z�
Z�Z
de fazla oldu."
Rand, ba��n� iki yana sallad�. Yar�lan a�a�lar m�? Hem de s�radan bir k�ta. Bu k�
neye benziyordu acaba? Ku�kusuz onun hayal edebildi�i bir �eye de�il.
"K��n ge�ti�ini kim s�yl�yor ki?" dedi Mat di�leri tak�rdayarak.
"Ama bu g�zel bir bahar, koyun �oban�," dedi Lan. "Hayatta olmak i�in g�zel bir
bahar. Ama s�cakl�k istiyorsan, Afet'te �s�n�rs�n."
Mat al�ak sesle m�r�ldand�. "Kan ve k�ller. Kan ve lanet k�ller!" Rand onu zor
duyuyordu, ama s�zleri y�rekten geliyordu.
�iftliklerin yak�n�ndan ge�meye ba�lad�lar, ama ��le yemeklerinin pi�iyor olmas�
gereken bir saatte, y�ksek ta� bacalardan duman y�k-selmiyordu. Tarlalarda ne
insanlar, ne �iftlik hayvanlar� vard�, ama zaman zaman, sahibi her an geri
d�nebilirmi� gibi terk edilmi� duran sabanlar ve arabalar g�r�l�yordu.
Yola yak�n bir �iftlikte yaln�z bir tavuk, avluyu e�eliyordu. K�r�k bir ah�r kap�s�
r�zgarda sallan�yordu; di�er kanad�n alt mente�esi k�r�lm�, kap� �arp�k duruyordu.
Rand'�n, �ki Nehirli g�zlerine tuhaf gelen y�ksek ev ve iri tahtalardan yap�lm�,
neredeyse yere kadar uzanan sivri tepeli �at�s� sessiz ve k�p�rt�s�zd�. Yakla��p
havlayan k�pekler yoktu. Bir t�rpan ah�r avlusunun ortas�nda yat�yordu; kovalar
kuyunun yan�nda ters �evrilmi�, �st �ste y���lm�t�.
Moiraine yan�ndan ge�erken �iftlik evine ka�lar�n� �att�. Aldieb'in dizginlerini
kald�rd� ve beyaz k�srak ad�mlar�n� h�zland�rd�.
Emond Meydan�'ndan gelenler Loial ile birlikte Aes Sedai ile Mu-haf�z'�n arkas�na
yana�t�lar.
Rand ba��n� iki yana sallad�. Burada herhangi bir �eyin yeti�ti�ini hayal
edemiyordu. Ama zaten Yollar� da hayal edemezdi. ��inden ge�ip gittikten sonra bile
ger�ek oldu�una inanam�yordu.
"Aes Sedai'nin bunu bekledi�ini sanm�yorum," dedi Nynaeve sessizce, g�rd�kleri bo�
�iftlikleri i�ine alan bir hareket ile.
"Herkes nereye gitmi�?" dedi Egwene. "Neden? Gideli uzun zaman ge�mi� olamaz."
"Neden �yle s�yl�yorsun?" diye sordu Mat. "Ah�r kap�s�n�n durumuna bak�l�rsa, t�m
k�� ba�ka yerde ge�irmi� olabilirler." Nynaeve ve Egwene ona, aptal oldu�unu
d��n�yorlarm� gibi bakt�lar.
Z08
ROBERTJORDAN
"Pencerelerdeki perdeler," dedi Egwene sab�rla. "Burada bile k� perdeleri olmak
i�in �ok hafifler. Buras� ne kadar so�uk olsa da, ancak bir iki hafta �nce as�lm�
olabilirler. Hatta belki daha az." Hikmet ba��n� sallad�.
"Perdeler." Perrin g�ld�. �ki kad�n ona ka�lar�n� kald�r�nca tela�la y�z�ndeki
g�l�msemeyi sildi. "Ah, size kat�l�yorum. O t�rpan�n �zerindeki pas ancak bir
haftal�k olabilirdi. Perdeleri ka��rm� olsan da onu fark etmeliydin, Mat."
Rand, g�zlerini dikmemeye �al�arak Perrin'e yan yan bakt�. G�zleri Perrin'inkinden
daha keskindi -en az�ndan birlikte tav�an avlarlarken �yleydi- ama o t�rpan�,
�zerindeki pas� fark edecek kadar iyi g�rememi�ti.
"Asl�nda nereye gittikleri umurumda de�il," diye homurdand� Mat. "Yaln�zca ate�i
olan bir yer bulmak istiyorum. K�sa s�rede."
"Ama neden gitmi�ler?" dedi Rand al�ak sesle. Afet buradan uzak de�ildi. Onlar�
kovalamak i�in Andor'a inmeyen t�m Soluklar�n ve Trolloclar�n oldu�u Afet. Gitmekte
olduklar� Afet.
Rand, sesini yak�ndakilerin duymas�na yetecek kadar y�kseltti. "Nynaeve, belki sen
ve Egwene'in bizimle G�z'e gelmeniz gerekmiyordun" �ki kad�n ona sa�mal�yormu� gibi
bakt�, ama Afet bu kadar yak�nken son bir kez denemesi gerekiyordu. "Belki yak�nda
olman�z yeter. Moiraine gitmek zorunda oldu�unuzu s�ylemedi. Sen de, Loial. Fal
Dara'da kalabilirsiniz. Biz geri d�nene kadar. Ya da Tar Valon'a gidebilirsiniz.
Belki bir t�ccar kafilesi bulunur. Hatta iddiaya girerim Moiraine sizin i�in bir
araba tutar. Her �ey sona erdi�i zaman Tar Va-lon'da bulu�uruz."
"Ta'veren." Loial'in i� �eki�i ufuktaki g�kg�r�lt�s� gibiydi. "�evrende ya�amlar
d�n�yor, Rand al'Thor, senin ve arkada�lar�n�n �evresinde. Sizin kaderiniz
bizimkini se�iyor." Ogier omuzlar�n� silkti ve aniden y�z� geni� bir s�r�tma ile
yar�ld�. "Dahas�, Ye�il Adamla tan�mak kaydade�er bir �ey olacak. �htiyar Haman hep
Ye�il Adam'la nas�l kar��la�t���n� anlat�r. Babam ve di�er �htiyarlar�n �o�u da
�yle."
"O kadar �ok mu?" dedi Perrin. "Hikayeler Ye�il Adam'� bulman�n zor oldu�unu ve hi�
kimsenin iki kez bulamayaca��n� s�yler."
"�ki kez olmaz," diye kabul etti Loial. "Ama ben onunla hi� kar��-
D�NYANIN G�Z�
709
la�mad�m. Siz de �yle. Ogierlerden, siz insanlardan ka��nd��� gibi ka��nm�yor gibi.
A�a�lar hakk�nda �ok �ey biliyor. Hatta A�a� �ark�lar� hakk�nda."
"Benim anlatmaya �al�t���m..." diye ba�lad� Rand.
Hikmet s�z�n� kesti. "Aes Sedai Egwene ve benim de Desen'in par�as� oldu�umuzu
s�yl�yor. Hepimiz siz ���n�zle beraber dokunu-yormu�uz. Ona inan�lacak olursa,
Desen'in o par�as�nda Karanl�k Var-l�k'� durdurabilecek bir �ey olabilirmi�. Ve
korkar�m ona inan�yorum; o kadar �ok �ey oldu ki, inanmamak g��. Ama Egwene ve ben
sizden ayr�l�rsak, Desen'de neyi de�i�tirebiliriz ki?"
"Ben yaln�zca..."
Nynaeve, yine keskin bir sesle s�z�n� kesti. "Ne yapmaya �al�t���n� biliyorum."
Gen� kad�n bak�lar�n� Rand'a dikti ve Rand sonunda eyerinde huzursuzca k�p�rdanmaya
ba�lad�. Nynaeve'in y�z� o zaman yumu�ad�. "Ne yapmaya �al�t���n� biliyorum, Rand.
Aes Sedailerden pek ho�lanm�yorum, hele bundan hi�, san�r�m. Afet'e gitme fikrini
ise hi� sevmiyorum, ama Yalanlar�n Babas�'ndan nefret ediyorum. Siz o�lanlar... siz
erkekler ba�ka bir �ey yapabilecekken yap�lmas� gerekeni yapabiliyorsan�z, sence
neden ben daha az�n� yapay�m? Ya da Egwe-ne?" Yan�t bekliyormu� gibi g�r�nm�yordu.
Dizginlerini toparlayarak ileride duran Aes Sedai'ye ka�lar�n� �att�. "Bu Fal Dara
denilen yere yak�nda m� ula�aca��z, yoksa geceyi burada, a��kta m� ge�irece�iz
merak ediyorum."
O Moiraine'e do�ru seyirtirken Mat, "Bize erkek dedi. Daha d�n bize annemizin
ete�inden ayr�lmamam�z gerekti�ini s�yl�yordu, ama �imdi bize erkek diyor."
"Siz yine de annenizin eteklerinden ayr�lmamal�s�n�z," dedi Egwe-ne, ama Rand,
k�z�n i�ten konu�tu�unu d��nm�yordu. K�z Bela'y� Rand'�n at�na yana�t�rd� ve
di�erleri duymas�n diye sesini al�altt�. Ama Mat yine de dinlemeye �al�t�. "Aramla
yaln�zca dans ettim, Rand," dedi yumu�ak sesle, ona bakmadan. "Bir daha hi�
g�rmeyece�im birisi ile dans etmeme ald�rmazs�n, de�il mi?"
"Hay�r," dedi Rand ona. �imdi bu konuyu neden a�t�? "Elbette ald�rmam." Ama aniden
Baerlon'da Min'in s�yledi�i bir �eyi hat�rlad�. Sanki y�zy�l �nce olmu� gibi
geliyordu. Sen onun, o senin i�in de�il-
Zlfi
ROBERTJORDAN
siniz, ikinizin de istedi�i �ekilde de�il.
Fal Dara kasabas�, �evredeki araziden daha y�ksek tepelerin �zerinde in�a
edilmi�ti. Caemlyn kadar b�y�k de�ildi, ama kasabay� �evreleyen duvar Caemlyn'inki
kadar y�ksekti. O duvar�n d��nda, bir bu�uk kilometrelik alanda zeminde otlardan
daha y�ksek her �ey ya temizlenmi�, ya da k�sa kesilmi�ti. Hi�bir �ey tepeleri
tahta perdelerle �evrilmi� y�ksek kulelerden g�r�lmeden duvarlara yakla�amazd�.
Caemlyn duvarlar�n�n g�zelli�ine kar��l�k, Fal Dara in�aat��lar�, duvarlar�n�n
g�zel bulunup bulunmamas�na ald�rmam� gibiydi. Gri ta�lar sert ve a��lmaz
g�r�n�yor, yaln�zca tek bir ama� i�in var olduklar�n� ilan ediyorlard�: dayanmak
i�in. Tahta perdelerin tepesindeki flamalar r�zgarda dalgalan�yor, Shienar'�n av�na
�ullanan Siyah �ahin'in duvarlar boyunca u�arm� gibi g�r�nmesini sa�l�yordu.
Lan, pelerininin ba�l���n� arkaya att� ve so�u�a ra�men di�erlerinin de ayn�s�n�
yapmas�n� i�aret etti. Moiraine, kendi ba�l���n� �oktan ��karm�t�. "Shienar'da
kurald�r," dedi Muhaf�z. "T�m Sm�rboylan'nda. Kimse bir kasaban�n duvarlar�n�n
i�inde y�z�n� saklayamaz."
"Herkes o kadar yak��kl� m�?" Mat bir kahkaha att�.
"Y�z� a��ktayken bir Yar�-insan saklanamaz," dedi Muhaf�z d�z bir sesle.
Rand'�n y�z�ndeki s�r�tma silindi. Mat tela�la ba�l���n� arkaya att�.
Y�ksek, siyah demirlerle kapl� kap�lar a��k duruyordu, ama bir d�zine z�rhl�, Siyah
�ahin resimli sar� c�ppeli adam n�bet tutuyordu. Uzun k�l��lar�n�n kabzalar�
omuzlar�n�n �zerinden g�r�n�yordu. Her birinin belinde palalar, topuzlar ya da
baltalar as�l� duruyordu. Atlan yak�na ba�lanm�t�, g���slerini, boyunlar�n� ve
ba�lar�n� kaplayan �elik levhalarla garip g�r�n�yorlard�. �zengilerine m�zraklar
tak�lm�, hemen yola ��kmaya haz�r gibiydiler. N�bet�iler Lan, Moiraine ve
di�erlerini durdurmaya kalkmad�. Tam tersine mutluluk i�inde el sallad�lar ve
seslendiler.
"Dai Shan!" diye ba��rd� biri onlar ge�erken, �elik eldivenli yumru�unu sallayarak.
"Dai Shan!"
Ba�kalar� sesini y�kseltti, "�vg�ler �n�a Edenlere!" ve "Kisera ti Wanshof Loial
�a��rm� g�r�nd�, sonra y�z� geni� bir g�l�mseme ile b�l�nd� ve n�bet�ilere el
sallad�.
D�NYANIN G�Z� 7U
Bir adam k�sa bir s�re Lan'in at�n�n yan�nda, �zerindeki z�rha ald�rmadan ko�tu.
"Alt�n Turna yine u�acak m�, Dai Shan?"
"Bar�, Ragan," dedi Muhaf�z yaln�zca ve adam durdu. Lan n�bet�ilerin el
sallamalar�na kar��l�k verdi, ama y�z� aniden daha da sertle�mi�ti.
�nsan ve araba dolu ta� d�eli sokaklarda ilerlerlerken, Rand endi�eyle ka�lar�n�
�att�. Fal Dara, diki�lerini zorlayan bir �uval gibiydi, ama buradakiler ne
Caemlyn'dekiler gibi didi�irken bile �ehrin ihti�am�n�n zevkini ��karan insanlard�,
ne de Baerlon'daki dolan�p duran kalabal�klard�. S�rt s�rta kasabaya dolu�mu� bu
insanlar a��r g�zlerle ve duygusuz y�zlerle grubun ge�i�ini izliyordu. Karmakar��k
ev e�yalar� ile a�z�na kadar dolu yolcu ve y�k arabalar� sokaklar� ve caddelerin
yar�s�n� doldurmu�tu. Oymal� sand�klar �yle doluydu ki, giysiler yanlardan
f�k�r�yordu. En tepede �ocuklar oturuyordu. Yeti�kinler, ufakl�klar�
g�r�lebilecekleri bir yerde tutuyor, oynamak i�in bile uzakla�malar�na izin
vermiyordu. �ocuklar b�y�klerden daha sessizdi. G�zleri daha iri, bak�lar� daha
etkileyiciydi. Arabalar�n aras�ndaki aral�k ve k�eler uzun t�yl� s���rlarla, e�reti
�itlerin i�indeki siyah benekli domuzlarla doluydu. Tavuk, �rdek ve kaz sand�klar�
insanlar�n sessizli�ini telafi ediyordu. Rand art�k onca �ift�inin nereye gitti�ini
biliyordu.
Lan kasaban�n ortas�ndaki kaleye, en y�ksek tepedeki dev bir ta� y���n�na y�neldi.
Kalenin kuleli duvarlar�n� derin, geni�, dibi keskin, �elik, adam boyunda
kaz�klarla �evrili kuru bir hendek �evreliyordu. Kasaban�n geri kalan� d�ecek
olursa, son savunma mevkisi buras� idi. Kap�n�n yan�ndaki kulelerden z�rhl� bir
adam seslendi, "Ho�geldin, Dai Shan." Bir ba�kas� kalenin i�inde ba��rd�, "Alt�n
Turna! Alt�n Turna!"
Asma k�pr�den ge�erlerken, atlar�n�n toynaklar� tahtalar� d�vd�. Kafesli kale
kap�s�n�n keskin kaz�klar�n�n alt�ndan ge�tiler. ��eri girince Lan at�ndan indi,
Mandarb'�n dizginlerini tuttu ve di�erlerine de atlar�ndan inmelerini i�aret etti.
�lk avlu iri ta� bloklarla kaplanm� dev bir kareydi ve duvar�n d��ndakiler kadar
vah�i g�r�n�ml� kule ve siperlerle �evriliydi. Ne kadar b�y�k olsa da, avlu da
sokaklar kadar kalabal�kt� ve ayn� �l��de
212
ROBERTJORDAN
karga�a i�indeydi, ama buradaki kalabal�k d�zenliydi. Her yerde z�rhl� adamlar ve
z�rhl� atlar vard�. Avlunun kenarlar�ndaki yar�m d�zine demircide �eki�ler
tak�rd�yor, her birinde iki�er deri �nl�kl� adam�n i�letti�i iri k�r�kler demirhane
ate�lerinin k�kremesini sa�l�yordu. O�lan �ocuklar�, yeni yap�lm� at nallan ile
nalbantlara ko�uyorlard�. Ok�ular oturmu� ok yap�yorlar, bir sepet dolar dolmaz
kald�r�l�p, bo� bir sepetle de�i�tiriliyordu.
Siyah ve alt�n renkli �niformal� u�aklar g�l�mseyerek belirdi. Rand tela�la eyerin
arkas�na ba�l� e�yalar�n� ��zd� ve z�rhl� bir adam resmi bir �ekilde e�ilirken
u�aklardan birine teslim etti. Adam�n z�rh�n�n �zerinde, g��s� Siyah �ahin
i�lemeli, k�rm�z� kenarl�, parlak sar� bir pelerin ile gri bayku� resimli sar� bir
tunik vard�. Mi�fer takmam�t� ve tepesinde deri bir �erit ile ba�lanm� bir tutam
sa� d��nda kafas� tamamen t�ra�lanm�t�. "�ok zaman oldu, Moiraine Aes Sedai. Seni
yeniden g�rmek g�zel, Dai Shan. �ok g�zel." Loial'a e�ilerek m�r�ldand�, "T�m
�vg�ler �n�a Edenlere. Kiserai ti Wansho."
"� k���k," diye yan�t verdi Loial resmi bir �ekilde, "ve ben lay�k de�ilim. Tsingu
ma choba."
"Bize �eref veriyorsun, �n�a Eden," dedi adam. "Kiserai ti Wans-bo." Sonra yine
Lan'e d�nd�. "Geldi�iniz g�r�l�r g�r�lmez Lord Agel-mar'a haber yolland�, Dai Shan.
Sizi bekliyor. Bu taraftan, l�tfen."
Adam�n pe�inden kalenin i�lerine, av ve sava� sahneleri betimleyen renkli duvar
hal�lar� ve uzun ipek panolar as�l�, cereyanl� ta� koridorlarda ilerlerlerken devam
etti. "�a�r� sana ula�t��� i�in sevindim, Dai Shan. Bir kez daha Alt�n Turna
sanca��n� �ekecek misin?" Duvar hal�lar� d��nda koridorlar ��plakt� ve hal�larda
aktar�lan sahneler bile olabildi�ince az �izgi kullan�larak, olabildi�ince az fig�r
ile betimlen-mi�ti, ama renkler canl�yd�.
"Olaylar ger�ekten g�r�nd��� kadar k�t� m�, Ingtar?" diye sordu Lan sessizce. Rand
kendi kulaklar�n�n da Loial'�nkiler gibi seyirip se-yirmedi�ini merak etti.
Adam ba��n� iki yana sallarken tepesindeki sa� tutam� savruldu, ama bir an teredd�t
ettikten sonra s�r�tt�. "Olaylar asla g�r�nd��� kadar k�t� de�ildir, Dai Shan. Bu
sene her zamankinden biraz daha k�t�, o kadar. Sald�r�lar k� boyunca devam etti, en
zorlu zamanlarda bi-
D�NYANIN G�Z�
213
le. Ama S�n�r boyunca g�r�lenlerden daha k�t� de�ildiler. Geceleyin h�l� sald�r�
oluyor, ama baharda ba�ka ne beklenebilir ki? Buna bahar denebilirse tabii. �zciler
Afet'ten Trolloc kamplar� haberleri ile d�n�yor -geri d�nebilenler. Daima yeni
kamplara ili�kin haberler geliyor. Ama onlar� Tanvin Ge�idi'nde kar��layaca��z, Dai
Shan, ve her zamanki gibi geri s�rece�iz."
"Elbette," dedi Lan, ama sesi emin de�ildi.
Ingtar'�n g�l�mseyi�i kayboldu, ama sonra hemen yeniden belirdi. Sessizce onlar�
Lord Agelmar'�n �al�ma odas�na g�t�rd�, 'sonra bekleyen g�revler oldu�unu s�yledi
ve gitti.
�al�ma odas� kaledeki t�m di�er odalar gibi belli bir ama� g�zetilerek yap�lm�t�.
D� duvarlar�nda ok yar�klar�, kendi ok yar�klar� olan ve demir bantlarla ba�lanm�
kal�n kap�da a��r bir s�rg� vard�. Burada yaln�zca tek bir duvar hal�s� as�l�yd�.
Bir duvar�n tamam�n� kapl�yordu ve bir da� ge�idinde Myrddraaller ve Trolloclarla
sava�an, Fal Da-ra'n�n z�rhl� askerlerine benzeyen adamlar betimliyordu.
Duvardaki iki raf d��nda odada yaln�zca bir masa, bir sand�k ve birka� sandalye
vard�. Rand hal� kadar onlar� da inceledi. Raflardan birinde iki elle kullan�lan,
bir adam boyundan daha uzun bir k�l��, daha s�radan bir geni� k�l��, altlar�nda
�ivili bir g�rz ve �zerinde �� tilki resmi bulunan uzun, u�urtma �eklinde bir
kalkan vard�. Di�er rafta birileri her an giyebilirmi� gibi konmu� metal bir z�rh
as�l�yd�. �ift zincirli bir boyun z�rh�n�n �zerinde, y�z� parmakl�kl�, sorgu�lu bir
mi�fer. At binmek i�in ikiye ayr�lm� zincir tunik ve giyilmekten parlam� deri
ceket. G���s z�rh�, �elik eldivenler, diz ve dirsek koruyucular�, omuzlar, kollar
ve bacaklar i�in plakalar. Burada, kalenin merkezinde bile silahlar, z�rhlar
ku�an�lmaya haz�r g�r�n�yordu. Mobilyalar gibi onlar da alt�n s�slemelerle
bezenmi�ti.
Grup i�eri girince Agelmar aya�a kalkt� ve �zerine haritalar, ka��tlar ve m�rekkep
�i�elerinde duran kalemler sa��lm� masas�n�n �evresinden dola�t�. Ba�ta, y�ksek,
geni� yakal� mavi kadife ceketi ve yumu�ak deri �izmeleri i�inde bu oda i�in fazla
bar���l gelmi�ti, ama ikinci bir bak� Rand'�n farkl� d��nmeye ba�lamas�na sebep
oldu. G�rd��� t�m sava���lar gibi Agelmar'�n ba�� da tepesindeki sa� tutam� d��nda
t�ra�lanm�t� ve o k�s�m bembeyazd�. Y�z Lan'inki kadar
Zil
ROBERTJORDAN
sertti, g�zlerinin kenar�ndaki k�r��klar d��nda y�z� �izgisizdi ve o g�zler, �imdi
g�l�ms�yor olsa da, kahverengi ta�lar gibiydi.
"Bar�, seni yeniden g�rmek g�zel, Dai Shan," dedi Fal Dara Lordu. "Seni de,
Moiraine Aes Sedai, hatta belki daha fazla. Varl���n beni �s�t�yor, Aes Sedai."
"Ninte calichniye no domashita, Agelmar Dai Shan," diye resmi bir �ekilde yan�t
verdi Moiraine, ama sesinin tonu eski dostlar olduklar�n� ifade ediyordu.
"Kar��laman beni �s�t�yor, Lord Agelmar."
"Kodome calichniye ga ni Aes Sedai hei. Burada Aes Sedailer her zaman ho�
kar��lan�r." Loial'a d�nd�. "Yurttan �ok uzaktas�n, Ogier, ama Fal Dara'ya �eref
veriyorsun. T�m �vg�ler daima �n�a Edenlere. Kisemi ti Wansho hei."
"Lay�k de�ilim," dedi Loial e�ilerek. "Bana �eref veren sizlersiniz." ��plak, ta�
duvarlara bakt� ve i�ten i�e m�cadele eder g�r�nd�. Ogier, daha fazla yorum
yapmad��� i�in Rand memnun olmu�tu.
Siyah ve alt�n rengine b�r�nm� hizmetkarlar sessiz, yumu�ak ter-likli ayaklar
�zerinde belirdi. Baz�lar� y�zlerindeki ve ellerindeki tozu silmeleri i�in g�m�
tepsiler �zerinde s�cak, �slak havlular getirdiler. Ba�kalar� s�cak �arap, kuru
erik ve kay�s� dolu g�m� kaseler ta��d�lar. Lord Agelmar, oda ve banyo haz�rlanmas�
i�in emirler verdi.
"Tar Valon'dan buraya uzun bir yolculuk olmu�," dedi. "Yorgun olmal�s�n�z."
"Geldi�imiz yol k�sa," dedi Lan ona, "ama uzun yoldan daha yorucu."
Agelmar, Muhaf�z ba�ka bir �ey s�ylemeyince �a��rm� g�r�nd�, ama yaln�zca, "Birka�
g�n dinlenmek keyfinizi yerine getirir," dedi.
"Atlar�m�z ve kendimiz i�in yaln�zca bir gecelik s���nak istiyorum, Lord Agelmar,"
dedi Moiraine. "Ve ba��larsan�z sabahleyin yeni erzak. Korkar�m yola erken ��kmak
zorunday�z."
Agelmar ka�lar�n� �att�. "Ama d��n�m�t�m ki... Moiraine Sedai, senden bunu istemeye
hakk�m yok, biliyorum, ama Tarwin Ge�i-di'nde bin m�zra�a e� olursun. Sen de Dai
Shan. Alt�n Turna'n�n bir kez daha dalgaland���n� duyunca bin adam gelir."
"Yedi Kule y�k�ld�," dedi Lan sert�e, "ve Malkier �ld�; halk�ndan kalan pek az ki�i
yery�z�ne da��ld�. Ben bir Muhaf�z'�m, Agelmar, Tar
D�NYANIN G�Z�
215
Valon'un Alevi �zerine yemin ettim ve Afet'e gidiyorum."
"Elbette, Dai Sh- Lan. Elbette. Ama ku�kusuz birka� g�nl�k, en fazla birka�
haftal�k gecikme fark etmez. Size ihtiya� var. Sana ve Mo-iraine Sedai'ye."
Moiraine, hizmetkarlar�n birinden g�m� bir kadeh ald�. "Ingtar bu tehdidi de,
y�llar boyunca di�er tehditleri altetti�iniz gibi.altedece�ini-ze inan�yor gibi."
"Aes Sedai," dedi Agelmar, "Ingtar Tanvin Ge�idi'ne yaln�z gidecek olsa bile, t�m
yol boyunca Trolloclar�n bir kez daha geri �evrilece�ini iddia eder. Bunu yaln�z
yapabilece�ine inanacak kadar gururlu bir adamd�r."
"Bu sefer d��nd���n kadar g�venli de�il, Agelmar." Muhaf�z kadehini kald�rd�, ama
i�medi. "Durum ne kadar k�t�?"
Agelmar teredd�t etti, sonra masas�n�n �zerindeki karga�an�n i�inden bir harita
�ekti. Bir an g�rmeden haritaya bakt�, sonra haritay� geri f�rlatt�. "Atlar�m�z�
Ge�it'e s�rd���m�z zaman," dedi sessizce, "halk g�neye, Fal Moran'a g�nderilecek.
Belki ba�kent dayan�r. Bar�, dayanmal�. Bir �ey dayanmal�."
"O kadar m� k�t�," dedi Lan ve Agelmar bitkinlik i�inde ba��n� sallad�.
Rand, Mat ve Perrin endi�e i�inde bak�t�lar. Afet'de toplanan Trolloclar�n onlar�n
pe�inde oldu�una inanmak kolayd�. Agelmar sert bir sesle devam etti.
"Kandor, Arafel, Saldaea -Trolloclar k� boyunca buralara sald�r�lar d�zenledi.
Trolloc Sava�lar�ndan bu yana b�yle bir �ey olmam�t�; sald�r�lar hi� bu kadar
�iddetli, sald�ranlar hi� bu kadar �ok olmam�t�, hi� bu kadar yak�na gelmemi�lerdi.
Her kral, her konsey Afet'den b�y�k bir g�� gelece�ine inan�yor ve S�n�rboylar�'n�n
her biri kendilerine sald�racaklar�na inan�yor. �zcilerinin hi�biri,
koruyucular�n�n hi�biri s�n�rlar�nda toplanan Trolloclar raporlam�yor. Bizde de
�yle. Ama hepsi inan�yor ve her biri adamlar�n� ba�ka bir yere g�ndermeye korkuyor.
�nsanlar d�nyan�n sonunun geldi�ini, Karanl�k Varl�k'�n yine serbest oldu�unu
f�s�ld�yor. Shienar Tanvin Ge�idi'ne yaln�z at s�recek ve en az on kat�m�z bir
g��le kar�� kar��ya kalaca��z. En az. Bu M�zraklar�n son toplan�� olabilir."
ROBERTJORDAN
"Lan -hay�r!- Dai Shan, ��nk� sen ne dersen de yine de Malkier'in Ta� Giymi� Sava�
Lordu'sun. Dai Shan, arkam�zda Alt�n Turna sanca�� olsa kuzeye �lmeye gitti�ini
bilen adamlar y�reklenirdi. S�ylenti, yang�n gibi yay�l�rd� ve krallar� onlara
olduklar� yerde kalmalar�n� em-retse de Arafel ve Kandor'dan, hatta Saldaea'dan
m�zraklar ak�n ak�n gelirdi. Ge�it'de bizimle birlikte duracak kadar erken
gelemeseler de, Shienar'� kurtarabilirlerdi."
Lan �arab�na bakt�. Y�z� de�i�memi�ti, ama �arap eline d�k�ld�; g�m� kadeh avucunda
ezildi. Bir hizmetkar buru�mu� kadehi ald� ve Muhaf�z'�n elini bir havlu ile sildi;
ikinci bir hizmetkar kadehi g�t�r�rken, bir di�eri eline yeni bir kadeh verdi. Lan
fark etmi� g�r�nmedi. "Yapamam!" diye f�s�ldad� bo�uk bir sesle. Ba��n�
kald�rd���nda mavi g�zlerinde vah�i bir ate� yan�yordu, ama sesi yine sakin ve
ifadesizdi. "Ben bir Muhaf�z'�m, Agelmar." Keskin bak�lar� Rand, Mat ve Per-rin'den
Mokaine^ kayd�. "�lk ��klarla Afet'e gidiyorum."
Agelmar derin derin i� �ekti. "Moiraine Sedai, en az�ndan sen gelmez misin? Bir Aes
Sedai fark yaratabilirdi."
"Yapamam, Lord Agelmar." Moiraine endi�eli-g�r�n�yordu. "Ger�ekten de verilecek bir
sava� var ve Trolloclann Shienar'�n yukar�s�nda toplanmalar� tesad�f de�il, ama
bizim sava��m�z, Karanl�k Varl�k'a 'kar�� ger�ek sava� Afet'de, D�nyan�n G�z�'nde
olacak. Siz sizin sava��n�z� vermelisiniz, biz bizimkini."
"Serbest kald���n� s�yl�yor olamazs�n!" Kaya gibi Agelmar sars�lm� gibiydi ve
Moiraine ba��n� hemen iki yana sallad�.
"Hen�z de�il. D�nyan�n G�z�'nde kazan�rsak, belki bir daha serbest kalmaz."
"G�z'� bulabilecek misin, Aes Sedai? Karanl�k Varl�k'� tutmak ona kalm�sa �lm�
say�l�r�z. �ok ki�i denedi ve ba�ar�s�z oldu."
"Ben bulabilirim, Lord Agelmar. Hen�z umut kaybolmad�."
Agelmar onu inceledi, sonra bak�lar� di�erlerine kayd�. Nynaeve ve Egwene'i g�r�nce
�a��rm� g�r�nd�; k�yl� k�yafetleri Moiraine'in ipek elbisesi ile keskin bir
kar��tl�k olu�turuyordu, ama hepsi yolculuklar�n�n izini ta��yordu. "Onlar da m�
Aes Sedai?" diye sordu ku�kuyla. Moiraine ba��n� iki yana sallay�nca kafas� daha da
kar�m� g�r�nd�. Bak�lar� Emond Meydan�'ndan gelen gen� adamlar�n �zerinde ge-

D�NYAN�N G�Z�
zindi, Rand'a tak�ld�, belindeki k�rm�z� kuma�a sar�l� k�l�ca dokundu. "Yan�nda
tuhaf koruyucular g�t�r�yorsun, Aes Sedai. Yaln�zca bir sava���." Perrin'e ve
belinde as�l� duran baltaya bakt�. "Belki iki. Ama ikisi de �ocukluktan yeni ��km�.
Yan�nda adamlar g�ndermeme izin ver. Ge�it'te y�z m�zrak fark yaratmaz, ama senin
bir Muhaf�z ve �� delikanl�dan fazlas�na ihtiyac�n var. Ve k�l�k de�i�tirmi�
Aieller de�illerse iki kad�n�n faydas� olmaz. Afet bu sene her zamankinden de k�t�.
K�-p�rdan�yor."
' "Y�z m�zrak �ok fazla olabilir," dedi Lan, "ve bin tanesi az gelebilir. Afet'e
g�t�rd���m�z grup ne kadar b�y�k olursa dikkat �ekme olas�l��� o kadar artar.
Elimizden gelirse G�z'e sava�madan ula�mal�y�z. Trolloclar bizi Afet'in i�inde
sava�a zorlad���nda sonucun neredeyse belirli oldu�unu biliyorsun."
Agelmar sert�e ba��n� sallad�, ama pes etmeyi reddetti. "O zaman daha az�n� al�n.
Ye�il Adam'a giderken Moiraine Sedai ile di�er iki kad�na e�lik etmek i�in on iyi
adam bile bu iki delikanl�dan daha yararl� olur."
Rand aniden Fal Dara Lordu'nun, Moiraine Karanl�k Varl�k ile sava��rken Nynaeve ve
Egwene'in yard�mc� olaca��n� d��nd���n� fark etti. Bu do�ald�. Bu t�r m�cadeleler
Tek G��'�n kullan�lmas� anlam�na geliyordu ve bunu da kad�nlar yapard�. Bu t�r
m�cadeleler G��'�n kullan�lmas� anlam�na gelir. Ellerinin titremesini engellemek
i�in ba�parmaklar�n� k�l�� kemerine takt� ve kemerin tokas�n� s�k� s�k� tuttu.
"Adam yok," dedi Moiraine. Agelmar a�z�n� yine a�t� ve Moiraine o konu�amadan devam
etti. "G�z'�n ve Ye�il Adam'�n do�as� y�z�nden. Ka� Fal Daral� Ye�il Adam'� ve
G�z'� buldu?"
"Ka� tane mi?" Agelmar omuzlar�n� silkti. "Y�zy�l Sava�lar�ndan bu yana bir elin
parmaklar�n� bulmaz. T�m Sm�rboylar�'ndan gidenler say�l�rsa, be� y�lda bir taneden
fazla ��kmaz."
"Kimse D�nyan�n G�z�'n� bulmaz," dedi Moiraine, "Ye�il Adam bulmas�n� istemezse.
Anahtar ihtiya� ve kararl�l�kt�r. Ben nereye gidece�imi biliyorum -daha �nce
gittim." Rand'�n ba�� �a�k�nl�k i�inde h�zla o yana d�nd�; Emond Meydan�'ndan
gelenler aras�nda yaln�z de�ildi, ama Aes Sedai fark etmi� g�r�nmedi. "Ama aram�zda
�v�n� arayan, ad�n� o d�rt ki�iye eklemek isteyen bir ki�i olsa, do�rudan hat�r-
211
ROBERTJORDAN
lad���m noktaya gitsek bile asla bulamayabiliriz."
"Sen Ye�il Adam'� g�rd�n m�, Moiraine Sedai?" Fal Dara Lordu etkilenmi�
g�r�n�yordu, ama bir sonraki nefesinde ka�lar�n� �att�. "Ama onunla bir kez
kar��la�m�san..."
"Anahtar ihtiya�t�r," dedi Moiraine yumu�ak sesle, "ve benimkinden daha b�y�k bir
ihtiya� olamaz. Bizimkinden. Ve bende di�er aray�c�lar da olmayan bir �ey var."
G�zleri, Agelmar'�n y�z�nden ayr�lmam� gibi g�r�nd�, ama Rand o g�zlerin bir an
i�in Loial'a kayd���ndan emindi. Rand Ogier'le g�z g�ze geldi. Loial omuz silkti.
"Ta'veren," dedi Ogier yumu�ak sesle.
Agelmar ellerini kald�rd�. "Dedi�in gibi olsun, Aes Sedai. Bar�, ger�ek sava�
D�nyan�n G�z�'nde olacaksa, Siyah �ahin sanca��n� Ge-�it'e de�il, senin pe�inden
getirmek istiyorum. Senin i�in yol a�abilirim..."
"Bu bir felaket olur, Lord Agelmar. Hem Tanvin Ge�idi'nde, hem de G�z'de. Sen kendi
sava��n� ver, biz bizimkini."
"Bar�! Dedi�in gibi olsun, Aes Sedai."
Ama, hi� ho�lanmasa da, bir karara var�nca ba�� t�ra�l� Fal Dara Lordu konuyu
akl�ndan ��kard�. Herkesi masaya davet etti, yemek boyunca �ahinlerden, atlardan ve
k�peklerden bahsetti, Trolloclar, Tar-win Ge�idi, D�nyan�n G�z� konular�n� a�mad�
bile.
Yemek yedikleri oda, Lord Agelmar'�n �al�ma odas� kadar sade ve ��plakt�, i�inde
masa ve sandalyeler d��nda pek az mobilya vard� ve olanlar da sert hatl�yd�. G�zel,
ama sert. B�y�k bir ��mine oday� �s�t�yordu, ama h�zla d�ar� ��kan bir adam�n
so�ukla sersemlemesine yol a�acak kadar de�il. �niformal� hizmetkarlar �orba, ekmek
ve peynir getirdiler, kitaplardan ve m�zikten bahsedildi. Ama Lord Agelmar Emond
Meydan�'ndan gelenlerin konu�mad���n� fark etti. �yi bir evsa-hibi gibi onlar�
sessizliklerinden ��karacak nazik sorular sordu.
Rand k�sa s�re sonra kendini, Emond Meydan�'n� ve �ki Nehir'i anlatmak i�in
di�erleri ile yar��rken buldu. �ok konu�mamak i�in �aba g�stermesi gerekiyordu.
Di�erlerinin, �zellikle Mat'in dillerini tutaca��n� umdu. Yaln�zca Nynaeve sessiz
kald�, sessizce yedi, i�ti.
"�ki Nehir'de bir �ark� vard�r," dedi Mat. "Tanvin Ge�idi'nden Eve

D�NYANIN G�Z�
213

D�nmek.'" Aniden herkesin ka��nd��� bir konuyu a�t���n� fark ederek teredd�t etti,
ama Lord Agelmar rahat�a yan�t verdi.
"�a�mamak gerek. Afet'i uzak tutmak i�in adam g�nder�neyen pek az �lke kald�."
Rand Mat ve Perrin'e bakt�. Mat'in dudaklar� sessizce Manetheren s�zc���n�
�ekillendirdi.
Agelmar, hizmetkarlardan birine f�s�ldad�. Di�erleri masay� temizlerken o adam
kayboldu ve bir t�t�n kutusu ve Lan, Loial ve Lord Agelmar i�in kil pipolarla
d�nd�. "�ki Nehir t�t�n�," dedi Fal Dara Lordu, pipolar�n� doldururlarken. "Burada
bulmak zor, ama �dedi�in bedele de�er."
Loial ve di�er iki adam, pipolar�n� tatmin i�inde t�tt�r�rken Agelmar Ogier'e
bakt�. "Rahats�z g�r�n�yorsun, �n�a Eden. Umar�m �z-lem'e tutulmam�s�nd�r. Yurttan
ayr�lal� ne kadar oldu?"
"�zlem de�il; o kadar uzun zaman �nce ayr�lmad�m." Loial omuz silkti ve i�aret
ederken piposundan y�kselen mavi-gri dumanlar masan�n �zerinde bir sarmal �izdi.
"Buradaki korulu�un h�l� ayakta olmas�n� beklemi�tim -ummu�tum. En az�ndan Mafal
Dadaranell'in kal�nt�lar�n�n olmas�n�."
"Kiserai ri Wansho," diye m�r�ldand� Agelmar. "Trolloc Sava�lar� an�lardan ve
insanlar�n onlar�n �zerine kurduklar�ndan ba�ka bir �ey b�rakmad�, Arent o�lu
Loial. �n�a Edenlerin yapt�klar�n� taklit edemezlerdi. Halk�n�z�n yaratt��� o
girift k�vr�mlar ve desenler insan g�zlerinin ve ellerinin yapabileceklerinin �ok
�tesinde. Belki, bize kaybetti�imiz �eyi devaml� an�msatacak k�t� taklitlerden
ka��nmak istedik. Sadelikte farkl� bir g�zellik var, tam yerine yerle�tirilmi� tek
bir �izgide, kayalar�n aras�nda tek bir �i�ekte. Ta��n sertli�i �i�e�i daha da
k�ymetli k�lar. Kaybettiklerimizi fazla d��nmemeye �al��r�z. O gerilim alt�nda en
g��l� y�rek bile k�r�l�r."
"G�l yapraklan suyun �zerinde y�zer," diye ezberden okudu Lan. "Yal��apk�n� g�lete
dalar. �l�m�n ortas�nda ya�am ve g�zellik s�z�l�r."
"Evet," dedi Agelmar. "Evet. Bu benim i�in de b�t�n bunlar� �zetliyor." �ki adam
birbirlerine do�ru ba�lar�n� e�diler.
Lan'den �iir, ha? Adam so�an gibiydi; Rand ne zaman Muhaf�z
720
ROBERTJORDAN
hakk�nda bir �ey bildi�ini d��nse, alt�nda bir ba�ka tabaka ke�fediyordu.
Loial yava��a ba��n� sallad�. "Belki ben kaybolmu� olanlar� �ok fazla d��n�yorum.
Ama koruluklar yine de g�zeldi." �imdi ��plak odaya yeni g�r�yormu� ve aniden
g�rmeye de�er �eyler bulmu� gibi bak�yordu.
Ingtar belirdi ve Lord Agelmar'a selam verdi. "Aff�n�za s���n�r�m, Lordum, ama ne
kadar k���k olursa olsun, s�rad�� her �eyi ��renmek istemi�tiniz."
"Evet, ne oldu?"
"K���k bir �ey, Lordum. Bir yabanc� kasabaya girmeye �al�t�. Shi-enarl� de�il.
Aksan�na bak�l�rsa Lugardl�. En az�ndan zaman zaman. G�ney Kap�s�'ndaki n�bet�iler
onu sorgulamaya �al�t���nda ka�t�. Ormana girdi�i g�r�ld�, ama k�sa s�re sonra
duvara t�rman�rken yakaland�."
"K���k bir �ey, ha?" Agelmar aya�a kalkarken sandalyesi yere s�r-t�nd�. "Bar�! Kule
n�bet�ileri, bir adam�n g�r�lmeden duvarlara ula�mas�na izin verecek kadar ihmalkar
davran�yor ve sen buna k���k bir �ey diyorsun, �yle mi?"
"Adam deli, Lordum." Ingtar'�n sesinde hu�u vard�. "I��k delileri korur. Belki I��k
kule n�bet�isinin g�zlerini perdelemi�, adam�n duvarlara ula�mas�na izin vermi�tir.
Ku�kusuz tek bir deli adam kimseye zarar veremez."
"Kaleye getirildi mi? G�zel. Bana, buraya getir. �imdi." Ingtar e�ildi ve ��kt�,
Agelmar Moiraine'e d�nd�. "Aff�na s���n�r�m, Aes Sedai, ama bu konuyu
halletmeliyim. Belki I��k'�n zihnini k�r etti�i zavall� bir sefildir, ama... �ki
g�n �nce kendi halk�m�zdan be� ki�i geceleyin at-kap�s�n�n mente�elerini e�elerken
bulundu. K���k, ama Trolloclar� i�eri alacak kadar b�y�k." Y�z�n� buru�turdu.
"Karanl�kdostlar� san�r�n�, ama bir Shienarh'nm b�yle bir �ey yapaca��n� d��nmekten
nefret ediyorum. N�bet�iler yeti�emeden insanlar onlar� par�a par�a etti, bu y�zden
asla ��renemeyece�im. Shienarl�lar, Karanl�kdostu olabili-yorsa, bug�nlerde
yabanc�lara kar�� �zellikle dikkatli olmal�y�m. Odalar�n�za �ekilmek isterseniz yol
g�stermelerini s�ylerim."
"Karanl�kdostlar� ne s�n�r, ne soy bilir," dedi Moiraine. "Her �lke-
D�NYANIN G�Z� 721
de varlar ve hi�birinden de�iller. Ben de bu adam� g�rmek istiyorum. Desen bir A�
�r�yor, Lord Agelmar, ama A�'�n son �ekli hen�z g�r�lmedi. Hen�z d�nyay� i�ine
d��rebilir ya da ��z�lebilir ve �ark'� yeni bir desen dokumaya y�neltebilir. �u
noktada, k���k �eyler bile A�'�n �eklini de�i�tirebilir. Bu nedenle, ben s�rad��
k���k �eylere kar�� ihtiyatl�y�m."
Agelmar, Nynaeve ile Egwene'e bir bak� f�rlatt�. "Diledi�in gibi olsun, Aes Sedai."
Ingtar uzun halberler ta��yan iki asker ile d�nd�. Adamlar�n aras�nda tersy�z
edilmi� k�rp�nt� torbas�na benzeyen biri y�r�yordu. Y�z� tabaka tabaka kir
i�indeydi, d�zensiz, uzam� sa�lar� ve sakal� ke-�ele�mi�ti. Kamburunu ��kararak
odaya girdi, ��km� g�zleri bir o tarafa, bir bu tarafa kayd�. �n�nden ek�i bir koku
s�z�l�yordu.
Rand onca kirin ard�n� g�rmeye �al�arak �ne e�ildi.
"Beni bu �ekilde tutman�z i�in sebep yok," diye s�zland� kirli adam. "Ben I��k'�n
terk etti�i, herkes gibi G�lge'ye kar�� s���nacak yer arayan zavall� bir fakirim."
"S�n�rboylar� s���nak aramak i�in..." diye ba�lad� Agelmar, ama Mat s�z�n� kesti.
"�er�i!"
"Padan Fain," diye onaylad� Perrin ba��n� sallayarak.
"Dilenci," dedi Rand, aniden sesi bo�ularak. Fain'in g�zlerinde aniden alevlenen
nefret kar��s�nda geriledi. "Caemlyn'de bizi soran adam bu. �yle olmal�."
"Demek bu asl�nda sizi ilgilendiriyor, Moiraine Sedai," dedi Agelmar yava��a.
Moiraine ba��n� sallad�. "Korkar�m �yle."
"Ben istemedim." Fain a�lamaya ba�lad�. �ri g�zya�lar� yanaklar�n-daki kirde yollar
a�t�, ama en alttaki tabakaya ula�amad�lar. "O zorlad�! O ve o yanan g�zleri." Rand
irkildi. Mat elini ceketinin alt�na kayd�rd�, ku�kusuz yine Shadar Logoth'dan
ald��� han�eri kavram�t�. "Beni k�pe�i yapt�! Hi� dinlenmeden takip edecek,
avlanacak k�pe�i. Beni kovduktan sonra bile yaln�zca k�pe�i."
"Bu hepimizi ilgilendiriyor," dedi Moiraine sert�e. "Onunla yaln�z konu�abilece�im
bir yer var m�, Lord Agelmar?" A�z� tiksinti ile geril-
722
ROBERTJORDAN
misti. "Ve ilk �nce y�kans�n. Ona dokunmak zorunda kalabilirim." Agelmar ba��n�
sallad�, al�ak sesle Ingtar'a bir�eyler s�yledi. Ingtar e�ildi ve kap�da kayboldu.
"Art�k zorlanmayaca��m!" Ses Fain'indi, ama art�k a�lam�yordu ve sesindeki
s�zlanman�n yerini, kibirli bir paylama alm�t�. Dik duruyor, hi� b�z�lm�yordu. "Bir
daha asla! Yap-ma-ya-ca-��m!" Yanlar�ndakiler kendi askerleriymi�, Fal Dara Lordu
onu tutsak eden de�il e�itiymi� gibi Agelmar'a d�nd�. Ses tonu zarif ve kaypak
oldu. "Burada bir yanl� anlama var, B�y�k Lord. Bazen n�bet ge�iririm, ama k�sa
s�rede ge�ecek. Evet, k�sa s�re sonra ge�ecek." K���mseme ile �zerindeki
pa�avralar� elledi. "Bunlar sizi yan�ltmas�n, B�y�k Lord. Beni durduranlara kar��
k�l�k de�i�tirmek zorunda kald�m ve yolculu�um uzun ve zorluydu. Ama sonunda
Ba'alzamon'un tehlikelerini h�l� bilen insanlar�n oldu�u, insanlar�n Karanl�k
Varl�kla h�l� sava�t��� topraklara geldim."
Rand g�zleri iri iri a��larak bakakald�. Bu ger�ekten de Fain'in sesiydi, ama
s�zleri hi� de bir �er�inin s�zlerine benzemiyordu.
"Demek biz Trolloclarla sava�t���m�z i�in buraya geldin," dedi Agelmar. "Ve �yle
�nemlisin ki, seni durdurmak isteyenler var. Bu insanlar senin Padan Fain isimli
bir �er�i oldu�unu ve onlar� takip etti�ini s�yl�yor."
Fain teredd�t etti. Moiraine'e bir bak� f�rlatt� ve tela�la g�zlerini ka��rd�.
Bak�lar� Emond Meydan�'ndan gelenleri tarad�, sonra yine Agelmar'a kayd�. Rand yine
o bak�lardaki nefreti, korkuyu hissetti. Fain yine konu�tu�u zaman, sesi
tela�s�zd�. "Padan Fain yaln�zca y�llar i�inde kulland���m say�s�z k�l�ktan biri.
Karanl���n Dostlar� beni takip ediyor, ��nk� G�lge'nin nas�l altedilebilece�ini
��rendim. Size onu nas�l altedebilece�inizi g�sterebilirim, B�y�k Lord."
"Biz insanlar�n elinden geldi�i kadar�n� yap�yoruz," dedi Agelmar kua� kuru. "�ark
diledi�i gibi dokur, ama bize ��retecek �er�iler olmadan da D�nyan�n K�r�l��'ndan
bu yana Karanl�k Varl�kla sava�t�k."
"B�y�k Lord, kudretin sorgulanamaz, ama sonsuza dek Karanl�k Varl�k'a direnebilir
misiniz? S�k s�k kendinizi s�k�m� hissetmiyor musunuz? C�retimi ba��lay�n, B�y�k
Lord; bu halinizle, sizi sonunda ezecek. Biliyorum; inan�n bana biliyorum. Ama ben
size yery�z�n�
D�NYANIN ��Z�
721
G�lge'den nas�l temizleyece�inizi g�sterebilirim, B�y�k Lord." Ses tonu kibirli
kalsa da, daha da kaypak oldu. "Tavsiye edece�im �eyi bir kez deneseniz
g�receksiniz, B�y�k Lord. Topra�� temizleyeceksiniz. Siz, B�y�k Lord, kudretinizi
do�ru y�ne �evirirseniz g�receksiniz. Tar Valon'un sizi kendi entrikalar�na
�ekmesinden ka��n�n, o zaman d�nyay� kurtarabilirsiniz. B�y�k Lord, tarihte I��k'a
nihai zaferi getiren ki�i olarak hat�rlanacaks�n�z." Askerler yerlerinden
k�p�rdamad�lar, ama elleri, kullanmak zorunda kalabileceklerini d��n�yorlarm� gibi
hal-berdlerin uzun saplar�na gitti.
"Bir �er�i olarak kendini �ok b�y�k g�r�yor," dedi Agelmar Lan'e omzunun �zerinden.
"San�r�m Ingtar hakl�. Adam deli."
Fain'in g�zleri �fkeyle k�s�ld�, ama sesi sakin kald�. "B�y�k Lord, s�zlerimin
g�steri�li geldi�ini biliyorum, ama bana yaln�z..." Moiraine aya�a kalk�p yava�
yava� masan�n �evresinde dolan�rken aniden sustu, geriledi. Ancak askerlerin
indirdi�i halberdler Fain'in kap�ya kadar gerilemesini engelleyebildi.
Mat'in sandalyesinin arkas�nda duran Moiraine, elini delikanl�n�n omzuna koydu ve
e�ilip kula��na f�s�ldad�. Kad�n ne dediyse, Mat'in y�z�ndeki gerilim yok oldu ve
elini ceketinin alt�ndan ��kard�. Aes Se-dai gidip Agelmar'�n yan�nda durdu ve Fain
ile y�zle�ti. Kad�n durunca �er�i yine b�z�ld�.
"Ondan nefret ediyorum," diye inledi. "Ondan kurtulmak istiyorum. Yine I��k'ta
y�r�mek istiyorum." Omuzlar� sars�lmaya ba�lad�. Y�z�nde �ncekinden de iri
g�zya�lar� akmaya ba�lad�. "Beni o zorlad�."
"Korkar�m bu adam bir �er�iden fazlas�, Lord Agelmar," dedi Moiraine. "�nsandan
d��k, k�t�den de beter, hayal edebilece�inizden daha tehlikeli. Ben onunla
konu�tuktan sonra y�kanabilir. Bir dakika bile harcamaya cesaret edemem. Gel, Lan."

47
�ARK'TAN H�KAYELER
Rand, huzursuzluk i�inde yemek masas�n�n yan�nda oday� ad�ml�yordu. On iki ad�m.
Ka� sefer ad�mlarsa ad�mlas�n, masa hep on iki ad�m geliyordu. Sinir i�inde,
kendisini bu sayma i�ini b�rakmaya zorlad�. Aptalca bir �ey yap�yorum. Lanet
masan�n uzunlu�u umurumda bile de�il. Birka� dakika sonra masa boyunca ka� kez
y�r�d���n� sayarken yakalad� kendisini. Moiraine ve Lan'e ne anlat�yor? Karanl�k
Varhk'�n neden pe�imizde oldu�unu biliyor mu? ��imizden kimi istedi�ini biliyor mu?
Arkada�lar�na bakt�. Perrin bir ekmek par�as�n� ufalam�, bir parma�� ile par�alan
dalg�n dalg�n masan�n �zerinde itekliyordu. Sar� g�zleri k�rp�lmadan ekmek
par�alar�n� izliyordu, ama �ok uzaklara bak�yor gibiydiler. Mat sandalyeye ��km�,
g�zleri yar� kapal�, y�z�nde bir s�r�t��n ba�lang�c� vard�. Bu sinirli bir
s�r�t�t�, ne�eli de�il. D�tan eski Mat gibi g�r�n�yordu, ama zaman zaman ceketinin
alt�ndaki Shadar Logoth han�erini yokluyordu. Fain ona ne anlat�yor? Ne biliyor?
Hi� de�ilse Loial endi�eli g�r�nm�yordu. Ogier duvarlar� inceliyordu. Ba�ta odan�n
ortas�nda durmu�, yava� yava� d�nerek t�m oday� taram�t�; �imdi geni� burnunu
neredeyse duvara dayam�, �o�u adam�n ba�parmaklar�ndan daha kal�n parmaklar�n�
ba�lant�lar�n �zerinde gezdiriyordu. Bazen hissetmek g�rmekten daha �nemliymi� gibi
g�zlerini kapat�yordu. Kulaklar� zaman zaman seyiriyor, kendi kendine Ogierce
m�r�ldan�yordu. Odadaki ba�ka herkesi unutmu� gibiydi.
D�NYANIN G�Z�
121
Lord Agelmar, odan�n ucundaki uzun ��minenin ba��nda Nynaeve ve Egwene ile durmu�,
al�ak sesle konu�uyordu. �yi bir evsahibi idi, insanlara dertlerini unutturmakta
ustayd�; hikayelerinin �o�u Egwene'i k�k�rdat�yordu. Bir kez Nynaeve bile ba��n�
arkaya devirdi ve kahkahalar att�. Rand beklenmedik ses �zerine irkildi, Mat'in
sandalyesi yere devrilince yine s��rad�.
"Kan ve k�ller!" diye homurdand� Mat, kulland��� dil kar��s�nda Nynaeve'in a�z�n�n
gerilmesine ald�rmadan. "Neden bu kadar oyaland�lar?" Sandalyesini d�zeltti ve
kimseye bakmadan oturdu. Eli ceketine gitti.
Fal Dara Lordu, Mat'e onaylamazca bakt� -ayn� bak�lar Rand ve Perrin'e de kayd�
sonra kad�nlara d�nd�. Rand'�n ad�mlamas� onu k���k gruba yakla�t�rm�t�.
"Lordum," diyordu Egwene, sanki hayat� boyunca bu t�r unvanlar kullanm�cas�na rahat
bir tav�rla, "onun bir Muhaf�z oldu�unu d��n�yordum, ama siz ona Dai Shan
diyorsunuz ve bir Alt�n Turna sanca��ndan bahsediyorsunuz. Ba�ka adamlar da
ayn�s�n� yapt�. Bazen onunla bir kralm� gibi konu�uyorsunuz. Moiraine'in ona bir
kez Yedi Kulenin Efendisi dedi�ini duydum. Lan kimdir?"
Nynaeve aniden kadehini dikkatle incelemeye ba�lad�, ama Rand'�n Egwene'den daha
dikkatli dinledi�ini a��k�a anlad�. Rand durdu ve kulak misafiri oluyormu� gibi
g�r�nmeden dinlemeye �al�t�.
"Yedi Kulenin Efendisi," dedi Agelmar ka�lar�n� �atarak. "Kadim bir unvan, Leydi
Egwene. Tear'�n Y�ksek Lordlar�'n�n bile daha eski unvanlar� yoktur, ama Andor
Krali�esi'nin unvanlar� yak�nd�r." Derin bir i� �ekti ve ba��n� iki yana sallad�.
"Bundan bahsetmez, ama hikayesi S�n�r boyunca iyi bilinir. O bir krald�r ya da
olmal�yd�, al'Lan Mandragoran, Yedi Kulenin Efendisi, G�llerin Lordu,
Malkierlilerin ta�s�z kral�." T�ra�l� ba��n� kald�rd� ve g�zlerinde, bir baban�n
gurua� gibi bir ��k vard�. Sesi g��lendi, duygular�n�n g�c� ile doldu. T�m oda
kolayca duyabilirdi. "Biz Shienarhlar kendimize S�n�rl�lar deriz, ama elli y�ldan
daha az s�re �nce Shienar asl�nda S�n�rboylar�'na dahil de�ildi. Bizim ve Arafel'in
kuzeyinde Malkier vard�. Shienar'�n m�zraklar� kuzeye at s�rerdi, ama Afet'i uzak
tutan asl�nda Malkier'di.
72�l
ROBERTJORDAN
Malkier, Bar� an�lar�n� himaye etsin ve I��k ismini ayd�nlats�n."
"Lan Malkierli," dedi Hikmet yumu�ak sesle, ba��n� kald�rarak. Rahats�z olmu�
g�r�n�yordu.
Bu bir soru de�ildi, ama Agelmar ba��n� sallad�. "Evet, Leydi Nyna-eve, Malkier'in
son ta� giymi� kral� olan al'Akir Mandragoran'�n o�ludur. Nas�l m� b�yle oldu?
Ba�ta, belki Lain y�z�nden. Bir cesaret g�sterisi ile Lain Mandragoran, Kral'�n
erkek karde�i, m�zraklar�n� Afet'ten Lanetli Topraklar'a, hatta belki Shayol GhuPe
g�t�rd�. Lain'in kar�s� Breyan, tahta Lain yerine al'Akir'in ��kar�lmas�n�
k�skanarak bu g�steriyi kendisi d�zenlemi�ti. Kral ve Lain birbirlerine �ok
yak�nlard�, Akir'in ad�na 'al' unvan� eklendikten sonra bile ikizler kadar yak�n
kald�lar, ama Breyan k�skan�l�k i�inde k�vran�yordu. Lain, ba�ar�lar� i�in �v�lm�t�
ve buna hakk� vard�, ama o bile al'Akir'den daha �st�n de�ildi. Al'Akir ancak y�z
y�lda bir do�acak bir erkek ve krald�. Bar� onu ve el'Leanna'y� himaye etsin.
"Lain Lanetli Topraklar'da �ld�, onu takip edenler de �yle. Malkier'in kaybetmeye
tahamm�l� olmayan adamlard� ve Breyan, Kral'� su�lad�, al'Akir Malkierlilerin geri
kalan�n� kocas� ile birlikte kuzeye g�t�rse Shayol Ghul'�n bile d�ece�ini s�yledi.
�ntikam almak i�in, taht�n o�lu Isam'a ge�mesini sa�lamak �zere Cowin Gemallan -Co-
win Adily�rek derlerdi ona- ile planlar yapt�. Art�k Adily�rek al'Akir kadar
sevilen bir kahramand� ve B�y�k Lordlardan biriydi, ama B�y�k Lordlar kral� se�mek
i�in �ubuk ��kartt�klar� zaman Akir'den iki oy gerideydi ve Ta� Ta��'na farkl� renk
atsa tahta onu ge�irecek iki adam� asla unutmad�. Cowin ve Breyan birlikte, Yedi
Kule'yi ele ge�irmek i�in askerleri Afet'ten �ektiler ve S�mrkalelerini bo�
garnizonlara �evirdiler.
"Ama Cowin'in k�skan�l��� daha derinlere iniyordu." Agelmar'�n sesi �tiksinti
dolmu�tu. "Afet'teki kahramanl�klar� t�m S�n�rboylan boyunca �ark�lara konu edilen
Adily�rek, bir Karanl�kdostuydu. S�n�rka-leleri zay�flay�nca Trolloclar sel gibi
Malkier'e akt�. Kral al'Akir ve Lain birlikte �lkeyi kurtarabilirlerdi belki; daha
�nce de yapm�lard�. Ama Lain'in Lanetli Topraklar'da �lmesi halk� sarsm�t� ve
Trolloc istilas� insanlar�n morallerini bozdu, direnme kararl�l�klar�n� yok etti.
�ok fazla insan�n. �nan�lmaz say�da Trolloc Malkierlileri i�lere s�rd�.
D�NYANIN G�Z�
Z2Z
"Breyan, k���k o�lu Isam ile ka�t� ve g�neye at s�rerken Trolloc-lar taraf�ndan
yakaland�. Kimse sonlan konusunda emin de�il, ancak tahmin edebiliyoruz. Yaln�zca
o�lan i�in �z�lebiliyorum. Cowin, Adil-y�rek'in ihaneti ortaya ��kt���nda ve gen�
Jain Charin -art�k Uzakgez-gini Jain olarak biliniyordu- taraf�ndan yakaland���nda,
Adily�rek zincirler i�inde Yedi Kule'ye getirildi�inde, B�y�k Lordlar kellesinin
s�r��a ge�irilmesini istedi. Ama insanlar�n y�reklerinde al'Akir ve La-in'den sonra
geldi�i i�in Kral onunla teke tek d�v�t� ve onu �ld�rd�. Al'Akir Cowin'i
�ld�rd�kten sonra a�lad�. Baz�lar� kendini G�lge'ye veren bir dost i�in a�lad���n�
s�yler, baz�lar� Malkier i�in." Fal Dara Lordu h�z�nle ba��n� iki yana sallad�.
"Yedi Kule'nin �zerinde ilk f�rt�na patlam�t�. Shienar ya da Ara-fel'den yard�m
toplamak i�in zaman yoktu. Be� bin m�zra�� Lanetli Topraklar'da �lm�ken,
S�n�rkaleleri ele ge�irilmi�ken Malkier'in ayakta kalmas� umudu yoktu.
"Al'Akir ve Krali�esi el'Leanna be�ikteki Lan'i yanlar�na getirtti. Bebek ellerine
Malkier krallar�n�n k�l�c�n� verdiler, bug�n de kulland��� k�l�c�. Aes Sedailer
taraf�ndan, Efsaneler �a��'n� getiren G�� Sava��, G�lge Sava�� s�ras�nda yap�lan
bir silah. Ba��n� ya�la mesnettiler, ona Dai Shan, Ta� Giymi� Sava� Lordu unvan�n�
verdiler ve onu Malkier'in bir sonraki Kral'� olarak takdis ettiler. Onun ad�na
Malkier krallar�n�n ve krali�elerinin kadim yeminini ettiler." Agelmar'�n y�z�
sertle�ti ve o da o yemini ya da benzerini etmi� gibi konu�tu. "Demir sertli�ini
koruduk�a, ta� baki kald�k�a G�lge'ye kar�� direnmek i�in. Tek bir damla kan kalana
kadar Malkierlileri savunmak i�in. Savunulamaya-n�n intikam�n� almak i�in."
S�zc�kler odada ��nlad�.
"El'Leanna, o�lunun boynuna, hat�rlanmak i�in bir sa� tutam� yerle�tirdi ve
Krali�e'nin kendi elleri taraf�ndan kundaklanan bebek Kral�n Askerleri'nden
se�ilmi� yirmi adama, en iyi k�l�� ustalar�na, en �l�mc�l sava���lara teslim
edildi. Ald�klar� emir �uydu: �ocu�u Fal Moran'a g�t�rmek.
"Sonra al'Akir ve el'Leanna Malkierlileri son kez G�lge ile y�zle�meye g�t�rd�.
Orada, Herot Ge�idi'nde �ld�ler. Malkierliler �ld�, Yedi Kule y�k�ld�. Shienar,
Arafel ve Kandor Jeehan Merdiveni'nde Yar�-insanlar ve Trolloclar ile kar��la�t� ve
onlar� geriye s�rd�, ama eskiden
Z2�
ROBERTJORDAN
olduklar� yere kadar de�il. Malkier'in �o�u Trolloc ellerinde kald� ve y�ldan y�la,
ad�m ad�m Afet onu yuttu." Agelmar kederle i�ini �ekti. Devam etti�i zaman,
g�zlerinde ve sesinde h�z�nl� bir gurur vard�.
"Askerlerden yaln�zca be�i Fal Moran'a canl� ula�t�. Hepsi yaral�yd�, ama �ocu�a
zarar gelmemi�ti. Be�ikten itibaren ona bildikleri her �eyi ��rettiler. Ba�ka
�ocuklar oyuncaklarla oynarken o silahlan ��rendi, ba�ka �ocuklar bah�elerini
ke�federken o Afet'i ke�fetti. Be�i�inin �zerinde edilen yemin zihnine kaz�nd�.
Art�k savunulacak bir �ey kalmad�, ama intikam alabilir. Unvanlar�n� kullanmay�
reddediyor, ama S�n�rboylan'nda ona Ta�lanmam� diyorlar ve Malkier'in Alt�n Turna
sanca��n� kald�rsa onu bir ordu takip eder. Ama insanlar� �l�mlerine g�t�rmeyecek.
Afet'te, bir k�z ile fl�rt eden bir delikanl� gibi �l�mle fl�rt ediyor, ama
ba�kalar�n� ayn� �eye s�r�klemeyi reddediyor.
"Afet'e girmek zorundaysan�z ve yan�n�za az adam alabiliyorsan�z, sizi oraya
g�t�recek ve g�venle geri getirecek daha iyi bir adam bulamazs�n�z. O Muhaf�zlar�n
en iyisidir ve bu en iyilerin en iyisi anlam�na gelir. Biraz olgunla�malar� i�in
delikanl�lar� burada b�raksan�z ve yaln�zca Lan'e g�venseniz de olur. Afet
s�nanmam� �ocuklar i�in uygun bir yer de�ildir."
Mat a�z�n� a�t� ve Rand'�n bak�lar� �zerine yeniden kapatt�. Ke�ke a�z�n� kapal�
tutmay� ��renebilse.
Nynaeve Egwene gibi iri iri a��lm� g�zlerle izlemi�ti, ama �imdi solgun bir y�zle,
bak�lar�n� yine kadehine dikmi�ti. Egwene elini gen� kad�n�n koluna koydu ve ona
duyguda�l�kla bakt�.
Moiraine kap�da belirdi, Lan de pe�inde. Nynaeve onlara s�rt�n� d�nd�.
"Ne dedi?" diye sordu Rand. Mat ve Perrin aya�a kalkt�.
"K�yl� h�d�k," diye m�r�ldand� Agelmar, sonra sesini normal tonuna y�kseltti. "Bir
�ey ��rendin mi, Aes Sedai, yoksa basit bir deli mi?"
"Deli," dedi Moiraine, "ya da yak�n, ama Padan Fain'de basit olan hi�bir �ey yok."
Siyah ve sar� giyimli hizmetkarlardan biri e�ilerek g�m� tepside mavi bir lavabo,
bir s�rahi, bir sar� sabun kal�b� ve k���k bir havlu ta��yarak i�eri girdi; endi�e
ile Agelmar'a bakt�. Moira-
D�NYANIN G�Z�
723.
ine adama e�yalar� masaya b�rakmas�n� s�yledi. "Hizmetkarlar�na emir verdi�im i�in
�z�r dilerim, Lord Agelmar," dedi. "Bunlar� isteme c�retini g�sterdim."
Agelmar hizmetkara ba��n� sallad�. Adam tepsiyi masaya b�rak�p tela�la ��kt�.
"Hizmetkarlar�m emrine amadedir, Aes Sedai."
Moiraine'in lavaboya bo�altt��� su kaynam� gibi buhar ��kar�yordu. Kollar�n�
dirseklerine kadar s�y�rd� ve suyun s�cakl���na ald�rmadan ellerini �iddetle
ovu�turmaya ba�lad�. "K�t�den de k�t� demi�tim, ama yak�n�na bile gelmemi�im. Daha
�nce bu kadar rezil, bu kadar d�m�, ama ayn� zamanda bu kadar i�ren� biri ile
kar��la�t���m� hi� sanm�yorum. Ona dokundu�um i�in kirlenmi� hissediyorum ve
bahsetti�im derisindeki kir de�il. Burada kirlenmi�." G��s�ne dokundu. "Ruhu �yle
d�m� ki, art�k bir ruhu oldu�undan bile ku�ku duyaca��m neredeyse. Onda bir
Karanl�kdostundan da k�t� bir �ey var."
"�ok ac�nas� g�r�n�yordu," diye m�r�ldand� Egwene. "Her bahar Emond Meydan�'na
geldi�ini hat�rl�yorum. Hep g�lerdi, hep d�ar�dan haberler getirirdi. Onun i�in bir
umut vard�r ku�kusuz, de�il mi? 'Kimse G�lge'de, bir daha I��k'� bulamayacak kadar
uzun kalm� olamaz,'" diye al�nt� yapt�.
Aes Sedai h�zla ellerini kurulad�. "Ben de hep buna inan�rd�m," dedi. "Belki Padan
Fain kurtar�labilir. Ama k�rk y�ldan fazla zamand�r Karanl�kdostu ve bunun i�in
kan, ac� ve �l�mle yapt�klar�n� duysan kalbin donard�. Bunlar�n aras�nda en basiti
-ama sizin i�in basit say�lmaz, san�r�m- Emond Meydan�'na Trolloclar� getirmek
olmu�."
"Evet," dedi Rand yumu�ak sesle. Egwene'in inledi�ini duydu. Tahmin etmeliydim. Yak
beni, onu g�r�r g�rmez tahmin etmeliydim.
"Buraya Trolloc getirmi� mi?" diye sordu Mat. �evresindeki ta� duvarlara bakt� ve
�rperdi. Rand onun Trolloclardan �ok Myrddraalleri hat�rlad���n� d��nd�; duvarlar
Baerlon'da ve Beyazk�pr�'de Soluklar� durduramam�t�.
"Getirmi�se" -Agelmar g�ld� "Fal Dara duvarlar�nda di�lerini k�rarlar. Daha �nce
�o�u �yle yapt�." Herkese hitap ediyordu, ama f�rlatt��� bak�lara bak�l�rsa Egwene
ve Nynaeve'i hedef alm�t�. "Yar�-in-sanlar i�in de endi�elenmeyin." Mat'in y�z�
k�zard�. "Geceleyin Fal Dara'daki her cadde, her sokak ayd�nlat�l�r. Ve duvarlar�n
i�inde kim-
Zi�
ROBERTJORDAN
se y�z�n� saklayamaz."
"Fain Efendi bunu neden yaps�n ki?" diye sordu Egwene.
"�� sene �nce..." Moiraine i�ini �ekerek, Fain onu tamamen t�ketmi� gibi sandalyeye
��kt�. "�� sene �nce, yaz�n. O kadar �nceden. I��k kesinlikle bizi koruyor, aksi
halde Yalanlar�n Babas� ben daha Tar Valon'da oturmu� plan yaparken zafer
kazan�rd�. �� sene �nce Fain Karanl�k Varl�k ad�na sizi ar�yordu."
"Bu delilik!" dedi Rand. "Bir saat gibi d�zenli, her bahar �ki Ne-hir'e geldi. ��
sene mi? Tam burnunun dibindeydik ve son seneye kadar d�n�p bize bakmad� bile." Aes
Sedai parma��n� ona uzatt�.
"Fain bana her �eyi anlatt�, Rand. Ya da hemen hemen her �eyi. San�r�m yapt���m her
�eye ra�men bir �ey saklamay� ba�ard�, �nemli bir �eyi, ama yeterince konu�tu. ��
sene �nce bir Yar�-insan Murandy kasabas�nda onu buldu. Fain deh�ete d�m�t�
elbette, ama �a�r� almak Karanl�kdostlan aras�nda b�y�k bir onur say�l�r. Fain
b�y�k �eyler i�in se�ilmi� oldu�una inan�yordu ve se�ilmi�ti de, ama onun inand���
�ekilde de�il. Kuzey'e, Afet'e, Lanetli Topraklar'a getirildi. Shayol Ghul'e. Orada
kendine Ba'alzamon diyen, ate� g�zl� bir adamla tan�t�."
Mat huzursuzca k�p�rdand�. Rand yutkundu. �yle olmu� olmal�yd� elbette, ama bu her
�eyi kabullenmeyi daha kolay k�lm�yordu. Yaln�zca Perrin Aes Sedai'ye art�k hi�bir
�ey onu �a��rtamazm� gibi bakt�.
"I��k bizi koruyor," dedi Agelmar hararetle.
"Fain Shayol Ghul'de ona yap�lanlardan ho�lanmad�," diye devam etti Moiraine
sakinlik i�inde. "Biz konu�urken, s�k s�k ate�ten ve yanmaktan bahsederek ���l�klar
att�. Bu her �eyi g�md��� yerden ��kard� ve nerdeyse onu �ld�recekti. Benim �ifa'ma
ra�men peri�an haldeydi. Onu bir kez daha b�t�n k�lmak i�in �ok �ey gerekecek. Ama,
ba�ka sebepten olmasa bile ne saklad���n� ��renmek i�in o �abay� g�sterece�im.
�er�ilik i�ini nerede yapt���na dayan�larak se�ilmi�. Hay�r," dedi h�zla, di�erleri
k�p�rdand��� zaman, "yaln�zca �ki Nehir y�z�nden de�il, o s�rada de�il. Yalanlar�n
Babas� arad��� �eyi nerede bulaca��n� kabaca biliyormu�, ama Tar Valon'daki
bizlerden daha fazla de�il.
D�NYANIN G�Z�
Zil
"Fain, Karanl�k Varl�k'�n k�pe�i oldu�unu s�yledi ve bir a��dan hakl�. Yalanlar�n
Babas� Fain'i ava ko�mu�, ama ilk �nce av� s�rd�rebilmesi i�in onu de�i�tirmi�.
Fain o de�i�iklik i�in yap�lan �eyleri hat�rlamaktan korkuyor; sahibinden korktu�u
kadar, yap�lan o �eyler y�z�nden nefret ediyor. B�ylece Fain koklayarak Baerlon
�evresindeki k�yleri dola�maya ba�lam�, ta Puslu Da�lar'a kadar. Taren boyunca
yolculuk etmi� ve sonunda �ki Nehir'e gelmi�."
"�� bahar �nce mi?" dedi Perrin yava��a. "O bahar� hat�rl�yorum. Fain her
zamankinden ge� geldi, ama tuhaf olan uzun kalmas�yd�. Tam bir hafta bo� bo�
oturdu, Bade�ay Han�'ndaki odaya harcad��� para i�in di� g�c�rdat�p durdu. Fain
paras�n� sever."
"�imdi hat�rl�yorum," dedi Mat. "Herkes hasta olup olmad���n�, yoksa k�ydeki
kad�nlardan birine ��k m� oldu�unu merak etmeye ba�lam�t�. Onlardan birisinin, bir
�er�iyle evlenece�inden de�il tabii, gezginlerden biriyle evlenmek bile daha
iyiydi." Egwene ona ka�lar�n� kald�rd� ve delikanl� sustu.
"Bundan sonra Fain yine Shayol Ghul'e g�t�r�ld� ve zihni -dam�t�ld�." Aes Sedai'nin
sesindeki bir �ey Rand'�n midesini burktu; y�z�n� buru�turmas�ndan daha �ok �ey
anlat�yordu. "Onun... alg�lad�klar�... yo�unla�t�r�ld� ve geri beslendi. Bir
sonraki y�l �ki Nehir'e geldi�inde hedeflerini daha a��k�a se�ebildi. Ger�ekten de,
Karanl�k Varl�k'�n bekledi�inden daha a��k�a. Fain arad��� ki�inin Emond Meyda-
n�'ndaki �� delikanl�dan biri oldu�unu biliyordu."
Perrin homurdand� ve Mat al�ak, tekd�ze bir sesle k�fretmeye ba�lad� ve Nynaeve'in
dik bak�lar� bile onu susturamad�. Agelmar onlara merakla bak�yordu. Rand yaln�zca
hafif�e �rperdi�ini hissetti ve buna hayret etti. Karanl�k Varl�k �� sene boyunca
onu avlam�t�... ���n� avlam�t�. Rand bunun di�lerini tak�rdatmas� gerekti�inden
emindi.
Moiraine, Mat'in s�z�n� kesmesine izin vermedi. Onun k�f�rlerinin �zerinden
duyuracak kadar sesini y�kseltti. "Fain Lugard'a d�nd��� zaman Ba'alzamon ona
r�yas�nda geldi. Fain kendini al�akt�, yar�s�n� duysan�z sa��r olaca��n�z ayinler
ger�ekle�tirdi ve kendini Karanl�k Varl�k'a daha s�k� ba�lad�. R�yalarda yap�lanlar
uyan�kken yap�lanlardan daha tehlikeli olabilir." Rand keskin, uyar�c� bak� �zerine
Zil
ROBERTJORDAN
k�p�rdand�, ama kad�n durmad�. "Ba'alzamon zaferden sonra b�y�k �d�ller, krall�klar
�zerinde g�� vaat etti ve Emond Meydan�'na d�nd��� zaman buldu�u �� ki�iyi
i�aretlemesini s�yledi. Bir Yar�-insan orada olacakt�, Trolloclarla bekleyecekti.
Art�k Trolloclann �ki Nehir'e nas�l geldi�ini biliyoruz. Manetheren'de bir Ogier
korulu�u ve bir Yolkap�s� olmal�."
"Tar Valon'dakinden sonra en g�zeli," dedi Loial. Herkes kadar dikkatli dinliyordu.
"Manetheren Ogierler taraf�ndan sevgiyle hat�rlan�r." Agelmar dudaklar�yla ismi
sessizce olu�turdu, ka�lar� �a�k�nl�k i�inde kalkt�. Manetheren.
"Lord Agelmar," dedi Moiraine, "sana Mafal Dadaranell'in Yolka-p�s�'n� nas�l
bulabilece�inizi anlataca��m. �n�ne duvar �r�lmeli, bir n�bet�i konulmal� ve
kimsenin yak�na gelmesine izin vermemeli. Ya-r�-insanlar hen�z t�m Yollan
��renmediler, ama o Yolkap�s� g�neyde ve Fal Dara'dan yaln�zca birka� saat �tede."
Fal Dara Lordu transtan ��k�yormu� gibi silkelendi. "G�ney mi? Bar�! Buna hi�
ihtiyac�m�z yok, I��k �zerimizde parlas�n. Dediklerin yap�lacak."
"Fain bizi Yollarda m� takip etti?" diye sordu Perrin. "�yle yapm� olmal�."
Moiraine ba��n� sallad�. "Fain siz ���n�z� mezara kadar takip eder, ��nk� etmek
zorunda. Myrddraal Emond Meydan�'nda ba�ar�s�z olunca pe�imizdeki Trolloclarla
beraber Fain'i de getirdi. Soluk Fain'in at s�rmesine izin vermedi; adam �ki
Nehir'deki en iyi at� almas� ve grubun ba��nda at s�rmesi gerekti�ini d��n�rken,
Myrddraal onu Trolloclarla ko�maya zorlad�. Bacaklar� tutmaz olunca Trolloclar onu
ta��yordu. Trolloclar anlayabilece�i �ekilde konu�uyor, i�i bitti�i zaman onu nas�l
pi�ireceklerini tart��yorlard�. Fain Taren'a ula�madan �nce Karanl�k Varl�k'�n
aleyhine d�nd���n� iddia ediyor. Ama bazen vaat edilen �eyler i�in hissetti�i
a�g�zl�l�k y�zeye ��k�yor.
"Biz Taren'da ka�t�ktan sonra Myrddraal, Trolloclar� Puslu Da�-lar'daki en yak�n
Yolkap�s�na g�t�rm� ve Fain'i yaln�z devam etmesi i�in b�rakm�. Fain o zaman �zg�r
kald���n� sanm�, ama Baerlon'a ula�amadan bir ba�ka Soluk onu bulmu� ve hi� iyi
davranmam�. O gece, ba�ar�s�zl���n bedelini hat�rlamas� i�in Fain'i bir Trolloc
tence-
D�NYANIN G�Z�
733
resinde iki b�kl�m uyumaya zorlam�. O Soluk Shadar Logoth'a ula�ana kadar kullanm�
Fain'i. O s�rada Fain �zg�rl�k i�in annesini satmaya haz�rm�, ama Karanl�k Varl�k
asla sahip oldu�u birini g�n�ll� olarak sal�vermez.
"Orada benim yapt���m �ey, yani izlerimizin ve kokumuzun imgesini da�lara do�ru
g�ndermem Myrddraal'i kand�rm�, ama Fain'i kan-d�ramam�. Yar�-insanlar ona
inanmam�; onu ba�lay�p arkalar�ndan �ekmi�ler. Ancak, ne kadar h�zl� giderlerse
gitsinler bizim hep �nde olmam�z, ona inanmaya ba�lamalar�na sebep olmu�. D�rd�,
Shadar Logoth'a d�nm�. Fain Myrddraalleri bizzat Ba'alzamon'un s�rd���n� s�yledi."
Agelmar, tiksinti i�inde ba��n� iki yana sallad�. "Karanl�k Varl�k m�? P�h! Adam ya
yalan s�yl�yor, ya da deli. Y�rekbelas� serbest kalm�sa, �imdiye kadar hepimiz �lm�
olurduk. Ya da daha k�t�s�."
"Fain ger�ekleri g�rd��� �ekliyle anlatt�," deid Moiraine. "Bana yalan
s�yleyemezdi, ama �ok �eyi saklad�. S�zleri. 'Ba'alzamon titre�en bir mum alevi
gibi g�r�n�yordu, yok oluyor, tekrar ortaya ��k�yordu ve asla ayn� yerde iki kez
belirmiyordu. G�zleri, Myrddraalleri kavuruyordu, a�z�ndaki alevler bizi
kam��l�yordu.'"
"Bir �ey," dedi Lan, "d�rt Soluk'u gitmeye korktuklar� bir yere s�rd� -Karanl�k
Varl�k'�n gazab� kadar korktuklar� bir yere."
Agelmar tekmelenmi� gibi homurdand�; rahats�z g�r�n�yordu.
"Shadar Logoth'da k�t�l���n kar��s�na k�t�l�k ��kt�," diye devam etti Moiraine,
"k�t�l�k i�ren�likle sava�t�. Fain bundan bahsederken di�leri tak�rd�yor, devaml�
s�zlan�yordu. �ok Trolloc �ld�, Mashadar ve ba�ka �eyler taraf�ndan yok edildiler.
Aralar�nda Fain'in tasmas�n� tutan Trolloc vard�. Fain �ehirden, Shayol Ghul'deki
K�yamet �uku-ru'ymu�cas�na ka�t�.
"Fain sonunda serbest kald���na inan�yordu. Ba'alzamon onu bir daha bulamas�n diye,
gerekirse d�nyan�n sonuna ka�may� planl�yordu. Sizi avlama d�rt�s� azalmay�nca
nas�l deh�ete d�t���n� hayal edebilirsiniz. Azalmak yerine her ge�en g�n g��lendi,
keskinle�ti. Sizin pe�inizden gelirken bulduklar� d��nda yemek yiyemiyordu
�ko�arken yakalad��� b�cekler ve kertenkeleler, gecenin karanl���nda ��p
y���nlar�ndan kaz�p ��kard��� art�klar- ne de bitkinlikten bo� bir �uval
Z3�
ROBERTJORDAN
gibi yere y���lana kadar durabiliyordu. Ve aya�a kalkacak g�� bulur bulmaz,
kendisini devam etmek zorunda hissediyordu. Caemlyn'e ula�t��� zaman bir bu�uk
kilometre �tede olmas�na ra�men av�n� hissedebiliyordu. Burada, a�a��daki
h�crelerde bazen ne yapt���n� fark etmeden ba��n� yukar� kald�r�yordu. Bu odan�n
oldu�u yere bak�yordu."
Rand aniden k�rek kemiklerinin aras�n�n ka��nd���n� hissetti; aradaki duvarlar�n
i�inden Fain'in g�zlerini �zerinde hissedebiliyordu sanki. Aes Sedai onun huzursuz
omuz silkmesini fark etti, ama durmadan devam etti.
"Fain, Caemlyn'e ula�t��� zaman yar� deliyse, arad�klar�n�n yaln�zca iki tanesinin
orada oldu�unu fark edince daha da k�t� oldu. Hepinizi bulmak zorunda hissediyordu,
ama elinden var olan iki ki�iyi takip etmekten fazlas� gelmiyordu. Caen�lyn'deki
Yolkap�s� a��ld��� zaman ���l�k att���n� s�yledi. Bunu nas�l yapaca�� akl�n�n
i�indeymi�; nas�l geldi�ini bilmiyor; elleri kendiliklerinden hareket etmi�,
durmaya �al�t��� zaman Ba'alzamon'un ate�leri ile yanm�. G�r�lt�n�n kayna��n�
ara�t�rmak i�in gelen d�kkan sahibini �ld�rm�. Yapmak zorunda oldu�u i�in de�il,
onun ayaklar� onu ka��n�lmaz bir �ekilde Yollara ta��rken adam�n �zg�rce
mahzeninden ��kabilece�i ger�e�ini k�skand��� i�in."
"Demek bizi takip etti�ini hissetti�in ki�i Fain'di," dedi Egwene. Lan ba��n�
sallad�. "Kara R�zgar'dan nas�l ka�m�?" Sesi titriyordu; susup yutkundu.
"Yolkap�s�nda tam arkam�zdayd�."
"Hem kurtulabilmi�, hem kurtulamam�," dedi Moiraine. "Kara R�zgar onu yakalam� -
sesleri anlad���n� iddia etti. Baz�lar� onu benzerleri olarak selamlam�; ba�kalar�
ondan korkmu�. R�zgar, Fain'i sarar sarmaz uzakla�m�."
"I��k bizi korusun." Loial'�n f�s�lt�s� dev bir yabanar�s� gibi g�rledi.
"�yle olmas� i�in dua edin," dedi Moiraine "Hen�z Padan Fain hakk�nda ��renmem
gereken �ok �ey var. K�t�l�k onda, ba�ka insanlarda oldu�undan �ok daha derinlere
gidiyor ve �ok daha g��l�. Karanl�k Varl�k ona yapt�klar�n� yaparken adamda izini
b�rakm� olabilir. Hatta belki bilmeden niyetlerinin izini de. D�nyan�n G�z�'nden
bahsetti�im zaman Fain a�z�n� kapatt�, ama o sessizli�in i�inde bile his-
D�NYANIN G�Z�
Zil
settim. Ke�ke biraz daha zaman�m olsayd�. Ama bekleyemeyiz."
"Bu adam bir �ey biliyorsa," dedi Agelmar. "Ben ondan ��renebilirim." Y�z�nde
Karanl�kdostlar� i�in merhamet yoktu; sesi Fain'e ac�ma vaat etmiyordu. "Afet'te
y�z y�ze gelece�iniz �eylerin bir k�sm�n� bile ��renebilirseniz, fazladan bir g�n
harcamaya de�er. D�man�n niyeti bilinmedi�i i�in kaybedilen sava�lar oldu."
Moiraine i�ini �ekti ve h�z�nle ba��n� iki yana sallad�. "Lordum, Afet'le
y�zle�meden �nce bir gecelik uykuya ihtiyac�m�z olmasayd�, karanl�kta TroUoclarla
kar�� kar��ya gelme riskini g�ze alarak hemen yola ��kard�m. Fain'den
��rendiklerimi d��n. �� y�l �nce Fain'e dokunabilmek i�in Karanl�k Varl�k onu
Shayol Ghul'e getirtmek zorunda kald�. Hem de Fain iliklerine dek Karanl�kdostu
oldu�u halde. Bir y�l �nce, Karanl�k Varl�k Karanl�kdostu Fain'e d�lerinde emir
verebiliyordu. Bu y�l I��k'ta ya�ayanlar�n r�yalar�na girebiliyor ve zorlukla da
olsa Shadar Logoth'da g�r�lebiliyor. Kendi bedeninde de�il, elbette, ama Karanl�k
Adam'�n bir yans�mas� bile, titreyen ve tutunamayan bir yans�ma bile d�nya i�in
b�t�n Trolloc s�r�lerinden daha �l�mc�ld�r. Shayol Ghul'deki m�h�rler zay�fl�yor,
Lord Agelmar. Zaman yok."
Agelmar ba��n� kabullenerek e�di, ama yine kald�rd��� zaman a�z� inatla gerilmi�ti.
"Aes Sedai, m�zraklar� Tarwin Ge�idi'ne g�t�rd���m zaman dikkat �ekici bir
�at�madan, ger�ek sava��n eteklerinde bir karga�adan fazla bir �ey yaratamayaca��m�
biliyorum. G�rev, Desen kadar b�y�k bir kuvvetle, insan� gitmesi gereken yere
g�t�r�r ve ikisi de yapaca��m�z �eyin g�rkemli olaca��n� vaad etmez. Ama sen
sava��n� kaybedersen bizim m�cadelemiz, kazansak bile, faydas�z olacak. Grubunuzun
k���k olmas� gerekti�ini s�yl�yorsun, tamam, g�zel, ama yalvar�r�m kazanman�z i�in
her �abay� g�ster. Bu gen� adamlar� burada b�rak, Aes Sedai. Onlar�n yerine
kafalar�nda ihti�am olmayan �� adam bulabilece�ime yemin ederim. Afet'te Lan kadar
faydal� olacak k�l�� ustalar�. B�rak Ge�it'e muzaffer olman�z i�in elimden geleni
yapt���m� bilerek gideyim."
"Onlardan ba�ka kimseyi g�t�remem, Lord Agelmar," dedi Moiraine nazik�e. "D�nyan�n
G�z�'nde sava�� onlar verecek."
Agelmar'�n a�z� a��k kald�. Rand, Mat ve Perrin'e bakakald�. Fal Dara Lordu aniden
bir ad�m geriledi, eli bilin�sizce, kalenin i�inde as-
22�
ROBERTJORDAN
la takmad��� k�l�c� arand�. "Onlar... Sen K�z�l-Ajah de�ilsin, Moiraine Sedai, ama
ku�kusuz sen bile..." Aniden t�ra�l� kafas�nda ter damlalar� parlamaya ba�lad�.
"Onlar ta'veren," dedi Moiraine yat�t�r�rcas�na. "Desen onlar�n �evresinde
dokunuyor. Karanl�k Varl�k �imdiye dek birka� kez onlar� �ld�rmeye �al�t�. Ayn�
yerde bulunan �� ta'veren �evrelerindeki ya�am�, bir burgac�n bir saman ��p�n�n
yolunu de�i�tirece�i giLi de�i�tirir. Yer, D�nyan�n G�z� oldu�unda, Desen
Yalanlar�n Babas�'n� bile i�ine �rebilir ve onu bir kez daha zarars�z k�labilir."
Agelmar k�l�c�n� bulmaya �al�maktan vazge�ti, ama h�l� Rand ve di�erlerine ku�kuyla
bak�yordu. "Moiraine Sedai, �yle olduklar�n� s�y-l�yorsan �yledirler, ama ben
g�remiyorum. K�yl�ler. Emin misin, Aes Sedai?"
"Eski kan," dedi Moiraine, "bin kere bin �aya b�l�nen bir �rmak gibidir, ama bazen
�aylar birle�ip yeni bir �rmak olu�turur. Manethe-ren'in eski kan� bu gen�
adamlar�n hemen hemen hepsinde h�l� g��l� ve saf. Manetheren kan�n�n g�c�nden ku�ku
mu duyuyorsun, Lord Agelmar?"
Rand yan yan Aes Sedai'ye bakt�. Hemen hemen hepsi. Nynaeve'e bir bak� f�rlatt�;
gen� kad�n d�n�p izlemeye ba�lam�t�, ama h�l� Lan'e bakmaktan ka��n�yordu. Rand
Hikmet ile g�z g�ze geldi. Kad�n ba��n� iki yana sallad�; Aes Sedai'ye Rand'�n �ki
Nehirli olmad���n� s�ylememi�ti. Moiraine neleri biliyor?
"Manetheren," dedi Agelmar yava��a, ba��n� sallayarak. "O kandan ku�ku duymam."
Sonra daha h�zl�, "�ark garip zamanlar getiriyor. K�yl� �ocuklar Manetheren'in
onurunu Afet'e g�t�r�yor, ama Karanl�k Varl�k'a ezici bir darbe indirilecekse, bunu
ancak Manetheren kan� yapabilir. Diledi�in gibi olacak, Aes Sedai."
"O zaman odalar�m�za gidelim," dedi Moiraine. "G�ndo�umu ile yola ��kmal�y�z, ��nk�
zaman daral�yor. Gen� adamlar bana yak�n uyumal�. Sava�tan �nce kalan zaman �ok az,
Karanl�k Varl�k'�n onlara yine sald�rmas�na izin veremeyiz. �ok az."
Rand kad�n�n g�zlerini �zerinde hissetti. Onu ve arkada�lar�n� inceliyor, g��lerini
tart�yordu. �rperdi. �ok az.
48 AFET
R�zgar, Lan'in pelerinini k�rba�l�yor, zaman zaman g�ne� ���� alt�nda bile g��
g�r�lmesine sebep oluyordu. Ingtar ve Lord Agelmar'�n bir Trolloc sald�r�s� ile
kar��la�ma olas�l���na kar��l�k g�nderdi�i y�z m�zrak z�rhlar�, k�rm�z� flamalar�,
�eliklere b�r�nm� atlar� ile, Ing-tar'�n Gri Bayku� sanca��n�n arkas�nda iki
s�ral�, g�rkemli bir alay olu�turuyorlard�. Neredeyse Krali�enin Askerleri kadar
g�rkemliydiler, ama Rand'�n g�zleri ileride g�rd��� kulelerin �zerindeydi. Zaten
t�m sabah� Shienarl� m�zraklar�n� izleyerek ge�irmi�ti.
Her kule, bir tepenin �zerinde, kom�usundan sekiz y�z metre uzakta, y�ksek ve
sa�lam duruyordu. Do�uda, bat�da ve daha �tede ba�kalar� y�kseliyordu. Her ta�,
kulenin �evresinde geni�, duvarl� bir rampa sarmallar �izerek, mazgall� tepesinden
yar�m boy a�a��daki a��r kap�lara ula�ana kadar y�kseliyordu. Garnizondan sald�r�
i�in ��kan askerler yere ula�ana kadar duvar taraf�ndan korunurdu, ama kap�ya
ula�maya �al�an d�manlar yukar�daki siperlerin �zerinde haz�r bekleyen b�y�k
kazanlardan s�cak ya�, ok ve ta� ya�muru alt�nda t�rmanmak zorunda kal�rd�.
G�ne�ten �evrilmi� geni�, �elik bir ayna, kulelerin tepesinde, g�ne� parlamazken
i�aret ate�lerinin yak�ld��� y�ksek demir kaplar�n alt�nda par�ld�yordu. �aret
S�n�r'�n berisindeki di�er kulelere, onlardan da di�erlerine �akard� ve b�ylece
i�erideki kalelere aktar�l�r, sald�r�ya kar�� koyacak m�zraklar �a�r�l�rd�. Normal
zamanlar olsayd�, b�yle olurdu.
En yak�ndaki iki kulede askerler yakla�malar�n� izliyordu. Her birinde yaln�zca
birka� adam vard�, merakla mazgallar�n aras�ndan ba-
Z38
ROBERTJORDAN
k�yorlard�. En iyi zamanlarda, kuleler ancak kendini savunacak kadar asker
bar�nd�r�rd�, hayatta kalmak i�in g��l� kollardan �ok ta� duvarlara g�venirdi, ama
�imdi yoklu�una tahamm�l edilebilecek her adam, hatta daha fazlas� Tanvin Ge�idi'ne
gidiyordu. M�zraklar Ge�it'i tutmay� ba�aramazsa, kulelerin d�mesinin bir �nemi
olmayacakt�.
Rand kulelerin aras�ndan at s�rerlerken �rperdi. Sanki daha so�uk havadan bir
perdeyi a�m�t�. Buras� S�n�r'd�. �tedeki arazi, Shi-enar'dan farkl� g�r�nm�yordu,
ama orada bir yerde, yapraks�z a�a�lar�n �tesinde Afet uzan�yordu.
Ingtar, kulelerin g�r� alan�ndaki d�z, ta� bir dire�e gelince m�zraklar� durdurmak
i�in �elik yumru�unu kald�rd�. Bu, Shienar ile bir zamanlar Malkier olan yeri
ay�ran s�n�r i�areti idi. "Aff�n�za s���n�r�m, Aes Sedai. Aff�na s���n�r�m, Dai
Shan. Aff�na s���n�r�m, �n�a Eden. Lord Agelmar daha ileri gitmememi emretti." Bu
konuda mutsuz gibiydi, genel olarak hayat hakk�nda ho�nutsuz g�r�n�yordu.
"Lord Agelmar ve ben b�yle planlam�t�k," dedi Moiraine.
Ingtar ek�i ek�i homurdand�. "Aff�n�za s���n�r�m, Aes Sedai," diye �z�r diledi, ama
sesi bunu ger�ekten kastetmi� gibi ��km�yordu. "Buraya kadar size e�lik etmek sava�
bitmeden Ge�it'e ula�mam� engelleyecek. Di�erleri ile direnme �ans�ndan mahrum
kald�m ve ayn� zamanda s�n�r i�aretinden bir ad�m �teye gitmemem emredildi. Sanki
daha �nce Afet'e hi� gitmemi�im gibi. Ve Lord Agelmar bana neden oldu�unu s�ylemeyi
reddetti." Y�z z�rh�n�n parmakl�klar�n�n ard�nda g�zleri "neden" s�zc���n� Aes
Sedai'ye y�neltti�i bir soruya d�n�t�rd�. Rand ve di�erlerine k���mseme ile
bak�yordu; Afet'e giderken Lan'e e�lik edeceklerini ��renmi�ti.
"Benim yerimi alabilir," diye m�r�ldand� Mat Rand'a. Lan ikisine de keskin bir bak�
f�rlatt�. Mat y�z� k�zararak g�zlerini yere indirdi.
"Her birimizin Desen'de kendi rol� var, Ingtar," dedi Moiraine kararl�l�kla.
"Buradan sonra kendimizinkini yaln�z dokumal�y�z."
Ingtar'�n e�ili�i, z�rh�n�n gerektirdi�inden daha kat�yd�. "Diledi�iniz gibi olsun,
Aes Sedai. Art�k sizi b�rakmal�, Tarwin Ge�idi'ne ula�mak i�in elimden geldi�ince
h�zl� at s�rmeliyim. En az�ndan orada Trolloclarla kar�� kar��ya gelmeye... izin
alabilirim."
"Ger�ekten o kadar hevesli misin?" diye sordu Nynaeve. "Trolloc-
D�NYANIN G�Z�
Zi�
larla sava�maya?"
Ingtar ona �a�k�n �a�k�n bakt�, sonra Muhaf�z a��klayabilirmi� gibi bak�lar�n�
Lan'e �evirdi. "Benim yapt���m �ey bu, han�mefendi," dedr yava��a. "Burada olmam�n
sebebi bu." Z�rhl� elini, avucunu Mu-haf�z'a a�arak Lan'e uzatt�. "Suravye ninto
manshima taishite, Dai Shan. Bar� k�l�c�n� himaye etsin." Ingtar at�n�n ba��n�
�evirerek sancaktar� ve y�z m�zra�� ile do�uya at s�rd�. Y�r�y� h�z�nda, ama
istikrarl� bir tempoyla ilerliyorlard� Z�rhl� atlar�n�n �nlerindeki uzak mesafeyi
a�malar�n� sa�layacak bir h�zda.
"Ne tuhaf bir �ey s�yledi," dedi Egwene. "Bar� s�zc���n� neden bu �ekilde
kullan�yorlar?"
"Bir �eyi d�lerin d��nda tan�mam�san," diye yan�t verdi Lan, Mandarb'�
topuklayarak, "senin i�in t�ls�m gibi bir �ey olur."
Rand, Muhaf�z'� takip ederek s�n�r i�aretini ge�ti, sonra eyerinde arkas�na d�n�p
Ingtar ile m�zraklar�n ��plak a�a�lar�n arkas�nda g�zden kaybolmas�n�, s�n�r
i�aretinin, tepedeki kulelerin tepelerinin yok olmalar�n� izledi. K�sa s�re sonra
yaln�z kalm�lar, orman�n yapraks�z �rt�s� alt�nda kuzeye at s�r�yorlard�. Rand
dikkatli bir sessizli�e g�m�ld� ve bu sefer Mat'in bile s�yleyecek bir �eyi yoktu.
O sabah Fal Dara kap�lan �afakla a��lm�t�. Askerleri gibi z�rh ve mi�fer giymi�
Lord Agelmar Kara �ahin ve �� Tilki sancaklar� ile Do�u Kap�s�'ndan ��km�,
a�a�lar�n �zerinde ince bir �erit gibi g�r�nen g�ne�e do�ru at s�rm�t�. Alay atl�
davulcular�n vurdu�u tempo ile k�vr�lan �elikten bir y�lan gibi, d�rderli s�ralar
halinde kasabadan ��km�, daha kuyru�u Fal Dara kalesini terk etmeden ba��nda at
s�ren Agelmar ormanda g�zden kaybolmu�tu. Sokaklarda onlara h�zl� bir yolculuk
dileyen tezah�ratlar yoktu, yaln�zca kendi davullar� ve r�zgarda savrulan flamalar�
vard�, ama g�zleri y�kselen g�ne�e kararl�l�kla dikilmi�ti. Do�uda Fal Moran'dan
gelen, Kral Easar ve yan�ndaki o�ullar�n�n pe�inde y�r�yen bir �elik y�lan, Do�u
Batakl�klar�n� tutan ve D�nyan�n Omurgas�'nda n�bet tutan Ankor Dail'den bir ba�ka
�elik y�lan ile bulu�acakt�; ve Mor Shienar'dan, Fal Sion'dan, Cam-ron Caan'dan,
Shienar'daki k���k b�y�k ba�ka kalelerden gelenlerle. Onlar da iri y�lana kat�larak
kuzeye, Tarwin Ge�idi'ne d�necekti. Ayn� anda Fal Moran'a giden yola a��lan Kral
Kap�s�'nda bir ba�-
740
ROBERTJORDAN
ka ��k� ba�lam�t�. Y�k ve yolcu arabalar�, atl� ve yaya insanlar, s�r�lerini
g�denler, s�rtlar�nda �ocuklar�n� ta��yanlar, y�zleri sabah g�lgeleri gibi as�k
olanlar. Evlerini, belki de sonsuza dek terk ediyor olmak ayaklar�n�
a��rla�t�r�yordu, ama yakla�makta olana kar�� duyduklar� korku onlar�
mahmuzluyordu. Sonu� olarak bir h�zlan�yor, bir ayak s�r�yorlard�, sonra on ad�m
ko�uyorlar, sonra bir kez daha gerileyip tozlar�n i�inde yava� yava� y�r�yorlard�.
Birka�� kasaban�n d��nda durup, ormana do�ru k�vr�lan, z�rhl� asker s�ralar�n�
izledi. G�zlerinde umut �i�ek a�t�, dualar m�r�ldand�lar, askerler i�in, kendileri
i�in dualar, sonra yine g�neye d�n�p tozlara bata ��ka y�r�meye ba�lad�lar.
En k���k alay, MaJkier Kap�s�'ndan ��kt�. Geride �ok az insan kalm�t�, askerler ve
kar�lar� �lm�, yeti�kin �ocuklar� yava� yava� g�neye ilerleyen birka� ya�l� adam.
Tanvin Ge�idi'nde ne olursa olsun Fal Dara'n�n savunulmadan d�memesi i�in kalan son
bir avu� insan. Ingtar'�n Gri Bayku�'u yol g�steriyordu, ama onlar� kuzeye g�t�ren
Moiraine idi. Bu en �nemli alayd� ve en �aresizi.
S�n�rta��n� ge�tikten sonra, en az bir saat boyunca arazide ve ormanda bir
de�i�iklik g�zlemediler. Muhaf�z h�zl� bir tempo tutturmu�tu, atlar�n
koruyabilece�i en h�zl� tempo, ama Rand Afet'e ne zaman ula�acaklar�n� merak edip
duruyordu. Tepeler biraz daha y�kseldi, ama a�a�lar, sarma��klar ve �al�lar
Shienar'da g�rd��� gri ve yapraks�z bitkilerden farkl� de�ildi. S�caklad���n�
hissetti, pelerinini eyer topuzuna asmas�na yetecek kadar s�cak.
"Bu t�m sene g�rd���m en iyi hava," dedi Egwene, pelerinini ��kararak.
Nynaeve r�zgar� dinlermi� gibi ka�lar�n� �atarak ba��n� iki yana sallad�. "Do�ru
gelmiyor."
Rand onaylayarak ba��n� sallad�. O da hissedebiliyordu, ama tam olarak ne
hissetti�ini a��klayam�yordu. Yanl�l�k bu sene d�rt duvar�n d��nda hissetti�i ilk
s�cakl���n �tesine gidiyordu; bu kadar kuzeyde bu kadar s�cak olmamas� gerekti�i
ger�e�inden �teye gidiyordu. Afet y�z�nden olmal�yd�, ama arazi ayn�yd�.
G�ne� y�kse�e t�rmand�. Bulutsuz g�ky�z�ne ra�men fazla s�cakl�k vermeyen k�rm�z�
bir top. Rand bir s�re sonra ceketinin d��mele-
D�NYAN�N G�Z�
Zil
rini a�t�. Y�z�nden a�a�� ter s�z�l�yordu.
Yaln�z de�ildi. Mat ceketini ��kararak, yakutlu alt�n han�erini a��k a��k te�hir
etti ve y�z�n� atk�s�n�n ucu ile sildi. G�zlerini k�rp�t�rarak atk�y� dar bir bant
halinde g�zlerinin �zerinde ba��na sard�. Nyna-eve ve Egwene yelpazelenmeye
ba�lad�lar; solmu� gibi kamburlar�n� ��karm�lard�. Loial y�ksek yakal� tuni�inin ve
g�mle�inin d��melerini boydan boya a�t�; Ogier'in g��s�n�n ortas�nda, k�rk kadar
g�r, dar bir k�l �eridi vard�. Herkese �z�rler diledi.
"Beni affetmelisiniz. Shangtai Yurdu da�lardad�r ve havas� serindir." �ri burun
delikleri a��larak her an �s�nan havay� i�ine �ekti. "Bu s�cakl�ktan ve nemden
ho�lanm�yorum."
Rand havan�n ger�ekten de nemli oldu�unu fark etti. �ki Nehir'de, yaz ortas�nda
Mire'�n verdi�i hissi veriyordu. O batakl�kta her nefes s�cak suyla s�r�ls�klam
olmu� y�n bir battaniye gibi gelirdi. Burada batakl�k yoktu �yaln�zca birka� g�lc�k
ve �ay, Su Korusu'na al��k biri i�in s�z�nt� say�labilirdi� ama havas� Mire'daki
gibiydi. Yaln�zca ceketi h�l� �zerinde olan Perrin rahat nefes alabiliyordu. Perrin
ve Muhaf�z.
Art�k her daim ye�il olmayan a�a�lar�n �zerinde bile birka� yaprak vard�. Rand bir
dala dokunmak i�in uzand�, ama eli yapraklara dokunmadan durdu. Yeni ��kan
yapraklar�n k�rm�z�s�n�n �zerinde hastal�kl� sar� ve siyah lekeler vard�.
"Size hi�bir �eye dokunmaman�z� s�ylemi�tim." Muhaf�z'�n sesi d�zd�. Ne s�ca��n, ne
so�u�un �zerinde bir etkisi olamazm� gibi, renkleri kayan pelerini h�l�
�zerindeydi; k�eli y�z� neredeyse Man-darb'�n s�rt�nda s�z�l�yor gibi g�r�n�yordu.
"Afet'te, �i�ekler �ld�rebilir, yapraklar sakat b�rakabilir. Yapraklar�n en yo�un
oldu�u yerde saklanmay� seven Sopa denen bir �ey vard�r. �smi gibi g�r�n�r,
birisinin ona dokunmas�n� bekler. Dokundu�u zaman �s�r�r. Zehirli de�ildir.
Salg�lad��� s�v� av�n� Sopa i�in sindirmeye ba�lar. Sizi kurtaracak tek �ey ��nlan
kolu ya da baca�� kesmektir. Ama Sopa ona dokunmad���n�z s�rece �s�rmaz. Ama
Afet'te ba�ka �eyler �s�rabilir.
Rand yapraklara dokunmadan elini h�zla �ekti ve pantolonuna sildi.
"O zaman Afet'teyiz, �yle mi?" dedi Perrin. Tuhaf bir �ekilde, sesi
742
ROBERTJORDAN
korkmu� ��km�yordu.
"K�y�s�nday�z," dedi Lan sert�e. Ayg�r� ilerlemeye devam ederken omzunun �zerinden
konu�tu. "As�l Afet h�l� �n�m�zde. Afet'te, sesle avlanan �eyler vard�r ve baz�lar�
bu kadar g�neye gelmi� olabilir. Bazen K�yamet Da�lar�'n� a�arlar. Sopalardan daha
k�t�d�rler. Hayatta kalmak istiyorsan�z sessiz olun ve bana ayak uydurun." Yan�t
beklemeden h�zla ilerlemeye devam etti.
Her ge�en kilometre, Afet'teki yozla�ma daha g�zle g�r�l�r oldu. A�a�lan kaplayan
yarpaklar g�rd�, ama hepsinin �zerinde sar� ve siyah lekeler, zehirlenen kan gibi
parlak k�rm�z� �izgiler vard�. Her yaprak, her sarma��k �i�mi�, bir dokunu� ile
patlayacak gibi g�r�n�yordu. A�a�lar�n ve otlar�n �zerinde, bahar taklidi gibi
�i�ekler as�l�yd�, hastal�kl� bir �ekilde solgun ve etliydiler, Rand izlerken
��r�yor gibi g�r�nen mumsu �eylerdi. Burnundan nefes ald��� zaman a��r ve yo�un,
tatl� ��r�me kokusu ���rmesine sebep oluyordu. Havan�n tad� bozuk et gibiydi.
Atlar�n toynaklar� yerde a��lan ��r�k-olgun �eyleri eziyordu.
Mat eyerinde e�ildi ve midesini bo�altt�. Rand bo�lu�u arad�, ama bo�az�na t�rman�p
duran safraya kar�� sakin kalman�n pek az faydas� oluyordu. Midesi bo� ya da de�il,
bir bu�uk kilometre sonra Mat bir �ey ��karamadan yine ���rd�, sonra yine. Egwene
de kusmak ister gibi g�r�n�yor, durmaks�z�n yutkunuyordu. Nynaeve'in y�z� beyaz bir
kararl�l�k maskesiydi, �enesini s�km�, g�zlerini Moiraine'in s�rt�na dikmi�ti. Aes
Sedai midesinin buland���n� itiraf etmedik�e Hikmet de etmeyecekti, ama Rand gen�
kad�n�n �ok beklemek zorunda kalaca��n� sanm�yordu. Moiraine'in g�zleri k�s�lm�,
dudaklar� solmu�tu.
S�cakl�k ve neme ra�men Loial a�z�na ve burnuna bir atk� �rtt�. Rand ile g�z g�ze
geldi�inde, Ogier'in g�zlerindeki �fke ve tiksinti a��kt�. Sesi y�n ile bo�ularak
"Duymu�tum..." diye ba�lad�, sonra susup y�z�n� buru�turarak bo�az�n� temizledi.
"P�f! Tad�... P�f! Afet'i hem duydum, hem okudum, ama hi�biri bunu tasvir
edememi�..." El hareketi kokuyu ve mide buland�r�c� bitkileri i�ine ald�. "Karanl�k
Var-l�k'�n bile a�a�lara bunu yapabilmi� olmas�! P�f!"
Elbette Muhaf�z etkilenmemi�ti, en az�ndan Rand'�n g�rebildi�i kadar�yla, ama
Perrin'in de etkilenmemi� olmas� onu �a��rtm�t�. Ya
D�NYANIN G�Z�
l�l
da daha do�rusu, di�erlerini etkiledi�i �ekilde etkilememi�ti. �ri delikanl� i�inde
at s�rd�kleri i�ren� ormana bir d�mana ya da d�man�n sanca��na bakar gibi
bak�yordu. Ne yapt���n�n fark�nda de�ilmi� gibi kemerindeki baltay� ok�uyor, kendi
kendine m�r�ldan�yor, Rand'�n ensesindeki t�yleri diken diken edecek �ekilde yar�
h�rl�yordu. G�n ���� alt�nda bile g�zleri vah�etle, alt�n rengi ��ld�yordu.
Kanl� g�ne� ufka do�ru al�al�rken s�cakl�k azalmad�. Kuzeyde, uzakta da�lar Puslu
Da�lar'dan da y�ksek, g�ky�z�n�n �n�nden siyah siyah uzan�yordu. Bazen keskin
zirvelerden gelen buz gibi bir r�zgar onlara ula�may� ba�ar�yordu. S�cak nem da�
so�u�unun �o�unu emiyordu, ama kalan, bir anl���na da olsa yerini ald��� bunalt�c�-
l�kla kar��la�t�r�ld���nda k� so�u�u idi. Rand'�n y�z�ndeki ter damlalar� sanki
h�zla buz kesiyordu; r�zgar dindi�i zaman damlalar yine eriyor, yanaklar�ndan a�a��
�fkeli �izgiler olu�turarak ak�yor, yo�un s�cak �ncekinden de k�t�, geri d�n�yordu.
R�zgar onlar� �evreler �evrelemez bo�uculu�u s�p�r�p g�t�r�yordu, ama Rand'�n
elinden gelse, r�zgar olmadan yapabilirdi. Gelen so�uk, mezar so�uklu�u gibiydi,
�zerinde yeni a��lan eski bir mezar�n tozlu k�fl�l���n� ta��yordu.
"Gece ��kmeden da�lara ula�amay�z," dedi Lan, "ve yaln�z bir Muhaf�z i�in bile,
geceleyin ilerlemek tehlikelidir."
"Fazla uzakta olmayan bir yer var," dedi Moiraine. "Orada kamp kurmak bizim i�in
iyi bir alamet olacak."
Muhaf�z ona ifadesiz bir bak� f�rlatt�, sonra g�n�ls�zce ba��n� sallad�. "Evet. Bir
yerde kamp kurmal�y�z. Oras� olsa da olur."
"Ben buldu�umda D�nyan�n G�z� y�ksek ge�itlerin �tesindeydi," dedi Moiraine.
"K�yamet Da�lar�'n� g�n ����nda, ��le vakti, Karanl�k Varl�k'm bu d�nyadaki g��leri
zay�fken ge�mek daha iyi."
"G�z hep ayn� yerde olmazm� gibi konu�uyorsun." Egwene Aes Sedai'ye hitap etmi�ti,
ama yan�t veren Loial oldu.
"Onu ayn� yerde bulan iki Ogier olmad�. Ye�il Adam ihtiya� duyuldu�u yerde
bulunuyormu� gibi. Ama hep y�ksek ge�itlerin �tesinde olmu�tur. O ge�itler
tehlikelidir ve Karanl�k Varl�k'�n yarat�klar� ile doludur."
"Onlar hakk�nda endi�elenmeye ba�lamadan �nce ge�itlere ula�mam�z gerek," dedi Lan.
"Yar�n ger�ekten Afet'te olaca��z."
744
ROBERTJORDAN
Rand �evresindeki ormana bakt�. Her yaprak, her �i�ek hastayd�, her sarma��k
b�y�rken ��r�yordu. �rpermekten kendini alamad�. Buras� ger�ekten Afet de�ilse,
Afet ne?
Lan batan g�ne�e d�nd�. Muhaf�z �nceki h�zda ilerlemeye ba�lad�, ama omuzlar�n�n
duru�unda g�n�ls�zl�k vard�.
Bir tepeye t�rmand�klar�nda ve Muhaf�z dizginleri �ekti�inde g�ne� a�a� tepelerine
dokunan donuk, k�rm�z� bir top olmu�tu. �telerinde, bat�da bir g�ller a��
uzan�yordu, sular� e�ik g�ne� ��klar� alt�nda karanl�k karanl�k parl�yordu.
Say�s�z" ipten olu�an bir kolyenin �zerindeki orta b�y�kl�kte boncuklar gibiydiler.
Uzakta, g�ller taraf�ndan �evrelenen �entikli tepeler vard�, ak�am�n uzayan
g�lgeleri alt�nda karanl�k g�r�n�yorlard�. K�sa bir an g�ne�in ��nlar� k�r�k
tepelere vurdu ve Rand'�n nefesi kesildi. Bunlar tepe de�ildi. Yedi kulenin y�k�k
kal�nt�lar�yd�. Di�erlerinin g�rd���nden emin de�ildi; g�r�nt� geldi�i h�zla
kaybolmu�tu. Muhaf�z at�ndan iniyordu; y�z� bir ta� gibi duygusuzdu.
"A�a��da, g�llerin yan�nda kamp kuramaz m�yd�k?" diye sordu Nynaeve, mendili ile
y�z�n� silerek. "Suyun yan�nda hava daha serin olmal�."
"I��k," dedi Mat, "i�lerinden birine kafam� sokmak isterdim. Bir daha asla
��karmasam da olur."
Tam o s�rada, en yak�ndaki g�l�n sular�n�n i�inde bir �ey yuvarland�, dev beden
y�zeyin alt�nda akarken karanl�k sular fosforland�. �nsan kal�nl���nda uzun bir �ey
dalgalar yaratarak yuvarland�, yuvarland� ve sonunda bir kuyruk en az be� kula�
y�kselerek, alacakaranl���n i�inde e�ekar�s�n�n i�nesine benzer bir �ey sergiledi.
Kuyruk boyunca �i�man dokuna�lar dev solucanlar gibi k�vran�yordu ve say�lar� bir
��yan�n ayaklar� kadar �oktu. Yava��a y�zeyin alt�na kayd� ve yok oldu. Varl���n�
g�steren dalgalardan ba�ka bir �ey kalmad� geriye.
Rand a�z�n� kapatt� ve Perrin ile bak�t�. Perrin'in sar� g�zleri de kendi g�zleri
kadar inanmazl�k doluydu. O b�y�kl�kte bir g�lde, o kadar iri bir �ey ya�ayamazd�.
Dokuna�lar�n �zerindekiler el olamaz. Olamaz.
"Bir daha d��n�nce," dedi Mat hafif bir sesle, "burada olmak
D�NYANIN ��Z� 74i
bence iyi."
"Bu tepenin �evresine koruyucu b�y�ler yapaca��m," dedi Moira-ine. �oktan
Aldieb'den inmi�ti. "Ger�ek bir engel bizim istemedi�imiz dikkati, bal�n sinek
�ekmesi gibi �ekerdi, ama Karanl�k Varl�k'�n yarat�mlar�ndan biri ya da G�lge'ye
hizmet eden herhangi bir �ey bir bu�uk kilometre yak�n�m�za gelirse, anlayaca��m."
"Engel olsa daha mutlu olurdum," dedi Mat, �izmeleri yere dokunurken, "di�er
yandaki o... �eyi uzak tuttu�u s�rece."
"Ah, sessiz ol, Mat," dedi Egwene sert�e. Ayn� anda Nynaeve konu�tu, "Sabah biz
yola ��karken bekliyor olsunlar diye mi? Sen ger�ekten de aptal�n birisin, Matrim
Cauthon." �ki kad�n atlar�ndan inerken Mat dik dik bakt�, ama a�z�n� a�mad�.
Bela'n�n dizginlerini al�rken Rand Perrin'e bakarak s�r�tt�. Bir an k�ydeymi� gibi
hissetmi�lerdi, Mat en s�ylenmeyecek �eyi s�ylemi�ti. Sonra Perrin'in y�z�ndeki
g�l�mseme soldu; alacakaranl�kta g�zleri, arkalar�nda sar� bir ��k varm� gibi
ger�ekten parl�yordu. Rand'�n g�l�msemesi de kayboldu. Hi� de k�ydeki gibi de�il.
Rand, Mat ve Perrin Lan'in atlar�n eyerlerini ��zmesine, sonra di�erleri kamp
kurarken k�steklemesine yard�m ettiler. Loial, Muha-f�z'�n minik oca��n� kurarken
kendi kendine m�r�ldan�yordu, ama kal�n parmaklar� beceriyle hareket ediyordu.
Egwene �i�kin su tulumundan �aydanl��� doldururken kendi kendine bir ezgi
m�r�ldan�yordu. Rand art�k Muhaf�z'�n bu kadar �ok su tulumu getirmek konusunda
�srar etmesine �a�m�yordu.
At�n�n eyerini di�erlerinin yan�na koyarak eyerin arkas�ndan heybelerini ve
battaniye rulosunu ��zd�, d�nd� ve korku i�inde kalakald�. Ogier ve kad�nlar yok
olmu�tu. K���k ocak ve y�k at�n�n s�rt�ndan indirdikleri has�r sepetler de �yle.
Tepenin zirvesi ak�am g�lgeleri d��nda bo�tu.
Uyu�an eliyle k�l�c�n� arand�, uzaktan Mat'in k�fr�n� i�itti. Perrin baltas�n�
��karm�, k�v�rc�k kafas� tehlikeyi bulmak i�in d�n�yordu.
"Koyun �obanlan," diye m�r�ldand� Lan. Muhaf�z ald�r�s�zca tepede y�r�d� ve ���nc�
ad�m�nda o da yok oldu.
Rand vah�i g�zlerle Mat ve Perrin ile bak�t�. Sonra hepsi Muhaf�z'�n yok oldu�u
yere f�rlad�lar. Rand aniden kayarak durdu, Mat ar-
74fi
ROBERTJORDAN
kadan �arp�nca bir ad�m daha att�. Egwene k���k oca��n �zerine �aydanl���
yerle�tirirken bak�lar�n� kald�rd�. Nynaeve yakt��� ikinci lamban�n �i�esini
yerle�tiriyordu. Hepsi oradayd�, Moiraine ba�da� kurup oturmu�, Lan bir dirse�ine
dayanarak uzanm�t�, Loial �antas�ndan bir kitap ��kar�yordu.
Rand ihtiyatla arkas�na bakt�. Yama� eskiden oldu�u gibiydi, g�lgeli a�a�lar ve
�tedeki g�ller karanl��a g�m�l�yordu. Arkaya ad�m atmaya korkuyordu, hepsinin
tekrar kaybolmas�ndan ve bu sefer bir daha ortaya ��kmamas�ndan korkuyordu. Perrin
dikkatle yan�ndan dola�t� ve uzun bir nefes b�rakt�.
Moiraine, ���n�n a��zlar� a��k, orac�kta durduklar�n� fark etti. Perrin utanm�
g�r�n�yordu, kimsenin fark etmeyece�ini d��n�rm� gibi baltas�n� kemerindeki geni�
halkaya ge�irdi. Kad�n�n dudaklar�na bir g�l�mseme dokundu. "Basit bir �ey," dedi,
"bir b�kme, b�ylece bize bakan g�z bizi de�il �evreyi g�r�r. Bu gece �evredeki
g�zlerin ��klar�m�z� g�rmesine izin veremeyiz ve Afet karanl�kta oturulacak yer
de�ildir."
"Moiraine Sedai, benim de yapabilece�imi s�yledi." Egwene'in g�zleri parl�yordu.
"�u anda Tek G��'ten yeteri kadar�n� idare edebilece�imi s�yledi."
"E�itim olmadan olmaz, �ocu�um," diye uyard� Moiraine. "Tek G�� ile ilgili en basit
mesele bile e�itilmemi� olanlar ya da �evrele-rindekiler i�in tehlike yaratabilir."
Perrin h�hlad�. Egwene o kadar rahats�z olmu� g�r�n�yordu ki, Rand k�z�n
yeteneklerini s�namaya �oktan ba�lam� olup olmad���n� merak etti.
Nynaeve lambay� yere b�rakt�. Oca��n minik alevi ile birlikte bir �ift lamba bol
bol ��k veriyordu. "Tar Valon'a gitti�in zaman, Egwe-ne," dedi dikkatle, "belki ben
de seninle gelirim." Moiraine'e kendini savunurcas�na bakt�. "Yabanc�lar�n aras�nda
tan�d�k bir y�z g�rmek ona iyi gelecektir. Aes Sedailerden ba�ka dan�acak birine
ihtiyac� olacakt�r."
"Belki bu en iyisi olur, Hikmet," dedi Moiraine yaln�zca.
Egwene bir kahkaha att� ve ellerini ��rpt�. "Ah, bu harika olacak. Sen de Rand. Sen
de gelirsin, de�il mi?" Rand oca��n �te yan�nda, k�z�n kar��s�na otururken durdu,
sonra yava��a yerle�ti. K�z�n g�zlerinin
D�NYANIN G�Z� 74Z
daha �nce hi� bu kadar iri, hi� bu kadar parlak ya da kendini i�inde kaybedece�i
g�ller gibi g�r�nmedi�ini d��nd�. K�z�n yanaklar�nda k�rm�z� benekler olu�tu.
"Perrin, Mat, siz de gelirsiniz, de�il mi? Hepimiz bir arada oluruz." Mat herhangi
bir �eyi ifade edebilecek bir homurtu ��kard�, Perrin yaln�zca omuzlar�n� silkti,
ama k�z bunlar� onay olarak kabul etti. "G�r�yorsun, Rand. Hepimiz bir arada
olaca��z."
I��k, insan o g�zlerde bo�ulabilir ve bunu yaparken mutlu olabilir. Utanarak
bo�az�n� temizledi. "Tar Valon'da koyun var m�? Benim tek bildi�im koyun g�tmek ve
t�t�n yeti�tirmektir."
"�nan�yorum ki," dedi Moiraine, "sizin i�in Tar Valon'da yapacak �eyler
bulabilirim. Hepiniz i�in. Belki koyun g�tmek de�il, ama ilgi �ekici
bulabilece�iniz �eyler."
"�te," dedi Egwene konu kapanm� gibi. "Buldum. Aes Sedai oldu�um zaman seni
Muhaf�z�m yapaca��m. Muhaf�z olmak ho�una giderdi, de�il mi? Benim Muhaf�z�m."
K�z�n sesi kendinden emin ��k�yordu, ama Rand, g�zlerindeki soruyu g�rd�. K�z bir
yan�t istiyordu, ona ihtiyac� vard�.
"Muhaf�z�n olmak ho�uma gider," dedi Rand. K�z ve sen birbiriniz i�in de�ilsiniz.
Min bunu bana neden s�yledi?
Karanl�k t�m a��rl��� ile ��kt� ve herkes yorgundu. Loial, devrilip uyumaya
haz�rlanan ilk ki�i oldu, ve di�erleri de onu takip etti. Kimse yast�k olarak
kullanmak d��nda battaniyelerini almam�t�. Moiraine lambalar�n gaz�n�n i�ine,
Afet'in kokusunu tepeden uzakla�t�ran bir �ey koymu�tu, ama s�cakl��� hi�bir �ey
azaltam�yordu. Ay; dalgalanan, titrek bir ��k veriyordu, ama gecenin s�cakl���na
bak�l�rsa, g�ne� zirvesinde olabilirdi.
Aes Sedai bir kula� �tesinde uzanm�, r�yalar�n� korurken bile, Rand i�in uyumak
imkans�zd�. Onu uyan�k tutan havan�n yo�unlu�u idi. LoiaP�n yumu�ak horultular�
Perrin'inkileri bo�an g�kg�r�lt�s� gibiydi, ama bitkinli�in di�erlerini altetmesini
engellemedi. Muhaf�z h�l� uyan�kt�, k�l�c�n� dizlerine uzatm�, geceyi izleyerek
oturuyordu. Rand �a�k�nl�k i�inde Nynaeve'in de uyan�k oldu�unu g�rd�.
Hikmet uzun s�re sessizce Lan'i izledi, sonra bir kupaya �ay doldurdu ve ona
g�t�rd�. Adam bir te�ekk�r m�r�ldanarak uzand��� zaman kupay� hemen b�rakmad�. "Bir
kral olaca��n� anlamal�yd�m," de-
Zifi
ROBERTJORDAN
di sessizce. G�zlerini Muhafiz'�n y�z�ne dikmi�ti, ama sesi hafif�e titriyordu.
Lan de bak�lar�na ayn� �ekilde kar��l�k verdi. Rand Muhafiz'�n y�z�n�n yumu�ad���n�
d��nd�. "Ben kral de�ilim, Nynaeve. Yaln�zca bir adam�m. Bir �ift�inin tarlas�
kadar bile mal� olmayan bir adam."
Nynaeve'in sesi titremeyi b�rakt�. "Baz� kad�nlar toprak ya da alt�n istemez.
Yaln�zca adam� ister."
"Ve ondan bu kadar az �eyi kabul etmesini isteyecek adam o kad�na lay�k de�ildir.
Sen ola�an�st� bir kad�ns�n, g�ndo�umu kadar g�zel, bir sava��� kadar vah�isin. Sen
di�i bir aslans�n, Hikmet."
"Bir Hikmet nadiren evlenir." Durup, g�� toplarm� gibi derin bir nefes ald�. "Ama
Tar Valon'a gidersem, Hikmet'ten farkl� bir �ey olabilirim."
"Aes Sedailer de Hikmetler gibi nadiren evlenir. Parlakl��� ile onu solgun
g�sterecek bu kadar g��l� bir e�e pek az erkek tahamm�l edebilir."
"Baz� erkekler yeterince g��l�d�r. Ben �yle birini tan�yorum." Ku�ku duyulabilirmi�
gibi, bak�lar� kimi kastetti�ini a��k�a ifade etti.
"Benim, k�l�c�mdan ve kazanamayaca��m, ama m�cadele etmeyi asla b�rakamayaca��m bir
sava�tan ba�ka hi�bir �eyim yok."
"Sana buna ald�rmad���m� s�yledim. I��k, �oktan uygun g�r�lenden �ok konu�turdun
beni. Sana sormama sebep olarak beni utand�racak m�s�n?"
"Seni asla utand�rmam." Bir ok�ama gibi nazik ses tonu Rand'�n kulaklar�na tuhaf
geldi, ama Nynaeve'in g�zlerinin parlamas�na sebep oldu. "Se�ece�in adamdan nefret
edece�im, ��nk� o ben olmayaca��m. Ve seni g�ld�r�rse onu sevece�im. Hi�bir kad�n
�eyiz olarak bir dulun karalar�n� hak etmez, hele sen hi�." Dokunmad��� kupay� yere
b�rakt� ve aya�a kalkt�. "Atlar� kontrol etmeliyim."
Nynaeve o gittikten sonra orada, diz ��km� halde kald�.
Rand uykusu gelse de, gelmese de g�zlerini kapatt�. Hikmet'in a�larken
seyredilmekten ho�lanaca��n� sanm�yordu.

49
KARANLIK VARLIK HAREKETLEN�YOR
Rand, �afakta irkilerek uyand�; as�k suratl� g�ne� Afet'in a�a� tepelerinde
g�n�ls�zce y�kselirken g�zkapaklar�n� i�nelemi�ti. Bu kadar erken saatte bile,
s�cakl�k, harap olmu� arazinin �zerini a��r bir battaniye gibi kaplam�t�. Rand
ba��n� battaniye rulosuna yaslayarak s�rt �st� yatt� ve g�ky�z�ne bakt�. H�l�
maviydi. Burada bile, en az�ndan g�ky�z�ne dokunulmam�t�.
Uyudu�unu fark edince �a��rd�. Bir an kulak misafiri oldu�u bir konu�man�n solgun
an�lar� g�rd��� bir r�yaym� gibi geldi. Sonra Nynaeve'in k�rm�z� g�zlerini g�rd�;
anla��lan kad�n uyumam�t�. Lan'in y�z� her zamankinden de sertti; sanki maskesini
yine takm�, bir daha ��karmamaya kararl� gibiydi.
Egwene, endi�eli bir ifade ile gidip Hikmet'in yan�nda diz ��kt�. Rand ne
konu�tuklar�n� duyam�yordu. Egwene konu�tu ve Nynaeve ba��n� iki yana sallad�.
Egwene bir �ey daha s�yledi ve Hikmet �nemsemezce elini sallad�. Egwene yan�ndan
ayr�lmak yerine ba��n� daha da yakla�t�rd� ve iki kad�n birka� dakika boyunca al�ak
sesle konu�tular. Nynaeve yine ba��n� iki yana sallad�, sonra kahkaha atarak Eg-
wene'e sar�ld�. Y�z ifadesine bak�l�rsa k�z� sakinle�tirmeye �al��yordu. Ama Egwene
aya�a kalkt���nda �fkeyle Muhaf�z'a bakt�. Lan fark etmi� g�r�nmedi; Nynaeve oldu�u
yere hi� bakm�yordu.
Rand ba��n� iki yana sallayarak e�yalar�n� toplad� ve ellerini, y�z�n� ve di�lerini
Lan'in bu t�r �eyler i�in harcanmas�na izin verdi�i pek az suyla y�kad�. Kad�nlar�n
bir �ekilde erkeklerin akl�ndan ge�eni okuyup okumad�klar�n� d��nd�. Bu huzursuz
edici bir d��ncey-
Z5�
ROBERTJORDAN
di. B�t�n kad�nlar Aes Sedai. Kendi kendine Afet'in etkisine kap�ld���n� s�yleyerek
a�z�n� �alkalad� ve at�n� eyerlemeye �eyimi.
Atlar�n yan�na varmadan kamp�n yok olmas� biraz rahats�z ediciydi, ama o eyer
kolan�n� s�k�la�t�r�rken tepenin zirvesindeki her �ey birden ortaya ��kt�. Herkes
acele ediyordu.
Yedi Kule, sabah ���� alt�nda a��k�a g�r�l�yordu, uzaktaki dev, kaba tepelere
benzeyen y�k�nt�lar, kaybolan ihti�ama i�aret ediyordu. Y�z g�l p�r�zs�z, k�r��ks�z
maviydi. Bu sabah y�zeyi bozan hi�bir �ey yoktu. Rand g�llere ve y�k�k kulelere
bakarken tepenin �evresinde yeti�en hastal�kl� �eyleri neredeyse g�rmezden
gelebiliyordu. Lan, kulelere bakmaktan ka��nm�yor gibiydi, t�pk� Nynaeve'den
ka��nm�yor g�r�nd��� gibi, ama bir �ekilde yola ��kmaya haz�rlan�rken hi�
bakm�yordu.
Has�r sepetler y�k at�na ba�land�ktan, her iz, ��p, leke yok edildikten, ba�ka
herkes at�na bindikten sonra Aes Sedai g�zlerini kapatarak, nefes bile alm�yormu�
gibi g�r�nerek tepede durdu. Rand'�n g�rebildi�i kadar�yla hi�bir �ey olmad�, ama
Nynaeve ve Egwene s�cakl��a ra�men �rperdiler ve kollar�n� ovalamaya ba�lad�lar.
Egwe-ne'in elleri aniden kollar�n�n �zerinde durdu ve a�z�n� a��p Hikmet'e bakt�. O
konu�amadan Nynaeve'de ovalamay� b�rakt� ve k�za keskin bir bak� f�rlatt�. �ki
kad�n bak�t�lar ve sonra Egwene s�r�tarak ba��n� sallad�. Bir an sonra Nynaeve'de
g�l�msedi, ama onunki g�n�ls�zd�.
Rand, parmaklar�n� �imdiden y�z�ne �arpt��� sudan daha �slak olan sa�lar�ndan
ge�irdi. O sessiz bak�mada anlamas� gereken bir �ey oldu�undan emindi, ama o t�y
kadar hafif s�rt�nme o yakalaya-madan zihninde kaybolmu�tu.
"Ne bekliyoruz?" diye sordu Mat. Atk�s�n� ka�lar�n�n �zerine ba�lam�t�. Yay�na bir
ok ge�irmi�, eyer topuzuna dayam�t�. Sada��n� kolayca ula�abilmek i�in kemerinde
yak�na �ekmi�ti.
Moiraine g�zlerini a�t� ve tepeden a�a�� inmeye ba�lad�. "D�n gece burada yapt���m
�eyin kal�nt�lar�n� temizlememi. Kal�nt�lar bir g�n i�inde kendili�inden da��l�rd�,
ama art�k ka��nabilece�im hi�bir riske girmeyece�im. �ok yak�nday�z ve G�lge burada
�ok g��l�. Lan?"
Muhaf�z, kad�n�n Aldieb'in eyerine yerle�mesini bekledi ve kuze-
D�NYANIN G�Z�
ye, yak�nda y�kselen K�yamet Da�lar�'na do�ru yola ��kt�. G�ndo�u-munda bile
da�lar�n zirveleri k�r�k di�ler gibi karanl�k ve cans�z y�kseliyordu. Bir duvar
halinde, g�z g�rebildi�ince do�uya ve bat�ya uzan�yordu.
"Bug�n G�z'e ula��r m�y�z, Moiraine Sedai?" diye sordu Egwene.
Aes Sedai Loial'a yan yan bakt�. "Umar�m ula��r�z. Daha �nce buldu�umda, da�lar�n
di�er yan�nda, y�ksek ge�itlerin dibindeydi."
"O hareketli oldu�unu s�yl�yor," dedi Mat, ba��n� Loial'a do�ru sallayarak. "Ya
bekledi�in yerde de�ilse?"
"O zaman bulana kadar arar�z. Ye�il Adam ihtiyac� hisseder ve bizimkinden daha
b�y�k ihtiya� olamaz. Bizim ihtiyac�m�z d�nyan�n umududur."
Da�lar yakla��rken ger�ek Afet de yakla�t�. Daha �nce yapraklar siyah sar� lekeli
iken, art�k onlar izlerken �slak �slak d�k�l�yor, kendi yozla�malar�n�n a��rl���
ile par�alan�yordu. A�a�lar�n kendileri �arp�k, sakat �eylerdi, k�vr�k dallar�
i�itmeyi reddeden bir g��ten merhamet dileniyormu� gibi g�ky�z�n� pen�eliyordu.
�atlak, yar�k kabuklar�ndan irin gibi bir s�v� s�z�yordu. Art�k kat� hi�bir yerleri
kalmam� gibi, a�a�lar atlar yanlar�ndan ge�erken titriyorlard�.
"Bizi yakalamak ister gibi g�r�n�yorlar," dedi Mat sinirli sinirli. Nynaeve ona
�ileden ��km��as�na, horg�r� dolu bir bak� f�rlatt� ve Mat �iddetle ekledi, "Ee,
ama �yle g�r�n�yorlar."
"Ve baz�lar� istiyor da," dedi Aes Sedai. Omzunun �zerinden bakan g�zleri bir an
Lan'inkilerden de sert g�r�nd�. "Ama benim oldu�um �eyi istemiyorlar, varl���m sizi
koruyor."
Mat, kad�n �aka yapm� gibi huzursuzca g�ld�.
Rand o kadar emin de�ildi. Hem, buras� Afet'ti. Ama a�a�lar k�p�rdayamaz. Yapabilse
bile, neden bir a�a� bir insan� yakalas�n? Hayal g�rmeye ba�lad�k ve Aes Sedai
yaln�zca tetikte olmam�z� istiyor.
Aniden soluna, ormana bakt�. Yirmi ad�m �tedeki o a�a� titremi�ti ve bunu hayal
etmi� falan de�ildi. Rand a�ac�n hangi t�rden oldu�unu ��kartam�yordu, �ylesine
bo�um bo�um olmu�, �ylesine �arp�lm�t�. O izlerken a�a� aniden yine k�vrand�, sonra
e�ilerek yeri d�vmeye ba�lad�. Bir �ey tiz, delici bir ���l�k att�. A�a� f�rlayarak
do�ruldu; dallan k�vranan, t�slayan, ���l�k atan karanl�k bir �eye doland�.
Z52
ROBERTJORDAN
Rand yutkunarak K�z�l'� a�a�lardan uzakla�t�rmaya �al�t�, ama her yan titreyen
a�a�larla doluydu. Herkes ayn� �eyi yapmaya �al��rken Rand kendini atlardan s�k�
bir d���m�n i�inde buldu.
"Hareket etmeye devam edin," diye emretti Lan, k�l�c�n� �ekerek. Muhaf�z'�n
�zerinde �imdi �elik s�rtl� eldivenler ve gri-ye�il pullu tuni�i vard�. "Moiraine
Sedai'nin yan�nda kal�n." Mandarb'� �evirdi; a�aca ve av�na do�ru de�il, aksi y�ne
do�ru. Renk de�i�tiren pelerini ile, siyah ayg�r� g�zden kaybolmadan Afet
taraf�ndan yutulmu�tu bile.
"Yakma," diye uyard� Moiraine. Beyaz k�sra��n� yava�latmad�, ama di�erlerinin daha
yak�na sokulmas�n� i�aret etti. "Elinizden geldi�ince yakla��n."
Muhaf�z'�n gitti�i y�nden bir k�kreme y�kseldi. Havay� d�vd� ve a�a�lar k�kreme ile
titredi ve ses soldu�u zaman, yank�s� duyulmaya devam etti sanki. K�kreme yine
geldi ve bu sefer �fke ve �l�m doluydu.
"Lan," dedi Nynaeve. "O..."
Korkun� ses s�z�n� kesti, ama seste yeni bir t�n� vard�. Korku. Aniden ses kesildi.
"Lan kendi ba��n�n �aresine bakabilir," dedi Moiraine. "At�n� s�r, Hikmet."
Muhaf�z a�a�lar�n aras�nda belirdi. K�l�c�n� kendisinden ve at�ndan uzak utuyordu.
K�l�� siyah kanla lekelenmi�ti ve �zerinde bir duman y�kseliyordu. Lan dikkatle
k�l�c� eyerinden ��kard��� bir beze sildi, her lekeyi ��kard���ndan emin olmak i�in
�eli�ini dikkatle inceledi. B�rakt��� zaman bez par�as� yere ula�amadan ufaland�,
par�alar� bile ��z�ld�.
Dev bir beden a�a�lar�n aras�ndan sessizce �stlerine s��rad�. Muhaf�z Mandarb'�
�evirdi, ama sava� at� �elik naili toynaklar� ile sald�rmaya haz�r, �ahlan�rken
Mat'in oku �akt� ve tamamen a��z ve di�lerden olu�mu� gibi g�r�nen kafadaki tek
g�ze sapland�. Yarat�k tekmeler savurarak, ���l�klar atarak bir s��ray� �telerinde
yere d�t�. Yan�ndan ge�erlerken Rand yarat��a bakt�. Her taraf� kat�, t�y gibi uzun
dikenlerle kapl�yd� ve bir ay�n�nki kadar iri bedenine tuhaf a��larla ba�lanm� �ok
fazla baca�� vard�. Bacaklardan baz�lar� s�rt�ndan ��k�yordu ve y�r�meye yaram�yor
olmal�yd�, ama u�lar�ndaki parmak
D�NYANIN G�Z� 753
uzunlu�undaki t�rnaklar �l�m ��rp�n�lar� i�inde topra�� alt�st ediyordu.
"�yi at�, koyun �oban�." Lan'in g�zleri arkalar�nda �lmekte olan �eyi �oktan
unutmu�, orman� ara�t�r�yordu.
Moiraine, ba��n� iki yana sallad�. "Ger�ek Kaynak'a dokunan birine bu kadar
yakla�mamas� gerekirdi."
"Agelmar Afet'in hareketlendi�ini s�yledi," dedi Lan. "belki Afet de Desen'de yeni
bir A�'�n olu�tu�unu biliyordur."
"Acele edin." Moiraine topuklar�n� Aldieb'in b��r�ne g�md�. "Y�ksek ge�itlerden bir
an �nce ge�meliyiz."
Ama kad�n konu�urken Afet �evrelerinde y�kseldi. A�a�lar Mo-iraine'in Ger�ek
Kaynak'a dokunmas�na ald�rmadan salland�, onlara uzand�.
Rand'�n k�l�c� elindeydi; onu �ekti�ini hat�rlam�yordu. Tekrar tekrar savurdu,
bal�k��l i�aretli k�l�� ��r�m� dallar� do�rad�. A� a�a�lar sert�e k�vranan
dallar�n� geri �ektiler -Rand ���l�k att�klar�n� duyabildi�ini d��nd�- ama hep daha
fazlas� geldi, y�lan gibi k�vr�ld�lar, kollar�n�, belini, boynunu yakalamaya
�al�t�lar. Rand di�lerini ��kararak bo�lu�u arad� ve �ki Nehir'in ta�l�, inat��
topra��nda buldu. "Manet-heren!" Bo�az� a�r�yana kadar a�a�lara ba��rd�. Bal�k��l
i�aretli �elik g��s�z g�n ���� alt�nda �akt�. "Manetheren! Manetheren!"
Mat �zengilerin �zerinde do�rularak ormana oklar ya��rd�, h�rlayan, say�s�z di�i
g�c�rdatan ormana, �l�mc�l, onlara ula�mak i�in m�cadele eden pen�eli �ekilleri
�s�ran oklarla sald�rd�. Mat de o an�n i�inde kaybolmu�tu. "Cami an CaldazarP diye
ba��rd� oklar�n� yana��na kadar �ekip b�rak�rken. "Carai an Ellisande! Al
Ellisande! Mordero daghain pas duente cuebiyar! Al Ellisande!'
Perrin'de sessizce, sert bir y�z ifadesi ile �zengilerinin �zerinde do�rulmu�tu.
Ba�a ge�mi�ti; baltas�, hangisi �nce gelirse, ormanda ve pis etlerin �zerinde yol
a��yordu. ��rp�nan a�a�lar ve uluyan yarat�klar iri, baltal� adam�n �n�nde
ka��yordu. Isl�k �alan balta kadar o vah�i, alt�n rengi g�zlerinden de
ka��n�yorlard�. Perrin at�n� ad�m ad�m ilerlemeye zorluyordu.
Moiraine'in ellerinden ate� toplar� ak�yor, �arpt�klar� yerde titreyen bir a�a�
me�aleye d�n��yor, di�li bir �ekil ���l�k at�yor, insan
Z5A
ROBERTJORDAN
elleri ile �lene kadar kendi etini pen�eliyordu.
Muhaf�z tekrar tekrar Mandarb'� a�a�lar�n i�ine g�t�rd�, k�l�c� ve eldivenleri
k�p�ren, dumanlar t�tt�ren kanla s�r�ls�klam olmu�tu. Art�k geri d�nd��� zaman
z�rh�nda yar�klar, derisinde kanayan �izikler g�r�l�yordu ve sava� at� da
sendeliyor, kan�yordu. Her seferinde Aes Sedai durup ellerini yaralar�n �zerine
koyuyordu ve geri �ekti�i zaman, izsiz derinin �zerinde yaln�zca kan lekeleri kalm�
oluyordu.
"Yar�-insanlar i�in i�aret ate�leri yakm� kadar oldum," dedi kad�n ac� ac�. "Devam
edin, Devam edin!" Her seferinde yava� bir tempo ile ilerliyorlard�.
A�a�lar insanlar kadar onlara sald�ran yarat�klara sald�rm�yor olmasayd�, hi�biri
bir di�erine benzemeyen yarat�klar onlara ula�mak i�in a�a�lar kadar birbirleri ile
m�cadele ediyor olmasayd�, Rand al-tedileceklerinden emindi. �imdi bile
yenilemeyeceklerinden emin olam�yordu. Sonra arkalar�nda tiz bir hayk�r� i�itildi.
Uzak ve ince, Afet sakinlerinin h�rlamalar�n� kesip ge�ti.
H�rlamalar bir anda, b��akla yar�lm� gibi sustu. Sald�ran �ekiller yerlerinde
dondular; a�a�lar k�p�rt�s�zla�t�. Bacakl� yarat�klar geldikleri anilikle gittiler,
�arp�k orman�n i�inde kayboldular.
D�d�k gibi hayk�r� yine geldi. �atlak bir �oban kaval� gibiydi, ve bir koro ona
yan�t verdi. Olduk�a arkalar�nda, yar�m d�zine, kendi aralar�nda �ark� s�yleyen
ses.
"Solucanlar," dedi Lan sert�e ve Loial inledi. "E�er kullanabilirsek, bize s�re
verdiler." G�zleri da�lara kalan mesafeyi �l�t�. "Ka��nabildi�i s�rece Afet'te pek
az �ey solucanlarla y�zle�mek ister." Topuklar�n� Mandarb'�n b��r�ne g�md�.
"Y�r�y�n!" T�m grup arkas�ndan f�rlad�. Afet aniden, arkadan gelen d�d�k sesleri
d��nda ger�ekten �l� g�r�nmeye ba�lad�.
"Solucanlardan m� korkuyorlar?" dedi Mat inanmazl�k i�inde. Yay�n� s�rt�na
ge�irmeye �al�arak eyerinde s��r�yordu.
"Bir Solucan" �Muhaf�z'�n s�zc��� telaffuz etmesinde, Mat'inkine g�re keskin bir
farkl�l�k vard�- "bir Soluk'u �ld�rebilir. E�er Soluk'un yan�nda Karanl�k Varl�k'�n
kendi �ans� yoksa. Bizim pe�imizde t�m bir s�r� var. Y�r�y�n! Y�r�y�n!" Art�k
karanl�k zirveler daha yak�nd�. Muhaf�z'�n belirledi�i h�zda bir saat, diye tahmin
etti Rand.
D�NYANIN G�Z�
Z5i
"Solucanlar da�larda pe�imizden gelmez mi?" diye sordu Egwene nefes nefese. Lan
keskin bir kahkaha att�.
"Gelmez. Solucanlar y�ksek ge�itlerde ya�ayan �eylerden korkar." Loial yine inledi.
Rand, Ogier'in bunu yapmay� b�rakmas�n� diledi. Loial'�n, bilgisi yurdun g�venli�i
i�inde okudu�u kitaplardan geliyor olsa da, Afet hakk�nda Lan d��nda herkesten �ok
�ey bildi�ini biliyordu. Ama g�rd�klerimizden daha k�t�s� oldu�unu hat�rlat�p
durmas� �art m�?
Otlar, �imenler d�rtnala ko�an toynaklar�n alt�nda ��r�k ��r�k ezilirken Afet
yanlar�ndan ak�p ge�ti. Daha �nce sald�r�ya ge�en t�rden a�a�lar, �arp�k dallar�n�n
alt�ndan ge�erlerken k�llar�n� bile k�p�rdatm�yorlard�. K�yamet Da�lar� ilerideki
g�ky�z�n� siyah ve kasvetli, dolduruyordu ve dokunulabilecek kadar yak�n
g�r�n�yordu. D�d�k sesi daha yak�n ve keskin i�itildi ve arkalar�nda, toynaklar�n�n
alt�nda ezilen �eylerden daha y�ksek, ezilme sesleri geldi. Sanki yar� ��r�m�
a�a�lar, �stlerinde k�vranan dev bedenler taraf�ndan ezili-yormu� gibi, �ok y�ksek.
�ok yak�n. Rand omzunun �zerinden bakt�. Arkada a�a� tepeleri h�zla sallan�yor,
otlar gibi devriliyordu. Arazi yukar�ya, da�lara do�ru e�im kazand�, Rand'�n
t�rmand�klar�n� anlamas�na yetecek kadar yatt�.
"Ba�aramayaca��z," diye bildirdi Lan. Mandarb'� yava�latmad�, ama aniden k�l�c�
yine elindeydi. "Y�ksek ge�itlerde kendine dikkat et, Moiraine, o zaman
ba�ar�rs�n."
"Hay�r, Lan!" diye seslendi Nynaeve.
"Sessiz ol, k�z�m! Lan, sen bile bir Solucan s�r�s�n� durduramazs�n. Buna izin
vermem. Sana G�z'de ihtiyac�m olacak."
"Oklar," diye seslendi Mat nefes nefese.
"Solucanlar onlar� hissetmez bile," diye ba��rd� Muhaf�z. "Parampar�a edilmeleri
gerek. A�l�ktan ba�ka bir �ey hissedemezler. Ve bazen korkudan."
Rand, eyerine s�k� s�k� tutunarak omuzlar�n� silkti ve omuzlar�ndaki gerginli�i
gev�etmeye �al�t�. G��s� s�k�m� gibi hissediyordu, �yle ki zar zor nefes
alabiliyordu ve derisi s�cak i�neler bat�r�l�yormu� gibi yan�yordu. Afet yama�lara
d�n�m�t�. Rand da�lara ula�t�ktan sonra takip etmeleri gereken yolu g�rebiliyordu,
k�vr�lan patikay� ve
ROBERTJORDAN
�tesindeki, siyah ta�lar bir baltayla yar�lm� gibi g�r�nen y�ksek ge�idi. I��k,
ileride, arkam�zdan geleni korkutacak ne olabilir? I��k bana yard�m et, hi� bu
kadar korkmam�t�m. Daha ileri gitmek istemiyorum! istemiyorum! Alev ve bo�lu�u
arayarak kendi kendini paylad�. Aptal! Seni korkak, �dlek aptal! Ne burada
kalabilirsin, ne geriye d�nebilirsin. Eg�vene'iyaln�z m� b�rakacaks�n? Bo�luk ondan
ka��nd�, olu�tu, sonra binlerce ��k noktac���na d�n�t�, yine olu�tu ve yine
par�aland�, her par�as� kemiklerine g�m�ld�, �yle ki ac�yla titredi ve
patlayaca��n� sand�. I��k bana yard�m et, devam edemiyorum. I��k bana yard�m et!
At�n�n dizginlerini toplam�, geri d�nmeye, ileride olan �ey yerine Solucanlarla
y�zle�meye haz�rlan�yordu ki, arazinin yap�s� de�i�ti. Bir tepenin yamac� ile bir
sonraki aras�nda, zirve ile ta� aras�nda, Afet yok oldu.
Ye�il yapraklar huzur i�inde uzanan dallar� kaplam�t�. Vah�i �i�ekler tatl� bahar
esintisi ile dalgalanan otlar�n �zerinde parlak yamalardan bir hal� gibi
uzan�yordu. Kelebekler v�z�ldayan anlarla birlikte �i�ekten �i�e�e kanat ��rp�yor,
ku�lar �ark� s�yl�yordu.
Rand a�z� a��k, d�rtnala devam etti, ama sonra aniden Moiraine, Lan, Loial ve
di�erlerinin durmu� oldu�unu fark etti. Yava��a dizginleri �ekti. Y�z� �a�k�nl�k
i�inde donmu�tu. Egwene'in g�zleri yuvalar�ndan f�rlayacak gibiydi ve Nynaeve'in
a�z� a��k kalm�t�.
"G�venli�e ula�t�k," dedi Moiraine. "Buras� Ye�il Adam'�n yeri ve D�nyan�n G�z�
burada. Afet'ten hi�bir �ey buraya giremez."
"Da�lar�n �b�r yan�nda oldu�unu san�yordum," diye m�r�ldand� Rand. Kuzey ufkunu
dolduran zirveleri ve ge�itleri h�l� g�rebiliyordu. "Hep ge�itlerin �tesinde
oldu�unu s�ylemi�tin."
"Bu yer," dedi a�a�lar�n aras�ndan gelen g�r bir ses, "hep oldu�u yerdedir. Tek
de�i�en ona ihtiya� duyanlar�n nerede oldu�udur."
Bitki �rt�s�n�n i�inden bir �ekil ad�m att�, Ogier Rand'dan ne kadar b�y�kse,
Loial'dan o kadar b�y�k bir adam �ekli. Sarma��klardan ve yapraklardan �r�lm�,
ye�il ve b�y�yen bir �ekil. Sa�lar� �imendendi ve omuzlar�na d�k�l�yordu; g�zleri
dev f�nd�klard�; t�rnaklar� me�e palamudu idi. Tuni�i ve pantolonu ye�il
yapraklardan olu�mu�tu; �izmeleri eksiz a�a� kabuklar�ndan. �evresinde kelebekler
u�u�u-
D�NYANIN G�Z�
151

yor, parmaklar�na, omuzlar�na, y�z�ne konuyordu. Yemye�il m�kemmelli�ini yaln�zca


tek bir �ey bozuyordu. Derin bir yar�k yana��ndan uzan�yor, aln�n� a��yor, ba��n�n
�st�ne ula��yordu ve o b�lgede sarma��klar kahverengile�mi�, kurumu�tu.
"Ye�il Adam," diye f�s�ldad� Egwene ve yaral� y�z g�l�msedi. Bir an ku�lar daha
y�ksek sesle �ark� s�ylermi� gibi geldi.
"Elbette �yleyim. Burada ba�ka kim olabilir?" F�nd�k g�zler, Loial'� s�zd�. "Seni
g�rmek g�zel, k���k karde�. Ge�mi�te sizden �ok ki�i gelip beni ziyaret ediyordu,
ama son zamanlarda pek az�n�z geliyor."
Loial iri at�ndan indi ve resmi bir �ekilde e�ildi. "Beni �ereflendiriyorsun,
A�a�karde�. Tsingu choshih, T'ing-shen."
Ye�il Adam g�l�mseyerek kolunu Ogier'in omuzlar�na dolad�. Lo-ial'�n yan�nda, bir
�ocu�un yan�ndaki adam gibi g�r�n�yordu. "�ereflendirme yok, k���k karde�. Birlikte
A�a� �ark�lar� s�yleyece�iz ve B�y�k A�a�lar�, yurtlar� ve uzak tuttu�umuz �zlem'i
hat�rlayaca��z." Atlar�ndan inmekte olan di�erlerini inceledi ve g�zleri Perrin'e
tak�ld�. "Bir Kurt-karde�! Eski zamanlar ger�ekten de yine y�r�yor mu?"
Rand Perrin'e bakt�. Perrin at�n� kendisi ile Ye�il Adam'�n aras�nda kalacak
�ekilde �evirdi ve e�ilip kolan� incelemeye ba�lad�. Rand onun yaln�zca Ye�il
Adam'�n sorgulay�c� bak�lar�ndan ka��nmak istedi�inden emindi. Ye�il Adam aniden
Rand'a hitap etti.
"Tuhaf giysiler giymi�sin, Ejderin �ocu�u. �ark bu kadar m� d�nd�? Ejderin Halk�
�lk Akde mi d�nd�? Ama bir k�l�c�n var. Bu ne o zaman, ne �imdi m�mk�n."
Rand konu�madan �nce a�z�n� �slatmaya �al�t�. "Neden bahsetti�ini anlam�yorum. Ne
demek istiyorsun?"
Ye�il Adam ba��ndaki kahverengi yaraya dokundu. Bir an kafas� kar�m� g�r�nd�.
"Ben... bilemiyorum. An�lar�m par�aland� ve u�up gidiyor, ve kalanlar�n �o�u da
t�rt�llar yemi� gibi. Yine de, eminim ki... Hay�r, gitti. Ama buraya ho�geldin.
Sen, Moiraine Sedai, benim i�in s�rpriz oldun. Buras� yap�ld��� zaman, hi� kimse
ikinci kez bulamas�n diye yap�lm�t�. Buraya nas�l geldin?"
"�htiya�," diye yan�t verdi Moiraine "Benim ve d�nyan�n ihtiyac�. Ama daha �ok
d�nyan�n ihtiyac�. D�nyan�n G�z�'n� g�rmeye geldik."
z�s
ROBERTJORDAN
Ye�il Adam i�ini �ekti, r�zgar, g�r yaprakl� dallar�n aras�nda i� �ekmi� gibi oldu.
"Demek yine geldi. O hat�ra h�l� b�t�n. Karanl�k Varl�k k�p�rdan�yor. Bundan
korkuyordum. Y�llar ge�tik�e Afet i�eri girmek i�in daha �ok �abal�yor ve bu sene
onu d�ar�da tutma m�cadelesi ba�lang��taki kadar b�y�k oldu. Gelin, sizi
g�t�reyim."

50
G�Z'DE KAR�ILA�MALAR
Rand, at�n� �ekerek Emond Meydam'ndan gelen di�erleri ile birlikte Ye�il Adam'�
takip etti. Hepsi Ye�il Adam'a m�, yoksa ormana m� bakmalar� gerekti�i konusunda
karars�z kalm� gibiydi. Elbette Ye�il Adam bir efsaneydi, o ve Ya�am A�ac� hakk�nda
�ki Nehir'deki her ��minenin �n�nde hikayeler anlat�l�rd� ve dinleyen yaln�zca
�ocuklar olmazd�. Ama Afet'ten sonra, d�nyan�n geri kalan� k��n i�inde k�s�l� kalm�
olmasayd� bile a�a�lar ve �i�ekler normalli�in bir harikas� gibi g�r�nebilirdi.
Perrin biraz arkada kalm�t�. Rand arkas�na g�z att���nda, iri, k�v�rc�k sa�l� gen�,
Ye�il Adam'�n s�yleyeceklerini art�k dinlemek istemiyormu� gibi g�r�nd� g�z�ne.
Bunu anlayabiliyordu. Ejderin �ocu�u. �htiyatla, ileride, Moiraine ve Lan ile
y�r�yen, kelebeklerin �evresinde sar� ve k�rm�z� bir bulut gibi u�u�tu�u Ye�il
Adam'� izledi.
Yine de ad�mlar� daha hafif, bacaklar� daha esnek geliyordu. Huzursuzluk h�l�
karn�n� b�z�yor, midesini �alkal�yordu, ama korku o kadar seyrelmi�ti ki, kaybolmu�
bile olabilirdi. Moiraine, Afet'in buraya girememesi konusunda hakl� olsa bile Afet
sekiz y�z metre �tedeyken bundan daha fazlas�n� bekleyemezdi herhalde. Kemiklerini
da�layan binlerce yak�c� nokta s�nm�t�; o anda Ye�il Adam'�n n�fuz alan�na
girmi�ti, emindi. Hepsini s�nd�ren oydu, diye d��nd�, Ye�il Adam ve bu yer.
Egwene ve Nynaeve de yat�t�r�c� huzuru, g�zelli�in dinginli�ini hissediyordu. Rand
anlayabiliyordu. Y�zlerinde k���k, sakin g�l�m-
760
ROBERTJORDAN
semeler vard�, parmaklar� ile �i�ekleri ok�uyor, durup kokluyor, derin derin nefes
al�yorlard�.
Ye�il Adam bunu fark etti�inde konu�tu: "�i�ekler s�slemek i�indir. �nsanlar� ya da
bitkileri, fark etmez. �ok fazla almad���n�z s�rece hi�biri ald�r� etmez." Ve bir o
bitkiden, bir bu bitkiden �i�ek toplamaya ba�lad�. Hi�birinden ikiden fazla
koparm�yordu. K�sa s�re sonra Nynaeve ve Egwene sa�lar�nda �i�eklerden ba�l�klar
ta��yorlard�, pembe yabani g�ller, sar� �an �i�ekleri, beyaz sabah y�ld�z�. Hik-
met'in �rg�leri beline kadar pembe ve sar� bir bah�e gibi g�r�n�yordu. Moiraine
bile aln�na sabah y�ld�zlar�ndan beyaz bir �elenk takt�, �elenk �yle beceriyle
�r�lm�t� ki, �i�ekler h�l� b�y�yor gibi g�r�n�yordu.
Rand, b�y�mediklerinden emin de�ildi. Ye�il Adam y�r�rken orman bah�esinin bak�m�n�
yap�yor, bir yandan yumu�ak sesle Moiraine ile konu�urken di�er yandan d��nmeden
bak�m isteyen �eylerle ilgileniyordu. F�nd�k g�zleri, t�rmanan yabani g�l dal�n�n
�arp�k bir dal�n� fark etti, bir elma a�ac�n�n �i�ek kapl� dal� y�z�nden k�t� bir
a�� ile k�vr�lmak zorunda kalm�t�. Ye�il Adam durdu, konu�may� b�rakmadan elini
k�vr�m boyunca gezdirdi. Rand, g�zlerinin oyun oynamad���ndan emin olam�yordu,
sanki dikenler o ye�il parmaklara zarar vermemek i�in yoldan �ekilmi�ti. Ye�il
Adam'�n y�ksek �ekli yoluna devam etti�inde, dal d�md�z uzan�yor, beyaz elma
�i�eklerinin aras�na k�rm�z� ta� yapraklar� sa��yordu. Ye�il Adam dev elini �a-
k�lta�� dolu bir b�lgede duran minik bir tohumun �zerine kapatt� ve do�ruldu�u
zaman k���k bir filiz k�klerini ta�lar�n aras�ndan iyi topra�a uzatm�t�.
"Desen'e g�re her �ey oldu�u yerde b�y�meli," diye a��klad� omzunun �zerinden, �z�r
dilercesine, "ve �ark'�n d�n�� ile y�zle�me-li, ama Yarat�c� birazc�k yard�m etmeme
ald�rmayacakt�r."
Rand, K�z�l'� filizin �evresinden dola�t�rd�, at�n toynaklar�n�n onu ezmemesine
�zen g�sterdi. Ye�il Adam'�n biraz �nce yapt��� bir �eyi, fazladan bir ad�m
atmaktan ka��nmak i�in yok etmek do�ru gelmemi�ti. Egwene ona, o s�r dolu
g�l�msemelerinden biri ile g�l�msedi ve koluna dokundu. A��k sa�lar� �i�eklerle
doluyken o kadar g�zeldi ki, Rand g�l�mseyerek onu seyretti ve sonunda k�zararak
g�z-
D�NYANIN G�Z� Z�l
lerini indirdi Egwene. Seni koruyaca��m, diye d��nd�. Ba�ka ne olursa olsun,
g�vende olman� sa�layaca��m, yemin ederim.
Ye�il Adam onlar� bahar orman�n�n y�re�ine, tepenin yan�ndaki kemerli bir a��kl��a
g�t�rd�. Bu, basit ve ta�tan bir kemerdi, y�ksek ve beyazd� ve kilit ta�� �zerinde
k�vr�ml� bir �izgi ile ikiye b�l�nm�, bir yan� p�r�zs�z, bir yan� p�r�zl� bir
�ember vard�. A��kl�k g�lgeliydi.
Bir an herkes sessizlik i�inde bakarak durdu. Sonra Moiraine sa�-lar�ndaki �elengi
��kard� ve nazik�e kemerin yan�ndaki koyun eri�i a�ac�n�n dal�na ast�. Kad�n�n
hareketi konu�malar� yine ba�latt�.
"Orada m�?" diye sordu Nynaeve. "Bulmak i�in geldi�imiz �ey orada m�?"
"Ya�am A�ac�'n� ger�ekten g�rmek isterdim," dedi Mat, bak�lar�n� tepelerindeki
ikiye b�l�nm� �emberden ay�rmadan. "O kadar bekleyebiliriz, de�il mi?"
Ye�il Adam Rand'a tuhaf bir bak� f�rlatt�, sonra ba��n� iki yana sallad�.
"Avendesora burada de�il. �ki bin y�ld�r nazik olmayan dallar�n�n alt�nda
dinlenmedim."
"Buraya gelme sebebimiz Ya�am A�ac� de�il," dedi Moiraine kararl�l�kla. Kemere
i�aret etti. "Oradaki."
"Sizinle i�eri girmeyece�im," dedi Ye�il Adam. �evresindeki kelebekler heyecan�n�
payla��r gibi ��rp�nd�. "Uzun, �ok uzun zaman �nce onu korumakla g�revlendirildim,
ama �ok yak�n�na gitmek beni huzursuz ediyor. ��z�ld���m� hissediyorum; sonum bir
�ekilde onunla ba�lant�l�. Onun yap�l��n� hat�rl�yorum. Bir k�sm�n�." F�nd�k
g�zleri an�lar�n i�inde kaybolarak dalg�nla�t�. Yaras�n� elledi. "D�nyan�n
K�r�l��'n�n ilk g�nleriydi, Karanl�k Varl�k'a kar�� elde edilen zafer kar��s�nda
duyulan co�ku, her �eyin G�lge'nin a��rl��� alt�nda ezile-bilece�i bilgisi ile
ac�la�m�t�. Y�z tanesi yapt� onu, erkek ve kad�n bir arada. Aes Sedai i�lerinin en
b�y�kleri bu �ekilde yap�lm�t�r, sa-idin ile saidar� Ger�ek Kaynak'ta oldu�u gibi
birle�tirerek. D�nya �evrelerinde par�alan�rken onu saf k�lmak i�in hepsi �ld�.
�leceklerini bildiklerinden, ihtiya� do�arsa onu korumam i�in beni
g�revlendirdiler. Ben bunun i�in yarat�lmam�t�m, ama her �ey par�alan�yordu ve
onlar yaln�zd�, ellerinde benden ba�ka hi� kimse yoktu. Ben
Z62
ROBERTJORDAN
bunun i�in yarat�lmam�t�m, ama bana duyduklar� inanc� bo�a ��karmad�m. Kendi
kendine kafas�n� sallayarak, a�a��ya, Moiraine'e do�ru bakt�. "�htiya� duyulana dek
inanc� korudum. Ve �imdi sona eriyor."
"�nanc�, sana bu g�revi veren bizlerin �o�undan daha iyi korudun," dedi Aes Sedai.
"Belki korktu�un kadar k�t� olmaz."
Yaral�, yaprakl� kafa yava��a bir yandan �tekine salland�. "Son geldi�i zaman
anlar�m, Aes Sedai. Bunlar�n yeti�ebilece�i ba�ka bir yer bulaca��m." F�nd�k
kahverengisi g�zler, h�z�nle ye�il orman� tarad�. "Belki bir ba�ka yer. D�ar�
��kt���n�zda, zaman olursa sizi yine g�rece�im." Bunun �zerine kelebekler i�inde
uzakla�t�, orman�n i�inde Lan'in pelerininin becerdi�inden daha kolay kayboldu.
"Bu ne anlama geliyor?" diye sordu Mat. "Zaman olursa?"
"Gelin," dedi Moiraine. Ve kemerden i�eri ad�m att�. Lan ard�ndan takip etti.
Rand arkalar�ndan giderken ne bekledi�inden emin de�ildi. Kollar�ndaki ve
ensesindeki t�yler huzursuzca dikildi. Ama bu yaln�zca bir koridordu, cilal�
duvarlar yukar�da bir kemer gibi kubbeleniyor, nazik�e a�a�� k�vr�l�yordu. Loial
i�in yeterinden fazla yer vard�; Ye�il Adam'a bile yeterdi. G�ze cilal� ta� gibi
gelen p�r�zs�z zemin bir �ekilde kaygan de�ildi. Eksiz, beyaz duvarlar tarif
edilemez renklerden say�s�z benek ile parl�yor, g�ne� ���� ile ayd�nlanan kemer
arkadaki bir d�neme�te kaybolduktan sonra bile yumu�ak bir ��k vermeye devam
ediyordu. Rand, ����n do�al olmad���ndan emindi, ama ayn� zamanda uysal oldu�unu
hissediyordu. O zaman neden derin kar�ncalan�yor? Y�r�d�k�e a�a��ya indiler.
"�te," dedi Moiraine sonunda, i�aret ederek. "�leride."
Ve koridor, engin, kubbeli bir bo�lu�a a��ld�. Tavandaki kaba, canl� kayalar
b�y�yen kristallerden k�melerle benek benekti. Alt�nda, t�m ma�ara bir havuzla
doluydu. Havuzun �evresinde, yakla��k be� ad�m geni�li�inde bir y�r�me yolu vard�.
Bir g�z gibi oval �ekilli olan havuzun kenar� al�ak d�z kristallerden bir �er�eve
ile �evrilmi�ti, Kristaller donuk, ama yukar�dakinden daha �iddetli bir ��kla
parl�yordu. Havuzun y�zeyi cam gibi p�r�zs�z, Bade�ay Suyu kadar berrakt�. Rand,
g�zlerinin onu sonsuzlu�a kadar delebilece�ini hissediyordu, ama dibini
g�remiyordu.
D�NYANIN G�Z� TM.
"D�nyan�n G�z�," dedi Moiraine yumu�ak sesle arkas�ndan.
�a�k�nl�k i�inde �evresine bak�nd���nda, yap�ld��� zamandan bu yana, kimsenin
gelmedi�i �� bin y�l�n etkisini g�sterdi�ini fark etti. Kubbedeki kristallerin
hepsi ayn� �iddetle parlam�yordu. Baz�lar� g��l�, baz�lar� zay�ft�; baz�lar�
��ld�yor, di�erleri tutsak ettikleri ��kla k�-v�lc�mlan�yordu. Hepsi parlasayd�,
kubbe g�nd�z ���� ile dolard�, ama kristaller �imdi yaln�zca ak�am�n ge� saatleri
gibi ayd�nl�k veriyordu. Y�r�me yolu toz, ta�, hatta kristal par�alar� ile
kapl�yd�. �ark d�nerken ve ufalarken, bekleyi�le ge�en uzun y�llar.
"Ama nedir bu?" diye sordu Mat huzursuzca. "Benim g�rd���m sulara hi� benzemiyor."
Kenardan a�a��ya yumruk b�y�kl���nde bir ta� par�as� tekmeledi. "Bu..."
Ta� cam gibi y�zeye �arpt� ve tek bir su damlas� s��ratmadan, tek bir dalga
yaratamadan havuzun i�ine kay�p gitti. Ta� batarken �i�meye, b�y�meye ve seyrelmeye
ba�lad�. Sonra Rand'�n neredeyse i�ini g�rebildi�i, ba�� kadar iri bir yumru oldu,
sonra kolu kadar uzun hafif bir bulan�kl�k. Sonra yok oldu. Rand derisinin
�zerinden ka��p gidece�ini sand�.
"Bu nedir?" diye sordu ve kendi sesinin bo�uk sertli�i kar��s�nda �ok ge�irdi.
"Saidin'in �z� denebilir." Aes Sedai'nin s�zleri kubbede yank�land�. "Ger�ek
Kaynak'm eril yar�s�n�n �z�, Delilik Zaman�'ndan �nce erkeklerin kulland��� G��'�n
saf �z�. Karanl�k Varl�k'�n zindan�n�n m�h�rlerini tamir etme ya da tamamen k�r�p
a�ma G�c�."
"I��k �zerimizde parlas�n ve bizi korusun," diye f�s�ldad� Nynaeve. Egwene,
Hikmet'in arkas�nda saklanmaya �al��rm� gibi ona tutundu. Lan bile huzursuzca
k�p�rdand�, ama g�zlerinde �a�k�nl�k yoktu.
Rand'�n s�rt�na ta� �arpt� ve duvara kadar, D�nyan�n G�z�'nden elinden geldi�ince
�ok geriledi�ini fark etti. Elinden gelse kayalar�n i�inden ge�erdi. Mat de duvara
d�md�z yap�m�t�. Perrin baltas�n� yar�ya kadar �ekmi�, havuza bak�yordu. G�zleri
sar� sar�, �iddetle parl�yordu.
"Hep merak etmi�imdir," dedi Loial huzursuzca. "Bu konuda okurken, hep ne oldu�unu
merak ederdim. Neden? Neden yapt�lar? Ve nas�l?"
Z64
ROBERTJORDAN
"Ya�ayan kimse bilmiyor." Moiraine art�k havuza bakm�yordu. Rand ve iki arkada��n�
izliyor, onlar� inceliyor, tart�yordu. "Ne nas�l oldu�unu, ne de neden oldu�unu.
Yaln�zca bir g�n ihtiya� duyulaca��n� ve o ihtiyac�n �ok b�y�k olaca��n�, d�nyan�n
o zamana kadar kar�� kar��ya kald��� en b�y�k ihtiya� olaca��n� biliyorum. Belki
bir daha y�z y�ze gelmeyece�i kadar b�y�k.
"Tar Valon'dan �ok ki�i, bu G��'�n nas�l kullan�laca��n� bulmaya �al�t�, ama
kad�nlar i�in, aydaki bir kedi kadar dokunulmaz. Yaln�zca bir adam onu
y�nlendirebilir, ama son erkek Aes Sedai yok olal� neredeyse �� bin y�l oldu. Ama
onlar�n g�rd��� ihtiya� muazzam bir ihtiya�t�. Onu yapmak i�in Karanl�k Varl�k'�n
lekesinin i�inde �al�t�lar, bunu yapman�n onlar� �ld�rece�ini bile bile onu saf
k�ld�lar. Erkek ve kad�n Aes Sedailer birlikte. Ye�il Adam do�ruyu s�yledi.
Efsaneler �a��'n�n en b�y�k harikalar� bu �ekilde yap�ld�, saidin ve sa-idar bir
arada �al�arak. Tar Valon'daki kad�nlar�n t�m�, t�m saray-lardaki ve �ehirlerdeki
Aes Sedailer, hatta K�ra�lar'�n �tesindekiler ve Aryth Okyanusu'nun �tesinde h�l�
ya��yor olabilecekler bir araya gelse, yanlar�nda �al�an erkekler olmadan bir
ka���� G�� ile doldu-ramaz."
Rand'�n bo�az� ���l�klar atm� gibi h�r�ld�yordu. "Neden bizi buraya getirdin?"
"��nk� siz ta 'verensiniz." Aes Sedai'nin y�z� okunamazd�. G�zleri par�ld�yor,
Rand'� �eki�tiriyor gibiydi. "��nk� Karanl�k Varl�k'�n darbesi buraya inecek, ��nk�
o darbe kar��lanmal� ve durdurulmal�, aksi halde G�lge d�nyay� kaplayacak. Bundan
daha b�y�k ihtiya� olamaz. Hen�z zaman varken yine g�n ����na ��kal�m." Takip edip
etmediklerini g�rmek i�in beklemeden Lan ile birlikte koridorda y�r�meye ba�lad�.
Muhaf�z'�n ad�mlar� belki her zamankinden biraz daha tela�l�yd�. Egwene ve Nynaeve
arkas�ndan seyirtti.
Rand duvar boyunca s�r�nd� �o havuza bir ad�m daha yakla�a-m�yordu- Mat ve Perrin
ile bir arada, koridorda h�zla y�r�d�. Egwe-ne ve Nynaeve'i, Moiraine ve Lan'i ezme
tehlikesi olmasa ko�ard�. D�ar� ��kt���nda bile titremeye devam etti.
"Bundan ho�lanmad�m, Moiraine," dedi Nynaeve �fkeyle, g�ne� bir kez daha �stlerinde
parlarken. "Tehlikenin s�yledi�in kadar b�-
D�NYANIN G�Z�
261
y�k oldu�una inan�yorum, aksi halde burada olmazd�m, ama bu..."
"Sonunda seni buldum."
Rand boynuna dolanm� bir halat �ekilmi� gibi irkildi. S�zc�kler, ses... bir an
Ba'alzamon oldu�unu sand�. Ama a�a�lar�n aras�ndan ��kan, y�zleri ba�l�klar� ile
gizlenmi� iki adam kuru kan rengi pelerinler giymemi�ti. Birisinin pelerini koyu
griydi, di�erininki neredeyse koyu ye�il, ama a��k havada bile k�fl� gibi
geliyordu. Ve adamlar Soluk de�ildiler; r�zgar pelerinlerini dalgaland�r�yordu.
"Siz kimsiniz?" Lan'in duru�u ihtiyatl�yd�, elini k�l�c�n�n kabzas�na koymu�tu.
"Buraya nas�l geldiniz? Ye�il Adam'� ar�yorsan�z..."
"Bize o yol g�sterdi." Mat'e i�aret eden el ya�l� ve buru�uktu, insan eli demek
g��t�, bir t�rna�� yoktu ve halattaki d���mler gibi bo�um bo�umdu. Mat g�zleri
irile�erek geriledi. "Eski bir �ey, eski bir dost ve eski bir d�man. Ama arad���m�z
o de�il," diye bitirdi ye�il pelerinli adam. Di�er adam hi� konu�mayacakm� gibi
duruyordu.
Moiraine dimdik do�ruldu, oradaki hi�bir adam�n omuzlar�n� a�m�yordu, ama aniden
tepeler kadar y�ksek g�r�nm�t�. Sesi bir �an gibi ��nlayarak sordu: "Siz kimsiniz?"
Adamlar�n elleri ba�l�klar� geri itti ve Rand'�n g�zleri yuvalar�ndan f�rlayacak
gibi oldu. Ya�l� adam ya�l�dan da ya�l�yd�; yan�nda Cenn Buie sa�l���n�n zirvesinde
bir �ocuk gibi g�r�n�rd�. Y�z�ndeki deri bir kafatas�n�n �zerine s�k� s�k�
gerilmi�, sonra biraz daha gerilmi� ��lg�n bir par��men gibiydi. Kabuk kabuk olmu�
kafatas�n�n �zerinde, ince, k�r�lgan sa�lar tuhaf yerlerde duruyordu. Kulaklar�
buru�mu�, �ok eski deri par�alar� gibiydi; g�zleri ��km�t�, kafas�n�n i�inden,
t�nellerin �b�r ucundan bakar gibi bak�yordu. Ama di�eri daha k�t�yd�. Onun kafas�
ve y�z� tamamen siyah deriden gergin bir maske ile kapl�yd� ve �n taraf� m�kemmel
bir y�z bi�iminde yap�lm�t�, ��lg�nca, vah�ice kahkahalar atan, sonsuza dek donmu�
gen� bir adam�n y�z�. Di�eri y�z�n� g�sterdi�ine g�re, o ne sakl�yor? Sonra
kafas�nda d��nceler bile dondu, toza d�n�t� ve u�up gitti.
"Benim ad�m Aginor," dedi ya�l� adam. "Ve o da Balthamel. Art�k diliyle konu�muyor.
�ark �� bin y�ll�k tutsakl�k boyunca olduk�a ince ���t�yor." ��km� g�zleri kemere
kayd�; Balthamel i�eriye girmek ister gibi maskesinin g�zlerini beyaz ta�tan
a��kl��a dikerek �ne
766
ROBERTJORDAN
e�ildi. "Onsuz onca zaman," dedi Aginor yumu�ak sesle. "Onca zaman."
"I��k bizi korusun..." diye ba�lad� Loial sesi titreyerek ve Aginqr ona bakt���
zaman aniden sustu.
"Terkedilmi�ler," dedi Mat bo�uk bir sesle, "Shayol Ghul'de tutsak edilmi�tir..."
"Edilmi�ti." Aginor g�l�msedi; sararm� di�leri k�pek di�i gibi sivri g�r�n�yordu.
"Baz�lar�m�z art�k tutsak de�il. M�h�rler zay�fl�yor, Aes Sedai. Ishamael gibi bir
kez daha d�nyada y�r�yece�iz ve k�sa zaman sonra kalan�m�z da gelecek. Tutsakl���m
s�ras�nda bu d�nyaya �ok yak�nd�m, ben ve Balthamel, �ark'�n ���tmesine �ok yak�n,
ama k�sa s�re sonra Karanl���n Y�ce Efendisi serbest kalacak, bize yeni et verecek
ve d�nya bir kez daha bizim olacak. Bu sefer bir Lews Therin Karde�katili'niz de
olmayacak. Sizi kurtaracak bir Sabah�n Efendisi olmayacak. Art�k arad���m�z�n kim
oldu�unu biliyoruz ve art�k kalan�n�za ihtiya� yok."
Lan'in k�l�c� k�n�ndan �yle h�zl� f�rlad� ki, Rand takip edemedi. Ama Muhaf�z
Moiraine'e ve Nynaeve'e bakarak teredd�t etti. �ki kad�n birbirlerinden ayr�
duruyordu; herhangi biri ile Terkedilmi�lerin aras�na girmesi, di�erinden uzak
kalmas� anlam�na gelecekti. Teredd�t yaln�zca bir y�rek at�m� kadar s�rd�, ama
Muhaf�z'�n ayaklan hareket ederken Aginor elini kald�rd�. Bu k���mseme dolu bir
jestti, bir sine�i kovarm� gibi bo�um bo�um parmaklar�n sallanmas�. Muhaf�z dev bir
yumruk �arpm� gibi geri geri u�tu, Donuk bir g�mleme ile ta� kemere �arpt�, bir an
orada as�l� kald�, sonra k�l�c� uzatt��� elinin yak�n�na d�t� ve Lan gev�ek bir
y���n halinde y���l�p kald�.
"HAYIR!" diye ���l�k att� Nynaeve.
"K�p�rdama!" diye emretti Moiraine, ama hi� kimse k�p�rdayama-dan Hikmet'in han�eri
kemerinden ��km�t� ve �imdi k���k han�erini kald�rm�, Terkedilmi�lere do�ru
ko�uyordu.
"I��k seni k�r etsin," diye ba��rarak han�erini Aginor'un g��s�ne indirdi.
Di�er Yaln�z bir engerek gibi hareket etti. Gen� kad�n�n darbesi hen�z inerken
Balthamel'in deri eldivenli eli uzan�p onun yana��n� kavrad�, parmaklar� bir
yana��na, ba�parma�� di�erine g�m�ld�, ba-
D�NYANIN G�Z�

s�n�lar� ile kan ��kard�, eti solgun ��k�nt�lar halinde kabartt�. Nynaeve,
k�rba�lanm� gibi ba�tan aya�a sars�ld�. Balthamel onu kald�r�rken, deri maske
kad�n�n h�l� titreyen y�z�ne bakmak i�in yakla�t�r�rken han�eri faydas�zca elinden
d�t�. Ayak parmaklar� yerin bir ayak �st�nde seyirdi; sa�lar�ndan �i�ekler
ya��yordu.
"Etin verdi�i zevkleri neredeyse unutmu�tum." Aginor'un dili kuru dudaklar�n�
yalad�, deri �zerinde gezinen ta� gibi bir ses ��kard�. "Ama Balthamel �ok �ey
hat�rl�yor." Maskenin kahkahas� gittik�e ��l-g�nla�t�, Nynaeve'in a�z�ndan ��kan
feryat, gen� kad�n�n canl� y�re�inden y�rt�lan �aresizlik gibi Rand'�n kulaklar�n�
yakt�.
Egwene aniden harekete ge�ti ve Rand k�z�n Nynaeve'e yard�m edece�ini anlad�.
"Egwene, hay�r!" diye ba��rd�, ama k�z durmad�. Rand'�n eli Nynaeve'in hayk�r�� ile
k�l�c�na gitmi�ti, ama onu b�rakt� ve kendini Egwene'in �zerine att�. K�z ���nc�
ad�m�n� atamadan ona �arpt�, ikisini birden yere y�kt�. Egwene inleyerek alt�nda
yere d�t�, hemen aya�a kalkmak i�in k�vranmaya ba�lad�.
Rand, di�erlerinin de harekete ge�ti�ini fark etti. Perrin baltas�n� elinde
�eviriyor, g�zleri alt�n bir par�lt� ile, �iddetle parl�yordu. "Hikmet!" diye uludu
Mat. Shadar Logoth'dan gelen han�er elindeydi.
"Hay�r!" diye seslendi Rand. "Terkedilmi�lerle sava�amazs�n�z!" Ama onlar i�itmemi�
gibi, g�zlerini Nynaeve ve iki Yaln�z'a �evirerek yan�ndan ge�tiler.
Aginor kay�ts�zca onlara bakt�... ve g�l�msedi.
Rand tepesindeki havan�n bir devin k�rbac� gibi saklad���n� hissetti.
Terkedilmi�ler ile aralar�ndaki mesafenin yar�s�n� a�m� olan Mat ve Perrin duvara
�arpm� gibi durdular ve geriye s��ray�p yere devrildiler.
"G�zel," dedi Aginor. "Sizin i�in en uygun yer. Bize tap�n�rken kendinizi gere�ince
al�altmay� ��renirseniz ya�aman�za izin verebilirim."
Rand tela�la aya�a kalkt�. Belki Terkedilmi�lerle sava�amazd� �hi�bir s�radan insan
yapamazd� bunu� ama �nlerinde yaltaklanarak s�r�nd���ne inanmalar�na da izin
vermeyecekti. Egwene'in kalkmas�na yard�m etmeye �al�t�, ama k�z ellerine vurdu ve
tek ba��na kalk�p �fkeyle elbisesini silkelemeye ba�lad�. Mat ve Perrin de inatla,
768
ROBERTJORDAN
sendeleyerek do�rulmu�lard�.
"Ya�amak istiyorsan�z," dedi Aginor, "��reneceksiniz. Art�k ihtiya� duydu�um �eyi
buldu�uma g�re" -g�zleri ta� kemere gitti- "size ders vermek i�in zaman
ay�rabilirim."
"Buna izin vermeyece�im!" Ye�il Adam, kadim bir me�eye �arpan y�ld�r�m sesi gibi
bir sesle a�a�lar�n aras�nda belirdi. "Siz buraya ait de�ilsiniz!"
Aginor, ona k�sa, k���mseme dolu bir bak� f�rlatt�. "Defol! Senin zaman�n ge�ti,
senin t�r�nden olan herkes uzun zaman �nce toza d�nd�. Sana kalan �mr� ya�a ve
dikkatimize lay�k olmad���n i�in memnun ol."
"Buras� benim mekan�m," dedi Ye�il Adam, "ve burada hi�bir canl� varl���
incitemeyeceksiniz."
Balthamel Nynaeve'i pa�avra gibi kenara f�rlatt�. Gen� kad�n g�zleri iri iri
a��lm�, t�m kemikleri erimi�cesine gev�ek, bir pa�avra gibi yere d�t�. Bir deri
kapl� el kalkt� ve Ye�il Adam bedenine dolanm� sarma��klardan duman y�kselirken
k�kredi. A�a�lar�n aras�nda esen r�zgarda ac�s� yank�nland�.
Aginor, Ye�il Adam'�n i�i bitmi� gibi Rand ve di�erlerine d�nd�, ama uzun bir
ad�mdan sonra dev, yaprakl� kollar Balthamel'e doland�, onu y�kse�e kald�rd� ve
kal�n sarma��klardan bir g���se bast�rarak ezdi. Siyah deri maske �fkeyle kararm�
f�nd�k g�zlere kahkahalar att�. Balthamel'in kollan y�lan gibi k�vrand�, eldivenli
elleri kopa-rabilecekmi� gibi Ye�il Adam'�n kafas�n� kavrad�. O ellerin dokundu�u
yerden alevler f�k�rd�, sarma��klar kurudu, yapraklar d�k�ld�. Ye�il Adam,
bedenindeki sarma��klardan yo�un, siyah bir duman y�kselirken ba��rd�. T�m varl���
a�z�ndan f�k�ran dumanlarla birlikte u�up gidiyorm� gibi k�kredi, k�kredi.
Balthamel aniden Ye�il Adam'�n kollar�nda sars�ld�. Yaln�z'�n eli onu tutmak yerine
ittirmeye �al�t�. Eldivenli ellerden biri savruldu... ve minik bir sarma��k siyah
deriyi delip ge�ti. Orman�n derin g�lgelerinin i�inde, a�a�lar� �evreleyenlere
benzer mantarlar kollar�n� sard�, hi� yoktan f�k�r�p t�m boyunu kaplad�. Balthamel
k�vrand� ve bir koku�mu�otu filizi maskesini y�rtt�, likenler k�klerini hat�rd�lar,
y�z�ndeki deri maskede minik �atlaklar a�t�lar, �l�m�n-kafas� mantar-
D�NYANIN G�Z�
769
lan a�z� y�rt�p ge�tiler.
Ye�il Adam Yaln�z'� yere f�rlatt�. Karanl�k yerlerde yeti�en �eyler, sporlarla
�reyen, rutubeti seven �eyler �i�er, b�y�r, giysilerini, derisini ve etini lime
lime par�alarken -o k�sa ye�il �fke an�nda g�r�nen �ey et miydi ger�ekten?-
Balthamel k�vrand�, sars�ld� ve sonunda ondan geriye, ye�il ormandaki di�er
t�mseklerden ay�rt edilemeyen, t�pk� onlar gibi k�p�rt�s�z bir t�msek kald�.
Ye�il Adam a��r� y�klenmi� bir dal gibi inleyerek yere y�k�ld�. Kafas�n�n yar�s�
k�m�rle�mi�ti. Bedeninden gri sarma��klar gibi duman iplik�ikleri y�kseliyordu.
Nazik�e bir me�e palamudunu avu�larken, yan�k yapraklar kollar�ndan d�k�ld�.
Parmaklar�n�n aras�ndan bir me�e filizi f�k�r�rken toprak g�rleme-ye ba�lad�. Ye�il
Adam'�n ba�� yere d�t�, ama filiz zorlanarak g�ne�e uzand�. K�kler ��kt�,
kal�nla�t�, yerin alt�na g�m�ld�, tekrar y�kseldi, derine batt�k�a kal�nla�t�.
G�vde geni�ledi, yukar�ya uzand�, kabuk grile�ti, �atlaklar olu�tu, kadim bir
g�r�nt� kazand�. Dallar yay�ld�, a��rla�t�, insan kolu kadar, insan g�vdesi kadar
irile�ti ve ye�il yapraklarla dolu, me�e palamutlar� ile a��rla�arak g�ky�z�n�
ok�amak i�in y�kseldi. Dev k�klerin olu�turdu�u a� yay�l�rken topra�� saban gibi
alt�st etti; �imdiden devle�mi� g�vde titredi, daha da geni�ledi, bir ev kadar
kal�n oldu. Sonra sessizlik ��kt�. Ye�il Adam'�n yatt��� yeri be� y�z ya��nda gibi
g�r�nen bir me�e kaplam�, bir efsanenin mezar�n� i�aretlemi�ti. Nynaeve, ona g�re
�ekil alm�, �zerinde dinlenebilece�i bir yatak olu�turmu� bo�um bo�um k�klerin
�zerinde uzan�yordu. Me�enin dallar�n�n aras�nda r�zgar i�ini �ekti; bir elveda
m�r�ldan�r gibi geldi.
Aginor bile sersemlemi� g�r�n�yordu. Sonra, ma�ara g�zleri nefret ile yanarak
ba��n� kald�rd�. "Yeter! Bu i�i bitirme zaman� geldi de ge�ti bile!"
"Evet, Yaln�z," dedi Moiraine, sesi k� ortas� buzu kadar so�uk. "Geldi de ge�ti
bile!"
Aes Sedai'nin eli y�kseldi ve Aginor'un ayaklar�n�n alt�ndaki zemin ��kt�.
Bo�luktan alevler k�kredi, her y�nden uluyan r�zgarla alazland�, ate�in i�ine
yapraklardan bir anafor emdi ve saf �s�dan, k�rm�z� �izgili, sar� bir pelte gibi
kat�la�m� g�r�nd�. Aginor ortas�nda,
ZZ�
ROBERTJORDAN
ayaklar�n�n alt�nda havadan ba�ka bir �ey olmadan duruyordu. Yaln�z �a��rm�
g�r�n�yordu, ama sonra g�l�msedi ve �ne bir ad�m att�. Bu, ate� onu yerine
yap�t�rm� gibi a��r bir ad�md�, ama ad�m�n� att�, sonra bir tane daha att�.
"Ka��n!" diye emretti Moiraine. Y�z� gerginlik ile bembeyaz olmu�tu. "Hepiniz,
ka��n!" Aginor havada, alevlerin kenar�na do�ru ad�m att�.
Rand di�erlerinin harekete ge�ti�ini, Mat ve Perrin'in yerlerinden f�rlad�klar�n�,
Loial'�n uzun bacaklar�n�n onu a�a�lar�n aras�na ta��d���n� fark etti, ama onun tek
g�rebildi�i Egwene idi. K�z yerinde kaskat� kesilmi�, y�z� solgun, g�zleri kapal�,
duruyordu. Rand onu yerinde tutan�n korku olmad���n� fark etti. Zay�f, e�itimsiz
G��'�n� Yal-n�z'a kar�� kullanmaya �al��yordu.
Rand kabaca k�z�n kolunu yakalad� ve kendine �evirdi. "Ka�!" diye ba��rd� ona.
K�z�n g�zleri a��ld�, i�ine kar�t��� i�in �fke dolu, Aginor i�in nefret ve korku
dolu, Rand'a dikildi. "Ka�," dedi Rand, k�z� ko�turabilmek i�in h�zla a�a�lara
do�ru iterek. "Ka�!" K�z bir kez ko�maya ba�lay�nca, devam etti.
Ama Aginor'un kurumu� y�z� ona, arkas�nda ko�an Egwene'e d�nm�t�. Sanki Yaln�z
alevler i�inde y�r�rken, Aes Sedai'nin ne yapt���n�n hi� �nemi yoktu. Egwene'e
y�r�yordu.
"O olmaz!" diye ba��rd� Rand. "I��k seni kavursun, o olmaz!" Bir ta� kapt� ve
Aginor'un dikkatini �ekmeye niyetlenerek f�rlatt�. Yal-n�z'�n y�z�ne varmadan ta�
toza d�n�t�.
Rand bir an teredd�t etti, omzunun �zerinden bak�p, Egwene'in a�a�lar�n aras�na
sakland���n� g�recek kadar. Alevler Aginor'u �evrelemeye devam ediyordu, pelerini
t�tmeye ba�lam�t�, ama o bol bol zaman� varm� gibi y�r�meye devam ediyordu ve
ate�in kenar�na yakla�m�t�. Rand d�nd� ve ko�maya ba�lad�. Arkas�nda, Moiraine'in
���l�klar�n� duydu.
51
G�LGE'YE KAR�I
Rand ko�arken zemin y�kselmeye ba�lad�, ama korku bacaklar�na g�� vermi�ti ve
�i�eklenen �al�lar�n, yabang�l� sarma��klar�n�n aras�ndan ge�erek, ta� yapraklar�n�
sa�arak, dikenlerin giysilerini ve derisini y�rtmas�na ald�rmadan uzun ad�mlarla
ko�maya devam etti. Moiraine art�k ���l�k atm�yordu. Sanki ���l�klar sonsuza dek
devam etmi�ti, her biri bir �ncekinden daha g�rtlak paralay�c�yd�, ama Rand
yaln�zca birka� dakika s�rd���n� biliyordu. Aginor onun pe�ine d�meden �nce, birka�
dakika. Rand Aginor'un kendisini takip edece�ini biliyordu. Yalmz'�n bo�
g�zlerinde, deh�et ayaklar�n� ko�maya zorlamadan �nceki saniyede kendinden eminli�i
g�rm�t�.
Arazi gittik�e dikle�ti, ama Rand �al�lara tutunarak ko�maya devam etti. Ta�lar,
toprak, yapraklar ayaklar�n�n alt�nda yama�tan a�a�� ya�d�, sonunda zemin �ok
dikle�ince elleri ve dizleri �zerinde emeklemeye ba�lad�. �leride, yukar�da zemin
biraz d�zeliyordu. Nefes nefese son birka� ad�m� a�t�, aya�a kalkt� ve y�ksek sesle
ulumay� arzulayarak durdu.
On ad�m �tesinde tepe dimdik al�al�yordu. Oraya varmadan ne g�rece�ini biliyordu,
ama yine de her biri bir �ncekinden daha a��r, bir yol, bir patika, herhangi bir
�ey bulmay� umarak o ad�mlar� a�t�. Kenarda dik, otuz metrelik bir u�uruma,
rendelenmi� ah�ap gibi p�r�zs�z, ta� bir duvara bakt�.
Bir yol olmal�. Geri d�n�p bir yol bulaca��m. Geri d�n�p...
D�nd��� zaman Aginor oradayd�, zirveye yeni ula�m�t�. Yaln�z g��l�k �ekmeden, dik
yama�ta d�z zeminmi� gibi rahatl�kla y�r�ye-
ZZ2
ROBERTJORDAN
rek tepeye ��kt�. Derine g�m�lm� g�zleri o gergin par��men y�zden, yakarcas�na
Rand'a bakt�; bir �ekilde �ncekinden daha az kuru g�r�n�yordu, daha etliydi, sanki
Aginor bir �eyle iyice beslenmi� gibiydi.
"Ba'alzamon seni Shayol Ghul'e getirenlere �l�ml�lerin hayallerinin �tesinde
�d�ller verecek. Ama benim hayallerim hep di�er adamlar�n �tesinde olmu�tur ve
�l�ml�l��� biny�Uar �nce geride b�rakt�m. Karanl���n Y�ce Efendisi'ne canl� ya da
�l� hizmet etmenin ne fark� var? G�lge'nin s�n�rlar�n�n i�inde hi�. Neden g�c�
seninle payla�ay�m? Neden �n�nde diz cokeyim? Lews Therin Telamon'la Hizmetkarlar
Salonu'nda y�zle�en ben. Sabah�n Efendisi'ne t�m kudretimle sald�ran ve onun her
darbesine darbeyle kar��l�k veren ben. Hi� sanm�yorum."
Rand'�n a�z� toz gibi kurudu; dili Aginor kadar b�z�lm� gibi geldi. U�urumun kenar�
topuklar�n�n alt�nda g�c�rdad�, ta�lar a�a��ya d�k�ld�. Rand arkas�na bakmaya
cesaret edemiyordu, ama ta�lar�n dik duvarda, iki santim daha gerilerse kendi
bedeninin s��rayaca�� gibi s��rad���n� i�itti. Yaln�z'dan uzakla�makta, gerilemekte
oldu�unu ilk kez fark etti. Derisi �rpermeye ba�lad�, �yle ki bak�lar�n� Yaln�z'dan
alabilirse, bakarsa k�p�rdad���n� g�rece�ini sand�. Ondan kurtulman�n bir yolu
olmal�. Ka�man�n bir yolu! Olmak zorunda! Bir yol!
Aniden bir �ey hissetti, g�rd�, ama asl�nda orada olmad���n� biliyordu. Aginor'un
arkas�nda bir halat uzan�yordu. En saf bulutlar�n aras�ndan g�r�len g�ne� gibi
beyaz, bir demircinin kolundan kal�nd� ve Yaln�z'� bili� �tesindeki, uzak bir �eye,
Rand'dan bir kol uzakta bir �eye ba�l�yordu. Halat y�rek gibi at�yordu ve her at�ta
Aginor g��leniyor, etleniyor, Rand kadar uzun boylu ve g��l�, Muhaf�z'dan daha
sert, Afet'ten daha �l�mc�l bir adam oluyordu. Ama o halat�n yan�nda Yaln�z yok
gibiydi. Her �ey halatt�. M�r�ldan�yordu. �ark� s�yl�yordu. Rand'�n ruhunu
�a��r�yordu. Parlak bir uzant� y�kseldi, s�z�ld�, Rand'a dokundu ve o inledi. ��ini
��k doldurdu, yakmas� gereken �s� kemiklerindeki mezar so�uklu�unu giderir gibi
�s�tt�. Uzant� kal�nla�t�. Uzakla�mak zorunday�m!
"Hay�r!" diye hayk�rd� Aginor. "Sen alamazs�n! Hepsi benim!"
Ne Rand, ne Yaln�z k�p�rdad�, ama tozun i�inde yuvarlan�yormu�
D�NYANIN G�Z� 7Z�
gibi m�cadele ettiler. Aginor'un art�k kurumu� g�r�nmeyen, ya�l� g�r�nmeyen, en iyi
y�llar�n� ya�ayan g��l� bir adam�n y�z� gibi g�r�nen y�z�nde ter damlalar�
boncukland�. Rand halat�n at�� ile, d�nyan�n y�rek at�� ile bir oldu. Varl���n�
doldurdu. I��k zihnini doldurdu, ta ki onun benli�i i�in yaln�zca tek bir k�e
kalana kadar. Rand o k�enin �evresini bo�lukla sard�; bo�lu�un i�ine s���nd�.
Uza�a!
'Benim!" diye hayk�rd� Aginor. "Benim!"
Rafid'�n i�i �s�nd�, g�ne�in s�cakl���, g�ne�in parlakl���, patlayan, korkuA� bir
��k, bir I��k parlakl��� ile. Uza�a!
"Benim!" Aginor'un a�z�ndan alevler f�k�rd�, g�zlerinden ate�ten m�zraklar gibi
f�rlad� ve o ���l�k att�.
Uza�a!
Ve Rand art�k tepede de�ildi. Onu dolduran I��k ile titriyordu. Zihni �al�m�yordu;
��k ve �s� onu k�r etmi�ti. I��k. Bo�lu�un ortas�nda, I��k onu k�rle�tirmi�, hu�u
ile sersemletmi�ti.
Geni� bir da� ge�idinde duruyordu, Karanl�k Varl�k'�n di�leri gibi �entikli
tepelerle �evrelenmi�ti. Bu ger�ekti; oradayd�. �izmelerinin alt�ndaki kayalar�;
y�z�ndeki buz gibi esintiyi hissetti.
�evresinde sava� vard�, ya da sava��n kendisine yak�n duran ucu. Z�rhl� atlar�n
�zerindeki z�rhl� adamlar, parlak �elikleri tozlanm�, bir ucu sivri baltalar�n� ve
t�rpan gibi k�l��lar�n� savuran Trolloclara sald�r�yorlard�. Atlar� �lm� baz�
adamlar yerde sava��yordu, binicileri �lm� atlar bo� eyerlerle sava��n i�inde
ko�turuyorlard�. Soluklar hepsinin aras�nda dolan�yor, siyah binekleri nas�l
ko�arsa ko�sun gece siyah� pelerinleri k�p�rdam�yor, ��k yiyen k�l��lar�n�
savurduklar� zaman insanlar �l�yordu. Sesler Rand'�n �zerine �ullan�yor, onu
bo�az�ndan yakalayan tuhafl�ktan yans�yordu. �eli�e �arpan �elik, insanlar�n ve
�abalayan Trolloclar�n nefesleri ve homurdanmalar�, insanlar�n ve �len Trolloclar�n
���l�klar�. Karga�an�n i�inde, toz dolu havada sancaklar dalgalan�yordu. Fal
Dara'n�n Siyah �ahin'i, Shienar'�n Beyaz Geyi�i ve ba�kalar�. Ve Trolloc
sancaklar�. �evresindeki dar alanda Dha'vcl'un boynuzlu kafataslar�n�, Ko'bal'�n
kan k�rm�z� �� �atall� m�zra��n�, Dhai'mon'un demir yumru�unu g�rd�.
Ama buras� ger�ekten de sava��n arka ucuydu, insanlar ve Trol-loclar toparlanmak
i�in duraklarken ayr�l�yorlard�. Kimse son birka�
ZZ4
ROBERTJORDAN
darbeyi savurup ayr�l�rken, sendeleyerek ge�idin u�lar�na ko�arken Rand'a dikkat
etmedi.
Rand, kendini yeniden gruplanan, flamalar� parlak m�zrak u�lar�nda dalgalanan
insanlar�n bulundu�u tarafa bakarken buldu. Yaral� adamlar eyerlerinde
sallan�yordu. Binicisiz atlar �ahlan�yor, d�rtnala ko�uyordu. Bir �arp�maya daha
dayanamayacaklar� a��kt�, son sald�r�ya haz�rland�klar� kadar a��k. Baz�lar� �imdi
onu g�r�yordu; insanlar �zengilerde do�rulup ona i�aret etti. Ba��r�lar� Rand'a
minik d�d�kler gibi geldi.
Sendeleyerek d�nd�. Karanl�k Varl�k'�n g��leri ge�idin di�er ucunu doldurmu�tu.
Shienar ordusunu c�cele�tiren Trolloc y���nlar�n�n daha da karartt��� da� yama�lar�
siyah karg�larla, m�zrak u�lar� ile dolup ta��yordu. Y�zlerce soluk s�r�n�n �n�nde
at s�r�yor, onlar ge�erken Trolloclar�n vah�i, hayvans� y�zleri korku ile d�n�yor,
dev g�vdelerini yol a�mak i�in geri �ekiyorlard�. Yukar�da, Draghkarlar deri
kanatlar �zerinde sarmallar �iziyor, ���l�klar� r�zgara meydan okuyordu. �ki, ��.
Alt� tanesi tiz ���l�klar atarak Rand'a do�ru dald�.
Rand onlara bak�yordu. ��i �s�yla doldu, dokundu�u g�ne�in yak�c� s�cakl���yla.
Draghkarlar�, insanl�kla ilgisi olmayan kanatl� bedenlerin �zerindeki solgun
y�zlerinden bakan ruhsuz g�zleri a��k�a g�rebiliyordu. Korkun� bir �s�. �at�rdayan
s�cakl�k.
Berrak g�ky�z�nden �im�ek indi, her darbe k�sa ve keskin, g�zleri kavuran
�im�ekler, her darbesi siyah, kanatl� �ekillere inen �im�ekler. Av ���l�klar� �l�m
���l�klar�na d�n�t�, k�m�rle�mi� �ekiller g�ky�z�nden d�t�, onu yine temiz b�rakt�.
Is�. I��k'�n korkun� s�cakl���.
Rand dizlerinin �zerine ��kt�; yanaklar�nda c�z�rdayan g�zya�lar�n�
hissedebildi�ini d��nd�. "Hay�r!" ger�ekli�e tutunabilmek i�in otlar� kavrad�;
otlar aleve bo�uldu. "L�tfen, haaay��mr!"
Sesiyle r�zgar y�kseldi, sesiyle uludu, ge�it boyunca k�kredi, alevleri
k�rba�layarak, bir attan daha h�zl�, Rand'dan Trolloclara ko�turan bir ate� duvar�
yaratt�. Ate� Trolloclar� kavurdu ve da�lar ���l�klar� ile, r�zgar ve Rand'�n sesi
kadar y�ksek ���l�klar ile sars�ld�.
"Sona ermeli!"
Yumru�u ile yeri d�vd� ve toprak bir gong gibi ��nlad�. Elleri ka-
D�NYANIN G�Z� 775
yal�k zeminde yaraland� ve yery�z� sars�ld�. �n�ndeki arazide topraktan dalgalar
yay�ld�, y�kseldi, Trolloclann ve Soluklar�n tepesine dikildi, toynakl� ayaklar�n�n
alt�nda da� par�alan�rken �stlerinde k�r�ld�. Trolloc ordusunun �zerinden kaynayan
bir et ve moloz y���n� ge�ti. Ayakta kalan h�l� kuvvetli bir orduydu, ama art�k
say�lan insan ordusunun iki kat� bile de�ildi ve korku ve karga�a i�inde
�alkalan�yordu.
R�zgar �ld�. ���l�klar �ld�. Toprak durdu. Toz ve duman ge�itte burga�lanarak
Rand'� sard�.
"I��k seni k�r etsin, Ba'alzamon! Bu sona ermeli!"
BURADA DE��L.
Kafatas�n� titre�tiren, Rand'�n d��ncesi de�ildi.
BEN BU ��TE YOKUM. E�ER YAPACAKSA, YAPILMASI GEREKEN� YALNIZCA SE��LM�� OLAN
YAPAB�L�R.
"Nerede?" Rand s�ylemek istemiyordu, ama kendini durduramad�. "Nerede?"
Onu �evreleyen pus da��ld�, duman ve toz duvarlar�n�n i�inde on kula� y�ksekli�inde
temiz, berrak havadan bir kubbe b�rakt�. �n�nde basamaklar y�kseliyordu, her biri
tek ba��na, desteksiz duruyor, g�ne�i karartan bulan�kl��a uzan�yordu.1
BURADA DE��L.
Sislerin i�inden, d�nyan�n di�er ucundan gelir gibi bir hayk�r� y�kseldi. "I��k
bunu buyuruyor!" �nsan g��leri son sald�r� i�in at�l�rken yer at nallar� alt�nda
g�rledi.
Bo�lu�un i�inde, Rand'�n zihni bir anl���na pani�e kap�ld�. Sald�ran atl�lar tozun
i�inde onu g�remezdi; onu ezip ge�eceklerdi. ��inde b�y�k bir par�a sars�lan zemini
kayda de�mez �nemsiz bir �ey olarak g�rmezden geldi. Donuk �fke ayaklar�n� zorlad�,
ilk basamaklar� t�rmand�. Sona ermeli!
�evresini karanl�k ald�, mutlak hi�li�in mutlak siyahl���. Basamaklar h�l�
oradayd�, siyahl���n i�inde, ayaklar�n�n alt�nda ve �tesinde as�l� duruyordu. D�n�p
bakt���nda arkas�ndakilerin yok oldu�unu, solup �evresindeki hi�li�e d�n�t���n�
g�rd�. Ama halat h�l� oradayd�, arkas�nda uzan�yor, parlak �izgi uzakta k���l�yor,
yok oluyordu. �nceki kadar kal�n de�ildi, ama h�l� y�rek gibi at�yor, ona g��
ROBERTJORDAN
pompal�yor, ya�am pompal�yor, onu I��k ile dolduruyordu. Rand t�rmand�.
Sonsuza dek t�rmanm� gibi geldi. Sonsuza dek ve yaln�zca birka� dakika. Zaman
hi�li�in i�inde donup kald�. Zaman daha h�zl� akt�. T�rmand�, t�rmand� ve aniden
�n�nde bir kap� belirdi. Y�zeyi kaba, eski ve k�ym�k k�ym�kt�, �ok iyi hat�rlad���
bir kap�yd�. Ona dokundu ve kap� patlayarak parampar�a oldu. Par�alar d�meye devam
ederken i�inden ge�ti, ah�ap par�alan omuzlar�ndan d�t�.
Oda da hat�rlad��� gibiydi, balkonun �tesinde ��lg�n, �izgi �izgi g�ky�z�, erimi�
duvarlar, cilal� masa, k�kreyen, �s� vermeyen alevleri ile korkun� ��mine. O
��mineyi olu�turan, i�kence i�inde k�vranan, sessizlik i�inde hayk�ran y�zlerin
baz�lar�, hat�rlamas� gerekirmi� gibi an�lar�n� �eki�tirdi, ama Rand bo�lu�a
sar�nd�, kendi i�indeki yoklukta s�z�ld�. Yaln�zd�. Duvardaki aynaya bakt���nda,
oradaki y�z� sanki kendisiymi� gibi a��kt�. Bo�lukta dinginlik vard�r.
"Evet," dedi Ba'alzamon ��minenin �n�nden, "Aginor'un kendi a�g�zl�l���ne
yenilece�i akl�ma gelmi�ti. Ama sonu�ta hi� fark etmiyor. Uzun bir aray�t�, ama
art�k sona erdi. Buradas�n ve ben seni tan�yorum."
I��k'�n ortas�nda bo�luk, bo�lu�un ortas�nda Rand s�z�l�yordu. Evinin topra��na
uzand� ve sert, teslim olmayan ve kuru kayalar�, yaln�zca g��l�lerin, da�lar kadar
sa�lam olanlar�n hayatta kald��� merhametsiz ta�lan hissetti. "Ka�maktan b�kt�m."
Sesinin bu kadar sakin ��kmas�na �a��rm�t�. "Dostlar�m� tehdit etmenden b�kt�m.
Art�k ka�mayaca��m." Ba'alzamon'un da bir halat� oldu�unu g�rd�. Kendisininkinden
�ok daha kal�n, siyah bir halat, o kadar geni� ki insan bedeni yan�nda c�ce kal�r.
Ama Ba'alzamon'un yan�nda halat c�ce kal�yordu. O siyah damar�n her at�� ����
t�ketiyordu.
"Ka�man�n ya da kalman�n bir fark yarataca��n� m� san�yorsun?" Ba'alzamon'un
a�z�ndaki alevler kahkaha att�. Ocaktaki y�zler efendilerinin ne�esi kar��s�nda
a�lad�. "Benden defalarca ka�t�n ve her seferinde seni yakalad�m, g�zya�lar�n�n
tatland�rd��� gururunu yedirdim sana. Defalarca direndin ve sava�t�n, sonra
yenilmi�lik i�inde s�r�nd�n, merhamet dilendin. Yaln�zca tek bir se�ene�in var,
solucan: ayaklar�m�n dibinde diz �ok ve bana iyi hizmet et. O zaman sana
D�NYANIN G�Z� JJT
tahtlar�n �zerinde g�� bah�ederim; ya da Tar Valon'un kuklas� ol ve zaman�n tozuna
d�n��rken ���l�klar at."
Rand ka�� yolu arar gibi arkas�na, kap�ya bakt�. B�rak Karanl�k Varl�k �yle
d��ns�n. Kap�n�n �tesinde h�l� hi�li�in karanl��� vard�, bedeninden uzanan parlak
halat ile yar�lm�t�. Ve Ba'alzamon'un kal�n halat� da oraya uzan�yordu, o kadar
siyaht� ki, arkas�ndaki karanl�k kararm� gibi g�r�n�yordu. �ki halat z�t zamanlarda
y�rek damarlar� gibi at�yor, ��k karanl�k dalgalar�na zar zor dayanabiliyordu.
"Ba�ka se�enekler de var," dedi Rand. "Desen'i �ark dokur, sen de�il. Bana kurdu�un
her tuzaktan ka�t�m. Soluklar�ndan, Trollocla-r�ndan, Karanl�kdostlar�ndan ka�t�m.
Buraya kadar izini s�rd�m, yolumun �zerinde ordunu yok ettim. Desen'i sen
dokumuyorsun."
Ba'alzamon'un g�zleri iki f�r�n gibi k�kredi. Dudaklar� k�p�rdamad�, ama Rand
Aginor'a hayk�rd��� bir k�f�r duydu�unu d��nd�. Sonra ate�ler �ld� ve o s�radan
insan y�z� ona �yle g�l�msedi ki, I��k'�n s�cakl���n�n i�inde bile �rperdi�ini
hissetti.
"Ba�ka ordular toplanabilir, seni aptal. Hayal bile edemeyece�in ordular gelecek
daha. Hem, sen benim izimi s�rd�n, ha? Seni, kayan�n alt�nda s�r�nen kurt�uk, izimi
s�rd�n, ha? Do�du�un g�n yolunu �izdim senin, seni ya mezar�na g�t�recek, ya buraya
getirecek yolu. Aiel'in ka�mas�na izin verdim, hayatta kalacak ve y�llar boyunca
yank�lanacak s�zleri s�yleyecek biri. Uzakgezgini Jain, bir kahraman," s�zc���
alayla b�kt�, "bir aptal gibi boyad�m ve benden kurtuldu�unu d��nd�rerek Ogierlere
yollad�m. Seni bulmak i�in kar�nlar�n�n �zerinde k�vranarak d�nyay� ara�t�ran Kara
Ajahlar. Ben ipleri �ekerim ve Amyrlin Makam� dans eder ve olaylar� kendisinin
kontrol etti�ini d��n�r."
Bo�luk titredi; Rand tela�la yeniden sa�lamla�t�rd� onu. Her �eyi biliyor. Yapm�
olabilir. S�yledi�i gibi olmu� olabilir. I��k bo�lu�u �s�tt�. Ku�ku hayk�rd� ve
susturuldu, ve sonunda yaln�zca tohumu kald�. Rand tohumu g�mmek mi istiyor,
b�y�tmek mi, karar veremeden m�cadele etti. Bo�luk �ncekinden k���k, sa�lamla�t� ve
Rand dinginlik i�inde s�z�ld�.
Ba'alzamon hi�bir �eyi fark etmemi� gibiydi. "Hayatta kalman�n ya da �lmenin, sen
ve sahip olabilece�in g�� d��nda hi�bir �ey i�in
zza
ROBERTJORDAN
�nemi yok. Bana ya sen hizmet edeceksin, ya da ruhun. Ama �n�mde �l� de�il canl�
diz ��kmeni tercih ederim. K�y�ne bin Trolloc g�nderebilecekken, tek bir �bek
g�nderdim. Sen uyurken y�z tanesi gelebilecekken tek bir Karanl�kdostu geldi. Ve
sen, aptal, hepsini bilmiyorsun bile, ne ileridekileri, ne geridekileri, ne de
yan�ndakileri. Sen benimsin, hep benim oldun, tasma takt���m k�pe�imsin ve seni
buraya ya sahibinin �n�nde diz ��kmen, ya da �lmen ve ruhunun diz ��kmesine izin
vermen i�in getirdim."
"Seni inkar ediyorum. �zerimde g�c�n yok ve �l� ya da canl�, �n�nde diz
��kmeyece�im."
"Bak," dedi Ba'alzamon. "Bak." Rand g�n�ls�zce ba��n� �evirdi.
Orada, Egwene duruyordu, solgun ve korkmu�, sa�lar�nda �i�eklerle Nynaeve. Ve bir
kad�n daha, Hikmet'ten biraz daha ya�l�, kara g�zl� ve g�zel, �ki Nehir k�yafetleri
i�inde, elbisesinin boynuna i�lenmi� �i�ekler ile bir kad�n.
"Anne?" diye nefes verdi Rand ve kad�n �mitsiz bir g�l�mseme ile g�l�msedi.
Annesinin g�l�msemesi. "Hay�r! Annem �ld� ve di�er ikisi buradan uzakta, g�vende.
Seni reddediyorum!" Egwene ve Nynaeve bulan�kla�t�, sis olup s�r�klendi ve da��ld�.
Kari aFThor, g�zleri korku ile iri iri, yerinde kald�.
"En az�ndan o," dedi Ba'alzamon, "benim ve ona diledi�imi yapar�m."
Rand ba��n� iki yana sallad�. "Seni reddediyorum." S�zc�kleri zorla telaffuz etti.
"O �ld� ve senden uzakta, I��k'ta g�vende."
Annesinin dudaklar� titredi. Yanaklar�ndan a�a�� g�zya�lar� akt� ve her biri
Rand'�n i�ini zehir gibi yakt�. "Mezar�n Efendisi eskiden oldu�undan daha g��l�,
o�lum," dedi. "Kolu daha uzun. Yalanlar�n Babas� dikkatsiz ruhlar i�in bal gibi bir
dile sahip. O�lum. Benim biricik, sevgili o�lum. Elimden gelse seni kurtar�rd�m,
ama art�k o benim efendim, onun kaprisleri benim varl���m�n yasas�. Ona itaat
etmekten, be�enisi i�in yaltaklanmaktan ba�ka �arem yok. Beni yaln�zca sen �zg�r
k�labilirsin. L�tfen, o�lum. L�tfen bana yard�m et. Bana yard�m et. Bana yard�m et!
L�TFEN!"
Solgun ve ifadesiz, ��plak y�zl� Soluklar �evresinde kapan�rken ci�erleri
paralan�rcas�na hayk�rd�. Giysileri kans�z eller, kerpetenler,
D�NYANIN G�Z� 7Z9
mengeneler kullanan, ac�tan, yakan, kad�n�n ��plak etini k�rba�layan eller
taraf�ndan paraland�. Kad�n�n ���l�klar�n�n sonu yoktu.
Rand'�n ���l�klar� kad�n�nkileri yank�lad�. Bo�luk zihninde kaynad�. Eli k�l�c�na
gitti. Bal�k��l i�aretli k�l�� de�il, ��ktan bir k�l��, I��k'�n k�l�c�. Onu
kald�r�rken ucundan alev alev, beyaz bir �im�ek f�rlad�, k�l�c�n kendisi uzanm�
gibi g�r�nd�. En yak�ndaki Soluk'a d�t� ve k�r edici bir parlakl�k oday� doldurdu,
Yar�-insanlar�n i�inden, ka��d�n arkas�ndan g�r�nen mum gibi ��d�, onlar� yakt�,
Rand'�n g�zlerini k�rle�tirdi.
Parlakl���n ortas�ndan, bir f�s�lt� i�itti. "Te�ekk�r ederim, o�lum. I��k. Kutsal
I��k."
�im�ek soldu ve Rand odada Ba'alzamon ile yaln�z kald�. Ba'alza-mon'un g�zleri
K�yamet �ukuru gibi yan�yordu, ama k�l��tan, sanki I��k'�n kendisiymi� gibi
ka��nd�. "Aptal! Kendini yok edeceksin! Onu bu �ekilde kullanamazs�n, hen�z olmaz!
Ben sana ��retene kadar olmaz!"
"Sona erdi," dedi Rand ve k�l�c� Ba'alzamon'un siyah halat�na savurdu.
Ba'alzamon, k�l�� inerken, ���l�k atmaya ba�lad�, �yle ki, ta� duvarlar sars�ld�,
I��k k�l�c� halat�n� keserken sonsuz ulumas� ikiye katland�. Kesik u�lar gerilmi�
gibi h�zla birbirlerinden uzakla�t�lar. Bo�lu�a uzanan u� uzakla��rken b�z�lmeye
ba�lad�; di�eri Ba'alzamon'a �arpt�, onu ��mineye f�rlatt�. �kence i�indeki
y�zlerin sessiz ���l�klar�nda kahkahalar vard�. Duvarlar sars�ld�, �atlad�; zemin
kabard� ve ta� par�alar� tavandan yere d�t�.
�evresindeki her �ey ufalan�rken, Rand k�l�c� Ba'alzamon'un y�re�ine do�rulttu.
"Sona erdi!"
K�l��tan ��k f�k�rd�, eriyik, beyaz metal damlalar� gibi, bir alev ya�muru �eklinde
akt�. Ba'alzamon feryat ederek, kendini korumak i�in bo�una kollar�n� kald�rd�.
G�zlerinde alevler hayk�rd�, ta� patlarken ba�ka alevlerle birle�ti, �atlayan
duvarlar�n ta�lar�, yar�lan yerin ta�lar�, tavandan ya�an ta�lar. Rand ona ba�l�
olan halat�n inceldi�ini hissetti, ta ki geriye par�lt�dan ba�ka bir �ey kalmayana
dek, ama ne yapt���n�, nas�l yapt���n� bilmeden, yaln�zca bunun sona ermesi
gerekti�ini bilerek kendini zorlad�. Sona ermeli!
780
ROBERTJORDAN
Oday� ate� doldurdu, kat� alevler. Ba'alzamon'un yaprak gibi b�-z�ld���n�
g�rebiliyor, ulumas�n� duyabiliyor, kemiklerinde g�c�rdayan ���l�klar�n�
hissedebiliyordu. Alevler g�ne�ten de parlak, saf, beyaz ��k oldu. Sonra iplikteki
son ��lt� da yok oldu ve Rand sonsuz siyahl���n i�inde d�meye, Ba'alzamon'un
ulumas� solmaya ba�lad�.
Bir �ey ona muazzam bir g��le �arpt�, onu pelteye �evirdi, pelte salland�, i�eride
k�kreyen ate�lerle, sonsuzca yanan a� so�ukla hayk�rd�.
52
NE BA�LANGI� VARDIR, NE DE SON
Rand ilk �nce bulutsuz g�ky�z�nde ilerleyen, k�rpmad��� g�zlerini dolduran g�ne�in
fark�na vard�. G�ne� bir f�rl�yor, bir duruyor gibiydi, g�nlerce k�p�rt�s�z
bekliyor, sonra ��ktan bir �izgi gibi ko�turuyor, uzaktaki ufka do�ru e�iliyor, g�n
de onunla birlikte d��yordu. I��k. Bunun bir anlam� olmal�. D��nce yeni bir �eydi.
D��nebiliyorum. Ben ben demek. Sonra ac� geldi, �iddetli ate�in an�s�, sarsan �r-
permeler onu bez bebek gibi savururken olu�an yaralar. Ve pis bir koku. Burun
deliklerini, kafas�n� dolduran ya�l�, yan�k bir koku.
A�r�yan kaslarla d�nd�, elleri ve dizleri �zerinde do�ruldu. Kavrayamadan �zerinde
yatmakta oldu�u ya�l� k�llere bakt�, sa��lm�, tepedeki ta�lara bula�m� k�ller. Koyu
ye�il kuma� par�alar�, alevlerden kurtulan, kenarlar� kararm� pa�avralar k�m�rlere
kar�m�t�.
Aginor.
Midesi kas�ld�, b�k�ld�. Giysilerindeki k�lleri silkelemeye �al�arak Yaln�z'�n
kal�nt�lar�ndan ka�t�. Elleri fazla ilerleme kaydedemeden zay�f�a ��rp�nd�. �ki
elini birden kullanmaya �al�t� ve �ne devrildi. Y�z�n�n alt�nda dik bir u�urum
uzan�yordu, g�zlerinin �n�nde d�nen p�r�zs�z kayalar, onu �eki�tiren derinlikler.
Ba�� d�nd�, u�urumun kenar�nda kustu.
Titreyerek, g�zlerinin �n�ne sa�lam ta�lar gelene kadar kar�n �st�, geri geri
s�r�nd�, sonra nefes nefese, s�rt �st� d�nd�. �abalayarak k�l�c�n� k�n�ndan
��kard�. K�rm�z� kuma�tan yaln�zca birka� k�l par�as� kalm�t�. Onu g�zlerinin
�n�nde kald�r�rken elleri titriyordu; iki elini birden kullanmas� gerekti. Bu
bal�k��l i�aretli bir k�l��t� -Bal�k��l i�are-
Z�2
ROBERTJORDAN
ti mi? Evet. Tam. Babam- ama yaln�zca �elik. Onu k�n�na sokmak i�in �� kez denemesi
gerekti. Bu k�l�� bir �ey daha idi. Yoksa bir k�l�� daha m� vard�?
"Ad�m," dedi bir s�re sonra, "Rand al'Thor." Kafas�na kur�un toplar gibi daha fazla
an� dolu�tu ve inledi. "Karanl�k Varl�k," diye f�s�ldad� kendi kendine. "Karanl�k
Varl�k �ld�." �htiyata gerek yoktu. "Shai'tan �ld�." S�zc�k sars�l�r gibi oldu.
G�zlerinden ya�lar f�k�rana kadar sessiz bir ne�e ile sars�ld�. "Shai'tan �ld�!"
G�ky�z�ne kahkaha att�. Ba�ka an�lar. "Egwene!" O ismin �nemli bir anlam� vard�.
Ac�yla, r�zgara kap�lm� s���t gibi sallanarak aya�a kalkt�, onlara bakmadan
Aginor'un k�llerinin yan�ndan ge�ti. Art�k �nemli de�il. Yamac�n ilk, dik k�sm�nda
inmekten �ok d�t�, �al�dan �al�ya yuvarland�, kayd�. Daha d�z zemine ula�t��� zaman
yaralar� iki kat fazla yan�yordu, ama zar zor ayakta duracak g�c� buldu. Egtvene.
Sars�larak ko�maya ba�lad�. O �al�lar�n aras�ndan ge�erken yapraklar ve ta�
yapraklar� �evresine ya��yordu. Onu bulmam gerek. O kimdi?
Kollan ve bacaklar� ona itaat etmek yerine otlar gibi savruluyordu. Sendeledi, bir
a�aca �yle h�zl� �arpt� ki, inledi. Y�z�n� kaba kabu�a bast�r�rken, d�memek i�in
tutunurken ba��ndan a�a�� yapraklar ya�d�. Egtvene. A�ac� ittirerek do�ruldu ve
devam etti. Neredeyse ayn� anda yine sendeledi, d�ecek oldu, ama bacaklar�n� daha
h�zl� hareket ettirerek dengesini buldu, yere y�z �st� kapaklanmaktan bir ad�m
geride ko�tu, ko�tu. Hareket ederken bacaklar� ona itaat etmeye ba�lad�. Yava�
yava� kendini dik ko�arken, kollan d�zenli olarak sallan�rken, uzun bacaklar� onu
yama�tan a�a�� s��rayarak indirirken buldu. Art�k Ye�il Adam'�n mezar�n�
i�aretleyen y�ce me�enin yar� doldurdu�u a��kl��a f�rlad�. Kadim Aes Sedai simgesi
ile s�slenmi� beyaz ta� kemer oradayd�. Ate� ve r�zgar�n Aginor'u tuza�a d��rmeye
�al�t���, ama ba�ar�s�z oldu�u �ukur da oradayd�.
"Egwene! Egwene, neredesin?" G�zel bir k�z g�zlerini iri iri a�arak, yay�lan
dallar�n alt�nda diz ��kt��� yerden do�ruldu. Sa�lar�nda �i�ekler ve kahverengi
me�e yapraklar� vard�. �nce, gen� ve korkmu�tu. Evet, i�te bu. Elbette. "Egwene,
I��k'a ��k�r iyisin."
Yan�nda iki kad�n daha vard�, birinin korku dolu g�zleri ve h�l� beyaz sabah
y�ld�zlar� ile s�slenmi� uzun bir �rg�s� vard�. Di�eri uzan-
D�NYANIN G�Z� ZM
m�, ba��n� katlanm� pelerinlere dayam�t�. G�kmavisi pelerini peri�an elbisesini
gizleyemiyordu. Zengin kuma��n �zerinde k�m�rle�mi� lekeler ve y�rt�klar,
g�r�l�yordu ve y�z� solgundu, ama g�zleri a��kt�. Moiraine. Evet, Aes Sedai. Ve
Hikmet, Nynaeve. �� kad�n g�zlerini k�rpmadan, dikkatle ona bakt�lar.
"Ger�ekten iyisin, de�il mi? Egwene? Sana zarar veremedi." Art�k sendelemeden
y�r�yebiliyordu -k�z� g�r�nce, yaralar�na ra�men dans etmek istemi�ti- ama yine de
yanlar�na ba�da� kurup oturmak iyi geldi.
"Sen beni ittirdikten sonra onu g�rmedim bile." G�zleri karars�zd�. "Ya sen, Rand?"
"Ben iyiyim." Bir kahkaha att�. K�z�n yana��na dokundu ve k�z�n hafif�e geri
�ekildi�ini hayal mi etti�ini merak etti. "Biraz dinlenirsem yepyeni olurum.
Nynaeve? Moiraine Sedai?" �simler a�z�na yeni geliyordu.
Hikmet'in g�zleri gen� y�z�nde eski, kadim g�r�n�yordu, ama ba��n� iki yana
sallad�. "Biraz yaraland�m," dedi, onu izlemeye devam ederek. "Aram�zda ger�ekten
incinen yaln�z... yaln�z Moiraine."
"Ba�ka her �eyden �ok gururum incindi," dedi Aes Sedai sinirle, pelerin
battaniyesini �eki�tirerek. Uzun zamand�r hasta yat�yormu� gibi g�r�n�yordu, ama
g�zleri, altlar�ndaki siyah halkalara ra�men, keskin ve g�� doluydu. "Aginor onu bu
kadar uzun tutmama �a��rd� ve �fkelendi, ama neyse ki bana ay�racak zaman� yoktu.
Onu bu kadar tutabilmeme �a��rd�m. Efsaneler �a��'nda Aginor'un g�c� Karde�kati-
li'ne ve Ishamael'e yak�nd�."
"Karanl�k Varl�k ve t�m Terkedilmi�ler," dedi Egwene hafif, titrek bir sesle,
"Shayol Ghul'de tutsaklar, Yarat�c� taraf�ndan..." Titrek bir nefes ald�.
"Aginor ve Balthamel y�zeye yak�n kalm� olmal�." Moiraine'in sesi b�t�n bunlar�
�oktan a��klam�, �imdi bir kez daha a��klamak zorunda kalmaya k�z�yormu� gibiydi.
"Karanl�k Varl�k'�n zindan�ndaki yama onlar� �zg�r k�lmas�na yetecek kadar
zay�flad�. Terkedilmi�lerden daha fazlas� serbest kalmad��� i�in minnettar
olmal�y�z. Serbest kalsalard�, onlar� g�r�rd�k."
"Fark etmez," dedi Rand. "Aginor ve Balthamel �ld�, Shai'..."
ZS4
ROBERTJORDAN
"Karanl�k Varl�k," diye s�z�n� kesti Aes Sedai. Hasta ya da de�il, sesi sert, siyah
g�zleri emrediciydi. "Ona Karanl�k Varl�k demeye devam etmek en iyisi. Ya da en
az�ndan Ba'alzamon."
Rand omuzlar�n� silkti. "Nas�l istersen. Ama o �ld�. Karanl�k Varl�k �ld�. Onu ben
�ld�rd�m. Onu �eyle yakt�m..." An�lar�n�n kalan� h�zla kafas�na akt�, a�z� a��k
kald�. Tek G��. Tek G��'� kulland�m. Hi�bir erkek... Aniden kuruyan dudaklar�n�
yalad�. Bir r�zgar, d�mekte olan yapraklar� �evrelerinde u�u�turdu, ama Rand'�n
y�re�inden daha so�uk de�ildi. ��� birden ona bak�yordu. �zliyordu. G�zlerini bile
k�rpmadan. Egwene'e uzand� ve bu sefer k�z ondan ka��n�rken hayal etmedi�ini
biliyordu. "Egwene?" K�z y�z�n� �evirdi, Rand elini indirdi.
K�z aniden kollar�n� boynuna dolad�, y�z�n� g��s�ne g�md�. "�z�r dilerim, Rand.
�z�r dilerim. Umurumda de�il. Ger�ekten de�il." Omuzlan sars�l�yordu. Rand k�z�n
a�lad���n� d��nd�. Beceriksizce sa�lar�n� ok�ayarak k�z�n ba��n�n �zerinden di�er
iki kad�na bakt�.
"�ark diledi�i gibi dokur," dedi Nynaeve yava��a, "ama sen h�l� Emond Meydan�'ndan
Rand al'Thor'sun. Ama, I��k bana yard�m etsin, I��k hepimize yard�m etsin, �ok
tehlikelisin, Rand." Rand Hikmet'in �zg�n, pi�man, kayb�n� �oktan kabul etmi�
bak�lar� alt�nda irkildi.
"Ne oldu?" dedi Moiraine. "Bana her �eyi anlat!"
Ve zorlayan g�zleri �zerindeyken, Rand anlatt�. S�rt�n� d�nmek, hikayesini
k�saltmak, baz� �eyleri kendine saklamak istiyordu, ama Aes Sedai'nin g�zleri ondan
her �eyi �ekip ald�. Kari al'Thor'a, annesine geldi�inde yanaklar�nda ya�lar
ak�yordu. Bunu vurgulad�. "Annem elindeydi. Annem!" Nynaeve'in y�z�nde sempati ve
ac� vard�, ama Aes Sedai'nin g�zleri onu devam etmeye zorld�. I��k k�l�c�, siyah
kordonun kesilmesi, Ba'alzamon'u yok eden alevler. Egwene'in kollan, onu olan
bitenden �ekip ��karmak istermi� gibi gerildi. "Ama ben yapmad�m," diye bitirdi
Rand. "I��k... beni itti. Ger�ekte ben yapmad�m. Bu fark yaratmaz m�?"
"Ba�tan beri ku�kular�m vard�," dedi Moiraine. "Ama ku�kular kan�t de�ildir. Sana
andac�, paray� verdikten ve o ba�� kurduktan sonra, ben ne istersem yapman
gerekirdi, ama sen direndin, sorgulad�n. Bu bana bir�eyler anlat�yordu, ama yeteri
kadar de�il. Manetheren kan� hep inat�� olmu�tur, Aemon �ld�kten, Eldrene'nin kalbi
k�r�ld�ktan
D�NYANIN G�Z� ZS5
sonra daha da �ok. Bir de Bela vard�."
"Bela m�?" dedi Rand. Hi�bir �ey fark yaratm�yor.
Aes Sedai ba��n� sallad�. "Seyrantepe'de Bela'n�n yorgunlu�unun giderilmesine
ihtiyac� yoktu; birisi bunu �oktan yapm�t�. O gece Man-darb'� ge�ebilirdi. Bela'n�n
kimi ta��d��� akl�ma gelmeliydi. Pe�imizde Trolloclar, tepemizde bir Draghkar
varken ve Yar�-insan I��k bilir neredeyken Egwene'in arkada kalmas�ndan ne kadar
�ok korkmu�sun-dur. Daha �nce hayat�nda ihtiya� duymad���n kadar ihtiya� i�indeydin
ve onu sana verebilecek tek �eye uzand�n. Saidin."
Rand �rperdi. O kadar ��yordu ki, parmaklar� ac�yordu. "Bir daha hi� yapmazsam, bir
daha ona hi� dokunmazsam, ben..." S�yleyemedi. ��ld�rmam. �evremdeki �lkeleri ve
insanlar� deliye d�nd�rmem. H�l� hayattayken ��r�mem.
"Belki," dedi Moiraine. "Sana e�itim verebilecek birileri olsa �ok daha kolay
olurdu, ama muazzam bir iradeyle ba�ar�labilir."
"Sen bana ��retebilirsin. Ku�kusuz sen..." Aes Sedai ba��n� iki yana sallay�nca
sustu.
"Bir kedi bir k�pe�e a�aca t�rmanmas�n� ��retebilir mi, Rand? Bir bal�k bir ku�a
y�zmesini ��retebilir mi? Ben saidar� biliyorum, ama sana saidin hakk�nda hi�bir
�ey ��retemem. ��retebilecekler �� bin y�l �nce �ld�. Ama belki sen yeterince
inat��s�nd�r. Belki iraden yeterince g��l�d�r."
Egwene do�ruldu, elinin tersiyle k�zarm� g�zlerini sildi. Bir �ey s�ylemeyi �ok
istiyor gibi g�r�n�yordu, ama a�z�n� a�t��� zaman ses ��kmad�. En az�ndan geri
�ekilmiyor. En az�ndan ���l�k atmadan bana bakabiliyor.
"Di�erleri?" dedi Rand.
"Lan onlar� ma�araya g�t�rd�," dedi Nynaeve. "G�z yok oldu, ama havuzun ortas�nda
bir �ey var, kristal bir s�tun ve ona giden basamaklar. Mat ve Penin ilk �nce seni
bulmak istedi -Loial da �yle- ama Moiraine..." Endi�e i�inde Aes Sedai'ye bakt�.
Moiraine sakinlik i�inde bak�lar�na kar��l�k verdi. "Sen �eyleyken seni rahats�z
etmememiz gerekti�ini s�yledi."
Rand'�n bo�az� �yle darald� ki, zor nefes al�yordu. Onlar da E�mene gibi y�z
�evirecekler mi? Ben bir Solutmu�um gibi ���l�klar atarak
786
ROBERTJORDAN
ka��acaklar m�? Moiraine Rand'�n y�z�nden �ekilen kan� fark etmemi� gibi konu�tu.
"G�z'de engin bir Tek G�� miktar� vard�. Efsaneler �a��'nda bile, yok olmadan o
kadar �o�unu y�nlendirebilen pek az ki�i vard�. Pek az."
"Onlara s�yledin mi?" dedi Rand bo�uk sesle. "Herkes biliyorsa..."
"Yaln�zca Lan," dedi Moiraine nazik�e. "O bilmeliydi. Ve ne olduklar�na, ne
olacaklar�na dayanarak Nynaeve ve Egwene. Hen�z di�erlerinin bilmesine gerek yok."
"Neden olmas�n?" Bo�az�ndaki h�r�lt�, sesinin sert ��kmas�na sebep oluyordu. "Beni
ehlile�tireceksin, de�il mi? Aes Sedailer G�� kullanan erkeklere b�yle yapmaz m�?
Kullanamas�nlar diye onlar� de�i�tirmez mi? Onlar� g�venli k�lmaz m�? Thom,
ehlile�tirilen erkeklerin, art�k ya�amak istemediklerinden �ld�klerini s�yledi.
Neden ehlile�tirilmek �zere beni Tar Valon'a g�t�rece�inden bahsetmiyorsun?"
"Sen ta'verensin," diye yan�t verdi Moiraine. "Belki hen�z Desen'in seninle i�i
bitmemi�tir."
Rand dik oturdu. "R�yalarda Ba'alzamon, Tar Valon ve Amyrlin Makam�'n�n beni
kullanmaya �al�aca��n� s�yledi. �simler s�yledi ve �imdi hat�rl�yorum onlar�.
Karanl�kbelas� Raolin ve Guaire Amalasan. Ta�yay Yurian. Davian. Logain." En zor
sonuncusunu s�ylemi�ti. Nynaeve soldu, Egwene inledi, ama Rand �fkeyle devam etti.
"Her biri sahte Ejder'di. �nkar etmeye �al�ma. Ama ben kullan�lmayaca��m. Ben
y�prand��� zaman ��p y���n�na f�rlataca��n�z bir alet de�ilim."
"Bir ama� i�in yap�lan bir alet, o ama� i�in kullan�ld��� zaman al-�almaz."
Moiraine'in sesi Rand'�nki kadar sertti. "Ama Yalanlar�n Baba-s�'na inanan biri
kendini al�alt�r. Kullan�lmayaca��n� s�yl�yorsun ve sonra sahibi taraf�ndan bir
tav�an�n pe�ine tak�lm� k�pek gibi, Karanl�k Varl�k'�n yolunu belirlemesine izin
veriyorsun."
Rand yumruklar�n� s�kt�, ba��n� �evirdi. Ba'alzamon'un s�yledi�i �eylere �ok
benziyordu. "Ben kimsenin k�pe�i de�ilim. Beni duyuyor musun? Kimsenin!"
Loial ve di�erleri kemerde belirdi ve Rand, Moiraine'e bakarak aya�a kalkt�.
"Desen gerekli k�lmad�k�a bilmeyecekler," dedi Aes Sedai.
D�NYANIN G�Z� ZBZ
Sonra dostlar� yakla�t�. Her zamanki kadar sert g�r�nen Lan ba�� �ekiyordu, ama
bitkin gibiydi. Aln�nda Nynaeve'in sarg�lar�ndan biri vard� ve s�rt� tutulmu� gibi
y�r�yordu. Arkas�nda Loial girift i�lemelerle s�slenmi�, g�m� oymal� b�y�k, alt�n
bir sand�k ta��yordu. Ogier d��nda hi� kimse onu yard�m almadan ta��yamazd�.
Perrin'in kollar�nda beyaz kuma�a sar�lm� iri bir boh�a vard� ve Mat iki elinde
��mlek par�as�na benzer bir�eyler ta��yordu.
"Demek hayattas�n." Mat kahkaha att�. Y�z� karard� ve ba��n� h�zla Moiraine'e
�evirdi. "Seni aramam�za izin vermedi. G�z'�n ne saklad���n� bulmam�z gerekti�ini
s�yledi. Ben yine de gidecektim, ama Nynaeve ve Egwene onun taraf�n� tuttular ve
beni kemerden i�eri neredeyse f�rlatt�lar."
"Art�k buradas�n," dedi Perrin, "ve g�r�n��ne bak�l�rsa o kadar da k�t�
pataklanmam�s�n." G�zleri parlam�yordu, ama art�k irisleri tamamen sar�yd�. "Bu
�nemli bir �ey. Buradas�n ve biz de, her neyse, yapmak i�in geldi�imiz �eyi yapt�k.
Moiraine Sedai yapt���m�z� ve gidebilece�imizi s�yl�yor. Eve, Rand. I��k beni
yaks�n, ben eve gitmek istiyorum."
"Seni canl� g�rmek g�zel," dedi Lan sert�e. "K�l�c�n� b�rakmam�s�n g�rd���m
kadar�yla. Belki art�k onu kullanmay� ��renirsin." Rand aniden Muhaf�z'a kar�� bir
duygu patlamas� hissetti; Lan biliyordu, ama en az�ndan, y�zeyde hi�bir �ey
de�i�memi�ti. Belki Lan i�in i�eride de hi�bir �eyin de�i�memi� oldu�unu d��nd�.
"S�ylemeliyim ki," dedi Loial, sand��� indirerek, "ta'verenlerle yolculuk etmek
bekledi�imden daha ilgin� ��kt�." Kulaklar� �iddetle seyirdi. "E�er biraz daha
ilgin�le�irse Shangtai Yurdu'na d�nece�im, her �eyi �htiyar Haman'a itiraf edece�im
ve bir daha asla kitaplar�m� b�rakmayaca��m." Ogier aniden, y�z�n� ikiye b�len bir
s�r�tma ile s�r�tt�. "Seni g�rmek �ok g�zel, Rand al'Thor. Bu ���n�n aras�nda
kitaplara en �ok �nem veren Muhaf�z ve o da konu�muyor. Sana ne oldu? Hepimiz
ka�t�k ve Moiraine Sedai bizi bulmas� i�in Lan'i g�nderene kadar a�a�lar�n aras�nda
sakland�k, ama seni aramaya gitmemize izin vermedi. Neden bu kadar uzun s�re
yoktun, Rand?"
"Ka�t�m, ka�t�m," dedi yava��a, "ve sonunda bir tepeden a�a�� d�t�m ve ba��m� ta�a
vurdum. San�r�m a�a�� inerken bulabildi�im her ta-
788
ROBERTJORDAN
�a vurdum." Bu yaralar� a��klard�. Aes Sedai, Nynaeve ve Egwene'i izlemeye �al�t�,
ama y�zleri de�i�medi. "Kendime geldi�imde kaybolmu�tum ve sonunda buray� bulmay�
ba�ard�m. San�r�m Aginor �ld�, yand�. K�ller ve pelerininden par�alar buldum."
Yalanlar� kulaklar�na bo� geliyordu. Neden k���mseme ile g�lmediklerini, ger�e�i
s�ylemesini talep etmediklerini bilmiyordu. Arkada�lar� kabullenerek ba�lar�n�
sallad�lar ve duyguda� sesler ��kararak bulduklar� �eyleri g�stermek i�in Aes
Sedai'nin �evresine topland�lar.
"Kalkmama yard�m edin," dedi Moiraine. Nynaeve ve Egwene onu oturttular; o zaman
bile destek olmalar� gerekiyordu.
"Bu �eyler nas�l G�z'�n i�inde olabilir," diye sordu Mat. "O kaya gibi harap
olmalar� gerekmez miydi?"
"Oraya harap olmalar� i�in konmad�lar," dedi Aes Sedai k�saca, ve siyah ve beyaz,
parlak ��mlek par�alar�n� Mat'ten al�rken ka�lar�n� �atarak daha fazla soru
sormalar�n� engelledi.
Rand'a moloz gibi g�r�nm�lerdi, ama kad�n onlar� yan�nda, yerde beceriyle birbirine
uydurdu ve erkek eli b�y�kl���nde m�kemmel bir �ember yapt�. Tar Valon Alevi ve
Ejder Di�i bir araya gelince, siyah ve beyaz, Aes Sedailerin kadim simgesini
olu�turdu. Bir an Moiraine y�z�nde okunmaz bir ifade, yaln�zca bakt�, sonra
kemerindeki han�eri ald� ve �embere do�ru ba��n� sallayarak Lan'e uzatt�.
Muhaf�z en b�y�k par�ay� ay�rd�, sonra han�eri y�kse�e kald�rd� ve t�m g�c�yle
indirdi. Bir k�v�lc�m f�rlad�, par�a darbenin g�c� ile havaya f�rlad� ve han�er
keskin bir �at�rt� ile k�r�ld�. Lan kabzada kalan �entik k�sma bakt�, sonra bir
kenara f�rlatt�. "Tear'dan gelen en iyi �elikti," dedi kuru kuru.
Mat par�ay� ald�, homurdand� ve herkese g�sterdi. �zerinde bir �izik bile yoktu.
"Cuendillar" dedi Moiraine. "Y�rekta��. Efsaneler �a��'ndan bu yana kimse yapmay�
ba�aramad� ve o zaman bile yaln�zca en �nemli ama�lar i�in yap�l�yordu. Bir kez
yap�l�nca, hi�bir �ey onu k�ramaz. �imdiye dek ya�am� olan en b�y�k Aes Sedai,
yap�lan en g��l� sa'angreah kullanarak bile ba�aramaz. Y�rekta��na y�neltilen her
g�� onu daha da sa�lam k�lar."
"O zaman nas�l...?" Mat'in elindeki ile yapt��� hareket yerdeki di�er
D�NYANIN G�Z� ZB2
par�alan s�p�rd�.
"Bu Karanl�k Varl�k'�n zindan�ndaki yedi m�h�rden biriydi," dedi Moiraine. Mat
par�ay� k�z�l kormu� gibi b�rak�verdi. Perrin'in g�zleri tekrar parlamaya ba�lam�
gibi g�r�nd�. Aes Sedai sakin sakin par�alar� toplad�.
"Art�k fark etmez," dedi Rand. Arkada�lar� ona tuhaf tuhaf bakt�. Rand �enesini
kapal� tutmu� olmay� diledi.
"Elbette," dedi Moiraine. Ama di�er par�alar� dikkatle kesesine doldurdu. "Bana
sand��� getirin." Loial sand��� yak�na ta��d�.
Yass� alt�n ve g�m� sand�k eksiz g�r�n�yordu, ama Aes Sedai'nin parmaklan girift
i�lemelerin �zerinde doland�, bast�rd� ve ani bir t�k�rt� ile kapak yayl�ym� gibi
a��ld�. ��inde k�vr�k, alt�n bir boru vard�. Par�lt�s�na ra�men, onu koruyan
sand���n yan�nda sade g�r�n�yordu. �zerindeki yegane i�aretler, �an gibi ucunun
�evresine g�m�le i�lenmi� yaz�lard�. Moiraine boruyu bir bebek gibi dikkatle
kald�rd�. "Bu II-lian'a g�t�r�lmeli," dedi yumu�ak sesle.
"Illian m�!" diye h�rlad� Perrin. "Bu neredeyse F�rt�nalar Denizi'nde, eve �imdi
oldu�umuz kadar uzak."
"Bu...?" Loial durup nefes ald�. "Olabilir mi...?"
"Eski Dil'i okuyabilir misin?" diye sordu Moiraine ve Ogier ba��n� sallay�nca ona
boruyu uzatt�.
Ogier kad�n kadar nazik�e boa�yu ald� ve geni� parma��n� yaz�lar�n �zerinde
gezdirdi. G�zleri irile�ti, irile�ti, kulaklar� dimdik oldu. "Tia mi aven Moridin
isainde vadin," diye f�s�ldad�. "Mezar �a�r�ma engel de�ildir."
"Valere Borusu." Bir an Muhaf�z ger�ekten sars�lm� g�r�nd�; sesinde bir hu�u t�n�s�
vard�.
Ayn� anda Nynaeve titrek bir sesle, "�a�lar'�n kahramanlar�n� Karanl�k Varl�k'la
sava�malar� i�in �l�mden �a��rmak i�in."
"Yak beni!" diye nefes verdi Mat.
Loial sayg�yla boruyu alt�n yuvas�na b�rakt�.
"Merak etmeye ba�l�yorum," dedi Moiraine. "D�nyan�n G�z� d�nyan�n �imdiye dek kar��
kar��ya kalaca�� en b�y�k ihtiya� i�in yap�lm�t�, ama bizim onu... kulland���m�z
gibi kullan�lmas� i�in mi yap�lm�t�, yoksa bu �eyleri koa�mak i�in mi? �abuk,
sonuncusu, g�sterin
790
ROBERTJORDAN
bana."
�lk ikisinden sonra Rand Perrin'in g�n�ls�zl���n� anlayabiliyordu. O teredd�t
edince Lan ve Ogier beyaz kuma� boh�as�n� ald�lar ve aralar�nda a�t�lar. Uzun,
beyaz bir sancak a��ld�, havaya kald�r�ld�. Rand bakmaktan ba�ka bir �ey
yapam�yordu. T�m �ey tek par�a g�r�n�yordu, ne dokunmu�, ne boyanm�t�. K�z�l ve
alt�n pullu y�lan gibi bir �ekil boylu boyunca uzan�yordu, ama pullu bacaklar� ve
her birinde be� uzun, alt�n parmak olan ayaklar� vard�. Alt�n yeleleri, g�ne� g�zl�
b�y�k bir ba�� vard�. Sanca��n k�p�rt�lar� onu hareket ediyor gibi g�steriyor,
pullan canl� canl�, de�erli metaller ve m�cevherler gibi par�ld�yor-du. Rand onun
meydan okuyarak k�kredi�ini i�itti�ini sand�.
"Bu ne?" diye sordu.
Moiraine yava��a yan�t verdi. "G�lge'ye kar�� I��k'�n g��lerini y�netirken Sabah�n
Efendisi'nin kulland��� sancak. Lews Therin Tela-mon'un sanca��. Ejder'in sanca��."
Loial neredeyse tuttu�u ucu b�rakacakt�.
"Yak beni!" dedi Mat hafif�e.
"Giderken bu �eyleri yan�m�zda g�t�rece�iz," dedi Moiraine. "Buraya tesad�fen
konmad�lar ve ben daha fazlas�n� ��renmeliyim." Parmaklar�, m�h�r�n k�r�k
par�alar�n� koydu�u keseyi ok�ad�. "Yola ��kmak i�in ge�. Dinlece�iz ve yemek
yiyece�iz, ama yar�n yola erken ��kaca��z. Afet buray� �epe�evre sar�yor, S�n�r
boyunda oldu�u gibi de�il, ve g��l�d�r. Ye�il Adam yokken, buras� fazla dayanamaz.
Beni yat�r�n," dedi Nynaeve ve Egwene'e. "Dinlenmeliyim."
Rand ba�tan beri g�rd���, ama ay�rd�na varmad��� �eyi fark etti. B�y�k me�eden
kahverengi yapraklar ya��yordu. �l� yapraklar esinti ile yerde h��rd�yor,
kahverengi binlerce �i�ekten d�k�len ta� yapraklar�n�n renklerine kar��yordu. Ye�il
Adam Afet'i �imdiye dek uzak tutmu�tu, ama Afet onun yapt��� �eyleri �ld�rmeye
ba�lam�t� bile.
"Art�k bitti, de�il mi?" diye sordu Moiraine'e. "Bitti."
Aes Sedai pelerinden yast���n�n �zerinde ba��n� �evirdi. G�zleri, D�nyan�n G�z�
kadar derin g�r�n�yordu. "Buraya yapmak i�in geldi�imiz �eyi yapt�k. Bundan sonra,
ya�am�n� Desen'in dokudu�u gibi ya�ayabilirsin. Ye, sonra uyu, Rand al'Thor. Uyu ve
evi d�le."
53
�ARK D�N�YOR
�afak Ye�il Adam'�n bah�esindeki y�k�m� ayd�nlatt�. Zemin, yer yer diz boyu d�k�k,
d�m� yapraklarla kaplanm�t�. A��kl���n kenar�na �aresizce tutunan birka� tanesi
d��nda b�t�n �i�ekler yok olmu�tu. Me�enin alt�ndaki toprakta pek az �ey
b�y�yebiliyordu, ama Ye�il Adam'�n mezar�n�n �zerindeki kal�n a�a� g�vdesini ince
bir �i�ek ve �imen halkas� �evreliyordu. Me�enin kendisi yapraklar�n�n yans�n�
korumu�tu ve bu di�er a�a�lara g�re �ok fazlayd�. Sanki Ye�il Adam'�n an�lar� orada
kalmak i�in m�cadele veriyordu. Serin esintiler �lm�, yerini gittik�e artan,
hastal�kl� bir s�ca�a b�rakm�t�. Kelebekler yok olmu�, ku�lar susmu�tu. Oradan
ayr�lmaya haz�rlanan grup sessizdi.
Rand, k�z�l at�n�n eyerine bir kay�p duygusuyla t�rmand�. Bu �ekilde olmamal�yd�.
Kan ve k�ller, biz kazand�k!
"Ke�ke di�er yeri bulabilseydi," dedi Egwene, Bela'ya binerken. Lan taraf�ndan,
Moiraine'i ta��mak �zere haz�rlanm� bir sedye uzun t�yl� at ile Aldieb aras�na
as�lm�t�. Nynaeve beyaz k�sra��n dizginlerini tutarak yan�nda at s�recekti. Hikmet
ne zaman Lan'in ona bakt���n� g�rse, bak�lar�n� indiriyor, onunla g�z g�ze
gelmekten ka��n�yordu. O ne zaman bak�lar�n� ka��rsa Muhaf�z ona bak�yordu, ama
konu�muyordu. Kimse Egwene'e kimi kastetti�ini sormad�.
"Bu do�ru de�il," dedi Loial me�eye bakarak. Hen�z at�na binmemi� bir o kalm�t�.
"A�a�karde�'in Afet'te �lmesi do�ru de�il." �ri at�n�n dizginlerini Rand'a uzatt�.
"Do�ru de�il."
Ogier b�y�k me�eye y�r�rken Lan a�z�n� a�t�. Sedyede yatan Mo-
722
ROBERTJORDAN
iraine elini zay�f�a kald�rd� ve Muhaf�z hi�bir �ey s�ylemedi.
Loial me�enin �n�nde diz ��kt�, g�zlerini kapatt� ve kollar�n� uzatt�. Y�z�n�
g�ky�z�ne kald�r�rken kulaklar�ndaki t�yler dimdik oldu. Ve �ark� s�yledi.
Rand, �ark�n�n i�inde s�zc�kler var m�, yoksa salt �ark� m�, ay�rt edemiyordu. O
g�mb�rt�l� ses, yery�z� �ark� s�yl�yormu� gibi ��k�yordu, ama Rand ku�lar�n yine
�t�meye ba�lad���ndan, bahar r�zgarlar�n�n yumu�ak sesle i� �ekti�inden,
kelebeklerin kanat ��rpt���ndan emindi. �ark�ya dald� ve yaln�zca birka� dakika
s�rd���n� sand�, ama Loial kollar�n� indirdi�inde ve g�zlerini a�t���nda, g�ne�in
ufukta epey y�kseldi�ini g�r�nce �a��rd�. Ogier �ark�s�na ba�lad���nda me�eye
dokunuyordu. Me�enin �zerindeki yapraklar daha ye�il g�r�n�yor, olduklar� yere daha
s�k� tutunuyorlard�. Onu �evreleyen �i�ekler, beyaz ve taze sabahy�ld�zlar�, parlak
k�rm�z� ��kd���mleri ba�lar�n� dikmi�lerdi.
Loial geni� y�z�ndeki teri silerek aya�a kalkt� ve Rand'dan dizginleri ald�. Uzun
ka�lar�, g�steri� yapt���n� d��nmelerinden korkarak utanm� gibi sark�yordu.
"�imdiye dek hi� bu kadar i�ten s�ylememi�tim. Burada A�a�karde�'ten bir�eyler
kalm� olmasayd� yapamazd�m. Benim A�a�ark�lanm onun g�c�ne sahip de�ildir." Eyerine
yerle�irken me�eye ve �i�eklere tatmin i�inde bakt�. "En az�ndan bu k���k mekan
Afet'e g�m�lmeyecek. Afet A�a�karde�'i ele ge�iremeyecek."
"Sen iyi bir adams�n, Ogier," dedi Lan.
Loial s�r�tt�. "Bunu bir kompliman olarak kabul ediyorum, ama �htiyar Haman ne
derdi, bilemiyorum."
Tek s�ra halinde yola ��kt�lar. Mat Muhaf�z'�n arkas�nda, gerekirse yay�n�
kullanabilece�i bir yerde at s�r�yordu. Perrin baltas�n� eyerinin topuzuna dayam�,
en arkadan geliyordu. Bir tepeyi a�t�lar ve g�z a��p kapayana kadar, ��r�k, �arp�k,
canl� g�kku�a�� renkleri ile Afet �evrelerini sard�. Rand omzunun �zerinden arkaya
bakt�, ama Ye�il Adam'�n bah�esi g�zden kaybolmu�tu. �nceki gibi, arkalar�nda
yaln�zca Afet uzan�yordu. Ama bir anl���na, Rand me�e a�ac�n�n ye�il ve g�r
tepesini g�rd���n� sand�. A�a� bir an panldad� ve yok oldu. Sonra yaln�zca Afet
kald�.
Rand buraya gelirken yapt�klar� gibi, ayr�l�rken de sava�malar� ge-
D�NYAN�N G�Z�
221
rekece�ini d��nm�t�, ama Afet �l�m kadar sessiz ve k�p�rt�s�zd�. Onlara �arpmak
i�in tek bir dal savrulmad�, ne yak�nda, ne uzakta, tek bir �ey ulumad� ve ���l�k
atmad�. Afet, yerine ��km� gibi g�r�n�yordu, ama s��ramak i�in de�il, b�y�k bir
darbe alm�, bir sonrakinin inmesini bekler gibi. G�ne� bile daha az k�rm�z�yd�.
G�ller b�lgesini ge�erlerken g�ne� zirvesine yak�n as�l�yd�. Lan onlar� g�llerden
uzak tuttu ve o tarafa bakmad� bile, ama Rand yedi kulenin daha �nce g�rd��� zamana
g�re daha y�ksek durdu�unu d��nd�. �entikli tepelerinin yerden daha uzak oldu�undan
emindi ve �stlerinde sanki, kusursuz kuleleri g�ne�te par�ld�yor, Alt�n Turna
sancaklar� r�zgarda dalgalan�yordu. Rand g�zlerini k�rp�t�rd� ve dikkatle bakt�,
ama kuleler tamamen yok olmay� reddetti. Afet g�lleri bir kez daha gizleyene kadar
g�r� alan�n�n kenar�nda kald�lar.
Muhaf�z, g�nbat�m�ndan �nce bir kamp yeri se�ti, Nynaeve ve Egwene Moiraine'in
koruyucu b�y�ler yapmas�na yard�m ettiler. Aes Sedai ba�lamadan �nce di�er
kad�nlar�n kulaklar�na bir�eyler f�s�ldad�. Nynaeve teredd�t etti, ama Moiraine
g�zlerini kapatt���nda, onlar da kat�ld�lar.
Rand, Mat ve Perrin'in izledi�ini g�rd� ve nas�l �a��rabildiklerini anlamad�. Her
kad�n Aes Sedaidir, diye d��nd�, bu d��nceden hi� ho�lanmayarak. I��k bana yard�m
et, ben de �yleyim. Kasvet dilini tutmas�na sebep oldu.
"Neden bu kadar farkl�?" diye sordu Perrin Egwene'e, Hikmet Moiraine'in sedyeye
uzanmas�na yard�m ederken. "Sanki..." Geni� omuzlar�n�, uygun s�zc��� bulamam� gibi
silkti.
"Karanl�k Varl�k'a muazzam bir darbe indirdik," diye yan�t verdi Moiraine, i�ini
�ekerek yerine yerle�irken. "G�lge'nin kendine gelmesi uzun zaman alacakt�r."
"Nas�l?" diye sordu Mat. "Biz ne yapt�k ki?"
"Uyuyun," dedi Moiraine. "Hen�z Afet'ten ��kmad�k."
Ama ertesi sabah, Rand'm g�rebildi�i kadar�yla hi�bir �ey de�i�memi�ti. Afet g�neye
do�ru soluyordu, elbette. �arp�k a�a�lar d�z olanlarla yer de�i�tirmi�ti. Bo�ucu
s�cak azalm�t�. ��r�mekte olan bitki �rt�s� yerlerini yaln�zca hastal�kl� olanlara
b�rakt�. Ve sonra Rand, hastal�kl� olanlar�n da kayboldu�unu fark etti.
�evrelerindeki
221
ROBERTJORDAN
orman, dallardaki g�r, taze filizlerle k�rm�z�la�t�. �al�lar�n aras�nda tomurcuklar
f�k�rm�, sarma��klar kayalar� yemye�il kaplam�t� ve taze yaban�i�ekleri, Ye�il
Adam'�n y�r�d��� yerde oldu�u gibi, �imenleri s�slemi�ti. Sanki k��n uzun s�re uzak
tuttu�u bahar �imdi kaybetti�i zaman� telafi etmek i�in acele ediyordu.
�evresine bakakalan yaln�zca Rand de�ildi. "Muazzam bir darbe," diye m�r�ldand�
Moiraine ve ba�ka bir s,ey demedi.
T�rmanan yabang�lleri S�n�r'� i�aretleyen ta� s�tuna dolanm�t�. �nsanlar g�zlem
kulelerinden ��k�p onlar� selamlad�lar. Kahkahalar�nda �a�k�nl�k vard� ve g�zleri,
�elik ayakkab�l� ayaklar�n�n alt�ndaki �imenlere inanam�yormu� gibi hayretle
parl�yordu.
"I��k, G�lge'yi yendi!"
"Tanvin Ge�idi'nde b�y�k bir zafer kazand�k! Haberini ald�k! Zafer!"
"I��k yine hepimizi kutsuyor!"
"Kral Easar I��k alt�nda g��l�," diye yan�t verdi Lan t�m ba��r�lara.
N�bet�iler Moiraine ile ilgilenmek, ya da en az�ndan e�lik etmek istedi, ama kad�n
hepsini reddetti. Sedyede s�rt �st� yatarken bile Aes Sedai �yle bir varl�k
sergiliyordu ki, z�rhl� adamlar geriledi, isteklerine teslim oldu. Rand ve
di�erleri yollar�na devam ederken kahkahalar� pe�lerinden geldi.
Fal Dara'ya ak�am�n ge� saatlerinde ula�t�lar ve sert g�r�n�l� �ehri kutlama
yaparken buldular. �ehir tam anlam�yla ��nl�yordu. Rand �ehirde, en k���k g�m� inek
�an�ndan kule tepelerindeki bronz �anlara kadar, ��nlamayan tek bir tane bile
oldu�undan ku�kuluydu. Kap�lar ard�na dek a��k duruyordu ve adamlar sokaklarda
kahkahalar atarak, �ark�lar s�yleyerek ko�uyorlard�. Tepelerindeki sa� tutamlar�na
ve z�rhlar�ndaki aral�klara �i�ekler tutturmu�lard�. Kasabadaki s�radan insanlar
hen�z Fal Moran'dan d�nmemi�ti, ama askerler Tanvin Ge�idi'nden hen�z gelmi�ti ve
co�kulan sokaklar� doldurmaya yetiyordu.
"Ge�it'te zafer! Biz kazand�k!"
"Ge�it'te mucize oldu! Efsaneler �a�� geri d�nd�!"
"Bahar!" diye kahkaha att� k�r sakall� ya�l� bir asker, Rand'�n boy-
D�NYANIN G�Z� 225
nuna sabahy�ld�zlar�ndan bir �elenk asarken. Kendi tepe sa�� ayn� �i�eklerle
bembeyaz olmu�tu. "I��k bizi bir kez daha baharla kutsuyor!"
Kaleye gitmek istediklerini ��renen bir grup �eliklere b�r�nm�, �i�eklerle donanm�
adam onlar� �evreledi, kutlamalar�n i�inde onlara yol a�t�.
Rand'�n g�rd��� ilk g�l�msemeyen y�z Ingtar'�nkiydi. "�ok ge� kald�m," dedi Ingtar
Lan'e, ek�i bir sertlik ile. "G�rmek i�in bir saat ge�. Bar�!" Di�leri i�itilir bir
bi�imde g�c�rdad�, ama sonra y�z ifadesi yumu�ad�. "Beni affet. �z�nt� g�revlerimi
unutmama sebep oluyor. Ho�geldin, �n�a Eden. Hepiniz ho�geldiniz. Afet'ten sa�salim
��kt���n�z� g�rmek g�zel. Moiraine Sedai'nin odas�na �ifac�y� getirtece�im ve Lord
Agelmar'a..."
"Beni Lord Agelmar'a g�t�r," diye emretti Moiraine. "Hepimizi birden." Ingtar
itiraz etmek i�in a�z�n� a�t�, ama kad�n�n g�zlerindeki g�c�n alt�nda e�ildi.
Agelmar �al�ma odas�ndayd�. K�l��lar� ve z�rh� raflardaki yerlerine geri d�nm�t� ve
ikinci g�l�msemeyen y�z onunkiydi. Moiraine'in �niformal� u�aklar taraf�ndan sedye
�zerinde ta��nd���n� g�r�nce endi�eli ifadesi derinle�ti. Siyah ve alt�n renklere
b�r�nm� kad�nlar, Aes Sedai dinlenme f�rsat� bulamadan ya da �ifac� taraf�ndan
g�r�lmeden onun odas�na g�t�r�ld��� i�in d�v�n�p duruyordu. Alt�n sand��� Loial
ta��yordu. M�h�r�n par�alar� h�l� Moiraine'in kesesin-deydi; Lews Therin
Karde�katili'nin sanca�� battaniye rulosuna sar�lm�, h�l� Aldieb'in eyerinin
arkas�nda duruyordu. Beyaz k�sra�� g�t�rmek i�in gelen u�a�a, battaniye rulosunun
dokunulmadan Aes Se-dai'ye ayr�lan odaya g�t�r�lmesi emredildi.
"Bar�!" diye m�r�ldand� Fal Dara Lordu. "Yaraland�n m�, Moiraine Sedai? Ingtar,
neden Aes Sedai'nin yata��na g�t�r�lmesini ve yan�na �ifac� �a�r�lmas�n�
sa�lamad�n?"
"Sakin ol, Lord Agelmar," dedi Moiraine. "Ingtar ben ne emrettiy-sem onu yapt�.
Herkesin d��nd��� kadar k�r�lgan de�ilim." �ki kad�na sandalyeye oturmas�na yard�m
etmelerini i�aret etti. Kad�nlar bir an ellerini kavu�turarak, kad�n�n �ok zay�f
oldu�unu, yatmas�, �ifac�-n�n getirilmesi, s�cak bir banyo haz�rlanmas� gerekti�ini
s�ylediler. Moiraine'in ka�lar� kalkt�; kad�nlar aniden �enelerini kapatt�lar ve
Z�fi
ROBERTJORDAN
sandalyeye oturmas�na yard�m etmek i�in seyirttiler. Moiraine yerine oturur oturmaz
sinirli sinirli kovalad� onlar�. "Seninle konu�mak istiyorum, Lord Agelmar."
Agelmar ba��m sallad� ve Ingtar odadaki hizmetkarlar� g�nderdi. Fal Dara Lordu
odada kalanlar� beklenti i�inde s�zd�; �zellikle de Lpial ve alt�n sand���, diye
d��nd� Rand.
"�itti�ime g�re," dedi Moiraine kap� Ingtar'�n ard�ndan kapan�r kapanmaz, "Tarwin
Ge�idi'nde b�y�k bir zafer kazanm�s�n�z."
"Evet," dedi Agelmar yava��a, ka�lar�n� yine endi�eyle �atarak. "Evet ve hay�r, Aes
Sedai. Yar�-insanlar ve Trolloclar sonunda yok edildiler, ama biz neredeyse hi�
sava�mad�k. Adamlar�m buna mucize diyor. Toprak onlar� yuttu; da�lar g�md�.
Yaln�zca birka� Dragh-kar kald�, ama onlar da ellerinden geldi�ince h�zla kuzeye
u�maktan ba�ka bir �ey yapamad�lar."
"Ger�ekten de mucize," dedi Moiraine. "Ve bahar yine gelmi�."
"Bir mucize," dedi Agelmar ba��n� iki yana sallayarak, "ama... Moiraine Sedai,
adamlar Ge�it'te olan bitenler hakk�nda �ok �ey s�yl�yor. I��k ete kemi�e b�r�n�p
bizim i�in sava�m�. Yarat�c� Ge�it'te g�r�nm� ve G�lge'ye darbe indirmi�. Ama ben
bir adam g�rd�m, Moiraine Sedai. Ben bir adam g�rd�m ve onun yapt�klar� olamaz,
olmamal�."
"�ark diledi�i gibi dokur, Fal Dara Lordu."
"Dedi�in gibi olsun, Moiraine Sedai."
"Ya Padan Fain? O emin ellerde mi? Dinlendikten sonra onunla konu�mal�y�m."
"Emretti�in gibi tutuluyor, Aes Sedai. Zaman�n�n yar�s�nda n�bet�ilere s�zlan�yor,
kalan yar�s�nda ise emirler ya�d�r�yor, ama... Bar�, Moiraine Sedai, ya sen Afet'te
ne yapt�n? Ye�il Adam'� buldun mu? B�y�yen yeni �eylerde onun elini g�r�yorum."
"Onu bulduk," dedi kad�n ifadesiz bir sesle. "Ye�il Adam �ld�, Lord Agelmar ve
D�nyan�n G�z� yok oldu. Art�k �an ve �eref isteyen gen� adamlar�n aray�lar�
olmayacak."
Fal Dara Lordu ba��n� �a�k�n �a�k�n iki yana sallayarak ka�lar�n� �att�. "�ld� m�?
Ye�il Adam m�? �lm� olamaz... Demek yenildiniz? Ama �i�ekler, b�y�yen �eyler?"
�MMHMH
D�NYANIN G�Z� Z2Z
"Kazand�k, Lord Agelmar. Kazand�k ve yery�z�n�n k�tan kurtulmas� yeterli kan�tt�r,
ama korkar�m son sava� hen�z verilmedi." Rand k�p�rdand�, ama Aes Sedai ona keskin
bir bak� f�rlatt� ve delikanl� yine k�p�rt�s�z kald�. "Afet h�l� ayakta ve
Thakan'dar'�n demirhaneleri, Shayol Ghul'�n alt�nda h�l� �al��yor. Hen�z pek �ok
Yar�-insan ve say�s�z Trolloc var. S�n�rboylar�'nda dikkatli olma gereklili�inin
kayboldu�unu sak�n d��nme."
"�yle oldu�unu d��nmemi�tim, Aes Sedai," dedi adam sert bir sesle.
Moiraine Loial'a, alt�n sand��� ayaklar�n�n' dibine b�rakmas� i�in i�aret etti. Bu
yap�ld�ktan sonra sand��� a�t� ve boruyu te�hir etti. "Va-lere'in Borusu," dedi ve
Agelmar inledi. Rand adam�n diz ��kece�ini d��nd�.
"Bu varken, Moiraine Sedai, ka� Yar�-insan, ka� Trolloc kald���n�n hi� �nemi yok.
Eskinin kahramanlar� mezardan d�n�nce, Lanetli Topraklar'a y�r�r�z ve Shayol Ghul'�
d�md�z ederiz."
"HAYIR!" Agelmar'�n a�z� �a�k�nl�k i�inde a��k kald�, ama Moiraine sakin sakin
devam etti. "Onu seni ba�tan ��karmak i�in g�stermedim, ne t�r sava� gelirse
gelsin, g�c�m�z�n G�lge'ninki kadar b�y�k olaca��n� anlatabilmek i�in g�sterdim.
Onun yeri buras� de�il. Boru Illian'a ta��nmal�. Yeni sava�lar ��kacak olursa, I��k
g��lerini orada toplamal�. Senden, onu Illian'a ula�t�rmak i�in en iyi adamlar�n�
vermeni istiyorum. Karanl�kdostlar�, Yar�-insanlar ve Trolloclar h�l� var ve boruya
gelenler onu kim �alarsa, onu takip edeceklerdir. Boru Illian'a ula�mal�."
"Dedi�in gibi olacak, Aes Sedai." Ama sand���n kapa�� kapand��� zaman, Fal Dara
Lordu son kez I��k'a bakma iste�i reddedilmi� bir adam gibi g�r�n�yordu.
Yedi g�n sonra, Fal Dara'da �anlar h�l� �al�yordu. �nsanlar Fal Moran'dan d�nm�,
askerlerin kutlamalar�na kat�lm�t�. Rand'�n durdu�u uzun balkonda, ba��r�lar ve
�ark�lar �anlar�n sesine kar��yordu. Balkon Agelmar'�n ye�il ve �i�eklenen �zel
bah�esine bak�yordu, ama Rand onlara dikkat etmiyordu. G�ky�z�nde y�kselen g�ne�e
ra�men Shienar Rand'�n al��k olmad��� kadar serindi, ama o bal�k��l
798
ROBERTJORDAN
i�aretli k�l�c�n� sallarken, onun ��plak g��s�nde ve omuzlar�nda ter damlac�klar�
as�l� duruyordu. Her hareketi �zenli, ama bo�lu�un i�inde y�zd��� yerden uzakt�.
Oradayken bile, Moiraine'in saklad��� sancak g�r�lse kasabada ne kadar ne�e
olaca��n� merak ediyordu.
"G�zel, koyun �oban�." Kollar�n� g��s�nde kavu�turarak korkuluklara yaslanan
Muhaf�z onu ele�tiren bak�larla izliyordu. "�yi gidiyorsun, ama kendini o kadar
zorlama. Birka� haftada k�l�� ustas� olamazs�n."
Bo�luk i�ne bat�r�lm� sabun k�p��� gibi yok oldu. "K�l�� ustas� olmak umrumda
de�il."
"Bu bir k�l�� ustas�n�n k�l�c�, koyun �oban�."
"Ben yaln�zca babam�n benimle gurur duymas�n� istiyorum." Eli kabzan�n kaba
derisini kavrad�. Ben yaln�zca Tam'in babam olmas�n� istiyorum. "Zaten benim birka�
haftam yok."
"Demek fikrini de�i�tirmedin."
"Sen olsan de�i�tirir miydin?" Lan'in ifadesi de�i�medi; y�z�ndeki sert �izgiler,
asla de�i�emezmi� gibi g�r�n�yordu. "Beni durdurmaya �al�mayacak m�s�n? Ya da
Moiraine Sedai?"
"Diledi�in zaman gidebilirsin, koyun �oban�, ya da Desen'in senin i�in dokudu�u
�ekilde." Muhaf�z do�ruldu. "Seni yaln�z b�rakaca��m."
Rand, Lan'in gitmesini izlemek i�in d�nd� ve Egwene'i orada bekler buldu.
"Ne konuda fikrini de�i�tirmedin, Rand?"
Rand aniden ��d���n� hissederek g�mle�ini ve ceketini ald�. "Ben gidiyorum,
Egwene."
"Nereye?"
"Bir yere. Bilmiyorum." Rand onunla g�z g�ze gelmek istemiyordu, ama kendini ona
bakmaktan alam�yordu. K�z, omuzlar�na d�k�len sa�lar�n� k�rm�z� yaban�i�ekleriyle
bezemi�ti. Koyu mavi, kenarlar�na Shienaranl�lann yapt��� gibi beyaz �i�eklerden
ince bir kenar s�s� i�lenmi� pelerinine s�k� s�k� sar�nm�t� ve �i�ekler y�z�ne
kadar y�kseliyordu. Yanaklar� da �i�ekler kadar beyazd�; g�zleri o kadar iri ve
siyah g�r�n�yordu ki! "Uza�a."
"Moiraine Sedai'nin �ekip gitmenden ho�lanaca��n� sanm�yorum.
D�NYANIN G�Z� 722
Yapt���n... yapt���n �eylerden sonra �d�l� hak ediyorsun."
"Moiraine hayatta olup olmad���ma bile ald�rm�yor. Onun istedi�ini yapt�m ve her
�ey bitti. Ona gitti�im zaman benimle konu�muyor bile. Ona yak�n durmaya
�al�t���mdan de�il, ama benden uzak duruyor. Gitmeme ald�rmayacakt�r ve onun
ald�r�p ald�rmad���na da ben ald�rm�yorum."
"Moiraine h�l� tam olarak iyile�medi, Rand." K�z teredd�t etti. "Ben e�itimim i�in
Tar Valon'a gitmeliyim. Nynaeve de geliyor. Ve Mat'in onu han�ere ba�layan �ey
y�z�nden �ifa g�rmesi gerekiyor. Perrin ise �nce Tar Valon'u g�r�p, sonra... her
nereye gidecekse oraya gitmek istiyor. Sen de bizimle gelebilirsin."
"Ve beni ehlile�tirmek isteyecek, Moiraine'den ba�ka bir Aes Se-dai'nin beni
bulmas�n� bekleyeyim, �yle mi?" Sesi kabayd�, neredeyse alayc�yd�; bunu
de�i�tiremiyordu. "�stedi�in bu mu?"
"Hay�r."
Rand, yan�t vermeden �nce teredd�t etmedi�i i�in ona ne kadar minnettar oldu�unu
asla s�yleyemeyecekti.
"Rand, korkuyorsun..." Yaln�zd�lar, ama k�z �evresine bak�nd� ve sesini al�akt�.
"Moiraine Sedai Ger�ek Kaynak'a dokunmak zorunda olmad���n� s�yl�yor. Saidine
dokunmazsan, G��'� kullanmaya �al�mazsan, g�vende olursun."
"Ah, bir daha asla dokunmam. Elimi kesseler olmaz." Ya kendimi durduramazsam? Onu
kullanmaya hi� �al�mad�m, G�z'de bile. Ya duramazsam?
"Eve gidecek misin, Rand? Baban seni g�rmek i�in deli oluyordur. Mat'in babas� bile
art�k onu g�rmek i�in deli oluyordur. Ben gelecek sene Emond Meydan�'na gelece�im.
En az�ndan k�sa bir s�re i�in."
Rand, avucunu k�l�c�n�n kabzas�na s�rtt�, bronz bal�k��l� hissetti. Babam. Evim.
I��k, onlar� g�rmeyi nas�l da istiyorum... "Eve gitmeyece�im." Kendimi
engelleyemedi�ini anlarda, incitece�im insanlar�n olmad��� bir yere. Yaln�z
kalaca��m bir yere. Aniden balkona kar ya�m� gibi ��d�. "Uza�a gidiyorum, ama eve
de�il." Egwene, Eg-wene, neden onlardan biri olmak zorundayd�n? Rand kollar�n� k�za
dolad�, sa�lar�na f�s�ldad�. "Eve asla d�nmeyece�im."

800
ROBERTJORDAN
Agelmar'�n �zel bah�esinde, beyaz �i�eklerle bezenmi� g�r bir �arda��n alt�nda,
Moiraine yatt��� yerde k�p�rdand�. M�hr�n par�alan h�l� kuca��ndayd� ve zaman zaman
sa�lar�na takt��� k���k m�cevher, parmaklar�ndan sarkan alt�n zincirin ucunda
d�n�yordu. Ta�taki solgun, mavi par�lt� s�nd� ve kad�n�n dudaklar�na bir g�l�mseme
dokundu. Ta��n kendisinde g�� yoktu, ama hen�z k���k bir k�zken, Cairhien'in
Kraliyet Saray�'nda Tek G��'� kullanmay� ��renirken yapt��� ilk �ey, i�itilemeyecek
kadar uzakta olduklar�n� d��nen insanlara kulak misafiri olmakt�.
"Kehanetler ger�ekle�ecek," diye f�s�ldad� Aes Sedai. "Ejder yeniden do�du."
B�R�NC� C�LD�N SONU

SOZLUK
D�NYAN�N G�Z� $01
BU S�ZL�KTEK� TAR�HLER �ZER�NE B�R NOT. Torna Takvimi (Torna dur Ahmid taraf�ndan
d�zenlenmi�tir) son erkek Aes Sedai'nin �l�m�nden yakla��k iki y�zy�l sonra
benimsenmi� ve D�nyan�n K�r�l�i'ndan Sonraki (KS) senelerin kaydedilmesinde
kullan�lm�t�r. Trolloc Sava�lar� esnas�nda pek �ok kay�t yok edilmi�tir, �yle ki
Sava�lar'�n sona ermesi ile eski sisteme g�re hangi y�lda bulunuldu�u �zerine
tart�malar ��km�t�r. Gazarl� Tiam taraf�ndan, Trolloc tehdidinden kurtulunmas�n�
kutlamaya dayal�, her y�l� �zg�r Y�l (�Y) sayan yeni bir takvim �nerilmi�tir. Gazar
takvimi, Sava�'tan sonraki yirmi y�l i�inde geni� kabul g�rm�t�r. �ahinkanad�
Artur, kendi imparatorlu�unun kurulu�una dayal� (KS, Kurulu�tan Sonra) yeni bir
takvim yaratmaya �al�m�t�r, fakat bu art�k yaln�zca tarih�iler taraf�ndan bilinen
ve at�fta bulunulan bir takvimdir. Y�zy�l Sava�lar�'n�n yaratt��� geni� �apl�
y�k�m, �l�m ve karma�adan sonra, Deniz Halk�'ndan bir alim olan �ren din Jubai
S�z�len Mart� taraf�ndan d�rd�nc� bir takvim d�zenlenmi� ve Tarabonlu Panarch
Farede taraf�ndan y�r�rl��e konulmu�tur. �u anda, Y�zy�l Sava�lar�'n�n geli�ig�zel
olarak belirlenmi� biti� y�l�ndan ba�layan ve Yeni �a�'�n (Y�) y�llar�n� kaydeden
Farede Takvimi ge�erlidir.
Adan, Heran (Aydan, Herar�): Baerlon Valisi.
Aes Seda! �Ayes Seday): Tek G��'� kullanan ki�iler. Delilik �a��'ndan bu yana,
hayatta kalan yegane Aes Sedailerin t�m� kad�nd�r. Yayg�n olarak g�vensizlik
duyulan ve korkulan, hatta nefret edilen Aes Sedailerin, genellikle uluslar�n
i�lerine kar�t��� d��n�l�r. Ayn� zamanda, bu t�r ba�lant�lar�n gizli tutulmas�
gereken �lkelerde bile, Aes Sedai dan�man bulundurmayan pek az h�k�mdar vard�r.
Sayg� ifade eden bir unvan olarak kullan�l�r, �rn: Sheriam Aes Sedai. Bkz. Ajah;
Amyrlin Makam�.
Afet: Bkz. B�y�k Afet.
Agelmar; Jagad Evi'nden Lord Agelmar (Agelmar; Cagad): Fal Dara Lordu. �areti,
ko�an �� k�z�l tilkidir.
Aiel: Aiel K�ra�lar�'n�n halk�. Sert ve zorludurlar. �ld�rmeden �nce y�zlerine pe�e
takarlar. Vah�i davrananlar i�in kullan�lan "kara pe�eli Aiel gibi davranmak"
deyimi buradan ��km�t�r. Silahlan varken ya da ��plak ellerinden ba�ka
hi�bir�eyleri yokken �l�mc�l sava���lard�r, ama asla k�l��lara dokunmazlar.
Gaydac�lar� onlar� sava�a dans �ark�lar� ile g�t�r�r ve sava�� "Dans" olarak
adland�r�rlar.
Aiel K�ra�lar�: D�nyan�n Omurgas�'n�n do�usunda, zorlu, engebeli, neredeyse susuz
bir �lke. Oraya pek az yabanc� gitmeye cesaret edebilir. Bunun tek sebebi, orada
do�mam� olanlar i�in su bulman�n neredeyse imkans�z ol-
804
ROBERTJORDAN
mas� de�il, ayn� zamanda Aiellerin kendilerini t�m halklar ile sava� halinde
saymalar� ve yabanc�lar� ho� kar��lamamalar�d�r.
Ajah (Acah): Aes Sedailer i�inde, her Aes Sedainin ait oldu�u topluluklar.
Renklerine g�re ayr�l�r: Mavi Ajah, K�z�l Ajah, Beyaz Ajah, Ye�il Ajah, Kahverengi
Ajah, Sar� Ajah ve Gri Ajah. �rne�in, K�rm�z� Ajah'a ait biri t�m enerjisini G��
kullanmaya kalk�an erkekleri bulup ehlile�tirmeye adar. Di�er yandan Kahverengi
Ajah'a ait biri d�nyevi i�lerden vazge�er ve kendini bilgi aramaya adar. Karanl�k
Varl�k'a hizmet eden bir Kara Ajah oldu�u konusunda s�ylentiler vard�r -ama
hararetle inkar edilir ve bir Aes Sedai'nin �n�nde bundan s�z etmek g�venli
de�ildir-.
Al E�isande: Eski Dil'de, "G�ne�in G�l� i�in!"
Aldieb: Eski Dil'de, "Bat� R�zgar�", bahar ya�murlar�n� getiren r�zgar. al'Meara,
Nynaeve (al-Meera, Nayniiv): Emond Meydam'mn Hikmet'i. al'Thor, Rand (al-Tor,
Rand): �ki Nehirli gen� bir �ift�i ve koyun �oban�. aPVere, Egwene (al'Veer,
Eg�veyn): Emond Meydan� hanc�s�n�n en k���k k�-
Amyrlin Makam� (Amirlin): (1) Aes Sedailerin �nderinin unvan�. Aes Seda-ilerin,
yedi Ajah'�n her birinden �� temsilciden olu�an en y�ksek kurulu olan Kule Salonu
taraf�ndan �m�r boyu hizmet vermek �zere se�ilir. Amyrlin Makam�, en az�ndan teorik
olarak, Aes Sedailer aras�ndaki, neredeyse en y�ce otoritedir. Bir kral veya
krali�eye denktir.
(2) Aes Sedai �nderinin oturdu�u taht.
Andor: �ki Nehir'in i�inde bulundu�u �lke. Andor i�areti k�rm�z� fon �zerinde iki
aya�� �zerinde do�rulmu� beyaz asland�r.
angreal: Tek G��'� y�nlendirebilen herkesin, yard�ms�z kullan�lamayacak kadar �ok
G��'� kullanabilmesini sa�layan �ok nadir bir nesne. Efsaneler �a-��'ndan kalan
nesneler olan angreallerin nas�l yap�ld��� art�k bilinmemektedir. Bkz. sa 'angreal.
Arafel: S�n�rboylar�'ndan bir �lke. Afarel'in i�areti, �apraz �izgi ile b�l�nm�
alanda, k�rm�z� fon �zerinde �� beyaz g�l ve beyaz fon �zerinde �� k�rm�z� g�ld�r.
Aram (Ayran�): Tuatha'anlar aras�nda gen� bir adam.
��k: Gezgin hikaye anlat�c�s�, m�zisyen, jongl�r, akrobat ve tam te�ek�ll�
e�lendirici. Rengarenk pelerinlerinden tan�n�r, daha �ok k�ylerde ve k���k
kasabalarda g�steri yaparlar, ��nk� b�y�k kasabalar�n ve �ehirlerin ba�ka e�-
D�NYAN�N G�Z� SM
lenceleri vard�r.
Avendesora-. Eski Dil'de, "Ya�am A�ac�". Pek �ok hikayede ve efsanede ad� ge�er.
Aybara, Penin: Emond Meydan�'ndan gen� bir demirci ��ra��.
Ba'alzamon: Trolloc diiinde, "Karanl���n Y�re�i". Trolloc dilinde Karanl�k
Varl�k'�n ad� oldu�una inan�lmaktad�r.
Baerlon (Beyrlon): Caemlyn'den Puslu Da�lar'a giden yol �zerinde bulunan bir Andor
�ehri.
Barran, Doral: Nynaeve al'Meara'dan �nce, Emond Meydan� Hikmet'i. Bel Tine (Bel
Tayn): �ki Nehir'de bahar festivali.
Be� G��: Tek G�� de�i�ik k�s�mlardan olu�ur ve Tek G��'� y�nlendirebilen her insan
baz� k�s�mlar� di�erlerinden daha iyi kullan�r. Bu k�s�mlar, onlar� kullanarak
yap�labilenlere g�re adland�r�l�r -Toprak, Hava, Ate�, Su ve Ruh-ve bunlara Be� G��
denir. Tek G��'� kullanabilen herkes bunlar�n bir ya da ikisini daha iyi
kullanabilir ve di�erlerinde o kadar iyi de�ildir. Birka� ki�inin ��� �zerinde iyi
kontrol� olabilir, ama Efsaneler �a��'ndan bu yana kimse be� g�c�n hepsi �zerinde
g��l� bir denetim kuramam�t�r. O zaman bile bu olduk�a nadirdi. G�c�n derecesi
bireyler aras�nda b�y�k �l��de de�i�ir, bu y�zden y�nlendirebilen baz�lar�
di�erlerinden daha g��l�d�r. Tek G�� ile belli eylemleri yerine getirmek, Be�
G��'�n bir ya da daha fazlas�n� gerektirir. �rne�in ate� yakmak ve kontrol etmek.
Ate�, hava durumuna etki etmek Hava ve Su, �ifa Su ve Ruh gerektirir. Ruh, erkekler
ile kad�nlar aras�nda e�it �l��de bulunsa da, Toprak ve/veya Ate�'e erkekler, Su
ve/veya Hava'ya kad�nlar aras�nda daha s�k rastlan�r. �stisnalar vard�r, ama
genellikle Toprak ve Ate� erkek G��leri, Hava ve Su kad�n G��'leri olarak kabul
edilegelmi�tir. Genellikle hi�bir yetenek di�erlerinden daha g��l� say�lmaz, ama
Aes Sedailer aras�nda bir deyi� vard�r: "Hi�bir kaya suyun ve r�zgar�n
y�pratmayaca��, hi�bir ate� suyun ya da r�zgar�n s�nd�rmeyece�i kadar g��l�
de�ildir." Bu deyi�in, son erkek Aes Sedai �ld�kten uzun zaman sonra yay�ld���na
dikkat �ekilmelidir. Erkek Aes Sedailer aras�nda bulunabilecek, buna e� herhangi
bir deyi� unutulmu�tur.
Beyaz Ajah: Bkz. Ajah.
Beyaz Kule: Tar Valon'da Amyrlin Makam�'mn saray�.
Beyazpelerinler Bkz. I����n �ocuklar�.
Bornhald, Dain (Bornhald, Deyin): I����n �ocuklan'ndan bir subay, Lord Kumandan
Geofram Bornhald'�n o�lu.
806
ROBERTJORDAN
Bornhald, Geofram (Bomhald, Cefram): I����n �ocuklan'ndan bir Lord Kumandan.
Bryne Gareth �Brin, Gerei): Andor'da Krali�enin Askerleri'nin Kumandan Generali.
Ayn� zamanda Morgase'e K�l�c�n �lk Prensi olarak hizmet vermektedir. �areti, her
birinden be� ��n ��kan �� alt�n y�ld�zd�r.
Byar, Jaret (Bayar, Jerei): I����n �ocuklan'ndan bir subay.
B�y�k Afet: Kuzeyde, Karanl�k Varl�k taraf�ndan tamamen yozla�t�r�lm� bir b�lge.
TroUoclar, Myrddraaller ve Karanl�k Varl�k'in di�er yarat�klar�n�n ya�ad��� yer.
B�y�k Boru Av�: Valere Borusu'nun efsanevi aran�� ile ilgili hikayeler dizisi.
Trolloc Sava�lan'nm biti�i ile Y�zy�l Sava�lar�'n�n ba�lang�c� aras�nda
ger�ekle�mi�tir. Tamamen anlat�lmas� g�nler s�rer.
B�y�k Desen: Zaman �ark�, �a�lar�n Deseni'ni B�y�k Desen'e dokur. Bu, ge�mi�i,
�imdiki zaman� ve gelece�i kapsayan, varolu�un ve ger�ekli�in tamam�d�r. Ayn�
zamanda �a�lar�n Danteli olarak bilinir. Bkz. �a��n Deseni, Zaman �ark�.
B�y�k Y�lan: Zaman ve sonsuzlu�un simgesi, Efsaneler �a��'ndan �nceden kalmad�r,
kendi kuyru�unu �s�ran bir y�lan ile simgelenir.
Caemlyn (Keymliri): Andor'un ba�kenti.
Cairhien (Kayriyen): Hem D�nyan�n Omurgas� boylar�nda ya�ayan bir ulus, hem o
ulusun ba�kenti. �ehir, Aiel Sava�� (Y� 976-978) s�ras�nda yak�lm� ve talan
edilmi�ti. Cairhien'in i�areti mavi g�ky�z�nden olu�an bir fonun alt�nda do�an
alt�n rengi, �ok ��nl� g�ne�tir.
Carai an Caldazar! (Karay an Kaldazar): Eski Dil'de, "K�z�l Kartal'�n �erefi i�in!"
Manetherenlilerin kadim sava� ���l���.
Carai an Ellisande!: Eski Dil'de, "G�ne�in G�l�'n�n �erefi i�in!" Manethe-ren'in
son kral�n�n sava� ���l���.
Cauthon, Matrim (Mat) (Kouton, Metrim - Met): �ki Nehir'den gen� bir �ift�i.
Charin, Jain (Carin, Ceyin): Bkz. Uzakgezgini, Jain. Cuendillar (K��ey��deyar):
Bkz. Y�rekta��. �a�lar�n Danteli: Bkz. �a�lar�n Deseni. �a�lar�n Danteli: Bkz.
B�y�k Desen.
�a��n Deseni: Zaman �ark�, insan ya�amlar�n�n ipliklerini belirli bir �a��n, o
�a��n ger�ekli�ini olu�turacak Deseni'ne dokur; �a��n Danteli olarak da bi-
D�NYANIN ��Z�
807
linir Bkz. ta'veren.
Damodred, Prens Taringail (Damodred, Taringeyl): Cairhien'de bir Kraliyet Prensi.
Tigraine ile evlendi, Galadredrid'in babas�. Tigraine ortadan kayboldu�u ve �ld�
kabul edildi�i zaman Morgase ile evlendi ve Elayne ile Gawyn'in babas� oldu.
Gizemli ko�ullar alt�nda yok oldu ve uzun y�llard�r �ld��� varsay�lmaktad�r.
�areti, iki u�lu alt�n bir sava� baltas�d�r.
Deh�etlordlari; Tek G�� kullanabilen erkek ve kad�nlar aras�nda, Trolloc Sava�lar�
s�ras�nda G�lge'nin taraf�na ge�en ve Trolloc g��lerine komuta edenler.
Delilik Zaman�: Bkz. D�nyan�n K�r�l��.
Deniz Halk�: Aryth (Arit) Okyanusu'ndaki ve F�rt�nalar Denizi'ndeki adalar�n
sakinleri. O adalar�n �zerinde pek az zaman harcarlar, hayatlar�n� gemilerde
ge�irirler. Deniz ticaretinin �o�u Deniz Halk�'n�n gemileriyle yap�l�r.
Dha-vol, Dhai'mon (Davol, Daymon): Bkz. Trolloclar.
D�nyan�n K�r�l��: Lews Therin Telamon ve Y�z Yolda�, Karanl�k Varl�k'�n zindan�n�
yeniden m�h�rledikleri zaman, lekeli saidinin kar�� sald�r�s�. Zaman i�inde b�t�n
erkek Aes Sedailer ��ld�rd�. Tek G��'� art�k bilinmeyen �l��de kullanabilen bu
adamlar, ��lg�nl�klar� i�inde yery�z�n�n g�r�n��n� de�i�tirdiler. B�y�k depremlere
sebep oldular, da� s�ralar�n� d�md�z ettiler, yeni da�lar y�kselttiler, eskiden
denizin oldu�u yerde kum topraklar ��kard�lar, eskiden kuru toprak olan yerleri
okyanusun bo�mas�na sebep oldular. D�nyan�n �o�u k�sm�, b�y�k �l��de n�fussuzdu ve
hayatta kalanlar r�zgar�n �n�ndeki toz zerreleri gibi sa��lm�t�. Bu y�k�m,
hikayelerde, efsanelerde ve D�nyan�n K�r�l��'n�n tarihinde hat�rlanmaktad�r. Bkz.
Y�z Yolda�.
D�nyan�n Omurgas�: Yaln�zca birka� ge�idi olan, Aiel K�ra�lan'n� bat�daki
topraklardan ay�ran y�ksek bir da� s�ras�.
Djevik, K'Shar (�evik K�ar): Trolloc dilinde, "�l�m Topra��." Trolloclar�n Aiel
K�ra�lar� i�in kulland��� isim.
Domon, Bayie (Domon, Beyi): Serpinti'nin kaptan�.
Ejder: G�lge Sava�� s�ras�nda Lews Therin Telamon'un lakab�. T�m Aes Se-daileri ele
ge�iren ��lg�nl��a kap�l�nca, Lews Therin kan�ndan gelen herkesi, sevdi�i herkesi
�ld�rd� ve sonu� olarak Karde�katili lakab�n� kazand�. Art�k, �zellikle sebepsiz
yere �evresi i�in tehlike olu�turanlar ya da onlar� tehdit edenler i�in, "��ine
Ejder girdi," ya da "Ejder ald�," denir. Bkz. Yeniden Do�an Ejder.
Ejder Di�i: Ucu �zerinde dik duran, genellikle siyah stilize i�aret. Bir kap�ya
808
ROBERTJORDAN
ya da eve �izildi�i zaman, i�erideki insanlar� k�t�l�kle su�lamak anlam�na gelir.
Easan Togita Evinden Kral Easar itizar, Togita): Shienar Kral�. �areti, Shienar
gelene�ine g�re Siyah �ahin ile birlikte Shienar i�areti say�lan beyaz erkek
geyiktir.
Elaida (Hayda): Andor Krali�esi Morgase'e dan�manl�k yapan Aes Sedai.
Elayne (�leyri): Krali�e Morgase'in k�z�, Andor Taht�'n�n k�z-veliaht�. �areti
alt�n zambakt�r.
Else; Else Grinwell (Elz Grinvel): Caemlyn Yolu �zerinde kar��la��lan bir �ift�i
k�z�.
Efsaneler �a��: G�lge Sava�� ve D�nyan�n K�r�l�� ile sona eren �a�. Aes Se-dailerin
art�k ancak d�lerde g�r�len harikalar yaratt��� bir zaman. Bkz. Zaman �ark�.
Ehlile�tirme: Aes Sedailer taraf�ndan, Tek G��'� kullanabilen erkeklerin Kaynak ile
ba�lant�lar�n� kesmektir. Bu gereklidir, ��nk� y�nlendirmeyi ��-renebilen her erkek
saidinin kirlili�i y�z�nden ��ld�racak ve delili�i i�inde G�� ile korkun� �eyler
yapacakt�r. Ehlile�tirilen bir adam, Ger�ek Kaynak'� hissetmeye devam eder, ama ona
dokunamaz. Ehlile�tirmeden �nce ba�layan delilik tedavi edilemez, ama
durdurulabilir ve bu yeterince erken yap�l�rsa �l�m engellenebilir.
Fain, Padan (Feyn, Padari): K�gecesi'nden hemen �nce Emond Meydan�'na gelen bir
�er�i.
Far Dareis Mai (Far DarayzMay): S�zc�k anlam� "M�zra��n K�zlar�". Aielle-rin
sava��� topluluklar�ndan biri; di�erlerinin aksine yaln�zca kad�nlardan olu�ur.
Toplulu�a ait bir k�z evlenemez ve �ocuk ta��rken sava�amaz. Bir K�z'in do�urdu�u
�ocuk, yeti�tirmesi i�in bir ba�ka kad�na verilir ve �ocu�un annesinin kim oldu�u
asla a��klanmaz. ("Sen hi�bir erke�e, hi�bir erkek ya da �ocuk sana ait olamaz.
Senin sevgilin, �ocu�un, hayat�n ve m�zrakt�r.") Bu �ocuklara b�y�k de�er verilir,
��nk� kehanetlere g�re bir K�z'dan do�an bir �ocuk, kabileleri birle�tirecek,
Aiellere Efsaneler �a��'nda sahip olduklar� b�y�kl��� geri verecektir.
Fersah: Yakla��k be� kilometrelik uzunluk �l��s�. Bkz. kilometre. Galad: Bkz.
Damodred, Lord Galadedrid.
Gawyn (Gevin): Krali�e Morgase'in o�lu, Elayne'in a�abeyi, Elayne tahta ��kt���
zaman K�l�c�n �lk Prensi olacak ki�i. �areti beyaz yabandomuzudur.
Gecenin �oban�: Bkz. Karanl�k Varl�k.
D�NYANIN G�Z� 809
Gezginler: Bkz. Gezginler.
Ger�ek Kaynak: Evrenin itici g�c�, Zaman �ark�'n� �evirir. Birlikte ve ayn� zamanda
birbirlerine kar�� �al�an eril yar� {saidi�i) ve di�il yar�ya (saidar) b�l�nm�t�r.
Saidini yaln�zca erkekler, saidan yaln�zca kad�nlar kullanabilir. Delilik
Zaman�'n�n ba�lang�c�nda saidin Karanl�k Varl�k'�n dokunu�u sonucunda kirlenmi�tir.
Bkz. Tek G��.
G�lge-adam: Bkz. .Myrddraal.
G�zs�z: Bkz. Myrddraal.
G�z-yakan: Bkz. Karanl�k Varl�k.
G�ne�g�n�: Yaz ortas�nda kutlanan bir festival.
Tear Ta��: Tear'� koruyan kale. Delilik Zaman�'ndan sonra in�a edilen ilk
kalelerden oldu�u s�ylenir ve kimileri, Delilik Zaman� s�ras�nda yap�ld���n�
s�yler. Bkz. Tear.
Tear: F�rt�nalar Denizi'nde b�y�k bir deniz liman�. Tear'�n i�areti k�rm�z� ve
alt�n rengi fon �zerinde �� beyaz hilaldir.
G�lge Sava��: Ayn� zamanda G�� Sava�� olarak bilinir ve Efsaneler �a��'n�
bitirmi�tir. Karanl�k Varl�k'�n �zg�r k�l�nmas� te�ebb�s�nden k�sa s�re sonra
ba�lam�, t�m d�nyay� sarm�t�r. Sava��n an�lar�n�n bile unutuldu�u bir d�nyada,
sava��n her yan� yeniden ke�fedilmi�, Karanl�k Varl�k'�n d�nyaya dokunu�u ile
�arp�t�lm�, Tek G�� silah olarak kullan�lm�t�r. Sava�, Karanl�k Varl�k'�n zindan�na
tekrar kapat�lmas� ile sona ermi�tir.
Lanetli Topraklar: B�y�k Afet'in �tesinde, Shayol Ghul'� �evreleyen �ss�z
topraklar.
Hikmet: K�ylerde, Kad�n Heyeti taraf�ndan �ifa, kehanet ve sa�duyu gibi yetenekleri
i�in se�ilen bir kad�n. �ok b�y�k bir sorumluluk ve yetke pozisyonudur. Genellikle
Belediye Ba�kan�'na denk, hatta baz� k�ylerde ondan �st�n say�l�r. Belediye
Ba�kan�'n�n aksine, �m�r boyu hizmet etmek �zere se�ilir ve bir Hikmet'in �lmeden
g�revden al�nmas� �ok nadir g�r�l�r. Geleneksel olarak neredeyse s�rekli Belediye
Ba�kan� ile anla�mazl�k halindedir. Bkz. Kad�n Kurulu.
Illian: F�rt�nalar Denizi k�y�s�nda b�y�k bir liman, ayn� ad� ta��yan ulusun
ba�kenti. Illian'�n i�areti koyu ye�il fon �zerinde dokuz alt�n ar�d�r.
Is�rbeni: �ok k���k, neredeyse g�r�nmez, �s�r�c� bir b�cek.
I����n �ocuklar�: Karanl�k Varl�k'�n altedilmesine ve t�m Karanl�kdostla-n'n�n yok
edilmesine adanm�, kat� �ileci kurallar� olan bir topluluk. Y�zy�l
ROBERTJORDAN
Sava�lar� s�ras�nda Lothair Mantelar (Loteyr Mant�lar) taraf�ndan, say�lar�
gittik�e artan Karanl�kdostlar�'n� I��k'a d�nd�rmek i�in kurulan topluluk, sava�
s�ras�nda tamamen askeri bir organizasyona d�n�m�t�r. �nan�lar� son derece kat�d�r,
ger�e�i ve do�ruyu yaln�zca kendilerinin bildi�inden kesinlikle emindirler. Aes
Sedailerden nefret ederler, onlar� ve onlar� destekleyenleri Karanl�kdostu
sayarlar. Beyazpelerinler olarak bilinirler; i�aretleri beyaz fon �zerinde g�ne�
patlamas�d�r.
Ingtar; Shinowa Evi'nden Lord Ingtar (Ingtar; �inova): Fal Dara'da Shi-enarl� bir
sava���.
�kinci Akit: Bkz. On Ulus Akdi. Kara-Ajah: Bkz. Ajah. K�z�l Ajah: Bkz. Ajah.
K�y Kurulu: �o�u k�yde k�yl�ler taraf�ndan se�ilen ve Belediye Ba�ka-n�'n�n ba��
�ekti�i bir grup erkek. K�y� ilgilendiren konularda karar almak ve kar��l�kl�
k�yleri ilgilendiren konularda ba�ka kurullarla g�r�mekle sorumludurlar. O kadar
�ok k�yde Kad�n Kurulu ile anla�mazl�k i�indedirler ki, bu anla�mazl�k art�k
geleneksel say�lmaktad�r. Bkz. Kad�n Kurulu.
Muhaf�z: Bir Aes Sedai'ye ba�l� bir sava���. Ba� Tek G�� ile ilgilidir ve adam
bundan h�zl� iyile�me, uzun s�re yiyecek, su ve uyku olmadan dayanabilme, Karanl�k
Adam'�n lekesini uzaktan hissedebilmek gibi yetenekler kazan�r. Muhaf�z hayatta
kald��� s�rece ba�land��� Aes Sedai, adam ne kadar uzakta olsa da onun hayatta olup
olmad���n�, �ld��� �n�, �l�m tarz�n� anlar. Ama ba� Aes Sedai'ye Muhaf�z'�n ne
y�nde ya da ne kadar uzakta oldu�unu anlatamaz. �o�u Ajah bir Aes Sedai'ye ba�l� en
az bir Muhaf�z olmas� gerekti�ine inansa da, K�z�l Ajahlar hi�bir Muhaf�z ile ba�
kurmaz, Ye�il Ajahlar ise bir Aes Sedai'nin diledi�i kadar �ok Muhaf�z ile ba�
kurabilece�ine inan�r. Ahlaki a��dan Muhaf�z'�n ba�a raz� olmas� gerekir, ama adam
g�n�ls�z olsa bile yap�ld��� g�r�lm�t�r. Aes Sedailerin ba�dan ne elde ettikleri,
b�y�k bir �zenle saklanan bir s�rd�r. Bkz. Aes Sedai.
Kader A��: Belirli bir �ap�n Deseni'nde, ta'veren olan bir ya da daha fazla insan�n
�evresinde olu�an b�y�k bir de�i�im.
Kad�n Kurulu: Bir k�y�n kad�nlar� taraf�ndan se�ilen, kad�nlar�n sorumlulu�u
say�lan alanlarda -�rne�in �r�nlerin ne zaman ekilece�i, ne zaman hasat edilece�i-
karar veren bir grup kad�n. K�y Kurulu ile denk otoriteye sahiptir ve sorumluluk
alanlar� a��k�a ayr�lm�t�r. Genellikle K�y Kurulu ile anla�mazl�k halindedir. Bkz.
K�y Kurulu.
D�NYANIN G�Z� 811
Karanl�k Varl�k: Shai'tan i�in her y�rede kullan�lan en yayg�n isim: k�t�l���n
kayna��, Yarat�c�'n�n antitezi. Yarat�c� yaraf�ndan Yarat�m an�nda Shayol Ghul'deki
bir zindana kapat�lm�t�r; onu zindandan kurtarma te�ebb�s� G�lge Sava��'na,
saidinin kirlenmesine, D�nyan�n K�r�l��'na ve Efsaneler �a-��'n�n sona ermesine yol
a�m�t�r.
Karanl�k Varl�k'�n ismini telaffuz etmek: Karanl�k Varl�k'�n ger�ek ismini -
Shai'tan- s�ylemek onun dikkatini �eker ve ka��n�lmaz bir �ekilde, en iyi durumda
k�t� talih, en k�t� durumda felaket getirir. Bu y�zden pek �ok �rtmece isim
kullan�l�r. �rn: Karanl�k Varl�k, Yalanlar�n Babas�, K�r Eden, Mezar�n Efendisi,
Gecenin �oban�, Y�rekbelas�, Y�rekdi�i, Otyakan ve Yaprak-k�ran. K�t� talihe
davetiye ��karan biri i�in, "Karanl�k Varl�k'�n ismini telaffuz ediyor," denir.
Karanl�kdostlari: Karanl�k Varl�k'� takip eden ve o zindan�ndan kurtuldu�u zaman
b�y�k g�� ve �d�ller elde edece�ini sanan ki�iler.
Karanl���n Y�ce Efendisi: Karanl�kdostlar�'n�n Karanl�k Varl�k i�in kulland�klar�
isim. Ger�ek ismini kullanman�n k�f�r say�ld���na inan�rlar.
K�z-veliaht: Andor taht�n�n halefinin unvan�. Krali�e'nin en b�y�k k�z� tahtta
annesinin yerini al�r. Hayatta olan bir k�z evlat yoksa, taht Krali�e ile kan ba��
olan en yak�n kad�n akrabaya kal�r.
K�l�c�n �lk Prensi: Normalde Andor Krali�esi'nin en b�y�k erkek karde�inin ta��d���
unvan. �ocuklu�undan itibaren sava� zamanlar�nda Krali�e'nin ordular�na komuta
etmek ve bar� zamanlar�nda dan�man� olarak g�rev yapmak �zere e�itilir. Krali�e'nin
hayatta kalan erkek karde�i yoksa, bu g�reve birisini atar.
Kandor: S�n�rboylar�'nda bir �lke. Kandor'un i�areti, a��k ye�il fon �zerinde
�ahlanan k�z�l bir att�r.
Ki��ch, Hyam (Kin�, Hayan�): Caemlyn Yolu'nda kar��la��lan bir �ift�i.
Ko'baL Bkz. Trolloclar.
Kilometre: Bin metreye e�it uzunluk �l��s� birimi.
Lan; al'Lan Mandragoran (al-Len Mandragoran): Kuzeyli bir sava���; Mo-iraine'in
yolda��.
Luc; Mantear Evi'nden Lord Luc (L�tk; Mantear): Tigraine'in, tahta ��kt���nda
K�l�c�n �lk Prensi olmas� gereken erkek karde�i. Bir �ekilde B�y�k Afet'te
kaybolmu�tur. Tigraine'in kaybolu�unun da bununla ili�kili oldu�u d��n�l�r. �areti
me�e palamutudur.
Mavi Ajah: Bkz. Ajah.
MHMHMIH
&12 ROBERTJORDAN
Machera, Elyas (Macera, Elayas): Perrin ve Egwene'in ormanda kar��la�t�klar� bir
adam.
Mehdi: Eski Dil'de "Aray�c�". Tuatha'an kervan�n�n �nderi.
Malkier: Bir zamanlar S�n�rboylar�'nda olan, sonra Afet taraf�ndan yutulan bir
ulus. Malkier'in i�areti, u�makta olan alt�n turnad�r.
Mandarb: Eski Dil'de K�l��.
Manetheren (Manetereti): �kinci Akdi yapan On Ulus'tan biri, ayn� zamanda o ulusun
ba�kenti. Hem �ehir, hem de ulus Trolloc Sava�lar� s�ras�nda tamamen yok oldu.
Maradon: Saldaea'mn ba�kenti.
Merrilin, Thom (Merrilin, Totri): Bel Tine'da g�steri yapmak i�in Emond Meydan�'na
gelen bir ��k.
Min: Baerlon'da, Geyik ve Aslan'da kar��la��lan gen� bir kad�n.
Moiraine (Muareyn): K�gecesi'nden hemen �nce Emond Meydan�'na gelen bir ziyaret�i.
Morgase (Morgeyz): I����n L�tfuyla, Andor Krali�esi, Trakand Evinin Y�ksek Makam�.
�areti �� alt�n anahtard�r. Trakand Evi'nin i�areti g�m� bir anahtard�r.
Myrddraal (Marddraat): Karanl�k Varl�k'�n yarat�klar�, Trolloclar�n kumandanlar�.
�nsanlar kullan�larak �retilen Trolloclarda, insan �zelliklerinin y�zeye ��kt���
�arp�k �r�nlerdir, ama Trolloclar� yapan k�t�l�k taraf�ndan kirletilmi�tir.
Fiziksel olarak insanlara benzerler, ama g�zleri yoktur. Ayd�nl�kta ve karanl�kta
kartal gibi g�rebilirler. Karanl�k Varl�k'tan kaynaklanan belli �zellikleri vard�r;
bak�lar� ile fel� etmek, g�lge olan herhangi bir yerde yok olmak bunlar�n aras�nda
say�labilir. Sahip olduklar� bilinen pek az zay�fl�ktan biri, akan suyu a�ma
konusundaki g�n�ls�zl�kleridir. Farkl� y�relerde de�i�ik isimlerle bilinirler. �rn:
Yar�-insan, G�zs�z, G�lge-adam, Sinsi, Soluk.
On Ulus Akdi: D�nyan�n K�r�l��'ndan sonraki y�zy�llarda (KS 200 civarlar�nda)
kurulan bir birlik. Karanl�k Varl�k'�n altedilmesine adanm�t�r. Trolloc Sava�lar�
s�ras�nda da��lm�t�r.
Sahte Ejder: Zaman zaman, Yeniden Do�an Ejder oldu�unu iddia eden adamlar ��kar ve
bazen i�lerinden biri �yle �ok takip�i kazan�r ki, altetmek i�in bir ordu
g�nderilmesi gerekir. Baz�lar� pek �ok ulusu kar�t�ran sava�lar ba�latm�t�r.
Y�zy�llar i�inde, �o�u Tek G��'� y�nlendiremeyen adamlar olmu�lar, ama pek az� Tek
G��'� kullanabilmi�tir. Ama hepsi, Ejderin Yeniden Do�u�u ile ilgili Kehanetleri
ger�ekle�tiremeden ya ortadan kaybolmu�, ya
D�NYANIN G�Z� M�
yakalanm� ya da �ld�r�lm�t�r. Bu, adamlara sahte Ejder denir. Bkz. Yeniden Do�an
Ejder.
Su��rboylan: B�y�k Afet'in s�n�r�nda bulunan uluslar: Saldaea, Arafel, Kan-dor ve
Shienar.
Soluk: Bkz. Myrddraal. Sinsi: Bkz. Myrddraal.
Sorgucular: I����n �ocuklar� i�inde bir topluluk. Anla�mazl�klarda ger�e�i aramak
ve Karanl�kdostlar�'n� ortaya ��karmak i�in yemin ederler. Kendilerini ger�ek ve
I��k aray�lar�nda, genel olarak I����n �ocuklar�'ndan daha hevesli g�r�rler. Normal
sorgu y�ntemleri i�kencedir; normal yakla��mlar�, ger�e�i zaten bildikleri ve
kurban�n itiraf etmesi i�in �abalad�klar� y�n�ndedir. Sorgucular, kendilerine ����n
Eli derler ve zaman zaman �ocuklar'dan ve �o-cuklar'a komuta eden Kurtsanm�lar
Kurulu'ndan tamamen ayr�ym� gibi davran�rlar. Sorgucular�n ba��, Kurtsanm�lar
Kurulu'nda da g�rev yapan Y�ksek Sorgucu'dur.
Sa'angreal (sangreat): Bir bireyin aksi halde m�mk�n ya da g�venli olmayacak kadar
�ok G�� y�nlendirmesini sa�layan, son derece nadir bir nesne. Sa 'angreal angreale
benzer, ama daha g��l�d�r. Efsaneler �a��'n�n anda�lar�d�r ve nas�l yap�ld�klar�
art�k bilinmemektedir.
Saidar; saidin: Bkz. Ger�ek Kaynak.
Saldaea (Saldeyea): Sm�rboylar�'nda bir �lke. Saldaea'n�n i�areti, koyu mavi zemin
�zerinde �� g�m� bal�kt�r.
Shadar Logoth (�adar Logot): Eski Dil'de, "G�lgenin Bekledi�i Yer." Trolloc
Sava�lar� s�ras�nda terk edilmi� ve o zamandan bu yana ka��n�lan bir �ehir. Ayn�
zamanda "G�lgenin Bekledi�i" olarak adland�r�l�r.
Shai'tan (�eytan): Bkz. Karanl�k Varl�k.
Shayol Ghul (�eyol Gut): Lanetli Topraklar'da bir da�, Karanl�k Varl�k'�n
zindan�n�n oldu�u yer.
Sheriam (�eriatt�): Mavi Ajah'tan bir Aes Sedai.
Shienar (�ayt�ar): Sm�rboylar�'nda bir �lke. Shienar'�n i�areti av�n�n �zerine
�ullanan siyah �ahindir.
Shoufa (�u/d): Bir Aiel giysisi, genelde kum ya da kaya rengi bir kuma� par�as�,
ba�� ve boynu �rtmek i�in kullan�l�r, yaln�zca y�z� a��kta b�rak�r.
�ahinkanad�, Artur. D�nyan�n Omurgas�'n�n bat�s�ndaki b�t�n �lkeleri ve Aiel
K�ra�lan'n�n do�usundaki baz�lar�n� birle�tiren efsanevi kral. Aryth Ok-
ROBERTJORDAN
yanusu'nun �tesine bile ordu g�ndermi�tir, ama onun �l�m�nden sonra bu ordu ile
ileti�im kaybedilmi�tir. �l�m� Y�zy�l Sava��'na yol a�m�t�r. �areti, u�makta olan
alt�n �ahindir. Bkz. Y�zy�l Sava�lar�.
Tek G��: Ger�ek Kaynak'tan �ekilen g��. �nsanlar�n b�y�k �o�unlu�u Tek G��'�
y�nlendirme yetene�inden tamamen yoksundurlar. Pek az ki�iye y�nlendirme
��retilebilir ve daha da az�nda bu yetenek do�u�tan vard�r. Bu az�nl��a
��retilmesine gerek yoktur; isteseler de, istemeseler de, belki de ne yapt�klar�n�
fark etmeden Ger�ek Kaynak'a dokunacak, G��'� y�nlendireceklerdir. Bu do�u�tan
gelen yetenek genellikle ergenlik �a��n�n sonlar�nda ya da gen�likte kendini
g�sterir. Kontrol ��retilmezse ya da kendili�inden ��renil-mezse -bu �ok zordur ve
ba�ar� oran� yaln�zca d�rtte birdir- �l�m ka��n�lmazd�r. Delilik zaman�ndan bu yana
zaman i�inde tamamen ��ld�rmadan G��'� y�nlendirebilen erkek ��kmam�t�r; bir derece
kontrol elde etmi�se bile, hastan�n canl� canl� ��r�mesine sebep olan bir
hastal�ktan �l�r -bu hastal�k, delilik gibi Karanl�k Varl�k'm saidini
kirletmesinden kaynaklan�r. Bir kad�n i�in, G��'�n kontrol edilememesinden
kaynaklanan �l�m bu kadar korkun� de�ildir, ama yine de �l�md�r. Aes Sedailer hem
Aes Sedailerin say�s�n� art�rmak, hem de �l�mden kurtarmak i�in bu yetenekle do�an
k�zlar� ararlar. Erkekleri ise zaman i�inde delirerek G�� ile korkun� �eyler
yapmamalar� i�in ararlar. Bkz. Delilik Zaman�, Ger�ek Kaynak.
Yeniden Do�an Ejder: Kehanetlere ve efsanelere g�re, insano�lunun en b�y�k ihtiya�
an�nda, d�nyay� kurtarmak i�in Ejder yeniden do�acakt�r. Bu insanlar�n can atarak
bekledi�i bir �ey de�ildir, ��nk� kehanetler, Yeniden Do�an Ejder'in yeni bir
d�nyan�n k�r�l�� getirece�ini s�yler. Ayn� zamanda, �l�m�n�n �zerinden �� bin y�l
ge�mi� olmas�na ra�men, Lews Therin Kar-de�katili, Ejder, insanlar� h�l� �rperten
bir isimdir. Bkz. Ejder, sahte Ejder.
T�t�n: �ok ekilen bir bitki. Yapraklar� kurutulur, t�ts�lenir ve pipo denilen ah�ap
kaplar�n i�inde yak�larak, duman� �ekilir.
Tallanvor, Martyn (Talanvor, Martin): Krali�enin Askerleri'nden bir n�bet-�i-
te�men; Caemlyn'de kar��la��l�r.
Ta'maraPailen (tamaralaylen): Eski Dil'de, "Kader A��."
Tanreall, Artur Paendrag (Tanreal, Artur Peyndra�): Bkz. �ahinkanad�, Ar-tur.
Tar Valon: Erinin Irma��'nda bir ada �ehri. Aes Sedai g�c�n�n merkezi ve Amyriin
Makam�'n�n mekan�.
Ta'veren: Zaman �ark�'n�n �evresine ba�ka, belki t�m ya�am-ipliklerini �rd��� ve
bir Kader A�� olu�turdu�u ki�i. Bkz. �a��n Deseni.
D�NYAN�N G�Z� m
Tar Valon'un Alevi.- Tar Valon'un ve Aes Sedailerin simgesi. Stilize bir alev
�eklindedir; ucu yukar�ya bakan tek bir g�zya�� damlas�.
Telamon, Lews Therin (Telamon, Luuz Terin): Bkz. Ejder.
Thakan'dar (Takandar): Shayol Ghul'�n yama�lar�nda, sislere sar�lm� bir vadi.
Tigralne (Tigreyn): Andor'un K�z-Veliaht� olarak Taringail Damodred ile evlendi ve
o�lu Galadedrid'i do�urdu. Y� 972'de yok olmas� ve k�sa s�re sonra karde�i Luc'un
Afet'te kaybolmas� Andor'da Tahta ��kma m�cadelesini ba�latt� ve Cairhien'de, daha
sonra Aiel Sava��'na sebep olacak geli�meleri ba�latt�. �areti, dikenli bir beyaz
g�l ve sap�n� tutan kad�n elidir.
Tenekeciler: Bkz. Tuatha'an.
Trolloc Sava�lar�-. Yakla��k KS 1000'de ba�layan ve �� y�zy�ldan fazla s�ren, bu
s�rede Trolloclar�n d�nyay� yak�p y�kt��� bir sava� dizisi. Zaman i�inde Trolloclar
�ld�r�ld� ya da B�y�k Afet'e s�r�ld�, ama baz� uluslar yok oldu ve ba�kalar�
n�fuslar�n�n �o�unu kaybetti. O zamana ait kay�tlar b�l�k p�r��kt�r. Bkz. On Uius
Akdi.
Trolloclar (Tralloklar): G�lge Sava�� s�ras�nda yarat�lan, Karanl�k Varl�k'�n
yarat�klar�. �ok iri yap�l�, son derece vah�i hayvan-insan melezidirler ve s�rf
�ld�rme zevki i�in �ld�r�rler. Kurnaz, hilekar ve tehlikelidirler, ancak
korktuklar� ki�iler taraf�ndan g�venilirler. �o�u her �eyi, her t�r eti yer ve buna
insan eti ile ba�ka Trolloclar�n eti de dahildir. �nsan kaynakl�d�rlar ve
insanlarla �reyebilirler, ama genellikle �l� do�umlara yol a�arlar ve �l�
do�mayanlar da genellikle hayatta kalmazlar. Kabile benzeri �etelere b�l�nm�lerdir
ve aralar�nda en �nde gelenleri Ahffrait, Al'ghol, Bhan'sheen, Dha'vol, Dhai'mon,
Dhfin'nen, Ghar'ghael, Ghob'hlin, Gho'hlem, Ghraem'lan, Ko'bal ve Kno'mon'dur.
Tuatha'an (Tuataari). Tenekeciler ve Gezginler olarak da bilinen g��ebe halk.
Parlak renklere boyanm� arabalarda ya�arlar ve Yapra��n Yolu dedikleri pasifist bir
felsefeleri vard�r. Tenekecilerin onard��� �eyler genellikle yenilerinden iyi olur,
ama �ocuk �ald�klar�na ve gen�leri kendi inan�lar�na d�nd�rmeye �al�t�klar�na
inan�ld��� i�in �o�u k�y taraf�ndan uzak tutulurlar.
Uzakgezgini, Jain (Jeyiri): Pek �ok �lkeye yolculuk yapan ve pek �ok macera ya�ayan
kuzeyli bir kahraman; pek �ok kitab�n yazan, kitaplar�n ve hikayelerin konusudur.
Y� 994'de, B�y�k Afet'e, baz�lar�na g�re Shayol Ghul'e kadar yapt��� bir
yolculuktan d�nd�kten sonra kaybolmu�tur.
816
ROBERTJORDAN
Yalanlar�n Babas�: Bkz. Karanl�k Varl�k.
Terkedilmi�ler: Bilinen en g��l� erkek Aes Sedai'nin on ���ne verilen ad.
�l�ms�zl�k vaadine kar��l�k, G�lge Sava�� s�ras�nda G�lge'nin taraf�na
ge�mi�lerdir. Efsanelere ve kalan kay�tlara g�re, Karanl�k Varl�k'�n zindan�
yeniden m�h�rlenirken, onunla beraber tutsak edilmi�lerdir. �simleri h�l� �ocuklar�
korkutmak i�in kullan�lmaktad�r.
Yar�-insan: Bkz. Myrddraal. Yaprakk�ran-. Bkz. Karanl�k Varl�k.
Y�nlendirme: (1) (fiil) Tek G��'�n ak��n� kontrol etme i�i. (2) (isim) Tek G��'�
y�nlendirme eylemi.
Yurt: Bir Ogier yerle�im yeri. D�nyan�n K�nl��'ndan bu yana �ok yurt terk
edilmi�tir. Hikaye ve efsanelerde s���nak olarak g�sterilirler ve bunun bir sebebi
vard�r. Art�k anla��lmayan bir �ekilde korunmaktad�rlar, �yle ki, i�lerinde hi�bir
Aes Sedai Tek G��'� y�nlendiremez, hatta Ger�ek Kaynak'�n varl���n� hissedemez.
Yurdun d��nda Tek G�� kullanma giri�imlerinin, s�n�rlar�n�n i�inde etkisi yoktur.
Zorlanmad�klar� s�rece hi�bir Trolloc yurda girmez ve bir Myrddraal bile b�y�k
ihtiya� i�indeyse girer ve bunu b�y�k bir g�n�ls�zl�kle yapar. Kendilerini
ger�ekten adayan Karanl�kdostlar� bile bir yurdun i�inde rahats�zl�k hissederler.
Yumruk: Say�s� de�i�en, temel Trolloc askeri birimi; her zaman y�zden fazlad�r, ama
asla iki y�z de�ildir. Her zaman olmasa da, genellikle bir yumru�a bir Myrddraal
komuta eder.
Y�rekdi�i, Y�rekbelasi: Bkz. Karanl�k Varl�k.
Y�rekta�i: Efsaneler �a��'nda yarat�lan zarar verilemez bir madde. Onu k�rmaya
y�neltilen her t�r g�c� emer ve daha g��l� olur.
Y�z Yolda�: Lews Therin Telamon �nderli�inde G�lge Sava��'n� sona erdiren, Karanl�k
Varl�k'� zindan�na kapatarak nihai darbeyi indiren, Efsaneler �a-��'n�n en g��l�
y�z erkek Aes Sedaisi. Karanl�k Varl�k'�n kar�� darbesi saidi-ri\ kirletti; Y�z
Yolda� ��ld�rd� ve D�nyan�n K�r�l��'n� ba�latt�.
Y�zy�l Sava��: �ttifaklar�n devaml� de�i�ti�i, birbirine girmi� bir dizi sava�. �a-
hinkanad� Artur'un �l�m� �zerine ve onun imparatorlu�unun payla��lmas� i�in
ba�lam�t�r. KY 994'ten KY 1117'ye kadar s�rm�t�r. Sava� y�z�nden Aryth Okyanusu ile
Aiel K�ra�lar�, F�rt�nalar Denizi ile B�y�k Afet aras�ndaki topraklar n�fusunun
�o�unu kaybetmi�tir. Y�k�m o kadar b�y�k olmu�tur ki, o zamana ait pek az kay�t
kalm�t�r. �ahinkanad� Artur'un imparatorlu�u parampar�a olmu�, bug�nk� uluslar
olu�mu�tur.
D�NYANIN G�Z�
&1Z
Valere Borusu: (Valer): B�y�k Boru Av�'n�n efsanevi nesnesi. Borunun, G�lge'ye
kar�� sava�mak �zere �l� kahramanlar� geri �a��raca��na inan�l�r.
Zaman �ark�: Zaman, yedi �ubuklu bir tekerlektir ve her �ubuk bir �a�'d�r. �ark
d�nerken �a�lar gelir ve ge�er, her biri unutularak efsaneye, sonra mite d�n�en
an�lar b�rak�r ve o �a� yeniden geldi�inde art�k �oktan unutulmu� olur. Belirli bir
�a��n Deseni, o �a�'�n geldi�i her seferde biraz de�i�ik olur ve her seferinde
b�y�k de�i�imlere a��kt�r, ama yine de her seferinde ayn� �a�'d�r.
SHANNARA EFSANES�
Terry Brooks
� SHANNARA'NIN KILICI
� SHANNARA'NIN ELFTA�LARI
� SHANNARA'NIN D�LEK�ARKISI
� SHANNARA'NIN �LK KRALI
Shea Ohmsford sakin bir ya�am s�rmekteydi -ta
ki gizemli Allanon ortaya ��k�p da uzun s�re �nce
yok edilmi� olmas� gereken Karab�y�c� Lord'un
sa� oldu�unu ve d�nyaya h�kmetmeyi akl�na
koydu�unu s�yleyene dek. Jerle Shannara'nm tek
miras��s� olan Shea, karanl���n yarat�klar�n� uzak
tutabilecek olan tek silah�, Sahannara'n�n K�l�c�'n�
bulmak i�in b�y�k ve tehlikeli bir maceraya
at�lmak zorundad�r. K�l�c�n pe�inden Kafatas�
Krall���'na s�r�klenen Shea'y� Karab�y�c�
Lord'la y�reklere korku salan bir y�zle�me
beklemektedir.
\
AMBER SER�S�
Roger Zelazny
� Amber'de Dokuz Prens
� Avalon'un T�fekleri
� Tekboynuz'un �areti
� Oberon'un Eli
� Kaos Saraylar�
� K�yametin Koz Kartlar�
� Amber Kan�
� Kaos �mgesi
� G�lgelerin ��valyesi
� Kaos Prensi
G�zlerini bir hastane odas�nda a�an Cari Corey,
ge�mi�ine dair hi�bir �ey hat�rlamamaktad�r. Aray��,
onu hi� ummad��� ger�eklerle y�zle�tirir: Ya�ad���m�z
d�nya, �l�ms�z �ehir Amber'in say�s�z g�lgelerinden
yaln�zca biri; kendisi de Amber Prensi Corvvin'dir.
Haf�zas�n� yitirmi� halde, as�rlar boyu d�nyam�zda
dolanm� olan Corwin, ge�mi�ini ara�t�rd�k�a kendisini,
hi�bir entrikadan ka��nmayan �l�ms�z karde�lerinin,
say�s�z d�nyay�, sihri ve yarat��� i�ine s�r�kleyen
m�cadelesinin tam ortas�nda bulur.
�L�M KAPISI SER�S�
MARGARET WEIS - TRACY HICKMAN
Y�zy�llar �nce, benzersiz bir g�ce sahip
sihirbazlar d�nyay� d�rt �leme ay�rd�lar -g�k, ta�,
ate� ve su- ve sonra yok oldular. Zaman i�inde,
b�y�c�ler yaln�zca kendi �lemlerinde etkinlik
kazanacak b�y�ler yapmay� ��rendiler, geri
kalanlar�n� ise unuttular. �imdi sadece, Labirent'te
hayatta kalan ve �l�m Kap�s�'n� ge�en birka� ki�i
d�rt �lemin t�m�n�n varl���ndan haberdar
-ama onlar bile kopar�lm� d�nyan�n gizemlerini
hen�z ��zm� de�iller...
� EJDER KANADI �ELF YILDIZI
� ATE� DEN�Z�
� YILAN B�Y�C�S�
� KAOSUN EL�
� LAB�RENT'TE
� YED�NC� KAPI
KARAKILI� ��LEMES�
MARGARET WEIS - TRACY HICKMAN
B�y�s�z do�an Joram �l� kabul edilmi� ve Merilon
taht� ona yasaklanm�t�r. Y�llarca kanun ka�aklar�n�n
aras�nda ya�ay�p zekas� ve el�abuklu�u sayesinde
hayatta kalabilmi�tir.
�imdi Joram, b�y� �eken Karak�l��'� kullanarak, intikam almak ve do�um hakk�n� ele
ge�irmek i�in bir
zamanlar evi olan b�y�l� Merilon Krall���'na geri
d�n�yor. 'Burada, Piskopos Vanya ile Duuk-tsarithler-
den olu�an orduyu, benzeri g�r�lmemi� bir sava�ta
s�n�yor.
Joram beraberindeki Katalist �aryon; gen� b�y�c�
Mosiah ve ��ka��t�� Simkin ile birlikte ge�mi�iyle ilgili
b�y�k s�rla y�zle�iyor ve d�nyan�n kaderini ellerine
b�rakan kadim kehaneti ke�fediyor.
KARAKILI�IN D�V�L��� KARAKILI�IN YAZGISI KARAKILI�IN ZAFER�
GED�KSAVA�LARI EFSANES�
RAYMOND E. FEIST
� B�y�c�: ��rak
� B�y�c�: Usta
� G�m�diken
� Sethanon'da Karanl�k
Huzurun hakim oldu�u Adalar Krall���'ndaki bir
s�n�r karakolu olan Crydee'de, bir �ks�z olan Pug,
b�y�c� ustas�n�n yan�na ��rak olarak verilir -ve
iki d�nyan�n yazg�s� sonsuza dek de�i�ir. Esrarengiz yabanc�lar istilaya ba�larken
Krall�k'taki
huzur aniden bozulur. Pug da �at�man�n orta yerine s�r�klenecektir, ancak o ve
sava��� arkada��
Tomas i�in bilinmeyene yolculuk daha yeni
ba�lam�t�r. Tomas, kadim bir uygarl���n vah�i erk
miras�n� devralacakt�r. Pug'�n kaderi ise onu zaman ve
uzamda a��lan bir gedikten ge�irerek yeni ve
yabanc� bir b�y�n�n ola�an�st� g��lerinde
ustala�ma yoluna g�t�recektir.
"Y�llardan sonra yaz�lm� en iyifantazya serisi.
Yazar�n�, Tolkien 'in taht�na ��kart�p, orada oturtmay�
sa�layacak denli ba�ar�l� bir eser."
Dragon
KRONDOR SER�S�
GED�KSAVA�LARININ ARDINDAN 1 �HANET
RAYMOND E. FEIST
Gediksava�lar� s�ras�nda Sethanon'daki son
kar��la�man�n �zerinden dokuz y�l ge�mi�tir. Adalar
Krall���'nm halk� yine, urukta beliren karanl�k g��lerin
tehdidi alt�ndad�r. Bu endi�e verici geli�melerin
habercisi, Gbrath ad�nda bir kara elftir.
Gece�ahinleri, i�ledikleri cinayetlerle yeniden ortaya
��karlar. Diplomasi bir kez daha �l�mc�l bir oyun
haline gelmi�tir. T�m bunlar�n merkezinde ise, Alt�lar
ad� verilen bir grup b�y�c�n�n entrikalar� yer
almaktad�r. Bu s�rada, hain Tsuranili m�cevher
ka�ak��lar�, S�r�ngen ad�yla tan�nan ki�i taraf�ndan
y�netilen �ete ile birlikte, Adalar Krall���'n� boyun
e�meye zorlayacak planlar yapmaktad�r.
Gediksava�lan'ndan tan�d���m�z, Krondorlu sevilen
kahramanlar; Jimmy, Locklear ve Pug, bir kez daha
tehlikelerle kar�� kar��ya...

You might also like