Professional Documents
Culture Documents
Alevi̇ Leri̇n El Ki̇tabi 2020
Alevi̇ Leri̇n El Ki̇tabi 2020
2020
‘GELİN CANLAR
BİR OLALIM OLALIM’
ALİ YILDIRIM
Sayfa Tasarımı: Cem Hayat
Düzenleme: Cem Hayat
ALEVİ AJANDASI
2020
GELİN CANLAR BİR
OLALAIM
ALİ YILDIRIM
OCAK
01
Alevilik İnsanı Hak Bilmektir!
Kainatın aynasıyım
Madem ki ben bir insanım
Hakk’ın varlık deryasıyım
Madem ki ben bir insanım.
ALEVİLİK
Alevilik, Anadolu’ya özgü kökleriyle kadim tarihe uzanan bir
inanç sistemidir. Alevilik, Anadolu’nun öz ve özgün inancıdır.
Alevilik bütünüyle Anadolu’da varolmuş/ortaya çıkmıştır.
Alevilik İslamiyet’in tüm olmazsa olmazlarına kayıtsızdır.
İslam’ın inanca dair beş temel şartı, Alevi inancının varlığı
içerisinde herhangi özel bir yer tutmaz.
Sözgelimi Hacc’a gitmek, namaz kılmak, ramazan orucu tut-
mak Alevi inanç sisteminde yeri olmayan İslam ibadetine ilişkin
ögelerdir. Alevi yolunda zekat vermek şeklinde bir inanç pratiği
de sözkonusu değildir.
GÜNÜN MEKANI
Garip Dede Dergâhı: İstanbul Küçükçekmece gölü kıyısında
yer alan tarihi Bektaşi Dergahı’dır. 1994’te Garipdede Türbesi’ni Ko-
ruma Onarma ve Yaşatma Derneği’nin kurulmasıyla birlikte yeniden
ihya edildi ve yola yoğun bir biçimde hizmet sunmaya devam ediyor.
OCAK
02
72 Millete Bir Nazarla Bakmak...
ALEVİLİK
İnsanı merkezine koyan insandan üs-
tün ve değerli bir varlık görmeyen, ne
onun üstünde bir efendi ne ona tabi bir
kulu kabul etmeyen bir inanç sistemidir.
KADİM TARİH
Ana Tanrıça: Kadim tarihte ilk kut-
sal olarak karşımıza çıkan, Ana Tanrıça
simgeleri olmuştur. Bu figürlerin en es-
kisi Avusturya Willendorf’ta bulunan
Willendorf Venüsü’dür. 30 bin yaşında
olduğu belirlenen kireçtaşından yapılma
11 cm boyundaki heykelcik, yaratan ve
yaşatan özelliklerini kendinde barındıran
bir görünüme sahiptir.
GÜNÜN GÖZALTISI
Bektaşi şeyhliği iddiasında bulunan Yemeziçmez Hasan Baba,
dün yapılan sorgusunu müteakip tevkif edilmiş, cezaevine gön-
derilmiştir. Midesinin kuruduğunu, bu sebeple yemek yemeden
yaşadığını söyliyen Hasan Baba’ya izafe edilen suçlar arasında
Alevilik propagandası yapmak, Şapka Kanunu’na aykırı hareket-
te bulunmak, şeyhlik, pirlik ve dervişlik sıfatlarını kullanmak gibi
hususlar vardır. (1960)
OCAK
03
Alevilik Serçeşmedir!
Tevrat’ı yazabilirim
İncil’i dizebilirim
Kuran’ı sezebilirim
Madem ki ben bir insanım
ALEVİLİK
Anadolu kaynaklı/Anadolu’ya özgü, eşi benzeri olma-
yan bir inanç, bir din, bir kültür, bir felsefe, bir öğreti ve hat-
ta bunların tümünü de içeren ve aşan bir toplumsal olgudur.
Bu unsurların her biri bir ve bütün halinde Aleviliği ifade etmek-
tedir. Anadolu Aleviliği’ni oluşturan temel kurumlar, ritüeller ve
inanç ögeleri bir bütün olarak ele alındığında şu çok açık ve net
bir biçimde görülecektir ki Alevilik, Anadolu coğrafyasına aittir
ve bu coğrafya dışında Anadolu Aleviliği’ni bulmak, Anadolu
Aleviliği’ne rastlamak olanaklı değildir.
GÜNÜN OLAYI
Okullara din dersi… Çocuğuna din dersi verilmesini isteme-
yen veli, dilekçe ile bunu okula bildirecek. Din dersini almak esas,
almamak ise istisna oldu. (1951)
OCAK
04
Can, Alevi Bireyleri İfade Eder.
Can, bir bütün olarak kadın erkek ayrımsız alevi bireyleri ifa-
de eder. Yabancılar karşısında Alevi olmayı da belirtir. Canımız-
dır, candır denilerek iyi bir insan oluşu da anlatır.
ALEVİLİK
Alevi cemlerine katılan bütün insanlar cemde kadın erkek cin-
siyetlerinin ötesinde can olarak yer alırlar.
Aleviliğin kendine özgü bir tarihi, ortaya çıkış süreci ve buna
bağlı olarak oluşup gelişen inanç ve ritüelleri vardır.
Alevilik ne İslam’dan doğmuştur ne Şamanizm’den ne Zer-
düşlük’ten ne de Mani dininden beslenmiştir.
Belki tüm bu sayılanlarda Alevilik’ten bir parça vardır, belki
tüm bu inançlar Alevilikt’en kimi unsurları almış olabilirler. Kö-
keni şimdilik saptayabildiğimiz kadarıyla M.Ö. 10 binlere daya-
nan Alevilik, Zerdüştlük’ten de, Hıristiyanlık’tan da, Mani dinin-
den de İslamiyet’ten de ezeldir.
ALEVİLERE HAKARETLER
Ömer Seyfettin “Harem” kitabında Alevilerle ilgili şu hakaret
içerikli satırları yazdı:
“Sermet: Evvel zamanda, insanlar daha hayvanlara pek yakın
iken, ferdi izdivaç yokmuş. Sürü halinde yaşarlarmış. Kabilenin
bütün erkekleri, bütün kadınların musavi (eşit) surette kocası imiş.”
“Nazan şaştı: Doğan çocukların anası babası da kabilenin, bü-
tün halkı imiş. Bu hal ayin gibi hala bazı cemaatlerde devam eder.
Mesela Kızılbaşlar gibi...”
OCAK
05
Yol İncedir Ama Kopmaz
ALEVİLİK
Alevi inanç sistemini son derece incelikli, sürülmesi meşak-
katli bir yol olmakla birlikte güçlü ve tarihselliğine vurgu yapmak
için kullanılır.
Alevilik bir İslam mezhep olmayıp, İslam coğrafyasında orta-
ya çıkmamıştır. İslam peygamberinin ölümünden sonra halifenin
kim olacağı siyasi sorunuyla herhangi bir ilişkisi yoktur. Bu an-
lamda Ali taraftarlığı, Ali yanlısı olma süreci değildir.
GÜNÜN DENSİZİ
Diyanet İşleri Başkanı İbrahim Elmalı bu göreve gelişinden
kısa bir süre sonra şu açıklamayı yapar:
“Alevilik denen şey, dini olmaktan çok siyasi bir görüştür.
Türkiye’de Alevilik meselesi çoktan sönmüştür. Teşkilatımızda
Aleviliğin tanınmasını isteyen hiç kimse yoktur.” (1966)
OCAK
06
Birimize Bir Fiske Vursan
Kırkımızdan Akar Kanımız
ALEVİLİK
Kırklar Meydanı’na varan Muhammed canlara sorar kim ol-
duklarını. Canlar, Kırklar olduklarını birinin kırk kırklarının bir
olduklarını söyler. Muhammed ikna olmaz. Bunun üzerine Ali eli-
ne bir bıçak alır ve bileğine sürer. Bileği kanamaya başlar. Kırklar
Meydanı’ndaki otuz dokuz canın bilekleri de kanar aynı anda. Bir
damla kan da yukarıdan düşer. O da Şeydullah’a giden Selman’ın
kanıdır.
GÜNÜN KİTABI
Vahit Lütfi Salcı, Gizli Türk Halk Musikisi, Numune Matbaa-
sı, İstanbul 1940
OCAK
07
Alevilik’te Tanrıya Korkuyla Değil
Sevgiyle yaklaşılır!
GÜNÜN FETVASI
MESELE: Haşa “Tanrı’dan korkmam” diyen bir kimseye şe-
riata göre ne yapmak gerekir?
EL CEVAP: Kafirdir, İslam’a gelmezse katledilmelidir.
ALEVİLİK
Alevilik heterodoks/sapma değil ana yoldur. Bir şeyden sap-
mak için ondan kaynaklanmak onun içinde olmak gerekir. Hetero-
doks sözcüğü, “farklı” anlamına gelen Yunanca heteros ve öğreti,
düşünce anlamındaki doxa sözcüklerinden oluşur. Ana akımdan
sapmış olan anlamına gelir. Aleviliği İslam heterodoksisi olarak
tanımlayan akademik çevreler, Aleviliğin özünden ve tarihinden
habersizdirler. Amacından sapmışlık ve bozulmuşluğu ifade eden
heterodoks kavramının Aleviliği tanımlamada kullanılması büyük
bir yanılgıdır. Dahil olunmayan bir yerden sapılmaz çünkü.
GÜNÜN ACISI
Hıdır Abdal Ocağı dedelerinden Mehmet Yaman Hakk’a yü-
rüdü (2014). Yaman, Yüksek İslam Enstitüsü’nü bitiren tek Alevi
olmuştur. Kitapları: Alevilik’te Cem Hizmetleri, Alevilik’te Ce-
naze Hizmetleri, Seyit Nizamoğlu Divanı, Seyit Safi Buyruğu.
OCAK
08
Eşikteki de Birdir Döşekteki de…
Büyüğümüz de Büyüktür Küçüğümüz de
ALEVİLİK
Alevilik batinilik değil gerçekliktir. Alevilik İslam’dan kay-
naklanmadığı için İslam batiniliği olarak da değerlendirilemez.
Batinilik esas olarak zahiri hükümlerin varlığına, gerçekliğine,
yerine getirilmesi gerekliliğine inanmakla birlikte kendilerinin
ulaştıkları düzey nedeniyle bu hükümlerden muaf olduğuna ina-
nan bir akımdır. Tevil, yorum gibi bir takım yöntemlerle şartlar-
dan sıyrılma yollarına bakarlar. Oysa Aleviler açısından İslam
dininin inanç ve ibadete dair hükümleri bir anlam ifade etmez. Bu
nedenle zahire inanmayanın batından kendisine bir çıkış araması-
nın bir anlamı olamaz.
GÜNÜN ACISI
Gazeteci Metin Göktepe katledildi. (1995)
GÜNÜN İTİRAZI
Hacı Bektaş Turizm Tanıtma Derneği kurucularından Cemal
Özbey, Diyanet İşleri Başkanı İbrahim Elmalı’nın beyanatını
eleştirerek “Aleviliklik sönmemiştir, sönmeyecektir” dedi (1966).
OCAK
09
Alevilerin İlkçağ Tarihi
Göbeklitepe Dergâhı
KADİM TARİH
Günümüzden 12 bin yıl öncesine tarihlenen Göbeklitepe De-
rahı, Şanlıurfa’nın Haliliye İlçesi’nin Xıraba Reş/Karaviran Kö-
yü’ndedir ve ilk Alevi/insanlık tapınağıdır. Başında bir karadut
bulunan dergah, altısı gün ışığına çıkarılan 20 yapıdan oluşmakta-
dır. Dairesel yapısı, 12’li taş sütunları; aslan, turna, yılan gibi gü-
nümüz Aleviliğinde de varlığını sürdüren simgeleriyle, Aleviliğin
tarihsel mirasıdır.
ALEVİLİK
Alevi kavramı, Anadolu Aleviliği’ni ifade eder anlamda son
iki yüzyıldır kullanılmaya başlamıştır. Kavram Ali taraftarlığı, Ali
yanlısı Ali soyundan olma gibi gerçek anlamından farklılık kaza-
narak Alevi inanç sistemini adlandırır olmuştur.
Osmanlı yönetiminde Aleviler için zındık, rafizi, mülhid, ışık,
abdal, kalenderi, bektaşi ve özellikle de kızılbaş sıfatı kullanıl-
mıştır. Tüm bu adlandırmalarda Osmanlı bir hakaret, küçültme,
suçlama, aşağılama amacı gözetilmiştir.
OCAK
10
İncinsen de İncitme
ALEVİLİK
Bazı yazarlar Aleviliği senkretik / bağdaştırmacı bir inanç ola-
rak ele almaktadırlar. Onlara göre Alevilik, Orta Asya’dan başla-
yarak Anadolu’ya kadar çeşitli coğrafyalardaki din ve inançlardan
bir takım unsurlar alarak oluşmuştur.
Oysa Alevilik ayrı veya çelişkili inançları birleştirerek oluşan
senkretik bir yapı arzetmeyip tümüyle kendi özgünlüğünde bir
inanç sistemdir.
GÜNÜN UYARISI
Alevi dedeleri Ankara’da ortak bir açıklama yaparak Tayyip
Erdoğan ve Reha Çamuroğlu’nun bu akşam birlikte düzenledik-
leri Muharrem iftarına katılacak olanları düşkün ilan edeceklerini
dile getirdiler (2008).
OCAK
11
Alevilik Doğal Bir Dindir
ALEVİLİK
İnsanın doğrudan doğa ile ilişkisiden, doğa güçlerini yorumla-
masından, doğa güçleri ile ilişkiye geçme ve onunla iyi geçinme
algılamasından kaynaklanmış bir dizi inanç ve pratiklerden olu-
şur.
Doğal dinler insan yaşamının devamını refah ve mutluluğunu
amaçlayan hayatın kendi sürecinde ortaya çıkmış kurallarla mey-
dana gelir. Yüzü hayata ve dünyaya dönüktür.
GÜNÜN KİTABI
Mehmet Ersal, Alevilik / Kavramlar ve Ocak Sistemi
OCAK
12
Alevilik Bir Doğa Dinidir
GÜNÜN AÇIKLAMASI
İstanbul Üniversitesi Alevi Gençliği “Alevilik sönmüştür” di-
yen Diyanet İşleri Başkanına karşı basın açıklaması yaptı:
“Yüzyıllardan beri toplumumuzun en ağır yükünü omuzla-
rında taşımış 13 milyonu aşkın Alevi kitlesinin binlerce yüksek
öğrenim genci olarak şu hususları ulusumuza bildirmeyi bir görev
sayarız.
Alevilerden alınan vergilerle yaşayan bir kuruluşun başında
olduğunu unutan Diyanet İşleri Başkanı’nın ‘Alevilik çoktan sön-
müştür’ sözlerini laiklik ve Türkiye’nin birliği ilkelerine aykırı
bulur, şiddetle protesto ederiz (1966)”.
OCAK
13
Aşığın Sözü, Kuranın Özü
GÜNÜN OLAYI
Yunus Emre, Pir Sultan Abdal kitaplarının da yazarı olan Se-
bahattin Eyüboğlu (1908-1973) Hakk’a yürüdü.
GÜNÜN ÖRGÜTÜ
Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Vakfı, 28 Şubat 1997’de kurul-
muş olmasına rağmen uzun bir hukuk mücadelesinden sonra an-
cak bugün tescil edilebildi (2000).
OCAK
14
Alevilikte Cennet/Cehennem
Yani Ahiret İnancı Yoktur.
ALEVİLİK
Alevilik varlığını canların her yıl özlerini dara çekmesi ile sür-
dürür. Her şeyin hesabını bu dünyada vermek asıldır. Eliyle, diliy-
le, beliyle yapılan davranışlar her yıl sorgudan geçirilir. Bu yıllık
görgü/sorgu sistemiyle Alevi can yeniden doğmuş olur. Kendisine
karşı da topluma karşı da arı duru temiz hale gelir. Söylediğin
meydanın, gizlediğin senin diyerek toplum önünde hesap veren
canın ahiret kaygısı ortadan kalkar.
ALEVİLERE HAKARETLER
Hüseyin Rahmi Gürpınar, “Toraman” isimli kitabın-
da, Alevilere yönelik şu hakaret içerikli satırları yazdı:
“Tanrım insanı bir kere şaşırtmasın. Herif artık bu hırtlamba karının
yüzüne bakmaktan bıktı. Karşısında dolaşan ay gibi evlatlığı görün-
ce kendini tutamadı. Mezhebi geniş adam... Kızılbaş mıdır nedir?”
OCAK
15
Çerağ Uyandırmak…
ALEVİLİK
Cemde çerağdan sorumlu bir görevli bulunur ki adı Çerağ-
cı’dır. Çerağcı çerağın uyandırılması, meydanın aydınlatılması
ile görevlidir. Yakmak sözü kullanılmaz. Uyandırmak, canlandır-
mak anlamında. Söndürmek sözü de yoktur. Dinlendirmek, sır-
lamak denir.
GÜNÜN OLAYI
Devlet tarafından 10 ilde 10 ay süreli imam hatip kursları açıl-
dı. (1949)
ALEVİLERE HAKARETLER
Reşat Nuri Güntekin’in “Balıkesir Muhasebecisi Tanrı Dağı
Ziyafeti” adlı kitabında Alevilerle ilgili şu hakaret içerikli satırları
yazdı:
“Gölgeler birbirleri ile kucaklaşacak gibi yaparlarken kadın
gölgesi birdenbire erkeğe iki tokat atar ve kaybolurlar.
Dayı, kahkaha ile gülerek.
Karı amma vurdu ha. Eh bu da olur... Kızılbaşların mum sön-
dü gecesi gibi töbe olsun...”
OCAK
16
Alevi Doğmak, Alevi Olmak
ALEVİLİK
İkrar, yola giriş andıdır, iradesidir.
İkrar yani söz vererek yola girmek isteyen kimseye dede hatır-
latmalarda bulunur:
“Bu yol kıldan incedir / Kılıçtan keskindir
Demir bir leblebidir yiyemezsin / Ateşten bir gömlektir giye-
mezsin
Ser verip sır vermeyeceksin
Gelme gelme, dönme dönme / Gelenin malı, dönenin başı…”
Kişi yolun zorluklarını kabul ederek yolla yol almak isterse
artık ser verip sır vermeyecek ve yolun yükümlülüklerine kayıtsız
şartsız bağlı olacaktır.
GÜNÜN KARARI
Ankara Ayrancı Lisesi din dersi öğretmeni hakkında derste
söylemiş olduğu “Batıda Müslüman olmayanlar da Kızılbaş ve
Alevilerde olduğu gibi kızlar babalarıyla ve kardeşleriyle yatar-
lar” sözler nedeniyle DGM’de dava açıldı.(1989)
OCAK
17
Alevi Yolunda Deyişler
Ayet Hükmündedir!
GÜNÜN İLANI
18 Ocak 1969 Cuma günü halk oyuncuları tarafından Ehlibeyt
Gecesi’nde temsil edilecek Pir Sultan Abdal piyesinin hazırlıkla-
rının tamamlanamaması yüzünden 8 Şubat 1969 gününe ertelen-
miştir (1969).
GÜNÜN ACISI
Davut Sulari Hakk’a yürüdü. (Erzincan 1926 - Çayırlı 1985)
OCAK
18
Teslim Taşı…
ALEVİLİK
Alevilik Şamanizm, dede de şaman değildir. Şamanizim Ale-
vilik benzerlik göstermez.
Alevilik’ten bir Türk dini yaratma amacındaki çevreler bu
doğrultuda Aleviliğin eski Türk inançlarından şamanizmin bir
uzantısı olduğunu ileri sürmüşlerdir. Oysa Şamanizm ile Alevili-
ğin inanç ve ibadete dair esasları karşılaştırıldığında bu iddianın
tamamen hayal ürünü olduğu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
Şaman ibadeti anlık, o zamanın ürünüdür. Başı sonu nasıl başla-
yıp nasıl biteceği belirli değildir. Bir vecd halinde şaman kendin-
den geçer ve ritüel oluşur. Bir şamanın yaptığını diğer şaman tek-
rar edemediği gibi, şaman kendi yaptıklarını da bir sonraki ayinde
tekrar edemez.
Alevi ibadet ritüelleri çok sistematiktir. Damal’dan Delior-
man’a kadar - kimi sürek farklılıklarıyla - bir örneklik gösterir.
Hangi anda hangi ritüelin icra edileceği bütün cemler için bellidir.
Cem, dedenin kafasına göre yapılmaz. Şaman ritüelleri tek başı-
na icra ederken cem, tüm cem erenlerinin katılımıyla yapılan bir
ibadettir.
OCAK
19
Bizim Aramıza Peygamber Sığmaz
GÜNÜN ANLATISI
Peygamber Muhammed, miraçtan dönerken yolu Kırklar’a
uğrar. Merak eder kim bunlar diye. Varıp kapılarını çalar… Kim
o diye sorarlar. Muhammed, “Peygamberim, açın kapıyı, içeri
gireyim.” der. Kırklar, “Bizim aramıza peygamber sığmaz, hem
bize hacet değildir, peygamberliğin, var ümmetine eyle” derler.
Muhammed çok şaşırır. Az önce Allah’la görüşmüştür. Fakat bu
kapıda içeri alınmamaktadır. Kapıyı tekrar çalar. Yine aynı ceva-
bı alır. Bu hal üzre peygamber, tam çekip gidecekken gökten bir
ses işitir, ona kapıyı tekrar çalmasını ve ne söylemesi gerektiğini
söyler. Muhammed tekrar kapıyı çalar, kim o sorusuna yoksulla-
rın hizmetkarıyım, sizin gibi bir insanım diye cevap verir. Bunun
üzerine kapı ardına kadar açılır ve Kırklar onu içeri buyur eder-
ler… Peygambere açılmayan kapı insanoğluna sonuna kadar açıl-
mıştır… Alevilerin ceminde her insan bir candır…
GÜNÜN ACISI
20
Benliği At Aradan,
Yalnız Kalsın Yaradan...
Geldiğin yoldan
Durduğun dardan
Yüz sürdüğün pirden
İyilik güzellik göresin
ALEVİLİK
Dar, dara durmak.. İdam mahkûmlarını asmak için dikilen di-
rek anlamındaki dar sözcüğü Alevi yolunda canların meydana ge-
lip cem erenleri huzurunda sorgulanmak üzere duruş halini ifade
eder.
Darda farklı duruş şekilleri çeşitli adlarla ifade edilmiştir.
Dar duruşunun temel şekli Fatma Ana darı olarak adlandırılır.
Dara duran can ayakta durur ve hafif öne eğilir. Sağ elini kal-
bin üzerine koyarak, sol eli serbestçe yana uzatır. Sağ ayak par-
makları sol ayak başparmağının üstüne gelecek şekilde durur.
Ceme gelen tüm canlar dara durur, dededen duasını alır ve öylece
yerine oturur. Dara durmak, tüm sıfatları kapı dışında bırakmayı
ve eşit olmayı da ifade eder.
OCAK
21
Aleviler Aynaya Bakmaktan Korkmamalı!
ALEVİLİK
Aleviler yaşantı, gelenek ve göreneklerine, inançlarına, tarih-
sel verilere, evreni, dünyayı, doğayı ve insanı değerlendirme bi-
çimlerine baktıklarında aynada kendi gerçekliklerini, kendi yüzle-
rini göreceklerdir. Orada, Aleviliğin özgünlüğünü göreceklerdir…
GÜNÜN ACISI
Aşık Sümmani Hakk’a yürüdü: (Erzurum/Narman/Samkale
Köyü 1861-1915)
OCAK
22
Hakk’a Dizinle Değil Özünle Yaklaş…
Kün deyince var eyledi onsekizbin alemi
Hem yazandır hem bozandır levh-i mafuz kalemi
Cümle dertlilerin dermanı yarelerin merhemi
Hem sakidir hem bakidir nuru rahmandır Ali
Yetiş carımıza kurtar meded mürüvvet ya Ali
ALEVİLİK
Levh-i mahfuz, korunmuş/gizli levha... Kaderleri belirleyen
takdiri ilahi ile yazılmış yazıların bulunduğu levha demektir.
Ervah-ı ezel, varoluş anını, levh-i mahfuz kalemi ise gizli bil-
gilerin yazıldığı kalemi ifade eder. Alevi yolunda bu levhadaki
yazıları yazanın da bozanın da Ali olduğuna inanılır. Ali tanrısal-
dır çünkü…
OCAK
23
Her İnsanın İyisi İyi…
ALEVİLİK
Alevi yolunda tanrı ile insan arasında ilişki kuran, tanrısal
buyrukları insanlara ulaştıran, kendisine vahiler gelen ve bunları
insanlara tebliğ eden özel bir peygamberlik kurumu yoktur. Tanrı-
dan ayrı olmayana elçi gerekmez.
GÜNÜN MEKANI
Üryan Baba Eskişehir’in Seyitgazi’ ilçesine 6 km’de. Eski adı
Üryan şimdiki adı ise Yazıdere olan köyde bulunuyor. Köy Alevi
kimliğini kimbilir ne zaman yitirmiş! Tarihi dergah talipsiz, der-
vişsiz, erkansız bakımsız, kimsesiz mahzun kalmış öylece. Üryan
geldim yine üryan giderim der gibi... Üryan Baba’nın türbesinin
bulunduğu yapı sekizgen planlı ve taştan yapılmış.
OCAK
24
Kendini Bilene Hakikat
Miraç Olur
ALEVİLİK
Aleviliği İslam tasavvufu olarak değerlendirmek bilimsel bir
yaklaşım değildir. Tasavvuf son tahlilde İslam’la İslam’ı aşma
yolu, şartlardan münezzeh olma yöntemi olarak ele alınabilir.
Oysa Alevilik o yükümlülüklerle kendini kayıtlı görmez.
OCAK
25
Ara Bul
GÜNÜN FETVASI
MESELE: Bir kişi diğerine “bana tanrıyı buluver” dediğinde
o kişi “Kuran’a göre hareket edip, peygambere uyarsan tanrıyı
bulursun” dediğinde diğer kişi “onlara ne gerek var ben onlarsız
da bulurum veya buldum” derse o kişiye ne yapmak gerekir?
EL CEVAP: Zındıktır, katledilmesi gerekir.
OCAK
26
Alevilik Bir Sır Dini, İnancıdır.
ALEVİLİK
Alevilik bir sır dinidir. Çünkü esasla-
rının temellerinin yabancıya, yol mensu-
bu olmayanlara aşikar edilmesi bir bütün
olarak alevi toplumunun varlığını tehli-
keye düşürür. Bu yolun esasları vahye
dayalı dinlerin ortaya çıkmasıyla birlikte
o dinler açısından dinsizlik, kafirlik anla-
mına gelmiştir. Aleviliğin doğayı, evren,
insanı kutsayan yolu vahiy dinleri naza-
rında en büyük suçtur.
Alevilik yol mensubu olmayanlara
açıklanması yasak olan bir dizi inançsal,
kültürel, yaşamsal unsurdan oluştuğu
için gizem dini, gizli bir dindir.
27
Ene’l Hakk…
ALEVİLİK
İnsan varsa tanrı vardır. Aleviler tanrıyı in-
sanda arayan bir yol ulusu olan Hallac-ı Man-
sur’u almışlar ve kendi yol ulularının arasına
katmışlardır.
Alevi yolunda adına dara durulan dört kişi-
den birisi de Hallac-ı Mansur’dur. Mansur, 921
yılında Bağdat’ta Ene-l Hakk dediği için katle-
dilmiştir. Mansur darında kişi ayakta iken sağ el
kalbin üzerinde sol el yandadır.
GÜNÜN FETVASI
Osmanlı şeyhülislamlarının Mansur’u benimseyen Alevilere
ise hiç müsamahası yoktur. İşte bir örnek:
MESELE: Bir kimse “Hallac-ı Mansur şeriat nazarında kafir
ise, gerçeğe göre de en yüce mümindir. Gerçekten de Hallac’ın
davası doğrudur dese ve inancı da bu doğrultuda olsa bu kişiye ne
yapmak gerekir?
EL CEVAP: Hallac-ı Mansur’a yapılan yapılır.
OCAK
28
Canı Candan Seçmek Körlüktür…
Alevi yolunda her erenin özel bir yeri ve önemi vardır. Alevi
uluları bir bütün halinde yolun hazinesini, varlığını oluştururlar.
Biri diğerine tecih edilmez.
Kâbe’den maksat varmaktır yara
Kör gibi tapınma kuru duvara
GÜNÜN ACISI
Haksızlığa, yolsuzluğa ve yobazlığa karşı taşlamalar yazmış
Bektaşi Neyzen Tevfik (1879-1953) Hakk’a yürüdü.
GÜNÜN TASARISI
Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Ka-
nun Tasarısı, Başbakan İsmet İnönü tarafından Meclis Başkanlı-
ğı’na sunuldu. Tasarının 10. maddesiyle bir Mezhepler Müdür-
lüğü oluşturulması öngörülmüştür. Tasarı, gerici çevrelerce ağır
eleştirilere uğramıştır. (1963)
OCAK
29
Fazlı Gibi Bıçağım Karnımda
ALEVİLİK
Alevilerin dara durdukları, onu kendilerinin bir parçası saydık-
ları Fazullah, Hurufi düşünce ve inançları nedeniyle 1394 yılında
Alınca şehrinde Timur tarafından katledilmiştir. Fazullah bütün
evrenin sırlarının harflerle açıklanabileceğini savunan Hurufiliğin
piridir. Onlara göre tüm keramet ve kutsallık harflerdedir. Harfler
de insanın yüzünde şekil bulmuştur. Dolayısıyla insanı kutsallaş-
tıran bu anlayış Alevilik’te kendisine kolaylıkla yer bulmuştur.
Başta Nesimi olmak üzere Hurufi meşrep ozanlar Alevi kimliği
edinmiş, Hurufi yolunun yolcuları ise Bektaşi dergahlarında ken-
dilerine hayat alanı edinmişlerdir.
GÜNÜN AÇILIŞI
Müllhheim Alevi Kültür Merkezi Gezi Çocuk Parkı açıldı (2017).
GÜNÜN KİTABI
Nazaret Dağavaryan, Hıristiyan
Protestanlığının ve Kızılbaş İnancı-
nın Doğuşu, Çeviren Kevork Taşkı-
ran, Kor Yayınları, İstanbul 2018
OCAK
30
Nefes, Hayat Belirtisidir
Bir nefescik söyleyeyim
Dinlemezsen neyleyeyim
Aşk deryasın boylayayım
Ummana dalmaya geldim
Nefes, Alevi yolunda hece ölçüsü ile yazılmış yola dair her
türlü konuyu işleyen saz eşliğinde söylenen şiirleri ifade eder.
Nefes; soluk, can, hayat, dirilik anlamlarına da gelir. Bektaşi
süreğinde babağan kol çelebilerin “nefes evladı - manevi evladı -”
olduğunu ileri sürerler.
GÜNÜN ACISI
Dünyada pasif direnişin simgesi Gandhi (1869-1948) katledildi.
OCAK
31
Kıldan İnce Kılıçtan Keskin…
ALEVİLİK
Alevilik’te kurban olarak kesilen horoza Cebrail denilir. Tah-
tacı Aleviler horoza Cebrail denmesini şöyle açıklarlar: “Cebrail
Aleyhisselam’ın dünya yok iken yetmiş bin yıl havada uçtuğu, ko-
nacak yer bulamadığı, en sonunda yorulduğu ve yeşil bir zeytin
dalına konduğu söylenir. Konduğu zaman,
çok yorulduğu için terlemiştir. Yüzünden
köpükler dökülür. Dökülen köpükler, yerde
yumurta olur. O yumurtalar civcive dönüşür.
Cebrail’in terinden türediği için onun ismine
Cebrail diyoruz. Horoz, kanatlı olduğu için
meleğe benzer ve kurbanların en makbulü-
dür.” Geleneğe göre bir Cebrail bir dolu
lokmaların en güzellerindendir…
GÜNÜN FETVASI
MESELE: Bir kişi şaka ile “kalabalık cennetten tenha cehen-
nem yeğdir” dese, o kişiye ne yapmak gerekir?
EL CEVAP: Kafir olur, kafirlere yapılması gereken yapılır.
ŞUBAT
01
Ana Tanrıça’nın Aslanı
Allah’ın Aslanı…
ALEVİLİK
Alevi inancına göre Muhammed miraca çıktığında tanrının
evine girmek üzereyken yolunun üzerine bir aslan çıkar. Tanrı-
nın aslanı kükreyerek Muhammed’e hamle eder. Muhammed ne
yapacağını şaşırır. Tam o anda gaipten bir ses gelir ve ona “par-
mağındaki yüzüğü aslanın ağzına koymasını” söyler. Muhammed
denileni yapar, aslan sakinleşir. Muhammed yoluna devam eder.
Tanrı ile konuşmaya başladığında “Ne yaman bir şir’in varmış.
Hayli cevreyledi bize” der. Daha sonra Muhammed Kırklar Ce-
mi’nde aslanın ağzına attığı yüzüğü Ali’nin parmağında görür.
Ali, Alevi inancında tanrının aslanıdır.
ŞUBAT
02
Alevilik Çok Ağır Bir Yoldur
Ama Hiçbir Canı İncitmez…
ALEVİLİK
Nesimi, Aleviliğin yol ulularından ve büyük ozanlarındandır.
Hurufiliğin piri Fazullahın halifesi ve damadı olan Nesimi, kut-
sallığı insanda gören inançları ve şiirleri yüzünden 1417 yılında
Halep‘te derisi yüzülerek katledilmiştir.
İnancı nedeniyle Nesimi gibi yüzülmek anlayışı Aleviler için
temel bir kararlılık ifadesidir.
GÜNÜN KARARI
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Sinan Işık tarafından açılan
davada, resmi nüfus sicil ve kağıtlarına vatandaşların dini inanç-
larının kaydedilmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ay-
kırı olduğu sonucuna vardı. (2010)
ŞUBAT
03
Biz Mezhep Bilmeyiz Yolumuz Vardır
GÜNÜN ACISI
Trakya bektaşilerinden Vahit Lütfi Salcı Dede Hakk’a yürüdü
(1883-1950). Kitapları: Gizli Türk Halk Musikisi (1940), Gizli
Türk Dini Oyunları (1941)
GÜNÜN TÜRKÇE SESLENİŞİ
İstanbul Fatih Cami’nde ezan Türkçe okunmaya başlandı. Söz-
leri şu şekildeydi: Tanrı uludur, Tanrı uludur. Tanrı uludur, Tanrı
uludur. Şüphesiz bilirim bildiririm, tanrıdan başka yoktur tapacak.
Şüphesiz bilirim bildiririm, tanrıdan başka yoktur tapacak. Şüp-
hesiz bilirim bildiririm, tanrının elçisidir Muhammed. Şüphesiz
bilirim bildiririm, Tanrının elçisidir Muhammed. Haydin namaza,
haydin namaza. Haydin felaha, haydin felaha. Tanrı uludur, Tanrı
uludur. Tanrıdan başka yoktur tapacak (1932).
GÜNÜN KİTABI
BilgeUmar, Börklüce (Roman), İstanbul 2003
ŞUBAT
04
Bir Lokma Bir Hırka…
Dervişlik dedikleri
Hırka ile taç değil
Gönlünü derviş eden
Hırkaya muhtaç değil
Bir lokma bir hırka sözü, Bektaşi yolunda kanaat etmeyi, ye-
tinmeyi, israftan ve gösterişten kaçınmayı anlatır. Dünya malına
tamah etmeyi yaşamın merkezine koymaktan uzak durmak an-
lamdadıır.
GÜNÜN KİTABI
Devletin ilk Alevi yayını: Bektaşi Şairleri. Sadettin Nüshet Er-
gun tarafından yazılan kitap, Maarif Vekaleti yayını olarak 3 bin
adet basıldı. (1930)
ŞUBAT
05
Aleviler Misyoner Değildir.
ALEVİLİK
Aleviler, Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan laiklik ve 10.
maddesinde yer alan eşitlik ikelerinin tam ve eksiksiz olarak ha-
yata geçmesini, yani devletin dini finanse etmekten, dinsel eğitim
vermekten geri durarak tüm din ve inançlara karşı eşit mesafe-
de durmasını talep ediyor. Devletin dini olmaz. Oysa Türkiye’de
devlet Sünni/Müslüman dini kendisine resmi din olarak seçmiş
durumda. Bu da Diyanet İşleri Başkanlığı’nda cisimleşiyor.
Diyanetin varlığı Sünni/Müslüman olmayan vatandaşlara karşı
bir ayrımcılık eşitsizlik, ötekileştirme üretmektedir. Aleviler, Di-
yanet vesayetinin son bulmasını bu kurumun acilen devlet yapısı-
nın dışına çıkarılarak dinin sivil topluma terk edilmesini istiyorlar.
GÜNÜN İLKESİ
Laiklik… Laiklik ilkesinin anayasaya girişi (1937).
ŞUBAT
06
Cemevi: Alevilerin İbadethanesi…
ALEVİLİK
Alevi inancının ibadethaneleri olan cemevleri, Alevi yolunun
simgesel bir mabedi olarak yalnızca inançsal boyutta değil Alevi
yolunun tüm boyutlarında bir anlam, bir değer ifade ediyor.
Alevi inancına mensup insanlar bu birikimi inşaa ettikleri ce-
mevleri ile somut, elle tutulur hale getirdiklerini düşünüyorlar, o
duyguyu yaşıyorlar.
Sözgelimi Alevi
ibadeti saz olmaksızın,
deyiş söylenmeksizin,
semah dönülmeksizin
lokma yenmeksizin asla
gerçekleşmez, yeri-
ne getirilmiş sayılmaz.
Bunlar Alevi inanaç ve
ibadetinin olmazsa ol-
maz temel ritüelleridir.
GÜNÜN KİTABI
Sadettin Nüzhet Ergun tarafından hazırlanmış olan ilk Pir Sul-
tan Abdal kitabı İstanbulda yayınlandı. Kitapta Pir Sultan’ın 105
deyişi de yer alıdı (1929).
ŞUBAT
07
Cem Dirliği İle, Gönül Birliği İle…
GÜNÜN CANI
Mehmed Ali Hilmi Dedebaba: 1842’de
doğmuş ve 1908 yılında Hakk’a yürümüştür.
15 yaşında Bektaşi yoluna girmiş, 19 yaşın-
da mücerret derviş, 20 yaşında babalık ica-
zeti almıştır. 1863 yılından Hakk’a yürüdüğü
1908 tarihine kadar Şahkulu Sultan Dergahı
postnişinliğinde bulunmuştur.
ŞUBAT
08
Aleviler Yoktan Var Olan Değil
Vardan Var Olanlardır
ALEVİLİK
Erenler seni senden alıp yine sana teslim ettim. Dilindekine
şahidim. Kalbindekine Hakk şahittir. Yükün sırtına, amelin boy-
nuna. İkrarın kutlu, miracın mübarek olsun. Aramızda yanan de-
lilin ışığı ziyade olsun. Hazreti pir yardımcın olsun. Gerçeğe hû.
Dil bizden, nefes pirdendir.
GÜNÜN KİTABI
Ali Yıldırım, Alevi-Bektaşi Deyişleri, 2 Cilt, Ankara 1995
ŞUBAT
09
Ağaçtan Rızalık Almak
Tahtacıların hayat kaynağı ormandır, ağaçtır.
Ormana, her bir ağacına sevgi ve saygı ile bakarlar.
Tahtacı Alevileri ihtiyaçları için bir ağacı kesecek
olduklarında durumu izah edip ağaca niyaz edip rı-
zalık alırlar. Çünkü doğada her canlının eşit yaşama hakkı vardır.
Vareden ve yaşatan doğadır.
GÜNÜN ACISI
Hıdır Abdal Ocağı Pirlerinden Ali Özsoy Dede Hakk’a yürüdü
(1908-1992)
10
Gönül Kalsın Yol Kalmasın
Yol Cümleden Uludur
GÜNÜN FETVASI
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz: “Alevilerin iba-
det yeri camidir. Cemevine ibadethane statüsü kazandırmak mil-
letimizin birliğine darbe vurur.” dedi (2001).
ŞUBAT
11
Zülfikar Keskinliğine, Sır Bütünlüğüne…
GÜNÜN ÖRGÜTÜ
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği: “Ba-
naz Köyü Pir Sultan Abdal Turizm ve Tanıtma
Derneği” olarak yalnızca Banaz köylülerinin
üye olabildiği dernek, 5 Ağustos 1998 tarihin-
de yapılan genel kurulda adını ve tüzüğünü de-
ğiştirerek kapılarını tüm Alevilere açmıştır.
GÜNÜN DERGİSİ
Pir Sultan Abdal Kültür Sanat Dergi-
si: Alevilerde yaşanan kültürel, siyasal ve
dini sorunların tartışıldığı bir platform ve
aynı zamanda Pir Sultan Abdal Kültür Der-
neği’nin bakış açısının ve çalışmalarının da
yer aldığı bir yayın organı olarak Haziran
1992’de yayına başlamıştır.
GÜNÜN DENSİZLİĞİ
Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık eylemleri hakkında,
Refah Partili Adalet Bakanı Şevket Kazan “Mum söndü oynuyor-
lar” diyerek tarihsel bir iftirayı tekrarladı (1997).
ŞUBAT
12
İnsan İnsanın Hızır’ıdır...
GÜNÜN BÜTÇESİ
Hükümet tarafından Hacı Bektaş Türbesi’nin tamiri için, büt-
çeye 50 bin liralık ödenek konuldu. (1957)
ŞUBAT
13
Hızır, Nerde Çağırırsan Orada Hazır
Deryalar Üstünde Boz Atlı Hızır
(Hızır Orucu 1. Gün)
GÜNÜN KARARI
Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, Alevi Bektaşi Kuruluş-
ları Birliği’nin adındaki “Alevi” sözü nedeniyle kapatılmasına
karar verdi. (2002)
ŞUBAT
14
Bozatlı Hızır Yardımcın Olsun!
(Hızır Orucu 2. Gün)
GÜNÜN ANLATISI
Hünkar’a bir ikindi üzeri, güzel yüzlü, tatlı sözlü, Alevi saçlı,
yeşil giysili bir aziz geldi. Boz donlu bir ata binmişti; O kişi tek-
lifsizce doğru Kızılcahalvet’e yöneldi ve içeri girdi.
Saru İsmail, “Acaba bu atını tuttuğum er kim ola, şimdiye de-
ğin bunun gibi nurlu, güzel yüzlü ve heybetli bir er görmedim”,
diye düşüncelere dalmıştı. O aziz kişinin, Hünkar’ın karşısında
oturmakta olduğunu gördü. Tam bu anda Hünkar, “Ne yapalım
Hızır’ım Ulu Tanrı seni bu işe koşmuş, Tanrı kullarını zordan kur-
tarman gerek; şu anda Karadeniz’de bir gemi batmak üzere, seni
çağırıyorlar; sohbetine can atıyoruz ama ne çare; tez imdatlarına
yetiş” diyordu.
Hızır Peygamber hemen kalktı. Hızır, atını sıçrattığı gibi at,
bir adımını Sulucakarahöyük’ün üstüne bastı, öbür adımda güneş-
le birlikte dolunay oldu ve gözden yitti; yalnızca karşıdan nalının
parıltısı göründü.
GÜNÜN GÜZELLİĞİ
Sevgililer Günü: Kökeni Anadolu’nun kadim tarihine daya-
nan aşk, döllenme, bolluk ve bereket günü.
ŞUBAT
15
Kul Daralmayınca Hızır Yetişmezmiş…
(Hızır Orucu 3. Gün)
16
Hızır Cemi / Hızır Bayramı…
ALEVİLİK
Şubat, Alevi yolunda Hızır ayıdır. Kimi yörelerde Hızır’ın o
yöreleri dolaştığına inanılarak birer hafta ara ile Hızır orucu tu-
tulur. Oruçta herhangi bir yiyecek içecek kısıtlaması yoktur. Bu
oruç bir bayram havasında, sevinçle tutulur. Genel kabule göre
Hızır Orucu 13, 14, 15 Şubat günlerinde üç gün tutulur.
Oruçtan sonra yörelere göre çeşitli etkinlikler düzenlenir. Bazı
yörelerde yedi komşuya kömbe yapılarak “Hızır Payı” diye dağı-
tılır. Bazı yörelerde de tüm canların katkılarıyla “Hızır Gavutu”
yapılır.
Cem yapılacağı gün, bütün köylü kavrulmuş buğdaydan yap-
tıkları unları, cem yapılacak eve getirirler. Yine, önceden imece
usulü ile topladıkları paralarla aldıkları şekerleri, şerbet haline
getirerek gençler tarafından unla yoğurarak “Hızır Kavut Topu”
yaparlar ve cemde herkese eşit şekilde dağıtılır.
Tutulan oruçlar, dağıtılan lokmalar, tığlanan kurbanlar ve ya-
pılan cemlerle bir tür Hızır bayramı icra edilir.
GÜNÜN VAHŞETİ
Kanlı Pazar… Gericiler 6. Filo’nun İstanbul’a gelişini protes-
to eden insanlara saldırdı (1969).
ŞUBAT
17
Her Gördüğünü Hızır Bil…
Bu Adem dedikleri
El ayakla baş değil
Adem manaya derler
Surat ile kaş değil.
GÜNÜN CEMİ
İstanbul Beyazıt Abdullah Düğün Salonu’nda Hızır Cemi ya-
pıldı. Mehmet Yaman’ın öncülüğünde düzenlenen Cem’e Aşık
Daimi, Feyzullah Çınar da katıldı. (1970)
GÜNÜN RİTÜELİ
Fazlı Darı: Alevi cem erkanında dört dardan biri Fazullah
Hurufi’nin katledilmesini yaşatan Fazlı Darı’dır.
ŞUBAT
18
Dün Aleviler Katlediliyordu
Bugün Alevilik Katlediliyor…
GÜNÜN KANUNU
Hangi din ve mezhebe mensup olurlarsa olsunlar ruhanilerin
mabet ve ayinler haricinde ruhani kisve taşımalarını yasaklayan
2596 Sayılı Yasa yürürlüğe girdi (1935).
19
Alevi Köylerine Zorla Cami Yapımı
Tuz basa basa yaralar çürüdü
Daha yareleri dağlamasınlar
Ölüm akıbetim çoktan yürüdü
Şimdi karaları bağlamasınlar
GÜNÜN FİLMİ
Malatya’nın Pütürge İlçesi’nin Zarato Köyü’nün asimile edili-
şini konu edinen, yönetmenliğini Gamze Çelik’in yaptığı “Kader
Birdir” belgesel filmi...
20
Kablolu Asimilasyon…
Hakk’ın kandilinde gizli nihanda
La mekan elinde sır idi Ali
Künt-ü Kenz’in hep esrarı andadır
Dünya kurulmadan var idi Ali
DOĞANIN DÖNGÜSÜ
Halk takviminde baharın başlangıç günlerinin ifadesi… Cem-
re; kor, ateş demektir. İlk cemre bugün havaya düştü…
ŞUBAT
21
Derdim Çoktur Hangisine Yanayım…
GÜNÜN BİLDİRİSİ
Ankara Ünversitesi’ndeki Alevi gençler dün bir bildiri yayınla-
yarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, anayasanın laiklik esasını hiçe
sayan davranışlarını şiddetle tenkit etmişler ve gerici cereyanlara
karşı hareketsiz duran mercileri uyarmışlardır:
“Son zamanlarda Diyanet İşleri Reisi’nin Aleviler hakkında
söyledikleri ve Gümüşhane’nin bir kasabasındaki bir ortaokul mü-
dürünün, Alevi bir öğrencisine söylediği sözler ve yaptığı hakaret-
ler yanında bir hükümet sorumlusunun bunları müdafa edercesine
basına yanlış intikal etmiştir diye onları haklı gösterme çabasında
bulunmasını laikliği zedeleyici buluyoruz.
Unutulmamalıdır ki vicdanımıza el uzatanların karşısındayız.
Yobazlıkla mücadelemiz tıpkı mikrobun ilaçla temizlenmesi gibi
hukuki ve ilmi olacaktır (1966).”
ŞUBAT
22
Alevilik Sır İçinde Sırra Vakıf Olmaktır
DERGAHIN KİTAPLARI
Fuat Koprülü’nün Hacı Bektaş Veli Dergahı’ndan aldığı ve
ölümüyle kütüphanesinde kalan ve Amerikalılara satılacağı gün-
deme gelen kitaplarla ilgili olarak Hacı Bektaş Turizm Tanıtma
ve Kültür Derneği İstanbul Şubesi Başkanı İbrahim Karaman, 12.
Asliye Hukuk Hakimliği’ne başvurarak, “Kitapların tesbitini ve
yeddi emine verilmesini” istemiştir.
Köprülü’nün eşi Behice Köprülü kitaplarla ilgili olarak, “Kü-
tüphane, Amerikan İlmi Araştırmalar Enstitüsü uzmanları tara-
fından tasnif edilecektir. Tasnif sırasında Hacı Bektaş Müzesi’n-
den alındığı anlaşılan kitaplar çıkarsa, iade etmek, en tabii göre-
vimizdir” demiştir.
ŞUBAT
23
Dost Odur ki, Dostun Oduna Yana…
GÜNÜN KİTABI
Orhan Asena, Hünkar Hacı Bektaş Veli, Müzikal, İstanbul, İlke Yay., 1995.
GÜNÜN DERGAHI
Piri Baba Dergahı: Amasya / Merzifon Nusratiye mahalle-
sinde yüksekçe bir mevkide yer almaktadır.
ŞUBAT
24
Gerçeğe Hü…
GÜNÜN MUAVİYELERİ
Sivas’ta öğrencilerin gittiği kafeteryayı “oruç yiyorlar” diye
sopa ve zincirlerle basan bir grup gerici yedi öğrenciyi çeşitli yer-
lerinden yaraladı (1995).
GÜNÜN DENSİZLERİ
MGK anti-laik hareketlerin arttığı iddiası ile Erbakan-Çiller
Hükümeti’ne sözde muhtıra verdi (1997).
GÜNÜN GÖRÜŞMESİ
Alevi Bektaşi Kuruluşları Birliği yöneticileri Alevilerin talep-
lerini iletmek üzere TBMM Başkanı Ömer İzgi ile görüştüler. Ali
Doğan başkanlığındaki heyette; Ali Yıldırım, Mehmet Boy, İbrahim
Karakaya, Mehmet Uzuner ve İrfan Çetinkaya yer aldılar (2002).
ŞUBAT
25
Öz Ağlamayınca Göz Ağlamaz
Karacaoğlan düştü derde
Gece gündüz yanar narda
Hakk kadı olduğu yerde
Kabrimden çıkar ağlarım
GÜNÜN ASİMİLASYONU
Asimilasyon cami… Bektaşi dergahlarının imha edilerek Ale-
vilerin asimile edilmesi kararının (1826) bir uygulaması olarak
Hacı Bektaş Dergahı’na 1834 yılında yapılan Nakişbendi Cami...
NAKŞİBENDİ MESCİDİ
İkinci avluda, aşe-
vinden sonra yer alan
cami, 1834 yılında
Alevilere 1826 yılın-
da yaşatılan büyük fe-
laket sonrasında inşa
edilmiştir. Alevileri
asimile etmek ama-
cıyla tapınakta görev-
lendirilen Nakşibendi
şeyhlerinden dolayı
“Nakşibendi Mesci-
di” olarak anılmıştır. Alevilerin, Sultan Maymun diye andıkları
Osmanlı padişahı II.Mahmut’un talimatlarıyla yaptırılmıştı. Cami
şifresi Alevileri asimile etmenin onların mekanlarını tanınmaz hale
getirmek için ortaya konan çabaları çözmede son derece aydınlatı-
cıdır. Gerek Hırıstiyanlık’ta gerekse İslam’da ele geçirilen düşman
topraklarındaki tapınakları kilise veya camiye çevirme bir zafer,
bir fetih simgesi idi. Hacı Bektaş Tapınağı’nda inşa edilen cami, bu
anlamı taşımaktadır. Osmanlı için bir fetih işaretidir.
GÜNÜN KANUNU
Hıyanet-i Vataniye Kanunu’na eklenen bir madde ile dini siya-
sete alet etmek vatan hainliği kapsamına alındı (1925).
ŞUBAT
26
Aşıklar Saçar Arifler Seçer
GÜNÜN ACISI
Alevi şair Hasan Hüseyin Korkmazgil Hakk’a yürüdü. (1984)
27
Dönen Dönsün Ben Dönmezem Yolumdan!
GÜNÜN AYIBI
Nazım’a Anadolu’da bir köy mezarlığı çok görüldü. Danıştay
Nazım Hikmet’in kardeşinin Nazım’ın vatandaşlığa alınması ta-
lebini reddetti (1993).
DOĞANIN DÖNGÜSÜ
İkinci cemre suya düştü…
ŞUBAT
28
Alevilerin Büyük Ozanı: Yunus Emre
GÜNÜN ANLATISI
Yunus adında bir köylü vardı. O yıl kuraklık olmuş, ürün alama-
mış, zor durumda kalmıştı. Ekin zamanıydı ve tarlaya atacak bir avuç
tohumu dahi yoktu. Dergahın ve Hünkar’ın himmeti ve hikmetini
duymuştu. Açlar doyurulur, düşenler kaldırılır, zorluklar giderilirdi.
Hünkar’a başvurmaya karar verdi. Dergaha eli boş gitmek ol-
mazdı. Yolda topladığı alıçları öküzünün sırtına yükleyerek yoluna
devam etti. Dergâha vardığında utandı, getirdiği alıçları söyleyemedi.
Huzura çıktığında durumu fark eden Hünkar, bir alıç olsa da yesek
diyerek Yunus’un gönlünü aldı. Sonra halını hatrını sorup dileğini
sordu. Yunus kıtlığı, kuraklığı anlattı tohum ihtiyacını dile getirdi.
Hünkar Yunus’un halinden anladı hemen, derviş yaratılışlı olduğunu
gördü. Tamam Yunus’um dedi, tohumun hazır dergahın ambarında.
Ama şöyle bir düşün istersen buğday alma, sana nefes verelim, dedi.
Yunus’un aklı ekilecek tarladaydı. Sağolun pirim, dedi, ben buğday
alıp izninizi isteyeyim. Peki, dedi pir. Kiler evindeki canlar alıç çu-
valına buğday doldurup verdiler Yunus’a. Dönüş yoluna revan olan
Yunus’un aklı Hünkar’ın buğday mı nefes mi istersin sorusunda kal-
mıştı. Bir türlü soru çıkmadı aklından. Köyüne yaklaştığında farkına
vardı Hünkar’ın sözlerinin hikmetinin. Anladı bir hata işlediğini. So-
luksuz döndü dergaha, çıktı pirin huzuruna. Hünkâr’ım dedi, kul hata
yapar erenler bağışlar. Ben yanlış yaptım, alın bu buğdayı da bana ne-
fes verin. Eyvallah Yunus can, dedi Hünkâr. Ama biz o nefesi az önce
Taptuk Emre’ye verdik. Kısmetini o dergahın kapısında arayacaksın.
Yunus nefesine kavuşmak için Taptuk’un kapısında kırk yıl hiz-
met eyledi…
GÜNÜN OLAYI
Cahit Öztelli Hakk’a yürüdü. (1910-1978) Karacoğlan, Kul Ne-
simi, Pir Sultan Abdal, Bektaşi Gülleri vd. kitaplarının yazarıydı.
MART
01
Hakk’a Yürümek…
ALEVİLİK
Dardan indirmek cemi…
Hakk’a yürüyen can için onun adına helalleşmek ve rızalık
almak için yapılır. Erkanda Hakk’a yürüyen canın yakınları tüm
toplum önünde dara durarak Hakk’a yürüyen candan her hangi bir
talepleri varsa onun adına kendileri yerine getireceğini ifade eder-
ler. Tüm toplumun rızalığı alınarak ona kadar darda duran canın
bu hali sona ermiş yani dardan inmiş olur.
MART
02
Talip Kulaktan Beslenir...
Mürşide varmaya talip olursan
İptida insandan rehber isterler
Verdiğin ikrara doğru gelirsen
Ahd ile peymandan rehber isterler
GÜNÜN KİTABI
Niyazi Ahmet Banoğlu, Bektaşi Hikayeleri, İstanbul, 1943.
MART
03
Aç Gözünü, Uyandır Özünü
GÜNÜN OLAYI
429 Sayılı Yasa ile İslam’ın itikada ve ibadete dair ahkamını
yürütmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu. Böylece dev-
let, İslam’ı kendisine resmi din olarak seçmiş oldu:
“Türkiye Cumhuriyeti’nde muamelat-ı nasa dair ahkamın
teşrî ve infazı Türkiye Büyük Millet Meclisi ile onun teşkil ettiği
hükümete ait olup, dîn-i mübîn-i İslam’ın bundan maada itikadad
ve ibadata dair bütün ahkam ve mesailinin tedviri ve müesseşat-ı
diniyenin idaresi için Cumhuriyet’in makarrında bir Diyanet İş-
leri Reisliği makamı tesis edilmiştir (1924).”
GÜNÜN KİTABI
Nermin Erdentuğ, Sün Köyü’nün Etnolojik Tetkiki, Ankara
Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Yayını, 1959
MART
04
Kendine Hayrı Dokunmayan
Tekkeyi Sel Alsın
ALEVİLERE HAKARETLER
Haldun Taner, “Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu” kitabında Ale-
vilerle ilgili şu hakaret içerikli satırları yazdı:
“Bırak allasen müdür bey. Bazen kanıma dokunuyor vallaha.
Sen onun oruçlu olduğuna inanıyor musun? O ne hinoğluhindir o,
ne kahpe dinli Kızılbaş’tır o! Müslüman olsa acımak bilir.”
“Ve işte o anda, tövbeler olsun, abla-kardeş, Kızılbaşlar gibi
sarmaş dolaş oluverdik.”
MART
05
Alevi Yolunda İnsan, Tanrı ve Evren
Bir Bütündür
Ben beni bilmezdim hatır kırardım
Meğer ilmim noksan imiş bilmedim
Ben insandan başka ilah arardım
Meğer ilah insan imiş bilmedim
GÜNÜN GECESİ
Ankara Büyük Sinema’da “Aşık Hatayi Gecesi” düzenlendi.
Alevileri birbirine yaklaştırmak amacıyla düzenlenen geceyi tey-
be alan polis, konuşmacıların ve saz şairlerinin komünizm pro-
pagandası yaptıklarını halkı sınıflandırmaya çalıştıklarını tespit
etmiş ve bantları savcılığa vermiştir. Geceye katılanlardan Yaşar
Kemal, Ruhi Su, Can Yücel, Aşık Ali İzzet, Aşık Nesimi, Aşık İh-
sani, Kul Hasan ve Ahmet Yürür hakkında komünizm propagan-
dası yapmak ve dini siyasete alet etmek suçlarından soruşturma
başlatıldı (1966).
GÜNÜN SALDIRISI
Hatay Kırıkhan’da 5 gün önce Hamidiye Camine provakasyon
amaçlı bir ses bombası atılmıştı. Sözde bomba olayı protesto için
toplanan gerici guruh ilçede kanlı olaylara yolaçmış, Aleviler’e ait
onlarca ev ve iş yeri yıkılıp yağmalanmış, 2 kişi ölmüş, 23 kişi de
yaralanmıştır. (1971)
GÜNÜN ACISI
Alevi yazar Battal Pehlivan hakka yürüdü. (1947-1994)
MART
06
Baş Koymak, Yola Baş Koymak…
Alevilikte yola adanmayı ifade eder. İkrar veren kişi artık yo-
lun hizmetkârıdır. Eşiğe baş koymak şeklinde dergaha varmayı da
anlatır.
GÜNÜN OLAYI
Koçgiri İsyanı… (6 Mart-17 Haziran 1921) Sivas-Dersim-Er-
zincan Bölgesi’nde yaşayan Koçgiri aşiretinin eylemi…
GÜNÜN GÖRÜŞMESİ
Alevi Bektaşi Kuruluşları Birliği yöneticileri “Alevi varlığı,
laiklik ve demokrasi için önerilerimiz” başlığı altında hazırladık-
ları raporu Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz’a sundular (2002).
DOĞANIN DÖNGÜSÜ
Üçüncü Cemre toprağa düştü…
MART
07
Büyülü Bayram…
08
Aslanın Dişisi de Aslandır…
09
Pençe / Pençe-i Ali Aba…
Ne kadar bilirsen bilene danış
Danışan dağları aşar mı aşar
Danışmadan yola düşse bir kişi
Yorulup yollarda şaşar mı şaşar
Uzak ol cahilden kâmile yakın
Sözünde mânâ yok darılma sakın
Hasmın karıncaysa merdane takın
Ummadığın taş başa düşer mi düşer
Abdal Pir Sultan’ım böyle mi olur
Herkes ettiğini elbette bulur
Alıcı kuşların ömrü az olur
Akbaba zararsız yaşar mı yaşar
GÜNÜN KİTABI
Hasan Basri Erk, Tarih Boyunca Alevilik, İstanbul, 1954
MART
10
Bin Bir Dondan Baş Göstermek
GÜNÜN DURUŞU
Bektaşi sormuş Mevlevi’ye: “Siz ne der dönersiniz?”
Cevap vermiş Mevlevi: “Biz Hakk der döneriz”
Gülümsemiş Bektaşi: “Biz de Hakk der dururuz” demiş.
GÜNÜN MEKANI
Seyit Baba Tekkesi: Divriği / Zinski (Akmeşe) Köyünde…
Çelebiler Mahallesinde…
MART
11
Hakk’la Hakk Olan Her Canın
Hakk’ı Temsil Etme Hakkı Doğar…
Hakk’tır sevdiğimiz bizim
Hakk’tır övdüğümüz bizim
Boyun eğdiğimiz bizim
Hakk’tan özge yar bilmeyiz
Sazımızı ele aldık
Koşmamızı çalageldik
Namusumuz yere saldık
Biz aşıkız ar bilmeyiz
Aşk ile meydana geldik
Nazara divana geldik
Pervaneyiz yana geldik
Zincir ile dar bilmeyiz
Muhyiddin Abdal coşunca
Dalga deryayı aşınca
Aşk önümüze düşünce
Hiç sabr u karar bilmeyiz
GÜNÜN ACISI
Gezi Direnişi günlerinde 16 Haziran gecesi polis kurşunuyla
ağır yaralanan Berkin Elvan yaşamını yitirdi (2014).
MART
12
Bu Kez de Gazi’de Katledildik
Ölüm ölür
Biz ölmeyiz
GÜNÜN GÖRÜŞMESİ
Alevi-Bektaşi Kuruluşları Birliği yöneticileri Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer’e “Alevilerin temel sorunları ve çözüm önerilerine ilişkin”
bir rapor sundular. Heyette Hacı Bektaş Vakfı Başkanı Ali Doğan, Hüseyin
Gazi Vakfı Başkanı Ali Yıldırım, Pir Sultan Abdal Derneği Başkanı Ka-
zım Genç, Karacaahmet Derneği Başkanı Muharrem Ercan, Kartal Cemevi
Vakfı Başkanı Mehmet Boy, Ankara Cem Kültür Derneği Başkanı Mehmet
Uzuner, Eskişehir Hacı Bektaş Vakfı Başkanı İrfan Çetinkaya ve Avrupa
Alevi Birlikleri Federasyonu Başkanı Turgut Öker yer aldılar (2002).
MART
13
Ali Çoktur Şah-ı Merdan Bulunmaz!
Venseremos, venseremos!
Kıralım zincirlerimizi.
Venseremos, venseremos!
Zulme ve yoksulluğa paydos!
GÜNÜN OLAYI
Gazi Katliamı 2. gün (1995). Gazi Mahallesi’nde dün yaşanan
saldırıları protesto etmek isteyen kitlelerin üzerine güvenlik güç-
leri tarafından ateş açılmış ve polis kurşunlarıyla 15 can hayatını
kaybetmiştir: Zeynep Poyraz, Fadime Bingöl, İsmihan Yüksel, Ali
Yıldırım, Dilek Sevinç, Reis Kopal, Fevzi Tunç, Mümtaz Kaya,
Genco Demir, İsmail Baltacı, Hasan Puyan, Hasan Sel, Sezgin
Engin, Dinçer Yılmaz, Hasan Gürgen, Hakan Çabuk, Yaşar Aydın
GÜNÜN DAVASI
İnsanlık suçuna zaman aşımı kalkanı: 2 Temmuz Sivas katlia-
mı sanıklarından 7’si hakkındaki dava, zamanaşımı nedeniyle dü-
şürüldü. Başbakan kararı hayırlı olsun diyerek yorumladı (2012).
MART
14
Ana Tanrıça İçin Gülbeng
GÜNÜN ACISI
Abidin Özgünay Hakk’a yürüdü. (1934-2005) İlk Alevi dergi-
lerinden Cem (1966) ve Kızıldeli dergisini yayınladı.
İbrahim Aslanoğlu Hakk’a yürüdü. (1920-1995)
Kitaplarından bazıları, Kul Himmet Üstadım, Pir Sultan Ab-
dal’la, İsmail Hatayî ve Anadolu Hatayileri (1992).
MART
15
Öl İkrar Verme
Öl İkrarından Dönme
GÜNÜN DEMİRELCİLERİ
Birlik Partili 5 milletvekili partinin aksi yöndeki kararına
rağmen Demirel Hükümeti’nin bütçesine evet oyu verdiler. Bu
milletvekilleri: Hüseyin Balan, Hüseyin Çınar, Yusuf Ulusoy, Ali
Naki Ulusoy, Kazım Ulusoy (1970)
MART
16
Yolun Talibi Olmak
GÜNÜN DAVASI
Hatayi gecesindeki konuşmasından dolayı şair Can Yücel
hakkında dini siyasete alet etmek, Aşık İhsani hakkında ise ko-
münizm propagandası yapmak suçlarından dava açıldı (1966).
GÜNÜN VAHŞETİ
İstanbul Üniversitesi Katliamı. Okul çıkışında öğrencilerin üs-
tüne faşistler tarafından bomba atıldı, 7 öğrenci yaşamını yitirdi
(1978).
MART
17
Alevi Olmayanlar Aleviliği Tanımlayamaz
GÜNÜN GÜLBENĞİ
Vakitler hayrola!..
Hayırlar feth ola! Şerler def ola! ..
Mü’minler bermurad ola!..
Münkirler mat, münafıklar berbad ola!..
Demler daim, cemal kaim, gönüller şad, meydanlar abad ola!..
Dostlar mesrur, sırlar mestur, gönüller pürnur, hanedan-ı fukara
ma’mur, muradlar hasıl ola!..
Erkanlar kabul, niyazlar makbul, salikler fuhul ola!..
Dem - i devran daim ve kaim ola!..
Erkanlar tamam, meydanlar berkıyam,
Muhabbetler berdevam ola!..
Gerçeğe hu…
GÜNÜN MEKANI
Yalıncak Tekkesi: Sivas / Hafik / Yalıncak Köyü’ndedir
Kızıl Deli tacımız, Şah Ahmet miracımız
Karaca Ahmet gözcümüz, Yalıncak duacımız
GÜNÜN KİTABI
Mehmet Bayrak, Pir Sultan Abdal, İnceleme, Ankara 1986
MART
18
Himmet Erenlerden
GÜNÜN ANLATISI
Amucalı topluluğundan Ahmet, Nazım’a anlatıyor: “Bed-
reddin’i, Börklüce Mustafa’yı, Torlak Kemâl’i, onların bayrağı
altında dövüşen Aydınlı ve Deliormanlı köylüleri yaratabildiği
için, ben şuurlu Türk proleteri, millî bir gurur duyuyorum. Millî
bir gurur duyuyorum, çünkü derebeylik tarihinde bile bu milletin
emekçi kitleleri (yani nüfusunun 9/10’u) Sakızlı Rum gemiciyi ve
Yahudi esnafını kardeş bilen bir hareket doğurabilmiştir.”
MART
19
Cehennem Dediğin, Dal Odun Yoktur
Herkes Ateşini Burdan Götürür…
KARADUT / ANLATI
Tepeler üstünde bir tepe ve o tepenin zirvesinde bir ziyaret. Zi-
yaretin simgesi ise bir karadut. Karadut bir ziyaret yerinin, kadim
bir kutsalın varlığını açıkça belli ediyor. Ve yüzlerce yıldır çev-
redeki insan toplulukları karadutun çağrısına uyarak ziyaretlerini
hiç aksatmadan gerçekleştiriyorlar. 12 bin yıl öncesinin Göbekli-
tepe Dergahı’nda kök salan karadut, Hacı Bektaş Veli Dergahı’nın
bahçesinde meyve vermeyi sürdürüyor...
GÜNÜN MEKANI
Kıdemli Baba Dergahı: Bulgaristan Sliven (İslimiye) ilinin
Nova Zagora (Yeni Zağra) ilçesine bağlı Grafitovo köyündedir.
Bulgaristan Alevilerinin başlıca kutsal mekanlarındandır.
MART
20
Yol Bir, Sürek Binbir
Alevi yolu kendi içinde farklılıkları olan esası ise tüm farklı-
lıkları kapsayan ulu bir ırmaktır.
ALEVİLİK SÜREK
Bulgaristan, Ali Koç Babalı canlar yörelerine özgü semah dö-
nüyorlar.
GÜNÜN GÖRÜŞMESİ
Alevi-Bektaşi Federasyonu yönetim kurulu, Meclis Başkanı
Bülent Arınç’ı ziyaret ederek “Alevilerin temel sorunlarının çö-
zümü konusunda meclisin harekete geçmesi gerekliliğini” dile ge-
tirdiler. (2003)
GÜNÜN MEKANI
Ali Koç Baba Türbesi: Bulgaristan Plevne Nikopol (Niğbo-
lu) ilçesinde şehre hakim “Tekke” denilen tepenin üzerindedir.
MART
21
Nevruz Bayramı / Sultan Nevruz
Yeni Gün - Yeni Yıl
Sultan Nevruz günü cemdir erenler,
Gönülleri şad oldu cümle canların
Cemal yari görüp doğru bilenler,
Himmeti erince Nevruz Sultan’ın.
Sultan Nevruz günü canlar uyanır,
Hal ehli olanlar nura boyanır.
Muhip olan bugün ceme dolanır,
Himmeti erince Nevruz Sultan’ın.
Pir Sultan’ım eydür erenler cemde
Akar çeşnim yaşı her dem bu demde
Muhabbet ateşi yanar sinemde,
Himmeti erince Nevruz Sultan’ın.
GÜNÜN OLAYI
Gün dönümü...
Hz. Ali’nin doğumu (599)
Aşık Veysel Hakk’a yürüdü. (1894-1973)
MART
22
Ademi Don Eyleyip Giyindi Allah…
GÜNÜN MUAVİYELERİ
Abdulrezzak Öz ve Ali Ak adlı kişiler Adalet Gazetesi’nde
yeni Diyanet İşleri Başkanlığı yasa tasarısının eleştirisi adı altında
Alevilere ağır hakaretler içeren şu satırları yazdılar:
“Alevi, Şii ve Kızılbaş gibi ilmen ve tarihen hiçbir gerçekliğe
dayanmayıp tamamen efsane ve mugalataya dayandığı gibi dinen
de safsata ve hurafattan başka bir kıymeti olmayan ve her devirde
İslam dini aleyhine çevrilen entrikalarda en aktif roller almakla
İslamiyet’in ifade ettiği vahdet ruhu için ciddi bir tehlike olan bu
zümrenin ehlisünnet mezhebi ile eşit mütala olunacağı ifade edili-
yor ki bu anlayış en hafif tabir ile 27 milyon Müslüman’ın din ve
vicdan hürriyetiyle alay etmak demektir. Bu eşitliğin nelere kadar
varacağını kestirmek için kehanete ihtiyaç yok.
Kanuni müeyyidelerle eşitlikleri teminat altına alınan Kızıl-
başların yarın camilerimizde mum söndürme merasimleri yapma-
ya yeltenmeyeceklerini kim temin edebilir (1963).”
MART
23
Herkes İçin Eşit Yurttaşlık Hakkı…
GÜNÜN PİŞMANLARI
Isparta Ulubey’li Aleviler: “Demirele hemşerimiz diye oy ver-
dik ama yanılmışız. Köyümüz 450 hanedir. Halkımızın hepsi Bekta-
şi’dir. Oylarımızı tuttuk hemşerimizdir diye Süleyman Demirel’in
partisine verdik. Ama bilemedik ki Süleyman Demirel Bektaşileri
tutuklayacak, düşük Yassıada mahkumlarını af edecek. Nurcular
gece sabahlara kadar ‘hu’ çekerlerken, barış gönüllüleri Hıristi-
yanlık için broşürler dağıtırlarken gericilere bu memlekette göz
yumulurken bizler niçin Bektaşi halk şairlerinden Hatayi’yi anma
gecesi yapmayalım? İktidar partisi oy alabilmek için ‘Allah’ deyip
duruyor. Bu dini istismar olmuyor da biz bir gece tertipleyince mi
hemen komünizm diye dikiliyorlar karşımıza. Bektaşiler ilim irfan
sahibi ve vatan sevgisiyle dolu kimselerdir. İktidar kaba kuvvetini
şairlere, yazarlara çevirdikçe bu Bektaşileri de hedef alıyor de-
mektir. Ama tarih ve Allah bu yolda davrananları elbette cezalan-
dıracaktır (1966).”
GÜNÜN DERGİSİ
R.Yörükoğlu tarafından yayınlanan ve İşçi/Alevi müsahipliği-
ni esas alan Kavga / Kervan Dergisi yayına başladı.(1991)
MART
24
Üçü Birdir Biri Üçtür
GÜNÜN KİTABI
Bektaşî Sırrı, Ahmet Rıfkı, İstanbul, 1925... “Tarîk-i Bektaşi-
ye’nin adab u erkan u tarih-i husûsiyesini gayet güzel bir lisan ile
beyan eden bu eserin beşinci formasına kadar olan cüzleri Asır Kü-
tüphanesinde satılmaktadır. Tarikat-ı Bektaşiyenin tarihi ve erkan
u adabı hakkında tedkikat ve malumat-ı mükemmeliyeyi havidir.”
MART
25
Gülbeng, Hayırlı, Tercüman
GÜNÜN VAKFI
CEM (Cumhuriyetçi Eğitim Merkezi) Vakfı, Prof. Dr. İzzettin
Doğan’ın girişimi ve öncülüğünde kuruldu (1995).
MART
26
Mansur Olan Gelir Dara Çevrilir
GÜNÜN KİTAPLARI
Bektaşi dergahlarının imhası kararından (1826) sonra Ha-
cıbektaş postnişini sürgüne gönderildi. Bu sürgün öncesi çelebi-
nin yargılanmasını konu edinen iki kitap:
Hamdullah Çelebi’nin Savunması (Bir İnanç Abidesinin Çileli
Yaşamı), İsmail Özmen-Yunus Koçak (Ankara 2007)
İdamla Yargılanan Bir Alevi Dedesinin Savunması, Cemal Şe-
ner (İstanbul 2010)
MART
27
Balım Sultan Muhabbeti…
GÜNÜN KİTABI
Piri Er, Yaşayan Alevilik, Barış Platin, Ankara 2014
MART
28
Babailer Ayaklanması
Alevilerin Varoluş Hareketi
ALEVİLİK TARİH
Baba İshak önderliğindeki yoksul Anadolu halkı, Selçuklu zul-
müne karşı 1240 yılında Adıyaman Samsat’tan başlayarak büyük
bir ayaklanma gerçekleştirdiler. Selçuklu güçlerini Malatya, Sivas
ve Amasya’da bozguna uğrattılar. Hacı Bektaş Veli’nin kardeşi
Menteş, Sivas’taki çatışmada şehit düştü. Babailer Amasya’ya
ulaşmadan, Selçuklu güçleri Baba İlyas’ı Amasya Kalesi’nde
idam ettiler. II. Keyhüsrev’in sarayına yönelen Babai güçleriyle,
paralı Rum askerlerden oluşan Selçuklu güçleri Malya Ovası’nda
büyük bir savaşa tutuştıu. Yoksul halk, zırflı ve tam teçhizatlı as-
kerler karşısında canını dişine takarak savaştıysa da yenilmekten
kurtulamadılar. Fakat 6 ay süren bu büyük ayaklanma, Selçuklu
Devleti’nin sonunu getirdi.
29
Devriye
Veysel yoktan geldim yok olup geçtim
Ben diyenler yalan gerçeği seçtim
Bir buhar halinde göklere uçtum
Kayboldum o sırlı renge boyandım
Dişilik ve erlik insanı varederken onlara bu enerji doğadaki
varlıklardan gelir. Doğadaki bu cansız, bitki ve canlı nesneler dört
unsurla yani ateş, su, hava ve toprakla yaşamın kaynağı olurlar.
30
Oy Dere Kızıldere / Böyle Akışın Nere
Bizde Hal mı Bıraktın / Sana Can Vere Vere
Kızıldere adın ahire kalsın
Yiğit yoldaş sanı mahire kalsın
Halklar düşmanını sürsün çıkarsın
Kızıldere sana yine geliriz
Kızıldere sana biz de geliriz
Günden güne yandım yiğitlerime
Acı doldu bütün türkülerime
Garip anam yası saldı gönlüne
Kızıldere sana yine geliriz
Kızıldere sana biz de geliriz
GÜNÜN ACISI
Deniz Gezmiş’lerin idamını engellemek amacıyla Ünye
NATO Üssü’nden üç İngiliz askerini kaçıran Mahir Çayan ve do-
kuz arkadaşı Niksar’ın Kızıldere Köyü’nde katledildiler (1972).
MART
31
Pirevi
ALEVİLERE HAKARETLER
Mehmet Akif Ersoy Safahat adlı şiir kitabında Alevilerle ilgili
şu hakaret içerikli satırları yazdı:
‘Dara geldin mi şeriat!
Sus lan izansız,
Ne zaman camiye girdin?
Hani tek bir hayrın?
Bir Kızılbaşla var mıdır ayrın gayrın’
NİSAN
01
Sanat, Aleviliğin Olmazsa Olmazıdır
GÜNÜN ACISI
Pakistan Başbakanı Zülfikar Ali Butto darbeciler tarafından
idam edildi. (1979)
GÜNÜN VAKFI
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı kuruldu. Vakıf tüzü-
ğünde amacını şöyle açıkladı: “Hacı Bektaş Veli’nin öğretileri-
ni Ulusal ve Uluslararası alanda bir bütünlük içinde ele alarak,
araştırmak, geliştirmek, yaşatmak, geleceğe aktarmaktır.” (1994)
NİSAN
02
Altı Saatte Bir Dergâh
GÜNÜN MEKANI
Veli Baba Dergahı Isparta / Senirkent / Uluğbey Kasabası’n-
dadır. Veli Baba Sultan’ın yatırının da bulunduğu dergah, bölge-
nin önemli Alevi Bektaşi ziyaret yerlerinden biridir.
GÜNÜN ACISI
Sabahattin Ali katledildi. (1948)
NİSAN
03
İlim İlim Bilmektir / İlim Kendin Bilmektir
Sen Kendini Bilmezsen / Bu Nice Okumaktır
Eşeği saldım çayıra
Otlaya karnın doyura
Gördüğü düşü hayıra
Yoranın da avradını
GÜNÜN DERGAHI
Otman Baba Dergahı: Bulgaristan Hasköy (Şimdi Haskova)
Tekkeköy’dedir. Balkanların önde gelen Bektaşi ulularından olan
Otman Baba’nın (1378-1486) yatırı da dergahta bulunmaktadır.
NİSAN
04
Ben Öyle Mukaddes Bir Kâbe’yim ki
Kâbe Gelip Beni Tavaf Eylesin
GÜNÜN CANI
Edip Harabi (1853-1917) 17 yaşında Bektaşi yoluna girmiş ve
bunu asıl doğumu olarak nitelemiştir.
GÜNÜN VAKFI
Semah Vakfı tescil edildi. Tüzüğündeki Alevi kavramı yüzünden
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Yargıtay’a itiraz etmesi nedeniyle, 11
Aralık 1991’de başvurusu yapılan vakıf ancak 1995’te tescil edilebildi.
NİSAN
05
Yavuz Selim’in Kızılbaş Katliamı
KIZILBAŞLARIN KAYDI
“Eyalet valilerinden tesbit edilebilen 40 bin Kızılbaşın isim-
lerini muhtevi defterler geldi. Selim Han, hepisinin öldürülmesini
emir buyurdu.” (1512)
Defterdar Mehmet Efendi, I. Selim’e ithaf ettiği yapıtında Kı-
zılbaş katliamını şöyle belgeliyor:
“Her şeyi bilen Sultan, o kavmin uşaklarını kısım kısım ve
isim isim yazmak üzere memleketin her tarafına bilgin katipler
gönderdiği, yedi yaşından yetmiş yaşına kadar olanların defterleri
divana getirilmek üzere emredildi.
Getirilen defterlere nazaran, ihtiyar, genç kırk bin kişi yazıl-
mıştı. Ondan sonra her memleketin hakimlerine memurlar defter-
ler getirdiler. Bunların gittikleri yerlerde kılıç kullanılarak öldürü-
len maktullerin adedi kırk bini geçti.”
NİSAN
06
Her İnsan Aslında Tanrıdır.
İSMAİL MAŞUKİ
Oğlan Şeyh diye çağrılan İsmail Maşuki ve 12 müridi At Mey-
danı’nda düşünce ve inançları nedeniyle katledildi (1529). Maşu-
ki şu görüşleri savunmuştu.
• Aslolan insandır ve insan insanlığını bildikten sonra dünyada
ona hiçbir nesne haram değildir.
• Kıyamet, kabir azabı, suri hesap diye birşey yoktur.
• Oruç ve namaz Yezid’e cereme için gelmiştir.
• Ruh ölmez, bir bedenden diğerine göçer.
• İnsanı yaratan insandır. Erkek ve kadının birleşmesinden, ço-
cuğu insan bu suretle kendisi yaratmış olduğu halde bunu Allah’a
maletmesi yanlış bir düşüncedir.
• Cinsel ilişkinin her çeşidi iki maddenin birbirine teması-
dır ve aşkın lezzetidir. Haramı yoktur.
• Dünyada insanın bedeni ihtiyaçları için yapılan herşey
ibadettir.
GÜNÜN YARGILAMASI
Hacı Bektaş Kültür Yardım Derneği ve Türkiye Turizm ve
Folklor Derneği hakkında Ankara Cumhuriyet Savcılığı ‘Amaç
dışı faaliyette bulunduğu, siyasetle iştiğal ettigi’ gerekçesiyle ka-
patma davası açtı. Savcılık iki derneğin yöneticilerinin de ceza-
landırılmasını talep etti (1966).
NİSAN
07
Kaygusuz’un Oku
GÜNÜ FETVASI
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün talebi üzerine Diyanet İşleri dini
eserler inceleme kurulu Halil Öztoprak tarafından yazılan “Kuran-
da Hikmet Tarihte Hakikat” adlı kitap hakkında şu fetvayı verdi:
“İş bu kitabın münderecatı dahi İslami esaslarına aykırı olarak
Müslümanların yollarını saptırmak ve Kuranı kerimin ayetlerini
fasit bir akideye uydurarak İslam ahalisinin akidelerini bozmak
maksadıyla yazılmış olup hiçbir ilmi kıymeti haiz bulunmadığı an-
laşılmış ve bu itibarla İslam ahali arasında ayrılıkları ihdas ede-
rek fitne uyandıran işbu kitabın selameti memleket namına idare
makamları tarafından tamamen toplattırılıp imha edilmesi muktezi
bulunmaktadır (1953).”
NİSAN
08
Alevilerin Varoluş Kavgası
Şahkulu Baba İsyanı
ALEVİLİK TARİH
Şahkulu İsyanı: Osmanlı’nın baskı ve zulmünden bunalan
yoksul Anadolu insanı, son kurtuluş yolu olarak Şahkulu önder-
liğindeki isyanı başlatmıştır. Antalya Teke Yarımadası’nda başla-
yan hareket kısa zamanda büyük bir güce erişmiş, Kütahya ön-
lerinde yapılan savaşta, Osmanlı güçlerine galip gelen Şahkulu
taraftarları, Karagöz Paşa’yı esir alarak Bursa’ya yönelmiştir.
Alaşehir Ovası’nda birkez daha Osmanlı güçlerini bozguna uğ-
ratmış olmalarına rağmen kendi içinde parçalanan Şahkulu güçle-
ri, Sivas-Gemerek-Çubuk Ovası’nda Veziriazam Hadım Ali Paşa
komutasındaki Osmanlı güçleri ile karşı karşıya gelmiştir. Veziri-
azam’ı ortadan kaldırmalarına rağmen, parçalanmışlıkları nede-
niyle yenilmekten kurtulamamışlardır.
GÜNÜN HAKARETİ
Avukat Muharrem Naci Orhan Dede İstanbul Valiliği’ne dilek-
çe vererek: “Aksaray Tiyatrosu’nda oynanan Mum Söndü isimli
3 perdelik komedi piyesi gördük. Aleviler (Kızılbaşlar) hakkında
Muaviye devrinden beri süregelen iftiralar devam etmektedir.
Sayısı 12 milyonu aşan bizler için bu iftiraların devamı aziz
milletimizi bölmek isteyen zihniyetin zekasıdır. İki gün içerisinde
hal çaresi bulunmadığı takdirde durumu reisicumhura, başvekile,
dahiliye ve adliye vekiline bildireceğiz…”
Valilik dilekçeye şu cevabı verdi:
“Mum Söndü piyesi edebi heyet tarafından kabul edilerek Şehir
Tiyatroları’nda temsil edilen bir tiyatro eseri olduğundan vilaye-
timizce bu konuda yapılacak bir işlem bulunmamaktadır (1963).”
NİSAN
09
Çiğ Lokma Yemeyin Emeksiz, Çabasız...
GÜNÜN MEKANI
Deliorman: Bir adı da Ağaçdenizi’dir. Bulgaristan’ın kuzey-
doğusundaki büyük bir alanı kaplayan bölgeye denir. Pek çok
Alevi-Bektaşi yerleşim yerinin bulunduğu bölgede Hüseyin Baba
ve Demir Baba dergahları da bulunmaktadır.
Şeyh Bedreddin (Gizli Sultan) İsyanı da Deliorman bölgesin-
de örgütlenmiştir (1516).
NİSAN
10
Erenler Hazıra Duacı…
GÜNÜN OLAYI
“Türkiye Devleti’nin dini İslam’dır.” hükmü anayasadan çı-
kartıldı (1928).
GÜNÜN DERGİSİ
Hacı Bektaş Turizm ve Tanıtma Derneği İstanbul Şubesi’nin
yayınladığı Hünkar Dergisi’nin birinci sayısı “Her Yıl Folklor Ge-
cesinde Çıkar” alt başlığı ile yayınlandı. Dergide Ali Ercan, Meh-
met Yaman, C. Server Revnakoğlu, Kurbani Kılıç, Hatice Gencay,
A. Celalettin Ulusoy, Hasan Bilbaşar, Yusuf Kenan Doğan, Ahmet
Özdemir, Dündar Örs, Dursun Gündüz’ün yazıları yer aldı (1965).
GÜNÜN DENSİZİ
Güner Ümit’in, İnter Star TV’de yayınlanan Süper Turnike
programında gebe kadın rolündeki arkadaşına “Sen Kızılbaşlar
gibi babandan mı peydahladın o çocuğu.” şeklindeki sözleri bü-
yük bir tepki yarattı. (1994)
NİSAN
11
Okunacak En Büyük Kitap İnsandır
GÜNÜN GECESİ
İstanbul Spor ve Sergi Sarayı’nda Hacı Bektaş Turizm ve Ta-
nıtma Derneği tarafından “Hacı Bektaş Veli Anma Gecesi” ya-
pıldı. Dernek başkanı Dursun Gündüz’ün konuşmasıyla başlayan
gecede Aşık Cevlani, Aşık Ali İzzet, Aşık Nesimi, Hüseyin Çırak-
man, Haydar Ağbaba deyişler söylediler. Gecede Tokat ve Şebin-
karahisar yöresi semahları da dönüldü. (1965)
GÜNÜN ACISI
Ümit Kaftancıoğlu (Asıl adı Garip Tatar) katledildi (1980).
İsmail Onarlı Hakk’a yürüdü (2007).
GÜNÜN KİTABI
Ali Yıldırım, Osmanlı Engizisyonu, Siyah Beyaz Yayınları,
İstanbul 2017
NİSAN
12
Akyazılı…
AKYAZILI DERGAHI
Akyazılı Baba Sultan ta-
rafından uyandırılmıştır.
Akyazılı Baba, Otman
Baba’dan el almıştır. Balkan-
lardaki en ulu Bektaşi babala-
rındandır.
Dergah, Varna ile Balçık
arasında, Varna’ya 30 km me-
safede Batova (şimdi Dobro-
vişte) Köyü’nde bulunur.
Hıristiyanları ise Akyazı-
lıyı Aziz Athanasius olarak
ziyaret ederler.
Evliya Çelebi Seyahat-
namesi’nde, Akyazılı Sultan
Dergahı’na bir sıtma nöbeti
içinde geldiğini ve burada sandukanın yeşil örtüsü altında uyu-
duktan sonra şifa bulduğunu yazar (1660).
GÜNÜN KİTABI
Nejat Birdoğan, Anadolu ve Balkanlarda Alevi Yerleşmesi,
Ocaklar-Dedeler-Soyağaçları, Alev Yayınları, İstanbul 1992.
NİSAN
13
Kara Kazan Hakkı / Çıralık…
GÜNÜN KİTABI
Ahmed Refik, Onaltıncı Asırda Rafizilik ve Bektaşilik, (İstan-
bul, 1932) Osmanlı Devleti’nin Kızılbaşlara uyguladığı zulmün
belgeleri…
NİSAN
14
Buyruk
GÜNÜN KATİLİ
Kuyucu Murat Paşa, Celali İsyanları bahanesiyle Anadolu’da
binlerce masum insanı katlettirmiş ve cesetlerini açtırdığı kuyu-
lara doldurtmuştu. Zalimlikte sınır tanımayan sadrazamın hiçbir
cellatın öldürmeye kıyamadığı bir çocuğu kendi elleriyle katletti-
ğini kaydeder tarihçiler (1606).
NİSAN
15
Hizmetlerin … Dergahı’na Kaydola...
GÜNÜN MUAVİYE’Sİ
Adalet Partisi Antalya Milletvekili Osman Yüksel Serdengeçti,
“Hatayi Gecesi ve Kızılbaşlar” başlıklı yazısı ile Alevilere ağır ha-
karetlerde bulundu:
“Geçenlerde kızıllar, kızılbaşlar bir araya gelerek Hatayi gecesi
yaptılar.. Nerede mi dersiniz, burada, Türliye’de. Ne Moskova’da,
ne Tahran’da. Kızıllar Türk düşmanı, emperyalist bir devletlin uşak-
lığını yapmaktadırlar. Malesef kan ve soy itibariyle ekseriyeti Türk
olan Türkiyeli Kızılbaşları da kendi maksatlarına alet etmektedirler.
Alevi vatandaşlarımıza tavsiyemiz şudur: Kızıl propagandaya ken-
dilerini kaptırmasınlar. Yeniden bir ‘Şah’a gidelim’ havasına girme-
sinler. Bugün ne şah var ne padişah var... Bugün yollar Moskova’ya
doğrudur. Bu yola düşmesinler. Şaşmasınlar (Yeni İstanbul, 1966).”
NİSAN
16
Ben de Pirevine Mihmanım…
İLK BUYRUK
İlk basılı Buyruk, Sefer Aytekin tarafından yayınlandı (Emek
Basım-Yayımevi, Güvercin Kitaplar, Ankara 1958).
Aytekin, kitabın sunuşunda yayınlamış olduğu bu kitabın
İmam Cafer Buyruğu, Menakıb-ı Evliya, Menakıpname, Fütüv-
vetname adlarıyla da anıldığını dile getiriyor.
Buyruk kitabı iki bölümden oluşuyor ve yazar esas olarak İz-
mir nüshasını temel aldığını ayrıca Maraş, Alaca, Gümüşhacıköy,
Malatya ve Hacıbektaş nüshalarından da bazı bölümleri kitaba
alındığını not ediyor.
17
İnsan Hakk’ta, Hakk İnsanda…
Kainatın aynasıyım
Madem ki ben bir insanım
Hakk’ın varlık deryasıyım
Madem ki ben bir insanım
GÜNÜN ACISI
Aşık Daimi (İsmail Aydın: 1932-1983) Hakk’a yürüdü.
GÜNÜN OLAYI
3803 sayılı “Köy Enstitüleri Kanunu” çıkarıldı ve bu kanuna
dayanarak Köy Enstitüleri açılmaya başlandı. (1940)
NİSAN
18
Kızıldeli
GÜNÜN KİTABI
Bedri Noyan, Seyit Ali Sultan (Kızıl Deli) Vilayetnamesi, An-
kara, Ayyıldız Yayınları, 1990
GÜNÜN OLAYI
Malatya’da gerici ve faşist güçler Alevilerin evlerini ve işyer-
lerini tahrip ettiler. İki gün devam eden saldırı ve katliamda 9 kişi
yaşamını yitirirken, 960 işyeri tamamen tahrip edilerek yakılmış-
tır. (1978)
NİSAN
19
Dem Bu Demdir, Dem Bu Dem
GÜNÜN BALOSU
Cumhuriyet’in kuruluşundan beri bütün faaliyetlerinin gizli
cereyan ettiği söylenen Alevi ve Bektaşiler, önceki gece İzmir’de
Fuar’daki bir pavyonda verilen baloda birkaç bin kişiye yakın bir
topluluk halinde ortaya çıkmışlardır. Eskişehir’den Antalya’ya
kadar 8 ilin plakalarını taşıyan otobüslerle dolan Fuar’da, köy-
lülerin sayısının bir hayli fazla oluşu da dikkati çekmiştir. Alevi
ve Bektaşiler Anayasa’nın teminat altına aldığı laiklik prensibine
göre, devletin, mensubu bulundukları “Caferi” mezhebini tanı-
ması icap ettiğini belirtmişlerdir. Toplantıda Alevî ve Bektaşile-
rin felsefesini izah eden Doç. Dr. Bedri Noyan, Türkiye’de 12-13
milyon Alevi ve Bektaşi bulundağunu ileri sürmüş, sözlerine şöy-
le devam etmiştir:
“Bugün insanlığı kurtaracak Nuh Gemisi lazımdır. O gemi de
Hacı Bektaş Veli felsefesidir. Allah korkusu yoktur, sevgisi vardır.
(1965)”
GÜNÜN KİTABI
S. Zeki Görgü, Yüce Evliya Düzgün Baba, İstanbul, 1969.
NİSAN
20
Alevilik Rızalık Kapısıdır…
GÜNÜN MAKALESİ
Enver Beşe, Anadolu Bektaşi Köylerinde Muharrem Ayini
Halk Bilgisi Haberleri (1941)
NİSAN
21
Erenler Hem Arıdır, Hem de Arıtıcı
Pirin Cemalini Görenler Hacı…
ALEVİLİK TARİH
Divriği Alevi Komünü: 325 yılında İznik’te toplanan konsül-
de, Hristiyanlık Bizans Devleti’nin resmi dini olarak kabul edildi.
Bu kararla birlikte doğayı kutsal kabul eden doğacı halk inançları-
na karşı büyük bir zulüm ve katliam politikası uygulanmaya baş-
ladı. Dergahları yıkıldı, inanç mensupları katledildi, ağır işken-
celerden geçirildi. Bu zulüm uygulamalarına karşı, Anadolu yerli
inanç sahiplerinin Divriği’de oluşturdukları komün/devlet, kendi-
ni var edebilmek adına birçok kez Bizans güçleriyle karşı karşıya
gelip savaş alanından galibeyetle ayrılmışlardır. Aralıklarla 200
yıl ayakta kalan Divriği Komünü 900’lü yıllarda ortadan kalkmış-
tır. Bağlılarının bir bölümü balkanlar üzerinden Avrupa’ya gider-
ken bir bölümü de Anadolu’da dağlık, ulaşılmaz alanları mesken
tutumuştur.
GÜNÜN ACISI
Büyük halk ozanı Aşık İhsani (1932 - 2009) Hakk’a yürüdü.
NİSAN
22
İnsanın İnsan Olmasından Beri
Alevilik Var Olmuştur
Benim sevdiceğim Ali’dir Ali
Ali’yi sevenler olmaz mı veli
Pirimin elinden içmişim dolu
Ali’yi seversen değme yarama
GÜNÜN BİLDİRİSİ
Diyanet İşleri Reisliği, kanun tasarısında Alevilerin haklarının
ve dini inançlarının korunması için luzumlu maddelerin konulma-
sı ve bazı gazetelerde Aleviler aleyhinde görülen yazıların protes-
to edilmesi için üniversiteli Alevi gençler dün bir basın toplantısı
tertiplemişlerdir.
Alevi gençler açık oturumlar tertipleyerek dini inançlarını mü-
dafa edeceklerini söylemişlerdir. Gençler ileride yapılacak olan
toplantılarda halkın Alevilik hakkındaki yanlış kanatlerini değiş-
tirmek için çalışacaklarını bildirmişlerdir.
Gençler nufusumuzun yarısının Alevi olduğunu belirterek
bunların da haklarına hürmet edilmesini istemişlerdir.
Türkiyede yaşayan ve sayılarının 8 milyonun üstünde olduğu
ifade edilen Aleviler, inançlarının kanunen tanınmasını talep et-
mişlerdir.
Ankara Üniversitesi Alevi Gençleri, Basın Bülteni Tanzim
Komitesi: Mustafa Timisi, (İkt. ve Tic. İlm. Akd.) Seyfi Oktay,
Ekin Dikmen, Ali İlhan, (Hukuk Fakültesi).” (1963)
NİSAN
23
Gönülleri Birlemek…
Alevi yolu gönül birliği üzerinde yürür. Tüm canlar bir beden-
den baş göstermiş gibi birbiri hakkında iyi duygu ve düşüncelere
sahip olmalıdır. Alevi ibadeti gönül birliğini sağlamadan başlamaz.
GÜNÜN VEKİLLERİ
I. Meclisteki Ale-
vi Milletvekilleri:
Cemalettin Çelebi
(1863-1922) Musta-
fa Kemal’i 22 Aralık
1919 da Hacı Bektaş’ı
ziyaretinde evinde
konuk etti. Milli Mü-
cadele’ye desteğini
kendisine bildirdi. İlk Meclis’te Kırşehir Milletvekili ve Mevlevi
Şeyhi Abdülhalim’den sonra 25 Nisan günü BMM İkinci Başkan-
vekilliği’ne seçildi. Yaklaşık 4 ay bu görevde kaldı ve 17 Ağustos
1920’de görevi bıraktı.
BMM’ye ayrıca Dersim Ferhatuşağı Aşireti’nden Mustafa
Ağa, Diyap Ağa, Hasan Hayri Bey, Sarı Saltuk Ocağı’ndan Mus-
tafa Zeki (Saltuk) Bey, Erzincan yöresi Abbasuşağı Aşireti’nde
Girlevik Hüseyin Bey (Aksu), Denizli’den Bektaşi Babası Hü-
seyin Mazlum Baba, Kars’tan Garip Musa Ocağı’ndan Fahrettin
Bey milletvekili olarak girdiler.
GÜNÜN BAYRAMI
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
NİSAN
24
Alevilik Evrensel Değerlere Sahip Bir
İnanç Sistemidir
Bir baş kesilip düşmüş
Örgülü saçları kana bulanmış
Acısı kendisine değil
Yavrum yavrum diye
Feryat ediyor bedensiz
Kendisinden önce kıyılan bebeğine
Şu yarın başında
Dizildiler genç kadın ihtiyar
Gözleri diktikleri elma ağacında
Bakışları ördükleri taş duvarlarda
Bir el hareketiyle
Birlikte yuvarlandılar
Ağ derenin karanlıklarına
GÜNÜN FELAKETİ
Ermeni halkının şahsında insanlık için büyük felaket (1915).
NİSAN
25
Anabacı
GÜNÜN BİLDİRİSİ
Çelebi Veliyettin Efendi, yayınladığı beyanname ile seçimlere
çağrı yapıyor:
“Tarikat-ı Aliyemizin bütün mensübinine, Gazi Paşa Hazret-
lerinin gösterdiği namzetlerden maadasına rey vermemelerini,
vatanımızın kurtulması be vechile kabil olduğunu sizlere kema-i
ehemmiyetle tavsiye ederim. (1925)”
GÜNÜN OLAYI
Sadettin Nüzhet Ergun yaşamını yitirdi. (1901-1946) Bektaşi
Edebiyatı Antolojisi : Bektaşi-Kızılbaş Alevi Şairleri ve Nefesle-
ri, 3 Cilt vd. kitapları yazmıştı.
NİSAN
26
Kaygusuz Lokması
GÜNÜN ACISI
Ali Ekber Çiçek Hakk’a yürüdü (1935-2006).
Nedim Şahhüseyinoğlu Hakk’a yürüdü (1930-2014).
NİSAN
27
Dedebaba
DEDEBABALAR
Balım Sultan’dan sonra posta oturan yani postnişin olan dede-
babalar Bedri Noyan’a göre şöyledir: Sersem Ali Dedebaba (1551),
El-Hac Ahmed Ali Dede (1569), Dimetokalı Ak Abdullah Baba
(1569), Dimetokalı Kara Halil Baba (1596), Dimetokalı Vahdetî
Dedebaba (1628), Seyyid Mustafa Dedebaba (1649), Bilecikli Sey-
yid İbrahim Agahî Dedebaba (1675), Urfalı Seyyid Halil İbrahim
Dedebaba (1689), Serezli Hacı Hasan Dedebaba (1714), Kırımlı
Hanzade Mehmed Külhan Dedebaba (1736), Dimetokalı Sey-
yid Kara Ali Dedebaba (1759), Sinoplu Seyyid Hasan Dedebaba
(1783), Horasanlı Hacı Mehmed Nuri Dedebaba (1790), Kalacıklı
Seyyid Halil Haki Dedebaba (1799), Sivaslı Mehmed Nebî Dede-
baba (1813), Merzifonlu Hacı İbrahim Dedebaba (1834), Vidinli
Seyyid Hacı Mahmud Dedebaba (1835), Sofyalı Saatçi Ali Dedeba-
ba (1846), Çorumlu Seyyid Hasan Dedebaba (1848), Yanbolulu Ali
Turabî Dedebaba (1849), Selanikli Hacı Hasan Dedebaba (1868),
Konyalı Perişan Hafız Ali Dedebaba (1874), Mehmed Ali Hilmi
Dedebaba (1879), Malatyalı Hacı Mehmed Dedebaba, Hacı Fey-
zullah Dedebaba (1897), Salih Niyazi Dedebaba (1913), Ali Naci
Baykal Dedebaba (1930), Salih Bedreddin Noyan Dedeba (1960)
NİSAN
28
Hizmet Hakk İçin
GÜNÜN CANI
Bir ölü yatıyor
On dokuz yaşında bir delikanlı
Gündüzleri güneşte
Geceleri yıldızların altında
İstanbul’da, Beyazıt Meydanı’nda.
Bir ölü yatıyor ders kitabı bir elinde
Bir elinde başlamadan biten rüyası
Bin dokuz yüz altmış yılı Nisan’ında
İstanbul’da, Beyazıt Meydanı’nda.
İstanbul Üniversitesi’nde Orman Fakültesi öğrencisi Turan
Emeksiz (Malatya / Yeşilyurt / Gündüzbey Köyünden) Demokrat
Parti Hükümeti’nin baskıcı politikalarını protesto ederken polis
tarafından katledildi. (1960)
GÜNÜN AÇIKOTURUMU
Üniversiteli Alevi Gençler, “Türkiye’de Laiklik ve Tatbikatı”
konulu bir açık oturum düzenlediler. Monako Oteli salonunda ya-
pılan toplantıyı kalabalık bir gençlik ve vatandaş kitlesi izledi.
Toplantıyı konuşmacı olarak Prof. Bülent Nuri Esen yönetmiş,
konuşmacı olarak Prof. Mustafa Akdağ, Prof. Adnan Erzi, Erzin-
can milletvekili Zeynel Gündoğdu, Prof. Bahri Savcı, Çanakkale
milletvekili Şefik İnan ve Prof. İsmail Hakkı Baltacıoğlu katıldı-
lar. (1963)
NİSAN
29
Mücerretlik
GÜNÜN ANLATISI
Saru, Hünkar hakkında kötü zannını değiştirmedi gitti. Bir
gün Hünkar, Saru’ya, kalk da dedi, seninle biraz bağda, bahçe-
de gezelim. Bahçeye gittiler, bir elma ağacının dibine vardılar.
Hünkar, Saru dedi, gönlümüz yemiş ister, çık şu ağacından elma
devşir. Vakit kıştı, yer, karla örtülmüştü. Saru, Hünkar’a, kış günü
hiç bir ağaçta bir yaprak bile yokken yemiş mi olur? dedi. Hünkar,
Saru, dedi, sen aşağıda dur, ağaca ben çıkayım.
Hünkar, ağacın üstüne çıktı. Ağaç, hemen yeşerdi, yapraklan-
dı, tomurcuklandı, çiçeklendi, çiçeği döküldü, bir anda dolu dolu
elmalar bitti, oldu, salkım sallanmaya başladı. Hünkar, Saru dedi,
yukarıya bak, nice gü-
zelim elmalar var, han-
gisini koparayım, Saru,
yukarıya bakınca birden,
Hünkar’ın hayalarını
gördü. Fakat baktı ki biri
ak gül, öbürü kızıl gül.
Başını aşağıya indirdi,
onun gerçek erenlerden
olduğunu anladı.
NİSAN
30
Ali’nin Koynundaki Nergis Demeti
GÜNÜN CANI
Halil Öztoprak’ın, Kuran’da Hikmet Tarihte Hakikat (Ankara
1951) kitabının yayınlanması oldukça yankı yarattı. Kitap hak-
kında toplatma kararı verildi, dava açıldı ve yargılama sonunda
beraat etti.
Mahekeme kararına yansıyan istihbarat raporunda onula ilgili
şu bilgiler yer aldı:
“Adı geçen Halil Öztoprak, Kürt soyundan ve Alevi mezhe-
binden olup yine Kürt ve Alevi olan Kayseri ilinin Sarız İlçesi’ne
bağlı Kırkısrak Köyü’nden evli bulunduğu, hiçbir okul mezunu
olmayan bu şahsın, muhitinde yarı deli ve şair ruhlu olarak tanın-
dığı bir müddet Elbistan ilçe merkezin-
de arzuhalcilik yapmak istemiş ise de
bilgisinin kafi gelmemesinden bu işte
muvaffak olamadığı, bazı eserlerden
aldığı yazılardan bir kısmını bir araya
getirmek suretiyle bir kitap haline so-
karak menfaat temin gayesiyle Alevilik
propagandasına başladığı… (1952)”
Halil Öztoprak Hakk’a yürüdü.
(1966)
MAYIS
01
Gün Gelir, Zorbalar Kalmaz Gider
GÜNÜN GÜNÜ
1935 yılında Bahar ve Çiçek Bayramı olarak resmi tatil ilan
edilen 1 Mayıs ilk kez 1976 yılında kitlesel olarak İstanbul Tak-
sim Meydanı’nda kutlandı.
KANLI 1 MAYIS
Karanlık güçler tarafından İstanbul Taksim Meydanı’nda 1
Mayıs işçi bayramı kutlaması yapan insanlara yönelik gerçekleş-
tirilen katliamda 34 kişi yaşamını yitird (1977).
GÜNÜN GECESİ
Av. Cemal Özbey’in başkanlığını yaptığı “Türkiye Turizm ve Folk-
lor Derneği” Ankara Büyük Sinema’da “Büyük Şair Pir Sultan Ab-
dal’ı Anma Gecesi” düzenledi. Gecede Hüseyin Çırakman’ın söyledi-
ği bir deyiş nedeniyle dernek hakkında kapatma davası açıldı. (1965)
MAYIS
02
Taş Atan Bizden Attıran Bizden Değildir
GÜNÜN BİLDİRİSİ
“Tarihi boyunca insanları birbirinden ayıran sosyolojik ve tabi
farkları red eyleyerek insanları bizatihi bir kıymet ve değere sa-
hip olması sebebiyle insan olarak seven zaaflarını, boşluklarının
tezahürü olarak kabul edip ilmin ışıklarıyla karanlığın aydınlana-
cağına inanmış Alevi camiası hakkında son zamanlarda gelişme
istidadı gösteren yanlış fikirlere karşı İstanbul Üniversitesi’nde
okuyan 347 üniversite öğrencisi olarak gereğini yapacağımızı ilan
ediyoruz:
Milleti bölmek için tiyatroyu bir vasıta olarak kullanan kötü
emellilerin tamamen bir uydurma olan Mum Söndü adlı bir piye-
sin şehir tiyatrolarında oynanmasına, idare edenler ve hükümet
seyirci kalmıştır..
Bundan böyle sayısı 12 milyonu aşan Aleviler hakkında ya-
pılacak tecavüzkar ve münafıkane söz ve türlü davranışlarıyla bu
aziz milletin birlik ruhunu bölmek isteyen zihniyete karşı sessiz
kalmayacağız (1963).”
TERSİNDEN KİTAP
Haluk Kantur, Bektaşilik Niçin Batıldır, İstanbul, Karınca
Matbaacılık, 1961
MAYIS
03
Azalmaktan Değil, Bozulmaktan Kork
Hey erenler pazarım var
Hal ehline hal satarım
Terazim, tartım bulunmaz
Doyumuna bal satarım
GÜNÜN ACISI
Nejat Birdoğan Hakk’a yürüdü (1934-2007).
Kitapları: Anadolu’nun Gizli Kültürü Alevilik, Şah İsmail Ha-
tayi, Anadolu Aleviliğinde Yol Ayrımı vd.
MAYIS
04
Cümlenin Muradı Dünyada Cennet
ALEVİLİK
Alevi ozanları cennet cehennem anlayışını, korku ve vaadini
yeren, hicveden sayısız deyiş söylemişlerdir.
Alevilerin bu inancı Şeyhülislam Ebussuud Efendi tarafından
verilen fetvalarla çok şiddetli biçimde cezalandırılmıştır.
TARİHİN CEMEVİ
Malatya - Arapgir - Onar Köyü’nde bulunan 12 direk üzerine
kurulu büyük cemevi, 1200’li yıllara tarihlenmektedir. Anado-
lu’nun ayakta kalmış en eski cemevi olarak bilinmektedir.
MAYIS
05
Şu Ellerin Taşı Hiç Bana Değmez
İlle dostun gülü yareler beni… İnsan için yaralayıcı olan ya-
bancının attığı taş değil dostun taş yerine attığı güldür.
GÜNÜN MEKANI
Cöğü Baba Tekkesi: Sivas / İmranlı / Yünören (Cöğü) Köyü’ndedir.
GÜNÜN ANLATISI
“Pir Sultan Abdal darağacına doğru aseslerin arasında yürürken Hızır
Paşa bir emir verir. Pir Sultan asılırken ‘halktan onu taşlamasını iste-
mekte, buyurmaktadır’. Halkın gözünde bir halk önderini küçültecek, Pir
Sultan’ı ‘bak uğruna mücadele ettiğin halk seni taşlıyor’ diyerek ruhsal
olarak yıkıma uğratacaktır.
Deli Hızır Paşa’nın emri serttir, kesindir. Pir’i taşlamayan öldürü-
lecektir. Pir Sultan’ın musahibi Ali Baba da kalabalığın arasındadır. Ali
Baba da buyruğa uymak zorunda kalır. Ne var ki yol kardeşine taş atmaya
eli varmaz. Tutup bir gül atar. Başına yağan onlarca taş şu kadarcık olsun
canını yakmaz da Pir’in, Ali Baba’nın gülü incitir onu. Üzülür, yüreği
burkulur. Hemen daragacının altında ‘ille dostun gülü’ deyişini söyler.”
MAYIS
06
Denizler Gibi Çoğalarak
Asılmış bir al umuttan
Kara gücün korku dalında
Şu can topraktaki üç fidan ölü.
Ve artık ölmezliğin son boyutundan
Göverir yeşil bahar yağmurlarında
Denizgülü, Yusufgülü, Hüseyingülü.
Ölümdür kimileyin kavganın tek ödülü.
Kan çiçeği sökünü arkalarından...
Açmış böğrünü, hepsine ana sıcaklığında
Devrimin kankalesi Karşıyaka gömütlüğü.
Ve gençlik günlerine doymamışlık dağından
Bakar, alınlar mavide ve göğüs hep namluda
Gezmişgülü, Aslangülü, İnangülü.
GÜNÜN BAYRAMI
Hıdırellez, Alevilerin en büyük bayramlarından biridir. Bu bay-
ram neşe içinde şenliklerle kutlanır. İnanış göre Hızır ile İlyas iki
kardeştir. Çok küçük yaşlarda birbirlerinden ayrılmışlardır. Bugün
buluşmuşlardır. Hızır, denizlerin, İlyas’da karaların piridir. Bugün,
kurban kesilir, yatırlar ziyaret edilir, kırlara, dağlara çıkılır. Hıdırellez
eğlenceleri yapılır. Artık bahar gelmiştir, ölen doğa yeniden uyanmış-
tır. Bolluk ve bereketli bir yıl karşılanır.
MAYIS
07
Müsahip… Aşina… Peşine… Çiğildaş…
ALEVİLİK
Müsahiplik: Yol akrabalığının birinci kapısıdır.
Aşina: Bu kapıda müsahiplikte olgunlaşan müsahipli canlar
kendileri gibi müsahipli bir başka aile ile cem erenlerinin huzu-
runda aşina olurlar.
Peşine: Aşinalıkta olgunlaşan canlar kendileri gibi aşinalı bir
başka aile ile cem erenlerinin huzurunda peşine olurlar. Peşine
kapısı iki ailenin hiçbir yorum yapmadan birbirlerinin peşinden
gitmeleri, birlikte iş yapmaları, birlikte ağlayıp birlikte gülmeleri
anlamına gelir.
Çiğildaş: Çiğildaşlık velilerin sıfatıdır. Peşinelikte olgunlaşan
canların cem erenlerini arasından kendileri gibi peşinelikte olgun-
laşmış bir aile ile tam kardeş olmaları halidir.
GÜNÜN HABERİ
Kırşehir Vilayeti’ndeki Hacı Bektaş Türbesi müze haline geti-
rilecek ve umuma açık bulundurulacaktır. Hacı Bektaş Türbesi’nin
etnoğrafyaya alınmış olan eşyası türbeye devredilecektir. Bu hu-
sustaki Vekiller Heyeti kararı tasdikten çıkmıştır (Milliyet 1960).
GÜNÜN İLKİ
Alevi temsilcileri ilk kez Avrupa Parlementosu’nda sorunları-
nı anlatan bir toplantı düzenlediler. (1999)
MAYIS
08
İnsan… Konuşan Kuran…
ALEVİLİK KAVRAM
Bogomil (Hakk’ın Sevdiği): Anadolu’da 900’lü yıllarda res-
mi Hristiyanlık mekanizmalarından gördükleri zulümden kaçarak
Balkanlara yerleşen Anadolu Alevilerini ifade eden bir deyimdir.
MAYIS
09
Bin Kere de Çağırsan
Bizden Sana Gelen Olmaz
GÜNÜN FETVASI
MESELE: Müezzin ezan okurken o yana dönüp “bin kere ça-
ğırsan bizden sana varır yoktur” diyen bir kişiye ne yapmak ge-
rekir?
EL CEVAP: Alaya alıp dalga geçme sözkonusudur. Kişi kafir,
karısı da boş olur. (1560)
GÜNÜN GECESİ
Hacı Bektaş Kültür Kalkınma ve Yardım Derneği, Ankara Bü-
yük Sinema’da Hacı Bektaş Gecesi düzenledi:
“Gecemiz, umudumuzun üstünde bir ilgi görmüş ve 1600 kişilik
sinema, kapasitesinin en azından iki misli bir kalabalıkla dolmuş,
bir o kadar yurttaşta yer olmadığından içeri girememiştir. Gece,
çok parlak olmuş, çalınan sazlar, oynanan ulusal oyunlar, Hazreti
Pir’i öven şiir, deyiş ve nefesler geceye katılanların yüreklerinden
kopan duygulara tercüman olarak hepimizi coşturmuş, ağlatmış
ve bizlere eşine az rastlanan bir gece geçirtmiştir (1964).”
MAYIS
10
Yorulan Yorulsun, Ben Yorulmazam
GÜNÜN GECESİ
Bir sürerdir Harbiye’deki Birlık Sahnesi’nde Sadık Gürbüz ile
Veli Öztürk adlı iki genç ozanın hazırlayıp sunduğu Pir Sultan
Abdal’ın türkü, şiir ve menkıbelerini içeren gösteri bu akşam saat
21.15’te istek üzerine son olarak tekrarlanacaktır. Gülsen Tun-
cer’in sunuculuğunu yaptığı gösteri 20 Mayıs’ta, Ankara’da Çağ-
daş Sahne’de sergilenecektir. (1976)
MAYIS
11
Nerde Bir Hızır Paşa Varsa
Orada Bir Pir Sultan Mutlaka Olacaktır
GÜNÜN İHANETİ
Hızır Paşa... Alevi yolunda ihaneti dile getirmek üzere kulla-
nılır… İnanışa göre Pir Sultan Abdal’ın müridi olan Hızır Paşa
Osmanlı’nın hizmetine girer ve Sivas Valisi olarak görev yaptığı
dönemde Pir Sultan’ı astırır…
Hızır Paşa adı bir ihanet simgesine dönüşür. Alevi yolunda
şöyle bir söz söylenir:
Nerde bir Hızır Paşa varsa orda mutlaka bir Pir Sultan olacak-
tır..!
GÜNÜN MEKANI
Denizli Çal Çalçakırlar Bektaşi Köyü;
Dümülcü Sultan, Gaip Erenler, İmze Dede ve Çat Dede olmak
üzere dört türbe bulunmaktadır.
MAYIS
12
“Alevilik Sadece Türkler İçin Değil,
Sadece Aleviler İçin Değil,
Tüm Dünya İçin Bir Kurtuluş Yoludur”
Irene Melikoff
Kuranidir sözümüz
Rahmanidir yüzümüz
Hakk’ı görür gözümüz
Aldanmayız hayale
GÜNÜN FETVASI
MESELE : Bir kişi namazı inkar edip “inanana namaz gerek-
mez” dese ona ne yapmak gerekir?
EL CEVAP : Katli gerekir.
GÜNÜN MUAVİYE’Sİ
HBB televizyonunda yayınlanan Yüksek Tansiyon adlı prog-
ramda eski İstanbul vaizlerinden Hasan Ali Buldan’nın Alevilere
ilişkin “Mum söndü yaparak ahlak ve namustan yoksun oldukla-
rı” yönündeki sözleri büyük tepki yarattı. (1993)
MAYIS
13
Aleviliğin Yüzü Hayata Dönüktür
GÜNÜN ETKİNLİĞİ
Bin Yılın Türküsü: Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu tarafın-
dan gerçekleştirilen ve genel sanat yönetmenliğini Necati Şahin’in
yaptığı büyük sanatsal gösteri Köln Arena’da gerçekleşti. 1346 bağ-
lama, 700 semahçı ve diğerleri ile yaklaşık 2500 kişinin sahnede yer
aldığı etkinlik Alevi tarihinin ozan diliyle anlatıldığı bin yılın desta-
nı olarak değerlendirildi. Türkçe sunuşları Tuncel Kurtiz Almanca
sunuşları Renan Demirkan’ın yaptığı etkinliğin koro şefliğini Zafer
Gündoğdu, semah
düzenlemelerini
ise Faysal İlhan
üstlendi. Etkinlik
en çok sanatçının
katılımı ile yapılan
bir gösteri olarak
Dünya Rekorlar
Kitabı Guinness’e
girdi (2000).
MAYIS
14
Seni Sana Teslim Ediyorum
GÜNÜN CEVABI
Av. Cemal Özbey, İstanbul Valisi ve Belediye Reisi Ord. Prof.
Dr. Fahrettin Kerim Gökay’ın “Hiçbir şeye inanmayan, kutsiyet-
leri inkar eden Rafiziler cemiyet içerisinde zehirli baldıranlardır.”
beyanatına “Rafızilik Nedir?” broşürü ile cevap verdi. (1957)
MAYIS
15
“Hele bir kalksın ortalığın tozu dumanı
Bindiğin, At mı Eşek mi O Zaman Belli Olur.”
Şeyh Bedreddin
GÜNÜN KİTABI
Çelebi Ahmet Cemaleddin, Bektaşi Sırrı Nam Risaleye Müda-
faa, Yayına Hazırlayan Nejat Birdoğan, İstanbul, Berfin Yayınları
(1994)
16
Özün Özü Sevgi Muhabbet
KONUNUN KİTAPLARI
İsmet Zeki Eyüpoğlu, Türk Şiirinde Tanrıya Kafa Tutanlar
Battal Pehlivan, Alevi Bektaşi Düşüncesine Göre Allah
MAYIS
17
Rızasız Lokma Yenmez
GÜNÜN ACISI
Aşık Mahzuni Şerif Hakk’a yürüdü (2002).
MAYIS
18
Ser Verip Sır Vermemek
18 Mayıs’ı unutmam
Unutma 18 Mayıs’ı
İşçinin köylünün kurtuluş
Ordusu devrimci erleriz
Ölümlerle yeniden doğan
Ölmeyen devrimci erleriz
GÜNÜN DİRENİŞÇİSİ
19
Açalım Kızıl Sancağı
Geçsin Zalimlerin Çağı
Engür ezdik
Testimizde demleniyor Kızıldeli
Hak için düşen canlar
Verdiler sancağımızın rengini
Şimdi Pir Sultan açacak onu
En müşkül anımızda belli ki
GÜNÜN AÇILIŞI
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Merkezi ve Cemevi,
Cumhurbaşkanı Demirel ve Başbakan Mesut Yılmaz’ın katılım-
larıyla açıldı (1998).
GÜNÜN KİTABI
Bedri Noyan, Kurtuluş Savaşında Bektaşiler, Tekışık Matbaa-
sı, Ankara, 1990
MAYIS
20
Darağacı Ağlar Pir Sultan Deyu
GÜNÜN KİTABI
Ali Yıldırım, Pir Sultan Abdal, Siyah Beyaz, İstanbul 2016
MAYIS
21
12 Hizmet
22
Engin Ol Gönül Engin Ol
GÜNÜN MEKANI
Teslim Abdal Dergahı: Çorum - Merkez - Teslim Köyü
Denizli’deki Teslim Abdal’ın türbesi, Cankurtaran (eski adı
Çukurköy) Belde-
si’ndedir.
Bir başka türbe,
Elazığ’ın Baskil il-
çesine bağlı Şeyh
Hasan (şimdiki
adıyla Tabanbükü)
Köyü’ndedir.
MAYIS
23
Alevilik İyi İnsan Olmaktır
GÜNÜN MAZLUMU
Koyun Baba, Hacı Bektaş müridlerindendir. Türbesi Çorum /
Osmancık’tadır. Kızılbaş olduğu gerekçesiyle recmedilerek yani
taşlanarak katledilmiştir:
“Koyun Baba dimekle maruf bünyad nam mülhid haşr u neş-
ri inkar idüb rafz ve ilhad üzere olduğu hoca mülazımlarından
Sinan, merhum
Müfti Yakub,
Kınalızade Ha-
lil ve Hocaza-
de Alaeddin
şehadetleriyle
Dîvan-ı Alî’de
sabit olmakla
At Meydanı’nda
recm olunmak
buyruldu.”
MAYIS
24
Alevi Yolunda Miraç Görgü Cemi’dir
Vardı dergâh kapısına
Gördü bir arslan yatar
Arslan anda hamle kıldı
Başa koptu tufane
Hatem’i ağzına verdi
Arslan anda oldu sakin
Muhammed’e yol verdiler
Arslan gitti nihane
Görgü Cemi’ne katılan canlar, Cem bitiminde birbirlerine
“miracın kutlu olsun” derler… Görgü Cemi göksel bir mekanda
tanrılar katında icra edilir…
Miraç ritüeli her türlü benlikten arınmayı; yolda, canda, malda
bir olmayı amaçlar, anlatır ve yeniden canlandırır… Alevi inan-
cında miraç ritüelini dile getiren deyişlere miraçlama denilir.
GÜNÜN DÜZELTMESİ
Ramazan Bayramı Müslümanların bayramıdır. Alevilikte
Ramazan Orucu olmadığı gibi Ramazan Bayramı da sözkonusu
değildir. Şehirde Şeker Bayramı ile tanışan Aleviler bu bayramı
kültürel olarak dini içeriğinin dışında kutlarlar.
GÜNÜN MEKANI
Harabati (Sersem Ali Baba) Dergahı: Makedonya, Tetova (Kalkandelen)
MAYIS
25
Dostan Bir Elma Geldi
Elma Ne Güzel Elma
GÜNÜN KİTABI
Azap Ortakları: Erol Toy’un Şeyh Bedreddin ve Börklüceli
Mustafa’yı konu edinen romanı yayınlandı. (İstanbul 1973)
GÜNÜN KONSERİ
Ruhi Su ve Dostlar Tiyatrosu İzmir Elhamra Sineması’nda Pir
Sultan Abdal konseri verdiler (1975).
MAYIS
26
Selman’ın Elinde Üzüm Tanesi
GÜNÜN ANLATISI
Kırklar için parsa toplamaya / devşirmeye giden Selman elin-
de bir üzüm tanesiyle döner. Bakar, Kırklardan olmayan bir ya-
bancı konukları vardır. Canlar Selman’a üzüm tanesini konuğa
vermesini ve ondan Kırklara pay etmesini istemesini söylerler.
Selman’ın üzüm tanesini uzatıp pay etmesini istediği konuk Mu-
hammed’dir. Bu durumda ko-
nuk ne yapacağını şaşırıp kalır.
Göksel bir ses yetişir imdadı-
na. Üzümü ezmesini, engür
eylemesini söyler. Konuk ezer
üzümü, engürden bir can içer.
Cümle canlar mest olur.
Selman’ın elindeki üzüm
tanesi Anadolu’nun kutsal
meyvesidir ve 3 bin yıl önce-
sinin İvriz Hitit Kaya Anıtı’nda
yarı tanrı kral Warpalawas’a
baş tanrı Tarhundas tarafından
sunulan üzüm salkımından bir
tanedir.
MAYIS
27
Semah, Alevi İnancında
Temel İbadetlerden Biridir.
GÜNÜN SORUSU
Cemal Güresl Alevi miydi? Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, 1961
yılında ilk kez köşkün kapılarını Alevilere açar. Önce Alevi ozanla-
rını köşke davet eder kısa süre sonra da bir Alevi heyeti ile görüşür.
Gürsel’in bu tavrı onu Alevi ilan etmeye yeter de artar bile (1961).
GÜNÜN OLAYI
Hafta tatili, 2739 Sayılı Yasa ile Cuma gününden Pazar günü-
ne alındı (1935).
MAYIS
28
Her Ne Arar İsen Kendinde Ara!
GÜNÜN PROTESTOSU
Ankara Yüksek Öğrenim Alevi Gençliği dün “Türkiye Halkı-
na” başlığını taşıyan bir bildiri yayınlayarak, İlahi Işık Gazetesi
sahibi Hüseyin Hilmi Işık’ın Alevi yurttaşlara karşı giriştiği çirkin
itham ve iftiraları protesto ettiler (1969).
GÜNÜN MEKANI
Ali Pircivan Dergahı / Türbesi. Amasya, Gümüşhacıköy / Sa-
rayözü Köyü
MAYIS
29
Zakirin Zikri Saz İle
GÜNÜN HAKARETİ
Katliam Köprüsü... Ellerinden 40 bin Kızılbaş’ın kanı damla-
yan Yavuz Selim’in adı, İstanbul Boğazı’na yapılan üçüncü köp-
rüye verildi (2013).
MAYIS
30
Bizim İtlerimiz Dahi Haram Lokma Yemezler
Koca başlı koca kadı
Sende hiç din imam var mı
Haramı haleli yedi
Sende hiç din iman var mı
GÜNÜN ANLATISI
Pir Sultan’ın iki köpeği vardı. Köpeklerine, Sivas’ın haram
yiyen Sarı ve Kara kadılarının adlarını vemişt. Bunu duyan kadı-
lar deliye döndüler. Kızmayın dedi Pir Sultan, köpeklerim sizden
onurludur, hiç değilse onlar haram lokma yemezler. Nereden bili-
yorsun dedi kadılar. Deneyip, ispatlayayım dedi, Pir Sultan.
Bunun üzerine iki ayrı kap yemek hazırladı. Birine helal, di-
ğerine haram yemekler konuldu. Herkesin gözü önünde önleri-
ne konan yemeklerden haram olanı seçip yedi Sarı Kadı ile Kara
Kadı. Köpekler için de iki kap hazırlandı. Köpekler, iki kabı da
kokladıktan sonra helal kaptaki yemeği yemeye giriştiler. Böyle-
ce herkes Pir Sultan’ın köpeklerinin değil kadıların haram lokma
yediğini görüp öğrenmiş oldular.
31
Ölmeden Önce Ölmek
Erenlerin eşiğinde
Yaslanıban yattım ben
Erenlere beli dedim
Sıdk ile ikrar ettim ben
Alevi yolunda ikrar verip yola giren kişi ölmüş ve ikrarı ile
yeniden doğmuş sayılır.
GÜNÜN MEKANI
Topçubaba Dergahı: Topçular Köyü / Kofçaz / Kırklareli
HAZİRAN
01
Gezi Direnişi
bu bir türkü:
- toprak çanaklarda
güneşi içenlerin türküsü!
bu bir örgü:
- alev bir saç örgüsü!
kıvranıyor;
kanlı; kızıl bir meş’ale gibi yanıyor
esmer alınlarında
bakır ayakları çıplak kahramanların!
GÜNÜN ACISI
1968 kuşağının devrimci önderlerinden Hüseyin Cevahir İs-
tanbul Maltepe’de katledildi. Dersim / Mazgirt / Mohundu Nahi-
yesi, Şöbek (Yeldeğen) Köyü’nden Sarı Saltık Dede Ocağı’ndan
Kürt Alevi bir candı. (1971)
HAZİRAN
02
Bu Daha Başlangıç Mücadeleye Devam!
TESBİT VE ONUR
Polis gezi direnişine katılanların % 78’inin Alevi olduğunu
tespit etmiş…! Tarihsel mirasımızdır, onur duyarız....(2013)
GÜNÜN ACILARI
Orhan Kemal yaşamını yitirdi (1963). “Bereketli Topraklar
Üzerinde” en bilinen kitaplarındandı.
Hasretinden Prangalar Eskittim’in şairi Ahmed Arif yaşamını
yitirdi. (1991)
03
Mesele Üç Beş Ağaç Değil
GÜNÜN ACISI
Büyük usta Nazım Hikmet yaşamını yitirdi (1963).
04
Kızılbaşlar Yola Gelip Müslüman Olmazlarsa
Haklarından Geline!
GÜNÜN FETVASI
Aziz Mahmut Hüdai Efendi Alevilerin yola getirilmesine dair
Osmanlı Padişahı I.Ahmet’e bazı tavsiyelerde bulunuyor:
Köylerine cami yapın, imam atayın, çocuklara ve kadınlara
şeriat eğitimi verin tüm bunlar işe yaramazsa da katledin…
“Kızılbaş köylerinden her birine bir imam nasb oluna, talim-i
ilim ve sıbyan ve nisvan ve zekeran eyleye... Bunlar namakul va-
sıflarını ihtiyarlarıyla terk edip sünnet ve şeriat üzerine olurlar
ise pek güzel. Aksi halde ortadan kaldırıla.” (1601)
GÜNÜN MEKANI
Kâfi Baba Dergahı: Abdal Musa dervişlerinden Kafi Ba-
ba’nın Dergahı, Antalya Finike’dedir.
HAZİRAN
05
Sayılmayız parmak ile / Tükenmeyiz kırmak ile…
Taşramızdan bakmak ile / Kimse bilmez ahvalimiz…
GÜNÜN OLAYI
Muğla Ortaca’da Alevilere yönelik saldırılar 5-15 Haziran ta-
rihlerinde yaşandı.
Ortaca’nın Alevi olan Fevziye Köyü’ndeki bir araziyi gasp
eden saldırganlar direnişle karşılaşınca “Kızılbaşlar Ortaca ca-
minin minaresini yıktılar” şeklinde sözler sarfederek çevre Sünni
köylüleri kışkırtıp silahlandırmış, Fevziye ve Kemaliye köylerine
baskın düzenlenmiş, Ortaca basılarak Aleviler ait ev ve işyerleri
tahrip edilmiştir.
Olup bitenler tüm Türkiye’de büyük bir yankı uyandırmıştır.
(1966)
HAZİRAN
06
Red İnkar Asimilasyon Anlayışına Karşı
Geleneksel Laik Çizgi
GÜNÜN RAPORU
Allah’a, peygambere inanmalarına rağmen Alevilik Müslü-
manlık değildir. Onu Şiilik ile karıştırmak da hatalı olur. Alevi
Kızılbaşlık, Müslümanlık’tan başka bir şeydir. (Jandarma Yarbay
Nazmi Sevgen’in Zazalar Raporu’ndan, 1930)
GÜNÜN KİTABI
Nazaret Dağavaryan (Çadırcıyan), Hıristiyan Protestanlığının ve
Kızılbaş İnancının Doğuşu, İstanbul 2018
HAZİRAN
07
Ferman Padişahınsa Dağlar Bizimdir!
GÜNÜN GÜZELLİĞİ
Abdal Musa Şenlikleri: Alevi yolunun ulu pirlerinden Ab-
dal Musa Sultan’ı anmak amacıyla her yıl dergahının bulunduğu
Antalya Elmalı Tekke Köyü’nde Türkiye’nin dört bir yanından
canların katılımı ile yapılan şenliklerdir.
HAZİRAN
08
Zemherinin Hoşluğuna
Osmanlı’nın Dostluğuna Güven Olmaz
GÜNÜN RAPORU
“Bu insanların ehli sünnetten ve daha doğrusu İslamiyet’ten
ayrı bir mezhebe salik olduklarını gördüm” (Mehmet Ali Ayni’nin
Mazgirt, Ovacık ve Kozan Alevileri Raporu’dan, 1932)
GÜNÜN KİTABI
Tanrılar Kadınken, Merlin Stone, Payel Yayınları, İstanbul,
2000
Kadının, Rahman ve Rahim oluşundan ikinci sınıflığa evrilişi-
nin tarihsel anlatısı...
HAZİRAN
09
Hac ve Hacı Olmak
Yarattık yaradanı
Karıştırdık işimize
Ekmeğimize aşımıza
İş/dert açtık başımıza
Alevi yolunda hac gönül yapmak, hacı olmak ise Hünkar Hacı
Bektaş Veli’yi ziyaret anlamına gelir…
GÜNÜN DERVİŞİ
Sarı İsmail… Hacı Bektaş’ın dervişi ve sırdaşı idi. Bir gün,
acaba Hünkar bize nereyi yurt verecek, fikrine daldı. Hünkar’a
malûm oldu. İsmail’im dedi, ben göçtükten sonra sopanı at, ne-
reye düşerse orası yurdun olsun, yeşil fermanı da yanında götür,
sana lazım olur buyurdu. Hünkar göçtükten sonra dergahtan çıkıp
sopasını attı, can gözüyle gördü ki, Menteşe ilinde Tavaz’da bir
kilisenin kubbesini delip içeri düştü. O sırada meğer bir keşiş, ki-
lisede İncil okurmuş. Sopa, kubbeyi delip içeri düşünce keşişin
gözüne bir ejderha gibi göründü. Derken Sarı İsmail, gide-gide
Tavaz’a, o kiliseye vardı, Keşiş, Sarı İsmail Sultan’a itibar göster-
di, kiliseyi dergah haline getirdi.
GÜNÜN MEKANLARI
Sarı İsmail Sultan’a ait olduğuna inanılan türbe; Tavas/Tek-
keköy’de bulun-
maktadır.
Adıyla anı-
lan bir başka
makam türbesi
ise; Tavşanlı/
Dedeler köyün-
dedir.
HAZİRAN
10
Hakk İçin Ola Seyr İçin Olmaya
ALEVİLİK
Alevi ibadetinin temelini oluşturan semahlarda yalnızca din-
sel konular işlenmez. Hayatın her alanından alınan konularla iş-
lenmiş deyişlerle semah dönülebilir. Semah bir aşk halidir. Coşku
halidir. Bu nedenle coşa gelinen her mekanda dışarı semahları
dönülebilir. Cem dışında dönülen semahlar dışarı semahı olarak
adlandırılırlar.
Bu semahların konusu turna, kırat ve de bir sevgili / insan ola-
bilir.
Karacoğlan’ın ‘yine dertli dertli iniliyorsun’ dizesi ile başla-
yan deyişi eşliğinde dönülen semah bu türün en bilinenidir. Turna,
Kırat, Türkmen Kızı gibi din dışı sayılabilecek semahlar yaşamın
farklı boyut ve unsurlarının aşk haline dönüşmüş biçimleridir.
11
Tanrı Dağlar, Dağ Tanrılar
ELBİSTAN OLAYI
Elbistan’da düzenlenen Ehlibeyt Gecesi’ne Aşık Mahzuni, Fey-
zullah Çınar, Aşık Ferrahi, A. Rıza Arslandoğan, Aşık Kul Ahmet ve
Aşık Maksudi katılırlar. Gecede Dr. Mehmet Ocak ve Ehlibeyt Gaze-
tesi sahibi Doğan Kılıç birer konuşma yaparlar. Etkinlik akşam 8 den
12’ye kadar devam eder. Ne var ki konuşmalar sırasında sağcı gerici
bir gurup slogan atıp İstiklal Marşı söyleyerek ortamı provake eder.
Ertesi gün örgütlenen gericiler, “Allahu ekber, Aleviler’e ölüm!”
sloganlarıyla saldırıya geçer. Dr. Mehmet Ocak, dövülerek komaya
sokulur; pazarda
ve sokakta görülen
Alevilere sopa-
larla saldırılır, bir
bölümü ağır yara-
lanır. Miktat Dede
ile Aşık İbreti’nin
dükkanları dahil
birçok dükkan tah-
rip edilerek, yağ-
malanır. (1967)
HAZİRAN
12
Eline, Diline, Beline Sahip Olmak
Mühürlemek
Bele sahip olma ilkesi ise Alevi soyuna yabancı soy katma-
mak gerekliliğini dile getirir. Soyun arı duru ve temiz kalması yo-
lun sağlıklı yürümesinin de temel şartıdır. Bu kural Alevi etnik ya-
pısının, soy ve kanının bozulmaması için yabancı ile evlenmeme
yasağını gerekli kılar. Seçilmiş bir topluluk… Yabancıya kız ver-
memek ve kız almamak bele sahip olmayı gözetmeyi gerektirir.
Ele sahip olma ilkesi ise haksızlık yapmaktan uzak durulması
gerekliliğine işaret eder…
13
Gül Alırlar, Gül Satarlar
Terazi Tutmazlar
14
Çan Çaldı, Semah Döndü
Kıbrıs Atasözü…
15
Alevi Yolunda Hiyerarşi Yok, Rızalık Var
GÜNÜN TELGRAFI
Sivas’ta yaşayan 120 Alevi, Başbakan Demirel’e ortak bir
telgraf çekerek Ortaca olaylarını kınadılar: “5 Haziranda Orta-
ca’da başlayan Alevilik-Sünnilik çatışması Alevilerin aç ve susuz
olarak muhasara altında kalışları Sivas’ımızda bulunan yüzbinin
üstündeki biz Alevileri üzmüştür. Bu vatanın bütünlüğünü ve bera-
berliğini her zaman istemiş Atatürk’ün izinde yürümüş bizleriz. Bu
durum devam ettği taktirde muhasara altında bulunan kardeşleri-
mize delaletinizle yiyecek yardımında bulunacağımızı arzederken
bu durumun süratle düzeltilmesini istirham ederiz. (1966)”
GÜNÜN MUHTIRASI
Avukat Cemal Özbey ile iki müteahit arkadaşı Başbakan De-
mirel’e çektikleri telgrafta: “Ortaca olaylarının yobazların tahri-
ki ile ortaya çıktığını, olayların önlenmediği takdirde Ankara’da
milyonlarca Atatürkçü ve ilerici vatandaşın katılacağı bir miting
tertip edeceklerini, buna rağmen devamı halinde meşru direnme
ve savunma haklarını kullanacaklarını” dile getirdiler. (1966)
GÜNÜN EYLEMİ
15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi (1970)
16
Alevilik Semavi Bir Din / İnanç Değildir
Gökten Vahiy Yoluyla İnmemiş, Gelmemiştir
GÜNÜN TELGRAFI
Sivas’ın Alevi kökenli AP İl Genel Meclisi üyesi Fahri İngün
250 bin Alevi adına çektiğ telgarafta Ortaca olayları nedeniyle
Başbakan Demirel’i vazifeye, Diyanet İşleri Başkanı’nı da istifa-
ya davet etmiştir. (1966)
HAZİRAN
17
Alevilik İnsanı Merkezine Koyan
Realist ve Rasyonel Bir İnançtır
GÜNÜN GENSORUSU
Millet Partisi Milletvekili Hüseyin Balan, Başbakan Süley-
man Demirel hakkında verdiği gensoru ile: Ankara Altındağ’da
din dersi öğretmeninin Alevilerin dinsiz olduğunu söyleyince iti-
raz eden Alevi çocuğunu bayıltıncaya kadar dövmesini, dört si-
nemada birden gösterilen ‘Turist Ömer’ filminin bir sahnesinde
kızkardeşi ile münasebette bulunan Ömer’e komiser rolündeki
şahısın ‘ulan sen Kızılbaş mısın’ diye seslenmesini, İstanbul’da
bir gençin 17 günlük karısının Alevi olduğunu öğrenince boğarak
öldürmesini, Ortaca’da saldırılar yapılırken belediye başkanının
çektiği telgrafa ne Başbakan ne de İçişleri Bakanı’nın kulak as-
mamasını’ gündeme getirmiştir. (1966)
GÜNÜN CEVABI
Ortaca Olayları nedeniyle Sivas’tan 129 vatandaşın Başba-
kan’a çektikleri telgrafa Başbakanlık’ça yanıt verilmiştir: “Türki-
ye’de bütün Türk vatandaşları, kanunlar nezdinde eşittir ve tefrik-
siz muamele görür. Türk Devleti bütün vatandaşlarının her türlü
haklarını koruyacak güçtedir. Hal böyle iken, bir takım yanlış
iddiaların malzeme yapılmasına mahal verilmemelidir.” (1966)
HAZİRAN
18
Gözleyi Gözleyi Gözüm Dört Oldu
Ali’m Ne Yatarsın Günlerin Geldi…
GÜNÜN FERMANI
Amasya ve Merzifon kadılarına: Makamlarınızdan bize gön-
derilen mektuplara göre bölgelerinizde ikamet eden Vahap Dede
ile Mehmet ve Veli adlarındaki kişilerin ‘kızılbaş’ oldukları, bun-
ların bölgelerindeki halkı etkiledikleri, onların liderleri durumun-
da oldukları, kendilerine bağlı halk grupları ile ‘cem ve cemaat’
yaptıkları bildirilmektedir. Adı geçen kişilerin derhal yakalanma-
ları, ‘kızılbaş’ oldukları, çevrelerindeki halkla birlikte ‘cem ve ce-
maat’ yaptıkları gerçek ise muhakeme edilerek cezalandırılmaları
ferman olunmuştur. Padişah Sarı Selim (1570)
GÜNÜN DİLEKÇESİ
İzmir’de yaşayan Aleviler; Cumhurbaşkanı, Başbakan, İçişle-
ri Bakanı, Meclis ve Senota Başkanları ile Genelkurmay ve Milli
Güvenlik Kurulu Başkanlığı’na iki bin imzalı birer dilekçe gönde-
rerek son günlerde Alevilere yapılan saldırılara karşı tedbir alaın-
masını istemişlerdir. (1966)
GÜNÜN HABERİ
Aleviler parti kuruyor… Kurucular adına açıklama yapan Av.
Cemal Özbey, “Tüzüğümüze tarikatçılığa, mezhepçiliğe karşı ol-
duğumuzu yazacağız.” dedi. (1966)
HAZİRAN
19
Bağlama: Telli Turan
ALEVİLİK
İnancımızda bağlama kutsal kabul edilir yolumuzda bağla-
masız bir erkanın yürütülmesi, ibadetin gerçekleşmesi sözkonusu
olamaz.
Kutsal bağlamaya öpülerek niyaz edilir ve öyle çalmaya baş-
lanılır. Bağlamayı çalan zakir de Alevi cemlerinin zorunlu unsuru
olan 12 hizmet görevlilerinin başında gelir.
Bağlamanın kökeni Anadolu toprağıdır. Kargamış’ta MÖ
1200’lü yıllara tarihlenen Hitit kaya anıtlarında ozanlarımızın çal-
dıkları püskülü bağlama tespit edilmiştir.
GÜNÜN ETKİNLİĞİ
Fransa Alevi Birlikler Federasyonu FUAF, Fransa çapında bir
çok bölgede “Pir Sultan Abdal’ı Anma Etkinlikleri” düzenledi. Et-
kinliklere konuşmacı olarak Prof. İrene Melikof, Prof. İlhan Baş-
göz, Nejat Birdoğan, Servet Demir ve Ali Yıldırım katıldılar (1998).
HAZİRAN
20
Deyiş ve Direniş: Pir Sultan Abdal
Cemal Süreya
İKİ KİTAP
Pertev Naili Boratav / Abdülbaki Gölpınarlı, Pir Sultan Abdal,
Der Yayınları, İstanbul 1991
Ali Balım (İlhan Başgöz), Pir Sultan Abdal, Hayatı ve Şiirleri,
Ankara 1957
HAZİRAN
21
Alevi Yolunun Temel Kaynağı:
Alevi Bektaşi Deyişleri
GÜNÜN KAYNAĞI
Deyişler, Anadolu insanının yaşantısından, inancından, acısın-
dan ve başkaldırısından süzülerek meydana gelen ve günümüzde
de değerinden hiçbir şey yitirmeden varlığını sürdüren bu edebi-
yatın en büyük ve önemli parçası da deyişlerdir.
Halkın belleğinde yüzyıllardır capcanlı bir biçimde yaşayan
bu deyişler Alevi-Bektaşi yoluna, erkanına ilişkin değerli bilgiler,
ipuçları sunar.
Alevi-Bektaşi deyişleri içinde yaşanılan ortamın, sosyal ve
ekonomik ilişkilerin yansıtıcısı olmaları dolayısıyla tarihsel veri-
ler içerirler. Yüzyıllar öncesinden üretilen deyişler günümüze dek
yaşamışsa bunda deyişlerin sağlam estetik düzeyi kadar içeriğinin
de somut payı vardır. Bu yönüyle Alevi-Bektaşi deyişleri bir sos-
yal tarih kaynağıdır.
GÜNÜN MUAVİYE’Sİ
Millet Partisi Niğde Senatör Adayı Enver Eker, kendisinin
Alevi olduğu yönündeki söylentileri çürütmek için Aksaray’da
düzenlenen Millet Partisi mitinginde kürsüde tavşan eti yemiştir.
(1966)
HAZİRAN
22
Dergah ve İsyan: Kalender Çelebi
GÜNÜN KİTAPLARI
Ali Haydar Avcı, Kalender Çelebi Ayaklanması, Ankara 1998
Kemal Derin, Büyük İsyan (Kalender Çelebi’nin Romanı), İs-
tanbul 2016
HAZİRAN
23
İsyan Yurdu Anadolu:
‘Muhteşem Süleyman’ı Sarsan
Bozok’ta Baba Zünnun Ayaklanması
GÜNÜN AYAKLANMASI
Süleyman Han, Engürüs Seferi’nde bulunurlarken Bozok San-
cağı’nda Baba Zünnun denen bir mülhid ortaya çıkmıştı. Etrafına
topladığı eşkıya ve ezrail ile isyan edip, Bozok Mirlivası Mustafa
Bey ile sancak tahrir memuru Kadı Musluhiddin’i katletti. Sultan
gaileyi defetmeye, Karaman Beylerbeyi Hurrem Paşa’yı görevlen-
dirdi. Yapılan savaşta Hurrem Paşa, İçel Emiri, Kayseriye Emiri
ve askerinin çoğu şehid oldu. İyice kuvvet kazanan Baba Zünnun
yolu üzerindeki memleketleri tahrip ederek Artıkabad Kazabad’a
doğru yürüdü. Bu kez Malatya Emiri İskender Bey, bin atlı ile Baba
Zünnun üzerine yürüdü. Kendisi bir kaç adamıyla canını güçlükle
kurtarabildi. Bunun üzerine Sivas Beylerbeyi Hüseyin Paşa, eyalet
askeriyle Baba Zünnun’un üzerine yürüdü. Mülhidlerin reisi Baba
Zünnun ve ileri gelen bin kadar adamı öldürüldü. Kalanlar kaçıp
geçit vermeyen sarp bir dağa sığındılar. Geceleyin Hüseyin Pa-
şa’nın gaflet içinde olmasından faydalanıp askerini basıp dağıttılar.
Hüseyin Paşa yaralı olarak Sivas’a kaçtı ve orada öldü. Bu mül-
hidler güruhu günlerce bu bölgedeki kasaba ve köylere musallat
oldular. Sonra Diyarbakır Valisi Hüsrev Paşa, Kürdistan askeriyle
üzerlerine varıp bu zındıklardan birini sağ komadı. (Peçevi Tarihi,
1527)
GÜNÜN KİTABI
Mustafa Akdağ, Türk Halkının Dirlik ve Düzenlik Kavgası,
Celali İsyanları, Cem Yayınevi, İstanbul: 1995
HAZİRAN
24
Düşkünler Ocağı: Hıdır Abdal Sultan
GÜNÜN MEKANI
Hıdır Abdal Ocağı: Erzincan / Kemaliye / Ocak Köyü…Hı-
dır Abdal Ocağı’nın merkezidir.
Düşkünler Ocağı
Alevilik’te bir üst yar-
gı kurumu olarak erkan
yürütür… Yerelin çözme
yetkisi bulunmayan, ya
da yerelin çözemediği
sorunlar Hıdır Abdal Sul-
tan Dergahı’nda çözüme
kavuşturulur.
Ağır suç işleyen kimseler tüm canların huzurunda yargılanır
ve ortak karar ile toplumdan uzaklaştırılır ki bu durum “düşkün-
lük” olarak ifade edilir.
GÜNÜN KİTABI
Mehmet Yaman, Hıdır Abdal Sultan, İstanbul, Ufuk Matbaası,
1989
HAZİRAN
25
Yar Ben Senden Özge
Rahman ve Rahim Bilmezem
GÜNÜN DÜZELTMESİ
GÜNÜN MEKANI
Şemmas Pir Dergahı, Duruköy (Türk Arege) / Divriği / Sivas
GÜNÜN KİTABI
Ali İhsan Tuncalı, Emlek Alevi Şairleri, İzmit 1967
HAZİRAN
26
Ne Varsa Şu Alemde Ali’dir, Ali’dendir
Ali’dir cesedin kendisi yuyan
Yuyup kefeniyle tabuta koyan
Ali’dir devesin kendisi yeden
Hakk ile Hakk olan aslan Ali’dir
GÜNÜN ANLATISI
Ali yaralandıktan üç gün sonra Hakk’a yürür. Ölmeden önce
çocuklarına vasiyet eder: Ben öldüm mü bir Arap gelip beni deve-
sinin üstündeki tabuta koyup götürecek, sakın ona karışmayasınız.
Ali Hakk’a yürüdüğü zaman bir Arap gelir cesedini bir tabuta
koyup devesine yükler ve götürür.
Ali’nin büyük oğlu Hasan, babasına verdiği sözü tutmayıp kü-
çük kardeşi Hüseyin’in ısrarlarına rağmen Arap’ın peşinden gidip
zorla yüzündeki peçeyi açar. Açtığında devecinin, babası Ali ol-
duğunu görür. Gözlerine inanamaz. Açıp tabutun içine bakar. Ta-
butta yatan da Ali’dir. O an deve dile gelir ve ben size deveyi takip
etmeyin demedim mi, diye sitem edince, devenin de Ali olduğunu
anlaşılır. Alemde ne varsa Ali’dir, Ali’dendir. Çünkü Rahim ve
Rahman olan odur.
GÜNÜN ALBÜMÜ
Feyzullah Çınar’ın bir yüzünde Fazilet deyişi diğer yüzünde ise
Şah Hüseyin’e Merisiye ağıdı bulunan 45’liği yayınlandı. (1966)
HAZİRAN
27
Aleviyiz! Kimliğimizi İstiyoruz
GÜNÜN TALEPLERİ
Alevi temsilcileri Milli Birlik Komitesi Anayasa Hazırlama
Komisyonu’na başvurarak yeni düzenlemelere dair beklentilerini
bildirdiler:
1- Her türlü din törenleri serbest olmalıdır.
2- Dini cemiyetlerin kurulması serbest bırakılmalıdır.
3- Alevi Bektaşilerin ibadetleri de serbest bırakılmalı ve bu
husus kanunla teminat altına alınmalıdır.
4- Radyo ve devletin diğer organlarında laikiliğe aykırı yayın
yapılmamalı, din istismarcılığı önlenmeli ve din asla siyasete alet
edilmemelidir.
5- Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesi devlet bütçesinden ayrıl-
malıdır.
6- Din dersleri, devletin kontürolü altında yalnız hususi dini
teşekkülün açacağı okullarda okutulmalıdır.
7- Alevi ve Bektaşiler olarak asırlar boyunca laiklik ve ger-
çek demokrasinin tabii mücahitleri ve irtica ve yobazlığın aman-
sız baş düşmanlığı olduğunu belirtirken Milli inkilap ve laiklik
hareketlerine candan bağlılığımızı, irtica ve yobazlığın aleyhinde
olduğumuzu tekraren arzeyleriz. (27.06.1960)
Cemal Özbey (Avukat), Halil Öztoprak (Çiftçi), Sefer Ayte-
kin (Yayınevi Sahibi), Kazım Kızılca (Yüksek Mühendis), Niyazi
Düzgünoğlu (Memur)
HAZİRAN
28
Gözlüye Gizli Yok
Somut... Görünen Tanrı...
ALEVİLİK
Gönçi Xızır Ziyareti: Malatya/Pütürge/Hüsükuşağı Köyü’n-
den canlar, her bahar kurbanlarıyla birlikte, Gönçi Xızır Ziyare-
ti’ne çıkarak lokmalarını paylaşırlar...
GÜNÜN FIKRASI
Hoca, camide Allah üzerine vaaz veriyormuş:
- Ne yerdedir, ne göktedir; ne sağdadır, ne soldadır; ne alttadır,
ne üsttedir; bütün mekandan münezzehtir! (mekanın dışındadır)...
Her nasılsa camiye gelmiş olan Bektaşi babası atılmış:
- Hoca efendi, hoca efendi, yok diyeceksin de dilin varmıyor...
HAZİRAN
29
Hristiyanlık Alevilikten Bir Çok Unsur Almıştır
30
Işık Taifesi / Çamurdan Değil Nurdan
GÜNÜN FERMANI
Kanuni Sultan Süleyman: Işıkları yola getirin…!
Eskişehir Kadılığı’na hükmüm ki:
Bugünlerde gönderdiğin mektupta daha önce gönderilen buy-
ruğumdan söz ederek “Eskişehir ile Şeydi Gazi kazalarında ya-
şamakta olan Şeydi Gazi Işıklarının bazılarının fesat ehli olup
böylelerini yakalayıp, güvenilir adamlara teslim edip, Kütahya
Kalesi’nde hapsedesin ve sebeplerini deftere yazıp arz edesin diye
ferman eylediğimi” yazmışsın.
Önceki buyruğuma göre davranıp bunlar gibi fesat ehline fır-
sat ve ruhsat vermeyesin. (1558)
TEMMUZ
01
Her Ağacın Kurdu Kendinden Olur
GÜNÜN DEDESİ
Başköylü Hasan Efendi Hakk’a yürüdü: Alevi mürşidi, Ku-
reyşan Ocağı dedelerinden... (1896 Çayırlı/Başköy, 1973)
GÜNÜN DERGİSİ
Karahöyük Dergisi’nin 1. sayısı, 1 Temmuz 1964’de “En kut-
sal ibadet çalışmak, doğruluk ve insan sevgisidir” alt başlığıyla
yayınlandı. Hacı Bektaş Kültür, Kalkınma ve Yardım Derneği’nin
yaymladığı derginin “Mesul Müdürü”, Hüsrev Şir Ulusoy’du.
TEMMUZ
02
Ateşte Semaha Durmak
03
Sivas’ın Işığı Sönmeyecek
SİVAS ŞEHİTLERİMİZ
Nesimi ÇİMEN: Üç telli curanın üstadı. Sarız 1926
Asım BEZİRCİ: Sosyalizm ve Edebiyat. Erzincan 1927
Metin ALTIOK: Kara Kutu. Felsefe, şiir. Bergama 1941
Muhlis AKARSU: Kula kulluk yakışır mı? Kangal 1948
Behçet AYSAN: “Sefa”sını ölümle öğreten şair. Ankara 1949
Muhibe AKARSU: Akarsu’yum böyle miydi ahdımız? Kangal 1958
Edibe SULARİ: Davut Sulari’nin yadigarı. Erzincan 1953
Uğur KAYNAR: Militan, şair, el yazarı. Zara 1956
Asaf KOÇAK: Yok devenin kuşu, bir sır “Cop Cumhuriyeti”nin
çizeri. Yerköy 1957
Erdal AYRANCI: Hep barikatın başında! Niğde 1958
Sehergül ATEŞ: “Biz onunla baba kız değildik. O hem sırdaşım,
hem yoldaşım, hem dayanağım ve gücümdü”, babasının sözleri.
Ankara 1963
Hasret GÜLTEKİN: Koçgiri’den, Han Köyü’nden, 1965
Muammer ÇİÇEK: Bir oyun yazdı “İnadına Yaşamak.” Yalınya-
zı Köyü, Zile 1967
Gülender AKÇA: Divriği’nin Şahin Köyü’nden, Abidin ve Sul-
tan’ın gözbebekleri. Divriği 1968
Mehmet ATAY: “Şahanım, şahdamarım yangın yüreklim”, Div-
riği 1968
Sait METİN: “Uzundu, usuldu dedemin boyu.” Divriği 1970
Carina JOHANNA: Alevi kültürü araştırmacısı, “yabancı de-
ğil.” Hollanda 1970
TEMMUZ
04
Oy Madımak Madımak
Yanmak Nedir Şimdi Bildim
SİVAS ŞEHİTLERİMİZ
Gülsün KARABABA: “Kızım benden daha iyi saz çalacak.” ba-
basının sözü. Divriği 1971
İnci TÜRK: “Çiçek açar domur domur dal verir.” Balıkesir 1971
Huriye ÖZKAN: “Havanın yüzünde semah dönerken.” Ankara
1971 Cumhuriyet’in çizeri. Yerköy 1957
Murat GÜNDÜZ: “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür.” En sevdi-
ği dize. Ankara 1971
Ahmet ÖZYURT: “Çok seviyorum düşüncelere dalmayı / Ens-
tein gibi düşünerek kendimden geçmeyi.” Kendi dizeleri. Ankara
1972
Handan METİN: “Tüm güzellikleri toplayıp uzun bir yola çık-
tın.” Divriği 1973
Yeşim ÖZKAN: Ballıhan, erenlerin bal çiçeği. Ankara 1973
Yasemin SİVRİ: Kamber Abi’nin “profesörü”, kitap kurdu. An-
kara 1974
YAZ’IN ACISI
Çorum Katliamı…28 Mayıs günü Çorum’da gerici güçlerin
demokrat ve alevilere yönelik saldırısı 28 Mayıs’ta başlayıp 4
Temmuz’a kadar devam etti.
Saldırının bilançosu; 57 ölü, 200’e yakın yaralı oldu. Çok sa-
yıda ev ve işyeri tahrip edilerek yakılmıştı. (1980)
TEMMUZ
05
Madımak Utanç Müzesi Olmalıdır
UNUTMA BUNLARI
Güvenlik güçleri ile halkı karşı karşıya getirmeyin… (Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demirel, 2 Temmuz 1993, Sivas Valisi’ne talimat…)
BUNLARI UNATMA
Oteli saran vatandaşlarımıza bir şey olmamıştır… (Başbakan
Tansu Çiller, 2 Temmuz 1993)
TEMMUZ
06
Sivas Katliamı Şehitleri Bugün Ankara’da
Hep Beraber Sonsuzluğa Uğurlandı
Yanyana ölüyorlar.
Ve yanyana gömülüyorlar Karşıyaka’da.
Karşıyaka’nın onur gülleri, direnç gülleri,
Pir Sultan şehitleri.
07
Kutsal Ocak
ALEVİLİK
Alevi yolunda ısı ve ışık kaynağı olarak ateşin yandığı ocağa
kutsallık atfedilmiştir. Anadolu’nun kadim tarihine kadar uzanan
bu inançta ocağa büyük saygı gösterilir. Cemlerde ocağa sırt dö-
nülmez, ateş su ile söndürülmez, kötü bir şey atılmaz. Cemevi’ne
giren kişi posta ve ocağa niyaz eder. Bu kutsallıktandır ki Alevi
dedelerinin mensup oldukları ailelere de Ocak adı verilmiştir.
GÜNÜN ACISI
Mahmt Erdal Hakk’a yürüdü (2010).
Hababam Sınıfı’nın babası Rıfat Ilgaz Hakk’a yürüdü (1993).
TEMMUZ
08
Vaka-i Şerriye
Bektaşi Dergahlarının İmhası Kararı
GÜNÜN YIKIMLARI
İstanbul içinde yıktırılan Bektaşi dergahları: Rumelihisarı (Şe-
hitlik) Dergahı, Öküzlimanı Dergahı, Karaağaç Dergahı, Yedikule
(Kazlıçeşme) Dergahı, Sütlüce Dergahı, Eyüp Dergahı (Karyağdı
Baba), Çamlıca Dergahı, Merdivenköy Dergahı, Üsküdar Derga-
hı…
GÜNÜN İDAMLARI
Kıncı Baba Üsküdar’da, İstanbul Agasızade Tophane’de, Sa-
lih Efendi Babı Hümayun önünde katledildiler. Boyunlarına ası-
lan yaftalarda “Şeran katli vaciptir” yazıyordu…
GÜNÜN GECESİ
Aşık Veysel’in de katılımıyla İstanbul Açık Hava Tiyatrosu’n-
da Aşık Veysel Gecesi yapıldı. Geceye Şemsi Yastıman, Ahmet
Yamacı da katıldılar.(1959)
TEMMUZ
09
Hacı Bektaş Postnişi’nin Amasya’ya Sürgünü
10
Bektaşi Babalarının Sürgünü
Suçları Alevi olmaktı…
Katledildiler, Sürüldüler…
GÜNÜN SÜRGÜNLERİ
1826 Bektaşi dergahlarının imhası kararıyla İstanbul’dan sür-
gün edilen Bektaşi Babaları:
1. Mahmut Baba (Rumeli Hisarı / Sehitlik Tekkesi ) yedi der-
vişi ile Kayseri’ye
2. Ahmet Baba ve iki dervişi (Öküzlimanı Tekkesi ) Konya /
Hadim’e
3. Hüseyin Baba ve iki dervişi (Kazlıçeşme Tekkesi) Konya/
Hadim’e
4. İbrahim Baba, dervişleriyle İzmir / Ödemiş’e
5. Mustafa Baba (Sütlüce Tekkesi) dervişleriyle İzmir/Birgi’ye
6. Yusuf Baba (Karaağaç Tekkesi) Aydın / Güzelhisar’a
7. Mehmet Baba (Çamlıca Tekkesi) İzmir / Tire’ye
8. Mehmet Baba (Şahkulu Dergahı) İzmir / Tire’ye
9. Mustafa Baba (Üsküdar Murvet Baba Tekkesi) İzmir / Ti-
re’ye
GÜNÜN KİTABI
Gülağ Öz, Yeniçeri-Bektaşi İlişkileri ve II. Mahmut, Uyum
Yayınları, Ankara 1997
TEMMUZ
11
Kırkbudak
GÜNÜN KİTABI
Halim Baki Kunter, Kırkbudak, Hacı Bektaş İncelemelerine
Giriş, Ankara, Emek Matbaası, 1951.
GÜNÜN GECESİ
Hacı Bektaş Kültür, Kalkınma ve Yardım Derneği, İstanbul’da
“Hacıbektaş Gecesi” düzenledi.
İstanbul Spor ve Sergi Sarayı’nda yapılan geceye ilgi çok bü-
yük oldu. 5 binden fazla can katıldı. (1964)
TEMMUZ
12
Bektaşi Sırrı
GÜNÜN FIKRASI
Hasta bir Bektaşi babası, kurban bayramının ilk günü ağırlaş-
mış. Bunu haber alan komşusu bir imam, cübbesini giydiği gibi
soluğu erenlerin baş ucunda almış. Onun ahrete imanı bütün ola-
rak göndermek niyetindeymiş.
- Söyle bana erenler! demiş. “Allaha, peygambere, Kur’ana
inanıyor musun?”
Baba erenler, o halinde bile acı acı gülmüş.
- İşin mi yok, be imam efendi? demiş. Ben burada can çekiş-
mekle meşgulüm, sen kalkmışsın bana bilmece soruyorsun!..
TEMMUZ
13
Celaliyim… Celalisin… Celali..!
Şelaleye
Düşmüştür
Zeytinin dalı;
Celaliyim
Celalisin
Celali.
GÜNÜN ANLATISI
Delikli taş nasıl meydana geldi? Velayetname anlatıyor:
Hacı Bektaş, Arafat dağındaki Çilehane’de itikafe girmişti.
Erenlerden bir nicesi Çilehane’ye geldiler, onunla sohbet ettiler.
Bu arada, erenler şahı, dediler, burası çok karanlık, ışık girecek bir
yeri yok, bir penceresi olsaydı ne olurdu?’
Hacı Bektaş, onların sözünü duyunca hemen Çilehane’nin,
yazıya bakan duvarı-
na bir yumruk vurdu,
duvarda, adam sığa-
cak kadar bir bir delik
açıldı. Erenler, Hün-
kar’ın kuvvetine şaş-
tılar. Hünkar, dua etti
hepsi yollarına revan
oldular.
TEMMUZ
14
Aleviliğin Genetik Kodları
GÜNÜN OCAĞI
Aguiçen Ocağı’nın merkezinin; Elazığ Merkez Sün Köyü,
Tunceli Hozat Bargini Köyü, Malatya Arguvan Mineyik Köyü ol-
duğu yönünde görüşler vardır.
TEMMUZ
15
Üryan Semahı
GÜNÜN ANLATISI
Kırklar anlatısında Selman’ın devşirmekten getirdiği bir üzüm
tanesini Muhammed ezer. Kırklar o şerbeti içer ve mest olurlar.
Tüm benliklerinden arınırlar. Ayağa kalkıp Ya Hakk diyerek ür-
yan büryan semaha dururlar.:
Cümlesi de el çırpuben
Dediler Allah Allah
Muhammed de bile girdi
Kırklar ile semaha
Semah erenlerindir
Çarha girenlerindir
Bu yola eğri girmez
Doğru da sürenlerindir
TEMMUZ
16
Kendisi Muhtac-ı Himmet Bir Dede
Kanda Kaldı Gayriye Himmet Ede
GÜNÜN ONURU
Nur Ali Ayaklanması: Çorum, Amasya, Yozgat ve Tokat yö-
resindesideki Alevi toplulukları Osmanlı zulmüne karşı Nur Ali
önderliğinde temmuz sıcağında bayrak açarlar.
Osmanlı güçlerini yenilgiye uğratarak Niksar, Tokat ve Sivas’ı
alırlar.
Sinan Paşa ve askerlerini ortadan kaldırılar. Ne var ki Bıyık-
lı Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı ordusuyla Maraş Gök-
sun’da giriştikleri
son savaşı kaybeder-
ler.
Bıyıklı Mehmet,
Nur Ali’nin kellesi
ile birlikte 600 Kı-
zılbaş’ın burnunu da
keserek saraya gön-
derir (1512).
TEMMUZ
17
Bektaşi Kadın Şairler
SAKİNE BACI
Eskişehir Şücaaddin Veli Dergahı babalarından Ali Rıza Ha-
di’nin kızıdır. Uzun bir ömür sürmüş ve dergaha hizmet etmiştir.
(1842-1942)
GÜNÜN KİTABI
Fazıl Yenisey, Bektaşi Kadın Şairleri, İzmir 1946
TEMMUZ
18
Biz Şerbet Bilmeyiz Dolumuz Vardır
Ey zahit şaraba eyle ihtiram
İnsan ol cihanda bu dünya fani
Ehline helaldir naehle haram
Biz içeriz bize yoktur verbali
ALEVİLİK
Alevi yolunda dem almak, ibadetin bir parçasıdır. Cem’e lok-
ma olarak getirilen rakı ya da şarap meydanda dede tarafından du-
alanır ve dem olur. Cem’de usulüne uygun olarak sakinin sundu-
ğu, içki değil demdir. Dem ruh açıcı, gönül açıcı, akıl açıcıdır…
GÜNÜN TÜRKÇESİ
Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi imzasıyla bütün valilik-
lere gönderilen 636 Sayılı Genelge ile ezanın sadece Türkçe oku-
nacağı bildirilmiştir. (1932)
TEMMUZ
19
Emeğinin Ürünü Olan Her Şey
Ona Helaldir
Güzel Şah’tan bize bir dolu geldi
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver
Hünkar Hacı Bektaş Veli’den geldi
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver
Payım gelir erenlerin payından
Muhammed neslinden Ali suyundan
Kırkların ezdiği engür soyundan
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver
GÜNÜN FETVASI
MESELE : Bir topluluk namaz kılmayıp, Ramazan orucunun
farz olduğunu inkar edip, Ramazan ayı geldiğinde oruç tutmayıp
kendilerine bunun nedeni sorulduğunda “biz yoksul insanlarız,
bize beş altı gün tutmak yeter” deseler ve yine “şarabın yapıldığı
üzüm bağına bakan bizleriz, kendi elimiz emeğimizdir o yüzden
bize helaldir” deseler ve kadınları ile birlikte şarap içseler ve yine
kafirlerin belli kutsal günleri geldiğinde o güne kafirler gibi uyup
saygı gösterseler ve bunun gibi nice şeriata aykırı davranışları
olsa şariata göre bu tür topluluğa ve bunları Müslüman görüp söz
ve davranışlarına istekle katılanlara ne yapmak gerekir?
EL CEVAP : Kafirdirler, ortadan kaldırılmaları gerekir (1565).
TEMMUZ
20
Alevilik, Hakk’ı Gökte Arar İken
Yerde Bulmaktır
GÜNÜN MUAVİYE’Sİ
“Mum Söndü” oyununun yazarı Musahipzade Celal öldü
(1959). Alevilere açıkça hakaret eden bu oyun 1931’den 1975’lere
kadar belediye ve devlet tiyatrolarında oynanmıştı.
TEMMUZ
21
Karahöyük’ten Kutsalı Yok
GÜNÜN KAZISI
1967 yılında Karahöyük’te başlatılan ve aralıklarla sürdürülen
arkeolojik kazılarda Bronz, Hitit, Frig, Roma ve Helenistik çağ-
larına ait katmanlarda o dönemlere ait çeşitli eserler bulunmuştur.
Söz konusu eserler, Hacıbektaş Arkeoloji Müzesi’nde sergilen-
mektedir.
GÜNÜN ANLATISI
Hünkar, Sulucakaraöyük’te, Kadıncık Ana’nın evine yerleşin-
ce kerametini işitenler, ziyaretine gelmeye başladılar. Fakat hu-
zurunda toplanan muhipler ve halifeler, köyün havasından incin-
diler. Hünkar’a bir yolla anlatalım da deniz kıyılarında bir yere
gitsinler, biz de bu sayede sıcak bir yerde karar edelim dediler. Bir
gün toplanıp Hünkar’a, burasının yeli pek çok, durmadan esiyor,
diye söz açtılar. Hünkar, erenler bizi ziyarete geliyorlar, onun için
çok yel esiyor, dedi. Gene bir gün, bu Karaöyük’ün karı fazla,
soğuğu şiddetli, erenler bir alçak ve deniz kıyısı yerde karar etse-
ler de gelen abdallar, çıplaklar, garipler de rahata kavuşsa dediler.
Hünkar, bu sözlerden incindi. Hakk’a giden, Hakk uğrun, hak-
kıyçin dedi, bu yerden daha soğuk ve daha yüksek bir yer olsaydı
oraya gider, orada yerleşirdim.
TEMMUZ
22
Biz Aleviler; Malı Mala, Canı Cana Katmışız
Yarin Yanağından Gayrısı Ortaktır
ALEVİLİK KAVRAM
Katharlar (Arınmış/Güruh-u Naci): Bizans İmparatorlu-
ğu’nun baskı ve zulüm uygu-
lamalarından kaçan doğa inan-
cı mensuplarının bir bölümü
Balkanlara yerleşip Bogomil
adını alırken bir bölümü de İs-
panya-Fransa sınırındaki Albi
Bölgesi’ne yerleşmişlerdir. 12
ve 13. yüzyıllarda ise Hristi-
yan engizisyonun büyük kıyı-
mına maruz kalmışlardır.
GÜNÜN KİTABI
Gülağ Öz, Anadolu Erenleri - Aleviliğin Tarihsel Altyapısı,
Ankara 2006
TEMMUZ
23
Her Can Kendi Ateşiyle Gelsin Meydana
Kimse Beklemesin Kimseyi, Yanmak İçin
KADİM TARİH
Gerçek Hıristiyan biziz… Kadim Anadolu halkı 325 tarihli İz-
nik Konsülü’nün kararı ile Hıristiyanlık Bizans’ın resmi dini ola-
rak ilan edilince binlerce yıllık inançları nedeniyle çok yoğun bir
baskı ve zülümle yüzyüze geldiler.
Hıristiyan bir cila altında eski inançlarını sürdürmenin yol ve
yöntemlerini yaratmaya çalıştılar.
Meryem Ana’ya “Tanrı Doğuran Kadın” sıfatını verdiler.
Böylece Ana Tanrıça’yı, Kibele Ana’yı, Meryem Ana’nın şah-
sında yeniden bedenleştirip inançlarını yaşattılar. İsa peygamberi
Meryem Ana’dan var ederek Meryem Ana’yı İsa’nın önüne çı-
karttılar. Zorda kaldıklarında ise şu sözü söylüyorlardı: “Hıristi-
yanlığın özü biziz, gerçek Hıristiyan biziz!...”
Anadolu halkının şahsında bu tavır bin yıl geçmeden hiçbir
şekilde dahil olmadıkları başka bir dine karşı da aynı şekilde sür-
dürülecekti: “Gerçek Müslüman biziz!”
TEMMUZ
24
Aleviler… Kıblesi İnsan Olanlar
ALEVİLİK
Biz alemin tanrısını, adem olarak bulduk…
Cemal cemale… Alevi ibadeti cemal cemale yapılır. Secde
ademedir. “Niyaz Hakk’adır, Hakk kimdeyse ona niyaz ederiz.”
“Hak Adem’de olduğu için cemde cemal cemale niyaz yapılır.”
“Ademe zaten Hakk kendi nurundan vermiştir. İnsana kendi nu-
rundan nur verdiği için Hakk herkeste mevcuttur.” “Hakk’a olur
secde, insan Hakk’tır, asıl olan insanı kıble kılmaktır.”
GÜNÜN KİTABI
İsmail Özmen, Alevi Bektaşi Şiirleri Antolojisi, Kültür Ba-
kanlığı Yayınları, Ankara 1998. V. Cilt 3800 sayfa…
TEMMUZ
25
Sırlanmış ve Suskun Bir Köz Gibi! Aşk!
Ölür mü?
Azıcık Arala, Nefesinle Can Ver, Tutuşsun
ALEVİLİK
Alevilikte 5 sayısı kadim bir kökene sahiptir. Erenler, evliya-
lar sayılırken 3’ler, 5’ler, 7’ler diye ifade edilir.
GÜNÜ KİTABI
Bilge Umar, İlkçağda Türkiye Halkı, İstanbul 2011
TEMMUZ
26
Bacıyan-ı Rum
GÜNÜN OCAĞI
Garip Musa Ocağı: Divriği Güneş Köyü’ndedir. Garip Mu-
sa’nın Tahta Kılıcı ve Ermeni Kalaycılar anlatısı Ermenilerin de
bu ocağa saygı duyduklarına, bağlılıklarına işaret ediyor: “Ga-
rip Musa, Alan Yazısı’nda bir Ermeni kalaycıya rastlar. Ermeni,
Garip Musa’nın tahta kılıcı ile alay eder. Garip Musa da tahta
kılıcı ile Ermeni’nin eşeğini ikiye doğrar. Eşeğini yitiren kalaycı
ağlayıp sızlamaya başlar; söylediği sözden pişmanlık duyar. Ga-
rip Musa’ya yalvarır. Garip Musa da kalaycının haline acır, dua
eder. Eşek sırtındaki yük ile dirilip ayağa kalkar.” O vakitten beri
Ermeni kalaycılar, Garip Musa Ocağı’nın bakırlarını kalaylayınca
para almazlarmış.
GÜNÜN HABERİ
Alevi mezhebinin mensupları aralarından seçtikleri bir tem-
silci heyeti marifetiyle Anayasa Komisyonu’na bir dilekçe ver-
mişler ve mezheplerinin devletçe tanınması ve yeni Anayasa’ya
dahil olunmasını istemişlerdir. (1960)
TEMMUZ
27
Derman da Sır Olmuş Dert Arasına
Metheylemişken Hakk
Kuran’da bu şarabı
Niçin haram diyorsun
Böyle helale ya hay
GÜNÜN GECESİ
Feyzullah Çınar’ın da katıldığı “Hacı Bektaş Veli’yi Anma
Gecesi” İstanbul Spor ve Sergi Salonu’nda yapıldı. (1968)
TEMMUZ
28
Alevi Yolunda İnsan, Yoktan Var Edilen Değil
Somut Olarak Bir Ana Babadan Doğandır
GÜNÜN DERNEĞİ
“Hacı Bektaş Turizm Tanıtma ve Kültür Derneği” Ankara’da 128
kurucu üye ile kuruldu. Derneğin ilk yönetim kurulu ise şu kişilerden
oluşutu: Ali Celalettin Ulusoy (Genel Başkan, Avukat), Besim Özkaya
(İkinci Başkan, Raportör), Ali Kaya (Genel Sekreter, Avukat), Hüseyin
Şentürk (Genel Sayman, Muhasebeci), İ. Aydın Özcan (Veznedar, Öğ-
retmen), Veli Selmanpakoğlu (DDY Şube Müdürü), Halil Tunç (TÜRK
İŞ Genel Sekreteri), Kasam Önvermez (Avukat), Cemal Özbey (Avu-
kat), Haydar Özyurt (Matbaacı), Hasan Yeşilgül (Müteahhit). (1964)
TEMMUZ
29
14 Masum Pak
GÜNÜN İNKÂRI
Yakup Kadri Karaosmanoğlu Ulus’ta yazıyor:
“Biz de Aleviler gurubunun Anayasa Komisyonu nezdindeki
teşebbüsünü, garip değilse bile, yersiz ve faydasız buluruz. Çün-
kü, Aleviliğin devletçe tanınmasını istemek ona soyu bir, dili bir,
dini bir Türk camiası içinde ayrı bir cemaat hüviyeti verilmesini
talep etmek manasına gelebilir. Bu ise bizim gibi son Milli Birlik
taraftarlarının kabul edemeyeceği bir keyfiyettir.” (1960)
GÜNÜN ALBÜMÜ
Feyzullah Çınar’ın “chants sacres d’anatolie” adlı uzunçaları
Fransa’da yayınlandı. Çınar ünlü Türkolog İrene Melikof’un da-
vetlisi olarak Paris’te bulunuyordu. (1973)
TEMMUZ
30
Eşik… Kapı…
GÜNÜN TALEBİ
Aleviler, hükümete müracaat ederek mezheplerinin resmen ta-
nınmasını istediler. Bu hususta 100 imzalı bir dilekçe ile muharrir,
mühendis, doktorlardan müteşekkil bir heyet Milli Birlik Komi-
tesi’nden memlekette dokuz milyon Alevi bulunduğundan bahisle
Hanefilik gibi Alevilerin de resmen tanınmasını istediler. (1960)
TEMMUZ
31
Alevilikte Benliği urban Etmek
GÜNÜN KİTABI
Aşık İbreti, İlme Değer Verdim / Yaşamı ve Deyişleri, İstanbul 1996
AĞUSTOS
01
Evren - İnsan - Tanrı Birliği
GÜNÜN TAYİNİ
II. Mahmud, Rumeli’deki Bektaşi tekkelerinin yıkımının ve
Bektaşilerin durumlarının kontrolünü sağlamak amacıyla Hacı
Ali Bey ve ulemalardan Pirlepeli Ali Ağa’yı; Anadolu tekkeleri-
ni yıkmak için de Cebecibaşı Ali Ağa ve müderrislerden Çerkeşi
Mehmet Efendi’yi memur tayin etmiştir. (1826)
AĞUSTOS
02
Asimilasyon İçin Kanun: Camisiz Köy Olmaz
TALİHSİZ KANUN
442 Sayılı Köy Kanunu’nun 2. maddesinde köy, “...ve camisi
olan yer” şeklinde tanımlanıyor. Cami köyün ortak malı olarak
belirtiliyor.
13. maddesinde köylünün zorunlu olarak yapacağı işler ara-
sında cami yapımı da sayılıyor. İhtiyar heyetine cami için, yer
kamulaştırma yetkisi tanınıyor. Cami yeniden yapılacak ise köy
meydanının bir tarafına yapılması zorunlu kılınıyor…
Alevi köylüsü ise yüzlerce yıldır cami nedir bilmiyor, tanımı-
yor. Camiyi hayatında ne gerekli ne zorunlu sayıyor. Alevi köyleri
camisiz olduklarından, devlet tarafından köy olarak görülmüyor. Bu
sayede de asimilasyon camilerinin inşasına başlanıyor (1924).
GÜNÜN MEKANI
Haydar Sultan Dergahı: Kırıkkale / Keskin / Haydardede
Köyü’ndedir.
AĞUSTOS
03
Alevi Coğrafyası
GÜNÜN ÇELİŞKİSİ
“Laikliğin yalnız devrimler dizgesindeki yeri bakımından de-
ğil ulusal birliğimiz bakımından da ne kadar önemli olduğu bir
Alevi gurubunun anayasa komisyonu ve milli birlik konseyine
verdiği dilekçe ile açığa vurulmuştur.
İçinde Aleviliğin devletçe tanınması, bunun Anayasa’da belir-
tilmesi, Bektaşi ayin ve törenlerine izin verilmesi gibi pek yersiz
ve aşırı istekler de bulunmakla beraber Alevi gurubunun dilekçesi
esasında laikliğin yurtta bir huzur ve birlik unsuru olarak özlenişi-
ni dile getirmektedir.” (Bülent Ecevit, KİM Dergisi, 1960)
AĞUSTOS
04
Hacı Bektaş Veli Kendi Yolunun Yolcusudur
Mansur gibi dara çıksak
Söylemek sırrımızı
Dilimiz bağlıdır kardaş
Lal gibi Bektaşiyiz
Ali İzzet şu alemde
Elsiz, dilsiz, belsiz gezer
Küstük nazlı güllere
Dul gibi Bektaşiyiz
05
Alevilik Ali’yi Sevmekse
GÜNÜN ANITI
Pir Sultan Abdal Anıtı yöre halkının desteğiyle tamamlandı.
Sivas’a bağlı Yıldızeli İlçesi Banaz Köyü’nde 5 ay kadar önce
başlayan ve bugüne kadar yoğun bir çalışma içinde sürdürülen Pir
Sultan Abdal Anıtı’nın yapımı tamamlanmıştır.
Bundan 5 ay kadar önce Banaz köylüleri Kültür Bakanlığı’na
başvurarak Pir Sultan Abdal Anıtı’nın yapımı için yardım iste-
mişler, Bakanlık, Banaz Köyü’nün istemini olumlu karşılayarak,
dekoratör Cahit Koççoban’ın, anıtın yapımında görevli olarak ça-
lışacağını bildirmiştir. Bunun üzerine
köylülerin parasal destek ve emek gü-
cüyle başladıkları çalışmalar 5 ay gibi
kısa bir süre içinde sonuçlandırılmış
ve çevresinde 400 kişilik bir açık hava
şenlik alanının da (tiyatro) bulunduğu
Pir Sultan Abdal Anıtı bitirilmiştır. 16
Ağustos’ta hizmete açılması düşünülen
anıt, 8 metre boyunda, beton yapı ko-
numa sahiptir. İlgililerden alınan bilgi-
ye göre yapılan çalışmaların tüm mali-
yeti 60 bin liradır. (1979)
AĞUSTOS
06
Bildiğimizin Alimi, Bilmediğimizin Talibiyiz
GÜNÜN OLAYI
Pir Sultan Abdal’ın Anıtı yapılacak. Kültür Bakanlığı, ünlü
halk ozanı Pir Sultan Abdal’ın köyünde ozanın bir anıtını yaptı-
racaktır. Pir Sultan Abdal’ın doğduğu köy olan Banaz’da incele-
melerde bulunan Kültür Bakanlığı görevlisi Cahit Koççoban, ünlü
ozanın anıtının Aşağı Çamlık bölgesinde yapılacağını açıklamış-
tır. (1978)
AĞUSTOS
07
Sana Yapılmasını İstemediğini Başkasına Yapma
GÜNÜN MEKANI
Karadirek Tekke: Malatya / Hekimhan / Mezirme (Ballıka-
ya) Köyü Şah İbrahim Veli Ocağı’nın merkezidir.
GÜNÜN BAYRAMI
Gadir-i Hum... Arap Alevilerinin Bayramı… Zilhicce ayının
18’inde kutlanan Arap Alevilerinin en büyük bayramıdır. Bugün
hiçbir Alevi işe gitmez, dükkanlarını açmaz. Kurban kesilen ev-
lerde Şıh’ın öncülüğünde sabah ibadet edilir. Dağılırken herkese
kurban eti ve ekmek verilir. Artan kurban eti çiğ olarak ihtiyaç
sahiplerine dağıtılır. Ayrıca evlerde Hrisi pişirilir. Yarma ve etle
yapılan bu yemek keşkek benzeridir. Tüm komşulara dağıtılır.
Arap Alevilerince bugün Mekke ile Medine arasında Gadir Hum
denilen yerde Peygamber Muhammed’in Ali’yi kendisinin vasisi
olarak ilan ettiğine inanılır. İnanışa göre orada peygamber, “Ben
kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır.” demiştir. Anadolu
Aleviliğinde böyle bir bayram bilinmez ve kutlanmaz…
AĞUSTOS
08
Defterlerini Dürmek
GÜNÜN ÖRGÜTÜ
“Banaz Köyü Pir Sultan Abdal Turizm ve Tanıtma Derneği”
kuruldu. (1976)
GÜNÜN ACISI
“Ve Zalim Ve İnanmış Ve Kerbela” kitabının yazarı Bekir Yıl-
dız Hakk’a yürüdü. (1998)
AĞUSTOS
09
Ocak Şahlaması
ALEVİLİK / SÜREK
Afyon yöresi Alevi cemlerinde semahlar tamam olduktan son-
ra üç bacı Ocak Şahlaması Semahı’nı yaparlar. Dedenin ve reh-
berin de yanında bulunduğu kutsal ocağa karşı yan yana dururlar.
Ocağa doğru bir adım atarken el çırparlar. Adım tamamlandığında
ellerini göğüs üstünde kavuştururlar. Sonra geriye bir adım atar-
lar yine el çırparak. Adım tamamlandığında ellerini dizlerine vu-
rurlar. Yani ocağa yaklaştıkça sevinç, uzaklaştıkça eyvah, üzüntü
duyarlar. Bu semah Teslim Abdal’ın deyişi ile yapılır ve bu hare-
ketler deyiş bitene kadar devam eder.
GÜNÜN DUYURUSU
Hacı Bektaş Turizm ve Tanıtma Derneği’nin İstanbul Şubesi
Beyoğlu Rumeli Han No: 88/12’de açılmıştır. 16 Ağustos 1964
Pazar günü türbenin açılış törenine iştirak etmek isteyenlerin 49
32 45 No’lu telefona müracaatları rica olunur. İdare Heyeti adına
Başkan Dursun Gündüz (1964)
AĞUSTOS
10
Doğada Her Canlının Var Olma Hakkı Vardır
GÜNÜN DESTANI
Güvercin Destanı, yaşama hakkının destanıdır…
Bir şahin tarafından avlanmak üzere olan güvercin, Ali’ye sı-
ğınır ve yardımını diler. Güvercin; bakıma muhtaç üç yavrusunun
olduğunu, şahin tarafından avlanacak olursa, yavrularının açlık-
tan öleceklerini söyler. Şahinden güvercini avlamaması için rica-
cı olan Ali, şahin tarafından reddedilir. Şahin, Ali’ye; altı
yavrusuna bakmakla yükümlü olduğunu, gü-
vercini de bu amaçla avlamak istediğini,
bunun kendisine verilmiş
bir hak olduğunu an-
latır. Ali, güvercinin
yerine kendi etinden
kesip vermeye kal-
kışınca da şahin
gerçeğin farkına
varır.
AĞUSTOS
11
Bir Zalim Fetva
Kızılbaş Kadınlarına Tecavüz Mübahtır
GÜNÜN FETVASI
MESELE: İmam-ı Azam’ın Kızılbaş sapkınları ile daha sava-
şa tutuşulmadan onların esir alınabilecekleri görüşünde olduğu
söylenir. Buna göre; Kızılbaş kadınlarını esir alıp birleşmekle İs-
lam askerlerine güç ve kuvvet geliyor, din düşmanları ise güçsüz
düşüp aşağılanıyorsa bu görüşe dayanarak hareket etmek şeriat
kurallarına uygun olur mu?
EL CEVAP : Olur. (1550)
GÜNÜN İLANI
Hacı Bektaş Veli ve Bektaşilik Tarihi, Yazanlar: Kemal Samancı-
gil ve İhsan Mesut Erişen... Gerçek belgelere dayanan alakalı kolları
ve içine giren bütün inanışları, büyüklerini, eksiksiz tarihini ve seçme
şiir antolojisini ihtiva eden kitap çıktı. 400 sayfa ciltli 15 TL (1966).
AĞUSTOS
12
Bir Olalım, İri olalım, Diri Olalım
ALEVİLİK
Alevi yolu birlik üstüne yürür. Yolda üç tür birlik tek birlikte
bütünleşir. Canların birliği… Canların evrenle birliği… Canların
Tanrı ile birliği… Burdan irilik ve dirilik doğar. Nerede birlik ora-
da dirlik…
GÜNÜN MEKANI
Hüseyin Gazi adına Anadolu’nun birçok yerinde makamlar
bulunmaktadır. Bunlardan biri de Kütahya Merkez Körs Köyü’n-
de bulunmakta ve yöre Alevilerince yoğun bir biçimde ziyaret
edilmekte, kurbanlar kesilmektedir.
AĞUSTOS
13
Güvercin Donunda Uruma Gelen
Pir Hacı Bektaş Veli Kendidir
Süzülüp güvercin donunda gelen
Doksan bin erenin nasibin veren
Kara taşı hamur gibi yuğuran
Hakk der yalvarırım Hacı Bektaş’a
ALEVİLİK
Alevi yolunda güvercinin özel bir yeri vardır.
Hacı Bektaş’ın bir güvercin olarak ortaya çıkması, güvercin
donunda Rum erenlerine kendisini göstermesi bir çok anlamlar
içermektedir.
Velayetname’de güvercin donunda beliriş uzunca anlatılır.
Hazreti Pir, güvercin donunda ortaya çıkar ve tüm erenlere kera-
metlerini gösterir ve kendini kabul ettirir.
Pir’in güvercin donunda belirişi Aleviliğin kadim geçmişinin
bir şifresidir. Çünkü kadim Anadolu’da Ana Tanrıça, Arinna’nın
Güneş Tanrıçası ya da Kubaba adını taşımıştı. Bu Anadolu’nun
koruyucusu tanrıçasının simgesi ise güvercindi.
Pir güvercin donunda belirmiştir. Çünkü güvercin kadimden
beri tanrı simgesidir, kutsal ruhtur. Pir kim olduğunu, vasıflarını
daha açık nasıl ifade edebilirdi ki?
14
Bu Kapı Hakk Kapısı
ALEVİLİK
Alevi-Bektaşi dergahlarının tarihsel serüveni aynı zamanda
Anadolu’daki inançsal dönüşümün tarihi olarak da okunabilir. Ale-
viler gibi tapınakları da 325 yılında toplanarak tek tanrılı dini resmi
din olarak kabul eden İznik Konsülü’nden sonra yaklaşık 1700 yıl-
dır. Anadolu’da kurulmuş siyasal otoritelerin ve onların resmi din-
lerinin en ağır baskı ve zulmüne maruz kalmışlardır. Anadolu’da
katliamlarla, şiddet ve imha politikalarıyla nasıl Alevilerin milyon-
larcası ortadan kaldırılmışsa Alevi tapınaklarının binlercesi de şu
veya bu şekilde imha politikalarından nasibini almış bulunmaktadır.
19 ve 20. yüzyıllarda yaşanan imha uygulamalarının kalın-
tıları orta yerde durmakta, can-
lı tanıkları dahi yaşamaktadır.
Hedef oldukları tüm saldırılara
rağmen bugün dahi Alevi Bekta-
şi toplumunun inanç merkezi olan
tapınaklar, gören gözler için Ale-
vi inancına yönelik bir çok sırrı/şif-
reyi bağrında barındırmaktadırlar.
Bu sırlara vakıf olmak, bu şifreleri
çözmek yolun güzelliklerine güzel-
lik, inceliklerine incelik katacaktır.
AĞUSTOS
15
Arslanlarla Ceylanlar Dosttur Kucağımızda
GÜNÜN SIRLARI
Pir’in yatırının giriş kapısını bir kaç sıra halinde mermer ze-
min üzerine işlenmiş motifler çevrelemektedir. Kapının üzerinde
ortada mermer kabartmadan Pir’in aslanla ceylanı kucağında bu-
luşturduğu şifre yer almaktadır. Bu şifre resimlere de işlenmiş ve
resimlerin kaybedilmesi/yok edilmesi ihtimali karşısında bir ön-
lem olarak mermerden işlenip kapının üzerine gizlenmiştir.
16
Dergahtan Müzeye
GÜNÜN AÇILIŞI
Adalet Bakanı Sedat Çumralı, Gümrük ve Tekel Bakanı Meh-
met Yüceler, Turizm ve Tanıtma Bakanı Ali İhsan Göğüş, Vali, sivil
ve askeri erkan ve binlerce yurttaş açılışta hazır bulunmuşlardır.
Bakan Göğüş bir konuşma yapmış, Başbakan İsmet İnönü’nün Ha-
cıbektaşlılara selam ve muhabbetini bildirmiştir. Tertiplenen top-
lantılarda Hacı Bektaş Veli hakkında konferanslar verilmiş, folklor
ekipleri gösteriler yapmıştır. Kayseri’deki Doğu Menzil Komutan-
lığı’nın başında bulunan Tümgeneral Faruk Güventürk ise açılışta
konuşma yapan Cemal Özbey’in konuşmasını yarıda kestirterek
kendisi kürsüye çıkıp Hacıbektaşlılara seslenmiştir. (1964)
GÜNÜN KUTLAMASI
Hacı Bektaşı Veli’yi anma törenlerine, bugün ilçemizde baş-
lanacaktır. Törenler nedeniyle Hacıbektaş’a başta Aşık Veysel ol-
mak üzere, 12 ünlü halk ozanı gelmiştir. “Aşıklar Hacıbektaşlılara
Sesleniyor” yarışına katılacak olan Aşık Kul Semai, Aşık Selmani,
Aşık Söylevi, Hüseyin Çırakman, Aşık Hüdai, Cemal Acar ve diğer
ozanlar; deyiş, atışma ve şiir olarak üç dalda yarışacaklardır. (1972)
AĞUSTOS
17
Ademden Gayrı Hakk Talep Edersen
Marifet-i İlahiden Bihabersin Demektir
GÜNÜN ANMASI
12 Eylül sonrasında Hacıbektaş İlçe Turizm Komitesi’nce dü-
zenlenen Hacı Bektaş Veli’yi anma törenleri bugün başlıyor. Bu
yıl 20. kez düzenlenen etkinlikte, Veli Kangal’dan nefesler, Ha-
cıbektaş Semah Ekibi, Feyzullah Çınar’dan nefesler, Gönül Kes-
kin’den nefesler, Şiran Semah Ekibi’nin gösterileri, Ali Metin’den
nefesler, Yıldız Yurtseven’den nefesler, DTCF Tiyatro Bölümü
Semah Ekibi’nden gösteriler, Ahmet Günday, Arif Sağ, Hüseyin
Engin’den deyişler programları yapılacak. Yarın Doç. Dr. Bedri
Noyan ve Edebiyat Öğretmeni Nejat Birdoğan, Hacı Bektaş Veli
hakkında birer konferans verecekler. (1983)
AĞUSTOS
18
Kızılcahalvet
ALEVİLİK
Velayetnamenin verdiği bilgilerden anlaşılıyor ki Kızılcahalvet
kadimden beri kutsallığı süren tarihsel bir yapıdır. Hacı Bektaş bu
mekanı sahiplenmiş ve hizmetlerine buradan devam etmiştir. Vela-
yetname, bu mekanın kurulmasının arzulandığını ertesi gün mekanın
kurulmuş bulunduğunu ifade ederek tarihsel mirasa atıfta bulunur.
GÜNÜN ANMASI
Ünlü Türk düşünürü Hacı Bektaşi Veli’yi anma törenleri büyük
bir ilgi ile izlenmektedir. Önceki gün Turizm ve Tanıtma Bakanı Ni-
hat Kürşat’ın konusması ile başlayan törende geleneksel aşure dağı-
tılmıştır. Açık Hava Tiyatrosu’nda Çorum, Kırım, Giraz, Erzurum
ve Kafkas folklor ekiplerinin ilgi çekici gösterilerini 15 bin kişi izle-
mişir. Tahminlerin üzerinde olan kalabalık yatacak ve yiyecek sıkın-
tısı çekmektedir. Yerli ve yabancı turistlerin bir kısmı, Hacıbektaşlı
ailelerce misafir edilmiştır. Törenler, bugün sona erecektir. (1966)
GÜNÜN ARABULUCUSU
Başbakan yardımcısı Bülent Ecevit, Hacıbektaş törenlerinde
yaptığı konuşmada “Şah İsmail ile Yavuz Sultan Selim’i de barıştır-
malıyız” dedi. (1997)
GÜNÜN ACISI
Varto’da meydana gelen depremde 2394 can yaşamını yitirdi
(1966).
AĞUSTOS
19
İslam’la İslam’ı Aşmak
ALEVİLİK
Alevi yolunda sırrı sır etmek, gerçeğin özünü ortaya koyabil-
mek için bir anlatıda İslami ögeler kullanarak aslında İslam’ın
bütünüyle dışında bir anlayış ortaya koymaktır. Bunun en çarpıcı
örneği, “Kırklar Anlatısı”dır.
GÜNÜN MUAVİYE’Sİ
Depremden zarar gören Vartolulara, Alevi oldukları için, Bu-
lanık Kaymakamı yardım ekibini yollamak istemedi:
“Onların çoğu Alevi, zaten ölüm müstehak.” diyen Bulanık
Kaymakamı’na halk büyük tepki gösterdi. (1966)
GÜNÜN ANMASI
16 milyon Bektaşi, “Hu Dost” diyerek “eline, beline, diline
sahip olabilme” gününü kutluyor. Hacı Bektaş Veli’yi anma töre-
ni Türkiye’nin dört bir yanından gelen 50 bine yakın Bektaşi’nin
Hacıbektaş İlçesi’ndeki şenliklere katılmasıyla başlamıştır. Ha-
cıbektaş İlçesi’ne
gelenler arasında
İçişleri Bakanı Ra-
gıp Üner, CHP Genel
sekreteri Bülent Ece-
vit ve Doğu Menzil
Komutanı Korgene-
ral Abdullah Fehmi
Başar da bulunuyor.
(1969)
AĞUSTOS
20
Muharrem Orucu… 12 İmam Orucu
Bugün matem günü geldi
Ah Hüseyin vah Hüseyin
Senin derdin bağrım deldi
Ah Hüseyin vah Hüseyin
21 Muharrem Orucu
Yalnızca Anadolu Alevilerine Özgüdür
GÜNÜN MEKANI
Beserek Ziyareti: Sivas’ın Şarkışla İlçesi’nin Sivrialan Kö-
yü’nde bulunan Beserek Ziyareti, çevre köylülerce de kutsal ka-
bul edilmekte ve yaz başlangıcında topluca ziyaret edilmektedir.
AĞUSTOS
22
Kerbela
Yaşadığımız Acıların Toplamıdır
Kerbela’nın önü düzdür
Geceler bana gündüzdür
Şah Kerbela’da yalnızdır
Ah Hüseyin vah Hüseyin
Şehit düşmüş Şah-ı Merdan / Şah Hüseyin can Hüseyin
GÜNÜN SALDIRISI
Halk Oyuncuları tarafın-
dan Elazığ’da oynanacak olan
Pir Sultan Abdal Oyunu’nun
valilik tarafından yasaklan-
ması üzerine oyunun oynana-
cağı sinemanın önünde top-
lanan izleyicilere “Yaşasın,
Müslüman Türkiye! Allah..
Allahl” diye bağıran bir gurup
taş ve sopalarla saldırmıştır.
Çok sayıda kişi çeşitli yerle-
rinden yaralanmış, olayların
büyümesi üzerine Keban’dan
toplum polisi getirilmiş, ayrı-
ca vali, 7. Kolordu’dan askeri
yardım istemiştır. (1969)
AĞUSTOS
23
Alevilikte Muharrem Orucu’nun Anlamı
İnsanlığın Yaşadığı Acılara Ortak Olmak,
İnsanlığın Vicdanı Olmaktır
ORUCUN İLKELERİ
12 gün tutulan oruç boyunca bir dizi yasak uygulanır.
Et yememek, bıçak kullanmamak, özünde canlılık taşıyan yi-
yeceklerden uzak durmak, hiçbir canlıyı incitmemek gibi.
GÜNÜN YASAĞI
Halk Oyuncuları tarafından sahnelenen Pir Sultan Abdal oyu-
nu Tunceli’de oynanacaktı. Günlerce önceden hazırlıklar yapıl-
mış, biletler satılmıştı. Vali Erol Yavuz, olaylar çıkabileceği ge-
rekçesiyle oyunu yasakladı. Yapılan itirazlar sonuçsuz kaldı.
Avukat Kemal Burkay, İçişleri Bakanı Ragıp Üner’i telefonla
arayarak Tunceli’de bir sorun olmadığını oyuna izin verilmesini
istedi. Bakan, valiye izin için talimat vereceğini bildirdi. Halk,
oyunun oynanacağı sinemaya geldiğinde polis ve jandarmay-
la karşılaştı. Oyuna izin yoktu. Avukat Kemal Burkay ile TİP İl
Başkanı Ali Gültekin gözaltına alınıp karakola götürüldüler. Halk
da karakola giderek Burkay ve Gültek’in serbest bırakılması için
gösteri yapmaya başladı. Bu arada karakol önüne mevzilenen jan-
darma ve polis tarafından yalnızca Pir Sultan Abdal Oyunu’nu
izlemek isteyen halkın üzerine ateş açıldı. Mehmet Doğan Kılan
adlı genç hayatını kaybetti. Onlarca insan yaralandı. Halk Oyun-
cuları ve çok sayıda kişi gözaltına alındı. Tunceli’ye giriş çıkışlar
yasaklandı. (1969)
AĞUSTOS
24
Kerbela’nın Mirası Hüseyin’in Direncidir
Söyle gelen cümle canlara
Yansın, kan ağlasın, matem ayında
Kerbela’da şehitlerin halini
Bilsin, kan ağlasın, matem ayında
ORUCUN İLKELERİ
Oruç 24 saatte bir akşam yenilen tek yemekle tutulur. Oruç
açımında gösterişten sakınılır, çekilen acının niteliğine uygun bir
mütavazilik içinde bulunulur.
AĞUSTOS
GÜNÜN MEKANI:
HACI BEKTAŞ VELİ VAKFI ÇORUM CEMEVİ, Nurettin
Aksoy Dede’nin önderliğinde tüm Kuzey Anadolu ve Karade-
niz Bölgesine hizmet vermektedir...
26
Kerbela Orucunu
Yalnızca Anadolu Alevileri Tutmaktadırlar
Kerbela’nın yazıları
Şehit düştü gazileri
Fatma ana kuzuları
Ah Hüseyin vah Hüseyin
Şehit düşmüş Şah-ı Merdan / Şah Hüseyin can Hüseyin
GÜNÜN MEKANI
Düzgün Baba Ziyareti: Tunceli’nin Nazımiye İlçesi’ne 15
km uzaklıkta bulunan ziyaret, çevre köylülerin olduğu gibi tüm
Dersim halkının başlıca kutsal mekanıdır.
AĞUSTOS
27
Muharremde Ağlar Sazım
KADİM TARİH
Kadim Anadolu’da tanrılar insan biçiminde, insan karakterli,
insan davranışlı olarak düşünülür, betimlenir, tasvir edilirdi.
Tanrılar insanların işine karışmazdı. Tanrılar için bayramlar
yapılıp onlara kurbanlar sunulursa (ki zayi olan boşa giden bir
şey yoktu, kurbanları da sunanlar yiyip tüketiyordu) tanrıdan kor-
kulması için bir neden kalmıyordu. Anadolu’da tanrılar insanlara
buyruk, emir, talimat vermezlerdi. Şunu yap bunu yapma hiç de-
mezlerdi. İnsanlar iyi insan olduğu ve tanrılara saygı gösterdikleri
sürece bir mesele yoktu.
GÜNÜN İLANI
Aşık Nesimi’nin Dost Gecesi’nde, Halk Oyuncularının Pir
Sultan Abdal Oyunu’nu 27 Ağustos Çarşamba günü (bugün) tem-
sil edecekleri bildirilmiştir. Aşık Nesimi’nin ve bazı oyuncuların
tutuklu bulunması dolayısıyle oyunun biletleri geçerli olmak üze-
re ileri bir tarihe ertelenmiştir. (1969)
AĞUSTOS
28
Su Hayat, Susuzluksa Ölüm Demektir
Vücudum etseler lime
Az gelir o Hüseyine
Biat edersem Yezide
Bana lanet bana lanet
29 Kerbela Katliamı
30
Tarihte, Kerbela Katliamı Kadar Büyük Yaralar Açan
Derin İzler Bırakan Çok Az Katliam Vardır
Hak için kendini kurban eyleyen
Şah-ı Merdan oğlu İmam Hüseyin
Cümle erenlere ferman eyleyen
Erenler serdarı İmam Hüseyin
GELENEK ERKAN
Anadolu Alevi topluluklarında tutulan Muharrem Orucu 12.
gün öğleni pişirilen aşure ile açılır ve oruç son bulur.
Aşure, kurtuluş ve yeniden doğuş çorbasıdır. Bir sevinci, gü-
zel bir tadı paylaşmak adına birlikte yenilir, komşulara dağıtılır.
Oruç bitimi ile yas, matem son bulmuştur. Aşure, çekilen acı-
ların sona erişini ve artık yeni bir hayatın filizlenişi simgeler.
12 gün boyunca insanlığın çektiği acıları hissetmek baskı ve
zulmün olmadığı acıların son bulduğu insanın insanca yaşadığı
bir dünya için de kapı aralamaktır.
Alevi yolu bir acı yolu, Alevi toplumu da bir ağıt toplumu de-
ğildir. Her an bir haksızlıkla yüzyüze olsa bile Aleviliğin yüzü
hayata dönüktür. Hayata gülümseyerek bakmayı esas alır.
Alevilik, insanın yüzünü güldürebilmeyi amaçlayan bir yol-
dur.
AĞUSTOS
31
Aşure… Kurtuluş Yemeği…
AŞURE GÜLBENGİ
Cümle canların baskıdan zulümden kurtuluşu için kaynamış olsun...
“Artsın eksilmesin, taşsın dökülmesin,
pişirip taşıranın, yetirip getirenin elleri ağrı acı görmesin
yiyene helal, yedirene delil olsun
her lokması bin bir kazaya belaya karşı gelsin
erenler pirler korktuğunuz yere uğratmasın
dilde dileklerinizi, gönülde muratlarınızı versin
ağzımızın tadı bozulmasın,
hizmetler Hakk defterine yazılsın,
barış aşı olsun, kardeşlik aşı olsun,
dil bizden nefes hünkar Hacı Bektaş Veli’den olsun.
Gerçeğe hü....”
EYLÜL
01
Dünya Barış Günü
Keşke tüm sınırlar
Sarı çiçekten olsa
Saçınca gök tanrı tohumlarını
Gülümseyince ana tanrıçamız toprak
Filizlenirdi tarlalar
Aksi gri bulut susar
Pasaport sormazdı dağlar
Ne acılar olurdu ne de ayrılıklar
GÜNÜN ÖRGÜTÜ
Hacı Bektaş Veli Kültür ve Dayanışma Derneği 1992’de İz-
mir’de bölgesel olarak kuruldu. Daha sonra tüzük değişikliğiyle
merkezi örgütlülüğe dönüştürüldü. Genel Merkez İzmir’den An-
kara’ya taşındı. Derneğin amacı tüzügünde: “Hacı Bektaş Veli’nin
felsefesi, kültürünü, yerleştiği ve geliştirdiği töreleri öğretmek,
yaşatmak, yaymak. Bu doğrultuda araştırma, inceleme yapmak”
şeklinde belirtilmişti.
Dernek daha sonra adını, Alevi Kültür Derneği olarak değiştirdi.
GÜNÜN SORUSU
Alevilik nasıl araştırılmalı? Baha Sait şu yanıtı veriyor:
“Anadolu’daki Alevi topluluklarını incelerken onların şu veya
bu felsefi sistem veya mezheple ilgisi adına araştırma yapmak-
tansa onları olduğu gibi kabul etmek daha gerçeğe uygun ve daha
başarılı bir araştırma yöntemi olacaktır.” (1921)
EYLÜL
02
Canlıların Ortak Dili Alevilik
GÜNÜN ANLATISI
Alevi yoluna ait kimi mitolojik söylemlerde bazı hayvanlar
insanlarla insan gibi konuşarak ilişki kurarlar. Kurt, güvercin,
şahin, koç, at gibi canlılar bir hikaye içinde insanlarla aynı dili
konuşurlar. İnsan gibi bir olayın kahramanı olarak görünürler.
Bu öykülerden birini de “Kurt Destanı” oluşturur. Bu destan
bir bakıma İsmail Peygamber yerine kurban edilen koçun öykü-
südür. Destana göre Musa Peygamber, Tur Dağı’nda koyun gü-
derken dört kurt gelir ve ondan nasiplerini isterler. Musa da sü-
rünün sahibinin kendisi olmadığını, ondan rızalık almadan nasip
veremeyeceğini söyler. Kurtlar da git dileğimizi sürü sahibine ilet
derler. Musa ben gidersem siz sürüyü helak edersiniz der. Kurtlar
Musa’ya, sürüye kendilerinin göz kulak olacağına, sürüyü bekle-
yeceklerine söz verirler. Musa sürüyü kurtlara emanet eder. Musa,
sürü sahibine gidip kurtların dileğini bildirir. Sürü sahibi de Mu-
sa’ya kurtların dileğini karşılamasını söyler. Kurtlara verilen bu
nasip İsmail için gökten inen koç olacaktır.
EYLÜL
03
Alçakta Yüksekte Yatan Erenler
GÜNÜN DUYURUSU
TRT’de Pir Sultan Abdal: 21.20 Dostluk Üzerine: M. Su-
nullah Arısoy’un sunuculuğunu yaptığı programda 16. yüzyılda
yaşamış Pir Sultan Abdal konu alınıyor. Levent Ersin tarafından
gerçekleştirilen yapımda ozanın doğa, insan sevgisi, kardeşlik,
birlik ve üretime saygı konularındaki görüşleri deyişlerinden ör-
neklerle verilecek. (1979)
EYLÜL
04
Tığbent… Kuşak…Hizmet Nişanı…
GÜNÜN SALDIRISI
Sivas’ta ırkçı ve şeriatçı güçler
Alevilerin yoğunlukta olduğu Ali-
baba Mahallesi’ne saldırıya geç-
tiler. Ev ve işyerlerine saldırarak
tahrip ederek yaktılar. Saldırı iki
gün devam etti. 12 kişi yaşamını
yitirdi (1978).
Turan Dursun katledildi (1934
Şarkışla-1990).
EYLÜL
05
Sır, Görmeyen Göremeyen Gözler İçindir
Görenler İçin Sır Perdesi Ortadan Kalkar
GÜNÜN VAHŞETİ
Hurufilerin Edirne’de Yakılması: Molla Fahreddin, Huru-
fileri alarak Edirne Üç Şerefeli Camii’ne götürür. Müezzinler,
halktan camide toplanmalarını isterler. Halk merakla toplanmıştır.
Fahreddin Acemi, caminin minberine çıkar. İşte şimdi burada bir
engizisyon yargıcı görevindedir. Hurufilerin inançlarının geçer-
sizliğini, batıllığını, onların dinsiz ve mülhid olduklarını anlatır.
Ve bu nedenlerle onlar hakkında verdiği kararı açıklar: “Huru-
filer’in öldürülmesi şeriat
uyarınca gerekli ve zorunlu-
dur. Buna yardımcı olacaklar
büyük bir sevab kazanacak-
lardır.” Caminin namazgah
meydanına odunlar yığdırılır
ve Hurufiler şeriata uygun ol-
mayan inançlarından dolayı
Molla Fahreddin’in fetvası
ile ateşe atılarak katledilirler.
Şeyhülislam Fahreddin
Acemi, Hurufiler’in yakıla-
cağı ateşi canlandırmak için
canla başla uğraşır. Ve hatta
bir ara ateşi üflerken sakalı-
nın tutuştuğu söylenir. (1444)
EYLÜL
06
Duysun Canlar Diye Bizi Asarlar
07
Hizmet Defteri
GÜNÜN MEKANI
Karacaahmet Sultan Dargahı: Dergah 1329’dan beri hiz-
met vermektedir. 1826’da II. Mahmut tarafından kapatılır. Der-
gahın başına bir Nakşibendi şeyhi atanır. 1800’lerin sonuna doğru
dergah yeniden Alevilerin hizmetine açılır. Tekke ve Zaviyelerin
Kapatılmasına Yönelik Kanun ile kapatılan dergah, 1969 yılın-
da “Karacaahmet Sultan Dergahı Onarma ve Yaşatma Derneği”
adıyla; Ahmet Özdemir, Abdullah Kasım Elhan, A. Şükrü Alpte-
kin, Cuma Çalık,
Sadık Balcıoğlu,
Yakup Coşkun,
Adil Ali Atalay,
Mehmet Başaran,
Mehmet Yaman
ve Seyit Yılmaz-
kaya tarafından
yeniden kurul-
muştur.
EYLÜL
08
Elif-i Tac
GÜNÜN FERMANI
Çorum Beyi ile Çorum ve Osmancık kadılarına gönderilen 8
Eylül 1577 tarihli fermanda, Çorum Kazası’na bağlı Tola Köyü
halkı ve civar köylerden birçok kimsenin Kızılbaş olduğu, Bey
adlı bir kişinin etrafında toplandıkları ve “avreti ve oğlanlarıyla
şürb-i hamr ve mu’aşeret idüb ve nice yerden dahî mezbura nezir
ve çerağ ve kurban cem’ olub bu minval üzere enva’î fi’l-i şenf
eyledüğünün” sipahilerce ihbar edildiğ, bu kişilerin durumlarının
“bî-garaz müslümanlardan su’al olundukda vech-i meşrûh üzere
ol-duğun haber virdükleri”, bu durumda “eğer vech-i meşrûh üze-
re mülhid olduğu şer’le sabit olur ise habs eyleyesin sonra emrim
ne veçhile sadır olursa” ona göre davranmalısın denilmektedir.
GÜNÜN MUAVİYE’Sİ
“Alevi kızların % 70’inin kızlık zarı yoktur, çünkü onların aile
hayatları yoktur.” diyen İsatanbul Gazi Osman Paşa Mehmetçik
İlkokulu müdür yardımcısı 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. (1989)
EYLÜL
09
Kutsal 12…
12 Tanrı Yazılıkaya Kabartmaları
GÜNÜN GÖZALTISI
Altı Bektaşi, ayin sırasında suç üstü yakalandı. Emniyet mü-
dürlüğüne yapılan bir ihbar üzerine dün gece yarısı Eyüp’te bir
eve yapılan baskında üçü kadın olan altı Bektaşi ayin yaparken
suçüstü yakalanmışlardır.
Gece yarısı yapılan baskında üçü kadın olan altı kişinin nara-
lar atarak hönkürdükleri görülmüş ve Bektaşi tarikatına mensup
oldukları anlaşılan sanıkların komşularının ifadelerinden bu işi
sık sık yaptıkları anlaşılmıştır. Yapılan tahkikatta daha evel aynı
eve çok sayıda Bektaşi’nin geldiği ve toplantılara yabancıların so-
kulmadıkları anlaşılmıştır. (Hürriyet, 1960)
GÜNÜN ACISI
Yılmaz Güney Hakk’a yürüdü (Paris 1984).
EYLÜL
10
İriş Dede Sultan İriş
GÜNÜN KİTABI
Kemal Derin, Börklüce Mustafa, İstanbul 2014
GÜNÜN GECESİ
Hacı Bektaş Velî’yi Anma Gecesi bu akşam Açık Hava Tiyat-
rosu’nda yapılacaktır. Geceye konuşmacı olarak Prof. İsmail Hak-
kı Baltacıoğlu, Prof. Cahit Tanyol, Behçet Kemal Çağlar, Murat
Sertoğlu ve Cemaleddin Server Revnakoğlu katılacaktır. (1967)
EYLÜL
11
Abdalan-ı Rum…
GÜNÜN BASKINI
Kastamonu Beyi ile Küre ve Taşköprü kadılarına gönderilen
bir fermanda, “Hacıyülük nam karyeden Kara Receb nam kimse-
ne dahî Kızılbaş olub hatunu meclis-i şer’e gelüb mezkur Receb
içün Kızılbaş’dır kendü emsali Kızılbaşlar ile cem’olub gice ile
bir tenha eve girüb saz ve çalgu ve şair alat-ı heva ile muhtelit-
ler olub ba’de şem’i söndürüb biribirinin avretin tasarruf ider-
ler deyu mezkur zevci muvacehesinde kelimat itmeğin kayd-ı sicil
olunduğunun” bildirildiği ileri sürülerek bu Kızılbaşların yaka-
lanması ve haklarından gelinmesi buyuruluyor. (1571)
EYLÜL
12
Alevilik Bir Yorum Değil Esastır
Arı inler bal içinde
GÜNÜN KİTABI
Ali Yıldırım, Darağacında Kan Sesleri / 12 Eylül Döneminde
İdam Edilen Devrimciler, Ankara 1997
EYLÜL
13
Hırkadağı
Dün gece seyrimde batın yüzünde
Hünkar Hacı Bektaş Veli’yi gördüm
Elif taç başında nikap yüzünde
Aslı imam nesli Ali’yi gördüm
14
Tahta Kılıçla Gönüller Fethetmek
GÜNÜN FERMANI
Edirne Kadısı’na hükmüm ki: Aşure gününde Işık topluluğu-
nun sancaklar kaldırıp davul, nakkare, def, dümbelek çalarak ale-
nen şehirde gezdikleri, kadıların bu tür şeriate aykırı hareketleri
yasaklaması gerekirken, izin verip yasaklanmadığı işitildiğinden;
Şerefli hükmüm elinizi bulunca, bundan sonra bayramlarda
şeriate aykırı olduğundan kimseye davul ve nakkare çaldırmaya-
sın, eğlence ve yasaklanmış davranışlar yaptırmayasın. Aşure za-
manında dahi Işık topluluğunu bu tür davranışlarla şehirde dolaş-
tırmayasın, gezmesini önleyesin. Bu yasağa uymayanları kutsal
şeriat gereği ile cezalandırıp, göz açtırmayasın. (1558)
EYLÜL
15
Alevilik Bir Gizem ve Sır İnancıdır
Günün KİTABI
Abbas Tan, Türkeye Genelinde Alevi Köeyleri, 2014
EYLÜL
16
Meydanlar Pak, Gönüller Ak, Günahlar Affola
GÜNÜN MEKANI
Ardıç Baba Ziyareti: Sivas’ın Şarkışla İlçesi’nin Kaymak
Köyü’nde bulunmaktadır. Köylülerce yaz başlangıcında ziyaret
edilerek topluca kurbanlar kesilmektedir.
EYLÜL
17
Alevilik Semavi Dinlerden Farklı Olarak
Yabancıları Yola Katma Amacı Güden
Bir İnanç Sistemi Değildir
18
Kutsal 12… Hitit Güneşi…
Erikli
Baba Dergahı:
İstanbul’un en
eski dergahlardan
birisidir.
Zeytinburnu’nd
adır.
Erikli Baba,
16. yüzyılda
yaşamış
bir Alevi
erenidir.
EYLÜL
19
Biz Pirin Kızıl Sancağını Açıyoruz
GÜNÜN SIRRI
Kırklar Meydanı’nın giriş kapısına göre sağ tarafında Kırk-
budak şamdanının hemen arkasındaki yerden yaklaşık yarım
metrelik bir yükseltinin üzerinde yan yana on ayrı yatır bulun-
maktadır. Bu yatırlardan birinin Resul Bali’ye ait olduğu düşünül-
mektedir. Diğerlerinde ise hangi erenlerin yattığı bilinmektedir.
Bedri Noyan Dedebaba Resul Bali’nin yatırına ilişkin çok önem-
li bir bilgiyi Kırşehir eski Milletvekili Hacıbektaşlı İbrahim Tu-
ran Baba’dan dinlemiş ve not etmiştir. Tapınağın kapalı olduğu
1930’lu yıllarda yağan şiddetli bir yağmur sonucu giriş kapısın-
daki mermerlerin tahrip edilmiş olmasından dolayı Kırklar Mey-
danı’nı sel suları doldurmuştur. Büyük çabalarla sular boşaltıl-
mıştır. Bu sırada Resul Bali sandukasının üstü çürümüş, kapak
açıldığında Resul Bali’nin bedeninin mumyalı olduğu görülmüş-
tür. Halkın akın akın Resul Bali’nin mumyalanmış bedenini ziya-
rete başlaması üzerine Kırşehir Valisi duruma el koymuş, bizzat
kendi elleriyle sandukanın kapağını çivilemiş ve kapattırmıştır.
Mumyalanmış bedenler kuşkusuz Alevi inancının tarihsel sırla-
rından, çözülmesi gereken şifrelerindendir.
EYLÜL
20
Alevilik Bir Yorum Değil Esastır
GÜNÜN ACISI
Halk Müziği’nin duayeni Ruhi Su, Hakk’a yürüdü (1912-1985).
EYLÜL
21
Meydanlar Pak, Gönüller Ak, Günahlar Affola
GÜNÜN ÖNGÖRÜSÜZÜ
Nokta dergisinin 38. sayısı “Alevilik Tarihe Karışıyor (Dinsel,
kültürel ve politik bir yokoluşun öyküsü)” kapağıyla yayınlandı
(1987).
EYLÜL
22
Alevilerin Kestikleri Yenmez (mi?)
Yücelerden yüce gördüm
Erbabsın sen koca Tanrı
Alem okur kelam ile
Sen okursun hece Tanrı
GÜNÜN MEKANI
Hubyar Sultan Dergahı: Tokat – Almus / Hubyar köyünde-
dir. Dergah 1826’da Bektaşi dergahlarının imhası kararı doğrul-
tusunda yıkılmıştır… Bir süre sonra tekrar Hubyar dedelerince
uyandırılmıştır…
EYLÜL
23
Yedi Ulu Ozan
Alevi yolunda birbirine denk iki can ve eşleri arasında yol ku-
ralları gereğince kurulan kardeşlik bağı…
Bir gömlekten baş göstermek… Beraberce yola giren iki can,
adeta bir bedenden iki baş göstermiş gibi olur. Canlan, malları, ik-
rarları birdir. Bu birliğe, her hususta uygun davranmaları gerektir.
Her hususta birbirlerinin halini görüp gözetmek zorundadırlar.
EYLÜL
24
Özümüz Asılı Darda
Her Alevi can yılda bir kez görgü ve sorgudan geçer. Gör-
gü yapma hakkı, dedelere aittir. Hititlerde de yılda bir kez inanç
önderleri köylere giderek insanları, o yıl içindeki davranışlarına
göre yargılardı. Hititlerde inanç önderi çözemediği sorunu merke-
ze gönderirdi. Alevilikte de yerelde çözülmeyen sorunların çözüm
yeri Düşkünler Ocağı’dır.
Bir Hitit metninde yıllık görgü sorgu yapma hakkı olanlara
şöyle tembihleniyor: “Eğer bir kimse bir dava getirirse o iyi bir
biçimde karara bağlansın. Onu yoluna koysun. Eğer davayı çöze-
mezse huzura göndersin.
Haklı bir davayı haksız çıkarmasın!
Haklı bir davayı haklı çıkarmasın!
Doğru ne ise her zaman onu yap.
Nereye varırsan bütün insanları bir araya çağır. Kimin davası
varsa onu karara bağla. Onu yoluna koy…”
Bu uygulamanın günümüz Aleviliğinde uygulaması işe şu
şekildedir: “Dede talip üstüne bir köye vardığında bir danışık
toplantısı yapılır. Cemaat mahkemesinde sorgu sual olur. Küsler
barıştırılır. Borçlar ödenir. Rızalık gösterilir. Hafif suçları dede
halleder. Büyük suçları da Mürşid’e gönderir.”
GÜNÜN MEKANI
Geyikli Baba Dergahı: Dergahı Bursa / İnegöl / Baba Sultan
Köyündedir. Baba İlyas müridlerinden ve Hacı Bektaş Veli yol-
daşlarındandır. Geyiklerle dolaştığı, geyiğe bindiği, geyik postu
giydiği söylenir.
EYLÜL
25
Deyişlerimiz Buyruk Hükmündedir
Hep sen mi ağladın hep sen mi yandın
Ben de gülmedim yalan dünyada
Sen beni gönlünce mutlu mu sandın
Ömrümü boş yere çalan dünyada
Isparta Senirkent Alevileri, genelde deyiş veya nefes olarak adlan-
dırılan erkan ve yol şiirlerini “buyruk” şeklinde ifade etmektedirler…
GÜNÜN ÖRGÜTÜ
ABKB (Alevi Bektaşi Kuruluşları Birliği) kuruldu. Kurucular:
Ali Doğan (Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı), Ali
Balkız (Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı), Muharrem Er-
can (Karacaahmet Sultan Derneği Başkanı), İrfan Çetinkaya (Es-
kişehir Hacı Bektaş Veli Vakfı Başkanı), Ulaş Dinçer (Hacıbektaş
Derneği Başkanı), Mehmet Boy (Kartal Cemevi Vakfı Başkanı),
Turgut Öker (Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu Başkanı), Ali
Yıldırım (Hüseyin Gazi Derneği Başkan Yardımcısı) (2000)
GÜNÜN ACISI
Bozkır’ın Tezenesi Neşat Ertaş Hakk’a yürüdü. “Bektaşi’yim
ben, deyişler çocuğuyum. İnsanlara doğruyu onların anlayacağı
şekilde söylemek gerekiyor. Şu kısa ömürde insanlar dünyaya ge-
liyor, nereye geldiğini bilmeden gidiyor çoğu. Kendi doğrularımı
söylüyorum…” diyordu. (1938-2012)
etme bu cefayı
kanlım olursun...
EYLÜL
26
Alevilerin Bayramları
GÜNÜN FERMANI
Amasya Beyi’ne gönderilen fermanda “Budaközü Kazası’n-
da yaşayan Süleyman Fakih ve arkadaşlarının Kızılbaş oldukları,
gizlice ele geçirilmeleri” emredilmiştir. Fermanda ele geçirilecek
bu Kızılbaşlara ne yapmak gerektiği de açık olarak yazılmıştır.
Ferman sıkı önlemlerle yakalanacak Kızılbaşlar’ın,
a)Hiç kimseye duyurulmadan Kızılırmak’a atılarak boğdurulmasını,
b)Ya da “hırsızlık ve eşkıyalık yaptılar” diye iftira eyleyerek
haklarından gelinmesini, emretmektedir. (1568)
GÜNÜN DERGİSİ
Mehmet Yaman’ın sahibi olduğu Gerçekler Dergisi’nin ilk sa-
yısı yayınlandı. (1974)
EYLÜL
27
Hayat Kaynağı Dört Unsur
‘Bizler;
Topraktan, ateşten, sudan ve yelden doğduk
Güneşi içiriyor, çocuklarımıza karımız
Toprak kokuyor, bakır sakallarımız’
ALEVİLERE HAKARETLER
Reşat Nuri Güntekin “Balıkesir Muhasebecisi-Tanrı Dağı Zi-
yareti” adlı kitabında Alevilerle ilgili şu hakaret içerikli satırları
yazdı:
“Karı amma vurdu ha. Eh bu da olur... Kızılbaşların mum
söndü gecesi gibi tövbe olsun…’’
EYLÜL
28
Abdal Musa Sultan
GÜNÜN KİTABI
Adil Ali Atalay, Abdal Musa Sultan Velayetnamesi, Can Ya-
yınları, İstanbul 1978
EYLÜL
29İ
Pir de Mürşit de Esas Olarak Alevi Dedesidir
El Ele… El Pire… Pir Yola… Yol Hakk’a
GÜNÜN BROŞÜRÜ
Türkiye İşçi Partisi seçimler için hazırladığı broşürün adını
“Gelin Canlar Bir Olalım” olarak belirledi (1965).
EYLÜL
30
Kutsal Meydan
GÜNÜN GÜLBENGİ
Alevi can meydana gelir dara durur. Şöyle der:
“Canı dilden bel bağladım yoluma erkanıma
Ben de durdum pirimin meydanına
Çünkü Hakk’a varacağım
Hakk cemalin göreceğim
Sorgu sual vereceğim
Canım kurban, tenim terencam”
ve secde eder. Dede canlara sorar: “Çene talip, dil mürşit, eren-
ler meydanında dilli başlı olasınız. Meydanda ne gördünüz ne işit-
tiniz?” Canlar cevap verirler: “Hakk gördük Hakk işittik!” derler.
GÜNÜN ACISI
Kasım Yeşilgül Hakk’a yürüdü (1948-2005)
Kasım Abi hayatını emeğin kurtuluşuna adamış, Avrapa Alevi
hareketinin seçkin bir kişiliğiydi.
GÜNÜN UTANCI
Fikret Otyam’ın Hu Dost
başlıklı yazı dizisi Cumhuri-
yet Gazetesi’nde yayınlan-
maya başladı. Koldan Kopan
Erkanı’nda Neler Gördüm
başlıklı yazının yanında ya-
yınlanan fotograftaki Ale-
vilerin gözleri bantlanmıştı.
(1963)
EKİM
01
Torlak Kemal…
ALEVİLİK / TARİH
“Beyazıt Paşa, Saruhan ve havalisini baştan başa dolaşarak
rastgeldiği alem-i terk ve inzivada yaşayan bütün Türk dervişleri-
ni işkenceler ile idam etti. Manisa’da büyük bir çarpışma oldu. Ele
geçirdiği Torlak Kemal’i de müridleriyle birlikte astırdı.” (1416)
GÜNÜN KİTABI
Refik Engin, Sıradışı Tasavvufçu Şeyh Bedreddin, 2008
EKİM
02
Alevi Erkanının Temel Direği Olan Ali Anlayışı
Hitit Fırtına Tanrısı Teşup’un
Yeniden Bedenleşmiş Halidir.
03
Işık… Alevilere Verilen Kadim Adlardan…
KAVRAM / KÖKEN
Yunus, ışık sözünü açıkça şeriat karşıtı anlamında kullanırken
Hacım Sultan Vilayetnamesi’nde de ışık sözü sistem karşıtı inanç
mensuplarını adlandırıyor: “Köylü danış idüp didiler ki bu yatdu-
ğı evün karısın bu ışık severdür...” “Bir gün şehirli taifesi biriküp
yirmi otuz adem Sultan Hacım hazretlerine buğz u hased ebediler
ki bu bid’at ışık buradan gitsün.”, “Vurun şol yatan ışığı, doğün,
gitsün...”
GÜNÜN ÖRGÜTÜ
Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) kuruldu. Alevi Bektaşi Ku-
ruluşları Birliği Genel Başkanı Ali Doğan’ın, ABF’nin kurulma-
sına ilişkin dilekçeyi Ankara Valiliği’ne sunmasıyla ABF resmen
kurularak tüzel kişilik kazanmış oldu. (2002)
ABF Tüzüğü’nde federasyonun amacı şu şekilde belirtildi:
“Alevi Bektaşi kültür ve öğretisinin araştırılması, yaşatılması
ve tanıtılması için çalışmalar yapmak; bu doğrultuda Alevi Bekta-
şi kuruluşları arasında eşgüdüm ve dayanışmayı sağlamak.”
EKİM
04
Balkanlarda Alevilik Erkanı
Kadimden Beri Yaşayıp Gelmektedir
GÜNÜN MEKANI
Demir Baba Dergahı: Bulgaristan/Razgrat/Kemaller (İspe-
rih) Kazası’na bağlı Mumcular Köyü yakınındaki ormanlık alan
içersindedir. Dergahta Demir Baba’nın (1530-) yatırı da bulun-
maktadır. Akyazılı Baba’dan el alan Demir Baba Balkanların
önde gelen Bektaşi ulularındandır.
EKİM
05
Baharda Evi Kutsamak
ERKAN SÜREKLİLİK
Dervişler evin içini boşaltırlar, ocaktan aldıkları ateşin dumanı
ile evi baştan ayağa tütsülerler ve evi böylece arındırmış ve bere-
ketlendirmiş, bereket duası ile birlikte kutsamış olurlardı…
Keçecibaba Dergahı Tokat / Erba / Keçeci Köyü’ndedir.
- Aybastı Ziyareti
- Cibali Dede Yatırı
- Cöherlik Baba Yatırı
- Kızlar Ziyareti
2014 yazında Keçecibaba Dergahı devlet tarafından asimilas-
yon amaçlı olarak camiye çevrilmeye çalışılmış Alevi toplumu-
nun tepkisi üzerine geri adım atılmıştır.
GÜNÜN ETKİNLİĞİ
İzmir Narlıdere Ömür Sineması’nda “Ehlibeyt Gecesi” yapıl-
dı. 1500 kişinin katıldığı gecede halk aşıkları Hacer Atasu, Aşık
Ali Metin, Mehmet Erdal, Ali Rıza Aslandoğan, Aşık Ali Cemali
deyişler okudular.
Geceye konuşmacı olarak Doğan Şahhüseyinoğlu, Mehmet
Ali Derman, Mehmet Cengiz, İsmet Işıldak, Hasan Gül katıldılar.
(1966)
EKİM
GÜNÜN YAYINEVİ
İlk Alevi Yayıevi, Ankara’da Sefer Aytekin tarafından kurulan
Emek Basım-Yayımevi / Güvercin Kitaplar’dır. İlk kitapları; Hüs-
nüye, Hazırlayan Sefer Aytekin, 1955
Velayetname-i Hacı Bektaş Veli: Hacı Bektaş Veli’nin Hayatı
/ Hazırlayan: Sefer Aytekin (1956)
Buyruk, Derleyen Sefer Aytekin (1958)
GÜNÜN ALBÜMÜ
Ruhi Su’nun dördüncü büyük plağı Pir Sultan Abdal, İmece
Plak’tan yayınlandı. (1973)
EKİM
07
Alevi Kavramı
GÜNÜN TASİHİ
Herkesin tekrar ettiği bir yanlışı düzeltmek gerekir. Sanılmak-
tadır ki Alevilik, Hz. Ali zamanında onun tarafından esasları ko-
nulmuş, şekillendirilmiş ve soyundan gelenlerce sürdürülmüş bir
inanç biçimidir. Bu tümüyle yanlıştır. Çünkü Hz.Ali’nin İslam’ın
genel / özel esas ve ayrıntılarından farklı olarak onun dışında bir
inanç ve ibadet biçiminin bulunmadığı tarihsel olarak sabittir.
Burada sorun ya da Alevi kavramının yanıltıcılığı, kavramın
kendisinden kaynaklandığı gibi -çünkü bugün için Alevi kavramı
tarihsel anlamının dışında bir anlama bürünmüştür- kavramı kul-
lanan kişinin bilinç/kültür/algı/siyasal tercih düzeyinden de kay-
naklanmaktadır.
GÜNÜN MUAVİYE’Sİ
Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, “Suriye’yi sapık
Aleviler yönetiyor.” dedi (1998).
EKİM
08
Alevi Amentüsü; Özü İnsan Olmak
Hakk’ı İnsanda Bulmak
Ve Gerçeğin Yolcusu Olmaktır
09
Rafizi
GÜNÜN MEKANI
Garip Ardıç Ziyareti: Sivas’ın Divriği İlçesi’nin Yazıkö-
yü’nde bulunmaktadır.
10
Hakkı Sorgulama Hakkı
İkiliği Aşıp Bire Varınca Doğar
TARİHİN ACISI
Kerbela Katliamı… Miladi takvime göre 10 Ekim 680 tarihin-
de gerçekleşti. Kimi Alevi dedeleri Muharrem orucunun bu mila-
di tarih esas alınarak tutulmasını önermektedirler.
GÜNÜN ACISI
Aşık Ali İzzet Hakk’a yürüdü. Şarkışla Emlek Yöresi Hüyük
Köyü’ndendi. (1981)
GÜNÜN HAFTASI
Alevi Kültür Grubu tarafından düzenlenen Alevi Kültür Haf-
tası, Hamburg Üniversitesi’nde gerçekleşti. Haftaya Nejat Birdo-
ğan, Rıza Zelyut, Çetin Yetkin, Fuat Bozkurt katıldılar (1989).
EKİM
11
Alevilik Doğa ve Çevre Dostudur
GÜNÜN ÖRGÜTÜ
12
Hüseyin Gazi Sultan Binsin Atına
13
Ziggurat… Ziyarat…
14
Yargıç ve Asi!... Şeyh Bedreddin
Yarin Yanağında Gayrı...
Ekmek neden
Herkesin ekmeği değildir...
GÜNÜN KARARI
Darrülbedayi’de son temsil edilen “Mum Söndü” komedisi-
nin müstehçen olduğu yönünde eleştiriler üzerine tiyatro müdürü,
temsilin daha önce müddei umumilikçe tetkik edildiğini söyle-
miştir. Müddei umumilikçe tetkik edilen oyunda müstehçenlik
görülmemiştir. (1931)
EKİM
15
Müzik, Alevi Erkanında
İbadetin Zorunlu Bir Unsurudur.
16
Yol Yürütenin, Talip Coşturanındır
GELENEK
Ocak mensubu olmak ocağa layık olabilmek demektir… Yol-
da Hititlerden beri devam eden gelenek uyarınca ocak uludur ve
ona lokma ve dem sunulur.
Hestia / Vesta yani kutsal ocak ve ateş tanrıları Anadolu’dan
Yunan Uygarlığı’na ve Zerdüştlüğe geçmiştir.
Tarihçiler kadim Anadolu’da bir kent kurulurken ilk iş olarak
ocak tanrısı Hestia tapınağının kurulduğunu, bir ev inşa edilirken
de evin ocağının da özel törenle yerleştirildiğini kaydederler.
GÜNÜN MECLİSİ
Alevi-Bektaşi Temsilciler Meclisi: Yurt içi ve dışında örgütlü
Alevi kurumlarının temsilceleri 15.08.1992’de Hacıbektaş’ta bir
araya geldiler. Bir çatı örgütü kurulmasına karar verildi. İkinci
toplantı 30 Ocak 1993’de
Mersin’de yapıldı. Üçüncü
toplantı 29 Nisan 1994’te
Ankara’da gerçekleşti. Bu
toplantıda tüzük komisyonu
oluşturuldu.
15-16 Ekim’de İstanbul’da
Şahkulu Dergahı’nda bir araya
gelen Alevi örgüt temsilcile-
ri Alevi-Bektaşi Temsilciler
Meclisi’nin kuruluşunu ilan
ettiler. Başkanlığa Ali Rıza
Gülçiçek seçildi. (1994)
EKİM
17
Az Veren Candan, Çok Veren Maldan
Nefsinize uymayın,
Yolunuzdan azmayın,
Çiğ lokma yemeyin,
Malı mala, canı cana katın.
Halinize haldeş,
Yolunuza yoldaş olun
GÜNÜN MEKANI
Kalburcu Baba Türbesi, Kütahya-Eskişehir yolu üzerinde Sof-
ça Köyü’nde bulunuyor. Daha önce Armutlu Nahiyesi Kalburcu
Çiftliği’nde bulunan türbe, Porsuk Baraj inşaatı nedeniyle 1949
yılında bugünkü yerine nakledilmiş.
Kalburcu Dede’nin bir yatırı da Manisa Akhisar Yatağan Kö-
yü’nde bulunuyor.
GÜNÜN KİTABI
Mehmet Tevfik Oytan, Bektaşiliğin İçyüzü (Dibi, Köşesi,
Yüzü ve Astarı Nedir?) (1945)
EKİM
18
Koyun Olup Ses Anlamak… Sürüye Sayılmak…
GÜNÜN MEKANI
Sewa Ziyareti: Malatya’nın Pütürge İlçesi’nin Zarato Kö-
yü’nde bulunan ziyaret... Köy sakinleri her sonbahar buraya ge-
lerek kurbanlarını keserler, lokmalarını pişirip burada paylaşırlar.
EKİM
19
Karagöz ve Hacivat Alevi Oldukları İçin
İnançları Nedeniyle Katledildiler
KADİM TARİH
Giysileri kadim Yazılıkaya Alevi Tapınağı’ndaki 12 tanrı-
nın giysileri ile tıpatıp aynıydı. Başlarında eren simgesi elifi tac,
ayaklarında uçları sivri ayakkabılar…
Sultan Orhan zamanında Bursa’da yaşadıkları bilinir. Hacı-
vat’ın duvarcı, Karagöz’ün demirci olduğu söylenir. Sözde cami
inşaatında çalışırken ettikleri muabbetlerle işçileri oyaladıkları ve
inşaatın bitimini geciktirdikleri için idam edildikleri ileri sürülür.
Gerçek neden ise onların inaçlarıdır. Dinsiz, yani Alevi olduğu
için Abdal Musa Bursa’dan sürgün edilir, Karagöz’le Hacivat’ın
payına ise darağacı düşer…
GÜNÜN FİLMİ
“Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?” Ezel Akay’ın yönetip
başrollerinde Haluk Bilginer ve Beyazıt Öztürk’ün oynadıkları
film… (2006)
EKİM
20
Aleviler Şii Olmadıkları Gibi
Dolayısıyla Caferi Mezhebinden de Değildirler
Biz Aleviyiz
Hakk’ı bir biliriz
İnsanı Hakk biliriz
Aileyi kutsal biliriz…
Anamızın sağlığına
Babamızın varlığına
Kardeşlerimizin mutluluğuna
Hep beraber elele
Gönül gönüle
Hu diyelim, gerçeklerin demine hu!
GÜNÜN KİTABI
Ben de Halimce Bedreddinem / Rus yazar Radi Fiş’in Şeyh
Bedreddin’i konu alan romanı...
EKİM
21
Kardeş Sofrasına Oturmak
GÜNÜN MUAVİYE’Sİ
Diyanet İşleri Başkanı “Cemevleri asla ibadethane olarak ta-
nımlanamaz, bu bizim kırmızı çizgimizdir.” açıklamasında bulun-
du. (2016)
EKİM
22
Dört Kapı… Kırk Makam…
ALEVİLİK
Alevi yol ve erkanında tüm canlar sırr-ı hakikat kapısında cem
olurlar. Yolda canlar arasında bir derecelendirme, bir hiyerarşi, bir
kast olgusu söz konusu değildir. Ahmet tarikat kapısında, Mehmet
marifet kapısında gibi bir ayrım yoktur. Kapıların adları simgesel-
dir ve bir olgunlaşma sürecinin durakları değildir.
Alevilik’te yola giren can kendi ikrarı ve cem erenlerinin olu-
ruyla dört kapıyı dört adımda geçerek kutsal meydana ulaşır. Ale-
viler sırrı hakikat kapısındadır. Diğer üç kapı onları ilgilendirmez.
Dört kapı öğretisi tasavvufa ilişkin bir öğreti iken, Alevilik’te
dört adımla geçilir ve bu son aşamaya gelindiğinden kimse kuşku
duymaz, başka bir özellik aramaz.
Aleviler yola girdiklerinde şeriat, tarikat, marifet kapılarını
aşmış olurlar.
O nedenle de dört kapı kırk makamı dört adımda geçme ritüeli
uygulanır.
GÜNÜN DERNEĞİ
Anakara’da “Aşıklar Derneği” kuruldu. Kuruculuğunu Ce-
mal Özbey, Aşık Dursun Cevlani, Aziz Üstün, Ali İzzet, Şinasi
Koç ve Hüseyin Çırakman’ın yaptığı derneğin amacı tüzüğünde,
“Asırlardan beri himaye görmemiş, daima kendi mukadderatları
ile baş başa bırakılmış olan halk aşıklarını bir arada toplamak,
aralarında maddi, manevi ve içtimai dayanışma ve yardımlaşma-
yı temin etmek” olarak belirlendi. (1963)
EKİM
23
Ben de Halimce Bedreddin’em…
Yağmur çiseliyor.
Gecenin geç ve yıldızsız bir saatidir.
Ve yağmurda ıslanan
yapraksız bir dalda sallanan, şeyhimin
çırılçıplak etidir.
GÜNÜN FETVASI
MESELE: Şeyh Bedreddin ehibbasından bir taife avretleri
ve oğlanları ile bir yere cem olup şurb-î hamr idüp, şeyhleri adı-
na olan cahil mezkur şeyhin türbesi için “Kabe budur” diyüb ve
“okumak yazmak nedir, ilim bizim batın ilmimizdir” deyüb mez-
burlar dahi tasdik edip bu makule seri şerife muhalif nice akual
ve ahvalleri olup yanlannda olan Sünniler akval ve ahvallerinden
kemal-i mertebede müteezzi olsalar zeyde ve mezburlara ne lazım
olur, beyan buyrula.
EL CEVAP: İlhadları zahir olup katlolunurlar.
GÜNÜN ACISI
Feyzullah Çınar Hakk’a yürüdü. (1937 Sivas/Divriği/Çamşıhı
– Ankara 1983)
24
Rıza Şehri... Alevi Ütopyası/ İnsanlık Ütopyası
ALEVİLİK / ÜTOPYA
Paranın geçmediği, tüm ilişkilerin esasının rızalık üstüne ku-
rulduğu, insanların yeteneklerine göre çalışıp ihtiyaçları oranında
pay aldıkları düşsel Alevi dünyası. Alevi yolu rızalık kapısı, gönül
birliği olarak da tanımlanabilir. Rıza şehri düşü, Alevilerin kutsal
kitaplarından ‘Buyruk’larda yer almıştır.
GÜNÜN ŞEHRİ
Bir zamanlar bir sofu dünyayı gezmeye çıktı. Bir gün yolu bir
şehre düştü. Bu şehir şimdiye dek gördüğü şehirlere benzemiyor-
du. Sabah saatinde herkes işine gücüne gidiyor, sessizlik içinde
yaşam sürüyordu. Şehrin alışılmamış bir düzeni vardı.
Sofu, şehrin bu düzenini görünce şaşakaldı. Öyle ki birisine
yaklaşıp bir şey sormaya cesaret edemedi. Karnı acıkmıştı. Şehri
gezerken bir fırın gördü. Ekmek almak için içeri girdi. Fırıncıya
para uzatarak ekmek istedi. Ama fırıncı hayretle paraya baktı: “Bu
ne bu? Biz bunu kaldırmak için yıllarca uğraştık, büyük savaşlar
verdik. Anlaşılan sen Rıza Şehri’nden değilsin, dünyalı olmalı-
sın” dedi. Sofu; “Evet
bu şehirden değilim”
diye cevap verdi. Fı-
rıncı: “Halinden belli
oluyor. Dur, öyleyse
seni görevlilere teslim
edeyim. Onlar seninle
ilgilenirler. Bizim şeh-
rimizde para pul geç-
mez” dedi.
EKİM
25
Işık… Tanrı… Parlamak… Alev… Aleviler
ALEVİLİK KÖKEN
GÜNÜN BAYRAMI
Sivas’ta 2.Halk Şairleri Bayramı Aşık Veysel (Şatıroğlu), İz-
zeti (Ali İzzet Özkan), Derdiment (Fatma Oflaz), Feryadi (Musta-
fa Çağıran), Seyit (Seyit Türk), Dertli Haydar (Tozkoparan), Ali
(Akış), Cehdi (Veysel Kut), Ali (Ali Tozkoparan) ve Hamid’in
(Hamit Şeker) katılılımı ile yapıldı. (1964)
EKİM
26
Alevi Kimliğini
Alevilerden Başka Kimse Tanımlayamaz
ALEVİLİK / TANIM
Anadolu’nun gizli kültürü olmaktan hızla çıkma sürecini
yaşayan Alevilik, içeriğini oluşturan bir takım temel öğelerle İs-
lam’ın dışındadır. İslam, kendi alanında kendi üyelerine göre bir
dindir. Alevilik ise, İslam’ın içeriğiyle bağlantısı olmayan, dünya-
sal bir inançtır. Kökeni, İslam’dan çok öncelere dayanır... Alevi-
lik’te, Şaman ve Zerdüşt dininin geleneklerini bulmak zor değil-
dir. Alevi ibadeti ele alındığında müzik, saz eşliğinde semah, şiir
ve çoğu cemlerde içki olduğu görülür. Bunların hangisi İslam’a
uyuyor? Hiçbiri... Alevi namaz kılmaz, Ramazan orucu tutmaz,
hacca gitmez. Bu inançta kıyamet, günah tartımı ve dolayısıyla
cennet-cehennem yoktur. Alevi suçunu dünyada işler ve cezasını
da bu dünyada çeker... İbadette içki içmek, saz çalmak, semah
dönmek hangi dinde vardır? Allah’ın insan olduğu inancına hangi
dinde rastlıyoruz? (Nejat Birdoğan, Aktüel Dergisi 1994)
GÜNÜN REKLAMI
İstanbul Belediyesi Darülbedayi Temsilleri: Bugün Akşam
Şehremaneti saat 21.30’da Mum Söndü, Komedi 5 Tablo, Yazan:
Musahipzade Celal Bey (1931)
EKİM
27
Mehdi Dedem Gelse Gerek
28
Hepat… Ana Tanrıça, Büyük Ana
GÜNÜN KİTABI
Doğa Ana Kubaba, Fahri Işık, Akmed Yayınları, 1999
EKİM
29
Alevilerin Cumhuriyet’i... Cumhuriyet’in Alevileri
CUMHURİYET BAYRAMI…
ALEVİLİK / TAVIR
Aleviler, Cumhuriyet’i ümmet toplumundan yurttaşlar toplu-
muna geçişte bir temel kazanım olarak gördüler ve sahip çıktılar.
Bu sahiplenmelerini yaşanan onca trajediye rağmen ısrarla sür-
dürmektedirler. Aleviler için Cumhuriyet, aynı zamanda eşitlik,
özgürlük ve demokrasi anlamına da gelmektedir. Ve asıl önemlisi,
Cumhuriyet, Aleviler için laiklik demektir. Bugün laiklik, birçok
çevre için modası geçmiş köhne bir kavram olarak görülse de
Aleviler için asla vazgeçemeyecekleri yaşamlarını garanti eden
bir ilkedir. Alevi toplumu, yaşadığı her toplumda kamusal ve
toplumsal hayatın laiklik ilkesine uygun olarak yapılandırılması
gereğini savunurlar. Ne var ki gerçek anlamda bir laiklikten söz
etmek mümkün değildir. Cumhuriyet, Aleviler için yüzlerce yıllık
Osmanlı zulmünden kurtuluşun adı olmuştur.
Ne var ki Aleviler, Cumhuriyet’in “haksız”, “hukuksuz” sa-
hipleridir.
GÜNÜN ÜTOPYASI
Aleviler için de eşit yurttaşlık hakkı…
EKİM
30
Abdal Musa Bayramı / Abdal Musa Cemi…
ALEVİLİK / GELENEK
Abdal Musa Bayramı, köydeki çoluk çocuk herkesin katıldığı
birlik cemi / bayramıdır. Yazdan sonra kış başlangıcında toplu-
mun tüm bireylerini buluşturur.
Köy yaşlıları bayramın hangi gün yapılacağına karar verirler.
Bayram hazırlıklarının kimler tarafından yapılacağını kararlaştı-
rılır. Bunlara, “Abdal Musa’nın hizmetlileri” denilir. Bu bayram
harcamaları için köylülerden olanaklarına göre belirlenmiş belli
miktarda para toplanır. Ayrıca hizmetliler tüm köyü ev ev dolaşır-
lar. Evlerden un, bulgur, yağ, odun, buğday, arpa, tuz vb. ürünleri
toplarlar. Biriken para ile kurbanlık ve diğer ihtiyaçlar alınır.
Kararlaştırılan gün, köyün meydanında ya da varsa yatırın (zi-
yaret) civarında veya
köylülerin uygun bul-
duğu bir yerde kazan-
lar kurulur, keyveniler
(aşçılar) tarafından etli
bulgur pilavı yapılır.
Pilav piştikten ve de-
denin duasından sonra,
topluca yemekler yeni-
lir. Günün akşamı da
cem yapılır.
EKİM
31
Alevi Yolunda Deyişler
Gizlilik Koşullarının Sır Kelamlarıdır
ALEVİLİK
Yolun ilke, incelik ve temelleri belleme, öğrenme, aktarma ve
sürdürme, deyişler aracılığıyla gerçekleşir.
Şiir, müzik ile birleşerek belleme ve öğrenme sanatsal bir bo-
yuta taşındığı gibi beynin öğrenme kapasitesinin de özel alanla-
rını harekete geçirir. Tekrarlarla farkında dahi olunmaksızın tüm
doğallığı içerisinde deyişler belleklere işlenir.
Cem erkanı içerisinde yetişen herhangi bir yaşlı canımız, biz-
lere onlarca deyişi ezberinden bir çırpıda okuyuverir. Ta çocuk-
luktan başlayarak beyne ve gönüle işlenen deyişler yolun sır ke-
lamlarıdır.
KASIM
01
Sırrı Sır Edenin Demine Hû
KADİM TARİH
Sıraç, Işık, Kandil, Çerağ, Sır kavramları, Alevi yolunda tarih-
sel bir gerçekliğe işaret ediyor. Sıraçlar, İç Anadolu Bölgesi’nde
yaygın olarak yaşayan bir Alevi topluluğudur. Hubyar Ocağı’na
bağlıdırlar.
Sıraç, Arapçadan dilimize geçmiş ışık, kandil, mum anlamına
gelen bir sözcüktür. Aslında bu, Alevilerin ilk adlarından biri olan
Işık Taifesi - ışıklar tabirinin, başka bir söylenişi olmalı… Sıraç
içinde sır saklıyor…
TARİH / SÜREKLİLİK
Hacı Bektaş Dergahı’nın 4 bin yıllık geçmişine dair F.W. Has-
luck ipuçları veriyor. Dergah’ta kadimde Seklan adlı bir pagan
velisinin türbesinin bulunduğunu, sonrasında Hagios Haralambos
adında bir azizin manastırı haline geldiğini kaydediyor. Ona göre
Kapadokya’da, 19. yüzyıl sonunda çok sayıda Hıristiyan her gün
Hacı Bektaş Veli’nin türbesini ziyarete geliyormuş. Yerli Hıristi-
yanlar onu Aziz Haralambos’la özdeşleştiriyor ve bu inanç doğ-
rultusunda türbeye girerken haç çıkarıyorlarmış.
GÜNÜN FİLMİ
Pir Sultan Abdal: Yönetmenliğini Remzi Jöntürk’ün yaptığı
filimde Ali Ekber Çiçek, Fikret Hakan, Tuncer Necmioğlu, Mine
Sun, Nilgün Atılgan, Samim Meriç, Oktay Yava, Mine San, Aşık
İhsani rol aldılar. (1973)
KASIM
02
Er Odur ki Kendi Cenazesini Kendi Yur
Hacı Bektaş Hızır’dır, Hızır Hacı Bektaş
GÜNÜN ANLATISI
Hacı Bektaş, tanrıya can verdi. Saru İsmail, hırkasıyla yüzü-
nü örttü, dışarı çıktı. Bütün erenler, hep geldüler, yanıp ağlaştı-
lar. Derken bir de baktılar ki Çiledağı tarafından bir atlı yaklaşır.
Hünkar’ın dediği gibi bu zatın elinde bir mızrak vardı, yüzüne
yeşil nikap örtmüştü, altında da boz at vardı. Erenlere selam verdi,
atından indi, doğruca halvete girdi. Saru İsmail, su döktü, yüzü
nikaplı er yıkadı Hünkarı. Yanındaki hülle donlarını kefen etti,
kefenledi, tabuta koydular. Götürüp mezarına gömdüler. Boz atlı,
erenlerle vedalaşıp atına atladı, yürüdü.
Saru İsmail, acaba bu kim diye ardından koştu. Yüzünü gör-
düğün er hakkı için dedi, kimsin? Bildir bana. Boz atlı er, Saru
İsmail’in niyazına dayanamadı, nikabını açtı. Saru İsmail, ne gör-
dü? Birden karşısında Hacı Bektaş Hünkar beliriverdi. Hünkar:
Er odur ki dedi, ölmeden ölür,
Kendi cenazesini kendi yıkar….
Sen de var, buna gayret et. Bu sözleri söyleyip, birden gözden
kayboldu.
KASIM
03
Mihman Ali’dir
GÜNÜN MEKANI
Kütahya Kızıl Deli Seyit Ali Sultan: Makamı, Kütahya Mer-
kez Çamlık Mahallesi’nde bulunmaktadır. Makam, yöre Alevile-
rinin başlıca ziyaret yeri konumundadır.
GÜNÜN SÖZÜ
Hacı Bektaş Veli: Murtaza’dan halk, erlik, keramet istediler,
Kanber’e, sofrayı yay buyurdu. Benden kisvet giyen her mürid,
konuk istesin, konuğa hizmet etsin. Şeytan gibi kendisini görme-
sin, kimsenin yatan itini kaldırmasın. Kimseye karşı ululanmasın,
hased etmesin.
KASIM
04
Bilenler Bildim Demez Erenler Erdim Demez
GÜNÜN GERÇEĞİ
Kanlı Osman, Çorum Merkez’e bağlı bir Alevi köyü. Köylüler,
köyün adından muzdarip oldukları için değiştirilmesini talep edi-
yorlar. Dönem, 12 Eylül dönemi... Zamanın valisi bir büyük müj-
de ile köye geliyor. Acılarınız bitti, köyünüzün adını değiştirdik.
Bundan sonra köyünüzün adı Kanlı Osman değil, Şanlı Osman
olacak diyor. En küçük bir sevinç yok köylüde, vali şaşkın. Bir
ihtiyar köylü çıkıp köylünün hissiyatını dile getiriyor: “Vali bey!
Osman, Osman olduktan sonra şanlısının da kanlısının da…”
GÜNÜN MUAVİYE’Sİ
Geçen akşam Darülbedayi’de Mum Söndü piyesini gördüm.
Evvelce bir gazetede bu piyes hakkında bir tenkit okumuştum.
Münakkit bu eseri müstehcen bulduğunu yazıyordu. Ben bu tesir
altında piyesi bütün dikkatimle takip ettim. Şükranla kaydederim
ki Mum Söndü’nün müstehcen olan hiç bir tarafını göremedim.
Mum Söndü ayini işittiğimiz gibi ise esasen çok müstehcen bir
şeydir. Musahipzade’nin eserine tarihten bir sahife demekte ca-
izdir. Mum söndü isimli eseri ayni tarzın başka başka işlenmiş
şaheserleridir. Vasfi Rıza aptal bir çocuk olan Müştak rolünü ya-
parken bütün zevk ile oynuyordu; onun diz çökerek sevimli sesi
ile kızılbaş nefeslerinden birini okuması, değil görüldüğü zaman,
günlerce, aylarca sonra bile gözünün önüne geldikçe insanı tak-
dirlerle güldürecek enfes bir sahne idi. (Cumhuriyet 1931)
KASIM
05
Alevilik Bildirgesi
GÜNÜN BİLDİRGESİ
Türkiye, tek değil, birçok kültürün bulunduğu bir toplumdur.
Bu durum da ülkemiz için zenginliktir. Değişik kültürlerin kendi-
lerini açık açık ortaya koyması, insanları bireysel planda demok-
ratik, hoşgörülü, insancıl bir kimliğe sokar. Bu da tüm insanlığın
arzuladığı bir hedeftir.
Temeli insan sevgisi ve barış olan Alevi kültürü, bugün hiç
desteklenmiyor. Hükümetlerin, bu insan kültürünü koruması, ya-
şatması için aydınlarla işbirliğine girmesi şarttır. Siyasetçiler ta-
rafından dile getirilen, “İnançlar ve fikirler üzerindeki baskıların
kaldırılması gerektiği” yolundaki açıklamaların sözde kalmama-
sını diliyoruz. Bu konuda demokrat aydınlar olarak, tüm Türk hal-
kından destek bekliyoruz... (1989)
GÜNÜN İMZACILARI
Yaşar Kemal, Aziz Nesin, İlhan Selçuk, Tarık Akan, Zülfü Li-
vaneli, Berker Yaman, Kıvanç Ertop, Çetin Yetkin, Ataol Behra-
moğlu, Atilla Özkırımlı, Emil Galip Sandalcı, Süleyman Yağız,
Bekir Yıldız, Muharrem Naci Orhan, Erdal Atabek, Nejat Birdo-
ğan, Vedat Günyol, Cemal Özbey, Mesut Mertcan, Battal Pehlivan,
Cengiz Bektaş, Müjdat Gezen, Recep Bilginer, Lütfü Kaleli, Jülide
Gülizar, Nevzat Helvacı, Nart Bozkurt, Tanıl Bora, Adnan Sözen,
İhsan Atar, Ahmet Bulut, Akın Birdal, Musa Ateş, Rıza Zelyut.
KASIM
06
Posta Oturma Hakkı
ALEVİLİK / İLKE
Yol rızalık üstüne kuruludur. Bu nedenle de ibadeti yürütecek,
cemi birleyecek dede, öncelikle cümle canlardan rızalık istemek
ve almak durumundadır. Posta oturma hakkı, rızalık verilmesiyle
başlar.
Cemevinin kapısına niyaz ederek meydana giren dede posta
niyaz ederek yerine oturur. Cemevindeki canlara seslenir: “Eren-
ler, Canlar! Bizim yolumuz rıza yoludur. Biz fakirin erkanı yü-
rütmesine, dedeliğine razı mısınız?” diye üç kez sorar. Canlar,
“Allah eyvallah” diye razılık verir. İşte bu rızalıkla dedenin posta
oturma hakkı doğar ve cem başlar.
GÜNÜN ACISI
Bedri Noyan Dedebaba Hakk’a yü-
rüdü. (1997) 16 Temmuz 1960’ta De-
debaba seçilmişti. Başlıca kitapları:
Hacıbektaşta Pirevi ve Diğer Ziya-
ret Yerleri (1964)
Bektaşilik Alevilik Nedir? (1985)
Hacı Bektaş Veli Manzum Vilayet-
namesi (1996)
KASIM
07
Cem Bir Hakk Meydanı Hakk Makamıdır
Canların Gördüğü Hakk, İşittikleri Hakk’ın Sesidir
GÜNÜN ZORUNLUSU
12 Eylül Darbe Anayasası halkoyuna sunuldu. Anayasa’nın
24. maddesi ile din dersleri zorunlu hale getirildi. (1982)
KASIM
08
Doğal Hukuk... Alevi Hukuku…
ALEVİ HUKUKU
Toplum kendisini var etmek için birçok kural geliştirmiştir. Bu
kurallar kuşkusuz yüzlerce yıllık deneyimlerin sonucu olarak ade-
ta imbikten süzülerek ortaya çıkmıştır. Bunlar rastgele konulmuş
değil, sağlam esaslı kurallardır. Alevi-
lik’teki kuralların esasını/amacını toplu-
mun bir bütün olarak sağlıklı bir biçimde
kendisini var etmesi; tehlikelerden, çürü-
me/çözülme ve aşınmalardan uzak tutul-
ması oluşturur. Söz konusu olan toplum-
sal yaşamın devamı olduğu için her birey
bu konuda azami bir hassasiyet göster-
mek durumundadır. Bu kuralın emredi-
ciliğinden öte bireyin sorumluluğundan
doğar. Alevi hukuku tümüyle ayrı, özgün
ve kendisine has bir hukuktur. Alevi hu-
kuku bir var oluş kuralları bütünüdür..
KASIM
09
Bahçe Biziz Gül Bizdedir
GÜNÜN MİTİNGİ
Aleviler tarihinde ilk kez “eşit yurttaşlık hakkı” talebi ile
meydanlara çıktılar. Eşit yurttaşlık hakkı için büyük Alevi Mitin-
gi Ankara’da yüz binlerce insanın katılımı ile gerçekleşti. (2008)
GÜNÜN DERNEĞİ
Başkanlığını Ali Haydar Ulusoy’un yaptığı ilk Alevi Derneği
olan “Hacı Bektaş Kültür, Kalkınma ve Yardım Derneği” An-
kara’da kuruldu. Yönetim Kurulu: Ali Abbas Demirhan (Başkan
Vekili), Ahmet Toksoy (Genel Sekreter), Ali Nadi Bektaş (Muha-
sip Üye), Hüsrev Şir Ulusoy (Veznedar), M. Lütfi Altuğ, Ahmet
Ulusoy, Ali Nail Ulusoy’dan oluşan derneğin merkezi Ankara idi.
Dernek Hacıbektaş’ta da bir şube açtı. (1963)
GÜNÜN DERGİSİ
Alevi Bektaşi kültürünün sesi olmayı
amaçlayan Nefes Dergisi yayına başladı.
“İç Savaş” istemiyoruz başlığı ile
yayınlanan derginin ilk sayısında Cemal
Şener, Rıza Zelyut, Reha Çamuroğlu,
Martin Kramer’in yazıları ile Asım Be-
zirci ve İrene Melikoff ile yapılan söyle-
şiler yer aldı. (1993)
KASIM
10
Dergahta Dem Almamak Olmaz
Ağlayalım Atatürk’e
Bütün dünya kan ağladı
Başbuğ olmuştu mülke
Geldi ecel can ağladı
ANLATI / TARİH
Sivas Kongresi sonrası Ankara’ya gitmekte olan Mustafa Ke-
mal ve arkadaşları Hacıbektaş’ı ziyaret ederler. Cemalettin Çe-
lebi, kendisini ziyaret eden Mustafa Kemal’i konağında ağırlar.
Mazhar Müfit Kansu anlatıyor:
“Ortalık kararınca odaya bir masa getirilerek rakı takımları
konuldu. Cemaleddin Efendi geldi. Rahatsız olduğundan içmedi-
ğini fakat şerefimize içeceğini söyleyerek rakıya başladı. Paşa,
‘Biz de içmiyoruz!’ cevabını verince Cemaleddin Efendi, ‘Burada
içmemek nasıl olur? Bu adeta bizi tahkirdir!’ diye kadehi Paşa’ya
sundu. Birkaç kadeh rakıdan sonra yemek yenildi. Ve Paşa, Çe-
lebi ile görüşerek, tamamen Kuva-yi Milliye’ye taraftar olduğu-
na dair söz aldı ve
buraya gelmekten
maksadımız da ha-
sıl oldu.”
7 yıl sonra gü-
zel günler için dem
alınan dergahın
kapısına kilit vuru-
lacaktır.
GÜNÜN KİTAPLARI
Baki Öz, Kurtuluş Savaşı’nda Aleviler Bektaşiler, 1989
Cemal Şener, Atatürk ve Aleviler, 2006
İbrahim Bahadır, Aleviler ve Atatürk, 2002
KASIM
11
Varidat: Kalbe Doğanlar
GÜNÜN ACISI
Sultan Şücaaddin Veli Dergahı postnişini Nevzat Demirtaş
Dede, Hakk’a yürüdü. Eskişehir/ Seyitgazi/ Şücaaddin (Arslanbey-
li) Köyü’nde bulunan dergahta 33 sene hizmet yürütmüştü. (2008)
KASIM
12
Belimden Düşen Değil Yolumu Süren Evladımdır
ALEVİLİK / SOY-BOY
Alevi inanç önderi kimi dedelerin kendilerini 12 İmam’a bağ-
lama çabaları tamamen üstün manevi bir güç ve köken bulma ça-
basının ürünüdür.
Bir Alevi toplumu, kendi toplumunun dışında bir inanç önderi
kabul etmez. Dili, kültürü, öğretisi ile tamamen kendi gibi olma-
lıdır dedesi. Bünye yabancı dedeyi kabul etmez. Dede, Ali soyun-
dan ise tüm Alevilerin de aynı soydan gelmesi gerekir. Bugün ne
dedeler ne de talipler genetik/biyolojik olarak Arap ırkından gel-
mediği gibi böyle bir değerlendirmeyi de reddederler. Böyle bir
biyolojik evrime dair de hiçbir ipucu söz konusu değildir. Burada
esas olan manevi bağ kurmaktır.
GÜNÜN ACISI
Cemal Şener Hakk’a yürüdü (2010). Kitapları: Alevilik Ola-
yı, Alevi Törenleri, Anadolu’da Alevi-Bektaşi Dergahları, Benim
Kabem İnsandır, Aleviler Ne Yapmalı, Ana Dilde İbadet, Alevilik
Dersleri, Osmanlı Belgelerinde Aleviler Bektaşiler, Aleviler’in
Etnik Kimliği vd.
KASIM
13
Alevilik Hiçbir Etnik Topluluğa Mal Edilemez
GÜNÜN CUMHURBAŞKANI
Güney illerine geziye çıkmış olan Cumhurbaşkanı Cemal
Gürsel, Ankara’ya dönerken trende şunları söylemiştir:
“Alevi vatandaşlar temiz, çalışkan, vatanperver, dürüst insan-
lardır. (1962)”
GÜNÜN OLAYI
İsmet Zeki Eyüboğlu Hakk’a yürüdü (2003). Kitapları: Türk
Şiirinde Tanrıya Kafa Tutanlar, Şeyh Bedrettin, Anadolu Uygar-
lığı, Bütün Yönleriyle Bektaşilik-Alevilik, Hacı Bektaş Veli, Ale-
vi-Bektaşi Edebiyatı, Pir Sultan Abdal, Yunus Emre, Abdal Musa,
Hatayi, Kaygusuz Abdal.
KASIM
14
Ne Hacıyız Ne Hocayız / Ne Falcı Ne Muskacıyız
Bizler Güruh-u Naci’yiz / Mahşer Günü Pervamız Yok
Kamil sözü Kuran’ımız
Hikmet söyler irfanımız
Hakikattir erkanımız
Yalan yanlış foyamız yok
GÜNÜN KİTABI
Latife Özpolat/Hamdullah Erbil, “Melûli Divanı ve Alevili-
ğin, Tasavvufun, Bektaşiliğin Tarihçesi” (1992)
GÜNÜN ACISI
Hakikatçi pirlerden Meluli Baba Hakk’a yürüdü (1989) Maraş
Afşin/Kötüre Köyü’nde doğan Meluli’nin asıl adı Karaca Er-
bil’dir.
15
Evladı Kerbelayme!
Be Gunayme! Ayıvo! Zulmo! Cinayeto!
HAK VE BATIL
Seyit Rıza, Elazığ’da düzmece bir mahkemede sözde bir yar-
gılama ile idam cezasına mahkum edildi.
Mahkemede son sözleri, “Ben sizin yalan ve hilelerinizle ba-
şedemedim bu bana dert oldu ama ben de sizin önünüzde eğilme-
dim bu da size dert olsun.” oldu.
Seyit Rıza ile 6 yoldaşı, 15 Kasım 1937’de Elazığ’ın Buğday
Meydanı’nda idam edildiler.
GÜNÜN ACISI
Ali Doğan (Ali Amca) Hakk’a yürüdü. Alevi Bektaşi Kuruluş-
lar Birliği, Alevi Bektaşi Federasyonu ve Hacı Bektaş Veli Ana-
dolu Kültür Vakfı kurucusu ve ilk genel başkanıydı. (2005)
ALEVİLERE İFTİRALAR
Nur Baba, Yakup Kadri’nin Alevilere yönelik iftiralarla dolu
romanı. Yazar Üsküdar’da bulunan Bektaşi dergahına ziyaretler-
de bulunuyor ve sözde gördüklerini romana aktarıyor. Roman,
dergahı ahlaki düşkünlük içinde ilişkilerin var olduğu bir mekan
olarak gösterir. Romandan bir bölüm başlığı: “Bir Bektaşi Tekke-
sinde Mumlar Nasıl Söner”... (1922)
KASIM
16
Hiç Demsiz Cem Olur mu?
Birinci Sofrada Kızıldeli
İkinci Sofrada Akyazılı Alırız
Sen münkirsin sana haramdır bade
Bekle ki içesin öbür dünyada
Bahs açma Harabi bundan ziyade
Çünkü bilmez haram ile helali
GÜNÜN CEVABI
Böyle cevap veriyor, İzmir Hamza Baba Köyü’nden Hamza
evlatlarından 85 yaşındaki Ali Özer Baba, sizin cemlerde dem alı-
nıyor mu sorumuza. “Elbette alınıyor, demsiz cem olur mu?”Ama
sizin doğulular geldi bizleri kınar oldu dem alıyoruz diye.” Kır-
gınlığını dile getiriyor. Hamza Baba’da dem şöyle dualanıyor:
“Bismişah, Allah Allah… Nur ola sır ola, kırkların ezdiği engür ola,
Kızıldeli Sultan’ın himmetleri üzerimizde hazır ve nazır ola. Gittiği yerde
gam kasavet görmeye. Muhabbet aşkına içile gerçek erenler demine…
Ya Allah Ya Muhammed Ya Ali gerçeğe hü…”
GÜNÜN MEKANI
Hamza Baba Dergahı: İzmir / Kemalpaşa / Hamza Baba Kö-
yü’ndedir.
KASIM
17
Ali Bizden, Biz Ali’den Değiliz
GÜNÜN MEKANI
Madran Baba Ziyareti: Aydın Bozdoğan Alamut Köyü’nde
Madran Dağı’nın zirvesinde bulunmaktadır. Yöre Alevilerinin
başlıca kutsal mekanıdır
GÜNÜN KİTABI
Alisiz Alevilik… Faik Bulut’un son derece tartışma yaratan
eseri. Bulut, kitabında tarihsel Ali ile Alevilik’teki Ali’nin birbi-
rinden tamamen farklı iki Ali olduğunu göstermeye çalışıyor…
(1997)
KASIM
18
Doğanın da Bir Canı Var
Yas-u matem günü derdim yeniler
Yarin sesi kulağımda çınılar
Sordum ki dağlara niçin iniler
Dedi çekticeğim karın elinden
Alnıma yazılmış kara yazılar
İtikattır talip pirin arzular
Sordum ki çamlara neden sızılar
Dedi çekticeğim pürün elinden
Varup Hakk’ın divanına durursun
Pervan olup aşk oduna yanarsun
Sordum degirmene ne hoş dönersin
Dedi çekticeğim perin elinden
GÜNÜN KONSERİ
Haydar Bayrak, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde dönemin halk
edebiyatına ilgi duyan öğrencilerden Erdoğan Alkan’ın öncülük
yapmasıyla Alevi deyişleri konseri verdi (1959).
KASIM
19
Dünya Semah Günü
GÜNÜN BULUŞMASI
Avonos’ta bir araya gelen Türkiye ve Avrupa’da örgütlü Ale-
vi-Bektaşi kuruluşları, Aleviliğin temel sorunlarının, Türkiye’de
demokrasinin kurumsallaşamamasından ve laiklik ilkesinin tam
ve gerçek anlamıyla uygulanmamasından kaynaklandığını tesbit
ederek, “Alevi varlığının yasal olarak tanınması, Alevilere yöne-
lik eşitsiz ve ayrımcı uygulamaların son bulması için kapsamlı,
bütünsel ve kararlı bir hukuksal ve siyasal çalışma yürütülmesi-
ne’’ karar vermişlerdir. (2002)
GÜNÜN KAVRAMI
Yoz ya da dışarı semahı, Tahtacılarda cem dışında dönülen,
gençlere öğretmek, göstermek amaçıyla dönülen semahlara denilir.
KASIM
20
İki Lanetli 26… “1826-1926”
ALEVİLİK / TARİH
Alevi Bektaşi toplumunun tarihinde iki lanetli 26 vardır.
Yüz yıl arayla yaşanan iki büyük felaket…
Bütün maddi manevi varlıklarının tarumar edildiği, yakılıp yı-
kılıp imha edildiği iki 26.
Biri Osmanlı Devleti zamanında, diğeri ise Cumhuriyet dö-
neminde yaşanan iki büyük zulüm. 1826 yılında bütün Bektaşi
dergahları taş üstünde taş bırakılmayarak imha ediliyor. Kalanlara
asimilasyon için Nakşibendi imamlar tayin ediliyor.
100 yıl sonra…
1926 yılında bu kez bütün Bektaşi dergahlarının kapısına kilit
vuruluyor…
GÜNÜN YAZARI
Ali Celalettin Ulusoy, Hünkar Hacı Bektaş Veli ve Alevî-Bek-
taşî Yolu, Hacı Bektaş Velî Külliyesi ve Diğer Ziyaret Yerleri, Pir
Dergahından Nefesler.
KASIM
21
Hali Hal Etmeye Hali Olmak
ALEVİLİK / KAVRAM
Rıza Lokması, cemde kesilen kurbanlardan pişirilen lokma...
Canların evden ceme gelirken yanlarında getirdikleri yiyecek ve
içecekler de lokmadır. Tüm lokmalar dualanır ve birlikte yenilir.
Toplum adına dedenin oluruyla yenildiği için herkesin rıza göster-
miş olduğu kutsal bir paydır.
22
Cami Cemevi Projesi/Ahlaksız Bir Teklif
GÜNÜN UYARISI
Ey asimilasyoncu efendiler!
Tehlikenin farkında mısınız!
Cami Cemevi Projesi, 1834’te Hacı Bektaş Dergahı’nda denendi ve
sonunda asimilasyon hizmetlisi Nakşibendi hocalar Bektaşi oldular...
GÜNÜN MEKANI
Ramazan Baba Dergahı: Bursa/Işıklar semtinde bulunuyor-
du. 1826 yılında Ramazan Baba Dergahı Bektaşiler’den alındık-
tan sonra, onlara ait bölümler yıkılmış, tekkenin bütün mallarına
da el konmuştur.
Nakşibendi dergahına çevrilen mekana, 1911 yılında İttihat
ve Terakki yönetimince el konulmuş, uzun yıllar “Işıklar Askeri
Mektebi” olarak hizmet vermiştir.
KASIM
23
Bütün Evren Semah Döner
GÜNÜN ACISI
Hüdai Baba Hakk’a yürüdü. Asıl adı Sabri Orak olup Kahra-
manmaraş/Göksun/Yoğunoluk Köyü’ndendir. ( 2001)
Kitapları; Gönül Diyarından Deyişler, İstanbul 1971
Aşık Hüdai, Bütün Evren Semah Döner, (Haz: Celal Kılıç),
Ankara 1998
24
Alevilik Demirin Üstünde
Karınca İzini Sürebilmektir
GÜNÜN TARTIŞMASI
Aleviler azınlık mı!... 2004 yılında yayınlanan Avrupa Birli-
ği İlerleme raporunun Alevilere ilişkin paragrafında Aleviler için
kullanılan ‘müslüman azınlık’ kavramı Alevilerce büyük bir tep-
kiyle karşılanmıştı. Bunda kavramın sözcük anlamının dışında
Ermeniler, Museviler ve Rumlar için hakaret ve kücümseyici an-
lamda kullanılmasının payı vardı. Ama tepkinin esasını Alevilerin
bilnç bulanıklığı oluşturuyordu. Çünkü hiçbir hakkı hukuku ol-
mayan Aleviler kendilerinin kurucu unsur olduklarını birinci sınıf
vatandaş olduklarını düşünüyorlardı.
2004 yılında gösterilen bu yersiz tepki ve alınganlık sonraki
yıllarda eşit yurttaşlık hakkı için bir mücadele pratiğine dönüşe-
cekti.
GÜNÜN BAŞKANI
Mustafa Timisi, Birlik Partisi’nin 2. kongresinde genel başkan
seçildi (1969).
GÜNÜN GÜNÜ
12 Eylül paşalarının tayin ettiği Öğretmenler Günü...
KASIM
25
Alevi aydını olmak…
Ak Üstünde Akı Seçebilmektir
GÜNÜN ÖRGÜTÜ
Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu:
25 Kasım 1989 tarihinde Almanya’da ku-
rulu Alevi örgütlerini tek çatı altında top-
lamak amacıyla, “Almanya Alevi Ce-
maatleri Federasyonu” adıyla kuruldu.
26 Mart 1994 tarihinde Köln’de yapılan
tüzük kurultayında adını, “Avrupa Alevi
Birlikleri Federasyonu” olarak değiştirdi.
GÜNÜN ANNESİ
İrene Melikof (Anne) Hakk’a yürüdü. (2008) Bütün akademik
hayatını Aleviliği anlamaya adamıştı. Geldiği son nokta, “Derya
içinde deryalar buldum Alevilikte” olmuştu. Kitapları: Hacı Bek-
taş, Uyur İdik Uyardılar, Kırkların Ceminde...
KASIM
26
Alevilik; Mazlumun, Zulme Uğrayanın
Yanında Olmaktır
GÜNÜN MUAVİYELERİ
Küçük Meydan Sahnesi’nde oynamakta olan Mum Söndü Oyu-
nu hakkında Cemal Özbey tarafından yapılan şikayet, Ankara Ağır
Ceza Mahkemesi tarafından şu gerekçelerle reddedildi: “Musa-
hipzade Celal tarafından kaleme alınmış ‘Mum Söndü’ adlı eserin
basıldığı tarihten bugüne kadar yurdun her yerinde sayısız defa
temsil edilmiş bulunmasına, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere
Bektaşi tekkelerindeki bir konuyu ele alarak yermiş olmasına, Bek-
taşilik veya Alevilik gibi bir mezhebin tahkir, tezyif gibi bir gayenin
güdülmemiş bulunmasına, yetkili bilirkişiler Uğur Alacakaptan,
Metin And ve Adnan Güriz’in raporları muhtevasına göre şikayetin
her yönü ile gayri varit bulunduğundan reddine…” (1968)
GÜNÜN DERGİSİ
Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu Kadınlar Birliği Ba-
den-Württemberg Bölge Temsilciliği tarafından Beyhan İpek’in yö-
netiminde ilk Alevi kadın dergisi “Pelgüzar” yayına başladı. (2017)
KASIM
27
Bir Ülkenin Türkülerini Yapanlar
Yasalarını Yapanlardan Daha Güçlüdür
ALEVİLİK / MUHABBET
28
Gönüllerimizdeki dergahları kimse kapatamaz…
Mekan inanç, aşk, muhabbet ve mücadele ile can bulur
GÜNÜN ACISI
Hacı Bektaş Dergahı’nın son dedebabası Salih Niyazi Dede-
baba Hakk’a yürüdü (1941). Feyzullah Dedebaba’dan sonra genç
yaşta postnişin oldu. 1826’da Bek-
taşi dergahlarının kapatılması
kararıyla postnişinlik makamı
da kaldırıldığından Kilerevi
Babası ünvanını kullanıyor-
du. 677 Sayılı Yasa ile Bektaşi
dergahları kapatılınca, Anka-
ra’ya gelerek bir süre bir otel
işletti. Mekanını dergah gibi kul-
lıyordu. Takibatlara maruz kaldı.
Arnavutluk’a dönerek Bektaşiliği
örgütlemenin mücadelesini
verdi. 1941 yılında faşist
İtalyan işgalciler tarafından
katledildi.
KASIM
29
Cansız Duvarı Yürütmek
Erenlerin Hikmetindendir
GÜNÜN ACISI
İlk Alevi yayıncı Sefer Aytekin (Emek Basım Yayın ve Güver-
cin Kitapları) Hakk’a yürüdü. (Bademler Köyü 2000)
KASIM
30
İlk Ürünlerin Dergaha Sunulması
Bereket ve Kutsama
GÜNÜN OLAYI
677 Sayılı Tekke ve Zaviyelerin Kapatılmasına dair kanun
kabul edildi. Bektaşi dergahları kapatılırken “dedelik, seyitlik,
çelebilik, babalık” unvan ve giysilerinin kullanılması yasaklanıp
kullanılması cezai yaptırımlara bağlandı.
ARALIK
01
Hakikate Bağlı Bu Yolun Ucu
GÜNÜN TERANESİ
Milliyet Gazetesi yazarı Ulunay, okuyucusundan gelen, Alevi
misiniz sorusuna, Alevilik Ali’yi sevmekse herkesten çok Alevi-
yim diye yanıt veriyor:
“Alevilik ile Anadolu’daki kınalı sakallı, sürmeli gözlü tahta-
cılar kasdediliyorsa öyle Alevi değilim. Fakat Alevilik ile Hazreti
Ali’yi bütün eshaba tafdil etmek ve ona sonsuz bir aşk ve mu-
habbetle bağlanmak murad ediliyorsa o zaman bütün Aleviliğin
fevkinde bir Aleviyim (1964).”
GÜNÜN TUTUKLUSU
Feyzullah Çınar, 2 yıl önce MC (Demirel başkanlığındaki mil-
liyetçi cephe) Hükümeti’nin manevi şahsiyetine tahkir ettiği ge-
rekçesiyle Ceyhan’da tutuklandı (1978).
GÜNÜN MUAVİYELERİ
Adıyaman’da Alevi evleri işaretlendi. (2013)
ARALIK
02
Ya Siz Sünnileştirin Ya Biz Şiileştirelim!...
KIZILBAŞLARA HAKARET
Cemal Özbey, Haydar Atıcı, İbrahim Kılıç, Mehmet Kılıç,
Mehmet Dedekarkınoğlu, İbrahim Olukçu ve Mustafa Kamış,
İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlıklarına ortak bir dilekçe ve-
rerek Ankara sinemalarında oynatılmakta olan Turist Ömer/Do-
landırıcılar Kralı filminde Kızılbaşlara ağır ithamlarda bulunul-
duğunu, bu ithamların efkarı umumiye ve amme vicdanında derin
akisler uyandırdığını, 13-14 milyon Kızılbaş-Alevi’yi hedef alan
bu saldırının acilen durdurulmasını talep ettiler (1965).
GÜNÜN KARARI
AHİM cemevlerinin ibadethane sayılmaması ve cemevleri-
ne ayrımcılık uygulandığı gerekçesiyle açılan davada Türkiye’yi
mahkum etti (2014).
ARALIK
03
Dedesiz Yol Sürülmez
GÜNÜN KARARI
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Çankaya Cemevi Yaptırma Derne-
ği’nin tüzüğündeki “Cemevi ibadethanedir” sözü nedeniyle kapatıl-
ması için açılan davayı reddetti. YHGK 03.12.2014 gün ve E.2014/7-
1038, K.2014/990 sayılı kararı ile “Cemevi ibadethane değildir.” di-
yen Diyanet İşleri Başkanlığı görüşünü geçersiz kılmış oldu (2014).
ARALIK
04
Alevilik, Kutsatsalla İç İçe
Ve Onun Bir Parçası Olarak Yaşamaktır
05
Kendiliğinden Alevi… Kendisi için Alevi…
ALEVİLİK / TAVIR
Alevi toplumunun bir hak hukuk öznesi olarak kendi gerçek-
liğinin farkına varmasının çok uzun bir geçmişi bulunmuyor. Bu-
nun çok derin tarihsel ve toplumsal nedenleri var. Kendisi için
Alevi olmak demek bir özne olmayı başarmak anlamına geliyor.
Bunun temel şartı ise öncelikle bilinç bulanıklığının son bulması.
Arınmak ve durulmak. Gerçeği tek kılavuz olarak kabul edip yü-
rümek.
GÜNÜN KİTABI
Osman Bayatlı, Alevilikte Sayılar, İzmir, 1948
Bergama’da Alevi Gelini ve İnançları, İzmir, 1957
ARALIK
06
Hacılar Bayramı
TARİH / ANLATI
Velayetname’de, Hacı Bektaş Veli’nin Seyyid Gazi Dergahı’nı
ziyaret ettiği ve Seyyid Gazi’nin mezarını “Merhaba serçeşmem”
diye selamladığı, mezardan ise “Merhaba ilim şehrim” diye yanıt
geldiği anlatılır.
Bu ziyaretten sonra Hacılar Bayramı’nın Seyit Gazi’de kut-
landığı ifade edilir:
“Hünkar, Hacılar Bayramı’ndaki topluluk, Seyyid Gazi’de ol-
sun buyurmuştu. O vakitten beri, Hacılar Bayramı’nda, her yan-
dan kurbanlar, nezirlerle muhibler, Seyyid Gazi’ye giderler, orda
toplanırlardı.”
Seyyid Gazi, kadim bir Alevi makamı olarak tarihte Zeus, He-
rakles, Kibele ve Artemis gibi tanrı ve tanrıça tapınaklarına da ev
sahipliği yapmıştı. Hristiyan dönemde Bizans manastırına çevril-
miş ve esas olarak Işık Taifesi’ne dergâh olmuştu.
GÜNÜN KİTABI
Besim Atalay, Bektaşilik ve Edebiyatı, İstanbul
ARALIK
07
Ayna Tuttum Yüzüme, Ali Göründü Gözüme
GÜNÜN CANI
Ali Yıldırım’ın kitapları: FKF / Dev-Genç Tarihi, Ateşte Semaha
Durmak, Alevi Bektaşi Deyişleri, Pir Sultan Abdal, Osmanlı Engizis-
yonu, Darağacında Kan Sesleri, Alevi Öğretisi, Alevi Hukuku, Bek-
taşi Fıkraları, Deniz Gezmiş’in Günlüğü, Mahir Eylem Günlüğü…
ARALIK
08
Alevi-Bektaşi Toplumunun Hacı Bektaş
Dergahı’ndan Devletçe Gasp Edilen Malları
GÜNÜN TUTANAĞI
670 Sayılı Kanun ile devlet, Hacı Bektaş Dergahı’nın bütün
malvarlığıma el koyup gaspetmiştir. İşte bazıları:
“Müstakilen dergaha ait olup ve bağlarda Dedebağı, Hanbağı,
Dergah’ta ve çiftliklerde tesbit olunan hayvanatın miktarı 105 ve
Dergah’ın çiftliklerinden Kütükçü Çiftliği, Kaya Çiftliği, Kızılöz
Çiftliği, Ilıcak Çiftliği, ortakçılarla müşterek olan ağnam ve hay-
vanat adeti ceman 527. Dergah çiftliklerinde tesbit olunan ara-
zi; tarla, bağ, bahçe, kovalık, çayır, ağaçlık ve kıraç olmak üzere
4487 dönümdür. Dergaha ait akaret 400 ziyade dükkan, neharla
mütearrik 10 değirmeni, 4 su değirmeninden ibarettir. Mebaniden
gayri bağ, bahçe, arazi, emlak, ufak emlak Evkaf tarafından Zira-
at Numune Mektebi’ne 12586 lira 25 kuruşa satılmıştır. Ve yeni
yapılan misafirhane de mektep olmak şartı ile Ziraat’e terk edil-
miştir. Halı, kilim, yastık, 461 parça eşya Tesbit Heyeti tarafından
mühürlü 14 denk yapılarak Ankara Evkaf Müdüriyet-i Umumi-
yesine teslim edilmiştir. Hacıbektaş’ta kalan hububat vesair eşya
talimatname mucibince satılmıştır. (1926)”
GÜNÜN SORUŞTURMASI
“Hünkar Hacı Bektaş Veli Takvimi” hazırlayıp yayınlayan İs-
tanbul Barosu avukatlarından Ali Haydar Ocakçıoğlu hakkında
“Menfaat temini maksadı ile dini hisleri alet ederek propaganda
yapmak” suçlaması ile dava açıldı (1965).
ARALIK
09
Aleviler/Işık İnsanları
KADİM TARİH
Velayetname, Hacı Bektaş dervişlerinden Hacım Sultan’ın
Germiyan iline vardığında orada bulunan zahitlerin onu “Işık”
olarak çağırdıklarını yazmaktadır. Zahitler, Hacim Sultan’ın ko-
nuşmalarını kastederek “Bre ne kolayına söyler şol Yabani Işık”
demişlerdir.
Hacım Sultan Velayetnamesi’nde de Hacı Bektaş yolunda
olanlara Işık denildiği kayıtlıdır… Başbakanlık arşivlerinde yer
alan fermanlarda da Eskişehir ve Seyyid Gazi Alevileri, Işık ola-
rak nitelenmektedir.
GÜNÜN MUAVİYE’Sİ
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Necati Tayyar Taş, Ortadoğu
Gazetesi’ne verdiği demeçte, Alevilerin inanç ve ibadet merkezle-
ri olan cemevlerini cümbüşhane olarak niteleyerek Alevi inacına
ve ibadethanesine yönelik açık bir hakarette bulundu:
“Alevi’ye sorarsanız, hemen ‘Biz Müslümanız’ der. Müslü-
man olduğuna göre, onun ibadet yeri camidir veya evidir. Cemevi
ibadet yeri olamaz. Cemevi bir cümbüş yeri, saz çalınıyor. O za-
man birlik sağlam olmaz.” (2002)
ARALIK
10
İnsan, Haklarıyla İnsandır
İNSANIN GÜNÜ
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 10 Aralık 1948 tarihinde İn-
san Hakları Evrensel Bildirgesi’ni kabul ve ilan etmiştir.
Evrensel Bildirge’nin 2. maddesinde ifadesini bulan “Herkes;
ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir görüş, ulusal
veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir ayrım
gözetmeksizin eşit haklara sahiptir.” ilkesi Aleviliğin 72 Millete
bir nazarla bakmak ilkesinin güncel ifadesidir.
GÜNÜN KİTABI
J.K. Birge (1888-1952), The Bektashi Order of Dervishes,
1937, Türkçesi, Bektaşiliğin Tarihi, İstanbul 1991
ARALIK
11
Bugün Alevi İnancına Mensup Olan Topluluk
Tarih Boyunca da Bu İnanca Mensuptu
KADİM TARİH
Anadolu coğrafyasında Aleviler, kadimden beri ne Hıristiyan
ne de hiçbir zaman Müslüman olmadılar. İnsanlar mensup olma-
dıkları bir inanca göre tanımlanamaz, ifade edilemezler. Aleviler
ne kadar İslam dışı ise o kadar da Hıristiyanlık dışıdırlar. Çünkü
Alevi inancı -aralarında derece farkı olsa da- bu inançlara farklı
mesafede durur, bu inançların dışındadır.
Aleviler Anadolu’da hüküm süren bin yıllık Hıristiyan ege-
menliği boyunca Hıristiyan olmadıkları gibi bin yıllık İslam haki-
miyeti altında da Müslüman olmadılar.
Alevi yol ve erkanına ait inanç ve ibadet kurumlarını Anado-
lu dışında bir kökene bağlamak, Anadolu dışında Arabistan, Orta
Asya gibi başka coğrafyalarda Alevi inancına ve inanç kurumları-
na köken aramak boş bir çabadır.
GÜNÜN GECESİ
Ruhi Su, Aşık Ali İzzet, Aşık Nesimi; İstanbul Saray Sinema-
sı’nda birlikte konser verdiler (1964).
GÜNÜN ACISI
Rıza Yörükoğlu Hakk’a yürüdü (2001). Okunacak En Büyük
Kitap İnsandır / Tarihte ve Günümüzde Alevilik, İstanbul 1992
ARALIK
12
Aleviliğin Doğasına Uyarsa Farklı İnanç
Unsurlarını Alır ve Bir Parçası Haline Getirir
ALEVİLİK / MUHTEVA
Aleviliğin kendi dışındaki inanç unsurlarına saygı duyması,
onları alıp kimi ölçülerde kendisine mal etmesi hiçbir şekilde Ale-
viliğin o din ve inançlardan kaynaklandığı anlamına gelmez, o
şekilde yorumlanamaz. Aleviliğin doğuşunda, kökeninde yer al-
mayan, Aleviliğe sonradan giren unsurlar Aleviliğe kan uyumu /
genetik uyum gösterdiği ölçüde Aleviliğe dahil olabiliyor. Kendi
dünyasına yabancılaşarak, bozularak, Aleviliğin doğasına uygun
hale gelerek Alevilikte yer alabiliyorlar. Söz gelimi Hurufilik,
Alevi inancına eklenmekte hiçbir zorlukla karşılaşmamıştır. Çün-
kü sonuçta Hurufilik de Alevilik gibi insanı merkezine koymakta
ve yüceltmektedir.
ALEVİLİK ANLATI
Köroğlu’na sormuşlar, “senin inancın nedir?” diye. O da ce-
vap vermiş: “Malumu ilan etmeye ne gerek var. Alem biliyor ki
Köroğlu Kızılbaş’tır.”
ARALIK
13
Ankara Adı Kara
17 Yaşındaydı Kıydılar Erdal’a
GÜNÜN ACISI
Zülfikar’ı kıran ozan Ali Kızıltuğ, Hakk’a yürüdü.
14
Alevi Ritüelleri Hayatın Yeniden Tezahürüdür
YOL ERKAN
Alevilik; cem, semah, görgü, sorgu, lokma, kurban benzeri bir
çok ritüelin yani inançsal model davranışların bütününden oluşur.
Aslında her din bir ritüeller toplamıdır. İnancın orta yere çıkışı an-
cak ritüellerle gerçekleşir. Yoksa neye nasıl inanıldığını anlamak
mümkün olmaz. İnananın kafasında kalan inanç başkalarına bir
anlam ifade etmez.
İnanç, kendini ritüellerle/ibadet biçimleriyle somutlar. İnanç
unsurları dahi bir şekilde pratiğe dönüşmek durumundadır. İnanç
ilkelerini ibadetle/pratikle/ritüelle anlayabiliriz.
O nedenledir ki din ritüeldir. Bir inancın varlığını mabetleriy-
le, tapınma törenleriyle, inanç pratikleriyla görür, anlar, kavrarız.
Ritüeller toplamına baktığımızda Aleviliğin kendine özgülüğü
tüm çıplaklığıyla görülür.
GÜNÜN İLANI
Hacı Bektaş Vakıf çeşmelerinin 2.322.480 lira keşif bedelli
onarımı kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur. İhalesi, 5 Ocak 1963
Cumartesi saat 11’de Kayseri Vakıflar Mıntıka Müdürlüğü’nde ya-
pılacaktır. Postada vaki gecikmeler nazara alınmaz (1962).
GÜNÜN MUAVİYE’Sİ
Zaman Gazetesi’nde yayınlanan bir bulmacada, “Ehli sünnet
dışı sapık bir mezhep” nedir diye soruldu, cevap ertesi gün “Ale-
vilik” olarak açıklandı. (1988)
ARALIK
15
Kibele’den Kadıncık Ana’ya
Yaratan ve Yaşatan Kadının Adıyla
Cimsiz cenanın karnında
Kim geldi cana karnında
Atasız ana karnında
Tatlı selam alan kimdir
TARİHTEN EL ALMAK
Hitit ana tanrıçası Kibele, babasız doğumun tanrıçasıdır. Babasız do-
ğum rolü Efes Konsülü marifetiyle Hıristiyanlığa, Meryem’e aktarılmış-
tır. Babsız olmak, kendi kendine yeter olmaktır ve bir gücü ifade eder.
Kadıncık Ana, Kibele ve Meryem’in devamıdır. Hacı Bektaş’ı kar-
şılayan, bir anlamda yola alan Kadıncık Ana, İdris’le evli olsa da çocu-
ğu bulunmamaktadır. Çocukları yani Hacı Bektaş’ın yolunu yürütecek
olanlar Kibele geleneğine uygun olarak Hacı Bektaş’ın burun kanı ile
Kadıncık’tan babasız doğarlar. Alevi canın hakikat makamında atası
gök, anası yerdir.
ALEVİLERE HAKARETLER
Muhsin Ertuğrul, 1922’de Yakup Kadri’nin Bektaşiliğe ha-
karetler içeren Nur Baba romanını Boğaziçi Esrarı adıyla filme
çeker. Filmin çekimi sırasında Bektaşiler, film setini basarlar. Fil-
min aleyhlerine çekildiğini söylerler. Polis olaya el koyar, itiraz-
lara rağmen film çekilir. Filmin başrol oyuncusu kayıplara karışır.
Başrolü, yönetmenin kendisi, yani Muhsin Ertuğrul üstlenir. Film
sinemalarda gösterilir. (1923)
ARALIK
16
Alevilik Tüm İnsanlığın Vicdanıdır
GÜNÜN DERSİ
Alevilere hakaretlerle dolu Prof. Nebahat Küyel tarafından
yazılan ve liselerde ders kitabı olarak okutulan Felsefeye Başlan-
gıç kitabı Erzincan Milletvekili Nurettin Karsu tarafından TBMM
kürsüsünden yırtılıp atıldı. (1976)
GÜNÜN OCAĞI
Şeyh Şazeli Ocağı: Merkezi Sivas Kangal Yellice Köyü’ndedir.
ARALIK
17
Artsın Eksilmesin Taşsın Dökülmesin
GÜNÜN ANLATISI
Hacı Bektaş Veli, Suluca Karahöyük’e gelince karnının acıktı-
ğını hissetti. Bir evin kapısını çaldı. Ev, Kadıncık Ana’nın eviydi.
Kadıncık kapıyı açtı. Nur yüzlü bir derviş kendisinden yiyecek is-
tiyordu. Yoksuldu ama kapıya geleni de boş göndermek olmazdı.
Hemen koştu bir yufka ekmek aldı, küpün dibinde kalan bir kaşık
tereyağını ekmeğe sürerek dürüm yapıp dervişe uzattı. Derviş,
“Artsın, eksilmesin, taşsın dökülmesin, Hızır bereketin versin.”
diyerek kapıdan ayrıldı. Akşam yemek için küpün dibini sıyırma-
ya giden Kadıncık bir de ne görsün, yağ küpü ağzına kadar dol-
muş, bulgur çuvalları taşıyor… Kadıncık, kapıya gelen dervişin
ulu bir kişi olduğunu hemen anladı.
GÜNÜN AÇIKLAMASI
Alevilerin taleplerine ilişkin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in
bizzat görevlendirdiği dönemin devlet bakanı Hayri Mumcuoğlu,
17 Aralık günü düzenlediği basın toplantısında, “Diyanet İşleri
Teşkilat Kanunu’nda Alevilerin temsiline yer verilecektir.” açık-
lamasında bulundu (1960).
ARALIK
18
Gördüğün Ört Görmediğin Söyleme
GÜNÜN MEKANLARI
Emlek’teki 1926’da kapatılan Bektaşi Dergahları:
Sarıtekke Köyü / Muhtar Abdal
Mescit Köyü / Salman Baba
Hardal Köyü / Kerem Ali Baba
Ortaköy / Mustafa Abdal
Canabdal Köyü / Kürebaba
Alaman Köyü / Kara Co
GÜNÜN KİTABI
Suraiya Faroqhi, Anadolu’da Bektaşilik, İstanbul 2003
ARALIK
19
Bin Can ile Bir Canana Bağlıyız
İkrarı bütün olmak, söze ve yola bağlılık, her şeyi ile adanmış-
lığı dile getirir. Canın bin olması bir o kadar canana bağlanmaya
cevaz vermez. Bağlılığın gücü buradan doğar.
GÜNÜN KİTAPLARI
Yusuf Ziya Yörükan, Anadolu’da Aleviler ve Tahtacılar, An-
kara: 2002
Şamanizm/Müslümanlıktan Evvel Türk Dinleri, Şamanizm’in
Diğer Dinler ve Alevilik Üzerindeki Etkileri, Yol Yayınları, An-
kara 2005
ARALIK
20
Gün Doğunca Boynuza Nur Düşer
ÜRETENE GÜZELLEME
Öküz üstüne dünyada yazılan en güzel şiir Pir Sultan Abdal’a
aittir. Pirimiz, kadim geleneğe yollama yaparak deyişinde öküzün
başına nurdan bir taç takmakta ve beline kemer bağlamaktadır.
Boynuz üretimin, bolluğun, bereketin ve kutsallığın simgesidir.
ARALIK
21
Alevilerin Kanayan Yarası: Maraş Katliamı
GÜNÜN KİTABI
Orhan Tüleylioğlu, Kahramanmaraş Katliamı, 2009
ARALIK
22
Maraş’tan Bir Haber Geldi
KATİLLER İŞBAŞINDA
Katledilen iki öğretmenin cenaze töreninin yapılacağı Ulu
Cami’de üslenen faşistler, “Komünistler Moskova’ya, Alevilerin
Namazı Kılınmaz” sloganları atarak cenaze kortejine saldırdılar.
Daha sonra sayıları 3 bini bulan saldırganlar, Alevi ve CHP’lile-
re ait 300 işyeri ile Pol-Der, DİSK Tekstil Sendikası, TÖB-DER,
CHP Milletvekili Orhan Sezal’ın matbaa ve AP’li olduğu bilinen
bir noterin iş yerini tahrip ettiler.
Gölbaşı’ndan getirilen jandarma komondo birliğinin çabala-
rıyla olaylar ancak akşam saatlerinde kontrol altına alınabildi.
GÜNÜN TELGRAFI
CHP Kahramanmaraş Milletvekili Hüseyin Doğan, Cumhur-
başkanı Fahri Korutürk ve Başbakan Bülent Ecevit’e şu telgrafı
çekti:
“Kendi iktidarımızda dahi ne yerel ne de merkezi yetkilisini ve
yeterli önlemleri yanında bulamayan bu insanlara kimin el uzata-
cağını bilemediğimi üzüntü ile bildirir saygılar sunarım.”
GÜNÜN BELGESELİ
Maraş Katliamı, DVD, Unutturulanlar Dizisi, Ankara Açılım
Araştırma Belgeleme Filmcilik, 2007
ARALIK
23
Maraş… Maraş… Maraş…
24
Maraş… Maraş… Maraş…
Alevi Tarihinde Yaşanan En Büyük Acılardandır
ACILARIN ACISI
Hastahanede en büyük sorun ölülerin saklanması olmuştur.
Ölü sayısının çok fazla olması ve morgun yetersiz kalması üzeri-
ne cesetlerin başka illere gönderildiği söylenmiştir. Yapılan ince-
lemede hastane morgunda bulunan cesetlerin uzun menzilli tüfek-
lerden çıkan mermilerle öldükleri saptanmıştır.
KATLİAM İTİRAFI
AP Genel Başkanı Süleyman Demirel ise çok önemli bir iddi-
ada bulunuyordu katliamın yaşandığı gün:
“İddia ediyorum, hükümetin her şeyden haberi vardı, ama
tedbir almadı.. Bunca silah bölgeye yığılana kadar hükümet ner-
deydi.”
Yıllar sonra zamanın başbakanı Bülent Ecevit’in çekmecesin-
den çıkan ve “Maraş Katliamı’nı MİT’in içindeki MHP kanadı
düzenledi.” ifadesini içeren bilgi notu, acaba daha önceden Demi-
rel’in bilgisi dahilinde mi idi, hükümet her şeyi biliyor derken bu
bilgi ile mi konuşuyordu? (1978)
GÜNÜ KİTABI
İnci Aral, Kıran Resimleri, Dayanışma Yayınları, Ankara
1983. “Kıran Resimleri; düğünlerini, cenazelerini, yoksullukla-
rını ve umutlarını paylaşan insanların, kışkırtmayla kan dökecek,
komşusunu yakacak hale getirildiği Maraş Katliamı’nı anlatıyor.”
ARALIK
25
“Bana, sağcılar ve milliyetçiler
Cinayet İşliyor Dedirtemezsiniz”
GÜNÜN TUTANAĞI
Maraş Olayları olarak bilinen ve 19 Aralık ile 26 Aralık
1978‘de Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve yedi gün süren
olaylar sırasında, 150’ye yakın vatandaşın öldürüldüğü, yirmi
üç yıl süren davalar sonunda 22 kişi idam, 7 kişi müebbet hapis,
321 kişinin de 1-24 yıl arasında ceza aldığı, söz konusu olaylar…
(Yargtay Hukuk Genel Kurulu 22 Ekim 2014 gün ve Esas No:
2013/4-1131, Karar No: 2014/809 sayılı kararı)
GÜNÜN KİTABI
Fikret Güneş, Güneşin Ağladığı Gün / Maraş Katliamını Yaşa-
yanlar Anlatıyor, Belge Yayınları, İstanbul 2009
ARALIK
26
Mansur’u da İnciten Dostun Gülüdür
TARİH BELLEK
“Ene-l Hakk” dediği için 922’de Bağdat’ta asılan Hallac-ı
Mansur için anlatılır. İdama giderken halka taşlatılır. Halk onu
taşlarken bir dostu da gül atar ona. Taşlara aldırmayan Mansur,
atılan gülden incinir. Nedeni sorulduğunda, “Taşlayanlar bilgisiz-
dir, mazur görülebilirler. Gül atan ise halimin bilincindedir, gülü
sinemi dağlar” der.
ARALIK
27
Alevi Köylerinde Misyoner İmamlar
MİSYONER DİYANET
Osmanlı’dan beri devam eden ve günümüzde de Diyanet İşleri
Başkanlığı aracılığıyla yürütülen bu vicdansız, hukuka ve temel
insan haklarına aykırı misyonerlik faaliyetleri kabul edilemez.
Diyanet’in, Alevileri “yola getirilmesi gereken sapkınlar” olarak
görmesine sessiz kalınamaz.
GÜNÜN OLAYI
Erzincan Depremi yaşandı. 35 bin can yaşamını yitirdi. (1939)
ARALIK
28
Bir Alevi Süreği: Tahtacılar
GÜNÜN OCAĞI
Tahtacı topluluklarının ocak merkezleri:
Yanyatırlılar: Adana/Ceyhan/Durhasan Köyü, Durhasan
Dede evlatları İzmir Narlıdere’de Yanyatır Ocağı’nı uyandırmış-
lardır.
Hacı Emirliler: Gaziantep/Islahiye/Kabaklar Köyü. İbrahim
Sani evlatları Aydın Kızılcapınar Köyü’nde, Hacıemirliler Ocağı-
nı uyandırmışlardır.
Tahtacıların Evciler kolu ise Malatya Hekimam Balıklaya
Köyü, Şahibrahim Ocağı’nı merkez olarak kabul ederler.
TAHTACILARDA 12 ERKAN
Nefes Erkanı, Oyun Erkanı, Bağ Dikme Erkanı, Seki Erkanı,
Tekne Erkanı, Koyun Erkanı, Natır Erkanı, İmamlar Erkanı, Hen
Erkanı, Kelle Erkanı, Çoban Erkanı, Lale Erkanı.
Bağ Dikme, Seki, Tekne, Koyun, Natır, İmamlar, Hen, Kelle,
Çoban, Lale erkanı ise cemde kurban kesildikten sonra kurbanın
pişmesi beklenirken orta oyununu andıran, gülmece temeline da-
yalı, ancak içerisinde dinî temalar ve gizli kavramlar taşıyan kü-
çük temsillerdir.
GÜNÜN KİTAPLARI
Abdurrahman Yılmaz, Tahtacılarda Gelenekler, 1948
Rıza Yetişen, Tahtacı Aşiretleri, 1980
ARALIK
29
Bin Yıldır Alevilerin Adı Işık’tı
KADİM TARİH
Abdal Musa Velayetnamesi’nde yabancıların ondan Işık diye
sözettikleri görülür:
“Teke Beği dahi karye halkına emreyledi: ‘Ev başına birer yük
odun getürün’ dedi. ‘Ateş idelüm, gerçek er ise gelsün, odı (ateşi)
çiğnesün geçsün ... Ben de ana itikad edeyim, siz de itikad edin’
dedi. Karye halkı ev başına birer yük odun hazırlayub cümlesi-
ni birikdirdiler, harman etdiler. Meğer Teke Beği’nin yanında bir
kulı kalmış idi, Veziri idi eyitdi: ‘Buyur sultanım, ben varayım ol
ışığı huzuruna getüreyin’ dedi. Geldi, Abdal Musa Sultan’a: ‘Çık
ışık Padişah kapusuna varalum, suçlusun!’ dedi.
Sarı Saltık Dergahı’ndaki ve Sarı Baba Zaviyesi’ndeki Bekta-
şilere de ışık denildiği fermanlarla sabittir.
GÜNÜN MEKANI
Şahkulu Dergahı: Bin yıllık bir geçmişi olan Şahkulu Dergahı
1826’da kapatılır, başına bir Nakşibendi şeyh atanır. 1926’da ikinci
kez kapatılır. Dergaha ait araziler yağmalanır. 1983’de “Merdiven-
köy Şahkulu Sultan Külli-
yesi’ni Koruma, Onarma
ve Yaşatma Derneği”;
Hasan Işık, Hıdır Lüle,
Hüseyin Ekici, Mehmet
Başaran, Mehmet Yıl-
mazkaya, Muharrem Taş-
demir ve Turhan Kaplan
tarafından kurularak der-
gah tekrar ihya edilir.
ARALIK
30
Ayrımcılık, Eşitsizlik, Hukuksuzluk Üreten
Anti Laik Bir Kurum: Diyanet
GÜNÜN YASAĞI
1996 da kurulan Demokratik Barış Partisi hakkında parti
programında “Diyanet İşleri Başkanlığı devlet kurumu olmaktan
çıkarılmalıdır.” sözleri nedeniyle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı-
sı Vural Savaş tarafından laiklik adına DBP’nin kapatılması iste-
miyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açılmıştır. Mahkeme davayı
oy çokluğuyla reddetmiştir. (1997)
GÜNÜN KİTABI
Fahrettin Erdoğan, Sekiz Milyonluk Alevi Türklerine Kızıl
Komünist Damgasını Vuran Sebilürreşatçılara Cevap ve Bektaşi-
lik, Ankara, Emek Basım, 1956.
ARALIK
31
Alevilik Anadolu’nun Aydınlık Yüzüdür
YILIN GÜLÜŞÜ
Aleviliğin simgesi gülen bir yüzdür. Tüm tarihleri boyunca
çok büyük zulümler görmüşler, çok büyük acılar yaşamışlardır.
Yine de hayata hep Bektaşi Baba Erenlerin gülümseyen tavrıyla,
yüzüyle bakmışlardır.
Aleviler bilirler ki gülmek en devrimci eylemdir ve insana en
çok yakışandır.
YILIN DURUŞU
Aleviler demokrasinin, laikliğin, cumhuriyet değerlerinin, ay-
dınlık, çağdaş ve insanların insanca yaşadığı bir Türkiye’nin yıl-
maz savunucusudurlar. Bu doğrultuda üzerlerine düşeni yapmış
ve yapmaya hazırdırlar.
YILIN ÖZLEMİ
Alevilerin istemleri tüm ülke insanlarının iyiliği, dostluğu ve
kardeşliği içindir. Bu doğrultuda farklılıklarımızın bir zenginlik
olduğu bilinciyle tüm insanlara kucak açmaktadırlar.
GÜNÜN KİTABI
Ali Yıldırım, Bektaşi Fıkraları, Siyah Beyaz Yayınları, İstan-
bul 2016